sahabe rivayetinde algıda seçicilik unsuru: râfi' b. hadîc Örneği

13
İSLÂM MEDENİYETİNİN KURUCU NESLİ SAHÂBE-II – Sahâbe ve Rivâyet İlimleri – Tebliğ ve Müzâkereler Tartışmalı İlmî Toplantı 25-26 Nisan 2015 Sakarya Ü. İlahiyat Fakültesi Hakkı Ekşi Konferans Salonu Sakarya İstanbul 2015

Upload: trakya

Post on 04-Apr-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

İSLÂM MEDENİYETİNİN KURUCU NESLİ

SAHÂBE-II – Sahâbe ve Rivâyet İlimleri –

Tebliğ ve Müzâkereler

Tartışmalı İlmî Toplantı

25-26 Nisan 2015

Sakarya Ü. İlahiyat Fakültesi

Hakkı Ekşi Konferans Salonu

Sakarya

İstanbul 2015

SAHABE RİVÂYETİNDE ALGIDA SEÇİCİLİK UNSURU:

–Râfîʻ b. Hadîc Örneği–

Abdullah Taha İMAMOĞLU

Giriş

İnsanın algı sürecinde etkili olduğu kabul edilen psikolojik duruma algıda seçicilik denilmektedir. Daha önceden yaşanı-lan deneyim ve bazı hislerin algı düzeyinde etkilenmeye sebep olduğu bu süreçte insanın dikkatini çevrede bulunan uyarıcılara yöneltmesi algıda seçiciliği oluşturan faktörlerdendir. İnsanın dikkatini mesleğiyle ilgili haberlere yöneltmesi de algıda seçili-ğin bir örneği olarak kabul edilir.1 Sahâbeden bir kısmı Hz. Pey-gamber’in sağlığında rivâyetleri hıfzetmeyi ve kaydetmeyi adeta kendisine görev addetmiştir. Bu görev şuuru onları hadislerin hatadan ârî bir şekilde nakledilmesinde de her zaman uyanık tutmuş ve emin olmadıkları rivâyetleri nakletmekte de ince bir hassasiyet gözetmişlerdir.2

Bu tebliğde sahâbenin bu hassas tavrının uzantısı olarak şahsi ve mesleki vasıflarının da hadis rivâyetinde etkili olabilece-ği unsuru göz önünde bulundurulacaktır. Ayrıca ashabın hadis nakline etki eden hususlardan birisi olarak algıda seçicilik faktö-rünün de dikkate değer bir unsur olabileceğine temas edilecek-tir. Bu unsurun bir örneği olarak da tabakãt kitaplarında ziraatte

* Yrd. Doç. Dr., Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, [email protected]; [email protected] 1 Theodore Millon, Handbook of Psychology, Personality and Social Psycho-logy, Hoboken, NJ: Wiley, 2003, s. 313. Algıda seçiliğin seçici hafıza ile olan irti-batı için bkz. Theodore Millon, a.g.e., s. 314; http://tr.wikipedia.org/wiki/Algida_secicilik 2 Abdullah Aydınlı, “Hadis Rivayetinde Yazının Kullanımı ve Güvenilirliği”, Sünnetin Dindeki Yeri, s. 307-308.

176 İslâm’ın Kurucu Nesli Sahâbe - SAHÂBE ve RİVAYET İLİMLERİ-

ihtisas sahâbî olduğu belirtilen Râfiʻ b. Hadîc’in rivâyetlerinde ziraat bahislerinin ne kadar yer teşkil ettiği incelenecektir.

1. Râfiʻ b. Hadîc’in Hayatı

Râfiʻ b. Hadîc’in (ö. 73/692) künyesi Ebû Abdullah’tır. İs-mi, Râfiʻʻ b. Hadîc b. Râfiʻ Adiyy Tezîd Ceşm b. Hârise b. el-Hâris b. el-Hazrec b. Amr b. Mâlik b. el-Evs el-Ensârî el-Hârisî’dir. Buhârî, et-Tarih’inde Ebû Hadîc olarak künyelendiğini belirtmiştir. O, hayatının çoğunu hem çölde hem de Medine’de geçirmiştir. Ashâbın fakihlerinden olan Râfiʻ’in müzâraa ve müsâkât konularını iyi bildiği ifade edilmektedir. Ziraat alanında derin bir malumat sahâbî olduğu Siyerü a‘lâm’da kaydedilmek-tedir. Râfiʻ b. Hadîc, kavminin ileri gelenlerinlerinden olmakla birlikte küçük yaşta Bedir Gazvesi’ne (2/624) katılma talebinin Hz. Peygamber tarafından reddedilmesiyle maruftur.

Râfiʻ, aynı gerekçeyle Uhud Gazvesi’nde de (3/625) geri gönderilmek istenmiş ancak babasının ısrarları ve ok atmadaki maharetinden ötürü Uhud harbine katılmıştır. Hatta yaşının kü-çüklüğünden ötürü Semüre b. Cündeb (r.a.) da geri çevrilmiş ve babasına Râfiʻ’in harbe katıldığını, Resûlullah’ın kendisini de Uhud harbine dahil etmesi gerektiğini zira Râfiʻ’i güreşte yendi-ğini belirtmiştir. Babası da Hz. Peygamber’e Semüre’nin Râfiʻʻ ile güreş edip harbe katılmak istediğini söyleyince Resûlullah ikisini güreştirmiş ve Semüre’nin de Uhud harbine katılmasına izin vermiştir. Râfiʻ’e bu savaşta ok isabet etmiş ve Hz. Peygamber’in kıyamet günü bu olaya şahitlik edeceği ifade edilmiştir.

Uhud harbinden sonraki bütün gazvelere iştirak eden Râfiʻ ashabın fakihlerinden olmakla birlikte gerek Muâviye b. Ebû Süfyân döneminde gerekse ondan sonraki dönemde Medine’de fetva veren ashâb arasında sayılmıştır. Yahya b. Bükeyr, 73 sene-sinin başlarında, Vâkıdî ise 74 senesinin başlarında vefat ettiğini söylemiştir. İbn Hacer’e göre 73 veya 74 yılında vefat etmiştir. Vefat ettiği zaman 80 yaşındadır ancak daha önceki yıllarda ve-fat ettiği de söylenir. Cenaze namazını Abdullah b. Ömer kıl-dırmıştır. Râfiʻ amcası Züheyr b. Râfiʻ’den de hadis nakletmiş, Râfiʻ’in ise hem oğulları hem de torunları kendisinden rivâyette bulunmuşlardır. Kütüb-i sitte imamlarının tamamı ondan pek çok hadis rivâyet etmiştir. Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde

SAHABE RİVÂYETİNDE ALGIDA SEÇİCİLİK UNSURU 177

Râfiʻ’den nakledilen rivâyet sayısı altmış civarındadır. Râfiʻ b. Hadîc’in rivâyetleri Kütüb-i sitte müellifleri tarafından da sıkça kaydedilmiş Buhârî’de yirmi üç, Müslim’de yirmi yedi, Nesâî’de altmış üç, Ebû Dâvûd’da on dokuz, Tirmizî’de yirmi yedi, İbn Mâce’de ise on sekiz rivâyetine yer verilmiştir.3

2. Râfiʻ b. Hadîc’in Rivâyetlerinin Konu Dağılımı

Tabloda görüleceği üzere Buhârî’nin Râfiʻ b. Hadîc’in ri-vâyetleri arasından eserine kaydettiği hadislerin ziraatla ilgili olanları toplam rivâyetlerine nispetle yaklaşık üçte biri teşkil etmektedir. Bu oran Ebû Dâvûd’un Sünen’inde tam tersine dön-mekte ve ziraatla ilgili rivâyetler Râfiʻ’in rivâyetlerinin üçte ikisi-ni kapsamaktadır. Müslim ve Ahmed b. Hanbel’in eserlerinde ise ziraatla ilgili rivâyetler Râfiʻ b. Hadîc’in rivâyetlerinin yarısını oluşturmaktadır.

3. Râfiʻ b. Hadîc’in Ziraatla İlgili Rivâyetlerinin Muhtevası

Buhârî, ziraatla ilgili Râfiʻ b. Hadîc’ten sekiz rivâyet kay-detmiştir. Bu hadislerin ilkinde Resûlullah’ın Hayber yahudileri-ne tarlalarında çalışıp ekmeleri ve çıkacak mahsülün yarısını kendilerine verme şartı koştuğu Abdullah b. Ömer’den nakle-dilmiş ve hadisin devamında Râfiʻ’in müzaraayı Resûlullah’ın men ettiğine dair görüşü kaydedilmiştir.4 Aynı hadisin bir diğer tarikinde İbn Ömer’in tarlasını îcara verdiği zikredilmekte ve bu uygulamanın hem Resûlullah hem de ilk üç halife döneminde devam ettirildiği ve bu hususu Râfiʻ b. Hadîc’e gidip sorduğu kaydedilmektedir. Hatta Râfiʻ ile görüştükten sonra yeni bir hü-

3 Zehebî, Siyerü a’lâmi’n-nübelâ, III/181; İbn Hacer, Tehzîb, II/136-137; Takrîb, I/ 238; Celaleddin es-Süyûtî, el-Müsareat ile’l-müsaraa, s. 80; Ali el-Kârî, Mirkâtu’l-mefâtîh, I/377-378; Abdülkadir Şenel, “Râfi‘ b. Hadîc”, DİA, XXXIV/391-392. 4 Buhârî, İcâre, 22; Müzâraa, 15.

Ziraat Diğer Bahisler Toplam

Buhârî Sahih 8 15 23

Müslim Sahih 13 14 27

Ebû Davud Sünen 13 6 19

Ahmed b. Hanbel Müsned 30 32 62

178 İslâm’ın Kurucu Nesli Sahâbe - SAHÂBE ve RİVAYET İLİMLERİ-

küm ihdas etmekten korkarak tarlasını kiralamaktan vazgeçtiği nakledilmektedir.5 Bir diğer hadiste Râfiʻ “biz, Medine ehli ola-rak çoğumuzun arazisi vardı ve onları îcara verirdik.” demiştir.6

Râfiʻin müzaraa ile ilgili rivâyetlerin bir kısmını amcası Zuhayr b. Râfiʻ’den naklettiği de vakidir. Bu rivâyetlerin birisin-de “tarlaların sulak tarafları kendilerine ait olmak üzere arpa ve hurmadan bir vesk ve mahsüllerin dörtte biri karşılığında da tar-lalarımızı îcara verirdik” demiştir. Hatta Resûlullah’ın bu uygu-lamadan nehyetmesi amcası Zuhayr’in hoşuna gitmemiş ve Râfiʻ bu hadisi işittiği zaman “işittim ve itaat ettim” demiştir.7 Râfiʻ başka bir hadiste “Resûlullah ariyye sahipleri hariç yaş hurma karşılığında kuru hurma takasından yani müzâbeneden bizi men etti”8 demiş bir diğer hadiste de Resûlullah’ın mahsulün dörtte biri karşılığında arazilerin îcara verilmesinden nehyettiğini be-lirtmiştir.9 Râfiʻ, ensarın çoğunun tarlasının bulunduğunu ve tarlalarını îcara verdiklerini ifade etmekte ve dirhem karşılığı îcara vermekten Resûlullah’ın kendilerini nehyetmediklerini nakletmektedir.10 Abdullah b. Ömer’in de olduğu bir mecliste Râfiʻʻ Resûlullah’ın îcardan menettiğini ifade buyurmuştur.11

Râfiʻ’den nakledilen rivâyetlerin çoğu Buhârî tarafından “müzaraa” bölümünde kaydedilmiştir. Râfiʻ b. Hadîc’in uzmanlık bilgisinin özellikle ziraata taaluk eden meselelerde dikkate alın-mış olması Buhârî’nin de Râfiʻ’in bu yönünü dikkate aldığını dü-şündürmektedir.

Müslim’in el-Câmiu’s-sahîh’inde Râfiʻ’den nakledilen zira-atle ilgili hadislerin sayısı on üçü bulmaktadır. Bu rivâyetlerin

5 Buhârî, Müzâraa, 15. 6 Buhârî, Müzâraa, 6. Râfi’nin Resûlullah’ın yasakladığını belirttiği îcar ile Ab-dullah b. Ömer’in uygulamaya koyduğu îcarın birbirlerinden farklı olma ihti-mali de vardır. Sahîh ve fasid müzaraa çeşitleri içn bkz. Zebidi, Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, (şrh. Ahmed Naim, Kamil Miras), Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı, VIII/183-184. 7 Buhârî, Müzâraa, 15. 8 Buhârî, Müsâkât, 18. Ayrıntılı bilgi için bkz. Ayni, Umdetü’l-kari, XVIII/33. Arâyâ bir kimsenin yoksul birisine hurma ağacını bir yıl süre ile vermesi ve böylece onun ağacın hurmalarından istifade etmesini sağlamasıdır. Meh-met Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Rağbet Yayınları, 1998, s. 18. 9 Buhârî, Müzâraa, 16. 10 Buhârî, Şurût, 7. 11 Buhârî, Meğâzî, 9.

SAHABE RİVÂYETİNDE ALGIDA SEÇİCİLİK UNSURU 179

muhtevası özetle şöyledir: İbn Ömer’in Râfiʻ’den tarlaların kira-lanmasını Resûlullah’ın men ettiğini öğrendiği12 ve daha sonra kendisinin de bu uygulamayı bıraktığı,13 taze hurma karşılığında kuru hurma satımının yani müzâbenenin men edildiği,14 ekinlik-ler meselesini görüşmek için İbn Ömer ile Râfiʻ’in Mescid-i Ne-bevî’ye yakın bir bölge olan Balat’da buluştukları,15 Râfiʻ’in İbn Ömer’e tarla kiralamanın men edildiği bilgisini Bedir ashabın-dan olan amcasından öğrendiğini söylemesi zikredilmektedir.16

Râfîʻ, Resûlullah döneminde arazilerine muhâkale yaptık-larını,17 üçte bir, dörtte bir ve belirli bir miktar zahire karşılığın-da tarlalarını kiraya verdiklerini, Resûlullah’ın onları muhâkale-den menettiğini ve arazi sahâbînin yerini ya ekmesi ya da ektir-mesini emrettiğini nakletmiştir. 18 Resûlullah, Râfiʻ’in amcası Zuhayr’a dere boylarındaki yerlerin kendilerinin olan muhâkale uygulamasını men etmiştir.19

Hanzale b. Kays’ın Râfî’ye gelip arazinin îcarı hakkında sorması ve onun da Resûlullah’ın gümüş ve dirhem karşılığı kira-lamada bir beis olmadığını söyleyerek cevap vermesi, 20 yine Hanzale’nin Râfî’ye altın ve gümüş karşılığı îcarı sorması onun da Resûlullah dönemindeki su boylarının ve ark başlarının tarla sahiplerine verildiği îcar uygulamalarını anlatması ve bu îcar tü-rünün nehyedildiğini söylemesi,21 Râfiʻ’in ensar olarak en çok tarlaya malik bulunduklarını, îcara verdikleri yerlerde bir tarafın genelde zarar ettiğini bildirmesi,22 Mücahid’in Tavus’u Rafî’nin oğluna gönderip babasının naklettiği muhabere rivâyetlerini öğ-renmesini istemesi23 ve Resûlullah’tan sadır olan “siz dünyanızın

12 Müslim, Büyû‘, 109. 13 Müslim, Büyû‘, 111. 14 Müslim, Büyû‘, 70. 15 Müslim, Büyû‘, 110. 16 Müslim, Büyû‘, 112. 17 Muhâkale buğdayı tahmini olarak henüz buğday başağındaki buğday karşılı-ğında satma işlemidir. Mehmet Erdoğan, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, s. 320. 18 Müslim, Büyû‘, 113. Aynı hadis lafız farklılıklarıyla bir diğer tarikle de nakle-dilmiştir. 19 Müslim, Büyû‘, 114. 20 Müslim, Büyû‘, 115. 21 Müslim, Büyû‘, 116. 22 Müslim, Büyû‘, 117. 23 Müslim, Büyû‘, 120.

180 İslâm’ın Kurucu Nesli Sahâbe - SAHÂBE ve RİVAYET İLİMLERİ-

işlerini daha iyi bilirsiniz” buyurduğu hurmanın döllenme-si/polenizasyonu hadisi olarak meşhur olan rivâyet yine Râfiʻden nakledilmiştir.24

Müslim, Râfiʻ’in naklettiği rivâyetleri umumiyetle “büyûʻ” bölümü içerisinde kaydetmiştir. Bu bölümün Nevevî tarafından verilen bâb başlıkları ise ziraî uygulamalara ilişkindir. İmam Ne-vevî, Râfiʻ’in rivâyetlerini “Yeri zahire karşılığında kiraya verme” ve “araziyi altın ve gümüşle îcar” bâb başlıkları altında zikretme-yi uygun bulmuştur.

Ebû Dâvûd’un es-Sünen’inde Râfiʻ’den nakledilen ziraatle ilgili hadislerin sayısı on üçtür. Bu rivâyetlerin muhtevası özetle şöyledir: İbn Ömer’in Râfiʻ’den Resûlullah’ın müzaraayı nehyet-tiğine dair hadisi işitmesi ve bu hadisi Tavus’a nakletmesi onun da İbn Abbas’tan işittiği hadisin bu rivâyetin aksini ifade ettiğini söylemesi,25 Hanzale b. Kays’ın Râfiʻ’e gelip müzâraaya dair Ra-sululah’ın uygulamasını sorması,26 Râfiʻ’in Hanzale’ye altın ve gümüş karşılığında kiraya vermede bir beis olmadığını ifade et-mesi27 gibi rivâyetlerdir. Bir diğer hadiste Râfiʻ’in İbn Ömer’e tarla kiralamanın men edildiği bilgisini Bedir ashabından olan amcasından öğrendiğini söylediği kaydedilmektedir.28

Râfiʻ’in Resûlullah döneminde muhâbere yapıldığı ve Resûlullah’ın “her kimin arazisi varsa eksin veya kardeşine ek-tirsin. Üçte bir, dörtte bir veya miktarı belli olan bir buğday kar-şılığında tarlasını kiraya vermesin” buyurması,29 Râfiʻ’in amcala-rından Ebû Râfiʻ’in Resûlullah (s.a.v.)’ın yanından gelip “bizi ma-liyetine sahip olduğumuz veya birisinin karşılıksız olarak ekme-miz için verdiği tarla hariç başka bir toprağı ekmekten nehyetti” demesi,30 Râfiʻ’in ashaba Resûlullah’ın araziyi kiraya vermekten men ettiğini ve toprağına ihtiyaç duymayan kişinin tarlasını kar-deşine vermesi yada boş bırakmasına yönelik tavsiyesi,31 Sa‘îd b. Müseyyeb’in müzâraaya dair naklettiği hadiste İbn Ömer ve

24 Müslim, Fezâil, 140. 25 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 30. 26 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 30. 27 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 30. 28 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 31. 29 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 31. 30 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 31. 31 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 31.

SAHABE RİVÂYETİNDE ALGIDA SEÇİCİLİK UNSURU 181

Râfiʻ’in müzâraa konusunda farklı uygulamalarda bulunduğu ve Râfiʻ’in İbn Ömer’e Resûlullah’ın Hârise oğullarına gelip amcası Zuhayr’ın tarlasındaki ekini görüp methetmesi ve ekinin başka-sının olduğunu öğrendikten sonra ekininizi alın ve ücretini verin buyurması32 gibi hadisler nakledilmiştir.

Resûlullah’ın muhâkale ve müzâbeneden nehyetmesi, ekin ekebilecek üç grup kişinin durumunu tavsif etmesi: a. tarlası olan, b. kendisine karşılıksız olarak tarla verilen, c. altın ya da gümüş karşılığında tarlayı kiralayan,33 Râfiʻ’in yetim olan toru-nunun hac esnasında “İmrân b. Sehl’in Râfiʻ’e gelip tarlasını iki-yüz dirheme bir kadına kiraya verdiğini söylediğini işitmesi” ve Râfiʻ’in de bu uygulamanın Resûlullah (s.a.v.) tarafından yasak-landığını ifade etmesi,34 Râfiʻ bir tarlayı ekmişti ve onu sularken Resûlullah (s.a.v.) kendisine uğradı. “Ekin kimin, tarla kimin?” diye sordu. Râfiʻ de tohum benim, emek de benim. Bunlara kar-şılık ekinin yarısı benim, yarısı da filan oğullarının diye cevap verdi.

Resûlullah’ın (s.a.v.) bunun üzerine “Araziyi sahibine ver, sen de ücretini al” buyurması, 35 Resûlullah’ın “bir kimse sahâbînin izni olmadan tarlasını ekerse ona ekinden hiçbir pay düşmez. O işi karşılığında yalnızca ücretini alır” buyurması,36 bir kölenin bir bahçeden bir hurma fidanı çalıp efendisinin bahçesi-ne dikmesi ve fidan sahâbînin fidanını arayıp bulması ve köleyi Medine emiri Mervan b. Hakem’e şikayet etmesi, Mervan’ın kö-leyi hapsedip elini kesmek istemesi, kölenin sahâbînin Râfiʻ b. Hadîc’e gelip bu meseleyi sorması, Râfiʻ’in de Rasûlullah’ın (s.a.v.) “Meyveden ve hurmadan dolayı el kesilmez” buyurduğu-nu haber vermesi, efendisinin de Mervan’ın kölesini yakalayıp elini kesmek istediğini ve birlikte Mervan’a gidip Rasûlullah’tan işittiğin bu sözleri haber verip veremeyeceğini sorması, Râfiʻ’in de adamla birlikte gidip Mervan b. Hakem’e “Rasûlullah’ın mey-ve ve hurmadan dolayı el kesilmez” buyurduğunu nakletmesi ve

32 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 31. 33 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 31. 34 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 31. 35 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 31. 36 Ebû Dâvûd, Büyû‘, 32.

182 İslâm’ın Kurucu Nesli Sahâbe - SAHÂBE ve RİVAYET İLİMLERİ-

Mervan’ın da köleyi salıvermesi gibi hadisler hep Râfiʻ b. Hadîc’ten nakledilmiştir.37

Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde Râfiʻ’den nakledilen ve ziraate taalluk eden yaklaşık otuz hadis bulunmaktadır. Bu ri-vâyetlerin ekserisi Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvûd’un eserlerinde kaydedilmiştir ancak rivâyetlerin muhtevasını genel olarak res-metmek bakımından bu hadisler kısaca zikredilecek olursa Resûlullah’ın muhâbereden men ettiğini Râfiʻ’in İbn Ömer’e söy-lemesi,38 tarlası olanın ekmesi, ekmeyenin ise tarlasını kardeşine vermesi,39 dinar ve dirhem karşılığı tarlayı kiralamada bir beis olmadığı,40 üçte bir yada dörtte bir karşılığında muhakalenin men edilmesi,41 meyve, hurma ve cümmar42 çalmanın el kesmeyi gerektirmediği,43 müzâbenenin nehyi, tanımı ve ziraî uygulama-lara yönelik Resûlullah’ın tavsiyeleri,44 Râfiʻ’in İbn Ömer’le Ba-lat’ta buluşması,45 sahâbînin izni olmadan o yeri eken kimsenin sadece ücret hakkı olduğu,46 Resûlullah’ın mevcut bazı ziraî uy-gulamalardan ashabı men etmesi,47 İbn Ömer’in Râfiʻ’den mu-haberenin nehyedildiğini öğrenmesi ve müzâraa hakkında Resûlullah’tan hangi hadisi işittiğini sorması,48 üçte bir veya dörtte bir karşılığındaki muhâkalenin nehyi,49 müzâraanın men edildiği,50 Resûlullah’ın dirhem karşılığı, üçte bir veya dörtte bir karşılığındaki müzâraadan nehyi,51 Hz. Peygamber’in ziraî uygu-

37 Ebû Dâvûd, Hudûd, 13. 38 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/102. 39 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/117; XXV/129; XXVIII/498. 40 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/118; XXVIII/496; Buhârî, Müsâkât, 18. 41 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/122. 42 Hurma ağacının en tepesinden çıkan öz ve süte benzeyen sıvı. İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, I/294; Cübrân Mes‘ûd, er-Râid, s. 280. 43 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/127; XXV/103; XXVIII/515, Ebû Dâvûd, Hudûd, 13. 44 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/131. 45 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/131. 46 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/138; XXVIII/504. 47 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/142; XXVIII/515. 48 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/146; XXVIII/495. 49 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/150,. 50 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXVIII/520. 51 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXVIII/501. Muhakkik Şuayb el-Arnaut bu tarikin münker olduğunu zira Buhârî’deki rivayette dirhem karşılığı müzâraada bir beis olmadığını yine Râfîʻ tarikiyle nakledildiğini ifade etmektedir.

SAHABE RİVÂYETİNDE ALGIDA SEÇİCİLİK UNSURU 183

lamaların çeşitlerinden bahsetmesi,52 Râfiʻ’in dedesinden kalan mirasta toprağını ya ekmesi yada bırakmasına dair Resûlullah’ın tavsiyesi, 53 Hanzale b. Kays’ın Râfiʻ’e para karşılığı müzâraa yapmanın hükmünü sorması54, İbn Ömer’in muhâbere yaptığını ifade etmesi ve Râfiʻ’den bunun nehyedildiğini öğrenmesi,55 Resûlullah’ın Râfiʻ’in amcası Zuhayr’ın Sırar’daki arazisini mu-hakale için vermesinden men etmesi gibi rivâyetlerin tamamı Râfiʻ’den nakledilmiştir.56

Algıda seçicilik unsurunun ashabın hadis rivâyetinde etkili olabileceğine dair bir diğer örnek ise pehlivanlığıyla ve Resûlul-lah (s.a.v.) ile güreş tutmasıyla tanınan Rükâne’dir (r.a.). Rükâne’nin tam adı Rükâne b. Abdiyezîd b. Hâşim b. Abdulmut-talib b. Abdümenâf el-Muttalibî’dir. Anne ve babası da sahâbe olan Rükâne soyu itibariyle Hz. Peygamber’e dayanır. Kureyş’in en güçlü pehlivanıdır. İslâmiyet’in ilk yıllarında Hz. Peygam-ber’le tuttuğu güreşlerle tanınır. Rükâne’nin bu güreşlerde ye-nildiği takdirde İslâmiyet’i kabul edeceğine, fakat her seferinde yenildiği halde müslüman olmayı kabul etmediğine dair rivâyet-lere kaynaklarda yer verilmiştir. Rükâne’nin Mekke’nin fethinde müslüman olduğu, ardından Medine’ye yerleştiği, Resûl-i Ek-rem’in ona Hayber gelirlerinden elli vesk verdiği belirtilmekte-dir. Rükâne, Muâviye’nin hilafetinin ilk dönemlerinde 41/661 ve-ya 42/662’de Medine’de vefat etmiştir.57

Rükâne’nin Resûlullah’tan rivâyetleri fazla olmamakla be-raber naklettiği hadislerin iki konuda yoğunlaştığı görülmekte-dir. Birincisi eşini boşadığına dair hadis,58 diğeri de Resûlullah’la yaptığı güreşi naklettiği rivâyettir.59 Ebû Rükâne’nin hem pehli-van olması hem de Resûlullah’la güreş tutmuş olması bu olayın hafızasına nakşedilmesinde etkili olduğu fikri bu durumun bir başka örneği olarak değerlendirilebilir.

52 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXVIII/504. 53 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXVIII/505. 54 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXVIII/513. 55 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXVIII/515. 56 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXVIII/522. 57 İbn Hacer, Takrîb, I/248, Yavuz Ünal, “Rükâne b. Abdiyezîd”, DİA, XXXV/284-285. 58 Ebû Dâvûd, Talâk, 10. 59 Mamer b. Râşid, el-Câmi’, (Abdürrezzâk, el-Musannef içinde), XI, 427.

184 İslâm’ın Kurucu Nesli Sahâbe - SAHÂBE ve RİVAYET İLİMLERİ-

Sonuç

Râfiʻ’in rivâyetlerinden anlaşıldığı üzere ashabdan Abdul-lah b. Ömer’in, tabiînden Hanzale b. Kays ve Tavûs’un ziraî me-seleleri Râfiʻ’den öğrenip nakletmeye yönelik bir iştiyakları var-dır.60 Öte yandan asr-ı saadet dönemindeki ziraî uygulamaların kaydedildiği hadislerde zikredilen ve büyûʻ bahsinin temel kav-ramlarını oluşturan müzâbene, îcar, müzâraa, kira, muhâbere ve muhâkale gibi lafızların sonraki dönemlerde fıkıh kitaplarına in-tikal etmek suretiyle ıstılahlaştığı da düşünülebilir. Bu araştırma vesilesiyle ortaya çıkan husus Râfiʻ’in müzâraa konusunda ihti-saslaştığı ve bu konuyla ilgili rivâyetlere muttali olduğudur. Zira İslâm arazi hukukunun içerisinde yer alan müzâraat hükümleri-nin birçoğunda Râfiʻnin naklettiği rivâyetler esas alınmaktadır.61

Bu tebliğin sınırlarını zorlayan ancak dikkat çeken birkaç hususa daha bu vesileyle temas edilecek olursa mezkûr ıstılahla-rın fıkıh ilmi içerisindeki oluşumunun izlenmesi gayet önemli-dir. Tabakât kitaplarındaki ashaba yönelik ilgi alanlarının tespiti ve bu ilginin rivâyetlere ne derece yansıdığı gibi başka çalışmalar da bu çerçevede yapılabilir. Çünkü insanın ilgi ve alakasını çeken hususları daha iyi bellemesi ve diğer insanlara aktarması en ni-hayetinde insani bir durumdur. Bu tebliğden çıkarılabilecek bir diğer sonuç ise ashabın ilgi alanlarına hitap eden hadisleri daha iyi anlayıp, aktarmaya ve muhafaza etmeye sevketmiş olabileceği ve bu durumun tespitinin de sahâbenin hadisleri umumiyetle uydurduğu gibi niteliksiz iddialara yönelik dolaylı bir cevap teş-kil edebileceğidir.

Kaynaklar

Abdürrezzâk, el-Musannef (nşr. Habîburrahman el- A‘zami), Beyrut: el-Meclisü’l-İlmi, 1983, 2. baskı.

60 Hadislerin lafızlarında geçen müzâraaya Hanefîler muhâbere ve muhâkale de demişlerdir. Müâcere ise tarlaların parayla îcar edilmesidir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Müslim b. el-Haccac, Sahih-i Müslim Tercemesi ve Şerhi, (şrh. Ahmed Davudoğlu), İstanbul: Sönmez Neşriyat, 1973, VII/684. 61 Ali Şafak, İslam Arazi Hukuku ve Tatbikatı: İlk Devirler, İstanbul: Türdav, 1977, s. 300-305.

SAHABE RİVÂYETİNDE ALGIDA SEÇİCİLİK UNSURU 185

Ali el-Kari, Ebü'l-Hasan Nureddin Ali b. Sultan Muham-med, Mirkatü'l-mefatih şerhu Mişkati'l-Mesabih, (thr. Sıdki Mu-hammed Cemil el-Attar), Beyrut: Dârü’l-Fikr, 1992/1412.

Aydınlı, Abdullah, “Hadis Rivâyetinde Yazının Kullanımı ve Güvenilirliği”, Sünnetin Dindeki Yeri, (yay. haz. İsmail Lütfi Çakan), İstanbul: Ensar Neşriyat, 1997.

Aynî, Bedrüddin, Umdetü’l-kârî şerhi Sahîhi’l-Buhârî (tsh. Abdullah Mahmud, Muhammed Ömer), Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1421/2001.

Ahmed b. Hanbel eş-Şeybânî, Müsnedu Ahmed b. Hanbel (nşr. Şuayb el-Arnaut, Adil Mürşid), Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1998/1419.

Buhârî, el-Câmiu’s-sahîh (nşr. Muhammed Fuad Abdülba-ki), Kahire: el-Matbaatu’s- Selefiyye, 1400, 1. baskı.

Cübrân Mes‘ûd, er-Raid: mu'cem lugavi asri, Beyrut: Dârü'l-İlm li'l-Melayin, 1986, 5. baskı.

Ebû Dâvûd, Sünenü Ebî Dâvûd (nşr. Muhammed Nâsı-ruddîn el-Elbânî), Riyad: Mektebetü’l-Maarif li’n-neşri ve’t-tevzî, ts.

Erdoğan, Mehmet , Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, İs-tanbul: Rağbet Yayınları, 1998.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Algida_secicilik

İbn Hacer el-Askalânî, Şihâbuddîn, Tehzîbü’t-Tehzîb (nşr. Adil Mürşid v.dgr.), Beyrut: Müessesetü’r-Risale, 1996, 1. baskı.

______, Takrîbü’t-Tehzîb (nşr. Halil Me’mûn Şîha), Beyrut: Dâru’l-Ma‘rife, 1997.

İbnü’l-Esîr, Ebü's-Saadat Mecdüddin Mübarek b. Mu-hammed, en-Nihâye fî garîbi'l-hadis ve'l-eser (nşr. Tâhir Ahmed Zavi-Mahmûd Muhammed Tanahi), Kahire: Dâru İhyai'l-Kütübi’l-Arabiyye, 1963.

Millon, Theodore, Handbook of Psychology, Personality and Social Psychology, Hoboken, NJ: Wiley, 2003, s. 313.

Müslim b. el-Haccâc, el-Câmiu’s-sahîh, Riyad: Dâru Taybe, 2006.

186 İslâm’ın Kurucu Nesli Sahâbe - SAHÂBE ve RİVAYET İLİMLERİ-

Müslim b. el-Haccac, Sahih-i Müslim Tercemesi ve Şerhi, (şrh. Ahmed Davudoğlu), İstanbul: Sönmez Neşriyat, 1973.

Nevevî, Muhyiddîn, el-Minhâc fî şerhi Sahîhi Müslim b. el-Haccâc, Riyad: Beytu’l-Efkâri’d-Devliyye, ts.

es-Süyûtî, Celaleddin, el-Müsâreat ile’l-müsâraa, (thk. Mecdî Fethi İbrâhim), Tanta: Dârü’s-Sahâbe, 1993.

Şafak, Ali, İslâm Arazi Hukuku ve Tatbikatı: İlk Devirler, İs-tanbul: Türdav, 1977.

Şenel, Abdülkadir “Râfiʻ b. Hadîc”, DİA, XXXIV/391-392.

Ünal, Yavuz, “Rükâne b. Abdiyezîd”, DİA, XXXV/284-285.

Zebidî, Şehabeddin Ahmed b. Ahmed b. Abdüllatif, Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, (şrh. Ahmed Naim, Kamil Miras), Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı, 1938.

Zehebî, Siyerü a‘lâmi’n-nübelâ (nşr. Şuayb el-Arnaut-Hüseyin Esad), Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1985/1405, 3. baskı.