yenİ kamu yÖnetİmİnde yÖnetİŞİm: yerel yÖnetİmlerde kayserİ ÖrneĞİ

28
YENİ KAMU YÖNETİMİNDE YÖNETİŞİM: YEREL YÖNETİMLERDE KAYSERİ ÖRNEĞİ Dilşad TAŞKIN Yrd. Doç. Dr. Aytekin ALTIPARMAK Öğr. Gör. Derya DEMİR ÖZET Yeni Kamu Yönetimi anlayışıyla birlikte literatürümüze tam olarak yerleşen Yönetişim kavramı, Kamu Yönetimi Sistemimiz içerisinde Yerel Yönetimler alanında hayat bulmuştur. Kamu hizmetlerinin sağlanması ve yönetiminde mümkün olan en geniş katılımla karşılıklı sorumluluk hissi oluşturulmaya çalışılır. Böylesi bir bakış açısında, yerel yönetimin gerçekten de yerel olması gerekir. Belediyelerin belde halkları ile ortaklaşa olarak yer aldıkları bir süreçle karar alma uygulama denetleme uygulamaları yürütmeleriyle gerçekleşir Yeni belediye kanunu, yetersiz yerel kaynaklarla, merkezi yönetimin yoğun denetimi altında çalışan yerel yönetimleri, AB direktifleri doğrultusunda yeniden yapılandırırken, verimli, sonuç almayı hedefleyen, şeffaf bir yerel yönetim oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada özetle değindiğimiz tüm bu düşüncelerden hareketle yeni kamu yönetimi anlayışı çerçevesinde yapılan yerel yönetim reformları ve yönetişim Kayseri Büyükşehir Belediyesi örneğinde incelenecektir. GİRİŞ Yönetişim kavramı her geçen gün yaşamımıza daha fazla girmeye başlamış olup aşağıya doğru, tepeden inme kumandacılığa dayanan ‘klasik yönetim’ anlayışı giderek yerini, aşağıdan gelen taleplerle, 1

Upload: gop

Post on 23-Apr-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

YENİ KAMU YÖNETİMİNDE YÖNETİŞİM: YEREL YÖNETİMLERDEKAYSERİ ÖRNEĞİ

Dilşad TAŞKIN

Yrd. Doç. Dr. Aytekin ALTIPARMAK

Öğr. Gör. Derya DEMİR

ÖZET

Yeni Kamu Yönetimi anlayışıyla birlikteliteratürümüze tam olarak yerleşen Yönetişim kavramı,Kamu Yönetimi Sistemimiz içerisinde Yerel Yönetimleralanında hayat bulmuştur.

Kamu hizmetlerinin sağlanması ve yönetimindemümkün olan en geniş katılımla karşılıklı sorumlulukhissi oluşturulmaya çalışılır. Böylesi bir bakışaçısında, yerel yönetimin gerçekten de yerel olmasıgerekir. Belediyelerin belde halkları ile ortaklaşaolarak yer aldıkları bir süreçle karar alma uygulamadenetleme uygulamaları yürütmeleriyle gerçekleşir

Yeni belediye kanunu, yetersiz yerel kaynaklarla,merkezi yönetimin yoğun denetimi altında çalışan yerelyönetimleri, AB direktifleri doğrultusunda yenidenyapılandırırken, verimli, sonuç almayı hedefleyen,şeffaf bir yerel yönetim oluşturmayı amaçlamaktadır. Buçalışmada özetle değindiğimiz tüm bu düşüncelerdenhareketle yeni kamu yönetimi anlayışı çerçevesindeyapılan yerel yönetim reformları ve yönetişim KayseriBüyükşehir Belediyesi örneğinde incelenecektir.

GİRİŞ

Yönetişim kavramı her geçen gün yaşamımızadaha fazla girmeye başlamış olup aşağıya doğru,tepeden inme kumandacılığa dayanan ‘klasik yönetim’anlayışı giderek yerini, aşağıdan gelen taleplerle,

1

dinamikleri yönetimin üst katmanla buluşturanyönetişim anlayışına bırakmaktadır.

Yönetişim yaklaşımı yerel düzeydekiilişkilerin niteliğini değiştirmiştir.Burada siviltoplum-devlet ilişkisinde sivil toplumunbelirleyici olacak kadar güçlenmesi ve bu ölçüde deinisiyatif sahibi olması yönetişim ilkesininyaygınlaşmasına katkıda bulunmaktadır..

Çalışmada öncelikle yönetişim kavramından,tarihsel gelişiminden ve yönetişimin unsurlarındanbahsedilecektir. Daha sonra yönetişimin ortayaçıkışında devletin değişen rolü, yerel yönetişimmodellerinden bahsedildikten sonra, en son olarakTürkiye’de yönetişim, yerel yönetimlerde yönetişimve Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde yönetişimuygulamalarından örnek verilecektir.

Anahtar Kelimeler. Yönetişim, Yerel Yönetişim,Yeni Kamu Yönetimi, Yerel Yönetimler.

1. YÖNETİŞİMİN TANIMI

Latince’ de yönetmek ve karar vermek anlamlarınagelen “guberne” kelimesinden türetilen yönetişim, hedefeulaşmada ortaya konulan birlikteliği ifade etmektedir.On üçüncü yüzyılda yönetme sanatı anlamında kullanılan“gouvernance” kullanılan yönetişim, on dördüncüyüzyılda İngilizce’ye “governance” olarak geçmiştir.Yönetişim, gerçek bir amacın varlığını gereklikılmakta, hedef olarak ifade edilen bir amacın yokluğuya da ulaşılması hedeflenen bir yönün tayin edilmemesihalinde hayata geçirilemez(Gündoğan, 2007).

Yönetişim; birlikte yönetmek demektir. Kamudayönetişim, yönetim ve karar alma süreçlerinin tümpaydaşların işbirliği ve katılımı ile yapılmaktaolduğunu, yöneticilerin uzlaşmacı, saydam, hesap

2

verebilir, etkin ve sorumlu bir yönetim anlayışıiçerisinde davrandıklarını ifade etmektedir. Yani,yönetim sadece seçimler aracılığı ile seçilmiş birkesim tarafından değil; Sivil Toplum Kuruluşları,odalar, meslek grupları, özel sektör kuruluşları,üniversiteler gibi çeşitli grupları da süreçlere dahilederek gerçekleşmektedir. Yönetişim kavramı içerisinde,yönetenlerin aldıkları kararları halka açık bir şekildealmalarını, tüm ilgili paydaşları sürece katmalarını vebilgiye dayalı, uzlaşmacı bir yönetim anlayışısergilemeleri beklenir. (www.tesev.org.tr).

2. YÖNETİŞİM KAVRAMININ ORTAYA ÇIKIŞI

Küreselleşme ile birlikte hız kazanan çok yönlüdeğişim dinamikleri tüm toplumların gerek sosyo-ekonomik gerekse kültürel hayatında önemli dönüşümlereyol açmakta, kamu yönetimine ilişkin kavram ve değerlerile kamu örgütleri de bu dinamiklerden yakındanetkilenmektedir. Hızlı nüfus artışı ve kentlere yapılangöçler sonucunda toplumun daha etkili ve kalitelihizmet taleplerinin artması, kamu kurum vekuruluşlarının bu talepleri karşılamada yetersizkalması, kamu hizmetlerinin vatandaşların gözündeyavaş, kalitesiz, pahalı ve ulaşılması zor olarakgörülmesi, devlete biçilen yeni roller, kamuya ayrılankaynakların yetersizliği kamu yönetimini değişmesiyönünde sürekli bir baskı altında tutmaktadır. Günümüzkamu yönetimi anlayışında saydamlık, açıklık,katılımcılık, hesap verebilirlik, esneklik, kamukaynaklarının kullanımında etkinlik ve verimlilikyükselen değerler olarak yerini almaktadır. Küreseldeğişim dinamiklerinin zorlamasıyla yeniden yapılanmaarayışına giren kamu kesiminin tanık olduğuyaklaşımlardan birisi de yönetişimdir (www.dpt.gov.tr).

Yönetişim kavramı ilk olarak 1989 yılında DünyaBankası’ nca yayımlanan bir raporda kullanılmıştır.Daha sonra Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü(Organization for Economic Cooperation and Development-OECD)

3

raporlarında, 1992 yılında Rio de Janeiro’da yapılanBirleşmiş Milletler (BM) Çevre ve KalkınmaKonferansında, 1994 tarihli Kahire Nüfus ve KalkınmaKonferansı’ nda, 1995’te gerçekleşen Kopenhag SosyalGelişme Konferansı’ nda, 1996’da İstanbul’da düzenlenenBM İkinci İnsan Yerleşmeleri HABITAT II Konferansında,2000 New York Binyıl (Millenium) Zirvesinde ve 2002tarihli Johannesburg Dünya Sürdürülebilir KalkınmaZirvesinde (Rio+10) kavram daha net hale gelmiştir.1992 Rio Konferansının en temel belgesi olan Gündem 21belgesi “küresel ortaklık” kavramını gündeme getirmiş,bu kavramla birlikte geleneksel yönetim anlayışı,yerini çok aktörlü yönetim olarak yönetişimebırakmıştır(Kaya, 2008). Bu yeni anlayış çerçevesindehükümetler, yerel yönetimler, iş çevresi, işçiler veişçi sendikaları, hükümet dışı kuruluşlar, biliminsanları, kadınlar, çocuklar, gençler ve yerli halkortaklar olarak görülmeye başlanarak, sorunlarınçözümünde ve kararların alınmasında toplumun tümkesimlerinin sorumluluk alması gerektiğivurgulanmıştır. Johannesburg Zirvesi Rio Konferansındansonraki 10 yılda kastedilen mesafenin değerlendirilmesive Rio Konferansında alınan kararların ve Gündem 21’intüm ülkelerde daha etkili uygulanabilmesi için gerekenmekanizmaların kurulmasına odaklanmış ve Zirvedeülkesel boyutta ve uluslararası düzeyde yönetişiminsürdürülebilir kalkınma için ön koşul olduğuvurgulanmıştır.

Avrupa Birliğinde ise Avrupa Komisyonu kendiyönetişim konseptini oluşturmuş ve Avrupa YönetişimiBeyaz Kitabı (White Paper on European Governance) olarakadlandırılan belgede ayrıntılı yer vermiştir. 2001yılında Komisyon tarafından hazırlanan Beyaz Kitapyönetişimi yetkilerin AB düzeyinde yürütülme biçiminietkileyen kurallar, süreçler ve davranışlar olaraktanımlamakta ve yönetişimin açıklık, katılımcılık,hesap verebilirlik, etkililik ve tutarlılık olmak üzerebeş ilkeden oluştuğunu ifade etmektedir(www.belgeler.com).

4

3. YÖNETİŞİMİN UNSURLARIDünya Bankasına göre iyi yönetişim için şu

faktörler önem taşımaktadır:

3.1.Kurallar ve Sınırlamalar: Yasama, yürütme veyargı organlarının işleyişi ile ilgili kurallar vesınırlamalar önem taşımaktadır. Bütçenin hazırlanması,onaylanması ve denetimi ile ilgili kurallar, Merkezbankası özerkliği, yargı bağımsızlığı, ombudsman,muhasebe ve denetim standartları iyi yönetişim içingerekli temel unsurlardır.

3.2.Halkın Sesi ve Katılım Mekanizmaları:vatandaşların kamusal hizmetlere ilişkin görüşlerinitespit etmek için düzenli anketler yapılması ve kamuoyuna açıklanması, halkın siyasal kararlara katılımınısağlayacak mekanizmaların uygulanması vs gereklidir(Kaya, 2008: 292).

3.3.Uzlaşmaya Yönelik ve Müzakereye Açıklık :Toplumdaki farklılıkların kabulüne dayalı çoğulcu biryaklaşımı benimsemek, şiddet ve baskı içermeyen birrekabet ortamı oluşturmak (Gündoğan, 2007).

3.4.Şeffaflık: Şeffaflık, açıklık, gün ışığındayönetim gibi kavramlar, son yıllarda en sık kullanılankavramlardandır. Bu kavramlarla anlatılmak istenen,yönetimin otoriter tutumdan vazgeçmesi, içinegirilmezliği azaltması, halkın etkilerine açıkolmasıdır. Gizlilik, kamu yönetimindeki yolsuzluğun,verimsizliğin, kayırmacılığın, politik ayrımcılığın enönemli sebepleri arasındadır.

3.5.Hesap Verilebilirlik: Hesap verilebilirlik,kısaca bir kimsenin yaptıklarından dolayı başka birotoriteye açıklamada bulunması olarak tanımlanabilir.Bu kavram yöneticilere belirli bir takım görevleriyerine getirmeleri ve bunlarla ilgili kural vestandartlara uymaları konusunda bir takım sorumluluklaryüklemek anlamına gelir. Hesap verilebilirlik üçşekildedir:

5

- Siyasi hesap verilebilirlik: Siyasi partilerin vetemsilcilerinin seçimler yoluyla hesapverebilirliği,

- İdari hesap verilebilirlik: Hükümetkuruluşlarının, kuruluş içi ve kuruluşlar arasıhesap verebilirliği

- Hukuki hesap verilebilirlik: Yargı organları dadahil olmak üzere devletin tüm birimlerinin kararve eylemlerine karşı yargı yolunun açık olmasıdır.Kamu yönetimi temel ilkeleri ve yeniden

yapılandırılması hakkında kanunun genel gerekçelerindeise, yönetişimin özellikleri şu şekilde ifadeedilmektedir:“İyi yönetişim olarak da tarifedilebilecek bu çağdaş yönetim zihniyeti ve yapısı:*Katılımcı ve paylaşımcı bir anlayışa sahiptir.*Pro-aktif ve gelecek yönelimli bir bakışı esas alır.*Girdi odaklı olmaktan sonuç ve hedef odaklı olmayayönelir.*Kendine odaklı olmaktan vatandaş odaklı olmaya geçişihedefler.”

4. YÖNETİŞİMİN ORTAYA ÇIKIŞINDA DEVLETİN DEĞİŞENROLÜNÜN ETKİSİ

1970’li yıllardan itibaren ekonomi, toplum vekültür alanında meydana gelen değişiklikler, ulus-devlet paradigmasında da önemli değişiklikler meydanagetirmiştir. Ulus-devletler tamamıyla ortadankalkmamıştır, fakat onun yapısı, rolü vefonksiyonlarında köklü değişiklikler olmuştur. (Kaya,2008:294;Aydınlı, 2004:68). Devletin toplumsal yaşamdakirolünün nasıl olması gerektiği temelde ideolojik vesiyasi bir tercihtir ve ilgili toplumun devlettenbeklentilerinden doğrudan etkilenir. Özellikle 1980’liyıllardan sonra liberal ve piyasa ekonomisi, devletinrolünü belirleyen unsurlar olmuştur. Bu belirleyicilikdoğrultusunda devletin iktisadi alandan eylemci aktörolmaktan çıkması, bunun yerine piyasalara yöneliktarafsız düzenleyici rol yüklenmesi yönündeki

6

gelişmeler meydana gelmiştir ( Kaya, 2008:295; Öztürk veCoşkun 2003:71).

Devletin rolünün değişimi içinse devletinsorumluluk alanının yeniden tanımlanması, yerelleşme vehesap verebilirlik gibi faktörler yoluyla halka dahayakın olması ile şeffaflığı sağlayıp yolsuzluklarıazaltarak da vatandaşlarına yönelik davranışdeğişikliğini sağlaması gerekmektedir (Ergün, 2006).

Yönetişim kavramı ile çoklu aktörlerin rol aldığıve hiyerarşilerin yerine karşılıklı etkileşiminbelirlediği bir yönetim süreci kast edilmektedir. Çokluaktörlerden kasıt, kamu yönetim kadrosunun yanı sırasivil toplum örgütleri, özel sektör temsilcileri, isçibirlikleri, meslek kuruluşları, hükümetler arasıörgütler ( IMF ve Dünya Bankası gibi) ve her türlüorganize baskı grubudur (Kaya,2008; Akbey ve Saraç2005:228). Bu arada aktörlerin birbirlerine karşıyöneten ve yönetilen ilişkisine girmesi söz konusudeğildir. Bir konuda karar alınacaksa bu karar ortakalınacak ve tüm aktörlerin alınan bu kararlardan dolayıeşit sorumluluk sahibi olacaklardır. Devlet dahiyönetişim sürecinde üstün ya da yöneten konumundaolmayıp; düzenleyici bir role sahip olacaktır.

Devletin güç kaybına uğraması, tamamen işlevsizhale gelmesi olarak anlaşılmamalıdır. Devlet doğrudankontrol yerine süreçleri etkileme kapasitesine sahipolmaktadır. Devletin bu rolü muktedir devlet, katalizördevlet, değerlendirici devlet olarak ifade edilmektedir(Kaya, 2008; Coşkun 2003:47). Devletin doğrudan üzerindeduracağı ve tekel oluşturacağı konu devletin hukukkoyma yetkisidir. Devlet diğer birçok alandan eliniçekip düzenleyici rol oynarken hukuk alanındakibelirleyiciliğini ve tekelciliğini daha etkin birbiçimde koruyacaktır.(www.belgeler.com).

5. YENİ KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI ve YÖNETİŞİM

Yeni kamu yönetimi anlayışı, 1980’lerden sonraortaya çıkmıştır. Yönetişim yaklaşımı, kamu yönetiminde

7

hantallık, verimsizlik, etkinsizlik, kalitesizlik gibiolumsuz unsurlara karşı oluşan ve bu olumsuzluklarıgiderebilmek için özel sektörde uygulanan yönetimtekniklerinin kamu yönetimlerinde de uygulanmasısavunan “Yeni Kamu Yönetimi” hareketlerinin geldiğiyeni bir düzeyi ifade etmektedir. (Kaya,2008:289).

Yeni kamu yönetimi anlayışında, performanshedefleri, hizmetlerin niteliği, etkinliği,verimliliği, müşteri odaklı hizmet anlayışı ve daha daönemlisi piyasa sisteminin özellikleri önemli halegelmektedir. Devletin faaliyet alanının küçülmesiiçin, özelleştirme ve kamu harcamalarının kısılmasıaraçlarına başvurulmaktadır.

Yönetimin yerelleşmesi, bireylere söz hakkıverilmesi ve en önemlisi hem vatandaşların hem deçalışanların yönetime katılmasının sağlanması yeniyönetim anlayışı ve yönetişimin olmazsa olmazprensiplerindendir. Her iki yönetim anlayışı dabunların gerçekleştirilmesi için çaba gösterir. Hayekve Friedman’ ın ortaya koyduğu, Yeni liberalizm veyaNeo Liberalizm terimi; 1970’lerin sonlarından itibarenbatı tipi kapitalist yapılarda, geniş bir şekildeortaya çıkan sosyal, kültürel ve politikdeğişiklikleri, devlet ile piyasa arasındaki ilişkilereiliksin ideolojik bir değişikliği ifade eder. Neo-Liberalizm ile sosyal devlete karsı minimal devletsavunulmakta, bireycilik bir ideoloji olarak göklereçıkarılmaktadır. Bireye öncelik tanınması temel mantığıvardır. Bu konuda da yönetişim kavramıyla benzerlikleresahiptir. En azından devlet ve bireyin/örgütlü toplumuneşit bireyde is birliği mantığı vardır. Ayrıca hizmetkonumunda devlet tekelinin kamusal mallar veya kamusalhizmetlerin muhafaza edilmesiyle birlikte kısmen özelsektör tarafından, kısmen de sivil toplum tarafından,devlet dışı kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmesisöz konusudur. Neo-Liberalizm ve Yönetişim, gelenekselolarak yerel yönetimlere özgürlük, katılım ve etkinlikdeğerlerini yüklerler, yerel yönetimlerin

8

güçlendirilmesini esas alırlar(www.belgeler.com; Köse,2004:22).

Tablo 1: Geleneksel Yönetim- Yeni YönetimKarşılaştırması

GelenekselYönetim

Yeni Yönetim

Yapı

- Weber’in Bürokrasi Modeline Dayalı- Aşırı Kuralcı- Katı Hiyerarşik- Merkeziyetçi

Dar Merkez- Geniş – Yatay Çerçeve- Adem-i Merkeziyetçi- Yumuşak Hiyerarşi

KamunuFaaliyetAlanı

- Hizmet Devleti- Devlet, Yoğun Kamusal Mal veHizmetÜreticisi

- Minimal Devlet- Hizmet Sorumluluğu ile Hizmet SunumuÜretimi ayrılır

Sistem

- Merkezin Birçok Kademe TarafındanYürüttüğü Ayrıntılı Gözetim veDenetim- Denetimde Malive Hukuki - İlkeler- Bürokrasi ve Siyaset Merkezli- Hizmetlerde Nicelik- BürokratYönetici Tipi

- Performans Hedefleri- Maliyetler- Ekip ve Görev Anlayışı- Piyasa Sisteminin Denetimi- Çıktılar- Müşteri – Vatandaş Merkezli- Kamuya Karsı Sorumluluk- Hizmetlerde Nitelik- İşletmeci – Girişimci YöneticiTipi

Kaynak: Gonca Bayraktar, “Yeni Sag Düsüncenin KamuYönetimindeki Yansıması Olarak Yeni Kamu Yönetimi Anlayısı” ,Türkiye’de Kamu Yönetimi, (Ed. Burhan Aykaç vd.), Ankara:Yargı Yayınevi, 2002, ss. 564-565).

6. YEREL YÖNETİŞİM ve MODELLERİ

9

Yerel yönetişim; yerel demokrasinin sağlanması,hizmet kalitesinin gerçekleştirilmesi ve yerelsorunların çözümünde yerel ölçekte bilgi ve kapasiteninkullanımını gerektirmektedir. Pierre yerel yönetişimsüreçlerinin tarafsız işlemediğini, aksine, siyasaldüşüncelerin partizan çekişmelerle korunupgeliştirildiği süreç olduklarını savunmaktadır. Ulusalözellikle kentsel yönetişimin şekillenmesinde deetkilidir. Pierre oldukça geniş yelpazede yer alanyerel yönetişim süreçlerini İsletmeci, Kurumsal,Gelişmeci ve Refah Yerel yönetişim modelleri biçimindesınıflandırmaktadır.(Palabıyık,2003:254).

6.1.1. İşletmeci Kentsel Yönetişim ModeliSon dönemlerde yeni kamu işletmeciliği adıyla

anılan ve yerel yönetimlerin isletmeci özelliklerinindemokratik ve katılımcı niteliklerinin bir anlamdaönüne geçtiği süreçleri anlatmaktadır. Bu süreçtedikkatler etkinlik, talep ve uzman yönetim konularındayoğunlaşmaktadır. İsletmeci yönetişim, yeni kamuyönetimi isletmeciliğinin “isletmeciler yönetsin”sloganını sürece katılımda benimsemektedir.

6.1.2. Yerel Yönetişim ModelleriYerel yönetişim; yerel demokrasinin sağlanması,

hizmet kalitesinin gerçekleştirilmesi ve yerelsorunların çözümünde yerel ölçekte bilgi ve kapasiteninkullanımını gerektirmektedir. Pierre yerel yönetişimsüreçlerinin tarafsız işlemediğini, aksine, siyasaldüşüncelerin partizan çekişmelerle korunupgeliştirildiği süreç olduklarını savunmaktadır. Ulusalözellikle kentsel yönetişimin şekillenmesinde deetkilidir. Pierre oldukça geniş yelpazede yer alanyerel yönetişim süreçlerini İsletmeci, Kurumsal,Gelişmeci ve Refah Yerel yönetişim modelleri biçimindesınıflandırmaktadır.

6.1.3. Kurumsal Kentsel Yönetişim Modeli

10

Batı Avrupa’nın tipik küçük, endüstriyel vegelişmiş demokrasilerinde görülmektedir. Kurumsalyönetişim; yerel yönetimleri, sosyal grupların ve diğerörgütlenmiş çıkar grupların kent politikalarının yapımıve uygulanması süreçlerine katılımının sağlandığısistem olarak tanımlar. Katılımcı yerel demokrasininancak yerel çıkarların temsili ile gerçekleşebileceğimodelin ana düşüncesidir. Baslıca özelliği katılımcılıkolan modelde kurumların katılımı, siyasal süreçte yeralan üst derece kuruluş yöneticilerinin katılımınatercih edilmektedir. Modelin amacı, kentselpolitikalarda hizmet sunucusu kuruluşların çıkarlarınıgerçekleştirmede kaynakların etkin dağılımınısağlamaktır. Ancak süreçte yer almayan seçmenler vesosyal grupların çıkarları çoğu zaman göz ardıedilebilmektedir.

Kurumsal kentsel yönetişim daha çok ortak birkültüre sahip olan ve bazı yönleri ile çok yakınındakitopluluklardan bile ayrılan birliklerde görülmektedir.Kurumsal kentsel yönetişim bir müddet sonra merkezdeniyice uzaklaşarak yerel bir yapı kazanmayabaşlamaktadır. Bu noktada her yerel birimin kendiyönetim yapısı, katılım şekli ve hatta hukuki semasıbirbirinden farklı olabilmektedir. Bu nedenle merkeziyapıyı bu denli zayıflatan bir yerel yönetişimmodelinin ülkemiz açısından çok sağlıklı sonuçlarverebileceği düşünülemez.

6.1.4. Refah Kentsel Yönetişim ModeliEkonomik kalkınmışlık ya da refah kaynağı olarak

kendi kapasitesinden çok ulusun geneline bağlı olanyerleşimlerde uygulanmaktadır. Kamu harcamalarıbakımından merkezi hükümet gelirlerine bağlılık sözkonusudur. Siyasi ve yönetsel bakımdan merkezi hükümetebağlılık sonuçta, modelde, özel sermaye ile ortaklarınen az düzeyde gerçekleşmesine neden olmaktadır. Modeldekatılımcılar yerel yönetim yetkilileri ile merkezihükümet bürokratlarıdır. Siyasal kayırmacılık bazıkentlerin ön planda tutulmasını gerektirebilir.

11

6.2. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE YEREL YÖNETİŞİMDeğişen dünya koşulları ile beraber idari

kurumların yönetme kapasitelerini güçlendirmek vesunulan hizmetlerin etkinliğini arttırmak için ulusaltı yapıların inisiyatif alanlarının genişletilmesizorunlu hale gelmiştir. Bu noktada hem AB’nin hem deAvrupa Konseyi’nin yerel ve bölgesel gelişimi sağlamakiçin attığı adımlar geleceğin Avrupa’sı için gerekligörülmektedir. Yerel düzeyde Avrupa Konseyi, 1981–1984yılları arasında yerel yönetimlerin özerkliğine yönelikbir takım çalışmalarda bulunmuştur. Yerinden yönetim vedemokrasi ilkelerinin güçlenmesi ve “Birleşik Avrupa”fikrinin kısa zamanda hayata geçirilebilmesi için bir"Özerklik Şartı" hazırlanmıştır. Bir sonraki asamaolarak bölgede yerel demokratik yapılanmanın gelişimiiçin bir Sart hazırlanmaya başlanmıştır. Söz konusuşart su anda taslak halinde yer almaktadır. AB deMaastricht Antlasması ile beraber yerelleşmeye yönelikvurgusunu arttırmış ve subsidiyarite ilkesi ile üyedevletlerin bu konuda ulus altı düzeyde kendileriniyeniden düzenlemeleri gerektiğini vurgulamıştır.

6.2.1. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik ŞartıYerel özerklik, savaş sonrası Avrupa’nın

bütünleşme sürecinde önemli bir yer tutmaktadır. AvrupaKonseyi, 12 Ocak 1957’de, yerel özerkliğe ilişkin ilkadımları atmıştır. Ocak 1957’de toplanan “YerelYönetimler Konferansı”nda, yerel özerkliğe dair,anayasalarda bazı madde ve açıklamaların bulunmasıtalep edilmiş, yerel ve bölgesel yönetimleringüçlendirilmesi vurgulanmıştır. Konferans’ta, yerelözgürlüklere saygı, mali özerkliğin yasalarla güvencealtına alınması, yerel idare anlayışında siyasal kimlikyerine vatandaşlık bilinciyle toplumun tüm kesimlerinehizmet sağlanması ve devletle ilişkilerde yerelyönetimlerin bağımsız yargıya tabi olmasını ifadeedilmiştir.( Keleş,2000:50).

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı genelolarak 3 ana bölümden oluşmaktadır. İlk olarak, özerk

12

yerel yönetim anlayışının temel ilkeleri belirtilmekte,özerk yerel yönetimlerin yasal bir zemine dayanmasıgerektiği ifade edilmektedir. Yerel yönetimlerin görevve yetki alanlarının kapsamı ve sorumluluklarınınkullanımına dair koşullar ve bu koşullara ilişkindenetim esasları belirtilmektedir. Sart’ın ikincibölümünde, sözleşmeye taraf olan devletlerin uymalarıgereken yükümlülüklerle ilgili kurallarbelirtilmektedir. Sartın son bölümünde ise, Sart’ınuygulanması ve yürürlüğe girişine ilişkin kurallarbelirtilmektedir. (http://www.belgenet.com/arsiv/sozlesme/aas_122.html).

Sart’ın 3/1. maddesi özerk yerel yönetim kavramınıtanımlamaktadır. Buna göre, özerk yerel yönetimkavramı, yerel makamların kanunlarla belirlenensınırlar çerçevesinde kamu islerinin önemli birbölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusunçıkarları doğrultusunda düzenleme, yönetme hakkı veimkânı anlamını taşımaktadır. Şartın 3. maddesininikinci bendinde de bu hakkın, doğrudan, eşit ve geneloya dayanan ve kendilerine karsı sorumlu yürütmeorganlarına sahip olabilen meclisler veya kurultoplantıları tarafından kullanılacağı öngörülmektedir.

Sart’ın 4. maddesi, özerk yerel yönetimlerinkapsamına işaret etmektedir. İkinci fıkrada, yerelyönetimlerin, kendi yetki alanlarına dâhil olan ve birbaşka kurumun yetkisinde bulunmayan tüm konularda tamtakdir hakkına sahip olduğu ifade edilmektedir. Sart’ınüçüncü fıkrasında ise, yetkinin vatandaşa en yakınbirimler tarafından kullanılması gerektiğibelirtilerek, aslında yerel özerkliğin tanımlaması dayapılmış olmaktadır. Yetki, hizmet sunulacak alanayakın olduğu sürece etkinliğini ve gücünüsürdürebilecektir. Görevlerin kapsam ve niteliği,yetkinin birimler arasında paylaşımında esas alınmış,yetkinlik ve ekonomiklik kıstaslarıyla da merkezi veyerel idare arasında yetki paylaşımındabelirleyiciliğin sağlanmasına çalışılmıştır. Dördüncüfıkrasında ise yerel yönetimlerin tam ve münhasır

13

yetkiler ile donatıldığı ve bu yetkilerin kanundabelirtilen haller dışında sınırlanamayacağıbelirtilmektedir. Besinci fıkrada ise, merkezi idareninyetki devri ile yerel yönetimlerin takdir hakkına sahipolduğu belirtilmiştir.

Şart’ın dokuzuncu maddesinde, yerel yönetimlerinmali kaynaklarına ve faaliyetlerinin mali boyutlarınadikkat çekilmiştir. Birinci fıkrada, mali kaynaklarınulusal ekonomik politika dâhilinde ve yeterli ölçüdeyerel makamlarca kullanılacağı belirtilmektedir. İkincifıkrada, yerel makamların sahip olacakları malikaynakların anayasa ve kanunlarla belirlenensorumluluklarla orantılı olacağı ifade edilmekte;üçüncü fıkrada da söz konusu mali kaynaklarınınoluşturulmasında en azından bir bölümü için oranlarınıkendilerinin kanunla belirlenen sınırlar dâhilindetoplayacakları yerel vergi ve harçlardanoluşturulmalarına olanak tanınması beklenmektedir.

6.3. TÜRKİYE’DE YÖNETİŞİM

Türkiye de yönetişim kavramının fark edilmesindeve uygulamalara yansımasında Avrupa Birliği ileilişkiler ve üyelik sürecinin etkileri olduğuyadsınamaz. Bu nedenle, yönetişim uygulaması ya dayönetişimin yansıması olarak değerlendirilebilecek birçok girişimi, AB sürecinin etkilediği ya da hareketegeçirdiği düşüncesi yanlış olmaz. Yine bu nedenle, ABsürecinin Türkiye’de kamu yönetimini nasıl etkilediğive yönetim çerçevesinden yönetişim anlayışına geçişihangi faktörlerle desteklediğini öncelikli olarak elealmak daha açıklayıcı olabilir. Çünkü, bu etkiler iyianlaşıldığında, Türk kamu yönetiminin geçirdiğidönüşümün hangi hatlar üzerinde gittiği, nasılşekillendiği ya da şekilleneceği daha iyianlaşılabilir. AB’ye tam üyeliğe hazırlanan Türkiye’ninmüzakere sürecinde yapması gereken hazırlıklar vedeğişiklikler, büyük çoğunluğu itibariyle iyi

14

yönetişimin unsurlarının yerine getirilmesinden ibaretolarak algılanmaktadır. Bu yönüyle Türkiye’nin, kamuyönetimini AB’ye uyumlaştırmaya çalışırken, bunuyönetişim yaklaşımından yararlanarakgerçekleştirebileceği söylenebilir. Yani bir bakımaTürkiye’de iyi yönetişim uygulamaları ile AB’ne uyumkriterlerini yerine getirme konusu birbirinidestekleyen bir içi içelik göstermektedir.

AB ile bütünleşme sürecinin gerektirdiğideğişimler, küreselleşme ve diğer uluslararasıgelişmeler, kaliteli hizmet yönünde artan yurttaştalepleri, bütçe açıkları ve devlet borçları, kamuharcamalarında israf ve verimsizlik, kentleşme veekonomik gelişimde bölgeler arası dengesizlik, artanetnik bilinçlilik gibi nedenler, kamu yönetimininyönetişim anlayışı ekseninde kapsamlı bir yenidendüzenleme ve yapılandırmaya ihtiyacı olduğunugöstermektedir. (Saran, 2004:207).

6.3.1. Türkiye’ de Yönetişim İle İlgili UygulamaBir araştırmada, Daniel Kaufmann ve diğer bazı

bilim insanları, Türkiye’nin yönetişim uygulamalarıaçısından durumunu standartlaştırılmış bir kısım iyiyönetişim göstergeleri olarak belirlenen altı değişkenbakımından incelemişlerdir. Yönetişimin göstergesiolarak alınan değişkenler, konuşma yetkisi ve hesapverebilirlik, siyasal istikrar, hükümetin etkililiği,düzenlemelerin kalitesi, hukuk devleti, yolsuzluklarınkontrolü seklinde sıralanmıştır. Araştırmaya göre, 1998ile 2002 yıllarının karşılaştırılması sonucunda, dikkatçekici veriler elde edilmiştir. Buna göre, Türkiye, iyiyönetişim göstergelerinde, düzenleme kalitesibakımından %80’den %57’ye düşmekte; hesapverebilirlikte %20’den %36’ya, siyasal istikrarda%15’ten %27’ye, hükümetin etkililiğinde ise %41’den%51’e yükselmektedir. Buna karsılık hukuk devletiolmada %66’dan %55’e ve yolsuzlukların kontrolünde%66’dan %44’edüsmektedir. Arastırma sonuçlarında, 1998yılı ile 2002 yılı arasındaki degisimler

15

karsılastırıldıgında, 2002 yılında bazı konulardaiyilesme ve fakat bazı alanlarda da gerilemeleryasandıgı anlasılmaktadır. 2006’ya bakıldığında budeğişimlerin kısmen, parlamentoda çoğunluğu bulunan tekpartili bir hükümetin sağladığı istikrar ve siviltoplumun daha fazla varlık gösterebilecek bir konumadoğru gelmesi; diğer yandan da AB üyelik müzakerelerinehazırlık sürecinin katkısı sonucu ortaya çıktığı ifadeedilebilir. (Gündoğan, 2007).

6.3.2. Yerel Yönetimlerde Yönetişim Uygulaması1980’li yıllarda başlayan değişme sürecinde üç

temel çizgi vardır. Birincisi, merkezi yönetim-yerelyönetim arasındaki denge yerel yönetim lehine değişmiş,yerelleşme süreci hız kazanmıştır. İkincisi, yerelyönetimlerin en az düzeyde olan işgücünün kendiniyeniden üretmesine katkı işlevi hemen tümüyle ortadankalkmıştır. Üçüncüsü, yerel düzeyde özelleştirmeuygulamaları ile sermaye birikimine katkı işlevigenişletilmiştir; ve bu özellik yerelleştirmenin birnihai amaç değil özelleştirme politikası açısından birara durak olarak değerlendirildiğini ortayaçıkarmıştır.(Güler,2006:254).

Son 30 yılda hem Türkiye’de, hem dünyada çok şeydeğişmiştir. Belediyeler bir çok yerde klasik hizmetüreten kuruluşlar olmaktan çıkarak, çok yeni ve önemliişlevler üstlendiler. Eskiden doğumdan ölüme yanibeşikten mezara giden süreçte yararlanılan belediyehizmetleri vardı. Simdi insan odaklı kentsel hizmetler,insanların refah ve mutluluğu artıracak hemen her şeydebelediyeleri yetkili ve sorumlu kılıyor. Mesela yerelkalkınma. AB’deki egemen eğilim, sadece çöp toplamak,temiz su getirip pis su götürmekle sınırlı değil. Birbelediye, yarışan kentler arasında kendi kentininekonomik ve sosyal açıdan öne geçebilmesi içinözendirici pek çok şey yapıyor. Bu durumda kent, sözkonusu kentler arası yarışta bir adım öne geçmişolabiliyor.(www.hurriyetim.com).

Yerel yönetimlere demokrasilerin önemli kurumlarıolarak bakılmaktadır. Çünkü yerel yönetimlerin önemli

16

özellikleri arasında halkın kendi kendisini yönetmesineolanak verebilen kurumlar olmaları gelmektedir.Dolayısıyla yerel yönetimler demokrasinin baslıcaöğeleri kabul edilen, halkın yönetime katılması, çoğunlukilkesi, yöneticilerin danışmaya önem vermesi, daimahesap verme sorumluluğu içinde bulunmalarınıhissetmeleri gibi değerleri içinde bulundurarakdemokrasinin isleyebilmesi için önemli bir zeminhazırlamaktadır (Özer, 2000: 130).

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi anlamındayerelleşme kavramı yönetişim modeline bir geçiş aşamasıolarak kullanılmıştır. Bu geçiş süreci ile ilgiliolarak Güler şunları söylemiştir; (Güler, 2000:60).“Önümüzdeki yıllarda kentsel politikalar, yerelaltyapıda baslıca yapıcı haline gelen ulus aşırışirketlerin ulus aşırı is stratejilerinden doğrudanetkilenen bir ortamda yapılacaktır. Mevcut merkezi veyerel kamu örgütlenmesi, bu yeni unsurun kararsürecinde yer almasına olanak vermemektedir. Yönetişimbu engeli asmak ve söz konusu bu yeni unsura kamusalkarar sürecinde yer açmak işlevi yüklenmişgörünmektedir.”

Yönetişim sürecinde uluslar arası aktörler kadar,yerel aktörler ve yerel yönetimlerde etkili bir rolesahiptirler. Bu yeni devlet-yerel yönetim ilişkisiyerel alanın biçimlenmesinde devletin rolünüazaltırken, yerel ve uluslar arası aktörlerin rolünüöne çıkarmakta ve sermayenin denetiminden de devletiuzaklaştırmaktadır. Bu yaklaşımın önem kazandırdığıyerel yönetim ve denetim uygulamaları kent meclisi,kent parlamentosu ve kent kurultayı olarakadlandırılmaktadır. (Çukurçayır,2003:268).

Sınırsız insan ihtiyaçlarının karşılanmasındaekonomi biliminin bile çoğu kez yetersiz kaldığıgünümüzde belediyelerin yerelinde bile ortaya çıkanihtiyaçları giderebilmesi için ekonomik varlığınınolması ve harcamalarını yaparken yerelin ihtiyaçlarıdoğrultusunda hareket serbestisine sahip olmasıgerekmektedir.Yerelin ihtiyaçlarını belirlemede temel

17

yöntem ise yereli oluşturanların doğrudan katılımınınsağlanmasıdır. Yerel yönetişim, hiyerarşik birörgütlenmeden ziyade, eşitler arasında örgütlenmeanlamına gelmektedir. Belediye başkanlarının kararlarıtek baslarına üretmeleri yerine, alınan kararlardanetkilenen herkes arasında işbölümüne dayalı yeni birmodel geliştirilmiştir. Avrupa Birliği’ndeki en temelilkelerden biri yerel yönetişimdir. Yerel yönetişim,merkezi hükümetle yerel yönetim, yerel yönetimle desivil toplum kuruluşları ve özel sektör arasındadengeli bir iş bölümünü öngörüyor. Bir siyasal kararürettiğiniz zaman bu kararı kapsayacak olan ve dolayısıile bundan etkilenecek olan herkesi kararınalınmasından önce haberdar kılmak, bilgilendirmek venihayet kararın alınması sırasında onların o karara birkatkı yapmasını sağlamak ve bu yolla yönetimi dahaetkili ve kolay kılmak hedefi gütmektedir. Bu amaçladüşünmek, davranmak, hareket etmek demektir. Örnekolarak bir tarım alanını vermek gerekirse; yeni birekin geliştirmek, bunun üretimini gerçekleştirmek, buamaçla belirli bölgeleri tarıma açmak veya oradaeskiden ekilmekte olan ürün yerine yeni bir ürün sunmakgibi bir tercihle karsı karsıya kalabilirsiniz. Örneğinafyon ekilen bir yerden afyonu almak yerine yağlı birbitki türünü diyelim ki ekine sunmak veya soyafasulyesi ekimini sağlamak… bu tür bir kararı alırkenoradaki insanlar öncelikle bunu üretecek olanlar sonrabunu satacak olanlar, ondan sonra isleyecek olanlarsonra onların isledikleri bitkileri tüketecek olanlarıbir araya getirmek, görüştürmek, böyle bir kararalınacağının gereğini anlatmak, onlara bu değişimdenasıl bir rol alabileceklerini anlatabilmek, sonraonların bu değişime sahip çıkmasını sağlamakgereklidir.(Kalaycıoglu, 2006:20-21).

Bu halde yukarıdaki örnekte belirtilen isiyapabilmek için satıcıların, üreticilerin,tüketicilerin bir araya gelmesi gerekmektedir.Devletten ya da yerel yönetim organından böyle birgirişimi beklemek çok doğru bir yaklaşım olmayacaktır.

18

Olması gereken sivil toplum örgütleri ve gönüllüler ilebu beraberliği sağlamaktır. Yerel yönetişimin üçözelliği dikkat çekmektedir. İlk olarak yerelyönetimler en alttan mahalle ölçeğinden başlayan yerelyönetişim olanakları ile metropol, bölgesel, ulusalhatta uluslar arası işbirliği arayışlarına girmektedir.İkinci olarak yerel yönetişim, kararların alınması veuygulanmasında özel ve kamusal çıkarlarınkaynaştırılarak koordine edildiği, siyasal ve yönetselsüreç niteliğindedir. Son özellik ise yerel yönetişimve uygulamalarında gelinen noktanın kaynaklarınkullanımı ve etkinliğin başarılmasında yeni ve dahayaratıcı yolların araştırılmasıdır.(Palabıyık, 2003: 254).

Son yıllarda kamu kurum ve kuruluşları, etkinlik,verimlilik ve kaliteli hizmet sunumunu sağlamak üzereözel sektör kaynaklı yönetim tekniklerinden faydalanmaeğilimindedir. Bu gelişmenin bir uzantısı olarak 5393sayılı kanun belediye başkanına, mahalli idareler genelseçimlerinden itibaren altı ay içinde stratejik planhazırlama zorunluluğu getirmiştir. Stratejik planlarher ne kadar teknik bir süreç olarak gözükse de içindedemokratik unsurlarda bulunmaktadır. Kanunun 41.maddesine göre, stratejik planın varsa üniversiteler vemeslek odaları ile konuyla ilgili sivil toplumörgütlerinin görüleri alınarak hazırlanmasıgerekmektedir. Beldenin geleceği ile ilgilistratejilerin belirlendiği bir belgenin hazırlanmasınakentteki temel aktörlerin dahil edilmesi, yönetişimanlayışı bakımından olumlu bir gelişmedir. ( Köseoglu,2006:75.)

7. KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ve YÖNETİŞİMUYGULAMASI

Kayseri Cumhuriyet Döneminde 1924 tarihindeyapılan yeni anayasa ile vilayet yapıldı. Bilinen eneski dönemlerinden beri ticaret merkezi olan Kayseri’dedevletin öncülüğünde sanayileşme başlatıldı. SıraylaSümerbank Dokuma Fabrikası, Tayyare Fabrikası, Anatamir

19

Bakım Fabrikası, Askeri Dikim Evi kuruldu. 1950‘densonra Kayserili  ticaretten sağladığı tasarruflarınısanayiye dönüştürmeye başladı. Bugün Kayseri, ekonomik,kültürel, sportif ve şehircilik alanında yakaladığıivme ile Türkiye'nin en hızlı gelişen ve dikkat çekenşehirlerinin başında gelmektedir.Aynı zamanda Kayserisiyaset, ekonomi, kültür ve turizm alanlarının iç içegeçtiği, çok yönlü özellikleriyle Türkiye’nin sayılıbüyük şehirlerinden biridir.

Kayseri ili 2009 yılı Adrese Dayalı Nüfus SayımSonuçlarına göre 1.205.872 nüfusu ile 81 il arasında16. sıradadır. Şehirleşme oranı açısından bakıldığındaise %85,19’luk bir oran ile Türkiye’de 9. sıradadır.Türkiye ortalaması ise %75,53’tür ve Kayseri ise buoranın üzerindedir. Bunun temel nedeni ise sanayinin ilve ilçe merkezlerinde yoğunlaşmış olmasıdır.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, şehir olarakalmış olduğu yoğun göç ile farklı kültürlerden,farklı gelir düzeylerinden vatandaşı bünyesindebulundurmaktadır. Sınırları içinde yasayan insanlararasındaki uçurumu kapatmak, insanlarınihtiyaçlarını belirlemek ve ona göre hizmet sunmakamacıyla son yıllarda önemli çalışmalardabulunmaktadır.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, engellilerin,kadınların, gençlerin ve diğer toplumsalkimliklerin yönetime katılımını sağlamak amacıylaçeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedir. Toplumsalalt kimlikleri yönetim sürecine katmak amacıyla2007 yılında Kent Konseyi oluşturulmuştur. Konsey,Yaşanılan kente sahip çıkmak, yerel yönetimlerin kararalma süreçlerine daha fazla kesimin katılımını

20

sağlamak, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletianlayışına katkıda bulunmak ve Kayseri'yi dil, din,ırk, sınıf, cinsiyet ayrımı gözetmeden birlikteyönetmek, daha çağdaş, daha katılımcı, daha uygar biryapı oluşturmak, kentlilik bilincini ve kültürünügeliştirmek amacıyla kurulmuştur.   

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nındesteklediği, ülkemizde birçok belediye tarafındanuygulanan ve kent ölçeğinde eşitsizlikleringiderilmesini öngören Yerel Gündem 21 programıkapsamında Kent Konseyi oluşturmuş ve 30 Eylül 2009tarihinde Kayseri Kent Konseyi yönergesiyayınlanmıştır.

Saydamlık, hesap verebilirlilik, katılım, çalışmauyumu, yerindelik ve etkinlik gibi kriterlere dayanan,çok aktörlü ve toplumsal ortaklıklara dayalı yönetimanlayışı olan yönetişimi Kayseri Büyük Şehir Belediyesikendi bünyesinde oluşturmuş olduğu bir çok hizmetbirimiyle yerine getirmeye çalışmaktadır. Yapılanuygulamalar içerisinde Türkiye’de ilk olan ve örnekteşkil edecek çalışmalar da bulunmaktadır.

Halkın yönetime ve karar almaya katılımınısağlamak amacıyla oluşturulan Kent Konseyi çalışmagruplarından oluşmaktadır. Toplumun her kesimini temsiletmek ve her kesimin ihtiyaçlarına cevap verebilmekamacıyla toplam on çalışma grubu oluşturulmuştur.Grupların isimleri şu şekildedir: “Sağlık, Çevre veKüresel Isınma”, “Eğitim, Kültür, Sanat veTurizm”,”Engelliler ve Sosyal Dayanışma”, “AB,ProjeGeliştirme ve Finans Yatırım”,”Stratejik Planlama”,“Çocuk Kadın ve Aile”, “Gençlik ve Spor”, “Afetler veKriz”, “Kentsel Kalkınma ve Konut” ve “Ticaret veSanayi Odası” çalışma grupları şeklindedir. KentKonseyi çalışma gruplarında toplumun her kesiminikapsayan temsilciler mevcuttur. Ayrıca Konsey

21

bünyesinde gençlik meclisi ve kadın meclisi debulunmaktadır.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, kamu kurumuniteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların,noterlerin, varsa üniversitelerin, ilgili siviltoplum örgütlerinin, siyasi partilerin, kamu kurumkuruluşlarının ve mahalle muhtarlarınıntemsilcileriyle diğer ilgililerin katılımıylaoluşan kent konseyinin faaliyetlerinin etkili veverimli yürütülmesi konusunda yardım ve desteksağlamaktadır. Bu konseyde oluşturulan görüşlerbelediye meclisinin ilk toplantısında gündemealınarak değerlendirir.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin yönetişimintemel unsurlarına paralel olarak birçok çalışmayaptığından söz etmiştik. Bunlardan bir kaçınıaçıklamak gerekirse;

Stratejik plan hazırlanması: Şehrin geleceğinivatandaşların, STK’ların, çeşitli kamu kurum vekuruluşlarının, üniversitelerin, muhtarların vsgörüşünü alarak vatandaş odaklı, katılımcı, şeffafve hesap verebilir yönetim anlayışı çerçevesindehazırlamıştır. Kayseri, Devlet Planlama Teşkilatıtarafından stratejik planlama çalışmalarında pilotillerden biri olması nedeniyle planlamaçalışmalarının tam olarak uygulandığı birkaç ildenbirisidir. Çalışma sonucunda vatandaşın, STK’ların,kamu kurum/kuruluşlarının ve diğer tümkatılımcıların görüşü alınarak bir Stratejik Planoluşturulmuştur. Katılımın sağlanması nedeniyleoluşturulan plan ihtiyaçlara yöneliktir.

Performans Program, faaliyet raporları, kamuhizmet standartları da hedeflerle yönetim,

22

şeffaflık, hesap verilebilirlik ilkesi ve ilgilikanuna dayalı olarak hazırlanmaktadır. Söz konusuçalışmalar web sitesinden vatandaş ilepaylaşılmaktadır.

Vatandaşların yapılan hizmetler ve çalışmalarhakkında bilgi edinmesi ve bilgiye ulaşımlarınınkolaylaştırılması için yapılan çalışmalara internetsitesi (www.kayseri.bel.tr) üzerinden rahatlıklaulaşılmaktadır. BİMER kapsamında vatandaş bilgiedinme hakkını rahatlıkla kullanabilmektedir. Bufaaliyeti beledi Basın Yayın ve Halkla İlişkilerMüdürlüğü takip etmektedir. Vatandaşınihtiyaçlarını tespit ve bir sonraki yılınplanlamasında ihtiyaca yönelik plan yapmak, onlarınyapılan faaliyetlerle ilgili görüşlerini almak içinvatandaş anketi düzenlenmektedir. KayseriBüyükşehir Belediyesi uzmanlaşmaya önem verdiğiiçin ilgili birimlerde konusunda uzman kişilerleçalışmaktadır. Örneğin Beyaz Masa personeliİletişim ve Halkla İlişkiler mezunudur. Beyaz Masa“Alo 153” aracılığıyla vatandaşın istek, şikayet veönerileri bilgisayar programında kayıt altınaalınmaktadır. Vatandaş alınan bu talepler konu ileilgili birimlere aktarılmaktadır. Birimlerin konuile ilgili çalışmalarının sonucu vatandaşa e-posta,telefon veya yazılı olarak verilmektedir.Çalışmaların sonucu olumlu ya da olumsuz olsa dagerekçesi ile birlikte vatandaş mutlakabilgilendirilmedir.

“Vatandaşa rağmen anlayışının yerinevatandaşla birlikte hareket etme” duygusuyla halkınistek ve şikayetleri, yapılan ve yapılacakhizmetlerde, planlamalarda öncelikli yeralmaktadır.

23

Ayrıca proje demokrasisi kavramı gereği kentkonseyinde proje geliştirme çalışma grubuoluşturulmuştur. Gençlerin ve toplumun çeşitlikesimlerin şehir için projeler üreterek gelişmeyekatkı sağlaması amaçlanmaktadır. Çeşitli sosyalsorumluluk projelerinin finansmanı hibelerle dekarşılayarak belediye bütçesini daha etkin veverimli kullanmaktadırlar. 2011 yılı itibariyle üçayrı Avrupa Birliği Projesi yürütmektedir. Hemsosyal projelerin finansmanı AB kaynağı ilesağlanmakta hem de gençlere istihdamyaratılmaktadır.

Ailenin toplumun temel taşı ve geleceğinşekillenmesi açısından önemli olduğu bilinciyleTürkiye’de ilk defa “Aile Danışmanlık ve RehberlikBirimleri” oluşturmuştur. İlk pilot uygulamayı 2008yılında başlattıktan sonra 2010 Ekim ayındanitibaren toplam 6 merkezde bu hizmete devamedilmektedir. KAYMEK merkezinde 3 danışmanlavatandaşa hizmet verilmektedir. Konusunda uzmanpsikolojik danışmanlarla çalışılmaktadır. Randevusistemi ile ücretsiz olarak hizmet vermektedir.Danışmanlar 2 bayan ve 1 erkekten oluşmaktadır.Masa başı çalışmaların yanı sıra gezici çalışmalarda yapılmaktadır. Danışmanlık konuları; Çocuklarıngelişim dönemleri ile ilgili bilgilendirme, çocukve ergendeki davranış bozuklukları, aile içiiletişim problemleri, sınavlara hazırlıksüreçlerindeki kaygılar, yaşanılan travmatikolaylar’dır. Bu konularda sıkıntısı olanvatandaşlarla görüşmeler yapılmakta ve bugörüşmeler kayıt altına alınmaktadır. Vatandaşındurum takibi, belirli aralıklarla görüşmeyeçağrılarak, telefon edilerek ve yerinde takip

24

edilmektedir. İleri derecede sorunu olanlar isepsikiyatra yönlendirilmektedir. Durumunda iyileşmegözlenenlerin takibi hemen bırakılmamakta ve uzunaralıklarla yapılmaktadır. Yapılan bu hizmetlekadın ve aile bireyleri ihmal edilmemiş olmaktadır.

Belediyenin yürütmekte olduğu bir diğerfaaliyet ise KAYMEK (Mesleki Beceri Geliştirme veEğitim-Öğretim Kursları)’tir. Toplam 115 çalışanıile vatandaşa hizmet vermektedir.2010 yılındatoplam 10939 kursiyere ulaşmıştır.7 merkez ve 82branşta hizmet vermektedir.Kurs bitimindekursiyerlere MEB onaylı sertifika verilmektedir.Verilen kurslar sonrası 158 kişinin istihdamısağlanmıştır. 2010 yılında 98 oturumda vatandaşıbilinçlendirmek amacıyla seminerler düzenlenmiştir.Aynı zamanda “Gülen Yüzler Deniz Yıldızları”projesi ile maddi durumu iyi olmayan öğrencilerinderslerine ve sınavlarına destek amaçlı ücretsizkurslar düzenlenmektedir. Eğitimde fırsateşitliğini sağlamak, gençlerle kentsel yoksullukzincirini kırmak, gençleri zararlı alışkanlardankorumak hedeflenmektedir. Toplam 7 merkezde bukurslar verilmektedir. 2005 yılında 93 öğrenciyleyola çıkan proje 2010 yılı itibariyle 3066öğrenciyle yola devam etmektedir.

Kayseri Büyükşehir belediyesi spor ve boşvakitlerin geçirileceği aktivitelerindeğerlendirilebileceği alanları da ihmaletmemiştir. Vizyon projeleriyle şehire farklı birgörüntü katmıştır. 17 yıldır başkanlık yapan SayınMehmet ÖZHASEKİ ve ekibi, Kayseri ilinin hızlagelişmesini, Türkiye’de sayılı şehirler arasınagirmesini ve modern belediyecilikte örnek olmasınısağlamıştır. Vatandaşlar için hobi bahçeleri

25

yapılmış, çocuklar için sağlığa ve kullanıma uygunoyun parkları sayıları arttırılmış, haftasonlarında rahatlıkla piknik yapılması için mesirealanı sayısı ve yeşil alanlar arttırılmıştır.Kültür ve sanat faaliyetlerinin üzerinde önemledurularak vatandaşın katılımı sağlanmış ve böylecebir arada bulunan vatandaşların birbirlerine olanbağlılıkları arttırılmıştır. Şuan yapılmakta olan“Erciyes Dağı Kış Turizmi Tesisleri” ile sadeceTürkiye değil dünyadaki sayılı merkezlere rakipolmak hedeflenmektedir.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi sosyalbelediyecilik ilkesi gereği vatandaşını gözeten,ihtiyaçlarını tespit eden ve destek olanfaaliyetleriyle örnek bir belediyedir. Aynı zamandayapmış olduğu faaliyetlerle ve benimsemiş olduğuyönetim tarzı ile yeni kamu yönetiminde yönetişimilkelerinin uygulanabildiği örnek bir belediyedir.

Belediyeler başta olmak üzere bütün kamukurum ve kuruluşlarında köklü bir değişikliğe imkansağlayan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve KontrolKanunu’na paralel bir anlayışla 17 yıldır hizmetüreten Kayseri Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiğifinans modelleriyle Türkiye’ye örnek olmuş birbelediyedir.

KAYNAKÇA:

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı,http://www.belgenet.com/arsiv/sozlesme/aas_122.html, 21/04/2011.

BAYRAKTAR, Gonca, (2002), “Yeni Sağ Düsüncenin KamuYönetimindeki Yansıması Olarak Yeni Kamu Yönetimi Anlayışı” ,

26

Türkiye’de Kamu Yönetimi, (Ed. Burhan Aykaç vd.), YargıYayınevi, 2002, Ankara, ss. 564-565.

ÇUKURÇAYIR, Mehmet Akif, (2003), “Çok Boyutlu Bir KavramOlarak Yönetişim”, Çağdaş Kamu Yönetimi, (Ed: MuhittinAcar, Hüseyin Özgür), Nobel Yayınları, Ankara, s. 268.

DPT Özel İhtisas Komisyonu Raporu, www.dpt.gov.tr,21/04/2011.

DUMAN, Fethullah, “Belediyelerde Yönetişim ve Müşteri OdaklılıkTartışmaları”, www.belgeler.com, 21/04/2011.

ERGÜN, İsmail, (2006), “Yerel Yönetimlerde Yönetişim Kavramı veAvrupa Birliği ile Kıyaslaması” , Dokuz Eylül ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü, Avrupa Birliği AnabilimDalı.

GÜLER, Birgül Ayman, (2000), “Yerel Yönetimler: Nereye 1”,Kuvayı Milliye Dergisi-21, Mart-Nisan , s.60.

GÜNDOĞAN, Ertuğrul, (2007), “Katılımcı Demokrasi Bağlamında Yönetişim ve Bağcılar Belediyesi Örneği”, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı, Bağcılar İstanbul, Doktora Tezi, Bağcılar İstanbul.

KALAYCIOĞLU, Ersin, (2006), “Yönetişim Üzerine”, YerelSiyaset, Yıl:1, Sayı: 6, Haziran, ss. 20-21.

KAPLAN, Sefa, “Günümüzde Sadece Ulus-Devletler Değil Kentler deYarışıyor(08.03.2004)”, www.hurriyetim.com , 21/04/2011.

KAYA, Erol, (2008), “Modern Kent Yönetimi-I”, 3.Baskı,Okutan yayıncılık, İstanbul, Kasım.

KELEŞ, Rusen, (2000), “Yerinden Yönetim ve Siyaset”,Cem Yayınevi, İstanbul, s.50.

27

KÖSEOĞLU, Özer (2006), “Yeni Belediye Kanununda YerelDemokrasiye İlişkin Gelişmeler”, Yerel Siyaset, Yıl:1, Sayı:4,Nisan, s. 75.

Özer, Mehmet Akif, (2000), “Yerel Demokrasi, Demokratik YerelYönetimler ve Yerel Yönetimlerin Demokratikleşmesi Kavramlarının TahliliÜzerine”, Türk İdare Dergisi, Yıl:72, Sayı: 426, Mart, ss.130-131.

PALABIYIK, Hamit, (2003), ‘’Yönetimden Yönetişime: KentselYönetişim ve Uygulamaları ile Yönetişimde Ölçülebilirlik ÜzerineAçıklamalar’’, Yerel ve Kentsel Politikalar, (Ed: M.AkifÇukurçayır, Ayşe Tekel), Çizgi Yayınları, Konya, s.254.

SARAN, Ulvi, (2004), “Kamu Yönetiminde YenidenYapılanma”, Atlas Yayıncılık, Ankara, s.207.

TESEV, “İyi Yönetişim El Kitabı”, www.tesev.org.tr, 21/04/2011.

28