denİz tİcaretİ -...

27
Ocak 2013 | Yıl 21 | Sayı 248 DENİZ TİCARETİ Mersin Serbest Bölgesi’nde Yeni Rekor Suat Hayri Aka Mersin’de Pınar Kalkavan Sesel ile Röportaj

Upload: others

Post on 07-Aug-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

Ocak 2013 | Yıl 21 | Sayı 248

DENİZ TİCARETİ

Mersin Serbest Bölgesi’nde Yeni Rekor

Suat Hayri Aka Mersin’de

Pınar Kalkavan Sesel ile Röportaj

Page 2: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLUGenel Koordinatör: Ali ADALIOĞLUYayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, A.Kahraman YAVUZ, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİYayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya AjansıBasım Yeri: Mattek Matbaacılık - Adakale Sokak no:32/27 Kızılay - ANKARA Basım Tarihi: Ocak 2013Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 13 33110 Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: 0324 327 70 00 (pbx) Faks: 0324 329 52 30 E-posta: [email protected] [email protected] www.mdto.org.tr

MDTO’nın Aylık Yayın Organı Ocak 2013 | Yıl: 21 | Sayı: 248

MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar.

5Hisarcıklıoğlu Oda ve Borsa Genel Sekreterleri ile Buluş-tu7Mersin Serbest Bölgesi’nde Yeni Rekor8-9Suat Hayri Aka Mersin’de İncelemelerde Bulundu10-12MDTO’dan Haberler14-15Kısa Kent Haberleri17-21Denizcilik Haberleri23TACCİ’den Haberler24-25Hatıra Kent Mersin26-28Gözneli Gök MehmetMersin Deniz Müzesi’nde29-31İklim Değişikliği veDenizcilik32-34Türk Ticaret Kanununda Konşimento İle İlgili Yapılan Değişiklikler:35-40Türkiye KarasularındaPetrol Sızıntısı TehlikesineKarşın Petrol Temizleme Gemisi İhtiyacı Ve Petrol Gemisi Dizayn Gerekleri41-43“Şu kriz son bulsa...Bakın neler yapacağız”45Deniz Feneri46-49MIP’den Haberler50İstatistik

İÇİNDEKİLER

Saygıyla Ali ADALIOĞLU

Dünya son 4 yıldır ekonomik krizle boğuşuyor.Şüphesiz Türkiye ve dolayısıyla Mersin’de bundan nasibini aldı...Her ne kadar yeni arayışlar olsa da krizin bir faturasının olduğu da gerçek.2012 yılı geride kaldı.2013’te de iş dünyası durgunluğun devam edeceği görüşünde.Türkiye’de özelleştirmeler de neredeyse bitti.Yani işin özü; özelleştirecek ve kamuya kaynak aktaracak bir şey kalmadı.Tüm bunların yanında ihracat 2012’yi yeni bir rekorla kapadı.Cari açıkta bir düşüş olsa da yeterli değil...Merkez Bankası Başkanı 2013 enflasyon tahminini açıkladı.2013’te enflasyon 5.3 olacakmış!..Tabi ki bu bir tahmin...Her zaman yanılgı payı vardır, unutmamak gerek!..Türkiye’de yaşanan olumsuzluklara karşın iş dünyası umudunu yitirmiyor.Yeni arayışlar içinde.Özellikle yeni pazarların hem üretimi hem de ihracatı arttıracağı bir gerçek.Mersin’e dönersek; Mersin her zaman olduğu gibi 2013’ü hareketli geçirecek…Özellikle 20-30 Haziran tarihlerinde yapılacak olan 2013 Akdeniz OyunlarıKente önemli spor yatırımlarının yapılmasını sağladı.En önemlisi de kentin tanıtımına büyük katkı koyacak...Her ne kadar Mersinli müteahhitler iş alamasa da, yapılan tesisler kent için çok önemli. Dileriz zamanında tamamlanır ...Liman ve Serbest Bölge’de işler iyi...Narenciye önceki yıllara göre biraz para etse de, üretici yine umduğunu bulamadı.Çukurova Uluslararası Havaalanı inşaatı ise daha başlamadı.İhaleyi kazanan firmanın kaynak arayışı sürüyormuş... Şimdiden 6 aylık bir gecikme var.Lojistik mi dediniz?.Sanırım şimdilik onu rafa kaldırdılar!..Raftan ne zaman iner bilemeyiz.Yeter ki orada tozlanmasın...Oda ve Borsaların bu yıl seçim yılı...Ancak, Nace Kodları nedeniyle Şubat ve Mart’ta yapılacak seçimler 3 ay ertelendi...TOBB’un seçimi de bu yıl Mayıs yerine Ağustos ayında yapılacak.Herkes bir yerlere aday.Hiçbir zaman için ben bu işi ne kadar yaparım diye düşünen yok!Çünkü, millet olarak hepimizin elinden her iş gelir nasıl olsa!.

2013‘te Mersin ve Türkiye…

Page 3: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

4 5

Oda ve borsaların genel sekreterlerini bir araya getiren eğitim seminerinde konu-şan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğ-lu, “Bizim oralarda işin ününe değil ununa bak derler. Aslında işin ununu yapan siz-lersiniz. Sizler başarılı işler yaparsanız biz de başarılı oluruz” şeklinde konuştu.

Konuşmasında NACE kodlaması ve se-çim mevzuatına da değinen Hisarcıklı-oğlu, genel sekreterlere hitaben şunları söyledi: “İllerinizde ve ilçelerinizde önü-müzdeki dönemde seçimler var. Seçim-lerin demokratik kurallara uygun olarak, hakça yapılması açısından önemli bir sorumluluğunuz var. Kanuna, mevzua-ta ve kurallara uygun hareket etmek zo-rundasınız. Her zaman objektif olun. Tek isteğimiz tüm seçimlerin hak ve adalet içerisinde kurallara uygun olarak gerçek-

leşmesi.”

NACE kodları konusunda yapılan çalış-manın önemini vurgulayan Başkan Hi-sarcıklıoğlu, eskiden hangi sektörde kaç tane imalatçı olduğunun sağlıklı şekilde bilinemediğini, her kurumda farklı kod-lamalar bulunduğunu ve firma adresleri bilgisinin de çok sağlıklı olmadığını hatır-latarak, NACE kodları konusunda yapılan çalışmayla çok önemli bir işe imza atıldı-ğını belirtti.

NACE kodunun birçok yerde kullanıla-bileceğine dikkat çeken TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, yeni sistem ile yatırım teş-vik mekanizmasının daha da sağlıklı hale getirilebileceğini, sektörel kümelenme ihtiyaçlarını tespit edebileceğini, Maliye politikalarının daha sağlıklı dizayn edile-

bileceğini kaydetti.

NACE kodlama sitemi ile belli bir adres bazında hangi faaliyet alanında şirket bul-mak istenirse, bu bilgiye ulaşılabileceğini söyleyen Hisarcıklıoğlu; “Web üzerinde şirketlere ulaşmak daha kolay hale ge-lecek. Çünkü faaliyetleri ve adresleri ilk defa güncel halde olacak. Yurtdışından gelen mal talepleri ve ortaklık teklifleri, hangi faaliyet konusundaki firmaları ilgi-lendiriyorsa, o firmalara artık daha sağlıklı ve hızlı bir şekilde ulaştırılabilecek. Böy-lece reel sektörün iş hacminin artmasına imkân sağlanacak” ifadelerini kullandı.

Hisarcıklıoğlu konuşmasının sonunda oda ve borsa genel sekreterlerinin sorula-rını yanıtlarken, onlarla birlikte bir de hatı-ra fotoğrafı çektirdi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen Genel Sekreterler Eğitim Semineri 14 Ocak tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB Birlik Merkezi’nde yapılan Eğitim Seminerine Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Korer Özbenli de katıldı.

Hisarcıklıoğlu Oda ve Borsa Genel Sekreterleri ile Buluştu

Page 4: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

6 7

Mersin Serbest Bölgesi’nin (MESBAŞ) Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olarak faaliyete başladığı 1988 yılından 2010 yılı sonuna kadar gerçekleştirdiği en yüksek ticaret hacmi 2,7 milyar dolar iken, 2011 yılında tarihi bir rekora imza atılarak ticaret hacmi 3,7 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2011 yılında ise ticaret hacmi %3 artışla, 2012 yılında 3,8 milyar dolar olarak gerçekleş-ti. Böylece, Mersin Serbest Bölgesi’nin 1988 yılından 2012 yılı sonuna kadar gerçekleştirdiği ticaret hacmi toplamı 43,3 milyar dolara ulaşmış oldu.

Türkiye Serbest Bölgeleri İçerisinde 2. Sırada

Mersin Serbest Bölgesi, 2012 yılı itibariyle Türkiye’de faaliyet gösteren 19 serbest bölge içerisinde ticaret hacmi sıralamasın-da Ege Serbest Bölgesi’nin ardından 2. sırada bulunuyor.

2011 yılı sonu itibarıyla Mersin Serbest Bölgesi’nde 6.537 kişi is-tihdam edilirken, 2012 yılı sonu itibarıyla faaliyette bulunan; 339 yerli 82 yabancı firma olmak üzere toplam 421 firma bünyesinde istihdam edilen personel sayısı % 20 artışla 7.829 kişi oldu.

Bölgede doğrudan istihdam edilen kişi sayısı 7.829. Dolay-lı istihdam ile bu rakam 9.000 kişiye, ekonomik etkileşim ola-rak 25.000 kişiye ulaşıyor. Bölge, tek başına sağladığı çalışma imkânları sayesinde gerek Mersin ili ve gerekse ülkemiz için önemli bir istihdam merkezi konumunda.

Serbest Bölge Liman Faaliyetlerinde%8 Artış Gerçekleşti

MESBAŞ’tan yapılan yazılı açıklamaya göre, Mersin Serbest Böl-

gesi Limanı’nda 2011 yılında 1.490.745 ton mal işlem görürken 2012 yılında %8 artışla 1.603.367 ton mal işlem gördü, serbest bölge rıhtımlarının kullanım verimliliği artırıldı. Açıklamada ayrıca Mersin Serbest Bölgesi’nden 158 değişik ülke ile 682 değişik malın ticareti yapıldığı bilgisi verilirken, bu rakamların, Mersin Serbest Bölgesi’nin dünya ülkeleri ile ticaretinde çok yönlü et-kinliğini gösterdiği ifade edildi.

Alan Genişleme Çalışmaları

Gelir ve kurumlar vergisi istisnasının üretim faaliyetleri için de-vam ediyor olması, Mersin Serbest Bölgesi’nin önemli coğrafi konumu, bölgede üretim faaliyetlerinin çeşitliliği, doğrudan de-nizyoluna bağlantılı özel limanının olması, Doğu-Akdeniz’in en önemli limanlarından biri olan Mersin Limanı’nın hemen yanında kurulmuş olması ve Mersin Limanı’na direkt kapısının bulunması gibi nedenlerle üretici firmaların yatırım talepleri ve ticari işlem yapan firmaların artan depolama alan taleplerini karşılamak üze-re yeni yatırım alanlarının oluşumu için çalışmalar devam ediyor.

Bu kapsamda; serbest bölgenin kuzey-batısındaki 50 dönümlük alan Bakanlar Kurulu Kararı ile Mersin Serbest Bölgesi sınırları içerisine alındı ve sadece üretim faaliyetlerine müsaade edilen bu alanda yatırım tahsisleri tamamlandı. Serbest Bölge’nin do-ğusundaki 334 dönümlük alanın ise Mersin Serbest Bölgesi sı-nırları içerisine alınması ve yatırımcılara hazır hale getirilmesi için çalışmalar ve görüşmeler devam ediyor. Bu alanın Mersin Ser-best Bölgesi sınırları içerisine alınmasıyla beraber asgari 2.000 kişilik ilave istihdam ve yıllık 1 milyar dolarlık ilave ticaret hacmi sağlanacağı tahmin ediliyor.

Mersin Serbest Bölgesi’nin 2012 yılında gerçekleştirdiği 3,8 milyar dolar ticaret hac-mi, kuruluşundan bugüne kadar en yüksek değer olarak kayıtlara geçti.

Mersin Serbest Bölgesi’nde Yeni Rekor

Page 5: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

8 9

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müste-şar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Deniz ve İç Sular Dü-zenleme Genel Müdürü Cemalettin Şevli, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Hızırreis Deniz bir dizi incelemede bulunmak üzere Mersin’e geldi.

İlk olarak Mersin Valisi Hasan Bari Güzeloğlu ile gö-rüşen ve Bakanlık çalışmaları hakkında bilgi veren he-

yet, buradan Mersin Limanı’na geçerek, gemi ve yük trafiği ile limanda yapılan yatırımlar konusunda yetki-lilerden bilgi aldı.

Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka başkanlığındaki heyet daha sonra Mersin Deniz Ticaret Odası’nı zi-yaret etti. Burada Meclis Üyelerine hitap ederek, De-nizcilik Müsteşarlığı ve bölge müdürlüklerinin kapa-

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka ve beraberindeki heyet Mersin’de incelemelerde bulundu.

Suat Hayri AkaMersin’de İncelemelerde Bulundu

tılmasının ardından bakanlıklarındaki yeni yapılanma konusunda bilgi veren Aka, Denizcilik Müsteşarlığı’na bağlı bölge müdürlüklerinin yaptığı tüm işlemlerin yeni dönemde liman başkanlıklarınca yapılacağını belirtti.

Bakanlık olarak denizde can ve mal güvenliğini çok önemsediklerini vurgulayan Aka, kabotaj hattında çalışan gemilerin denetimlerinin arttırılacağını söyle-di. Konuşmasında mevcut yönetmeliklerin güncelle-neceğine de değinen Müsteşar Yardımcısı Aka, tüm limanlarda uygulanacak tek bir liman yönetmeliğinin hazırlandığını anlattı.

Türkiye’de denizcilik eğitimi açısından ciddi sıkıntılar olduğunu kaydeden Suat Hayri Aka, Denizcilik Mes-lek Liseleri ile Meslek Yüksek Okulları’ndan mezun olanların çalışabilecekleri gemi tonajlarını düşürmeyi planladıklarını, ancak bu uygulamanın denizcilik eğiti-mi veren liseler ile meslek yüksek okullarını kapanma noktasına getireceğini, bu nedenle bu okullara eğitim

kalitelerini arttırmak için son bir şans daha verildiğini söyledi. Denizcilik liseleri ile meslek yüksekokullarının durumunun daha sonra yeniden değerlendirileceği uyarısında bulunan Aka, denizcilik kökenli sektör ça-lışanlarının bu okullarda ders vererek katkı sağlama-ları gerektiğini belirtirken, sektördeki kurumların yurt dışı yüksek lisans ve doktora programlarına öğrenci gönderebilmek için projeler geliştirmesi önerisinde bulundu.

Konuşmasının ardından MDTO meclis üyelerinin so-runlarını dinleyen Aka, programlarının öğleden son-raki bölümünde Mersin Liman Başkanlığı’nı, Taşucu Belediyesi tarafından işletilen liman tesisini ve Seka Limanı’nı ziyaret etti. Müsteşar Yardımcısı Aka ve be-raberindeki heyet, KKTC Su Temin Projesi kapsamın-da Fırat Boru tarafından imal edilen ve Anamur’dan Kıbrıs’a su taşıyacak boruların üretim tesisini gezerek, yetkililerden bilgi aldı.

Page 6: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

10 11

MDTO’dan İki Önemli EtkinlikMersin Deniz Ticaret Odası (MDTO), denizcilik sektörüne yönelik faaliyet ve sorum-luluklarını gerçekleştirirken, Mersin’in ekonomik ve kültürel hayatını zenginleştirecek projelere de destek olmaya devam ediyor. Önümüzdeki aylarda Mersin’de düzenle-necek iki önemli etkinlik MDTO sponsorluğunda gerçekleştirilecek.

Mersin Fotoğraf Derneği tarafından her yıl düzenlenen uluslararası fo-toğraf yarışması bu yıl Mersin Deniz Ticaret Odası sponsorluğunda ger-çekleştiriliyor.

‘Mersin Deniz Ticaret Odası 1. Ulus-lararası Fotoğraf Yarışması’ adıyla ka-muoyuna duyurulan ve dünyanın her yanından tüm profesyonel ve amatör fotografçılara açık olan yarışmada fotoğraflar “Serbest (Siyah-Beyaz), Serbest (Renkli), Deneysel ve De-nizde Yaşam (Renkli/Siyah&Beyaz)” olmak üzere 4 ayrı kategoride değer-lendirilecek.

FIAP (Federation Internationale de l'art Photographique) Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu pat-ronajlı yarışmanın jürisinde Coşkun Aral, Tayfun Talipoğlu, Erdal Kına-cı, Mevlüt Özalp, Vahap Akşen, , Abdullah Sert, Selami Türk, İlhan Maraşlı(AFIAP), Tahsin Sezer(AFIAP), Tahir Özgür(EFIAP), Emel Karakozak (EFIAP) gibi önemli isimler görev ala-cak.

18 Şubat-28 Nisan tarihleri arasında başvuruların kabul edileceği yarış-mada, 3 FIAP Madalyası, 3 MDTO Madalyası ve toplam 1750 dolar para ödülü, 1 TFSF Özel Ödülü ve 1 En İyi Fotoğrafçı Ödülü’nün yanı sıra 6’sı FIAP, 4’ü MDTO Mansiyonu olmak üzere toplam 10 Mansiyon Ödülü ve-rilecek.

Yarışmanın Ödül Töreni ve Sergisi 23 Haziran tarihinde yapılacak. Yarışma-ya ait detaylı bilgi www. mdto.org ve www.mfd.org.tr internet sitelerinden alınabilir.

Mersin Deniz Ticaret Odası 1. Uluslararası Fotoğraf Yarışması

MDTO’DAN HABERLER

MDTO sponsorluğunda düzenlenecek di-ğer etkinlik, ‘Liman Kentlerinde Değişimi Yönetmek: Mersin’in Geleceğine İlişkin Perspektifler’ adıyla Mart ayında gerçekleş-tirilecek.

Mersin Üniversitesi Rektörlüğü, Mersin Büyükşehir Belediyesi, TMMOB Mimar-lar Odası Mersin Şubesi ve TMMOB Şe-hir Plancıları Odası Mersin Temsilciliği’nin katkılarıyla gerçekleştirilecek olan panel ile Doğu Akdeniz’in önemli çekim merkez-lerinden biri olma yönünde hızla ilerleyen Mersin’i bir dünya kenti olarak geleceğe taşıyacak bütüncül kentsel gelişim hedef-lerinin belirlenmesine katkıda bulunacak tartışma platformu oluşturmak amaçlanıyor. Panel ile ayrıca kentsel değişim sürecinin yönetimi konusunda Londra, Barselona ve Beyrut gibi önemli liman kentlerinde yapıl-mış bütüncül uygulamaların deneyimlerin-den faydalanarak Mersin’in bu konudaki yol haritasını belirleyebilmek hedefleniyor.

12 Mart tarihinde TMMOB Mimarlar Odası Mersin Şubesi Konferans Salonu’nda ger-çekleştirilecek olan panelde “Uluslararası Deneyimler” ve “Türkiye'den Uygulamalar” adlarıyla iki ayrı oturum düzenlenecek. Pa-nele Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversi-tesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Ko-ruma ve Yenileme Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Arzu Kocabaş, Lübnan Üniversitesi Gü-zel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi ve Trablus Belediyesi Kültürel Miras ve Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu Baş-kanı Prof. Dr. Halid Tadmori, Mersin Üni-versitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fikret Zorlu, Orta Doğu Teknik Üniversi-tesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Plan-lama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nil Uzun Duruöz, Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nida Naycı ve TMMOB İstan-bul BK Şubesi Temsilcisi konuşmacı olarak katılacak.

Etkinliğin sonunda yapılacak ve sunumlara ilişkin tartışmalar ile soru-cevap bölümünü içerecek forum ise, Ankara Üniversitesi Si-

yasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bö-lümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş tarafından yönetilecek.

“Liman Kentlerinde Değişimi Yönetmek:Mersin’in Geleceğine İlişkin Perspektifler” Paneli

MDTO’DAN HABERLER

Page 7: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

12 13

MDTO’DAN HABERLER

Aytuğ Atıcı, MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Ci-hat Lokmanoğlu’ndan Oda çalışmaları hakkın-da bilgi aldı. Görüşmede ayrıca yerel seçimler ve değişen yerel yönetim yasası hakkında gö-rüş alışverişinde bulundu.

Kentin temel sorunlarının da dile getirildiği top-lantıda, Mersin’de gelişme potansiyeli yüksek sektörler olan denizcilik, tarım, turizm, lojistik konuları değerlendirilerek, kentin sosyo-ekono-mik açıdan daha güçlü ve yaşanabilir bir kent haline gelmesi için gereken koşullar tartışıldı.

Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Oda Yönetim Kurulu üyeleri ve idari yetkililer tarafından karşılanan Kah-raman, Müdürlüklerinin ve Bakanlığın ‘Gümrüklerde İnovasyon’ konusunda yaptığı çalışmalara ilişkin bilgiler ak-tardı.

Görüşmede, ‘Kolay Ticaret, Büyük Türkiye’ sloganı ile kamuoyuna du-yurulan gümrük alanında ticaretin ko-laylaştırılmasına yönelik uygulamalar, gümrük mevzuatı, gümrük idareleri arasındaki işbirliği ile gümrük ve özel sektör işbirliğinin sağlanması konula-rında görüş alışverişinde bulunuldu. Görüşmenin sonunda Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Murat Kahraman, MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu’na günün anısına bir plaket takdim etti.

CHP Mersin Milletvekili ve Dış İşleri Komisyonu Üyesi Prof.Dr. Aytuğ Atıcı, 14 Ocak tarihinde Mersin Deniz Tica-ret Odası’nı (MDTO) ziyaret ederek, Yönetim Kurulu Üyeleri ve idari yetki-lilerle görüştü.

ATICI’DAN MDTO’YA ZİYARET

Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Murat Kahraman ve beraberindeki he-yet Dünya Gümrük Günü kutlamaları kapsamında 29 Ocak günü Mersin Deniz Ticaret Odası’nı (MDTO) ziyaret etti.

Kahraman,‘Gümrüklerde İnovasyon’u Anlattı

Page 8: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

14 15

KISA KENT HABERLERİ

Tesislerin son durumunu incelemek üzere Mersin’e gelen Bakan Kılıç, HiltonSA Oteli'nde yaptığı konuşmada 2 yıldan az bir süre-de tesisleri bitireceklerini ve bu sorumluluk ile hareket ettiklerini anlattı. Bakan Kılıç, tesislerin zamanında yetişmesi için kendile-rine manevi destek sağlayanların bir hayli fazla olduğunu ifade ederek, kendilerini destekleyenlere teşekkür etti.

Akdeniz Oyunları kapsamında Mersin’de gerçekleştirilen tesisler toplamının ilin kentleşme tarihindeki en organize yatırım hamlesi olduğuna işaret eden Kılıç, tesislerin toplam yatırım büyüklüğü-nün 500 milyon TL civarında olduğunu belirterek, “Türk muci-zesi olarak adlandırdığım konu kapsamında Mersin’de Akdeniz Oyunları’na dönük yürüttüğümüz toplam proje adedi tam 40 tanedir” dedi. Mersin’de büyük bir hamle gerçekleştirdiklerini yineleyen Bakan Kılıç “Yapılan organizasyon Mersin kenti şehir kimliğine hamle ile birlikte bir spor kenti vizyonunu da kazandır-mış oluyor. Görmemiz ve sahip çıkmamız gereken yer de bura-sıdır” diye konuştu.

“Spor dendiği zaman, Mersin Türkiye’nin nadir kentlerinden bi-risi olacak” diyen Bakan Kılıç, şöyle devam etti: “Bundan böyle Ankara’nın gözü kulağı da Mersin’de olacak. Çünkü bazı tesis-ler sadece Mersin’de olacak. Atış poligonu, tenis kompleksi ve olimpik yüzme havuzunun bir benzeri daha Türkiye’de olmaya-cak. Mersin’e tesisten çok bir nevi eserler bırakıyoruz. Mersin’e kazandırdığımız bu eserlerin bir kopyasını bir başka kentte daha görmeyeceğiz.”

Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ise konuşmasında “Nor-

malde 6 yılda hazırlanacak tesisler Mersin’de 2 yıldan daha az süre içinde Türkiye’nin yüz akı olarak tamamlanmak üzere. Her türlü detayda Türk insanının emeği ve alın teri var. Heyecanımız büyük. Heyecanımız her geçen gün Bakanımızın önderliğinde daha da artarak gelişiyor. Çünkü Akdeniz Oyunları 2023 Türkiye Cumhuriyeti’nin hedeflerinde 2020 Olimpiyatları öncesinde ül-kemizin en önemli sınavıdır” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Bakan Kılıç ve Vali Güzeloğlu, milli ta-kım sporcularına çeşitli hediyeler verirken, daha sonra tesisleri yerinde incelemek üzere buradan ayrıldı.

Sağanak yağmura rağmen sabah saatlerinde Erdemli'de yapı-mı devam eden, Türkiye'de ilk ve tek olma özelliği taşıyan atış poligonu inşaatının gezilmesiyle başlayan incelemeler, oyunla-rın açılış ve kapanış törenlerinin yapılacağı 25 bin kişi kapasiteli stadyum inşaatında devam etti.

Olimpik yüzme havuzu inşaatındaki incelemelerde çalışmala-rın son derece hızlı ilerlediği gözlemlenirken, 25x50 metre bo-yutlarındaki havuzun taban kaplamasının tamamlandığı, çatı kaplama işlemlerinde ise sona yaklaşıldığı gözlemlendi. 7500 seyirci kapasiteli Servet Tazegül Spor Salonu'nda incelemeleri-ni sürdüren Bakanı Kılıç ile Vali Güzeloğlu’na çalışmaların kısa bir süre içerisinde tamamlanacağının bilgisi verilirken, salonun yan kısmında yer alan tenis kompleksinin büyük ölçüde bitirildi-ği aktarıldı. Son olarak Jimnastik Salonu ile Mersin Üniversitesi (MEÜ) içerisinde yapımı sürdürülen Akdeniz Oyunları Köyü'nün fiziki olarak yüzde 80'inin tamamlandığı ifade edildi.

TESİSLER OYUNLARDAN ÖNCE HAZIRHaziran ayında Mersin’de gerçekleştirilecek olan 17. Akdeniz Oyunları'na yönelik bilgilendirme top-lantısı Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

KISA KENT HABERLERİ

1. MERSİN EKONOMİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİMersin Ekonomi Platformu tarafından (MEP) dü-zenlenen ve 24 sivil toplum kuruluşunun birleş-mesiyle oluşturulan 1. Mersin Ekonomi Çalıştayı Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ndeki (AKİB) çalıştayda konuşan Ekono-mi Bakanı Zafer Çağlayan, birlik ve beraberliğin önemine değinerek “Mersin, Türkiye’de 24 kuruluşu ilk defa bir çatı altında buluşturan şehirdir. Bu nedenle Mersin’e hizmet etmekten gurur duyuyorum. Mersin’in birliği ülkemizin birlik ve beraberliğidir. Çünkü Mersin her dil, din, ırk ve etnik kökenden vatandaşlarımızın kardeşlik içerisin-de yaşadığı bir hoşgörü kentidir. Bu birliğimizi bozdurmayacağız. Ayrılıkta azap, birlikte rahmet vardır. İşte bu birlik Mersin’i istenilen seviyeye taşıyacaktır” ifadesini kullandı.

Son dönemlerde elde edilen başarılı sonuçlarla birlikte ülkemizin her alanda örnek alınan bir hale geldiğine vurgu yapan Ekonomi Bakanı Çağlayan “Ülkemizde 152 milyar dolar ile Cumhuriyet tari-hinin ihracat rekorunu kırdık. Bunu özel sektör yaptı. Bizler iş dün-yasının önündeki engelleri kaldırıyor, otobanlar açıyoruz. Ülkemize

gelen yatırımlar da Türkiye’nin en az 15-20 yılına güvenerek geli-yor” dedi. Çağlayan Mersin’in de ihracat potansiyeline değinerek “Bundan 10 yıl önce sadece 124 gümrük bölgesine ihracat ya-pan Mersin, şimdilerde dünyanın 171 bölgesine ürün gönderiyor. Mersinimizin ihracatı 2023 yılında en az 10 milyar dolar olmalıdır. Çünkü bunun altyapısını hep birlikte yapıyoruz. Bu noktada önce Uluslararası Çukurova Havalimanı inşa edilecek. İnşa için ihaleyi alan firma uluslararası bankalarla görüşmede sona geldi. Bir sorun olmaz ise en geç 2 ay içerisinde havaalanının temelini atacağız” şeklinde konuştu.

Çalıştayda Yeni Nesil Serbest Bölgeler Kanun Tasarısı’nın hazır-landığına da değinen Çağlayan, “Meclisten çıkmasının ardından kanunu pilot bölge olarak Mersin’de uygulayacağız. Mersin bunu hak ediyor. Ben Mersin’e yatırımcı getiremiyorum. Çünkü Mersin’in 1/100 binlik çevre düzeni planı yok. İleriye dönük olarak Mersin’in ticarette, turizmde, lojistikte ve sanayide hangi noktada olacağının bilinmesi gerekiyor” dedi.

Ekonomi Bakanlığı’na bağlı ticaret müşavirlerinin her yıl Türkiye’de toplandığını ifade eden Çağlayan, dünyanın 130 ülkesinden gele-cek toplam 250 müşavirin katılımıyla gerçekleştirilecek olan toplan-tının bu sene Mersin’de gerçekleştirileceğini bildirdi. Bakan Çağla-yan ayrıca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığındaki büyükelçiler toplantısının da yine Mersin’de yapılacağını söyledi.

MERSİN DENİZ MÜZESİ’NDE ZAMANDA YOLCULUK

Eğitim ve teşhir amacıyla sürekli olarak sergilenecek olan bölümün açılış töreni 10 Ocak Perşembe günü Mersin Deniz Müzesi’nde gerçekleşti. Tören, Mersin De-niz Müzesi Komutanı Dz. Yb. Özgür Murat Olcay’ın konuşmasıyla başladı. Dz. Yb. Olcay, oldukça kısa bir süre içinde, bü-yük özverili çalışmalar sonucu Mersin Deniz Müzesi’ne eklenen yeni bölüm ile müzenin tanınırlığının artacağını vur-guladı.

Prof Dr. Nurdan İnan ise uzun süredir gerçekleştirmeye çalıştığı bir hayalinin gerçekleşmiş olmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. ‘Jeolojik Zaman Denizlerinden Fosiller’ temalı salonda 123’ü denizel cinse ait toplam 312 fosil

örneğinin sergilenmekte olduğunu, her bir fosil örneğinin yanına yerleştirilen etikette, fosilin cins adıyla birlikte jeolojik yaşının mil-yon yıl olarak belirtildiğini aktaran Prof Dr. İnan, salonun duvarlarında da fosil grupları-

nın en belirgin genel özelliklerinin anlatıldığı poster panoların yerleştirildiğini ifade etti.

Salonda, fosil yaşlarının algı ve karşılaştır-ma kolaylığı için Jeolojik Zaman Çizelgesi

panosuyla birlikte jeolojik zamanın son 6 yüz milyon yılında dünyanın coğ-rafyası, Tetis denizlerinin hikayesi ve ülkemizin bu denizlerden yükselişini gösteren yansı sunumu da eklendiğini söyleyen Prof. Dr. İnan, konuşmasını projenin gerçekleşmesine katkı sunan-lara teşekkür ederek bitirdi.

Konuşmaların ardından Deniz Müzesi Komutanlığı’nın ‘Zaman Denizlerinden Fosiller Seksiyonu’nun açılışı nedeniyle düzenlendiği resepsiyona geçildi.

Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nur-dan İnan’ın akademik çalışmalarından derlediği bilgileri, fosil örnekleri ve destekleyici posterlerin Mersin Deniz Müzesi’nde sergileneceği bölüm, düzenlenen törenle açıldı.

Page 9: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

16 17

DENİZCİLİK HABERLERİ

ASYAPORT 10 AY SONRA

HİZMETE GİRİYOR

Avrupa’nın üçüncü büyük konteyner limanı Asyaport 10 ay son-ra Tekirdağ’da hizmete girecek. Tekirdağ Sanayi ve Ticaret Oda-sı Başkanı Cengiz Günay, dev konteyner gemilerinin yanaşacağı limanın, İstanbul ve Bursa’nın da yükünü hafifleteceğini söyledi. Yapımına 2009 yılında başlanan Tekirdağ Asyaport’a ilk gemi 29 Ekim 2013 tarihinde yanaşacak. Yılda 2,5 milyon konteynerin yük-lenip boşaltılacağı Asyaport, Akdeniz ülkeleri arasında en büyük, Avrupa’da ise üçüncü büyük konteyner yükleme-boşaltma limanı haline gelecek.

Karadeniz ve Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerin yanı sıra ABD ve Çin gibi dünyanın uzak ülkelerine de mal gönderimi yapılacak olan limana yanaşma derinliği eksi 8 ile eksi 20 metre arasında dünya-nın en büyük konteyner gemileri yanaşabilecek. Limanın şehirde bulunan 1.500 fabrikanın yanı sıra İstanbul ve Bursa gibi şehirlere hizmet vereceğini belirten Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Başka-nı Cengiz Günay, Boğaz trafiğinin rahatlamasına da katkıda bulu-nacağını söyledi.

2013 sonbaharında ilk geminin yanaşacağı liman sayesinde İstan-bul’daki ticari hareketliliğin azalacağını aktaran Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cengiz Günay, karayolu ve demiryolu bağ-lantısıyla sevkiyatın daha rahat yapılacağını söyledi. Günay’ın açık-lamasına göre liman sayesinde şehirde bulunan binlerce firmanın yanı sıra Türkiye’nin farklı şehirlerinde üretim yapan şirketler de ya-naşma derinliği sayesinde Asyaport’tan büyük gemilere yükleme yapabilecek. Bu sayede dış ticaret hız kazanacak. Günay, “Tam olarak faaliyete geçtiğinde Avrupa’nın üçüncü büyük konteyner limanı olacak Asyaport, Türkiye’nin ihracatına da ciddi katkı sağ-layacak. Aynı zamanda üretim için gerekli olan hammadde ihtiyacı da bu limandan karşılanabilir. Büyük gemiler yükleme yapacağı için maliyetler de azalacak.” dedi.

Asyaport Operasyon, Destek Hizmetleri ve İdare Amiri Bahri Öz-den ise limanın özellikleri hakkında gazetecilere bilgi verdi. Buna göre yanaşacak gemilere yükleme ve boşaltma esnasında elekt-rik enerjisi verilmek suretiyle dizel motorların çalıştırılmaması sağ-lanacak. Kullanılan ekipmanların büyük kısmı elektrikle çalışacağı için hava ve gürültü kirliliği de engellenmiş olacak. Deniz yüzeyine yapılacak 320 bin metrekarelik dolgunun 210 bin metrekarelik bö-lümü Ocak 2012 tarihi itibarıyla tamamlandı. Toplam rıhtım uzun-luğu 2.010 metre olan limanda 50 adet liman traktörü yer alacak. (Vira Haber)

TERSANECİLİĞE

DESTEK ÇAĞRISIBeşiktaş Group Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Kalkavan Türkiye’de tersaneciliğe çok ciddi yatırımlar yapıldığını ve bunun istihdama büyük katkı sağlayacağını belirterek sektörün teşviklerle desteklen-mesi gerektiğini söyledi.

2008’de yaşanan küresel krizin sektörü dalgalandırdığını anlatan duayen armatör, dünya ekonomisindeki toparlanmaya bağlı ola-rak 2015 yılında denizciliğin de yeniden hareketleneceğini kay-detti. Kalkavan, “Gemicilik daha uluslararası bir iş. Devlet desteği bir ölçüde çözüm olabilir. Tersanecileri destekleyerek, oluşan bu yerli sanayiyi yaşatma açısından devlet bu konuda tercihini tersa-nelerden yana kullanabilir.” dedi. MİLGEM diye bilinen ve Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu firkateyn, denizaltıların Türkiye’de inşa edilmesini öngören projeyi tarihi bir fırsat olarak nitelendiren Kalkavan, burada işlerin liyakate dayalı şeffaf ihale süreçleri ile neti-celendirilmesinin önemini şu sözlerle özetledi: “Askeri deniz taşıtla-rının Türkiye’de yapılması yeni bir büyüme alanı getirecek. Burada adil ve hakkaniyet ölçüleri ile ihaleler yapılabilirse tersanelere yeni bir kapı aralanmış olacaktır.”

Denizciliğin riskli bir sektör olduğunu ifade eden Kalkavan, taham-mül edebilmenin bu sektörde çok önemli olduğunu söyledi. “De-nizcilik birkaç seneden beri ağır külfet altında. Gemilerinin günlük masrafını cebinden ödeyen çok armatörler var” diyen Kalkavan, krizin boyutlarını ortaya koyarken, “Bugün Güney Kore’de Hyundai tersanesi sıfır gemiyi krizden önce aynı tonaj ve özellikteki muadili geminin ikinci el fiyatına yakın fiyata satıyor. Fiyatlar çok düştü” ifa-delerini kullandı. Duayen armatör, dünya ekonomisindeki toparlan-maya bağlı olarak 2015 yılında denizciliğin de yeniden doğacağını söyledi. (Vira Haber)

Page 10: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

18 19

DENİZCİLİK HABERLERİ

Türkiye’de geleneksel sünger avcılı-ğının son temsilcisi olan Mehmet Baş (Aksona Mehmet) Bodrum açıkların-da yaptığı dalışlarda denizler için çok önemli olan süngerlerin yine hasta-landığını gördü. 1986’da Ukrayna’da ki Çernobil Nükleer Santrali kazasının ve 2011’de ki Japonya Fukuşima Da-içi Nükleer Santrali patlamasının sün-gerleri hasta ettiğini söyleyen Aksona Mehmet, Akdeniz’in en iyi süngerlerinin kıyılarımızda bulunduğunu ama ekono-miye kazandırılamadığını vurguladı.

Aksona Mehmet, geçtiğimiz günlerde Bodrum açıklarında 45-50 metrelere dalış yaparken 1986’dan sonra ölme-ye başlayan ama doğanın kendini ye-nileme gücüyle 2009’da canlanmaya başlayan süngerlerin yine benzer teh-likelerle karşılaştığını gördü. Ünlü sün-ger avcısı 1986’da ki kazanın ardından ev eşyası ve yalıtım malzemesi olarak kullanılan süngerlerin bir hastalıkla yok

olmaya başladığını bu yüzden avlan-masının yasaklandığını vurguladı.

Aradan geçen 23 yılın sonunda 2009’da süngerlerin Çernobil faciasının etkilerini atlatmaya başladığını ve bu-nun kendilerini çok sevindirdiğini söyle-yen Aksona Mehmet, 11 Mart 2011’de ki Japonya Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali patlamasının benzer etkilerinin Bodrum kıyılarına ulaştığını öne sürdü. Aksona Mehmet, “Çernobil’in ardından süngerlere bir hastalık geldi, yıllardır ekmeğimizi kazandığımız süngerler yok olup gitti. Japonya’daki nükleer facia oldu ama etkilerinin Büyük Okyanus’u geçip kıyılarımıza ulaşamayacağını um-muştum. Fakat Kalimynos ve Girit’teki arkadaşlarım oralardaki süngerlerin kü-çüldüğünü ve hastalık belirtisini söyle-yince şüphelendim. Bodrum’da da aynı etkileri görünce çok üzüldüm. Demek ki nükleer santralin olumsuz etkisi Bod-rum derinlerine kadar geldi” dedi.

Süngerler üzerine araştırma yapan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fa-kültesi öğretim üyesi ve TÜDAV Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Bülent Topaloğ-lu da kapsamlı bir bilimsel çalışmayla deniz ekosistemi için çok önemli olan bu canlıların araştırılması ve korun-ması gerektiğini vurguladı. Topaloğlu, “Süngerler deniz suyunu süzerek bes-lenir. Bir saatte hacminin 4 katına ka-dar suyu süzerek deniz ortamı için çok önemli olan bir işlevi yerine getirirler. Ayrıca çevresindeki pek çok canlıya da ev sahipliği yaparak habitat oluşturur. Kıyılarımızda 74’ten fazla sünger türü-nün yaşadığı tespit edildi. Ekonomik değeri çok yüksek olan bu canlılardan Marmara dahil bütün denizlerimizde var olması büyük şans. Uzun süreli iz-leme çalışmaları araştırmalar yapılarak radyoaktivite de dahil her türlü kirleti-cinin etkileri belirlenmeli ve korunma-ları için tedbirler alınmalı” dedi. (Vira Haber)

SÜNGERLERİN YAŞAM ALANI TEHLİKEDE

Gölcük Tersanesi Komutanlığı'nda aslına sadık kalınarak 9 Ekim 2009'da inşa edilmeye başlanan, 27 Eylül 2010'da denize indirilip 8 Mart'ta Çanakkale'ye getirilen ve 18 Mart 2011 tarihinde ziyarete açılan 38,8 metre uzunluğundaki TCG Nusret Mayın Gemisi, Lap-seki İskelesi'nde demirledi.

Geminin ilçeye geldiğini duyanlar Nusret'i ziyaret edip, anı fotoğrafı çektirdi. Öğrencilerle gemiye ilk gelen İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Kocabaş, İlçe Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü Cihat Gündüz ve Atatürk Lisesi Müdürü Durmuş Yaylacı'ya gemi komutanı Deniz Kıdemli Yüzbaşı Burak Şimşek tarafından bilgi verildi.

Yüzbaşı Şimşek, amaçlarının Nusret Mayın Gemisi'nin kahramanlık hikayesi ile Türk denizcilik tarihinin eşsiz bir sayfasını oluşturan Ça-nakkale Deniz Zaferi'ni başta çocuklar ve gençler olmak üzere tüm kesimlere tanıtmak ve anlatmak olduğunu söyledi.Nusret Mayın Gemisi'nin orjinali 1912 yılında Almanya Kiel'de inşa edilerek, 1913'te Osmanlı Donanması'na katıldı.

Gemi, Çanakkale Deniz Savaşları sırasında, 7-8 Mart 1915'te Karan-lık Liman'a döktüğü sahile paralel 26 mayınla, 18 Mart 1915 Deniz Zaferi'nin kazanılmasında büyük rol oynadı. 1955'e kadar kesintili olarak Türk donanmasına hizmet verdikten sonra görevden ayrılan gemi, 1962'de sivil bahriyeye satıldı, 1990'da ise Mersin Limanı'nda battı. İstanbul'da, 1982'de Taşkızak Tersanesi Komutanlığında inşa edilen Nusret Mayın Gemisi'nin 1/1 ölçülerindeki maketi, Çimenlik

Parkı'nda özel olarak inşa edilen platformda sergileniyordu. Gemi-nin girişinde plan ve fotoğraflarla, Nusret'in öyküsü anlatılırken, alt güvertede ise Çanakkale Deniz Savaşı'nın tarihi seyri, panolar ve dijital sunuyla ziyaretçilere aktarılıyordu. Gemide ayrıca, döneme ait orijinal objeler, Çanakkale Boğazı Mayın Grup Komutanı Nazmi Bey'e ait beratlar, Çanakkale Savaşları ile ilgili Osmanlıca ve La-tin harfleriyle yayımlanmış gazeteler sergileniyordu. Bu eski maket gemi kaldırılarak, 18 Mart 2011'de hizmete giren TCG Nusret ile tarihe saygı projesi gerçekleştirildi ve kahraman gemi ait olduğu sularda hizmet vermeye başladı. (Vira Haber)

NUSRET MAYIN GEMİSİ LAPSEKİ’DE

Yolcu ve ticaret alanında Türkiye’nin 3 önemli büyük limanına sahip, yapılan yatırımlarla Antalya’nın geleceği ve 2023 hedef-lerinin gerçekleşmesini amaçlayan Global Yatırım Holding, Li-man İşletmeleri Yönetimindeki, limanın yük trafiğini son 5 yılda ‘2’ katına çıkartırken, yolcu trafiğini ise aynı süreçte ‘10’ kat art-tırarak rekor kırdığı belirtildi.

2012 yılına kadar Konteyner taşımacılığı yapan 3 önemli gemi armatörün konteynerleri, Port Akdeniz’de elleçlenirken, günü-

müz itibariyle bu sayı 7 armatöre olarak belirtiliyor. 2013 iti-bariyle Antalya’ya uğrak yapan armatörler; Arkas Kabotaj, Ar-kas Line, CMA CGM, CSAV Norasia, MAERSK, MSC ve ZIM, Hâlihazırda yeni armatörler ile de görüşmeler devam etmekte olup, bu sayının 2013 yılında artması bekleniyor.

Port Akdeniz-Antalya Limanı, Türkiye’deki limanların hemen hepsinden farklı olup tam anlamıyla bir “Limancılık” hizmeti ve-riyor. Günümüz limanları, “parmak iskele” adı verilen tek rıhtım üzerinde, tek tip yükleri elleçlerken; Port Akdeniz’de yolcu, dök-me, genel kargo, sıvı ve konteyner yüklerinin elleçlenmesinin yanında, depolama hizmeti de dâhil olmak üzere her alanda hizmetlerini sürdürüyor.

Port Akdeniz-Antalya, Yolcu Terminali’ndeki artan hizmet kalite-si ve başarılarıyla, sektörde dünya’nın en prestijli ödüllerinden kabul edilen “Seatrade Insider Cruise Awards”da: “Dünya seg-mentinde Yılın Limanı” finalisti seçilen tek Türk Limanı olmakla beraber ayrıca Mart 2011’de, “Dream World Cruise Destina-tions Magazine” tarafından 15 ayrı kategoride yüzlerce liman arasından “Dünya’nın En İyi Gelişme Gösteren Terminal Tesis-leri” ödülüne de layık görüldü.

Port Akdeniz hızlı büyümesi ve elde ettiği başarıları ile ihtiyaç-lara cevap verebilmek için yoğun bir şekilde yatırımlarına de-vam etmekte olup, personel istihdamını arttırarak, Antalya ve Türkiye’nin kalkınması için çalışmalarını hız kesmeden sürdü-rüyor. (Vira Haber)

Yapılacak olan 3 yeni marina ile Muğla'nın sektördeki liderliğinin pekişeceğini söyleyen Deniz Turizm Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Güneştutar, Datça, Dalaman ve Milas'ta en geç 2015'te ta-mamlanması planlanan toplam bin 600 yat kapasiteli marinaların Türkiye'yi Akdeniz'de atağa geçireceğini açıklayarak "Geç kalmış olmakla birlikte, sektör açısından önemli gelişmeler" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in soru önergesine verdiği cevapla, Datça'ya 350, Milas - Ören'e 300, Dalaman'a da 950 yat kapasiteli marinaların 2015'te tamamlanacağını söylemişti. Günay'ın açıklamaları sektör temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılandı. Güneştutar, "Bu 3 marinanın ihalesi de yıllar önce yapılmıştır. Bürokrasi bu marinaların yatırımlarının bu kadar gecikmesine sebep olmuştur. Ancak, son 2 yıldır bu konuda ciddi ilerleme kaydedilmeye başlanmıştır" dedi.

Akdeniz'in yıldızı olacak

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın planlama süreçlerinde bazı inisiya-tifleri almasıyla, ciddi bir hızlanmanın söz konusu olduğunu kayde-den Güneştutar, "Zaten Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2023 stratejik planında da bağlama kapasitemizin 50 bine çıkartılması var. Bu 3 marinanın tamamlanmasıyla Muğla bölgesi marina kapasitesi ba-kımından Türkiye'de liderliğini pekiştirecektir. Türkiye, Akdeniz'deki

marina kapasitesi ölçeğinde atağa geçmiş olacaktır ve marinala-rın yapılacağı bölgelerde ciddi bir ekonomik gelişme yaşanacaktır. Özellikle Datça ve Milas - Ören ciddi anlamda ekonomik atılım ya-pacaktır" diye konuştu.

Marinaların bulundukları yörenin hem kültürel hem de ekonomik anlamda gelişmelerine katkı sağladığını ifade eden Güneştutar, "Marinalarda konaklayan yabancı yatçılar o yöredeki kültürel an-layışa da katkı sağlarlar. Ekonomik olarak da, her yatçı ayda orta-lama bin 500 Euro harcar ve yöreye ekonomik destek olur" dedi. (Vira Haber)

DENİZCİLİK HABERLERİ

PORT AKDENİZ LİMAN TRAFİĞİNİ ARTTIRDI

MUĞLA’DA 3 YENİ MARİNA

Page 11: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

20 21

DENİZCİLİK HABERLERİ

CMB YATÇILIK’TAN DENİZLERE DESTEKTürkiye’de deniz kirliliği için mücadele eden CMB Yatçılık, Deniz Temiz Derneği’nin 18’inci kuruluş yıldönümü etkinliklerine sponsor oldu. Başaran Group ve CMB Yatçılık Şirketi Yönetim Kurulu Baş-kanı Hüseyin Başaran yaptığı açıklamada, amaçlarının sadece lüks yat yapmak olmadığını, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de deniz-lerin temiz kalmasının da çok önemli olduğunu söyledi.

CMB Yatçılık olarak dünyaya kendini kanıtlayan yatlar üretmenin yanında, kendilerine ilham kaynağı olan denizlere de gerekli has-sasiyeti gösterdiklerini anlatan Hüseyin Başaran, “Antalya Serbest Bölgesi’nde tamamen Türk işçi ve mühendisinin el emeği ve göz nuruyla yaptığımız yatlarla kendimizi dünyaya kanıtladık. Yat üret-menin yanında bizlere sonsuz ilham kaynağı olan denizlerimize de gerekli hassasiyeti göstermek en önem verdiğimiz konudur. Bu sebeple böyle bir derneğin böylesi önemli bir gecesine sponsor olmak bizim için hem çok önemli, hem de çok değerlidir. 18 yıldır yoğun bir çabayla denizlerimizi korumak adına faaliyet gösteren derneğimiz bizim içinde ayrı bir değer taşımaktadır. Bizim için de-nizler nefes almakla eşdeğerdir. Nasıl nefessiz yaşayamayacak-sak, denizler olmadan da biz deniz severlerin yaşayabilmesi müm-kün değildir. Tersanemizde ürettiğimiz tüm projelerde önceliğimiz çevremize ve denizlerimize saygıdır. Bunun için maddi veya manevi herhangi bir fedakarlık yapmaktan asla kaçınmadık, kaçınmayaca-ğız” dedi.

Ürettikleri yat projelerinde de buna çok dikkat ettiklerini vurgulayan Başaran, sözlerini şöyle tamamladı:

“Projelerde gösterdiğimiz bu dikkat yurtdışı kurumlarınca da görül-mekte ve projelerimiz sadece dizayn olarak değil, çevreci teknolo-jik çözümlerimiz ve uygulamalarımız sebebiyle de saygı görmekte, markamız önemle anılmaktadır. Ülkemizin denizlere olan hassasi-yetini sadece derneklerimiz ile değil özel sektör teşebbüslerimiz ile de göstermemiz gerektiğini düşünüyoruz. ve bu misyonda elimiz-den gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz, çalışacağız da. Gelecek nesillerimize temiz denizlerimiz kadar bu bilinci de bırakmamızın biz deniz severlerin en büyük görevi olduğunu düşünüyoruz.” (Vira Haber)

CEVA – ITL ORTAKLIĞIVietnamlı Into Trans Lojistik (ITL) Grubu ile dünyanın önde gelen tedarik zinciri yönetim şirketi CEVA Lojistik yeni bir iş ortaklığına imza attı. Vietnam’da son 5 yılın en iyi 500 özel şirketi arasında yerini alarak büyüyen ITL Grubu, şu anda nakliye ve taşımacılık konusunda Vietnam ve Çinhindi’nde pazarının lideri konumunda. CEVA’nın global ağ ve tedarik zinciri hakimiyeti ITL’in yerel pazar

hakimiyeti ve altyapı imkanları ile birleşerek, müşterilerine tasarruf-lu bir kazanç sağlıyor.

İş ortaklığıyla Vietnam CEVA Başkanı Nelson Chow, “Global mak-ro ekonomik durumlara rağmen CEVA’nın Vietnam’da bir ayağının olması bizleri son derece heyecanlandırdı. Operasyonel oluşumun Vietnam’da tam anlamı ile kurulması ile, CEVA’nın güçlü varlığının sürdürülmesi ve Vietnam ve Çinhindi’deki hizmet olanaklarının müşteri ihtiyaçlarını karşılaması konusundaki uzun vadeli öngörü-lerini elde etme şansı yakaladı. Amacımız, tedarik zinciri sağlayıcısı olarak CEVA’yı geliştirmek, büyütmek” dedi.

ITL Vietnam Başkanı Ben Ahn ise “Vietnam’daki bu yeni girişim, hem ITL hem de CEVA için müşterilerimize Nakliye ve Kontrat Lo-jistiği konusunda daha kapsamlı ve daha iyi çözümler sunması için uzun vadeli ortaklığımızı pekiştiren mükemmel bir dönüm nokta-sı olacak. ITL’in yerel kadrosu ve CEVA’nın öncü global imkanları ile müşterilerimizin ihtiyaçlarını baştan sona karşılayabileceğimize inanıyoruz.”

Güneydoğu Asya CEVA Başkan Yardımcısı Loo Seng Tak “Viet-nam, stratejik bir alanda konumlandığı ve Güneydoğu Asya ve Çin için ideal bir bağlantı olmasından dolayı, Asya’daki hızlı gelişen bir pazar haline gelmiştir. Bu ülkede lojistik ve tedarik zinciri alanın-da kayda değer potansiyeller oluşmakta ve bu da büyümelere yol açmaktadır. Müşteri tekliflerimizi arttırarak Vietnam’daki varlığımızı uzun vadede güçlendirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.” (Vira Haber)

11. ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME ŞURASINA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'de ömrü boyunca deniz görmeyen binlerce vatan-daşın bulunduğunu belirtti.

11. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Şurası hazırlık ça-lışmaları için düzenlenen Deniz Emniyeti ve Güvenliği Ça-lıştayı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Bakanlık Bürokratlarının yanı sıra ilgili kamu, ku-rum kuruluş ve üniversite temsilcilerinin katılımı ile yapıldı.

Bakan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'den hep denizci ülke olarak bahsedildiğini, gerçekte bunun böyle olmadığını, denizci ülke denizci millet olmanın deni-ze açıldığında belli olduğunu söyledi. Denize karşı koyul-mayacağını ancak tabi olunacağını belirten Yıldırım, bunun aksini yapmaya çalışanların hayatlarının en büyük riski ile karşı karşıya kalacaklarını dile getirdi.

Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte 2013 yılının Piri Reis yılı ilan edildiğini, PTT'nin bu doğrultuda pullar bastığını ve çeşitli etkinliklerin düzenlendiğini kaydederek, Piri Reis'le ilgili Akdeniz'de bir program yapma fikrinin de çok anlamlı olduğunu, bu projenin gerçekleştirilmesi için her türlü katkıyı yapmaya hazır olduklarını ifade etti.

Bakan Yıldırım, denizcilikteki ilerlemelerin altını çizerek, filonun 2003 yılına göre adet bazında yüzde 62, tonaj bazında da yüzde 32 artış gösterdiğini belirtti. Türkiye Cumhuriyeti bayraklı veya Türk sahipli gemilerin toplam tonajının bugün 23 milyon deadweight tona (DWT) ulaştığını kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye, dünya deniz ticaretini kontrol eden 30 ülkenin arasında 15'inci sırada yer alıyor. Türkiye yavaş yavaş denizci ülke olma yo-lunda emin adımlarla ilerliyor. Bunun arkasında denizcilikte yaptığı-mız destekler var. 2004 yılında ÖTV'nin kaldırılması özellikle kabotaj hattında, yolcu yük taşımacılığının artması için bir milat oldu. Bu-güne kadar sektöre yaklaşık 3 milyar lira destek verdik ve bunun semeresini de gördük. Yük miktarında yüzde 52, yolcu miktarında yüzde 57 artış sağladık.''

Sadece zenginlerin teknesi olur imajını da ortadan kaldırdıklarını, tekne sahiplerini yabancı bayrak çekmeye zorlayan uygulamaları değiştirdiklerini ancak istenilen başarının tam anlamıyla yakala-namadığını söyleyen Yıldırım, ''Bitmek üzere olan balıkçılık uygu-lamalarla hayat buldu, Türkiye bugün Avrupa'nın levrek ve çipura ihtiyacının yüzde 25'ini karşılar hale geldi. 600-700 bin tona kadar balık üretimi yapılıyor'' ifadelerini kullandı. Yıldırım, tersanecilikte de son yaşanan kriz hariç önemli gelişmelerin bulunduğunu, Tuzla'da sıkışan gemi inşaat sanayinin bütün kıyalara yayıldığını kaydede-rek, 2003 yılında 37 olan tersane sayısının 71'e çıktığını, kurulu ka-pasitenin 550 bin DWT'den 3 milyon 600 bin DWT'ye yükseldiğini belirtti.

Akdeniz'deki yat potansiyelinin de altını çizen Yıldırım, ''Akdeniz'de 750 bin - 1 milyona yakın tekne dolaşıyor, yat konaklama kapasi-temiz 9 bin civarındaydı, bu sayı 17 bine çıktı. Hedefimiz 50 bin. En azından Akdeniz'deki bu potansiyelden daha fazla pay almak istiyoruz. Akdeniz'i 23 ülke paylaşıyor ama bu işin kaymağını tabiri caizse İspanya, İtalya ve Fransa yiyor. Türkiye, en uzun sahil bandı-na sahip olmasına rağmen buradan yeterince pay alamıyor'' dedi.

Yıldırım, amatör denizciliğin geliştirilmesi gerektiğine de vurgu ya-parak, amatörlüğün acemilik olmadığını, denize aşık olmak, de-nizi sevmek olduğunu söyledi. Göreve geldiklerinde Türkiye'de 4 bin amatör denizcinin bulunduğunu anımsatan Yıldırım, şu anda bu rakamın 100 bine çıktığını ancak yeterli olmadığını, bu rakamın milyonları aşması gerektiğini ifade etti. Yıldırım, denizciliğin erişile-mez bir şey olmaktan çıkartılması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti: ''Bugün tekne otomobilden çok daha ucuz. İnsanlar teknesini alıp hafta sonu çoluğuyla çocuğuyla açılmalı, stresini at-malı, daha sonra teknesini karaya alıp işine devam etmeli. Yerleşim yerlerinde yanaşma yerleri gerekiyor, sahillerimizi işgal altından kurtarmamız lazım. Ya oteller çeviriyor ya spor kulüpleri ya da baş-ka yerler çeviriyorlar. Sahillere erişilemiyor, erişilecek yerde de yol yok. Bu millet nasıl denizci millet olacak- Denizi ömrü boyunca hiç görmeyen binlerce vatandaşımız var. Bu kadar nimetlere sahip bir ülkede her vatandaşımız nasıl uçağa bindiyse, mutlaka denizle de tanışması gerekiyor. Deniz insanlara sabrı, hoşgörüyü, ufuk geniş-liğini öğretiyor' (Vira Haber)

DENİZCİLİK HABERLERİ

Page 12: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

22 23

Mersin Deniz Ticaret Odası’nın da üyesi olduğu Türk Amerikan Ticaret ve Sa-nayi Odası’ndan yapılan açık-lamaya göre, TACCI Başkan Yardımcısı ve Tooma&Özışık Hukuk firmasının ortağı Sevil Özışık “Yabancı Vatandaşlar Danışma Kurulu” üyeliğine getirildi. TACCI Başkan Yardımcısı ve Tooma & Özışık Hukuk firma-sının ortağı Sevil Özışık, “Ya-

bancı Vatandaşlar Danışma Kurulu” üyeliğine getirildi. Da-nışma Kurulu üyeleri, 15 aylık bir inceleme sürecinden sonra seçildi. Bu süre içinde kendi alanlarında lider ya da uzman olan çok sayıda Türk arasın-dan seçim yapıldı.

2013 yılı itibariyle çalışmaları-na başlayan Danışma Kurulu 4 yıllık çalışma periyodunda, yurt dışında yaşayan Türkle-rin karşılaştıkları problemle-

rini belirleyerek, bulundukları ülkenin sosyal ve ekonomik hayatında aktif rol almalarını ve yaşamlarını kolaylaştırmayı hedefliyor. Kurul ayrıca bu ko-nularda Türk hükümetine tav-siyelerde de bulunacak.

Sevil Özışık, ABD'de yaşayan Türk vatandaşlarını temsil etmek üzere seçilen 8 kurul üyesinden biri. Kuruldaki tek kadın üye ve tek avukat.

Sevil Özışık Yabancı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyeliğine Getirildi

TACCI’den Haberler

Türkiye’nin ilk ulusal ve tek uluslararası yetkinliğe sahip genç işadamları derneği olan Türkiye Genç İşadamları Derneği’nin (TUGİAD) New York Temsilciliği açıldı.

Farklı sektörleri temsil eden 21–45 yaşları arasında 760 genç girişimci üyesi ile 450

bin kişilik bir istihdam gücünü ve yakla-şık 18 Milyar Dolarlık bir ihracat hacmini temsil eden TÜGİAD, aynı zamanda G20 Genç Girişimciler İttifakı’nda (G20 GGİ) Türkiye’yi temsil ediyor.

TÜGİAD New York temsilciliği, T.C. New York Başkonsolosu Levent Bilgen’in ka-tılımıyla, geçtiğimiz aylarda imzalanan protokol ile resmen hayata geçirildi. New York temsilciliği, TUGİAD Uluslararası İliş-kiler Komisyonu üyesi ve Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkanı Ali Çınar tarafından yürütülecek.

Türk- Amerikan iş hayatının temsilcileri-nin büyük ilgi gösterdiği imza töreninde karşılıklı ticaret ve yatırım imkanlarının art-tırılmasını hedefleyen New York temsilcili-ğinin, Amerika’da iş yapmak isteyen veya iş geliştirmeyi planlayan üyelere destek hizmeti vermenin yanı sıra Türkiye ile ti-caretini geliştirmeyi hedefleyen Amerikalı işadamlarının taleplerini de derneğe akta-ran bir eşleştirme merkezi görevi üstlene-ceği belirtildi.

TÜGİAD’ın New York Temsilciliği Açıldı

Page 13: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

Hatıra Kent Mersin

Ege, baştan aşağı Mersin Bitkisi ‘MURT (Myrtus - Hambeles) ile doluydu.Bugün oralarda yaprağından eser kalmadı. Şimdi Mersin’de de yok oluyor.

Mersin’e İsmini VerdiKendisi Yok Oluyor

Mersin’in adı; Kıbrıs Kralı MYRNA’dan gel-medi. Evliya Çelebi’nin bölgemizi ziyaretin-de bir süre misafir kaldığı 70 haneli “Mersin-lioğlu” adlı köyden de gelmedi. Mersin adını;

Murt - Hambeles diye de söylediğimiz “Mer-sin Bitkisi”nden almıştır. Bu bitki baştan başa Ege Bölgesi’nde de vardı.

Bugün Ege Bölgesi’nde Çanakkale’de (Mer-sin Çeşme Köyü), Aydın’da (Mersin Belen Köyü) Manisa’da (Mersin Köyü), İzmir’de (Mersinli) ismini taşıyan yerleşim yerleri var.

O yerleşim birimleri de isimlerini, bu bitkiden almıştır.

Bodrum’da bir mezarda Kayra Prensi “Ada”nın başındaki taç; bu bitkinin dallarının motifi ile süslü durumda bulunmuş. Aslında Mersin bitkisi bir Akdeniz makisidir. Nite-kim; İspanya’nın Granada kentinde Elhamra Sarayı’nın avlusunda bol miktarda olduğun-dan “Mersin Avlusu” adı verilmiş.

Tarihte şu olay var; Pers Kralı Kserkses; Yu-nanlılarla savaşında Çanakkale Boğazı’nı

geçmek için 674 gemiyi yan yana sıralayıp papirüsle bağlayıp köprü haline getirmiş üzerlerini de baştan sona “Murt Dalları (Mersin Bitkisi)” ile kaplamış ve askerlerini karşıya geçirmiş.

Ege’de bu kadar bol. Bugün oralarda bitkiden eser yok. Zira kese kese bitirmişler. Ben, aynı kesme işinin Mersin ve bölge-sinde de hızlı surette sürdürüldüğünden söz ediyor; önlenme-si için uyarıda bulunuyorum.

İki defa Mersin Valiliği’ne bitki tahribinin önlenmesi ve Mersin için ayrı bir özellik taşıyan bu bitkinin korunmaya alınmasını isteyen taleplerde bulundum. Günlük gazetelerde, dergilerde yazıya döktüm, gayretlerimiz bir yarar sağlamadı…

Vaktiyle Murtluklar Mersin’in sahil kesiminden başlarmış. Bi-zim çocukluğumuzda hastaneyi biraz geçtiğimizde Murtluklar başlardı. Meyvesini koparıp yerdik. Bugün neredeyse Toroslar yakınlarına kadar gitti. Birkaç kuruş menfaat için boyuna kesi-yorlar. Dünkü Mersin’de Roman vatandaşlar ağacını tahrip et-meden meyvesini toplarlar ve Mersin’e getirip bardak ölçüsü ile satar veya birkaç dilim ekmek karşılığında değişirlerdi. Bitki kökü kalırdı. Uyarı ve dileklerimizi bu vesile ile bir defa daha dile getirmiş olduk.

Bitki şöyle tanıtılıyor;

100 cinsi, 3000 türü varmış. Akdeniz Bölgesi’nde yalnız Myrtus Comınus cinsi bulunuyormuş. Asmar, Sıçan Kulağı, Bahar Ağacı isimleri ile de anılırmış. Sağlık açısından mucize bitki-ler arasında sayılıyor. Ezcümle; mikrop öldürücü, kan dindirici, balgam sökücü, kal kuvvetlendirici, iştah açıcı, idrar yolları en-feksiyonu, yara iyileştirici vasıfları yanında saç diplerini kuvvet-lendirmek gibi yararları varmış. Gözlerde görüşü artırdığı için, Fransa’da Harp Okulları’nda talebelerin tatlı ve reçellerine ka-rıştırılıyormuş. Saçların rengini siyahlatma gibi bir vasfı da bulu-nuyormuş. Meyvesi; nohut ölçüsünde elips şeklinde biraz koyu renktedir. Bol çekirdekli, tadı Tanin’li, biraz kekredir. Aşılanmış halinde meyve rengi beyaz ve daha tatlıdır. Mersin’de zaman zaman satıldığına rastlanıyor. Vaktiyle evlerimizin küçük bahçe-lerinde, aşılanmış Murt ağacımız bulunurdu.

Halen bu bitkinin meyvesinden çok kesilmiş dallarının; çiçekçi-lerin yaptığı buket ve çelenk düzenlemesinde, mezarlık ziyareti dönemlerinde mezar kapılarında görmek mümkündür.

Ne vakte kadar?Hayırlısı olsun diyelim.

Page 14: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

26 27

Mersin’in Kurtuluş günü olan 3 Ocak 2013’te yapılan bir törenle Gözneli Gök Mehmet heykeli Mersin Deniz Müzesi’nde yerini aldı. Gök Mehmet’i tanıtmadan önce 1920 yılının ikinci yarısında Mersin-Tarsus cephesindeki olayları özetleyelim:

Bağlar savaşının başarıyla sonuçlanması Fransızları Kuvayı Milliye'nin baskısından korunmak için bir takım yeni önlemler alma-ya mecbur etti. Ellerinde bulunan, Mersin'e 13 kilometre mesafedeki Yakaköy sırtların-da ve demiryolu ile şosenin kuzeyindeki Küçük Ziyaret olarak anılan tepeyi tahkim

ederek kara ve demiryolunun güvenliğini sağlamaya çalıştılar. Ancak bu konuda ba-şarı sağlayamadılar. Ağustos ayı içinde milli güçler Bağlar'da olduğu gibi bu bölgeye de bir baskın düzenlediler. İlk baskın başarılı olamadı. Kısa süre sonra baskın tekrarlandı ve çetin muharebelerden sonra Küçük Ziya-ret tepesi ele geçirildi.

Benzer bir saldırı 10 Ekim'de Fransızların müstahkem bir kale haline getirdiği Eshab-ı Kehf dağına yapılmıştır. Saldırı için Toz-koparan, Demirtaş ve Selçuk müfrezeleri görevlendirilmiştir. Saldırı, tepenin ele geçi-

Gözneli Gök MehmetMersin Deniz Müzesi’nde

Nihat Taner

Milli mücadele yıllarında Fransız komutana "Artık bu milletle harp olmaz" dedirten bir kahramanın; Gözneli Gök Mehmet'in adı, Mersin'de yaptırılan anıtla ölümsüzleşti.

Nihat Taner, Gök Mehmet'in öyküsünü Mersin Deniz Ticareti Dergisi okurlarıyla paylaştı.

rilememesine karşın Fransız birliklerini uğ-raştırmıştır. 22 Ekim 1920 günü Adana'dan hareket eden ve Tarsus'a gelmek isteyen top, makineli tüfek ve uçakla takviye edil-miş düşman birlikleriyle Kuvayı Milliyeciler Karadirlik mevkiinde çatışmıştır. Çatışma-lar Aralık ayında da sürmüştür. Fransız istihkâmlarının bulunduğu Eshab-ı Kehf te-pesine Türk birliklerince 15 Aralık 1920 ge-cesi baskın yapılmıştır. İki gün süren çatış-malar “Üçüncü Eshab-ı Kehf Muharebesi” olarak anılmaktadır.

***

Üçüncü Eshab-ı Kehf Muharebesi Kurtuluş Savaşı’nda İçel kitabında şöyle anlatılıyor:

Eshab-ı Kehf tepesine yerleşmiş olan düş-manın civar köyleri ve müfrezelerimizi daimi top atışlarıyla taciz etmesi üzerine bu tepeye bir keşif taarruzu yapılması mıntıka komu-tanlığınca kararlaştırılmış olduğundan, aynı gün düşmanın Mersin cephesindeki Emir-ler istikametine yaptığı taarruzu engellemek maksadıyla müfrezelerimizin 15 Aralık 1920 gecesi bu tepeye bir baskın yapması uygun görülerek Demirtaş, Selçuk, Alsancak ve Çeliktaş müfrezeleri memur edilmişlerdir.

İki gece bir gündüz devam eden bu savaş-ta müfrezelerimiz tel örgüleri de geçerek düşmanın blokhavzına kadar yanaşmış ve bu arada Alsancak müfrezesinden Korumlu Gök Teslime’nin oğlu Mehmet adındaki kah-raman blokhavzı aşmak istemişse de düş-man tarafından şehit edilmiştir. İkinci gece, komutanlıkça müfrezelere geri çekilme emri verildiğinden kendi karargâh ve mevzilerine dönmüşlerdir. Bu savaşta 20 kadar şehit ve bir o kadar da yaralı verilmiştir. Bu arada Toz-

koparan müfrezesinden “Doktor” diye anılan yedek subay Kilisli Abdullah da şehit olmuş-tur (1).

Burada belirtilen Korum, Gözne yaylasının bir mahallesidir. Bir diğer belgede, Mersin Halkevi’nin aylık dergisi “İçel”in Mayıs 1939 sayısında Gök Mehmet’in adı verilmeden, kahramanlığı anlatılıyor (2):

Yine Ziyaret dağı cephesinde düşman siper-lerine kadar sokulan bir Türk neferini; ayak yalın, başı kabak, belinde bir bağ fişekliği ile sipere tırmanan kahramanı düşman neferle-ri bileğinden yakalıyorlar. Neferi kurtarmaya gelen arkadaşları ayağından tutuyorlar. İki taraf kendilerine doğru çekiyorlar ve nihayet şehit oluyor. Ertesi gün siper önünde yatan bu kahramanı bu haliyle gören düşman ku-mandanı “Vatanı için bu haliyle bu şekilde döğüşen bir milletin toprağı istila edilemez” diyerek hayretini ihzardan kendini alamıyor.

Gök Mehmet hakkında detaylı bilgiyi Os-man Muzaffer Koçaşoğlu’nun anılarında buluyoruz. Mersin’in Bekirde köyünde do-ğan Osman Muzaffer Bey Adana Öğretmen Okulu’nu bitirmiş, Birinci Dünya Savaşı’na yedek teğmen olarak katılmıştır. Ateşkesi takiben terhis edilmiş ve köyüne dönmüş-tür. Mersin ve çevresinde düşman işgali başlayınca Milli Mücadele’ye katılmıştır.

Osman Muzaffer Beyin Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki yaşamına ilişkin ilginç bir olayı Muammer Tuksavul’dan öğreniyo-ruz. Muammer Tuksavul Osmanlı’nın son döneminde Avrupa’da yüksek öğrenim görmüş, Cumhuriyet Türkiye’sine kimya mühendisi olarak dönmüştür. 1930-32 yılla-rında Pamuk ve Nebati Yağlar A.Ş. Mersin

fabrikasının (eski İngiliz çiğit yağı fabrikası) müdürlüğünü yapmıştır. Daha sonra Şeker Şirketi’ne girmiş, Turhal Şeker Fabrikası’nın kuruluşundaki olağanüstü çabası ve başa-rısı ile tanınmıştır. Bu nedenle daha sonra fabrikaya adı verilmiştir. Tuksavul’un Mersin ile ilgili anılarında aşağıdaki bölüm yer alı-yor (3):

ATATÜRK GELİYOR

Günün birinde, fabrikadan araba ile kente inerken kalabalık işçi grubunun Tarsus - Mersin şosesini, istasyon meydanını süpür-düklerini, kent içindeki bozuk yolları acele kumla doldurup düzeltmeğe çalıştıklarını gördüm. Alışılmamış bu hamaratlığın sebe-binin ne olduğu çok geçmeden anlaşıldı: Atatürk Mersin'e geliyormuş.

Bir gün öncesinden kent bayraklarla süs-lendi. Takı zaferler kuruldu. Ben de fabrikayı donattım. Ertesi gün halk sokaklara dökül-dü. Atatürk trenle Adana'dan geldi. Alkışlar içinde, «yaşa, var ol» bağırışları arasında hü-kümet binasına gitti.

Programca geceyi Mersin'de geçirmesi lâzım gelirken, öğleden sonra ansızın tren-le Adana'ya döndü... Bütün hazırlıklar boşa gitti. Halk üzüldü. Herkes bu ani değişikliğin neden ileri geldiğini merak ediyordu. Meğer şu olay Atatürk'ün canını sıkmış:

Akşam yemeğine davet edilenlerin listesini sormuş. Vali Beyimiz listeyi vermiş. Bir göz gezdirdikten sonra:

“Bekirde’li Osman ağanın adını görmüyo-rum. Sağ değil mi o?” diye Valiye çıkışmış. Şaşıran Valiye:

Hemen adam yollayıp, Bekirde’liyi bulunuz, bana getiriniz, emrini vermiş... “Bekirde” Tarsus'la Mersin arasında, Toros eteklerinde bir Türk köyü, halkı yazın yaylada kışın köyde oturuyor.

Bu Bekirde’li Osman Ağa, mütarekeden sonra Fransızların Çukurova ve Mersin'i işgal ettiklerinde, kimseden emir almadan, hiç bir yerden yardım görmeden, Fransızlara kendi ve komşu köylerin uşaklarıyla o yörede ilk kurşunu atıp Kurtuluş Savaşını açan adam. Ben sonraları onunla tanışmıştım. Osman Ağa babayiğit, ağır başlı, tam bir Türk köy ağası idi. Bütün tevazuu içinde asaleti her tutumundan belli oluyordu.

Büyük insan, Atatürk bu! Vatansever bir Türk kahramanını yıllar sonra Mersin'e gelir de, unutur ve hiç onu görmeden eder mi? Ne ya-pıp yapmışlar, Bekirde’li Osman ağayı süvari

Page 15: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

28 29

jandarmalar çıkararak Mersin'e getirmişlerdi. Atatürk onunla kucaklaşmış, yanına oturtup hatırını sormuş ve gönlünü almıştı. Bundan sonra Valinin elini sıkmadan, Osman ağayı da yanına alarak, istasyona gitmiş, özel tre-nine binerek Mersin'den uzaklaşmıştı.

Bu, Vali için ağır bir ceza idi! Ancak Mer-sinliler de, Atatürk'ü ağırlamaktan mahrum kaldıklarından pek üzülmüşlerdi. Çok geç-meden Vali Bey değiştirildi.

***

Osman Muzaffer Bey anılarını küçük defter-lere kaydetmiş, vefatından sonra bu belge-ler kızı İclal Tan tarafından Başkent Üniver-sitesi tarih bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Kemal Çelik’e verilmiştir. Sayın Çelik’in der-lediği anıların bir bölümü İçel Sanat Kulübü tarafından yayınlanmıştır (4).

Fransız istihkâmlarının bulunduğu Eshab-ı Kehf tepesine Türk birliklerince 15 Aralık 1920 gecesi yapılan hücumu Osman Mu-zaffer Bey şu şekilde anlatıyor:

Bunun üzerine, müfrezelerin cephesini ta-arruz mıntıkasını bildirdi. Benim cephe Su-cular Köyünün gerisi, Akgedik. Sağımda Veli Haşim, solumda Mulla Kerim'in Müfrezesi. Harekât başladı. Akşam olmadan temas hâsıl oldu. Sabaha kadar oyalama oldu. Sa-bahtan kat'i taarruz başladı. Düşmanın tel örgüsü kesildi. Fakat dağın tepesine, etrafı-na iki metre yükseklikte duvar çevirmiş. Hü-cum emri verdim. Tepenin doğu tarafından, çeteler tırmandı. İlk duvarın üzerine çıkan Gözneli Gök Mehmet. Duvarı çıkar çıkmaz düşman, Mehmed'in kolundan yapışmış. Mehmet geri sıyrılmak istedi ve bağırdı: -"Arkadaşlar gâvur beni tuttu."

Bir asker ayağından, düşman kolundan der-ken Mehmet'in sesi kesildi. Süngülediler ve ölünce ses kesildi. Ama bizi bomba yağmu-runa tuttular. Birkaç şehit, yaralı verdik.

Akşam oldu, tepenin her tarafından bir ta-arruza hazırlanıyorum. Tam ortada bize gö-rünen topun başına gelemiyorlar. Şafakla taarruza geçelim diye hazırlanırken, Veli Haşim'in bölüğünden, Sebilli Duran Çavuş, bir kâğıt getirdi.

-"Nedir?" dedim.-"Geri çekil emridir" dedi. Kibrit yaktık, oku-duk.-"Sabah olmadan Ulaş'a kadar çekilin."

Emri alır almaz çekildik. Şehitler oldukları yer-de kaldı. Altı şehit verdim. Diğer müfrezeler-

den de 20'yi geçkin şehit var. Veli Haşim'den bir de subay, Kilisli Abdullah şehit.

Karacadağ'a geldim. Bir gün sonra, Eyüp Çavuş:

-"Gök Teslime geliyor" dedi.Geldi, selam verdi.-"Ne düşünüyon Muzaffer Bey, Mehmet şe-hit oldu ise, vatan sağ olsun" dedi. -"Siz sağ olun" diyebildim. -"Mehmet'imin ölüsünü gömdünüz mü, me-zarı belli mi?" dedi.-"Hayır" diyebildik.Teslime Teyzeyi odaya aldık. Dışarı çıktığım zaman, Teslime Teyze ağlayarak söylüyordu:-"Öksüz büyüttüm, Şehit Mehmed'im, öksüz yavrularını kime bıraktın?" diye ağıt söylüyor-du. Hemen, bir hayvanla, Teslime Teyze'yi Gözne'ye gönderdim.

***

Biraz sonra, biri arkasında, birinin de elinden tutmuş, genç bir kadın. Sordum: -"Nerelisin, nereden geliyon, adın ne?"-"Evrenli'den geliyorum, Akdam'dan Mulla Mahmud’un karısıyım. Adım da Hatice, ko-camı sormaya geldim."-"Siz sağ olun" dedim. O kadın, bağıra bağı-ra ağlayarak döndü gitti.***

İşittiğimiz, ikinci gün, Eshab-ı Kehf Dağı'na gelen Fransız Kumandanı, Gök Mehmed'in cesedini duvar üzerinde görünce, bakmış; Mehmet'in tüfeğinde kayış yerine bir kıl ip,

üzerinde bezden bir gömlek, yırtık bir şalvar, ayağında çarık.

Bir de yaptığı harekete bakmış ve demiş ki:-"Artık bu milletle harp olmaz".Ve bu savaştan sonra, bir daha ufak müsa-deme bile olmadı. On harp oldu Fransızlar ile. Bundan sonra, muahede (anlaşma) ol-muş, harp olmamıştır.

***

Gök Mehmet, Milli Kurtuluş Savaşımızın ad-sız kahramanlarından, o çılgın Türklerden biridir. Mersin Deniz Müzesindeki heykelinin konuklar için ilginç bir uğrak noktası olaca-ğına inanıyoruz.

Kaynakça:1. Kurtuluş Savaşında İçel, Kurtuluş Sava-şında İçel Tarihini Yazma Komitesi. (Türkiye Kuvayi Milliye Mücahit ve Gaziler Cemiyeti Mersin Şubesi Yayınları No. 1). 2. Baskı, İstek Matbaası, Mersin, 2005. s. 257-258. 2. İçel, Aylık Mersin Halkevi Dergisi, Mayıs 1939 (yıl 2, sayı 16), sayfa 5. Şeref Erdoğdu “Mersin Köylerinde Kahramanlık Hatıraları”.3. Doğudan Batıya ve Sonrası, Muammer Tuksavul. İstanbul, 1981. s. 335-336.4. Osman Muzaffer Koçaşoğlu’nun Anıları, Doç. Dr. Kemal Çelik. İçel Sanat Kulübü Ya-yını, Mersin, 2002.

Meryem BoğaMDTO Proje Finans Uzmanı

UNFCCC’nin (Birleşmiş Milletler İklim De-ğişikliği Çerçevesi – United Nations Fra-mework Convention on Climate Change) 26 Kasım – 8 Aralık 2012 tarihleri arasın-da 18.’sini Doha-Katar’da gerçekleştirdiği uluslararası konferansta, tüm ülkeleri ilgi-lendiren iklim değişiklikleri ve denizcilik ile ilgili önemli kararlar çıktı. Konferansa dünyanın dört bir yanından on binlerce hükümet ve sivil toplum örgütü temsilcisi, araştırmacı, bilim insanı ve akademisyen katıldı. 2012 yılı sonunda gerçekleşen bu toplantının zamanlaması ile ilgili önemli

bir ayrıntı daha vardı: Konferans, küresel ısınma ve iklim değişikliği mücadelesini uluslararası düzeye yaymak ve tek bir çatı altında toplamak amacıyla oluşturulan Kyoto Protokolü’nün ilk anlaşma periyodu için belirlenen sürenin sona erme tarihiyle çakışıyordu.

Kyoto Protokolü 1997’de oluşturulduğu halde birçok ülke tarafından imzalamadı. Yapılan uluslararası görüşmeler ve baskı-lar sonucunda ancak 2005 yılında yürür-lüğe girmiş ve daha sonra bazı ülkelerin

de katılımı ile 2012 yılında 160 ülkeyi kap-samıştır. Türkiye, Kyoto Protokolü’nü 5 Mayıs 2009’da imzalamış ve onaylamıştır. Hala protokolü imzalamayan ülkelerin en gelişmiş ülkeler olması oldukça düşün-dürücüdür. Kyoto Protokolü’nü imzalayan ülkeler için aşağıdaki haritaya bakılabilir. İmzalayan ve protokolün kurallarını uygu-lamaya başlayan ülkelerin sayısı, sadece imzalayanlardan çok daha azdır. Elbette önemli olan sadece imzalamak değil pro-tokolün kurallarını yerine getirmektir.

İklim Değişikliği ve Denizcilik

Kyoto Protokolü'ne katılım:

İmzalayan, Onaylayan ve Uygulayanlar İmzalayan; fakat anlaşmayı onaylamayanlar

Yalnız İmzalayanlar İmzalayan, fakat daha sonra çekilenler

İmzalama Sürecinde Olanlar İmzalamayanlar

Page 16: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

30 31

Bu protokolün imzalanmasında amaç ülkelerin karbonmonoksit gazı salınımını kontrol altına almak ve iklim değişikliği mücadelesini evrensel düzeye taşımaktır. Sera gazları salınımlarını %55’in altında tutmak için pahalı yatırımlar gerektirmek-tedir. Özellikle gelişmiş ülkelerin atmosfe-re saldıkları gazların oranları, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere göre çok faz-ladır. Kyoto Protokolü bu tür durumlarda gelişmiş ülkeler için bir çözüm üretmiştir. Her ülke için belirlenen gaz salınım oranı vardır ve gelişmiş ülkeler para ile geliş-mekte olan ülkelerin kullanmadıkları gaz salınım oranının bir kısmını satın alabil-mektedirler. Bu uygulamadan elde edilen karlar temiz enerji üretimi, yeni çevre te-mizleme sistemlerinin kurulması için araş-tırma fonları ayrılması için UNFCCC’de toplanmaktadır. Dolayısıyla amaç tek bir dünyada yaşayan insanların, gelecek ne-sillerin doğal kaynaklarını tüketmeden ve çevreye zarar vermeden, üretim ve tüke-tim yapabilmeleridir. Bu durum sadece hükümetlerin yeni yasalar çıkartarak ken-di ülke sınırları içerisinde üretim yapan firmaları denetlemesi, motorlu taşıtlarda kullanılan filtre sistemlerinin geliştirilme-si, ısınma ve soğutma sırasında ortaya çıkan zararlı gazların salınımının azalması gibi önlemlerle sınırlı değildir. Bütün dün-ya vatandaşlarının çevre kirliliği ve doğal kaynak kullanımı konusunda bilinçlendi-rilmesi gerekmektedir. Endüstriyel ya da değil; üretilen ve tüketilen tüm ürünlerin bir şekilde çevreye etkisi vardır. Bu etkile-rin tüketicilere öğretilmesi ve bilinçli tüke-tim çalışmaları yapılması gerekmektedir. Kyoto Protokolü’nün önemli maddelerin-den bazıları şu şekilde sıralanabilir:

• Atmosfere salınan sera gazı miktarı %5'e çekilecek,

• Endüstriden, motorlu taşıtlardan, ısıt-madan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden dü-zenlenecek,

• Daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini en-düstriye yerleştirme sağlanacak, ulaşım-da, çöp depolamada çevrecilik temel ilke olacak,

• Atmosfere bırakılan metan ve karbon-dioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinecek,

• Fosil yakıtlar yerine örneğin bio dizel yakıt kullanılacak,

• Çimento, demir-çelik ve kireç fabrikala-rı gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden düzenlenecek,

• Termik santrallerde daha az karbon çı-kartan sistemler, teknolojiler devreye so-kulacak,

• Güneş enerjisinden faydalanılacak tek-nolojiler geliştirilmesine önem verilecek,

• Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üre-tenden daha fazla vergi alınacak.

Ancak bir çok ülke yukarıda yazılı olan te-mel prensiplere hala uymamaktadır. Do-layısıyla Kyoto Protokolü’nün etkili şekilde çalıştığını söylemek pek mümkün değil-dir. Uygulamasında sorunlar yaşanan Kyoto Protokolü’nü daha etkin hale getir-mek için UNFCCC her yıl düzenli olarak küresel konferanslar düzenlemekte ve bu konferanslarda bilim adamlarının çevrey-le ilgili yaptıkları araştırmalar, temiz enerji ürünleri gündeme getirilerek yerel yöneti-ciler ve devletleri çevre konusunda daha aktif olmaya teşvik etmektedir.

Son yılların en büyük doğal felaketlerin-den biri olan ve ABD’nin doğu kıyılarını etkileyen Sandy Kasırgası, dünyada iklim değişikliği ve etkileri konusunda süre ge-len tartışmaları alevlendiren konulardan biridir. Dünya üzerinde daha sık görül-meye başlayan kuraklık, sel, kasırga gibi doğal felaketlerin iklim değişikliği sonucu olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmış du-rumdadır. Bu felaketler tarım, denizcilik, balıkçılık ve uluslararası ticareti olumsuz yönde etkilemektedir.

Denizcilik, UNFCCC’nin tartışma konu-

larından biri olarak 2012 yılı sonunda Doha’da yapılan toplantıda gündeme gelmiştir. Denizcilik ulaştırmasında kulla-nılan gemilerin akaryakıt kullanımı ve sa-lınımları, deniz kirliliğine neden olan gemi kazaları, gemi söküm tesisleri, limanların temizliği ve çevresel etkileri gibi konular Doha Konferansı’nın gündemindeydi. Kyoto Protokolü’ne uygun olarak IMO de-nizcilikte sera gazı salınımı ile ilgili ilk ça-lışmalarını 1997 yılında, ikinci dönem ça-lışmalarını da 2009 yılında tamamlamıştır. IMO tarafından yapılan birinci çalışmaya göre denizcilik sektörünün dünya karbon emisyon oranındaki payının yaklaşık ola-rak %1,8 olduğu açıklanmıştır. İkinci ça-lışmada bu oran tüm denizcilik sektörü için %3,3 (yaklaşık olarak 1,025 milyon ton CO2), uluslararası denizcilik için %2,8 (yaklaşık olarak 870 milyon ton CO2) ola-rak ilan edilmiştir. Bu çalışmaların ardın-dan yapılan gelecek izdüşümlerinde, her-hangi bir önlem alınmadığı takdirde, 2020 yılında denizcilik sektörünün dünya sera gazı emisyon oranının %6 (yaklaşık 1,250 milyon ton CO2) ve 2050 yılında ise 2020 yılındaki oranın ortalama %175 artabile-ceği öngörülmüştür. Bu rakamlar olduk-ça korkutucu görülmektedir. Ancak IMO ve UNFCCC’nin yaptığı ortak çalışmalar sonucunda gemi dizaynlarında yapılabi-lecek değişikliklerle bu rakamların %50 oranında azalabileceği ve operasyonel standartların geliştirilmesi ile %25 oranın-da düşebileceği hesaplanmıştır.

IMO’nun Deniz Çevresi Koruma Komi-tesi (Marine Environment Protection Committee-MEPC) iklim değişikliği ve denizcilik ile ilgili yürüttüğü çalışmaların 60. toplantısında UNFCCC ile ortak hare-ket etme kararı alarak karbon salınımının azaltılması üzerinde çalışacak uzmanlar-dan oluşan bir ekip kurmuştur. Bu ekibin yaptığı çalışmalarda Kyoto Protokolü’ne

UNFCCC resmi internet sitesi : www:http://www.unfccc.int

paralel olarak ülkeler gelişmiş ve geliş-mekte olan ülkeler olarak ikiye ayrılmış-tır. Bu ayrıma göre ülke gruplarının farklı sorumlulukları vardır. Gelişmiş ülkeler, denizcilik sektörünün iklim değişikliğine olan etkisini azaltmak için IMO’nun yap-tığı çalışmalara paralel olarak gemi inşa standartlarına uymaya, gemi geri dönü-şüm ve operasyonlarında çevresel etkile-ri minimuma indirmeye özen göstereceği yönünde karar almıştır.

2011 yılında IMO, denizcilik sektöründe karbon emisyonunu azaltmak için kendi yasal düzenlemeleri içerisine bu konuyu dahil edeceğini duyurmuştur. MEPC’nin 62. toplantısında da MARPOL 73/78’in VI. ekinde hava kirliliğini engellemek için Etkin Enerji Dizaynı Endeksi (Energy

Efficiency Design Index -EEDI) oluştu-rulmuş ve 400 grosstonun üzerinde inşa edilecek tüm gemilerin bu kurallara göre inşa edilmesini zorunlu kılmıştır. Özel-likle uluslararası ticari gemi olarak kul-lanılacak gemilerde Etkin Gemi Enerjisi Yönetim Planı (Ship Energy Efficiency Management Plan - SEEMP) kurallarının uygulanmasını kararlaştırmıştır. SEEMP uygulaması Gemi Güvenliği Uygulama Planı (Ship Safety Management Plan) ile birlikte uygulanacaktır. Bu uygulamaların 2020 yılına kadar yıllık ortalama 150 mil-yon ton CO2 salınımını azaltacağı tahmin edilmektedir.

İklim değişikliği ve denizcilik sektörünün geleceği bu kurallara uyulmasına bağ-lıdır. Sadece uluslararası kurumların ve

devletlerin yasalar çıkartması değil aynı zamanda üreticilerin, tüccarların ve tüke-ticilerin kendi gelecekleri ve dünyanın or-tak mirasını korumak için çevre bilincine sahip olmaları gerekmektedir. Mevcut ku-ralları hala uygulamayan ülkeler ve deniz-cilik sektöründe IMO kurallarını uygula-mayanlar tüm dünya geleceği için tehlike oluşturmaktadır. Dolayısıyla çevre bilinci, iklim değişikliği farkındalığı yaygınlaştı-rılmalı, uluslararası kurallara uymayanla-ra ciddi maddi yaptırımlar uygulanarak temiz enerji, temiz çevre çalışmalarına destek verilmelidir. Bir birey olarak ben ne yapabilirim ki demek yerine, çevremizde-ki bir kişiyi bile çevre bilincine kavuşturur-sak hızla kirlenen ve yok olan dünyamızı koruma adına bir adım atmış oluruz.

Page 17: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

32 33

KONŞİMENTO (B/L) :

1) Bilindiği üzere konşimento, navlun söz-leşmesi şartlarına göre malların hangi şart-larla taşınacağını tespit eden, taşıyıcı (car-rier) donatan (owner) veya yetkili acentesi ya da gemi kaptanı tarafından tanzim edilip yükün gemiye alındığı sırada göndericiye verilen imzalı belgedir.

Tek taraflı olarak düzenlenen ve yükün ta-şınmak üzere tesellüm olduğu ikrarını ta-şındıktan sonra ise varma limanında kon-şimentoda hak sahibi görünen hamiline, senedin iadesi karşılığında aynen teslim edileceği taahhüdünü içeren kıymetli bir ev-rak olarak tanımlanır. Bu vasfı icabı, malları temsil ettiği cihetle varma limanında mallar konşimento hamiline teslim edilir.

Yüklemenin başladığı sırada taşıtana veri-len belge “tesellüm konşimentosudur. Bu belge bir makbuz hükmündedir.

“Yükleme konşimentosu” ise devredilebilir ticari bir kıymetli evraktır. Malların mülkiye-tini temsil eder. Nama veya emre olabilir. Nama yazılı olanı gönderenin adına dü-zenlenen konşimento olduğundan cirosu mümkün olmayıp, mallar ancak alıcısına teslim edilebilir. Eğer gönderen devir etmek isterse bu iş ancak temlikname düzenlen-mesi ile mümkün olur.

Konşimentoya dair uygulanacak hükümler 6762 sayılı TTK.’nın 1097 ile 1109 madde-leri arasında düzenlenmiştir.

Uluslararası taşımalarda taraflarca aksi ka-rarlaştırılmadıkça uygulanacak hükümler 1980 ve 1983 revizyonu ile değişik “Bir-leşmiş Milletler DENİZDE EŞYA TAŞIMA ANLAŞMASI -1978” (Hamburg Kuralları) ile tespit edilmiştir.

Ayrıca INCOTERM 1990 değişikliğinde “Elektronik Bilgi Değişimi” kullanılması ha-

linde alıcı satıcıdan bir konşimento alması halinde elde edeceği hukuki durumla ayni haklara sahip olacağı sağlanmıştır.

Ayrıca 1924 tarihli konşimentoya müteallik bazı kaidelerin tevhidi hakkındaki Milletle-rarası Sözleşmesinde (ki, Türkiye’de 1955 tarihli 6469 sayılı kanun ile onaylanmıştır) uygulanacak hükümler aynen teyit ve kabul edilmiştir.

2) Kanunda bahis konusu yapılmayan fakat uygulamada fonksiyonlarına göre konşi-mento çeşitli isimler almaktadır.

Yükleme konşimentosu (Shipped Bill of Lading) yükün gemiye yüklenmesinin ar-dından düzenlenir. Tesellüm Konşimento-su (Received Bill Of Lading) yükün taşıyan tarafından henüz gemiye yüklenmeden düzenlenen konşimentodur. Yükleme yapıl-dıktan sonra yüklemenin hangi gemiye ne zaman yükleneceğine dair şerh verilmek-le bu konşimento yükleme konşimentosu vasfını kazanan malların hasarsız olarak yüklendiğine dair temiz konşimento (Clean on Board Bill of Ladingi) Malların gemiye hasarsız (temiz) yüklendiğine dairdir.

Tarifeli sefer yapan gemilerde kullanılan (Liner Bill of Lading), Kombine taşımalarda (multimodel on combined bill of Lading), Malların temsil etme özelliği ortadan kalk-tığı durumlarda konşimento “Waybil” adını taşır. Kıymetli evrak vasfı yoktur, ciro edile-mez. Bu sebeple malları sadece gönderi-lene teslimi mukabilinde taşımalarda kulla-nılır.

Bayat Konşimento (Stale Bill of Lading) bankacılık işlemlerinde akreditif de düzen-lenen belgelerin satıcı tarafından bankaya ibraz edilip kendisine ödeme yapılabilme-sini temin için süresinde (uygulamada 21 gün içinde) ibraz etmesi gerekir.

3) 13.01.2011 tarih ve 6102 sayılı Yeni Türk

Ticaret Kanunu’nda konşimentoya dair hü-kümler, “Denizde Taşıma Senetleri” başlığı altında Md.1228 ile 1245. maddeleri arasın-da düzenlenen hükümlerle şekillendirilmiş-tir. Yeni 1228.madde hükmünde konşimen-tonun tanımı ve türleri düzenlenmiştir.

Yeni TTK.’nın 1229. maddesi, konşimento-nun hangi kayıtları içereceğini sıralamıştır. Eski TTK.’nın 1098. maddesinde de aynı hükümler mevcut olup, yeni 1229/2’de “1229/1 de bulunan sıralı unsurlardan bir veya bir kaçının konşimentoda bulunma-ması senedin hukuken konşimento sayıl-masını engellemez; yeter ki, senet 1228. maddenin birinci fıkrasında yazılı unsurları taşımakta olsun” şeklinde bir hüküm konul-muştur.

Genel olarak;Madde 1230- (1) Konşimentonun meşru hamili, eşyayı teslim almaya yetkilidir.

(2) Konşimento birden çok nüsha olarak düzenlenmişse, eşya, tek nüshanın meşru hamiline teslim edilir.

Birden çok konşimento hamilinin başvurusuMadde 1231- (1) Konşimentonun birden çok meşru hamili aynı zamanda başvurur-sa kaptan, hepsinin istemini reddederek eşyayı umumi ambara veya başka güvenli bir yere tevdi etmek ve bu şekilde hareket etmesinin sebeplerini de göstererek bunu anılan konşimento hamillerine bildirmek zo-rundadır.

(2) Kaptan hareket tarzına ve sebeplerine ilişkin resmi bir senet düzenletmeye yetki-lidir; bu sebeple yapılan giderler hakkında 1201. madde uygulanır.

Yükletenin Talimatı

Madde 1232- (1) Emre yazılı bir konşimento düzenlenmişse kaptan, yükletenin eşyanın

Av. Gültekin ERŞAN

Türk Ticaret Kanununda Konşimento İle İlgili Yapılan Değişiklikler:

geri verilmesi veya teslimi hususundaki talimatını ancak kendisine konşimentonun bütün nüshaları geri verildiği takdirde yerine getirir.

(2) Gemi varma limanına ulaşmadan, bir konşimento hamili eşyanın teslimini isterse, aynı hükümler uygulanır.

(3) Kaptan bu hükümlere aykırı hareket ederse, taşıyan, konşimentonun meşru ha-miline karşı sorumlu kalmakta devam eder.

(4)Konşimento emre yazılı değilse, yükleten ve konşimentoda adı yazılı gönderilen mu-vafakat ettikleri takdirde, konşimentonun hiçbir nüshası ibraz edilmese bile, eşya geri verilir veya teslim olunur. Şu kadar ki, konşi-mentonun bütün nüshaları geri verilmiş de-ğilse, taşıyan bu yüzden doğabilecek zarar için önce teminat gösterilmesini isteyebilir.

Navlun sözleşmesinin umulmayan hal yüzünden hükümden düşmesiMadde 1233- (1) Navlun sözleşmesinin, geminin varma limanına ulaşmasından önce umulmayan bir hal yüzünden 1209 ila 1227. maddeler gereğince kendiliğinden veya feshedilmesi sonucunda hükümden düşmesi halinde de 1232. madde hükmü uygulanır.

Konşimentonun eşyayı temsiliMadde 1234- (1) Eşya, kaptan veya taşıya-nın diğer bir temsilcisi tarafından taşınmak üzere teslim alınınca konşimentonun, kon-şimento gereğince eşyayı teslim almaya yetkili olan kişiye teslimi, 1235. madde hü-kümleri saklı kalmak şartıyla, Türk Medeni Kanunu’nun 957 ve 980. maddelerinde ya-zılı hukuki sonuçları doğurur.

Yeni 1237. madde hukuku ilişki ile ilgili ola-

rak eski TTK.1110. maddeye yeni bir ilave ile 1237/3 konşimentoda yolculuk çarteri sözleşmesine gönderme varsa konşimento devredilirken çarter partinin bir suretinin de yeni hamile ibraz edilmesi gerekir. Bu tak-dirde çarter partide yer alan hükümler nite-likleri elverdiği ölçüde konşimento hamiline karşı da ileri sürülebilir. 1245/1. fıkra hükmü saklıdır ilavesi yapılmıştır.

Yeni TTK. 1238. maddesi taşıyanı ispat başlığını taşımakta olup, aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Madde 1238- (1) Konşimentoyu taşıyan sıfatıyla imzalayan veya konşimento ken-di ad ve hesabına imzalanan kişi, taşıyan sayılır.

(2) Konşimentoda taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezinin gösterilmemiş olduğu veya açıkça anlaşıl-madığı hallerde, donatan, taşıyan sayılır; meğerki konşimento hamilinin açık istemi üzerine, donatan taşıyanın adı ve soyadını veya ticaret unvanı ile işletme merkezini bildirerek bunu belgelendirmiş olsun.

(3) Kaptan veya taşıyanın diğer bir temsil-cisi tarafından düzenlenen konşimentoda, taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezinin gösterilmemiş ol-duğu veya açıkça anlaşılmadığı hallerde, temsilci de ikinci fıkra uyarınca sorumlu tutulan donatan ile birlikte taşıyan sayılır; meğerki konşimento hamilinin açık istemi üzerine temsilci, taşıyanın adı ve soyadını veya ticaret unvanı ile işletme merkezini bildirerek bunu belgelendirmiş olsun.

(4) Taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezinin yanlış veya geç bildirilmiş olması halinde, taşıyan, do-

natan veya taşıyanın temsilcisi, yanlış veya geç bildirimden doğaca zararlardan müte-selsilen sorumludurlar. Bu takdirde 1188. maddede öngörülen hak düşürücü süre taşıyanın adı ve soyadı veya ticaret unvanı ile işletme merkezi doğru bildirilene kadar taşıyana yöneltilecek istemler hakkında iş-lemeye başlamaz.

Yeni TTK. 1239. maddesi; konşimen-toya yapılacak ilaveler hususunda eski TTK.1100 maddesine nazaran daha kap-samlıdır. Navlun ispatla ilgili 1240. madde ile eski TTK. 1111. maddesi yeniden dü-zenlenmiştir.

Madde 1239- (1) Konşimento eşyanın ge-nel olarak cinsi, işaretleri, koli veya parça adedi, ağırlık veya miktarı hakkında beyan-ları içerip de taşıyan, bu beyanların fiilen teslim alınan veya yükleme konşimentosu düzenlenmiş olması halinde, fiilen yük-lenen eşyayı doğru ve tam olarak gös-termediğini biliyor veya gösterdiğinden haklı sebeplerle şüphe ediyorsa yahut bu beyanları kontrol etmek için yeterli imkana sahip değilse, konşimentoya bu beyan-ların gerçeğe uymadığını, şüphesini haklı gösteren sebepleri veya yeterli kontrol im-kanının bulunmadığını açıklayan bir çekin-ce koymak zorundadır.

(2) Taşıyan, eşyanın haricen belli olan halini konşimentoda beyan etmeyi ihmal ederse, konşimentoda eşyanın haricen iyi halde olduğuna dair beyanda bulunulmuş sayılır.

(3) Birinci fıkraya dayanarak konşimentoya hakkında çekince konulan beyanlar saklı kalmak üzere, konşimento, taşıyanın eş-yayı konşimentoda beyan edildiği gibi tes-lim aldığına veya yükleme konşimentosu düzenlenmiş olduğu takdirde, yüklediğine karine oluşturur. Bu karinenin aksi, konşi-mentoyu, içerdiği eşya tanımına güvene-rek, gönderilen de dâhil olmak üzere, iyi niyetle devralan üçüncü kişiye karşı ispat-lanamaz; 1186. maddenin dördüncü fıkra-sı saklıdır.

Madde 1240- (1) 1129. maddenin birin-ci fıkrasının (I) bendi uyarınca navlunun gönderilen tarafından ödeneceğine veya yükleme limanında gerçekleşip gönderi-len tarafından ödenecek olan sürastarya parasına ilişkin bir kaydı içermeyen konşi-mento, gönderilenin navlun veya sürastar-ya parası ödemekle yükümlü olmadığına karine oluşturur. Bu karinenin aksi, navlun veya sürastarya parası hakkında böyle bir kayıt içermeyen konşimentoyu, gönderilen de dâhil olmak üzere, devralan üçüncü ki-şiye karşı ispatlanamaz.

(2) Navlun eşyanın ölçüsüne, sayısına

Page 18: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

34 35

veya tartısına göre kararlaştırılmış ve bun-lar da konşimentoda gösterilmiş olursa, konşimentoda aksine bir şart olmadıkça, navlun buna göre belirlenir. 1239. madde-nin birinci fıkrası uyarınca yazılan şerh kon-şimentoda aksine bir şart sayılmaz.

(3) Navlun için taşıma sözleşmesine yol-lama yapılırsa, bu yollamanın kapsamına boşaltma süresi, sürastarya süresi ve sü-rastarya parası hakkındaki hükümler gir-mez.

Yeni TTK.1241. maddesinin eski TTK’da karşılığı olmayıp yeni maddeleri yükleten tarafından verilen garantiler başlığını taşı-yan madde aynen ;

Madde 1241- (1) Konşimentoya konulan eşya ile ilgili kayıtlar hakkında 1145. mad-de uygulanır.

(2) Taşıyan veya onun bir temsilcisi tara-fından konşimentonun, yükletenin konşi-mentoya konulmak üzere bildirdiği kayıtla-ra veya eşyanın haricen belli olan hal ve niteliğine ilişkin bir çekince eklenmeksizin düzenlenmesi yüzünden taşıyanın uğraya-cağı zararı yükletenin tazmin edeceğine dair her taahhüt veya anlaşma, konşimen-toyu, gönderilen de dâhil olmak üzere, iyi niyetle iktisap eden bütün üçüncü kişilere karşı geçersizdir.

(3) Böyle bir taahhüt veya anlaşma, taraf-lar arasında geçerlidir; meğerki, taşıyan veya onun bir temsilcisi, ikinci fıkrada belirtilen çekinceyi koymamak suretiyle, eşyanın konşimentodaki tanımına güve-nerek hareket eden, gönderilen de dâhil, üçüncü kişileri aldatma amacı gütsün. Bu durumda, konşimentoya konulmayan çe-kince, yükleten tarafından konşimentoya yazılmak üzere bildirilen kayıtlara ilişkin-se, taşıyan, 1145. madde uyarınca yükle-tenden tazminat isteyemez.

(4) Üçüncü fıkrada belirtilen aldatma kas-tının varlığı halinde taşıyan, konşimento-daki kayıtlara güvenerek hareket eden, gönderilen de dâhil, üçüncü kişililere kar-şı, 1186. maddede öngörülen sorumluluk sınırlarından yararlanmaksızın sorumlu-dur.

Doğru bildirimde bulunma yüküm-lülüğüEşya hakkındaMadde 1145- (1) Taşıtan ile yükleten, eşya hakkında taşıyana tam ve doğru beyanda bulunmakla yükümlüdürler. Bunlardan her biri, beyanlarından doğru olmamasından doğan zarardan taşıyana karşı sorumlu-dur; bu yüzden zarar gören diğer kişilere karşı ise ancak kusurları varsa sorumlu olurlar.

(2) Taşıyanın navlun sözleşmesi gereğince taşıtan ve yükleten dışındaki kişilere karşı olan yükümlülükleri ve sorumluluğu saklıdır.

Yeni TTK 1249 emredici hükümler;

Eski TTK.1116’da yapılan değişiklikler ile taşıyanın borç ve sorumlulukları ile ilgili maddeler ile taşıtanın ve yükletenin borç ve sorumluluklarına ilişkin meseleler, keza denizde taşıma senetlerine ilişkin madde hükümlerinden kaynaklanan borç ve so-rumluluklar doğrudan veya dolaylı olarak önceden kaldırılan veya daraltan ve bütün kayıt ve şartların geçersiz olduğuna deği-nilmiş ancak, sorumluluğu kaldıran veya daraltan kayıt ve şartların geçersizliğinin navlun sözleşmesinin veya konşimentonun yahut diğer bir denizde taşıma senedinin geri kalan hükümlerinin geçersizliği sonu-cunu doğurmayacağına değinilmiş, ancak taşıyanın borçlarını ve sorumluluğunu ge-nişleten veya ağırlaştıran kayıt ve şartların geçerli olacağına işaret edilmiştir.

Yeni TTK. 1245. maddesinde yolculuk çarteri sözleşmesinde 1243. madde hük-münün uygulanamaz olduğu ancak böyle bir sözleşmeye dayalı olarak konşimento düzenlenirse, taşıtan olmayan konşimento hamili ile taşıyan arasındaki ilişkide 1243. madde (amir hükümler) uygulanır şeklin-dedir.

SONUÇ VE KANAAT: Dünya ticaret hac-mindeki hızlı gelişmelere paralel olarak uzak mesafelere yapılan taşımalarda bir ispat aracı vasfını taşıyan konşimentonun önemli ve yaygın hale gelmesi ile taşıyanlar yükün ziya ve kaybından doğacak sorum-luluktan kurtulmak amacıyla konşimentoya “ademi mesuliyet kayıtları” yazmayı yaygın hale getirdiklerinden, bu durumun ıslahı

için ilk adım Amerika’da atılmış “Harter Ka-nunu” çıkartılarak sorumsuzluk kayıtlarını sı-nırlandıran emredici hükümlerin konşimen-toya konulması sağlanmıştır.

Bilahare 1921 ile “International Lav As-sociation” tarafından “Lahey Kuralları” müteakiben de “Konşimentoya Müteallik Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkındaki Millet-lerarası Sözleşme” kabul edilmiştir. Türki-ye 14.02.1955 tarih ve 6469 sayılı kanunla sözleşmeyi onaylamış ve 04.01.1956’da meriyete girmiştir. Türkiye bilahare çıkar-tılan “Hamburg” ve “Vısbi Kurallarına” katılmamıştır. Zaman içerisinde Deniz ta-şımalarında reform çalışmaları yetersiz kal-dığından “Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu”nca taşıma ri-zikolarının taşıyan ve taşıtan arasında pay-laşılması cihetine gidilmiş, Denizde Taşıma Konferansı’nda da “Birleşmiş Milletler De-nizde Eşya Taşıma Sözleşmesi” ekseriyetle kabul edilmiştir.

Konu ile ilgili “Hamburg Kuralları” isimli an-laşma Türkiye tarafından onaylanmamıştır. Hamburg Kuralları’na göre taşıyan konşi-mentoya bir itirazı kayıt koymadığı takdirde konşimentoda belirtilen cins ve miktarda yükün konşimentodaki kayıtlara göre teslim alındığına karine teşkil eder.

Yurdumuz denizyolu ile taşımalarda söz sahibi olacak duruma gelmiş olmasına rağmen, uluslararası konvansiyonlara kıs-men katılmıştır. 6762 Sayılı olup 1954 tarihli T.Ticaret Kanununda konişmento hususun-da 13.01.2011 tarihli 6102 sayılı kanunla ya-pılan değişikliklerdeki farklılık çok az olup, yeterli olmadığı kanısındayız. Bu itibarla uluslararası konvansiyonlara tam olarak katılmakla eksikliklerin giderileceği kanı-sındayız.

Yasemin ARIKAN Y.T.Ü. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi

Serkan TÜRKMEN Bekir ŞENER

Dünyada taşımacılığın %95’i deniz yolu ile yapılmaktadır. Taşı-macılık sırasında meydana gelen gemi kazalarında ve sonra-sında doğal deniz yaşamını etkileyecek derecede büyük kirlen-melerle sonuçlanan vakalar meydana gelmektedir. Bu kazaların haricinde; gemilerin sintine atıkları, endüstriyel atıklar, petrol arama, depolama faaliyetleri sırasında meydana gelen kazalar da denizlerin kirlenmesine sebep olmaktadır.

Akdeniz, Şekil 1’de gösterildiği gibi Karadeniz, Güney Avrupa ve Ortadoğu’ya ulaşımı sağlamaktadır ve çoğunluğunu petrol ürünlerinin oluşturduğu yoğun bir deniz trafiğine sahiptir [1]. Deniz taşımacılığında hem Akdeniz’in hem de Karadeniz’in en yoğun deniz trafiğine sahip ülkelerinden biri olması nedeni ile Türkiye her an ciddi risk altındadır.

Şekil 1. Akdeniz Bölgesi’nde Petrol Taşımacılığı [1]

Yakın zamanda Adana-Ceyhan bölgesinde kurulan Botaş tanker dolum tesisleri bölgede yeni ve büyük bir riskin doğmasına ne-den olmuştur (Şekil 2).

Şekil 2. Botaş tanker dolum tesisleri [2]

Türkiye Karasuları’nın da içinde bulunduğu EMSA (European Maritime Safety Agency) tarafından “Yüksek Öncelikli Bölge” olarak tanımlanan denizlerde meydana gelecek bir deniz kazası ya da boru hatlarında meydana gelecek bir sızıntı sonucu olu-şabilecek bir kirlilik, yerel yaşama zarar vereceği gibi küresel yaşama da zarar verecektir. Böyle bir kirliliğe vakit kaybetmeden müdahale edebilmek, kirlenmeyi önlemek veya etkilerini en aza indirmek için petrol gibi yağlı kimyasalları deniz yüzeyinden sü-pürerek temizleyen bir deniz aracına sahip olmak çok önemlidir.

Türkiye Karasularında Petrol Sızıntısı Tehlikesine

Karşın Petrol Temizleme Gemisi İhtiyacı Ve Petrol Gemisi Dizayn Gerekleri

Page 19: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

36 37

TÜRKİYE KARASULARINDA TAŞIMACILIK

Uluslararası deniz ticaret hacmi 2007 yılındaki 7572 Mton’dan 2009 yılında %5,4 oranında artarak 7987 Mton’a ulaşmıştır. [3]

Denizlerde çalışan gemi sayısı dünya deniz ticaretindeki geliş-melere paralel olarak gün geçtikçe artmaktadır. Bu durum ülke-mizde de benzer bir biçimde gelişmektedir.Türk deniz ticaret filosunun gelişimi Şekil 3’de gösterilmektedir [4].

Şekil 3. Türk Deniz Ticaret Filosu [4]

Deniz taşımacılığının büyük bir oranını Tablo 1’den görüleceği gibi petrol ve petrol ürünleri oluşturmaktadır. İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’nden oluşan ve Türk Bo-ğazları olarak tanımlanan bölge kendine has coğrafi, morfolojik ve oşinografik özellikleri nedeni ile çok tehlikeli bir yapıya sahip olup can, mal ve çevre güvenliği bakımından büyük riskler ile karşı karşıyadır. İstanbul Boğazı, 31 kilometreuzunluğunda en dar yerinde 700 metre enindedir.Özellikle kış aylarında akıntı hızı saatte 5–6 mile ulaşmakta ve çok sayıda keskin dönüşler bulunduğundan, gemiler Boğazı geçerken en az 12 kere rota değiştirmek zorunda kalmaktadırlar [4,5].

Türk Boğazları yoğun ve tehlikeli bir gemi trafiğinin baskısı altın-dadır. Türk Boğazları bölgesinden yılda 50000 dolayında (Tablo 2) Türk ve yabancı bayraklı gemi uğraksız ticari geçiş yapmak-tadır. Özellikle tehlikeli ve zararlı maddelerin taşıma yolu olan Boğazlar ve Marmara Denizi, çevresindeki yerleşim alanları ile birlikte kaza riskleri dolayısı ile potansiyel bir tehlike altında bu-lunmaktadır. Ayrıca, 1936’da 200 bin olan İstanbul nüfusunun bugün 11-12 milyona ulaşmış olması, boğazlardaki mahalli tra-fiğin de artmasına neden olmuştur. İstanbul’da günde bir milyon insan bir yakadan öteki yakaya, toplam 2000 deniz aracıyla yer değiştirmektedir [5].

Tablo 2. Türk Boğazları’nda geçiş yapan tankerlerin toplam gemi sayısına göre durumu [6]

Gemi inşa sanayindeki teknolojik gelişmeler ve Hazar petrollerinin uluslararası pazara çıkarılması gibi nedenlerle son yıllarda Türk Boğazları’ndan geçen gemilerin boyutları, tonajları ve taşınan teh-likeli yüklerin çeşitlerinde ve miktarlarında önemli artışlar meydana gelmiştir. Boğazlarımızdaki deniz trafiği, özellikle İstanbul Boğazı gibi yoğun yapılaşmanın görüldüğü noktalarda doğal ve yapay çevre bakımından çok ciddi çevresel riskler yaratmaktadır. Bunlar, gemilerin normal operasyonlarından kaynaklanan sintine ve balast gibi atıklar ile çöplerini denize boşaltmaları, gemilerin yasal veya yasadışı yollardan taşıdıkları tehlikeli atıkların veya maddelerin de-nize boşaltılması, kaza durumunda denize petrol veya diğer zararlı maddelerin yayılması gibi sonuçlara yol açmaktadır.

TÜRKİYE KARASULARINDA TANKER KAZALARI

Türk Boğazları’nda meydana gelmiş deniz ekosistemi için tehdit yaratmış bazı önemli tanker kazaları ve yayılan petrol miktarları aşağıdaki gibidir [7,8,9,10,11]:

• Peter Zoranic (1960), 18000 ton

• Lutsk (1966), 1850 ton

• Independenta (1979), 95000 ton petrol denize dökülmüş, yan-gın ve patlama ile İstanbul Boğazı alanının çevre güvenliğini teh-dit etmiş, ayrıca hava kirliliğine neden olmuştur.

• Unirea (1982), 66400 ton

• Blue Star (1988), 1000 ton

• Jampur (1990), 2600 ton

• Nassia (1994), 9000 ton petrol denize dökülmüş ve 20000 ton denize dökülen petrol bir hafta yanarak deniz ve çevre kirliliğine neden olmuştur.

• TPAO (1997), 1500 ton

• Volgoneft-248 (1999) , 1700 ton

• Semele- Şipka (1999),10 ton

Şekil 4 İstanbul Boğazı’nda Nassia gemisi yanarken [11]

• Gotia (2002) , 25 ton

• Pantaleymon (2003) , 230 ton

• Strontsiy (2003) , 120 ton petrol

YAĞ TOPLAMA UYGULAMA ÇEŞİTLERİ

Denizlerde meydana getirilen kirlilikleri üç ana gruba

ayırabiliriz [12]:1. Deniz Dibi Kirliliği.

2. Deniz Suyu Kirliliği.

3. Deniz Yüzeyi Kirliliği.

Bu çalışmada deniz yüzeyi kirliliğine önem verilmiştir. Petrol kir-liliğinin toplanma işlemine yağ toplama uygulaması denir. Yağ-lanma birçok şekilde olmaktadır ve bu yağlanmanın rengine ve kalınlığına bağlıdır. 0.001 mm’den 1 mm’ye kadar su yüzeyinde yağ kalınlığı gözlenebilmektedir (Şekil 5) [13].

Şekil 5.Yağlanmanın Sınıflandırılması

Yağlanmanın toplanmasında çeşitli yollar vardır. Bunlar kimya-sal, mekanik ve yakma yöntemleridir. Yöntemlerin uygulamaları aşağıdaki şekillerde gösterilmiştir (Şekil 6-12). Bu yöntemlere ek olarak, jel kullanarak kirliliği katılaştırma yöntemi de uygu-lanmaktadır.

ORV DİZAYNI

Gerek taşıma sırasında meydana gelen gemi kazaları gerekse pet-rol arama, depolama faaliyetleri sırasında meydana gelen kazalar sonrasında oluşabilecek kirliliği temizleyebilmek için çeşitli sistem-ler kullanılmaktadır. Kullanılan sistemlerle amaçlanan bölgeye en hızlı şekilde ulaşabilmek ve kirliliğin boyutları büyümeden bertaraf edebilmektir. Bu nedenle tüm dünyada gerek gezici gerekse riskli bölgelerde hazır durumda bekletilecek “Yağ Toplama Gemileri” (Oil Recovery Vessel) ihtiyacı bulunmaktadır. Bu gemiler ile kirliliğin bu-lunduğu bölgeye ulaşılarak denizin temizlenmesi amaçlanmakta-dır. Yağ toplama gemilerinin tasarımlarına ve klaslanmasına ilişkin klas kuruluşlarının özel çalışmaları bulunmaktadır [14].

Yağ toplama gemisi ihtiyacı Avrupa’da meydana gelen büyük ölçekli petrol tankeri kazaları sonrasında kendini göstermiştir (Tablo 3) [15].

Page 20: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

38 39

1999 yılında Fransa kıyılarında 30.000 ton yakıt taşıyan petrol tankeri Erika’nın ortadan ikiye kırılması (Şekil 13) 19.800 ton pet-rolün denize sızmasına neden olmuştur.

Bundan üç sene sonra 2002 yılında İspanya’da 77.000 ton pet-rol taşıyan yakıt tankeri Prestige’in aynı şekilde uğradığı kaza ile 63.000 ton petrol denize karışmıştır (Şekil 14). Kazalar sonucu denizde ve sahil şeridinde meydana gelen kirlenme, petrolü de-niz yüzeyinden temizleyecek bir araç ihtiyacını göstermiştir [16].

Tablo 3. Son yıllarda meydana gelen büyük tanker kazaları >10,000 Ton [15]

Şekil 13. Erica Tankeri [17]

Şekil 14. Cenova Körfezi’nde yanan Prestige Tankeri [18]

TÜRKİYE’NİN KONUMU VE ÖNEMİ

EMSA (European Maritime Safety Agency) tarafından deniz ka-zaları ve deniz kirliliği açısından “Yüksek Öncelikli Bölge” olarak tanımlanan ve büyük risk taşıyan dört bölge Şekil 15’te göste-rilmiştir. Bunlar, Türkiye Denizleri’ni de içine alan Doğu Akdeniz, Portekizİspanya sahilleri, Britanya Güneyi ve Baltık Denizidir [15].

Şekil 15. Avrupa’daki önemli tanker güzergahları ve deniz kirliliği gözlemlenen noktalar [15]

Türkiye Denizcilik Müsteşarlığı’nın açıkladığı verilere göre Tür-kiye Karasuları’nda 2008 yılı içinde 206 deniz kazası meydana gelmiştir. Bu Kazaların bölgelere ve kaza tiplerine göre dağılımı aşağıdaki grafiklerde görülmektedir (Şekil 16,17) [19].

Hali hazırda bekleyen bir yağ toplayıcı geminin Türkiye’ye ka-zançları hem ekolojik hem de siyasi yönden oldukça fazla ola

caktır. Türkiye, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi’nde olabilecek kirlenmelere en hızlı bir şekilde ulaşabilecek konumdadır. Ayrıca mağdur durumdaki başka ülkelere de destek vererek kendi stratejik konumunu daha da güçlendirebilir.

Şekil 16. Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi 2008 Yılı Bölgeler İtibari İle Meydana Gelen Deniz Kaza/Olaylarının İsta-tistiki Bilgileri [18]

Şekil 17. 2008 yılı AAKKM tarafından tutulan deniz kaza ve olaylarının çeşitlerine göre istatistiki bilgileri [19]

AB Müktesebatında “Denizlerin Kirlenmesi ve Gemi Kaynaklı Kirli-liğin Önlenmesi” ile uyum çalışmalarında yapılan düzenlemeler ve yatırımlar müktesebatın öncelikli konularından birini oluşturmak-tadır. Denizlerin petrol ve diğer zararlı maddelerle kirlenmesinde acil durumlarda müdahale konusundaki AB müktesebatı, OPRC Sözleşmesi’nin ve OPRC-HNS Protokolü’nün uygulanması amaç-ları için üye ülkeler arasındaki işbirliği esaslarını düzenlemekte ve bu amaçla bir bilgi sistemi oluşturmaktadır [20].

SONUÇ

Halihazırda yoğun bir deniz trafiğine sahip olan İstanbul’un, 2010 yılı kültür başkenti olması deniz trafiğini arttıracaktır. Çift yönlü akın-

tıya sahip İstanbul Boğazı’nda oluşacak petrol ve benzeri kimya-salların yayılmasına acilen müdahale edilmesi oldukça önemlidir.

Yeni projeleri ile çoğunluğunu BOTAŞ’a ait olan dolum tesislerin-den ve boru hatlarından her gün tonlarca petrol ve petrol ürünle-ri akmaktadır. Karadeniz’de Rize, Trabzon Samsun, Marmara ve Ege’de İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir ve Akdeniz’de İçel, Adana, Hatay olmak üzere her gün BOTAŞ tesislerinde tonlarca petrol ve petrol ürünleri sevkiyatı sürmektedir [2]. Türkiye’nin dört denizinde de bulunan bu tesislerden kaynaklanacak bir kirliliğe müdahale için bu bölgelerde Petrol Toplama Gemileri hazır tutul-malıdır.

EMSA’dan alınan veriler çerçevesinde Türkiye Karasularında olu-şacak bir kirlenmeye müdahale etmek için hazırda bekletilen tek bir tekne yoktur [21].

İhtiyaç halinde Şekil 18’de koyu renk ile gösterilmiş bölgeler için müdahale edebilecek tek yağ toplama gemisi 79 m. uzunluğunda Yunanistan’a ait Aktea yağ toplama gemisidir.

Gemi kaynaklı kirlenmenin önlenmesi konusundaki AB müktese-batına uyumu sorunsuz ve kolaylıkla gerçekleştirmek için, deniz temizliğinin korunması için atılacak her adım önemlidir. Yağ temiz-leme gemisi olarak adlandırılacak yağ toplama gemisinin, ülkeye kazancı sadece doğaya ve insan hayatına yapılacak yatırımın dı-şında, uyum sürecini kısaltacak bir adım olarak da işlev kazana-caktır.

Toplanan petrol ve yağ lisanslı kuruluşlarca tekrar ekonomiye ka-zandırılabilecek ya da başka amaçlarla kullanılabilecektir.

Şekil 18. EMSA’nın Doğu Akdeniz ve Ege için Beklettiği Yağ Toplama Gemisinin Uygulama Alanı [21]

*Bir önceki sayımızda yayınladığımız “Gemi Sevk Sistemleri Tari-hine Bakış” başlıklı makale Gemi ve Deniz Teknolojisi Dergisi’nin “Arıkan Y., Doğrul A., Çelik F., Gemi Sevk Sistemleri Tarihine Ba-kış, Gemi ve Deniz Teknolojisi Dergisi, Sayı 186, sayfa 13-19, (2010)”sayısında yayınlanmıştır.

*Bu sayımızda yayınladığımız “Türkiye Karasularında Petrol Sızın-tısı Tehlikesine Karşın Petrol Temizleme Gemisi İhtiyacı ve Petrol Gemisi Dizayn Gerekleri” başlıklı makale “Türkmen S., Şener B., Arıkan Y., Türkiye Karasularında Petrol Sızıntısı Tehlikesine Karşın Petrol Temizleme Gemisi İhtiyacı ve Petrol Gemisi Dizayn Ge-rekleri, Gemi ve Deniz Teknolojisi Dergisi, Sayı 182, sayfa 7-12, (2010)” sayısında yayınlanmıştır.

Page 21: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

40 41

Kaynaklar

[1] European Commission JRC, Eurostat,ITOPF, UN Population Division, UN Geogrophic İnformation Working Group

[2] BOTAŞ, www.botas.gov.tr/

[3] Fearnley’s Rewiev

[4] Deniz Ticaret Odası , Sektör Raporu 2007

[5]http://www.istanbulcevor.gov.tr/pdf/cdr2005/20tcevre

yonetimiveplanlama.pdf

[6] 1996-2007 Yılları İstanbul ve Çanakkale Boğazları Gemi GeçişAnalizleri,www.denizcilik.gov.tr/dm/ istatistikler/istatistik.aspx

[7] Ünlü,S.,Deniz Ekosistemi Üzerinde Petrol ve Hidrokarbon Kirliliğinin Tehdit ve Baskıları, Adli Olaylarda Kirletici Kaynağın Saptanması

[8] Ece,J.N., İstanbul Boğazı’ndaki Kazalar ve Çevre Güvenliği , www.Lojiport.com

[9] www.denizkoruyucuları.com

[10] İstanbul Çevre ve Orman Müdürlüğü, www.istanbulcevor.gov.tr/sube_detay.asp?id=67&sube=16

[11] TUDAV, The Turkish Straits Maritime Safety,Legal and Envi-ronmental Aspects

[12] Ünsan, Y.,Denizden Yağ Toplama Teknikleri ve Yeni Geliştiri-len Bir Yöntem , Gemi İnşaatı ve Deniz Teknolojisi Teknik Kong-resi

[ 1 3 ] w w w. a m s a.gov. a u /Ma r ine _Environm ent _Protec-tion/Educational_resources_and_information/Teachers/Classro-om_Projects/Mathematics_and_Oil_Spills.asp

[14] Türk Loydu Kısım 12 Petrol Toplama Gemileri

[15] European Maritime Safety Agency, Stand-by Oil Recovery Vessels for Europe Information Note, 29 November 2005

[16] www.en.wikipedia.org/wiki/Prestige_oil_spill

[17] ICRAM, www.cedre.fr/en/spill/haven/haven.php

[18] www.skim-tour.com/images/news/90.jpg

[19] Güncel Deniz-Kaza-Olay İstatistikleri, www. denizcilik.gov.tr/dm/istatistikler/istatistik.aspx

[20] Onur, S.,” Gemi kaynaklı kirlenme ve AB müktesebatı”, Vira Dergisi,Ocak 2008

[21] www.emsa.europa.eu/end185d014d014d001.htm

Bildiğimiz üzere deniz ile çok eski bir dostluğunuz var. Bu bağ ne za-man ve nasıl başladı? Tüm sülalem denizci, ister istemez , daha doğuştan aile mesleği olarak sofradaki ekmek kadar yakın bir olgudur denizcilik.. Tabii bir de hem Boğaz çocuğu ve yüzücü olarak iç içe geçmişliğim var denizle... İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nün yüzme takımındaydınız. Milli yüzü-cü olarak da yurtdışında Türkiye’yi başarıyla temsil ettiniz. Elde ettiği-niz bu başarılardan biraz bahseder misiniz?

Evet, milli yüzücü olma şerefine nail oldum. En çok gurur duyduğum ve hala hazzını ya-şadığım bir duygudur. Ben sırtçıydım. Sır-tüstünde ve diğer çeşitli dallarda Türkiye

birincilikleri kazanarak, altın madalyalarım olmuştu.. Türkiye’nin üç tarafı denizlerle kaplı ancak denizlerimize ekonomik açı-dan, turizm ve spor bakımından ge-reken önemin verilmediği sürekli tar-tışılır. Avrupa ülkeleriyle kıyaslarsak Türkiye’nin deniz kültürü konusunda artıları ve eksileri nelerdir? Ulus olarak denizle kaynaşmamız biraz geç olmuş; belki ondandır. Yakın zaman-da, yakın illerde ve hatta İstanbul’da, ma-hallelerden hiç deniz görmemiş insanların, otobüs tutularak deniz kenarına getirildiği

"Şu kriz son bulsa...Bakın neler yapacağız"

Pınar Kalkavan Sesel:

Gemi Brokerleri Derneği Başkanı Pınar Kalkavan Sesel denizcilik sektörü hakkındaki görüşlerini dergimiz okurlarıyla paylaştı.

Page 22: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

42 43

organizasyonların olduğu bir ülkedeyiz. Denizle hem sosyal hem de ekonomik ola-rak kaynaşmanın bir devlet politikası haline gelmesi lazım. Hepimiz biliriz ki; ilkokulda Türkiye’nin yedi bölge olduğunu, hangi böl-genin toprak yapısının ne olduğunu, hangi bitki örtüsü yetiştiğini, hangi hayvanın yetiş-tiğini ve saire öğretiyorlar. Fakat kıyıya ge-lince eğitim sistemimiz bitiyor. Deniz ile ilgili anlatılan şey, deniz isimlerinden öteye git-miyor. Bak burada Karadeniz, burada Mar-mara, Ege, Akdeniz. Bu denizler Türkiye’nin üç tarafını çevreliyor gibi… Bir anlamda bu konuyu geçiştirip duruyoruz. Oysa bize, çe-kirgenin anatomisini bile öğrettiler. Yani biz şimdi ne Ege’nin, ne Akdeniz’in faunasını bilmiyoruz. Hangi mevsimlerde hangi rüz-gar eser, hangi balık yetişir gibi denizle ilgili en ufak bir bilgimiz olmadı. Bu güzel mem-leketimizde, deniz kirliliği politikalarının ve önlemlerinin yetersiz olduğunu düşünüyo-rum, özellikle turistik alanlarda yıllar önce tabiatla iç içe olan kıyıların şu an betonarme ile iç içe hale geldiğini, o metrelerce dibini net bir şekilde gördüğümüz denizin artık bulandığını görünce içimiz sızlıyor.

Spor bakımından son zamanlarda bir ha-reketlilik olsa da, henüz yeterli düzeyde olduğumuz söylenemez. Daha bugün, yü-zücülerin uygun havuz bulamadıkları için sünger üstünde çalışma yaptıklarını göste-ren haberler çıktı. Buna neden olan temel nedenleri önleyici tedbirlerin alınması ve çocuklardan başlayarak denizi ve su spor-larını sevdirecek aktivitelerle, toplumumuz-da deniz kültürünün geliştirilmesi önem arz etmektedir.

Bugün denize kıyısı olan ve hatta olmayıp da gölleri olan Avrupa ülkelerinde, kıyıda veya kıyıya yakın evi olan hemen hemen her ailenin ufak bir teknesi olduğunu ve soğuğa aldırmadan hafta sonları onla vakit geçirdiklerini görmek mümkün.

Bırakın denizlere kanalizasyon akışını, deni-ze bir çöp attıklarını göremezsiniz.

Ben, eski Boğaz sularını özlüyorum, lapin balıklarıyla yüzdüğüm Marmara denizini geri istiyorum..

Türkiye’deki deniz turizmini nasıl de-ğerlendiriyorsunuz?

Her şeye rağmen, kıyılarımızda artan son model marinalar sayesinde yat turizminde ciddi bir gelişme oldu. Bunun denizaltı tu-rizmiyle de birleşerek gelişmesi lazım. Tabii her gelişme yanında kirlilik gibi bir teh-likeyi de beraberinde getiriyor. Bu hususta önlemler gerekli. Denizcilik sektöründe başarılı bir kariyere sahipsiniz. İstanbul Üniver-sitesi Liman ve Deniz İşletmeciliği alanında yüksek lisans yaptınız ve İngiltere’de denizcilik üzerine eğitim aldınız. Şu anda da Gemi Brokerleri Derneği başkanısınız. Genel olarak denizcilik sektörünü değerlendirebi-lir misiniz? 1980’lerde başlayan hareketlenmeden sonra, 2002’den sonra epey bir ivmelendi. Dünya denizciliği alanında ‘biz de varız’ de-

meye başladık. Türkiye bir anlamda deniz-cilik sahasında varlığını daha güçlü göster-meye başladı.

Ticari filo büyüdü, tersanecilik alanında her şeye rağmen yüksek bir atılım oldu. Özellik-le koster inşası ve hatta yat inşasında Türk Tersaneciliği bugün ilk akla gelenlerdendir. Malta Şahini bunlardan bir tanesi. Dünyada eşi benzeri yapılmamış bir gemi Türkiye’de yapıldı. Artık Türk yelkenciler dünya klas-manında birinci sıralarda yer alıyor. Su altı dalışlarımız aynı şekilde. Artık bizi denizin altı da, üstü de ilgilendiriyor. Bir de şu kriz son bulsa….Bakin neler yapacağız… Gemi Brokerleri Derneği ile ilgili ge-nel bir bilgi verebilir misiniz? Ne ya-par, kısa ve uzun vadede hedefleri nelerdir? Derneğin faaliyet ve orga-nizasyon alanlarından bahseder mi-siniz?

Gemi Brokerleri Derneği, henüz 2,5 yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen yakla-şık 350 kişisel üyeliğimiz bulunuyor. Yurt dışındaki Türk gemi brokerleri de derneğe aynı koşullarla üye olabiliyor. Dernek olarak Türkiye’de gemi brokerliği mesleğinin ge-lişimine ve uluslararası standartlara ulaş-masına katkıda bulunma ve ülkemizi tem-sil hedefimiz doğrultusunda Türkiye Gemi Brokerleri Derneği ismini alabilmek için başvuruda bulunduk. Süreç devam ediyor.

Farklı kurum ve kuruluşlardan gelen ta-leplere uygun olarak, geçen seneden beri gemi brokeri yetiştirmek üzere kurslar dü-zenlemekteyiz.

Bu kursların en önemli yanı, derslerin, sek-törümüzde isim yapmış, şirket sahibi ya da şirketin üst düzey yöneticisi durumunda olan tecrübeli meslektaşlarımızca bizzat ve gönüllü olarak verilmesidir.

Kurslarımız dışında her ay belli bir konuda, o konunun uzmanı kişilerce verilen semi-nerler düzenlemekteyiz. Bu seminerlere üye olan olmayan herkes katılabilmektedir.

Derneğimiz, İMEAK DTO’nin destekleriyle FONASBA (Federation of National Associ-ations of Ship Brokers and Agents) üyesi olmuştur.

Bu kapsamda uluslararası çalışmalar da yapmak istiyoruz. “Bosphorus 2012” adıyla düzenlediğimiz uluslararası yemek organi-zasyonunun tekrarı olacak olan “Bosphorus 2014” için şimdiden çalışmalara başladık.

Yemeği Kabotaj Bayramı’ndan bir hafta önce olacak şekilde planlıyoruz. Organi-zasyonun bir hafta boyunca sürmesini ve Kabotaj Bayramı kutlaması ile birlikte sona ermesini düşünüyoruz.

Ulusal bir kutlama gerçekleştirmek, iş ve ticaretin kesiştiği, bir ortam sağlamak için çalışmaktayız. Yaz sonunda çalışmalarımızı hızlandıracağız.

Brokerlik mesleğine katkı vermek amacıyla eğitim faaliyetleri organize ediyoruz. İngi-lizce verilen gemi brokerliği temel eğitim-lerinden sonra düzenlenen Türkçe eğitim programından mezun olan kursiyerlerimize 10 Ocak 2012 tarihinde diplomalarını ver-dik. Toplam 21 kursiyerin mezun olduğu bu kursa Deniz Ulaştırma İşletmeciliği’nde okuyan iki üniversite öğrencisi, bankacılık sektöründen de üç bankacı katıldı. Geri ka-lan kursiyerler ise sektörde çeşitli şirketler-de çalışan kişilerden oluşuyor.

Dernek olarak gündemimizdeki en önemli konu eğitim, eğitime soyunduk diyebiliriz. Ge-çen yıl ikinci eğitim dönemini tamamladık. Bu yıl şubat ayında ‘temel brokerlik eğitimi’ için yeni bir kurs daha açacağız. Eylül ayından itibaren de üçüncü dönem temel brokerlik eğitimi kurslarımız devam edecek. Sonuçta eğitim 2013 yılında da birinci gündem mad-demiz olacak. Kursların yanı sıra öğrencilere staj ve iş imkanı yaratmayı da düşünüyoruz.

ICS sınavlarına hazırlık eğitimi konseptleri-mizden biridir. Ama şu anda, sektörümüz-de yetişmiş gemi brokerlerince kar amacı gütmeden verilen Gemi Brokerliği Eğitimi-ne birinci öncelik vermiş bulunmaktayız. Bu eğitimi Advance (ileri) boyutta da vererek, ICS sınavlarını başarıyla verecek öğrenciler yetiştirmemiz de yakın planlarımız arasın-dadır.

Dünya Denizcilik Piyasaları 2008 kri-zinden çok etkilendi ve o zamandan

beri toparlanamadı. Dünya denizcilik sektörünün geleceği için 2013 yılın-da da karamsar tablolar çiziliyor. Bu bağlamda dünya denizcilik sektörü-nün geleceği ile ilgili ne söyleyebilir-siniz?

Denizcilik sektörü hala 2008 krizi sonrası toparlanmaya çalışıyor. Ekonomik verileri değerlendirdiğimizde, piyasaların ancak 2014’de biraz daha hareketleneceği umu-dunu taşıyorum.

UNCCC (Birleşmiş Milletler İklim Deği-şikliği Konferansı) Küresel Isınma so-runlarını dile getirirken denizcilik sek-törü, balıkçılık, denizlerin kirlenmesi gibi bir çok soruna değiniyor. Dünya-da sel, fırtına gibi birçok doğal afet oluyor. Sizce küresel bu değişiklikler denizcilik sektörünü nasıl etkiler? Bu süreçte eko gemiler inşa edilmeye baş-landı. Daha az yakıt yakan, daha süratli, çevreye duyarlı gemilerin inşası, mevcut gemilerin çevreye zararını en aza indirecek ekipmanlarla donatılması süreci başladı.Tabii ki eski teknoloji gemilerin piyasadan çekilmesi daha hızlı olacak diye düşünü-yorum. Dünya denizcilik filosu sürekli gelişi-yor ve limanlarda kullanılan yükleme boşaltma teknolojileri hızla yenileni-yor. Ülkemizdeki limanların kapasite-leri üzerine neler söylersiniz? Türkiye’deki limanlarımız, açılan yeni liman-lar ve özelleşip modern sistemlerle dona-tılan eski limanları göz önüne aldığımızda son 10 senede hem teknoloji ve hem de kapasite olarak çok önemli yol kat etmiştir.Ülkemizin lojistik konumu nedeniyle, bu ge-lişmenin daha da ileri boyutlara ulaşacağını düşünmekteyiz.

DENİZCİLİK HABERLERİ

Page 23: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

44

Hepimize Dair

Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın,Gölgesi yeryüzünde avare insan?Taş da istemezdi yosun tuttuğunu;Solmakta her çiçek kokusu uçunca.Tasadır ağaca rüzgarda yaprağı;Her kuş yanar az çok ölen yavrusuna;Sivrisinek de halinden memnun değil;Vızıltısı şikayet makamındadır.

Cahit Sıtkı Tarancı

Gülmek, arabanın silecekleri gibidir; yağmuru durdurmasa da ilerlemenizi sağlar.

Gérard Jugnot

“Zor iş, zamanında yapmadığımız kolay işlerin çoğalmasıyla oluşur. “

H. Ford

Dünya’nın en tehlikeli hali; cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir

Goethe

Yavaş yürüyor olabilirim. Ama hiçbir zaman geriye doğru yürümedim.

Abraham Lincoln

Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette. Bunun için insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnızca kendi postuna özen göstermen yeterli.

Karl Marx

Cevap vermen gereken tek kişi, her sabah aynaya baktığında gördüğün kişidir.

Robin Sharma

Susmak da bir görüştür.

Edgar Faure

Bazıları hiç delirmez. Ne korkunç hayat sürüyorlardır, kim bilir.

Charles Bukowski

Akılsızca bir şeyi milyonlarca kişi söylese de, o şey yine akılsızcadır.

Bertrand Russel

Gününü faydalı bir şekilde kullanmasını bilen insan için asıl mutluluk akşam vaktinde gelir.

Corneille

DENİZ FENERİ

Benim yalnızlığım insanlarla dolu.

Franz Kafka

Dünyanın en güzel cümlesi “seni seviyorum” değil, “tümörünüz iyi huylu çıktı”dır.

Woody Allen

Mantık sizi A noktasından B

noktasına götürür. Hayal gücü ise

her yere.

Albert Einstein

Page 24: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

46 47

MIP’den HABERLER

MERSİN PORT2012 VOLUMESAt Mersin Port, container cargo volume (TEU) in-creased by %11 in 2012 year, compared to 2011.

In 2012 year, there is 26% increase in liquid bulk car-go, 12% increase in dry bulk cargo, 10% increase in total conventional cargo, 11% increase in CFS cargo volume, and there is 46% increase in Ro-Ro cargo operations, in comparison to 2011.

MIP will increase its operation power by 10

NEW E-RTGTo enhance and increase the speed of oper-ations in 2012, 10 E-RTGs purchased Calm-ar Brand arrived in Mersin Port.

Each of E-RTGs is 42 ton capacity and has 6 hori-zontal lines and a truck passing line and are capable to make 5 storey stock and 1 storey shifting. E-RTGs were preferred for supporting MIP’s environmental protection works. Eco friendly E-RTGs with their ziro carbon-dioxide emission and high energy efficiency are powered by Cable Reel system.

The total number of RTGs at the Port reached 25 together with start the new operation as MIP has launched an intensive post-privatization investment campaign covering Port Equipment.

MERSİN LİMANI2012 YÜK HAREKETLERİMersin Limanı’nda 2012 yılı konteyner yük hareketi(TEU), 2011 yılına göre %11 artmıştır.

2012 yılında gerçekleşen dökme sıvı yük hareketinde 2011 yılına göre %26 artış, dökme katı yük hareketinde %12 ar-tış, toplam konvansiyonel kargo yük hareketinde %10 artış, CFS yük hareketinde %11 artış kaydedilirken, Ro-Ro yük hareketinde bir önceki yıla oranla %46 artış kaydedilmiştir.

MIP 10 YENİ E-RTG İLE OPERASYON GÜCÜNÜ

ARTTIRACAK2012 yılında operasyon hızını arttırmak ama-cıyla satın alınan 10 adet Kalmar marka E-RTG (elektrikli konteyner istifleme vinci) Mersin Limanı’na ulaştı.

E-RTG’lerin herbiri 42 ton kapasiteli olup, yatayda 6 sıra ve tır geçiş hattı, düşeyde 5 kat stok ve 1 kat aktar-ma özelliğine sahiptir. MIP’nin çevre koruma çalışma-ları kapsamında tercih edilen, enerji verimliliği yüksek ve sıfır karbondioksit emisyonuyla çevre dostu olan E-RTG’ler, Cable Reel sistemiyle beslenmektedir.

Özelleştirme sonrası özellikle ekipman yatırımlarına ağırlık verilen limanda 10 E-RTG’nin operasyona ka-zandırılmasıyla birlikte toplam RTG sayısı 25’e ulaştı.

Page 25: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

48 49

MIP’den HABERLER

IRAQI BUSINESSMEN AT MERSIN PORT

Iraqi businessmen invited to Mersin by the Turkish - Iraqi Industrialists and Business-men Association (TISIAD) visited Mersin In-ternational Port on February 19, 2013.

Under the scope of the “Business Cooperation Un-derstanding” that was signed between TISIAD and the Union of Iraqi Businessmen, Erbil Branch dur-ing the visit that was made to Iraq in December, the Businessmen who came to Mersin to sign the Turkish leg of the understanding visited Mersin International Port.

The delegation that included Northern Iraq’s regional Government’s Senator Ahang Arıf Raouf, Chairman of Erbil Branch of Union of Iraqi Businessmen Shwan Abdülhamid Jawhen and members of board were welcomed by MIP’s Commercial Group Manager Buğra Bilginer, Sales and Marketing Manager Ayham Adel Abiad and MIP Representative for Iraq Abdur-rahman Abdullah.

During the visit, a short briefing was given about Mer-sin International Port which is pointed to as Northern Iraq’s opening gate to the world and stated that the future will show a higher curve in the increase of the existing trade conducted with Iraq and MIP will play the due role and provide the necessary contribution in the enhancement of this progress.

IRAK’LI İŞADAMLARI MERSİN LİMANI’NDA

Türkiye-Irak Sanayicileri ve İşadamları Derne-ği (TISİAD) tarafından Mersin’e davete edilen Iraklı işadamları 19 Şubat 2013 tarihinde Mersin Uluslararası Limanı’nı ziyaret etti.

TISİAD’ın Irak İşadamları Birliği Erbil Şubesi ile Ara-lık ayında Irak’a yaptığı gezide imzaladığı “İş Birli-ği Protokolü”nün Türkiye ayağını imzalamak üzere Mersin’e gelen işadamları, Mersin ekonomisinin en önemliği dinamiği olan Mersin Uluslararası Limanı’nı zi-yaret etti.

Aralarında Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Milletvekili Ahang Arıf Raouf, Irak İşadamları Birliği Erbil Şube Baş-kanı Shwan Abdülhamid Jawhen ve yönetim kurulu üye-lerinin de bulunduğu heyet, MIP Ticaret Grup Müdürü Buğra Bilginer, Satış ve Pazarlama Müdürü Ayham Adel Abiad ile MIP Irak Temsilcisi Abdurrahman Abdullah ta-rafından karşılandı.

Kuzey Irak’ın dünyaya açılan kapısı olarak gösterilen Mersin Uluslararası Limanı hakkında verilen brifing de, Irak’la olan mevcut ticaret hacminin gelecekte yükselen bir grafik sergileyeceği ve MIP’nin bu yükselişe gereken katkıyı sağlayacağı ifade edildi.

TİKAV and MIP to House District Headmen of Mersin’s

Akdeniz County under Project “Hand-in-Hand with

Headmen in Mersin”Turkish Human Resources Training and Health Founda-tion (TİKAV) and Mersin International Port (MIP) acted in collaboration to House 19 District Headmen of connect-ed to Mersin’s Akdeniz County under Project “Hand-in-Hand with Headmen in Mersin” to allow the headmen to provide the required contribution in improving the envi-ronment they are living in.

With the collaboration between Turkish Human Resources Training and Health Foundation (TİKAV) and Mersin Inter-national Port (MIP), the first stage of Project “Hand-in-Hand with Headmen in Mersin” has been achieved and 19 District Headmen of connected to Mersin’s Akdeniz County were housed under the scope of the Project with two-day activity that was held on 12th and 13th of February 2013.

In the studies conducted in the scope Project “Hand-in-Hand with Headmen in Mersin”, participants were given seminars in communication skills, effective administration and leadership; formal correspondence rules and applied computer use. The target of the project is to let the head-men aware about today’s changing dynamic structure through these programs.

A plan exists to provide training to 222 headmen in 2013

In the Project “Hand-in-Hand with Headmen in Mersin” lead jointly by TİKAV and MIP, it is planned to reach and provide training to 222 headmen of Mersin’s Toroslar, Akdeniz, Yenişehir and Mezitli counties, 63 headmen of villages, 159 districts. In the ceremony scheduled to be held in December 2013, 222 headmen will be given “Participation Certificates”.

TİKAV ve MIP ‘Mersin’de Muhtarlarla El Ele’ Projesinin

ilk çalışmasında Mersin’inAkdeniz ilçesi mahalle muhtarlarını ağırladı

Yaşadıkları çevrenin gelişimine katkı sunmak amacıyla yeni bir işbirliğine imza atan Türkiye İnsan Kaynakları Eğitim ve Sağlık Vakfı (TİKAV) ile Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği (MİP), ‘Mersin’de Muhtarlarla El Ele’ Projesi” kapsamın-da Mersin’in Akdeniz ilçesine bağlı 19 mahalle muhtarı ağırlandı.

Türkiye İnsan Kaynakları Eğitim ve Sağlık Vakfı (TİKAV) ile Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği(MİP) işbirliğiyle ha-yata geçirilen ‘Mersin’de Muhtarlarla El Ele’ projesinin ilk çalışması gerçekleştirildi. 12-13 Şubat tarihlerinde düzenle-nen iki günlük etkinlikte Mersin’in Akdeniz ilçesine bağlı 19 mahalle muhtarı ağırlandı.

‘Mersin’de Muhtarlarla El Ele’ projesi kapsamında yapılan çalışmalarda katılımcılara, iletişim becerileri, etkili yöneticilik ve liderlik; resmi yazışma kuralları ve uygulamalı bilgisayar kullanımı konularında seminerler verildi. Muhtarlara bu prog-ramlar ile günümüzün değişen dinamik yapısının anlatılması hedefleniyor.

2013 yılında 222 muhtara eğitim verilmesi planlanıyor

TİKAV ve MIP işbirliği ile hayata geçirilen ‘Mersin’de Muhtar-larla El Ele’ projesi kapsamında Mersin’in Toroslar, Akdeniz, Yenişehir ve Mezitli ilçelerine bağlı 63 köy, 159 mahalle muh-tarı olmak üzere toplam 222 muhtara ulaşılması amaçlanı-yor. Aralık 2013 yılında düzenlenmesi planlanan törende 222 muhtara “Katılım Belgeleri” verilecektir.

Page 26: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

50

TOTAL (LOADED & DISCHARGED) = 2.352.549 TonsLOADED

num.D+E+T D+I+TTRSHPMNT TRSHPMNTTOTAL TOTAL

num. num.

DISCHARGED G. TOTAL

PASSENGER SHIP 11

MERSİN CHAMBER OF SHIPPINGPORT STATISTICS

CARGO MOVEMENT - INWARDS/ OUTWARDSLOADED (IN TONS) DISCHARGED (IN TONS)

PORT OF : MERSİNMONTH OF : DECEMBER-2012

COMMODITIES DOMESTIC EXPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL COMMODITIES DOMESTIC IMPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL

17,052 13 17,065 8,055 2 8,057 25,122 390 0 390 8,703 0 8,703 9,093 14,715 24 14,739 16,479 31 16,510 31,249 3,921 0 3,921 2,399 0 2,399 6,320 31,767 37 31,804 24,534 33 24,567 56,371 4,311 0 4,311 11,102 0 11,102 15,413 46,482 61 46,543 41,013 64 41,077 87,620 8,232 0 8,232 13,501 0 13,501 21,733 36,078 37 36,115 35,636 33 35,669 71,784 54,714 61 54,775 54,514 64 54,578 109,353

CEMENT 6,587 126,414 2,033 135,033 CEMENT 95 95

CEREALS 5,175 514 5,689 CEREALS 99 42,418 574 43,091

CHEMICALS 2,322 81,942 521 6 84,792 CHEMICALS 178 165,966 1,994 168,138

CITRUS 20,866 2,470 23,336 CITRUS 850 26 876

CNTR 16,646 16,646 CNTR 27,817 27,817

CONS.MACHINERY 1,367 12 1,379 CONS.MACHINERY 3,007 2,748 18 5,773

COTTON 7,567 2,426 9,993 COTTON 21,598 21,598

FERTILIZERS 5,603 630 145 6,377 FERTILIZERS 12,500 22,541 146 35,187

FOOD STUFF 113,508 4,070 139 117,717 FOOD STUFF 17 96,561 3,266 23 99,867

FROZEN MEAT 273 273 FROZEN MEAT 2,704 4,933 7,637

FRUITS 28,827 256 29,083 FRUITS 9,668 40,429 49,917

GENERAL CARGO 155,041 8,299 268 163,608 GENERAL CARGO 9,877 223,027 30,927 20 263,851

GLASS 576 11,827 12,403 GLASS 1,216 10 1,226

LEGUMES 15,046 300 15,347 LEGUMES 48,891 962 49,853

MACHINERY 4,762 236 15 5,013 LIVESTOCK 4,864 640 5,504

MINERALS 242,579 1,937 244,516 MACHINERY 9,048 295 12 9,355

PETR.PRODUCTS 14,370 26 14,396 MINERALS 3,158 128 3,286

RICE 14,784 99 14,884 PETR.PRODUCTS 57,105 296,797 60 353,963

SODIUM CARB. 50,027 50,027 RICE 5,199 122 5,321

SUGAR 86 143 228 SODIUM CARB. 183 183

TEXTILE 19 34,631 1,424 36,074 SUGAR 759 376 1,135

TIMBER 1,374 148 125 1,647 TEXTILE 55,245 2,513 57,757

VEGETABLE OIL 7,739 70 7,809 TIMBER 20,189 143 122 20,454

VEHICLES 1,886 333 21 2,239 VEGETABLE OIL 110,906 110,906

VEHICLES 5,834 5,407 12 11,253

TOTAL 15,106 940,720 42,096 585 998,508 TOTAL 79,776 1,150,722 123,336 207 1,354,042

Page 27: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2013/Ocak2013_internet.pdfKısa Kent Haberleri 17-21 Denizcilik Haberleri 23 TACCİ’den Haberler 24-25 Hatıra

MERSİN DENİZ TİCARETİ OCAK 2013

52