copy of küçük-İtfaiyeci
TRANSCRIPT
KÜÇÜK İTFAİYECİ(Küçükler için)
…Busunuda
anlatılanolaylar
gerçektenyaşanmıştır…
Sesli İzleyiniz
Annesi, altı yaşındaki lösemiyle savaşan Bora’ya bakarken dalıp gitmişti.
Kalbi, acı içinde olmasına rağmen, kararlılık duygusunun da etkisini hissediyordu.
Her ebeveyn gibi o da oğlunun büyümesini ve umutlarını gerçekleştirmesini isterdi.
Doktorlar Bora’nın yaklaşık bir aylık ömrü
kaldığını söylemişlerdi.
Ama bu, artık gerçekleşmeyecekti. Löseminin buna fırsat tanıması olası değildi.
Oysa o oğlunun hayallerinin gerçekleşmesini istiyordu.
"Bora! Büyüyünce ne olmak istediğini hiç düşündün mü? " diye sordu.
"Anneciğim, ben büyüyünce hep İTFAİYECİ
olmak istedim."
Annesinin içi burkuldu, ama gülümsedi...“Bora’nın dileğini gerçekleştirebilir miyim acaba?"
diye düşündü.
Ertesi gün, Ankara'daki İtfaiye Müdürlüğüne gitti… Ve orada yüreği en az
Ankara kadar büyük itfaiyeciler ile tanıştı.
Onlara oğlunun son isteğinden söz etti… Ve oğlunun itfaiye arabasıyla şehirde küçük bir tur atmasının
mümkün olup olamayacağını sordu.
İtfaiye Müdürü;"Bundan daha iyisini de yapabiliriz.
Eğer oğlunuzu Çarşamba sabahı saat sekizde hazır ederseniz, onu o gün şeref konuğu yapar,
itfaiyeci kimliğine büründürürüz.”
“Bizimle itfaiye müdürlüğüne gelir, bizimle yemek yer, yangın söndürmeye gelir.”
“Hatta, bize Bora’nın ölçülerini verirseniz, ona üzerinde Ankara itfaiyesinin ambleminin olduğu gerçek
bir itfaiyeci kostümü diktirir, lastik botları ısmarlarız. Hepsi Ankara’da üretiliyor." dedi
Üç gün sonra, bir itfaiyeci Bora’yı aldı, ona elbisesini giydirdi,
ve hasta yatağından itfaiye arabasına kadar eşlik etti.
Bora, itfaiye arabasına kuruldu…
İtfaiye Müdürlüğüne doğru yol almaya başladılar.
Kendini çok mutlu hissediyor ve içi içine sığmıyordu.
O gün Ankara'da tam üç yangın ihbarı olmuştu.
Bora değişik itfaiye arabalarına, hatta İtfaiye Müdürünün resmî arabasına da binmişti.
Yerel televizyonlar da onu izleyip, çektiler.
Hayallerinin gerçekleşmesi,gösterilen sevgi ve ilgi,
Bora’ya, o kadar moral vermiş, onu o kadar etkilemişti ki;
Doktorların verdiği süre
tam altı ay aşılmıştı.
Hiç kimsenin yalnız ölmemesi gerektiğine inanan başhemşire, aile bireylerini hastaneye çağırdı.
Ancak bir gece Bora’nın bütün yaşam belirtileri, dramatik bir şekilde yok olmaya başladı.
İtfaiye Müdürlüğüne telefon açıp, “Bora’nın bu dünyaya veda ederken yanında,
özel kıyafetleri içinde bir itfaiyecinin bulunmasımümkün mü?” diye sordu.
Daha sonra Bora’nın itfaiyede geçirdiği en mutlu gününü hatırladı.
İtfaiye Müdürü,
Küçük İtfaiyecinin son anlarını yaşadığını duyunca göz yaşlarına engel olamadı. Titrek bir sesle:
“Elbette dedi. Hatta bundan daha iyisini de yapabiliriz. Beş dakika içinde oradayız.”
“Ancak;Sirenlerin çaldığını duyduğunuzda,
paniğe yol açılmaması adına yangın olmadığını…”
“Sadece
itfaiyecilerin
önemli bir meslektaşlarını ! ziyarete geldikleri
anonsunu yapar mısınız?”
“Ve lütfen sirenleri duyduğunuzda Bora’nın odasının penceresini açınız"
diye yanıtladı.
Yaklaşık beş dakika sonra siren sesiyle birlikteHastaneye çengel ve
merdiven taşıyan itfaiye arabası geldi.
İtfaiyeciler merdiveni açtılar ve
Bora’nın 5.kattaki odasına doğru yaklaştılar.
Annesinin izniyle onu kucakladılar.
Tam on dört itfaiyeci Bora’nın odasına girdiler.
ve ona;
“onu ne kadar sevdiklerini”söylediler.
Ölümle pençelesen Bora,İtfaiye Müdürüne baktı ve;
"Efendim, ben simdi gerçekten itfaiyeci miyim?"
diye sordu.
Gözyaşlarını belli etmemeye çalışarak:
"Bundan şüphen mi var Bora?“diye yanıtladı müdür.
Bu kelimelerden sonra, Bora gülümsedi
ve;
Gözlerini sonsuza dek kapattı.
Belki farkında değilsiniz,Belki unuttunuz,
Belki de, hep günlük işlerin arasında boğuluyorsunuz;
Ama bilin ki ;
HAYAT;ASLINDA,
SEVGİVE
UMUTDAĞITMAKTIR.
Eğer Bora’nın dramını izlerken,
boğazınıza bir şeyler düğümlenip,gözleriniz dolduysa;
başınızı ellerinizin arasına alıpbiraz canınızı acıtacak bir düşünce gezisine
çıkmaya adaysınız demektir.
Varsayalım bir
arkadaşınızın
Küçük İtfaiyeci Boragibi
bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz?
Canını acıtmaya kıyabilir misiniz?
Eşyalarına zarar verir misiniz?
Alay eder misiniz?
Kıskanır mısınız?
Şikayet eder misiniz?
CevabınızHAYIR değil mi?
Bir şeyini çalmaya yeltenir misiniz?
Onunla kavga eder misiniz?
Varsayalım hem çok sevdiğiniz,
hem de bir türlü anlaşamadığınız
kardeşinizin
Küçük İtfaiyeci Boragibi
bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz?
Canını acıtmaya kıyabilir misiniz?
Onunla kavga eder misiniz?
Alay eder misiniz?
Onu kıskanır mısınız?
Onu annenize babanıza şikayet eder misiniz?
CevabınızHAYIR değil mi?
Hakkını yemeye yeltenir misiniz?
Varsayalım bir
Öğretmeninizin
Küçük İtfaiyeci Boragibi
bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
Kısacası onu kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz?
Üzmeye kıyabilir misiniz?
Ona saygısızlık eder misiniz?
Sözlerini dinlemezlik eder misiniz?
Derslerinde tembellik eder misiniz?
CevabınızHAYIR değil mi?
Varsayalım
Canınızdan çok sevdiğiniz
Anneciğinizin,
Evinizin direği
Babacığınızın,
Küçük İtfaiyeci Boragibi
bir aylık ömrünün kaldığını öğrendiniz…
Şimdi yüreğinizi sızlatacakvarsayım;
Kısacası onları kıracak en küçük bir söz veya davranışta bulunabilir misiniz?
Onları üzmeye kıyabilir misiniz?
Onlara saygısızlık eder misiniz?
Sözlerini dinlemezlik eder misiniz?
İstekleri olduğunda tembellik eder misiniz?
CevabınızHAYIR değil mi?
Onların okuldan veya çevreden sizi şikayet eden sözler işitmesini ister misiniz?
Bu sorulara hayır cevabını vermek için,
sevdiklerinizinbir aylık
zamanının kalmasını beklemeyin!!!
Çünküsevdiklerinizin
ve sizinne kadar zamanınız kaldı
bilmiyorsunuz !!!
SEVGİ VE UMUT DAĞITMAK
İÇİN GEÇ KALMAYIN !!!
O ZAMAN,BU GÜNDEN TEZİ YOK,
SEVDİKLERİNİZİN KIYMETİNİDAHA İYİ BİLİN !!!
VEGERÇEK SEVGİNİZİORTAYA KOYUN !!!
Bu sunuyusevdiklerinize izlettiriniz…
Zaman zamantekrar izleyiniz...
Hazırlayan:Salih TEKİN