bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...bülent ecevit...

103

Upload: haminh

Post on 13-Jul-2019

221 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN
Page 2: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

i

ONUR KURULU

Ali KABAN (Zonguldak Valisi)

Prof. Dr. Mahmut ÖZER (Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü)

DÜZENLEME KURULU

Prof. Dr. Orhan UZUN (BEÜ Rektör Yardımcısı)

Prof. Dr. Yılmaz YILDIRIM (Mühendislik Fakültesi Dekanı)

Yrd. Doç. Dr. Gülhan ÇAKMAK (Metalurji ve Malzeme Müh. Böl. Bşk.)

Yrd. Doç. Dr. Barış AVAR (Metalurji ve Malzeme Müh. Böl.)

Yrd. Doç. Dr. Gülten SADULLAHOĞLU (Metalurji ve Malzeme Müh. Böl.)

Yrd. Doç. Dr. Nergizhan KAVAK (Makina Müh. Böl.)

Yrd. Doç. Dr. Rukiye UZUN (Elektrik Elektronik Müh. Böl.)

Arş. Gör. Deniz KÜÇÜKALİ (Makina Müh. Böl.)

Arş. Gör. Ersin AYTAÇ (Çevre Müh. Böl.)

Arş. Gör. Fatih AliYAZICIOĞLU (Geomatik Müh. Böl.)

Arş. Gör. Recep Melih AKMAZ (Jeoloji Müh. Böl.)

Arş. Gör. Seyit ÇAĞLAR (Metalurji ve Malzeme Müh. Böl.)

Arş. Gör. Veli BAYSAL (Biomedikal Müh. Böl.)

Arş. Gör. Volkan ARSLAN (İnşaat Müh. Böl.)

Uzman Serdar YILMAZ (Maden Müh. Böl.)

DANIŞMA KURULU

Burhan İNAN (Türkiye Taşkömürü Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı)

M. Salih DEMİR (Zonguldak Ticaret Ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı)

Mehmet ÇANAKÇI (Çanakcılar Şirketler Grubu, YK Üyesi, Onursal Başkan)

Mithat ÇANAKÇI (Çanakcılar Şirketler Grubu, YK Üyesi, Onursal Başkan)

Resul ACAR (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Zonguldak İli Müdür V.)

Yaşar YILDIRIM (KOSGEB Zonguldak Hizmet Merkezi Müdürü)

Yusuf GÜNAY (Arı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı)

Zeki YURTBAY (Yurtbay Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı)

Page 3: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

ii

ÖDÜL KURULU

Prof. Dr. Yılmaz YILDIRIM (Mühendislik Fak. Dekanı – BEÜ)

Prof. Dr. Mustafa AYDIN (Tıp Fak. Dekanı – BEÜ)

Prof. Dr. Baki HAZER (Üni.-Sanayi İşbirliğini Geliş.Uyg.Araş.Mrk.Müd. – BEÜ)

Mehmet ÇETİNKAYA (Strateji Geliştirme ve Prog. Birim Bşk. – BAKKA)

Serhat SAYGIN (KOBİ Uzmanı – KOSGEB)

PROJE DEĞERLENDİRME KURULU

Prof. Dr. Kemal BÜYÜKGÜZEL (Fen Edb. Fak. Dekanı – BEÜ)

Prof. Dr. Mehmet Selçuk ORUÇ (Diş Hekimliği Fak. Dekanı – BEÜ)

Prof. Dr. Özden ÖZEL GÜVEN (Eczacılık Fak. Dekanı V. – BEÜ)

Prof. Dr. Şadi ŞEN (Fen Bilimleri Enst. Müd. – BEÜ)

Prof. Dr. Ertan ÖZTÜRK (Elektrik Elektronik Müh. Böl. Bşk. – BEÜ)

Prof. Dr. İhsan TOROĞLU (Maden Müh. Böl. Bşk. – BEÜ)

Prof. Dr. Mehmet DİLMAÇ (Makina Müh. Böl. Bşk. – BEÜ)

Prof. Dr. Şenol Hakan KUTOĞLU (Geomatik Müh. Böl. Bşk. – BEÜ)

Prof. Dr. Hüseyin AYTEKİN (Fizik Böl. – BEÜ)

Prof. Dr. Mustafa SÖZEN (Biyoloji Böl. –BEÜ)

Prof. Dr. Türkan KOPAÇ (Kimya Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. H. Alper ÖZYİĞİT (Mekatronik Müh. Böl. Bşk. – BEÜ)

Doç. Dr. İsmail Hakkı ÖZÖLÇER (İnşaat Müh. Böl. Bşk. – BEÜ)

Doç. Dr. Seda TIĞLI AYDIN (Biyomedikal Müh. Böl. Bşk. – BEÜ)

Doç. Dr. Adnan TOPUZ (Makina Müh. Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Ayşe KAPLAN (Biyoloji Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Ayten GENÇ (Çevre Müh. Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Burak ÇOBAN (Kimya Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Bülent EKMEKÇİ (Makina Müh. Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Kemal BARIŞ (Madencilik ve Maden Çıkarma Prog. – BEÜ)

Doç. Dr. Melih GENİŞ (Maden Müh. Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Mertol GÖKÇE (Tıp Fak. Göğüs Cerrahisi ABD – BEÜ)

Doç. Dr. Olgay YARALI (Maden Müh. Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Şeyda KORKUT (Çevre Müh. Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Turhan BİLİR (İnşaat Müh. Böl. – BEÜ)

Doç. Dr. Zehra SARAÇ (Elektrik Elektronik Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Okan ERKAYMAZ (Bilgisayar Müh. Böl. Bşk. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Alaaddin ÇAKIR (Maden Müh. Böl. – BEÜ)

Page 4: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

iii

Yrd. Doç. Dr. Alaiddin YILMAZ (Fizik Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Barış AVAR (Metalurji ve Malzeme Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Ergin YILMAZ (Biyomedikal Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Erkan ÇETİNER (Bilgisayar Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Gülten SADULLAHOĞLU (Metalurji ve Malz. Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Handan BAYCIK (Makina Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. İbrahim ALIŞKAN (Elektrik Elektronik Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Jülide YENER (Kimya Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Mehmet YETMEZ (Makina Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Muhammet UZUNTARLA (Biyomedikal Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Mustafa EYRİBOYUN (Makina Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Okan SU (Madencilik ve Maden Çıkarma Prog. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Rıdvan BALDIK (Fizik Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Serpil KARAKUŞ (Makina Müh. Böl. – BEÜ)

Yrd. Doç. Dr. Tolga ACUN (Moleküler Biyoloji ve Genetik Böl. – BEÜ)

Bayram GEBEŞ (Elektrik Bakım Müh. – EREN Enerji Elektrik Üretim A.Ş.)

Efkan YARDIM (Firma proje ve yatırımlar sorumlusu – CİLAS Kauçuk A.Ş.)

Evran MİYANYEDİ (Makine Müh., Fabrika Üretim Müd. – EMKO Isıtma Sist.)

Ferhat PARLAK (Hammaddeler ve Demir Üretim Ar-Ge Müd. – ERDEMİR)

Gökhan KESİN (Türbin Bakım Müh. – EREN Enerji Elektrik Üretim A.Ş.)

İbrahim ADAR (Ölçü Kontrol Müh. – EREN Enerji Elektrik Üretim A.Ş.)

İbrahim TAM (Makine Müh. – EREN Enerji Elektrik Üretim A.Ş.)

İlker ÇALIŞOĞLU (Kömür İşlet.Bakım Müh.–EREN Enerji Elektrik Üretim A.Ş.)

Muharrem BALCI (Makine Müh. – EREN Enerji Elektrik Üretim A.Ş.)

Oktay ELKOCA (Sıcak Ürün ve Proses Ar-Ge Müd. – ERDEMİR)

Örsan KOROŞ (Makine Müh. – EREN Enerji Elektrik Üretim A.Ş.)

Simten PAPİLA PERVANELİ (Gıda Müh. – Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası)

Utku BOSTANCI (160 MW İşletme Müh. – EREN Enerji Elektrik Üretim A.Ş.)

Page 5: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

iv

ETKİNLİK PROGRAMI

09.00-09.30 Kayıt

09.30-10.00 Açılış Töreni

10.00-10.45

ASELSAN A.Ş.

Tolga KANIMTÜRK – Kurumsal Strateji Geliştirme Md.

“Araştırma-Geliştirme ve ASELSAN”

BOSCH SANAYİ ve TİCARET A.Ş.

Serhan ANAÇ – Ar-Ge Ürün Geliştirme Mühendisi

“BOSCH AR-GE Merkezi Sunumu”

10.45-11.00 Sergi Alanına Geçiş ve Çay-Kahve Arası

11.00-13.00 Proje Sunumları ve Değerlendirme

13.00-14.00 Öğle Arası

14.00-16.30 Proje Sunumları ve Değerlendirme

14.00-16.30 Proje Sahibi ve Firma Görüşmeleri

16.30-17.00 Çay-Kahve Arası

17.00 Proje Pazarı Ödül Töreni

Kayıt ve Açılış Töreni: Prof.Dr. Arif Amirov Konferans Salonu

Proje Sunumları: BEÜ Çok Amaçlı Spor Salonu

İkili Görüşmeler: Spor Salonu Toplantı Odası

Ödül Töreni: Tahir Karauğuz Konferans Salonu

Page 6: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

v

İÇİNDEKİLER

Poster No Yazarlar & Proje Adı Sayfa No

BEU-P01

Emre GÖNÜLTAŞ*, Selman ZENGİN, Ş. Engin MENDİ

“Felçli Hastalara Yönelik EEG Tabanlı Bir Tekerlekli Sandalye Sisteminin

Geliştirilmesi”

1

BEU-P02 Nuray KAYAKOL

*

“Kömür Kırıcısının İkinci Bir Hava Girişi ile Optimizasyonu” 2

BEU-P03 İbrahim TUFAN*

“İlk Yardım Lambası” 3

BEU-P04 Muharrem KARAASLAN*

“Metamalzemeler ile Biosensör Tasarımı” 4

BEU-P05

Muharrem KARAASLAN*

“Radara Yakalanmama Amacı İle Üretilmiş Tekstil Malzemesi Tabanlı Polarizasyon

Bağımsız Sinyal Emici”

5

BEU-P06

Nevzat ADABAĞ*

ATM (Otomatik Para Ödeme Makinası) Para Kasetlerinin Güvenlik Açığının

Giderilmesi

6

BEU-P07 Nevzat ADABAĞ

*

“Araçlarda Rüzgâr Enerjisi Kullanımı-Rüzgarmobil” 7

BEU-P08 Nevzat ADABAĞ

*

“Diesellerde LPG” 8

BEU-P09

Beytullah ERDOĞAN*, Adnan TOPUZ, Rahman KAHRAMAN, Mustafa YILMAZ

“Rüzgar Enerjisi Kullanılarak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve

Araştırma Merkezinin Elektrik İhtiyacının Karşılanması”

9

BEU-P10 Elif Eser (Eke) Bayramoğlu

*

“Yaban Mersini (Myrtus Communis) Özütü ile Ekolojik Deri Üretimi” 10

BEU-P11 İbrahim GARİP*

“Mobil Nöbetçi/Devriye Robotu” 11

BEU-P12 Muhammed Fatih KILIÇASLAN*

“Bilgisayar Kontrollü Eriyik Eğirme Cihazı (Melt-Spinner) Geliştirilmesi” 13

BEU-P13 Muhammed Fatih KILIÇASLAN*

“Yerli Bir Eriyik Kaldırma (Melt Extraction) Cihazının Tasarımı ve Üretimi” 14

BEU-P14 Taner ÇARKIT*

“Raysız Ray Yaysiz Yay Sistemi” 15

BEU-P15

Ekrem GÜLSEVİNÇLER*, Emine CERYAN, Ahmet Ümit TEPE

“Akışkan Yataklı ve Mikrodalga Üniteli Kombine Kurutma Sisteminin Kanatlı

Hayvan Kümeslerinde Kullanımı”

16

BEU-P16

Ekrem GÜLSEVİNÇLER1*

“Negatif İyonizasyon ile Endüstriyel Kanatlı Hayvan Kümeslerindeki Toz

Partiküllerinin İndirgenmesi”

17

Page 7: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

vi

BEU-P17 Gökhan BAYAR*

“Portakal Bahçeleri Hasat-Gözlem Otomasyon Sistemi” 18

BEU-P18

Burhan ÇETİNKAYA*, Reyhan KOYUNCU

“UV ile Sterilize Edilmiş Tabldotlara 9 Çeşit Hazır Kahvaltı Dolum ve Paketleme

Makinası”

19

BEU-P19 Ekrem GÜLSEVİNÇLER*

“Toprağın Hidrolik Erozyonu ile Mayın İmha Sistemi” 20

BEU-P20 Ahmet Ümit TEPE*, Ekrem GÜLSEVİNÇLER

“Hava Akişkanli Scroll Genleştiricili Dalga Enerjisi Dönüştürücüsü” 21

BEU-P21 Ahmet Ümit TEPE*

“Jeneratörlerde Yakit Ekonomisi” 22

BEU-P22 Ahmet Ümit TEPE*

“Sıkıştırma ve Genleşme Oranı Farklı 4 Zamanlı Buji Ateşlemeli Motor” 23

BEU-P23 Muharrem KARAASLAN*, Furkan DİNÇER, Emin ÜNAL, Oğuzhan AKGÖL

“Radara Yakalanmayan Tekstil Malzemeler” 25

BEU-P24

Mithat Gökhan ATAHAN*

“Karbon Fiber Çubuklarla Takviyelendirilmiş Bal Peteği Kompozit Malzemeden

Havasız Lastik Üretimi”

28

BEU-P25 Selim KARALAR*

“Yerli 2D Türk Çizim Programı (Türk CAD)” 29

BEU-P26 Özge Duygu OKUR*

“Kestane Balı ve Probiotik Kültür İlaveli Fonksiyonel Yoğurt Üretimi” 30

BEU-P27 Ümmühan Meltem ÖZTÜRK*

“Rommatik” 31

BEU-P28

Abdülhamid ÖZTÜRK*, Bahadır Can ÇALIŞKAN

“Kümes Hayvanları Tüyü ve Atık Plastikler ile Kompozit Yalıtım Malzemesi

Yapımı”

32

BEU-P29 Ahmet Ümit TEPE*, Ekrem GÜLSEVİNÇLER

“Lpg’ li Araçlarda Emme Manifoldu Üzerine Isı Değiştirici Entegrasyonu” 33

BEU-P30

Semra ERGEN1*

, Fikret YILMAZ

1, Fatih YAŞAR

1, Uğur KÖLEMEN

1, Orhan

UZUN2

“İnert Atmosferde Çalışan İndüksiyon Ergitme ve Döküm Fırını Üretimi”

34

BEU-P31

Kerem E. ERCAN*, Pelin ALTAY, Aslı M. SOYLU, M POLAT, D. A. ERDOĞAN,

M. DEMIRKIRAN, E. ÖZENSOY

“Fotokatalitik Noxyükseltgeme ve Depolama (Phonos) Katalizörleri”

35

BEU-P32 Uğur HASÇELİK*

“Kablosuz Elektrik” 36

BEU-P33

Yavuz SEZER* ,Ömerfaruk KARADAVUT, Hüseyin AKDEMİR

“Rüzgar Türbin Uygulamaları için Çift Beslemeli Asenkron Generatör Modellenmesi

ve Kontrolü”

37

BEU-P34

Cengiz TEMİZ*, Fikret YILMAZ, Semra ERGEN, Uğur KÖLEMEN

“Eriyik Eğrilmiş Al-5Cu-XSc (X=0,5 ve 1,0) Alaşımlarının Tribolojik ve Mekanik

Özellikleri”

38

Page 8: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

vii

BEU-P35

Sercan ORTAKCI*, Mustafa ŞAHİNGÖZ, Hakan ÖĞÜCE, Fatih KAHRAMAN,

İlhan DEMİR

“Robot Kol Projesi (Excavator)”

39

BEU-P36 Kezban ÖZCAN*, Oğuz ÖZBEK, Yakup BUDAK

“UV Lambası Takımı ve Kabini Üretimi” 40

BEU-P37

Volkan DERELİ*, Oğuzhan ERGİN, Oğuz ACAR, Kadir EKİCİ, İbrahim

ÖZTOZAN, Gökhan ERDEN, Adnan TOPUZ, Serkan KARAKIŞ, Bülent EKMEKÇİ

“Uzaktan Algılama Uygulamaları için Hibrit Zeplin Tasarımı”

41

BEU-P38

Memet Vezir KAHRAMAN, Ferhat ŞEN*, Elif Merve Eminoğlu

“Medikal Röntgen Uygulamaları için Radyasyon Önleyici Yerel Kaynaklı Kurşun

İçermeyen Çevreci Zırh”

42

BEU-P39 Ferhat ŞEN

*, Memet Vezir KAHRAMAN

“Yüksek Performanslı Siyanat Ester Kompozit Yapıştırıcılar” 43

BEU-P40

Cumhur HARMANCI*

“Doğal Konak Üzerinde Yetiştirilen Pimpla Turionellae L. (Hymenoptera:

Ichneumonidae)’nın Yaşama ve Gelişimine Neomisinin Etkisi”

44

BEU-P41 Çağlar Çelik BAYAR*, Lemi TÜRKER

“Renkli Kompleks Oluşumuna Dayalı Kimyasal Patlayıcı Dedektörleri”

45

BEU-P42

Serhat İKİZOĞLU*, Ahmet ATAŞ, Emre CEYHAN, Tunay ÇAKAR, Eyüp KARA

“Dinamik Vestibüler Sistem Analiz Algoritması Geliştirilmesi ve Denge Tespit Cihazı

Tasarımı”

46

BEU-P43

Aliihsan ŞEKERTEKİN*, Şenol Hakan KUTOĞLU

“Yer Yüzey Sıcaklığı (YYS) Görüntüleri ve Sayısal Yükseklik Modeli (SYM)

Kullanılarak Güneş Enerji Sistemleri için Uygun Alanların Belirlenmesi”

47

BEU-P44 Şenol ALAN*, Tuğba SARIŞAHİN, Serap ŞAHİN, Ferudun KOÇER

“Ülkemize Özgü Polen Kaynaklarından Deri Prick Testi Çözeltilerinin Üretimi” 48

BEU-P45 Şenol ALAN*, Tuğba SARIŞAHİN, Serap ŞAHİN

“Ülkemize Özgü Polen Kaynaklarından Spesifik İmmünoblot Üretimi” 49

BEU-P46

Hakan ÖGÜCE*, Halil KATIKSIZ, Barış GÜBÜL, Murat BİLGİLİ, Mustafa

ŞAHİNGÖZ, Kadir Kemal KULABER

“Güneş Paneli ile Çalışan Gemi”

50

BEU-P47 Bianca BADULESCU*, Alexandru MARİN

“Preservation of Historical Monuments Using 3D Laser Scanning Technology” 51

BEU-P48 Onur DÜNDAR*, İsmail Hakkı ÖZÖLÇER

“Yağmursuyu ve Kanalizasyon Bacalarının Had Modellenmesi” 52

BEU-P49 Nazım KUNDURACI*

“Geleceği Aydınlatan Lavabolar” 53

BEU-P50

Yasin POLAT*, Yılmaz DAĞDEMIR, Mehmet ARI

“Bor Oksit Katkılı Bi2O3 Elektrolit Malzemelerin Sentezlenmesi ve Özelliklerinin

Araştırılması”

54

BEU-P51 Hüseyin UZUN

*

“Hidrolik Sistemli Havaalanı Araç Tasarımı” 55

BEU-P52 Ali Kemal YILDIRIM*, Wibisono Bagus NIMPUNO

“Saman Malzemesinden Ekolojik Yapı Malzemeleri” 56

Page 9: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

viii

BEU-P53 Şenol Hakan KUTOĞLU*, Fatih ALİYAZICIOĞLU

“Kapalı Alanlarda Mobil Konumlama” 57

BEU-P54

Özlem A. KALAYCI*, Baki HAZER

“Photocatalytic Activities of Nanoparticles Embedded into Amphiphilic Graft

Copolymers”

58

BEU-P55

Muhammet ÖREN*, Hasan ÇABUK, Ayşe Dilek ÖZÇELİK

“Atmosferik Kirleticilerin Tespitinde Biyomonitör Olarak Karayosunlarının

Kullanımı”

59

BEU-P56 Burak ALPARGU*, Armağan DAL

“Kombine Çevrim Biyogaz Santrali” 60

BEU-P57 Murat Emre KARTAL*, Mahmuthan KELEŞ, İlhan DİRİL

“3E Çelik Köprü Projesi” 61

BEU-P58 Şaban GÜRBÜZ*

“Yalıtım ve Isıtma Perdesi” 62

BEU-P59 Dursun KISA*

“Üzüm Atıklarından Resveratrol Üretimi” 63

BEU-P60 TANER ÇARKIT*

“Akıllı Çöp Kutusu” 64

BEU-P61 Burakhan ÖZYOL*

“Anneler Cevaplasın” 65

BEU-P62 Necati BAŞMAN*, Aykut KOSOVA

“Elektrik Üreten Tekerlekler” 66

BEU-P63 Onur MEMİŞ*, Mükremin DOĞAN

“Daha Az Nükleer Facia” 67

BEU-P64 Mükremin DOĞAN*, Onur MEMİŞ

“Kazasız, Cezasız ve Güvenli Trafik” 68

BEU-P65 Onur MEMİŞ*, Mükremin DOĞAN

“Hava Durumundan Korkma Egzozunu Kullan!” 69

BEU-P66 Onur MEMİŞ*, Mükremin DOĞAN

“OSB” 70

BEU-P67 Mükremin DOĞAN*, Onur MEMİŞ

“Toplu Taşımacılığın Her Noktasında Kendini Özel Hisset!” 71

BEU-P68 Onur MEMİŞ*, Mükremin DOĞAN

“Uçan Otobüs” 72

BEU-P69 Hüseyin UZUN*

““Boss” Akıcı Trafik Sistemi Konumlama Cihazı” 73

BEU-P70 Hüseyin UZUN*

“Çok Fonksiyonlu Emniyet Kemeri” 74

BEU-P71 Kemalcan BORA*, Emre ABANOZOĞLU, Utku Mert ÖZEN

“Datamole Projesi” 75

BEU-P72

Serkan KARAKIŞ*, Bülent EKMEKÇİ, Gökhan SAĞLAM, Çağlar BAYIK

“Fotogrametrik Veri Üretiminde İnsansız Hava Araçları için Donanım ve Yazılım

Geliştirilmesi”

76

Page 10: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

ix

BEU-P73 Mahmut TOKUR*

“Kaburga ve Sternum Kemiklerini Dikme Zımbası” 77

BEU-P74

Mahmut TOKUR*

“Hastanın Bulunduğu Merkezden Hasta Verilerini Toplayıp Diğer Hastaneler

Arasında Sanal Konsultasyon Sağlayarak Etkin Hasta Nakli Gerçekleştirmeye

Yardımcı 112 Çağrı Merkezi Otomasyonu”

78

BEU-P75

Mahmut TOKUR*

“Sağlıklı ve Ergonomik Serinleme Ve Isınma Sağlayan Otomobil Gövde Soğutma Ve

Isıtma Sistemi”

79

BEU-P76 Lütfi Erdi ŞAHİN*, Tuğba ESENLİK, Burak KÖSE

“Akıllı Trafik Lambaları” 80

BEU-P77 Mahmut TOKUR*

“Hızlı ve Güvenli Takılabilen Göğüs Dreni Tasarımı” 81

BEU-P78 Mahmut TOKUR*

“Kalp ve Büyük Damar Yaralanmalarının Tedavisine Yardımcı Kateter Tasarımı” 82

BEU-P79 Sercan SARAÇ*

“GNSS Cihazlarının Android OS Cihazlar ile Kontrolü” 83

BEU-P80

Olgu ORUÇ, Temel ÖZTÜRK, Timur ŞANAL*, Baki HAZER

“Synthesis of Ph-, and Thermoresponsive Poly (Ɛ-Caprolactone-B-4-Vinyl Benzyl-G-

Dimethyl Amino Ethyl Methacrylate) Brush Graft Copolymers via Raft

Polymerization”

84

BEU-P81

Özgür ÇINAR*, Burcu Nilgün ÇETİNER

“Aluminyum Endüstrisindeki Kalıplarda Vanadyum Karbür Kaplamaların

Uygulanması”

85

BEU-P82 Burcu Nilgün ÇETİNER*, Özgür ÇINAR

“Tantal Esaslı ve Tantal Oksit Kaplı Yeni Nesil Ortopedik İmplantların Tasarlanması” 86

BEU-P83 Necati BAŞMAN*, Orhan UZUN

“Süperelastik Nikel-Titanyum Diş Eğeleri Üretimi” 87

BEU-P84

Ezgi Taylan KOPARAN*, Ekrem YANMAZ

“Ferromanyetik Çivileme Merkezleri Taşıyan MgB2 Süperiletken İnce Filmlerin

Üretimi ve Karakterizasyonu”

88

BEU-P85

Burcu SAVAŞKAN, Ezgi Taylan KOPARAN*

“C4H6O5 Eklenmiş MgB2 Süperiletkeninin Manyetik Kaldırma Kuvveti

Özelliklerinin Elektromanyetik Uygulamalar İçin Araştırılması”

89

Page 11: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

1

FELÇLİ HASTALARA YÖNELİK EEG TABANLI BİR

TEKERLEKLİ SANDALYE SİSTEMİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Emre GÖNÜLTAŞ*, Selman ZENGİN, Ş. Engin MENDİ

KTO Karatay Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği, Konya

*[email protected]

ÖZET

Tekerlekli sandalye; fiziksel bir rahatsızlık ya da engel nedeniyle yürüyemeyen veya

kolayca hareket edemeyen kişilerin mobilizasyonu için kullanılan bir araçtır. Çeşitli ölçülerde

tekerleklere sahiptir. Genelde ellerle kullanılabildiği gibi özel ihtiyaçlara göre vücudun

neredeyse her yeriyle kullanılabilecek çözümleri de barındırabilmektedir. Tüm dünyada kalp

hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü ölüm nedeni olan inme - felç, her yıl bin kişiden

altısını etkilemektedir. ABD'de yılda 700 bin kişinin karşı karşıya kaldığı inme, hastaların

yüzde 30'unun hemen kaybedilmesine, geri kalanın ise çoğunlukla sakat kalmasına neden

olmaktadır. Öyle ki, 2001 yılında tüm dünyada 5,5 milyon kişi inme nedeniyle hayatını

kaybetmiştir. Yapılan araştırmalar Türkiye'de de felç riskinin oldukça yüksek olduğunu

göstermektedir. Özellikle Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde risk oranı yüzde

19'a kadar çıkmaktadır [1]. Yaşamında önemli bir yer tutan ve doğal bir süreç olan yürümenin

olmaması çeşitli nedenlerle bireye büyük sorunlar yaşatabilmektedir. Felçli kişiler seyahat

ederken, alışveriş yaparken ve sosyal hayatın gerektirdiği temel ihtiyaçlarını dile getirirken

büyük problemlerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Yapılacak bu çalışma sonrasında felçli ve

vücut hareketleriyle elektrikle tekerlekli sandalyeye komut veremeyen insanlar sosyal

hayatlarında bir yerden başka bir yere tek başına gitmekte zorluk çekmeyeceklerdir ve sosyal

hayatın gerekliliği olan ihtiyaçlarını üretilecek cihaz ile karşılayabileceklerdir. Çalışmamızın

sonunda yürüyemeyen felçli insanlar üretilecek olan elektrik sandalyede vücutsal herhangi bir

fonksiyona ihtiyaç duymadan beyin ile düşünce odaklı kontrol sayesinde sandalyeyi

istedikleri doğrultuda istedikleri konuma yönlendirebileceklerdir. Sürekli yatağa mahkum

olan bu insanlar geliştirilecek olan sistem sayesinde günlük ihtiyaçlarından en önemlilerinden

birisi olan hareketi gerçekleştirerek başka kişilere olan bağlılıklarının bir kısmını ortadan

kaldırmış olacaklardır.

Anahtar kelimeler: EEG, Tekerlekli Sandalye, Felç, Düşünce.

Kaynaklar

[1] http://www.aktuel.com.tr/Saglik/2012/12/17/turkiyenin-felc-riski-haritasi

Page 12: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

2

KÖMÜR KIRICISININ İKİNCİ BİR HAVA GİRİŞİ İLE

OPTİMİZASYONU

Nuray KAYAKOL *

Organize Sanayi Bölgesi, Eflatun Cad.11 16159 Bursa Türkiye

*[email protected]

ÖZET

Kömür yakan buhar kazanlarında ısı veriminin arttırılmasının bir faktörü de kömür

beslemesindeki parçacık boyutunun ortalama 90 micron olması yani iyi pulvarize edilmesidir.

Bunun sağlanabilmesi içintermik santrallerde kullanılan ve maliyeti bir milyon doların

üzerinde olan kömür kırıcısında (coal mill) 45-250 micron arasında kırılan kömür

parçacıkların birbirlerinden girdaplı hava akımı ile ayrışması sağlanır. Konvansiyonel

uygulamalardan farklı olarak ikinci bir hava girişi sağlanarak bir kömür kırma kırıcısı

optimize edilmiştir. Kömür kırıcısının CFD (Computational Fluid Dynamics) simülasyon

çalışmaları gösterilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Kömür Kırıcısı, CFD, Parçacık-Hava Ayrışımı, Buhar Kazanı, Enerji.

Page 13: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

3

İLK YARDIM LAMBASI

İbrahim TUFAN*

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, İncivez 67100,

Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Trafik lambalarına eklediğimiz acil yardım lambası, mavi renkle gösterilmiştir. İlk

yardım araçları için yapılmış olan mavi ışık, yeşil ile birlikte yandığında ilk yardım aracının

istikameti yönünde olan araçların acil bir şekilde yol vermesi gerektiğini gösteriyor. Mavi

yeşil yandığında otomatikman diğer kavşaktaki lambalar kırmızı ve mavi yanacaktır bunun

anlamı ise; acil bir durumun olduğu ve araçların durması, hareket halinde olmaması

gerektiğini ifade ediyor.

Anahtar kelimeler: PIC16F877A, Mavi Led, Kırmızı Led.

Page 14: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

4

METAMALZEMELER İLE BİOSENSÖR TASARIMI

Muharrem KARAASLAN*

Mustafa Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Elektrik Elektronik Mühendisliği,

İskenderun 31140,Hatay

ÖZET

Bu projede, bakışımsız metamalzemeler kullanılarak biosensör uygulamaları

gerçekleştirilmiştir. Bu sensör uygulamalarında sıcaklık, basınç, yoğunluk ve konsantrasyon

özellikleri oldukça hassas bir sensör yapısı oluşturulmuştur. Özellikle denek olarak sıklıkla

kullanılan domuzların kemik iliğinin sıcaklıkla değişimi çalışmanın ayırt edici özelliğidir.

Çalışma genel anlamda hem benzetim hemde üretim-ölçümler ile desteklenmiştir. Projede

kullanılan bakışımsız metamalzemeler ilk defa sensör olarak kullanılmıştır ve emsallerine

göre daha lineer ve daha hassas algılama sunmaktadır.

Anahtar kelimeler: Biosensör, Metamalzeme, Bakışımsızlık.

Page 15: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

5

RADARA YAKALANMAMA AMACI İLE ÜRETİLMİŞ TEKSTİL

MALZEMESİ TABANLI POLARİZASYON BAĞIMSIZ SİNYAL EMİCİ

Muharrem KARAASLAN*

Mustafa Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği,

İskenderun 31140,Hatay

ÖZET

Bu buluş, tekstil malzemesi tabanlı olarak (Tablo 1) içerisine nano ölçekte titanyum

cinsi metaller entegre edilmiş bir sinyal emici ile alakalıdır. Yapılan bu buluş ile 4.42 GHz

rezonans frekansında dalganın deneysel olarak %99.36 oranında emilim sağlanmıştır. Ayrıca

dalganın sadece belirli bir yönde olmayıp açılı geldiği durumlarda da sinyal emilim

sağlanabilmektedir. Ek olarak; yapı ölçeği ayarlandığında istenilen rezonans frekansında

emilim gerçekleştirilebilmektedir. Yapılan esnek, taşınabilir ve kolay üretilebilir bu buluş ile

herhangi bir cihaz ya da malzeme kaplandığı takdirde, belirtilen frekanslarda sinyali

emeceğinden ve yansıtmayacağından ötürü radara ve uyduya yakalanmayacaktır.

Anahtar kelimeler: Radar, Görünmezlik, Pelerinleme.

Page 16: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

6

ATM KASETLERİ GÜVENLİK AÇIĞININ GİDERİLMESİ

Nevzat ADABAĞ*

Ergazi Mah. Özpetek 5 Sitesi 16/1 Batıkent, ANKARA

*[email protected]

ÖZET

ATM (Otomatik Para Ödeme Makinaları)’ lerde makine içinde bulunan kasetlerde

normalde bir para yüklemesinin yapıldığı üst kapak ve makine içinde normal çalışma halinde

kasetten dışarı paranın verilmesini sağlayan bir kepenk bulunmaktadır. Üst kapak kasede para

yüklemesi yapıldıktan sonra kilitlenir ve özel bir mühür ile güvenliği sağlanır. Ancak yapısal

bir eksiklik t kasetler makine dışında iken paraya ulaşılmasını engelleyen ön para verme

kepengi makine dışında iken asla açılmaması gerektiği halde hatalı yapısal özellik dolayısıyla

bilhassa taşıma esnasında bilenler tarafından bu kepenk saniyeler içinde açılıp içinden para

alındıktan sonra kapatılmakta ancak kutuda ve mühürde tahribat olmadığı için ilgili personele

herhangi bir soru yöneltilememekte veya suçlama yapılamamaktadır. Bu durum dolayısıyla

ATM işleticisinin yüksek miktarda para kaybı olmaktadır. Bu sorun tarafımızdan yapılan

çalışmalarla çözülmüş kesin sonuç alınarak bu kasetlerin makina dışında iken ön kepenginin

açılması tamamen engellenmiş bulunmaktadır. Buluşumuz prototipide üretilerek patent

talebinde bulunulması üzerine TPE ce patent verilerek güvence altına alınmıştır.

Anahtar kelimeler: ATM, BTM Güvenlik Açığı Çözümü.

Page 17: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

7

ARAÇLARDA RÜZGÂR ENERJİSİ KULLANIMI-RÜZGARMOBİL

Nevzat ADABAĞ*

Ergazi Mah. Özpetek 5 Sitesi 16/1 Batıkent/ANKARA

*[email protected]

ÖZET

Araçlarda yakıtı etkileyen başlıca faktör araç ağırlığı olup tüm araç üreticileri yakıt

sarfiyatını aşağılara çekmek için öncelikle araç ağırlığını azaltmaya hedeflenmişlerdir. Bu

buluşumuzda tarafımızdan aracın hareketi dolayısıyla oluşan rüzgar kullanılarak araç

ağırlığının belirli bir oranda ki kısmının azaltılması ve dolayısıyla araç ağırlığı azaltılarak

motorun gereksinim duyacağı güç azaltılmasıyla yakıt tasarrufu sağlanması hedeflenmiş olup

bu amaçla prototip bir araç üzerine airfoil kesitli –Uçak kanadı – kanat yapıları monte

edilmiştir. Kumanda kaybını –aracın yere tutunması, savrulmanın olmaması için- önlemek

üzere aracın çevresinden geçen hava hızı ölçülecek ve kanat yapılarının hava hızına göre

alması gereken açı anlık kontrol edilip düzeltilerek maksimum verim elde edilecektir. Prototip

şu anda manuel olarak çalışmasına rağmen yaklaşık 5000 km’ lik yol testlerinde yakıt

sarfiyatı 10.50 lt/100 km den 7.63 lt civarına çekilmiştir. Prototip şartlar dolayısıyla şu anda

küçük binek bir araca uygulanmış ise de projeden amaçlanan günlük 1000 km civarında yol

yapan Kamyon-Tır-Otobüs gibi ağır yük araçlarına uygulanmasıdır ki TR’ deki çok sayıda

büyük araçlar düşünüldüğünde bu tasarruf oranı büyük bir ekonomik fayda sağlayacaktır.

Anahtar kelimeler: Rüzgâr Mobil, Aerodinamik Yapılar, Airfoil Aircar.

Page 18: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

8

DİESELLERDE LPG

Nevzat ADABAĞ*

Ergazi Mah. Özpetek 5 Sitesi 16/1 Batıkent/ANKARA

*[email protected]

ÖZET

LPG uygulamada benzinli araçlarda alternatif yakıt olarak kullanılmakta ve parasal

tasarruf sağlamaktadır. LPG’ nin sağladığı bu parasal tasarruf LPG’ nin fiyatından (fiyatın

ucuz olmasından) kaynaklandığı gibi bir kanaat varsa da aslında LPG’ nin enerji

muhteviyatına göre bir hesaplama yapıldığında LPG’ nin ucuz bir yakıt olmadığı görülebilir.

LPG piyasada akaryakıt olarak fiyatlandırılıp satılmakta ancak özgül ağırlığı yaklaşık 0.585

gr/lt oluşu ve sair sebeplerle 1000 Kcal üzerinden hesap yapıldığında yaklaşık fiyat açısından

benzin fiyatı civarında olduğu görülecektir. Ancak kullanımda benzine göre %50 civarında

parasal tasarruf edilmektedir. Bu tasarrufun sebebini LPG’ nin gaz yakıt oluşundan

kaynaklanmakta olup LPG motorda benzine göre çok daha yüksek verimle yanmasında

aramak gerekir. Diesel motorlarda ise yanma verimi benzine göre daha düşük olup diesel

araçlarda tam yanmayan yakıt kısmı egzozdan atılmaktadır. Bu sebeplerle Diesel motorlar

dada LPG kullanımı hem çevre temizliği hem de tasarruf açısında daha da elzemdir. Ancak

Benzinli araçlarda LPG kullanılırken yakıt seçimi yapılmakta ya benzin ya da LPG

kullanılabilmekte olmasına karşın Diesellerde ateşleme sistemi olmadığı için LPG

kullanabilmek için farklı bir metot kullanmak zorunludur. 1. metot diesel motorda tadilat

yapıp ateşleme düzeni eklemektir ki bu hem kapsamlı bir tadilat gerektirdiği gibi hem de çok

maliyetli bir işlemdir. Bu tadilatın geri dönüşümü olmadığı gibi dönüşüm sonrası artık diesel

motor benzinli bir motor olacaktır ve diesel motor avantajları kalmayacaktır. 2. metot ise

diesel’ i pilot yakıt olarak kullanıp ateşlemenin bu yolla sağlanmasıdır ki sadece bir düğmeye

kumanda edilerek motoru orijinal haline döndürmek mümkün olduğu gibi maliyette 1. metoda

göre çok ekonomiktir. Diesellerde LPG kullanımı bir çift yakıtın motorda aynı anda yanmaya

iştirak ettirilmesi ile sağlanıp Diesel yakıtı LPG ile yanma verimi yükseltilmektedir. Yakıt

sisteminde hiçbir tadilat yapmadan dönüşüm sağlanmaktadır. Genelde kamyon ve tır gibi yük

araçlarında kullanıldığında bir arıza veya LPG tükenmesi durumunda motor orijinal halinde

çalışmasına devam edecektir. Ancak iki yakıtın aynı anda yanmaya iştirak etmesi dolayısıyla

birbirlerine olan yakıt oranının ve hava miktarının, dış hava sıcaklığı, rakım, yüklü, yüksüz

durum değerlendirmelerinin dikkatle ayarlanması ve motorun zarar görmemesi için çalışma

şartlarına göre dikkatle ayarlanması gerekmektedir. Uyguladığımız mekanik ve elektronik

sistem kontrolleriyle bu sağlanmış olup araç cinsine göre (Yakıt kontrol sistemlerine göre

%15 ila %30 arası) yakıt tasarrufu ve performans artışı elde edilmiştir. Uzun yol ve bilhassa

yük araçları için (Günde 1000 km veya daha fazla yapan araçlarda)bu ciddi bir tasarruf

rakamıdır.

Anahtar kelimeler: DİESEL, LPG, Bifuel, Çift Yakıt.

Page 19: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

9

RÜZGAR ENERJİSİ KULLANILARAK BÜLENT ECEVİT

ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA

MERKEZİNİN ELEKTRİK İHTİYACININ KARŞILANMASI

Beytullah ERDOĞAN*, Adnan TOPUZ, Rahman KAHRAMAN, Mustafa YILMAZ

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Zonguldak *[email protected]

ÖZET

Bu çalışmada, Zonguldak Meteoroloji Müdürlüğü’ nden 2000-2012 yılları arası 10 m

yükseklikteki günlük ortalama rüzgâr hızı, basınç, nem, sıcaklık, güneşlenme süresi ve güneş

radyasyonu değerleri ele alınarak, farklı yükseklikteki 50 m, 75 m ve 100 m’ deki rüzgâr

hızları ve buna bağlı rüzgâr güçleri modellenerek, arazinin coğrafi yapısına göre, rüzgâr

türbini yüksekliği ve rüzgâr türbini sayısı belirlendi. Yapılan hesaplamalar sonucunda; Bülent

Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin elektrik ihtiyacının belirli

oranda karşılanması incelenmiş olup, Arazinin coğrafi yapısına ve rotor çapına göre 2 adet

500 kW’ lık türbinler ile Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma

Merkezinin yaklaşık olarak %7,45’ lik elektrik ihtiyacını karşılayacağı hesaplanmıştır.

Anahtar kelimeler: Zonguldak, Bülent Ecevit Üniversitesi, Rüzgâr, Yenilenebilir Enerji.

Page 20: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

10

YABAN MERSİNİ (MYRTUS COMMUNİS) ÖZÜTÜ İLE EKOLOJİK

DERİ ÜRETİMİ

Elif Eser (Eke) BAYRAMOĞLU*

Ege Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Deri Mühendisliği Bölümü, Bornova, İZMİR

ÖZET

Deri sanayi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye içinde önemlidir ve Türkiye’nin 10.

büyük sektörüdür. Dünyada artan sağlık ve çevre bilinci ile birlikte, ürünlerin sağlık ve çevre

açısından güvenilir olduğunun dürüst bir etiketle kanıtlanması müşteri gözünde bir farklılık

yaratmaktadır. Günümüzde tüketiciler gerek üretim aşamasında gerekse kullanım sırasında

çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyen malzeme ve yöntemlerle üretilen, atık duruma

geldiğinde yine çevreye zarar vermeden imha edilebilen ve ekolojik etiket taşıyan ürünleri

tercih etmeye başlamışlardır. Çalışmamızın amacı ülkemizde doğal şartlarda bol miktarda

yetişen yaban mersini (Myrtus communis) bitkisinden özüt elde ederek ekolojik deri

üretiminde kullanımını araştırmaktır. Çalışmada yaban mersini bitkisinin ekstraksiyon işlemi

gerçekleştirilerek tanen oranının % 34.3 olduğu tespit edilmiş ve elde edilen özüt sepileme

işleminde kullanılmıştır. Deri ağırlığı üzerinden %7 oranında özüt ile yapılan sepileme işlemi

sonucu, derilerin büzülme sıcaklığının 65 oC ye kadar çıktığı tespit edilmiştir. Ayrıca yaban

mersininin derideki serbest formaldehit üzerine etkisi TS EN ISO 17226-1 uluslararası test

metoduna gore HPLC test cihazı ile incelenmiştir. Deriler direkt olarak formaldehitle

tabaklanmış olsa bile yaban mersini özütü retenaj aşamasında %4 oranında kullanıldığında

derideki serbest formaldehiti %24 oranında düşürdüğü tespit edilmiştir. Bu bağlamda yaban

mersini hem sepileme maddesi hem dolgu maddesi olarak ve aynı zamanda da derideki

serbest formaldehiti düşürücü bir ajan olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir.

Anahtar kelimeler: Yaban Mersini, Deri, Ekoloji, Özüt.

Page 21: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

11

MOBİL NÖBETÇİ/DEVRİYE ROBOTU

İbrahim GARİP*

Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü, Melikgazi 38039 Kayseri

*[email protected]

ÖZET

“Mobil Nöbetçi / Devriye Robotu” adlı projemizdeki temel amaç; askeri ve sivil

alanlarda kritik, stratejik öneme sahip tesislerin çevre güvenliğini insan faktörünü ön planda

tutmadan sağlamaktır. Kritik ve stratejik alanların güvenliği nöbetçi güvenlik görevlileri ve

güvenlik kameraları ile sağlanmaktadır. Nöbetçi güvenlik görevlileri sadece tek bir bölgeyi

kontrol ederken diğer bölgelerde oluşabilecek güvenlik ihlalleri problem oluşturmaktadır.

Gelişen bilişim teknolojileri ise güvenlik kameralarının verdiği görüntülerin ne kadar gerçekçi

olduğunu sorgular duruma getirmiştir. Yapmayı planladığımız bu robotta tüm bu problem ve

oluşabilecek ihtimalleri büyük ölçüde azaltmak hedeflenmiştir. Robotumuz askeri ve sivil

alanlarda yani hayatın her istenilen alanında kullanılabilecektir. Askeri kuvvetlerin

kontrolünde olan tesisler, sınır bölgeleri, karakol ve tüm birlikler de güvenliğin sağlanması

için kullanılabilecektir. Kritik tesislerde ( Uluslararası doğalgaz boru hatları, petrol boru

hatları ve petrol rafineleri, elektrik santralleri ) güvenliği ve alan kontrolünü yine bu sistemle

sağlanabilecektir. Sivil alanda da birçok yerde kullanılabilecek bir opsiyona sahip olacaktır.

Başta ASELSAN, TUBİTAK gibi Türkiye’ nin önemli merkezlerinde, bakanlıklar,

müsteşarlıklar, elçilikler, teknoloji, ilaç, savunma sanayi vb. tüm fabrikalarda ve özel

mülklerin güvenliğinde tercih edilmesi amaçlanmaktadır. Diferansiyel sürüş sistemine sahip

robotumuz 4 adet yüksek güçte DC motoru ile desteklenmiştir. Yüksek güçte seçilmesinin

nedeni ise toprak arazide ve eğimi 15°- 40° arasında değişen alanlarda zorlanmadan yol

almasını sağlamak içindir. Robotta sensör olarak Harici Ortam PIR detektörlerinden 4 adet

kullanılacaktır. Bu detektörün her birinin bir cismi algılama mesafesi 100 metredir. Robota

yerleştirilen 4 sensör ile 200 m çapında bir alanda tarama yapılabilecektir. Yağmur ve soğuğa

karşı korumalı olan sensörler ayrıca kötü hava koşulunda otomatik olarak hassasiyetini

artırmaktadır. Sensörün görüş açısı dir. Bu robotta 4 adet kullanılması ile

robotta kör nokta oluşması engellenmiştir. Robot ile kullanıcı birim arasındaki görüntü

aktarımını biri sürüş, diğeri çevre kontrol amaçlı olan 2 adet SONY 1.3 Megapixel CCD

kamera ile sağlanacaktır. Kameramız ayrıca C/CS lens ile desteklenmiştir. Görüntünün sonsuz

aktarımı için kullanıcı birim sistemine kamera kontrol ünitesi entegre edilerek

profesyonelleşmiş bir sistem oluşturulacaktır. Kameranın hava koşullarından ve dış ortamdaki

etkilerden etkilenmemesi için fiber glass bir koruma ile muhafaza edilecektir. Ayrıca gece

görüş sistemini optimum düzeyde tutabilmek için bir de termal kamera sisteme entegre

edilecektir. Robotun işletim sistemi ise gelişmiş yazılım programları ile sağlanacaktır. Robot

kullanıcının isteği ve seçimine göre farklı formatlarda hazırlanacaktır. Genel olarak sesli uyarı

ve sessiz takip olmak üzere iki özelliğe sahip olacaktır. Sesli uyarıda algılama yapan PIR

detektörler hedefe sesli uyarı vererek yaklaşacaktır. Sessiz takip formatında ise hedefin

algılanması durumunda robot hedef arasında belirli bir mesafe bırakarak takibe başlar.

Kullanıcı birim uyarı vermediği sürece takip eder. Bu özellik dağlık alanlarda ve sınırlarda

kullanıldığında yararlı olacaktır. Çünkü araziden geçen hayvanlarda sesli uyarı vermeyerek

konumunu belli etmeyecektir. Ayrıca fabrika gibi büyük alanlarda kendi güvenlik ya da

çalışanlarını görmesi halinde sesli alarm çalışmayacaktır. Projenin misyonu olarak birçok

Page 22: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

12

alanın güvenliğinin tek bir kişi tarafından sağlanarak insan gücünün 2. Plana alan bir sistemin

geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. İş fikrinin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkacak ürünün

en büyük avantajı ve farklılığı, prototipin kameralı olması, istenilen alan ve arazide

kullanılabilirliği, kolay kullanımı, düşük maliyetli bir ürün olmasıdır. Ortaya çıkacak ürün ile

aynı görevi yapan çok az sayıda araç vardır. İnsansız bir kara aracı olarak bu araç, amaca

bağlı durumlarda keşif ve gözlem içinde kullanılabilecektir. Uzaktan fark edilmemesi ve

gizlenebilmesi bakımından da avantaj sağlayacaktır. Askeri ve sivil alanlarda kritik, stratejik

öneme sahip tesislerin çevre güvenliğini üslenmesi bakımından ve hem zaman hem de iş gücü

kazanımından çok büyük üstünlükler sağlamaktadır. İnsansız kara aracı çalışması olan bu

araç, ülkemizdeki insansız hava aracı çalışmalarından sonra yeni bir alana girildiğinin bir

göstergesi olacaktır. Prototipi üretilecek olan ürün uluslararası arenada da Türkiye’yi temsil

edebilecek bir durumda olacaktır. Robota, “sürü robot mantığı” verilerek daha geniş tarama

arazisi ve daha kesin sonuç elde edilmesi mümkün olabilir. Robotun daha farklı

fonksiyonlarının da sahip olması son kullanıcının isteklerine göre yeniden şekillenecektir.

Projemizi özetlersek:

Kritik, stratejik tesislerin çevre güvenliği

Fabrikaların çevre güvenliği

Özel mülk, alan ve arazilerinin çevre güvenliği

Değişik arazi yapılarında kablosuz kontrol

Algılayıcılar

Renkli kamera

Otomatik hedef tespiti ve takibi

gibi özelliklere sahip bir robot planlanmıştır.

Anahtar kelimeler: İnsansız Kara Aracı (UGV), PIR detektör, Robot, Algılayıcılar,

Güvenlik.

Page 23: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

13

BİLGİSAYAR KONTROLLU ERİYİK EĞİRME CİHAZI (MELT-

SPİNNER) GELİŞTİRİLMESİ

Muhammed Fatih KILIÇASLAN*

Kastamonu Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Malzeme ve Nanoteknoloji Mühendisliği

Bölümü, Kuzeykent, Kastamonu

Eze Nanoteknoloji Mühendislik Danışmanlık Makine İnşaat Arge Yazılım Sanayi ve Tic. Ltd. Şt.

Tokat Teknoparkı, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Taşlıçiftlik Kampüsü, Tokat

ÖZET

Bilindiği üzere, dünyada hem üniversite ve araştırma enstitüleri hem de endüstri

kuruluşlarında hızlı katılaştırma teknolojileri üzerine yoğun çalışmalar yapılmaktadır.

İngiltere, Güney Kore, Hollanda vb. pek çok gelişmiş ülkede hızlı katılaştırılmış metal

alaşımları ticari ürün olarak ta üretilmektedir. Ancak Türkiye’ de, hızlı katılaştırma

teknolojileri üzerine yapılan çalışmalar sadece üniversitelerin yaptıkları ile sınırlıdır.

Ülkemizde hızlı katılaştırma yöntemlerini ticari olarak kullanan/üreten herhangi bir

kurum/kuruluş bildiğimiz kadarı ile mevcut değildir. Dolayısıyla, Türkiye’ de üniversitelerde

kullanılan bir çeşit hızlı katılaştırma sistemi olan eriyik eğirme (melt spinner ) sistemi yurt

dışından çok yüksek maliyetle ithal edilmektedir. Böylece, hızlı katılaştırma teknolojileri

üzerine yapılan/yapılacak olan bilimsel çalışmaları oldukça maliyetli hale getirmekte ve bir

anlamda da yavaşlatmakta hatta bazen de engellemektedir. Bu sebeple bu proje kapsamında

marka tescili ilk yerli standart laboratuvar tipi bir eriyik eğirme cihazının üretilmesi

hedeflenmiş ve 2014 yılı başı itibariyle de ilk cihazın üretimi firmamızca gerçekleştirilmiştir.

Bu proje; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Tekno Girişim Sermaye Desteği Programı

(TGSD) kapsamında desteklenmiş (TGSD No: 0015.TGSD.2013) ve 2013 yılında Tokat

Teknopark’ ta bir firma kurulmuştur (Eze Nanoteknoloji Ltd. Şti. ). Üretilmiş olan cihazın

belirli özellikleri bilgisayar ile kontrol edilebilmektedir. Proje konusu cihazın başarı ile

üretilmiş olması, hızlı katılaştırılmış metal alaşımlarını ticari olarak üretmek gibi bir fırsatı da

ortaya çıkarmıştır. Nitekim firmamızca, otomotiv, havacılık, savunma ve uzay endüstrilerinde

kullanılmaya namzet üstün fiziksel ve mekaniksel özelliklere sahip hızlı katılaştırmış metal

alaşımlarının Türkiye’ de ticari amaçlı üretimleri için gerekli hazırlıklar ve projeler hızla

yapılmaktadır. Örneğin, yakın zamanda eriyik eğirme yöntemi ile üstün özellikli sert ve

yumuşak manyetik mıknatısların (soft ve hard magnetler) üretimi planlanmaktadır.

Anahtar kelimeler: Eriyik Eğirme, Hızlı Katılaştırma.

Page 24: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

14

YERLİ BİR ERİYİK KLADIRMA (MELT EXTRACTİON)

CİHAZININ TASRAIMI VE ÜRETİMİ

Muhammed Fatih KILIÇASLAN*

Kastamonu Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Malzeme ve Nanoteknoloji Mühendisliği

Bölümü, Kuzeykent, Kastamonu

Eze Nanoteknoloji Mühendislik Danışmanlık Makine İnşaat Arge Yazılım Sanayi ve Tic. Ltd. Şt.

Tokat Teknoparkı, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Taşlıçiftlik Kampüsü, Tokat

ÖZET

Bu proje kapsamında, hızlı katılaştırılmış tel formunda metalik alaşımların

üretilmesinde kullanılan laboratuvar ölçekli bir eriyik kaldırma (melt extraction) cihazının

tasarımı ve üretimi planlanmaktadır. Eriyik kaldırma yöntemi bir çeşit hızlı katılaştırma

yöntemi olup, bu yöntem ile nano yapılı mikro teller üretilebilmektedir. Bu yöntem ile hem

var olan metalik malzemelerin özelliklerinin iyileştirilmesi hem de yeni malzemelerin

keşfedilmesi mümkün görünmektedir. Örneğin demir asıllı alaşımlardan, alüminyum esaslı

alaşımlara, şekil hafızalı alaşımlardan termoelektrik malzemelere kadar pek çok çeşit yeni

nesil malzemenin (mikro tel/fiber) üretilmesi mümkündür. Türkiye’ de eriyik eğirme ve gaz

atomizasyonu gibi hızlı katılaştırma yöntemleri yeteri kadar olmasa da üniversite

laboratuvarlarında çalışılmaktadır. Ancak, eriyik kaldırma tekniği ise ne üniversitelerde ne

de ticari anlamda Türkiye’ de bilebildiğimiz kadarıyla henüz kullanılmamaktadır. Dolayısıyla,

bu proje kapsamında üretilmesi planlanan cihaz, Türkiye’ nin hem ilk eriyik kaldırma cihazı

hem de ilk yerli üretim eriyik kaldırma cihazı olacaktır. Eriyik kaldırma tekniği ile üretilen

mikro teller hakkındaki bilimsel makaleler hali hazırda yüksek etki çarpanlı SCI

kapsamındaki dergilerde kolaylıkla yer bulabildiğinden [1,2], üretilecek olan cihazın özellikle

üniversiteler tarafından ilgi görmesi beklenmektedir. Proje kapsamında üretilecek olan cihaz,

yüksek vakum veya inört ortamda üretim yapmaya uygun olacaktır. Cihaz aynı zamanda

vakumlu indüksiyon eritme sistemi olarak ta kullanılabilecektir. Ayrıca üretilmesi planlanan

cihaza yapılacak olan ufak bir takım eklemeler sonucunda, cihaz hem eriyik kaldırma (melt

extraction) hem de eriyik eğirme (melt spinning) cihazı olarak ta kullanılabilecektir.

Dolayısıyla proje sonunda kombine bir hızlı katılaştırma cihazının üretimi söz konusudur.

Ayrıca bu kombine hızlı katılaştırma sistemi (eriyik kaldırma + eriyik eğirme) için bir patent

veya faydalı model belgesinin alınması da ihtimal dahilindedir.

Anahtar kelimeler: Eriyik Kaldırma, Hızlı Katılaştırma, Mikrotel, Mikrofiber.

Kaynaklar

[1] Qin FX., Binghamb NS., Wang H., Peng HX., Sun JF., Franco V., Yu SC., Srikanth H., Phan MH.

Acta Materialia. 61:1284-129, 2013.

[2] Wang H., Qin FX., Xing, DW., Cao FY., Wang XD., Pen HX., Sun JF. Acta Materialia 60:5425-

5436, 2012.

Page 25: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

15

RAYSIZ RAY YAYSIZ YAY SİSTEMİ

Taner ÇARKIT*

Köşk Mah. Çakır Sok. Hasdal Sit. B Blok 11.Kat/21 Numara Melikgazi/Kayseri

*[email protected]

ÖZET

Bu proje, Şekil 1’de göstertildiği gibi yüksek hızlı trenlerde kullanılan sistemlerle ve

yapılan doğal elektromıknatıslarla ilişkilidir [1]. Projenin amacı; Şekil 4’ de görüldüğü üzere

yüksek hızlı trenlerin temassız ilerleme fikrini inşa temellerinde kullanarak inşaların

sarsılmalardan, yıkılmadan ayakta kalmasını sağlamaktır [2]. ‘Eğer inşa temellerine Şekil 2 ve

Şekil 3’ de görüldüğü gibi zıt kutuplu mıknatıslar yerleştirilirse sarsıntılarda inşa yıkılmadan

durabilir.’ hipotezinin bu proje ile desteklenmesidir. Bu sistemin literatür araştırması genelde

manyetik sistemler ve hız üzerine yapılmıştır, ama bu sistem denge üzerine yapılmıştır.

Çalışmanın genel amacı deprem gibi doğal afetlerde inşaların yaylanarak ve raylanarak

yıkılmadan ayakta kalmasını sağlamak, can ve mal kaybını en aza indirmektir.

Anahtar kelimeler: Magnet.

Kaynaklar:

[1] Huson FR., MacKay WW., Miao Y., Pissanetzky S., Xiang Y., Texas.IEEE Transactions on

Magnetics, 27(2):2269-2270, 1991.

[2] T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Raylı Sistemler Teknolojisi Alanı, Raylı Sistem Araç Tekniği.

Ankara, pp.61-67, 2011.

Page 26: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

16

AKIŞKAN YATAKLI VE MİKRODALGA ÜNİTELİ KOMBİNE

KURUTMA SİSTEMİNİN KANATLI HAYVAN KÜMESLERİNDE

KULLANIMI

Ekrem GÜLSEVİNÇLER*, Emine CERYAN, Ahmet Ümit TEPE

Kastamonu Üniversitesi, Abana Sabahat-Mesut Yılmaz Meslek Yüksekokulu, Elektrik ve Enerji

Bölümü, Abana 37970, Kastamonu

*[email protected]

ÖZET

Hayvan gübresi hayvan gübreleri içinde en değerli gübredir. Başta gübre özelliğini

taşımayan dışkı taze halde kullanılırken bitkiye zarar verip çeşitli hastalıklara neden

olabilmektedir. Tavuk dışkısı açık arazide bırakılınca 8 ile 24 ay arasında doğal fermantasyon

sürecinde organik gübreye dönüşür ama bu dönüşüm sırasında gübre kalitesi düşmektedir [1].

Taze dışkıları işlemden geçirmeden direkt olarak kullanmak barındırdığı üre, ürik asit,

amonyak vb. azotlu kimyasallar ile bitkiyi yakmakta ve toprak kirliliğine neden olmaktadır.

Tavuk gübrelerinin kullanılmasına elverişli hale getirilmesindeki bir yol da yerinde

kurutulmasıdır. Günümüzde akışkan yataklı gübre kurutucular ile kurutularak yeni gelişen bu

çözüm uzun kurutma sürelerine ve yüksek kapasitelerde enerjiye neden olmaktadır. Ayrıca bu

süre içerisinde zararlı organizmanın gelişmesi ve var olan kümes içinde hastalığa sebep

olması yararından çok zararına sebep olmaktadır. Akışkan yataklı gübre kurutmaya alternatif

olarak geliştirilen mikrodalga ile kurutma da ekstra bir enerji harcamasına rağmen gübre

kurutma süresini düşürmekte ve çevreye hastalık yaymasının önüne geçmektedir. Öngörülen

sistem var olan kümeslerin gübre sevk kısmının arkasında ufak bir kapalı alan ilave edilerek

gübrelerin bir konveyör halinde continuum dönmesi sağlanacak ve kümes içerisindeki sıcak

havayı egzost eden fanlar bu gübreyi kurutacaktır. Bu var olan continuum konveyör bir

mikrodalga odasından geçirilerek, gübre kurutma süresi hızlandırılacak, suyu uzaklaştırırken

ışınım yoluyla bir ısı transferi sağladığı için fermantasyon süresini kısaltacak, sonraki günler

için gereken ekstra bekleme yerinden tasarruf edilecek ve zararlı mikrobiyolojik üremenin

önüne geçilecektir. Bu şekilde genel maliyetler düşürülecek, çekirdeğe kadar kurumuş, kaliteli

gübre ve maksimum verim elde edilecektir. İki ayrı gübre kurutma sistemi kombine şekilde

daha önce kullanılmamıştır.

Anahtar kelimeler: Kombine Kurutma, Gübre Kurutma, Gübre.

Kaynaklar

[1] Kütük C., İhlas Haber Ajansı, “Tavuk gübresi en değerli gübre”, http://www.iha.com.tr/prof-dr-

cihat-kutuk-e28098tavuk-gubresi-en-degerli-gubre-saglik-309084, Erişim Tarihi: 14.04.2014.

Page 27: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

17

NEGATİF İYONİZASYON İLE ENDÜSTRİYEL KANATLI

HAYVAN KÜMESLERİNDEKİ TOZ PARTİKÜLLERİNİN

İNDİRGENMESİ

Ekrem GÜLSEVİNÇLER1*

1Adres (Kastamonu Üniversitesi, Abana Sabahat-Mesut Yılmaz Meslek Yüksekokulu, Elektrik ve

Enerji Bölümü, Abana 37970, Kastamonu)

ÖZET

Kümes içindeki hava genellikle yüksek konsantrasyonda toz veya partikül içerir. Tozlar

özellikle çöplerden, gübreden, tüylerden, idrarın içindeki mineral kristallerinden ve yemden

kaynaklı şekilde oluşmaktadır. Kümesin içinde bulunan toz konsantrasyonu ışıklandırma

periyodlarında meydana gelir ve doğrudan kümes hayvanlarının aktivitesi ile bağlantılıdır [1].

Toz partikülleri boyutuna göre veya insan solunum yollarındaki depolandıkları bölge

cinsinden sınıflandırılır. Kısaltması “PM10” olan terim toz fraksiyonunundaki partiküllerin 10

mikrometre ya da daha küçük boyutta olduğunu ifade etmektedir. “PM2.5” ise 2.5

mikrometre ve boyutu daha küçük çok ince toz fraksiyonu olduğunu ifade eder. Küçük

olmasının dezavantajı ise burundan, ağızdan ve gırtlaktan kolayca geçip gidebilirler. Akciğer

dokusu içine nüfus ederek bazı olumsuz solunum ve kardiyovasküler sağlık problemlerine

neden olmaktadır. Artık günümüzde var olan tarımsal araştırmalar kanatlı tesislerindeki

mazur kalınan tozları azaltmak için bazı tedbirler alma yolunda çalışmaktadır. Son on yılda,

Avrupa’da, halk sağlığı açısından ortam havasının temizlenmesi için ödenen miktarlarda daha

fazla bir artış meydana gelmiştir. 2008’ de Avrupa birliği PM10 ve PM2.5 sınır değerleri ile

üye ülkelerine gerekli direktifi vermiştir [1]. Öngörülen sisteme ait ilk kısım 30 kV gerilim ve

düşük akım sağlayan bir güç sağlayıcı devreden oluşmaktadır. İkinci kısım ise tavan

yüzeyinin altında kümes boyu uzanan tellere iğne şeklinle pimler bağlanarak oluşturulmuştur.

Pimlerin asılı olduğu yüksek gerilim kabloları tavan ve diğer topraklı yüzeyler arasında bir

elektrik-manyetik alan oluşturur. Elektronlar pimlerden yayılarak tavana doğru ilerler.

Böylece karşılarına çıkan toz parçacıkları ile yüklenirler. Negatif yüklü partiküller daha sonra

topraklı yüzeylere yapışır ve havadan ayrılmış olurlar. Bu süre içerisinde de tozlar

yüzeylerden normal temizlik ile uzaklaştırılır.

Anahtar kelimeler: Negatif İyon, Toz İndirgenme Sistemleri

Kaynaklar:

[1] Winkel, World Poultry, Negative Air Ionisation Strongly Decreases Fine Dust,

http://www.worldpoultry.net/Broilers/Health/2012/3/Negative-air-ionisation-strongly-decreases-

fine-dust-WP010084W/ Erişim Tarihi: 14.04.2014.

Page 28: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

18

PORTAKAL BAHÇELERİ HASAT-GÖZLEM OTOMASYON

SİSTEMİ

Gökhan BAYAR*

Bülent Ecevit Ünv., Mühendislik Fak., Makina Mühendisliği Bölümü, İncivez 67100, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Dünya’da sağlık konusunda bilinçlenme ve buna paralel olarak C vitamini deposu

olarak düşünülen turunçgile yönelim hızla artmaktadır. Son verilere göre, dünya turunçgil

üretimi yıllık 123.755.750 tondur. Bu üretimin yarıdan fazlasını (% 56’ sını) portakal

oluşturmaktadır. Şu anda dünyadaki en büyük portakal üreticisi Brezilya’dır (19.112.300 ton).

Brezilya’ yı 7.478.830 ton ile ABD takip etmektedir. Türkiye dünya portakal üretiminde 8.

sırada yer almaktadır. Ülkemizde, Batı Akdeniz Tarım Araştırma Enstitüsü’nün paylaştığı son

verilere göre yılda 1.710.500 ton portakal üretimi 53.236 hektar’ lık alanda yapılmaktadır. En

fazla portakal üretimi Antalya merkez ve ilçelerinde olup, yıllık 121.743 dekar’ lık portakal

üretim alanında 3.078.015 adet portakal ağacı ile toplamda 442.852 ton portakal üretimi

gerçekleştirilmektedir [1]. Bu proje ile portakal bahçeleri hasat-gözlem otomasyon sisteminin

hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Büyük araziler üzerine kurulmuş olan portakal

bahçelerinde, her bir portakal ağacının ayrı ayrı detaylı olarak gözlenmesi neredeyse

imkânsızdır. Sunulan bu proje kapsamında bir portakal bahçesinde bulunan her bir portakal

ağacı ve üzerindeki portakallar detaylı bir şekilde otonom bir araç kullanılarak

gözlenebilecektir. Bu amaç doğrultusunda, dört tekerlekli elektrik motorlu bir araç otonom

hale getirilecektir. Aracın direksiyon, hız ve fren özellikleri otonom olarak kontrol edilecektir.

Aracın önüne takılacak bir adet uzun mesafe lazer tarayıcı, ağaçların algılanması ve ağaç

sıralarının bulunmasında kullanılacaktır. Araç üzerine yüksek çözünürlüklü kameralar

yerleştirilecektir. Bu kameralardan gelecek görüntüler, geliştirilen yazılıma aktarılacak ve

gerçek zamanlı olarak her bir ağaç üzerinde ki, (yaklaşık) portakal sayısı, portakalların çapları

ve tahmini ağırlıkları bulunacaktır. Geliştirilecek sistem tarafından her bir ağaç ve ağaç

sırasına ayrı ayrı etiketler verilecektir. Bu sayede her bir ağaç ve ağaç sırası başına yaklaşık

portakal sayısı, çapları, ağırlıkları gibi veriler bulunabilecektir. Bunlara ek olarak, sağlıksız

(lekeli, bereli, çürük, vb.) portakal sayısı ve bu portakalların toplam ağırlığı tahmin

edilecektir. Projenin hayata geçirilmesi ile hasat öncesi, portakal bahçesinden toplanacak

portakalların toplam ağırlığı, sayısı, sağlıksız portakal sayısı ve bunun toplam ağırlığa oranı

ve ayrıca portakalların çap ve ağırlık sınıflandırması yapılabilecektir. Bu sistem, hasat

öncesinde portakal rekoltesini maksimum doğrulukta tahmin edebilmeye olanak sağlamasının

yanı sıra, portakal gelişiminin anlık olarak gözlenebilmesine de imkân verecektir. Bu sayede

portakal gelişimi gözlenebilecek ve gelişim sürecinde karşılaşılabilecek sorunlar (çürüme,

gelişememe, vb.) önceden algılanabilecek ve çözüm üretilmesi için zaman kazanılmış

olacaktır.

Anahtar kelimeler: Portakal Bahçesi, Otomasyon, Gözlem, Hasat.

Kaynaklar

[1] www.batem.gov.tr/urunler/meyvelerimiz/portakal/portakal.htm

Page 29: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

19

UV İLE STERİLİZE EDİLMİŞ TABLDOTLARA 9 ÇEŞİT HAZIR

KAHVALTI DOLUM VE PAKETLEME MAKİNASI

Burhan ÇETİNKAYA*, Reyhan KOYUNCU

İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Ve Uzay Bilimleri Fakültesi Uçak Ve Uzay Mühendisliği Bölümü

*[email protected]

ÖZET

Çalışmada gıdalardan maksimum düzeyde ve faydalı olacak miktarda yararlanılmıştır.

Uygun hesaplamalarla desteklenen sistemin ilk basamağı UV sterilizasyonla başlamaktadır.

Bakterilerin sterilizasyonu için en etkin dalga boyu 254,4 nm olarak seçilmiştir. Parazitlere ve

fotoreaktivasyon göz önünde bulunarak UV cihazı seçiminde en az 400 J/m2 dozu esas

alınmalıdır. UV dozu 100 W/m2 x 4 sn = 400 J/m2 olacaktır. Burada en etkin süre 4 saniye

UV ışın yoğunluğu 100 W/m2 seçilmiştir. Tabldotlarımız UV ile sterilize edilerek %99’ a

kadar patojen bakterilerin üremesini engellenmiştir. Haznesinde 32 ºC ye ısıtılan bal, çikolata

ve reçellerimiz 15’ er gram olarak dolumunu yapabilmek için küresel vanamız zamanlayıcı

sensör yardımıyla açılır ve pnömatik silindirimiz emme hareketiyle haznede ki akışkanı

kanallara dolmasını sağlar. Zamanlayıcı sensörle işbirliği içerisinde çalışan küresel vana ters

yönde açılarak pnömatik pistonumuz basma yaptığında tabldot kaplarımıza ürünlerin hepsinin

dolumunu 8sn’de gerçekleştirir. Ardından tane hesabına göre çalışan sayım sensörlü zeytin

gramajlama makinamız zeytinler titreşim motorları yardımıyla nozula dizilirler ve

zamanlayıcı sensörün komut vermesiyle nozul kapağı açılır ve sayım sensörü 4 tane zeytinin

geçtiğini gördüğünde nozul kapısını kapatır ve böylece 4 er adet yeşil ve siyah zeytinin

dolumu gerçekleşir bu işlem ortalama 6 sn almaktadır. Cihazın sağında ve solunda kısmında

duran çalışanlarımız kaşar peynir, beyaz peynir ve yeme aparatlarını maksimum 7 sn’ de

yerleştirilir. Makinamızın son kısmında ise modifiye atmosfer paketleme ile birlikte vakum

paketleme kullanılarak 4 tane tabldotu yaklaşık 40 sn’ de (1 paket=10 sn) paketler. Toplamda

bir paketin dolumu ve paketlenmesi için geçen süre 80 sn’ den 27.5 sn’ ye düşmüştür.

Böylece günlük 10 saat çalışan işletmemiz için ilk durumda ki üretimini 450 den 1310 adete

yükseltecektir. İşletmemiz 5 makine kullandığı takdirde günlük 135 TL’den 1965 TL’ ye

çıkartacaktır. Bunun yanında makine başına 3 işçi daha az çalıştırarak maaş ve sigorta

giderlerinden kâr elde edecektir. Bunun yanında en önemli etmenlerden biri olan UV ile

sterilizasyon yapılarak raf ömrü 20 gün olan kahvaltı tabldotunun raf ömrünü uygun koşullar

sağlandığında 90 güne çıkardığı görülmüştür. Bu sürede toplu yaşam alanlarında iş yükünü

azaltacak işletmeye işçi maaşı, sigortası, sakin çalışma ortamı, su, deterjan, elektrik ve iş gücü

yükünü kârı kazandıracaktır. Aseptik dolum ile işleyecek sistem insan sağlığını tehdit eden

bütün unsurları kaldırarak, insanlara daha sağlıklı ve daha taze ürünler sunulabilecektir.

Anahtar kelimeler: Gıda Makinaları, Dolum Makinaları, Paketleme Makinaları, UV

Sterilizasyon

Page 30: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

20

TOPRAĞIN HİDROLİK EROZYONU İLE MAYIN İMHA SİSTEMİ

Ekrem GÜLSEVİNÇLER*

Kastamonu Üniversitesi, Abana Sabahat-Mesut Yılmaz Meslek Yüksekokulu, Elektrik ve Enerji

Bölümü, Abana 37970, Kastamonu

ÖZET

Öngörülen sistem toprağın hidrolik bir akışkan ile aşındırılması sonucu mayının su

yüzüne çıkarılmasını hedeflemektedir. Su yüzüne çıkarılan mayın uzmanlar tarafından

kolayca imha edilebilmektedir. Aşındırma işlemi temini kolay olan su ile yapılabilmektedir.

Su yüzüne çıkarılması gereken mayının daha önce tespitinin yapılması gerekmektedir. Tespit

edilen mayının çapı ve mayının aktive olduğu yük miktarına göre su yüzüne çıkaran cihazın

alt kısmında bulunan çevresel nozullar uygun konuma ve uygun açıya getirilir. Nozul basınç

değeri regülatörden ayarlanarak aşındırma işlemi başlatılır. Cihazın ortasında bulunan emiş

ünitesi ise aşınmış halde bulunan toprak-su karışımını bir vakum pompası vasıtası ile

ortamdan uzaklaştırır. t işlem mayın su yüzüne çıkana kadar alt tabakalardaki toprak

katmanları için de tekrar edilir. Aşındırma şekli ve basıncı özelleştirilmiş bir tür sondaj

mantığı ile sadece anti-personel mayınlar değil her türlü mayın su yüzüne çıkartılabilecektir.

Türkiye' nin "anti-personel mayınların kullanımının, depolanmasının, üretiminin ve

devredilmesinin yasaklanması ve bunların imhası ile ilgili sözleşmeye [1] katılmasına ilişkin

yasa, 12 Mart 2003 tarihinde TBMM' de kabul edildi (Wikipedia 2013). Sözleşmeye göre

Türkiye’nin, 1 Mart 2014’e kadar kendi sınırları içinde toprağa döşeli mayınları temizlemesi

gerekiyor [2]. Çeşitli medya organlarından gelen bilgilere göre bu mayınların tam olarak

temizlenmediği vurgulanmaktadır. Yasal olarak konumlandırılan ve temizlenmesi beklenen

mayınların dışında ayrıca yasadışı olarak terör örgütlerinin konumlandırdıkları mayınların da

temizlenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda mayının imhasını kolaylaştıracak bu proje yüksek

önem arz etmektedir. Düşük maliyette üretimi, sarf malzeme olarak sadece su’ yun

kullanılması bu projenin avantajlarındandır.

Anahtar kelimeler: Hidrolik Erozyon, Mayın İmha Sistemi.

Kaynaklar

[1] Wikipedia, Ottawa Antlaşması, http://tr.wikipedia.org/wiki/Ottawa_Antla%C5%9Fmas%C4%B1

Erişim Tarihi 15.04.2014.

[2] Kızılkoyun F., Hürriyet, 1 milyon 150 bin metrekarelik alan temizlendi,

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23202275.asp Erişim Tarihi 15.04.2014.

Page 31: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

21

HAVA AKIŞKANLI SCROLL GENLEŞTİRİCİLİ DALGA

ENERJİSİ DÖNÜŞTÜRÜCÜSÜ

Ahmet Ümit TEPE*, Ekrem GÜLSEVİNÇLER

Kastamonu Üniversitesi, Abana Sabahat Mesut Yılmaz MYO, Abana, Kastamonu

*[email protected]

ÖZET

Bu projede dalga enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmek amaçlanmıştır ve sistemin

maksimum elektrik üretimi 10 kwh olarak tasarlanmıştır. Bu projede suyun kaldırma

kuvvetinden faydalanmak için deniz üzerinde yüzen, duba ya da şamandıra diye

adlandırabileceğimiz bir cisim bulunmaktadır. Şamandıranın kendi ağırlığı düşünüldüğünde

çıkış gücünü besleyebilmesi için 1.5 m³ lük bir hacme ihtiyaç duyduğu hesaplanmıştır.

Şamandıra, kıyıda emin üzerine konumlandırılmış, diğer ucunda 250 mm çap ve 500 mm

strok özelliklerine sahip pnömatik piston bulunan ve toplam 6 m uzunluğu olan bir kola bağlı

bulunmaktadır. Dalganın gelmesiyle birlikte belli bir yüksekliğe çıkacak olan şamandıra bağlı

bulunduğu kolu hareket ettirecek ve hareket eden kola bağlı pnömatik pistonu tahrik

etmektedir. Pnömatik piston, içerisinde bulunan havayı sıkıştırarak hava tankına

göndermektedir. Deniz seviyesinin düşmesiyle birlikte şamandıra aşağı yönde hareket etmeye

başlamakta, pnömatik piston ise tekrar başlangıç pozisyonuna gelmeye başlamaktadır ve

içerisine tekrar taze hava çekmektedir. Böylelikle her dalga geldiğinde işlem

tekrarlanmaktadır. Hava akışının kontrolü çekvalflerle sağlanmaktadır. Pnömatik pistonun

üretmiş olduğu basınçlı hava rezervuar olarak düşünülebilecek bir hava tankı içerisinde

biriktirmektedir. Dalgalanma boyunca piston dış ortamla basınç farkı 6 bar olana kadar tankın

içine hava basmaya devam eder. Tankın içinde bulunan basınçlı hava, regülatörle istenilen

çıkış gücüne göre basıncı ve debisi ayarlanıp sabit basınç ve debide pistonlu genleştiriciye

gönderilerek mekanik enerji elde edilir, bu mekanik enerji, dinamo tarafından elektrik

enerjisine dönüştürülür. Türkiye dalga enerjisi atlasına bakıldığında Akdeniz ve Ege

bölgesinde, yatırım maliyeti 3 yıl içerisinde geri döneceği görülmektedir. Sistemde akışkan

olarak havanın kullanılması sistemin korozyona olan dayanımını arttırmaktadır. Ayrıca

sistemin kompakt olması da bir avantaj olarak görülmektedir.

Anahtar kelimeler: Dalga Enerjisi.

Kaynaklar

[1] Özhan E., Abdalla S., “Türkiye Kıyıları Rüzgar ve Derin Deniz Dalga Atlası”, Orta Doğu Teknik

Üniversitesi, 2002.

Page 32: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

22

JENERATÖRLERDE YAKIT EKONOMİSİ

Ahmet Ümit TEPE*

Kastamonu Üniversitesi, Abana Sabahat Mesut Yılmaz MYO, Abana, Kastamonu

*[email protected]

ÖZET

Bu projede amaç içten yanmalı motorlarla çalışan jeneratörlerin egzoz gazı ile atılan

ısısının organik rankine çevrimi (ORC) ile geri kazanımıyla, çıkış gücünün arttırılması,

veriminin iyileştirilmesi ve özgül yakıt tüketiminin azaltılmasıdır. İçten yanmalı motorlarda

motorun tüketmiş olduğu yakıtın sadece %30’ u faydalı işe dönüştürülür. Kalanı motorun

egzozundan, soğutma suyundan ve konvektif ile ışınım yoluyla motor bloğundan atılır.

Yaklaşık olarak ısı enerjisinin %40’ ı motorun egzoz gazıyla atılmaktadır [1]. Egzozdan atılan

ısının bir kısmının geri kazanılması ile çevrim verimi arttırılmış olunur. Bunu sağlayabilmek

için egzoz sistemi üzerine ORC sistemi eşleştirilebilir. ORC sisteminin ana elemanları pompa,

ısı değiştirici, genleştirici ve kondenserdir. Akışkan, pompa ile yüksek basınca çıkarılarak ısı

değiştiricisine gönderilir, ısı değiştiricisine sıvı fazda giren akışkan egzoz gazının ısısından

faydalanarak buhar fazına geçirilir. Isı değiştiricisinden buhar fazında çıkan akışkan

genleştiriciden geçerken genleşir ve mekanik iş elde edilir. Elde edilen mekanik iş krank

miline aktarılır. Daha sonra basıncı düşen ve doymuş fazda olan akışkan kondenserde

yoğuşarak sıvı fazda pompaya gelerek çevrim tamamlanmış olur. ORC sisteminde akışkan

olarak soğutucu akışkanlar kullanılmaktadır. Literatürde ORC’ nda sistem verimini %1

düşürmesine rağmen ODP ve GWP değerlerine göre ve güvenli olmasından dolayı en uygun

gazın R245fa gazı olduğuna değinilmiştir [1]. Egzoz sisteminden atılan ısının ORC’ na

transferi için ısı değiştirici kullanılması gerekmektedir. Literatürde yapılan çalışmalardan

birinde Isı değiştirici olarak ısı transfer verimi %78 ile en verimlinin shall and tube ısı

değiştirici olduğu sonucuna varılmıştır [2]. Yapılan hesaplamalarla birlikte projenin

uygulanmasıyla 61 kW kapasiteli dizel jeneratörün çıkış gücü 67 kW’ a çıkmış, özgül yakıt

tüketimi ise artan çıkış gücüyle birlikte azalmıştır.

Anahtar kelimeler: İçten Yanmalı Motorlar, ORC.

Kaynaklar

[1] Wang E H, Zhang H G., Fan B Y, Ouyang M G, Zhao Y, Mu Q H, Energy, 36: 3406-3418, 2011.

[2] Bari S, Hossain S N, Applied Thermal Engineering, 61: 355-363, 2013.

Page 33: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

23

SIKIŞTIRMA VE GENLEŞME ORANI FARKLI 4 ZAMANLI BUJİ

ATEŞLEMELİ MOTOR

Ahmet Ümit TEPE*

1Kastamonu Üniversitesi, Abana Sabahat Mesut Yılmaz MYO, Abana, Kastamonu

*[email protected]

ÖZET

Bu projede buji ateşlemeli (SI) motorlarda sıkıştırma oranını değiştirmeden işin elde

edildiği proseste sıkıştırma oranından daha büyük bir hacimde genleşme prosesini yaparak

çevrim verimini ve çıkış gücünü arttırmak hedeflenmektedir. SI motorlarda verim sıkıştırma

oranına (Ɛ ) bağlıdır. Çevrimin verimini arttırmak için sıkıştırma oranını arttırmak

gerekmektedir. Verim (Ƞ );

Ƞ=1-1/Ɛ k-1

formülüyle hesaplanmaktadır. SI motorlarda sıkıştırma oranını (Ɛ ) 12’ in üzerine çıktığında

sıkıştırma sonucu hava yakıt karışımının sıcaklığı benzinin kendiliğinden tutuşma sıcaklığına

ulaşacağından kontrolsüz yanma sonucu vuruntuya sebep olmaktadır. Bu yüzden sıkıştırma

oranını (Ɛ ) 12’nin üzerine çıkarılamamaktadır. SI motorlarda genleşme sonrası silindir

içindeki sıcaklık ve basınç ortam sıcaklığına ve basıncına göre hala çok yüksektir. Bunun

sebebi genleşmenin sıkıştırma oranı kadar yapılabilmesindendir. Bu yüzden çevrimden dışarı

egzozdan boşa enerji atılmaktadır. Sıkıştırma oranını değiştirmeden genleşmeyi daha büyük

hacim oranında yapılırsa çevrime giren ısı miktarı değişmemesine rağmen çevrimden alınan iş

miktarı arttığı için çıkış gücü ve verim artmış olacaktır. Bunu sağlamak için 4 zamanlı 2

silindirle, sadece genleşme ve egzoz işlemlerini yapan hacmi diğer silindirlerle aynı 3’ üncü

bir silindir paralel olarak çalışmaktadır. Aşağıdaki şekiller silindirlerin yerleşimini ve sistemin

çalışma prensibini sırasıyla göstermektedir.

Şekil 1. 1’nci silindir emmede, 2’nci ve

3’ncü silindir genleşmede.

Şekil 2. 1’nci silindir sıkıştırmada, 2’nci

ve 3’ncü silindir egzozda.

Page 34: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

24

Yapılan hesaplamalarla birlikte çıkış gücü ve verimi belli olan motora projenin

uygulanmasıyla %18 oranında çıkış gücünde artış olduğu, veriminin iyileştirilmesiyle birlikte

özgül yakıt tüketiminin azaldığı sonucuna varılmıştır.

Anahtar kelimeler: İçten Yanmalı Motorlar, Sıkıştırma Oranı, SI Motorlar.

Şekil 3. 1’nci ve 3’ncü silindir genleşmede,

2’nci silindir emmede.

Şekil 4. 1’nci ve 3’ncü silindir ortak

egzozda, 2’nci silindir

sıkıştırmada.

P-V diyagramı

T-S diyagramı

Page 35: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

25

RADARA YAKALANMAYAN TEKSTİL MALZEMELER

Muharrem KARAASLAN*, Furkan DİNÇER, Emin ÜNAL, Oğuzhan AKGÖL

Mustafa Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği,

İskenderun 31140,Hatay

ÖZET

Arc-PVD yöntemi, fiziksel buharlaştırma yöntemidir. Bu yöntemde elektriksel bir ark

ile katod hedef üzerindeki metal buharlaşır. Buharlaşmış metal bir yüzey üzerine tutunur ve

ince bir madde tabakası oluşturur. Bu yöntemle metal, seramik veya komposit malzemeler

depolanabilir (Şekil 1.). Fiziksel buharlaştırma yönteminde ilk olarak yüksek voltaj ve düşük

akıma sahip bir ark katod hedefte buharlaşmaya neden olur bu buharlaşma noktasına katod

noktası (cathode spot) denir. Bir katot noktası birkaç mikrometre büyüklüğündedir ve birçok

yüksek enerjiye sahip parçacık katod noktasında oluşur. Katod noktası yerel çevresinde

sıcaklık oldukça yükselir yaklaşık 15000 C dereceye çıkar, oluşan partiküller yaklaşık

10Km/s gibi yüksek hızlara sahip olurlar. Bu buharlaşan maddeler katod noktasından

ayrıldıktan sonra bu noktada bir krater şeklinde oyuk bırakırlar. Oluşan katod materyaline

elektromanyetik alan uygulanarak yönlendirilir ve istenmeyen makro partiküller filtre

edilebilinir (Filtered Arc-PVD). Oluşan arc çok yoğun enerji sahip olduğundan, yüksek

seviyede katod materyalini iyonize eder (%30-100), çoğunlukla iyonlaşma yüksek seviyeye

daha yakın bir dağılıma sahiptir. Buharlaşan katod buharının içerisinde, yüklü iyonlar, nötral

parçacıklar, kümeler veya makro parçacıklar olabilir. Arc oluşum ortamında reaktif bir gaz

bulunursa katod noktasında ve kaplanan yüzey bölgesinde tekrar yapılanma (dissociation),

iyonizasyon, uyarılma gerçekleşir. Yüzeyi oluşturan iyon akısı ortamdaki gazın etkisiyle

bileşik oluşturur. Katodik arc depolama yöntemi ile sert ince film kaplama, süpersert

kaplama, nanokomposit kaplamalar yapılabilir. Sert kaplamada kullanılabilecek bileşikler,

TiN, TiAlNi, CrN, ZrN, AlCrTiN, TiAlSiN vb. örnek olarak verilebilir. Sistem ayrıca yaygın

olarak karbon iyon depozisyonu ile DLC(diamond like Carbon) yüzey oluşturulmasında

kullanılır. Bu sistemle üretilen karbon filmlerde sp3 (tetrahedral amorphous carbon) yapısı

yüksek oranlarda bulunmuştur. Bu sistem ile mevcut bir yüzeye iyon ekme (ion implantation)

işlemi de gerçekleştirilebilir. Burada anlatılan yöntem detayları farklı metalik parçacıkların

tekstil yüzey üzerine tutularak ince bir metal tabakası oluşturması sağlanmıştır.

Şekil 1. (a) Arc-PVD sistem blok şeması (b) ARC-PVD ile işlenmiş tekstil malzemesinin

SEM görünüşü

Page 36: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

26

Metamalzeme absorber çalışmalarında emilim oranlarının değeri en önemli

parametrelerin başında gelmektedir [1]. Bu emilim değerleri A(w)=1-S112-S21

2 şeklinde

yansıma ve iletim değerlerine bağlı olarak elde edilmektedir ve emilimin %90’ ın üzerinde

olması iyi bir emilimden bahsetmek için yeterlidir. Metamalzeme absorber tasarımında bir

yüzeyin (arka yüzey) tamamen metal katman olmasından dolayı mikrodalga aralığında iletim

değeri bütün ölçüm frekans aralığı için sıfıra yakın olduğundan (S21), emilim değeri sadece

yansımaya bağlı (S11) olarak temsil edilir (A(w)=1-S112). Metamalzeme absorberlarda bir

diğer dikkate değer olgu, emilimin maksimum olduğu frekans aralığı için geliş açısından

olabildiğince bağımsız sonuç elde etmektir. Bir diğer ifade ile geliş açısına bağlı olarak

maksimum emilim frekansında kayma ve azalma olmaması önemlidir. Emilimin geliş açısı ile

değişimi gözlenmesi (ölçülmesi) amacı ile Fakültemiz bünyesinde olan MATS1000 deney seti

ile yansıma parametresini ölçen (S11) anten, bilgisayar bağlantılı olarak 300-60

0 ve 90

0

değerlerine getirilerek ölçüm yapılmıştır. Örnek samplede bu açılar birden fazla denenerek

test edilmiştir. Çalışmamızda 15cm*15cm’ lik bir örnek ARC-PVD sistemi ile şablon

kullanmadan üretilmiş ve Şekil 2’ de görüldüğü gibi 4.3 GHz civarında açı bağımsız tekstil

metamalzeme absorber gerçeklenmiştir. Deney ölçüm metodunun şematik ve reel gösterilmesi

Şekil 3’ de verilmiştir.

Bu projenin çıktıları kullanılarak ve genişletilerek üretilecek radara yakalanmayan

tekstil malzemeleri, top, tank, yerde konuşlanmış uçak gibi pek çok askeri malzemenin radara

yakalanmaması için bir ürün prototipi ortaya koymaktadır (Şekil.4).

Şekil 2. (a) Arc PVD tabanlı tekstil malzemesinin yansıma ve emilim sonuçları (b) Geliş

açısı değimine bağlı tansıma katsayısı.

Şekil 3. Ölçüm metodunun şematik ve reel gösterimi.

Page 37: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

27

Anahtar kelimeler: Radar, Tekstil, Metamalzeme

Kaynaklar

[1] Dincer F, Sabah C, Karaaslan M, Unal E, Bakir M, Erdiven U, Prog. Electromagn.Res.,140:227-

239, 2013.

Şekil 4. Absorber kaplanmış tank örneği.

Page 38: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

28

KARBON FİBER ÇUBUKLARLA TAKVİYELENDİRİLMİŞ BAL

PETEĞİ KOMPOZİT MALZEMEDEN HAVASIZ LASTİK ÜRETİMİ

Mithat Gökhan ATAHAN*

Abdullah Gül Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Makine Mühendisliği

Bölümü, Melikgazi, Kayseri

*[email protected]

ÖZET

Lastikler kara taşıtlardan hava taşıtlarına kadar birçok alanda kullanım imkanı

bulmaktadır. Lastikler araç ağırlığını taşımak, ivmelenme anında ortaya çıkan büyük yük

transferlerine mukavemet göstermek ve araç ile zemin arasında istenen temas kuvveti bağının

uygun bir şekilde sağlayan elemanlardır. Kullanımları gereği çok önemli bir yere sahip olan

lastiklerin istenen çalışma şartlarını sağlamasında ki ana etken lastik içerisinde bulunan

havadır. Bundan dolayı lastiklerin patlaması durumunda taşıt için tehlikeli durumlar

oluşmaktadır. Bu sorunun çözümü amacıyla lastiklerde hava yerine karbon fiber çubuklarla

takviyelendirilmiş bal peteği kompozit malzeme kullanılarak daha sağlam ve güvenilir bir

yapı elde edilmesi proje kapsamında amaçlanmaktadır. Bal peteği kompozit yapı ile karbon

fiber çubuklar hafif ve mukavim malzemeler olduğundan bu iki malzemenin kombinasyonu

ile oluşan yapının lastiklerde kullanılmasının olumlu sonuçlar doğuracağı düşünülmektedir.

Bal peteği kompozit malzemede bulunan boşluklu yapı içerisine karbon fiber çubuklar belli

sayıda yerleştirilerek reçine vasıtasıyla bağlantı sağlanacaktır. Bu kompozit yapı teker jantları

ile dış lastik arasına yerleştirilecektir. Bal peteği kompozit malzemenin basma gerilmelerine

karşı dayanımı yüksek iken, karbon fiber çubukların ise darbeli yüklemeler altında ki

dayanımı yüksektir. Bu iki olumlu etki birleştirilerek, lastikten istenen performansı ortaya

koyabilecek bir yapı hedeflenmektedir. Geliştirilecek kompozit yapının öncelikle taşınan

yükün hafif olduğu bisiklet lastiklerinde denenmesi düşünülmektedir. Lastiklerde havaya

alternatif bir çözümün kullanılması ulaşımda tehlikeyi azaltırken, askeri araçlar gibi kritik

birimlerde kullanılan araçların daha güvenilir olmasını sağlayacaktır. Dünya genelinde ki

araçlar düşünüldüğünde geliştirilecek kompozit lastiklerin satış pazarının çok yüksek olacağı

tahmin edilmektedir.

Anahtar kelimeler: Kompozit Malzemeler, Karbon Fiber, Bal Peteği Kompozit

Malzemeler.

Page 39: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

29

YERLİ 2D TÜRK ÇİZİM PROGRAMI(TÜRK CAD)

Selim KARALAR*

Selçuk Üniversitesi Makine Bölümü, Alaaddin Keykubat Kampüsü 42003, Selçuklu-KONYA

ÖZET

Geliştirdiğimiz yerli2D Türk Çizim Programı çizim yapmaya yeni başlayan

mühendisler, mimarlar, teknik ressam ve elemanlar için düşünülmüş. Tasarımcıların kağıt

üzerinde kalemle çizim yapıyormuşçasına bilgisayar ortamında farklı geometrik şekiller ve

tasarımlar oluşturabileceği bir yazılım. Bu sayede yeni çizim yapmaya başlayanların teknik

çizim oluşturmada kendini geliştirebileceği bir ortam yaratılmış. Programda birçok şey

düşünülmüş; çizgi, daire, dikdörtgen, üçgen, elips ve oluşan hataları gidermek için birde silgi.

Şekillerin ölçüleri doğrusal ve yatay oklarla gösterilebilir. Yapılan Tasarımlara metin

eklenebilir. Oluşturulan çizimlerin içleri taranabilir. Kısacası yeni başlayanların çizim yaparak

kendini geliştirebileceği bir programdır. Yeni Bir Ürün tasarlanırken fiziksel prototip

üretmeye gerek kalmadan ürün içerisindeki mekanik sistemleri sanal ortamda tasarlanıp,

oluşturulabilir. Ürün geliştirirken yapılmak istenen AR-GE çalışmaları sırasında pahalı

prototip işlemlerine gerek kalmadan sistemdeki mekanizmalar bilgisayar ortamında kolayca

modellenebilir, böylelikle tasarlanmış parçanın prototip maliyeti sıfıra inmiş olur.

Tasarlanacak mekanik sistemlerin çizimini yaparak tasarladığınız sistemi pahalı prototipler

yapmadan anlayabilir, Sonucunda da başta makine üreticileri olmak üzere tasarım yapan diğer

sektörlerin mevcut tasarımlarının geliştirilmesine yardımcı olabilir. Bu buluş, Tasarım

Teknolojileri alanında Tasarım işlemini sırasıyla tek başına yapabilecek bir Yazılımdan ve

buna bağlı olarak da yazılım üzerinde sanal ortamda yapılan çizim ve tasarımları bilgisayar

ortamına aktarabilecek bir elektronik donanım ile ilgilidir. Daha öncesinde tasarımcılar ürün

geliştirirken bilgisayar ortamında CAD programları kullanarak Bilgisayar Faresi (Mouse) ile

çalışırlardı. Geliştirdikleri ürünleri burada gözlemleyerek çeşitli sonuç ve analizlere

ulaşırlardı. Geliştirdiğimiz uygulama ile Bilgisayar Faresi kullanmaya gerek kalmadan bir

tasarımcının tasarımlarını gerçek ortamda oluşturuyormuşçasına sanal ortamda çizerek

buradan bilgisayar ortamına aktarıp, tasarımları gözlemleyebilmektedir.

Anahtar kelimeler: Çizim, Tasarım, Yazılım Geliştirme, CAD(Bilgisayar Destekli

Tasarım), Grafik Tablet ile Çizim.

Page 40: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

30

Kestane Balı ve Probiotik Kültür İlaveli Fonksiyonel Yoğurt Üretimi

Özge Duygu OKUR*

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, İncivez 67100,

Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Kestane balı antioksidan ve toplam fenolik içeriği yüksek, antimikrobiyal ve prebiyotik

özellik gösteren, sağlık yönünden oldukça fazla olumlu etkisi olan bir üründür [1-4]. Yoğurt

geleneksel fermente süt ürünlerimizden en çok tüketilen ve sevilen üründür [5]. Çalışmamızda

bu iki fonksiyonel ürünü farklı probiotik kültür ilaveleri ile birlikte bir araya getirerek

fonksiyonel yeni bir ürün oluşturulması hedeflenmektedir. Zonguldak ili, kestane balı

üretiminin en yoğun yapıldığı illerden birisidir. Kestane balının yoğurt ile birlikte alternatif

bir ürün olarak tüketime sunulması, bu balın hem kullanılabilirliğini arttıracak hem de sağlık

yönünden olumlu etkiler sağlanacaktır. Özellikle kestane balının prebiotik özelliği ile

kullanılan probiotik kültürlerin etkisini arttırması beklenmektedir. Kestane balının tek başına

tüketimi zor olmakla birlikte bu şekilde tüm tüketici grubuna hitap eden fonksiyonel bir ürün

oluşturulmuş olacaktır. Kontrollü şartlarda yeni ürün oluşumu farklı üretim modifikasyonları

ile gerçekleştirildikten sonra, başlıca antioksidan, toplam fenolik, duyusal, mikrobiyolojik ve

kimyasal analizler gerçekleştirilecektir [2, 6]. Bu şekilde ürün karakterizasyonu da sağlanacak

ve yeni fonksiyonel bir ürünün her yaştan tüketiciye ulaşması hedeflenecektir. Çalışmanın en

önemli getirilerinden birisi ürünün sağlık etkilerinin yanı sıra ekonomik olarak Zonguldak ili

kestane balı üretiminin değerlendirilmesi yönünde olacaktır.

Anahtar kelimeler: Kestane balı, Yoğurt, Probiotik, Beslenme, Sağlık.

Kaynaklar

[1] Nasuti C, Gabbianelli R, Falcioni G, Cantalamessa F, Nutrition Research, 26:130–137, 2006.

[2] Sarıkaya A O, Ulusoy E, Öztürk N, Tunçel M, Kolaylı S, Journal of Food Biochemistry, 33:470-

481, 2009.

[3] Kropf U, Korošec M, Bertoncelj J, Ogrinc N, Nečemer M, Kump P, Golob T, Food Chemistry,

121:839–846, 2010.

[4] Karadal F, Yıldırım Y, J Fac Vet Med Univ Erciyes, 9(3):197-209, 2012.

[5] Özer B, Yoğurt Bilimi ve Teknolojisi, Sidas Yayınevi, Syf 448, 2006.

[6] Castro-Vázquez L, Díaz-Maroto M C, de Torres C, Pérez-Coello M S, Food Research

International, 43:2335–2340, 2010.

Page 41: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

31

ROMMATİK

Ümmühan Meltem ÖZTÜRK*

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 15100/Burdur

*[email protected]

ÖZET

ROMMATIK sağladığı hareket mekanizması ile hem hastanın günlük egzersizini

yapmada hem de bu egzersizleri yaptırma sorumluluğunda olan hemşireye büyük kolaylık

sağlamaktadır. Yoğun bakım, felçli hastaların bakımında ve yatak yaralarının (dekibütler)

oluşmasını önlemede büyük önem taşımaktadır. Pratik bir aparat olan ROMMATIK sayesinde

hemşirenin sorumluluğunda olan hastanın tüm günlük egzersizleri zaman alan ve yorucu bir

uygulama olmaktan çıkıp basit bir hal almaktadır. ROMMATIK bacaklara verdiği açı ve

yükseklik sayesinde bilinçsiz ve felçli hastaların alt değişimlerinde de büyük kolaylıklar

sağlamaktadır.

-Bası yarası çoğunlukla ileri yasa bağlı halsiz düşen ve yatalak kalan insanlarla, felç

sonucu yatalak kalan her yaş grubundaki insanlarda meydana gelir.

-Bası yarası oluşum riski olan hastalarda yara oluşumu 2 saatte bir yapılan pozisyon

değişimi sayesinde önlenmeye çalışılmaktadır.

-Yatalak hastalar hareket ettirilirken korunmalı ve mümkünse hareket ettirilecek kısım

havaya kaldırılmalıdır.

ROMMATIK sayesinde bunların hepsi kolaylıkla yapılabilecektir. ROMMATİK’ in

yaptırdığı hareketler sayesinde yatak yaralarının oluşum riski büyük ölçüde önlenmiş

olacaktır. Havalı yatak kullanımının koruyucu bir önlem olmasına karsın tek basına yatak

yaralarına bir çözüm olmamaktadır. Havalı yatak mevcut diye hasta hep aynı pozisyonda ve

hareketsiz olarak yatırılamaz bu sebeple yine her 2 saatte bir hasta düzenli olarak hareket

ettirilmelidir. Felçli ve bilinçsiz hastalarda duyu olmadığı için yaranın oluşumu esnasındaki

ağrı ve acı duyulmaz, bakımları dikkatli yapılmıyorsa yatak yaraları kolaylıkla oluşabilir.

ROMMATIK sistemi sayesinde bunun önüne geçilecektir. ROMMATIK simetrik olarak

farklı egzersiz hareketlerini bir bütün halinde sunmasıyla hastaya ve kullanıcıya büyük bir

avantaj sağlamaktadır. Kurulum kolaylığı ve pratikliği sayesinde hem hastanelerde hem de

evde kullanıma uygundur. Her bir hastanın günlük egzersizi ve alt değiştirme işleminde

hemşireler hem oldukça vakit harcamakta hem de efor sarf etmektedirler, bu zaman içerisinde

hemşireler tek bir hastayla ilgilenmek durumundadırlar. ROMMATIK sayesinde hemşireler

aynı anda birden çok hastayla ilgilenebileceklerdir. Yoğun bakım hastaları ve felçli hastaların

bakımında kullanılan havalı ve hareketli özelliğe sahip yatakların fiyatları çok yüksektir.

ROMMATIK her türlü yatağa kolayca monte edilebilen pratik bir sistem olup maliyeti bu

yataklara göre oldukça düşüktür. ROMMATIK sayesinde hemşireliğin yüz karası olan yatak

yaraları tarihe karışacaktır.

Anahtar kelimeler: Yatağa Bağımlı ve Felçli Hastalar, Dekibüt Ülserleri, Hemşirelik

Bakımı, Hareketsizlik, Alt Değiştirme İşlemi.

Page 42: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

32

KÜMES HAYVANLARI TÜYÜ VE ATIK PLASTİKLER İLE

KOMPOZİT YALITIM MALZEMESİ YAPIMI

Abdülhamid ÖZTÜRK*, Bahadır Can ÇALIŞKAN

Samsun Özel Feza Anadolu Lisesi, Atakum 55210, Samsun

*[email protected]

ÖZET

Yapılacak malzeme ucuza mal edilmeli, çevreyi kirletmekten çok atıklardan

faydalanarak yapılmalıdır. Fikrimiz sayesinde düşük maliyette yalıtım malzemesi üretilecek

ve piyasaya sunulacaktır. Ürünümüzün evlerin dış cephe yalıtımlarında, özellikle tuğla

içlerinde kullanılması planlanmıştır. Hayvan yemlerinde kullanılan tavuk türleri daha verimli

bir şekilde bu sayede kullanılabilecektir. Yapılan malzemeler hafif olduklarından taşınmaları

ve işçilikleri daha ucuz olacaktır. Ürünümüz atık maddelerden elde edildiği için maliyeti çok

düşüktür. Maliyetinin düşük olması ve rakipleri kadar iyi bir yalıtım malzemesi olması

sebebiyle piyasada iyi bir yer elde edeceği düşünülmektedir. Tavuk tüyleri köylerden temin

edildi. 2 gün süre ile güneş altında ve 4 saat etüvde kurutuldu. Atık plastiklerle daha iyi

karışabilmesi için ince ince kıyıldı. Tavuk tüylerini bir arada tutmak için atık plastik

kullanıldı(1/3 oranında). Elde edilen tavuk tüyleri ve atık plastik parçaları iyice karıştırıldı.

Karışımın bir arada durabilmesi için etrafı kağıtla kaplandı. Karışım iki demir levha arasında

sıkıştırıldı. Sıkıştırılan demir levhalar ısıtılmaya başlandı. Isıtma olayına atık plastik torba

parçacıkları eriyene kadar devam edildi. Son olarak demir levhalar çıkartılıp kompozit

malzeme elde edildi. Ürünümüzün üretim aşamasında harcamalar sadece çalışacak

makinelerin enerji ihtiyacı, nakliye ve işçi ücretleri olacaktır. Ürünün üretiminde fabrikalarda

kullanılan sıcak pres makineleri kullanılabilir. Elde ettiğimiz kompozit yalıtım

malzemesinden ses yalıtımında, sunta ve inceltilmiş izocamdan daha iyi sonuçlar elde

etmiştir. Kompozit malzeme ısı yalıtımda normal sıcaklıklarda sunta ve izocamı geride

bırakmıştır, fakat sıcaklık yükseldikçe inceltilmiş izocamdan geride kalmıştır. Bu olaydan

kompozit malzemenin yaşam alanlarında daha etkili bir yalıtım malzemesi olduğu görülür.

Yüksek sıcaklıklarda plastik eridiği için malzememizin ısı yalıtımı düşmektedir. Malzeme

doğal olduğundan alerjik etkisi yoktur. Tamamen atıklardan yapılan bir malzemedir. Tavuk

tüylü kompozit malzemenin sudan etkilenmemesi, ısı ve ses yalıtımında başarılı bir

performans göstermesi onu alternatif bir malzeme haline getirmiştir.

Anahtar kelimeler: Yalıtım, Çevre, Enerji, Atık, Geri Dönüşüm.

Page 43: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

33

LPG’Lİ ARAÇLARDA EMME MANİFOLDU ÜZERİNE ISI

DEĞİŞTİRİCİ ENTEGRASYONU

Ahmet Ümit TEPE*, Ekrem GÜLSEVİNÇLER

Kastamonu Üniversitesi, Abana Sabahat Mesut Yılmaz MYO, Abana, Kastamonu

*[email protected]

ÖZET

Proje, LPG’li araçlarda kışın düşen hava sıcaklığından kaynaklı 30%’lara varan ekstra

yakıt sarfiyatını azaltmayı amaçlamaktadır. Birçok LPG’li araçlarda hava yakıt karışımını

optimize eden MAP (manifold absolute pressure) ile oksijen sensörüdür. MAP sensörü, emme

manifoldu içindeki basıncı ölçerek ECU (Engine control unit) diye bilinen LPG’nin

işlemcisine veri göndermektedir. ECU, MAP ve oksijen sensöründen almış olduğu verilere

göre yakıt miktarını ihtiyaca göre belirleyip hava yakıt karışımını optimum düzeyde

ayarlamaya çalışmaktadır. Fakat MAP sensörü sadece emme manifoldu basıncını

ölçtüğünden, özellikle kışın soğuk havalarda, havanın yoğunluğundaki artışı

değerlendirememekte, silindirlere soğuk havalarda havanın yoğunluğunun artmasıyla kütlesel

olarak daha fazla hava girdiğini hesaplayamamaktadır. Bu nedenle hava yakıt karışımını

(stokiyometrik oran) olumsuz yönde etkileyerek motorun verimsiz çalışmasına sebep

olmaktadır. Motor benzinde çalışırken bu sorun oksijen sensörüyle egzozdan atılan oksijen

miktarına göre optimizasyonu yapılabilmektedir. Fakat birçok motor üreticilerinin oksijen

sensörleri LPG’ye tam uyumlu olmadığından motor LPG ile çalıştığında hava yakıt karışımı

optimizasyonu yeterince yapılamamaktadır. Projede özellikle hava sıcaklığındaki değişimden

kaynaklı sorunları ortadan kaldırmaya çalışılmıştır. Bunun için emme manifoldu üzerine ısı

değiştirici entegrasyonuyla motor hava giriş sıcaklığı 30 ±3°C’de sabit tutulacaktır. Böylelikle

havanın termodinamik özellikleri sadece tek bir değişkene indirgenerek, basınçla

belirlenecektir ve bu değişim de MAP sensörüyle doğru bir şekilde ECU’ya iletilecektir. Bu

şekilde stokiyometrik oran yanmadan önce iyileştirilerek, oksijen sensörünün okuma hataları

da en aza indirgenecektir. Isı değiştiricide havanın ısıtılması için motor soğutma suyunun

sıcaklığından faydalanılacaktır ve ısı değiştirici olarak Fin tüp ısı değiştirici kullanılacaktır.

Akışkanların sıcaklık kontrolü termostatlarla yapılacaktır. Hava sıcaklığı değişiminden

olumsuz etkilenen stokiyometrik oran projenin uygulanmasıyla birlikte ortadan

kaldırılabileceği öngörülmektedir.

Anahtar kelimeler: LPG, Stokiyometrik Oran.

Page 44: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

34

İNERT ATMOSFERDE ÇALIŞAN İNDÜKSİYON ERGİTME VE

DÖKÜM FIRINI ÜRETİMİ

Semra ERGEN1*

, Fikret YILMAZ

1, Fatih YAŞAR

1, Uğur KÖLEMEN

1, Orhan UZUN

2

1 Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, Taşlıçiftlik Kampüsü

60240, TOKAT

2 Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği,

İncivez, 67100, ZONGULDAK

*[email protected]

ÖZET

Döküm endüstrisi, sanayi, otomotiv, havacılık, savunma, makine v.b. pek çok sektöre

hizmet vermesi sebebiyle bir ülkenin gelişmişliğinin en önemli göstergelerinden biridir.

Döküm, metallerin ergitilmesi ve eriyiğin uygun kalıplara dökülmesi olmak üzere iki

aşamadan oluşmaktadır. Ülkemizde mevcut dökümhanelerde kullanılan indüksiyon ocakları

diğer ergitme ocaklarına nazaran sahip olduğu avantajları sebebiyle (düşük maliyet, enerji

tasarrufu, kolay uygulanabilirlik, v.b.) döküm sanayinde ve laboratuar araştırmalarında yoğun

olarak kullanılmaktadır. Ancak gerek yurt içi gerekse yurt dışında mevcut olan indüksiyon

ocaklarının pek çok eksik yönleri bulunmaktadır. Örneğin, atmosfer ortamında kullanılan

indüksiyon ocaklarında eriyik oksijene maruz kaldığı için elde edilen üründe ciddi safsızlıklar

oluşmaktadır. Vakumlu indüksiyon ocaklarında ise inert ortamın bozulmaması için ergitme

esnasında kabin içerisine müdahale edilememektedir. Dolayısıyla tüm bu olumsuzluklar hem

deneyin sürekli tekrarlanması hem de düşük kalitede ürün elde edilmesi gibi ciddi sorunlara

neden olmaktadır. En iyi araştırmalarımıza göre yukarıda özetle değindiğimiz

olumsuzlukların tamamının giderildiği, döküm yapabilen bir indüksiyon ocağı tasarımı iç ve

dış piyasada mevcut bulunmamaktadır. Bu bağlamda söz konusu özelliklere sahip indüksiyon

ocağının hem iç hem de dış piyasada pazarlama potansiyelinin oldukça yüksek olacağı

kanaatindeyiz. Proje başarılı olduğu takdirde indüksiyon ocağının sahip olacağı özellikler;

1. 1600° kadar ısıtma yapabilecek,

2. 50-100 g arası metal eritebilecek,

3. Üretim işleminin tüm aşamaları inert atmosferde yapılabilecek,

4. Eriyik, hareketli bir motora bağlı grafit çubukla sürekli karıştırılabilecek,

5. Modifiye edici ve/veya gaz giderici elementler hareketli bir hazne vasıtasıyla eriyiğe

ilave edilebilecek,

6. Eriyik 180° dönebilen motor yardımıyla kalıp içerisine dökülebilecek

7. Sıcaklık sensörü ( termalçift veya payrometre) yardımıyla eriyiğin sıcaklığı sürekli

izlenebilecek,

8. Sistem, sıcaklık ve basınç yükselmesi durumlarında uyarı verebilecektir.

Anahtar kelimeler: İndüksiyon Ocağı, Ergitme, Döküm.

Page 45: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

35

FOTOKATALİTİK NOX YÜKSELTGEME VE DEPOLAMA

(PHONOS) KATALİZÖRLERİ

Kerem E. ERCAN*, Pelin ALTAY, Aslı M. SOYLU, M POLAT, D. A. ERDOĞAN,

M. DEMIRKIRAN, E. ÖZENSOY Bilkent Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü,Bilkent 06800, Ankara

*[email protected]

ÖZET

TiO2’in fotokimyasal aktivasyonu, güneş enerjisi dönüşümü ve çevreyi koruma

konularındaki uygulamalarından dolayı son yıllarda çok ilgi görmektedir [1]. Azot oksitlerden

(NOx), özellikle NO(g) ve NO2(g)’den kaynaklanan hava kirliliği, yaşam alanlarında ciddi bir

çevresel problem oluşturmaktadır [3].Bu sebeple, havadaki NO(g) ve NO2(g) seviyelerini

yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak ortam şartlarında azaltmak amacıyla, yeni katalitik

yöntemlerin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. TiO2 temelli malzemeler, UV aydınlatma

ile fotokatalitik NOx azaltılması konusunda olanaklar vaat etmektedir [1-8]. Dolayısıyla, bu

çalışmada otomotiv emisyon kontrol uygulamalarında kullanılan “NOx Storage Reduction”

(NSR) katalitik teknolojisi ile “konvansiyonel yükseltgeme fotokatalizörlerinin”

melezlenmesinden oluşan, özgün bir hibrit teknoloji olarak, Fotokatalitik NOx Yükseltgeme

ve Depolama (PhoNOS) katalizörleri kullanılmıştır. PhoNOS katalizörleri, O2(g), H2O(g) ve

UVA fotonları yardımıyla NO(g) ve NO2(g)’yi heterojen fotokatalitik yükseltgeme yaparak

nitrat ve nitrit türlerine çevirip bunları katı halde depolamaktadır. UV-aktif katalitik sistemler

üçlü karşık oksit yapıda olup, bunlar TiO2 fotokatalitik yükseltgeme bileşeni, taşıyıcı/destek

katı fazda NOx depolama birimlerinden oluşmaktadır. Bahsedilen numunelerin fotokatalitik

etkinliği ve verimi, kurduğumuz sürekli akış sistemi ile test edilmiştir. Bu sistem, kütle akış

kontrolörleri, özel tasarım UVA-aydınlatmalı fotokatalitik reaksiyon hücresi ve oda koşulu

kimyasal ışıldama NOx analizöründen oluşmaktadır. Degussa P25 tüm testlerde referans

malzeme olarak kullanılmıştır. Fotokatalitik performans deneyleri sonucunda TiO2- katkılı

üçlü karışık oksitlerinin NOx depolama verimlerinin Degussa P25’e kıyasla çok daha yüksek

olduğu görülmüş; bu ikili oksitlere NOx depolama bileşeni eklenmesinin ise; katı fazda NOx

depolanmasını kat kat arttırdığı ve gaz fazda NO2 salınımını yok denecek seviyede tuttuğu

anlaşılmıştır. Gelinen noktada, PhoNOS malzemelerinin yapı malzemelerine katkı olarak

üretmek suretiyle (alçı, harç, çimento, seramik) ticarileştirilmesi öngörülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Hava Arıtımı, Fotokatalitik NOx Yükseltgenmesi/Depolanması,

TiO2, DeNOx

Kaynaklar

[1] Fujishima A,Honda K, Nature, 238:37–38, 1972.

[2] Liu S W, Yu J G, Jaroniec M, Chemistry of Materials, 23:4085-4093, 2011.

[3] Chaloulakou A, Mavroidis I, Gavriil I, Atmos. Environ., 42:454-465, 2008.

[4] Skalska K, Miller J S, Ledakowicz S, Sci. Total Environ., 408:3976–3989, 2010.

[5] O’Regan B, Gratzel M, Nature, 353:737-,1991.

[6] Asahi R, Morikawa T, Ohwaki T, Aoki K, Taga Y, Science, 293:269–271, 2001.

[7] Wang Y, Feng C X, Jin Z S, Zhang J W, Yang H J, Zhang S L, J.Mol. Catal. A: Chem., 260:1–3,

2006.

[8] Sakthivel S, Kisch H, Angew. Chem. Int. Ed., 42:4908–4911, 2003.

Page 46: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

36

KABLOSUZ ELEKTRİK

Uğur HASÇELİK*

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Elektrik-Elektronik Bölümü, İncivez 67100,

Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Elektriksel kablo şebekesi konuşlandırılmadan önce, elektromanyetizmanın ilk

zamanlarında, herhangi bir taşıyıcı iletişim aracı olmaksızın çok uzun mesafelere enerji

transferi için projelerin gelişimine yönelik ciddi ilgi ve çaba sarf edildi (özellikle Nicola Tesla

tarafından). Kablosuz haberleşmenin gereği olarak, insanoğlu enerji sağlanmasında elektriksel

tel bağlantısının kaybolup gittiği bir geleceği sabırsızlıkla bekliyor. Bu yüzden kablosuz enerji

transferi insanoğlunun bir rüyasıdır. Bu teknoloji belirli bir mesafede kablosuz elektrik

ekipmanlarına enerji sağlamak için kullanılabilir. Bu metot elektrik cihazlarını şarj etmek için

kablosuz enerji sağlamak amacıyla da kullanılabilir. Gelecekte hızlı ve uygun bir metot

olacağı açıktır. Kablosuz güç transfer teknolojisinde, elektrik iletimi yakın alan kavramına

dayandırılır yani güçlü bir şekilde kuplajlanan manyetik rezonans. Bu prensibin temelinde,

rezonansta olmayan objeler zayıf bir şekilde birbirini etkilerken, rezonans objeleri verimli bir

şekilde enerji alış verişinde bulunur. Yayılan elektromanyetik dalgaların kendisi enerji içerir

ve alıcı olup olmaması önemli değildir. Bu elektromanyetik dalganın enerjisi sürekli olarak

emilime uğrar. Aynı öz rezonanslı iki sistem, güçlü manyetik rezonans sistem modeli

meydana getirecektir. Bir rezonatör enerji kaynağı olarak, sürekli güç kaynağıyla bağlantılı

olabilir ve diğerleri de enerjiyi harcayacak sistemlerdir.

Anahtar kelimeler: Kablosuz Elektrik, Witricity.

Page 47: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

37

RÜZGÂR TÜRBİN UYGULAMALARI İÇİN ÇİFT BESLEMELİ

ASENKRON GENERATÖR MODELLENMESİ VE KONTROLÜ

Yavuz SEZER* ,Ömerfaruk KARADAVUT, Hüseyin AKDEMİR

Yıldız Teknik Üniversitesi, Elektrik Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü C

BlokDavutpaşa Mah., Davutpaşa Caddesi 34220 Esenler- İstanbul

*[email protected]

ÖZET

Çift beslemeli asenkron generatörler (ÇBAG) rüzgar türbini uygulamalarında yaygın bir

şekilde kullanılmaktadır. Bu projede bir çift beslemeli asenkron generatörün kontrolü üzerine

bir çalışma hedeflenmiştir. öncelikle elektrik makinelerinin temelleri ile ilgili çalışmalar

yapılmış, matematiksel modelleme yoluna gidilerek d-q eksen takımında bir makinenin nasıl

modelleneceği ortaya konmuş ve bu sayede makinenin temel büyüklükleri arasındaki

matematiksel ilişkiler kurarak; bu modellemenin bilgisayar ortamında simülasyon sonuçları

elde edilmiştir. Sonrasında da bu çalışmalardan hareketle makinenin kontrolü için

kullanılacak kontrol topolojisi ve gereken donanımsal ekipmanların tasarımı aşamasına

geçilmiştir. Ortaya atılan proje fikri rüzgar türbin sistemlerinin kontrol ünitelerinin yerli

olarak üretimi hedeflenmiştir.

Anahtar kelimeler: Rüzgar Türbini, Çift Beslemeli Asenkron Generatör, Çift Beslemeli

Asenkron Generatör Kontrolü.

Page 48: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

38

ERİYİK EĞRİLMİŞ Al-5Cu-xSc (x=0,5 ve 1,0) ALAŞIMLARININ

TRİBOLOJİK VE MEKANİK ÖZELLİKLERİ

Cengiz TEMİZ1*, Fikret YILMAZ

2, Semra ERGEN

2, Uğur KÖLEMEN

2

1 Bülent Ecevit Üniversitesi, Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi 67100,

ZONGULDAK

2 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Taşlıçiftlik Kampüsü

60240, TOKAT

*[email protected]

ÖZET

Alüminyum esaslı alaşımlar, çeşitli mühendislik uygulamalarında yoğun olarak tercih

edilen alaşım gruplarının başında gelmektedir. Düşük yoğunluğu (2,7 g/cm3) nedeniyle

özellikle taşıt ve uçak sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Elektriksel özelliklerinin

çeşitli katkı elementleriyle değiştirilebilmesi, söz konusu alaşımlar için elektrik sanayisinde

de birçok uygulama alanı yaratmıştır. Özellikle Al-Cu alaşımlarının, düşük yoğunluk, yüksek

erime sıcaklığı, iyi termal iletkenlik, yüksek dayanım ve tokluk gibi özelliklere sahip olması

çalışmaların söz konusu alaşım grubu üzerine yoğunlaşmasını sağlamıştır. Al-Cu

alaşımlarında, ağ. % 4-5 en çok çalışılan bakır (Cu) oranıdır. Skandiyum (Sc) elementi,

alüminyumun mikro yapısını inceltmek için son yıllarda yoğun olarak çalışılmaktadır. Sc

katkılı alüminyum alaşımlarının çoğu, yüksek dayanımlı Al alaşımlarına göre üstün mekanik

özellikler sergilemektedir. Bununla birlikte, Al-Sc alaşımları spor, taşıma ve uzay

endüstrisinde de tercih edilmektedir. Çoğunlukla saf alüminyumda tane inceltici olarak

kullanılan Sc, son zamanlarda Al-Cu alaşımlarında da kullanılmaya başlanmıştır. Sc

ilavesinin, Al2Cu plakalarının düzenli dağılmasını engelleyerek, Al-Cu alaşımında önemli

oranda dayanımı arttırdığı tespit edilmiştir. Al-Cu alaşımlarının, kullanıldığı endüstri

sektörleri (otomotiv, havacılık) dikkate alındığında, aşınma, sürtünme gibi tribolojik

performansının iyi olması gerekmektedir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda, çoğunlukla Al-

5Cu alaşımlarının üretiminde soğuma hızının düşük olduğu geleneksel döküm yöntemleri

kullanılmıştır. Öte yandan, Sc katkısının, hızlı katılaştırılmış Al-5Cu alaşımlarının tribolojik

ve mekanik özellikleri üzerine etkisini inceleyen bir araştırma bulunmamaktadır. Bu

bağlamda, sunulan çalışmanın amacı, literatürde mevcut olan eksikliği gidermek adına, hızlı

katılaştırılmış Al-5Cu-Sc alaşımlarının tribolojik ve mekanik davranışlarını incelemektir. Söz

konusu çalışmanın hem bilimsel hem de endüstriyel bir önem taşıyacağı kanaatindeyiz.

Anahtar kelimeler: Al-Cu Alaşımları, Eriyik Eğirme, Tribolojik Özellikler, Mekanik

Özellikler, Mikroyapı.

Page 49: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

39

ROBOT KOL PROJESİ

Sercan ORTAKCI*, Mustafa ŞAHİNGÖZ, Hakan ÖĞÜCE, Fatih KAHRAMAN, İlhan

DEMİR

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü, İncivez

67100, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Robot kol projemizde ki amaç operatör kontrollü yük kaldırma ve taşıma yapabilen

mekanik bir kol üretmektir. Bu amaç doğrultusunda hafif, dayanıklı ve güçlü bir sistem

oluşturulmuştur. Projede kullanılan konstrüksiyon malzemesi dekato (PVC foam) hafif ve

dayanıklı oluşundan dolayı tercih edilmiştir. PVC foam levhalar piyasada Dekota ya da

Foreks olarak da bilinirler. Hafif bir malzemedir. Dolayısıyla işleme, taşıma ve depolama

rahatlığı sunmaktadır. Düzgün bir yüzeye sahiptir. Operatör kontrolü ise kolay kullanım

amaçlanmış ve bu nedenle uzaktan kumanda tercih edilmiştir. Uzaktan kumanda 6 kanallı

hassas kon-trole imkân sağlayan bir model seçilmiştir. Uzaktan kumanda üzerinde bulunan

ekran ve yardımcı tuşlar sayesinde dönüş açısı ve hareket miktarları istenilen durumlarda

milimetrik ayar-lamaya imkân tanımaktadır. Projede hafif ve yüksek torklu servo motorlar

kullanılarak robot kola 1 eksen dönme hareketi, 3 eksen öteleme hareketi ve 1 tutma işlevi

kazandırılmıştır. Sonuç olarak istenilen hassasiyette kontrol edilebilinen ve belirli miktarda

yük kaldırmaya ve taşımaya elverişli, uzaktan kumandalı robot kol tasarlanmış ve üretilmiştir.

Page 50: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

40

UV LAMBASI TAKIMI ve KABİNİ ÜRETİMİ

Kezban ÖZCAN*, Oğuz ÖZBEK, Yakup BUDAK

Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Taşlıçiftlik Kampüsü

60250, TOKAT

ÖZET

Bu projenin amacı; özellikle ürün saflaştırma işlemlerinde, doğal ürün sentezinde,

mikrobiyoloji çalışmalarında ve birçok alanda kullanılan UV Lambası ve kabin sistemini

tamamen yerli kaynaklardan yararlanarak üretmek. Üretmeyi planladığımız ürün öncelikli

olarak kaliteli malzemeler seçilerek yapılacaktır. Piyasada bulunan muadillerine göre daha

uygun fiyatta olacağından, daha tercih edilebilir bir ürün olması için Ar-Ge çalışmalarına

özellikle dikkat edilecektir. Sonuç olarak hedefimiz cihazımıza benzer özellik gösteren tüm

lamba, ışık sistemlerinin imalatının yapılabilmek ve bunu seri üretime geçirebilmektir.

Anahtar kelimeler: UV lambası ve kabini

Page 51: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

41

UZAKTAN ALGILAMA UYGULAMALARI İÇİN HİBRİT ZEPLİN

TASARIMI

Volkan DERELİ*, Oğuzhan ERGİN, Oğuz ACAR, Kadir EKİCİ, İbrahim ÖZTOZAN, Gökhan

ERDEN, Adnan TOPUZ, Serkan KARAKIŞ, Bülent EKMEKÇİ

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Quadrocopterlerin yüksek hareket kabiliyetleri ve zeplinlerin havada asılı kalarak uzun

süreli uçuş yetenekleri birleştirilerek, uzaktan algılama faaliyetlerine yönelik, düşük hacimli

insansız hibrit bir hava aracının tasarımı ve konstrüksiyonu hedeflenmiştir. Geleneksel

zeplinlerde bulunan basınç kontrollü balonet yapı, rijit bir iskelet üzerinde yükseklik (altitute),

eğim (pitch) ve yuvarlanmanın (roll) X düzeninde yerleştirilmiş 4 motorun, eş zamanlı ve geri

besleme sinyali ile kontrol edildiği bir yapı ile değiştirilmiştir. Dönme (yaw) ise bu,

ilerlemeyi sağlayan ana itici motorların dönüş hızının kontrolü ile elde edilecektir.

Böylelikle, yanal hareketler ile hassas konumlandırma ve uzun seyir sürelerine ulaşılması

mümkün olacaktır. Sessiz çalışabilme, yüksek irtifalarda uçabilme özellikleri ise önerilen

insansız hava aracının diğer avantajları arasında sayılabilir. İskelet yapısının hafifliği ve

rijitliği, yüksek mukavemeti ile öne çıkan karbon kompozit ve alüminyum yapı elemanları ile

sağlanacaktır. İskelet, iki boyutlu iç ve üçüncü boyutta dış konstrüksiyonu ile portatif ve

balonun vakumlanabilir geometrisi ile kolay taşınabilirliği sağlanacaktır. Keşif ve gözlem,

sınır güvenliği, savunma, haritacılık, doğal maden yataklarının belirlenmesi, doğal afetlerde

inceleme gibi birçok alanda kullanılabilmesi muhtemel alternatif hava araç modelinin

üzerinde, kamera, konum belirlemek için GPS, basınç ve sıcaklık gibi algılayıcı verilerinin

telemetri ile yer istasyonuna iletiminin sağlanması düşünülmektedir. Sistemin motor

kontrolleri hazırlanacak yazılım ile gerçekleştirilecektir. Bülent Ecevit Üniversitesi Makine

Mühendisliği Bölümümü öğrencileri ile geçmiş yılların çalışma deneyimleri birleştirilerek, bu

yıl hazırlanan hibrit zeplin prototipin çalışma ilkeleri, performansı ve uygulanabilirliği

değerlendirilecektir.

Anahtar kelimeler: Hibrit, Zeplin, Quadrocopter, Hava Araçları, Uzaktan Algılama.

Page 52: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

42

MEDİKAL RÖNTGEN UYGULAMALARI İÇİN RADYASYON

ÖNLEYİCİ YEREL KAYNAKLI KURŞUN İÇERMEYEN ÇEVRECİ

ZIRH

Memet Vezir KAHRAMAN1, Ferhat ŞEN

2*, Elif Merve Eminoğlu

1

1 Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Göztepe 34722, İstanbul

2 Bülent Ecevit Üniversitesi, Çaycuma Meslek Yüksekokulu, Gıda İşleme Bölümü,

Çaycuma 67900, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Radyasyon, başta kanser gibi ölümcül olabilen biyolojik hasarlara yol açabilmektedir.

Tıbbi, mesleki ve diğer sebeplerden dolayı maruz kaldığımız radyasyonun dozu alınabilecek

en düşük düzeyde optimize olmalıdır. Radyasyondan korunmada kullanılan en etkili yöntem

kurşunla zırhlamadır [1]. Kurşunun ağır oluşu ve fonksiyon azlığı nedeniyle radyasyondan

korunmada farklı yöntemler araştırılmaktadır. Ayrıca endüstrinin birçok alanında kullanılan

kurşun, çeşitli araçlar yoluyla çevreye yayılmakta ve insan vücuduna nüfuz edebilmektedir.

Bu yolla kanda, kemiklerde, beyinde, sinir sisteminde, kaslarda, karaciğerde ve böbreklerde

biriken kurşun, insan vücuduna bir kez girdikten sonra 20 yıl kalmaktadır [2]. Araştırmalar,

özellikle beyinsel gelişimi etkileyen kurşunun, kanda bulunan her 10 mg/dL'sinin çocukların

IQ' sunu 2-4 değer düşürebileceğini göstermektedir [3]. Projede temel amacımız, tolere

edilebilen (tahammül edilebilen) radyasyon dozunun sağlanması ve böylece radyasyon

uygulamalarında çalışan personelin ve hastaların minimum dozda radyasyona maruz

kalmasını sağlamaktır. Bu proje kapsamında; medikal uygulamalar için sağlık personeli ve

hastaları tedavi amaçlı uygulanan x-ışınları ve ɣ -ışınları uygulamalarında koruyucu olarak

yerel kaynaklı, kurşun içermeyen, mevcut ürünlere göre daha hafif ve çevreci bir ürün

geliştirildi. Mevcut durumda sağlık sektöründe bu amaçla kullanılan malzemelerin tamamı

yurtdışından ithal edilmektedir. Ayrıca bu ürünler kurşun içermektedir. Proje, elde edilecek

ürünlerin kurşun içermemesi yönüyle uluslararası bazda, yerel kaynaklar kullanılarak

ihracatın azaltılması ve ülke ekonomisine katkıda bulunması yönüyle ulusal bazda önem

taşımaktadır (5120004 numaralı TÜBİTAK projesi).

Anahtar kelimeler: Radyasyon, Medikal, X-ışınları, Zırh, Röntgen.

Kaynaklar

[1] Hohl C, Mahnken A H, Klotz E, Das M, Stargardt A, Mühlenbruch G, Schmidt T, Günther R W,

Wildberger J E, American Journal of Roentgenology, 184: 128-, 2005.

[2] Schroeder H A, Tipton I H, Archives of Environmental Health, 17:965-, 1968.

[3] Merchant T E, Kiehna E N, Li C, Xiong X, Mulhern R K, International Journal of Radiation

Oncology Biology Physics, 63:1546-, 2005.

Page 53: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

43

YÜKSEK PERFORMANSLI SİYANAT ESTER KOMPOZİT

YAPIŞTIRICILAR

Ferhat ŞEN1*

, Memet Vezir KAHRAMAN2

1 Bülent Ecevit Üniversitesi, Çaycuma Meslek Yüksekokulu, Gıda İşleme Bölümü,

Çaycuma 67900, Zonguldak

2 Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Göztepe 34722, İstanbul

*[email protected]

ÖZET

Yüksek performanslı termoset reçineler olan siyanat esterler; yüksek termal kararlılık,

mükemmel mekanik özellikler, iyi derecede radyasyon ve alev direnci, son derece düşük

dielektrik sabiti, minimum gaz çıkışı ve minimum su absorblama kapasitesi gibi üstün

özelliklere sahiptirler [1,2]. Aynı zamanda siyanat esterler metal, cam ve karbon esaslı

malzemelere mükemmel yapışma özelliği gösterirler. Siyanat ester yapıştırıcılar bu üstün

özellikleri nedeniyle yüksek performanslı elektronik ve havacılık uygulamalarında yapısal

birimleri birbirine yapıştırmada sıklıkla kullanılırlar. Siyanat esterler hali hazırda ülkemizde

üretilmemekte olup, tamamen yurtdışından temin edilmektedir. Bu projede, elektronik ve

havacılık sektörlerine yönelik, yüksek performanslı siyanat ester kompozit yapıştırıcıların

geliştirilmesi amaçlandı. Bu amaçla iki ana başlık altında siyanat esterler geliştirildi. Çevre

Dostu (Solvent İçermeyen) Işıkla Kuruyabilen Kompozit Yapıştırıcılar: Siyanat ester

yapıştırıcılar yüksek sıcaklıklarda kuruyabilen ve solvent kullanılarak uygulanabilen

yapıştırıcılar olarak bilinmektedir. Bu çalışmada, yeni sentezlenen siyanat esterler ile oda

sıcaklığında ışık ile kuruyabilen yapıştırıcılar elde edildi. Böylelikle uluslararası bazda

yalnızca yüksek sıcaklıklarda işlenebilen siyanat esterlerin bu zor uygulama şartları önemli

ölçüde kolaylaştırılmış oldu. Solvent ile Uygulanabilen Kompozit Yapıştırıcılar: Solvent bazlı

uygulamalar için, farklı yapılardaki siyanat esterler sentezlendi ve nanokompozitleri

hazırlandı. Yapılan testler, hazırlanan kompozit yapıştırıcıların termal iletkenlik özelliklerinin

önemli ölçüde geliştirildiğini gösterdi. Termal iletkenlik, mikro elektronik paketleme

işlemlerinde yapısal birimler arasındaki ısı transferi bakımından çok önemli bir özelliktir. Bu

çalışma ile birlikte nispeten düşük termal iletkenliğe sahip siyanat ester yapıştırıcıların bu

özelliği geliştirilerek özellikle elektronik endüstrisi için elverişli hale getirildi.

Anahtar kelimeler: Siyanat esterler, Yapıştırıcılar, Kompozitler, Termal kararlılık.

Kaynaklar

[1] Şen F, Kahraman M V, Polymer Composites, 34:1977-, 2013.

[2] Şen F, Kahraman M V, Progress in Organic Coating, 77:1053-, 2014.

Page 54: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

44

DOĞAL KONAK ÜZERİNDE YETİŞTİRİLEN PİMPLA

TURİONELLAE L. (HYMENOPTERA: ICHNEUMONİDAE)’NIN

YAŞAMA VE GELİŞİMİNE NEOMİSİNİN ETKİSİ

Cumhur HARMANCI*

Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, İncivez 67100, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Pupal endoparazitoid Pimpla turionellae L. Lepidoptera takımına ait zararlı böceklerin

doğal mücadelesinde kullanılan önemli bir biyolojik kontrol ajanıdır. Tarım alanlarında tek

başına biyolojik mücadele için kullanılabildiği gibi çeşitli kimyasal veya biyolojik

insektisitler ile birlikte entegre zararlı mücadelesi şeklinde (IPM) de kullanılmaktadır. Bir

kimyasal ile birlikte kullanıldığı durumda kullanılan kimyasal insektisitin bu tür biyolojik

kontrol amacıyla kullanılan böceklere toksik olmaması veya en az toksisiteye sahip olması

gerekir. Doğal ortamda zararlı böceklerin puplarının içine yumurtalarını bırakarak onların

ölümüne sebep olduklarından o alanda daha önce kullanılan kimyasal bir insektisitin

bahsedilen konak puplarda kalıntı oluşturmuş olabilir. Böylece kontamine olmuş konak

puplara P. turionellae’nın ergin dişileri yumurta bıraktığında dolaylı olarak konak aracılığıyla

kendisine de bu kimyasallar veya konaktaki metabolitler aktarılmaktadır. Büyük bal mumu

güvesi Galleria mellonella L. yapay besin ortamında aminoglikozit türevi bir antibakteriyel

olan neomisin ile beslenerek elde edilen puplar deneysel gruplarda P. turionellae için doğal

konak olarak kullanılacaktır. G. mellonella birinci evre larvaları antibiyotiğin 0,005, 0,01 ve

1,0 g’larını içeren yapay besinler ile beslenecektir. Kontrol grubunda ise neomisin içermeyen

yapay besinle beslenen larvalardan elde edilen puplar kullanılacaktır. P. turionellae dişileri

tarafından 20 dk süre ile parazitlenerek yumurta bırakmaları sağlanacaktır. Deney üç defa

tekrarlanacak ve her bir tekrarda 15 Galleria pupu kullanılacaktır. Deney sonucunda ise P.

turionellae larvalarının 5. evreye ulaşma oranı, pup evresine ulaşma oranı ve ergin olma oranı

ile bu evrelere ulaşma süreleri belirlenecektir.

Anahtar kelimeler: Pimpla turionellae, Galleria mellonella, Neomisin, Antibiyotik,

İnsektisit.

Page 55: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

45

RENKLİ KOMPLEKS OLUŞUMUNA DAYALI KİMYASAL

PATLAYICI DEDEKTÖRLERİ

Çağlar Çelik BAYAR1*, Lemi TÜRKER

2

1Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 65080 Van

2Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fen–Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Üniversiteler Mah.,

Dumlupınar Blv., No:1, 06800 Çankaya, Ankara

*[email protected]

ÖZET

2,4,6-Trinitrotoluen (TNT), patlayıcı literatüründe adı sıkça geçen enerjetik

malzemelerden biridir. Altılı aromatik halka içerdiği halde bu halkaya bağlı üç adet elektron

çekici nitro grubu içerdiğinden, electronca oldukça fakirdir. Bu yüzden elektronca zengin

türlerle (donor) etkileşime girip elektron yönünden kendini doyurmaya çalışır (akseptör). Bu

şekilde oluşan kompleksin (π–kompleksi) UV dalga boyu TNT'ninkine ve elektronca zengin

türünkine (donor) nazaran yüksek değere kayar (batokromik kayma) ve görünür bölgededir.

Kompleksler bu sayede gözle görünür hale gelir. Bu π–komplekslerine yük transfer

kompleksleri denir. İnsan vücuduna gerek solunum yoluyla gerekse cilt temasıyla nüfuz

edebilme potansiyeli olan TNT'nin, vücutta üretilen melatonin, östron ve epinefrin gibi

hormonlarla oluşturduğu kompleksler ve bu nedenle yol açtığı hormon blokasyonları ekibimiz

tarafından keşfedilip literatüre kazandırılmıştır [1-3]. Keşfedilen bu reaksiyonlar aynı

zamanda birer kimyasal dedektör görevi görmektedir. Bu projede, Makina ve Kimya

Endüstrisi Kurumu’ndan temin edilecek olan TNT, indirgenerek 2,4,6-triaminotoluen’e

dönüştürülecektir. 2,4,6-Triaminotoluen elektronca zengin tür olan donor rolünü üstlenecek

ve mühimmat artığı (numune) olarak topraktan alınan ve aromatik nitro grubu içeren

patlayıcılar (akseptörler) ile kompleksleştirilecektir. Geliştirilecek metot sadece TNT ile

sınırlı kalmayıp, TNT'ye benzer şekilde aromatik nitro grubu içeren diğer patlayıcılara da

(HNS, tetril, vb.) uygulanabilecektir. Tasarladığımız kimyasal dedektörler iki şekilde analiz

imkanı verecektir: (i)Nitel analiz: Bu bir test yöntemidir. 2,4,6-Triaminotoluen reaktifi

(belirteç) bir kağıt yüzeye tutturulur ve toprak yüzeyinde artık olarak bulunmasından şüphe

edilen patlayıcının buharları ile emdirilerek doyurulur. Toprakta numune varsa kağıt

renklenir. (ii) Nicel analiz: 2,4,6-Triaminotoluen (belirteç), topraktan izole edilen patlayıcı

(numune) ile reaksiyona sokulur. Oluşan renkli kompleksin UV spektrumu alınır. Kalibrasyon

grafiğinden yararlanarak numunedeki patlayıcı konsantrasyonu tayin edilir.

Anahtar kelimeler: Patlayıcılar (Aromatik Nitro Bileşikleri), Patlayıcı Dedektörleri,

Yük Transfer Kompleksleri, Trinitrotoluen (TNT), Görünür Bölge UV Spektroskopisi.

Kaynaklar

[1] Türker L, Atalar T, Polycycl. Arom. Comp., 32:615-625, 2012.

[2] Türker L, Bayar Ç, Z. Anorg. Allg. Chem., 639(10):1871-1875, 2013.

[3] Türker L, Varış S, Z. Anorg. Allg. Chem., 640(2):334-338, 2014.

Page 56: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

46

DİNAMİK VESTİBÜLER SİSTEM ANALİZ ALGORİTMASI

GELİŞTİRİLMESİ VE DENGE TESPİT CİHAZI TASARIMI

Serhat İKİZOĞLU1*, Ahmet ATAŞ

2, Emre CEYHAN

1, Tunay ÇAKAR

1, Eyüp KARA

1

1 İstanbul Teknik Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Fakültesi, Kontrol ve Otomasyon

Mühendisliği Bölümü, Maslak 34469, İstanbul

2 İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, KBB, Odyoloji Bölümü, Kocamustafapaşa,

İstanbul

*[email protected]

ÖZET

Baş dönmesi yakınması, herhangi bir nedenle KBB polikliniklerine başvuran hastaların

% 10’unda, nöroloji polikliniklerine başvuranların %15’inde, acil servise başvuranların ise %

26’sında rastlanan bir şikayettir [1]. Projenin amacı, belirtileri/sonuçları bu derece yaygın

olan rahatsızlıkların teşhisinde ve tedavisinde kullanılmak üzere bir ‘Dinamik Vestibüler

(Denge) Sistem Analiz Algoritması‘ geliştirmek ve ‘Denge Tespit Cihazı’ tasarlamaktır.

Halen ülkemizde kullanılmakta olan denge belirleme cihazları yurt dışından ithal

edilmektedir. Proje kapsamında gerçekleştirilecek olan sistemin benzerlerine göre teknik

olarak daha üstün özellikleri barındırması ve düşük maliyetli olması hedeflenmiştir.Bugün

için var olan denge belirleme cihazları yalnızca klinik ortamlarda kullanılabilmekte olup,

yöntem olarak sadece ayak-altı basıncından faydalanmaktadırlar. Bu sistemler hastanın gün

içerisindeki yaşadığı sorunları belirlemede ise yetersiz kalmaktadırlar. Önerdiğimiz entegre

sistemde ise, ayakkabı tabanlarına yerleştirilecek olan ayak-altı basınç algılayıcıları ile birlikte

vücudun çeşitli noktalarına yerleştirilecek olan hareket algılayıcıları yardımıyla, ayak-altı

basınç dağılımı ve uzuvların hareketleri eşzamanlı olarak izlenecek, böylece hastanın gerek

durağan gerekse hareket halindeki denge sorunları ayrıntılı olarak belirlenebilecektir. Bu

nedenle önerdiğimiz cihaz bu alanda mevcut cihazlardan denge tespitinde kullandığı yöntem

ve buna bağlı uygulanan algoritma açısından farklıdır ve ilktir. Hastanın üzerine algılayıcılar

yerleştirilip çeşitli yürüme testlerini yerine getirmesi istenecektir. Bu testlerden elde edilen

veriler, ilk olarak hastanın üzerindeki bir veri toplama kartında toplanacak, daha sonra

kablosuz haberleşme ile ana veri toplama ünitesine aktarılacaktır. Burada geliştirilen

algoritmayı kullanan bilgisayar ile veriler işlenip, hastanın detaylı denge karakteristiği ve

eğrileri oluşturulacaktır. Hastanın denge eğrisi ile önceden toplanıp elde edilmiş referans

eğriler karşılaştırılıp teşhis konulacaktır. Kesin olarak karar verilemeyen durumlarda tanı

işlemi bulanık (fuzzy) olarak belli bir yüzde ile gerçekleştirilecektir. Üretilecek denge tespit

cihazının denge sorunu yaşayan kişilerin hastalıklarının belirlenmesi ve tedavisi için hızlı,

doğru ve ekonomik bir çözüm getirmesi hedeflenmiştir.

Anahtar kelimeler: Dinamik Vestibüler Sistem Analizi, Denge Tespiti, Sensör

Füzyonu, Korelasyon, Bulanık Sistem.

Kaynaklar

[1] Cohen H S, Kimball K T, Otol Neurotol., 26(5):1034-40, 2005.

Page 57: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

47

YER YÜZEY SICAKLIĞI (YYS) GÖRÜNTÜLERİ VE SAYISAL

YÜKSEKLİK MODELİ (SYM) KULLANILARAK GÜNEŞ ENERJİ

SİSTEMLERİ İÇİN UYGUN ALANLARIN BELİRLENMESİ

Aliihsan ŞEKERTEKİN*, Şenol Hakan KUTOĞLU

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Geomatik Mühendisliği Bölümü, İncivez

67100, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Sanayileşme, her geçen gün teknolojideki gelişmelere paralel olarak ilerlemekte ve bu

gelişmeler ile sanayi tesislerindeki enerji tüketimi de artmaktadır. Ülkemizde genellikle fosil

yakıtlar kullanarak enerji sağlanmaktadır. Gün geçtikçe tükenen fosil yakıtların maliyetinin

artması ve çevreye olan zararları nedeniyle gelişmiş ülkeler yeni enerji kaynakları arama

çabalarına girmişlerdir. Bu bağlamda; güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, jeotermal enerji vb.

yenilenebilir enerji kaynakları, doğal bir döngü içinde sürekli devam eden kaynaklar olduğu

için dikkat çekmektedirler. Kurulum aşaması ve bakım giderleri dışında çok fazla maliyet

gerektirmeyen bu sistemler aynı zamanda çevreye emisyon yaymadıkları için yaşayan canlılar

ve gelecek nesiller açısından önem arz etmektedirler. Enerji sistemleri doğa ile ilgili süreçler

göz önünde bulundurulması gerektiği için her yere kurulamazlar. Örneğin, rüzgar enerjisi

sistemi kurulması planlanan bir alanda yıllık ortalama rüzgar şiddeti ve yönü önemli

parametrelerdir. Aynı zamanda güneş enerji sistemi kurulacak bir alanın yıllık ve dönemlik

güneş alma miktarı önemli bir etkendir. Bu çalışmanın amacı, güneş enerji sistemi kurulması

planlanan alanların seçiminde Yer Yüzey Sıcaklık (YYS) haritaları ve Sayısal Yükseklik

Modellerinden (SYM) etkin bir şekilde yararlanılmasıdır. Yüzey sıcaklık haritaları gelişen

uzaktan algılama teknolojileri sayesinde uydu görüntülerinin işlenmesiyle elde

edilebilmektedir [1-5]. SYM verilerini de topoğrafik haritalar, hava fotoğrafları ve uydu

görüntüleri vb. veriler kullanarak elde etmek mümkündür [6]. Elde edilen YYS ve SYM

haritaları ile güneş enerji sistemi kurulması için sıcaklık ve eğim bakımından uygun yerlerin

belirlenmesi sağlanabilmektedir. Projenin ilerleyen aşamaları için Coğrafi Bilgi Sistemi

(CBS) çalışmaları yapılarak güneş geliş açıları, ortalama rüzgar yönü ve şiddeti vb.

parametreler de eklenerek çalışmanın içeriğinin genişletilmesi düşünülmektedir.

Anahtar kelimeler: Güneş Enerji Sistemleri, Uzaktan Algılama, Yer Yüzey Sıcaklığı,

Sayısal Yükseklik Modeli, Coğrafi Bilgi Sistemi.

Kaynaklar

[1] Şekertekin A, Uzaktan Algılama Verileri İle Bölgesel Çevre Etkilerinin Belirlenmesi: Zonguldak

Örneği, Yüksek Lisans Tezi, BEÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Zonguldak, 83 s., 2013.

[2] Sobrino J A, Li Z L, Stoll M P, Becker F, International Journal of Remote Sensing, 17:2089-

2114, 1996.

[3] Gillespie A R, Rokugawa S, Matsunaga T, Cothern J S, Hook S J, Kahle A B, IEEE Transactions

on Geoscience and Remote Sensing, 36:1113-1126, 1998.

[4] Qin Z, Karnieli A, Berliner P, International Journal of Remote Sensing, 22(18): 3719-3746, 2001.

[5] Jimenez-Munoz J C, Sobrino J A, Journal of Geophysical Research, 108(D22), 4688,2003.

[6] Alkanalka E, Yılmaz A, Harita Dergisi, Sayı 127, Ocak 2002.

Page 58: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

48

ÜLKEMİZE ÖZGÜ POLEN KAYNAKLARINDAN DERİ PRİCK

TESTİ ÇÖZELTİLERİNİN ÜRETİMİ

Şenol ALAN*, Tuğba SARIŞAHİN, Serap ŞAHİN, Ferudun KOÇER

1Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Aeroalerjen Laboratuarı,

İncivez 67100, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Alerji gün geçtikçe toplumda frekansı artan bir rahatsızlıktır. Yaşam şartlarının

değişmesi ile beraber artış gösteren bu rahatsızlık ile ilgili en yaygın korunma yolu alerjenden

kaçınmadır. Polenler ve küf sporları gibi hava yolu ile taşınan alerjen kaynaklarından

korunmak hemen hemen imkansızdır. Alerjik hastalıkların teşhisi için çoğunlukla deri Prick

testi adı verilen ve deri üzerine uygulanan alerjen kaynağından elde edilen özütler

kullanılmaktadır. Bu özütler tek olabileceği gibi birkaç bitki poleni karışımı halinde de

kullanılabilmektedir. Ülkemizde kullanılan bu karışımların tümü yurt dışı kaynaklı olup,

birçoğu ülkemizde yer almayan ya da ülkemizdeki bazı bitkileri kapsamayan çözeltilerdir.

Ayrıca alerjik hastalıkların günümüz toplumunun ortalama %25’ini etkilediği göz önüne

alındığında bu testler ülke ekonomisine büyük bir yük getirmektedir. Bu nedenle bu testlerin

yerli imkan ve polenlerle hazırlanabilmesi alerjik hastalıkların daha kesin ve az maliyetle

belirlenmesine yardımcı olacaktır. Bunun için araziden bu bitkileri tanıyan ve polenlerini

toplayacak bir ekibin yanı sıra bunların özütlenmesi, sterilizasyonu ile standardizasyonu için

gerekli alt yapının kurulması gereklidir. Polen örneklerinin toplanması ile hazırlanması için

gerekli tüm koşullar, Aeroalerjen Laboratuvarı’nda bulunmaktadır. Önerilen proje ile bu

çözeltilerin hazırlanması planlanmaktadır. Ülkemiz doğal kaynakları kullanılarak deri prick

test çözeltilerinin hazırlanması ve üretimi, ülke ekonomisine ve istihdamına yönelik yeni

alternatifler yaratacağı, ayrıca standart olarak kullanılan deri testlerinin çeşitlendirilmesi ve

spesifitenin arttırılmasında fayda sağlayacağı düşünülmektedir.

Anahtar kelimeler: Alerji, Polen, Deri Prick Çözeltisi, Üretim.

Page 59: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

49

ÜLKEMİZE ÖZGÜ POLEN KAYNAKLARINDAN SPESİFİK

İMMÜNOBLOT ÜRETİMİ

Şenol ALAN*, Tuğba SARIŞAHİN, Serap ŞAHİN

1Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Aeroalerjen Laboratuarı,

İncivez 67100, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Son zamanlardaki biyoteknolojik gelişmeler ile alerjik hastalıkların teşhisi ve

tedavisinde önemli yol katedilmiştir. Özellikle alerjene özgül immünoterapi bunlardan öne

çıkanlardan bir tanesidir. Bu yöntemde hastaya sadece duyarlı olduğu alerjenle immünoterapi

uygulanmaktadır. Bu nedenle hastanın duyarlı olduğu alerjenin belirlenmesi bu tedavinin

başarısı için anahtar öneme sahiptir. Deri prik testleri gibi geleneksel yöntemler ucuz

olmalaına rağmen, hastanın duyarlı olduğu alerjeni belirleme konusunda yetersizdir. Bu

amaçla kullanılan yöntemlerden bir tanesi immünoblot tekniğidir. Bu yöntemde alerjen

kaynağındaki proteinlerin profilleri SDS-PAGE yöntemi ile belirlenmekte, daha sonra bu

profil western-blot adı verilen bir yöntemler membrana aktarılmaktadır. Bu membranlar ve

hasta serumu kullanılarak özgül olarak alerjen belirlenmesi mümkün olabilmektedir. Ayrıca

alerjik hastalıkların günümüz toplumunun ortalama %25’ini etkilediği göz önüne alındığında

bu testler ülke ekonomisine büyük bir yük getirmektedir. Bu nedenle bu testleri yerli imkan

ve doğal kaynaklar ile hazırlanabilmesi alerjik hastalıkların daha kesin ve az maliyetle

belirlenmesine yardımcı olacaktır. Bunun için araziden bu bitkileri tanıyan ve polenlerini

toplayacak bir ekibin yanı sıra bunların özütlenmesi, sterilizasyonu ile standardizasyonu için

gerekli alt yapının kurulması gereklidir. Polen örneklerinin toplanması ile hazırlanması için

gerekli tüm koşullar Bülent Ecevit Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde yer almaktadır. Ancak

standardizasyon için gerekli laboratuvar (steril koşulları) şartları gibi bazı eksiklikler

bulunmaktadır. Önerilen proje ile ülkemize özgün polen ya da diğer alerjen kaynaklarından

özgül western blotlar hazırlanarak hastaların duyarlı olduğu protein bantlarının

belirlenmesidir. Daha spesifik sonuçların elde edilmesinde ve farmakolojik giderlerin

azaltılmasında etken olabileceği düşünülmektedir. Ülkemizde ve diğer gelişmekte olan

ülkelere ticari olarak pazarlanmasında ayrıca nitelikli personel ihtiyacı ile istihdam

yaratılmasında yeni bir iş kolu yaratacağı umulmaktadır.

Anahtar kelimeler: Alerji, Polen, Spesifik İmmünoblot, Üretim.

Page 60: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

50

GÜNEŞ ENERJİSİ İLE ÇALIŞAN GEMİ

Hakan ÖGÜCE*, Halil KATIKSIZ, Barış GÜBÜL, Murat BİLGİLİ, Mustafa

ŞAHİNGÖZ, Kadir Kemal KULABER

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü, İncivez 67100,

Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Projedeki amacımız doğal kaynaklarla elde edilen enerjiden yararlanmak ve enerji

tasarrufunu sağlamaktır. Gündelik hayata uyarlanmış enerji kaynakları olarak doğal güneş

enerjisini tercih ettik ve solar güneş panelleriyle doğrudan faydalanmaya çalıştık. Bu projeyi

gemi üzerinde uyarlamaktaki amacımız ise doğrudan güneş ışınlarını alabilmek ve açık alanın

rahat bulunduğu denizlerde engellere maruz kalmamaktır. Gemi yapımını maket tarzında

ahşaptan yapıp deniz suyuna dayanıklı macun vernik ve de boyalardan faydalandık. Böylece

suda yüzen gemi şişme, korozyon vb. engellere takılmadan rahatça yüzer vaziyete getirildi.

Gemi kontrolü uzaktan kumanda ile yapılarak komutlandırıldı. Enerjiyi panelden elde edip

kuru aküde depoladık. Bu aküler seri bağlı şeklinde ayarlandı. Kumanda komutları ise esc

yardımı ile ayarlanıp doğrudan motora iletilen enerji ile motor çalıştırıldı. Yön kontrolu ise

yine kumanda aracılığı ile dümene iletilerek yapıldı.

Anahtar Kelime: Solar.

Page 61: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

51

PRESERVATION OF HISTORICAL MONUMENTS USING 3D

LASER SCANNING TECHNOLOGY

Bianca BADULESCU*, Alexandru MARİN

University of Agronomic Sciences and Veterinary Medicine of Bucharest, Faculty of Land

Reclamation and Environmental Engineering, 59 Mărăşti Blvd, District 1, 011464, Bucharest,

Romania, Phone: +4021.318.25.64, Fax: + 4021.318.25.67

*[email protected]

ABSTRACT

This project aims to present the using of 3d laser scanning technology in historical

monuments inventory. Laser scanning technology is among the latest methods of collecting

geodata, and is therefore most useful technology in studying and preserving national heritage

monuments. Many times, there are no appropriate construction plans that are based on future

plans regarding upgrading or renovating, so, 3D Laser scanning allows the realization of a 3D

documentation of historical buildings. Data can also be recorded in the field and further

processed in the office, with varying degrees of detail for future planning - for example in

CAD applications. 3D documentation may also be used for the purpose of prevention; it

provides a higher degree of security developers and construction companies. It would call into

question the methods of data acquisition and processing and integration and their inventory in

a GIS database. Therefore obtained data will be for users more friendly, more readable, more

recent and accessible, and through the web interface will be easier for the users to get the

required information.

Key words: 3D Laser Scanning, Heritage, Technology, Gıs, Database.

Page 62: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

52

YAĞMURSUYU VE KANALİZASYON BACALARININ

HESAPLAMALI AKIŞKANLAR DİNAMİĞİ PROGRAMLARI İLE

MODELLENMESİ

Onur DÜNDAR*, İsmail Hakkı ÖZÖLÇER

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Zonguldak

ÖZET

Ülkemizde son yıllarda, taşan ve çevrede kirlilik ve hatta can ve mal kaybı oluşturan

yağmursuyu ve kanalizasyon bacalarına sıkça rastlanmaktadır. Yağmursuyu ve kanalizasyon

şebeke inşaatlarında kullanılmakta olan bacaların geometrileri TS EN 1917/ AC’ de verilen

geometrilere uygun olarak üretilmiş standart yapılardır. Bacalarda oluşan su taşması her ne

kadar yağmursuyu ve kanalizasyon sistemlerinin kapasitesinin üzerinde akım şartları olarak

görülse de, baca geometrisi de baca içinde biriken suyun yüksekliğini etkilemektedir.

Gelişmiş Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (HAD) programları ve artan bilgisayar

kapasiteleri ile birlikte baca içi akımların gerçeğe yakın olarak modellenmesi mümkün

olmuştur. HAD modellemeleri ile baca kayıp katsayıları farklı akım koşulları için elde

edilebilmektedir. Mevcut veya proje aşamasındaki kanalizasyon, yağmur suyu, içme suyu,

sulama suyu yapıları gibi çeşitli hidrolik sistem elemanlarının kritik koşullar altında

modellemeleri HAD yardımıyla yapılabildiği gibi, ihtiyaç halinde en uygun performansı

verecek yapının tasarımı da yapılabilmektedir. Bu çalışmada, yaygın olarak kullanılan 3 kollu

bir bacanın TS EN 1917/ AC ile belirlenen modeli ve alternatif olarak sunulan baca içinde

oluşan akımlar HAD programı ile çözülmüştür. Yeni tasarlanan baca performansı ile

standartlara uygun olarak üretilen baca performansı karşılaştırılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği, Modelleme, Yağmursuyu,

Kanalizasyon, Su Yapıları.

Page 63: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

53

GELECEĞİ AYDINLATAN LAVABOLAR

Nazım KUNDURACI*

Çanakcılar Seramik San.Tic. Aş. , Arge Bölümü, Çukurköy Mevkii 67670, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Seramik Sağlık Gereçleri üretiminde kalite, maliyet ve inovasyon üçgeni içerisinde

gelişen teknolojiler ile birlikte inovasyon yönü giderek ağırlık kazanmaktadır. Özellikle son

10 yıl içerisinde gelişen Sanayi-Üniversite iş birliği ile geleneksel üretim yöntemlerinden

ziyade inovasyon içeriği yüksek üretimler hem üniversitelerimize, hem sektördeki firmalara

hem de ülkemize katma değer sağlamıştır. Bu bağlamda seramik sağlık gereçleri sektöründe

üretim yapan firmamız hem Sanayi-Üniversite iş birliğine hem de inovasyona büyük önem

vererek bu alanda desteğini sürekli olarak arttırmıştır. Firmamız bünyesinde gerçekleştirilen

inovatif çalışmalarından birisi de fosforesans özelliğe sahip seramik lavabolardır. Son yıllarda

fosfor malzemesi ile üretilen çeşitli renkteki pigment içeren bünyeler, hem iç hem de dış

uygulamalarında kullanılabilmektedir. Plastik, lastik, polivinil klorür, diğer sentetik reçineler

ve cam ile de karıştırılabilirler. Trafik güvenlik işaretlerinde, trafik kontrol eldivenlerinde,

araçların refleksiyon plakalarında, refleksiyon bayraklarında, otoyol işaretlerinde, güvenlik

kordon iplerinde, güvenlik şemsiyelerinde, yağmurluklarda, telefon tuş kaplamalarında,

saatlerde, acil çıkış göstergelerinde, oyuncaklarda, kendilerine uygulama alanı bulmaktadırlar.

Bu arge projesinde, fosforlu pigmentler kullanılarak seramik sağlık gereçleri ürünlerinde

kaplamalar gerçekleştirilmiştir. Fosforun sahip olduğu ışıma sayesinde, kamu kuruluşlarında,

alışveriş merkezlerinde ve evlerimizde elektrik enerjisinden tasarruf sağlanması

amaçlanmıştır. Sağlık açısından bir tehdit oluşturmayan ve Türkiyede üretilen fosfor pigmenti

ile düşük sıcaklıklarda ergime özelliğine sahip frit karıştırılarak seramik sağlık gereçleri

ürünlerine püskürtme yöntemiyle uygulanmıştır. Kaplanmış ürünler dekor pişirim fırınlarında

sinterlenmiştir. Floresans ışık altında şarj edilen seramik sağlık gereçleri ürünlerinde şarj

süresinin yarısı kadar sürede ışıma özelliği sağladığı belirlenmiştir. Bu fosforlu camsı seramik

yüzeylerin sağladığı hem ultra clean özelliği hem de ışıma özelliği ile çalışmamız seramik

sağlık gereçleri sektöründe bir ilke adım atmıştır.

Anahtar Kelimeler: Fosfor Pigmenti, Işıma Özelliği, Ultra Clean Yüzeyler Ve

Enerjiden Tasarruf.

Page 64: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

54

BOR OKSİT KATKILI Bİ2O3 ELEKTROLİT MALZEMELERİN

SENTEZLENMESİ VE ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Yasin POLAT*, Yılmaz DAĞDEMIR, Mehmet ARI

Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Fizik Bölümü, Talas 38039 Kayseri

*[email protected]

ÖZET

Bu projede, farklı katkı oranlarında ve farklı ısıl işlem sıcaklıklarında, bor oksit (B2O3)

katkılı bizmut trioksit (Bi2O3) iyonik iletkenliğe sahip elektrolit malzemeler katı hal

reaksiyonu ile sentezlenecektir. Bu çeşit elektrolit malzemeler, alternatif enerji kaynaklar

arasında sayılan ve yakıt olarak hidrojen kullanıldığında atık maddenin sadece su olduğu bir

pil çeşidi olan, katı oksit yakıt pil (KOYP) yapısına uygunluğu araştırılacaktır.Böylece,

dünyada ve ülkemizde ilk defa yapılacak olan bu araştırma ile ülkemizde bol miktarda üretimi

yapılan bor madeninin kullanıldığı kompozit malzemelerin üretimi ve alternatif enerji

sistemlerinden olan KOYP’lerde kullanılmasına yönelik bir çalışma olacaktır. Bilindiği gibi,

oksijen iyonu iletkenliğine sahip katı elektrolit malzemeler, yüksek verimde kimyasal enerjiyi

doğrudan elektrik enerjisine dönüştürebilme yeteneğine sahip malzemelerdir [1]. Dönüştürücü

sistemlerden biri olan KOYP’leri yüksek enerji çevrim verimliliğine, doğrudan doğruya bir

yakıtı (hidrojen, doğal gaz, metanol vb.) kullanarak çalışma özelliğine ve çevre güvenliğine

sahip olmaları nedeniyle alternatif elektrik güç üretme sistemleridir. Temel madde olarak

alınan Bi2O3’e değişik yüzdelerde B2O3 katkılanarak elde edilen karışımların değişik

sıcaklıklarda ısıl işlemlere tutulmaları ve ısıl işlemlerden sonra bu malzemelerin kararlılığında

bir değişme olup olmadığını ortaya koyan kristal yapılarını ve elektriksel yapılarını

belirlemek için yapılan XRD, dört-nokta prob ve TG/DTA ölçümleri ve elde edilen kararlı

elektrolit ile katı oksit yakıt pilinin nasıl yapıldığı anlatılacaktır [2]. Dünyada en büyük bor

elementi rezervinin Türkiye’de olmasından ve ülkemizde üretimi gerçekleştirilen borun en

güncel enerji alanlarında kullanılması ile enerji üretim sanayindeki yeni bir kullanım alanı

açılmış olacaktır. Bilim adamları petrol bitmeden onun yerini doldurabilecek yeni alternatif

enerji kaynaklarını aramaya başlamışlar ve şimdiden otomobil üreticileri akülerle çalışan

arabaları üretmişlerdir. Yakın bir gelecekte de bütün taşıtları elektrikle çalışan taşıtlar olarak

üretmeyi planlamaktadırlar. Bunun için gerekli olan elektrik enerjisini alternatif elektrik güç

üretme sistemi ile elde edilen enerji yakıt pilleri kullanarak elde etmeyi tasarlamaktadırlar.

Enerji üretim sistemlerinden olan KOYP yapısında kullanıma uygunluğun belirlenmesi ile bor

için enerji üretim sanayindeki yeni bir kullanım alanı açılmış olacaktır.

Anahtar kelimeler: Bizmut (III) Oksit, Bor (III) Oksit, Katı Hal Reaksiyonu, Elektrolit,

Katı Oksit Yakıt Pili (KOYP).

Kaynaklar

[1] Meibuhr S G, Electrochimica Acta, 11:1301-, 1966.

[2] Durmuş S, Çorumlu V, Çiftci T, Ermiş İ, Ari M. Ceramics International, 39: 5241-, 2013.

Page 65: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

55

HİDROLİK SİSTEMLİ HAVAALANI ARAÇ TASARIMI

Hüseyin UZUN*

Karabük Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Demir – Çelik

Kampüsü, Balıklarkayası Mevkii 78050, Karabük

ÖZET

İnsansız hava araçları günümüz dünyasında yeni ve popüler bilim alanı kabul ediliyor.

Teknolojinin hızla gelişimine devam ettiği günümüzde; mühendislik birikimlerinin

eklenmesiyle insansız araçlar yakın gelecekte insan ile kontrol edilen hava araçlarına eşdeğer

nitelikte olacaktır. İnsansız Hava Araçları iki şekilde tasarlanabilir; birincisi uzaktan kumanda

kontrol sistemi ile uçan, diğeri ise belirli bir seyir haritası belirlenip, seyir bittikten sonra

otomatik iniş/kalkış yapan sistemlerle tasarlanabilir. Bu çalışmada ise her iki sistemi de İHA’

na entegresi planlanmaktadır. Sistem; prototipi ve tüm yeryüzü koşullarının gerektirdiği

olumsuz koşullara göre tasarlanıp, geliştirilmesini amaçlamaktadır. Çalışma, “Teorik

Tasarım; Yapısal Tasarım (Aerodinamik), Geliştirme ve Test” aşamalarından oluşmaktadır.

Bu çalışmada, ilk olarak; teorik tasarımın planlanması yapıldı. Araç ne için kullanılması

gerektiği ve aracın yeryüzü koşullarına göre hangi özellikleri taşıması gerektiği hesaplama ve

komponent belirleme işlemleriyle tamamlanmış olup bir sonraki aşama olan Yapısal Tasarım

aşamasına geçilmiştir. Yapısal Tasarım aşamasında ise öncelikle aracın çizimleri ve

simülasyon işlemleri CATİA, SOLİDWORKS ve analiz işlemleri ise ANSYS 15.0

programlarıyla yapıldı. Malzeme seçiminin ise yapısal tasarıma göre uygun bir kompozit

malzemenin belirlenmesi ile yapılması planlanmaktadır. Bu aşamadan sonra aracın ön

tasarımının tamamlanması planlanmış olup, bu tasarıma ek olarak Aerodinamik, Kontrol

Sistemleri, Elektro – optik, Radar, Transec/Comsec, Satcom, Otonom Uçuş Yazılımı, Güdüm

Sitemi, Elektriksel Güç vb. gibi sistemlerinin araca entegre edilmesi ve bu sistemlerin çalışır

hale getirilerek tasarımın geliştirilmesi planlanmaktadır. Bu sistemlerin birbirleriyle entegre

hale getirilmesinin planlanması yöntem ve metot kısmında açıkça anlatılmıştır. Sistemin

yazılımlarının tamamıyla tarafımızdan yapılmasını planlamaktayız. Bunun için; şu aşamada

C#, C/C++ ve Java dilleriyle (Microsoft. NET)tabanlı bir yazılım kullanmayı

hedeflemekteyiz. (Tasarım ve Çizimleri Mevcuttur).

Anahtar kelimeler: Elektro-Optik, Aerodinamik, Satcom, Microsoft. NET,

Transec/Comsec.

Page 66: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

56

SAMAN MALZEMESİNDEN EKOLOJİK YAPI MALZEMELERİ

Ali Kemal YILDIRIM1*, Wibisono Bagus NIMPUNO

2

1Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim dalı, Yıldız-İSTANBUL

2İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim dalı, Taşkışla

İSTANBUL

*[email protected]

ÖZET

Günümüzde inşaat sektörü ekolojik yapılar yapmanın öneminin farkında ve bu

yapıların firmaya prestij katması söz konusudur. Ekolojik yapılar yaparken firmalar yapıda

kullanılacak olan yapı elemanlarının çevre dostu etiketi ve ekolojik sertifika sahip olmasına

dikkat etmektedirler. Bu bağlamda günümüzde kullanılan yapı elemanlarının çoğunun

üretimi, nakliyesi ve yok edilmesi sürecinde enerji harcamakta, dolayısıyla bu malzemelerin

bünyesinde bulundurduğu enerji miktarları yüksektir. Bu proje kapsamında saman

malzemesinin ekolojik özellikleri göz önünde bulundurarak, çevre dostu yapı elamanlarının

üretilmesi düşünülmüştür. Yöntem olarak ise preslenen saman malzemesi ile yanmayan ve

malzemelerin yapışmasını sağlayan beyaz çimento yanı sıra bağlayıcılığı sağlamak için cam

elyaf karıştırılıp önceden hazırlanan kalıplara dökülüyor. Saman malzemesi doğada kolayca

bulunan, maliyeti düşük, ısı yalıtım performansı yüksek bir malzemedir. Bu proje sonucunda

günümüzde inşa edilen yapılarda ihtiyaç duyulan yapı elemanlarının saman malzemesi

sayesinde ekolojik ve ucuza projelendirmesi söz konusu olacaktır.

Anahtar Sözcükler: Saman Malzemesi, Ekolojik, Yapı Elemanı.

Page 67: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

57

KAPALI ALANLARDA MOBİL KONUMLAMA

Şenol Hakan KUTOĞLU*, Fatih ALİYAZICIOĞLU

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Geomatik Mühendisliği Bölümü, Zonguldak

ÖZET

Hastane, Alışveriş Merkezi ( AVM ) gibi büyük mekânlarda insanların yaşadığı en

önemli problem, bina içinde kendilerinin bulunduğu yeri konumlamak ve ulaşmak istedikleri

noktaya hangi yoldan gidebileceğini çözmektir. Bu sorunu çözmekte genellikle başarısız

olduklarından çözüm için en çok başvurdukları yol, binada çalışan personelin bilgisine

başvurmaktır. Gün içerisinde benzer sorularla defalarca karşılaşıldığından, bu durum personel

üzerinde memnuniyetsizliğe ve bıkkınlığa yol açmaktadır. Günümüzde cep telefonu ve cep

telefonu üzerinden Android / IOS uygulamalarının kullanımı son derece yaygınlaşmıştır. Bu

bağlamda, cep telefonu üzerinden kullanılabilecek bir kapalı mekân konumlama sistemi, sözü

edilen sorunun azaltılmasına katlı sağlayacaktır.

Anahtar kelimeler: Mobil Konumlama, Kapalı Alanda Yön Bulma.

.

Page 68: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

58

PHOTOCATALYTIC ACTIVITIES OF NANOPARTICLES

EMBEDDED INTO AMPHIPHILIC GRAFT COPOLYMERS

Özlem A. KALAYCI*, Baki HAZER

Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, 67100, Zonguldak

*[email protected]

ABSTRACT

Inorganic–organic composite materials are increasingly important due to their

characteristic properties, interaction between the properties of the different segments. When

inorganic blocks embedded in organic blocks, a new material is obtained which has new

mechanic, thermal, electric and magnetic properties. Nanocomposites are used various

industrial applications, automotive, bio-medical, optical devices and catalytic membranes.

Consequently, a large number of interdisciplinary studies are focused on novel and cheap

nanocomposite materials. The amphiphilic brush typed copolymer synthesized by our study

group was used in the production of antibacterial hybrid structure containing monometallic

nanoparticles [1], in studies of in vivo biocompatibility [2] and for the analysis of the hybrid

structure with semiconductor CdS nanoparticles [3]. In this study, in order to analyze the

nanoparticles in imidazole grafted polypropylene, PP-g-Im, the colloidal solutions of hybrid

structures embedded Au, CoO nanoparticles were synthesized. The photo catalytic properties

of hybrid structures were determined by using Fluorescence Spectrometer. The size analysis,

morphology and optic properties in hybrid structures were analyzed by high resolution TEM

(HRTEM), and the energy dispersive spectroscopy (EDS), UV-Visible Spectrometer.

Nanoparticles embedded polymer samples were shown interestingly photo catalytic activities.

Consequently, the hybrid structure synthesized here is a strong and enduring film, and thus

conveniently advantageous to be used in catalytic applications.

Keywords: Au, CoO, Amphiphilic copolymer, Photocatalytic, SPR.

Kaynaklar

[1] Kalaycı Ö A, Cömert F B, Hazer B, Atalay T, Cavicchi K, Çakmak M, Polym. Bull., 65:215-

226, 2010.

[2] Hazer D B, Hazer B, J. Polym. Res., 18:251-262, 2011.

[3] Kalaycı Ö A, Duygulu Ö, Hazer B, J. Nanoparticle Research, 15(1355): 1-12, 2013.

Page 69: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

59

ATMOSFERİK KİRLETİCİLERİN TESPİTİNDE BİYOMONİTÖR

OLARAK KARAYOSUNLARININ KULLANIMI

Muhammet ÖREN1*, Hasan ÇABUK

2, Ayşe Dilek ÖZÇELİK

1

1Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Zonguldak

2Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Zonguldak

ÖZET

Atmosferik kirleticilerin izlenmesinde biyoindikatörlerin kullanımı hem potansiyel

olarak hemde daha ekonomik olmasından dolayı alternatif bir yöntem olarak tercih

edilmektedir [1]. Karayosunları kökleri olmadığından, bitki bünyesine alınan kirleticiler

atmosferik kökenlidir [2]. Karayosunlarının kirli bölgelerde de yayılıyor olması, kutikula

tabakalarının olmaması, iletim dokularının olmaması, metal birikimlerinin kuru ve ıslak

birikim konsantrasyonları ile ilişkili olması gibi diğer özellikleri böylesi çalışmalarda tercih

edilmelerinin diğer artılarıdır. Biyomonitör çalışmalarında aktif ve pasif örnekleme

yöntemleri kullanılmaktadır [3]. Proje kapsamında aktif örnekleme yapılacak olup, temiz

alanlardan toplanan örnekler, Batı Karadeniz Bölgesi’nde yerleşim, sanayi, ulaşım alanları ve

kırsal alanları temsil eden noktalara yerleştirilecektir. Üç aylık periyotlar sonunda

yerleştirildikleri noktalardan alınan karayosunu örnekleri üzerinden ağır metal ve PAH

analizleri yapılacaktır. Ağır metal analizleri için örnekler 40 °C’de kurutulacak, mikrodalgada

nitrik asit içerisinde parçalanacaktır ve numuneler ICP-MS cihazında analiz edilecektir. PAH

analizi için örnekler Soxhlet ile extre edilecek ve numuneler HPLC’de analiz edilecektir [4,5].

Analiz sonuçlarının istatistiksel analizi ise SPSS 19 programı kullanılarak

gerçekleştirilecektir. Proje sonunda alandaki atmosferik kirleticilerin mevsimlere ve bir

yıldaki birikimleri tespit edilecektir.

Anahtar kelimeler: Biyomonitör, Karayosunu, PAH, Ağır Metal.

Kaynaklar

[1] Chakrabortty S, kro Paratkar GT, Aerosol and Air Quality Research, 6:247-258, 2006.

[2] Ötvös E, Kozak I O, Fekete J, Sharma V K, Tuba Z, Science of The Total Environment,

330:89-99,2004.

[3] Szczepaniak K, Biziuk M, Environmental Research, 93:221-230, 2003.

[4] Anicica M, Tomasevica M, Tasica M, Rajsica S, Popovicb A, Frontasyevac M V,

Lierhagend S, Steinnesd E, Journal of Hazardous Materials, 171:182-188, 2009.

[5] Çabuk H, Kılıç M S, Ören M, Environmental Monitoring & Assessment, 186:1515-

1524, 2014.

Page 70: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

60

KOMBİNE ÇEVRİM BİYOGAZ SANTRALİ

Burak ALPARGU*, Armağan DAL

Osmangazi Üniversitesi,Mimarlık-Mühendislik Fakültesi,Makina Mühendisliği Bölümü 26480

Meşelik/ESKİŞEHİR

*[email protected]

ÖZET

Günümüzde enerji tüketimi hem endüstriyel hem de kamusal alanda artmaktadır.

Teknolojinin ve çevre bilincinin de gelişmesiyle enerji üretimi için dünyada kömür ve linyit

gibi çevreyi kirleten yakıtlardan vazgeçilmeye başlanmış, bu yakıtlara alternatif olarak

doğalgaz kullanımına geçilmiştir. Ancak ülkemizde yeterli doğalgaz rezervi

bulunmadığından, hem dış ülkelere bağımlı hale gelmekte hem de doğalgaz ithalatı için ciddi

paralar harcamaktayız. Türkiye 2013’de 45,27 milyar metreküp doğalgaz tüketmiş ve bu

doğalgazın %58’i Rusya’dan, %19’u İran’dan ve %9’u da Azerbaycan’dan ithal edilmiştir

[1]. Bu verilere göre yaklaşık 20 milyar dolar doğalgaz ithalatına harcanmıştır. Son yıllarda

doğalgaza alternatif olarak ortaya çıkan biyogaz, ülkemizdeki tarım ve hayvancılığın

yaygınlığı göz önüne alındığında doğalgaza olan bağımlılığı azaltacak, yapılacak yatırımlarla

doğalgaz ithalatını %5-10 seviyelerine kadar düşürecektir. Türkiye’nin de biyogaz üretimine

önem vermesiyle biyogaz üretim tesisleri ile ilgili projeler çoğalmıştır. Ancak bu projeler

küçük çaplı olup, projelerde elektrik verimi daha az olan kojeneratif sistemler

kullanılmaktadır. Biyogazın doğalgaz, kombine çevrim esasına dayalı santrallerinse

kojeneratif sistemler yerine kullanılması hem çevresel hem de ekonomik açıdan daha verimli

olacaktır. Ayrıca biyogaz üretiminde, bakterilerin optimum üreme sıcaklığı olan 40-70 ºC

aralığı, geliştirdiğimiz sistemle, ek bir enerji kaynağına ihtiyaç duyulmadan sadece atık ısı ile

sağlanacaktır. Bu sayede verim artacak; kombine çevrim santrallerinin en önemli dezavantajı

olan atık sıcak suyun, deniz veya göl ekosistemlerini tahrip etmesi de engellenecektir. Bu

projenin sadece ekonomik alanda değil çevresel anlamda da birçok yararı olacaktır.

Türkiye’de elektrik enerjisinin yaklaşık %20’si (12,5 GWh) hala linyit ile sağlanmaktadır [2].

Bu proje ile ülkemizi kirleten enerji kaynaklarının kullanımı azaltılacak, yeni nesile temiz ve

kalkınmış bir Türkiye bırakılacaktır.

Anahtar kelimeler: Kombine Çevrim, Biyogaz, Çevre Kirliliği, Kojenerasyon, Verim.

Kaynaklar

[1] EPDK 2013 verileri, http://www.epdk.gov.tr/index.php/dogalgaz-piyasasi/lisans/12-

icerik/dogalgaz-icerik/1128-dogal-gaz-ithalat-bilgileri

[2] TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası verileri,

http://www.emo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=88369#.U1w3Wvl_tBE

Page 71: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

61

3E ÇELİK KÖPRÜ PROJESİ

Murat Emre KARTAL*, Mahmuthan KELEŞ, İlhan DİRİL

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İncivez, 67100,

Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Günümüzde, dünya üzerinde gelişmişliğin yapısal karşılığı yoldur. Bir ülkenin

medeniyet seviyesi mevcut yollarıyla paraleldir. Gelişmekte olan Türkiye’miz ve

Zonguldak’ın bu bağlamda yeni, modern yollara ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçtan dolayı yolların

yanı sıra o yolların düz bir satıhta ilerlemesini mümkün kılan köprülere ihtiyaç

bulunmaktadır. Bu projede ülkemizin özelde Zonguldak’ın ihtiyacı olan köprülerin tasarımı,

projelendirilmesi ve imalatı esnasında maliyet azaltarak, ülke ekonomisine katkı sağlanması

ve ayrıca köprünün inşa süresinin kısaltılması amaçlanmıştır. Bu proje kapsamında, seçilen

modelin maksimum köprü yüksekliği 110 cm, köprü açıklığı 620 cm ve tabliye genişliği 90

cm olarak dikkate alınmıştır. Bu ölçüler ışığında amaç en hafif, en küçük deformasyonu veren

ve en kısa sürede imal edilebilecek köprü tasarımını gerçekleştirmektir. Yapı malzemesi

olarak köprü inşaatı için yaygın olarak kullanılan çelik uygun görülmüştür. Çalışma

sonucunda dikkate alınan ölçüler ışığında, 173 kg’lık köprü ağırlığı ile mevcut açıklık

geçilmiştir. Yükleme olarak 1.5 tonluk kuvvet (0.25+1+0.25) köprünün orta kısmına

etkitilmiştir. Bu yükleme altında sayısal çözümlemeler Sap 2000 [1] yapı analiz programında

gerçekleştirilmiştir. Çözümlemeler sonucu her çubuktaki iç kuvvetler ve gerilmelerin elde

edilmesinin yanı sıra 0.024 mm gibi son derece küçük sayılabilecek düşey deformasyon

değerine ulaşılmıştır. Bu proje kapsamında yapılan bütün işlemlerin temel amacı emniyet,

ekonomi ve estetik kriterlere optimum riayet edilmesidir. Tasarımı yapılan köprü ile bir nehir,

vadi veya göl yatağı üzerinden geçirilebilir ve hatta üst yaya geçidi olarak da kullanılabilir.

Anahtar kelimeler: Çelik Köprü, Sap 2000, Optimum Tasarım.

Kaynaklar

[1] SAP 2000 V16, Computers & Structures, Structural Analysis Program (2014).

Page 72: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

62

YALITIM VE ISITMA PERDESİ

Şaban GÜRBÜZ*

Zincirlikuyu mah. Ecem sok no:1 Tepebaşı Eskişehir

ÖZET

Yalıtım perdesi kullanıldığı ortamların yalıtılmasını ve ısıtılmasını amaçlamaktadır.

Perde çift yüzlü olup mevsimine göre ışığı soğuran yüzü veya yansıtan yüzü kullanılarak

yalıtım sağlanabilmektedir. Mekanları ısıtmakta en çok yalıtıma ihtiyaç duyulan yerler

duvarlardan sonra pencerelerdir. Bu pencereleri kapsayan yalıtım ise bu geliştirdiğimiz perde

sayesinde gerçekleşecektir. Perdenin içinde bulunan kılcal ısıtıcı teller elektrikle çalışan bir

ısıtıcı düzenek sayesinde hem mekanı ısıtıyor hem de yalıtıma büyük fayda sağlıyor. Bu perde

ile yapılan ısıtma işlemi hem daha ekonomik oluyor. Hem de ortamdaki ısıyı muhafaza

konusunda yani yalıtımda çok daha etkili sonuçla elde ediliyor.

Anahtar kelimeler: Yalıtım, Isıtma, Çift Yüzlü Perde.

Page 73: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

63

ÜZÜM ATIKLARINDAN RESVERATROL ÜRETİMİ

Dursun KISA*

Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen - Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Taşlıçiftlik,60250

Tokat

*[email protected]

ÖZET

Üzüm üretimi ve ihracatında dünyada ilk sıralarda yer alan ülkemizde; üzüm sofralık,

üzüm suyu, pekmez ve pestil gibi ürünlerin yapımında ve şarap üretiminde kullanılmaktadır.

Üretim sonucu oluşan kompost, resveratrol bakımından zengin olup değerlendirilmeden çöpe

atılmaktadır. Üzüm kabuğunda bol miktarda bulunan resveratrol; anti-aging, anti-kanser, anti-

inflamatuar ve antioksidan özellikleri nedeniyle genel olarak Güney Avrupa ülkeleri ile üzüm

tarımının yapıldığı ABD de üretilmektedir. Bu projeyle, sözü edilen ürünün üretimi açısından

bakir durumda olan ülkemizde yeni teknik kullanarak üzüm kabuğundan resveratrol üretimi

hedeflenmiştir.Şarap ve pekmez üretimi sonucu ortaya çıkan ve çoğu zaman atılan kabuklar

işletmecilerle görüşülerek talep edilecektir. Resveratrol üretimi için kullanılacak olan

kabuklar, daha önce bu alanda kullanılmayan fakat etkinliği kanıtlanmış elektroporasyon

teknolojisiyle ön muamele edilerek hücre duvarlarının daha iyi parçalanması ve dolayısıyla

daha fazla resveratrol elde edilebilir hale getirilecektir. Elektroporasyon medikal alanlarda,

meyve suyu üretiminde ve sürdürülebilir çevresel uygulamalarda yeni tercih edilen bir ön

işleme yöntemidir. Elektroporasyon hücre duvarlarını yıkar ve daha geçirgen hal almasını

sağladığından dokulardan madde salınımı kolaylaşır. Bu yöntemle yaklaşık olarak % 30 daha

az enerji kaybı, % 50 oranında üretimde artış sağlanır. Ayrıca elektroporasyon yönteminde

mikroorganizmalar canlılığını yitirdiğinden oluşan ürünün muhafazası daha kolay olmaktadır.

Resveratrol organik ekstraksiyon yöntemiyle üretilecektir. Resveratrol üretimi üzerine,

rekombinant üretim ve klasik ekstraksiyon yöntemleri kullanılarak yapılan çalışmalar ve

patentler mevcuttur. Önerilen çalışmayı yapılanlardan ayıran özellik bu projeyle; ilk defa yağ

elde işleminde elektroporasyon ve soğuk presleme yöntemleri birleştirilerek geleneksel

yöntemlerden daha fazla oranda ve yüksek kalitede resveratrol üretilmiş olacaktır.

Anahtar kelimeler: Üzüm, Resveratrol.

Page 74: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

64

AKILLI ÇÖP KUTUSU

TANER ÇARKIT*

Köşk Mah.Çakir Sok.Hasdal Sit.B Blok 11.Kat/21numara Melikgazi /Kayseri *[email protected]

ÖZET İnsanların çöp konusunda hassas olduğu bilinen bir gerçektir. Özellikle ev hanımları

evlerinde, girişimciler restaurantlarında hoşa gitmeyen bir görüntü istemezler. Bu

durumlardan biri de çöp kutusundan pis atık sıvı akmasıdır. Çöp kutularına sıvı dolu atıklar

atıldığı zaman, sıvı çöp kutusunun tabanına iner ve çöp poşeti değiştirileceği vakit veya kutu

boşaltılacağı zaman pis atık sıvı poşetin, kutunun altından damlayarak çevrede pis bir görüntü

oluşturur ki bu ev hanımlarının ve özellikle restaurant sahiplerinin hoşuna gitmez.Çöp

kutularına hacmi büyük çöpler atıldığı zaman, kutuların dolu olduğu varsayılır, ama presleme

sistemiyle kutuya atlan çöp ezildiğinde hem çöpün hacmi azalır, hem de çöp poşetinden,

zamandan, hacimden tasarruf edilmiş olunur. Ayrıca pis sıvıların çöp kutusunun tabanına

inmesi kolaylaştırılır.İnsanların çöp kutularını akşam karanlık vakitlerde karanlıktan dolayı

görememesi ve çöplerini etrafa atmaları, dışarıda karanlıkta kendi kendini aydınlatan çöp

kutuları sayesinde önlenir. Temiz bir çevre için bir adımdır bu proje. Malum günümüzde

çevre kirliliği, küresel ısınma canlılar için ciddi tehdit oluşturmaktadır. Bu projeyle bu

tehditler bir nebze önlenir ve çevrenin temiz kalması sağlanır.

Anahtar kelimeler: Akıllı, Çöp, Çöp Kutusu.

Page 75: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

65

ANNELER CEVAPLASIN

Burakhan ÖZYOL*

Kozlu Alparslan Ortaokulu Güney Mah. Orkide Sok. No: 7 Kozlu 67600, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

www.annelercevaplasin.com; anne ve anne adaylarının sorular sorarak / sorulan

sorulara cevap vererek deneyimlerini paylaşmalarını amaçlayan bir web sitesidir. Bu alanda

dünyada yapılmış bir örneği olmadığı için alanında tek diyebiliriz. Annelerin çocuk gelişimi

ve eğitimi üzerindeki etkisinin yüksek olduğu düşünüldüğünde; elde edilen verilerin analizi

sonucunda yanlış bilinen, hatalı uygulanan, korkulan ve çekinilen davranışları ortaya

çıkartarak, bu tür davranışların doğruluğu daha geçerli davranışlar ile yer değiştirmesini

sağlamayı amaçlamaktadır. Günümüzde internetin bilgi kaynağı olduğu göz önünde

bulundurulduğunda çocuk gelişimi alanında farklı kültürlerden yanlış olarak devşirilen

davranışların kültürel bir kayba neden olmasından dolayı, kendi kültürümüz içinde deneyimli

olan insanların deneyimlerini paylaşarak kültürel kaybın önüne geçmeyi amaçlamaktadır.

Anne ve anne adaylarının komik ve basit olarak düşündüğü, soruları soramadığı, çekindiği

yahut paylaşabileceği bir yer bulamadığında rahatlıkla sorularını yöneltebileceği bir platform

oluşturmayı amaçlamaktadır. Anne ve anne adaylarının ücretsiz olarak üye olabileceği

sistemde gösterilecek olan reklamlar ve destekleyici üyelikler ile ede edilen gelir, sistemin

genel işleyişini ve ayakta kalmasını sağlamaya yönelik kullanılacaktır. Talep gelmesi halinde

aile eğitimleri ve grup seminerleri için aracılık hizmeti verebilecektir. Tamamı açık kaynak

olan teknolojilerden yararlanılarak yapılmıştır. Bu şekilde hiç bir lisans hakkını ihlal

etmemektedir. Geçerli sonuçların elde edilebilmesi için 6 aylık bir zaman dilimi

öngörülmektedir.

Anahtar kelimeler: Soru Cevap, Çocuk Gelişimi, Bebek Bakımı, Ergenlik Sorunları,

Annelik Psikolojisi.

Page 76: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

66

ELEKTRİK ÜRETEN TEKERLEKLER

Necati BAŞMAN*, Aykut KOSOVA

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Elektik-Elektronik Mühendisliği Bölümü,

Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Elektrikli araçlar, küresel ısınma ile iklim değişikliğine neden olan sera gazı

emisyonlarını önleme ve enerjinin verimli kullanımı açısından geleceğin taşımacılığını temsil

etmektedir. Bilinen petrol rezervleri, dünyanın ihtiyaçlarını ekonomik ve çevresel kriterlere

uygun bir şekilde karşılama yeteneğini her geçen gün kaybetmektedir. Elektrikli araçlar, içten

yanmalı motorlu araçlara oranla %80'e varan enerji tasarrufu sağlarken, doğayı kirletmeyen,

gürültü kirliliğine yol açmayan, çevreye duyarlı, sessiz ve ekonomik araçlar olarak karşımıza

çıkmaktadır. Ancak, elektrikli otomobillerin en büyük dezavantajı dolu şarjla alınan yolun az

olması, yani menzil mesafesinin kısa oluşudur. Bu projede, aracın menzilini arttırmak için

araç hareket halindeyken akünün şarj edilmesini sağlayacak bir tasarım yapılması

planlanmıştır. Projemizde otomobilin tekerlekleri bir alternatör görevi yapacak şekilde

tasarlanacaktır. Bu sayede tekerleklerdeki mekanik enerji elektrik enerjisine çevrilecektir.

Bunun için tekerleklere tıpkı bir alternatördeki gibi mıknatıslar yerleştirilecek, bu mıknatıslar

yine tekerlerin iç tarafına yerleştirilecek bobinlerin etrafında dönerek AC elektrik akımı

üretecektir. Üretilen bu akım ile araç hareket halindeyken akünün şarj edilmesi sağlanacaktır.

Anahtar kelimeler: Elektrikli Otomobil, Enerji Verimliliği.

Page 77: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

67

DAHA AZ NÜKLEER FACİA

Onur MEMİŞ*, Mükremin DOĞAN

İnönü Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Battalgazi 44100,

Malatya

*[email protected]

ÖZET

60 yıldır araştırmacı mühendisler nükleer yakıt iletim ve taşıyıcı çubukları Zirkonyum

esaslı metal alaşımlardan yapıyor. Bu alaşımlar yüksek sıcaklıkta bile yapısal bütünlüğü

bozmaması ve Uranyum nötronları kaçırıp nükleer tepkimeye girmesine yardımcı olmasıyla

bilinir. Ancak Fukuşima kazasında görüldüğü gibi bu alaşımların dezavantajı 1100 °C

civarında buharla tepkime vermesi ve Hidrojen gazı açığa çıkarmasıdır. Toz metalürjisi

üzerine yaptığımız araştırmalar sonucunda bu alaşımlardan daha üstün özelliklere sahip

Silikon karpit (SiC) seramik çubukların kullanılmasının daha avantajlı ve kazasız bir çalışma

imkânı verebileceğini düşünüyoruz. SiC çubuklar 1600 °C’ i geçse bile sapasağlam kalıyor.

Anahtar kelimeler: Çevre, Enerji, Nükleer.

Page 78: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

68

KAZASIZ, CEZASIZ VE GÜVENLİ TRAFİK

Mükremin DOĞAN*, Onur MEMİŞ

İnönü Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Battalgazi 44100,

Malatya

*[email protected]

ÖZET

Proje doğrultusunda araçlara monte edilecek çipli bir sistem ve aracın hızını

düzenleyecek mekanik düzenek yardımı ile aracın hız sınırını aşmaması sağlanacaktır.

Araçların şehir içi hız sınırları, şehirlerarası hız sınırları GPS ile tanımlanacaktır. Sisteme

hangi yollarda kaç km/h hız ile gidileceği bilgisi yüklenecektir. Güvenli sürüş teknolojisi GPS

veri servisinden aldığı bilgiler doğrultusunda sanal düzenekten mekanik düzeneğe verilecek

sinyal görevi araca gerektiğinde, fren yaptırılacak, uygun hızda ilerlemesi sağlanacaktır.

Böylelikle trafik polislerinin olmadığı yerlerde de güvenli bir şekilde trafiğin akışı

sağlanacaktır. Çeşitli lastikli araç kullanılan sektörlerde projemiz araç takip sisteminden,

navigasyon görevi görecek ve maddi manevi kazançlar sağlayacaktır. Ürün kullanıcıları trafik

para cezalarından kurtulmuş, her yıl binlerce kaza ve kayıplar önlenmiş olacaktır.

Anahtar kelimeler: Telekomünikasyon, Ağlar, Teknoloji, Toplum ve İstihdam.

Page 79: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

69

HAVA DURUMUNDAN KORKMA EGZOZUNU KULLAN

Onur MEMİŞ*, Mükremin DOĞAN

İnönü Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Battalgazi 44100,

Malatya

*[email protected]

ÖZET

Basitçe taşıtlarda tekerin kara saplanmasını, don ve buzlanmalarda aracın kaymasını

engellemek amacıyla ne yapılabilir, tekere zincir takmak gibi uğraşlardan nasıl kurtulabiliriz

diye düşündük. Aslında bu tarz olaylar kolay bir şekilde ortadan kaldırılabilir. Egzoz boru

hattına yapılacak eklemeler ile her tekerleğin çamurluk bölgesine, çeşitli nedenlerden

tıkanmayacak, büyük delikler açarak tekere egzoz üflemesi yapabiliriz. Bu sistem araca

ekstra bir masraf gerektirmeyecek, sadece kullanıcının yol ve hava şartları doğrultusunda

kullanıcının sürüş esnasında ulaşabileceği bir aksamla etkileşip başarılı olacaktır. Soğuk hava

şartlarının yaşandığı bölgelerde kullanılan araçlarda projemizin çok yararlı olacağı ve

tekerleğin ömrünü artıracağı bir gerçektir. Dolayısıyla kullanıcı zincir kullanmaktan,

mevsimine göre kış ve yaz lastiği değiştirme derdinden kurtulacak, kaza yapma riski

azalacaktır.

Anahtar kelimeler: Enerjinin Akıllı Kullanımı, Güvenlik.

Page 80: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

70

OSB

Onur MEMİŞ*, Mükremin DOĞAN

İnönü Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Battalgazi 44100,

Malatya

*[email protected]

ÖZET

Havalı fren ve süspansiyon sistemi vasıtasıyla bırakılan havanın; geri dönüş hattı

üzerinden, motor hava emişine bağlanması uygulaması. Bu işlem performans artımı için

mümkün olduğu kadar yüksek basınçta yapılmalıdır. Körüklerden çıkan temiz hava atmosfere

verileceğine motora verilir. Böylece motor ömrü ve verimi artırılmış olacaktır. Sisteme destek

olarak acil durumlarda çalışan; aracın yokuş tırmanırken fazla güç ihtiyacında kick-down ile

sisteme geçici olarak hava tanklarından da destek sağlanabilir.

Anahtar kelimeler: Enerjinin Akıllı Kullanımı, Tasarım, Maliyet, Verim.

Page 81: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

71

TOPLU TAŞIMACILIĞIN HER NOKTASINDA KENDİNİ ÖZEL

HİSSET

Mükremin DOĞAN*, Onur MEMİŞ

İnönü Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Battalgazi 44100,

Malatya

*[email protected]

ÖZET

Bugün özellikle büyükşehirlerde insanlar büyük çoğunlukla toplu taşıma araçlarını

seçerken olası ve çözülemeyen sorunlarla karşılaşabiliyor. Fikrimizde ise oturan yolcuları ele

alıp onlara daha konforlu bir hizmet verebilme anlayışı içerisine girdik. Özellikle birden fazla

yan yana koltuklarda oturan, uzun bir yolculuk geçirecek ve birbirini tanımayan kişiler bazen

meraklı gözlerden uzak olmayı, kendi işine odaklanmayı yani kısaca rahatsız edilmemek

isteyebilir. Bunu başarmayı da çok uzakta aramayı veya başarısızlığı düşünmeyecek olursak

aslında çözüm oldukça basit. İsmini ‘yelpaze perde’ koyduğumuz ve gerçekten yelpaze

düzeneğine benzeyecek yolcu koltukları arasındaki mekanik uygulamamızla sağımızda,

solumuzda veya her iki yanımızdaki insanlardan saklanabiliriz.

Anahtar kelimeler: Toplum, Konfor, Tasarım.

Page 82: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

72

UÇAN OTOBÜS

Onur MEMİŞ*, Mükremin DOĞAN

İnönü Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Battalgazi 44100,

Malatya

*[email protected]

ÖZET

Sistemin amacı yolcu otobüslerinin üzerine uygun ölçülerde yerleştirilecek rüzgâr

türbinleri ile verimli ve temiz enerji elde edilmesidir. Projede aracın üzerine yerleştirilen

türbinler sabit açıda değil de rüzgârın geliş açısına göre değişecek bir uygulama olacaktır. Bu

şekilde rüzgârdan en verimli şekilde yararlanılmış olacaktır. Ayrıca araçlar hareket

halindeyken sistem kapalı olacaktır. Araç durduğu zaman ve yokuş aşağı indiğinde açılacak

olup gerekli enerji sağlanacaktır. Hareket halindeyken kapalı olması aracın sürüşüne,

aerodinamiğine zarar vermeyecek, bozmayacak şekilde tasarlanacaktır. Bu ayrıntılar ile ‘basit

biçimde otobüs üzerine türbin koymak’ anlayışından uzak bir fikirde olduğumuza inanıyoruz.

Anahtar kelimeler: Alternatif Enerji.

Page 83: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

73

“ BOSS” AKICI TRAFİK SİSTEMİ KONUMLAMA CİHAZI

Hüseyin UZUN*

Karabük Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Demir- Çelik

Kampüsü, Balıklarkayası Mevkii 78050, Karabük

ÖZET

Günümüzde teknoloji; yaşamı kolaylaştırmak, zamandan tasarruf etmek ve insanların

konforlarını artırmak için kullanılan, değişen bir yaşam biçimi haline gelmektedir. İnsanlar

evden işe işten eve veya sevdiklerine ulaşmak için ulaşımı kullanmaktadır, neredeyse

yaşamlarının büyük kısmını bir yerden bir başka yere gitmek için kullanmaktadır. Bu da

genellikle insanların kendine en uygun bulduğu otomobiller aracılığıyla gerçekleşmektedir.

Günümüzde otomobil sayısının artmasıyla trafikte uzun kuyruklar oluşmaya ve bu uzun

kuyruklar sonrasında insan hayatının içine stres girmektedir. Yoğunluğun sebebi genelde

kırmızı ışık; kavşaklara koyulan ve bir taraftan araç geçerken diğer taraftaki aracın

durduğunda arakada uzun kuyruk oluşturan araçlar. Sistemiz bu duruma çok kolay bir çözüm

yöntemi bulmaktadır. Şehir trafik merkezinden bütün ışıkların yerlerini tespit edelim ve uydu

aracılığıyla merkez navigasyon sistemine tıpkı adres tanımı gibi IŞIKLARI tanıtalım ve en

önemlisi ışıkların ne zaman kırmızı olduğudur. Bu da her ışık için bellidir zaten ışıkları ilk

kırmızı yandığında sisteme tanıtmalıyız ki sonrasında navigasyon sistemindeki zaman ile

uyumlu hale gelip hangi saniye aralığında kırmızı yandığı belli olsun. Işık uyarısı sürücüye

gelsin ve hızını ayarlamasını önersin (1000 m. ileride KIRMIZI MAKS. HIZ: 50 km/h) ve

sürücü hızını belirtilen hıza düşürsün YEŞİL ışıkla karşılaşıp akıcı bir trafikle yoluna devam

etsin. Sistemin araca kurulması ise oldukça basittir. Günümüz araçlarında zaten navigasyon

sistemi fabrika çıkışlı olup sadece ekstra olarak uyarı sisteminin kurulmasını

gerektirmektedir. Sistemi sıfırdan kurmak ise alacağınız bir BOSS uyarı sistemli bir

navigasyon aracılığıyla tıpkı günümüzde mevcut olan sistemlerin kurulumu kadar basit olup

daha işlevseldir. Sonuç olarak; bu kadar kolay ve maliyeti düşük bir sistemle artık trafikte

bekleme son bulacak ve zamandan tasarruf sağlanmış olunacaktır. Sistemin maliyeti bir süre

sonra kendini amorti edecek olup sistem aslında maliyetsiz olmaktadır, sadece sistemi yatırım

olarak almış olacak. Nedeni beklenilen sürenin düşmesinden kaynaklanan ekstra yakıt

maaliyeti ortadan kalkmış olacaktır. Hatta bu sistem bir süre sonra kullanıcıyı karlı hale

getirecektir. Bu sistemin kazançları sadece yakıtla değil; zamandan kazanım, trafik stresinden

uzak durma ve şehrin trafiğinin düzenli hale gelerek yaşamın normal bir hale getirmek için

planlanmaktadır.

Anahtar kelimeler: Otomobil, Kırmızı ışık, Navigasyon, Trafik.

Page 84: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

74

ÇOK FONKSİYONLU EMNİYET KEMERİ

Hüseyin UZUN*

Karabük Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Demir – Çelik

Kampüsü, Balıklarkayası Mevkii 7805, Karabük

ÖZET

Ülkemizde ve dünyada her yıl birçok kişi trafik kazaları nedeniyle hayatını

kaybetmektedir. Trafik kazalarında güvenlik için iki önemli unsur vardır. Birincisi kişilerin

dikkatli davranması ve çevreden gelen birçok etkenlerdir. İkincisi ise emniyet kemeri, hava

yastığı ve diğer koyucuların kullanılmasıdır. Yapılan araştırmalarda çarpışma sonucu oluşan

trafik kazalarında hava yastığının tek başına kullanılması ölüm riskini %12 azaltırken,

emniyet kemeri ise %45-60 oranında azaltmaktadır. Buradan da anlaşılacağı gibi sürücülerin,

her türlü çarpışmadan korunabilmeleri için emniyet kemeri kullanması gerekmektedir. Bu

nedenle bu çalışmada kazalarda hayat kurtarma bakımından en önemli güvenlik

sistemlerinden olan emniyet kemeri kullanımını sürücüye bırakmamak, sistemin direk olarak

zorunlu hale gelmesini sağlamak; ayrıca olası bir emniyet kemeri fonksiyonlarının

çalışmaması durumunu ortadan kaldırmak amaçlanmıştır. Emniyet kemeri tasarımı yapılırken;

emniyet kemerinin tüm fonksiyonları birbirleriyle bağlantılı halde düşünülmüş olup bir bütün

halinde düşünülmüştür. İlk olarak emniyet kemeri bağlantı tokasını (kilit mekanizmasını)

düşünelim. Bu mekanizmanın kusursuz çalışması gerekmektedir. Çünkü bu mekanizma çoğu

zaman hayat kurtarırken, kimi zamanda hayata mani olabilmektedir. Örneğin; araç suya düştü

ve emniyet kemeri işlevini olması gerektiği gibi yapıp sizi ön camdan fırlatmadı ama bir

sorunumuz var su içinde kilit mekanizması açılmadı ve boğularak bir ölüme sebep oldu.

Oysaki küçücük bir malzeme katkısıyla bunun önüne geçebiliriz. İkinci bir durum ise;

günümüzde emniyet kemeri yerine uyarı sistemine engel olan tokalar kullanılmaktadır ve bu

sistemde bu emniyet kemerinde kullanılamaz hale getirip olası bir tehlike anında daha güvenli

hale gelen hatta ölüm riskini %45-60 azaltmış olacağız. Sistemdeki kilit mekanizmasını,

yerine suda eriyen kapsül mekanizması ile değiştirdiğimizde suda kilitli kalma durumunu

ortadan kaldırırız. Yani kilitli kalma durumunu bir mekanik sensör yardımıyla ortadan

kaldırmış oluruz. Suda eriyen kapsül araç suyla temas etmesinden 5-20 sn. arasında kilit

mekanizması kendiliğinden açılıp sürücünün veya yolcunun güvenli bir şekilde sudan çıkması

için yeterli bir zaman kazandırabiliriz. Sistemdeki ikinci aşama ise; kemeri zorunlu hale

getirmektir. Daha önce birçok şirket bu durumu fark etmiş olup birçok yöntem geliştirmiştir;

öyle ki VOLVO isimli bir otomobil üreticisi bunun için kemer takılmadan çalışmayan araçlar

üretmiş olup marşla kemer arasında bağlantı kurmuştur; fakat bu sistem araç satışında

düşüşlere sebep olmuştur. Bunun için bu sistemden vazgeçilmiştir. Bizim sistemiz ise; insanı

rahatsız etmeyecek şekilde ve aynı zamanda insana emniyet kemerini her koşulda takılmasını

sağlayacak bir şekilde tasarlanmıştır. Çizimlerde de görüldüğü gibi sistem oldukça basittir: bu

çalışmada emniyet kemerinin araç kapılarıyla bağlantısı oluşturulmuştur ve araç kapısı

açıldığında emniyet kemeri takılı olduğu yuvasından çıkar, kapı kapandığında ise kemer

kapıyla doğru orantılı hareket edip kemer yuvaya oturur. Böylelikle ne insanlar rahatsız olur,

ne de insanlar ölümle karşı karşıya kalır. Emniyet kemeri kapı açıldığında ön konsola doğru

hareket eder, kapı kapandığında ise kilit mekanizması ile birlikte yerine gelir. Tasarlanan bu

sistem ile birlikte artık insanlar güvende olup, emniyet kemerini aktif olarak kullanılır hale

gelir. Sistemin hiçbir dezavantajı olmaz. Çünkü bu tasarımda insanların herhangi ekstra iş

yapmaları (kemeri takıp, çıkarmaları ya da bu sistem için herhangi bir tuşa basmaları)

gerekmez her şey kendiliğinden hareket sınırlarını etkilemeden otomobili; kolay ve güvenli

kullanım haline getirir. (Tasarımların teknik çizimleri mevcuttur.)

Anahtar kelimeler: Otomotiv, Emniyet Kemeri, Çözünebilen Kilit.

Page 85: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

75

DATAMOLE PROJESİ

Kemalcan BORA*, Emre ABANOZOĞLU, Utku Mert ÖZEN

Bartın Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü,

Ağdacı 74100, Bartın

*[email protected]

ÖZET

Datamole, şirketlere ve sektörlere ait verilerinin bulunduğu bir ücretsiz veri paylaşım

ortamıdır. Datamole’ün asıl amacı Türkiye’de eksik gördüğümüz veri madenciliği konusunda

yenilikçi çözümler üretmektedir. Çeşitli yollarla elde ettiğimiz verileri çeşitli veri analizi ve

veri madenciliği yöntemleriyle analiz ederek şirketlerin ileride atacağı adımları daha net bir

şekilde görmesini sağlıyoruz. Projemiz ile kaynakları güvenilir olan verileri elimizde

barındırarak veri elde etme bağlamında teknolojik olarak dışa bağlılığımızı en aza

indirgemeyi hedeflemekteyiz. Sonuç olarak Datamole, veri madenciliği yöntemleriyle

şirketlerin kararlarına ışık tutacak bir projedir diyebiliriz.

Anahtar kelimeler: Veri Madenciliği, Veri İşleme, Analiz, Analiz Teknikleri.

Page 86: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

76

FOTOGRAMETRİK VERİ ÜRETİMİNDE İNSANSIZ HAVA

ARAÇLARI İÇİN DONANIM VE YAZILIM GELİŞTİRİLMESİ

Serkan KARAKIŞ*, Bülent EKMEKÇİ, Gökhan SAĞLAM, Çağlar BAYIK

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Geomatik Mühendisliği Bölümü, Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Fotogrametri ve uzaktan algılama, gelişen teknolojilerle birlikte pek çok alanda yapılan

haritacılık uygulamalarında vazgeçilmez yöntemler haline gelmiştir. Kullanılan görüntüleme

sistemleri ve taşıyıcı platformların hızlı gelişimi, yapılacak uygulamalardaki kaliteyi

arttırmaya yetmiştir. Bunun yanında, teknolojik olanaklar kadar önemli olan bu olanakları

etkin şekilde kullanabilme fikri ortaya çıkmıştır. Son yıllarda, İnsansız Hava Araçlarına (İHA)

monte edilen video ve fotogrametrik görüntüleme cihazları ile alınan veriler değişik

yazılımlar ile değerlendirilerek birçok uygulamaya altlık teşkil edecek sonuçlar ortaya

konulmaktadır. Günümüzde İHA, taşıyıcı platform olarak uygulamadaki yerini almaktadır [1-

3]. Ancak kullanılan İHA’ lar barındırdıkları uçuş ekipmanlarına bağlı olarak bazı zorlukları

da beraberinde getirmektedir. Örneğin İHA üzerinde kullanılacak bir yakıtlı motor görüntü

alımı esnasında titreşim problemlerini beraberinde getirirken, elektrik motorları da enerji

kaynağı olarak kullanılacak batarya ağırlıkları ve tasarım karmaşasını beraberinde

getirmektedir [4]. Bu çalışmayla tasarımı devam etmekte olan sekiz motorlu bir İHA için

kullanılacak yazılım rutinleri ve donanım bileşenlerinin optimum çözüm üretmesi

hedeflenmektedir. Bu bağlamda bugüne kadar bu cihazlarda kullanılan daha düşük hızlardaki

işlemciler yerine yeni yeni piyasada yerini almakta olan ARM işlemcili kontrol üniteleri ve

bunun için üretilecek analog-dijital filtreler ile İHA’nın uçuşunu daha stabil hale getirecek

yazılım geliştirilmesi yöntemi oluşturmaktadır. Bu sayede çok daha kısa sürede görevi yerine

getirerek, fotogrametrik anlamda hiçbir yer bağımlılığına ihtiyaç duymadan, doğrudan

yöneltmeleri yapılmış görüntüler temin edilerek literatürde büyük problem olarak görünen bu

adıma çözüm getirilmiş olacaktır [5-7].

Anahtar kelimeler: İHA, Fotogrametri, Uzaktan Algılama, Elektronik Programlama.

Kaynaklar

[1] Blyenburgh P V, UAVS - Current Situation And Considerations For The Way Forward,

Development and Operation of UAVs for Military and Civil Applications Report, Belgium, 1999.

[2] Eisenbeiss H, UAV Photogrammetry PhD Thesis, ETH Zurich Switzerland, 2009.

[3] Karakış S, Küçük Alanlarda Model Uçaklarla Haritalama Amaçlı Veri Üretim Olanaklarının

Araştırılması, Doktora Tezi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011. [4] Pinkney F, Hampel D, DiPierro S, Abbe B S, Sheha M, MILCOM 97 Proceedings 1, pp. 403-407,

1997.

[5] Abdel-Aziz Y I, Karara M, American Society Of Photogrametry Symposium On Close-Range

Photogrammetry, pp. 420-475, 1971.

[6] Heipke C, ISPRS Journal of Photogrammetry and Remote Sensing, 59(11):1651-1658, 1997.

[7] Heipke C, Jacobsen K, Wegmann H, OEEPE Integrated Sensor Orientation Test Report and

Workshop Proceedings, Official Publication, 43:11-18, 2002.

Page 87: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

77

KABURGA VE STERNUM KEMİKLERİNİ DİKME ZIMBASI

Mahmut TOKUR*

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı,

Kahramanmaraş

ÖZET

Projenin bir amacı, kaburga kırıklarının tedavisi için endoskopik olarak kaburgayı

dikmeyi sağlayan zımba aparatı ve titanyum gibi metallerden yapılmış zımba teli

geliştirmektir. Diğer amacı ise, herhangi bir cerrahi işlem için kesilmiş olan sternum

kemiğinin anatomik biçimde ve hızlı olarak dikilmesini sağlayarak olası komplikasyonları

önlemektir. Kaburga yaralanmaları sıklıkla kırılma şeklinde olup bir veya daha fazla sayıda

olabildiği gibi, göğüs kafesinin her iki tarafındaki kaburgalarda da görülebilmektedir. Bu

yaralanmalara sternum kemiği kırıkları da eşlik edebilmektedir. Bu yaralanmalarda bazen

kırılan bu kemikleri onarmak için cerrahi girişim gerekmektedir. Bu cerrahi girişim açık

cerrahi yöntem olup, onarım sırasında kırılan kemik bölümlerini birbirine sabitlemek için

çoğunlukla pahalı implantlar kullanılmaktadır. Bu implantların tamamına yakını yurtdışı

orjinlidir. Açık kalp cerrahilerinde ve bazı mediasten hastalıklarının tedavisinde sternum

kemiği açılmaktadır. Operasyon sonunda sternum kemiği yeniden tel sütürlerle dikilmektedir.

Bu işlem sırasında sternuma ortalama dört adet tel sütür konulmaktadır. Sütürlerin dördü de

atıldıktan sonra sternum parçalarını birbirine yaklaştırma işlemi yapılmakta, bu sırada

sütürlerin birinde bile kırılma olsa tamamını açıp yeniden dört sütür atmak gerekmektedir. Bu

da işlemin uzamasına neden olmaktadır. Yukarıda bahsedilen sorunları çözme amacıyla

kaburga ve sternumu efektif ve hızlı dikmeye yarayan bir zımba makinası tasarımı yapmış

bulunmaktayız. Bu zımba titanyum sütürlerle endoskopik olarak kaburga tamiri yapabilecek

özelliktedir. Bu özelliği sayesinde hasta açık cerrahiden kurtulmuş olacağı gibi travma

nedeniyle zaten hasarlı olan göğüs kafesine ek bir cerrahi travma uygulanmamış olacak,

böylece iyileşme süreci hızlanacaktır. Hastaların ventilatör ihtiyacı azalacaktır. Ayrıca pahalı

ve yurtdışı kökenli implantlar için ödeme yapılmamış olacak milli ekonomiye katkı

sağlanacaktır. Aynı ürün sternum kırıklarının tedavisi ve sternotomi kapamalarında

kullanılacak özelliktedir. Bu ürün ile sternum kapama daha hızlı, minimal travmatik ve

anatomik bir şeklide gerçekleştirileceğinden yukarda bahsedilen klasik kapama

tekniklerindekine göre olumsuzluklar asgariye indirilecektir. Proje konusu zımba

makinasının; titanyum zımba teli kullanarak kaburga ve sternum kemiklerinin onarımını

endoskopik teknikle anatomik, hızlı, etkin ve ucuz maliyetle sağlayacağı kanaatindeyiz.

Anahtar kelimeler: Kaburga, Sternum, Kırık, Zımba, Dikiş.

Page 88: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

78

HASTANIN BULUNDUĞU MERKEZDEN HASTA VERİLERİNİ

TOPLAYIP DİĞER HASTANELER ARASINDA SANAL

KONSULTASYON SAĞLAYARAK ETKİN HASTA NAKLİ

GERÇEKLEŞTİRMEYE YARDIMCI 112 ÇAĞRI MERKEZİ

OTOMASYONU

Mahmut TOKUR*

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı,

Kahramanmaraş

ÖZET

Bu projenin amacı 112 komuta merkezine ait bir otomasyon programı geliştirmektir.

Mevcut 112 komuta merkezi hasta kayıt sisteminin eksikleri ve bu eksiklerin doğurduğu

sonuçlar şunlardır;

1. Hastaya ait tıbbi verileri hastane otomasyonunda var olan hali ile görme ve karşı

hastaneye iletme şansı yoktur. Bu durum hasta hakkında hatalı tıbbi veriye sahip olma ve

bu hatalı veriyi diğer hastane ile paylaşma durumunda hastanın tanı ve tedavi sürecinde

sorunlarla karşılaşılmaktadır. Ayrıca 112 komuta merkezinin ve ambulansların iş yükünü

artırmakta, hasta ve hekim mağduriyetleri oluşmaktadır.

2. 112 komuta merkezinde reel veri deposu oluşturma imkanı yoktur. Gerçek veri deposu

oluşturulabilse yapılacak analitik çalışmalar sayesinde 112 adına daha etkin ve verimli

çalışma metodu geliştirilebilir, sorun analizleri ve çözümleri kolaylıkla yapılabilir.

Bu sorunların giderilmesi amacıyla hazırladığımız proje önerimiz 112 komuta merkezine web

tabanlı bir otomasyon kurulmasıdır. Bu otomasyonun diğer ucu tüm hastane acillerinde,

ayrıca eğer mümkün olursa ambulanslara birer bilgisayar verilerek bunlara da yüklenecektir.

Mevcut hastane otomasyonunda hasta ile ilgili var olan veriler bu otomasyona aktarılabilir.

Ya da 112 komuta merkezince yüklenmiş veriler karşı hastaneden bu otomasyona giriş

yapıldığı takdirde görülebilir. Böylece hastaya ait tıbbi veriler komuta merkezi ve tüm

hastaneler tarafından görülebilir hale gelecektir. Sistem üzerinden resmi konsültasyonlar

yapılabilecektir. Otomasyon web tabanlı olduğundan cep telefonları aracılığı ile de

kullanılabilir. Böylece uzaktan erişim sağlanabilir. Sistem SMS ve MMS alıp vermeye uygun

olacaktır. Bu otomasyon sayesinde hastaya ait tüm tıbbi veriler paylaşılır hale gelecek ve bilgi

kirliliği olmadan gerçek bilgilere ulaşılabilecek, hızlı ve etkin bir nakil süreci

gerçekleştirilecektir. Bu da etkin ve doğru tedaviyi sağlayacaktır. Hastanın akıbeti takip

edilebilecektir. Ayrıca komuta merkezinde data bankası oluşacak, bilimsel ve analitik

çalışmalar yapılabilecek, sağlık planlaması ve sağlık politikaları üretilebilecektir. Öte yandan

SGK, kolluk güçleri ve adli merciler tarafından adli vakaları takip etmek kolaylaşabilecektir.

Anahtar kelimeler: Otomasyon, 112, Acil, Hasta Sevki.

Page 89: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

79

SAĞLIKLI VE ERGONOMİK SERİNLEME VE ISINMA

SAĞLAYAN OTOMOBİL GÖVDE SOĞUTMA VE ISITMA SİSTEMİ

Mahmut TOKUR*

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı,

Kahramanmaraş

ÖZET

Bu tasarımın amacı; klima ve havalandırma sistemlerinden gelen soğuk ve sıcak

havanın hava kanalları ile araç içerisine doğrudan aktarılması yerine otomobil camları ve

otomobil gövdesinde (tabanı, tavanı ve kapılarında) dolaştırılarak ekonomik, çevreci ve

sağlıklı soğutma ve ısıtmanın sağlanmasıdır. Mevcut otomobil klima sistemlerinde yaşanan

sorunlar şöyle özetlenebilir;

1. Otomobil içerisini serinletme sırasında soğuk havanın direk sürücü ve yolcu bedenine

verilmesi çeşitli akciğer ve solunum yolu hastalıklarına, klima zatüresine neden

olabilmektedir.

2. Klimadan gelen havanın hava kanalı aracılığı ile araç tabanına yönlendirilmesi araç

tabanındaki tozların hareket ettirilmesine neden olur. Bu durumda ise araç içerisindeki

insanların solunum havasının kirlilik oranı artar ve solunum yolu hastalıkları oluşabilir.

3. Havalandırma sistemi aracılığı ile otomobil içerisine alınan dış havada aynı yolda seyahat

eden diğer araçların egzoz gazlarından çıkan kirli hava da araç içerisine alınabilir. Bu

durumda da araç içerisindeki insanlarda solunum yolu hastalıkları oluşabilir.

Bu sorunların çözümü amacıyla gerçekleştirilen bu tasarım otomobil camları, tavanı, tabanı,

yan kapıları içerisinde yer alan hava geçiş kanallarından oluşmaktadır. Bu sistem içerisinde

dolaşacak olan hava otomobilin mevcut klima sisteminden çıkıp araç içerisine yeni hava

kanalları ile iletilen havadır. Yani otomobilin klima sisteminde üretilen hava ek bir hava

kanalı çıkışı ile bahsedilen yeni sisteme aktarılmakta ve otomobilin tüm gövdesini dolaşması

sağlanmaktadır. Böylece otomobilin tüm gövdesi ısıtılıp soğutulabilmektedir. Bunun

sonucunda ise eski teknikte klima havasının insan vücuduna teması sonucunda oluşan sağlık

sorunları engellenmektedir.Bu sistem taşıt içerisinin daha hızlı soğutulması, ısıtılması, taşıt

camlarında buğulanmanın önlenmesi, insan sağlığı açısından daha sağlıklı bir serinleme ve

ısınma sağlanması ve bütün bunların sonucunda daha az yakıt kullanımı ve çevre kirliliği

sağlaması öngörülen bir projedir.

Anahtar kelimeler: Otomobil Kliması, Zatüre, Otomobil Gövde Soğutma.

Page 90: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

80

AKILLI TRAFİK LAMBALARI

Lütfi Erdi ŞAHİN*, Tuğba ESENLİK, Burak KÖSE

Bahçelievler Mah. Yıldız Sok. Yıldız Apt. No:1 67100 Merkez/ZONGULDAK

*[email protected]

ÖZET

Günümüzde cep telefonları, ev aletleri hatta evler bile akıllanırken hayati önem taşıyan

trafik lambaları neden akıllanmasın? Bu projenin amacı insanların hayatlarını emanet ettikleri

üç birim olan polis, ambulans ve itfaiyelerde kullanılan siren sesine duyarlı akıllı trafik

lambaları tasarlamaktır. Bu amaçtan yola çıkarak tasarlanacak sistemde araçlardan çıkan siren

sesleri ses sensörleri sayesinde algılanıp ses sinyalleri elektrik sinyallerine çevrilecektir. Bu

sinyaller sayesinde siren sesinin geldiği yönde ki ışıklar önce sarıya ardından da yeşile

çevrilir. Bu sayede aracın ilerlediği yöndeki trafik akışı sağlanmış olur. Sinyali alan lambanın

yeşil ışığı yandıktan sonra trafikte geçiş sorunu yaşanmaması için, diğer lambalarında ilk

sinyali alan lambadan gelen uyarı sinyali sayesinde önce sarı sonra kırmızı ışığı yakması

sağlanır. Ses hızı yaklaşık olarak 1224 km/saat olduğu için araçtan çok daha önce trafik

lambasına ulaşır. Tasarlanan trafik lambası sisteminde ses dalgalarını elektrik sinyaline

çevirme işini mikrofonlar görür. Bu mikrofonların lambalar üzerine yerleştirilmesi

planlanmıştır. Projede kullanılacak mikrofon çeşidi kapasitif mikrofonlardır. Kapasitif

mikrofonların kullanılmasının sebebi ise 50-15000 Hz. arasında oldukça geniş bir frekans

karakteristiğine sahip olması ve bu sayede uzaktan gelen düşük sinyali algılama yeteneğidir.

Bu mikrofonların bir diğer özelliği ise distorsiyon; yani genlik, frekans ve fazdaki

bozulmaların az ve empedansının da büyük olmasıdır. Bu sayede sinyalin bozulması ve

algılanmaması söz konusu olmayacaktır. Aynı zamanda sistemin çalışmasında gerekli olan

akım azalırken, distorsiyonun artması engellenecektir. Trafikte araç sayısının çoğalması

trafik akışını engellemektedir. Projenin sonucunda trafikte geçiş üstünlüğü olan araçların

trafiğe takılıp zaman kaybetmeleri ve faciaların önüne geçilmesi sağlanmış olacaktır.

Anahtar kelimeler: Ses, Sinyal, Sensör, Trafik Lambası.

Page 91: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

81

HIZLI VE GÜVENLİ TAKILABİLEN GÖĞÜS DRENİ TASARIMI

Mahmut TOKUR*

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim

Dalı, Kahramanmaraş

ÖZET

Pnömotoraks akciğerin değişik nedenlerle yırtılması sonucunda sönmesi ve ölüme kadar

giden solunum problemlerinin oluşması durumudur. Bazen akciğerin kendinden kaynaklı

hastalıkları nedeniyle bazen de travmalar sonucunda oluşur. Acil bir sağlık sorunu olup erken

müdahale hayat kurtarıcıdır. Hastalığın tedavisi olan göğüs tüpü takma işlemi; tanı koyma

işlemlerine gereksinim olmadan, her yerde bulundurulabilecek aletlerle, uzmanlık eğitimi

gerektirmeden tüm hekimler tarafından gerçekleştirilebilen bir işlem haline getirildiğinde

pnömotoraksta müdahale gecikmesine bağlı ölümler azaltılabilir. Bu projede bu amaca

yönelik geliştirilen yeni göğüs dreni setinden bahsedilmektedir.Trafik kazası, afet gibi

durumlarda hastanın olay yerinden alınıp hastaneye getirilmesi (hasta bulunduğu yerde

sıkışmış olabilir, hastaneye mesafe uzak olabilir) uzun zaman alabilir. Hastaneye ulaştığında

tanı için yeterli zaman olmayabilir. Cerrahi müdahaleyi yapacak uzman hekim o hastanede

bulunmayabilir. Müdahale için gerekli cerrahi aletler steril halde hazır olarak bulunmayabilir

veya müdahale ortamına getirilmesi zaman alabilir. Aynı senaryolar hastanede yatan yoğun

bakım hastalarında özellikle de yenidoğan ve pediatrik yaş grubundaki hastalarda da

geçerlidir. Tüm bunlar pnömotoraks hastalığından ölüm oranlarını artırmaktadır. Yukarda

bahsedilen sorunların çözümüne yönelik olarak ‘Hızlı ve güvenli yerleştirilebilen göğüs dreni’

adında bir ürün geliştirilmiştir. Bu ürün; hastane dışında veya acil şartlarda göğüs tüpü

takılması gereken hallerde kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Ürün tek kullanımlık olup set

içerisinde göğüs tüpü takılması işlemi için gereken tüm enstrümanları içerir. Ürünün,

ambulanslarda, hastane acillerinde, yoğun bakımlarda, kaza-savaş-deprem gibi hallerde

hastane dışı ortamlarda kullanması amaçlanmıştır. Proje konusu göğüs dreni hastane içi ve

dışı her ortamda tüm hekimler ve acil tıp teknisyenleri tarafından pnömotoraks şüphesi olan

her hastaya güvenle uygulanabilecek özelliktedir. Bu sayede hastalık varlığında tedavi edecek

özellikte olup, hastalık yokluğunda ise hastaya zarar vermeyecek şekilde tasarlanmıştır. Ürün

bu özellikleri sayesinde ambulanslar, acil servis ve yoğun bakımlarda bulundurulması zorunlu

tıbbi cihazlar arasına girmeye adaydır.

Anahtar kelimeler: Pnömotoras,Trafik Kazası, Deprem, Savaş, Kateter.

Page 92: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

82

KALP VE BÜYÜK DAMAR YARALANMALARININ TEDAVİSİNE

YARDIMCI KATETER TASARIMI

Mahmut TOKUR*

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Cerrahisi Anabilim

Dalı, Kahramanmaraş

ÖZET

Kalp ve büyük damar yaralanmaları acil tedavi gerektiren ölümcül durumlardır.

Hastaneye ulaşan hastalara gereken cerrahi müdahaleyi yapmak için yeterli zaman veya ekip

çoğunlukla yoktur. Bu çalışmada kalp yaralanmalarından ölüm oranını azaltma amacıyla bir

kateter tasarımı yapılmıştır. Kalp yaralanmalarının tedavisi birkaç aşamadan oluşur. İlk aşama

hastanın kaybettiği kanın yerine konması ve kanama olan deliğin acil kapatılmasıdır. Daha

sonra deliğin kalıcı (kesin) onarımı yapılır. Ancak bu süreçte şu sorunlarla karşılaşmaktayız;

1. Parmak ile deliği kapatma yöntemi: parmak kesiden çekilmeden kesi tamiri yapılırken

iğne cerrahın parmağına batabilir. Sütür atmak için parmağın kısmen ya da parsiyel geri

çekilmesi veya yerinden oynatılması sırasında yeniden masif kanama gelişebilir.

2. Foley ile deliği kapatma yöntemi: başarılı bir ilk kanama kontrolü ve sıvı resusitasyonu

için yeterli zaman sağlayabilmektedir. Ancak kesinin tamiri aşamasına gelindiğinde

iğnenin balonu patlatması nedeniyle yeniden masif kanama ve kan kaybı, yeniden sonda

yerleştirilmesi sırasında yaşanan panik ve zaman kaybı mortaliteyi artırmaktadır. Geniş

kesilerde kanamayı durdurmak için foley sondayı aşırı şişirmek gerekebilir, bu da kalbin

doluş hacmini ve kardiyak çıktıyı düşürebilir.

3. Direk sütür metodu: geçici kanama kontrolü yapmak mümkün değildir. Direk kalıcı

kanama kontrolü yapılmaya çalışıldığından hastanın kaybettiği kan ve sıvı açığını yerine

koymaya zaman kalmaz, kalp deki kesi tamir edilse bile sıvı kaybı mortaliteye neden

olabilir.

4. Kompleks yaralanmalar: eşlik eden koroner kesisi, büyük damar yaralanmaları veya

birden fazla kesi olan olgularda cerrahi onarım şansı oldukça azalmaktadır.

Bu sorunların çözümüne yönelik geliştirdiğimiz ürün iç içe geçmiş üç borudan oluşmaktadır.

Bu borulardan birisinin ucunda şişirilebilen bir balon bulunmaktadır. Balon şişirildiğinde

kalpteki deliği kapatmakta ve kanama kontrol altına alınmaktadır. Diğer boru kısmın ucu bir

delikle sonlanmaktadır. Bu bölüm aracılığı ile kalbe direk kan ve sıvı verilebilmektedir.

Üçüncü boru ise içerisindeki kılavuz tel sayesinde kateterin kalp boşluğuna

yerleştirilebilmesini sağlamaktadır. Proje konusu kateter tüm hekimler ve acil tıp

teknisyenleri tarafından her zaman ve her yerde uygulanabilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu

kateter kalp kesisinin tamiri sırasında daha hızlı ve efektif kanama kontrolü sağlamaktadır.

Olay yerinde hastaya uygulanarak direk kalbe sıvı verilebilmekte böylece hastaneye gelene

kadar hastanın kan kaybından ölmesi engellenebilmektedir.

Anahtar kelimeler: Kalp Yaralanması, Kateter, Ambulans, Acil.

Page 93: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

83

GNSS CİHAZLARININ ANDROİD OS CİHAZLAR İLE

KONTROLÜ

Sercan SARAÇ*

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Geomatik Mühendisliği Bölümü, İncivez

67100, Zonguldak

ÖZET

Uydularla konum belirlemede Küresel Konumlama Uydu Sistemi (GNSS: Küresel

Konumlama Sistemleri) kullanılır. Askeri ve sivil amaçlı olarak; kara, deniz ve hava

araçlarının navigasyonu, jeodezik ve jeodinamik amaçlı ölçümler, yerel ve küresel

deformasyon ölçmeleri, araç takip sistemi, turizm, tarım, ormancılık, spor ve daha pek çok

alanda kullanımı yaygındır. GNSS`de uydulardan gönderilen sinyaller ile uydu alıcı

arasındaki uzaklık belirlenir ve uydu konum bilgileri bu sinyaller üzerinden alıcıya aktarılarak

alıcının konum bilgileri çeşitli fonksiyonlar yardımı ile hesaplanır. GNSS; uydu sinyallerini

toplayan bir alıcı, bu sinyalleri kontrol edip işleyen el bilgisayarı ve bilgisayarda bulunan

yazılımdan oluşur GNSS`in en önemli ögelerinden birisi de sistemi kontrol ve kalibrasyon

eden bu donanım ve yazılımlardır. Mevcut donanım ve yazılımlar kendine özgü GNSS

alıcılarına bağımlı olarak çalışırlar. Bu bağlamda sektörde bir pazara dönüştürülmeye

çalışılarak kazanç sağlanmaktadır. Kullanıcıyı ise bu el bilgisayarı ve yazılımları almaya

muhtaç hale getirmişlerdir. Günümüzde ise cep telefonlarının bu el bilgisayarlarından bir farkı

kalmamıştır. Bu çalışmanın amacı, mevcut yazılımları Android OS tabanlı (Cep

telefonu/Tablet/PDA) donanımlar ile bütünleştirilerek geliştirilebilir teknoloji altyapısını

oluşturmak ve kullanıcıya alternatif sağlamaktır. Çalışmada “JAVA” programlama dili ve

Android OS SDK(Kullanıcı Geliştirme Modülü) kullanarak herhangi bir GNSS alıcısına sahip

kullanıcı için bir yazılım oluşturup kullanım alanını geliştirmeye çalışılacaktır.

Anahtar kelimeler: GNSS, Android OS, Kalibrasyon, Kontrol.

Page 94: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

84

SYNTHESIS OF PH-, AND THERMORESPONSIVE POLY (Ɛ -

CAPROLACTONE-B-4-VINYL BENZYL-G-DIMETHYL AMINO

ETHYL METHACRYLATE) BRUSH GRAFT COPOLYMERS VIA

RAFT POLYMERIZATION

Olgu ORUÇ 1, Temel ÖZTÜRK

2, Timur ŞANAL

1*, Baki HAZER

1

1 Bülent Ecevit University, Department of Chemistry, 67100 Zonguldak, Turkey.

2Giresun University, Department of Chemistry, 28100 Giresun, Turkey.

[email protected]

ABSTRACT

The increasing diversity in the polymer architecture, with unprecedented features and

functions provided versatility in the development of new polymer materials [1]. With

reversible addition–fragmentation chain transfer (RAFT) polymerization, which is one of the

controlled polymerization methods, several polymer syntheses can be performed [2]. In this

study, a new pH-sensitive brush graft copolymer was synthesized in four steps by using a new

macro-RAFT agent attached to poly-(CL-b-VB) via control living polymerization. The

synthesis route of the copolymer is shown in Scheme 1. The characterization of the products

was achieved using gel-permeation chromatography (GPC), thermal and spectrometric

analysis techniques. It is seen that, with surface tension and permeability measurements, the

LCST value is determined to fall to 43-44 oC depending on the amount of DMAEMA in the

copolymer content which was 46.6 oC pure DMAEMA. Furthermore, it was observed that the

brush type graft copolymer became pH-sensitive at pH=12.5, and their swelling or solution

properties depending on the acrylic polymer inclusion were examined and determined.

Keywords: Graft/block Copolymer, Reversible Addition–Fragmentation Chain Transfer

(Raft) Polymerization, Thermo- And Ph Responsive Polymer.

Page 95: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

85

ALUMİNYUM ENDÜSTRİSİNDEKİ KALIPLARDA VANADYUM

KARBÜR KAPLAMALARIN UYGULANMASI

Özgür ÇINAR*, Burcu Nilgün ÇETİNER

Marmara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü,

Göztepe Yerleşkesi, 34722, İstanbul

*[email protected]

ÖZET

Tranzisyon metal karbürleri, yüksek sertlik, ergime noktası, ısıl iletkenlik, yüksek

sıcaklıklarda dayanım, aşınma, korozyon dirençleri ve kimyasal kararlılıkları nedeniyle başta

kesici takım ve aşınmaya dayanıklı parçaların üretimi olmak üzere kullanılmaktadır [1].

Termoreaktif difüzyon (TRD) ve termokimyasal depozisyon/difüzyon tekniklerinden biri olan

TD (Toyota Difüzyon veya termal difüzyon), çelik altlıkların üstüne çok sert ve aşınma

direnci yüksek karbürler, nitrürler ve karbonitrürlerin kaplanması için geliştirilen bir prosestir

ve çeliğin karbür ve/veya nitrür yapıcı V, Nb veya Cr gibi elementleri ihtiva eden ergimiş

boraks banyosuna daldırılmasıyla gerçekleştirilir. TRD prosesinde belirli elementlerin (C

ve/veya N) yüzeyi sertleştirmek üzere altlığa difüze oldukları konvansiyonel yüzey

sertleştirme tekniklerinden farklı olarak, tuz banyosunda karbon ve nitrür yapıcı elementlerin

altlıktan difüz eden C ve/veya N ile reaksiyonu yoluyla kaplama tabakası, altlığın yüzeyinde

büyütülür. Bundan dolayı, karbür kaplama elde etmek için altlığın karbon ihtivasının %

0.3’den fazla olması gerekir, öbür türlü kaplama kalınlığı çok sınırlı kalacaktır. Karbon

miktarına ve proses şartlarına bağlı olarak 5-20 mikron arasında kaplama elde

edilebilmektedir [2-7]. Alüminyumun ektrüzyonunda kullanılan kalıpların sertliğinin ve

ortalama ömrü olan 100000 basım sayısının arttırılması için PVD ve CVD gibi buhar

depozisyon yöntemleri kullanılmakta ve bu kaplamaları ülkemizdeki alüminyum profil

üretimi yapan şirketler, genel olarak yurt dışında yaptırmaktadır. Bu maliyet, üretilen kalıpla

gerçekleştirilecek alüminyum döküm maliyetinin yaklaşık % 10’una denk gelmektedir [8]. Bu

projemizin amacı, alüminyum ektrüzyon sektöründe kullanılan kalıp üretim maliyetlerini

aşağıya çekecek, kalıp ömrünün uzatacak ülkemizde henüz uygulamaya geçmeyen vanadyum

karbür kaplamaların uygulama proseslerinin optimizasyonlar ile sektöre kazandırılmasıdır.

Anahtar kelimeler: Toyoto Diffüzyon Prosesi (TD), Termokimyasal Diffüzyon (TRD),

Vanadyum Karbür Kaplama, Aluminyum Ektrüzyunu Kalıbı.

Kaynaklar [1] Chen Y, Zhang H, Ye H, Ma J, International Journal of Refractory Metals and Hard Materials,

29:528-531, 2011.

[2] Chicco B, Borbridge W E, Summerville E, Materials Science and Engineering, A 266:62-72,

1999.

[3] Fan X S, Yang Z G, Zhang C, Zhang Y D, Surface and Coating Industry, 208:80-86, 2012.

[4] Fan X S, Yang Z G, Zhang C, Zhang Y D, Che H Q, Surface and Coating Industry, 205:641-646,

2010.

[5] Liu X J, Wang H C, Li Y Y, Surface and Coating Industry, 202:4788-4792, 2008.

[6] Huang Z T , Tian W H, Journal of Iron and Steel Research International, 21(1):104-108, 2014.

[7] Aghaie-Khafri M, Fazlalipour F, Journal of Physics and Chemistry of Solids, 69:2465-2470,

2008.

[8] Swapnil V S, Narendara B. D, Journal of Materials Processing Technology, 124:105 112, 2002.

Page 96: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

86

TANTAL ESASLI VE TANTAL OKSİT KAPLI YENİ NESİL

ORTOPEDİK İMPLANTLARIN TASARLANMASI

Burcu Nilgün ÇETİNER*, Özgür ÇINAR

Marmara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü,

Göztepe Yerleşkesi, 34722, İstanbul

*[email protected]

ÖZET

İmplantların kararlılığının en önemli ön koşulu osteoentegrasyonu sağlamasıdır.

Yapılan geniş kapsamlı in vivo çalışmalar, kemik-implant ara yüzeyindeki 50-150 μm

mikrohareketliliğin osteoentegrasyonu ve kemikte kemik-implant ara yüzeyinde yeniden

biçimlendirmeyi kötü yönde etkileyebileceği bildirilmiştir. Kemik-implant ara yüzeyindeki,

mikrohareket ve aşırı mikrogerinimlerin oluşturduğu olumsuz etkileri bertaraf etmek üzere

implant yüzey özelliklerinin farklı teknikler –kumlama ile yüzey pürüzlendirme, asitle

dağlama, kaplama veya benzer işlemlerin kombinasyonu- kemik desteğinin arttırılması için

önerilmiştir [1]. Tantal (Ta) çok yüksek biyouyumluluk ve korozyon direncine sahip metalik

elementtir ve 1940lar’dan beri çeşitli medikal uygulamalarda kullanılmaktadır. Tantal ısıl

işlem, akımla kaplama veya PVD kaplama teknikleri kullanılarak oksit formu ile de beraber

uygulanabilmektedir. Isıl işlem ile Ta uygulandığında, metal altlık üzerinde nanodokulu

yüzey topografisi oluşur, bu yapının kansellöz kemiğe benzerliğinden dolayı yeni kemik

dokusu implantın etrafını sarar ve yapılan histolojik çalışmalar titanyum implantlara kıyasla

daha fazla kemik dokusunun tantal metal ile temasta olduğunu göstermiştir [2-4]. Çok işlevli

bir malzeme olarak tantal oksit son yıllarda hafıza cihazları, kapasitörler, ortopedik implantlar

ve fotokatalistlerde kullanılan ilgi çekici bir malzemedir. Tantal oksit kaplamalar, farklı PVD

ve CVD yöntemleri, termokimyasal difüzyon, anodizasyon gibi farklı yöntemler ile

uygulanmaktadır [5-8]. Ortopedik spinal (Omurga) implant cerrahisi, kemik-implant

fiksasyonunun hayati olduğu ve kemik dokusunun cevabının hızlı olmasının beklendiği, bu

amaçla titanyum ve çelik alaşımlarının implant hammaddesi olarak seçildiği alandır. Bu

projemizin amacı, yeni bir anterior lumbar implant tasarımının tantal metali esaslı ve titanyum

metali üzeri tantal oksit kaplamalar olarak iki başlık altında tasarlanması ve ülkemizdeki

implant sektörüne örnek olarak kazandırılmasıdır.

Anahtar kelimeler: Tantal Metali Biyouyumluluğu, Tantal Oksit Kaplama,

Biyouyumluluk, Ortopedik Anterior Lumbar İmplantı.

Kaynaklar [1] Kim D G, Huja S S, Tee B C, Larsen P E, Kennedy K S, Chien H H, Lee J W, Wen H B, Implant

Dentistry, 22(4):399-405, 2013.

[2] Spinato S, Zaffe D, Felice P, Checchi L, Wang H L, Implant Dentistry, 23(1):3-7, 2014.

[3] El Abedin S Z, Welz-Biermann U, Endres F, Electrochemistry Communications, 7:941-946,

2005.

[4] Macionczyk F, Gerold B, Thull R, Surface & Coating Technolog, 142-144:1084-1087, 2001.

[5] Chang Y Y, Huang H L, Chen H J, Lai C H, Wen C Y, Surface & Coatings Technology xxx-xxx-

xxx, 2014,(SCT-19316, No of Pages 6, Article in Press).

[6] Imai Y, Watanabe A, Mukaida M, Osato K, Tsunoda T, Kameyama T, Fukuda K, Thin Solid

Films, 261:76-82, 1995.

[7] Kukli K, Aarik J, Aidla A, Kohana O, Uustare T, Sammelselg W, Thin Solid Films, 260:135-l42,

1995.

[8] Yu H, Zhu S, Yang X, Wang X, Sun H, Huo M, PLOS ONE, 8(6):e66447, 2013.

Page 97: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

87

SÜPERELASTİK NİKEL-TİTANYUM DIŞ EĞELERİ ÜRETİMİ

Necati BAŞMAN*, Orhan UZUN

Bülent Ecevit Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü

Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Dişlerin kök kanal tedavilerinde kullanılan süper-elastik Ni-Ti eğeler, ülkemizde ki

bütün kamu ve özel diş kliniklerinde günde binlerce adet tüketilmektedir. Bu eğeler

ülkemizde üretilmediğinden zorunlu olarak yurt dışından ithal edilmektedir. Söz konusu

ithalat rakamları bu malzemelerin kullanım sıklığı ve yaygınlığı sebebiyle her yıl 10

milyonlarla ifade edilen rakamlara ulaşmaktadır. Bu projede süper-elastik Ni-Ti eğelerin yerli

üretiminin, piyasadaki eğelerden farklı olarak hızlı katılaştırma ve mikro-tel erozyon

yöntemleri kullanılarak yapılması hedeflenmektedir. Bu iki yöntem, kalite ve mekanik

dayanımı arttırıcı yenilikçi ve özgün yöntemlerdir. Söz konusu eğelerin, ülkemizde bu yeni

yöntemlerle üretilmesinin, ülkemizin yurt dışı bağımlılığını azaltma, rekabet gücünü arttırma

ve istihdam sağlama potansiyeli bulunmaktadır.

Anahtar kelimeler: Ni-Ti Eğeler, İleri Malzeme Üretimi.

Page 98: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

88

FERROMANYETİK ÇİVİLEME MERKEZLERİ TAŞIYAN MGB2

SÜPERİLETKEN İNCE FİLMLERİN ÜRETİMİ VE

KARAKTERİZASYONU

Ezgi Taylan KOPARAN1*, Ekrem YANMAZ

2

1Bülent Ecevit Üniversitesi, Ereğli Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Eğitimi Bölümü, Ereğli 67300,

Zonguldak

2 Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Fizik Bölümü, 61080, Trabzon

*[email protected]

ÖZET

İnce filmler, herhangi bir fonksiyonel maddenin teknolojik uygulaması için olduğu

kadar temel araştırmalar için de önemlidir. 2001 yılında, 39 K’de MgB2’deki süperiletkenliğin

keşfinden sonra, MgB2 ince filmlerin çökeltilmesine büyük çaba harcanmıştır. Yüksek

kalitede MgB2 ince filmler üretilmeye çalışılmıştır ve bu ince filmler elektronik aygıtlar ve

devrelerde ve de RF boşluklarında uygulamanın yanı sıra yüksek manyetik alan iletkenleri

olarak iki band süperiletkenlik çalışmalarında kullanılmıştır. Bu proje çalışmasında, yüksek

akım yoğunluğuna (Jc), yüksek geçiş sıcaklığına (Tc) ve düşük yüzey pürüzlülüğüne sahip

süperiletken MgB2 ince filmlerin elde edilmesi ve bu filmlerin yapısal, elektriksel, ve

manyetik özelliklerinin ortaya konulması amaçlandı. Bu çalışmada, yaklaşık 600 nm kalınlıklı

MgB2 ince filmler “iki-adım” sentezleme tekniği kullanılarak MgO (100) and r-plane Al2O3 (

0211 ) altlıklar üzerine çökeltildi. İlk olarak, altlıklar üzerine borun çökeltilmesi rf manyetron

püskürtme ile gerçekleştirildi ve bu aşamayı 850 ºC’de magnezyum buharında tavlama takip

etti. Filmlerin yapısal ve manyetik özellikleri üzerinde Fe2O3 nanopartiküllerin etkisini

araştırmak için, MgB2 filmler döndürmeli kaplama yöntemiyle Fe2O3 nanopartiküllerinin

farklı konsantrasyonlarıyla kaplandı. Elde edilmiş filmlerin süperiletken özellikleri üzerinde

ferromanyetik Fe2O3 nanopartiküllerinin farklı konsantrasyonlarının etkisi, yapısal (XRD,

SEM, AFM), elektriksel (R-T) ve manyetizasyon (M-H, M-T ve AC Alınganlık) ölçümleri

yapılarak incelendi. Her iki altlık için, anizotropi katsayıları yaklaşık γ=1,2 ve koherens

uzunlukları yaklaşık ab 5 nm hesaplandı. Koherens uzunluğunun bir sonucu olarak, Fe2O3

nanopartiküllerinin yaklaşık çapının 10 nm olması gerektiği bulundu. Bu sonuç, Fe2O3

nanopartiküllerinin çivileme merkezleri olarak görev yaptığını belirledi. Bu çalışmadan elde

edilen verilere dayanarak, kaplanmış filmlerde Fe2O3 nanopartikülleri tarafından oluşturulmuş

yapay çivileme merkezlerinin varlığı görüldü. Bütün sonuçlar, MgO altlık üzerine çökeltilmiş

filmlerin r-düzlem Al2O3 altlık üzerine çökeltilmiş filmlerden daha iyi süperiletken özellik

sergilediğini gösterdi.

Anahtar kelimeler: MgB2 Süperiletken Ince Film, Fe2O3 Nanopartikülleri, Kritik Akim

Yoğunluğu, Üst Kritik Manyetik Alan, Koherens Uzunluğu.

Page 99: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

89

C4H6O5 EKLENMİŞ MGB2 SÜPERİLETKENİNİN MANYETİK

KALDIRMA KUVVETİ ÖZELLİKLERİNİN ELEKTROMANYETİK

UYGULAMALAR İÇİN ARAŞTIRILMASI

Burcu SAVAŞKAN1, Ezgi Taylan KOPARAN

2*

1Karadeniz Teknik Üniversitesi, Of Teknoloji Fakültesi, Enerji Sistemleri

Mühendisliği,61830,Of,Zonguldak

2Bülent Ecevit Üniversitesi, Ereğli Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Eğitimi Bölümü, Ereğli 67300,

Zonguldak

*[email protected]

ÖZET

Mıknatıslar ile süperiletkenler arasında oluşan kararlı manyetik kuvvet, bu

süperiletkenlerin manyetik yatak, enerji depolayan dönen çark, yük taşıma, yük kaldırma,

güçlü süperiletken mıknatıs ve manyetik olarak havalanmış ulaşım araçları (MAGLEV

trenleri) gibi büyük teknolojik enerji kazanımları sağlayacak kontaksız sistemlerin

yapılmasına imkân verir. Bu uygulamaların neredeyse tamamı manyetik alan altında yüksek

kritik akım yoğunluğu(Jc) gerektirir. Metal alaşımlar içinde en yüksek geçiş sıcaklığına

(~39K) sahip olması, basit kristal yapısı, başlangıç materyallerinin bolluğu, taneler arası zayıf

bağların yokluğu, yüksek Jc ve yüksek manyetizasyon özelliklerine sahip oluşu MgB2’yi çok

sayıda teknolojik uygulamalar için umut vaat eden bir aday yapmaktadır. Yüksek sıcaklık

süperiletkenlerinin manyetik kaldırma kuvveti ile ilgili pek çok çalışma yapılmış olmasına

rağmen MgB2’nin kaldırma kuvvetinin sıcaklık, yapısal faklılıklar ve akı çivileme özellikleri

ile değişimi nadiren çalışılmıştır. Proje kapsamında elde edilecek verilerin literatürdeki bu

eksikliği gidereceği ve MgB2 süperiletkenin pratik uygulamalardaki kullanımına katkı

sağlayacağı düşünülmektedir. Malik asit katkılı MgB2 süperiletkeninin manyetik kaldırma

kuvveti bu proje ile ilk kez incelenmiş olacaktır. Karbon kaynağı olarak malik asitin, MgB2

süperiletkenine eklenmesiyle örnek içerisinde akı çivileme merkezleri oluşturması, böylece

akı tuzaklama kapasitesi, kritik akım yoğunluğu ve manyetik kaldırma kuvveti özelliklerinin

iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Manyetik kaldırma kuvveti düşey ve yanal yönlerde

ölçülerek, üretilecek katkılı süperiletkenlerin, Maglev tren sistemlerinin temelini oluşturan

kılavuzlama kuvveti olarak kullanabilirliği de incelenmiş olacaktır. Bu projede hazırlanmış

örneklerin hepsi, magnezyum tozu, amorf bor tozu, malik asit (C4H6O5), ve toluen (C7H8)

kullanılarak iki adım katıhal tepkime metodu ile hazırlandı. Malik asit ekleme seviyeleri,

toplam MgB2’nin ağırlıkça %0 ile %15’i arasında değiştirildi. Yapılan manyetik kaldırma

kuvveti deneylerinde alansız soğutma işlemi (ZFC) sonrasında 24 K sıcaklıkta, ağırlıkça %10

malik asit eklenmiş örneğe kadar her bir örneğin kendi kütlesinin yaklaşık 900 katını havada

tutabildiği belirlendi. Özellikle ağırlıkça %4 malik asit eklenmiş MgB2 süperiletken örneğin

kendi ağırlığının yaklaşık 950 katını kaldırdığı bulundu. Bu sonuç şu ana kadar literatürdeki

en yüksek sonuç olarak belirlendi.

Anahtar kelimeler: MgB2 Süperiletkeni,C4H6O5 Katkı, Manyetik Kaldırma Kuvveti.

Page 100: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

90

Ad Soyad Kurum/Kuruluş E-Posta Adresi

Abdülhamid Öztürk Samsun Özel Feza Anadolu Lisesi [email protected]

Ahmet Ümit Tepe Kastamonu Üniversitesi [email protected]

Ali Kemal Yıldırım Yıldız Teknik Üniversitesi [email protected]

Aliihsan Şekertekin Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Aykut Kosova Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Beytullah Erdoğan Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Bianca Badulescu University of Agronomic Sciences and

Veterinary Medicine of Bucharest [email protected]

Burak Alpargu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi [email protected]

Burakhan Özyol Kozlu Alparslan Ortaokulu [email protected]

Burcu Nilgün Çetiner Marmara Üniversitesi [email protected]

Burhan Çetinkaya İstanbul Teknik Üniversitesi [email protected]

Cengiz Temiz Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Cumhur Harmancı Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Çağlar Çelik Bayar Yüzüncü Yıl Üniversitesi [email protected]

Dursun Kısa Gaziosmanpaşa Üniversitesi [email protected]

Ekrem Gülsevinçler Kastamonu Üniversitesi [email protected]

Elif Eser (Eke) Bayramoğlu Ege Üniversitesi [email protected]

Emre Gönültaş KTO Karatay Üniversitesi [email protected]

Emre Abanozoğlu Bartın Üniversitesi [email protected]

Ezgi Taylan Koparan Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Fatih Aliyazıcıoğlu Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Ferhat Şen Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Gökhan Bayar Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Hakan Ögüce Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Hüseyin Uzun Karabük Üniversitesi [email protected]

İbrahim Garip Erciyes Üniversitesi [email protected]

İbrahim Tufan Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Kerem Emre Ercan Bilkent Üniversitesi [email protected]

Kezban Özcan Gaziosmanpaşa Üniversitesi [email protected]

Lütfi Erdi Şahin Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Mahmut Tokur Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi [email protected]

Mithat Gökhan Atahan Abdullah Gül Üniversitesi [email protected]

M. Fatih Kılıçaslan Kastamonu Üniversitesi [email protected]

Muhammet Ören Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Muharrem Karaaslan Mustafa Kemal Üniversitesi [email protected]

Murat Emre Kartal Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Mükremin Doğan İnönü Üniversitesi [email protected]

Page 101: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

91

Nazım Kunduracı Çanakcılar Seramik San.Tic.Aş. [email protected]

Necati Başman Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Nevzat Adabağ Adabağ Mühendislik [email protected]

Nuray Kayakol Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. [email protected]

Onur Dündar Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Onur Memiş İnönü Üniversitesi [email protected]

Özge Duygu Okur Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Özgür Çınar Marmara Üniversitesi [email protected]

Özlem Altunordu Kalaycı Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Selim Karalar Selçuk Üniversitesi [email protected]

Semra Ergen Gaziosmanpaşa Üniversitesi [email protected]

Sercan Ortakcı Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Sercan Saraç Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Serhat İkizoğlu İstanbul Teknik Üniversitesi [email protected]

Serkan Karakiş Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Şaban Gürbüz Eskişehir Osmangazi Üniversitesi [email protected]

Şenol Alan Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Taner Çarkıt Erciyes Üniversitesi [email protected]

Timur Şanal Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Uğur Hasçelik Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Ümmühan Meltem Öztürk Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi [email protected]

Volkan Dereli Bülent Ecevit Üniversitesi [email protected]

Yasin Polat Erciyes Üniversitesi [email protected]

Yavuz Sezer Yıldız Teknik Üniversitesi [email protected]

Page 102: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN

Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak

92

DESTEKLEYEN KURUM VE KURULUŞLAR

Page 103: Bülent Üniversitesiprojepazari.beun.edu.tr/dosyalar/2014/wp-content/uploads/...Bülent Ecevit Üniversitesi I. Ar-Ge Proje Pazarı, 13 Mayıs 2014, Zonguldak i ONUR KURULU Ali KABAN