bounterview mayıs 2013

30
MAYIS 2013 RÖPORTAJ • BOĞAZİÇİ • YAZILAR • MEDYA • MODA • MAGAZİN • SPOR PAL FM ÖDÜL TÖRENİ SAYFA 11 BOĞAZİÇİ’NİN EN ŞIK HOCASI SAYFA 18 BÜLENT KORKMAZ RÖPORTAJI SAYFA 23 & & BU SAYIDA ABDULLAH AVCI ÇOK ÖZEL RÖPORTAJI SAYFA 08

Upload: bounterview

Post on 14-Mar-2016

242 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

Bounterview Media & University Aylık Dergi

TRANSCRIPT

Page 1: Bounterview Mayıs 2013

MAYIS 2013

RÖPORTAJ • BOĞAZİÇİ • YAZILAR • MEDYA • MODA • MAGAZİN • SPOR

PAL FMÖDÜL TÖRENİ SAYFA 11

BOĞAZİÇİ’NİN EN ŞIK HOCASI SAYFA 18

BÜLENT KORKMAZ RÖPORTAJISAYFA 23

&

& BU SAYIDA ABDULLAH AVCIÇOK ÖZEL RÖPORTAJI

SAYFA 08

Page 2: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.

İÇİNDEKİLER MAYIS 2013 Röportaj08 ABDULLAH AVCI

15 DİLARA ENDİCAN

21 ECE PİRİM

23 BÜLENT KORKMAZ

27 PİT 10

Yazılar04 ATAKAN ŞENİZ

18 MODA - Fatma İZCİ

Bounterview Özel

05 DİJİTAL DÜNYANIN EN’LERİ ÖDÜL TÖRENİ

11 PAL FM ÖDÜL TÖRENİ

20 INSTAGRAM BOUNTERVIEW

26 NİŞANTAŞI TAPPO

Unutulmayanlar06 SEDA ÖNDER

07 MESUT YAR

02

Page 3: Bounterview Mayıs 2013

İÇİNDEKİLER MAYIS 2013

bounterviewDergi Ekibi

GENEL KOORDİNATÖR:

Atakan ŞENİZe. [email protected]

GENEL YAYIN YÖNETMENİ:

Ahmet BİNTAŞe. [email protected]

YAYIN DANIŞMANI:

Tuba AYDIN

YAZI İŞLERİ:

Ülber O. AKIN

GÖRSEL YÖNETMEN:

Mert KENAR

SOSYAL MEDYA:

Helin MURATAKAN

MODA SAYFALARI İÇERİK ÜRETİCİLERİ:

Fatoş İZCİ

Kübra DÖNMEZ

RÖPORTÖRLER:

Ahmet K. SÜRMELİ

Hazal GÜNDÜZ

Cavit G. DESTAN

Safa BİLİCİ

Tuğçe GULA

Çağdaş ÇETİNKAYA

Giray GÜZEL

Hazal PİŞKİNOĞLU

Ezgi KOÇAK

FOTOĞRAF EKİBİ:

Duygu YILMAZ

Mert KENAR

Nergis AKSAÇ

Erdem ERKMEN

İLETİŞİMBOUNterview Media & University.

İNTERNET SİTEMİZ:www.bounterview.com

EKİP MAİL ADRESİ:[email protected]

SOSYAL AĞ ADRESLERİ:www.facebook.com/bounterview

www.twitter.com/bounterview

SORU ve ÖNERİLERİNİZ İÇİN:[email protected]

BOUNTERVIEW Dergisi T.C. Yasalarına uygun olarak

yayınlanmaktadır. BOUNTERVIEW Dergisinin isim ve yayın hakkı

BOUNTERVIEW Ekibine aittir. Dergide yayımlanan yazı, röportaj ve görsel

içeriklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz

ve kullanılamaz.

© BOUNTERVIEW Media & University

Page 4: Bounterview Mayıs 2013

KOORDİNATÖR’DENGENELBAKIŞBU SAYIDA

Milli takımda alınan kötü sonuçların ardından medya ve spor yorumcuları tarafından adeta bombalanan Abdullah Avcı bu zor süreçte bizden başka hiçbir platforma röportaj vermedi. Ekibimize yaptığı açıklamalar için değerli hocamıza çok teşekkür ediyoruz. A Milli takım teknik direktörü Abdullah Avcı ile röportaj yapmak bizim için bir onurdu.

Bu sayıdaki bir diğer spor odaklı röportaj: Galatasaray’ın kazandığı UEFA kupasının mimarlarından efsane futbolcu Bülent Korkmaz. Şimdilerde İBB’nin başında Bülent hoca. İstanbul Büyükşehir Belediyesi takımının başında ligde kalma mücadelesi verdiği sıralarda, ekibimize yaptığı açıklamaları bu sayfalarda bulabilirsiniz.

Bu sayının en taze röportajı Dilara Endican. Dergi size ulaşmadan birkaç gün önce yapıldı ve jet hızıyla yayına yetiştirildi. Dilara Endican’ın evine misafir olan ekip arkadaşımız Giray Güzel, Dilara Hanım’ın kendisi gibi rengarenk bir röportaja imza attı.

Rap müzikte kendisini ispat etmiş bir isim Pit10 da bu sayfaları karıştırırken karşınıza çıkacak. Menajerler ve basın danışmanlarından birçok basın bülteni geliyor. “Bize Gelenler” isimli sayfalarda hepsini yayınlamamız mümkün olmuyor, sadece birkaçını yayınlayabiliyoruz. Bu konuda anlayışlarına sığınıyoruz. Yeni sayının “Bize Gelenler” bölümünde Pal Fm ödül töreni ve Tappo var.

Ortaklıkları çok seven bir oluşum Bounterview. Kaliteli ve yaratıcı platformlarla içerik ortaklığı yapmak bizi fazlasıyla mutlu ediyor. İşte o platformlardan ikisi daha… Evo’s Angels digital der-gisi ve KırmızıTürk oluşumu. KırmızıTürk imzasıyla sunucu Ece Pirim röportajını bu sayımızda okuyabilirsiniz.

#BOUNTERVIEW İLE İLGİLİ TWEET’LERİM:

• Tv8’de Bay Tahmin sunucularını ekranda nasıl görüyorsanız arka planda da tüm ekip o derece samimi ve eğlenceli.

• Manşet çıkarılamayan röportaj, röportaj değildir. Ağzından o cevabı alana kadar soracaksın.

• Dergiyi inceleyen ünlü menajerleri ve basın danışmanlarının tebrik mesajları vize haftasında motivasyonumu yükseltici etki yapıyor.

• Bir platformun yk toplantısında “en iyi sosyal girişim” dalında bizi aday gösterdiğini öğrendim.Ödül alamasak da 5 adaydan biri olmak süper!

• Bugünkü röportajda Dilara Endican’la serbest çağrışım oyunu oynadı Giray. Yaratıcı ekip arkadaşım benim. Bounterview’in yeni sayısında...

• Selin Boronkay ve Furkan Palalı için hazırladığımız sorular sonrasında “röportaj yaparken dövüldüler” diye haber çıkarsa onlar bizim ekip!

YAZAR: Atakan ŞENİZEMAIL: [email protected]

BLOG: www.bounterview.com

04bounterviewdergisi.

Page 5: Bounterview Mayıs 2013

05bounterviewdergisi.

Page 6: Bounterview Mayıs 2013

SEDA ÖNDER

“HEDEFİM GÜLŞEN’İN YOLUNDAN İLERLEYİP BİR AJDA PEKKAN OLMAK”

PO

RTA

JLA

RIM

IZD

AN

UN

UTU

LMA

YA

NLA

R

06bounterviewdergisi.

Page 7: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.

Uyan Türkiye ekibinde Boğaziçili iki arkadaşımız vardı. Boğaziçi, her gün

gördüğüm adamları bana ifade ediyor, çünkü evim Boğaziçi Üniversitesi’nin

yanında. Sizin üniversitenin bütün kadroyu biliyorum yani. Kütüphanenin

önünden de her gün geçiyorum. Boğaziçi ütopik bir yermiş gibi geliyor. İçinde

olmayı çok isterdim. Benim üniversite okuduğum dönemde çok çok iyiydi.

MESUT YAR

PO

RTA

JLA

RIM

IZD

AN

UN

UTU

LMA

YA

NLA

R07

Page 8: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.

Bir teknik direktör genellikle belirli he-defler doğrultusunda ilerler. Sizin teknik direktörlük yolunuzda misyonunuz nedir?

Bunun bir başlangıç noktası var. Fut-bolculuk dönemimde teknik direk-törlerini irdeleyen, davranışlarını ve

iletişimlerini gözlemleyen biriydim. Ondan sonraki süreçte teknik olarak antren-man metotlarını inceleyen bir futbolcuy-dum. 1999 senesinde futbolu bırakınca, hayat bizim gibi insanlar için yeniden başlıyor. Futbola 1979 senesinde başlayıp 1999 senesine kadar hizmet etmiş birisi olarak, bütün liglerde oynayan bir oyuncu kimliğinden yola çıkarak ve de birçok teknik adamın yönettiği ortamı görüp bunu yapabileceğimi düşünerek 1999

senesinde İstanbul Sporda Ziya Doğanın teşvikiyle antrenörlüğe başladım ve ‘Bana yapılanları yapmayacağım’ dedim. Kendimi bu anlamda geliştirdim ve özellikle futbolun içinde iletişimin son derece sağlıklı olması gerektiğini düşünerekten antrenörlüğe başladım. Benimkisi biraz hikâye gibidir. Futbolun bütün liglerinde, altyapısında, 2. liginde, milli takımların alt yapısında bulunmuş olduğum için ve özellikle 2005 senesinde Avrupa Şampiyonluğunu ve dünya dördüncülüğünü yaşadıktan sonra ulaşılabilir hedef A Milli takımdı ve Allah’ta bana 6 sene sonra bu koltuğu nasip etti. Ama bugünkü bulunduğum koltuk A Milli takımla yarışmanın yanında Türk Futbolunun bütün sorunlarını bilen ve her ligde çalışmış biri olarak eğitimle ilgili olan problemlerini çözmeyi hedef-ledim. A Milli Takım ile yarışırken de bu tarz projelerin içinde yer almak, bunu geliştirmek ve katkı sağlamak için kendimi sorumlu hissediyorum.

“BANA YAPILANLARI YAPMAYACAĞIM”

“ABDULLAHAVCI”

ÖzelRöportajı

RÖPORTAJ: Tuba AYDIN & Safa BİLİCİ

08 bounterviewdergisi.

Page 9: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.

A Milli takımının teknik direk-törü olmanın ne gibi zorlukları ve sorumlukları var sizce?

Mutlu eden yönü inanılmaz derecede manevi bir duy-

gusu var bu işin. Türk Milli takımının teknik direktörü olmak ve tarihinde bulunmak ve bu manevi sorumluluğu yaşamak inanılmaz bir duygu. Diğer yandan ise bu koltukta otururken mesleki tatmini yaşayabilmekte ayrı bir önem taşıyor. Türk futbolunun sadece A milli takımı değil tüm sorunu, tüm ekiple beraber sorunları tespit edip çözüm noktalarına yoğunlaşıp çözüm-ler arıyoruz. Dışardan insanlar ayda bir iki kere maç var, bir iki kere koltuğa oturuluyor diye düşünüyorlar fakat bu benim için en azından böyle

değil. Bu ülkede yaşayan birisi olarak bu sorumluluğu ken-dimde hissediyorum. Özellikle bu yaz tüm milli takımların organizasyonları var bu milli takımlardan kendimi sorumlu hissediyorum. Milli takımlar ve eğitim dairesiyle de yoğun bir çalışma içerisindeyim.

Teknik direktörlük hayatınızda dönüm noktası olarak nitelendirebileceğiniz bir olay var mı?

Doğru zamanda doğru karar vermekle ilgili bir şey bu. Doğru za-

manda doğru karar verirsen, verdiğin karar yakaladığın başarılar ile endeksli olabiliyor. Antrenörlüğe başladığımda ve sonrasında milli takımları tercih etmem, bir maçtaki kırılma

“Türkiye’nin iki tane büyük

kulübü isterken hayırdiyebilmek de önemliydi ”

anının seni Avrupa Şampiyonu yapması ve antrenör olarak Abdullah hocayı herkesin tanıması, süper ligler seni is-terken 2. Lig takımı alıp doğru bir hedef koyup ilerlemek, Cv’mde Avrupa Şampiyonluğu ve Dünya dördüncülüğünün yazması, bankasyadan bir takımı alıp çıkarmak ve istikrarlı bir şekilde çalışmak ilk hedeflerimdendi. Baktığımda o noktalarda son derece doğru kararlar vermişim. İkinci se- nemde İstanbul Büyükşehir’de çalışırken Türkiye’nin iki tane büyük kulübü isterken hayır diyebilmek de önemliydi benim için kariyer planlamasını doğru yaparken. Belki o gün evet deseydim bugün bu koltukta olmayacaktım. Bunun için sağlıklı, yavaş ve değişen dünyada kendimi geliştirerek hareket etmeye çalışıyorum.

09

Page 10: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.bounterviewdergisi.

Milli takımda ulaşmak istediğiniz en büyük hedefiniz nedir?

Şu an itibariyle bizim için öncelikli hedef istikrarlı turnuva takımı olmak. Bunun temel eğitim ile geliştiğini net bildiğim

için eğitimle ilgili problemleri çözmek temel amaçlarımızdan. Bundan dolayı her turnu-vada oynamak, tecrübe kazanmak ve daha sonrasında bu yarışma içerisinde neden yarı final oynayamadık, neden çeyrek final oynayamadık gibi sorulara sağlıklı tespitler yapmak ve bunun üstünde durup gereken çalışmaları yapmak hedeflerimizden bir tanesi. Kısacası, ulaşmak istediğimiz hedef iyi bir tur-nuva takımı olmak ve bunun içinde doğru bir şekilde yarışabilmek.

2011 yılından beri milli takımın teknik direk-törüsünüz. 2011 yılından bu zamana kadar milli takımda neleri değiştirmeyi hedeflediniz ve neleri değiştirmeyi başardınız?

Türk futbolunun hem tesis hem de eğitim anlamında büyük problemleri var. 15 aylık bir çalışma sonucunda Riva tesislerinin

temeli atıldı. Bu proje için çok emek verdik ve yaklaşık 15-16 ay sonra devreye girecek. Bu tüm kulüplere örnek olabilecek bir çalışma. Milli takım oyuncu yetiştirme yeri değil ama kulüplere örnek olabilecek ve eğitimle ilgili sorunlara destek olabilecek önemli kurum-lardan bir tanesi. İyi tesis verebilirsin fakat bazen yeterli olmayabilir çünkü iyi tesis için iyi antrenör de geliştirmek çok önemli. Onun için bizim antrenörlük eğitimleri de Riva da olacak. Eğitim müfredatıyla ilgili de çalışmalarımız var ezber üstünden gitmemek lazım bu yüzden bunu da geliştirmekteyiz. 2011’den bu zamana kadar tesislerin atılması, genç milli takımlara belirli bir standart getirmemiz hedeflerimiz-dendi. Kulüplere belirli bir standart getirmekle

10

Page 11: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.

EN İYİ ERKEK SANATÇI

MUSTAFA CECELİ

EN İYİ KADIN SANATÇI

SILA

EN İYİ ALBÜM

DEMET AKALIN (GİDERLİ 16)

EN İYİ ŞARKI

MUSTAFA CECELİ – ES(SÖZ-MÜZİK-ARANJE ENDER ÇABUKER)

EN İYİ ÇIKIŞ ERKEK

MEHMET ERDEM

EN İYİ ÇIKIŞ KADIN

MERVE ÖZBEY

EN İYİ DÜET

EFLATUN & BURCU GÜNEŞ - ÇIKMAZ SOKAKLAR

EN İYİ GRUP

GRIPİN

EN İYİ PROJE

ORHAN GENCEBAY-BİR ÖMÜR (PRODÜKTÖR POLAT YAĞCI)

EN İYİ COVER

HANDE YENER & SEKSEND-ÖRT – RÜYA

EN İYİ ARANJE

DEMET AKALIN – TÜRKAN (ERHAN BAYRAK)

EN İYİ SİNGLE

SONER SARIKABADAYI – İNSAN SEVMEZ Mİ

EN İYİ KLİP

ZİYNET SALİ – HER ŞEY GÜZEL OLACAK (NİHAT ODABAŞI)

EN İYİ DİZİ MÜZİĞİ

İŞLER GÜÇLER (TOLGA ÇEBİ)

EN İYİ FİLM MÜZİĞİ

EVİM SENSİN (YILDIRAY GÜRGEN)

EN İYİ SAHNE PERFORMAN-SI

HANDE YENER

PAL FM DJ ÖDÜLÜ (KADIN SANATÇI)

GÖKSEL

PAL FM DJ ÖDÜLÜ (ERKEK SANATÇI)

ERDEM KINAY

EN İYİ ALTERNETİF SİGLE

HADİSE

PAL FM ÖZEL ÖDÜLÜ

BEHZAT GERÇEKER

3. PAL FM MÜZİK ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU!

Türkiye’nin etkin Türkçe müzik çalan ulusal radyosu olan Pal FM, geleneksel olarak gerçekleştirdiği ‘Pal FM Müzik Ödülleri’ gecesinin üçüncüsü, The Edition Otel Bil-lionare Clup’ta gerçekleştirildi. Pal FM dinleyicilerinin oylarıyla belirlenen 20 dalda adayın ödül aldığı gecenin ev sahipliğini iş adamı Mübariz Mansimov yaptı. Sanat camiasının yanı sıra iş ve siyaset dünyasının renkli simalarının da katıldığı geceyi Seray Sever sundu.

BİZE GELENLER“PAL FM MÜZİK ÖDÜLLERİ”

11

Page 12: Bounterview Mayıs 2013

12bounterviewdergisi.

Page 13: Bounterview Mayıs 2013

13bounterviewdergisi.

Page 14: Bounterview Mayıs 2013

14bounterviewdergisi.

Page 15: Bounterview Mayıs 2013

DİLARAENDİCAN

15bounterviewdergisi.

Page 16: Bounterview Mayıs 2013

“Akademi Türkiye”, “Dansa Var mısın ?”, “Anadolu Ateşi” gibi programlarda kreatif direktörlük ve jüri üyeliği yaptınız. Sizdeki yeri nedir ?

Moda ile uzun yıllar uğraştım, akabinde kreatif direktörlük teklifleri geldi, hayatımda ikinci step olarak düşünebiliriz.

Galatasaray tekerlikli basketbol şube başkanlığını ve kaptanlığını yaptınız. Engelliler ile çalışmak size neler kazandırdı ?

Engeli onlarla aşmayı, sabretmeyi, iman tazelemesi yapmayı, şükretmeyi öğrendim. Bazen maymun iştahlılığım vardı. Onlar terinin son damlasına kadar uğraşıyordu, son ana kadar çabalamak ve sebat etmek, azim etmek başarıyı getiriyormuş, onu öğrendim. İnsanlara eşit haklar ve fırsatlar verildiğinde neler yapılabileceğini öğrendim.

Galatasaray’ın şampiyonluğunu nerede kutladınız ?

Önce maça gittik. Atmosfer çok güzeldi, daha sonra Reina’da kutladık.

Galatasaray demişken aklınıza can kardeşlerinizden olan kimler geliyor ?

Selçuk İnan ve Burak Yılmaz’ın bendeki yeri ayrıdır.

Gündemi meşgul eden “milli içeceğimiz” hakkındaki görüşleriniz nedir ?

Almanlar’ın birası, Fransızlar’ın şarabı, Yunanlar’ın uzosu varsa Türkiye’nin “milli içeceği” ayrandır, illaki rakı olmak zorunda değil.

Siyasetle aranız nasıl, sıcak bakıyor mu-sunuz? Beşiktaş belediye başkanlığına ne dersiniz mesela ?

Beşiktaş ve Şişli’de belediye başkanlıkları koltuklarında arkadaşlarım var ve onlar işlerini çok iyi yapıyorlar. Çalışmaya devam etsinler.

Günümüzdeki moda yarışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz. Jüri olur muydunuz ?

İyi bir tv seyircisiyim fakat çoğunu seyre-demiyorum. İvana Sert, Hakan Akkaya , Uğurkan Erez’in stilini, tarzını beğenirim. Çağla Şikel’in hem arkadaşlığını hem çizgisini beğenirim. Ekrana çok yakışıyor. Jüriliği ben almayayım.

RÖPORTAJ: Giray GÜZEL

RÖPORTAJ

“TÜRKİYE’NİN MİLLİ İÇECEĞİ AYRANDIR, RAKI OLMAK ZORUNDA DEĞİL”

“ŞÜKRETMEYİ ÖĞRENDİM”

bounterviewdergisi.

16

Page 17: Bounterview Mayıs 2013

Dilara Endican’ı hep neşeli, enerjik, renkli, cıvıl cıvıl görü-yoruz. Kolay hüzünlenir misi-niz?

Duygularımı pik yaşayan birisiyim.

Takip ettiğiniz tv programları hangileri ?

Muhteşem Yüzyıl, Kuzey Güney, Karadayı, Merhamet… Ntvspor düşkünüyüm. Kendi programlarımı izleyemiyorum gibi bir durum da var.

Beğendiğiniz aktör ve aktrisler ?

Son dönemin en çarpıcı örneği, Kıvanç Tatlıtuğ, oyun-culuk adına başka bir eşikten atladı. Murat Yıldırım, Sarp akkaya, Engin Altan Düzya-tan, Meryem Uzerli ve Burçin Terzioğlu.

Değişmesini en çok beklediğiniz şey ?

Coğrafi ve insanlar arasında sınırlar olmasın. Irkçılık olmasın.

“Hay Hay Buyursun Gelsin” nasıl ortaya çıktı ?

Kanal teklif etti. Ben canlı yayın severim aslında. Dediler ki stüdyo ortamında değil de dışarıda değişik mekanlarda çekelim, gelen konuğumuzu daha iyi ağırlayabilelim dedik. Normal hayatımda sürpriz yapmayı, şaşırtmayı, hediye vermeyi severim. Konuğumu evime gelen konuk gibi görüyo-rum. İnşallah iyi ağırlıyorumdur. Ekibim çok iyi.

Konuk seçiminde dikkat ettiğiniz kriterler var mıdır ?

Bence dünyada herkesin bir hikayesi vardır. İnsan ayırt etmiyorum. Çekim günleri, me-kan, kim uygunsa o anda onu seçiyorum.

Biz öğrencilere, gençlere tavsiyeleriniz ne olur ?

Risk alsınlar. Bir kere korkmasınlar. “Aman sonunda ölüm yok ya” diye düşünsünler. Canı ne istiyorsa onları yapsınlar. Körü körüne bir şeye bağlı olmasınlar. İdealler değişebilir, aynı pencereden bakmasınlar. Bunları yapar-ken de hemen küsmesinler, vazgeçmesinler.

Şimdi sizin programınızda da yer alan “Serbest Çağrışım” oynama zamanı!

( Bilmeyenler için Serbest Çağrışım nedir? Biz bir kelime söylüyoruz, karşımızdaki kişi de o kelimenin onun için ne ifade ettiğini söylüyor. İşte bu kadar basit! )

Penguen : Kıpırtı

Dergi : Gs dergisi

Kardeş : Arda Turan, Burak Yılmaz, Selçuk İnan

Dost: Meral Okay

Aile: En büyük şansımın benim ailemin benim olması

Para: Varlığı dert yokluğu yara

İçecek: Votka ve su

Felsefeniz: Özgürlük

Aşk: Tahterevalli gibidir, bir taraf ağırlığını verince diğer tarafın poposu kalkar.

BOUNTERVIEW

“KENDİPROGRAMLARIMI

İZLEYEMİYORUM”

bounterviewdergisi.

17

Page 18: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.

#1 MODA

Boğaziçi’nin

en şık hocası:

“Sevtap Demirci”

Görsel Kaynak Trend Moda Dünyamız & Bounterview

Yardımları ve desteği için Kübra Dönmez’e Teşekkürler.

YAZAR: Fatma İZCİ EMAIL: [email protected] BLOG: trendmodadunyamiz.blogspot.com

Merhabalar!

Boğaziçi’nde öğrenciyseniz ya da daha önce çok değerli ekip arkadaşlarımın yaptığı röportajı okuduysanız, okulumuzun en sevilen HTR dersi hocalarından birinin Doç. Dr. Sevtap Demirci olduğunu bilir-siniz. Kendisi donanımlı bir tarihçi, anlayışlı bir öğretmen ve muhteşem bir insan. Zaten Sevtap Hoca’yı sevmek için ken-disiyle küçük bir sohbet etmeniz yeterli olacaktır.

Benim bahset-mek istediğim yönü ise Sevtap Hoca’nın her daim şık ve özenli olması. Bir öğretmenin kendisine ve öğrencilerine verdiği değeri gösteren özel-

liklerden birisi de derse iyi giyimli, özenli ve bakımlı gelmesidir. Sevtap Demirci de bunu fazlasıyla görmek mümkün.

Genel olarak formal bir stile sahip olan Sevtap Hoca’mız, etek-ceket ve pantolon-ceket ikililerini tercih ediyor, ayakkabıda ise topukludan şaşmıyor. Şık takılarına, zarif makyajı ve bakımlı saçları eşlik ediyor. Bence Boğaziçi Üniversitesi’nin en şık öğretim üyesi.

Kendisi ile ofisinde keyifli bir soh-bet yapma şansı bulduk.Sağolsun Bounterview için kameralara poz ver-meyi de reddetmedi. İşte Boğaziçi’nin en şık hocası !

BOĞAZİÇİ’NDE

18

Page 19: Bounterview Mayıs 2013

SEVTAP HOCA BAHARI AÇIK

RENK, YÜKSEK YAKALI CEKETİ

İLE KARŞILAMIŞ.BİLEKTEN BAĞLI

SİVRİ BURUN AYAKKABILARI

SEZONUN ÖNE ÇIKAN

TRENDLERİNDEN.

Page 20: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.

Instagram’da

BOUNterview, şimdi

20

Page 21: Bounterview Mayıs 2013

bounterviewdergisi.

ECE PİRİM

Televizyona geçişinizden bahsedebilir miyiz?

Ben Türkiye güzeli oldum, ama güzellik yarışmalarından şundan bundan tele-vizyona geçmedim. Benim babam kendi

farklı mesleği dışında, eğitimli bir TRT Radyo seslendirme sanatçısıdır. Kardeşlerim de aynı zamanda sanatın içindeler. Ben güzellik yarışmalarından önce televizyonda çalışmaya başlamıştım. Haber serüveni başladıktan sonra haberi biraz daha ileri erteleyip tekrar prog-ramlara devam ettim. Haberlere başlamam ise 6 yıl önce oldu. Kanaltürk televizyonunda önce gece haber programına başladım. Daha sonra ana haber bültenlerini sunmaya başladım. Ayrıca yurtdışında Dışişleri bakanlığı ve Kültür bakanlığı ile Türkiye’nin tanıtımı için kurulan “turquie la belle” (güzel Türkiye) projesinde grup başkanlığı ve organizasyonda yer alarak 3 yıl süren dünya turnesi sonu-cunda devletimiz tarafından ülke tanıtımına üstün katkılarımdan dolayı takdir belgesi ile onurlandırıldım.

Son dönemde sizi haber dışında farklı proje-lerde de gördük. Hangisi daha ön plana çıktı sizin için?

Pek çok projede yer aldım. İnanın şu anda sayısını ben bile bilmiyorum. En son projelerden birkaç tanesi Kanaltürk’te sa-

bah haberleri, Bugün Tv haber kanalında “Ece ve Riccon’la Beden Dili”, yine yapım ve sunumu bana ait olan “Ece’yle Oradan Buradan” ve bu arada sayın bakanlarımız ile siyasetin dışındaki yaşamlarını konu alan “Siyasetin Arka Yüzü” TRT Haber’de yayınlandı. Bu proje geldiğinde çok sevindim bu anlamda seçilmek beni çok mutlu etti. Çok başarılı bir program oldu.

Programdan özellikle aklınızda kalan konuklar kim-lerdi?

Aslında bütün programlar özeldi. Çünkü za-ten siyasilerimiz, toplumun gözü önünde olan, bizlerin sesi olan, yöneten özel kişiler.

İlla isim gerekirse; sayın Egemen Bağış ile tavla oynadık, bisiklete bindik, yumurta bile pişirdik. Sayın Hüseyin Çelik ile çok güzel soba başı sohbet keyfi yaptık.Ellerinden çay içme şansım oldu. Spor yaptık, pinpon oynadık. Sayın Zafer Çağlayan ve zarif eşi ile türküler söyledik. Bize piyano çaldı. Yani her isim ayrı bir değer ve her program ayrı bir keyif ve prestijdi.

Müjdelemek istediğiniz yeni bir proje var mı?

Bugün tv’de “Bugünün Sokağı” adlı programa başladık. Fakat bir süre sonra başka proje içinde yer alacağım. Çalışmalarımız sürüyor.

Ayrıca yine TRT televizyonundan gelen güzel bir proje de daha bahar aylarında yer alacağım.

“ÖZEL

RÖPORTAJ”

21

Page 22: Bounterview Mayıs 2013

İnternetin daha aktif kullanıldığı, daha inte-raktif bir yayıncılık çağındayız. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben güne başladığımda ilk önce mut-laka televizyonu açarım. Hiçbir programı ayırmam, kanalları ve yapılan işleri elim-

den geldiğince takip etmeye çalışırım. İşim gereği iyi bir gözlemci olmam lazım. Bol bol okumaya çalışırım. Son dönemlerde tabii in-ternetten daha çok takip ediyorum . Sosyal paylaşım ağlarına giren en son insanım. Orada sevmediğim şeyler var. Bazen çok çabuk yüz göz olunabiliyor. Mesafeler hızla kaybedili-yor. Saygı ve seviyenin kesinlikle korunması taraftarıyım. Sosyal paylaşım siteleri sanırım zaman zaman maalesef bazı sınırları aşıyor.

Sizce medyada sadece iletişim mezunları mı yer almalıdır ?

Hayır; tabii ki bu konuda böyle bir kural konulamaz. Her profesyonel ses sanatçısı konservatuar mezunu mu? Her pro-

fesyonel sinema sanatçısı gidip oyunculuk eğitimi mi alıyor? Yetenek insanın içindedir ve doğuştandır. İlla ki oradan mezun olmak zorun-da değil. Belki şartları da müsait değildir. Fakat eğer imkan varsa eğitimini alarak bir işi yapmak da ayrı bir keyiftir.

Medya genelde hareketli bir yapıda. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?

Televizyon sektörüne daha hiçbir şey yok-ken TRT’de başladım. Düşünün başka kanal yoktu. Star televizyonu yeni açılmıştı. Bu

benim televizyon sürecini sıfırdan bugüne gözlemlememi sağladı. Kanallar çoğaldıkça bir sürü insana iş imkanı doğdu fakat ekranlar çok kirlendi. Bir anlamda artık temizlenmesi de ge-rek. Çünkü sektörde her şey çabuk tüketilmeye ve zaman zaman yanlış mesajlar verilmesine neden oldu.

“EKRANLAR ARTIK ÇOK KİRLENDİ”

“SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ SINIRLARI AŞIYOR”

bounterviewdergisi.

22

Page 23: Bounterview Mayıs 2013

Bül

ent K

ORK

MA

Z

23bounterviewdergisi.

Page 24: Bounterview Mayıs 2013

UEFA kupası finali sırasında omzunuzu incitmenize rağmen formanızı giyip oynamaya devam ettiniz ve Galatasaray’ın başarısında büyük payınız vardı. O gece maça devam etmenizi tetikleyen neydi?

Hagi’nin kırmızı kart görmesi ve 10 kişi kalmamız bizi zora soktu açıkçası. Benim de om-zum çıkmıştı. Fakat öyle oyna-mak zorundaydık ve üç oyuncu değişikliği de olmuştu. Maçın bilinen yönü bunlar. Sahada sekiz buçuk kişi olarak oynu-yorduk aslında; çünkü Okan ve Capone sakat oynuyorlardı. Ama öyle bir atmosfer vardı ki orada taraftarların inanılmaz bir tezahüratı vardı. O kupa kazanılmışsa oraya gelen insanların, televizyon başında olan insanların duaları ile kazanıldı diye düşünüyorum. Sadece sahada oynayan oyuncu değildi bu kupayı kazanmaya sebep olan, bu oyunun çevresinde toplanmış olan enerji ve insanların duaları o kupayı bize getirdi. Benim durumuma gelirsek ben oy-namak zorundaydım. Oyuncu değişikliği olsaydı bile oynamak isterdim. Kim Avrupa kupasında

oynamak istemez ki? Bu yüzden o psikolojiyle oynadım. O finalin bir resmi haline gelmiş olmak ve aradan 13 sene geçmesine rağmen bu soru soruluyorsa hala bu beni son derece mutlu ediyor.

Türkiye’nin futbolcu profilini nasıl değerlendiriyorsunuz? Es-kiye oranla ilerleme ve gelişme var mı sizce?

Geçmişte çok yetenekli oyun-cular vardı. Bu dönem jene-rasyon değiştiği için o yetenekli oyuncular yok maalesef. Bunun sebebi de sokak futbolunun ve sokak oyunlarının kalkmasıdır. Çocuklar bu oyun alanını bulamadıkları için o temeli alamıyorlar ve olması gereken alt yapıya sahip olamıyorlar. Dolayısıyla yetenekli oyuncu sayısı çok az eskiye göre ve bu beni son derecede üzüyor. Buna bir örnek verebilirim; bizim pro-lisans kursu vardı. Devre arasında Antalya’da Ümit Milli takım seçmelerine gittik. 300 tane oyuncu vardı ve maa-lesef o 300 oyuncu arasında 3 veya 4 yetenekli oyuncu çıktı. Bu sonucun sorunuzu yeterince yanıtladığını düşünüyorum.

Yurtdışından birçok transfer teklifi almanıza rağmen neden hiç birini kabul etmediniz? Benim idealim Galatasaray’da futbolu bırakabilmekti. Bir ilki yaratmak istedim. İyi ki de bunu yapmışım, pişman değilim

Bir teknik direktör olarak beklentileriniz nelerdir?

RÖPORTAJ: Tuba AYDIN FOTOĞRAF: Duygu YILMAZ

24bounterviewdergisi.

Page 25: Bounterview Mayıs 2013

25 farklı karakterde yapı var. Onları bir noktada buluşturabiliyorsanız amacınıza ulaşmış oluyorsunuz. Bir teknik direktör hep mükem-meliyeti seçer. Eğer bir nok-taya toplayabiliyorsanız 25 karakteri o zaman doğru yolda olduğunuzu anlayabilirsiniz. Saha içinde ne kadar emek harcıyorsanız saha dışında da bir o kadar emek harcamak zorundasınız. Türk futbolcuları biraz kırılgan bir yapıya sa-hip oldukları için hatlarını ve yapmaları gereken şeyleri kırmadan söylemek lazım. Saha dışında daha çok emek harcıyoruz. Küçük ayrıntıları atlamamız lazım bu da açıkçası bizi biraz yoruyor. Avrupa’da hiçbir teknik direktör saha dışıyla hiçbir şekilde ilgilenmez.

Galatasaray’da oynadığınız dönemde Hagi oda arkadaşınızdı. Türkçe’yi siz mi

ona öğrettiniz? Hagi ile oda arkadaşı olmak nasıldı?

Yok, Türkçeyi ben öğretmedim. Avantajı erken yatıyordu. O da futbolu seviyordu ben de. Onun gibi bir dünya yıldızı ile aynı odayı paylaşmak aynı

takımda oynamak benim için ayrı bir keyifti.

(Not: Röportajın tamamını yakında www.bounterview.com adresinden okuyabilirsiniz.)

25bounterviewdergisi.

Page 26: Bounterview Mayıs 2013

Tappo açılıyor!Mekanları ve alışveriş mekanlarıyla oldukça hareketli olan Nişantaşı’na taze kan geliyor. Abdi İpekçi Caddesi’nde yeni açılan restoran & bar Tappo, hem güzel yemek yemeyi sevenler için hem de yemek sonrası club ortamına devam etmek için güzel ve cazip bir alterna-tif olacak.

Ünlü işletmeci Onur Gülmek’e emanet olan mekanda Çağla Gürsoy organizasyon sorum-lusu olarak görev yapacak. Melda Tuna’nın eşsiz lez-zetleriyle kendi müdavim-lerini kısa sürede oluşturacak olan mekan, sabah 10.00’dan gece 02.00’ye kadar açık olacak. Özel shotlar ve kok-teylleriyle akşamüstü par-tileri de organize edilecek olan Tappo, yaz akşamlarının vazgeçilmez mekanı olacak. Onur Gülmek’in Dj kabininde bulunacağı partilerden sonra mekan akşam bar olarak mi-safirlerini ağırlamaya devam edecek. Tappo ayrıca, pazar günleri de bruch keyfi için misafirlerini bekliyor olacak.

Niş

anta

şı26bounterviewdergisi.

Page 27: Bounterview Mayıs 2013

“Biz Bu İşi En Yükseğe Çıkaracağız”

PİT10..

Kendi evinde bulunan stüdyonun adı “Olympos”, neden bu ismi seçtin?

Yoksa bu da Pit10 ismi gibi çok küçük yaşlarda kararını verdiğin bir şey miydi? Bu kararı aldığımda yıl 2001 civarıydı... Mitolojik olarak ilgimi çekmişti. Biliyorsun “Olympos” yunan mitolojisinde Tanrıların Dağı anlamına geliyor. Tabi o çocuk yaşlarının verdiği heyecan ve egoyla “biz bu işi en yükseğe çıkaracağız” şeklinde bir girişimle bu isme karar verdim.

Çalıştığın stüdyolarda kendi “beat” lerini, yani parçaların altyapılarını yapıyor musun?

“Yapıyordum” diyeyim. Çünkü son zamanlarda senede bir kez falan yapabiliyorum. Son albü-mümde “kara kutu” şarkısının altyapısını ben yaptım. Bunun dışında eskiden “siyah ve beyaz” diye bir albümüm vardı, o albümün tüm altyapıları bana ait. Eskiden çok yapardım ama artık bu işin tek bir yönüne yoğunlaşmak istediğim için altyapı yapmayı hobi olarak görüyorum, aklıma eserse yapıyorum.

İyi rap senin için nedir? Bir rap parçasının iyi olup olmadığını nasıl ölçersin?

Ne kadar akıllı olduğuyla ölçerim. Yaptığımız müzikte bir pop şarkısından beş altı kat fazla söz yazıyoruz, dolayısıyla bir saatten sonra yazılan sözler anlamsızlaşmaya başlıyor birçok “mc”de. Ne kadar az anlamsız, ne kadar akıl dolu yazabiliyorsa bence o kadar iyi bir “mc”dir. Tabi işin söyleme kısmı falan da var, bunlar bir bütün aslında ama benim ilk dikkatimi çeken şey “sözleri akıllıca mı değil mi” oluyor.

Ne tarz müzik dinliyorsun? Çaldığın bir enstrüman var mı?

2005’ten sonra yapılan müzikleri dinlemiyorum. Daha çok 90’lar ve 2005’e kadar yapılmış parçaları dinlerim hatta bazen sadece radyo… Enstrüman çalmıyorum.

Geçen yıl okulumuzdan bir ödül aldın. Bu ödül hakkında ne dersin?

Şu ana kadar aldığım en değerli ödüllerden biriydi. Boğaziçi Üniversitesi tarafından verilmesi ayrı bir onur benim için, çünkü zaten hedef kitlem bu. Aklı başında olan üniversite gençliği benim hedef kitlemi oluşturuyor. Onlar tarafından sevilmek zaten doğru yolda olduğumu gösteriyor bana ve motivasyon anlamında benim için çok değerliydi

RÖPORTAJ: Çağdaş ÇETİNKAYA

27bounterviewdergisi.

Page 28: Bounterview Mayıs 2013

bu ödül. Organizasyon da çok güzeldi, hala hatırlıyorum. Çok mutlu oldum bu ödülle. Ayrıca ödülü almamda büyük emekleri olan destekçile-rime de çok teşekkür ediyorum. Geçenlerde düzenlenen müzik ödüllerinde en iyi remix kategorisinde Mustafa Ceceli ile yaptığımız “Es remix” adlı parça adaydı, ödülü alamadık. Erdem Kınay aldı ama benim için en büyük ödül zaten beni takip eden insanların bana olan sevgisi.

Rap dersi verilebilir mi? Ders almalı mıdır bu müzikle uğraşmak isteyenler?

Evet, zaten şu ana kadar dersi verilmediği için bu kadar gürültü kirliliği var bu piyasada. Bu işi, bu işin geçmişini, bu işin tekniklerini ve çerçevesini bilen insanların, kendim için demiyorum sadece bu işi yapabilecek kim varsa bu eğitimi vermesi bence bu gürültü kirliliğini azaltır. Baktığımızda Türk müzik piyasasının en kötü parçaları “rap” adı altında çıkıyor. Hani pop piyasasına baktığımızda çok kötü şarkılar yok değil, ama rap piyasasında çıkan şarkılar kadar kötü şarkılar yok ya da rock piyasasına baktığımızda… Bunun sebebi zaten eğitimsizlik.

Yani eğitimi alınmamış şarkılar zaten tutunamıyor diyorsun.

Evet. Şunu savunanlar olabiliyor: “hiphop sokak kültürüdür, bunu akademiye taşıyamazsın” Bu şekilde düşünülebiliyor, bunların artık aşılması lazım. Hiphop zaten sokak kültürü değil artık. Amerika’da hiphop endüstrisine baktığımızda milyon dolarların döndüğünü görüyoruz. Hangi sokak kültüründe milyon dolarlar dönüyor? Türkiye’de hiphop sokak kültürü diye bir şey oluşmadı. Türkiye’nin sokak kültürü adam bıçaklamaktır. Var olmayan bir kültüre kendile-rini bağlamışlar. Bu iş sanat Türkiye’de, grafitti de sanat rap de sanat o yüzden kesinlikle bence eğitimle daha iyi yerlere gelinebilir.

Türkçe rap, Türk müzik sektörünün neresinde, nereye koyabilirsin?

Kum tanesi gibi ya Türkçe rap şu anda. Türk müzik sektöründe ismi dahi geçmeyen müzik tarzı şuanda. Biz bir dünya oluşturduk, yeraltında bir dünya oluşturduk ve senelerce kendimizi kandırdık o dünyanın tepesine çıkmak için. Ama o dünyanın çıkabileceğimiz en yüksek tepesi ana akım müzik piyasasının zemini bile olmuyor. Bunu hala medyada bile görüyoruz, rap yok! Rap 1995’te yaygınlaştı Türkiye’de, 20 seneye yakın süre geçti üzerinden hala biz televizyona çıkıp rap’in ne olduğunu anlatmaya çalışıyorsak zaten piyasada “rap yok” demektir. O yüzden dediğim gibi sanal bir dünyada sanal bir çaba içinde birçok insan. Sanırım ben de buna dahilim.

28bounterviewdergisi.

Page 29: Bounterview Mayıs 2013

Aklımıza Ceza geliyor hemen. Ceza bir çok ünlü isimle birlikte projelerde yer aldı ve bu yüzden çokça eleştiri de aldı rap’i pop kültürüne satıyor diye…

Satacak tabi başka ne yapacak! Başka nasıl para kazanacak? İnsanların hayrına, 2 tane çocuk ona yorum yazsın diye mi şarkı yapacak? Elbette popüler müzikle işbirliği içinde olacak. Hani bu-rada kendi tavrını da bozmuyorsa ya da belli bir ölçüde kalıyorsa bu bozulma, bence hiçbir sorun yok yaptığı hareketlerde.

10 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?

10 yıl sonra kendimi iki ayrı noktada görüyorum, bu ikinden birisi olacak. Ya bu işin en tepesinde ya da bu işle hiç ilgisi olmayan bir iş yaparken görüyorum.

Peki, bu ayrılma yakın bir zamanda mı yoksa bu-nun ilerde olacağını mı kestiriyorsun sadece?

Fikir olarak mı yoksa bırakmayı mı söylüyorsun?

Bir ihtimal olarak bırakacağını kastediyorum eğer işler böyle gitmeye devam ederse… Bu yakın mı yoksa bir gün olacak mı?

Bir gün elbet sabrım taşacak eğer işler böyle gitmeye devam ederse. O gün bu radikal kararı vereceğim. Şu an zaten bu piyasada, başından beri konuşuyoruz, rap piyasasında beni tatmin eden hiçbir şey yok. Bu piyasadaki insanların büyük kısmı benim dünyamda yer alabilecek insanlar değil, kafaca değil. Yani rap müzik piyasası öyle bir hale geldi ki bundan sekiz on sene önce farkında

olmadan, belli çapta entelektüel, dünyaya farklı açılardan bakabilen insanların oluşturduğu bir müzik piyasasıydı. Tam tersine döndü. Hiçbir şeyin farkında olmayan, küçük dünyalar yaratıp o dünyalarda mutlu oyunlar oynayan, kafalarını çalıştıramayan, benim ne işim var böyle adamların arasında! Yani, ben ya sıyrılacağım underground kavramından ve müziğimi hak ettiği gibi yapıp hak edene dinleteceğim ya da ben hiç olmayacağım. Çünkü ben bu dünyaya ait değilim.

Tekrar hatırlatalım özellikle lirik kalitenden ve verdiğin sosyal mesajlardan bahsettik. Seni gösterecek, söyleyeceklerim var diyen parçaları sıralayalım “Hadi Konuş” la başlayabiliriz mesela…

İnternete bedava vermiş olduğum “sosyal itici” albümünün tümünde bir şey söylediğime inanıyorum. Yani boş satır yazmadığım bir albüm oldu. Beni dinlemeyen, bilmeyen tanımak isteyen insanlar varsa Google’a “Pit10 Sosyal İtici” yazar-larsa çıkar muhtemelen albüm. İnternete bedava verdim, indirirken herhangi bir vicdan azabı çekmesinler ki zaten bedava vermemiş olsam da vicdan azabı çekmezler biliyorum.

Bu bir protesto mu ?

Protesto değil. Bu popüler müzik piyasasına hizmet etmeyen bir albüm. Bu albüm kısıtlı bir kitleye hizmet eden, düşünebilen, dinlediği şarkıyı fon müziği olarak değil gerçekten o şarkının içine girip, beni hissedebilecek bir kitleye hitap eden bir albüm. Popüler kültür piyasasına hizmet etmeyen bir albümü yasal çıkarmanın benim için hiçbir anlamı yok. İnternete veririm, durumu olan da din-ler olamayan da dinler, böylelikle hedef kitlemde insan seçmek zorunda kalmam. Ben sadece o albümde kendimi ifade etmeye ve benim gibi in-sanlar varsa onlara yalnız değilsin demeye çalıştım bunun için o albümü satamazdım.

Türkiye’de rap müziği bir kalıba sığdırabilir miyiz? Yani sadece dar gelirli insanlar, sıkıntılarını an-latmak için mi yapıyor bu müziği? Ya da sadece popüler kültürü eleştirmek için?

Bunu çerçeveye almaya çalışan çok insan var, bu kesinlikle doğru değil. En yüzeysel şekilde baka-cak olursak rap müziğin bir tarzıdır. Ve bunu nasıl işleyeceğin sana bağlıdır, bunu böyle işleyebilirsin ya da böyle işleyemezsin diyebilecek bir müzik otoritesi henüz yok. Müzik özgürlüktür çünkü. İstersen insanlara dans etmesi gerektiği mesajını verirsin, istersen dünya görüşünü aktarırsın, is-tersen hepsini birden yaparsın, ben hepsini birden yapıyorum. Evet, bunu sınırlamaya çalışan insanlar var “rap şöyle olmalı, rap böyle olmamalı”. O sana kalmış bir şey, kimse rap müziğin otoritesi olarak sana bir çerçeve koyamaz, bence. Bence değil, öyle.

29bounterviewdergisi.

Page 30: Bounterview Mayıs 2013

30bounterviewdergisi.