bakara sûresi 117-118

36
Bakara Sûresi 117-118 Kur’ân Buluşmaları: 45 ÜMİT ŞİMŞEK

Upload: miyoko

Post on 12-Jan-2016

106 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Bakara Sûresi 117-118. Kur’ân Buluşmaları: 45. ÜMİT ŞİMŞEK. Bakara: 117. بَد۪يعُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَاِذَا قَضٰٓى اَمْراً فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ O, göklerin ve yerin Bedî’idir . Bir işe hükmettiğinde ona sadece “Ol” der; o da oluverir. Bakara: 117 Bedî ’. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Page 1: Bakara  Sûresi 117-118

Bakara Sûresi117-118

Kur’ân Buluşmaları: 45

ÜMİT ŞİMŞEK

Page 2: Bakara  Sûresi 117-118

�ذ�ا ق�ض��ى �ر� و�ا �م�و�ات� و�اال يع% الس" � ��  ب ض د�

      %ون% �ك %ن� ف�ي �ه% ك �ق%ول% ل "م�ا ي �ن 5 ف�ا �م�را  اO, göklerin ve yerin Bedî’idir. Bir

işe hükmettiğinde ona sadece “Ol” der;

o da oluverir.

Bakara: 117

Page 3: Bakara  Sûresi 117-118

= بديعمبدع Yoktan ve benzersiz şekilde yaratan Benzeri olmayan

ibdâ’ = yoktan ve benzersiz şekilde var etmek bid’at = önceden olmayıp sonradan ortaya

çıkan şey mübtedi’ = bid’atçı

Bakara: 117Bedî’

Page 4: Bakara  Sûresi 117-118

Onlar, hiçbir şey bilmedikleri halde, Allah’ın

yarattığı cinleri Ona ortak koştular, Ona oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Oysa Allah, onların yakıştırdıklarından münezzeh ve yücedir.

O, gökleri ve yeri yoktan ve benzersiz şekilde yaratandır. Onun eşi olamazken çocuğu nasıl olur? Herşeyi O yaratmıştır; O herşeyi hakkıyla bilir.

En’âm, 6:100-101

Bakara: 117Bedî’

Page 5: Bakara  Sûresi 117-118

من الرسل وما أدري ما بدعاقل ما كنت

يفعل بي وال بكم إن أتبع إال ما يوحى إلي وما أنا إال نذير مبين

De ki: Peygamberlerin ilki ben değilim. Bana veya size ne yapılacağını da ben bilemem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım; çünkü ben apaçık bir uyarıcıyım. Ahkaf, 46:9

Bakara: 117Bedî’

Page 6: Bakara  Sûresi 117-118

ما كتبناها عليهم إال ابتغاء رضوان ابتدعوهاورهبانية

الله فما رعوها حق رعايتها فآتينا الذين آمنوا منهم أجرهم وكثير منهم فاسقون

Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için, kendiliklerinden bir de ruhbanlık icad ettiler ki, Biz onlara bunu farz kılmamıştık. Sonra onun da hakkını vermediler. Hadîd, 57:27

Bedî’u’s-semâvâti ve’l-ard Ortaklık, benzerlik, hulûl, ittihad gibi her türlü bâtıl itikadı kesin

şekilde reddeden bir isim Benzeri olmayan birşeyi yapmak sadece Allah’a mahsus

Bakara: 117Bedî’

Page 7: Bakara  Sûresi 117-118

«Bir işi kazâ ettiğinde»

murad etmek / hükmetmek / takdir ettiği işi icra etmek

Krş. kader / kazâ

Sadece «Ol» der Sebepler yaratma gücünden bütünüyle

yoksundur

Bakara: 117Kazâ

Page 8: Bakara  Sûresi 117-118

Meryem, “Yâ Rabbi, bana beşer eli

değmemişken benim nasıl çocuğum olabilir ki?” dedi. Allah buyurdu ki: “Öyle de olsa, Allah dilediğini yaratır. O bir iş için hükmünü verdiğinde, ona ‘Ol’ der; o da oluverir.”

Âl-i İmrân, 3:47

Allah katında İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı, sonra ona ‘Ol’ dedi, o da oldu.

Âl-i İmrân, 3:59

Bakara: 117Kazâ

Page 9: Bakara  Sûresi 117-118

Evlât edinmek Allah’a yaraşmaz; O her

kusurdan münezzehtir. O bir işe hükmettiğinde sadece “Ol” der; o da oluverir. Meryem, 19:35

Birşeyin olmasını dilediğinde, Onun işi “Ol” demekten ibarettir; o da oluverir. Yâsin, 36:82

Bakara: 117Kazâ

Page 10: Bakara  Sûresi 117-118

Dirilten de, öldüren de Odur. O bir işin

olmasına hükmettiğinde sadece “Ol” der; o da oluverir. Mü’min, 40:68

Allah ve Resulü bir işte hüküm verdiği zaman, ne bir mü’min erkeğin, ne de bir mü’min kadının, o işte başka bir tercihi olamaz. Allah’a ve Resulüne isyan eden ise apaçık bir sapıklığa düşmüştür. Ahzâb, 33:36

Bakara: 117Kazâ

Page 11: Bakara  Sûresi 117-118

Enes (r.a.): Ben mescidde Resulullah (s.a.v.) ile birlikte

oturuyordum. Adamın biri de namaz kılıyordu. Rükû ve secdeye vardığında, teşehhüde oturduğunda dua ediyor, duasında da şöyle diyordu:

«Allahım, ben Senden istekte bulunuyorum; çünkü hamd Sana aittir; Senden başka ilâh yoktur; Sen Mennân’sın, göklerin ve yerin Bedî’isin, ey Celâl ve İkram Sahibi, yâ Hayyü yâ Kayyûm!»

Resulullah (s.a.v.) Ashabına «Bu adam neyle dua etti, biliyor musunuz?» diye sordu.

«Allah ve Resulü daha iyi bilir» dediler. Buyurdu ki: «Nefsim elinde bulunan Allah’a yemin olsun,

gerçekten o Allah’a İsm-i Azîmi (Âzamı) ile dua etti ki, o isimle dua edildiğinde Allah icabet eder, istendiğinde verir.» Ebû Dâvud, Vitr: 23, no. 1495; Tirmizî, Daavât: 99, no. 3544; Nesâî,

Sehv: 58; İbni Mâce, Dua: 9, no. 3858

Bakara: 117Bedî’u’s-semâvâti ve’l-ard

Page 12: Bakara  Sûresi 117-118

�ن% - 1300 �ا خ�ل�ف% ب �ن : ح�د"ث �ة%، ق�ال� �ب �ي �ا ق%ت ن �ر� ب �خ

� أ�ن� �س� ب �ن �س�، ع�ن� أ �ن �خ�ي أ �ن� أ �يف�ة�، ع�ن� ح�ف�ص� ب ل خ�

"ه� ص�ل"ى الله% س%ول� الل �ت% م�ع� ر� %ن : ك ، ق�ال� �ك� م�ال%ص�ل�ي، �م¡ ي ج%ل¡ ق�ائ �ي ـ و�ر� �ع�ن ا ـ ي ال�س5 "م� ج� ل �ه� و�س� �ي ع�ل�ه�: ه"د� د�ع�ا، ف�ق�ال� ف�ي د%ع�ائ �ش� ج�د� و�ت �ع� و�س� ك �م"ا ر� ف�ل�ت� �ن �ال" أ �ه� إ �ل �ح�م�د� ال� إ �ك� ال ن" ل

� �أ %ك� ب �ل أ �س� �ي أ �ن "ه%م" إ الل

ل� �ج�ال� �ا ذ�ا ال ، ي ر�ض�� �م�او�ات� و�األ �د�يع% الس" "ان% ب �م�ن ال

�ل%ك أ �س� �ي أ �ن ، إ ¬وم% �ا ق�ي �ا ح�ي¬ ي �، ي ام �ر� �ك ��، ف�ق�ال� و�اإل

ون� �د�ر% �ه�: «ت اب ص�ح�� "م� أل� ل �ه� و�س� �ي �ي¬ ص�ل"ى الله% ع�ل "ب الن

: ، ق�ال� �م% �ع�ل %ه% أ ول س% "ه% و�ر� %وا: الل �م�ا د�ع�ا؟» ق�ال بم�ه� ��اس "ه� ب �ق�د� د�ع�ا الل �د�ه�، ل �ي �ف�س�ي ب "ذ�ي ن «و�ال

�ه� �ل� ب ئ �ذ�ا س% ، و�إ �ج�اب� �ه� أ �ذ�ا د%ع�ي� ب "ذ�ي إ �، ال �ع�ظ�يم ال�ع�ط�ى «أ

Bakara: 117

Page 13: Bakara  Sûresi 117-118

  � �ي ��ا ا ين

� �أ �و� ت ´�ه% ا �ا الل �م%ن �ل %ك �و�ال� ي �م%ون� ل �ع�ل ين� ال� ي " ��و�ق�ال� ال ض د� د ��ه�ت اب �ش� �ه� ت �ل� ق�و�ل �ه�م� م�ث �ل ين� م�ن� ق�ب " �ك� ق�ال� ال �ذ�ل ك� ض د

      %ون� %وق�ن � ي �ق�و�م �ات� ل �ي �"ا اال "ن �ي %ه% ق�د� ب %وب ق%ل�  ضCahiller, “Allah bizimle konuşsa veya bize bir âyet (mucize) gelseydi” dediler. Daha

evvelkiler de bunların sözüne benzer şeyler söylemişlerdi. Bunların kalpleri hep birbirine benziyor. Oysa Biz, yakîn sahibi bir topluluğa âyetlerimizi açıklamışızdır.

Bakara: 118

Page 14: Bakara  Sûresi 117-118

Hani, bir de “Ey Musa, biz Allah’ı açıkça

görmedikçe sana iman etmeyiz” demiştiniz ve gözünüz göre göre sizi yıldırım çarpmıştı.

Bakara, 2:55

Onlar diyorlar ki: “Ey kendisine kitap indirilen kişi, sen delinin birisin.

“Eğer doğru söylüyorsan, bize melekleri getir.”

Hicr, 15:6-7

Bakara: 118Kâfirlerin mucize istekleri

Page 15: Bakara  Sûresi 117-118

Dediler ki: “Anlaşılan sen büyülenmişsin. “Sen de bizim gibi bir beşersin. Doğru

söylüyorsan, bize bir âyet getir de görelim.” Şuarâ, 26:154

Dediler ki: “Anlaşılan sen büyülenmişsin. “Sen de bizim gibi bir beşersin. Biz senin yalancı

olduğunu düşünüyoruz. “Doğru söylüyorsan, üzerimize gökten bir parça

düşür.” Şuarâ, 26:185-187

Bakara: 118Kâfirlerin mucize istekleri

Page 16: Bakara  Sûresi 117-118

Hesapları yaklaştı; ama insanlar hâlâ gaflette, aldırmıyorlar. Onlara ne zaman Rablerinden yeni bir öğüt gelse, eğlenerek

dinlerler. Kalpleri hep oyundadır. O zalimler gizlice fısıldaşarak dediler ki:

“Bu da sizin gibi bir beşer değil mi? Göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”

Peygamber dedi ki: Gökte ve yerde söylenen sözü Rabbim bilir. O herşeyi işiten, herşeyi bilendir.

Onlar “Yok, bu karmakarışık rüyalardan ibarettir. Yok, kendisi uydurdu. Yok, o bir şairdir,” dediler. “Değilse, bize, tıpkı öncekilere gönderilenler gibi bir âyet getirsin.”

Onlardan önce helâk ettiğimiz beldelerden de hiçbiri inanmamıştı. Şimdi bunlar mı inanacak? Enbiyâ, 1-6

Bakara: 118Kâfirlerin mucize istekleri

Page 17: Bakara  Sûresi 117-118

Kitap Ehli, senden, onlara gökten kitap indirmeni

istiyor. Onlar bundan daha büyüğünü Musa’dan istemiş, “Bize Allah’ı açıkça göster” demişlerdi de bu zulümleri sebebiyle onları yıldırım çarpmıştı. Nisâ, 4:153

“Ona Rabbinden âyetler indirilseydi ya” dediler. Sen de ki: Âyetler Allah katındadır. Ben ise apaçık bir uyarıcıyım.

Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? İman edecek bir topluluk için, hiç kuşkusuz, onda bir rahmet ve öğüt vardır. Ankebut, 29:50-51

Bakara: 118Kâfirlerin mucize istekleri

Page 18: Bakara  Sûresi 117-118

Şimdi olduğu gibi, onlardan öncekilere de ne

zaman bir peygamber gelse ya büyücü demişlerdi, ya deli.

Yoksa birbirlerine akıl mı verdiler? Hayır, onlar bir azgınlar topluluğu da ondan.

Zâriyât, 51:52-53

Bakara: 118Kâfirlerin mucize istekleri

Page 19: Bakara  Sûresi 117-118

Şimdi siz onların size inanacaklarını mı

umuyorsunuz? Oysa onlardan bir topluluk var ki, Allah’ın kelâmını dinler, onu anladıktan sonra bile bile tahrif ederler.

Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah onların gizlediklerini de bilir, açığa vurduklarını da?

Bakara, 2:75, 77

Bakara: 118Neyi biliyor, neyi bilmiyorlar?

Page 20: Bakara  Sûresi 117-118

O Rabbiniz ki, size yeri bir döşek, göğü bir tavan

yaptı. Gökten bir su indirdi; o suyla size ürünlerden rızık çıkardı. Bütün bunları bile bile kimseyi Allah’a denk tutmayın. Bakara, 2:22

Onlara ne zaman Allah katından, ellerindekini doğrulayan bir peygamber geldiyse, kendilerine kitap verilenlerden bir topluluk, Allah’ın kitabını, sanki hiç bilmiyormuş gibi arkasına atıverdi. Bakara, 2:101

Bakara: 118Neyi biliyor, neyi bilmiyorlar?

Page 21: Bakara  Sûresi 117-118

“Rabbinden ona bir âyet indirilse ya” dediler.

De ki: Allah elbette âyet indirmeye kadirdir. Lâkin onların çoğu bunu bilmez. En’âm, 6:37

Onlara “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, “Allah” diyecekler. Sen “Hamd Allah’a mahsustur” de. Doğrusu onların çoğu bilmiyor. Lokman, 31:25

Bakara: 118Neyi biliyor, neyi bilmiyorlar?

Page 22: Bakara  Sûresi 117-118

Bir de “Öleni Allah diriltmez” diye, var

güçleriyle Allah adına yemin ettiler. Elbette diriltir. Onun vaadi haktır; lâkin insanların çoğu bilmez. Nahl, 16:38

Bu Allah’ın vaadidir. Allah vaadinden dönmez; ama insanların çoğu da bunu bilmez. Rum, 30:6

Bakara: 118Neyi biliyor, neyi bilmiyorlar?

Page 23: Bakara  Sûresi 117-118

Hayır, onların âhiret hakkındaki bilgileri

yetersiz kalmıştır. Hattâ onlar âhiret hakkında şüphe içindedirler. Daha da ötesi, bu hususta onlar kördürler.

Neml, 27:66

Yoksa ilk yaratış Bize zor mu geldi? Böyle olmadığını onlar da biliyorlar; fakat yeni bir yaratılıştan şüphe ediyorlar. Kaf, 50:15

Bakara: 118Neyi biliyor, neyi bilmiyorlar?

Page 24: Bakara  Sûresi 117-118

Zulmedenler için ondan önce bir azap daha

vardır; lâkin çoğu bilmiyor. Tûr, 52:47

Doğrusu Biz bu Kur’ân’da insanlara her türlü misali vermiş bulunuyoruz. Fakat sen onlara bir âyet getirdiğinde, inkâr edenler, “Siz ancak bâtıl şeyler uydurup duruyorsunuz” derler.

Bilmeyenlerin kalplerini Allah işte böyle mühürler. Rum, 30:58-59

Bakara: 118Neyi biliyor, neyi bilmiyorlar?

Page 25: Bakara  Sûresi 117-118

Hiç bilmeyen Yanlış veya eksik bilen Şüphe içinde olan Âkıbetini bilmeyen Bildikleri ilimden sayılmayan Bilgisinin faydasını görmeyen Mücerret düşünce seviyesine çıkamayan Hıristiyan, Yahudi, müşrik, ateist, ilh.

Bakara: 118«Bilmeyenler» kim?

Page 26: Bakara  Sûresi 117-118

İman bütünüyle ilim işi İnkâr için ilme ihtiyaç yok

Bilgin olarak tanınan Ehl-i Kitabın cümlesi, ümmî bir zâtın hakaretleri karşısında çaresiz

Bakara: 118«Bilmeyenler» kim?

Page 27: Bakara  Sûresi 117-118

Kesin bilgi Zan, şüphe, cehalet, taklit gibi şaibelerden

uzak Tartışılmayan ve aksi düşünülemeyen Tasdik mertebelerinin en üstünü Yakîn X şüphe | ilim X cehalet

Bakara: 118Yakîn

Page 28: Bakara  Sûresi 117-118

Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol. Sana yakîn erişinceye kadar Rabbine ibadet et.

Hicr, 15:98-99

Derler ki: “Biz namaz kılmazdık, “Yoksulları doyurmazdık, “Bâtıla dalanlarla biz de dalıp gitmiştik, “Hesap gününü de yalanlıyorduk, “Tâ bize yakîn erişinceye kadar.”

Müddessir, 74:41:47

Bakara: 118Yakîn

Page 29: Bakara  Sûresi 117-118

Peki, ya can boğaza gelip dayandığında? O vakit siz bakar, durursunuz. Biz ise ona sizden daha yakınızdır; ama siz görmezsiniz. Madem hesaba çekilmeyeceksiniz: Geri çevirin çıkan canı, eğer doğru söylüyorsanız. Fakat o Allah katında yakınlık sahibi olanlardan ise, Ölüm onun için rahat, güzel kokulu rızıklar ve nimetlerle dolu Cennet

demektir. Eğer Ashab-ı Yeminden ise, Selâm olsun sana Ashab-ı Yeminden. Ama Allah’ın âyetlerini yalanlayan sapıklardan ise, Ona kaynar sudan bir ikram, Ve Cehenneme atılmak vardır. İşte bu kesin ve kuşkusuz gerçeğin tâ kendisidir (hakkalyakîn). Öyleyse Ulu Rabbinin adını kusurdan ve ortaktan tenzih et.

Vâkıa, 56:83-96

Bakara: 118Yakîn

Page 30: Bakara  Sûresi 117-118

O takvâ sahipleri için bir öğüttür. İçinizde onu yalanlayanların olduğunu

biliyoruz. Kâfirler için o bir pişmanlıktır. O kesin ve kuşkusuz gerçeğin tâ kendisidir

(hakkalyakîn). Sen Ulu Rabbinin adını kusurdan ve ortaktan

tenzih et. Hâkka, 69:48-52

Bakara: 118Yakîn

Page 31: Bakara  Sûresi 117-118

Kesin olarak bir bilseydiniz (ilmelyakîn)! Cehennemi mutlaka göreceksiniz. Onu gözünüzle göreceksiniz (aynelyakîn). Ve o gün nimetlerden sorguya çekileceksiniz

Tekâsür, 102:5-8

Aynelyakîn: âhiret âlemindeki kesin bilgi O mücrimleri Rablerinin huzurunda başlarını önlerine eğmiş

halde bir görsen! “Yâ Rabbi, gördük ve işittik,” derler. “Artık şeksiz şüphesiz iman etmiş bulunuyoruz (yakîn ehlinden olduk). Şimdi bizi geri gönder de güzel işler yapalım.” Secde, 32:12

Bakara: 118Yakîn

Page 32: Bakara  Sûresi 117-118

Onlar sana indirilene de inanırlar, senden önce

indirilene de. Âhirete de onların yakîni vardır. Bakara, 2:4

O Allah ki, gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yükseltti, sonra da Arş üzerine kuruldu, Güneşi ve Ayı emrine boyun eğdirdi. Onların hepsi de belirlenmiş bir vakte kadar akıp gitmektedir. O herşeyi yerli yerince tedbir ve idare eder; Rabbinize kavuşacağınızı kesin olarak bilmeniz için de âyetleri iyice açıklar. Ra’d, 13:2

Bakara: 118Yakîn

Page 33: Bakara  Sûresi 117-118

Gerçekten de İblis onlar hakkındaki zannını

doğruladı ve mü’minlerden bir topluluk dışındakiler ona uyup gittiler.

Aslında, İblis’in onlar üzerinde hiçbir gücü yoktur; âhirete iman edenlerle ondan şüphe edenleri Biz böylece ayırt ediyoruz. Rabbin ise herşeyi gözetip koruyucudur. Sebe’, 34:20-21

Bakara: 118Yakîn

Page 34: Bakara  Sûresi 117-118

Yakîn sahiplerinden olması için, İbrahim’e Biz

böylece göklerin ve yerin melekûtunu gösterdik. En’âm, 6:75

Musa dedi ki: “Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir—eğer gerçeği kesin bir şekilde öğrenmek istiyorsanız (yakîn sahiplerinden iseniz).” Şuarâ, 26:24

Bakara: 118Yakîn

Page 35: Bakara  Sûresi 117-118

O göklerin, yerin ve ikisi arasındaki herşeyin

Rabbidir—eğer kesin bir bilgiyle inanacaksanız (yakîn sahiplerinden iseniz). Duhân, 44:7

Yakîn sahipleri için yeryüzünde âyetler vardır. Zâriyât, 51:20

Gerek sizin yaratılışınızda, gerekse Allah’ın yeryüzüne yaydığı canlılarda, kesin bir bilgiyle iman edecek (yakîn sahibi) bir topluluk için âyetler vardır Câsiye, 45:4

Bakara: 118Yakîn

Page 36: Bakara  Sûresi 117-118

İnternet adresleri

[email protected]

utesav.org.tr

facebook.com/yazarumitsimsek