bakara sûresi: 137-138
DESCRIPTION
Bakara Sûresi: 137-138. Kur’ân Buluşmaları: 54. ÜMİT ŞİMŞEK. Bakara: 137. فَاِنْ اٰمَنُوا بِمِثْلِ مَٓا اٰمَنْتُمْ بِه۪ فَقَدِ اهْتَدَوْاۚ وَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا هُمْ ف۪ي شِقَاقٍۚ فَسَيَكْف۪يكَهُمُ اللّٰهُۚ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُۜ - PowerPoint PPT PresentationTRANSCRIPT
Bakara Sûresi: 137-138Kur’ân Buluşmaları: 54
ÜMİT ŞİMŞEK
�د�و� ف�ق�د اه�ت �م� ب �ت �م�ن �ل م��ا ا مث �وا ب �م�ن ن� ا ا�ف�ا ه�ق�ا ي ش �م�ا ه�م� ن �و�ا ف�ا �و�ل ن� ت ��و�ا ا ه�ي �ع� يع� ال �$� و�ه�و� الس �ه�م� الل يك � �ك ي �ف�س� م ه� ه� � ا ه�
Buna onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse doğru yolu bulmuş olurlar.
Yüz çevirirlerse, o zaman şikak içindedirler. Onlara karşı sana Allah yeter.
Çünkü O herşeyi işitir, herşeyi bilir.
Bakara: 137
«Sizin iman ettiğiniz gibi» Hidayet = İslâm Peygamber, Rabbinden kendisine
indirilene iman etti; mü’minler de iman ettiler. Onlardan herbiri Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman etti. Allah’ın elçilerini birbirinden ayırt etmeyiz. Onlar “İşittik ve itaat ettik,” dediler. “Senden bizi bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz; dönüşümüz Sanadır.” Bakara, 2:285
Bakara: 137
Siz Kitabın bütününe iman edersiniz. Âl-i İmrân, 3:119
Muhammed’in nefsi elinde bulunan Allah’a yemin olsun ki, bu ümmetten bir Yahudi veya Hıristiyan beni işitir, sonra da benimle gönderilene iman etmeden ölürse mutlaka Cehennemliklerden olur. Müslim, İman: 240
Bakara: 137
«Yüz çevirirlerse…» Onların yüz çevirmesi sizin kusurunuzdan değil Onlar seninle tartışacak olurlarsa de ki: “Ben
yüzümü Allah’a döndüm ve Ona teslim oldum; bana uyanlar da böyle yaptılar.” Kendilerine kitap verilenlere de, verilmeyenlere de “Siz de teslim oldunuz mu?” diye sor. Onlar da hakka teslim olurlarsa doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen ancak tebliğden ibarettir. Allah ise kullarını görmektedir. Âl-i İmrân, 3:20
Bakara: 137
İnkâr edenlere söyle: Vazgeçerlerse, geçmiş günahları bağışlanır. . . . Yüz çevirecek olurlarsa, bilin ki sizin dostunuz Allah’tır. O ne güzel dost, ne güzel yardımcıdır! Enfâl, 8:38-40
Eğer yüz çevirirlerse, zaten sana düşen açıkça tebliğ etmekten ibarettir. Nahl, 16:82
Bakara: 137
Şikak = firak, ayrılıkçılık, bölücülük, muhalefet, harp
Onlar Allah’a ve Resulüne karşı çıktılar. Allah’a ve Resulüne karşı çıkanlara ise Allah’ın cezası pek şiddetlidir. Enfâl, 8:13; Haşir, 59:4
Kıyamet gününde de Allah onları rezil eder ve sorar: “Hani, uğrunda mü’minlere düşman kesildiğiniz şerikleriniz nerede?” Kendilerine ilim verilenler derler ki: Rezillik ve kötülük bugün kâfirlerin üzerinedir. Nahl, 16:27
Bakara: 137 | şikak
Bu azabın sebebi, inkâr ettikleri kitabı Allah’ın hak ile indirmiş olmasıdır. Onun için, kitap hakkında anlaşmazlığa düşenler, haktan pek uzak bir ayrılık içindedir. Bakara, 2:176
Doğrusu, inkâr edenler kibirleri yüzünden muhalefet / düşmanlık / ayrılık / tefrika içindeler. Sâd, 38:2
Bakara: 137 | şikak
Allah’ı ve peygamberlerini inkâr eden, “Kimine inanır, kimini reddederiz” diyerek Allah ile peygamberlerinin arasını ayıran (tefrik) ve böyle bir orta yol bulmak isteyenlere gelince:
Öyleleri kelimenin tam anlamıyla gerçek kâfirlerin tâ kendisidir. Biz ise o kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır.
Allah’a ve peygamberlerine hiçbirini ayırt (tefrik) etmeksizin iman edenlere ise Allah ödüllerini verecektir. Zira Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. Nisâ, 4:150-152
Bakara: 137 | şikak
Onlar yüz çevirecek olurlarsa, sen de ki: Bana Allah yeter. Ondan başka tanrı yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Büyük Arş’ın Rabbi de Odur. Tevbe, 9:129
Onlara “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan, “Allah” diyecekler. De ki: O zaman söyleyin bana, eğer Allah bana bir zarar vermek istese, Allah’tan başka yakardıklarınız Onun verdiği zararı giderebilir mi? Veya O benim için bir rahmet murad etse, Onun rahmetine engel olabilirler mi? De ki: Allah bana yeter; tevekkül edecekler Ona tevekkül etsin. Zümer, 39:38
Bakara: 137 | «Allah kâfidir»
Allah vekil olarak kâfidir: Nisâ, 4:81, 132, 171; İsrâ, 17:65; Ahzâb,
33:3, 48 Allah şahit olarak kâfidir:
Nisâ, 4:79, 166; İsrâ, 17:96; Ankebut, 29:52; Ahkaf, 46:8; Fetih, 48:28
Allah hesap görücü olarak kâfidir: Nisâ, 4:6; Enbiyâ, 21:47; Ahzâb. 33:39
Bakara: 137 | «Allah kâfidir»
Allah yardım edici (nasîr) olarak kâfidir: Nisâ, 4:45; Furkan, 25:31
Allah alîm olarak kâfidir: Nisâ, 4:70
Allah habîr olarak kâfidir: İsrâ, 17:96; Furkan, 25:58
Allah basîr olarak kâfidir: İsrâ, 17:96
Allah hâdî (hidayet edici) olarak kâfidir: Furkan, 25:31
Bakara: 137 | «Allah kâfidir»
�ح�س�ن� من� $� و�م�ن� ا �غ�ة� الل �� صب ا�ه� �ح�ن� ل �غ� و�ن $�ه صب الل� ة
د�ون� ع�ابAllah’ın boyası — kim var Allah’tan daha güzel boya vuran? Biz ancak
Ona kulluk ederiz.
Bakara: 138
«Allah’ın boyasına…» Maddî ve manevî boyaların / renklerin
tamamı
Bakara: 138 | sıbğa
Yeryüzünde rengârenk yarattığı şeyleri O sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir topluluk için bunda bir âyet vardır. Nahl, 16:13
Bakara: 138 | Kâinat kitabında renkler
Görmedin mi: Allah gökten bir su indirir de onu yerin kaynaklarına yerleştirir. Sonra onunla rengârenk ekinler çıkarır… Zümer,
39:21
Bakara: 138 | Kâinat kitabında renkler
Allah’ın gökten bir su indirdiğini görmedin mi? Onunla Biz rengârenk ürünler çıkardık. Bunun gibi, dağlarda da beyazlı, kırmızılı, kapkara ve daha nice renklerde damarlar açtık.
İnsanlardan, hayvanlardan, davarlardan da böyle türlü renklerde olanlar vardır. Kulları içinde ancak âlimler Allah’tan korkar. Şüphesiz ki Allah Azizdir, Gafûrdur. Fâtır, 35:27-28
Bakara: 138 | Kâinat kitabında renkler
Biz Dünya semâsını kandillerle süsledik. Mülk, 67:5
Bakara: 138 | Kâinat kitabında renkler
NERDESİN BOYACI? Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan
Bir abide açılıyordu. Üzerini örten perde, kıvrım kıvrım sıyrıldı. Güzel sanat eseri, hayran gözlerimiz önünde yükseldi. Küçükken babamın anlattığı bir hikâyeyi hatırlayıverdim:
Bahar zamanı imiş. Dağıstan’da bir yolcu köyden köye giderken, bir dağ eteğine varmış.
Bakmış, kırmızı, mavi, sarı, mor, pembe, beyaz çiçekler bu tepenin yamacını kaplamış.
. / ..
Bakara: 138 | Kâinat kitabında renkler
. / .. Hafif rüzgâr ile dalga dalga
köpüren bu renk, ışık tufanı yolcuyu bir yıldırım gibi bir anda çarpmış. Neler olmuş o anda, kim bilir neler olmuş; başlamış bağırmaya:
“Neredesin boyacı, boyacı sen nerdesin?”
Renkleri öpen bu ses, vadileri dolaşmış. Köy köy duyulmuş bu ses, şehir şehir çınlamış:
“Neredesin boyacı, sen nerdesin?”
. / ..
Bakara: 138 | Kâinat kitabında renkler
. / .. Bu zavallı meczubu çocuklar taşlamışlar, büyükler kovalamışlar.
O, istifini bozmaz, gözü meçhul bir ufkun çizgisine dikilmiş, mütemadiyen arar, sorar, arar dururmuş.
Karanlık gecelerin korkunç hayaletleri bu soruyu dinlemiş; tipilerin feryadı, şimşek şakırtıları bu sesi boğamamış.
Kış demez, bahar demez, gece gündüz dolaşır; zavallı, neyi arar?
. / ..
Bakara: 138 | Kâinat kitabında renkler
. / .. Kim bilir neler
olmuş; neler olmuş o anda? Belki ufuklar boyu uzayıp giden perde kıvrım kıvrım sıyrılmış… Bilmem ki neler olmuş!..
Babamın tatlı sesi, hâlâ kulağımda:
“Nerdesin boyacı, boyacı, sen nerdesin?”
Bakara: 138 | Kâinat kitabında renkler
Şunu da bilin ki, aranızda Allah’ın Resulü vardır. Eğer işlerin birçoğunda o size uysaydı sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde süsledi; inkârı, günahı ve isyanı da size çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.
Bu Allah tarafından bir lütuf ve nimettir. Allah ise Alîmdir, Hakîmdir. Hucurat, 49:7-8
Bakara: 138 | sıbğa
Allah’ın boyası = İslâm (fıtrat dini) Allah’ın boyasıyla boyanan = Müslüman
Hanîf olarak yüzünü hak dine çevir — o fıtrat dinine ki, insanları Allah onun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışında değişiklik yoktur. İşte dosdoğru din budur; lâkin insanların çoğu bilmiyor. Rum, 30:30
Bakara: 138 | Allah’ın boyası
Allah’ın boyasıyla boyananlar
Birr’e ermek demek, yüzünüzü doğuya, batıya çevirmek demek değildir. Birr’e eriş, o kimsenin erişidir ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmış; yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolculara, ihtiyacından dolayı isteyene, esaret altındakilere malından seve seve vermiş; namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiştir. Onlar, sözleştikleri zaman sözlerinde duran kimselerdir. Onlar, darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir. Onlar sadıkların tâ kendisi, onlar takvâ sahiplerinin tâ kendisidir. Bakara, 2:177
Bakara: 138 | Allah’ın boyası
Onlar bollukta da, darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanların kusurlarını bağışlarlar. Allah ise muhsinleri sever. Âl-i İmrân, 3:134
Onlar sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah’ın doğru yola eriştirdiği kimselerdir. Onlar, aklıselim sahiplerinin tâ kendileridir. Zümer, 39:18
Bakara: 138 | Allah’ın boyası
Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığında kalpleri ürperir; kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda imanları ziyadeleşir; bir de yalnızca Rablerine tevekkül ederler.
Onlar namazlarını dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden bağışta bulunurlar.
İşte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için Rableri katında yüksek mertebeler ile bir bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. Enfâl, 8:2-4
Bakara: 138 | Allah’ın boyası
Onlar Allah’ın ahdini yerine getirirler ve antlaşmayı bozmazlar.
Onlar, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi birleştirirler, Rablerinden korkarlar, hesabın kötü çıkmasından çekinirler.
Onlar, Rablerinin rızasını umarak sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, onlara rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık bağışta bulunurlar, kötülüğü de iyilikle savarlar. Dünya yurdunun hayırlı sonu işte onlar içindir. Ra’d, 13:20-22
Bakara: 138 | Allah’ın boyası
Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar namazlarında derin bir saygı ve alçakgönüllülük
içindedirler. Onlar boş şeylerden yüz çevirirler. Onlar zekât için çalışırlar. Onlar iffetlerini korurlar. Ancak eşlerine ve ellerinin altındakilere karşı müstesna —
bunlar kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar hadlerini aşmış
olanlardır. O mü’minler, emanet ve ahidlerine riayet ederler. Onlar namazlarını da gözetir ve korurlar. İşte onlar vârislerin tâ kendileridir. Onlar Firdevs Cennetlerine vâris olurlar ve orada ebediyen
kalırlar Mü’minûn, 23:1-11
Bakara: 138 | Allah’ın boyası
Mücrimlere sorarlar: “Sizi Sakar’a ne attı?” Derler ki: “Biz namaz kılmazdık. “Yoksulları doyurmazdık. “Bâtıla dalanlarla beraber biz de dalıp
gitmiştik. Müddessir, 74:41-45
Bakara: 138 | boyananlarla boyanmak
İsrailoğullarından kâfir olanlar, hem Davud’un, hem de Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetlendiler. Bunun sebebi de onların isyan etmiş olmaları ve hadlerini aşıp durmalarıydı.
Onlar kötülük işlediklerinde birbirlerini bundan alıkoymazlardı. Ne kötü birşeydi işleyip durdukları!
Onlardan birçoğunun kâfirleri veli edindiklerini görürsün. Kendi elleriyle Allah’ın gazabını davet etmeleri ne kötü birşeydir! Onlar azapta sürekli kalacaklardır. Mâide, 5:78-80
Bakara: 138 | boyananlarla boyanmak
İsrailoğullarında yozlaşma ilk olarak şöyle başladı: Önceleri, bir adam diğerine rastladığında “Yaptığın bu şeyi
bırak, çünkü sana helâl değildir” derdi. Ertesi gün onunla yine aynı durumda iken karşılaşır, ama bu defa onu kötülükten alıkoymaz, onunla birlikte yiyip içmeye, oturup kalkmaya devam ederdi. Bu davranışları yüzünden Allah da onların kalplerini birbirine benzetti. Peygamberimiz daha sonra bu âyeti okumuş, ardından da şöyle
buyurmuştur: Allah’a yemin olsun, ya iyiliği teşvik edip kötülükten
sakındırır, zalime engel olup onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah sizin de kalplerinizi birbirinize benzetir ve onlara lânet ettiği gibi sizi de lânetler. Ebû Dâvud, Melâhim: 17
Bakara: 138 | boyananlarla boyanmak
Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar Allah’ın nimetlere eriştirdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdir. Bunlar ise ne güzel arkadaştır! Nisâ, 4:69
Allah’a çağıran, güzel işler yapan ve “Ben Müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel sözlü kim var? Fussılet, 41:33
Bakara: 138 | boyananlarla boyanmak