amin maalouf - semerkant.doc

Upload: burak-guzel

Post on 14-Oct-2015

83 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

SEMERKANT

SEMERKANT

Amin Maalouf, 1949'da Lbnan'da dodu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazetecilie balad; 1976'dan beri Paris'te yayor. eitli yayn organlarnda yneticilik ve ke yazarl yapm olan Maalouf, bugn vaktinin ounu kitaplarn yazmaya ayrmaktadr. Yaptlarnda ok iyi bildii Asya ve Akdeniz evresi kltrlerinin sylencelerini baaryla ileyen Maalouf, ilk kitab Les Croisades vues par les Arabes (1983, Araplarn Gzyle Hallar) ile tannd ve bu kitabn evrildii dillerde de byk bir baar kazand. 1986'da yaymlanan ve ayn yl Fransz-Arap Dostluk dl'n kazanan ikinci kitab (ilk roman) Leon l'Africain (Afrikal Leo) ise bugn bir "klasik" kabul edilmektedir.

Maaloufun 1988'de yaymlanan ikinci roman Samarcande (Semerkant) da cokuyla karland ve pek ok dile evrildi. Maaloufun sonraki kitaplar yine romand: Les Jardins de lu-miere (1991, Ik Baheleri) ve Le Premier Siecle apres Beatrice (1992, Beatrice'den Sonra Birinci Yzyl). Amin Maalouf, 1993'te yaymlanan roman Le Rocher de Ta-nios (Tanios Kayas) ile Goncourt dl'n kazand. Son roman Echelles du Levant (Dounun Limanlar) ise 1996'da yaymland.

Amin Maaloufun drt roman yaynevimizce Trkeye kazandrlmtr: Afrikal Leo (1993), Semerkant (1993), Tanios Kayas (1995) ve Dounun Limanlar (1996).

AMN MAALOUF

Semerkant

ROMAN

Semerkant / Amin Maalouf

zgn ad: Samarcande

NDEKLER

BRNC KTAP

airler ve Sevgililer 11

KNC KTAP

Hahailer Cenneti 77

NC KTAP

Bininci Yln Sonu 135

DRDNC KTAP

Denizde Bir air 189

Ve imdi, baklarn Semerkant zerinde gezdir! O, yeryznn kraliesi deil mi? Tm kentlerin kaderini ellerinde tutmuyor mu?

Edgar Allan Poe (1809 -1849)

Atlantik'in dibinde bir kitap var. Anlatacam, ite onun yks.

Belki nasl sonulandn biliyorsunuz: o tarihte gazeteler yazd, baz yaptlarda da belirtildi: 14 Nisan 1912'yi 15 Nisan 1912'ye balayan gece, Titanic gemisi, Newfoundland aklarnda battnda, en nl kurbanlarndan biri de, ranl bilge ozan, gkbilimci mer Hayyam'n Rubaiyat'nn elyazmas tek rnei idi.

Bu deniz faciasndan sz edecek deilim. Benden bakalar, felaketi dolar ile deerlendirdiler, benden bakalar, llerin ve son szlerinin dkmn, yaplmas gerektii gibi yaptlar. Aradan alt yl gemi olmasna karn, layk olmadm halde bir ara sahibi bulunduum o deriden ve mrekkepten olma varlk, daha hl kafama taklyor. Onu, doduu Asya topraklarndan skp alan ben deil miyim? Ben, yani Benjamin O. Lesage. Onu Titanic gemisine bindiren ben deil miyim? Bin yllk gzerghn deitiren, amn kstahl deilse, nedir?

O gnden beri, dnya her gn biraz daha kana ve karanla buland. Bana gelince, artk hayat glmsemiyor. Anlarn sesini dinlemek, saf bir mit beslemek, "onu yarn bulacaklar" hayalini kurmak iin, insanlardan uzaklatm. Altn kutusunun iinde, denizin derinliklerinden kacak, kaderine yeni bir macera eklenecek diyordum. Parmaklar ona dokunabilir, onu aabilir, iine dalabilir, gzler aama aama servenini izleyebilirdi. Kefedecekleri: airin kendisi olurdu ve onun ilk dizeleri, ilk aklar, ilk korkular! Ve de Hahailerin mezhebi!

Sonra, boz ve zmrt rengi bir resmin karsnda, kukuyla dururlard. Resmin zerinde ne tarih, ne de imza! Sadece cokulu ya da bezgin u szler var:

"Semerkant, dnyann gnee dnk en gzel yz."

BRNC KTAP

ARLER VE SEVGLLER

Kim Senin Yasan inemedi ki, syle?

Gnahsz bir mrn tad ne ki, syle?

Yaptm ktl, ktlkle detirsen Sen,

Sen ile ben arasnda ne fark kalr ki, syle?

mer Hayyam

Bazen Semerkant'ta, ar ve kasvetli bir gnn bitiminde, kentin isiz gsz takm, baharat arsnn yan bandaki iki meyhane kmaznda, Sogd lkesinin kokulu arabn imek iin deil, ama gelen gideni gzetlemek ya da akrkeyif bir ka akamcya saldrmak iin dolanp durur. Ele geirilen kii yere serilir, hakaret edilir, batan kartan arabn kzlln ona yz yllar boyu hatrlatacak olan bir cehennem ateine sokulur.

te Rubaiyat, 1072 yaznda, byle bir olay zerine yazlmaya baland. mer Hayyam yirmi drt yandayd ve bir sredir Semerkant'ta bulunuyordu. O akam, meyhaneye mi gitmiti yoksa dolap dururken rastlantlar m onu oraya srklemiti? Bilinmeyen bir kenti arnlamann taze keyfi, biten gnn binlerce biim alna ak gzlerle bak... Gelincik Tarlas Sokanda bir kk olan, ard elmay gsnde tutarak tabanlar yalyor; uhaclar arsnda bir dkknn iinde, bir kandilin kr nda tavla partisi sryor, iki zar atndan sonra bir kfr ve tkrtl bir gl duyuluyordu. plikiler geidinde ise, katrcnn biri emenin nnde durup yzn ykyor, sonra da uyuya kalan ocuunu percesine, dudaklarn uzatp muslua eiliyor, susuzluunu giderdikten sonra slak avularn yznde gezdirip krediyor, ii bo bir karpuzu yerden alarak su ile dolduruyor ve hayvannn bandan aaya, o da iebilsin diye boca ediyordu.

Ttncler Meydannda, gebe bir kadn Hayyam'a yaklat. Peesini atnda ancak onbe yanda olduu anlalyordu. Tek sz etmeden, ocuksu dudaklarnda tek glmseme olmadan, Hayyam'n elindeki kestanelerden bir kan alverdi. Hayyam a-rmad. Bu Semerkant'da eski bir inant. Bir anne aday, sokakta houna giden bir yabancya rastlarsa, yiyeceini elinden almak cesaretini gsterebilmeliydi. Bylece, doacak ocuk, onun kadar yakkl, onun gibi ince uzun, onun kadar soylu ve dzgn hatlara sahip olacaktr. mer, uzaklaan kadna bakarken, elinde kalan kestaneleri yemeye devam etti. O srada duyduu bir uultu, hz-

13

I

lanmasna yol at. Az sonra kendini, zincirinden boanm bir gruhun ortasnda buluverdi. Kollar ve bacaklar upuzun, beyaz salar dalm bir ihtiyar, yere serilmi, lklar fke ve korkudan hkra dnmt. Gzleriyle yeni gelene yalvarmaktayd. Zavallnn evresini, yirmi kadar titrek sakall, sopal adam alm, az tede keyifli bir seyirci kitlesi birikmiti. Aralarndan biri, Hayyam'n kzgn yzn grnce: "nemli deil, bu uzun Cabir'den bakas deil" dedi. mer srad, bir utan dalgas gelip boaznda dmlendi, kendi kendine: "Cabir, Ebu Ali'nin arkada!" diye sylendi. Ebu Ali, aslnda sk rastlanan bir isimdi. Ama ister Buhara'da olsun, ister Cordoba'da, ister Belh'de olsun, ister Badat'ta, ad sayg ile anlrsa, kim olduu kolaylkla anlalr. Bu, bn-i Sina'dan bakas deildir. Bat'da Avicenne diye bilinen! mer onu tanm deildi. Onun lmnden onbir yl sonra domu,, ama onu, kuann en byk ustas, btn bilimlerin stad, Mantk havarisi olarak kabul etmiti. Hayyam tekrar sylendi: "Cabir, Ebu Ali'nin en sevdii arkada!" Cabir'i geri ilk kez gryordu ama, talihsiz yaam hakknda bilgisi vard. bn-i Sina, Cabir'i kendi halefi sayar, yalnz dncelerini sergilemedeki ataklln ve pervaszln eletirirdi. Cabir, bu kusuru yznden gnlerce hapis yatm, meydan dayama ekilmi, son kamlanmas Byk Semerkant Meydannda, ailesinin gzleri nnde gereklemiti. Cabir bu hareketi asla unutmamt. Cesur, gzpek bir adam iken nasl olmutu da byle ihtiyara dnmt? Herhalde karsnn lm yznden! Kars ldkten sonra, yrtk prtk giysilerle, sendeleye sendeleye, sama sapan konuarak dolamaya balamt. Cabir'in peinden, glp baran, ellerini rpan, attklar talarla onun, gzlerinden ya aktacak kadar, cann yakan bir ocuk ordusu giderdi.

mer, btn bunlar izlerken "Dikkat etmezsem, gnn birinde ben de byle olacam" diye dnd. Korktuu sarholuk deildi; nicedir arapla aralarnda karlkl bir sayg olumutu. Onun asl korktuu, iindeki saygnlk duvarn ykmalarndan rkt, insan ynlaryd. urada duran zavall, dkn, etrafnda ember oluturulmu adam grmek istemiyor, uzaklamak istiyordu. Ama yine biliyordu ki, bn-i Sina'nn bir dostunu bylesi bir gruha terk edemezdi. Ar ar ilerledi. Son derece sakin bir sesle:

Bu zavally brakn gitsin! diye seslendi.

Eleba, Cabir'in zerine gelmiken doruldu, davetsiz konu-

14

unun karsna dikildi. Yznde derin bir bak yaras vard ve mer'e, suratnn o yann dnerek konumaya balad:

Bu adam bir sarho, bir zndk, bir feylesof! dedi. Hele bu son szck, azndan tkrrcesine kmt.

Semerkant'da artk tek bir feylesof istemiyoruz!

Kalabalktan bir onama sesi ykseldi. Onlar iin "feylesof szc, Yunann din d bilimlerine, genelde din ya da edebiyat d her eye ilgi gsteren adam anlamna geliyordu. mer Hayyam, gen yana karn, tannm bir feylesoftu. Yani u zavall Cabir'e oranla ok daha byk bir avd. Anlalan, surat yaral adam onu tanmamt, nk arkasn dnerek iine koyulmu, ihtiyar salarndan yakalayarak, kafasn , drt kez saa sola sallamaya balam, en yakn duvara arpacakm gibi yapp, bir anda brakvermiti. Sert olmakla birlikte, davrannn yine de temkinli bir yan vard, ii sonuna kadar gtrmek istemiyormu gibiydi. Hayyam, bundan yararlanarak tekrar araya girdi:

Brak u ihtiyar, o bir dul, bir hasta, bir deli, dudaklarn ancak kprdatabildiini grmyor musun?

Eleba bir srayta Hayyam'n yanna geldi, parman gzne sokarcasna sordu:

Sen onu iyi tanyor gibisin. Kimsin sen? Semerkant'l deilsin! Seni bu kentte tanyan yok!

mer, karsndakinin parman itti. Adam bir adm geriledi ama yine de srar etti:

Adn ne yabanc?

Hayyam duraksad, smacak bir yer arad, gk yzne bakt. Hilali rten bulutlar grd. Sustu, i ekti. Dnceye dalma, yldzlar adlar ile tek tek sayma, uzaklara gitme, halk ynndan kama!

Kalabalk evresini sard, birka el omuzuna dokundu, kendine gelip doruldu:

Ben mer, Niapur'lu brahim'in olu. Ya sen kimsin? eklen sorulmu bir soruydu. Adamn kendini tantmaya hi

niyeti yoktu. Buras onun kentiydi ve sorgu sual etmek yalnzca onun hakkyd. Daha sonra mer adamn lakabn renecekti. Kesik Yz diye tannrm. Eli sopal, az laf yapar, gelecekte Semerkant' titretecek olan adam! imdilik sadece, bir iareti ile dilediini yaptrd evresindeki u insanlara egemendi. Gzlerinde beliren ani prlt ile hempalarna dnd, sonra da kalabala seslendi:

Vay canna, Niapur'lu brahim Hayyam'n olu mer'i na-

15

sl oldu da tanmadm? Horasan'n yldz, ran'n, Irak' Arab ve Irak- Acem olmak zere her iki Irak'n dhisi, feylesoflarn prensi mer!

Szde derinden bir selam verip, parmaklarn sarnn iki yannda akrdatnca, aylaklarn kahkahalarna yol at.

man sahibi, inan sahibi, rubailer yazarn kim tanmaz?

arap testimi krdn, Tanrm.

Zevk yolumu tkadn, Tanrm.

Nar rengi arabm yere aldn, Tanrm.

Tvbeler olsun, yoksa sarho musun Tanrm?

Hayyam, kzgn ve endieli, dinledi. Bu biimde bir kkrtma, cinayete davetiye kartmak demekti. Tek bir saniye yitirmeden, kalabalktan ayartlan olmasn diye, yksek sesle haykrd:

Bu drtl ilk kez duyuyorum. Benim yazdm rubai yle:

Hi, hi bir ey bilmiyorlar, bilmek istemiyorlar

u cahillere bak, dnyaya egemen onlar.

Onlardan deilsen eer, sana kfir derler

Onlara aldrma Hayyam, yoluna devam et.

"u cahillere bak" derken, eliyle kalabal gsteren Hayyam, yanl bir i yapm oldu. Eller kalkt, giysisini ekitirmeye balad, elbisesi paraland, srtna indirilen bir diz darbesi ile kendini yerde buldu. Kalabaln altnda ezilmiti ama, kendini savunmaya kalkmad. Giysilerinin lime lime, bedeninin param para olmasna ses kartmayacakt, kurbanlk koyun uyuukluu ile kendini koyuverdi. Artk hibir ey hissetmiyor, hibir ey duymuyordu. Kendi iine kapanm, i lemine ekilmiti.

Hayyam, kyam durdurmaya gelen silahl on adama, davetsiz konuklarm gibi bakt. Kee kalpaklarnn zerinde, Semerkant kent zabtasnn ak yeil iareti vard. Saldrganlar onlar grr grmez, Hayyam'dan uzaklatlar; ama davranlarn hakl klmak iin, kalabal tank gstererek haykrmaya baladlar:

Simyac! Simyac!

Resmi makamlarm gznde, feylesof olmak bir su deildi ama simyacln sonu lmd.

Simyac? Bu yabanc bir simyac?

Zabta efinin tartmaya hi niyeti yoktu.

Bu adam gerekten bir simyac ise, onu yce yarg Ebu Tahir'e gtrmek gerekir.

Herkesin unuttuu Uzun Cabir, bir daha darda dolamamaya kendi kendine and iip meyhanelerden birinden ieri szlrken, mer kimsenin yardm olmadan ayaa kalkt. Kimseye bakmadan, dosdoru yryordu; gururlu tavr, lime lime olmu giysilerini ve kanl yzn bir tl ile rter gibiydi. nnde, mealeli zabta gleri yol ayor, ardnda saldrganlar gruhu yryordu. En arkadan da ayak takm gelmekteydi.

mer onlar grmyor, duymuyordu. Ona gre sokaklar ssz, yeryz sessiz, gkyz bulutsuzdu ve Semerkant, daha hl bir ka gn nce kefettii o d lkesiydi.

Hi durup dinlenmeksizin, hafta yryerek gelmiti Semerkant'a ve eskiden gelmi olanlarn tlerine uyarak dosdoru Kuhandiz kalesine kp kenti seyretmiti. Ona "Su ve yeillik, ieklikler ve bahvanlarn ustaca fil, deve, atlamaya hazr kaplanlar biiminde budadklar aaklar greceksiniz" demilerdi. Gerekten de kalenin batsnda, Manastr Kapsnn i ksmndan, in Kapsna kadar sk meyvelikler, rl rl akan dereler grmt. Sonra, urada burada tuladan bir minare, oymal bir kubbe, bir kk kkn duvarnn beyazl gzne arpmt. Salkm stlerin kapladklar su birikintisinin kysnda, salarn rzgra am bir kadn, plak, suya giriyordu.

Rubaiyat'n elyazmas kitabn resmeden ve kim olduu bilinmeyen ressam, ite bu cenneti anlatmak istememi miydi? Semer-kant'da, kadlarn kads Ebu Tahir'in ikamet ettii Asfizar'a gtrlrken, mer'in hayalindeki grnt bu deil miydi? Kendi kendine tekrarlayp duruyordu: "Bu kentten nefret etmeyeceim. Suya giren kadn bir serap bile olsa. Gerein yz, Kesik Yz'nki gibi olsa bile. Bu serin gece, benim son gecem olsa bile."

16

17

II

Kad Efendi'nin geni divannda, amdanlardan szlen clz k, Hayyam'n yznn rengini balmumuna evirmiti. eriye girer girmez, iki muhafz, kendisi tehlikeli bir deliymi gibi, omuzlarndan yakalamt. Onu bu durumda, kapnn yannda bekletiyorlard. Odann teki ucunda oturmakta olan Kad, Hayyam' farketmemiti. Davay bitirmi, davaclarla tartyor, birine nasihat ederken, dierini azarlyordu. Anlald kadaryla bu bir komu dalamas idi, eskiden birikmi hnlar yinelenmi, sama ayrntlar ortaya dklmt!

Ebu Tahir, aka usandn gsterip, aile reislerinden pp barmalarn istemiti. Hemen orackta, hi ayrlmayacaklarm gibi. Biri, bir adm atm, dev gibi olan ise geri ekilmiti. Kad, hzla ona bir tokat indirip, orada bulunanlar dehete drmt. Dev gibi olan, suratna vurmak iin kalkp uzanmak zorunda kalan fkeli Kad'ya bir an iin bakm, sonra denileni yapmt.

Herkes ktktan sonra, Ebu Tahir, milislere yaklamalar iin iaret etti. Bunlar yaklap raporlarn vermeye ve sokakta onca kalabaln toplanmasna neyin sebep olduunu anlatmaya baladlar. Sonunda sra Kesik Yz'e geldi. Adam Kad'nn nnde eildi, Kad'nn onu uzun sredir tand anlalyordu. Kesik Yz heyecanla anlatmaya balad. Ebu Tahir dinliyordu. Yznden, ne dnd belli olmuyordu. Birka saniye durdu, dnd, sonra:

Ahali dalsn, diye buyurdu. Herkes, en ksa yoldan evine dnsn. Sonra saldrganlara bakarak:

Sizler de evlerinize dnn dedi. Yarndan nce karar verilmeyecek. Sank geceyi burada geirecek. Yalnzca benim adamlarmn gzetiminde olacak, bakasnn deil!

Byle arabuk yok olmas emredilen Kesik Yz, kar kacak oldu, ama kendini tuttu. Eteklerini toplayp, iki bklm selam verdi.

Ebu Tahir, sadece kendi adamlarnn tanklnda, mer ile kar karya geldiinde, u artc szleri syledi:

- Bu yce makamda, Niapur'lu mer Hayyam' kabul etmek

bir ereftir.

Kad alayc da deildi, heyecanl da... Hibir heyecan belirtisi gstermiyordu. Tekdze bir ses tonu, dzgn bir konuma, burma bir sark, kaln kalar, kr bir sakal, byksz bir yz, merakl baklar...

Bylesi bir karlama, bir saattir ayakta, herkesin alayl baklarna hedef olmu durumda bekletildiinden, mer iin daha da artc oldu. Ebu Tahir, ustaca geitirdii bir ka saniyeden sonra, devam etti:

mer, Semerkant'n yabancs deilsin! Gen yana karn, bilgin dillere destan, baarlarn okullarda rnek gsteriliyor. bn-i Sina'nn kaln bir kitabn sfahan'da yedi kez okuduktan sonra, onu Niapur'da kelimesi kelimesine ezbere tekrarlayan sen deil misin?

Hayyam, hnerinin Maverannehir'de duyulmu olmasndan memnun, ama yine de endieli idi. Bir Safi kadsnn azndan, bn-i Sina'nn adn duymak, yine de gven verici deildi; stelik, daha hl oturmasna izin kmamt. Ebu Tahir devam etti:

Anlatlanlar sadece bulularn deil. Pek tuhaf drtlklerin de varm.

ll szler, sulayc deil, aklayc deil, sadece dolayl biimde sorgulayc. mer, sessizlii bozmann sras geldiine karar verdi:

Kesik Yz'n syleyip durduu rubai, bana ait deil. Kad, elinin tersi ile bu ka kar koydu. Bu kez sesi sertti:

unu ya da bunu yazm olman nemli deil. ylesine zndka szler naklettiler ki, bunlar tekrarlayacak olursam, kendimi yazar kadar gnahkr sayarm. Sana itiraf ettirmek, seni cezalandrmak niyetinde deilim. Simyaclk sulamalar, bir kulamdan girip, dierinden kt. imdi yalnzz, birbirini tanyan iki kii gibi ve ben sadece gerei bilmek istiyorum.

mer'in ii rahat deildi, bir tuzaktan kukulanyor, konumaktan ekiniyordu. Kendini imdiden cellada teslim edilmi gryordu. Uzuvlar kesilmi, paralara ayrlm ya da armha gerilmi olarak. Ebu Tahir, sesini ykseltti. Neredeyse baryordu:

Niapurlu adrc brahim'in olu mer, bir dostu tanyabilir misin?

Bu szlerde, Hayyam' kamlayan bir itenlik hissediyordu. "Bir dostu tanmak m?" Soruyu ciddiyetle tartt, Kad'nn yzn

18

19

inceledi, srtmasna, sakalnn titreyiine dikkatle bakt. Gven duygusu yava yava iini kaplad. Yz hatlar gevedi. Yumuad. Muhafzlarn ellerinden kurtuldu, zaten Kad'nn iareti zerine, onlar da onu skmyordu. Kad itenlikle glmsedi ama yine de sorusunu tekrarlad:

Sen, sylendii gibi zndk msn?

Bu bir soru olmaktan ok bir mitsizlik l idi. Hayyam yantlad:

Yobazlarn gayretkeliinden ekinirim ama, Bir'in iki olduunu asla sylemedim.

Sylemedin ama dndn m?

Asla, Tanr tanmdr.

Benim iin bu yeterli. Tanr iin de, sanrm. Ya halk iin? Szlerini, hareketlerini gzlyorlar. Benimkileri de, Hkmdarnkini de. Sen yle demisin: "Arasra, Gnee yardmc olan glgenin bulunduu camilere giderim..."

Sadece, Yaradan ile bar iinde olan bir insan, ibadet yerinde rahat uyur.

Ebu Tahir'in kukulu baklar zerine, mer heyecanla devam etti:

Ben, iman Yarg korkusu, duas da secde etmek olanlardan deilim. Nasl m dua ederim? Gle bakarm, yldzlara bakarm, yaratln gzelliine hayran kalrm, Yaradan'n en byk, en gzel eseri olan insana, bilgiye alk duyan beynine, sevgiye susam olan yreine, duyularna, uyanm ya da doyuma ulam tm duyularna hayranlk duyarm.

Kad, dnceli dnceli ayaa kalkt, gelip Hayyam'n yanna oturdu, elini babaca omuzuna koydu. Muhafzlar akn akn birbirlerine bakyordu.

Dinle gen dostum, Yce Tanr sana, bir dem olunun eriebilecei en deerli eyi vermi: zek, belagat, salk, gzellik, renmek arzusu, hayattan zevk alma, erkeklerin takdiri ve sanrm kadnlarn hayranl. Seni, bilgelikten yoksun brakmadn umarm. nk dilini tutma bilgelii olmazsa, btn bu saydklarma ne hayranlk duyulabilir ne de korunabilir.

Dndm sylemek iin yalanmay beklemem mi gerek?

Btn dndklerini syleyebilecein gn, torunlarnn torunlar yalanacak zaman bulur. Bizler, giz ve korku an yayoruz. Senin iki yzn olmal, birini halka dierini de kendine ve

Tanr'ya gstermelisin. Gzlerine, kulaklarna, diline sahip olmak istiyorsan, gzlerin, kulaklarn, dilin olduunu unut.

Kad sustu, tepeden inme bir sessizlikti bu. Karsndakini konumaya davet etmeyen, aksine oday tmyle dolduran, hizaya getirici bir sessizlik. mer, gzleri yerde, bekliyordu. Kad'nn, kafasndaki szckleri semesine frsat vermek istiyordu.

Oysa Ebu Tahir derin bir nefes aldktan sonra adamlarna sert bir emir verdi. Adamlar ekildiler. Kapy kapattklarnda, kad kalkt, bir duvar halsn kaldrd, sonra oymal bir kutunun kapan at, iinden bir kitap kartarak zenle mer'e verdi. Artk yumuam, yz koruyucu bir ifade almt.

te bu kitap, benim, yani Benjamin O. Lesage'nin, ellerimle tuttuum, dokunduum kitapt. Sanrm eskiden de, dokunulduu vakit ayn duyguyu verirmi. Kitap kaln ve sert bir ciltle kapl ve yz kabartmal idi. Yapraklarnn kenarlar yenmiti. Ama o unutulmaz yaz gecesinde, Hayyam kitab atnda, ikiyzelli bo sayfa grd, zerlerinde ne bir yaz, ne bir resim, kenarlarnda ne bir knt, ne bir not, her hangi bir yerinde ne bir minyatr!

Ebu Tahir, heyecann gizlemek iin, ii rtkanla vurdu:

Bu in Kaghez'inden yaplm. Bugne dek Semerkantta imal edilmi en iyi kt cinsi. Maturid mahallesinden bir Yahudi, eskiden kalma yntemle, beyaz dut aacndan imal etti bu kd. Salt benim iin. Dokun bak, aynen ipek gibi.

Boazn temizleyerek devam etti:

Benden on ya byk bir aabeyim vard. ldnde, senin yandayd. Dnemin hkmdarnn houna gitmeyen bir iir yazd iin Belh kentinde ikenceyle ldrld. Onu, ayr bir mezhep kurmakla suladlar. Doru mu bilmiyorum. Ama bir iire, zavall bir rubaiden biraz daha uzun bir iire karlk hayatn koymasn hi affetmedim.

Sesi atallat, nefes nefese ayaa kalkt:

Bu kitab sakla. Dncende bir msra olutuu ve gn na kmak iin dudaklarna kayd her seferinde, onu kendine sakla, sr gibi gizlenecek bu kitaba yaz. Yazarken de Ebu Tahir'i unutma.

Kad, bu davran ile, bu szleriyle, edebiyat tarihinde en iyi korunmu gizlerden birine yol atn biliyor muydu? mer Hayyam'n o ince iirlerini kefetmek, Rubaiyat'n alarn en zgn yapt saymak ve Semerkant'n bu elyazmas kitabnn garip yksn renmek iin, aradan sekiz yz yl gemesi gerekeceini nereden bilecekti?

20

21

III

mer o gece, Ebu Tahir'in geni bahesindeki tepelerden birinde, kendisine ayrlan yazlk kkn iinde, uyumak iin dnenip durdu. Yanbanda, alak bir sehpann zerinde, kalemi, hokkas, snm kandili ve ilk sayfas alm, zerine hibir ey yazlmam kitab duruyordu.

Sabaha kar bir rya grd: gzel bir cariye ona bir tepsi zerinde dilimlenmi kavunlar, yepyeni bir giysi, in ipeinden sarklk kuma getiriyor, bir de kulana fsldyor:

Efendi seni sabah namazndan sonra bekliyor.

Oda imdiden dolmu, ikyetiler, talepiler, dalkavuklar, akrabalar, her evreden ziyaretiler ve bunlarn arasnda, haber almak zere gelmi olan Kesik Yz. mer, kapdan ieriye szlm, Kad'nn sesi, herkesin dikkatini zerine toplam:

mam mer Hayyam aramza ho geldi. Hi kimse, Peygamberimizin hadislerini onun kadar bilemez. Kimse, gvenilirliini tartamaz. Sylediklerine kimse kar kamaz.

Ziyaretiler tek tek ayaa kalkp temenna ettiler. mer, kaamak baklarla Kesik Yz'e bakt. Adam kede durmu, patlayacak gibi ama yine de alayc bir yz taknm.

Ebu Tahir, yanndakilere hzla yer atrarak, mer'i sana oturttu. Sonra da konumaya balad:

Deerli konuumuzun bandan, dn akam bir olay gemi. Horasan'da Fars'ta, Mazandaran'da balar stnde tutulan, her kentin konuk etmek iin birbiriyle yart, her hkmdarn saraynda grmek istedii konuumuz, dn akam Semerkant sokaklarnda tartaklanm.

Orada bulunanlardan fkeli sesler ykseldi, Kad durdurmadan nce, grlt bir sre devam etti. Ebu Tahir devam etti:

Daha da kts, arda az daha bir ayaklanma olacakm. Tam da, Saltanatn Gnei, sevgili hkmdarmz Nasr Han, Allah'n izniyle bu sabah Buhara'dan kentimize gelecei srada! O g-

22

ruh durdurulmasa ve datlmasayd, bu sabah duyacamz znty, tahmin etmeye bile cesaret edemiyorum. Ama hemen belirteyim: nice kelle omzunun zerine dm olacakt.

Ebu Tahir, nefes almak ve yaratt etkiyi anlamak, korkunun yreklere iyice sinmesini beklemek iin durdu.

Neyse ki bir eski rencim, ki imdi aramzda bulunuyor, deerli konuumuzu tanm ve gelip bana haber verdi.

Kad parma ile Kesik Yz iaret etti ve ayaa kalkmasn syledi:

mam mer'i nasl tanyabildin? Cevap yerine bir mrlt...

Kad bard ve yannda oturan ak sakall ihtiyar gsterdi:

Daha yksek! uradaki yal amcan seni duyamyor. Kesik Yz, zoraki, konutu:

Deerli konuumuzu belagatinden tandm. Onu kadmza getirmeden nce, kimliini sordum.

yi yapmsn. Ayaklanma srseydi, kan akard. Gel, konuumuzun yanna otur. Bu onuru hak ettin.

Kesik Yz yapay bir uysallkla yaklat srada, Ebu Tahir, mer'in kulana fsldad.

Sana dostluk gstermese de, en azndan herkesin nnde sana sataamaz. Sonra yksek sesle devam etti:

Bana gelenlere karn, Hoca mer'in Semerkant' kt anmasn istemeyiz.

Hayyam cevap verdi:

Dn akam olanlar unuttum bile. leride, bu kenti dndmde, aklmda bambaka bir grnt kalacak. O da harika bir adamn grnts. Ebu Tahir'den sz etmiyorum. Bir kadya yaplacak en gzel vg, onun meziyetlerini saymak deildir, sorumlu olduu, ynettii kiilerin drstldr. Semerkant'a geldiim gn, katrm Ki Kapsna giden son yokua da trmanm, ben de yere henz ayak basmken, bir adam yanma geldi.

Bu kente ho geldin, dedi. Ailen, dostlarn var m?

Bir yankesici, en azndan bir dilenci olabilecei korkusu ile, bir taraftan yrrken bir yandan da cevap verdim: "Hayr yok!" Adam: "Benden korkma soylu ziyareti," dedi. "Ben burada bekleyip, gelen ziyaretileri arlama emrini efendimden aldm." Adam, fakir bir adama benziyordu ama st ba temiz, kendisi de ok saygl idi. Onu izledim. Biraz sonra, beni ar bir kapdan geirip, bir kervansarayn avlusuna soktu. Orta yerde bir kuyu vard. n-

23

sanlar ve hayvanlar suyundan yararlanyordu. Avlu, epeevre bir sr odas olan iki katl bir binayla evriliydi. Adam, "Burada kalabilirsin" dedi. "ster bir gece, ister bir mevsim. Yatacak ve yiyecek bulursun. Katrn iin de ot bulursun." Ka para vereceimi sorduumda, "Sen burada efendimin konuusun" dedi. "Bunca cmert, konuksever Efendin nerede, gidip ona teekkr edeyim" dedim. "Efendim leli yedi yl oluyor. Bana, Semerkant'a gelen yolculara sarf etmem iin gerekli paray brakt" dedi. yiliklerini anlatmam iin, Efendinin adn syle dediimde, "krann Yce Tanr'ya ynelt. Kimin iin kendisine kredildiini bilir" dedi. Ve bylece, bir ka gn, bu adamn konuu oldum. Kervansaraya girip, kyordum. Sofram nefis yemeklerle donanyor, hayvanma da benim bakacamdan iyi baklyordu.

mer, kendisini dinleyenlere bakt, anlattklar ne gzlerde bir lt, ne dudaklarda bir prlt yaratmt. ardn anlayan Kad:

Daha nice kent, slam lkesinin en konuksever kenti olduunu iddia eder. Ama bu sfat sadece Semerkant hak eder. Bildiim kadar ile, bugne kadar hibir yolcu, yatacak ve yiyecek paras vermemitir. Yolculara ya da yoksullara yardm edebilmek iin iflas etmi nice aile tanrm. Ama tek bir gn vndklerini duyamazsn. Sokak balarnda grdn emeler, gelen geenin su imesi iin yaptrlmtr. Kimi tuladan, kimi iniden, kimi bakrdan iki bin eme vardr, hepsi Semerkant'llarn armaandr. Bir teki bile, teekkr alacam diye, zerine adn yazdrmamtr.

Doru, dedi mer. Hibir yerde buna benzer bir cmertlie rastlamadm. Ama yine de, aklma taklan bir soruyu sorabilir miyim?

Ne soracan biliyorum. Konukseverlii bunca ileri olan kiiler nasl oluyor da, senin gibi bir konua iddet gsterebiliyor?

Ya da Uzun Cabir gibi zavall bir ihtiyara?

Cevabm tek bir szckle vereceim: korku! Burada grdm iddet, korkunun ocuudur. Dinimize her yandan saldrlyor. Bahreyn'deki Karmati'ler, Kom'daki mamiyeciler, Konstantiniyye'deki Rumlar, tm kfirler ve zellikle Badat'n ortasna kadar hatta Semerkant'a kadar gelmi olan Msr'daki smailiyeliler. Bizim slam kentlerimizin nasl olduklarn unutma. Mekke, Medine, sfahan, Badat, am, Buhara, Merv, Kahire, Semerkant, her biri bir anlk ihmalin lletirecei kentler. Her biri, kum frtmalarna ak.

Kad, pencereden giren gne na bakt. Ayaa kalkt. Ellerini rpt:

Bize yolluk getirsinler.

Yol boyunca kuru yemi yemeyi adet edinmiti. Dostlar ve konuklar da ona uyard. Bu yzden orta yere bir sini getirdiler. zeri tepeleme zm ile doluydu. Herkes ceplerini doldurdu. Sra Kesik Yz'e geldiinde bir avu alp, Hayyam'a verdi:

zm, arap olarak vermemi yelerdin.

Yksek sesle konumamt ama, orada bulunanlar nefeslerini tutmutu.

Herkes mer'e bakyordu. O ise:

arap imek istenirse, saki de, iki arkada da zenle seilir, dedi.

Kesik Yz, sesini hafife ykseltti:

Ben, tek damla ime heveslisi deilim. Cennete gitmek istiyorum. Bana elik etmeye niyetli grnmyrsun.

Hikmet yumurtlayan ulema takm ile sonsuza dek ahirette olmak m? Yok, hayr. Tanr bizlere daha baka eyler vaad etti.

Konuma burada bitti. mer, Kad'ya yetimek iin hzland. Kad:

Kent halk seni yanmda grmeli, dedi. Dn akamki izlenimleri silinir bylece.

Kad'nn evi nnde biriken kalabaln iinden, bir armut aacn siper etmi akamki kestane hrszn fark eder gibi oldu mer. Yavalad. Gzleriyle onu arad. Ama Ebu Tahir onu iteledi:

abuk ol. Han bizden nce gelmi olursa, kemiklerini krarm.

24

25

IV

Mneccimler ta ezelden beri bunu sylyor ve doru sylyor.

Drt kent var ki, isyan yldz altnda domu. Bunlar Semerkant, Mekke, am ve Palermo'dur. Bu kentlerin insanlar, zorla olmadka asla yneticilerine ba ememiler, adaletin klc olmadka asla doru yoldan gitmemiler. Peygamberimiz, Mekke'nin kstahln klc ile gidermi, ben de Semerkant'n kstahlna adaletin klc ile son vereceim!

Maverannehir'in hkmdar Nasr Han, her yan kakmal, muazzam tahtnn nnde ayakta durmu, el kol hareketi ile konuuyor, sesi etrafmdakileri titretiyordu. Gzleri, topluluk iinde bir kurban, kprdanma creti gsterebilecek bir ift dudak, inanmayan bir bak, bir ihanet belirtisi yakalamaya alyordu. Ama herkes, igdsel olarak, yanndakinin arkasma saklanm, srtn, boynunu, omuzlarn, frtna geene dek, gizlemeye alyordu.

Nasr Han, penesine uygun bir av bulamad iin, tren giysilerine saldrd ve pepee her birini srtndan karmaya balad. Trk-Mool ivesi ile sralad kfrlerin ard arkas kesilmiyordu. Gelenee gre, hkmdarlar, st ste , drt, bazen yedi kat giyinirler ve gn boyu, bu ilemeli giysilerini, onurlandrmak istedikleri kimselerin srtlarna geirirlerdi. Byle davranmakla Nasr Han, o gn onurlandraca kimse olmadn gstermi oluyordu.

Oysa, hkmdarn Semerkant'a her geliinde olduu gibi, o gn de enlik yaplmalyd ama daha ilk saniyelerden itibaren, herkesin keyfi kamt. Nasr Han, Siab rma boyunca tal yollar ap, kentin kuzeyindeki Buhara Kapsndan girmiti Semerkant'a. Yz glyor, iyice ekik gzleri prldyor ve elmack kemikleri alev alev yanyordu. Sonra, birdenbire keyfi kaverdi. Aralarnda Ebu Tahir'in de bulunduu ikiyz kadar erafa yaklam, kalabala bir gz atm, aradn bulamaynca, atn mahmuzlayp, anlalmaz szlerle uzaklamt. Siyah ksrann zerinde dimdik, somurtkan, sabahn erken saatinden beri toplanm kalabaln al-

klarna cevap vermeden geip gitti. Kimileri, "arzuhalci'lere yazdrdklar dilekeleri ellerinde sallyordu ama, bouna! Kimse dilekesini hkmdara sunma cesaretini bulamamt. Daha ok vezirine bavuruluyor, o da ktlar toplamak zere atnn zerinden eiliyor ve ilgilenecei vaadinde bulunuyordu.

Nasr Han, nnde hanedann kara bayraklarm tayan drt atl, ardnda koca bir emsiye tutan, yar beline kadar plak bir kle ile, iki yan aal yoldan geti, arik ad verilen su yollar boyunca ilerledi ve Asfizar mahallesine vard. Sarayn, Ebu Tahir'in evinin iki adm tesinde, ite bu mahallede yaptrmt. Gemite, hkmdarlar kale iinde otururlard, ama son savalarda kale ykld iin, oray terk etmek gerekmiti. Artk kalede sadece yurtlarn kuran Trk askerlerinin karargh vard.

Hkmdarn keyifsizliini gren mer, Saraya gitmeye ekinmi ama Kad, nl dostunun orada olmas havay deitirir midiyle srar etmiti. Yolda giderlerken; Ebu Tahir neler olduunu anlatt Hayyam'a: Kentin ileri gelen din adamlar, Han, silahl muhaliflerinin siper kurduklar Buhara'daki Byk Cami'yi yaktrd iin, onu karlamaya gelmemilerdi. Kad:

Hkmdar ile din adamlar arasnda bitmez tkenmez bir sava var dedi. Bazen ak ve kanl, ou kez kurnaz ve sinsi.

Ulema takmnn, hkmdarn davranlarndan bezmi olan baz subaylarla iliki kurduu da sylenmekteydi. Anlatldna gre, Nasr Han'n atalar, yemeklerini subaylar ile bir arada yer, iktidarlarnn, cengverlerinin cesaretine dayal olduunu gstermek iin hibir frsat karmazlarm. Ama, kuaktan kuaa, Trk Hakanlar, Acem hkmdarlarnn kt alkanlklarn edinir olmular, kendilerini yar-tanr gibi grmeye balam giderek daha atafatl trenler dzenlemiler ve bu durumu subaylarna kabul ettirememilerdi. ou, dini liderlerle iliki kurmu ve onlarn Nasr'a dil uzatmalarn, slam'n yolundan ayrldn sylemelerini keyifle izler olmulard. Dini btn bir adam olmasna karn babas, saltanatn, sarkl kelleleri uurtmakla balatm deil miydi?

lerinde bulunduklar o 1072 ylnda, Ebu Tahir, Hakan ile ilikileri iyi olan ender din adamlarndan biriydi. Onu sk sk Buhara'da ziyaret eder, hkmdarn Semerkant'a her geliinde onu trenle karlayp arlard. Onun bu uzlamac tutumu, bir ksm ulemann hi houna gitmiyordu ama ounluk, kad ile hkmdar arasndaki bu yaknlktan memnundu.

26

27

Kad, bir kez daha uzlamac tutumu ile, Nasr'a kar kmaktan saknarak onu yumuatacak her yolu denedi. fkesinin gemesini bekledi. Hakan tahtna oturduunda ve srtn yumuak yastklara dayadnda, mer'in de iini rahatlatan bir ustalkla ii ele ald. Vezire iaret eder etmez, ieriye bir cariye girdi ve sava meydann andran yerden, Hakann giysilerini toplamaya balad. Havada hemen bir hafifleme olmu, herkes gevemi, fsldamalar balamt.

Kad, kabul odasnn ortasna kadar ilerledi, hkmdarn karsnda durdu, ban edi ve tek kelime etmedi. Uzunca bir sessizlikten sonra Nasr, bkkn fakat gl bir sesle: "Bu kentin tm ulemasna, sabah ezannda gelip ayaklarma kapanmasn syle" diye buyurdu. "Ba emeyen kafa, uurulacak; kimse kamaya yeltenmesin, fkemden kap snabilecekleri tek bir lke yoktur." Herkes, frtnann gemi olduunu, hkmdarm tutumundan anlad. Hkmdarn cezalandrmaktan vazgemesi iin, din adamlarnn yola gelmeleri yeterli olacakt.

mer, ertesi gn kad ile birlikte Saraya gitti. Hava tmden deimiti. Nasr tahtna oturmutu. Yan bandaki klelerden biri, zeri pembe ekerlerle dolu bir tepsiyi tutmakta, hkmdar birini alp dilinin zerine koyarken, dier elini, glsuyu dkme tel iindeki kleye uzatmaktayd. Bu hareket yirmi-otuz kez tekrarla-na dururken, heyetler de hkmdarn nnden gemekteydi. Bunlar zellikle Asfizar, Panjkin, Zagrimah, Maturid gibi mahallelerin temsilcileriydi. ardaki esnafn ve loncalarn temsilcileri, bakrclar, ktlar, ipekiler ve sakalarn yani sra, korunmaya alnm topluluklarn, yani Yahudilerin, Mecusilerin ve Nesturi Hristiyanlarnn temsilcileri de vard.

Hepsi nce yeri pyor, sonra dorularak, Hakan ekilmeleri iin iaret edene kadar, iki bklm bekliyorlard. Hakan iaret verince, szcleri bir ka kelime ediyor, geri geri giderek ekiliyorlard. Odadan karken, hkmdara srtlarn evirmeleri sz konusu deildi. Tuhaf bir alkanlk! Bu usul, saygnlna fazlasyla dkn bir hkmdar tarafndan m, yoksa pek kukucu bir ziyareti tarafndan m konulmutu?

Sonunda sra, merakla beklenen din adamlarna geldi. Yirmi kii kadardlar. Ebu Tahir, gelmelerini hi zorluk ekmeden kabul ettirmiti. Btn kzgnlklarn gsterdiklerine gre, bu yolda srar etmek kurban vermeyi gerektirirdi ki, buna da hibirinin niyeti

yoktu. te imdi tahtn karsna dizilmiler, her biri yana gre edilebildii kadar eilmi, dorulmak iin hkmdarm iaretini bekliyordu. Ama iaret bir trl gelmiyordu. On dakika gemiti. Sonra yirmi dakika. En genleri bile, bu rahatsz durumda kalabilmenin zorluunu ekiyordu ama baka are de yoktu. zinsiz dorulmak, Hakann yldrmlarn zerine ekmek olurdu. Her biri, ardarda diz st dmt. Bu da eilmek kadar sayg gstermekti ama hi deilse daha az yorucu idi. Sonuncusu da diz st ktnde, hkmdar kalkmalarn ve hibir konuma yapmadan ekilmelerini emretti. Kimse, iin byle sonulanmasna amad. Bu, denmesi gereken bir bedeldi.

Daha sonra sra Trk subaylarna, erafa ve ky aalar dihknlara. geldi. Rtbelerine ve mevkilerine gre, kimi hakann elini, kimi ayan, kimi de omzunu pyordu. Sonra bir ozan yaklat, han ven bir kaside okudu. Hakan, skldn aka belli etti, vc szn bir iaretle kesti. Vezirine iaret etti, o da eilip hakan dinledikten sonra, orada bulunanlara seslendi:

Efendimiz hep ayn eyleri duymaktan bktn sylyor. Artk ne aslana, ne kartala ne de gnee benzetilmek istiyor. Baka syleyecek eyi olmayan ekilsin.

28

29

V

Vezirin bu konumasndan sonra, srann kendilerine gelmesini bekleyen ozanlar arasnda mrldanmalar, kprdanmalar, karklklar grld. Bazlar, usulca ortadan kaybolmak zere, bir iki adm geri att. Aralarndan yalnzca bir kadn, sert admlarla yaklat. mer'in merakl baklarn gren kad:

Bu Buhara'l bir kadn air. Kendini Cihan diye artyor. Dnya gibi, lem gibi Cihan. Bir hayli dedikoduya yol am ak yklerine sahip gen bir dul, dedi.

Sesi uyarcyd ama mer'in bir kez merak kabarmt, gzlerini kadndan alamyordu. Cihan, peesini hafife kaldrm, boyasz dudaklar ortaya kmt. Gzel bir iir okumaya balad. iirde, bir kere olsun hkmdarn ad gemedi. Hayr, Semerkant' ve Buhara'y sulayan, suyunu almaya hibir denizin layk olmamas yznden ln derinliklerinde kaybolan Zerefan rman vyordu.

Nasr Han, her zamanki alkanl ile:

yi dedin, dedi. Azn altnla dolsun.

Cihan, zeri altn para dolu geni bir tepsinin nnde eildi ve altnlar tek tek azna doldurmaya balad. Herkes yksek sesle saymaya balad. Cihan, boazna taklan bir hkrk yznden boulacak gibi olunca, bata hkmdar, herkes kahkahayla gld. Vezir, kadnn yerine dnmesi iin iaret etti. Azndan kan altn, tam krkalt dinard.

Glmeyen tek kii Hayyam'd. Gzleri Cihan'a taklm, ona kar ne gibi duygular hissettiini anlamaya alyordu. iiri o denli saf, syleyii o denli vakur, yrei o kadar cesur bu kadnn, bu aalayc dle boyun emesini anlayamyordu. Cihan peesini kapatmadan nce daha da ykseltmi ve bir bak frlatmt. mer, bu bak yakalad, iine ekti ve orada kalmasn istedi. Bu, kalabalm kavrayamayaca bir ksack an, bir sevgili iin upuzun bir sonsuzluktu. Hayyam, zamann iki yz var diye dnmek-

ten kendini alamad. Zamann iki yz, iki boyutu var. Uzunluu gnee, genilii tutkulara uyarlanm.

Bu esiz an, koluna dokunmakla, Kad bozmu oldu. Artk ok geti. Kadn yok olmu, ortada sadece bir araf kalmt! Ebu Tahir dostunu Han'a tantt:

Yce katnzda, Horasan'n en byk bilgini mer Hayyam bulunuyor. Onun iin, hibir bitkinin, hibir yldzn srr yoktur.

Ebu Tahir'in, Hayyam'n bildikleri arasnda tptan ve mneccimlikten sz etmesi bouna deildi. Hkmdarlar her zaman bu iki dala ilgi duymulardr. Birincisine, salklarn ve yaamlarn korumak, ikincisine yazglarn anlamak iin!

Hakan memnun olduunu, onurlandn syledi ama, o gn bilimsel konumalar yapmak niyetinde deildi. Konuunun durumunu deerlendiremeyerek:

Az altnla dolsun! dedi.

mer irkildi, ard ve yznde bir tiksinti belirtisi grld. Bunu anlayan Ebu Tahir rkt; hkmdar red etmek onu kzdrabilirdi. Dostunu kolundan tuttu ama ge kalmt. Hayyam konumaa balamt bile:

Hametl beni mazur grsnler, ama oruluyum. Azma bir ey koyamam dedi.

Yanlmyorsam, oru ay geceli hafta oluyor.

Ramazanda seferi idim. Niapur'dan Semerkant'a gelirken orucu braktm. Sonradan borcumu deyeceime and itim.

Kad dehete dt, odadakiler kprdad, hkmdarn yznden bir ey anlamak olanakszd. Soruyu Ebu Tahir'e yneltmeyi yeledi:

Sen ki dinin kurallarn bilirsin, azna altn sokup kartmakla Hoca mer'in orucu bozulur mu?

Kad yansz bir sesle:

Tam olarak sylemek gerekirse, azdan giren her ey orucu bozar, dedi. Altnn yanllkla yutulduu da olmutur.

Nasr bu gr kabul etti ama tatmin olmad. mer'e dnerek:

Red ediinin gerek nedeni bu mu? diye sordu. Hayyam bir an duraksad, sonra:

Tek nedeni bu deil, dedi.

Konu yleyse. Benden korkmana sebep yok. Bunun zerine mer u drtl okudu:

30

31

Beni sana getiren yoksulluk muydu?

stekleri basitse, kimse yoksul deil.

Drst ve zgr onurlandrabiliyorsan,

Beklediim, onur vermen, baka bir ey deil.

Ebu Tahir kendi kendine:

Hey gnlerin kararsn Hayyam, diye sylendi.

Byle bir eyi aslnda istedii yoktu ama korkusundan sylemiti. Hakann fkeli sesi kulaklarndan gitmemiti, bu kez iin stesinden gelebileceinden emin deildi. Han, derin bir dnceye dalmasna sessiz, hareketsiz kald; yanndakiler, azndan kacak ilk szc, bir idam hkm beklercesine bekliyor, dalkavuklarn bir ksm usulca yok olmann yollarn aryordu.

mer, bu genel aknlk havasndan yararlanarak, Cihan'n gzlerini arad. Cihan, bir stuna dayanm, yzn avularnn iine almt. Acaba mer iin mi korkuyordu?

Sonunda Han ayaa kalkt. mer'e doru kararl admlarla yrd. Ona kuvvetle sarld, elinden tutup peinden srkledi. Tarihiler: "Maverannehir'in Efendisi, mer Hayyam' o denli sayyordu ki, onu hep tahtnda, yan banda oturtuyordu." diye yazdlar.

Saraydan ktklarnda, Ebu Tahir:

Artk Han ile dostsunuz, dedi.

Az nce boazn kurutan korku ne denli bykse, imdi de sevinci o denli bykt. Ama Hayyam:

Denizin komusu olmaz, hkmdarn dostu olmaz ataszn unuttun mu? diye sormaktan kendini alamad.

Alan kapy kmseme. Saraydaki gelecein izilmi grnyor.

Saray hayat bana gre deil. Tek dm, tek tutkum, gnn birinde bir rasathane, bir gl bahesi sahibi olmak. Sonsuza dek, elimde arap, yanmda gzel bir kadn, gkyzn incelemek istiyorum.

Ebu Tahir gld:

u air kadn kadar gzel, dedi.

mer'in tek dnd oydu ama sustu. Azndan kacak en ufak bir szcn kendisini ele vermesinden ekiniyordu. Kad, biraz hafif davrandn anlayarak, szn deitirdi:

Senden bir ey isteyeceim.

- steklerimle beni martan sensin her zaman.

- yle olduunu kabul edelim ve diyelim ki karlnda bir

ey istiyorum.

Evin nne gelmilerdi. Ebu Tahir, konumalarn sofrada srdrmeyi nerdi:

- Seninle ilgili bir tasarm var. Bir kitapla ilgili. Bir an iin Ru-

baiyat' unutalm. O benim iin bir dahinin kaprisleri. Sen asl tpta, astrolojide, matematikte, fizikte ve metafizikte baarlsn. bni Sina'nn lmnden beri, bu konular senden iyi bilen yok derken yanlyor muyum?

Hayyam cevap vermedi. Ebu Tahir devam etti:

te bu dallarda senden bir kitap bekliyorum. Sonuncusu olacak bir kitap ve onu bana ithaf etmeni istiyorum.

Sanmam ki bu alanlarda sonuncu kitap olsun ve bu nedenle bugne dek hibir ey yazmadan sadece okudum, rendim.

Akla.

Eskileri ele alalm. Yunanllar, Hintlileri, benden nceki Mslmanlar. Tm bu konularda pek ok kitap yazdlar. Yazdklarn yineleyecek olursam, benim iim nafile i olur. Onlara kar ksam, ki bunu hep istedim, benden sonrakiler de bana kar kacaklar. Bilginlerin yazdklarndan geriye, yarn ne kalacak? Kendilerinden nce gelenleri karalamalar. Bakalarnn kuramlarn nasl yktklar belki anmsanacaktr ama kendi kurduklar kuramlar da bakalar tarafndan yklacaktr, hatta ardndan gelenlerce alaya alnacaktr. Bilinen yasadr bu; iirde byle bir yasa yoktur, sonraki ondan ncekini asla yadsmaz, ardndan gelen de onu yadsmaz! Yzyllar, byk bir rahatlkla aar. te bunun iin Rubaiyat' yazyorum. Bilimde beni hayran brakan nedir bilir misin? Onda, iirin yceliini bulurum, matematikte saylarn ba dndrc tadn, astronomide evrenin gizemli mrltsn. Ama bana gerek olandan ltfen sz etmeyin!

Bir an durdu, sonra devam etti:

Semerkant'n evresinde dolatm gnler oldu. zerlerinde, artk hi kimsenin zemedii yazlar olan harabeler grdm. Kendi kendime dedim ki: Eskiden burada ykselen kentten, geriye ne kald? Nasl bir krallk vard, nasl bir bilim, nasl bir yasa, nasl bir gerek? Hi. stediim kadar bu enkazn altn stne getireyim, bir anan zerinde bir yz, bir duvarda bir resim paras bulabildim sadece. te bin yl sonra, benim zavall iirlerim de byle olacak. Krk mlekler, resim paralar, sonsuza dek gml-

32

33

m bir dnyann artklar. Bir kentten geriye kalan, yar yarya sarho bir airin zerinde gezdirdii kaytsz baklardr. Ebu Tahir, pusulasn arm gibiydi:

Szlerini anlyorum diyebildi. Ama yine de Safi bir kadya arap kokan iirler adamak istemezsin herhalde.

mer, eer arab sulandrmak denilebilirse, uzlamac, minnet dolu bir tavr taknd. Bu konumay izleyen aylarda, kp denklemleri ile ilgili ciddi bir eser yazmaya koyuldu. Bu cebirsel denklemin bilinmeyenine, Arapa ey diyordu. Bu szck spanyolca yaptlarda Xay diye yazldndan, zamanla X biimi alacak ve bilinmeyeni gstermekte kullanlan evrensel X harfine dnecekti.

Hayyam, Semerkant'ta tamamlad eserini, koruyucusuna adad: "Bizler bilim adamlarnn gzden drldkleri bir an kurbanlaryz. Aralarnda pek az, gerek bir aratrma yapmak olanan bulabiliyor... Gnmz bilginlerinin bilmedikleri eylerden biri, maddi sonular kartmak... Bu nedenle, bu dnyada olup biten kadar Bilime ve insanolunun kaderine ilgi duyan bir kiiye rastlamak midini yitirmiken, Tanr karma byk kad Ebu Tahir'i kartt. Bu almay onun yardm ile tamamlayabildim."

Hayyam o akam, artk evi gibi kulland bahedeki kk kkne dndnde, akamn o saatinden sonra yazamam diye yanna lamba almamt. Yolunu ay aydnlatyordu. evval'in bu son gnlerinde, ay incecik bir hill biiminde olduu halde... Kad'nn konandan uzaklar uzaklamaz, el yordamyla yrmee balad ve birka kez decek gibi oldu. Salkm stlerin dallar, yzne arpp duruyordu.

Odasna girdiinde, tatl bir sesin tatl sitemi ile karlat:

Daha erken gelirsin sanmtm.

Bu kadn aklndan karmad iin mi sesini duyar gibi oldu? Usulca kapatt kapnn ardnda durmu, nce bir grnt semee alyordu. Bouna. Ses, bir sis perdesinin ardndan gelir gibi, yeniden duyuldu:

Susuyorsun. Bir kadnn, odann mahremiyetini bozabileceini sanmyorsun. Sarayda baklarmz karlat geri ama, Han oradayd. Sonra Kad ve tm Sarayllar. Baklarn kardn. Nice erkek gibi sen de kamay yeledin. Basit bir kadn iin, kaderi zorlamak niye? eyiz olarak sivri dilinden ve kt nnden baka bir eyi olmayan bir dul iin Hakann fkesine yol amak niye?

mer, sanki grnmeyen gler tarafndan yerine mhlanmt. Ne kmldayabiliyor, ne konuabiliyordu. Cihan:

- Bir ey sylemiyorsun dedi. Ne yapaym, ben de kendi kendime konuurum. imdiye kadar giriken davranan da benim zaten. Sen saraydan ktktan sonra, hakknda bilgi edindim, nerede oturduunu rendim. Semerkant'l zengin bir adamla evli olan bir akrabamda kalacam bahanesi ile dar ktm. Genelde, sarayla birlikte yolculuk yaptmdan, haremde kalrm. Haremdeki arkadalarm beni sever, dar gidip onlara haber getirmemi isterler. Beni rakip olarak grmezler. Hann kars olmak gibi bir niyetim olmadn bilirler. Geri hakan batan kartabilirdim ama hkmdar karlarnn nemenem bir hayat yaadklarn yakndan grdm. Onun iin de istemem. Benim iin yaamak, erkeklerden daha nemli. Birinin kars olsam da olmasam da Hakan Divan'a gelip iir okumam istiyor. Benimle evlenmeyi dnd an, beni drt duvar arasna kapatmakla ie balar.

aknlndan zorlukla kurtulan mer, Cihan'n sylediklerini aklnda tutamad ve ilk szckler dudaklarndan dkldnde Cihan'a ya da kendisine deil, bir glgeye konuuyor gibi konutu:

Yetime anda ve daha sonralar bir bak ile, bir glmseme ile karlatm ok oldu. Geceleri, bu bak bedenlenip bir kadna, karanlkta bir prltya dnyordu. imdi ise, bu karanln iinde, gerek olmayan bir kkte, gerek olmayan bir kentte, sen, gzel kadn, stelik air kadn, kendini sunuyorsun.

Cihan gld:

Sunmak m? Ne biliyorsun? Bana dokunmadn, beni grmedin ve herhalde grmeyeceksin, nk gn domadan gideceim.

Koyu karanln iinde ipek kuma hrts ve koku birbirine kart. mer, nefesini tuttu, eti canland, bir ocuk safiyeti ile sormaktan kendini alamad:

Peen hl yznde mi?

Geceden baka rtm yok.

34

35

VI

Bir kadn, bir erkek... Ad bilinmeyen bir ressam onlar yan yana uzanm, birbirlerine sarl olarak hayal etmi. Gllerden bir yatak, ayakucunda akan gm rengi bir dere, Cihan'a Hint tanrasnn dolgun memelerini yaktrm, mer'in bir elinde arap kadehi, dier eliyle sevgilisinin salarn okuyor.

Her gn, Saray'da kar karya geliyorlard. Duygularn belli etmek korkusuyla birbirlerinden uzak duruyorlard. Hayyam her akam, kk kknn yolunu tutup sevgilisini beklemeye gidiyordu. Acaba ksmette ka gece beraberlik vard? Her ey hkmdara bal idi. O gitmee kalkrsa, Cihan da onlarla gidecekti. Hkmdar, nceden hibir aklamada bulunmazd. Bir sabah, atna atlad gibi Buhara'nn, Ki'in ya da Pencikent'in yolunu tutuverirdi gebe olu gebe! Saray, peinden yetimenin tel iinde.. mer ile Cihan, bu ann gelmesinden korkuyorlard. Her pte bir veda tad, her sarlta soluk kesici bir kaamak lezzeti vard.

ok scak yaz gecelerinden birinde, mer Cihan' beklerken dar kt. Muhafzlarn sesleri yakndan gelince, rkt. Ama endiesi boa kt. Cihan, kimseye grnmeden gelmiti ite. lk pler kaamak, sonrakiler uzun uzun... Bakalarnn gnn bitirip, kendi gecelerine balamann bir yoluydu bu.

Bu kentte bizim gibi buluan ka sevgili var dersin? Soruyu soran Cihan, muzip muzip fsldyordu. mer, gece

takkesini dzeltti, yanaklarn iirdi, sesine bir arlk verdi:

Durumu yakndan inceleyelim bakalm. Canlar sklan evli kadnlar, itaatkr kleleri, kendilerini satan ya da kiralayan fahieleri, i eken bakireleri bir kenara brakrsak, geriye ka kadn, kendi setii erkekle buluan ka sevgili kalr? Yine acaba ka erkek, sevdii kadnn, zellikle baka bir ey yapamad iin kendini sunan deil, bir baka nedenle kendini veren bir kadnn yannda uyur? Kimbilir? Belki bu gece Semerkant'ta tek bir seven kadn ve tek bir seven erkek vardr. Neden sen, neden ben, diyeceksin. n-

k Tanr nasl baz iekleri zehirli yaratmsa, bizi de k yaratm da ondan.

mer glyor, Cihan'n gzyalar akyordu.

- eriye girelim ve kapy kapatalm. Mutluluumuzun sesini duyabilirler.

Birka kez sevitikten sonra, Cihan doruldu, yar yarya rtnd, sevgilisinden az teye gitti:

- Sana bir sr vereceim. Bunu Han'n einden rendim. Neden Semerkant'a geldiini biliyor musun?

mer onu durdurdu. Harem dedikodusu dinlemeye niyetli

deildi:

Hkmdarn srlar beni ilgilendirmiyor. Bunlar dinleyenin kulaklar yaklr.

Dinle beni. Bu sr, ikimizi de ilgilendiriyor, nk hayatmz altst edebilir. Nasr Han, askeri teftite bulunmak iin gelmi. Yaz sonunda, scaklar geer gemez, Seluklu Ordusunun saldracan sanyor.

Seluklular Hayyam ocukluundan bilirdi. Mslman Asya'nn efendileri olmalarndan ok nce, doduu kenti ele geirmilerdi. Kuaklar boyu dillere destan Byk Korku, o gnlerden kalma idi.

Hayyam'n doumundan on yl nce olmutu btn bunlar. Niapur'lular, bir sabah uyandklarnda, kentlerini Trk savalarnn kuattklarn grmlerdi. Ordularnn banda iki karde vard: "ahin" diye tannan Turul Bey ve "Atmaca" diye bilinen ar Bey. O sralarda adlar henz duyulmam ve daha yeni Mslman olmu gebe airet reislerinden Seluk Bey'in olu Mikil Bey'in iki olu idiler. Kentin ileri gelenlerine yle haber gndermilerdi:

"Erkeklerinizin kstah, sularnzn yer altnda olduklar syleniyor. Direnecek olursanz, yer altndaki su oluklarnz yer stne, erkekleriniz de yer altna gider."

Kuatma srasnda sk grlen palavralar! Yine de, Niapur'un ileri gelenleri, kent halknn canna ve malna dokunulmayaca, su yollarna zarar verilmeyecei szne karlk teslim olmaya karar verdiler. Yenenin sz ne ie yarar? Kuvvetler kente girer girmez, ar Bey adamlarn kent iine ve arya salmak istedi. Turul Bey, ramazan olduu ve bir slam kentinin ramazanda yamalanamayaca gerekesiyle kar kt. Gr benimsendi ama ar

36

37

Bey pes etmedi. Sadece halkn baland ramazan ayndan kana kadar beklemeye karar verdi.

Kentliler, iki karde arasndaki gr farkn rendiklerinde, ertesi ay yamalanacaklarn, saldrya urayacaklarn ve ldrleceklerini anladlar. te Byk Korku byle balad. Saldrdan kts, saldrnn beklenmesidir. Hibir ey yapamadan, aalayc bekleyi. Dkknlar boalmt. Erkekler gizlenmiti. Kadnlar ve kzlar gsz kalm, alayorlard. Ne yapmal? Nasl kamal? Hangi yoldan gitmeli? galci her yeri tutmutu. Atl askerler, Byk Meydan arsnn evresinde, Yank Kap'da mahalle aralarnda, semt sokaklarnda gidip geliyorlard. Srekli sarhotular. Bir fidye, bir vurgun, bir rvet bekleyii iindeydiler. Dierleri de komu kyleri yamalyorlard.

Orucun bitmesi, bayramn gelmesi istenmez mi genelde? O yl, orucun sonsuza kadar srmesi, bayramn hi gelmemesi istendi. Yeni ay gkyznde belirdii vakit, kimse ne elenmeyi, ne gezmeyi, ne kuzu evirmeyi dnebiliyordu. Zaten btn kent, biri aydr beslenen kurbanlk bir koyuna benziyordu.

Bayram ncesinde, dileklerin yerine getirildii Kadir Gecesi'nde, binlerce kii, dua ve gzyalar iinde, geceyi camilerde, tekkelerde geirmiti.

Kale iinde ise, Seluklu kardeler arasnda hararetli bir tartma srmekteydi. ar Bey, askerlerine aylardr para verilmediinden szlanyor, bu zengin kenti yamalamalar sz verildii iin savatklarn sylyor, ayaklanmak zere olduklarn, onlar daha fazla tutamayacam sylyordu.

Turul Bey, baka bir dilden konuuyordu:

Biz, fetihler ncesi bir dnem yayoruz. Daha alacamz! nice kent var: sfahan, iraz, Rey, Tebriz ve daha niceleri. Teslim olduu halde Niapur'u yamalayacak olursak, bize hibir kapl almaz, hibir karargh zaaf gstermez.

Dn grdn tm bu kentleri, ordumuz olmadan, askerlerimiz bizi terk edecek olurlarsa, nasl alrz? En sadk olanlar bile, imdiden ayaklanm durumda, tehdit savuruyor.

ki kardein yannda, airetin kdemli subaylar vard ve hepsi ar'y doruluyorlard. Bundan cesaret alan ar, ayaa kalkp yle dedi:

ok konutuk. Adamlarma kent sizindir diyeceim. Sen, seninkileri durdurmak istiyorsan, durdur. Herkes kendi ordusundan sorumludur.

Turul cevap vermedi, kmldamad. Korkun bir ikilemin tam ortasndayd. Sonra birden srad ve hanerini eline ald. ar klcn ekti. Oradakiler, mdahale etmek mi yoksa her zamanki gibi iki kardein hesaplamasn izlemek mi gerektiini bilemiyordu. Sonra Turul konutu:

- Aabey, bana itaat etmeni bekleyemem. Senin adamlarn

da durduramam. Ama onlar kente salarsan, bu haneri kalbime saplarm. Bunu deyip, haneri kalbinin hizasna getirdi. Aabeyi bir an duraksad. Sonra kollarn aarak ona doru ilerledi ve kardeine sarld. Ona, bir daha kar kmayacana yemin etti. Niapur byle kurtuldu. Ama o yln Ramazannda duyduu Byk Korku'yu asla unutmad.

38

39

VII

Hayyam:

te Seluklular byledir, dedi. Hem insafszca yamac ve hem de en aalk ve en yce duygular besleyebilen aydn hkmdarlardr. zellikle Turul Bey, bir imparatorluk kuracak aptayd. sfahan' aldnda, ben yamdaydm, Badat' aldnda on yandaydm. Halifenin koruyuculuunu stlenmi ve "Dou ve Bat Kral Sultan" unvann almt. Yetmi yanda olduu halde Halifenin z kz ile evlenmiti.

mer, byle konuarak belki de hayranln belirtmi oluyordu ama Cihan, saygszca glmeye balad. mer ona bakt, aln krt, ciddileti, alnd, bu ani kahkahaya bir anlam veremedi. Cihan, zr diledi:

Bu evlilikten sz edince, bana haremde anlatlanlar anmsattn.

mer, Cihan'm her bir ayrntsn anmsad yky hayal meyal hatrlyordu.

Turul Bey, Halifeden kz Seyyide Hatunun elini isteyince, halife sararmt. Sultann elisi ekilir ekilmez de fkesinden patlamt:

u Trk, yurdundan yeni frlam! Daha dne kadar atalar, bilmem hangi puta tapan ve bayraklarna domuz resmi koy- duranlardan gelme u Trk! Bir halifenin, soylularn soylusu bir adamn kzn nasl ister?

Halifenin byle tir tir titremesinin nedeni, istei geri eviremeyeceini bilmesiydi. Aylarca duraksadktan, kendisine iki kez haber gnderildikten sonra, cevabn verdi. En kdemli danmann, Turul Bey'in bulunduu Rey kentine gndermiti. Adam nce vezir tarafndan kabul edilmiti:

Sultan sabrszlanyor. Beni sktrp duruyor. Neyse ki cevab getirdin.

Cevab duyunca o kadar sevinmeyeceksin. Halife zr diliyor. Ona iletilen istei yerine getiremeyecek.

Vezir etkilenmi grnmedi. Yeimden tespihini ekmeye devam etti:

imdi buradan kp, oradaki byk kapdan gireceksin ve Irak'n, Fars'n, Horasan'n, Azerbeycan'n Efendisine, Asya'nn Fatihine, gerek dini savunan Mcahid'e, Abbasilerin tahtnn Koruyucusuna: "Hayr, Halife sana kzn vermiyor" diyeceksin. Pek l, u muhafz seni ona gtrr.

Muhafz grnd, eli arkasndan gitmek zere ayaa kalkt. Vezir, en masum halini taknarak:

Tedbirli bir adam olarak borlarn demi, servetini oullarna datm, kzlarn evlendirmi olman umarm dedi.

Eli, vezirin yanna kverdi:

Ne nerirsin? diye sordu.

Halife sana bir talimat vermedi mi? Bir uzlama yolu gstermedi mi?

Bana dedi ki, bu evlilikten kamann hibir yolu kalmazsa, karlnda yz bin dinar altn iste.

Bu daha iyi bir yaklam. Ama sanrm Sultann, Halife iin yaptklarndan sonra, iilerin kendisini kovduklar yurduna onu kavuturduktan sonra, mallarn ve topraklarn kendisine iade ettirdikten sonra, bir karlk istemek mantkl bir ey olmaz. Turul Bey'i kzdrmadan da bir sonuca ulaabiliriz. Sen, Halifenin kzn vermeyi kabul ettiini sylersin, ben de, onun bu sevinli anndan yararlanarak, nne yakr bir armaan vermenin yerinde olacan sylerim.

Byle davranld. Sultan byk bir sevinle, aralarnda vezirinin, ehzadelerin, pek ok subayn, grevlinin, aile by baz kadnlarn, yz kadar muhafzn ve bir o kadar klenin bulunduu bir kafile oluturdu. Badat'a bu kafile ile deerli armaanlar, kumalar, kymetli talarla dolu kutular ve ayrca yzbin altn gnderdi. Halife, heyetin ileri gelenleriyle grt, nazik ama mesafeli davrand. Sonra Sultan'n veziri ile babaa kaldnda, bu evlilii onaylamadn, zorlanrsa Badat' terk edeceini syledi.

Halife hazretlerinin karar bu ise, neden altn karl uzlama nerisinde bulundunuz?

Kesin red cevab veremezdim. Sultan'n bunu, istiskalimden anlyacan ve benden byle bir ey istemeyeceini sanmtm. Bunu sana aka syleyebilirim. Trk olsun, Acem olsun, daha nce hibir Sultan, Halifeyi byle bir i iin zorlamamtr. Bu bir onur ii. Onurumu savunmalym.

40

41

Bundan birka ay nce, cevabn olumsuz olabileceini dnerek, Sultan hazrlkl klmak istedim. Ondan nce hi kimsenin byle bir istekte bulunmaya cesaret edemediini, byle bir gelenek olmadn, herkesin aracan syledim. Verdii cevab asla tekrar edemem.

Korkma, konu!

Halife Efendimiz beni affetsinler, o szckleri tekrar edemem.

Konu, emrediyorum, hibir eyi gizleme!

Sultan nce, bana hakaretler yadrd. Beni sizden yana, kendisine kar olmakla sulad. Beni prangaya vurmakla tehdit etti.

Vezir bile bile kemkm ediyordu.

Sadede gel! Turul Bey ne dedi?

Sultan buyurdu ki: "u Abbasiler tuhaf herifler! Atalar, dnyann yarsn fethettiler, en bereketli kentleri kurdular. Bir de bugnk hallerine bak! Ellerinden imparatorluklarn alyorum. Raz geliyorlar. Bakentlerini alyorum. Mutluluk duyup beni hediyelere bouyorlar. Halife de bana "Tanrnn bana verdii btn lkeleri sana veriyorum, bana emanet ettii btn Mslmanlar sana teslim ediyorum" diyor. Sarayn, kendini, haremini korumam iin yalvaryor. Ama i kzn istemeye geldiinde, isyan edip, onurunu korumak istediini sylyor. Uruna savamak istedii tek yer, bir bakirenin k m?"

Halife boulacak gibi oldu. Azndan tek sz kmad. Vezir durumdan yararlanarak konumasn tamamlad:

Sultan ayrca unu syledi: "Git syle, bu kz alacam. O mparatorluu ve Badat' aldm gibi".

VIII

Cihan, byk bir zevkle, nl adamlarn evlilik yklerini ballandra ballandra anlatyordu; onu sulamaktan vazgeen mer de, Cihan'in mimiklerine katlyordu. Cihan, hnzrca sustuunda, mer yknn nasl bittiini bildii halde, devam etmesi iin yalvaryordu.

ykmze devamla, Halifenin, iini karalar basa basa "Evet" demek zorunda kaldn syliyeyim. Turul, cevab alr almaz, Badat'n yolunu tutmu ve kente varmadan nce, dn hazrlklarn grmesi iin nden vezirini gndermiti.

Halifenin sarayna vardnda vezire, nikhn aktedilebileceini ama bulumalarnn sz konusu olamayaca sylendi. "in nemli yan buluup grmeleri deil, bu nikhn tad eref" idi. Vezirin sabr tat halde, kendini tuttu:

Turul Bey'i tandm kadar ile syleyeyim, iin erefi kadar birlemeye de verdii nem yabana atlr gibi deildir. Gerekten de Sultan, artk daha fazla sabredemeyecei iin, birliklerini hazrola geirmi, Badat'n etrafn evirmi, Halifenin sarayn kuatmt. Halife sonunda direnmekten vazgeti ve "buluma" gerekleti. Halifenin kz, altn ilemeli bir yastn zerinde oturuyordu: Turul Bey odaya girdi, yeri pt, sonra "peesini kaldrmadan, ona tek bir sz sylemeden, onu orada yokmu varsayarak, onurlandrd." Ondan sonra hergn gelip onu onurlandrd, ama bir tek kez olsun, yzndeki peeyi amyordu. Her "bulumadan" sonra, darda ynla adam bekliyordu. nk Turul Bey o kadar keyifli kyordu ki, sunulan btn dilekelere olur diyor, saysz "ihsan" datyordu. Meydan okuyarak yapt bu evlilikten ocuu olmad. Alt ay sonra Turul Bey ld. Ksrl nam salmt. Kendi kusuru olduu halde, ilk iki karsn boamt. Saysz e, cariye, odalktan sonra, gerei kabul etmek zorunda kalkt. Ortada bir kusur varsa, kendisine aitti. Mneccimlere, saaltclara, frklere ve amanlara bavurulmu, her dolunaydan

42

43

sonra, yeni snnet edilen bir ocuun kapn yutmas tavsiye edilmiti. Sonu yine ayn. Sonunda Turul Bey de kaderine raz gelmiti. Ama bu kusuru yaknlar zerindeki saygnln yok eder korkusu ile, mthi bir k olarak n salmaya bakmt. Nereye gitse, ardndan, her biri doyuma ulam bir harem tayordu. evresinde, yeteneklerinden konuulmasn isterdi. Subaylarnn, hatta yabanc konuklarn hnerini merak ederek, bu iin srrn kendilerine de yermesi ve geceleri edindii bu gcn reetesini, iksirini ulatrmas istenirdi.

Dediimiz gibi Seyyide Hatun, alt ay sonra dul kald. Altn ilemeli yata bo kald diye yaknacak hali yoktu. in asl ciddi olan yan, iktidar boluu idi. Yeni doan mparatorluk, atas Seluk'un adn tasa da; asl kurucusu Turul'du. ocuksuz lm, Dou'daki slam leminde kargaa yaratmyacak myd? Bir sr karde, yeen, kuzen vard. Trk'lerde ne byk evlat hakk ne de bununla ilgili veraset yasas vard.

Ama bir adam ortaya kt: Bu ar'nn olu Alp Aslan idi. Bir ka ay iinde airet yelerine, kimini katlederek, kimini satn alarak, kendini kabul ettirmiti. Ksa srede, kendi vatandalarnn gznde byk bir hkmdar oldu. Byk, azimli ve adil bir hkmdar. Ama rakipleri dedikodudan vazgemediler. Ksr Turul'un erkeklii n sald halde, dokuz ocuklu Alp Aslan, cins-i latife az ilgi gsterir diye bilinirdi. Dmanlarnn ona takt ad "Efemine" idi. evresindekiler, bylesi tehlikeli konuya deinmekten rkerlerdi. Hakl ya da haksz, bu n, henz balayan parlak saltanatna bir anda son verecekti.

Cihan ile mer bunu henz bilmiyorlard. Ebu Tahir'in bahesindeki kk kkte ene alp dururlarken, otuz sekiz yandaki Alp Aslan yer yznn en gl insan olmutu. mparatorluu, Kabil'den Akdeniz'e uzanyordu. ktidar mutlak, ordusu sadk, veziri de ann en yetenekli adam Nizamlmlk idi. Alp Aslan, ksa sre nce Anadolu'da, Malazgirt'de, Bizans mparatorunu yenmi, ordusunu perian etmiti. Btn camilerde onun zaferleri anlatlyordu. Savarken nasl bembeyaz bir kefene brnd, nasl kokular srnd, atnn kuyruunu kendi eliyle nasl balad, Bizansllarn gnderdikleri Rus keif erlerini ordughnn yan banda nasl yakalad, burunlarn nasl kestirdii ama bunun yan sra mparatoru nasl serbest brakt anlatlyordu.

Kukusuz slam lemi iin byk bir an, Semerkant iin korkulu bir d yaanmaktayd. Alp Aslan her zaman Semerkant' is-

44

temi gemite onu ele geirmeye almt. Srf, Bizansllar ile anlamazla dtnden bu ie ara vermi, iki hanedan arasndaki evlilikler de bir brakma salamt. Sultann byk olu Melikah, Nasr'n kz kardei Terken Hatun ile, Nasr Han da Alp Aslan'n kz ile evliydi.

Ancak bunun gibi dzenlemeler kimseyi aldatmaz. Kayn babasnn Hristiyanlar yendiini haber ald andan itibaren, Semerkant hkmdar, kentin basna gelecekler iin korkmaktayd. Haksz da deildi. Olaylar hzla geliiyordu.

ki yz bin Seluklu askeri "nehri" gemeye hazrlanmaktayd. O tarihte ad Ceyhun olan, daha eskiden Oxus dedikleri ve ileride Amu Derya adn alacak olan nehri. Birbirine bal kayklarn zerinde kurulan kpry, sonuncu askerin gemesi, yirmi gn almt.

Semerkant'ta taht odas azna kadar dolu, ama sessizdi. Han, sarslmt. Sarayllar zgnd. Kamak m, imdiden ihanette bulunmak m yoksa beklemek mi gerektiini bilemiyorlard. Han gnde iki kez, kale duvarlarndan birini teftie gidiyor, kendini askerlere ve ayak takmna alklatyordu. Bu gidi gelilerinden birinde, gen kentliler yanma yaklamak istemiler, hkmdarn yanna yaklatrlmaynca da, askerleri yannda savamaya, kenti ve hanedan savunmaya hazr olduklarn haykrmlard. Nasr Han, bu giriimden honut olaca yerde, fkelenerek gezisini yarda kesmi ve askerlere, onlar gzlerinin yama bakmakszn datmalarn emretmiti. Saraya dndnde, subaylarna verdii t u oldu:

Byk babam, Tanr bize bilgeliini unutturmasn, Belh kentini almak istediinde, kentliler, hkmdarlarnn olmad bir srada silaha sarlp askerlerimizin ounu ldrmler. Ordumuz geri ekilmek zorunda kalm. Bunun zerine dedem, Belh hkmdar Mahmud'a sitem dolu bir mektup yazm. Demi ki: "Ordularmzn karlamasn istersem, Tanr kimi isterse, galip odur. Ama kavgamza sradan insanlar karrsa, bu iin sonu nereye varr?" Mahmud dedeme hak vermi, vatandalarn cezalandrm, silah tamalarn yasaklam, savatan doan zararlar onlara altnla dettirmi. Belh halk iin geerli olan, asi mizal Semerkant'llar iin de geerlidir ve benim kurtuluum kentlilere kalacaksa, tek bama, silahsz gider Alp Aslan'a teslim olurum.

Subaylar Nasr Han' hakl bularak halk yattrma sz verdi-

45

ler. Bir kez daha sadakatlerini yenileyerek, yaral hayvanlar gibi savaacaklarn sylediler. Bunlar srf laf olsun diye sylenmi szler deildi. Maverannehir ordusu, Seluklu ordusu kadar deerli ili- Alp Aslan, sayca stnd ve Han'dan yal idi. Tabii ki kendi ya deil, ama hanedannn ya daha fazlayd. Alp Aslan, kurulu heyecann yitirmemi ikinci kuaa aitti. Nasr ise, yaylmaktan ok eldekini tutmak kaygs iinde, soyunun beinci srasnda yer alyordu.

Bu kark gnlerde, Hayyam kentten uzak kalmak istedi. Tabii ara sra Saraya ya da Kad'ya grnmezlik etmiyordu, yoksa byle bir zamanda kam olduunu sanabilirlerdi. Ama ounlukla evden kmyor, almalarna ya da gizli defterinin sayfalarna dalyor, durmadan drt elle yazyordu. Onun iin sava sanki, ona ilham veren saduyu aracl ile vard sadece.

evresindeki ac gerei ona hatrlatan, bir tek Cihan idi. Her akam cephedeki, saraydaki haberleri getiriyor, mer de hibir heyecan belirtisi gstermeden onu dinliyordu.

Alp Aslan yava yava ilerliyordu. ok kalabalk, disiplini gevek, hastas ok bir ordunun bataklklar geerken gsterdii yavalkt onunkisi. Bazen, byk bir direnile karlat iin yavat. Nehrin yaknlarndaki kalelerden birinin komutan, Sultan'n gnn karartanlardan biriydi. Geri ordu, kaleyi kuatr ve yoluna devam edebilirdi ama bu, geriyi grevsiz klar, geri ekilme halinde tehlike yaratabilirdi. Bu nedenle kale komutannn iini bitirmek gerekiyordu ve Alp Aslan, on gn nce bu karar vereli, atmalar iddetlenmiti.

atmalar Semerkant'tan izlenebiliyordu. gnde bir, kaleden uurulan bir gvercin geliyordu. Gnderilen haber asla bir yardm ars deildi, insanlar ve yiyecekler tkeniyor diye bir szlanma da deildi; sadece kardakilerin kayplarindan sz ediliyor, aralarmda salgn hastalk sylentileri dolat belirtiliyordu. Harzemli Yusuf, bir gnde Maveannehir'in kahraman haline gelmiti.

Ne var ki bir avu savunucunun datld, kalenin surlarnn ykld, burlarna trmanlp ieriye girildii gn geldi. Yusuf yaralanp esir dmeden nce, sonuna kadar savamt. Bunca skntya neden olan Yusuf'u merak ettii iin, onu Sultann huzuruna kardlar. ki dev yapl er, iki kolunu skca tutmutu. O ise, ba dimdik Sultann karsnda duruyordu. Alp Aslan, zeri yastklar-

46

la dolu ahap bir kerevette oturmaktayd. ki adam, birbirine meydan okurcasna bakt. Sultan buyurdu:

Drt kaza balansn, gerip paralayn!

Yusuf kmseyen bir bak frlattktan sonra haykrd:

Erkeke dvene bu ceza hak m?

Alp Aslan cevap vermedi. Ban evirdi. Yusuf ona seslendi:

Sana sylyorum, kar klkl!

Sultan, akrep sokmuasna yerinden srad. Yan bandaki yayn ald. Okunu kertikledi. Askerlere, esiri brakmalarn buyurdu. Eli bal bir adam vurmak istemezdi. Zaten korkusu da yoktu. O gne dek, hedefi hi skalam deildi.

Sinirli oluu, acele edii, bunca ksa mesafeden ok atmaya kalk yznden midir nedir, Yusuf'u vuramad. kinci okunu ekemeden, esir zerine saldrd. Giysileri arasnda sakl duran hanerini Sultana saplad. zerine ullandlar, vcudunu parampara ettiler. Suratnda lmn dondurduu bir srt vard. cn almt, Sultan da ok yaamayacakt.

Alp Aslan drt gn, drt gece can ekiti. O acl drt gn boyunca, ac dncelere dald. Syledii szleri, o dnem tarihileri yle naklettiler:

"Geen gn, yksek bir yerden orduma bakyordum. Ayaklarmn altndaki topran titrediini hissettim. Kendi kendime Dnyann hakimi benim! Benimle kim boy lebilir? dedim. Tanr bana, insanlarn en sefilini gnderdi. O savata yenilmi bir esir, bir mahkum. Benden gl kp beni vurdu. Beni tahtmdan etti, beni canmdan etti."

mer Hayyam bu olayn ardndan m yazd u drtl?

Zaman zaman bu dnyada bir adam kalkar,

iinerek: te buradaym! der.

Ksa bir d boyunca srer zaferi,

lm gelmitir bile ve: te buradaym! der.

47

IX

Bayram sevinci yaayan Semerkant'ta, bir kadn alama creti gsterebilmekteydi: O da, sevinci bana vurmu Han'n kars idi. nk hanerlenen sultan; onun babas idi. Geri kocas ona basal dilemi, haremin yas tutmasn buyurmu, sevincini oka belli eden bir harem aasn krbalatmt ama, Divan'a dndnde: "Tanr Semerkant'llarn duasn kabul etti" demekten kendini alamamt.

O ada, bir kent ahalisi, bir Trk hkmdarna dierini neden ye tutsun denilebilir. Ama Semerkant'llar yine de dua et-mislerdi nk ardndan gelecek katliam, yama ve apulculuk nedeniyle sahip deitirmekten korkuyorlard. Bir baka hkm- darn, kendi hkmdarlarn yenmesini dilemeleri iin, onun kendilerini korkun bir vergi yk altnda ezmesi, sresiz huzursuz klmas gerekirdi. Oysa Nasr Han byle bir hkmdar deildi| Belki en iyisi deildi ama, en kts de saylmazd. Semerkant'llar Nasr ile geinmenin yolunu bulmular, gerisini de Allah'a havale! etmilerdi.

Semerkant'ta, sava nlendii iin bayram edilmekteydi. Koca Ras-el-Tak alannda, lklar duyuluyor, dumanlar ykseliyordu. Duvar diplerine seyyar satclar dizilmi, sokak lambalarnn alt arkclar ile algclar kapmt. Meddahlarn, falclarn, ylan oynatclarn evresi kh kalabalk kh tenha idi. Alann tam ortalk yerinde, derme atma bir krsye kan ozanlar, ele geirilmeyen, fethedilmeyen, ei bulunmayan Semerkant adna iirler okumaktayd. Halkn karar anlktr. Ykselen yldzlarn yan sra, kayan yldzlar da vardr. Aylardan aralk idi. Geceleri sert geiyordu. Sarayda arap testileri dolup boalyor, Han mutlu bir sarholuk yayordu.

Nasr Han, ertesi gn camide sl okuttuktan sonra, kaynbabasnn lm nedeniyle taziyeleri kabul etti. Bir gn nce, gle oynaya kutlamaya gelenler, imdi de yal gzlerle zntle-

rini belirtiyorlard. Bir ka ayet okumu olan Kad, mer'e de ayn eyi yapmasn iaret etti, sonra kulana fsldad:

Hi ama. Gerek, iki yzldr. nsanlar da yle.

Nasr Han, ayn akam Ebu Tahir'i artt ve Semerkant' temsil eden taziye heyetine katlmasn istedi. Yzyirmi kiilik heyette mer de vard. Gittikleri yer, tam nehrin kysnda, Seluklu Ordusunun karargh idi. evrede binlerce adr ve yurt grlyordu. IVlaverannehir'in sayg deer temsilcileri, geici olarak kurulmu olan bu kentte, airetlerinin balln yenilemeye gelen askerlere kayg ile bakyorlard. Onyedi yamda, ocuk yzl bir deve benzeyen Melikah, babasnn dt basamakta, ayakta duruyordu. Ondan bir iki adm geride, mparatorluun gl adam, Melikah'n sayg belirtisi olarak "ata" diye ard, bakalarnn ise takma ad ile andklar Nizamlmlk duruyordu. Nizamlmlk, devlet dzeni anlamna gelmekteydi ve bu ad onun kadar hak eden bir bakas olamazd. Ziyaretilerinin her yaklalarrnda, gen hkmdar baklaryla ona danyor, kimsenin grp anlamad bir iarete gre, ya saygl, ya yakn, ya souk ya da ilgisiz davranyordu.

Semerkant heyeti olduu gibi Melikahn ayana kapanmt. Aralarndan ileri gelen bir ka kii, kalkp Nizam'a doru gitti. Nizam kprdamadan duruyordu. Yardmclar evresinde dolanmaktayd. Nizam, onlar hi kprdamadan dinliyordu. Onu, barp aran bir amir olarak deil, nasl davranlmas gerektiini hareketleri ile gsteren bir ynetici olarak grmek gerekir. Suskunluu dillere destand. Bir ziyaretinin, onun huzurunda tek bir sz etmeden bir saat oturduu grlmt. nk o ziyareti srf onunla konumak iin deil; sevgisini salamak, kukularna son vermek, unutulmasn nlemek iin gelmiti. Semerkant'llardan oniki kii, mparatorluu yneten eli skma onuruna sahip oldu. mer, Kad'nn yan sra Nizam'a yaklam, o da ban kaldrp, ellerini avucuna alm, sonra da alak sesle kulana:

Gelecek yl bu vakit sfahan'a gel. Konualm, demiti.

Hayyam, doru duyup duymadndan emin deildi. Karsndaki adam gzn korkutmu, trenden etkilenmi, ayrca, alayclarn barmalar onu serseme evirmiti. Bir dorulama, bir onay bekler gibi durmu ama ardndaki insan seli onu srkleyip vezirden uzaklatrmt.

Dn yolunda Hayyam sadece bunu dnyordu. Acaba bu

48

49

szler yalnzca kendisine mi sylenmiti? Kendisini, bakasyla kartrm olamaz myd? Sonra gerek zaman gerek yer bakmndan neden bu kadar uzak bir buluma?

Kadya almaya karar verdi. Kad, tam nnde durduuna gre, bir eyler grm, bir eyler duymu, bir eyler hissetmi olabilirdi. Ebu Tahir, Hayyam' dinledikten sonra alayc bir tavrla:

Vezirin sana bir eyler fsldadn grdm dedi. Ne dediini duymadm. Ama kesinlikle unu syleyebilirim ki, seni bakas ile kartrm deildir. evresindeki btn o yardmclar grmedin mi? Ne ie yaryorlar sanyorsun? Her heyet kimlerden oluuyor, adlar nedir, ileri nedir, bunlar hakknda bilgi verirler. Senin adn rendikten sonra, Niapur'lu bilgin, gkbilimci mer Hayyam'm diye sordular. Kimliin hakknda yanlglar yok. Zaten Nizamlmlk'n kendisi yaratmak istemedike, yanlg sz konusu olamaz.

Tal bir yoldan gidiyorlard. Sada, ta uzaklarda, yksek dalarn tepeleri bir izgi oluturmutu. Pamir'in kollaryd bunlar. Hayyam ve Ebu Tahir yan yana at sryor, eyerleri birbirine srtp duruyordu.

Peki benden ne isteyebilir?

Bunu renmek iin bir yl sabretmen gerekecek. O tarihe kadar tahminde bulunacam diye kendini yorma, nnde ok zaman var, yorulursun. Bundan kimseye sz etme!

Konukan olduumu grdnz m hi? Hayyam'n sesi sitemliydi. Kad oral olmad:

Dobraca sylemek gerekirse, o kadna bundan sz etme! mer'in kukulanmas gerekirdi aslnda. Cihan'n gidip gelmeleri gnn birinde anlalacakt. Ebu Tahir devam etti:

Daha ilk bulumanzda, muhafzlar haber verdiler. Onun ziyaretlerini meru klacak bir takm bahaneler uydurmak zorunda kaldm. Onu grmezlikten gelmelerini ve seni her sabah uyandrmalarn syledim. Sakn telalanma, o ev hl senin evindir, bunu bugn de yarn da byle bil. Ama sana bu kadn anlatmalym.

mer bozuldu. Dostunun "bu kadn" deyi biimini sevmedi. Akn tartmak niyetinde deildi. Kad kendisinden byk olduu iin karlk vermedi ama yz asld.

Szlerimin seni kzdrdn biliyorum. Ama ne diyeceksem, sonuna kadar syleyeceim. Geri dostluumuz yeni ama, yam ve bam bana bu hakk veriyor. Bu kadn sarayda ilk grdnde, ona tutkuyla baktn. Gen ve gzel bir kadn. iirleri ho-

50

suna gitmi, cesareti kann alevlendirmi olabilir. Ama gel gr ki, o bir tepsi altn karsndaki davranlarnz farkl idi. Senin irendiin eyi o azna soktu. O bir saray airi gibi, sen ise bir bilge gibi davrandnz. Ona bunu syledin mi?

mer bir ey sylemedi ama Kad, cevabn hayr olduunu anlad. Devam etti:

Genellikle bir ilikinin banda hassas konulara deinilmez. Binbir zahmetle kurulan bu krlgan yuvann yklmasndan korkulur. Ama bana kalrsa, seni o kadndan farkl klan ey, ciddi ve nemlidir. in zdr. Hayata ayn bakla bakmyorsunuz.

O bir kadn ve dahas bir dul. Bir efendiye bal olmadan yaamaya alyor. Bu cesaretine hayran olmamak elde deil. iirinin hak ettii altn ald diye, onu neden sulamak?

Ebu Tahir, Hayyam' bu tartmaya srklemi olmaktan memnun, devam etti:

Kabul edelim. Ama sen de kabul et ki bu kadn, saraydaki kadnlardan farkl bir hayat sremez.

Belki.

Yine kabul et ki, sen saray hayatndan nefret ediyorsun ve gerektiinden bir saniye fazla kalamazsn.

Skntl bir sessizlik oldu. Ebu Tahir ksa kesti:

Ben sana gerek bir dosttan duyabilecein eyleri syledim. Bundan sonra, sen amadka benden tek sz iitemezsin!

51

X

Semerkant'a vardklarnda souktan, at srmekten ve aralarndaki] huzursuzluktan yorgun dmlerdi. mer, attan iner inmez kk kkne gitti, yemek bile yemedi. Yol boyunca adet rubai yaratmt ve imdi onlar yksek sesle on kez, yirmi kez tekrarf ediyordu. Bu drtlkleri, kitabnn derinliklerine gmmeden nceJ urasn burasn dzeltiyor, ya da deitiriyordu.

Her zamankinden erken gelen Cihan, aralk duran kapdan szld, arafn kard. Ayaklarnn ucuna basarak ilerledi. mer dalgnd. plak kollarn aniden boynuna dolad, yanan yanana dedirdi, gzel kokan salaryla yzn rtt.

Hayyam'n bundan ok honut olmas gerekirdi. Kim, hangi sevgili, bundan daha sevecen bir saldrya urayabilirdi? aknl getikten sonra, sevgilisini belinden yakalayp, zlemin acsn kartmas gerekmez miydi? Ama sanki mer, bu ziyaretten rahatszd. Kitab nnde ak duruyordu. Keke onu gizleyebilseydi. Cihan'n geri ekilmesini nlemek istedi ama Cihan bu souk karlay hemen hissetti. Nedenini anlad. Kukulu baklarn ak kitabn zerinde gezdirdi. Sonra:

Bala! dedi. Seni bir an nce grmek istiyordum. Seni rahatsz edebileceimi dnmemitim.

Ar bir sessizlik oldu. mer sessizlii bozdu:

Bu kitab sana gstermeyi hi dnmedim. Onu senden hep sakladm. Onu bana hediye eden, gizlememi tembih etmiti.

Kitab uzatt. Cihan bir ka sayfasn evirdi. Bir sr bo sayfa arasnda karalanm bir ka sayfaya ilgisiz gzlerle bakt. Sonra:

Neden gsteriyorsun ki? dedi. stemedim ki... Zaten okuma bilmem. renmedim. Bildiim ne varsa, kulaktan dolma,

mer amad. O tarihte nice iyi airin okuma yazma bilme mesi olaand; stelik kadnlarn hepsi cahildi.

Bu kitapta ne gizli? Simyaclk formlleri mi?

Ara sra yazdm iirler.

Yasaklanm iirler mi? Din d? Mezhep d? Kkrtc? Cihan kukulu baklarla bakyordu. mer glerek kendini savundu:

Yok canm, nereden aklna geldi? Hi komplocuya benzeyen bir yanm var m? Bunlar araba, yaamn gzelliklerine ve hayatn boluuna dair rubailer.

Rubai mi? Sen mi?

Cihan'n azndan kan akn lk ayn zamanda bir kmsemenin de ifadesiydi. Rubailer, avam airlerine zg, hafif hatta baya, yaznsal deerleri olmayan eyler saylrd. mer Hayyam gibi bir bilginin, ara sra bir drtlk yazmas, oyalanmak diye nitelendirilebilirdi ama, yazdklarn son derece ciddi bir biimde, sr perdesine brnm bir kitapta saklamas, bu kstaslara nem veren bir kadm airi artacak bir iti. mer utanm gibiydi. Cihan ise meraklanmt:

Bana bir ka satr okur musun? Hayyam'n daha ileri gitmeye niyeti yoktu.

Gn geldiinde hepsini okurum, dedi.

Cihan daha fazla zerinde durmad. Baka soru sormad. Ama fazla alayc grnmemeye alarak:

Bu kitap bittiinde sakn Nasr Han'a verme dedi. Rubaiyat yazarlarna pek sayg gstermez. Seni, bundan sonra bir daha yan bana oturtmaz.

Bu kitab kimseye sunmak niyetinde deilim. Bundan bir kazan beklemiyorum. Saray airlerinin hrs bende yoktur.

Cihan Hayyam', Hayyam da Cihan' yaralamt ite. Aralarndaki sessizlikte, her ikisi de ok ileri gidip gitmediklerini, geriye bir eyler kalmsa, onlar kurtarmann imdi sras olup olmadn dndler. Hayyam, u anda Cihan'a deil, Kad'ya kzyordu. Onu konuturmu olmaktan pimand. Sylediklerinden dolay, sevgilisine baka gzlerle bakp bakmadn bilemiyordu. O gne dek, byk bir saflk ve umursamazlk iinde, onlar birbirlerinden ayrabilecek eyleri akla getirmeme istei ile yayorlard. Hayyam: Acaba Kad gzlerimi mi at, yoksa sadece mutluluunu mu glgeledi" diye dnmekten kendini alamad.

Deitin mer. Nasl deitiini syleyemem ama, bana bakn, konuu biimin, tanyamayacam bir ekil ald. Sanki, kt bir ey yapmm da benden kukulanyorsun, sanki bir nedenden tr bana kzyormusun gibi. Anlamyorum ama birdenbire iini hzn kaplad.

52

53

mer, onu kollarna almaya alt. Cihan hzla geri ekildi.

Beni bu biimde yattramazsn. Ne oldu? Syle bana.

Cihan; gel yarna kadar konumamay kararlatralm.

Yarn burada olmayacam. Nasr Han, afak vakti Semer-kant'dan ayrlyor.

Nereye gidiyor?

Ki, Buhara, Tirmiz, ne bileyim? Btn saray peinden, tabii bu arada ben de...

Semerkant'da, yeeninde kalamaz msn?

, bahane yaratmaktan ibaret olsayd! Sarayda bir mevkim var. Bunu elde edinceye kadar, on erkek gcyle savatm. Ebu Tahir'in bahesinde elenmek iin bu yeri yitirecek deilim.

mer, dnmeden atld:

Elenmek iin deil. Hayatm paylamak istemez misin?

Hayatn paylamak m? Paylaacak bir ey yok!

- Cihan hi fke belirtisi gstermeden bu szleri sylemiti. Bir gzlemde bulunuyordu ve sevgisini yitirmi deildi. mer'in dehete dm yzn grnce, yalvarmaya ve alamaya balad:

Bu akam alayacam biliyordum. Ama bu yzden deil. Birbirimizden uzun sre, hatta sonsuza kadar ayrlacamz biliyordum ama bu szler, bu baklarla deil. Yaadm en gzel aktan bu baklar, bir yabancya aitmi gibi olan bu baklar gtrmek istemiyorum belleimde. Bana son kez bak mer! Senin sevgilin olduumu anmsa. Beni sevdin, ben seni sevdim. Beni tandn m?

Hayyam sevgi ile kolunu beline dolad. ini ekti:

Keke iimizi dkmeye, aklama yapmaya zamanmz olsayd. Bu budalaca kavga yok oluverirdi. Ama zaman abuk geiyor. Bu karmak saniyelerde, geleceimiz ile oynamamz iin bizi zorluyor.

mer de bir damla gzyann dkldn hissetti. Gzyalarn saklamaya alrken, Cihan onu durdurdu. Hzla kollarn boynuna dolad, yzn yzne dayad:

Yazlarn saklayabilirsin ama gzyalarn saklayamazsn. Onlar grmek, onlara dokunmak, kendileriminkilere katmak, izlerini yanaklarmda hissetmek, tuzlu tadn dilimde tutmak istiyorum.

Sanki birbirleriyle didimek, boumak, birbirlerini yok etmek ister gibiydiler. Elleri delirmi, giysileri uumu halde, yakc gzyalar ile alevlenen bedenlerinin, bir benzeri olmayan ak gecesine

54

dal idi yaadklar. Ate yaylyor, onlar saryor, evreliyor, mest ediyor, coturuyor, zevkin doruuna dek, eti etin iinde eri-Hrcesine birletiriyordu. Masann zerindeki kum saati, damla damla zaman eritiyordu. Ate hafiflemi, titremeye balam, snmeye yz tutmutu. Soluk solua bir glmseyiin habercisi gibiydi Birbirlerini uzun sre ilerine ektiler. mer, ona ya da meydan okuduu kadere seslendi usulca:

Kavgamz yeni balyor!

Cihan, gzleri kapal, ona sarld:

- Gn doana kadar beni uyutma!

Ertesi gn, Hayyam'n elyazmas kitabnda iki yeni msra yer alyordu. El yazs titrek, ekingen ve bozuktu:

Hayyam, yalnzdn sevgilinin yannda! imdi gitti, artk ona snabilirsin.

55

XI

pek Yolu'nun zerinde, Tuz l'nn berisinde, alak konutlardan oluan bir urak yeridir Kaan. Kervanlar, sfahan varolarn haraca kesen haydutlarn sna, uursuz Akbaba Da'na trmanmadan nce, orada soluklanrlard.

Kaan bir kil ve amur kentiydi. Oraya varan, doru drst bir duvar, ssl bir bina cephesi bulma midini bo yere beslerdi. Semerkant'tan Badat'a binlerce camiyi, saray, medreseyi yeile ve altna boan o nl cilal tulalar bu kentte yaplmaktayd. Dou'daki slam aleminde fayansn ad K ya da Kan idi. Tpk porselenin Acemce ve ngilizce, in'e atfen in adn tamas gibi!

Kentin dnda, dut aalarnn glgesinde bir kervansaray vard. Dikdrtgen surlar, gzetleme kuleleri, hayvanlar ve ykler iin bir d avlusu, odacklarla evrili bir i avlusu vard. mer, bu odalardan birini tutmak istedi ama han sahibi zgnd. Hibiri bo deildi, sfahan'l zengin tccarlar, oullar ve hizmetkrlar ile gelmilerdi. Bunun doru olduunu anlamak iin, han defterine bakmaya gerek yoktu. Her yan, grltc satclar ve semiz hayvanlarla doluydu. Kn ilk gnleri olduu halde, mer ak havada yatabilirdi ama, Kan'n akrepleri, inileri kadar nlyd.

Sabaha kadar kvrlacam en ufak bir ke de mi yok? Adam kafasn kad. Karanlk basmt. Bir Mslman geri

evirmek olmazd:

Ufack bir oda var. Bir renci kalyor. Syle de sana yer asn, dedi.

Odaya yneldiler. Kaps kapalyd. Hanc, kapya vurmak gereini duymadan at, titrek bir mum nn nnde bir kitap hzla kapand.

Bu sayg deer yolcu ay nce Semerkant'dan yola km. Senin odan paylaabileceini dndm.

Gen adam skldysa da belli etmedi. Nazik ama hareketsiz durdu.

Hayyam ieriye girdi, selam verdi. Kendini ihtiyatla tantt:

Niapur'lu mer.

Karsndakinin gzlerinde bir k yanp snd. O da kendini

tantt:

- Ali Sabbah'n olu Hasan. Kum doumlu, Rey'de renci, sfahan yolcusu.

Bu ayrntl tant Hayyam' huzursuz etti. Bu, kendi hakknda daha fazla bilgi vermesi iin bir ar idi. Buna bir neden grmyor, bunu yapmaktan ekiniyordu. Sustu. Yerine oturdu. Srtn duvara dayad ve ufak tefek, esmer, kadidi km delikanly incelemeye balad. Yedi gnlk sakal, simsiyah sar, yerinden frlam gzleri birbirine hi uymuyordu. Delikanl glmseyerek ona bakt ve:

nsann ad mer olunca, Kaan evresinde dolamak tehlikelidir, dedi.

Hayyam, byk bir aknlk gsterir gibi yapt. Oysa atlan ta anlamt. Adn, Peygamberin ikinci halifesi mer'den almt. Halife mer, Ali'den yana olan iilerce sevilmezdi. ran nfusunun ounluu Snni olduu halde, zellikle Kum ve Kaan kentleri, iilerin ounlukta olduklar yerlerdi ve buralarda bir takm garip detler tremiti. Her yl, Halife mer'in katlinin yldnmnde, kutlamalar yaplmaktayd. Kadnlar sslenir, tatllar, fstk kavurmalar yapar, ocuklar evlerinin nnden geenlerin zerine: "Allah mer'in belasn versin!" diyerek su dkerlerdi. Halifeye benzettikleri bir kukla yaparlar, eline tezekten yaplan bir tespih takarlar ve mahalle mahalle dolaarak yle barrlard: "Sen mer, cehennemliksin. Sen hainsin, sen gaspsn." Kum ve Kan'n ayakkabclar, yaptklar kunduralarn tabanna "mer" diye yazarlar, katrclar hayvanlarn "mer" diye arrlar ve her sopa vuruta bu ad keyifle tekrarlarlard. Avclar, sonuncu oklarn atarken "Bu da mer'in kalbine" diye barrlard.

Hasan, btn bu detleri birka kelime ile anlatverdi, ayrntya girmedi. mer ona dik dik baktktan sonra, tok bir sesle unlar dedi:

Adm yznden yolumu, yolum yznden adm deitirecek deilim.

Uzun sren bir sessizlik oldu. Birbirlerinden baklarn kardlar. mer ayakkablarn kartarak, uykuya dalmak iin uzand. Hasan tekrar konutu:

Bunlar anlatmakla belki de seni incittim. Sadece, buralarda adn sylerken dikkatli olman istedim. Niyetimi yanl anlama.

56

57

ocukken, Kum'da bu enliklere ben de katlrdm. Bydkten sonra bunlara baka gzle bakmaya baladm. Bu gibi taknlklarn, bir bilgine yakmayacan dndm. Peygamberin rettiklerine de uymuyordu. te yandan, mezzinler, Kaan ii minarelerden "Ali'nin lanet olas mezhepileri" diye bardklarnda, bu da Peygamberin rettiklerine uymuyor, diye dnyorum. mer hafife doruldu:

te akll bir adamn szleri, dedi.

Akll olmasn da, deli olmasn da bilirim. Sevimli olmay da, itici olmay da. Ama, kendini tantma zahmetine bile katlanmayan biri ile odam nasl paylaabilirim?

Bana tatsz eyler sylemen iin, adm sylemem yetti. Ya bir de kimliimi aklam olsaydm?

. Belki o zaman bunlardan hibirini sylemezdim. Halife mer'den nefret edilebilir de, hendeseci mer, gkbilimci mer ya da feylesof mer sevilebilir.

Hayyam ayaa kalkt. Hasan kazanmt.

nsanlarn kim olduklar sade adlarndan m anlalr sanyorsun? Baklarndan, yrylerinden, konuma biimlerinden de anlalr. Daha sen ieriye girer girmez, bilgili bir adam olduunu, ana da erefe de yabanc olmadn, ama ayn zamanda n de unvan da nemsemediini, yolunu sormadan bulanlardan olduunu anladm. Adm syler sylemez iyice emin oldum. Ben, tek bir Niapurlu mer bilirim.

Beni etkilemeye alyorsan, baardn. Ya sen kimsin?

Sana adm syledim ama bir ey ifade etmedi. Ben, Kum'lu Hasan Sabbah'm. Hibir eyle vnmyorum ancak onyedi yamdayken din, felsefe, tarih ve yldzlar hakknda ne varsa okudum.

Her eyi okumak asla olas deildir. Her gn renilecek

nice yeni eyler vardr.

Sna beni.

mer, oyun oynar gibi, karsndakine bir ka soru sordu. Eflatun, Euklides, Porphyrios, Ptolemaios, Dioscorides, Galenos ve bn-i Sina hakknda. Sonra eriatn yorumlanmas konusunda. Arkadann yant her seferinde doru, kesin ve kusursuzdu. Gn aarrken, ne biri ne de dieri uyumutu. Vaktin nasl getiini anlamamlard. Hasan sevinliydi, mer ise etkilenmiti.

Bunca ey bilene bugne kadar rastlamadm, diye itiraf etti. Tm bu birikimle ne yapmak niyetindesin?

Hasan nce sitemle, ruhunun derinliklerinden bir srr almlarcasna bakt, hemen sonra gevedi, gzlerini yere indirerek:

Nizamlmlk'n yanma gitmek istiyorum, dedi. Belki bana verecei bir i vardr.

Hayyam, kendisinin de byk vezirin yanma gittiini sylemekten son anda vazgeti. inin ta derinliklerinde yok olmam kukusu, onu alkoymutu.

ki gn sonra tccarlar kervanna katldlar. Yanyana yryor, Farsa veya Arapa iirleri ezbere okuyorlard. Arasra tartyorlar, hemen ardndan tartmay kesiyorlard. Hasan "kesin dorulardan", "tartlmaz gereklerden" sz ederken bile, mer kukulu bekliyor, dncelerini belirtmede aceleci davranmyor, nadiren tercihte bulunuyor, bilmedii bir ey olursa bilgisizliini itenlikte sylyordu. Ama tekrarlad szler hep unlard: "Ne syleyeyim istiyorsun? Bu eyler rtl. Sen ve ben, her ikimiz de rtnn bu yanndayz. rt kalktnda, artk burada olmayacaz."

Bir haftalk yoldan sonra, sfahan'a vardlar.

58

59

XII

Isfahan, nsf- Cihan! Acemler, byle derler. Yani: "sfahan, dnyann yars". Bu deyim, Hayyam'dan ok sonra ortaya km ama daha 1074'de, kenti vmek iin neler sylenmemi: "Talar cevher, sinekleri ar, otu safran!" "Havas mis, ambarlar kurtsuz, etleri dayankl!" Bebin ayak ykseklikte kurulduu bir gerek! Ama yine de' altm kervansaray, ikiyz banker ve sarraf, bir o kadar da ars vardr. Atlyelerinde ipek ve pamuk dokunur. Hallar, kumalar, kilitli ekmeceleri uzak lkelere ihra edilir. Zenginlii dillere destan! Acem lkesinin bu en kalabalk kenti, iktidar, servet ya da bilgi arayanlar kendine eker.

Bu kent dediysem de, tam anlam ile kent saylmaz. Rey'den; gelen bir yolcunun yks anlatlp durur. Adam, sfahan' grmek iin yle acele etmi ki, kervanndan ayrlp tek bana at srm. Birka saat sonra kendini, "hayat veren rmak" anlamna gelen Zende-Ru'nun kysnda bulmu. Ky boyunca gidip, kerpiten yaplma bir kalenin nne varm. Geri oras da kalabalkm ama, geldii yer olan Rey'in eline su dkemezmi. Kapya gelince, muhafzlara sormu:

Buras Cay kentidir demiler.

eriye girmeyi deer bulmayp batya ynelmi. At yorgun dm. Sonunda bir baka kentin kapsna varm. Yal bir adama sormu:

Buras Yahudiye'dir diye yantlam yal adam. Yahudi kenti.

Bu lkede o kadar ok Yahudi mi var?

Bir ka aile var. Oturanlarn ou, senin benim gibi Mslmandr. Buraya Yahudiye derler, nk Kral Nabukodonozor, Kuds'ten getirdii Yahudileri yerletirmi. Bazlar da der ki: Bir Acem ah ile evli olan Yahudi bir kadn, kendi rkndan gelenleri, daha slam'dan nce buralara yerletirmi. Hangisi dorudur, onu Allah bilir.

Yolcumuz oradan da dnm, yoluna devam etmek istemi ama, at yklr gibi olmu. htiyar adam sormu:

Byle nereye gidiyorsun oul?

sfahan'a!

Adam kahkahay basm.

Sana sfahan diye bir yer yoktur diyen olmad m?

Nasl olur? O, ran'n en gzel, en byk kenti deil mi? ok eski zamanlarda Part Kral Artaban'n bakenti deil miydi? Kitaplarda gzellikleri ile vlmedi mi?

Kitaplar ne diyor bilemem, ama ben burada dodum. Tam yetmi yl nce. Sadece yabanclar sfahan'dan sz eder. Ama onu bugne dek grmedim.

htiyar, pek o kadar abartmamt. sfahan ad, ne zamandan beri tek bir kentin ad deil, birbirinden bir saat mesafede, biri Cay dieri Yahudiye olmak zere iki ayr kentten oluan bir mahallin ad idi. Bu iki kentin ve evresindeki kylerin gerek bir kente dnmesi iin, XVI. yzyl beklemek gerekecekti. Hayyam'n zamannda henz kurulmamt ama, on iki millik kale surlar tm bu yreyi epeevre korumak