32. sayi pdf

12
Türkiye’nin YÖK onaylı ilk Fito- terapi Merkezi Bezmialem Va- kıf Üniversitesi tarafından ha- yata geçirildi. Fi- toterapi (Hasta- lıkların tedavi- si amacıyla bit- kilerden fayda- lanılması ve etkilerinin araştırılması bilimidir.) Merkezi ile Türkiye’nin ilaç kozmetik ve gıda sanayilerinin hammadde ihtiyacına cevap verebilecek. MART / NİSAN 2016 / SAYI 32 Devamı Sayfa 5’de... Türk Eğitim Rehberi EĞİTİM HABERLERİ GAZETESİ MART / NİSAN 2016 32 www. türkegitimgazetesi .com GÜNCEL HABER KAYNAGINIZ Yaklaşık olarak 2 milyon öğrenci ile ailesinin ve hatırı sayılır eğitim kuru- munun başarı sıralaması içine dahil edildiği bir sınav dönemi daha gel- miştir. Bu sınav dönemi de aslında kendinden öncekilere göre çok fark- lılık taşımamaktadır. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin sınava giren bu genç kuşak ile ilgili olarak benzer bir sıkın- tısı var: “Bu gençler bizden çok fark- lılar. Üstelik onlar bizde olmayan her şeye sahipler”. Evet, farklılar çünkü bizden farklı bir kuşak döngüsünde yaşıyorlar. Bu döngü tarihte hiçbir kuşakta olmayandan daha fazla ken- dini hissettiriyor. LYS için süreç kısaldı sona yaklaşıldı öğrenci- ler çalışmalarını yoğun- laştırdı ve hızlandırdı. Artık geri sayım başla- dı da diyebiliriz. 9-10 ay- dır belki de yıllardır bu uzun maratonu koşu- yorsunuz; finale yaklaş- tınız. YGS’nin yapıldığı ve sonuçlarının açıklandığı bu dönemde rota LYS’ye döndü ve heyecan dolu bir yarış için artık geri sa- yım başladı. Uykusu ka- çan, depresyona giren, ders çalışmaktan he- lak olan, kaygı içerisinde hangi mesleği seçeceği- ni bilemeyen öğrenciler, bu dönemde bir kapsü- lün içerisinde yolculuk ediyor gibiler. KARİYER TASARIMI YAŞAM TASARIMIDIR SINAVA HAZIRLIK İÇİN SON ZAMANLARA DİKKAT !!! Hedefe 4 kala Devamı Sayfa 9’da... Devamı Sayfa 3’de... Devamı Sayfa 4’de... Dr. Sevgi Kesim Boğaziçi Üniversitesi Sosyolog/Davranış Bilimleri Uzmanı Çağlar ERCEN Arel Üniversitesi Uzm. Psk. Dan. Öğretim Görevlisi Hatice Karataş Üniversite Tercih Merkezi Kimlikler aslında fert olarak kim olduğumuzla değil de daha çok ne yaptığımızla anlam kazanıyor. Devamı Sayfa 8’de... YGS’ye geri sayım başladı. Öğren- ciler büyük bir heyecan içerisinde. ‘Üniversiteyi kazanma sürecini ben bir metrobüsün yolcularını herhan- gi bir duraktan alıp, evlerine en ya- kın durağa bırakma süreci gibi de- ğerlendiriyorum. Kısaca herkes ilk duraktan binip, son durağa kadar gitmek zorunda değil. Yarı yolda bi- nenler olduğu gibi, iki durak sonra inip hedefine ulaşanlar da var. Bu kalan zaman dilimini adaylar bu açı- dan değerlendirmeliler’ diyen Kül- tür Temel Liseleri Eğitim ve Rehber- lik Direktörü Salim Ünsal ile sizler için söyleştik.. Salim Ünsal Kültür Temel Liseleri Eğitim ve Rehberlik Direktörü Türkiye’nin ilk Fitoterapi Merkezi Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nde açıldı “YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAM ATLASI” UYGULAMASI KULLANIMA AÇILDI Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca hazırlanan “Yükseköğretim Program Atlası” uygulaması ve bu uygulama içerisinde yer alan “YÖK Lisans / YÖK Önlisans Atlası” ve “YGS-LYS Net Sihirbazı” uygulaması basına açık olarak ger- çekleştirilen tanıtım toplantısı ile hizmete açıldı. Tanıtım toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştiren YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç; YÖK Program Atlası’nda, hedefledikleri programlara geçen sene yerleşenlerin YGS sonrasındaki ortalama başarılarını görebileceklerini, böylece kendilerine gerçekçi hedefler belirleyeceklerini dile getirdi. Devamı Sayfa 2’de... Devamı Sayfa 6’da... Devamı Sayfa 3’de... Devamı Sayfa 10’da... Devamı Sayfa 7’de... Devamı Sayfa 7’de... Devamı Sayfa 2’de... Devamı Sayfa 9’da... Anadolu Grubu’ndan Adel Kalemcilik için 77 milyon TL yatırım Üniversite sınavına girecek öğrenciler için doğru beslenme yolları BİZ ÇOCUĞUZ, ROBOT DEĞİL! Travmatik yaşantılar çocuğa nasıl anlatılmalıdır? Türk Eğitim Vakfı’nın Yeni Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı Oldu Türkiye kırtasi- ye sektörünün li- der markası Adel, 1969 yılında ilk kez üretime başladığı Kartal’daki üretim tesisini 77 milyon TL yatırımla 36 bin m 2 ’lik alana kuru- lan Çayırova’ya taşıdı. Resmi açılış töreni 5 Mart Cumartesi günü gerçekleşti. Üniversite kapısını aralayacak gençlerin sınav öncesi düzenli beslenmesi de moti- vasyon ve başarıyı olumlu etkiliyor. Sınav- dan önce koyu çay içmek, konsantrasyo- nu bozuyor, biberiye ise hızlı düşünme- yi geliştiriyor. Sınav öncesi susuzluğu artı- ran sucuk, salam gibi işlenmiş ürünlerden uzak durmak gerekiyor. Medical Park Bah- çelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uz- manı Serra Arslan, sınava girecek öğren- ciler için doğru beslenme yollarını anlattı. İstanbul Gönüllü Eği- timciler Derneği (İGE- DER), insanî, millî ve özgün model arayış- ları çerçevesinde eği- timin yeniden değer- lendirilmesi amacıy- la bu yıl ilk kez 18-20 Mart tarihleri arasın- da “Uluslararası Er- ken Çocukluk Eğitimi Kongresi” düzenledi. Günlük yaşantımızda daha çok duymaya baş- ladığımız kelimelerden biri olan travma, fiziksel ve psikolojik bütünlü- ğü tehdit eden her türlü olay olarak tanımlanıyor. Travma sonrası çocuk- larda ortaya çıkabilecek duygusal, fizik- sel ve davranışsal tepkilere karşı uzman- lar uyarıyor… Türk Eğitim Vakfı’nın 21 Mart Pazartesi günü gerçekleştirilen Mütevelliler Heye- ti toplantısında görev süresi dolan yöne- tim kurulu üyelerinin yerine seçim yapı- larak Vakfın yeni yönetim kurulu belirlen- di. Bir önceki dönemin Mütevelliler Heye- ti Başkanı olan Rona Yırcalı TEV’in Yöne- tim Kurulu Başkanı oldu. Bir önceki dönem TEV Yönetim Kurulu Başkanı olan Ömer M. Koç ise gelecek üç yıl boyunca Mütevelliler Heyeti’ne başkanlık edecek. Arel Üniversitesi’nden Yüzyılın Sorununu Çözecek Dev Bir Merkez İstanbul Arel Üniversitesi Enzim Tanıma Merkezi Çalışmalara Baş- ladı. İstanbul Arel Üniversitesi En- zim Tanıma Merkezi Faaliyette YÖK ATLASI birçok konuda açığı kapattı Üniversite Tercih Merkezi Direktörü Burak Kılanç’ın Yükseköğ- retim program atlası ile ilgili görüşleri ise şöyle: Yükseköğretime geçiş aşamasında adayların bilinçli ve isabetli tercih yapamadığını işaret eden pek çok gösterge var. Sınava giren adayla- rın öğrenim durumları ile ilgili ÖSYM tarafından açıklanan istatistik- ler incelendiğinde, adayların toplamda yaklaşık %30’unun hali hazır- da üniversite öğrencisi, üniversite mezunu ya da üniversiteye yerle- şip daha sonra ayrılmış kişiler olduğu anlaşılıyor.

Upload: doandung

Post on 12-Jan-2017

242 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Türkiye’nin YÖK onaylı ilk Fito-terapi Merkezi Bezmialem Va-kıf Üniversitesi tarafından ha-yata geçirildi. Fi-toterapi (Hasta-lıkların tedavi-si amacıyla bit-kilerden fayda-

lanılması ve etkilerinin araştırılması bilimidir.) Merkezi ile Türkiye’nin ilaç kozmetik ve gıda sanayilerinin hammadde ihtiyacına cevap verebilecek.

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

Devamı Sayfa 5’de...

Türk Eğitim RehberiE Ğ İ T İ M H A B E R L E R İ G A Z E T E S İ MART / NİSAN 2016 32

www.türkegitimgazetesi

.com

GÜNCEL HABERKAYNAGINIZ

Yaklaşık olarak 2 milyon öğrenci ile ailesinin ve hatırı sayılır eğitim kuru-munun başarı sıralaması içine dahil edildiği bir sınav dönemi daha gel-miştir. Bu sınav dönemi de aslında kendinden öncekilere göre çok fark-lılık taşımamaktadır. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin sınava giren bu genç kuşak ile ilgili olarak benzer bir sıkın-tısı var: “Bu gençler bizden çok fark-lılar. Üstelik onlar bizde olmayan her şeye sahipler”. Evet, farklılar çünkü bizden farklı bir kuşak döngüsünde yaşıyorlar. Bu döngü tarihte hiçbir kuşakta olmayandan daha fazla ken-dini hissettiriyor.

LYS için süreç kısaldı sona yaklaşıldı öğrenci-ler çalışmalarını yoğun-laştırdı ve hızlandırdı. Artık geri sayım başla-dı da diyebiliriz. 9-10 ay-dır belki de yıllardır bu uzun maratonu koşu-yorsunuz; finale yaklaş-tınız.

YGS’nin yapıldığı ve sonuçlarının açıklandığı bu dönemde rota LYS’ye döndü ve heyecan dolu bir yarış için artık geri sa-yım başladı. Uykusu ka-çan, depresyona giren, ders çalışmaktan he-lak olan, kaygı içerisinde hangi mesleği seçeceği-ni bilemeyen öğrenciler, bu dönemde bir kapsü-lün içerisinde yolculuk ediyor gibiler.

KARİYER TASARIMI YAŞAM TASARIMIDIR

SINAVA HAZIRLIK İÇİN SON ZAMANLARA DİKKAT !!!

Hedefe 4 kala

Devamı Sayfa 9’da... Devamı Sayfa 3’de...

Devamı Sayfa 4’de...

Dr. Sevgi KesimBoğaziçi Üniversitesi Sosyolog/Davranış Bilimleri Uzmanı

Çağlar ERCENArel Üniversitesi Uzm. Psk. Dan. Öğretim Görevlisi

Hatice KarataşÜniversite Tercih Merkezi

Kimlikler aslında fert olarak kim olduğumuzla değil de daha çok ne yaptığımızla anlam kazanıyor.

Devamı Sayfa 8’de...

YGS’ye geri sayım başladı. Öğren-ciler büyük bir heyecan içerisinde. ‘Üniversiteyi kazanma sürecini ben bir metrobüsün yolcularını herhan-gi bir duraktan alıp, evlerine en ya-kın durağa bırakma süreci gibi de-ğerlendiriyorum. Kısaca herkes ilk duraktan binip, son durağa kadar gitmek zorunda değil. Yarı yolda bi-nenler olduğu gibi, iki durak sonra inip hedefine ulaşanlar da var. Bu kalan zaman dilimini adaylar bu açı-dan değerlendirmeliler’ diyen Kül-tür Temel Liseleri Eğitim ve Rehber-lik Direktörü Salim Ünsal ile sizler için söyleştik..

Salim ÜnsalKültür Temel Liseleri Eğitim ve Rehberlik Direktörü

Türkiye’nin ilk Fitoterapi Merkezi Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nde açıldı

“YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAM ATLASI” UYGULAMASI KULLANIMA AÇILDI

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca hazırlanan “Yükseköğretim Program Atlası” uygulaması ve bu uygulama içerisinde yer alan “YÖK Lisans / YÖK Önlisans Atlası” ve “YGS-LYS Net Sihirbazı” uygulaması basına açık olarak ger-çekleştirilen tanıtım toplantısı ile hizmete açıldı.

Tanıtım toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştiren YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç; YÖK Program Atlası’nda, hedefl edikleri programlara geçen sene yerleşenlerin YGS sonrasındaki ortalama başarılarını görebileceklerini, böylece kendilerine gerçekçi hedefl er belirleyeceklerini dile getirdi.

Devamı Sayfa 2’de...

Devamı Sayfa 6’da... Devamı Sayfa 3’de...Devamı Sayfa 10’da...

Devamı Sayfa 7’de...Devamı Sayfa 7’de...

Devamı Sayfa 2’de...

Devamı Sayfa 9’da...

Anadolu Grubu’ndan Adel Kalemcilikiçin 77 milyon TL yatırım

Üniversite sınavına girecek öğrenciler için doğru beslenme yolları

BİZ ÇOCUĞUZ, ROBOT DEĞİL!

Travmatik yaşantılar çocuğa nasıl anlatılmalıdır?

Türk Eğitim Vakfı’nın Yeni Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı Oldu

Türkiye kırtasi-ye sektörünün li-der markası Adel, 1969 yılında ilk kez üretime başladığı Kartal’daki üretim tesisini 77 milyon TL yatırımla 36 bin m2’lik alana kuru-lan Çayırova’ya taşıdı. Resmi açılış töreni 5 Mart Cumartesi günü gerçekleşti.

Üniversite kapısını aralayacak gençlerin sınav öncesi düzenli beslenmesi de moti-vasyon ve başarıyı olumlu etkiliyor. Sınav-dan önce koyu çay içmek, konsantrasyo-nu bozuyor, biberiye ise hızlı düşünme-yi geliştiriyor. Sınav öncesi susuzluğu artı-ran sucuk, salam gibi işlenmiş ürünlerden uzak durmak gerekiyor. Medical Park Bah-çelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uz-manı Serra Arslan, sınava girecek öğren-ciler için doğru beslenme yollarını anlattı.

İstanbul Gönüllü Eği-timciler Derneği (İGE-DER), insanî, millî ve özgün model arayış-ları çerçevesinde eği-timin yeniden değer-lendirilmesi amacıy-la bu yıl ilk kez 18-20 Mart tarihleri arasın-da “Uluslararası Er-ken Çocukluk Eğitimi Kongresi” düzenledi.

Günlük yaşantımızda daha çok duymaya baş-ladığımız kelimelerden biri olan travma, fiziksel ve psikolojik bütünlü-ğü tehdit eden her türlü olay olarak tanımlanıyor. Travma sonrası çocuk-

larda ortaya çıkabilecek duygusal, fizik-sel ve davranışsal tepkilere karşı uzman-lar uyarıyor…

Türk Eğitim Vakfı’nın 21 Mart Pazartesi günü gerçekleştirilen Mütevelliler Heye-ti toplantısında görev süresi dolan yöne-tim kurulu üyelerinin yerine seçim yapı-larak Vakfın yeni yönetim kurulu belirlen-di. Bir önceki dönemin Mütevelliler Heye-ti Başkanı olan Rona Yırcalı TEV’in Yöne-tim Kurulu Başkanı oldu. Bir önceki dönem TEV Yönetim Kurulu Başkanı olan Ömer M. Koç ise gelecek üç yıl boyunca Mütevelliler Heyeti’ne başkanlık edecek.

Arel Üniversitesi’nden Yüzyılın Sorununu Çözecek Dev Bir Merkez

İstanbul Arel Üniversitesi Enzim Tanıma Merkezi Çalışmalara Baş-ladı. İstanbul Arel Üniversitesi En-zim Tanıma Merkezi Faaliyette

YÖK ATLASI birçok konuda açığı kapattıÜniversite Tercih Merkezi Direktörü Burak Kılanç’ın Yükseköğ-retim program atlası ile ilgili görüşleri ise şöyle:Yükseköğretime geçiş aşamasında adayların bilinçli ve isabetli tercih yapamadığını işaret eden pek çok gösterge var. Sınava giren adayla-rın öğrenim durumları ile ilgili ÖSYM tarafından açıklanan istatistik-ler incelendiğinde, adayların toplamda yaklaşık %30’unun hali hazır-da üniversite öğrencisi, üniversite mezunu ya da üniversiteye yerle-şip daha sonra ayrılmış kişiler olduğu anlaşılıyor.

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

2 Türk Eğitim Rehberi Gazetesi 2

Aylık Ticari GazeteTÜRK EĞİTİM REHBERİ GAZETESİ

Anadolu Grubu’ndan Adel Kalemcilik için 77 milyon TL yatırım

BİZ ÇOCUĞUZ, ROBOT DEĞİL!

Türkiye’de kalem ve kırtasiye denilince ilk akla gelen firma olan Adel Kalemci-lik, 36 bin metrekarelik alana kurulu Ça-yırova Üretim Tesisi’nde faaliyete başladı. 77 milyon TL yatırımla kurulan yeni tesis, Adel’in üretim kapasitesinde %30 artış sağlayacak. 1.000’e yakın farklı ürün çeşi-dinin üretildiği tesis, kırtasiye sektöründe Türkiye’nin en yüksek kapasiteli üretim gücüne sahip olma özelliğini de taşıyor.

Bugünün yatırımı yarın içinKurulduğu günden bu yana hızlı bir bü-yüme kaydeden ve ürün çeşitliliğini sü-rekli artıran Adel Kalemcilik Çayırova Üre-tim Tesisi için 5 Mart 2016’da gerçekleşti-rilen resmi açılış törenini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık gerçekleştirdi. Açılış törenine ayrıca Adel Kalemcilik’in yurtiçi ve yurtdışındaki iş ortakları da ka-tılım gösterdi.

İGEDER’in düzenlediği Eğitimde İn-sani, Milli ve Özgün Model Arayışla-rı – I, Uluslararası Erken Çocukluk Eği-timi Kongresi’nde konuşmacılarından Londra Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Guy Roberts Holmes, bugün yasa ya-pıcıların eğitim politikalarını ekono-mi için en uygun, kariyer odaklı, çok

Konuşmasında Adel Kalemcilik’in bu önemli yatırımıyla Türkiye ekonomisi ve istihdamına sağladığı katkılardan dolayı gurur ve mutluluk duyduklarını dile ge-tiren Bakan Fikri Işık, kalemin yarına ya-tırım olduğunu vurgulayarak “1969’daki yatırım bugün içindi, bugünkü yatırım da yarın için olacak” dedi. Işık, törenin ardın-dan fabrikayı ziyaret ederek, tesis hakkın-da bilgi aldı.

çalışan, en rekabetçi insanları yetiştirme hedefiyle geliştirdiğinin ve bireylerin ruh sağlıklarını, mutluluklarını ikinci plana at-tıklarının altını çizdi. Holmes, “Çocukların çocukluklarını kaybedip onları rekabet ağırlıklı matematik, edebiyat, fen dersle-rinin arasında özgüvenlerini kaybetme-lerine müsaade etmemek gerektiğini, 5

Değer yaratmaya ve yeni hikayeler yazmaya devamTörende bir konuşma yapan Anado-lu Grubu Yönetim Kurulu ve İcra Başka-nı Tuncay Özilhan “Grubumuzun 66 yıl-lık mazisinin 47 yılında var olan Adel’in bugün yeni tesisinin açılışını gerçekleşti-riyoruz. 1969 yılında Kartal’da, dönemin en modern tesislerinden birinin açılışı-nı gerçekleştirdiğimizde, sektöre dair ha-yallerimiz çok büyüktü. Şirketimiz, üre-timdeki bu başarısını, her yıl daha da ar-tırarak, lideri olduğu sektörün büyümesi için çalışmalarını sürdürüyor. Şirketimiz, dünyanın en eski yazım gereçleri firma-sı Faber-Castell ile uzun yıllardır sürdür-düğü iş birliğini, 1995 yılından bu yana ortaklık gücü ile yürütüyor. Aynı zaman-da 2011 yılından bu yana Rusya’da yine Faber-Castell ortaklığıyla faaliyette bu-lunuyoruz. Sektöründe lider olan şirketi-

yaşında bu tür durumlarla başa çıkama-yan çocukların özgüvenin oldukça olum-suz etkilendiğini anlatarak sözlerine de-vam etti. Holmes sözlerini çocukların ağ-zından tamamladı: “Biz çocuğuz, makine değil, robot değil!”

Çocukların keşfetme isteği teşvik edil-meliOturumun çağrılı konuşmacıları arasın-daki Leuven Üniversitesi’nden Prof. Ferre Laevers “Erken çocukluk döneminde ge-lişimin kalitesi, iyi hal (mutluluk) ve katı-lımın sağlanması” başlıklı konuşmasın-da öğretmenlere bazı tavsiyeler verdi. Laevers, “Çocukları gözlemleyin. Spon-tan davranın. Dünyaya ve ulaşılabilir ol-maya açın. Anlamla ve duygularla gerçek bir ilişkisi olması için destekleyin” dedi. Duygularıyla ilişkisi ve farkındalığı olma-yan yetişkinlerin yoğun olduğu toplum-larda birçok sorun yaşandığını kaydeden Laevers, “Bu çeşitli depresyon, ruhsal bo-

miz, bu yeni tesisinde ülkemiz için değer yaratmaya ve yeni hikayeler yazmaya de-vam edecek” dedi.

252 milyon ciroAdel Kalemcilik Yönetim Kurulu Başka-nı Serdar Bölükbaşı ise 47 yıldan beri bu ülkenin çocuklarına, gençlerine ve yetiş-kinlerine dokunan Adel’in istikrarlı bir bi-çimde büyümesini sürdürdüğüne, bu-gün yaklaşık 252 milyon TL net ciroya sa-hip dev bir şirket haline geldiğine dikkat çekerek “Bu başarı aynı zamanda büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiri-yor.

Gerek tüketicileri, gerekse yatırımcıları-mızı memnun edebilmek amacıyla, iş sü-reçlerimizi sürekli gözden geçirmeye, pa-zardaki dünya trendlerini ve koşulları iz-leyerek büyümeye devam edeceğiz. Bu

zukluk ve intihar eğilimleri yaratıyor. Eğer toplumlar bu tip konularda önlem alabi-lirlerse aynı zamanda bu bütçelerinde ciddi bir tasarruf da yaratabilir” dedi.

“Eleştirel düşünmeyi öğretmeliyiz”Avusturalya’daki Dulwich Center’dan ka-tılan Radhika Santhanam Martin, “Eleşti-rel düşünme erken çocukluk dönemi için kullanışlı bir unsur mu?” isimli sunumun-da “Eleştirel düşünce nedir” sorusuna ya-nıt aradı. Eleştirel düşünceyi “Düşünme hakkında düşünmek” ve “Rutin olmayan düşünce” olarak tanımlayan Martin, eleş-tirel düşünme becerisinin çocuklardan 3-4 yaşlarında başladığını ve çocuklara bu evrede verilecek eğitimin yetişkinlik döneminde bireye yansımalarını anlattı.

çerçevede, Çayırova’daki yeni yatırımımı-zın da karlılığı ve büyümemizi sürdüre-bilmek adına önemli bir itici güç olacağı-na inanıyorum” dedi.

Bu tesis en temel değerleri her zaman yansıtacakBu etkileyici tesis için Adel ekibini teb-rik eden Faber Castell Vertrieb Genel Mü-dürü Rolf Schifferens “Sadece Türkiye’de değil, yurtdışı pazarlarda da performan-sımızı artırabilecek, iş alanımızı genişle-terek, bize yepyeni fırsatlar sunabilecek bu tesisin mükemmel bir zamanlama ile açıldığını görüyorum.

Büyüyen kapasitemiz ve ileri teknoloji üretimimizle hem çocuklara, hem de ye-tişkinlere hitap eden yazım, çizim ve bo-yama gereçlerini, daha yenilikçi ve yük-sek kalitede tedarik etmemiz mümkün olacak. Bu tesis Faber Castell markasının, yaratıcılık, inovasyon, sosyal sorumluluk ve çevreye duyarlılık gibi en temel değer-lerini her zaman yansıtacaktır” dedi.

4500 çeşit ürün bulunuyorAdel Kalemcilik Genel Müdürü Evrim Hi-zaler “1969’da ilk üretime başladığımız-da portföyümüzde sadece 150 çeşit ürü-nümüz varken, bugün yaklaşık 4.500 çe-şide ulaşmış durumdayız. Gelişen üretim teknikleri ve büyüyen hacmimize paralel olarak, tüm üretim ve ofis çalışanlarımı-zın konforunu ve ihtiyaçlarını da gözete-rek bugün içinde bulunduğumuz bu bü-yük ve modern tesisin yatırımını yapma-ya karar verdik.

Yeni üretim tesisinin sağladığı fiziksel ve-rimliliklerin yanı sıra, kapasite artışına ne-den olan en önemli etkenlerden biri de son üretim teknolojilerini ve kendi mü-hendislik ekiplerimizle bünyemizde ge-liştirdiğimiz, sektördeki ilk makinaları uy-gulamaya almış olmamızdır” dedi.

Yaklaşık 5 bin okul öncesi öğretmen ve yöneticisi ile anket çalışması yapıldıİGEDER’den Süleyman Koçak da “Okul öncesi öğretmenlerinin Türkiye’deki er-ken çocukluk eğitimi hakkındaki görüş-leri” başlıklı sunumunda İGEDER olarak yaptıkları araştırmadan elde edilen is-tatistiksel verileri açıkladı. Araştırmanın resmi ve özel okullarda okul öncesi ve anaokulu öğretmenlerine uygulandığı-nı ifade eden Koçak, Araştırmanın yapıl-dığı öğretmen profilinin yüzde 83’ü dev-let okullarında yüzde 16’sı özel okullarda çalışıyor, yüzde 85’i kadın ve yüzde 70’i evli olan öğretmenlerin yüzde 64’ü de 10 yıldan az süredir çalışıyor. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 95’inin öğrencileri-ni çok sevdiğini ifade etti.

Türkiye kırtasiye sektörünün lider markası Adel, 1969 yılında ilk kez üretime başladığı Kartal’daki üretim tesisini 77 milyon TL yatırımla 36 bin m2’lik alana kurulan Çayırova’ya taşıdı. Resmi açılış töreni 5 Mart Cumartesi günü gerçekleşti.

İstanbul Gönüllü Eğitimciler Derneği (İGEDER), insanî, millî ve özgün model arayışları çerçevesinde eğitimin yeniden değerlendirilmesi amacıyla bu yıl ilk kez 18-20 Mart tarihleri arasında “Uluslararası Erken Çocukluk Eğitimi Kongresi” düzenledi.

İmtiyaz Sahibi: Ünal ÇELİKTAŞGenel Müdür: M. Uğur TOKS. Yazı İşleri Müdürü: Cengiz ORCANGenel Koordinatör: Nilgün TOK

Yönetim Adresi: İsmet İnönü Cad. Bulut İş Hanı, No: 10 / 406 Çeliktepe / İstanbulTel: 0 212 280 60 25 Fax: 0 212 280 60 [email protected]

Basım Yeri:Bilnet Matbaacılık ve Ambalaj San. A.Ş. Dudullu Organize Sanayi Sitesi 1.CaddeNo:16 Ümraniye-İstanbulTel.: 0 216 444 44 03

Gazetemiz Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahüt eder. www.turkegitimrehberi.com

TİRAJ: 20.000 Adet

Dağıtım: Tüm Türkiye’deki Resmi ve Özel Ortaöğretim Kurumları ile Üniversitelere ücretsiz dağıtılmaktadır.

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

3

SINAVA HAZIRLIK İÇİN SON ZAMANLARA DİKKAT !!!

LYS için süreç kısaldı sona yaklaşıldı öğ-renciler çalışmalarını yoğunlaştırdı ve hızlandırdı. Artık geri sayım başladı da diyebiliriz. 9-10 aydır belki de yıllardır bu uzun maratonu koşuyorsunuz; fina-le yaklaştınız.

Sınavın yaklaşmasıyla birlikte ister iste-mez kaygı ve stres düzeyinizde artış ya-şanıyordur. Bunun yanı sıra geriye kalan süreyi en verimli şekilde nasıl değerlen-direbilirim sorusunun zihinlerinizi kur-caladığı ve bu sorunun kaygı düzeyini-zin artmasında etkili unsurlardan biri ol-duğu şüphe götürmez.

Acaba geriye kalan süre nasıl değer-lendirilmeli?Geriye kalan dönemde her öğrenci ken-di durumuna göre bir çalışma stratejisi belirlemelidir. Çalışma temposu düşü-rülmemeli gevşemeye meydan verilme-melidir. Mücadelenin sonuna gelinen bu dönem içerisinde yapılacak hataların hiçbir şekilde telafisi mümkün olmaya-cak. Bu yüzden öğrencilerimiz durum-larını en gerçekçi bir şekilde değerlen-dirmeli buna göre bir planlama yapma-

lı ve kesinlikle bu planlamaya uymalıdır. Fizyolojik açıdan da sınavın gerekleri-ni yerine getirebilmek için öğrencileri-miz kendilerine dikkat etmek durumun-dadırlar. Bu dönemde en fazla yapılan yanlışlık gece ders çalışmak amacıyla uykudan fedakarlık yapıp sabah ders ça-lışmaya geç başlamaktır. Böylelikle bün-ye sabahları derse odaklanmakta zorla-nacaktır.

Sınavın sabah saatlerinde yapılacağı dü-şünüldüğünde ders çalışma saatlerinin sınav saatine benzerlik göstermesi sınav esnasında daha rahat odaklanmayı sağ-layacaktır. Bir diğer dikkat edilmesi ge-reken unsur görsel uyarıcı ve malzeme-lerden uzak durulması gerektiğidir.

Öğrencilerimizin dinlenme saatlerin-de televizyon, bilgisayar gibi göze yor-gunluk verebilecek aktivitelerde bulun-maları çalışma sürelerini kısıtlayacak ve onları yıpratacaklardır. Dinlenmek için en ideali açık havada yapılacak yürüyüş-ler olacaktır. Çalışma planı yapmadan önce öğrencinin durumunu belirginleş-tirmesi gerekmekte. Bu noktada öğren-ciler kendilerine şu kategoriler içerisin-de yer verebilir.

Konu eksiği fazla olan öğrenci ne yapmalı?Öncelikle bu zamana kadar çalışma temposu düşük olduğundan dola-yı konu açığı fazla olan ve bu nedenle derslerin tamamını bitirme şansı bulun-mayan öğrencilerin durumunu ele ala-lım. Bu tip öğrenciler, kendi puan türün-de puanına en fazla katkı sağlayan ders-ler üzerine yoğunlaşmalılar.

Örneğin Sayısal puanla bir bölüme yer-leşmeyi hedefl eyen bir öğrenci, mate-matik ve fen bilimlerinde konu eksiği daha fazlaysa, o derslere eğilmelidir.

Diğer puan türlerinde de örneklendire-cek olursak, TM puan türüyle bir bölüme girmeyi düşünen bir öğrenci matematik ve Türkçe; Sözel puan türünden hazırla-

nan bir öğrenci Türkçe ve sosyal bilim-ler; Dil puanıyla yerleşmeyi amaçlayan öğrenci ise yabancı dil ve Türkçe’ye za-man ayırmalı, vaktini bu derslerin konu-larına çalışarak ve soru çözerek geçirme-lidir.

Konuları sınava kadar bitirme şansı olmayan öğrenci ne yapmalı? Eğer öğrencinin yukarıda ifade ettiğim derslere çalışarak konuları kısa zamanda bitirme şansı yoksa, ders sınırlamasının yanı sıra öğrenci arkadaşlar konu sınırla-ması da yapmalıdır.

Bunun için puan katkısı fazla olan ders-lerde en fazla soru gelen ve bu kısa dö-nemde çalıştığında daha rahat anlayabi-leceği konular üzerine eğilmelidir., Puan getirisi fazla olan her bir ders için soru çıkma olasılığı fazla olan konular üze-rine bir tasnif yapılabilir. Böylece kalan kısa sürede çalışma alanımızı daraltarak kendimize yeni bir plan oluşturulabiliriz.

Konuları bitiren öğrenci ne yapmalı? Eğer öğrenci konuları bitirmiş ya da bi-tirmek üzereyse soru bankaları ve dene-me sınavlarıyla olan samimiyetini artır-malıdır bu dönemde. Sadece konu çalı-şarak yapılacak tekrarlar zaman kaybına neden olabilir.

Mümkünse Haziran ayının başına kadar soru bankalarıyla genel bir tarama yap-malı, konularda eksik kalan yönleri orta-ya çıkarıp, bu eksiklikleri giderici konu-lar tekrar edilmelidir.

Deneme sınavı çözme sıklığı ne olmalı? Deneme sınavı çözme sıklığı öğrencinin durumuna göre değişkenlik göstermeli-dir. Konuları bitiren ya da bitirmek üzere olan bir öğrenci haftada 2-3 deneme sı-navı çözebilir. Konuları yetiştirme prob-lemi olan bir öğrenci için bu rakam haf-tada 1-2 olabilir. Haziran ayıyla birlikte bütün öğrenciler sınav gününe kadar her gün bir deneme sınavı çözerek ha-zırlıklarını sürdürmelidir.

Çağlar ERCENArel Üniversitesi Uzm. Psk. Dan. Öğretim GörevlisiSağlık Bilimleri Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü

İstanbul Arel Üniversitesi Enzim Tanıma Merkezi Çalışmalara Başladı. İstanbul Arel Üniversitesi Enzim Tanıma Merkezi Faaliyette

Türkiye’de ilk kez İstanbul Arel Üni-versitesi bünyesine bağlı olarak, İs-tanbul Enzim Tanıma Merkezi Kasım 2015’te faaliyete girdi.Dünya üzerinde ve ülkemizde enzim tanıma merkezleri mevcut. Ancak üni-versite olarak Türkiye’de ilk defa 10 Kasım 2015 tarihinde İstanbul Arel Üniversitesi’nde kuruldu. Burası doğa-dan alınan canlı organizma ya da hücre kültürü bankalarından sağlanan hücre kültürü örneklerinden başlayarak; he-defl enen biyokatalizörü (enzimi) kod-layan nükleik asit parçasının (gen) izo-le edilmesi, safl aştırılması, klonlanması ve kinetik-biyokimya-hesapsal model-leme karakterizasyonunun gerçekleşti-rilmesinde zengin alt yapıya sahip dev bir merkez.

Karakterize edilmiş ancak endüstriyel uygulama şansını, sahip olduğu doğal özellikler nedeniyle bulamamış enzim-lerin, yeniden tasarlanması için fark-lı yöntemler kullanılıyor. Kurum dışın-dan ve sanayiden gelen talepler doğ-rultusunda hizmet veren, aylarca hat-ta senelerce sürebilecek olan çalışma-ları 6 ay gibi kısa bir sürede analiz edip taleplere cevap vermekte. Sanayii sek-töründe kumaş, deri vb. ürünlerin en-zim çalışmalarını yine İstanbul Arel Üniversitesi’ne bağlı İstanbul Enzim Ta-nıma Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.

Yenilenebilir Enerji MerkeziSanayii devriminden sonra, hızla aza-lan fosil yakıtları ve artan karbondiok-sit (CO2) salınımı dünya üzerinde sür-dürülebilir ekolojik yaşamı en çok teh-dit eden faktöre dönüşmüştür. Bu so-run üzerine en ideal çözüm, doğaya za-rarlı bir yan ürün oluşturmadan biriken karbondioksitin CO2 alternatif enerji kaynaklarına dönüştürülmesi olacaktır. Böylece hem doğadaki CO2 miktarının normal seviyelere çekilmesine, hemde fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltıl-masına katkı sunulmuş olacaktır.

İstanbul Enzim Tanıma Merkezi’nde, doğadaki CO2 ve türevlerinin enerji kaynaklarına enzimatik yöntemler ile çevrilmesi tartışıldı. Şimdiye kadar ta-nımlanan ya da yeni tanımlanmış kat-ma değerli enzimlerin CO2’i değerli hidrokarbon türevlerine dönüştürme yeteneği incelendi. Elde edilen enzim-lerin, ülkemizin endüstriyel biyotekno-loji alanında rekabet etmesine ve ben-zer çözümlerin geliştirilmesine katıkı sağlayacağı düşünülüyor.

İstanbul Arel Üniversitesi’ne bağlı Enzim Tanıma Merkezi’nde yapılan çalışmalar sonunda elde edilen bilimsel veriler, bi-limsel kongrelerde sunulmak üzere abs-tract haline getiriliyor ve SCI üyesi ulus-lararası dergilerde yayınlanıyor.

Arel Üniversitesi’nden Yüzyılın Sorununu Çözecek Dev Bir Merkez

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

4

Hedefe 4 kala

Üniversite Tercih MerkeziYGS’nin yapıldığı ve sonuçlarının açıklan-dığı bu dönemde rota LYS’ye döndü ve heyecan dolu bir yarış için artık geri sa-yım başladı. Uykusu kaçan, depresyona giren, ders çalışmaktan helak olan, kaygı içerisinde hangi mesleği seçeceğini bile-meyen öğrenciler, bu dönemde bir kap-sülün içerisinde yolculuk ediyor gibiler. Sıkışmışlık duygusuyla hareket eden öğ-renciler kendilerini motive edecek, bilgi-lenecek ve yol gösterecek tüm kaynakla-ra yöneliyorlar.

Anneler, babalar çocuklarının geleceği hakkında kaygı duymaktalar. Öğrenci-lerin toplumda yerlerini alacakları rolle-ri seçmelerine çok az zaman kaldı. Han-gi bölümü, hangi meslek grubunu seçe-cekleri konusunda kafaları karışık. Hem öğrenciler, hem de ebeveynler YGS ve LYS’nin çok önemli olduğunu elbette bil-meliler ve buna göre davranmalılar. An-cak unutmamaları gereken ise, hayatta her şey olabilir ve her zaman başka şans-lar da yakalanabilir. Çocuklarımız ne ol-mak isterlerse istesinler, Şems Tebrizi’nin söylediği gibi “Hayatta her şey olabilirsin; fakat önemli olan hayatın içinde insan olabilmektir” esas olan. Ne istediğini bil-mek zaten yolu yarılamak diyebiliriz.

UTM ve EKET Üniversite sınavına girecek öğrenciler, internette eğitim sitelerinde sorularına

cevap ararken, gazetelerde yayımlanan eğitim haberlerini de takip ediyorlar. Üni-versite Tercih Merkezi bu sözü geçen si-telerinden bir tanesi, belki de en sık ziya-ret edileni. Eket Fuarlarında her zaman katılım sağlayarak öğrencilere rehber-lik hizmeti vermeye devam ediyor. Burak Kılanç’ın seminerleri sayesinde öğrenci-ler sınava doğru hazırlanma ve doğru ter-cih konularında bilgilenirken, rehber öğ-retmenlerde sitedeki tercih programları-nı kullanarak doğru tercih yapma yolun-da gündemi takip edebiliyorlar. YÖK de bu anlamda önemli bir boşluk görmüş olacak ki, YÖK Atlas ile tarafsız ve güveni-lir bir rehberlik kaynağı sunuyor. Internet sitelerinin yanı sıra elbette öğrencilerin bilgileneceği en önemli platformlardan biri de eğitim ve tercih fuarları. Eket Fuar-cılığın fuarları da işte bu anlamda öğren-ciler için önemli bir hizmet sunuyor.

Ordu-Giresun Karadeniz’in nüfusu oldukça genç bir kitleden oluşmakta ve ağırlıkta da ülke-miz genelinde farklı üniversiteleri ter-cih eden öğrenciler bulunmaktadır. Bu-nun örneklerini geçtiğimiz dönem-de Zonguldak’daki fuarında öğrenciler-le yaptığımız görüşmelerde gördük. Ka-radeniz kıyılarının dışına taşmaya hazır-lanan eğitim için ülke genelinde tercih kullanacak önemli bir öğrenci kitlesi var. Karadeniz’in serin sularının kıyısında bu-lunan iki ilimiz Ordu ve Giresun’da 5 ve 7 Nisan 2016 tarihlerinde tercih fuarında üniversiteler Karadenizli öğrencilerle bu-luşacak.

Muğla-Bodrum-FethiyeBahar’ın başlamasıyla Ege kıyılarında da öğrencilerimizle buluşmak üzere ter-cih fuarları devam edecek. Burak Kılanç Hoca öğrencilere doğru tercihin şifrele-rini anlatırken, rehber öğretmenleriyle de ÖSYM’nin son çalışmalarını ve hatta

çalışma komisyonunda olduğu için YÖK Atlası’nın kullanımı hakkında ipuçları ve-recektir. Ege rüzgarının ılık ve büyüleyici etkisini yaşarken, öğrencilerin heyecanı-na ortak olmak güzel olacaktır.

Ve Mardin…21-22 Nisan 2016 tarihlerinde güneydo-ğu illerimizden Mardin’de öğrencilerle buluşmak yine çok heyecan verici olacak-tır. Medeniyetimizin en güzel şahitlerin-den biri olan Mardin ilimizde eğitim fua-rında birçok üniversite açtıkları standlar-da öğrencilerle buluşacaklar. Eğitim se-minerlerinde aydınlanırken, stantlardan tek tek veri toparlayabilecekler.

Bolu…Tercih döneminde yapılacak olan fuar-lardan önce Batı Karadeniz kıyılarına ye-niden gidilecek. Bu sefer rotamız: Bolu. Bolu pek de eğitim fuarlarının yoğun ol-duğu bir ilimiz değil. Ancak artan genç nüfus sebebiyle Bolu yeni bir eğitim fuarı durağı olarak cazibesini artırıyor. İşte bu sebeple, eğitimle ilgili geleceklerini plan-layan Bolulu gençler, son bilgilerini taze-leyecekleri ziyaretlerini 5-6 Mayıs 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek bu fuara yapacaklar.

İstanbul-Ankara ve İzmirLYS sonrası tercih günlerinde organi-ze edilen ve tercih fuarları olarak adlan-dırılan İstanbul-Ankara-İzmir fuarlarına geri sayım başladı. Temmuz ayının üçün-cü haftasında başlayacak olan fuar takvi-minde tercih yaptırmak isteyen öğrenci-ler Üniversite Tercih Merkezi standlarına gelerek rehber öğretmenlerimize tercih sıralamalarını yaptırabilecekler. Bir çok üniversite yetkilileri sayesinde kafaların-daki sorulara cevap bulabilecek ve gele-ceklerini en iyi şekillendirmeleri konu-sunda rehberlik hizmeti alacaklardır.

Café 4 Kids Playshop, Türkiye’deki İn-gilizce eğitimi konusunda onlarca yıl-dır çözülemeyen verimsizlik sorunu-na bir çözüm olmak üzere kurulmuş bir oyunla öğrenim kurumudur. 20 yılı aş-kın eğitim-öğretim tecrübesine sahip öğretmen kurucular tarafından ilk ola-rak Kuşadası’nda hayata geçirilen Café 4 Kids Playshop, bir yıldan kısa bir süre içerisinde İstanbul’a da bir şube açmış bulunmaktadır. Café 4 Kids Playshop Kurumunun İstanbul Şube Yöneticisi Derya Demet Uludağ’ın bize aktardık-ları şöyle; Çocukların oyun oynarken en hızlı ve verimli biçimde öğrenebildikle-ri son yıllarda ortaya konan araştırmalar ile dünya çapında kanıtlanmıştır. Café 4 Kids Playshop, oyunla öğrenme prog-

ramlarını yabancı dil edinimi/öğrenimi ile birleştirerek hem dünyada hem de Türkiye’de bir ilke imza atmaktadır. Café 4 Kids Playshop bünyesinde geliştiri-len D.U.Y. (Doğal Uygulamalı Yaklaşım) programları çerçevesinde 2 – 15 yaş ara-sı çocuklarla, oyun arkadaşları tarafın-dan yalnızca İngilizce dilinin kullanıldığı oyunlar oynanmaktadır. Bu sayede, ön-celikle çocukların gerçek hayat içerisin-de keyif alacakları ve oyun oynayacakla-rı bir ortamda İngilizce’yi en düzgün bi-çimde duymaları sağlanmaktadır.

Anadilimiz olan Türkçe edinimimiz sı-rasında da önce duyduğumuz, sonra konuştuğumuz göz önüne alındığın-da, D.U.Y. programlarının İngilizce öğ-renimindeki önemi belirginleşmektedir. Oynadıkları oyunlar ile İngilizce anlam-landırması gelişen çocukların İngiliz-ce konuşmaya başlaması standart eği-tim programlarına göre çok daha kısa sürede gerçekleşmektedir. Café 4 Kids Playshop uygulamalarının diğer yakla-şımlardan farklı olduğu bir başka nokta-da katılımcı sayısıdır. Café 4 Kids Plays-hop programlarına en fazla 4 çocuk ka-bul edilmektedir. Bu sayede, hem katı-lan çocukların İngilizce ile geçirdiği süre kurs veya okul programlarına göre yak-laşık 5 kat artmakta, hem de oyun arka-daşlarımız yalnızca İngilizce gelişimine odaklanabilmektedir.

İngilizce’nin sadece okunup ezberlen-mesi yerine, oyunlar içerisinde keyifli bir şekilde edinilmesini/öğrenilmesini sağ-layan Café 4 Kids Playshop D.U.Y. prog-ramlarımız için mutlaka önceden yer ayırtılması gerekmektedir. Oyun prog-ramlarımız hakkında ayrıntılı bilgi al-mak ve çocuğunuza uygun oyun prog-ramına yerini ayırtmak için iletişim bilgi-lerimizden yararlanabilirsiniz:

Hatice Karataş

Café 4 Kids Playshop İngilizceyi oyunla öğretiyor

Café 4 Kids Playshop, İngilizce-yi oyunla öğreten bir eğitim kuru-mu. 2 – 15 yaş arası çocuklara, yal-nızca İngilizce dilinin kullanıldı-ğı oyunlar oynatmaktadır. İstanbul Şube Yöneticisi Derya Demet Ulu-dağ; Oynadıkları oyunlar ile İngiliz-ce anlamlandırması gelişen çocuk-ların İngilizce konuşmaya başlama-sı, standart eğitim programlarına göre çok daha kısa sürede gerçek-leştiğini ifade etti.

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

5

Türkiye’nin YÖK onaylı ilk fitoterapi mer-kezi Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nde açıldı. BezmiâlemVakıf Üniversitesi Ec-zacılık Fakültesi’ne bağlı olarak fitotera-pi alanında bütün bilimsel bilgilerin top-landığı, araştırma ve uygulamaların ya-pıldığı Fitoterapi Merkezi, aynı zamanda Türkiye’nin ilaç, kozmetik ve gıda sana-yilerinin hammaddede dışa bağımlılığı-nı ortadan kaldırmayı hedeflemekte.

2015 yılının Eylül ayında açılan Bezmiâlem Fitoterapi Eğitim Uygula-ma ve Araştırma Merkezi fitoterapi eği-timleri ile Türkiye’deki bitkisel ürünle-

rin yanlış kullanımı ile ilgili sorunların en aza indirgenmesi ve bitkisel ürün-lerin tedaviye olan katkılarının arttırıl-masına destek verilmesini sağlamakta-dır. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Ecza-cılık Fakültesi’ne bağlı olarak çalışmala-rını yürüten Bezmiâlem Fitoterapi Eği-tim Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin amaçlarından biri de; bitkilerin içindeki etkili bileşikleri tanımlayıp analiz ettik-ten sonra doğru bitkiyi doğru miktarda kullanarak halkımıza ulaştırılmayı ve ül-kemizde bu konuda yaşanan kalite ek-sikliğini gidermek olacaktır.

Bezmiâlem Fitoterapi Eğitim Uygula-ma ve Araştırma Merkezi, ülkemiz bitki zenginliğinin, üniversite-sanayi iş birliği ile Türkiye ekonomisine kazandırılma-sını hedeflemektedir. Fitoterapi alanın-da, bütün bilimsel bilgilerin toplandı-ğı, araştırma ve uygulamaların yapıldığı bu merkezde oluşturulacak hammadde üretim alanında Ar-Ge çalışmaları yapı-lacak, tıbbi ve aromatik bitkiler pilot öl-çekte üretilip ilaç, kozmetik ve gıda sa-nayine kazandırılacaktır.

Eczacılık Fakültesine bağlı olarak çalışan merkezimizde ayrıca tarladan başlaya-rak ürettirilen tıbbi ve aromatik bitkile-rin her aşamada kalite kontrolleri yapıla-rak gıda, kozmetik ve ilaç sanayinin kul-landığı standardize hammaddeler elde edilecek ve böylelikle ürünlere katma değer katılacaktır. Ülkemiz toptan tıb-bi ve aromatik bitki satışı yerine, bu en-düstrinin gelişmesi ile işlenmiş ve geliş-tirilmiş ürünler satacaktır.

Fitoterapi Merkezi hedefleri kapsamın-da kısa sürede yaptığı faaliyetlerle 2015 yılı Altın Havan Ödülü’nün sahibi olmuş-tur.

İlaç ve Eczacılık sektörünün Oscarla-rı olarak değerlendirilen Altın Havan Ödüllerini kazanan Fitoterapi Merkezi bundan sonraki çalışmalarında da ilaç ve eczacılık sektörüne güç katmaya de-vam edecektir.

Türkiye’nin YÖK onaylı ilk Fitoterapi Merkezi Bezmialem Vakıf Üniversitesi tarafından hayata geçirildi. Fitoterapi (Hastalıkların tedavisi ama-cıyla bitkilerden faydalanılması ve etkilerinin araştırılması bilimidir.) Merkezi ile Türkiye’nin ilaç kozmetik ve gıda sanayilerinin hammadde ihtiyacına cevap verebilecek.

Türkiye’nin ilk Fitoterapi Merkezi Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi’nde açıldı

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

6

Üniversite sınavına girecek öğrenciler için doğru beslenme yolları

Üniversite kapısını aralayacak gençlerin sınav öncesi düzenli beslenmesi de motivasyon ve başarıyı olumlu etkili-yor. Sınavdan önce koyu çay içmek, konsantrasyonu bozuyor, biberiye ise hızlı düşünmeyi geliştiriyor. Sınav önce-si susuzluğu artıran sucuk, salam gibi işlenmiş ürünlerden uzak durmak gerekiyor. Medical Park Bahçelievler Has-tanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Serra Arslan, sınava girecek öğrenciler için doğru beslenme yollarını anlattı.

Öğrencilerin gelecekleri için çıktıkları yol-da fazlasıyla emek verirken yeterli ve den-geli beslenmeyi de ihmal etmemesi ge-rekiyor. Düzenli beslenme sınav başarısı-nı artırırken stresi de azaltmaya yardımcı oluyor. Medical Park Bahçelievler Hasta-nesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Serra Ars-lan, hem erken yetişkinlik dönemindeki gençlerin hem de anne-babaların bu ko-nuda bilinçli olmaları gerektiğine işaret ediyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Serra Arslan “Sınav senelerinde birçok öğrenci, dengesiz beslenme yüzünden yemek dü-zenleri bozulduğu için fazla kilo alımı so-runuyla karşılaşıyor. Halbuki tam tersine, bu dönemde düzenli ve dengeli besleni-lirse konsantrasyon, algılama ve düşün-me yeteneğiyle birlikte başarı da artar” diyor. Arslan, gençlere sınav dönemin-

de beslenmesiyle ilgili önemli tavsiyeler-de bulundu ve sınav günü menüsü verdi:

KAHVALTI YAPMAMAK DİKKATİ DAĞI-TIYORBeynin enerji ihtiyacını karşılayacak en önemli öğün olan kahvaltının; yeterli-dengeli ve bilinçli hazırlanmış besinler-den oluşması gerekir. Akşam yenilen ye-mekle sabah kahvaltısı arasında geçen sürede vücut besinlerden sağladığı ener-jinin neredeyse tümünü kullanır. Sabah kahvaltı yapılmazsa beyin fonksiyonla-rı için yeterince enerji oluşmaz. Yorgun-luk, baş ağrısı, dikkat ve algılamada azal-ma görülebilir.

Düzenli kahvaltı yapan bireylerin hem kilo artışlarının daha az olduğu, hem de dersleri algılamadaki başarının fazla ol-duğu ortaya konmuştur. Bu yüzden sınav senesi boyunca, genel olarak tüm hayat boyunca, uyandıktan en geç 1-1.5 saat içerisinde kahvaltının dengeli ve yeterli bir şekilde oluşturulması şarttır.

TARÇIN KAN ŞEKERİNİ DENGELER Vücutta kullanılma oranı en yüksek olan ve dolayısıyla en kaliteli protein kaynağı olan yumurtanın sınava hazırlanan genç-lerin beslenmelerinde mutlaka bulunma-sı gerekmektedir.

Kahvaltıda uyarıcı etkiye sahip çay kah-ve yerine; mate çayı + zencefil + karanfil + kabuk tarçın + limon dilimi çaylarını ka-rışık olarak demleyin.

Çin tarçının kan şekerini düzenleyici etki-si nedeniyle tüketilmesinde fayda vardır. Kişi kan şekerini dengelemek, konsant-rasyonun uzun süre devamlılığını sağla-mak adına içtiği tüm çaylara ve kahvesi-ne hatta sularına dahi arzu edilirse 1 adet çubuk tarçın eklemelidir.

SOFRA ŞEKERİNDEN UZAK DURUN!Sınav denilince akla hemen şekerler, enerji vermesi için reçel, marmelat gibi şeker içeriği yüksek besinler geliyor. Fa-kat bilinenin aksine karbonhidrat dediği-mizde aklımıza ilk olarak basit şeker gel-memeli. Unutulmamalıdır ki; beyin kan-daki şekeri enerji olarak kullanmaktadır. Sanılanın aksine sofra şekeri, yani basit karbonhidratlar, kan şekerini hızla yük-seltip düşürdüğü için beynin şekere olan ihtiyacını karşılamaz ve kanda hipoglise-miye (kan şekerinin düşmesi) sebep olur. Bu durum; dikkat dağınıklığı, konsantras-yon bozukluğu ve uyku halini beraberin-de getirir.

OMEGA-3 MUCİZESİ!Balık tüketimi Akdeniz diyet modelinde,

yeterli ve dengeli beslenmede, omega-3 alımında olmazsa olmazlardan biri. Fa-kat doğru pişirme yöntemleriyle tüketil-diğinde! Özellikle derin soğuk su balıkla-rında fazlasıyla bulunduğu bilinen ome-ga-3 balık yağının beyin gelişiminde, ruh halinin iyileştirilmesinde etkili olduğu ka-nıtlanmıştır. Özellikle somon, uskumru, alabalık, hamsi, ton balığı,sardalya ızga-ra veya fırında pişirilerek tüketildiğinde omega-3 alımını destekler.

EKMEKLER TAM BUĞDAY / ÇaAVDAR !Beyin işlevleri ve sinir sistemin de görev alan B grubu vitaminler oldukça önemli-dir. Bu nedenle ekmek olarak, kan şeke-rinin de dengeli seyretmesini sağlamak, zengin B vitamini kaynağı olması nede-niyle mutlaka tam buğday / çavdar ek-mekleri tercih edilmelidir.

ARA ÖĞÜNLERDE ÇİĞ BADEM, CEVİZ

Uzun süren açlıklar gerginliği arttırdığı gibi konsantrasyonu da bozacağından 3-3.5 saat aralıklarla beslenmek doğru bir düzen olacaktır. Ara öğün olarak da; kan şekerini hızlıca yükselten besinler (mey-ve suları, şekerli hazır gıdalar, hamur işle-ri) yerine uzun süre tokluk sağlayıp kali-teli beslenmeyi destekleyen besinler ter-cih edilmelidir.Yağlı tohumlar ise; bu gru-ba uyan en güzel örneklerden biri. Çiğ badem, taze fındık, ceviz, kuru kayısı, ya-ban mersini, leblebi (kabızlık sıkıntısı ya-şanmıyorsa) seçilecek besinlerden.

Günlük su ihtiyacımız kilo başına 30 ml. şeklinde hesaplanır. Eğer kişiler uzun süre susuz kalırlarsa baş ağrısı, mide bulantısı, gerginlik gibi sorunlar yaşayabilirler.

BİBERİYE HIZLI DÜŞÜNMEYİ GELİŞTİ-RİYOREt yemekleri ve salatalara eklediğimiz baharat olan biberiyenin, Amerika’da Türkiye’den toplanan biberiye yaprakları ile yürütülen çalışmada hızlı düşünme ve dikkat süresi uzunluğuyla ilişkisi bulun-duğu ortaya çıkmıştır.

Haftada 1 kez içilecek olan domates su-yuna eklenen biberiyenin düşünme hı-zını belirgin şekilde arttırdığı düşünülür-se özellikle sınava hazırlık dönemlerinde öğrencilerin bunu tüketmesi faydalı ola-caktır.

SINAVLARDAN ÖNCE KOYU ÇAY İÇME-YİN!Çoğu öğrenci kendini daha zinde his-setmek ve uykusunu açmak için sınavla-ra girmeden önce koyu çay tercih ediyor. Fakat bir bardak çayda 20-50 mg arası bu-lunan teanin ile algılamakta zorluk çekile-biliyor. Bu yüzden hem sınava hazırlık se-nesinde hem de sınavlardan hemen önce çocukların koyu çay içmemeleri önerim olacaktır.

SİNDİRİM SIKINTILARI YAŞAYAN ÖĞ-RENCİLERE; REZENE- PAPATYA Özellikle mide ve bağırsaklara rahatsızlık veren gaz oluşumunu önlemedegüveni-lir markalardan (tercihen paketli çaylar) tercih edilecek olan rezene mucize nite-likte. Sınav esnasında sindirim sıkıntılarıy-la baş etmek zorunda kalmamak için ye-mekten sonra rezene çayı tüketilebilir.

Hem sindirime yardımcı olup hem de ya-tıştırıcı etkisiyle rahat bir uyku uyunması-nı sağlamak için sınav gecelerinden önce papatya çayı içilmelidir. Yalnız dikkat! Hiç-bir bitki çayı kaynatılmadan, kapaklı bir fincan ya da demlik içerisinde taze kayna-tılmış sıcak içme suyuna 1 poşet ilave edi-lip 10 dakika bekletilerek tüketilmelidir.

SOĞUK ALGINLIĞINDAN EKİNEZYA VE ADA ÇAYI İLE KORUNUNSınava hazırlık döneminde çocukların ba-ğışıklık sisteminin güçlü olması, enfek-siyona yakalanmamaları da zihinsel ve bedensel performans açısından oldukça

önemlidir. Bu nedenle, çocuklarınıza haf-tada 3-4 gün 1 bardak ekinezya veya ada çayı içirebilirsiniz.

SINAVDAN 1 GÜN ÖNCESİ İÇİN TAVSİ-YELER

ZEHİRLENMELERE DİKKAT, EV YEMEĞİ TERCİH EDİNSınav öncesindeki gün ne tüketildiği en az sınav günü kadar önemli. Alışılmadık yeni tatlar, içeriği bilinmeyen besinler, kı-zartma yöntemiyle pişirilmiş fazla yağlı gıdalar, iyi yıkanmama ihtimali olan seb-ze ve meyveler gıda zehirlenmelerini te-tikleyebilir veya sindirim sistemi sıkıntıla-rı yaşatabilir. Bu yüzden sınav öncesinde-ki 1-2 gün kesinlikle evde doğru yöntem-lerle pişen, iyi yıkanmış besinlerle besle-nilmelidir.GAZ YAPICILARDAN UZAK DURUNBir gün öncesinde gaz problemi oluştu-racak kurubaklagil, lahana, pırasa, kere-viz, bezelye, bulgur pilavı, kısır, mercimek köftesi gibi besinlerden uzak durulmalı-dır.

MİDENİZİ KORUYUNMide rahatsızlıklarına sebep olabileceği düşünülerek yağda kızartma, birçok besi-nin bir araya gelmesiyle oluşan karışık ye-mekler, çok yağlı, ağır soslu yemekler ter-cih edilmemeli, mümkün olduğu kadar az işlenmiş ve sade besinler tercih edil-melidir.

UYKU KALİTESİNİ ARTTIRINSınav öncesindeki gece uyku kalitesi-ni bozacak şekilde aşırı kafein alımından uzak durulmalı, koyu çay ve sert kahve-lerden ziyade melisa veya papatya çayı gibi yatıştırıcı etkisi olan uyku kalitesini arttıran çaylar tercih edilmelidir. 500 ml sıcak suda; 1 poşet papatya + 1 poşet me-lisa / papatya çayı+ 1 poşet tarçın karanfil çaylarını karıştırın.

FAZLA SIVI ALMAYINYatmadan 2.5 - 3 saat öncesinde kafein-li, gazlı içecek, çay ve kahve tüketilmeme-li. Ayrıca fazla sıvı alınmamalı. Fazla sıvı gece sık idrara çıkmaya ve kişinin uyku-suz kalmasına neden olur.

SUSUZLUĞU ARTTIRAN BESİNLERDEN UZAK DURUNTuz içeriği yüksek salamura gıdalar veya tuzlu atıştırmalıklar susuzluğa sebep ola-caktır bu yüzden tüketilmemelidir. (işlen-miş etler, sucuk, salam, sosis, tuzlu kraker-ler, turşu vb.)

SINAV AKŞAMI İÇİNÖRNEK MENÜ:• Izgara bonfile / biftek / somon • Yeşillikli salata – veya zeytinyağlı

sebze yemeği (brokoli, karnabahar, turp, lahana hariç!)

• Mineralli su• 1-2 dilim çavdar ekmeği veya 2-3 ye-

mek kaşığı sade (yağsız) kepekli ma-karna

KAHVALTIÖRNEK MENÜ:• 1 tam yumurta (hem zengin demir

kaynağı hem de kan şekeri düzen-lenmesinde etkin örnek protein)

• Tam buğday - çavdar – çok tahıl-lı ekmek (B grubu vitaminlerin zen-gin kaynağı beyin fonksiyonları için önemli )veya tam buğday unundan krep

• 3 tam ceviz içi + 10 adet çiğ fındık / badem ( önemli magnezyum kayna-ğı, beyin fonksiyonları için önemli )

• 2-3 adet gün kurusu veya yaban mersini

• Az yağlı beyaz peynir -1-2 dilim• 1 tatlı kaşığı hakiki bal eklenmiş ıhla-

mur/ kuşburnu çayı

Serra ArslanBeslenme ve Diyet Uzmanı

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

7

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında dü-zenlenen tanıtım toplantısına; YÖK Başka-nı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, YÖK Başkan Vekilleri Prof. Dr. Yavuz Atar ve Prof. Dr. M. İ. Safa Kapıcıoğlu, YÖK Yürütme Kurul Üye-leri Prof. Dr. Abdullah Çavuşoğlu, Prof. Dr. Mehmet Şişman, YÖK Üyeleri Doç. Dr. Ze-liha Koçak Tufan, Doç. Dr. Ömer Açıkgöz, YÖK Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Orhan Uzun, YÖK Genel Sekreteri Süleyman Ne-cati Akçeşme, Gen. Sek. Yrd. Nurettin Ço-

TED Rönesans Koleji Okul Aile Birliği’nin katkılarıyla gerçekleştirilen; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlik-leri kapsamında, 5000’e yakın fotoğ-rafla Türkiye’nin en büyük Atatürk Fo-toğrafları koleksiyonuna sahip olan Hanri Benazus ve eşi Sevgi Tanrısever, “Atatürk ve Kadın” temalı fotoğraf ser-gisi ve söyleşi programıyla veli, öğren-ci ve öğretmenlerle birlikte oldu.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde TED Rönesans Koleji’nde gerçekleşen “Ata-türk ve Kadın” konulu söyleşide Han-ri Benazus, küçük yaşta bizzat tanıdı-ğı ve hayranlığının hala devam etti-ğini söylediği Atatürk’le ilgili anıları-nı, Türkiye’de ve Dünya’da‘Kadın Ol-mak’ ile ilgili duygu ve düşüncelerini katılımcılarla paylaştı. Sergide Hanri Benazus’un koleksiyonundan seçilmiş 200 fotoğraf yer aldı.

banoğlu, YÖK Başkan Danışmanları Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Fatih Tığlı, YÖK Hukuk Danışmanı Prof. Dr. Metin Top-çuoğlu ile YÖK Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Hasan Lale katıldı. Tanıtım toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştiren YÖK Baş-kanı Saraç; YÖK Program Atlası’nda, he-defledikleri programlara geçen sene yer-leşenlerin YGS sonrasındaki ortalama ba-şarılarını görebileceklerini, böylece ken-dilerine gerçekçi hedefler belirleyecekleri-ni dile getirdi. Öğrencilerin, üniversite ter-cihlerinin yönlendirilmesi hususunda sa-nal ortamda, cep telefonuyla bile erişebi-lecekleri güvenilir bir bilgi kaynağına, sa-nal bir rehbere kavuşmuş olacağının bil-gisini veren Başkan Saraç, YÖK Program Atlası’nın bir “Tercih Robotu” olmadığını ve ondan daha da ileri bir noktada sade-ce YÖK tarafından derlenebilecek/payla-

Tüm öğrenciler, düzenlenen prog-ramla hem Atatürk’ün Türk kadınları-na verdiği önem ve değeri yansıtan eş-siz fotoğrafları görme hem de Hanri Benazus ve eşi Sevinç Tanrısever’in ki-taplarını tanıma fırsatı buldular. Kitap-larını çok değerli yazarlarına imzalatan öğrenciler, Hanri Benazus’la ve Sev-gi Tanrısever ‘le hafta boyunca devam eden söyleşilerde bir araya geldiler.

şılabilecek işlenmiş verilerin yer aldığı seç-kin ve güvenilir bir referans kaynağı ol-duğunu dile getirdi. Programın hazırlan-masında gençlerin beklenti ve tercihleri-nin dikkate alındığını vurgulayan Başkan Saraç,”Öğrenci dostu YÖK” olma yolunda hitap ettikleri halkayı genişletmek istedik-lerini ve bu atlasla birlikte üniversite adayı olan lise öğrencilerine de hizmet sunduk-larını belirtti. Adaylar için nitelikli bir reh-ber hoca görevi üstlenecek olan YÖK Prog-ram Atlası’na on bini aşkın programın her birisi için 500 bin yerleşen verisinin derle-nerek girildiğini, adayların hedefledikleri programlar için hangi testten kaç net yap-maları gerektiğinin kolayca görülebileceği-ni vurgulayan Başkan Saraç; her bir yükse-köğretim programı için o programa önce-ki sene yerleşen adayların tek tek testlerde-ki netleri hesaplanarak bunların ortalama-larının alındığını ve tüm verilerin tahmini değil gerçek değerler olduğunun altını çiz-di. Başkan Saraç’ın konuşmasının ardından YÖK Başkanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlı-ğı “Yükseköğretim Program Atlası” uygula-masıyla ilgili detaylı bilgi aktardı. YGS / LYS’ye hazırlık aşamasından başlaya-rak adayların üniversite ve meslek tercihle-rini yaparken daha “Bilinçli kararlar verebil-mesini desteklemek amacıyla” geliştirilmiş bir sistem olan Yükseköğretim Program At-lası; dershanelerin olmadığı ve nitelikli reh-berlik gereksiniminin arttığı bu dönemde, üniversite adaylarının başka hiçbir kaynak arayışına ihtiyaç duymadan en doğru ve güvenilir bilgilere erişebilecekleri referans kaynak olma özelliği taşıyor. YÖK’ün Yükse-köğretim gören öğrenciler dışında liseden yükseköğretime geçiş aşamasında olan öğrencilere yönelik “ilk” uygulaması olan Yükseköğretim Program Atlası; YÖK Lisans Atlası, YÖK Önlisans Atlası ve YGS-LYS Net Sihirbazı olmak üzere 3 modülden oluşu-yor. Sistem, yokatlas.yok.gov.tr internet ad-resinde hizmet vermektedir.

“YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAM ATLASI” UYGULAMASI KULLANIMA AÇILDIYükseköğretim Kurulu Başkanlığınca hazırlanan “Yükseköğretim Program Atlası” uygulaması ve bu uygulama içerisinde yer alan “YÖK Lisans/YÖK Önlisans Atlası” ve “YGS-LYS Net Sihirbazı” uygulaması basına açık olarak gerçekleştirilen tanıtım toplantısı ile hizmete açıldı.

Hanri Benazus “Atatürk ve Kadın” konulu fotoğraflarıyla TED Rönesans Koleji’ndeydi

TED Rönesans Koleji 7-10 Mart tarihleri arasında, Türkiye’nin en büyük Atatürk fotoğrafları koleksiyonuna sahip olan yazar Hanri Benazus’un “Atatürk ve Kadın” te-malı sergisine ev sahipliği yaptı.YÖK ATLASI birçok konuda açığı kapattı

Üniversite Tercih Merkezi Direktörü Burak Kılanç’ın Yükseköğ-retim program atlası ile ilgili görüşleri ise şöyle:

Yükseköğreti-me geçiş aşa-masında aday-ların bilinçlive isabetli ter-cih yapamadı-ğını işaret edenpek çok gös-terge var. Sına-va giren aday-ların öğrenim

durumları ileilgiliÖSYMtarafındanaçıkla-nanistatistiklerincelendiğinde,adaylarıntop-lamda yaklaşık %30’unun hali hazırda üni-versite öğrencisi, üniversite mezunu ya daüniversiteyeyerleşipdahasonraayrılmışki-şiler olduğu anlaşılıyor. ÖSYM’ninmerke-ziyerleştirmeistatistikleriincelendiğindeisebirbaşkaçarpıcı istatistikkarşımızaçıkıyor.2015içinkonuşacakolursak,tercihkullanan1.239.800kişinin784.950’siörgünprogram-larayerleşmiş.Ancakgelingörünkibuaday-

lardan 100.732’si kazandıkları programlaragidip kesin kayıt yaptırmamışlar.Adaylarınbilinçlitercihyapabilmesikonusunda,veriyedayalı,güvenilir,adaylarınihtiyaçlarınıdik-katealan,faydasağlayanbirkaynağayıllar-dırihtiyaçvardı.YÖKAtlas,iştebukonuda-kiaçığıkapattı.YÖKBaşkanıProf.Dr.Yek-taSaraç’ın ısrarla belirttiği bir noktanın al-tınıçizmekgerektiğinidüşünüyorum.Prog-ramAtlası“Tercihrobotu”niteliğitaşımıyor.YÖK tarafından derlenebilecek/paylaşılabi-lecekişlenmişverilerinyeraldığıseçkinvegüvenilirreferanskaynak.YÖK’ünbuproje-dekiönemliatılımlarındanbirinindegençle-rinmobil iletişimtercihlerinidikkatealmakolduğunu düşünüyorum. Kullanıcılar, sis-temdeki bilgileri tek bir tık ile arkadaşları-nae-postailegönderebilir,sosyalmedyahe-saplarındapaylaşabiliyorlar. Gözükenoki,2016 ÖSYS ile üniversiteye yerleşeceklergeçmişyıllarakıyaslaçokdahabilinçlitercihyapabilecekler.Buülkemizadınasevindirici.

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

8

Kimlikler aslında fert olarak kim olduğumuzla değil de daha çok ne yaptığımızla anlam kazanıyor.

Kültür Temel Liseleri Eğitim ve Rehberlik Direktörü Salim Ünsal ile sizler için söyleştik..

Salim Ünsal hakkında kısaca bilgi vere-bilir misiniz? Bugün Salim Ünsal üniver-site sınavına girse neler yapardı?Kimlikler aslında fert olarak kim olduğu-muzla değil de daha çok ne yaptığımız-la anlam kazanıyor. Salim Ünsal, psikolo-ji eğitimi almış ve genelde eğitim sektö-rünün içinde, özelde ise sınava hazırlanan gençler ile bu heyecanı 21 kezdir payla-şan bir eğitimci. Sisteme, pedagojiye kafa yoran, gençlerin geleceğini dert edinen ve onlara deneyimleri ölçüsünde yol gös-termeye çalışan bir gönüllü de diyebiliriz. Öte yandan hepsi ilk ve ortaöğretim düze-yinde eğitim görmekte olan üç kız baba-sı. Tabi böyle bir kimliği de var. Peki, sınava şu zamanlarda girseydim ne yapmak ister-dim? Üniversite sınavına girdiğim yıllarda istemediğim kadar şu an yaptığım işi yap-mak isterdim desem yalan olmaz herhal-de. Bu biraz da yaptığınız işle entegre ol-manızla, yaptığınız işi içselleştirmenizle ya-kından ilişkili. Psikolojinin kadrinin kıyme-tinin bilinmediği bir dönemde almıştık biz bu eğitimi. Bu gün geriye dönüp şöyle bir baktığımda köprünün altından çok suların aktığını görüyor ve alanın hak ettiği yeri al-masından, değerini bulmasından mutlu oluyorum. Daha çok kat edecek mesafe-nin olduğunun da farkındayım elbette…

Salim Hocam sizce, son yıllarda özel-likle de doğu illerimizdeki lise son sınıf öğrencilerimiz neden Psikoloji ve/veya Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik okumak istemekteler? 10 öğrenciden 7’si psikoloji diyor?

Meslekler canlı organizmalar gibidir. Hiç-bir meslek ilelebet aynı dinamiklerle de-vam edemez. Bazıları daha hızlı gelişir ve değişir, bazılarında bu değişim daha ya-vaştır ama sonuçta her mesleğin bir deği-şim ve dönüşüm süreci vardır. Son yıllarda pek çok yeni meslek yüzünü insana dön-dü. Ya da insan daha fazla kendini keşfet-me merakı yaşamaya başladı. Psikoloji ve PDR gibi alanların parlamasını da bu me-rakın bir sonucu olarak görüyorum. Bunu sadece Doğu illeri ile sınırlamak ne ka-dar doğru olur emin değilim. Varsa da bir araştırma mutlaka bunun da bir sebebi ol-malı. Ancak ülke geneline ve aday öğren-ci trendlerine baktığımızda bu dalların da içinde olduğu bazı mesleklerin çok ön pla-na çıktığını görüyoruz.

Bunda gittikçe toplumun ihtiyacının art-masının da önemli bir payı var. Ancak sa-dece ihtiyaçlar teorisi ve istihdam olanak-ları ile açıklanamayacak kadar da derin bir konu. Dediğim gibi doğayı ve çevresindeki varlıkları en küçük hücresine ve molekülle-rine kadar keşfeden insan, unuttuğu bir gerçeğin farkına vardı. Kendi beden ve ruh dünyasını merak etmeye başladı. Bu bilim dallarındaki keşif ve üretimler de son dere-ce egzotik ve etkileyici…

Peki Hocam, günümüzde Rehber Öğ-retmenlik cazip bir meslek mi?İş ve istihdam olanakları bakımından soru-yorsanız evet. Şimdilik birkaç yıl daha ca-zip gibi duruyor, ama sonrası konusunda emin değilim. Bu biraz da biz çalışanların ortaya koyacakları ile ilişkili. Ancak mesle-ğin psikolojik doygunluğu açısından so-ruyorsanız çok ama çok cazip. Yolunu bul-makta zorlanan biri var ve siz ona farklı yol-lar gösteriyor, farklı alternatifler sunuyor-sunuz. Büyük bir bilgelik, dehşet bir şey. Bunun öneminin farkında mısın? İşte mes-leğin tüm efsunu da burada. Yaptığın işin ciddiyetinin, öneminin farkında mısın?

Belki de en çok kendimizi geliştirmemiz gereken alan burası. Ne yaptığımızın farkı-

na varmak. Bu sadece bizim branşımız için değil, hemen her meslek alanı için geçer-li bir sorgulama. Mühendis, mimar ne yap-tığının farkında mı? Öğretmen ne yaptığı-nı biliyor mu? Bırakalım akademik meslek-leri bir fırıncı ustası ne yaptığını, ne kadar önemli bir iş yaptığını biliyor mu? Bu bi-linç size mesleğinizi sevdiriyor ve siz sev-diğiniz meslekte güzel ürünler ortaya çıka-rabiliyor, etkili hizmetler sunabiliyorsunuz. Kazanç mı? Bu aşamadan sonra bir şekilde geliyor zaten. Onun da azı çoğu sizin mut-luluğunuzun hiçbir zaman önüne geçmi-yor. YGS’ye sayılı günler kaldı. Her yıl aynı sorularla karşılaşıyorsunuzdur; “Öğrenci-ler nasıl çalışmalılar?” gibi… Gerçekten bir abi, bir baba, bir Psikolog ve eğitimci ola-rak öğrencilere ne tavsiye edersiniz? Mer-kezi sınavlara hazırlık süreci elbette uzun bir zamana yayılması gerekiyor.

Zira geniş bir müfredattan ve zengin bir içerikten sorgulanıyor aday öğrenciler. An-cak sınavın sonucu itibariyle her adayın hedefleri de aynı değil doğal olarak. Kimi-si çok daha üst düzey bir başarıya odak-lanmışken, kimisi daha vasat bir başarıy-la da hedeflerine ulaşabileceğini düşünü-yor. Zaten sınava hazırlık sürecinin çeşit-li aşamaları bu hedeflerin belirlenmesi ve yeniden düzenlenmesi konusunda aday-lara ipuçları veriyor. Üniversiteyi kazanma sürecini ben bir metrobüsün yolcularını herhangi bir duraktan alıp, evlerine en ya-kın durağa bırakma süreci gibi değerlendi-riyorum. Kısaca herkes ilk duraktan binip, son durağa kadar gitmek zorunda değil. Yarı yolda binenler olduğu gibi, iki durak sonra inip hedefine ulaşanlar da var. Bu ka-lan zaman dilimini adaylar bu açıdan de-ğerlendirmeliler. Pes etmeden, önyargı-ya kapılmadan, rehavete düşmeden çalış-malarını son ana kadar sürdürmeliler. Zi-hin dünyamız hiç olmadık zamanlarda hiç olmadık performanslar üretebiliyor. 2008 Avrupa şampiyonasındaki Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti maçlarımız bunun en güzel iki örneği. Tam her şey bitmiş derken içimizden bir Semih çıkıyor ve dur bakalım

diyor. Zihin dünyamızın yedek Semihlerini de göz ardı etmeyelim.

Üniversiteye girecek öğrenciler, günü-müzde hangi mesleklerin olduğunu bil-se de, bu mesleklerin ne ile uğraştığını bilmiyorlar. Bu öğrencilere tavsiyeleri-niz nelerdir?Meslek belirleme süreci öncelikle kişinin kendini tanımasından geçiyor. Gençlerin bir mesleği ve onun gerektirdiği vasıfları tanımadan önce kendi gerçekliklerini ta-nımaları ve bilmeleri gerekiyor. Sonra ken-di yapabilecekleri ile mesleğin gerektirdi-ği özellikleri eşlemeleri gerekiyor. Sınava hazırlanan aday öğrencilerin en ihmal etti-ği alan bu aslında; Kendini ve mesleği ta-nımak. Bir işçi düşünün. Sabah akşam yük-sek bir fedakarlıkla çalışıp para kazanıyor, ek mesai yapıyor. Uykusundan, dinlenme-sinden, yeme içmesinden, sosyal ilişkilerin-den feragat ediyor ve iyi de para kazanıyor. Ancak kazandığı bu parayı nasıl harcayaca-ğı konusunda hiçbir fikri yok. Ben neden bu kadar cefa çektim ki sorgulaması başlı-yor bu sefer de. İşte her aday öğrencinin iyi bir işçi veya iş adamı gibi yatırım yapabile-ceği alanları da iyi çalışması gerekiyor. Pa-rasını yani puanlarını doğru bir şekilde kul-lanma becerisini göstermesi gerekiyor.

Meslek seçim sürecinin bir diğer önemli zaafı da trendlere boyun eğmek. Herkesin aynı dallara yönelmesi günümüzde en sık karşılaştığımız hatalar… Bireysel farklılıkla-rın ve toplumsal ihtiyaçlarımızın adayların farkına varması önemli…

Üniversite tercihlerini oluştururken öğ-renciler düşündükleri üniversiteleri na-sıl araştırmalılar ve bunun için neler yapmalılar? Bu konudaki önerileriniz nelerdir?Kesinlikle dokunarak bu süreci yönetme-liler. Kitabi bilgilerle, puanla, arkadaş yön-lendirmesiyle, kulaktan dolma bilgilerle ol-muyor bu iş. Öğrencinin bizzat sahaya çık-ması gerekiyor. Üniversite ziyaretlerini ben çok önemsiyorum. Sadece üniversitelerin

tanıtım ekiplerinden bilgi alarak değil, biz-zat öğrenci ile konuşarak bu süreci doğru yönetebilirler. Kariyer planının son halkası olan üniversite bu açıdan çok önemli. 3 bi-lemedin 5 ay giyeceğimiz bir ayakkabı için bile mağaza mağaza dolaşan genç neslin 40-50 yıllık bir yaşam biçimi için kılını bile kıpırdatmaması beni çok korkutuyor ve ür-kütüyor. Üniversitede okumasına rağmen sınava yeniden giren öğrenci oranlarına baktığımızda bunun acı reçetesini ne yazık ki görüyoruz.

Ülkemizdeki eğitim sistemi ve öğren-ci profili hakkında neler düşünüyorsu-nuz?Ben bir ülkenin eğitim sisteminin o ülkenin insanına verdiği değerle doğru orantılı ol-duğunu düşünüyorum. Eğitim belki doğ-rudan değil ama dolaylı yollarla bir ülke-nin tüm geleceğini şekillendiren en önem-li unsur. Deneme yanılmalarla şekillendiril-miş bir eğitim sisteminin bizim için büyük külfet olduğu kanaatindeyim. Her türlü si-yasi mülahazaların dışında bir ülke gerçek-liği olarak ele alınması gerektiğini düşünü-yorum. Kurulan sistemin de uzun süre ar-kasında durmamız ve çıktılarını değerlen-dirmeden değiştirmememiz gerektiğini düşünüyorum. Genç ve dinamik bir zen-ginliğimiz var. Doğru sistemler kurgulaya-rak ve arkasında durarak uzun vadede ül-kemizin daha yaşanabilir bir ülke olması-nı sağlamak ancak eğitimle mümkün. Öğ-renci profilimiz bakış açımızın bir aynası. Biz daha objektif, daha bilimsel, daha pe-dagojik bir anlayış ve daha fedakarca bir tutum ile gençlere yaklaşırsak onların da bu beklentimize cevap vermemesi müm-kün değil. Umarım çok daha güzel şeyler olur…

Teşekkürler…

Ben teşekkür eder, çalışmalarınızda başarı-lar dilerim.

Salim ÜnsalKültür Temel Liseleri Eğitim ve Rehberlik Direktörü

Röportaj

Hatice Karataş (Üniversite Tercih Merkezi)

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

9

KARİYER TASARIMI YAŞAM TASARIMIDIR

Yaklaşık olarak 2 milyon öğrenci ile aile-sinin ve hatırı sayılır eğitim kurumunun başarı sıralaması içine dahil edildiği bir sınav dönemi daha gelmiştir. Bu sınav dönemi de aslında kendinden öncekile-re göre çok farklılık taşımamaktadır. Do-layısı ile sınavla ilgili olarak söyleyeceği-miz şeyler biraz tekrar olma tehlikesi ta-şımaktadır. Ama her sınav döneminde bu sınavı -her ne kadar lise giriş sınavı geçirmiş olsalar da- ilk kez yaşıyor olma duygusuna sahip kaygılı bir kitle bulun-

duğunu da unutmuyoruz. Bunun için ben bu sınav döneminde sınava giren bu öğrencilere tavsiyelerde bulunurken neden bildik reçetelerin çok işlemediği konusu üzerinde durmak istiyorum.

Ebeveynlerin ve öğretmenlerin sına-va giren bu genç kuşak ile ilgili olarak benzer bir sıkıntısı var: “Bu gençler biz-den çok farklılar. Üstelik onlar bizde ol-mayan her şeye sahipler”. Evet, farklı-lar çünkü bizden farklı bir kuşak döngü-sünde yaşıyorlar. Bu döngü tarihte hiç-bir kuşakta olmayandan daha fazla ken-dini hissettiriyor. Bu farklılıkları iyi ya da kötü olarak tanımlama lüksümüz bu-lunmamaktadır. Bu önemli sınava hazır-lık sürecinde ve sonrasında tüm tarafla-rın kuşak farklılıklarının bu gençleri an-lamak adına ne kadar önemli olduğunu hatırlamamız gerekmektedir. Bu sına-vın, tüm tarafları için bilindik ortak bir amacı var; iyi bir üniversite ve bölüm-de okuyarak hayat boyu sürecek bir ka-riyer planına sahip olmak. Burada anah-tar söylemin“Hayat boyu sürecek kari-yer” söylemi olduğunu belirtmek ge-rekir. Bu kariyer yaklaşımı benim gibi X Kuşağı (1961-1980)olanlar için geçerliy-

di. Oysaki Y Kuşağı’nın (1980-2000) son temsilcileri olan ve hatta belki bir kısmı-nın Z kuşağı özelliği taşıdığı bu kuşak için hayat boyu aynı şekilde çalışıp, be-lirli ilerleme planları ile devam edecek bir kariyer planı tercih olmayacaktır. Ter-cih aşamasında unutulmaması gereken nokta onların beklentilerinin, hedefleri-nin, motivasyon araçlarının ve korkula-rının bizlerden farklı olduğu ve bu fark-taki makasın çok açık olduğudur. Dola-yısı ile onlara dikilen kariyer planı elbi-sesi onlar için uygun mu diye düşünür-ken bu farklılıklar ön kabullerimiz olma-lı. Peki, nedir bu farklılıklar? Temel farklı-lıklara çok kısaca baktığımızda onlar biz-den daha kolay ve daha hızlı bir şekilde bilgiye ulaşıyorlar, daha mobiller, daha meraklılar, otoriteyi sevmiyorlar, birçok alana aynı anda merak duyabiliyorlar, bizden daha sosyal olmayabilirler ama daha ilişki odaklı yaşıyorlar. İletişim şe-killeri ve iletişim dilleri bizden çok farklı, hatta onların anlayabildiği dijital bir al-fabeleri var. Onların en önemli motivas-yon aracı takdir edilmeleridir. Farklı ol-mak istiyorlar ve onların sevmedikleri, saygı duymadıkları bir yerde kalmaları-nı çok sağlayamazsınız. Çok çabuk sıkılı-

yorlar ve bu yüzden hayatlarında sürek-li değişiklik istiyorlar. Tüketim alışkan-lıklarına bağlı olarak hayatlarındaki bir-çok şeyi çabuk tüketiyorlar. Bunların lis-tesini daha da uzatabilirsiniz. Bu farklı-lıkları fark etmemizin yararı nedir? Sına-va hazırlık sürecinde ve sonrasındaki o çok stresli tercih döneminde onlara yar-dımcı olmaya çalışırken bu farklılıkları göz önüne almalıyız. Eğer onların farklı-lıklarını doğru okuyamazsak bu dönem daha da çatışmalı geçebilir. Onlar deği-şiyor, dolayısı ile bizimde bu değişikliği eleştirmemiz ve kendi deneyimlerimi-zi onlarında deneyimleri olacak şekilde empoze etmemiz yerine onlara yol bul-durucu olmalıyız. Kariyer planı yapmak hiçbir zaman kolay olmamıştır. Ancak bu planı yaparken unutulmaması gere-ken şey şudur: “Kariyer Tasarımı Yaşam Tasarımıdır”. Çünkü kariyer tasarımı in-san hayatını bütün yönleri ile etkilemek-tedir. Yani bu sınavı sadece bir meslek seçimi olarak görmemeliyiz. Onlarında böyle görmemesini sağlamalıyız ki üni-versite hayatından sonra keşkelerle bu tasarımı ötelemesinler.

Dr. Sevgi KesimBoğaziçi Üniversitesi Sosyolog/Davranış Bilimleri Uzmanı

Türk Eğitim Vakfı’nın Yeni Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı OlduTürk Eğitim Vakfı’nın 21 Mart Pazartesi günü gerçekleştirilen Mütevelliler Heyeti toplantısında gö-rev süresi dolan yönetim kurulu üyelerinin yerine seçim yapılarak Vakfın yeni yönetim kurulu belir-lendi. Bir önceki dönemin Mütevelliler Heyeti Başkanı olan Rona Yırcalı TEV’in Yönetim Kurulu Baş-kanı oldu. Bir önceki dönem TEV Yönetim Kurulu Başkanı olan Ömer M. Koç ise gelecek üç yıl bo-yunca Mütevelliler Heyeti’ne başkanlık edecek.

Yarım asra yakın geçmişi ile kuruldu-ğu günden bu yana Türkiye’nin aydın-lık geleceği için eğitime destek veren TEV’in 21 Mart Pazartesi günü gerçek-leştirilen Mütevelliler Heyeti toplantısı sonucunda Mütevelliler Heyeti ve Yö-netim Kurulu seçimi yapıldı.

Daha önce 2004-2007 yılları arasında Vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığını yü-rütmüş olan Yırcalı, ikinci kez yönetim kurulu başkanı oldu. TEV Yönetim Ku-rulu Başkan Vekilliği’ne ise Adnan Adil İğnebekçili seçildi. Ömer M. Koç ise TEV’in Mütevelliler Heyeti Başkanı ola-rak belirlendi.

Mütevelliler Heyeti toplantısına göre TEV Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyor: Rona Yırcalı (Başkan), Ad-nan Adil İğnebekçili (Başkan Vekili), Ali Kibar (Üye), Prof. Dr. Bahattin Ba-hadır Erdem (Üye), Ayşe Fatma Di-lek Mutuş (Üye), Sezai Emin Taşkent (Üye), Bengü Balkır Mısırlıoğlu (Üye).

Rona YırcalıTürk Eğitim Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı

KUDÜS’ÜN GÜVERCİNLERİ

Melih Esen Cen-giz, yeni romanı Kudüs’ün Güver-cinleri ile bize tari-hin kapılarını ara-lıyor. Birinci Dünya Sa-vaşı’ nın getirdi-ği yıkımları, ço-cukları bile birbi-rine düşman ya-

pan zalimliği Kudüs Mevki Komutanı Ferik İsmail Sururi Paşa’nın küçük oğlu Orhan’ın gözünden anlatan Kudüs’ün Güvercinleri, Altın Kitaplar etiketiyle raflardaki yerini aldı.

ÖZETYıl 1917... Birinci Dünya Savaşı insan-lık için büyük yıkımlar getirmeye de-vam etmektedir. Savaşın ağır sonuçla-rıyla her geçen gün daha fazla yüzleş-mek zorundan kalan Osmanlı Devleti, Gazze ve Filistin cephelerinde şiddetli çarpışmalar sonucu ağır kayıplar ver-mekte, savunma hatları gitgide gerile-mektedir. Kudüs de kuşatılmıştır artık. Çokdinli ve çokuluslu bir kentin birbi-riyle uyum içinde yaşayan halkları sa-dece savaşın günlük hayatı çekilmez kılan zorluklarıyla değil, çocukları bile birbirine düşman yapan zalimliğiyle de yüzleşeceklerdir.

Kuşatma daraldıkça dostluklar sına-nacak, ihanetler gün yüzüne çıka-caktır. Kudüs’ün Güvercinleri, Kudüs Mevki Komutanı Ferik İsmail Sururi Paşa’nın küçük oğlu Orhan’ın gözün-den, bu kuşatmanın öngünlerini tüm canlılığıyla anlatan; aynı zamanda Ya-ver Halit, Taşlar Meclisi çocukları, Kar-nik, Mahmure Hanım, sorguçlu sarı güvercin Sultan ve daha birçok ka-rakteriyle okurun bir dönemin hava-sını her yönüyle solumasını sağlayan bir roman.

KİTAP

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

10

Travmatik yaşantılar çocuğa nasıl anlatılmalıdır?

Günlük yaşantımızda daha çok duymaya başladığımız kelimelerden biri olan trav-ma, fiziksel ve psikolojik bütünlüğü tehdit eden her türlü olay olarak tanımlanıyor. Travma sonrası çocuklarda ortaya çıkabilecek duygusal, fiziksel ve davranışsal tep-kilere karşı uzmanlar uyarıyor…

Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendis-lik Bölümü Ar-Ge Laboratuvarlarında kellik üzerine yürütülen çalışmalar başarıya ulaştı. Ortaya çıkan ürünle kelliğe ve saç beyazlamasına çare bulundu!

Herkes için travma ve travma sonrası süreçte baş etme mekanizması ve so-yut düşünme gibi farklı etmenlerin ol-duğunu belirten İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Da-nışmanları Simge Gündoğan ve Gülşah Özgürler çocukların bu süreci nasıl ya-şadıkları üzerinde durulması gereken önemli bir nokta olduğunu belirtiyor.

Çocuklara Travma Nasıl Anlatılır, Ne-ler Yapılabilir?Çocuğun sorduğu sorular kısa, öz ve ya-şına uygun olarak cevaplandırılmalıdır. Yaşa uygun olmayan ve çok detaylı açık-lamalar çocuğun aklında soru işaretleri oluşturabilir ve kaygıyı tetikleyici olabi-lir. Örneğin çocuğunuz size patlama, te-rör saldırısı nedir? gibi sorular sorabi-lir. Bu noktada çocuğunuz ilkokul çağın-

daysa “Birçok insanla bir arada yaşadığı-mızı ve bu ortamlarda iyi insanlar daha çok olsa da kötü niyetli insanların da olabildiğinden bahsedebilirsiniz.

Ancak bu tür durumların çok sık yaşan-madığını ve onun bulunduğu ortamla-rın güvenli ortamlar olduğunu hissettir-mek en kritik mesajdır”.

Çocuğunuz ortaokul çağında ise olayı değerlendirmesi yetişkinlerin olayı de-ğerlendirmesi ile büyük ölçüde ben-zerlik gösterir. Bu noktada çocuğunu-zun sorularına göre cevaplarınızı bir ka-deme daha detaylandırabilirsiniz an-cak unutmamak gerekir ki yaş önemli bir faktör olsa da her çocuk farklıdır. Bu sebeple gelişim özellikleri kadar çocu-ğun duygusal süreçleri ve durumu algı-layış ve değerlendirme biçimi de dikka-te alınmalıdır.

Çocuğa anlatım en güvendiği birincil yakınları tarafından yapılmalıdır. Çocuk bu olayı yaşına uygun olmayan bir an-latımla ve kitle iletişim araçlarından öğ-renmemelidir.

Bazen çocuklar okulda aldıkları bir bil-giyi evde ya da evde aldıkları bir bilgiyi okulda birine sorarak teyit etme ihtiya-cı duyabilirler. Bu noktada çocuğu takip edip okul-aile iletişiminin güçlü olması çocuğa aynı bilginin verilmesi ve onun daha rahat, güvenli hissetmesi açısın-dan önemlidir.

Yeditepe Üniversitesi Kurucu Başka-nı Bedrettin Dalan ve Yeditepe Üni-versitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şa-hin, düzenledikleri basın toplantısın-da Yeditepe Üniversitesi’nin kelliğe ve saç beyazlamasına çare bulduğu-nu açıkladı.

Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Bi-yomühendislik Bölümü Ar-Ge Labo-ratuvarlarında Prof. Dr. Fikrettin Şa-hin, Özge Sezin Somuncu, Pakize Neslihan Taşlı ve Okan Demir’in yü-rüttüğü çalışma ile ortaya çıkartılan ürün sayesinde saç dökülmelerini en-gelliyor, boş alanlarda yeni saçlar çıkı-yor, var olan saçlar kalınlaşıyor ve saç-ların beyazlaması önleniyor.

Basın toplantısında açılış konuşma-sını yapan Bedrettin Dalan, Yeditepe Üniversitesi’nin sadece bilimi aktaran değil, bilimi üreten bir üniversite ol-duğunu vurgulayarak ülkelerin zen-ginliğinin insan sayısıyla değil, üret-tikleri bilim ve teknolojiyle ölçülebi-leceğini söyledi. Yeditepe Üniversite-si Genetik ve Biyomühendislik Bölü-münün 100’den fazla patent başvuru-

Çocuğunuz size bu tür durumlarla ilgi-li bir soru soruyorsa bu size güvendiği-nin ve desteğinizi almak istediğinin gös-tergelerinden biridir. Bu tarz durumlar-da sizin de cevabını bilmediğiniz soru-lar olabilir. Çocuğunuzdan bu bilgiyi öğ-renmek ve kendisine geri dönüş yap-mak için bir zaman dilimi isteyebilirsiniz.

Çocuğunuz travma sonrası verilebilecek olağan tepkilerden bazılarını gösterip, size etkilendiğinin ipuçlarını verebilir.

Böyle durumlarda çok iyi gözlemci ol-mak ve değişiklikleri fark etmek, baş etme noktasında yardımcı olmak için önemlidir.

Günlük rutinin devam etmesi çocuğun kendisini ve ailesini güvende hissetme-sini sağlar. Bu sebeple günlük yaşam ru-tinlerine devam edilmelidir.

Her yetişkinin, her çocuğun baş etme yolları ve süreçleri farklıdır. Ancak her-kes için iyileştirici ortak noktalar vardır; konuşmak, konuşmayı desteklemek ve dinlemek …

su bulunduğunu açıklayan Dalan, bö-lümün çalışmaları sonucunda kelliğe çare bulacak olan ürünün oluşma süre-cini anlatması üzere sözü Prof. Dr. Fik-rettin Şahin’e bıraktı.

Çalışmada yenidoğanların sünnet derileri kullanıldıProf. Dr. Şahin ise bundan üç yıl önce çalışmalarına başlanan kellik çalışmala-rının bugün neredeyse sona yaklaştığı-nı, çok kısa bir süre içinde ortaya çıkan ürünün krem, sprey, losyon ya da şam-puan şeklinde halka sunulmak üzere olduğunu belirtti. Yapılan çalışmaların bilimsel haritasını basın mensuplarıy-la paylaşan Prof. Dr. Şahin, yenidoğan-ların sünnet derilerinden izole edilen kök hücrelerin, hücre kültür ortamında ürettikleri moleküler kokteyl ile saç dö-külmesine neden olan vitamin ve mi-neral eksikliklerini gidermek üzere ha-zırlanan formülasyonu; in-vitro (labo-ratuvar ortamında ya da yapay koşul-larda), pre-klinik (hayvan denek) ve gö-nüllü insan denekler üzerinde uygula-dıklarını açıkladı.

Ürünün ismi KelopesiaProf. Dr. Şahin, buna göre yaş, cinsi-yet ve genetik faktörlere göre deği-şik sonuçlar elde ediliyor olsa da yak-laşık 10 gün içinde yeni saç oluşumu-nun sağlandığı belirtti. Bedrettin Da-lan daha önce ABD’de kelliğe karşı pi-yasaya sürülen ürünlerin, Yeditepe Üniversitesi’nde bulunan bu üründen çok daha az etkili olduğunu vurgular-ken, yeni çıkacak ürünün isminin Kelo-pesia olmasını tasarladıklarını da açık-ladı.

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ’NDEN SAÇ KAYBINA YENİ ÇÖZÜM

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

11

Türk Eğitim Rehberi Gazetesi

MART / NİSAN 2016 / SAYI 32

12