13-14 aralık 2012 ab hükümet ve devlet başkanları zirvesi değerlendirmesi

7
T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ 13-14 Aralık 2012 AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi Değerlendirmesi Hazırlayan: 080353072 Gamze GEMİCİ Danışman: Doç. Dr. Haluk ÖZDEMİR KIRIKKALE 2012

Upload: gamze-gemici

Post on 20-Jul-2015

69 views

Category:

News & Politics


0 download

TRANSCRIPT

T.C.

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ

13-14 Aralık 2012 AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi

Değerlendirmesi

Hazırlayan:

080353072

Gamze GEMİCİ

Danışman:

Doç. Dr. Haluk ÖZDEMİR

KIRIKKALE

2012

AB HÜKÜMET VE DEVLET BAŞKANLARI ZİRVESİ 14 Aralık 2012

- 2 -

13 - 14 Aralık 2012 AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi

AB, bir entegrasyon projesidir. Entegrasyon, evrimsel bir süreci ifade eder. Hiç

şüphesiz bu evrim belli aşamalardan geçmektedir. Her aşamada yaşanan bazı

sorunların aşılmasına yönelik çözüm arayışları, bir sonraki aşama için çok

önemlidir. Peki, bu aşamalar nelerden oluşur? Bu aşamalardan ilki Serbest Ticaret

Bölgesidir, ikincisi Gümrük Birliği, üçüncüsü Ortak Pazar, Dördüncüsü Ekonomik

ve Parasal Birlik, son olaraksa Siyasal Birliktir. AB’deki entegrasyon süreci için bu

aşamaların işleyişi oldukça önemlidir. 14 Aralık zirvesinde de bu başlıklara

değinildiğini söylemek mümkündür.

13-14 Aralık 2012 tarihinde yeni bir AB Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesi

gerçekleştirildi. Bu zirvede toplanan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Ekonomik

ve Parasal Birliğin tamamlanması ve dayanışmanın güçlendirilmesine ilişkin yol

haritası üzerinde anlaşmaya vardılar. Geçen yıl gerçekleştirilen zirvenin gündemini

kriz oluşturmaktaydı. Borç kriziyle sarsılmış AB, bu yıl bankacılık birliğini hayata

geçirmek üzere kararlar aldılar. Euro Bölgesi’ndeki büyük bankaların doğrudan

Avrupa Merkez Bankası’nın denetimi altına alınması kararlaştırıldı. Bankacılık

birliğinin ilk aşaması olarak Tek Denetim Mekanizması’nın 2014’te yürürlüğe

girmesi bekleniyor. Bu yol haritasına ilişkin süreç, yeni AB ekonomik yönetişimin

tamamlanması, güçlendirilmesi ve uygulanmasının yanı sıra bankacılık alanında

Tek Denetim Mekanizmasının kabulü ile ekonomi kurtarma fonu ve garanti

mekanizmaları üzerine yeni kuralların kabulünü içeriyor. Büyüme ve rekabet

gücünün artırılması için ulusal reformların koordinasyonu, Ekonomik ve Parasal

Birliğin sosyal boyutu, rekabet gücü ve büyümenin artırılması için karşılıklı

anlaşmaların uygulanabilirliği ve türlerinin planlanması, Tek Pazarın

derinleştirilmesi ve bütünlüğünün sağlanması için alınması gereken önlemleri

AB HÜKÜMET VE DEVLET BAŞKANLARI ZİRVESİ 14 Aralık 2012

- 3 -

kapsıyor. Diğer önemli konular ise; Haziran 2013’te gerçekleşecek olan, AB Devlet

ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde görüşülecek.

Bankalara ilişkin Tek Denetim Mekanizması, daha fazla bütünleşmiş bir mali

çerçevenin oluşturulmasında önemli bir adım olarak görülüyor.. Zirveye başkanlık

yapan Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ise Tek Denetim

Mekanizması için üye ülkelerin desteğini almaya çalışıyor. Herman Van Rompuy

bu hususta “Tek Denetim Mekanizmasının daha etkili olması için, birlik üyesi

ülkelerdeki bütün bankaların uygun yöntemlerle düzlüğe çıkması için gerekli bütün

gücü elinde bulunduracak tek bir ana mekanizmanın gerekli olduğuna karar

verdik.” demiştir. AB Konseyi, bu konuda varılan anlaşmayı olumlu karşıladı.

Mevzuat düzenlemeleri ve uygulamasının bir an evvel gerçekleştirilmesi

gerektiğini açıkladı. Tek Denetim Mekanizması kurulduktan sonra Avrupa İstikrar

Mekanizması da borçlu ülkelerde sorunlu bankaları doğrudan finanse

edebilecektir.

Ekonomik ve parasal birliğin tamamlanması için çizilen yol haritasında önemli

bazı konulara değinildi. Sorunlara çözüm olarak öncelikle ekonomik ve parasal

birlikte istikrar, sürdürülebilir refahla ekonomik ve sosyal yapıyı güçlendirmek

gerekir. Bunun için gençlerin istihdamı, rekabet gücü, yüksek bir piyasa ekonomisi

için ekonomik büyüme teşvik edilmeli mali disiplin sağlanmalı ve rekabet gücünün

aynı zamanda istihdamın artırılmasına yönelik politikalar ile birlikte işleyebilen bir

model oluşturulmalıdır.

Ekonomik ve parasal birliğin mimarisi sağlam mali disiplin hedefleri üzerine

kurulmalıdır. Bu tamamlanma süreci ise AB’nin kurumsal ve yasal çerçevesi

üzerine inşa edilecek. ‘‘tek para’’ birimini kullanan üye devletlere karşı şeffaf

olacaktır.

Küresel finansal krizden AB ekonomisi ve finansal piyasalarının oldukça

olumsuz etkilenmesi AB düzeyinde yeni bir yaklaşımın benimsenmesinin zorunlu

AB HÜKÜMET VE DEVLET BAŞKANLARI ZİRVESİ 14 Aralık 2012

- 4 -

kılmıştır. Mali sektöre ilişkin olarak güçlendirilmiş kuralların gerekliliği ancak tek

başına yeterli olmadığı tespitinde bulunan AB ülkeleri, bu alanda daha sağlıklı bir

yapıyı oluşturmak amacıyla harekete geçmiştir. Sektörde yetkili makamlar

tarafından sıkı bir denetimin gerçekleştirilmesi gerekliliği ve ulusal denetim

makamları arasındaki işbirliğinin önemi bu süreçte üzerinde mutabık kalınan

hususlardan olmuştur. Bu hazırlanan yol haritasında da bu yönde kararlar yer

almaktadır. Tek denetleme mekanizması daha kuvvetli entegre olmak açısından

önemli bir adımıdır. Bu konuda Avrupa konseyi, üye devletlere bazı direktifler

sundu. Öncelikli olarak bu hususlara üye devletlerin uyması gerekmektedir.

Küresel kriz ve bunun sonrasında gerek AB gerekse AB üyesi ülke ekonomilerinin

bu krize verdiği tepki AB’de ekonomik alanda reformlar yapılması gerektiğiydi. Bu

durumda ilk olarak İstikrar ve Büyüme Paktı kabul edilmiş, AB’nin ekonomik

alanda en önemli aşamayı Euro alanı oluşturmuştur. AB’de bu alanda

makroekonomik denetimi güçlendirmeyi hedeflemişlerdir. Bu durumda devreye

AB üye devletlerine finansal destek için Avrupa finansal istikrar mekanizması

girmiştir. Küresel kriz nedeniyle üye ülkelerin bütçe açığı ve borç sorunları

yaşaması birliğin mali istikrarının ve Euro’nun bir bütün olarak risk altına girmesi

durumunda böyle bir yapıyı gerekli kılmıştır. Tek Denetim Mekanizmasının

işleyebilmesi için üye devletlerin gerekli yetkilerle donatılacağı bu zirvede dile

getirilmiştir.

Süreç boyunca objektif kararlar alınmakta ve uygulanmaktadır. Demokratik

meşrutiyet ve hesap verilebilirliği sağlamak önemlidir. Ekonomik ve Parasal

Birliğin tamamlanması için atılan adımlar, ileride atılacak adımlara eşlik etmelidir.

Yapılan reformlar sonuç itibariyle entegre olmuş bir yapı içindir. Yine Avrupa

parlamentosu ekonomik ve parasal birlikle ilgili bir organizasyon yapacaktır.

Yapılan bu reformların nasıl yönetileceği hususunda zirvede net bir sonuç

çıkmadı. Yapısal reformların gerçekleştirilmesi ve sağlanacak destek için Üye

Devletler ve Avrupa Komisyonu arasında anlaşmalar yapılması konusu da

belirsizliğini koruyor. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy

anlaşmaların Avro Alanı ülkeleri için zorunlu, diğer AB ülkeleri için isteğe bağlı

AB HÜKÜMET VE DEVLET BAŞKANLARI ZİRVESİ 14 Aralık 2012

- 5 -

olmasını talep ediyor. AB Konseyi, Avrupa Komisyonu’nun 2013 Yıllık Büyüme

Araştırmasına dayanarak Avrupa Sömestri çalışmasını da başlattı. 2013’te ulusal ve

AB düzeyindeki çalışmalar, geçen Mart ayındaki zirvede üzerinde anlaşıldığı gibi

şu beş öncelik üzerinde odaklanacak: Büyüme odaklı mali konsolidasyonun

sağlanması, ekonominin normal gidişatına döndürülmesi, büyüme ve rekabet

gücünün artırılması, işsizlik ve krizin sosyal sonuçları üzerinde durulması, kamu

yönetiminin modernize edilmesi. Tek pazarın tamamlanması AB’nin büyümesine

ve istihdamına büyük katkılar yapacaktır. Devlet ve hükümet başkanları gençlerin

istihdamı için kaydedilen ilerlemeyi memnuniyetle karşılamaktadırlar.

13-14 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşen bu zirve de diğer önemli bir başlıkta;

Ortak Güvenlik ve Savunma Politikasıydı. AB Uluslararası sorunlar üzerinde

küresel politikada etkin olabilmek için güçlü bir ortak güvenlik ve savunma

politikası izlemenin gerekliliğinin farkındaydı. Hatta bu yönde kuruluşundan beri

çaba göstermektedir. Avrupa liderleri ekonomik güç bakımından dünyanın en

önemli aktörleri olarak görülürken, siyasi güç olarak da öne çıkabilmek için gerek

savunma alanında gerek krizler sırasında ve gerekse NATO’dan bağımsız bir

güvenliği sağlamak amacıyla AB’nin önemli bir ayağını oluşturan ortak güvenlik

ve savunma politikası oluşturulmuştur. Nitekim Lizbon Antlaşması ile de bu

yöndeki çalışmalar daha da ön plana çıkmıştı.

13-14 Aralık Zirvesi’nde Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası ile ilgili temel

bazı notlar yeniden hatırlatıldı. Avrupa Konseyi son yıllardaki meydana gelen

değişmeler ve değişen günümüz dünyasında Avrupa Birliği vatandaşlarının

çıkarlarını ve güvenliğini garanti altına alınması gerektiğini vurguladı. Uluslararası

barış ve güvenliğin korunması için gerekli olan sorumlulukların yerine getirilmesi

gerektiğini dile getirdi. Bu bağlamda AB Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası ile

ilgili etkinliğini artırmaya kararlıdır. AB’nin gerek bölgesinde gerekse dünyada

önemli rolü vardır. AB Devlet ve Hükümet Başkanları Avrupa Komisyonu ve

Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Ashton’ı, Eylül 2013’te

sunulmak üzere ortak güvenlik ve savunma politikasını güçlendirmeye yönelik

AB HÜKÜMET VE DEVLET BAŞKANLARI ZİRVESİ 14 Aralık 2012

- 6 -

teklifler ve eylemler içeren bir rapor hazırlamakla görevlendirdiler. Askeri

kabiliyetin kullanılabilirlik derecesini artırmak için işbirliği yapılması gerektiği

konusunda anlaştılar. Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası operasyonları ve

misyonlarının AB’nin Batı Balkanlar, Afrika Boynuzu, Orta Doğu, Sahel,

Afganistan ve Güney Kafkasya gibi bölgelere yönelik kapsamlı yaklaşımının

vazgeçilmez bir parçası olduğu dile getirildi. BM, NATO, AGİT gibi aktörlerin

yanı sıra diğer ülkelerle de işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Güvenlik sorumluluklarını artırmak AB’nin geleceği için de ayrı bir önem

taşıyordu. Bu yönde yapılan işbirliği aynı zamanda AB içinde istihdam, büyüme,

yenilikçilik ve endüstriyel rekabet için oldukça faydalı olacaktır.

Ortak Güvenlik ve Savunma Politikasının görünürlüğünün etkisini artırmak

için; daha fazla çatışma ve kriz önlemek adına kapsamlı bir yaklaşım

gerçekleştirmelidirler. Ortaya çıkacak sorunları yönetmede istikrar sağlanmalıdır.

Kriz yönetimi üzerinde çalışabilecek etkin personel gücü oluşturulmalıdır.

Avrupa’nın Savunma Sanayisinin geliştirilmesi aynı zamanda askeri kabiliyetinin

güçlendirilmesi ve bu bağlamda da daha bütüncül, sürdürülebilir, yenilikçi ve

rekabetçi bir teknolojik ve sanayi üssü geliştirilmelidir. Bu konuda ki araştırma ve

geliştirmelerde sinerji yaratılmalıdır. İyi işleyen bir savunma piyasası için

çalışılmalıdır. Görüldüğü üzere Avrupa makro düzeyde gelişiyor.

Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası, ilk gündeme geldiğinde de bu

politikanın işleyebilmesi için ortak pozisyonlar, ortak eylemler, kararlar ve

uluslararası antlaşmalar gibi araçlar öngörülmüştü. Günümüzde de bu yönde

çalışmalar yaptıklarını ve yapmak için müzakerede bulunduklarını görmekteyiz.

Liderler, 13-14 Aralık 2012 Zirvesi’nde yaptıkları oturumda Suriye’nin de yer

aldığı dış politika konularına da dikkat çektiler. AB Devlet ve Hükümet Başkanları,

AB Dışişleri Konseyi’nin 10 Aralık 2012 tarihinde kabul ettiği kararları

AB HÜKÜMET VE DEVLET BAŞKANLARI ZİRVESİ 14 Aralık 2012

- 7 -

onayladılar. Aynı zamanda dışişleri bakanlarını Suriye muhalefetine gereken

yardım ve desteğin verilmesi ve sivillerin korunması için daha fazla yardım

sağlamak üzere mevcut tüm imkânları kullanmakla görevlendirildiler. AB liderleri

Esad rejiminin meşrutiyetinin kalmadığını belirtirken, Suriye ulusal koalisyonunun

yeni statüsüne ilişkin bir açıklamada bulunmaktan kaçındılar. Bu konu üzerinde

öncelikli bir mesele olarak durumu ele almaya devam edeceklerini belirttiler.