mehmetkarasakal.com · 1. fÂtİha sÛresİ fâtiha;başlangıç demektir.bir bitki tohumu nasıl o...

2595

Upload: others

Post on 29-Dec-2019

17 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • Bismillahirrahmanirrahim

    KISAAÇIKLAMALI

    KUR’AN-IKERİMMEALİ

  • MahmutKısa

  • SÛRELER

    1.FÂTİHASÛRESİ

    2.BAKARASÛRESİ

    3.ÂL-İİMRÂNSÛRESİ

    4.NİSÂSÛRESİ

    5.MÂİDESÛRESİ

  • 6.ENÂMSÛRESİ

    7.A’RÂFSÛRESİ

    8.ENFÂLSÛRESİ

    9.TEVBESÛRESİ

    10.YUNUSSÛRESİ

    11.HUDSÛRESİ

    12.YÛSUFSÛRESİ

  • 13.RA’DSÛRESİ

    14.İBRAHİMSÛRESİ

    15.HİCRSÛRESİ

    16.NAHLSÛRESİ

    17.İSRASÛRESİ

    18.KEHFSÛRESİ

  • 19.MERYEMSÛRESİ

    20.TÂHÂSÛRESİ

    21.ENBİYÂSÛRESİ

    22.HACSÛRESİ

    23.MÜMİNÛNSÛRESİ

    24.NURSÛRESİ

    25.FURKÂNSÛRESİ

  • 26.ŞUARÂSÛRESİ

    27.NEMLSÛRESİ

    28.KASASSÛRESİ

    29.ANKEBÛTSÛRESİ

    30.RÛMSÛRESİ

    31.LOKMANSÛRESİ

  • 32.SECDESÛRESİ

    33.AHZÂBSÛRESİ

    34.SEBESÛRESİ

    35.FÂTIRSÛRESİ

    36.YÂSİNSÛRESİ

    37.SÂFFÂTSÛRESİ

    38.SÂDSÛRESİ

  • 39.ZÜMERSÛRESİ

    40.MÜMİN-ĞAFİRSÛRESİ

    41.FUSSİLETSÛRESİ

    42.ŞÛRÂSÛRESİ

    43.ZUHRUFSÛRESİ

    44.DUHÂNSÛRESİ

  • 45.CÂSİYESÛRESİ

    46.AHKÂFSÛRESİ

    47.MUHAMMEDSÛRESİ

    48.FETİHSÛRESİ

    49.HUCURÂTSÛRESİ

    50.KÂFSÛRESİ

    51.ZÂRİYÂTSÛRESİ

  • 52.TÛRSÛRESİ

    53.NECMSÛRESİ

    54.KAMERSÛRESİ

    55.RAHMÂNSÛRESİ

    56.VÂKIASÛRESİ

    57.HADİDSÛRESİ

  • 58.MÜCÂDELESÛRESİ

    59.HAŞRSÛRESİ

    60.MÜMTEHİNESÛRESİ

    61.SAFFSÛRESİ

    62.CUMASÛRESİ

    63.MÜNÂFİKÛNSÛRESİ

    64.TEĞÂBÜNSÛRESİ

  • 65.TALÂKSÛRESİ

    66.TAHRÎMSÛRESİ

    67.MÜLKSÛRESİ

    68.KALEMSÛRESİ

    69.HÂKKASÛRESİ

    70.MEÂRİCSÛRESİ

  • 71.NÛHSÛRESİ

    72.CİNSÛRESİ645

    73.MÜZZEMMİLSÛRESİ

    74.MÜDDESSİRSÛRESİ

    75.KIYÂMETSÛRESİ

    76.İNSANSÛRESİ

    77.MÜRSELÂTSÛRESİ

  • 78.NEBE’SÛRESİ

    79.NÂZİÂTSÛRESİ

    80.ABESESÛRESİ

    81.TEKVİRSÛRESİ

    82.İNFİTARSÛRESİ

    83.MUTAFFİFÎNSÛRESİ

  • 84.İNŞİKÂKSÛRESİ

    85.BURÛCSÛRESİ

    86.TÂRIKSÛRESİ

    87.A’LÂSÛRESİ

    88.ĞÂŞİYESÛRESİ

    89.FECRSÛRESİ

    90.BELEDSÛRESİ

  • 91.ŞEMSSÛRESİ

    92.LEYLSÛRESİ

    93.DUHÂSÛRESİ

    94.İNŞİRÂHSÛRESİ

    95.TÎNSÛRESİ

    96.ALAKSÛRESİ

  • 97.KADRSÛRESİ

    98.BEYYİNESÛRESİ

    99.ZİLZÂLSÛRESİ

    100.ÂDİYÂTSÛRESİ

    101.KÂRİASÛRESİ

    102.TEKÂSÜRSÛRESİ

    103.ASRSÛRESİ

  • 104.HÜMEZESÛRESİ

    105.FÎLSÛRESİ

    106.KUREYŞSÛRESİ

    107.MÂÛNSÛRESİ

    108.KEVSERSÛRESİ

    109.KÂFİRÛNSÛRESİ

  • 110.NASRSÛRESİ

    111.MESEDSÛRESİ

    112.İHLÂSSÛRESİ

    113.FELAKSÛRESİ

    114.NÂSSÛRESİ

  • 1.FÂTİHASÛRESİFâtiha;başlangıçdemektir.Birbitki tohumunasılo

    bitkinin dallarını, yaprakl arını, meyvelerini ve diğerözellikleriniözündebarındıranbirçekirdekprogramıise, Fâtiha daKur’an’ın çekirdeği, özü ve özetidir.Peygamberliğinilkyıllarındaindirilmiştir.Bütünolarakgönderilenilksûreolup,yediayettenoluşmaktadır.

    Fâtiha, Yüce Yaratıcı huzurunda kulun, en içtenşükran ve minnettârlık duygularıyla O’na yönelişi,O’nunsınırsızmerhameti,adâleti,kudreti,cömertliği,yüceliğiönündesaygıylaboyuneğişidir.

    Fâtiha,Allahilekuluarasındaezelîveebedi,şereflibirkullukantlaşmasıdır.

    RahmanveRahimolanAllah’ınAdıyla!

    Beniyoktanvaredipüstünyeteneklerledonatanve kulluk göreviyle yeryüzüne gönderen sonsuzşefkatvemerhametsahibi yüceRabb’iminadıyla,O’nun verdiği güç ve yetkiye dayanarak ve

  • yalnızcaO’nunadınaokuyor,söylüyorum:

    1. Hamd, âlemlerin Rabb’i A llah’a aittir.Her türlü övgüye, t eşekküre lâyık olansadeceO’dur. Gerçek anlamda övülmekO’nun hakkıdırveyalnızcaO’nayaraşır.Çünkükâinatıyoktanvareden, tüm canlıları besleyen, terbiye eden,yöneten ve yönlendiren gerçek efendiniz,sahibiniz, yönetic iniz O’dur. Her varlığı kendiyaratılışındaki hikmete uygun niteliklerle donatan,onlarıdâimâ iyiyevegüzeledoğruyönlendirerekher şeye hedefini ve yolunu gösteren; kulağaduymayı, göze görmeyi, güneşe ışık vermeyi,kelebeğe uçmayı, çiçeğe açmayı, ağaca meyvevermeyiöğretenO’dur.Ohâlde,bütüniyiliklerin,güzelliklerinkaynağıolanRabb’inizi tümkalbinizleöverek yüceltmeli, en derin saygı ve şükranduygularıylaO’nunhükümlerineboyuneğmeliveyalnızcaO’nakulolmalısınız.

    2. O, Rahmândır;çok şefkatli, çokmerhametlidir. Sizi sizden çok sever, size sizdendahayakındır.O’nunsonsuzra hmetveşefkati,bu

  • dünyada mümin-kâfir ayrımı yapmaksızın tümvarlıkları kuşatmıştır. O ,Rahîmdir. RahmetinitamamlamaküzerebuKitabı göndermiş veonunışığında yürüyen bahtiyârlara, âhiret hayatındasonsuzmutlulukvekurtuluşmüjdesinivermiştir.

    FakatO , çok şefkatli, çok merhametli olmaklabirlikte,hikmetliveadâletlidirde:

    3. Din Gününün Mâlikidir.Gerçekleşeceğinde asla şüphe olmayan YargıGününün hâkimidir. O Gün tüm insanlar yapıpettiklerinden hesaba çekilecek ve böylece, hiçbiriyilik mükâfâtsız, hiçbir kötül ü kcezasızkalmayacaktır.OGün,sizedünyadaemânetolarakverilmişolangücünüz, irâdeniz ve tercihhakkınızelinizdenalınacakveilâhîhükümranlıktümdehşetve ihtişâmıyla tecellî edecek. Sesler kesilecek,başlar öne eğilecek ve Mutlak Hâkim, en âdilhükmü verecek: İyiler cennete, kötülercehenneme!

    Ohâlde, eyRabb’imiz!Tüm i çtenliğimizle Sana

  • sözveriyoruz:

    4. Sadece Sana kulluk ederiz;yalnızca Sanaibâdeteder,bütünemirlerinekayı tsızşartsız itaatederiz. İyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini, doğruyu-eğriyibelirlemede, kendimize yalnızca ilâhî ölçülerirehber ediniriz. Senden başka hayatımıza yönverecek, kurallar koy acak otorite kabul etmeyiz.Senin buyruklarına aykırı hükümler veren hiçbirgüce—kimolursaolsun—aslaboyuneğmeyizveancak Senden yardım diler i z .Her türlüiyiliğin, güzelliğin Senin elinde olduğunu bilir,Senin iznin ve onayın olmadıkça hiçbir dileğingerçekleşmeyeceğine yürekten inanırız.Dertlerimize devâyı,hastalıklarımıza şifâyı,sıkıntılarımıza çareyi ancak Sende arar; gereklitedbirleri almakla birlikte, Senden başka hiçkimseden,hiçbirvarlıktanmedetummayız.SadeceSana yalvarır, yalnızca Senin kudret vemerhametinesığınırız.

    5. Ey Rabb’imiz!Bizi,insanın doğal yapısıyla;duyguları, eğilimleri ve ihtiyaçlarıyla birebir

  • örtüşen, varlık kanunları yla tam bir uyum veâhenk içinde olan o dosdoğru yola, insanlığıhem dünyada, hem de âhirette mutluluğaulaştıracakoapaydınlıkyola,yaniİslâmyolunailet.

    6.Nîmet verdiğin kimselerin, insanlıktarihiboyunca, tevhid sancağını elden ele taşıyanPeygamberlerin ve onların izinden yürüyenâlimlerin,şehitlerin,salihlerinyoluna...

    7. Gazâba uğramışların, y an i—Yahudilerörneğindeolduğugibi—hakîkati pekâlâbildiklerihâlde, dünyaya ve dünya nîmetlerine aşırıbağlılıkları yüzünden ilâhî irâdeye başkaldıran;servet, güç,makâm, şöhret gibi değerleri hay atınbiricikölçüsühâlinegetirerekarzuvehevesleriniilâhlaştıran,buyüzdendüny ada ve âhirette SeningazâbınıhakedenazgınlarınyolunadeğilyâRabbive sapmışların, yan i—Hıristiyanlar örneğindeolduğu gibi— bidat ve hurâfeleri ‘iyi niyetlerle’Allah’ındinineekleyerekhakdindensapan,âhiretikazanmaadınadünyayıvedünyanîmetleriniinkâreden;okuma,öğrenmevedüşünmeyetenekler ini

  • kendi elleriyle körelterek, cehâlet ve bağnazlıkzindanlarında bocalamayı “Allah’a yaklaşmak”zannedenoşaşkınlarınyolunadeğil...

    Allah’ın Elçisi (s) bu sûrenin sonunda “Âmîn!”yani“Duâmızıkabuleyle,yâRab!”derdi.

  • 2.BAKARASÛRESİAdını,67-71. ayetlerdeanlatılan,bir ineğinkurban

    edilişiyleilgiliilginçveibretvericibirkıssadanalmıştır.Peygamberin (s) Medîne’ye hicretinden sonraindirilmeyebaşlamıştır.Ancak281. ayet,Peygamb eregönderilenensonvahiydir.Ağırlıklıolarak,Medîne’deoluşan yeni İslâm toplumunun karşılaştığı sorunlarıçözecekhukûkîdüzenlemelere yer veren sûre, 286ayettir.

    RahmanveRahimolanAllah’ınAdıyla!

    Beniyoktanvaredipüstünyeteneklerledonatanvekullukgöreviyleyeryüzünegöderensonsuzşefkat vemerhamet sahibi yüce Rabb’imin adıyla, O’nunverdiği güç ve yetkiyedayanarak ve ya lnızcaO’nunadınaokuyor,söylüyorum:

    1. Elif, Lâm, Mîm. Ey hidâyet isteyenler,mutlak hakîkate ulaşmayı arzu edenler! İştebuyurun, size hidâyetin kaynağı: Kur’an-ı Kerim!

  • Siz insanların dilini ve harflerini kullanan, sondereceaçıkveanlaşılırbirkitap!Elif,Ba,Lâm,Mîmgibi, sizin pek iyi tanıdığınız ve kullandığınız şuharflerebirbakın;ilâhîkudret,busır adanharflerinasıl damükemmelbiruyumla yan yanadizerek,olağanüstü güzelliği karşısında insanların isteristemezsecdeyekapandığı,bir teksûresinindahîbenzeriniyapmaktabeşeriyetinaczedüştüğüeşsizbirkitaportayakoydu:

    2. İşte şu kitap, toplumun ve b ireyin temelhayat prensiplerini çizen bu ilâhî yazgı var ya,kendisinde hiç şüphe yokt u r, insan aklınışüpheye düşürebilecek hiçbir çelişki, eğrilik,tutarsızlık yoktur onda. Öyleyse, gönlünü aç veonu içtenlikle oku; okudukça göreceksin ki, busözler yüce Yaratıcıdan gelen hak îkatin takendisidir. Fakat bu kitap, köt ülüğü, çirkinliğitercih eden kimseler için değil; her türlüfenâlıktan titizlikle sakınan, doğruya ve güzelliğeulaşmayı arzu eden otakvâ sahipleri içinbirkılavuz,biryolgösterici,bir hidâyettir .Şuhâlde,tüminsanlığadoğruyolugösterenbukitap,ancak

  • takvâsahiplerinihedefeulaştıracaktır.Peki,kimdirbutakvâsahipleri?

    3. Onlar,Allah, cennet, cehennem, melek,kıyâmet, âhiret gibi duyu organlarıylaalgılanamayan; ancak ilâhî vahiy sayesindekavranabilecek gerçeklikler âlemi olangaybainanırlar, hakîkat insadece gözle görülenlerdenibaret olmadığını bilir, mutlak Hâkim olanYaratıcıyı imanları sayesinde hissedebilir,kavrayabilirler.Ayrıca,Müslümanlığın vazg eçilmezşartı olannamazı gereken dikkat ve özenigöstererek, dosdoğru ve aksatmadankılar,Yaratıcıyla ar alarındaki gönül ve kulluk bağını—günde en az beş kere huzurunda durarak—süreklicanlıtutarlarvekendilerineverdiğimizrızıktan,y an io güzel nîmetlerden bir kısmınıtoplum yararına fedâkârca paylaşarak, Allah içinyoksullaraharcarlar.

    4. Yine onlar, o takvâ sahipleri, hem sanagönderilenbusonilâhîvahye,hemdesendenönceki elçilere gönderilenTevrat,Zebur, İncil

  • gibi kitaplara ve diğer bütün ilâhî vahiy lere—sonradan eklenmiş, değiştirilmiş kısımlarıhariç—inanırlar. BütünPeygamberlerin ve ilâhîkitapların aynı inanç ve ahlâk ilkelerini getirdiğini,hepsininaynıkaynaktangeldiğinibilirler.Âhiretinvarlığına da tüm kalpleriyle iman ederler.Dünyahayatının geçici olduğuna,Allah’ın şaşmazadâleti gereğince tüm insanları yeniden dirilterekiyilikleriödüllendirip, kötülükleri cezalandıracağınaiçtenlikle inanır ve bu inanca uygun davranışlargösterirler.

    5. İşte, Rablerinin gösterdiği dosdoğruyoldayürüyenleronlardır, dünya ve âhirettekurtuluşaerecekolanlarda,yineonlardır.

    6. Allah’tan gelen bu mesajı örtbas ederek,hakîkati bile bileinkâr edenlere gelince, senonlarıuyarsandauyarmasandaonlar içinbirdir, inanma zl a r .Çünkü kibir, ihtirâs,bencillik, inatçılık gibi psikolojik saplantılar,kendileriyle hakîkat arasında aşılmaz bir engelolmuştur.

  • 7. Allah, onların kalplerini ve kulaklarınımühürlemiştir. Gö zlerinin üzerinde de,hakkı görmelerine engel mânevîbir perdebulunmaktadır.Allah’ın koyduğu yasalargereğince, bilerek ve ist eyerek inkârı tercihettikleri için, doğuştan sahip oldukları ‘hakîkatikeşfetme’yeteneklerizamanlakörelmişve işlevinigöremez hâle gelmiştir. İşte onlar için,dünyadada,âhirettedebüyükbirazapvardır.Kur’an’ınrehberliğinden yüz çeviren toplumlar, dünyadaahlâkî çöküntüler, ruhsal bunalı mlar, toplumsalçalkantılar gibi felâketlerle karşılaşacak ve nihâyetâhirette,ebedîazâbamahkûmedilecektir.

    Ama insanlar Kur’an-ı Kerim karşısında herzamanyamüttakiMüslümanveyaaçıkvenetkâfirdurumundadeğiller:

    8. İnsanlar arasında öyle kimseler de vark i ,gerçekteinanmadıkları hâlde, “Bi zdeAllah’a ve âhiret gününe inanıyoruz!”derler.

  • 9. Böy lece,Allah’ı ve inananlarıgüyakandırmaya çalışırlar. Oysa yalnızcakendilerini kandırırlar, fakat farkı ndadeğiller.

    10.Çünkü kalplerinde,kibir, inat, nankörlük,bencillik,ahlâksızlık gibi sebeplerlemeydana gelenveonlarıgerçekimanaulaşmaktanalıkoyanmânevîbirhastalıkvardır.Allahdakötüniyetlerindendolayı,hastalıklarını iyice artırmıştır. Doğrubir inanç ve güzel davranışlarlatedavi etmedikleribu hastalık, ilâhî yasalara göre zamanlamüzminleşerekonlarıfecîâkıbetleyüzyüzegetirir:Sürekli yalan söyledikleri için, onlara canyakıcıbirazapvar!

    İkiyüzlüleri,şuözelliklerindentanıyabilirsiniz:

    11. Onlara “Yeryüzünde bo zgunculukyapmayın, bireysel ve toplumsal hayatın ızımenfaatvekazançölçülerinegöredeğil,Kur’an’ınbelirlediğiadâlet,doğrulukveerdemlilikesaslarınagöre düzenleyin!” denildiği zaman,

  • —ellerindeki değer ölçüleri, kriterler bozukolduğundan—“Hayır,bizancakdüzeltici,ıslahedicikimseleriz,iyiliktenvegüzelliktenbaşkabiramacımızyoktur!”derler.

    12. İyi bilin ki, onlar bozguncuların takendileridir fakat bununfarkında değiller.Çünkü ilâhî vahyin yol göstericil iğinden yüzçeviren bir toplumda, iyi-kötü, doğru-yanlış,güzel-çirkin, faydalı-zararlı gibi ölçülerin, insânî veahlâkîdeğeryargılarınınyozlaşmasıkaçınılmazdır.

    13. Yine onlara, “Gelin şu ikiyüzlülüktenvazgeçin ve diğer mümin insanların inandığıgibisizdehakdineyürektenimanedin!Bırakınartık şu kibir ve inâdı da, vahyin sesine kulakvererek Hakk’ın emrine teslim olun!” denildiğizaman,“Neyani,şu akılsızlarıninandığıgibimi inanal ım?Sınırsız zevk ve eğlence içindehayatı doyasıya yaşamak varken; doğruluk,erdemlilik, fedâkârlık gibi safsatalarla ne diyekeyfimizi bozalım? Hem o dar kafalı, yobazinsanlarla aynı inancı paylaşmak bizim gibi üstün

  • kişiliklereyakışırmı?”derler.

    İyibilinki,onlargerçektenakılsızların takendileridir; ne var ki,b u nu nbilincindedeğiller.

    14. İnananlarlakarşılaştıklarızaman,“Bizde inanıyoruz!” derler. Fakat onları perdearkasından yönetenşeytan lar ıy la ,yanikendileriniyönlendiren liderleriyle,akılhocalarıylabaş başa kalınca da, “Aslında biz sizinyanınızdayız, bakmayın Müslümanlıktan demvurduğumuza; böyle yapmakla, onlarla sadecealayediyoruz!”derler.

    15.Oysaasıl,Allah,onlarlaalayetmekte,hak vehakîkat karşısında takındıkları buküstahçatavırlarından dolayı, yüreklerindeki son imankalıntılarını da yok eder e konları azgınlıklarıiçindebocalarbirhâldebırakmaktadır.

    16. İşte bunlar, dosdoğru cennete ulaştırandoğru yolu terk ederek, cehenneme gidenyolu,sapıklığıtercihedenkimselerdir.Fakat

  • bu değiş tokuştandünyevîbir kazanç eldeedemedikleri gibi,hidâyete ermekten demahrumkalmışlardır.

    Kur’an ışığından yüz çeviren bu münâfıklarındurumunu,bakınşumisalnegüzelanlatıyor:

    17. Onların durumu, ateş yak ıp etrafıgüzelce aydınlatmaya çal ışan bir adamınçevresinde toplanıp, ateşin aydınlığı ndan istifadeeden insanlarınhâlinebenzer. Buörnekte ateşyakankişiHz.Muhammed; yaktığı ateş de, güneşgibiparlakmesajıyla inkârvecehâletkaranlıklarınıyokedenKur’an’dır:Ateşalevalevyanıpetrafınıaydınlatmaya başlayı nca, adâlet ve doğrulukilkelerine dayalı İslâm sistemi topluma egemenolmayabaşlar.Budurum,adâletes usamışmazlumhalkısevinceboğarken,karanlıkortamdahertürlüzulümvehaksızlığı yapmaya alışmışolan zâlimleriçileden çıkarır. Herkes gibi ışığı gören vebaşlangıçta iman etme imkânına sahip olan buinsanlar; kibir, ihtirâs, kıskançlık, çıkarcılık gibisebeplerle ilâhî mesaja karşı düşmanca tavır

  • takınırlar. Kan ve gözyaşıyla beslenen kölelikdüzenlerinin sarsılmaya başladığını görünce de,ışığa karşı amansız bir savaş başlatırlar. Bununüzerine, Allah’ın insan için varettiği yaratılışkanunları devreye girer:Allah,bu nankörleringözlerinin nurunuve hakîkati görmeyeteneklerini ellerinden gerialarak, onlarıkaranlıklar içinde bırakırve böylece, ışıkkaynağınınyanıbaşında,kopkoyuinkârkaranlığınagömülürler. Öyle ki, artık en apaçık delilleri, enaçıkmucizeleribilegörmezler.

    18.Çünküonlar,mânevîbakımdansağırdırlar,gerçeği işitmeye tahammülleri yoktur,dilsizdirler, gerçeği, doğruyu itiraf etmektençekinirler, kördürler, apaçık hakîkatigörmezlikten gelirler.Bu yüzden,inkârcılık veikiyüzlülükten vazgeçmez, bir zamanlar terkettikleriimanaartıkdönmezler.

    On yedi ve on sekizinci ayetlerde, tamameninkârasaplanmışikiyüzlüleranlatıldı.Ondokuzveyirminci ayetlerde ise, henüz inkârda karar

  • kılmamış,fakatçıkarkaygılarıylainançileinançsızlıkarasındabocalayıpduranbirbaşkamünâfıktipielealınıyor:

    19. Yâhut onlar; göklerin gürlediği,şimşeklerin çaktığı zifiri karanlık birgecede; gökten boşananşiddetliyağmuratutulmuş kimselerebenzerler: Ölümkorkusunun verdiği dehşetle, yıld ırımlaraka r ş ıgüya korunabilmek içinparmaklarınıkulaklarına tıkarlar.Oysa neyaparlarsanâfile,ç ü n küAllah, inkârcıları çepeçevre sarıpkuşatmıştır.

    20. Şimşek neredeyse gözlerini köredecek; önlerini her aydınlattığında, onunışığında yürürler; üzerlerine karanlıkçöküncede,olduklarıyerdeçakılıpkalırlar!

    Allahdileseydi,ötekiazgınmünâfıklarayaptığıgibi,bunlarındaişitmevegörmeyeteneklerinitamamenyokedebilirdi.Öyleyse,henüzfırsatvarken gaflet uykusundan uyansınlar; akıllarını ve

  • gönüllerin iKur’an nuruyla aydınlatıp apaçıkgerçeğe iman etsinler! Zulüm ve haksızlıktanvazgeçmedikleri takdirde,Allah kalplerini öyle birkarartırki,birdahaimanetmefırsatıbulamazlar.

    Öyleya,Allah’ınherşeyegücüyeter.

    Bu tip münâfık, bilgisizlik ve inkârcılıkkaranlığında bocalarken İslâm dâvetiyle yüz yüzegeliyor: İnsanlara adâleti ve mutluluğu sunan budin, aynı zamanda bir çok tehlikelere göğüsgermeyi de emretmekte, dahası, bu emreuymayanları ilâhî azapla tehdit etmektedir.Münâfık, yolunu aydınl atan bu uyarılardanyararlanmak yerine, güya kendini korumak içinbunlarıduymazlıktan,görmezliktengelir.Buaradaİslâm’ın sunduğu güzellikleri gördükçe, onasempati ile bakmadan da kendini alamaz. Fakatdoğruluğun ve adâletin egemen olması içinmücâdele edip fedâkârlık göstermek gerekince,derhâlyüzçevirir.

    İşte, ikiyüzlülük ve inkârcılıkbaştaolmaküzere,

  • bütün kötülüklerin yeryüzünden silinip tamamenyokedilmesiiçin:

    21. Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileriyaratanRabb’inizekullukedinki, insanıhemdünyada, hem de âhirette perişan edenkötülüklerdensakınıpkorunabilesiniz.

    22. OAllahki, sizin içinyeryüzünürahatçayaşayabileceğinizbirdöşek, göğü dekoruyucubirkubbeyaptı;ayrıcagöktensağanaksağanaksu indirdi ve onun sayesinde, size rızıkolmak üzer eyeryüzünde çeşitli ürünleryetiştirdi. O hâlde,bütün bunlarıbile bileAllah’aeşkoşmayın!SadeceO’nakulköleolun,O’ndan başka hiçbir otoritenin hükmüne boyuneğmeyin! Birtakım sahte ilâhları, itaat edilecekmutlak otorite kabul ederek veya geçici dünyadeğerlerini,hayatınbiricikölçüsühâlinegetirerekAllah’aortakkoşmayın!

    23. Eğer kulumuza,üstelik Peygamberolmadanönceokumayazmasıbileolmayanelçimiz

  • Muhammed’eindirdiğ imizKur’an hakkındabir şüpheniz varsa,y a n i“Aslında inanmakistiyoruz, ama içimizdeki kuşkulara engelolamıyoruz!” diyorsanız, haydi onun ayarındabir tek sûremeydana getirin;güzellik vedoğrulukt aKur’an’a denk, onunla boyölçüşebilecek bir tek sûre yazın;istersenizAllah’tan başka bütün şahitlerinizi deyardıma çağırın,becerisine güvendiğiniz bütüninsanları toplayın ve aranızda yardımlaşarak,Kur’an’dakilere benzer bir tek sûre oluşturun,eğeriddianızdasamîmîiseniz!Öyleya,mademKur’an’ın insan ürünü bir kitap olduğunu iddiaediyorsunuz, öyleyse siz deona benzer bir kitapmeydanagetirin!

    24. Şayetbunu yapamazsanız —ki hiçbirzaman yapamayaca ksınız— o hâlde, yakıtıinsanlar ve taşlar olan,yan itaptıkları taştan,tunçtan putlarla birlikte zâlimleri yakıp kavuracakderecede müthiş sıcak olan ve inkârcılar içinhazırlananoateştensakının!

  • İslâmdavasınıyoketmekiçinheryoludeneyenmüşrikler, bu meydan okuma karşısında sessizkaldılar,cevapverem ediler. Oysa Kur’an ayarındabir kitap, hiç d eğilse bir tek sûre yazabilselerdi,Muhammed’i susturup iddiasını çürütecek,böylece canlarını, mallarını ve evlatlarını fedâettikleri uzun ve meşakkatli bir mücadeleyekatlanmak zorunda kalmayacaklardı. Üstelikaralarında meşhur şairler, hatipler, ediplerbulunuyordu. Buna rağmenKur’an’a nazireyapmaya teşebbüs dahi etmediler. Çünkü onunbeşer üstü bir kaynaktan geldiğini biliyor, amakibir ve inatlarından dolayı hakikati inkârediyorlardı. EğerKur’an’ın benzerini meydanagetirmeye güçleri yetseydi, elbette bunuyaparlardı. Fakat yapamadılar ve aslayapamayacaklar!

    Ey insanlar! Bu meydan okuma karşısındakiâcizliğin iz,Kur’an’ın bir insan veya topluluktarafından uydurulmuş olduğuna dairşüphelerinizigidermeliveonunAllah’tangelenhakbir kitap olduğuna iman etmelisiniz. Böylece,

  • inkârcılar için hazırlanmış olan o korkunçcehennem ateşinden kurtulmakla kalmayacak, şuilâhîmüjdeyidehaketmişolacaksınız:

    25. İmanedipgüzeldavranışgösterenleremüjdele; onlar için,yemyeşil ağaçl arınınaltından ırmaklar çağıldayan cennetbahçeleri vardır. Onlara ne zaman rızıkolarakoradanbirmeyvesunulsa,“Bizbunudahaöncedetatmıştık!”diyecekler.Çünküonlara, hep birbirine benzer nîmetlerverilmiştir. Âhiretnîmetleri,—çokdaha lezzetlive üstün olmakla birlikte— dünyadakilerebenzeyecekvehertadıld ığında, bambaşkabir tatvelezzetteolacaktır.

    Ayrıca, onlar için orada tertemiz eşlervardır ve onlar sonsuza dek oradayaşayacaklardır.

    İşteAllah,sizieğitipolgunlaştı rmaküzere,çeşitlimisallerle size öğütler verir. Gerektiğindesivrisinekten, karıncadan,örümcekten, arıdan söz

  • eder. Fakat ilâhî hi kmetten nasip almamış bazıcâhiller, bu misallerin özünde y atan gerçeklerüzerinde kafa yoracakları yerde, sırf itiraz etmişolmak için, A llah’ın böyle ‘basit ve değersiz’varlıklardanbahsetmesinibireksiklikveayıpolarakniteliyor,içindeböyleörneklerbulunanbirkitabınilâhîkaynaklıolamayacağınıönesürüyorlar.

    26.OysaAllah,insanlarayolgöstermekiçinbirsivrisineği de,küçüklük bakımındanonunüzerinde olan bir şeyi de örnek vermeyiayıp görmez. İnananlar, bununRab’lerinden gelen bir gerçek olduğunubilirler.İnkâredenlerise, küçücükbirsineğinbedenineyerleştirilmişolağanüstü,taklitedilemezilâhîyapıyıgörüpde,Yarat anınsonsuzilim,hikmetve kudreti karşısındaacizliklerini idrâk edereksecdeyekapanacaklarıyerde:

    “Allah bu örnekle ne demek istemişacaba?Böyle sinek, örümcek, karınca, arı gibi‘değersiz’ şeylerden bahsetmek ve hayatımızdakibu kadar basit ayrıntılarla uğraşmak Allah’ın

  • hikmetineveşânınayaraşırmı?Allahbiziy aratmışveserbestbırakmıştır,nediyehayatımızakarışsınki?”derler.

    İşte Allah, bu örneklerle bir çok kimseyisaptırır, bir çoklarını da doğru yola iletir.Fakat bunlarla, bile bile kötülük ve çirkinliğitercih ederek sapıklığı hak eden ofâsıklardanbaşkasını da saptırmaz .İman sahipleri, buhikmetdolu ayetleri düşünüp ibret alarak doğruyolubulurlar;önyargılıvekötüniye tli insanlar ise,sırf itirazedebilmek için bumisallere takılıp kalır,küçükveönemsizgördükleri buörneklerdenicederslerveibretlerolduğunukavrayamazlar.

    Peki,kimdirbufâsıklar?

    27. Onlar,Allah ile yaptıkları antlaşmayı—hem de onuyeminlerle pekiştirmelerinerağmen— bozar lar.Allah tarafından içdünyalarına yerleştirilen doğruluk ve iyiliğeçağıransesiduymazlıktangelir,bilebilekötülüğütercih ederler. Allah’ın adıyla yemin ederek

  • verdiklerisözlerdencayar,hiçbirahitveantlaşmatanımazlar. Bir de,Allah’ın varedilmesiniemrettiği ilişkileri kesip atarlar. Akraba,komşu, yoksul, yetim ve ya rdıma muhtaçkimselere gereken ilgi ve yakınlığı göstermek gibitümbağlantıları,ilişkilerikesmeyeçalışırlar.Ayrıca,insanilevahiyarasındaki ilgiyi,bağı vebütünlüğükeserek insanı köksüz, temelsiz, başıbozuk birvarlıkhalinegetirmeyeçalışırlar. Veye ryüzündefitnevebozgunculukçıkarırlar.

    İşte ,dünyada da âhirette de kaybedenlerbunlardır.

    28. Ey gâfiller; nasılolur da Allah’ı inkâredersiniz?Hangi yüzle Allah’a karşı nankörlükeder, söz ve davranışlarınızla O’nun ayetleriniyalanlamayakalkarsınız?Oysasizölü idinizde,size hayat verdi. Cansız, ruhsuz bir topraktan,şucanlıbedeniniziyarattı.Sonrasiziöldürecek,sonra yeniden diriltecek ve sonunda,yaptıklarınızınhesabını vermek üzereO’nadöndürüleceksiniz.

  • Evet,nasılolurdaAllah’ıinkâredersiniz?

    29. O Allah ki, yeryüzünde ne varsahepsini sizin için yarattı; sonraemir veirâdesinigöklere yöneltti ve onları iç içe yeditabakadan oluşan yedikat gök şeklindemükemmel bir ölçüyledüzenledi.HiçkuşkusuzO,herşeyieniyibilendir.

    Yeryüzünün yaşamaya elverişli kılınm asındansonra,insanlığınyaratılışınagelince:

    30. HanibirzamanlarRabb’inmeleklere:“Ben, yeryüzünde bir halîfe yaratacağım.Bendenalacağı yetki ve güçle yeryüzündebenimadıma hüküm verecek, Benim emirlerimiyaratılmışlar üzerinde uygulayacak insanıyaratacağımve onu bir halîfe, bir temsilci olarakyeryüzünde görevlendireceğim!” demişti.İnsandenen varlığın böyle büyükbir yetki ve irâde iledonatılmasının, bu yetk inin kötüye kullanılmariskinideberaberindetaşıdığınıdüşünenve—32.ayetten öğrendiğimiz gibi— insan hakkında

  • Allah’ınverdiğibilgileredayananmelekler:

    “Yeryüzünde bozgunculuk yapacak vekan dökecek kimseler mi yaratacaksın?Oysa bizler, seni övgüyle yüceltipkutsamaktay ız .Tabîatımıza yerleştird iğin busaflık, bizi hilâfete daha lâyık kılmaz mı? Yoksagörevimizdebirihmal,bireksiklikmisözkonusu?!Doğrusu, insanı yaratmandaki hikmet ve sebebikavrayamadıkeyRabb’imiz!”dediler.Allah:

    “Kuşkusuz ben, sizin bilmediklerinizib i l ir im!Halîfelik görevinin insana verilmesikonusundabenimbildiğim,fakatsizinbilmed iğinizçokşeyvar!”dedi.

    31. Ve Allah, Âdem’e bütün isimleriöğretti.Adem’e eşyayı değerlendirme imkanıverdi.Va rlıklar ilesembollerarasındazihinsel bağkurma yeteneği bağışladı; varlıkların niteliklerini,işlevlerini araştırıp öğrenme, eşyayı kullanma veböylecevarlıklarüzerindetasarrufedebilmegücüverdi.Sonra onları,yan ibu isimlerin karşılığı

  • olanvarlıklarımelekleregöstererek:

    “Eğersözünüzde haklı iseniz, haydi buvarlıkların isimlerinive özelliklerinibanasöyleyin!”dedi.

    32.Melekler:“Hâşâ!”dediler,“Senihertürlüeksiklikten, noksanlıktantenzih ederiz! Biz,Seninbizeöğrettiklerindenbaşkahiçbirşeybilemeyiz;herşeyibilensonsuzilimvehikmetsahibiancakSensin!”

    33.BununüzerineAllah:

    “Ey Âdem, şu varlıkların isimlerinimeleklere bildir!” dedi. Âdem, onlarınisimlerini meleklere bildirince,Allahmeleklere:

    “Ben size, ‘Göklerin ve yerin gaybınıyalnızcaBen bilirim ve dilediğime, dilediğimkadaröğretirim;hemaçığavurduğunuz,hemde gizlediğiniz her şeyi yine Ben bilirim!’dememişmiydim?”dedi.

  • İşte burada, insanın baş düşmanı olacak İblîsortayaçıkıyor:

    34. Hani meleklere: “Karşısında saygıylaeğilmek sûretiyle, Âdem’e secde edin!”demiştik. Bunun üzerine, melekler Allah’ınemrine boyun eğereksecde ettiler; ancakmeleklerin arasında yaşayan ve aslen bir cin olanİblisemrimizekarşı geldi,kendisini Âdem’denüstün görerekkibre kapıldı vebunankörlüğününsonucunda,ilâhîemrebaşkaldırankâfirlerdenbirioldu!

    35.Daha sonradedikki:“EyÂdem,senveeşincennetteyerleşin.Oradakinîmetlerdendilediğiniz kadar, serbestçe yiyeb ilirsiniz.Fakatkendinizi başıboş, müstakil ve kayıtsızzannetmeyesiniz ve size bahşettiğim özgürirâdenin sınırsız olmadığını size dâimâ hatırlatsındiye meyvesini yasakladığımşu ağaca sakınyaklaşmayın, yoksa büyük bir suç işleyerekkendinizezulmetmişolursunuz!”

  • 36. Derken şeytan,nurdan bir örtü ilegözlerden gizlenmiş olan mahrem yerlerini açıpkendilerine göstermek ve böylece şehvetduygularını kamçılayıp onları günaha sürüklemekiçin,Âdem ileHavvâ’nınkalbine vesvese vererekdedi ki: “Rabb’inizin size bu meyveyiyasaklamasının tek sebebi, tanrısal güçlere sahipbirer melek veya sonsuz bir hayat sahibiolacağınızdan endişe duymasıdır.Allah adına andiçerimki,bunusırfsiziniyiliğ iniziçinyapıyorum!”(7.Ârâf:20,21 )Böylece,onlarıaldatarakyasakağaçtan yemelerine, bunun sonucunda dacennetten çıkmalarına sebep oldu. Biz de“Birbirinize düşman olarak ininyeryüzüne.Artıkhayatyeryüzünde,orayayerleşecekvebelli bir süreye kadar oradayaşayacaksınız!”dedik.

    37. Bununüzerine,Âdem yaptığına pişmanoldu, nasıl tövbe edeceğini kendisine öğretenRabb’inden hikmetli sözler alıp öğrendi ve“EyRabb’imiz, biz kendimize zulmettik! Eğerbizibağışlamaz, bize merhamet etmezsen, mutlaka

  • kaybedenlerden olacağız (7. A’râf: 23 )!” diyerekO’na yalvardı.Böylece,Allah daonubağışladı.Çünkü O, tövbeleri kabul edendir, çokmerhametlidir.

    Aslında İblîs de bir günah işlemişti, Âdem de.Fakat İblîs günahındadiretirken, Âdem günahınınezikliğini yüreğinde hissederek Rabb’i karşısındaboyunbüküpsuçunuitirafetti.İblîs’inyaptığıgibikibre kapılmadı, günahını bir başka günahla telâfîyolunadagitmedi, aksine, içtenlikle tövbeederekRabb’inin sonsuz merhametine sığındı. İşte buyüzdenÂdem,bir“Peygamber”;İblîsise“şeytan”oldu.

    Derken Âdem, asıl yaratılış gayesiolan halîfelikgöreviniyerinegetirmeküzere,cennettençıkarılıpyeryüzüne gönderildi. Bu, “işlediği günahıncezasınıçekmek”içindeğildi.Çünküzatentövbesikabuledilmiş,suçudabağışlanmıştı.

    38. Âdem ve Havvâ şahsında bütün insanlığases len erekdedik ki: “Hepinizoradan

  • yeryüzüneinin! Artık Benden size bir yolgöstericigelince,kimlerbenimgösterdiğimyolda yürürse, işte onlarHesap Günündenekorkuyakapılacak,nedeüzülecekler!”

    39. “ F a k a tBenim yol göstericiliğimireddederekinkârasaplananlaraveayetlerimiyalan sayanl ara gelince, işte onlar, içindeebedî kalmak üzere ateşe mahkûm olankimselerdir.”

    Hz. Âdem’den bu yana, bu m esajı insanlığaduyuranbirçokelçivekitapgönderildi. İşte ilâhîdâvetin son temsilcisi: Hz. M uhammed (s) veKur’an-ı Kerim! Ve bu mesaj sadece Araplaradeğil,Allah’ınirâdesineboyuneğdiğiniönesürenİsrail Oğulları başta olmak üzere, tüm insanlığaseslenmektedir:

    40. Ey İsrail Oğulları, size bahşettiğimnîmetleri hatırlayın. Siz Bana ve rdiğinizsözü tutun ki, Ben de size verdiğim sözütutayım. Size dünya ve âhirette mutl uluk

  • bahşetmemiistiyorsanız,gönderdiğimtümelçilereimanedin.Budünyanıngelipgeçiciçıkarendişelerisizi inkâra ve zu lme sürüklemesin, zâlimlerintehditlerine de aldırmayın; başkasından değil,sadeceBendenkorkun!

    41. Yanınızda bulunanTevrat’ın tahrifedilmemiş kısımlarını onaylayıcı olarakindirdiğimizbusonvahyeimanedinveonuinkâr edenlerin ilkive öncüleri siz olmayın!Ben imgerek Tevrat, gerek İncil ve gerekseKur’an’daki ayetlerimi, servet, makam, şan,şöhret gibibasitmenfaatlerle değiştirmeyinvebaşkasındandeğil,sadeceBenden,banakarşıgelmekten—yaniBenimrızamı, sevgimi kaybedipazabımauğramaktan—sakının!

    42. Hakkı bâtıl ile bulandırmayın ve bilebile gerçeği gizlemeyin! Hiçbir dayanağıolmayan yorum ve iddialarınızı Kur’an-ı K erim’ekarıştırarak,gerçekleriçarpıtmayın!

    43. Namazı dikkat ve özenle kılın, zekâtı

  • verin veAllah’ınhükümlerineboyun eğenşumüminlerlebirliktesizdeboyuneğin!

    Başkalarına iyilikten, doğruluktan dem vuruyor,fakat kendiniz en büyük kötülükleri yapmaktançekinmiyorsunuz!

    44. Siz insanlara iyiliği öğütler de,kendinizi unutur musunuz? OysaKutsalKitabı okuyup duruyorsunuz, hiç aklın ızıkullanmazmısınız?

    O hâlde, gelin şu anlamsız inattan vazgeçin deRabb’inizeyönelin:

    45. Sabırla ve namazlaO’ndanyardımdiley in .Yaratıcınızla ar anızdaki gönül bağınısürekli canlı tutun; yeryüzünde adâlet vedoğruluğu egemen kılma uğrunda verdiğinizmücâdelede, zorluklar karşısında asla yılgınlığakapılmadan, umudunuzu ve direncinizikaybetmeden hedefe doğru adım adım ilerleyin!Hiç kuşkusuz bugörev, Allah’a saygıylaboyun eğenlerden başkasına elbette ağır

  • gelecektir.

    46. O saygılıkimseler ki, Rablerinekavuşacaklarını;eninde sonunda O’nadöneceklerini bilirve hayatlarını buna göreşekillendirirler.

    47. Ey İsrail Oğulları; size verdiğimnîmetlerive ilâhî yasalara itaat ettiğiniz sürece,sizi tüm insanlara nasıl üstün kıldığımıhatırlayın!

    48. Ve öyle birGünden sakının ki, o günhiç kimse bir başkası adına bedelödeyemeyecek, hiç kimsenin başkasınınkurtuluşuiçinaracılık,yanişefaatetmesineizinverilmeyecek,Allah katında sözü geçtiğivarsayılan hiçbir varlık, insanları hak ettiklericezadan kurtaramay a c a k ,hiç kimsedenkurtuluş fidyesi kabul edilmeyecek ve ilâhîyardımı hak etmeyen hiç kimseye yardımedilmeyecektir.

    Şefaat, bir suçlununcezadan kurtarılması için

  • aracılık etmektir. Kur’an, ancak Allah’ın dilediğikimselerin(10. Yûnus:3, 20 . Tâhâ:109,34 . Sebe:23,53 . Necm:26), yine ancakO’nun izin verdiğikimselere (21. Enbiyâ: 28) şefaat edebileceğinibildirmiştir. Bu yü zden, aracıları memnun etmekiçin değil, Allah’ın rızasını kazanmak için çabagösterilmeliveşefaat,yalnızcaO’ndanistenmelidir.

    49. Ey İsrail Oğulları! Sizi Firavun veordusundan nasıl kurtardığımızı dahatırlayın: Hani size en acı işkenceleriçektiriyorlard ı ;nüfusunuzun artmasınıengellemek içinoğullarınızı boğazlıyor,kadınların ı z ıutanç verici işlerde kullanmaküzeresağbırakıyorlardı.

    İşte bütün bunlarla, Rabb’iniz sizieğitipolgunlaştırmak ve böylece insanlığı doğru yolaileten örnek ve öncü bir toplum yapmak üzereçetinbirsınavdangeçirmekteydi.

    50. Hani sizin içinKızıldeniz’i yarıp sizikurtarmış, Firavun ve adamlarını da

  • gözlerinizinönündeboğmuştuk.

    51. Hani Mûsâ ile,huzurumuza çıkıp ilk ilâhîemirlerialmaküzere,Sînâdağınagelmesiveorada,kırkgünkırkgeceboyuncabubüyükbuluşmayaruhenhazırlanmasıiçinsözleşmiştik.Fakatsizonun ayrılmasından sonra,kendi ellerinizleyaptığınız birbuzağıya tapar a kkendinizezulmetmiştiniz.

    52. Fakat tüm bunlara rağmen,şükredesinizdiyesiziyinedebağışlamıştık.

    53. Ve hani, dosdoğru yolda yür ümeniziçin Mûsâ’ya,Tevrât denilenKitabı vedoğruve eğrinin, güzelin ve çirkinin, iyi ve kötününmutlak ve şaşmaz ölç üsü olan vahiy bilgisiylebeslenenanlayış ve idrâk kabiliyetini, yaniHakvebatılın ne olduğunu farkettiren özelliği, furkânıbahşetmiştik.

    54. Hani Mûsâ kavmine, “Ey kavmim!”demişti, “Siz o buzağıya tapınmaklakendinize yazık ettiniz! O hâlde,

  • yaratıcınızayönelerektövbeedinveiçinizdenputa tapanları cezalandırmak üzer ebirbiriniziöldürün!Ayrıca,içinizdeki kötü eğilimlerinizi,bencil duygularınızı öldürerek ruhunuzu terbiyeedin .Bu,Yaratıcınız k atında sizin için eniyisidir.”

    Bunun üzerine, tövbe edip yeniden hakkayöneldiniz ve Rabb’iniz de sizleri bağışladı.Çünkü O çok bağışlayıcı, çokmerhametlidir.

    55. Ey İsrail Oğulları!Yinebir zamanlarsiz,birçok mûcizeye bizzat şâhit olduğunuz hâlde,“Ey Mûsâ!” demiştiniz, “Biz apaçık birşekilde Allah’ıkarşımızdagörmedikçe, sanaasla inanmayacağız!” Bunun üzerine,gözlerinizinönündeçakarak,hepinizicansızbirhâlde yerlere seren korkunç biryıldırım siziyakalayıvermişti.

    56. Sonra da şükredesiniz diye, siziölümünüzün ardındanmûcizevî bir şekilde

  • yenidendiriltmiştik.Bumûcize, aynı zamanda,ahlâkî değerler ve toplumsal dinamiklerbakımındanölenbir toplumun, ancak ilâhî vahyinyol göstericiliği sayesinde yeniden hayatakavuşabileceğini gösteren çarpıcı bir örnekolmuştu.Nitekim:

    57.Çöllerin kavurucu sıcağından sizi korumakiçin bulutları üzerinize gölgelik yapmış ve“Sizeverdiğimizgüzelnîmetlerden yiyin!”diyerek size kudret he lvası ve bıldırcıngöndermiştik. Sizi gökten çiğ damlası gibidökülen,yerdenmantargibibitentatlıbirgıdavebıldırcınetleriylebeslemiştik.

    Amabuncanîmetlerekarşılıknankörlük ettiler.Ancak onlar, böyle yapmaklabize değil,yalnızca kendilerine kötülük ediyorlardı.Şöyleki:

    58. H a n ibir zamanlar İsrail Oğulları’nademiştikki:

    “Halkızâlimolanşuşehregir iporayı fethedin

  • veoradabulunannîmetlerdendilediğinizgibi,serbestçe yiyiniçin fakat şehri ele geçirdiğinizz am an ,kapısından kibir ve çalımla değil,“Hıtta!”yani, “Bağışla bizi, ey Rabb’imiz!”diyerekalçakgönüllülükle, saygıyla eğilerekgirinveinsanlarakarşıaffedici,bağışlayıcıolunki,biz de sizin günahlarınızı bağışlayalım.Unutmayın, doğru ve yararlı davranışgösterenleri,hak ettiklerinden çok dahafazlasıylaödüllendireceğiz.”

    59. Amaiçlerindekizâlimler, kendiler inesöylenenleri başka sözlerle değiştirdiler.İşlerine gelmediği durumlarda, Allah’ın ayetleriniyadeğiştirdiler,yada içleriniboşaltıpkeyiflerinceyorumlayarak kendi arzu ve heveslerineuydurdular.Bizdeisyankârlıklarındandolayı,o zâlimlerin üzerine gökten korkunç birazapindirdik.

    60. Hani Mûsâçöldeyken, halkıiç inAllah’ayalvarıpsuistemiştide,ona:

  • “Âsanla şu taşa vur!” demişt i k .Mûsâ,âsasıylaotaşavururvurmaz,derhâloradanoniki pınar fışkırmış veon iki boydanher biri,diğerinin hakkına saldırmaks ız ın ,kendi suiçeceği yerikolayc aöğrenmişti.O zamanbuyurmuştuk ki:“Allah’ın nîmetlerindenyiyin, için; sakın yeryüzünde bozgunculukyaparakfitnevekargaşaçıkarmayın!”

    61. Ey İsrailOğulları!Hani siz,“EyMûsâ!”demiştiniz, “Bir tekçeşit yemeğe artıkdayanamayac ağ ı z ,her gün aynı yemeğiyemektenbıkıpusandık!Artıkogökteninenilâhînîmetleri de istemiyoruz,bizim için Rabb’ineduâetde,bizeMısır’da olduğu gibi topraktayetişen sebze, salatalık, sarımsak,mercimek, soğangibi çeşitli yiyeceklerçıkarsın; biraz da keyfimize göre, lüks ve refahiçerisindeyaşayalım!”BununüzerineMûsâ:

    “Şimdi siz üstün bir nîmeti, aşağılık birşeyle mi değiştirmek istiyorsunuz?Allahyolundaözgürce ve onurlu bir şekildemücâdele

  • edip cenneti kazanmak yerine, M ısır’da köleykeneldeettiğinizolüks,fakatonursuzhayatımıtercihediyorsunuz?O hâlde, haydi Mısır’a dönün,istedikleriniz orada var, bol bol sebzemeyveyersinizfakatbelânızıdabulursunuz!”dedi.

    Böylece, Allah’ın gazâbına uğrayarakaşağılık ve perişanlığa mahkûm edildiler.Ç ü n k üsözleri ve davranışlarıylaAllah’ınayetlerini inkâr ediyor, haksız yerePeygamberleri öldürüyorlardı. İlâhîhükümlere çağıranPeygamberlere ve onlarınizinden giden dâvetçilere hayat hakkı tanımıyor,onların toplumdaki saygınlık ve etkinliklerini yoketmeye çalışıyorlardı. Bunun da sebebi, isyanetmeleriveazgınlıktapekaşırıgitmeleriydi.

    62. Gerçek şu ki;Kur’an’ aiman ettikleriniiddiaedenler, Hz.İsa’ya ve Hz. Muhammed’einanmadıkları hâlde, Allah’ın seçkin ve imtiyazlıkulları olduklarını öne sürenYahudiler, SonElçiyiinkâredenveİsa’nınAllah’ınoğluo lduğunuöne sürenHıristiyanlar, yıldızlara tapan

  • Sâbiiler, Zerdüşt’ün izleyicileri olduklarını iddiaedenveateşetapanMecusilervediğerleri...Evet,hangi dine, hangi ırka ve hangi cemaate mensupolursaolsun,insanlararasındanherkimAllah’aveâhiretgününegereği gibiinanır veO’nunmesajları doğrultusundadoğruveyararlı işleryaparsa, işte onlar, Rabl erinin katındaödüllerinimutlaka alacaklardırve zâlimlerinbaşına bir kâbus gibi çökecek olan o HesapGünündene korku duyacaktır onlar, ne deüzülecekler!

    Hiç kimse, şu veya bu dine inandığını önesürmekle veya herhangi bir ırka, sınıfa, cemaatemensup olmakla kurtuluşa eremez. Cennetegirebilmenin tek yolu, Allah’a ve âhiret gününegereğince inanarak ilâhî prensiplerin ortayakoyduğu biçimde yararlı ve güzel davranışlarortaya koymaktır. O hâlde,Y ahudilerin “Allah’ınseçkin halkı” oldukları iddiası, çirkin bir iftiradanbaşka bir şey değildir. Çünkü Allah katındaayrıcalıklı ve özel bir sınıf veya toplum yoktur.Bununiçindirki:

  • 63. Ey İsrail Oğulları, hatırlayın: HaniAllah’averdiğiniz sözün önemini iyice idrâk etmeniz vebu antlaşmayı bozduğunuz takdirde doğabilecekvahim sonuçları belleklerinizde hep canlıtutabilmeniz için, Sînâdağını yerinden söküp,tıpkı bulut gölgesi gibi tepenize yükselterek,sizdenşukesinsözüalmıştık:

    “Size bahşettiğimizilâhî vahye sımsıkısarılın ve içindekitemel hayat prensiplerinisürekli aklın ızdave gündeminizdetutun ki,yeryüzündeadâlet,barışvehuzurileO’nakulluğusağlayarak kötülüklerden sakınıpkorunabilesiniz.”

    64. Ama bundan sonra siz, yinesözünüzden caydınız. Eğer Allah sizelü t fed ipacımasaydı, gerçekten zararauğrayıp perişan olacaktınız. İşte sizindönekliğinizigösterençarpıcıbirörnekdaha:

    Birzamanlar İsrailOğulları’na,CumartesiGünühiçbirişlemeşgulolmayıpdinlenmeleriveogünü

  • ibâdetle geçirmeleri emredilmişti. Fakat pekçokları,açgözlülükleriyüzündençeşitlihilelerebaşvurarakCumartesiyasağınıçiğnediler.Buyüzdende fiziksel veya ahlâkî yönden maymunadönüştüler:

    65.Nitekim,içinizdenCumartesiYasağınıçiğneyenleri pekâlâ bilirsiniz,açgözlülüklerinincezasıolarakonlara:

    “İhtirasları uğruna tüm insânîdeğerleri ayaklaraltına alan gözü doymaz, onursuz ve kişiliksizaşağılıkmaymunlarolun!”demiştik.

    66. İşte bucezayı; hem o çağdayaşayanlara, hem de sonr adan geleceklereibret verici bir ders, kötülükten sak ınanlariçindeöğütalınacakbirörnekkıldık.

    67. Bir zamanlar Mûsâ,İsrail Oğullarıarasında iyiceyaygınlaşanbâtıl inançlarıyıkmakvebircinâyetolayınıaydınlatmaküzerekavmine:

    “Allah size,bir zamanlar “efendileriniz” olan

  • Mısırlılarıninançlarınagörekutsalsayılanbirinekkurban etmenizi emrediyor!” deyince,onlar:

    “Böyle kutsal bir ineği nasıl kesebiliriz? Senbizimlealaymıediyorsun?”dediler.Mûsâ:

    “Ben, ilâhî buyruklar konusunda gayri ciddîd av r an a r akcâhillik etmekten Allah’asığınırım!”dedi.

    68.Onlar,işiyokuşasürerek:

    “Bizim içinRabb’ineduâetde,barionunnasıl bir inek olduğunu bize açıklasın!”dediler. Fakather itirazedişlerinde iş birazdahazorlaşıyor,yükümlülükleriherseferindebirazdahaartıyordu:

    Mûsâ,“Allahonun,netamamenkocamış,nedepekkörpe, ikisi arasındaorta yaşl ıbirinek olduğunu söylüyor, haydi size verilenemriyerinegetirin!”dedi.

  • 69.Onlaryine:

    “BizimiçinRabb’ineduâetde,bizeonunrenginisöylesin!”dediler.Mûsâ:

    “Allah onun, görenlere hayra nlık verensapsarı, parlak renkli bir inek olduğunusöylüyor!”dedi.

    70.Onlaryine:

    “BizimiçinRabb’ineduâetde,onunnasılbir inek olduğunu bizeiyice açıklasın.Çünkübuinekkurbanetmemeselesikafamızıkarıştırdı,hembunitelikleritaşıyanpekçokinekvar ve hepsi de birbirine benziyor. Ama Allahdilerse,herhâldedoğruyaulaşırız!”dediler.

    71.Mûsâ:“Allahonun,henüzboyundurukaltına alınmamış, toprak sürmeyen, ekinsulamaya n ,her yerdeserbestçe dolaşan,alacasızvebeneksiz, kıs acası tam daMısırlılarcakutsal sayılan özellikleri taşıyanbir inekolduğunusöylüyor!”deyince, onlarnihâyet,

  • daha fazla itirazın kendilerini helâkesürükleyeceğinianlayarak:

    “İşte şimdi gerçeği söyledin!” dediler veistemeyerekdeolsa, ineğiboğazladılar, fakatazkalsınbunuyapmayacaklardı.

    Aslında bu iş için herhangi bir ineğin kesilmesiyeterli olacaktı. Fakat bu insanlar, basit bir inekkesmeemrinibileokadarkurcaladılarki,sonundakendileri de işin içinden çıkamaz hâle geldiler.Öyleyse, size emredilenleri gücünüz yettiğinceyapmalı, olmadık yorumlara dalıp gereksizyükümlülükler icat ederek dini karmakarışık veuygulanamazbirhâlegetirmektenkaçınmalısınız.

    Buineğinkurbanedilişininasılhikmetinegelince:

    72. Hani siz bir cana kıymıştınız da,suçubirbirinizin üzerine atarakbu konudaanlaşmazlığadüşmüştünüz.

    Oysa Allah, gizlediklerinizi o rtayaçıkaracaktı.Bununiçinde:

  • 73.“Bununbirparçasıylaona, yanikurbanedilen ineğin bir parçasıyla, öldürülen kişinincesedinevurun!”dedik.Mûsâkesilenineğinbirparçasınıcesedevurunca,ölümûcizevîbirşekildedirilerek kendisini kimin öldürdüğünü söyledi.İşte Allah, ölüleri böylekol ay c adiriltir;aklınızı kullanasınız diye size mûcizeleriniböylegösterir.

    74. Ama bütün bunlardan sonra,kalplerinizyinekaskatıkesiliptaşgibioldu,hattâdahadasert!Taşlar,kayalarbile,sizinşuduyarsız kalplerinizin yanında yumuşacık kalır.Çünkü öyle kayalar vardır ki, içerisindenırmaklarkaynar;öyleleridevarki,çatl ayıpyarılır da, bağrından pınarlar fışkırır; yineöyleleri de vardır ki, Allah korkusuylayuvarlanıpaşağılaradüşer.

    Ohâlde,eyinkârcılar!Akılsız,şuursuzdediğinizşu taşlar, ağa çlar, kuşlar bile yüce Yaratıcınınkanunlarınakayıtsızşartsızboyuneğerken,akılveirâde sahibi olan sizler, sonsuz merhamet ve

  • şefkatiyle sizi yoktan var eden ve yar atılmışlariçindeenşereflimakâmayüceltenRabb’inizekarşınasıl olur da nankörlük eder, emirlerine başkaldırırsınız?

    Allah, yaptıklarınızdan hiç de habersizdeğildir.

    75. ŞimdieyMüslümanlar, bu inatçı kâfirlerindurumu ortada iken,hâlâ onların sizeinanacaklarını mı umuyorsunuz? Hayır, neyazık ki inanmayacaklar, çünkü içlerinde öyleinsanlar var ki, Allah’ın sözlerini dinleyip,onun doğruluğunaiyice kanaat getirdiktensonra,onubilebiledeğiştiripçarpıtıyorlar.Öyleki;

    76.İnananlarlakarşılaştıklarızaman:

    “Bizde inanıyoruz,çünküHz.Muhammed’intaşıdığınitelikleresahipbirPeygamberin geleceği,bize önceden Tevrat’ta zaten mü jdelenmişti!”derler.Fakatbirbi rleriylebaşbaşakalınca,liderleri,busözüsöyleyenlerikınayarak:

  • “Sizne yaptığınızı sanıyorsunuz?Allah’ın sizeb i ld i rd iğ ibilgileri, mesela Muhammed’inPeygamberliğini müjdeleyen Tevrat ayetlerini,Mü s l ü m an l a r l aRabb’inizin huzurundayapacağınıztartışmalardasizekarşıdelilolarakkullans ı n l a rda böylece halkın desteğinikazansınlardiyemionlaraanlatıyorsunuz?Nediye ellerine koz veriyorsunuz? Böyle yapmakla,sahip olduğunuz makâmın, servetin elinizdengideceğini ve insanların gözündeki itibarınızınayaklar altına düşeceğ i n ihiç düşünmüyormusunuz?”derler.

    77.Pekionlar,gizledikleriveaçıkladı klarıher şeyi Allah’ın zaten bildiğin ive bunlarıElçisine, inananlara ve tüm insanlığa bild ireceğinibilmiyorlarmı?

    78.İçlerindenbirde,bilgidenyoksun,anadandoğma kara câhil ümmiler var ki, Kitabıbilmezler, dini temel kaynaklarından araştırıpöğrenmezler; onların tüm bildikleri, kulaktanduyma hurâfe ve kuruntulardan ibaret

  • olup, sadece zanna dayanırlar. Onları asılyönlendirenler ise, hakîkati pekâlâbildikleri hâlde,basitçıkarlareldeetmeuğrunaAllah’ınkitabındakibazı hükümleri gizleyen veya d eğiştiren dinsimsarlarıdır:

    79.Kitabıkendielleriyleyazıpda,onunlaservet,makam,şöhretvebe nzeribasitçıkarlarelde etmek için, “Bunlar Allah’tangelmiştir!” diyen kimselerin vay hâline!Ellerinin yazdığından ötürü vay hâlineonlarınvebütünokazandıklarındandolayı,vayhâlineonların!

    İşte,buyanlışanlayışınsonuçlarındanbiri:

    80. Yahudiler, “İşlediğimiz günahlarınkarşılığında cehennemde geçireceğ im i zsayılıbirkaç gün dışında, bize asla ateşdokunmayacaktır!ÇünkübizAllah’ın ayrıcalıklıkullarıyız, her türlü günahı işlesek de, sonundacennetegireceğiz!”dediler.Onlaradeki:

    “Bu konuda Allah’tan bir güvence mi

  • aldınız,—kiAllahasla sözündencaymaz—yoksa Allah adına bilgisizce sözler misöylüyorsunuz?”

    81.Hayır,öyledeğil!Doğrusuşuki;hangiırka,hangi dine, hangi cemaate mensup olursa olsun,her kim bir kötülük yapmış da günahlarıkendisini çepeçevre sarıp kuşatmışveböylece zulmü, haksızlığı, isyankârlığı bir yaşambiçimine dönü ştü rmüşolursa, işte onlarcehennemhalkıdırlarvesonsuzadekoradakalacaklardır!

    82.Gönderdiğimmesajayürektenimanedenv ebu imana yaraşır güzel ve yararlı işleryapanlara gelince, onlar da cennethalkıdırlar ve orada sonsuza dekkalacaklardır.

    Oysa Biz, bu hakîkati onlara defalarcabildirmiştik:

    83. Hani İsrail Oğulları’ndan şöyle sözalmıştık:

  • “SadeceAllah’aboyuneğeceksiniz;ana -b ab aya , diğer yakınlara, yetimlere veyoksullara iyilik yapacaksınız; insanlaragüzel sözler söyleyeceksiniz; namazıkılacak,zekâtıvereceksiniz.”

    Amabütünbunlardan sonra,—içinizdenpek azınız hariç— sözünüzden caydınız,şimdideKur’an’ı inkârederekhâlâyüzçeviripduruyorsunuz. Böylece, daha önce isyankârlıkedenatalarınızdanhiçdefarklıolmadığınızıortayakoyuyorsunuz:

    84.Yinebirzamanlar,“Birbir inizinkanınıdökmeyeceksiniz, kardeşleriniziyurtlarından sürüp çıkarmayacaksınız!”diye sizden kesin bir söz almıştık. Siz deşâhitlikederekbunlarıonaylamıştınız.

    85. Ama işte siz, yine birbiriniziöldürüyor, kendi halkınızın bir kısmınıyurtlarından sürüp çıkarıyorsunuz. Günahvedüşmanlıkta, onlara karşıdiğer zâlimlerle

  • birlik olup yardımlaşıyorsunuz. HemAllah’ınemirlerini çiğneyip onları sürgün ediyorsunuz,hem deesir olarak elinize düştüklerinde,güya Tevrat’ın hükümlerini uygul ayarak, sizeödeyeceklerifidyekarşılığındaonları serbestbırakıyorsunuz. Oysaa y n ıTevrat’a göre,onları yurtlarınızdan çıkarmanız sizeyasaklanmışidi.

    Yoksa siz, Kitabın bir kısmına inanıp birkısmınıişinizegelmediğiiçingörmezliktengeliyor,inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden böyledavrananlarıncezası,dünyahay atındarezilolmaktan başka nedir ki? Diriliş Günündedeonlar,enşiddetliazâbauğrayacaklar!

    Allah, yaptıklarınızdan hiç de habersizdeğildir.

    86. İşte onlar, âhiret karşıl ığında dünyahayatını satın alanve basit çıkarları uğruna,âhiret hayatını fedâ eden kimselerdir. Buyüzden, onlarıncehennemdek iazapları

  • hafifletilmeyecekvekendilerineaslayardımedilmeyecektir!

    87.GerçektenBiz,Mûsâ’ya sonradanTevratadıylaanılanKitabıverdikveo ndansonrada,insanlığıdoğruyola iletmekiçinbirbiriardıncaPeygamberlergönderdik.

    Meryem oğlu İsa’ya da apaçıkmûcizelerverdikveonu,KutsalRuh Cebrail’in vahiy veilhamgücüiledestekledik.

    Ama ne zaman birPeygamber, sizehoşunuza gitmeyecek bir emir getirdiyse,her defasında büyüklük taslayıp kafatutmadınız mı? Sonra da kimileriniyalanlayıp,kimileriniöldürmedinizmi?

    88. Ve işte şimdi de, inananlarla güya alayederek:“Sizevesöylediklerinizekarşıkalplerimizkapalıdır, ne dediğinizi anlamıyoruz. Aslındabizimkalplerimizbilgiveirfan dağarcıklarıdır.Yanibizim inancımız tam ve sağlamdır, sizin yolgöstericiliğinizedeihtiyacımızyoktur!”diyorlar.

  • Hayır,kalpleribilgikaplarıdeğildir.BilakisAllah,apaçık hakîkatiinkâr ettikleri için onlarılânetlemiştir.Buyü zden,nekadardazayıfbirimanasahipler!

    89. Onlara Allah tarafından,yanlarındakini doğrulayan, y a n iellerindekiTevrat’ı —değiştirilmiş, bozulmuş kısımlar ınıdüzelterek—onaylayan bir kitap gelince—ki,öteden beri putperestlere karşı onunsayesindezaferkazan acakları ümidiyleSonElçinin gelmesinibekleyipduruyorlardı— işteo tanıdıklarıve bekledikleri Son Elçionlaragelince,kendi ırklarından değil diyeonu inkârettiler.

    O hâlde, Allah’ın lâneti inkârc ılarınüzerineolsun!

    90. Allah’ın, kullarından dilediğinesonsuzlütfundan bahşetmesini,y an iAraplardan biryetime Kitap ve Peygamberlik vermesiniçekemeyerek, Allah’ın indirdiğiKur’an

  • ayetlerini inkâr etmekle, benliklerini, nealçakbir şeykarşılığındasattılarda,gazâbüstünegazâbauğradılar!

    İnkâr edenler için, alçaltıcı birazapvardır!

    91.Onlara:

    “Allah’ın gönderdiğimesajların tümüneinanın!”denilince:

    “Biz ancak bize indirilene inanırız!” der,ötesini inkârederler.Oysa gâyet iyibilirlerki,b uKur’an, yanlarındakiTevrat’ın tahrifedilmemiş bölümlerini onaylayanve mu tlakgerçeği,doğruyuortayakoyanhakbirkitaptır.

    Gerçek iman ehli olduklarını iddia eden buinkârcılaradeki:

    “Madem bu kadar inançlıydınız da, dahaönce neden Allah’ınPeygamberleriniöldürüyordun u z ?Son Elçiye yapmaya

  • çalıştığınız zulümleri, bir zamanlar Zekeriya’ya,Yahya’ya, İsa’ya ve daha önceki nicePeygamberlere yapmadınız mı?Aslında siz, kendikitabınıza da inanmıyorsunuz. Aksi hâlde, sizeTevrat’tamü jdelenenSonPeygamberiyalanlamaz,böylece geçmişte bazıPeygamberleri öldürenatalarınızınişlediğisuçaortakolmazdınız.”

    92. Andolsun ki, Mûsâ size apaçıkmûcizelergöstermiştide,onun kısa bir süreiçin aranızdan ayrılmasından sonra hemenbuzağıya tapınmaya başlamışt ınız. İşte siz,böylenankörvezâlimkimselersiniz!

    93.Hani, Sînâ dağını üzerinizeyıkılacakmışgibikaldırıp:

    “Size bahşettiğimizilâhi prensipleresımsıkısarılın ve içindeki emir ve tavsiyelerekulakverin!”diyesizdenkesinbirsözalmıştık.Nevarki,onlar:

    “İşittik, fakat isyanettik!”dediler. Bununüzerine,inkâretmelerisebebiylekalplerine

  • buzağısevgisi içirildi.Azgınlıklarının doğal birsonucu olarak, buzağ ıya tapma arzusu, tümbenliklerini kaplayarak gönüllerine sindi, âdetâiliklerinekadarişledivebütünduygu,düşüncevedavranışlarına damgasını vuran enönemli etkenoldu.

    Ey Peygamber! Sadece önceki kitaplarainanmakla mümin olacaklarını zanneden bukâfirleredeki:

    “ E ğ e riddia ettiğiniz gibi gerçekteninanıyorsanız,şusözdeimanınızsizenekötüşeyler emrediyor!Bu ne tuhaf bir imandır ki,sahibini günaha, isyankârlığa veAllah’ın ayetleriniinkârasevkediyor!”

    94.“Ayrıcalıklımillet”saplantısıiçindebulunanoYahudileredeki:

    “Eğer Allah katında âhiret yu rd uvecennetnîmetleri,iddiaettiğinizgibihiçkimsenindeğil de,sadece sizin olacaksa ve bundagerçekten samîmî iseniz, o zaman ölümü

  • arzuetsenize!MademAllahkatındaayrıcalıklıbiryeresahipolduğunuzuiddiaed iyorsunuz,ohâldeneden ölüm denilince ödünüz kopuyor? HâlbukiAllah katında bu kadar değerli olduklarını iddiaeden insanlar ölümden bu dereceürkmemelidirler.”

    95. Fakat elleriyle yaptıklarıköt üişlerdendo lay ıâhirette azap çekeceklerini çok iyibildiklerinden,ölümü asla arzu etmezler.Allah,zâlimlerielbettebilir.

    Oysagerçekmüminler,Allahadınasözsöylemecüretinde bulunmaz, ilâhî nîmetlerin sırfkendilerine özgü olduğunu iddia etmezler. Evet,cennete girmeyi kuvvetle ümit ederler, fakatbunungereğiolandürüstlükvesamîmiyetiort ayakoymaktandagerikalmazlar;ölümüarzuetmezler,fakat gerektiğinde seve seve ölüme koşmas ınıbilirler.Yahudileregelince:

    96. Sen onların,ölümü arzu etmek şöyledursun, insanlar içeris i n d eyaşamaya en

  • düşkünkimseler, hattâ âhirete inanmayan şumüşriklerden bile daha tutkun olduklarınıgöreceksin.Hepsi de ister ki, bin yıl ömürsürsünler. Oysa uzun süre yaşamaları,kendileriniazaptankurtaracakdeğildir.Hiçkuşkusuz Allah, yaptıkları her şeyigörmektedirvecezasınıdakesinlikleverecektir.

    97. Ey Muhammed! Son ilâhî vahyi kendiırklarından olmayan birine indirdi diye vahiymeleği hakkında kötü sözler söyleyen oYahudileredeki:

    “Herkim,kendisindenöncekiilâhîvahiylerionaylayıcı, inana nlara da yol gösterici vemüjde olmak üzere onu —y an iKur’an’ı—Allah’ın izniyle senin kalbine indirdi diyeCebrail’edüşmanlıkbeslerse,”

    98. “Daha açıkçası;her kimAllah’a, O’nunmeleklerine,elçilerine,heleheleCebrail’eveMikail’e düşmanlık beslerseşunu iyi bilsin ki,Allahdainkârcılarındüşmanıdır!”

  • 99. Ey şanlı Elçi!Gerçek şu ki, Biz sanaapaçıkayet ler indirdik;kötülüğesaplanmışolanlardan başkası bunları inkâr etmez.Doğrusu onlar, öteden beri döne klik venankörlüğüâdetedinmişlerdir.Nitekim:

    100. Ne zaman bir antlaşma yaptılarsa,içlerinden bir grup, her defasında onubozup bir kenara atmadı mı? Aslında,onlarınçoğuzateninanmıyor!Çünkü;

    101. Allah tarafından onlara, yanlarındabulunanTevrat’ı onaylayan bir Elçi gelince,kendilerine daha önce Kitap verilmiş olanbu insanlardan bazılar ı ,sanki hakîkatihiçbilmiyorlarmışgibiAllah’ınKitabınıkaldırıparkalarınaatıverdiler!

    Allah’ınkitabınıatıncada,onunyerinihurâfevemasallarladoldurdular:

    1 0 2 .Yahudiler, bir zamanlar S üleymanPeygamberin egemenliği altında esaret hayatıyaşayan kötü cinlerin ve insanların, yani

  • şeytanların, Süleyman’ın Peygamberlik vehükümranlığı aleyhinde uydurdukları asılsıziddiaların peşine düştüler. Nitekim oşeytanların telkiniyle Yahudilerin ortaya attıklarıiddialara göre Süleyman, güya putlar adınamabedleryaptırmışvekendisideoputlarataparak—haşa— kafir olmuştur. Onl ara göre SüleymanbirPeygamber değil, bütün kudret ve salt anatınısihiryoluylacinlerdeneldeedenbirgünahkardı.

    OysaSüleymannesihirlemeşgulolmuşnedeputlaratapmıştı;yaniaslakafirolmamıştı fakatasıloşeytanlarAllah’avePe ygamberlerinekarşıgelip, ilahi bu yruklara isyan ederekkafirolmuşlardı.

    İş tebu şeytanlar heminsanlara büyü vebüyücülüğü öğretiyorlarhemde büyücülüklebirlikte Allah tarafındanBabil’deki Harut veMarut adındaki iki melek aracılığıylai n s an l ar aindirilen vahy i öğretiyorlardı.Böylecebüyücülüklerinedinibirgörüntüvererekkutsallaştırıyorlar,itirazlarıenge llemek,saygınlıkve

  • dokunulmazlık kazandırmak için, işin vahyedayandığını iddia ediyorlardı. Değilse Allahtarafından Harut ve Marut aracılığıyla insanlara,büyüvebüyücülükleilgilihiçbirşeyindirilmemişti.ÖyleyaAllah,hembüy ücülüğüharamkılsınhemdeBabil’dekiinsanlaradininiulaştırsındiyeseçtiğiPeygamberlere vahiy melekleri aracılığı ile büyüöğretsin;buolacakşeydeğildi.

    Öteyandan HarutveMarut,b irazönceki 98.ayette sözü edilen vahiy melekleri Cebrail veMikail gibi, insanlık tarihi boyunca ne zaman venerede birPeygambere gelmişler ve vahiy getiripöğretmişlerse, herbirine: dikkat edin: Bubizimgetiripöğrettiğimizvahiysizinimtihanınıziçindir. Sakın ha, bu gerçekleri görmezliktengelipkafirolmayındemişlerdi.

    Amabu insanlarmeleklerin getirdiği vahiy ileonlardanAllah’a kul olmayı ve böylece bireyselve toplumsalalanda mutlu bir hayat sürmeyiöğrenmek yerin eerkek ve kadının arasınıayırmayı öğren iyorlardı. Bu vahiy bilgilerini

  • büyücülüktekullanıyorlardı.Vah iysayesindeeşlerarasındabirlikolmas ıgerekirken, onlaraynı evde,aynı yatakta herbiri ayrı düşüncede, ayrıdünyalarda yaşıyorlardı. Vahiy onlara huzur vemutluluk yerine sıkıntı ve üzüntü ka ynağıoluyordu.

    Gerçi onlar, —Allah’ın izni olmadıkça—bu gibi şeytanî taktiklerle hiç kimseye zararverecekdeğillerdi. Buyüzden,Allah’ınnurunusöndürmek içinyaptıklarıçalışmalarboşunadırvebaşkasına değil, ancak kendilerine zararvermektedir. Nitekim onlar, mele klerin öğrettiğibugüzelbilgilerden,kendilerinefaydaverecekolanları değil, zarar verecek olanlarıöğreniyorlardı. Yan ibu bilgileri iyilik amacıyladeğil,kötülükamacıylakullanıyorlardı.

    Yemin olsun ki, böyle bir çıkaralışverişinde bulunarak, imanlarını kaybetmepahasına sihirle uğraşanların, özellikle de, İslâm’ave Müslümanlara karşı şeytanî taktiklerle, yıkıcıpropagandalarla uğraşanların, âhiretten yana

  • bir nasiplerinin olmadığını gâyet iyibiliyorlardı. Vicdanl arını ne kötü bir şeykarşılığında sattılar, neler kaybettiklerinibirbilselerdi!

    103. Gerek Süleyman’a başkaldıran öncekiinkârcılar, gerekse Son Elçiye karşı amansız birmuhâlefet yürüten Medineli Yah udiler, gerekseKıyamete kadar İslâm’a karşı mücâdele bayrağıaçacak olan kâfirler, şâyetAllah’a, âhiret gününeve gönderdiği ayetlereiman edipinkârcılıktan,zulümden, büyücülükten, cincili kt e n ,sakınmışolsalardı, Allah tar afındanverilecek ödül,kendileri içinbudünyadakazandıklarındançokdahaiyiolacaktı;birbilselerdi!

    Süleyman Peygambere iftira atmaktançekinmeyenYahudiler, Son Elç iye karşı da aynıinkârcıtutumusergilediler.Şöyleki;m üminlerHz.Peygamber’e hitap ederken, “Râinâ!” yani, “Bizikoru, bizi gözet!” diye seslenirlerdi. F akatYahudiler, Peygamberi alaya almakmaksadıyla, bukelimeyi“Eybizimçoban!”anlamınagelen“Râînâ!”

  • şeklinde söylemeye başladılar. Bunun üzerine,aşağıdakiayetnâziloldu:

    104. Ey iman edenler! Allah’ın Elçisiylekonuşurken, Yahudilerin hakaret amacı yla farklıanlamlara çekebileceği kelimeler kullanmayın.Meselâ, ona seslenirken,“Râinâ!”Bizi koru,sürüsünü güden çoban gibi bizi yönlendir!demeyin! Kötü niyetli kimseler tarafındankirletilmiş, içi boşaltılmış kelime ve kavramlarıkullanmayın, bunun yerine, m erâmınızı daha netve güzel biçimde ifâde eden ve hiçbir suistimalemeydan vermeyen kelime ve kavramlar kullanın.Örneğin,“Bize bak, bizi gözet ve âdil bir hakem,bir yönetici olarak aramızda hükmet!” anlamında“Unzurnâ” deyin vesize söylenenleri iyidinleyin!

    Zâlimleri uyar:İnkârcılariçin,canyak ıcıbirazapvar!

    Peki Yahudiler, Hıristiyanlar ve müşri kler,müminlerekarşınedendüşmanlıkbesliyorlar?

  • 105. G e r e kAllah’a ve âhiret gününeinandıklarını iddia edenKitap Ehli, gerekseölümötesihayatı,Peygamberliğivekutsalkitaplarıkökten inkâr edenmüşrikler olsun, hiçbirkâfir, size Rabb’inizden bir iyiliğinindirilmesini,y an iilâhî mesajın size emânetedilmesiniistemezler.

    OysaAllah,elçilikveönderlikgöreviniyalnızcaonu hak edenlere vererek, lütuf ve rahmetinidilediğinebahşeder.

    HiçkuşkusuzAllah,sonsuzlütufsahibidir.

    Kaldı ki, Son Elçinin getirdiği şerîat, z atenöncekilerinözü,esasıvezirvesidir:

    106. B i z ,önceki ümmetlere gönderdiğimizkutsal kitaplardaki bazı geçici toplumsal-hukûkîdüzenlemeleri içerenherhangi bir ayet i—değişen şartlara uygun olarak— yürürlüktenkaldırırveyaunuttururisek,mutlakaondandaha iyisini veyaen azındanbir benzerinigöndeririz.Nitekim, önceki kutsal kitapları

  • aynen onaylayan buKur’an, hem bu kitaplardayapılantahrifâtı düzelterek, hemdedeğiştirilmesigereken hükümleri değiştirerek, kıyâmete kadargeçerli olacak en son ve en mükemmel hayatsisteminiortayakoymuştur.

    Öyle ya,Allah kendi mesajını korumayacak mısanıyordun?Allah’ınherşeyekadirolduğunubilmezmisin?

    107. Yine bilmez misin ki, göklerin veyerinmutlak egemenliğisadeceAllah’ındırve sizin A llah’tan başka hiçbir dost veyardımcınız yoktur? Ve bilmez misin ki, mülkO’nun olduğu için yasayı koymak veyayürürlüktenkaldırmak,yanimülkündedilediğigibitasarrufetmekdeO’nunhakkıdır?

    108. Yoksa size ymüminler, A llah’ın sizegönderdiği şu sonPeygamberinizden, tıpkıdaha önce Mûsâ’dan istendiği gibiisteklerde mi bulunacaksınız?Ehl-i KiabınMûsâ’ya,“BizeAllah’ıaçı kçagöster!”(4. Nisa:153)

  • dedikleri gibi, siz de aynı şeyleri Son Elç iden miisteyeceksiniz?Şunuiyibilinki:

    Her kim imanı inkâr ile değiştirirse,yaniilâhî mesaja inanmak yerine onu inkâr etmeyitercih ederse,dosdoğru yoldan sapmışdemektir.

    Sanma ki onlar, yeterince iknâ olamadıkları içinhakkıinkârediyorlar;tamaksine:

    109. Kitap Ehlinden birçokları, gerçeğitümberraklığıylagörmelerinerağmen,sırfiçlerindeki kıskançlık yüzünden siziinancınızdan vazgeçirmeye kalkışırlar. Bunakarşılıksiz,içindebulunduğunuzşartlardeğişipdeAllahsize yeni çıkış yolları açarak bir sonrakiemrini gönderinceye kadar, o nlarıbağ ışlayın,densizliklerine sabredin, inciticisözlerinealdırmayın. Hiç kuşkusuz,Allah’ınherşeyegücüyeter.

    110.Namazıdosdoğrukılın,zekâtıverin.Çünkü kendiniz için, önceden yapıp

  • gönderdiğiniz her iyiliği, Allah’ınhuzurundamutlakagöreceksiniz.Unutmayınki,Allahyaptığınızherşeyigörmektedir.

    Bakınız,kibirvecehâlet,insanınehâlegetiriyor:

    111. Önceki kutsal kitaplara inandıklarını önesürenler,“Yahudiveya HıristiyanolanlardanbaşkasıCennetegiremeyecektir!” diyorlar.Yan iYahudiler de, Hıristiyanlar da, din adınauydurdukları bâtıl iddiaları kabul etmeyenlerin—iman ve erdem sahibi olsa bile— Allah’ınhoşnutluğunu kazanamayacağını, gelenek hâl inegelmiş birtakım dînî formaliteleri yerinegetirmedikçe kişinin cenneti hak edemeyeceğinisöylüyorlar.Buiddia,onlarınkendikuruntuveboşhayallerindenbaşkaşeydeğildir.Onlaradeki:

    “Eğerdoğrusöylüyorsanız,KutsalKitaptakibilgivedeliliniziortayakoyunbakalım!”

    112. Hay ır, cennete girmede gerçek ölçüşudur: Her kim ki, tümruhu vebenliğiyle

  • yalnızcaAllah’ınbuyruklarınateslimolurvebuteslimiyetin canlı şâhidi olarak güzel ve yararlıdavranışlar ortaya koyarsa, mükâfâtınıRabb’ininhuzurundamutlakagörecektirveHesap Gününe korku duyacak, ne deüzülecektir!

    Fakat bu zâlimler, önyargı ve bağna zlıklarıyüzündenokadaraşırıgittilerki;

    113.Yahudiler:

    “Hıristiyanların hiçbir temel dayanakl arıyoktur!” dediler. Buna karşılık, onlara kızanbazıHıristiyanlar:

    “Yahudilerin hiçbir temel dayanaklarıyoktur!”dediler. Oysa, hepsi de güya kutsalKitabıokuyorlar.Allah’tanbaşkailâhlaratapınanv ePeygamberlik, kitap ve âhiret hakkında hiçbirbilgisi olmayanmüşrik Arap lar da tıpkıonların dediklerine benzer iddialardabulunuyorlar. BöyleceYahudi ve Hıristiyanlar,ilâhîvahyinbirkısmınıyoksayarak,onubüt ünüyle

  • reddeden müşriklerle aynı konuma geliyorlar.Mahşer gününde Allah, anlaşmazlığadüştükleri her konuda aralarındakihükmünüverecektir.

    Tabii ki,müminleri ibâdetten alıkoymaya çalışankâfirlerhakkındakihükmünüde:

    114. Allah’ın mescitlerinde O’nun adınınanılmasınave hükmünün özgürce ifâdeedilmesineengel olan veiçki, kumar, f uhuş gibihertürlüahlaksızlığıyaygınlaştırarak camiye gidenyolları tıkayan,buralarıntoplumsal etkinliktenyoksun, cemaatsiz ve harap olması için çabaharcayanlardan daha zâlim kim olabilir?İşte öylelerine, bumescitlere ancak korkuiçerisinde girmek yaraşır. Onlar için budünyadaaşağılık,âhiretteiseçetinbirazapvardır!

    Gerçekte hiçbir engel, Müslümanı ibâdettenalıkoyamaz,çünkü:

    115. Doğu da Allah’ındır, batı da.

  • Müslüman için yeryüzü, bütünüyle mescittir.Dolayısıyla, ibâdete elverişli her yerde ve herd u r u m d a ,hatta kıble yönünü tayinedemediğinizde bile namazınızı kılabilirsiniz.Ohâlde, hangi tarafa yönelirseniz yönelin,Allah’ın yüzü,y a n ihoşnutluğu ve sevgisioradadır. Çünkü Allah ’ın kudret ve şefkatisınırsızdırveO,herşeyieniyibilendir.

    116. Allah’ı hakkıyla tanıyamayan o inkârcılar,“Allah çocuk edinmiştir!” dediler. Asla;çocuk edinmek eksiklikten, âcizlikten kaynaklanır,oysa O her türlüacziyet ve noksanlıktanuzaktır,yücedir! Öyle ki,göklerdeveyerdevar olan her şey O’nundur ve hepsi O’naboyuneğmektedir.

    117. Gökleri ve yeri yoktan var edenO’dur. Bir şeyi yaratmakisteyince,sözgelimiHz. İsa örneğinde olduğu gibi, bir çocuğunbabasız doğmasını isteyince,onasadece“Ol!”der,odahemenoluverir.

  • 118. İlâhî hikmeti ve imtihân gerçeğinikavrayamamışbazıbilgisizkimseler:

    “Allahmadem ki inanmamızı istiyor, öyleysebizzat kendisibizimle konuşsaydı veya bize,hiçbirşekildeitirazedemeyeceğimizbirmûcizegönderseydi ya!” dediler. Kendilerindenönc ekiçağlarda yaşamış kâfirler de tıpkıbunların dediklerine benzer sözlersöylemişlerdi; inkâr ve inatçılıktakalplerinekadardabirbirinebenzemiş!

    Aslındabiz,yersizönyargılarındanvebencillik,haset, kibir prangalarından kendisini kurtararakiçtenlikle inanmak isteyenler için,onlarafazlasıyla yetecekmûcizeleri açıkça ortayakoymuşuzdur.

    Evet, gören gözler için tüm evren, YüceYaratıcının ilim, kudret ve merhametini haykıransayısızmûcizelerledoludur.Bunlarındaötesinde:

    119.Doğrusu,eyMuhammed,Bizseni,imanedenleri cennet ilemüjdeleyen ve inkârcıları

  • cehennem ileuyaran bir Elçi olarakgönderdik.Eğer inkârcılar, tüm uyarılararağmenimanıreddederlerse üzülme; çünküsen,kendi isteğiylecehennemlik olanlardansorumludeğilsin.

    Öyleyse, onları ‘kazanma’ uğr una bile olsa, buinkârcılarayaranmayaçalışma,çünkü:

    120. Yahudilerde,Hıristiyanlarda, kendidinlerine uymadığın sürece, senden aslahoşnutolmayacaklardır. SizAllah’ın ayetlerineiman ettiğiniz sürece, onlar sizi hiçbir zamanbenimsemeyecek, hiçbir zaman dost vemüttefikolarakgörmeyeceklerdir.

    UydurduklarıhurâfelerleAllah'ındininitanınmazhâlegetirenbuzâlimleredeki:

    “Asıl doğru yol, sizin kuruntu ve iddialarınızdeğil,Allah’ıngösterdiğiyoldur!”

    Yemin olsun ki, sana b uKur’an aracılığıylagerçek ilimgeldikten sonra, yinedeonların

  • arzuveheveslerineuyacakolu rsan,kendiniAllah’ıngazâbındankurtaracaknebirdostbulabilirsin,nedebiryardımcı!

    O hâlde, son ilâhî mesaj olanKur’an’a imanetmedikçe, hiç kimse kurtuluşa ereceğinisanmasın! Fakat bu iman, yalnızca kuru biriddiadanibaretdekalmamalıdır:

    121. Kendilerine verdiğimiz K itabı onayaraşır biçimde,y an imanasını anlayıp idrâkederek okuyanve onu kendilerine bir hayatprogramı yapanlar var ya, işte onagerçekteninananlar bunlardır. Allah’ın kitabını açıkçareddederek veya onunla ilgisini t amamenkopararakonuinkâredenleregelince,bunlardazararauğrayanlarıntakendileridir.

    İştebufeciâkıbeteuğramamakiçin:

    122. Ey İsrail Oğulları! Size bahşetmişolduğum nîmetleri veKitaba uyduğunuzsürece sizi tüm insanlara nasıl üstünkıldığımıhatırlayın.

  • 123.VekendiniziöylebirGünehazı rlayınki; o gün hiç kimse başkasınıncezasınıçekmeyecek, hiç kimseden kurtuluş fidyesikabul edilmeyecek,Allah’ın izni olmadıkç ahiçkimseye şefaat fayda vermeyecek ve ilahiyardımı haketmeyenhiç kimseye yardımedilmeyecektir.

    Demekki,Allah’ınKitabınau ymadığınız sürece,şuveyabusoydangelmişolmanızhiçbirşeyifâdeetmeyecektir. H atırlayın, atanız İbrahim’e Allahnasılsözvermişti:

    124. Hani bir zamanlar Rabb’i, İbrahim’ibirtakımemir ve yasaklar içerensözlerleimtihân etmişt i .İbrahim, tam bir teslimiyetleAllah’ın emirlerini yerine getirerekhepsinibaşarıylatamamlayınca,Allah:

    “Seni insanlara önder yapacağım!”demişti.İbrahim:

    “Soyumdan daönderler çıkar, yâ Rab! ”deyince,Allah:

  • “Hayır! Önderlik, liyâkat ve ehl iyet gerektirenbir iştir,hiçbir ırkveyasınıfın imtiyazındaolamaz.Dolayısıyla,buverdiğimsöz, sadece önderliğelâyık olanları kapsar, zalimler için geçerlideğildir.”buyurdu.

    O hâlde, İbrahim’in takipçisi olduğunu iddiaedenler,şunuhatırlasınlar:

    125.Hanibiz,İbrahim’denbuyanainananlarınkıblesiolan şuEvi, yaniKâbe’yi, insanlarınhertaraftan geliptoplanacakları güvenli birsığınak yapmıştık. İnsanlığıtoplumsal, siyâsî,ekonomik, ahlâkî, kültürel yozlaşmadan korumakve zulmü,haksızlığı engelleyerek güven ve huzurortamını sağlamak üzere,yalnızca Allah’a kullukesasına dayananinanç sistemini tebliğ ve tatbikedeceği vedünyanın her yerinden gelenmüminlerin, sorunlarını görüşmek ve aralarındakibağları güçlendirmek üzere her yıl toplanacaklarıbirmerkezolarak,İbrahim’eKâbe’yiinşaetmesiniemretmiştik.Öyleyse ,ey müminler; İbrahim’intâkipçileri olduğunuzun göstergesi olarak, onun

  • Kâbe’denamazadurduğuyerden,yani makam-ıİbrahim’den kendinize bir namazgâhedinin!Onukendinizeörnekbirimamvekılavuzedinerek, size emânet etmiş olduğu tevhidsancağını yeryüzünde dalgalandırmak için vargücünüzlemücadeleedin.

    Nitekim,Bizİbrahim’eveİsmail’e:

    “Kâbe’nin etrafındatavaf edenl e r, oradaibâdetekapananlar, rükuve secdeede nleriçin Evimimaddî ve mânevî bütün kirlerdenarındırarak tertemiz tutun!” diyeemretmiştik.

    126.Ovakitİbrahim:

    “EyRabb’im, burayı güvenli bir şehir kıl;buranınhalkındanAllah’aveâhiretgününeinananlarıçeşitliürünlerlebesle!”diyeduâetmişti. Bunun üzerine, A llah şöylebuyurmuştu:

    “Evet, inananlara dünya ve âhiret nîmetlerini

  • vereceğim; anc ak ,her kim ayetlerimi inkârederse,onudünyadakigeçicinîmetlerdenazıcıkfaydalandıracağım fakat sonundaCehennem azâbına sürükleyeceğim; nefenâbirdönüş!”

    127. Hani İbrahim veoğluİsmail,Allah’aibâdet amacıyla inşâ edecekleriEv i n ,yaniKâbe’nin temellerini birlikte yükseltirlerkenRablerineşöyleyalvarıyorlardı:

    “Ey Rabb’imiz,senin hoşnutluğun içinyaptığımız iyilikleri ve duâlarımızıbizden kabuleyle!Doğrususenbütünduâlarıişitir, herşeyibilirsin.”

    128. “Ey Rabb’imiz! Bizleri,sadece Sanaboyun eğendosdoğru birer mümin kıl!Soyumuzdan da,ancak Sanaboyuneğecekmümin bir topluluk çıkar! İbâdetlerimizinerede ve nasıl yapacağımızıbize öğret,günahlarımızı bağışla. Zira Sen çokbağışlayıcı,çokmerhametlisin.”

  • 129. “Ey Rabb’imiz! Onlara Seninayetlerini okuyacak, Kitabı veKitaptakihükümlerin pratik hayata uygulanması olanhikmetiöğretecekveonlarıhertürlüşirkvegünah kirlerindenarındırıp tertemiz kılacak,kendi içlerinden bir Elçi gönder. Hiçkuşkusuz Sen, sonsuz kudret ve hi kmetsahibisin.”

    İşte,atanızİbrahim’indinibudur!Budurumda:

    130. Sağlıklı ve dengeli düşünmeyeteneğinikaybetmişolanlardanbaşkakim,İbrahim’in dininden yüz çevirmek ister?Andolsun ki, Biz onu dünyada seçipyüceltmiştik ve elbette o, âhirette de eniyilerarasındadır.

    131.ÇünküvaktiyleRabb’iona:

    “Emirlerimeboyuneğereksadece banateslimol!”dediğinde,oderhâl:

    “Baş üstüne, tüm benliğimleâlemlerin

  • Rabb’ine teslim old u m ,bütün varlıklarınEfendisine içtenlikleboyuneğdim!SadeceO’nunkuluvekölesiyim.”demişti.

    132. İşte hem İbrahim, hem detorunuYakup, bunu oğullarına şöyle vasiyetetmişlerdi:

    “Oğullarım; Allah size şu dupd u r uveinsanın varlığıyla birebir örtüşen mükemmelinanç sistem i n iİslâm’ı bahşetti. Öyleyse,a n c a kO’na yürekten boyun eğen birMüslüman olarak can verin!Son nefesinizekadarAllah ’aboyun eğin, hiçbir zaman O’nateslimiyettenayrılmayın!”

    Şimdi ey Yahudiler, Hz. Yakup’ u n ,ölümdöşeğinde iken size Yahudi olm anızı tavsiyeettiğininasılsöyleyebilirsiniz?

    133. Yoksa siz, Yakup’a ölüm gelipçattığında orada mıydınız? Hani Yakup,oğullarına:

  • “Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?Ben ölünce, bu dini terk etmeyeceksiniz, değilmi?”diyesorunca,onlar:

    “Elbette hak dinden ayrılmayac ağ ız !Bizler,senin ilahına, ataların İbrahim, İsmail veİshak’ın ilahı olan tek bir İlaha,yani Allah’akulluk edecek ve yalnızca O’na boyuneğeceğiz!”demişlerdi.

    Böylece onlar, imtihân sahn esindeki rollerinioynadılar ve göçüp gittiler. Şimdi imtihân sırasısizde; geçmişe destanlar dizerek, ağıtlar yakarakoyalanmayın. Öncekilerin güzelliklerinden örnek;yanlışlıklarından da ibret alarak görevinizi en iyişekildeyapmayabakın.Zira:

    134. Onlar bir ümmetti, gelip geçti.Onların kazandıkları kendilerine, sizinkazandıklarınızdasizeaittir.Vesiz,onlarınyaptıklarındanhesabaçekilecekdeğilsiniz.

    Geçmiş Peygamberlerle övündükleri hâlde,onların yolunu terk eden günümüz inkârcılarına

  • gelince:

    135. Peygamberlerin getirmiş olduğu hak dinizamanlabozupdeğiştirerekYahudilik,Hıristiyanlıkadı altında bâtıl inanç sistemleri oluşturanlar,“YahudiveyaHıri stiyanolunki,doğruyolubulasınız!”dediler. YaniYahudilerY ahudiliğin,Hıristiyanlar da Hıristiyanlığın doğru yololduğunu ve kendilerinin sahip old uğu inançsistemini kabul etmedikçe, hiç kimsenin cennetegiremeyeceğini iddia ettiler. Ne var ki,Yahudilikdedikleri,Hz.Musa’nıntebliğettiğidinin,zamanlabozulup değiştirilmiş şeklinden başka bir şeydeğildi. Aynı şekilde Hıri stiyanlık da, Hz. İsa’nıngetirdiği şekliyle kalmamış, yüzlerce hurâfeeklenerek özünden uzaklaştırılmış ve tanınmazhâle getirilmişti. Dolayısıyla, Yahudiler de,Hıristiyanlar da, insanları Allah’ın dinine değil,kendi uydurdukları bidat ve hurâfelere davetediyorlar.EyMüslüman,onlaradeki:

    “Hayır! Biz, uydurmuş olduğunuz hurâfeleryığınına değil, sizin de örnek ve önder kabul

  • ettiğinizİbrahim Peygamberbaştaolmaküzere,bü tünPeygamberlerin insanlığa getirdikleri veyalnızca Allah’a kulluk esasına dayanan omükemmelinançsistemine,hanifdinineuyarız!Eğer İbrahim’in izinden yürüdüğünüzü iddiaediyorsanız, siz de hak dine boyun eğmelisiniz,şirkten ve inkârdan uzak durmalısınız. Çünküİbrahim, hiçbir zaman Allah’a ortakkoşmamıştı. Yan io, sizin bugün ‘dinin temelesasları’ saydığınız bâtıl inançları aslabenimsememişti. Örneğin, Allah’a oğul isnatetmem i ş ,Peygamberleri ve salih insanlarıtanrılaştırmamış,Allah’ınherhangibirkitabınıveyaelçisiniaslainkâretmemişti.

    136.Ohâlde, Ey İslâm dâvetçileri, şu evrenselhakîkatitüminsanlığailanederekdeyinki:

    “Bizler Allah’a,y a n iO’nun rab ve ilaholduğuna iman ettiğimiz gibi, bize gönderilenKur’an ayetlerine; İbrahim, İ smail, İshak,Yakup ve sonraki nesillere gö nderilenvahiylere, ayrıca Mûsâ’ya ve İsa’ya verilen

  • Kitap ve mûcizel e r e ;kısacası, RableritarafındanPeygamberleregönderilenbütünvahiylere inanır, aralarında hiçbir ayrımgözetmeyiz.Hepsinin aynı kaynaktan geldiğinive aynı mesajı taşıdığını bilir, içlerinden hiçbiriniinkâretmeyiz.Çünkü biz,yalnızcaAllah’a kullukeden ve O’nun bütün emirlerine boyun eğenkimseleriz,yaniMüslümanlarız.”

    137.Eymüminler!EğerYahudiler,Hıristiyanlarve diğerleri bu çağrıya olumlu cevap verir vesizininandığınızgibiAllah’ınkitaplarıveelçileriarasında hiçbir ayrım gözetmeden, ilâhî mesajatümüyleinanırlarsa,işteozamandoğruyolubulmuş olurlar. F akat yüz çevirirlerse,derin bir çıkmaza saplanmışlarve sırfkıskançlık ve inatçılıkları yüzünden size karşıkoyuyorlardemektir.

    Ama sen üzülme;onlara karşı Allah sanayeter !Unutma kiO ,her şeyi işitendir,bilendir.

  • Eymüminler!ÂdemPeygamberinişlediğigünahyüzünden, onun soyu ndan gelen tüm insanlarıngünahkâr doğduğunu iddia eden, bu yüzdençocuklarını“kutsanmış”suyabatırıpvaftizederekonları “temizlediklerini” öne süren Hıristiyanlarbaşta olmak üzere, “fıtrat dini”ni değiştiripyozlaştırantüminsanlaraseslenerekdeyinki:

    138. Bizler, Allah’ın verdiği renklerleboyandık.Çünkükainatta herşeyAllah’ın verdiğirenklerle boyanmıştır. Ya n iAllah tarafındangönderilen ve insanın yaratılış özelliklerine enuygun olan o doğal ve tertemiz inanç sistemineiman ederek, hayatımızın her alanını bu inancagöre şekillendirdik. Çünkü Allah’ın dini, insanınkendirengikadardoğaldır,suniboyalargibiçirkinve iğreti durmaz, solmaz, pö rsümez, silinip yokolmaz. Öyle ya, kimin boyası Allah’ınboyasından daha güzel olabilir? İştebuyüzdenbiz,ancakO’nakullukederiz.

    139. Bu hakîkati inkâr eden Hıristiyanlara veAllah’ıntüminsanlığıkucaklayanevrenselmesajını

  • değiştirerek onu bir ırkın dini hâline getirenYahudileredeki:

    “Allah bizim de Rabb’imiz, sizin deRabb’iniz olduğu hâlde, O’nunhikmet vead âlet ihakkında bizimle tartışmaya mıgireceksiniz?Osadece sizin Rabb’iniz midir ki,yalnızca sizin ırkınızdan Peygamber göndersin vesize ayrıcalıklı davransın?Hayır,Allah katında hertoplum eşit şekilde sorumludur:Bizimyaptıklarımızbize,sizinyaptıklarınızdasizeaittir. İyi bilin ki,Biz, O’na yürektenbağlanmışkimseleriz.”

    ZatenbütünPeygamberler,hepbugerçeğidilegetirmişlerdi.

    140. Yoksaey Yahudi ve Hırist iyanl a r, sizİbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, Yakup’un veonların soyundan gelenPeygamberlerinYahudiveyaHıristiyanoldukl arınımı iddiaediyorsunuz?OysaYahudilikde,Hıristiyanlıkda,İslâmdinininzamanlabozulupdeğiştirilmişhalidir.

  • Dolayısıyla, Hz. Mûsâ ve Hz. İsa da dahil, hiçbirPeygamber“Yahudi” veya“Hırist iyan” değildi veolamazdı. Aksine, bütün Peygamberler, “Yalnı zcaAllah’a kulluk etmek ve O’ndan gelen bütünemirleretambirteslimiyetleitaatetmek”anlamınagelen “İslâm” inancına bağlı birer “Mü slüman”idiler.

    Ey Müslüman! Bütün bunlara rağmen, hâlâiddialarındadiretirlerse,onlaradeki:

    “Sizmidahaiyibilirsiniz,yoksaAllahmı?ElbetteAllah bilir ve işte, hakîkati size bildiriyor.Hâl böyleyken,Allah tarafından kendisineulaşmış bir tanıklığı, bile bile gizleyendendaha zâlim kim olabilir?”Hz. Muhammed’inPeygamberliği kutsal kitaplarda kendisinemüjdelendiği hâlde, çıkarlarına ters düştüğü için,gerçeğe şâhitlik etmek yerine onu gizleyendendahaalçak,dahabedbahtkimolabilir?

    Allah, yaptıklarınızdan hiç de habersizdeğildir.

  • 141. Onlar bir ümmetti, gelip geçti.Onların kazandıkları kendilerine, sizinkazandıklarınızdasizeaittir.Vesiz,onlarınyaptıklarındanhesabaçekilecekdeğilsiniz.

    Müslümanlar Medine’de, önceleri Kudüs’tekiMescid-i Aksa’ya yönelerek namaz kılıyorlardı.Hicretten bir buçuk yıl sonra, artık Mekke’dekiMescid-i Haram’a,y an iKâbe’ye yönelme emrigeldi. İlâhî mesajı omuzlayarak insanlığa önderliketmegörevinin,SonElçiyebaşkaldıranYahudiveHıristiyanlardan alınıp yeni Müslüman toplumaverildiğini sembolize eden bu değişiklik üzerine,Yahudilerdenitirazsesleriyükselmeyebaşladı:

    142. İnsanlar arasından,‘seçkin ve ayrıcalıklıtoplum olma’ saplantısından bir türlükurtulamamışbazıcahiller:

    “ŞuMüslümanları,ötedenberiyönelmekteoldukları kıblelerinden çevirensebepnedir?”diyecekler.Onlaracevabendeki:

    “Doğu da Allah’ındır, batı da. Aslında

  • herhangi bir yönün diğerine üstünlüğü sözkonusudeğildir. Önemliolandoğuya veyabatıyayönelmek değil,A llah’ın emrini yerine getirmek,gönderdiği dini hayata egemen kılmaktır. VeO’nundini,hiçbirırkınveyasınıfınimtiyazıaltındadeğildir. Zira O,hangi ırktan, hangi toplumdan,hangi cemaatten olursa olsun, samîmî olarakhakîkate yönelmekisteyeni dosdoğru yolailetir.”

    143.Eymüminler!İşteböylecesizi,hertürlüaşırılıklardan uzak, vahye dayalı, dengeli, ölçülü,uyumlu,âdil,iyilikseverve ortayoluizleyenbirümmet yaptık ki, tüm insanlığa karşıhakîkate şâhitlik eden güzel örnekler ve âdilşâhitlerolasınızvebuElçidesizekarşıgüzelbirörnekveşâhitolsun.

    Ey Muhammed!Senin daha önceleriMekke’de ikenyönelmişolduğunkıbleyi,yaniMescid-i Haram’ı şimdi sizekıble yaptık ki,Elçinin izinden gidenleri, gerisin geriyedönecek olanlardanayırıp açıkça ortaya

  • koyalım. Bu imtihan sonucunda, iman iddiasıylaortaya çıkan insanlar, iki gruba ayrılacaktır: 1-Allah’ın emirlerine kayıtsız şartsız boyun eğensamimi müminler, 2-Çıkarlarına uygun olduğusüreceİslâm’ınhükümlerinikabuleden,fakatarzuvebeklentilerineaykırıdüştüğüandailâhîemirlerireddeden münafıklar.Doğrusu buimtihân,Allah’ın yol gösterdiği kimselerdenbaşkasınaağırgelecektir.Nitekim,dahaöncePeygamberitasdikedenbazıYahudiler,binlerceyılkıbleedindikleriKudüs’eyönelmektenvazgeçerekMekke’ye yönelmelerini emreden ayetler gelince,bunu gururlarına yedirememiş veA llah’ın emrinireddederekinkâretmişlerdi.

    Bu aradaAllah,dahaönceleriMescid-iAksa’yayönelerek kı