Özgürlük günefli analar›n ba¤r›ndananalar›n ba¤r›ndan …...ciwanÊn azad kowara...

66
CIW CIW ANÊN AZAD ANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle Yönümüz Da¤lara Öfkemiz Düflmana Özgürlük Günefli Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndan Analar›n Ba¤r›ndan Do¤ar Do¤ar Tüm Kürdistan Tüm Kürdistan Annelerinin Annelerinin Anneler Günü Kutlu olsun Anneler Günü Kutlu olsun www.arsivakurd.org

Upload: others

Post on 27-Mar-2021

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

CIWCIWANÊN AZADANÊN AZADKowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008

Her Tiflt Ji Bo Azadiyê!

Yüre¤imiz Günefle Yönümüz Da¤laraÖfkemiz Düflmana

Özgürlük GünefliÖzgürlük GünefliAnalar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan

Do¤arDo¤ar

Tüm Kürdistan Tüm Kürdistan AnnelerininAnnelerininAnneler Günü Kutlu olsunAnneler Günü Kutlu olsunwww.a

rsiva

kurd

.org

Page 2: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

SSaannaatt vvee EEddeebbiiyyaatt kkööflfleessii

Kawîs Axa dengbêjê bi nav û deng. Bi navê xwe ê rastî Kek Weyîs di sala

1889an de li zozana Carcelî a êla Herkîyan ji dayika xwe dibe. Navê bavê

wî Ahmed Herkî ye û ji binemala Malebî a êla Herkîyan tê. Navê dayika

wî jî Leyla ye.

Êla wan zivistanan ji zozanan dadiketin, deştên rojhilata Mûsilê û li

gundê Şêxan nîştecîh dibûn. Wê dema Kawîs Axa 10 salî bû, bavê wî koça

dawiyê kir. Wê demê birayekî ê wî piçûktir hebû. Navê wî jî Kino bû.

Kawîs Axa, mirovekî tat bû. Lê wê wexta stran digot, tatbûna wî qet dîy-

arnedibû. Tatbûna wî ji dayikbûna wî ve nebû. Li gor gotina wî, di

ciwanîya xwe de zivistanê bi hespê diçe aşî û di rê de ji hespê ketîye û di

nav berfê de bi seatan maye û ji vê bûyerê şûnda jî tat bûye.

Berhemên Kawîs Axa di 43 kasêtan de hatîye tomarkirin. Ev kasêtana di

arşîva pişka Kurdî a Radyoya Bexdayê de tên parastin. Di sala 2007an,

Enstîtuya Kelepora Kurdî wekî zincîre albûmên muzîka kevnar ya kurdî

albûma Kawîs Axa amade kir û wekî CD belav kir.

Kawîs Axa di sala 1936’an de ji bo serdana êla Herkîyan çû ji bo gundê

Herşem ê Koyî û li wir çû ber dilovaniya xwe. Kawîs Axa, çar zarok jî li

pêy xwe hiştin. www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 3: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Merhaba gençler ve genç kalanlar!

Özgürlük Hareketimizin 35 y›ll›k mücadeledeneyim ve tecrübesi, Deniz Gezmifllerin, YusufAslan’lar›n, Hüseyin ‹nan’lar›n bafllatt›¤› mücade-lenin baflar›l› bir noktaya getirilmesini sa¤layacakkoflullar› yaratm›flt›r. Bu kazan›mlar, günümüzdegençlik için de¤erlendirilmesi gereken bir avan-tajd›r. Bu avantajlar de¤erlendirildi¤inde, gençli-¤in rolünü oynamas› önünde hiçbir engel kalma-yacakt›r.

Bugün gençli¤in tarihsel olarak rolünü ona-mas› her zamankinden daha fazla olanakl› halegelmifltir. Deniz Gezmifl ve arkadafllar›n›n flaha-detinden bugüne kadar geçen sürede gençli¤inmücadele içerisinde gösterdi¤i karal›l›k ve öde-di¤i bedeller gençli¤in rolünü oynamaya devamedece¤ine dair hiç bir kuflkuya yer b›rakmamak-tad›r. Gençlik bunu defalarca ispatlam›flt›r. HakiKarer, Mazlum Do¤an, Kemal Pir, M. Hayri Dur-mufl ve daha onlarca gençlik önderi bunu yaflam-lar› ile ortaya koymufllard›r. Bu ölümsüz gençlikönderleri, bugün geliflen özgürlük ve demokrasimücadelemizin bu noktaya gelmesinde belirleyicikonumda olan kiflilikler aras›nda yer alm›fllard›r.Gençlik günümüzde de bu rolü oynamaya de-vam edecektir.

Reber Apo, “ genç bafllad›k genç bitirece¤iz”demektedir. Bu, Özgürlük ve demokrasi müca-delemizin bir gençlik hareketi oldu¤u ve kendiiçinde süreklili¤i ile gençli¤ini korudu¤u anlam›nagelmektedir. 6 May›s’›n y›ldönümünde de gençlikbunu baflarabilmelidir. 6 May›s’a gençlik kendicephesinden bu flekilde karfl›l›k olabilmelidir.

Halk üzerine düfleni yapmaktad›r. Botan yü-rüyüflü ile bafllay›p Newroz’da zirveye ç›kan ser-hildanlar›yla bunu göstermifltir. Gerilla Gabar veOramar eylemleriyle, düflmana tatt›rd›¤› Zap ye-nilgisi ile görev ve sorumlulu¤una sahip ç›kmayadevam etti¤ini ortaya koymufltur. Bu ölçüdegençlik de rolünü oynayacakt›r 6 May›s’›n y›ldö-nümünde bunun karal›l›¤› gösterilebilmelidir.

Amed’de buluflmak dile¤iyle...Genç kal›n...

E-mail: [email protected]

Genç Başladık, Genç Başarıyoruz......... 2

Duran KALKAN

Demokratik Özerklik Ve Demokratik

Özerk Kürdistan.................................................................... 6

Kasım ENGİN9

Şehitler Başucu Kitabımızdır..................... 10

M. KARASU

Apocu Gençlikle Zafere

Gideceğiz......................................................................................... 21

Röportaj

Gençliğin Örgütlenme Sorunları ve

Çözüm Yöntemleri......................................................... 26

Sinan MİRXAN

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve

Huseyin İnan Özgürlük

Mücadelemizde Yaşamaya Devam

Etmektedirler.......................................................................... 36

Cemal ŞERİK

Yaşam Sanatçımız Yönetmenime......... 45

Beritan CUDİ

Besosin Karakolunda

Neler Oldu?-I-........................................................................ 48

Şervin

Adı Arzella.................................................................................... 52

Arjin NİSAN

Kökler -II-..................................................................................... 57

A.Ö. Bilim Aydınlanma Akademisi

Mizah..................................................................................................... 62

Ciwanen Azad

‹çindekiler Editörden

CIWANEN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 4: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Bir önderlik partisi olarak PKK, gençlik içinden do¤mufltur. PKK’yi do¤uran Önder Apo gerçe¤i tamamen gençlik ça¤›nda olan bir militan gerçe¤i ifade etmektedir. PKK’nin ilk ideolojik gruplaflmas› tamamen gençlik kadrolar›ndan oluflmufltur. Gençlik ruhu gibi PKK’nin düflünce ve eylemi temizdir, saft›r. Özgürlükçü, eflitlikçi ve kardeflçedir. Gençlik duygular› gibi coflkulu, heyecanl›, ilerletecidir”

ir gençlik hareketive partisi olanPKK’yi en iyi anlatan

sloganlardan birisi budur.Bu tan›m PKK’nin kadroyap›s›n›n hem ruhsal, duy-gusal, ideolojik motivasyo-nunu ve hem de duruflunuifade etmektedir. Gerçek-ten de PKK her bak›mdanbir gençlik hareketi olarakdo¤up geliflmifl bugünleregelmifl ve bugünde örgütselyap›s›n› genç kadrolardanoluflturmakta ve görevleri-ni gençli¤e dayal› olarak yü-rütüp baflarmaktad›r.PKK’nin bir gençlik hare-keti olmas› elbette her fley-den önce gençli¤in ruhunu, duygular›n›, düflüncesini,davran›fllar›n› temsil etme-sinden ve tüm bünyesineyerlefltirmifl olmas›ndankaynakl›d›r.

Gençlik ruhu gibi PKK’-nin düflünce ve eylemi te-mizdir, saft›r. Özgürlükçü,eflitlikçi ve kardeflçedir.Gençlik duygular› gibi cofl-kulu, heyecanl›, ilerleticidir.Gençli¤in düflüncesi gibiPKK ideolojisi, özgürlük,demokrasi, eflitlik gibi kar-deflçe paylafl›ma dayal› biryaflam› öngören temel ilke-lerden oluflmaktad›r. Kire,pasa bulaflmam›fl, menfaatgözetmeyen, parayla iflyapmayan tamamen iyilik,

güzellik, kardefllik ruhuyladolu bir çizgiyi ifade et-mektedir. PKK’nin felsefik,ideolojik yap›s› çok büyükoranda gençlik ruhunu,duygu ve düflünce yap›s›n›temsil etmektedir.

PPKKKK bbiirr ggeennççlliikk hhaarreekkeettii oollaarraakk ddoo¤¤mmuuflflttuurr

Ayn› zamanda eylem çiz-gisi de gençli¤in o büyük di-namizmini, atakl›¤›n›, girifl-kenli¤ini temsil ederdüzeydedir. ‹lk ç›kt›¤› andanbu yana her türlü göreveyaklafl›m› ve mücadele an-lay›fl› tamamen cesur ve fe-dakâr bir yap›da olmufltur.Gençli¤in büyük cesaretini,fedakârl›¤›n›, at›lganl›¤›n›, di-namizmini kendi bünyesindeiçsellefltirmifltir.

Dolay›s›yla da her zamankendini yenileyen, yeni bafl-lang›çlar yapan, her sürececevap olacak bir çözümükendinde yaratan bir hare-ket olmay› baflarm›flt›r. Buanlamda PKK’nin gençli¤inruh, düflünce ve davran›fldünyas›n› bir örgütsel sis-tem haline getirdi¤i rahat-l›kla söylenebilir. Bu bak›m-dan da bir gençlik hareketiolarak do¤mufltur. Gençli-¤e dayal› bir parti olarakflekillenmifl ve mücadeleyegirmifltir. Günümüze kadar

bütün görevlerini gençli¤edayanarak, bir gençlik par-tisi olarak baflarm›flt›r. Bu-gün de bir gençlik partisiolmaya, her bak›mdangençli¤i temsil eden birparti olarak yürümeye de-vam etmektedir.

Kuflkusuz bu sadecegençli¤i tan›mak, anlamakve gençlik özelliklerini esasal›p parti kurmaktan kay-naklanmam›flt›r. Tam tersi-ne do¤rudan gençlik için-den ç›kan, gençlerinyaratt›¤›, genç militanlar›nortaya ç›kard›¤› bir partiolmufltur. PKK’nin ilk do-¤uflunun yüksek ö¤renimgençli¤i içinden ve genç mi-litanlar eliyle oldu¤u bilin-mektedir.

Bir özgürlük düflüncesiolarak do¤uflundan, birparti ve gerilla hareketiolarak geliflimine kadar herfleyine öncülük eden, herfleyi s›f›rdan yaratan ve bü-tün geliflme süreçlerini yö-neten Önder Aponun budüflünceyi ve eylemi gençbir militan olarak yaratt›¤›,yüksek ö¤renim gençli¤iça¤›ndayken bu büyükç›k›fl› yapt›¤› bilinen bir ger-çektir. Dolay›s›yla bir ön-derlik partisi olarak PKK,gençlik içinden do¤mufltur.

PKK’yi do¤uran ÖnderApo gerçe¤i tamamen

2Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

Duran KALKAN

B

GGeennçç BBaaflflllaadd››kk GGeennçç BBaaflflaarr››yyoorruuzz!! --II--

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 5: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

gençlik ça¤›nda olan bir militan gerçe-¤i ifade etmektedir. PKK’nin ilk ideo-lojik gruplaflmas› tamamen gençlikkadrolar›ndan oluflmufltur. Büyük ço-¤unlu¤u da yüksek ö¤renim gençli¤iiçinden ç›km›flt›r. Üniversitelerde,akademilerde, enstitülerde okuyanyüksek ö¤renim gençli¤i yaflad›¤› ay-d›nlanma ve tafl›d›¤› sorumlulu¤a da-yanarak böyle büyük bir tarihsel hare-keti yaratmay› baflarm›flt›r.

PPKKKK’’yyii yyaarraattaann iillkk iiddeeoolloojjiikk ggrruuppllaaflflmmaa bbiirr ggeennççlliikk ggrruuppllaaflflmmaass››dd››rr

Sadece ruh, duygu, bilinç, davran›-fl›yla gençli¤i temsil eden bizzat birgençlik grubu olan bir harekettir. Da-ha sonra PKK’nin Türkiye metropol-lerinden Kürdistan flehirlerine tafl›n-mas› yine gençli¤e dayal› olarakgerçekleflmifltir. Antep’te, Dersim’de,Kars’ta, Amed’de, Urfa’da, batman’-da, Kürdistan’›n tüm flehir ve kasaba-lar›nda ilk PKK gruplar› lise ve ortao-kullarda okuyan ya da hiç okulagitmeyip çal›flan, iflçilik yapan gençler-den oluflmufltur.

T›pk› Türkiye metropollerinde birideolojik grup olarak do¤uflun gençlikkadrolar›na dayanmas› gibi PKK’ninKürdistan’a tafl›nmas› ve Kürdistankent ve kasabalar›nda ilk gruplar›n›oluflturmas› da gençlik kadrolar›na da-yanm›flt›r.

Daha parti olmadan önce Kürdis-tan’da bir gençlik hareketi olmufltur.Kürdistan devrimcileri denen oluflumtamamen bir gençlik hareketidir. Sade-ce genel bir hareket olmakla da s›n›rl›kal›nmam›fl, ilk örgütsel ad›mlar dagençlik örgütlenmesi temelinde at›l-m›flt›r. PKK hareketinin gönüllülü¤edayal› gruplaflmay› aflarak ilk resmi hü-viyet kazanmas› gençlik örgütü olmabiçimindedir. Kürdistan devrimci genç-lik birli¤i 1977’de kurulan ve PKK’denönce resmi örgüt olan partileflme sü-

recini yürüten temel bir örgütlenme-dir. Demek ki sadece ruh, düflünce vedavran›fl›yla gençli¤i temsil etmek de¤ilyine sadece gençlikten oluflan ç›kankadrolara dayanan bir hareket olma dade¤il, bizzat gençlik örgütlenmesi te-melinde geliflen, partileflme süreciniyaflayan ve parti oluflumunu sa¤layanbir gençlik partisidir PKK.

PPKKKK’’nniinn tteemmeelliinnddee ggeennççlliikk vvaarr oollmmuuflflttuurr

Kürdistan devrimci gençlik birli¤ininyürüttü¤ü çal›flmalar temelinde 1978y›l›n›n 26-27 Kas›m günlerinde Lice’-nin Fis ovas›nda yap›lan kurulufl kon-gresiyle, PKK’nin resmen kuruluflunagidilmifltir. Resmen PKK ismi tak›lma-dan önce demek ki, gençlik birli¤i ol-ma ismi vard›r. Resmi ismi PKK olsada ve Kürt halk›n› yönlendiren bir ön-cü parti haline gelse de her zamanPKK’nin temelinde gençlik var olmufl-tur. Anlay›fl düzeyinde de, kadro yap›-s›yla da, örgütsel gerçe¤iyle de PKKher zaman bir gençlik hareketi olarakvar olmay› ve mücadele etmeyi sür-dürmüfltür.

Nitekim partileflme sürecinde detemel kadro alan› her zaman gençlikolmufltur. Kadrolar›n›n yüzde doksa-n›na yak›n bölümü gençlik kitlesi için-

den ç›km›flt›r. Kürt halk›n›n genç k›zve o¤ullar› ruhlar›yla, duygular›yla, bi-linçleriyle, eylemleriyle, cesaret ve fe-dakârl›klar›yla PKK’yi yaratm›fllar, hertürlü sald›r›ya karfl› korumufllar ve gü-nümüze kadar tarihin en devrimciak›mlar›ndan birisi olarak geliflini sa¤-lam›fllard›r. Bir gençlik önderi olan,önder Apo etraf›nda kenetlenen Kürthalk›n›n k›z ve o¤ullar› yeniden özgür,eflit ve demokratik ilkelere dayal› birhalk yaratt›klar› gibi bugüne kadar bü-yük siyasi geliflmelere yol açan birmücadeleyi de ortaya ç›kartm›fllard›r.

Resmen bir parti olarak kurulup si-yasal mücadele de etkin bir rol oyna-maya ad›m att›¤› süreçte de PKK yüz-de doksan befl oran›nda bir gençlikpartisi olmaya devam etmifltir. Çok iyibiliniyor ki 12 Eylül faflist askeri reji-mine karfl› siyasi mücadeleyi gerilla bi-çiminde ancak yürütebilmifltir PKK.Dolay›s›yla da partileflme gerillalaflmabiçiminde oluflmufl ve geliflmifltir. Ge-rilla ise yüzde doksan dokuz bir genç-lik örgütlenmesi ve eylemi olmufltur.1980’li ve 90’l› y›llarda hem gerilla da,hem de serhildanlarda Kürt gençli¤ihalka öncülük eden, ruh, bilinç ve ey-lem afl›layan, dolay›s›yla parti öncülü-¤ünü temsil eden bir kesim olmufltur.Günümüzde de bu gerçek oldu¤u gibidevam etmektedir.

CIWANÊN AZAD

3Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 6: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

PPKKKK’’nniinn ddaayyaanndd››¤¤›› eenn tteemmeell mmiirraass ddeevvrriimmccii ggeennççlliikk mmüüccaaddeelleessiiddiirr

Bu biçimde bir gençlik partisi ola-rak do¤an ve günümüze kadar gelenPKK’nin do¤uflunu da, gençlik müca-delesi yol açm›flt›r. Çok iyi biliyoruzki, PKK 1968 dünya devrimci gençlikhareketinin miras› üzerinde, onunTürkiye ve Kürdistan’a yans›mas› te-melinde do¤up, geliflmifltir. Temel birdayana¤› 68 devrimci gençlik ruhu-dur. 1968 gençlik eylemlili¤idir, dire-niflidir. 1968 dünya gençlik hareketi-nin Türkiye’ye ve Ortado¤u’yayans›mas›n›n bir iki y›l gecikmeyle1979’lar›n bafl›nda zirveye ulaflt›¤› bi-linmektedir.

Baflta Türkiye olmak üzere, ‹ran’dada çeflitli Arap ülkelerinde bu temel-de güçlü bir gençlik direnifli ortayaç›km›flt›r. Türkiye’de geliflen gençlikhareketinin ve mücadelesinin kendisi-ni Dev-Genç ismiyle tan›mlad›¤› bilin-mektedir. Ve 1970’lerin bafl›nda Tür-kiye siyasi gündemini sarsan, Türkiyetoplumunu uykudan uyan›rcas›na ay-d›nlatan büyük gençlik eyleminin butemelde geliflti¤i bir gerçektir.

Dolay›s›yla PKK’nin Dev-Genç’inmiras› üzerinde geliflti¤i, onun do¤ru-dan bir devam› oldu¤u, Türkiye metro-pollerinde Dev-Genç ismiyle geliflengençlik hareketi ve mücadelesinin Kür-distan’a tafl›nmas›n› ve Kürdistan dev-rimci gençlik birli¤i haline gelmesini ifa-de etti¤i tart›flma götürmez birgerçektir. Demek ki bir gençlik hare-keti olarak do¤arken PKK’nin da-yand›¤› en temel miras devrimci genç-lik mücadelesidir. Bunun dünyada veTürkiye’de geliflen yönüdür.

Türkiye’de Dev-Genç hareketinin12 Mart 1971 askeri darbesine karfl›güçlü bir direnifl gelifltirdi¤i bilinmek-tedir. Bir yandan THKP-C, T‹KKObiçiminde örgütlenerek böyle bir di-renifle örgütsel temel kazand›r›rkendi¤er yandan Denizlerin, Sinanlar›n ilk

gerilla ad›mlar›yla, gerillalaflma biçi-minde bu direnifl sürdürülmüfltür.

DDeenniizzlleerriinn bbüüyyüükk ddüüflflüünncceelleerrii,, iiddeeaalllleerrii PPKKKK’’ddee ggeerrççee¤¤ee ddöönnüüflflmmüüflflttüürr

PKK’nin örgütsel ad›mlar›n› Dev-Genç temelinde geliflen devrimci ör-gütlenmelerin miras› üzerinde geliflti-¤i, yine PKK’nin yaratt›¤› gerillahareketinin öncülerinin de Nurhak’la-ra ç›kan Sinan’lar, Karadeniz da¤lar›naç›kan Mahirler yine Kürdistan’a git-meyi hedefleyen Denizler oldu¤u tar-t›flma götürmez bir gerçektir.

PKK bu büyük ad›mlar›n, çabalar›n,giriflimlerin bir devam›, Kürdistan’a ta-fl›nmas› ve hata, eksikliklerinden ar›na-rak, yenilginin önü kesilerek baflar›l› birçizgide sürdürülmesi olmufltur. Demekki bir gençlik hareketi olarak do¤anPKK’nin dayand›¤› temel miras Türkiyedevrimci gençlik mücadelesidir. YaniDenizlerin, Mahirlerin, ‹brahimlerin ru-hu, düflüncesi, çabas› miras› üzerinde,onlar›n büyük özlem ve aray›fllar›n›pratiklefltirmek üzere Kürdistan’dangeliflen bir gençlik partileflmesi olmagerçe¤ini ifade etmifltir. Daha yeni mü-cadeleye kat›lan bir genç kadro aday›olarak önder Apo hem bu büyük genç-lik mücadelesini izlemifl, gözlemifl,onun tecrübelerini edinmifl, hem deyaflad›¤› trajik yenilginin nedenleri üze-rinde derin bir sorgulama yaparak on-lar› aflma temelinde PKK hareketini ya-ratmaya yeni bir önderliksel ç›k›flyapmaya karar vermifltir.

6 May›s 1972’de idam edilen DenizGezmifl ve arkadafllar› Türkiye gençli¤i-nin ve halk›n›n bu en temiz ve seçkinönderleri idam sehpas›nda yaflas›nKürt ve Türk halklar›n›n kardeflli¤i slo-gan›n› atm›fllard›r. Yaflamlar›n› Türk veKürt halklar›n›n kardeflli¤ine ve birli¤i-ne adam›fllard›r.

PKK bu büyük ruhun, bilincin de ör-güte ve prati¤e dönüfltürülmesini ifade

etmifltir. Tamamen halklar›n kardeflli¤i,birli¤i, özgür-demokratik ittifak› esas›üzerinde herkesi devrimci ilkeler te-melinde birlefltiren bir hareket olarakgeliflmifltir. Denizlerin bu büyük düflün-celeri, idealleri PKK’de gerçe¤e dönüfl-müfltür. Hakiler, Kemaller onlarcaTürkiye halk›ndan ve farkl› milliyetler-den genç insan PKK saflar›nda militan-ca yer al›p, savaflarak Denizlerin ön-gördü¤ü halklar›n kardeflli¤i çizgisiniyaflama geçirmifllerdir.

MMaayy››ss aayy›› TTüürrkkiiyyee vvee KKüürrddiissttaann ggeennççllii¤¤iinniinn bbüüyyüükk mmüüccaaddeelleessiinnee ssaahhnnee oollaann bbiirr aayydd››rr

Böylece yüksek ö¤renim gençli¤iüzerine bir gençlik ak›m› olarak ç›k›flyapan PKK bir yandan 1968 devrimcigençlik hareketiyle onun Türkiye’dekiyans›mas› olan 1971 Dev-Genç ç›k›fl›-n›n miras› üzerinde do¤up, geliflmifldi¤er yandan ise deniz’lerin idam seh-palar›nda hayk›rd›¤› halklar›n kardeflli-¤i ruhunu ve bilincini esas alarak ger-çek bir özgürlük, eflitlik, demokrasihareketi olmay› baflarm›flt›r.

Bu vesileyle bütün bu süreçlerdeyer alan PKK devrimci ç›k›fl›na katk›sunan, emek veren herkesi sayg›ylaan›yorum, selaml›yorum.

2 May›s’ta büyük Siverek komutan›M. Karasungur yoldafl flehit düfltü. 1May›s’ta büyük taksim katliam› oldu.6 May›s’ta Deniz Gezmifl, Yusuf Aslanve Hüseyin ‹nan idam edildi. 18 Ma-y›s’ta ‹brahim Kaypakkaya ve HakiKarer katledildi. Yine 17-18-19 Ma-y›s’larda Halil Çavgun, Ferhat Kurtaygibi yi¤it devrimciler flehit düfltüler.May›s ay› Türkiye ve Kürdistan genç-li¤inin büyük mücadelesine sahneolan bir ay oldu. Direnifl ay› oldu, fle-hitler ay› oldu.

18 May›s flehitler günümüz oldu.Bu vesileyle flehitler ay› may›s’tatüm bu kahraman flehitlerimizi Ka-rasungurlar›, Denizleri, ‹brahimleri,

4Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 7: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Hakileri, Halilleri, Ferhatlar› adlar›n›sayamad›¤›m›z ve say›lar› neredeysebinleri bulan May›s flehitlerimizi veonlar›n flahs›nda tüm devrim flehitle-rimizi sayg› ve minnetle an›yorum.An›lar›n› özgür Kürdistan mücadele-sinde ve halklar›n kardeflli¤i çizgisin-de sürekli yaflataca¤›m›za dair sözü-müzü yineliyorum.

TTaarriihhii yyaarraattaann,, ttaarriihhee ddaammggaass››nn›› vvuurraann bbiirriinncciill kkeessiimm ggeennççlliikk kkeessiimmiiddiirr

Dikkat edilirse 1960’lar›n ortala-r›ndan bu yana geçen yak›n tarihimiziTürkiye’de ve Kürdistan’da devrimcigençlik hareketi yaratm›flt›r. 60’lar›nortalar›ndan itibaren dünyadaki gelifl-melerle de etkileflim içerisinde ör-gütlenip geliflen Türkiye devrimcigençlik hareketi 1970’li y›llara dam-gas›n› vururken daha sonraki süreciise PKK biçiminde kendini örgütle-yip, pratiklefltiren Kürdistan gençli¤idamgas›n› vurmufltur. Bütün tarihinbu temelde yaflanm›fl olma ihtimalikuvvetle muhtemeldir.

Yani tarihi yaratan, tarihe damgas›n›vuran birincil kesimin gençlik kesimi ol-du¤u, onun özgürlük, eflitlik, demokrasiyönündeki aray›fllar› ve bu temelde ge-lifltirdi¤i mücadele oldu¤u bir gerçektir.Toplumlar›n gelece¤ini yaratan temsileden gençlik dolay›s›yla tarihi yapan daolmaktad›r. Bu durumun günümüz aç›-s›ndan geçerlili¤ini kuflkusuz çok dahafazla korumaktad›r.

21. yüzy›l gerçe¤inde tarih yapan›ndaha çok gençlik olaca¤› halklar›nekonomik, sosyal, kültürel ilerleyiflininöncülü¤ünü gençlik hareketinin yapa-ca¤› tart›flma götürmez bir gerçektir.Çünkü dünyan›n ayd›nland›¤› bir ça¤dabulunuyoruz. Araç-gereçlerin, bilim-sel-teknik donan›mlar›n en ileri düze-ye ulaflt›¤› bir dönemi yafl›yoruz. Do-lay›s›yla yenili¤e aç›k, kavray›fl düzeyiyüksek, düflünce ve duygular› temiz

bir yap›y› ifade eden gençlik bu ça¤daher zamankinden daha fazla etkili ola-bilir, öncülük edebilir, yenilik yarata-bilir. Bu tüm insanl›k aç›s›ndan böyleoldu¤u gibi Ortado¤u ve Kürdistangerçe¤i aç›s›ndan da böyle olabilir.

PPKKKK’’yyii ssüürreekkllii kk››llaaccaakk,, ddeevvaamm eettttiirreecceekk yyeeggâânnee ggüüçç ggeennççlliikkttiirr

Günümüzde her yerden daha fazlademokratik, köklü bir demokratik dö-nüflüm sanc›s›n› Ortado¤u yaflamakta-d›r. Bunun için tarihsel ve kültürel bi-rikimin var oldu¤u gibi böyle birdönüflümü zorlayan bedeller ve çelifl-kiler de mevcuttur. Ortado¤u flöylebir ikilem içerisindedir; ya demokratikdönüflüm yaratarak, demokratik dö-nüflüm yaparak yeni bir ça¤›n, demok-ratik sosyalizmin ça¤›n›n geliflimini ya-ratacak ya da var olan de¤erlerini dekaybederek yok olup gidecektir.

Ortado¤u’nun yaflad›¤› çeliflki bukadar keskindir. Yok, olup gitmeyiönleyecek yeni bir ça¤ yaratmay› sa¤-layacak nedenler Ortado¤u aç›s›ndangüçlüdür. Bu noktada da kuflkusuz enbaflta sorumluluk Ortado¤u gençli¤i-nindir. Kürt, Türk, Arap, Fars ve di¤erhalklar›n gençlik kesiminindir. Benzer

durum Kürt gençli¤i aç›s›ndan da ifadeedilebilir. 1970’lerin ortalar›ndan iti-baren gençlik militan› önder Aponunç›k›fl›yla bilinçlenme ve örgütlenmesürecine giren PKK biçiminde partile-flerek bugüne kadar en zor koflullardaKürt halk›n›n özgürlük ve demokrasimücadelesini baflar›yla yürüten Kürtgençli¤i önümüzdeki süreçte de buçizgiyi daha güçlü sahiplenerek devamettirecek, özgürlük ve demokrasi mü-cadelesinin öncülük görevini yürüt-meyi sürdürecektir.

Bu nedenle günümüz ulusal demok-ratik görevlerini en baflta yürütmeklesorumlu olan kesim de gençlik kesimi-dir. PKK’nin do¤uflu ve geliflimi gibidemokratik sosyalizm çizgisindeki ye-niden yap›lan›fl› da bir gençlik hareketiolma özelli¤ini devam ettirmektedir.Bu konuda yanl›fl, hatal›, yetersiz an-lay›fla kesinlikle girmemek gerekiyor.Hem felsefik ve ideolojik aç›dan, hemde kadrosal ve örgütsel yap› bak›m›n-dan PKK’nin yeniden inflas› da birgençlik partileflmesi olmaktad›r. Gençbafllay›p genç baflaran PKK’nin sürek-lili¤ini k›lacak, devam ettirecek yegânegüç kesinlikle gençliktir.

CIWANÊN AZAD

5Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 8: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Ne zaman ki kapitalist form silah zoruyla kendi hâkimiyetini gelifltirdi orada bu küçük kendi kendine yeten yaflam birimleri tasfiye edilerek daha büyük kar getirecek formlara geçildi. Adeta dev gibi sahalara yay›lm›fl toplumlar› daha iyi yürüte bilmek ve kendi ç›karlar› do¤rultusunda yönlendirebilmek için ulus kavram› daha do¤rusu milliyet milliyetçilik kavramlar› öne verildi”

ilimsel zihniyetin ay-d›nlatt›¤› toplumumilliyetçilik tekrar

din gibi karartmaya bafllad›.19. ve 20. yüzy›l›n milliyet-çilikle yüklü zihniyeti, kut-sal savafl anlay›fl› gibi top-lumlar› her tür fliddet vesavafla kald›rmaya en elve-riflli meflruiyet arac› rolüoynad›. 17. ve 18. yüzy›llarnas›l yo¤unlukla uluslar›ndo¤ufl y›llar› ise, 19. ve 20.yüzy›llar da milliyetçili¤inflahland›¤› dönem oldu.Devlet iktidar›n›n en zirve-sine ikinci dünya savafl›ndaulaflan milliyetçilik ça¤›, yolaçt›¤› y›k›mla kapitalizmingenel ve sonul krizinin debafllang›c› oldu.

Milliyetçilik kapitalizmindinidir. Milliyetçilik kapitaliz-min egemenli¤ine götürenyoldur. Filistin ve ‹srail milli-yetçili¤inin Filistin’i ve ‹srail’ine hale getirdi¤i ortada.Türk milliyetçili¤inin Türki-ye’yi getirdi¤i nokta belli.Enver Pafla milliyetçili¤i Os-manl›’ya kaybettirdi.” Milli-yetçilik engellenemezse Ku-düs’te yaflanan bu durumyar›n Kerkük’te de yaflana-bilir. Çünkü milliyetçiliktesa¤duyu yoktur, kimse kim-seyi dinlemez, demokratikdiyaloga kapal›d›r.’

Bu gözle bak›l›rsa: Milli-

yetçilik bir urdur. Hem dekanserli bir ur. Vücuduniyileflmesini hep engeller.‹yileflmeye elveriflli olma-mak özünde uyumsuzluk-tur. Kendi kendine güven-sizliktir. Kendi kendinegüvenmeyen baflkalar›ylasa¤l›kl› iliflki kuramaz. ‹ste-se de yapamaz. Çünkü iç-yap›s›, zihinsel duruflu bu-na el vermez. Zihniyetibar›fla, uyuma el vermeyenagresif olur. Sonuçta yamazoflist olur kendine sal-d›r›r ya da sadist olur ved›fl›ndakine sald›r›r.

MMiilllliiyyeettççiilliikk öözzüünnddee kkeennddii dd››flfl››nnddaakkiinnii ttaann››mmaammaadd››rr

Milliyetçilik nerede varise orada yukar›daki iki du-rum yaflanan gerçekliktir.Milliyetçilik özünde kendid›fl›n› tan›mamad›r. Bu daözünde kendini tan›mama-d›r. Kendini tan›mayan,kendisini bilmeyen, kendi-sine abart›l› yaklafl›r. Bukendine abart›l› yaklafl›m›,d›fl›ndakini rette kadar gö-türür, küçümser. Bu daözünde afla¤›l›k kompleks-leri yarat›r. Bu hastal›kl› birdurumdur.

Bu hastal›kl› yaklafl›mlar‘dünyalar benimle biter’,

‘ben olmazsam bu yaflam ya-flan›lmaz’, ‘seçkin insan›z,seçkin halk›z, tanr› bizi gön-dermifl’ der ve sonunda ‘BirTürk dünyaya bedeldir’noktas›na kadar götürür.Özcesi milliyetçilik bir sap-k›nl›kt›r ve insanl›¤›n yüre¤i-ne saplanm›fl bir hançerdir.

Yani bir urdur. Ve insan-l›k, bu sapk›nl›ktan kendinikurtarmak zorundad›r. Buideolojinin yaratt›¤› devletsonuçta bir sapma ve u¤ur-suz, hastal›kl› ve bulafl›c› birkanserdir.

Bu yaklafl›m›n hepimiziadeta devlete al›flt›rd›¤› birgerçektir. Hepimiz birazdadevletle yatt›k devletlekalkt›k. Öyle ki, devlet ol-madan bir mücadelenin ve-rilebilece¤i ya da verilmesigerekti¤ini akl›na getiren yaaptald›r ya da ç›lg›nd›r mu-amelesi gördü. Eskidenböylelerine anarflist derler-di. Ancak bizde biliyoruz kianarflistler dahi neticededevleti onaylamaktad›rlar.Hani “ya devlet bafla ya dakuzgun lefle” misali. Yadevletle olursun ya da rezilu rüsva olursun.

Hâlbuki çok az bir za-man önce dünya da birçoktoplum ya da topluluk hiç-te devlete ihtiyaç duyma-dan kendi Komünü ya da

6Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

Kas›m ENG‹N

B

DDeemmookkrraattiikk ÖÖzzeerrkklliikk VVee DDeemmookkrraattiikk ÖÖzzeerrkk

KKüürrddiissttaann --II--

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 9: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Konfederal yap›s› içerisinde yaflam›fl-t›r. Halen bugün dahi Avrupa’n›n veAmerikan›n birçok yerinde kendi ken-dine yeten öyle siyasal, sosyal, ekono-mik ve kültürel birim yaflam›n› idameettirmektedir.

AAssllii oollaann ddaayyaann››flflmmaa vvee kkaarrflfl››ll››kkll›› bbiirrbbiirriinnii kkaabbuullddüürr

Esasta Avrupa’da 18. yy kadar baflatolan Konfederal modeldir. Devlet yada tek tip devlet modeli kendisinisonradan bu komunal yaflayan yaflambirimlerine yönelerek ve yer yer tasfi-ye ederek kendisine yer açm›flt›r.

Burada; 18. yy. kadar Avrupa’da do-minant olan modelin Konfederal mo-del oldu¤unu söylesek bize gülerler.‹nsanlar özelde de dayan›flma içerisin-de bulunarak, kendilerine yeten eko-nomik birimler kurarak-ki buna otarflidiyorlar- yaflam›fl olmalar› as›l yaflamformudur. Bu yaflam formlar›nda her-kese yer vard›r. Tek tip renk yok.Her birim kendine yeten tarzda yafl›-yor. Böyle olunca öncelikle sömürüyok. Bask› yok. Birilerine boyun e¤-mekte yok. Asli olan dayan›flmad›r,ortakl›kt›r, yak›nl›kt›r, sayg› ve sevgi-dir. Karfl›l›kl› birbirini kabuldür.

Ne zaman ki kapitalist form silahzoruyla kendi hâkimiyetini gelifltirdiorada bu küçük kendi kendine yetenyaflam birimleri tasfiye edilerek dahabüyük kar getirecek formlara geçildi.Adeta dev gibi sahalara yay›lm›fl top-lumlar› daha iyi yürütebilmek ve kendiç›karlar› do¤rultusunda yönlendirebil-mek için ulus kavram› daha do¤rusumilliyet milliyetçilik kavramlar› öneverildi. Dev gibi sahalar›n silah zoruylabir araya getirilifliyle de dev gibi mut-lak ve güçlü devletler oluflturuldu an-cak bunun karfl›s›nda oldukça ufalan,küçülen ve k›ymeti harbiyesi olmayandaha do¤rusu de¤eri düflürülen top-lum ve insan oldu.

Ulus devlet kavram› esas olarak ta

Kapitalizm ça¤›n›n bafllamas›yla birlik-te Burjuvazinin savundu¤u bir devletbiçimidir. Ayn› etnik toplulu¤un yâdauluslaflma sürecine giren halklar›n ya-flad›¤› ülke s›n›rlar›n›n ulus devlet çiz-gileriyle kuflat›larak sömürme tekeliniele geçirme burjuvalar›n temel amac›olmufltur.

KKaappiittaalliizzmmiinn ggeelliiflflmmeessii iiççiinn uulluuss ddeevvlleettlleerr tteekk bbiirr uulluussuu eessaass aallmm››flflllaarrdd››rr

Bu devletlerin s›n›rlar› içinde a¤›rl›kl›olarak bir ulus var olsa da, birço¤undafarkl› halklar da yaflad›¤›ndan zamaniçinde bu halklarla söz konusu devletleraras›nda sorunlar yaflanmaya bafllam›fl-t›r. Devlet içinde a¤›rl›¤› bulunan ulusunayr›cal›kl› olmas› ya da bask› alt›nda tu-tulmalar›; bu farkl› uluslar›n, halklar›n,etnik topluluklar›n hâkim ulus ad›na ha-reket etti¤ini söyleyen ulus devletlerekarfl› bir mücadele içine girmelerini be-raberinde getirmifltir. Ulus devlet zihni-yeti, her ulusa bir devlet yaklafl›m›n›nürünü oldu¤undan ezilen uluslarda ben-zer bir zihniyetle ulus devlet olmak is-temifllerdir.

Öyle ki bu zihniyet Birleflmifl Millet-lerde de benimsenmifltir. Sosyalistlerde esas›n da burjuva yaklafl›m olan budüflünce ve pra-tiklerden etkile-nerek uluslar›nkendi kaderiniele almay› a¤›r-l›kl› olarak birdevlet olma bi-çiminde yorum-layarak burjuvaulus devlet anla-y›fl›na meflruiyetkazand›rm›fllar-d›r. Ulus devletanlay›fl› berabe-rinde birçok so-runu do¤urmufl-tur. Yukar›da

dile getirilen halklar›n karfl›l›kl› bir-birlerini bo¤azlamalar›nda tutundahalklar›n k›y›m›na kadar birçok nega-tif sorunlar yaflanm›flt›r. Kocaman sa-halara onlarca farkl› etnisitenin da-¤›lm›fl olmas› bu tek tip toplumyaratmay› hem zorlaflt›rm›fl hem detrajedilerin yaflanmas›na yol açm›flt›r.Baz› kapitalist devletler bu durumuerken görerek üniter ve merkezidevlet yap›lar›n›n d›fl›nda daha farkl›etnisitilere yer veren devlet model-leri gelifltirmeye çal›flm›fllard›r.

FFeeddeerraassyyoonn yyaallnn››zz ddeemmookkrraassiiyyee dduuyyaarrll›› ddee¤¤iill ddeemmookkrraattiikk oollmmaayyaann üüllkkeelleerrddee ddee uuyygguullaannaabbiillmmeekktteeddiirr

Bunlardan en önemlisi federasyon-dur. Federasyonlar söz konusu ulusdevletin anayasas› çerçevesinde, ulusdevlet s›n›rlar› içindeki bir halka ya daulusa verilen özerklik biçimlerinden bi-ridir. Bu konuda tek bir tip federasyonelbette yoktur. Yer yer çok büyük fark-l›l›klar arz edebilmektedir. Birçok fede-rasyonda çok farkl› say›da etnisite ya daulus yer alabilmekte. Yine birçok farkl›ekonomik model ya da geçim farkl›l›k-lar› - fakir zengin gibi - vard›r.

Federasyon kimi ülkelerde daha ge-

CIWANÊN AZAD

7Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 10: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

nifl bir yerinden yönetime kimi ülke-lerde daha dar bir yerinden yönetimesahiptir. Genel olarak federe devletdenen ünitelerin anayasada belirlen-mifl çerçevede federal devlet denilenmerkez üniteye ba¤l› olmas›n› ifadeeder, ayr› meclisi, hükümeti ve ku-rumlar› bulunur. Ancak bu meclis vehükümetlerin hangi konular› ele ala-ca¤› ve kullanaca¤› yetki alan›n s›n›r-lar› anayasada belirlenmifltir. Bu ana-yasan›n demokratik olup olmamas›flart de¤ildir. Federasyon yaln›z de-mokrasiye duyarl› devletlerde de¤il,demokratik olmayan ülkelerde de uy-gulanabilmektedir

Federasyonlara yak›n bir sistemde,eyalet sistemidir. Eyalet sistemi olanülkeler federal devletlere yak›n özel-liklere sahiptir. Zaten birçok federaldevletin yerel birimleri veya ünitele-ri eyalet olarak tan›mlanmaktad›r.Almanya federal bir devlet ama altbirimleri eyalet olarak an›lmaktad›r.ABD, Birleflik devletler olarak ifadeedilir, hükümetine de federal hükü-met denir. Alt birimler ise eyaletolarak adland›r›l›r. Bu sistemlerdeEyaletlerin görev ve sorumlulukalanlar› da Anayasalarla belirlenmifl-

tir. Bu eyalet sistemlerinin anayasada belirlenmifl yetki ve görev s›n›rlar›da ayn› de¤ildir.

Eyalet sisteminin uygulanmas› sözkonusu ülkenin demokratik olup ol-mamas›yla ilgili bir konu de¤ildir. Ör-ne¤in Pakistan ve ‹ran’da da eyaletsistemi vard›r. Ancak demokrasiyeduyarl› olan devletlerde eyaletlerindaha fazla söz ve karar sahibi olmas›demokratikleflmenin do¤as› gere¤idir

UUlluuss ddeevvlleett ddeemmookkrraassiiyyee dduuyyaarrll›› iissee bbööllggeesseell bbiirriimmlleerrddee ddee ddeemmookkrraattiikklleeflflmmee ggeelliiflfliirr

Federasyon ve eyalet sistemleri d›-fl›nda bölgesel özerklik denen statülervard›r. Bunlar›n da s›n›rlar› merkezidevlet anayasas› taraf›ndan çizilmifltir.Bu yerel birimlerin kulland›¤› yetkiler,federe devletlerin kulland›klar›na gö-re daha azd›r. Bu nedenle federaldevletlerdeki yerel ünitelere devlet-çik adland›rmas› da yap›lmaktad›r.Ulus devletler içinde bölgesel özerk-lik, yerel otonomi gibi uygulamalar›nolmas› bu devletlerin demokrasiyeduyarl› oldu¤u anlam›na gelmez.

Bölgesel özerkli¤in oldu¤u ülkeler

demokrasiye duyarl› da olabilir veyaolmayabilir de. Bu devletlerde de, ye-rel birim flu yetkileri kullan›r, flu iflleriyapar denilerek sorumluluk çerçeve-leri çizilir. Bu sorumluluklar› demok-ratik kurallar içinde yapmas› gibi birkoflul aranmaz. Söz konusu ulus dev-let demokrasiye duyarl› ise bölgeselbirimlerde de demokratikleflme geli-flir. Öte yandan bölgesel özerkli¤ioluflturan üniteler e¤er mücadele ve-rirlerse merkezi devletin yetkilerinidaha fazla s›n›rlayabilirler. Bu tür mü-cadele ve s›n›rlamalar, federal devlet-ler içinde söz konusu olabilir. Bu türmücadeleler sadece yerel birimlerinyetkilerini art›rma nitelikli olaca¤› gi-bi, demokrasi aç›s›ndan da geliflmeortaya ç›karan nitelikte de olabilir

KKoonnffeeddeerraall yyaapp›› ddeevvlleett bbiiççiimmiinnddeenn zziiyyaaddee yyeerreell ttoopplluulluukkllaarraa ddaayyaall››dd››rr

Siyasal literatürde konfederasyonbiçimindeki devlet birlikleri, ba¤›ms›zkabul edilen devletlerin sözleflme ilebir araya gelmesini ifade eder. En az‹ki -fazlada olabilir-ba¤›ms›z devletbaz› konularda güçlerini birlefltirmekya da baz› iflleri birlikte yapmak içinanlaflarak bir konfederasyon devletlerbirli¤i kurabilirler. Bu birliklerin ço-¤unda esnek bir ortaklaflma bulunur.Ortak al›nan kararlar›n uygulanmas›n-da Konfederal birimin kendi egemen-lik ilkesi esast›r. Kararlar›n hayata ge-çirilmesi için Konfederal yap›da yeralan devletin kendi karar mekaniz-mas›n› ifllettikten sonra ba¤lay›c›l›¤›devreye girer.

Ancak bir parantez açma gere¤ivard›r. Tarihte birçok Konfederalyap› devlet biçimden ziyade topluluk-lara dayal›d›r. Ya da afliretlere dayal›-d›r. Burada ilke yine ayn›d›r, yani ken-di ba¤›ms›zl›¤›n› korumad›r. Ne var kiortaklaflma genelde her birim için birkâr getirmektedir. Bu ekonomik olur,siyasi etkinlik olur ya da güvenlik

8Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 11: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

amaçl› olur. Her halükarda bu ortak-laflma herkese yarar getirmektedir.Kald› ki böyle düflünmeyen bir yap›zaten bu ortaklaflmaya gönül r›zas›göstermez.

KKüüllttüürreell öözzeerrkklliikkttee hheerr hhaannggii bbiirr mmeerrkkeezzii yyeettkkii ddüüzzeeyyii yyookkttuurr

Ulusal sorunlar›n çözümünde tart›-fl›lan ve baz› ülkelerde uygulanan birmodelde kültürel özerkliktir. Kültürelözerklik, bir toplumun kimlik, dil vekültürün tan›nmas› ve bu haklar›n sözkonusu toplum taraf›ndan kullanma-s›n› ifade eder. Bu özerklik biçimindesöz konusu toplumun veya ulusunokullar› ve kültür kurumlar› olur.Bunlar›n yönetimi ve çal›flt›r›lmas›merkezi devletin yasalar›na uyulmakkofluluyla bu topluma verilir. Buözerklikte her hangi bir merkezi yetkidüzeyi yoktur. Kültürel özerklik d›fl›n-da bu topluma devletle iliflkilerini dü-zenleyen farkl› inisiyatif özerklik alan-lar› tan›nmam›flt›r.

E¤er söz konusu topluluk bir co¤raf-ya üzerinde homojen bir biçimde yafl›-yorsa buna bölgesel kültürel özerkliktan›m› yap›ld›¤› da olmufltur. Ancak böl-gesel kavram›n›n kullan›lmas› söz konu-su topluma kültürel halklar d›fl›nda birsorumluluk alan› vermemifl, kültürelalan d›fl›ndaki tüm yetki söz konusumerkezi hükümete ait olmufltur. Bölge-sel kültürel özerkli¤in uyguland›¤› kimiyerlerde yetkileri s›n›rl› meclislere derastlanmaktad›r.

Kültürel özerklik tart›flmalar›n›n enbilineni Rusya’da Yahudiler için öneri-lendir. Yahudiler tüm Rusya’ya da-¤›lm›fl oldu¤undan bulunduklar› heryerde kendi kültürlerini gelifltirmele-rine imkân tan›nmas› ve böyle bir sta-tüye kavuflmalar›na kültürel özerklikdenilmifltir. Bugün Bulgaristan’da ya-flayan Türkler bu nitelikte bir kültürelözerkli¤e sahiptir. Bulgaristan’da de-mokratikleflme gelifltikçe bu özerkli-

¤in alan› da genifllemektedir.Bugün kültürel özerklik yayg›n bir

uygulama alan›na kavuflmufltur. Birçokdevlet içinde az›nl›k diye tan›mlananhalk guruplar› ve topluluklar bulunmak-tad›r. Bu devletlerde demokratikleflmegelifltikçe bu topluluklar›n kimlik, dil vekültür sorunlar›n›n demokrasi içindeçözüme kavuflturulmas›, hatta kültürle-rinin canlanmas› için bu topluluklar›nbirçok bak›mdan desteklenip dil kültürve kimliklerini gelifltirmelerinin teflvikedilmesi görülmektedir.

DDeemmookkrraattiikk öözzeerrkklliikk ddeemmookkrraassiinniinn vvaarrll››¤¤››nn›› öönn kkooflfluull oollaarraakk kkaabbuull eeddeenn bbiirr öözzeerrkklliikk bbiiççiimmiiddiirr

Demokratik özerkli¤in di¤er temelbir özelli¤i de-söz konusu KürtlerleTürkler aras›ndaki sorunu ele alacakolursak- Türk devletinin Kürt halk›n›nulusal kimli¤ini tan›d›¤›n› anayasa çer-çevesinde kabul etmesidir. Ulusalkimli¤in kabul edilmesiyle birlikteKürtçenin e¤itim dili haline gelmesi vekültürel geliflimi için tüm engellerinkald›r›lmas› gerekmektedir. Di¤er dil-ler ve kültürler hangi olanaktan yarar-lan›yorsa, Kürt dili ve kültürünün deayn› olanaklardan yararlanmas› Kürtkimli¤ini tan›m›fl olman›n ve demokra-sinin gere¤idir. Buraya kadar belirti-

lenler ve kabul edilen haklar belirlidüzeyde bir kültürel özerkli¤i de ça¤-r›flt›rmaktad›r. Ancak demokratikÖzerklik bundan öte bir fleydir. Herfleyden önce söz konusu devletin de-mokrasiye duyarl› olmas› gerekir.Türkiye söz konusu oldu¤unda bunacumhuriyetin reformlarla demokratikcumhuriyet haline gelmesi de diyebili-riz. Dolay›s›yla demokratik özerkliksadece Kürtler için de¤il tüm Türkiyehalk› aç›s›ndan geçerli bir demokratik-leflme modeli olmaktad›r.

Örne¤in Karadeniz bölgesi halk› datüm topluluklar› ile özgür ve demok-ratik yaflama kavuflarak, yerel meclis-leriyle siyasal ve sosyal yaflam›n dahaaktif öznesi haline gelerek devlet kar-fl›s›nda demokratik özerklik konumu-nu yaflayacakt›r.

E¤er farkl› etnik ve dinsel topluluk-lar varsa kendi dillerini, kültürlerini ge-lifltirecek, yerel meclisleriyle de hemözgün sorunlar›n› hem de merkezin elatmas›n›n gerekmedi¤i di¤er ekono-mik, sosyal ve kültürel sorunlar›n›kendileri çözeceklerdir. Asl›nda de-mokratik özerklik bir halk›n, olmazsaolmaz haklar›n› özgür ve demokratikbir biçimde kullanmas›d›r. Bireyin ya-flam haklar›n› tan›ma gibi topluluklar›n,bir halk›n, bir ulusun, bir kültürün ya-flam hakk›n›n tan›nmas› olmaktad›r.

CIWANÊN AZAD

9Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 12: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Gençler her fleyden önce de flehitlerimizdeki ahlaki de¤erleri anlamalar› gerekir. Bu ahlaki de¤erleri derinlikli anlamazlarsa ve bunlar›n gençlere b›rakt›¤› sorumlulu¤u hissetmezlerse do¤ru pratikleflemezler. Bu nedenle gençlik için flehitler sadece May›s ay›nda de¤il her zaman üzerinde yo¤unlafl›lacak de¤erlerimizdir. fiehitler, hepimizin baflucu kitab› olmal›d›r”

ürkiye devrimci ha-reketi tarihinde enönemli şahadetler

Mayıs ayında yaşanmıştır.Bizim ilk Mayıs şehidi-miz de Haki Karer’dir.Halil Çavgun, dörtler veMehmet Karasungur dabu ayda şehit düşmüştür.Bu ayda çok değerli arka-daşlarımız şehit düşmüş-tür. Bu nedenle Mayıs ayışehitler ayı olarak ilanedilmiştir.

Bizim hareketimiz herzaman şahadetlere değervererek mücadeleyi geliş-tirmiştir. Daha doğrusu herdönem şehitleri mücadele-mizin önünü açan değerlerolmuştur. Her şehit müca-delenin önüne çıkan bir en-geli aştırarak mücadeleningelişimini sağlamıştır.

Çünkü Kürdistan’daözgürlük ve demokrasimücadelesi zorla bastırıl-mak istenmektedir. Zorlabastırma bir karakter hali-ne geldiği için engellerdoğal olarak şahadetlerverilerek aşılıyor. Dahadoğrusu zalimler bedelödemeyi zorunlu kılıyor.Demokratik ülkelerde,hatta zulmün ve baskınınKürdistan’daki gibi çokşiddetli olmadığı ülkeler-de mücadeleyi geliştir-mek için şehit vermek zo-

runlu olmayabilir. AncakKürdistan üzerinde ege-menlik kuranlar Kürt in-sanına özgürlük ve de-mokrasi için böylebedeller ödettiriyorlar. Bunedenle Kürdistan özgür-lük mücadelesi şehitlerikutsallık değerinde değer-lidir. Bu gerçeği anlama-yanlar özgürlük mücade-lesinin değerini de tamanlayamazlar.

Genç kişilik temel ahlaki değerlere sahip olan kişiliktir

PKK kuruluşu HakiKarer’in şahadetiyle ger-çekleşmiştir. Bu şahadetsavunduğumuz inanca ca-nını vererek sahip çıkmaolarak değerlendirilmiştir.Bu şahadet, bir düşünceyiuğruna ölenlerin olduğubir dava haline getirmiş-tir. O zaman ardılları içinbu şahadetlerin sahiplen-diği ideolojiyi, amacı veörgütü başarıya götürecekbir mücadele sorumluluğuortaya çıkar.

Önderliğimiz Haki Ka-rer’in şahadetini böyle birsorumlulukla parti kurmaçabasına dönüştürmüştür.Şehitler; arkadaşlarınınkendi özlemine sahip çı-kacağına inandığı için en

değerli varlığı olan canla-rını vermekte tereddüt et-memişlerdir. Bu açıdanşehitler karşısında geridekalan arkadaşların ahlakibir sorumluluğu bulun-maktadır. PKK esas ola-rak da böyle bir ahlaklaşekillenmiş ve bu ahlaklamücadelesini kesintisizsürdürebilmiştir. Şehitlerebağlılık PKK gerçekliğin-de en temel ahlaki değer-dir. Kürdistan gerçeğindeinsan olarak var olmayadevam etmek ancak şehit-lerin uğruna canını verdi-ği örgüte ve davaya sahip-lenmekle olabilir.

Gençlik bir yönüyle deen temel ahlaki değerleresahip olan kişiliktir. Ülke-sinde, toplumunda en te-mel ahlaki değerlerine sa-hip kişi ve gruplar aynızamanda gençlik ruhunasahip insanlardır.

Che Guevera neden ha-la gençlik tarafından de-ğerli görülüyor. Bir idololarak görülüyor. Bununcevabı, Che’nin hesapsızolarak en temel ahlaki de-ğerlere hiç tereddüt etme-den sahip çıkmasıdır. Kü-ba devriminin izindengitmek isteyen birçokdevrimci Latin Ameri-ka’nın özgürlük mücade-lesi için şehit düşmüştür.

10Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

MustafaKARASU

T

fiehitler BaflucuKitab›m›zd›r

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 13: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

O yıllarda Latin Amerika halkınınözgürlük mücadelesi, her şeyini or-taya koyacak insanlara ihtiyaç duy-maktadır. Che bu ihtiyaca cevap ol-madığı takdirde kendisininkirleneceğini hissetmiş ve Bolivyadağlarına çıkmıştır. Başkaları bunuyapmaya bilir, ama bilincinde olanbirisi önüne konulan sorumluluktankaçtığı zaman kirlenir. Che bu so-rumluluğu yerine getirmeyerek ken-dini kirlenmiş hissetme yerine ca-nına mal olsa da halkın çağrısına,tarihin çağrısına cevap vermek içinBolivya dağlarına çıkmıştır.

Önderliğin tutumu gençlik ruhu çerçevesinde algılanmalıdır

Öndeliğimiz de bir Kürt genciolarak halkının özgürlük ve demok-rasi sorunlarına sırt çevirme yerineahlaki bir tutumla bu halkın müca-delesine öncülük yapma kararı ver-miştir. Haki’nin şahadetiyle örgütüpartileşme sürecine sokarak müca-delede dönülmez kararlılığı ortayakoymuştur. Önderlik bu tutumunuortaya koyduğunda bir gençtir.

Gençlik ruhuyla böyle bir ahlakisorumluluk duymuştur. Gençliğindeğerli olması sadece fiziksel olarakdinamik olması değildir.

Gençlik henüz sistemin dişlisi ol-madığı ve kirlenmediği için ahlakitutum koymaya yakındır. Önderliğintutumunu da gençlik ruhu çerçeve-sinde anlamak gerekir. Bu ruh ko-runduğunda işte o zaman “genç baş-ladık, genç bitireceğiz” sözü anlamlıhale gelir. Önderlik; bilim, ahlak vedemokratik siyaset insanlığın bütünsorunlarının ilacıdır, demektedir. Buüçünden biri olmadan insanlığı de-mokrasi ve özgürlüğe kavuşturmakmümkün değildir. Ancak bilim vedemokratik siyaseti pratikleştirmek

için de ahlak önemlidir. Ahlaki de-ğerlere sahip olmadan bilim doğrukullanılmaz, siyaset de demokratiktemelde yapılamaz. Bu nedenlegençlik ruhunda var olan bu ahlakideğeri canlı tutmak ve toplumunmayası yapmak çok önemlidir.Gençlik ruhunun önemi de bundanileri gelir. Bunları da en iyi temsileden şehitlerimizdir.

Gençler şehitleri anladıkları ve yaşadıkları kadar kendilerine genç diyebilirler

Gençler her şeyden önce de şehit-lerimizdeki ahlaki değerleri anlama-ları gerekir. Bu ahlaki değerleri de-rinlikli anlamazlarsa ve bunlarıngençlere bıraktığı sorumluluğu his-setmezlerse doğru pratikleşemezler.Bu nedenle gençlik için şehitler sa-dece Mayıs ayında değil her zamanüzerinde yoğunlaşılacak değerleri-mizdir. Bu nedenle en büyük eğiti-mimizi bu şehitlerimizin yaşamı vepratiğiyle yapmalıyız. Şehitler, he-pimizin başucu kitabı olmalıdır.

Mayıs ayında birçok şehidimizvar. Ancak gençlik sembolümüz ola-cak bir şehidimiz olduğu için NecmiÖner’i bu ayda mutlaka doğru anla-mak ve anmak gerekir.

Biz Ali Çiçek’e, gençliğin kızılyıldızı, dedik. Şehit Mehmet HayriDurmuş, şehit düşmeden on gün ka-dar önce, Ali Kürt gençliğinin kızılyıldızıdır, demişti. Ali Çiçek’in ya-nında Necmi Öner’i de gençliğinsembolü olarak değerlendirmemizönemlidir. Daha öncede NecmiÖner’deki gençlik ruhunun yüksek-liğini ve yüceliğini anlatmak iste-miştik. Bu Mayıs ayında NecmiÖner’i bir daha anlamak ve gençli-ğin örnek alması gereken özellikle-rini ortaya koymak gerekir.

Necmi Öner Dörtler içindeki en genç şehidimizdir

Amed-Çermikli olan şehit Nec-mi, lise son sınıf öğrencisidir. Sa-çından tırnağına kadar isyan olanbir gençtir. Yürüyüşü Deniz Gez-miş’e benzer biçimde heybetli vecoşkuludur. Duruşuyla, tutumuylahiç bir baskıya ve haksızlığa boyuneğmeyen bir abide gibi duran biryoldaşımızdı. Şahadetine kadargördüğü ve yaşadığı baskılar onunsadece öfkesini arttırmış, mücadelekararlılığını keskinleştirmiştir. Herhücresi bir atom bombası gibi düş-manda patlamak isteyen bir direnişgücü haline gelmiştir.

Baskılar onun direniş gücünü enyüksek düzeye çıkarmıştır. NecmiÖner’in zindan içinde direniş ka-rarlılığı daha çok artmıştır. En etki-li olacak direniş anında patlamakisteyen bir yanardağ gibi şahadetgününe hazırlanmıştır. Kaldığı ko-ğuşta tarihi sorumluluğunu yerinegetirmek için şahadete hazırlanır-ken, bulunduğu koğuşta arkadaşlarıişkence görmesin diye kendisi iş-kenceleri göğüsleyen olmuştur.Necmi de Ali Çiçek gibi, halk üze-rindeki zulme tahammül etmeyenbir Kürt genciydi. Halkın acısını vesevincini her an yüreğinde hisse-den bir Kürt genciydi.

Necmi, haksızlığa ve zulme ta-hammül etmediği gibi, yanlış veeksikliklere tahammülsüz olan,PKK’nin şekillendirdiği bir gençolarak örgüt yaşamında ilkeliydi.Mücadele çizgisinde ilkeliydi. Opor-tünist, idareci, bireyci davranışlarıkabul etmezdi. PKK militanlığınınesasının, ölçülere sahip olmak vebunları savunmak olduğunu Necmi,kendi şahsında somutlaştırmıştı.Gençti, ama değerlere böyle bağlı

CIWANÊN AZAD

11Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 14: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

olan bir gençti. Bu açıdan PKK’yenasıl bağlı olunur, PKK değerlerinebağlı bir genç nasıl olunur? Sorusu-na Necmi, duruşuyla cevap vermiş-tir. Bu nedenle şehitler gerçeği genç-liğimizin en değerli materyalidir.Önderliğimiz de her zaman, ben deşehitlerin öğrencisiyim, onların da-vasına bir şeyler katmak istiyorum,demiştir. Hatta önderlik, PKK ve de-ğerlerini anlamak açısından “ PKKşehitler partisidir” demiştir.

Necmi gençlik ruhuna hiçbirzaman ihanet etmemiştir

Bugün serhıldanlarda gençliğindinamizmini, fedaice en önde yü-rüyüşünü gördükçe ilk akla gelenyoldaşlarımızdan biri NecmiÖner’dir. Necmi’nin ruhu serhıl-danlarda en önde kendini sipereden ve büyük bir öfkeyle yürüyengençlerde yaşamaktadır. Önderliği-mizin, ben çocukluk duygularımaihanet etmedim, demesi gibi Nec-mi de gençlik ruhuna hiçbir zamanihanet etmemiştir. Yürüyüşü genç-ti, öfkesi gençti, heybeti gençti, ba-kışı halkının acısını öfkeye dönüş-türen bir gençti.

Dörtlerin büyük direnişinin öfke-sine özelliğini veren kesinlikle Nec-mi Öner’dir. Mahmut sakin ve öfke-sinin fırtınalarını içinde yaşatan birgençken, Necmi Öner tüm fırtınalıruhunu her davranışına yansıtan,içindeki fırtınanın dışa taşmasınıengelleyemeyen bir gençti. Heyeca-nı, öfkesi ve coşkusu öyle fazlaydıki, dışa vurmadan yaşaması zordu.Yatağına sığmayan coşkun bir nehirgibi yaşadı.

Şahadete de öyle gitmiştir. Zaferigetirecek, düşmanın saldırılarını kı-racak, Necmi’de var olan devrimcimilitanlıktır.

Her 18 Mayıs’ta şehitlerePKK’nin verdiği değeri hatırlama-lıyız. Bunun da mücadeleyi geliş-tirmek ve onların özlemini başarıyaulaştırmak olduğu açıktır. Mayısşehitlerimizden çok şey öğrenece-ğiz. Gençlik ruhunun tüm güzellik-lerini şahadet geçeğinde içerek mü-cadelenin sahibi olunmalıdır. Zatenbu mücadeleyi sahiplenen bir genç-lik haline gelmeden başarıya ulaş-mak zordur.

Mücadelede başarılı olma tarzını şehitlerimizden öğrenmeli ve pratikleşmeliyiz

Gençlik mücadeleye Ali Çiçek veNecmi Öner militanlığıyla katılmasorumluluğunu taşımalıdır. Kürdis-tan özgürlük mücadelesinin ve dev-riminin karakteri Ali Çiçek ve Nec-mi Öner gibi militan haline gelmeyizorunlu kılmıştır. Bu nedenle Kür-distan’da Necmiler gibi olmadangençlik sorumluluğu yerine getirile-mez. Her ülkenin genci kendi ülke-sinin koşullarında özgürlük ve de-mokrasi getirecek bir gençlik duruşugöstermekle sorumludur.

Kürdistan gençliği kendisini birÇekoslovakya, Arjantin ya da Fasgençliğinden çok farklı sorumluluk-la yükümlü olduğunu bilmelidir. Bunedenle, nasıl genç olmalıyız? Soru-sunu Kürdistan devrim gerçekliği-nin nasıl zorluklarla dolu olduğununkanıtı olan zindan direnişinin somutörneklerini kendisine kılavuz almakzorundadır. Özgürlük ve demokrasimücadelesinde başarılı olmanın tar-zını bu şehitlerimizden öğrenmeli vepratikleşmeliyiz.

Şehitlerimiz, edi bese hamlesiylegerçekleşen özgürlük devrimini gör-seler büyük bir coşkuya kapılırlardı.Newroz’da zirveleşen direniş hiçbir

şehidimizin kattığı değerlerin boşagitmediğini kanıtlamıştır. Şimdi buşehitlere layık olmak, ancak bu öz-gürlük devriminin ortaya çıkardığıtüm imkanları başarıya götürecektarz, üslup ve tempoyla pratikleş-meyle gerçekleşebilir.

Bu imkanlar Önderliğimizin elin-de olsaydı muazzam çalışır ve başa-rıyı kazandırırdı. Çünkü halkımızmücadelesiyle başarı için tüm im-kanları sunmuştur. Bundan daha faz-la objektif imkan belki de hiçbir mü-cadeleye nasip olmamıştır.

Gençlerimize dağlarımızla bütünleşmek kadar yakışan birşey yoktur

Öte yandan gençlik hiçbir dö-nemde bu kadar dinamik ve bu ka-dar kitlesel hayağa kalkmamıştı. Bu-nu örgütlemek ve mücadeleyeakıtmak tüm gençlerin görevidir.Tüm şehitlerimizin çağrısı on bin-lerce gerilla olmak, topluma her yer-de öncülük etmektir. Newroz’da zir-veleşen bu çağrıya mücadeleninmilitan gençleri olarak en ön saflaraakın akın koşmalıyız.

Her toplumsal kesim kendi göre-vini yerine getirirken, gençler degörevlerine sahip çıkmalıdır. Ana-larımız, kadınlar, yaşlılar göreviniyerine getirmeye çalışıyor. Gençlerbunlardan kat be kat görevini yeri-ne getirme sorumluluğuyla karşıkarşıyadır. Dağlarımız kadar coş-kulu olan gençlerimize bu dağları-mızla bütünleşmek kadar yakışanbir şey yoktur.

Gençliğimiz kendisini en iyi yer-de ifade edeceği, coşkusunu, inancı-nı, halk sevgisini en iyi pratikleştire-ceği yerlere koşacaktır.

Newroz’un ve özgürlük devrimi-nin çağrısı budur...

12Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 15: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Üç kibriti dörtlemek derdi bir sesdört kibriti beslemek

ve ölümün isyan ateşleriyle düşlemek

bir koğuş vardı koğuşlar içindeüç kibriti dörtleyenler yatardı

içindedört yıldız gibiydiler yıldızlar

içindeteslimiyete gönül verilirken

önlerindeateşi çoğaltarak yakmakgerek dediler

ölüme yaşamak diye bakmak gerek dediler

sönüyorsa yakılan ateşler birerbirerateşi bedenlerde çoğaltmak

gerek dedileroturdular her gece diz dize

önce ölümü sevmeyi öğrendilerve ölümde ölümsüzlüğün rengini

gördülerkarardan önce yurtlarında

kalanlarını çiçeklerinde açanlarısordular

düş değildi yaşayıp gördüklerisözlerini gelecek adına bir düş diye dördü bir ağızdan

hayra yordularbinlerce tutsak içinde

ve en kanlı kudurmuşluğundavahşetin

ölüm cehenneminde bir cennetkurdular

havasızlık içinde veremler yaratılırken gardiyan hakimler ve

savcı çavuşlarla her gece mahkemeler kurulurken

insanlar soyundurulup makatlararanırken

hangi kuş konardı zindan penceresine

ve makatlara sigara takılıp yakılırken

insanlar dört ayak ile yürütülürken

hangi bayrak çekilirdi onur kalesine

üç kibriti yüreklerinde dörtleyenler

açlığın ve yoksulluğun kötülüğünü gördüler

ama hiçbirşeyinboyun eğmekten daha kötü olma-

dığını ve boyun eğenlerinyarınlara kalmadığını bildilerher kötülüğün daha kötüsünü

tartışıpgözlerinde bütün korkuları

sildilerbinlerce baskıdan ve küfürden

sonra Newroz ateşi yakıp şiirlersöylediler

o günün adını milat koyupüç kibrit öncesi

ve üç kibrit sonrası dedilerötsün diye yuvasında kuş

açsın diye kendi dalında çiçekgördüler ki yepyeni kibritler

gerekateş olup yanmaktaysa bütün

gerçek yanarken türkü söyleyencanlar gerek

ateşi kanıyla tutuşturanlar gerekpatladı zindanlarda yepyeni bir

isyan seliölümdür sınayan insan yiğitliğini

ölümü bedenimizde boğmak gerek

ölümsüzlüğe varıp ölümlerdedağlarda kır çiçeklerince

çoğalmak gerekölümü gamzelerde çiçeklemek ve

gülmek gülmek ki yaşama bilenmek demek

ille de insan sıcağı kokarken koğuşlar

gülmek kikurumuş derelerde sellenmek

demekvar git dostum var git

kendin al bu gece nöbetibu gece ölmeksonsuz bir

ölümsüzlüğe yürümek demekaylardan Mayıs ki dallar çiçektir

toprakta bereket ve doğada renktir

inançta güzellik ve zamanda gelecektir

dört yoldaş o gün baharın koynuna girdiler

ölümün alçaldığını gözleriylegördüler

gömleklerini-kalemlerini ve saatlerini

anılsınlar diye sevdiklerine verdiler

ve dört ağızdan üç kibritin ışıklısesini, gök gürültüsünü

çıldırtarak gürledilerbu ihanet girdabında boğulmadan

şahsımızda davamız son bulmadan ve geriye dönüşler

virüs gibi çoğalmadancanımızla bu ihanet çarkına dur

demeliyizonur bayraklarını göğsümüze

dikmeliyizKawa’nın örsüne koyup

davamızıyüreklerimizi körüklenen ateşlere

sürmeliyizbu zindanda yolumuz aydınlıktır

artıküç kibriti dörtle çarpıp bu gece

bütün şehitlere konuk gitmeliyizsaat dörtte canın etrafı dört duvar

duvarların ötesi Mayıs gülleri ve bahar analar ve bacılar

ağlayacakmış ne çıkar

bu gece ‘dörtlerin gecesi’dört göğüste yar diye yalnızca

ateş yanar

Adnan Yücel

CIWANÊN AZAD

13Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

Ateşin Ve Güneşin Çocukları

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 16: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“AKP’nin Türkiye’de sol hareketlerin sahip ç›kmas› gereken demokrasiye, özde de¤il ama biçimde sahip ç›kmas›, yine çözüm bekleyen ancak hiçbir gücün yanaflamad›¤› Kürt sorunu gerçekli¤ine karfl›, bu konuda da bir fleyler yapabilece¤i imaj›n› yaratarak siyasal alanda etkin olmaya çal›flm›flt›r. 22 Temmuz seçimleri sonras› daha net görülmüfltür ki AKP, özel savafl rejimini gelifltirmek için özel olarak haz›rlanan bir parti konumundad›r”

nderli¤imizin savun-malar›nda kapsaml›iflledi¤i ‘Ortado¤u’da

kaos’ süreci devam etmek-tedir. Bir geçifl süreci olarakkaos durumu uzun bir za-man dilimine yay›lmayan, es-kinin afl›ld›¤› ve yeni iliflki veittifaklar›n yarat›ld›¤›, bir dö-nemin dengelerinin belirlen-di¤i zaman aral›¤› olarak hertürlü geliflmeye aç›k olan ol-gular gerçe¤i olmaktad›r.Ortado¤u’da yaflayan herolgunun bu süreçlerden na-sibini alaca¤› aç›kt›r.

Bu co¤rafyan›n en eskihalk› olarak Kürt halk›, Öz-gürlük hareketinin öncülü-¤ünde bu sürece belirleyicihalklardan biri olarak gir-mifltir. Bölgede bask›n olan4 ülke içinde parçalanm›flbir flekilde bulunan halk›-m›z, özgürlük seçene¤ini,örgütlü ve bilinçli bir flekil-de ortaya koymaktad›r.Ortado¤u, Kürdistan veözelliklede Türkiye aç›s›n-dan önemli geliflmelerin ya-fland›¤›, dünyada ve özellik-le de Ortado¤u’da yenidengelerin kuruldu¤u budönemde, hareketimizinöncülü¤ünde halk›m›z›n busürece aktif girmesi büyükönem tafl›maktad›r.

Bu dönemde bölgede yeralan tüm güçler yeni iliflki veittifak aray›fllar›n› sürdür-mek istemekte, her güçkendi aç›s›ndan süreci kendi

lehine çevirme aray›fl› içindebulunmaktad›r. Eski statükove dengeleri sürdürmek is-teyen Ortado¤u’daki siste-min hakim güçleri ile dünyasistemini girdi¤i kaos duru-mundan ç›karmak isteyenABD öncülü¤ündeki küreselkapitalist dalga aras›nda ça-t›flmalar, sömürünün ve ikti-dar›n biçimine dönük yafla-n›rken, as›l çat›flma bugüçlerle halklar›n özgür de-mokratik seçene¤i aras›ndayaflanmaktad›r.

AABBDD kkeennddiinnii iilleerriiccii OOrrttaaddoo¤¤uu’’yyuu ddaa ggeerriiccii ggöörrmmeekktteeddiirr

ABD bölgede ç›karlar›do¤rultusunda bir politikagelifltirmektedir ve bununiçin uzlaflmayaca¤› gericigüç yoktur. Yürütülen siya-seti bu çerçevede ele al-mak en do¤rusudur. Buideolojik perspektiftenuzaklafl›ld›¤›nda, yorumlar›-m›zda ve mücadelemizdeyaflanan sapmalar› yak›n ta-rihimizden biliyoruz. ABD’-yi bir kurtar›c› güç olarakgörüp, ABD’nin destekle-mifl oldu¤u partilerin depolitikalar›n› olumlu görenyaklafl›mlar ister istemezyanl›fl siyasi de¤erlendir-meler ortaya ç›kar›r.

Yine kendisini ilerici, Or-tado¤u’yu ça¤d›fl› görenABD’nin kulland›¤› baz› ar-

gümanlar nas›l olmuflsabizim de literatürümüze gir-mifltir. Örne¤in, biz bölge-deki gerici ülkeleri tan›m-larken, her zaman halklar›ninanç sistemlerine sayg›l› birdille de¤erlendirmelerdebulunduk. Din yaklafl›m›m›zhiçbir dönem reel sosyaliz-min kaba inkârc› yaklafl›mla-r›yla özdeflleflmemifltir. Hat-ta hareketimiz bünyesinde‹slami hareketi de bilimseltemelde ele alarak gelifltir-meyi hedeflemiflizdir. Ancakbas›n-yay›n›m›zda ‹ran dev-letini tan›mlarken kullan›lan‘mollalar rejimi’ kavram ola-rak bizim yaklafl›m›m›zdanuzakt›r. Biz bir devlete ya dabir rejime faflist diyebiliriz,zalim-zorba diyebiliriz amabu flekilde ele almay›z.

ABD’nin Irak’a müdahale-si 5. y›l›n› tamamlarken,BOP diye adland›rd›¤› pro-jesi, Ortado¤u’nun yap›salsorunlar›na çözüm olmakbir yana yaflanan krizi dahada derinlefltirmifltir. Ancaksistem, Ortado¤u’da bafllat-t›¤› müdahaleyi devam ettir-meyi kendisi için vazgeçil-mez görmeye devametmektedir.

Ortado¤u kaosu içerisin-de var olan› korumak veömrünü uzatmak isteyengüçlerin bafl›nda Türkiyegelmektedir. Türkiye, böl-gedeki statükocu güçlereöncülük etmektedir. Kür-

14Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

Serxwebun

Ö

ÖÖzzggüürrllüükk DDeevvrriimmiinnii GGeerrççeekklleeflflttiirreenn BBiirr HHaallkk,, ÖÖrrggüüttllüü OOlldduu¤¤uu TTaakkddiirrddee

AAmmaaççllaarr››nn›› HHaayyaattaa GGeeççiirreecceekkttiirr

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 17: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

distan üzerinde egemenliklerini sürdü-ren ülkelerle iliflki ve ittifaklar›, Kürthalk› ve Kürdistan üzerindeki sömürge-cili¤in sürdürülmesine dayanan inkar veimha politikalar›ndaki uzlaflmaya dayan-maktad›r. Türkiye’de a盤a ç›kacak ge-liflmeler Önderli¤imizin belirtti¤i gibi‘birleflik kaplar misali’ di¤er ülkelere et-ki edecektir. Mücadelemizi K. Kürdis-tan ve Türkiye’de yo¤unlaflt›rmak böy-lesi bir stratejik nedene dayanmaktad›r.

ÇÇöözzüümm üürreetteemmeeyyeenn TTüürrkkiiyyee,, iimmhhaa ppoolliittaakkaallaarr››nnaa aa¤¤››rrll››kk vveerrmmiiflflttiirr

Türkiye, hem Ortado¤u’da yaflananbu geliflmeleri görerek yeni dengelerinkuruldu¤u böylesi bir dönemde süre-ce müdahil olarak inisiyatif kazanmakistemifl, hem de özgürlük hareketi ek-seninde Kürt halk›n›n ulusal demokra-tik kazan›mlar›n›n önüne geçmek iste-mifltir. Yeni dengelerin kuruldu¤uböylesi bir dönemde 80 y›ll›k politika-lar›n›, sürece dahil olmadan sürdüre-meyece¤ini gören Türkiye, özellikleKürt özgürlük mücadelesi karfl›s›ndakikonumundan endifleye düflmüfltür. ‹n-kar ve imha siyasetine dayal› olarak ifl-gal alt›nda tuttu¤u, bask› ve zorla bo-yun e¤dirdi¤i Kürt halk›n›n ‘Öcalansiyasi irademdir’ referandumu ile Tür-kiye’yi çözüme zorlanmas› ve GüneyKürdistan’daki federe oluflum devle-tin derinliklerinden gelen ‘bir flekliylebu sorunu çöz’ telkini pratik karfl›l›¤›n›yeni bir tasfiye plan›nda bulmufltur.

2007 y›l›n›n bafllang›c›nda M‹T müs-teflar› Emre Taner’in yapm›fl oldu¤u de-¤erlendirme ve tespitler, bu anlamdaTürkiye aç›s›ndan oldukça objektif tes-pitler olarak görülmelidir. Emre Taneryapm›fl oldu¤u bu de¤erlendirmede‘bekle-gör’ siyasetinin etkisiz konumdakalma anlam›na gelece¤ini, Türkiye’ninbölgesel bir güç haline gelmesininönündeki bafll›ca engelin Kürt sorunukarfl›s›ndaki çözümsüzlükten kayna¤›n›ald›¤›n› alt›n› çizerek belirtmifltir. Yap›-lan bu tespitler, Türk devletinin 99’danbu yana sürdürdü¤ü siyasetin bir yol ay-

r›m›na geldi¤ini de göstermifltir. Türkdevlet güçlerinin önüne iki seçenek su-nulmufl; ya belirli aç›l›mlarla bir siyasiçözüm bulunmas›, ya da gelenekseldevlet politikas› olarak yüz y›ld›r uygu-lanan inkarc›-imhac› yol ve yöntemlerlebast›r›larak sorunun gündemden düflü-rülmesi istenmifltir. Bir çözüm yaklafl›-m› ve iradesi ortaya ç›karamayan TC,Kürt halk›n›n özgürlük iradesini ezmekarar›n› alm›fl, iç ve d›fl politikas›n› bunagöre düzenlemifltir. Nitekim bu seçe-nekte ›srar edenler önderli¤imizin sa¤l›-¤›na yönelik sald›r›da bulunarak tercih-lerini netlefltirmifllerdir.

PPKKKK’’nniinn ttaassffiiyyee kkaarraarr›› TTüürrkkiiyyee aaçç››ss››nnddaann yyeennii bbiirr ssaavvaaflfl hhüükküümmeettiinniinn oolluuflflttuurruullmmaass››nn›› zzoorruunnlluu kk››llmm››flfltt››rr

Önderli¤imizin zehirlenmesi, Kürthalk›na yönelik geliflecek politikalar›nnas›l olaca¤›n› da önemli oranda göster-mifltir. Amaç farkl›l›klar› olsa da, hare-ketimizin ateflkes ilan etmesini isteyençevrelerin ortak düflüncesi; hareketimi-zi aktif konumdan ç›kar›p pasif konumadüflürmek olmufltur. Türkiye aç›s›ndanise hareketimizin pasif bir konumda tu-tuldu¤u bir dönemde Önderli¤imiz ze-hirlenecek, K. Kürdistan’da operasyon-lar aral›ks›z sürdürülerek gerillaeylemsiz bir dönemde tasfiye ile yüzyüze b›rak›lacakt›r. Bunun yan›nda hal-k›m›z sahte paradigmalarla kand›r›lacakve özgürlük siyasetinden uzaklaflt›r›la-cak, bütün bunlar›n tamamlay›c›s› ola-rak da G. Kürdistan’a yap›lacak bir yö-nelimle mücadele tümden etkisizb›rak›lacak, fleklinde tasarlanan bir tasfi-ye plan› devreye koyulmufltur.

Bu anlamda Önderli¤imize yöneliksald›r›n›n deflifre edilmesi, hem Türkdevletinin gerçek niyetlerini ortayakoymufl, bu da planlar›nda de¤iflikli¤egitmeye ve tasfiye konseptinin hayatageçirilmesinde daha h›zl› davranmatavr›na yol açm›flt›r. Bu anlam›yla öngörülen haz›rl›klar tümden tamamlan-madan Türk devletinin uluslararas›alanda deste¤ini ald›¤›, bölgesel alanda

tam istemese de koflullar›n› haz›rlad›¤›tasfiye süreci pratiklefltirilmifltir. Ha-reketimize yönelik tasfiye karar›, Tür-kiye aç›s›ndan yeni bir savafl hüküme-tinin oluflturulmas›n› zorunlu k›lm›flt›r.Kürt halk›na karfl› özel/psikolojik sa-vafl› yürütebilecek bir hükümetinoluflturmas› hedeflenerek genel se-çimlere gidilmifltir.

AAKKPP ddeemmookkrraassiiyyee öözzddee ddee¤¤iillbbiiççiimmddee ssaahhiipp çç››kkmmaakkttaadd››rr

Kürdistan’da tabela partilerine dö-nüflen ve baflar› flans› olmayan sömür-geci siyasal partiler yerine, kendisinimuhafazakar demokrat bir güç olaraktan›mlayan, Ortado¤u’nun en köklüideolojilerinden olan ‹slam’› kendinegöre yorumlayarak genifl kitleleri kan-d›rmaya dayal› siyasetiyle etkisini gös-teren AKP uygun görülmüfltür. Bir ip-te iki cambaz bile duramazken, AKPkendi içinde temelde 4, ayr›nt›da 17e¤ilimi birlikte götürmeye çal›flm›flt›r.Devletin 80 y›l› aflk›n sahipli¤ini yapangüçler aç›s›ndan bar›nd›rd›¤› uyumsuz-lu¤unun törpülenmesi flart›yla Türki-ye’deki hakim-egemen güçlerin Kürthalk›na karfl› kullan›labilece¤i bir güçolarak ele al›nm›flt›r.

Kürt halk›n›n özgürlük hareketi güç-lerine karfl› baflar›l› olma kofluluyla dev-let içine yerleflme çabas›na göz yumul-mufltur. AKP’nin Türkiye’de solhareketlerin sahip ç›kmas› gereken de-mokrasiye, özde de¤il ama biçimde sa-hip ç›kmas›, yine çözüm bekleyen ancakhiçbir gücün yanaflamad›¤› Kürt sorunugerçekli¤ine karfl›, bu konuda da birfleyler yapabilece¤i imaj›n› yaratarak si-yasal alanda etkin olmaya çal›flm›flt›r. 22Temmuz seçimleri sonras› daha net gö-rülmüfltür ki AKP, özel savafl rejiminigelifltirmek için özel olarak haz›rlananbir parti konumundad›r.

22 Temmuz seçimlerine giderkenTürk devletinde geliflmeler bu yönlü-dür. AKP-Genelkurmay uzlaflmas›,Özel savafl rejiminin mücadelemizintasfiyesi üzerinde anlaflmas› temelinde

CIWANÊN AZAD

Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê15

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 18: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

geliflmifltir. Bununla birlikte AKP’nin uçyanlar›, Cumhuriyet mitingleri ile tör-pülenmifltir. Üst üste gelen muht›ralar,yap›lan mitingler ve medya üzerindengerçekleflen bask›larla birlikte de AKP,Kürt özgürlük hareketine karfl› müca-delede daha keskin bir konuma çekil-mifl, siyasal alandaki varl›¤› bu koflulaba¤lanm›flt›r. Böylece AKP istenilendendaha fazla Kürt özgürlük hareketi kar-fl›t› bir konuma getirilmifltir. Genel se-çimler ve Cumhurbaflkanl›¤› seçiminebu flekilde gidilmifltir. Dolmabahçe sa-ray› toplant›s›n›n ard›ndan AKP birözel savafl partisi olarak seçimlerdenbirinci parti olarak ç›km›fl, AbdullahGül’ün cumhurbaflkan› seçilmesineonay verilmifl, birçok kuruma AKP’lile-rin yerleflmesi gerçekleflmifltir.

Bu süreç Türkiye’de yaflanan gelifl-meleri zaman›nda tahlil etmeme vegeliflmelerin yönünü görememe, AKPhükümetinin Kürdistan’da bile etkinbir parti olarak ç›kmas›n› beraberindegetirmifltir. Oysa ki Önderli¤imizinzehirlenmesi, Kürt özgürlük mücade-lesini yürüten güçler aç›s›ndan en cid-di uyar› ve geliflmeyken, ikircikli tu-tum ve bu konuda gerekli duyarl›l›¤›yaratamama yaflanabilmifl, AKP’ninKürt halk›n› oyalayan bir oluflum ol-du¤u görülememifltir. Bu noktadaTürkiye’de yaflanan yan›lg›l› durufl vetart›flmalar, bas›n-yay›n›m›zda da etki-sini göstermifltir. Hemen hemen hal-k›m›z›n bulundu¤u bütün alanlardaörgütlü olan bas›n-yay›n faaliyetleri-miz, Önderli¤imizi ve hareketimizido¤ru kavray›p, do¤ru pratikleflmedes›k›nt›lar yaflam›flt›r.

Önderli¤imiz, bu sürecin genel ka-rakterini Kongra Gel 5. Genel Kurulu-na giderken oldukça net bir flekilde ta-n›mlam›fl ve gerekli perspektiflerisunmufltur. Önderli¤imiz o süreçte,stratejik düzeyde yapm›fl oldu¤u ‘Kür-distan ekonomik olarak sömürge, as-keri olarak iflgal, kültürel olarak soyk›-r›m alt›ndad›r’ tespiti bu anlamdamücadelemiz aç›s›ndan da yeni bir dö-nemi bafllatm›flt›r.

TTüürrkk ddeevvlleettii vvee ssttaattüükkooccuu ggüüççlleerriinn ttaassffiiyyee ppllaannllaarr››nnaa kkaarrflfl›› hheerr yyöönnüüyyllee bbiirr nneettlleeflflmmee ssaa¤¤llaannmm››flfltt››r

2007 y›l›na bu haz›rl›klarla girerkenhareketimiz, Önderli¤imizin ortayakoydu¤u tespitler ve yaflanan geliflme-ler çerçevesinde en üst organ olarakgenel kuruluyla, hem yaflad›¤› eksiklik-leri tespit ederek PKK’lileflme’de, hemde düflman›n tasfiye konsepti haz›rl›¤›içinde oldu¤unu görerek Önderlik ek-senli bafllat›lan sald›r›lara Önderlik et-raf›nda gelifltirilecek bir hamle ile karfl›-l›k verme kararlaflmas›n› yaflam›flt›r.Mücadele tarihimize II.18 May›s karar-laflmas› olarak geçen bu kararlaflma,konferans ve toplant›lar›m›zla her çal›fl-man›n somutuna indirgenmifltir.

Bu süreçteki görüflme notlar› ince-lendi¤inde görülecektir ki, Önderli¤i-miz, yeni taktiksel bir sürece girdi¤i-mizi belirtti¤i, art›k ‘kendi göbe¤imizikendimiz keseriz’ dedi¤i ve düflman›nbir komployu daha gerçeklefltirmeküzere oldu¤u yönündeki uyar›lar›n›noldu¤u bir dönemdir. Kongra-Gel 5.Genel Kurulu bu temelde Kürt öz-gürlük hareketinin alternatifsiz olma-d›¤›n› ve kendi sistemini kurabilece¤i-nin kararl›l›¤›n› ortaya ç›kard›¤› gibi ,Türk devleti ve statükocu güçlerintasfiye planlar›na karfl› her yönüylebir netleflme sa¤lanm›flt›r.

‹nkar ve imha siyasetini yürüten sö-mürgeci güçler kendi cephelerindenyeni bir özel savafl sistemini gelifltirir-ken, Kürt özgürlük hareketi buna karfl›haz›rl›klar›n› gerçeklefltirmifltir. Sürecinde¤iflti¤i biraz geç anlafl›lm›flt›r. OysaTürk medyas›, bütün enerjisini kendikamuoyunu buna haz›rlama hatta bunuda aflan bir flekilde diplomasiye de etkiedecek yo¤unlukta gelifltirmifltir. 90’l›y›llar› aratmayan bir dil kullan›lm›flt›r.Bizim aç›m›zdan bu süreçteki enönemli eksiklik mücadelemizin gidiflat›-n› görerek gündem oluflturamama,oluflan gündemlerden yola ç›karak Ha-reketimizin ideolojik bak›fl›n› hakim k›-lacak hassasiyetler üzerinde yo¤unlafla-

mama olarak görülmüfltür. Oysa Türkdevleti ve medyas› bu süreçte suçüstüyakalanabilecek bir çok aç›k vermifltir.fiemdinli olay› bunlardan yaln›zca birtanesidir. Bunun d›fl›nda devlet yetkili-lerin yapt›¤› birçok aç›klamada, Kürthalk›n›n ulusal-demokratik duygu vede¤erlerine yap›lan sald›r›lar öylesineyo¤unlaflm›flt›r ki, birçok zaman bununüzerinden toplumsal bir tepki alan› ya-ratabilmek imkan dahiline girmiflti.

Ancak, rutin habercilik, memurvariçal›flma tarz›, kat› olmas› gereken ide-olojik yaklafl›mlar yerine gevflek, öl-çüleri birbirine kar›flt›ran mu¤lak dü-flünce yap›lar› sürece daha erkendengirmenin önünü alm›flt›r. Bu konudaçok çarp›c› bir örnek vermek müm-kündür, Önderli¤imiz MHP’lilerle els›k›flan DTP’li vekillere ‘bu el s›k›flma-y› hangi ilkeler üzerinden, hangi or-taklaflma üzerinden gerçeklefltirdi-niz’ diye sormufltur. Bir el s›k›flman›nbile politikada karfl›l›¤› vard›r. Bu ör-nekteki hassasiyet dikkate al›nd›¤›ndaanlay›fllar›m›z›n sa¤l›kl› bir ideolojikyap›lanma üzerine gelifltirilmedi¤i da-ha belirgin bir flekilde görülebilir.

HHaarreekkeettiimmiizziinn öözzllüü kkaaddrroollaarr›› bbuu ssüürreeççtteenn bbüüyyüükk ggüüçç aallmm››flfltt››rr

“Êdi Bese, Önderli¤i Yafla ve Yaflat”hamle sürecini ortaya ç›karan hatta zo-runlu k›lan etmenler yukar›da belirtti¤i-miz geliflme ve örgütsel durum olmufl-tur. Êdi Bese, Önderli¤i Yafla ve Yaflathamlesi d›flta tasfiye konseptine, içteörgütsel hatta PKK’lileflmekten uzakla-flan kadro ve örgütsel yap›m›z›n Ön-derlik çizgisine çekilmesi temelinde ön-görülen bir mücadele süreci olmufltur.

“Êdi Bese”, Önderli¤i Yafla ve Yaflathamle süreciyle birlikte içte ve d›fltayo¤un bir mücadele bafllat›lm›flt›r. Ha-reketimizin özlü kadrolar› bu süreçtenbüyük güç alm›flt›r. Düflman›n halk›m›-z›n umudunu k›rma ve özgürlük irade-sini yok etmeye dayal› gelifltirdi¤i kon-septe, mücadele kararl›l›¤› ile cevapverme halk›m›z› da yeniden canland›r-

16Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 19: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

m›fl ve tüm anti-propagandalar› bofladüflürmüfltür. Gabar ve Oramar eylem-leri bunun en çarp›c› sembolleri duru-mundad›r. Düflman›n öfkesi bofla de¤il-dir. Yapm›fl olduklar› tüm hesap vetespitler bofla düflmüfltür.

Operasyonlara karfl› halk›m›z›n ge-rillayla buluflturuldu¤u Botan yürüyü-flü, özel savafl rejiminin kitlemiz üze-rindeki hesaplar›n›n tutmayaca¤›n›göstermifltir. Komplonun 10. y›l›nda15 fiubat eylemsellikleriyle, bu hamleKürt halk›n›n komployu bofla ç›karmakararl›l›¤›n› gösterdi¤i bir sürece çev-rilmifltir. Komplo 10. y›l›nda bofla ç›k-m›flt›r. Bu sürecin gelifltirilmesinde,bas›n›m›z›n da önemli rol oynad›¤›,AKP ve Kürt iflbirlikçili¤ini teflhir poli-tikas› önemli etken olmufltur.

Özcesi, 15 flubat eylemlilikleri ÊdîBese hamlesinde bir dönüm noktas› ol-mufltur. Düflman›n Güney Kürdistan’›iflgal girifli, büyük bir direniflle karfl›lafl-m›fl, hem Kuzey Kürdistan’daki halk›-m›z hem de Güney Kürdistan’daki hal-k›m›z›n tepkisi oldukça çarp›c›olmufltur. Zap’ta yenilgiye u¤rayanTürk ordusu, geri çekilme yaflamasayd›,operasyonun devam edece¤i her günhareketimiz aç›s›ndan daha büyük so-nuçlar› do¤urabilirdi. Bunu gören ABDve genel kurmay çekilmeyi erkene al-m›flt›r. Zap direnifli, gerillam›z›n müca-dele ve eylem potansiyelini dosta da,düflmana da göstermifltir.

Zap direnifliyle birlikte halk›m›z,PKK’nin zafer tarz›n› ve direnifl gücünübir kez daha görmüfltür. 8 Mart ve 21Mart Newroz kutlamalar›na giderken,sürece damgas›n› vuran ve inisiyatifialan hareketimizdir. Bas›n-yay›n çal›fl-malar›m›z bu dönemde en aktif süreciniyaflam›fl ve belirli bir etki düzeyini orta-ya ç›karm›flt›r. Bu dönemdeki bas›n-ya-y›n çal›flmalar›n›, eksikliklerine ra¤menolumlu görüyoruz.

8 Mart Dünya Emekçi kad›nlar günü,istenilen haz›rl›kta olmasa da belirli birdüzeyde karfl›lanm›flt›r. 8 Mart’ta bas›n-yay›n›m›z daha haz›rl›kl› olsayd› sonuç-lar› daha da çarp›c› olabilirdi. Buna ra¤-

men Kürt kad›n› Önderlik gerçekli¤ineba¤l›l›¤›n› ve özgür yaflamdaki iddias›n›ortaya koymufltur. Kürt özgürlük hare-ketinin yenilmezlik afl›s›, kad›n›n özgür-lük mücadelesi olmaktad›r

21 Mart Newroz kutlamalar›nda iseKürt halk›n›n iradesi zirveleflmifl, imhakonseptine cevab›n› PKK öncülü¤üneba¤l›l›¤› ile ortaya koymufltur. Bir re-ferandum fleklinde geçen Newrozserh›ldanlar› her yönüyle, Kürt halk›-n›n Reber Apo ve PKK öncülü¤ündegelece¤ini belirlemedeki kararl›l›¤›n›ilan etti¤i bir tarihsel de¤eri yüksekbir süreç olmufltur.

ÖÖzzeell ssaavvaaflfl rreejjiimmiinniinn yyeenniillggiissii ttüümm çç››ppllaakkll››¤¤›› iillee aaçç››¤¤aa çç››kkmm››flfltt››rr

Kolu k›r›lan genç çocuk ve meydandaya¤› çekilen genç Kürdistan halk›nadayat›lan gerçekli¤i ifade etmektedir.Bunlar bir semboldür. Hepimizin içineifllemifltir. Newroz sürecine iliflkinolarak belirtmek istedi¤imiz bir hususda, K. Kürdistan’daki Newroz kutlama-lar›n› verirken di¤er parçalarda yafla-nanlar›n geri planda kalmas› hususunailiflkindir. Bu y›lki Newroz’da Suriyedevleti, Güneybat› Kürdistan’da yafla-yan halk›m›za katliam› dayatm›flt›r. Ha-reketimizin kesin üstünlü¤ü ile sonuçla-nan geride b›rakt›¤›m›z sürecin hemmücadelemiz aç›s›ndan hem de özel sa-vafl rejimi aç›s›ndan yeni bir süreci bafl-latt›¤›n› bir kez daha belirtelim.

Özel savafl rejiminin yenilgisi tümç›plakl›¤› ile a盤a ç›km›flt›r. Türkiye deözel savafl rejimi tarihinde yaflad›¤› zor-lanmalar› en ciddi düzeyde yaflar duru-ma gelmifl bulunmaktad›r. Bir yandanÖzgürlük mücadelemiz karfl›s›nda ciddidarbeler yerken, di¤er yandan ise Kü-resel sermaye güçlerine vermifl oldu¤usözleri yerine getirememektedir.ABD’nin istedi¤i Afganistan’a askergönderme ve ‹ran’la iliflkilerini s›n›rlamakonular›nda bekleneni yapmamaktad›r.

Buda ABD ile iliflkilerinde, dolay›-s›yla bir çok konuda s›k›nt›lar yaflaya-ca¤›n› göstermektedir. Tüm bu iç ve

d›fl geliflmeler Reber Apo’nun belirtti-¤i gibi Türkiye’nin ciddi bir kriz ve ka-os içerisinde oldu¤unu göstermekte-dir. Buda Türkiye’yi yeni bir sürecinefli¤ine getirmifltir. Buradan hareketlede sadece Kürt özgürlük hareketiaç›s›ndan de¤il, demokrasi ve özgür-lük güçleri aç›s›ndan da bu süreci ge-rekti¤i gibi de¤erlendirerek, ona göreyapacaklar› haz›rl›klarla mücadeleleri-ni yükseltmeleri halinde, tarihsel biran›n yakaland›¤›ndan bahsetmek ola-nakl› hale gelmektedir.

SSeerrhhiillddaannllaarr hhaarreekkeettiimmiizziinn yyeenniilleemmeeyyeeccee¤¤iinnii bbiirr kkeezz ddaahhaa oorrttaayyaa kkooyymmuuflflttuurr

Gelinen aflamada hareketimizin,mücadelemize ve halk›m›za yönelikgelifltirilecek politikalar›, rahatl›kla bo-fla ç›karacak bir konuma geldi¤ini söy-lemek mümkündür. Özgürlük siyase-tinde ›srar ve mücadele çizgisi, Kürtözgürlük iradesini tasfiye etmek iste-yen güçlerin bir araya gelmesini engel-lemifl, aksine yükselen halk ve gerilla-n›n direnifl mücadelesi, uzaklaflan vetereddütte olan kesimleri hareketimi-zin çevresine çekmifltir. Toplumsalzeminimiz güçlenmifltir.

Direnifl ile birlikte baflta halk›m›z ol-mak üzere di¤er çevreler üzerinde deetkinli¤imiz artm›flt›r. Di¤er Kürt güçle-rinin ve d›fl güçlerin halk›m›z üzerindekendi politikalar›n› etkin k›lmalar›n›nönüne geçilmifltir. Hareketimizin etkin-li¤i ve sayg›nl›¤› yaln›z Kuzey Kürdis-tan’da de¤il, tüm parçalarda eskisindençok daha fazla yükselmifltir.

8 Mart’ta kad›n›n serh›ldan çizgisindeaya¤a kalk›fl›, Özgürlük hareketimizinyenilemeyece¤ini bir kez daha güçlü birflekilde ortaya ç›kmas›, halk›m›z›n özgü-venini ve mücadele azmini daha da ge-lifltirmifltir. Bu y›lki Newroz kutlamala-r›nda yediden yetmifle herkesin büyükbir coflkuyla aya¤a kalkmas› bunun ka-n›t›d›r. Kürt halk› 90’larda tamamlad›¤›dirilifli, 2008 Newrozunda bir özgürlükdevrimine tafl›m›flt›r.

CIWANÊN AZAD

17Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 20: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Özgürlü¤ün temel ilkelerinden biri bir yere ait olmakt›r. Birey, öz suyunu kendine ait olan topraklardan alamazsa bir çiçek misali dallan›p budaklanamaz bir mefle a¤ac› misali kök salamaz. Önderli¤imizin de belirtti¤i gibi Avrupa’daki gençlerimiz saks›daki çiçek gibiler”

lmanya’da büyü-müş, burada müca-dele ile tanışarak

ülke topraklarına geri dö-nüş yapmış biri olarakiçinde şekillendiğim siste-mi ve burada bir yabancıolarak yaşadığım psikolo-jiden yola çıkarak halenbu yabancılık cenderesin-de yaşamak zorunda ka-lan gençlerimiz ile yoğun-laşmalarımı paylaşmakistedim.

Öncellikle Avrupa’nınhangi ülkesinde yaşarsakyaşayalım sistem vemevcut toplumsal ger-çeklik içerisinde büyü-müş bir Kürt genci şuveya bu oranda yaşadık-larından yola çıkacakolursa yabancı olmanınruhsal ve psikolojik etki-lerini çok rahat bir biçim-de çözümleyebilir.

İnsan olgusu kültürelbir varlık olarak şekillen-diğine göre her şeydenönce toplumsal olgununbu şekillenmede belirleyi-ci bir etken olduğu tespi-tinden yola çıkmak gere-kiyor. Bir insan tek başınavarlık kazanamaz. Ancakait olduğu toplum ile var

olabilir. Aile aracılığı iledeğişik sebeplerden dola-yı Avrupa’nın değişik ül-kelerine göç etmiş olangençlerimizin bir kısmı yaburada dünyaya gözleriniaçmış ya da belli bir yaş-tan sonra göç etmiş bu-lunmaktalar.

Avrupadaki gençlik ağır psikolojik birdurumu yaşamaktadır

İki değişik kültür ara-sında sıkışarak büyüyengençlerimizin yaşadığıdeğişik sorunları doğrutespit etmek buna göredoğru çözümler geliştir-mek açısından önemli ol-maktadır. Kendi toplum-sal gerçekliğinin dışınaçıkmış, salt ailenin sundu-ğu eğitim olanaklarıyla veöte yandan içinde bulun-duğu yabancı bir toplumve bireyi kendine göre şe-killendirmeye çalışan em-peryalist bir sistem ger-çekliği ile karşı karşıyabulunan gençlerimizin ya-şadığı sorunlar ruhsal vekültürel olarak ağır birpsikolojik durumu açığaçıkarmaktadır.

Bu mevcut gerçekliğinbilincinde olmamak, bire-ye sunulan imkanlar ile sı-nırlı kalmak ucube denile-bilecek bir kişilikgerçekliği açığa çıkarmak-tadır. Ne için yaşadığını,kime hizmet ettiğini bilme-yen bir gerçeklik ile karşıkarşıyayız. Kürdistan’dangöç eden Kürt ailesi bu ko-şullarda mevcut kültür dü-zeyi ile çocuklarını koru-maya çalışırken salt feodaldeğer yargılarına dayana-rak gelenek ve görenekle-rine sıkı sıkıya sarılır veçocuklarına da bu anlayışlayaklaşarak eğitmeye çalı-şırken, kuru bir dayatma-nın ötesine geçemez.

Bu dayatma bazen bas-tırma düzeyine varır. İçin-de bulunduğu koşullarıgözetmeksizin geri denile-bilecek bir tarzda gelenek-lerini sürdürebileceğini dü-şünür. Sonuçta elindengelen budur, nasıl öğren-diyse olduğu gibi aktarma-ya çalışır veya koruma ref-leksi ile bastırabilir.Ailelerimizin mevcut kül-tür düzeyi kendini mevcutgerçeklere denk bir düzey-de aşacak gücü yoktur.

18Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

ZekiyeNURHAK

A

Örgütlü Olan Gençlik Kendi Kökleri Üzerinde

Büyür

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 21: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Bu aile gerçekliği içerisinde ençok zorlanan kız çocukları oluyor.Erkek çocuklarına daha bir serbest-lik tanınırken feodal ve gelenekselölçüler daha fazla kız çocukları üze-rinde uygulamaya geçirilir.

İki kültür arasındaki sıkışmayı en fazla yaşayan kesim genç kızlar olmaktadır

Bir yandan ailenin gelenekleri di-ğer yandan yaşamının yarısını oluş-turan okul veya iş hayatı olmaktadır.Aile baskısı altında şekillenen gençkız, dışarıya karşı kendini istediğitarzda her bakımdan rahat bir biçim-de ifade edemediği için özde değilbiçimde kalan bir kişilik şekillenme-si yaşamaktadır. Bu kişilik daha çokkendi gücüne ve özüne dayanma-yan, yabancı kültüre karşı bir özentiiçerisinde bocalanıp durmaktadır.

Öz ile biçim çelişkisi açığa çık-maktadır. Henüz genç olan kızlarımızergenlik çağında bu kültür farklılığınıgörecek, mevcut aile gerçekliğini vesistem gerçekliğini çözecek güçtenuzaklar. Kültür farklılıklarına anlamverememe bu farkın bilincinde ola-mama bireyin kişiliğinde birçok çeliş-kileri doğurmaktadır. Özde kendineher anlamda güvensiz, yaşamı içinkarar verme gücünden yoksundur.

Diğer yandan kof denilebilecek birözgürlük anlayışı ile duruşta ve dav-ranışlarda kendine ait olmayan yanlarsergilenmektedir. Kişiliğe damgasınıvuran temel özellik tepkiselliktir, biryandan ailenin kaba dayatmaları di-ğer yandan içinde yaşadığı sisteminyabacı kültür dayatması. Olay ve ol-gulara anlam vermek artık çok zor-dur. Bu açıdan kendine de her an-lamda yabancılaşmış birey en ufakolaylar karşısında tepkisel refleks-lerle karşımıza çıkmaktadır.

Bireyde iradenin gelişeceği bu sü-reçlerde yaşanan iki yanlı dayatmabireyin psikolojik dengesini yoğunbir biçimde etkilemektedir. Bu bi-çimde şekillenen genç kızlarımızkendi geleceklerini belirleme gü-cünden yoksun kalırlar. Bu aşama-dan sonra ya ailenin geleneklerinegöre bir yaşam seçer ya da içindeyaşadığı sistemin en alt düzeyinedüşer yok olur gider.

Aile ve sistemin yaklaşımlarıyla bir hiç olma psikolojisi genç kadınlarda yaşanmaktadır

Ağırlıkta ailelerimizin dayatmala-rından kaynaklı etkilerden bahsettikbiraz da bizi kendi içinde eriten ya-bancı kültür dayatmalarına değin-mekte fayda vardır. Çünkü içinedüştüğümüz sistemin etkilerini doğ-ru çözemezsek, zaten bilinçten yok-sun, mecburiyetten göç etmiş olanailelerimizin gerçekliğini görmez-sek onların ötesine geçemeyiz. Buaçıdan içinde yaşadığımız sistemiçözümleyerek bize dayatılan farklıkültürün etkisinde kalmak yerine bufarklılığın bilincinde olaraktan ken-di özünü koruyarak yaşamasını bil-mek önemli olmaktadır.

Bireyi esas alan emperyalist sis-tem gerçeği kendi toplumuna belliölçülerde faydalı denilebilecek bazıyanları olabilir. Ancak bu sistemgerçeği karakteri gereği farklı birkültürün özünü benimsemektenuzaktır. Çünkü kendi çıkarını esasalan bir sistem gerçekliği ile karşıkarşıyayız. Bu açıdan farklılıklarıhazım edemez ancak kendine ben-zetme şartıyla bir ölçüde kendi için-de sınırlı bir düzeyde onu sömürerektutmayı esas alır. En yoğun sömürü-yü kültürel alanda gerçekleştirir.

Entegrasyon adı altında yoğun bir

asimilasyon politikası yürütür. Bire-yi özünden uzaklaştırır. Yaşamınher alanında an be an bir yabancıolduğunu sana hissettirirler. Buyaklaşım karşısında birey kendinioldukça değersiz işe yaramaz hisse-der. Ailenin kuru dayatmalarındankaynaklı olarak ortaya çıkan güven-sizliğe taş çıkartacak bir hiçlik vedeğersizlik psikolojisini yaratır.Hangi alanda (okul, iş, sokakta vs.)olursan ol bir yabancı olarak kendi-ni ispatlamak zorundasın.

Buna rağmen temel bakış açıları neolursan ol yinede ‘pis bir yabancısın’.Bu dayatma ve anlayışlar karşısındasinmek bu yaklaşımları kabul etmekzorunda değiliz. Önemli olan bu da-yatmaların bilincinde olarak kendikültürünü yitirmeden kişiliğini kendiözüne ulaşma temelinde geliştirmekolmalıdır. Kendi kendini geliştirmeksoyut bir kavram gibi gelebilir. Yu-karda da belirttiğim gibi bir ailenininsafına kalmış bir birey, yaşamı, buuğurda mücadele etmeyi maaleseföğrenme yetisinden uzak kalıyor. Ya-şam çelişkisiz, düz bir çizgide ilerli-yor gibi görünür birçok kez. Ancakilerleyen yıllarda yaşamda karşılaşı-lan sorunların altından kalkmak o ka-dar da kolay olmuyor.

CIWANÊN AZAD

19Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 22: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Bireyi yok olmaya doğru götüren bu gerçeklik karşısında tek çözüm iradeyi geliştirmektir

Mevcut gerçekliklerin bilincindeolarak yaşamı karşılamak buna göreirade sahibi olmak bunun için müca-dele etmek önemli olmaktadır. O hal-de bu aile ve bu sistem gerçekliğikarşısında ortaya çıkan sonuçlarayönelik ne yapmamız gerekiyor? Bi-reyi yok olmaya doğru götüren bugerçeklik karşısında kendini örgütlükılmak tek çözümdür.

Bu açıdan başta genç kızlarımızolmak üzere gençlerimizin kendinibulunduğu alanlarda örgütleyerekkendine dayanak oluşturması ol-dukça önemlidir. Burada şu tespitiyapmak yerinde olacaktır, demekki örgütlenmek salt başkalarınahizmet için gerekli değil tam tersi-ne başta birey olarak yeniden top-lumsallaşmak açısından kaçınıl-maz bir gerçektir.

Örgütlenmek, yeni bir yaşam ya-ratmak ve o koşullarda unutulan, yiti-rilen bazı değer yargılarını yenidenyaşatmakla yaşam anlam kazanacak-tır. Bizi kendimize yabancı kılmayaçalışan emperyalist sistemin babala-rına inat yeni yaşamı ve insanı yarat-ma uğruna tüm ömrünü vermiş olanÖnderliğimize doğru sahip çıkmak

onun yeni para-digmasını ve ya-şam felsefesiniöğrenmekten ge-çer. Öte yandanbizi biz yapankültürümüzü ko-ruma ve yeni biryaşamı yaratmauğruna yaşamınıfeda etmiş olanşehitlerimize sa-hip çıkarak ma-n e v i y a t ı m ı z ı

güçlendirerek onlara layık olmalıyız.

Bir ülkede yabancı biri olarak şekillenmenin yarattığı temel duygu aidiyetten yoksunluktur

Kürt halkının mücadelesi ile oalanlarda tanışmış bir Kürt kızı ola-rak Almanya gibi bir ülkede edindi-ğim şekillenmeden yola çıkacakolursam kendi topraklarıma geri dö-nüş yaptığımda kişilik olarak bendeyaratılan bu psikolojilerin etkilerinidaha iyi çözebildim.

Özgürlüğün temel ilkelerindenbiri bir yere ait olmaktır. Birey, özsuyunu kendine ait olan topraklar-dan alamazsa bir çiçek misali dalla-nıp budaklanamaz bir meşe ağacımisali kök salamaz. Önderliğimi-zin de belirttiği gibi Avrupa’dakigençlerimiz saksıdaki çiçek gibiler.

Yıllarca edindiğim bu şekillen-meden sonra kendi topraklarımaulaştığımda bir yurda sahip olma-nın ne güzel bir duygu olduğunuyaşadım.

Her şeyden önce bir yere ait olmaduygusu bireyde daha yüce bir ya-şam anlayışı yaratıyor. En azındanne için yaşadığını biliyorsun, yaşamanlam kazanmaya başlıyor. Yabancıbir ülkede yabancı biri olarak şekil-

lenmenin yarattığı temel duygu ai-diyetten yoksunluktur.

Bu dağların bana ait olduğu hissi insanda özgürlük arayışlarını geliştiriyor

Hiçbir şey sana ait değildir. Buduyguyu yaşayanlar özgürlüğün te-melinde bir yurda sahip olmaktangeçtiğini bilirler. Yurdun ve topra-ğın değerini en çok buralardanuzakta yaşamak zorunda kalanlarbilir. Bu hasreti çekenler ile kısa birülke turuna çıkabiliriz. İsteyen katı-labilir. Kürdistan, yüksek dağları ilebilinir bunu sadece bilmek değilgörmek lazım. Ben sadece bir geril-la, yıllarca ülke hasretini yaşamışbiri olarak ilk kez bu dağlar ile yüzyüze geldiğimde tüm bu dağlarınacaba gerçekten bana ait olup olma-dığını kendime sormak durumundakaldım. Çünkü ben bir bahar mevsi-minde ulaştım topraklarıma.

Dağların yüksekliği, heybeti biryana zirvelerinde halen erimemişolan karları ile eteklerindeki yeşillikinsanı büyülüyordu. En güzeli de budağların bana ait olduğunu hisset-mek ve bu dağlar için mücadele et-menin sevinci sarıyor insanı. Bu ül-kenin havası bile bir başkadırsoluduğunda, ciğerlerinden süzüle-rek ruhuna ulaştığında işte o zamanözgürlüğün değerini bir başka his-sediyor insan. Uçan bir kuşun bilebana ait olduğu duygusunu yaşadımve her sabah onların ötüşü ile uyan-mak bir başka güzeldir bu ülkede.

Evet, arkadaşlar umarım bu kısagezi ile bir nebze de olsa özgürlü-ğün kaynağından su içmenin ne an-lama geldiğini sizlerde yaşamış ol-dunuz. Son olarak kendini örgütlükılan tüm gençlerimiz ile özgür top-raklarda buluşmak üzere.

20Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 23: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

KCK yürütme konseyi Soz-dar Avesta ile fiubat eylem-leri ile start alan gençlik ey-lemlerini ve süreçkarfl›s›ndaki duruflunu de-¤erlendiren röportaj›n›okurlar›m›za sunuyoruz

iiwwaannêênn AAzzaadd:: Kürtözgürlük hareketi veKürt halk› 2008 y›l›n›

oldukça hareketli geliflme-lerin yafland›¤› bir y›l olarakkarfl›lad›. Kürt gençli¤ininde y›l›n bafl›ndan itibarensergiledi¤i birçok eylemli-likleri oldu. Bundan sonrakiaflamalar aç›s›ndan gençli¤inbu dönem içerisindeki ey-lemlilik düzeyini nas›l de-¤erlendiriyorsunuz?

SSoozzddaarr AAvveessttaa:: Hareketolarak 2007 y›l›n›n sonu2008’in bafllar›nda bunu so-mut ve pratik bir hamleyedönüfltürmek için de somutplanlamalara ulaflt›k. 2007y›l› boyunca bütün kurumla-r›m›zda oldu¤u gibi Koma-lên Ciwan da geçmifl y›llar›nprati¤ini güçlü irdeleyerek,kendisini sürece adapte et-mek için çok yo¤un bir pra-tik içerisine girdi. KomalênCiwan’›n A¤ustos 2007’degerçeklefltirdi¤i 3. Kurultay-da gençlik çal›flmalar›n›n tü-mü de¤erlendirildi, ortayaç›kan yetersizliklerin özelefl-tirisi verildi.

Yine 2008 y›l›nda KCKsistemi içerisinde gençli¤inmisyonuna denk bir pratik-leflmeyi planlad›. Bu örgüt-lülük düzeyi elbette kiönemliydi. KCK sistemiiçerisindeki gençli¤in konu-

mu, rolü, görevi,misyonu, üzerinedüflen görev ve so-rumluluklar neler-dir, bunlar çok netde¤er lend ir i ld i .Gençlik bu konudaKürdistan’›n dörtparças›nda nas›lorganizeli ve koor-dineli biçimde ça-l›flma yürütebilir,konular›n› kapsam-l› bir biçimde eleal›p, bir plan veperspektife kavuflturdu.

ÊÊddii BBeessee hhaammlleessiinnii eenn iiyyii ssaahhiipplleenneenn flflüüpphheessiizz ggeennççlliikk vvee kkaadd››nndd››

2007’nin sonlar›na do¤rugeldi¤imizde Kürt özgürlükhareketi ve Kürt halk› yenibir hamleyle birlikte döne-me müdahale etmiflti. Özel-likle Önder Apo’nun üzerin-deki tecrit uygulamalar›,zehirleme operasyonu, Kürthalk› üzerindeki bask›lar, si-yasal, legal kurumlara dönükkapatma davalar›, tutuklama-lar, yine kuzey Kürdistan’daKürt özgürlük gerillalar› üze-rinde yo¤un operasyonlargerçeklefltirilmiflti.

Dolay›s›yla Kürt özgürlükhareketini her alanda daral-tan sald›r›lar zirveye ulafl-m›flt›. Bu dönemde daha

çok gençli¤in de elbette kiçok aktif bir biçimde içindeyer alaca¤› ve rol oynayaca-¤› “Êdi Bese” hamle sürecibafllat›ld›. Her türlü haks›z-l›¤a, zulme, bask›ya, zehirle-meye, Kürt halk›n›n inkârve imhas›na karfl› “Êdi Be-se” slogan›yla birlikte “Ön-der Apo’yu Yafla ve Yaflat”hamlesi 9 Ekim’de start›n›ald›. Bu hamleyi elbette kien iyi bir biçimde sahiple-nen flüphesiz gençlik ve ka-d›nd›. Komalên Ciwan ön-cülü¤ünde örgütlenen Kürtyurtsever gençli¤i ÖnderApo’nun etraf›nda kenetle-nerek, 2008 y›l›na daha ör-gütlü bir biçimde girifl yapt›.

15 Aral›k’ta Medya Sa-vunma Alanlar›na dönükgerçeklefltirilen Türk havasald›r›s›na en iyi cevab› ken-di cephesinde Kürt gençli¤i

CIWANÊN AZAD

21Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

Ciwanen Azad

C

Apocu GençlikleZafere Gidece¤iz

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 24: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

verdi. Çeflitli kundaklama, oto yakmaeylemleri, yürüyüfller vb. birçok ey-lemlili¤e imza atan bir durumda oldu.2008 y›l›n›n Ocak ve fiubat ay›ndagündemi s›cak, diri tutan, bu konudaeylemlilikleri ve kat›l›m›yla eylemlereKürt gençli¤inin start verdi¤ini söyle-yebiliriz. Gençlik deyim yerindeyserüfltünü ispatlama süreciyle karfl› kar-fl›yad›r ve sergiledi¤i duruflla da ispat-lam›fl bulunmaktad›r.

KKüürrtt ggeennççllii¤¤ii 1155 fifiuubbaatt kkoommpplloossuunnaa kkaarrflfl›› sseerrggiilleeddii¤¤ii eeyylleemmlliilliikklleerriiyylleeççookk iiyyii öönnccüüllüükk yyaapptt››

Geçmifl pratikte ortaya ç›kan ye-tersiz çal›flma tarz›, kendi rol ve mis-yonuna denk bir örgütlemenin yara-t›lmamas› gibi yetersizlikler vard›.Kürt gençli¤i 2008 y›l›n›n bafllar›ndanitibaren sergiledi¤i prati¤iyle geçmiflsüreçte eylemde, örgütlemede vetoplumun inflas›ndaki örgütlülük rolü-ne tam olarak sahip ç›kamad›¤›n›nözelefltirisini vermifltir. Tabii ki genç-lik 2008 y›l›na biraz daha haz›rl›kl›,planl›, inisiyatifli ve kendine daha gü-venli bir biçimde girifl yapt›. Yine 15fiubat komplosuna karfl› sergiledi¤ieylemliliklerinde çok iyi öncülük yap-t›. Kürt gençli¤i salt bir alanda da de-¤il, Kürdistan’›n dört parças›nda,yurtd›fl›nda hatta Kürtlerin yaflad›¤›bütün alanlarda süreklileflen eylemli-likler gelifltirdi.

Gençli¤in bu y›lki eylemlerini böylede¤erlendirirken, önümüzdeki süreçtede gençli¤in üzerine düflen görev vesorumluluklar›n oldu¤u da bilinmelidir.Bu görev ve sorumluluklar›n› yerinegetirmeye çal›flt›¤› takdirde sald›r›larda geliflecektir. Toplumu düflürmekiçin gençli¤e dönük uyuflturucu, onudüflürücü, yozlaflt›r›c› ve toplum d›fl›bir kesim olarak yetifltirmek istemek-tedir. Onun için toplumu, gençli¤i kul-lanarak, düflürmeye çal›flt›¤›ndan dola-y› muazzam bir özel savafl politikas›

yürütmektedir. Birtaraftan bunuyaparken, di¤ertaraftan da özgür-lük mücadelesinesempati duyan, öz-gürlük mücade-lesinde gelece¤inigören ve özgürlükmücadelesinde roloynamak isteyenkesimlere de bask›,tutuklama ve göz-da¤› vermektedir.

Örne¤in 15 fiu-bat eylemliliklerin-de Cizre’de YahyaMenekfle’nin kat-ledilmesi bunun ençarp›c› örneklerin-den biridir. Yine daha sonraki eylem-liliklerde bunu çok net bir biçimdegörebiliyoruz. Newroz kutlamas›nagünler öncesinden start veren ve bu-nu karfl›lamaya çal›flan Kürt gençli¤i,Suriye güvenlik güçlerinin açt›¤› ateflsonucu 20 Mart’ta Güneybat›’n›n Qa-m›fllo kentinde Newroz ateflini yakar-ken, üç Mehmet flehit düflürüldü. Yi-ne daha sonra 22 Mart’ta Gever veVan’da yaflanan flahadetler en barizörneklerdir.

Sokak ortas›nda C.E’nin kolunun k›-r›lmas›, on alt› yafllar›ndaki bir gencinonlarca faflist polis taraf›ndan coplana-rak, dövülmesi, Kürt halk› üzerindekiegemenliklerini sürdüren devletlerinKürt gençli¤ine karfl› duydu¤u korku,Kürt özgürlük mücadelesinde aktifolufllar›ndan duyduklar› korkular›n birsonucudur. Örne¤in sokak ortas›ndakameralara poz verip “görüntüleyin”diyerek o gencin kolunun k›r›lmas›,Kürt gençli¤inin demokratik mücadele-deki elinin ve att›¤› ad›mlar› k›rmakiçindir. Böylelikle Kürt gençli¤inin koluk›r›larak, Kürt toplumunun iradesi k›-r›lmak istenmifltir. Yine üç gencin üze-rine ya¤d›r›lan kurflunlar asl›nda gençli-

¤in yüre¤ine s›k›lan kurflunlar olmufllar-d›r. “E¤er siz bu atefli yak›p, ulusal bay-ram›n›z› kutlarsan›z, bu mücadeleyeöncülük ederseniz, biz de size böylemesajlar veririz” denilmifltir. Buna kar-fl›l›k Kürt özgürlük hareketinin öncülü-¤ünde örgütlenen Kürt gençli¤i de cid-di bir biçimde bir örgütlülükyaratm›flt›r. Apo’cu gençlik bu konudaÖnder Apo’nun etraf›nda kenetlene-rek, geçen süreçte oldu¤u gibi bu pra-ti¤i do¤ru bir biçimde de¤erlendirmifl-tir. 2008 y›l›nda at›lan bu olumluad›mlarla örgütlülü¤ünü gelifltirmifltir.

-- CC.. AA..:: 2008 y›l›nda Kürt halk›n›ninkar› karfl›s›nda tepkisini dile getirengençli¤in, eylemliliklere daha fazla ön-cülük etti¤i görülüyor. Bu anlamdaKomalên Ciwan’›n KCK sistemi içeri-sindeki örgütlülük düzeyi hangi afla-madad›r?

-- SS.. AA..:: KCK sistemi demokratikKonfederal bir sistemdir. KCK siste-mi, bütün toplumlar›n, farkl› kesimle-rin kendi özgünlükleri ve kendi farkl›-l›klar›yla örgütlendi¤i bir sistemdir.Böylesi demokratik, iradeli ve inisiya-tifli bir sistemin kuflkusuz kurucu

22Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 25: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

ö¤eleri de vard›r. Kad›n ve gençli¤i busistemin en temel öncü güçleri olarakde¤erlendirmeliyiz. Önderli¤imiz de-mokratik Konfederal sistemin para-digmas›n› olufltururken, gençlik ve ka-d›na böylesi bir rol biçti. Önderli¤imizbu konuyu çok kapsaml› bir biçimdede¤erlendirmifl ve bu çeflitli vesilelerlede¤erlendirilmektedir.

Gençlik ve kad›n mevcut verili top-lumlar›n örgütlendirilmesinde, yine ulusdevlet sistemi içerisinde en çok sistemd›fl› b›rak›lan ve mevcut sistemde hiçbirç›kar› olmayan, eme¤i sömürülen ulusdevlet gerçekli¤i kad›n ve gençli¤inemekleri üzerinde daha fazla kar eldeetmekte ve bu konuda finans kapitalkendisini güçlendirmektedir. Önderli¤i-miz bu kesimlerin öncülük misyonunuortaya koyarken de yeni paradigmas›n›,yeni felsefesini bunun üzerine örerek,kad›n ve gençli¤e bu sistemde rol biç-mifltir. Çünkü en fazla ç›kar› ve gelece¤iolan kesimler kad›n ve gençlik olmakta-d›r. Bu anlamda gençlik ve kad›n›n gü-cünü kazanan toplum, kendi gücünü ka-zanan toplumdur. Gençlik ve kad›n›nonay›n› kazanan toplum, kendi özgürlü-¤ünü onaylayan toplumdur.

Gençlik ve kad›n özgürlü¤ünde ›sraretmek, 21. yüzy›l›n yeni paradigma, fel-sefe ve ideolojisinde ›srar etmektir.Gençlik ve kad›n›n gücünü, öncülü¤ünüve mevcut potansiyelini toplum d›fl›ndatutmak, toplumu elit bir tabakaya ka-vuflturmakt›r, toplumu gerçek dinamik-lerinden uzaklaflt›rmakt›r.

Böylesi bir gerçeklikten yola ç›ka-rak, gençli¤in rolü elbette ki belirleyi-cidir. Kad›n bu konuda belirleyicilik-ten ziyade, temel bir faktördür.Olmazsa, olmaz kabilinde bir öncügüçtür. Demokratik özerklik dedi¤i-miz proje ve özgür Kürdistan ancakbu iki kesimin öncülü¤ünde örgütle-nebilir. Di¤er kesimlerin bu örgütlü-lük etraf›nda kendisini örgütlemesiylebu yönlü bir sistem örgütlenmesi ger-çeklefltirilebilir.

GGeennççlliikk vvee kkaadd››nn kkeennddii aarraallaarr››nnddaa ddaahhaa iiyyii bbiirr ddaayyaann››flflmmaa iiççeerriissiinnddee oollmmaall››dd››rrllaarr

Bundan hareketle elbette ki sondokuz y›ll›k prati¤e bakt›¤›m›zda enfazla önem verilen çal›flma sahalar›gençlik ve kad›n sahalar› olmufltur. Bukonuda KCK sistemi içerisinde öz-günlük, renklilik ve farkl›l›klar›yla ken-di öz dinamiklerine dayanan her ikigüç bir örgütlülük yaratm›fl durumda-d›r. Bu konuda gençlik ve kad›n›n ken-di içerisinde daha iyi bir dayan›flmaiçerisinde olmas›, birbirini daha da bü-tünlemesi gerekmektedir. Birbirlerinesunacaklar› destek hem ideolojik, si-yasal ve hem de eylemsellik tarz›ndaolmal›d›r. Böyle bir dayan›flma olursaönümüzdeki sürecin eylem çizgisi da-ha güçlü ve zengin olur.

Biz bu ad›mlar› geçmiflte de atm›fl-t›k. Geçmiflte çeflitli vesilelerle gençlikve kad›n kendi kapsam› gere¤i bellieylemsellikler gelifltirdi. Bu konudabelli bir u¤rafl ve çaba içerisine girildi.Örne¤in Kuzey Kürdistan’da özgüryurttafl örgütlülü¤ü içerisinde kad›nve gençlik toplumu yeniden kurma gi-riflimi olan komin ve kent meclisleri-nin örgütlendirilmesinde bir çaba sa-

hibi oldu. Tabandan, mahalleden, köy-den ve kasabadan bafllayarak, toplu-mun tümüne yayma biçiminde bir ör-gütlülük gelifltirmelidirler. Dolay›s›ylaböyle bir görev ve misyonla karfl› kar-fl›yad›rlar. Nitekim bu yönlü belliad›mlar da at›lm›flt›r. Önümüzdeki sü-reçte gençlik ve kad›n›n bu rolü çokdaha iyi oynamas› gerekiyor. Art›k birihtiyaç olmaktan ziyade bir zorunlulukve olmazsa olmaz biçimindedir. Buörgütlenme için de geçerlidir.

-- CC.. AA..:: Kürt gençlerinin Türk or-dusunun medya savunma alanlar›nabafllayan sald›r›lar›yla beraber, 15 fiu-bat, Newroz ve 4 Nisan’da baz› me-sajlar verdi. Bunlar›n hayat bulmas›için gençli¤in üzerine düflen rol ve so-rumluluklar nelerdir?

SS.. AA..:: Gençlik Newroz ve 15 fiubateylemselliklerinde yakalad›¤› bu gelifl-meyi pratik olarak ortaya ç›kard›. 15fiubat eylemliliklerindeki gençlik ön-cülü¤ü, 8 Mart’taki kad›n öncülü¤ü veyüz binlerin aya¤a kalkt›¤› Newrozkutlamalar›nda kad›n ve gençlik Ön-derli¤ine sahip ç›kt› ve Kürt halk›n›ninkar›na karfl› durdu. Bu temelde mil-yonlarla bir araya gelerek, Newroz’u

CIWANÊN AZAD

23Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 26: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

24Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

kutlamas›, bütün bu düzeyin giderekbir zirveleflmeye kavuflmas› 2008 y›-l›ndaki gençlik ve kad›n›n kendi öncü-lük misyonuna denk att›¤› ad›mlard›r.Bu ad›mlar yeterli midir, hay›r, elbetteki de¤ildir. At›lan ad›mlar küçümsene-cek, az›msanacak bir potansiyel de¤il.

Fakat mevcut birikim, yine mevcutöncülük rolüne bak›ld›¤›nda bu konudahala belli yetersizliklerin yafland›¤› gö-rülmektedir. Kad›n ve gençlik gerekokullarda, üniversitelerde, varofllarda,gerekse k›rda toplumun bütün alanla-r›nda üzerine düflen rol ve sorumluluk-lar› do¤ru kavrayarak, bu yönlü bir ör-gütlülü¤ün içerisine girmesi gerekiyor.Örgütlülük gelifltikçe eylemde bir po-tansiyel ve patlama a盤a ç›karabilir.‹çinde bulundu¤umuz bu önemli süreç-te var olan yönelimleri, eylemsiz örgü-tün olmayaca¤›n›, örgütsüz de eylemli-liklerin olmayaca¤›n› dikkate alarak,örgütlülü¤ünü gelifltirdikçe eyleme geç-mesi gerekir. Eylemini gelifltirdikçe deeylemde a盤a ç›kan potansiyeli örgütedönüfltürmesi gerekir.

KKoommaallêênn CCiiwwaann iiççeerriissiinnddeekkii ggeennçç kk››zzllaarr››nn ddaa öönneemmllii bbiirr rrooll ssaahhiibbii oolldduukkllaarr›› bbiilliinnmmeelliiddiirr

Genel anlamda Kad›n hareketi özelolarak da gençlik hareketi içerisindekigenç kad›n›n bu konudaki görevinin ikikat fazla oldu¤unu da unutmamas› ge-rekir. Genç k›zlar›n Komalên Ciwan’inkendi rengiyle, kendi özüyle ve kendiöncülük misyonuyla bütün çal›flma alan-lar›na kat›lmas› gerekmektedir.

Bir di¤er görev ve sorumlulu¤u dakendi öz örgütü olan ve bu konudacins özgürlü¤ü temelinde ba¤l› oldu¤uKad›n özgürlük hareketine de dahafazla kadro katmak, onunla bütünlefl-mek, özgür kad›n ilkeleri temelindekendini güçlendirmektir. Bu konudakad›n hareketinin bir öncüsü olarakda gençlik içerisinde rolünü oynay›p,var olan potansiyelini a盤a ç›karmas›

gerekiyor. KCK sistemi içerisindegençlik ve kad›n›n bu konudaki rolüstratejiktir. Geçici bir örgütlenme de¤ilya da dönemsel bir misyon de¤ildir. Birtoplumun yeniden inflas›n›n örgütlendi-rilmesi ve özgürlü¤üne kavuflmas› göre-viyle karfl› karfl›ya olan iki kesimdir.

Bu iki kesim bu stratejik görevinibilince ç›karmal›, bu konuda ciddi birderinleflmeyi yaflamal›, ortaklaflt›kçabirbirini güçlendirecek, bu konudadaha do¤ru bir sinerjiyi ortaya ç›kar-may› bilmesi gerekir. Önümüzdekidönemde 2008 y›l›nda yakalanan dü-zeyin ciddi bir örgütlemeye kavufltu-rulmas›, daha güçlü bir eylemlilik veörgütsel düzeyin de ortaya ç›kaca¤›-n› gösterecektir.

-- CC..AA..:: Avrupa gençli¤inin bu süreçkarfl›s›nda durufl ve tavr› nas›l olmal›-d›r?

-- SS..AA..:: Gençli¤in kendi içerisindesorgulamas› gereken noktalar ve yineba¤l› kalmas› gereken, sonuna kadaryaflatmas› gereken manevi de¤erlervard›r. Örne¤in bu süreçte Qam›fllo,Gever, Van’da flehit düflenler, yineZap direniflinde flehit düflen Erdal ar-kadafla ve bütün bu gençlerin flahadet-lerine bakt›¤›m›zda gençlik de bu an-lamda bedeller vermektedir. Bu tabiki kendili¤inden yarat›lm›yor. Erdal ar-kadafl mücadeleye yurtd›fl›nda gençlikçal›flmas›yla bafllayarak, mücadelesiniülke zeminine tafl›rm›flt›r.

Zap direniflinde kendi flahs›nda za-feri taçland›ran Erdal arkadafl›n böylebir prati¤i var. Gençlik koordinasyonüyesi olan Erdal arkadafl, geçmifl y›l-larda Komalên Ciwan sisteminin gelifl-tirilmesi için en iyi çaba harcayan, ka-t›l›mda s›n›rs›z olan arkadafllar›m›zdanbirisidir. Komalên Ciwan’›n KCK sis-temi içerisinde daha do¤ru bir tarz›yakalamas›, örgütlemeyi oturtmas›, yi-ne öncülük misyonuyla yola ç›km›flolan kad›n örgütlülü¤üyle daha iyi bir

diyalog ve paylafl›m› yakalamak içingösterdi¤i emek ve çaba görülmelidir.Erdal arkadaflla birlikte Zap direniflibugün Kürt halk›n›n tümüne mal ol-mufltur ve büyük bir kazan›m olmufl-tur. Gençlik örgütümüzün Yahya Me-nekflelerin, ‹kballerin, Erdallar›n veyine bundan sonra da vermeye devametti¤imiz flehit yoldafllar›m›z›n an›s›na2008 y›l›n› bir baflar› y›l›na dönüfltür-mesi gerekiyor. Erdal arkadafl›n özel-likle Avrupa içerisinde harcad›¤› emekve bu konuda yaratt›¤› düzeyin mutla-ka bir örgütlülü¤e kavuflturulmas› ge-rekiyor. Avrupa gençli¤i bu de¤erlerüzerinden bugünkü düzeyi yakalam›fl-t›r. fiehit Zeynel Akyar yoldafl 89’lar-da Avrupa gençli¤inin öncülerindenbiridir. Yine Hüseyin Çelebi, EnginSincer ve en son bahsetti¤imiz Erdalarkadafl›n Avrupa’dan kat›lmas›, mü-cadelesini ülkeye kadar tafl›rmas›, öz-gür gerilla saflar›nda flahadete ulaflma-s› elbette ki baflta Avrupa gençlikörgütü olmak üzere bütün KomalênCiwan’da örgütlenen yurtsever de-mokratik Kürt gençli¤inin bu de¤erlerkarfl›s›nda kendisini ciddi bir biçimdesorgulamas› gerekmektedir.

Özellikle Avrupa’n›n insan› yozlaflt›-ran, düflüren ortam›nda yurtseverlikduygular›ndan, demokratik karakter-den ve yine halk›n›n ac›lar›ndan uzak-laflt›r›lan bireysel, bencil, egoist ve te-killefltirilen gençli¤e karfl› mücadeleedilmesi gerekmektedir. Avrupa’n›ngençli¤i bitiren bu yaklafl›m ve müca-delesine karfl› gençlik kendisini örgüt-leyip, ciddi bir durufl sergilemelidir.Bu vesileyle Avrupa’daki Kürt gençli-¤ini Komalên Ciwan’a daha güçlü ka-t›lmaya, Erdallar› yaflatmaya, daha iyibir biçimde temsil etmeye davet edi-yorum. Ayn› zamanda Kürt gençli¤iKürt kad›n›yla birlikte yarat›lan bu de-¤erlerin dili ve ifadesi olmal›d›r. Ken-disini eylemlerde ortaya koymal›d›r.fiimdiye kadar ortaya koydu¤u biçi-miyle yetinmemelidir.

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 27: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

-- CC..AA..:: Kürt gençlerine son olarakhangi mesajlar› vermek istiyorsunuz?

-- SS..AA..:: Önümüzdeki süreçte “ÊdiBese” hamlemizin ikinci aflamas›na gi-rece¤iz. Bu ikinci hamle de 4 Nisan’-dan itibaren bafllam›fl durumdad›r.May›s ay›yla birlikte start›n› eylemlilik-lerle verecektir. En son CPT’nin ya-y›nlad›¤› raporda da Önder Apo’nunüzerindeki bask›, tecrit, yine bu konu-daki sa¤l›k sorununun devam etmesidurumu ortaya ç›km›flt›r.

Nitekim CPT, gençli¤in, kad›n›n, yi-ne bütün Kürt halk›n›n gençlik ve ka-d›n öncülü¤ünde bafllat›lan “Êdi Bese”hamlesinin yaratt›¤› düzeyle hem he-yet gönderdi hem de gönderdi¤i he-yetin haz›rlad›¤› raporun sonuçlar›n›aç›klad›. Bu sonuçlarda da ortaya ç›k-t›¤› gibi hareketimizin dikkat çekti¤inoktalar›n do¤ru oldu¤u, ÖnderApo’nun vücudundaki elementlerindozaj›n›n yüksek oldu¤udur ve bu ko-nuda kesinlikle sa¤l›k durumununtehlike alt›nda oldu¤u CPT raporun-da da ispatlanm›flt›r.

Bu zehirleme olay›n›n nas›l oldu¤utam olarak a盤a ç›km›fl de¤il. Yani ye-meklere mi konulmufl, sudan m›d›r,deniz ürünlerinden midir yoksa tutul-du¤u hücrenin havas›zl›¤›ndan m›oluflmufl, bu bilinmemektedir. Bu okadar da önemli de¤il ancak Önderli-¤imizin sa¤l›k durumunun iyi olmad›¤›-n› ve bu konuda sorunlar›n oldu¤unubiliyoruz. Birinci aflamas› bunlar›n de-flifre edilmesi, CPT heyetinin gönde-rilmesi, raporun yay›nlanmas›, ikinciaflamas› ise “Êdi Bese” hamlesi olaraktan›mlad›¤›m›z hamle sürecidir. YaniÖnderli¤imiz üzerindeki tecridin de-vam etmesidir. Tecrit iflkencedir vebu iflkence de insanl›k d›fl› bir uygula-mad›r. Biz önümüzdeki süreçte “tec-rit iflkencedir, iflkence insanl›k suçu-dur, biz bu insanl›k suçuna dur demekiçin Önderli¤imizin acil tedavi edilme-si gerekmektedir” diyece¤iz.

Bizler güçlü bir biçimde görevve sorumluluklar›m›z› yerine ge-tirdi¤imiz taktirde Önderli¤imizinözgürleflmesi art›k bir hayal ol-mayacakt›r. Gençlik bunu da dik-kate alarak, h›zla bu süreçte ken-disini yeniden bir toparlamayatabi tutmal›, geçmifl üç ayl›k prati-¤ini gözden geçirmelidir. Yani da-ha planl›, yarat›c›, düflman› ürkü-ten, halk›na umut veren, halk›numudunu ve güvenli¤ini de gü-venceye alan bir pratik içerisinegirmelidir. Her türlü eylem genç-lik için meflrudur ve meflru sa-vunma temelinde olmal›d›r.

KKüürrtt ggeennççlleerriinniinn kkoolluunnuunn kk››rr››llmmaass››nnaa,, ccooppllaannmmaass››nnaa kkaarrflfl›› ççookk iiyyii cceevvaapp vveerrmmeelliiddiirr

En iyi cevab› da her alanda enbaflta da faflist egemen ordular›naskerli¤ine gitmemek biçiminde ol-mal›d›r. Sadece Kuzey Kürdistan’da de-¤il, Kürdistan’›n dört parças›nda varolan egemen güçlerin ordular› kesinlik-le Kürt halk›n›n düflmanl›¤› temelindeörgütlenen ordulard›r. Her dört parça-da da Kürt gençli¤i kesinlikle kendisinebunu ilke edinmeli ve bu ordulara as-kerlik yapmamal›d›r. Bas›na da yans›d›¤›gibi Türk ordusunda askerlik yapanKürt gençlerinin kaza süsü verilerek,öldürülmesi karfl›s›nda sessiz kal›nma-mal›d›r.

Özellikle Kürt gençlerini KuzeyKürdistan’a göndererek, gerillalar veaskere giden Kürt gençlerini karfl›karfl›ya getirmek istemektedirler. Bü-tün bu gerçeklikleri bilerek, asla veasla kendi halk›na karfl›, kendi özgür-lük mücadelesi için da¤lara ç›km›fl, öz-gürlük gerillalar›na karfl› orduya git-memeli ve askerlik yapmamal›d›r.Kendi ordusuna kat›lmal› ve görevyapmal›d›r. Tüm Kürt gençli¤inin, k›z›-erke¤i fark etmeksizin gerilla saflar›nadaha güçlü kat›l›mlar›n› bekliyoruz.

Bu vesileyle baflta Erdallar ve Yah-yalar olmak üzere 2007-08 y›l›nda fle-hit düflen bütün yoldafllar›n an›s›naba¤l›l›¤›n bir gere¤i olarak HPG’ye veYJA-STAR’a daha güçlü bir kat›l›mbekledi¤imizi belirtiyoruz.

Önümüzdeki süreçte gençli¤in heranlamda kendi örgütlülü¤ünü gelifl-tirmesi ve bu örgütlülü¤ü temelindekat›l›m›n› gerçeklefltirmesi gerek-mektedir. Kendi özgürlü¤ünün temi-nat›n›n da böyle olaca¤›na inan›yo-ruz. Bu vesileyle “Êdi Bese”hamlesinin ikinci aflamas›nda en bafl-ta gençlik ve kad›n›n geçmiflte oldu-¤u gibi bugün de çok ciddi bir rol oy-nayaca¤›na inan›yoruz.

Bütün genç k›zlar›m›z› ve erkekyoldafllar›m›z› dönemin görev ve so-rumluluklar›na sahip ç›kmaya davetediyorum. Bu temelde Apo’cu genç-li¤in öncülü¤ünde ç›k›fl yapan PKK’-nin gençlikle bafllamas›, gençlikle bü-yümesi ve gençlikle de zaferegidece¤ine inan›yoruz.

CIWANÊN AZAD

25Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 28: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Avrupa gençli¤i çeliflki ve çat›flmalar içinde kendine en uygun yolu bulma aray›fl›ndad›r. Kendi kimli¤ini bulaca¤›, iradeli özgür tercihlerde bulunaca¤›, kiflilik kazanm›fl, de¤erlerini yaratm›fl ve ona göre yaflayan bir aray›fl içindedir. Kendini aramaktad›r. Taklitten, özentiden uzak kendine ait bir kimlik. D›flar›dan yamanm›fl bir kimlik de¤il, kendi bilinci ve iradesi ile yaratt›¤› kökleri ile do¤ru buluflmufl bir kimlik.”

ençlik mücadele-mizin ilk çıkış dö-nemlerinde olduğu

gibi günümüzde de hare-ketimiz ve halkımız içingerek örgütsel gerekse ey-lemsel olarak stratejikönemini korumaktadır.Uzun süren mücadele sü-reci Kürdistan gençliğininbüyük emek ve kahra-manlığı ile daha da büyü-yerek bugüne kadar gel-miştir. Kürt gençliği herdönem kendini örgütlü birgüce kavuşturarak sürek-liliğini sağlamıştır.

Özellikle Avrupa’daYCK’nin kuruluşu ilebaşlayan ve daha sonrafarklı örgütsel oluşumlar-la devam eden Kürt genç-liğinin örgütlenme ve mü-cadele süreci önemlibaşarılar sağlamıştır. Herparçada kendi özgün ko-şullarından kaynaklı fark-lı örgütlenme araç ve yön-temleri geliştirilmiştir.Gençliğin yaşadığı ortaktemel bazı sorunlar kadariçinde yaşadığı sistem bo-yutuyla farklı etkilenme-ler içinde olmuştur.

Bu noktada özellikleAvrupa’da yaşayan Kürtgençliğinin karşılaştığı

problemler, sistemden et-kilenme boyutu ve bunakarşı mücadele etme süre-ci farklı özelliklere sahipolmaktadır.

Her sistemin dayandığı temel ideolojik dayanaklar vardır

Avrupa sistemi kapita-lizmin en yoğunluklu veuç boyutta yaşandığı, li-beral ideolojinin en kap-samlı kendini hayata ge-çirdiği bir sistemolmaktadır. Her sistemindayandığı temel ideolojikdayanaklar vardır. Yineher sistem kendi sistemi-ne ve ideolojik yapısınauygun bir insan ve toplumtipi yaratmaya çalışır. Sis-tem üzerinden hareket et-tiği temel ideolojik, kültü-rel, politik, ekonomik vesosyal hedefleri gerçek-leştirdiği, kendini kurum-laştırdığı oranda varlığınısürdürebilir.

Özellikle de kendi ideo-lojik kurumsal temellerineuygun insan karakteri,davranışı ve yaşam biçimi-ni yaratarak bunu sağlar.Bu açıdan Avrupa sistemi-nin devamlılığının en te-

mel ölçülerinden biri osistemi meşrulaştıran, be-nimseyen, uygulayan veyaşayan insan tipi ile orta-ya çıkmaktadır. Sistem karhırsına ve sermaye biriki-mine dayanır. Rekabete veçıkar ilişkilerine dayan-maktadır. Bireyciliğe da-yanmaktadır. Bunlar adetasistemin şifreleri gibidir.

Her gün sistemin bu te-mel özelliklerini meşrulaş-tıracak araç ve yöntemlerkullanılır. Özellikle müzik,eğlence kültürü, medya,spor vb. araçlarla bunu sü-rekli olarak insan yaşamı-na günlük olarak yedirir.Bencillik, değersizlik, çı-karcılık diz boyudur. Bunoktada Kürt gençliğininsistemin bu temel özellik-lerinden etkilenmemesimümkün değildir.

İnsanı her tür toplumsalsorumluluktan uzak tutma-ya çalışan, salt bireysel is-teklerine hapseden, günü-birlik yaşayan, toplumsaldeğerlerden uzak, adeta‘altta kalanının canı çıksın’gibi acımasız ve bencil birinsan tipi kendini göster-mektedir.

Kürdistan’ın çeşitli böl-gelerinden göç edip gelen

26Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

SinanM‹RXAN

G

Gençli¤inin Örgütlenme Sorunlar› ve Çözüm Yöntemleri

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 29: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

ve uzun süredir Avrupa’da yaşayanKürt gençliğinin bir şekilde bu sis-temden etkilendiğini kabul etmek vebuna göre uygun tedbirler geliştir-mekle kendimizi sorumlu görmek du-rumundayız. Mücadelemizin halkı-mız ve gençlik üzerinde yarattığıolumlu değişimler inkar edilemez.Yurtseverlik bilinci, kendini tanıma,kimlik edinme, mücadele ve örgüt-lenme bilinci yine bununla birlikteKürt halkının dostlarına ve düşmanla-rını tanıması Kürt Özgürlük Hareketiile gerçekleşmiştir.

Öte yandan bizim yarattığımız de-ğişim dışında Kürt gençliğinin Av-rupa sistemi içinde yaşıyor olmasın-dan dolayı bizim dışımızda yaşadığıbir değişim ve etkilenmenin olduğuda bir gerçek olmaktadır.

Kürt gençliğinin üzerindeki sistem etkilerini yok edilmeli ve yabancılaşması engenlenmelidir

Sistemin eğitim sisteminden, kül-türünden, yaşam tarzından ve değer-lerinden bir şekilde az ya da çok et-kilenme durumu vardır. Kendikültürel değerlerine yabancılaşmayıbir şekilde yaşayabilmektedir. O za-man sistemin bu olumsuz etkilen-melerini en aza indirmek ve Kürtgençliğini kendi ulusal demokratikmücadele alanı ve değerleri ile dahafazla buluşturmak gibi bir görevimizde ortaya çıkmaktadır.

Avrupa gençliğinin örgütlenebil-mesi ve mücadeleye daha fazla güçverebilmesinin anahtarı da buradangeçmektedir: Kürt gençliğinin üzerin-deki sistem etkilerini ortadan kaldır-mak ve yabancılaşmasının engellen-mesi. Bu aynı zamanda Avrupagençlik örgütlenmesinin diğer örgüt-lenmelerimizden farklı araç ve yön-temler geliştirmesini de gerektirmek-

te, onun çalışma sa-hasının özgünlüğünüde ifade etmektedir.Yaşadığı sistem, et-kileri ve sorunlarıdaha farklı ve dahaderinliklidir.

Buna karşı geliş-tireceği mücadelearaç, yöntem ve tar-zı da daha inceliklive farklı olmak zo-rundadır. Yoksa sis-temin eriten, hiçleş-tiren hatta objektifolarak mücadelekarşıtı duruma geti-ren politikaları karşısında durama-yız. Durum ciddidir. Sorumlulukağırdır.

Dışarıdan yamanmış bir kimlik değil kendi bilinci ve iradesiyle bir kimlik doğru bir kimliktir

Uzun süredir Avrupa’da yaşayangençliğimizin özellikle kültürel birçatışma ve kimlik arayışı içinde ol-duğu bir gerçekliktir. Bir yandanKürdistanlı olmasından kaynaklı ya-şadığı kültür ve değerler; diğer yan-dan Avrupa’da yaşıyor olmasındankaynaklı Avrupa kültüründen etki-lenme durumu vardır. Dolayısıylaiki kültür arasında bir sıkışma, birtercihte bulunma durumu ile karşıkarşıya bulunmaktadır.

Yine geleneksel Kürt aile tipindeyaşanan ilişki, yaşam alışkanlıkları,gelenek ve davranış biçimleri ileAvrupalı insanın yaşadığı ilişki ya-şam ve değerler arasında bir çatış-manın tam ortasında bulmaktadırkendini. Aile içindeki katı otorite-den kaynaklı yaşadığı bir kuşak ça-tışması vardır. Diğer yandan kendikimlik, kişilik ve değerlerini yarat-

maya çalışırken sürekli gelenekselaile değerleri ile sürekli bir çatışmaiçinde girmektedir.

O halde şunu rahatlıkla belirtebili-riz ki, Avrupa’da yaşayan Kürt genç-liği çok derin çelişkiler yaşamaktadır.Bu çelişki ve çatışmalar içinde kendi-ne en uygun yolu bulma arayışında-dır. Kendi kimliğini bulacağı, iradeliözgür tercihlerde bulunacağı, kişilikkazanmış, değerlerini yaratmış ve onagöre yaşayan bir arayış içindedir.Kendini aramaktadır. Taklitten, özen-tiden uzak kendine ait bir kimlik. Dı-şarıdan yamanmış bir kimlik değil,kendi bilinci ve iradesi ile yarattığıkökleri ile doğru buluşmuş bir kimlik.Yine sistemle yaşadığı derin çelişkilerde mevcuttur.

Ekonomik olarak sürekli olarak sö-mürülmekte, sistemin her tür bağımlı-laştıran etkilerine maruz kalmaktadır.Çetecilik, uyuşturucu kullanımı yay-gın olarak Kürt gençliği içinde geliş-mektedir. Bu sistemin politikalarınınbir sonucu olmaktadır. Kürdistan’dançok çeşitli nedenlerle göç etmiş Avru-pa’ya gelmiş gençliğimizin ilticacıpozisyonu bile rencide edici bir du-rum olmakta, sürekli olarak sistem

CIWANÊN AZAD

27Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 30: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

adeta kırıntılarla gençliği ehlileştir-mekte, kendine muhtaç kılmaktadır.Daha rahat ve ekonomik kazanç ha-yalleri ile Avrupa kapılarına dayanangençliğimiz iltica sorunları, dil ve en-tegrasyon politikaları ile sisteme ek-lemlenmektedir. Özellikle entegras-yon politikası asimilasyonun tam dakendisi olmaktadır. Zorunlu dil öğ-renme ve çalışma yasaları sistemeuyumlu kılmanın politikasıdır.

Gençlik hareketimizin devrimci tavrı ve yeteneği bu durumda ortaya çıkmalıdır

Yine ben merkezci, kibirli, Avru-pa-dışı etnik yapılara üstten bakan,kendisinden olmayan batı-dışı do-ğulu toplumları ilkel, geri kalmışgören Avrupa egemen bakış açısınıngençlik üzerinde yarattığı psikolojikbaskı, değersizlik psikolojisine yolaçmakta, kendinden nefreti ve de-ğerlerine tepkiyi körüklemektedir.Adeta ‘ya bendensin ve benim gibiolacaksın ya da yaşam sansın yok’gibi bir yaklaşım sistem tarafındandayatılmaktadır. Buna benzer birçok etken yine sıralanabilir.

Evet sistemden, aileden, gelenek-sel yaklaşımlardan kaynaklı çok çe-şitli çatışma ve çelişki içindedir. Butablo zor bir durumla karşı karşıyabulunduğumuzu gösterdiği gibi ör-gütlenme çalışması için gerekli ze-mini de yaratmaktadır. Mücadele veörgütlenme için oldukça fazla ge-rekçemiz var. Gençlik hareketimi-zin devrimci tavrı ve yeteneği bura-da ortaya çıkacaktır. Üzerindenhareket ettiği zemini doğru okuya-bilir, sistemi doğru tanımlar vegençliğin bundan etkilenme ve çe-lişkilerini gerçekçi bir şekilde ta-nımlayabilirse bir çıkış yolu bulabi-lecektir. Avrupa gençlik

hareketimizin örgütlenme geleneğiköklü ve önemli deneyimlere sahip-tir. Bu geleneği yaratıcı tarzda gün-celleştirmek örgütlenmede muaz-zam bir sıçrama yaratacaktır.

Biçimini ile yargılanarak ötekileştirilen reddedilen hergenç sisteme doğru itilecektir

Gençliğin çeşitli ilgilerine hitapedebilme yeteneğini gösterme, onunyaşadığı sorunlara ilgili olabilme vedünyasını paylaşabilme örgütlemeaçısından önemli bir etken olabilir.Bu noktada küçümseyici, dışlayan,rencide eden, biçimine, yaşam tarzı-na ve ilgilerine dıştan bakıp kestir-meci bir tarzda reddeden yaklaşım-lardan uzak durmak gerekecektir.Önyargı ve şartlanmış, sabit fikirli-liğe dayanan her tür yaklaşımdanuzak durmak gerekir.

Bunun için sabırlı, ikna eden, bi-linç kazandıran bir tarz ve buna uy-gun zihniyet önem kazanmaktadır.Baştan hiç çaba sarf etmeden redde-den tarz ya da biçimini yargılayarakötekileştirilen her genç tersindensisteme doğru itilecektir. Bizimkendi kitle tabanımızı genişletmek,her Kürt gencini örgütlemek, ka-zanmak, dönüştürmek gibi bir prob-lemimiz vardır. O zaman her gençleilişkilenmek, örgüt zeminine çek-mek, işletmek ve eyleme katmakdurumundayız.

Unutmamak gerekir ki hiçbirgenç kolay kazanılmayacaktır.Emek harcamadan, uzun vadeli biryaklaşım göstermeden, adeta nakışörer gibi titiz bir örgütleme inceliğigösterilmeden kimseyi kazanama-yız. İçinden geçtiğimiz bu dönemdegençliğin en temel sorunu örgütlen-me ve örgüt olma sorunu ise örgüt-leme önünde engel olan her tür yan-

lış anlayış, davranış ve alışkanlıktanda uzak durmak zorunlu olmaktadır.

Her dönemin kendi özellikleri ve koşulları farklı olmaktadır

Bu işe gönül verenler bilir ki, ba-şarılı bir örgütlenme çalışması enzor aynı zamanda en fazla yetenek,incelik ve yaratıcılık isteyen bir ça-lışmadır. Adeta sanatçı inceliği ge-rekmektedir. Hele hele söz konusuAvrupa zemini olunca bu durum da-ha da önem kazanmaktadır.

Sistem bin bir türlü imkan veyöntemi uygulayarak, gençliğin il-gilerine hitap ederek kendisineçekmektedir. Sistem bu noktadaoldukça güçlü ve zengin araçlarabir o kadar da söyleme sahiptir. Ohalde sistemi aşabilmek, gençliğisistemin aldatıcı rüyalarından kur-tarmak güçlü bir çaba, inanç veirade gerektirmek kadar onu aşanyol ve yöntemleri de bulmayı ge-rektirmektedir.

Diğer yandan örgütlenme araç veyöntemleri de önem kazanmakta-dır. Geçmişte çok güçlü örgütlen-me zemini yaratabildik. Hemen he-men örgütlenilmemiş bölge ve alankalmamıştı. Bunda kendi dönemi-nin koşullarını doğru okumak, mü-cadelenin içinden geçtiği sürecidoğru değerlendirme ve o dönemgençliğinin ilgi ve ihtiyaçlarına ce-vap olacak doğru politikalar oluş-turma etkili oldu.

Bu muazzam bir gelişme yarattıve mücadeleye geniş bir gençlik ke-simi katılım sağladı. Fakat her dö-nemin kendi özellikleri ve koşullarıfarklı olmaktadır. Bugün durumgeçmişe göre daha farklıdır. ArtıkAvrupa’ya yeni gelen henüz siste-min kirine yeterince bulaşmamışgençlik kesimi yok. Uzun süreden

28Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 31: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

beri Avrupa’da kalan, özellikle ailegençliği, gençlik kesimi doğal ola-rak sistemden belli bir etkilenmeyiyaşadı ve farklı bir değişimi yaşadı.Sorunları, ilgileri farklılaştı. Günü-müzde bu değişen yanları gören ye-ni bir yaklaşıma ihtiyaç vardır.

Örgütlenmede daha çok genci kendi zemininde harekete geçirebilmek temel koşuldur

Geçmişi tekrar eden, sonuç ver-meyen kimi yaklaşımları aşan yenikoşullara uygun bir yaklaşım vetarz yeniliğine ihtiyaç vardır. Bizimiçin örgütlemede büyüme, eylemdegelişme ve katılımda artış temel öl-çü olmaktadır. Örgütlenmenin nite-lik ve nicelik olarak büyümesi, kit-le tabanının büyümesi, daha çokgenci kendi zemininde harekete ge-çirebilme temel koşuldur. Yine ör-gütlediğini eyleme çekme, etkilieylemler geliştirme, bunu süreklikılma önemli olmaktadır.

Katılım ile profesyonelleşme,kadrolaşma, bunun niteliksel ve ni-celiksel gelişimini sağlama temel ol-maktadır. Hangi araç ya da yöntemörgütlenme, eylem ve katılımı büyü-tüyorsa o doğru olan araç ve yön-temdir. Örgütlemede esneklik, ey-lemde zenginlik, katılımda ısrarsonuç yaratabilir. Bu noktada önce-likleri doğru belirleme stratejik yak-laşımdan uzak durmamak gerekir.

Bugün geçmişe oranla gençlik ha-reketimizin belli bir daralmayı yaşa-dığı ve bunu aşmada zorlandığı ke-sin bir durumdur. Yine örgütlenme,eylem ve katılımda belli bir rutinliğiyaşadığı, günübirlik kaldığı, sürekli-leşemediği bir gerçekliktir. Şüphesizgençlik hareketi son bir kaç yılda budurumları çokça tartışmış, kimi ka-rarlara da gitmiştir. Buna rağmen

beklenen gelişmenin sağlanamamışolmasında kadro gerçekliğinin rolübelirleyici olmuştur.

Militanlık hiçbir zaman kaybettirmedi ama kolay militanlık hep kaybettirdi

İdeolojik olarak zayıf kaldığımızve sürekli bir istikrarlı duruş geliş-tiremediğimiz bir gerçekliktir.Kadrodaki ideolojik zayıflık zor-luklar karşısında çabuk pes etmeyi,kolay vazgeçmeyi sağlamakta, birnevi koşullara yenik düşülmekte-dir. Moral ve motivasyonda kırıl-ma hatta giderek kendine ve çalış-maya inançsızlaşan, karamsarlaşanbir durum oluşmuştur.

Örgütlenme tecrübemiz çok güç-lü, geleneğimiz oldukça görkemliolmasına rağmen buna uygun birirade ve azmi yaratamadık. Herzorlanma beraberinde gerekçeleresığınmaya da neden oldu.

Şu halde ideolojik derinlik strate-jik olmaktadır. Sistem dışında kal-mak, yenilmemek, başarmak için ol-mazsa olmaz kabilinden bir ön koşulolmaktadır ideolojik yoğunlaşma.Bunun için Önderliğimizin yeni pa-radigmasında derinleşmek, sistemekarşı inadına bir duruş göstermek,militan bir duruş kazanmak ve ba-şarmak için temel koşuldur. Yoksahiçbir günübirlik yaklaşım durumunüstesinden gelmemizi sağlayamaz.Moral motivasyon, irade ve başarıdaısrar buradan gelir. Militanlık hiçbirzaman kaybettirmedi ama kolay mi-litanlık hep kaybettirdi. İdeolojikduruş değil ideolojikleşmede yüzey-sellik kaybettirdi.

Yüz binleri aşan kitle zeminimiz,geniş imkan ve mücadele araçlarınasahip bir hareketin gençliği doğrubir örgütleme yaklaşımı ve güçlü

ideolojik donanımla rüştünü yeni-den ispatlayabilir. Bunun örnekleritarihimizde fazlası ile var.

Daha adaletli, daha insanca bir yaşam için yola çıktık

Gençliğin değişime ve yeniliğeaçık karakterini doğru yöne kanalizeetmek, Kürdistan dağları ile doğrubir bütünleşmeyi sağlamak müm-kündür. Gerillaya akmak, Zap veOramar direnişlerini büyütmek, düş-manın politikalarını kursağında bı-rakmak da mümkündür. Yeter ki,devrimci sorumluluk anlayışını ko-ruyalım. Unutmamak gerekir ki bizbu halka ve bu gençliğe karşı so-rumluyuz. Milyonlarca insan umu-dunu bu harekete bağladı, bununiçin bin bir bedel ödedi. En değerliyoldaşlarımızı bir parça özgürlük veonurlu yaşam yolunda şehit verdik.

Daha adaletli, daha insanca, dahaeşitlikçi bir yaşam için yola çıktık.Halka umut verdik, mücadele azmikazandırdık. Bu yolda büyük başarı-lar da kazandık. Şimdi geçerli olanbunu kalıcı kazanımlara kavuştur-mak, Demokratik Özerk Kürdistan’ıgerçekleştirmektir. Bu bir özgürleş-me mücadelesidir. Sorumluluk hal-ka, harekete ve Önderliğe karşıdır,sorumluluk şehitlerimize karşıdır.

Mayıs ayında, büyük devrimci ön-derlerine yakışır bir tutum içindekendimizi bir kez daha mücadeleazmi ile keskinleştirme görevimizvardır. İbrahimlerin, Denizlerin,Mahirlerin, Sinanların, Hakilerin,Dörtlerin yenilmez iradeleri yol gös-terici olacaktır. Geleneğin devamışehit Nurhak, Çektar ve Erdal arka-daşların militan duruşları Avrupagençliğinin mücadele kararlılığınında temsili olacaktır.

Yeter ki unutmayalım ....

CIWANÊN AZAD

29Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 32: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

iner der wich-tigstenPersonen in der

Chronik unsererFreiheitsbewegung,ist Haki Karer. ImJahre 1950 wurde erin der türkischenStadt Ordu, die sicham Schwarzen Meerbefindet geboren.Nach derBeendigung derSchule, studierte eran einer naturwissen-schaftlichenUniversität. Die revo-lutionärenJugendbewegungenbeeindruckten ihnund weckten seinInteresse am revolu-tionärenBefreiungskampf.Während dieser Zeit,lernte er unserengefallenen FreundKemal Pir und unse-ren VorsitzendenAbdullah Öcalankennen. 1973 beganner in der Bewegungaktiv mitzuwirken.Am 31. Dezember1975 organisiertendie jungenRevolutionäre eine

große Versammlung,bei der beschlossenwurde, dassAbdullah Öcalan derAnführer sein wirdund Haki Karer seinHelfer. Auf dieserVersammlung bes-chlossen sie auch,dass die Zeit gekom-men wäre, nachKurdistan zu gehen,um das kurdischeVolk für dieBewegung zu gewin-nen, da es schließlichum das kurdischeVolk ging.

VViieell MMüühhee -- ggrrooßßeerr EErrffoollgg

Haki Karer war dererste in derBewegung, der sichauf den Weg nachKurdistan machte.1976 ging er erstnach Adana, danachzog er weiter nachIskenderun undarbeitete aufBaustellen undgewann dieBauarbeiter mit sei-ner dynamischenund sympathischen

Art für unsereFreiheitsbewegung.Er verließ Iskenderunund machte sich aufden Weg nachBatman, doch dawurde er zurückge-wiesen vom Volk, daer als Türke die kur-dische Sprache nichtbeherrschte. AnderekurdischeOrganisationen inBatman verbreiteteninnerhalb des VolkesGerüchte, weil erkein kurdisch sprachund türkischerAbstammung war.Das machte das Volkunsicher und siezogen sich von ihmzurück. Haki nahmes gelassen und anseine Stelle wurdeMazlum Dogan nachBatman geschicktund Haki ging nachGaziantep. InGaziantep führte erseine aktive Arbeitmit großem Erfolgweiter. Jede Straße,jede Fabrik und jedeSchule besuchte erund gewann immermehr

30Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

HevidarKOB‹N

E

Der Erste İnternationale Märtyrerin der PKK: Haki KARER

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 33: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Sympathisanten. In denJahren 1975-1977 gab es nichtdie heutige finanzielleUnterstützung für unsereFreiheitsbewegung.

Unsere Freunde, einerdavon war Haki, arbeitetennebenbei und teilten dasGeld unter sich auf undfinanzierten, was finanziertwerden musste. Sei es dieWohnung, das manchmalausbleibende Essen oderBücher. Anfang 1977 wurdenin den Städten Elazig, Mardin,Pazarcik, Batman, Kars, Agri,Amed und GaziantepVersammlungen organisiert.Die höchste Teilnehmerzahlwurde in Gaziantep erreicht,denn der Organisator dieserVersammlung war Haki.

SSeeiinn TToodd bbeeddeeuutteettee eeiinn ggrrooßßeerr VVeerrlluusstt iinn uunnsseerreerr FFrreeiihheeiittssbbeewweegguunngg

Der türkische Geheimdienst(MIT) gründete eine Contra-Guerillaorganisation, die denNamen “Sterka Sor” trug. InGaziantep wurde Haki Karervon einem Mitglied dieserOrganisation zum diskutiereneingeladen.

Diese Diskussion sollte am18. Mai 1977 in einem Cafestattfinden. Niemand wusste,dass dieses Treffen eine hin-terhältige Falle war. Sieerschossen Haki Karer ohnemit der Wimper zu zuckenund lösten somit eine großeTrauer in der Bewegung undauch außerhalb bei anderenBewegungen aus. Alle

Freunde, Sympathisantenund Aktivisten unsererFreiheitsbewegungkamen nach Gaziantep,als sie diese Nachrichthörten. Alle waren bereitfür ihn zu sterben. Es warein Zeichen ihrerDankbarkeit und ihrerLiebe zu ihm.

Er bildete vieleAktivisten aus, arbeitetefür sie, machte sie aufihre Fehler aufmerksam,ohne sie zu verletzen, zogalte Kleidung an undüberließ die neuen seinenFreunden und verzichteteauf sein Essen, damitseine Freunde nicht hun-grig blieben.

Seine Leiche wurde inseine Heimatstadt Ordugebracht, wo all seineFreunde und sogarAktivisten aus anderenBewegungen an derBeerdigung teilnahmen.Da es damals Konfliktezwischen den verschiede-nen Bewegungen gab,war es bewundernswert,dass auch Aktivisten ausanderen Bewegungenteilnahmen. Das lag ander sympathischen, lie-benswerten und vorbild-haften Persönlichkeit vonHaki. Jeder respektierteund liebte ihn. Er besaßeine Persönlichkeit, diesehr vorbildhaft war undhat unsereFreiheitsbewegung, vorallem uns kurdischeJugendliche, sehr geprägt.

CIWANÊN AZAD

31Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 34: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

arihte oldukça bar-barca ve özgüncegelifltirilen Türk

egemenlik sistemi ve onunOrta Asya’dan Ortado¤u’-ya, oradan da Anadolu’yageçifli; özellikle Ortado¤u’-daki büyük uygarl›klar›ngeriletilmesinde, dolay›s›ylahalklar›n çözülüflünde,uluslaflmamas›nda, toplum-sal olarak giderek tükeni-flinde en temel sebeptir. Oda alttaki Türk halk› aç›s›n-dan da geçerlili¤i vard›r.

Çok ilkel, ilkel toplumuno barbarl›k sürecindenbafllayan sadece talan›, ça-pulculu¤u esas alan bir ide-olojiyle bafllayan ve ‹slam’›nda yay›lmac›l›¤›yla bunubirlefltirip önce Selçuklu-lar, daha sonra Osmanl›larve günümüzde de Kema-lizm eliyle yürütülen halk-lar›n soy kimliklerine karfl›yürütülen bu büyük savafl,en son Kürtlerde yo¤un-laflm›flt›r ve onu tarihtentümüyle silip kendine görebir kez daha Ortado¤u’dakalan di¤er halklar üzerin-de de etkili olmaya çal›fl-makta. Bunda okyanuslarötesinden ABD’yi arkas›naalmak ve onun Ortado¤u’-daki vurucu-k›r›c› gücü ‹s-

rail’le birleflip en böyle birkez daha bu sefer Bat›danemperyalizmin ideolojik vegünümüzde tabii insanl›küzerindeki en büyük tehli-kesinin en büyük vurucugücü gibi bir yay›lmac›l›¤›esas almakta, çok silahlan-makta, çok sald›rganlafl-maktad›r. Ve gerçektenbelki de günümüz dünyas›-n›n en halk karfl›t› bir bask›rejimi olarak birinci s›radarol oynamakta ve onunkarfl›s›nda da en temeldeKürt sorunu durmakta.

ÖÖzzeell ssaavvaaflfl rreejjiimmiinniinn tteehhlliikkeelleerrii

Kürt sorununun çözü-müne yönelik att›¤›m›z ad›-m› PKK’yi, PKK’lileflmeyionun özgürlük savafl›m›n›her tür yöntemle bo¤may›ve bu temelde hem sosya-lizmin en iddial› örgütünütasfiye etmek kadar, onunflahs›nda halklar›n kalan öz-gürlük umutlar›n› da tüket-meyi büyük bir görev bile-rek yüklenmektedir.

Çok genel anlamda özel-li¤i böyle olan bu özel sa-vafl rejimi, flüphesiz derinçeliflkilerle karfl› karfl›ya ol-mak kadar esas ald›¤› ideo-

loji-politikalar ve çarp›c›uygulamalar› bütün yönle-riyle de¤erlendirilmedenve en önemlisi de bunakarfl› yürütülecek mücade-leyi ideolojik oldu¤u kadarpratik yönleriyle çok sa¤-lam esaslara indirgemedenkarfl› ç›kmak, hele hele ba-flarmak, çok zordur.

Y›llard›r bu özel savaflrejimini çözmeye, çözüm-lemeye çal›fl›yorum. S›kçagüncellefltirilmifl biçimle-riyle de onu daha anlafl›l›rk›lmaya özen gösteriyo-rum. Bu, flunun için büyükönem tafl›yor; bir savafl›verenler karfl›s›na ald›klar›savafl gücünü tüm yönle-riyle tan›madan ona karfl›etkili taktikleri ortaya ko-yamad›klar› gibi vahflicekurban› olmaktan da ken-dilerini kurtaramazlar.

Çok somut olarak söy-lenmek istenirse; hemçok ideolojik ve hem poli-tik, örtülü oldu¤u kadaraç›k, kültürel moral düze-yi tümüyle kapsam›na al-d›¤› hatta dini, sporu, sa-nat› bütünüyle özelsavafl›m›n bir gizli örgüt-lenmesi gibi dayatmas› vetüm bu örtü alt›nda çokac›mas›z iflkenceli askeri

32Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

ÖÖzzggüürrllüükk NNoottllaarr››

Abdullah ÖCALAN

T

Türk Özel Savafl Rejiminin Vard›¤›

Aflama ve Halklar›nÖzgürlük Olas›l›¤›

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 35: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

fliddetin s›n›rs›z, hatta kendi devleti-nin içinde bile bir çeteleflmeyi bütünbir hukukun kurallar›n› çi¤neyecekbir biçimde yayg›nlaflt›r›lmas›, ne türbir özel savafl›n örgütlendi¤ini çoktehlikeli bir biçimde ortaya koymak-tad›r. Hatta dünyan›n bile hem anla-makta güçlük çekti¤i, hem de “nas›loluyor” sorusuna hayretlerle veyaöfkelerle, -ki buna müttefikleri dedahil- son derece tehlikeli bulduklar›bir fliddet rejimiyle karfl› karfl›ya ol-duklar›n› görmeleri söz konusudur.

KKuurraall ttaann››mmaayyaann ççeetteelleeflflmmeeyyii ddee bbiizzzzaatt bbuu ddeerriinn ddeevvlleett ggeelliiflflttiirrmmeekktteeddiirr

Derin devletten kastedilmesi gere-ken; yüzeydeki devletin ötesinde, giz-li, komplolu, çok flafl›rt›c›, anlafl›lmas›-n›n bile çok güç oldu¤u birperdeleme alt›ndaki devlet olarak an-lafl›lmal›. Yine her tür kanun d›fl› ör-gütlenmelerin bizzat kendi hukukunuteflkil eden birçok kuruluflu devreyesokmak kadar, son derece demokra-tik gibi görünen çok sahte sa¤›-soluortaya ç›karmas›, hatta siyasetle çokiliflkili olmayan sporu, dini, sanat› çoketkili bir biçimde örgütlemesi, toplu-mu etkileyebilecek her tür kiflileri,kurumlar› örgütleyebilmesi ve nere-deyse bütün bir sivil toplumu, öndegelen kurum ve kifliliklerini de özelsavafl›n öncü güçleri olarak devreyesokmas›; ruhlar›, beyinleri, -ki bu üni-versiteleri hiç ihmal etmemek gere-kir- en önemli bir vurucu güç olaraküniversitelerin profesörlerini özellik-le devreye sokmas›, bunlar›n öncüsald›r› kollar› halinde toplumun tümyüre¤ini, beynini felç etmesi yani bü-yük bir ideolojik hakimiyet ve onunsonucu halkta çöküntü yaratmas› sözkonusudur.

Neredeyse en yoksul bireyi bileideolojik olarak örgütleme; yaniözel savafl rejimine ba¤lamas›, bütün

direnç noktalar›n› kaybetmesi ilkça¤ kölelerinden daha beter, tepki-siz bir duruma sokulmas›, hatta des-tekler konumunda durmas› çok in-ce flovenist yöntemlerle ve böylecede muazzam aleyhine çal›flan bir re-jim olmas›na ra¤men toplumun tep-kisizlefltirilmesi, -belki de ilk defahiçbir ülke prati¤inde görülmemiflbir biçimde- Türkiye toplumundagerçeklefltiriliyor. Ola¤anüstü çelifl-kiler bu yöntemle tersinden çözüm-leniyor, yani özel savafl›n hizmetin-de kullan›l›yor.

BBuu ttiipp ssaavvaaflflttaa aaçç››kk aasskkeerrii zzoorr iikkiinnccii ppllaannddaa kkaall››yyoorr

Asil fliddet örtülüdür, ideolojiktir,kültüreldir, duygulardad›r. Bu çözüm-lenmeden asl›nda bireyin kendini kur-tarmas› bile mümkün de¤ildir. Dolay›-s›yla bu tip özel savafllar›n ideolojik veöncelikle politik olarak çözmek, yinebireylerde içselleflti¤i duygularda ya-kalamak büyük önem tafl›yor. Eskidönemlerdeki fliddete pek benzemi-yor. Ç›plakt›r ve aç›k uygulan›r. Türközel savafl›m› bütün toplumla çeliflti¤i-ni çok iyi bildi¤i, dolay›s›yla bu toplumtaraf›ndan mutlak afl›lmas› gerekti¤i-nin derin korkusu içinde oldu¤u için,ideolojik hegemonyay› s›n›rs›z geliflti-riyor. Asl›nda do¤al olarak bu tip özelsavafl rejimlerinin biry›ldan daha fazlauzun ömürlü olma-mas› gerekiyor. Helesavafl halindeykenama hem tarihi, hememperyalizmin siyo-nizmle olan iliflkisi veyine halk karfl›t› du-rumu onu çok flid-detli bir korkuya veböylece çok kap-saml› hiçbir toplum-da ve dönemdegörülmemifl yön-

temleri gelifltirmeye zorluyor. ‹flinkarmafl›kl›¤› burada ve bireyde esastakurflunla de¤il de, din, spor, sanat ta-bii bunlar kurumdur, bunlar›n daha daarkas›nda çok tehlikeli, ideoloji de di-yemiyoruz, güdülerin ayakland›r›lmas›ve hiç bir do¤ruya halklar ad›na hattas›n›flar ad›na sahip olunmamas›, halk-lar›n elindeki, s›n›flar›n elindeki do¤-rular›n egemenlerin bizzat kendi can-lar›na okuyanlar›n do¤rular› olmas›çok gelifltirilmifl ve özümsettirilmifltir.Böylesine dikkat çekici bir özelli¤i sözkonusudur.

TTCC ddaakkiikk bbiirr ooppeerraassyyoonnllaarr ssiisstteemmiinnii ddeevvrreeyyee ssookkmmaakkttaadd››rr

Tabii di¤er klasik yöntemler dedevrededir. Askeri operasyonlar,alanlar genelinde tekni¤in de yard›-m›yla daha kapsaml› k›l›nmaya çal›fl›l›-yor. Karfl›s›ndaki gücün zay›fl›klar›n›günlük olarak ölçüp biçerek, klasiksavafllar›n hatta klasik karfl› devrimcisavafllar›n, operasyonlar›n çok dahaötesinde, iflte bütün özellikle 20. yyulusal kurtulufl savafllar›na dayat›lanyöntemleri birlefltiriyor. Hepsindensonuç ç›kar›p günümüzde iflte en ba-flar›l›s›n› biz uygulayaca¤›z dercesinebir yöntemle operasyonlar› gelifltir-mektedir. Bu anlamda da operasyon-lar› daha iyi çözmek gerekiyor.

CIWANÊN AZAD

33Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 36: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Çünkü karfl› taraf bunu biraz bü-tün operasyonlar›n, özellikle ABDgüdümündeki askeri faaliyetlerin birözeti olarak düflünüyor, öyle uygu-luyor. Ayaklanma, darbe, karfl› dar-be ilmi flu anda en yo¤un bir biçim-de Türk özel savafl birliklerindegelifltirilmekte ve uygulanmaktad›r.Buna iflkenceyi, çok vahfli öldürme-leri eklemekten tutal›m özellikle ge-rillan›n direncini, iradesini k›rmayayönelik s›zmalara kadar her yoludenemektedir.

Psikolojik boyutu çok kapsaml› yü-rütmekte hatta her gerilla birimininsorumlusunun psikolojisine inip onagöre bir operasyon planlamaktad›r.Bu kadar dakik bir operasyonlar sis-temini devreye sokmaktad›r. Somuthedefler önüne koymakta, özellikleson olarak 95’lerden itibaren geliflti-rilen perspektif daha de¤ifliktir.

YYeennii rreejjiimm ssaaddeeccee ööllddüürrmmüüyyoorrkkaallaannllaarr›› kkeennddiissiinnee yyaammaa yyaapp››yyoorrzz››rrhh yyaapp››yyoorr

Genelde sola, özelde PKK’yebafllang›çta dayatt›¤› taktikler tama-men tasfiye etmeyi amaçl›yordu. Da-has› böyle t›pk› cumhuriyetin kurulu-flunda oldu¤u gibi yerine düzenleuyuflmufl, evrime girmifl ve böylecesa¤dan soldan muhaliflerini kendisiylebirlefltirmifl bir Kemalist diktatörlükgüçlendirilip duruluyordu. ‹syanlar›vuruyor kendisiyle bütünlefltiriyor,solu vuruyor kalanlar› kendisiyle bü-tünlefltiriyor. K›saca sadece öldür-müyor, kalanlar› kendisine yama yap›-yor, z›rh yap›yor.

Böyle genel bir özelli¤i olmakla bir-likte, günümüzde vurgulad›¤›m›z gibiAmerika’n›n da etkisiyle 95’ten beribunu “düflük yo¤unluklu çat›flma” ve-ya “marjinallefltirme” diye bir kavra-ma a¤›rl›kl› olarak yer veriyor. Bukavram yeni vurgulan›yor. Özü de;tümünü imha etmek yerine iradesi

k›r›lm›fl, amaç, strateji ve taktiklerinehakim olmaktan uzak, kendini yafla-maya, kendi bireysel-bireyci yaflamgüdülerine tabii k›l›nm›fl, giderek ken-di içinde çözülüflle birlikte daha böyleörgütün devrimci özüne karfl›t, yar›kontra gibi bir geliflmeyi direnifl safla-r›nda yaymaya çal›flan bir ilave yönte-mi gerçeklefltirmeye çal›fl›yor. 95 ön-cesinden fark› bu. O döneme kadarkorucular aç›ktan örgütlendirilirdi,özel timler, itirafç›lar çok aç›k örgüt-lendirilirdi. Bunlar›n belli bir ifllevivard›, halen bu tip kurumlar›n özelsavafltaki ifllevi vard›r. Fakat yeni olan,son süreçlerde kapsaml›ca inceleme-ye tabii tuttu¤umuz bu gerilladaki vehatta devrimci alanlarda, gruplardakimarjinalleflme düzeyi.

OOrrdduu iisstteeddii¤¤iinnddee zzoorruunnuu oorrttaayy kkooyyuupp bbaazz›› hhüükküümmeettlleerrii ddee¤¤iiflflttiirrddii

Genelkurmay bunu özel olarakasl›nda planl›yor, -ki haberleriylebelirtti¤i gibi- yak›n bir anlay›fl birli¤iiçinde, dolay›s›yla tüm imha edebile-cekleri komutanlar› imha etme yeri-ne onlar› kendi içlerinde problemli,çözümsüz, umutsuz, inanc› olmayanama can telafl›na düflen, günü birlik,günü kurtarmay› esas alan, hemdevrimcilik yap›yor ama asl›nda dev-rimcili¤in can›na okuyor. Basit gü-dülerini yaflamaktan öteye bir derdiolmayan, bir de buna örgütün mira-s› var, prestiji var.

Bu prestij üzerinde oynama avan-taj›n› da eklersek, ki buna klasik iflbir-likçi çizgileri de dahil etsek hepsi butemelde yeni bir anlam kazan›yor veböylece de devrimci örgüt için dahatehlikeli, alt›ndan ç›k›lmas› zor, kar-mafl›k bir süreç ortaya ç›kar›yor, da-yat›yor. fiüphesiz bu salt yeni Kürdis-tan’daki savafl›ma dayat›lan birgeliflme de¤ildir. Di¤er bir çok ülkedede denenmifltir ama daha kapsaml›olarak günümüze do¤ru bütün geril-

laya dayat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Özelsavafl›m›n en son gelifltirdi¤i yön-temlerden birisi bu. Bu temelde birplanlamas› iflliyor. Bu planlaman›n,asl›nda 95’te tam ürününü vermesigerekiyordu. Kendi deyiflleriyle as-keri olarak yap›labilecek her fley ya-p›lm›flt›. Bilindi¤i üzere bunun içinhükümet de¤iflikli¤ine gidildi. Ordugiderek zorunu ortay koyup baz› hü-kümetleri de¤ifltirdi. Bu plan› uygula-yacak yeni partilerden yeni hükümetoluflturdu ve içimizdeki bu yöntemiuygulayan veya marjinalleflen birimle-ri de veya bizi bu duruma getirmeyide asl›nda ilerletmiflti. Bu anlamda“bitti” diyordu. “Savafl bitti, kazand›k.Büyük bir baflar›yla bu iflin alt›ndanç›kt›k.” Genel Kurmaya tam inanma-sa da hakim olan anlay›fl buydu vebunu s›kça demeçlerle dile getiriyor-lard›. Böyle olmas› da gerekiyordu;özellikle bizdeki iç tasfiyecilikle birlik-te bunun böyle sonuç vermesi kaç›-n›lmaz gibi gözüküyordu.

TTüürrkk ttoopplluummuunnuu ffaaflfliisstt bbiirrttoopplluumm hhaalliinnee ggeettiirrmmeeyyee ççaall››flfl››yyoorrllaarr

Bunun üzerine eklenecek baz› fley-ler vard›. ‹flte bu son ekonomik pa-ketler, kendi efendilerine özellikleABD ve ‹srail’in genifl ekonomik im-kanlar›yla h›zla baz› yeni ekonomik vesosyal projeleri devreye sokmas› sözkonusudur ve halen bu planlar devre-de. Özellikle hükümetin Ecevit kana-d›yla bu yürütülmeye çal›fl›lmakta. Buarada yine halkla iliflkiler, kültürel faa-liyetler yo¤unca ifllenmekte ve biryerde bizdeki çözülüflün sona gelme-sini beklemektedir. Daha dogrusu buteoriye, bu plana göre bu iflin tamam-lanmas› gerekiyor.

Nedir tamamland›¤›nda? Sadecebir özel savafl›n PKK karfl›s›nda bafla-r›ya ulaflmas› sa¤lanmayacak, Anado-lu’daki tüm kültürlerin tasfiyesinin ni-

34Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 37: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

hai sonuca do¤ru gidecek, en sonKürt sorunu etraf›ndaki geliflmelerdebo¤untuya getirilip asl›nda dört dört-lük bir soyk›r›m tarihi baflar›yla Ana-dolu topraklar›nda tamamlanacakt›r.2000 y›l›na dayat›lan Genelkurmayplan› bu. Bu Kemalizmin daha öncede ittihatç›lar›n 20. yy. bafllang›c›ndaplanlad›klar›n› bu yüzy›l içinde tam bi-tirmeyle sonuçland›racaklard›.

En kesin siyaset ve en amans›z flid-det amac› budur. Bu konuda hiç yan›l-g›ya düflmemek gerekir. Bunda Türkhalk›na da verilen rol, özellikle çokçeflitli özel savafl yöntemleriyle sonu-na kadar kullanmak. Yani en ufac›k birdemokratik bir geliflmeye de Türki-ye’de f›rsat tan›mamak. Bu anlamdaSiyonizm’den daha tehlikeli veya ‹kin-ci Dünya öncesindeki faflist toplum-dan daha tehlikeli bir toplumu daTürk toplumu bünyesinde gerçeklefl-tirme. Türk halk›n›n pay›na düflen debu oluyor. Ve nitekim günümüzde bubüyük çeliflkinin, bu bunal›m›n Türkhalk›nda nas›l inan›lmaz boyutlara var-d›¤›n› da bu nedenle görmekteyiz.

PPllaann ççookk tteehhlliikkeellii vvee hheennüüzz ttaamm ssoonnuuccaa ggiittmmeeddii

Gitseydi e¤er gerçekten halklarad›na hiçbir fley kalmamak kadar de-mokrasi ad›na da nefes almak bilemümkün olmayacak. Çünkü bu plan›nilk aflamas›, daha sonraki aflamalar›Anadolu’dan bunu bütün Ortado¤u’-ya tafl›rmak hatta Orta Asya’ya, hattaÇin’e, Rusya’n›n içine kadar, böylesi-ne tehlikeli yay›lmac› bir özelli¤i var-d›r. Çünkü arkas›nda ABD’nin dünyahükümranl›¤› kadar ‹srail’in Ortado-¤u’yu tümüyle hegemonyas› alt›na al-mak ve buna Orta Asya’n›n zenginpetrol yataklar› nedeniyle yine Türkfaflizminin bir yay›lma alan›d›r.

El ele vererek böylesine belki deBirinci Dünya savafllar›ndan daha teh-likeli bir savafla yol açabilecek bir ge-

liflmeye yol açmak. Plan›n birinci afla-mas›nda TC’nin mevcut s›n›rlar› dahi-linde sona ererken ondan sonrakiaflamas› iflte K›br›s’ta sonuçlanmaküzere Irak’ta yeni bir oluflumla birlik-te önce Güney Kürdistan, sonra tümIrak üzerinde, oradan Iran, Azerbay-can üzerinden tüm ‹ran’› hegemonyaalt›na almak, Kafkasya’y› yine hege-monya alt›na almak, oradan ta Çin’ekadar. Bu tehlike asl›nda somut veuluslararas› alanda ço¤u da bunu deh-fletle görmekte ve buna karfl› baz›tedbirler, ittifaklar gelifltirmeye çal›fl-maktad›rlar. Özellikle Rusya’n›n yeni-den uyan›fl›, yine bu arada Ermenis-tan’daki uyan›fl, ‹ran’›n yine kendinegöre ald›¤› vaziyet. Araplardaki bunakarfl› uyan›fl, hatta hatta Türki cumhu-riyetlerin bu oyuna biraz daha dikkatlibakmalar› söz konusudur. Dolays›ylabu çok kuflkulu, tehlikeli özel savaflrejiminin baflar›s›n› zorlamakta ve netür bir rejim oldu¤una dair tüm insan-l›¤› bir kuflkuya, giderek bilince vekarfl› tav›r almaya zorlamaktad›r.

ÖÖzzeell ssaavvaaflfl rreejjiimmiinnee oollaann tteeppkkii hhaallkkllaarr››nn ddaayyaann››flflmmaass››nnaa ddaa zzeemmiinn ssuunnmmaakkttaadd››rr

Dolay›s›yla flu an karfl›s›nda oldu-¤umuz özel savafl rejimi uluslararas›tehlikeyi de ba¤r›nda tafl›rken; tümhalklar›n da olas› bir dayan›flmas›nada zemin sunmaktad›r. Halklar cep-hesine bu noktada gelirken, en bafltabu özel savafl rejiminin hedefi Kürthalk gerçekli¤i oluyor. Kürt halkgerçekli¤i tarihte o da çok kendineözgü, belki de sadece bask› alt›ndaolma de¤il de, bir ulus-toplum bilimiolmaktan en çok ç›km›fl, da¤›lmay›hem beyninde, hem kültüründe ençok yaflam›fl, dolay›s›yla siyasal birirade haline bir türlü gelememifl,çok büyük talihsizlikler yaflam›fl,özellikle co¤rafyas› nedeniyle hepböyle olagelmifltir. En son TC’nin

egemenlik sahas›na en büyük parças›girdi¤inde ve di¤er parçalar› da TCtaraf›ndan parçaland›¤›nda adeta sonbir lokma olarak nas›l mideye otur-tulaca¤›na dair tehlikeli planlamayatabii tutulmufl. Önce ac›mas›z katli-amlar, sonra sert ekonomik yoksun-luk ve asimilasyonla birlikte asl›ndaneredeyse kendi deyiflleriyle üzerinibetonlay›p bitirdiklerini söylerken,bilinen ilginç bir ç›k›fl, bizim PKK ç›-k›fl› yaflan›yor.

Bu ç›k›fl yine çok ilginç, pek umutvaat etmeyen bafllang›c› da dikkateal›nmayan ama bilinen süreçlerdengeçtikten sonra özellikle bir insan ira-desinin zafer veya yenilmemek içinortaya koydu¤u inatç› savaflç›l›¤›ylabirkaç önemli aflamay› kaydedip ‘90’-lara do¤ru dayanmas›, yani çok azumut edilen hatta bir ideolojik grupolarak bile çal›flmas›na pek ilgiyle kat›-l›namayan daha sonra politikleflmesi-ne de benzer olarak militanlar›n›nfazla anlayamad›klar›, adeta sürük-lenircesine kat›ld›klar› bir ç›k›fl. 15A¤ustos At›l›m›’yla birlikte savafl›m›nada pek anlam veremedikleri, ama iflteçok özel bir halk savafl› biçimi olarakkat›lmaktan da kendilerini al›koyma-d›klar›, 90’lara do¤ru geldi¤imizde deart›k bu iflin ciddiyetinin tümüyle hal-ka da yans›d›¤›, halk›n da bu iflin içinesürüklendi¤i ve bir fleylerin geliflebile-ce¤inin kesinleflmesiyle birlikte yep-yeni bir aflamaya girdi¤i, bu aflamadaart›k gerilla savafl›m›n›n rol oynayabi-lece¤inin netleflti¤i bir dönembafllam›flt›r. Hem özel savafl rejimindebilinen o büyük de¤iflikli¤i 92 planla-mas›n› ortaya ç›kard›, hem de bizi ta-bii çok daha büyük bir güvenle hemiç, hem uluslararas› alan›n, cephe sa-vafl› sonras› Ortado¤u’yu yine bu ara-da Ortado¤u’nun bütün çeliflkileriniyakalayabilmek, bu çeliflkileri kullan-mam›z›, hatta Sovyet çözülüflünün bi-le lehimize de¤erlendirilmesini tü-müyle de¤erlendirmeye çal›flt›k.

CIWANÊN AZAD

35Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 38: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Yapt›klar›ndan hiçbir zaman piflmanl›k duymayan, bir direnifl sembolü olarak yer ald›lar. Asl›nda korkanlar, onlar› tutsak düflürdüklerini sananlard›. Heybetlerinden korktular. ‹nanç ve kararl›l›klar›ndan korktular. Onlar› mahkemelere yaflad›klar› bu korku ile ç›kard›lar. Onlar karar› önceden verilmifl mahkemelerde yarg›lanan de¤il, yarg›layan olarak yerlerini ald›lar. O mahkemelerde her bir duruflmay› bir devrimci gösteri haline getirdiler”

eniz Gezmifl, YusufAslan ve Hüseyin‹nan’›n flahadetleri-

nin 36. y›ldönümüne girmiflbulunuyoruz. Denilebilirki, bu geçen 36 y›ll›k sürezarf›nda, her sene y›l dö-nümlerinde an›larak cevapolunmaya çal›fl›lan flahadet-ler olarak günümüze kadarda gelinmifltir ve her za-man onlar›n izinde yürü-düklerini iddia edenler vesöyleyenler için mücadele-yi sürdürme vesilesi halinegetirilmifllerdir. Düflünselboyutunda, alg›lama boyu-tunda ve o flahadetlere an-lam verme boyutunda herzaman karfl›l›k olunmayaçal›fl›lsa da birçok yetersiz-likler de yaflanm›flt›r.

Yaflanan bu yetersizliklerayn› zamanda ba¤l› kal›nanan›lara karfl› sorumlulukla-r›n yerine getirilmesinde debirçok eksikli¤in yaflanmas›-na da neden olmufltur. Onedenledir ki Deniz Gez-mifl, Yusuf Aslan, Hüseyin‹nan’›n flahadetlerinin 36. y›-l›nda an›lara gerçekten ba¤l›kal›nd› m›? Onun bir sorgu-lanmas›n›n ve o temelde debir özelefltirinin yap›lmas›gerekmektedir

Deniz Gezmifl, Yusuf As-lan, Hüseyin ‹nan fiahadetle-rinden günümüze türküler-le, yeni do¤an nesillere

onlar›n isimleri verilerek ya-flat›lm›flt›r. Her an›ld›klar›n-da da yüreklerde yaflananderin bir s›z›ya dönüflmüfl-lerdir. Elbette bunlar gereklive olmas› gerekenlerdir.Ancak bunlar›n baflka yön-lerle tamamlanmas› da ge-rekmektedir. Bunlar, tekbafllar›na kald›¤›nda yeter-sizlikleri içinde bar›nd›rangereklilikler olmaktan dakurtulamayacaklard›r.

6688 kkuuflflaa¤¤›› kkaappiittaalliizzmmee ddoo¤¤rruu ggiiddiiflflii rreett eeddiiflflttiirr

1968 gençlik hareketleridünya ölçe¤inde bir devrimdalgalanmas›, toplumsal birde¤iflim olarak alg›lanabile-cek bir kalk›flma fleklinde ta-rihe geçmifltir. 1968’de ya-flanan gençlik hareketleritek bir Avrupa ülkesiyle s›-n›rl› kalmam›fl Avrupa k›tas›-n›n tamam›na, oradan dadünyan›n birçok bölgesine,ülkesine yay›lm›flt›r.

Sadece tek bir sistemekarfl› bir kalk›flma da olma-m›flt›r. Bat› Avrupa’da kapi-talizm, onun gericileflen sis-temlerine karfl› birbaflkald›r›y› ifade ederken,Do¤u Avrupa ülkelerindegiderek kapitalizmin mezhe-bi haline gelen reel sosyalistülkelerde de, o ülke rejimle-rine karfl› hareketlerin gelifl-

mesinde ateflleyici rol oyna-m›flt›r. Kimileri Do¤u Avru-pa’da geliflen hareketleri ge-rici, sosyalizm aleyhtar›olarak de¤erlendirse de,özünde bahsetti¤imiz o ger-çeklik de¤iflmemifltir. Kapi-talizmin bir mezhebi halinegelen reel sosyalizme karfl›da bir baflkald›r›d›r. Oradaegemen hale gelen iktidarc›mant›¤a bir karfl› koyufltur.

‹ktidarc› mant›¤›n ege-men hale geldi¤i koflullardakat›laflan devleti, kapitaliz-me do¤ru gidifli ret edifltir.Onun içindir ki hem Avru-pa’n›n do¤usunda hem ba-t›s›nda geliflen hareketler,asl›nda egemenlikli sistemekarfl› baflkald›r› anlam›nagelmifltir.

‘68 gençlik hareketi, Tür-kiye’de de yank›s›n› bulmufl-tur. Belki Avrupa’dakindenfarkl› söylemlerle olmufl vegündeme gelmifltir. Amaözünde Avrupa’da dünyadevrimi etkisini yaratan ‘68gençlik hareketlerinin do¤-rudan etkisi alt›nda, onunpaylaflt›¤› sorunlar› paylaflmatemelinde gerçekleflen birhareket olma özelli¤ini tafl›-m›flt›r. Gençli¤in siyaset sah-nesine ç›kmas› da kayna¤›n›buradan al›r. Dünyan›n heryerinde oldu¤u gibi Türki-ye’de böyle olmufltur. 1968y›l›nda Türkiye’de yaflanma-

36Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

Çemal fiER‹K

D

DDeenniizz YYuussuuff vvee HHüüsseeyyiinn ÖÖzzggüürrllüükk MMüüccaaddeelleemmiizzddee YYaaflflaammaayyaa

DDeevvaamm EEttmmeekktteeddiirrlleerr

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 39: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

ya bafllayan gençlik hareketlerde böyle-si koflullarda yaflanmaya bafllam›flt›r.

TTüürrkkiiyyee’’ddee 11996688 öönncceessii ddee ggeennççlliikk hhaarreekkeettlleennmmeessii yyaaflflaannmm››flfltt››rr

1960’ta o zamanki Demokrat Partiiktidar›na karfl›, toplumsal kesimlerinhoflnutsuzlu¤unun d›flavurumunda dagençlik rolünü oynam›flt›r. Fakat o za-man gençli¤in d›fla vuran tepkisi, genç-likte vücut bulan anti-emperyalizm, çokfarkl› flekilde de¤erlendirilerek yaflanan‘61 darbesi ve ‘61 darbesi sonras›ndakisiyasal geliflmeler ekseninde egemengüçlere verilen bir deste¤e dönüfltürül-müfltür. O do¤rultu da kullan›lm›flt›r.Ama ‘68’lerden itibaren ki, gençlik ha-reketleri bu yönlendiriflten, bu mecrayaak›fltan, kendisini kurtarabilen bir genç-lik hareketi olarak ortaya ç›km›flt›r.

1968’lerden itibaren geliflmeye bafl-layan gençlik hareketlerindeki anti-emperyalizm, anti-oligarflik bir içerikkazanmaya bafllam›fl, anti-oligarflikmücadele içteki s›n›fsal mevzilenmesi-ne ba¤l› olarak ele al›nm›fl ve oradanda ittifak güçlerinin belirlenmesine gi-dilmifltir. Bu yönleriyle ‘60’lar›n bafl›n-da ki, geliflen hareketlili¤inden farkl›bir mecraya do¤ru ak›fl ‘68’deki genç-lik hareketine yön vermifltir.

Türkiye’ye gelen Amerikan donan-mas›na karfl› yap›lan gösteriler ve bugösteriler esnas›nda 6. Filo’ya ba¤l› as-kerlerin suya dökülmesi bunun bir so-nucu olarak yaflanm›flt›r. Yine bu çer-çevede Vietnam’da geliflen ulusalkurtulufl mücadelesini, devrimci müca-deleyi destekleyen gösteriler, söylem-ler o süreçte gençli¤in, hayk›rd›¤›, dilegetirdi¤i söylemler aras›nda yerlerinialm›flt›r. ‹srail Siyonizm’ine karfl› Filistinhalk›n›n gelifltirdi¤i mücadele, o zaman-ki gençlik hareketinin ilham kayna¤› ha-line gelmifltir. Dünyay› etkisi alt›na alanChe Guevara rüzgarlar› Türkiye genç-li¤ini de sarsmaya bafllam›flt›r. Che Gu-evera etkisiyle devrimci ruh, devrimci

coflku gençlik mücadelesine büyük birivme kazand›rm›flt›r. Yaflanan tüm bugeliflmeler ortam›nda boy vermeyebafllayan gençlik hareketlenmesi, kimne derse desin, Türkiye’de demokrasi-ye do¤ru evrilen, toplumsal devriminde bir bafllang›c› haline gelmifltir. Nas›lki Avrupa’da ‘68 gençlik hareketleri,dünyasal bir devrimin, toplumsal de¤i-flimin ateflleyicisi, somut göstergesi ha-line gelmiflse, Türkiye’de de 1968’denitibaren geliflmeye bafllayan gençlik ha-reketi, demokrasiye do¤ru evrilen top-lumsal mücadelenin bir bafllang›c›, atefl-lenmesi anlam›na gelmifltir.

DDeenniizzlleerr bbiirreerr ggeennççlliikk öönnddeerrii oollaarraakk sseemmbboolliizzee oollmmuuflflttuurr

Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin‹nan öncülük yapt›klar› mücadele deböylesi bir devrimin, böylesi bir top-lumsal geliflmenin sembolleri haline gel-mifllerdir. O süreçte Deniz Gezmiflgençli¤in tüm gösterilerinde, ö¤renciboykotlar›nda vard›r. Elini havaya kal-d›rarak att›¤› sloganlar›n arkas›nda, yüz-lerce, binlerce genç sloganlar›n› hayk›r-maktad›r. O bir gençlik önderi olaraksembolize olmufltur. Hüseyin ‹nan ogenç yafl›na ra¤men, “Türkiye Devrimi-nin Yolu” adl› çal›flmas›yla, Türkiye dev-rimci hareketine, gençlik hareketine te-orik bir çerçeve kazand›rmaya, bukonuda bir fikir oluflturmaya ve görüflbelirlemeye çal›flm›flt›r. Yusuf Aslangüçlü örgütçü yan›yla geliflen toplumsalmücadeleye, gençlik hareketine bir ör-gütsel çerçeve kazand›rmak istemifltir.Bu yönleri ile birbirlerini tamamlam›fl-lard›r. Böylece devrimci bir mücadele-de olmas› gereken temel omurgan›noluflumunu sa¤lam›fllard›r.

1968’lerden itibaren ivme kazanma-ya bafllayan Türkiye’deki gençlik hare-ketlenmesi, Deniz Gezmifl, Yusuf As-lan, Hüseyin ‹nan gibi önderlerle des›n›rl› kalmam›flt›r. Sinan Cemgil debunlar aras›ndaki yerini alm›flt›r.

Sinan Cemgil güçlü bir hatip ve pro-pagandist olarak gençlik hareketleriiçerisindeki rolünü oynam›flt›r.

TTeerrcciihhlleerriinnii ddee ttaammaammeenn kkeennddii bbiilliinnççlleerrii ddoo¤¤rruullttuussuunnddaa yyaappmm››flflllaarrdd››rr

1968’lerde geliflme kaydetmeye bafl-layan gençlik hareketlenmesinin önderidurumunda olan kifliliklerde somutla-flan bu türden özellikler, devrimci mü-cadelenin masa bafl›nda sürdürülen tar-t›flmalarla mümkün olamayaca¤›n›göstermifltir. O günkü koflullar böylebir yaklafl›m› ve duruflu zorunlu k›l›yor-du. Baflka türlü bir yaklafl›m içerisindeolmak mümkün de de¤il. Bir yandaYanke emperyalistlerinin filolar› Türki-ye denizlerinde geziyor ve Türkiye’nink›y› flehirleri Yanke emperyalistlerininaskerlerine peflkefl çekiliyordu. Bura-larda Yanke askerleri gönüllerini e¤len-diriyorlard›. Di¤er taraftan ise olufltu-rulan sivil faflist ve kontra güçlergençli¤e sald›rt›l›yordu. Bu güçler,gençlik içinde aktif konumda bulunan,öne ç›kan militanlar› katlediyorlard›.

Tüm bunlar yaflan›rken, yoksullaflanköylüler de toprak taleplerini dile getir-meye ve toprak iflgallerinde bulunmayabafllam›fllard›. Madenlerde çal›flanlar da,maden iflletmelerini iflgal ediyorlard›.Halk, “art›k yeter” deme noktas›na gel-miflti. Böylesi bir süreçte halk›n evlatla-r›, öncüleri olarak, yaflanan bu gerçek-likler karfl›s›nda, masa bafl› devrimcili¤ingerçek devrimcilik olamayaca¤›n› ger-çekli¤inden hareketle eyleme geçmekiçin haz›rl›klara bafllam›fllard›r.

1968 gençlik hareketleri içerisindeyer alan birçok devrimci o günkü ya-flanan geliflmeler ortam›nda gerekligördükleri haz›rl›klar› tamamlayabil-mek için mücadele de esin kayna¤›olarak kabul edilen Filistin halk›n›n di-renifl güçlerinin kamplar›na gitmifller-dir. Deniz Gezmifl ve arkadafllar› dabu gidenler aras›nda yerlerini alm›fl-lard›r. Yap›lan haz›rl›klar, mücadelenin

CIWANÊN AZAD

37Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 40: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

örgütlendirilmesi görev ve sorumlu-luklar› ile birlikte yürütülmüfltür. Ogün’ün geldi¤ine kanaat getirdiklerin-de de harekete geçmifllerdir. Tercih-lerini de tamamen kendi bilinçlerido¤rultusunda yapm›fllard›r.

fifieeyyhh BBeeddrreettttiinn’’iinn mmiirraassçç››ss›› oollaarraakk EEggee ddaa¤¤llaarr››nnaa çç››kktt››llaarr

Deniz Gezmifl ve arkadafllar›n›n sis-tem içerisinde kalarak mücadele etmekoflullar› yok muydu? Elbette vard›.Hepsi üniversite talebeleriydiler veokuduklar› üniversitelerde en seçkinö¤renciler idiler. Ö¤renimlerini ta-mamlama ve devletin önemli kademe-lerinde görev alabilecek yetkinlik vebecerileri vard›. Ama onlar kiflisel ya-flamlar›n› kurtarma aray›fllar›nda de¤il,kendi özgürlüklerinin de toplumsalsorunlar›n çözümüyle birlikte gerçek-leflece¤ini görerek hareket ettiler.

Bu gerçeklik onlar› okul d›fl›nda,üniversiteler d›fl›nda farkl› aray›fllara,farkl› yönelimler içine girmeye götür-dü. Okullar›n› b›rakt›lar. ‹flçilerin,köylülerin oldu¤u yerlere yöneldiler.Sadece iflçilerin, köylülerin içinde ol-mak da yetmiyordu. Çünkü karfl›la-r›nda, ABD ile iflbirli¤i halinde olanbir ordu vard›. Bu ordu NATO yaüye bir orduydu. Askerlerinin ‹stihak›NATO taraf›ndan karfl›lan›yordu. Si-lahlar› NATO taraf›ndan veriliyordu.Türk ordusu NATO’nun uluslarara-s›ndaki müdahalelerine kat›l›yordu.Ordu içinde yükselen generaller, NA-TO’dan icazet al›yorlard›.

Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin‹nan’da böyle bir sisteme bafl kald›r›ld›-¤›nda, NATO’yu Türk Ordusunu dakarfl›s›nda bulacaklar›n› biliyorlard›. Onedenledir ki sadece flehirde, sadeceköyde de¤il, da¤larda da var olmak ge-rekti¤ine inan›yorlard›. Türkiye HalkKurtulufl Ordusu’nun (THKO) kuru-lufluyla Halk›n kurtulufl ordusunu olufl-turarak harekete geçtiler. Ülkenin

stratejik yerlerine güç ç›kard›lar. Nur-haklara, iç Ege da¤lar›na ç›kt›lar. Ç›kt›k-lar› da¤lar da, Türkiye halk gerçekli¤iaç›s›ndan anlaml› da¤lard›. Baba ‹shakisyan› Nurhaklar’da bafllam›flt› ve ora-dan da Amasya’ya kadar boydan boyayay›lm›flt›. Anadolu halk hareketlerindetarihsel bir miras› bu flekilde yaflatmakistediler. fieyh Bedrettin, Ege bölgesin-de Ege’nin da¤lar›nda üslenmiflti. Ora-da ortaklafla yaflam› örgütlediler. Veonlarda fieyh Bedrettin mirasç›s› ola-rak o da¤lara ç›kt›lar. Halk gerçekli¤iy-le, halk›n geleneksel devrimci de¤erle-riyle birleflerek onlar› kendilerindeyaflatarak ülkenin dört bir yan›nda üs-lenmeyi esas ald›lar.

BBeeddeell ööddeemmeeyyii ggöözzee aallaarraakk ddaa¤¤llaarraa çç››kktt››llaarr

Kuflkusuz bu üslenmeleriyle bu mü-cadeleleriyle büyük ütopyalar›, hayalle-ri gerçeklefltirme iddias› ve umuduylahareket etmeleri büyük bedeller öde-yeceklerinin de, onlar›n bilincinde yeralmas›na neden oldu. O bilinçle hare-ket ettiler. Da¤a ç›km›fllard›, silahlan-m›fllard› ve bu, egemen düzenle, sis-temle ba¤lar›n›n kopar›lmas› anlam›nagelmiflti. Egemen sistemle, düzenleba¤lar›n›n kopar›lmas›, art›k o sisteminher türlü sald›r›s›n›n da muhatab› hali-ne gelmek anlam›na geliyordu. Bunlarbedel ödemeydi.

Ve bu bedel ödemeyi de göze alarakda¤lara ç›kt›lar. ‹mkânlar› o kadar fazlam›yd›? De¤ildi. Silahl› donan›mlar› fazlayoktu. Halk içinde yayg›n örgütlülükleride yoktu. Yaln›z inan›yorlard›. Mücade-leyi bafllatt›klar›nda o mücadele dalgadalga yükselecek; bozk›rlar› tutuflturanatefl, k›v›lc›m giderek flehirleri saracakve ülkeyi kurtulufla götürecekti.

O inançla bafllad›lar. O inançla ha-rekete geçtiklerinde de, egemen güç-ler haklar›nda aranma kararlar› ç›kar-d›lar. Gazetelerde boy boy resimleriç›kt›. O zaman Türkiye de s›n›rl› say›-

da bulunan televizyon ekranlar›ndafoto¤raflar› yay›nlan›r oldu. Radyolar-da isimleri anons edildi eflgalleri veril-di. Yollarda, yol kontrolleri gerçek-lefltiren polislere, askerlere resimlerida¤›t›ld› ve böylece bir sürek av› bafl-lat›ld›. Sürek av›nda, arananlar da bel-liydi; Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hü-seyin ‹nan ve o zamanki tüm devrimcimilitan kadrolard›. Bir yanda aranma,di¤er tarafta operasyonlar karfl›s›ndadurma, di¤er tarafta örgütlenme, De-niz Gezmifl ve arkadafllar›n›n mücade-lesinin ana çerçevesini oluflturdu.Hepsine de gö¤üs gerebilmek ve oçerçevede önlerine ç›kan görevleri vesorumluluklar› yerine getirme ama-c›yla hareket ettiler.

BBaa¤¤ll›› oolldduukkllaarr›› iillkkeelleerrii ssaavvuunndduullaarr vvee iillkkeelleerriinnddeenn aassllaa ttaavviizz vveerrmmeeddiilleerr

Böylesi bir süreçte, Sivas’ta fiark›fl-la’da Deniz Gezmifl yakaland›. YusufAslan yaral› olarak ele geçti. Daha son-ra Hüseyin ‹nan tutsak düfltü. Yakalan-d›klar›nda egemen güçler bayram hava-s› içine girdiler. Öyle ki “onlar›yakalad›k” diye caka satt›lar. Hatta dö-nemin içifller bakan›, dönemin general-leri onlar› nas›l yakalad›klar›n› göster-mek için, yanlar›nda övünerek foto¤rafçektirdiler ve bu foto¤raflar› gazeteler-de yay›nlad›lar. Ama onlar tutsak edil-melerine ra¤men hiçbir zaman boyune¤mediler. Tutsakken bile bafllar›n› diktuttular. Omuzlar› dikti.

Yapt›klar›ndan hiçbir zaman pifl-manl›k duymayan, bir direnifl sembolüolarak yer ald›lar. Asl›nda korkanlar,onlar› tutsak düflürdüklerini sananlar-d›. Heybetlerinden korktular. ‹nançve kararl›l›klar›ndan korktular. Onlar›mahkemelere yaflad›klar› bu korkuile ç›kard›lar. Onlar karar› öncedenverilmifl mahkemelerde yarg›lanande¤il, yarg›layan olarak yerlerini ald›-lar. O mahkemelerde her bir durufl-may› bir devrimci gösteri haline getir-

38Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 41: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

diler. Ba¤l› olduklar› ilkeleri savundu-lar ve ilkelerinden asla taviz vermedi-ler. Mahkeme savunmalar›nda DenizGezmifl 23 y›ll›k ömründe bu halka ba¤-l› kald›¤›n› ve bu 23 y›ll›k ömrüne ra¤-men halk için seve seve can›n› vermeyehaz›r oldu¤unu belirtti. Yusuf Aslan da,Hüseyin ‹nan da hepsi bu sözleri tek-rarlad›lar. Mahkemeleri çok k›sa sürdü.Ve idam sehpas›na ç›kt›klar›nda hiçbirigeride b›rakt›klar› o k›sa yaflamlar› içe-risinde yapt›klar›ndan hiçbir piflmanl›kduymad›lar. “Kürt ve Türk halklar›n›nkardeflli¤ini”, “emperyalizme karfl› or-tak mücadelelerinin” savunuculu¤unuidam sehpalar›nda hayk›rd›lar. Sehpalar›kendi ayaklar›yla tekmelerken de, busloganlar›n› dile getirdiler.

YYoollddaaflflllaarr›› DDeenniizz YYuussuuff vvee HHüüsseeyyiinn’’iinn iiddaamm››nn›› eennggeelllleemmeekk iiççiinn ççookk ççaall››flfltt››

Yoldafllar› çal›flt›. Eylemler yapt›lar.Bu eylemlerde yakalanmay›, ölmeyigöze ald›lar. Birço¤u da flehit düfltü.Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin‹nan’›n flahadeti, idam sehpalar›ndakatledilmesi, bir dönemin sonu de¤il-di. Birileri Deniz Gezmifl, Yusuf Aslanve Hüseyin ‹nan’›n katlini bir döneminsonu olarak ifade ettiler. Ama devri-min, toplumsal mücadele ve toplum-sal devrimin kesintisiz devam etti¤iniunuttular. Devrimler toplum yaflam›n-da süreklidir ve devam eder.

Anadolu’da halk kahramanl›¤› veyi¤itlik bu anlamda bir gelenek ola-rak kabul edilmifltir. Bu gerçeklikAnadolu’da halk›n kahraman olarakkabul etti¤i ve yi¤it olarak adland›r-d›¤›n› kendi öncüsü olarak kabul et-mesine neden olmufltur. Bu flekildeAnadolu’da halk, kahraman olarakkabul ettiklerini sembollefltirerekhep yaflatm›flt›r. Bunun tersini de sa-vunmak mümkün de¤ildir.

Köro¤lu, Dadalo¤lu, ‹nce Mehmetvb. birçok halk kahraman› Anadolutopraklar›nda yaflam›fllard›r. Devlete

göre onlar bir eflk›yad›r. Ama halk içinbunlar birer kahraman olarak tarihegeçmifllerdir. Yine bunlar halk taraf›n-dan s›rtlar›n› dayayabilecekleri kahra-manl›klar› gerçeklefltirenlerdir.

AAnnaaddoolluu iinnssaann›› kkaahhrraammaannllaarr››nn›› kkeennddiissii yyaarraattmm››flfltt››rr

Türkiye’de yaflayan halklar DenizGezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin ‹nan’›nbelki ideolojik anlamda bu devrimcimilitan öncülerin düflüncelerini fazlabilmiyorlard›. Ama flunu biliyorlard›;bunlar emperyalizme, sömürüyeve oligarfliye karfl›yd›lar. Yoksuldan,ezilenden ve mazlumdan yanayd›lar,haks›zl›¤a ve zulme karfl›yd›lar ve on-lar kendi evlatlar›yd›lar ve bunu bili-yorlard›. O nedenle halk›n öncü evlat-lar›n› kaybetmesiyle bir dönemkapanmam›flt›r. Tam tersi yaflanm›flt›r.Kapand›¤› söylenen o dönem, halkla-flarak devam etmifltir. Deniz Gezmiflhalklaflt›, Yusuf Aslan halklaflt›, Hüse-yin ‹nan halklaflt› ve bunlar kesintisizbir mücadelenin öncüleri haline gele-rek yaflamaya devam ettiler.

Aradan 36 y›l geçmifltir. Bugün ege-menler onlar› asmakla hata yapt›klar›n›söyleyebilecek bir duruma gelmifllerdir.Onlar› asmakla daha sonraki sürecindevrimci mücadelesinin ve halk hareke-tinin geliflimini tetiklediklerini söyle-mektedirler. E¤er bir dönem kapansay-d›, onlar halk hareketini tetiklememiflolacaklard›. Onlar devrimci mücadele-nin gelifliminin öncüleri haline geleme-yeceklerdi. fiahadetleriyle beraber böy-lece o dönemde kapanm›fl olacakt›.

Kesintisiz süren bir mücadelenin ön-cülükleri olmalar›, onlar› sonraki dö-nemde de yaflatm›flt›r. 12 Eylül askeridarbesinde de onlarca devrimci idamsehpalar›n da, sokak ortalar›nda, da¤dakatledilmifllerdir. Ancak mücadeleyidurduramam›fllard›r. 12 Eylül faflizminekarfl› Kürdistan da, gerillan›n gelifliminiengelleyememifllerdir. 15 A¤ustos

1984’de Kürdistan gerillas›yla birlikte;Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan, Hüseyin‹nan ve flahadete ulaflan di¤er devrimciönderlerde somutlaflan devrimci müca-dele da¤larda yaflamaya devam etmifltir.Onlarda da¤a ç›km›fllard›, da¤da müca-deleyi gelifltirmifllerdi. 15 A¤ustos’tabafllayan gerilla mücadelesi ise, onlar›nbafllatt›klar› mücadelenin devam› halinegelmifltir. Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan,Hüseyin ‹nan ve di¤er devrimci önder-ler gerillada temsil edilir hale gelmifller-dir. Kürdistan’da, Deniz Gezmifl’in,Yusuf Aslan’›n, Hüseyin ‹nan’›n ad›n›alan birçok gerilla onlar› kendilerindeyaflatmaya bafllam›flt›r. Hala yaflatmayada devam etmektedirler.

GGeennççlliikk ddeevvrriimmccii öözzüünnüü vvee öönnccüüllüükktteekkii ››ssrraarr››nn›› kkoorruummaayyaa ddeevvaamm eettmmeekktteeddiirr

Yoz, popüler kültüre karfl›, gençlikyine ayaktad›r. Ama onun devrimcisosyalist öncüleri olarak, gerekti¤i ka-dar rolünü oynamakta ve sorumluluk-lar›n› yerine getirmede yetersiz kal›n-maktad›r. Gençlik bugün bu imkanlarakavuflmufl bulunmaktad›r. Bugün genç-li¤in tarihsel olarak rolünü onamas›her zamankinden daha fazla olanakl›hale gelmifltir. Deniz Gezmifl ve arka-dafllar›n›n flahadetinden bugüne kadargeçen süre içerisinde gençli¤in müca-dele içerisinde gösterdi¤i karal›l›k veödedi¤i bedeller gençli¤in rolünü oy-namaya devam edece¤ine dair hiçbirkuflkuya yer b›rakmamaktad›r.

Gençlik bunu defalarca ispatlam›fl-t›r. Haki Karer, Mazlum Do¤an, Ke-mal Pir, M. Hayri Durmufl ve daha on-larca gençlik önderleri bunu yaflamlar›ile ortaya koymufllard›r. Bu ölümsüzgençlik önderleri, bugün geliflen öz-gürlük ve demokrasi mücadelemizinbu noktaya gelmesinde belirleyici ko-numda olan kiflilikler aras›nda yer al-m›fllard›r. Gençlik günümüzde de burolü oynamaya devam edecektir.

CIWANÊN AZAD

39Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 42: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

as de paix sansdialogue. Uneguerre est

imposée au peupleKurde depuis dessiècles. Du point devue des résultats,lorsqu’on observe lapériode des 30 der-nières années, onarrive à un bilandésastreux : la mortde plus de 30 milleindividus, l’incarcéra-tion de dizaines demilliers de per-sonnes, la désertifica-tion de milliers devillages et l’obliga-tion pour des cen-taines de milliers deKurdes et de Turcsde quitter leur pays.L’exil forcé de plusd’un million troiscent mille Kurdes,contraints de vivreen Europe, est lerésultat même d’untel processus deguerre.

Quoiqu’on en diseet quel qu’en soit lecommentaire, c’estune réalité qu’uneguerre sévit enTurquie entre les

Kurdes et l’état turc,et ce depuis 30 ans.C’est pourquoi toutindividu vivant enTurquie et se consi-dérant comme unêtre humain doit tra-vailler pour le réta-blissement d’unepaix saine dans cetterégion.

La paix est un faitqui nécessite le dia-logue. Plus particu-lièrement, dans uneTurquie actuelle, oùla guerre et lesaffrontements nesont nullement dési-rés, la nécessité dedévelopper le dia-logue requiert unegrande importance.

Pour aboutir à cedialogue, les partiesprenantes doiventmontrer leur volontéen ce sens. Etantdonné que la volontéde dialogue de l’unedes parties se heurteaux approches néga-tives des autoritésturques, on ne peutrétablir le dialoguedans le but de trou-ver un résultat néces-

saire. De manièregénérale, ce sont lesdomaines où perdurela guerre qui ont leplus besoin de pro-cessus de dialogue etde paix. C’est pour-quoi la plupart desefforts se poursuiventdans les zones deguerre. Ces effortsdoivent être considé-rés et évalués dans lecadre du devoirhumanitaire et de laresponsabilité.

UUnnee EEuurrooppee eennggaaggééee

Malgré les guerresdans le monde, cer-taines justifiéesd’autres injustifiées,on témoigne de laprogression desefforts de paix. Laforce et la dimensiondes milieux,conscients du fait quenous traversons unepériode où tous lesefforts s’orientent versla résolution desquestions par lesméthodes démocra-tiques et le dialogue

40Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

Ahmet DERE

P

LLaa QQuueessttiioonn KKuurrddee eett LLaaCCoouurr EEuurrooppééeennnnee ddee JJuussttiiccee

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 43: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

et non pas par la violence,s’amplifient davantage chaquejour.

Malgré leur prise deconscience un peu tardive,il existe de nombreuses institu-tions et individualités notablesfournissant des efforts en cesens. Il est utile de rappelerque parmi ces dernières, denombreuses institutions setrouvent à l’intérieur des fron-tières de l’UE. D’après ce quej’ai pu observer depuis delongues années, certaines ins-titutions ou organisations deplus en plus pesantes à l’inté-rieur de l’UE, se sont distin-guées par la production desolutions basées sur la paix.

Dans cette période où lesvaleurs humaines requièrentune plus grande importance,l’appareil de l’UnionEuropéenne doit jouer unrôle démocratique important.Nous sommes tous conscientsdu penchant de l’UE, dont lesbases remontent après la finde la Deuxième GuerreMondiale et qui couvreactuellement 27 nations, et saprédisposition dans le sensde Confédération despeuples.

Les différentes institutions,tant celles directement liées àl’UE que les institutionsciviles populaires situéesdans les pays devenusmembres, deviennent de jouren jour plus actives. La mis-sion que ces institutions sesont attribuée est historiqueet son aboutissement estinévitable.

De même, trouver une solu-tion démocratique à la ques-tion Kurde fait égalementpartie de la mission de cesdifférentes institutions, essen-tiellement dans cette périodeoù la Turquie frappe à laporte de l’Union Européenne.

En cette période de négo-ciations entre la Turquie etl’UE, trouver une solutiondémocratique à la questionKurde relève d’une urgenceencore plus sérieuse.

En conséquence, cettepériode doit être considéréecomme une importante occa-sion tant par l’UE que par legouvernement turc et lesmilieux démocratiques et elledoit être exploitée à ce titre.

FFiinn dd’’uunnee iinnjjuussttiiccee ??

Le 03 avril, la CourEuropéenne de Justice s’est

prononcée concernant deuxorganisations légitimes dupeuple kurde dont les nomssont inscrits sur “ la liste desorganisations terroristes del’Union Européenne “. LaCour Européenne de Justice aconstaté que la décision enquestion doit être annulée.C’est un fait très positif. Nouspouvons dire que la Cour aenfin fait un pas dans la voiede la réparation des injusticeshistoriques.

Malheureusement, leConseil de l’UnionEuropéenne a déclaré, suite àcette décision de la Cour deJustice, et le même jour, quela liste ne serait pas modifiée.Donc les décisions à venirdes organes et des Etats del’Union démontreront à quelpoint ceux-ci sont réellementou pas respectueux du droit.La sentence à venir revêt une

CIWANÊN AZAD

41Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 44: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

e bilan des célé-brations duNewroz se résu-

me à des milliers deblessés et plusieursmorts parmi les parti-cipants. Le peuplekurde a donné unsignal très fort à lacommunauté interna-tionale lors de cescélébrations. CeNewroz doit êtreinterprété comme unréférendum par lesétats fascistes de larégion et la commu-

nauté internationale.Le peuple kurde estplus déterminé quejamais dans sa luttepour la libérationnationale.

Les forces del’ordre turques ontrépandu la terreurdurant les célébra-tions du nouvel ankurde dans certainesrégions du Kurdistandu nord. Le sadismedes policiers turcs nes’est pas limité àmatraquer les femmes

kurdes. Ces monstresprenaient un malinplaisir à briser le brasd’enfant kurde devantles caméras. Jadis, ceslâches n’osaient pasquitter leur logementde peur d’être lacible des jeunes révo-lutionnaires et desnationalistes kurdes.Aujourd’hui, cessadiques font régnerla terreur dans lesvilles kurdes. Cesfonctionnaires, qui seterraient dans leur

importance primordiale pourl’Union Européenne qui seprésente comme le berceaudu droit, puisque cette déci-sion sera la preuve de l’indé-pendance de la justice ou aucontraire celle du sacrifice decelle-ci au profit d’intérêtspolitiques.

Les critères démocratiqueset l’esprit de notre tempsappellent à une défenseaccrue des valeurs de libertéet de la primauté du droit.L’avis qui va être rendu parl’Union Européenne sur lePKK-Kongra-Gel sera un élé-ment de mesure de la supé-riorité ou non de la démocra-tie et des principes du droit.

D’après moi, la nouvelleposition qu’adoptera l’UnionEuropéenne concernant le

PKK et le Kongra-Gel va êtrel’un des éléments détermi-nant si l’Etat turc continue ounon la guerre qu’il a déclaréeau peuple kurde.

Il faut savoir que depuis le2 août 1999, le PKK a déclaréofficiellement qu’il renonçaità la lutte armée et qu’il sou-haitait résoudre la questionkurde par la voie du dia-logue.

Donc l’inscription des insti-tutions kurdes sur la “ listedes organisations terroristes “a seulement encouragé laTurquie dans la terreur qu’el-le impose aux Kurdes. Cesoutien de l’UE à l’état turcne constitue que le refus dela Turquie d’abandonner sapolitique de résolution par laforce du problème kurde.

Tous les partisans de lapaix doivent savoir que l’ins-cription du Mouvement deLibération du Kurdistan sur la“ liste des organisations terro-ristes “ n’est autre qu’uneincitation à la guerre et unsoutien aux profiteurs deguerre, qui sont profondé-ment installés dans le systè-me turc. Un refus de l’Unionde se plier à la décision de laCour de Justice en ferait uncomplice de l’attitude violen-te et de la terreur de l’Etatturc. La décision à venir vaclarifier la Turquie dans seschoix vis-à-vis des politiquesde guerre ou de paix.

Le peuple kurde attend del’Union Européenne qu’ellemette fin à cette injustice àl’encontre du peuple kurde

42Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

Güney AZAD

Le Reveil Du Newroz

L

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 45: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

logement comme des bêtestraquées, circulent en touteimpunité parmi la population.

La violence policière peuts’expliquer par la défaite del’armée turque face aux com-battants kurdes. Le gouverne-ment turc ne semble pas avoirdigéré le fiasco de son arméeface à la guérilla kurde. Leseffets de cette victoire militai-re kurde se sont exprimés aucours des soulèvementspopulaires du Newroz. Lesétats fascistes de Turquie etde Syrie ont voulu briser lavolonté du peuple kurde lorsdes festivités du printemps.Ces attaques ne font que for-cer la volonté et la détermina-tion du peuple kurde dans salutte pour la libération et l’in-dépendance.

Les forces policières et lesautres forces de sécurité doi-vent être la première cibledes jeunes kurdes. Il est inad-

missible qu’une poignée desadiques torturent des enfantset des femmes au vu et au sude tout le monde. Ces bour-reaux doivent subir un châti-ment exemplaire qui restera àtout jamais graver dans lamémoire de l’état turc. Lapopulation kurde réclame latête de ces policiers quisouillent l’honneur de lanation kurde. Il est inadmis-sible que ces criminels conti-nuent de salir l’honneur de lanation kurde. Les kurdes ont-ils perdu leur honneur et leurdignité?

La jeunesse kurde est res-tée très passive face auxattaques dont la populationkurde est la cible. Les jeunesdevaient riposter aux attaquesdes forces turques en trans-formant en champs debatailles les grandes métro-poles. Toutes les représenta-tions de l’état turc et de leurs

alliés doivent être une cibleprivilégiée des jeunes kurdes.La guérilla a accompli sondevoir mais on n’en peut pasdire autant de la jeunesse. Lesjeunes kurdes semblent avoirdes préoccupations plusimportantes que la lutte delibération nationale. La jeu-nesse kurde aurait-elle peurde ces lâches qui cassent lesbras d’enfant ?

La vengeance doit êtreinterprétée comme un ordredivin par les jeunes kurdes. Ilest du devoir de chaquekurde digne de combattre lesennemis du peuple kurde. Lacolère du peuple kurde doitfranchir les frontières de laTurquie et se répandre danstoutes les régions du monde.Des actions doivent être orga-nisées contre les états quisoutiennent les politiques del’état turc.

L’armée turque, qui a inten-sifié ses opérations auKurdistan du nord, se prépareà une nouvelle invasion dunord de l’Irak. Les iraniensprendraient un grand risqueen participant à l’invasion duKurdistan irakien. Ils fourni-raient un prétexte aux améri-cains pour les attaquer. Lajeunesse doit intensifier sesactions contre les intérêts del’état turc et de ses alliés. Lesintérêts de ces états fascistes àl’étranger doivent être la cibledes actions des jeunes kurdes.

La jeunesse kurde va-t-ellecontinuer de rester indifféren-te au viol de sa mère patrie ?Combien de victimes ontdemandé à vivre avec leur

CIWANÊN AZAD

43Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 46: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

bourreau ? Les kurdesréclament tout sim-plement le sang deces hommes qui vio-lent, torturent et tuentdes femmes et desenfants kurdes. Lajeunesse kurde doitêtre sans pitié enversces lâches qui fontrégner la terreur auKurdistan.

LL’’hhyyppooccrriissiiee ddee ll’’uunniioonn eeuurrooppééeennnnee

La cour européennede justice a invalidé ladécision de l’unioneuropéenne de placerle Parti desTravailleurs duKurdistan sur la listedes organisations ter-roristes qui a vu lejour après les attentats du 11septembre. Le PKK avait étéplacé sur cette liste en 2002suite aux pressions de l’étatturc et de leurs alliés améri-cains.

Cette décision de la coureuropéenne de justice relèved’une décision politique , etn’est pas sans relation avec lavictoire des guérilleros et lesgigantesques manifestationsdu 21mars.

Ce jugement témoigne de lacontradiction qui existe entreles différentes institutionseuropéennes.

Les perquisitions descentres culturels kurdes et lesarrestations arbitraires dekurdes ont augmenté forte-ment dans les différents pays

de l’union européenne. Cespolitiques européennes sontdestinées à criminaliser lapopulation kurde et leursorganisations politiques. Lesservices de sécurité de cesétats européens poussent lesmembres de la communautékurde à la collaboration enéchange de l’obtention d’unecarte de séjour. Ces pratiqueseuropéennes , qui ne sontpas une nouvelle chose, sesont intensifiées ces derniersannées .

L’Europe n’a pas de véri-table politique concernant larésolution de la questionkurde. Les européens et lesaméricains marchandent leprix du sang kurde avec lesrégimes fascistes. Les kurdes

sont exterminés par desarmes de fabrication améri-caines et européennes. LesKurdes n’oublieront pas lapolitique observée parl’Union Européenne envers leprésident du peuple kurde etson organisation. Ces poli-tiques européennes nuisentgravement aux relations entreles kurdes et l’Union.

La population kurde et leurorganisation refusent d’êtreles marionnettes des grandespuissances.

Ces grandes puissances, quise nourrissent du sang despeuples opprimés, dictentleurs lois au reste du monde.L’Union européenne est com-plice de ces états déterminésà exterminer le peuple kurde.

44Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 47: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Beni Beritanlaflt›rmak için, beni ben yapmak için onca yo¤unlaflma ve teflvik edici çabalar›na nas›l lay›k ç›kaca¤›m. Bana a¤›z dolusu gülmeyi ö¤reten, coflmay›, k›zg›nl›¤›, at›lganl›¤›, kayg›s›zl›¤› afl›layan sevgili yoldafl›m... sen sadece bizleri görüntüleyen bir sanatç› de¤il, görüntünün ard›nda sakl› olan ruhu da dokuyan iflleyen ve ruhla görüntüyü bir arada sunan bir yaflam sanatç›s›yd›n”

en sadece bizlerigörüntüleyen birsanatç› de¤il, gö-

rüntünün ard›nda sakl›olan ruhu da dokuyan,iflleyen ve ruhla gö-rüntüyü bir aradasunan bir yaflam sanat-ç›s›yd›n.”

fiimdi senin için a¤l›-yorum ve karfl›mda yi-ne senin o gülen yüzünbeliriyor. Hat›rlarm›s›nsahnede a¤lamam gere-kiyordu ve ben bir tür-lü o havaya giremiyor-dum. Sonunda yo¤undayatmalar ve baz› tak-tiklerle a¤larken o toz,toprak, duman ve barutbu¤usu içinde, bakt›mkamera arkas›nda senoldukça belirgin bir fle-kilde gülüyordun.

Bu bir tezatl›kt›, bena¤larken sen gülüyor-dun. Art›k sen halimemi gülüyordun yoksao dayatmalar sonundazorla a¤latmaya m› gü-lüyordun bilemiyorumama kesin bildi¤in birfley varsa o da senin herbaflar› karfl›s›nda duydu-¤un o dizginsiz coflkun-dur. Zorlu olan her birsahne sonunda, be¤en-di¤in herhangi bir yüz

ifadesi karfl›s›nda çarp›kçurpuk olan Kürtçenle‘em hat›n daviya dünya-ye’ diyerekten, k›rm›z›beyaz yüzünde belirenak difllerinle sevincin p›-r›lt›lar›n› savururdun.

Bu sevinç p›r›lt›lar›n›nkayna¤› olan baflar›lar›-n›n serüveni acaba ne-relerde konuklanm›fl,hangi da¤lar› aflm›fl,hangi f›rt›na ve boranla-ra es geçmifl diye sor-mak geliyor içimden...Kesin bu baflar›lar›n do-kunakl› ve içten bir ta-rihçesi vard›. ‹lk bafltadaha sen da¤l› olmadanfoto¤rafç›l›k aflk›n için okofluflturmalar›ndan tut,sanat› kendini yaflatma

yeri olarak görenlerinelinden kurtar›p, sanat›nmücadeleyle savaflla es-tetik ba¤›n› kurmaç›rp›n›fl›na kadar sürenzorlu süreçlerden geçi-yordu senin hikayen...

Ta ki sanat›n o güzelimgesini oturtana kadar.Yani baflar›n›n yolu çokzorlu ve çetrefilli olsa dao yollar senin için aslasarsak durgun ve bezgingelmedi. T›pk› belirtti-¤in gibi topal kar›ncan›nhaca ulaflma hikayesi gi-bi istençle doluydun.Baflarman›n h›rs›n›, mut-lulu¤unu ve olmazsa ol-maz koflulunu kimsesenden almad› alamad›.Baflar› senin koflullad›-

CIWANÊN AZAD

45Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

Beritan CUD‹

S

YYaaflflaamm SSaannaattçç››mm››zz

YYöönneettmmeenniimmee

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 48: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

46Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

¤›n bir amaç de¤ildi, baflar› haya-t›n› örtmüfl, senden bir parça,üzerine oturmufl elbise gibi sanayak›fl›yordu. Aksini hiç düflüne-miyorduk. Sonunda çekimler bi-tip de montaj›na bafllarken ‘so-nunda yüzdük yüzdükkuyru¤una geldik bu iflin’ derkenne kadar da sevinçliydin. Hele fil-mi gösterdikten sonra alk›fl tufan›kopan o kongre salonundan son-ra seni gördü¤ümüzde ‘baflard›kheval baflard›k’ diyen o sevinçlihalini hiç unutur muyum...

BBaaflflaarr›› sseennddee mmüütthhiiflfl bbiirr ggüüvveenn kkeessiinnlliikk vvee nneettlliikk kkaazzaanndd››rrmm››flfltt››

Bunun sonucunda yan›ld›¤›n›hiç görmedik. Ne olursa olsunyan›lma pay›n› b›rakmamakla bi-zi çok flafl›rt›rd›n. Hani bazen osahne çekimlerimizde acaba olurmu? Acaba kaza olmaz m›? Acabamümkün mü? diye kayg›larla binbir tereddütle bir fleye yönelir-ken, do¤al olarak bir de bakard›kki me¤er baflkalar›n›n bak›fl›nagöre sürüklenmifliz.

Sen ise bir iki keskin ve dikkat-li bak›fltan sonra ‘istedi¤im bu vebu olacak’ diyerekten kesinli¤ikoyarak ifli sonuca ba¤lard›n. Neolursa olsun iflin içinde sen var-d›n ya, iflte bu bizde bir güvenoluflturuyordu. Yoksa onca bom-ba, mermi ve may›n içinde kofla-rak ilerleyebilirmiydik.

Hiç olmasa biz mevzi ard›ndakorunuyorduk ve sen kameranlao ortalarda bizi çekiyordun. Bel-ki de cesaretin ve so¤uk kanl›l›-¤›n bizde de kayg›s›z bir girifl-kenli¤i yarat›yordu. Herhangi birkaza ve bela olmad›¤›n› gördü-¤ümüzde, el at›¤›n her bir fleyde

sevincin bizi bekledi¤i-ni sezdi¤imizde bundabir flans, bir koruyucugüç var diyerekten herad›m›na bel ba¤lard›k.

YYoorruullmmaakk vvee ddiinnmmeekk bbiillmmeeyyeenn bbüüyyüükk bbiirr tteemmppoonnuunn ssaahhiibbiiyyddiinn

fiimdi daha iyi görüyo-rum ki att›¤›n her bir ba-flar› imzas›n›n alt›nda se-nin o serüveninin izlerivar. Yoksa baflar›lar›n›nhemen öylesine, kendili-¤inden, birden bire veyatesadüfle oluflmad›¤› birgerçektir. Bir de iflin için-de senin özverin, tem-pon, ifle odaklanma de-nilen sihirli formülünvard›.En baflta gecesinigündüzüne katma deyi-mine efl de¤er, yorul-mak ve dinmek bilme-yen büyük birtemponun sahibiydin.Hani filmin bafl›nda ge-çen flimflek görüntüsügerekiyordu. Ve bir gece hiç dur-madan ya¤mur alt›nda ha flu flim-flek ha bu flimflek derken sabahakadar çekip durmufltun. Sabahle-yin bunu duyar duymaz ‘tamamdemek bugün çekim yok’ deyipsevinerek mangam›za kapand›k.Nafile kurtulufl yoktu.

Çünkü sen kap›da belirerek ‘êêhade heval çoktand›r sizi bekli-yorum, yürüyün gidiyoruz’ de-meyi ihmal etmedin. ‘Ya bu yo-rulmak nedir bilmiyor mu’diyerek yerimizde flafla kalm›flt›k.‹flte her zamanki bu kofluflturmansende müthifl bir direnç ve azim

yaratm›flt›. Sonra zamanla ö¤ren-dim ki o kaynakta bir de seninhep daha iyiye ve daha güzelineulaflma telafl›n› bar›nd›ran özelli-¤inle karfl›laflt›m.

‹stisnas›z her sahneden sonra‘tamam çok iyi’ dedi¤inde bu seferoldu diye derin bir nefes al›rkenhemen ard›ndan ‘her fleye ra¤menbir daha tekrar çekelim’ dedi¤inanda anl›yorduk ki kolay kolay ol-muyor bu ifller. Çünkü sen kolaykolay be¤enmiyordun. Ama bunuçok heves k›rmadan ve bir dahatekrarlatma coflkusunu veren birmoralle yapt›r›yordun. Sonra ba-

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 49: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

CIWANÊN AZAD

47Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

zen asi olurdun, h›rslan›r küser ke-sin olmas› gerekiyorsa dayatmala-ra giriflirdin. O zaman seni anla-mak istemez biraz daha toleranskoparmaya çal›fl›rd›k. Ama sen is-tedi¤ini baflard›ktan sonra ‘iflte bakbunun için yapt›m’ diyerek elefltir-me pay›n› b›rakmazd›n.

SSeenniinn iiççiinn iimmkkaannss››zz ddeenniilleenn bbiirr oollgguu yyookkttuu

‹fle odaklan›rken karfl›na ç›kanher tersli¤i kendi yarat›c›l›¤›nladaha olumlu, daha güzel bir im-kana kavufltururdun. Örne¤in oatlama sahnesi... Biz ‘bu nas›lolacak’ diye beklerken sen he-men yak›n ve uzak çekim için ikiformülü sunmufltun bile. ‘Amaben bafl afla¤› atl›yamam ki’ dedi-¤imde ‘kolay, arkadafllar elindenaya¤›ndan tutup atarlar’ dedin.Bu sefer baflka bir terslik ç›kt›.‘Ama ben suya atlat›l›rken yüzmebilmem ki’ dedim sen de ‘kolay,afla¤›da can kurtaranlar›n olur’dedin. Yani imkans›z denilen birolgu yoktu sende.

An›nda beliren pratik zekan ya-n›nda ak›l ve duygu dolu yüre¤in-le çözüm formülünü hep elindetutard›n. Üstelik o kadar cesaretliy-din ki hani bazen elimizi yüre¤i-mizde tutup sonucunu bile gör-mek istemezdik ama senin sakinve metanetli duruflun bu kayg›lar›uçurup götürürdü. Onca y›ll›k tec-rübeler bile pes do¤rusu dercesinekendine hayran b›rakt›r›rd›n. Za-ten kameranla sald›r›ya kat›lma, enön mevzide çekim yapma gibi ç›l-g›nl›klar›n› daha önceden de duy-mufltum. Bu son gördüklerim deeklenince Kürdistan’da, kamera-manl›¤›n da, normal seyirde gelifl-

medi¤ini ola¤anüstü bir insan ge-rektirdi¤ini anlad›m.

RRuuhhuummuuzzaa ggüüzzeelllliikklleerr eekkiipp ssaannaatt hhaarriikkaallaarr›› yyaarraattaann ddee¤¤eerrllii yyöönneettmmeenniimm

Ve sen ç›lg›n, deli dolu güzelsanatç›; bu kadar hünerleri birarada bulunduran, Önderli¤e, ör-güte, daha önce hiç tan›mad›¤›Kürt halk›na ve en önemlisi deda¤l›lara ölesiye ba¤l› olan, yara-t›c› akl›n sentezi, baflar›l› bir pra-tik sahibini nereden bulaca¤›z di-ye hay›flan›yorum.

‹nanc›n olsun ki hay›fland›¤›mo büyüklü¤ü kendinle bulufltura-na kadar geçirdi¤in o serüvençizgisidir. Yoksa sen yoldafllar›n-dan farkl› olmad›¤›n› d›fla vurano mahçup ve mütevazi duruflunlazaten herkese göstermifltin.

Herkes seni mütevazili¤inle ta-n›r. Bunca yapt›klar›na ra¤menkuzeye yönelmeden önce borcu-mu ödemeye gidiyorum yaz›n›okuyunca öyle bir duyguland›m

ki iflte tam da bu cümleler seniifade ediyordu. Ama bunun ya-n›nda senin gerçe¤in karfl›s›ndakendimizi düflününce iflte o za-man yükümüzün a¤›rl›¤› daha biromzumuza düfltü.

Özellikle de benim. Beni Beri-tanlaflt›rmak için, beni ben yap-mak için onca yo¤unlaflma veteflvik edici çabalar›na nas›l lay›kç›kaca¤›m. Bana a¤›z dolusu gül-meyi ö¤reten, coflmay›, k›zg›nl›¤›,at›lganl›¤›, kayg›s›zl›¤› afl›layansevgili yoldafl›m... sen sadece biz-leri görüntüleyen bir sanatç› de-¤il, görüntünün ard›nda sakl›olan ruhu da dokuyan iflleyen veruhla görüntüyü bir arada sunanbir yaflam sanatç›s›yd›n.

Ruhumuza güzellikler ekip sa-nat harikalar› yaratan de¤erli yö-netmenim söyle bu büyüklükkarfl›s›nda daha ne söyleyeyim neyapay›m. Söyle her zaman yolgösterip, fikir yürüten yaflam us-tam›z. Seni seviyoruz heval. Herzaman yüre¤imizin ‘orta yerinde’yaflayacaks›n.

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 50: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Aram›zdaki mesafeyi korumaya çal›fl›yorduk. Kimse konuflmuyordu. Zorunlu olmad›kça f›s›ldaflmak bile yasakt›. ‹lk defa böylesi bir ciddiyetle karfl›laflm›flt›m. Çocuksu, isyanc› karakter yap›lanmam gere¤i, o zamana kadar karfl›laflmam›fl oldu¤um bir ciddiyetin orta yerinde bulmufltum kendimi. Sessizlik ve gizlilik pek al›fl›k olmad›¤›m fleylerdi. Ama bunlar beni heyecanland›rm›yor da de¤ildi”

öyle bir eylemdeinsan bayılır mı?”

Serhat’tan Zag-roslar’a geçeli neredeysebir yıl olmuştu. Henüz biryıllık bir gerilla iken dağ-ları, ovaları aşmak, hızınve tutkunun esaretinde,kendini aşmanın arayışıolarak belirdi önce. Veilkbaharla birlikte Xapuş-kê alanına ayak bastım.

Etrafı yüksek kayalıklar-la çevrili alana gelirken,adlarını bilmeden geçtiğimsuların, çıktığım sarp vesivri tepelerin, yürüdüğümpatikaların, keçi yolları-nın, ulaştığım ve aştığımdağ geçitlerinin sayısınıdüşünüyorum da, hatırla-mıyorum. Çoğu kez, ken-dimden bir parça buldu-ğum küçük bir deresuyunun akışına takılanbakışlarımın, içimdeuyandırdığı ırmağın hissinibile tarif edemeyecek birheyecanla yürümüştüm.

Yol boyunca hafızamaişleyen tek bir yer ismivardı. O da Xapuşkê idi.Kuryelerimiz bizi uyar-mıştı. “Burası neresi? Ne-reden gidiyoruz?” gibi so-rular yasaktı. “Ne olur, neolmaz? Ajan sızmış olabi-lir” düşüncesiyle herkesher şeyi bilmese daha iyi

olur deniyordu. Ve bu birkuraldı. Herkesin bu ku-rala uyması beklenirdi.

Gerillada yeni olmak başlı başına bir olaydır

Düşünüyorum da, isim-lerin önemini; insanınkendisini bir denizin kıyı-sına mahkum etmesi gibigeliyor. Adların sonsuzlu-ğunda yitip gitmek yeri-ne, özüne ait bir yaşamkıpırtısının, yaratıcı ırma-ğının itkisi beni daha çokçekiyor. Basıp da düşme-mek için kendimle cebel-leştiğim, kaygan bir kayaparçasının adını koyma-dım örneğin. Kokusunuduyduğum ıslak çimlerin,toprağın... Yine bastıkçayerde ayaklarımın altın-dan yuvarlanıp da gidençakılların... Ama hep his-settim onları.

Zamanı bir ırmağınkaynağı olarak düşlerseknasıl olurdu bilmem. Amaonu koskoca evren ile veonun içinde yaşayan in-sanlarla bir etkileşim için-de düşlersek, o gerçekle-şen bir düş olmaya doğruyol alıyor demektir. İştebenimkisi de öyle birşey... Yeni olmak başlı ba-şına bir olaydır. Çünkü

duyargalarım her şeyi al-maya hazır bir canlılıkta.Bir o kadar da atılgan,vermek için sabırsızlanan.Hele bir de eylemlere gi-dip dönen arkadaşlarınanlattıkları olunca...

Bir çoğu, her şeyi yeni-den yaşarcasına anlatıyor-du. Bu canlılığa kapılıpgidenleri de kendileriylebirlikte taşıyacak kadar...Dinlerken, bir de bakıyor-dum; eyleme giden ben,savaşı koordine eden benolmuşum. Bazen, bir haf-tayı, bir ayı bulabilecekyaşanmış olayları bir çır-pıda tüm yoğunluğu ileyaşıyor ve hafızama canlıbir şekilde kaydediyor-dum. Kimi insanlar içinkoskoca bir ömre sığdırı-lamayacakların içinde, birsolukta yittiğim duygusu-na kapılırken, aslında öz-lemlerimle konuşuyor ol-mam bir süre dahahayallerimle yaşamamaneden olacaktı.

Her akşam oluşunda,savaştan yeni çıkmış birgerillanın bitkin düşmüşbedeninde ya da tatlı yor-gunluğunun yansıdığıçehresinde yitiyor ve uyu-yakalıyordum. Uyandı-ğımda yüzümde belirmişolan ya bir tebessüm ya

48Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

fiervin

B

Bêsosin Karakolunda Neler Oldu? -I-

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 51: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

da hüzün olurdu. Acı kadar, başarı-lardan ve mutluluklardan da haberveren gerillanın müjdesini tanıdık-ça, hayaller ve gerçekler buluşmayabaşlıyordu.

Çelik operasyonuna cevap olma amacıyla birçok eylem planı hazırlanmıştı ...

Bulutlar, baharın ilk yağmurlarınıbırakmış ve rüzgarın etkisiyle dağıl-maya başlamıştı. Öğlene doğru gök-yüzü berrak bir su mavisine bürün-dü. Uzaktan yakından tek bir bulutkümesi görünmüyordu. Gökyüzüdeniz gibi durulmuştu. O sabah yük-sek dağlarla çevrili koca bir düzlük-te, dört beş taburun bir araya gelme-sine vesile olmuş bir toplantıdaydık.Çimlerin üzerlerini kaplamış olançiğ damlacıkları çözüldükçe, camgibi parlardı. Az sonra toprağın ne-mini hissedecektim. Çünkü ıslakoluşlarına aldırış etmeden üzerlerineoturmuştum ve Şahin arkadaşın ko-nuşmasını dinliyordum.

Şahin arkadaş Kobanilidir. Yurtse-ver bir aileden geliyor. Bizleri ko-nuşmasıyla ta 1994 yılına kadar gö-türdü. 1994 yılı gerillaya yönelikkapsamlı operasyonların geliştiril-miş olduğu bir yıldı. Düşman ope-rasyonlarından en kapsamlı olanı‘Çelik operasyonu’ idi. Yoğun ka-yıplar vermiş olan bölge gücü, güçlübir karşı saldırıda bulunmadığı süre-ce kendi kendisini asla affedemeye-cek kadar kin ve öfke ile dolmuştu.

Çelik operasyonuna cevap olmaamacıyla birçok eylem planı hazır-lanmış ve sunulmuştu. Hepsi eyaletyönetiminin rapor arşivine gizlen-mişti. Sunulan planlar üzerine uzunuzadıya tartışan arkadaşlar, Bêsosınkarakoluna yönelik eylem planı üze-rinde anlaşmaya vardılar. Birkaç

haftadır keşif amaçlı giden arkadaş-lar, hazırlıklarını tamamlayınca, sırasonuçlarının yapıyla paylaşıldığıana gelmişti.

Gözlerimiz o küçük defterdekulaklarımız söyleyeceklerindeydi

Üç gündür sürekli toplantı halin-deydik. Toplantı yeri yemyeşil birçayırlığın üzerindeydi. Kürdistan çi-çeği de denilen ‘ters lale’lerin süsle-diği alanda bir sürü çekirge sıçrıyor-du. Dikkatimi çeken ilk şeyçekirgenin bıyıkları oldu. Onları ya-vaşça kaldırıp indirmesini izlerkençekirgeler için taşıdıkları öneminayırdına daha iyi varıyordum.

Sıçrayacakları yeri önce bıyıklarıile yokluyor, sonra yön belirliyorlar-dı. Bir tanesini gözüme kestirmiş-tim. Ve bütün dikkatim onun üzerinekaymıştı. Artık çekirge nereye bende oraya... Toplantıyı yürüten Şahinarkadaşın ayaklarının üzerinden at-layıp da arkasına geçince izini tü-müyle kaybettim. Başımı kaldırdı-ğımda ciddi bir toplantının son

aşamasına gelmiş olduğumuzu anla-dım. Şahin arkadaşın;

“İçtimaya geçin. Düzenlemeleriokuyacağız!” Talimatı, nerede vehangi zamanda olduğumu hatırlatanbir çalar saat gibi uyandırmıştı beni.Ve oralarda baharın en kalabalık ha-bercilerinden olan çekirgelerle birlik-te, Bêsosın karakol eylemine yöneliktartışmalarımızın da sonuna gelmiş-tik. Hepimiz içtimadaki yerlerimizialmıştık. Karşımızda dikilmiş olup,esmer elini yeleğine götüren Şahin ar-kadaşın, cebinden çıkardığı küçük notdefterini dikkatle izliyorduk. Herkesiçtima sırasındaydı. Ama gözlerimizo küçük defterde, kulaklarımız söyle-yeceklerindeydi.

Böylesi zamanlarda liste okumakhiç kolay olmaz. Şahin arkadaş daistediği kadar rahat görünsün, azsonra kopacak fırtınayı tahmin ede-bilecek kadar tecrübeliydi. Öylesianlarda her arkadaş bir diğerine bi-raz daha yakınlaşır. Her arkadaşı sa-ran heyecan ve istekler ortaklaşır.Bu heyecanı her gerilla yaşar. Ey-lemde yer alıp almayacağını, ala-caksa nerede, nasıl ve hangi grupta

CIWANÊN AZAD

49Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 52: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

yer alacağını düşünmekten içi içiniyer. “Ya beni almazlarsa” korkusu-nu dorukta yaşar. Ama yine de ümiteder. Ve son ana kadar da inanmakister. “İsmim yoksa da kendim gidipönereceğim!” der. Artık Şahin arka-daşın vay haline!

Genellikle, saldırı grubunda yeralacak olan arkadaşlar en moralliolanlardır. Olmazsa pusu grubundayer almayı beklerler. O da olmazsa,savunma grubunda yer almak sontesellisi olur gerillanın. Böylesi za-manların hızlı akıp gitmesi, heyeca-nı büsbütün arttırır. Tıpkı o gün ya-şandığı gibi...

Bir de baktım, liste bitmiş. Liste-de varolan isimlerin hepsi okun-muştu. Ve Şahin arkadaş not defteri-ni çıkardığı gibi yine usulca solcebine indirdi. Çok sinirliydim.Olan heyecanım da öfkeye dönüş-müştü. İsmimin okunmaması zoru-ma gidiyordu. “Hep böyle olur za-ten!”diyordum.

“Söz verilir, bir dahaki sefere sende gideceksin!” denir. Ama hep ay-nı şeyler tekrarlanır. Tecrübeliler gi-der. ‘Peki, ben ne zaman tecrübekazanacağım?’ diye hayıflanıyor-dum. Öyle kuralları da pek bilmez-dim. İzin istemeden, bir hışım içti-ma sırasını terk ettim. Soluğumangada aldım. Manganın bir köşe-sine tünemiş ve ağlamaya başlamış-tım. Kendi kendime bir ayin gibitekrarlıyordum. “N’olurdu sankibeni de götürselerdi” diye. O ankim gelse, yanıma oturup teselli et-meye çalışsa tersleyebilirdim. Çoksevdiğim manga komutanım AdarGulan arkadaşı bile...

Adar arkadaş 1992 yılından beripartideydi. Küçük yaşta katılmış ol-duğu için daha çok genç görünüyor-du. Çok da sevilirdi. Onun savaşçısıolmaktan memnundum. Ama o gün-

kü inadıma o bile tahammül ede-mezdi. Mangaya gelip de benimlekonuşmasından duyduğum rahatsız-lığı hemen fark etti. O zamanlar,kandıramayacağını çok öncedensezmiş bir çocuğun serzenişlerinekatlanması gerektiği konusunda ıs-rarlı bir inadım vardı.

Bu kadar kolay sonuç alacağımı bilseydim kendimi hiç üzmezdim

“Tabii sen saldırı grubunda yeralıyorsun. Senin için sorun yok. Birde gelmiş beni teselli ediyorsun”dedim ona. Nazım daha çok ona ge-çiyordu. Ama beklediğimin tersinebeni kendi halime bıraktı. Umarsızdeğildi. Öyle görünmeye çalışsa bi-le, beni göz ucuyla sürekli takip et-tiğini fark edebiliyordum. Aslınabakılacak olursa, yapacak fazla birşeyi de yoktu.

Bir şeylerin değişmesini istiyor-sam da bu düzenlemeleri yapan ar-kadaşlarla konuşmalıydım. Bu fikirhoşuma gitti. Islak gözlerimi ko-lumla silerek burnumu çeke çekemangadan dışarı fırladım. Bu sefersoluğu Şahin arkadaşın kaldığımangada aldım. Beni o halimle gö-rünce hemen anladı. Daha ben birşey söylemeden:

“Heval Şervin, hiç üzülme. Senide bir dahaki eyleme göndeririz”dedi.

“Hep böyle diyorsunuz! Ama sıraeyleme gitmeye gelince de, sen durbir dahaki sefere diye kandırıyorsu-nuz” dediğimde Şahin arkadaş biryandan gülüyor, bir yandan da beniikna edemeyeceğini anlayınca “ta-mam, tamam, bu arkadaşı da alın, oda gelsin!” diye arkadaşlara talimatveriyordu. Her şey çok hızlı gelişti.Bu kadar kolay sonuç alacağımı bil-seydim, kendimi hiç üzmezdim.

Daha baştan harekete geçerdim. Sa-dece birkaç dakika önceki halimibile düşünüyor kendi kendime gülü-yordum. Bir an önce manga komu-tanım olan Adar arkadaşın yanınagidip müjdemi vermeliydim. Başar-mıştım. Ama hala şaşkındım. Man-gaya varır varmaz onun boynunasarıldım. “Bende geliyorum. Bendegeliyorum!” diye orada bulunan ar-kadaşlara duyurmaya başladım.

Arkadaşlar koca bir ateş yakmış ve halay çekiyorlardı

Vakit azalmıştı. Bana hemen ha-zırlıklarımı yapmam hatırlatılınca,bir koşu, battaniyelerin altına dahaönceden saklamış olduğum bohçayıgetirdim. Cephanemi eski bir kefi-yeye sarıp, bohça yapıp kaldırmış-tım. Her şeyim daha iki gün önce-den hazırdı. Çıkarıp arkadaşlaragösterince “sen zaten hazırlığınıönceden yapmışsın!” dediler.

Dışarıda hava iyice kararmıştı.Arkadaşlar koca bir ateş yakmış vehalay çekiyorlardı. Yanan ateşinalevleri manga naylonuna yansıyor-du. Titreşen alev, rüzgarın etkisiylehavalanan naylonda üst üste binendalgalar şeklinde su dalgalarının ha-reketini çağrıştırıyordu.

“Ne duruyoruz? Bir ben kalmış-tım, ben de hazırım!” diye Adar ar-kadaşı kolundan tuttuğum gibi ate-şin etrafındaki arkadaşların arasınakatıldık. Son türkümüz olan ‘Ez Xe-lefim’i de söyledikten sonra gruplarhalinde arkadaşlarla vedalaşıp yolakoyulduk. Keşif grubu hemen önü-müzden gidiyordu. Xapuşke’denŞkera Spi’ye, oradan Bêsosın kara-koluna ulaşmak için Gostê dağınıneteklerinden geçecektik.

Diğer grubumuz Basya suyu tara-fından gidecekti. Böyle olunca kara-

50Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 53: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

kolu her iki taraftan gelerek çemberealma imkanımız vardı. Yolumuzunüzerindeki Şkera Spi bembeyaz ka-yaları ile tanınır. Oraya vardığımızdabir süre beklemek zorundaydık. He-men karakolun üzerinde yer alanŞkera Spi’ye patika yolu takip ede-rek ulaşmıştık. Sakin ve nispeten da-ha güvenlikli olan bu yolu tehlikesizatlattık. Ama bundan sonraki arabayolu riskliydi.

Hareket ettiğimizde gerillacılığın tüm kuralları yeniden hatırlatılıyordu

Gökyüzü kapkaranlıktı. Ancak azsonra, ayın çıkmasıyla birlikte, ara-ba yolu tümüyle aydınlanacaktı. Yoltopraktandı. Ve etrafında bir sürükorucu köyü vardı. Onlara görünmeriski olduğu için dikkatli davranma-lıydık. Hareket ettiğimiz andan berigerillacılığın tüm kuralları yenidenhatırlatılıyordu. Şkera Spi’den yolatek tek mesafeli inecektik.

Toprak yola vardıktan sonrada yineöyle. Aramızdaki mesafeyi korumayaçalışıyorduk. Kimse konuşmuyordu.Zorunlu olmadıkça fısıldaşmak bileyasaktı. İlk defa böylesi bir ciddi-yetle karşılaşmıştım. Çocuksu, is-yancı karakter yapılanmam gereği,o zamana kadar karşılaşmamış ol-duğum bir ciddiyetin orta yerindebulmuştum kendimi, belki de on-dan... Açıkçası bu durum her şeyefarklı bir anlam katıyordu. Sessizlikve gizlilik pek alışık olmadığımşeylerdi. Ama bunlar beni heyecan-landırmıyor da değildi.

Gostê’ye yaklaştığımızda, karakol-la aramızda çok az bir mesafe kalmış-tı. Goste’den sonra geçilecek tek birboğaz kalıyordu. Boğaza ulaşmamızuzun sürmedi. Orada bir süre dahabekledik. Biz beklerken keşif grubu

son keşfini yapmak üzereyola koyuldu. Oradan ka-rakolu izlemek çok rahat-tı. Çok yakınımızda biryerlerde çobanlar kalı-yordu. Sürekli düşmanlairtibat halinde olan ço-banlardan, yine köy koru-cularından çekinmek ge-rekirdi. Bizleri görselerhemen ihbar edebilirlerdi.Düşmana verecekleri enufak bir bilgi, bütün plan-larımızı alt üst ederdi.

Boğaza kadar sırtımız-da çantalarımızla yürü-müştük. Yükümüz ağır-dı. Her şeye rağmenbirbirimizden kopmadanhedefe kadar yürüdük.

Boğazdan aşağıya inerken ara sıra karakola bakıyordum

Sırtımızdakileri indirmeden, bul-duğumuz bir kaya dibine oturmuş vebekliyorduk. Bizler soluklanırkenkeşfe giden grubumuz döndü. Şahinarkadaş, onlarla konuştuktan sonrabirliğimizdeki grup komutanlarınıteker teker yanına çağırdı. Onlarakarakol saldırı planını hatırlatarak,varsa kafalarını kurcalayan farklı birşey sormalarını istedi. Nereden, na-sıl hareket edeceklerini son bir kezelleriyle işaret ederek anlatmaya ça-lışıyordu. Grup komutanımız Şır-naklı Karker arkadaştı. Saldırı ve sa-vunma gruplarına dair sonperspektifleri almak üzere o da Şa-hin arkadaşın yanına gitti.

Ben savunma grubunda yer alı-yordum. Saldırı grubunun biraz ge-risinden yürümemiz talimatı veril-mişti. Yola çıktığımızda birönümdekinin her hareketini, attığı

her adımı dikkatle izliyor ve takipetmeye çalışıyordum. Boğazdanaşağıya inerken ara sıra karakola ba-kıyordum. Bizi görüyor olabilmeleriihtimalini düşündükçe adımlarımhızlanmaya başlıyordu. Ay ışığındasiyah bir gölge olarak seçebildiğimarkadaşlarım arasında yürürken nezaman durup çömeldiklerini, ne za-man yürüdüklerini ayırt etmektezorlanıyordum.

Bazen küçük çalılıkları ve ağaçla-rı insana benzettiğim olurdu. Böyle-si zamanlarda dakikalarca sessiz ka-lır, olduğum yerde beklerdim. Birönümdekinin hızına ulaşamadığımiçin fısıltıyla gönderdiği talimatlarıalmakta zorlanıyordum. Arkadaşla-rın hassasiyeti olmasaydı karşımaçıkan, doğaya dair ne varsa; çömel-miş, yarı eğilmiş insanlara benzetipduracaktım. Haksız da sayılmazdımaslında. Çünkü önden “durun, otu-run!” talimatları geldiğinde herkestaş kesmiş gibi hareketsiz olurdu.

(Birinci bölümün sonu)

CIWANÊN AZAD

51Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 54: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

52Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

“Prometheus’la benzerlik tam burada ortaya ç›k›yordu. Birisi ateflle birlikte uygarl›¤› insanl›¤a sunarken, Arzella da demokrasiyi, özgürlü¤ü ve en önemlisi de sevgiyi insanl›¤a sunuyordu. Öyle ya “Bizim devrimimiz sevgi devrimidir” diyordu. O halde yarat›lmak istenen sevgisiz bir yaflam, hayalsiz bir dünya tüm kötülüklerin kol gezdi¤i somut gerçekliklerden oluflun bir cehennem azab›ndan baflka bir fley olmazd›. Ac› çektirmek bu kadar tutkuyla ve büyük düfllerle aranan bir fley olamazd›”

üre¤imin yaln›zl›-¤›nda süzülen bir›rmak misali ak-

mak istedim sana. Gör-kemli tap›naklar› gerideb›rak›rcas›na…. Yaln›zcaulaflmak istedi¤im san-sürlenmemifl, tüm umut-lar› bahar çiçekleri gibiaç›l›rken görmek, belkide sensizli¤in yordu¤uyüre¤imin en büyük iste-miydi. Her bahar dizgin-leyemedi¤im yüre¤iminsevinç 盤l›klar›n› du-yumsamak bu sefer yet-meyecekti. Tabiat›n durgunlu¤unu,içinde tarifinde zorland›-¤› bir ac›ya dönüflece¤inidökülen yapraklar misalisezemedim. Bahar öylezor geliyordu ki… Oysaya¤murlar›n alt›nda ›slan-man›n verdi¤i sevincintarifi olamazd›. Ama busefer düflen her ya¤murtanesi yüre¤imde derinyaralara dönüflecekti.

Zor bir k›fl›n gelece¤inas›l ki önceden belli ise.Zor tarihin bizleri debekledi¤i o kadar ger-çekti. Neden? Beyazdakaram›yd› gözlerimiz gö-remedik.. Kim çizmifl buresmi her yan› tafltan,ateflten.. Nas›l denir, so-

nu gelmeyecekmifl gibibir his, tüm benli¤imimkemiriyordu. Düflleriminetraf›na tafl duvarlar örü-lüyordu sanki. Garip birduyguydu kufllar›n sevgisözcüklerini duyam›yor-dum. Yoksa isimsiz di-yarlara m› göç etmifllerdi?Bir kuflun yüre¤i nedir kio kadar ac›y› kald›rabil-sin? Ya biz nas›l kald›ra-cakt›k. Duru ›rmaklarday›kan›rken koflma arzula-r›m›za ne olacakt›.

SSoonnbbaahhaarr››nn bbuu kkaaddaarr zzoorr oollaaccaa¤¤››nn›› kkiimm ttaahhmmiinn eeddeebbiilliirrddii kkii

Haz›rl›ks›zl›¤›m›z düfl-lerimizin küçüklü¤ündede¤il, arzular›m›z›n ye-nilmezli¤inde do¤uyor-du. Mavi b›rakt›¤›m›zyerde kalm›flt›. Tekrar-dan maviye sevdalanabi-lecek miydik? Ne derinbir sessizlikti. Avaz›m›nyetti¤i kadar ba¤›rmakistiyordum, duyan ola-cak m›yd›?

Ac› duymadan gözleri-me gözlerini söz verdi¤i-ni geç olmadan sade,berrak ve cesaretle tuta-bilir miydik. Tüm kar-mafla önce üzerime son-

ra tarihe düflüyordu.Tüm karas›zl›¤›m›n sal-lant›lar›n›n gölgesindemasum antik ça¤ kentle-rini an›msatan yüzünlekarfl›lafl›yordum.

Kimi zaman Nino-va’da, Tuflba’da kimi za-man ise kuflat›lm›fl amazapt edilmeyen Amed’debulurdum seni.. Tarihinçekindi¤i bir gerçek var-d› ki ad› bende imgeler-den daha güçlü do¤aylaözdefl yaln›zl›¤› s›naya-mad›¤› Arzella’y› an›m-sat›yordu. Susuzlu¤u bo-zamazd›m, meydanokumay› günefl olmasada ruhumdan kalbinenas›l günefl olunursa öy-le yaflayan ve yaflatan birgüce erifliyordu Arzella.

Saklad›¤›m tüm duygu-lar›m bir gün beni zorla-yaca¤›ndan emindimama yine de bir mahre-miyet gibi saklamak isti-yordum. Belki korkular›-m›n gerçek olacakkayg›s› beni gerçekler-den uzaklaflt›r›yordu.

Bahar yüzünü kara birk›fla çevirirkenEkim’den fiubat’a do¤rukararan bulutlar yüre¤i-mi karartmaya yetmiflti.Nas›l olmas›n ki? Ülke

YArjin

N‹SAN

AAdd›› AArrzzeellllaa

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 55: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

ülke istenilmeyen ilan edilmekzor geliyordu. Oysa bahar› getire-cek olan kardelenler de¤il miydi?Do¤al koflullara uymayan insanigünceleri bar›nd›rmayan bir ger-çek olabilir miydi? Bir mevsim in-kar edilebilir miydi?

YYoollddaaflflll››kk ddeeddii¤¤iimmiizz ggeerrççeekkllee yyüüzzlleeflflmmeekk ttüümm ssoorruullaarr››mm››zz››nn bbeellkkii ddee tteekk cceevvaabb››yydd››

Tüm bunlar olurken kendimi Ar-zella’n›n yerine koymaktan korku-yordum. O sabr› gösteremeyece-¤im kayg›lar›, beni yoldafll›kölçüleri ile yüzlefltiriyordu. Teksuçluyu düfllerimizdeki tek gözlücanavarlara yüklemifltik. Gerçek-ten tek suçlu o muydu? E¤er ki öy-leyse “Yetersiz yoldafll›k” neredey-di? Tüm sorularla yüzleflmek geçkal›nm›fl bir gerçek olarak do¤ar-ken maviyi b›rakt›¤›m›z yerdenalman›n zaman› çoktan geçiyordu.

Çözümlenmemifl bir tarih, çö-zümlenmemifl bir yaflam olamaya-caksa bu gerçeklik de düfllerimizinözgürlü¤ü söz konusu olamazd›elbette. Duygular›m›z düfllerimiz-den süzülürken do¤ru diyebile-ceklerimiz de kör uçurumlardandüflmek üzeredir. Oysa bafllang›çbüyük bir ütopya savaflç›s› olabil-mekti. Tüm halklar›n düfllerininyoldafllar› olmakt›.

O zaman yoldafll›k dedi¤imizgerçekle yüzleflmek tüm sorular›-m›z belki de tek cevapt›. Cevaps›-z›n içinde cevap kendin olabilmekde¤il miydi? Ruhta duyguda, dü-flüncede ortak bir kader yaratmakbize en uygun olan›yd› ve yap›landa zaten bu de¤il miydi? Mezopo-tamya’dan Anadolu’ya daha genelolarak da Ortado¤u’ya kadar birli-

¤i asl›nda gerçekli¤in birli¤i ol-makla beraber, tarihin hükmünükoydu¤u veya hala koyaca¤› vead›na halklar›n birli¤i diyen ger-çekli¤i tutsakl›¤›, elbette kabulle-nilmesi zor bir o kadar ac› olmas›-n›n bir tesadüf olamazd›.

Tesadüf de¤ilse sistemli bir or-ganizasyonunu yaflan›labilirli¤inietkin k›lan zor olgusu muydu?Yoksa Helen entirikalar›n›n biruzant›s›n› içimizde mi bar›nd›r›-yorduk? ‹kinci bir çarm›ha germedüfllerimizden de öte bir fleyken,yap›lan farks›z de¤ildi. 2000 y›löncesi ve sonras› ayn› trajedininoyuncular› olarak kabullenilmesimümkün olamazd›. Yüce Zeusad›na kayalara zincirlenen Pro-metheus’un kaderi mi yaflat›lmakisteniyordu? Ölümsüzlük bahfle-dilirken her an ac› çekmesi içinci¤erlerini yemesi için bir kartalgörevlendiriliyordu.

Suçu, atefli insanl›¤a sunmakolurken Tanr›lar›n ulafl›lmazl›¤› k›-r›l›yordu. Ya Arzella’n›n öyküsünas›l ça¤r›flt›r›labilirdi? Özgürlük ve

demokrasi do¤ufltan kazan›lan in-san›n› temel haklar› iken bunu neve kim ad›na elinde tutanlar ac›y›kutsallaflt›r›rken tüm güzelliklerinkendilerine yarat›lm›fl ilahi bir var-l›k oldu¤unu motive ediyorlard›.

AAcc››llaarr››mm››zz››nn üüzzeerriinnee kkuurruullaaccaakk bbiirr yyaaflflaamm hheeddeefflleenniiyyoorrdduu

Prometheus’la benzerlik tam bu-rada ortaya ç›k›yordu. Birisi atefllebirlikte uygarl›¤› insanl›¤a sunar-ken, Arzella da demokrasiyi, öz-gürlü¤ü ve en önemlisi de sevgiyiinsanl›¤a sunuyordu. Öyle ya“Bizim devrimimiz sevgi devrimi-dir” diyordu. O halde yarat›lmakistenen sevgisiz bir yaflam, hayal-siz bir dünya tüm kötülüklerin kolgezdi¤i somut gerçekliklerden olu-flun bir cehennem azab›ndan bafl-ka bir fley olmazd›. Ac› çektirmekbu kadar tutkuyla ve büyük düfl-lerle aranan bir fley olamazd›.

Çünkü sevginin hükmü tüm kö-tülükleri, karanl›klar› güneflle bu-luflturaca¤› korkusuydu. Arzella

CIWANÊN AZAD

53Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 56: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

biz biz oldukça bizimle olacakt›.Bir an›n› yaflayabilme cesaretinigösterebilen o anda tüm gerçekli-¤i, anlat›lmak isteneni anlayacakt›.Ve tarih yeni bir yaz›l›m›n› sanc›la-r›n› çekerken tüm kasvetli gecelerikötü bir kabus gibi hat›rlama azmiyeni yarat›mlarla kutsanacakt›. Nebir efsane ne de mistik bir gerçekolarak kalabilirdi. Bu oyun birkomplo idi. Tüm çaresizlik çarebiz oldu¤umuzda afl›lacakt›. Baha-r›n coflkusunu flimdiden özledim.Yeniden o heyecan› yaflamak vetüm çiçeklerle dans etmek ancak,verilmifl sözlerin karart›lm›fl gerçe-¤in sonras›nda olabilirdi.

BBuu bbiirr bboorrççttuu vvee ööddeennmmeessii iinnssaann oollmmaann››nn bbiirr ggeerree¤¤iiyyddii

Evet, yine özledim bahar› vetüm benli¤imle ya¤murlar›n diliolmak, çiçeklerin ise sevgilisi. Ru-humuzu okflayan rüzgarlarda biryel topra¤a dokunurken yenidenfilizlenen bir çiçek ancak o zamanduygular›m tutsakl›¤›n metanetinik›racakt›. Ben özgürlefltikçe Arzel-la özgürleflecek, o özgürlefltikçe

ben özgürleflecektim. Ayr›lmaz birbütün gibi ayn› a¤ac›n dallar› veyapraklar› gibi bir bedenin kollar›ve bacaklar› gibi yüre¤imin sa¤yan›, sol yan› düfllerimin son sesigibi ayr›lmaz bir bütündük. Deniz-de dalga olmak k›y›da rüzgar ha-vada bulut, toprakta bereket im-gelerin yetmedi¤i sonsuz bir gülüflolmak! Hepsinin somutlaflt›¤› birisimdi Arzella!

Bahar onda gizli o ise baharda.

Irmaklar denize aksa ruhumuzona akacakt›. Büyük sevgi savafl-ç›s› sevgisiz duvarlara tutsak ol-dukça biz de sevgiden ve ondanuzak olacakt›k. Bunu ne yüre¤i-miz ne beynimiz ne de düfllerimizkabullenebilirdi. Bu Arzella’n›nöyküsü bu tarihi yaz›lmam›fl birtarihin öyküsü, bu bizim öykü-müzdü. Gördü¤ümü siz de göre-biliyor musunuz? Bak›n Arzellagülümsüyor. Karanl›kta da olsayaln›z da olsa, susuz da olsa yafla-ma inanc›yla gülümsüyor.

Gülmeyi unutmufl gözleri gül-meyi, sevgisiz kalplere ise sevgiyiö¤retiyor. Çok fley ö¤rendik veçok fley borçluyuz. Tutulacak birsözümüz, güzellefltirece¤imiz veözgürlefltirece¤imiz bir yaflam du-ruyor. Ad› Arzella, ad› özgürlük,ad› sevgi, ad› Süveyda…..

Geliyoruz, tanr›lardan çald›¤›-m›z ateflle parçalad›¤›m›z pranga-larla senin gibi kör karanl›klar› ay-d›nlatmaya geliyoruz. Bir yoldafls›cakl›¤› ile geliyoruz. Apocu fel-sefe ile geliyoruz...

54Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 57: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

i temenên bextspî

de pîrika min

çîrokên belek

belekî ji zarokatiyên

me yên ku ji ax û her-

iya kuçeyên lewitî re

digotin. Çavên me yên

mîna xarên spî ji sosye-

tiya jiyana monoton

belav dibûn û li ser

diranên me nirçe nirçên

heyfê, waweyzeyên

salên me yên ku bên....

Hîn me nizanibû

zarokatî çi ye, barê

nihîte yê zilamtiyê bi

îroyîna me ve pîne

dikirin. Wan çîrokan ji

zû ve zilamtî û pîriyên

xwe, heta jiyan û ras-

tiyên xwe jî terikan-

dibûn. Erê ez wiha

dibêjim, lê ne çîrokan

ew terikandibûn, wan

dest ji çîrokan berd-

abûn û me jî bi

têgihiştinên mezinane,

bi guhdarkirinên

derwêşane hilm û

bêhna jiyanê dida wan

çîrokan.

Me tiştên ne pêkan

dikir bi vê yekê. Ma

mirov û giyanewerên

mirî careke din vedi-

gerin jiyanê? Na! Lê

me jiyan dida çîrokên

ku di dilê pîran de mir-

arbûyî û ew jî wê mira-

riyê, ji xwe rûreşiyê

rizgar dikirin.

Ceribandinê bi evînê

dawî li xwe dianî

Hayê me ji lanetiya

jiyana me ya were tune

bi gavên biçûk ber bi

jiyana meznantiyê ve

dimeşiyan. Derziya me

li ser milên me, kengî

çîrok ji me difilitîn jî

me ew bi xweve pîne

dikirin. Pîşeya bav û

kalan bû mînevantî,

dest ji wê pîşeyê nedi-

hat berdan.

Çend pêpelokên

destpêkê yê mêrdewa-

na vê çîrokê de şega-

meke cemidî li rûyê

min ê teze diket. Ez ji

wê mêrdewanê xistim û

yeke nû danî ber min.

Yeke tijî vîn, tijî hêz,

tijî evîn, tijî mezinahî,

tijî lanetî û tijî tenêtî...

Da ku jiyanek têrtijî

deriyên xwe li pêşiya

me veke, em hemû li

hêviya şeqaman dise-

kinin. Bi tenê şeqamên

cemidî dikaribûn. Me ji

xwarbûna rizgar bikin.

Mirovên ku destê xêrê

ne di gihişt wan, hîn ji

bi dû çîrokên mirar

bûyi de, bi dû stranên

xilasbûyî di dimeşiyan.

Şiqaman, ez hînî şiqa-

mevaniyê dikirim. Di

gihîştim kîjan çîrokvanî

şiqameke kelandî lê

dixist. Kela min wilo

hênik dibû. Ger bi wê

şiqamê şiyar nebûya,

min kulm û pehîn lê

nedixist, ji ber ku ne li

porî min bûn, lê min ew

jî di nav kela beroşa

xwe de dikilandin., ceri-

bandinê bi evînê dawî li

xwe dianî. Her evînê

asteke dine ez ber bi

meznantiyê dikişandim

û her mezinahî tijî lanetî

bû.. Di zarokatiya me ya

ewrar de şeytan bi tenê

lanetî bû. Ew tenê tê

bira min. Kesek an jî

tiştekî din ê ku ji hêla

yezdanên mezin ve

werin lanetkirin

tunebûn.

Şeytan jî bi çavekî bû.

Piştqof bû û lingekî wî

di kuliya. Îcara ev çî

lanetbûne di zikê mezi-

nahiyê de? Min dixwest

bersiva vê pirsê fêm

bikim û xwesteka min a

jênager deriyên keleha

tenêtiyê ya mezin ji min

re vekirin.

CIWANÊN AZAD

55Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

Reflo DARÎ

D

Tenêtiya Bi Qehr

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 58: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

Min xwe di hidurê wê kelehê

de dît û (ezê piştre sedemên wê

jî bêjim) hîn jî di dilê wê kelehê

de me. Keleheke mezin, çend

qesr tê de ne û di wan qesran de

çend menzel, çend hêwan, çend

şaneşîn û hewş tê de ne hîn jî

nizanim. Li du sê qesrên wê ke-

lehê tenê geriyam.

Qesra ewilî ku çûme ya

lanetî bû

Findanka bi nava hêwana

qesrê ve daliqandî weke ku nû

hatibe paqijkirin dibiriqî. Zer bû

rengê wê, zerekî zivînî bû û

findên ku tê de hemû heliyabûn

binê hêwanê. Di wê hêwana

mezin de deriyekî bi tenê girtî

hebû û girtîbûna wî derî têra vê

yekê dikir ku derî vekim. Çawa

gihîştim berderî, derî ji xwe ber,

bi zîqîniyeke nerm ji min re

vebû. Ez bi peraşiya xwe ya

ronî di menzela loş de bûm. Li

hemberî min maseyeke mezin ji

mermerê, li pişt masê kuriyekî

bilind û li ser kursî...

Generale kî riziyayî bi min re

dikenîya. Rûyê wî nabînim, di

şûna çavên wî de da kurtikên

kûr, li şûna bêvila wî du kunên

bi hevdû ve kelijî û li bin wan

kunan jî rêzên diranan ji min re

‘dîp’ dikirin. Ruyê wî tune bû û

pîrê ji vê valahiyê sûde girtibû,

konikên xwe ji rûyê wî re kiribû

rûqûş. Perdeyên pacan girtî,

wêneyên bi diwaran ve

daliqandî di nava xweliyê de û

awêneya li pişt min ji bi xuyaki-

rina wan li min dinêrî.

General jî di nav de her tişt di

nava westayîneke giran de xwe

di xew re dibirin, radizan.

Min berê xwe dida

awêneyê, wekî ku min

veşêre ,ez tê de ne

dixuyam. Ma kê derî li

min vedikir, ma general

me ji ne ji min de dîq

dikir?.. Bi van fikaran

re min awêne bi tundî

paçik dikir, rûyê gener-

al yê hestî li ser stûyê

min û di nava cilên min

de li min dîq dikir û

dikeniya. Awêne nema

paqij jî dibu ku min ew

bibiqanda û xeletiya

wê rast bikira.

Qesra ku çûmê, ya

pîrozweriyê bû

Dema ku ez bi lez ji

menzela general derke-

tim, di hişmendi ya min de cilên

min jî hêdî hêdî dibûn yên

general û pêlawa min jî. Ji xwe

rûyê general bû li ser stûyêmin.

Ji tirsa generalê rûhestî min

nema wêrî herim qesreke din.

Heya demekê di nav gul û

kûlîlkên baxçeyekî dewlemend

de geriyam. Paşê berê min kete

wê qesrê. Ji bandora hêhna

gulan bû, nizanim, ji tirsa min

bû û ne jî ji ber xwe de wiha bû

qesra ku çûmê, ya pîrozweriyê

bû. Bêhna hin gulên ku heya

niha ne min dîne û ne jî bînane,

di hat ji hindur. Li darî çavan

tiştekî şênber nedixuya.

Ne wekî tu qesran bû. Bi vala-

tiya xwe re û serbilindiya xwe

re jî ne yekê vala bû. Wekî ku

qesrên derdorê re bêje: “ hûn

mişt tijî jî bin, valabûna min

têra wê dike.”

Di demeke kurt de ew serbi-

lindî gihişte min jî. Her çiqasî

tirsayayî, birçî û westiyayî jî

bûm min xwe bê tirs avête nava

lehiya vê qesrê. Heya ku lehiyê

ez di nava xwe de qêj kirim.

Piştre ez hêdî hêdî derxistim.

Min nedixwest derkevim. Lê

xwestekê jî dişekirên zaroktiya

me ya tal de mabûn. Û em bi

qasî ku nema daxwazan bikin

mezin bûbûn. Min hem dizanim

qalên min çawa derbas, bi

lehîyê re bi çend welatan geriya

bûm... Û niha di qesra bi qehr

de, yanî di tenêtiya bi qehr de:

êşa qehrên, êşa qesrên berî vê

dikişînim. Him ya lanetê û hem

jî ya serbilindiyê. Herdû dibin

yek jî li hember qehrê lê zêde

encamê nagirin.

Di şerê van tenêtiyan de an

wê qehr bi ser keve û min bi

geherîne, an jî wê lanet bi ser

keve û serbilindiyê li min

biborîne.

56Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 59: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

“Kök denildi¤inde akla hemen atan›n gelmesi ve kad›n›n d›fllanmas›, çarp›k erkek egemen bak›fl aç›s›n›n uluslaflma olgusu bak›m›ndan da ne denli etkili ve belirleyici oldu¤unu gözler önüne sermektedir. S›n›flaflmaya ba¤l› olarak erke¤in egemen duruma yükselip kad›n› geri plana itmesini, giderek kölelefltirmesini ve s›f›rlaflma noktas›na dek düflürmesini varoluflun ve kökleflmenin bafllang›c› saymak, erkek egemenli¤ine meflruiyet zemini haz›rlama d›fl›nda bir anlam tafl›mamaktad›r. Burada tarih erkekle bafllat›lmakta ve insanl›k tarihi erke¤in tarihine dönüfltürülmektedir”

ök kavram› s›radanbir olgu de¤ildir vekesinlikle milliyetçili¤i

ça¤r›flt›racak bir kavram ola-rak görülemez. Kök kavra-m›n› yak›n say›labilecek birdönemde gerçekleflen ulusalflekillenmenin dayand›¤› te-melleri aç›klamak amac›ylakullanmak, onu son derecedaralt›p basitlefltirmek, hattakarikatürize etmektir. Ulus,belli bir tarihsel döneme te-kabül eden bir toplumsal ka-tegoridir.

Ulusal ba¤lar› gelifltirenve ulusal devletlerin kurulu-fluna götüren geliflme, özel-likle Avrupa aç›s›ndan, çok-ça kullan›lan bir ifadeyle,kapitalizmin flafak vaktinedenk düflmektedir. Bu aç›-dan yaflam süreleri konu-sunda kesin bir belirlemedebulunmak do¤ru olmasa da,uluslarla ulusal örgütlenme-lerin geçici olgular oldukla-r›n› belirtmek yerindedir.

Geçici olan› sonsuza dekdevam edecek bir olguy-mufl gibi ele almak tam daburjuva milliyetçili¤ine veonun afl›r›ya vard›r›lm›fl bi-çimi olan flovenizme özgübir yaklafl›md›r. Türkiye’deher a¤z›n› açan her politika-c›n›n Türk ulusunun beka-s›ndan dem vurmas› bununen çarp›c› ifadesidir. Oysaulus gibi bir olguda kal›c›l›k

veya ölümsüzlük diye birfley asla söz konusu olamaz.

BBaakkii oollaann uulluuss ddee¤¤iill iinnssaanndd››rr,, iinnssaannll››kktt››rr

Dolay›s›yla kal›c› olmayanbir fley için kökler aramakve üstelik bunu baflka biryerde de¤il de s›n›flaflmagerçe¤inde bulmak gülünç-tür. Varl›¤› devletle özdeflhale getirilen ulusun flanl›tarihini cilalay›p parlatarakhalk› buna tap›nmaya ça¤›r-mak, içerisinde say›s›z mur-darl›klar ve çürümüfl kemiky›¤›nlar›ndan baflka bir fleybulunmayan mezarlara d›fla-r›dan kireç vurup beyazlat-mak gibi son derece ucuzbir yaklafl›md›r.

Üç k›tada at koflturupdüflmana k›l›ç sallayan vekelle kesen ölüm makinele-rine dönüflmüfl bir mant›k,asl›nda temel insani kökle-rinden kopmufl güçlerinmant›¤›d›r. Günümüzde in-san soyunu tehdit eden hertürlü kötülü¤ün, kanl› sa-vafllar›n, tüyler ürpertici zu-lüm ve zorbal›¤›n nedenle-rinden biri de, kendiköklerini s›n›fl› toplum tari-hinde aray›p bulma yaklafl›-m›nda yatmaktad›r.

Baflkan Apo’nun sözünüetti¤i kök kavram› hem çokdaha farkl› bir içerik tafl›r,

hem de en do¤ru ve bilim-sel olan›d›r. Ayn› flekilde birbekadan söz etmek gere-kirse, baki olan ulus de¤ilinsand›r, insanl›kt›r. Bu yüz-den Baflkan Apo’nun sözü-nü etti¤i fley ulusal bir kifli-likten çok ve ondan dahaönce, insan olarak Kürt’ünkökleridir.

Elbette Kürt toplumu daöteki halklar gibi bir ulusalgeliflme sürecinden geçe-cektir. Nitekim bu halk›ngünümüzde içinden geç-mekte oldu¤u süreç bir yö-nüyle uluslaflma sürecidir.Ancak bu uluslaflma özü ba-k›m›ndan baflka halklar›nyaflad›¤› uluslaflmalara hiçbenzememektedir. Herfleyden önce Kürt halk›n›uluslaflma yoluna sokman›nyan› s›ra, bu uluslaflmayadamgas›n› vuran da yineBaflkan Apo’dur.

Apocu düflünce ve tarihanlay›fl› Kürt ulusunu flekil-lendiren en temel unsurdur.Bu anlay›fl›n yön verdi¤i kökaray›fl› ya da ulusal kimlikmücadelesinde ötekine ba-karak kendini tan›mlamayöntemine fazla itibar edil-memektedir. Ötekine baka-rak kendi gerçekli¤ine anlamyüklemek, onun yaflad›¤› ko-numu yakalamaya çal›flmakdemektir. Öteki bir gerçek-tir ve gerçekli¤ine sayg›yla

CIWANÊN AZAD

57Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

A.Ö. BilimAyd›nlanmaAkademisi

K

KKöökklleerr --IIII--

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 60: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

yaklaflmak gerekir; ancak benim anla-m›m yaln›zca onun varl›¤›na ba¤l› ola-maz. Böyle davran›rsam, öne ç›kard›-¤›m fley öz de¤il biçim olur.

ÇÇaatt››flflaann kkiiflfliilleerr ççoo¤¤uunnlluukkllaa yyaaflflaayyaann vveeyyaa yyaaflflaammaayyaann yyaakk››nn aattaallaarr››nn››nn kkaahhrraammaannll››kkllaarr››nnaa ss››¤¤››nn››rrllaarr

Biçimi öne alan bu yaklafl›ma ba¤l›olarak, onun devleti varsa ben dedevlet sahibi olmal›y›m, o kendi ana-dilini konufluyorsa ben de konuflmal›-y›m, o ülkesinin etraf›na s›n›rlar çizipmay›nlar döflüyorsa ben de öyle yap-mal›y›m, onun ordusu ve polisi varsabenimki de olmal›d›r, hiçbir fleydeondan eksik kalmamal›y›m derim. Öz-ce “ben senden farkl›y›m, öyleyse be-ni böyle benimseyecek ve ne kadarbatsam da varl›¤›ma tahammül ede-ceksin” cümlesiyle özetlenebilecekbu dayatmada ortaya konulan farkl›-l›k, öze de¤il biçime iliflkin bir farkl›-l›kt›r. Hatta burada farkl› denilen fley-ler bile birbirine hayli yak›nd›r. Ulusaldüflmanl›klar ve bu temelde yaflanansavafllar asl›nda bu yaklafl›mdan kay-naklanmaktad›r.

Ulusun, daha do¤rusu ulusal devle-tin köklerini atalar›n kahramanl›klar›nadayand›rmada çocukça bir yan vard›r.Kavga eden iki çocuktan daha güçsüzolan› ve kavgada yenik ç›kan›, ço¤u kezdayak yedi¤i rakibini day›s› veya birbaflkas›yla korkutmay› dener: “Helebir day›ma söyleyeyim, o zaman gö-rürsün gününü” diye tehditler savurur.Afliret topluluklar›nda da yine bunabenzer bir yaklafl›m› çarp›c› bir biçim-de gözlemlemek mümkündür. Düfl-man iki afliretten çat›flan kifliler ço¤un-lukla yaflayan veya yaflamayan yak›natalar›n›n kahramanl›klar›na s›¤›n›rlar.Bu s›¤›nma bazen bir afliretin tümünükapsar, afliretin kahramanlar›na vekahramanl›klar›na övgüler düzülür.“Ben bir yumrukta koca bir aslan› de-virmifl adam›n o¤luyum” ya da “benim

afliretim flu kadar bafl kesmifl, flu kadarkiflinin hanesini viraneye çevirmifl biraflirettir; beni iyi tan›!” cinsinden basitkahramanl›k naralar›na afliret çat›flma-lar›nda s›kça rastlan›r.

Bu koçaklamayla övgüsü yap›lanlar›nbütün meziyetlerinin övgüyü yapanlarageçece¤i gibi bir inanç vard›r. Ancak is-ter çocukça bir safl›¤›n sonucu olsun,ister afliret mant›¤›ndan kaynaklans›n,kendini atalar›yla özdefllefltiren bu yak-lafl›m oldukça geri ve ilkel bir yaklafl›m-d›r. Ne yaz›k ki, gerili¤i ve ilkelli¤i onunetkili olmas›na engel de¤ildir. Tersinebu özellikleriyle fliddet ve sald›rganl›ke¤ilimini daha da güçlendirir.

‘‘BBeenn mmeerrkkeezzcciilliikk’’ttee ggeeççeerrllii oollaannkköökkssüüzzllüükk vveeyyaa kköökklleerriinn iinnkkaarr››dd››rr

Bu tür sald›rgan bir milliyetçilik,burjuvaziye özgü bir ideoloji olmak-tan çok, afliret flovenizmine daha ya-k›nd›r. Burjuvazi kendi otoritesiniatalar›na de¤il yapt›klar›na dayand›r›r.Sanayi devrimi gibi bir devrime öncü-lük yapm›fl ve her alanda muazzamde¤iflikliklere yol açm›fl bir s›n›f ola-rak böyle davranmas› bir bak›ma do-¤ald›r. Geçmiflte kutsal say›lan her fle-yi basit birer meta derekesinedüflüren, kat› olan her fleyin buharla-fl›p havaya kar›flt›¤› bafl döndürücü birde¤iflim sürecini bafllat›p h›z kavram›-na yeni bir içerik kazand›ran, eskininüstü örtülü sömürü yöntemleriniaç›k, dolays›z ve ac›mas›z sömürü bi-çimlerine çeviren bir s›n›f›n özelliklegeliflme aflamas›nda kök diye bir olgu-yu kesinlikle dikkate almayaca¤›, hattaköklerinden kopmaya çal›flaca¤› aç›k-t›r. Ona göre insanl›¤›n geliflimi kendi-siyle bafllam›flt›r ve insanl›¤›n son sö-zü de yine kendisi olacakt›r.

Her fleyi kendisiyle bafllatma vekendini dünyan›n merkezine oturtmae¤ilimi, en ilginç ve çarp›c› biçimiyleAvrupa’n›n (ve Avrupa burjuvazisinin)yaklafl›m›nda kendini gösterir. Öyle

ki, bu ben merkezci yaklafl›m›n› dün-yan›n de¤iflik bölgelerini adland›rma-s›na bile yans›t›r. Nitekim Yak›ndo¤u,Ortado¤u, Uzakdo¤u gibi alanlar,kendini dünyan›n merkezine yerleflti-ren Avrupa’n›n do¤usuna göre yak›n,ortada ya da uzak say›lmaktad›r. Bu‘ben merkezcilik’te geçerli olan, kök-süzlük veya köklerin inkar›d›r.

HHaarreekkeettee ggeeççeebbiilleenn bbiirr ttoopplluumm yyeerriinnee rreefflleekksslleerriiyyllee hhaarreekkeett eeddeenn ssüürrüülleerr yyaarraatt››llmmaakkttaadd››rr

Afliret flovenizmine yak›n milliyetçi-likte ise, de¤iflimden ziyade bir don-muflluk söz konusudur. Burada kat›olan her fley daha da kat›laflmakta, de-¤iflime karfl› görülmemifl bir direnç ya-flanmaktad›r. Bu durum özellikle zihni-yet alan›nda kendisini daha aç›k birbiçimde ortaya koymaktad›r. ‹ç dina-miklerine dayal› bir kapitalist geliflmeyef›rsat bulamam›fl toplumlarda atalar›n›nkostümlerini giyinip kendi güçsüzlükle-rini gidermek isteyen egemen güçler,böylece altyap›da önüne geçemedikleride¤iflimin üstyap›ya yans›mas›n› önle-meye çal›flmaktad›r.

Çarp›k kapitalist geliflme etkisini sa-dece ekonomik iliflkilerde de¤il yafla-m›n her alan›nda hissettirmekte, beyin-lere fl›r›nga edilen floven bir ideolojiyletoplumun düflünce yap›s› alabildi¤inebozulmaktad›r. Sürekli tekrarlanandüflman tehdidi bir paranoya halini al-makta; gerçekler karfl›s›nda düflünerektutum belirleyip harekete geçen birtoplum yerine refleksleriyle hareketeden sürüler yarat›lmaktad›r.

fiovenizmle sürü durumuna düflü-rülmüfl bir toplumda egemenlerin be-¤enmediklerini hedef gösterip linçettirmeye yönelmeleri epeyce kolay-laflmaktad›r. Bu paranoyak ruh hali za-manla egemenlerden çok kitleleri et-kisi alt›na almakta, hatta bazen dönüpyarat›c›s›na yönelecek kadar dehfletverici boyutlar kazanmaktad›r. Bu aç›-

58Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 61: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

dan sald›rgan bir floven milliyetçi his-teriye yaln›zca egemenlere özgü sap-k›n bir davran›fl biçimi olarak bakmakyanl›flt›r. Milliyetçi histeri son derecebulafl›c›d›r ve bu rahats›zl›ktan en fazlaetkilenen toplumsal kesim halk›n ken-disidir. Bu noktada egemen güçler flo-venizmde bir ayarlamaya gidebilir vebelli bir denge tutturmaya çal›flabilir-ler. Buna karfl›l›k bir kez bulaflmayagörsün, flovenizmle kirletilmifl olan birhalk dengesini tamamen yitirmekte vekimi durumlarda kan kokusunu duy-madan yat›flmaya yanaflmamaktad›r.

KKüürrtt hhaallkk›› mmiilllliiyyeettççii dduuyygguullaarr›› eenn zzaayy››ff hhaallkk dduurruummuunnddaadd››rr vvee oonnuunn flflaannss››dd››rr

Bu noktada Kürtleri flansl› k›lan fley,kan dökmelerini k›flk›rtacak ölçüdegüçlü ve örgütlenip devlet olmufl ege-men s›n›flardan yoksun olmalar›d›r.Kürt egemenlerinin tarihi, esas itibariy-le tipik bir iflbirlikçili¤in, uflakl›¤›n ve iha-netin tarihidir. Kürt halk›n›n ihanetinçirkin yüzü d›fl›nda, kendi egemenleri-nin tarihinden devralabilece¤i ve ulusalgurur kayna¤› olarak dayanabilece¤i hiç-bir fley yoktur. H›rs›z›n orta¤›, katili¤inyama¤› ve cellad›n hempas› kimli¤inesoyunmay› varl›k gerekçesi yapm›fl olanbu güçlerden geriye kalan ne varsa hep-sini reddetmedikçe, bu halk›n kurtulufluolanaks›zd›r.

Baflka bir deyiflle uygarl›k tarihi çer-çevesinde bak›ld›¤›nda, kendileri istemiflolsalar bile, Kürtlerin köklerini dayand›-rabilecekleri milli vasf›na sahip egemen-leri bulunmamaktad›r. Bu eksikli¤inKürt halk›n› milliyetçili¤e düflmektenal›koydu¤u ve onu elleri temiz bir halkhaline getirdi¤i kesindir. Aile ve afliretgelene¤ine dayanan özelliklere sahipolan Kürt ilkel milliyetçili¤i, bu yap›s›ylageliflme olana¤› bulamam›fl ve yok ol-maya mahkum, güdük bir milliyetçiliktürüdür. Bu milliyetçilik köklerini aileve afliret yap›s›na dayand›rd›¤› için bir-

lefltirici de¤il bölücü, toparla-y›c› de¤il parçalay›c› bir roloynamaktad›r. Dolay›s›ylauluslaflmay› gelifltiren de¤il,uluslaflma önünde en ciddiengellerden birini oluflturanbir güçtür. Süreklilik arz edeniç çat›flmalar, onun ancak par-çalanm›fl afliret yap›s› üzerindevücut bulabilece¤ini ortayakoymaktad›r. Bütün demok-ratik aç›l›mlara kapal› ve öz-gürlü¤e düflmand›r. K›sacas›Kürt uluslaflmas›n›n baflar›s›bu milliyetçili¤in kesin olarakafl›lmas›na ba¤l›d›r.

‹‹nnssaannll››kk ttaarriihhii eerrkkee¤¤iinn ttaarriihhiinnee ddöönnüüflflttüürrüüllmmüüflflttüürr

Öte yandan kök denildi-¤inde akla hemen atan›n gel-mesi ve kad›n›n d›fllanmas›,çarp›k erkek egemen bak›flaç›s›n›n uluslaflma olgusu ba-k›m›ndan da ne denli etkili ve belirle-yici oldu¤unu gözler önüne sermekte-dir. S›n›flaflmaya ba¤l› olarak erke¤inegemen duruma yükselip kad›n› geriplana itmesini, giderek kölelefltirmesi-ni ve s›f›rlaflma noktas›na dek düflür-mesini varoluflun ve kökleflmenin bafl-lang›c› saymak, erkek egemenli¤inemeflruiyet zemini haz›rlama d›fl›ndabir anlam tafl›mamaktad›r. Burada ta-rih erkekle bafllat›lmakta ve insanl›ktarihi erke¤in tarihine dönüfltürül-mektedir.

Tarihin sahibi olan ve talihi yaver gi-den ‘insano¤lu’, insanl›¤›n hamurunuyo¤uran ve mayas› olan kad›n› art›ktarihin d›fl›na atm›flt›r. ‹nsan art›k o¤ulile anlat›lmakta, insan soyu insano¤lukavram›na s›k›flt›r›lmaktad›r. Dolay›-s›yla kök aray›fl› da esasta bu o¤ul’u il-gilendirdi¤i için, onun kendi köklerinizor’un mucidi ve uygulay›c›s› olan ata-lar›n›n kanl› tarihinde bulmas› kaç›n›l-mazd›r. Havva’n›n Adem’in kaburga

kemi¤inden yarat›lmas› söylencesiylebafllang›çta erke¤in s›radan bir eklen-tisi yap›lan kad›n, zamanla bu statü-sünden bile uzaklaflt›r›lm›fl ve yoklu¤amahkum edilmifltir. T›pk› geçmiflteKürt halk›na dayat›lan statüsüzlük ve-ya kimliksiz kölelik gerçe¤inde görül-dü¤ü gibi, kad›n art›k bir parya olarakbile kabul edilmemekte ve tamamenhiçlefltirilmektedir. Asl›nda Kürt gibikad›n da yoktur.

Bu erkekler dünyas›nda tarihsel birkiflilik olarak tarih içinde kay›p olsada, bu dünyan›n kavimleri taraf›ndanhala resmen tan›nmasa da, bu dünya-n›n çarklar›n›n nas›l döndü¤ü konu-sunda Kürt halk›n›n bir bilgeli¤i vard›r.Kürt halk› için bu dünyay› anlamak,onu kendi özgürlük isteklerine göreyeniden gerçeklefltirmek demektir.Ayn› fley kad›n için de fazlas›yla geçer-lidir. Kürt insan› kendisini halk olarakbir araya getiren henüz tamamen kefl-fedilmemifl tarihi ve onun bugünkü bi-lincini, bu bilincin karfl›l›¤› olan eylem

CIWANÊN AZAD

59Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 62: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

60Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

ve yaflam› anlamaya çal›flmaktad›r.Hiçlefltirilmeye dek vard›r›lan bir par-çalanma ve da¤›lma noktas›ndan gelipkimlik kazanan ve halklaflan Kürt insa-n›n› birlefltiren fley, baflta özgür ya-flam olmak üzere insanl›¤›n en köklüde¤erleridir.

YYeennii KKüürrtt’’üü aannllaammaakk aannccaakk ttaarriihhii aannllaammaakkllaa mmüümmkküünn oollaabbiilliirr

Bu da tarihi gerçeklefltirmekle ayn›fleydir; dünyaya hükmeden ölçüsüz birahlaks›zl›k ve yalanc›l›k düzeninin ‘tarihbitti’ dedi¤i yerde, tarihi daha radikalbir biçimde, özgür insanl›k temelindegerçeklefltirmektir. Bitti denilen fley as-l›nda egemen erke¤in yalanlar üzerinekurulu kirli tarihidir. Bu erke¤in yeryü-zünde bina etti¤i yalan imparatorlu¤u-nun temelleri çat›rdamakta, oluflan çat-laklardan yepyeni bir insanl›kdo¤maktad›r. Varoluflumuzun kayna-¤›nda yer alan özgür insanl›k, as›l yara-t›c›s›yla yeniden buluflmakta ve yeni ta-rihe yön vermeye bafllamaktad›r. Buyeni tarih yap›c› güç genelde kad›n,özelde ise Kürt halk›d›r.

Buradaki yeni s›fat› ayn› zamanda enkadim olan› anlatmaktad›r. Yeni tarihyap›c› güç kadimdir, çünkü varoluflunbafllang›c› ondad›r. Onun yeni olmas›ise, ›skartaya ç›kar›l›r gibi devre d›fl› b›-rak›l›p tarihsel geliflme sürecinin d›fl›naat›ld›¤› noktadan tarihe yeniden giriflyapmas›n› ifade etmektedir.

Erkek patentli olarak geliflen uygarl›-¤›n unutturmak istedi¤i kad›n gibi Kürtde tarihin çocu¤u olarak kalm›flt›r. Bafl-lang›çla çocukluk ayn› anlama gelmek-tedir. ‹nsanl›¤a bafllang›ç yapt›ran kad›-n›n adeta neolitik dönemde çak›l›pkalmas›, onun çocuk kalmas›n›n temelnedenidir. Büyüdü¤ü ve geliflti¤i söyle-nen güç erkektir. Fakat geliflmesine im-kan sunan topra¤› yads›d›¤› için bu er-ke¤in geliflmesi çarp›kt›r; insanl›¤›n asliunsurunu yok sayd›¤› için büyümesi ol-dukça dengesizdir.

KKaadd››nn bbüüttüünnllüü¤¤üünnddeenn kkooppaann eerrkkeekk öözzüünnddee iinnssaannll››kkttaann kkooppmmuuflfl ddeemmeekkttiirr

Asli unsurunu kesinlikle kad›n›noluflturdu¤u insan ve insanl›k olgusubir bütünlük içinde ele al›nd›¤›ndakendi anlam›n› bulabilir. Bu bütün-lükten kopan erke¤in özünde insan-l›ktan koptu¤unu söylemek gerçek-çidir. Ne denli ürkütücü görünürsegörünsün gerçek budur. ‹nsanl›¤aözünü kazand›rd›¤› inkar edilse vebunun yerine kad›n sadece insanl›¤›nyar›s› olarak de¤erlendirilse bile, buyar›ml›k yan art›k olmad›¤›na göre,erke¤in kendisini insano¤lu olarakadland›rmas› da fazlaca bir anlam ifa-de etmemektedir.

O art›k yaln›zca erkektir, art›k in-san ve insanl›k yoktur, erkek ve er-keklik vard›r. Bu aç›dan erke¤in in-sanl›¤a sahip ç›kmas›, asl›ndakendisine sahip ç›kmas›ndan farks›z-d›r. Dolay›s›yla bir kez kad›n kaybo-lunca insanl›¤›n da kay›plara kar›fl-mas› kaç›n›lmazd›r. Uygarl›ktarihinin gözden kaç›r›lan ya da ka-ç›rt›lan yüzü böyledir.

Asl›nda Kürt halk›na özgü bir dü-flünce ve yaflam biçimi olan Alevilik’-te, ham insan›n içinden geçip olgun-laflt›¤› dört kap›dan söz edilir: Yolanlam›na gelen tarikat kap›s›ndan içe-ri giren acemi, ikinci aflama olan fleri-atta paylaflmas›n› ö¤renir; adalete uy-gun davranmak, “flu senin bu benim”demeyi gerektirir. Bunun ard›ndangelen marifet aflamas›nda gerçe¤e bi-raz daha yaklafl›lm›fl gibi görünür, oy-sa hakikat hala uzakt›r. Marifet kap›-s›ndan geçen insan›n ö¤rendi¤i fleyortakl›k bilincidir; o art›k “hem seninhem benim” diyecektir. Hakikat afla-mas›, insan›n piflip olgunlaflt›¤› aflama,“ne senin ne benim” diyebildi¤i afla-mad›r. Hakikat ya da onunla ayn› an-lama gelen olgun insan, belle¤indenmülkiyet duygusunu silip atm›fl insan-

d›r. Ortak kullanmay› ifade eden ko-lektif mülkiyet de yine bir mülkiyettürüdür. Mülkiyetin bu biçimine geçiflgerçekten bir marifet iflidir, ancak in-sanl›¤›n hakikati de¤ildir. Hakikat,mülkiyet biçiminin yan› s›ra mülkiyetduygusunun da yok olmas›n› gerektir-mektedir.

NNeeoolliittiikk ttoopplluumm iinnssaann››nnddaa mmüüllkkiiyyeett oollgguussuu vvee ddüüflflüünncceessii yyookkttuurr

Neolitik dönemin birçok özelli¤inikoruyan Alevi Kürt’ünün bu anlay›flaulaflmas› oldukça anlaml›d›r. Gerçek-ten de neolitik toplum insan›nda mül-kiyet olgusu ve düflüncesi yoktur.Hem özel hem de kolektif mülkiyetanlam›nda bu böyledir. Malikin olma-d›¤› yerde ne mülk, ne memluk, ne demelik var olabilir. Orada yaflayan in-san özgürdür. Özgürlük insanlar›nbirlikte üretme, yaratma ve paylaflmasevincindedir. Belki insanlar›n nesivard› ki paylafls›nlar diye sorulabilir.Ama böyle bir soru do¤ru de¤ildir.

‹nsan bu dönemde ata gem vurma-y› ve rüzgar› dizginlemeyi, yine saban›,tekerlekli arabay›, yelkenli kay›¤›, ba-k›r cevherini ar›tmay› ve madenlerinfiziksel niteliklerini ö¤renmifltir. Yaz›-y›, say› ve ölçü birimlerini gelifltirmiflve böylece uygarl›¤a geçiflin gereksin-di¤i her fleyi yaratm›flt›r.

Gordan Childe’in de belirtti¤i gibi,Galileo’ya gelinceye dek tarihin hiç-bir döneminde bilgi geliflimi böylesi-ne çabuk, büyük bulufllar böylesines›k olmam›flt›r. Daha öncesinde vehatta sonras›nda yaflanan geliflmeler-le k›yasland›¤›nda, bu dönemin in-sanl›¤› adeta sihirli ayakkab›lar giy-miflçesine h›zl› bir geliflmetemposunu yakalam›flt›r. Üstelik bas-k› ve sömürü denilen fleyi bilmeden,özlemini duymadan özgürlü¤ü bizzatyaflayarak, yarat›c› eme¤in büyük se-vincini yüre¤inde duyup hemcinsle-riyle paylaflarak bunu baflarm›flt›r.

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 63: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

CIWANÊN AZAD

61Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

Yasak Toprak,Yasak İnsan

Zamanın gözümde henüz anlaşılmadığı yıllardı. He-nüz çocuk olabilmiştim; birilerine göre henüz tehdit...Yasakların olduğu bir toprakta can bulmak, büyüdükçeyasak olmak, demek, belki de her an ölümü tadabilmekdemekti. Toprağımda yasak olmak ne tuhaf, diye düşün-meye başladığımda, tehdit olmaktan çıktığımı fark et-tim; artık bende yasaktım...

Kırmızı yasağın sembolü, topragim kan-kızılı. Butopraklar kırmızı... Can verdikleri kızılı simgeliyordu...

Toprak can verdikçe onlar can alıyordu.Ve ben artık annemin korkulu rüyasıyım. Ölümü sol

göğsümde taşırım. Ölümle soluk-soluğayım...“Oğul kalk.Düşünme beyazı ve mavilikleri... Düşün-

me oğul toprağı. Düşünmek ölüm demek...”diyordu annem, kaş altında bakışla, birazda ürkek...

Solgun yüzü içindeki korkuyu ele veriyordu. Anneminellerine bakıp “çamurlu bir mayın tarlası bu.Yaşamak,düşünmek-düşlemek demek... Beynime düşüncelerimenasıl zincir vurabilirim?” diye haykırdım.

Tedirgin bir sessizliğe büründü anam. Son cümlem-den sonra hüzün dışında etrafımda bir şey bırakmadı...

Ben, onun ana yüreğini anlamıyordum, o benim per-vasız yüreğimi, iki yürekte de aynı tedirginlik olsa da,farklı çarpıyordu...

Yorgun bedeni yürümeye üşeniyor, gözleri bana sesle-niyordu. Bakışları hüzün taşırdı,asırlardan kalma...

Yorgun bedenine yakışan yaslı elleri, yüzündekiyılların çizgileri, dudağındaki tebessümlü gülümseyişive kınalı saçları ile tamamlıyor toprağını. Bir o kadar dayakışıyordu toprağına...Kızıllığına...

Gecenin geç saatleriydi artık. Ben düşünmekten yor-gun düşmüş gözlerimi hafif kısıp uzağa bakmaya koyul-muşum. Etrafı suskun bir karanlık kaplamıştı, bir o ka-dar kirli... Onlar yine dışarıdaydılar. Onları farkettiğimde bedenime ilk kurşunu yemiştim. Mermininsoğukluğu sıcak bedenimi soğutmuş, kanımı akıtmıştı...

Artık yasak değil(d)im...Sadece anamın yüreğini ya-kıp yok eden bir oğul(d)um...

ZEYNEP ZAYCI

Kime Yanar Bu Ormanlar..?

Dün gece pencereme konan kuşların çığlığıylauyandım birden. Rüyalarımın en ince yerindenyırtıldı düşlerim. Haber getirmişlerdi bana. “Or-manlar alevler içinde yanıyor” diye... Dili tutuldu gecemin, konuşamaz oldu kelimele-rim. Takatim kırıldı, hareket edemez oldum. Zehir olmuştu mevsimlerim/suyu tükenmiştigençliğimin.Bir seyyah olup kaçmak istedim kendimden.Dağlara, yollara vurmak istedim kendimi. Şimdilik yakarışlarını duyuyorum ormanların.Yeryüzün cenneti ateşler içindeydi. Nefesim ke-silmişti, soluksuz kalmıştım şehla bir bakışla. Ey yüreği avuçlarımda hayat bulan dağlar kızı..!Ey gecenin yıldızlarındaki inci küpeli..!Ey yurtsuzluğumun asaletinde ülkeye dönüşenmitani..!Ve ey bayram sabahlarındaki sevincim; mızıkacıçocuk..!Duydun mu ateşe vermişler ormanlarımızı?Yıkıp yağmalamışlar kuşlarımızın konaklarını/bozmuşlar genç kızlığını yemyeşil baharında... Şimdi hangi ağaca baksam utanıyorum yaşamak-

tan. Diri diri yakılan ormanların izleri var bede-nimde. Eylülün sararan yaprakları vardı önceden. Oysaşimdi ne bir yaprağı var ormanlarımızın ne de oyaprakların yaratıcıları. Ey bu ormanları ateşe veren soysuz doğa düş-manları..! Birer cehenneme çevirdiniz ekolojiktapınaklarımızı. Yok ettiniz çocukluğumuzun deryalarını talan et-tiniz iklimleri...Hangi dinde günahsız sayılabilirsiniz ki..?Orman yakmak; vahşettir...Orman yakmak; cinayettir...Orman yakmak; kıyımdır yeryüzüne...Cehennem arenalarına sahne oldu o güzelimağaçların görüntüsü. Kaybedilen bir çocuğum şu-an. Hüznün sularında yüzüyor gemilerim. Karan-lığa karışıyor gözlerim. Sulara gömülüyor bede-nim. Yıldızlar çekiliyor gökyüzünden. Hiçbir sebebi olmamalı yakıp, yıkmanın.Utan ey gökyüzü utan ey insanlık...Ormanlarımız alevler içinde yanıyor. Çığlıklara bürünmüş ağaçlar ve yapraklar... Kime yanar acaba bu ormanlar..?

Aslan ASLAN

OOkkuurrllaarr››mm››zzddaann......

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 64: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

62Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

(: Mizah :)

Tarih ö¤retmeni Osmanl› Devle-ti gerileme dönemini anlat›yor-du....-Evet arkadafllar, K›r›m Os-manl›dan 3 aflamada ç›km›flt›r:

1. aflama Küçük KaynarcaAntlaflmas›

2. aflama Aynal›kavak Terkip-names›

3. aflama Yas Antlaflmas›d›r...Tam devam edece¤i s›rada ar-

ka s›rada haylaz ö¤rencisinin ge-

ne konufltu¤unu gördü, seslendi: -Kalk bakal›m söyle flimdi ba

na, K›r›m kaç aflamada Osman-l›dan ç›km›flt›r??

Çocuk bir süre düflündü ve s›raarkadafl› ona 3 diye f›s›lda-d›.Çocukta cevab› duyunca:

-3 aflamada ç›km›flt›r hocam..Hoca: -Say bakal›m..Çocuk:- Ne var bunda hocam,

1.2.3.

Bilet HilesiGünün birinde ayn› üniversitede görevli 3iflletme uzman› ile 3 mühendis ‹stanbul’a

bir seminer için davet edilmifller. 6 kafadardaha ucuz olaca¤›na inanarak trenle gitme-

ye karar vermifller. Hep birlikte tren biletgiflesine gitmifller, mühendisler birer tanebilet alm›fl, iflletmeciler yaln›zca 1 bilet al›ptrene binmifller. Mühendisler, iflletmecileretek bilet ile nas›l seyehat edeceklerini so-

runca- Bekleyin göreceksiniz

Cevab›n› alm›fllar. Bir süre sonra kondüktörbilet kontrolü yapmaya bafllay›nca ifllet-

meciler hep birlikte trenin tuvaletine girmiflve kap›y› kilitlemifller. Kondüktör bilet kon-trolünü bitirip tuvaletin önüne gelmifl ve

kap›y› çalm›fl. Kap› aralan›p içeriden bir bi-let uzat›lm›fl. Kondüktör de bileti iflaretle-yip gitmifl. Mühendisler bay›lm›fllar bu ifleve dönüflte ayn› numaray› kendileride yap-maya karar vermifller. Seminer bitince yineayn› ekip istasyona gitmifller, mühendisler1 tane bilet alm›fl, iflletmeciler hiç bilet al-madan trene binmifller. Mühendisler bilet-siz nas›l seyehat edeceklerini sorunca yine

ayn› cevab› alm›fllar:- Bekleyin göreceksiniz.

Kondüktör bilet kontrolüne bafllay›nca mü-hendisler hemen birlikte tuvalete girmifller.

‹flletmeciler de di¤er tuvalete girmifl. 5 daki-ka sonra iflletmecilerden birisi tuvaletten ç›-k›p di¤er tuvaletin kap›s›n› çalm›fl, kap› ara-

lan›p içeriden bir bilet uzanm›fl. ‹flletmecibileti al›p di¤er tuvalete girmifl ve kondüktö-rü beklemeye bafllam›fllar... mühendislerden

en genç olan› tuvaletten ç›k›p di¤er tuvaletinkap›s›n› çalm›fl... ‹flletmeciler kapiyi bile aç-madan :Hadi lan,bizim numaram›z› bize mi

yedirecen...

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 65: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

CIWANÊN AZAD

63Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

Tarih dersinde ö¤retmen birinitahtaya kald›rm›fl ve sormufl:

-O¤lum Kadefl Savafl›n› kim yap-t›?

Çocuk hemen yan›tlam›fl: -Hocam vallahi billahi ben yapma-

d›m. Hoca sinirinden ç›ld›racak. O si-

nirle d›flar›ya ç›km›fl, koridordaMatematik ö¤retmenini görmüfl vedurumu Matematik ö¤retmenineanlatm›fl:

-Hoca han›m bu ö¤renciler beniç›ld›rtacak; Kadefl Savafl›n› kimyapt› diye soruyorum, vallahi billahiben yapmad›m diye yan›t veriyor-lar, ç›ld›raca¤›m...

-Hocam üzülmeyin çocuktur bun-lar hem yaparlar hem de yapma-d›m derler... Tarihçinin sinirleri iyicetepesine ç›km›fl ve solu¤u Müdür

Beyin odas›nda alm›fl. -Müdür Bey bu nas›l bir okul, ne

ö¤rencisinde hay›r var, ne de ö¤-retmeninde; ö¤renciye Kadefl Sa-vafl›n› kim yapt› diye soruyorum,ben yapmad›m diyor, ö¤retmenedurumu anlat›yorum, bunlar çocuk-tur hem yaparlar hem de yapma-d›m derler diyor, kafay› yiyece¤im.

Müdür Bey: Siz hiç kendinizi üz-meyin Hocam, bunda merak edile-cek birfley yok, flimdi Bakanl›¤a biryaz› yazar ve Kadefl Savafl›n› kiminyapt›¤›n› sorar›z... Tarih Ö¤retmeniald›¤› yan›t ile orac›¤a y›¤›l›p kalm›flve Müdürden bir hafta izin alm›fl...

Bir hafta sonra Bakanl›ktan biryaz›:

Bu y›l ödenek olmad›¤› için KadeflSavafl› yap›lamayacakt›r. Bilgini-ze...

TTaarriihh DDeerrssii

Evin annesi ütü yaparken, evin küçük yaramaz› dasalonda oyuncak treniyle oynuyormufl.. derken an-nesi birkulak kabartm›fl ki o¤lan flöyle ba¤›r›yor:

- EVET..!! SON DURAGA GELDIK..!! DUYMADINIZ MIALLAHIN CEZALARI HALA NE OTURUYOSUNUZ??CABUK DEFOLUNiNiN ASAGI..!!!

Bunlar› duyan anne neye u¤rad›¤›n› flafl›rm›fl do¤rusalona koflmufl: - Sen nerden ö¤rendin bak›y›m böyle konuflmay›??Nekadar ay›p.. simdi do¤ru odana gidiyorsun tam 2saatcezal›s›n...bi daha da a¤z›ndan öyle kötu sözlerduymayay›m..!!2 saat sonra küçük afacan tekrar salona dönmüfl,

treninin bafl›na oturmufl....annesi de mutfakta ye-mekyap›yormufl, derken yine o¤lan›n konuflmalar›n›duymufl: - Say›n yolcular›m›z, iste son dura¤a geldik.. Umar›zçok güzel bir yolculuk geçirmiflsinizdir.. Lütfeneflyalar›n›z› trende unutmamaya dikkat ediniz...

Treneyeni binen yolcular›m›z, sizin de çok güzel biryolculuk geçirmenizi diliyoruz.. küçük bagajlar›n›z›koltuklar›n›z›n alt›na koyabilirsiniz.. bu aradaunutmay›n yolculuk s›ras›nda sigara içmek yasak-t›r..

Bunlar› duyan annesi az önceki cezan›n iseyarad›¤›ndan memnun gülümserken o¤lan konuflma-s›nadevam etmifl: -.. ayr›ca iki saatlik rötar yüzünden mutfaktakicadaloz ad›na hepinizden özür dileriz...!!

SıpaKöylü, yeni doğan bir sıpayı kucağınaalmış evine dönerken,iki ortaokul öğ-rencisi kendisine takılır ve:- Hayrolaamca, derler. Oğlunu nereye götürüyor-sun böyle?- Adam, kendine yapılan bu terbiyesiz-liğe aldırmamış görünerek cevap verir:- Gittiğiniz okula kaydını yaptıraca-ğım..

Yeni ÖğretmenOkula yeni gelen öğretmen ilk dersindeögrencilere ilginçbir çağrıda bulunmuş: - Kendini geri zekalı hisseden varsaayağa kalksın... Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış: - Sen kendini geri zekalı mı hissediyor-sun? - Hayır, demiş çocuk, ama sizin tek ba-şına ayakta kalmanıza gönlüm razı ol-madı da...

TTrreenn ooyyuunnuu

www.ars

ivaku

rd.o

rg

Page 66: Özgürlük Günefli Analar›n Ba¤r›ndanAnalar›n Ba¤r›ndan …...CIWANÊN AZAD Kowara Ciwanan a Mehaneye Hejmar:24 Gulan 2008 Her Tiflt Ji Bo Azadiyê! Yüre¤imiz Günefle

64Gulan 2008Her tiflt ji bo azadîyê

CIWANÊN AZAD

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

BBBB uuuu llll mmmm aaaa cccc aaaa

Soldan Sağa

Yukarıdan Aşağıya

11-- 12 Mart tarihinde Besta’n›nGeliye Hezil vadisinde ç›kançat›flmada flehit düflen HPGkomutan› (.... Faraflin) - De-¤erli bir tafl22-- Namus - ‹stemsiz ve genel-likle sinir bozukluklar, sinirsonucu ortaya ç›kan hareket-ler - Lityumun simgesi - M›s›r-larda günefl tanr›s›33-- Bir çeflit Pantolon kumafl› -Yaz›n yetiflen bir meyve44-- Bal yapan bir hayvan - San-trançta bir atak - Kabaca oku-na bir harf55-- Et sat›lan yer - Nord’unsimgesi - Bir nota66-- Bir a¤aç türü - Saçlar› tara-maya yar›yan alet77-- Lise’nin sessiz harfleri - Al-fabenin ilk harfi - Bir tür hu-bubat, bir besin maddesi88-- Euro’yu simgeleyen bir harf- kifli, zan - Müzikte Fortenink›salt›l›fl›99-- Kesmeye yar›yan bir alet -Türkiye’nin bir ili1100-- Santraç’ta bir hamle - To-kio Hotel K›salt›l›fl› - Kürdis-tan’da bir flehir1111-- Eski bir uygarl›k - Yazma-ya yar›yan bir alet - Lityumunsimgesi1122-- Besta’da 3 arkadafl›yla di-renerek flehit düflen hem ge-rilla hem yönetmen olan HPGgerillas› - Dili tutulmufl, konu-flamayan

11-- Resim’de bir karalama flekli - Beddua 22-- Timör - Arapçada oyna-mak, dans etmek - Ön’nün karfl›t› 33-- Uzunun karfl›t› - Ekonomik al-man›n k›salt›l›fl› 44-- Türk Telekomun k›salt›l›fl› - Vücüda yap›flan böcekler 55-- ‹liflkin,dair - Proje yönetiminin k›salt›l›fl› - Müzikte sus, duraklama olay› -Kilolitrenin k›flalt›l›fl› 66-- Yönetim Kurulu’nun k›salt›l›fl› - Damak, lezzet 77-- Bir tür ya¤›flflekli - Yamamaktan emir 88-- Ust s›n›flara ait bir tan›mlama - Alman-ya’dan bafll›y›p Karadenize dökülen bir nehir- E¤mekten emir 99--Telli antik bir çalg› - Atlar›n ayaklar›na tak›l›r - Rutubet 1100-- Beyaz -Bir erkek ad› 1111-- Sunma anlam›na gelen bir deyim - Söz, kelime -Gurbet 1122-- Bir iyilik eki, dilek - Elma, Armut gibi meyvelerin kurultulmuflu- Deniz k›y›s›, kumsal

BULMACA

BULMACA

BULMACA

www.ars

ivaku

rd.o

rg