sÖzÜnÜzÜ tutun!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (al›nt›lar; 12 may›s 2009, hürriyet)...

50
Verilen Sözün Takipçisi Olma Sorumlulu¤unu Üstlenenler: fiimdi O Sözün Gere¤ini Yerine Getirme Zaman›d›r! S S Ö Ö Z Z Ü Ü N N S S A A H H P P L L E E R R V V E E K K E E F F L L L L E E R R ! ! SÖZÜNÜZÜ TUTUN! Kürt Sorununun Çözümünde Sorun sadece EKONOM‹K de¤ildir Sadece D‹L SORUNU de¤ildir Sorun; bir halk›n KEND‹ KADER‹N‹ TAY‹N ETMES‹ sorunudur! u u AKP tecritte ›srar ediyor! u u Sohbet hakk›n› uygulamam diyor! u u Zulme devam diyor! TEK YOL DEVR‹M! www.yuruyus.com Say›:183 [email protected] I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 183 7 Haziran 2009 Fiyat›: 1 TL (kdv dahil) [email protected]

Upload: others

Post on 03-Aug-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Verilen SözünTakipçisi OlmaSorumlulu¤unu

Üstlenenler:

fiimdi O SözünGere¤ini Yerine

GetirmeZaman›d›r!

SSÖÖZZÜÜNN SSAAHH‹‹PPLLEERR‹‹ VVEE KKEEFF‹‹LLLLEERR‹‹!!

SÖZÜNÜZÜTUTUN!

Kürt Sorununun Çözümünde

Sorun sadece EKONOM‹K de¤ildirSadece D‹L SORUNU de¤ildir

Sorun; bir halk›n KEND‹ KADER‹N‹ TAY‹N ETMES‹ sorunudur!

uuAKP tecritte ›srar ediyor!

uuSohbet hakk›n› uygulamam diyor!

uu Zulme devam diyor!

TEK YOLDEVR‹M!

www.yuruyus.com Say›:183 [email protected] 1133000055 -- 77994444

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 183

7 Haziran 2009

Fiyat›: 1 TL

(kdv dahil)

[email protected]

Page 2: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Gecekondularda hava bulan›k pusluAlt›nda¤ gökleri kümülüslüEkme¤e, aflka ve ömreKüfeleriyle hükmedenCi¤erleri küçük, elleri büyük Nefesleri yetmez avuçlar›na- ‹lkokul ça¤›nda hepsi -Kenar çocuklar›Kar alt›ndad›r...”

(Ahmed Arif)

“...Koç Üniversitesi’nde yap›lanbir araflt›rma, maddi düzeyi iyi olanailelerin çocuklar›n›n henüz annekarn›ndayken bile ekonomik durumukötü olan ailelerin çocuklar›na k›-yasla hhaayyaattaa ‘‘öönnddee’’ bbaaflflllaadd››kkllaarr››nn››ortaya koydu...” (*)

Nedir hayata önde bafllamak? Ce-vab›n ad› ve asl› gayet aç›kt›r: EEflfliitt--ssiizzlliikk... Ki adlar›na üniversiteler ku-rulan o tekelciler ve onlar›n asalaktak›m›yla eflit de¤iliz zaten hayat›nhiçbir yerinde. Onlar sömüren ve bizsömürülenleriz. Tam da bu nedenle,aannaa kkaarrnn››nnddaa bbiillee eeflfliitt ddee¤¤iilliizz.. Kionlar, ne kadar önde bafll›yorsa ha-yata, biz de o kadar önde bafll›yoruzbu yoksulluk cehennemine...

“... araflt›rma, Türkiye’deki ço-cuklar›n geliflimlerinin ailelerininsosyo-ekonomik yap›s›na göre kes-kin bir flekilde farkl›l›k gösterdi¤iniortaya koydu...” (*)

Evet, hayli keskin bir çeliflkidirbu. Öyle ya, yoksulun çocu¤u dayoksul, zenginin çocu¤u da zengingeliyor bu dünyaya. Nas›l bir kader-dir ki bu, daha do¤madan r›zk› gas-pedilmifltir bizim bebelerimizin? Ce-vab› belli bir sorudur bu.Çünkü, halk› kim sömü-rüyorsa, o halk›n dahado¤mam›fl bebelerinin ka-derine de yoksullu¤u ya-z›yor demektir.

“... Buna göre, ailele-ri düflük sosyo-ekonomikdüzeydeki çocuklar, aile-leri yüksek sosyo-ekono-

mik düzeydeki çocuklara göre, dahado¤umdan itibaren sa¤l›k ve geliflimaç›s›ndan dezavantajl› durumda-lar...” (*)

Ve bir gün, neden dezavantajl›do¤duklar›n›n bbiilliinncciinnee var›r o ço-cuklar. Hayat, gösterir ve ö¤retir bu-nun nedenini. Ki ezilen, sömürülenhalk›n ad›na “düflük sosyo-ekonomikdüzeydekiler”, ezip sömürenlere de“yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki-ler” denmesinin riyakarl›¤›n› da an-lar bir gün o çocuklar. Ve bu çarkaçomak sokarlar. ‹flte o zaman, kimdezavantajl› olur, malumdur...

“... Düflük sosyo-ekonomik düzey-deki çocuklar›n do¤umda ortalamaa¤›rl›¤› 2 bin 600 gram iken, yükseksosyo-ekonomik düzeydeki çocukla-r›n do¤umdaki ortalama a¤›rl›¤› 3bin 300 grama ulafl›yor.” (*)

700 graml›k bu fark, bu düzeninddiibbee vvuurrmmuuflfl aa¤¤››rrll››¤¤››dd››rr.. Niye’sibelli: Çünkü onlar›n banka cüzdanla-r›, borsa hisseleri de a¤›r çeker zaten.Dahas›n› da bilim söyler. Sa¤l›kl› birgebelik ve sa¤l›kl› do¤um için, ha-mile kad›n›n vücudunda 2277 bbiinn kkaa--lloorriinniinn ddeeppoollaannmm››flfl olmas› gerekirder bilim. Bunun yolu da, iki can ta-fl›yan hamilelerin daha özel beslene-bilmesinden geçiyor. Ama geçemez,ve aç annelerin gürbüz bebekleri ol-amaz. Ve burjuvazinin bebeleri ana-lar›n›n karn›nda bafllarken semirme-ye, bizimkilerin baht›na da açl›k dü-fler ddaahhaa ddoo¤¤mmaamm››flflkkeenn bile...

“Koç Üniversitesi’nde yap›lanaraflt›rma, yüksek sosyo-ekonomikdüzeydeki çocuklar›n daha az prob-lem ç›kar›p daha fazla olumlu dav-

ran›fl sergiledi¤ini de ortaya koy-du...” (*)

Yedikleri önlerinde yemedikleridad›lar›n›n ellerinde olan o sosyeteçocuklar› gibi “uslu” olmaz bizimçocuklar›m›z. EEllbbeettttee,, h›rç›n olurlar.EEllbbeettttee,, kavgac› olurlar. Onlar açl›¤›ana karn›nda tatt›lar. Yoklu¤u oyun-cak edip büyüdüler. Ve ezildiler, dö-vüldüler, sövüldüler ve çok öldüler.‹flte bu yüzden de aassllaa uussllaannmmaayyaa--ccaakk bbiizziimm ççooccuukkllaarr››mm››zz.. Hep iste-yecekler haklar›n›, verilmezse ala-caklar dövüfle dövüfle...

“... 3 yafl›nda ölçüm yap›ld›¤›n-da, düflük sosyo-ekonomik düzeydekiçocuklar›n boyu 100 santimetre iken,yüksek sosya-ekonomik düzeydekiçocuklar›n boyu 105 santimetreyibuluyor...” (*)

Bebe¤ini emziren bir anne, heremziriflinde bin kalori kaybeder. Bu-nu yerine koymal›d›r ki, bebe¤inisa¤l›kl› bir flekilde beslemeyi sürdü-rebilsin. Haliyle bu durum, öncelikleannenin beslenme kalitesine ba¤l›-d›r. Anne proteinli, vitaminli g›dalartüketecek ki, sütü de kaliteli olsun.Ama elde yok, avuçta yoktur. Yok-luk, yoksulluk bafla belad›r. O sebep-ten, biraz kavruk olur bizim bebeler.Ve lakin, anas›n›n memesinden yok-sulluk emen bebelerin de hh››nncc›› uuzzuunnbbooyylluu oolluurr.. Ve bu kavga da eessaassoollaann da budur.

“... Araflt›rma, düflük sosyo-eko-nomik düzeydeki annelerin çocukla-r›na daha kat› ve otoriter yaklaflt›¤›-n›, daha az s›cakl›k gösterdi¤ini be-lirtiyor...” (*)

Halt etmiflsiniz siz! O emekçi an-nelerin eline su dökemez o “yükseksosyete”nin asalak kad›nlar›. Onlar›nanneli¤i bile, sevgiden yoksun bir türmoda say›l›r. Çocuk büyütmenin zor-lu¤unu da parayla tutulmufl bak›c›la-

ra devretmifllerdir. Ki pahal›hediyelerle gösterirler özdenyoksun sevgilerini. Koflulsuzsevip ölümüne sahiplenmekise, bizim analar›m›z›n gele-neksel halidir. Ve yeri gelince,fienay ve Gülsüman olmay› dabilir onlar. ‹flte o kadar...

(*) (Al›nt›lar; 12 May›s2009, Hürriyet)

Analar1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›ndado¤du. Adli bir olaydan 1974-1983 aras› hapiste yatt›.1987’de Devrimci Hareketle ba¤ kurdu. 1989’da Zeytin-burnu Halkevi yönetim kurulunda yer ald›. 1996 ölümorucu döneminde Ümraniye’de tutsakt›. F Tipi hapishane-lerin gündeme getirilmesi ile bafllat›lan ölüm orucu eyle-minde, Ümraniye Hapishanesi, Birinci Ölüm Orucu Ekibi di-

reniflçilerindendi. 45 y›l›n bilgisi, bilgeli¤i, tecrübesiyle direniflçiler içinde birkoca ç›nar gibiydi. Onda fedakarl›¤›n s›n›r› yoktu. 16 Haziran 2001’de fle-hit düfltü.

12 Eylül cuntas›, hapishanelere doldurdu¤ututsaklar› teslim almak için çeflitli yöntem-ler kulland›. 1982’den itibaren teslim almasald›r›s›n›n merkezine bir devlet politikas›olarak Tek Tip Elbise (TTE) uygulamas›n›koydu. Devrimci tutsaklar 12 Eylül cuntas›-n›n TTE oda¤›ndaki teslim alma sald›r›s›na1984 y›l›nda ölüm orucu direnifliyle cevapverdiler. Nisan 1984’te bafllayan bu direniflte, Apo14 Haziran’da, Haydar ve Fatih 17 Ha-ziran’da, Hasan 24 Haziran’da flehitdüfltüler. Direnifl 75. günde bitirildi. Abdullah MERAL, 1952’de Bal›kesir’in

Manyas ilçesine ba¤l› Kalebay›r köyünde do¤du. 1975’lerden itibaren mücade-leye kat›ld›. DEV-GENÇ içinde aktif görevler alarak, Kad›köy ve çevresinde anti-faflist mücadeleye önderlik etti. Tutsak düfltü¤ü 1980 Temmuz’unda iflkencedeve tutsakl›k koflullar›nda kald›¤› çeflitli hapishanelerde direnifliyle örnek oldu.Haydar BAfiBA⁄, 1956’da Dersim’de do¤du. Yoksul bir Kürt ailesinin çocu-¤uydu. Mücadeleye 1974 y›l›nda Elaz›¤’da bafllad›. 12 Eylül öncesi gözalt›nda ifl-kence gördü direndi, bir süre tutsak kald›. Y›lg›nl›¤›n kol gezdi¤i 12 Eylül cuntas›koflullar›nda direnifli örgütledi. 1982 Haziran ay›nda tutsak düfltü¤ünde de ifl-kencelerde ve tutsakl›kta kald›¤› hapishanelerde direniflini kararl›l›kla sürdürdü. Fatih ÖKTÜLMÜfi 1949’da Trabzon’da do¤du. 1968’den beri mücadeleniniçindeydi. ODTÜ ö¤rencisiyken mücadeleye kat›ld›. 1971’de ilk kez tutsak düfl-tü. Sonraki y›llarda T‹KB davas›nda yarg›land›. Örgütünün merkez komite üyesive önderlerindendi. Hasan TELC‹, 1957’de Bursa’n›n Mudanya ilçesinde do¤du. S›rt hamall›¤› ya-pan bir emekçiydi. 1977’ye kadar ‘71 mücadelesine sempati temelinde yürüttü-¤ü faaliyetler, bu y›ldan sonra devrimci mücadele saflar›nda örgütlü bir yeral›fla dönüfltü. Anti-faflist mücadelede kararl›l›¤›yla öne ç›kt›. 1980’de tutuklan-d›ktan sonra, kald›¤› zindanlarda direniflçi tavr›yla örnek oldu.

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Yitirdiklerimiz12 HHaziran -- 118 HHaziran

VVeellii GGÜÜNNEEfifi

1964, Dersim Pülümür do¤umluydu. 1980’den sonra ‹s-tanbul’a yerleflti. 1988’de harekete sempati duymayabafllad›. 1989 y›l›nda yurtd›fl›na ç›kt›, 1991’den itibarenaktif bir flekilde mücadelede yerini ald›. 15 Haziran1993’de Paris’te, faflist mafyac› iki kifli taraf›ndan katle-dildi. DDüüzzggüünn AAKKSSAAKKAALL

Mehmet 1958 do¤umluydu. Malatya’da anti-faflist müca-delenin ön saflar›ndayd›. Çal›flkan, örgütleyici niteli¤iyleçeflitli sorumluluklar ald›. Malatya’da 15 Haziran1980’de polis taraf›ndan gözalt›na al›nd› ve iflkencedekatledildi. MMeehhmmeett AAllii

KKAARRAASSOOYY

14 Haziran 2003’de Tokat Refladi-ye ilçesi Küngür (Yuvac›k) köyü k›rsa-l›nda oligarflinin askeri güçleriyle ge-rillalar aras›nda ç›kan çat›flmada flehitdüfltüler. ‹pek YÜCEL, Tokat, Almus Çamdal›köyünde 1965 y›l›nda do¤du.

1990'da Armutlu'ya geldi. Burada devrim mücadelesine kat›ld›. Armutlu ko-mitesinde yerald›. 1994'te gerillaya kat›larak flehit düfltü¤ü tarihe kadarda¤larda mücadelesini sürdürdü.Metin KESK‹N, 1969'da Okmeydan›'nda do¤du. Aslen Sivas Kangal’aba¤l› Topard›ç köyündendi. Bir emekçi olarak büyüdü. 1998’de örgütlü ola-rak mücadeleye bafllad›. K›sa bir süre tutsakl›k yaflad›. Tutsakl›¤› sonras›1998 sonlar›nda gerillaya kat›ld›. Ölümsüzleflti¤i tarihe kadar umudun ad›n›da¤larda tafl›maya devam etti.

‹‹ppeekk YYÜÜCCEELL MMeettiinn KKEESSKK‹‹NN

HHaayyddaarr BBAAfifiBBAA⁄⁄

DÖRT KIZIL OKFIRLADI YAYINDANOnlard› yolu açan.

Onlarla birlikte ölüme yatan Day› vard›önlerinde.

1996’da, 2000’de önce onlarca, sonrayüzlerce ölüm orucu direniflçisi onlar›naçt›¤› yoldan yürüdü. Onlar›n açt›¤› yol-dan ölümsüzleflti.

Onlar›n açt›¤› yoldan yarat›ld› destanlar.

Bir destand› 1984 ölüm orucu.

K›z›ldere’yle birlikte an›l›yordu o zaman; çünkü yeniden aya¤akalk›flt›, karanl›¤› yaran flimflekti.

HHaassaann TTEELLCC‹‹

AAbbdduullllaahh MMEERRAALL FFaattiihh ÖÖKKTTÜÜLLMMÜÜfifi

15 Haziran 1998’de Dersim Hozat Ard›ç Köyüç›k›fl›nda oligarflinin askeri güçleriyle gerillalararas›nda ç›kan çat›flmada, direniflleriyle teslim ol-mama gelene¤ini büyüterek ölümsüzlefltiler.Alp ASLAN, 1969 Mufl do¤umluydu. 1990-91döneminde Ankara Üniversitesi Ziraat Fakülte-

si’nde okurken Dev-Genç saflar›nda yerald›. 1991 bafllar›nda Anka-ra bir süre tutsak kald›. 1992’de tahliye oldu. Mahalli alanda çal›flt›.Ekim 1997’de gerilllaya kat›ld›. Dursun ÇAKIR, 1970 Malatya, Do¤anflehir do¤umluydu. ‘89’da‹Ü Mühendislik Fakültesi’nde mücadeleye kat›ld›. ‘92 y›l›nda ‹YÖ-DER çal›flmalar›na kat›ld›. A¤ustos 1997’de Malatya da¤lar›nda ge-rillaya kat›ld›. Songül ERKUfi, 1977, Malatya Akçada¤ Gürkaynak Köyü do¤um-

ludur. 14-15 yafllar›nda devrimci hareketi tan›d›. Kuryelikten gençlik mücadelesine ka-dar çeflitli görevler üstlendi. Malatya, Eskiflehir ve Ümraniye’de tutsak olarak kald›.1997 A¤ustos’unda gerillaya kat›ld›.

SSoonnggüüll EERRKKUUfifi

AAllpp AASSLLAANN DDuurrssuunn ÇÇAAKKIIRR

Page 3: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

‹yi fleyler olacak elbette... 44

Sistem içi öneriler, çözümsüzlü¤ün kendisidir 66

Silahlar kürt sorununun sebebi de¤il, sonucudur 88

Kürt sorununda çözüm paketleri... Ve düzeninçözümsüzlü¤ü 1100

Genelge konusunda sorumluluk üstlenen herkes!fiimdi üstlenilen sorumlulu¤un gere¤ini yerinegetirme zaman›d›r 1133

Tecrit sorununu inkar etmek zulme devam etmektir 1144

“Abdi ‹pekçi’nin özel bir önemi var; rastgele seçti¤imiz bir yer de¤il” 1166

Yürüyüfl 5. yafl›nda okurlar›yla bulufltu 1188

Yürüyüfl yine yoksul halk›n yaflad›¤› mahallelerde 1199

Halk›n ba¤r›nda bir sergi 2200

Devrimci bas›n mevzisinde 23 y›l 2222

“‹stiyoruz Alaca¤›z” kampanyas› sürüyor 2255

GGeennççlliikk:: Ömür törpüsü ÖSS 2288

Okulumuzu istiyoruz alaca¤›z 2299

‹dare polis gibi, polis idare gibi çal›fl›yor 3300

Memurlar, sendikalar›n›, hakl›l›¤› ve meflrulu¤uyla savunmal›d›rlar 3322

Devrimci Memur Hareketi: KESK’e sald›r›lar ve yaklaflan toplu sözleflmeler 3355

Kamu Emekçileri Cephesi Kurultay›’n›n ard›ndan: “Daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele” 3366

ÖÖ¤¤rreettmmeenniimmiizz:: Günlük sorunlar› siyasi sorunlarla birlefltirmeliyiz 3388

H›rs›zl›¤›n çözümü as›l h›rs›zlar›n h›rs›zl›¤›na son vermektir 4400

Ankara’da faflist sald›r› 4422

Tutuklama terörü “Devlet Politikas›”nadönüflmüfltür 4444

Tarih emperyalizmin mahkemelerinin verdi¤i karar› yarg›layacakt›r! 4466

Can güvenli¤i bunlara emanet! 4477

Devleti y›kacak 4 genç 1 sergi 4488

Tamil katliam› 4499

Halk Cephesi’nden ça¤r›: 18 Haziran’da ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi önünde olal›m! 5500

‹Ç‹NDEK‹LER Ça¤r› / ‹lan

HHaaff››zzaa 2266Ulafl›m Hakk›m›z

YYiittiirrddiikklleerriimmiizz 5511

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:Halit Güdeno¤lu

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBULTelefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41

Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Bask›: Ezgi Matbaac›l›k-Sanayi Cad.Altay Sokak No:10 Çobançeflme/Yenibosna / ‹ST. Tel: 0 212 452 23 02

Da¤›t›m: Turkuvaz Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 TL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 3Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Tav›rDergisi

Haziran say›s›

ÇIKTI!!

Çankaya Kültür Derne¤i

3. Devrimci De¤erlerimizi

Anma Program›

Tarih: 7 Haziran Pazar

Saat: 16:00

Yer: Mahsun-i fierif Park›

SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr 1155May›nlara kim neden karfl›?

TTaarriihh:: 1100--2211HHaazziirraann

YYeerr:: KKaarraannffiilllleerrKKüüllttüürr MMeerrkkeezzii

BBaa¤¤cc››llaarr

TTaarriihh:: 1111--1133HHaazziirraann

YYeerr:: AAlliibbeeyykkööyySSaayyaa YYookkuuflfluu vvee

CCeennggiizz TTooppeellCCaaddddeessii

TTaarriihh:: 1144--2211HHaazziirraann

YYeerr:: SSiibbeell YYaallçç››nnPPaarrkk››

OOkkmmeeyyddaann››

YYeerr:: 2222 HHaazziirraann11 TTeemmmmuuzz

YYeerr:: NNuurrtteeppeeDDiillaann KKaaffee ÖÖnnüü

Page 4: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

‹yi fleyler olacakdedi oligarflinin Cum-

hurbaflkan›. ‹yi fleylerolacak diyoruz biz de.Fakat s›n›flar mücade-lesindeki hemen herkonuda oldu¤u gibi, “iiyyii”den on-lar›n anlad›¤›yla bizim anlad›¤›-m›z farkl› fleylerdir. AbdullahGül, Amerikanc› AKP hükümetinin,tekelci burjuvazinin hükümetinintemsilcisidir. Onun sözünü etti¤i“iyi”, ancak temsilcisi oldu¤u ke-simler için iyidir. S›n›flar mücade-lesinde ayr›mlar çok nettir. ‹ki temels›n›f vard›r: Burjuvazi ve proletar-ya. Ve flaflmaz bir kesinlikle diyebi-liriz ki onlar için iyi olan bizim içinkötü, bizim için iyi olansa onlar içinkötüdür. Bu kesinlik nedeniyledirki, Abdullah Gül “iyi fleyler ola-cak” dedi¤inde, halklar aç›s›ndansonuçlar› kötü olacak bir haz›rl›k-tan sözedildi¤ini anlar›z.

F›rsat’›n anlam› için de ayn› fleysöz konusudur. Bu s›ralarda çok

sözü edilen silahlar›n, savafl›n vebar›fl›n anlam› da, s›n›flara göre de-¤iflir. Bu, ideolojik, politik bir muh-teva tafl›yan tüm kavramlar için ge-çerlidir. Kavramlarda net olmakflartt›r. Düflüncede net olmak flartt›r.Bu netli¤e sahip olmayanlar›n mü-cadelede savrulmalar yaflamalar›kaç›n›lmazd›r. Bu netli¤e sahip ol-mayanlar, kendi örgütlülüklerini,hak ve özgürlüklerini savunamaz-lar. Nitekim, oligarflinin sald›r›lar›-n›n karfl›s›na, oligarflinin Kürt hal-k›n› teslim alma politikalar›n›n kar-fl›s›na sol ad›na icazetci, teslimiyet-çi, sivil toplumcu bak›fl aç›la-r›yla ç›k›lmas›, bunun sonucu-dur.

Oligarfli, halklar›n mücadele-sini bast›rmak için teröre

ve kitleleri düzen içinde tutacakçok çeflitli manevralara baflvu-rur. Bunlar›n bazen biri, bazenöteki öne ç›kabilirken, ço¤u za-man ikisi yanyana, iç içe bulu-nur. Cumhurbaflkan›’n›n “iyifieyler Olacak” sözünden buyana yaflananlara bak›n; bask›n-lar, gözalt› ve tutuklama terörü,

s›n›r ötesi operasyonlar.... “F›rsat”dediklerinden tteesslliimmiiyyeett ddaayyaattmmaa--ss›› ç›k›yor... Ve ek olarak belirtmekgerekir ki; bu politikalar, kimseninkendisini kand›rmas›na f›rsat ver-meyecek aç›kl›kta sürdürülüyor.Baflbakan Erdo¤an’›n dan›flman›Yalç›n Akdo¤an “f›rsat”› flöyle ta-n›ml›yor: “Bence f›rsat, önceliklePKK’nin etkisizlefltirilmesine yöne-lik beklentiyi ifade etmektedir. Çün-kü, PKK’nin etkisizlefltirilmesi ayn›zamanda daha fazla demokratikaç›l›m sürecinin önünü açacakt›r. ”

Buradaki tan›mlama ek bir yoru-ma gerek b›rakt›rm›yor. Asl›n-

da oligarfli yeni bir fley söylemiyor.Oligarflinin onlarca y›ld›r sürdürdü-¤ü bir demagoji, biraz farkl› bir bi-çimde ve bu kez “ayd›nlar›n”, refor-mizmin deste¤inde yeniden piyasa-ya sürülmektedir. Bu demagojide,silahl› mücadele, demokratikleflme-nin önündeki engel olarak gösterilir.Oysa aç›k ki, silahl› mücadele daranlam›yla demokrasinin olmay›fl›-n›n sonucudur. Bütün tarihi, siyasal,sosyolojik tahliller, bunun böyle ol-du¤unu gösterir. Fakat gerçek tersi-ne çevrilmifltir. Ayd›nlar›n, solunbelli kesimlerinin ve bizzat Kürtmilliyetçi reformizminin ideolojiksavrulufllar› ortam›nda, bu demago-jik görüflü tüm topluma dayatmak

istemektedirler.

“‹yi fleyler olacak” diyen Gül:“Herkes kolunu s›vad›; fliddet bunaengel” diyerek iyi fleyler’in bedeli-ni gösteriyor. Yak›n geçmiflte “Kürtsorunu var ve benim de sorunum”diyen Erdo¤an, bugün “Kimlik si-yasetini öncelikli mesele haline ge-tirmek bu ülkeye ihanettir” diye ko-nufluyor. Burjuva siyasetin yönlen-diricileri “Terörü K›nay›p TepkiniziGösterin”, “Daha çok demokrasiiçin teröre topyekün tav›r flart” da-yatmas›yla, ezilen halklar›n hakl› vemeflru mücadelelerini mahkumeden bir yaklafl›m› dayat›yorlar.

Bu yaklafl›mlar›n, dayatmalar›nsahiplerinden bir çözüm ç›kar

m›?Tüm devrimci, ilerici, demok-rat, yurtsever güçlere düflen, bunoktada oligarflinin karfl›s›nda halk-lar›n direnme ve kendi iktidar› içinsavaflma hakk›n› savunmakt›r. Re-formizm ve tatl› su ayd›nlar› san›-yor ki, silahlar susarsa, demokrasigelecek, silahlar susarsa, Kürt hal-k›na baz› haklar verilecek. Büyükbir gaflet. Kürt sorununda düzen içibir “çözüm”ü savunanlar bile bil-melidirler ki, hheerr ggeerriilleeyyiiflfl,, o çözü-mü bile uzaklaflt›r›r. Çünkü, halkla-r›n hak ve özgürlüklerinden yanaolanlar geriledikçe, halklar› sömü-

renler, ilerler.

Her alanda gençli¤in, emek-çilerin, gecekondulular›n

mücadelesini bast›rmak, örgüt-lenmelerini da¤›tmak için bas-k›lar, yo¤unlaflarak devam edi-yor. AKP iktidar›, F Tipi hapis-hanelerde tteeccrriittii sürdürece¤iniaç›kl›yor... Beklentileri yaratanoligarfli, düzenden ““iiyyii flfleeyylleerr””bbeekklleenneemmeeyyeeccee¤¤iinnii ddee kkeennddiissiiggöösstteerriiyyoorr.. Mevcut tabloda,kendili¤inden iyi hiçbir fleyinolmad›¤› ve olmayaca¤› aç›kt›r.

‹yi fieyler Olacak Elbette

OOlliiggaarrflflii,, hhaallkkllaarr››nnmmüüccaaddeelleessiinnii bbaasstt››rrmmaakk iiççiinn

tteerröörree vvee kkiittlleelleerrii ddüüzzeenn iiççiinnddeettuuttaaccaakk ççookk ççeeflfliittllii mmaanneevvrraallaarraabbaaflflvvuurruurr.. BBuunnllaarr››nn bbaazzeenn bbiirrii,,bbaazzeenn öötteekkii öönnee çç››kkaabbiilliirrkkeenn,,

ççoo¤¤uu zzaammaann iikkiissii yyaannyyaannaa,, iiçç iiççeebbuulluunnuurr..

4 GÜNDEM 7 HHaziran 22009

Page 5: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

‹yi fleyler, halk›n mücadelesi gelifl-tikçe olacak. ‹yi fleyler, halk, düfl-manlar›ndan hesap sordukça ola-cak. ‹yi fleyler, mücadelemizde yenimevziler kazand›kça oluyor ve ola-cak. ‹yi fleyler yaratman›n tek yolu,öörrggüüttlleennmmeekk,, bbiirrlleeflflmmeekk,, mmüüccaaddee--lleeyyii yyüükksseellttmmeekkttiirr..

Abdullah Gül’ün, “Kürt mesele-sinde çözüme yaklaflt›k” (fiam

aç›klamas›, 17 May›s 2009) sözü,Tayyip Erdo¤an’›n “Çözüm konu-sunda sonuca yak›n›z.” (Bingöl ko-nuflmas›, 30 May›s 2009) sözü, dü-zenden ve özel olarak da AKP ik-tidar›ndan hala birfleyler bekle-yen kesimleri büyük beklentileresoktu. Geçti¤imiz hafta içindeErdo¤an’›n bu konuda aç›klama-lar yapaca¤› belirtildi. Ve niha-yet, 4 Haziran’da Baflbakan Er-do¤an beklenen aç›klamas›n›yapt›. Erdo¤an’›n gündeminde“Kürt sorunu” yoktu. Zaten daha24 saat önce “kimlik siyaseti”yapmay› ihanetle özdefllefltirenbir kafadan böyle bir kavram› te-laffuz etmesini beklemek demümkün de¤ildir. Erdo¤an’›n 4Haziran’daki aç›klamalar› “eko-nomik”ti. Anlafl›lan o ki, Ecevitbaflta olmak üzere, oligarflininçeflitli temsilcilerinin y›llard›r savu-nageldikleri “Kürt sorunu yok, so-run ekonomiktir” tezine gelmifltiErdo¤an da. Bunun için de “istih-dam ve teflvik” programlar› aç›kla-d›. BBööllggeesseell tteeflflvviikklleerree öncelik ve-rilecekti. Do¤u ve Güneydo¤u’dateflvikler 2010 y›l›na kadar geçerliolacakt›. 200 bin kifliye meslek e¤i-timi verilecekti... K›sacas›, Kürt so-runu aç›s›ndan bombofl bir prog-ramd›r Erdo¤an’›n aç›klad›¤›.

Hem burjuva, hem küçük-burju-va reformist çevrelerde bu s›ra-

larda en yayg›n görüfllerden biri flu:“Öncelikle silahlar›n susmas› gere-kir ki, siyaset konuflabilsin.” Bura-da da yukar›da iflaret edildi¤i gibi,temel bir çarp›tma var. Silahlar dazaten siyasetin bir biçimidir, bu te-mel gerçek çarp›t›l›yor bu söylem-de. Bugün e¤er oligarflinin çeflitlikesimleri “Kürt sorunu” diye bir

kavram kullan›yorlarsa, hiç tart›fl-maya gerek yok ki, onlar› bu kavra-m› kullanmak zorunda b›rakan, si-lahlardan baflkas› de¤ildir. Silahlarsusarken, onlar da susuyor, Kürt so-rununu yok say›yorlard›. Yar›n yineayn› noktaya dönmeleri onlar aç›-s›ndan hiç sürpriz olmaz.

ABD Devlet Baflkan› Obama da,günlerdir propagandas› yap›lan

“tarihi” konuflmas›n› 4 Haziran’dayapt› ve Obama’n›n konuflmas›n›nen önemli unsurlar›ndan biri yukar›-daki sözlerin ayn›s›yd›. Obama da

diyordu ki: ““FFiilliissttiinnlliilleerr flfliiddddeettii bb››--rraakkmmaall››llaarr,, fliddetle ulafl›lacak ba-flar› bir çözüm olamaz.”

Emperyalistler, amaçlar›na fliddet-le ulaflmay›, kendilerine hak gö-

rürken, bunu halklar için bir hak ola-rak görmüyorlar. Bilinen bir do¤ru-dur; Ortado¤u’da sorunlar›n çözümüFilistin sorunun çözümünden geçer;Obama’n›n Filistin sorununun çözü-mü için “ilk ad›m›” da yukar›daki ör-neklere uygun: Önce fliddeti b›rak›n!Egemen s›n›flar›n beyni ayn› biçim-de çal›fl›yor. Elbette do¤al olan dabu. Do¤al ve do¤ru olmayan, halk-lardan, emekten yana olan ilerici,sol, sosyalist güçlerin beyninin ayn›biçimde çal›flmamas›d›r.

Ulusal sorunun burjuva demok-ratik ölçüler içinde çözülmesi,

bir döneme kadar mümkündü. Em-peryalizmle birlikte, ulusal sorununçözümü, halklar›n emperyalizmden

kurtuluflu sorunuyla birleflti. Bu,burjuva demokrasileri içinde ulusalsorunla ilgili hiçbir fley yap›lamaya-ca¤› anlam›na gelmiyordu. Nitekim,yüzy›l boyunca bu konuda bir çokemperyalist ülkede, az›nl›klara ilifl-kin çeflitli modeller, yöntemler ge-lifltirildi. Belçika’dan Britanya ör-ne¤ine, ‹spanya’dan Fransa’ya ka-dar tüm bu modeller, burjuva de-mokrasisinin ulusal sorundaki aazzaa--mmii s›n›rlar›d›r.

Oligarflik diktatörlüklere gelince;oligarflik diktatörlükler alt›ndaulusal sorun konusunda hiçbirfley yap›lamaz m›? Elbette on-larda da yap›labilir. Nitekim ya-p›l›yor, Kürtçe kurs düzenleni-yor, Kürtçe televizyon kanal›aç›labiliyor... Yerel yönetimleredaha fazla yetki verilebilir, hat-ta resmi dilin yan›na bir dil da-ha konulabilir... Ama ulusal so-run çözülmüfl olmaz. Ulusal so-runun çözümü, en özet ve enözlü ifadesiyle, halklar›n kendikaderini belirleyebilmesidir.Halklara bunu sa¤layabilecektek güç de devrimci bir halk ik-tidar›d›r.

Bu nedenledir ki; ulusal ves›n›fsal tüm sorunlarda,

ekonomik demokratik mücadelemi-zi gelifltirirken, haklar ve özgürlük-lerimizi söke söke alman›n kavgas›-n›n verirken, ufkumuzda devrim ol-mal›d›r. Halk için, en iyi, en güzelfleyi yaratacak olan iflte bu bak›flaç›s›d›r. Çünkü halk için, en iyi, engüzel fleyi yaratacak olan DEV-R‹M’dir. Tek yol devrim; çünkü bi-limsel gerçek budur. Tek yol dev-rim; çünkü ülkemizin somut gerçe-¤i bunu anlat›yor bize. Devrim stra-tejileri, bilimin ve somutun içindenç›kar. Ve iyi fleyler de iflte o strateji-lerle birlikte gerçek olur.

Bir halk, kendi kaderine hükmet-meye karar verdi¤i ve o karar›

gerçeklefltirmeye bafllad›¤› andanitibaren art›k o ülkenin, o halk›n ka-deri de¤iflmeye bafllam›flt›r. Art›k oülkede iyiliklerin, güzelliklerin saa-ti gelmifltir. O an›n tarihteki ad› dadevrim saatidir.

BBiirrhhaallkk,, kkeennddiikkaaddeerriinnee hhüükkmmeettmmeeyyee kkaarraarr

vveerrddii¤¤ii vvee oo kkaarraarr››ggeerrççeekklleeflflttiirrmmeeyyee

bbaaflflllaadd››¤¤›› aannddaann iittiibbaarreenn aarrtt››kk ooüüllkkeenniinn,, oo hhaallkk››nn kkaaddeerrii

ddee¤¤iiflflmmeeyyee bbaaflflllaamm››flfltt››rr.. AArrtt››kk ooüüllkkeeddee iiyyiilliikklleerriinn,, ggüüzzeelllliikklleerriinnssaaaattii ggeellmmiiflflttiirr.. OO aann››nn ttaarriihhtteekkii

aadd›› ddaa ddeevvrriimm ssaaaattiiddiirr..

Say›: 183 5GÜNDEM

Page 6: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Önerilençözümlerin,Kürt halk›n›nulusal kurtulufluanlam›nagelmeyece¤iaç›kt›r;modellerin engeliflmiflininvaat etti¤i,neticede, sistemiçinde çerçevesiçizilmifl, Kürthalk›n›niradesine bafltans›n›rlar koymufl,ulusal, kültürelhak k›r›nt›lar›d›r.

Kürt SorunuDEVR‹M’le

Çözülür

Bask modeli, Korsika modeli, Belçi-ka modeli... Amerika kadar federalizm...Almanya’daki gibi eyalet sistemi... Ko-sova’daki kadar az›nl›k haklar›...

Bunlar, Kürt milliyetçi hareketin “ba-¤›ms›zl›k” hedefinden vazgeçtikten sonra,çeflitli dönemsel koflullara ba¤l› olarak sa-vundu¤u “çözüm modelleri”nden baz›lar›-d›r. Bunlara, son olarak ““‹‹sskkooçç mmooddeellii””eklendi.

KCK Yürütme Konseyi Baflkan› MuratKaray›lan, söz konusu modeli ‹ngiliz TheTimes gazetesine verdi¤i demeçte gündemegetirdi. Karay›lan “‹ngiltere’nin kendi par-lamentolar›na sahip olmalar›na izin vererek‹skoçlar’›n iradesini kabul etti¤ini” belirte-rek flöyle diyordu: ““TTüürrkklleerr’’iinn ddee bbiizziimm iiççiinnyyaappmmaallaarr›› ggeerreekkeenn bbuu...... TTüürrkklleerr’’iinn bbiizziimmssoorruunnuummuuzzuu BBrriittaannyyaa’’nn››nn ççöözzddüü¤¤üü flfleekkiillddeeççöözzmmeessii ggeerreekkiirr......””

‹skoç Modeli nedir?

Genel bir bilgilenme olmas› aç›s›ndanoradaki flekillenme incelenebilir kuflkusuz.Ama PKK’nin politikas›n› kavramak aç›s›n-dan özel olarak ‹skoç Modeli’nin ne olupolmad›¤›n›n bilinmesi gerekmiyor. Çünkü,esas olarak bu önerilerde, do¤rudan öneri-len “modelin” içeri¤i de¤il, o anki koflulla-ra uygun olup olmamas› esas al›nmaktad›r.Baflka bir deyiflle, söz konusu modellerinönerilmesinde politik muhtevalar de¤il,pragmatizm (faydac›l›k) belirleyicidir.

Bak›n, flu anda, sadece son dönemdetelafuz edilen üç “çözüm” biçimi var:Kosova modeli, Akil adamlar ve ‹skoçmodeli...

Bunlar birbirinden alabildi¤ine fark-l› örneklerdir; yaz›m›z›n en bafl›nda ak-tard›klar›m›z aras›nda da önemli fark-l›l›klar vard›r. Ama bütün bu “model-leri” birlefltiren bir ortak nokta da var-d›. Bütün bu modellerin ortak nokta-s›, ““eemmppeerryyaalliisstt ssiisstteemm iiççii”” model-ler olmas›d›r.

Yani modelleri de¤erlendirir-

ken öncelikle görülmesi gereken, Kürt milli-yetçi hareketin bugüne kadar önerdi¤i çö-zümlerde, düzeniçili¤i esas alm›fl olmas›d›r.‹skoç örne¤i de bunun d›fl›nda de¤ildir.

Ahmet Türk, “Kosova’da yüzde 5’likTürk nüfusa uygulanan haklar›n Kürtlereuygulanmas› durumunda, sorun kalmaz” di-yordu bir süre önce.

Emperyalizmin kurdurdu¤u kukla birdevletin hangi aç›dan olursa olsun, bir mo-del olarak devrimciler, yurtseverler taraf›n-dan gündeme getirilmesi kabul edilemez.Kosova’da hiçbir halk için örnek olacak birfley yoktur.

Kosova’da olsun, ‹skoçya’da olsun, Bel-çika veya Almanya gibi model örneklerindeolsun, dikkat çekici olan fludur ki, söz konu-su modeller eemmppeerryyaalliissttlleerriinn kkeennddii ççöö--zzüümmlleerriiddiirr.. Dolay›s›yla, emperyalistler za-ten kendilerinin yaratt›klar› bu önerileri ka-bul edeceklerdir!

Önerilen çözümlerin, Kürt halk›n›n ulu-sal kurtuluflu anlam›na gelmeyece¤i aç›kt›r;modellerin en geliflmiflinin vaat etti¤i, neti-cede, sistem içinde çerçevesi çizilmifl, Kürthalk›n›n iradesine bafltan s›n›rlar koymufl,ulusal, kültürel hak k›r›nt›lar›d›r.

Karay›lan, “‹skoç modeli” tart›flmas›n-dan önce Milliyet gazetesinden Hasan Ce-mal ile yapt›¤› röportajda “PKK’nin de¤iflti-¤ini” söylüyor ve art›k “makul istekler”densöz ediyordu. “Makul istekler”in s›n›flarmücadelesindeki karfl›l›¤› bellidir: SSiisstteemmiiççii iisstteekklleerr.. Emperyalist sistemin, oligarflikdüzenin s›n›rlar› içinde istekler.

Karay›lan, “PKK de¤iflti” derken, art›k“makul istekleri” oldu¤unu söylerken, ken-dileriyle kolay uzlafl›labilece¤ini anlatmakistiyordu.

Bu sistem içi bak›fl aç›s›n›n sonucu ola-rak y›llar içinde PKK say›s›z emperyalist veoligarflik cepheden say›s›z güce “devreyegirmesi” ça¤r›s› yapm›flt›r. AB çözsün denil-mifltir. NATO’nun devreye girmesi istenmifl-tir. ABD’nin müdahale etmesi istenmifltir.

S‹STEM ‹Ç‹ ÖNER‹LER, ÇÖZÜMSÜZLÜ⁄ÜN

KEND‹S‹D‹R

6 KÜRT SORUNU 7 HHaziran 22009

Page 7: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

D›flta Rusya’dan Papa’ya, içteTÜS‹AD’dan Genelkurmay’a ka-dar uzanm›flt›r çözüm ça¤r›s› ya-p›lan güçler.

Bu politikalar, bir yan›yla yer-leflmifl bir pragmatizmden kay-naklan›rken, bir yan›yla da empe-ralizm üzerine yanl›fl düflünceler-den kaynaklan›yordu. PKK, em-peryalizmin art›k de¤iflti¤i, faflistdiktatörlükleri desteklemektenvazgeçti¤i, art›k tüm dünyaya de-mokrasi ve insan haklar› temelin-de müdahale edece¤i, NATO’nunhalklar aras›ndaki sorunlar› çö-züm misyonu üstlenece¤i gibi za-man içinde tarihin defalarca iflas›n›gösterece¤i bir çok teori gelifltirmifl-tir.

Önerileri, politikalar›, bu teorile-re yaslan›yordu. Teorileri çökmüflolmas›na karfl›n, ‹skoç modeli, akiladamlar meselesinde oldu¤u gibi,benzer önerilerde bulunmay› sürdü-rüyorlar.

Çünkü, bunun tersi, sistem d›fl›-na ç›kmakt›r ki bu, ideolojide, poli-tikada, savaflta, yeniden çok farkl›tercihler yap›lmas›n› gerektirir.

Oligarflinin bir çok kesimi, “‹s-koç modeli” karfl›s›nda da taham-mülsüzlü¤ünü gösterip sald›r›yageçti. Düflüncelerde ›srar edilmedi-¤inde, düzen bunlar› da kabul etme-di¤inde tekrar en geri noktalara na-s›l savrulundu¤unun örne¤idir yafla-nanlar.

Düzen içi düflüncelerin bir sonu-cu da, Karay›lan’›n önerdi¤i “Akilaaddaammllaarr””›n devreye girmesi konu-sudur.

Peki, önerilen “Akil adamlar”kimdir? Mesela birisi, eski Finlan-diya Cumhurbaflkan› Martti Ahti-saari’dir. Ahtisaari, emperyalizmad›na Kosova’da “arabuluculuk”ro-lü üstlenmifltir. Emperyalist çözüm-leri halklara dayatanlar m› Kürt so-rununu çözecek?

Önerdikleri isimlerden bir di¤e-ri, eski d›fliflleri bakanlar›ndan veuzun süre büyükelçilik yapm›fl ‹‹lltteerrTTüürrkkmmeenn’dir. Oligarflinin bu kadarsad›k bir kadrosunun halk›n dostu

olmad›¤›n› ve olamayaca¤›n› söyle-mek için ek bir tahlile gerek yoktur.

Peki Kürt halk› için ne önerecekbu “akil adamlar”? Bu yol yol de-¤ildir.

Kim UUnutursaUnutsun; Kürt HHalk›Unutmayacak!

Kürt milliyetçi hareketinin dü-zen içi yaklafl›m›n›n bunlar› do¤ur-du¤unu, o modelden bu modelegeçmelerinin hep düzen içi çözümbulma gayretinden kaynakland›¤›n›görmek gerekiyor. Ayn› kayg›, onla-r› ““ggeeççmmiiflflii uunnuuttmmaayyaa”” raz› halegetirebiliyor.

DTP Eflbaflkan› Ahmet Türk, ge-çen hafta yapt›¤› bir aç›klamada,üzerinde önemle durulmas› gerekenflu sözleri sarfetti:

““OOnn yyeeddii bbiinn kkiiflflii ffaaiillii mmeeççhhuulleekkuurrbbaann ggiittttii,, bbaarr››flfl iiççiinn oo oonn yyeeddiibbiinn ffaaiillii mmeeççhhuullüü uunnuuttmmaayyaa ddaa hhaa--zz››rr››zz..””

""YYeetteerr kkii bbaarr››flfl oollssuunn.... DDiiyyaarrbbaa--kk››rr HHaappiisshhaanneessii’’nnddee yyaaflflaadd››¤¤››mm iiflfl--kkeenncceelleerrii bbiillee uunnuuttuurruumm......"" (Akta-ran Taraf gazetesi, 30 May›s 2009)

Adaletsizlikle, Kürt halk›n›n ya-flad›¤› ac›lar› “unutarak”, bu katli-amlar›n ve politikalar›n sorumlula-r›ndan hesap sormayarak, bulunançözüm, çözüm müdür?

Adaletin yerine gelmedi¤i birbar›fl, bar›fl m›d›r?

Bu yaklafl›m, kendi mücadelesi-ni inkard›r. Bu yaklafl›m, gelece¤ini

egemen s›n›flar›n ellerine teslimetmektir.

Kürt halk› katillerini aslaunutmayacak ve ba¤›fllamayacak-t›r. Hiçbir düzen içi politika, bunude¤ifltiremez. fiu veya bu politi-kan›n dönemsel etkileri geçer, bugerçek kal›r.

Hiç kimse Kürt halk›n›n ony›llard›r yaflad›klar› ac›lar› unut-mas›n›, 17 bin kiflinin katledilme-sinin unutmaya terkedilmesini is-teyemez. Böyle bir adalet anlay›fl›olamaz. Kürt milliyetçili¤i adalet-ten de vazgeçiyor; çünkü sonuna

kadar hesap sormay› savunarak ege-men s›n›flarla uzlafl›lamaz.

Düzeniçi politikalar k›s›r döngü-süne girildi¤inde, buna benzer yak-lafl›mlar kaç›n›lmaz olarak günde-me gelecektir. Kaç›n›lmaz olarakpolitikaya günübirlik de¤erlendir-meler yön verecektir.

Son günlerden bir örnek: Bask›-lar› protesto için 23 Nisan törenleriniboykot eden DTP, 26 gün sonra bukez 19 May›s törenlerine kat›ld›. Ka-t›lma gerekçelerini flöyle aç›kl›yorduDTP’liler: ""OOlluummlluu hhaavvaa vvaarr,, bbiizz ddeerreessmmiinn iiççiinnddee oollmmaakk iisstteeddiikk..""

Aradan 20 gün kadar geçti. fiim-di acaba “hava” hangisine yak›n; 23Nisan’a m›, 19 May›s’a m›?..

Sald›r›lar her düzeyde sürüyor.Ama günü birlik politika, mevcutdurumun objektif de¤erlendirmesiniyapamaz; bir gün operasyon olma-mas›ndan “mesaj” ç›kart›p ““ççöözzüü--mmee yyaakkllaaflfl››lldd››¤¤››”” tahlili yap›l›r, er-tesi gün, her fley tam tersine döner.

Aç›k ki, iktidar›n manevralar› ileKürt sorunu çözülemez. Düzeninmanevralar› umut olmamal›d›r.Kürt halk›n› kurtulufla götürecekolan düzen içi çözümler, modellerde¤ildir. Düzen içi politikan›n kaç›-n›lmaz sonucu, emperyalizmin veoligarflinin politikalar› peflinde sü-rüklenmektir.

Kürt halk› çözüm ad›na, emper-yalizmin gelifltirdi¤i modelleremahkum edilemez. Çözüm ad›na,Kürt halk›ndan geçmifli unutmas›,adaletten vazgeçmesi istenemez.

Say›: 183 7KÜRT SORUNU

““BBaarr››flfl iiççiinn oo oonn yyeeddii bbiinn ffaaiilliimmeeççhhuullüü uunnuuttmmaayyaa ddaa hhaazz››rr››zz..””

""DDiiyyaarrbbaakk››rr hhaappiisshhaanneessiinnddeeyyaaflflaadd››¤¤››mm iiflflkkeenncceelleerrii bbiillee

uunnuuttuurruumm......""

Adaletsizliklebulunan ççözüm,çözüm mmüdür?Adaletin yyerine

gelmedi¤i bbir bar›fl,bar›fl mm›d›r?

Page 8: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Halklar›n zulme karfl›direnme ve

savaflma hakk›

tart›fl›lamaz

“Kürt sorununa çözüm süreci” için-de miyiz?.. Çözüme çok mu yaklafl›ld›?

Bir “f›rsat” m› söz konusu?

Bu sorulara olumlu cevap verilemez;çünkü, Kürt sorununun bugünkü gündemegetirilifli, tteerrssiinnee ççeevvrriillmmiiflfl bir özellik gös-termektedir.

Tersine çevrilmifltir; çünkü, Kürt soru-nu, bugün neredeyse sadece “ssiillaahhllaarr”üzerinden tart›fl›l›yor. Farkl› çevreler korohalinde ““ssiillaahhllaarr ssuussssuunn”” diyor. AbdullahGül’den iflçi, memur konfederasyonlar›n›n,odalar›n ilerici yönetimlerine kadar geniflbir kesim, neredeyse ayn› kelimelerle ayn›istekte bulunuyor. Bu ayn›l›k, son derece va-him ve düflündürücüdür. BBaayykkaall tüm bu ke-simler ad›na, “önce silahlar sussun” düflün-cesinin anlam›n› özetliyor:

““SSiillaahhllaarr bb››rraakk››llss››nn,, oonnddaann ssoonnrraa ddaa aaffoolluurr...... Terör bitirildikten... gümdemden düfl-tükten... ssiillaahhllaarr,, cceepphhaanneelleerr tteesslliimm eeddiillddiikk--tteenn...... da¤daki insanlar indikten sonra, bbiirrddaahhaa bbuu yyoollaa aarrtt››kk bbaaflflvvuurruullmmaayyaaccaa¤¤›› orta-ya ç›kt›ktan sonra, elbette geçmiflteki kavga-y› unutmak, kaynaflmak, bar›flmak bir top-lumsal bar›fl ve kardefllik projesi ortaya ko-yabilmek için düflünülecek bir yöntemdir.”

BBiirrggüünn gazetesi manfletine AAhhmmeettTTüürrkk’ün sözlerini tafl›yor: ““HHeerrkkeess eelllleerrii--nnii tteettiikktteenn ççeekkssiinn””!!

Türk, ““hheerrkkeess””ee dair hiçbir s›n›fsal ay-r›m yapm›yor, ezen ve ezilene, ilhak edenve edilene, zalim ve mazluma dair hiçbirayr›m gözetmeksizin konufluyor: “Bu sa-atten sonra her kim ki demokratik bir çö-zümden yana ise ve her kim ki ssiillaahhss››zz bbiirrççöözzüümm aarrzzuulluuyyoorrssaa mutlaka ama mutla-ka elini tetikten çekmelidir.”

Bu noktada adeta tüm tart›flma “ça-t›flman›n durmas›”nda dü¤ümlenmifldurumda. Kürt milliyetçili¤i ve ay-d›nlar›n bir bölümü ““ooppeerraassyyoonnllaarrssüürrddüü¤¤üü mmüüddddeettççee...... ssoorruunn ççöözzüüll--mmeezz”” derken burjuvazi cephesininsözcüleri de diyor ki, ““mmaayy››nnllaarr

ppaattllaadd››¤¤›› ssüürreeccee...... ssoorruunn ççöö--

zzüüllmmeezz!!””

SSoorruunn nnee ppeekkii?? Operasyonlar m›, eylem-ler mi? Bu mant›kta, bu söylemlerde her fleytersine çevrilmifltir. ÇÇAATTIIfifiMMAA SSOORRUUNNUUNNKKEENNDD‹‹SS‹‹ DDEE⁄⁄‹‹LLDD‹‹RR.. MMeevvccuutt ççaatt››flflmmaa,,mmeevvccuutt ssiillaahhll›› mmüüccaaddeellee bbiirr ssoonnuuççttuurr..

85 y›ld›r inkar edilen, asimile edilmeyeçal›fl›lan, katledilen bir halk›n ulusal sorunuyok mu? Ulusal talepleri yok mu? Kürt hal-k› aç›s›ndan silahl› mücadeleyi zzoorruunnlluu kk››--llaann nedenler yok mu? Bu sorular›n cevapla-r› verilmeden “silahlar sussun” nakarat›n›tekrarlamak hiçbir fleyi çözmez. Bir yerdeulusal bask›, iflgal, ilhak, imha varsa, onlarakarfl› mücadele de, savafl da var veya varola-cak demektir. Oligarfli de, küçük burjuva ke-simler de bu gerçekli¤i görmezden gelereksilahlar›n susmas›n› istiyorlar.

Bu politikan›n gerçek sahibi emperyalist-lerdir. Emperyalizm dünya çap›nda kendi ta-hakkümünü pekifltirebilmek için ulusal ve s›-n›fsal kurtulufl mücadelelerini “terör” dema-gojisi alt›nda gayri meflru göstermeye çal›fl›-yor. Savaflan halklar›n özgürlükleri, ulusalkurtulufllar› ad›na ellerine silah almas› ““kköö--ttüü””, ama emperyalistlerin bir ülkeyi “bar›fl”ve “demokrasi” ad›na iflgal etmesi ““iiyyii”” ola-rak gösteriliyor. “Savafl”, “bar›fl” gibi kav-ramlar›n iiççii bbooflflaalltt››llaarraakk,, tteerrss yyüüzz eeddiilliiyyoorr..

CCllaauusseewwiittzz’in savafl tan›m›n› birço¤u-muz biliriz; savafl›, ““ppoolliittiikkaann››nn ssiillaahhllaarrllaassüürrddüürrüüllmmeessii”” olarak tan›mlar. Bu gerçekunutturuluyor. Burjuvazi kendi sald›r›lar›nahakl› ve meflru bir zemin haz›rlamak, halküzerindeki terörünü devam ettirebilmek içinunutturuyor bunu. Düzen içi sol, çarp›tmayaortak oluyor. Topraklar› bölünüp ilhak edi-len, dili, kültürü yasaklanan, ulusal kimli¤iyok say›lan, sömürü ve zulüm alt›nda yafla-maya mahkum edilen bir halk›n direniflininnedenleri sorgulanmadan, ulusal bask› alt›n-da tutulan halk›n elindeki silahla, onu ulusalbask› alt›nda tutan oligarflik diktatörlü¤ünelindeki silah ayn›laflt›r›lamaz.

Yine temel bir gerçe¤i hat›rlatal›m. Ezi-lenlerin ezenlere karfl› yürüttü¤ü savafllar,

8 KÜRT SORUNU 7 HHaziran 22009

‘S‹LAHLAR’, KÜRT SORUNUNUN SEBEB‹ DE⁄‹L,

SONUCUDUR

85 y›ld›r inkar edilen,asimile edilmeyeçal›fl›lan, katledilenbir halk›n ulusalsorunu yok mu?Ulusal talepleri yokmu? Kürt halk›aç›s›ndan silahl›mücadeleyi zorunluk›lan nedenler yokmu? Bu sorular›ncevaplar› verilmeden“silahlar sussun”nakarat›n›tekrarlamakhiçbir fleyiçözmez.

Page 9: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

hhaakkll›› ssaavvaaflflllaarrdd››rr.. Emperyalizminve iflbirlikçilerin halklara karfl› sa-vafllar› ise ggeerriiccii vvee hhaakkss››zzdd››rr.. Buayr›m noktas›ndan bakmayanlar›nKürt sorununa do¤ru bir çözümönerebilmesi de mümkün de¤ildir.

Kürt halk›n›n ulusal kurtulufl sa-vafl›na karfl› ç›kanlar, flunu unutma-mal›d›rlar ki; ülkemiz, emperyaliz-me ba¤›ml›, faflizmle yönetilen birülkedir. Ulusal bask›n›n nesnel te-meli de budur. BBuu ggeerrççeekk uulluussaall vveessoossyyaall kkuurrttuulluuflfl ssaavvaaflflllaarr››nn››nn ddaabbiilliimmsseell vvee nneessnneell zzeemmiinniiddiirr..

Bu nesnelli¤i yok sayarak, Kürthalk›n›n mücadelesi dursun, silahlarsussun demek; oligarflinin 85 y›ld›rKürt halk›na do¤rultmufl oldu¤u si-lahlar›, yaflanan onca katliam›, bin-lerce köyün boflalt›lmas›n›, infazla-r›, kay›plar›, ilhak›, asimilasyonu,flovenizme görmezden gelmek de-mektir; ve daha önemlisi, silahlarsussun demek, Kürt halk›n›n ulusalve sosyalist kurtulufl flans›n› ortadankald›rmak demektir. Kuflku yok ki,tek bafl›na silahl› mücadele kurtuluflanlam›na gelmemektedir. BugünPKK’nin silahl› mücadelesi de böy-le bir kurtulufl hedefine denk düfl-müyor.

Kürt milliyetçi hareketi, geldi¤inoktada, y›llard›r savaflt›¤› ““ssöömmüürr--ggeeccii TTüürrkkiiyyee CCuummhhuurriiyyeettii”” ile“bbaarr››flfl”” politikas›yla birlikte, em-peryalist ssiisstteemm iiççiinnddee,, kkaappiittaalliissttbbiirr ttoopplluummddaa yaflama politikas›n›gelifltirmifltir. Bu noktada onlar›nelindeki silah›n –en az›ndan bugün-kü bu haliyle– ulusal ve sosyal kur-tulufla hizmet etmeyece¤i aç›kt›r.Biz özel olarak Kürt milliyetçi hare-keti aç›s›ndan de¤il, halklar›n silahasar›lmas› hakk› ve zorunlulu¤u aç›-s›ndan ortaya koyuyoruz buradameseleyi.

Aç›k ki, bugün herfleyi “silah-lar”da dü¤ümleyenler, sorunun ken-disini, asl›n› b›rakm›fl, sonuçlar›ylau¤raflmaktad›rlar. Bu kesimlerin di-lindeki bar›fl, geçici ateflkeslerinötesinde, “s›n›fsal bir bar›fl” anlam›-na kavuflmufltur.

‹ç savafllarda, savaflan güçleraras›nda k›smi uzlaflmalar, geçici

ateflkesler yaflanabilir. Ancak bunlargeçicidir, s›n›fsal anlamda uzlaflmazçeliflkilerin söz konusu oldu¤u yer-de, bir “bar›fl “olmaz. Veya ancakbir taraf›n savafl gerekçesi olan poli-tik hedeflerinden, iktidar iddias›n-dan vazgeçip di¤er taraf›n düzeniiçinde yaflamay› kabul etmesiyleolur.

Bar›fl yya dda kkurtulufl‹flte bu noktada, ezen ve ezilen

aras›ndaki savafl› nihai anlamdadurdurmaya çal›flmak, ezilenlerinkurtulufl idealinden vazgeçmektir.Ezen ve ezilen ayr›m› yap›lmaks›-z›n herkesin silahlardan elini çek-mesini istemek, halklar›n direnifl vesavafl hakk›ndan vazgeçmesini iste-mekle özdefltir. Kürt sorununa bur-juvazinin ideolojik çarp›tmalar›ylabak›l›rsa, sorun s›n›fsal özündenkopar›l›rsa ortaya böyle çarp›k anla-y›fllar ç›kar.

Bugün savunulan “bar›fl”›n oli-garflinin bar›fl› olaca¤› aç›kt›r. Silah-lar teslim edilecek ve bir daha aslabu yola baflvurulmayacak! Oligarfli-nin bar›fl ad›na istedi¤i tam da bu-dur. Ortada ne çözüme yaklaflma, nede bir aç›l›m vard›r. Oligarfli ve re-formist kesimler, silahl› Kürt hare-ketini tasfiyeye soyunmufltur.

Oysa, dünyam›z›n yak›n tarihi,bu tür süreçlerin nas›l sonuçland›¤›-na dair çarp›c› ve ö¤retici örneklerkoymufltur ortaya. “Bar›fl” ad› alt›n-da gelifltirilen bu tür süreçler, geril-lan›n tasfiyesine, politik ve askerigücünü yitirerek bir daha belinido¤rultamamas›na neden olmufltur.

El Salvador’da FFMMLLNN’nin, Gu-atemala’da UURRNNGG’nin yaflad›¤› sü-reçleri, ideolojisine, halk›na güven-meyen, kurtulufla inanc›n› yitirenörgütlerin “bar›fl” politikalar›n›nnas›l emperyalizme teslimiyete dö-nüfltü¤ünün ibret verici örnekleridir.Kimsenin bir an bile akl›ndan ç›kar-mamas› gereken de fludur ki, silah-lar›n susup, “bar›fl”›n güya sa¤lan-d›¤› bu ülkelerde, ba¤›ms›zl›k, öz-gürlük ad›na halklar hiçbir fley ka-zanmam›flt›r.

FMLN sahip oldu¤u gerilla gü-

cünü ve kitle deste¤ini El Salvadoroligarflisi ile uzlaflma masas›naoturmak için pazarl›k malzemesiyapm›fl, bu pazarl›klar içindeFMLN’nin 1992’de silahl› birlikle-rini tasfiye etmesinden sonra, ne de-mokratikleflme ne de insan haklar›gündeme bile al›nmam›fl, sömürüve zulüm en ac› haliyle devam et-mifltir.

Guatemala’da 30 y›l› aflk›n birsüre gerilla mücadelesi verenURNG, 1996’da devletle uzlafl›p,silahlar› b›rakt›¤›nda; gerillalar›n“normal hayata uyum sa¤lamalar›için” rehabilite edilmesini kabul et-mifl, ancak onbinlerce insan›n katle-dilmesinden sorumlu kontra örgütüG-20’nin da¤›t›lmas›n› bile kabulettirememifltir. Savafl s›ras›nda 150binden fazla ölüm 50 bin kay›b›nyafland›¤› Guatemala’da bunlar›nüstü örtülmüfltür. Ve dahas›, halk›nyüzde 80’i yoksulluk s›n›r›n›n alt›n-da yaflamaktad›r. Orada “bar›fl”tansöz edilebilir mi? “Kulübelerle sa-ray aras›ndaki” savafl sürüyor zaten.Öteki “bar›fl” ise, çoktan anlam›n›yitirmifltir. Guatemala gösteriyor ki,bar›fl, silahlar› susturmakla sa¤lan-m›yor.

Savafllar s›n›flar aras› çeliflkiler-den do¤ar. Savafl ve bar›fllar›n seyri,çeliflkilerin uzlafl›r olup olmamas›y-la belirlenir. Silahlar› b›rak›p b›rak-maman›n “Kürt sorununu çözmekonusunda” samimiyet ölçüsü oldu-¤unu yaz›p söylüyor küçük-burju-vazi. Yanl›fl bir ölçü. Kürt sorununuçözmek istemekte e¤er bir ““ssaammii--mmiiyyeett ööllççüüssüü”” aranacaksa bu yineve sadece KKüürrtt hhaallkk››nn››nn uulluussaallhhaakkllaarr››nn››nn ttaann››nnmmaass››dd››rr..

Emperyalizm ve iflbirlikçi oli-garfli, “kendi bar›fl›n›” dayat›yor.“Silahlar›n›z› b›rak›n”, “gelin tes-lim olun” diyor. Silahlar sussun na-karat›n› tekrarlay›p duran bar›fl ça¤-r›lar› da ayn› noktada bulufluyor.Bar›fl ad›na istenen, Kürt ulusununulusal haklar›ndan vazgeçmesi veoligarflik diktatörlü¤e boyun e¤me-sidir. Böyle bir bar›fl› reddediyoruz,tüm halklar, tüm devrimci, ilerici,vatansever güçler de reddetmelidir.

Say›: 183 9KÜRT SORUNU

Page 10: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Oligarfli,bask›yla, terörlealamad›¤›sonucu baflkaaraçlarla eldeetmeyeçal›fl›yordu.Ekonomikpaketlerin de,operasyonlar›namac› da, Kürthalk›n›nmücadelesinin,örgütlenmeleri-nin tasfiyesi idi.

Oligarflininhiçbir

sorunaolmad›¤›gibi, Kürt

sorununa daçözümü

yoktur!

Tarihi bilmek, önümüze yeni diyekonulan fleylerin tarihimizdeki uzant›la-r›n› araflt›r›p ortaya koymak, insanlar›,örgütleri, siyasi yan›lg›lardan kurtaranunsurlardan biridir. Kürt sorununda çö-zümden, f›rsattan ve AKP’nin “bölgeyi dekapsayan yeni istihdam ve teflvik pake-ti”nden söz edildi¤i bugünlerde geçmiflf›rsatlar›, paketleri hat›rlamakta yarar var.

Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün ‹ran’agiderken Kürt sorunu için “iyi fleyler ola-cak” aç›klamas› sonras›nda ne oldu¤u be-lirsiz bir “f›rsat”tan söz edilmeye baflland›.Sanki çok kapsaml›, ciddi haz›rl›klar varm›flhavas› yarat›larak baflta Kürt halk› olmaküzere Kürt sorununun çözüm yoluna girdi¤ibeklentisi yay›lmak istendi.

Kürt sorununun çözümü ad›na bugünekadar onlarca “paket” aç›ld›. Özellikle1990’lar›n bafl›ndan bu yana, MGK'dan tümdüzen partilerine, sendikalara, TÜS‹AD,TOBB gibi burjuvazinin örgütlerine kadar,birçok kesim taraf›ndan çözüm raporlar› ha-z›rland›. Bunlar›n kimi ““yyaatt››rr››mm vvee rreeffaahh””,kimi ““ddeemmookkrraattiikklleeflflmmee”” iddias› tafl›yordu.Baflka deyiflle, kimi ekonomik, kimi siyasi,kimi kültürel a¤›rl›kl›yd›. Kürt sorunundankim ne anl›yorsa, haz›rlad›klar› paketlerde,raporlarda da buna paralel öneriler yer al›-yordu.

BBiirr ggöörrüüflflee göre, esas olarak Kürt soru-nu yoktu, bölgenin as›l sorunu “ekono-mik”ti. Ekonomik sorun çözülürse, Kürtsorunu kendili¤inden ortadan kalkard›.Oligarflinin baz› kesimleri ise Kürt soru-nu”nun varl›¤›n› kabul ederken, onu me-sela bir tek dil sorununa indirgediler, ba-z› kesimler de Kürt sorunu de¤il “Do¤usorunu” var, o da Do¤u’daki feodalizmsorunudur yaklafl›m›nda oldular. Birdi¤er kesim için ise, KKüürrtt ssoorruunnuuyyookk,, ""tteerröörr"" ssoorruunnuu vvaarrdd››.. Dolay›-s›yla Kürt sorununu çözmek, “terö-rü” ezmekten ibaretti! Ki bu görüfl,oligarfli içinde ony›llard›r hakimgörüfltür.

Bölgenin ekonomik sorunlar›

da ancak “terör” vesilesiyle gündeme al›n›r;“teröre kaynakl›k eden iflsizli¤in, yoksullu-¤un giderilmesi için ekonomik yat›r›mlaryap›lmal›d›r. ”

Sorunun esas›n› ve özünü reddeden buyaklafl›mlar, oligarfli içinde hakim oldu¤uiçin, Kürt sorununun çözümü ad›na aç›kla-nan say›s›z paketten bugüne kadar çözümad›na hiçbir fley ç›kmam›flt›r.

‘Çözüm’ün aad› bask›, tterör, kkatliam

Aç›lan paketlerde hep birinci yan uygu-lanm›flt›r. Bunun için bölgeye özel yeni ya-salar, kanunlar ç›kart›lm›flt›r. Yani Kürt hal-k›na karfl› bask›n›n terörün, katliamlar›n hertürlüsünün gerçekleflmesi...

Oligarflinin Kürt halk›n›n ulusal temelde-ki mücadelesi karfl›s›nda ilk ve esas yaklafl›-m›, ezmek, yoketmek oldu. 1987'de OHALValili¤i kuruldu. Bölge, tümüyle ""öözzeell"" biryönetim statüsüne sokuldu. OHAL yönetimialt›nda her türlü katliam, bask›, terör, iflken-ce alenileflti. Daha sonraki y›llarda 430 ve285 say›l› kanun hükmünde kararnamelerle,OHAL uygulamalar› için yarg›ya baflvurma-n›n önü kapat›ld›. 422 Say›l› Köy Kanu-nu’na dayan›larak “Kürt halk›n› birbirinek›rd›rma” amac›yla "koruculuk" dayat›ld›.

Ne var ki bütün bunlar, Kürt halk›n›nmücadelesini engellemeye yetmedi. Oligar-fli ““KKüürrtt rreeaalliitteessiinnii”” kabul etmek zorundakald› ve birbiri ard›na "Kürt sorunu raporla-r›"”, “çözüm paketleri” gündeme gelmeyebafllad›. Oligarflinin Turgut Özal gibi en üstdüzey temsilcileri, TOBB, TÜS‹AD gibi te-kelci burjuvazinin kurumlar›, zaman zaman“federasyon da tart›fl›labilir, Kürtçe ser-bestli¤i olmal›” gibi aç›klamalar› ve rapor-lar›yla, Kürt sorununun "düzen içinde" çö-zülebilece¤i beklentisini sürekli canl› tuttu-lar. Bütün bu raporlar yay›nlan›r, federas-yon, Bask modeli söylemleri ortal›kta dola-fl›rken, pratikte uygulanan tek fley, “80 y›ll›kinkar, imha ve asimilasyonu” sürdürmekti.

1990 Nisan’›nda SHP taraf›ndan haz›rla-

KÜRT SORUNU’NDA ÇÖZÜM PAKETLER‹... VE

DÜZEN‹N ÇÖZÜMSÜZLÜ⁄Ü

10 KÜRT SORUNU 7 HHaziran 22009

Page 11: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

nan "Güneydo¤u Raporu", sonraonlarca benzeri haz›rlanacak rapor-lar›n ilk örneklerindendi. Ve yine il-ginç olan, bu rapordan k›sa süresonra iktidar orta¤› olan SHP, bu ra-poru hiç hat›rlamayacak ve tam ter-sine, bu iktidar döneminde Kürt so-rununda da infazlar›n, faili meçhul-lerin t›rmand›¤› bir dönem bafllat›la-cakt›.

Kürtçe’ye sserbestlik ve 110 ttrilyon

Kürt sorununa düzen içi çözümmanevralar› 90'l› y›llar boyuncasürdü. Bir yandan bask›lar, katliam-lar sürdürülürken, bir yandan daKürt milliyetçi hareketi ve Kürt hal-k›n› düzen içine çekmeye yöneliksöylem ve manevralar devam etti.Bu çerçevedeki giriflimlerden biri,1991'de Cumhurbaflkan› TurgutÖzal taraf›ndan gündeme getirildi.Özal, Kürtçe'ye serbestlik ve genelaf öneriyordu. Genel af ç›kmad›.Kürtçe yasa¤› ise, 12 Nisan 1991'deyürürlükten kald›r›ld›.

Özal'›n söylemlerine paralel ola-rak yine 1991’de DYP-SHP Koalis-yon Hükümeti taraf›ndan ““bbööllggeenniinnkkaallkk››nndd››rr››llmmaass››”” için “1100 ttrriillyyoonnlliirraall››kk bbiirr ppaakkeett”” aç›kland›.

Fakat ne Kürtçe'ye serbestlikgeldi, ne de bölgeye 10 trilyon akta-r›ld›. Kürtçeye yönelik bask›lar, so-ruflturmalar, cezalar devam etti.

Bu süreçleri yeterince bilmeyen-ler, Kürtçe serbestli¤inin TTRRTTfifieeflfl’le gündeme geldi¤ini sanabilir.Oysa, 1990’dan bu yana kaç kezserbestlik getirildi Kürtçe’ye (!)...‹flte bu olgu ülkemiz gerçe¤ini anla-t›r. Bu gerçek “demokratikleflme”paketlerini bask› dönemlerinin,“Kürtçe serbestli¤ini” flovenizmindevlet eliyle t›rmand›r›lmas›n›n iz-ledi¤i ülke gerçe¤idir.

Özal'›n yukar›da sözü edilen“demokratik aç›l›m” projelerindenTerör Yasas› ç›kt›. SHP-DYP Koa-lisyon Hükümeti’nin kuruldu¤u ilkgünlerde Süleyman Demirel, ""KKüürrttrreeaalliitteessiinnii ttaann››dd››¤¤››nn››”” söylerken,ayn› hükümet, HEP milletvekilleri-

ni yaka-paça meclisten ç›kar›ptutuklayan hükümet olacakt›.

Trilyonluk ppaketlertrilyonluk yyalanlar

Pratikte hayat bulmayan pa-ketlerin aç›lmas›n›n ard› hiç ke-silmedi.

- 1993 y›l›nda dönemin Bafl-bakan› Süleyman Demirel, te-kelci patronlarla birlikte yapt›¤›Urfa gezisinde 22,,77 ttrriillyyoonn lliirraa--ll››kk yyaatt››rr››mm vvaaaaddiinnddee bulundu.

- Bunu ayn› y›l baflbakan olanTansu Çiller'in Do¤u için 55,,55 ttrriill--yyoonn lliirraall››kk ppaakkeettii izledi.

- 1994'te dönemin Devlet Baka-n› Ali fievki Erek, 1166 ttrriillyyoonn yyaatt››--rr››mm yyaapp››llaaccaa¤¤››nn›› söyleyerek yenibir paket aç›klad›.

- 1995'te dönemin Baflbakan'›Tansu Çiller ve yard›mc›s› HikmetÇetin, ifladamlar›n›n da kat›ld›¤›toplant›da y›l içinde bölgeye 2255ttrriillyyoonn lliirraall››kk yyaatt››rr››mm yyaapp››llaaccaa¤¤››--nn›› duyurdular.

- 1996'da BBaaflflbbaakkaann EErrbbaakkaannbölgeye 4400 ttrriillyyoonn lliirraall››kk yat›r›myap›laca¤›n›, hayvanc›l›¤› gelifltir-mek için ayr› tedbir al›naca¤›n› veboflalt›lan köylere geri dönüflün sa¤-lanaca¤›n› aç›klad›.

- 1997'de ise Refahyol Hüküme-ti'nin haz›rlad›¤› paket 31 Mart’taMGK onay›na sunuldu. ""DDoo¤¤uu vveeGGüünneeyyddoo¤¤uu KKaallkk››nnmmaa PPrrooggrraamm››""adl› paket MGK taraf›ndan baz› de-¤iflikliklere tabi tutularak, psikolo-jik sald›r› önlemleriyle birlikte ka-bul edildi. Paket, y›l sonuna kadar111199 ttrriillyyoonn lliirraall››kk yyaatt››rr››mm yap›l-mas›n› öngörüyordu.

Bu paketlerin hiçbiri pratiktekarfl›l›¤›n› bulmad›. Sonuçlar orta-dad›r, ülkemizin bütününde yaflananaçl›k, yoksulluk, Do¤u ve Güney-do¤u’da daha katmerli yaflanmakta-d›r. Bu dönem boyunca binlerce fai-li meçhul, katliamlar, iflkenceler,köylerin, ormanlar›n, ekinlerin ya-k›lmas›, yüzbinlerce köylünün kö-yünden, yurdundan göç ettirilmesiKürt halk›na reva görüldü.

Yukar›da örneklerini verdi¤imiz“Paketler”, sonraki y›llarda da sür-dü. Ve aç›lan her paket ddaahhaa öönnccee--kkiilleerriinn aakk››bbeettii hhiiçç ssoorrgguullaannmmaaddaannbüyük umutlarla sunuldu burjuvamedya taraf›ndan. Ve yeni küçükburjuva, reformist kesimler taraf›n-dan da öncekiler sorgulanmadanbüyük bir “heyecanla” karfl›lan›p,hheerr vvaaaaddee,, bbüüyyüükk mmiissyyoonnllaarr yyüükk--lleennddii..

Aç›klanan ekonomik veya de-mokratik içerikli paketler, dönemselolarak farkl› roller üstlenseler de,hepsinde ortak bir yan vard›. Oli-garflinin derdi, ne Kürt halk›n›n ifl-sizli¤i, açl›¤›, yoksullu¤uydu, ne dedemokratik talepleriydi. Oligarfli,bask›yla, terörle alamad›¤› sonucubaflka araçlarla elde etmeye çal›fl›-yordu. Ekonomik paketlerin de,operasyonlar›n amac› da, Kürt hal-k›n›n mücadelesinin, örgütlenmele-rinin tasfiyesi idi.

Mesela 1999'da DSP, MHP,ANAP Koalisyon Hükümeti tara-f›ndan PKK önderi Abdullah Öca-lan'n›n tutsak edilmesinden sonraDo¤u’ya yönelik bir "Kalk›nma Pa-keti" daha aç›kland›. Bu paket de 4400ttrriillyyoonn lliirraall››kk’t›.

Paket, burjuva bas›nda ““bbuu ddeeffaassoonnuuçç aall››nnaaccaakk””,, ““'terör geriledik-çe, ekonomik ve sosyal geliflme h›zkazanacak” yorumlar›yla karfl›land›.

Burjuva bas›n›n "ayaklar› yerebasan, finansman kaynaklar› haz›rolan, sonuç al›nacak" dedi¤i paketde di¤erlerinden farkl› olmad›. Za-ten burjuva bas›n aç›lan her paketiçin hemen hemen ayn› fleyleri söy-leyerek umut pompal›yordu.

BBuu ggeerrççeekk““ddeemmookkrraattiikklleeflflmmee””

ppaakkeettlleerriinnii bbaasskk››ddöönneemmlleerriinniinn,,

““KKüürrttççee sseerrbbeessttllii¤¤iinnii””flfloovveenniizzmmiinn ddeevvlleett

eelliiyyllee tt››rrmmaanndd››rr››llmmaa--ss››nn››nn iizzlleeddii¤¤ii üüllkkee

ggeerrççee¤¤iiddiirr..

Say›: 183 11KÜRT SORUNU

Page 12: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

AKP’nin pplanlar›, paketleri dde iilk dde¤il

AKP'nin iktidara geldi¤i ilk dö-nemde de Kürt sorununun çözümü-ne iliflkin “eylem planlar›” haz›rla-m›flt›. Hem de bugün "iyi fleyler ola-cak" diyen Cumhurbaflkan› Abdul-lah Gül, 2002'de Baflbakan ikenaç›klam›flt›. Aç›klanan plan›n ad›,""KKüürrtt lleerree YYöönneelliikk AAccllii EEyylleemmPPllaann››"yd›. ""AAcciill"" ad›n› tafl›yan bueylem plan›n›n ak›beti de kendisin-den öncekilerden farkl› olmad›.

Yine Baflbakan Tayyip Erdo¤an,27 May›s 2008’de büyük flovlarla““GGAAPP eeyylleemm ppllaann››””n› aç›klam›fl,bu plan› ““yyüüzzyy››ll››nn eenn bbüüyyüükk bbööllggee--sseell kkaallkk››nnmmaa pprroojjeelleerriinnddeenn bbiirrii””diye pazarlam›flt›. Plan flunlar› içeri-yordu:

“Kifli bafl› milli gelir yüzde 209artacak, iflsizlik ve göç sorunlar›çözülecek.

2012 y›l›na kadar, 1,60 metreka-relik alan sulanacak.

33,,88 mmiillyyoonn kkiiflfliiyyee ifl imkan› sa¤-lanacak.

Okul öncesi e¤itimde yüzde elliokullaflma oran› yakalanacak. 22bin 460 ö¤rencilik ilave kapasiteyarat›lacak.

TRT'nin bir kanal› sürekli bölge-deki dillerde yay›n yapacak.” (Yü-rüyüfl, Say›:148, syf. 22)

Tayyip Erdo¤an, bu aç›klamay›yaparken di¤er taraftan da "" TTeekkMMiilllleett,, TTeekk DDiill,, TTeekk BBaayyrraakk"" söy-lemini sürdürüyordu.

Burjuva bas›n AKP’nin GAPEylem Plan›’n› allay›p pullayarakyans›tsa da, plan bir sabun köpü¤üolman›n ötesine geçemedi.

AKP'nin iktidar› süresince Kürtpolitikas›ndaki belirleyici yan tümpolitikalar›nda oldu¤u gibi riyakar-l›¤›d›r. AKP'nin çözümü ABD veAB emperyalizminin çözümüdür.Emperyalizmin Kürt sorununa ilifl-kin çözümünün özünü ise, belli kül-türel hak k›r›nt›lar›n›n verilmesi veKürt ulusal hareketinin hem askeri,hem siyasi olarak tasfiye edilmesioluflturmaktad›r.

Bugüne kadar aç›lan hiçbir paketpratikte hayat bulmam›flt›r. Bulma-mas›n›n temel nedeni, oligarflininKürt sorununa bak›fl aç›s›d›r.

Her paket, ““inkar, iilhak vveasimilasyon” ppolitikas›ndaiflas eediyor

Yukar›da çok k›sa bir özeti veri-len “paketler” tarihinin gösterdi¤igibi, AKP'nin sözünü etti¤i “f›r-sat”›n da, aç›klad›¤› “teflvik ve istih-dam paketi”nin de muhtevas›ndakendinden öncekilerden bir fark›yoktur. AKP’nin planlar› da, as›lolarak Kürt halk›n›n mücadelesinintasfiye edilmesini ve tamamen etki-sizlefltirilip düzen içine çekilmesiniiçermektedir. Ki, AKP, politikas›n›nbu boyutunu aç›k olarak da ifade et-mektedir zaten.

Aç›lan paketler, Kürt sorunuHAK KIRINTILARI VE BASKIYIAYNI SÜREÇTE KULLANARAKÇÖZME politikas›d›r.

Öncesini bir tarafa b›rakal›m, sa-dece Abdullah Gül'ün "iyi fleyleroluyor" dedi¤i günden bu¤une ba-kacak olursak bunu görürürz. Tümbu "iyi fleyler", "tarihi f›rsat" söy-lemleriyle halka umut pompalan›r-ken gerillaya yönelik operasyonlar,katliamlar devam etmektedir. Yasal,demokratik kurumlar›n yöneticileri,üyeleri, sendikac›lar, ö¤renciler, ço-cuklar “yasad›fl› örgüt üyesi” suçla-mas›yla gözalt›na al›nmakta, ku-rumlar bas›larak terörize edilmekte-dir.

AKP bu politikalar›yla ayn› za-

manda, Kürt halk›n› sindirip, gö-zünü boyay›p, Kürt kökenli tefeci,tüccar tak›m›n› kullanarak halk›

sisteme çekmek, düzen partilerininbölgedeki etki alan›n› geniflletmekistemektedir. Oligarflinin Kürt soru-nuna yaklafl›m› zaman içinde söy-lem ve biçim de¤ifltirse de, KürtçeTV, Kürt enstitüsü gibi uygulamalargündeme getirilse de amaç de¤ifl-memektedir. Hala, oligarflinin inkarilhak ve asimilasyon temelinde fle-killenen 85 y›ll›k politikalar›yla,Kürt halk›n›n mücadelesi tasfiyeedilmek istenmektedir.

Oligarflinin Kürt sorununa ilifl-kin bugüne kadar inkar, imha ve asi-milasyon d›fl›nda gelifltirebildi¤i birpolitikas› olmam›flt›r. Kuflkusuz budurumun, oligarflinin "kötü yöneti-cilerin elinde kalmas›" fleklindekide¤erlendirmelerin ötesinde izah›vard›r. Bunu belirleyen yeni-sömür-gecilik iliflkileridir, faflizmdir, 80küsur y›ll›k poitikalard›r, oligarflikdüzenin kendine güvensizli¤idir.

Elbette bu durum, oligarflininsonsuza kadar inkar politikas›n› sür-dürebilece¤i anlam›na gelmemekte-dir. Y›llar önce öngördü¤ümüz gibi,gerek Kürt halk›n›n mücadelesi, ge-rekse de emperyalist ülkelerin ç›-karlar› ve bölgesel planlar› do¤rul-tusunda Kürt sorununda çeflitliad›mlar at›labilir ve at›lmaktad›r.Ama bu Kürt sorununun çözümümuhtevas›na ulaflamaz, ulusal hakk›r›nt›lar›n› aflamaz.

Emperyalizmin ve oligaflinin bunoktada baflvurdu¤u yöntem, biryandan Kürt halk›n›n kimi talepleri-ni kabul ediyor görüntüsü yarat›r-ken di¤er yandan tüm haklar› boflaç›karma ve Kürt halk›n› sisteme ta-bi k›lma politikas›d›r.

Oligarflinin KKürtsorununa iiliflkinbugüne kkadarinkar, iimha ve

asimilasyond›fl›nda

gelifltirebildi¤i bbirpolitikas› oolmam›flt›r.

12 KÜRT SORUNU 7 HHaziran 22009

Page 13: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

122 flehidin verildi¤i ölüm oru-cu direnifline ara verilmesinin üze-rinden 2,5 y›la yak›n zaman geçti.

Hat›rlanaca¤› üzere, ölüm oru-cu, tecritte aç›lan bir gedikle sonaerdirilmiflti. Direniflin somut kaza-n›m›, tecritte o gedi¤i açacak olanAdalet Bakanl›¤›’n›n 22 Ocak2007 tarihi 45/1 No’lu genelgesi-nin içerdi¤i 10 saatlik sohbet hak-k›yd›.

Genelgenin yan›s›ra,

Adalet Bakan› Cemil Çiçek’inve bizzat Baflbakan Erdo¤an’›n 10saatlik sohbet hakk›n›n uygulanaca-¤› ve en k›sa sürede 20 saate ç›kar›-laca¤› yolunda taahhütleri vard›.

Taahhütte bulunan bir di¤er ke-sim ise, ülkemizin belli bafll› de-mokratik kitle örgütlerinin yönetici-leri, hukukçular ve sanatç›lard›.

*

Genelgenin takipçisi olaca¤›n›aç›klayan demokratik kurum ve ki-fliler, bu sözlerini hat›rlay›p, elbirli-¤iyle giriflimlerde bulunarak genel-genin uygulanmas› için sorumluluküstlenmelidirler.

Genelgenin uygulanmas› için gi-riflimlerde bulunmak, demokratikkurumlar›n temsilcilerinin sözlerinitutmas›n›n ötesinde, haklar ve öz-gürlükler mücadelesinde tutarl›l›k-t›r. Verdikleri sözün gere¤i olan so-rumlulu¤u üstlenmek, halka, kendiüyelerine güven vermek için uyul-mas› gereken bir davran›fl kural›-d›r... Demokratik mücadelede, ›srar,kararl›l›kt›r...

*

Adalet Bakanl›¤›n›n yay›nlad›¤›yeni genelgede tutsaklar aç›s›ndançok önemli olan tecrite iliflkin ola-rak flunlar belirtilmiflti:

1- Tutsak gruplar›n›n haftal›ktoplam görüflme sürelerini befl saat-ten on saate ç›karmaktad›r.

2 - Hiçbir disiplin cezas› infaz›-

na tabi olmadan gruplar birarayagetirilecekler. Yani ““ttrreeddmmaann”” kal-d›r›l›yor.

33-- Hapishaneler Cezaevi ‹zlemeKurullar› ve toplumsal kurulufllar›ndenetimine aç›l›yor.

Ölüm orucunun bitirildi¤i gün‹stanbul’da Av. Behiç Aflç›’n›nölüm orucunu sürdürdü¤ü PayApartman›’n›n önünde bir bas›naç›klamas› yap›lm›fl, bu aç›klamada‹stanbul Tabip Odas› Baflkan› Gen-cay Gürsoy, D‹SK Genel Baflkan›Sülleyman Çelebi, ‹stanbul Baro-su’nun o s›radaki Baflkan› Kaz›mKolcuo¤lu genelgenin takipçisi ol-duklar›n› belirtmifllerdi.

Hat›rlayal›m:

GGeennccaayy GGüürrssooyy:: “293 gündürsüren ölüm orucunun mutlu sonlanoktaland›¤› haberini sizlere ilet-mek üzere örgüt temsilcileri ve ar-kadafllarla birlikte karfl›n›zday›z. ...makul bir süre makul bir say›da in-sanla bir arada olma olanaklar›n›ntan›nmas›n› ve bbuunnuunn ttrreeddmmaannaa ttaa--bbii oollmmaammaass››nn›› talep etmifltik, enönemli talebimiz buydu.

Bugün gerek Ceza ve Tevkif Ev-leriyle gerek bbaakkaann››nn kkeennddiissiiyylleeyapt›¤›m›z görüflmelerde bu öneri-lerin kabul gördü¤ü ifade edildi. ...bakan›n telefonla bildirdi¤i fluydu;flimdilik saati 5 saatten 10 saate ç›-kar›yoruz, ortak mekânlarda bulun-ma olana¤›n› daha sonra 2200 ssaaaatteeçç››kkmmaa olana¤› da var. Daha baflkaaç›l›mlar da olabilir. ”

SSüülleeyymmaann ÇÇeelleebbii:: “... Buradanflunu aç›kl›kla ifade ediyorum; bugenelge ve genelgenin sonuçlar›n›biz en iyi flekilde takip edece¤iz veonun için de Behiç Aflc›’ya biraz ön-ce yapt›¤›m›z görüflme sonras› buörgütler olarak görevi devrald›k vebundan sonra süreci takip edece¤i-mizi ve geliflmeleri en yeni flekildetakip ederek insan onuruna yak›fl›rbir düzenlemenin yap›lmas› konu-sunda giriflimlerimiz sürecek...”

KKaazz››mm KKoollccuuoo¤¤lluu:: “Uzun za-mandan beri F Tipi cezaevlerindeuygulanan yaln›zlaflt›rma uygula-mas›na karfl› tepkilerini bir açl›kgrevi ile ortaya koymaya çal›flande¤erli meslektafl›m›z, bu güne ka-dar 293 gündür sab›rla ve bir sonuçal›nmas› konusunda kararl› davran-d›. Ve onun talebi böylece bir ölçü-de yerine getirilmifl oldu. ... De¤er-li meslektafl›m›z›n bu direnme sonu-cu hayata tekrar bizimle devam et-me karar›n› da hep birlikte kutluyo-ruz; bununla birlikte bu görüflleri-mizi ve düflüncelerimizi devam etti-rece¤iz...”

Behiç Aflç›'ya, "e¤er verilen söz-ler tutulmazsa biz de seninle birlik-te ölüm orucuna bafllayaca¤›z" sö-zünü verenlerin sözlerini hat›rlama-lar› zaman›d›r.

GGEENNEELLGGEE KKOONNUUSSUUNNDDAA SSOORRUUMMLLUULLUUKK ÜÜSSTTLLEENNEENN HHEERRKKEESS!!

fi‹MD‹ ÜÜSTLEN‹LEN SSORUMLULU⁄UNGERE⁄‹N‹ YYER‹NE GGET‹RME ZZAMANIDIR

--Süleyman ÇÇelebi: ““GGöörreevviiddeevvrraalldd››kk...... SSüürreeccii ttaakkiipp eeddeeccee¤¤iizz””-Gencay GGürsoy: ““BBuu sseevviinnççlliihhaabbeerrii vveerrmmeekktteenn mmuuttlluulluukkdduuyyuuyyoorruuzz..”” -Kaz›m KKolcuo¤lu:““DDüüflflüünncceelleerriimmiizzii ddeevvaammeettttiirreeccee¤¤iizz..””

Say›: 183 13TECR‹T

BBeehhiiçç AAflflçç››’’yyaa ""ee¤¤eerr vveerriilleennssöözzlleerr ttuuttuullmmaazzssaa bbiizz ddee

sseenniinnllee bbiirrlliikkttee ööllüümm oorruuccuunnaabbaaflflllaayyaaccaa¤¤››zz"" ssöözzüünnüüvveerreennlleerriinn ssöözzlleerriinnii

hhaatt››rrllaammaallaarr››nn››nn zzaammaann››dd››rr..

Page 14: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

14 TECR‹T 7 HHaziran 22009

TAYAD’l› Aileler 23-31 May›sgünleri boyunca “10 Saatlik SohbetHakk›”n›n uygulanmas› için Anka-ra’da Abdi ‹pekçi Park›’nda oturmaeylemi yapt›lar. TAYAD’l›lar, otur-ma eyleminin 6. gününde, 28 Ma-y›s’ta Cezaevleri Genel Müdürü Ni-zamettin KALAMAN ile görüfltü-ler. Görüflmeye Av. Behiç AfiÇI,Fahrettin KESK‹N, Niyazi A⁄IR-MAN, Nagehan KURT, Melek AK-GÜN ve Zeynep YAYLA kat›ld›lar.

Yap›lan görüflmede görünen oki, F Tiplerinin, tecrit politikalar›n›nsorumlular›, 2,5 y›ld›r imzalad›klar›genelgeyi uygulamayan AKP ikti-dar› ve bürokratlar›, ayn› tutumusürdürmektedirler. Görüflmede, TA-YAD’l› Aileler, F Tiplerindeki““TTeeccrriitt””i ve 45/1 No’lu Genelgeyegöre 10 saatlik ““SSoohhbbeett HHaakkkk››””n›nuygulanmad›¤›n› anlat›rken, Ceza-evleri Genel Müdürü KALAMAN““ FF TTiippii hhaappiisshhaanneelleerriinn TTüürrkkii--yyee’’ddeekkii eenn iiyyii hhaappiisshhaanneelleerr oolldduu¤¤uu,,eenn aazz››nnddaann bbuu hhaappiisshhaanneelleerrddee hheerr--kkeessiinn yyaattaaccaakk bbiirr yyaattaa¤¤›› oolldduu¤¤uu””fleklinde alabildi¤ine gayri ciddi biryaklafl›m sergilemifltir.

‹flte F Tiplerinin mant›¤› da bu-dur. Genel Müdürün konufltu¤u lafa

bak›n; FF TTiippii hhaappiisshhaanneelleerrddee eennaazz››nnddaann hheerrkkeessiinn yyaattaaccaakk yyeerriivvaarrmm››flfl.. Yatak karfl›l›¤›nda tutuklu-lar devletin her türlü keyfi yapt›r›-m›na boyun e¤meli o zaman. Tret-mana tabi tutulmal›. Tutsaklar tret-mana uymuyorlarsa, sonuçlar›na dakatlanmal›. Mant›k budur.

Nizamettin KALAMAN, TA-YAD’l›lar›n “Sohbet Hakk›”n› fark-l› yorumlad›¤›n›, genelgede ““1100ssaaaattee kkaaddaarr”” ibaresinin bulundu-¤unu söyleyerek, bugüne kadar Ge-nelge’nin ilgili maddesini uygula-malalar›n› demagojiyle örtbas etme-ye çal›flm›flt›r. TAYAD’l›lar›n;; ““dduu--rruumm bbuu iissee nniiççiinn 4455//11 ssaayy››ll›› ggeenneell--ggeeddeekkii SSOOHHBBEETT HHAAKKKKIINNIINN uuyy--gguullaannmmaadd››¤¤›› ssoorruussuu”” ise cevaps›zkalm›flt›r. YYeerr ssoorruunnuu,, ppeerrssoonneell ssoo--rruunnuu gibi bahanelerin ise art›k birhükmü kalmam›flt›r.

Dün ÖÖyle, BBugün BBöyle: Cezaevleri Genel Müdürü,

“SOHBET HAKKININ UYGU-LANMASI ÖNCEL‹KL‹ SORU-NUMUZ DE⁄‹L” diyerek, AKP ik-tidar›n›n bugüne kadar verdi¤i söz-lerin hepsinin yalandan ibaret oldu-¤unu veya AKP’nin verdi¤i sözler-den cayd›¤›n› ortaya koymufltur.Oysa, daha önce 1199 NNiissaann 22000088’’ddeeAdalet Bakan› Mehmet Ali fiahinile yap›lan görüflmede genelgeninhayata geçirilmedi¤i kabul edilmiflve Bakan ““bbuu hhaakkkk›› uuyygguullaattaaccaa--¤¤››mm,, iizzlleeyyiinn pprraattiikkttee vvee ggöörrüünn”” diyesöz vermifltir.

10 Saatlik Sohbet Hakk› için ge-nelge yay›nlanmas›, zaten tecritinvarl›¤›n›n kabul edilmesi demekti.Fakat verilen sözler hep lafta kald›.Aradan geçen onca zamana ra¤mengenelge uygulanmad›. TAYAD’l›larBakan’dan sonra da Cezaevleri Ge-nel Müdürü’yle görüflmüfl ve GenelMüdür de;;””bbuu yy››llbbaaflfl››nnddaann iittiibbaarreenneekkssiikkssiizz uuyygguullaannaaccaakk,, bbiizzii ttaakkiippeeddiinn”” demiflti.

Bunun üzerinden de alt› ay geç-ti. Bugün TAYAD’l›larla yap›langörüflmede ise Müdür; tüm F Tiple-rinde uygulanmak üzere haz›rlanan27-28 farkl› Avrupa Birli¤i proje-sinden bahsediyor. TAYAD’l›lar›n““BBuu eettkkiinnlliikklleerr iiççiinn ppeerrssoonneell bbuulluu--nnaabbiilliirrkkeenn nniiyyee SSOOHHBBEETT HHAAKKKKIIiiççiinn ppeerrssoonneell bbuulluunnmmaadd››¤¤››”” soru-sunu ise cevaps›z b›rak›yor.

Çünkü o yaln›zca demagoji ya-p›yor, hapishane gerçe¤ini çarp›t›-yor, gerçekler üzerinden TAYAD’l›-larla tart›flam›yor.

TAYAD’l› Aileler, CezaevleriGenel Müdürü ile yapt›klar› görüfl-mede sohbet hakk› için; ““BBuu hhaakk--kk››nn bbüüyyüükk bbeeddeelllleerrllee kkaazzaann››lldd››¤¤››nn››,,uuyygguullaannmmaammaass›› iiççiinn hhiiççbbiirr nneeddee--nniinn oollaammaayyaaccaa¤¤››nn››,, AAddaalleett BBaakkaann››vvee BBaakkaannll››kk bbüürrookkrraattllaarr››nn››nn ççeeflfliittlliizzaammaannllaarrddaa ddeeffaallaarrccaa ssöözzlleerr vveerr--ddiikklleerriinnii...... bbeelliirrtteerreekk SSOOHHBBEETTHHAAKKKKII kkoonnuussuunnddaa ssoommuutt flfleeyylleerrssööyylleemmeessiinnii”” istiyor.

Genel Müdür’ün bu soruya ver-di¤i cevap, TAYAD’l›lar taraf›ndanflöyle aktar›ld›: “SOHBET HAKKI”konusunda somut bir fley söyleme-yerek, tutsaklar›n SOHBET HAK-KINA ç›kmas›ndansa ttrreettmmaann ppoollii--ttiikkaallaarr››nnaa ttaabbii oollmmaallaarr››nn››, hapisha-ne idareleri taraf›ndan uygulan-makta olan teslim alma programla-r›na kat›lmalar›n› istedi.”

TAYAD’l›lar›n s›k›flt›rmalar›karfl›s›nda Müdür Nizamettin KA-LAMAN, ““yyeerr ssoorruunnuu,, ppeerrssoonneellyyeettmmeezzllii¤¤ii”” gibi bahaneleri bir ke-nara atarak genelgenin neden uygu-

TECR‹T SORUNUNU ‹NKAR ETMEKZULME DEVAM DEMEKT‹R!

u TTAAYYAADD’’ll››llaarr CCeezzaaeevvlleerriiGGeenneell MMüüddüürrüü’’yylleeGGöörrüüflflttüülleerr

BBaakkaannll››kk ddeemmaaggoojjii yyaapptt››..TTeeccrriittii vvee SSoohhbbeett HHaakkkk››’’nnaaiilliiflflttiinn vveerrddiikklleerrii ssöözzüü iinnkkaarreettttii......

u TTAAYYAADD’’ll››llaarr AAbbddii‹‹ppeekkççii’’ddeekkii 1100 ggüünnllüükkoottuurrmmaa eeyylleemmiinnii ssoonnaaeerrddiirriirrkkeenn bbiirr kkeezz ddaahhaakkaarraarrll››ll››kkllaarr››nn›› ddiilleeggeettiirrddiilleerr:: “Asla yorulmaya-ca¤›z. Ve SOHBET HAKKINImuhakkak uygulataca¤›z.”

Page 15: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

lanmad›¤›n› da itiraf etmifl oluyor.Ya hapishane idaresinin tretmanprogramlar›na uyulacak, ya daSOHBET HAKKI YOK diyor.

TAYAD’l› Aileler, CezaevleriGenel Müdürü Nizamettin KALA-MAN ile gerçeklefltirdikleri görüfl-meyi ayn› gün (28 May›s) ö¤len sa-atlerinde Abdi ‹pekçi Park›’ndayapt›klar› bir bas›n aç›klamas›yladuyurdular. Genel-‹fl Sendikas› yö-netimi ve Ça¤dafl Hukukçular Der-ne¤i’nin de destek verdi¤i aç›kla-mada TAYAD Baflkan› Behiç AfiÇIgörüflme ile ilgili flunlar› söyledi:““......BBiizzccee CCeezzaaeevvlleerrii GGeenneell MMüüddüürrüüaaçç››kk vvee kkeessiinn oollaarraakk ssoohhbbeett hhaakkkk››--nn›› uuyygguullaammaakk iisstteemmeeddiikklleerriinnii bbee--yyaann eettmmiiflflttiirr.. Yaklafl›k 30 kadar tret-man program›n›n uygulanmas›ndabulunabilen personel niye SOHBETHAKKININ uygulanmas›nda bulu-nam›yor? F Tipi hapishanelerde de-vasa büyüklükte bofl alanlar varkenniye hala yer yok deniyor? Bu ger-çekler gösteriyor ki sorun yyeerr yyookk--lluu¤¤uu ya da ppeerrssoonneell yyookklluu¤¤uu de¤il-dir. SSoorruunn AAddaalleett BBaakkaannll››¤¤››’’nn››nn bbuuhhaakkkk›› uuyygguullaammaakk iisstteemmeemmeessiiddiirr..Görünen o ki Adalet Bakanl›¤› ha-pishanelerde olabilecek olumsuz-luklar›n ssoorruummlluulluu¤¤uunnuu üüssttlleenn--mmeekktteeddiirr?...”

Klasik AAKP Zihniyeti‹flbafl›nda:YOKSAYARSAN YYOK OOLUR.

AKP’in ülkemizde yaflanan tümsorunlar karfl›s›ndaki klasik zihni-yeti budur. Politika yap›fl tarz› bu-dur. ‹flsizlik, açl›k, yoksulluk alm›flbafl›n› gidiyor. AKP, “hamdol-sun”larla sanki ülkemizde böyle birsorun yokmufl gibi geçifltiriyor, gör-mezlikten geliyor.

Kürt sorununda yine öyle. Kürthalk›n›n talepleri yok ortal›kta, birtaraftan sald›rmaya devam ediyor.Parti binalar› bas›l›yor, sendikalarbas›l›yor, dernekler bas›l›yor, yüz-lerce insan gözalt›na al›n›yor. Ülke-nin her taraf›nda Kürt halk›na yöne-lik sald›r›lar azg›nca sürdürülüyor.Sanki bunlar›n hiç birisi bu ülkede

yaflanm›yormufl gibi bir de ““iiyyii flfleeyy--lleerr oolluuyyoorr”” diye halk›n buna inan-mas› isteniyor.

Hapishanelerdeki tecrit mesele-sine de yine ayn› politika, ayn› anla-y›fl. Bakanl›k ““YYookk ssaayyaarrssaann yyookkoolluurr”” mant›¤›yla yaklafl›yor SohbetHakk›n› uygulama sorununa. Ver-dikleri sözü, yay›nlad›klar› genelge-yi unutuyorlar. Hapishanelerde tecritiflkencesinin, zulmün sürdürülmesi-ni istiyorlar. Çok daha aç›ktan tut-saklar› teslim almak için “tretman”›devrimci tutsaklara dayat›yorlar. Fa-kat yan›l›yorlar, devrimci tutsaklarane tretman› uygulayabilirler, ne debedellerle kazan›lm›fl SOHBETHAKKINI yok sayabilirler.

“Bakanl›k BBizimÖfkemizi VVeKararl›l›¤›m›z›S›namamal›d›r”

Ankara’da oturma eylemi bo-yunca binlerce bildiri da¤›tan, ha-z›rlad›klar› 100 dosyan›n tamam›n›ilgili yerlere elden götüren TA-YAD'l› Aileler, 31 May›s Pazar gü-nü saat 12.30'da yapt›klar› bir bas›naç›klamas›yla eylemlerini bitirdiler.Aç›klamay› yapan TAYAD Baflkan›Av. Behiç AfiÇI flunlar› söyledi:

“...Gerekçeler de¤iflmedi. Bu ne-denle biz tekrar Ankara'ya Abdi

‹pekçi Park›’na geldik. 10 gündürburaday›z. 10 gündür gece gündüzparkta kald›k. Milletvekilleri ile Ce-zaevleri Genel Müdürü ile görüfltük.Milletvekillerinin görüflmelerdekitav›rlar› genel olarak olumsuzdu."Biz genel baflkan›m›za iletelim","Ben Adalet Bakan›'na söyleyeyim,genelgeyi uygulas›n" gibi duyars›z,ilgisiz tav›rlarla karfl›laflt›k. ... ”

Av. Behiç AfiÇI'n›n ard›ndanT‹HV Temsilcisi Dr. Metin BAK-KALCI da bir konuflma yapt›. Bak-kalc›, genelgenin uygulanmamas›-n›n büyük bir hukuksuzluk oldu¤uvurgulad›.

Taksim’de AAç›klamaTAYAD’l› Aileler, 3 Haziran

Çarflamba günü ‹stanbul TaksimTramvay Dura¤›’nda bir eylem ya-parak Ankara’da kald›klar› 10 güniçinde Sohbet Hakk› için yapt›klar›-n› aç›klad›lar. “HapishanelerdeTecrit Ve ‹flkenceye Son Sobet Hak-k› Uygulans›n” yazan bir pankart›naç›ld›¤› eylemde “Adalet Bakan›Sözünü Tutsun” ve “Sohbet Hakk›Uygulans›n” sloganlar› at›ld›.

Eylemde Fahrettin KESK‹N ba-s›na bir aç›klama yapt›. Ankara’damilletvekilleri, Demokratik KitleÖrgütleri ve bas›nla yapt›klar› gö-rüflmeleri anlatan Keskin; AdaletBakan›’n›n görüflmek için randevutaleplerine olumlu ya da olumsuzbir cevap vermedi¤ini belirterekCezaevleri Genel Müdürü Nizamet-tin KALAMAN ile yapt›klar› gö-rüflme ile ilgili bilgi verdi.

Aç›klamas›n›n sonunda Keskin,““SSöözz vveerrmmeekk ssiizziinn kküüllttüürrüünnüüzzddeennee aannllaammaa ggeelliiyyoorr??”” diye sordu.

TAYAD’l›lar eylemin ard›ndan‹stiklal Caddesi’nde bildiri da¤›ta-rak geliflmeler hakk›nda halk› bilgi-lendirdiler.

““BBaakkaannll››kk bbiizziimm ööffkkeemmiizziivvee kkaarraarrll››ll››¤¤››mm››zz›› ss››nnaammaammaa--ll››dd››rr.. BBuuggüünnee kkaaddaarr ssaabb››rrllaa

kkeennddiilleerriinniinn SSOOHHBBEETT HHAAKK--KKIINNII uuyygguullaammaallaarr››nn›› bbeekkllee--

ddiiyysseekk bbuu ttaavvrr››mm››zz yyaannll››flflaannllaaflfl››llmmaammaall››dd››rr.. BBiizz ççaarreessiizzddee¤¤iilliizz...... SSOOHHBBEETT HHAAKKKKIINNII

uuyygguullaattaaccaa¤¤››zz.. SSOOHHBBEETTHHAAKKKKII uuyygguullaannaannaa kkaaddaarr

ddaa AAnnkkaarraa’’yyaa ggiiddiipp ggeelleeccee¤¤iizz..AAssllaa yyoorruullmmaayyaaccaa¤¤››zz.. HHeerrsseeffeerriinnddee ddaahhaa kkaallaabbaall››kkggeelleeccee¤¤iizz.. VVee SSOOHHBBEETTHHAAKKKKIINNII mmuuhhaakkkkaakk

uuyygguullaattaaccaa¤¤››zz.. BBuu eevvllaattllaarr››--mm››zzaa ssöözzüümmüüzzddüürr.. SSöözzüümmüüzzüü

ttuuttaaccaa¤¤››zz..””TAYAD’l› AAileler

Say›: 183 15TECR‹T

Page 16: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

16 TECR‹T 7 HHaziran 22009

TAYAD’l› Aileler’in Abdi ‹pekçiPark›’nda oturma eylemi s›ras›ndabelirttikleri düflünceleri:

““BBeenn fifieehhiitt AAnnaass››yy››mm,, TTeeccrriittKKaallkkss››nn DDiiyyee EEvvllaadd››mm›› TToopprraa¤¤aaVVeerrddiimm..””

MMeessuuddee DDEEMM‹‹RREELL:: Ha-pisanelerde sorunlar›m›z var.Tecrit için verilen sözlerin tu-tulmas›n› istiyoruz. Bununiçin oturma eylemi yap›yoruz.Onlardan güllük gülistanl›kgül bahçeleri istemiyoruz.Hakk›m›z neyse onu istiyo-ruz, versinler. Hem çocuklar›-

m›za tecriti uygulamas›nlar. Benimflu anda içerde çocu¤um yok. 121.flehit Serdar Demirel’i topra¤a ver-dim. BBeenn flfleehhiitt aannaass››yy››mm,, tteeccrriittkkaallkkss››nn ddiiyyee eevvllaadd››mm›› ttoopprraa¤¤aavveerrddiimm.. fiimdi de beni buradankimse kald›ramaz. Ayaklar›m›n üs-tündeyim kimsede beni kald›ramaz.Benim söyleyeceklerim bu kadar.

AAyyflflee fifiAAHH‹‹NN:: Yedi gündür bura-day›z. Adalet istiyoruz. Görüflmelernas›l geçti derseniz, gitti¤imiz yer-ler bizi iyi karfl›lad›lar. Biz ziyaretegittik, onlar buraya ziyarete geldi.Kimi milletvekilleri ile görüfltük.Milletvekilleri de geçifltiriyorlar.Adalet Bakanl›¤› randevu vermiyor.

Bu sorunu çözsünler insanlar bi-ze yard›mc› olsun, duyarl› olsunlar.Baflka ne diyebileyim. Sohbet hakk›verilsin. Ölüm oruçlar› tekrar baflla-mas›n. Biz sonuna kadar mücadeleedece¤iz.

PPaaflflaa ÇÇ‹‹MMEENN:: Adalet Bakanl›-¤›’n›n vermifl oldu¤u sözü tutmas›n›istiyoruz. Sohbet hakk› günde ikisaat, Adalet Bakanl›¤› sözünde dur-muyor. Buradaki görüflmelere arka-dafllar›m›z gitti, görüflmeler pek so-nuç vermiyor.

BBiizz yyiinnee bbuurraallaarraa ggeelliipp,, bbuurraa--llaarr›› aaflfl››nndd››rraaccaa¤¤››zz ssoorruunn ççöözzüülleenneekkaaddaarr.. Adalet Bakan› sözünü tutanakadar biz yine buralara gelip afl›nd›-raca¤›z... Burada halktan yo¤un ilgigördük. Neden burada oturuyorsu-nuz diyorlar, bildirilerde aç›kl›yo-ruz, anlat›yoruz. Hakl›s›n›z deyipbaflar›lar diliyorlar.

‹‹ssmmeett EERRTTÜÜRRKK:: Geçen haftaCumartesi’den beri buraday›z. BizF Tipi hapishanesindeki çocuklar›-m›z için buraday›z. Adalet Bakanl›-¤›n›n yay›nlam›fl oldu¤u 45/1 adl›genelgeyi uygulamad›¤› için bura-day›z. Tek odada kalmak zor, ac›d›r.

MMeelleekk AAKKGGÜÜNN:: Biz daha önce

de çok gelip gittik.Buraya gelirken ta-leplerimiz vard›, bi-ze verilen bir sözvard› bu sözü hat›r-latmaya geldik. Ço-cuklar›m›z genelgeile birlikte ölüm oruçlar›na ara ver-mifllerdi. O zaman sendikalar, oda-lar, dernekler, ““BBuu ggeenneellggee uuyygguu--llaannmmaazzssaa bbuu kkeezz BBeehhiiçç AAfifiÇÇII ddee¤¤iillbbiizz ööllüümm oorruuccuunnaa bbaaflflllaayyaaccaa¤¤››zz””demifllerdi. Biz TAYAD’l› Ailelerolarak yine buraday›z. Adalet Ba-kanl›¤›’n›n yay›nlam›fl oldu¤u ge-

nelgeyi uygulamas›n› istiyoruz.Çünkü kazan›lm›fl bir hakt›r. Bununçok bedelini ödedik. Bu hakk› 122evlad›m›zla ald›k. Biz bedel ödedik.BBuu hhaakkkk›› aallaannaa kkaaddaarr ddaa mmüüccaaddee--llee eettmmeeyyee ddeevvaamm eeddeeccee¤¤iizz.. TA-YAD’l› Aileler olarak bizi onlardaiyi bilirler. Evlatlar›m›z için yapa-mayaca¤›m›z bir fley yoktur. Bunukendilerine de belirttik. Biliyorsu-nuz genelge ile ölüm oruçlar›na araverildi. Bu genelge uygulanmasasorumlusu sizler olacaks›n›z. AKPHükümeti olacak. “Bize aba alt›n-dan sopa m› göstermek istiyorsu-nuz? dediler. Biz de sadece olabile-cekleri hat›rlatmak istiyoruz dedik.Tek sorumlu olarak sizi tutaca¤›zdedik. Görüflmemiz sert geçti.

““BBeenniimm oo¤¤lluumm 11 yy››lldd››rr aaçç››kk ggöö--rrüüflflee çç››kkaammaadd››..””

HHaalliill KKAARRAAOO⁄⁄LLAANN::

Çocuklar›m›z cezaevinde, bura-da çocuklar›m›z›n haklar›n› savunu-yoruz, iflkenceden dolay› bask›dandolay› buraday›z. Bir fley söyledinmi, sen ““tteerröörriissttssiinn”” diye bir dam-ga vuruyorlar. Çocuklar›m›z›n birsuçu yok. Benim o¤lumun yerinide¤ifltirmifller. DDee¤¤iiflfliikklliikktteenn ddoollaayy››iiflflkkeennccee ggöörrmmüüflfl.. Aç›k görüfle gittik.Benim o¤lum 11 yy››lldd››rr aaçç››kk ggöörrüüflfleeçç››kkaammaadd››.. Rapor vermifller ama ggee--

“ AAbbddii ‹‹ppeekkççii PPaarrkk››’’nn››nn öözzeell bbiirr öönneemmii vvaarr;; rraassttggeellee sseeççttii¤¤iimmiizz bbiirr yyeerr ddee¤¤iill””

Page 17: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

ççeerrssiizz yaz›yormufl.

“ AAbbddii ‹‹ppeekkççii PPaarr--kk››’’nn››nn öözzeell bbiirr öönneemmiivvaarr;; rraassttggeellee sseeççttii¤¤iimmiizzbbiirr yyeerr ddee¤¤iill..””

BBeehhiiçç AAfifiÇÇII::

23 May›s Cumartesisabah›ndan beri TA-

YAD’l› Aileler olarak Abdi ‹pekçiPark›’nday›z. DDaahhaa öönnccee 77 yy››ll ssüü--rreenn BBüüyyüükk ÖÖllüümm OOrruuccuu DDiirreennii--flflii’’nniinn ssiimmggeelleerriinnddeenn bbiirr ttaanneessii..AAssll››nnddaa oo ddiirreenniiflflllee bbiirrlliikkttee aann››llaann,,oo eeyylleemmllee bbiirrlliikkttee hhaallkkaa uullaaflflaabbiill--ddii¤¤iimmiizz kkaapp››llaarrddaann bbiirriinncciissii hhaattttaaeenn öönneemmlliissii ddeenniilleebbiilliirr. Abdi ‹pek-çi’ye o nedenle geldik.... NNiiyyee AAbbddii‹‹ppeekkççiiyyee ggeellddiikk?? Çünkü ÖlümOrucu eylemine ara verilmesinisa¤layan 22 Ocak 2007 tarihli 45/1Genelge 3 y›ld›r uygulanm›yor.

Buraya gelmeden önce ‹stan-bul’da çokça randevu alm›flt›k. Mil-letvekilleri, CHP, AKP… Bir k›sm›talebimize cevap verdi, görüfltük.Bunlar›n hepsinin ortak tav›rlar›flöyle özetleyebiliriz: Umursamaz,bilgisiz, duyars›z bir tav›r. Bizeyaklafl›mlar› geçifltiren bir tarzday-d›.... Tabi ölüm orucunun ara veril-mesine girdi¤imiz süreçte D‹SK,KESK, TTB, ÇHD, TMMOB veBarolarla birlikte daha önce AdaletBakan› ile görüflmeyi birlikte yap-m›flt›k. Verdikleri söze sad›klar, za-ten buraya da ziyaretimize geldiler.Bize desteklerini de¤iflik flekildegösterdiler. Ve yine Bakan’la görüfl-

me karar› alm›flt›k. Bu görüflmeyiyapaca¤›z. Yine bu kurumlarla ya-paca¤›z. Tecrite karfl› mücadeledeTAYAD’›n yan›nda olacaklar ve ta-bi ki tutsaklar›n yan›nda da olacak-lar...

Biz halk›n ilgisinden ve deste-¤inden memnunuz. Belki bizim bireksikli¤imiz oldu, bir imza kam-panyas› bafllatmad›k. Gelen birçokinsan onu sordu. ‹mzalayabilece¤i-miz bir metin var m›? Bu da insan-lar›n dürüstlü¤ünü, iyi niyetlili¤inigösteriyor. Bize nas›l yard›mc› ola-bileceklerini söylüyorlar. Bizi evle-rinde a¤›rlamak isteyen insanlar daoldu. Bütün bunlar›n bence halk›nsahiplenmesi, sevgisi, sayg›s›n›nönemli oldu¤unu düflünüyorum...

MMüüccaaddeellee ddeevvaamm eeddiiyyoorr.. BBiizziimmbbiirr ttaaaahhhhüüddüümmüüzz vvaarrdd››.. BBuu ttaaaahh--hhüütt 2222 ooccaakk 22000077 ddee vveerrddiikk.. VVee oozzaammaann AAddaalleett BBaakkaannll››¤¤››’’nn››nn ssoohh--bbeett hhaakkkk››nn›› uuyygguullaayyaammaayyaaccaa¤¤››nn››vvee bbuu ggeenneellggeeyyii uuyygguullaayyaammaayyaaccaa--¤¤››nn›› bbiilliiyyoorrdduukk.. AAmmaa flfluunnuu ddaa iiyyiibbiilliiyyoorruuzz,, bbuunnuu bbiizz uuyygguullaattaaccaa¤¤››zz..AAddaalleett BBaakkaannll››¤¤››’’nn››nn kkeennddiissii bbuu--nnuu uuyygguullaammaakk iisstteemmeeyyeecceekk aammaabbiizz uuyygguullaattaaccaa¤¤››zz.. BBuu mmüüccaaddeelleeyyeeddeevvaamm eeddiiyyoorruuzz......

FFaahhrreettttiinnKKEESSKK‹‹NN

Hapishane-lerde tecrit ve ifl-kence sürmekte-dir. Sohbet hakk›kullan›lmamak-

tad›r. Bu hak hapishanelerdeve d›flar›da direnerek hakedilmifltir.

Sohbet hakk›n›n kullan›l-mas› için daha önce de kaza-n›lm›fl hak olan 45/1 say›l›genelge dönemin adalet ba-kan› Cemil Çiçek taraf›ndanyay›nland›. O zaman Av. Be-hiç Aflç› ölüm orucu direni-flinde idi. Sohbet hakk› tecritedilmifl tutuklular›n 10 kiflibir araya gelerek sohbet et-meleri. 3 dönem adalet baka-n› de¤iflti. Halen sohbet hak-k› uygulanm›yor...

Defalarca Ankara’ya geldik.Hiçbir çözüm getirmediler. ““BBiizz bbuuiiflfliinn ttaakkiippççiissii oollaaccaa¤¤››zz,, ppeess eettmmeekkyyookk.. BBööyyllee bbiirr flfleeyyee hhaakkkk››mm››zz yyookk..””

NNaaggeehhaann KKUURRTT

Bir hafta içinde mil-letvekilleriyle görüfl-meler yapt›k, Ceza veTevkif Evleri GenelMüdürü’yle görüfltük.Yani zaten biliyorduk,milletvekilerinin öylemilletin vekili olmad›¤›n› gördük.Kimi genelgeden, tecritten haberdarde¤ildi zaten. Onur Öymen genel-genin içeri¤i nedir diye sordu mese-la... Baflka bir milletvekili de çokduyarl› gibi davranm›flt›, üzülmüfltüama bilmiyordu bizden ö¤rendi.Duyarl›l›¤› bu kadar asl›nda. Türki-ye’de yafl›yor, F Tiplerinde haber-dar de¤il. Sonra insan haklar› ko-misyonu üyesiymifl, Malik EjderÖzdemir, F Tiplerinin di¤er hapis-hanelerle k›yasland›¤›nda daha iyioldu¤unu söyledi. Ama biz, tecritinne kadar kötü oldu¤unu biliyoruz,mmeesseellee tteeccrriittttiirr... CCeezzaa vvee TTeevv--kkiiffeevvlleerrii GGeenneell MMüüddüürrüü ile görüfl-meye gitti¤imizde konuflmas›, yü-zündeki ifade çok lakaytt›. Sonrabakt› karfl›s›nda ciddi insanlar var,konunun önemini, ciddiyetini bizimtavr›m›zdan hissetti ...

Çok duyarl› insanlar var, o za-man mutlu oluyoruz. Parka kendili-¤inden geliyorlar sohbet ediyoruz.Ne yapmaya çal›flt›¤›m›z› anlat›yo-ruz. Ne yapabiliriz ki, biz ne yapa-l›m ve nas›l katk›m›z olur diyorlar.Güzel sahiplenme, güzel evet.

Abdi ipekçi park›nda olmak ifltebu mücadelenin ucundan tuttu¤unu-zu hissettiriyor, güçlendiriyor. fifiööyy--llee aannllaattaayy››mm,, bbiirraazz öönnccee KKEESSKK’’eeggeeççmmiiflfl oollssuunnaa ggiittmmiiflflttiikk.. OOrraaddaannggeelliiyyoorruuzz.. DDeeddii kkii bbiirr aarrkkaaddaaflfl››--mm››zz;; yyoorruulldduukk flfluurraaddaa ddiinnlleenneelliimmbbiirraazz.. YYookk ddeeddii bbiirr bbaaflflkkaa aarrkkaa--ddaaflfl.. BBiizz eevviimmiizzee ggiiddeelliimm.. EEvv ddiiyyeekkaasstt eettttii¤¤ii iissee AAbbddii ‹‹ppeekkççii PPaarrkk››,,bbiizziimm iiççiinn öönneemmii bbööyyllee bbiirr flfleeyy..‹‹kkiinnccii aaddrreessiimmiizz hhaattttaa eevviimmiizz bbuu--rraass›› bbiizziimm..

Say›: 183 17TECR‹T

Page 18: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

18 YÜRÜYÜfi SERG‹ 7 HHaziran 22009

Dergimiz “Yürüyüfl” devrimcibas›n mevzisinde 5. y›l› doldurdu.

Dergimizin 5. y›l› dolay›s›yladüzenlenen sergilerin ilki Küçükar-mutlu Cemevi bahçesinde aç›ld›.

29 may›s günü haz›rl›kl›klar› ta-mamlanan sergi, ayn› gün akflamsaatlerinde mahalle halk›n›n kat›l›-m›yla aç›ld›.

Sergi, dergimizin 5 y›ll›k kapak-lar›ndan seçmeler, görmüfl oldu¤utoplatma el koyma gibi bask› ve ya-saklar›n ifade edildi¤i resim veyaz›lardan olufluyor.

Ayr›ca Yürüyüfl’ün izledi¤idevrimci çizgi içersinde yay›nla-nan Kurtulufl dergisini satarken

flehit düflen ‹rfan A¤dafl’›n veEngin Çeber’in resmi flehitleriçin düzenlenen köflede duru-

yordu.Engin Çeber’in bü-

yük boyutlarda haz›r-

lanm›fl figür ma-keti yine bir köfle-ye konulmufltu.

Sergi hafta so-nuna kadar kadar

Armutlu’da ziyarete aç›k ola-cak.

Ayr›ca ‹stanbul’da üniversi-telerde de sergi aç›larak ö¤ren-ci gençli¤e Yürüyüfl tan›t›ld›.

3-4 Haziran günleri ‹stabulÜniversitesi Edebiyat Fakül-tesi’nde “Yürüyüfl Dergisi 5Yafl›nda, Yürüyüflümüz Sürü-yor” sergisi aç›ld›.

Aç›l›r aç›lmaz sivil polislerinyönlendirmesiyle gelen ÖGB flefisergiyi dekan›n istemedi¤i, güven-lik alamayacaklar› bahanesiyle ser-ginin kald›r›lmas›n› istediler. “Sa-k›n dekan de¤ilde sivil polisler yön-lendirmesin seni” diyen sergi çal›-flan› ö¤renciler sergiyi kald›rmaya-caklar›n› söylediler.

Sergi aç›ld›¤› süre içerisinde ö¤-rencilerin yo¤un ilgisiyle karfl›lan-d›. ‹lk gün bahçede aç›lan sergi

ikinci günya¤mur ne-d e n i y l eH e r g e l eMeydan›’naaç›ld›. Buradada ö¤rencilerinilgisi yo-¤undu.

Bo¤aziçi Üni-versitesi bahçesinde5. y›l›nda yürüyüflümüzsürüyor sergisi 5 Hazi-ran’da aç›ld›. Sergiyeö¤retim üyelerinin,üniversite çal›-flanlar›n›n veö¤rencilerin il-gisi yo¤un-du.YunanistanSelanik AristoÜniversitesi’nden bir panelekat›lmak içingelen profesörNikolaus Katisde sergimizleyak›ndan ilgi-lendi. Dergimi-zin içeri¤iile ilgilisorular sordu.Sosyalist bir dergi oldu¤umuzu ül-kemizdeki devrimcilerin ve gerçe-¤in sesi olarak 5 y›ld›r yay›n hayat›-m›za devam etti¤imizi ö¤renen pro-fesör sergi çal›flanlar›yla sergimizioluflturan kapaklar›n önünde foto¤-raf çektirdi.

Engin Çeber; adalet istedi¤i için tutuk-land›. Gözalt›nda iken polislerin, tutuklan-

d›ktan sonra da, Metris hapishanesinde jan-darma ve gardiyanlar›n iflkenceleri sonucukatledildi.

‹ktidar, tarihinde ilk defa iflkenceyi ka-bul etmek zorunda kald›. Hem Adalet Ba-kan›; “Engin’in arkadafllar›ndan ve ailesin-den özür dilerim” dedi, hem de iflkenceci-leri korumaya ve kollamaya devam etti.Aç›lan davayla, göstermelik tutuklama-

larla tepkileri yumuflatmaya çal›flt›.AKP ‹ktidar›n›n cesaretlendirdi¤i

iflkenceciler, tacizlerini mahkeme sa-lonlar›nda da sürdürme pervas›zl›¤›n›gösteriyorlar.

‹flkenceye, iflkencecileri koruma politikalar›na kar-fl›y›m diyen tüm kifli ve kurumlar› mahkemeye, iflken-cecilerden hesap sormaya, iktidar›n iflkencecileri koru-ma politikalar›na dur demeye, adalet istemeye davetediyoruz.

Tarih: 8 Haziran 2009 / PazartesiYer: Bak›rköy AdliyesiSaat: 10.00

HALK CEPHES‹

YÜRÜYÜfi 5. Yafl›ndaOkurlar›yla Bulufltu

Engin Çeber Davas›’na Ça¤r›‹flkenceci Katiller Cezaland›r›ls›n!

BBoo¤¤aazziiççiiÜÜnniivveerrssiitteessii

AArrmmuuttlluuCCeemmeevvii

Page 19: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Halk Cepheliler Ferhat’› vuran-lar›n, Engin’i katledenlerin cezalan-d›r›lmas› için her hafta gerçeklefltir-dikleri eylemleri bu hafta da sürdür-düler. ‹stanbul’un emekçi mahalle-leri olan 1 May›s, Ça¤layan veEsenyurt sokaklar›nda yap›lanaç›klamalardan sonra Yürüyüfl hal-ka ulaflt›r›ld›. Halk Cepheliler ey-lemlerde “Ferhat’› Vuranlar, En-gin’i Katledenler Cezaland›r›ls›n”pankartlar› açarlarken Engin’in res-minin bulundu¤u dövizleri tafl›d›lar.Eylemlerde “Halk›z Hakl›y›z Kaza-naca¤›z, Adalet ‹stiyoruz, Yürüyüfl

Susturula-maz” slo-g a n l a r ›hayk›r›ld›.

27 Ma-y›s günü 1May›s Ma-h a l l e s i3001. Cad-de yap›lan

eylemde polisin kamerayla çekimyapmas› engellenirken, Halk Cep-heliler eylemde okuduklar› aç›kla-mada; “5. y›l›n› dolduran YürüyüflDergisi tüm hukuksuzluklara, gö-zalt›lara, iflkenceyle katledilmeyekarfl›n adaletsizli¤e karfl› ç›kmayadevam edecek. Adaletsizli¤e karfl›ç›kmak suç ise biz bu suçu ifllemeyedevam edece¤iz” denildi.

31 May›s günü Ça¤layan veEsenyurt da yap›lan eylemler son-

ras› dergi da¤›t›m›yap›ld›. Eylemlerdeyap›lan aç›klamalar-da; adalet istemeyeve gerçekleri halkatafl›maya devam edi-lece¤i belirtildi.

***

Gerçekleri hayk›ran, Ba¤›ms›z-l›k Demokrasi Sosyalizm ‹çin Yürü-yüfl Dergisi, beflinci y›l›nda okurlar›taraf›ndan elden ele yeni okurlaraulaflt›r›l›yor... Malatya sokaklar›n-da, Hatay'›n beldesinde Bursa ve ‹z-mir’in mahallelerinde, halka ulaflt›-r›ld› Yürüyüfl...

Yürüyüfl KKüçükarmutlu’da31 May›s günü ‹stanbul Küçükar-

mutlu'da toplu dergi da¤›t›m› yap›ld›.Da¤›t›mda mahalle halk›na megafon-la konuflmalar yap›ld›. Mahalleliler-den "Da¤›t›m› art›k böyle mi yapa-caks›n›z" diye soranlar olurken, evin-den ç›k›p dergiyi sokakta alarak des-tek verenler oldu.

Bursa: AAKP Zalim vve YYalanc›2–3 Haziran günleri, Teleferik

ve Kestel’in Kale mahallesinde Yü-rüyüfl’ün da¤›t›m› yap›ld›.

Yürüyüfl okurlar› da¤›t›ms›ras›nda ; F Tiplerinde tecrit ve ifl-kencelerin devam etti¤ini, sohbethakk›n›n uygulanmad›¤›n›, AdaletBakan›’n›n sözünde durmad›¤›n›anlatt›lar. “genelgenin uygulanmas›için yeterli personel yok.” yalan›n›söyleyen cezaevleri müdürünü veadalet bakanl›¤› teflhir etiler.

Dergi alan bir mahalleli; “Bu der-gide yazanlar hiçbir yerde yok. Bun-

lar› yazmak cesaret ister. Helal ol-sun” diyerek dergimizi sahiplendi.

Malatya: YYür üyüflmahallelerde

26-27 May›s günleri YeflilyurtCaddesi ve Çavuflo¤lu mahallerin-de, 1-2 Haziran günlerinde Emek-siz, Yeflilyurt, Nasuhi caddelerindeve Paflaköflkü halk pazar›nda Yürü-yüfl da¤›t›m› ve sat›fl› yap›ld›.

Dergi da¤›t›mlar›nda Halk Cep-hesi’nin bafllatt›¤› "‹stiyoruz Alaca-¤›z" kampanyas› da insanlara anla-t›ld›. Ö¤rencilerin, velilerin, ö¤ret-menlerin haklar› olan ücretsiz ula-fl›m için birleflerek mücadeleyi bü-yütmeleri konusunda ça¤r›lar vebilgilendirmeler yap›ld›. Tecritin ifl-kence oldu¤ununda anlat›ld›¤› dergida¤›t›m›nda okurlardan biri kendisid›fl›nda 3 kifliye daha dergi okuttu-¤unu belirterek Yürüyüfl’ü sahip-lenmesini ifade etti.

Hatay: ““Dergiyi 33 kkifliye ddahaokutuyorum”

26 May›s günü, Hatay'›n KüçükDalyan Beldesi’nde Yürüyüfl halkaulaflt›r›ld›. Tan›t›m s›ras›nda Tecritve sonuçlar› anlat›l›rken, sansür vedevrimci bas›n›n önemi üzerinesohbetler yap›ld›. Tan›t›m s›ras›ndaesnaflar dergimizi be¤endi¤ini ifa-de ederek "Sanmay›n ki dergiyi sa-dece ben okuyorum benimle birlik-te üç kifliye daha okutuyorum" dedi.

‹zmir: “‹zzettin DDo¤anlargünümüzün HH›z›r Paflalar›d›r”

30 May›s günü Harmandal›, Li-montepe, Eskiizmir mahallelerindedergi sat›fl› ve tan›t›m› yap›ld›. Tec-rite karfl› direniflin anlat›ld›¤› dergisat›fl›nda ay-r›ca Devrim-ci Alevi Ko-mi te s i ’n inaç›klamas›anlat›larak “‹zzettin Do-¤anlar günü-müzün H›z›rPaflalar›d›r”denildi.

Say›: 183 19YÜRÜYÜfi

YYüürrüüyyüüflfl Bursa’daYYüürrüüyyüüflfl 1 MMay›s’taYYüürrüüyyüüflfl Ça¤layan’daYYüürrüüyyüüflfl Malatya’daYYüürrüüyyüüflfl Hatay’daYYüürrüüyyüüflfl Esenyurt’taYYüürrüüyyüüflfl Küçükarmutlu’daYYüürrüüyyüüflfl ‹zmir’de

YÜRÜYÜfi Y‹NE YOKSUL HALKINYAfiADI⁄I MAHALLELERDE

MALATYA

‹STANBUL / ARMUTLU

‹STANBULESENYURT

Page 20: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Armutlu Cemevi bahçesindehummal› bir çal›flma içindeyiz. Yü-rüyüfl Dergisi’nin beflinci yafl›n› kut-layaca¤›z! Yürüyüfl Dergisi 5 yafl›n-da...

Düzenin gazeteleri, dergileri, y›l-dönümlerini kokteyllerle kutlarlar.Lüks otellerin lüks salonlar›ndaflampanyalar patlat›rlar. Devrimcibas›n ise bütün bu flaflaadan ayr›l›r.Bir gecekondu mahallesinin tam or-tas›nda kurulan bu sergide yaflad›¤›-m›z an›lar, iflte bu yüzden yazmayade¤erdi.

Tan›d›k, bildik sokaklar ve insan-larla geçirdik bir günümüzü. Yürü-yüfl Dergisi, devrimci bas›n mevzi-sinde 2233.. yy››ll››nn›› kkuuttlluuyyoorrdduu asl›nda.Çözüm’den Mücadele’ye, Kurtu-lufl’tan Vatan’a, Ekmek ve Adalet’eve oralardan Yürüyüfl’e uzanan uzunyolda, her sat›r onurla yaz›ld› tarihe.A¤›r bedelleri ödenerek, can pahas›-na korundu bu mevzi.

Yürüyüfl Dergisi’nin ad›n› en ge-nifl kesim; belki de en çok dergi sa-tarken s›rt›ndan kurflunlanarak felçb›rak›lan FFeerrhhaatt GGeerrççeekk ve Ferhatiçin adalet isterken gözalt›na al›n›piflkencede katledilen EEnnggiinn ÇÇeebbeerrile birlikte duydu. Ancak yoksulkondular›n her daim konu¤uydu Yü-rüyüfl. Hatta aileden biri gibiydi. On-binlerce kondunun kap›s›na vard›¤›-n›zda, bir yoksul çay› yudumlarkenmasan›n üzerinde bir yerlerde Yürü-yüfl dergisi bulursunuz. Gerçekleriyazan, halka kendi gerçe¤ini anlatanve devrim ça¤r›s› yapan dergi: Yürü-yüfl.

Sadece bir dergi de¤ildir elbet.Ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosya-lizm mücadelesi verenlerin sesi-so-lu¤udur; onlar›n halka aç›lan pence-residir. ‹flte bu nedenledir gördü¤übask› ve zulüm.

Elbette bu yolda yaln›z de¤ildi‘Yürüyüfl’... En zor zamanlarda mut-laka gelip okurlar› sahiplenmifltirYürüyüfl’ü. Derginin bas›m›ndan da-¤›t›m›na, sat›fl›na kadar okurlar› üst-lenirler tüm görevleri.

fiimdi yine dost ba¤r›ndayd› Yü-rüyüfl.

Yürüyüfl; okurlar›na, “Yürü-yüfl”ünü anlatmak için mahallelerde,okullarda, sendikalarda, parklarda,cemevlerinde, derneklerde befl y›ll›kkapaklar›n› sergileyecekti. Bir sergiaçmak e¤er s›rt›n›z› sponsorlara da-yam›yorsan›z zahmetli ve zor bir ifl-tir. Ancak baz› fleyleri ise sponsorlarsize asla sa¤layamaz. ‹deolojidir,inançt›r bunun ad›. Paran›n sat›n ala-mayaca¤› fleylerdir yani.

Yani dayan›flma, yani el ele ver-me, birlikte bir ifli baflarabilmeninmutlulu¤u, ç›kars›z...

‹flte biz de dost ba¤r›nda, böylebir ifle girifltik. Yürüyüfl Dergisi’ninkapaklar›n› sergileyece¤imiz me-kanda haz›rl›klara koyulduk. Mahal-lenin gençleri ilgiliydiler. Hep bir-likte yapt›¤›m›z ve biraz da acemioldu¤umuz bu iflte pekçok aksakl›kla kar-fl›laflt›k. ‹lk olarakfotokopicide resim-leri almaya giden ar-kadafl›n bafl›n› bir de-mire çarpmas›yla bafl-layan aksakl›klar, birarkadafl›n duda¤›na ya-p›flt›rd›¤› koli band›n›aniden çekmesiyle duda-¤›ndan akan kan› bir türlüdurduramam›zla devametti!

Alüminyum levhalar›yere monte ederken saatleri-miz su gibi ak›p geçiveriyor-du. Ancak bir ad›m bile iler-ledi¤imiz söylenemezdi. Bü-yütüp brandaya bast›rd›¤›m›zbütün dergi kapaklar›n› çelik halatatakarak, o çelik halat› bir yerleremonte ederek ilerliyoruz. Çelik hala-t›n ucu zaman zaman elimize bat›-yor. Ç›kan kan art›k brandalara bu-laflmaya bafll›yor. “Çok kanl› birsergi oldu bu!” diyoruz birbirimize.

Bazen de bu halat›n ucu çatalla-n›p brandan›n içinden geçmez olu-yor. Tam bir iflkence! Ezmeye kalk-sak iyice berbat oluyor. Bizi izleyenteyze fikir üretiyor:

“Yavrum çakma¤›nan ucunu ya-k›n azc›k! Kopar o.”

Baflka biri imdad›m›za yetifliyor.Halat›n ucunu kesiyoruz. Çal›flmaarkadafllar›m›z o kadar de¤iflik yaflgruplar›ndan ki, herkes bir fikir üre-tiyor; fikirle kalm›yor uygulamayada geçiyor.

“Bak güzelim onu flöyle az›c›kkan›rt, o zaman ç›kar o yerinden,yo¤sam böyle ölsen ç›kmaz”

Bu amca pazarc›l›k yap›yor. Tec-rübesiyle bize yol gösteriyor. Foto¤-raflar› tarih s›ras›na koymak için ye-re diziyoruz. Ona göre bir düzenle-me yapaca¤›z. Bir amca yanafl›yor.Kevser M›rzak’›n resminin oldu¤ukapa¤a uzan›yor, “Kevser’iminresmini yere koyma-y›n, siz onla-r ›

yaparken ben Kevser’imin resminitutar›m” deyip al›yor resmi. “Amcahepsini yere koymak açmak zorun-day›z yoksa olmaz, nas›l seçelim?”diyemiyoruz. Kevser’in resmini tut-maya devam ediyor.

Yafll› bir amca geliyor. Mahallelibir abla bize amcay› tan›flt›r›yor.

“Merhaba k›z›m, sen benim o¤lu-mun resmini gördün mü?”

fiafl›r›yorum. O¤lu kim acaba?Yürüyüfl dergisinden kesti¤i o¤lu-nun resmini gösteriyor bize. O¤lu bumahallenin devrimcisi, bir çat›flma-da polis taraf›ndan vurulmufl. Ad›

20 SERG‹ 7 HHaziran 22009

Halk›n ba¤r›nda bir sergi

Page 21: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

MMuuhhaarrrreemm KKaarraakkuuflfl.. Amcan›ngözlerine bir bak›yorum ki, sankiMuharrem Karakufl bana bak›yor.Resmi kendisine veriyorum. Ayn›özenle cüzdan›na yerlefltiriyor vebastonuna tutuna tutuna gidiyor. Bo-¤az›ma bir fleyler dü¤ümleniyor. Ahdiyorum... Yürüyüfl, halk›n dergisi.

Kimse izleyici de¤il bu sergide.Biraz resimlere bakan, telafl›m›z› gö-rüp yard›ma kofluyor. ‹kigündür canla bafllasergi için

u¤raflan mahallenin gençlerin-den Emrah, “Ben evin tesisat› ile bukadar u¤raflmad›m abla, nedir bu birtürlü bitmedi” diyor. Sonra bizleriKüçükarmutlu’da yap›lan ölüm oru-cu direniflinden hat›rlad›¤›n› söylü-yor. Sonra ekliyor “Ama ben o za-man çok küçüktüm”... “O kadar oldumu yav...” diyesi geliyor insan›n.Emrah 10 y›l öncesinden bahsediyor.O zaman elbette 10 yafl›nda bir ço-cuksa, flimdi 2200 yyaaflfl››nnddaa bir delikan-l›.

Mahalleden bir dü¤ün evindensergi için çal›flanlara, yemek gönde-riliyor tepside. Sergi haz›rl›klar› s›ra-s›nda herkes kendine bir ifl buluyor.

“Sen bana bu pofleti neden verding›z?”

“‹çine t›palar› koy diye... Akflamne yemek yap›can Meliha? Size gele-lim mi?”

“Aylara göre ay›r›yoruz abla, ka-paklar› kar›flt›rma!”

“Anam gözüm görmüyor ki, neyaz›yor burda Haziran m›?”

“Can›m, bi fley yemediniz gü-neflin alt›nda biraz ara verin, bilokma yiyelim k›z.”

“Kolay gelsin gençleeerr, nesergisi bu?”

“Yürüyüfl Dergisi’nin sergi-si amca, kapaklar›n› sergiliyo-ruz”

“Haaaa güzeeelll. Sar›yerBelediyesi’nden de yer iste-yin, güzel yerleri var bak...”

Böyle sürüp gidiyor di-yaloglar. Merak var bucümlelerde; istek var,inanç var, coflku var. Ko-lektif eme¤in insanda ya-ratt›¤› tarifsiz huzurvar...

Art›k yavafl yavafliflin sonuna geliyoruz.Son bir gayretle bitiri-yoruz. Engin’in vedergi da¤›t›mc›s› birçocu¤un resmininoldu¤u sembol fi-gür maketi de yer-lefltiriyoruz.

Sinevizyondanise dergi sat›fllar›ndan kurgulanm›flgörüntüler dev ekranda. Tam izleme-ye de¤er görüntüler. Hele bir tanesivar ki çok çarp›c›. Yukar›dan uzat›-lan sepete Yürüyüfl dergisi konulu-yor sonra sepet yukar› çekiliyor. Bukadar do¤al, bu kadar halktan; eekk--mmeekk ggiibbii,, ssüütt ggiibbii.. Öyle bir gerekli-lik hali bu..

Sergiyi eli bastonlu yafll› biradam izliyor. ‹ki dakikal›k görüntüöyle çarp›c› ki sürekli izlemekten s›-k›lm›yor insan. Dergi sat›fl› s›ras›ndamegafondan duyurusu yap›l›yor der-ginin:

““HHaaffttaall››kk ddeevvrriimmccii bbaass››nn YYüürrüüyyüüflfl ookkuuyyuunn!!......””

En sonunda serginin haz›rl›klar›bitiyor. Tam geriye çekilip bitmifl ha-line bakacakken, tam bir felaketlekarfl› karfl›yay›z. Saatlerdir kurdu¤u-muz serginin bir anda yere y›k›lma-s›na inanam›yorken bir a¤lama sesiduyuyoruz. Herkes sesin geldi¤i ye-re kofluyor. Gürbüz bir k›z çocu¤usergiye as›lm›fl resimlerin aras›ndakoflturmaca oynarken nas›l olduysaaya¤› tak›l›p düflüyor ve bir halat›nyerinden ç›kmas›yla bütün sergi yer-lere seriliyor. Çocuk iyi. Sadece bi-raz korkmufl. Bafl›nda hafif bir flifllikvar.

Annesi panik halde. Annesininpani¤ini gören k›z aya¤a kalk›yor:

“Bak anneci¤im bir fley yok, yü-rüyorum.”

Yüzüne su serpiyoruz. Ve hasta-neye götürüyoruz. Film çekilip gere-ken tedavisi yap›l›yor.

Sergi ise yerlerde. O saatte kay-nakç› bulmak zor. Zor de¤il imkan-s›z. Ancak hiçbirimiz eve gidip yata-may›z. Yatsak uyuyamay›z. O sergiyeniden yap›lacak, baflka çare yok.Nas›l, nas›l, nas›l?

Genç bir çocuk resimlerin as›l› ol-du¤u teli tutuyor. “Abla üzülmeyinben bunu üç gün tutar›m böyle, siz di-¤erlerini tak›n a¤›r de¤ilmifl” diyor.

Pazarc› amca yavafl yavafl geli-yor. “Bak buradan direkten ald›¤›-m›z›nan karfl›daki pencerenin demi-rine takaca¤›z, anlad›n m› gülüm?”

Onun da yard›m›yla tekrar yenibafltan as›yoruz bütün resimleri.

Gece yar›s›n› çoktan geçti.

Zeynep Ablan›n bizim için yakt›-¤› mangal çoktan sönmüfl... En so-nunda bitti ya, art›k huzurluyuz.Ac›kt›¤›m›z› farkediyoruz. Eve gidipoturuyoruz “Allah ne verdiyse sofra-s›”na.

Gece yata¤›m›za uzand›¤›m›zdamegafonla ba¤›ran genç k›z›n sesihala kulaklar›mda:

““YYüürrüüyyüüflfl!! HHaaffttaall››kk ddeevvrriimmccii bbaass››nn YYüürrüüyyüüflfl ggeerrççeekklleerrii yyaazz››yyoorr YYüürrüüyyüüflfl ookkuuyyuunn!!..........”” 5. Yafl›n kutlu olsun Yürüyüfl,

onurlu yolunda nice yafllara!

Say›: 183 21SERG‹

Page 22: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

3. BBölüm

Devrimci Bas›n Mevzisi’nde 23 y›l› anlat-maya, 1. Bölümde A¤ustos 1978’de yay›nla-nan Dev-Genç’i, 1980 Mart›nda yay›nlananDevrimci Sol’u, ve 1986 Aral›k’›nda dev-rimci bas›n mevzisinde yeni bir dönemi baflla-tan Yeni Çözüm sürecini anlatarak bafllad›k.

‹kinci bölümde 1990 Temmuzunda yay›-na bafllayan 15 günlük ve sonra da haftal›kMücadele dergisinin dört y›l› aflk›n mücadeleöyküsünü anlatt›k. Bölümün sonunda ise,“kavgan›n sesi” Kurtulufl’un yay›n alan›ndakikavgas›n› anlatmaya bafllam›flt›k. Yaz› dizimi-ze Kurtulufl’un kavgas›yla devam ediyoruz.

***

Kay›plar, infazlar ve ard›ndanSusurluk, Kurtulufl’un kapaklar›ndaen s›k dile getirilen sorunlar olmak-tayd›. Dönem, böyle bir dönemdi vekay›plar, infazlar, Kurtulufl muha-birleri için sadece yazd›klar› bir ko-nu de¤il, bbiizzzzaatt hheeddeeffiinnddee oolldduukk--llaarr›› politikalard›.

Kurtulufl, kontrgerillan›n muha-birlerine, çal›flanlar›na yönelen sal-d›r›lar› alt›ndayd›, sald›r›lar infazakadar uzan›yordu. Kurtulufl bu sal-d›r›lar›, birincisi, kendi hakl›l›¤› vemeflrulu¤una olan inanc›yla ve ikin-cisi, oonnaa ggüüçç vveerreenn bbüüyyüükk aaiilleessii--nniinn iirraaddeessii vvee ggüüccüüyyllee gö¤üsledi.Örgütlü bir güce sahip olunmaks›-z›n, herhangi bir derginin tek bafl›nabu sald›r›lar› gö¤üslemesi mümkünde¤ildi çünkü.

Kurtulufl, böyle bir dönemdekontrgerilla devlet gerçe¤ini b›kma-dan, y›lmadan halka anlatt›. Susur-luk sürecinde gerçeklerin karart›lma-s›n›n önünde barikat oldu, halka ›fl›k

tuttu. Elbette bütün bunlar›n öden-mesi gereken bir de bedeli vard›.Onu da aln›n›n ak›yla yerine getirdi.

1995’te yay›na bafllayan Kurtu-lufl, bu bask›larla mücadele ederkenelbette as›l misyonunu da büyük biryetkinlikle sürdürdü; Susurluk gibidüzenin manevralar›n›n solu etkile-di¤i, Kürt sorunu gibi, sa¤c› politika-lar›n uç verdi¤i, Sabanc› eylemininsoldaki yans›malar›n›n gösterdi¤i gi-bi, burjuvazinin düflünce dünyas›n›nsolu etkiledi¤i, MGK’c›l›¤›n solukuflat›p “MGK sendikac›l›¤›, MGKsolculu¤u” gibi kavramlar› ortaya ç›-kard›¤›, çok çeflitli geliflmeler ve ko-nular karfl›s›nda, amans›z bir ideolo-jik mücadelenin yürütücüsü oldu.

Devrimci bbas›nda bbirdirenifl ggelene¤iZafer Yolunda Kurtulufl’un daha

ilk say›s›n›n haz›rl›klar› yap›l›rken,11 Temmuz 1995 günü, derginin ‹s-tanbul Sultanahmet’teki merkez bü-rosu polis taraf›ndan bas›ld›. 22 kifligözalt›na al›n›p iflkence merkezinegötürüldü.

Sosyalist bas›na ait bürolar s›ks›k polisin bask›n sald›r›s›na maruzkal›yorlard›. Fakat Kurtulufl bürola-r›n›n bas›lmas›n›n “farkl›” bir taraf›vard›. Oras› hakl›l›¤›n ve meflrulu-¤un mevzisiydi. ‹çindekiler, hakl›-l›k ve meflruluk bilincindeki dev-rimcilerdi. Bu nedenle de ÇevikKuvvetleri, Özel Harekat Timleriy-le bask›na gelen iflkencecileri, Kur-tulufl çal›flanlar›n›n barikatlar› karfl›-l›yordu.

Kurtulufl direniflleriyle polis bas-k›nlar›na karfl› barikat kurup diren-mek bir ggeelleennee¤¤ee dönüfltü.

Polis, devrimci bas›n›n bürolar›-na yüzlerce Çevik Kuvvetle geliyor,büronun bulundu¤u caddeleri trafi-¤e kapat›yor, oksijen kaynaklar›yla,beton k›r›c›larla kap›lar› keserek,duvarlar› y›karak giriyordu bürola-ra. Bask›nlarda tam bir y›k›m ve ta-lan yaflan›yor, kitaplara, derginin ar-flivlerine el konuluyordu. Fakat busald›rganl›k, bir baflka gelene¤i da-ha ortaya ç›kard›. Dergilerinin ba-s›ld›¤›n› duyan gecekondulardakiemekçiler, iflçiler, memurlar, ö¤ren-ciler, büro önünde toplanarak, içeri-de barikatlarda direnenlere destekveriyorlard›.

Hiçbir sald›r› devrimci bas›n›nsesini bo¤amazd›. Zafer YolundaKurtulufl’un ilk say›s› haz›rlan›rkenyap›lan bask›n›n ard›ndan flöyle de-miflti Kurtulufl çal›flanlar›: “Mevzi-lerimizi bugüne kadar terk etmedik,bundan sonra da terk etmeyi asladüflünmüyoruz.”

Kurtulufl’a yönelik bask›lar›nboyutlar›n›n görülmesi ve o direniflgelene¤inin flekillenifli aç›s›ndanbaz›lar›n› hat›rlatal›m burada:

-- 1111 TTeemmmmuuzz 11999933;; ‹stanbulMerkez Bürosu polis taraf›ndan ba-s›larak çal›flanlar ve misafirler gö-zalt›na al›nd›.

-- 11999955’’iinn 2299--3300 EEkkiimm’’iinnddee mat-baa ç›k›fl›nda polis taraf›ndan Kur-tulufl’un 13 çal›flan›n›n gözalt›naal›nmas› ve dergilere el konulmas›üzerine, Kurtulufl Merkez bürosun-da ve Anadolu’daki 1177 bbüürroossuunnddaaaçl›k grevine baflland›.

Kurtulufl çal›flanlar›n›n açl›k gre-vi k›sa sürede sahiplenildi; HHaappiiss--hhaanneelleerrddeenn,, sseennddiikkaallaarraa,, GGiirree--ssuunn’’ddaakkii ff››nndd››kk üürreettiicciilleerriinnddeennEEsseennyyuurrtt ggeennççllii¤¤iinnee,, ssoossyyaalliisstt bbaa--ss››nnddaann,, öö¤¤rreenncciilleerree,, kkaammuu eemmeekk--ççiilleerriinnee,, yyuurrttdd››flfl››nnaa kadar birçokyerde KKuurrttuulluuflfl’’llaa ddaayyaann››flflmmaa aaçç--ll››kk ggrreevvlleerrii yap›ld›.

-- 11999966 TTeemmmmuuzzuunnddaa Kurtuluflgazetesinin yurtiçi ve yurtd›fl› büro-lar›nda bask›lara karfl› süresiz açl›kgrevi sürüyordu. 2244 TTeemmmmuuzz11999966’da, bir kez daha sald›r›ya u¤-

Devrimci Bas›n Mevzisinde

22 23 YIL 7 HHaziran 22009

Page 23: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

rad› Kurtulufl Merkez Bürosu; birkez daha barikatlar kuruldu. ‹flken-ceciler göz yaflart›c› bombalarla birsaatlik bir çat›flmadan sonra girdik-leri büroda, 20 Kurtulufl çal›flan› veokurunu vahflice bir sald›r›yla gö-zalt›na ald›lar.

-- 2255 vvee 2266 AA¤¤uussttooss 11999966’’ddaaKurtulufl ‹stanbul merkez bürosupolis taraf›ndan iikkii ggüünn üüsstt üüssttee ba-s›ld›. 1997 y›l›n›n 2211 HHaazziirraann’’››nnddaaKurtulufl Ankara temsilcili¤ikontrgerilla taraf›ndan bombaland›.

Yay›n ddurdurmalar, Matbaa bbask›nlar› Kurtulufl’a yönelik sald›r›lar tek

bir biçimde sürmüyor, oligarfli, Kur-tulufl’un sesini kesmek için her tür-lü yöntemi kullan›yordu. Bask›larhem siyasi, hem ekonomikti. Mil-yarlar› bulan para cezalar›yla Kur-tulufl’u ekonomik olarak yay›n›n›sürdüremez duruma sokmaya çal›fl›-yorlard›. Toplat›lmayan, hakk›ndaDGM’ler taraf›ndan dava aç›lma-yan say›s› nadirdi. Kurtulufl, s›k s›kyay›n durdurma cezalar›yla karfl›-laflt›¤› için düzenin bu bask›s›, fark-l› ön isimlere sahip Kurtulufl dergi-leriyle afl›ld›; bu çerçevede EEmmppeerr--yyaalliizzmmee vvee OOlliiggaarrflfliiyyee KKaarrflfl›› Kur-tulufl, ZZaaffeerr YYoolluunnddaa Kurtulufl,HHaallkk ‹‹ççiinn Kurtulufl, HHaallkk››nn SSeessiiKurtulufl, BBaa¤¤››mmss››zzll››kk vvee DDeemmookk--rraassii YYoolluunnddaa Kurtulufl adl› dergileryay›nland›. Ve böylelikle Kurtulufl,6 A¤ustos 1999’a kadar kesintisizbir flekilde kavgan›n sesi oldu.

1998’in 26 May›s günü, Kurtu-lufl’un bas›ld›¤› SSeerrlleerr MMaattbbaacc››--ll››kk’›n sahibi, “Büyükçekmece Ha-d›mköy Z›rhl› Birlikler Tümen Ko-mutan›’n›n emriyle MGK ad›na ko-nufltu¤unu” söyleyen Hüseyin ‹sla-mo¤lu taraf›ndan Kurtulufl’u basma-mas› için tteehhddiitt edildi. ‹slamo¤lu,kelimesi kelimesine flunu söylüyor-du: “BBiizz bbuunnllaarr›› yyaassaall yyoollllaarrllaa eenn--ggeelllleeyyeemmiiyyoorruuzz,, yyaa ssiizz bbaassmmaayyaaccaakk--ss››nn››zz,, yyaa ddaa bbiizziimm kkoonnttrrooll eeddeemmeeyyee--ccee¤¤iimmiizz ggüüççlleerr eennggeelllleeyyeecceekkttiirr..””

Nitekim bir süre sonra, bu tehdit-ler fiiliyata dönüfltü. 2 Ekim’de Ser-ler Matbaas› polis taraf›ndan ablu-kaya al›nda ve herhangi bir toplatmakarar› olmad›¤› halde, 1166 bbiinn aaddeettKKuurrttuulluuflfl ggaassbbeeddiillddii;; 55 KKuurrttuulluuflflççaall››flflaann›› ggöözzaalltt››nnaa al›nd›. 5 gün son-ra bu kez mmeerrkkeezz bbüürroo bbaass››lldd›› vvee2244 kkiiflflii iiflflkkeenncceelleerrllee ggöözzaalltt››nnaa aall››nn--dd››.. EEsskkiiflfleehhiirr,, AAnntteepp,, MMaallaattyyaaKurtulufl temsilcilikleri bas›ld›.

Matbaan›n bas›l›p, dergile-re el konulmas›n›, bürolar›nbas›lmas›n›, çal›flanlara yöne-lik gözalt› ve tutuklamalar›protesto için 1998 Kas›m ay›içinde Bursa, Kocaeli, ‹zmir,Denizli, Hatay bürolar›nda aç-l›k grevleri bafllat›ld›. Kurtuluflokurlar› ““KKuurrttuulluuflfl OOkkuummaakkiissttiiyyoorruumm”” slogan›yla sald›r›-lara karfl› dergiyi sahiplenenbir kampanya bafllatt›lar.

Karart›lan ssayfalarve kkurflunlar

Kurtulufl muhabirlerine, çal›-flanlar›na, okurlar›na yönelik sald›-r›lar, sokakta kaç›r›p ölüm tehditle-rinden, gözalt›na, iflkencelere, tut-sakl›klara, infazlara kadar uzand›.

Kurtulufl da¤›t›mc›s› 17 yafl›nda-ki ‹‹rrffaann AA¤¤ddaaflfl,, 13 May›s 1996’daAlibeyköy’de dergi da¤›t›rken polistaraf›ndan önce s›rt›ndan vuruldu,daha sonra polis otosuna al›n›p ora-da katledildi. Kurtulufl dergisi da¤›-t›mc›lar›ndan SSeenneemm AAddaall›› ve MMuu--hhaammmmeedd KKaayyaa yine Alibeyköy’dekatledildiler.

1998-99 y›llar› MGK kurmayl›-¤›ndaki sald›r›lar›n artt›¤› y›llard›.Devrimci Hareket bu sald›r›lar›nözel hedeflerindendi. Kurtulufl da.Öyle ki, polis, savc›l›k, Kurtulufl’uengellemek için adeta seferber ol-mufllard›. Dergi daha matbaadanç›kmadan DGM Savc›l›klar›ndanal›nan kararla polis taraf›ndan der-giye el konuluyordu.

Bu dönemde toplatma karar› ve-rilen yaz›lar, kkaarraarrtt››llaarraakk,, yanisözkonusu yaz›lar›n bulundu¤u say-falar tamamen siyaha boyan›p dergiikinci kez tekrar bask›ya giriyordu.Baz› say›larda öyle oluyordu ki der-ginin üüççttee iikkiissii kkaarraarrtt››llmm››flfl ssaayyffaa--llaarrllaa ç›kmak zorunda kal›yordu.Kurtulufl’a yönelik bu sald›r›, sonsay› ç›kana kadar devam etti.

Bayrak ddevriKurtulufl son say›s›nda yapt›¤›

aç›klamada “Her son bir bafllang›ç-t›r” diyordu. Bu aç›klama, devrimci

Hem ‘De¤iflmek’ ve hem, hep ‘yerinde kalmak’!

Yaln›zca “yay›n› ç›kartmak” de¤ilelbette önemli olan. Halka ulaflmak,uullaaflfltt››¤¤››nnddaa nnee ssööyylleeyyeeccee¤¤iinn,, nnaass››llssööyylleeyyeeccee¤¤iinn,, bunlar›n hepsi bu mev-ziinin gerekti¤i gibi kullan›labilmesi-nin köfle tafllar›d›r. Bu alanda da ka-l›plardan ç›kmaya çal›flt›k. SSaaddee,, ccee--ssuurr,, aaçç››kk bbiirr üüsslluupp yaratt›k. Ama de-di¤imiz gibi, asla yeterli de¤ildir, üs-lupta, teknikte kendimizi daha da faz-la gelifltirmek durumunday›z.

Att›¤›m›z her yeni ad›mda bunla-r› da hedefledik. Yeni Çözüm, Müca-dele, Kurtulufl birbirinin tekrar› de-¤illerdir. Yar›n da bugünün tekrar›olmayacakt›r. KKeennddiinnii tteekkrraarr eeddeenn--lleerr,, ggeelliiflfleemmeezzlleerr,, ggeelliiflflttiirreemmeezzlleerr..Temel do¤rultumuz, tarz›m›z, ilkele-rimiz, kurallar›m›z bellidir, bunlarda›srarl›l›k, kararl›l›k da bizim tarz›m›-z›n bir parças›d›r. Dünya y›k›l›r, bizayn› yerimizde, ayn› do¤rultumuzdakal›r›z.” (Ba¤›ms›zl›k ve DemokrasiYolunda Kurtulufl, 6 A¤ustos 1999,Say› 42)

KKaarraarrtt››llmm››flfl bbiirr KKuurrttuulluuflfl ssaayyffaass››

Say›: 183 2323 YIL

Page 24: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

bas›n›n ne olup olmamas› gerekti¤ikonusunda ö¤retici bir metindir.Bunda derginin sadece “teorik” birunsur olmad›¤›n› görürsünüz: “Vebizim her bafllang›c›m›z ileriye do¤-rudur, ... Yeni Çözüm’den Mücade-le’ye, Mücadele’den Kurtulufl’a ke-sintisiz 13 y›ld›r süren bu yay›n fa-aliyeti, Türkiye devrimi için tteeoorriikkbbiirr mmiirraasstt››rr;; ama misyonu bununlas›n›rl› da de¤ildir, bu mevzideki mü-cadele, bir ddiirreenniiflfl miras›d›r, kkaarraarr--ll››ll››kk miras›d›r.

YYeennii ÇÇöözzüümm,, MMüüccaaddeellee,, KKuurr--ttuulluuflfl... Her biri solda da, çeflitlihalk kesimlerinde de, biz cepheli-lerde de derin izler b›rakm›flt›r. Ya-flam› onlars›z düflünemeyece¤imizkadar bir parçam›z olmufllard›r.”(Ba¤›ms›zl›k ve Demokrasi YolundaKurtulufl, 6 A¤ustos 1999, Say› 42)

Bu aç›klamada da belirtildi¤i gi-bi, legal devrimci bas›n mevzisi,ddüüflflmmaannllaa eenn yyoo¤¤uunn mmeevvzzii ççaatt››flfl--mmaallaarr››nn››nn ssüürrddüürrüüllddüü¤¤üü alanlar-dan biri olmufltur ülkemizde. Ve öy-le olmaya da devam edecektir...

13 A¤ustos 11999Vatanseverlerin SSesiVATANVVaattaann NNiiççiinn ÇÇ››kk››yyoorr?? ‹lk say›-

s›nda bu sorunun cevab›n› flöyle ve-riyordu Vatan dergisi:

Vatan’n›n yay›nlanmaya bafllan-d›¤› dönem, “at iziyle it izinin” bir-birine girdi¤i dönemlerdendir. Mil-liyetçilik alabildi¤ine yükselmifl,milliyetçilik, flovenizm üzerindenpolitika yapan düzen partileri se-çimlerde en çok oyu al›p iktidaragelmifllerdi. Fakat bu “milliyetçi”DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hü-

kümeti, emperyalistlere uflakl›ktakendilerinden öncekileri geride b›-rakmakta, TAHK‹M, MAI, MIGAgibi ülkemizin tüm zenginliklerininemperyalist tekellere sat›fl yolunuaçan anlaflmalar imzalamaktad›rlar.

“Vatan niçin ç›k›yor? sorusununcevab› iflte bu tabloda” diyordu Va-tan, baflyaz›s›nda; Ve flöyle devamediyordu:

“Kuflat›lm›fl›z. Nefes al›p verme-miz Amerika’n›n iznine ba¤l› halegelmifl. Kuflat›lm›fl›z. Att›¤›m›z herad›m devletin bask›lar›yla, yasakla-r›yla karfl›lafl›yor. Yüre¤imiz, beyni-miz, kültürümüz kuflat›lm›fl. Yoksul-luk, çaresizlik ufkumuzu karartm›fl.“Vatan niçin ç›k›yor” sorusununcevab› iflte bu tablodad›r.

Vatan, ülkemizin ba¤›ms›z, halk›-m›z›n özgür olmas›n› isteyen HER-KES‹N sesi olmak için ç›k›yor. (...)

HHeerr flfleeyy aalltt üüsstt oollmmuuflflttuurr:: Kimvatansever, kim vatan haini, kim bö-lüyor, kim birlefltiriyor, kim devrimci,kim de¤il, emperyalizm kim, tekellerkim, ne yaparlar, ne isterler, her fleybirbirine kar›flt›r›lm›flt›r. (...) Bu tab-loda büyük bir çarp›kl›k vard›r.

VVaattaann,, bu çarp›kl›klara, çarp›t-malara karfl› mücadele edecek, al-datanlar›n yalanlar›n›, samimiyet-sizliklerini, ikiyüzlülüklerini teflhiredecektir. YYaayy››nn ççiizzggiimmiizz ÜÜllkkeemmiizziinnBBaa¤¤››mmss››zzll››¤¤››nn››,, HHaallkk››mm››zz››nn ÇÇ››kkaarr--llaarr››nn›› EEssaass AAll››rr. (...) ”

Vatan’›n ç›kt›¤› ilk haftalarda,ülkemiz tarihi aç›s›ndan son dereceönemli iki olay yafland›; Vatan’›n 2.say›s›n›n kapa¤›nda 1199 AA¤¤uussttoossddeepprreemmii,, 8. say›s›n›n kapa¤›ndaUUlluuccaannllaarr kkaattlliiaamm›› vard›. ‹kisi deTürkiye gerçe¤ini her yönüyle orta-ya koyan olaylard›.

AbdullahÖ c a l a n ’ › ntutsak edil-mesiyle ülke-miz toprakla-r›ndan müca-deleyi tasfiyeetmek içindaha da per-vas›z bir sald›-r› plan›n› uy-gulamaya koyan oligarfli, devrimci-lere de “teslimiyet”i dayat›yordu.Hapishaneler ilk hedefti. “Teslimalma” politikas›n›n ad› FF TTiippii hhaa--ppiisshhaannee idi. HÜCRELER ve TEC-R‹T, sald›r›n›n en önemli arac›yd›.

Vatan bu süreçte F Tipi hapisha-nelere karfl› mücadele edenlerin sesisolu¤u oldu. Sayfalar›n› en genifl fle-kilde tecrit konusundaki gerçeklere,bu konudaki mücadeleye ay›rd›.Tecrit’in gündemleflmesinde büyükemek harcad›.

1199 AArraall››kk’› yaflad› Vatan.

Ve 19 Aral›k’tan sonraki o kop-koyu sansür döneminde de tüm bas-k›lar›, toplatmalar›, para cezalar›n›göze alarak tecrite karfl› mücadele-yi, ölüm orucu direniflini yazmayadevam etti. O süreçte “tecrit” de-mek tecritle ilgili haber yapmak be-dellerin her türlüsünü göze almakdemekti. Çünkü devlet çok büyükbir yalan bombard›man›yla F Tiple-ri ve tecrit konusunda halk› kand›r›-yordu. Vatan’n›n misyonu da bura-da öne ç›k›yordu. O, yalan›n karfl›-s›nda gerçe¤in kalesiydi.

Vatan, yay›n hayat›n›n ikinci y›-l›na girerken, 100. Say›s›nda flöylediyordu: “100 hafta, yaklafl›k ikiy›l, b›kmadan, yorulmadan gerçe¤itafl›d›k bu topraklara. 19 Aral›ktanbu yana, sayfalar›m›zda, YALANAKARfiI kelimenin gerçek anlam›ylabir savafl yürüttük...”

Yaklafl›k bir y›ld›r, sayfalar›m›-z›n çok büyük bölümünü F Tipi hüc-reler konusuna ay›rd›k. ... direniflbafllad›¤›nda, yine bu direniflin sesiolduk. (...)”

- devam edecek -

Kurtulufl Da¤›t›mc›s›‹‹rrffaann AA⁄⁄DDAAfifi,, SSeenneemmAADDAALLII,, MMuuhhaammmmeeddKKAAYYAA,, Adana Kurtu-lufl Temsilcisi MMeehh--mmeett TTOOPPAALLOO⁄⁄LLUU,Bursa Kurtulufl Tem-silcisi SSeemmrraa BBAAfifiYY‹‹--⁄⁄‹‹TT,, Kurtulufl Dergisi

Muhabiri FFaattmmaa BB‹‹LL--GG‹‹NN,, Devrimci Genç-lik ve Kurtulufl çal›-flanlar›ndan SSeellmmaa

KKUUBBAATT,, GaziantepMücadele ve Kurtulufltemsilcisi ZZeeyynneeppKKOORRKKMMAAZZ, Kurtu-lufl MuhabirlerindenHHaammiiddee ÖÖZZTTÜÜRRKK,,Kurtulufl Emekçilerin-den YYaazzggüüllüü GGÜÜDDEERRÖÖZZTTÜÜRRKK......

Onlar, canlar›n› verdiler busayfalara..

24 23 YIL 7 HHaziran 22009

Page 25: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Halk Cephesi’nin bafllatt›¤› “‹s-tiyoruz Alaca¤›z” kampanyas› ‹s-tanbul’da ve Anadolu illerinde de-vam ediyor.

AAnnttaallyyaa:: ““ÖÖ¤¤rreenncciiyyiizzüüccrreettssiizz uullaaflfl››mm iissttiiyyoorruuzz””

29 May›s ve 2 Haziran günüHalk Cephesi, Ö¤rencilere ÜcretsizUlafl›m Hakk› için Alt›nova ‹lkö¤re-tim ve Ayten Ça¤›ran Ticaret Lisesiönünde eylem yapt›.

29 May›s günü eylem öncesi po-lis, okulu ablukaya alarak eylemekat›lmak isteyen ö¤rencileri engel-lemek istedi. “Ücretsiz Ulafl›mHakk› ‹stiyoruz, Servis SoygununaSon, Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazana-ca¤›z, Halk›z Hakl›y›z Kazanaca-¤›z” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemdeHalk Cephesi ad›na haz›rlanan aç›k-lama okundu. Aç›klamada; “Okulayürüyerek yorgun gelirken, nas›lbizden derslerimizi anlamam›z vebaflar›l› olmam›z beklenebilir” deni-lerek ulafl›m›n ücretsiz olmas› ge-rekti¤i belirtildi. Sivil polislerin veokul aile birli¤i baflkan›n›n velisieylemde olan bir ö¤renciyi okulazorla sokmaya çal›flmas› üzerineÜmit Çimen, halka “yoksul halk›nçocuklar›n›n okumas› istenmiyor.Bu s›cak havada, ya¤murda çamur-da bu ülkenin gençli¤i denilen biz-lerden nas›l baflar› bekleniyor? Üc-retsiz ulafl›m istedi¤imiz için bu günbunlar bize uygulan›yor. Ücretsizulafl›m bir hakt›r. ‹stiyoruz” diyeseslendi. Çevredeki insanlar›nda il-gi gösterdi¤i eylem sloganlarla biti-rildi. Eylemden sonra polis AntalyaÖzgürlükler Derne¤i’nin önündenÜmit Çimen’i gözalt›na alarak ha-z›ms›zl›¤›n› gösterdi. Ümit Çimensavc›l›kta verdi¤i ifadeden sonraserbest b›rak›ld›.

2 Haziran günü Halk Cephelilerimza masas›na "Ö¤rencilere bir gi-difl-bir geliflte ücretsiz ulafl›m içinbir imza da sen ver, Ücretsiz Ulafl›m‹stiyoruz, Servis Ücreti SoygununaSon" yaz›l› dövizler asarak imzatoplad›. ‹mza toplarken megafonlayapt›klar› ça¤r›larla halka ve ö¤ren-

cilere seslenildi.

Alt›nova ‹lkö¤retim Okulu’nda-ki eylemden sonra Ayten Ça¤›ranTicaret Lisesi önünde de Halk Cep-heliler imza masas› açt›. Burada ser-viscilerin tehditleriyle karfl›laflanHalk Cepheliler servisçilerin veidarenin bu tavr›n›n kendi ç›karlar›için oldu¤unu ve yoksul ö¤rencile-rin düflünmedi¤ini ifade ederek im-za toplamaya devam etti.

MMaallaattyyaa:: ‹‹ssttiiyyoorruuzz AAllaaccaa¤¤››zzSSttaanndd››

27 May›s günü Malatya'da HalkCephesi'nin "Ö¤rencilere ÜcretsizUlafl›m ‹stiyoruz Alaca¤›z” kam-panyas› do¤rultusunda stant aç›ld›.

‹mza stand›na halk›n ilgisi yo-¤un birçok insan istenilen taleplerinçok hakl› oldu¤unu ve art›k bu hak-lar›m›z› almam›z›n gerekti¤ini söy-leyerek Halk Cepheliler'e destek ol-du. "Keflke elimizde olsa da dahaçok imza atabilsem” fleklinde ko-nufltu stantta k›sa sürede çok say›daimza topland›.

EEllaazz››¤¤:: ““BBuunnllaarr bbiizziimmççooccuukkllaarr››mm››zz bbiizziimm iiççiinnggeezziiyyoorrllaarr””

Elaz›¤ Halk Cephesi 29 May›sgünü Fevzi Çakmak Mahallesi ka-nal alt›nda “‹stiyoruz Alaca¤›z”kampanyas› ile ilgili imza toplad›.Kap› kap› gezen Halk Cephelilerkampanyay› anlatarak ücretsiz ula-fl›m›n bir hak oldu¤unu vurgulad›-lar.Yafll› bir teyzenin imza atmayaçekinen komflular›na “bunlar bizimçocuklar›m›z bizim için geziyorlar.Ulafl›m›n elbette ücretsiz olmas› ge-rekiyor. Belediyeler bizi befl y›ldabir hat›rl›yorlar, sorunlar›m›z› bizkendimiz çözeriz” deyip komflular›-n› ikna etmesi halk›n kampanyay›sahiplendi¤inin göstergesi oldu.

30 May›s günü de Fevzi ÇakmakMahallesi’nde ki kahvelerde “‹sti-yoruz Alaca¤›z’’ kampanyas› ile il-gili konuflma yapt›lar. Ulafl›m›n bü-yük bir sorun oldu¤unu mahalle-mizde okul olmad›¤› için baflka yer-deki okullara giden ö¤rencilerimi-

zin karfl›laflt›klar› sorunlar› dile ge-tiren Halk Cepheliler ulafl›m›n üc-retsiz olmas› ve servis soygununason verilmesini vurgulad›lar.

‹‹zzmmiirr:: ““ÜÜccrreettssiizz uullaaflfl››mm iiççiinnbbiirr iimmzzaa ddaa sseenn vveerr””

Büyük Yamanlar Pazar yerinde 1May›s günü aç›lan imza masas›na“ö¤rencilere bir gidifl-bir geliflte üc-retsiz ulafl›m için bir imza da senver” yaz›l› döviz as›ld›. ‹ki buçuksaat aç›k kalan masada yaklafl›k 100imza topland›.

‹‹ssttaannbbuull:: AAnnaaddoolluu HHaakkllaarrDDeerrnnee¤¤ii’’nnddee HHaallkk TTooppllaanntt››ss››

1 May›s Mahallesi AnadoluHaklar Derne¤i’nde 28 May›s günühalk toplant›s› yap›ld›. Yaklafl›k 45kiflinin kat›ld›¤› toplant›da kat›l›m-c›lar s›k s›k söz alarak ulafl›m konu-sunda çektikleri s›k›nt›lar› ve görüfl-lerini belirttiler. Mahalle halk›ndanbir kad›n ”kampanyan›z› benimsi-yor ve destekliyorum, sonuna kadarsizinleyim” derken, belediyeye gi-decek heyette bulunmak istedi¤inibelirtti. Toplant›, kat›lanlar›n çal›fl-malara destek vereceklerini belirt-tikten sonra bir daha ki toplant› tari-hi kararlaflt›r›larak sona erdirildi.

Say›: 183 25‹ST‹YORUZ ALACA⁄IZ

“‹stiyoruz Alaca¤›z” Kampanyas› Sürüyor...

EEllaazz››¤¤

AAnnttaallyyaa

Page 26: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Gençli¤in mücadele tarihi say›-s›z direnifller, iflgaller, boykotlar veeylemlerle doludur. ‹lk pankarttanilk iflgale, ilk forumdan ilk yürüyü-fle, ilk açl›k grevinden ilk çat›flma-ya, ilk dernekten ilk federasyonakadar yarat›lan bütün geleneklerdeDev-Genç’lilerin imzas› vard›r.

Akademik demokratik mücade-lede de vard›lar, anti-emperyalistmücadelede de; anti-faflist mücade-lenin militanlar› da onlard›lar, dü-zenin kültürüne karfl› alternatifkültürü örgütleyen de...

Onlar gençli¤in bütün sorunla-r›yla ilgilendiler. Bu nedenle de ör-gütledikleri kampanyalar, eylemlergenifl ö¤renci kitleleri taraf›ndandesteklendi, sahiplenildi.

Devrimci Gençli¤in mücadeleetti¤i sorunlardan biri de ulafl›m so-runuydu. ““PPaarraass››zz uullaaflfl››mm hhaakkkk››””için yürütülen mücadele hemen herdönemde gençlik taraf›ndan sahip-lenilmifl, kitlesel direnifllerle birlik-te somut kazan›mlar elde edilmifltir.

Liseli ve üniversiteli gençli¤inüüccrreettssiizz uullaaflfl››mm talebiyle bugün““iissttiiyyoorruuzz aallaaccaa¤¤››zz”” fliar› ve karar-l›l›¤›yla yürüttü¤ü kampanya vesi-lesiyle, geçmifl deneyimleri de ha-t›rlatal›m istedik.

HH11997744 bahar›nda ‹ETT, otobüs bi-

letlerine zam karar› al›r ve hat uzun-lu¤una göre ücret art›fl› yapaca¤›n›aç›klar. Bu karar “paso bilet” siste-miyle indirimden yararlanan ö¤ren-cileri de kapsar. Anadolu’nun çeflit-li illerinden ‹stanbul’a okumaya ge-len yoksul ö¤renciler için harç para-s›, kitap paras›, yurt paras›, ulafl›mparas› zaten önemli bir sorundur.Buna bir de biletlere yap›lan zamlareklendi¤inde ö¤renciler için oku-mak daha da zorlaflacakt›.

11997733 KKaass››mm’›nda kurulan‹‹YYÖÖKKDD’nin ((‹stanbul Yüksek Ö¤-renim Kültür Derne¤i) iillkk eylemide iflte bu ‹ETT zamlar›na karfl› ya-

p›lan eylemdir.

Bine yak›n ö¤renci‹ETT zamlar›n› protestoetmek için açt›klar› pan-

kartlar›yla sloganlar atarak, bildiri-ler da¤›tarak Aksaray’a do¤ru yürü-meye bafllar. Aksaray’a geldiklerin-de yol trafi¤e kapat›l›r ve ‹YÖKDad›na zamlar› protesto eden konufl-malar yap›l›r. Bin kadar ö¤rencininyapt›¤› bu ggöösstteerrii büyük ses getirir.Unutulmas›n ki, bu eylem, 12 Martfaflist cuntas›n›n bask› koflullar› al-t›nda yap›lan ilk önemli eylemler-den biridir; gençlik Mahir gibi, Ce-

vahir gibi önderlerini flehitvereli henüz çok olmam›flt›r...

Mitingden bbiirrkkaaçç ggüünnsonra ‹ETT, ö¤renci biletleri-ne getirdi¤i zamm› ve hat uy-gulamas› karar›n› geri çek-mek zorunda kal›r. Eylem ka-zan›mla sonuçlanm›flt›r.

HHTakvimler 11998888 OOccaakk ay›-

n› göstermektedir. ‹ktidardaAANNAAPP hükümeti vard›r vehükümet yeni bir zam dalga-s›yla halka sald›rmaktad›r.‹ETT biletlerinden okul-yurtyemeklerine, ka¤›ttan kaleme kadargelen zamlar ö¤rencileri de etkile-mifltir.

DDeevv--GGeennçç,, ‹ÖDP’na (‹stanbulÖ¤renci Dernekleri Platformu)zzaammllaarr›› pprrootteessttoo eettmmeekk iiççiinn boy-kotlar, forumlar, yürüyüfller örgütle-meyi önerir. Bunun üzerine Vezne-ciler’den ‹‹ssttaannbbuull BBüüyyüükkflfleehhiirr BBee--lleeddiiyyeessii önüne kadar yürüyerek, ba-s›n aç›klamas› yap›lmas› ve sembo-lik olarak ‹‹EETTTT bbiilleettlleerriinniinn yyaakk››ll--mmaass›› karar› al›n›r. Okullarda kam-panya çerçevesinde ajitasyon-pro-paganda faaliyetleri yürütülür, ye-mekhane boykotlar› yap›l›r.

Bu süreçte DDeevvrriimmccii SSooll da

ANAP hükümetinin yapt›¤› zamlarakarfl› bir kampanya sürdürmektedir.Kampanya halk üzerinde önemli biretki yaratm›fl, solda statükolar›nparçalanmaya bafllamas›na nedenolmufltur.

Gençlik içindeki oportunist ke-simler bunu hazmedemeyerek, ö¤-renci gençli¤in kampanyas›n›nDevrimci Sol’a mal olmas›ndankorkarlar. Dev-Genç’li dernek tem-silcilerine haber vermeden ‹ÖDP’-nu toplayarak, yürüyüflün iptal edil-mesini kararlaflt›r›rlar. Dev-Gençdi¤er kesimleri ikna etmeye çal›flsa

da, oportunizm tekrar bir eylem bir-li¤i yapmaya yanaflmaz.

Bunun üzerine Dev-Genç kendigücüyle Gedikpafla Tiyatro Cadde-si’nde zamlara karfl› bir gösteri dü-zenler. Eylemde Amerikan bayra¤›üzerine Özal, Evren ve iflbirlikçiburjuvalar›n resimlerinin oldu¤udövizler yak›larak, ““zzaamm zzuullüümm iiflfl--kkeennccee iiflflttee ffaaflfliizzmm”” sloganlar›ylazamlar› yapan düzenin ad› konur, vegençlik bu zam zulüm düzenine ta-v›rs›z kalmaz.

HH8888--8899 öö¤¤rreenniimm yy››ll›› ö¤rencilere

yönelik hak gasplar›yla bafllam›flt›.

26 TAR‹H 7 HHaziran 22009

Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye

Ulaşım hhakkımız

Ocak 11988 -- GGençlik uulafl›m zzamlar›n›p rotesto eediyor

Page 27: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Bu dönemde OODDTTÜÜ’’de ücretsizolan servis araçlar› kald›r›larak ye-rine ücretli belediye otobüsleri ko-nulur. Bu yetmezmifl gibi bir de bi-letlere zzaamm yap›l›r.

DDeevvrriimmccii GGeennççlliikk bu hak gasp-lar›na karfl› ç›kmak için kampanyabafllat›r. Her gün yurtlarda, anfi ves›n›flarda, yemekhanelerde, otobüsduraklar›nda konuflmalar yap›l›r.Her yere afifller, dövizler as›l›r. Fo-rumlar, yemek boykotlar› örgütle-nir. ODTÜ gençli¤inin büyük birbölümü eylemlere kat›l›r.

Devrimci Gençlik önderli¤indesorun ODTÜ Ö¤renci Derne¤i’netafl›narak, bir eylem program› ç›kar-t›l›r. ‹lk olarak sseerrvviiss oottoobbüüsslleerrii iiflfl--ggaall eeddiilliirr. Ö¤renciler t›kl›m t›kl›mdolu otobüslerle Ankara’n›n en ifl-lek caddelerinden geçerek talepleri-ni halka duyururlar, sloganlar at›pmarfllar söylerler.

Eylemin bir üst aflamas›na geçi-lir. Otobüsler ODTÜ nizamiyesinegeldi¤inde okula girifl, ç›k›fllar dur-durularak, iiflflggaall bbaaflflllaatt››ll››rr. Kalaba-l›k bir kitle okulun içinden kortejlerhalinde nizamiyeye do¤ru yürüyüflegeçer ve iflgaldeki ö¤rencilere des-tek verir. Bunun üzerine rektörünizniyle jandarma ö¤rencilere sald›-r›r. ‹flgal binlerce ö¤rencinin deste-¤iyle 88 SSaaaatt sürer. SHP milletvekil-lerinin devreye girmesi ve sorunla-r›n›n çözülece¤ine dair söz verilme-si üzerine iflgal sona erdirilir.

Ancak rektör sözünde durmaz.Bu sefer de 55 bbiinn öö¤¤rreennccii uullaaflfl››mmssoorruunnuunnaa kkaall››cc›› bbiirr ççöözzüümm bbuulluunn--

mmaass›› iiççiinn ODTÜ’den Ankara’yado¤ru yyüürrüüyyüüflflee ggeeççeerr.. Eskiflehir-Ankara karayolu binlerce polis vepanzerlerle tutulur. Ö¤rencilerinkitlesel bir flekilde Ankara’ya yürü-mesinden korkan polis ve iktidar,arabulucular devreye sokar.

Rektörlük, ö¤rencilerin kararl›l›-¤› sonucunda, talepleri kabul etmekzorunda kal›r ve yürüyüfl sona erdi-rilir.

HH11999900 y›l›nda Dev-Genç akade-

mik sorunlarla ilgili bir mücadelekampanyas› bafllatm›flt›r. OODDTTÜÜ’’llüüDDeevv--GGeennçç’’lliilleerr de kampanyaya““PPaarraall›› EE¤¤iittiimmee SSoonn”” ve ““OOttoobbüüssPPaarraallaarr››nnaa HHaayy››rr”” fliar›yla kat›l›r-lar. Kampanya çerçevesinde ilk ön-ce yemek boykotu yap›l›r. 7 Mart’ta33000000 öö¤¤rreennccii ““ÖÖ¤¤rreenniimm HHaakkkk››mm››zzSSöökkee SSöökkee AAll››rr››zz”” pankart›yla yürü-yüfle geçer. Yürüyüfl rektörlük bina-s›n›n önüne kadar paral› e¤itimekarfl› sloganlar at›larak devam eder.Rektörlük binas›na ““ÖÖ¤¤rreenniimm HHaakk--kk››mm››zz EEnnggeelllleenneemmeezz”” ve ““HHaakkll››yy››zzKKaazzaannaaccaa¤¤››zz”” pankartlar› as›l›r.

Daha sonras›nda eylem aaççll››kkggrreevviinnee dönüfltürülür. Ö¤renci Der-ne¤i’nde devam eden açl›k grevinejandarma sald›r›r. Derne¤e kurulanbarikat ve destek için gelen di¤erö¤rencilerle birlikte jandarman›nsald›r›s› geri püskürtülür. Direniflciddi bir etki yaratm›flt›r. Ö¤rencile-rin eylemi gazetelere, televizyonla-ra yans›r. Direniflin etkisiyle millet-vekilleri devreye girer. Yap›lan gö-

rüflmeler sonucunda rektör geriad›m atmak zorunda kal›r.

Ancak rektör kabul etti¤i talep-lerle ilgili yaz›l› aç›klama yapmaz,taahhütte bulunmaktan kaç›n›r. Er-tesi gün rektörlük önünde toplanan33550000 kifliyle rektörün tavr› protestoedilir. Açl›k grevine 110000 kkiiflfliinniinn da-ha kat›lmas›yla eylem daha da güç-lendirilir. Rektörün olumsuz tavr›üzerine görüflmeler kesilir. ODTÜDerne¤i’nde 11 hhaaffttaa bbooyyuunnccaa aaççll››kkggrreevvii yap›l›r.

Eylemin di¤er üniversitelere ya-y›lmas›ndan korkan iktidar, görüfl-melerin bafllat›lmas› için tekrarmilletvekillerini devreye sokar. Ö¤-rencilerin talepleri bir kez daha ka-bul edilir. Açl›k grevi büyük bir flen-likle bitirilir. TAYAD, ö¤rencilerindireniflinin her aflamas›nda gençli-¤in yan›nda yer al›r.

Açl›k grevindeki ö¤renciler top-lu olarak rektörlü¤e giderek kay›tla-r›n›n yap›lmas›n› isteyen dilekçelerverirler. Ancak eylemin sonunda ikifarkl› görüfl ortaya ç›kar. Dev-Gençkkaattkk›› ppaayy›› ad› alt›nda otobüs paras›al›nmas›na karfl› ç›kt›¤›n› belirterek,kampanyan›n devam etmesi gerek-ti¤ini savunur. Oportünistler ise bu-nu kabul etmezler.

Direnifl sonunda rektörlük geriad›m atar. Harçlar› protesto için ka-y›t yapt›rmayan ö¤rencilerin yar›msömestr izinli say›laca¤›n› aç›klar.Dev-Genç’lilerin öncülü¤ünda yü-rütelen mücadele yine kazan›mlasonuçlanm›fl olur.

Say›: 1183 27TAR‹H

Yukar›daki yaz›, ““ttaarriihhtteenn””di; buyaz› ise ““ggüünncceellddeenn””. Ama konular›ayn›: Ulafl›m zamlar›.

‹stanbul Belediyesi’ne ba¤l›‹ETT, toplu tafl›ma ücretlerine 1 Ha-ziran’dan geçerli olmak üzere yyüüzzddee1155 zam yapt›.

‹stanbullular, hiç de küçük say›la-mayacak orandaki bu zamm› ise, 1Haziran sabah›, otobüslere binerken

ö¤rendiler. Çünkü, Belediye, ‹stanbulhalk›na zamlar› önceden duyurmakzahmetine katlanmam›flt›. Halk duy-masa da olurdu. Kimseyi kaale alm›-yor, kimseye hesap vermiyordu;“Ben yapt›m oldu” mant›¤›yla yöne-tiyorlar ülkeyi. Darbe yapar gibi,‹ETT bbiirr ssaabbaahh vvaakkttii,, kimseye ha-ber vermedi¤i zamm› uygulamayabafll›yor.

‹stanbul ulafl›m›n›n pahal› oldu¤ubilinen bir gerçektir. Ama buna ra¤-men Ulafl›m Koordinasyon Merkezi(UKOME)`nin ald›¤› kararla ‹ETT,herfleye zam yapt›. Tam akbilin fiyat›1.50 lira, aktarman›n ise 75 kurufl ol-du. Yeni fiyat tarifesinde; elektronikbilet befli bir yerde 7,50 TL, indirim-li akbil 85 Kurufl, ayl›k tam akbil 110TL oldu.

Yeni ya¤ma otobüsleri alacaklaranlafl›lan ki, halka yeni salmalar ç›-kar›p yeni zamlar yap›yorlar.

‹‹ssttaannbbuull’’ddaa TToopplluu TTaaflfl››mmaayyaa ‘‘HHaabbeerrssiizz’’ ZZaamm

HHaallkk›› KKaaaallee AAllmmaayyaann BBiirr KKeenntt YYöönneettiimmii

Page 28: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

28 GENÇL‹K 7 HHaziran 22009

Geçti¤imiz günlerde ülkemiz gençli¤iyle ilgiliolarak, Ankara, ‹zmir, Kocaeli, Samsun, Erzurum,Mersin ve K›rflehir illerinde toplam 1100 lise sons›n›f ö¤rencisi üzerinde ÖSS ile ilgili bir anket ya-p›ld›. Sonuçlar› oldukça dikkat çekici olan bu an-kete göre;

- Ö¤rencilerin % 68,5’i dershaneye giderek, %19,3’ü sadece okulda ald›¤› e¤itimle ÖSS’ye haz›r-lan›yor. Ve gençlerin % 70’i de dershaneye gitme-den üniversiteyi kazanabilece¤ine inanm›yor.

- Ö¤rencilerin % 43,3’ü ÖSS dolay›s›yla kayg›ve endifle gibi duygular›nda art›fl oldu¤unu, %15,6’s› büyük stres ve bask› alt›nda oldu¤unu, %12’si sinirli ve al›ngan oldu¤unu, % 9’u dikkat vekonsantrasyonunun bozuldu¤unu, % 8,6’s› da dep-resyonda oldu¤unu belirtti. K›sacas›, toplam ola-rak gençlerin % 67’si, ÖSS nedeniyle çeflitli fizikselrahats›zl›klar›n›n olufltu¤unu ifade ediyorlar.ÖSS’nin gençli¤i maddi ve manevi her anlamdatahrip etti¤inin bundan daha iyi bir göstergesi ola-bilir mi? (Türk E¤itim Sen araflt›rmas›)

- Son olarak ÖSS öncesinin mali boyutunailiflkin bir rakam daha: Ailelerin % 45’i dershaneiçin bugüne kadar 1–3 bin TL, % 35,7’si 3–5 binTL, % 14,4’ü 5–10 bin TL, % 4,8’i 10–15 TL masrafyapt›¤› tespit edildi.

Evet, ne görüyoruz bu tabloda?

Bizler bir bütün olarak e¤itim sisteminin çarp›k,ezberci ve bir rant kap›s› oldu¤unu her zaman di-le getirdik. Yukar›daki tablo göstermifltir ki; yap›-lan araflt›rmalar, ç›kar›lan istatistikler yine bizido¤rulam›fl yine bizi hakl› ç›karm›flt›r.

fiüphesiz ki e¤itim sisteminin çarp›k, ezberci,rantç› oldu¤u gerçe¤i kendini en bariz ÖSS’de gös-termektedir. Öyle ki bu s›nav› kazanabilmek içinokullarda al›nan e¤itim yetmemekte, ayr›ca ders-hanelere gitmeyi zorunlu k›lmaktad›r. Son on y›l-d›r bu zorunluluk öyle bir hal alm›flt›r ki ö¤renci-lerin (yine ankete göre) % 70’i dershaneye gitme-den üniversitenin kazan›lamayaca¤›na inand›k-lar›n› söylemifllerdir.

Genel olarak e¤itim sisteminin çürümüfllü¤ü biryana, özel olarak ÖSS ö¤renciler için bir kâbus ol-mufltur. Ve bu kâbus halen büyümekte olupyukar›da da aktar›ld›¤› gibi, ö¤rencilerin ezici birço¤unlu¤unun çok çeflitli hastal›klara maruz kal-mas›na sebep olmaktad›r. Ve elbette ki dershane-lere ödedi¤imiz (bizlerden çal›nan) paralar da ca-bas›. Dershanelere harcanan milyarlarca lira büt-

çemizden ç›kmakta, maddi zararlar vermektedir.

Bütün bunlar ne demektir? Yani üniversiteyegirebilmek için neden kâbuslar yaflay›p, bunca pa-ray› dershanelere vermek zorunda kal›yoruz?

Bunlara cevap vermek yaflad›¤›m›z düzeni an-lamak ve anlatmakt›r asl›nda. fiu an içinde yaflad›-¤›m›z sistem para ve kâr üzerine kuruludur. Veegemenlere göre e¤itim de para kazand›ran biraraçt›r, metad›r. E¤itimde de esas olan insanlar›nihtiyaçlar› de¤il, onlar›n yapacaklar› kârd›r. O yüz-den okuldaki e¤itim es geçilmekte dershaneler,özel okullar teflvik edilmektedir. Ve bu devleteliyle yap›lmaktad›r ki son olarak Milli E¤itim Ba-kan› Nimet Çubukçu özel okulda ö¤renim görenö¤rencilere devlet yard›m› yap›labilece¤ini vekrizden etkilenen önemli sektörlerin bafl›nda ge-len özel ö¤retim kurumlar›na destek olma sözüverdi.

Fazla söze gerek var m›? Kendisinin sorumlu ol-du¤u devlet okullar›ndan çok; özel okullar› düflü-nen bir devlet bakan› paral› e¤itimi teflvik etmek-ten baflka bir fley yapmamaktad›r.

Tüm bu gerçekler varken çaresiz oldu¤umu-zu söyleyebilir miyiz? Hay›r, çaresiz de¤iliz!Tüm ö¤renci kardefllerimiz bilmelidir ki kâbuslar›-m›z› sona erdirecek, bize rahat bir nefes ald›racakve yepyeni bir bak›fl kazand›racak sihirli bir for-mül var. O formül, örgütlenerek mücadele etmek-tir! Fark›na varmal›y›z ki sorunlar›m›z› bizden bafl-kas› çözmeyecek! Ve örgütsüz oldu¤umuz süreceyukar›da aktar›lan rakamlarda hiçbir düflüfl olma-yacak!

Bizler örgütsüz oldu¤umuz sürece ÖSS kâbusu-muz olmaya devam edecek!

Sessiz kald›¤›m›z, uyutulmay› kabul etti¤imiziçin, dershaneler teflvik edilmifl ve baflka da çare-miz yokmufl gibi gösterilmektedir.

Ama art›k bu olanlara hay›r demeliyiz! Örgüt-lenmeli, bilinçlenmeli, mücadele etmeliyiz! Bu-nunla beraber Gençlik Federasyonu olarak bizimÖSS’ye girecek olanlara ça¤r›m›zd›r:

Arkadafllar ÖSS yüzünden kâbuslar görüp, bu-nal›mlara girip, intihar edece¤imize, zar zor kaza-n›lan üç befl kuruflumuzu dershanelere çald›raca-¤›m›za ‘Halk ‹çin Bilim, Halk ‹çin Üniversite’ fliar›y-la örgütlenelim ve mücadele edelim!

Çünkü Baflka Çaremiz Yoktur!

Gençlik Federasyonu

ÖMÜR TÖRPÜSÜ ÖSS

Page 29: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Kars’ta “E¤itim ve ÖSS”Konulu Seminer

30 May›s günü Kars Gençlik Derne¤i Giriflimi ta-raf›ndan E¤itim-Sen fiubesi’nde “Türkiye’de E¤itimve ÖSS” konulu bir seminer düzenlendi. Seminer ilkolarak Kars Gençlik Derne¤i Giriflimli HarranAyd›n’›n konuflmas›yla bafllad›. Ayd›n konuflmas›ndae¤itimin niteli¤ini, amac›n›, Türkiye’deki e¤itim siste-minin kimlere hizmet etti¤ini ve ö¤-rencilerin e¤itim sisteminden kaynak-l› yasad›¤› sorunlar› anlatt›. Daha son-ra söz alan baflka bir ö¤renci ise ko-nuflmas›nda ÖSS s›nav sistemininadaletsizli¤inden ve “Halk ‹çin BilimHalk ‹çin E¤itim” isteklerinden sözetti. Seminere 41 kifli kat›ld›.

Say›: 183 29HABER

Okulumuzu ‹stiyoruz! Alaca¤›z!

Halk Cephesi’nin bafllatm›fl oldu¤u “‹stiyoruz Ala-ca¤›z” kampanyas› çerçevesinde Dersim Atatürk Li-sesi ö¤rencileri 29 May›s günü okulu Boykot ederektepkilerini ve taleplerini dile getirdiler. Ö¤rencileri“disipline vermek ve okuldan atmak” ile tehdit edenMilli E¤itim Müdürlü¤ü’nün çabalar›n› bofla ç›karanö¤renciler eylemini yapmaktan vazgeçmedi. “Okulu-muzu ‹stiyoruz Alaca¤›z Atatürk Lisesi Kapat›lmas›n”sloganlar›yla okuldan d›flar›ya ç›kan ö¤rencilere, ö¤-retmenleri engel olmaya çal›flt›. Okul yönetimi de oku-lun kap›lar›n› kapatarak ö¤rencilerin d›flar›yaç›kmas›n› engelledi. Bunun üzerine örencilerde s›-n›flarda s›ralara vurup, camlara ç›k›p sloganlar atarakeylemlerine devam etti. Ö¤rencilerin yaklafl›k bir saatsüren eylemi valilikle görüflme sözü verilmesi üzerinebitirildi. Valilikte okullar›n›n kapat›lmamas› ve yeter-li bütçe ayr›lmas› taleplerini dile getireceklerini belirt-tiler.

Liseli Gençlik UyuflturucuSat›c›lar›na ‹zin Vermedi!Polis korumas› alt›ndaki uyuflturucu sat›c›lar›, ‹stan-bul Fatih’teki Cibali Lisesi’nin önüne gelerek gençle-ri zehirlemeye ve ö¤renciler üzerinde bask› kurmayaçal›flt›klar› için Liseli Gençlik taraf›ndan uyar›ld›.Bunun üzerine ertesi gün 50 kiflilik uyuflturucu çetesiLiseli Gençlikli ö¤rencilere sald›rarak 4 devrimci ö¤-renci yaraland›. Devrimci ö¤rencilerin kararl›¤› karfl›-s›nda uyuflturucu çetesi okulun önünü terk etti. LiseGençlik taraf›ndan yap›lan bir aç›klamayla sald›r› k›-nand›. Aç›klamada flunlara yer verildi: “Uyuflturucuy-la bizleri ülke sorunlar›na karfl› duyars›z hale getir-mek isteyenlere izin vermeyece¤iz. O pis çarklar›n›z›istedi¤iniz gibi döndüremeyeceksiniz. Liseli Gençlikolarak her zaman karfl›n›zda olacak Demokratik LiseMücadelemizi sürdürece¤iz.”

Ankara Gençlik Derne¤i Semineri Ankara Gençlik Derne¤i'nde 30 May›s günü “E¤i-

tim Sorunlar› ve ÖSS” konulu bir seminer düzenlendi.

Seminerin ilk bölümünde e¤itimin niteli¤inden, de-mokratik halk üniversitelerinden ve demokratik lise-lerden bahsedildi. Bu sistemde e¤itimin amac›n›n hal-k›n ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için olmad›¤› belirtilirken,e¤itimin anti-bilimsel, ezberci ve hayatta bir karfl›l›¤›-n›n olmad›¤› söylendi.

Seminerin ikinci bölümünde ise ÖSS s›nav sistemiüzerinde duruldu. ÖSS ile yoksul halk çocuklar›na üni-versite kap›lar›n›n kapat›ld›¤› söylendi ve "ÖSS sistemiile herkesin ayn› s›nava girdi¤ini ve böylece eflitli¤insa¤land›¤›n› söylüyor egemenlerama as›l eflitsizlikte zaten buradabafll›yor” denilerek s›nav siste-min kald›r›lmas› ve herkese üni-versiteye girebilme hakk› tan›n-mas› gerekti¤i vurguland›.

Seminer, kat›l›mc›lar›n soru-lar›n›n cevaplanmas›yla sonaerdi

Bursa Gençlik’ten SeminerBursa’da Gençlik Derne¤i Giriflimi taraf›ndan

Semra Baflyi¤it Halk Sahnesi’nde 29 May›s günü “Fi-kir Kulüpleri Federasyonu’ndan Devrimci Gençli¤e”konulu bir seminer düzenlendi.

Seminerde 1969’dan bugüne zaferlerle, yenilgiler-le yarat›lan gençlik tarihi anlat›larak: “Gençlik, mili-tan ruhuyla, ne faflist sald›r›lar karfl›s›nda, ne de cunta-n›n zor koflullar›nda bask›lara boyun e¤memifltir” de-nildi. Seminer, Dev-Genç ruhuna ve gelene¤ine sahipç›kma ça¤r›s›yla son buldu.

Page 30: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

30 YÖK 7 HHaziran 22009

Polis-‹dare iflbirli¤i, 12 Ey-lül’den bu yana üniversitelerin ka-rakteristik özelliklerinden biri ol-mufltur. 12 Eylül pasifikasyonununüniversite gençli¤i içinde k›r›lmayabafllad›¤› 1987-88 dönemlerindepolis-idare iflbirli¤i de en belirginhalini ald›. Gençli¤in geliflen müca-delesini önlemek için ö¤renci der-nekleri kapat›ld›. Gözalt›lar, tutuk-lamalar, polis takipleri, adam kaç›r-malar, ajan-muhbirlik teklifleri gibisald›r›lar birbirini izledi. Kendi so-runlar›na sahip ç›kan, ülke sorunla-r›na karfl› duyarl› olan ö¤rencilerpolis idare iflbirli¤iyle okuldanuzaklaflt›r›lmaya bafllad›.

Bu iflbirli¤i öylesine kal›c›laflt›ve kurumlaflt› ki, ‹TÜ rektörü gibi,““EEmmnniiyyeett bbaannaa ssuuçç dduuyyuurruussuunnddaabbuulluunnuuyyoorr,, bbeenn ddee ssoorruuflflttuurrmmaa aaçç››--yyoorruumm..”” demek, ‹stanbul Üniversi-tesi ö¤retim üyeleri gibi, ö¤rencile-ri baflka ö¤renciler hakk›nda ifadevermeye zorlay›p ““EEyylleemmlleerree kkaatt››ll--dd››nn mm››?? KKaatt››llaannllaarr››nn iissiimmlleerriinnii vveerryyookkssaa kkaarr››flflmmaayy››zz,, ookkuullddaann aattaarr››zz,,cceezzaa vveerriirriizz......““ tehdidinde bulun-mak, “normal” hale geldi.

Polis ve idare, art›k birbirleriningörevini üstlenmeye bafllam›fllar,dekanlar polis gibi sorgu yapmakta,polis, okul yönetimleri gibi ailelerleba¤ kurmaktad›r... Geçen hafta, bu-nun yeni örneklerina tan›k olundapefl pefle...

YYeerr:: MMuu¤¤llaa ÜÜnniivveerrssiitteessiiTTaarriihh:: 2266 MMaayy››ss 22000099

MMuu¤¤llaa GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii GGiirrii--flfliimmcciissii öö¤¤rreenncciilleerrddeenn BBaaflflaakk fifiaahh,,26 May›s Sal› günü dekanl›k tara-f›ndan ça¤r›ld› ve 11,,55 ssaaaatt bbooyyuunnccaaffaakküüllttee sseekkrreetteerrii YYaallçç››nn DDeemmiirrbbii--lleekk ttaarraaff››nnddaann ssoorrgguuyyaa ççeekkiillddii..Evet evet, düpedüz sorgu. Bildi¤i-

niz polis sorgusu...

Sorgu boyunca Baflak fiah’a,““iiççiinnddee bbuulluunndduu¤¤uu yyaapp››ddaann aayyrr››ll--mmaazz iissee kkeennddiissiinniinn zzaarraarr ggöörreeccee¤¤ii””tehdidi yap›ld›. fiah’›n, isminin kimtaraf›ndan ne amaçla verildi¤inisormas› üzerine ise Demirbilek;‘‘BBuunnllaarr ggiizzllii flfleeyylleerrddiirr,, ssööyylleeyyeemmee--yyiizz..’’ diyerek cevap veriyor; yinet›pk› bir iflkenceci polis a¤z›yla.

YYeerr:: KKaarrss DDeevvlleett YYuurrdduuTTaarriihh:: MMaayy››ss 22000099

Mu¤la Gençlik Derne¤i Girifli-mi’nin yukar›daki “idare sorgu-su”na iliflkin aç›klamas›ndan birgün sonra 29 May›s tarihinde bukez de KKaarrss GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii GGiirrii--flfliimmii benzer bir olay üzerine aç›kla-ma yapt›. DDeerrnneekk GGiirriiflfliimmcciilleerriinn--ddeenn SSeevviimm ÖÖzzddeemmiirr’’in kald›¤›devlet yurdunda, kendisinin olma-d›¤› bir saatte odas›, yata¤›, dolab›yurt idaresi taraf›ndan aran›p da¤›-t›ld›. Bunun üzerine Sevim Özde-mir görüflmek için yurt müdürü OO rr--hhaann PPeehhlliivvaann’›n odas›na ç›kt›¤›ndamüdür,, hem suçlu, hem güçlülereyak›fl›r bir tav›rla, ““yyaassaadd››flfl›› ddeerrggii--lleerrii nneerrddeenn aall››yyoossuunn??”” diyerek Öz-demir’i sorguya çekmeye kalk›flt›.(Söz edilen dergi YYüürrüüyyüüflfl dergisi-dir.) Sevim Özdemir’in ““YYüürrüüyyüüflflddeerrggiissiinniinn yyaassaall oolldduu¤¤uunnuu vvee bbaayyii--lleerrddee aaçç››kk bbiirr flfleekkiillddee ssaatt››lldd››¤¤››nn››””söylemesi üzerine ise Müdür dahada pervas›zlaflarak ““bbeenn oonnuu ssoorr--mmuuyyoorruumm,, bbuu ttaarrzz ddeerrggii ookkuummaa,, ggiittbbiilliimm tteekknniikk ddeerrggiissii ookkuu”” diye teh-dit ederek ““ddeerrggiilleerrii eemmnniiyyeettee iinnccee--lleemmeeyyee ggöönnddeerrddiikk,, hhaakkkk››nnddaa yyaassaalliiflfllleemm bbaaflflllaatt››llaaccaakktt››rr”” diyor.

Sevim Özdemir’in ““nneeddeenn ssaaddee--ccee bbeenniimm ooddaamm›› aarraadd››nn››zz??”” demesiüzerine de, ““hhaakkkk››nnddaa dduuyyuummllaarraalldd››kk oo yyüüzzddeenn ooddaann›› aarraadd››kk”” diye-

rek iflkence merkezinde çal›flan po-lislerden hiç farklar›n›n olmad›¤›n›gösteriyor.

YYeerr:: YYiinnee KKaarrss TTaarriihh:: MMaayy››ss 22000099

KKaarrss GGeennççlliikk DDeerrnnee¤¤ii GGiirriiflflii--mmii’nin 29 May›s tarihli aç›klama-s›ndan aktar›yoruz yine. “Bir arka-dafl›m›z da bugün internet kafeyegidip Yürüyüfl dergisi ve Halk›n Se-si’nin bulundu¤u web sayfalar›n› zi-yaret etti¤i s›rada, kafeye polis ge-lerek, “bu sitelere girilmesine nas›lizin verdi¤i” tehditleriyle internetkafe hakk›nda tutanak tutmufltur.Daha sonras›nda arkadas›m›z evinegitti¤i s›rada takip edilerek tacizedilmifltir. ”

Ö¤renci gençlik üzerindeki bas-k›lar›n bir örne¤i daha:

“Kars’da faaliyet yürüten AleviKültür Derne¤i’ne gidip gelen arka-dafllar›m›z hakk›nda da dernek yöne-timine polis taraf›ndan ‘onlar örgütüyesi, derne¤inize almay›n’ denile-rek arkadaslar›m›z fifllenmifl ve or-tam terörize edilmeye çal›fl›lm›flt›r.”

Bir yandan yurt, bir yandan okulidareleri, bir yandan polis; gençliküzerindeki kuflatma iflte böylesineyo¤un.

YYeerr:: KKTTÜÜTTaarriihh:: MMaayy››ss 22000099

Polis ve idarenin adeta birbirleri-nin görevlerini üstlenmesinin birbaflka örne¤i de KKaarraaddeenniizz TTeekknniikkÜÜnniivveerrssiitteessii’nde yafland›. Bas›nayans›yan “ GGiizzllii EEll FFiiflfllliiyyoorr” bafll›k-l› haberde (29 May›s 2009, Birgün)solcu ö¤rencilerin foto¤raflar›n›nçekilip, ““tteerröörree bbuullaaflfl››yyoorr”” yaz›s›eflli¤inde ailelere gönderildi¤i belir-tiliyor. Sonra, üniversite yönetimi

‹dare POL‹S Gibi, Polis ‹DARE Gibi Çal›fl›yor

YÖK’ÜN VE POL‹S‹N YÖNTEMLER‹N‹ BOfiA ÇIKARALIM!

Page 31: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

de bu “gizli el”in çekti¤i bu foto¤rafve yazd›¤› mektuplar›, ““ddeelliill”” oollaa--rraakk kkuullllaannaarraakk ö¤renciler hakk›ndasoruflturma aç›yor. “Gizli el”in kimoldu¤u aflikar elbette.

‹‹flflkkeenncceecciilleerr BBiilliimm ÖÖ¤¤rreetteemmeezz

Polisin bu yöntemlerine, üniver-site, fakülte yönetimlerinin iflkence-cileri aratmayan sorgular›na dair busayfalarda defalarca haber yapt›k.Polisin ve okul idarelerinin yapmakistedikleri aç›kt›r. BBiirriinncciissii;; ö¤rencigençli¤in bilinçlenmesini, örgütlen-mesini, kendi sorunlar›na sahip ç›k-mas›n› iisstteemmeemmeekktteeddiirrlleerr.. Bununiçin polis-okul idaresi iflbirli¤iyleher türlü sald›r›, komplo, tehdit,flantaj yap›lmaktad›r. ‹‹kkiinncciissii;; busoruflturmalar sonucunda devrimcidemokrat ö¤renciler okuldan uzak-laflt›r›larak fiilen gençli¤in mücade-lesinden kopart›lmakta, hem e¤itimhaklar› ellerinden al›nmakta, hemde ddii¤¤eerr öö¤¤rreenncciilleerr üüzzeerriinnddee bask›ve gözda¤› oluflturulmaktad›r.

Kars’taki Yurt Müdürü’nün ““BBii--lliimm vvee tteekknniikk ddeerrggiissii ookkuu”” deyifli,tam bir kkaarraa mmiizzaahhtt››rr.. Bilimle ala-kas› olmayanlar›n, Yürüyüfl gibigerçekleri yazan bilimsel bir dergi-ye alternatif olarak bilim ve tekni¤igöstermesi, acizliklerindendir. On-lar›n tek derdi, ders kitaplar› d›fl›ndahiçbir fley okumayan apolitik, ken-dinden baflkas›n› düflünmeyen, üret-meyen, bencil, yoz bir gençliktir.

Yukar›da verdi¤imiz örneklerde-ki ö¤retim görevlilerine bak›n; ö¤-rencilerini polis gibi sorgulayan,polise vermekle tehdit eden, kendifaflist gerici düflüncelerini kabul et-tirmek için “okuldan atma” silah›n›kullanan bu “e¤itici”ler, ne verebilirö¤rencilere?

ÖÖ⁄⁄RREENNCC‹‹LLEERR,, PPoolliiss--‹‹ddaarree ‹‹flflbbiirrllii¤¤iinnee KKaarrflfl›› HHeerr ZZeemmiinnddee MMeeflflrruulluukkllaarr››nn››SSaavvuunnmmaall››dd››rr

Polis-okul idaresi iflbirli¤iyle ya-p›lan bu sald›r›lara karfl› hiçbir suç-

luluk psikolojisine girmeden meflru-lu¤umuzu savunmal›y›z. BBiirriinncciissii;;ka¤›t üzerinde bilimin, düflünceninüretildi¤i yerler olan üniversitelerdefaflist bir bask› düzeni kurulmufltur.Mevcut sisteme bakt›¤›m›zda bili-min “b”sinden bahsetmek mümkünmü? Gençli¤in e¤itim sorunlar›için, akademik, demokratik haklar›için mücadelesi en meflru hakk›d›r.

Kald› ki, kendini bununla da s›-n›rlayamaz gençlik, ülkesini, halk›-n› ilgilendiren her türlü sorun onuda ilgilendiren sorunlard›r. Gençli-¤in kendi sorunlar›na, halk›n›n, ül-kesinin sorunlar›na karfl› duyarl› ol-mas› asla suç olmaz. AAss››ll ssuuçç,, bunaengel olmakt›r. AAss››ll ssuuçç,, kendineö¤retim görevlisiyim diyenlerin,dekanlar›n iflkenceci polislerle ifl-birli¤i yapmas› ve bizzat kendileri-nin polisli¤e soyunmas›d›r.

Bu uygulamalar, üniversitelerdekitüm ö¤retim, e¤itim görevlileri ad›na,bilim insanlar› ad›na utanç vericidirve sorgulanmaya muhtaçt›r.

ÖÖ¤¤rreennccii GGeennççlliikk,, AAiilleelleerrii ÜÜzzeerriinnddeekkii PPoolliiss OOyyuunnllaarr››nn›› BBaaflflttaann BBoozzmmaall››dd››rr!!

Polisin ailelere mektup yazarakhem aileleri tedirgin etmesi hem deaileler arac›l›¤›yla ö¤renciler üze-rinde bask› oluflturmas› son y›llardas›kça baflvurdu¤u bir yöntemdir.Çünkü ö¤renciler aç›s›ndan zamanzaman aile bask›s›, polisin gözalt›,iflkence teröründen daha etkili ola-bilmektedir. Bu durumda kendimeflrulu¤umuza inanmak, savun-mak çok daha önemlidir. Aileleri-mizi mücadelemiz, örgütlenmeleri-miz, düflüncelerimiz konusunda po-lisin böylesi yöntemlerine muhatap

kalmadan önce bilgilendirmeliyiz.

Ancak bu bilgilendirmeyi yapt›-¤›m›z durumda, ailelerimizi polisyöntemleri konusunda uyan›k ve bi-linçli hale getirebiliriz. Polisin yön-temlerini onlara anlatmal›y›z. Okul-daki idarenin, ö¤retim görevlileri-nin tutumlar›ndan, e¤itim sistemin-deki çarp›kl›klardan, polis idare ifl-birli¤inden k›sacas› her türlü gelifl-melerden ve yöntemlerden onlarabahsetmeliyiz. Üniversitelerde nas›lbir gençlik yetifltirilmek istendi¤inianlatmal›y›z. Polisin devrimci de-mokrat ö¤rencilere sald›r›rken ah-laks›zl›¤›, fuhuflu, uyuflturucuyubizzat kendilerinin teflvik etti¤ini,her türlü iftiray› rahatl›kla yapabile-ceklerini anlatmal›y›z onlara. Hiç-bir aile bunlara karfl› ç›kmaz. Çocu-¤una yoz bir kültürü, ahlaks›zl›¤›önermez, ahlaks›zl›¤a teflvik etmez.

Bunun için elbetteki en bafltadevrimci, demokrat, ilerici ö¤rencigençlerin bu düflüncelerini, müca-dele içinde, bir örgütlenme içindeyerald›klar›n› ailelerine aç›p, onlar›kazanmaya çal›flmalar› ilk yap›lma-s› gerekendir. Ço¤u aile klasik feo-dal, gerici etkilenmeler alt›nda, çe-flitli kayg›larla hareket edip, o¤lu-nun, k›z›n›n mücadele içinde yer al-mas›na karfl› ç›kacakt›r. ‹flte bu du-rumda düflüncelerimizi kararl›l›klasavunmam›z çok daha önemlidir.

Bu noktada, onlar› kazanma dü-flüncesiyle yaklaflt›¤›m›zda, onlarakarfl› da aç›k ve cüretli oldu¤umuz-da, en az›ndan bize karfl› olmalar›n›,polisin ailemiz üzerinde yaratmakistedi¤i tedirginli¤i ve bize karfl›kullanmas›n› engellemifl oluruz.Bunu yapt›¤›m›z ölçüde, polisin buve benzeri manevralar› bafltan boflaç›kar›lm›fl olacakt›r.

Say›: 183 31YÖK

Komplolardan Polis ve Yurt Yönetimi SorumludurKars Gençlik Derne¤i Giriflimi, Kars’taki devrimci, demokrat ö¤renci

gençlik üzerindeki bask›larla ilgili bir aç›klama yapt›.

Aç›klamada, yurt yönetiminin, polisin, dergi okumaktan internet Kafeyeveya Alevi derneklerine gitmelerine kadar herfleye müdahale eden keyfi uy-gulamalar›na dikkat çekilerek, “ö¤rencilerin bafl›na gelecek olaylardan vedüzenlenecek herhangi bir komplodan Kars Emniyet Müdürlü¤ü’nü ve YurtYönetimini sorumlu tutacaklar›” belirtildi.

Page 32: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

32 KESK 7 HHaziran 22009

Önceki hafta, ço¤u ö¤retmen, 35memur gözalt›na al›nd›, 14’ü tutuk-land›, KESK Genel Merkezi’ne veE¤itim-Sen fiubelerine bask›nlaryap›ld›. Memurlar, kuflku yok ki,gözalt› ve polis bask›nlar›n›n ya-banc›s› de¤iller. Emekçiler sendikalhaklar›n› kazanma mücadelesindepolis bask›s›yla, sürgünlerle, ifltenat›lmalarla karfl› karfl›ya kalm›fllar-d›r. Bir çok devrimci memur bask›-lar›n her türünü yaflam›fl, iflkence-lerden, hapishanelerden geçmifltir.

Oligarfli, iflçi, memur, gençlik,gecekondulu bütün halk muhalefeti-ni sindirmeyi, demokratik mücade-leyi susturmay› hedefliyor. Hayat›nher alan›ndaki devrimci, ilerici ör-gütlenmeleri yok etmeye çal›fl›yor.KESK’e ve özel olarak da KESKiçindeki devrimci, yurtsever olu-flumlara yönelik sald›r›lar› da ayn›amaçlad›r. Dönem dönem flu veyabu kesim sald›r›lar›n öncelikli hede-fi olsa da, bu genel sald›r› mant›¤›de¤iflmiyor.

Oligarflinin, bu amaca yönelikoperasyonlar›na ““tteerröörriisstt””,, ““iilllleeggaallöörrggüütt”” gerekçeleriyle meflruluk ka-zand›r›lmaya çal›fl›lmas›, denilebilirki, benzeri her operasyondaki klasikyöntemdir. Bu yöntemle, sadece an-malara, hakl›, meflru ve yasal ey-lemlere kat›lan devrimci memurlar,“yasad›fl› örgüt üyesi” denilerek tu-tuklanabiliyor. Bu noktada baz› me-murlar ve sendikalar, ““yyaassaadd››flfl›› öörr--ggüütttteenn ttuuttuukkllaanndd››”” diye o memurla-r› sahiplenmekte tereddüt gösterebi-liyor. ‹flte bu anlay›fl ddüüzzeenniinn bbaaflflaa--rr››ss››dd››rr ve bu anlay›fla izin verilme-melidir. HHaakkll›› vvee mmeeflflrruu mmüüccaaddeelleehheerr kkooflfluullddaa vvee hheerr bbiiççiimmddee ssaavvuu--nnuullmmaall››dd››rr..

Bu noktada, son sald›r›lar karfl›-s›nda KESK’i savunmakta a盤a ç›-kan eksikliklerin, zaafl› anlay›fllar›nüzerinde durulmal›d›r.

KESK Genel Baflkan› Sami Ev-ren, tam bir ssaavvuunnmmaa ppssiikkoolloojjiissii

iiççiinnddee,, geri bir zeminden karfl› ç›k›-yor sald›r›ya:

“KESK, tarihi içinde hiçbir za-man fliddete prim vermemifl, top-lumsal-siyasal sorunlar›n çözümün-de bar›fl› savunmufltur. ... KESK ›rk-ç›, milliyetçi yaklafl›mlar› hep red-detmifl, toplumun etnik kimlik, kül-tür ve inanç fark› gözetmeksizin birarada yaflama iradesini savunmufl-tur. Bu nedenle bar›fl› ve kardeflli¤iöne ç›karm›flt›r.” (Cumhuriyet, 31May›s 2009)

11- Sorun ‘‘fliddet’ sorunude¤ildir. SSorun ““illegal

örgüt” ssorunu dde¤ildir!Sami Evren, yanl›fl noktadan sa-

vunma yap›yor. Mevcut sald›r›lardasorun “fliddete prim verip verme-me” sorunu de¤ildir. K›z›lay’dacoplanan memurlar fliddete primverdi¤i için mi coplanm›flt›? Yarg›-Sen’in bas›lmas›, kapat›lmak isten-mesi, E¤itim-Sen’e aç›lan kapatmadavas›, “fliddete prim verildi¤i” içinmiydi?.. Mesele bu de¤ildir.

Bir KESK’li “Bize illegal örgütgibi davran›yorlar” diye karfl› ç›ka-maz bu sald›r›ya. Yanl›fl bir itirazbiçimi. Bu itiraz biçimi, polis terö-rüne maruz kalan s›radan apolitikinsanlar›n “biz terörist miyiz?!” de-yiflinden farkl› de¤ildir. Bu itiraz,

mesela Ergenekon davas›nda sorufl-turmaya u¤rayanlar›n “yasad›fl› ör-güt üyesi gibi muameleye tabi tutul-ma” tarz›ndaki itirazlar›ndan farkl›de¤ildir.

‹llegal örgütlere, “terörist” de-nilenlere her fley mübaht›r anlay›fl›,gerçekte demokratik mücadeledeeksik ve zaafl› bir bak›fl aç›s›d›r.Böyle düflünenler, böyle savunan-lar, düzenin “terörizm” suçlamas›karfl›s›nda kendilerini de silahs›z-land›rm›fl olmaktad›rlar. Düzen ““ttee--rröörriisstt!!”” ddeeyyiinnccee,, ““iilllleeggaall öörrggüütt!!””ddeeyyiinnccee,, yapacak bir fleyi kalmazbu anlay›fltakilerin.

O nedenle demokratik mücadelenedir, nas›l olmal›d›r, demokratikmevziler nas›l savunulmal›d›r, sen-dikalar nas›l bir mücadele hatt› izle-melidir sorular› tekrar ve do¤ru ce-vapland›r›lmal›d›r. Bu sorulara do¤-ru cevap verilemedi¤i müddetçe,oligarflinin baflta demokratik kitleörgütleri ve sendikalar olmak üzeretüm halka yönelik sald›r›lar›na do¤-ru bir biçimde direnmek mümkünolamayacakt›r.

22- Sendikalar›n mmeflrulu¤u,“bar›fl”› ssavunmaktan mm›

geçer? DDevrimi ssavunmak,meflru dde¤il mmidir?

Evren diyor ki, “KESK... top-lumsal-siyasal sorunlar›n çözümün-de bar›fl› savunmufltur.”

Peki, savunma bu mant›kla ku-rulursa, “bar›fl”› savunmayan birsendikaya her türlü bask› ve bask›nmeflru mu kabul edilecektir?

“Bar›fl” politikas›n› savunmakbaflka bir fleydir, bunu meflrulu¤unarac› olarak ortaya koymak farkl›bir fleydir. Birincisi politik bir sap-mad›r, ama ikincisi, ideolojik birsavrulmad›r. Halklar›n direnifl vesavafl›n›n meflrulu¤unu, halklar›niktidar ve devrim hedefli mücadele-sinin meflrulu¤unu yads›yan bir sav-

Memurlar, SSendikalar›n›, HHakl›l›¤›Ve MMeflrulu¤uyla SSavunmal›d›rlar

Emekçilerin en büyüksilah›, hakl›l›k vemeflruluklar›d›r;

‹cazet ve yasall›k de¤il. Emekçilerin en büyük

güvenceleri, düzenden nekadar “sa¤duyulu” ve

“olgun” olduklar› üzerinealacaklar› övgüler de¤il,

militan, devrimciçizgileridir.

Page 33: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

rulufltur bu.

S›n›f ve kitle sendikac›l›¤›n› sa-vunmak, devrimi savunmakt›r. Sen-dikalar› da iflçi s›n›f›n› devrim içine¤itmenin okullar› olarak görmek-tir. Sendikalar, elbette bir parti de-¤illerdir, onun görevini üstlenmez-ler. Ama sendika, ekonomik demok-ratik mücadelesini, yine ddeevvrriimmcciibbiirr bbaakk››flfl aaçç››ss››yyllaa sürdürür. Bumeflrudur. Bu do¤ru olan ve olmas›gerekendir.

Demokrasi mücadelesi kitlelerinkendi hakl›l›¤›na ve meflrulu¤unainanarak örgütlenebilir. Yasal s›n›r-lara hapsolmak militan mücadeleanlay›fl›n› da yok ediyor. Demokra-tik mücadele “her türlü fliddete kar-fl› ç›kmak” de¤ildir.

Oligarflinin sald›r›lar›n›n karfl›s›-na, “halk›n mücadelesi terör de¤il-dir” diyerek ç›k›lmal›d›r. Devletinbu konudaki hiçbir demagojisine,tehditlerine boyun e¤ilmemelidir.Sald›r›lara burjuva demokrasinininperceresinden bakmak, kendineburjuva demokrasinin ilkelerini öl-çü almak, düzene teslim olmakt›r.

33- Sendikalar›n mmeflrulu¤u,kendini üücret mmücadelesiyle

s›n›rlamaktan ggeçmez!KESK’e yönelik sald›r›lara veri-

len “cevap”lardan biri de biz emek-çilerin ekmek kavgas›n› veriyoruztarz›ndaki yaklafl›md›r. KESK, böy-le bir sald›r› karfl›s›nda kendini “bizücret mücadelesi veriyoruz” diyesavunamaz.

SSeennddiikkaa nneeddiirr?? Ekonomik de-mokratik mücadeleye yönelik çar-p›k anlay›fllar›n en önemli yans›ma-lar›nda biri, sendikal mücadeleninyyaallnn››zzccaa eekkoonnoommiikk mmüüccaaddeelleeyyeeindirgenmesidir. Bu, eekkoonnoommiizzmmdemektir. Sendika sadece ““eekkmmeekkppaarraass››”” için mücadele eden bir ku-rum de¤ildir. Sendika “ben ücret,maafl pazarl›¤›ndan baflka fleyle u¤-raflmam” diyen bir kurum da de¤il-dir. Böyle bir sendika, zaten üyele-rinin ücretini, maafl›n› da savuna-maz.

Sendikalar iflçilerin, tüm emek-

çilerin düzen s›n›rlar› içindeki ya-flam koflullar›n› iyilefltirme mücade-lesinin araçlar›d›r. Sendikalar s›n›förgütleridir. Ekonomik demokratikmücadele örgütleridirler; bu da on-lar›n ülkedeki demokrasi mücadele-sine dair her konuda söz söylemesidemektir. Sendikal mücadeleyi bumuhtevadan ç›kartmak sendikalar›niçini boflaltarak, as›l amaçlar›ndansapt›rmakt›r.

Sendikalar› bu amaçlar›ndansapt›ran rreeffoorrmmiizzmm vvee ssaarr›› sseennddii--kkaacc››ll››kk anlay›fl›d›r.

Sendikalardaki sivil toplumcu,MGK’ci, AB’ci anlay›fllar sendika-lardaki devrimcilerin tasfiyesi içinel birli¤iyle çal›flarak sendikal mü-cadelenin daha da gerilemesine ne-den olmufllard›r. Yaflanan onca sal-d›r›ya, hak gasb›na, iflten at›lmalara,özellefltirmelere karfl› sonuç al›c› birmücadele hatt› örgütlenememifltir.

Sorunlar›n ana kayna¤› ss››nn››ffsseennddiikkaacc››ll››¤¤››nnddaann uuzzaakkllaaflfl››llmm››flfl ol-mas›d›r. Sendikalar elbette, ülkele-rinde olan biten herfleyle ilgili ol-mal›d›rlar. Sendikalar›n politik mü-cadele arac› olmamas›, politik so-runlardan kopuk olmas› demek de-¤ildir. Kürt sorunuda, F Tiplerinde-ki tecritde, emperyalizmin, faflizminsald›r›lar› da sendikalar›n gündem-leri aras›ndad›r ve olmal›d›r.

44- Sendikalar› ggelifltirecekolan ““diyalogculuk” dde¤il,

militan ççizgidir12 Eylül sonras› geliflen sa¤c›,

düzen içi anlay›fllar, demokratikmücadeleye ve demokratik kitle ör-gütlerine bak›fl aç›s›n› çarp›klaflt›r-d›. Meflruluk çizgisinden uzaklafl›-l›p yasalc›l›¤a, devrimci anlay›fltanuzaklafl›l›p “sivil toplumcu” tarzas›¤›n›ld›. Sald›r›lar karfl›s›nda mili-tan bir direnifl göstermekten uzakdurulmaya baflland›. Bu dönemde,demokratik mücadelede iki tarz or-taya ç›kt›. Devrimci hareketin öncü-lü¤ünde memur sendikalar›n›n ku-ruluflu, gecekondu semtlerinde der-neklerin kuruluflu, militan bir tarz›nifadesi ve sonucuydu. Memurlar›n,

ö¤renci gençli¤in, gecekondu yok-sullar›n›n yeniden örgütlenme hak-k›, bir anlamda difle difl bir kavgay-la kazan›ld›.

Di¤er anlay›fl ise, polis sald›r›la-r› karfl›s›nda direnifl göstermeyen,fabrika iflgallerini veya demokratikkurumlarda barikatlar› meflru gör-meyen bir yaklafl›m›n sahibiydi ve oancak kazan›lm›fl mevzilerde ortayaç›k›yordu... Bu ikinci tarz›n sonucu,kitlelerin taleplerine cevap vereme-yen, ba¤›ms›zl›k, demokrasi müca-delesinde üzerine düfleni yapmayan,kendi taban›n› seferber etmeyen birdemokratik kitle örgütü anlay›fl› ge-liflmifltir. Bu anlay›fl, DKÖ’leri bur-juvazinin anlay›fl›na göre flekillen-mifl “sivil toplum örgütleri”ne, de-mokratik mücadeleyi de ssiivviill ttoopp--lluummccuu bir mücadeleye dönüfltür-müfltür.

Bunun sonucu, mücadelenin dü-zen s›n›rlar› içine, yasall›k s›n›rlar›-na hapsedilmesi, eylem anlay›fl› veörgütlenme biçiminde devletin çiz-di¤i s›n›rlar› taflmamakt›r. Militanmücadelenin yerini, haklar› sökesöke alma anlay›fl›n›n yerini devlet-le uuzzllaaflflmmaa ve aakk››llll›› ssoollccuulluukk al-m›flt›r. Meslek örgütlerinin ppoolliittiikkaayyaappaammaayyaaccaa¤¤››,, “partiler üstü” ol-du¤u gibi burjuva anlay›fllar do¤ru-dan veya dolayl› hakim olmaya bafl-lam›flt›r.

Reformist anlay›fllar KESK veD‹SK’i s›n›f sendikac›l›¤›ndanuzaklaflt›rarak “ça¤dafl sendikac›-l›k” ad› alt›nda sivil toplumculu¤uörgütlüyorlar. Bu yanl›fl anlay›fllar-dan vazgeçilerek ss››nn››ff sseennddiikkaacc››ll››--¤¤››nnaa ddöönnüüllmmeelliiddiirr..

Düzenin yasall›k s›n›rlar›namahkum olmadan, meflru mücadeleanlay›fl› gelifltirilmelidir. Sendikayöneticileri ve üyeleri, bu anlay›flauygun e¤itilmelidir.

55- Demokratik MMevzilerimizPolisin ÇÇiftli¤i DDe¤ildirSami Evren, aç›klamas›nda di-

yor ki:

''250 bin üyesi olan bir demok-ratik kitle örgütü aran›rken savc›n›n

Say›: 183 33KESK

Page 34: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

34 KESK 7 HHaziran 22009

haz›r bulunmamas› bir baflka hhuu--kkuukkssuuzzlluukk örne¤idir. Yap›lan ara-malarda ... kreflle ilgili, do¤um iz-niyle ilgili yaz›flmalara, ... aile fo-to¤raflar›na, takvimlere el konul-mas›; .... bilgisayar ve CD'lerininusulsüz bir biçimde al›nmas› her bi-ri bir hhuukkuukkssuuzzlluukk örne¤idir. Asl›n-da anlafl›lmaktad›r ki aranan birfley yoktur, amaç bizzat 'arama' yap-makt›r.''

Bu tesbitler do¤rudur ve demok-ratik mücadelede anlay›fl›ndaki birsorun da budur. “Savc›n›n bile ol-mad›¤› bir hukuksuzlu¤a” neden ta-v›r al›nmam›flt›r. Neden KESK yö-neticileri, üyeleri, bu hukuksuzlukiçinde burada arama yapamazs›n›zdiye, mevcut yasal haklar›n› bilekullanacak cüret, irade ve insiyatifigösterememifllerdir?

Bu, Türkiye solun aç›s›ndan çokciddi bir biçimde tart›fl›lmas› gere-

ken bir sorundur ve kökleri solunbir çok zaaf›na uzanacakt›r.

Savc›l›k izinleri, mahkeme ka-rarlar›, demokratik mevzilere karfl›gerçeklefltirilen faflist terörü meflru-laflt›ramaz. Polis “terör”, “illegal ör-güt” demagojileriyle sendikalara,demokratik kitle örgütlerine sald›ra-rak, sendika yöneticilerini ve bizzatsendikalar›n kendisini iflçilerin, me-murlar›n gözünde suçlu duruma dü-flürerek, örgütsüzlefltirme politikas›-n› sürdürüyor.

Tüm demokratik örgütler, kendi-lerine yönelik tüm bask›lar, sald›r›larkarfl›nda direnmelidir. Oligarflinin te-rör demagojilerini bofla ç›kartman›nyolu, mücadelenin meflrulu¤una ina-narak, oligarflinin karfl›s›na bu mefl-ruluk bilinciyle ç›kmaktan geçer. Po-lisin “babas›n›n çiftli¤ine” girer gibisendikalar›m›za girmesine, elini ko-lunu sallayarak aramalar yapmas›na

izin verilmemelidir.

Mücadeleyi yasal s›n›rlara, ica-zet s›n›rlar›na hapsederek bedellerödenerek yarat›lan sendikal mevzi-leri koruyamaz. Bugün devrimci,yurtsever memurlara karfl› gelifltiri-len sald›r›lar karfl›s›nda sessiz kal-mak veya do¤ru bir çizgide savun-ma gelifltirmemek, yar›n sendikala-r›n kap›s›na kilit vurulmaya çal›fl›l-mas›n› da beraberinde getirecektir.

Oligarfli bask›nlar düzenleyebi-lir, tutuklamalara baflvurabilir, sen-dikalar›, dernekleri kapatabilir, da-valar açabilir. Burada önemli olanmücadelenin meflrulu¤una inana-rak, kararl› bir flekilde mücadeleninsavunulmas›, örgütlenmelere sahipç›k›lmas›d›r. Ancak militan bir mü-cadele anlay›fl›yla polisin haks›z vekeyfi operasyonlar›na karfl› ç›k›labi-lir. Hiçbir demokratik mevziden tekbir ad›m dahi geri atmamal›y›z.

Geçen hafta boyunca süren sal-d›r›larda, gözalt›na al›nan ço¤u ö¤-retmen 35 memurdan 14’ü tutuklan-d›. Tam bir pervas›zl›k hüküm sürü-yordu operasyonlarda. Mesela, ‹z-mir’de evleri bas›lan bir memur veevdeki kad›n misafirleri, polis tara-f›ndan ç›r›lç›plak soyularak aran›-yor, baz› ö¤retmenler okullar›naarama gerekçesiyle eelllleerrii kkeelleeppççeelliiolarak götürülüyordu. KESK GenelMerkezi’nin 28 May›s’ta polis tara-f›ndan bas›lmas›, KESK yönetici veüyelerinin tutuklanmas›, bir çokyerde yap›lan eylemlerle protestoedildi.

DDeevvrriimmccii MMeemmuurr HHaarreekkeettii ta-raf›ndan 1 Haziran’da ‹stanbul Tak-sim’de yap›lan eylemle KESK’eyönelik sald›r›lar protesto edildi.Eylemde yap›lan bas›n aç›klamas›n-da, “Bu ülkede söylendi¤i, flovlar›yap›ld›¤› gibi bir yasa, hukuk ve de-mokrasinin olmad›¤›” belirtildi.Aç›klaman›n devam›nda flöyle deni-yordu: “Ülkemizdeki bu gerçe¤in

bizde anlam› boyun e¤memek, dü-zenin icazetini kabul etmemek,haklar›m›zdan vazgeçmemektir.”KESK’e yönelik sald›r›lar›n k›na-n›rken, “Bask› ve sald›r›lara en iyicevap emekçiler olarak mücadele-mizi yükseltmektir” denildi.

AAnnkkaarraa’’ddaa K›z›lay Yüksel Cad-desi'nde 28 May›s günü birçok de-mokratik kurum taraf›ndan KESK'eyap›lan bask›n ve gözalt›lar protes-to edildi. KESK Genel SekreterEmirali fiimflek, bask›n› protestoeden bir bir konuflma yapt›. EylemeTAYAD'l› Aileler de kat›ld›lar.

Ankara’da 29 May›s günü bukez Ziya Gökalp Caddesi'nde yap›-lan eylemde ise, yaklafl›k bin kiflicaddeyi trafi¤e kapatt›. Baflbakanl›-¤a yap›lmak istenen yürüyüfle poli-sin engel olmas› üzerine oturma ey-lemi yap›ld›.

AAnnttaallyyaa’’ddaa 29 May›s günüKESK fiubeler Platformu’nun yap-t›¤› protesto eylemine Halk Cephesi

ve demokratik kitle örgütleri destekverdi. BBuurrssaa’’ddaa 29 May›s’ta yap›l-mak istenen yürüyüfle polisin engelolmas› üzerine oturma eylemi yap›-larak polis ›sl›k ve alk›fllarla protes-to edildi. 30 May›s günü de oturmaeylemi yap›ld›. KKaarrss’’ttaa 30 Ma-y›s’ta yap›lan eylemde bask›nlar vegözalt›lar protesto edildi.

AAddaannaa''ddaa sald›r›lar, KESK fiu-beler Platformu taraf›ndan protestoedilerek AKP önüne yüründü. HalkCephesi ve di¤er demokratik ku-rumlar eyleme destek verdi. Der-sim’de de 29 May›s’ta bir bas›n top-lant›s›yla sald›r›lar protesto edildi.Mu¤la'da 29 May›s’ta KESK’e yöe-lik bask›n ve gözalt›lar bas›n aç›kla-mas›yla protesto edildi.

en iyi cevap emekçiler olarak mücadelemizi yükseltmektir

Page 35: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

28 May›s günü polis ve jandarma taraf›n-dan Ankara’da KESK Genel Merkezi’ne bas-k›n düzenlenirken, baflta ‹zmir olmak üze-re bir kaç ilde yap›lan operasyonlar sonucunda on-larca kamu emekçisi, KESK yönetici ve üyeleri gö-zalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlardan 14 emekçi isetutukland›.

Sald›r›, düzenin nas›l bir sendika ve sendikac›istedi¤ini de bir kez daha gösterdi. Sendikac› dev-rimci, yurtsever, muhalif olmayacak. Sendikalarhaklar› için mücadele etmeyecek, direnmeyecek.Siyaset yapmayacak. Grev yapmayacak. Verilenleyetinecek. ‹ktidar›n politikalar›na tabi olacak, üye-lerini de buna göre yönlendirecek.

Kendi sorunlar›na sahip ç›kmas› dahi yasad›fl›,gayri-meflru gösterilen sendikalar›n ülkenin temelsorunlar›nda; açl›k yoksulluk sorununda, ba¤›ms›z-l›k demokrasi sorununda, Kürt sorununda, hak veözgürlükler sorununda taraf olmalar›, ses vermele-ri ise düflünülemez bile. ‹flte düzenin sendikac› vesendikac›l›k tarifi. Meflrulukmufl, hakl›l›km›fl, olma-yacak. E¤er meflruluktan sözedilecekse bu düzeninmeflru gördü¤ü fleyler olacak. Düzen bugün bu an-lay›flla KESK’e sald›r›y› “örgüt operasyonu”, “PKKoperasyonu” olarak gösterip bask›n›, gözalt› ve tu-tuklamalar› meflrulaflt›rmaya çal›fl›yor. Bugün busald›r›lara karfl› ç›karken, tepki gösterirken “bizimörgütle, PKK ile bir alakam›z yok”, “biz her türlüfliddete karfl›y›z” diye aç›klamalar yapmak tam dadüzenin istedi¤idir. Kendi meflrulu¤una inanma-makt›r. Düzenin çizdi¤i s›n›rlarda hareket etmektir.Hakl› ile haks›z› ayn› kefeye koymakt›r.

Biz devrimci memurlar olarak bu sendikac› vesendikac›l›k tipini reddettik. Bunun için her türlübask›y›, bedeli göze ald›k. Biliyoruz ki bu yap›lma-dan bu ülkede emekçilerin hak alma mücadelesineöncülük edilemez. Ve bu yap›lmadan kitleler ör-gütlenemez.

Elbette sendikalar›m›z Kürt sorununda taraf ola-cak, Kürt halk›n›n ulasal taleplerine de sahip ç›ka-caklard›r. Ve elbette, sendikac›lar›m›z devrimci,yurtsever kimliklere sahip olacak, bunu savuna-caklard›r.

Devlet, bask› ve zor ile devrimci sendikac›l›¤›bo¤maya, devrimci sendikac›lar› tasfiye etmeyeçal›fl›rken, düzen içi sendikac›l›¤›n kap›s›n› ise ard›-na kadar açt›. Reformizmin, sivil toplumculu¤ungeliflmesine zemin yaratt›. Bu zeminden beslenen,bu yoldan yürüyen reformizm, sendikalardan siya-seti uzak tutmaya çal›flt›. “Kitleler ürker, kitlelerkorkar” gerekçesiyle, devrimci, yurtsever kimlikgizlenmeye, dahas› tehlikeli ve gayri-meflru göste-

rilmeye çal›fl›ld›. ‹lkeler, de¤erler için mücadele,kitleleri politiklefltirme çabas›, reformizmin balta-lamalar›yla karfl›laflt›. Düzenin yaratmaya çal›flt›¤›“örgüt fobisi”, reformizm eliyle sendikalarda sürdü-rüldü. Aç›kça devrimci örgütler aleyhine faaliyetyürütüldü, propaganda yap›ld›.

Tüm bunlar düzene kan tafl›d›. Sendikalar›m›z›eritti. Emekçileri düzenin ideolojik sald›r›lar›na aç›khale getirerek savunmas›z, güçsüz b›rakt›. Haklar›için direnemez hale getirdi.

KESK’e, yönetici ve üyelerine yönelik bu ilk sal-d›r› de¤ildi kuflkusuz. Devrimci, yurtsever, demok-rat kimlikleri nedeniyle s›k s›k sald›r›lara maruzkald› kamu emekçileri. Sald›r›n›n bugün aç›s›ndananlam› ise gözalt›na al›n›p tutuklanan KESK’lilerinKürt ulusalc› bir anlay›fla sahip olmalar›d›r. KESKbask›n›n›n ve tutuklamalar›n “gerekçesi” budur. Ohalde kimse kendini kand›rmamal›d›r. Sald›r›lankimlik Kürt kimli¤idir, sald›r›lan Kürt halk›n›n mü-cadelesidir, sald›r›n›n adresi ise KESK. Do¤rudan veaç›k olarak sahip ç›k›lmas› gereken de bunlard›r.Devrimci, ilerici, yurtsever, demokrat oldu¤u iddi-as›nda olanlar bu sald›r›ya eveleyip gevelemedenaç›ktan karfl› ç›kmal›d›r.

Sorunun kayna¤› birdir. Mücadele de bütünlüklüolmal›d›r. Kürt sorununu çözmeyen, Kürt halk›n›ntaleplerine bask›yla, terörle cevap verenler, Türk’ü,Kürt’ü, Laz’›, Gürcü’sü, Arap’›, Boflnak’› ile tümemekçileri yoksullu¤a, açl›¤a, sefalete mahkumedenlerdir.

Kamu emekçileri A¤ustos ay›nda bafllayacak ye-ni bir toplu sözleflme sürecine giriyor. Daha do¤ru-su kamu emekçilerinin elinden al›nm›fl sözleflmehakk› olmaks›z›n göstermelik bir görüflmeler süre-cine giriliyor. Bu süreci göstermelik olmaktan ç›-karmak bize ba¤l›d›r. Taleplerimizi nas›l kazanabi-lece¤imizi, grev hakk›m›z›n gas edildi¤i koflullardabu sürece nas›l müdahale edebilece¤imizi bugün-den tart›flmal›, tart›flt›rmal›y›z. Kendimizi ve emek-çileri hiçbir aldatmacaya, oyalamaya alet etmedengücümüzü ortaya koyal›m. Bu güç, öncelikle kendimeflrulu¤umuza inanmakt›r. Bu güç, yüzbinlercekamu emekçisini kendi sorununu sahiplenmeyeça¤›rmakt›r. Bunun için de en önde yürümeliyiz.

Devrimci MemurHareketi KESK’e Sald›r›lar ve

Yaklaflan Toplu Sözleflmeler

Elbette sendikalar›m›z Kürt sorunundataraf olacak, Kürt halk›n›n ulasal taleplerine

de sahip ç›kacaklard›r. Ve elbette,sendikac›lar›m›z devrimci, yurtsever kimlik-

lere sahip olacak, bunu savunacaklard›r.

Say›: 183 35EMEK

Page 36: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

u KKuurruullttaayy''llaa nneelleerr hheeddeefflleenn--mmiiflflttii.. BBuu hheeddeeffee nnee kkaaddaarr uullaaflfl››lldd››??

Biz sendikalar›n içinde bulundu-¤u durumun tart›fl›lmas› gerekti¤inidüflünüyorduk. Tart›fl›lmas› gerekenkonular› kurultayda bafll›klar halin-de sunduk. Hedef sendikal mücade-lenin bir bütün olarak tart›fl›l›p önü-müzdeki döneme iliflkin yol aç›c›önermelerde bulunmakt›. Baz› ek-siklere karfl›n iki günlük bir zaman-da yap›lan tart›flmalar›n bu hedefehizmet etti¤ini düflünüyoruz.

u KKuurruullttaayy iiççiinn nnaass››ll bbiirr hhaazz››rr--ll››kk ssüürreeccii yyaaflflaanndd››??

Kurultay haz›rl›k süreci, yakla-fl›k bir y›l önceden gündemlefltirildi.Temel sorunlardan iflkollar›na özgüsorunlara kadar, do¤ru ve yanl›fl dü-flünceleri ortaya koymay› istedik;bunun da öörrggüüttlleennmmeeyyee hhiizzmmeett eett--mmeessiinnii amaçlad›k. Konu bafll›klar›-n› belirlemek için tüm arkadafllar›-m›z›n düflünce ve önerileri al›nd›.Bütün tebli¤ler, kurultay›n ismi, ye-ri, tarihi bir dizi tart›flma sürecindensonra birlikte belirlendi. Sunulacaktebli¤ler için de ekipler oluflturuluparaflt›rmalar yap›ld›. Teknik haz›r-l›klar da ayn› anlay›flla ele al›nd›.Bunun do¤al sonucu olarak baflar›y-la tamamlad›¤›m›z bir kurultay›gerçeklefltirdik.

u KKuurruullttaayy vveerriimmllii oolldduu mmuu??HHaannggii ssoorruunnllaarr öönnee çç››kktt››??

Sunulan tebli¤ler genel olarakdoyurucu idi. Kurultaya kat›lan me-mur arkadafllar›m›z›n kurultay son-ras›ndaki izlenim ve de¤erlendirme-leri de böyleydi. Sendikal mücade-lenin günümüze kadarki tarihsel sü-reciyle günümüzdeki durumunu bir-likte ele almak istedik. Kurultay›nbafll›¤›ndan da anlafl›laca¤› üzerebiz mücadele verdi¤imiz ülkeninnas›l yönetildi¤ine vurgu yapt›k as-l›nda. Bu yüzden ““YYeennii--SSöömmüürrggeeTTüürrkkiiyyee''ddee SSeennddiikkaacc››ll››kk”” dedik.Öne ç›karmay› amaçlad›¤›m›z konubuydu. Öyle de oldu. Bununla bir-likte e¤itim ve sa¤l›k alanlar›ndayaflanan ticarilefltirmeler, yerel yö-netimlere iliflkin geliflmeler ve ka-mu emekçilerinin örgütlenmesiyleilgili sorunlar öne ç›kan konulard›.

Baz› tebli¤lerle ilgili de¤erlen-dirmelerinde daha önce böyle dü-flünmemifltik diyen ve burada dü-flüncelerinin de¤iflti¤ini söyleyenkat›l›mc› arkadafllar›m›z vard›.

u ‹‹ssttaannbbuull''ddaakkii,, AAnnkkaarraa''ddaakkiivveeyyaa AAnnaaddoolluu''nnuunn ddii¤¤eerr flfleehhiirrlleerriinn--ddeekkii mmeemmuurrllaarr››nn mmüüccaaddeelleessii,, öörr--ggüüttlleennmmeessii aaçç››ss››nnddaann nnee ggiibbii ffaarrkkll››--ll››kkllaarr,, öözzggüünnllüükklleerr vvaarr;; bbuunnuunn kkuu--rruullttaayyaa yyaannss››mmaass›› nnaass››ll oolldduu??

Kamu emekçilerinin sendikalmücadelesi söz konusu edildi¤inde‹stanbul, Ankara ve ‹zmir ile gerikalan flehirler aras›nda kimi farkl›-l›klar oldu¤u söylenebilir. Sözü edi-len büyük flehirlerde oldukça fazlainsan çal›flmakta. Buralarda sendikaçok daha görünür bir konumda.Sendikal mücadeleyi iflyerlerindeya da sokaklarda ifade etmek çokdaha kolay. Öte yandan emekçilerinbirbiriyle iliflkileri toplumdaki ge-nel yap›ya uygun olarak oldukça za-y›f. Küçük flehirlerde ise iliflkilerdaha iç içe. Feodal ba¤lar ön plan-da. Bu da sendikay› ifllevsizlefltiren,

görünür olmaktan ç›karan bir du-rum. Sendikalar›n merkezi olarakald›¤› kararlar›n uygulanmas› bu fle-hirlerde zaman zaman aksayabili-yor. Kurultaya büyük flehirlerin d›-fl›ndan kat›lan arkadafllar›n dahaçok yerel meselelerle u¤raflmak du-rumunda olduklar› gözlemlendi.

u MMeemmuurr hhaarreekkeettiinniinn flfluu aannkkiidduurruummuunnuu nnaass››ll ddee¤¤eerrlleennddiirriiyyoorr--ssuunnuuzz??

Kamuda örgütlenme oranlar› vevar olan sendikalar›n yap›s› gözönüne al›nd›¤›nda genel anlamdaörgütlenme bilincinin yeterli olma-d›¤›, kamuda örgütlü olan sendika-lar›n da emekçilerin ihtiyaçlar› vetaleplerini karfl›lamaktan uzak oldu-¤u aç›k. Kamu-Sen, Memur-Sen gi-bi devlet güdümlü sendikalar›n var-l›¤›, KESK’in de ss››nn››ff vvee kkiittllee sseenn--ddiikkaacc››ll››¤¤››nnddaann uuzzaakkllaaflflmmaass››,, fiilive meflru mücadele hatt›ndan uzak-laflmas›, sendikalara olan güvenisarsm›flt›r. Sendikalar›n sadece eko-nomik talepler üzerinden örgütlen-mesi, iflçi ve memurlara s›n›f bilinciverilememesi, örgütlülü¤ün önünüt›kam›flt›r.

Bu yan›yla düflündü¤ümüzde ka-mu emekçilerinin mücadelesininher geçen gün zay›flad›¤›n› söyle-yebiliriz. Bunun birçok nedeni varkuflkusuz. Bildi¤iniz gibi geçti¤imizhafta KESK Genel Merkezi polistaraf›ndan bas›ld›. Otuzun üzerindesendikac› gözalt›na al›nd›. Onlarlailgili süreç devam ediyor. Biz kurul-tay›m›zda ülkemizin yeni-sömürgebir ülke oldu¤unu ve yeni-sömürge-cili¤in egemen oldu¤u bir ülkededemokratik kitle örgütlerinin, sendi-kalar›n ve sisteme muhalif tüm ku-rumlar›n devlet güdümlü birer siviltoplum kuruluflu haline getirilmekistendi¤ini belirttik. KESK'in polistaraf›ndan bas›lmas›, öncesinde ya-flanan bask›larla birlikte ele al›nd›-¤›nda bu tespiti do¤rulayan birolayd›r. Günümüzde iyiden iyiye

Devrimci Memur Hareketi öncülü¤ün-de 23-24 May›s tarihleri aras›nda ““YYee--nnii SSöömmüürrggee TTüürrkkiiyyee’’ddee SSeennddiikkaacc››--

ll››kk”” ad›yla düzenlenen 4. Kamu Emek-çileri Cephesi Kurultay› üzerine yapt›-

¤›m›z röportaj› sunuyoruz:

DDuurrssuunn DDOO⁄⁄AANN ((BBEESS ‹‹ssttaannbbuull

11 NNoo’’lluu fifiuubbeeBBaaflflkkaann››))

36 RÖPORTAJ 7 HHaziran 22009

Kamu EEmekçileri CCephesi KKurultay›’n›n AArd›ndan:

‘Daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele’

Page 37: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

güdükleflmifl olan kamu emekçileri-nin mücadelesi bütünüyle bo¤ul-mak isteniyor. Biz insanlara kendi-mizi anlatmay› baflaramazsak böy-lesi sald›r›lar bize daha da güç kay-bettirecektir. Öyleyse kamu emekçi-lerinin sendikal mücadelesinin yete-rince güçlü olamay›fl›n›n temel ne-deni bizim örgütlenme konusundakieksiklerimizden kaynaklan›yor di-yebiliriz. Bu mesele de bafll› bafl›naele al›nmas› gereken bir konu.

u DDeevvrriimmccii mmeemmuurr hhaarreekkeettii--nniinn bbuunnddaann ssoonnrraakkii mmüüccaaddeelleessii vveeöörrggüüttlleennmmeessii aaçç››ss››nnddaann KKuurruull--ttaayy''ddaa çç››kkaann ssoonnuuççllaarr nneelleerrddiirr,, bbuuççeerrççeevveeddee öönnüümmüüzzddeekkii ssüürreeçç iiççiinnddüüflflüünncceelleerriinniizz,, ppllaannllaarr››nn››zz nneelleerr??

Öncelikle örgütlendi¤imiz, mü-cadele verdi¤imiz koflullar›n yenisömürge iliflki biçimlerinden do¤ankoflullar oldu¤unu vurguluyor ku-rultay. Bundan sonraki ad›mlar›m›z›bu temelde atmam›z gerekti¤i sonu-cunu ç›kar›yoruz. Önümüzdeki sü-reçte örgütlenme yöntemlerimizigözden geçirip çeflitlendirerek, dahaçok kamu emekçisine ulafl›p bilinç-lendirerek mücadelemizi sürdürece-¤iz. Sendikal mücadelenin tart›fl›l-maya muhtaç olan yanlar›n›, önü-müzdeki dönemde düzenleyece¤i-miz kurultay ve benzeri çal›flmalar-la yeniden ele alaca¤›z.

Bu kurultay Devrimci Memur

Hareketi’nin kitleleri örgütlemesive s›n›f bilincinin öne ç›kar›lmas›için yeterli donan›ma sahip oldu¤u-nu, görev ve sorumluluklar›m›z›nfark›nda oldu¤umuzu görebilmekönemliydi.

Bu bilinçle kitlelerle bulufltu¤u-muzda, memur alan›ndaki eksiklik-leri bizlerin çözece¤ine inanc›m›zartm›flt›r. Kitlelere gitmek, onlar›nyaflam›na girebilmek, örgütlülü¤ünneden gerekli oldu¤unu kavratmakiçin daha fazla emek harcamal›y›z.

fiimdi yeni bir kurultay daha dü-flünüyoruz. Tek bir konuya odaklan-m›fl, canl›, dinamik bir kurultay.

u BBuunnllaarr dd››flfl››nnddaa KKuurruullttaayy››nn››--zzaa iilliiflflkkiinn eekklleemmeekk iisstteeddii¤¤iinniizz,, mmee--mmuurrllaarraa ssööyylleemmeekk iisstteeddii¤¤iinniizz bbiirr

flfleeyy vvaarr mm››??

Bu tür kurultaylar›n belirli dö-nemlerde tekrarlanmas› bir ihtiyaç-t›r. Kurultay ayn› zamanda bir ör-gütlenme arac›d›r. Sürece ›fl›k tuta-bilmek, do¤ru tahliller ve tespitleryapmak, çözüm önerileri sunmakbunlar› kitlelerle paylaflmak memuralan›nda bir ihtiyaçt›r.

Buradan memur arkadafllar›m›zaflunu söylemek istiyoruz. Do¤ru birideoloji ve bilinçle donand›¤›m›zda,meflrulu¤umuza, hakl›l›¤›m›za ina-narak bu do¤rultuda mücadele etti-¤imizde, örgütlenme ve mücadele-nin gereklili¤ini daha fazla emekçi-ye tafl›d›¤›m›zda, sorunlar›m›z çö-zülmez de¤il çözülür. Haklar al›n-maz de¤il al›n›r. Tek fliar, daha faz-la örgütlenme, daha fazla mücadele-dedir.

“Yo¤un bir gaz bu-lutunun içindeyiz vefakat sanki bu gaz bu-lutu yokmufl gibi, bizizehirlemiyormufl gibidavran›yor kimileri...Ba¤›rmak istiyorum“kaç›n bu gaz bulu-tundan, nefes alaca¤›-n›z bir yer var... Yokedebilirsiniz bu zehir-leyen gaz bulutunu...''

Hepsinin ellerindentutup onlara bu tehli-

keyi anlatan insanlar›nyan›na getirmek ister-dim. ‹sterdim ki her-kes Kamu EmekçileriCephesi Kurultay›'nakat›ls›n ve zehirli gazbulutunu farketsin.Çözüm yollar›n› gör-sün, yaln›z olmad›¤›n›anlas›n.

‹sterdim ki herkesbu kurultaya kat›l›pnefes almay› yenidenhat›rlas›n ve güç top-

las›nlar.Nefes alan biri olarak,bu kurultaya kat›lan,emek veren, tebli¤le-riyle bizleri ayd›nlatankamu emekçilerininherbirinin ellerine veyüre¤ine sa¤l›k. Yeni-den ve geçmifl y›llardayolumuza ›fl›k tutanla-r›m›z›n yolunda yeni-lenerek, yeni bir KKaa--mmuu EEmmeekkççiilleerrii CCeepp--hheessii KKuurruullttaayy››'ndabuluflmak dile¤iyle.

Bir kamu emekçisinin dile¤i

Say›: 183 37RÖPORTAJ

E-Kart ‹flçileriFabrikaya Kapand›!

Sendikalaflma ve toplu pazarl›khakk› için grevde olan E-Kart iflçi-leri dört iflçinin daha iflten alt›lma-s›n› protesto etmek için 29 May›sgünü kendilerini fabrikaya kapata-rak, üretimi durdurdular.

E-Kart iflçileri, iflverinin Bas›n-‹fl Sendikas›’n›n 2006 y›l›nda Ça-l›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›-¤›’ndan ald›¤› yetkiyi tan›mamas›ve toplu sözleflme masas›na otur-mamas› üzerine 1166 HHaazziirraann 22000066tarihinden itibaren grevde bulunu-yorlar..

Gün›fl›¤›’ndan GrevdekiKENT A.fi ‹flçileriniDestek

‹zmir Karfl›yaka Belediyesi’neba¤l› tafleron firma KENT A.fi.’deçal›flan iflçiler 3300 NNiissaann tarihindenberi direnifllerini sürdürüyorlar.Grup Gün›fl›¤› 30 May›s günü, Ör-nekköy fiantiyesinde greve devameden iflçilere destek ziyaretinde bu-lunarak, k›sa bir dinleti verdi. KENTA.fi iflçileri, Belediye Baflkan› CevatDura¤›n haklar›n› vermedi¤ini, ya-lanlarla bu grevi bitirmeye çal›flt›¤›-n› ancak herfleye ra¤men kazanacak-lar›na inand›klar›n› söylediler.

Belediye ‹flçilerinin MaaflEylemi

Kad›köy Belediyesi’nde çal›flanyaklafl›k 330000 emekçi 2299 MMaayy››ss günüsosyal haklar›n› zaman›nda alma-d›klar› için eylem yapt›. Protestoamaçl› olarak erkekler gömleklerinive tiflörtlerini, bayanlar ise ayakka-b›lar›n› ç›kartarak Kad›köy ‹skeleMeydan›’ndan Kad›köy Belediyebinas›na kadar yürüdü.

Burada; 1994 y›l›ndan bu yanaiflçilerin sosyal haklar›n› zaman›ndaödemedi¤i belirtilerek, aylard›rödenmeyen alacaklar›n›n ödenmesiistendi.

Page 38: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Siyaset halk›n yaflam›d›r asl›n-da. Sorun sadece bu yaflad›klar›ile egemenler aras›ndaki ba¤lar›do¤ru kuramamalar›d›r.

Kendi yoksullu¤unun sorum-lusununun zenginler oldu¤unu,bunu anlatabiliyor muyuz yoksulhalka? E¤er anlatabiliyorsak ozaman siyasi mücadeleye akariflte halk.

TEK B‹R SORU ‹LE BAfiLA-YAB‹L‹R‹Z.

““NNEEDDEENN??””SORUSU ‹LEBAfiLAYAB‹L‹-R‹Z; örne¤in““nneeddeenn yyookkssuu--lluuzz??””

Günlük so-runlar dedi¤i-miz yol soru-nu, konut so-runu, su soru-nu, sa¤l›k so-runu ve dahabir çok sorunhalk›n devrim-ci mücadeleyekazan›lmas› aç›s›ndan önemlidir.

Bizim amac›m›z bu sorunlar›çözmek için halkla birlikte müca-dele ederken, onlar› bilinçlendir-mek ve devrimcilefltirmektir.

Halk›n tüm bu günlük sorunla-r›n› devrimci pratik alt›nda birlefl-tirmek ve faflizmi y›k›p DevrimciHalk ‹ktidar›’n› kurma mücadele-sine katmak nihai hedefimizdir.

Bu sorunlar etraf›nda yürütü-len mücadele, bbuunnaa hhiizzmmeett eettmmii--yyoorrssaa hiçbir ifle yaramaz. Çokbüyük kitleleri harekete geçirsekde kal›c›, istikrarl› bir potansiyelyaratamay›z. Kitlesellik ssaammaannaalleevvii ggiibbii birden yanar ve söner.

Esas al›nmas› gereken ppoolliittiikkmmüüccaaddeelleeddiirr.. Bütün di¤er talepler

u¤runa mücadeleler, bunaba¤lanmal›d›r.

Politik mücadele, iktidarmücadelesidir.

Daha genifl anlam›yla ül-ke yönetimine iliflkin talepler u¤-runa mücadeledir.

Oligarfli halk›n bu mücadele-sinden korkar.

Halk› apolitiklefltirerek mevcuttepkileri ve hak alma eylemlerinieekkoonnoommiizzmm bata¤›nda bo¤makiçin elinden geleni yapar.

"Siyaseti " sadece burjuvapartilerin yapabilece¤i bir fleyolarak gösterir. "Biz anlama-

y›z...", “halk anlamaz, devlet eniyisini bilir...”, “bizim için en iyisi-ni bafltakiler bilir...” anlay›fl›n›sokmaya çal›fl›r halk›n beynine.

Biz bunun yanl›fl oldu¤unu an-latmal›y›z.

Bizim her mücadelemiz politikmücadeleye hizmet etmelidir.

Yani halk› bu sorunlar etraf›n-da harekete geçirirken, b›kma-dan, usanmadan, bu sorunlar›ndüzenden kaynakland›¤›n›, so-runlar›m›z›n gerçekten ve toptançözümünü istiyorsak düzeni de-¤ifltirmemiz gerekti¤ini, bununiçin de oligarflinin iktidar›n› y›k›p,hhaallkk››nn iikkttiiddaarr››nn›› kurmam›z gerek-ti¤ini anlatabilmeliyiz.

Bunu da kal›plaflm›fl ifadelerlede¤il, somut, basit, anlafl›l›r ifade-

lerle anlatmal›y›z.

Ve halk›n bunu anlayabilmesi-ni sa¤layacak eylem ve taktiklerebafl vurmal›y›z. Örne¤in, bir yolsorunundan hareketle bunlar› so-mut olarak anlatabilir, hatta ko-nuyu mevcut düzenin yap›s›nagetiririz. ‹ktidar›n halk›n yolunuyapmak için para ay›rmazkenmilyarlarca liray› hortumculara,h›rs›zlara peflkefl çekti¤ini, hor-tumculu¤un kayna¤›n›n sömürüoldu¤unu, sömürüyü kapitalizminyapt›¤›n› ve emperyalizme ba-¤›ml›l›¤›n ve sömürge bir ülke ol-man›n sonucu oldu¤unu anlata-biliriz.

Halk›n taleple-rini dile getirdi¤izaman ise polis-jandarma gücüylebask› terör uygu-lanarak sindiril-meye çal›fl›ld›¤›n›anlatabiliriz. Ör-ne¤in biz sadecebir üst geçit yap›l-mas›n› istiyoruzdiyelim, çocukla-r›m›z okula gider-ken trafik kazas›-na maruz kalma-s›n diye çokönemlidir üst ge-çit. Diyelim bu-

nun için imza toplad›k, bas›naç›klamas› yapt›k, bunda suçolan ne var? Taleplerimizi anlat›-yoruz. Ama yok karfl›m›za polisç›kar, jandarma ç›kar, neden?

Oysa büyük tekeller, zenginlerbir talep ortaya att›¤›nda, bütüniktidarlar›n onu emir kabul etti¤i-ni anlatabiliriz.

Her talep böyle genel siyasaldurumun yaratt›¤› sorunlardankaynakland›¤›na göre, bunlar› si-yasi sorunlarla birlefltirmek vebunlar›n etraf›nda kitlelere siyasigerçekleri anlatmak pek zor ol-mayacakt›r. Bunun için böyle birbilince sahip olmam›z yeterlidir.Bunun için neden sorusu ile bafl-lamak yeterlidir.

Siyasi talepler u¤runa müca-dele, halk› harekete geçirici en

ÖÖğğrreettmmeenniimmiizzÖÖğğrreettmmeenniimmiizz

GÜNLÜK SORUNLARI S‹YAS‹ SORUNLARLA B‹RLEfiT‹RMEL‹Y‹Z

S‹YASET HALKIN YAfiAMIDIR HALKIN YAfiAMI SORUNLAR YUMA⁄IDIR

B‹Z HALKIN YAfiADI⁄I YOKSULLU⁄UNSORUMLUSUNUN EGEMENLER OLDU⁄UNU

HALKA ANLATMALIYIZ

38 Ö⁄RETMEN 7 HHaziran 22009

Page 39: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

önemli unsurdur. Günlük siyasal ta-lepler için mücadele konusunda kit-lelerin duyarl›l›¤› tart›fl›lmazd›r.

Halk ne kadar siyasetten uzaklafl-t›r›lsa da bu konudaki duyarl›l›¤›n› yi-tirmez. Halk hep ilgilidir siyasi gelifl-melerle. Onun alt›ndaki gerçekleriyetirince ç›plak göremez, kapitaliz-min yasalar›n›n ç›plak iflleyiflini çokanlamaz ama kendisi lehine olmad›-¤›n› hhaayyaatt›› yyaaflflaayyaarraakk bbiilliirr.. O kand›r-d›klar›, aldatt›klar› siyasi geliflmelerasl›nda onun hayat›d›r.

Yoksullu¤u yaflayan halkt›r.Sorumuz bellidir: Neden yoksuluz?

Çocu¤unun ihtiyaçlar›n› alama-yan halkt›r. Neden çocu¤umuzun ih-tiyaçlar›n› alamay›z?

Çocu¤unu istedi¤i okulda okuta-mayan halkt›r. Neden çocu¤umuzuistedi¤imiz okula gönderemeyiz?

Hasta oldu¤unda doktora gideme-yen halkt›r. Neden doktora gidemeyizhasta oldu¤umuzda?

Çamurlu yollarda bata ç›ka yürü-yen halkt›r. Bizim yollar›m›z nedençamurlu, dar, y›k›k dökük?

Tefecili¤in ne demek oldu¤unu bi-lir. Tefecilerden neden borç almak zo-runda kal›r›z?

Ticareti çok karmafl›k haliyle an-lamaz; ama en kaba hali ile bir koyupbefl almak oldu¤unu bilir. Yani arada-ki sömürüyü görür. Biz, bir koyan›nüüssttüünnee eekklleenneenn ddöörrddüünn kendi cebin-den ç›kt›¤›n› anlatabiliyor muyuz?

Açl›¤› ve yoksullu¤u çok iyi bilir.

‹flte bu nedenle siyaset halk›n ya-flam›d›r asl›nda. Sorun sadece bu ya-flad›klar› ile egemenler aras›ndakiba¤lar› do¤ru kuramamas›d›r. Vesorun, bizim, halka, kendi yoksullu-¤unun sorumlusunun zenginler oldu-¤unu anlatabilmemizdir.

Her süreçte halk›n duyarl› oldu¤usiyasal geliflmeler do¤ru tesbit edilipde¤erlendirildi¤inde bunlar›n etraf›n-da önemli kitle hareketleri yaratmakher zaman mümkündür.

Mücadelemizin her biçimi, mutla-ka siyasal mücadeleye ba¤lan›p o te-melde ele al›n›rken, halk›n siyasal ta-lepleri u¤runa mücadele de asla gün-demden düflürülmemelidir.

Halklar› bbölen vvehalklara kkarfl› kkullan›-lan mmay›nlar temizlen-meli, temizlenecek aara-ziler gerçek ssahiplerine,yani hhalka vverilmelidir!

May›nlar, ony›llar önce Suri-ye, Irak ve ‹ran s›n›rlar›na yerlefl-tirilirken, amaç halklar›n müca-delesine, dayan›flmas›na karfl› birset çekmekti. Kanl› bir setti bu.Ekonomik, sosyal nedenlerle oseti aflmaya çal›flan nice insan›ncan›, kolu, aya¤› o may›n tarlala-r›nda kald›.

May›nlar›n resmi gerekçesi,ülkemizin milli(!) s›n›rlar›n›, dörtyan›m›z› kuflatm›fl d›fl düflmanla-ra karfl› korumakt›. Ama may›n-lar, etraf›m›zdaki “devletler”ekarfl› de¤ildi. May›nlar halklarakarfl›yd›, sadece halklar› engelli-yorlard›.

*

Suriye, Irak ve ‹ran s›n›rlar›n-da yüzlerce kilometreye yay›lm›flmay›nlar, bir an önce temizlen-melidir. May›nlar›n temizlenme-sini ard›ndan da söz konusu top-raklar, as›l sahiplerine, orada ya-flayan halka geri verilmelidir.

“Topraklar›n halka verilmesisöz konusu bile de¤il” diyor Tay-yip Erdo¤an. Neden “söz konusubile de¤il”? O topraklar›n as›lsahipleri oradaki halk de¤il mi?

*2003 y›l›nda, dünya çap›nda

may›nlar›n temizlenmesiyle ilgiliolarak imzalanan Ottova sözlefl-mesine Türkiye de taraf olmuflturve bu süreçte may›nlar›n ç›kar›l-mas› h›zland›r›lm›flt›r.

May›n konusunda burjuvazicephesinden yine aldat›c› bir ya-y›n sürdürülmektedir.

BBuurrjjuuvvaazzii ve BBiirrlleeflflmmiiflfl MMiill--lleettlleerr,, halklar may›nlardan zarargörüyor, binlerce insan may›nla-r›n patlamas›n›n sonucu sakat ka-l›yor diye mi may›nlar›n temiz-lenmesi için seferberlik bafllatt›-lar?.. Cevap “hay›r”d›r.

Ülkemizdeki gibi, dünya ça-p›nda pek çok de¤erli arazi ma-y›n döflenmifl olmas› nedeniylekullan›lamamakt›r. Emperyalisttekeller, iflte bu arazilerin temiz-lenmesini istemifl ve bunu ger-çeklefltirmek üzere de BM’yi me-mur k›lm›fllard›r. Baflka bir deyifl-le, may›nlara karfl› bu yo¤un gay-retleri, hhüümmaanniizzmmlleerriinnddeenn ddee--¤¤iill,, yyaa¤¤mmaacc››ll››kkllaarr››nnddaanndd››rr..

Silahlar, kendi bafl›na iyi veyakötü, “ça¤dafl” veya “ça¤d›fl›”,“uygar” veya “barbar” de¤ildir.Silah›n niteli¤ini belirleyen, kkiimmttaarraaff››nnddaann,, kkiimmee kkaarrflfl›› vvee nnaass››llkkuullllaann››lldd››¤¤››dd››rr..

BBuu nneeddeennllee eemmppeerryyaalliissttlleerriinnvvee iiflflbbiirrlliikkççiilleerriinniinn mmaayy››nnllaarrllaaiillggiillii iimmzzaallaadd››kkllaarr›› Ottowa söz-leflmesi, kendilerini ba¤lar. Söz-leflmenin uygulanmas›, halklar›n,devrimcilerin de¤il, oligarflininsorunudur.

Biz aç›k ve net bir biçimdehhaallkkllaarr›› bböölleenn vvee hhaallkkaa kkaarrflfl››kkuullllaann››llaann mmaayy››nnllaarraa karfl›y›z.

Ülkemizin s›n›r boylar›ndakimay›nlar, halk›m›za karfl› oldu¤uiçin derhal temizlenlenmelidir.Söz konusu may›nl› araziler, köy-lülerden alabildi¤ine düflük fiyat-larla gasbedilmifltir. Topraklaronlar›nd›r ve onlar›n hakk›d›r.Hak sahibine iade edilmelidir.

Sorunlar // ÇÇözümlerMay›nlara kim,

neden karfl›?

Say›: 183 39Ö⁄RETMEN

Page 40: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Kendisi veya bir tan›d›¤›, yak›n›,h›rs›zl›k ma¤duru olmam›fl birinibulmak çok zordur. Kuflkusuz bu-nun halkta yaratt›¤› bir k›zg›nl›kvard›r. Ve bu k›zg›nl›k, zaman za-man soruna do¤ru yaklafl›lmas›n›nda önünde bir engeldir.

Peki çözüm nerededir?...

Hergün gözlerimizin önünde h›r-s›zl›k çeteleri büyürken, yoksul hal-k›n çocuklar› çal›p ç›rparken, vesonra da hapishanelerin yolunu tu-tarken, izlemekle mi yetinece¤iz?

H›rs›zl›k art›k bizlere yyaabbaanncc››bir kavram olmaktan ç›km›flt›r... Zi-ra, mahallemizin insanlar›, tan›d›k-lar›m›z›n çocuklar›, belki komflu-muz... H›rs›zl›k, mevcut düzenineflitsizli¤inden, adaletsizli¤indenkaynaklanan toplumsal bir olgudur.Dolay›s›yla yak›narak, k›zarak, küf-rederek çözebilece¤imiz bir sorunde¤ildir.

Özellikle düzenin yönlendirmesiile birlikte bu sorunu nedenlerindenkopararak bir aassaayyiiflfl ssoorruunnuu olarakele almak yan›lt›c› olacakt›r. Düze-nin yasalar›yla, yaklafl›mlar›yla so-runun çözülebilece¤ini düflünenler,bilmeliler ki, h›rs›zl›¤›n böyle ya-y›lmas›n›n, bir meslek gibi telaffuzedilmeye bafllanmas›n›n as›l nedenizaten bu düzenin kendisidir.

“Can› yanan”, evi soyulan, ara-bas› çal›nan, ifl yerinden eflyalar›gasbedilen bir insan çözümü düzenyasalar›nda görebilir. H›rs›zlara ve-rilecek cceezzaallaarr››nn aarrtt››rr››llmmaass››yyllaa so-

runun çözülece¤i düflüncesine kap›-labilir. Nitekim böyle düflünenönemli bir kesim vard›r.

Hatta daha ileri gidip, fleriatlayönetilen ülkelerdeki gibi h›rs›zla-r›n ellerinin kesilmesini isteyen, bu-nu çözüm olarak görenler de vard›r.Ne kadar çok el kesilirse san›yorlarki, h›rs›zl›k ortadan kalkacakt›r.

Ancak bunlar›n hiç biri çözümde¤ildir.

H›rs›zl›¤›n SSorumlusuYoksulluktur. YYoksullu¤unSorumlusu iise KKoçlar,Sabanc›lar!

H›rs›zl›k, kültürel olarak da hal-k›n de¤erlerine yabanc› bir davra-n›flt›r. Kendi hakk› olmayana elkoyma yani ““ççaallmmaa”” eylemi, aassaa--llaakk bir kesimin ortaya ç›kmas› de-mektir. Asalakl›k, kendilerini oldu-¤u gibi halk› da çürütür.

Ancak, h›rs›zl›k denildi¤inde da-ha çok düzenin yaratt›¤› yoksullafl-ma ve yozlaflma sonucunda h›rs›zl›kyapanlar gelir akla. As›l h›rs›zlar birkenara b›rak›l›r. Dahas›, as›l h›rs›z-lar, h›rs›z diye de an›lmazlar pek.

Yoksul halk›n çocuklar›, adeta“her kötülü¤ün” sebebi olarak gös-terilmifltir. Bilinmelidir ki, yoksulhalk›n çocuklar›n›n h›rs›zl›¤› bugünki, adaletsiz ve eflitsiz düzenin ne-den oldu¤u, geçici ve koflullar›n or-taya ç›kard›¤› bir h›rs›zl›kt›r. As›lgörülmesi gereken ise, y›llard›r hal-k›n de¤erlerini, al›n terini çalan,halk› ve ülkeyi soyan h›rs›zlard›r.

Yoksullu¤un çaresizli¤inden do-lay› ekmek ya da baklava çalanlarla,koca bankalar›n içini boflaltanlarayn› biçimde de¤erlendirilebilir mi?

Düzen, birincisini hapseder,ikincisine “sayg›n ifladam›” olarakdokunmaz bile.

Oysa tersi olmal›.

Yoksul halk›n çocuklar›n›n h›r-s›zl›¤›, ““››rrssii”” de¤ildir. Ya da halk›nçocuklar›, do¤arken h›rs›z olarak

do¤mazlar. Onlar› bunazorlayan içinde yaflad›k-lar› koflullard›r. Gençle-

rinin kahve köflelerini doldurdu¤u,üniversite mezunlar›n›n ifl bulama-d›¤› bir ülkede yafl›yoruz.

Elbette, açl›¤›n, iflsizli¤in alter-natifi h›rs›zl›k de¤ildir.

AAççll››¤¤››nn,, iiflflssiizzllii¤¤iinn aalltteerrnnaattiiffii,,bbiizzii aaçç iiflflssiizz bb››rraakkaann aass››ll hh››rrss››zzllaarraakkaarrflfl›› mmüüccaaddeelleeddiirr..

Bu yoksulluk tablosunun sorum-lular›, halk› sömürerek zengin olan-lard›r. Yazd›rd›klar› hayat hikayele-rinde, ““ss››ff››rrddaann ççaall››flfl››pp zzeennggiinn ooll--mmaa”” masallar› anlatan Koçlar, Sa-banc›lar, Zorlular, Çal›klar... çal›fla-rak zengin olmad›lar... Çalarak bü-yüdüler. Halk sofras›na ekmek ko-yam›yorsa, bunun sorumlusu onla-r›n çalmalar›d›r...

Ancak bu h›rs›zlar›n kollar›nakelepçe vurulmad› hiçbir zaman.Tersine, bunlar ülkenin “en sayg›n”,“en itibarl›” kiflileri oldular.

Her y›l zenginler listesine giren,dolar milyarderleri aras›nda say›lan,bbiirr aavvuuçç aassaallaakktt››rr bu ülkedeki yok-sullu¤un, açl›¤›n ve onun do¤al so-nucu olan h›rs›zl›¤›n sorumlusu...

H›rs›zl›¤a KKarfl› MMücadele,Yoksullu¤a vve DDüzene KKarfl›Mücadeledir

H›rs›zl›k sorunu, gecekondular-da yoksul halk›n kendisini rahats›zeden ciddi bir sorun haline gelmifl-tir. Düzen, ifli çalmak ve soymakolan, bunu bir geçim arac›, bir kül-tür haline getiren çetelerin yay›lma-s›n› ister. Kendi s›n›f›ndan insanlar-dan ac›madan çalan bir insan, elbet-te baflkalar›n›n ac›lar›na sorunlar›nakafa yoramaz, ortak olamaz.

Biz önce sorunun flu boyutunugörmeliyiz; aass››ll hh››rrss››zzllaarr››nn hh››rrss››zz--ll››¤¤››nnaa ssoonn vveerriirrsseekk,, kkiimmsseenniinn hh››rr--ss››zzll››kk yyaappmmaass›› iiççiinn bbiirr nneeddeenn kkaall--mmaayyaaccaakktt››rr.. Zira, as›l h›rs›zlar›nvarl›¤›n›n devam etmesi, halk›n hergeçen gün daha çok soyulmas› veyoksullu¤unun artmas› demektir.

Bir bak›ma h›rs›zl›¤›n ortadankalkmas› yoksullu¤un çözülmesiyle

HIRSIZLI⁄IN ÇÖZÜMÜ, ASIL HIRSIZLARINHIRSIZLI⁄INA SON VERMEKT‹R

40 HIRSIZLIK 7 HHaziran 22009

H›rs›zl›k ddenildi¤indedaha ççok ddüzeninyaratt›¤› yyoksullaflma vveyozlaflma ssonucundah›rs›zl›k yyapanlar gelirakla. AAs›l hh›rs›zlar birkenara bb›rak›l›r. DDahas›,as›l hh›rs›zlar, hh›rs›z ddiyede aan›lmazlar pek...

Page 41: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Belki yafl›n›z 17, belki 30, belki45 yafl›ndas›n›z... Türk ya da Kürt-sünüz veya Laz, Çerkez ya daArap... Sünni ya da Alevisiniz bel-ki.. ‹nançlar›n›z var ya da yok...

Belki ö¤rencisiniz, belki evli veboyu kadar çocuklar› olan bir baba-s›n›z. Ya da bir anne... Veya bekarbiri... Hep evlenme hayalleri kuranama imkans›zl›klar nedeniyle bunuda gerçeklefltirememifl olan biri deolabilirsiniz...

Ama bir gecekondu semtindeveya en fazla orta halli bir semtteoturdu¤unuz kesindir; fazlas›mümkün de¤ildir.

Tüm bu özelliklerinizle, bu hal-k›n bir parças›s›n›z... Ve fakat iflinizh›rs›zl›k!... Gece olunca “gözünüzekestirdi¤iniz” bir ev ya da iflyerinegirecek ve ne bulursan›z alacaks›n›z!

Belki çald›¤›n›zla bir ihtiyaçkarfl›layacaks›n›z, belki bir lüks öz-leminizi gidereceksiniz...

Ama burada en önemli fleyi unu-tuyorsunuz; evine bir gece yar›s›girip soydu¤unuz insan da, genel-likle ve ço¤unlukla, sizin mahalle-nizden veya sizin mahalleniz gibibir yoksul mahallede oturan biridir.

Belki gündüzleri köfle bafl›ndaselamlaflm›fls›n›zd›r bile. Bir sabahkepenklerinin kilitlerini k›r›p, h›r-s›zl›k için içeri girdi¤iniz esnaftans›k›flt›¤›n›zda borç para alm›fll›¤›-n›z da olabilir...

Kimleri soydu¤unuzu düflününbir. Onlar›n ço¤u da t›pk› senin yafla-d›¤›n zorluklar›, s›k›nt›lar› yafl›yor.Yoksulluk, iflsizlik, yokluk onlar›nda belini büküyor. Ve sen, senin gibiolanlar›, halk› soyuyorsun!... Evineüç kurufl götürmek için k›fl›n so¤u-¤unda, yaz›n s›ca¤›nda çal›flanemekçinin üç kuruflunu al›yorsun.Gece yar›lar› girdi¤in evlerin gençk›zlar›, o¤ullar›, belki tekstil atölye-lerinde günde 12 saat çal›flarak getir-

di senin çald›¤›n paray›...

Velhas›l bil ki, h›rs›zl›k yapt›-¤›n ev, yoksulun evidir. Senin gi-

bi onlar da mutsuzdur. Senin gibionlar›n da güvenceleri yoktur.

Ama onlar, çözümü senin gibiyoksullar› soymakta bulmuyorlar.

Halka, daha fazla zarar verme-melisin.. Çalmak çözüm de¤ildir.

Aç olabiliriz. Yoksul olabilirizAma çözüm h›rs›zl›kta, çalmaktade¤il, as›l h›rs›zlara karfl› bafl› dikdövüflmekte ve olabildi¤ince herke-sin ac›lar›na “merhem” olacak bi-çimde yaflamakt›r marifet...

Halk ba¤›fllay›c›d›r. Halktanözür dileyip, o defteri kapatmal›s›n.

Çalan de¤il, yoksullu¤umuzunas›l sorumlusu olan vurguncularakarfl› ç›kan olmal›s›n! Çünkü, h›r-s›zl›¤›n as›l sorumlusu, halk› iflsiz,aç ve yoksul b›rakan, çalan-ç›rpanzenginlerdir. Seni, h›rs›zl›¤a iten ifl-te bu adaletsiz ve yoksullar› ezendüzendir. Bizleri ezen bu düzenekarfl› mücadeleye kat›l sen de.

mümkündür; yoksullu¤un çözümüise, sömürüye, adaletsiz, eflitsiz dü-zene son verilmesidir. Sömürüyüortadan kald›rd›¤›m›zda, böyle birdüzende insanlar niye h›rs›z olsun-lar? Açl›¤›n, yoksullu¤un ortadankalkt›¤›, insanlar›n eflit ve özgür ya-flad›¤›, ifl ve yar›n sorunu olmad›¤›bir düzende elbette h›rs›zl›k olma-yacakt›r. H›rs›zl›k, rüflvet, çalmak,kapitalizmin yaratt›¤› sonuçlard›r.

As›l h›rs›zlar, Koçlar, Sabanc›-lar’d›r; bizden çald›klar›n› onlardangeri almal›y›z. Halk›n olan›, bizdençald›klar›n› istedi¤imiz de vveerrmmee--yyeecceekklleerrddiirr.. Almas›n› bilmeliyiz.Nitekim, ddeevvrriimm ad› verilen top-lumsal olay, bir yan›yla da budur.BBiizziimm oollaann›› aallmmaakk......

Onun için h›rs›zl›¤›n çözümü ç›-kar›lacak yasalarda bulunamaz ya dapolis ve jandarma say›s›n›n art›r›l-mas›yla sorunun bitece¤ini düflün-mek safl›k olur. Polis say›s›n›n dur-madan artmas›na ra¤men, h›rs›zl›¤›nyine de artmaya devam etmesi, zaten

durumu ortaya koyuyor.

Özellikle mahallelerimizde, bu-lundu¤umuz yörelerde h›rs›zl›¤›meslek haline getirmifl ve buna ge-çim kayna¤› olarak bakan herkeslekonuflmal›, ilgilenmeli ve onlar› ka-zanmaya çal›flmal›y›z. H›rs›zlar› birvveebbaall›› gibi sadece tecrit etmemeli-yiz. H›rs›zl›¤›n, halk›n kültürüneyabanc› bir kavram oldu¤unu, b›k-madan, usanmadan anlatmal›y›z.

Mücadele içinde olmas› gerekengencecik öfke dolu, gözü kara in-sanlar› bu düzen insanl›ktan ç›kar-m›flt›r. Düzene karfl› mücadele için-de yer almas› gerekenler bugün h›r-s›zl›k çeteleri içindedirler. Yapma-m›z gereken fley, sab›rla, de¤iflikaraçlar kullanarak, ›srarla u¤raflarakh›rs›zl›¤a yöneltilen gençlerimizikazanmam›zd›r. Düzenin onlar› eli-mizden almas›na izin vermeyelim.O gençler bizim çocuklar›m›zd›r.Ortal›kta yitip gitmelerine, kendile-rine ve halka zarar vermelerine izinvermemeliyiz.

H›rs›z da olsa insanlar›n ddee¤¤iiflflee--bbiilleeccee¤¤iinnee inanmak gerekiyor. Ba-takl›¤a yuvarlanan o insanlar›, ora-dan çekip almal›y›z. Bu durum sa-dece bizim devrimimizin karfl›laflt›-¤› bir sorun de¤ildir. ‹nsan e¤itimikonusunda örnek çal›flmalar yapm›flSovyet e¤itimcisi Makarenko, “Ya-flam Yolu” adl› eserinde “suç”lu ço-cuklar› emekle ve onlara güvenereknas›l dönüfltürdü¤ünü anlat›r.

Özellikle, mahallelerde bu türolaylar yafland›¤›nda sadece o gen-cin ailesinin sorunu olarak alg›lan›rbu konu. Bu elbette do¤ru bir yakla-fl›m de¤ildir. Onlar bizim çocuklar›-m›zd›r. “Siz h›rs›zs›n›z” diyerek eli-mizin tersiyle itemeyiz.

H›rs›zl›¤›n yayg›nlaflmas› kiflile-rin iradesinden ba¤›ms›z olarak or-taya ç›km›flt›r. Nitekim devrimciler,bu sorunlar karfl›s›nda t›kanmazlar.Bunlara çözüm üretirler. Bu sorunuaflacak yöntemler gelifltirirler.

HIRSIZLIK BATAKLI⁄INA DÜfiENLERE...

Say›: 183 41HIRSIZLIK

Page 42: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

42 HABER 7 HHaziran 22009

2 Haziran günü akflam saatlerin-de Yüksel Caddesi Konur SokaktaDev-Lis’lilerin açt›klar› masaya3–5 faflist taraf›ndan sat›rlarla sal-d›r›da bulunuldu. Konur Sokak’takibir al›flverifl merkezinden ç›kan fa-flistler birkaç ö¤renciyi sat›r ve sal-lamalarla yaralad›ktan sonra tekrarayn› ma¤azaya sakland›lar. Sald›r›-dan sonra olay› duyan devrimci-de-mokratlar Konur Sokak’ ta topla-narak faflist sald›r›y› protesto etti.

Devrimci gru-bun kalabal›klafl-mas› karfl›s›ndasivil ve resmi po-lisler müdahaleetmek istedi. Bu-nun üzerine grupile polisler ara-s›nda çat›flmaç›kt›. Bu s›radabir kifli bafl›na

gelen tafllayaralan›r -ken, sivil veresmi polis-ler grubu

da¤›tamay›nca havaya atefl açmayabafllad›lar. Yüzlerce insan›n ve yük-sek binalar›n oldu¤u Konur Sokak-ta havaya onlarca kez atefl açan po-lis devrimcileri da¤›tamazken, dev-rimciler ‘Faflizme Karfl› OmuzOmuza’ slogan›yla eyleme devamettiler. Daha sonra çevik kuvvetpanzerlerle birlikte protestoya mü-dahale etti. Çevik kuvvet ve pan-zerlerin ard›ndan ise sivil faflistlerellerinde sopalarla sald›r›ya geçti.

K›z›lay ve çevresinde olay son-ras› terör estiren çevik kuvvet ve si-vil polisler 13 kifliyi gözalt›na al›r-ken, devrimciler taraf›ndan KonurSokak’ta sivil faflist sald›r› ve polissald›r›s› teflhir edildi.

3 Haziran günü Halk Cephe-si'nin de aralar›nda bulundu¤u bir-çok Demokratik Kitle Örgütü resmive sivil faflist sald›r›y› protesto et-mek için bir araya geldi. Yükselcaddesindeki eyleme yaklafl›k 500kifli kat›l›rken "Kahrolsun FaflizmYaflas›n Mücadelemiz, Mahir Hü-seyin Ulafl Kurtulufla Kadar Savafl,Yüksel Faflizme Mezar Olacak"sloganlar› at›ld›. eylemde okunanaç›klamada; “‹ki gündür yaflananlarasla ve asla esnaf›n esnafla, esnaf›nsol gruplarla, sol gruplar›n kendiaralar›ndaki çat›flmas› de¤ildir. Ya-flanan ilericilerin, ayd›nlar›n, sanat-ç›lar›n, devrimcilerin y›llard›r il-mek ilmek ördükleri kültürel doku-nun, yani özgürlük meydan›n›n tah-rip edilmesi, yok edilmek istenme-sidir. Yaflanan faflist sald›r›d›r.” de-nildi.

Ankara’da Faflist Sald›r›

Sultanbeyli'de Y›k›m‹stanbul'un Sultanbeyli Mecidiye Mahallesi'nde seçimler-

de yap›m›na göz yumulan yaklafl›k 50 ç›kma kat ve 10 temel-den yap›lm›fl ev 2 Haziran günü y›k›ld›.

Sabah saat 04 te panzer, akrep, yüzlerce polis ve zab›ta ma-halleye girerek y›k›ma bafllad›. Y›k›ma direnen mahalle hal-k›ndan yaklafl›k 25 kifli gözalt›na al›nd›. Polisin sald›r›s›nakarfl› yüze yak›n kifli TEM Otoyolunu trafi¤e kapat›rken, po-lis, biber gaz› ve sis bombalar›yla halka sald›rd›. Kafas›na gazbombas› isabet eden yafll› bir kifli yaraland›.

Mahallede y›k›mlar devam ederken y›k›ma karfl› direnen40'a yak›n kifli daha gözalt›na al›nd›. Gözalt›na al›nanlar;iflkenceden geirilip, tehdit edildiken sonra hiçbir ifllem yap›l-madan serbrest b›rak›ld›.Y›k›myap›lan mahallede,derenin di¤er taraf›ndakiEnver Ören'in (‹hlas Hol-ding) akrabalar›na aitkaçak villa ve fabrikalarahiçbir ifllem yap›lmamas›AKP'li belediyelerin halkaolan düflmanl›¤›n›n da gös-tergesiydi.

Bülent Dil’in Mezar›Parçaland›

Kayseri'ye ba¤l› P›narbafl› ilçesinde mezar›bulunan DHKC gerillas› Bülent Dil'in mezar›birkez daha tahrip edilerek tan›nmaz hale geti-rildi.

1998 y›l›nda Adana'da girdi¤i çat›flma sonu-cu flehit düflen Bülent Dil'in mezar› bütün mer-merlerinin sökülerek parçalanmas› nedeniyletan›nmaz hale getirilerek etraf›nda bulunankorkuluklarada zarar verildi.

Hiçbir ahlaka s›¤mayan bu sald›r› devrimflehitleri karfl›-s›nda düzeninacizli¤inin birgöstergesidir. Fi-ziken aram›zdaolmayan flehit-lerimizin düfl-mana yaflatt›¤›korku öfkemizibüyütür, bizleregüç verir.

Page 43: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Say›: 183 43HABER

Samsun’da PiknikKaradeniz Özgürlükler Derne¤i 31 May›s günü

Toptepe’de bir piknik düzenledi.

Piknikte, geçti¤imiz haftalardaki Samsun’dakidemokratik kitle örgütlerine yap›lan bask›n ve tutukla-malar üzerine sohbet edilip bask›lara karfl› birlik veberaberli¤in önemi üzerinde duruldu.

Hep birlikte yemeklerin yenip, coflkuyla türkülerin,marfllar›n söylendi¤i, halaylar›n çekildi¤i pikni¤e 24kifli kat›ld›.

Kocaeli’de Grup Yorum Konseri30 may›s günü Kocaeli Derince Gösteri Merke-

zi’nde 1400 kiflinin kat›ld›¤›, Grup Yorum konseri dü-zenlendi. Konser aç›l›fl konuflmas›ndan sonra KocaeliHalk Cephesi ad›na okunan mesajda; “Can›n› bu vatanu¤runa verenlerimiz, topra¤a düflen tohumlar›m›z...Mahirler’in, Day›lar’›n sevdas›n› inanc›n› umudunukuflanarak bu ülkenin bu halk›n bu topraklar›n umudu-nu gelece¤ini temsil edenlerimiz” denilerek devrimflehitleri selamland›.

Konserde Grup Yorumeski ve yeni albümlerindentürkülerini dinleyicilerlebirlikte söyledi. Konserboyunca “Yaflas›n Halkla-r›n Kardeflli¤i, Ortak Düfl-man Amerikad›r, TürkülerSusmaz Halaylar Sürer”sloganlar› at›ld› ve hep bir-likte halaya duruldu.

31 May›s günü ‹stanbul,Ba¤c›lar Cemevi konferanssalonunda halk önderlerini an-ma program› yap›ld›. Cemevikonferans salonunda Mahir'in,Deniz'in ve ‹brahim'in resim-leri olan bir masa karanfil vemumlarla süslendi. Ayr›ca ce-mevinin içerisine siyah bir be-zin üzerine tüm devrim flehit-lerinin resimleri as›ld›.

Sayg› duruflu ve okunanmetnin ard›ndan sinevizyongösterimi yap›ld›. Sinevizyo-

nun ard›ndan sahneyetürkülerini söylemekiçin Önder Babat Mü-zik Grubu davet edil-di.

Ard›ndan flehit aileleriduygu ve düflüncelerini pay-laflmak üzere sahneye davetedildi. Anmaya gelenlerin veflehit ailelerinin göz yafllar›n›tutamad›¤› konuflmalardansonra Ba¤c›lar Cemevi Genç-lik Komisyonu flehit ailelerinekaranfiller verdi. Daha sonrasahneye Ercan Ayd›n davetedildi. Ayd›n'›n söyledi¤i tür-kü ve marfllarla anma progra-m› sona erdi. Anmaya yakla-fl›k 320 kifli kat›ld›.

‹flte GeldikYan› Bafl›nday›z

1 Haziran 1971’de Maltepe deMahir Çayan ile birlikte kuflat›ld›k-lar› evde katledilen Hüseyin Cevahirmezar› bafl›nda an›ld›.

Dersim Halk Cephesi, HüseyinCevahir'in mezar›n›n bulundu¤u Dar›kent'e ba¤l› Sö-bek Köyü’nde mezar› ziyaret etti. Mezarda, HüseyinCevahir'in resminin yan›na yoldafl›, silah arkadafl› Ma-hir Çayan’›n resmi konuldu. Mezar bafl›nda HüseyinCevahir’i anlatan konuflmalar yap›ld›.

Ba¤c›lar’da HalkÖnderleri An›ld›

Emekli-Sen ÜyeleriAçl›k Grevi Yapt›

‹nsanca yaflamlar›n› sa¤layacak bir maafl alabil-mek için ve sendika haklar›n› elde etmek için 4-5 Ma-y›s günlerinde ‹stanbul Taksim Gezi Park›’nda ikigünlük açl›k grevi yapan Emekli-Sen üyelerini ilk gü-nünde polis engellemeye çal›flt›. Çad›rlar›na ve pan-kartlar›na sald›ran polis, emeklilerin çad›rlar›na, par-çalayarak el koydu.

‹ki gün boyunca Emekli-Sen üyelerini çok say›dasendika ve demokratik kitle örgütü ziyaret etti. Açl›kgrevinin ikinci gününde Grup Yorum, bir ziyaret ger-çeklefltirerek yaklafl›k 1,5 saat boyunca emeklilere tür-

küler söyledi, halaylar çekildi.Yaklafl›k 50 kiflinin bulundu-

¤u Gezi Park›’nda, açl›k grevininson günü olmas› dolay›s›yla,Emekli-Sen üyeleri bir aç›klamayaparak, mücadelelerine devamedeceklerini söylerek açl›k grevi-ne son verdiler.

3 Haziran gecesi ‹stanbul Sar›gazi Özgür-lükler Derne¤i silahl› sald›r›ya u¤rad›. Gecekimsenin olmad›¤› saatte yap›lan bu sald›r› so-nucunda yaralanan olmazken, derne¤in heryerinde mermi izleri olufltu.

Sar›gazi Özgürlükler Derne¤i üyeleri yap-t›klar› eylemle sald›r›lar karfl›s›nda y›lmaya-caklar›n› söylediler.

Eylemde yap›lan aç›klamada; “Bu gün buderne¤in camlar›na s›k›lan bu kursunlar özün-de halk›n yozlasmaya ceteleflmeye karfl› mü-cedeleye s›k›lan kurflundur. Fuhuflun, uyufltu-rucunun, kumar›n, h›rs›zl›¤›n çocuklar›m›zaafl›lanmas› için s›k›lan bir kurflundur” denildi.

100 kiflinin kat›ld›¤› eylemde “Bask›larKurflunlamalar Bizleri Y›ld›ramaz, ÇetelerHalka Hesap Verecek” sloganlar› at›ld›.

Kurflunlar Bizleri Y›ld›ramaz

Page 44: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

44 TUTUKLAMALAR 7 HHaziran 22009

Ülkemizde hapishanelerde bulu-nan 111100 bbiinn 444411 kiflinin, 6600 bbiinn 992211kiflisi tutuklu. Adalet Bakan› SSaadduull--llaahh EErrggiinn, kendisiyle yap›lan birröportajda bu durumu flöyle yorum-luyor: ““MMaaaalleesseeff cceezzaaeevvlleerriinnddee vvaa--ttaannddaaflflllaarr››nn yyüüzzddee 6600’’›› yyaarrgg››llaannmmaa--yy›› bbeekklliiyyoorr...... GGeecciikkeenn aaddaalleett,, aaddaalleettddee¤¤iillddiirr..”” (Hürriyet, 1 Haziran 2009)

Düflünün hapishanelerdeki in-sanlar›n yyüüzzddee 6600’’›› TTUUTTUUKKLLUU...Ülkemizdeki tutukluluk ise, yy››llllaarr--ccaa süren bir durumdur. Bu, ülke-mizdeki yarg›lama sürecinin nas›liflledi¤ini de gösteriyor.

Bakan yukar›daki sözleri, bu du-ruma üüzzüüllddüü¤¤üü için mi söylüyor,bunu bir aakkssaakkll››kk olarak m› görü-yor? Hay›r. Zaten Bakan Ergin, fli-kayet edecek, yak›nacak, üzülecekpozisyonda de¤il. “Maalesef” de-mesi sahte bir üzüntü ifadesidir. Bi-liyoruz ki, rakamlar›n gösterdi¤idurumu de¤ifltirmek için H‹ÇB‹RfiEY yapmayacakt›r.

Tutuklama terörü, oligarflininmuhalif güçlere karfl› kulland›¤› birsilaht›r. Silah›, oligarfli ad›na kulla-nan da polis ve yarg›d›r. Düzen ken-di yasalar›na göre ceza veremeyece-¤i durumlarda bile insanlar› tutuklu-yor ve y›llarca tutuklu olarak hapis-te yat›r›yor.

Bu ülkede sergi açmak, mitingekat›lmak, anma yapmak, cenazeyekat›lmak, panele kat›lmak, 1 May›-sa gitmek, 8 Mart’a kat›lmak, der-nek kurmak ve üye olmak, internetsitesine girmek, bas›n aç›klamas›nakat›lmak, dergi da¤›tmak, bildiri da-¤›tmak, ve daha akl›n›za bile gelme-yecek yasal, demokratik onlarcafley, tutuklama için bir nedendir.

Düzen asl›nda kendi yasalar›nagöre bile bunlar›n hiçbirine ceza ve-remez. Ama bu nedenle tutuklad›¤›insanlar› bir y›l, iki y›l “tutuklu ola-

rak” hapishanelerde yat›rarak, keyfibir flekilde cezaland›rm›fl oluyor.Burjuva hukuku sisteme muhalifher düflünceyi ve eylemi, kendileri-ni “y›kmaya” yönelik olarak de¤er-lendiriyor. Bu nedenle de gerekirseyasalar›n› çi¤neyerek cezaland›r-mak istiyor. Tutuklama politikas›-n›n esas› da budur.

““AArraaffttaa bbiirr iiflflkkeennccee””

Tutuklama, ssiinnddiirrmmeekk,, kkoorrkkuutt--mmaakk,, yy››lldd››rrmmaakk aammaaççll›› bir politi-kad›r. Haklar ve özgürlükler müca-delesinde yer alan kifliler tutuklana-rak, tüm devrimci demokrat kesimegöz da¤› veriliyor. Tutuklama içingerekli delil yoksa bile yarat›l›yor.Bir kez bir bahane yarat›l›p tutukla-d›ktan sonra ise, mahkemeler peflpefle ““ttuuttuukklluulluu¤¤uunnuunn ddeevvaamm››nnaa””kararlar›yla sürüyor. Çünkü, yarg›-laman›n kendisi de y›ld›rma ve sin-dirme politikas›n›n bir parças› ko-numunda.

Fatih Çekirge’nin Adalet Baka-n›’yla röportaj›nda 61 bine yak›n tu-tuklulunun durumu ““aarraaffttaa bbiirr iiflfl--kkeennccee”” olarak de¤erlendiriliyor.

Araf, ““CCeennnneett iillee cceehheennnneemmaarraass››nnddaa bbiirr ss››rrtt””t›r. Tutuklu ç›ka-bilir de, a¤›r cezalara da çarpt›r›la-bilir. Adalet, bunun de¤erlendirme-sinin zaman›nda ve hakkaniyetleyap›lmas›d›r. Ama düzenin yarg›s›yapm›yor bunu. Tutuklu olarak kaldiyor. Araf, bu düzenin gayri-meflruadalet anlay›fl›d›r. Araf’taki o iflken-ce, bbiilliinnççllii,, iirraaddii vvee ssiisstteemmlliiddiirr..

Onbinlerce insan›n y›llarcaaraf’ta bekletilmesinin nedeni, yar-g›ç azl›¤›, bütçe yetersizli¤i vs. de-¤ildir. Hakim say›s› art›r›lsa ne ola-cak? Tutuklama politikas› zaten po-lis, savc›l›k ve mahkemelerin iflbir-li¤iyle uygulan›yor. Ülkemiz s›k s›kyarg› skandallar›n›n yafland›¤› bir

ülkedir. Yarg›-n›n iktidaranas›l ba¤›ml›o l d u ¤ u ,M‹T’in, poli-sin istekleriylenas›l kararlarverdi¤i de bili-

niyor. Yarg›n›n oligarfli içi çat›flma-larda ald›¤› kararlar tart›flma konusuolsa da, devrimcilerle ilgili kararla-r›nda tart›flma yok; bu kararlar nekadar hukuksuz olursa olsun, düze-nin tüm kesimleri kararlar› savunu-yor.

Bu ülke “ben devletçi hukukçu-yum”, “ülke sözkonusu oldu¤undahukuk mukuk dinlemem”, “ben reji-min savc›s›y›m. Buna karfl› olan birfleyde demokrasiyi gözard› ederim”diyen “hukukçular”la dolu. Adaletbu zihniyete teslim edilmifl.

““HHuukkuukkuunn öönnüünnddee hheerrkkeess eeflfliitt--ttiirr”” deyifli koca bir yaland›r. Halk-tan insanlar ve devrimciler, yarg›karfl›s›nda sömürücü egemenlerle,faflist katillerle, mafyac›larla eflitde¤ildir. Ayn› suçtan birileri beraatettirilirken, birileri ömür boyu ha-pisle cezaland›r›labilir. Savc›lar po-lis fezlekeleriyle tutuklar, hakimlerbu fezlekelere göre yarg›lama ya-par. Hakimler, savc›lar, mafya,uyuflturucu çeteleri, kontrgerilla,polis, M‹T, düzen partileri, askerhepsi iç içedir. Hepsi, devrimcileriyok etmek, edemedikleri noktadaetkisizlefltirmek ve sindirmek içiniflbirli¤i içindedir.

HHuukkuukkssuuzzlluu¤¤aa ggiizzlliilliikk öörrttüüssüü

Tüm bunlar yetmiyormufl gibibir süredir dava dosyalar›na iliflkin““ggiizzlliilliikk”” kkaarraarrllaarr›› al›nmaktad›r.Bu gizlilik perdesi arkas›nda tutuk-luluk durumu uuzzaatt››lldd››kkççaa uuzzaatt››ll››--yyoorr.. Tutuklunun kendini savunmahakk› elinden al›n›yor. Gizlilik ka-rarlar› sayesinde avukatlar ddoossyyaallaa--rr›› iinncceelleeyyeemmiiyyoorr.. Böylece polishangi sahte belgeleri dosyaya yer-lefltirdi, nas›l komplo kurdu, hangideliller polis taraf›ndan yarat›ld› ö¤-renilemiyor. Yarg› kendi suçlar›n›n

Tutuklama terörü ‘Devlet Politikas›’na dönüflmüfltür

Page 45: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

üstünü örtmek için gizlilik karar›al›yor. Dosyalara konulan gizlilikkarar›, asl›nda düzenin hukuksuzlu-¤unu gizleme karar›d›r. Bu gizlilik,burjuva yarg›n›n suçluluk itiraf›d›r.

SSiisstteemm ssoorruunn ççöözzmmüüyyoorrssuuççlluu üürreettiiyyoorr

Röportajda bir baflka tesbitte da-ha bulunuyorlar ve “adaletin önübir türlü aç›lamad›” deniyor. Elbet-te aaçç››llmmaazz.. Adalet, sorunu çözmekdemektir. Sistem ne suçluyu ceza-land›r›yor, ne suçsuzu koruyor. Sis-tem hiçbir sorunu çözmüyor. Adalettalebini karfl›lam›yor. Böyle bir sis-temde adaletin önü aç›labilir mi?

Kaç af ilan edildi bugüne kadar?Türkiye’de ilk genel af 7 Ocak1922’de ilan edildi. Ankara TicaretOdas›’n›n “Aflar Tarihi” konulu ra-porunda Cumhuriyet tarihi boyunca100’den fazla af yasas› ç›kart›ld›¤›belirtiliyor. Bu yasalar›n 5522’’ssii genelaf, k›smi af, flartl› sal›verilme vetoplu özel af niteli¤inde. Türkiye’deneredeyse 66..55 yy››llddaa bbiirr ggeenneell aaff çç››--kkaarr››ll››yyoorr.

Bu aflar herhangi bir sorunu çö-

zebildi mi? Hay›r, hapishaneler sü-rekli dolup tafl›yor. Sistem doldur-duyor. ‹radi politikalar›yla dolduru-yor. Mevcut yasalar, bu sonucu ya-rat›yor. Düzen “suçlu” üretiyor.2000 y›l›nda 68 binden 40 bine dü-flen tutuklu say›s›, 2002 y›l›nda tek-rar 60 binin üzerine ç›k›yor ve bu-gün 100 bini de afl›yor.

Peki bu büyük y›¤›lma, en çokhangi “suç”tan? Bu da son dereceçarp›c›: Hapishanelerdeki 110 biniaflk›n insan›n 5566 bbiinnii,, hh››rrss››zzll››kk iddi-as›yla tutuklu bulunuyor. Bu rakam,AKP iktidar›nda açl›¤›n, yoksullu-¤un, çaresizli¤in nas›l katlanarakartt›¤›n› da gösteriyor. Hapishane-lerdeki bu kadar insan, bu kadar in-san›n nas›l yarg›land›¤› AKP’nin buülkeyi nas›l yönetti¤inin de aynas›gibidir. AKP’nin hapishaneler poli-tikas› tecritle devrimcileri teslim al-may› hedeflerken, adli tutuklular›da çal›flmaya zorlayarak, bireycilefl-tirerek eezzmmeeyyii hedefliyor.

‹nsanlar yoksullaflt›r›larak, iflsizb›rak›larak, kapitalist kültür ve yoz-laflma körüklenerek suçun maddikoflullar› yarat›l›yor. Çürümüfl busistem kendi üretti¤i sorunlara çö-

züm bulamaz. Sistemin üretti¤i çö-züm yaln›zca, cezalar› a¤›rlaflt›r-maktan ve hapishane say›s›n› art›r-maktan ibaret. Sistem kendi içindeçürürken, ttoopplluummuu ddaa ççüürrüüttmmeeyyeedevam ediyor. ‹flsizlik, yoksulluk,açl›k önlenmeden h›rs›zl›k, gasp,kapkaç da önlenemez. Bu sorunlar›nbir çözüme kavuflabilmesi de ancaksistemin de¤iflmesiyle mümkün.

Tutuklama, devrimcilere karfl›aç›k bir y›ld›rma, sindirme arac›olarak kullan›l›rken, adli suçlardada tüm halk› y›ld›rman›n, sindirme-nin arac› haline dönüflüyor. TTuuttuukk--llaammaallaarr tteekk bbaaflfl››nnaa bbiirr hhuukkuukkssuuzz--lluukkttuurr.. TTuuttuukkllaammaallaarr,, tteekk bbaaflfl››nnaabbiirr bbaasskk›› bbiiççiimmiiddiirr.. Tutuklama te-rörü bir devlet politikas›d›r. Bu ne-denle de tutuklama terörüyle hak-s›zl›¤a karfl› her biçimde direnmekbir hakt›r.

Hapishanelerin bu kadar doluptaflmas›, sistemin de süresinin dol-du¤unu gösteriyor. Her taraf›ndanadaletsizlik f›flk›ran bu düzenin bü-tün haks›zl›klar›na, hukuksuzlukla-r›na karfl› ç›kmak, meflrudur ve ada-let savafl› aç›s›ndan görevdir.

E¤itim-Sen, “Toplu Sözleflme ‹çin Alanlarday›z, An-kara'day›z” slogan› ile dört koldan 5 Haziran günü Anka-ra’da olmak üzere 3 Haziran günü Türkiye'nin tüm ille-rinden Ankara'ya yürüyüfl bafllatt›.

5 Haziran günü Ankara’da toplanan e¤itim emekçile-rinin haklar›n› arama mücadelesine AKP yine tahammül-süzlü¤ünü gösterdi. Atatürk Bulvar› üzerinde bulunanDan›fltay Park›’nda biraraya gelen E¤itim-Sen’liler Mil-li E¤itim Bakanl›¤›’na yürümek istedi.

Polisin barikat kurup yürütmeyece¤ini söylemesi üze-

rine barikata yüklenen emekçilerepolis gaz ve coplarla vahflice sald›r-d›. Sald›r› sonucu yaralanan ikisia¤›r on kifli hastaneye kald›r›ld›.

Sald›r› üzerine oturma eylemiyapan E¤itim-Sen’liler barikat›naç›lmas› üzerine yürüyüfllerinebafllad›lar.

Bakanl›k önünde aç›klama ya-pan E¤itim-Sen’liler e¤itim emek-çilerinin hakl› taleplerle yürüdü¤ünü, bu talepleri gör-mezden gelenlere grevle cevap verilece¤ini söylediler.

Say›: 183 45TUTUKLAMALAR

Sendikac›lar BelediyeBast›

Kocaeli Büyükflehir Be-lediyesi’nde çal›flan iflçilerinbir süre önce Hizmet-‹fl Sen-dikas›’na geçmesini protestoeden Belediye-‹fl Sendikas›üyeleri, 29 May›s günü bele-diyeyi bast›.

Belediye önünde eylem

yapmak isteyen sendikac›-larla zab›ta ekipleri aras›ndaarbede yaflan›rken, belediye-ye giren Belediye-‹fl Sendi-kas› üyesi bir grup iflçide be-lediye binas›n›n çat›s›na ç›-karak pankart açt›. Sendika-c›lar bölgeye gelen polisekiplerine de direnerek ey-lemlerini sürdürdüler.

“Toplu Sözleflme ‹çin Alanlarday›z”

EEmmeekkççiilleerree PPoolliiss SSaalldd››rr››ss››‹stanbul’dan Ankara’ya gidecek olan E¤itim-

Sen’liler Galatasaray Lisesi önünden Taksim Tram--vay dura¤›na yürümek istedi. Polisin yürüyüfle izinvermeyece¤ini söyleyip barikat kurmas› üzerineoturma eylemi yapan emekçilere polis sald›rd›.

Sald›r› üzerine yaklafl›k 8 saat oturma eylemiyapan emekçiler akflam iradi olarak eylemlerineson vererek Ankara’ya gitmek için otobüslere bin--diler.

Page 46: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

46 YURTDIfiI 7 HHaziran 22009

Yürüyüfl 55. YY›l›ndaViyana SSokaklar›nda

Yay›n hayat›nda 5. y›l›na gi-ren Ba¤›ms›zl›k, Demokrasi,Sosyalizm için Yürüyüfl dergisi-nin tan›t›m ve da¤›t›m çal›flmala-r› Avusturya’n›n baflkenti Viya-na’da da devam ediyor. 28 May›sgünü dört Yürüyüfl okuru Yürü-yüfl tiflörtleri giyerek, Viyana’n›n12. bölgesinde 180. say›n›n tan›-t›m ve da¤›t›m›n› yapt›lar. 2 saat

süren da¤›t›m s›ras›nda Türkiye-li emekçilerle sohbetler edilerek,dergide yaz›lanlar anlat›ld›.

Dergi da¤›t›m› s›ras›nda halk-la yap›lan sohbetlerde Nazi pro-pagandas› ve örgütlenmesi yapan›rkç›lar›n polis ve resmi kurum-larca korundu¤u, parlementodayer alan bütün partilerinde bunasessiz kald›¤› anlat›ld›. Irkç›, fa-flist örgütlenmelere ve devletingöçmenler politikas›na karfl› ör-gütlenme ça¤r›s› yap›ld›.

Cephe Dostu HalisKaygusuz’u Kaybettik

1973’ten bu yana Belçika’dayaflayan ve üç y›ldan beri lösemihastal›¤›yla mücadele eden Ha-lis Kaygusuz, 29 May›s günü tedavigördü¤ü hastanede yaflam›n› yitirdi. 6çocuk babas› olan Kaygusuz, herke-sin yard›m›na koflan, kap›s› her za-man devrimcilere aç›k olan bir Cephedostuydu.

Bayburt do¤umlu olan Kaygu-suz’un cenazesi 2 Haziran’da Charle-roi’n›n Gilly Mezarl›¤›’nda defnedil-di.

Ailesine ve tüm dostlar›na baflsa¤-l›¤› diliyoruz.

Belçika’da 4. kez görülenDHKP-C davas› 29 May›s günüson buldu. Brüksel Temyiz Mah-kemesi karar›n› 1144 TTeemmmmuuzz’daaç›klayaca¤›n› duyurdu.

Federal Savc› JJoohhaann DDeellmmuull--llee, Temyiz Mahkemesinde sundu-¤u iddianamesinde DHKP-C’yiçete, suç örgütü ve terör örgütüolarak de¤erlendirerek, Türkiyefaflizminin avukatl›¤›n› yapmayadevam etti. Musa Aflo¤lu için 1100yy››ll, Bahar Kimyongür için 77 yy››lla¤›r hapis ve 55 bbiinn 550000’’eerr eeuurroopara cezas› istedi. Di¤er 4 kifli içinde 55’er y›l hapis ve ayn› miktardapara cezas› talep etti.

Cepheliler’in avukatlar› savc›-n›n, “kan›ts›z itham ve varsay›m-larla gerçekleri sapt›rd›¤›n›” be-lirterek, Belçika mahkemesininTürkiye’de yaflanan siyasal olay-lar› dikkate alamayaca¤› ve dev-rimcileri yarg›layamayaca¤›n› sa-vundular.

Türkiye devletinin avukat›KKrriiss VViinncckkee ise mahkemede dev-letin katliamlar›n› savunan vemeflrulaflt›ran konuflmalar yapt›.

Federal savc›n›n ve Türkiyedevletinin avukat›n›n ard›ndanMusa Aflo¤lu ve Bahar Kimyon-gür savunmalar›n› yapt›lar. MMuussaaAAflfloo¤¤lluu savunmas›nda, devrimciyaflam› boyunca Türkiye’de yafla-nan devlet terörünün tan›¤› oldu-

¤unu anlatarak, faflizmin halkayönelik sald›r›lar›yla ilgili örnek-ler verdi. ‹ki saat süren konuflma-s›nda Aflo¤lu’nun Türkiye devle-tinin avukat›na dönerek, 19 Ara-l›k operasyonunda katledilen 28tutsa¤› hat›rlatmas› salonda bulu-nan, ço¤unlu¤u CLEA üyesi olanseyircileri duyguland›rd›. BaharKimyongür ise yapt›¤› konuflma-da Türkiye faflizmini onaylamad›-¤›n›, devrimcilerin yan›nda oldu-¤unu belirtti.

Yüzlerce Belçikal› hafta bo-yunca süren davay› desteklemekiçin mahkemeye kat›ld›. CLEA(‹fade ve Örgütlenme ÖzgürlükKomitesi) mahkeme sonundayapt›¤› aç›klamada yarg›lanandevrimcilere, davan›n takipçisiolarak desteklerini sunanlara te-flekkür ederek, 14 Temmuz günüyap›lacak karar duruflmas› içinkat›l›m ça¤r›s› yapt›.

Belçika mahkemelerinin yar-g›lamalar›nda, emperyalizmin hu-kuksuzlu¤u bir kez daha gözlerönüne serilmifltir. Tarihin devrim-ciler hakk›nda verdi¤i tek kararvar: Emperyalizm devrimcileri vedevrim mücadelesini yarg›laya-maz. Emperyalizme, faflizme kar-fl› mücadele etmek, sosyalizmi sa-vunmak devrimcilerin en meflruhakk›d›r. Devrimciler bu suçu ifl-lemeye devam edecekler.

TTaarriihh eemmppeerryyaalliizzmmiinn mmaahhkkeemmeelleerriinniinnvveerrddii¤¤ii kkaarraarr›› yyaarrgg››llaayyaaccaakktt››rr!!

‹lker Alcan vve fifiefikSar›kaya’ya ÖÖzgürlük!

Fransa Özgürlük Komitesi bu haftada ‹lker Alcan ve fiefik Sar›kaya içinözgürlük istemeye devam etti.

29 May›s günü VViinneeuuiill flehrindekurulan meyve sebze pazar›nda, 30May›s günü BBllooiiss flehir merkezindekurulan pazarda da bildiri da¤›t›larak,Frans›z halk›na yönelik bilgilendirmeyap›ld›. Blois’te yap›lan bildiri da¤›t›-m› s›ras›nda Blois Belediye Baflkan› veSosyalist Parti üyesi olan Marc Grico-urt’e komite çal›flanlar›yla sohbet ede-rek, tutuklananlar hakk›nda bilgi ald›.

Özgürlük Komitesi 20 haftad›r hercumartesi, Anadolu Federasyonu bafl-kan› ve üyeleri için özgürlük ça¤r›s›n-da bulunuyor. 30 May›s günüde Al-manya’n›n Köln flehrindeki Dom Ki-lisesi önünde stand aç›p, bildiri da¤›-t›ld›. NNuurrhhaann EErrddeemm,, CCeennggiizz OObbaannvvee AAhhmmeett ‹‹ssttaannbbuulllluu’nun Türkiye-li’lerin haklar›n› savunduklar› için tu-tukland›klar›n› ve 7 ayd›r mahkeme-ye ç›kart›lmad›klar›n› anlatan Özgür-lük Komitesi, tutsaklar›n bir an önceserbest b›rak›lmas›n› istedi.

20 Haftad›r TekrarlananÖzgürlük Ça¤r›s›

Page 47: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Dizginsiz kâr h›rs›, AKP ikti-dar›n›n ya¤mac› karakteri, dur-maks›z›n öldürüyor. “Kaza”biçimine bürünüp geliyor ölüm. VeAKP, hepsine “kader” diyor. Oysa,hepsi bir cinayet, hepsi bir katliam.

RReeççeell KKuuttuussuunnddaa BBeebbeekkBal›kesir’de öldü diye bir reçel

kutusuna konularak ailesine verilenbebek sa¤ ç›kt›. Do¤um yapmaküzere Bal›kesir Çocuk Hastal›klar›Do¤um ve Bak›mevi'ne yat›r›lanHatice isimli kad›n ikiz do¤um yap-t›. ‹kiz bebeklerden biri do¤um son-ras› öldü. ‹kizlerin ikincisi ise ertesigün “öldü” denilerek reçel kutusuiçinde baba Hüseyin Bölme’ye ve-rildi. Eve götürülen çocu¤un definhaz›rl›klar› yap›l›rken sa¤ oldu¤uanlafl›ld›. Bebek, tekrar ambulanslahastaneye kald›r›ld›ysa da kurtar›l-mayarak öldü.‹flte size AKP’ninsa¤l›k politikas›ndan bir özet!

LLaaççkkaall››kk SSoonnuuccuu ÖÖllüüMersin’de hastaneye götürüle-

rek Eren Söylemez isimli 9 yafl›n-daki bir çocuk yo¤un bak›ma yat›-r›ld›. Hastabak›c›lar aras›nda ç›kankavgada bir hasta bak›c› Eren’in ya-ta¤›n›n üzerine düflmesiyle çocuköldü.

BBiirr ““‹‹flfl”” KKaattlliiaamm›› DDaahhaaAntalya’da 3 Haziran günü sa-

bah saatlerinde ‹smet Pafla Cadde-si’nde bulunan Seheryerebakan ‹fl-han›’n›n bodrumunda bulunan"Murat Tekstil" atölyesinde LPGtüpü patlad›. Patlama sonucu atölyeçal›flan› Tu¤ba Anak, Aziz Demir-cio¤lu ve Faik Aslan isimli iflçileryanarak can verdiler.

‹fl cinayetinin sebebi çok tan›-d›kd›. E¤er patron kâr h›rs›yla ha-reket etmeyip 300 liral›k gaz alar-m› ve alg›lama sistemi kursayd›, üçkifli ölmeyecekti.

KKAATT‹‹LL,, KAR HIRSIYLAGÖZLER‹ KARARMIfi PATRON-LAR ve ONLARA GÖZLER‹N‹YUMAN ‹KT‹DARLARDIR

YYaassaakk ttüüppBak›rköy’de ‹stanbul Caddesi

üzerinde bulunan Cafe Fun adl› birkafede tüp patlad›. Patlaman›n tüpgazdan kaynakland›¤› aç›kland›.Patlamada tesadüf eseri ölen yoktu,3 yaral›yla atlat›ld›.

Kaymakam aç›k-lama yapt›: “kafetar-yada yasak olmas›nara¤men, tüp gaz kul-lanm›fllar.”

Peki siz neredey-diniz o arada?

Yenido¤an bebekölümleri, yurtlardaölümler, hastane yan-g›nlar›nda ölümler,atölyelerde yang›nlar,patlamalar... Bunlarsonuç. AKP “sa¤l›ksorununu çözdük” di-yordu. Nas›l çözül-dü? Hergün insanlar AKP’nin uy-gulad›¤› sa¤l›k politikas› sonucuölüyorlar.

Reçel Kutusunda Canl› Bebekler... Patlayan Denetimsiz Tüpler... Yang›nAlarms›z Atölyeler...

Can Güvenli¤i Bunlara Emanet!

"SorumlularCezaland›r›ls›n"

Adana Özgürlükler Derne¤i,Caner Can bebe¤in ailesi ve köy-lülerinin kat›l›m›yla Adana Bü-yükflehir Belediyesi önünde bireylem yaparak sorumlular›n ceza-land›r›lmas›n› istedi. 2 Haziran

günü yap›lan eylemde üzerinde Caner'in foto¤-raf›n›n bulundu¤u "Caner Can Bebek Art›kOyun Oynayamayacak! Sorumlular Cezaland›-r›ls›n!" pankart› ve Caner'in foto¤raflar› tafl›nd›.Eylemde, aç›klamay› okuyan fiemsettin Kalkan,Caner'in ölümünün bir kaza olmad›¤›n› ve so-rumlular hakk›nda halen herhangi bir ifllem ya-p›lmad›¤›n› vurgulad›.

Kalkan’dan sonra konuflan Caner Can’›nbabas›, "Hep bizim çocuklar›m›z ölüyor, yok-sullar›n çocuklar›, zenginlerin de¤il. Sorumlula-r›n peflini b›rakmayaca¤›m" dedi. 35 kiflininkat›ld›¤› eylem sloganlarla sona erdi.

Halktan KKorkanlar›n AAcizli¤i

Antalya Özgürlükler Derne¤i 28 May›s tarihinde yapt›¤›aç›klamayla üyeleri Keçel Türkkan’›n çal›flt›¤› otelden iflindenat›lmas›na sessiz kalmayacaklar›n› belirttiler.

Keçel Türkkan, Antalya’da otellerde çal›flan bir iflçidir.1May›s sonras› daha iyi koflullarda çal›flma umudu ile memleke-ti olan Gaziantep’te aç›lan Dedeman otelinde ifle girdi. Fakat 1hafta önce iflten ç›kar›ld›. Nedeni ise, 31 May›s’ta Antep’e gi-decek olan Tayyip Erdo¤an’›n o otelde kalacak olmas›d›r.

Otel yöneticisinin odas›na ça¤r›lan Türkkan’a, tan›mad›¤›sivil k›yafetli iki kiflinin yan›nda çeflitli sorular sorulur. K›sabir süre sonra da otelin idari bölümüne ça¤r›larak “performan-s›n›n düflük oldu¤u” söylenerek iflten ç›kar›ld›¤› bildirilir.Türkkan’›n iflten ç›kar›lmas›n›n as›l nedenini ›srarla sormas›-n›n üzerine otel yöneticisinin “DHKP-C örgütüne üye misin?”demesiyle Türkkan’n›n iflten at›lmas›n›n nedeni de ö¤renilmiflolur. NNeeddeenn:: HHaallkkttaann dduuyyuullaann KKOORRKKUU..

Antalya Özgürlükler Derne¤i yapt›¤› aç›klamada, sald›r›larkarfl›s›nda y›lmayacaklar›n› ve sesiz kalmayacaklar›n› söyle-di. Ayr›ca aç›klamada KESK ve E¤itim-Sen’e yap›lan bask›nve gözalt›lar da k›nand›.

Say›: 183 47HABER

Page 48: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

AKP’nin iktidarda oldu¤u 6.5y›l boyunca, bir tarafta ka¤›t üzerin-de “AB’ye uyum yasalar›” ç›kart›-l›rken, di¤er yandan halka ve dev-rimcilere yönelik kendinden öncekifaflist iktidarlar› geride b›rakan hu-kuksuzluk politikalar›na baflvurul-du. Bu hukuksuzluk, halk›n devrim-cileflmesini engellemeye yönelikoperasyonlarda en uç noktalara var-maktad›r. Ankara’da, Adana’da an-maya kat›ld›, derne¤e gitti, bir dev-rimcinin resmini tafl›d› diye yap›lantutuklamalarda oolldduu¤¤uu ggiibbii...... VeyaSivas’ta oolldduu¤¤uu ggiibbii......

Tam bir y›l önceydi.

2233 MMaayy››ss 22000088’de Sivas’ta 2288öö¤¤rreennccii,, evleri ve kald›klar› yurtlarsaat 05.00’e do¤ru bas›larak, gözal-t›na al›nd›lar. 24 saat boyunca aile-leri de dahil olmak üzere kimseylegörüfltürülmediler. 12 ö¤renci ertesigün polisten, 12 ö¤renci de 4 güngözalt›nda tutulduktan sonra savc›-l›ktan serbest b›rak›l›rken, 4’ü ise“örgüt üyeli¤i ve yöneticili¤i” iddi-as›yla mahkemeye sevk edildiler veonlar da mahkemeden serbest b›ra-k›ld›lar.

Serbest b›rak›lan EEllbbiill ÇÇ››nnaarr,,‹‹bbrraahhiimm KKaarraattaaflfl,, MMuussttaaffaa DDoo¤¤aannvvee ‹‹llkkeerr EEkkiizz,, polis ve savc›l›¤›nitiraz› üzerine tekrar gözalt›na al›n-d›lar. Gözalt›na al›nd›ktan yyaarr››mmssaaaatt sonra, davaya bakan hakim de-¤ifltirilerek ttuuttuukkllaatttt››rr››lldd››llaarr.. Dos-yalar›na da ggiizzlliilliikk kkaarraarr›› konuldu.

Neydi onlar›n suçu? Suç büyük-tü; AMER‹KA’YA KARfiI KAR‹-KATÜR SERG‹S‹ AÇMIfiLARDI.

Polis önce E¤itim-Sen binas›ndaaç›lmak istenen sergiyi, sendikal›ö¤retmenlere bask› yaparak engel-lemeye çal›flt›. Bunda baflar›l› ola-mad›, ö¤retmenler polisin tehdidineboyun e¤mediler. Sergi aç›ld›.AKP’nin polisi 2 ay boyunca sald›-r› için plan yapt›. Sonunda da birkarikatür sergisinden sansasyonelbir ““DDHHKKPP--CC ooppeerraassyyoonnuu”” ç›kard›.

Türkiye Cumhuriyeti yasalar›n-da “karikatür sergisi açma suçu” di-

ye bir suç yoktu. Olsun, farketmez-di. AKP’nin polisi bir karikatür ser-gisinden suç delili yaratabilecek ye-tene¤e sahipti. Karikatür sergisi,““öörrggüüttee ttaabbaann oolluuflflttuurrmmaa vvee öörrggüü--ttee yyaarrdd››mm yyaattaakkll››kk”” suçuna delilolarak gösterildi. Yasal bir sergiaçanlar iflte böyle bir gecede örgütüyesi, örgüt yöneticisi oluverdiler.

4 ö¤renci BB‹‹RR YYIILLDDIIRR TTUU--TTUUKKLLUU.. Dahas›, davan›n ‹‹DDDD‹‹AA--NNAAMMEESS‹‹ bbiillee hhaallââ hhaazz››rr ddee¤¤iill..Çünkü tutuklaman›n kendisi bafll›bafl›na bir y›ld›rma ve sindirme arac›.

Tutuklama terörü 4 ö¤renciylede s›n›rl› kalmad›. Karikatür sergisi-nin sendika binas›nda yap›lmas›naizin veren BBTTSS ve EE¤¤iittiimm--SSeenn Si-vas fiube baflkanlar› NNeeccddeett SSeezzggii--nneerr ve ÖÖnnddeerr DDoo¤¤aann da 2255 fifiuubbaatt22000099’’da “sol örgüte yer temin et-mek, malzeme kulland›rtmak ve ba-s›n aç›klamas›na kat›lmak” suçla-mas›yla gözalt›na al›n›p tutukland›-lar. Onlar hakk›nda da halen bbiirr iidd--ddiiaannaammee hhaazz››rrllaannmmaadd››.. Devletsendikac›lar› tutuklayarak, “e¤erdevrimcilere destek olursan›z, so-nunuz böyle olur” diye tüm emekçi-lere gözda¤› verip, devrimcileri tec-rit etmek istiyor.

TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonüyesi CHP milletvekili MMaalliikk EEcc--ddeerr ÖÖzzddeemmiirr, konuyu birkaç kezKomisyona getiriyor; ancak ald›¤›cevap, “bir fley yapamay›z” oluyor.Özdemir daha sonra Sivas’taki sav-c›y› ar›yor; sonras› flöyle gelifliyor:

“‹ki buçuk ay kadar önce davay›açan savc›y› arayarak bu kadar za-mand›r iddianamenin neden haz›rolmad›¤›n› sordum. Verdi¤i yan›t;iiflfllleerriimm ççookk yyoo¤¤uunndduu,, bbiirrkkaaçç ggüünneekkaaddaarr hhaazz››rrllaamm››flfl oollaaccaa¤¤››mm, oldu.AAmmaa ssöözzüünnüü ttuuttmmaadd››.” (AktaranMelih Afl›k, Milliyet, 2 Haziran 2009)

‹flte bu ülkede yarg› böyle iflli-yor. Bir y›lda iddianame bile haz›r-lanam›yor! Sorun savc›lar›n, ha-kimlerin görevlerini ihmal etmesi,ifllerinin çok yo¤un olmas› m›? Ha-y›r, asl›nda onlar görevlerini eekkssiikk--

ssiizz yap›yorlar. Faflizmin “tutuklamaterörü” politikas›n› uyguluyorlar.

4 gencin, 2 sendikac›n›n ne içinve nas›l tutukland›klar›, nas›l yarg›-land›klar› düzenin hukuksuz huku-kunu gösteren örneklerden biridir.Hem keyfi bir flekilde tutukla, bir y›lkeyfi olarak yat›r, bir iddianameyibile haz›rlama! Bu, insanlar› sindir-mek, y›ld›rmak de¤il de nedir? Birde Adalet Bak›n› Sadullah Ergin“geciken adalet, adalet de¤ildir” di-yor. Peki adaleti kkiimm ggeecciikkttiirriiyyoorr??

60 binden fazla insan ayn› du-rumda! Adaletin gecikmesi de¤il,ggeecciikkttiirriillmmeessii sözkonusudur.

Devrimciler, halk› gericilefltir-menin, ülkemizi emperyalizme pefl-kefl çekmenin önündeki en büyükve tek engeldir. Bu nedenle de AKPönce ve fliddetle devrimcilere sald›-r›yor. “Terör operasyonlar›” ad› al-t›nda solu yok etmeye, demokratikkurumlar› sindirmeye, herkesi dev-rimcilikten vazgeçirmeye çal›fl›yor.

AKP iktidar› bir karikatür sergi-siyle ddeevvlleettiinn yy››kk››llmmaass››nnddaann kork-tu. O sergiyi açan 4 gencin ve sergi-ye yard›m eden 2 sendikac›n›n dev-leti y›kmas›ndan korktu. Demek kibir karikatür, bir devrimci sistemintemellerini sarsmaya yetiyor. O za-man bu düzen sallant›da demektir.Bunca korkunun, bunca gözda¤›n›n,bütün halka terör uygulaman›n ne-deni de bu olsa gerek.

Binlerce devrimci, demokrat,ilerici insan›n iflkencelerden geçiri-lip y›llarca tutuklu tutulmas›n›n teksorumlusu AKP iktidar›d›r.

Gençlerin suçu büyük. Çünküdevrimciler ve Amerika’ya karfl›lar.Gerici, dinci, iflbirlikçi, Amerikanc›,faflist, mafyac› olmak suç de¤il.Emperyalizme ve iflbirlikçilerinekarfl› olmak suç. Sistemin adaletsiz-li¤i burada bafll›yor ve her aflamada,her yerde devam ediyor.

Hiçbir fley tesadüfi de¤il; hiçbirfley ‘kiflisel” de¤il; her fley belli birpolitika çerçevesinde olup bitiyor.

Devleti y›kacak 4 GENÇ ve 1 SERG‹

48 BÜYÜK SUÇ 7 HHaziran 22009

Page 49: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

Say›: 183 49TAM‹LLER

Sri Lanka ordusunun 2006’da Ta-mil halk›na karfl› bafllatt›¤› büyüksald›r›n›n son aflamas› olarak, bu y›-l›n Ocak-May›s aylar› aras›ndaki sal-d›r›da büyük bir Tamil katliam› ya-fland›. Kaç bin Tamil’in katledildi¤ikonusunda çok say›da de¤erlendir-meler var, ancak Ocak ay›ndan bafl-layan son sald›r›da, sadece dört ayiçinde katledilenlerin say›s›n›n 20 bi-ne yak›n oldu¤u belirtiliyor.

Katlettikleri insan say›s› bir yanabu pervas›z sald›r›da Tamil halk›naadeta bir cehennem yaflatt›lar. Halk›kendi topraklar›nda yaflayamaz du-ruma getirdiler. Tamil halk›n yafla-d›¤› yerler, yak›ld›, yüzbinlerce in-san evlerini terketmek zorunda kal-d›. Sri Lanka hükümeti, Tamil halk›için ttooppllaammaa kkaammppllaarr›› oluflturdu.Toplama kamplar›nda flu an bilinen300 bini aflk›n Tamil’in oldu¤u.Toplama kamplar›nda “Tamil Kap-

lanlar›”n› a盤a ç›-karma gerekçesiy-le sorgu, bask›, zu-lüm hüküm sürü-yor.

Denilebilir ki,son y›llar›n en bü-yük katliam› ger-çeklefltirildi. Katli-am sürerken baz›emperyalist ülkeleraç›ktan destek ver-di. Baz›lar› ise‘görmez’den geldi-ler. Bu da deste¤inbir baflka biçimiy-di...

Sri Lanka dev-letinin bu ölçüdeki pervas›zl›k vekatliamc›l›¤›n›n alt›nda, ABD veAB emperyalizminin aç›k deste¤iyatmaktad›r. Emperyalistler, SriLanka devletinin Tamil Kaplanla-r›’n› (LTTE’yi) yoketmesi için as-keri, siyasi, ekonomik her tür deste-¤i verip, bu katliam›n arkas›ndadurdular.

Bir kez daha görüldü ki, emper-yalistlerin kendi ç›karlar› için yap-mayacaklar› ve yapt›rmayacaklar›hiçbir fley yoktur. Gerekti¤inde ç›-karlar› için bir halk› haritadan, yer-yüzünden silmeyi de göze alm›fllar-d›r. Ayr›ca vurgulamak gerekir ki,her f›rsatta “bas›n özgürlü¤ü”nden,halk›n haber alma hakk›ndan sözeden emperyalist medya, katliamsürerken özellikle katliam› gizleyenbir rol oynad›.

Emperyalizmin katliama deste-

¤i, en aç›k olarak ise BM’nin veBM’ye ba¤l› kurumlar›n tavr›ndasomutland›. BM ve BM ‹nsan Hak-lar› Konseyi, katliam sürerken yap›-lan bütün ça¤r›lara kulak t›kad›.

Katliam›n sürdü¤ü bölgedekiBM görevlileri katliam›n do¤rudantan›¤› olmalar›na ra¤men, BM kat-liam› dünyaya duyurmad›, tersinegerçekleri bürokrasinin koridorla-r›nda örtbas etti.

Sri Lanka ordusunun sürdürdü¤ükatliama ortak olmas› bir kez dahabu kurumun kimden yana oldu¤unuortaya koymufltur. BM’in gerçek-lefltirilen katliam›n kan›tlar›n›n ört-bas edilmesine ortak olmas› SriLanka devletinin bu gücü neredenald›¤›n› da aç›kça göstermektedir.

The Times gazetesi, ad›nda “in-san haklar›” geçen bir kurulufl olanBM ‹nsan Haklar› Konseyi’nin SriLanka hükümetinin “zaferini selam-layan” bir karar ald›¤›n› yaz›yordugeçen hafta. Bu “selamlama”, SriLanka katliamc›l›¤›n›n arkas›ndakigüçleri gösteriyor.

Aç›k ki, Sri Lanka devleti arka-s›nda emperyalistlerin deste¤i ol-madan böyle bir soyk›r›ma girifle-mezdi. Obama’dan insan haklar›bekleyenler emperyalizm gerçe¤inigörmelidirler. Obama, ayn› dönem-de Pakistan ve Afganistan iflbirlikçiyönetimlerine de katliam politikas›-n› empoze etmifltir. Sri Lanka’da,Pakistan’da ve Afganistan’da ayn›günler içinde gerçeklefltirilen katli-amlar, emperyalist tekellerin ç›kar-lar› içindir.

Amerikan Ve Avrupa Emperyalizminin Onay›,‘Uluslararas›’ Emperyalist Kurumlar›n Gözyummas›yla Gerçeklefltirilen Bir Katliam

TAM‹L KATL‹AMI

Berlin’de Onbin TamilYürüdü

Avrupa’da Tamillertaraf›ndan, Sri Lankaordusunun Ocak ay›n-dan beri Tamil halk›nave Tamil Eelam Kap-lanlar›’na yönelik sür-dürdü¤ü katliam pro-testo ediliyor.

30 May›s günü Al-manya’da 10 bine ya-

k›n Tamil katliam› protesto etmekiçin baflkent Berlin’de büyük biryürüyüfl gerçeklefltirdi. Tamiller ya-flanan katliam› ve u¤rad›klar› zul-mü anlatarak, Tamil halk›na destekça¤r›s›nda bulundular.

Tamiller yürüyüfl boyunca ön-derlerinin resimlerini, bayraklar›n›ve ülkelerinin haritalar›n›n yer ald›-¤› dövizleri tafl›d›lar. Yürüyüfltekortejin uzunlu¤u bir kilometreyiafl›yordu. Almanya Fedaral Parle-mentosu’nun bulundu¤u Branden-burger Tor’a kadar devam eden yü-

rüyüfl, burada yap›lan konuflmala-r›n ard›ndan son buldu.

Yürüyüfle Anadolu FederasyonuBerlin Temsilcili¤i’de kat›ld›. Fe-derasyon üyeleri Tamil halk›n›n ya-n›nda oldu¤unu belirtelerek flunlar›dile getirdiler: “Bizler biliyor veinan›yoruz ki; ... HALKI NE YOKEDEB‹L‹R, NE TESL‹M ALAB‹-L‹RLER... Tamil Eelam Kaplanlar›(LTTE) tarihlerinin en büyük sald›-r›s›yla karfl› karfl›ya olsalar da, hak-l› davalar›n› sürdürmenin yolunumutlaka bulacaklard›r.”

Page 50: SÖZÜNÜZÜ TUTUN!yuruyus.biz/pdf/pdf/183.pdf · (*) (Al›nt›lar; 12 May›s 2009, Hürriyet) Analar 1956’da Dersim’in Kocakoç nahiyesinin ‹bifl mezras›nda do¤du. Adli

50 ‹ST‹YORUZ ALACA⁄IZ 7 HHaziran 22009

ÜÜccrreettssiizz UUllaaflfl››mm HHaakkkk››mm››zz ‹‹ççiinnHHaakkkk››mm››zz OOllaann›› SSöökkee SSöökkee AAllmmaakk ‹‹ççiinn......OOrraaddaa OOllaall››mm!!BBiirrlleeflfliirrsseekkÖÖrrggüüttlleenniirrsseekk,, HHaakkllaarr››mm››zz iiççiinn mmüü--ccaaddeellee eeddeerrsseekk,, UUllaaflfl››mm üüccrreettii ssooyygguu--nnuunnaa ssoonn vveerreebbiilliirriizz.. GGüüccüümmüüzzüü bbiirrlleeflfleerreekkbbüüyyüüttmmeelliiyyiizz.. ÜÜCCRREETTSS‹‹ZZ UULLAAfifiIIMM‹‹SSTT‹‹YYOORRUUZZ!!AALLAACCAA⁄⁄IIZZ!!HHAAKKLLIIYYIIZZ KKAAZZAANNAACCAA⁄⁄IIZZ!!

Ö¤renciler, velileri, ö¤retmenleri, bu senenin baflla-r›nda, 23 Mart’ta, giderek tüm yoksullar, tüm emekçi ai-leleri için a¤›r bir yük halini alan ulafl›m sorunuyla ilgi-li bir mücadele bafllatt›lar.

Yapt›klar› ilk eylemle, ulafl›m sorununun ö¤renciler,aileleri ve ö¤retmenleri için can al›c› bir sorun halinegeldi¤ini, ÜÜccrreettssiizz UUllaaflfl››mm talep ettiklerini duyurdularve eklediler: ""‹‹ssttiiyyoorruuzz AAllaaccaa¤¤››zz!!""

Kampanya, bu fliarla sürdürülecekti.

Sorunun çözümü, gençli¤in, velilerinin, ö¤retmenle-

rin güçlerini birlefltirmesinden geçiyordu.

‹stiyoruz Alaca¤›z Kampanyas› 23Mart’tan bu yana ülkemizin birçok fleh-rinde sürdürüldü. Gösteriler, afifller,bildiriler yan›s›ra, bu süre içinde he-men her yerde binlerce imza topland›.

Gerçek fluydu ki, ulafl›m sorunu,tüm yoksullar›n, hele ki çocuk oku-tan tüm yoksullar›n sorunuydu vekime ulafl›labiliyorsa, kime müca-delenin önemi gere¤i anlat›labili-yorsa, o elbette imza veriyordu.

fiimdi toplanan imzalar, ö¤ren-cilere ücretsiz ulafl›m talebinin karfl›lanmas›için, 18 Haziran günü Büyükflehir Belediye

Baflkanl›¤›’na verilecek.

Daha önce baflka flehirlerde imzalar belediyelere ve-rildi. Kimileri “talebinizi görüflece¤iz” dedi, kimileri“bütçemiz elveriflli de¤il” cevab›n› verdi. Bu bir müca-delede. Haklar kolay kazan›lm›yor. Devam edilecek üc-retsiz ulafl›m istenmeye. Sa¤›r kulaklar, duyuncaya ka-dar!

Okullar› bir k›flla, ö¤rencileri asker, ö¤retmenlerikölesi yapmak isteyen düzen, belli bir mücadeleyle dilegetirilen talepleri karfl›lamamak için say›s›z demagojiyebaflvuruyorlar. Ama yine de kazanman›n tek yolu budur:ÖÖrrggüüttllüü mmüüccaaddeellee!! BBiirrlliikkttee mmüüccaaddeellee!! Halk Cephesi,ö¤rencileri, aileleri, ö¤retmenleri, ulafl›m sorunu olanherkesi, 18 Haziran günü saat 14.00’te, ‹stanbul Büyükfiehir Belediyesi önünde sesimizi birlikte yükseltmeyeça¤›r›yor.

‹STANBUL BÜYÜKfiEH‹R BBELED‹YE BBAfiKANLI⁄I’NA

Ulafl›m hepimizin en genel sorunudur. Bir ö¤renci günde bir gidifl-geliflle ortalama 1.70 TL, ayda 51 TL y›ldaise 612 TL harcama yap›yor. Ö¤renci olmayanlarda ise bu oran daha fazlad›r. Günde bir gidifl-geliflle ortalama2.80 TL, ayda 84 TL oluyor yap›lan harcama. Asgari ücretin 527,13 TL oldu¤u ülkemizde ortalama 4 kiflilikbir ailenin ulafl›m masraf› en iyi ihtimalle 270 TL yap›yor. Bir de buna sene de en az iki defa yap›lan zamlar›eklersek ulafl›ma ay›rd›¤›m›z bütçe katlanarak art›yor. Yani bu da gösteriyor ki ulafl›m masraf›m›z› karfl›lamakiçin beslenme, sa¤l›k gibi en temel ihtiyaçlar›m›zdan k›smal›y›z.

ARTIK YETER! - Tüm ö¤rencilere günde bir gidifl bir gelifl ücretsiz ulafl›m sa¤lanmas›n›,

- ‹lkö¤retim ö¤rencilerinin velilerine günde bir gidifl bir gelifl ücretsiz ulafl›m sa¤lanmas›n›,

- Tek vesaitle ulafl›m›n sa¤lanamad›¤› yerlerde ulafl›m›n tek vesaite düflürülmesini,

- Servis ücreti soygununa son verilmesini,

‹ST‹YORUZ! BBiz, bizim oolan› ‹‹ST‹YORUZ! AALACA⁄IZ!

Ücretsiz Ulafl›m Hakk› ‹çin ‹mza Metni

Halk CCephesi’nden ÇÇa¤r›:18 Haziran’da ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Önünde Olal›m!