yil: 1 / sayi: 2 ocak 2005 issn 1305-1202 · caristan, bulgaristan ve mo¤olis-tan’dan daha...

76
E⁄‹T‹M-Ö⁄RET‹M VE B‹L‹M ARAfiTIRMA DERG‹S‹ YIL: 1 / SAYI: 2 • OCAK 2005 ISSN 1305-1202 YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 E⁄‹T‹M-Ö⁄RET‹M VE B‹L‹M ARAfiTIRMA DERG‹S‹ “E¤itim Reformu” Söylemi Üzerine Bir Yaklafl›m Denemesi Prof. Dr. ‹smail DO⁄AN Yeni Müfredat Baflar›l› Olacak m›? Prof. Dr. Osman ÇAKMAK E¤itim ve Ö¤retimde Etik Prof. Dr. ‹nayet AYDIN ‹lkö¤retim Okullar›nda Dinleme Becerisini Nas›l Gelifltirebiliriz? Yrd.Doç.Dr.Nurdan KALAYCI Çocuklarda Davran›fl Sorunu Abdullah F›rat Müfredat Çal›flmalar› ve E¤itimde Reform ‹htiyac› Ahmet GÜNDO⁄DU

Upload: others

Post on 07-Nov-2019

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

E⁄‹T‹M

-Ö⁄

RET‹M VE B‹L‹M

ARAfiTIRMA D

ERG‹S‹ •

YIL: 1 / SAYI: 2 • OC

AK 2005

ISSN 1305-1202

YIL: 1 / SAYI: 2OCAK 2005

E⁄‹T‹M-Ö⁄RET‹M VE B‹L‹M ARAfiTIRMA DERG‹S‹

“E¤itim Reformu” Söylemi ÜzerineBir Yaklafl›m DenemesiProf. Dr. ‹smail DO⁄AN

Yeni Müfredat Baflar›l› Olacak m›?Prof. Dr. Osman ÇAKMAK

E¤itim ve Ö¤retimde EtikProf. Dr. ‹nayet AYDIN

‹lkö¤retim Okullar›nda DinlemeBecerisini Nas›l Gelifltirebiliriz?Yrd.Doç.Dr.Nurdan KALAYCI

Çocuklarda Davran›fl SorunuAbdullah F›rat

Müfredat Çal›flmalar› ve E¤itimde Reform‹htiyac›Ahmet GÜNDO⁄DU

Osm

an T

UR

HA

N

Page 2: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Merhaba,‹kinci say›m›zda yeniden sizlerle birlikteyiz.

E⁄‹T‹ME BAKIfi’›n varl›k sebebi, e¤itim mese-lesine e¤itimcilerin bak›fl›n› yans›tmakt›r. E¤itimkonusunda kayg› tafl›yan de¤erli e¤itimcilerimi-zin bilgi, birikim ve deneyimlerini sizlere bu sa-t›rlar arac›l›¤› ile aktarmay› bir görev biliyoruz.Bu say›m›zda a¤›rl›kl› olarak yeni yap›lan müf-redat çal›flmalar›n› gündeme ald›k.

Biz e¤itimciler, ö¤rencilerimize çözümde gö-rev almay› ö¤retiriz. Zira biliriz ki çözümde gö-rev almayanlar, sorunun bir parças› olurlar. Ye-ni yap›lan müfredat çal›flmalar›yla ilgili yetkili-ler, program›n her türlü katk›ya aç›k oldu¤unusöylüyorlar. Programlar, 2004-2005 e¤itim veö¤retim y›l›nda pilot okullarda uygulan›yor. Buuygulamalar›n neticesinde gelecek y›l 1-5.s›n›flara ait müfredat programlar›n›n bütün ülkeçap›nda uygulanaca¤› söyleniyor.

De¤erli ö¤retmenlerimizden bu konuyu ciddî-ye almalar›n› ve herkesin kendi branfllar› ile il-gili müfredat› inceleyip programlara katk›da bu-lunmalar›n› önemsiyoruz.

Toplumsal hizmet bak›m›ndan insanlar de¤i-flik durumdad›rlar. ‹nsanlar›n toplumdaki hiz-mete katk›lar›n› bir tren örne¤iyle aç›klamakmümkün. Kimi insanlar hizmette trenin lokomo-tifi, kimi vagonu, kimi raylar›, kimi raylar› tutanvidalar, kimi de vidalar›n aras›ndaki çak›l taflla-r› gibidir. Bunlar›n hepsi de toplumsal hizmetekatk›da bulunurlar. Bir de toplumsal hizmete en-gel olanlar vard›r. Yine tren benzetmesinden ha-reket edersek, bunlar› da trene bakanlar ve trenitafllayanlar olarak adland›rmak mümkündür.Treni tafllayanlar, yani ortaya konulan bir pro-jeye katk›da bulunmak yerine elefltiri borbard›-man›na tutanlar, e¤er küçük iseler, yaramaz ço-cuk olarak adland›r›l›rlar. Bu yaramaz çocuk-lar, çözümde görev almad›klar› için büyüdükle-rinde ya banka hortumlarlar, ya banka soyarlarya da bir baflka yerde haks›z kazanc›n peflindekoflarlar.

E¤itime bak›fl ekibi olarak bizler, çözümdegörev alanlar aras›nda olmaya çal›fl›yoruz vesizleri de bu saflarda görmek istiyoruz.

Bir sonraki say›da buluflmak dile¤iyle...

Editör’den....Bu Say›da..... Sayfa

YIL: 1 / SAYI: 2 / Ocak 2005

E⁄‹T‹M-B‹R-SEN’‹N 3 AYLIK ÜCRETS‹Z YAYINIDIR.

E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Ad›na Sahibi

Ahmet GÜNDO⁄DU

Genel

Yay›n Koordinatörü

Halil ETYEMEZ

Yaz› ‹flleri Müdürü

fiaban ABAK

Yay›n KuruluDr.Adil fiEN

fiükrü ÜNALANAs›m ONATAli GÜNEfi

Seyfi ÖZKANAli HATALMIfi‹smail AKBIYIK

Suat SARIDEM‹RHarun ÇAKIR

Mustafa ‹lker fiANÖmer AKSAY

Süleyman BALCI

e-posta: [email protected] site: www.egitimbirsen.org.tr

HAZIRLIK ve BASKI: GEM‹ TANITIM & OFSET: 0 312 353 29 61

Bilgi ‹çinTelefon: 231 23 06 (pbx)

Faks: 230 65 28Bürocell: 0 533 741 40 26

Adres:GMK Bulvar›

fi.Danifl Tunal›gil Sk.No: 3/13 Maltepe-ANKARA

Bir gün ormandaki hayvanlar bir arayagelip okul açmaya karar verirler.

Bir tavflan, bir kufl, bir sincap, bir bal›kve y›lan bal›¤› yönetim kurulunu olufltur-du.

Tavflan, müfredatta koflman›n bulun-mas›n› istemektedir.

Kufl, uçman›n dahil olmas›n›, bal›kyüzmenin dahil olmas›n› ve sincap, a¤acat›rmanman›n mutlaka zorunlu dersler ara-s›nda olmas› gerekti¤ini söylemektedir.Bütün bunlar› bir araya getirip,bir müfre-dat program› yapt›lar ve bütün hayvanla-r›n bu dersleri görmesini istediler.

Tavflan koflu dersinden A al›yor olma-s›na ra¤men, a¤aca t›rmanmak onun içinçok ciddî bir sorundu. Sürekli kafa üstüdüflüyordu.

Bir süre sonra beyni hasar gördü ve es-kisi gibi koflamad›.

Art›k kofluda A almak yerine, C al›yor-du. Ve tabiî, a¤aç t›rmanmada ise her za-

man zay›f al›yordu. Kufl, uçmada çok ba-

flar›l›yd›,ama s›ra toprak kazmaya geldi¤i

zaman, o kadar baflar›l› de¤ildi.

Sürekli gagas›n› ve kanatlar›n› k›r›yor-

du. Bir süre sonra toprak kazma notu hala

F olmas›na ra¤men, uçma notu C' ye düfl-

müfltü. O da a¤aca t›rmanmada çok zorla-

n›yordu.

Sonuçta s›n›f birincisi olan hayvan her

fleyi yar›m yapabilen, geri zekâl› y›lan ba-

l›¤› oldu. Ancak e¤itimciler çok mutluy-

du, çünkü herkes bütün dersleri görüyor-

du.

Ve buna "Genifl Tabanl› E¤itim Siste-

mi" dediler.

(OSHO'nun "Sezgi" kitab›ndan al›nt›-

d›r.)

Bilginizi ve sevginizi büyütün.

Genifl Tabanl› E¤itim SistemiMüfredat Çal›flmalar› ve E¤itimdeReform ‹htiyac› / Ahmet GÜNDO⁄DU..........................1

2004 ‹lkö¤retim Programlar›n›nBaz› Yenilikleri / Dr.Abdulvahap ÖZPOLAT ................6

“E¤itim Reformu” Söylemi Üzerine BirYaklafl›m Denemesi / Prof. Dr. ‹smail DO⁄AN ............11

Yeni Müfredat Baflar›l›Olacak m›? / Prof. Dr. Osman ÇAKMAK ......................15

E¤itimde Yeni Aray›fllar /Doç. Dr. Ali Fuat B‹LKAN................................................21

E¤itim ve Ö¤retimde Etik /Prof. Dr.‹nayet AYDIN ......................................................24

Dile Gelen Dilimiz / fiükrü ÜNALAN ..............................27

Okul Öncesi Ça¤da Üstün Yetenekli Çocuklar›nE¤itimi / Yrd. Doç. Dr.H.Elif DA⁄LIO⁄LU ..................32

Bir Küçük O¤lanc›k Varm›fl (Hikaye)Helen Bukley' den çeviren Jale ONUR ............................40

Çocuklarda Davran›fl Sorunu / Abdullah FIRAT..........42

Çocuk Okulda ve Evde Ne Ö¤renmeli ?ve Okulda Ne Ö¤retilmeli? / Ali Erkan KAVAKLI........45

Saray Akademisi/Enderun Mektebi / Dr.Adil fiEN......49

‹lkö¤retim Okullar›nda Dinleme Becerisini Nas›lGelifltirebiliriz? / Yrd.Doç.Dr.Nurdan KALAYCI ..........53

‹lkö¤retim Sekizinci S›n›f Ö¤rencilerinin LisedeBölüm ve Alan Seçmelerine Yar›m Edilmesi:Özellik-Faktör Yaklafl›m›yla Bir Mesleki RehberlikUygulamas› / Süleyman BALCI........................................64

Ne Okuyal›m? ..................................................................69

Page 3: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 1E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

m illî E¤itim Bakanl›¤›, isabetlibir seçim yaparak müfredatlar›yenileme çal›flmas› bafllatt›.

Bugünkü e¤itim sistemi, s›nav merkezlive tek tip “kurflun asker” yetifltirmeyi he-def al›yor. E¤itimin as›l amac›, ö¤renciyidaha donan›ml› yetifltirme ve yetenekleri-ni daha iyi gelifltirerek hayata haz›rlamaolmal›d›r.

fieyh Edebali Osman Beye:“‹nsan› yaflat ki devlet yaflas›n.” der.

Önemli olan insand›r. E¤er insan›m›z›bilgili, becerikli, ahlâkl› ve donan›ml› ye-tifltirebilirsek baflar›l› olur. Becerikli vebaflar›l› insanlar, devleti yaflat›r, ülkesinikalk›nd›r›r.

Ö¤rencileri donan›ml› ve yetenekleri-ni gelifltirmifl olarak hayata haz›rlayabil-mek için, müfredatlar›n güncellenmesi,e¤itimin alt yap›s›n›n tamamlanmas›, ö¤-retmen e¤itiminin gözden geçirilmesiflart.

a. Müfredatlar tamamen yenilenmelidir.Ö¤renciyi LGS ve ÖSS s›navlar›na

haz›rlayan e¤itim sistemimiz, hayat› gözard› etmektedir. fiehirlerin her köflesindedershaneler aç›lmaktad›r. Dershanelerinhedefi, Fen ve Anadolu Liselerine ve üni-versitelere ö¤renci sokmakt›r. Dershane-ler olmasa da bu okullara girecek olanö¤renci say›s› ayn›d›r. Dershanelerin e¤i-tim sisteminin kalitesine bir katk›s› yok-tur.

Ezberci e¤itimin yetifltirdi¤i insanlar,ülkemizi kalk›nd›ramam›fl, kalk›nm›fl ül-kelerden kredi dilenir duruma düflürmüfl-tür. 81 y›lda Türkiye, Yunanistan’dan al-

t›-yedi kat geri kalm›flt›r. Yunanistan’dakifli bafl›na düflen millî gelir 20 bin, ülke-mizde 3.300 dolard›r. Üreten de¤il, tüke-ten bir ülke konumunday›z. ‹hracat›m›z,ithalat›m›z› karfl›lamamaktad›r.

Bir y›lda al›nan yerli patent say›s›Türkiye’de 44, Amerika’da 122.000.’dir

Türkiye’de 11 y›lda yap›lan patentbaflvurusu, Japonya’da 15, ABD’de 20günde yap›l›yor. Patent alma konusun-da ülkemiz; Kazakistan, Romanya,‹ran, Özbekistan, ‹rlanda, ‹srail, Ma-caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir.

Düflünen, hayal eden, keflifler yapan,bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z var.

Amerika’n›n en zengin adam› Bill Ga-tes, fabrikalar ve büyük sermaye sahibibir insan de¤ildir; aksine beynini kulla-nan ve bilgi satarak zengin olan bir insan-d›r.

As›l zenginlik kayna¤›, yeniliklereaç›k, keflif yapabilen, yetiflmifl insand›r.

Çöl ve kum deryas› bir ülkenin kumihraç etti¤ini düflünelim. Kumun kilosu-nu, ancak 5 cente satabilirler. ‹lim alan›n-da ilerler, kumdan cam yapmay› ö¤renir-lerse cam›n kilosunu bir dolar yedi centesatarlar. Bilgisayar teknolojisine geçer vekumdan bilgisayar ürünleri elde ederlersekilogram›n› 1700 dolara satarlar.

Bilgi böylece zenginlik ve güç kayna-¤› hâline gelir. (Evde ve Okulda Baflar›l›E¤itimin S›rlar›, A. Erkan Kavakl›, NesilYay›nlar›, sh. 56 )

Müfredat sisteminde yap›lacak de¤i-fliklerle, ö¤rencilerin s›nava de¤il, hayatahaz›rlanmas› hedef al›nmal›, LGS ve

Ö¤rencileridonan›ml› veyeteneklerini

gelifltirmifl olarakhayata

haz›rlayabilmekiçin,

müfredatlar›ngüncellenmesi,

e¤itimin altyap›s›n›n

tamamlanmas›,ö¤retmene¤itiminin

gözdengeçirilmesi flart.

Müfredat Çal›flmalar› ve E¤itimdeReform ‹htiyac›

SUNUfi

AhmetGündo¤duE¤itim-Bir-Sen

Genel Baflkan›

MM

Page 4: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi2E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

ÖSS s›navlar›ndan bir an önce vazgeçil-melidir. Okullarda ö¤rencilerin yetenek-lerini gelifltirmeyi esas alan e¤itim prog-ramlar› uygulanmal› ve bu geliflme süre-cini de¤erlendiren s›nav sistemleri gelifl-tirmelidir. En az›ndan ö¤rencinin 12 y›lboyunca ald›¤› notlar esas al›nabilir. Bunotlar›n fliflirme olmamas› için de ö¤ret-men e¤itimine önem vermek gerekir.

b. E¤itimde alt yap› eksiklikleri bir anönce tamamlanmal›.Millî E¤itim Bakanl›¤›, % 100 E¤iti-

me Destek kampanyalar›na ve bütçedenayr›lan pay›n art›r›lm›fl olmas›na ra¤menö¤retmen a盤›n› kapatamamakta, s›n›fta-ki ö¤renci say›s›n› 30’a çekememektedir.30 kiflilik s›n›flarda e¤itim yap›labilmesiiçin hâlen 91.583 dersli¤e ve 200 bin ö¤-retmene ihtiyaç bulunmaktad›r.

Bu rakamlar, ayn› zamanda e¤itimebak›fl aç›m›z› ortaya koymaktad›r. E¤iti-me önem vermeyen, onun alt yap›s›n› ih-mal eden, ö¤retmen a盤›n› kapatamayanbir e¤itim sistemi ile bir yere var›lamaz.

Okullar›m›zda ezbere dayal›, “Otur,kalk, sus!” e¤itimi yap›lmaktad›r. Fen la-boratuvarlar› tam, biyolojik bahçesi olan,kütüphanesi mükemmel, s›n›flar›nda te-pegöz, video, bilgisayar teknolojisi kullan›-lan okullar›m›z, yok denecek kadar azd›r.E¤itim sistemi, bir an önce birlefltirilmifls›n›flar ve ikili ö¤retim ay›plar›ndan kur-tar›lmal›d›r.

c. Ö¤retmen e¤itimine özel bir önemverilmelidir.Ö¤retmen, e¤itimin en önemli unsu-

rudur. Ö¤retmen, canl› bir bilgisayar, ak-tif bir laboratuvar, ayakl› bir kütüphane,

Okullardaö¤rencilerinyeteneklerinigelifltirmeyi esasalan e¤itimprogramlar›uygulanmal› vebu geliflmesürecinide¤erlendirens›nav sistemlerigelifltirmelidir.

Page 5: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 3E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

ö¤rencinin örnek alaca¤› kusursuz birmodel olmak zorundad›r. Bir k›s›m mes-lektafllar›m›z, yeterli e¤itim almad›klar›için yeniliklerden korkar, teknolojidenkaçar durumdad›r. Dersini laboratuvardayapan, s›n›f›nda tepegöz kullanan, su-numlarla ders anlatan, senaryo ile dersveren ö¤retmen say›s›n› h›zla art›rmal›,bu vas›ftakilere de¤er vermeliyiz.

‹nsan bilmedi¤inin düflman›d›r. Nas›lkullan›laca¤›n› bilmedi¤i e¤itim araçlar›n›kullanmaktan korkar. Ders araç ve gereç-lerini kullanmay› ö¤renmeyen ö¤retmen,bunlar› s›n›fa getirmez ve kullanmaz.

Ö¤retmenlerin tamam›, uzun yaz tatil-lerinde pekâlâ e¤itim araçlar›n› kullanmakursundan geçirilebilir. Bu zor bir fley de-¤ildir. Zor olan, ö¤retmenlere de¤erliolduklar›n› hissettirmek, onlara yap-t›klar› iflin, yar›n›n geliflmifl Türkiye’si-ni infla etmek oldu¤unu kavratmak ve

motivasyonlar›n› art›rmakt›r.Ö¤retmenlerin büyük bir k›sm›, moti-

vasyonsuzdur. Sendikam›z›n yapt›¤›araflt›rma, meslektafllar›m›z›n % 87’sininö¤retmene de¤er verilmedi¤i kanaatinitafl›d›¤›n› ortaya koydu. Ö¤retmene ücre-tin ötesinde de¤er vermeliyiz.

Ö¤retmen, e¤itimin motor gücüdür.Hiçbir müfredat program›, hiçbir Po-wer Point program›, hiçbir video, kü-tüphane, tepegöz veya laboratuvar;ö¤retmenin yerini tutmaz, tutamaz.Ö¤renciyi heyecanland›racak, ö¤ren-me aflk› verecek olan ö¤retmendir.

Kendisi heyecanlanmayan ö¤retmen,ö¤renciyi heyecanland›ramaz. Ö¤retme-nimiz maddî yönden daha fazla destek-lenmelidir. Daha da önemlisi manevîyönden de¤erli oldu¤u hissettirilmeli,yapt›¤› iflin ülkenin en önemli ifli oldu¤ukavrat›lmal›d›r.

Ö¤retmen,e¤itimin motor

gücüdür. Hiçbirmüfredat

program›, hiçbirPower Point

program›, hiçbirvideo,

kütüphane,tepegöz veyalaboratuvar;

ö¤retmenin yerinitutmaz, tutamaz.

Ö¤renciyiheyecanland›racak, ö¤renme aflk›

verecek olanö¤retmendir.

Page 6: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi4E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

d. Yönlendirme erken yafltayap›lmal›d›r.Geliflmifl ülkelerde, ö¤rencinin yete-

neklerine uygun e¤itim almas› için yön-lendirme daha erken yafllarda yap›lmak-tad›r. E¤itim sistemimiz hem yönlendir-meyi geciktirmekte hem de meslekî e¤i-timi ihmal etmektedir.

Geliflmifl ülkelerde her mesle¤in oku-lu bulunmaktad›r. Çantadan yetiflme ma-rangoz, duvar ustas›, s›vac›, berber, ay-yakkab› tamircisi bulunmamaktad›r. Av-rupa ülkelerinde meslek okullar›na gidenö¤renci oran› % 70’tir. Ö¤rencilerin an-cak % 30’u üniversiteye ö¤renci haz›rla-yan okullara gitmektedir.

E¤itim sistemi, hem yönlendirmeyigeciktiriyor hem de meslek okullar›n› ih-mal ediyor. Sonuçta 11 y›l okuyan ve hiç-bir mesle¤i ö¤renemeyen gençlerle yüz-yüze kal›yoruz. E¤itim sistemi, iflsizlerordusu yetifltirmekten bir an önce kurtul-mal›d›r.

Gençlerimiz ya üniversite okuyarakbir beceri kazanabilmeli veya orta dere-celi okullarda bir meslek ö¤renebilme-lidir. Gençlerin enerjisini israf etmeyebir an önce son vermeliyiz.

f. E¤itim sistemi gerçek hayattankopuktur. E¤itim, ö¤renciyi s›-nava de¤il, hayata haz›rlamal›-d›r.Gerek üniversite e¤itimi, gerekse mes-

lek liselerinde sürdürülen e¤itim, gerçekhayat› te¤et geçmektedir. Kampüslerdeve okul duvarlar› aras›ndaki e¤itim, ö¤-renciyi hayata haz›rlamaz. Meslek okul-lar›n›n ifl hayat› ile iç içe olma mecburi-

yeti vard›r. Okul yeni bilgilere ulafl›lan vebilgi üretilen yer olmal›. Bilgi hayata ak-tar›lmal›. Okullarda üretilen bilgi, ifl ha-yat›na yans›t›lmal›. Okul ve ifl hayat› ara-s›nda sa¤lam köprüler kurulmal›d›r. Mes-lek liselerinde uygulama dersleri dahaçok yer almal›, teorik e¤itimin en az ikikat›, ifl yerindeki uygulamalara yer veril-melidir.

Üniversiteler, sanayi ve ifl hayat›ndantamam›yla uzak bulunuyor. ‹lim adamla-r›n›n, ülke ekonomisine katk› sa¤lamad›-¤› üniversite e¤itimi teorik olmaya mah-kumdur. ‹fl dünyas›ndan al›nan vergilerlefinansa edilen üniversitelerin, ifl dünyas›-na katk›da bulunmamas› büyük bir çelifl-kidir. Üniversiteler, içinde bulundu¤u an-tidemokratik yap›dan bir an önce kurtul-mal›, reel ekonomiye katk›da bulunacakflekilde yeniden dizayn edilmelidir.

Okul yenibilgilere ulafl›lanve bilgi üretilenyer olmal›. Bilgihayataaktar›lmal›.Okullarda üretilenbilgi, ifl hayat›nayans›t›lmal›. Okulve ifl hayat›aras›nda sa¤lamköprülerkurulmal›d›r.

Page 7: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 5E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Ö¤rencimerkezli,

ö¤renmeyiö¤reten, kiflilikli

ve kimliklibireyler

yetifltiren,demokratik, sivil

toplumoluflturmay›,

kalk›nmay› veileri ülkelerle

yar›flmay› hedefalan bir e¤itim

sistemigelifltirmekzorunday›z.

g. E¤itim, bilgi merkezli de¤il, ö¤rencimerkezli olmal›d›r.Bugün internet sayesinde bilgiye ulafl-

mak kolaylaflt›. Birkaç saniye içinde iste-di¤iniz bilgiyi masan›za indirmeniz hiçde zor de¤il. Art›k e¤itim sistemi, ö¤ren-ciye bilgiyi ö¤retme ve ezberletme çaba-s›ndan kurtulmal›d›r; gençlere bilgiye na-s›l ulaflabilece¤i ö¤retilmelidir.

Ö¤renilmesi gereken bilgi seçilirkenflu sorular›n cevab› verilmelidir:

Bu bilgi neden ö¤renilecektir? Bilgine ifle yarayacakt›r?

Kullan›lamayacak bilgiyi, ö¤rencininhaf›zas›na boca etmenin faydas› yoktur.Kullan›lmayan ve önemsenmeyen bilgi,zaten unutulmaya mahkumdur.

h. E¤itim sistemi demokratiklefltiril-meli ve ça¤dafllaflt›r›lmal›d›r.E¤itim sistemi demokratiklefltirilmeli

ve sivillefltirilmelidir. Talim Terbiye Ku-rulunun belirledi¤i müfredat, bazen aileyive çocuklar› ilgilendirmemektedir. Birkurulun öncelikleri, 16 milyon ö¤renci-nin önceli¤i olmuyor.

Amerika’da yap›lan bir araflt›rmayagöre, ders kitaplar›ndaki konular›n %60’› ö¤rencinin ilgisini çekmiyor. (Okul-da Kaliteli E¤itim, William Glasser, Be-yaz Yay›nlar›, ‹st.)

Bu oran›n Türkiye’de daha yüksek ol-du¤u kanaatindeyim. Ö¤renciler, s›navve not endiflesi ile hayatta lâz›m olmaya-cak bir y›¤›n bilgiyi ö¤renmeye zorlan-maktad›r.

Müfredatlar belirlenirken velilerin ve

ö¤rencilerin ilgisi, önceli¤i ve görüflleridikkate al›nmal›d›r. Almanya ve Ameri-ka’da ö¤rencilerin bir y›l içinde ö¤renme-si gereken konular belirlenirken velilerinve ö¤rencinin görüflü al›nmaktad›r.

Ö¤renci merkezli bir e¤itim sistemigelifltirilmelidir. Sivil toplum önemsen-meli, ö¤rencinin kiflili¤ini ve kimli¤inigelifltirmesi hedef al›nmal›d›r.

Sivil, kiflilikli ve kimlikli bireyler ye-tifltiremezsek sivil toplumu kuramay›z.Demokrasiyi ve ça¤dafllaflmay› sa¤laya-cak olan sivil toplumdur.

Dünyada kalk›nm›fl olan ülkelerin de-mokrasi ile yönetilmeleri tesadüfi de¤ildir.

Darbeler, geri kalm›fl ülkelerde yap›l-maktad›r.

Darbe, diktatörlük ve krall›k ile yöne-tilen ülkeler, ilerleyememekte; bilime, sa-nata ve medeniyete katk›da bulunama-maktad›r.

NET‹CE OLARAK;Ö¤renci merkezli, ö¤renmeyi ö¤reten,

kiflilikli ve kimlikli bireyler yetifltiren, de-mokratik, sivil toplum oluflturmay›, kal-k›nmay› ve ileri ülkelerle yar›flmay› hedefalan bir e¤itim sistemi gelifltirmek zorun-day›z. Yönetmelikler, kanunlar çok önce-den yap›lm›flt›r, eskidir ve eskinin tecrü-belerine dayan›r. Hâlbuki bilgi sürekliyenileniyor ve yeni geliflmeler birbirinitakip ediyor. Kanun ve yönetmeliklerinhakim oldu¤u de¤il; bilginin, hikmetin,ahlâk›n, ilerlemenin temel al›nd›¤› bire¤itim sistemine ihtiyac›m›z var.

Page 8: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi6E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Bilimsel ve teknik alanda meydanagelen geliflmeler toplumsal de¤ifl-menin de h›z›n› art›rmakta ve kap-

sam›n› geniflletmektedir. Ülkemizde de1950’lerden itibaren giderek geliflen de-mokrasi ve 1980’lerden itibaren geliflmeseyri gösteren ekonominin bu de¤iflimdalgas›na ayak uydurdu¤u görülmekte-dir. Ancak ayn› fleyi e¤itim için söylemekmümkün de¤ildir.

Sanayi toplumunun üretim-tüketimiliflkileri ile toplumsal örgütlenme mode-line dayal› e¤itim sistemimizin bilgi ça¤›-na geçiflin sanc›lar›n›n yafland›¤› günü-müzde ekonomi, demokrasi ve teknolojikgeliflmelere uyumlu hâle getirilmesi, hat-ta söz konusu alanlar› daha da gelifltire-cek hâle getirilmesi, yani, e¤itimde kali-tenin yükseltilmesi acil bir ihtiyaç olarakkarfl›m›za ç›kmaktad›r.

Ülkemizin AB perspektifi, e¤itim bi-limleri alan›nda ve bilgi teknolojilerindemeydana gelen önemli geliflmeler, ulusalve küresel ölçekte yaflanan etkili toplum-sal de¤iflme süreçleri; toplumun de¤iflen,geliflen ve çeflitlenen gereksinimleri buihtiyac›n fliddetini daha da art›rmaktad›r.

Bu gereklilik kapsam›nda, Millî E¤i-tim Bakanl›¤› Talim ve Terbiye KuruluBaflkanl›¤›nda “‹lkö¤retim ve Orta Ö¤re-tim Düzeyinde Ö¤retim Programlar› Ta-sar›m› Projesi” gelifltirilmifl ve uygula-maya konulmufltur. Proje çerçevesinde‹lkö¤retim 1-5. s›n›flar düzeyinde Türk-çe, Matematik, Hayat Bilgisi, Sosyal Bil-giler, Fen ve Teknoloji derslerinin ö¤re-tim programlar› de¤ifltirilmifltir. De¤iflti-rilen programlar›n bu ö¤retim y›l›ndaAnkara, ‹stanbul, ‹zmir, Diyarbak›r,

Samsun, Kocaeli, Bolu, Hatay ve Van il-lerinde belirli kriterlere göre seçilen veTürkiye evrenini temsil eden toplam 120okulda pilot uygulamas› yap›lmaktad›r.2005-2006 ö¤retim y›l›nda ise, bütünTürkiye’de uygulamaya konulacakt›r.

‹lkö¤retimin 6-8. s›n›flar›n›n Türkçe,Matematik, Sosyal Bilgiler, Fen ve Tek-noloji derslerinin ö¤retim programlar›ngelifltirilmesi çal›flmas› ise belirlenen birtakvim dahilinde devam etmektedir.

Bilindi¤i gibi:1) Davran›flç› program yaklafl›m›na gö-

re haz›rland›klar› ve bu yaklafl›m›esas alan ö¤renme kuramlar› da sa-nayi toplumun koflullar›na hitap et-tikleri için, programlar›m›z, bilgitoplumun gerekleri olan üst düzey zi-hinsel becerilerin (karar verme, prob-lem çözme, bilgiyi yap›land›rma veyönetme, elefltirel düflünme, yarat›c›düflünme, iletiflim kurma, araflt›rma-sorgulama vb.) geliflmesine yeterikadar imkân vermemektedir.

2) Tekli ve basit neden sonuç iliflkisiniesas alan epistemik yap›ya dayal› ol-mas› nedeniyle, mevcut programlar›-m›z esnek, diyaloga aç›k, sevgiyi vepaylaflmay› öne ç›karan toplumsal et-kileflim biçimleri için yeterli derece-de sosyo-kültürel imkân haz›rlaya-mamaktad›r.

3) Sekiz y›ll›k zorunlu e¤itime geçme-den önce ilkokul/orta okul ayr›m› te-melinde haz›rlanan mevcut program-lar›m›z›n, 1-8 inci s›n›flar kapsam›n-da ilkö¤retim bütünlü¤üne imkânvermemektedir.

4) Farkl› zamanlarda haz›rlanmas›ndan

Sanayitoplumununüretim-tüketimiliflkileri iletoplumsalörgütlenmemodeline dayal›e¤itimsistemimizinbilgi ça¤›nageçiflinsanc›lar›n›nyafland›¤›günümüzdeekonomi,demokrasi veteknolojikgeliflmelereuyumlu hâlegetirilmesi, hattasöz konusualanlar› daha dagelifltirecek hâlegetirilmesi, yani,e¤itimdekaliteninyükseltilmesiacil bir ihtiyaçolarak karfl›m›zaç›kmaktad›r.

2004 ‹lkö¤retim Programlar›n›nBaz› Yenilikleri

BB

Dr.Abdulvahap

ÖzpolatE¤itim-Ö¤retim ve

Program DaireBaflkan

Page 9: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 7E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

dolay› mevcut ö¤retim programlar›-m›zda dersler-üniteler-konular-s›n›f-lar aras›nda birbirini tamamlay›c›l›kiliflkisi yetersizdir.

5- Zorunlu e¤itim süresinin befl y›l olma-s› nedeniyle söz konusu yasadan ön-ce gelifltirilen ve hâlen uygulamadaolan baz› derslerin programlar› çokyo¤undur.

6- Mevcut ö¤retim programlar›m›zdabelirlenen amaçlara yine belirlenenkonular arac›l›¤›yla ulafl›lmas› hedef-lenmifltir. Bu nedenle de “konu” ta-banl›d›rlar.

Yeni ilkö¤retim 1-5. s›n›f ö¤retimprogramlar›nda ise yap›land›r›c› programyaklafl›m› gere¤i bilgininin zihinde inflaedilmesi anlay›fl› benimsenmifltir. Bunagöre, ö¤renci, ö¤renme sürecinin objeside¤il, subjesidir. Sürecin haz›rl›k aflama-s›ndan, de¤erlendirme aflamas›na kadar,aktif ve sonucu tayin eden aktörlerden bi-ridir. Bilgi, ö¤rencinin d›fl›nda herhangibir yerde de¤il, çevresindeki araçlar› kul-lanarak kendisinin yap›land›rd›¤›, dolay›-s›yla kendinden olan bir fleydir. Onun ta-raf›ndan öncekinden farkl›laflt›r›larak öz-nellefltirilmifltir. Kendisi taraf›ndan üre-tildi¤i/yap›land›r›ld›¤› için, ö¤renci ilebilgi aras›ndaki aidiyet ba¤› güçlüdür.Dolay›s›yla kal›c› ö¤renme söz konusu-dur.

Programlarda bask›n lineer düflünceyöntemi yerine, karfl›l›kl› nedensellik il-kesi ve çoklu sebep-çoklu sonuç anlay›fl›-na dayal› bir düflünme yöntemi öne ç›ka-r›lm›flt›r. Bu yaklafl›mla, düflünme yönte-minin daha da rasyonalize edilmesi, ö¤-rencilerimizde esnek düflünme becerisi-

nin gelifltirilmesi hedeflenmifltir.Yeni programlarda bilginin yan›nda,

beceriler, de¤erler ve tutumlara da önemverilmifltir. Programlardaki her bir kaza-n›m ifadesinin bir “bilgi”yi, bir “bece-ri”yi, bir “de¤er”i, bir “tutum”u, veyabunlar›n bir kaç›n› veya tamam›n› kapsa-mas›na özen gösterilmifltir.

Programlarda, ilkö¤retim bütünlü¤üesas al›nm›flt›r. Beflinci s›n›ftan alt›nc› s›-n›fa geçerken ö¤renci ve ö¤retmenlerinyak›nd›¤› ve önemli ölçüde programdankaynaklanan ba¤lant›s›zl›k ve uyumsuz-luk problemi giderilmifltir. Bunu sa¤la-mak için, her dersin kendi içinde kaza-n›mlar› aras›nda dikey iliflkilendirmeleryap›lm›flt›r. Ayn› s›n›fta okutulan farkl›derslerin kazan›mlar› aras›nda da paraleliliflkilendirmeler yap›lm›flt›r.

Giderek önemli birer ö¤renme alan›hâline gelen özel e¤itim, rehberlik ve psi-kolojik dan›flma, sa¤l›k kültürü, giriflim-cilik, kariyer bilincini gelifltirme, spor veolimpik e¤itim, vatandafll›k e¤itimi ve in-san haklar› ile ilgili temel bilgi, beceri,de¤er ve tutumlar “Ara Disiplinler” üstbafll›¤› alt›nda bütün derslere entegreedilmifltir.

Programlar “etkinlik” tabanl›d›r.Program›n kazan›mlar›na etkinlikler yo-luyla ulafl›lmas› esas al›nm›flt›r. Her birkazan›ma ulaflmay› sa¤layan ve ülkeninher taraf›nda uygulanma kabiliyeti bulu-nan çok say›da etkinlik örneklerine prog-ramda yer verilmifltir. Programlarda veyak›lavuzlar›nda bulunan etkinliklerin herbiri, program›n kazan›mlar›n› gerçeklefl-tirebilmesi için özenle kurgulanm›flt›r.

Programlar “ aktiflik” ilkesine dayal›-

Programlarda,ilkö¤retim

bütünlü¤ü esasal›nm›flt›r.

Beflinci s›n›ftanalt›nc› s›n›fa

geçerkenö¤renci ve

ö¤retmenlerinyak›nd›¤› ve

önemli ölçüdeprogramdankaynaklanan

ba¤lant›s›zl›k veuyumsuzluk

problemigiderilmifltir.

Page 10: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi8E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

d›r. Dersin haz›rl›k, ifllenifl ve de¤erlen-dirme aflamalar›nda ö¤retmen kadar ö¤-renci de aktiftir. Özellikle etkinliklerinuygulanma sürecinde ö¤renci ö¤retmen-den çok daha aktiftir.

Etkinliklerinin pek ço¤u ancak gruphâlinde uygulanabildi¤i için, programlargrup dinamizmini gerektirmektedir. Bunedenle ekip bilincini gelifltirmekte vegrup içinde sosyalleflme sürecini gerçek-lefltirmektedir.

Programlar›n etkinlik tabanl› olmas›,dersi e¤lenceli ve kat›l›mc›; ö¤renmeyide kal›c› hâle getirmektedir. Çünkü, et-kinli¤in bütün aflamalar›nda ö¤rencininbirden fazla duyu organ› ö¤renme süreci-ne aktif biçimde kat›lmaktad›r.

Programlar ö¤renci merkezlidir. Ka-zan›mlar kurgulan›rken empatik bir ba-k›fl aç›s›yla ö¤rencilerin düzeyleri, bek-

lentileri, ça¤ nüfusunun psikolojik özel-likleri dikkate al›nm›flt›r. Ö¤renci, süre-cin pasif ve edilgen bir ö¤esi olmaktan ç›-kar›lm›fl, ö¤retmenle birlikte sürecin ak-törlerinden biri hâline getirilmifltir. Ayr›-ca, kimlik ve kiflilik olarak da ö¤renciyedair fark›ndal›k sürecini h›zland›ran ka-zan›mlar ve etkinlikler konulmufltur.

Program›n kazan›mlar› tematik ve sar-mal bir yap› içinde ele al›nm›flt›r. Bu ya-p›yla, dersin birbirinden kopuk konularfleklinde ifllenmesinin önlenmesi amaç-lanm›flt›r.

Program, durumsall›k ilkesi ba¤la-m›nda ö¤retmenin yarat›c›l›¤›n›n ortayaç›kmas›na imkân verecek esnek bir yap›-ya sahiptir.

Ölçme de¤erlendirme uygulamalar›n-da sonuca dayal› bir anlay›fl yerine, süre-ci de de¤erlendiren bir anlay›fla geçilmifl-

Programlarö¤rencimerkezlidir.Kazan›mlarkurgulan›rkenempatik birbak›fl aç›s›ylaö¤rencilerindüzeyleri,beklentileri, ça¤nüfusununpsikolojiközellikleridikkateal›nm›flt›r.

Page 11: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 9E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

tir. Programlar›n aç›klamalar k›sm›ndahangi kazan›mlar›n hangi ölçme arac› ilede¤erlendirilece¤i belirtilmifltir. Ayr›ca,çok say›da ve alternatifli ölçme araçlar›naprogramlar›n k›lavuzunda yer verilmifltir.

Türkçe’ye duyarl›l›k tüm derslerin anabecerisi hâline getirilmifltir. fiimdiye ka-dar Türkçe dersinden ayr› olan yaz› dersiprogram›n›n kazan›mlar› Türkçe dersikapsam›na al›nm›flt›r. Böylece Türkçedersindeki ikili program uygulamas› son-land›r›lm›flt›r. ‹lk okuma yazma yöntemide Türkçe’nin yap›sal özelliklerine dahauygun hâle getirilmifltir.

Programlar uygulama k›lavuzlar› ilebirlikte haz›rlanm›flt›r. K›lavuzlarla,programlara uygun daha iyi ders kitab› veö¤retim materyali haz›rlanmas›nda ya-y›nc›lara, program›n kazan›mlar›na ula-fl›lmas› hususunda ö¤retmenlere yard›m-c› olmak amaçlanm›flt›r.

Programlar›n uygulamaya konulaca¤›2005-2006 Ö¤retim y›l›ndan itibaren,flimdi oldu¤u gibi sadece ders kitab› kul-lan›lmayacak; program› de¤iflen dersleriçin, ders kitab›n›n yan›nda ö¤renci çal›fl-ma kitab› ve ö¤retmen k›lavuz kitab› dabas›lacak ve kullan›lacakt›r.

Yeni programlarda, mevcut program-lar›m›zda yer almayan yeni bilgi ve bece-rilere yer verilmifltir. Mevcut programla-r›m›zda yer alan ve ö¤rencilerin düzeyineuygun bulunmayan baz› konular da üsts›n›flara kayd›r›lm›flt›r. Kazan›mlar›n sa-y›s› ve yo¤unluk derecesi dikkate al›na-rak s›n›flar aras›nda dengeli bir da¤›l›msa¤lanm›flt›r. Bilgi, kullan›m veya beceride¤eri olmayan konular da ay›klanarakprogramdan ç›kar›lm›flt›r.

Programlarda ön koflul ö¤renmeyi ge-rektiren durumlara özen gösterilmifltir.Bu amaçla s›n›f seviyelerine göre dersle-rin kavram analizleri yap›lm›fl, ders-ler/ö¤renme alanlar›/üniteler ile ilgilikavramlar sistematik bir yap› içinde ve-rilmifltir.

Program format› sade ve anlafl›l›r birflekilde düzenlenmifltir. Çeflitli sembollermarifetiyle programlara aç›klamalar k›s-m› yerlefltirilmifltir. Ö¤retmenin ilk ba-k›flta hangi kazan›m› hangi etkinlik/etkin-liklerle iflleyece¤ini ve bunu di¤er hangiderslerle iliflkilendirece¤ini görebilece¤ive planlayabilece¤i flekilde düzenlenmifl-tir.

Program gelifltirme çal›flmalar›ndaolabildi¤ince genifl kesimlerin katk› vede¤erlendirmelerinden yararlan›lmayaçal›fl›lm›flt›r. Bu konuda, e¤itim tarihi-mizdeki tecrübe ve Millî E¤itim Bakanl›- Programlarda ön

koflul ö¤renmeyigerektiren

durumlara özengösterilmifltir.

Bu amaçla s›n›fseviyelerine görederslerin kavram

analizleriyap›lm›fl,

dersler/ö¤renmealanlar›/üniteler

ile ilgilikavramlar

sistematik biryap› içindeverilmifltir.

Page 12: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi10E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

¤› ve Üniversitelerin yak›n dönem çal›fl-malar› da dikkate al›narak e¤itim sis-temi bir bütün olarak ele al›nm›fl ve“nas›l bir insan modeli?” sorusuna12 y›ll›k zorunlu e¤itim vizyonuiçinde cevap aranmaya çal›fl›l-m›flt›r.

Bu amaçla:• Dokuz ülkenin e¤itim sistemi

ve programlar› gözden geçiril-mifltir.

• PISA, TIMMS, PIRLS vb uluslararas› araflt›rmalar sonuçlar› iti-bariyle de¤erlendirilmifltir.

• 114 akademik tez incelenmifl ve programlar haz›rlan›r-ken bulgular›ndan yararlan›lm›flt›r.

• 37 sivil toplum kuruluflunun top-lant›lar yoluyla; 25’inin ise resmîyaz›yla programlar hakk›ndaki gö-rüflleri al›nm›flt›r.

• 2133 ö¤retmenin, 697 müfettiflin,9192 velinin ve 26304 ö¤renciningörüflleri, program gelifltirme süre-cinin de¤iflik aflamalar›nda de¤er-lendirilmifltir.

2004 ö¤retim programlar›n›n geliflti-rilme sürecinde, Türkiye Cumhuriye-ti’nin kuruluflunda Atatürk’ün çizdi¤ivizyon, Anayasal ve yasal çerçevede ön-görülen insan yetifltirme modeli, ülkemi-zin tarihsel-kültürel birikimi, dünyadakive ülkemizdeki de¤iflmeler/geliflmeler,demokrasiye ve ekonomiye duyarl›l›k,bilimsel araflt›rmalar›n sonuçlar›, paydafl-lar›n görüflleri, AB normlar›, hayat boyuö¤renme gibi ilke ve kriterler program›ntemel referans noktalar›d›r.

2133ö¤retmenin, 697müfettiflin, 9192velinin ve 26304ö¤renciningörüflleri,programgelifltirmesürecinin de¤iflikaflamalar›ndade¤erlendirilmifltir.

Page 13: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 11E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

E ¤itim, özgün oldu¤u kadar ilginçbir aland›r. E¤itimi her dönemiçin önemli hâle getiren de biraz

da bu yönüdür. Özgündür çünkü, geçmi-flin birikimini harmanlayarak gelece¤inanahtar› olma gibi bir iflleve sahiptir. ‹l-ginçtir çünkü bu alanda manevra olana¤›bulan herkesin da¤arc›¤›na bir fleylerakar. E¤itimi “e¤itimcilere b›rak›lmaya-cak kadar önemli” bulan anlay›fl ise buikinci boyutta ortaya ç›kar. Çünkü herke-sin bir fleyler edindi¤i bu alanda hemenherkes uzman olup ç›kar. Siyaset ise buuzmanl›¤› mekanik bir yetenek olarakgörme ve kullanma e¤ilimindedir ve ge-nellikle de bizdeki siyaset-e¤itim iliflki-sinde bu e¤ilim basar.

Millî E¤itim Bakanl›¤›’n›n son gün-lerde kamuoyuna, “e¤itimde yap›sal de-¤iflim”, “e¤itimde reform”, “e¤itimdedevrim” olarak yans›t›lan giriflimi siyase-tin Türkiye’deki geleneksel e¤ilimininkarakteristik bir örne¤idir. Baz› köfle ya-zarlar›n›n sütunlar›na böylesine iddial›bafll›klarla tafl›nan Bakanl›k girifliminingerçekte e¤itimin bürokratik siyasal vesorumlular›na heyecan verdi¤i anlafl›l›-yor. Ancak burada içi ve içeri¤i doldurul-mayan giriflimlerin heyecandan öte birfley getirmedi¤i gerçe¤i göz ard› edilme-melidir. Ne var ki genellikle e¤itim ala-n›nda Türkiye’de bu hep böyle olmufltur.Heyecan ve coflkularla bafllanm›fl ve fa-kat bafllang›çtaki noktaya geri dönülmüfl-tür.

Cumhuriyet tarihinin 16 E¤itim fiura-s› bu heyecanlar› besleyip üreten e¤itimortamlar›n›n bafl›nda gelir. De¤iflimin ön-gördü¤ü temel ve evrensel de¤erler yeri-

ne toplumun günübirlik e¤itim ve kültürsorunlar›nda odaklaflan fiuralar, siyasetegünübirlik heyecanlar empoze etmifltir.Bu yüzden Türkiye’de e¤itim, heyecanla-r›n ve heyecanl› insanlar›n manevra ala-n›na dönüflmüfltür.

Son günlerin bu coflkulu e¤itim gün-demine yak›ndan bak›ld›¤›nda kopar›lanonca f›rt›nan›n bu alanda flimdiye kadargörülenlerden pek farkl› olmad›¤› anlafl›-l›r. Millî E¤itim Bakanl›¤›, Talim ve Ter-biye Kurulu marifetiyle ‹lkö¤retim müf-redat›n› dünyadaki geliflmelere uygunolarak tepeden t›rna¤a de¤ifltirdi¤ini aç›k-l›yor. Bunu da kamuoyuna büyük e¤itimreformu olarak sunuyor. Yap›lanlar ger-çekten bir e¤itim reformu mudur?

Reforma esas olan ve Talim TerbiyeKurulu Baflkan›n›n e¤itimde zihniyet de-¤iflikli¤i olarak sundu¤u bu yeni düzenle-me giriflimi flöyle özetleniyor:

“Dünya son elli y›lda e¤itim alan›ndabefl büyük reform gerçeklefltirdi (...) Tür-kiye’de e¤itim 1940’l› y›llarda kalm›flt›r.Oysa dünya, ‹kinci Dünya Savafl› öncesi-ne ait olan bu e¤itim anlay›fl›n›, önce sa-nayi toplumuna geçiflte de¤ifltirdi. fiimdide sanayi toplumundan bilgi toplumunageçiflte de¤ifltiriyor. Biz de bu dalgay› ya-kalayaca¤›z. Bu, çocuklar›m›z›n, gençle-rimizin, Türkiye’nin gelece¤i için gerek-li. Zihniyet de¤iflimini aktarmak bak›-m›ndan flunu söyleyebilirim: Bizim e¤i-tim sistemimiz, Newton paradigmas›nadayan›r. Bunu de¤ifltiriyoruz ve Newtonparadigmas› yerine Quantum paradigma-s›n› esas al›yoruz.”

Bu sunumda Nevwtoncu yaklafl›mlaQuantum yaklafl›m farkl›l›klar› ise flöyle

Millî E¤itimBakanl›¤›’n›nson günlerdekamuoyuna,

“e¤itimdeyap›sal

de¤iflim”,“e¤itimdereform”,

“e¤itimdedevrim” olarak

yans›t›langiriflimi siyasetin

Türkiye’dekigeleneksele¤iliminin

karakteristik birörne¤idir.

“E¤itim Reformu” Söylemi ÜzerineBir Yaklafl›m Denemesi

e-posta:[email protected]

.edu.tr

Prof. Dr. ‹smail

Do¤anAnkara.Ü.

E¤itim BilimleriFak.

EE

Page 14: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi12E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

aç›klan›r: “Newtoncu sistem basit neden-sonuç iliflkisine dayal› bir anlay›flt›r.Olaylara siyah-beyaz bakar. Ya vard›r yayoktur, ya do¤rudur ya ya yanl›flt›r gibi.Oysa Quantum paradigmas›nda karfl›l›kl›nedensellik esast›r. fiimdi e¤itim sistemi-mizi buna oturtaca¤›z. Örne¤in Newton-cu yaklafl›mda, çocu¤a trafikte yeflil ya-n›nca geç diye ö¤retilir. Yeflil yanmas›geçmek için yeterli görülür. Oysa karfl›yageçmek için baflka faktörler de dikkateal›nmal›d›r. Arabalar›n da durmas› gere-kir. Yayan›n arabalar› kontrol etmesi, flo-förle göz temas› geçifl güvenli¤i için et-kendir. Quantum yaklafl›m› budur. Bir-den fazla nedeni, birden fazla sonucu gözönüne al›r, tart›fl›r.”

Hiç kuflkusuz hedefler ve dünyay› ya-

kalama iste¤i aç›s›ndan bu giriflimin vegiriflime yans›yan felsefenin iyi niyetüzerinde geliflen bir eylem plan› oldu¤udüflünülebilir. Ancak her alanda oldu¤ugibi iyi niyet, giriflimlerin hata, zaaf veyan›lg›larla mâlul olmas›n› engellemiyor.“E¤itimde Yap›sal De¤iflim” olarak ka-muoyuna sunulan bu giriflim bizzat Talimve Terbiye Kurulu Baflkan›’n›n aç›klama-s›nda ortaya ç›kan iki önemli yan›lg›y›içerir:

Bunlardan ilki Türk e¤itiminin 1940’l›y›llarda kalm›fl oldu¤una dair belirleme-dir. Bu belirleme 1940’l› y›llardan bu ya-na Türkiye’de e¤itim ad›na difle dokunurhiçbir fley yap›lmad›¤›n› iddias›n› tafl›r.Elbette bu, yanl›fltan da öte fâhifl bir bilgihatas›d›r. Çünkü Türk e¤itimi bütün e¤i-Hiç kuflkusuz

hedefler vedünyay›yakalama iste¤iaç›s›ndan bugiriflimin vegiriflime yans›yanfelsefenin iyiniyet üzerindegeliflen bir eylemplan› oldu¤udüflünülebilir.Ancak heralanda oldu¤ugibi iyi niyet,giriflimlerin hata,zaaf veyan›lg›larla mâlulolmas›n›engellemiyor.

Page 15: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 13E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

tim tarihimiz içinde en önemli felsefî dü-zenlemeyi 1973 y›l›nda gerçeklefltirmifl-tir. 1739 Say›l› Millî E¤itim Temel Ka-nunu Türkiye’de e¤itimde zihniyet de¤i-flikli¤inin en önemli belgesidir. Bu yasaayn› zamanda, ilk, orta ve yüksekö¤reti-min tan›m›, alan ve s›n›rlar›n›n temel ay-r›nt›lar›n› ortaya koymak suretiyle bire¤itim reformunun içermesi gereken te-mel ö¤elerini öne ç›kar›r. Bugün MillîE¤itim Bakanl›¤› ad›na konuflanlar›n,“düflünen, soran, sorgulayan, özgür nesil-ler yetifltirmek istiyoruz, iflin özü budur”derken; gerçekten iflin özünü ve felsefesi-ni bu yasadan ald›klar›n› “nas›l görmez-den gelirler?”, bunu anlamak mümkünde¤ildir. Türk Milletinin bütün bireyleri-ni “..geliflmifl bir kiflili¤e ve karaktere,hür ve bilimsel düflünme gücüne, geniflbir dünya görüflüne sahip (...) yap›c›, ya-rat›c› ve verimli kifliler olarak yetifltir-mek”amac›nda olan Temel Yasa’n›n bu-gün “iflin özü” olarak belirlenen hedeftenne fark› vard›r? Elbette ki yoktur, üstelikYasa bugünlere iliflkin insan profilini y›l-lar öncesinden öngörmüfltür. O hâlde te-mel yasaya yans›t›lan felsefe ve vizyonkarfl›s›nda bugün Bakanl›kça öne ç›kar›-lan anlay›fl ne kadar özgündür? Tart›flma-ya aç›kt›r.

Bakanl›¤›n yeni düzenlemeleri kamu-oyuna sunarken düfltü¤ü ikinci yan›lg› dazihniyet dönüflümü için öngördü¤ü yön-tem bilgisinde ortaya ç›kar. Newton veQuantum örnekleriyle verilen ve olaylar›alg›lay›fl için bir yöntem fark›n› öne ç›ka-ran bu karfl›laflt›rman›n özü, bilimsel yön-temin bilinen öyküsünde yatar. Pozitivistfelsefenin de zeminini teflkil eden klasik

anlay›fl olaylara kat› bir determinizmle(nedensellik) yaklafl›r. A olursa B mutla-ka olur gibi. Oysa bu kat› nedensellik da-ha On Dokuzuncu Yüzy›l›n ikinci yar›-s›nda yerini olas›l›kç› bir anlay›fla b›rak-t›. A olursa B mutlaka olur de¤il; B’ninolmas› A’ya ba¤l› bir dizi, birden fazlaseçene¤e ba¤l›d›r. Bat›’da sosyal bilimle-rin geliflmesi bizatihî bu anlay›fl›n ürünü-dür. Çünkü böylelikle sosyal olaylar›n dabiliminin yap›labilece¤i gerçe¤i hayatageçti. Bu yeni anlay›fl olaylara “tek ne-denli” bakma yerine “çok nedenli” bak-may› gerekli k›l›yordu. Böylelikle birolay›n birden fazla nedeni olabilir düflün-cesi ayn› zamanda bir zihniyet dönüflü-münü de beraberinde getirdi.

Hâl böyle iken Millî E¤itim Bakan-l›¤› yetkililerinin, bundan böyle gençkuflaklar “olaylara çok nedenli” yakla-flacaklar tezinin aktüel de¤eri Bat›n›nyüz elli y›l önceki aflamas›na tekabüleder. fiimdi sorun bunun çok ötesinde or-taya ç›k›yor: Olaylara “çok nedenli” ba-kabilme bir yöntem iflidir ve bu yönteminöncelikli alan› sosyal bilimlerdir. Sistemiçinde üvey evlat muamelesi gören sosyalbilimlerin mevcut k›r›k dökük hâliyleE¤itim Bakanl›¤›’n›n iflaret etti¤i “dev-rim” “yada “reform” nas›l gerçekleflebi-lir?

Sosyal Bilimlerin temel dersleri aç›-s›ndan bak›ld›¤›nda ise olay›n vehametiortaya ç›kar. Bunlardan Sosyoloji, SosyalBilimler Alan›n›n yaln›zca 2.s›n›f›nda,di¤er alanlar›n yine ayn› döneminde“alan seçmeli ders” olarak ve haftada üçsaatle s›n›rl›d›r. Felsefe dersleri ise Lise3. S›n›fta Sosyal Bilimler alan›n›n zorun-

Olaylara “çoknedenli”

bakabilme biryöntem iflidir ve

bu yönteminöncelikli alan›

sosyalbilimlerdir.

Sistem içindeüvey evlat

muamelesigören sosyal

bilimlerinmevcut k›r›k

dökük hâliyleE¤itim

Bakanl›¤›’n›niflaret etti¤i

“devrim” “yada“reform” nas›l

gerçekleflebilir?

Page 16: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi14E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

lu dersi, Fen ve Matematik alanlar›n›nSosyoloji ve Mant›k grubu içindeki zo-runlu seçimlik dersi olarak iki saatle s›-n›rl›d›r. Bu seçimde ö¤renci felsefe yeri-ne mant›k ya da sosyoloji seçebilir, budurumda ise felsefe okumadan Lisedenmezun olabilir; nitekim böyle de olmak-tad›r.

SonuçMillî E¤itim Bakanl›¤›n›n baz› köfle

yazarlar› marifetiyle kamuoyuna Cum-huriyet tarihinin en büyük e¤itim reformuolarak sundu¤u projenin büyüklü¤ü biryana reform olarak sunulmas› bilebizatihî kavram›n ruhuna ayk›r› ve dola-y›s›yla yanl›flt›r. Reform belirli bir alan›ntüm temel ö¤elerini içeren kuflat›c› birkavramd›r. Bu çerçevede bir e¤itim refor-mu Ana Okulundan Yüksek Ö¤retimetüm örgün e¤itimi ile birlikte örgün olma-yan boyutlar› alan›n temel ö¤elerini (ö¤-retmen, ö¤renci, veli vs.) kuflatacak ay-r›nt›lar› içermesiyle gerçekleflir. Kendile-rinden önce bir fley yap›lmad› iddias› ileortaya ç›kan Bakanl›kyetkilileri, esasen ken-dinden öncekileri üre-ten ve tekrarlayan k›-s›rdöngüye düflüyor-lar. Bu son örnek Türke¤itiminin en büyükeksikli¤inin sebat veistikrar oldu¤unu birkez daha ortaya koy-du. Doksanl› y›llara“s›n›f geçme”, “dersgeçme”, “kredili sis-tem” ve “alan seçmeliprogram” uygulamala-

r›yla birlikte dört ayr› sistem s›¤d›ran vedeneyen Bakanl›k ve e¤itim bürokrasisibu son giriflimleriyle de e¤itim dünyam›-z›n hantal zeminini tekrar tekrar üretmek-tedir.

E¤itim Bakanl›¤›n›n müzesini heye-canla bafllanm›fl ve fakat gerisi getirilme-den rafa kald›r›lm›fl projeler doldurmak-tad›r. Bu bak›mdan yap›lanlar bir zihni-yet de¤iflikli¤i olmad›¤› gibi bir e¤itimreformu hiç de¤ildir. Türkiye’de e¤itim-de zihniyet de¤iflikli¤inin en önemli kilo-metre tafl› 1739 Say›l› Millî E¤itim Te-mel Yasas›’na yans›t›lan felsefe ve viz-yondur. Modern dünyan›n e¤itim alan›n-daki hedefleri, bu vizyonu yok saymaklade¤il, do¤ru okumakla gerçeklefltirilebi-lir. O nedenle e¤itimin ülkemizde iyi ni-yetlilerin antrenman alan› olmaktan ç›k›pbeklenen toplumsal ve bilimsel ifllevleri-ni yerine getirebilmesi için buna ihtiyaçvard›r. Ancak, uzak gelecek bir yana, ya-k›n gelece¤i bile göremeyenlerin e¤itimido¤ru okumalar› elbette beklenemez.

Reform belirlibir alan›n tümtemel ö¤eleriniiçeren kuflat›c›bir kavramd›r.Bu çerçevede bire¤itim reformuAna OkulundanYüksekÖ¤retime tümörgün e¤itimi ilebirlikte örgünolmayanboyutlar› alan›ntemel ö¤elerini(ö¤retmen,ö¤renci, veli vs.)kuflatacakayr›nt›lar›içermesiylegerçekleflir.

Page 17: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 15E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Say›n Millî E¤itim Bakan›, Kuan-tum düflünce anlay›fl›n› e¤itimehakim k›lacak reform haz›rl›kla-

r› içinde olduklar›n› belirtiyor. ‹ster"Kuantumcu düflünce modeline göre"isterse de "bulan›k (nispî) mant›k ilke-sine göre" e¤itimi yeniden yap›land›-raca¤›z diyelim. Burada kastedilen,"sorgulamay›, araflt›rmay›, düflünmeyive esnekli¤i ö¤reten" aktif e¤itim mo-dellerinin hayata geçirilmesidir. Dik-kat çekmek istedi¤im nokta ise MillîE¤itim Bakanl›¤›'nca ilk defa e¤itiminas›l kök nedenine parmak bas›lm›fl ol-mas›d›r. Y›llard›r e¤itimin sorunlar›olarak "gerçek problemler" yerine"görüntüler" konufluldu, ayr›nt›lardakal›nd›. Hem teflhis hem de tedavi ye-tersizli¤i; sorunlara yaklafl›m biçimin-deki yanl›fll›k, yap›lanlar›n "yap-boz,sil bafltan uygulamalar›ndan" ibaretkalmas›na neden oldu.

Ülkemiz e¤itimin problemi, "sorgu-lamamak", "kuflkulanmamak", "ö¤re-tileni do¤ru olarak kabul etmek", "ki-tapta yaz›lan›, ö¤retmenin söyledi¤inido¤ru varsaymaktan ibaret kalan" ez-berci e¤itim sistemidir. Ezber, ak›l yo-luyla irdelenmeden, nedenleri sorgu-lanmaks›z›n bilgi yüklenme olay›d›r.Bir fliiri, bir duay› ezberlersiniz. Amae¤itimde as›l olan anlama ve kavrama-d›r. Dikkat edilirse okullar›m›zda bili-nen ö¤retme yöntemlerinin neredeysetamam› bellekte tutmaya, yani ezberedayal›d›r. Sorgulama ve nedenini arafl-t›rma adeta yasak hâle gelmifl, deneye-rek, yaflayarak ve nedenini merak etti-rerek "ö¤renme" neredeyse s›f›r düze-ye inmifl durumdad›r.

Sorun çözme yaklafl›m›

"Yeni e¤itim rüzgar›" ilkokul ço-cuklar›n›n bile beyin f›rt›nas› tekni¤iniö¤renerek yetifltirilmesini öngörüyor.Ö¤renci, do¤rular›n de¤iflebilece¤iniö¤renerek, üretici ve mucit düflüncele-ri gelifltirerek, problem çözme yetene-¤ine sahip k›l›nmaya çal›fl›lmakta; bil-ginin "niçinler" ve "baflka bilgilerleba¤lant›lar›" bilinerek ö¤retilmektedir.E¤er "yeni e¤itimin" öngördü¤ü sis-tem, e¤itim kurumlar›nda hakîm hâlegetirilebilirse, çok do¤rululuk, z›tl›k-lar›n ayn› anda var olabilmesi gibi il-kelere dayal› yeni düflünme biçimihakîm olacak ve sonuçta insan›m›z ez-berci e¤itimin "kölelefltirici" etkisin-den kurtulacakt›r. Bunun neticesindeinsan haklar›, demokrasi ve toplumkesimleri aras›ndaki uzlaflma ve ak›l-c›l›k gibi de¤erler yerleflmeye bafllaya-cakt›r. Dahas›, "senden yana ve banakarfl›" fleklinde ortaya ç›kan kamplafl-ma ve z›tlaflmalar son bulacak, "k›ya-fet yasakç›l›¤›" gibi demokrasi ve in-sanl›k ay›b› "özürlü" tav›rlar nihayeteerecektir.

Reformun Önündeki Engeller

Kuantum düflünme modeline göree¤itilen bir ö¤rencinin örne¤in flu an-lay›fla kavuflmas› beklenir: "fiu andadile getirdiklerim, sahip oldu¤um bil-giler mevcutla s›n›rl›d›r, bunlar› zen-ginlefltirmek için çaba içindeyim; dilegetirdiklerimin geçerlilik alan›n› flart-larla geniflletebilmek için katk›ya ihti-yaç var." Bu anlay›fla kavuflan ö¤renciher zaman kendini gelifltirme flans› bu-

"Yeni e¤itimrüzgar›" ilkokul

çocuklar›n›n bilebeyin f›rt›nas›

tekni¤iniö¤renerek

yetifltirilmesiniöngörüyor.

Ö¤renci,do¤rular›n

de¤iflebilece¤iniö¤renerek,

üretici ve mucitdüflüncelerigelifltirerek,

problem çözmeyetene¤ine sahip

k›l›nmayaçal›fl›lmakta;

bilginin "niçinler"ve "baflkabilgilerle

ba¤lant›lar›"bilinerek

ö¤retilmektedir.

Yeni Müfredat Baflar›l› Olacak m›?Prof.Dr.Osman

ÇakmakG.O.P.

Üniversitesi

SS

Page 18: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi16E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

lacak ve meraka dayal› bir kuflku orta-ya ç›kt›¤›ndan bildiklerine her zamangüvenmeyecek, kendini sürekli gelifl-tirme, yenileme ve gelifltirme flans› bu-lacakt›r.

Genelde dersi söylemek konuflmak-tan bilgiyi aktarmaktan baflka e¤itimtekni¤i ve felsefesinden haberdar ol-mayan mevcut ö¤retmen ve e¤itimciprofili ile bu e¤itim ve ö¤renme orta-m› nas›l oluflturulacak? fiimdi as›l so-rulmas› gereken budur. Dolay›s›ylayeni e¤itim felsefesinin baflar›s› ö¤ret-menlerin bu yeni anlay›fla nas›l adapteedilece¤i ve uygulanaca¤›nda dü¤üm-leniyor. Bu e¤itim, öncelikle derslerinuygulama a¤›rl›kl› ve problem temellidüzlemde yürütülmesini; özellikle se-naryo temelli, ya da proje destekli ek-sende yürütülmesini, derslerin tekno-loji ile birleflmesini gerektirir. Halbukimevcut e¤itimci profili ve s›n›f ortam›bu yap›n›n çok uza¤›nda bulunuyor.

Dersi aktarmaktan baflka e¤itimmetodu bilmeyen mevcut ö¤retmenprofili ile bu dönüflüm nas›l bafllat›la-cak do¤rusu merak ediyorum. Masabafl›nda k⤛t üzerinde merkezdenyapt›¤›m›z müfredat ve mevzuat de¤i-flikli¤i ile ideal bir dönüflüm bafllatabi-lece¤imizi zannediyoruz. Modelin ge-reklerini, sistemsel bir yaklafl›m, sü-reklilik, siyasi ya da toplumun ilgilibütün tabakalar›na mal edilebilmifl birkararl›l›k içinde ve tam bir bütün ha-linde ele alam›yoruz. Ö¤retmenlereyeni e¤itimin getirdi¤i rol ve felsefebenimsetilmedikçe, ö¤renci ve hatta

aileler bu sistemin getirdiklerine ha-z›rlanmad›kça ders kitaplar›n›n yeni-lenmesi ve müfredat de¤iflikli¤ininfazla bir fley getirmeyece¤i kanaatin-deyim. Mevzuat ve müfredat de¤iflik-li¤i, çözümün sadece bir parças› olabi-lir. Asla kendisi olamaz.

Üniversite önünde y›¤›lman›n nas›lönlenece¤i ve meslekî e¤itimin nas›laya¤a kald›r›laca¤›n› konuflmal›y›zöncelikle. Kafaya y›¤›lan bilgiyi de¤ilniteli¤i, kiflisel geliflimi ve becerileriölçen bir ölçme de¤erlendirme siste-mini nas›l kuraca¤›m›z› ele almal›y›z.Herkesi üniversite mezunu etmenin neanlam› ne de gere¤i olmad›¤›na göreönemli olan, üniversiteye gidemeye-cek ö¤renci ço¤unlu¤una nas›l meslekkazand›r›laca¤›d›r. Bu y›l 2 milyon ka-dar ö¤renci ÖSS s›nav›na girdi. Bununancak % 25 kadar› yüksekö¤renimekaydolacak. Peki % 75'lik as›l ö¤renciço¤unlu¤u ne yapacak? Hiçbir meslekîgüvencesi olmayan lise mezunu ne ya-par, ne ifle yarar? Hiç!..

Meslekî E¤itime Yönlendirme

Di¤er dünya ülkeleri gibi girmeyeçal›flt›¤›m›z AB ülkelerinde üniversi-tede okumas› muhtemel ö¤renciler,daha ilkö¤retim s›ralar›nda belirleni-yor. Üniversitelerin kontenjan› kadarö¤renci liselere yönlendiriliyor. Böy-lece liselerde okuyan tüm ö¤rencilerinbir üniversiteye kaydolmas› esas hali-ne geliyor. Kalan ö¤rencilerin tamam›çok yönlü ve sa¤lam de¤erlendirmekriterleri uygulanarak ilgi duydu¤u vebaflar›l› olaca¤› bir meslek alan›na

Ö¤retmenlereyeni e¤itimingetirdi¤i rol vefelsefebenimsetilmedikçe, ö¤renci vehatta aileler busistemingetirdiklerinehaz›rlanmad›kçaders kitaplar›n›nyenilenmesi vemüfredatde¤iflikli¤ininfazla bir fleygetirmeyece¤ikanaatindeyim.Mevzuat vemüfredatde¤iflikli¤i,çözümün sadecebir parças›olabilir. Aslakendisi olamaz.

Page 19: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 17E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

yönlendiriliyor. Bu ülkelerde dikkatiçeken en önemli konu, ifl ve iflçi bulmakurumlar› ile e¤itim bakanl›¤›n›n ifl-birli¤i halinde çal›flarak piyasan›n ilgi-li mesle¤e olan gerçek ihtiyac›n› hery›l yeniden belirlemesidir. Kontenjan-lar bizde oldu¤u gibi plans›z ve rastge-le de¤il, gerçek ihtiyaca göre belirleni-yor. Bir di¤er dikkati çeken önemlinokta, hiç kimsenin meslek ne kadarbasit görünürse görünsün ilgili meslekalan›nda diplomaya sahip olmad›kça iflve meslek sahibi olamamas›d›r. Böy-lece okulunu bitiren herkes ifl ve mes-lek garantisine sahip oluyor.

Nas›l Bir S›nav Sistemi

Önemli olan, meslek okulu ve lise-lere ö¤rencileri yönlendirirken nas›lbir kriter uygulayaca¤›m›z ve s›navsistemini ÖSYM ya da LGS'nin tekboyutlu ölçme de¤erlendirme tekelin-den nas›l kurtaraca¤›m›zd›r. E¤itim veinsan, çok boyutlu birbirine ba¤l›olaylar. As›l yönlendirme ve ö¤renci-leri de¤erlendirme ilkö¤retimde baflla-yaca¤›na göre ö¤rencileri ilkö¤retim-den sonra ilgi duyduklar› meslekî ala-na yönlendirmek için çok yönlü de¤er-lendirme kriterleri kullanmal›y›z. Ö¤-rencinin merak konular›, baflar›l› oldu-¤u dersler (di¤er derslerle k›yaslamal›olarak), özellikle ö¤retmenlerinin inti-balar›, bunlara ilaveten ayr›ca bilgiyede¤il muhakemeye dayal› sorular›na¤›rl›kl› olaca¤› merkezi bir yeteneks›nav›ndan alaca¤› not, bunun yan›ndaana dile hakîmiyeti ve düflünce gücünüortaya koyan bir Türkçe s›nav› ile ma-

tematik s›nav› ve ayr›ca ö¤rencininilerideki planlar›n› anlataca¤› yaz›l›kompozisyonlar bu yönlendirmedekullan›labilecek kriterlerdir. Öncelikleö¤rencinin kendi özelliklerini ve pro-filini ortaya ç›karacak ve de¤erlendi-recek s›nav sistemleri ile okul-aile-ö¤-renci üçgeninde bu yönlendirme iflle-mi kolayca gerçeklefltirilebilir.

Liseyi bitiren ö¤rencinin hangi fa-külteye ve bölüme yerlefltirilece¤i me-selesine gelince; ö¤rencinin ö¤renimiboyunca derslerdeki baflar›s› yan›ndailave kurs ve faaliyetlerinin belli birkatk›s› da dikkate al›nmal›d›r. Her fa-külte/bölüm, lise e¤itimindeki üniver-siteye aday ö¤rencinin hangi derstenkaç kredi-saat ders tamamlamas› ge-rekti¤ini ve hangi de¤erde ortaö¤retimbaflar› derece ve notlar› istedi¤ini be-lirlemelidir. Ö¤renci daha ortaö¤reti-min bafl›nda hedefini belirlemeli, han-gi fakülteye ve branfla yönelece¤inibilmelidir. Ayr›ca ö¤renci, kaydoldu-¤u bölümden istemedi¤i takdirde ko-layca ayr›l›p baflka bölümlere geçebil-melidir.

Sak›ncal› S›nav Sistemi; TestTekni¤i

Test tekni¤i olaylar› yaln›zca ak vekara yoluyla aç›klamak, yani çok bo-yutlu nesneyi tek boyutta ifade etmeyanl›fll›¤›d›r. Ezberci e¤itim ve s›navsisteminde evet ve hay›rlara yer var,"gri tonlar"a yani "belki", "olabilir"gibi kavramlara yer kalmamaktad›r.Bir zamanlar sadece üniversiteye gi-riflte kullan›lan ÖSYM endeksli test

Test tekni¤iolaylar› yaln›zca

ak ve karayoluyla

aç›klamak, yaniçok boyutlunesneyi tek

boyutta ifadeetme

yanl›fll›¤›d›r.Ezberci e¤itim

ve s›navsisteminde evetve hay›rlara yer

var, "gri tonlar"ayani "belki",

"olabilir" gibikavramlara yerkalmamaktad›r.

Page 20: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi18E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

s›navlar› flimdi LGS, KPDS, LES,ÜDS.. ad› alt›nda hayat›n hemen hersahas›na hükmeder hale geldi. Songünlerde Millî E¤itim Bakanl›¤›n›n yi-ne ayn› tipte yap›lan müdür yard›mc›-l›¤› s›nav›nda kalite ve tecrübenin na-s›l ölçülece¤ini uzman ö¤retmeninKökü ta Sümerlere uzanan ezberci sis-tem ve ikili mant›¤›n kat› ve dar anla-y›fl›, ölçme ve de¤erlendirmede tekkriter hale gelmifl ve insan›m›z›n ka-deri olmufltur. Halbuki bu de¤erlendir-me sistemi, sorgulamay› ve düflünme-yi mahveden bir anlay›flt›r, ezberci an-lay›fl›n oluflmas›n›n da en büyük so-rumlusudur. Kuantum düflünce modeliile taban tabana z›t durum sergilemek-tedir.

Bu s›nav sisteminin e¤itimi ne haledüflürdü¤üne yeni bir gözle hele birbak›n ki: Ö¤renci bir okula yaz›l›yor,ama derslere girip bir fleyler ö¤renece-¤ine, en önemlisi zihnen ve fikren ge-liflip, düflünme al›flkanl›¤› edinece¤i-ne, dersane kap›lar›nda, gece gündüz,hafta sonlar› periflan oluyor. Neden?Çünkü, konular›n ruhu yerine, birta-k›m, ezbercili¤i teflvik eden s›navlar›geçme taktiklerini ö¤renmekle vakitgeçiriyor. Adlar› alfabe çorbas›n› an-d›ran girifl s›navlar›; sorun çözme, dü-flünme, düflündü¤ünü iyi ifâde edebil-me yeteneklerini ölçen s›navlar yerine,A, B, C, .. fl›klar›ndan birini iflaretletenÖSYM'nin s›navlar› belirliyor.

Evet yeni müfredat reformunun ba-flar›l› olmas› öncelikle s›nav sistemi-nin bilgiye de¤il beceriye ve kiflisel

geliflim eksenine çekilmesine ba¤l›görünüyor. Bunun için de reform çer-çevesinde öncelikle ele al›nmas› gere-ken konu, s›navlar›n zihne y›¤›lan bil-gi yerine düflünmeyi, sorgulamay›, bil-gi kaynaklar›na ulaflmay›, sebep-sonuçaras›nda iliflki kurma becerisi kazan-d›rmay› amaçlayan bir yap›ya nas›l ka-vuflturulaca¤›d›r. S›navlar›, bilgi kay-naklar›na ulafl›m›n serbest oldu¤u stilenas›l dönüfltürece¤idir tart›fl›lmas› ge-reken. ÖSYM endeksli yaflam tarz›n-dan kurtulmak ve art›k "kaliteyi" esasalan do¤ru bir ölçme de¤erlendirmesistemini hayata geçirmek istiyorsak"e¤itimde akreditasyon (do¤rulatma)"sistemini tart›flmal›y›z öncelikle...Liseleri (ilkö¤retimleri de) e¤itim ka-litesine göre kredilendirmeye tabi tut-tu¤umuzda, yani ba¤›ms›z bir "öz de-¤erlendirme sistemi" teflkil etti¤imiz-de ö¤rencinin ortaö¤retim baflar›s› venotlar›n› üniversiteye giriflte (ilkö¤re-tim mezunlar›n›n liseye giriflte) esashaline getirebiliriz: E¤itimi dersane-lere ba¤›ml› olmaktan, ancak buflekilde kurtarabiliriz.

Akreditasyon-Do¤rulama Sistemi

Akreditasyonun sözlük anlam› “birmerci taraf›ndan onaylanmak” olup,buradaki kullan›l›fl› itibar›yle, bir oku-lun Millî E¤itim Bakanl›¤›nca belirle-nen e¤itim – ö¤retim ve yönetim ku-rallar›n›n oluflturdu¤u çerçeve içindetan›mlanabilecek baz› vazgeçilmezözelliklere uygun olarak çal›flt›¤›n›n,bir “kural” taraf›ndan do¤rulan›p ilanedilmesi anlam›ndad›r.

Ö¤renci birokula yaz›l›yor,ama dersleregirip bir fleylerö¤renece¤ine,en önemlisizihnen ve fikrengeliflip,düflünmeal›flkanl›¤›edinece¤ine,dersanekap›lar›nda, gecegündüz, haftasonlar› periflanoluyor. Neden?Çünkü, konular›nruhu yerine,birtak›m,ezbercili¤i teflvikeden s›navlar›geçmetaktikleriniö¤renmeklevakit geçiriyor.

Page 21: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 19E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Ortaö¤retimdeki baflar› derece venotlar›n›n üniversite s›nav›nda etkiliolmas›na karfl› ç›kanlar her lisenin e¤i-tim kalitesi ve oluflturdu¤u ö¤renmeortam›n›n ayn› olmad›¤›na dikkat çek-mektedirler. E¤itim kalitesi hayli yük-sek ve ciddî e¤itim ortam›na sahipbir liseden mezun olan ö¤rencinin ba-flar› derecesi ile k›t imkânlar ve zay›fve düflük profilli bir e¤itim ortam›nasahip bir liseden mezun olan ö¤renci-nin ders baflar› not ve derecesini ayn›kefeye koymak elbette do¤ru olmaz.Peki bu gerekçeye dayanarak üniver-siteye giriflte ÖSYM nin tertipledi¤is›navlara yada liselere giriflte LGS s›-navlar›na kendimizi mahkum mu gö-rece¤iz?

Objektif bir ölçme de¤erlendirmesisteminin olmad›¤› Türkiye gibi ülke-lerde bireysel baflar› puan›n›n dikkateal›nmas› sistemi zaafa u¤ratman›n öte-sinde hiçbir ifle yaram›yor. Bilgiyi ak-tarmaya devam ettikçe de ÖSYM nintertipledi¤i s›navlarda baflar›l› olmakiçin ö¤renciler, özel kurslar ve ders-hanelerce s›navlara k›s›tl› bir sürede,çok say›da soruyu süratle cevapland›r-mak üzere yar›fl atlar› gibi haz›rlan-maya mahkum durumdad›r. Her ö¤-renci kitap ezberleyen ve test çözenbir makine haline gelir. Kendisine ay›-racak zaman› kalmaz. Okulla dersha-ne aras›nda mekik dokur. Her gün da-ha çok test çözmek, daha yüksek pu-anlar almak, önündeki binlerce rakibigeçmek zorunda hisseder.

Öz de¤erlendirme sistemleri kura-may›fl›m›zdan ve kaliteyi de¤erlendir-

meyi bilmeyiflimizden dolay› topye-kün e¤itim ve bilim dünyam›z birkarmafla içinde kalm›flt›r. ‹flin ilginçtaraf› ise yetkililerin bu sorun karfl›-s›nda çaresiz çözümsüz tav›rlar›d›r.

Halbuki liseleri/ilkö¤retim okulla-r›n› e¤itim kalitesine göre kredilendir-meye tabi tuttu¤umuzda , yani bir özde¤erlendirme sistemi teflkil etti¤imiz-de ö¤rencinin baflar›s› ve notlar›n›üniversite/lise-meslek lisesine giriflteesas haline getirebiliz.

Kredilendirme sistemine göre kali-teli ve aktif e¤itimi ile ö¤rencilerinigerçekten e¤iten bir lisenin kredi pua-n› örne¤in 100 üzerinden 95 olsun.Böyle kredisi yüksek bir liseden me-zun olan ö¤rencinin kendi ders notla-r›na okulun kredi notu eklenecek so-nuçta kredi yüksekli¤i nisbetindeö¤renci istedi¤i üniversite bölümünerahatça girme flans› elde edecektir.Kredisi düflük lise mezunu ö¤renci isebu flans› elde edemeyecektir.

Bu kredilendirme, okullar aras›nda-ki rekabetin de art›r›lmas› için ç›k›flnoktas› olacakt›r. Sadece okul idaresive veliler de¤il, o bölgenin idari meka-nizmalar›n› da harekete geçirece¤in-den gerçek bir rekabet ortaya ç›kacakve k›sa bir süre içinde yurt çap›ndaö¤retmenler kendilerini yetifltirmeyebafllayacak, mesleklerinde amatörlük-ten kurtularak aktif modellerle e¤itimvermeye bafllayacaklard›r.

Böylece halihaz›rda hiçbir kredi-lendirme ve öz de¤erlendirme sistemi-ne dayand›r›lmadan kaliteli(!) oldu¤u

Özde¤erlendirme

sistemlerikuramay›fl›m›zdan

ve kaliteyide¤erlendirmeyibilmeyiflimizdendolay› topyeküne¤itim ve bilim

dünyam›z birkarmafla içinde

kalm›flt›r. ‹flinilginç taraf› iseyetkililerin bu

sorun karfl›s›ndaçaresiz

çözümsüztav›rlar›d›r.

Page 22: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi20E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

varsay›lan Anadolu lisesi, Süper lisevs gibi birkaç çeflit lise saçmal›¤› sonbulacakt›r. Liseler tek tip olacak, an-cak e¤itim kalitesi ile kredisini art›ranlise ö¤rencisini üniversiteye giriflteönemli avantajlar elde edecektir.

Do¤rulatma Sistemi

fiu halde orta ö¤etim reformu çer-çevesinde öncelikle yapmam›z gere-ken lise ve meslek liselerini s›n›flan-d›rmada güvenilir bir öz de¤erlendir-me sistemi kurmakt›r. Her alandakalitenin ön plana ç›kt›¤› günümüzdebütün kurumlar daha kaliteli mal vehizmet için çal›flmakta, hatta yar›fl-maktad›rlar. Bu yar›fl›n adil olabilmesien az›ndan iki flart›n yerine getirilme-sini gerekli k›lmaktad›r. Yar›fl›n ku-rallar› yani ne için, nas›l yar›fl›laca¤›belli olmas›d›r.

Yar›flacaklar›n, üzerinde uzlaflacak-lar› bir hakem bulunmas›d›r.

Tüm dünyada kalite için yar›flanmal ve hizmet üreticileri, bu iki flart›da yerine getiren sistemlere kendi ka-litelerini “do¤rulatmak” için u¤rafl-maktad›rlar. Bu arzu, e¤itim alan›ndada ortaya ç›km›fl ve ECIS, IBS gibido¤rulatma sistemleri ortaya ç›km›fl-t›r.

Benzer bir sistemin Türkiye içinkurulmas› ve bu sistemin, “devletinemredicili¤i” yerine “gönüllü do¤ru-latma”ya dayal› olmas› ortaö¤retiminfiilen bitti¤i ve yerine üniversite haz›r-l›k kurslar›n›n ald›¤› flu ortamda orta-ö¤retimi diriltmek için yapmam›z ge-reken önceliktir. Böylece kendi sorun-

lar›n› çözebilen ve devleti ise bu yol-da engelleri ortadan kald›ran bir roldetan›mlayan bir yeni yaklafl›m ortayaç›kacakt›r.

Bu, sorunlar›n›n çözümünü y›llar-d›r devletten beklemeye flartlanm›fltoplumumuz kendi kendini yönetme-ye “ yani gerçek demokrasiye at›lm›flbir ad›m olacakt›r. Unutulmamas› ge-reken bir nokta, bunlar›n aras›ndakitercihlerin tamamen toplum taraf›ndanyap›lmas› gerekti¤idir.

Do¤rulatma sistemi e¤itim hayat›-m›za iki önemli yenilik getirecektir:

1. Olumlu kalite farkl›l›klar› bulu-nan okullar, bunlar› ciddî biçimde or-taya koyabileceklerdir. Bu yap›c› birrekabete yol açacakt›r.

2.Bu ölçü sistemi, okullar› gelifltiri-ci bir “toplam yükselme” meydanagetirecektir. Oluflturaca¤›m›z do¤ru-lama sistemi bilgiyi de¤il, beceriyi vekiflisel geliflimi öne ç›karacakt›r. Buçerçevede okullar de¤erlendirilirken;ö¤renme merkezli aktif e¤itimin ge-reklerinin ne derece yerine getirildi¤ive üretkenli¤in ne derece desteklendi-¤i, müfredat yap›s›n›n ça¤dafll›¤›, e¤it-sel geliflme ve yenileflme özellikleri,ö¤retmen yeterlili¤i, e¤itim-araflt›rma,teknik imkân, teçhizat durumu ve uy-gulama imkânlar› gibi kriterler gözönüne al›nmal›d›r. Sonuçta okullar veonlarda uygulanan e¤itimin kalitefarkl›l›klar› asgariye inecek, okullararas›nda olumlu bir rekabet bafllaya-cakt›r.

fiu halde ortaö¤etim reformuçerçevesindeöncelikleyapmam›zgereken lise vemeslek liselerinis›n›fland›rmadagüvenilir bir özde¤erlendirmesistemikurmakt›r.

Page 23: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 21E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Yeni bin y›lda e¤itimde farkl› ö¤-retim metodlar› konusundaki ça-l›flmalar, dikkate de¤er bir bi-

çimde önem kazanm›flt›r. Yeni e¤itimmetodlar›, ö¤renme biçimleri ve ö¤renmesüreci, ders araç ve gereçleri, e¤itim ma-teryalleri, yeni bir e¤itim felsefesine do¤-ru yol ald›¤›m›z› ve daha gerçekçi bir e¤i-tim anlay›fl›yla dünyadaki farkl› tecrübe-leri dikkate ald›¤›m›z› göstermektedir.

Özellikle örnek al›nan metodlardanbiri olan Howard Gardner taraf›ndan or-taya at›lan “Çoklu Zekâ Teorisi”, insanzekâs›n›n tek boyutlu olmad›¤›n› ve ö¤-renmede bireysel farkl›l›klara dikkat edil-mesi gerekti¤ini savunarak yeni bir anla-y›fl›n geliflmesine zemin haz›rlam›flt›r.Buna göre ; insanlar farkl› zekâ türlerinesahip oldu¤undan, alg›lama ve ö¤-renme sürecinde sözkonusu ze-kâ türüne uygun yöntemlerinkullan›lmas› gerekmektedir.

Bu anlay›fl, herkesin farkl› birzekâ türüne sahip oldu¤unu vebireyin, zekâs›na hitap eden bil-giyi daha kolay alg›lay›p ö¤ren-di¤ini ileri sürmektedir. Dil, Ma-tematik, Görsel, Müzik, Beden,Sosyal-Kifliler aras›, ‹çsel ve Do¤azekâs› olarak tan›mlanan bu zekâ ka-tegorileri, asl›nda e¤itimcilerin isti-fadesine sunulmufl önemli bir keflif-tir. Bu yolla, e¤itim süreci içinde, çe-flitli etkinlikler ve testler yard›m›ylaa¤›rl›kl› zekâ türü tesbit edilen ö¤-rencilere, daha etkili bir ö¤renme im-kân› sa¤lanmaktad›r.

Yeni e¤itim felsefesi, ö¤renmeyikolaylaflt›raca¤› gibi, farkl› zihin ve

alg›lamaya sahip bireylerin de bir konuyuen iyi biçimde ö¤renmelerine imkân tan›-yacakt›r.

Çoklu Zekâ m›, Çoklu Kabiliyet mi?Yayg›n bir biçimde “Çoklu Zekâ” ola-

rak kullan›lan bu yöntemin, esasen “Çok-lu Kabiliyet” oldu¤u, bizzat HowardGardner taraf›ndan söylenmifltir. Her ye-nili¤e hayran bir edâyla yaklaflan toplum,ne yaz›k ki NLP (Nöro-linguistic prog-ramming) konusundaki heyecan›n› vehayranl›¤›n› çoklu zekâ konusunda da or-taya koydu!...

Elbette ki çoklu zekâ (veya kabiliyet)metodu, ö¤rencinin zekâ alan›n› araç ola-

rak kullanarak bir konuyu da-ha iyi anlama ve ö¤ren-

mesini sa¤lamaktad›r.Sözgelimi bir ma-

Bu anlay›fl,herkesin farkl› birzekâ türüne sahip

oldu¤unu vebireyin, zekâs›nahitap eden bilgiyi

daha kolayalg›lay›p

ö¤rendi¤ini ilerisürmektedir. Dil,

Matematik,Görsel, Müzik,Beden, Sosyal-

Kifliler aras›, ‹çselve Do¤a zekâs›

olaraktan›mlanan bu

zekâ kategorileri,asl›nda

e¤itimcilerinistifadesine

sunulmufl önemlibir kefliftir.

E¤itimde Yeni Aray›fllar Doç. Dr. Ali

Fuat BilkanTOBB Ekonomive Teknoloji Ü.

YY

Page 24: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi22E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

tematik kitab›ndaki toplama konusu, re-simlerle izâh edilerek görsel zekâya sahipbir ö¤rencinin matematik ifllemlerini da-ha kolay ö¤renmesi sa¤lanabilir. Drama,tiyatro, müzik, resim vb. yollarla farkl›zekâ türüne sahip ö¤rencilerin bir konuyuanlamalar› da kolay ve kal›c› olacakt›r.Ancak önemli olan e¤itimcilerimize bukonuyu sihirli bir de¤nek olarak sunmakde¤il, bunun bir araç oldu¤unu izâh et-mektir. Sözgelimi, beden zekâs›na sahipbir ö¤renciye tarihî bir hadise, canland›r›-larak, dramatize edilerek daha kolay veetkili bir biçimde ö¤retilebilir.

Biz bunlar› bilmiyor muyduk !E¤itim alan›nda baz› ö¤retmenlerimi-

zin zaten y›llard›r yapt›klar› uygulamala-r›, sanki yeni bir buluflmufl gibi sunmak,en az bu geliflmeleri hafife almak kadar

yanl›flt›r. Burada, 1960’l› y›llarda Gü-neydo¤u Anadolu’nun ücra bir kasaba-s›ndaki bir ilkokulda, ‹stanbul’un fethikonusunun canland›r›larak ifllendi¤ineflahit oldu¤umu belirtmekte fayda görü-yorum. Elbette ki bundan önce ülkemiz-deki birçok e¤itim kurumunda resim, ha-rita, drama, müzik vb. e¤itim araç ve ge-reçleriyle çoklu zekâ uygulamalar›nabenzer çal›flmalar yap›lmaktayd›, bugünde yap›lmaktad›r. Bununla çoklu zekâalan›ndaki uygulamalar› küçümsedi¤imanlafl›lmas›n, bilakis ben ö¤retmenlerimi-zin, e¤itimcilerimizin sanki bu tür uygu-lamalar› bilmiyormuflças›na bir tav›rla,konuyu sunanlara mesaj vermek istiyo-rum. Çoklu zekâ, amaç de¤il, araçt›r. Buarac›n, ö¤renmeyi kolaylaflt›rma ve farkl›anlama yeteneklerine sahip kiflilere dahaetkin ö¤renme imkân› sa¤lama avantaj›

Çoklu zekâ,amaç de¤il,araçt›r. Buarac›n,ö¤renmeyikolaylaflt›rma vefarkl› anlamayeteneklerinesahip kiflileredaha etkinö¤renme imkân›sa¤lama avantaj›vard›r. Bubak›mdanö¤retmen, s›n›fiçerisindeanlama veö¤renmeyisa¤layacak hertürlü uygulamay›yapmal› ve birdersi zenginmateryalledesteklemelidir.

Page 25: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 23E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

vard›r. Bu bak›mdan ö¤retmen, s›n›f içe-risinde anlama ve ö¤renmeyi sa¤layacakher türlü uygulamay› yapmal› ve bir der-si zengin materyalle desteklemelidir. An-cak bütün bunlar›n en verimli bir biçimdegerçeklefltirilmesi için öncelikle ö¤ret-menlerin yeni bir anlay›fl çerçevesindeyetifltirilmesi flartt›r. E¤itimi s›n›f orta-m›nda ö¤retmen merkezli olmaktan ç›ka-r›p ortak bir etkinli¤e dönüfltürmek, asl›n-da Türk e¤itim sisteminde bir devrim ni-teli¤i tafl›maktad›r. Ancak bunun için ö¤-retmen yetifltiren fakültelerin bafltan sonade¤ifltirilmesi flartt›r.

Ö¤retmen Yetifltirme SistemiÖ¤retmen merkezli bir s›n›f, ders veya

e¤itim anlay›fl›ndan kurtulmak, önce ö¤-retmen adaylar›n›n e¤itim ve ö¤retim or-tamlar›n› bu maksada yönelik bir biçimdede¤ifltirmekle mümkündür. Birçok E¤i-tim Fakültesi ve benzeri ö¤retmen yetiflti-ren e¤itim kurumlar›nda, klâsik bir e¤i-tim sisteminden geçen ve “hocan›n rahle-i tedrisinde”, “tek otorite” ve “tek do¤ruanlay›fl” olarak dersin hocas›n› kabul et-mek mecburiyetinde kalan ö¤rencile-rin, ö¤retmen olduklar›nda nas›l birtav›r tak›nmalar›n› beklemek gereki-yor?!...

Ö¤retmen yetifltiren kurumlarda,ders kitaplar›ndan müfredat prog-ramlar›na, hocalar›n ders iflle-me anlay›fllar›ndan, ders araçve gereçlerine kadar herfleyinhedefe uygun bir biçimde de-¤ifltirilmesi ve düzenlenmesiflartt›r. Yeni e¤itim felsefesi

çerçevesinde gerçeklefltirilen programde¤iflikli¤ini s›n›f ortam›nda uygulayacakö¤retmenlerin uzun süreli ve ciddî bire¤itimden geçirilmesine paralel olarak,mevcut ö¤retmen yetifltirme sistemini dede¤ifltirmek ve yeni ö¤retmenlerin farkl›bir anlay›flta yetifltirilmelerini sa¤lamakgerekir. Analitik bir düflünceye sahip, ha-yatta “gri” renklerin de bulunabilece¤inifark eden ve bir konuya farkl› bak›fl aç›la-r›yla bakabilen insan tipini yetifltirmek,önce ö¤retmeni esas alan ve ona maddîve manevî donan›mlar kazand›ran bir an-lay›fl›n hâkim k›l›nmas›yla mümkündür.Millî E¤itim Bakanl›¤›’n›n yeni bir anla-y›flla e¤itim konusuna getirdi¤i hareketli-lik, e¤itimi ülkemizin birinci gündemmaddesi hâline getirmifl ve bu hayatî ko-nuda önümüzdeki y›llarda çok büyükmerhalelerin katedilece¤inin iflaretlerinivermifltir.

E¤itimi s›n›fortam›ndaö¤retmen

merkezliolmaktan ç›kar›p

ortak biretkinli¤e

dönüfltürmek,asl›nda Türk

e¤itimsisteminde birdevrim niteli¤i

tafl›maktad›r.Ancak bunun

için ö¤retmenyetifltiren

fakültelerinbafltan sona

de¤ifltirilmesiflartt›r.

Page 26: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi24E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Asl›nda e¤itimve ö¤retiminkendisi etik birçabad›r. E¤itimve ö¤retimçabalar› insan›ve insanl›¤›gelifltirme vedaha iyi biryar›n› yaratmaamac›n›tafl›maktad›r. Buaç›dan e¤itimhem eti¤in do¤albir uygulamaalan› hem dee¤itsel amaçlaraulaflman›n temelbir arac›durumundad›r.

E¤itim ve Ö¤retimde Etik

E¤itim, bireyin davran›fllar›ndaamaçlanan de¤ifliklikleri kazan-d›rma süreci olarak tan›mlanan ve

insan›n var oldu¤u günden beri, yaflam›nayr›lmaz bir parças› olarak alg›lanan birsüreçtir. Ö¤retim kavram› ise, bireylerinbelli bir sürede, belli yöntemlerle, bellibir içeri¤i ö¤renmesi için gösterilen vesonuçta ö¤renme etkinli¤inin gerçekleflti-rilmesi beklenen tüm etkinliklerdir.

E¤itim kavram›n›n temellendi¤i “edu-cation” sözcü¤ü, çift kaynakl› ve çift an-laml› bir kavramd›r. Latince kökleri“educare” beslemek “educere” d›flar›çekmek, bir fleye do¤ru götürmek anlam-lar›na gelmektedir. ‹ki kavram›n ortakanlam› ise “yetifltirmek”tir. Latince köke-niyle e¤itim, insan› bilgiyle beslemek;ondaki olanaklar› d›flar› çekmek, ortayaç›karmak için yetifltirmek demektir (Bil-han, 1994, 52).

Stuart Mill e¤itimi, “her kufla¤›n ken-disini izleyecek olanlara o güne kadarulafl›lm›fl geliflme aflamas›n› korumak veolanakl› ise yükseltmek niteli¤ini kazan-d›rmak amac›yla verdi¤i kültür” olaraktan›mlamaktad›r. Littre ‘ye göre ise e¤i-

tim “kazan›lan zihin veya el becerilerinintürü ve geliflen ahlaksal niteliklerinin bü-tünüdür (Bilhan, 1994, 54).

Genellikle e¤itim ve ö¤retim kavram-lar› kar›flt›r›lan ya da birbirinin yerinekullan›lan kavramlard›r. Bu iki kavramaras›nda bir ayr›m yapmak gerekirse, bi-reyin yaflam boyu süren e¤itiminin okul-da, planl› ve programl› olarak yürütülenk›sm› bireyin ö¤retimini oluflturmaktad›r.Bu durumun birey aç›s›ndan dile getiril-mifl hâli “ö¤renim”dir. E¤itim ise, zamanve mekan yönünden kapsaml›, sürekli veçok boyutludur. E¤itimde bilgi dahil hertürlü yaflant› üzerinde durulur. Bu yaflan-t›lar rastlant›sal olabilir ve ayn› zamandabu yaflant›lar e¤itsel olabilir ( Var›fl,1994, 13).

Asl›nda e¤itim ve ö¤retimin kendisietik bir çabad›r. E¤itim ve ö¤retim çaba-lar› insan› ve insanl›¤› gelifltirme ve dahaiyi bir yar›n› yaratma amac›n› tafl›makta-d›r. Bu aç›dan e¤itim hem eti¤in do¤al biruygulama alan› hem de e¤itsel amaçlaraulaflman›n temel bir arac› durumundad›r.

Etik nedir ? En genel olarak etik, insantutum ve davran›fllar›n›n do¤ru-yanl›fl,iyi-kötü aç›s›ndan de¤erlendirilmesidir.‹yi ve do¤runun ne oldu¤u ve insan›n buiyi ve do¤rular› ay›rt etme ve davran›flla-r›n› buna göre yönlendirme çabalar› isee¤itimden ba¤›ms›z düflünülemez.

Bütün e¤itsel çabalar dört bafll›k alt›n-da ele al›nabilir. Bunlardan birincisi e¤i-timin amaç boyutudur. E¤itsel amaçlar›netik aç›dan de¤erlendirilmesi, bireylerehangi amaçla e¤itim –ö¤retim verilece¤i-ni gündeme getirir. E¤itim sisteminin,tüm etkinliklerinde ulaflmak istedi¤i

Prof.Dr. ‹nayetAyd›n

Ankara Ü.E.B.F.

EE

Page 27: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 25E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

E¤itimciler,dürüstlük

konusundaörnek olarak,

kifliselniteliklerini

sergileyerek,yasalara uyarak

ve sayg›göstererek

mesle¤insayg›nl›¤›n›

korumaya gayretgöstereceklerdir.

amaç, etik aç›s›ndan son derecede önem-lidir.

E¤itimin ikinci bir boyutu, olan prog-ram içeri¤inin belirlenmesi de etik sorgu-lama gerektiren bir baflka aland›r. Ö¤ren-cilere ne ö¤retilecek ve ne kadar ö¤retile-cektir? Ya ö¤retilmeyenler ? sorular›n›ndo¤ru yan›tlar›n›n verilmesi gerekir.

Üçüncü bir boyut aç›s›ndan bak›ld›-¤›nda ise, e¤itim ve ö¤retimde kullan›lanyöntemlerin ne kadar etik oldu¤u önemkazanmaktad›r. Ö¤retimde kullan›lanyöntemlerin do¤rulu¤u ve yanl›fll›¤› neyegöre belirlenecektir?

Dördüncü bir alan olarak ise e¤itimdede¤erlendirmenin etik aç›dan uygunlu¤uüzerinde önemle durulmas› gereken biraland›r. Acaba ö¤renciler gerçekten do¤-ru biçimde de¤erlendirilebiliyor mu ?E¤er tersi bir durum söz konusu ise ö¤-rencilerin bundan gördü¤ü zarar nas›l te-lafi edilebilir. Ve bu zarar› kim telafi ede-cektir ?

E¤itim ve ö¤retim eti¤i aç›s›ndan ö¤-retmenlerin etik ilkelere uygun davran-mas›, üzerinde önemle durulmas› gere-ken bir baflka konudur. Ö¤retmenlerinafla¤›da baz› örnekleri verilen etik ilkele-re uygun davranmalar›, e¤itim ve ö¤retimetkinliklerinin etik boyutunu güçlendire-cektir:

Ö¤retmen, profesyonel e¤itim hizmet-lerini ö¤renciler aras›nda ayr›m yapmak-s›z›n yerine getirecektir.

Ö¤retmen, bütün ö¤rencilerini sa¤l›kve güvenliklerine gelebilecek zararlardankorumak için gereken çabay› gösterecek-tir.

Devletin yasalar›na göre ö¤retmen,meslekî aç›dan ya da yasalarca gerekme-dikçe baflkalar›na ait gizli bilgileri aç›kla-yamaz.

Ö¤retmen, ö¤renciler, aileler ve mes-lektafllar› ile olan meslekî iliflkilerini kul-lanarak özel ç›karlar sa¤layamaz.

Ö¤retmen, kendisinin ya da baflka ö¤-retmenlerin nitelikleri ile ilgili gerçekleriya da kay›tlar› bilerek tahrif edemez veyanl›fl yorumlanmas›na neden olacak ey-lemlerde bulunamaz.

Ö¤retmen, ö¤rencileri ya da ifl arka-dafllar› hakk›nda kas›tl› olarak yanl›fl vekötü niyetli aç›klamalarda bulunamaz.

Ö¤retmen , yaln›zca gerekli koflullar›tafl›d›¤› ve onaylanm›fl lisanslar›na sahipoldu¤u ifl pozisyonlar›na baflvuruda bulu-nacakt›r.

E¤itimciler, iliflkilerinde ve davran›fl-lar›nda meslekî ba¤l›l›k ve standartlar›nkorunmas›nda dikkatli davranacaklard›r.

E¤itimciler, dürüstlük konusunda ör-nek olarak, kiflisel niteliklerini sergileye-rek, yasalara uyarak ve sayg› göstererekmesle¤in sayg›nl›¤›n› korumaya gayretgöstereceklerdir.

E¤itimciler e¤itim kurumlar›n›n resmîpolitikalar›n› kas›tl› olarak yanl›fl yorum-layamazlar ve bu politikalara kiflisel tu-tum ve kan›lar›n› kar›flt›ramazlar.

E¤itimciler, bütün malî kaynaklar› dü-rüstlükle kullanacaklar ve finansman ifl-lerinde do¤ruluk içinde davranacaklard›r.

E¤itimciler, kurumsal ve meslekî imti-yazlar›n› kiflisel ve partizan amaçlarla ç›-kar sa¤lamak amac› ile kullanamazlar.

E¤itimciler, meslekî kararlar›n› boza-

Page 28: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi26E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

E¤itimcilermakul bir nedenolmad›kça,ö¤retimsürecindeö¤rencininba¤›ms›zeylemlerinik›s›tlayamaz veö¤rencilerinfarkl› bak›flaç›lar›n›reddedemezler.

cak ya da etkileyecek bahflifl, hediye ve-ya ayr›cal›klar› kabul edemezler.

E¤itimciler, hiç kimseye kendilerinebir avantaj sa¤layacak herhangi bir hiz-met ya da ayr›cal›k sunamazlar.

E¤itimciler kay›tlar üzerinde de¤iflik-lik yapamazlar ya da baflkalar›n› bu türdavran›fllara yöneltemezler.

E¤itimciler meslekî aç›dan süreklikendilerini gelifltireceklerdir.

E¤itimciler, meslektafllar› ile ilgili giz-li bilgileri yasal olarak ya da meslekîamaçlarla gerekli olmad›kça aç›klaya-mazlar.

E¤itimciler ifl arkadafllar› aras›nda ›rk,renk, ulusal ve etnik köken, yafl, cinsiyet,engellilik durumu ya da medeni durumu-na göre ayr›mc›l›k, taciz ve bask› yapa-mazlar.

E¤itimciler, meslektafllar›n›n meslekîkararlar›n› etkilemek için özel davran›fl-larda bulunamazlar ve zorlay›c› araçlarkullanamazlar.

E¤itimciler bir meslekî hak olarak ö¤-retimde akademik özgürlü¤e sahiptirlerve hiçbir e¤itimci Devlet yasalar›n›n d›-fl›nda bu hakk›n kullan›m›na müdahâleedemez.

E¤itimciler her ö¤renci ile sayg›l›, dü-flünceli ve adil bir yaklafl›m içinde ilgile-necekler ve disiplin sorunlar›na okul ku-rulu politikalar› ve yasalara uygun çö-zümler arayacaklard›r.

E¤itimciler ö¤rencilerin bir programakat›lmas›n› adaletsiz bir biçimde engelle-yemezler, ö¤rencinin baz› burs ve di¤erkaynaklardan ya da avantajlardan yarar-lanmalar›n› ›rk, renk, cinsiyet, engellilik,

ulusal köken ya da medeni durumu yü-zünden engelleyemezler.

E¤itimciler makul bir neden olmad›k-ça, ö¤retim sürecinde ö¤rencinin ba¤›m-s›z eylemlerini k›s›tlayamaz ve ö¤renci-lerin farkl› bak›fl aç›lar›n› reddedemez-ler.

E¤itimciler, ö¤rencinin yarar›na ola-cak konularda ailelerle iflbirli¤i yapmakve bilgi almak için gerekli çabay› göste-rirler.

E¤itimciler, toplum kültürünü veokuldaki ö¤rencilerin ev ortam›n› tan›-mak ve anlamak için çaba gösterirler.

E¤itim ve ö¤retimin en temel parças›olan ö¤retmenlerin yukar›daki meslek il-kelerine s›k› s›k›ya ba¤l› kalmalar›, ö¤-rencilerin okuldaki ö¤renme süreçleriniiyilefltirece¤i gibi, ö¤rencilerin hak vesorumluluklar›n› ö¤renerek daha iyi, kat›-l›mc› ve demokratik yurttafllar olarak ye-tiflmelerine katk› sa¤layacakt›r.

KAYNAKLARAyd›n ‹nayet.( 2003). E¤itim ve Ö¤retimde

Etik. Ankara :PEGEM-A . Bilhan, Saffet. E¤itim Felsefesi. Ankara:

A.Ü.E¤itim Bilimleri Fakültesi Yay›nlar›, No:164, 1991.

Var›fl, Fatma (Editör). E¤itim Bilimine Girifl.Ankara: A.Ü.E¤itim Bilimleri Fakültesi, Yay›nNo: 176.

Page 29: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 27E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Söz, ruhubüyüler, idraki

açar; ifadeye güçkatar. Söz,

hakikî güçtür.Söz ve güç.

‹nsano¤lununyeryüzü

gezegeniüzerinde

yaflad›¤› uzuntarihine

bak›ld›¤›nda, buiki anahtar

kavram›n iflaretetti¤i dünyalar

aras›nda süreklibir gel-git hâli

yafland›¤›görülebilir.

Dile Gelen Dilimiz fiükrüÜnalan

E¤itimci-Yazar

E y insano¤lu! fiimdiye kadar be-nim hakk›mda hep sen konufltun.Söz konusu ben olunca bana da

söz düfler san›r›m. Bu nedenle beni birazda ben anlatay›m sana.

Bak, k›ymetimi bilenleri yüceltirim,k›ymetimi bilmeyenlerden ise intikam›mçok çetin olur. Benim k›ymetimi anlayanaz say›da insan vard›r. Bunlardan Balasa-gunlu Yusuf Has Hacib, benim hakk›mdane diyor bir dinle:

Dildendir mutluluk, dildendir de¤erDili olmayana insan m› derler?

√√√‹nsanda dilince de¤iflir kader: Ya kurda lefl olur, ya bafl› gider!

√√√Dil bir asland›r ki eflikte yatarBafl›bofl kal›rsa bafl›n› yutar!

√√√Dilin çok oynarsa sökülür diflin;Diline dikkat et, gitmesin bafl›n.

√√√A¤z›ndan uygunsuz bir söz kaç›rma,Dilinle tafl at›p bafl›n› k›rma!

√√√Ço¤u faydas›zd›r, iyisi özdür;Söz, as›l bilerek söylenen sözdür,

√√√Dinlenir, ak›lda kal›r k›sa söz,

Binlerce dü¤ümü bir tek sözle çöz!...

Söz, ruhu büyüler, idraki açar;ifadeye güç katar. Söz, hakikî güç-tür. Söz ve güç. ‹nsano¤lunun yer-yüzü gezegeni üzerinde yaflad›¤›uzun tarihine bak›ld›¤›nda, bu ikianahtar kavram›n iflaret etti¤i dün-yalar aras›nda sürekli bir gel-githâli yafland›¤› görülebilir. Kur'anvar oluflun “ol” sözüyle bafllad›¤›-n› haber verir. Yuhanna ‹ncil’inin“Ve önce söz vard›” diye baflla-mas›da, sözü varl›¤a göre öncele-mektedir. Kutsal kitaplar›n sözüngücüne vurgu yapan bu yaklafl›m-lar›, dünya edebiyat› taraf›ndan dabenimsenir. Ünlü Ezop masalla-r›nda insan›n en iyi ve en kötü ikiorgan›n›n dil ve kalp oldu¤u söy-

EE

Page 30: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

lenir. Anadolu’da “iki söz bir büyü”,“Tatl› söz, y›lan› deli¤inden ç›kar›r” gibisözler halk›n diline pelesenk olmufltur.

Söz ve güç aras›nda karfl›l›kl› bir iliflkivard›r. “Güç”, “Söz” den kopar›l›rsaeninde sonunda mutlaklafl›r; zorbal›¤a vebask›ya dönüflür. Güç, Söz’ün emrine gi-rerse, hakk› ve adaleti ayakta tutar. Sözeitibar kazand›rana söz de itibar kazand›-r›r. Sözü aya¤a düflürenleri ise söz dahafliddetli bir flekilde ayaklar alt›nda ezil-mesine yol açar.. Güç sahibi olmak isti-yorsan, maddenin ve teknolojinin gücün-den önce, do¤ru, hakikî ve “Söz”ün gü-cüne inanmal›s›n.

Seni ve beni yaratan Yüce Allah, gü-zel ve çirkin sözü Yüce Kitab’›nda flöyleörneklendirir: “Güzel söz, kökü yerdedallar› gökte olan güzel bir a¤aç gibidir.O a¤aç, Rabbinin izniyle her zaman ye-miflini verir. Kötü söz de köksüz, yerin-den sökülüp oradan oraya savrulan di-kenli bir çal›ya benzer. Allah, ö¤üt als›n-lar diye insanlara böyle misaller verir.”(‹brahim Suresi, Ayet 24-26).

Kiflinin kemâli kelâm›ndan belli olurder. Ancak kusurlu bir dille konuflursa,meram›n’› anlatamaz. Sözün bitti¤i yerdekavgalar bafllar.

Ben bir milletin mant›¤›y›m, flark›s›-y›m; geçmifli, hâli, gelece¤iyim. Ben birmilletin tâ kendisiyim. Milletin olmad›¤›yerde ben olmad›¤›m gibi, benim olmad›-¤› yerde de millet olamaz. ‹nsano¤lu gibiben de canl› bir varl›¤›m. Canl›n›n yafla-mad›¤› da¤larda, ovalarda dil olabilir mi?Oralarda duyulan sadece sestir. Yaprak-lar›n h›fl›rt›s›, ya¤murun flak›rt›s›, rüzgâ-

r›n u¤ultusu gibi. Dilin malzemesi olanses, nak›fl›n ipliklerine benzer. Mant›¤›,dokumas›; zevki, motifleridir. Kumafl›nüzerinde o renk renk, incecik ibriflimlerinçiçek çiçek açmas› ne ise, seslerin deTürk’ün a¤z›nda Türkçe, Frans›z’›n a¤-z›nda Frans›zca, Alman’›n a¤z›nda Al-manca olmas›da odur. Bir “a” veya bir“o” sesi Türk dilinin kelimeleri aras›nagirip canlan›nca ne manalar ifade etmezki!... Uzun söylenen bir “a” veya bir “o”,flaflk›nl›kt›r, hayrettir, öfkedir, sevinçtir.

Ey insano¤lu! Anl›yor musun, ben desenin gibi canl› bir varl›¤›m. Ben de hem-cinslerimle al›fl veriflte bulunurum. Örne-¤in, Türkçe de, her medeniyet dili gibi,yabanc› dillerden kelime alm›fl ve bunla-r› hazmetmifltir. Meselâ, Beynun Akya-vafl’›n güzel ifadesiyle anlatacak olursak;Rumca somunun içine Farsça peyniri ko-yarsan›z ‹ngilizce sandviç olur, onu daFrans›zca balkonunuzda oturup Arapçaafiyetle yersiniz. Ya, ‹talyanca iskele ga-zinosundaki Rumca palamut ›zgaras›nane dersiniz? Türkçe’nin bünyesinde art›ktâbiiyet de¤ifltirmifl, Türkçe olmufl so-mun, peynir, palamut, iskele gibi kelime-leri atamazs›n›z, atmaya kalkarsan›z bo-fluna zahmet olur.

Dil ve düflünce sistemi ile o toplumunait oldu¤u medeniyet çerçevesi aras›ndado¤rudan bir iliflki vard›r. Türkiye'de mo-dernleflme ad›na toplumunun medeniyetde¤ifltirmesini isteyen Bat›c›lar›n en bü-yük hedefi, Türkçe'nin anlam çerçevesin-den, kavramsal dünyas›ndan kopar›larakmuhtevas›z, hatta yeni anlamlar yüklene-rek zihinsel dönüflümü gerçeklefltirmekti.

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi28E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Dil ve düflüncesistemi ile otoplumun aitoldu¤umedeniyetçerçevesiaras›ndado¤rudan biriliflki vard›r.

√√√√√√√√

Dildendirmutluluk,dildendir de¤erDili olmayanainsan m› derler?√√√√√√√√

Page 31: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 29E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Konuflmadanönce

düflüneceksin;kimin dinleyipdinlemedi¤ini,kimin anlay›panlamad›¤›n›.

Düflüneceksin,anlatmak

istediklerinin nekadar›n›

anlatabildi¤ini...Hatta

anlayanlar›nanlad›klar›n›n da

seninanlatt›klar›n›n ne

kadar›oldu¤unu...

√√√√√√√√

‹nsanda dilincede¤iflir kader: Ya kurda leflolur, ya bafl›

gider!√√√√√√√√

Türkçe'nin bütün kavramsal çerçevesinioluflturan de¤erler sistemini çökertti¤inizvakit dilin yüzlerce y›ll›k birikimiyle bir-likte bu toplumun kültürel haf›zas›n› dasilmifl olursunuz. Toplumu zihnen sö-mürgeleflmeye haz›r hâle getirirsiniz. Dilçerçevesinde yap›lmak istenen, bu muh-tevan›n, ça¤r›fl›mlar›n, dil zevkinin, este-tik alg›n›n çözülmesidir.

Türkçe'nin sefilleflmesi, bu toplumuvar k›lan de¤erler sistemiyle ba¤›n›n ko-par›lmas›yla sonuçlan›r. Düflünce ve sa-nat hayat›m›zdaki sefilli¤in temel sebebikendimize ait olan›n fark›nda olamay›fl›-m›zd›r. Yani bunun di¤er ad› kimlik kri-zidir. Kimlik krizini aflamam›fl toplumla-r›n ne özgün ne de evrensel bir eser vere-bilmeleri, hatta var olabilmeleri müm-kündür. Dil tart›flmas›na böylesine birmedeniyet projesi içinde de¤erlendirme-den yaklaflmak, bafltan yenilgiye raz› ol-makt›r.

As›rlarca lisan meselelerinin zirvele-rinde dolaflm›fl bir medeniyetin mensup-lar› olarak belâgat ilmini ne kadar ihmaletti¤iniz, ac›madan bu muhteflem dilinizinas›l da köksüz, öksüz ve yetim b›rakt›¤›-n›z malum… Gün geçtikçe solan, kuru-yan bir gül gibi boynumu bükmüfl bir hâl-deyim…

Teflrik-i mesai" yerine "teflvik-i mesa-i", "malumu ilam" yerine "malumu ilan"diyen düflünürler mi istersiniz, "flunu yada bunu haiz" yerine "fluna ya da bunahaiz" diyen "haiz" ile "dair" kelimeleriaras›ndaki fark› bile bilmeyen edebiyatç›-lar m›, yoksa "Selatin Camileri"ni "Sela-hattin Camileri" sanan gazeteciler mi?

Erbab›nda hassasiyet kalmay›nca, genç-ler ne yaps›n!?

Hele son günlerde salg›n bir hastal›kgibi yay›lan regreasyon, derogasyon, de-lege etmek, opsiyon gibi kelimelerin or-tal›kta aya¤›m›za dolaflmas›, beni bunal-t›yor insano¤lu!.. Dikkat et, dilini kaybe-dersen, kimli¤ini kaybetmifl olursun.

Sözün kalitesi yücelirse, tasavvurunkalitesi de yücelir. Tasavvurun kalitesiyücelirse, akl›n kalitesi de yücelir. Akl›nkalitesi yücelirse, eylemin kalitesi de yü-celir; eylemin kalitesi yücelirse insan›nkalitesi yücelir. “Sözün kalitesini" yük-seltemeyenlerin "sesin desibelini" yük-seltmekten, avazlar› ç›kt›¤› kadar ba¤›r›pgürültü yapmaktan baflka çareleri var m›?

Ey insano¤lu, daha çok ba¤›rd›¤›ndadaha çok dinlenmezsin, gürültünün birparças› olursun yaln›zca! Ya dilini tutma-y› ö¤reneceksin, ya da hiç durmadan ko-nufltu¤un için yaln›zca bombofl ve anlam-s›z sesler ç›kartan birisi oldu¤unu hisset-tireceksin çevrendeki insanlara!

Konuflmadan önce düflüneceksin; ki-min dinleyip dinlemedi¤ini, kimin anla-y›p anlamad›¤›n›. Düflüneceksin, anlat-mak istediklerinin ne kadar›n› anlatabil-di¤ini... Hatta anlayanlar›n anlad›klar›n›nda senin anlatt›klar›n›n ne kadar› oldu¤u-nu...

Konuflmak için en uygun zaman› bek-lemeli; en az ama en uygun kelimeleriseçmeye çal›flmal›s›n. Yolcular›n, önce-den ald›klar› biletleri ceplerinde oldu¤uhâlde, saatlerini kontrol ederek, zamanyaklaflt›¤›nda, vapurun kalkaca¤› iskele-de haz›r olmalar› gibi, sen de fikrini bil-

Page 32: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi30E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

√√√√√√√√

Dil bir asland›rki eflikte yatarBafl›bofl kal›rsabafl›n› yutar!√√√Dilin çokoynarsa sökülürdiflin;Diline dikkat et,gitmesin bafl›n.√√√√√√√√

direce¤in kiflinin "k›y›ya yanaflmas›n›"beklemelisin.

"Ben can›m isteyince giderim iskele-ye, vapur da o saniyede gelmek zorun-da!.." diyemezsin!

"Ben akl›ma geleni akl›ma geldi¤i bi-çimde söylerim. Karfl›mdaki de de¤ilduymak, de¤il dinlemek; anlatt›¤›mdanbile fazlas›n› anlamak zorunda!.." diye-mezsin!

Keflke öyle olsayd›, ama maalesef de-¤il!... A¤z›n› aç›p flelâleden dökülen suyuiçmeye çal›flan bir tavflan gördün mühiç?.. Ya da önüne ç›kan a¤açlar› bile sü-rükleyen bir selden susuzluk gidermeyeu¤raflan bir ceylan gördün mü?.. Kaplan-lar bile içebilmek için suyun durulmas›n›beklerler.

Ey insano¤lu! Senden önce yaflayan-lar benim k›ymetimi senden ve senin ça-¤›nda yaflayanlardan daha iyi biliyorlard›:“Atalar sözünü tutmayan› yabana atar-lar.” Sen de yabana at›lmak istemiyorsan,kulak ver atalar›n›n benim hakk›mda söy-lediklerine:

“Adam olana bir söz yeter”, “Ac› sözinsan› dininden, tatl› söz y›lan› deli¤indenç›kar›r”, “Adam›n eti yenmez, derisi gi-yilmez, tatl› sözünden baflka neyi var”,“Alçak otur, yüksek konufl”, “Aln›m›nakl›¤›, a¤z›m›n pekli¤i”, “B›çak yaras›geçer, dil yaras› geçmez”, “Bir a¤›zdanç›kan bin dille yay›l›r”, “Boflbo¤az› ce-henneme atm›fllar, odunum yafl diye ba-¤›rm›fl”, “Bülbülün çekti¤i dili belas›”,“Büyük lokma ye, büyük lâf söyleme”,“Çok mal harams›z, çok lâf yalans›z ol-

maz”, “Çok söyleme ars›z, aç b›rakmah›rs›z olur”, “Dil söyler saklan›r, bafl be-laya katlan›r”, “E¤ri otur, do¤ru konufl”,“El gözünden, yi¤it sözünden belli olur”,“Erken öten horozun bafl›n› keserler”,“Gafile kelâm, nafile kelâm”, “‹ki dinle,bir söyle”, “‹stedi¤ini söyleyen, istemedi-¤ini ifltir”, “‹yi söz gönlün yaylas›d›r”,“Kem söz, sahibinindir”, “Kem söz, git-gide olur kocaman bir köz”, “Leyle¤inömrü laklakla geçer”, “Söz borca ben-zer”, “Sözü söyle alana, kula¤›nda kala-na”, “Tats›z afla tuz neylesin, ak›ls›z baflasöz neylesin”, “Ulu sözü dinlemeyenulur”, “Yalanc›n›n mumu yats›ya kadaryanar”.

Biraz da deyimlerde gezelim: “Abuksabuk konuflma”, “Kimseyle a¤›z dalafl›etme”, “A¤z›ndan ç›kan› kula¤›n duy-sun”, “Konuflurken a¤z›ndan bal aks›n”,“K›zd›¤›n zaman a¤z›n› aç›p gözünüyumma”, “‹nsanlar›n arkas›ndan konufl-ma”, “Baltay› tafla vurma”, “Sana söyle-nen sözü can kula¤›yla dinle”, “Çenenitut”, “Çene çalma”, “Çene yar›flt›rma”,“Dedi¤im dedik, çald›¤›m düdük deme”,Çok konuflursan “dilin dolan›r”, “dile dü-flersin”, “dilin sürçer” ve “insanlar›n di-linden kurtulamazs›n”, “Dilin döndü¤ükadar do¤ruyu söyle”, “Kimsenin lâf›n›a¤z›na t›kama”, “Lâf ebesi olma”, “Lâf›a¤z›nda geveleme”, “Lâf tafl›ma”, “Saç-ma sapan konuflma”, “Sesin ayyuka ç›k-mas›n”, “Sözü aya¤a düflürme”, “Sözün-de dur”, “Tereciye tere satma”, “Üstü ka-pal› konuflma”, “Verip verifltirme”, “V›d›v›d› etme”, “‹nsanlar›n suçunu yüzüne

Page 33: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 31E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Konuflmaktanamaç, ne

pahas›na oluraolsun,

dinleyicilerimizietkilemek

de¤il, hakikatinortaya

ç›kar›lmas›d›r.√√√√√√√√

Ço¤ufaydas›zd›r, iyisi

özdür;Söz, as›l bilerek

söylenen sözdür,√√√

Dinlenir, ak›ldakal›r k›sa söz,

Binlercedü¤ümü bir tek

sözle çöz!...√√√√√√√√

vurma”, “Zehir zemberek konuflma”,“Zülfü yâre dokunma”.

Unutma, a¤z›ndan ç›kan söz, aleyhin-de delil olarak kullan›labilir. “Aksi ispatedilene kadar, kiflinin beyan› esast›r” hu-kuk prensibine göre, söz insan›n kendisi-dir. “Âyinesi ifltir kiflinin lâfa bak›lmaz”ama söze bak›l›r. Lâf, bofl lak›rd›y›, kurugürültüyü; söz ise, daha çok anlam›, de-rinli¤i ifade eder.

Sözde do¤ruluk temel flart, güzelliktercihtir. Her insan sözügüzel söylemese de sözüngüzelini ve do¤rusunusöylemelidir.

Söz, gönül bahçesindeyetifltirilir, beyin mutfa-¤›nda piflirilir ve dostlarmeclisinde ikram edilir.Sözün lezzeti, gönlünzenginli¤i kadard›r. Sözlevar›lmak istenen hedef,kalbin yöneldi¤i niyettir.Sözün hedefi ile kalbin ni-yeti ayn› ise, o söz gerçek-tir. Sözün mahiyeti makulve meflru ise, o söz do¤ru-dur. Sözün üslubu muha-tab›n içine ferahl›k vehoflnutluk veriyorsa, o sözgüzeldir. Bir söz ac› olabi-lir, ama asla yalan olma-mal›d›r. Ac› bir olay›n an-lat›lmas›ndansa sözün gü-zelli¤inden vazgeçilebilir.

fierefini korumak veyüceltmek istiyorsan, dai-ma sözün do¤rusuna ve

güzeline yönelmelisin.Konuflmaktan amaç, ne pahas›na olu-

ra olsun, dinleyicilerimizi etkilemek de-¤il, hakikatin ortaya ç›kar›lmas›d›r.

Sözlerimi büyük insanlardan biri olan‹mam fiafi’nin hikmetli bir sözüyle ta-mamlamak istiyorum:

“Allah›m, e¤er muhatab›m hakl›ysa,onun diline kuvvet ver ki, beni iknâ ede-bilsin. E¤er ben hakl›ysam, benim dilimekuvvet ver ki, ben onu iknâ edebileyim.”

Page 34: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi32E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

"Üstünyeteneklilik,normalstandartlardannitelik ve nicelikolarak farkl› içseldeneyimlerortaya koyan veileri becerileriiçeren uyumsuz(asenkronik)geliflimdir.

Okul Öncesi Ça¤daki ÜstünYetenekli Çocuklar›n E¤itimleri**

***ÖZET

Okul öncesi dönem çocuklar›n›n pek çokihtiyaçlar› vard›r Üstün yetenekli çocukla-r›n ise, hem kendi yafl›tlar›na benzer hemde kendilerine özgü farkl› gereksinimleribulunmaktad›r Ayr›ca üstün yetenekli çocuklar yafl›tlar›n›n ilgisini çeken pek çok et-kinlikten de hofllan›rlar ancak; daha deta-yI› ve derinlemesine bilgiye gereksinim du-yarlar

Bu yaz›da, üstün yetenekli çocuklar›nyeteneklerini ve gereksinimlerini optimaldüzeyde karfl›lamada ö¤retmenlerin çocuk-larla beraber yapabilece¤i etkinlik örnekle-ri, kullanmas› gereken ö¤retim teknik ve.yöntemleri üzerinde durulmaktad›r

***

ÜSTÜN YETENEKL‹ ÇOCUKK‹MD‹R?

Üstün yetenekli bir çocu¤u yetifltir-mek göz korkutucu bir zorluk ol-makla birlikte hem aileler hem de

ö¤retmenler için heyecan verici olabilir.Morelock (1992), üstün yetenekli çocuk-lar› yetifltirmedeki güçlüklere dikkat çe-kerek üstün yeteneklili¤i flöyle tan›mla-m›flt›r:

"Üstün yeteneklilik, normal standart-lardan nitelik ve nicelik olarak farkl› içseldeneyimler ortaya koyan ve ileri becerile-ri içeren uyumsuz (asenkronik) geliflim-dir.

Uyumsuzluk, yüksek zihinsel kapasiteile geliflir. Üstün yeteneklili¤in kendineözgülü¤ü onlar› kolay incinebilir bir du-ruma getirebilir ve optimal bir geliflimisa¤layabilmeleri için anne-babal›k, ö¤ret-menlik ve dan›flmanl›k uygulamalar›nda

bir tak›m de¤ifliklikler gerektirir. Uyum-suzluk, içsel ve d›flsal olmak üzere her ikidurumda da uyumlu olmamay›; uyumsuzgeliflim ise, üstün yetenekli çocuklar›n bi-liflsel gelifliminin fiziksel, duygusal vesosyal gelifliminden daha fazla orandah›zl› olmas› ve baz› ilginç problemler or-taya ç›karmas› anlam›na gelir. Örne¤in;dört yafl›nda olmas›na karfl›n yedi yafl›n-daki bir çocu¤un zihinsel kapasitesine sa-hip olan bir çocuk, düflüncelerini ortayakoymada oldukça zorluk çekebilir (Mo-relock 1992).

Üstün yetenekli çocuklar›n tüm hayatdeneyimlerindeki afl›r› yo¤unluk, duygu-sal olarak onlar› karmafl›kl›¤a yöneltir.Bu çocuklar için ço¤unlukla kendi yafl›na

H.ElifDa¤l›o¤luYrd. Doç. Dr.

ÜÜ

Page 35: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 33E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Üstün yetenekliçocuklar

konusunda,ailelerin,

okullar›n vegenel olarak

toplumun üstünyetenekliçocu¤un

özelliklerinianlamda

ö¤renmeye deihtiyac› vard›r

ait mevcut geliflimsel normlar uygun de-¤ildir; daha fazla geliflmifl oyunla ilgile-nirler ve genelde akademik olarak di¤eryafl›tlar›ndan daha ileridirler. Dolay›s›ylada daha zekî olan çocu¤un daha büyükuyumsuzlu¤a sahip olma ve potansiyelolarak daha çok incinebilme olas›l›¤› var-d›r. Bundan dolay› çocuklar›n do¤as›ndavar olan geliflimsel farkl›l›klar›n fark›ndaolan ö¤retmen ve ailelerin kendilerini buduruma haz›rlamalar› çok önemlidir.

Ö¤retmen ve aileler için üstün yete-neklili¤in en erken belirtilerinden baz›la-r› flöyle s›ralanabilir:

• Bebeklikte ola¤anüstü hareketlilik• Uzun dikkat süresi• Anne-baba veya bakan kifliyi erken

tan›ma ve gülme• Ses, a¤r› ve ac›ya karfl› afl›r› reaksi-

yon• Geliflimsel dönüm noktalar›na (yü-

rüme, konuflma v. b) h›zl› ilerleme• Ola¤anüstü haf›za• H›zl› ö¤renme ve bundan hofllan-

ma• Erken ve kapsaml› dil geliflimi• Kitaplara karfl› afl›r› ilgi• Merak• fiakadan anlama yetene¤i• Soyut muhakeme ve problem çöz-

me becerileri• Canl› hayal gücü• Duyarl›l›k ve sevecenlik• Sürekli soru sormaArkadafllar› ile oynarken lider olma

(Renzulli 1986, Freeman 1986, Morelock1992, Da¤l›o¤lu 1995, Metin 1999).

ÜSTÜN YETENEKL‹ÇOCUKLARIN ‹HT‹YAÇLARIBütün çocuklar›n farkl› pek çok ihti-

yac› vard›r. Üstün yetenekli çocuklar›nise, hem yafl›tlar›na benzer hem de kendi-lerine özgü özel baz› ihtiyaçlar› bulun-maktad›r ve bu ihtiyaçlar onlar aç›s›ndançok büyük önem tafl›maktad›r.

Temelde, üstün yetenekli çocuklar,kendi zekâlar› ile di¤er çocuklar›n zekâ-lar›n›n karfl›laflt›r›ld›¤› durumlarda sosyalaç›dan desteklenmeye özellikle ihtiyaçduyarlar. Zekâ düzeyleri ölçüsünde okul-da çal›flabilmek isterler. Genellikle okul-da zamanlar›n›n ço¤unu, ihtiyaçlar›n› enalt düzeyde karfl›layan etkinliklerle har-carlar.

Bütün çocuklar›n oldu¤u gibi bu ço-cuklar da, etraflar›nda benzer ihtiyaçlar›-n›n oldu¤unu bilen ve bu ihtiyaçlar›n›karfl›lamak için ola¤an d›fl› araçlara ge-reksinim duyduklar›n› anlayan ve onlarayard›mc› olan aile üyeleri ve özellikle ö¤-retmenlere gereksinim duyarlar (Silver-man 1992).

Üstün yetenekli çocuklar konusunda,ailelerin, okullar›n ve genel olarak toplu-mun üstün yetenekli çocu¤un özellikleri-ni anlamda ö¤renmeye de ihtiyac› vard›r.

Üstün yetenekli çocuklar›n da di¤eryafl›tlar› gibi hâla çocukça davran›fllar›olabilir. Bu durum bazen onlar için çokkarmafl›k bir deneyim olabilir. 6 yafl›ndaiki dünya savafl›n›n etkilerini bütünüylearaflt›rmay› isteyen bir çocuk 8 yafl›ndabarbi bebeklerle oynayabilir ya da SusamSoka¤›n› izlemek gibi hâlâ nostaljik ilgi-leri olabilir (Morelock 1992).

Üstün yetenekli çocuklar, erken yafl-lardan itibaren kendileri için çok yüksek

Page 36: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi34E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Her çocuk yenibilgilerö¤renmektenhofllan›r ancak;bu durum üstünyetenekliçocuklarda birazdaha fazlad›r.Yeni fikir vekavramlar›ö¤renmekisterler. Örne¤in;bir çocukhayvanlar› çokseviyorsa evcilhayvan satanma¤azalaragiderek onlarhakk›nda dahaayr›nt›l› bilgi al›pdaha yak›ndaninceleyebilir,hayvan resimleribiriktirebilir.

ya da mükemmelliyetçi standartlar olma-sa da hemen her zaman yard›ma ihtiyaçduyarlar. Bu durum dolay›s›yla onlarayard›m etmeye çal›flan aileler kendi dav-ran›fllar›n› gözden geçirmeli ve mükem-melliyetçi özellik tafl›yan bir davran›fliçin kendilerinin model olup olmad›¤›n-dan emin olmal›d›rlar. Hayatta herhangibir fleyin standard›n› koyarken mükem-mel yada mükemmele yak›n özellikler ta-fl›d›¤›nda bu tip tutumlar içine girmek ya-ralay›c› bir al›flkanl›k olabilir. Çünkükimse mükemmel de¤ildir.

Küçük çocuklar do¤alar› gere¤i me-rakl›d›rlar. ‹nsanlar› ve dünyay› merakederler. Okul öncesi e¤itime bafllad›klar›s›rada soru sarma, araflt›rma, yönlendir-me, deneme ve oyun yoluyla çeflitli ö¤-renme becerilerini zaten edinmifllerdir.Bafllang›çta uzaktan izlemekle yetinirlerancak; bu onlar›n merak›n› tatmin etmez.Üstün yetenekli çocuklar daha yak›ndanincelenmesi için f›rsata ihtiyac› vard›r.Dokunmaya gereksinim duyarlar (More-lock 1992).

Genellikle çocuklar›n dünyay› keflfet-me arzusuna pek çok s›n›rlama getirilir.“Kediyi öldüren merak›d›r” diyerek ye-tiflkinler onlar›n cesaretini k›rabilir. Ye-tiflkinler dürüst olmay› baflarabilirse, me-rak›n kediye iyi fleyler kazand›rd›¤›n› vekedilerin s›n›rlar›n› test etmede ve neyintehlikeli neyin güvenli oldu¤unu belirle-mede büyük beceri sahibi oldu¤unu göre-bilirler. Çocuklar›n t›pk› kediler gibi nes-nejönük karfl› konulmaz bir e¤ilimi vard›rve bu e¤ilimin yetiflkinlikteki merakl›l›-¤›n ve yarat›c›l›¤›n temelini oluflturdu¤ugörülmektedir. Nesnelerle u¤raflan ço-cuklar, içinde bulunduklar› durumu de-

¤erlendirirken bile say›s›z özgün fikirüretebilmektedirler (Freeman 1986).

Üstün yetenekli okul öncesi ça¤ ço-cuklar› üstün yetenekli olmayan çocukla-r›n hoflland›klar› pek çok aktiviteye ilgiduyarlar; fakat daha büyük oranda derin-lik ve detaydan hofllanmaktad›rlar. E¤erokul öncesi s›n›f›, sa¤l›k ile ilgili bir ko-nuda çal›fl›yorsa ö¤retmen üstün yetenek-li çocuklar› dikkate alarak daha çok deta-ya girebilir. Bunu insan vücudunu ve k›-s›mlar›n› ayr›nt›l› olarak gösteren bir ma-ket kullanarak daha görsel ve ayr›nt›l›olarak inceleyebilirler. Pek çok üstün ye-tenekli ve üstün yetenekli olmayan ço-cuk, modelleri görüp onlara dokunarak,inceleyerek ve düflünceleri uyar›ld›kçakavramlar› daha derinlemesine anlayabi-lirler.(Foster 1993)

Her çocuk yeni bilgiler ö¤renmekenhofllan›r ancak; bu durum üstün yetenek-li çocuklarda biraz daha fazlad›r. Yeni fi-kir ve kavramlar› ö¤renmek isterler. Ör-ne¤in; bir çocuk hayvanlar› çok seviyor-sa evcil hayvan satan ma¤azalara giderekonlar hakk›nda daha ayr›nt›l› bilgi al›pdaha yak›ndan inceleyebilir, hayvan re-simleri biriktirebilir.

Pek çok okul öncesi çocu¤u kelimele-ri kolayca ö¤renebilir ve s›kl›kla okuma-y› ö¤renmek ister. Pek ço¤u kitaplara bü-yük ilgi gösterirken baz›lar› anaokulunagelmeden önce okumay› kendi kendileri-ne ö¤renirler. Bu çocuklar için s›n›ftamümkün oldu¤u kadar çok çeflitte nite-likli kitap, dergi, ansiklopedi, e¤itici nite-likte video kasetleri vb. bulundurulmal›ve yeri geldikçe çocuklar taraf›ndan kul-lan›lmas›na ve incelenmesine olanak sa¤-lanmal›d›r. (Download 2002)

Page 37: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 35E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Üstün yetenekliçocuklar›n

ihtiyaçlar›n›karfl›lamak ve

gereksinimduyduklar›

e¤itimiverebilmek için

ilk aflama olarakö¤retmenleriveya aileleri

taraf›ndan farkedilmeleri veuzmanlarca

inceleme yap›l›ptan›lanmalar›

gerekmektedir.

Çocuklar›n en iyi ö¤renme yollar›n-dan biri de oyundur. Yawkey (1987)'egöre, çocuklar dramatik ve birbirini takipeden serbest oyunlar› esnas›nda 30-50dakika engellenmeden oynamak isterler.Bu zaman›, çocuklar kendilerini ve ma-teryallerini organize etmek ve fikirleriniuygulamak için harcamaktad›rlar. Özel-likle çocuklar uzun zaman aral›klar›na ih-tiyaç duyarlar. Çünkü genifl bir sosyodra-matik oyun bölümleri yaratabilir ve kar›-fl›k zaman yap›lar› oluflturabilirler. Bu ço-cuklar›n onlar› anlayabilen ve dramatikoyun yaratmada onlara yard›m edebile-cek kapasitede bireylerle oynamaya bü-yük gereksinimleri vard›r. (Akt: Metin1999)

ÜSTÜN YETENEKL‹ÇOCUKLARA YÖNEL‹K E⁄‹T‹M

MODELLER‹Üstün yetenekli çocuklar›n ihtiyaçlar›-

n› karfl›lamak ve gereksinim duyduklar›e¤itimi verebilmek için ilk aflama olarakö¤retmenleri veya aileleri taraf›ndan farkedilmeleri ve uzmanlarca inceleme yap›-l›p tan›lanmalar› gerekmektedir. Yurt d›-fl›nda ve ülkemizde bu tip özellik göste-ren çocuklar için çeflitli e¤itim modellerigelifltirilmifltir. Gelifltirilen e¤itim model-lerinde ana amaç; üstün yetenekli olançocuklar›n yetenek, ilgi ve kapasiteleriölçüsünde e¤itim alabilmeleridir. Geliflti-rilen e¤itim modelleri üç bafll›k alt›ndatoplanabilir;

1. H›zland›rma 2. Gruplama3. Zenginlefltirme1. H›zland›rma: Çeflitli uyarlamalarla

bu program›n normal sürecinden daha

önce tamamlanmas›d›r. Bu modelin pekçok de¤iflik formu vard›r. Okula erkenbafllama, s›n›f atlatma, birkaç s›n›f birlefl-tirme, program süresinden daha k›sa sü-rede tamamlama, kurslar alma ve semi-nerlere kat›lma gibi pek çok flekilde ola-bilir. Ebeveynler, ö¤retmenler ve yöneti-ciler genellikle üstün yetenekli çocukla-r›n h›zland›rma program›na kat›lmalar›konusunda yeterli sosyal, duygusal, fizik-sel ve motor olgunluktan yoksun oldukla-r› düflüncesi hakîmdir. Ayr›ca h›zland›r-ma program› çocu¤un yafl›tlar›yla ileti-flim kurma gereksinimlerine cevap ver-memektedir.

2. Gruplama: Gruplaman›n normals›n›flardaki üstün yetenekli ö¤rencileriçin küme grupland›rmalar›, özel s›n›f,özel bir okulda grupland›rma, kaynakodalar›nda grupland›rma ve kaynak mer-kezlerinde grupland›rma, özel seminer-ler, özel alan kurslar›, çeflitli çal›flma mer-kezlerindeki (müze, üniversiteler, bilimlaboratuvarlar› ve endüstri gibi) özel ça-l›flmalar fleklinde uygulamalar› bulun-maktad›r. Bu tip özel grupland›rmalar uy-gun olarak düzenlendi¤inde çocuklar›nyeteneklerini gelifltirmede belirgin dü-zeyde baflar› sa¤lad›¤›, çocuklar›n bu uy-gulamalarla benlik kavramlar›n›n geliflti-¤i görülmektedir.

3. Zenginlefltirme: Normal s›n›fprogram›nda üstün yetenekli çocuklar›nözelliklerine ve gereksinimlerine göreuygulamalar yap›lmas› esast›r. Bununiçin normal s›n›f içinde farkl›laflm›fl ö¤-renme deneyimlerinin planlanmas› ge-rekmektedir. Yatay ve dikey olmak üzere

Page 38: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi36E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

E¤itimin amac›,çocuklar›nsadece bilgilerledonanmalar›de¤il, ayn›zamanda onlar›nbilgi üretirdurumagelmeleri içingerekli f›rsatlar›yaratmakolmal›d›r.

iki türlü zenginlefltirme yap›labilir. Yatayzenginlefltirmede etkinlik çeflidini artt›r-ma söz konusudur. Dikey zenginlefltirmeise, o konu ile ilgili derinlemesine çal›fl-malar yap›lmaktad›r. Zenginlefltirilmiflnormal s›n›f modelinde üstün yetenekliçocuklar için yafl›tlar›yla merak ve ilgi veyeteneklerine cevap verecek flekilde ha-z›rlanm›fl keflfetmeye yönelik aktiviteler,grup e¤itim al›flt›rmalar› yer almaktad›r.S›n›f program›na, normalde bulunmayandaha zor konular ve farkl› materyaller,de¤iflik ö¤renme alanlar› eklenmektedir(Akt. Metin 1999).

ÜSTÜN YETENEKL‹ÇOCUKLAR ‹Ç‹N HAZIRLANMIfi

OKUL ÖNCES‹ E⁄‹T‹MPROGRAMLARINDA D‹KKAT

ED‹LMES‹ GEREKENNOKTALAR

H›zl› ö¤renen çocu¤a, daha karmafl›kö¤renme için gerekli olan temel becerile-ri kazand›rmadan daha ileri düzeydekikavram ve bilgilerin verilme tehlikesivard›r. Bu noktay› dikkate alarak, uzmanokul öncesi ö¤retmenlerinin gözlem vede¤erlendirme araçlar›n› kullanarak ço-cuklar›n geliflim düzeylerini belirlemelerigerekir. Bu do¤rultuda seçilen yöntem,her bir çocu¤un gereksinim, ilgi ve yete-neklerine göre farkl›l›k gösterebilir.

Üstün yetenekli çocuklar, daha ileri,karmafl›k ve entelektüel çal›flmalar›ndas›rf standart e¤itim program›n›n temelle-rini her yönüyle kazanmam›fl olmalar›nedeniyle engellenmemelidirler. Bu du-rumda ileri e¤itim süreçlerinin tan›t›m› veuygulamas›n›n ertelenmesinin, çocuklar›

cezaland›r›c› bir etkisi olabilir. Biliflsel ve fiziksel becerilerinin kaza-

n›lma h›z›nda da ayr›l›klar olabilir. Birçocuk 4 yafl›ndayken karmafl›k bir öykü-yü oluflturabilir fakat bunu kendisi kale-me alamayabilir. çocu¤un yazmas›n› ö¤-renene kadar öykünün kaydedilemeyece-¤ini söylemek yerine öyküyü yetiflkinkayda alabilir veya yazabilir.

Nasihat ve uyar›lar yerine çocuklar›nba¤›ms›z davranmalar›na yard›mc› olun-mal› ve ne yapmalar› gerekti¤ini söyle-mekten kaç›n›lmal›d›r.

Yapabilecekleri etkinlikleri uygulaya-bilmeleri için onlara f›rsat verilmeli vekendi kendilerini yönetmeleri için destekolunmal›d›r.

Çocuklar›n sorgulama ve yarg›lamayeteneklerini gelifltirmeye önem verilme-lidir.

Ö¤rencilerin kendi kendilerine ö¤ren-meleri için yard›mc› olunmal› ve onlaragerekli zaman› tan›mal›d›r.

E¤itimin amac›, çocuklar›n sadece bil-gilerle donanmalar› de¤il, ayn› zamandaonlar›n bilgi üretir duruma gelmeleri içingerekli f›rsatlar› yaratmak olmal›d›r.

Çocuklar› sürekli çözebilecekleri

Page 39: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 37E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Ö¤retmenler,problemleritan›malar›,

kaynak bilgisa¤lamalar› ve

çal›flmalar›n›de¤erlendirmeleri

konular›ndaçocuklarayard›mc›

olmal›d›rlar.Ayr›ca s›n›f›n,çocuklar›n ilgi

duyup araflt›rmave sorun çözme

becerileriningelifltirildi¤i bir

ortam hâlinedönüfltürülmesini

sa¤layabilirler(Davasl›gil 2003)

problemlerle karfl›laflt›rmak gereklidir.Problem çözmeyle, ba¤›ms›z araflt›rmave soruflturma alanlar›nda sistematik ö¤-retim sa¤lanmaktad›r.

Ö¤retmenler, problemleri tan›malar›,kaynak bilgi sa¤lamalar› ve çal›flmalar›n›de¤erlendirmeleri konular›nda çocuklarayard›mc› olmal›d›rlar. Ayr›ca s›n›f›n, ço-cuklar›n ilgi duyup araflt›rma ve sorunçözme becerilerinin gelifltirildi¤i bir or-tam hâline dönüfltürülmesini sa¤layabilir-ler (Davasl›gil 2003).

ÜSTÜN YETENEKL‹ÇOCUKLARIN Ö⁄RETMEN VE

A‹LELER‹NE YÖNEL‹KB‹RL‹KTE YAPAB‹LECEKLER‹

ETK‹NL‹KLERÜstün yetenekli çocuklar›n yetenek,

ilgi ve ihtiyaçlar›na cevap verme konu-sunda ailesine ve ö¤retmenlerine çok bü-yük görevler düflmektedir. Çünkü yukar›-da da belirtildi¤i gibi onlar di¤er yafl›tla-r›ndan daha fazla, ayr›nt›l› ve derinleme-sine bilgi ö¤renmek isterler. Bu sebepleafla¤›da s›ralanan örnekler gibi etkinlikleruygulamak, bu tip özellik tafl›yan çocu¤asahip ailelerin ve ö¤retmenlerin çocu¤agereksinimleri do¤rultusunda destek ver-melerine olanak sa¤layabilir.

• Karfl›laflt›rma ve z›tl›k: Kitaptakiiki karakter, tan›d›¤› iki insan, iki te-levizyon gösterisi, iki köpek aras›n-daki benzerlik ve farkl›l›klar›n neleroldu¤unu sormak.

• Farkl› yollarla gruplama yapmak:Sevdi¤i televizyon gösterilerini, tan›-d›¤› insanlar›, oyuncaklar›, içecekle-

ri, günün saatleri, duygular›, k›yafet-leri, farkl› geometrik flekilleri grupla-ma konusunda farkl› yollar bulmas›-na olanak vermek.

• Bilgisayar kullanmak: Çocuklarabilgisayar kullanmay› ö¤retmek. Di-nazorlar, facemaker (yüz yaratma)gibi baz› programlar bu çocuklar ta-raf›ndan zevkle kullan›lmaktad›r.

• Farkl› oyuncaklar: De¤iflik yönlen-dirici oyuncaklar sunmak ve bu ma-teryallerle özgün tasar›mlar üretme-sine f›rsat vermek.

• Farkl› düflünme becerileri: Basitmant›ksal yap-bozlar ve labirentlersunarak kritik düflünme ve problemçözme becerilerini ö¤retmek.

• Tahmin etme becerisini gelifltirmek:Bir televizyon gösterisinde "sonra neolacak?'; kitapta, insanlar›n yaflam›konusunda "ne düflünüyorsun?" veya"bu çocuk k›zg›n m›?", "sence ne dü-flünüyor?" gibi tahminlerde bulun-mas›n› istemek.

• "E¤er olursa": "D›flar›da çimlerinüstüne bir parça ekmek b›rak›rsak"veya "büyük annene mektup gönder-mek istesen veya "e¤er insanlar uça-bilseydi': "bütün arkadafllar›na k›z-sayd›n ne olurdu?" tipinde sorularsormak.

• Kar›fl›p de¤iflen hayvanlar: Birkaçtane hayvan seçmesini isteyip baz›la-r›n›n özelliklerini de¤ifl tokufl etmesi-ni istedikten sonra ortaya ç›kan yenitür hayvan› çizmesini veya plastirin-den modelini yapmas›n› veya onunlailgili bir hikâye yazmas›n› istemek.

Page 40: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi38E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Ö¤retmen veaileler kendihayal güçlerinikullanarak yeniilginç ve özgünetkinliklerplanlayabilirler(Siegelbaum veRotner 1983,Dowland 2002).

• Bilim, do¤a ve çevre ile ilgili ki-taplar okumak: Bu çocuklar bilim,do¤a ve çevre hakk›ndaki kitaplar-dan genellikle çok hofllan›rlar.

• Teybe öykü, gözlem vb. kayd› yap-mak: Çocu¤a tafl›nabilir küçük birteybin ve mikrofonun nas›l kullan›l-d›¤›n› anlatarak ya bir hikâye ya birflark› ya da ev veya okulun etraf›ndabir gezi yap›p daha sonra dinledi¤in-de neler gördü¤ünü hat›rlayabilmesiiçin gördüklerini kaydetmesini iste-mek.

• Kendi süper kahraman›n› yarat-mak: Çocuktan t›pk› örümcek adam›birisinin kendi hayal gücünü kullana-rak yaratt›¤› gibi onun da süper birkahraman yaratmas›n› isteyip gözle-rini kapatmas›n› ve bir süre bu yenikahraman› hayal etmesini, hikâyesihakk›nda konuflmadan önce kahra-man›na bir isim vermesini, çizmesiniveya kahraman›n içinde yer ald›¤› birhikâye vb. yazmas›n› desteklemek.

• ‹p ucu vererek resim yapt›rmak:Çocu¤a üzerinde bir tak›m çizgilerveya yuvarlak çizilmifl bir k⤛t vere-rek bu çizgileri kullanarak istedi¤ibir resim yapmas›n› ve sonra size ta-n›tmas›n› söylemek.

• Müzik zevki afl›lamak: Vivaldi,Bach ve Raffi dinlemelerinde onlaraf›rsat vererek uygun müzikler sunmak.

• Sanat zevki afl›lamak: Önemli sa-natç›lar› ve farkl› sanat stillerini ö¤-reterek onlar› sanat galerilerine götü-rerek ve yüksek kalitede resimli ki-taplar okuyarak uygun sanat dallar›n›tan›tmak.

• Sanat etkinlikleri: Hüner gerektirenaktivitelerden ziyade sanat aktivitele-ri sa¤lamak. Hüner gerektiren aktivi-te bu çocuklar›n gözünü korkutabilir.Çünkü yapt›klar› modele benzemedi-¤i zaman mükemmelliyetçi olan buçocuklar›n hayal k›r›kl›¤›na u¤rama-s›na neden olabilir.

• Yarat›c› yemek piflirmek: Çocukla-r›n çeflitli malzemeler kullanarakfarkl› yiyecekler haz›rlamas›n› iste-mek. Kuruyemifl, meyve salatas› gibi.

• Paralarla oyun: Çocukla bozuk pa-ralar hakk›nda konuflmak ve e¤er il-gileniyorsa gerçek bozuk paralarlamutfaktan ald›¤› malzemelerle kendimarketini kurmas›na izin vermek vebunu geniflleterek ma¤azadan bir ikifleyalma veya ürün de¤ifltirmesineolanak tan›mak veya yedi¤i yeme¤inmalîyetini üzerinde çal›fl›p hesapla-mas›n› sa¤lamak.

• fiekilleri tan›mak: Çocu¤a bir sütkartonu, bir ev gibi gerçek hayattanbaz› flekilleri, objeleri göstermek veiki veya üç boyutlu flekillerin isimle-rini ö¤renmesini ve onlar› gördü¤ün-de tan›mas›n› istemek.

• Ö¤retmen ve aileler kendi hayal güç-lerini kullanarak yeni ilginç ve özgünetkinlikler planlayabilirler (Siegelba-um ve Rotner 1983, Dowland 2002).

....SONUÇ‹lkokul ça¤›na gelinceye kadar bir ço-

cu¤u yetifltirmede en önemli görev aileyedüflmektedir. Bir aile için bafl döndürücüh›zla de¤iflen dünyada de¤iflen ve geliflen

Page 41: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 39E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Okul öncesiça¤da üstün

yetenekliçocuklar, üstün

yetenekliolmayan

yafl›tlar›n›nhoflland›¤› bir

çok etkinli¤e ilgigösterir ancak

daha detayl› vederinlemesine

bilgiyegereksinimleri

vard›r.

ihtiyaçlara ve problemlere karfl› uyan›kolmas›n› sa¤lamak ve üstelik üstün yete-nekli oldu¤unu ö¤rendi¤i çocuklar›n› ba-flar›l› bir flekilde yetifltirmek daha da zor-lu hâle gelmektedir. Bu durumda evde ai-lenin okulda ö¤retmenin çocu¤un gerek-sinimleri, ilgi ve yeteneklerini fark ede-rek gerekli önlemleri almas› ve gelifltiricif›rsatlar yaratmas› çok önemlidir.

Üstün yetenekli çocuklar di¤er yafl›t-lar›ndan daha geliflmifl bilgi ve yaflant›yailgi duyarlar. Ancak yafl›tlar›ndan dahaileri düzeyde özelliklere sahip olan bu ço-cuklar›n;1. Onun di¤er yafl›tlar›ndan farkl› ihti-

yaçlar› oldu¤unu bilen ve bu ihtiyaç-lar› karfl›lamaya çal›flan ö¤retmen veaile üyelerinin yan›nda olmas›na,

2. Aile, okul ve genel olarak toplumunbu tip özelliklere sahip çocuklar›nkim oldu¤unu anlamaya,

3. Sosyal aç›dan desteklenerek kendi il-gi, yetenek ve ihtiyaçlar› do¤rultu-sunda çal›flabilecekleri ortama,

4. Bu tip özellik gösteren çocuklar›n dadi¤er yafl›t›ar› gibi "çocuk" oldu¤u-nun unutulmamas›na,

5. Ö¤retmen ve ailelerin mümkün oldu-¤unca mükemmeliyetçi davran›fl vetutumlardan kaç›nmas›na,

6. Bu tip çocuklar insanlar› ve dünyay›daha iyi tan›yabilmeleri için soru sor-maya, araflt›rma yapmaya, yönlendi-rilmeye, denemeler yapmaya, do-kunmaya ve incelemeye ihtiyaç du-yarlar.

Okul öncesi ça¤da üstün yetenekli ço-cuklar, üstün yetenekli olmayan yafl›tlar›-n›n hoflland›¤› bir çok etkinli¤e ilgi göste-

rir ancak daha detayl› ve derinlemesinebilgiye gereksinimleri vard›r. Bu nedenleö¤retmenler hangi konu üzerinde duru-yorlarsa onunla ilgili model, heykel, ki-tap, ansiklopedi, video kaset, ses kaseti,foto¤raf vb. görsel materyal sa¤lamal›d›r-lar veya kaynak kiflilerden gerekli yard›-m› almal›d›rlar. Ayr›ca çocuklar›n en et-kin ö¤renme yollar›ndan biri olan oyunkonusunda da 30-50 dakikal›k engellen-meden ve kesintiye u¤ramadan oynama-lar›n› sa¤lamal› ve oyun oynarken kendi-lerini ve materyalleri organize etme, fi-kirlerini uygulamaya dökmeleri için f›r-sat vermelidirler.

Üstün yetenekli çocuklar›n optimaldüzeyde yetenek, ilgi ve kapasitelerinigelifltirebilmeleri için ö¤retmen ve ailele-rin onlar› çok iyi anlamas› ve olumlu birflekilde yönlendirmesi için birlikte oyna-yabilecekleri oyun veya etkinliklere ge-reksinimi vard›r. Bu etkinlikleri kitaplar›nesneler, insanlar veya televizyonda izle-dikleri programlardan yola ç›karak arala-r›ndaki benzerlikler, farkl›l›klar, çeflitliflekilde gruplayabilme, farkl› oyuncaklarsunma, nesneleri insanlar› ve karakterle-rin özelliklerini de¤ifltirme, hayal güçleri-ni kullanarak yeni fleyler ortaya koyma,resim, müzik ve sanat dallar›n› tan›tmavb. nitelikte olmal›d›r. Ancak bu çocukla-r›n e¤itiminde her fleyden önemlisi önce-likle ö¤retmen ve ailelerin hayal güçleri-ni ve yarat›c›l›klar›n› kullanmalar› büyükönem tafl›maktad›r.

*Yrd. Doç.Dr.-Abant ‹zzet Baysal Üniversitesi

**1. Türkiye Üstün Yetenekli Çocuklar Kongresi

Bildirisi

Page 42: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi40E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

B ir küçücüko¤lanc›k bir günokula bafllam›fl

Pek mi pek ak›ll›ym›fl.Okulu da pek büyükmüflAma ak›ll› çocuks›n›f›na d›flar›dankestirme bir yol bulmufl.Buna çok sevinmifl.Art›k okul ona kocamangörünmüyormufl Bir zaman sonra birsabah,Ö¤retmen demifl ki: "Bugün resim yapaca¤›z. ""Ne güzel" demifl çocuk.Resim yapmas›n› çoksevermifl.Her türlüsünü deyaparm›fl:Aslanlar, kaplanlar,tavuklar, inekler, trenler,gemiler.Mum boyalar›n›ç›karm›fl ve çizmeyebafllam›fl. Ama ö¤retmendurun demifl. Henüzbafllamay›n.Ve herkes haz›r olanakadar beklemifl."fiimdi, " demifl ö¤retmen, "çiçekçizmesini ö¤renece¤iz. ""‹yi" demifl çocuk. Çiçek çizmeyi çoksevermifl.Ve pek güzellerini yapmaya bafllam›fl.Pembe, mavi, portakal mumboyalar›yla.Ama ö¤retmen "durun" demifl. "Sizenas›l yap›laca¤›n› gösterece¤im ".Yeflil sapl› k›rm›z› bir çiçek çizmifl.

"‹flte" demifl ö¤retmen "flimdibafllayabilirsiniz".

Küçük çocuk bir ö¤retmeninin resminebakm›fl, bir de kendininkine.Kendininkini daha bir sevmifl.Ama bunu söyleyememifl. Ka¤›d›n›çevirip, ö¤retmeninki gibi,yeflil sapl› k›rm›z› bir çiçek çizmifl.Bir baflka gün, küçük çocuk d›flar›dans›n›fa aç›lan kap›y›, baflard›¤›nda tam

Bir Küçücük O¤lanc›k Varm›fl...!H‹KAYE

BB

Page 43: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 41E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

bir bafl›na açmay›.fiöyle demifl ö¤retmen: "Bu günçamurdan bir fley yapaca¤›z"."Ne iyi" demifl çocuk. Çamurlaoynamay› çok severmifl.Herfleyi yapabilirmifl onunla: Y›lanlar,kardan adamlar, filler, fareler,arabalar...Bafllam›fl çamuru yo¤urups›k›flt›rmaya.Ama ö¤retmen demifl: "Durun! Dahabafllamay›n"Ve beklemifl haz›r olmas›n› herkesin.fiimdi demifl ö¤retmen, "birçanak yapaca¤›z"."Güzel" demifl çocuk.Çanak yapmas›n›çok severmifl.Ve bafllam›flyapmaya, boyboy, flekil flekilçanaklar›.Ama ö¤retmen"durun" demifl:Size nas›lyap›laca¤›n›gösterece¤im. Ve degöstermifl herkese, bir büyükçana¤›n nas›l yap›laca¤›n›."‹flte" demifl ö¤retmen, art›kbafllayabilirsiniz".Küçük çocuk bir ö¤retmenin çana¤›nabakm›fl, bir de kendininkine.Kendininkini daha bir sevmifl.Ama bunu söyleyememifl.Topra¤›n› yuvarlay›p yeniden yapm›fl,ö¤retmeninki gibi derin bir çanak.Ve çok geçmeden, küçük çocukö¤renmifl beklemeyi, izlemeyi.Ve herfleyi ö¤retmen gibi yapmay›.

Bafllam›fl kendili¤inden hiçbir fleyyapmamaya.Ama birden bire, tafl›n›vermifller baflkabir eve baflka bir flehirde.Ve çocuk gitmifl baflka bir okula.Bu okul daha büyükmüfl öbüründen.Kestirme yolu da yokmufl d›flar›dan.Büyük basamaklar› ç›kmak ve uzunkoridorlardan geçmek gerekmifl s›n›fakadar.Ve daha ilk gün demifl ki ö¤retmen:"fiimdi resim yapaca¤›z"."Güzel" demifl çocuk. Ve beklemifl

ö¤retmeninsöylemesini.

Ancak ö¤retmen, birfley söylemeden

bafllam›fldolaflmayaKüçük çocu¤agelince durmufl.Sormufl: "Resim

yapmak istemiyormusun?"

"‹stiyorum" demiflçocuk, Ne yapaca¤›z?

"Ne istersen”: demiflö¤retmen.

"‹stedi¤im renk mi?" diye sormuflçocuk."‹stedi¤in renk" demifl ö¤retmen."Herkes ayn› resmi yaparsa ve ayn›renkleri kullan›rsa, kimin neyiyapt›¤›n› ve neyin ne oldu¤unu nas›lanlar›m ben?" "Bilmem" demifl çocuk.Ve bafllam›fl çizmeyeYeflil sapl› k›rm›z› çiçe¤i.

(Helen Bukley' den çeviren Jale Onur)

Page 44: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi42E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Her fleyden öncebilmeliyiz ki'davran›flsorunlar› olançocuk' terimibelli bir çocukiçin, yaniö¤renmegüçlü¤ü, otizmveya dikkateksikli¤i olançocuklar içinkullan›lan birterim olmay›pgenel birterimdir.Davran›flsorunu, çocu¤unkendisindenbeklenendavran›fl› yerinegetirmeyip,kendisi yadabaflkalar› içinsorun oluflturanfleyleryapmas›d›r.

Çocuklarda Davran›fl SorunuSUNUfi

AbdullahF›rat

Kaz›m Karabekir‹lkö¤retim Okulu

Ö¤retmeni Malatya

E¤itimin en çok bilinen tan›mla-r›ndan biri de 'bireyin davran›fl-lar›n› istendik yolda de¤ifltirme

süreci' fleklindedir. Bu tan›mlardan e¤i-timde bir davran›fl de¤ifltirme olay› oldu-¤unu görüyoruz. Neden davran›fllar› de-¤ifltirme ihtiyac› duyuyoruz? Bu davra-n›fllar olumlu davran›fllar m›? Yoksa bi-zim olumsuz veya sorunlu davran›fl ola-rak telakki etti¤imiz davran›fllar m›? Busorular› cevaplamak için davran›fl sorununedir, iyi anlamam›z gerekir.

Her fleyden önce bilmeliyiz ki 'davra-n›fl sorunlar› olan çocuk' terimi belli birçocuk için, yani ö¤renme güçlü¤ü, otizmveya dikkat eksikli¤i olan çocuklar içinkullan›lan bir terim olmay›p genel bir te-rimdir. Davran›fl sorunu, çocu¤un kendi-sinden beklenen davran›fl› yerine getir-meyip, kendisi yada baflkalar› için sorunoluflturan fleyler yapmas›d›r.

Davran›fl sorunlar› ne denli fliddetliolursa olsun, çocu¤un yapt›klar›ndankaynaklanmaktad›r, çocu¤un kendisin-den de¤il. E¤er sorunu çocu-¤un kendisinde görürsek, ço-cuk varoldukça olumsuz dav-ran›fl›nda varolaca¤›n›, dahado¤rusu çocu¤un kendisininhaddizat›nda bir sorun oldu-¤unu peflinen kabul etmifl olu-ruz ki bu bizi hiçbir yere gö-türmez. Bu nedenle sorunludavran›fl tespitini yapmak içinflu hususlar› göz önünde bu-lundurmam›z gerekir:1- Davran›fl sorunlar› terimi

çocu¤un yaln›zca yapma-may› ö¤renebilece¤i dav-

ran›fllar için kullan›lmal›d›r. Örne¤ina¤›r geldi¤i için elindeki vazoyu tafl›-yamay›p yere düflüren çocu¤un dav-ran›fl sorunu oldu¤unu söyleyeme-yiz. Sorunlu davran›fl, çocu¤a o dav-ran›fl› yapmamas› söylendi¤i ve ço-cuk o davran›fl› yapmamay› becere-rek özellikte oldu¤u hâlde davran›fl›tekrar tekrar yaparsa sorunlu davra-n›fl olur.

2- Toplumumuzda çocuk davran›fllar›-na gösterilen tepkilerde farkl›l›klargösterir. Bir evde kabul edilen birdavran›fl, baflka bir aileye çok yanl›flgelebilir. Örne¤in' Ali kalemi elinegeçirdi mi, babas›n›n kitapl›¤›ndakikitaplar› indirip karal›yor. Bu çokkötü' derken di¤er aile 'çocu¤um ka-lem tutup yazmaya çok hevesli, is-tekli, ne güzel' diyebiliyor. Bu ne-denle zihnimizde çocu¤un nas›l dav-ranmas›n› istedi¤imizi belirlememizgerekir.

3- Bazen çocu¤un yaramazl›klar› da

EE

Page 45: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 43E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Çocu¤une¤itimin

temellerininat›ld›¤› ailede

çocu¤a olumsuzdavran›fllar

kazand›rmamakiçin çok dikkatli

olunmal›d›r.

davran›fl sorunu olarak görülebilir.Yaramazl›k zamanla ortadan kalkanbir çocukluk özelli¤idir. Ancak yara-mazl›k olay› çocu¤un yafl›na göre de-¤iflir. Örne¤in, 3 yafl›nda evin duvar-lar›na yaz› yazmak yaramazl›k iken,7 yafl›nda bu art›k bir davran›fl soru-nudur.

4- Çocu¤un sorunu davran›fl sorunumu? Yoksa duygusal sorun mu? ol-du¤una dair karmaflada yaflanabilir.Sorun duygusal sorun yada kifliliksorunu olarak görülürse ona baz› s›-fatlar yak›flt›r›l›r. Örne¤in, anneyeba¤›ml›, açgözlü sald›rgan, tembelv.s. çocu¤un sorunu bu s›fatlarla ta-n›mlan›rsa bunu düzeltmek için çabagöstermeyip kiflili¤i olarak kabulederiz. E¤er sorun davran›fl sorunuolarak ele al›n›rsa o davran›fl› de¤ifl-tirmek için bir fleyler yap›labilir. Ör-ne¤in, 'Ali sald›rgan' yerine' Ali kü-

çük kardeflini çimdikliyor' veya'Ali açgözlü' yerine 'Ali baflkalar›-n›n taba¤›ndan yiyecek al›yor'fleklinde tan›mlanarak sorunuçözmeye bir ad›m daha yaklaflm›floluruz.

Davran›fl sorununu tan›mla-d›ktan sonra, sorunlu davran›fl›nnas›l kazan›ld›¤›n› irdelersek, ço-cu¤un büyüklerinin, özellikle an-ne babas›n›n vesile oldu¤unu gö-rürüz. Anne ve babalar istemeden,fark›nda olmadan çocu¤a yanl›fldavran›fllar ö¤retebiliyorlar. Me-sela al›flverifl yaparken bir arkada-fl›n›zla karfl›laflt›n›z ve konufluyor-sunuz. Bu arada çocu¤unuz kula-¤›n›za f›s›ldayarak bir istekte bu-

lundu. Siz karfl›laflt›¤›n›z kifli ile konufltu-¤unuz için iste¤i yerine getiremediniz.Çocuk bu sefer ses tonunu yükseltecekdahas› a¤lay›p tepinmeye bafllayacak. Budurumda anne yada baba hemen çocu¤uniste¤ini yerine getirecek. Böylece a¤lamave tepinmenin isteklerini yerine getirme-de bir yöntem, bir davran›fl flekli oldu¤uçocuk taraf›ndan kabul edilecek. Oysaebeveynin yapmas› gereken konuflmay›k›sa kesip çocu¤u dinlemek ve çocu¤unolumsuz davran›flla dile getirdi¤i iste¤ineboyun e¤memek olmal›d›r.

Çocu¤un e¤itimin temellerinin at›ld›¤›ailede çocu¤a olumsuz davran›fllar ka-zand›rmamak için çok dikkatli olunmal›-d›r. Bunun için anne baban›n çocuklar›-n›n sorunlu davran›fllar›na sahip olmama-s› için uymas› gereken kurallardan birka-ç› flunlard›r:1- Çocu¤u kaale almak (ciddîye al-

Page 46: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

mak): Çocuk bir fley anlatt›¤›nda onudinlemek, soru sordu¤unda cevapla-mak gerekir. Aksi hâlde çocukönemsiz biri oldu¤u duygusuna kap›-laca¤› gibi sesini size duyurmak vesorular›na cevap bulmak için olum-suz davran›fllar gelifltirir.

2- Çocu¤u küçümsememek ve afl›r› ko-ruyucu olmamak: Ayakkab›s›n›nba¤c›¤›n› ba¤lamaya çal›flan çocu¤a'sen ba¤layamazs›n, gel ben ba¤laya-y›m' fleklindeki yaklafl›m çocu¤unözgüvenini sarsacak ve anne babayaba¤›ml› hâle getirecektir. Bu da ço-cu¤un kendisinin yapmas› gerekenifller hususunda yanl›fl davran›fllargelifltirmesine neden olacakt›r. So-rumluluk bilincinin oluflmas› da ge-cikecektir.

3- Çocu¤a yalan söylememek: Hastaolan çocu¤unuzu hastaneye i¤neyapt›rmaya götürüyorsunuz ve hasta-nede 'bu amca i¤neci de¤il, sana i¤neyapmayacak' diyorsunuz. Bu çocu¤ayalan› ö¤retmenin en güzel yolu ola-ca¤› gibi, ebeveynine ve büyüklerineolan güveni de sars›lacakt›r.

4- Sözünde durmak: Çocu¤a yerine geti-rilmeyecek sözler asla verilmemeli-dir. Söz verildi¤inde ise yerine geti-rilmelidir. Bu davran›fl çocukta do¤-ruluk, dürüstlük gibi ahlaki kavram-lar›n geliflmesini sa¤lar. Aksi ise ço-cukta tam tersi davran›fllar› yerleflti-rir.

5- Kendi seçimini yapmas›na izin ver-mek: Çocu¤un olgunlu¤una paralelolarak, yaflam›nda kendini ilgilendi-ren seçimler yapmas›na izin vermek

gerekir. Örne¤in: kuca¤a al›nmay›p,yürümek isteyen çocu¤un ille de ku-cakta götürülmesi veya, bir yere mi-safirli¤e gitmek isteyen çocu¤un zor-la evde b›rak›lmas› çocu¤un özgürtercihine sayg›s›zl›k olaca¤› gibi ço-cu¤un kendini gelifltirmesine de en-gel olacakt›r.

Çocuklara karfl› gösterece¤imiz budavran›fllar, onlar›n sorunlu davran›fledinmemelerine ve topluma yararl› birey-ler olarak yetiflmelerine yard›mc› olacak-t›r.

KAYNAKLAR1- KÜÇÜK ADIMLAR, Macquairie Üniversitesi

Sidney, AVUSTRALYA2- SINIFTA DAVRANIfi E⁄‹T‹M‹ Okulu (Uy-

gulamal› Davran›fl E¤itimi) Merkez-ANTAL-YA Prof. Dr. Mehmet ÖZVÜREK

3- Ö⁄RETMENLER ‹Ç‹N Ö⁄RENC‹ PS‹KO-LOJ‹S‹ (Önce Ruhsal E¤itimi) Derleyen: Psi-kolog Füsun Aytaç

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi44E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Kuca¤aal›nmay›p,yürümek isteyençocu¤un ille dekucaktagötürülmesiveya, bir yeremisafirli¤egitmek isteyençocu¤un zorlaevde b›rak›lmas›çocu¤un özgürtercihinesayg›s›zl›kolaca¤› gibiçocu¤un kendinigelifltirmesinede engelolacakt›r.

Page 47: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 45E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Çocuk hangide¤erler sistemi,ahlâk anlay›fl› ve

tecrübelerlebüyürse

yetiflkinlikdöneminde bu

de¤erlersistemine uyar,

onlar› do¤rukabul eder.

Ali ErkanKavakl›

E¤itimci-Yazar

Çocuklar Okulda ve Evde Ne Ö¤renmeli?Okul ne Ö¤retmeli?

ocuklar›n ö¤renme ritmi de¤iflti.Onlar›n yaflad›¤› dünya bizim ço-cukluk günlerimize benzemiyor.Kimimiz televizyonun renksiz ol-

du¤u günlerde büyüdü, kimimiz çocuk-ken sadece radyo dinledi. Biz çocukkenbilgisayar oyunlar› ve internet siteleri sözkonusu de¤ildi. Biz arkadafllar›m›zla so-kakta oynayarak vakit geçirirdik, oyunla-r›m›z› kendimiz kurduk, oyuncaklar›m›z›ço¤u zaman kendimiz yapt›k. Büyük fle-hirde yaflayan çocuklar talihsiz, sokaklartehlikeli. Çocuk dört duvar aras›nda ha-pis.

Çocuklar› televizyonlar›n ve bilgisa-yar oyunlar›n›n ve kötü internet siteleri-nin insaf›na terk edebilir miyiz?

“Kritik dönem”de (ergenlik ça¤›na ka-

dar olan süreç) çocuk önemli ve iyi fley-ler ö¤renmeli. Büyükler (anne-baba, bü-yük anne ve büyük baba, amca, day›, tey-ze, hâla) tecrübelerini ve hayata bak›flaç›lar›n› çocuklara aktarmal›.

Çocuk hangi de¤erler sistemi, ahlâkanlay›fl› ve tecrübelerle büyürse yetiflkin-lik döneminde bu de¤erler sistemineuyar, onlar› do¤ru kabul eder.

Aslan vücudu, yedi¤i etlerden meyda-na gelir. ‹nsan da ö¤rendiklerine ve tecrü-belerine uygun davran›r. Anne ve baba,çocukla yeterince ilgilenmeli, ona önemvermeli, sahip oldu¤u de¤erler sisteminiyaflayarak aktarmal›.

Her fleyden önemlisi örnek olmal›.Çocuk, ne dedi¤imizden ziyade ne yapt›-¤›m›za bakar.

Okul ne Ö¤retmeli?Okullardaki e¤itim programlar›, Millî

E¤itim Bakanl›¤›nca yap›l›yor. Bakanl›k,ailelerin inançlar›n›, dünya görüfllerini,çocuklar›na vermek istedikleri de¤er yar-g›lar›n› dikkate alm›yor.

Hâlbuki e¤itti¤i çocuk aileye ait. Aile-nin çocu¤una istedi¤i e¤itimi verme veverdirme hakk› var.

Devletin kendini yaflatma hakk›, top-lum düzenini koruma ve kollama görevi,toplumun kültürel miras›n› koruma veyaflatma hakk› var elbette. Ama insanlar,inand›klar› de¤er yarg›lar›na uyarlarsamutlu olurlar. Devlet, ö¤retmen, medya,onlara bir tak›m inanç ve ideolojileri da-yatmamal›. Laik devlet, insanlara istedi¤iinanc› seçme ve inanc›n› yaflama hürriye-ti verir ve bunu garanti alt›na al›r. Müfre-

ÇÇ

Page 48: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi46E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Müfredatlar veö¤retmenler,ailenin de¤eryarg›lar›na,inanc›na vedünya görüflüneyeterince alanb›rakmal›.‹nsanlara, bellibir ideoloji,dünya görüflü veinançdayatmamal›.

datlar ve ö¤retmenler, ailenin de¤er yar-g›lar›na, inanc›na ve dünya görüflüne ye-terince alan b›rakmal›. ‹nsanlara, belli birideoloji, dünya görüflü ve inanç dayatma-mal›.

Okul müfredatlar›n›, hayat›n ihtiyaçla-r› belirlemeli. Ders kitaplar›nda ve müf-redatlarda flu temel noktalara yer verilme-li:1. Çocuklar, toplum hayat›nda ayakta

kalabilecekleri ve toplum içindemutlu olabilecekleri flekilde e¤itil-meli. Yetenekleri keflfedilmeli ve ge-lifltirilmeli. Temel e¤itimden sonramutlaka bir meslek ö¤retilmeli.

2. Okul, toplumun kültürel miras›n› ö¤-retmeli. Din, gelenek, görenek, bay-ramlar, sosyal kurallar, bilimsel iler-lemeler, sosyolojik geliflmeler vs.

ö¤retilmeli. Dünyadaki di¤er dinlerve baflka kültürler hakk›nda bilgi ve-rilmeli. Çocuklar, tek yönlü yetifltiril-memeli. Tek yönlü tecrübeler, tekyönlü düflünmeyi do¤urur. Tolerans-s›zl›k, fanatizm, savafl, sald›rganl›khoflgörüsüzlükten do¤ar.

3. Çocuk içinde yaflad›¤› toplumun tari-hini ö¤renmeli. Sahip oldu¤umuzbirçok de¤er yarg›s›n› tarih flekillen-dirmifltir. Hangi topluma ait oldu¤u-muzu, hangi de¤er yarg›lar›na sahipoldu¤umuzu ço¤u zaman tarihe ba-karak ö¤reniriz. ‹nsanlar tarihi yapar,tarih toplumlara ve insana flekil verir.

4. Bilimsel geliflmeler ve bunlar›n ha-yat› etkileyen yönleri mutlaka ö¤re-tilmeli. Bilimi bir ideoloji gibi görmeyanl›fll›¤›na düflmemeli. Bilimsel ve-

Page 49: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 47E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

riler; tamamen rakamlar, düflünce veinançtan soyutlanm›fl istatistikler de-¤ildir. Bilim adam›, belli bir düflün-ceyi takip eder; çocuklar gibi durma-dan sorar; kolay ve ucuz cevaplarlayetinmez; dufl al›rken, kahve içerken,arkadafl› ile konuflurken, yürüyüfl ya-parken akl›na düflen fikirleri takipeder. Sorular›na cevaplar arar, me-raklar› peflinde koflar. Bilimsel de-¤erler, düflünce ve de¤er yarg›lar›n-dan uzak, objektif veriler de¤ildir.

5. Mitler, masallar, destanlar, halk hi-kâyeleri, atasözleri; halk›n bilinç alt›-na yerleflmifl ve onlar›n hayat›na yönve flekil veren de¤erler sistemi içerir.Gurbet neden ac›d›r, ölüm neden in-sanlar› üzer? Deprem, savafl, do¤alafetler s›ras›nda insan nas›l davran-mal›d›r, komfluluk niçin önemlidir,yard›mlaflma niçin gereklidir, borçal›p vermenin önemi nedir? Bu vebenzeri sorular›n cevab›, kültürümüziçinde yer bulur. Mitler, masallar, hi-kâyeler, destanlar, ninniler, atasözle-ri sözlü kültürü yo¤urur.

6. Tabi-î bir çevre içinde yafl›yoruz.Nefes al›yoruz, su içiyoruz, topra¤›ekip biçiyoruz. Teknolojik geliflme-ler, tabiat› kirletmeye ve hayat kay-na¤›m›z olan hava, su ve topra¤› teh-dit etmeye bafllad›. Pazar ekonomisiflartlar› içinde üretim yapan fabrika-lar, kazanma h›rs›yla ucuz üretimyapmak için at›k sular› ar›tma tesisikurmuyor, havaya giden zehirli du-manlar› filtreden geçirmiyor. Toprakve sokaklar türlü at›klar ve çöplerle

kirletiliyor. Çocuklara tabiat›n im-kânlar›n›n s›n›rs›z olmad›¤›, çevrenintemiz tutulmas› gerekti¤i, hatta ze-hirli at›klardan hava, su ve topra¤›nnas›l korunaca¤› anlat›lmal›d›r.

7. Sanat, insan›n en tabi-î zevklerindenbiridir. Resim, müzik, el sanatlar›, ti-yatro, mimarî, sinema, edebiyat insa-n› dinlendiren ve hayat›m›za renk ka-tan sanatlard›r. Çocuklara sanat zev-ki verilmeli.

8. Dünya gittikçe küçülüyor. Bilimselaraflt›rmalar, çocuklar›n dört yafl›n-dan itibaren bir yabanc› dili ö¤rene-bileceklerini ortaya koyuyor. Çocuk,okulda en az iki yabanc› dil ö¤ren-meli.

9. Çocuklara dinin özü ve Kur’an’›nmuhtevas› ö¤retilmeli. 930 y›l›ndaKarahanl› Hükümdar› Tabgaç Bu¤raHan›n Müslüman olmas›ndan bu ya-na milletimiz büyük bir ço¤unluklaMüslümand›r. Kur’an, ‹slâm toplu-munu en çok etkileyen ve temel ahlâ-kî de¤erler bak›m›ndan en etkili olankitapt›r.

10. Din, sadece kiflisel inançtan ibaretde¤ildir. Din ve dil, çocuklar›n kifli-lik ve kimlik sahibi olmas›n› sa¤la-yan de¤erler sistemini tavsiye edenve ö¤reten iki temel de¤erdir. Ayr›cadin, toplumu etkileyen temel de¤er-lerin de kayna¤›d›r. Toplum hayat›-m›zda ekmek ve su gibi ihtiyaç duy-du¤umuz küçüklere sevgi; büyükleresayg›, birbirimize ve baflka din veinançta olanlara hoflgörü, temizlik,çevre ve tabiat› koruma bilinci dini-mizin tavsiye etti¤i temel ahlâkî de-

Page 50: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi48E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Aile ve okul,çocu¤u hayattabaflar›l› ve mutluolacak flekildeyetifltirmesorumlulu¤utafl›r, tafl›mal›d›r.

¤erlerdendir. Anne, baba, akraba, ye-tim ve yoksullara iyilik etme, fakirikoruyup kollama, komfluya iyi dav-ranma ve iyilik etme, ilim ö¤renme,çal›flma, helâl kazanma Kur’an’›ntavsiyeleri aras›ndad›r. Bu temel de-¤erler, toplumun huzur ve bar›fl için-de yaflamas›na önemli ölçüde katk›dabulunur.

Din, toplum ve kifli hayat›n› olumsuzyönde etkileyen ahlâks›zl›klar› ve kötü-lükleri de yasaklar. Çalmay›, yalan söyle-meyi, adam öldürmeyi, anne ve babayaisyan›, büyüklere sayg›s›zl›¤›, yetim mal›yemeyi, fakiri hor görmeyi, haks›zl›kyapmay›, zulmetmeyi, haks›z yere savaflç›karmay›, hayvanlara eziyet etmeyi veonlar› haks›z yere öldürmeyi hofl görmezve yasaklar. Toplumumuz ve insanl›¤›nbar›fl› için dinimizin tavsiyelerine ba¤l›de¤erler sistemi son derece önemlidir.Dinimiz, zengin ve fakir aras›nda zekâtve sadaka köprüsü kurar; yoksul ve yeti-mi korumam›z› tavsiye eder.

Dine dayal› temel de¤erleri ö¤renmek,çocu¤a hem kimlik ve kiflilik hem de gü-zel ahlâk kazand›r›r. Sevgi ve bar›fl diniolan ‹slâm, “kritik dönem”de çocu¤amutlaka ö¤retilmelidir.

Netice:Din ve kültür, hayat›m›z› kuflat›r. Her

toplumun kendi has kültürü vard›r. ‹nsantan›d›¤› ve sevdi¤i kültür çevresinde ya-flarsa daha mutlu olur. Kültür ö¤renilir.Kültür ö¤retimini sadece okul yapmaz.Aile, çok önemli kültür çevresidir. Anne,baba, abla, abi, arkadafl, akraba ve ailebüyükleri, içinde yaflad›¤› toplum; çocu-¤a kültürü ö¤retir. Çevre kültürü içinde

benimseyemeyece¤imiz ö¤retiler, gele-nekler bulunabilir. Bu durumlarda aileninseçici olmas›, çocu¤un faydal› fleyler ö¤-renmesini sa¤lamas› gerekir.

Meselâ televizyonlardaki fliddettençocuklar›m›z› korumal›y›z. Çocuk, hergün fliddet, kavga, savafl, cinsel içeriklifilmleri seyrederse bunlar› da ö¤renir.Ö¤renilenler sadece kafada kalmaz. Ha-yata geçirilir. Çocuk televizyondan ö¤-rendi¤i fliddeti, okulda veya sokakta arka-dafl›na veya kendinden küçüklere uygu-larsa flaflmamak gerekir. Bu sebeple, aileve okul, fliddet kültürüne karfl› ç›kmal›;sevgiyi, hoflgörüyü, bar›fl›, yard›mlaflma-y› ö¤retmelidir.

Aile ve okul, çocu¤u hayatta baflar›l›ve mutlu olacak flekilde yetifltirme so-rumlulu¤u tafl›r, tafl›mal›d›r.

Talim Terbiye Kurulunun ilkokulunilk befl y›l› için haz›rlad›¤› müfredat prog-ramlar›n› olumlu buluyorum. Ö¤renciyiezbercilikten kurtarmaya çal›fl›yor. ÖSSve LGS sistemi durdukça ve ÖSS veLGS s›navlar›nda beynin sol lobunun ba-flar›s›n› ölçen ezber sorular› sorulmayadevam ettikçe müfredat programlar› ba-flar›s›z olmaya mahkum. Ümit ederim kibakanl›k, bu s›nav sistemlerinden kurtul-man›n bir yolunu arar ve bulur.

Page 51: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 49E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Saraylar do¤uda ve bat›da yönettik-leri halk›n de¤iflim ve dönüflümün-de öncü rol oynam›fllard›r. ‹slam

kültür havzas›nda Emeviler’den baflla-mak üzere Osmanl› Devleti’ne gelinceyedek bu görev de¤iflik tezahürlerle devametmifltir. Osmanl› Devleti de devrald›¤›mirasa kendi rengini vererek birçok yö-nüyle orijinal bir saray hayat›=merkezteflkilat› vücuda getirmifltir. Bu orijinalkurumlardan birisi de Enderun MektebiHümayunu’dur.

Do¤rudan saray›n içinde, Osmanl›Devleti idari ve askeri kadrosunun yetifl-tirilmesi amac›na yönelik olarak kurul-mufl e¤itim kurumudur.

TAR‹HÇEEnderun Mektebi II. Murad (1421-

1451) zaman›nda Edirne’de kurulmufl,Fatih Sultan Mehmet devrinde geliflerek

Osmanl› Devleti’nin merkez ve taflra bü-rokrasisine gerekli insan gücünün enönemli ve en ileri kayna¤› olmufltur.

XVII. As›rdan itibaren Osmanl›’dagörülen çözülme Enderun Mektebi’ndede kendisini göstermifltir. Enderun Mek-tebi’nde ilk de¤ifliklik II. Mahmut zama-n›nda olmufltur. Yeniçerili¤i kald›ran pa-diflah 1830’da silahtarl›¤›n kald›r›lmas›y-la “Enderun-› Hümayun Nezareti”1831’de “Mabeyn-i Hümayun Müflavirli-¤i” kurmufltur. Tanzimattan sonra yenimekteplerden askeri ve sivil bürokrasiyeeleman temini, padiflahlar›n Topkap› Sa-ray›’ndan Dolmabahçe ve Y›ld›z sarayla-r›na tafl›nmas› sebepleriyle zay›flay›p ih-mal edilmifltir. 1 Temmuz 1909’da Ende-run Mektebi kapat›lm›fl, nihayet 3 Nisan1924’te Topkap› Saray›’n›n müze hâlinegetirilmesi üzerine tamamen la¤vedilmifl-tir.

Saray Akademisi/Enderun Mektebi DENEME

Dr. Adil fien

E¤itimci-Yazar

SS

Page 52: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi50E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

KAYNAKLAR VE ‹fiLEY‹fiTARZIGerek saray›n iç k›sm›n› ifade eden

Enderun, gerekse Enderun hizmetlerineinsan yetifltiren Enderun Mektebi’ninkayna¤› ilk önce savafl esirlerine dayan›-yor idi. Esirlerden yafl› müsait olanlarAnadolu’da çiftlikler ve Müslüman aile-ler yan›nda Türkçe’yi, adab-› muafleretiö¤reniyor. Sonra Acemi Oca¤›’na al›n›-yorlar idi. Daha sonra Hristiyan aileler-den al›nan çocuklar›n devflirilmesi usulü-ne dönüldü. Belli heyetler marifetiyledevflirilen bu çocuklar yine bir müddetTürk ailelerin yan›nda Müslüman Türkadet, gelenek ve göreneklerine göre yetifl-tirildikten sonra “Acemi Oca¤›”na al›n›-yorlar idi. Acemi Oca¤›’nda tekrar bellibir terbiyeden geçen bu gençler (acemio¤lanlar›) yine titiz bir imtihan ve eleme-den sonra zekî, istidatl›, bedenen s›hhatlive simaen güzel olanlar Enderun’a haz›r-lanmak üzere Edirne, Galata, ‹brahim Pa-fla ve ‹skender Çelebi saraylar›na kabulediliyorlar idi.

Bu saraylarda Türkçe, Arapça, Farsça,Kuran-› Kerim, ‹lmihâl, Hüsn-i Hat, Ha-dis vb. derslerin yan›nda bedeni kabili-yetlere yönelik e¤itimleri s›ras›nda zekâve kabiliyetleri ile temayüz edenler yetifl-tirilmek üzere Enderun’a al›n›yor, di¤er-leri ise Yeniçeri Oca¤›’na gönderiliyoridi.

Devflirme usulü kalkt›ktan sonra(1747), Enderun’a tekrar köleler al›nma-ya baflland›. Bir çok vezir, asilzade vetüccar fleref bulmak fikriyle çocuklar›n›köle olarak saraya sat›yorlard›. Bu hileanlafl›l›nca padiflahlar zadegan tak›m›n-

dan gençlerin Enderun’a geçebilmelerineimkân tan›d›lar. Kapan›ncaya kadar mü-essesenin yaflat›lmas› bu suretle devametmifltir.

PROGRAM VE UYGULANIfiIEnderun Mektebi tasarlan›rken burada

yetiflen ö¤rencilerin bir yandan saray›nEnderun (iç) k›sm›ndaki hizmetlerini yü-rütmesi öbür taraftan da kendi e¤itimleri-ni sürdürmeleri amaçlanm›flt›r. Dolay›-s›yla sadece nazari bilgiler de¤il, ayn› za-manda her türlü sanat, fen, zanaat kabili-yetlerinin yokland›¤›, idari ve siyasi bil-gilerin ameli olarak gösterildi¤i staj yeriolarak düflünülmüfltür. Devlet ihtiyaçduydu¤u personeli, bugünkü teknik de-yimle “toplam kalite” prensipleriyle bafl-tan sona kadar kendi nezaretinde yetifltir-meyi hedeflemifltir. Bunun için ortalamaondört yafl›nda Enderun’a al›nan gençleryine yaklafl›k ondört y›ll›k e¤itim süresin-de bu tahsil ve terbiyeyi bitirmifl oluyor-du. E¤itim-ö¤retim ko¤ufl/oda ad› verilenalt› kademede veriliyordu. Bu odalar›nkontenjanlar› 40-150 aras› s›n›rl› idi. Ka-demeler ise flunlard›r:

1- Büyük ve küçük odalar2- Do¤anc› ko¤uflu3- Seferli odas›4- Kiler odas›5- Hazine odas›6- Has odaBüyük ve küçük odalar haz›rl›k s›n›f›,

Has oda ise ihtisas s›n›f› olarak kabul edi-lirdi.

As›rlar içerisinde verilen dersler de-¤iflmekle birlikte ö¤renciler Tetimme

Page 53: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 51E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

medreselerine denk bir e¤itim-ö¤retimal›rlard›. Buna ilave olarak Hatt, Tezhip,Oymac›l›k, Mus›ki, Tasvir, Mimari vb.sanatta inkiflaf yolu aç›k tutuldu¤u gibi;fiiir, Edebiyat, T›p, Matematik, Hendesevb. ilim dallar›nda temayüz imkân› dasa¤lanm›flt›r. Ayr›ca bedeni kabiliyetlerigelifltirmek için ata binme, koflu, atlama,gürefl, meç, ok çekme, tomak vb. hemspora yönelik hem de iyi bir silahflörlüktalimine imkân tan›nm›flt›r.

Bütün bu kesif talim ve terbiye içinher asr›n en güzide ulemas›, hünerveran›ve hattatlar› saray-› hümayun hocal›¤› iletaltif edilir ve bir program dahilinde ders-lerini verirlerdi. Hocalar›n dersi d›fl›ndako¤ufllardaki k›demli ö¤renciler (lala-hâlfe) 4’lü, 6’l› guruplara ders tekrar›yapt›r›rlard›.

Sadece verilen dersleri flema ile göste-recek olursak;

Mekteb-i ‹btidaiye: Kur-an, Ulum-›Diniyye, Resail-i Türkiye, Talim-i Sülüs.

Mekteb-i Edebiye: Birinci Sene: Ulum-› Diniyye, Kava-

id-i Türkiye, Hatt-› Sülüs‹kinci Sene: Arabi-Sarf, Farisi, Tarih-

i Enbiya, Hesap, Co¤rafya, Resim, Hatt-›Sülüs ve Hatt-› Rik’a.

Üçüncü Sene: Arabi-Sarf, Farisi, Ta-rih-i Osmani, Hesap, Co¤rafya, Resim,Hatt-› Sülüs ve Hatt-› Rik’a.

Dördüncü Sene: Arabi, Farisi, Tarih,Hesap, Co¤rafya, Resim, ‹mla, Hatt-› Sü-lüs, Hatt-› Rika.

Beflinci Sene: Edebiyat-› Türki, Farisi,Tarih, ‹nfla, Hesap, Hendese, Resim,Hatt-› Sülüs, Hatt-› Rika.

1850’de bu mektebin içinde ibtidaisibulunan Rüfldiye hâline getirildi¤i ve da-ha sonra üç senelik özel e¤itim uygulan-d›¤› görülmektedir. Bu S›n›f-› Mahsu-se’de; Ulum-› Diniye, ‹lm-i Kelam, Tas-vir-i Ahlak, Edebiyat-› Osmaniye, Edebi-yat-› Farisiye, Mant›k, Tarih-i Umumi,Co¤rafya-y› Umumi, Riyaziye (Cebir,müsellesat) ve Ulum-› Tabiiye dersleriveriliyordu.

‹ST‹HDAMSaray›n içinde her türlü hizmeti kade-

me kademe üstlenerek ifa eden bu genç-ler burada padiflah, vezirler ve devlet er-kan›n›n en yak›n›nda bulunma flans›nasahip olduklar› için engin görüfl ve tecrü-be sahibi olurlard›. Disiplin, ölçü, vekar,tevazu, sab›r ve ihtiram prensipleriyleyo¤rularak yetiflen gençler teflrifat›n, dip-lomasinin en ince teferruat›na vak›f olu-yorlard›.

Dolay›s›yla gerek merkezde gerekseeyaletlerde çeflitli seviyelerde hizmet gö-ren vezirler, beylerbeyleri, sancakbeylerive di¤er idari ve askeri genellikle bu mü-esseseden yetiflmifllerdir.

Osmanl› Tarihi’nde altm›fl dört sadra-zam, üç fleyhilüslam, yirmi üç kaptanpa-fla buradan mezun zevattan seçilmifltir.Yine bir çok ilim adam›, flair ve sanatka-r›m›z, Enderun menflelidir.

DE⁄ERLEND‹RMEBu mektepte tahsil ve terbiye gören

gençler devletin en müstesna mevkilerinegeleceklerini bildikleri için her fleydenönce e¤itime istekli idiler. Müessese de

Osmanl›Tarihi’nde altm›fl

dört sadrazam,üç fleyhilüslam,

yirmi üçkaptanpafla

buradan mezunzevattan

seçilmifltir. Yinebir çok ilim

adam›, flair vesanatkar›m›z,

Enderunmenflelidir.

Page 54: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi52E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

buna binaen gençleri ilmî, fikrî, ruhî, be-denî her cihetten yetifltirmeye çal›flm›flt›r.E¤itim-ö¤retim büyük oranda hedefineulaflm›flt›r. Mezun gençlerin her biri orta-lama ayd›n›n üstünde ufka ve ihataya sa-hip olarak yetiflmifltir.

Bu münasebetle ‹stanbul’a gelen elçi-ler, yabanc› ilim adamlar› Enderun Mek-tebi ile yak›ndan ilgilenmifller, ülkelerineverdikleri raporlarda buradan övgüylebahsetmifllerdir.

Bugün anakronizme kaçsa da Cum-hurbaflkanl›¤› Özel Kalemi, Sekreterli¤i,Baflbakanl›k Özel Kalem ve dan›flmanla-r›, Genel Kurmay Erkan›, Millî GüvenlikAkademisi, Harp Akademisi hocalar› D›-fliflleri, ‹çiflleri, Malîye vb. bakanl›klar›nüst görevlerini yürüten zevat›n mezun ol-du¤u “yegane maarif müessesesi” tarihi-mizde “Enderun Mektebi”dir.

TEKL‹FE¤itim sistemimizin içine düfltü¤ü gir-

daptan ç›kabilmesinin bir yolunun aran-d›¤› günümüzde, etkili ve yetkililerimizinAmerikan, Frans›z, Japon vs. e¤itim sis-temleri ve programlar›na gösterdikleri il-gi ve ihtimam› biraz da kendi tarihi tecrü-bemize yöneltmeleri daha isabetli olurkanaatindeyiz.

Millî E¤itim Bakanl›¤›m›z çoklu zekâuygulamalar›n› daha yeni yeni keflfediyorve e¤itim sistemimize uygulamaya çal›-fl›yorken; asl›nda bu uygulaman›n Ende-run Mektebi’nde her yönüyle icra edildi-¤ini müflahede ediyoruz.

Üstün yetenek ve zekâl› çocuklar›m›z›nas›l e¤itiyoruz? Hangi ellere kapt›r›yo-ruz? Kaçta kaç› yetifliyor veya ne kadar›

heder oluyor? Sorular› ço¤altabiliriz amaaslolan s›hhatli, kalben müsterih cevapverebiliyor muyuz? … mi acaba?...

KAYNAKLARH›z›r ‹lyas Letaif-i Enderun ‹st.1276; Uzun-

çarfl›l› ‹. Hakk›. Saray Teflkilat›, S.297-357Ank. 1988; Uluçay Ça¤atay. Harem II, Ank.1992; Koçer H. Ali, Türkiye’de Modern E¤iti-min Do¤uflu ve Geliflimi, s.15-21, ‹st.1992;Baykal ‹. Hakk›. Enderun Mektebi Tarihi, ‹st.1953; Pakal›n M. Zekî, Osmanl› Tarih Deyim-leri ve Terimleri Sözlü¤ü, C. I. S.533-540,‹st.1993. Akkutay Ülker. Enderun MektebiAnk.1984. Parmaks›zo¤lu ‹smet, “EnderunMektebi” mad. T.A. C. XV S.193-196Ank.1968 ‹pflirli Mehmet. “Enderun” mad.D.‹.A. C. XI. S. 185-187; Baltac› Cahit. Os-manl› E¤itim Sistemi. O.A.C.II. S. 111-113 ‹st.1996, Kaz›c› Ziya. ‹slam Kültür ve Medeniye -ti ‹st.1996.

Millî E¤itimBakanl›¤›m›zçoklu zekâuygulamalar›n›daha yeni yenikeflfediyor vee¤itimsistemimizeuygulamayaçal›fl›yorken;asl›nda buuygulaman›nEnderunMektebi’nde heryönüyle icraedildi¤inimüflahedeediyoruz.

Page 55: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 53E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Dinleme vekonuflma okul

öncesindekendili¤inden

kazan›lanbeceriler

olmas›na karfl›namaca uygun,

dinleme öncesi,dinleme an› ve

dinleme sonras›nas›l

davran›lmas›gerekti¤i, veya

etkili birkonuflman›n

nas›l olaca¤›,konuflma

kurallar› gibibirçok bilgiyi

çocuklar okuldakazan›rlar.

‹lkö¤retim Okullar›nda DinlemeBecerisini Nas›l Gelifltirebiliriz?

NurdanKalayc›

Yrd. Doç. Dr.Turan Temur

Arfl. Görevlisi

***Özet

Bireyin okul ve sosyal yaflam›nda bafla-r›l› olmas›n›n koflullar›ndan biri de anadili e¤itimini nitelikli bir flekilde almas›d›r.Ana dili becerilerinin (okuma, dinleme,konuflma, yazma) gere¤ini yerine getire-meyenler ne kendilerini ifade etmede ne deiletiflimde baflar›l› olacaklard›r. ‹letifliminbir yönünü oluflturan dinleme yaflam›nher an›na da¤›lm›fl durumdad›r. Okul ya-flam›ndaki iletiflimin % 50-75’ini, günlükiletiflimin ise % 42’sini dinleme olufltur-maktad›r. Okul öncesinde kendili¤indengeliflen dinleme becerisi ilkö¤retimde sis-temli bir biçimde ö¤retilmek zorundad›r.Çünkü dinleme di¤er ö¤renmeler için biraraçt›r. Dinleme her s›n›f için ayr› ayr›öneme sahiptir. Bu becerinin geliflmesi iseders içinde ve ders d›fl›nda sürekli veplanl› bir flekilde sürdürülecek etkinlikler-le olas›d›r. Bu amaçla çal›flmada, dinlemebecerisinin kuramsal temeli irdelenerekilkö¤retim okullar›nda kullan›labilecek ör-nek dinleme etkinliklerine yer verilmifltir.

***

BB ir ulusun örf, adet ve kültürü ancako ulusun dili ile kuflaktan kufla¤a ula-

flabilir. Yaz›l› ve sözlü tarihi, edebiyat› an-cak ana dili ile kal›c› olabilir. Her fleydenönemlisi de o ulusu ulus yapan temel ne-denlerden biri yine o ulusun dili, yani anadilidir. Ana dil hem bulunulan toplumiçinde yaflaman›n hem de birey olarak dü-flünmenin temelinde oldu¤u için “ birey-sel” ve “toplumsal” öneme sahiptir.

Türkçe ö¤retimi ile genel olarak amaç-lanan ö¤rencilerin anlama ve anlatma be-cerilerinin gelifltirilmesidir. Anlama bece-risi okuma ve dinleme; anlatma becerisiise konuflma ve yazma alt becerilerindenoluflmaktad›r. Bu becerileri gere¤i gibi ka-zanan bireyler içinde yaflad›klar› toplumdailetiflim sorunu yaflamayacaklard›r. Hemkendilerine sunulan bilgiyi, duyguyu, dü-flünceyi yani iletiyi anlayacaklar, hem dekendileri baflkalar›na iletmek istedikleriniamac›na uygun, tam ve do¤ru olarak anla-tabileceklerdir. Dinleme ve konuflma okulöncesinde kendili¤inden kazan›lan beceri-ler olmas›na karfl›n amaca uygun, dinlemeöncesi, dinleme an› ve dinleme sonras› na-

Page 56: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi54E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

s›l davran›lmas› gerekti¤i, veya etkili birkonuflman›n nas›l olaca¤›, konuflma kural-lar› gibi birçok bilgiyi çocuklar okulda ka-zan›rlar. Okuma ve yazma; ilkö¤retim bi-rinci s›n›fta ö¤renilmeye bafllar ve her s›-n›fta farkl› bilgi ve davran›fllar kazan›larakdevam eder. Bu görüflleri araflt›rmas›yladestekleyen Tekin’e (1980)’e göre pek çokdersteki baflar›s›zl›¤›n temelinde okudu¤u-nu anlayamama anlad›klar›n› anlatamamayatmaktad›r.

Ana dili (Türkçe) ö¤retimi amaçlar›n›nilk maddesi ‹lkö¤retim Program›'nda

(2004) flu flekilde ifade edilmifltir:• Ö¤rencilerin dinleme, konuflma,

okuma, yazma, görsel okuma, gör-sel sunu becerilerini gelifltirmek,

Burada belirtilen temel dil becerileriningelifltirilmesi konusu çok önemli bir amaçolarak vurgulanmas›na ra¤men, (flu andauygulamada olan ilkö¤retim Türkçe müf-redat›n›n (2000) ilk iki maddesi de benzerbecerileri amaçlam›flt›r) ülkemizde yap›-lan araflt›rma sonuçlar› bu amaca yeterinceulafl›lamad›¤›n› göstermektedir. Hatta din-leme becerisinin kazand›r›lmas›na iliflkin

Page 57: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 55E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Dinleme, hergün hiç

düflünmeden,etraf›m›zda olup

bitenianlamland›rmak

içinkulland›¤›m›z

önemli zihinselbecerilerden

biridir

araflt›rmalar›n son derece s›n›rl› olmas› daönemli bir saptamad›r. Çünkü bu araflt›r-malar›n yayg›nlaflmas› eksikli¤in belirlen-mesi ve bu eksikli¤i ortadan kald›racakönerilerin sunulmas› aç›s›ndan önemlidir.

Ö¤retim Program›nda yer alan dört te-mel dilsel beceriden bu araflt›rman›n konu-su olan dinleme becerisini inceleyece¤iz.

Dinleme:Çocuklar ana dillerini öncelikle duya-

rak ö¤renirler. Ana-baba ve yak›n çevre-sinden ö¤rendi¤i bu dil ( ana dili), dilin anakurallar›na uygundur. Bu kurallar› çocuk-lar dinleyerek ö¤renir ve fark›nda olmadanbu beceriyi kazan›rlar. Bireyin ana dili et-kinli¤i dinleme ile bafll›yor denilebilir. Di-lin kurallar›n› fark›nda olamadan kazan-maya bafllayan birey, okul yaflam›yla da bubecerisini e¤er etkili ve planl› olanaklarverilirse bilinçli bir flekilde gelifltirebilir.

Dinleme, her gün hiç düflünmeden, et-raf›m›zda olup biteni anlamland›rmak içinkulland›¤›m›z önemli zihinsel becerilerdenbiridir (Rost;1994:1). Elektronik iletiflim¬bilgisayar teknolojisinin ve görsel med-yan›n h›zla geliflmesine ra¤men dil beceri-leri özellikle de dinleme, iletiflim becerile-rimizin temelini oluflturmaya devam ede-cektir.

Genel olarak dinlemeyi iki flekilde in-celeyebiliriz.

• Etkileflimli (interactiooal) dinleme:'Tepkisel bir durum söz konusudur;Dinleyen kendisine ulaflan iletiyekarfl› her hangi bir flekilde dönüt ve-rebilir. Telefon konuflmalar›, grupveya sm›f içi dinlemeler vb. buna

örnek verilebilir.• Etkileflimsiz (non-interactional) din-

leme: Dinleyenin her hangi bir fle-kilde iletiflime kat›lmad›¤› bir du-rumdur.( kufl c›v›lt›s› dinleme, birmarkette çalan fon müzi¤ini dinle-me, televizyon ve radyo dinleme, te-levizyon ve radyo dinleme … vb)(Rost,1994:3).

Bunlar›n d›fl›nda amaca uygun dinlemediye adland›rabilece¤imiz türler de vard›r.Onlar da flu flekilde ifade edilebilir

o ‹fllevsel dinlemeo Etkileflimsel dinlemeo Elefltirel dinlemeo Yarat›c› dinleme (Rost, 1994:121).Dinleme yaflam›n her an›na da¤›lm›fl

durumdad›r. Hava alan›ndaki, otobüs ter-minalindeki anonslardan, televizyon veyaradyo yay›nlar›ndaki haberlere, müziklere,söyleflilere; ana dili ö¤reniminden yaban-c› bir dil ö¤renmeye, telefon konuflmala-r›ndan bir piknik alan›ndaki kufl c›v›lt›lar›-na kadar bir çok yerde fark›nda olmasakda ana dilin temel etkinliklerinden biriolan dinleme becerisi ifle koflulur. Çocukyeni bir bafllang›ç olan okul yaflam›n›n bü-yük bir bölümünde bilgilerini dinlemearac›l›¤›yla elde eder.

Trenholm (1999), Hagavik (1999), Ba-verson (1999) dinlemenin insanlar aras›n-daki iliflkilerde önemli bir yere sahip oldu-¤unu vurgulam›fllard›r. Onlara göre dinle-me hem bir beceri hem de zihinsel çabagerektirdi¤inden pasif de¤il aktif bir süreç-tir. Ayr›ca Hagevik (1999) günlük yaflam-da, insanlar›n çal›flma zaman› içerisinde

Page 58: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi56E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Dinlemenizinamac› sizindüflüncelerinizeuyan sözleriflitmek, böylecekendidüflüncelerinizindo¤rulu¤una olaninanc›n›z›pekifltirmek mi?Yoksa gerçektenbir fleylerö¤renmek yenidüflüncelerletan›flmak için midinliyorsunuz?‹kisi aras›ndakifark› görüyormusunuz?

dinlemeye %40, konuflmaya %35, okuma-ya %16 ve yazmaya %9 yer verildi¤ini vedinlemenin bu kadar önemli yer tutmas›nara¤men pek az insan›n nas›l dinlemesi ge-rekti¤i konusunda e¤itildi¤ini belirtmifltir.

Gö¤üfl (1978:227)’e göre, insanlar›nbirbirleriyle olan iletiflimlerinin % 42’sinidinleme oluflturmaktad›r ve ö¤rencilerinokulda birbirlerini ve ö¤retmenlerini gün-de 2.5-4 saat dinlemektedirler. Bu sonuçlarokuldaki ö¤renmeyle dinleme aras›nda s›-k› bir iliflki oldu¤unu göstermektedir.

Thomos (1998) dinlemenin, iflitme ey-leminden farkl›l›k gösterdi¤ini belirtmifltir.Ona göre dinleme ö¤renilebilen aktif birsüreçken iflitme ise pasiftir. ‹nsanlar iflittik-lerinin ancak %25’ini hat›rlarken, bunakarfl›n aktif olarak dinlediklerinin ise%80’ini hat›rlamaktad›r. Trenholm(1999)’ da dinlemenin aktif bir süreç oldu-¤u konusunda Thomos’la ayn› görüfltedir.Aktif dinleme etkili bir iletiflimi sa¤lad›-¤›ndan iletiflim çat›flmalar› yaflanmayacak-t›r.

Ayr›ca bir düflünür olan Kriflnamurti’nin ‹ç Özgürlük adl› eserinde seminerleri-ne kat›lanlara, dinlemeye iliflkin sordu¤usorular oldukça ilginçtir

Dinlemenizin amac› sizin düflünceleri-nize uyan sözler iflitmek, böylece kendidüflüncelerinizin do¤rulu¤una olan inanc›-n›z› pekifltirmek mi? Yoksa gerçekten birfleyler ö¤renmek yeni düflüncelerle tan›fl-mak için mi dinliyorsunuz? ‹kisi aras›nda-ki fark› görüyor musunuz?

Bu ayr›m›n önemini kavramak ve ö¤-rencilere bunun önemini anlatmak iflitme-yi dinlemeye çevirebilir.

Smith (1992)’e göre dinleme, okumave yazma gibi okulda ö¤renilen bir beceride¤ildir. Buna karfl›n çocuk okula bafllad›-¤›nda s›n›f içinde geçirdi¤i zaman›n›n yak-lafl›k %50 –75’i ö¤retmeni, arkadafllar›n›veya sesli materyalleri dinlemekle geç-mektedir.

Son zamanlarda yap›lan araflt›rmalar,dinlemenin okuldaki ö¤renmeleri büyükbir oranda olumlu yönde etkiledi¤ini gös-termektedir.

Thompson, Grandgenett ve Grandge-nett (1999) ile Smith (1992)’in görüflleribirbirlerini destekler niteliktedir. Onlar›ngörüfllerine göre; iyi bir dinleme becerisi,günümüz s›n›flar›nda akademik baflar› içingereklidir. Thompson, Grandgenett &Grandgenett (1999) çal›flmalar›nda dinle-me becerisinin gelifltirilmesi için afla¤›dakiönerileri sunmufllard›r.

Günümüz ö¤retmenleri;• Dinleme güçlü¤ü çeken ö¤rencilerin

iyi birer dinleyici olmalar› için aka-demik destek sa¤lamal›,

• Ö¤rencilerin elefltirel bir dinleyiciolabilmeleri için, dinleme etkinli¤i-ne haz›r olmalar› gerekti¤ini vurgu-lamal›,

• ‹lginç olaylar ve kavramlarla ilgilitart›flma açmal›,

• Ö¤renciye verilen iletinin h›z›n›, bi-reysel farkl›l›klara göre ayarlamal›,

• Konunun analiz düzeyinde sorularlaö¤renciler taraf›ndan analiz edilme-sini sa¤lamal›, dersle ilgili her fleyisormamal›,

• Dikkati da¤›n›k ö¤renciler için(metnin bütününün anlam›n› boz-

Page 59: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 57E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

madan) uzun metinler parçalara ay-r›lmal›,

• Ö¤rencilerin soyut kavramlar› dahaiyi anlayabilmeleri için, iletiyi (me-saj) gözünde canland›rarak resmet-mesini istemeli,

• Ö¤rencilerin görsel ve iflitsel olarakuyar›lmas›n› sa¤lamak amac›yla vi-deo, bilgisayar, tepegöz saydamlar›,grafikler, tablolar kullanmal›,

• Ö¤rencilerinin fiziksel ve duygusalsorunlar›ndan haberdar olmal›, busorunlar› dikkate alarak s›n›f içeri-sinde baz› de¤ifliklikler yapmal› (ör-ne¤in, a¤›r ifliten bir ö¤renci belir-lendi¤inde arka s›ralardan ön s›rala-ra geçirilmeli veya dikkat eksikli¤iolan ö¤renciler, ö¤retmenin göz ile-tiflimi kurabilece¤i yere oturtulma-l›)

• Dersin sonunda yap›lan özetlerde,e¤er uygunsa di¤er derslerle olaniliflkisini belirtmeli.

Yukar›daki öneriler, e¤itim durumundaifle kofluldu¤unda dinlemenin kalitesi yük-selebilir. Ancak etkili bir dinleme ortam›haz›rlanmad›¤›nda ya dinlenenler önem-senmemekte ya da dinlendikten k›sa birsüre sonra unutulmaktad›r ( Bolton, 1986;Nichols ve Stevens, 1957).

Ö¤rencilerin iletiyi önemsemesi, uzunsüreli belle¤e kaydetmesi, gerekti¤inde da-ha çabuk hat›rlamas› için pek çok öneri su-nulabilir. Bunlardan biri ö¤retmenlerin ko-layl›kla kullanaca¤› ve ö¤rencilerin zevkalabilece¤i etkinliklerin kullan›lmas›d›r.Bu çal›flmada dinleme becerisinin kazan-d›r›lmas›na veya gelifltirilmesine katk›dabulunacak örnek etkinlikler haz›rlanm›flt›r

Ö¤rencilerininfiziksel veduygusal

sorunlar›ndanhaberdar olmal›,

bu sorunlar›dikkate alarak

s›n›f içerisindebaz› de¤ifliklikler

yapmal›

Page 60: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi58E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

‹lkö¤retim birinci kademe ve Türkçeö¤retmenlerine örnek olabilecek sekiz et-kinli¤in haz›rlanmas›ndaki temel amaçdinleme becerisini gelifltirmektir. Bu ama-ca ulafl›rken farkl› davran›fllar›n kazand›-r›lmas› da amaçlanm›flt›r. Bunlar;

‹flitsel bellek gelifltirme, s›n›flama be-cerisini kazand›rma, dikkat gelifltirme,benzerlik ve farkl›l›klar› bulma, analiz vesentez yapabilme, yarat›c›l›¤› gelifltirme.

Etkinliklerin haz›rlanmas›nda TürkçeÖ¤retim Program› göz önünde bulundu-rulmufltur. Her s›n›f için bir, toplam sekizetkinlik oluflturulmufltur. Haz›rlanan etkin-liklerin o s›n›f düzeyine uygunlu¤unun be-lirlenmesi amac›yla uygulama yap›lm›flt›r.Etkinliklerin uygulama süreleri s›n›f düze-yine ve etkinli¤in içeri¤ine göre ayr› ayr›belirlenmifltir. Uygulamalardan sonra eldeedilen sonuçlar do¤rultusunda etkinlikler-de gerekli düzenleme yap›lm›flt›r.

KAYNAKLARAKSAN, Do¤an. Her Yönüyle Dil, An-

kara: Türk Dil Kurumu Yay›nlar›, 1995.BEAVERSON, Georgia. Listen for

Success, Career World, Vol.28, Issue 2,Oct. 1999.

BOLTON, R. People Skills, New York:Simon & Schuster Inc. 1986.

DEM‹REL, Özcan. Türkçe Ö¤retimi,Ankara: Pegem A Yay›nc›l›k , 1999.

GÖ⁄Üfi, Beflir. Türkçe ve Yaz›n E¤iti-mi, Ankara: Gül Yay›nevi, 1978.

HAGEVIG, Sandra. Just Listening, Jo-urnal of Environmental Healty, Vol 62, Is-sue 1, Jul/Aug 1999.

‹LKOKUL PROGRAMI. Erzurum:Yakutiye Yay›nlar›, 2000.

‹LKÖ⁄RET‹M TÜRKÇE DERS‹ (1-5.SINIFLAR) Ö⁄RET‹M PROGRAMI Ta-lim Terbiye Kurulu Baflkanl›¤› Ankara 2004

KANTEM‹R, Enise. Yaz›l› ve SözlüAnlat›m: I. Yaz›l› Anlat›m, Ankara: AnkaraÜniversitesi E¤itim Bilimleri Fakültesi Ya-y›nlar›, no:166, 1991.

KAVCAR, Cahit. Anadili E¤itimi,A.Ü. Tömer Anadili Dergisi, Say›:1, May›s1996,

KAVCAR, Cahit. ve O⁄UZKAN, A.Ferhan. Türkçe Ö¤retimi, Eskiflehir: Anado-lu Üniversitesi AÖF Yay›nlar›, No: 96,1989.

KR‹fiNAMURT‹. ‹ç Özgürlük, Çev: ‹l-han Güngören, ‹stanbul: Yol Yay›nlar›,1988.

NICHOLS, R. AND STEVENS, L. Lis-tening to People. Harward Business Revi-ew, vol.9, 1957.

ROST, Michael. Introducing Listening,London: Penguin Group, 1994.

SEVER, Sedat. Türkçe Ö¤retimi ve TamÖ¤renme Kuram›, Ankara: An› Yay›nc›l›k,1997.

SMITH, Carl. How Can Parents ModelGood Listening, 1992.www.rust.k12.ca.us/parents/listening.html.

SOYKAN Ö. Naci. E¤ip BükmeyenE¤itim Nas›l Olmal›d›r? Felsefe Tart›flmala-r›, I.Kitap, 1997

TEK‹N, Halil. Okullar›m›zdaki TürkçeÖ¤retimi, Ankara: Mars Matbaas›, 1980.

THOMAS, Lynn. Listening, Rough No-tes, Vol.141, Issue 12, Dec. 1998.

THOMPSON, F.,GRANDGENETT, D.and GRANDGENETT, N. Helping Di-sadventaged Learners Build Effective Liste-ningskils, Education vol.120, Issue 1, Fall1999.

TRENHOLM, Sarah. Thinking ThroughComminication, USA: A &B Viacom Com-pany, 1999

Page 61: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 59E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

ETK‹NL‹K - 1 Ö⁄RENC‹ ÇALIfiMA KÂ⁄IDI

ÖZKAN’IN B‹R GÜNÜ

Özkan çok düzenli bir insand›r. Her gün saat 7:00’ye kadar uyur. Gece saatini kurmadan uyumaz.Sabah saatin alarm› çal›nca hemen yataktan kalkar. Kalkt›ktan sonra mutlaka duflunu al›r. Banyodanç›k›nca elbiselerini giyer. Saat 7:30 olunca kahvalt›s›n› yapar. Özkan her kahvalt›dan sonrakoltu¤una oturup mutlaka gazetesini okur. Saat 8:00 olunca evden ç›kar. ‹fle giderken genelliklebelediye otobüsüne biner. Bindi¤i otobüs Üniversite Caddesi’nden geçer. ‹nsanlar› çok seven Özkanotobüs floförüne de mutlaka selam verir. ‹fl yerine saat 8:30’da gelir. O bütün gün hiç durmadançal›fl›r. Akflamlar› saat 17:00 gibi ifl yerinden ç›kar. ‹flten sonra o¤luyla parkta buluflur. Özkanbasketbolu çok sever. Eve geldi¤inde ise saat 18:00 olmufltur.

Düzey : 1.s›n›fSüre : Okuma + kontrol: 5 dak.+5 dak. ( Toplam 10 dakika)Amaç : Dinleme becerisini gelifltirme.

Ö⁄RETMEN KILAVUZU

OKUNACAK MET‹N:

Aç›klama: Metin ö¤retmen taraf›ndan iki kez okunur. Birinci okuma ikinci okumayagöre biraz yavafl olabilir. Metin okunurken ö¤renciler de çal›flma ka¤›d›ndaki boflluklar›doldurur. Ö¤renciye kontrol için ek bir süre verilir(5 dk)

Afla¤›da verilen 8 etkinlik, makalenin ekidir.

Page 62: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi60E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Nesne Tan›mlay›c› Bilgi Ne ifle Yarar? Nerelerde Kullan›l›r?

ETK‹NL‹K - 2 Ö⁄RETMEN KILAVUZU

Bu etkinlik için M.E.B Film Radyo Televizyon E¤itim Merkezi’nden al›nan “Nazar Boncu¤u-4” adl›kasetten yararlan›lm›flt›r. Ö¤rencilere bu kasetten “nesne sesleri” iki kez dinletilerek, adlar›n› belirlemeleri,tan›mlay›c› bilgileri, ne ifle yarad›¤› ve nerelerde kullan›ld›¤› gibi bilgiler istenmifltir.

Düzey : 2. s›n›fSüre : 10 dk.Amaç : 1.ö¤rencilerin dinleme becerilerini gelifltirme.

2. ‹flitsel belle¤i gelifltirme.Ö⁄RENC‹ ÇALIfiMA KÂ⁄IDINesne Tan›maAd› – Soyad› :..................................

S›n›f›- No :..................................

Bir Sevgi Hikâyesi

AA dam›n biri, bir gün deniz kenar›na gidip bal›k tutmaya bafllam›fl. Uzun bir süre bekledikten sonra oltas›na birbal›k tak›lm›fl. Yavafl yavafl bal›¤› kendine do¤ru çekerken, birden gözleri bal›¤›n, sessiz gözlerine tak›lm›fl. ‹çi

›s›n›vermifl. Oltay› ç›kar›p, bal›¤› deniz suyu dolu kovas›na b›rakm›fl. Kovan›n içindeki bal›¤a flöyle bir bak›p:”ben bubal›¤› çok sevdim. Yemeye k›yamam. Al›p eve götüreyim, art›k birlikte yaflayal›m” demifl ve alm›fl bal›¤› eve gitmifl.

Her sabah adam, deniz kenar›na gidip, çok sevdi¤i bal›¤› için kovas›na deniz suyu dolduruyormufl. Haftalargeçmifl, her gün deniz kenar›na gitmekten s›k›lm›fl ve kendi kendine “ e¤er bu bal›k seviyorsa, çeflme suyunda dayaflar” demifl ve kovaya çeflme suyu doldurup bal›¤› içine b›rakm›fl. Bal›k flöyle bir düflünmüfl, “evet, bu adam›seviyorum, çeflme suyuna al›flmal›y›m” demifl ve mutlu bir flekilde yaflamaya bafllam›fllar.

Aradan haftalar geçmifl, bu sefer adam, kovaya her gün çeflme suyu koymaktan da s›k›lm›fl. Düflünmüfl “bu bal›kgerçekten seviyorsa havada da yaflar” demifl alm›fl bal›¤› havaya b›rakm›fl. Bal›k, flöyle bir düflünmüfl “bu adam›gerçekten seviyorum, onun için havada da yaflar›m demifl”. Bal›k ve adam art›k çok mutluymufl.

Derken, tekrar yaz gelmifl. Adam, bir gün deniz kenar›na gitmeye karar vermifl. Toplam›fl eflyalar›n›, alm›fl yan›nabal›¤›n› ve kumsala gitmifl. Havlusunu kumlar›n üzerine serip bal›¤›n› da yan›na koymufl ve yüzmeye gitmifl. Tam os›rada kumsalda yürüyen iki küçük çocuk havlunun üzerindeki bal›¤› fark edip “ yaz›k, bal›k karaya vurmufl, yafl›yorda” deyip adam yetiflinceye kadar al›p bal›¤› denize atm›fllar ve bal›k bo¤ularak ölmüfl.

(yazar› bilinmiyor)

Düzey: 3. s›n›f Süre : 15 dk. Amaç: ö¤rencilerin dinleme becerilerini gelifltirme.

ETK‹NL‹K - 3Ö⁄RETMENKILAVUZU

Metin iki kez ö¤retmen taraf›ndan okunur. Birinci okuma, ikinciokumaya göre biraz yavafl olabilir. Ö¤rencilerden dinlediklerihikâyeye göre boflluklar› doldurmalar› istenir

Page 63: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 61E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Ö⁄RENC‹ ÇALIfiMA KÂ⁄IDI

Ö⁄RENC‹ ÇALIfiMA KÂ⁄IDI

‹flitsel Bellek GelifltirmeAd› – Soyad› :..................................

S›n›f›- No :..................................

ETK‹NL‹K - 4 Ö⁄RETMEN KILAVUZU

ETK‹NL‹K - 5 Ö⁄RETMEN KILAVUZU

Karahisar ilçesinde, yetkililerce haz›rlanan flehir pla-n›nda bask› hatas›ndan kaynaklanan bir sorun yüzündenönemli baz› yerler ç›kmam›flt›r. Sizlere verilen ip uçlar›n› kul-lanarak bu yerleri bulun ve yaz›n. (metin iki kez okunur)

“‹lçenin tek müzesi Cumhuriyet Caddesi üzerindedir.Banka ile aras›nda bir manav vard›r. Cumhuriyet Caddesiile Bar›fl Caddesi aras›nda kalan ilkö¤retim okulununönünde, hal› saha ve havuz vard›r. Havuz, okula hal› saha-dan daha yak›nd›r. Havuz tehlikeli oldu¤u için yetkililertaraf›ndan ilçenin baflka bir yerine tafl›nacakt›r. Marketinkarfl›s›nda bir çay bahçesi vard›r. Bu ilçeye gelen her mi-safir, mutlaka çay içmek için buraya davet edilir. Çünküher türlü çay (›hlamur, ada çay›, kufl burnu) bulmak müm-kündür. Spor sahas› ilçede en büyük alana sahiptir. ‹lçeninfutbol tak›m› bu sene flampiyon oldu.”

Düzey : 4.s›n›fSüre : 10 dk.Amaç : 1.ö¤rencilerin dinleme becerilerini

gelifltirme.2. ‹flitsel belle¤i gelifltirme.

Dikkat ve Dinleme

Ö¤retmen,10(on) de¤iflik sesi kasete al›r.(zil,alk›fl,metal sesi vb) Ö¤rencilere hangi sesleriduyduklar›n› sorar ve yazmalar›n› ister. ‹kinciaflamada kaset yeniden çal›n›r.

Ö⁄RENC‹ ÇALIfiMA KÂ⁄IDI

Ö¤retmen on de¤iflik sesi (zil, alk›fl, metal, kufl, vb)ö¤rencilere dinletir.Ö¤rencilere hangi sesleri duydukla-r›n› sorar ve o sesleri yazmalar› istenir. ‹kinci aflamadakaset yeniden dinlettirilece¤i için iflittikleri bu seslerdenherhangi birine dinlemek için güdülenmeleri istenir.Belli bir süre (örne¤in 1 dk) bu ses yeniden dinlediktensonra neden bu sesi dinledikleri sorulur ve bu nedeninyaz›lmas› istenir. Bu çal›flmalardan sonra “iflitme” ve“dinleme” aras›ndaki fark belirtilir. S›ra ile yazd›klar›seslerin iflitmeye, en son dikkat harcanan eylemin dedinlemeye örnek oldu¤u söylenir. S›n›fça herkesin din-ledi¤i sesler k›saca tart›fl›l›r.

Düzey : 5.s›n›fSüre : 15 dk.Amaç : 1.ö¤rencilerin dinleme becerilerini gelifltirme.

Page 64: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi62E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

CC ehennem Niflan›’nda befl sandald›k. Güzelbir ocak akflam›. Hava lodos. Denize k›rm›z›

rengin türlüsü yay›lm›fl. Çok kaynam›fl ›hlamurrengindeki yayvan, genifl, ölü dalgalar. Sandallara¤›r a¤›r sallan›yor, oltalar bekliyor, insanlar susu-yor...

Otuz sekiz kulaç suyun alt›ndaki derin sessizli-¤e, dibindeki dall› budakl› kayalar›n aras›na yedirengin en koyusu girer mi flimdi. Sinagrit baba dö-ner mi avdan, p›r›l p›r›l, alaimisema ( gökkufla-¤›) rengi pullar›yla a¤›r a¤›r, muhteflem, bir ilkça¤kral› gibi zengin, cömert, asil ve zalim mantosu iledolafl›r m› kim bilir. Alt›n›, zümrüdü, incisi, mer-can›, sedefi lacivertli¤in içinde yan›p sönen saray›-n› özlemifl, acele mi ediyordur?

Sinagrit Baba ömründe konuflmam›fl, ömrü bo-yunca evlenmemifl, ömrü boyunca yaln›z yaflam›fl-t›r. Onun kovu¤undaki zümrüt pencereden ne fa-cialar seyretmifltir Sinagrit Baba, ne oltalar kopar-m›flt›r?

Bu akflam kimin oltas›n› seçmeli de art›k bitir-meli bu yorucu ömrü. Daha her yeri p›r›l p›r›lken,mantosu s›rt›nda iken, daha eti mayoneze gelirkenbitirmeli bu ömrü. Sonra hesapta bir gün pis bir “Vatos” un, bir s›rt› renksiz, yap›flkan ve parazitlibir canavar›n difline bir taraf›n› kapt›rmak var. ‹yi-si mi, muhteflem bir sofraya kurulmal›, bir zaferledolu ömrün sonunu! beyaz flarapla, sular›n üstün-deki baflka dünyada yaflayan bir ak›ll› mahlukakendini teslim etmeli.

Sinagrit Baba oltalardan birini koklad›. Bu ba-l›kç› Hiristo’ dur; kusurlu adam. Gözü açt›r onun.

‹çinden pazarl›kl›d›r. Evet fukarad›r ama, kibirlide¤ildir. Sinagrit Baba fukaral›kta gururu sever.Öteki oltaya geçti. Koklad›. Bu bal›kç› “Hasan”d›r. Geç. Cart curt etmesine bakma! Korkakt›r. Si-nagrit Baba cesur insandan hofllan›r. Bir baflka ol-taya baflvurdu. Bal›kç› Yakup iyidir, hofltur, se-vimlidir, edepsizdir, külhanidir. Ama k›skançt›r.K›skançlar› sevmez Sinagrit Baba geç. fiu olta,Hasis’in tuttu¤u olta. Sinagrit Baba cömertten hofl-lan›r. Ama bu oltaya bir bafl vurmaya de¤er. Birbafl vurdu. Hasis’in oltas›n›n i¤nesini dümdüz etti.Sinagrit Baba i¤neden kopard›¤› yar›m kolyozuçi¤nemeden yuttu. Hasis oltas›n› h›zla toplad›:

- vay anas›n› be Nikoli! – dedi- , i¤neyidümdüz etti.

Nikoli’nin oltas›n›n yemini kuyru¤uyla sars-makta olan Sinagrit Baba, Nikoli’nin bir kusurunuar›yordu. Onda kusur mu yoktu. Evvela sarhofltu.Sonra ahlaks›zd›, kendini düflünürdü ama, cesurdu,cömertti, hiç k›skanç de¤ildi. Fukarayd›. Kibirliy-di de. Sinagrit Baba kibirli fukaray› severdi ama,Nikoli’nin kibrini be¤enmiyordu. ‹nsano¤lunda obaflka bir fley, gurura pek benzemeyen fley, yerin-de, vaktinde bir gurur, o da de¤il, insano¤lunun in-sanl›¤›ndan, taa saç›n›n dibinden, oltas›n› tutuflun-dan beliren, isteyerek olmayan ama pek istenme-yerek de gelmeyen bir gurur isterdi. Öyle bir elinoltas›n› düzleyemez, misinas›n› kesemez ...

S.Faik ABASIYANIK(Sinagrit Baba adl› öykünün bir bölümü kullan›lm›flt›r)

ETK‹NL‹K - 6 Ö⁄RETMEN KILAVUZU

S‹NAGR‹T BABA

Öykü ilk olarak konuflma h›z›yla okunur. Bu okuma s›ras›nda ö¤rencilerin sadecedinlemesi istenebilir. ‹kinci okunufl birinciye göre daha yavafl olmal›d›r. Bu s›radaö¤renciler hem dinleyip hem de sorular›n› cevaplayabilirler. Bafll›¤› okumay›n›z.Okuduktan sonra ö¤rencilerin cevaplamalar› veya cevaplar›n› kontrol etmeleri için 5dakika bir süre verilebilir. Düzey : 6.s›n›fSüre : 15 dk.Amaç : 1. Ö¤rencilerin dinleme becerilerini gelifltirme.

Page 65: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 63E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

De¤erlendirme Sorular›

1. Olay ne zaman gerçekleflmektedir? Zaman olarakbelirtiniz............................................................................................

2. Sinagrit Baba kimdir? ...........................................................................................

3. Sinagrit Baba nas›l bir ölümü tercih etmektedir?...........................................................................................

4. “kusurlu adam, gözü aç, içten pazarl›kl›, fukara ama kibirlide¤il” özellikleriyle anlat›lan bal›kç› kimdir?...........................................................................................

5. Öyküde geçen kaç bal›kç› vard›r?...........................................................................................

6. Öyküde bal›k tutmak için kullan›lan araç hangisidir?...........................................................................................

7. Sinagrit Baba’n›n gelecekten nas›l bir beklentisi vard›r?...........................................................................................

8. O “ otuz sekiz kulaç suyun alt›ndaki derin sessizlik” ipucunu düflünerek olay›n geçti¤i yeri yaz›n›z............................................................................................

9. Öykünün bafll›¤› sizce ne olmal›d›r?...........................................................................................

10. Öyküden nas›l bir sonuç ç›kar›rs›n›z?...........................................................................................

Ö⁄RENC‹ ÇALIfiMA KÂ⁄IDI

Ad›- Soyad› :..........................

S›n›f› – No :.............................

Ö⁄RENC‹ ÇALIfiMA KÂ⁄IDI ETK‹NL‹K - 7 Ö⁄RETMEN KILAVUZU

ETK‹NL‹K - 8 Ö⁄RETMEN KILAVUZU

M.E.B. Film Radyo Televizyon E¤itim Merkezi’ndenal›nan “Nazar Boncu¤u-4” adl› kasetin “Tafl›tlar”“nesne sesleri” “ müzik aletleri” bölümleri dinletilecek.Bu bölümlerden baz› mesleklere ait temel özellikleriiçeren baz› sesler ( ifl yerinin bulundu¤u yer, mesle¤eip ucu olacak sesler) dinletilerek ö¤rencilerin bumesle¤i, mesle¤e iliflkin özellikleriyle birlikte yazmas›istenir.Düzey : 7Süre : 15 dkAmaç : Dinleyerek s›n›flama becerisinigelifltirme.Gerek duyuldu¤unda kaset

ö¤retmen taraf›ndan haz›rlanabilir.

Aç›klama 1 Ö¤rencilerden tuzluk, yol, bulut? sözcüklerinikullanarak k›sa bir öykü yazmalar› istenir. ‹stekli olanö¤rencilerden birkaç›n›n öyküsü okunur. Ö¤rencilertaraf›ndan s›n›fça belirlenen bir öykü seçilerek tekrarokunur. Öykü dikkatli bir flekilde dinlendikten sonra,haz›rlanan sorular yazara sorulur. Ö¤retmen buuygulama için örnek birkaç soru sorabilir. Öykününyazar›na öyküye ve yazara ait çeflitli sorular sorulmas›ve yaz›lmas› istenir. ‹stenen öykü bir kez daha okunur.Örnek sorular:Neden bir öykü yazmay› tercih ettin? (yazara)Kahramanlar› bu flekilde seçmendeki amaç nedir?(yazara)Farkl› bir sonla bitirmeye çal›fl›n? (s›n›fa)Siz olsayd›n›z kahramanlar› bu flekilde mi seçerdiniz?(s›n›fa)... vb. Aç›klama 2Yaz›lan di¤er öyküler farkl› gün ve saatlerde örneketkinlik gibi tekrar uygulanabilir.Düzey : 8Süre : 30-35 dkAmaç : yarat›c› yaz›lar yazma

Ö¤rencilerin kendi ürünlerini dinlemelerini sa¤lama

Yaz – dinle - sor

* Birbirleriyle anlamsal ba¤› olmayan sözcüklerin seçilmesindeki amaç, ö¤rencilerin yarat›c›l›klar›n› kullanmalar›naolanak sa¤lamakt›r.

Meslek Özellikleri

Page 66: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi64E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

‹lkö¤retimi bitirenbireylerinço¤unlu¤u lisee¤itimindensonra ifl hayat›naat›lma yerineyüksek ö¤renimeyönelmektedir.Ülkemizdeça¤dafl anlamdabir meslekîrehberlik anlay›fl›gelifltirilemedi¤iiçin her mesle¤inönemli ve sayg›noldu¤u yeterincevurgulanamamakta, yeteneklerinfarkedilipgelifltirilmesisadece kuramsalkonularlasa¤lanmayaçal›fl›lmakta, elbecerileri, sanatyetenekleri gibiuygulama a¤›rl›kl›yönler ihmaledilmektedir.

Ö ¤renim hayat› boyunca ö¤renci-ler okul seçme, seçimlik derslereveya ders d›fl› etkinliklerden biri-

ne yönelme konusunda karar vermekte-dirler. Bu kararlar›n baz›s› küçük veönemsiz görünse de her karar›n, yap›lanher tercihin gelecekte seçilecek mesle¤i be-lirlemede etkileri vard›r.

E¤itim sistemimizde ö¤renciler önem-li kararlar›ndan birini ilkö¤retim kademe-sinin sonunda vermekte, bir mesle¤eyönlendirici etkisi olacak flekilde genel li-seye veya bir meslek lisesine girerek e¤i-time devam etme veya bir ç›rakl›k e¤iti-minden sonra bir ifle girme seçeneklerin-den birine yönelmektedir. 72’ye yak›nakademik ve meslek lisesi türü ve bu lise-lerde 150’ye yak›n program türü bulun-maktad›r. Ülkemizde çok fazla say›da li-se türünün olmas› bireylerin ilkö¤retimsekizinci s›n›f›nda devam edece¤i liseninhangisi olaca¤› konusunda karar vermesi-ni gerektirmektedir.

‹lkö¤retimi bitiren bireylerin ço¤unlu-¤u lise e¤itiminden sonra ifl hayat›na at›l-ma yerine yüksek ö¤renime yönelmekte-dir. Ülkemizde ça¤dafl anlamda bir mes-lekî rehberlik anlay›fl› gelifltirilemedi¤iiçin her mesle¤in önemli ve sayg›n oldu-¤u yeterince vurgulanamamakta, yete-neklerin farkedilip gelifltirilmesi sadecekuramsal konularla sa¤lanmaya çal›fl›l-makta, el becerileri, sanat yetenekleri gi-bi uygulama a¤›rl›kl› yönler ihmal edil-mektedir. Bu anlay›fl içerisinde yetifltiri-len gençler de öncelikle yüksek ö¤renime

özellikle lisans ö¤renimine yönelmekteve lisans diplomas›n› bir ifl garantisi ola-rak görmektedir.

Özellik faktör kuram›na göre bireyin,hangi konulardan hoflland›¤›n› yani ilgi-lerini, hangi konular› kolay ve çabuk ö¤-renebildi¤ini, yani yeteneklerini bildi¤iölçüde bölüm ve okul seçerken isabetlikarar verme olas›l›¤› artar.

Özellik – Faktör Kuram›n›n Dan›flmaSürecine Uygulanmas›

Özellik – faktör kuram›na göre her in-san kendine özgü bir varl›kt›r. Kiflilik; ye-tenek, ilgi, de¤er ve tutum gibi birbirin-den farkl› fakat etkileflim içindeki özel-liklerden oluflur. Gözlem yoluyla veyaölçme araçlar› ile bu özellikler belirlene-bilir. Bu kuramda dan›flma süreci flu ilke-lere dayan›r (Kuzgun 1992):

1. Her bireyin kendine özgü bir nite-likler örüntüsü vard›r. Bu nitelikler ergenlikdöneminden sonra pek de¤iflmezler.

2. Belirli mesleklerde gerekli ifl etkin-likleri ile kiflilik ve ilgi örüntüleri aras›n-da bir ba¤lant› vard›r. Bundan dolay›mesleklerinde baflar›l› olmufl kiflilerinözelliklerinin incelenmesi, meslek seçimiyapacak bireylere yard›m için gerekli bil-giyi sa¤lar.

3. Farkl› okul programlar› birbirindenfarkl› yetenek ve ilgi örüntüsü gerektirir.

4. Mesleki rehberlik uzman› ve ö¤ren-cinin sahip olunan niteliklerle ilgili tan›-

‹LKÖ⁄RET‹M SEK‹Z‹NC‹ SINIFÖ⁄RENC‹LER‹N‹N L‹SEDE BÖLÜM VE

ALAN SEÇMELER‹NE YARDIMED‹LMES‹: ÖZELL‹K – FAKTÖRYAKLAfiIMIYLA B‹R MESLEK‹

REHBERL‹K UYGULAMASI

SüleymanBalc›

RehberÖ¤retmen

ÖÖ

Page 67: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 65E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

lar› o bireyin belirli bir programda ya dameslekte baflar›l› olmas›n› sa¤lar. Çünküprogramda bireyin bilinen yönlerine da-yanarak yenilik ve de¤ifliklikler de yap›-labilecek, program bireyin koflullar›nagöre uyarlanabilir.

Willamson’a göre meslekî planlamaamac›yla mesleki rehberlik için gelen bi-reyler dört grupta toplanmaktad›r (Isaac-son, 1985). Bunlar: seçimsiz olanlar, be-lirsiz seçimi olanlar, yetersiz seçimi olan-lar ve ilgi ile yetenekleri aras›nda farkl›-l›k olanlard›r. Meslekî rehberlik sürecin-de dan›flan› bu gruplardan birine yerlefl-tirmek amac›yla tan›lama yap›l›r. Tan›konduktan sonra sorunu çözmek üzerebir eylem plan› gelifltirilir. Mesleki reh-berlik sürecinde uzman flu alt› basama¤›izler:

1. Analiz: Öncelikli olarak görüflme-ler yoluyla ö¤renciyle ilgili bilgi toplan›r.Bu bilgi, testlerden ve baflka kaynaklar-dan elde edilen veriler ile desteklenir.Bunlar›n içinde yetenekler, ilgiler, moti-ve ediciler, fizikî sa¤l›k, duygusal denge,aile geçmifli, e¤itsel geliflim, meslekî bil-gi ve baflka etmenler de ö¤renilir.

2. Sentez: Ö¤renciyi anlamak için ve-riler düzene konur, verilerin tutarl›l›¤›araflt›r›l›r, ö¤rencinin bireysel özellikleribelirlenir.

3. Tan›: Ö¤rencinin problemi ile ilgi-li bir yarg›ya ulaflmak için uzman taraf›n-dan toplanan veriler gözden geçirilir.Toplanan verilerin ötesinde probleme ne-den olan faktörleri belirlemek amac› ilemevcut bilgilerle eflleflen klinik ipuçlar›ve destekleyici veriler de kullan›l›r.

4. Prognoz: Verilerin de¤erlendiril-mesine dayal› olarak problemin gelecek-

teki geliflimi ile ilgili yordama yap›l›r.Gelecekteki davran›fl ile ilgili geçerli yor-damalar yap›ld›¤›nda bu basamak ço¤uzaman tan› ile birleflir. Bu basamak ö¤-rencinin uygulayabilece¤i alternatif ey-lemleri belirlemeyi içerir.

5. Yönlendirme: Ö¤rencinin mevcutduruma veya gelecekte karfl›laflabilece¤idurumlara iyi uyum sa¤lamas› amac›ylakiflisel ve baflka kaynaklar› kullanmas›nave düzenlemesine yard›m edilir. Meslekirehberlik uzman›, bireyin e¤itsel veyameslekî seçimine ya da baflka sorunlar›nayönelik kan›tlar sunar, istenen ve isten-meyen verileri, bunlar›n a¤›rl›¤›n› göste-rir, belirli bir eylem tarz›n› niçin tavsiyeetti¤ini aç›klar.

6. ‹zleme: Ö¤renciye daha sonra ayn›problemle veya baflka problemlerle ilgiliolarak ileri düzeyde yard›m edilir ya dayap›lan yard›m›n etkisi kontrol edilir.

Özellik – faktör yaklafl›m›nda uzman,ö¤renciyle ile iyi iliflkiler kurduktan son-ra onun kendini tan›mas›na yard›mc› ol-mak ve sorunun kayna¤›n› bulmak içinölçme araçlar› uygular, verilerin bütün-lefltirilmesinden sonra ulafl›lan sonuç ö¤-renciye beklenti tablolar› ve profiller kul-lan›larak somut flekilde anlat›l›r. Uzman,ö¤renciyi yönlendirdi¤i, çevreyi de¤ifltir-di¤i, gerekli bir çevreyi seçti¤i, gereklibecerileri ö¤retti¤i, tutumlar› de¤ifltirme-ye çal›flt›¤› için ikna edici, aç›klay›c› birrol sergiler.

ÖZELL‹K – FAKTÖRYAKLAfiIMINA GÖRE ÖRNEK

B‹R MESLEK‹ REHBERL‹KPROGRAMI

Bu program ilkö¤retim sekizincis›n›f› bitirmek üzere olan bir ö¤rencinin

Page 68: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi66E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

liseye devam ederken hangi bölümü seç-mesinin uygun olaca¤›na yard›m etmeyeyönelik bireysel meslekî rehberlik yap-mak amac›yla gelifltirilmifltir.

Program›n Amaçlar›

Hedef 1. Ö¤rencinin lisede bölüm seç-menin önemini kavramas›.

Davran›fllar:

1. Bölüm seçmenin önemini ifade eder.

2. Meslek seçmenin önemini ifade eder.

3. Bölümlerin meslek seçimine etkisinibelirtir.

4. Bölüm seçerken nelere bak›laca¤›n›bilir.

Hedef 2. Ö¤rencinin ilgileri tan›mas›

Davran›fllar:

1. Bölüm seçmede ilgilerin etkisini bilir.

2. ‹ki ilgi alan›n›n isimlerini söyler.

3. Kendi ilgi alan›n› söyler.

Hedef 3. Ö¤rencinin yeteneklerini tan›-mas›

Davran›fllar:

1. Yetene¤in tan›m›n› yapar.

2. Yetenek alanlar›ndan ikisinin isimle-rini söyler.

3. Kendi yetenek alan›n› söyler.

4. Yetene¤in bölüm seçimine etkisinisöyler.

Hedef 4. Ö¤rencinin lisedeki programalanlar›n› tan›mas›.

Davran›fllar:

1. ‹ki alan›n isimlerini söyler.

2. ‹ki alanda hangi derslerin a¤›rl›kta ol-du¤unu söyler.

Hedef 5. Ö¤rencinin kendi yetenek veilgisine uygun alan› belirlemesi.

Davran›fllar:

1. Yetene¤ine uygun alanlar› belirtir.

2. ‹lgisine uygun alanlar› belirtir.

3. Hem yetenek, hem de ilgi alan›na uy-gun bölümü belirtir.

Meslek Dan›flmanl›¤› Program›n›nUygulanmas›

Program, haftada bir oturum olmaküzere toplam dört oturum olarak planlan-m›flt›r. Her oturum yaklafl›k 40 dk. sür-müfltür. Oturumlarda yap›lan etkinlikleroturum s›ras›na göre afla¤›da verilmifltir.

Örnek Olay

Tevfik, ilkö¤retim sekizinci s›n›f› bi-tirmek üzeredir. Bütün derslerde baflar›l›-d›r. Matematik ve Fen Bilgisi derslerinizevkle çal›flmaktad›r. Fen Bilgisi labora-tuvar›nda ö¤retmen deneyleri yaparkendikkatle izlemektedir ve birbirinden il-ginç sorular sormaktad›r. S›n›fta Mate-matik ve Fen Bilgisi problemlerini çöze-meyen ö¤renciler Tevfik’e gelirler. Tev-fik, problemlerin nas›l çözüldü¤ünü arka-dafllar›na sab›rla ve büyük bir keyifle an-latmaktad›r.

Tevfik, sekizinci s›n›f› bitirdikten son-ra hangi liseye devam edece¤i konusundatereddüt içindedir. Lisede farkl› derslerinoldu¤unu, de¤iflik programlar›n bulundu-¤unu baz› ö¤retmenleri bahsetmifltir amagirifl koflullar›, aranan flartlar konusundabilgisi bulunmamaktad›r.

Page 69: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 67E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Tevfik, hem gidece¤i lise türleriyle veprogramlarla ilgili bilgi edinmek hem dekendisinin hangi lise ve program türünedevam etmesinin uygun olaca¤›n› belirle-mede yard›m almak amac›yla okulundakirehberlik servisine baflvurmufltur.

I. Oturum:

Özellik – faktör yaklafl›m›na göreAnaliz aflamas› uygulanm›flt›r. Bu aflama-da Tevfik’in yeteneklerini belirlemekamac›yla önce derslerden ald›¤› notlarabak›lm›flt›r. Tevfik, bütün derslerde bafla-r›l›d›r ve bu notlara göre birkaç alandayetenekli görünmektedir. ‹lgi alan›n› be-lirlemek amac›yla da Tevfik’e en çoksevdi¤i ders d›fl›nda da severek çal›flt›¤›dersler sorulmufltur. Bu derslerin, Mate-matik ve Fen Bilgisi dersleri oldu¤u be-lirlenmifltir. Tevfik’in yetenek ve ilgi ala-n›n› daha belirgin flekilde ifade etmekamac›yla Akademik Benlik Kavram› Öl-çe¤i uygulanm›flt›r. Tevfik, AkademikBenlik Kavram› ölçe¤inden ald›¤› puan-lara göre birden fazla alanda yeteneklibulunmufltur fakat fen bilimleri alan›ndaen yüksek düzeyde yetenekli oldu¤u gö-rülmüfltür. ‹lgi alan› olarak da mekanik il-gi alan›na sahiptir.

II. Oturum:

‹kinci oturum s›ras›nda Sentez aflama-s›na göre mesleklerin özelliklerinin Tev-fik taraf›ndan bilinmesine yönelik çal›fl-ma yap›lm›flt›r. Tevfik, ilkö¤retim seki-zinci s›n›fta olmas›ndan dolay› bir meslekseçme aflamas›nda olmad›¤›ndan dolay›,ileride bir yetenek alan›yla ilgili meslek-lere yönlendiren lise ve program türleri-nin özellikleri ve girifl koflullar› konusun-da bilgi verilmifltir. Bununla ilgili olarak

M.E.B. Orta Ö¤retim Kurumlar› S›n›fGeçme Yönetmeli¤ine göre hangi yete-nek alan›yla ilgili derslerin hangi lise veprogram türünde a¤›rl›kl› oldu¤u konu-sunda bilgilendirme yap›lm›flt›r (Ek-1).

Tan› aflamas›na göre Tevfik’in ders-lerdeki baflar› notlar›na ve AkademikBenlik Kavram› ölçeklerinden ald›¤› pu-anlara göre belirlenen yetenek ve ilgileriile bu yetenek ve ilgilere uygun meslekalanlar›na yönlendirme yapmak amac›ylae¤itim veren lise ve program türleri belir-lenmifltir. Bu aflama sonucunda Tevfik’insay›sal yetene¤i oldu¤u ve bu yetenekalan›na sahip bireylerin baflar›l› olduklar›derslerin fizik, kimya, matematik ve bi-yoloji oldu¤u, bu derslerin a¤›rl›kl› oldu-¤u lise program› türünün fen bilimleri,elektrik, elektronik alanlar› oldu¤u belir-lenmifltir.

III. Oturum:

Üçüncü oturumda Prognoz aflamas›nagöre uygulanabilecek alternatif harekettarzlar› olarak Tevfik’in ilgi ve yetenek-lerine uygun lise program türlerinin belir-lenmesi yap›lm›flt›r. Tevfik’in say›sal ye-tenekleri oldu¤u için alternatif lise prog-ram türleri genel liselerin fen bilimleri ilemeslek liselerinde ise elektrik ve elektro-nik programlar› olarak belirlenmifltir.

IV. Oturum:

Dördüncü oturumda mesleki rehberlikyapmak amac›yla belirlenen üç alternatifaras›ndan Tevfik’in birisini seçmesineyard›m edilmifltir. Bu esnada alternatifle-rin birey için olumlu ve olumsuz yönlerigösterilerek tek bir seçenek üzerinde yo-¤unlaflman›n nedeni aç›klanm›flt›r.

Page 70: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi68E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

ÖSS s›nav›yla ilgili 1999 y›l›nda yap›-lan de¤ifliklikler gözönünde bulundurula-rak bu üç seçenek incelendi¤inde elektrikve elektronik program türleri ve elektrikve elektronikle ilgili teknisyenlik meslek-lerine do¤rudan, s›nava gerek kalmadangirifli sa¤larken lisans ö¤renimi gerekti-ren ilgi alan›ndaki mühendislik için ÖSSs›nav›nda yeterli düzeyde baflar› göster-mesi gerekmektedir. Ayr›ca, bu programtürlerinde okuyarak s›nava girenler içinOrta Ö¤retim Baflar› Puan›’n›n çarp›ld›¤›katsay› yönünden sak›nca bulunmaktad›r.ÖSS s›nav›nda bu programlarla ilgili ön-lisans bölümlerinin tercih edilmesi duru-munda Orta Ö¤retim Baflar› Puan› ek kat-say› ile çarp›lmas›na karfl›n ayn› prog-ramlarla ilgili lisans bölümleri tercih edil-di¤inde katsay› yar› yar›ya küçülmekte-dir.

Genel liselerin fen bilimleri alan›nadevam ederek ÖSS’ye girmesi durumun-da elektrik ve elektronik ile ilgili lisansbölümleri yan›nda baflka say›sal bölümlerde tercih edilebilmekte ve Orta Ö¤retimBaflar› Puan›n›n çarp›ld›¤› katsay› meslekliselerine devam edenler için kullan›lankatsay›dan çok daha yüksek olmaktad›r.

Bu koflullara göre Tevfik’in lisedensonra elektrik ve elektronik ile ilgili önli-sans programlar›na devam etmek isteme-si halinde endüstri meslek lisesi elektrikveya elektronik program türünde okuma-s› daha uygundur. Fakat lisans düzeyindebir e¤itim gerektiren say›sal konular›na¤›rl›kta oldu¤u bir mesle¤e girmesi içinise genel lise fen bilimleri program› uy-gun görünmektedir.

Bu alternatifleri de¤erlendiren Tevfik,lisans ö¤renimi gerektiren bir mesle¤e

girmek istedi¤i, babas› da bu flekilde yön-lendirdi¤i için genel liseye’ye kaydol-mufltur. Genel liselerde alan seçimi ikincis›n›f›n bafl›nda birinci s›n›fta al›nan ders-lerdeki baflar›ya göre yap›ld›¤› için fenbilimleri alan›na yönelik fizik, kimya, bi-yoloji ve matematik derslerinden Tev-fik’in baflar› ortalamas›n›n befl üzerindenen az üç olmas› gerekmektedir.

Alt›nc› aflama olan izleme aflamas›için Tevfik’in lise birinci s›n›f›n sonundafizik, kimya, biyoloji ve matematik ders-lerindeki baflar› ortalamas› incelenmifltir.Bu derslerden ald›¤› notlar›n ortalamas›“üç”ün üzerinde oldu¤u için fen bilimleriprogram›n› seçti¤i görülmüfltür.

De¤erlendirme

Özellik – faktör yaklafl›m›, bir meslekseçme aflamas›na gelen bireyin ilgi, yete-nek ve mesleklerle ilgili baflka özellikle-rini de dikkate alarak bu bireysel özellik-lerine uygun mesle¤i seçmesini içermek-tedir. Uygulanan bu programda Tevfik,ilkö¤retim sekizinci s›n›f› bitirmek üzereoldu¤u ve bir mesle¤e girme durumundaolmad›¤› için sadece mesle¤e yönlendiri-ci bulunan lise programlar›n› belirlerkenyetenek ve ilgilerin dikkate al›nmas› ye-terli görülmüfltür. Di¤er özelliklerin de-¤erlendirilmesine bu aflamada ihtiyaç du-yulmam›flt›r.

KAYNAKLAR

Isaacson, L.E. (1985). Basics of Care-er Counseling, Allyn and Baron Inc.,U.S.A.

Kuzgun, Y. (1992). Rehberlik ve Psi-kolojik Dan›flma, ÖSYM Yay›nlar›, An-kara.

Page 71: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 69E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

E⁄‹T‹ME BAKIfi 69E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

K‹TAPLIK

Neler Okuyal›m?

Kitab›n Ad›: D‹L veKÜLTÜR

Yazar›: fiükrüÜNALAN

Yay›nevi: NobelYay.,2004, ANKARA

e-posta:[email protected]

Siparifl için tel:0 536 221 35 89

Dil, millî kültürün ilgi alan›na girenvarl›k dünyas›n› yans›t›r; o mille-tin yap›p ettiklerinin, duyup dü-

flündüklerinin, görüp bildiklerinin ve tümtasavvurlar›n›n aynas›d›r. Her dil, evreninbir baflka yorumunu dile getirmektedir.Dilin zenginli¤i ya da yoksullu¤u, o kültü-rün zenginli¤i ya da yoksullu¤udur. Dilins›n›rlar›n›, o toplumun kültürü belirler. ‹l-gi alan›, idraki aç›lan, dünyas› geniflleyenkültürün dili de o ölçüde zenginleflir. ‹lim,felsefe, sanat, teknik, metafizik velhas›lhayat›n her alan›nda problem alanlar› ge-niflledikçe dil zenginleflir. Ancak, hayat›nher alan›n›, kendi diliyle yaflamak flartt›r.Kültürün sorunu dilin sorunudur. Dil vekültür, bir milleti millet yapan, birbirinekenetleyen en önemli ögelerden ikisidir.Üzerinde herkesin fikir, fakat çok az kifli-nin ilim sahibi oldu¤u bu konular, derinle-mesine inceleme ve araflt›rmalara çok ihti-yaç duydu¤umuz meselelerdir. ‹flte bu ki-tap, konuyla ilgili ihtiyaca cevap vermesadedinde gerçekten titiz ve ayr›nt›l› birçal›flman›n mahsulüdür.

fiükrü Ünalan taraf›ndan haz›rlanan"Dil ve Kültür" adl› çal›flma, dil ve kül-türün insan ve toplum hayat›ndaki önemi-ne dikkatlerimizi çekmektedir.

Kitap bafll›ca dört bölümden oluflmak-tad›r: Birinci bölümde, iki ana bafll›k alt›n-da kültür konusu ele al›nm›flt›r. ‹lk olarakkültür kelimesinin tarihçesi, tan›mlar›,kültürü oluflturan unsurlar, kültür de¤iflim-leri ve kültür türleri gibi konular ifllenmifl-tir. ‹kinci ana bafll›kta iletiflim teknolojile-ri ve kültür konu edinilmifl; televizyondanbilgisayara, internetten küreselleflmeye,ça¤dafllaflma ve kalk›nmadan emperyaliz-me kadar pek çok konu kültür ba¤lam›nda

analiz edilmifltir. ‹kinci bölüm de iki-ye ayr›lm›fl ve birinci k›s›mda dilmevzusu; dil ve kültür, dil ve düflün-ce, dil ve toplum, dil ve çeviri gibi çerçe-velerde ele al›nm›fl, ayr›ca yabanc› dil e¤i-timi ile yabanc› dille e¤itim meseleleri ir-delenmeye çal›fl›lm›flt›r. ‹kinci k›s›mdaTürkçe üzerinde oynanan oyunlar, Cum-huriyet'in kuruluflundan bu yana kronolo-jik olarak ele al›nm›flt›r. Bu meyanda Gü-nefl-Dil Teorisi'ne k›sa da olsa yer verildi-¤ini belirtmek gerekir. Üçüncü Bölümde;dil, kültür ve edebiyat aras›ndaki iliflki, di-lin söz varl›¤›n›n içerdi¤i ögeler, edebîeserlerde Türkçe'nin söz varl›¤›na örnek-ler ile ana dili ve kültür konular› incelen-mifltir. Son bölüm olan dördüncü bölüm-de, bugünkü dilbilimin dallar› olan ses bi-lim, biçim bilgisi, anlam bilimi, sözcük bi-limi, sözcük bilgisi, dizim bilgisi, anlambilimi, ad bilimi, lehçe bilimi, gösterge bi-limi, uygulamal› dil bilimi ve di¤er alanlarüzerinde durulmufl, ard›ndan bildiriflimsistemi olarak dil konusu ifllenmifltir.

"‹letiflim Teknolojileri ve Kültür" bafl-l›¤› alt›nda televizyondan internete kadariletiflim araçlar›n›n birey ve toplum haya-t›nda meydana getirdi¤i de¤ifliklikler eleal›nmaktad›r. Bu bölümde iletiflim tekno-lojilerinin getirdi¤i enformatik kültür, çokkültürlülük, modernizm, postmodernizm,emperyalizm, küreselleflme, medeniyetlerçat›flmas› gibi güncel konular da tart›fl›l-maktad›r.

Kitapta pop kültüründen küreselleflme-ye, 11 Eylül olaylar›ndan medeniyetler ça-t›flmas›na kadar pek çok konu tart›fl›lmak-tad›r. ilmi boyutunun yan›nda güncel ko-nular› da içermesi bak›m›ndan Dil ve Kül-tür adl› çal›flmay› bütün e¤itimcilerin dik-katlerine sunuyorum.

Dil ve KültürHalil ETYEMEZE¤itim-Bir-Sen Genel Sekreteri

DD

Page 72: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi70E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

EE ¤itimci-yazar Ali Erkan Ka-vakl›’ n›n ö¤retmenler için yaz-

d›¤› rehber kitap. Baflar›l› bir e¤itim-ci ve yazar olan Kavakl›, e¤itimin kalitesi-ni yükseltmek ve ö¤retmenlere faydal› ol-mak için birikimini ve tecrübelerini kale-me ald›¤›n› yaz›yor ve fiöyle diyor.

“E¤itemedi¤imiz insan bizim de¤il.E¤itimin kalitesini gösteren en önemli öl-çü, ülke kalk›nm›fll›¤›. ‹nsan›m›z› ne kadariyi yetifltirebilirsek ülkemiz o oranda kalk›-n›r. Geri kalm›fll›¤›m›zdan e¤itim sistemisorumlu.”

Yazar, e¤itimin kalitesini art›r›c› çal›fl-malar yapmakta ›srarla görünüyor.

Ö¤retmeni Baflar›ya Götüren Yol, ö¤-retmenlerin nas›l daha baflar›l› olabilece¤ikonusunda ilgi çekici bilgiler içeriyor.Bunlardan baz›lar›n› s›ralayal›m:1. Ö¤retmen idealist olmal› ve mesle¤ini

sevmeli.2. Çal›flkan ve bilgili olmal›, branfl›n›

çok iyi bilmeli.3. Ö¤rencilerini ve insanlar› mutlaka çok

sevmeli.4. ‹nsanlara hizmet etmekten zevk almal›.5. ‹yimser olmal›. Gelece¤e umutla bak-

mal›.6. Ö¤renciler ile ilgilenmeli, onlar›n

isimlerini ezbere bilmeli. 7. Çok okumal› ve kendisini sürekli ye-

nilemeli.8. ‹nsanlarla iyi geçinmeye ve meslek-

tafllar› ile yard›mlaflmaya önem ver-meli.

9. Velilerle diyalog içinde olmal›.10. Anlay›fll› olmal›, çocuklar› dövmeme-

li, azarlamamal›. Aksine onlara yüre-¤inde yer vermeli. Onlar› gelece¤e ha-z›rlamal›.

Kavakl›, kitab›n› kendi tecrübelerinden

yola ç›karak kaleme alm›fl. ‹çerisinde mes-le¤inin ilk y›llar›nda yapt›¤› birçok yanl›fl›anlatm›fl ve meslektafllar›n›n ayn› yanl›flla-r› yapmamas› için aç›k yüreklilikle kalbi-ni ve yüre¤ini açm›fl.

FARKLI B‹R BAKIfi AÇISIKAZANDIRIYOR

Kitap, bütünüyle nasihat dolu de¤il;Kavakl›, birçok hat›ra ve hikâye anlatm›fl.

Özellikle s›n›fta disiplin sa¤lamak, notuadaletli vermek, çocuklarla güzel diyalog-lar kurmak, ö¤rencileri okumaya yönlen-dirmek, gelece¤e haz›rlamak konusundaKavakl›’n›n fevkalade güzel tespitleri var.

Ö¤retmeni Baflar›ya Götüren Yol, anneve babalar, e¤itimle u¤raflanlar için çok gü-zel bir kaynak.

Kavakl›, her fleyden önce hayata, e¤iti-me, gençlere ve insanlara bak›fl aç›m›z› de-¤ifltiriyor. Bizi iyimser olmaya ça¤›r›yor.

Her fleyin olumlu bir yan›n› bulmaya,insanlar› ümitli olmaya sevk ediyor.

Kitaptan anlad›¤›m›za göre yazar, ken-disi hayata ümitle bak›yor, barda¤›n hepdolu taraf›n› görüyor ve flevkle çal›fl›yor.Bugüne kadar 30 kitap kaleme alm›fl olanKavakl›, kendi hayat›nda tatbik etti¤i bafla-r› formüllerini kitaplar›na aktar›yor. Onuokuyanlar, onun 30 senede elde etti¤i bafla-r› ve mutluluk prensiplerini ö¤reniyor.Onun düfltü¤ü yanl›fllar› tekrarlamaktankurtuluyor, buldu¤u do¤ru metotlara kavu-fluyor.

Yazar, zevkle okunacak ve istifade edi-lecek bir kitap ortaya koymufl.

Kitapta insan› güldüren güzel f›kralarve duyguland›ran güzel fliirler de var.

Kavakl›’n›n kitab›n›n ö¤retmenlere vevelilere faydal› olaca¤› muhakkak. E¤itimiciddîye alanlara tavsiye ederiz.

Ö¤retmeni baflar›ya götüren yolAli Cahit HAT‹BO⁄LU

E¤itimci-Yazar

Kitab›n Ad›:

Ö¤retmeni Baflar›ya

Götüren Yol

Yazar›: Ali Erkan

Kavakl›

(‹rtibat:

0212-5513225

5207072)

K‹TAPLIK

Page 73: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Ocak 2005 E⁄‹T‹ME BAKIfi 71E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

S osyal bilgilerde problem çözme veuygulamalar” adl› bu araflt›rma,problem ve problem çözme ile ilgi-

li geleneksel anlay›fllar›m›z› niçin sorgula-mam›z gerekti¤ini gözler önüne seriyor.Millî E¤itim Bakanl›¤›n›n yeni müfredatçal›flmalar›n›n uygulay›c›s› olan ö¤ret-menlerimize bu konuda yard›mc› bir kay-nak olarak da görebilece¤imiz bu araflt›r-ma yazar›n›n da ifadesiyle “genel anlamdaproblem çözme yönteminin okulllardakiuygulamas›n› belirleme görevi üstlenerek,bu do¤rultuda ö¤retmen ve ö¤rencilerinkullanabilece¤i uygulama etkinlikleri ola-rak gelifltirilmesi öngörülmüfltür.” Sony›llarda adlar›n› s›kça duydu¤umuz ancakbelki de aralar›ndaki ba¤lant›lar› veyafarklar› somut olarak bilemedi¤imiz prob-lem çözme, yarat›c› düflünme, elefltirel dü-flünme, yans›t›c› düflünme v.s. gibi yön-temlerin, stratejilerin, tekniklerin nerede,ne zaman, hangi amaçla, nas›l kullan›laca-¤›n› sistematik bir flekilde vermifl olan buaraflt›rma yo¤un bilgi bombard›man› alt›n-daki ö¤retmenlerin kafalar›n›n kar›flmas›-n› engelleyece¤ini düflündü¤üm bir kitap.Problem çözmenin hayat›m›zdaki önemi-ni vurgularken “ baflkalar›n›n düflüncele-riyle hareket eden koflullanm›fl bir insanm›, yoksa; baflkalar›n›n düflüncelerindenyararlanarak kendi kendine karar verebi-len, yarg›lamalarda etki alt›nda kalmadanolaylara genifl bir perspektiften bakmay›al›flkanl›k hâline getirebilen bir insan m›?”sorusunu sorarak özgürlükçü bir toplumaulaflman›n özgür düflünebilen, özgür kararverebilen, özgün niteliklere sahip bireyler-le mümkün oldu¤unu belirtmektedir.

Sosyal bilgilerden ele ald›¤› bir konuy-la problem çözme aflamalar›n› örneklendi-

ren yazar, sadece sosyal bilgiler ala-n›na de¤il matematik ve fen bilgisialanlar›nda da bu yöntemin kullan›laca¤›-n› ancak sosyal bilgilerde bu yönteminkullan›lmas›n›n zorlu¤unu bildi¤i içinböyle bir çal›flman›n içine girdi¤ini belirti-yor. Yeni müfredatlarda ilk defa karfl›m›-za ç›kacak olan kavram haritalar›n›n bura-da s›n›f içinde nas›l oluflturulaca¤› ileaç›klamalar yeni müfredata haz›rl›k yap-mak isteyen ö¤retmenlere büyük kolayl›ksa¤layacakt›r. Ayr›ca “alt› flapkal› düflün-me tekni¤i, alt› ayakkab›l› düflünme tek-nikleri” gibi s›n›f içinde veya probleminoldu¤u her yerde uygulayaca¤›m›z e¤len-celi teknikleri de bu kitapta bulabilirsiniz.

As›l neyi istedi¤inize ve hemen elde et-menizi neyin engelledi¤ine karar verin.

Problem terimi, fen ve matematik bi-limlerine ait bir terimdir. Sosyal bilimleralan›nda yaz›lan bir kitab›n bafll›¤›nda,sosyal bilimlere ait bir terim kullan›lm›-yorsa, bu durum, ülkemizdeki sosyal bi-limler alan›n›n tam yerleflmedi¤ini göste-riyor. Sosyal Bilimlerde problem çözül-mez, sorun çözülür. Kitab›n ikinci bask›s›için de¤erli araflt›rmac›-yazara bunu dahat›rlatarak, bu çal›flmay› okuyucular›ndikkatine sunuyoruz.

Sosyal BilgilerdePROBLEM ÇÖZME

K‹TAPLIK

Kitab›n Ad›: SosyalBilgilerde Problem

Çözme Yollar›Yazar›: Yrd. Doç Dr.

Nurdan Kalayc›Yay›nevi: Gazi

Kitapevi‹letiflim adresi:

(0312) 223 77 73 www.gazikitabevi

.com.tr.

Ali GÜNEfiÖ¤retmen

Çal›flmadan, ö¤renmeden, yorul-madan rahat yaflaman›n yollar›n›aramay› al›flkanl›k haline getir-mifl milletler, evvela haysiyetleri-ni, sonra hürriyetlerini ve dahasonra da istikballerini kaybetme-ye mahkumdurlar.

(M.Kemal Atatürk)

SS

Page 74: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

EE ¤itim ve ö¤retimde etik kitab›e¤itim ö¤retim faaliyetlerini

etik aç›dan de¤erlendirmekte ve ö¤-retmen yönetici ve müfettifllere bu konu-da rehberlik etmektedir.

Bu kitab›n amac›,bir yandan e¤itim veö¤retim sürecinin ne tür de¤erler ve ilke-ler ekseninde ifllev görmesi gerekti¤initart›fl›rken,di¤er yandan bu sürecin ger-çeklefltirilmesinde bafll›ca rolleri oynayanö¤renci,veli,ö¤retmen, okul yönetici-si,müfettifl ve rehberlik uzman› gibi mes-lek elemanlar›n›n etik ilkelerinin ortayakonmas›n› sa¤lamakt›r.

On dört bölümden oluflan kitapta etik

kavram›, meslekî etik, ö¤retmen,yöneticive müfettifllerin meslekî etik kurallar›aç›klanmakta,rehberlik ve psikolojik da-n›flmanl›k hizmetlerinde etik ,ö¤renci vevelilerin etik hak ve sorumluluklar›na ge-nifl bir flekilde vurgu yap›lmaktad›r.

Kitapta örnek olaylara yer verilmekteve bu örnek olaylar günlük yaflamdan al›-narak ,konuya derinlik kazand›rmaktad›r.

Her bölümün bafl›nda okuyucuyu dü-flündürecek ayn› zamanda olaylara farkl›aç›lardan bakmas›n› sa¤layacak hikâyele-re yer verilmesi kitab›n ak›c› bir flekildeokunmas›n› sa¤lamaktad›r.

Ocak 2005E⁄‹T‹ME BAKIfi72E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

E¤itim ve Ö¤retimde Etik‹smail AKBIYIK

Ö¤retmen

Kitab›n Ad›: E¤itimve Ö¤retimde Etik

Yazar›: Prof. Dr.‹nayet Ayd›n

Yay›nevi: PegemYay›nlar› AdakaleSk. 4/b Pk:06410

Yeniflehir -ANKARA

Tel: 0 312 430 67 50

K‹TAPLIK

(Hayattaki bitmek bilmeyen aray›fl›sorgulayan güzel bir yaz›...)

BB ir zamanlar da¤da, k›zg›n güneflin alt›nda,mermer tafllar›n› yontmaktan bezmifl bir

mermer yontucusu varm›fl...-"Bu hayattan b›kt›m art›k... Yontmak! De-

vaml› mermer yontmak... Öldüm art›k! Üstelik bir de bu günefl, hep bu

yak›c› günefl! Ah! Onun yerinde olmay› ne kadarçok isterdim, orada yükseklerde herfleye hakimolur, ›fl›nlar›mla etraf› ayd›nlat›rd›m..."

Diye söylenir dururmufl yontucu. Bir mucizeeseri olarak dile¤i kabul olmufl ve yontucu o anGünefl oluvermifl. Dile¤i kabul edildi¤i için çokmutluymufl.

Fakat tam ›fl›nlar›n› etrafa yaymaya haz›rlan-d›¤› s›rada ›fl›nlar›n›n bulutlar taraf›ndan engel-lendi¤ini fark edince...

-"Basit bulutlar benim ›fl›nlar›m› kesecek ka-dar kuvvetli olduklar›na göre benim günefl ol-mam neye yarar!" diye isyan etmifl... "Mademkibulutlar güneflten daha kudretli bulut olmay› ter-

cih ederim..." demeyekalmadan hemen bulut olmufl...

Dünyan›n üzerinde uçmaya bafllam›fl, oradanoraya kofluflup, ya¤murlar ya¤d›rm›fl, fakat bir-denbire ortaya ç›kan rüzgar bulutlar› da¤›tmayayetmifl.

-"Ah, rüzgar geldi beni da¤›tt›, demek ki enkuvvetlisi o. Öyleyse ben rüzgar olmak istiyo-rum..." diye karar de¤ifltirmifl bu sefer...

Ve dünyan›n üzerinde esip durmufl, f›rt›nalarestirmifl, tayfunlar meydana getirmifl. Fakat bir-denbire önünde kocaman bir duvar›n ona manioldu¤unu görmüfl... Çok yüksek ve çok sa¤lambir duvar... Bu bir da¤m›fl...

-"Basit bir da¤ beni durdurmaya yetti¤ine gö-re benim rüzgar olmam neye yarar..." diye düflün-müfl...Bu sefer de da¤ oluvermifl...

Ve o anda bir fleyin ona durmadan vurdu¤unuhissetmifl... Kendinden daha güçlü olan, onu için-den oyan fley... Bu küçük bir mermer yontucu-suymufl....

Hayatta

Ne Olmal›?

Page 75: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

Merhaba,‹kinci say›m›zda yeniden sizlerle birlikteyiz.

E⁄‹T‹ME BAKIfi’›n varl›k sebebi, e¤itim mese-lesine e¤itimcilerin bak›fl›n› yans›tmakt›r. E¤itimkonusunda kayg› tafl›yan de¤erli e¤itimcilerimi-zin bilgi, birikim ve deneyimlerini sizlere bu sa-t›rlar arac›l›¤› ile aktarmay› bir görev biliyoruz.Bu say›m›zda a¤›rl›kl› olarak yeni yap›lan müf-redat çal›flmalar›n› gündeme ald›k.

Biz e¤itimciler, ö¤rencilerimize çözümde gö-rev almay› ö¤retiriz. Zira biliriz ki çözümde gö-rev almayanlar, sorunun bir parças› olurlar. Ye-ni yap›lan müfredat çal›flmalar›yla ilgili yetkili-ler, program›n her türlü katk›ya aç›k oldu¤unusöylüyorlar. Programlar, 2004-2005 e¤itim veö¤retim y›l›nda pilot okullarda uygulan›yor. Buuygulamalar›n neticesinde gelecek y›l 1-5.s›n›flara ait müfredat programlar›n›n bütün ülkeçap›nda uygulanaca¤› söyleniyor.

De¤erli ö¤retmenlerimizden bu konuyu ciddî-ye almalar›n› ve herkesin kendi branfllar› ile il-gili müfredat› inceleyip programlara katk›da bu-lunmalar›n› önemsiyoruz.

Toplumsal hizmet bak›m›ndan insanlar de¤i-flik durumdad›rlar. ‹nsanlar›n toplumdaki hiz-mete katk›lar›n› bir tren örne¤iyle aç›klamakmümkün. Kimi insanlar hizmette trenin lokomo-tifi, kimi vagonu, kimi raylar›, kimi raylar› tutanvidalar, kimi de vidalar›n aras›ndaki çak›l taflla-r› gibidir. Bunlar›n hepsi de toplumsal hizmetekatk›da bulunurlar. Bir de toplumsal hizmete en-gel olanlar vard›r. Yine tren benzetmesinden ha-reket edersek, bunlar› da trene bakanlar ve trenitafllayanlar olarak adland›rmak mümkündür.Treni tafllayanlar, yani ortaya konulan bir pro-jeye katk›da bulunmak yerine elefltiri borbard›-man›na tutanlar, e¤er küçük iseler, yaramaz ço-cuk olarak adland›r›l›rlar. Bu yaramaz çocuk-lar, çözümde görev almad›klar› için büyüdükle-rinde ya banka hortumlarlar, ya banka soyarlarya da bir baflka yerde haks›z kazanc›n peflindekoflarlar.

E¤itime bak›fl ekibi olarak bizler, çözümdegörev alanlar aras›nda olmaya çal›fl›yoruz vesizleri de bu saflarda görmek istiyoruz.

Bir sonraki say›da buluflmak dile¤iyle...

Editör’den....Bu Say›da..... Sayfa

YIL: 1 / SAYI: 2 / Ocak 2005

E⁄‹T‹M-B‹R-SEN’‹N 3 AYLIK ÜCRETS‹Z YAYINIDIR.

E⁄‹T‹M-B‹R-SEN

Ad›na Sahibi

Ahmet GÜNDO⁄DU

Genel

Yay›n Koordinatörü

Halil ETYEMEZ

Yaz› ‹flleri Müdürü

fiaban ABAK

Yay›n KuruluDr.Adil fiEN

fiükrü ÜNALANAs›m ONATAli GÜNEfi

Seyfi ÖZKANAli HATALMIfi‹smail AKBIYIK

Suat SARIDEM‹RHarun ÇAKIR

Mustafa ‹lker fiANÖmer AKSAY

Süleyman BALCI

e-posta: [email protected] site: www.egitimbirsen.org.tr

HAZIRLIK ve BASKI: GEM‹ TANITIM & OFSET: 0 312 353 29 61

Bilgi ‹çinTelefon: 231 23 06 (pbx)

Faks: 230 65 28Bürocell: 0 533 741 40 26

Adres:GMK Bulvar›

fi.Danifl Tunal›gil Sk.No: 3/13 Maltepe-ANKARA

Bir gün ormandaki hayvanlar bir arayagelip okul açmaya karar verirler.

Bir tavflan, bir kufl, bir sincap, bir bal›kve y›lan bal›¤› yönetim kurulunu olufltur-du.

Tavflan, müfredatta koflman›n bulun-mas›n› istemektedir.

Kufl, uçman›n dahil olmas›n›, bal›kyüzmenin dahil olmas›n› ve sincap, a¤acat›rmanman›n mutlaka zorunlu dersler ara-s›nda olmas› gerekti¤ini söylemektedir.Bütün bunlar› bir araya getirip,bir müfre-dat program› yapt›lar ve bütün hayvanla-r›n bu dersleri görmesini istediler.

Tavflan koflu dersinden A al›yor olma-s›na ra¤men, a¤aca t›rmanmak onun içinçok ciddî bir sorundu. Sürekli kafa üstüdüflüyordu.

Bir süre sonra beyni hasar gördü ve es-kisi gibi koflamad›.

Art›k kofluda A almak yerine, C al›yor-du. Ve tabiî, a¤aç t›rmanmada ise her za-

man zay›f al›yordu. Kufl, uçmada çok ba-

flar›l›yd›,ama s›ra toprak kazmaya geldi¤i

zaman, o kadar baflar›l› de¤ildi.

Sürekli gagas›n› ve kanatlar›n› k›r›yor-

du. Bir süre sonra toprak kazma notu hala

F olmas›na ra¤men, uçma notu C' ye düfl-

müfltü. O da a¤aca t›rmanmada çok zorla-

n›yordu.

Sonuçta s›n›f birincisi olan hayvan her

fleyi yar›m yapabilen, geri zekâl› y›lan ba-

l›¤› oldu. Ancak e¤itimciler çok mutluy-

du, çünkü herkes bütün dersleri görüyor-

du.

Ve buna "Genifl Tabanl› E¤itim Siste-

mi" dediler.

(OSHO'nun "Sezgi" kitab›ndan al›nt›-

d›r.)

Bilginizi ve sevginizi büyütün.

Genifl Tabanl› E¤itim SistemiMüfredat Çal›flmalar› ve E¤itimdeReform ‹htiyac› / Ahmet GÜNDO⁄DU..........................1

2004 ‹lkö¤retim Programlar›n›nBaz› Yenilikleri / Dr.Abdulvahap ÖZPOLAT ................6

“E¤itim Reformu” Söylemi Üzerine BirYaklafl›m Denemesi / Prof. Dr. ‹smail DO⁄AN ............11

Yeni Müfredat Baflar›l›Olacak m›? / Prof. Dr. Osman ÇAKMAK ......................15

E¤itimde Yeni Aray›fllar /Doç. Dr. Ali Fuat B‹LKAN................................................21

E¤itim ve Ö¤retimde Etik /Prof. Dr.‹nayet AYDIN ......................................................24

Dile Gelen Dilimiz / fiükrü ÜNALAN ..............................27

Okul Öncesi Ça¤da Üstün Yetenekli Çocuklar›nE¤itimi / Yrd. Doç. Dr.H.Elif DA⁄LIO⁄LU ..................32

Bir Küçük O¤lanc›k Varm›fl (Hikaye)Helen Bukley' den çeviren Jale ONUR ............................40

Çocuklarda Davran›fl Sorunu / Abdullah FIRAT..........42

Çocuk Okulda ve Evde Ne Ö¤renmeli ?ve Okulda Ne Ö¤retilmeli? / Ali Erkan KAVAKLI........45

Saray Akademisi/Enderun Mektebi / Dr.Adil fiEN......49

‹lkö¤retim Okullar›nda Dinleme Becerisini Nas›lGelifltirebiliriz? / Yrd.Doç.Dr.Nurdan KALAYCI ..........53

‹lkö¤retim Sekizinci S›n›f Ö¤rencilerinin LisedeBölüm ve Alan Seçmelerine Yar›m Edilmesi:Özellik-Faktör Yaklafl›m›yla Bir Mesleki RehberlikUygulamas› / Süleyman BALCI........................................64

Ne Okuyal›m? ..................................................................69

Page 76: YIL: 1 / SAYI: 2 OCAK 2005 ISSN 1305-1202 · caristan, Bulgaristan ve Mo¤olis-tan’dan daha geridir. Düflünen, hayal eden, keflifler yapan, bilgiyi kullanan insanlara ihtiyac›m›z

E⁄‹T‹M

-Ö⁄

RET‹M VE B‹L‹M

ARAfiTIRMA D

ERG‹S‹ •

YIL: 1 / SAYI: 2 • OC

AK 2005

ISSN 1305-1202

YIL: 1 / SAYI: 2OCAK 2005

E⁄‹T‹M-Ö⁄RET‹M VE B‹L‹M ARAfiTIRMA DERG‹S‹

“E¤itim Reformu” Söylemi ÜzerineBir Yaklafl›m DenemesiProf. Dr. ‹smail DO⁄AN

Yeni Müfredat Baflar›l› Olacak m›?Prof. Dr. Osman ÇAKMAK

E¤itim ve Ö¤retimde EtikProf. Dr. ‹nayet AYDIN

‹lkö¤retim Okullar›nda DinlemeBecerisini Nas›l Gelifltirebiliriz?Yrd.Doç.Dr.Nurdan KALAYCI

Çocuklarda Davran›fl SorunuAbdullah F›rat

Müfredat Çal›flmalar› ve E¤itimde Reform‹htiyac›Ahmet GÜNDO⁄DU

Osm

an T

UR

HA

N