yenİlenebİlİr enerjİ kaynaklari -...
TRANSCRIPT
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
HİDROLİK MAKİNALAR
HİDROLİK MAKİNALAR
BÖLÜM I
Su Çarkları
SU ÇARKLARI
Su çarkları yüzyıllarca önce Çin'de, Mısır'da su enerjisini mekanik enerjiye çevirmek için kullanılmıştır. Bazı özellikleri nedeniyle bugün dahi çok sınırlı ölçüde kullanılmaktadır.
Çeşitleri;
1. Alttan Çarklar
2. Yan Çarklar
3. Göğüs Çarkları
4. Üstten Çarklar
I — Alttan çarklar :
a — Basit Radyal çark :
Suyun hız enerjisinden faydalanan bu makina
en eski geçmişi olan çark tipidir. Çark çapı 5,5
ilâ 7 m. arasında değişir, H düşüsü 1,5 metreyi
aşamaz. (Şek. 1.)
Giriş ve çıkış arasında hareket miktarı teoremi
uygulanırsa çarka etkiyen teğetsel kuvvet
F= .Q.(C1-C2)
çıkışta su hızı çark teğetsel hızına eşit kabul
edilirse hidrolik güç;
Nh=.Q.(C1-U) U
Buna göre çarkın hidrolik verimi, hidrolik gücün çark girişinde sudaki enerjiye oranı olarak;
şeklinde olur. C1 hızını sabit tutup son ifadenin U hızına göre türevi alınarak sıfıra eşitlenirse U=0,5 C1 maksimum verim şartı elde edilir. Bu şart gerçeklenince en büyük verimin
olduğu görülür. Pratikte kaçaklar ve mekanik verim yüzünden toplam verim % 30-31 i geçmez. U çevresel hızı 0,45 C1. alınır. Bu çarkın, doğrudan doğruya bir tabii akar suyun üstüne monte edilerek kanatları suya dalan tipleri de kullanılır; fakat bunların verimleri daha da düşüktür (0,20 — 0,25 civarında).
B) PONCELET ÇARKI : (VİKTOR PONCELET
1788 — 1866)
Alttan çarkın daha gelişmiş şeklidir. Darbe
etkisini ve kayıpları önlemek için kanatlara
eğrilik verilmiştir. Bu suretle ws bağıl hızı girişte
kanada teğet olacaktır. Verim % 60-65 e kadar
yükselir. (Şek. 2)
II.— YAN ÇARKLAR :
Bu çarklarda su kanada girdiği zaman ilk hızı ile
daha sonra çarkı terk edinceye kadar ağırlığı ile
etkir. Su ayarlı bir savaktan kepçelere dolar. Yan
çarklar m. ilâ 2,5m. düşüler arasında kullanılır;
verim % 50 ilâ 70 arasında değişir. (Şek. 3)
II.— YAN ÇARKLAR :
III. — GÖĞÜS ÇARKLARI:
Su getirme kanalı, ucunda bir takım püskürtücü
lüleler bulunan bir teknede son bulur. Yine bu
tekne sonunda bir sürgü yardımı ile debi ayarı
sağlanır. Genel olarak 2,5 ilâ 5 metre
arasındaki düşülerde kullanılır. Özellikle
mansap (baş taraf) taki su seviyesinin
değişmesi halinde uygun bir çözüm teşkil eder.
Çark çıkışta 15-20 cm. suya gömülebilir. Verim
% 65-70 arasında değişir. (Şek. 4)
III. — GÖĞÜS ÇARKLARI:
IV.— ÜSTTEN ÇARKLAR :
Tam ağırlık esasına göre çalışan bir çarktır.
Çarkın baş taraftaki su yüzeyine değmemesi
gerekir. 3-15 m. arasındaki düşülerde kullanılır.
Dönme hızı küçük olduğu için çevireceği
makinaya çoğu zaman bir hız yükseltici ile
bağlanması zorunlu olur. Verim % 60-80 e
kadar yükselebilir. (Şek. 5)
IV.— ÜSTTEN ÇARKLAR :
ÇARKLAR İLE TÜRBİNLERİN KARŞILAŞTIRILMASI:
1. Türbinler çarklara göre daha az yer tutarlar. Yani bunların özgül güçleri fazladır.
2. Türbinler yüksek devirde çalışabilir; bu nedenle Jeneratör fiyatı ucuzlar.
3. Türbinler çok geniş bir düşü aralığında çalışabilirler (H=1-1500 m.).
4. Genel olarak türbinlerin verimleri yüksektir. (% 90-94) i bulabilir.
5. Türbin güçleri tek grup için büyüyebilir. Halihazırda 900 000 B.G. üzerinde su türbinleri mevcuttur.
Bunlara karşın :
1. Çarkların konstrüksiyonları basittir bakımları fazla itinaya ihtiyaç göstermez.
2. Küçük güçler için çarklar daha ucuza mal olabilir. (Birkaç B. G. için)
3. Su çarkı tesisleri ve işletmeleri çok fazla bilgi gerektirmezler.
4. Değişken debilerde çark verimi çok büyük değişmeler göstermez.
HİDROLİK MAKİNALAR
BÖLÜM II
Su Türbinleri
SU TÜRBİNLERİ
1. — SINIFLANDIRMA :
Su türbinleri çeşitli yönlerden aşağıdaki şekillerde
sınıflandırılabilir :
A)Suyun etki Şekline göre :
Reaksiyon türbinleri
Aksiyon türbinleri
1. REAKSİYON TÜRBİNLERİ:
Bu tip türbinlerde esas olarak suyun basınç
enerjisinden yararlanılır. Bu gün kullanılan
reaksiyon türbin tipleri şunlardır :
Francis türbinleri (Deriaz tipi dahil)
Uskur türbinler
Kaplan türbinleri
2.Aksiyon türbinlerinde suyun kinetik enerjisi
kullanılır. Çark giriş ve çıkışında basınç enerjisi
aynı kalır. Tip olarak Peltonlar ve Turgolar
sayılabilir.
B) Suyun akış doğrultusuna göre :
1.Eksenel akışlı türbinler (Kaplan, Uskur)
2.Radyal akışlı türbinler (Francis ve bırakılmış
bazı tipler)
3. Diyagonal akışlı: türbinler (Yüksek hızlı Francis,
Deriaz türbini)
4. Teğetsel akışlı türbinler (Pelton)
5. Sapkın akışlı türbinler (Turgo)
C) Türbin milinin durumuna göre :
1. Yatay eksenli türbinler
2. Düşey eksenli türbinler
3. Eğik eksenli türbinler
Bütün modern türbinler her 3 şekilde de imal
edilebilirler ancak büyük güçler için düşey eksenli
tipler, küçük güçler için yatay ve eğik eksenli
türbinler tercih edilir.
D) Özgül hıza göre sınıflandırma :
Türbinleri pompalar gibi ileride tanımı verilecek olan bir sayıya, (Özgül hıza) göre daha rasyonel bir şekilde sınıflandırmak mümkündür.
8-30 Pelton
60-125 Yavaş Francis
125-225 Orta hızlı Francis
225-400 Hızlı Francis
400-1200 Kaplan ve Uskur
2. — GÜÇ BAĞINTILARI :
Bir türbinin (1) giriş noktası ile (2) çıkış noktası
arasındaki yük azalması birim ağırlıktaki sıvının
türbin içinde kaybettiği enerjiyi vermektedir. (Yük,
birim ağırlıktaki akışkanın enerjisidir) Bunu
kütlesel debi ile çarparsak toplam olarak türbin
içinde sarf edilen yani (sudan alınan) güç
bulunur.
Yükteki azalma;
olduğuna göre, güç aşağıdaki biçimde ifade edilir:
kg/m2s2
Söz konusu enerjinin hepsinin mekanik
enerjiye çevrilmiş olduğu düşünülemez. İlkin
türbine giren suyun hepsi çark içinden
geçerek enerji dönüşümüne katılmaz, kaçak
ve kayıplar nedeni ile suyun bir kısmı çarka
girmeden boşluklardan kaçar ve türbini terk
eder.
Bundan sonra çark içinde ve türbinin diğer
organlarında hidrolik yük kayıpları yüzünden
enerji dönüşümü belirli bir verimle
gerçekleşir. Sonuç olarak hidrolik kayıplar
çıktıktan sonra birim zamanda çarka verilen
enerji «Hidrolik güç» adını alır ve Nh ile
gösterilir.
Çarktaki Nh hidrolik gücü türbin milinde
yaratılan mekanik güçten büyüktür. Aradaki
fark yataklar ve salmastralardaki mekanik
kayıplardan doğar.
Türbin milinden alınan güce Efektif Güç denir.
Bu güç mildeki çevirme momenti ve devir sayısı
cinsinden şöyle yazılır :
Nm
Sözü edilen güçler arasındaki oranlar çeşitli
verimleri tanımlar. Buna göre, kaçak verim,
Hidrolik verim
şeklinde yazılır ki değeri modern türbinlerde' %
85-96 arasındadır. Büyük değerler çok büyük
gruplar için geçerlidir. Mekanik verim ise
şeklindedir. (% 92-97) arasında değişir. Üç
verimin çarpımı genel verimi verir.
Genel verim türbinlerde % 85-92 arasındadır. Çok
büyük güçlü modern türbinlerin veriminde % 94'e
kadar çıkılmıştır.
3. — NET DÜŞÜNÜN TANIMI :
Şekildeki gibi Hg ham düşüsü altında çalışan bir
reaksiyon türbini göz önüne alalım. 0 — 1 arasında
cebri borudan geçen su (1) de türbine girmekte (2)
de türbin çarkını terk ederek difüzöre geçmekte ve
(3) de difüzörden çıkarak boşalma kanalına
erişmektedir.
Net düşü en genel anlamı ile türbin giriş ve çıkış
noktaları arasındaki yük farkıdır. Yani başka bir
sözle birim ağırlıkta suyun türbine verdiği enerjidir.
Eğer türbin giriş ve çıkışı karşılıklı olarak (1) ve
(2) alınırsa bu takdirde difüzörsüz türbinin net
düşüşü söz konusu olur. Bu düşü şekide HOT
ile gösterilmiştir.
Pratikte Türbin, difüzörü ile birlikte göz
önüne alınır. Ayrıca eğer türbin çıkışı olarakta
(3) noktası yerine (4) noktası alınırsa (3)
noktasındaki çıkış kaybı da türbine yüklenir.
Bu takdirde net düşü
olarak tanımlar. Net düşü ifadesi ham düşü
cinsinden yazırsa, (V4 hızı ihmal edilerek)
Olur. Burada terimi, türbine gelinceye kadar meydana gelen bütün yük kayıplarını gösterir. Bu durumda reaksiyon türbinleri için net düşü 1 kg suyun türbin giriş noktasında, boşalma kanalına göre enerjisini (kgm) cinsinden vermektedir.
Yayıcısız türbinin net düşüşü ile tam net düşü arasındaki fark, difüzör kayıpları ile çıkış hız enerjisi toplamına eşittir.
Yüksek düşülerde bu fark pek büyük değilse
de alçak düşüler için önemli bir rol oynar.
Komple türbinin veriminden bahsederken
kesinlikle Ho esas olmalıdır. Aksi halde HOT
alınırsa, gerçek değerinden daha büyük bir
verim hesaplanır.
TURBO MAKİNALARIN GENEL TEORİSİ
4. — EULER TEOREMİ :
Bir dönme eksenine göre tam simetrik vedaimi bir akışın söz konusu olduğumakinelere Türbo makine denir.
Makinenin çarkına akışkanın girdiği veçarkı terk ettiği noktalar iki dönel yüzeyteşkil eder. Biz bir ipçiğin bu iki yüzeyarasında kalan kısmını alıp hareketmiktarı momenti teoremini uygulayacağız.Bu teoreme göre bir ipçiğin hareketmiktarının dönme eksenine göremomentinde birim zamanda meydanagelen azalma bu parçanın çarkauyguladığı momente eşittir.
(1) noktasında akışkanın mutlak hızı C1 (2)
noktasında C2 olsun. Yine (1) noktasında
çarka ait noktanın hızı (sürüklenme hızı) U1
ve (2) noktasında U2 olsun. Sürüklenme
hızlarının dönme eksenine dik oldukları
belirgindir. Mutlak hızların sürüklenme hızları
üzerindeki izdüşümlerini, yani başka bir
deyişle mutlak hızların teğetsel bileşenlerini;
Cu1 ve Cu2 ile gösteriyoruz.
dt kadar zaman içinde (1) kesiti (1’) ne ve (2)
kesiti (2') ne gelmiş olsun. Hareket daimi
olduğu için ilk göz önüne aldığımız ipçik
parçasının hareket miktarında (1) (2) arasında
değişiklik olmamıştır. O halde hareket miktarı
momentindeki azalma (ipçiğin debisi dq ile
gösterilirse),
Olduğundan teoremin yazılmasıyla bu ipçiğin çarka uyguladığı moment
bulunur. Çarka uygulanan toplam momenti bulmak için tüm ipçiklere ait kısmî momentleri toplamak gerekir. Eğer bir ipçik diğer bütün ipçiklerin ortalamasını karakterize ediyorsa Q toplam debiyi göstermek üzere,
yazılır. Bu denklem türbinler için uygulanabilir.
Pompalar halinde çarka uygulanan direnç
moment,
formülü ile hesaplanır.
5. — HİDROLİK GÜÇ ve VERİM:
Yukarıda bulduğumuz moment ifadesini çarkın
açısal hızı ile çarparsak çarkın sudan aldığı
hidrolik güç bulunur. Bunu B. Beygir gücü
cinsinden yazalım.
Hidrolik verim bir türbin için bu gücün N0 ‘a oranı olduğundan
bulunur. Mutlak hız ile sürüklenme hızı arasındaki açıyı ile gösterirsek aynı ifade
şeklinde yazılır.
6. — HIZ KATSAYILARI :
Hızları boyutsuz sayılarla göstermek istersek,
tanımları yapılır. Bu tarifleri hidrolik verim ifadesine uygularsak
Veya
yazılır
Reaksiyon türbinlerinde nominal çalışma durumunda çıkış mutlak hızının teğetsel (Cu2) bileşeni sıfır olduğu için
Bahsi geçen hız katsayılarının kullanılması türbinler arasında kıyaslama kolaylığı sağladığı gibi belirli bir türbin için bu katsayılar büyük değişiklik göstermediklerinden konstrüksiyonda iyi bir araç oluştururlar.
7. — REAKSİYON DERECESİ:
Çarkın net düşüşünü ele alalım;
ilk iki terim giriş ve çıkış arasındaki potansiyel
enerji farkını, üçüncü terim ise kinetik enerji
farkını ifade etmektedir. Net düşü kinetik ve
potansiyel enerjilerin toplamı üzerindeki
değişimi göstermektedir. Potansiyel enerjideki
değişimi gösteren
miktarının toplam enerji değişimine oranı p=h/HOT türbin çarkının reaksiyon derecesini tanımlamaktadır. Yukarıdaki bağıntılardan
her iki taraf a bölünürse :
elde edilir.
8. — BAĞIL HAREKETTE BERNOULLİ TEOREMİ:
Bir türbo makinanın çarkı içinde iki noktaarasında sıkıştırılamayan daimi akış için
bağıntısı yazılabilir. Bu bağıntıda yalnızsürüklenme hızları ile Bağıl hızlar bulunduğu içinbazı hallerde faydalıdır. Eğer gerçek akışkan sözkonusu ise (1) ve (2) arasındaki sürtmekayıplarını göstermek üzere denklemi
şeklinde yazmak mümkündür.
9. - - NET DÜŞÜNÜN KİNEMATİK BÜYÜKLÜKLER
CİNSİNDEN İFADESİ :
Net düşü tarifini ele alalım. Yukarıdaki denklem
ile bu denklem toplanırsa
ifadesi elde edilir. Dikkat edilirse bu sonuncu
bağıntıda boru kaybından başka yalnız
kinematik büyüklükleri vardır.
REAKSİYON TÜRBİNLERİ 1. DOĞUŞ VE GELİŞİMİ :
Barker çarkı reaksiyon Türbinlerinin atasıdır. Buçarkta aksi yönde çalışan iki huzmenindoğurdukları reaksiyon kuvvetleri bir momentoluşturur. Huzmenin mutlak hızı C ise tepkikuvveti ve moment iki huzme için
Kuvvet:
Moment:
Sistem açısal hızı ile dönmekte ise hidrolik güç,
olur.
Reaksiyon (tepki) esasına dayanan ilk endüstriyel çark 1826 da Fransız Mühendisi Benoit Fourneyrontarafından gerçekleştirilmiştir. Fourneyron'un çarkı yukarıdaki gibi merkezkaç tipte olmakla beraber 1927 de bu türbin % 80 verimle 6 BB. güç veriyordu.
1833 yılında Amerikalı Samuel Howd ilk merkezcil türbini çalıştırdı. James Micheno Francis ise 1846 da Howd'un patentini gayet iyi bir işçilik ve mühendislikle uygulayarak yüksek bir verim elde etti. Francis'in. türbini radyal merkezcil idi, 1879 da Mc. Cormick eğik akışlı türbini imal etmiştir. Bugünkü Francis türbininin atası budur.
Tam eksenel akışlı türbinin ilk Örneği 1843 de Jonvaltarafından verilmekle beraber bu türbin kısa zamanda bırakılmıştır.
Yüksek hızlı, alçak düşülü tesisler kurmak ihtiyacı uskur türbinlerin doğuşuna neden olmuştur. Kısmî yüklerde daha iyi bir verim elde edebilmek için V. Kaplan tarafından 1913 de ayarlı pala sistemi icat edilmiş ve uskur tipi çarklara yeni bir ufuk açılmıştır.
Brno Teknik Üniversitesinde Profesör olan Victor Kaplan sistematik çalışmalarının, sonucu elde ettiği buluşunu sanayicilere kabul ettirmek için hayli uğraştı. Başlangıçta ütopik ve gerçekleştirilemez sanılan bu buluş bugün alçak düşülü modern santrallarındeğişmez tertibi niteliğindedir.
A. FRANCİS TÜRBİNLERİ
Francis türbinlerinin iki tipik şekli mevcuttur:
a) Salyangozlu Francis türbini
b) Açık su odalı Francis türbini
Salyangozlu Türbinler 6-8 metrenin üstündeki düşülerde, açık su odalılar, bu değerin altındaki düşülerde kullanılır. Her iki tip türbinde fark eden kısım yalnızca suyun dağılma sistemindedir.
a— Salyangozlu Francis türbini: (Şek. 11).
Salyangoz: Basınçlı borudan gelen suyu alıp türbin çevresi boyunca taşıyan ve dağıtıcı kanatlarına veren bir kılıftan ibarettir.
Ön dağıtıcı: Mukavemet gayesi ile konmuş kanatçıklar.
Dağıtıcı : (Distribütör) Salyangozdan gelen suyu istenilen açı ile çarka sevk eden kanatlardır. Bunlar aynı zamanda debiyi değiştirerek güç ayarını temin ederler.
Çark: Hidrolik enerjiyi mekanik enerjiye çeviren elemandır.
Kumanda çemberi: Dağıtıcı kanatlara biyelcikler yardımıyla kumanda eden çemberdir.
Kumanda mekanizması: Kumanda çemberine hareket veren mekanizma.
Difüzör (yayıcı) : Çarktan çıkan suyu boşalma kanalına ileten borudur. Aynı zamanda çıkış hız enerjisini azaltarak türbin genel verimini artırır.
Salmastra kutusu: Mil ile sabit kısım arasındaki kaçakları önleyen kutu
b — Acık su odalı Francis Türbini:
Şekil 12 de açık su odalı ve yatay eksenli bir Francis türbini tesisinin şeması,verilmiştir. Şekildeki tesise ait elemanlar şunlardır :
1. Giriş dip vanası : Açık su odasına giren suyu ayarlayan vana
2. Izgara : Yüzen veya sürüklenen maddeleri tutmak için konmuştur.
3. Su odası : Salyangoz yerine geçer ve geniş, su hacmini sağlar,
4. Türbin dağıtıcısı : Çarka suyu istenilen açıda veren ve aynı zamanda debi ve güç ayarını temin eden organ.
5. Yayıcı : Türbinden akan suyu boşalma kanalına gönderen konik boru.
6. T— Volan : Küçük türbinlerde rotorun atalet momentini büyültüp regülasyon düzgünlüğünü sağlayan eleman.
7. Jeneratör : Elektrik üreten makina.
8. Boşalma kanalı : Yayıcıdan çıkan suyun boşaldığı kanal.
9. Kumanda mekanizması : Dağıtıcı kanatlara hareket veren mekanizma,
2. YAYICININ ROLÜ :
Reaksiyon türbinlerinde türbin çıkışı ile boşalma kanalı arasında mevcut bulunan özel boruya yayıcı veya difüzör denir. Bu elemanın iki görevi vardır.
1 __ Yayıcının birinci rolü türbini istenilen seviyeye monte etmek imkânını sağlamasıdır. Bu suretle küçük hidrolik tesislerde makina dairesinin, mansap seviyesi dalgalanmalarından etkilenmemesi temin edilmiş olur. Aşağıda birbirine idantik iki hidrolik tesis şeması ele alınmıştır.
(A) ve (B) tesislerde yalnız türbinin monte
edildikleri seviyeler değişiktir. Kolaylıkla görülür
ki her iki tesiste türbin çarklarının net düşüleri
aynı kalmaktadır. Dolayısı ile güçler de
değişmez.
Bunu göstermek için difüzörsüz türbinin net
düşüşünü yazalım.
Hg ham düşüşü aynı olduğuna göre, boru
kayıpları toplamının eşit olduğu gösterilirse H0
değerinin A ve B halinde eşit olduğu çıkar.
2 — Yayıcının ikinci rolü: Yayıcı normal olarak
konik bir profili haizdir. Başka bir sözle kesit
akış yönünde gittikçe büyümektedir. (2) kesiti
(3) kesitinden küçüktür. Şimdi bunun faydasını
görelim. Hs emme yükseklikleri aynı olan iki
türbinden biri konik diğeri sabit kesitli yayıcıya
sahip olsun (Şek. 14).
2 ile 4 arasında Bernoulli denklemini
uygulayarak A Türbini için
ve (2) noktasında efektif basınç
olarak yazılır. Görüldüğü gibi A çarkından çıkıştaki basınç B çarkındakinden
kadar daha düşüktür.
Toplam tesisin net düşüsü sabit kaldığı halde A halinde çarka ait net düşü B halinden bu miktar kadar daha fazladır. Zira:
şeklinde yazılır. Burada parantez içindeki ifadenin yalnız basınç terimi fark etmekte ve B halinde bu terim küçülmektedir. Bu da HOT ninbüyümesine neden olur.
3. DİFÜZÖR (YAYICI) VERİMİ :
Şeklinde yazılır, bu ifadeyi kazanılan potansiyel enerjinin kinetik enerji değişikliğine oranı olarak da yazmak mümkündür. Yalnız bu halde 2 ile 3 noktaları arasında kazanılan potansiyel enerjiyi yazarken basınç enerjileri farkından, kot farkının doğurduğu yükselti enerjisi kaybını çıkarmak gerekir. Gerekli düzenlemeler yapılırsa verim ifadesi;
halini alır. İyi bir difüzörde verim 0,85 — 0,90 a çıkabilmektedir.
Difüzörün çıkışındaki kinetik enerji kayıp edilmiş sayılırsa
kazanılan potansiyel enerjinin yalnız girişteki kinetik enerjiye oranı
şeklinde bir verim tanımlanabilir. Buna Difüzörün etkinlik derecesi
diyeceğiz, etkinlik derecesi ifadesi,
HİDRODİNAMİK BENZEŞİM
1. GENEL :
Eğer A ve B gibi iki akış birbirinin benzeri ise A
üzerindeki her A1 noktasına B üzerindeki B1
gibi bir nokta karşı gelir, Aynı şekilde
A2noktasına B2 noktası karşı gelir.
Herhangi bir nokta çifti arasındaki uzaklıktan
modeldeki homologları arasındaki uzaklığa
geçmek için bu uzaklığı aynı sabit bir sayı ile
çarpmak gerek ve yeterlidir.
Bu ifade akışı sağlayan cidarların birbirine
geometrik olarak benzer olduğu anlamına gelir.
( )’ya geometrik benzerlik oranı denir. Bir
noktanın hızından benzer noktanın hızına
geçmek için hız vektörü sabit bir () sayısı
çarpılmalıdır.
Eğer geometrik benzerlik şartına ek olarak bir noktada akışkan parçacığını etkileyen dış kuvvetten homolog noktaya sabit bir benzerlik katsayısı ile geçilebiliyorsa bu benzerlik için yeter şarttır. Bu durumda modeldeki bütün parçacıklar prototipte bütün parçacıklarla aynı cins kuvvet yayılışı etkisinde bulunur.
Yani A1 deki kuvvetin B1 dekine oranı A2 deki kuvvetin B2 dekine oranına eşittir. Bu işlem her çeşit kuvvet için aynen uygulanabilir.
Dış kuvvet olarak yalnız viskozite ve atalet
kuvvetleri mevcut olduğuna göre bunların (1)
noktasında bulunan, m kütlesindeki bir
parçacığa gelen değerlerini ele alalım :
A halinden B haline atalet kuvveti için geçiş katsayısı ne ise viskozite kuvveti için de aynı olur. Başka bir deyişle modelde ve gerçekte atalet kuvvetlerinin viskozite kuvvetlerine oranı aynıdır.
bulunur. Bu ise boyutsuz Reynolds sayısının benzer akışlarda eşit olması gerektiğini gösterir.
Sonuç olarak yalnız viskozite ve atalet
kuvvetleri etkisinde olan akışkanlarda dinamik
benzerlik için şart geometrik benzerliğe ek
olarak Reynolds sayısının eşitliğidir. Reynolds
sayısı büyüdükçe atalet kuvvetlerinin viskozite
kuvvetlerine oranı büyür.
2. SU MAKİNALARINDA BENZERLİK :
Pratikte kullanılan su makinelerinde boyutlar ve
hızlar oldukça büyüktür; dolayısıyla atalet
kuvvetleri yanında viskozite kuvvetleri ihmal
edilebilir. O halde Su Makineleri içindeki
akışlarda çok büyük Reynolds sayısına sahip
iki makine için Reynolds benzerliği şartı ilk
yaklaşıklıkla göz önüne alınmayacaktır. Su
makinesinde akışların benzerliğinde yalnız
atalet kuvvetleri rol oynayacaktır.
A ve B benzer halleri için bir partiküle
gelen kuvvetler
Atalet kuvvetlerinin basınç kuvvetlerine
oranının modelde ve hakikatte aynı olduğundan
Yazılabilir. Eğer aynı sıvı kullanılırsa basınçların
oranı hızların oranının karesi kadar olacaktır.
Su Makinelerinde benzerlik oranı
Şeklinde yazılabilir ve benzerlik koşulları;
— Geometrik benzerlik ( oranı ile belirir)
— Net düşülerin oranı hızların oranının karesine
eşittir,
Bu esas şartlara dayanarak benzer türbinlerin
muhtelif karakteristik büyüklükleri arasındaki
bağıntılar;
Devir sayılan oranı :
Debiler arasındaki oran:
Hidrolik verim:
Güçler arasındaki oran:
elde edilir.
3. ÖZGÜL HIZ :
Net düşü, devir sayısı ve güç oranlar ile benzer
türbinlerde ne gibi bağıntıların olabileceğini
araştıralım :
Burada mevcut üç denklemde ve katsayıları
yok edilirse;
Demek oluyor ki benzer iki türbinin bu şekilde tanımlı sayıları eşit olacaktır:
sayısına türbinin özgül hızı ismi verilir. Buradan birbirine benzer bütün türbinlerin özgül hızlarının eşit olduğu sonucu çıkar. Bir su türbininin özgül hızı bu türbine benzer olarak çalışan ve 1 m. düşü altında 1 BG. güç veren türbinin devir sayısıdır.
kw
bir su türbini iklim koşullarından dolayı bir tek
yükte çalışmaz. Beslenen makinenin çektiği
yüke göre çeşitli güçlerde çalışır. Özgül hız
tanımına esas olan Ne gücü maksimum verime
karşı gelen güç olarak alınacaktır.
Gücü, düşüşü ve devir sayısı sırasıyla N, H0, n
olan bir türbinin kendisine benzer olarak 1 m.
düşü altında çalışması halinde yeni güç, devir,
sayısı ve debi şu şekilde hesaplanır
Kullanılan türbine benzer ve 1m düşü altında
çalışan 1 m çapındaki Türbinin güç ve hızları
hesaplanırsa farklı çapta ve farklı düşüde
çalışan iki makinenin kıyaslanması yapılabilir.
Özgül hız yukarıdaki değerler cinsinden
Şeklinde yazılabilir. Görülüyor ki belirli bir özgül hızda bir türbin modeli üzerinde çalışırken türbinin devir sayısı arttırılırsa gücü düşecektir. Bu yüzden türbin imalatçıları türbinin boyutlarının daha küçük ve türbinin de daha ekonomik olması için mümkün olduğu kadar N11 ve Q11 değerlerini büyütmeye çalışırlar.
Mevcut bir türbine benzer bir türbin yapılacaksa söz konusu olunca türbinde N, Q, M, n, D, H0 değerleri arasında iki tanesi tamamıyla isteğe bağlı alınabilir. Diğer değerler benzerlik şartları ile belirir.
Özgül hızların eşitliğinin geometrik benzerlik için teorik olarak bir şey ifade etmediği söylenebilir. Pratikte kavitasyon verim ve benzeri faktörler yüzünden aynı özgül hıza sahip makinelerin konstrüksiyonları birbirine benzer. Bu yüzden de özgül hız bir akış bünyesini kabaca karakterize eder ve makinenin şekli hakkında fikir verir.
4. ÖZGÜL HIZA GÖRE TÜRBİN KONSTRÜKTİF
DEĞERLERİNİN DEĞİŞİMİ:
Özgül hız büyüdükçe özgü türbinin üzerinde aşağıdaki değişiklikler olur :
1. Genel akış radyal halden eksenele doğru kayar.
2. Kanat sayısı ve kanat boyları küçülür.
3. B distribütör yüksekliği büyür, buna karşı D çapı küçülür.
4. Giriş açısı büyür.
5. ku hız katsayısı büyür.
6. Makinenin özgül hacmi küçülür; Özgül güç büyür.
7. Kavitasyon tehlikesi büyür, türbinin çalışabileceği maksimum düşü azalır.
5.TÜRBİNLERİN ÖZGÜL HIZA GÖRE
SINIFLANDIRILMASI
Özgül hız türbin tipi üzerine tesir eder. Örneğin Francis türbinleri halinde özgül hız 60'dan küçük olursa çark kanalı çok dar ve uzun olacağından verim çok düşer. Bu yüzden daha küçük özgül hızlı türbin yapmaktan kaçınılır. Ayrıca özgül hız. 45'in altına düşünce konstrüktif bakımdan güçlükler doğar.
Buna karşın Pelton türbinleri halinde Özgül hızın 30'dan yukarı değerlerinde kepçeler çarka göre çok büyük olur. Aksine özgül hız çok küçülürse bu sefer çark çapı anormal derecede büyür.
Bu yüzden her türbin tipinin uygun şekilde gerçekleştirildiği bir özgül hız alanı mevcuttur. Bu alan türbinlerin sınıflandırılmasında kullanılır.
ŞEKİL 18 DE FRANCİS ÇARKLARININ ÖZGÜL HIZA GÖRE FORMLARININ
NASIL DEĞİŞTİĞİ GÖSTERİLMİŞTİR.
SU TÜRBİNLERİNDE KAVİTASYON
A. OLAY :
Akışkanın hareketi esnasında bir bölgede basınç,buharlaşma basıncının altına inerse o bölgede yerel birbuharlaşma olur ve kabarcıklar oluşur. İlk oluşanhabbecikler su içinde erimiş bulunan gazlardan doğar.Bunlar suyun hızı ile sürüklenerek daha yüksek basınçlıbölgeye gireceklerdir. Burada bunların yoğuşmasıdolayısıyla boşalan yerlere su hücum eder ve bu suretledarbeler meydana gelir. Olay gelişince cidara yakınbölgede binlerce taneciğin bu şekilde hareketi bubölgede aktif akış hareketine engel olur. Bu suretle akışkesiti küçüldüğünden olay daha da büyür. Sonuç olarakçakıl taşlarının cidara vurmasına benzeyen karakteristikkavitasyon sesleri duyulur ve cidar malzemesinin kısazamanda harap olduğu görülür.
B. KAVİTASYONUN DOĞURDUĞU SONUÇLAR :
A) Gürültü ve titreşim: Olayın nedeniyle doğan darbeler ve yoğuşmalar bir gürültü ve titreşim doğurmaktadır. Şiddetli bir kavitasyonda titreşim makine için tehlikeli bir düzeye çıkabilir.
Kısmi yüklerde kavitasyon özellikle Francis türbinlerinde kararsız çalışmaya neden olur. Türbin gücünde büyük dalgalanmalara neden olur.
Türbin içine az miktarda hava vermek çoğu zaman kavitasyonu hafifletmekte ve gürültü ile titreşimi kesmektedir. Kavitasyona hassas tesislerde kısmî yüklerde çarkın ortasına otomatik olarak hava verme işlemi yapılır.
B. KAVİTASYONUN DOĞURDUĞU SONUÇLAR :
B) Verimdeki düşme: Su türbinlerinde ve
tulumbalarda kavitasyon etkisi ile verimde
büyük düşmeler görülür. Bu düşmenin iki
nedeni vardır. Bu sebeplerden biri kavitasyon
bölgesindeki çalkantı ve kargaşalığın yuttuğu
enerji diğeri ise meydana gelen ölü su bölgesi
dolayısıyla aktif su kesitinin küçülmesidir. Bu
yüzden su hızı artar ve kayıplar anormal şekilde
büyür.
B. KAVİTASYONUN DOĞURDUĞU SONUÇLAR :
C) Yıpranma: Kavitasyon olayına maruz kalan
çark yüzeyi ilkin pürüzlenir. Sonra bu pürüzler
oyuklara, oyuklar da deliklere dönüşürler.
Olay daha fazla ilerlerse yüzey sünger gibi olur
ve malzeme harap olur. Bu yıkımın ilk nedeni
fizikseldir. Çünkü ufak darbeciklerin şiddeti
1000 Kg/cm2 yi bulabilir.
B. KAVİTASYONUN DOĞURDUĞU SONUÇLAR :
Fakat buna rağmen kimyasal bir etkiyi göz
önüne almıyacak olursak, şiddetli kavitasyona
maruz bir çarkın hayret uyandırıcı hızını izah
edemeyiz. Yıpranma hususunda birçok teoriler
mevcuttur.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
1° Emme yüksekliği (hs) :
Kavitasyon olayının başlaması için bir bölgede
basıncın, buharlaşma basıncına kadar düşmesi
gerektiğini söylemiştik. Çark içindeki basınç ise
çarktan çıkış basıncı ile ilgili olup Pa değeri ne
kadar küçülürse kavitasyon tehlikesi de o
oranda artacaktır.
Çarktan çıkış basıncını hesap etmek üzere
aşağıdaki denklemi kuralım
Burada basınç çekilirse:
yazılır.
3.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
Yayıcı verimi:
Kullanılarak;
Buradan görüldüğü gibi emme yüksekliği büyüdükçe p2 basıncı değişecektir. O halde çarkın çıkışındaki basıncı tehlikeli değere düşürmemek için emme yüksekliğim küçük seçilmelidir.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
Yüksek özgül hızlı büyük modern gruplarda
hsdeğeri negatif dahi olabilir. Yani başka bir
sözle türbin çarkı boşalma kanalındaki su
seviyesinden daha aşağı monte edilir. Fakat bu
kez çarkın daha aşağı monte edilmesiyle şekil
22 de görüldüğü gibi kazı masrafları artar. Bu
yüzden optimum çözüme gidilmesi gerekir.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
1. 2 Yükseltİ (Deniz seviyesinden Yükseklik):
Çıkış basıncını veren yukarıdaki formülden açıkça görülmektedir ki atmosferik basıncın küçülmesi çıkış mutlak basıncını da aynı derecede küçültür. O halde santralin bulunduğu kota göre kavitasyon tehlikesi de değişecektir.
Deniz seviyesinden yüksekliğe göre atmosferik basıncı su sütunu cinsinden aşağıdaki ampirik formüller ile hesap edebiliriz. (Z metre cinsinden tesisin deniz seviyesinden yüksekliğini göstermek üzere).
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
3° Hız:
Çıkış 'basıncı sabit kaldığı halde su hızı arttırılırsa Bernoulli Teoremine göre çarkın içindeki bir noktadaki basıncın gittikçe düşeceği aşikârdır. Aynı şekilde Türbin devir adedinin yüksekliği izafî hızları büyültür ve dolayısıyla çark içinde alçak basınç bölgelerinin meydana gelişini kolaylaştırır. O halde kavitasyon devir adedini tehdit eden bir etken olarak ortaya çıkar. Kavitasyon tehlikesi yüzünden gurubumuza istediğimiz kadar yüksek bir hız veremeyiz.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
4° Sıcaklık:
Bilindiği gibi su için buharlaşma basıncının sıcaklık ile aşağıdaki ampirik bağıntıya göre değiştiği kabul edilebilir.
Buharlaşma basıncı ne kadar yüksek ise bu basınca düşme olanağıda o derece kolaylaşmış ve kavitasyon tehlikesi o oranda artmış olacaktır. O halde sıcaklığın yükselmesi kavitasyon tehlikesini artırır.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
5° Profil :
Bir kanat etrafındaki harekette kanadın her noktasında basıncın aynı olmadığı açıktır. Bu yüzden kanat üzerinde öyle noktalar vardır ki bu noktalarda basınç p, çark çıkış basıncından aşağı olur. Böyle noktaların bulunuşu ve basınç düşüklüğünün derecesi türbin çarkının tipine ve aynı tip için profilin durumuna ve şekline bağlıdır. Bu yüzden çıkıştaki basınç kavitasyon yaratacak kadar düşük olmadığı halde türbin çarkı kanadı üzerinde kavitasyon meydana gelebilir.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
Yüksek özgül hızlı türbin kanatları için bu
söylenilen daha fazla göze çarpar. Türbin
imalatçıları sipariş aldıkları büyük bir türbinin
imalatına geçmeden evvel model üzerinde
yaptıkları deneylerle çarkın kavitasyona karşı
durumunu belirtirler ve gerekirse kanatların
formlarını değiştirerek kavitasyonu önlemeye
çalışırlar.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
6° Düşü:
Bir türbinin emme yüksekliği, devir sayısı, diğer şartlar sabit kalmak ve türbin kendisine benzer şartlarda çalışmak üzere düşüsü arttırılırsa türbinin daha kolay kavite ettiğini görmekteyiz. Bunun nedeni türbin düşüsübüyüdükçe kanatların yüklerinin artması ve kanat ön ve arka yüzleri arasındaki basınç farklarının büyümesine bağlanabilir. Basınç farklarının büyümesi kanat içinde kritik bölgelerde depresyonların büyümesine neden olur.
Düşü, emme yüksekliği, sıcaklık, rakım gibi etkileri ileride «Kavitasyon faktörü» adı altında toplayacağız.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
7° Özel çalışma şartları:
Türbin optimum çalışma noktasında kavitasyon
yapmadığı halde optimum noktadan
uzaklaşınca hidrodinamik şartlar bozulur ve bu
yüzden kavitasyon başlayabilir. Francis
türbinlerinin kanat girişlerinde kısmî yüklerde
görülen kavitasyon bu türdendir.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
Yine türbin çıkışında optimum çalışma noktasından uzak çalışma durumlarında büyük teğetsel hız bileşenleri nedeniyle, ilâve bir dönme (vorteks) hareketi ile karşılaşılır. Bu ise eksene yakın noktalarda basıncın düşmesine ve kavitasyona sebep olur. Eksen civarında meydana gelen silindirik bir bölge su buharı ve hava ile dolar. Daha ileri gidildiği zaman bu vorteksçekirdeği kararsız bir durum alır ve eksenden ayrılarak bir halat gibi dönmeye başlar. Bu hal türbinin çalışmasında güç çalkantılarına ve kararsızlıklara neden olur.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
Bu halleri önlemek için, optimum noktadan çok
uzaklaşmamak yani türbinin yük ve düşü
alanını limitlemek ilk uygulanan önlemdir.
Ayrıca türbin ortasına hava vermek, difüzör
girişine dönmeyi frenleyecek kaburgalar
yerleştirmek yollarına da gidilmektedir.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
8° Yüzey pürüzlüğü:
Pürüzlü bir cidar düz bir cidara oranla
kavitasyona daha yatkındır. Zira pürüzler
cidardan ufak ayrılmalar ve bu nedenle basınç
düşüklükleri doğururlar. Pelton türbinlerinin
kepçelerinde meydana gelen kavitasyonun
gelişmesi bu şekilde açıklanır.
C.KAVİTASYONA ETKİYEN FAKTÖRLER VE ÖNLEMLER :
9° Malzeme:
Evvelce de söylediğimiz gibi her malzemenin kavitasyona duyarlılığı başka başkadır. Yani fiziksel olarak kavitasyon olayı aynen oluştuğu halde bu olayın malzeme üzerindeki oyucu ve yıpratıcı etkisi malzemenin cinsine bağlıdır.
Bu gün birçok reaksiyon türbini tesislerinde türbin çarkının basıncı en düşük kısımları (kavitasyon etkisindeki bölgeler) özel olarak kavitasyona dayanıklı malzeme ile doldurulur.
D. SÜPER KAVİTASYON:
Yukarıda kavitasyona etkiyen faktörleri ve bunlara ait önlemleri sayarken gördük ki, hızları düşürmek, hs i küçültmek ve türbini gömmek kavitasyon tehlikesini azaltıcı etkenlerdir. Ancak bu etkenleri zorlamak ekonomik bakımdan doğru olmayabilir. Özellikle pompalarda ve gemi pervanelerinde kavitasyona hidrolik olarak müsaade edip onun zararlı etkilerinden kurtulmak ve diğer taraftan yüksek hızlı, ekonomik makineler yapmak için «Süper Kavitasyon»a gidilir.
D. SÜPER KAVİTASYON:
Kanat üzerinde basınç buharlaşma basıncı altına indikten sonra meydana gelen kabarcıkların tekrar «kollaps»i (çökmesi ) için basıncın yüksek olduğu bölgeye girmeleri gerekir. Süper Kavitasyonda, kanada verilen uygun form ile kollaps kanadın dışındaki boşlukta gerçekleştirilir. Kanatlar normal çalışmaya göre çok büyük bir yük altında çalıştırıldıkları halde kanat içi akışı bozulmaz ve kanatlar üzerinde kavitasyon oyulması olmaz.
E. KAVİTASYON FAKTÖRÜ:
Thoma kavitasyon faktörünü şu şekilde
tanımlamıştır:
Kavitasyon olmaması için
> kr şartı sağlanmalıdır ve kr şu ifadeden
hesaplanır: