yemler - vetport.orgvetport.org/files/81735229.pdf7. vitamin katkıları 8. yem katkı maddeleri...
TRANSCRIPT
YEMLER
• Yem: Madde ve enerji bakımından yaşama ve verim payı
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hayvanlara yedirilebilen
sağlığa zararsız bitkisel ve hayvansal kökenli doğal
maddelerin hepsine yem adı verilir.
• Yem maddesi: Aynı amaçla hayvanlara yedirilen ve
besinsel değere sahip doğal ya da sentetik tüm maddelere
yem maddesi denir.
• Rasyon: Bir günde bir hayvana verilen total yem
miktarına rasyon denir.
• Yem katkı maddesi: Çeşitli amaçlar için yemlere katılan
besin maddesi niteliğinde olmayan maddelere yem katkı
maddesi adı verilir.
Yemlerin sınıflandırılması:
1. Yemlerin kaynaklarına göre sınıflandırılması:
Yem Maddeleri
İşletme yemleri Ticari yemler
Yeşil yemler Tane yemler
Kök ve yumrular Endüstri kalıntıları
Dolgu mad zen yemler Değirmencilik
Konserve yemler Şeker endüstrisi
Kuru ot Nişasta endüstrisi
Silaj Fermentasyon endüstrisi
Yağ endüstrisi
Hayvansal kökenli yemler
2. Yemlerin besin maddelerine göre
sınıflandırılması:
• Enerji bakımından zengin yemler (Kuru maddede 5 MJ/kg
NEL, 9 MJ/kg ME veya 500 NB enerji bulunduran
yemlerdir).
• Protein bakımından zengin yemler (Kuru maddede %
30'dan fazla HP bulunduran yemlerdir).
• Dolgu maddesince zengin yemler (Kuru maddede %
18'den fazla HS bulunduran yemlerdir).
• Vitamin yemleri
• Mineral yemler (Yapısında bir ya da daha fazla mineral
maddeyi yüksek düzeyde bulunduran yemlerdir).
3. NRC’ye göre sınıflandırma:
1. Kuru kaba yemler Kuru ot, Baklagil kuru
otları, Baklagil olmayan
kuru otlar, Samanlar,
Saplar, Koçanlar,
Kabuk ve kavuzlar
2. Mera otları ve diğer
yeşil yemler
3. Silajlar Mısır, Baklagil, Ot
4. Enerji bakımından
zengin yemler Tane yemler,
Değirmencilik yan
ürünleri, Kök ve
yumrular, Meyveler,
Sert kabuklu meyveler
5. Protein bakımından
zengin yemler Bitkisel, Hayvansal
6. Mineral katkıları
7. Vitamin katkıları
8. Yem katkı maddeleri
KURU KABA YEMLER
KURU OT
Yeşil yemlerin üretilmesi ve kullanılması belirli dönemlerde
mümkündür. Fazla miktarda su, enzimler, mikroorganizma
faaliyetleri
Güneşte kurutma: basit ve pratik
Kuru otun kalitesinin belirlenmesi:
a. Kimyasal metotlar: Weende analiz metotları yetersizdir.
NDF ve ADF
NDF miktarı (kuru madde tüketimi), ADF miktarı (organik
maddesinin sindirilme derecesi).
B. Fiziksel muayeneler:
• Yaprak miktarı: Baklagil kuru otlarında yaprak oranı %
40 kadar olmalıdır.
• Renk ve aroma: Parlak yeşil renk, hoş bir aromaya sahip
olmalıdır.
• Yumuşaklık ve esneklik: Erken dönemde biçildiğini,
besin maddeleri konsantrasyonunun yüksek olduğunu ve
hayvanlar tarafından sevilerek tüketileceğini gösterir.
• Yabancı ot ve maddeler: yabancı ot, toksik bitkiler ve
toprak gibi yabancı maddeler
• Toz ve küf:
Kuru otun kalitesini etkileyen faktörler
a. Biçim zamanı: Biçim zamanı kaliteyi etkileyen önemli
faktörlerden biridir. En uygun biçim zamanı baklagil
otlarında çoğunlukla çiçeklenme başlangıcı, buğdaygil
otlarında ise başakların ilk gözlendiği andır. Biçim zamanı
tespit edilirken birim alandan elde edilecek besin madde
miktarı baz olarak alınır.
Buğday hasılında biçim zamanına göre değişen bazı
kriterler, %,KM’de
Gün KM HP HS Lignin NDF43 11,0 23,7 17,4 3,3 45,065 11,9 19,9 21,7 3,3 51,180 13,4 16,5 25,4 4,9 54,795 13,5 13,3 27,6 5,5 56,2107 17,8 11,3 29,1 6,2 58,9
125(çiç.baş.) 23,1 9,9 29,0 6,6 58,2137(süt dön.) 28,3 9,1 24,7 5,3 46,9
149(hamur dön.) 37,9 9,0 20,5 3,0 48,1
Biçim zamanına göre besin maddeleri değişiklikleri
0
100
200
300
400
500
600
700
Tomurcuklanma
öncesi
Çiçeklenme başlangıcı Olgun
Biçim zamanı
g/k
g
Ham protein
Nişasta birimi
Ham selüloz
Bir buğdaygil kuru otunun biçim zamanının
sığırlarda besi performansına etkisi (Ensminger et al,
1990)
Biçim Zamanı Verimkg/dekar
HP, % KM, sin.der.
Tüketim,kg/gün/hayvan
YYO GCCA, g
Başak Öncesi 150 13.8 68 5.9 10.1 630Başak Başlangıcı 210 10.2 66 5.3 13.5 440Süt Taneli 320 7.6 56 3.9 22.5 190
b. Biçim sayısı: Baklagil otlarında yılda birden fazla biçim
yapılmaktadır ve ot kalitesi otun kaçıncı biçimden elde
edildiğine göre değişir. Baklagil ekili sahalarda özellikle
ilk biçimde buğdaygil otları baklagillerden daha çabuk
geliştiğinden karışık ot elde edilir. Bunu takip eden
dönemlerde buğdaygil oranı giderek azalır. Bunun yanında
HP ve HS oranlarında da önemli değişiklikler görülür.
c. Kurutma şekli:
• Yerde kurutma: Güneş ışınları ve hava akımı, su miktarı
% 12-15. Çok fazla kurumadan kaldırılmalı, alt üst
edilmeli, yığma yapılmamalıdır.
• Besin maddeleri kaybı:
1. Fermentasyona bağlı kayıplar: enzimler kol. eriyen
CHO'ları oksitleyerek CO2 ve su.karotin kaybı.
2. İklim şartlarının oluşturduğu kayıplar: yağmur (çürüme,
kolay eriyebilir besin maddelerinde kayıplar N, K, P
tuzları, nitrojenli maddeler, şekerler).
3. Yaprak kaybı: protein, vitamin, mineral maddelerin kaybı
Suni kurutma: Yeşil bitkilerdeki suyun
buharlaştırılarak uçurulması esasına dayanır. Kaliteli
kuru ot, maliyet
Sehpada kurutma: Güneş ve rüzgar geniş
yüzeyleri etkilemekte, kuruma hızlı
olmaktadır. Fermentasyona bağlı kayıp az,
besin maddeleri kaybı daha azdır. Ek
masraf,depolama.
Kapalı yerlerde kurutma: kapalı bir yerde
havalandırılarak kurutma.
Yeşil yemlerde kurutma kayıpları (Kılıç, A., 1988)
KurutmaŞekli
Enerji Kaybı, %
BitkiSolunumu
Ufalanma Yağmur Fermentasyon
Yerde
İyi 30-40 + ++ - +
Kötü 50-100 + +++ +++ ++
Sehpada 25-35 + + - +Gölgede 20-25 + - - +/-Suni 5 - - -
BAKLAGİL KURU OTLARI
YONCA: En fazla üretilen kuru ottur. Kuraklığa dayanıklıdır
ve çok değişik iklim ve topraklara adapte olmuştur. Birim
alandan en fazla ağırlıkta ve protein içerindeolan baklagil
kuru otudur. Tek başına ya da diğer çayır ve baklagillerle
birlikte büyütülebilir.
Ca, protein, karoten ve çoğu mineral ve vitaminlerce
zengindir. En fazla kullanılan kaba yemdir.
YONCA UNU: İyi kaliteli ve yapraklı kuru yoncadan yapılır.
HS % 30'un altında, HP % 16'nın üzerindedir. Tavuk ve
genç hayvanların rasyonlarında % 2-5, A ve K
vitaminlerince zengindir.
Üçgüller, taş yoncası, korunga, fiğ, burçak, soya fasulyesi,
bezelye kuru otları
BUĞDAYGİLLERE AİT KURU OTLAR
Tahıl kuru otları: Arpa, yulaf, çavdar ve buğday dal ve
yaprakları henüz yeşilken biçildiğinde Baklagillerle
kıyaslandığında daha az ot, protein, Ca ve karoten.
Baklagil kuru otlarıyla birlikte verilmeleri uygun olur.
Yulaf kuru otu atlar için mükemmel bir yemdir
Çayır kuru otları: Protein ve Ca yetersiz, selülozca zengin,
baklagil otları ile kıyaslandığında daha lezzetsizdirler.
Sudan otu ve darı nisbeten yüksek verimlidir.
SAMANLAR
Samanlar hasat esnasında bitkinin sap ve yapraklarından elde
edilir.Besin maddeleri bakımından fakir, HS ve lignin
bakımından zengindir. Yaklaşık % 30-40 HS, % 3-4 HP,
% 28-50 azotsuz öz maddelerin (% 32 lignin, % 54
pentozanlar ve % 14 diğer karbonhidratlar).
Baklagil samanları buğdaygil samanlarına göre protein ve Ca
bakımından daha zengindir. Mercimek ve bezelye
samanları kuru ota yakındır. Yulaf samanı, yazlık buğday
samanı, arpa samanı, çavdar samanı.
Yazlık samanlar vejetasyon süresi kısa, besin madde.sap ve
yapraklarda kalır, yaprak daha çoktur ve saplar daha
yumuşaktır.
samanlar; taze ve doğal renkte, küf ve koku olmamalı, zararlı
otlar içermemeli, sap halinde olmamalıdır (sığırlar için 2.5-
3.5 cm, koyunlar için 1.5- 2.5 cm uzunlukta olmalı)
KAVUZ VE KABUKLAR:
Bunlar meyve veya tohumların üzerini örten kısımların
hasat esnasında çıkarılmasıyla elde edilirler.
• Bakla, bezelye, fiğ, burçak, mercimek ve soya kılıfları orta
kalitedeki çayır kuru otu ayarındadır.
Buğdaygil kavuzlarının yem değeri düşüktür, yine de kendi
samanlarına göre daha iyidir.Yulaf ve arpa kavuzu
(kılçıksız) en çok kullanılanlardır. Yeşil yemlerle
karıştırılıp yumuşatılarak veya ıslatılarak verilebilir.
MISIR KOÇANI:
Koçan kılıfları ayrıldıktan ve taneler alındıktan sonra
geriye kalan kısımdır. HS bakımından zengin, proteince
fakirdir. Doğranarak ya da kaba öğütülerek yedirilebilir.
Rasyonun protein, mineral ve vitamin eksiği tamamlanarak
verim beklenmeyen hayvanların kış yemlenmesinde
kullanılabilir.
PAMUK TOHUMU KAPÇIĞI:
Pamuk tohumundan yağ çıkarılırken elde edilir. İçinde bir
miktar linter ve tohum bulunmaktadır. Yaklaşık % 4-5 HP,
% 35-40 HS içermektedir. Mineral ve vitamin bakımından
fakirdir. Besi sığırlarında tek kaba yem olarak
kullanılabilir. Ancak süt ineklerinde uzun süre tek başına
verilmemelidir.
Dolgu (balast) maddesi ve hayvan beslemedeki önemi:
Bir yem ya da rasyonun sindirilmeyen organik kısmına dolgu
maddesi denir. Saman, kavuz ve kabuklar dolgu
maddesince zengin yemlerdir. Dolgu maddesi mekanik
doyumun sağlanması ve düzenli sindirim için gereklidir.
Rasyonda dolgu maddesi yetersiz olursa hayvanlar
yataklıkları yemek, tahtaları, yemlikleri kemirmek
suretiyle ihtiyacını karşılamaya çalışır. Yemlerin sindirim
kanalından geçişi hızlı olur ve yeterince
değerlendirilemezler, dolayısıyla besin maddeleri israfı söz
konusudur. Bunun aksine rasyonda dolgu maddesi fazla
bulunursa çeşitli sindirim bozuklukları görülür, yemler iyi
değerlendirilemez ve fizyolojik açlık oluşur.
3 . ÇAYIR VE MERALAR:
Otları biçilmeye elverişli alanlara çayır, hayvanları otlanmak
amacıyla kullanılan alanlara mera adı verilir. Buğdaygil ve
baklagil bitkileri. Bitki florası toprağın ve iklimin
özelliğine göre bölgelere göre farklılık göstermektedir.
Çayır ve meralar daha az besin maddesi kapsamasına
karşılık tohum ekmek, sulamak, hasat etmek gibi işgücü ve
masraf gerektirmez, ekonomiktir, ayrıca toprağı su ve
rüzgar erozyonundan korur.
• Ekonomik bir hayvancılık ancak kaliteli meralarla
mümkün olur.
Meraların kalitelerini etkileyen faktörler:
1. Mera bitkilerinin türü: a. Buğdaygil otları b. Baklagil
otları c. Çeşitli çalı ve bodur ağaçların yaprak, sürgün ve
dalları d. İlk üç sınıflandırmaya girmeyen hayvanların
otlayabildiği çeşitli yabani otlar .
Baklagillerin merada daha yoğun bulunması , hem
protein hem Ca ve P gibi mineraller bakımından
zenginleştirir, mera otu tüketimini önemli ölçüde artırır.
Tanenler, yabancı otlar ya da çalılıklar.
2. Toprağın yapısı ve gübreleme: a. Ürün miktarı artırılır. b.
Baklagil oranı artar. c. Otlama süresi uzar d. Protein
miktarında ve lezzetlerinde artış e. Ca ve P gibi mineral
maddelerin oranı artar
3. Bitkilerin Vejetatif Dönemleri: Bitkiler kartlaştıkça;
Protein düzeyi düşer: Başlangıcında baklagil otlarında %
25'e kadar buğdaygil otlarında ise % 16'ya kadar HP. Protein
miktarı % 2'lere kadar inebilir. Genç bitkilerde NPN.
Selüloz ve lignin artar : Genç bitkilerde selüloz oldukça
düşük düzeydedir (% 20). Bitkinin gelişimine parelel olarak
hem selüloz miktarında (% 40) hem de lignifikasyonda artış
görülür (sindirilme derecesinde önemli azalmalar görülür).
Mineral ve vitamin düzeylerinde azalma görülür: Körpe
meralar Ca, P bakımından zengindir. Yine körpe merada
fazlaca bulunan karotin vejetasyon ilerledikçe düşmektedir.
4. Bitkilerin büyüme hızı ve yılın etkisi: Hızlı büyüyen
bitkiler protein ve diğer besin maddelerince daha
zengindirler. Bakım, ıslah ve gübreleme. Hava şartları
uygun ise verim artar, kuraklık olumsuz yönde
etkileyebilir.
5. Otlatma: Büyüyünceye kadar otlatılmasına müsade
edilmemesi ile sürekli otlatmaya göre % 30-50 daha fazla
ürün. Ağır otlatma birim alan başına çok sayıda hayvanın
otlatılması ya da Erken otlatma bitkilerin henüz büyüme
döneminde iken otlatılmaya başlanması.
Mera idaresinde dikkat edilecek noktalar
1. Kontrollü otlatma: a. ilk yıl otlatma yapılmamalıdır. b.
tuzluklar, suluklar ve gölgelikler c. İlk baharda otların
boylarının en az 15 cm olması beklenmelidir. d. Sonbaharda
meraların aşırı otlatılmasına mani olunmalıdır. Kışa girerken
en az 10 cm. e. yeterince otlatılmaması da kaliteyi bozar.
2. Zararlı otların uzaklaştırılması, 3. Gübreleme,
4. Temizlik, 5. Farklı hayvan türleri ile otlatma,
6. Sulama,
7. Rotasyon uygulaması: Meraları hayvan sayısına ve
yüzölçümüne göre bölgelere ayırarak otlatmak.
Daha verimli bir şekilde değerlendirme, paraziter ve
enfeksiyoz hastalıklarla mücadele.
Çitlerle ya da elektrik verilmiş teller
. Bölge, iklim ve toprağın yapısına bağlı olarak otlatılmış bir
alandaki bitkilerin yeniden büyümesi ve otlanabilir duruma
gelmesi için 3-5 hafta gereklidir. Meranın verimine bağlı
olarak belirli bir alanda hayvanlar 3-7 gün boyunca
otlatılmalı, sonra otların yeniden büyüyebilmesi için
terkedilmelidir.
Meraların hayvan beslemedeki yeri
Mera orta ve iyi kaliteli ise damızlık inek ve genç hayvanlar
mineral takviyesi yeterlidir (kaya tuzu, kemik unu).
Kötü kaliteli ise enerji, protein ve mineral takviyesi .
Buzağılara tane yem karması, sütten kesilenlere protein
takviyesi ile birlikte tane yem verilmesi gereklidir.
Kurudaki inekler ve genç hayvanlar için iyi kaliteli mera
yeterlidir.Düşük verimli olanlara bir miktar tane yem,
yüksek verimli olanlara ise daha fazla enerji ve protein
saplementleri vermek gereklidir.
Koyunlar sadece mineral ilavesi yeterlidir.
İş yapmayan atlara mineral, çalışanlara ise tane yem ilavesi
uygundur .
Merada besleme programlarının
avantajları;
1. Yem maliyetini düşürür.
2. Kaliteli protein, bazı vitaminleri, mineralleri ve bilinmeyen
faktörleri
3. Salgın hastalıkların bulaşması daha az
4. Bina ve ekipman problemi yoktur, sadece gölgelik
5. Fazla beceri istemez.
6. Sezon boyunca değerliliği fazla değişmeyen yem sağlarlar.
7. Egzersiz yapma imkanı sağlar.
8. İyi bir program yapılırsa mera alanından maksimum
düzeyde yararlanılır.
Dezavantajları;
1. Bir hayvanın beslenebilmesi için fazla alana ihtiyaç vardır.
2.Besin değeri toprağa bağlıdır. Bazı mineraller yetersiz
olabileceği gibi, bazılara da yüksek olabilir.
3. Mera olarak kullanılan arazi başka şekilde
değerlendirildiğinde daha fazla gelir getirebilir.
BAKLAGİL YEŞİL YEMLERİ
-Diğer yem bitkilerine nazaran daha lezzetli ve daha fazla
miktarda ot verirler.
-Protein bakımından zengindirler, ilave protein
yemlerinden tasarruf ve rasyonun ucuz olmasını sağlarlar.
Ayrıca buğdaygil proteinlerinin biyolojik değerini
artırırlar.
-Ca bakımından zengindirler.
-Vitamin A bakımından zengindirler, diğer vitaminler de
iyi durumdadır.
-Yetiştikleri toprakların verimliliğini artırırlar
YONCA:
Dünyada en fazla yetiştirilen yem bitkisidir. Fazla ürün,
lezzet, protein, Ca, Mg, K ve vitaminler bakımından
zengin. Havanın azotunu alarak köklerindeki yumrularda
depo etmektedir. Yılda 3-4, hatta iyi bakımla 7 kez
biçilebilir. Çiçeklenmeden önce veya ilk çiçekteyken
biçilirse bitki zayıflamakta ve ömrü kısalmaktadır.
Ülkemizde en çok kullanılan adi yonca-kaba yonca olarak
bilinen mavi çiçekli yoncadır.
Alıştırma (gaz ve şişkinlik) pektin metil esteraz enzimi
Soldurma, kuru ot, kurutulmuş ŞPP, kepek, saman veya
pamuk tohumu kapçığı ile birlikte verilmesi tavsiye edilir.
Süt ineklerine günde 40-50 kg'a kadar yedirilebilir.
Vejetasyon dönemine göre yoncanın besin madde
miktarları
Vejetasyon dönemi KM,% HP, % HS, %
Tomurcuklanma öncesi 15.0 4.0 3.5Tomurcuklanma 19.0 5.4 5.0Çiçeklenme başlangıcı 22.5 4.4 6.4Çiçeklenme 24.0 3.9 7.6Çiçeklenme sonrası 29.0 3.4 11.2
Yoncanın yaprak ve saplardaki besin madde
miktarları
Vejetasyon dönemi HK, % HP, % HS, %
Yapraklar 11.0 28.0 7.6
Sap (gövde) 7.6 10.1 14.1
TIRFIL (ÜÇGÜL):
Besleyici değeri yoncaya yakındır (% 3.4-3.8). Ca ve Mg
bakımından zengin, P bakımından orta durumda, 3-4 yıl
verim alınabilir. Süt ineklerine karbonhidratca zengin
yemlerle birlikte 40-50 kg'a kadar verilebilir. Ülkemizde
en yaygın olanları beyaz üçgül ve çayır üçgülüdür.
Beyaz üçgül, daha ziyade mera oluşturmak ya da hayvanları
otlatmak üzere ekilir. Hayvanlar tarafından sevilerek yenir.
Kısa saplı, Siyanoglikozit
Çayır üçgülü daha çok biçilmek üzere yetiştirilir. İki biçim,
Çiçeklenme başında veya en geç yarı çiçeklendiğinde
biçilmelidir. Geç kalınırsa saplar odunlaşacağı için sancı
ve sindirim bozukluklarına yol açabilir, bazen yavru
atmaya sebep olabilir.
TAŞ YONCASI
Yonca ve tırfılın yetişmediği kurak ve çorak arazilerde,
dayanıklı, hızlı büyür, yaban otlarının büyümesini engeller.
Yaprak bakımından fakirdir, çabuk odunlaşır. Bu nedenle
çiçeklenmeden önce yaklaşık 30 cm boyundayken
biçilmelidir . Sığırlara günde 15-20 kg'a kadar verilebilir.
Kumarin dikumarol'e çevrilir kanın pıhtılaşmasını önleyerek
iç kanamalara sebep olur. Bu duruma taş yoncası hastalığı
(sweet clover disease) denir. Tedavi için K vitamini
uygulanır.
KORUNGA
Lezzetli, kolay sindirilebilir, gaz sancılarına ve şişkinliğe
sebep olmaz. Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı, kalker içeriği
yüksek topraklarda iyi verim alınabilir. Biçim sayısı 3-4’ü
geçmez. 3 yıl verim. Adi korunga yılda bir kez biçilerek
yaklaşık 7 yıl ürün verir. Çiçekten önce biçildiğinde en
yüksek değerdedir. Bununla birlikte biçme zamanı
geciktirilirse ot verimi arttırılır. Yarı yarıya
çiçeklendiğinde biçilmesi tavsiye edilir. Protein içeriği
yoncadan biraz düşüktür (% 3.5-3.8), Ca bakımından
oldukça zengindir. Sığırlara günde 50 kg'a kadar
verilebilir.
FİĞ
Tek yıllık bir bitki, otlatmaya çok hassastır. Adi fiğ, Macar
fiği (Orta, Doğu ve geçit bölgelerinde kışa dayanıklı),
Koca fiğ. Çiçeklenme devresine kadar biçilirse çayır
üçgülünün besin değeri ile aynıdır. Daha geç biçilirse biraz
acılaşır ve fazla yedirilirse sütte acılık meydana getirir.
Yulaf ile birlikte ekilirse acılık ortadan kalkar. Çiçek
başlangıcında % 3.7 HP içerir.
Tek başına verilmesi pek uygun değildir. Genelde çavdar,
yulaf, arpa gibi buğdaygillerle birlikte ekilip karışık ot elde
edilir.
LUPEN:
Beyaz, mavi ve sarı çiçekli, Ca ve Mg bakımından zengin, %
2.5-3.3 HP, alkoloitler (lupinin, lupanin, lupinotoksin,
lipinidin) ve glikozitler (luponoid, vernin),alıştırma. Fazla
tüketilirse zehirlenmelere (lupinoz) ve ölümlere yol
açabilirler.
Tatlı türleri süt ineklerine 45, koyunlara 7, keçilere 6 kg'a
kadar verilebilir.
YEMLİK BEZELYE:
Çiçeklenme başlangıcında % 3.5-4.2 HP içerir, Ca, P ve Fe
bakımından zengindir. Sağımdan 4-5 saat önce veya sonra
verilmelidir. Tek başına verilmesi uygun değildir.
BUĞDAYGİLLERE AİT YEŞİL YEMLER
Başaklanmadan önce biçildiklerinde besleyici değerleri en
yüksektir ve hayvanlar tarafından sevilerek tüketilirler.
Fazla miktarlarda gaz ve şişkinlik
. Baklagillerle kıyaslandığında protein ve karoten düzeyleri
düşüktür. Ca bakımından fakir ancak P bakımından
zengindirler. Bu nedenle baklagillerle birlikte yedirilmeleri
uygundur.
DARI:
Bol yapraklı, lezzetli hidrosiyanik asit bulundurabilir.
Protein (%1.5) ve mineral bakımından fakirdir.
MISIR HASILI:
Proteince fakir, şeker ve nişasta bakımından zengindir.
Taneleri yarı yarıya sertleşinceye kadar ki dönemde
biçilebilir. Daha çok silolanmak üzere yetiştirilir. İshal, süt
yağını azaltır, tereyağını yumuşatır ve tadını değiştirir. Süt
miktarı ve kalitesini besi sığırlarında ağırlık kazancını
artırır. Ca, Mg, Fe bakımından yeterli, P bakımından orta,
Mn, Cu, Co bakımından fakirdir. Karoten bakımından
zengin bir yemdir.
TAHIL HASILLARI:
Arpa, buğday, çavdar ve yulaf, başaktan önce biçilirse
protein, karoten ve B grubu vitaminlerce zengindir.
SUDAN OTU:
Kuraklığa dayanıklı yıllık bir bitkidir. Sıcak iklimlerde
verimli ve azot bakımından zengin topraklarda iyi gelişir
ve ikinci ürün olarak yetiştirilebilir. Yılda 4 kez biçilebilir.
Bol yapraklıdır. Büyüdükçe sapları sertleşmektedir.
İçerdiği kamış şekerinden dolayı tatlıdır. Süt inekleri için
yaz ortasında diğer yeşil yemlerin az olduğu devrede
lezzetli ve sulu kaba yem kaynağıdır.
Hidrosiyanik asit içerir, ancak darıdaki kadar fazla değildir.
Yaklaşık 60 cm boyunda iken biçilirse bu asit daha az olur.
HP bakımından fakir (% 1.9) olduğu için baklagillerle
birlikte ekilir veya yedirilir.
Bazı buğdaygil bitkilerinin besin madde miktarları,
%
Bitki KM HP HS N'suz ÖM
Mısır hasılı (süt taneli) 18.5 1.6 5.0 9.8Arpa (çiçeklenmebaşlangıcı)
30.0 2.2 9.5 15.9
Çavdar (sürgünde) 21.0 2.6 7.0 10.3Yulaf (çiçeklenmebaşlangıcı)
23.2 1.9 8.5 10.4
Sudan otu (çiçekte) 23.4 1.9 8.4 10.3Sorgum 23.9 1.5 7 14.0
AYÇİÇEĞİ YEŞİLİ: CHO bakımından zengin, proteince
fakir (% 1.5-1.9). 1/3 oranında çiçeklendiği zaman biçim
LAHANA: Protein bakımından zengin (% 2.2-2.5),
sindirilme derecesi yüksektir. Soğuğa karşı dayanıklı Süt
ineklerine en çok günde 10 kg, besi sığırlarına 20 kg kadar
PANCAR YAPRAKLARI:
Hayvan pancarı yaprakları, Süt ineklerine 30 kg'dan fazla
verilmediği takdirde oksalik asitin zararlı etkisi görülmez .
Şeker pancarı yaprakları % 2-3 HP içerir. Saponin ve
oksalik asit. İshal, tereyağını sertleştirici etkisi vardır. Her
kg taze yaprak için 1-1.5 g CaCO3 ilavesi tavsiye
edilmektedir. Soldurularak verildiği zaman oksalik asitin
zararlı etkisi azaltılabilir.
REPKO: Trakya, Marmara, Ege ve Güney Anadolu gibi
ılıman bölgelerimizde ara ürün veya ikinci ürün olarak
Bazı yeşil yemlerde verim
Bitki
Ortalama yeşil yem,
kg/dekar
Yemlik mısır 3500-5000
Ayçiçeği 4000-5000
Lahana 3000-6000
Kırmızı üçgül 1600-2800
Yonca 2000-4000
Fiğ+Çavdar 2000-2200
Şeker pancarı
yaprakları
2000-3000
Hayvan pancarı 2000-2500
Fiğ+Arpa+Yulaf 2000
SİLAJ
Kontrollü olarak aneorobik şartlarda fermente edilmiş yeşil
yada yeterli rutubeti olan yemlere silaj,
Yapılan işleme silolama
Yapıldığı yere silo
Silajın Yapılışı: Özel makinalar, küçük parçalama,
soldurulma
Silo tipine göre sıkıştırma (traktör ya da benzer araçlarla),
naylon ile örtme, naylonu sap ve toprakla örtülmesi, bir aylık
bekleme
Silajın avantajları
1. Düşük maliyetli bir yemdir, 2. Besin maddeleri kaybı daha
azdır. 3. Kötü hava şartlarında en iyi saklama metodudur,
4. Lezzetlidir 5. Yangın tehlikesi yoktur, 6. Sürekli yeşil yem
kaynağıdır 7. Toksik maddeler detoksifiye olur,
8. Depolama kolaylığı 9. laksatif etki, 10. yem israfını önler,
11. ikinci bir ürün elde etme imkanı doğar, yabani otların
gelişmesi kontrol altına alınabilir, 12. Bazı yan ürünlerin
bozulmadan saklanabilmesi için en uygun ve ekonomik
yöntemdir.
Silajın mahsurları:
1. Özel ekipman ve silo ister. Küçük çiftlikler için maliyeti
artırır.
2. Kuru yemlere göre 2-3 kat daha ağır olması ekipman
olmadığı taktirde işçiliğin artmasına sebep olur.
3. Vitamin D düzeyi kurutulmuş yemlere göre daha azdır.
4. Taşınması ve satılması oldukça zordur.
Silaj yemi ile beslemenin, merada beslemeye göre
avantajları
-bölme ve gölgelik gerektirmez,
-birim alandan daha fazla kaba yem elde edilir,
-bitki optimum olgunlukta hasat edilir,
-bir örnek yem elde edilir,
-gaz ve şişkinlik olayları çok azdır,
-hayvan daha yakından kontrol edilir, tüketilen miktar
bellidir,
-toprağın üst tabakasında hayvanların gezinmesine bağlı
olarak ortaya çıkan kayıplar azalır.
Silaj yapımı esnasında faaliyet gösteren
mikroorganizmalar:
1. Süt asiti bakterileri, üremeleri istenir.
2. Tereyağ asiti bakterileri, üremeleri istenmez.
3. Sirke asiti bakterileri, üremeleri istenmez.
4. Koliaerojen bakteriler, üremeleri istenmez.
5. Çeşitli kokuşma bakterileri, üremeleri istenmez.
6. Mayalar, üremeleri istenmez.
Silolama Sırasında Meydana Gelen Değişiklikler
1. Aerob faz: oksijen tüketme (solunuma, enzimler ve aerob
bakteriler, kolay eriyebilir maddeler, fermentasyon, ısı, C02
ve su) optimum 5-7 saat
2. Aneorob faz: asit oluşturan ve proteolitik bakterilerin oranı
artar, aerob maya ve küfler ölür, laktik asit, asetik ve diğer
asitler ve alkoller, proteinler amonyak, amino asit, amin ve
amidlere dönüşür.
3. Sabit faz: ortamın pH sı 4 civarına iner, silaj bu şekilde 10-
15 yıl değişmeden kalabilir.
İyi bir silajın özellikleri
- Ortama hakim olan bakteriler laktik asit bakterileridir
(homofermentatif bakteriler). Bazen heterofermantatif
bakterilerin etkisi ile laktik asit yanında asetik asit, etanol ve
sorbitol de oluşur.
- Ortamın pH sı 3.5-4.5 arasında olmalıdır.
- Silajın rutubeti % 40-60 arasında olmalıdır. Ancak
yeterince soldurma uygulanmayan taze yeşil yemlerde bu
oran % 75'lere kadar çıkabilir.
İstenmeyen fermentasyonlar sonucunda
- Çoğunlukla bütirik asit üreten bakteriler çoğalır ve istenen
pH'ya bir türlü inilemez,
- silajın rengi kızışmalar nedeniyle koyulaşır,
- silajın kendine has hoş kokusu kaybolarak yerine çok kötü
bir koku hakim olur.
- besin maddeleri, dolaysıyla kuru madde kaybı artar ve
silajdan beklenen yararların hiç biri sağlanamaz
-bu tip silajların hayvanlar tarafından tüketilmesi zor ve
zararlı olduğundan yem ziyan edilmiş olur.
Kaliteli bir silaj elde etmek için gerekli şartlar
- CHO bakımından zengin yemler
- Bitkilerin parçalanması ve soldurulması
- Isı: 8-30 °C
- pH: 3.5-4.5
- Anaerob ortam
Çeşitli silajların birim alandaki ağırlıkları,kg/m3
Çayır otu 680- 800Üçgül 680- 800Şeker pancarı 700- 900Şeker ve hayvan pancarı yaprakları 900Patates 800-1000Mısır hasılı 650- 750Yonca (% 25 KM) 650Yonca (% 40 KM) 400
İyi bir silonun özellikleri şunlardır.
1. hayvan sayısına, günlük silaj tüketimine ve silaj yapılacak
bitkilerin miktarına uygun olmalıdır.
2. hava girişi olmamalı, yan duvarları düz ve yüzeyi pürüzsüz
3. yeterli derinlikte olmalıdır.
4. sağlam olmalıdır. Çayır silajları silo duvarı üzerinde mısır
silajından 0.5-2.5 kat daha fazla basınç oluşturur.
5. fazla suyun akışı sağlanmalıdır.
6. doldurma ve boşaltma işlemlerinin her türlü hava
şartlarında yapılabilmesine uygun olmalıdır.
7. maliyeti düşük olmalıdır.
8. Yapı materyali yemin suyunu emmemelidir, silajın
suyundan etkilenmemelidir.
Silo Tipleri:
1. Yüksek silolar: silindirik kule şeklinde, tahta, beton,
tuğladan yapılabilir. Gaz sızdırmayan tipleri vardır. Bu tip
silolar metal, çelik, aliminyum gibi materyalden yapılır.
Fermentasyon riski çok az, pahalıdır, özel ekipman gerektirir.
2. Çukur silolar: Kuyu şeklinde,yanma ve donma tehlikesi
yoktur, fazla sıkıştırma gerektirmez, besin maddesi kaybı
azdır, boşaltma işlemi zordur, siloda CO2 gazı birikebilir.
3. Yatay silolar: Ülkemizde en yaygın silo tipidir.
Toprak yüzeyinin altına yerleştirilir. Yapımı, doldurma ve
boşaltma işlemleri kolaydır, maliyeti düşüktür.
Yamaca inşa edilmesi tercih edilir (üzerine bir çatı), silonun
yan duvarlarına genelde 1/3 oranında eğim verilir, bir veya iki
tarafı açık olabilir, yan duvarlar beton, taş, tuğla, biriket veya
katranlanmış ahşaptan olabilir(koruyucu materyal), tabanı
toprak, taş, çakıl ve beton olabilir, fazla suyun akabilmesi için
tabana belirli bir eğim verilir (% 1-5)
Sandık şeklinde olanları da vardır (toprak seviyesinin
üzerinde), tabanı betondan, yan duvarlar tahta, beton veya
başka bir maddeden olabilir. Sığırların direkt silodan yemesi
için yapılır.
Silo büyüklüğünün tespit edilmesi
Yedirilecek silaj yemi miktarı belirlenir. Örneğin elimizde
30 adet sığır var ve kışın 240 gün süreyle silaj yedirmeyi
planlıyoruz. 30 hayvan besleme periyodu boyunca günde
15 kg silaj tüketirse günlük silaj yemi ihtiyacı 30 X 15 =
450 kg'dır. O halde kış boyunca 240 X 450 = 108.000 kg
yani 108 ton silaj yemi gereklidir.
Çukur silolardan hergün 10 cm'lik bir dilim çıkarılır, yaz
aylarında biraz daha kalın dilim tercih edilir.
En uygun silo derinliği 2.4 m olarak bildirilmektedir.
Bitkilerin silonun yüksekliğinin 0.9 m daha yukarısına
kadar yığılması uygundur.
Silaj Yapılacak Yemler:
1. Kolay silolanan yemler: Kaliteli silajlar, katkı maddesine
ihtiyaç duymazlar. Mısır, ayçiçeği, yerelmasının yeşil
kısımları, darı hasılı, yemlik lahana, şeker ve hayvan
pancarlarının yaprakları
2. Orta derecede silolanma özelliğinde olan yemler:
Nispeten daha güç silolanırlar. % 0.5-1 şeker veya % 1-2
melas tavsiye edilebilir. Çavdar hasılı, bakla, baklagil ve tırfıl
otları ve bunların karışımları, lüpen çeşitleri, yeşil hardal,
körpe ayçiçeği, çayır otları bu gruptadır.
3. Güç silo edilebilen yemler: Körpe mera otları, körpe
üçgüller, yonca, fiğ ve bezelye, tatlı lüpen bu gruptadır ve bu
yemlerle kaliteli bir silaj elde edebilmek oldukça zordur.
Silaj Katkı Maddeleri
1. Silajı besin maddeleri yönünden zenginleştirmek için
katılanlar:
a. Tane yemler ve diğer yem maddeleri: mısır, arpa ve
yulaf % 4.5-9. fermentasyon kolaylaşır,besin maddeleri
yönünden zenginleştirilir lezzeti artar. Kuru şeker pancarı
posası (% 2.5-3), kuru narenciye posası, samanlar, yulaf
kapçıkları ve pamuk tohumu kapçığı
b. Melas: Melas içerisindeki kolay eriyebilir karbonhidratlar
silaj oluşumuna katkıda bulunur. Yemin lezzetini artırır.
Özellikle baklagil silajı yapılacağında melas ilavesi
önemlidir. Yine kuru madde içeriği yüksek bazı yemlerin
silolanmaları sırasında da melasdan iyi bir katkı maddesi
olarak yararlanılabilir, % 1-6 oranında kullanılabilir.
c. Üre: maksimum % 0.05 düzeyinde. Üre katmakla düşük
proteinli silajların HP’i % 8-12'ye kadar çıkabilir. Oluşan
amonyak olumsuz fermentasyonun oluşmasını önler.
d. Kireç taşı: (% 0.5-1) Ca yönünden zenginleştirme, asit
üretimini teşvik
e. Kurutulmuş peynir suyu: Kolay eriyebilir CHO
kaynağı olması yanında protein ve mineral maddeler
bakımından da silajı zenginleştirir, % 1-3 düzeyinde katılır
ve sulandırılarak ilave edilir.
2. Fermentasyonu kolaylaştırmak amacıyla katılanlar:
Laktik asit üreten bakterilerin kültürleri, maya kültürü ve
çeşitli enzimler
3. Asit ortamı güçlendirmek amacıyla katılanlar:
İnorganik ve organik asitler. Her iki asit grubu da
mikrobiyel faliyetleri durdurarak silajın stabilitesine
yardımcı olur. Sülfirik asit, hidroklorik asit ve fosforik asit.
Propiyonik, asetik, laktik, sitrik ve formik asit gibi organik
asitler daha az zararlıdır ve antifungal (küflenmeyi
önleyici) olarak da görev yaparlar.
4. Prezervatif olarak olarak katılanlar:
Antibiyotikler, Na diasetat, Na meta bisülfit (4-6 kg/ton),
Na benzoat, Na nitrat ve Ca format, tuz (% 1-1.5)
Silaj yapılırken dikkat edilecek noktalar:
1. Silajlık bitkinin biçim zamanı: Baklagil ve buğdaygil
otlarının kuru ot üretimi için en uygun biçim zamanı silaj
üretimi için de geçerlidir. Mısır için tanenin koçanla birleştiği
yerde siyah bir tabakanın oluştuğu dönem biçim için en
uygun olan zamandır.
Silajlık materyalin en uygun hasat zamanının öğleden
sonra veya akşam saatlerinde olduğu bildirilmektedir. Çünkü
günün bu saatlerinde bitkinin şeker içeriği biraz daha
yüksektir.
2. Silajlık bitkinin parçalara ayrılması:
3. Silajlık bitkinin nem oranı: En uygun nem oranı % 60-
67. - Nem oranın yüksek olması durumunda daha ağır bir yem
elde edilir. Bunun yanısıra su miktarı arttıkça silajın
kalitesinde de düşüş gözlenir (bütirik asit, küflenme,
kokuşma, sızıntı ile besin maddeleri kaybı, asitliğin artmasına
bağlı olarak silo duvarı tahrip olabilir
silaj yapılırken kuru madde miktarını artırmak için
1. Soldurma: (3-4 saat) 2. Kuru ot veya saman ilave etme:
(% 5-20) 3. Kuru maddesi yüksek silajlık materyal ile
karıştırmak 4. Kuru katkı maddeleri ilave etmek:
kurutulmuş şeker pancarı posası, kuru melas, kuru narenciye
posası öğütülmüş tane yemler kullanılabilir.
Bitki fazla kuru ise siloya su ilave edilir ya da çok taze
ve yeşil otlar karıştırılır.
4. Silonun doldurma süresi: Silo çabuk doldurulmalıdır.
Silo en geç iki gün içerisinde doldurularak üzeri
kapatılmalıdır.
5. Silonun kapatılması: Silajın bozulmadan
korunabilmesi için üstünün hava geçirmeyecek bir şekilde
kapatılması gerekir.
Silajlarda kalitenin belirlenmesi:
İyi bir silaj yeminin fiziksel özellikleri:
1. Koku, 2. Tat, 3. Küflenme ve çürüme yoktur 4. Bir
örnek görünümdedir. 5. İyi bir silaj yemi hayvanlar
tarafından sevilerek tüketilir.
Kimyasal yöntem (kuru maddesi, besi madde
miktarları, pH’sı, organik asit içeriği, amonyak düzey)
Fleig puanı = 205 + (2 X % Silaj KM’si) – 40 X Silaj pH’sı
Fleig puanı normal silajlarda genelde 70-100 arasında
bulunur. 0-20 puan arası, kötü; 21-40, orta; 41-60
memnuniyet verici; 61-80, iyi; 81-100, pekiyi olarak
değerlendirilir.
Kaliteli bir silajda laktik asidinin min. % 2, asetik asit %
0.8’in altında, bütirik asitin ise 0 olması istenir (% 0.1-0.7).
NH3 (% 0.01-0.3 )
Silajın hayvan beslemede kullanımı:
Silajda nitrojenli maddeler ve proteinler NPN halinde
HY oranı ve HY'ın sindirilme derecesi artmıştır.
Azotsuz öz maddeler azalmıştır. HS miktarı artmıştır.
Mineral madde içeriği değişmez vitaminler bakımından da
herhangi bir kayıp oluşmaz.
Silaj yemleri lezzetlidir, kısa bir alıştırma döneminden
sonra hayvanlar tarafından iştahla tüketilir. Süt ineklerine
sağımdan sonra 15-20 kg, kurudakilere daha az, düvelere
5-10 kg, besi sığırlarına 15-20 kg, danalara 10-15 kg, atlara
6-15 kg, koyunlara 2 kg/100 kg CA miktarında verilir.
KURU MADDE ORANI YÜKSEK SİLAJLAR
(HAYLAJ)
Genellikle çayır veya baklagil otlarından yapılır.
Soldurularak nem oranı % 40-55'e düşürülür. Yapımı,
depolanması ve hayvan beslemede kullanılması aynı
silajdaki gibidir. Sadece kuru madde miktarı daha
yüksektir. Uygun şartlarda yapılmış haylaj hoş bir aromaya
ve lezzete sahiptir. Kaliteli bir yemdir. Özellikle süt
ineklerinde gittikçe artan bir kullanım alanına sahiptir.