vergi bülteni - pwc.com.tr · vergi bülteni tarih: 14.11.2019 sayı: 2019/53 yeni gelir İdaresi...

12
PwC Türkiye Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 www.pwc.com.tr Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen bazı özelgeler. 1. Gelir Vergisi Kanunu Tapu harcı GMSİ beyannamesinde indirim konusu yapılabilir mi? (08.07.2019 tarih ve 258095 sayılı özelge) Kira gelirine ilişkin olarak verilecek gayrimenkul sermaye iradı beyannamesinde gerçek gider usulünün tercih edilmesi halinde, kira geliri elde edilen gayrimenkullerin mahkeme kararı neticesinde adına tescilinin yapılabilmesi için ödenen tapu harcının, Gelir Vergisi Kanunu’nun 74. maddesinin 1. fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca gayrimenkul sermaye iradına ilişkin safi iradın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün olup, aynı amaçla yapılan döner sermaye bedeli ödemesinin ise söz konusu madde kapsamında indirime konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ödenen Yapı Kayıt Belgesi bedeli GMSİ beyannamesinde gider olarak dikkate alınabilir mi? (11.07.2019 tarih ve 54085 sayılı özelge) Kira geliri elde edilen gayrimenkul için ödenen yapı kayıt belgesi bedeli, safi iradın tespitinde dikkate alınabilecek gerçek giderlerin sıralandığı Gelir Vergisi Kanunu’nun 74. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde sayılan ödemeler arasında yer almadığından, bu ödemelerin safi iradın tespitinde doğrudan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ödenen yapı kayıt belgesi bedeli, taşınmazın iktisadi kıymetini artırdığından, bu bedelin taşınmazın maliyet bedeline eklenmesi ve taşınmazın kalan faydalı ömrü dahilinde itfa edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan; taşınmazın amortisman süresinin tamamlanmış olması durumunda, maliyet bedeline eklenen söz konusu tutarın taşınmaza ilişkin faydalı ömür ve amortisman oranı dahilinde ödemenin yapıldığı tarihten itibaren itfa edilmesi icap etmektedir Yurt dışında yapılan Cami Projesi için bir vakfa yapılan nakdi bağış beyan edilen kira gelirinden indirilebilir mi? (19.07.2019 tarih ve 244206 sayılı özelge) Sierra Leone Cami’nin mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi hükmü kapsamında bağış tutarının tamamının beyan edilen gelirden indirimi mümkün değildir. Ancak Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi hükmü uyarınca, Bakanlar Kurulu Kararıyla vergi muafiyeti tanınan Vakfın banka hesabına Sierra Leone Cami Projesi için yatırılan nakdi bağış ve yardımların Gelir Vergisi Beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla beyan edilecek gelirin % 5’ine kadar olan kısmı, harcamanın yapıldığı yılda indirim konusu yapılabilir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile edinilen dairelerin çocuklara satılması halinde vergileme nasıl yapılır? (23.08.2019 tarih ve 101608 sayılı özelge) Gayrimenkul alım satımı ticari bir organizasyon içinde yapıldığında alım satımın ticari faaliyetin bir unsuru sayılması, ancak ticari organizasyonun

Upload: others

Post on 08-Aug-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

PwC TürkiyeVergi Bülteni

Tarih: 14.11.2019Sayı: 2019/53

www.pwc.com.tr

Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5)

Özet

Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen bazı özelgeler.

1. Gelir Vergisi Kanunu

Tapu harcı GMSİ beyannamesinde indirimkonusu yapılabilir mi?

(08.07.2019 tarih ve 258095sayılı özelge)

Kira gelirine ilişkin olarakverilecek gayrimenkul sermayeiradı beyannamesinde gerçek gider usulünün tercih edilmesihalinde, kira geliri elde edilengayrimenkullerin mahkemekararı neticesinde adına tescilinin yapılabilmesi için ödenen tapu harcının, Gelir Vergisi Kanunu’nun 74.maddesinin 1. fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca gayrimenkul sermaye iradına ilişkin safi iradın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün olup, aynı amaçla yapılan döner sermaye bedeli ödemesinin ise söz konusumadde kapsamında indirime konu edilmesi mümkünbulunmamaktadır.

Ödenen Yapı Kayıt Belgesi bedeli GMSİ beyannamesinde giderolarak dikkate alınabilir mi?

(11.07.2019 tarih ve 54085sayılı özelge)

Kira geliri elde edilengayrimenkul için ödenen yapı kayıt belgesi bedeli, safi iradın

tespitinde dikkate alınabilecek gerçek giderlerin sıralandığı Gelir Vergisi Kanunu’nun 74.maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde sayılan ödemeler arasında yer almadığından, bu ödemelerin safi iradın tespitinde doğrudan gider olarak indirilmesimümkün bulunmamaktadır.

Ödenen yapı kayıt belgesi bedeli, taşınmazın iktisadi kıymetini artırdığından, bu bedelin taşınmazın maliyet bedeline eklenmesi vetaşınmazın kalan faydalı ömrü dahilinde itfa edilmesigerekmektedir.

Diğer taraftan; taşınmazın amortisman süresinintamamlanmış olması durumunda, maliyet bedelineeklenen söz konusu tutarın taşınmaza ilişkin faydalı ömür ve amortisman oranı dahilinde ödemenin yapıldığı tarihten itibaren itfa edilmesi icapetmektedir

Yurt dışında yapılan Cami Projesi için bir vakfayapılan nakdi bağış beyan edilen kira gelirindenindirilebilir mi?

(19.07.2019 tarih ve 244206sayılı özelge)

Sierra Leone Cami’nin mülkiidare amirlerinin izni ve

denetimine tabi olarakyaptırılacak ibadethaneler kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89.maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi hükmü kapsamında bağış tutarının tamamının beyan edilen gelirden indirimi mümkündeğildir.

Ancak Gelir VergisiKanunu’nun 89. maddesininbirinci fıkrasının (4) numaralı bendi hükmü uyarınca, Bakanlar Kurulu Kararıyla vergi muafiyeti tanınan Vakfın banka hesabına Sierra Leone Cami Projesi için yatırılan nakdi bağış ve yardımların Gelir Vergisi Beyannamesiüzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla beyan edilecek gelirin % 5’ine kadar olan kısmı, harcamanın yapıldığı yılda indirim konusu yapılabilir.

Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile edinilen dairelerin çocuklarasatılması halinde vergileme nasıl yapılır?

(23.08.2019 tarih ve 101608sayılı özelge)

Gayrimenkul alım satımı ticari bir organizasyon içindeyapıldığında alım satımın ticari faaliyetin bir unsuru sayılması, ancak ticari organizasyonun

Page 2: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

şekli ve maddi unsurları ile açıkça belli olmadığı hallerde faaliyetin devamlılık kasıt ve niyeti ile yapıldığını belirleyen objektif ölçü olarak, muameledeçokluk olup olmadığına bakılması gerekmektedir.

Gayrimenkullerin iktisaptarihinden sonra aynı kişiye farklı tarihlerde veya farklı kişilere aynı tarihte veya birbirini izleyen tarihlerdesatılması durumunda yapılan satışlar devamlı olarak gayrimenkul alım-satım işiyle uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden, elde edilen kazancın Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinegöre ticari kazanç olarakvergilendirilmesigerekmektedir.

Konuyla ilgili yapılan sorgulamalarda, gayrimenkulsatış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi karşılığında elde edinilen konut niteliğindeki daireleri 2014 takvim yılı içinde aile bireylerine ve bir başka kişiye satış şeklinde devredildiği anlaşılmaktadır.

Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile edinilen dairelerin herhangibir bedel alınmaksızın aile bireylerine devredildiğinin ispatı halinde, gelir vergisi yönünden vergilendirmeyapılamayacak olup, ivazsız intikal şeklinde gerçekleşen söz konusu işlemlerin veraset ve intikal vergisi kapsamında vergilendirmesi gerekmektedir.Bununla birlikte, aynı takvim yılında bir başkasına satılan gayrimenkulden elde edilenkazanç, Gelir VergisiKanunu’nun değer artış kazancı hükümleri kapsamında vergilendirilecektir.

Öte yandan, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında iktisap edilen gayrimenkullerin altsoydahil farklı kişilere bedel

mukabili satışı halinde, yapılan satışlar devamlı olarak gayrimenkul alım-satım işiyle uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden, elde edilen kazanç, Gelir VergisiKanunu’nun 37. maddesinegöre ticari kazanç olarakvergilendirilecektir.

Özel öğretim kurumlarında çalışan personelin çocuklarının ücretsiz veya burslu okutulması halinde ücret geliri elde edilmiş sayılır mı?

(02.09.2019 tarih ve 22257sayılı özelge)

Özel öğretim kurumlarının, 5580 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik uyarınca, kurumda öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde üçü oranında, ücretsiz öğrenci okutma yükümlüğü bulunmaktadır. Ücretsiz okutulacak öğrencilere ilişkin şartlar da anılan Kanun ve Yönetmelikte belirlenmiştir. Kanun ve Yönetmelikte, ücretsizokutulacak öğrencilerin dışında burslu öğrenci okutulmasına yönelik düzenlemelere de yerverilmiş, burslu okutulacak öğrencilerin taşıması gereken şartların neler olduğu ve burslu okutulacak öğrenci ve kursiyerlerin oranı veya sayısının nasıl belirleneceği düzenlenmiştir.

Dolayısıyla, özel öğretim kurumu çalışanlarının çocuklarının da ilgili Kanun ve Yönetmelikte belirlenen şartları sağlamaları kaydıyla, anne ve babalarının çalıştığı özel öğretim kurumlarında ücretsiz veya burslu okuyabilmesimümkün bulunmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, çalışanlara sağlanan bir menfaatin ücret sayılarak vergilendirilebilmesi için, sözkonusu menfaatin çalışanın hizmeti karşılığı olarak

sağlanmış olması gerekmektedir.

Bu nedenle, kurumun yönetici,öğretmen ve diğer personel çocuklarının, 5580 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelikte belirlenenşartlarda ve ücretsiz okuyan öğrencilerde kurumda öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde üçü, burslu okuyanöğrencilerde ise belirlenen sayı içinde kalmak kaydıyla, ücretsiz veya bursluokutulmaları nedeniyle tahsil edilmeyen bedellerin,çalışanlara hizmeti karşılığı sağlanan bir menfaat olarak kabul edilmesi ve ücretsayılarak bu tutarlar üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılması söz konusu değildir.

Ancak, Kurum personelininçocuklarının 5580 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik kapsamı dışında ücretsiz, indirimli veya burslu okutulması halinde ise personelden tahsil edilmeyentutarlar, personele sağlanan net menfaat (ücret) olarakdeğerlendirilecek ve brüte iblağ edilmek suretiyle, gelir vergisitevkifatına tabi tutulacaktır.

Özel okul tarafından başarılı öğrencilere verilen para ödülü safi kazancın tespitinde gider olarakdikkate alınabilir mi?

(02.09.2019 tarih ve 165858sayılı özelge)

Basın yayın kuruluşları ve benzeri araçlar vasıtasıyla önceden ilan edilmek şartıyla, yıl içinde dereceye giren öğrencilere verilen para ödülleri, eğitim kurumunun tanıtımını amaçlayan ve doğrudan ticari fayda sağlayan, dolayısıyla ticari kazancın elde edilmesi ile ilgili bulunan reklam harcaması mahiyetinde olduğundan, bu harcamaların Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin

Page 3: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkatealınması mümkün bulunmaktadır.

Avukat tarafından icra takibindeki dosyalarailişkin olarak yapılan tebligat masrafları gider kabul edilir mi?

(12.09.2019 tarih ve 302638sayılı özelge)

Bir bankayla yapılan sözleşme gereğince, bankaya borçlu kişilere yönelik olarak yürütülecek yasal takip ve butakiplerle bağlantılı davalar kapsamında, PTT aracılığı ile yapılan posta giderlerinin, serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusuyapabilmesi için söz konusuposta giderlerinin PTTtarafından serbest meslek erbabı adına fatura edilmesi gerekmekte olup, PTTtarafından icra dairesi adına fatura edilen söz konusu postagiderlerinin serbest meslekkazancının tespitinde indirim konusu edilmesi mümkünbulunmamaktadır.

Öte yandan, borçlulara yönelikolarak icra daireleri tarafından düzenlenen ödeme emrievrakının PTT tarafından tebliğ edilmesi hizmetinde evrakı gönderen, bir başka deyişle hizmeti alan icra daireleriolduğundan, bu hizmete ait faturanın ilgili icra dairesi adına düzenlenmesinde Kanuna aykırılık bulunmamaktadır.

Birleşme dolayısıyla işvereni değişen personelin ücret gelirininvergilendirilmesi nasıl olmalıdır?

(25.09.2019 tarih ve 892903sayılı özelge)

İki şirketin birleşmesi sonucu

kurulan şirkette çalışan personel açısından, birleşme sonucu oluşan şirkette personelin çalışmaya devam ettiğinin kabulü ve söz konusu personelin eski şirketten elde ettikleri ücret gelirleri ile yenikurulan şirkette elde ettikleri ücret gelirlerinin toplamının aynı işverenden elde edilen ücretler olarak Gelir VergisiKanunu’nun 103. maddesindeyer alan vergi tarifesindebelirtilen oranlar uygulanmaksuretiyle vergilendirilmesigerekmektedir.

2. Kurumlar VergisiKanunu

Sigorta poliçe bedelininyarısının devlet prim desteği ile karşılanması durumunda destek tutarı kurum kazancına dahil edilir mi?

(24.07.2019 tarih ve 603015sayılı özelge)

Şirketin faaliyeti kapsamında almış olduğu devlet prim desteğinin kurum kazancına dahil edilmesi gerekmekte oluppoliçe bedelinin ise Gelir VergisiKanunu’nun 40. maddesininbirinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

3. Katma Değer Vergisi Kanunu

İstisnadan vazgeçme dilekçesi vermeden KDV’lifatura düzenlenirse neolur?

(09.07.2019 tarih ve 73311sayılı özelge)

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 18. maddesikapsamında aynı Kanun’un geçici 20. maddesinde hükümaltına alınan istisna hükmünden vazgeçildiğine

yönelik vergi dairesineherhangi bir yazılı müracaat olmaması durumunda, söz konusu istisna kapsamındaki işlemlerde KDV hesaplamış olsa dahi istisnadan vazgeçilmiş olmaz. Dolayısıyla şartların sağlanması kaydıyla istisna kapsamındaki işlemlere ilişkin KDV hesaplamadan faturadüzenlenmesi mümkünbulunmaktadır.

Öte yandan, istisnakapsamında yer almasına rağmen istisna uygulanmayan teslim ve hizmetlere yönelikhesaplanan KDV’nin, KDVKanunu’nun 8/2. maddesihükmüne istinaden beyanedilerek ödenmesigerekmektedir. Ancak,istisnadan vazgeçme talebininbulunmaması nedeniyle, KDV Kanunu’nun geçici 20.maddesine göre istisnaolmasına karşın KDV hesaplanan işlemlere yönelik yüklenilen KDV’nin, KDVKanunu’nun 30/a maddesigereğince indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Belediyenin ihtiyacı olanlara verilmek üzerealışveriş çeki alımında ve çeklerin kullanımında KDV uygulaması nasıl olmalıdır?

(09.07.2019 tarih ve 51130sayılı özelge)

Belediye tarafından ihalesi yapılacak olan, Belediye sınırları içerisinde yaşayan fakir ve muhtaç durumdakivatandaşlara verilmek üzere içerisinde KDV dahil 100 liradeğerinde harcama limiti yüklenmiş 10.000 adet alışveriş çeki (kartı) alımı işi kapsamında alınacak olan alışveriş çeklerinin (kartlarının) Belediyeye tesliminde, kartlara yüklenilen100 lira bir mal teslimi veyahizmet ifasının karşılığı

Page 4: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

olmadığından, ödenen bedel KDV’ye tabi olmayacaktır. Ancak, karta yüklenilen 100lira dışında kart alım işine yönelik yükleniciye ayrıca bir bedel ödenmesi durumunda,ödenen bu hizmet bedeliüzerinden genel oranda KDVhesaplanması gerekmektedir.

Belediye tarafından fakir ve muhtaçlara teslim edilenalışveriş çeklerinin (kartlarının) kullanılması suretiyle mal veya hizmet satın alınmasında, satıcı tarafından teslim ve hizmetlerin karşılığını teşkil eden bedel üzerinden teslime konu mal ve hizmetintabi olduğu oranda KDV hesaplanarak tüketici adına fatura veya ödeme kaydedicicihaz fişi düzenlenmesi gerekmektedir.

Yurt dışında ve yurt içinde kullanılan bilgisayar programlarının satışı KDV’den istisna mıdır?

(12.07.2019 tarih ve 235439sayılı özelge)

Türkiye’de hazırlanan bilgisayar oyunları uygulamasına ilişkin verilen hizmetin yurt dışındaki bir müşteri (kullanıcılar) için yapılması ve bu hizmetten yurtdışında faydalanılması halinde, bu hizmet KDVKanunu’nun 11/1-a maddesinegöre hizmet ihracı kapsamında değerlendirilebilecektir.

Ancak, bilgisayar oyunları uygulamasının yurt içi ve yurt dışı kullanımına yönelik ayrım yapılamaması halinde, münhasıran yurt dışındaki müşteriler için yapılmayan söz konusu hizmete ilişkin Google ve Apple tarafından verilen paylar üzerinden KDVhesaplanması gerekmektedir.

Atık madeni yağ teslimi KDV’den istisna mıdır?

(04.02.2019 tarih ve 18888sayılı özelge)

Somut olayda, Şirketin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Çevre Lisansı ile yetkilendirilen bir kuruluş olduğu, atık yağ üreten tesislerden atık madeni yağları alarak tesisinde rafinasyon ve rejinasyonişlemlerine tabi tutmak suretiyle ürettiği ürünleri tekrar piyasa sürdüğü, ancak atık yağ tesliminde bulunan mükelleflerin bazılarının söz konusu atık yağların tesliminin hurda kapsamında değerlendirilerek katma değer vergisinden istisna olması gerektiğini beyan ettikleri belirtilerek, söz konusu atık yağ teslimlerinde uygulanması gereken KDV oranı konusunda Başkanlık görüşü sorulmuştur.

Alımı yapılan atık madeni yağ teslimlerinin hurdakapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp, söz konusu atık madeni yağ teslimlerinin genel hükümler çerçevesinde(%18 oranında) KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

BSMV mükellefine hizmetsunan yurt dışındaki firma tarafından yıl sonunda ıskonto yapılması durumunda, fazla ödenenKDV iade alınabilir mi?

(05.02.2019 tarih ve 2658 sayılı özelge)

Özelge talep formunda,Bankanın yurt dışında mukim bir firmadan aldığı mesaj hizmeti karşılığında ödediği fatura tutarları üzerinden sorumlu sıfatı ile KDV tevkifatının yapıldığı, yurt dışındaki firmanın yıllık verilen bu hizmetlerin toplamı üzerinden yılda bir kere "credit note" belgesi ile bankayaıskonto uyguladığı belirtilerek,

Bankanın KDV mükellefi olmaması sebebiyle "credit note" belgesi ile yapılan ıskonto işlemine ait sorumlu sıfatıyla ödenmiş olunan KDV’nin ne şekilde iade alınacağı/mahsup edileceği konusunda görüş sorulmuştur.

Yurt dışındaki firmadan alınan mesaj hizmet bedellerinintoplamı üzerinden yılda bir kere düzenlenen "credit note"belgesi ile yapılan ıskonto işlemlerine isabet eden ve sorumlu sıfatıyla ödenmiş olan KDV’nin, KDV Kanunu’nun 8/2.maddesi uyarınca Bankaya iadesi mümkün bulunmaktadır.

GSYO’nun grupşirketlerine kullandırdığı borç paralar içinhesaplanan adat faiziKDV’ye tabi midir?

(16.07.2019 tarih ve 13838sayılı özelge)

Banker kapsamında BSMV mükellefi olan şirketin grup şirketlerine borç para verme işlemi, şirketin esas iştigal konusu olarakdeğerlendirilemeyeceğinden, bu işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar BSMV’nin konusunagirmemektedir.

Söz konusu borç verme işlemi KDV Kanunu’nun 1/1maddesine göre finansmanhizmeti olarakdeğerlendirildiğinden bu işlem nedeniyle hesaplanacak adatfaiz tutarları KDV’ye tabidir.

Döviz cinsinden alacağın tahsilinde, tahsil tarihindeanapara alacak tutarı üzerinden hesaplanacakkur farkı ile alacak için hesaplanan faiz için KDVhesaplanması gerekir mi?

(11.01.2019 tarih ve 35118 sayılı özelge)

Ana ortak veya ilişkili firmalar

Page 5: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

arasındaki borç verme işlemleri, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (1/1) maddesinegöre finansman temin hizmetiolarak değerlendirilmekte ve bu işlemler nedeniyle hesaplanacak faiz tutarı KDV’ye tabi bulunmaktadır.

Öte yandan, Kurumlar VergisiKanunu’nun (12/7) maddesigereğince, örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veyahesaplanan tutarların, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç verennezdinde, örtülü sermayeşartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kar payı veya dar mükellefler için ana merkezeaktarılan tutar sayılması nedeniyle, kurumlarla ilişkili kişiler arasında gerçekleşen ticari faaliyetlerin sonradanGelir ve Kurumlar VergisiKanunlarının uygulanmasında örtülü sermaye olarakdeğerlendirilerek dağıtılmış kar payı sayılması, KDV açısından işlemin finansman temin hizmeti olmasını etkilememektedir.

Buna göre, ana ortak veyailişkili firmalar arasındaki borç verme işlemlerinden kaynaklanan alacağa eklenen önceki dönem (2014-2016) adatfaizleri üzerinden hesaplanacakkur farkı işlemin karşılığını teşkil eden bedele dahil olduğundan KDV’ye tabidir.

Diğer taraftan, ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemlerinden kaynaklanan anapara alacaktutarı üzerinden hesaplanan kur farkı, işlemin karşılığını teşkil eden bedel kapsamında olmadığından, anapara alacak tutarı üzerinden hesaplanan kur farkı üzerinden KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

Ana ortak veya ilişkili firmalar arasındaki borç verme işlemlerinden kaynaklanan anapara alacak tutarı üzerinden hesaplanan kur farkı için fatura düzenlemezorunluluğu bulunmamaktadır. Bununla birlikte verilenfinansman hizmeti kapsamında hesaplanan ve faturalandırılan adat faizlerinin tahsili tarihindehesaplanan kur farkı tutarı için alacaklı olunan ilgili şirketler adına fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Havalimanlarında kiralanan arazi üzerinekurulan tesislerinkiralayana bedelsiz olarakdevri KDV’ye tabi midir?

(25.01.2019 tarih ve 81060sayılı özelge)

Havalimanı işletmecileri ve Devlet Hava Meydanları İşletmesinden yapılan kiralama işlemleri Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesikapsamında KDV’ye tabi olduğundan, bu kiralama işlemine ait KDV’nin kiralayanlar tarafından aylık dönemler halinde beyanedilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, kiralanan yerüzerinde kiracı tarafından kurulan tesislerin yapılan sözleşmeler gereği kira süresinin sonunda kiralayanabedelsiz bırakılması durumunda, bu tesislerinbedelsiz tesliminin gerçekleştiği dönemde emsal bedeliüzerinden şirket tarafından KDV hesaplanarak beyanedilmesi gerekir.

Mal tesliminden öncefatura düzenlenmesihalinde iade ne zamantalep edilebilir?

(01.03.2019 tarih ve 36770sayılı özelge)

Büyükşehir Belediyesi ile

yapılan mal alım sözleşmesi kapsamında yapılacak her bir/parti HRS aracı ve tramvay aracı teslimine ilişkin olarak, muayene ve kabul tutanağının onaylanmasından itibaren yedi gün içerisinde faturadüzenlenmesi gerekmekte olup,söz konusu süreden sonradüzenlenen faturalar VergiUsul Kanunu uygulamasında hiç düzenlenmemiş sayılmaktadır. Bunun yanı sıra, faturanın muayene ve kabul tutanağının onaylanmasından önce herhangi bir tarihtedüzenlenmesi de mümkünbulunmaktadır.

Ayrıca, söz konusu sözleşme kapsamında, HRS araçları ve tramvay araçları için taahhüdün gerçekleştirilmesi sırasında (teslimden önce) araç bedellerinin %8’i oranında verilen/verilecek avanslar içinfatura düzenlenmesi mümkünbulunmaktadır.

Büyükşehir Belediyesine YTB kapsamında teslim edilecek araçların imalat aşamasının belli dönemlerinde yapılan avans ödemeleri için faturadüzenlenmesi halinde, sözkonusu faturaların düzenlendiği dönem beyannamesinde işlemin istisna olarak beyan edilmesi ve buişleme ilişkin yüklenilen KDV’nin gösterilmesigerekmektedir.

Öte yandan, 3065 sayılı Kanun’un 13/d maddesikapsamındaki işlemlere ilişkin yüklenilen KDV’nin iadesi HRSve tramvay araçları teslim edildiğinde talep edilebilecektir.

Page 6: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

4. Vergi Usul Kanunu

Şüpheli ticari alacak karşılığı uygulamasında ihtiyati haciz ve kaydihaciz teminat olarak kabuledilir mi? Teminat olarakalınacak değer nasıl tespit edilir?

(04.01.2019 tarih ve 10138sayılı özelge)

Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ileilgili olmak şartıyla; dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibinedeğmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcutolmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.

Bir alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması için işletme kayıtlarına hasılat olarak girmesi veya ticaretiyapılacak mal veya hizmetin maliyetiyle ilgisi olması gerekir.

Bunun yanı sıra, Kanun hükmü, teminatlı alacaklarda bu karşılığı teminattan geri kalan miktarla sınırlamakta, alacağın banka teminat mektubu, ipotek, haciz, rehin,kefil vs. suretlerle teminatabağlanmış olması halinde teminatlı kısım için şüpheli alacak karşılığı ayrılmayacağını kabul etmiş bulunmaktadır. Bu uygulamada, teminat sayılan haller arasında bulunan hacizler (kaydi ve ihtiyatihacizler dahil), alacağın tahsilinin kuvvetle muhtemelolduğunun ve alacağın teminatsız kalmadığının

göstergesi olarak (borçluların mal, hak veya alacaklarına haciz konulması suretiyle söz konusu alacağın haciz konulan kısmı teminatlı hale geldiği) değerlendirilmekle birlikte, alacaklıdan önceki toplam haciz alacakları tutarının hacze konu hak, alacak ve malların değerinin üzerinde olması, bir başka deyişle alacaklıdan önceki sırada bulunanların alacaklarını tahsil ettikten sonra paraya dönüştürülecek borçlu mallarından alacaklıya kalacak bir tutarkalmayacağının anlaşılması, dolayısıyla söz konusu alacağın tahsil kabiliyetininbulunmadığı durumlar için şüpheli alacak ayrılması mümkün bulunmaktadır.

Alacağın kısmen teminat altına alındığı durumlarda, değerleme günü itibariyle teminatsız kalan kısım kesin olarak biliniyorsa, bu durumdateminatsız kısımla sınırlı olmak üzere karşılık ayrılabilir. Ancak uygulamada kimi durumlardaalacağın ne kadarının teminatlı ne kadarının teminatsız olduğunun tespiti çok güç olabilmektedir. Bu bakımdan değerleme gününde değerleme konusu alacaklardan nekadarının teminatlı ne kadarının teminatsız olduğunun kesin olarak bilinememesi durumundaalacağın tamamının teminatlı sayılması gerekmektedir.

Diğer taraftan, teminat, bir hakkı güvence altında bulundurmak, bir borcun ifaedileceği ya da ifa edilmemesi halinde tazmin edileceğine ilişkin güvence ya da karşılık vermek olarak tanımlanabilir. Teminatlar ayni ve şahsi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ayni teminatlar; taşınır rehni, taşınmaz rehni, ticari işletme rehni; şahsi teminatlar ise garanti ve kefalet sözleşmeleri ile banka teminat

mektuplarıdır. Ayrıca borcun ödenmemesi üzerine cebri icrayoluyla borçlunun malvarlığına haciz konulması halinde de alacağın karşılıksız kalmadığı değerlendirilmektedir.

Teminatların, alacak karşısında nasıl uygulanacağı her bir teminat türüne görefarklılık arz etmekte olup, teminatların alacaklara uygulanması açısından her alacak ve teminat cinsinin ayrı ayrı değerlendirilmesi ve değerlendirmeler neticesinde teminatın türüne göre ilgili mevzuat hükümlerininuygulanması gerekmektedir. Bu kapsamda, ticari işletme rehni, bizatihi Ticari İşletme Rehni Kanunu ile özel olarakdüzenlenmiş olup, alacağın ticari işletme rehni ile teminatlandırılması durumunda söz konusumevzuat hükümleri uygulamaalanı bulacaktır. Birtakım rehinlerin geçerliliği, gemi rehni gibi, malın kendi özel siciline tescili ilegerçekleşmektedir. Şahsi teminatlardan kefaletsözleşmesine ilişkin hususlar ise Türk Borçlar Kanunu’nun 581ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, ancak garanti sözleşmelerine dair hukukumuzda açık düzenleme mevcut değildir.

Teminatların hangi bedelle değerlendirileceği hususu ise yine her bir teminatın özelliğine göre belirlenmektedir. Örneğin; banka teminat mektupları net parasal miktar içermekte olup,alacağı o oranda temin etmektedir.

Ancak borcun ödenmemesihalinde teminatın paraya çevrilmesi veya haciz konulanmalın satılması durumunun gündeme gelmesi halinde,teminatın ya da hacizli malın değerlemesine ilişkin İcra ve

Page 7: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

İflas Kanunu hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Bu Kanunun;

- 87. maddesinde, haczi yapanmemurun, haczettiği malın kıymetini takdir edeceği, icabında ehli vukufa müracaat edebileceği,

- 128/a maddesinde, kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililerin, raporuntebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icradairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine şikâyette bulunabilecekleri, şikâyet tarihinden itibaren yedi güniçinde gerekli masraf veücretin mahkeme veznesineyatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği, aksi hâlde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayetin kesin olarak reddedileceği, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceği, ancak doğal afetler ve imar durumundakiçok önemli değişiklikler meydana getiren benzerhallerde yeniden kıymet takdiri istenebileceği

hükme bağlanmıştır.

Taşınırlar için yapılan kıymet takdirine ilişkin olarak 2004 sayılı Kanun’da açık bir düzenleme yer almamaklabirlikte, taşınırlara ilişkin kıymet takdirine de memur muamelesini şikâyet yoluyla itiraz edilebileceği kabul edilmektedir. Kıymet takdirine dair hususların kesinleşmesi akabinde hacizli malın satışına ilişkin işlemler söz konusu kıymet takdiri esas alınarak sürdürülmektedir. Satışa ilişkin hususlar ise taşınırlar için 2004 sayılı Kanun’un 112 ve devamı maddelerinde, taşınmazlar için ise 123 ve devamı maddelerinde

düzenlenmiştir.

Bu bağlamda, 2004 sayılı Kanun kapsamında icra konusu olan ve haczedilen taşınır veya taşınmaz malların değerlerinin taşınırlarda icra memuru, taşınmazlarda haciz memurunca (icabında borsaya/ticaret odasına veya bilirkişiye danışarak) takdir edilmekte, bu değerlere itiraz olması halinde ilgili sürede şartların yerine getirilmesi halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak kıymet takdiri kesinleştirilmekte, bunun akabinde hacizli malın satışına ilişkin işlemler söz konusu kıymet takdiri esas alınarak sürdürülmektedir.

Buna göre, esas itibariyle,faktoring şirketlerince devir alınan alacaklar hasılat hesaplarına intikal ettirilmediği gibi, devir alınan alacaklar için ödenen tutarlar ticari faaliyetindevamı için ileride yapılacak mal ve hizmet alımları için yapılmış bir ödeme de olmadığından, faktoring şirketlerinin tahsil edemediği söz konusu alacakları için şüpheli alacak karşılığı ayırması mümkün bulunmamaktadır.

Diğer taraftan faktoring şirketlerince hasılat olarak hesaplara intikal ettirilmiş olan alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmakta olup, bu durumda

- İhtiyati, kesin ve kaydi (UYAP sistemi üzerinden yapılanlar dahil) hacizler, Vergi UsulKanunu’nun 323. maddesihükmü gereği teminat kapsamında kabul edildiğinden, alacakların bu şekilde hacze konu edilmiş kısmı için (değerleme gününde değerleme konusu alacaklardan ne kadarının teminatlı ne kadarının teminatsız olduğunun kesin

olarak bilinememesidurumunda alacağın tamamının teminatlı sayılacağından) şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak; şirketten önceki toplam haciz alacakları tutarının, hacze konu kıymetlerin değerinin üzerinde olması, bir başka deyişle daha önceki sırada bulunanların alacaklarını tahsil ettikten sonra parayadönüştürülecek borçlu mallarından şirkete kalacak bir tutar kalmayacağının anlaşılması durumunda şüpheli alacak karşılığı ayılması mümkün bulunmaktadır.

- Hacze konu motorlu taşıtlar ile taşınmaz kapsamındaki bina, arsa ve arazilerinyukarıda belirtilen çerçevede, ilgili mevzuatı çerçevesinde belirlenecek değerinin, Kanun’un 323. maddesiuygulamasında teminat olarak dikkate alınması ve bu tutarı aşan kısmın şüpheli alacak karşılığına konu edilmesi gerekmektedir.

Yurt dışında mukim iştirakin borca batık olması nedeniyle iflas başvurusunda bulunması ve başvurunun ilgili Ülke Mahkemesi tarafından bilirkişiye havale edilmesi halinde, bu şirketten olan alacaklar için şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılabilir mi?

(08.01.2019 tarih ve 11117 sayılı özelge)

Şüpheli alacak karşılığı uygulaması açısından, alacağın yurt içinden veya yurt dışından olması bir önem taşımadığından yurt dışından olan alacaklar için de karşılık ayrılabilir. Ancak yurt dışından olan alacakların şüpheli hale

Page 8: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

geldiğinin ispatlanabilmesi için, esas itibariyle, ticari iş yapılan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde dava açılması veya icra takibindebulunulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, bir alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ileilgili olması için işletme kayıtlarına hasılat olarak girmesi veya ticareti yapılacak mal veya hizmetin maliyetiyleilgisi olması gerekir.

Diğer taraftan, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul HukukuHakkında Kanun’un sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde uygulanacak hukuku düzenleyen 24.maddesine göre, tarafların sözleşmeden doğan borç ilişkilerinin tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tâbiolacağı, hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukukun uygulanacağı; bu hukukun, karakteristik edimborçlusunun, sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad meskeni hukuku, ticarî veyameslekî faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusununişyeri, işyeri bulunmadığı takdirde yerleşim yeri hukuku, karakteristik edim borçlusununbirden çok işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku olarak kabul edileceği düzenlenmiştir. Uygulanacak hukukun belirlenmesi açısından karakteristik edim borçlusuifadesinden ne anlaşılması gerektiği de önem arz etmekle birlikte, karakteristik edimkavramı Kanun’da açıklanmamıştır. Doktrinde ise bu kavram "akdi karakterizeeden, akde ağırlığını veren, akde damgasını vuran ve hukuki özelliğini veren,

diğerine nazaran daha rizikolu konumda bulunan edim" tarifletanımlanmaktadır. Bu konuya önerilen bir başka tarif ise "Para ödenmesine ilişkin edimin karakteristikolamayacağı"dır. Bunun yanı sıra, 5718 sayılı Kanun’un 40. maddesinde, "Türkmahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yeritibariyle yetki kuralları tayin eder." hükmüdüzenlendiğinden, bu kapsamda bir uyuşmazlık hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki ile ilgilihükümlerinin dikkate alınması gerektiği, bu bağlamda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nungenel yetkiyi düzenleyen 6.maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu; sözleşmeden doğan davalarda bu yetkiye ilaveten sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili mahkeme olabileceği değerlendirilmektedir. Öte yandan, sözleşmeden doğan davalarda yetki kuralını düzenleyen 6100 sayılı Kanun’un 10. maddesine göre,sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilmesi mümkün olup, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinden ne anlaşılması gerektiği hususunda ise, Türk BorçlarKanunu’nun 89. maddesinin,"Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine görebelirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;

1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,

2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,

3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında

borçlunun yerleşim yerinde,

ifa edilir..." hükümlerinebaşvurulması mümkün bulunmaktadır.

Bu bağlamda, alacağı doğuran sözleşmede, bu sözleşmeden doğan borç ilişkisinde uygulanacak hukukun tespitedilmediği ve alacaklının sözleşmeye ağırlığını veren edim borçlusu olduğu durumlarda, 5718 sayılı Kanun’un 24. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukukun (edim borçlusununsözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad meskeni hukukunun, ticarî veya meslekîfaaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde edim borçlusunun iş yeri, bulunmadığı takdirde yerleşim yeri hukukunun, edimborçlusunun birden çok iş yeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan iş yeri hukukunun) uygulanması gerektiğinden; mükellefler tarafından 6100 sayılı Kanun’un 6. ve 10. maddeleriuyarınca Türkiye’de başlatılan yasal takibe dayanılarak da yurt dışından olan ticari alacak için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, iflas halinde, alacaklının borçluyu dava etmesi veya icra yoluyla takipedebilmesi yasal olarakmümkün bulunmamaktadır. İcra ve İflas Kanunu bu takip yollarını kapatarak sadece iflas masasına kayıt olma hakkını verdiğinden, cebri icra ve külli tasfiye yolu olan iflas halindebütün alacaklılar eşit şekilde işlem görmekte ve bu nedenle ferdi icra takiplerine izinverilmemektedir. İflas bir icra yolu olup, alacaklı yönünden normal icradaki gibi amaçalacağa kavuşmak olduğundan iflas masasına kaydı yaptırılan

Page 9: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

alacaklar iflas idaresitarafından kabul edilmesi ile icra safhasına intikal ettirilmiş sayılmaktadır. Bu bakımdan şüpheli alacak karşılığı, alacağın masaya kaydının yapıldığı, diğer bir deyişle icra safhasına intikal ettiği hesap döneminde ayrılmalıdır. İflas masasına kaydı yaptırılmayan, bir başka deyişle icra takibine girişilmemiş olan alacaklar için ise 213 sayılı Kanun uyarınca alacağın şüpheli olma vasfında olduğundan söz etmek mümkün bulunmamaktadır.

Buna göre, Şirketin paylarının tamamına sahip olduğu bağlı ortaklığın iflas talep etmesine rağmen Alman mahkemesi tarafından iflas için gerekli şartların oluşup oluşmadığının incelenmesi amacıyla 10.07.2018 tarihinde bilirkişiye havale edilen somut olayda,henüz iflas halinin mevcutolmadığı dikkate alındığında, ticari kazancın elde edilmesine ilişkin bir alacak olması şartıyla, söz konusu bağlı ortaklıktan olan alacaklar için yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde takibe başlanıldığı dönemde, aksi halde ise ticari niteliktekialacakların iflas masasına kaydının yapıldığının, diğer bir deyişle müşterinin iflas ettiğinin ve bu müşteriden alacaklı olunan o ülkede geçerli bir belgeyle ispat edilmesikaydıyla iflas masasına kaydının yapıldığı dönemde bu alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün olabilecektir.

Diğer taraftan, söz konusu alacağın ticari kazancın elde edilmesine yönelik bir ilişkiden doğmuş olmaması halinde (borç verme vb. nedenler gibi)mezkûr madde hükmündenyararlanılması mümkün değildir.

Veraset yoluyla intikaleden gayrimenkul içinamortisman ayrılabilir mi?

(15.01.2019 tarih ve 20331sayılı özelge)

Eşin vefatı nedeniyle intikal eden gayrimenkullerin kirayaverilmesinden elde edilen kiragelirlerinin beyanında gerçek gider usulünün seçilmesihalinde Gelir VergisiKanunu’nun 74/6. maddesinegöre kiraya verilengayrimenkuller için ayrılan amortismanın indirim konusu yapılması, söz konusu gayrimenkullerin ivazsız olarak intikal etmiş olması nedeniyle mümkün bulunmamaktadır.

Her yıl yenilenen araç lastikleri doğrudan gider yazılabilir mi?

(21.01.2019 tarih ve 28530sayılı özelge)

Nakliye hizmetinde kullanılan araçlar için alınan ve her yıl yenilenen araç lastiklerine aitbedellerin, amortisman yoluylaitfa edilmeyip, kayıtlara doğrudan gider yazılması mümkün bulunmaktadır.

Havalimanlarında kiralanan arazi üzerinekurulan tesislerin itfası ve bedelsiz kiralayanadevrinde vergileme nasıl olmalıdır?

(25.01.2019 tarih ve 81060sayılı özelge)

İşletme hakkına sahip özel kişilerden veya Devlet Hava Meydanları İşletmesinden 5, 10 ve 18 yıllığına kiralanan arazi üzerine üst hakkı olmadan inşa edilen ikmal ve depolamatesislerinin yapımına ilişkin bedelin özel maliyet bedeliolarak değerlendirilmesi ve kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilmesigerekmektedir. Ancak sözleşme

süresi içinde yenilenmesigerekenler ile kullanım ömrü kira süresine göre daha uzunolan ve kira dönemi bittiktensonra da şirketin kullanımında (aktifinde) olabilecekkıymetlerin, genel hükümlere göre amortismana tabitutulması gerekir.

Özel maliyet konusu iktisadikıymetin kullanıma hazır halde olduğu yılda özel maliyetin aktifleştirilmesi gerekmekte olup, özel maliyetinaktifleştirildiği yıldan başlamak üzere (söz konusu özel maliyet bedellerininitfasında aktifleştirme yılındaki kalan kira süresinin esasalınması gerektiğinden) özel maliyet bedellerinin kalan kirasüresi içinde eşit yüzdelerle itfa edilmesi gerekmektedir.

Söz konusu kiralama süresidolmadan, kiralanan şeyin boşaltılması veya kiralamanın herhangi bir sebepten sonaermesi halinde henüz itfaedilmemiş olan bedellerin, boşaltma veya kiralamanın sona erdiği yılda bir defada gider yazılması gerekmektedir.

İşyerinin boşaltılması neticesinde kiraya verenebedelsiz bırakılan özel maliyet konusu iktisadi kıymetlerin emsal bedelleri üzerindenşirkete fatura; kiraya verenin mükellef olmaması durumunda ise şirket tarafından gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.

Kiralanan yer üzerinde şirket tarafından kurulan tesislerin yapılan sözleşmeler gereği kira süresinin sonunda kiralayanabedelsiz tesliminin gerçekleştiği dönemde emsal bedeliüzerinden şirket tarafından hesaplanacak KDV tutarını ihtiva edecek şekilde, kiralayan adına fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Page 10: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

Kiraya veren ile yapılan sözleşme gereğince, özel maliyete konu tesislerinyıkılarak kira konusu mahallin eski haline getirilmesi suretiyletahliye edilmesi halinde, bukapsamda yapılan harcamaların da yapıldığı yılda bir defada gider yazılması gerekmektedir.

Temlik yoluyla edinilenalacağın iflas masasına kaydı halinde şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir mi?

(13.02.2019 tarih ve 137137sayılı özelge)

Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ileilgili olmak şartıyla; dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibinedeğmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcutolmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkân bulunmamaktadır.

Bir alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması için işletme kayıtlarına hasılat olarak girmesi veya ticaretiyapılacak mal veya hizmetin maliyetiyle ilgisi olması gerekir. Diğer bir ifade ile şüpheli alacak ayrılmak istenen tahsil edilemeyen alacağın öncelikle hasılat hesaplarına girmiş olması gerekmektedir. Bu durumda işletmenin sonuç hesaplarını etkilemeyen, yani daha önce kârın teşekkülünü etkilememiş bir alacağın karşılık ayrılarak zarar yazılması mümkün değildir.

Ayrıca, iflas halinde, alacaklının bireysel olarak

borçluyu dava etmesi veya icrayoluyla takip edebilmesi yasalolarak mümkünbulunmamaktadır. İcra ve İflas Kanunu iflas halinde, sözkonusu takip yollarını kapatarak alacaklılara sadece iflas masasına kayıt olma hakkını vermekte, dolayısıyla ferdi icra takiplerine izinvermemekte, cebri icra ve küllitasfiye yolu olan iflas halindebütün alacaklılar eşit şekilde işlem görmektedir. Ayrıca, iflas bir icra yolu olup, alacaklı yönünden normal icradaki gibi,amaç alacağa kavuşmak olduğundan iflas masasına kaydı yaptırılan alacaklar icra safhasına intikal etmiş sayılmakta, dolayısıyla mükellefler, borçlumüşterilerinin iflas etmesi halinde, Kanun’un 323.maddesinde belirtilen çerçevedebunlardan olan alacakları için şüpheli alacak karşılığı ayırabilmektedir. Ancak Kanunen bu karşılığın, alacağın iflas masasına kaydının yapıldığı, diğer bir ifadeyle icra safhasına intikal ettiği hesap döneminde ayrılması gerektiği gibi, iflas halinde de karşılık ayrılan alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil edildikleri dönemde kâr/zararhesabına intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Sigorta acentesi tarafından ödenen müşteri poliçesinin müşteriden tahsil edilememesi halindeşüpheli alacak karşılığı ayrılabilir mi?

(11.03.2019 tarih ve 85307sayılı özelge)

Sigorta acenteliği faaliyeti nedeniyle elde edilen ticarikazanç olan komisyonlaresasen sigorta şirketine verilen hizmet nedeniyle tahakkuketmektedir. Bu itibarla müşteri adına ödenen ancak müşteriden tahsil edilemeyen söz konusu

sigorta şirketine ait sigorta prim tutarları sigorta acentesi açısından ticari kazancın elde edilmesine yönelikbulunmadığından söz konusu tahsil edilemeyen tutarlarnedeniyle şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır.

TMSF’den toplu olarakalınan iktisadi kıymetler yasal defterlere nasıl kaydedilir?

(27.03.2019 tarih ve 20615sayılı özelge)

Tasarruf mevduatı sigorta fonundan 40.000 TL bedelletoplu halde satın alınan iktisadi kıymetlerin Takdir Komisyonuna müracaatneticesinde takdir edilecekbedelleri üzerinden yasalkayıtlara intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Rüzgâr tribünlerineulaşmak için inşa edilen yollar için yapılan harcamalar nasıl giderleştirilir?

(19.07.2019 tarih ve 244202sayılı özelge)

Elektrik üretim tesisineulaşmak için yapılan yolların inşa edildiği arazinin;

- Mülkiyetinin şirkete ait olması durumunda, bahse konu rüzgâr enerjisi yatırımı kapsamında söz konusu bölgede rüzgar tribünlerineulaşmak için inşa edilen yolların 333 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine ekli listenin "(2.1) Yollar(Beton ve asfalt yol, parkeyol, adi şose ve adi kaldırım ve bunlara benzeyen yollar)"kısmında değerlendirilerek, faydalı ömrünün 8 yıl, amortisman oranının % 12,50 olarak dikkate alınmak suretiyle amortisman yoluylaitfa edilmesi gerekmektedir.

- Kiralanmış olması halinde ise, elektrik üretim tesisi için

Page 11: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

yapılan harcamaların özel maliyet olarakaktifleştirilmesi, söz konusu elektrik üretim tesisi ilebilumum iktisadi kıymetlerin (söz konusu elektrik üretimtesisini genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderlerin), şirket kayıtlarında Vergi Usul Kanunu’nun 272. maddesiuyarınca "özel maliyet bedeli" olarak aktifleştirilmesi ve aktifleştirilen tutarın anılan Kanun’un 327. maddesinegöre geri kalan kira süresiboyunca ve eşit yüzdeler halinde itfa edilmesigerekmektedir.

Binek oto alımı için ödenen avanstan kaynaklananalacak doğrudan veya karşılık ayırmak suretiyle gider kaydedilebilir mi?

(26.07.2019 tarih ve 608121sayılı özelge)

Semeresizlik belgesi, borçlununbilinen tüm adreslerindeyapılan icra işlemlerinin sonuçsuz kalması ve borçlunun haciz yapılacak başkaca adresinin tespit edilememiş olması, ilgili yerlere yapılan haciz müzekkerelerindenherhangi bir sonuçalınamaması ve tahsilat yapılamadığını gösteren ve alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce kendisine verilen bir belgedir.Dolayısıyla, söz konusu belge ile borçlunun borcu ortadankalkmamakta olup, borçlununtespit edilebilecek bir adresibulunması halinde icra işlemine devam edilebilmektedir.

Semeresizlik belgesinin alacaklı açısından değersiz alacağın ispatında kanaat verici vesika olarak kabul edilmesi mümkünbulunmadığından, alacağa ilişkin olarak ilamsız takip ödeme emri ile takip neticesindeİcra Müdürlüğünce düzenlenen

"Semeresizlik Belgesi"nedayanılarak Vergi Usul Kanunu’nun 322. maddesikapsamında işlem yapılması mümkün değildir.

Şüpheli alacak karşılığı ayrılmasında temel unsur, ortada bir alacağın söz konusu olması, alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması, bu kapsamda da işletme kayıtlarına hasılat olarak girmiş veya ticareti yapılan/yapılacak mal veya hizmetin doğrudan maliyetiyle ilgisinin olması ve bu mahiyetteki alacağın tahsilinin şüpheli hale gelmiş bulunmasıdır.

Buna göre, şirket yönetim kurulu üyesine tahsis edilmeküzere binek oto alımına ilişkin olarak ödenen avanstankaynaklı alacak ticari kazancın elde edilmesi ve idameettirilmesine yönelikbulunmadığından, bu alacaklar için Vergi Usul Kanunu’nun323. maddesi kapsamında karşılık ayrılması da mümkün değildir.

Öte yandan, teslimatı yapılmayan araç için şirket tarafından ödenen ve iade edilmeyen sipariş avansının, ilgili olduğu dönemin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Damga Vergisi Kanunu

Cezai şart tutarı dışında belli para içermeyen kâğıt için damga vergisi doğar mı?

(10.07.2019 tarih ve 262388sayılı özelge)

Asıl akit ve işlemle birlikte aynı kağıtta yer verilen pey akçesi, cayma tazminatı, ücret tevkifi, cezai şart gibi bir sözleşmenin yaptırımı olarak belirlenen taahhütlere yer verilmesi

durumunda damga vergisininasıl akit konusu işlem üzerinden alınacağı, sözleşmenin yaptırımı olarak belirlenen taahhütlerin ayrı bir kağıtta düzenlenmesi ve başlı başına bir sözleşmeye konu olması durumunda damga vergisinekonu teşkil edeceği hususları dikkate alındığında, cezai şart tutarı dışında belli parayı ihtiva eden taahhüt içermeyen"Gizlilik Taahhüdü(Taahhütname)" başlıklı kağıdın damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Damga vergisindenmüstesna olan kâğıdın tasfiyesine ilişkin kâğıt vergiden müstesna mıdır?

(23.07.2019 tarih ve 246203sayılı özelge)

İhracat: 2008/6 sayılı tebliğin 6/3-a-1 maddesine istinadendüzenlenen Vergi, Resim veHarç İstisnası Belgesi gereği, belgede yer alan iş ile ilgili yapılacak teslim, hizmet ve faaliyetlere yönelik olarakdüzenlenen kağıtlar bakımından damga vergisi istisnası söz konusu olup, istisna hükmünün bu işlerin tasfiyesine yönelik olarakdüzenlenen kağıtları kapsamadığı dikkate alındığında, sözleşme konusu işe ait sözleşmenin tasfiyesine ve yüklenicinin idare ileilişiğinin kesilmesine yönelik olarak düzenlenen "TasfiyeProtokolü"nün damga vergisinetabi tutulması gerekmektedir.

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metninewww.gelirler.gov.trinternet adresininmevzuat bölümündenulaşabilirsiniz.

Page 12: Vergi Bülteni - pwc.com.tr · Vergi Bülteni Tarih: 14.11.2019 Sayı: 2019/53 Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2019.5) Özet Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen

Bu bülten hakkında daha detaylı bilgi almak için aşağıdaki kişilerle temasa geçebilirsiniz.

Saygılarımızla,

Recep Bıyık Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı Email: [email protected]

© 2019 PwC Türkiye. Tüm hakları saklıdır. Bu belgede PwC ifadesi, PwC ağını veya PwC ağının üyesi olan bağımsız ve farklı tüzel kişiliklerden oluşan PwC Türkiye’yi ifade etmektedir. Daha detaylı bilgi için www.pwc.com/structure adresini ziyaret edebilirsiniz.Bu içerik sadece genel bilgi verme amacı taşır ve profesyonel danışmanlardan alınacak hizmetin yerine geçmez.