ve h u k m Ü -  · besmele ve hukmü ve Özellikleri 7 bunlardan birincisi, en-neml sûresinin...

34
Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 0 B E S M E L E VE H U K M Ü VE Ö Z E L L İ K L E R İ Y A Z A N A.Celâleddin Karakılıç 2015

Upload: others

Post on 04-Mar-2021

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

0

B E S M E L E VE

H U K M Ü VE

Ö Z E L L İ K L E R İ

Y A Z A N

A.Celâleddin Karakılıç

2015

Page 2: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

1

B E S M E L E

VE

H U K M Ü VE

Ö Z E L L İ K L E R İ

Y A Z A N

A.Celâleddin Karakılıç

2015

Page 3: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

2

Page 4: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

3

Besmele, Hamdele, Salvele

ــــــــــــــم الله الرحن الرحيم ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــبســـــــــــــ

لمد لله رب العالمين.ا ين مالك يـوم لاالرحن الرحيم. لا طاك نستعين.اك نـعبد وإي إي ط.الد

عليهم ولآ الضالين. غي المغضوب لانـعمت عليهم الذين ا اهدنا الصراط المستقيم. صراط يـهدي من يشاء إلى صراط مستقيم. نا للإيمان والإسلآم. والله يذي هد لمد لله ال ا لمد لله وسلآم على عباده الذين اصطفى. ا د وعلى آله وصحبه الطيب لص ا تبعهم بإحسان ين الطاهرين ومن لوة والسلام على رسولنا مم

ين. إلى يـوم الد

Bi’smi’llâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm

Bütün âlemlerin Rabb’i, Rahmân ve Rahîm, Din Günü'nün

sâhibi olan Allâh’a hamd olsun. Yâ Rabb, biz Yalnız sana

kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizleri doğru yola

hidâyet eyle. O kendilerine ni’met verdiklerinin yoluna ilet.

Gazâba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.

Bizi, îmân’a ve (fıtrat dîni olan) İslâm’a hidâyet eden

Allâh’a hamd olsun. Allâh, kimi dilerse onu, (kendisinde hayır

gördüğü kimseleri) doğru yola iletir.

Hamd olsun Allâh’a ve selâm olsun O’nun beğenip seçtiği

(kendisinde hayır görüp doğru yola iletdiği ) kullarına.

Salât ve selâm, Rasûl’ümüz Hazreti Muhammed üzerine,

tayyîb ve tâhir olan Âl ve Ashâb’ının üzerine ve Kıyâmet’e

kadar ihsân ile Âl ve Ashâb’ına tâbi’ olanların üzerine olsun.

Âmîn.

Page 5: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

4

ين. من يرد الله به خيا يـفقهه ف الد

“Allâhü Teâla, bir kimsenin hayrini dilerse,

onu dinde fakih yapar

(anlayışlı ve bilinçli kılar)” Buhârî, Kitâbü’l-ilm, Cüz’.1.ss.28.

Page 6: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

5

سم الله الرحن الرحيم ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــب

Rahmân, Rahîm olan Allâh’ın ismiyle

BESMELE VE HUKMÜ

جاقـرا باسم ربك الذى خلق.

“Yaratan Rabb’inin adı ile oku”. 1

Âyet-i kerîmesindeki emre ve bu husûsda vârid olan diğer

haberlere göre, okunacak, yazılacak, yapılacak her hayırlı işe,

her meşrû’ şey’e, teberruken (ya’nî Allâhü Teâlâ’nın,-dünyevî

ve uhrevî- rahmetini, mağfiretini ve yardımını isteyip hayırlı,

uğurlu, bereketli ve başarılı olmasını ümîd ederek ve O’nun

büyüklüğünü tanıyarak) Besmele ve Hamdele ile başlamak

vâcib’dir. Buna, Salvele de ilâve edilirse tam ve güzel olup

istenilen veyâ yapılan şey’in, hayır ve bereket ile

netîcelenmesine vesîle olur.2

1 -Alâk Sûresi, âyet 1. 2 -Besmele: "Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adı ile -başlarım, okurum-"

ma'nâsına gelen

( (Bi'smi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm: بسـم الله الرحن الرحيم

cümlesinin ismidir.

Hamdele: Yapılan bir işin -başından sonuna kadar- bütün hamd-ü senâ' larının,

bütün teşekkürlerinin Allâhü Teâlâ'ya âid olduğunu ifâde eden ve "Bütün hamd-ü

senâ'lar Allâhü Teâlâ'yadır" ma'nâsına gelen ( (El-Hamdü li'llâh: المد لله

cümlesinin ismidir.

Salvele: Besmele ve Hamdele ile birlikde Hazreti Muhammed aleyhi's-selâm'a ve

O'nun şahsında O'nun Âl ve Ashâb'ına -ve dolayısıyle kıyâmete kadar gelip geçecek

bütün ümmetlerine- salât-ü selâm okuyarak, وعلى أله وصحبه اجعين. الصلآة والسلآم علي سيدنا ممد

"Salât ve selâm, seyyidimiz Hazreti Muhammed üzerine, O'nun Âl ve Ashâb'ının

üzerine olsun".

Page 7: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

6

Sûre başlarındaki Besmele’ler, -Mushaf’ın deffeteyni

arasında Kur’ân’dan başka bir şey’ bulunmadığı hakkındaki

İcmâ’a ve bu husûsdaki diğer haberlere göre- Kur’ân’dan ise

de, bunların tam ve müstakil bir âyet olup olmaması

husûsunda şübhe vâkî’ olduğundan ihtilâf edilmişdir. 3

Bunun

için yalnız Besmele ile namaz kılmak câiz değildir. Bununla

berâber bu şübhe, onun Kur’ân olmasına bir halel getirmez.

Bunun için de gerek namazda ve gerekse namaz hâricinde,

okunacak, yazılacak ve yapılacak, her hayırlı ve meşrû’ bir

işin başında, Besmele okunması bir sünnet’dir.

Aynı şekilde cünüb, hâiz ve nifâs hâlinde olanların

teberruk kasdı ile Besmele okumaları câiz ise de, Kur’ân

olarak okumaları câiz değildir.

Bütün bu ihtilâfların ve özelliklerin hepsi, Besmele için

mümtâz bir vasıf, onu teberruk kasdı ile okuyanlar için de, bir

kolaylık, bir güven ve bir rahmet vesîlesidir. 4

Besmele’nin özelliği

Bu kadar güzel ve hayırlı bir gâyenin tahakkukuna vesîle

teşkil eden Besmele, Kur'ân-ı Kerîm'de, başlıca iki türlü

özellik arz eder:

şeklinde okunup ifâde edilen bir duâ şeklidir ki her hangi bir işe, bu üç esâs ile başlamak, İslâm'ın îcâblarındandır. 3 -Mushaf: Bir araya toplanıp bağlanmış sahîfeler veyâ sahîfelerin bir araya

toplanmışı, ma'nâsınadır.

Deffeteyn: Bir araya toplanıp bağlanmış sahîfelerin iki yanındaki kabları,

kapakları, ma'nâsınadır. 4 -Usûl-i Fıkıh Dersleri, ss.25-26. Büyük Haydar Efendi.

Hak Dîni Kur'ân Dili Türkçe Tefsir, C.1.ss.11. ve 15-17. Elmalılı Muhammed

Hamdi Yazır.

Kur'ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, C.1.ss.11. Hasan Basri Çantay.

Kur'ân-ı Kerîm'in Türkçe Meâl-i Âlîsi ve Tefsîri, C.1.ss.7. Ömer Nasûhi Bilmen.

Page 8: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

7

Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i

kerîmesi olan,

لاإنه من سليمان وإنه بســــم الله الرحن الرحيم. "Muhakkak ki o, Süleymân'dandır ve o, hakîkaten

Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adı ile -başlanılarak

yazılmış- dır".

âyet-i kerîmesindeki Bemele'dir ki buradaki bu Besmele,

bu âyet-i kerîmenin bir cüz'ü (bir parçası) dır. Bu bakımdan

bu özelliği ile de Kur'ân-ı Kerîm'den bir âyet’dir. Bu husûs ise,

tevâtür ve icmâ' ile sâbitdir. Bu bakımdan bütün İslâm

ulemâsı, En-Neml sûresindeki bu Besmele'nin, âyet olduğu

hakkında ittifak edip ihtilâf etmemişdir.

İkincisi ise, sûre başlarında yazılı olup her sûreyi

birbirinden ayıran ve Kur'ân-ı Kerîm okumaya başlarken

okunan Besmele'dir ki bu Besmele'lerin âyet olup olmadığı

hakkında -aşağıdaki şekilde- ihtilâf edilmişdir.

1-Şâfiî âlimleri, her sûrenin başında bulunan Besmele,

Kur'ân olup o sûreden bir cüz' ve bir âyetdir. Aynı şekilde

Fâtiha sûresi’nin yedi âyetinden birincisi de, Besmele'dir.

Böyle olduğu için de ( bir âyet fâsılası (bir âyet ,( لاانـعمت عليهم

sonu) değildir. Tevbe sûresi’nin başında ise, Besmele yokdur.

Bu bakımdan (113) sûrenin başındaki Besmele'ler (113)

âyetdir. Eğer bunlar âyet olmasalar idi, Selef ulemâsı

tarafından, Kur'ân'a yazılmış olmazlardı. Nitekim Fâtiha

sûresi’nin sonunda "Âmin" demek sünnet olduğu halde, âmin

lâfzı Kur'ân olmadığı için, Kur'ân'a yazılmamışdır. Ayrıca,

Mushaf'ın deffeteyni (iki kapağı) arasında, Kur'ân'dan başka

bir şey' bulunmadığı hakkında da icmâ' vardır ve bu husûsu

Page 9: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

8

te'yîd eden bir çok haberler de bu husûsda vârid olmuşdur,

derler. Bunun için de namazda, Besmele'yi, açıkdan okurlar.

2-Mâlikî âlimleri, Besmele, yalnız En-Neml sûresi’nin

otuzuncu âyet-i kerîmesinin bir cüz'ü (bir parçası) dır. Bu

bakımdan bu sûredeki Besmele, Kur'ân'dan bir âyetdir ki bu

husûs, tevâtür ve icmâ' ile sâbitdir. Fakat sûre başlarındaki

Besmele'ler, âyet değildir. Çünkü bunların âyet olduğu

hakkında tevâtür yokdur. Tevâtür olmayınca da, şübhe ile

Kur'ân sâbit olmaz. Ancak sûreleri birbirinden ayırmak için,

Kur'ân'a yazılmışlardır, derler. Bunun için de namazda, ne

cehren (açıkdan) ve ne de sırran (gizlice), Besmele okumazlar.

3-Hanefî âlimlerinden Mütekaddimîn ulemâ'sı, En-

Neml sûresi’nin otuzuncu âyet-i kerîmesinde bulunan

Besmele, bu âyetin bir cüz'ü (bir parçası) dır. Bu bakımdan

âyetdir ve Kur'ân'dır. Fakat sûre başlarında bulunan

Besmele'ler, âyet değildir. Ancak sûreleri birbirinden ayırmak

için konulmuşdur, derler.5

5 -Allâme Teftezânî’den evvelki devirlerdeki âlimlere “Mütekellimîn”, O’ndan

sonraki devirlerdeki âlimlere de “Müteahhirîn” ismi verilmişdir.

Moğol fâciâsından sonra İslâm ilim müesseseleri sönmeye başladığı bir zamanda

yetişen ve asıl ismi Mes’ud bin Ömer olan Allâme Sa’dü’d-din Taftezâni

Hazretleri’nin çalışmaları ile İslâm ilimleri yeniden canlanıp kuvvetlenmeye

başlamış, yazdığı değerli eserleri talebeleri tarafından İslâm âleminin her

tarafına yayıyılarak yeniden neşv-ü nema’ bulmuşdur. Bunun içinmişAllâme

Teftezânî’den evvelki devirlerdeki âlimlere (Mütekellimîn veyâ Mütekaddimîn:

Selef: Öncekiler); O’ndan sonraki devirlerdeki âlimlere de Müteahhirîn: Halef:

Sonrakiler) ismi verilmişdir. Hicrî 727 veyâ 712 de Teftezân’da doğmuş ve 793 veyâ

792 târihinde Semerkand’da vefât etmiş, na’şı Serahs’e nakl edilmişdir.

Hukûk-i İslâmiyye ve İstılâhât-i Fıkhıyye Kâmûsu,C.1.ss.448.Ömer Nasûhi Bilmen.

Ruhu’l Beyan Tefsiri, Cilt 1 sahife 25.

Mütekaddimin alimleri, daha ziyade Selef-i salihin diye bilinen ilk üç asır

alimleridir ki bunlar, Sahabe, Tâbiin ve Tebe-i tabiin âlimleri’dir.

Müteahhirin âlimleri ise, İmam Eş’arî ve Maturidî ile başlayıp günümüze kadar

gelen âlimlerdir.

Page 10: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

9

Müteahhirîn ulemâ'sı ise, En-Neml sûresi’ndeki

Besmele, Kur'ân'dan bir âyetin bir cüz'ü (bir parçası) olması

hasebi ile âyet olduğu gibi, sûre başlarında bulunan

Besmele'ler de, o sûreden bir cüz' olmayıp başlı başına

müstakil birer âyetdirler.

Aynı şekilde Fâtiha sûresi’nin başındaki Besmele de, başlı

başına müstakil bir âyet olduğundan Fâtiha sûresi’nin başı

( لا المد لله رب العالمين. ) dir ve ( صراط الذين انـعمت عليهم

de, bir ( لا

âyetdir.

Bu bakımdan sûre başlarındaki Besmele'ler, sûrelerin

arasını birbirinden ayırmak ve başlangıçda teberruk olunmak

için mükerreren nâzil olmuşlardır. Mushaf'larda, Besmele'nin,

Kur'ân'ın yazıldığı hatt ile yazılması ve Selef ulemâsı

tarafından bu husûsda bir i'tirâz vâkî' olmaması da, bunun bir

delîlidir, derler ki ekseriyyetle sahih görülen de budur. İmâm

A'zâm ile İmâm Yûsüf'ün kavilleri de böyledir.

Bunun için de namazda, Sübhâneke ve Eûzü'den sonra ve

her rek'atin evvelinde Fâtiha sûresini okurken Besmele'yi de

-Fâtiha sûresi’nden bir cüz' olmadığına ve başlı başına

müstakil bir âyet olduğuna işâret etmek için- cehrî ve sırrî

namazlarda sırran (gizlice) okurlar. Fakat namazın ortasında

(ya'nî zamm-ı sûrelerin başında) okumazlar.

Bu husûsların böyle olduğu hakkında, bütün Hanefî

âlimleri ittifak etmişlerdir.6

6 -Usûl-i Fıkıh Derslsri, ss. 26. Büyük Haydar Efendi.

Page 11: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

10

Besmele’nin terkîbi

( بسم الله الرحن الرحيم ) şeklindeki Besmele’nin terkîbi,

görünüşte dört kelimeden meydana gelmiş gibi olan (. الله اسم .)

şeklindeki bir izâfet tamlaması ile ( الله الرحن ) ve ( الله الرحيم )

şeklindeki iki sıfat tamlamasından meydana gelen ve başında

bir (ب) ilgi edâtı (bağlantı edâtı) bulunan bağımsız bir

cümledir.

Buradaki ( bâ), hem kendisi, hem de hazf edilmiş bir fiil: ب

ile fâil’den meydana gelen üç kelime hükmündedir. Bunun

için ( ) ,lâfzı ( م س ب ) bâ) ile: ب den meydana gelen bileşik ( اسم

bir kelimedir. ( gibi vasıl hemzesi ile yazılması ( باسم ربك

lâzım gelirken burada -Besmele’ye özgü olarak- bu vasıl

hemzesi düşürülmüş ve söylendiği gibi yazılmıştır. Bunun

yerine ( bâ) nın başı uzatılarak yazılmıştır ki bu özellik: ب

Besmeleye mahsus bir hatt kuralıdır. Bunun, vahye müstenid

olup tevkîfî olduğunu söyleyenler de vardır..

Gerçekte ise, bu bağlantının ifâde ettiği mukadder bir sözün

(hazf edilmiş gizli bir sözün) gelişinden anlaşılan bir bağlantı

ile kısa, öz ve açık anlamı olan; fakat bir benzerini yapmanın

mümkün olmadığını ifâde eden (i’câz-ı beliğ) bir sözdür.

Burada ismin Allâh’a izâfeti, ( ) Lâm) veyâ: ل (Min: من

edâtının) gizli bulundüğu bir izâfet olabilir ki birinci halde

“Allâh’ın ismi”, ikinci halde “Allâh ismi” demek olur.

Müfessirlerin ekseriyyeti birinci hâli, ya’nî “Allâh’ın ismi”

hâlini, (Lâm’ın gizli bulunduğu tamlamayı), tercih etmişlerdir.

Page 12: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

11

Burada hazf edilmiş olan fiil, ( Bi’smi’llâh) diyen bir: بسم الله

kimsenin teşebbüs edeceği okurum, yazarım, yerim, içerim,

kalkarım, otururum, başlarım gibi herhangi bir fiildir. Böyle

bir kimse, başlamak veyâ yapmak üzere olduğu murâdını

kalbinde gizleyerek Besmele’yi çeker ve İsmü’llâh’ı (Allâh’ın

ismini), işinin evveline fâsılasız bir şekilde ara vermeden

yapıştırabilir. İşte bu umûmî fâideyi te’mîn etmek için

cümlenin rükünleri olan fiil ve fâil, hazf edilmişlerdir.

Buradaki bu hazfe, karine (ب) dır. Makam ve mütekellimin

hâli de, mahfûzun ta’yinine karînedir.

İşte, bu şekildeki geniş ve ulvî anlamı ile ( : بسم الله

Bi’smi’llâh) diyerek bir şey’e başlamak isteyen bir kimsenin,

ne kendisi ve ne de bir başkası nâmına hatırına gelebilecek

herhangi bir şey’i, “hiçbir kimsenin namı ile değil, ancak ve

ancak Allâhü Teâlâ’nın nâmı ile şu işime başlarım veyâ

başlıyorum” demek anlamına gelen ( Bi’smi’llâh) lafzı: بسم الله

ile yapmaya başlaması, tam ve noksansız bir Tevhîd ma’nâsını

da ifâde etmiş olur.7

Buradaki ( اسم :isim) lâfzı, bir şey’in zihinde doğmasını

sağlayan işâret ve alâmet demektir ki örfde, tek başına anlaşılır

bir ma’nâya delâlet eden bir kelime diye ta’rîf edilir. Böyle bir

kelimenin ifâde ettiği bu ma’nâya veyâ dışta ve zihinde

gerçekleşen asıl şekline de Müsemmâ denir.

( الله :Allâh) lâfzı, hakk ve gerçek olan ma’bûd’un (ilâh’ın)

zât ismi ve hass ismi (özel ismi) dir. “Hakîkî ma’bûd (Hakîkî

7 -Hak Dîni Kur’ân Dili Türkçe Tefsir.C.1.ss.15-49. Elmalılı M. Hamdi Yazır.

Page 13: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

12

ilâh), gerçek Tanrı” ma’nâsınadır. Kâinâtın hâlikı (yaratıcısı)

dır. Gerek özel ismi, gerek şahıs ismi ile anılan ( الله :Allâh)

lâfzı, kendisinden başka hiçbir ilâh ve hiçbir ma’bûd için

kullanılmamıştır. Bunun için de O’nun hiçbir adaşı (hiçbir

benzeri) yoktur.

جليس كمثله شيء “O'nun benzeri hiç bir şey' yokdur”.

8

âyet-i kerîmesine göre Allâh, zâtı ile değil, sıfatları ve

isimleri ile bilinir ki bu isimlere "Esmâü'l-husnâ :En güzel

isimler" denilir.

“Allâh” lâfzı, Ulûhiyyet'e (tanrılık vasfına) mahsûs

sıfatların hepsini kendinde toplamış bulunan bir alem (has

isim) dir ve sayılan isimler içinde İsm-i A'zâm (En büyük

isim) dir. Aynı zamanda Vâcibü'l-vücûd'a delâlet eder ki

varlığı zarûrî olan, bir an dahî yokluğunu farz etmek mümkün

olmayan zât demekdir. O'nun varlığı, zâtının muktezâsıdır,

ya'nî varlığında zâtından başka bir şey'e muhtaç değildir.

“Allâh” lâfzı, Cenâb-ı Hakk'ın zâtını, sıfatlarını, fiillerini

hep birden ifâde eden bir lâfza-ı celâl'dir. Bütün kemâl sıfatları

ondadır. Çoğul olarak kullanılmaz ve "Allâh'lar" denilmez.

Allâh, Allâh'dır. Hem hakk, hem bâtıl ma'bûdlar hakkında

kullanılan ve çoğul olarak da kullanılabilen "İlâh:Tanrı"

kelimesi, onun yerini tutmaz.

“Allâh ism-i şerîfinin hem lâfzında hem ma'nâsında bir

topluluk vardır”.

8 -Şûrâ, 11.

Page 14: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

13

Allâh lâfzındaki bu topluluk şöyledir: Bu ismi teşkil eden

harfler birer birer kaldırılsa, ma'nâ bozulmaz ve yine Zât-ı

Hakk'a delâlet eden bir ism-i alem olarak kalır. Baştaki

hemze kaldırılarak ( لله :Li'llâhi) dense, birinci lâm kaldırılıp

ه ل ) :lehû) dense, bu lâm da kaldırılıp ( ه :Hû) dense, hep aynı

ma'nâdır, Allâh'a delâlet ederler. Kur'ân-ı Kerîm’in bir çok

yerinde her üçü de gelmişdir. Yalnız bir (ه:He) kaldığı sûrette

de yine Zâtu'llâh'a delâlet eder. Çünkü (. ه :Hû) ism-i şerîfinin

aslı da yalnız (He) dir. (و :Vav) aslî değil, zâiddir. -Sarf

ilminde beyan edildiğine göre tesniye ve cemi' hallerinde bu

bütün bütün ya'nî hem yazılışta, hem okunuşta (vâv:و)

düşüyor-. Eğer (و:vâv) aslî olsaydı sâbit kalırdı. Şu halde tek

bir harf olan (ه:He) de Esmâü'l-husnâ'dan bir isimdir. Hem de

zât-ı ulâhiyyete delâlet eden bir isimdir”.

“Her canlı mahlûk, teneffüs etmek sûretiyle mecbûrî

olarak Allâh'ı anmaktadır. Çünkü (ه:He) harfinin mahreci

gögüsden ve ciğerlerden gelen nefes ile çıkar. Her nefes, bir

,harfidir. Her insan ve hattâ teneffüs eden her mahlûk (He:ه)

farkına varmadan her nefesde Allâhü Teâlâ'yı bu ismi ile

anmaktadır. Teneffüs, Allâh'ı anmak olunca, Allâh

anılmadığı sûrette hayat bitiyor demekdir. Şu halde bu

ism-i şerîf, aynı hayat demekdir. Ruhların, bedenlerin

varlıkda devâmı, ancak bu ism-i şerîf ile te'mîn edilmektedir ki

bu husûs, her an açıkça görülmektedir”.9 Bunun içindir ki bir

9 - Esmâü'l-Husnâ Şerhi". Merhûm Ali Osman Tatlısu. Ankara, 1963

Page 15: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

14

çok âlimler, “Yalnız beynin ölmesi ile hayat son bulmaz,

kalbin de ölmesi lâzımdır” demişlerdir.10

Bunun için ( الله :Allâh) ism-i şerîfi, bütün duygularımızın,

bütün düşüncelerimizin ilk şartı olan derin bir duygunun,

görünen ve görünmeyen varlıkların doğrudan doğruya

birleştikleri tek nokta olan Yüce Allâh’ın zatına delâlet eden

ve yalnızca O’na âit olan özel bir isimdir.

Hayâtın gâyesi, böyle bir Allâhü Teâlâ'nın rızâsını,

sevgisini ve muhabbetini kazanmak ve O'na lâyık bir kul

olmakdır. Bunun için bütün ibâdetler, bütün güzel huylar ve

davranışlar, Allâhü Teâlâ'nın rızâsına ulaştıran ve sevgisini

kazandıran yollardır ki böyle bir yol, ancak, ezeldeki Fıtrî

îmân’ı ile dünyaya gelen her insanın, bülûğ çağına geldikten

sonra kendi hür irâdesi ile kazanacağı Kesbî îman’a yönelen

hakîkî bir Tevhîd inancı ile kazanılır.

Bütün kabahatler, bütün kötü huylar ve davranışlar da,

Allâhü Teâlâ'nın hışmına, azâbına, gazâbına ve

hoşnutsuzluğuna uğratacak çirkinliklerdir ki böyle bir yol da

ancak şirk, küfür ve nifâk ile kazanılır.

İnsanlığı yükselten veyâ alçaltan bu iki vasıfdan Tevhîd

inancını iyi anlamak, şirk, küfür ve nifâk virüslerinden uzak

durmak, bu sûretle de dünyevî ve uhrevî mutluluğa ermek,

ancak yaratan Rabb'imizi iyi tanımak ve O'na yaraşan bir kul

olmakla mümkündür. Bu da ancak O'nun isimlerini ve

sıfatlarını iyi bilip öğrenmekle olur.

10 -Bak: Organ nakli câiz midir?. Celâleddin Karakılıç.

Page 16: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

15

Besmele’nin tercemesi

Ne müfredâtının, ne de terkiblerinin tamamen terceme

edilmesi mümkün olmayan ve hele vücûh-i belâğatinin,

âheng-i beyânının başka bir dile nakl olunması hiçbir sûretle

mümkün olmayan; ancak dudaktan başlayıp vücûdün tüm

organlarını dolaştıktan sonra yine dudakta nihâyet bulan

Besmele harflerinin âhenkli bir nizam ve tatlılığı bile, her

Müslümân’ın ve her Müslümân Türk’ün pek a’lâ bildiği ve az-

çok anladığı bir vecîze şeklindeki Besmele’yi, bir (ile) veyâ

(adıyle) ta’bîri nâmına terceme etmeğe kalkışmayıp, her halde

aslı ile söylemek ve bu gibi îzahlar ve tefsirlerle de

mefhûmunu tasavvur ve mütâleaya çalışmak, bir emr-i

zarûrîdir.

Bunun için bir miftâh-ı kül ve bir âyet-i tevhîd olan

( nazm-ı mecîdini, müşrik bir muvahhid ( بسم الله الرحن الرحيم

yapacak olan ( ma’nâsını andıran ( خيل ـبسم اله وهاب ب

“Esirgeyici, bağışlayıcı tanrı adıyle” gibi münker tercemelerle

tahrîfe özenmekten sakınmaya mecburuz.

Böyle yüksek vasıfları ifâde eden Besmele’yi okurken de

( بسم ) üzerinde durmak (vakıf yapmak) hem nâkıs, hem

kabîh; ( بسم الله ) deyip durmak kâfi ve sahih, ( بسم الله الرحن )

deyip durmak yine böyle, ( deyip durmak ( يم ح الر ن ح الر الله م س ب

tam bir vakıftır.

Page 17: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

16

Besmele’nin hukümleri

Mushaf yazarken ( برائة ) den başka sûre başlarında

( بسم الله الرحن الرحيم ) yazmak farz’dır. Hayvan keserken veyâ

ava silâh atarken sâdece ( بسم الله ) demek de farz’dır. Kasden

terk edilirse o hayvanın eti yenmez. Fakat unutulursa

ma’füvdür. ( Üzerine Allâh’ın : ما ل يذكر اسم الله عليه ـولا تاكلوا م

adı anılmayan o hayvanın etini yemeyin)11

âyet-i

kerîme’sinde olduğu gibi ba’zı yerlerde ( الرحن الرحيم )

denilmemesi sünnet’tir. Namaz hâricinde Kur’ân okumaya

başlarken ve sûre başlarında ise ( بسم من الشيطان الرجيم لله عوذ باا الرحن الرحيم لله ا ) diyerek Eûzü-Besmele çekmek Cumhûr’a göre

(âlimlerin ekseriyetine göre) sünnet, İbn-i Atâ gibi ba’zı

âlimlere göre de vâcib’dir. Yalnız ( برائة ) de Besmele

okunmaz.

İki sûre arasında iki kırâet vardır. Bizim Âsım Kırâeti’nde

Besmele okunması mendûb’dur. Kur’ân okumaya başlamak

sûre başlarında değil de ortasında veyâ sonunda ise Eûzü-

Besmele okumak mendûb’dur. Daha önce anlatıldığı gibi biz

Hanafî’lere göre Fâtiha’dan önce gizlice Eûzü-Besmele

okumak sünnet, Şâfiî’lere göre gizli veyâ sesli Besmele

okumak farz, Mâlikî’lere göre okunmaması mendûb’dur. İki

sûre arasında ise biz Hanefî’lere göre de böyledir

(mendûb’dur).

11 -En’âm, 121.

Page 18: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

17

Kırâet’den başka diğer önemli yerlerde ve İslâm’a uygun

işlerde ( ) veya ( بسم الله ,diyerek başlamak ( بسم الله الرحن الرحيم

yapılacak işin önem derecesine göre mendûb veyâ sünnet

veyâ vâcib’dir ki tafsîlâtı kırâet ve fıkıh kitablarında vardır.

İstiâze (Eûzü-Besmele)

İstiâze konusu, ( من الشيطان الرجيم فاذا قـرات القران فاستعذ بالله :

Kur’ân okuduğun -okumak istediğin- zaman derhâl o koğulmuş

şeytandan Allâh’a sığın)12

âyet-i kerîme’sinde; Besmele’den daha

umûmî olan (eam olan) tesmiye mes’elesi, ( الذى اقـرا باسم ربك (Yaratan Rabb’inin adı ile oku: جخلق.

13 âyet-i kerîme’sinde;

zebih mes’elesi, En’âm sûresi’nin ( مات ـقل إن صلات ونسكي ومياي وم.وبذلك أمرت وأنا أول المسلمين جلا شريك له .لاالعالمين ب ر لله :De ki:

Şübhesiz benim namazım da, ibâdetlerim de -hacc ve

umredeki kurbanım, hacc amellerim de- dirimim de, ölümüm

de hiç bir ortağı olmayan âlemlerin Rabb’i Allâh’ındır.

Ben böyle emr olundum; ben müslüman olanların

ilkiyim”14

âyet-i kerîme’sinde zikr edilerek Besmele’nin

ehemmiyyetine işâret edilmiştir. Ayrıca Neml sûresi’nin

( ,Muhakkak ki o : لاإنه من سليمان وإنه بســــم الله الرحن الرحيم.

Süleymân'dandır ve o, hakîkaten Rahmân ve Rahîm olan

12 -Nahl, 98. 13 -Alak, 1. 14 -En’âm, 162-163.

Page 19: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

18

Allâh'ın adı ile -başlanılarak yazılmış- dır”.15

âyet-i kerîme’sinde

de Besmele’nin özellikleri anlatılmışdır.

Kırâet kitablarında istiâze

Kur’ân-ı Kerîm’i tilâvete başlarken istiâze ile (Allâhü

Teâlâ’ya sığınma ile) başlamak, -kırâet kitâblarında yazılmış

olup- vâcib’dir. Bu ibârenin lâfzı,

اعوذ بالله من الشيطان الرجيم “Eûzü bi’llâhi mine’ş-şeydâni’r-racîm”

dir ki ma’nâsı, “Ebedî recme uğramış Şeytân’dan Allâh’a

sığınırım” demektir. Bu şekilde istiâze etmenin evlâ ve sünnet

olduğu, yine kırâet kitâblarında yazılmış olan husûslardan olup

meşhûr’dur.

Ziyâde istiâze

Ziyâde istiâze etmek, ancak rivâyet olunan yerlerde

câizdir. Diğer yerlerde, câiz değildir. Meselâ, her sabah

namâzından sonra okunması müstehâb olan Haşr sûresi’nin

son üç âyet-i kerîme’sinden evvel, ziyâde istiâze etmek câiz

olup evlâdır.

Bu husûsda, şu Hadîs-i şerîf rivâyet edilmiştir: “Kim

sabahleyin (sabah namazından sonra) üç def’a,

اعوذ بالله السميع العليم من الشيطان الرجيم “Eûzü bi’llâhi’s-semîı’l-alîmi mine’ş-şeydânir’r-racîm”

15 -Neml: 30.

Page 20: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

19

dedikten sonra, Haşr sûresi’nin âhirindeki üç âyet-i

kerîme’yi okursa, Allâh, ona, akşama kadar istiğfâr edecek

yetmişbin melek tevkîl eder. O kimse o gün ölürse, şehîd

olarak ölür. Akşama çıktığı zaman okursa, yine böyle olur”.16

Üçüncü okuyuşda, ( ( بالله السميع العليم من الشيطان الرجيم اعوذ

yerine ( diye okunursa ( ذ بالله السميع العليم من الشيطان الرجيم يع ست ا

daha iyi olur. Çünkü ziyâde bab, ziyâde ma’nâ ifâde eder.

Seyyidî ale’n-Nûri’s-Safâksî’nin “Kitâbü Ğaysi’n-Nef’ı

fi’l- Kırâeti’s-Seb’ı” isimli kitâbının (19-20) sayfasında şöyle

denilmektedir:

“Cemi’ kurrâ’ ındinde muhtar olan istiâze,

( اعوذ بالله من الشيطان الرجيم ) dir. Bununla berâber

( اعوذ بالله السميع العليم من الشيطان الرجيم ) veyâ

( اعوذ بالله العظيم من الشيطان الرجيم ) veyâ

( veyâ ( اعوذ بالله من الشيطان الرجيم انه هو السميع العليم

( الله العظيم السميع العليم من الشيطان الرجيم اعوذ ب ) gibi istiâze’ler

de câizdir. Fakat birincisi daha efdaldir”.

16 -Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm,C.3.ss.1006. Hasan Basri Çantay.

ث لا ث أ ر ق ـو يم ج الر ان ط ي الش ن م يم ل ع ال يع م الس الله ب ذ عو أ ات ر م ث لا ث ح ب ص ي ين ح ال ق ن م ن إ و ى س ـم ي ت ح ه ي ل ع ن لو ص ي ك ل م ف ل أ ين ع ب س ه ب الله ل ك و ر ش ح ـال ة ر سو ر آخ ن م آيآت

رواه التـرمزى .ة ل ز ن م ـال ك ل ت ب ان ى ك س ـم ي ين ا ح ـه ال ق ن م و يدا ه ش ات م م و ي ـال ك ل ـى ذ ف ات م Et-Tâcü’l-Câmiu li’l-Usûl fî Ehâdîsi’r-Rasûl s.a.v.C.4.ss.22. Eş-Şeyh M. Ali Nâsıf.

Page 21: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

20

İbnü’l-Hasenü’l-Kâsıh’ın, “Şerhun ale’ş-Şâdıbiyye” adlı

eserinde de,

“( veyâ ( من الشيطان الرجيم اعوذ بالله السميع العليم

( اعوذ بالله من الشيطان الرجيم انه هو الس ميع العليم ) gibi ziyâde

istiâze’ler câizdir” denilmektedir.

Besme’lenin okunup okunmayacağı yerler

Lâfzı, ( بسم الله الرحن الرحيم :Bi’smi’llâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm)

olup meâli “Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismi ile

başlarım” demek olan Besmele-i şerîfe’nin, Tevbe (Berâe)

sûresi’nin evvelinde okunması, kat’î sûrette men’ edilmişdir.

Çünkü bu sûrenin, Enfâl sûresi’nin devâmı mı, yoksa ayrı bir

sûre mi olduğu, Ashâb-ı Kirâm arasında ihtilâflıdır. Bu sûrenin

nüzûlü zamânında da Hazreti Muhammed sallâ’llâhü aleyhi ve

selem, Besmele yazılmasını emr etmemiştir.17

Bununla berâber

diğer sûrelerin hepsinin evvelinde, Besmele okunması

lâzımdır.

Bizim mezhebimiz olan Hanefî Mezhebi’ne göre, namazda

iken yalnız Fâtiha sûresi’nin evvelinde, her def’asında

Besmele okunur. Fâtiha sûresi’nden sonra okunan diğer sûre

ve âyet’lerin hiç birisinde, namazda iken, bir sûreden diğer bir

sûreye geçişlerde, Besmele okunmaz.

Namaz hâricinde ise, Fâtiha sûresi’nin evvelinde Besmele

okumak -ittifakla- vâcib, Tevbe sûresi’nden maadâ diğer bütün

17 -Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm,C.1.ss.270. Hasan Basri Çantay.

Diğer bir rivâyette de “Tevbe sûresi, harp ve tehdîd için nâzil olmuştur. Besmele

ise, rahmet ve emân’a delâlet ettiğinden, Besmele terk olunmuştur” denilmektedir.

Page 22: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

21

sûrelerin hepsinin başında Besmele okumak yine vâcib, iki

sûre arasında ve yeni bir sûreden diğer bir sûreye geçişlerde

Besmele okumak -Rivâyet-i Hafs’a göre- yine vâcib’dir. Sûre

başı olmayan âyet-i kerîme’lerin evvellerinde -gerek Tevbe

sûresi’nin ve gerekse diğer sûrelerin âyet’lerinin evvellerinde-

Besmele okumak ise, muhayyer olup ba’zısında Besmele

okumak evlâ, ba’zısında da Besmele’nin terk edilmesi

münâsibdir. Bu da, âyet evvellerindeki tafsîl-i ma’nâya

göredir. (Bununla berâber Eûzü-Besmele ile başlamak

efdaldir).

Eûzü-Besmele’nin vasl ve katı halleri

Kur’ân-ı Kerîm’e, Besmele olmadan yalnız (Eûzü…) ile

başlandığı zaman vasl ve katı’dan başka bir ihtimâl yoktur.

Her ikisi de câiz’dir.18

Eğer (Eûzü ve Besmele) ile başlanırsa, -cemi’ kurrâ’ya

göre- dört vecih câiz olur ki şunlardır:

a-Vasl-ı kül. Bu halde hepsini vasl etmek câizdir.

b-Kat’-ı kül. Bu halde hepsini katı’ yapmak câizdir.

c-Vasl-ı evvel, kat’-ı sânî. Bu halde birinciyi vasl etmek,

ikinciyi katı’ yapmak câizdir.

d-Kat’-ı evvel, vasl-ı sânî. Bu halde de birinciyi katı’

yapmak, ikinciyi vasl etmek câizdir.

Bu dört husûsun, -(Eûzü ve Besmele) ile başlamasının-

misâl ve şemasını şu şekilde gösterebiliriz:

18 -Katı’lara, fasl da denir. Katı’ veyâ fasl yapmak, ya vakıf ile olur veyâ sekte ile

olur. Başka bir ihtimâl yoktur.

Page 23: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

22

ب العالمين.المد لله ر الرحن الرحيم.بسم الله من الشيطان الرجيم. اعوذ بالله a- وصل : Vasl وصل : Vasl

b- فصل –قطع : Katı’- (Fasl) فصل -قطع : Katı’ (Fasl)

c- وصل : Vasl فصل –قطع : Katı’- (Fasl)

d- فصل –قطع : Katı’- (Fasl ) وصل : Vasl’ dır.

Eğer iki sûre arasında (Eûzü…) okunmadan Besmele

okunursa, üç vacih câiz olup yukarıdaki misâlin ( d ) şıkkı câiz

değildir. Bu husûsun misâl ve şemasını da şu şekilde

gösterebiliriz:

الكتاب لا ريب فيه ال. ذلك الرحن الرحيم.بسم الله ليهم ولا الضالين.غي المغضوب ع a- وصل : Vasl وصل : Vasl

b- فصل –قطع : Katı’- (Fasl) فصل -قطع : Katı’ (Fasl)

c- وصل : Vasl فصل –قطع : Katı’- (Fasl)

Dördüncü şekil olan vasl-ı evvel ve kat’-ı sânî, câiz

olmayıp mümtenî’dir. Çünkü bu halde, Besmele, evvelki

sûrenin sonuna muttasıl oluyor ki bunu, ulemâ’, câiz

görmemiştir. Bu hal, diğer sûreler arasında da aynıdır.

Enfâl sûresi’nden Tevbe (Berâe) sûresine geçildiği zaman

da, üç vecih câiz olur ki şunlardır:

a-Vasl.

b-Sekte.

c-Katı’dır.19

19 -Vasl diye, vakıf yapmadan mâba’dine geçmeye; Katı’ diye, vakıf yapıp nefes

aldıktan sonra mâba’dine başlamaya; Sekte diye de, vakıf yapıp nefes almadan

mâba’dine başlamaya denir.

Page 24: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

23

Tevbe sûresi’nin evvelinde mutlakâ; sûre başı olmayan

âyet-i kerîme’lerde yalnız (Eûzü…) ile başlanıldığı zaman da,

iki vecih câiz olur20

ki şunlardır:

a-Vasl.

b-Katı’dır.

Hulâsa

Allâhü Teâlâ, Habîb-i kibriyâ’sı sevgili peygamberimiz

Hazreti Muhammed sallâ’llâhü aleyhi ve sellem Efendimizi

( (Sen büyük bir ahlâk üzerindesin: وانك لعلى خلق عظيم 21

ve

( Biz seni âlemlere rahmet olarak: وما ارسلناك الا رحة للعالمين

gönderdik)22

âyet-i kerîme’lerinde ifâde buyurulan şeref ile

bahtiyâr kılmak için, Rûh-i emîn’i Hazreti Cebrâil aleyhi’s-

selâm ile Hakk-ı mübîn’i, (her şey’i ap-açık açıklayan

Kur’ân-ı Kerîm’i) indirirken her şey’den önce O’nun eğitim,

öğretim ve terbiyesine önem vermiş ve mükemmel bir ahlâk

sâhibi bir insan, bir peygamber olarak yetişmesi için ilâhî

yardımına mazhar kılmış, her şey’den önce de kendisine karşı

olan kulluğunu göstermek ve ilâhî ismini ilk önce zikr etmek

suretiyle bir şey’e başlamanın kutsal edebini öğretmiş; bunu

tatbik etmek için de bütün gönülleri ümidin başlangıcı ve

bütün amellerin sonu, Rahmân olan Allâhü Teâlâ’nın

yardımını ve Rahîm olan Allâhü Teâlâ’nın rahmetini, tüm

varlık âleminin var olmasının en büyük kânunu olan ilâhlık ve

20 -Bu halde, sekte yoktur. Çünkü, -ittifakla- câiz değildir. 21 -Kalem, 4. 22 -Enbiyâ’,107.

Page 25: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

24

kulluk ilişkileri altında, bir Tevhîd-i beliğ ile (ap-açık bir

ifâde ile), gayet veciz (kısa) ve veciz olması (kısa olması) ile

birlikte son derece derli-toplu, son derece veciz olması ile

berâber fevkalâde açık ve akıcı bir uslüp içinde beyân edib

açıklayan ( düsturunu her şey’in bir ( بسم الله الرحن الرحيم

anahtarı gibi ihsân etmiş ve sonra bu düsturu, bu edeb ve

terbiyeyi bütün ümmetin kitâbları, kitâbetleri, kırâetleri,

nutukları ve diğer önemli işleri ve ihtiyaçları başında iktibâs

ve ittibâ edecekleri (uyacakları) yüce bir gelenek (bir Sünnet-i

seniyye) kılmışdır.23

Rasûl-i Ekrem sallâ’llâhü aleyhi ve sellem Efendimiz de

hadîs-i şerîf’lerinde şöyle buyurmuştur:

.بسم الله الرحن الرحيم مقتاح كل كتاب

“Bi’smi’llâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm, her kitâbın anahtarıdır”.

.كل امر ذى بال ل يـبدا فيه ببسم الله فـهو ابـتـر

“Bi’smi’llâh ile başlamayan her mühim iş güdükdür”.

“ya’nî Allâhü Teâlâ’nın ismi ile başlamayan her hangi bir

iş, O’nun huzûr-i ızzeti’ne arz olunamaz. Arz olunmayınca da

o iş güdük (sonuçsuz) kalır”.

Demek ki bize ( ile Kitâbu’llâh’ın öyle ( الرحن الرحيم بسم الله

bir anahtarı verilmiştir ki biz böyle bir Besmele’de, Kur’ân

ilmi’nin mevzuunu, ğâyesini, kısaca (icmâlen) buluruz. Önce

Fâtiha sûresi’nde, sonra da ardı sıra gelen tüm Kur’ân

23 -Hak Dîni Kur'ân Dili Türkçe Tefsir, C.1.ss.11. ve 15-17. Elmalılı Muhammed

Hamdi Yazır.

Page 26: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

25

sûreleri’nde, Sidre-i müntehâ’yı geçen ma’nevî sırların ortaya

çıkmasını da etraflıca görüp anlayabiliriz.

Bunun için Kur’ân sûreleri ve âyet-i kerîme’leri, rastgele

bir tesâdüfün veyâ sâdece şâirâne bir duygunun gücü ile ortaya

çıkmış bir divan değil, baştan başa ( gibi ( الرحن الرحيم بسم الله

geniş anlamlı tek bir cümle, fasih bir kelime düzeni, âhenkli

bir uyum ve sayısız hıkmetlerle dolu bir beyân ve uslüb ile

inmiş ilâhî bir sözdür. Bu ilâhî sözler, başında ( ile ( الله م س ب

başlar, sonunda da ( ile son bulur ki bu iki ( والناس من النة

beyân arasındaki Kur’ân âyetlerinin tamâmı, görünen ve

görünmeyen bütün varlıkların ve özellikle insanlara gelen ve

insanlardan yüce Allâh’a giden varlık ve hayat ilişkilerinin

sonsuzluk zevki ile tadlandırılmış sağlam bir anlatım tarzıdır.

Her hatim sonunda, Hazreti Ali radıya’llâhü anh’dan

rivâyet edilen bir hadîs-i şerîf’e göre ( بسم الله . من النة والناس المد لله رب العالمين. الرحن الرحيم. ) şeklindeki okuyuşumuz da,

Kur’ân’ın, sayısız hıkmetlerle dolu bu beyân ve uslübunun en

fasîh ifâdelerinden birisidir. Buna “Hall-i mürtehîl: Ölen bir

kimsenin dünyadan göçü” denilir ki bu hall bize, ölen bir

kimsenin bu âlemden ilişkisinin tamamen kesilmediğini ifâde

eder.

Bunun için her şey’den önce gafletimizin, vesveselerimizin,

şeytânî davranışlarımızın şerrinden arınıp temizlenmemiz için

bütün gücümüz ve şuurumuzla ( : اعوذ بالله من الشيطان الرجيم

Koğulmuş şeytanın şerrinden Allâh’a sığınırım) diyerek

Allâhü Teâlâ’ya sığınalım ve O’nun Rahmân ve Rahîm

Page 27: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

26

isimlerinin ulviyyetinden istifâde etmek için ( بسم الله الرحن Rahmân ve Rahîm Allâh’ın adıyle) diyerek Besmele: الرحيم

anahtarına yapışıp her işimizi ona göre yapalım.

Bu suretle de, dünyâ hayâtında îmân eden ve etmeyen

herkesi ve her mahlûku; âhiret hayâtında da yalnız îmân

edenleri esirgeyip koruyarak sonsuz rahmetinin ni’metlerine

nâil eden Yüce Rabb’imize karşı ( Yâ : طاك نستعين.اك نـعبد وإي إي

Rabb, biz Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım

dileriz) sözümüzdeki sadâkatimizi, ifâde etmiş oluruz.

Hüsn-i hâtime

Besmele’nin bu güzel özelliklerini, merhum Hasan Basri

Çantay’ın şu güzel duâsı ve merhûm Süleyman Çelebi

Mevlid-i şerîf’inin şu mısrâları ile bitirelim:

“Ya Rabb, Kur’ân-ı Hakîm’ini îmân ile okuyan, O’nun

hıkmet ve fazîletlerine îkân ile (sağlam bir anlayış ile) uyan,

O’nun sermedî (ebedî) ve ilâhî zevkini aşk ve îmân ile duyan

din kardeşlerimizi ve azîz Müslümân Türk milletimizi bitmez,

tükenmez Lûtf-ü inâyet ve hıfz-u sıyanetine mazhariyyetle

şâdân (mutlu) ve iki cihanda seâdet ve refahın her türlüsü ile

begâm ve handân eyle (muradına erişip mutlu olan

kullarından eyle)”. Âmîn.24

24 -( Âmîn) lâfzı, (Yâ Rabb, duâmızı kabûl buyur) anlamındadır ki Fâtiha-i: آمين

şerîfe’yi okuyup bitiren bir kimsenin “âmîn” demesi sünnet’dir. Buhârî ve

Page 28: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

27

Allâh âdın zikredelim evvelâ,

Vâcib oldur cümle işde her kula.

Allâh âdın her kim ol evvel anâ,

Her işi âsân ider Allâh anâ.

Allâh âdı olsa her işin önü,

Hergiz ebter olmaya ânın sonu.

Her nefesde Allâh âdın di müdâm,

Allâh âdıyle olur her iş tamam.

Bir kez Allâh dese aşk ile lisân,

Dökülür cümle günah misl-i hazân.

İsm-i pâkin pâk olur zikreyleyen,

Her murada erişir Allâh diyen.

الله آدين ذكر ايده لـم اولا واجب اولدر جـمله اشده هر قوله

Müslim’de, Ebû Hurayra radıya’llâhü anh’dan rivâyet edilen bir Hadîs-i şerîf’de de

şöyle buyurulmuşdur:

“İmâm, Fâtiha’dan fâriğ olup âmîn dediğinde siz de âmîn deyin. Zîra, bir kimsenin

âmîn demesi, meleklerin âmîn demesine muvafık olursa, Allâhü Teâlâ o kimsenin

geçmişte vukû’ bulan küçük günahlarını mağfiret eder”.

( Âmîn) lâfzı, Allâhü Teâlâ’nın isimlerinden bir isimdir ve Allâhü Teâlâ’nın: آمين

kulları üzerine bir mühr-i ilâhîsidir ki bu ismi okuyan bir kimsenin küçük günahlarının

afv edileceği rivâyet edilmişdir.

Bununla berâber ( آمين :Âmîn) lâfzı, bi’l-ittifak Kur’ân değildir. Fâtiha-i şerîfe’nin

ifâde buyurduğu duânın kabulünü ricâ ve istirham için vârid olmuş ikinci bir duâdır.

Bunun için her duânın sonunda o duânın kabulünü ricâ için ( Âmîn) demenin: آمين

meşrû’ olduğu da, yine Rasûlü’llâh sallâhü aleyhi ve sellem tarafından beyân edilip

ta’lîm buyurulmuştur.

Hulâsatü’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ân,C.1.ss.28. Mehmet Vehbi.

Page 29: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

28

الله آدين هر كيم اول اكا الله اكاهر ايشى آسان ايدر

الله آدى اولسه هر ايشك اوكى هركز ابـتـر اولـميه آنك صوكى

هر نـفسده آلله آدين دى مدام الله آديله اولور هر ايش تـمام بر كز الله ديسه شوقله لسان

مثـلو خزان دوكيلور جـمله كناه اسم باكن باك اولور ذكر ايـلين

هر مراده ايريشور آلله دين Âmîn, âmîn,âmîn. Ve'l-hamdü li'llâhi Rabbi'l-âlemîn.

.دد علمك اللهم صل وسلم وبارك على سيدنا ممد وعلى آل سيدنا ممد بع

Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ

Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin bi-adedi

ılmik”.25

22-Ekim-2015

09-Muharrem-1437

25 -“Yâ Rabb, seyyidimiz Hazreti Muhammed’e, O’nun âl ve etbâına, ilminin adedince

rahmet eyle, selâmet ver, hayır ve bereket ihsân eyle”.

Page 30: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

29

ما نـوى.ما لكل امرىء ــما الاعمال بالنـيات وإن إن “Amellerin hükümleri niyetlere göredir.

Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır”.26

26 -Buhârî, Cüz.1.ss.4.

S.B.M.Tecrîd-i Sarîh Tercemesi,C.2.ss.1.Ahmed Naim.

Page 31: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

30

Bi'smi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm

Bi'smi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm

Page 32: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

31

Bi'smi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm

Bi'smi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm

Page 33: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

32

Page 34: VE H U K M Ü -  · Besmele ve Hukmü ve Özellikleri 7 Bunlardan birincisi, En-Neml sûresinin otuzuncu âyet-i kerîmesi olan, لا.مِيحِرَّلا نَِحْْرَّلا ِللها

Besmele ve Hukmü ve Özellikleri

33

Takvâ sâhibi Mü’min’ler için bir hidâyet ve şifâ’ rehberi olan

Kur’ân-ı Kerîm anahtarı B e s m e l e

A.Celâleddin Karakılıç Hediyedir

Kiçiköy Mah. Altıntepe Cd.

Gonca Sok.No: 16

Talas – Kayseri

Tel: ( 0352 ) 437 00 27

( 0537 ) 422 56 09 www.ckarakilic.com