v.dğr., tanıtımı · İstoriya, s. 64-65). bu hareket. bulgar orto doks kilisesinin resmi...

3
POLONYA osciennyeh w latach: 1455-1672, Warszawa 1959, s. 227; a.mlf., "Turkology in Poland: Ac- hievements and Some Problems for Future De- velopment",. /JTS, In/1 (1984-85), s. 123-138; L. Bohdanowivz Tatarzy Muzulmanie W. Po/see, Gdansk 1977 (bu eserin için bk. Hasan Avni Yüksel, "Polonya'da Müslüman Ta- tarlar", Bilge, sy. Ankara 1998 , s. 63); Osman- ile Lehistan (Polanya) daki Münasebetlerle Tarihi Belgeler (haz Nigar Anafarta), 1979, s. 18, 29; W. Za- jaczkowski, "Polonya'da Türkoloji", I. Milletlera- Türkoloji Kongresi 15-20 Ekim 1973): 1979, ll, 553-561; a.mlf., "Turkic Studies in Crakow", Oriental Studies in the Sixty Years of Independent Paland (ed. W. Tyloch), Warsaw 1983, s. 21-24; A. Czarpkiewicz, "Arabic Studies in Polen", a.e., s. 17 -20; E. Tryjarski, "Warsaw Turkology 1918-1978", a.e., s. 25-34; B. Skiadanek, "Iranian Studies in Po- tand", a.e., s. 34-37; B. Szajkowski, "The Muslim Mlnority in Poland", Islam in Europe: The Politics of Religion and Community (ed. S. Vertovec- C. Peach), London-New York 1997, s. 91-100; M. Rynkowski, "Churches and Religious Communi- ties in Paland whit Particular Focus on the Situ- atian of Muslim Communities", State and Reli- gion in Europe. Legal System Religious Educa- tion Religious Affairs, 9-10 December 2006, ts. Merkezi), s. 241-264 (metnin Türkçe tercümesi için bk. s. 519- 539); L. Bohdanowicz, "The Muslims in Poland. Their Origin, History and Cultural Life", JRAS (1942), s. 163-180; A. Zajaczkowski, "L'orienta- lisme et les etudes de philologie turque en Po- logne", 7TK Belleten, XXV/99 ( s. 447-453; J. Reychman, "XVIII. Lehistan Uygar- Görülen Türk Etkileri", a.e., XXVIII/112 (1964), s. 757-767; Akdes Nimet Kurat, "Türk Diplomasisi ve Polanya Merkez Türk- çe Yesikalara Ait Lehçe Eser", a.e., XXX/119 (I 966), s. 439-457; M. Konopacki, "Les musul- mansen Pologne", RE!, XXXVI/I 968) , s. 115- 130; a.mlf, "Polanya' da Kerim Tercüme Tarihi. Bibliyografya ile Birlikte" (tre Sü- reyya S sy. 3 (1 979), s. 411-417; L. An- tonowicz-Bauer, "The Tatars in Poland", JIMMA, V /2 ( s. 345-359; Bagdan Atailah Kopans- ki, "TheUnknow Muslims ofPoland", Impactln- ternational, XIV/15, London 1984, s. 8-9 (Türk- çe'si kaynak gösterilmeksizin 17 Haziran 1 987'- de Zaman gazetesinde a.mlf, "Muslims in Paland ( A Review of the Polish Muslim Historiography", IS, XXXI/2 992), s. 203-211; "Poland", Afkar, 11/1, London 1985, s. 59-61; "Muslim in Poland", The Muslim World League Journal, XIV /1, Makkah 1986, s. 39-41; Hassan Ma'ayergi, "History of Translations of the Meanings of the Holy Qur'an into the Polish Lan- guage", JIMMA, Vll/2 (1986), s. 538-546; G. Le- derer -1. Takacs, "Among the Muslims ofPoland", CAS, IX/2 s. 119-131; E. Sakowicz, "Islam and Christianan-Muslim Relations in Poland", lslamochristiana, XXIII, Roma 1997, s. 139-181; Seyfi Kenan," Amerika'da Müslüman Cemiyetie- rin New Yorklu Dinl-Si- vil ve Süreci", Dergisi, sy. 11, 2004, s. 105- 130; Agata S. Nalborczyk, "Islam in Poland: The Past and the Present", lslamochristiana, XXXII, Roma 2006, s. 225-238; A. Popovic, "Muslimün", EP ), VII, 695. IJ!III!!J KEMAL BEYDiLLi 320 L PO MAKLAR Bulgaristan, Trakya ve Makedonya'da müslüman topluluk. _j Büyük gruplar halinde, Meriç düzlükle- rini Ege yüksek yayla- lar ve ovalarla örtülü Arda, Karasu (Mesta) nehirlerinin vadili Rodoplar ile Pirin ve Vardar bölgelerinde kuzeyinde Lofça, Plevne, Teteven, Selvi (Sevlievo), Ra- hova'da; Orta Bulgaristan'da Filibe ve es- ki Selanik, Kosova ile vi - layetlerine halde küçük gruplar da mevcuttur. Makedonya'da ise Nevre- kop, Çeç, Razlik, Piyanets, Mogle- na, Kiçeviya, Drimkol, Golo Gorna Reka ve Gora gibi bölgelerde bulun- konusunda kaynak- larda bilgiler yer Çek Bul- gar bilgini K. Jireçek'in 1874 ait ver- istatistik bilgilerinden Lofça, Plevne yöresinde 100.000, bütün Rodoplar'da ve Selanik'ten Vardar boyunca Moglena, Pres- pa ve Dibre'ye kadar uzanan yer - lerde 500 .000 Pomak nüfusunun bulun- 1880 ait bir is- tatistikte 400.000 ola- rak gösterilir. Balkan arifesinde Edirne'de 115.000, Selanik'te 98.590, Ma- 23.900, Kosova'da 13.680, ra'da 40.000 Pomak nüfusunun bulundu- edilir. Resmi olmayan bir kay- göre 1931 Bulgaristan içinde 200.000'den fazla, bu da ve bölgelerinde 200.000 Pomak nüfusunun belirtilir. Son sadece Bul- garistan dahilinde 250.000'den faz- la Pomak nüfusunun mevcut 1990 sonunda ise yerel yetkililerin verdikle- ri rakamlara göre bu nüfusun 268 .971 'e Balkan ül- kelerinde de (Yunanistan'da Trakya'- da 70.000, Makedonya'da 40.000, Arna- vutluk'ta 80.000 bu kadar da- ha Pomak nüfusunun tahmin edilmektedir. Pomak kelimesine da XIX. itibaren Po- konusunda siyasi temelli ve var- Slavca dilden ha- reketle Türk kökenli Bulgar, hatta Rum ol- iddia Bununla birlikte tarihi belgeler, XI. Or- ta Asya ve Kafkaslar'dan göçleri yo- luyla Balkanlar'a eden Kuman Türk- leri'nin tezini kuwetlen - dirir. Kuman Türkleri'nin daha XL da Balkanlar'a geldikleri, Pirin ve Vardar Rodoplar'a bilinmektedir. Balkanlar'da Slav la Kuman Türkleri bölge- lerde bunlarla büyük ölçüde ana dillerini (Hasluck, s. 36), an- cak eski örf, adet ve geleneklerini sürdür- XI-XIV. yüzyilarda güneyden müslüman Türkler'in Balkanlar'a eski dinlerini terkede- rek islamiyet'e Bu süreci Os- fethinden önce Türkleri'nin, XIV. ikinci Rodoplar'a fütu - hat hareketlerine bölgeye önce olan Kuman Türk- leri'ni müslüman olarak ihtimali büyüktür. Bundan kay- naklarda bu topraklarda ke- ve öncü hizmeti verdiklerinden Slav- kendilerine "pomagaç" verdikleri, zamanla bu Pomak alarak bölgedeki Kuman Türkleri'- nin üzerinde durulur (Zahariev, s. 66). Öte yandan ha- kimiyeti Balkanlar'da konar göçer yörük özel bir askeri kilat bünyesi içine ve Ana- dolu'da gibi na "yamak" denmesinden hareketle po- mak kelimesinin anlam itibariyle yamak- la yola kelime- nin Türkçe yamaktan hususu da dikkate Pomaklar'la ilgili en çok istismar edilen konu dilleridir. dilin içinde yük- sek oranda Slav kökenli kelimenin bulun- Türk yönün - deki tezin temelini Ancak dilin o/o 30'unu Uk- rayna o/o 25'ini o/o 20'sini Türkçesi, o/o 15'ini Nogay- ca, o/o 10'unu Arapça kelimelerin tesbit (Ahmet Cevdet, s. 190- 91). Ukrayna o/o 30 nis- betinde sebebi Ku - man Türkleri'nin X ve XL Uk- rayna, Lehistan ile Besarabya yörelerinde Slavlar'la olan ve 150-200 olarak Slav-Rus ko- nar göçer bir hayat sürdürmelerinde ara- nabilir (Laszlo Rasonyi, s. 141). XI- XIV. Balkanlar'da maruz kalan Türk büyük ölçüde dillerini kaybettikleri bilinmektedir. Bu sebeple Pomak lehçesinde Slavca keli-

Upload: others

Post on 07-Aug-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: v.dğr., tanıtımı · İstoriya, s. 64-65). Bu hareket. Bulgar Orto doks kilisesinin resmi belgelerinde müslü man Bulgarlar'ın (Pomaklar) Ortodoks hı ristiyan dinine ve Bulgarlığın

POLONYA

osciennyeh w latach: 1455-1672, Warszawa 1959, s. 227; a.mlf., "Turkology in Poland: Ac­hievements and Some Problems for Future De­velopment",. /JTS, In/1 (1984-85), s. 123-138; L. Bohdanowivz v.dğr., Tatarzy Muzulmanie W. Po/see, Gdansk 1977 (bu eserin tanıtımı için bk. Hasan Avni Yüksel, "Polonya'da Müslüman Ta­tarlar", Bilge, sy. ı7, Ankara 1998, s. 63); Osman­lı İmparatorluğu ile Lehistan (Polanya) Arasın­daki Münasebetlerle İlgili Tarihi Belgeler (haz Nigar Anafarta), İstanbul 1979, s. 18, 29; W. Za­jaczkowski, "Polonya'da Türkoloji", I. Milletlera­rası Türkoloji Kongresi (İstanbul 15-20 Ekim 1973): Tebliğler, İstanbul 1979, ll, 553-561; a.mlf., "Turkic Studies in Crakow", Oriental Studies in the Sixty Years of Independent Paland (ed. W. Tyloch), Warsaw 1983, s. 21-24; A. Czarpkiewicz, "Arabic Studies in Polen", a.e., s. 17-20; E. Tryjarski, "Warsaw Turkology 1918-1978", a.e., s. 25-34; B. Skiadanek, "Iranian Studies in Po­tand", a.e., s. 34-37; B. Szajkowski, "The Muslim Mlnority in Poland", Islam in Europe: The Politics of Religion and Community (ed. S. Vertovec- C.

Peach), London-New York 1997, s. 91-100; M. Rynkowski, "Churches and Religious Communi­ties in Paland whit Particular Focus on the Situ­atian of Muslim Communities", State and Reli­gion in Europe. Legal System Religious Educa­tion Religious Affairs, 9-10 December 2006, İstanbul, ts. (İslam Araştırmaları Merkezi), s. 241-264 (metnin Türkçe tercümesi için bk. s. 519-539); L. Bohdanowicz, "The Muslims in Poland. Their Origin, History and Cultural Life", JRAS (1942), s. 163-180; A. Zajaczkowski, "L'orienta­lisme et les etudes de philologie turque en Po­logne", 7TK Belleten, XXV/99 ( ı96ı), s. 447-453; J. Reychman, "XVIII. Yüzyılda Lehistan Uygar­lığında Görülen Türk Etkileri", a.e., XXVIII/112 (1964), s. 757-767; Akdes Nimet Kurat, "Türk Diplomasisi ve Polanya Merkez Arşivindeki Türk­çe Yesikalara Ait Lehçe İki Eser", a.e., XXX/119 (I 966), s. 439-457; M. Konopacki, "Les musul­mansen Pologne", RE!, XXXVI/I (ı 968) , s. 115-130; a.mlf, "Polanya'da Kur'an-ı Kerim Tercüme Tarihi. Bibliyografya ile Birlikte" (tre İhsan Sü­reyya S ırma), İİFD, sy. 3 ( 1 979), s. 411-417; L. An­tonowicz-Bauer, "The Tatars in Poland", JIMMA, V /2 ( ı984), s. 345-359; Bagdan Atailah Kopans­ki, "TheUnknow Muslims ofPoland", Impactln­ternational, XIV/15, London 1984, s. 8-9 (Türk­çe'si kaynak gösterilmeksizin 17 Haziran 1 987'­de Zaman gazetesinde yayımlanmıştır); a.mlf, "Muslims in Paland ( ı9ı8- ı939): A Review of the Polish Muslim Historiography", IS, XXXI/2 (ı 992), s. 203-211; "Poland", Afkar, 11/1, London 1985, s. 59-61; "Muslim in Poland", The Muslim World League Journal, XIV /1, Makkah 1986, s. 39-41; Hassan Ma'ayergi, "History of Translations of the Meanings of the Holy Qur'an into the Polish Lan­guage", JIMMA, Vll/2 (1986), s. 538-546; G. Le­derer -1. Takacs, "Among the Muslims ofPoland", CAS, IX/2 (ı990), s. 119-131; E. Sakowicz, "Islam and Christianan-Muslim Relations in Poland", lslamochristiana, XXIII, Roma 1997, s. 139-181; Seyfi Kenan," Amerika'da Müslüman Cemiyetie­rin Doğuşu: New Yorklu Müslümarılann Dinl-Si­vil ve Eğitsel Kururrılaşma Süreci", İslam Araş­tırmaları Dergisi, sy. 11, İstanbul 2004, s. 105-130; Agata S. Nalborczyk, "Islam in Poland: The Past and the Present", lslamochristiana, XXXII, Roma 2006, s. 225-238; A. Popovic, "Muslimün", EP (İng ), VII, 695. ı:iJ

IJ!III!!J KEMAL BEYDiLLi

320

L

PO MAKLAR

Bulgaristan, Batı Trakya ve Doğu Makedonya'da yaşayan

müslüman topluluk. _j

Büyük gruplar halinde, Meriç düzlükle­rini Ege kıyılarından ayıran yüksek yayla­lar ve ovalarla örtülü Arda, Karasu (Mesta) nehirlerinin geçtiği yeşil vadili Rodoplar ile Pirin ve Vardar Makedonyası bölgelerinde yaşarlar. Ayrıca Bulgaristan'ın kuzeyinde Lofça, Plevne, Teteven, Selvi (Sevlievo), Ra­hova'da; Orta Bulgaristan'da Filibe ve es­ki Selanik, Manastır, Kosova ile İşkodra vi­layetlerine dağılmış halde küçük gruplar da mevcuttur. Makedonya'da ise Nevre­kop, Çeç, Razlik, Piyanets, Tikveş, Mogle­na, Koreşca, Kiçeviya, Drimkol, Golo Bırdo, Gorna Reka ve Gora gibi bölgelerde bulun­maktadırlar. Nüfusları konusunda kaynak­larda çelişkili bilgiler yer alır. Çek asıllı Bul­gar bilgini K. Jireçek'in 1874 yılına ait ver­diği istatistik bilgilerinden Lofça, Plevne yöresinde 100.000, bütün Rodoplar'da ve Selanik'ten Vardar boyunca Moglena, Pres­pa ve Yukarı Dibre'ye kadar uzanan yer­lerde 500.000 Pomak nüfusunun bulun­duğu anlaşılır. 1880 yılına ait diğer bir is­tatistikte Pomaklar'ın sayısı 400.000 ola­rak gösterilir. Balkan savaşları arifesinde Edirne'de 115.000, Selanik'te 98.590, Ma­nastır'da 23.900, Kosova'da 13.680, İşkod­ra'da 40.000 Pomak nüfusunun bulundu­ğuna işaret edilir. Resmi olmayan bir kay­nağa göre 1931 yılında Bulgaristan sınırla­rı içinde 200.000'den fazla, bu sınırlar dışın­da Makedonya'nın ve Batı Trakya'nın dağ­lık bölgelerinde 200.000 Pomak nüfusunun yaşadığı belirtilir. Son yıllarda sadece Bul­garistan sınırları dahilinde 250.000'den faz­la Pomak nüfusunun mevcut olduğu, 1990 yılı sonunda ise yerel yetkililerin verdikle­ri rakamlara göre bu nüfusun 268.971 'e ulaştığı anlaşılmaktadır. Diğer Balkan ül­kelerinde de (Yunanistan'da Batı Trakya'­da 70.000, Makedonya'da 40.000, Arna­vutluk'ta 80.000 dolayında) bu kadar da­ha Pomak nüfusunun bulunduğu tahmin edilmektedir.

Pomak kelimesine Osmanlı kaynakların­da XIX. yüzyıldan itibaren rastlanır. Po­maklar'ın menşei konusunda çoğu siyasi temelli değişik görüşler ve tartışmalar var­dır. Konuştukları Slavca ağırlıklı dilden ha­reketle bunların Türk kökenli olmadıkları, İslamiaşmış Sırp, Bulgar, hatta Rum ol­dukları iddia edilmiştir. Bununla birlikte tarihi belgeler, Pomaklar'ın XI. yüzyılda Or­ta Asya ve Kafkaslar'dan batı göçleri yo-

luyla Balkanlar'a akın eden Kuman Türk­leri'nin bakıyeleri olduğu tezini kuwetlen­dirir. Kuman Türkleri'nin daha XL yüzyıl­da Balkanlar'a geldikleri, Pirin ve Vardar Makedonyası'yla Rodoplar'a yerleştikleri bilinmektedir. Balkanlar'da Slav akınlarıy­la karşılaşan Kuman Türkleri bazı bölge­lerde bunlarla karışarak büyük ölçüde ana dillerini kaybetmişler (Hasluck, s. 36), an­cak eski örf, adet ve geleneklerini sürdür­müşlerdir. XI-XIV. yüzyilarda güneyden müslüman Türkler'in Balkanlar'a gelişiyle Kumanlar'ın çoğu eski dinlerini terkede­rek islamiyet'e geçmiştir.

Bu toplulukların İslamiaşma süreci Os­manlılar'ın Balkanlar'ı fethinden önce baş­lamış olmalıdır. Osmanlı Türkleri'nin, XIV. yüzyılın ikinci yarısında Rodoplar'a fütu ­hat hareketlerine giriştiklerinde bölgeye asırlar önce yerleşmiş olan Kuman Türk­leri'ni müslüman olarak bulmuş olmaları ihtimali büyüktür. Bundan dolayı bazı kay­naklarda Osmanlılar'a bu topraklarda ke­şif ve öncü hizmeti verdiklerinden Slav­lar'ın kendilerine "pomagaç" (yardımcı) adı­

nı verdikleri, zamanla bu sözcüğün Pomak şeklini alarak bölgedeki Kuman Türkleri'­nin torunlarını nitelediği üzerinde durulur (Zahariev, s. 66). Öte yandan Osmanlı ha­kimiyeti altında Balkanlar'da konar göçer yörük topluluklarının özel bir askeri teş­kilat bünyesi içine alınması ve tıpkı Ana­dolu'da olduğu gibi bunların yardımcıları­na "yamak" denmesinden hareketle po­mak kelimesinin anlam itibariyle yamak­la benzeşmesinden yola çıkılarak kelime­nin aslının Türkçe yamaktan gelebileceği hususu da dikkate alınabilir.

Pomaklar'la ilgili en çok istismar edilen konu dilleridir. Konuşulan dilin içinde yük­sek oranda Slav kökenli kelimenin bulun­ması Pomaklar'ın Türk olmadıkları yönün­deki tezin temelini teşkil etmiştir. Ancak Pomaklar'ın konuştuğu dilin o/o 30'unu Uk­rayna Slavcası , o/o 25'ini Kuman-Kıpçakça, o/o 20'sini Oğuz Türkçesi, o/o 15'ini Nogay­ca, o/o 10'unu Arapça kelimelerin oluştur­duğu tesbit edilmiştir (Ahmet Cevdet, s. 190- ı 91). Ukrayna Slavcası'nın o/o 30 nis­betinde bulunmasının başlıca sebebi Ku­man Türkleri'nin X ve XL yüzyıllarda Uk­rayna, Lehistan ile Besarabya yörelerinde Slavlar'la olan temaslarında ve 150-200 yıl devamlı olarak Slav-Rus topraklarında ko­nar göçer bir hayat sürdürmelerinde ara­nabilir (Laszlo Rasonyi, s. 141). Ayrıca XI­XIV. yüzyıllarda Balkanlar'da Slavlar'ın akın­Iarına maruz kalan Türk boylarının büyük ölçüde dillerini kaybettikleri bilinmektedir. Bu sebeple Pomak lehçesinde Slavca keli-

Page 2: v.dğr., tanıtımı · İstoriya, s. 64-65). Bu hareket. Bulgar Orto doks kilisesinin resmi belgelerinde müslü man Bulgarlar'ın (Pomaklar) Ortodoks hı ristiyan dinine ve Bulgarlığın

melerin payı oldukça yüksektir. Arapça' ­nın % 1 O oranında bulunması Pomaklar'ın müslüman oluşundan kaymklanır. Dillerin­deki Kuman-Kıpçak, Nogay ve Oğuz Türk­çesi ile bağlantılı kelimelerin yanında Ça­ğatay Türkçesi'nin de etkisi vardır. romak­lar'ın konuştukları dil kendi aralarında Ro­dop-Pomak Türk lehçesi, Katrancı-Pomak

Türk lehçesi ve Tuna havzası Po mak-Türk lehçesi olarak üçe ayrılır (Ahmet Cevdet, s. 34, 189-191)

Sosyokültürel yaşantıları Anadolu'daki geleneklerle önemli ölçüde benzerlik gös­teren Pomaklar'ın % 85-90'ı köylerde ya­şamakta ve tarımla uğraşmaktadır. Ev içi döşemeleri ve kadınların giysileri Anadolu köylülerinin döşeme giyim tarzına çok ben­zer. Pomaklar Hanefi mezhebine bağlıdır. Özellikle bazı Anadolu köylerinde halen de­vam eden birçok gelenek romaklar'da da görülür (mesel.§ Hoca Gezeği geleneği).

Pomaklar arasında İslamiyet öncesine ait, eski dinleri Şamanizm'den kalma gelenek ve adetlerin yaşatılmasına özen gösteril­diği dikkati çeker. Mesela "akl'ka" veya "har­keke" kurbanı diye adlandırılan, yeni doğ­muş çocuklar için kesilen kurbanların ke­miklerinin hiç kırılmadan toplanarak bir kayın ağacının altına gömülmesi, ayı oyu­nu, şibeciler, devecilik, beş-beşe ve saya­cılar gibi oyunlar şaman inanışının bölge­deki gelenekiere yansımış şeklidir. Yine Nevruz'un kutlanması ve bu kutlamalar es­nasında ateş yakılarak üzerinden atıanma­sı Türk dünyası ile kültürel birliktelikten örnektir.

Balkanlar'daki Pomaklar'ın kaderi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra de­ğişti. Savaşın ardından Balkanlar'da bir­çok yerde olduğu gibi çok zor şartlarda yaşamaya çalışan romaklar'ın bir kısmı katledildi, bir kısmı Türk hakimiyetindeki bölgelere göç etmek zorunda bırakıldı. Yerlerinde kalanlar, Osmanlı egemenliği­

nin Balkanlar'da sona ermesinden ve Bul­gar Devleti'nin kurulmasından itibaren çe­şitli baskılara maruz kaldı. Bulgar devlet yöneticileri bazan şiddet, bazan taltif yön­temini kullanarak müslüman Pomaklar'ı Bulgarlaştırma siyaseti izlemeye başladı. Bu amaçla daha 1881 'de Pomaklar'a Bul­garca öğretmek için girişimlerde bulunul­du (Popkonstantinov, s. 516) Uygulamaya konulan bu politika, 1912 yılında Rodop­lar'ın ve Pirin Makedonyası'nın Bulgaris­tan'a ilhakı ile yoğunluk kazandı. Daha Bal­kan savaşlarının ilk günlerinden itibaren Bulgar yöneticileri, müslüman Pomaklar'ın Bulgarlaştırılması için onları Müslümanlığı

terketmeye ve Hıristiyanlığı kabul etmeye zorladı. Bu amaçla Orgeneral Sarafov, ön­ceden tesbit edilen plan gereğince Pirin Makedonyası ve Rodoplar'daki mahalli iş­gal kumandanlarına gönderdiği talimatla bütün müslüman Pomaklar'ın hıristiyan­laştırılması ve Bulgarlaştırılması, aksi ha­reket edenlerin imha edilmesiyle ilgili ke­sin emirler verdi ( Stranitsi ot Bılgarskata

İstoriya, s. 64-65) . Bu hareket. Bulgar Orto­doks kilisesinin resmi belgelerinde müslü­man Bulgarlar'ın (Pomaklar) Ortodoks hı­ristiyan dinine ve Bulgarlığın sinesine geç­mesi, bir dizi yayında ise Hıristiyanlığı ka­bullenme ve vaftiz olarak kaydedilmiştir.

Bulgarlaştırma ve hıristiyanlaştırma ha­reketi, 1912 Balkan Harbi'nde hezimete uğratılan Türk askerinin geri çekilmesin­den hemen sonra başlatılmış ve Temmuz 1913 tarihine kadar 200.000 civarında müs­lüman Pomak Türk'ün ismi Slav-Bulgar isimleriyle değiştirilmiş, zorla Ortodoksluk kabul ettirilmiştir (Problemi na Razvitieto

na Bılgarskata Narodnost i Natsiya, s. 21 ). Bu hareket esnasında Bulgarlar Rumlar'­la yakın iş birliği içinde çalışmıştır. I. Dün­ya Savaşı sırasında Bulgaristan, Osmanlı Devleti'nin müttefiki olarak Almanya'nın yanında savaşa girince baskılar kaldırılmış ve Pomaklar'ın eski isimlerini almaları ka­bul edilmiştir. Ancak 1923 yılından itiba­ren Bulgarlaştırma politikasına bir plan da­hilinde sistemli biçimde yeniden başlan­mıştır. Yeni politikanın gereği olarak Po­maklar'ın özel okulları kapatılmış ve Po­mak çocuklarının Bulgar okullarına gitme­si yolunda baskı yapılmıştır. Ayrıca Bul­garlaştırma faaliyetlerini daha geniş te­mele oturtmak için müslüman Pomaklar ile Bulgarlar arasında kültür, maarif ve ha­yır sever cemiyetlerinin kurulmasına yö­nelik çalışmalar yoğunlaştırılmıştır. Rodina (vatan) adı altında 1937 yılında Paşmak­lı'da (Smolyan) kurulan ilk cemiyetin esas amacı müslüman Pomaklar'a gayri Türk ve gayri müslüman düşünce muhtevasını aşılamak, onları müslüman Türk toplu­mundan koparıp Bulgarlaştırmak ve Hı­

ristiyanlaştırmaktı (a.g.e., s. 21-23) . Ro­doplar'ın diğer kasaba ve köylerinde de Rodina Cemiyeti'ne benzer kırk kadar ce­miyet oluşturulmuştur ( Stranitsi ot Bıl­

garskata İstoriya, s. 67). Bu cemiyetler adına birçok dergi, broşür, kitap yayımlan­mış, tiyatro temsilleri, söyleşiler, konfe­ranslar. toplu okumalar, sergiler düzen­lenmiş ve bunlar vasıtasıyla müslüman Po­maklar'a Türk olmadıkları, Bulgar soyun­dan geldikleri vb. fıkirlerin aşılanması, "po-

PO MAKLAR

mak", "ahran 1 ahiryan" (aren) gibi lakapla­rın kaldırılması ve müslüman Bulgar adı­nın kabullenilmesi, feslerin, feracelerin, pe­çelerin, hatta pencerelerden parmaklık­ların atılması ve Bulgar adlarının yenilen­mesi yönünde çalışılmıştır. Bu çalışmalar, 8 Temmuz 1942'de Bulgar Millet Meclisi'­nin Pomaklar'ın isimlerinin Bulgar isimle­riyle değiştirilmesi yönündeki yasayı kabul etmesiyle sonuçlanmıştır. Yasa gereğince 1942-1944 döneminde 70.000'e yakın Po­mak'ın isimleri değiştirilmiştir.

1944 yılında Bulgaristan'da komünist yönetimin iş başına gelmesi Pomaklar'a büyük ümitler verdi. Fakat yeni yönetimin de Pomaklar'a bakışı değişmedi. 1960'lı yıl­ların ikinci yarısından itibaren Pomaklar'ın zorla müslümanlaştırılmış Bulgarlar oldu­ğu yönünde birçok kitap yayımlandı. Bu yayınların meydana getirdiği ortamda 17 Temmuz 1970 tarihinde Bulgar Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro yetkili­leri 549 sayılı gizli kararı ile Pirin Make­donyası ve Rodoplar bölgesinde yoğun ya­şayan müslüman Pomak Türkleri'nin ted­hiş yoluyla Bulgarlaştırılmasını kararlaş­tırdı. Bu karar 1970-197 4 yılları arasında kanlı biçimde uygulandı.

Pomaklar'ın yoğun biçimde yaşadığı ikinci ülke olan Yunanistan'da da durum farklı değildi. Göçe ve hıristiyan olmaya zorlanan Pomaklar'ın toprak edinme ve seyahat hakları ellerinden alındı, yaşa­dıkları yöreler askeri bölge ilan edilerek iktisadi faaliyetleri kontrol altında tutul­du. Asimilasyon politikasının vazgeçilmez unsuru olan eğitim Yunanistan'da da et­kin olarak kullanıldı. romaklar'ın Türk de­ğil müslümanlaştırılmış Yunan ( ahiryan 1 Grek agriyanı) oldukları zorla benimsetilmek istendi. Türkçe eğitimi engellemek için okullardaki Türk öğretmen sayısı azaltıldı. Bütün bu baskılar Balkanlar'daki diğer Türk grupları gibi Pomaklar'ın da Türkiye'ye göç etmesine yol açtı. 1878 Osmanlı-Rus Sa­vaşı'ndan bu yana yaklaşık 175.000 Pomak Anadolu'ya göç etti. Ancak Balkanlar'ın çeşitli bölgelerinde halen 500-600.000'in üzerinde Pomak nüfusu varlığını sürdür­mektedir. Pomaklar bugün Bulgaristan, Batı Trakya ve Makedonya'daki azınlıkların dinamik unsurunu oluşturmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA :

F. Kanita, Donau-Bulgarien und der Balkan, Leipzig 1882, II, 187; K. Jirecek, Das Fürstentum Bulgarien, Wien 1891, s . 104, 568; Ahmet Cev­det, Balkanlarda Akan Kan, İstanbul, ts. , s . 34, 189-191; St. Zahariev, Geografsko-istoriçesko­statistiçesko opisanie na Tatarpazarcişkata ka­za, Viena 1870, s. 66; St. Siskov, Pomacite u Tri­te Balgarski Oblasti, Plovdiv 1914; A. lschirkoff.

321

Page 3: v.dğr., tanıtımı · İstoriya, s. 64-65). Bu hareket. Bulgar Orto doks kilisesinin resmi belgelerinde müslü man Bulgarlar'ın (Pomaklar) Ortodoks hı ristiyan dinine ve Bulgarlığın

PO MAKLAR

Bulgar/en Land und Lente, Leipzig 1917, ll, 15; F. W. Hasluck, Bektaşilik Tedkikleri (tre. Ragıb Hulüsi) , İstanbul1928 , s. 36; Abdülkadir İnan, Ta­rihte ve Bugün Şamanizm, Ankara 1952, tür. yer.; Iz Minaloto na Balgarite Mohamedani v Rodo­pite, Sofia 1958, tür.yer.; Hr. Popkonstantinov, Spomeni, Pıtepisi, Pisma, Plovdiv 1970, s. 5 16; A. Andonyon. Balkan Harbi Tarihi (tre. Z. Biber­yan), İstanbul 1975, s. 86-87; Rodop-Bulgaristan Türklüğü Faciasının İç Yüzü, İstanbul 1976, s . 8 -12; Problemi na Razvitieto na Bılgarskata /'la­rodnosti/'latsiya, Sofia 1988, s . 21-23; L. Rason­yi, Tarihte Türk/ük, Ankara 1988, s . 141; Stra­nitsi ot Bılgarskata İstoriya, Sofia 1989, s . 64-67; Hüseyin Memişoğlu, Pomak Türkleri 'nin Ta­rihi Geçmişinden Sayfalar, Ankara 1991; a.mlf., Balkanlarda Pomak Türkleri, İstanbul 1999; Ha­lim Çavuşoğlu, Balkanlar'da Pomak Türkleri, Ta­rih ve Sosyo-Kültürel Yapı, Ankara 1993; H. Po­ulton, Balkanlar: Çatışan Azınlıklar, Çatışan Dev­letler (tre. Yavuz Alagon), İstanbul 1993, s. 135; Y. Frangopoulos, "Religion, Identity and Political Conflict in a Pomak Vıllage in N orthem Greece", Islam in Europe: The Politics of Religion and Community (ed. S. Vertovee-C. Peach), London­New York 1997, s . 73-90; Abdülbaki Gölpınarlı, "İslam-Türk illerinde Fütüvvet Teşkilatı ve Kay­naklan", İFM, sy. 1-4 (1949-50). s. 3-354; Ahmet Cevat Eren. "Pomaklara Dair", TK, l/4 ( 1963). s . 37-41; a.mlf., "Pomaklar", İA, ıx, 572-576; Ne­cip Üzümcü, "Türk Tarihinde Kuman Türkleri ve Pomaklar", Batı Trakya, V/61 , İstanbul 1972, s. 8-11; P. Pavlov, "Kumanite v Obştestveno-Politi­

çeskiya Jivot na Srednovekovna Bılgariya ( 1186-naçaloto na XIV. v. )", İstoriçeski Pregled, sy. 7 (1990). s . 18; F. Bajraktarevic, "Pomaks", Ef2(İng.). Vlll, 320-322; A. Popovic. "Pomaks" , a.e., Vlll, 322-324. r:il

lıJII/!J HüsEYiN MEMişoi'iLu

L

L

PO ND OK

Malezya 'da İslam'ın yayılışında etkin olan

din eğitimi merkezle rine verilen ad

(b k . MALEZV A).

POPE, Arthur Upham (1881-1969)

Amerikalı şarkiyatçı .

_j

_j

Amerika Birleşik Devletleri'nde Rhode Isiand eyaletinin Phonix şehrinde doğdu. Babası ingiliz kökenli bir Püriten papazıydı. Pope, Massachusetts'teki Worcester Aka­demisi'nde lise öğrenimini tamamladıktan sonra Providence'daki Browne Üniversite­si'nde felsefe dalında lisans ( 1904) ve yük­sek lisans ( 1906) öğrenimi gördü. Güçlü bir müzik yeteneğine sahip olmasına rağmen kariyerini felsefe alanında sürdürmeye ka­rar verdi; ancak Browne, Cornell ve Har­vard üniversitelerinde sürdürdüğü dokto­ra çalışmasını hastalanması sebebiyle ta­mamlayamadı.

322

İlk sosyal faaliyeti, Şark halılarına düş­künlüğü sebebiyle Rhode Isiand eyaletin­de açtığı halı sergisidir. 1911-1917 yılları arasında California Üniversitesi'nin felsefe bölümünde öğretim görevliliği yaptı. 1918'­de I. Dünya Savaşı henüz devam ederken orduya katıldı. Dönüşünde New York'ta kendisine ait bir sanat danışmanlığı işi kur­du. Felsefe bölümünde asistan olan Phyllis Ackerman ile 19ZO'de evlendi. Aynı yıl Chicago Sanat Kurumu'nun İslam sanat­ları başdanışmanlığını ve Philadelphia'da Pennsylvania Müzesi'nin İran sanatı danış­manlığını yaptı. Nisan 1923'te San Fran­cisco'da California Palace of the Legion of Honor Müzesi'nin müdürlüğüne ve eşi de yardımcılığına getirildi. Fakat müze için ba­zı sanat eserlerini satın almak üzere bir­likte gönderildikleri Paris'te vakıf yetkili­leriyle anlaşmazlığa düşmelerinden dolayı işten çıkarıldılar. Pope bu olayın ardından Chicago Sanat Kurumu'ndaki görevine ge­ri döndü. 19ZS'te iran'a yaptığı ilk gezide geleceğin şahı başbakan Rıza Han ile dost­luk kurdu ve ona İran sanat ve mimarisi üzerinde durması tavsiyesinde bulundu. Rıza Han şah olunca onun etkisiyle eski mimariye uygun birçok yapı inşa ettirdi. Pope Amerika'ya döndüğünde İran sana­tıyla ilgili çeşitli sergiler açtı ve bazı şehir­lerdeki İran tarzı yapıların projelerine im­za attı. 1926'da ilk İran sanat ve arkeoloji kongresini gerçekleştirdi. 1928'de öncülü­ğünü yaptığı Amerika İran Sanat ve Arke­olojisi Enstitüsü (The American Institute for Persian Art and Archaeology [New York]) ku­ruldu. 1929'dan 1939'a kadar arkadaşlarıy­la birlikte İran, Irak ve Afganistan'da arke­otojik kazılar yaptı. Bu arada Londra, Le­ningrad ve New York'ta İran sanatı üzerine sergiler açtı. Çalışmalarından dolayı 193S'­te İ ran Akademisi üyeliğine seçildi, 19SO yılında da şehinşahlık ilmi nişanıyla ödül­lendirildi. 1964'te Tahran Üniversitesi ta­rafından fahri doktorluk unvanına layık görüldü. 1966'da iran'a gidip Şiraz'a yer-

Arthur Upham Pope

Arthur Upham Pope'un anıt kabri

leşen Pope 3 Eylül 1969'da burada öldü ve vasiyeti üzerine İsfahan'da Bend-i Ha­cü Köprüsü yanında bir yere defnedildi; daha sonra şah tarafından mezarının üze­rine Selçuklu mimarisinde bir anıt kabir yaptırıldı.

Eserleri: An Introduction to Persian Art since the Seventh Century A.D. (London 1930); A Survey of Persian Art from Prehistoric Times to the Preseni (l-Vl, London-New York 1938-1939; I-XV, Tahran 1977; bu abidevi eserin editörlü­ğünü eşi Phyllis Ackerman ile birlikte yap­mış o l masına rağmen birçok bölümünü bizzat yazması ve kitaba damgasını vur­masından dolayı onun adıyla anılmakta­dır} ; Masterpieces of Persian Art (Phyllis Ackerman ve Eric Schroeder ile beraber; New York 1945}; Catalogue of a Loan Exhibition of Early Oriental Carpets from Persia, Asia Minor, the Caucasus, Egypt and Spain, January 1926 (Chica­go 1962). Pope'un ayrıca birçok dergide İran sanat ve arkeolojisiyle ilgili çeşitli ma­kaleleri yayımlanmıştır ( eserlerinin bir lis­tesi için bk. bibl. N. Siver).

BİBLİYOGRAFYA :

Ebü' l-Kasım-ı Sehi\b, Ferheng-i lji'werşinasan,

Tahran, ts . , s . 281-282; Surveyors of Persian Art: A Documentary Biography of Arthur Up­ham Pope and Phyllis Ackerman (ed. ). Gluck­N. Siver). Ashiya 1996; "Arthur Upham Pope" , Rehnüma-yi Kitiib, XII, Tahran 1348 hş . , s. 502-509; ı. Lichtenstadter, "In Memoriam Arthur Up­ham Pope", IJMES, I (ı 970). s . 276-277; Hüseyin Bahrülulüml, "İranşinasl ki be İran 'Aşt mi Ver­zld ve Büzürgterin Arzuyeş in Büd ki der İran be-J::Iat Supurde Şeved", Mecelle-i Danişkede-i Edebiyyat u 'U/Cim-i insani, XXIV/1-2, Tahran 1977, s . 143-153; Ma'süme Mlr Saldi, "Pope, Art­hur Up ham", Dan iş name-i Cihan-ı İslam, Tahran 1379/2000, V, 778-781; N. Siver, "Pope, Arthur Up­ham", http:/ /www.iranica.com/newsite/ articles/ ot_grp7 /ot_pope_20050220.html.

[i] RızA KURTULUŞ