uzun zamandır londra’da bulunan kimi...
TRANSCRIPT
- > ■ •••■
CUM A
18MART, 1960
Y.l ; 1 - Sayı : 43
Fiatı: 15 Mil
NACAKAbone: Bir yıllığı I I Altı aylığı: 500 mil
Sahibi K.TJC.F- adına: R. R. DENKTAŞ
İdare Evi: Ankara Sokak No: 7 Tel: 2697 . Lefkoşa
SANAT DÜŞÜNCE Beşparmak’ın 13- Mart «a
23 imzanın şiir, hikâye, eleştiri ve ya*'
satışa çıkmış* ıı ■- ' M
BEŞP41
Uzun Zamandır Londra’ da Bulunan
Rauf Denktaş Yann Sabah Kıbrısa GeliyorKurulacakya...
Bir arkadaş sık sık anlatır... Ankara’da, öğ retmen okulunda bulun duğu yıllarda Şaban isminde şair bir arkadaşı varmış... Şaban ayni o- kuldan bir kız sevmekte; ama bütün sevdalı lann tutumu hilâfma kızın bu sevgiden bihaber olmasını tercih et- ıııoktedir. Arkadaşları sık sık Şaban a takılıp, '"ulan Şaban, kızm ha- beri yok, bu ne biçim sevgi?" dedikleri zaman hep ayni cevabı alıyorlarmış :
— Ben severim ya, bu bana kâfi...”
Aradan seneler geçmiş, mezun olma günleri yaklaşmış... Arkadaşları tekrar Şaban’ı bulmuşlar, "Ulan Şaban,” demişler, ‘Kız gidiyor, senin hâiâ ilân-ı aşk ettiğin yol:..”
Şaban ayni sakin haliyle ayni cevabı vermiş :
“— Ben severim ya Aradan tekrar yıllı
geçti, Şaban’m kız bir başkasiyle evlendi, çocuğa karıştı... “Ulan Şa ban” demiş arkadaşları,‘ Bu ne biçim iş... ” Şaban ayni Şaban, cevap yiııe ayni cevap *
“— Ben severim ya...” Bizim Kıbrıs Cumhu
riyeti de Şaban’ın gö nül işine benzedi galiba.. “Kurulacak ya” diyorlar.
önce 10 Şubatta murada erecektik.. 19 Şubat Kıbrıs Cumhuriyeti yerine bir İngiliz Prensi doğurdu. Sonra vuslat 19 Marta kaldı.19 Mart da Denktaşı an çak Londra'dan getiriyor. Son vuslat tarihini ise hiç bilmeyiz... Ama yine de “kurulacak ya” diyorlar.
Kurulacak, Cumhuri yet elbette kurulacak... Zürih’i biz de istiyoruz.. Ama gerçek Zürih’i; kırpılmış, kuşa çevrilmiş, tavizli Zürih’i de f i l -
Bunun dışında Zünh’e aleyhtar arıyanlar ancak kendi kendilerini bulurlar.
NACAK
W V W W W A A A A ^ V W S A /
Köy ve kasabalardan aldığımız haberlere göre, biitiin Kurum, Kulüp, Birlik, işçi ve köylüler, Denktaş’ı karşılamak için hazırlık yapıyorlar.
/WVWWWWWVA/VWWVW
Uzun bir zamandanbori Londra’da bulunan Kıbrıs Türk Kurundan Federasyonu Başkanı Rauf Denktaş’ııı Kıbrıs'a döneceğine dair göçen hafta verdiğimiz haberden sonra yüzlerce okuyucumuz, kasaba ve köylerdeki birliklerin temsilcileri telefon ve mektupla, çoğu d i biz zat gelerek karşılama hazır
lıkları yapnnık iizere Denk- taşın katî olarak geleceğine dair teminat istemişlerdir.
En son aldığımız- habere göre, eşini son bir tıbbî mua yenedeıı geçiren Denktaş, bu akşam uçağa binecek ve yarınki Cumartesi sabahı saat 9’da Lefkoşa’da olacaktır.
Kasaba ve köylerden aldı
ğımız haberlere göre, büyük halk kitleleri sabahın erken saatlerinden itibaren başken te akın etmiyr: başlıyacak ve Lef koşa fevkalâde günlerinden birini yaşıyacaktır.
Denktaş’ıtı Lefkoşa’ya muvasalatında çok önemli bir hitabede bulunacağı kuvvet
muhtemeldir.
Görmiyen Görsün! Bilmiyen Bilsin!!
yazarı soruyor;Kıbrıs halkı,' TüîhkarioS’un Zürih ve Londra anlaşma
larının altına attığı kırmızı imzanın kendisini temsil etti ği hususunda bütün hür insanlar arasında bir kanaatin yaratılmasına müsaade edecek midir?
Kıbrıs halkı, Büyük Anasının, Ölümsüz Yunanistan m kucağına kavuşuncaya kadar kendisini hür addetmiye ceğini ve mücadeleye devam edeceğini haykırmıyacak mıdır?
Türk sigara fabrikasında çalışan işçi kızlardan bir gurup, öğrendiğimize göre fabrika sıon günlerde halkımızın ilgisizliğinden işçi sayısını 100 den 15’e in dirmiştir. Bu, yabancı sigarası içenlerin ve onları destekliyenlerin yüreğini sızlatmıyor mu?
Foto : Turgut
Erol ERDURAN
Etniki gazetesi, geçen sayılarından birinde, “Dize mi geleceğiz?,, başlığı altında G. Olimpos imzalı bir yazı yayınlamış.
G ., Olimpos bu yazısında Zurih ve Londra Anlaşma - larma ve Başpiskobos Maka- rios’un “kâh Türklere, kâh Ingilizlere yalvaran,, bir tavır takınmasına hücum et - mekte, şimdiki müzakerele - rin yapılmakta olduğu Kıb - rıs Vilâyet konağım ‘ bir e - sir pazarı” olarak vasıflan - dırmakta, ve bu esir paza - rında Kibrisin satılması için pazarlık yapıldığını yazmak tadır.
Yazar, devamla şöyle de - mektedir: “Kıbrıs halkı hür insanlardan müteşekkil ol -
(Devamı 4 üncü sayfada)
Halk Eğitimi spor kolu Başkanı Yusuf Salih, köy köy geaerek spor çalışmalarını yakından izlemekte, gençlere gerekli bilgileri vermektedir. Resimde geçen sayımızda yanlışlıkla Kızıl baş diye söz ettiğimiz Ha mit köyde Yusuf Bey konuşurken görünmektedir.
Binatlılılar güzel bir spor sahası Y a p ı y o r l a r
Ada çapında Halk Eğitimi Spor çalışmalarının başladığı günden bu yana bütün Türk köylerindeki spor çalışmaları daha metotlu bir şekilde artmış, köy ve şehirler arasındaki müsabakalara hız veril iniştir. Bu çalışmaların bir no tiecsi ohırak spor sahası ol- rnıyan köylerimiz spor sahası yapmıya başlamış, sahası olan köylerimiz de sahalarını, birçok spor çalışmalarına daha elverişli hale getirmeli yollarına gitmişlerdir.
Limasol'a bağlı Biııath köyünden gelen haberlere göre. Halk Eğitimi üzerinde önem-
dııran ITıısau Galip, Rama ıı üzdemir, Ali Emir Ah-
Parolamız Türkten Türk’e Olmalıdır
Rıı kampanyayı desteklemek millî vazifemizdir
met. Ayten Haşan, özdemir Akasyalı ve Nahide İsmail’in çalışmaları sayesinde Bi- natlı güzel bir spor sahasına kavuşmak üzeredir.
Saha, modern bir okulun bahççsindedir. Okulda 6 sınıf ve 190 öğrenci bulunmak tadır.
.Memnuniyet verici bu çalış maları haber aldıkça okurla ruhıza duyuracağız.
RivayetFikret Rasim Bey Saf
lık îşleri Müdür Yardımcısı tayin edilmiş. Rivayet doğruysa ne diyelim. Tebrik etmekten başka care vak. Tan n Fikret Bevi. Sağlık Bakanına, Sağlık Bakanım da Kıbrıs Türk ton lumuna bağışlasın.
Genç gözü ile:OLMAZ! EFENDİLER OLMAZ!
Fevkalâde zamanlar insanların hakiki değerini ortaya koyar- Etraf gül gülüstanlıkken herkes milliyet cidir, herkes cemaat hizmetindedir. Bu gibiler bunu bağıra çağıra etrafa duyurmak ister. Ama ortalık ka ı ışmağa görsün; Sözde milliyetçilerden, cemaat men faati için şahsi menfaatlerini fedaya hazır gösteriş sahiplerinden kimseyi ortada bulamazsınız. Oysaki topluluk bu sıralarda kendisine yol gösterecek, reh - beıiik edecek. Onunla omuz omuza mücadele edecek insanlar ister. Bunu yapanlara topluluk düşüncesinde lâyık olduğu değeri verir ve bu gibi kimseleri değerlileri ile mütenasib mevkilerde göstermek ister-
Durum düzelir, cemaat kurtulur. Hakîki milliyetçi, cemaatını hakikaten düşünen insan ortalarda gö - rünmez olur Zira o icap ettiği zamanlarda icad edeni yapmanın huzuru içindedir. Ama sahne yeniden yapı lanları kendisine mal etmekle uğraşan sahtelerle dolar. Bu gibilerin ağzı iyi lâf yapar- Zamanın geçer akçesini kullanmağı iyi bilirler bunlar. Belki bir çoklarını o lâflarla bir müddet aldatabilirler. Lâyık olmadıkları değeri kazanırlar ve hakları olmadığı mevkile ri işgal edebilirler. Ama efendilerin görmediği anlamak istemediği bir cihet var- O da topluluğun sağ duyusu. Hayır, efendiler, hayır toplumu aldatamazsınız. Cemaatın sağ duyusunu istismar edemezsiniz.
Ama düşüş sizler için feci olacaktır. Sizinle birlikte, size geçici dahi olsa inananlarda arada yanar. Cemaat çok şey kaybeder, yazık, olur. Kaldıki ortada birde mukayese imkânı var. Mukabil cemaatın göze görünür mevkileri Eokacılarla dolu. Bakışlarımızı bir de bize çevirelim. Gördüklerimize gözlerimiz, duyduk Iarımıza kulaklarımız inanmak istemiyor.
Olmaz efendiler olmaz! zamanında cemaatını çe kinmeden istisma retmiş, şimdi geçer akçe olan mil - liyeteiliğe bürünmüş kimselere bu topluluğun daha fazla tahammülü yoktur-
Eski Bir Yıldız: Kâzım Hoca
Kimi Kötümsen.M u v a z e n e s i z l i k l e .
muvazenesizlikleri kovalÇalışma Bakanlığı vc Sos
yal Sigorta Müsteşarı ıyni zamanda Kıbrıs Türk Memurin Cemiyeti Başkanı!! Bay M. Salâhiddin'in ruhsatlı olarak Ingiltere’ye gittiğini ve ona bir Rumun Vekâlet etliğini öğrendik. Bu Bakanlık ta. önceleri muhtelif ahvalde Müdür Muavinliği vazifesiyle görevlendirilmiş ve daha başka kıdemli Türk memurlar bulunduğu halde bıı muvazenesizlik neden?
Tarım- Bakanlığı Müsteşarı nııı geeeıı yaz gaybubeli esnasında da ayni şekilde hareketle Türk müsteşara Rum vekâlet etmişti.
Halbuki Tİastırma Bakanlığına Rum müsteşarı vazifesinden ruhsatle ayrılacağı sı
rada .1-7 nisbet*ne_ edilen Bakan w muvazenesini I’02 re ayni dairedeki mııruıı mâdeni ;Rı.: ne vekâlet elnvrfk etmiş veya tayinin tı
Bıı münasebette ınası gereken iki dır :
a) Bir müsteşar-’ gaybubeti esnasıı; vekâlet edecek zat ıııı tayin eder
b) “Establishm tary” mevkiinde!
Muvazenesizlik nesizlikleri kovnl darların, alâj>adiî ehem m iy et ve h a ss, tizar olunur.
Gönüllü ordusu Murataga’d: pazar çalışmalarına , hız veHavanın açık ve giizol ol
masına rağmen geçen pazar Gönüllü Ordusu Cepheye çok zayıf bir kadroyla çıkmıştır. Daha fazla dülger ve yapıcı ustalara ihtiyacı olan dönül
m czar günii daha kadroyla çalışacağı iniş bulunulmaktadır-
Orduya daim® kftılıp.'L (Devamı 4 üncii sayfad
Tiirk bahçevanları, zerzevatına a l ı c ı b u l a m ı y o
Rumlar tarafından evleri, barkları yıkılıp yakılan; aylarca çadırlarda yatan Kıızıı- cuk sakinleri, Federasyonu,n
kurduğu gönüllü çalışması sayesin yapılan evlerine d"
(Devamı 4 ündıjı
Teşkilâtın Kalavaç, Yenicek’ Çukurova gezileri
il ât, Başkanı Dr. Ha- da Kalavaç ılımcısı la -gccrrRT in
Çn- tiril• r,
Inıcak baskanl arı se- hazır lıulunmuslar-
Kakurov cak v çiminde dır.
Kalavaç’taki seçim soıııın-
Çukıınova (ocak-bucak netmenliğine de şu seçilmişlerdir
(Devamı 4 üncü ı
Geçmiş günler unutulmamalıflir
Bir zamanlar futbol sahalarımızın yıldızı olan, şimdi yerini oğluna teı-ketmlş bulunan ve bu gün de adadaki spor çalışmalarının gelişmesi uğruna çalış- didinen herkesin tanıdığı bir sempatik adam var: KAzım Ho. ca. Kısa bir konuşma yaptı!: o- nunla; siz de okuyunuz.
Kâzım Hoca futbola 191S yılında kaleci olarak başladı, ö ğ retmen olarak önce B afta bulundu, sonra Ortaköy’e geldi, bu rada, hem antrenör, hem futbolcu olarak sahalarda patladı. Tam 18 yıl adanın en meşhur futbolcularından biri olarak meşin top peşinden koştu. Ve saha larda kendi yerini dolduracak oğlu Erol’u yetiştirdiği Gün fut
bolu bıraktı, öğretmen olarak gittiği köylerde kulüpler, takım lar kurdu, şampiyonluklar *ura
(Devamı 4 üncü sayfada)
Lâpta’da bir Türk kasapla iki Türk bakkal olduğu halde köydeki bazı Tıirkler, fi- atlarda bir değişiklik olmadığı halde yabancı esnafın malını tercih etmekte oldukları üzülerek öğrenilmiş bulunulmaktadır.
Gene idareeviıııize gelen şi kâyetlerdeıı öğreniyoruz ki birliğinden, çalışkanlığından, Baf Bölgesinin gelişmeğe istidadı olan en önemli köyü Aydın’da bir Türk kalaycı, sonradan köyç yerleşmiş b’ r yabancı kalaycıya tercih edil memoktedir.
Her köy bir aile gibidir.
Köylülerimiz, hiç yokt; lerindeki birliği bozııp di kardeşlerini dainıiı o]| gibi korumaktan kKçınitm*mı. ıdırlar. Türk köylüsünü d('4
tekliyecek gene Tül' köy’erin ■ki birliği bozup kendi kar
döşlerini daima olcjuğu gi’ korumaktan kaçınmamalıda ar. Tiirk köylüsünü destcJı
lijjyıvk gene Türk ki' ‘ ‘dur. Geçmiş günlerin ri evinden, yerindeılç»! unutulmamalıdır. * u*îl
öğretmen Bayan Sezgin Cihangirde Elişi dersindeFoto: TURGUT
Cazım Hoca: Eski futbol kurdu.
Cihangir ilkokul öğretmeni Bayan Şule öğrencileriyle
başbaşaFoto: TURGUT
R îp T EŞu cümleyi
sunuz lütfen.. tarihli Bozkup sinden alınmışa
‘ Tüccarımıp hiı edelim.
Yazan : tem, Türk sı Başkam..
Ve şimdi bir göz ataı fen... Merak daş Kemal fon ederek Coca-Colarar.
Verilen c ı « L “— Haaşr^^
, Ama... lı Vur gW mal Bey uzanabili Coca-Gols kasalar kin bakı yazma nız bilnıeı yin hast doktorun siye et m
İlâhi d bonat t niz...
ıhınız ]iit l,,r vatan
telo- a "eden
111 so-
bakış- e r î ' kadar
üzerinde ılı şişeler, ’or. TCos- ıç okuma
aeyo,
Nereye Varacak?■ ■ . *
ecati TAŞKINöenel Sekfeteri)
e mucaaeıe devresini müteakip yet, yarım milyon lira tahsis ederek, için geçici işler açnu.ğa karar /er
siz sayısı 12.000’den fazla iken, ay- t’ou liranın jıe sjekiJtl»* sarfodilveeğinı* I ermiyor. Bütün işsizler, yarım mil- perleştirilseler, yarım milyon liradan
40 lira gibi cüzi bir miktar düşmek- ın yarısı da malzemeye harcanacağına ancak 20 lira kalmaktadır. Bunu yev- olursak 15'ten fazla değildir,
hükümetin aylardan beri, açmak iste- cıkan yarım milyon lirayla ancak top- .5 glin için iş çıkacaktır.
bövl€ iken, resmi makamlar, tahsis olunan 5ÖÖ işçi işletme kararını almışlardı. Geriye
1.5ŞOV yııknı insan <la yiııe sofııirlin kucağımı iyordu.ım milyon liranın söylentileri devam ederken,
-r falan falan yerlerde işlerin açılacağından i'iırkcıı, hoklçnmedik, umulnımlıl; lınlnMİvr işçi “i tonlantıdan toplantıya sürükleyecekti. Bir işsizliğin bertaraf edilmesi için tedbirler alıver yönden 1300 muvazzaf işçi istihdam eden -iresi 498 ine yol verme kararını almıştı,
sıfır sıfır elde hiç!vine Ingilizin bir oyunu mu kabul edelim;
kbaplığı bozmamak için sakin mi kal hIsııı 1 a giydiğimiz bir pantolu düşününüz. Sürtün
ıjjFaımvığn lmşiar. Yıprandıkça dtı yamalarız, sorumda parıtalnıı verine; yamadan meydana
/bir pııııtnlon göreceksiniz. Acaba İnciliz d:1 ay- lde mi yapmak istiyor?r ne olursa olsun, işsizlik, ayrılan parayla telâ-
.amaz. Yanmimilyon lira iki hafta ancak yeter dınlan milyonların birkaçı hemen piyasaya dö-
ezse halimiz kötüdür. Şimdiki işsizlik yetmiyor- ıbi, frir de î ’isaat Dairesinin nıuvaffaz işçilere
»rniesıBahn vahim nvticelerin tecelli etmesini ön- vecektlr. •».
Kıbrıs, l a bir hal çaresinin esininde olsun veya lmn,<v>ı halkı «pardırmak. makul düşüncenin bir te- h’irii olruı°a gerek. Bu mübarek Ramadan giinle^4"-
ûa a'V sefl ailelerimizin durumu belki herhangi bir va'Hp ••'g!ler>dirme*. Mııba^ek Bavram günlerinde, jıir dil w ı .Kuııeği bulııraıyacııklara insan nasıl acımaz,
L içi nasıl parçalanmaz.t Dairesinde, durdurulmalarına karar veri- i, işlerinde tutabilmek için hâl çaresi bula-
amaciyle, Pazartesi gün Çalışma Bakanının jülda Tiirk - Rum İşçi Kedenıs.\onları idare
de dahil olduğu bir toplantı yapılmıştır. Bu işlerinde tutulabilmeleri için 50 bin liranın
karar verilmiştir.devam ederken, aklımıza gelen şu soru
cevapsız kalıyor. Hükümet 1960 bütçesi tanzim »i?'Etmemişse niçin? Valiye yeniden müraca-
eyi faydalı görüyoruz. Binbir yakarmayla ya- son verilmelidir...işçiyi daimi
eoek işlerin ttçılııfrSSrcar-ıridir,,,
PASTAHANESiTürk cemaatının Ramazanının kutlar ve
Ramazan ve Bayram Kadeyiflerini her gün f( Uf stok bulundurduğunu sayın halkımıza bildirmek
şeref duyar.Fiyatlar rekabet kabul etmez
Her kasaba ve Her köyden yeküncü kabul olunur / Şimdilik günlük isdihsal 500 okka olduğun - Yi'n alâkadarların en geç 22 Marta kadar müracaat tmeleıji bildirilir.
Siparişler peşin olarak kabul olunur.Fijatlar yekiin 4 şilin
Peıimkente 5 şilin.Müracaat: Besler Pastahanesi
Küçük Kaymaklı V Muhiddin M Ali
Besler
Kermiyada Kiralık Ev.Sıcak ve soğuk su tesisatlı, tabiî manzaralı, bah
PçoB" vfe^StsrAjlı mobilyeli veya mobilyesiz, modern bir I ev ehven fiatle^kiralıktır-
Müracaat >I)'7 Hekimi Fuat- M Celalettin.Tel 2585
! Kaıueş Ocağı Karşısı.
A K P A KBUHARLA TEMİZLEME EVÎ
Llzunboylu çalışmalardan sonra, BUHARLA TEMİZLEME EVt’mizi,
izin hizmetine açtığımızı müjdeleriz teçhizatlı olmakla beraber, uzun za-
görmüş elemanlara da sahiptir Elbise - tefek söküklerin tamiri ile. KAN, PAS,
, BÎRO ve MEYVE lekelerinin temizlen - lâzımgelen araçların elde edildiğini ay -
[müşterilerimize bildirmekle kıvanç du -
Emekli öğretmen J A CEVDET ÇUVALCIOGLU
Zühtüzade Sokak No. 1 (Selimiye Camü doğusunda,
Türk Fakir Yurdunun karşısında)
E Ş P A R M A K ’ Aüye o i n u z
Her ay bir «parmak alınız
3ü SEKİZ MART ZAFERİ
Esat Faik MUHTAROfiLUTürk, tarihin hangi devrin
de zaferden zafere koşmadı? Hangi devrinde kahramanlık destanları yaratmadı?
işte 18 Mart da; Türk'ün, düşmanı vatanın bağrında boğduğu, ona bir adım bili ileri gitme imkânı bırakma • dığı, ve onu gerisin geriye
l kaçmak zorunda bıraktığı bir gündür.
' Düşman donanmaları; çok üstün kuvvetlerine güvene - rek, Çanakkale boğazından geçmek istediler.
Fakat Mehmetçiğin şahla - nan imanı buna mani oldu.
Düşmanın ölüm saçan zırh lılarının bazıları; Yedi başlı birer canavar gibi homurdanarak boğazın sularına gö - müldü. Bazıları ise, ağır yaralar alarak kaçmak zorunda kaldılar.
Düşman donanmasının ö - lüm saçan mermileri altında, vazifesini hakkıyle başaran; canını vatanı için feda et - mekten çekinmeyen kahra - man Türk topçularının ve kahraman Mehmetçiklerin a- ziz hatırası önünde hürmetle eğiliriz!
idealist!!idealist, kayıtsız şartsız
milletine inanmış, iyman etmiş kişidir. Şahsi bir düşüncesi yoktur idealistin. Millet menfaati ile ölçer her işi. Milleti için bir menfaat kay- gusu var her hareketinde, her sözünde, nazarında illeda falan veya filân diye bir şey voktur.. Fedekârdır, fedai - dir. 'Bir Türk dünyaya be - deldiı ' e inanmıştır tamamile.
idealist, memurdur; hiç bir baskıdan korkmaz; hiç bir mağduriyetten yılmaz, geçince, istikbal mülâhazası akim dan bile geçmez...
idealist, öğretmendir: Her yere gitmeği göze alır. Mille t,e tam insan yetiştirmek için köyden köye dolaşmayı seve seve kabul eder. Onun için beşinci plândadır cep isi...
idealist, avukattır, doktordur: ‘Milleti tein her an dağ İfira çıkmağa hazırdir.” Dö ğüsnıekten, ■ canını feda etmekten zirre kadar çekinmez...
idealist, gazetecidir: Zindan. sehna srece uykularına girer, yine de gerilemez. Yazar. vazar».
Milletini sevmek, içten sevmek, tedavisi imkânsız bir hastalık halindedir, idealist- için. Milletin her hangi bir ferdi küçük değildir idealistin nazarında...
Bir de bunun yanında büsbütün başka çeşit bir ide alist var! Sahte idealist. Bunun yüzü maskelidir daima. Millet arasında maskeli gezer asıl yerinde hakiki çehresi ile oturur.
•Memur is»' âmirini memnun etmek için bin bir çeşit yalan söylor; iftira, müzevirlik yapar; milletini bir tüm olarak kuvvetliye curnal eder; büyüğün ayağının tozunu siler, ayağım öper..
Öğretmen ise en ufak bir rahatlığından olmamak için her türlü riyayı, her çeşit ya lanı irtikab eder. Hattâ arkadaşlarını, fırsat buldukça kötülemeğe çalışır ve bunu bir açıkgözlük tayar.
Avukat, doktor ise, cep dol sun da ötesi bana vız gelir der. Altında kalanın boynu koysun’dur bunların amacı...
Gazeteci ise, bukalemundur- Her gün bir renge bürünür. Bugün ileri sürdüğü bir fikri, ertesi giin nakzeder. Devir ve zamanına göre değişir bunlar...
Fakat şu var. Hakiki idealist milleti arasında başta ge zer, sahtesi ise damgalanır Hakiki idealist milleti arasın da yükselir, sahtesi ise ikbalini, şan ve şerefini ecnebi ideallerde bulur...
Mühim olan bu iki sınıfı ayırt edebilmekte..
Üç-Ak
G. Teşkilâtının Tertiplediği Konferans7-3-1960 pazartesi günü saat
20.00’de Gençlik Teşkilâtının ter tipledigi seri konferanslardan biri daha Celâl Bayar Lisesi Konferans Salonunda, seçkinbir topluluk huzurunda Haydarpaşa Ticaret Lisesi Müdürü Prof. M. Rıza Akbora tarafından (İktisadî kalkınma mavzu lu bir konferansı verilmişti
Prof., davetlilere ve Kıbrıs Türk Gençlik Teşkilâtına >.eşek- kürlerini bildirdikten sonra, kon feransımn plânını takdim etmiş ve konferansın hazırlanmasında müracaat edilen müellifleri ve eserleri sıralamıştı.
Dört kısımdan ibaret - bulunan plâna göre konuşan Prof. R. Akbora, birinci kısımda bazı İktisadî tarif ve umumi hüküm Ierden bahsetmiş, İkinci kısımda İktisadî kalkınma âmillerini birer birer izah etmiş, işletme ler ve millî ekonomi ölçüsünde alınması lâzım gelen tedbirleri sayarak üçüncü kısımda İktisadî kalkınmaya ait tahlil ve mü talâalar üzerinde durmuştur.
Dördüncü kısımda ise bu mütalâa ve tahlilleri bir neticeye bağlıyarak, iktisaden az gelişmi? memleketlere tavsiye olunabile cek kalkınma plânlarını arıklamış ve bilhassa Kıbrısımızın ziraî, sınaî, ticarî ve kültürel durumlarının mütehassıs heyetlerce iyice incelenmesini ve memleketin İktisadî bir envanterinin yapılması lâzım geldiğini beyan ederek ezcümle şunları söylemiştir :
-İktisadî kalkınma mevzuu sırf İktisadî bir problem değildir, bilâkis sosyal, siyasî, kül türel, psikolojik çok şümullü ve kompleks bir meseledir. Bu sebeple iktisaden az gelişmiş ;nem lekotlere yüzde yüz muvaffak olacak, siir'atle tatbik edilebilecek formül halinde bir plân ver meye imkân yoktur. Her mınta- kanın istihsal âmilleri ve âiğer şartları değişik olacağından her hangi bir mıntaka için hazırlanan İktisadî bir plân diğer mın- takalara uymıyacaktır. Bu sebeple Kıbrısımız da kendi bünyesine göre bir plân hazırla madan önce evvelâ ziraî, sınaî, ticarî, kültürel bir inceleme yapılmalıdır. Bu inceleme sonunda Kıbrısımızın bilhassa istihsal bünyesi ortaya çıkacak, ayni zamanda istihsalde kullanı- *lan âlet ve vasıtaların da miktarı hakkında bir fikir adinmiş •olatafcız. * I]
«u suretle memleketimizin İK, tisadî bünyesini İyice tanıdıktan sonra 'mütehassıs bir heyet tarafından Kıbrısımızın İktisadî kalkınma plânı hazırlanacaktır. Plânlamada ilk hedef müstahsil kaynaklar ortaya çıkarmak ola çaktır, yani, İktisadî envanter. Burada asıl mühim olan cihet millî gelirin tam ve doğru olarak hesabıdır bu bize muhtelif sektörlere yatırılan kıymetleri verecektir. Plânda bilhassa şu noktalara önem vermek lâzımdır :
1 — Azamî derecede tasarrufa riayet ve yatırım hacımları- nı mümkün olduğu kadar genişletmek. En basit olarak bilhassa şunu belirtmek isterim ki, Kıbrısımızda 120.000 kişiden iba ret bulunan Türk topluluğunun yarısı ayda on şilin tasarruf etse bir ayda 30,000 lira; , bir yılda 360,000 lira; beş yılda 1 mil yon 800 bin lira tutar ki oldukça mühim bir paradır. Kıbrıs Türkünün en az yarısı ayda on şilin, hattâ yirmi şilin verebilecek bir durumdadır, binaenaleyh bu hesap asgarîdir, ku tasarrufu yapıp Kooperatiflere yatır- mak her KıbrısIı Türk için millî bir vazifedir.
2 — Nüfusumuzun yüzde 80’i köylü olduğu için kalkınmaya oradan başlamak, ve onları mek tep, kurs, konferans vesaire gibi vasıtaların yardımı ile teknik bilgilere sahip kılmak lâzımdır. Bu arada münevver kit leyi de hiç ihmal etmemeli; çün kü bir cemiyeti bir vücut far- zedersek, münevver kitle o vücudun beynidir, dimağıdır.
3 — Bankalarımızdan köylümüze uzun vadeli kredi teminini mümkün kılacak şekilde tedbirler almak lâzımdır.
4 Millî ekonomiyi saramı* yacak şekilde müsait şartlarla haricî yatırımların da yapılması faydalıdır.
5 Yatırımları, millî gelirde en büyük artışı temin edecek yerlere yatırmak lâzımdır.
LISTER - LISTERDünyaca tanınmış su motoru olan “L IS T E R ”
şimdi Türk çarşısında..Bu münasebetle ticaret evimizi ziyaret et
meniz menfaatiniz icabıdır.H. M E H M E T ALI
T İC A R E T E V İ .Cuma pazarı No. 23
6 — Plânı tatbik etmeden evvel halkı hazırlamak lâzımdır. Halka her şey açıkça ve itatî bir lisanla anlatılmalı ve halkta kalkınma temayülünü uyandırmak şarttır. Bu .suretle plânın tatbikatını halk yadırgamıya- cak, bilâkis müzahir olacaktır.
7 — Plânı hazırlıyacak, takip edecek ve icabında değiştirsbile cek her türlü siyasî tesirlerden uzak müstakil bir otoritenin de teşkili şarttır."
Bundan sonra Profesör, Türk ten Türke Kampanyası mevzuuna geçmiş ve şunları söylemiş tir :
■ Kıbrısımızda Türkten Türk’e diye bir kampanya açılmıştır.
Acaba bu kampanya cemati- mizin İktisadî kalkınmasında rol oynayabilecek bir tedbir mi dir? Derhal cevap vereyim ki, çarşımızın gelişmesi cephesinden ve geri kalan Türk tüccarına imkân sağlaması bakımından bir tedbirdir. Yalnız bu kampanya başkalarını boykot mahiyetinde telâkki olunmama- lıdır, bu sadece geri durumumu zun islâhı için alınmış bir ted birden başka birjey değildir. An cak bu kampanyanın muvaffak olabilmesi için gerek halkımızın gerek tüccarlarımızın aşağı da sayacaşım belli başlı şartlara riayetleri elzemdir :
Halkımızın riayete mecbur olduğu hususlar nelerdir?
1 — Halkımız her ne olarsa olsun ihtiyaç duydukları horşe- yi Türk tüccarlarından almayı itiyat haline getirmelidirler. A- ma diyeceksiniz ki, ben istediğim şeyleri Türk tüccarında bu lamıyorum, param da var; bu maddeleri alabilecek iyi bir du rumdayım da. Bu vaziyette olduğum halde bugünkü demokratik dünyada Türk tüccarlarda yok diye bu maddelerden mahrum mu kalayım?
Derhal şunu söyleyeyim ki, İktisadî kalkınmada alman ted birlerde, yapılan plânların tatbikatında halktan büyük fedakârlıklar beklenir. Esasen her kalkınmada mahrumiyetlere kat lanmak mecburiyeti vardır. Buna seve seve gatlanmak millî bir vazifedir. Cemiyetler bugün mevcudiyetlerini idame için fert lerinden can fedakârlığı beklerken muvakkat bir zaman için bazı fedakârlığa katlanamama- yı düşünecek bir ferdin Kıbrıs’ta bulunduğunu zannetmiyorum. tstfHjigimiz malı bulamıyorsak bulduklarımızla iktifa edelim.
2 Türkten T ürk e kampanyası tüccarımıza cesaret yerir. Cematinin yalnız kendisinden mal alacağım bilen Türk tüccarı Türk halkının taleplerini karşılamak için >eni yeni im. kânlar bulmak için daha .}ok gayret sarfeder. Ticarî muamelelerini genişletir ve bu sahanın verimli ilduğunu gören bir çok vatandaşlar da ticarî sahaya atı lırlar.
Tüccarlarımızın çoğalmasiy'.T rekabet başlar ve rekabetin neticesinde de tüccar hem daha iyi kaliteli hem de çok çeşitli mallar tedarik etmek mecburiyetinde kalaı^ık yeni yeni teşeb büslere girişir. Bu suretle istikbalinden emin olan tüccar sınıfı teşebbüslerini daha da genişleterek sanaileşmiye doğru giderler; bu suretle seri halinde mal imâl eden büyük sınaî müessese ler meydana gelir Büyük işletmelerde maliyet diğerlerine nazaran daha düşük olacağından mamul maddelerde hissedilir şekilde ucuzlamalar olur. Halk ta daha çeşitli, daha ucuz mallar alabilme imkânına sahip olurlar.
Bu 3inaî müesseseler elde ede çekleri istihsal fazlalarını harice satmak, yeni yeni mahreçler aramak teşebbüsüne girişirler. Bu suretle haricî ticaret inkişaf ederek memlekete döviz girer.
Tüccarlarımızın riayete .nec- bur olduğu hususlar nelerdir?
1 — Tüccar sınıfı evvelâ bilmelidir ki, bütün kazancını mUş terilerinin sayesinde elde etmek tedir. Bu bakımdan tüccar sınıfı daima müşterilerinin hizmetin de bulunduklarını biran i çin ha tırdan çıkarmamalıdırlar.
2 — Tüccar sınıfı kendisine bu kadar güzel imkânlar sağla yan halk karşısında onlara daha iyi cins, daha çeşitli, daha ucuz mallar tedarik etmek için çalışıp çabalamalı. Bunları temin hususunda sarfedeceği gayreti bir zahmet değil bir vazife olarak kabul etmeli. Müşterilerine verdiği sözü mutlaka tutmalı, malları hakkında doğru malûmat vermeli ve "MÜŞTERİ DAİMA HAKLIDIR" prensibine büyük bir titizlikle itina etmelidir.
3 — “MA LMEYDANDA, 1S- T1YEN ALSIN" diyerek kendisini müşterisinde bir arzu uyan dırmakla mükellef saymıyan. reklâma, mal teşhirine ehemmiyet vermiyen tüccarlar artık bu
gün tarihe karışmıştır. Bugünün tüccar tipi asrın icaplarına uya bilen işini plânlıyarak ticaretini geliştirmeğe imkân ariyan kimsedir.
Tüccarımızın bıı modern tipte olması lâzımdır. Müşteri intizam ve zevkin meftunudur. Satılan malın yalnız iyi ve ucuz olması kâfi değildir. Mağaza dekorasyonlarının çok cazip şekilde tertibi lâzımdır. Gelişi güzel istifler halinde Ve lâubali bir dağınıklık içinde mal teşhirine bugün imkân kalmamıştır.
4 __ Satıcının kıyafetinin düzgün olması esastır. Müşterisiyle katiyen lâubali şekilde konuşma malıdır. Bilâistisna her müşteri ye çok nazik muamele etmesi lâ zımdır.
5 — Tüccarın bilhassa ticarî bilgilerle mücehhez olması, tica rî ahlâk ve karaktere sahip bu lunması şarttır.
Kısaca saydığım bu şartlara riayet edilmediği takdirde bu kampanya inhisarca birkaç tüccar sınıfının doğmasına sebep olur ve onlar zengin olur. Arzu lanan çarşı meydana gelemez, halk yine müşkül durumda kalır.
Bunun için bu kampanya devam ederken tüccarları murakabe edecek bir de çok kuvvetli bir murakabe sistemi kurulmalı. Bu heyette çalışacaklar bilgili, yüksek bir ahlâk ve karak tere sahip, memleket meselelerini her şeyin üstünde tutmasını bilen kimselerden seçilmelidir. Suiniyetle yapılan en küçük bir yolsuzluğa dahi hatır-gönül din- lemeden hiç müsamaha edilmemelidir.
Halka da zorla değil içten g ı len bir arzu ile bu kampanyaya devam etmeleri muhtelif vesilelerle anlatılmalıdır.
Velhasıl gerek halkımızın, gerek tüccarlarımızın birbirlerini destekleyici karşılıklı vazifeleri vardır” .
Bundan sonra Prof., bu şartlara riayet edildiği takdirde kam panyanın faydalı olacağını beyan etti ve halka tekrar teşekkür ederek saat 9.15'te sözlerine nihayet verdi.
TeşekkürMağusa'da Sakarya mahal
Jesinde bütün- «»yatorıyie W leri yanan 13 kişilik iki aileye eşya ve para yardımında bulunan hayırsever Mağusa halkına, on lira teberruda bu lunan Mağusa Kadınlar Bir- liğine, gösterilen filim için sinemasını lütfeden Canbuİat sineması sahibi sayın Hüse - yin Riza’ya teşekkürü bir borç bilirim.
Yardım Komitesi Adına Şakir Soykal
Gençliğin SesiFuat VEZÎROGLU
Bizim kuşak, bizim yaştaki gençler, Kıbrıs Turk toplumun un kahredici sömürge idaresine tevcih et ği hürriyet ve yaşama mücadelesinin ancak son s halarını, orta veüse tahsilleri esnasında muşahadeedebildiler... .............. . ■ „ ..
Savaş, liderinden tarladaki ışçısın.e, gencinden ıhtiyarına kadar gönüllerde tutuşan bir aşktı.
Neydi o günlerin yakan, şahlandıran heyecanı .. Neydi ilhak konusunda o arslanlar gibi kükreyiş
ler.-. t ,Neydi sömürge idaresine o baş kaldırış..-
Neydi o Evkaf mücadelesi.-.O mektepler mücadelesi-..Mütfü mücadelesi.-.
Her biri bir destan konusuydu..Ne istiyorduk, karşımızda kim vardı? Yaşamak
istiyorduk, hürriyet istiyorduk.-. Karşımızda İngiliz vardı Rum vardı ve-., birkaç Türk vardı.-
Bu birkaç Türk arasından birkaç gazeteci çıktı; yaz dı, yazdı- Kalemleri midelerinden geçen, hislerinin ze bunu gazeteciler.
Bu birkaç Türk arasından memurlar çıktı... İn- gilizin bir gün bu adadan çıkacağına inanmıyan memurlar-.- Beş kuruşun hatırı için Türklüklerini unutan memurlar...
Netice ne oldu?-. Lider yol gösterdi; kadınlar yü rüdü, ihtiyarlar yürüdü, gençlik yürüdü-.. 1938 de açılan bayrak bugüne kadar geldi..-
Bayrak dalgalanmak istiyor artık? Gençlik bay rağı dalgalandırmak istiyor..- Ama gençlik üzgün, gençlik endişeli-. Ne istiyor, ne düşünüyor? Madem ki bir Cumhuriyet kuruyoruz, diğer Cumhuriyetlerde olduğu gibi gençliğin sesine kulak vermek, dinlemek bir memleket borcu.-.
Gençlik üzgündür; Çünkü dün karşı cephede, İn giliz cephesinde mevki alanlar bugün saf saf bizim cepheye dönüyorlar- Dönmeleri bir yana, kumanda mevkilerine oturuyorlar.
Gençlik İngiliz muhibbi saflarda değişiklik isti - yor- Eğer gençliğin sesini dile getirmek, duyurmak bir günahsa, ben bütün gençliğin bütün günahmı o - muzlarıma alarak diyorum:
Değişiklik müsteşarlardan başlamalı.”
T Ü R K r § ç T s TTürk hakkını lâyıkıyle koruyabilecek Türk işçi Birliklerine üye ol.
Birliklerin her faaliyeti senin menfaatini korumak içindir.
Bu günü düşünerek hareket etme. Yarın için kötü günler bekle.
Türk İşçi Birlikleri en temiz bir gayeyle seni de sinesinde görmek ister.
Davamız millidir ve çok asil duygular taşır.
Hakkını ancak teşkilâtlanarak koruyabilirsin.
PARLAKOL - SİM - TAKMemleketimizin iftihar ettiği kimyagerlerimizden
Leymosunlu V. Y. OKTEKÎN’in Kimya Laboratua - rında imâl edilmekte olup dişleri çok iyi temizleyen ve ağız kokularım gideren sıhhat kaynağı PARLA - KOL Diş Pastasını yerli Türk mamulü olarak her KıbrısIı Türkün İsrarla isteyerek alıp kullanması millî vazifesidir.
Ayni kimyagerimizin Leymosun’daki BİLGİN Fabrikası mamulatından SİM Sofra Tuzu ile TAK Temizleme tozu da emsali yabancı mamulatı arat - mayacak derecede üstün kalitede olduğundan, hem müsbet tesir ve neticelerinden istifade suretiyle ken di menfaatimiz em de TÜRKTEN TÜRKE kampanya mızı desteklemek yolu ile millî kalkınmamıza yardım bakımından bütün Türk kardeşlerimize ehemmiyetle tavsiye ederiz.
Trikotaj ve iç Çamaşırlarf ŞirketiİÇKıbrısı baştanbaşa fetheden TO RO S Trikotaj ve
çamaşırları şirketinin mamuli olan
Kadın-Erkek ve Çocuk iç çamaşırlarını
Herkesin zevkine uygun, renkli ve çeşit örnekli Yun Tirgoları
a r
Kadın Kombizonlarını ve Kılotlarını
Her Tüccarda, her kazada, her köyde bulabilirsiniz
O K U L V E K U L Ü P L E R İN D İK K A T İN E
f ,„ ı ,5 kUİı.VeJ klİİp-1?r- İÇ-İIÎ isten>len renk, boy ve örnekte futbol ve beden eg.tımı fanellalan sipariş üzerine yap.hr
- TOROS MARKA ÜZERİMİZDE.- TOROS MARKA ÇARŞIMIZDA,
t o r o s m a r k a k a l b i m i z d e ,
— TOROS MARKA AKLIMIZDA, — TOROS MARKA H E R YE R D E
Yeşil Gazino Sokak No. 40 T e l: 5785 - 6002 - Lelkoşa
Türkler hakkında Alman âlimi neler yazmış ve Ingiliz Şairi
neler söylemiş?Timim ile Yıhhrım’m çar
pışmasından sonra temelinden sarsılan Osmaıılı Devleti ııi Çelebi Sultan Mehmet, eskisinden ilaha kuvvetli olmak üzere çok az bir zamanda kurmağa muvaffak olmuş tu. Avnıpa tarih yazarlarının en büyüklerinden biri o- lan, Hamoriıı tı yüee Türkün ulu padişahı hakkında yazdık lam dan bazılarını okuyucularımıza nakledeceğiz.
Çelebi Sultan Mehmet, vii cudunun tenasübü, giyinmek hususundaki zevki selimi ve ııtvanııın nezaketi ile mümtaz, şahin bakışlı ve arslaıı kuvvetli lıir Tiirk padişahı idi, adaleti, şefkati ve civanmertliği, hayırseverliği dostluğundaki sebatı Türk ve Bi zııns müverrihlerinin, hakkında yazdıklarının fevkinde idi.
Tufanı tatarın muhataraya düşürdüğü sefinc-i devleti kurtaran bir mıh idi. Cülusu mı tebrik için gelen Avrupa devletlerinin elçilerine verdiği büyük bir ziyafetten son ra şöyle demişti :
"Efendilerinize söylemeyi unutmayın; ben her tarafa sulh veriyorum, ve her taraf tan sıılh kabul ediyorum. Hû ıııiyi asayişi cihan oiatı Cenabı Ilak, ihlâli sulh arzusun da bulunanların mueazatun ita eylesin.”
Hakikaten Sultan Mehmet ölene kadar ahdini tutmuştu Altıyüz sene evvel Türk pa-
lişahıııın söylediği bu sözleri ve takip ettiği ulvî politikayı bugiiıı 1 1e Amerika, ve ne de Rusya ciddî surette tâki]) ve tatbik edemiyor. Türk milleti bununla ne kadar ifti har etse azdır.
Türkün tarihî düşmanı o- atı Ingiliz Şairi Lord Biron,
Yunanistan’da Türkler aleyhine vukua gelen ayaklanma da ön safta harbeden ve Ital ya’dan satın aldığı Hergüls vapuru ile bütün varını bu uğurda feda eden şair harbilen sonra Türkler içiıı do bunları söylemiştir.
Türk ne iki yüzlüdür, ne ile yalancı.. (îerçi çok millet leriıı hürriyetlerini yıktılar ve onları alçalttılar, lâkin ken dileri hiç bir zaman alçalma mistir.
Harpte öldürmeği bildiler, lâkin savaş haricinde ve yıırt larındn katil olmadılar. Kılıcı insafsızca bir mehatvtle kullanan Türk eli, mağlûp et t iği insanların yarasını sarmakta da ustalıklarını gösterdiler. Türk kendi aralarına aldığı yabancı yerlerin- Avrupa’nın birçok yerlerinde asırlarca yapıldığı gibi a- teşte yakmadı.
Türkleriıı dinlerine ve büyüklerine olaıı sadakati başka hiç bir millette görülmüş değildir. (Y.T.D.l
Kıbrıs Türkü de işte o yü ce Babanın Evlâtlarıdır.
M. N. Aytaçoğlu
Teneke ve Tel FabrikasıKıbrıs Türk cemaatı kısa
zamanda yılların normal zamanda yaptıramıyacağı bir ilerleme halindedir- En basit sanattan tutun da en tek nik işlere kadar hepsi inki - şâf halinde. Hergün yeni ye ni müesseseler kurulmakta, Türk sanatçısı kendini gös - termektedir.
llter VEZ1ROCLU
Bu hafta ziyaret ettiği - miz müessese Kemal Haşan Paralik’in TENEKE VE TEL FABRİKASIDIR- Eşine pek az rastladığımız ve müessese si ile iftihar ettiğimiz atölye sahibi Kemal Bey hakikat - en çok çalışkan kişi. Kara -
KEMAL HAŞAN PARALiKTENEKE VE TEL FABRİKASI
Bİ2E SELEN/ v n £ i e t u p
Aydın Kadınlar Birliğikurulurken
Birlik ve beraberliğin yiiade yüz lâzım olduğu Ipıç zamandayız. Birlik ve beraberliğin millî hayatimizin hercephesinde mutlaka kuvvetlenmesi icabetıııektedir. Birlik, kuvvet olduğuna göre, birleşmemekte zayıftıktır.
Kıbrıs Türkünün her birisi ayrılık tevlideden, muzur sa yılan her türlü şahsî emelle ri bir taVafn bırakarak el ele vermeli, bizi bekliyen parlak istikbale süratle ilerlemeliyiz. Birlik ve beraberlik yal ııız erkeklerimiz için bahis konusu değildir. Kalınlarımız için de üzerinde önemle durulması lâzım gelen bir konudur. Bir milletin sosyal hayatta yükselmesi için kadı ııın pek büyük bir rolü vardır.
Köyümüzde maalesef bu şimdiye kadar ele alınmış de ğildir. Bundan dolayı kadınlarımız bir araya gelerek fay dalı toplantılar yapamamakta ve köyümüz kadınlarını ilgilendiren konular inceleıı- memekte idi. Durum bu hali ile 1959-1960 yılına kadar de vam etti. Adı geçen senede, köyümüze M. Şevket Gazi ve eşi Hidayet Oazi, öğretmen gönderildi, öğretmenlerimiz köye gelişlerinden pek az za man sonra çeşitli yönlerden favdıılı ve verimli çalışmala
rına başladılar. Çevresinde Kadınlar Birliğinin eksikliği ni garcü Hidayet Gazi, der- ha| faaljycte peçip, km sü- m ı <•*) imalım miri n lattcftk 1MQ tarilijude, k,öyde Kadınlar Birliğinin kurulması için gereken hazırlıkları yaptı.
Kışııı soğuk günlerinde köy okulunda üst üste birkaç gece toplantı yapıldı. Elde edi len netice ferah Verici oldu.
Kadınlar Birliğinin kurulmasına karar verildi. Böyle- ce köyün kadınlarının bir ça tı altında toplanması imkânı bulunmuş oldu. Köyümüz Baf kazasında olduğu için. Birliğimiz Baf Kadınlar Birliğinin bir kolu olması icabedi- yordıl. Buıılan dolayı adı geçen birliğin değerli idarecile ri. Birliğimizin açılış törenin de hazır bulunmaları için va ki daveti lütfen kabul ederek tayin edilen günde köüyümü ze şeref vererek bize müstesna bir gün yaşattılar.
Yııkar ıd ak i faaliyeti e riııkuvveden fiile geçmesi için çok çalışan öğretmenlerimize teşekkür ederken, böyle değerli öğretmenleri köyümüze gönderdiklerinden dolayı yüksk Maarif çilerimize köyü müz namına alenen teşekkür etmeyi bir borç sayarım.
Aydın Kadınlar Birliği Başkam
Sevim Osman
Girne Polislerinin ŞikâyetiBurada vazife görmekte o
lan Türk Polisleri, maalesef halâ ‘ MEGALO İDEA" pe - şinde koşan Kıbrıs Türkle ■ rine köle hayatı yaşatma fik rine saplanmış bir Rum A - mir topluluğunun kollarına terkedilmiştir
Zurih anlaşmasından bu yana Kaza polis mes ulü Rum olduğu için gözle görü lebilecek kadar bariz haksız lıklar alıp yürümüş, bütün polis dairelerine Rumların yerleştirilmesine, (Türkle - rin bulunduğu dairelere Türk yerine Rum) başlan - mıştır. Adayı terkeden İn - gilizlerin yerleri yine Rum - lar tarafından doldurulmakta veya boş bırakılmaktadır.
Kaza Merkez polisi bir bü tiin olarak yedi daireden iba rettir. Bu dairelerden mese
la Cinayi Tahkikat şübesin - de 6 (altı) Ruma karşılık yalnız bir tek Türk bulun - maktadır- Ambar mes’ullü - ğünü ise iki Rum yalnız baş larına üzerlerinde bulundurmaktadırlar. Trafikte 8 (sekiz) Ruma karşılık yalnız şö fer olarak çalıştırılan bir tek Türk vardır- Muhasebeciler bölümünden biri subay diğe ri çavuş olmak üzere iki Ru ma karşılık polisin ‘ULAKLIĞINI” yapan bir Türk var dır. Tahkikat (prosecution) bölümünde bir subay ve bir çavuş olmak üzere iki Ru - ma karşılık her gün için po liste vukııbulan bir ameleye ait işleri yapmıya mecbur e dilen bir Türk vardır.
Acaba bu saydığımız dai - relerde çalışabilecek tiynet -
Büyük fedakârlıklara katlanarak en büyük ihtiyaçlarımızdan biri olan BAKLAVALI TEL ve en iyi bir şekilde yapılan YAĞ, HELLİM, TENEKELERİ, KONSERVE KUTULARI, BOYA ŞİŞELERİ KAPAKLARI, ISLIM İĞNELERİ, OLUK ve saire gibi her çeşit tenekecilik işleri yapılır. Her köyde "Ve kasabada Tenekecilik ve inşaat işleri, iş yerine kadar gidilerek yapılabilir.
Alâkadarların aşağıdaki adrese müracat etmeleri, derhal işlerinin yapılmasına kâfidir.
KEMAL HAŞAN PARALİKAdrese dikkat:
KARABABA — 9-11-A — LEFKOŞA
Tel: 72281Türkçe isimlere saygısızlık
Uzun zaman bize olduğu kadar dilimize de saygı gösterilmedi. Adada Türk yok muş gibi hareekt edildiTürk köylerine, Türk semptlerine şuraya buraya Rum - ca isimler kondu. Hükümet gelişi güzel hareket ederek, başta bulunan Rumları tat - min etmek için elinden gele ni bize yapmaktan geri kalmadı- Bunca yıllar bize “Ay yorgiliyim, Aynikolâlıyım, Omorfidalıyım V.S.” gibi ta mamen Rumca olan kelime leri söyletti ve hâlâ söylet - mekte ısrar ediyor.
Türk cemaatinin mevcu - diyetini ve en az Rumların haiz olduğu haklara, Türk cemaatinin de haiz olduğu - nu isbat için Kıbrıs Türk Ku rumlan Federasyonu kararı ve köylünün de tasvibi ile yüzde yüz nüfusu Türk olan köylere yeni Türkçe isimler verilmiştir. Diğer taraftan birkaç yıldanberi faaliyette buulunan Türk Belediyeside, kasaba ve şehirlerdeki Tra - fik işaretlerindeki Rumca ve İngilizce yazıları sildirerek Türkçe yazılar yazdırmıştır. Hemen şunuda il«ve edelim ki, bu hâl yalınız Türk semp tindeki trafik işaretlerinde olmuştur. Biz bunları yapar ken yine de kendi aklamızm kestiğini yapmış değiliz. Yalınız Zürih ve Londra and - taşmalarında kayıtlı bulunan bir maddeyi yerine getirmi - şizdir. Durum bu merkezde iken, Türk köylerine ve semt lerine verilen Tükrçe isim - lere, hükümet mensuplarının
K*ü:;ük
hürmet etmemelerinin sebebi nedir?
ifc~&âyffrafe -koyüöfe-telefon etmek için köyün telefon numarasını istediğimizde, ‘ Küçük Kaymaklı diye köy yok, Omorfita vardır’' şeklinde cevap aldık.
“ PARK YAPILMAZ” şek linde yazılı bir trafik işaretinin bulunduğu yerlerde bir çok otomobillerin durduğu - nu gördüğümüzde, şaşıp bir polis memuruna sorduk- Polis de bize şu cevabı verdi, ‘Türkçe yazılı trafik işaretleri sayılmaz” . Bu ne demek tir? Zürih andlaşmasını İh - lâl dilimize de saygısızlık de mektir- Rum semtinde h.ükü met dairelerine varıncaya kadar, bütün sokak, şu bu Rumca isimler taşıyorken, Türk sokaklarındaki Trafik işaretlerinin dahi Türkçe olmasının, hükümet tarafın - dan hor görülmesinin sebe - bini anlıyamıyoruz.
Türk köylerine Türkçe isim ler verildi. Böyle olduğu hal de köylere, hükümetten gi - den bütün resmî mektuplar v.s- ler hâlâ Rumca isimler altında ezilmektedir. Bütün resmî evraklar da olduğu gi bi bırakılmıştır- Bütün bunlara artık son verilmelidir. Herhangi bir Türk köyüne telefon etmek için, resmî ma kamlar yalınız yeni isim ü- zerinde ısrar edeceğine, böyle mantıksız cevaplar ver - mesi, Türk köylüsünün ve dolayısıyle bütün Türk ce - maatinin canını sıkar.
Nazif Özder
te adamlarımız yok mu bi - zim? Var. Hem de fazlasıyle var- Kıbnstaki hürriyetimizi vahşice gasbetmek sevdası - na düşen bu zavallıların kötü niyetlerinin sevkitabiile - rinin tesiri altında işledikleri (bize karşı) haksızlıklara neden göz yumalım?
Her şeyin bir hududu vardır. Polis denilen teşkilâtın bir devletin belkemiği olmadığını kimse iddia edemez. Bu böyle ise ve eğer Rum
cemaati daha şimdiden bu devlet teşkilâtının bel kemiğini çürütmiye yüz tuttuğu şu sıralarda bunun önüne ge çilmezse, ileri hayatımız asla parlak olmasa gerek.
Onun için bizler gibi daha kimbilir nekadar kişi bu ve ya buna benzer haksızlıklar altında inlediğini bir daha mesul makamlara duyur - mak milli vazifelerimizden biridir zannındayız.
GİRNE POLİSLERİ
baba Sokağı No: 11-A kuru lan müessesedeki bütün iş - ler makinede yapılmaktadır.
Kemal Beyden aldığımız izahatı veriyoruz-
■ Meslek hayatınızdan bah seder misiniz?
“ Hay hay. Yirmi beş yıldan beri bu işle uğraşıyo - rum. Hayatımı 25 yıldır bu yolda harcadım- Ve 2.7.59 ta rihinde bu yerde ilk olarak atölyemi kurdum ”
■ Atölyede ne gibi şeyler ya pdıyor?
"Çeşitli hacimde, çeşitli iş lerde kullanılan tenekeler, konserve kutuları, tel örgü - ler, boya şişesi kapağı, islim iğnesi...”
- Çalışan işçilerin sayısı? “ Şimdilik sekiz kişi çalış
makta. Fakat bu durum işin azlığına çokluğuna göre de - ğişmektedir-
İş çoğaldığı vakit, işçi sayı sını 25'e kadar çıkartabili - rım-— Madde tedarikinde güçlüğünüz?
“ Hayır, bu hususta hiçbir güçlük yoktur, lüzumlu mad deleri çarşımızdan tedarik edebiliyoruz.'— Köylere kadar gidip, or- daki ihtiyaçları giderebilir misiniz?
‘ Pek tabiî lüzumu halinde köylere kadar gidip ordaki halkımızın ihtiyaçlarına cevap verebiliriz.”
— Ada tutumu üzerinde düşünüyorsunuz ?
“ Adamızdaki sanatçıların çoğalması, cemaatımızın eko nomisini kalkındırma bakı - mından çok güzel adım atılmış oluyor. Halkımız da sanatçılığımıza değer verecek bizleri desteklemelidir.”
Her gün bir “Halkın Seîa” :
Alınız “Halkın Sesi”
1958 yılında hükümet olağan üstü durum nizamları dolayısiyle fazla masru 1 ** şılamak için benzin ve ruhsatlara zam yapmıştır. Yukarıdaki resimde Sal' çapında, araba sahiplerinin zamın eörülmektedir. Ir y * C.JUÜM u
FederasylTîrîr Y a r d ım E d i n i z
m i c h e l i n* O TO M O B İL
* K A M Y O N
* TR A K T Ö R
* M O T O SİK L E T
* BİSİK LET
LASTİKLERİMİZ PİYASAYA ARZED1LM1ŞT1RM 1 C H E L 1 NUMUMİ ACENTESİ
M. SEYF1 AKDENİZ VE OCLU LTD. Lefkoşa, İplik Pazar Sokak.
Sternol dünyanın en iyi cins yağları olup bj cc makine sahibi Sternol kullanmaktadır.
Çünkü Sternol en iyi kalitedir. Çünkü STERDİ UN her galonunda bir kilo fazla yağ bııkmmakt
Traktör, motor, makine ve makinistlerimiz Sternol kullanınız-
Tekin BİRİNCİ 180 Girne Caddesi
Tel : 6302 Lefkoşa
Yakup Beyoğlu Otobüs Servisi
Her gün muntazam Servis:YAKUP HAŞAN Yazıhanesi----
TEL: 3874 - Lefkoşa
ö .s . 1 .3 0 ( | 0 .S./2 U |
Lâptadan hareketLefkoşadan Yakup Haşan Yazıhanesinden Girne Kapısından NOT: Talebeler için büyük fırsat:Lâpta - Girne — Girne - Lâpta 750 mil aYalnız Lefkoşadan Gidiş, Lefkoşa - Girne -
750 M Şj âŞdık be YAKUP HAŞAN Yazıhaı Tel:: 3874 Lefkoşa - ™
m ido.e.
i
L O Z U N Türk Taksi ve Otobüs Yazıhane;Kurulduğu günden beri halkımıza hizmet etme
ği vazife sayan yazıhanemiz, en ehliyetli şoförlerle sîzlere konforlu bir seyahat sağlar.
En lüks ve seyahat için en konforlu otomobiller ancak LOZAN’dan temin edilebilir.
HER TURLU seyahatleriniz için LOZAN otomobilleri emrinize hazırdır.
Günün her saatinde Mağusa — Lefkoşa ve Lefkoşa — Mağusa’ya muntazam seferler yapılır
SERVİSİMİZ DAKİKTİR.LOZAN’ın LEFKOŞA — LIMASOL - BAF
ve dönüş yolculukları yapan muntazam otobüs ser visi Türk cemaatının büyük bir ihtiyacını karşılamaktadır.
PIRENSIBIM1Z HALKIMIZA HİZMETTİR.“ L O Z A N ”
Türk Taksi ve Otobüs yazıhanesi İnönü Meydanı, Oirne Kapısı - Lefkoşa
Tel: 4938
VYFA CAKCIJMA, 18 MART. 1960,
Ysuı işlerini idare eden: Kutlu Adalı Gönderilen yazılar basılumbaaılmaam geri verilmez.
ANTI T F M OLUNDUpazar gün, Lefkoşa- lokallerinde yapılabilen Kıbrıs Mlck- amı Türk Müstah- îrüği toplantısı ni- olmadığından, yapı- r..K-m fi n ümüzdeki pn
ı saat, 11.00’de yapv fi-onil mistir,E RlRLlOtNlN
TOİLANTISI Ö/ıfm pazar g(in Lofk'Me,
Maden Kumpanyası Birliğinin loplaıı
len fazla üyenin iş- yapılmıştır. Yıllık ıporımıvu okunması
"ıilı;al<ip yapılan seçimde, iıları lıvyçtinin bir yıl
lar >dc kalması tasvip
şunlardır :Halil, Sekreter, ıınet, Vofcnedar,
ıı M. Knmbilili, ıı fa Ahıip»^^IvlufrC
ı\vmaiı Alımot,M A S O L K A Z A
'I KAİSİU'ÎDİNİN J A A I.h K ri.K K lP . T. I. B» Federasyonu Li IsijI kazasıp temsilcisi ve Fe M isyon icra komitesi iiye- ; Cumarlesi akşamı Yuka-
Tiirk İşçiler Birli”- et ederek, birlik iş-
i (;eşitli konuları iizakere etmi^tıı-. ederasyonun fan-
de bahsederek m ış ve birçok
elmasım tos
göstoçfliği dolayı Bay teşekkür e-
|\tf A A T DAlRRStYLK 11,(! 11.1 TOPLANTIı'.'ihsnııı ve Sosyal Sigorta
(.ı jli İlav Vorgad.iis’iıı bas- ınkİHOT», pazartesi günü
bir toplantı-yanıln- 'r* »mmi însaat Dairesin- 1(1,1 tyıı ise) personelinin is W* r'Iİlrılnı.'isı lüzumu "(irili
-JJJOO muvazzaf i-ıçi ı 1 s mııvnz/nf ebni.vr is-
4'Li İla” » olaıı bu fa*Ljiîık ilin r
ıl(% aTıval illeri ieiıı î/tvıda tektıisven nlııımn-
ivii»n'inden meydana gelmiş-
tir. Bu fazla işçiler, marangoz ve demirci gibi teknisyen ler olup umumî İnşaat. Daimdi bunları meşguliyette tu t a mıyacak durumdadır.
Toplantıda PEO, SEK ve K.T.t.B. Federasyonu adına, A. Zart id es, M. Pissas ve N. Taşkın, Münakalât, ve Nafia Vekâleti namına ise P. Ka- zamias ile Lâherides hazır bulunmuşlardır.
Toplantıda, durumun vo- lıametini takdir ederek, hükümete sunulmak üzere, îînii m (izdeki iki ay zarfında miiııı kiin olduğu kadar işçileri çıkartmaktan kaçınmağa matuf bazı teklifler üzerinde ka rar alınmıştır.. Son aldığımız bir habere göre, bu maksat için hükümetten elli bin lira islenmiş tir.
MR. PATTERSON KIBRIS’A UARADI Amerika'nın Makine Endin
İri Sendikası mütekait başkam sayın Patterson, ITi.ıdis tan’daki sendikalarla yaptığı müteaddit görüşmeler sonunda, Amerika’ya dönerken Kılı rıs’a da uğramış ve çeşitli işçi liderleriyle temasta bu- bnlıımınıştnr.
K. T. f. B. Federasyonu ge ııel sekreteri Necati Taşkın’ı da kabili eden Mr. Pattın soıı, Amerika’nın Kıbrıs’taki Başkonsolosu Mr. Belcher’in de hazır bulunduğu bir toplantıda çeşitli işçi mevzuları iıze rinde samimi fikir teatisinde bulunulmuştur.
TÜRKİYE’YE NİSANDA GİDİLECEK Daha önce 14 Martta Tür
kiye’ye gidileceği bildirilen K. T. I. B. Federasyonu icra Kora, t esinin allı iiyesi, katı-
4 Nisan’a, Nisan’du
^ â m n fr - ^ RÎLEN
L'fi'RÂFLARMağusa Naafi Türk Müs
tahdemleri Birliği Sekreteri, Hüseyin Sam, Naafi meselesi müzakerelerinde NAAFf’de Türk haklarının garanti altı na alınmasının elzem olduğu nü Vali, Dr. Küçük ve başpiskopos Makarios’a çektiği telgraflarda rica etmektedir.
İNŞAAT DAtRESÎNDEKİ DURUMLA İLGlLt... Mağusa inşaat Dairesi i-jçi-
leri adıııa Dr. Küçük’e bir telgraf gönderen ^lağıısa kazası temsilcisi Osman Arif. İnşaat Dairesinde dıtrdurııln
Frİlda cak işçilerin rrasmda <ı«\v
O Y U NAylardan beri duru
yoruz. Bugün, bir anlaş maya varılacak, yarın bir anlaşmaya varılacak.
Gazete sütunlarında hergütı bir yığın demeç... Lâf kalabalığına boğulduk vesselam!
Bit yeniği nerededir acaba? Pazarlık pazarlık üstüne! Acaba, Kıbrıs satılıyor mu şeklinde insanın beyninde bir istifham belirir.
Yazılan bütün yazılar tetkik edildiğinde Makarios’un kabahatli olduğu görülmektedir. Üsler, NAAFf, para Ma karios’u ilgilendirmiyor gibi görünüyor.
öte yandan da Ingiliz zayıf tarafı buldu ektikçe ekiyor!
işsizlik, sefalet, açlık, soygunculuk... Dalla no beklenebilirdi ki!?..
Başkalarının boya siyle konuşan Makarios'un artık makul davranma zamanı geldiğini i İrak etmelidir. Yoksa, halimiz berbattır.
Makarios, acaba Rum işsizlerin sesini işitmiyor mu? Işitse de kilise boldur.
Binler nereye harcanacak?
Bizim bildiğimiz, '‘ iki cambaz bir ipte oynamaz." Evet Makarios ve Foot hazretleri.
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Bülteni: ZİRAAT ve TABiî KAYNAKLAR
BAKANI İLE KONUŞMAK. T. Ç. Birliğinin Genel
İdare Kurulu 8 Mart tarihin de toplanarak gündemdemevcut çeşitli meseleleri mü zakere etmiştir.
Toplantıda Ziraat Bakanı ile yapılacak görüşmeninmevzuları da kararlaştırılmış tır.
9 Mart giinü K. T. Ç. Birliği Merkez idare Heyeti, evvelden kararlaştırıldığı sribi Bakanı zivaret etmiş ve çiftçi ve köylümüzü ilgilendiren birçok meseleleri birlikte göz len geçirmişlerdir. Bu arada Şubelerimizden gelen dilekçe ler de Bakana iletilmiştir.
Ziraat Bakam isteklerimizi tetkik edeceğini ve cevaplan dıracağmı bildirmiştir.
AKINCILARTÜRK Ç. B lRLlfil :Lefkoşa kazasının Akıncı
lar (Lıırucina) köyünde. Birliğimizin bir şubesi kurulmuş tur.
idare Heyetini takdim edi voruz :
Mustafa Osman Avcı, Başkan,
Coşkun Halil, Asbaşkan.Mehmet Hüseyin, Sekreter.Mehmet Ağıdıran. Vezne
dar.Hikmet Mehmet, Faal üye.M. Gazi. Müfettiş.Kemal Murat. Müfettiş.idare Heyetine seçilen ar
kadaşları tebrik eder, başarı lar dileriz.
Sıra öteki köylerde..Köylü kardeş;Yurdumuz bir çiftçi ınem
lekelidir. Gelecekte do fahri kalar memleketi olacak değil. Memleketin kalkınması çiftçinin kalkınmasiyle olabi lir. Kalkınma teşkilâtlanmak la olur. Çiftçi monfaatların ancak teşkilâtlanmakla koru vabilir. Siz de köyünüzde bir sube kurun ve K. T. Ç. Birliğine katılın.
Genel Merkez emriııizde- dir.
TÜRKİYE'DEN SUMÜTETTASSISTGETİRİLİYOR...Birliğimiz, yeraltı suları
nın aranması için, Türkiye’den bir (Hidrogoolog) su ve toprak mütehassısı getirmek için çalışmalarına hız vermiş tir.
Üniversite meı.ıımı ve Türkiye’nin üulü su mütehassısı bir makine vardımiyle su ara mak için yakında Adamıza
ölecektir. Burada kısa bir müddet kalabilecektir.
Alâkalıların yazılı olarak Birliğimize müracaatları rica olunur. Lütfen baktırılacak tarlaların mevki ve tahminî dönümlerini de mıiıaca at ederken bildiriniz. Fazla müracaat bulunan köyler ö- ııe alınacaktır.
Görmiyen görsiin.bilmiyen bilsin.
no Tiirk bulunduğu ve iur- durnlmanıu önüne geçilmesini rica etmektedir.
'f. Cj. T. Baf Şubesi
ifclkımızaltı»nız her onbeş gün ılmak ü/.ere bir gaze
kararlaştırmış- leteye siyasi olmamak fher tji.-lü edebi ve yazılar konulacak -
[tenin ilk nüshası birinci günü gıka
ondan sonra her jgıinü ile on altıncı tesadüf eden günler
ıı» edilecektir. Gazete yazı vermek istiyenleriıı
^vzufcahis edilen tarihler - a bir lınftg önce yazılarını kilâtırftıza göndermeleri 8-olunur.tîer gelen yazıyı basmak eburiy^tiode olmadığımız i çıkmıyan yazdan da ge göndermek mecburiyetin- değiliz Yasalardaki her
it resim veya, çizgili şe - erin temiz ve parlak ol - la rına dikkat edilmesi ri olunur.
Kültür Kolu.
{ot: Reklam ia p ıek isti- ı tüccarlarırütilŞşıı da rek dar kabul olunur
TeşekkürLisemiz fakir öğrencileri i
çin L 28. 904 (yirmi sekiz lira dokuz yüz dört mil) yar dımda bulunan hayırsever eski Mağusa Bayanlar Yar - dım Cemiyetine okulum adına teşekkürü bir borç bili - rim-
Müdür Şakir Soykal
,ı ı i m i ı ı i i i m ı ı n n ı ı n
S A T I ŞAK. 909 numaralı Citroen markalı otomobil radyosu i le olduğu şekilde satılıktır, isteklilerin 21 Mart, 1960 ta rihinden geç olmamak üzere tekliflerini yazılı olarak Lef koşa Türk Bankası Ltd. Müdürüne göndermelidirler. 0 - tomobil iş sa atlannda 45, Yediler Sokağında Ahmet Ce mal Beyin tamirhanesinde tetkik edilebilir
GÖNÜLLÜ ORDUSU MURATAÖA’tt.V ■'■'*'* *
(Birinci Myfadan kalan)
nek köylerimizden biri olduğunu ispat, eden Akıncılar halkı da bu pazar ustasiyla, dülgeriyle tam kadro çalışma bira katılacak, üzerlerine aldıkları işleri seve seve yapacaklardır.
Akıncılar Muratağa’ da, sözlerinde duran köy oldukla ıım bu pazar da ispat edeceklerdir.
Geçen pazar Orduya iltihak eden arkadaşları takdim ediyoruz.
LEFKOŞA =Cavid Ramadan,II. M. Gül tekili,Ahmod Mutallip.
Dü l g e r l e r . •Ali Musa,Ali Haşan Kasap,Halil Mehmed, izzet Hüseyin.
AKINCILAR :Yapıcılar :
Mehmed Ali.Yusuf Vural,Sülevmaıı Mehmed,
DÜLGERLER .Hüseyin Kııbilây,Osman Usta,Arif Usta,
G. O. E. :Mehmed Nuri,Süleyman Osman.Mehmed Berber (Otomobi
liyle beraber).
Dizilip basıldığı yer: Halkın Sesi Matbaası
PİPERİSTERONA :G. O. E. :
Haşan M. Kunduracı, Mustafa M. Gukkudt,Ali O. Hüseyin,Vasfi M. Haşan,Halil İT. Halil,Mustafa M. Pire,Vedia M Pire,Enver P. Ağa
MURATAÛA =Haşan Nihat öğretmen. Osman Mustafa, Muhtar. Anoyra (Taşlıca) köyünün
Muratağa köyüne yapmış olduğu yardım listesi
Nccip Niyasi Eyüp Eyüp Arif Hüseyin Haşan Cemil Mehmet Niisret. Bayram Cevdet Mehmet Kûııi Kemal Nusret Hulus Mehmet
£ 1.000 1,000
500 2,000 1.500 2,000 2 000 i 'ooo
750
(Birinci sayfadan kalan) duğunu ve aleyhinde gizlice yapılmakta olan gayri meş - ru anlaşmaları tanımıyaca - ğını en nihayet haykırmayacak mıdır? Kıbrıs halkı, al - nına sürülen büyük ve ta - hammül edilmez lekeyi yıka yıp temizlemek için hiçbir jti| fri göstermiyecek. jn jd k £
Kıbrıs halkı, yaptığı mücadeleyi para için yapmadı - ğını, dünyanın bütün hazi - nelerini alsa da yine hürriye tini vermiyen ölümsüz Y u nan ırkuıdah geldiğini, hürriyetini kayıb etmektense ö- lümü tercih ettiğini bir kere daha bütün milletlere karşı haykırmıyacak mıdır?
Zuı-ih ve Londra anlaşmaları, şimdiye kadar Kıb - rıs’ın başına gelen felâketlerin en büyüğüdür. Kıbrıs hal kı, Makarios’un bu anlaşma ların altına attığı kırmızı im zanın kendisini temsil ettiği hususunda bütün hür insan - lar arasında bir kanaatin ya ratdmasına müsaade edecek midir? Kıbns halkı aldatıl - mış olduğunu ve hiçbir renk li imzayı tanımayacağım gür sesiyle haykırmıyacak mı - dır? Kıbrıs halkı, Büyük A- nasının, ölümsüz Yunanis * tan’ın kucağına kavuşunca - ya kadar kendisini hür ad - detmeyeceğini ve mücadele - ye devam edeceğini haykır - mıyacak mıdır?”
G- Olimpios, yazısına son verirken şöyle demektedir:
‘İçimizdeki Yunan ruhu - nun verdiği kuvvetle, aleyhi mizde olanları var gücü- cümüzle protesto etmiyecek miyiz? Bizi satmalarına mü saade mi edeceğiz? En ni - hayet, dize mi geleceğiz?’’
KIBRIS TÜRKÜ!.. Yuka - rıdaki satırları gözlerini dört açarak oku..- Bir zamandan beri, pembe tüller arkjjsına gizlenerek sana uyutucu, u - yuşturucu barış ninnileri söy leyen yambaşındaki unsu - run sahte dostluğuna inan - mış, o nakaratlara kanmış - san, kendini yeniden topar - lg- Rum cemaati arasında ka zanlar fıkır fıkır kaynıyor. Anlaşmalar gereğince elde ettiğin asgarî haklarında u- nutma ki halâ gözleri var - dır. Bunu yine onlardan, Et niki’den öğren- Ecdat yadigâ
bu topraklar üzerinde sa
na yaşama hakkını tanımak istemeyen, bu adada sana pay ayırmak yolunda gitme meğe azmetmiş bir toplumla kgrşı karşıyasm. Sen ki çetin mücadeleler yaptın, kan - lı günler yaşadın... Sen ki da ha düne kadar bu memleketin toprağına yağız çehreli,
Bir tetkikinsonrası?
19 Şubat günü, giiıılülc gazetelerin birinci sayfalarında Türk ve Yunan ön birlik leri komutanları ile Cumhur başkam Başpapaz Makarios ve Yardımcısı Dr. Kiiçük’ün kırda çekilmiş resimleri çık alıştı. Resim, Kıbrıs’ta üslenecek Türk ve Yunan birliklerinin kamp kuracakları böl geleri tetkik ederlerken çe kilmişti.
Aradan bir ay zaman geçtiği halde bu konuda tek bir haber dahi çıkmadı. Belki bu hususta bir karara varıldı da duyurulmadı!
Bu esrarlı sükutun sebebini sevimli Savunma Bakanından. ya da Müdafaa Vekili Vekil Vekilinden sorabilir miyiz?
7 Güniin içinden:B İ Z D E N B İ Z E
Müracaat Bekliyorlar
Geçen sayımızda Hükümet hastahanesindeki Türk hastabakıcılarına ders verilmedi ğinden yakınmış, “ niçin ders verilmiyor?” diye ilgili ma kama sormuştuk.
Aradan bir hafta geçtiği halde kısa bir açıklamadan başka gereken ilgi gösteril - memiş, öğretim görevlisi hem şire -halen izinlidir. - ders - leriııe dönmive istekli olmasına rağmen, hâlâ daha kon - dişine resmen müracaat edilmediğini sayııı Sağlık Baka - nıııııı bilgisine sunarız.
dün.-. Bu adada, her ne pa -hgsına olursa olsun, seninboy boy yücelmeni görmeğe tahammül edemiyen, refah ve mutluluğa kavuşmam istemeyen, seni kösteklemek yolunda ellerinden geleni yapmaktan çekinmeyen bir dost (!) sürüsü karşısında kendini bil.-.
Evet, öteki tarafta kazan lar fıkır fıkır kaynıyor. Bir gün dostluk teraneleriyle di le gelirken, ertesi gün Gri - vas’tan gelen seslere kulak - larını açan, yüzseksen derecelik bir dönüşle dilini - dav ranışını sana karşı öylece a- yarlayan bir ekseriyet yanın dg, istikbale hazırlan- Görüyorsun ki onlar, halâ Midera Ellâda’ya kavuşmak, Kıbrıs- ta Yunan bayrağını dalgalan dırmak hülya ve sevdasın - dan vazgeçmiş değillerdir. “ Büyük Ana'’ sının, “ölüm - süz Yunanistan” m kucağı - na girinceye kadar, mücadele edeceklerini haykıran bir topluluğun bu davranışı, doğ rudan doğruya sana tehdit - ler savurmaktan başka ne - dir.
Aziz kardeş, yaza doğru gittiğimiz bu zamanda, kış uyukusundan uyan- Cumhu - riyetin ilânına kadarki geçişi devre esnasında, bize ne - ler yapmadılar ki. Bizi kupkuru bir iskelet haline ge - tirmek için, nice dolgplar çevirmediler ki-..
Geliniz, hep beraber tek - r yemin edelim. Geliniz,
hep birlikte gözlerimizi ku - laklarımızı tekrar açalım. Aç mıyanlarımız varsa, hemen açsınlar... Uyuyanlanmız varsa onları hemen uyandı - ralım, canımızı bu topraklar için, gelecek Türk nesilleri uğruna yeniden adayalım Birçoklarımız, dalıp çıktık - lan, çıkıp daldıktan zevk ve sefa alemlerine artık son ver sinler. Milletleri çökerten, on lan tarihin altın sahifelerine değil d«, karanlık devirleri -
TÜRK BAHÇEVANLARI(1 inci sayfadan kalan)
moz topraklarını yeniden işle m iye başlamışlar ve bu aylar içinde Türk çarşısına bol mik tarda taze bakla, prasa, çeşit li salatalıklar, bezelye ve buı zerlerini sevketmişlerdir. Fa kat Kuzueukhı bahçevanlar kendilerine en yakın ve uzak Türk pazarlarına ürünlerini sevkettikleri zaman alıcı bulamamaktan şiddetle yakınmaktadırlar.
Bahçevanlar. bakkal ve ma navların bir aydan bu vana iyiden yabancı unsura yöneldiklerinden. biınun önü a- lınmazsa gelecek yıllarda zer zavat yetiştirmemeye mecbur kalacaklarından söz etmektedirler.
Türk j^a^ısnia_RjiH)lar(3,arı tTÇftz mal getiren Türk bah- çevanmm ■ n-rzavatına alıcı bulamaması cidden iiziintü ya ramaktadır.
Biz. siyaset icabı bize gü leryiiz gösterenlere dünkü davranışlarını unutarak ıı. samimi adamlar ’ diyemeyiz.
Biz, 4 binden fazla Türkün işsiz. 10 binden fazlasının da çaresiz durumunu unutarak partilerden, kokteyllerden, davetlerden, içki kolcularından söz edemeyiz.
Biz. panayır pazarlığında nasıl at oynatıldığını bilmeden, nereye gittiğimizi görmeden methiyeler düzemeyiz.
Biz, her gün görüşmelerde ilerleme kaydedildi, balonu ile avutularak, ulu-orta sö- >ii edilen, birbirine kanştın- lah önümüzdeki “refah ile sıkıntılı günleri’’ bekliyeme- yiz.
Biz, Türk çarşısını bırakarak Makarios’u memnun etmek içiıı avucumuzdakini gü zümüzü yumarak ellere veremeyiz.
Biz, bu topraklar için gece gündüz çalışmış, göğsünü ge- erek çarpışmış idealist genç
leri yan çizerek, mutemet adamları baştacı edemeyiz.
Biz. son günlerde Türk çar şısıııda zerzavatına alıcı bula mıyacak duruma gelen Türk bahçevanınııı çırpınmışını sev retmiye tahammül edemeyiz.
Biz, harap edilen 33 köydeki binlerce kardeşimizi ezilmişlikleri ile başbaşa bira kıp. poz poz parti, kokteyl resimlerinde gorçeklerdei1 İn hersiz sıntanlara yakınlık gösteremeyiz.
Biz. tarlasında, borç içinde yüzen kocasını, kurtarmak için didinen Türk kadınını kendi haline bırakarak; bir
kraliçe kaşııietile omuzunda köpek, arabasından inen kadınlar önünde eğilemeyiz.
Biz. şu, ya da bu balıaney b Evkafın malını karşı unsura veren, yahut üzerine geçirenlere destek olmadık, ola mayız.
Biz, Ingilizin işareti ila or taya atılıp, Ingilizin borusunu öttü rem eyiz.
Biz birlik, beraberlik adına çalışıp çözülmeye s^bop olanlarla birleşemeyiz.
Biz, tahta iskemleler üzc - rinde bulunduğumuz mevkileri savunuyoruz. Biz kadife koltuklarda oturup etrafı toz pembe gören, bu topırma, koltuğundan olmamak ivin “ evet efendim” diyerek hizmet etmekten çekinenleri savunamayız;
Biz, günden güne işçisini bırakıp ziyana giren sigara fabrikamızın durumu karşısında yabancı sigara tüttürenleyiz.
Biz, gece gündüz görevliyiz. Arandığımızda daima gö rev başında hazır bulunuruz. Biz partilerden, eğlence yerlerinden arananlarla asla bağ d aşamayız.
Biz, “ tenkit lâzım” deyip, dikiş iğnesinin deliğinden iif leniııee ateşlenenlerden lıoş- lanamayız.
Biz, midemiz için değil, ba şımızııı belâsını bulmak için değil, bu toplum için çalışıyoruz. Her davranışımızda sa mimiyiz.
Biz, daha aşırı gitmemeliyiz.
Kutlu ADALT
OTOMOBİL SAHİPLERİNİN GREVİ
Federasyonun Nevmans
Süt BarıK ış günlerinde en şirin, en
dinlendihici bir yerdir. Ço - cuklarm cenneti, büyüklerin huzur kaynağı SÜT BAR’ı zi yaret ediniz.
Yağı alınmamış bol süt..
ne gömen zevk ve sefanın şimdi zamanı değildir. Her dakikası efkârlı asırlar ka - dar kıymetli olan zamanımı zı, Lâle Devri diye telâkki etmekten artık vazgeçelim.
Etniki’nin yazısına bura - da tekrar göz atınız: “Zürih ve Londra Anlaşmaları, şim diye kadar Kıbrıs’ın başına gelen felâketlerin en büyü - ğüdür” diye dizilen satırın, sizleri uzun uzun düşündüre ceğinden eminim- Bu, sizin de anlayacağınız gibi, “ Kıb - rıs’ta Türklere haklannm bir kısmını olsun bağışlayan an laşmalar, uçurulmalı, bozulmalı, çöp sepetine atılmalı - dır. Bunda başarı elde edebilmek için, her türlü imkân ve tedbirlere baş vurulmalıdır-...’ ' mânâsına geliyor, değil mi? Unutmıyalım ki, ya- nıbaşımızdaki kahir ekseri - yetin arasında kazanlar fı - kır fıkır kaynarken- bir gün adad^ tehlike çanları tek - rar çalmağa başlayacaktır.Birkaç sene evvelkiler biryana, daha geçen haftalar i- çinde pgtlayan bombaların gürültüsü kulaklarımızdan çıkmış değildir. Bu durum karşısında zevkü - safayı bırakalım, kendimize gelelim, iktisadiyatımızı takviye ede lim. Birlik ve beraberliğimiz den aldığımız imanla, istik - bale yeniden hazırlıklı ola * lım- Gelişmeler bunu gerekti riyor.
Olağanüstü devrin masraflarını karşılamak için hükümetin otomobillere tarh ettiği vergi ve benzine kovduğu zamlar, eskiye ııisbeten birkaç misli fazladır. Otomobil sigortalarına ödenen iicretle- iıı de gittikçe artmakta ol
ması. taksi ve otomobil şoför leri için ciddi bir tehlike işa retiydi.
Ada şoförlerinin yaplıkla- 'i müşterek bir toplantıda,
bu konular ele alınmış ve iic- •otlerin düşürülmesi içiıı.Va-
Hyç mjjnaeaat kara ’ ardt: Her ınes l1 ;i. bu meseleve de eı sürme
yenyaratmak üzere olan bu mesele üzerinde şoförleri aktif safhaya doğru yöneltmiş ve maksatlarını daha iyi göstermek için greve inmelerine ve silo olmuştur.
Üzerinde dövizler bulunan yüzlerce taksi, yolcu otomobili ve yük otomobili bir gös teri yürüyüşü yaparak ayni giiııün gece varisi başlıya- calc olan grevi halka duyuru
TEŞKİLATIN GEZİLERİ(1 inci sayfadan kalan)
Ayhan Ali (Başkan).Mustafa Rifat (As Başkan)Niyazi Mehm.'t (Faal üye).Teşkilât mensupları seçim
lerden sonra köylü ile hasbi- halde bulunarak çeşitli konulardaki şikâyetlerini dinlemişlerdir. Köylüler, şehirlinin. Türkten Tiirke kampau yasma riayet etmemesinden görmekte oldılğıı zararlardan da misaller göstererek şiddet le yakınmıştır.
Teşkilât mensuplarının son bir aydan bu yana köylünün mal alım-satımında önemli bir gerileme olduğu da ima edilmiştir.
yorlardı.Pazartesi gece yarısı baş
layan ve salı gece yarısına kadar devam eden muvaffakiyetli grev neticesinde adadaki seyrüsefer aksamış ve taşıtlar 24 saat için işletil- memiştir.
TIILlIIFOKlliaiS
Federasyon 6292Oençliİc Teşkilâtı 6121Trafik flain'M 1000/2157Türk Hastanesi •1000/4291Temsilcilik 5242Konsolosluk 2424Belediye 4403tsçi Birliği Federasyonu 5730Çarşı Murakabe dairesi 6477Evkaf 2956
Kâzım Hoca (1 inci sayfadan kalan)
rak gençleri harekete geçirdi.Kâzım Hoca bir muhabirimi
zin sorduğu ‘ Spor hayatınızda hiç unutamadığınız bir hatırayı anlatır mısınız?" sorusuna şöyle cevap verdi :
"Spor hayatımda hiç unutama dığım hatıralar, Lefkoşa Rum muhtelitine karşı oynadığımız ve 2-0 galip geldiğimiz maçta iki parmağının kınlması ve geç kal dığım bir maça yetişmek için bisikletle giderken yere düşerek diz kapağımın ezilmesidir.”
Ayni zamanda K ıbn3 Türk Atletizm Federasyonu Başkam olan Kâzım Hoca, halen bir atletizm sahası temin etmek, kasaba ve köy gençlerini sportmen disiplinli, efendi elemanlar olarak yetişmek için plânlar hazırlamakla meşguldür.
Kâzım Hoca, Kıbrıs sporunun gelişmesi için önce saha temini sonra da Türkiye Spor teşekkül leriyle sıkı temas ve Türkiye'den iyi hocalar getirtmek gerek tiği kanaatindedir.
Hoca’ya çalışmalarında başa- nlar dileriz.
Türk işçisinin imal ettiği,Türk tütünü ile yapılan.%100 Türk olan,Sigaralarını içmekle duyacağınız Büyük zevkin yanında:Türk işçisini korumak;Türk malını sattırmak,Bütünii Türk olanı yaşatmak,
s u r e t i y l e Kalkınma dâvamıza Hizmet edeceksiniz.
Sizin için kurulmuş olanTÜRK TÜTÜNLERİ (KIBRIS) LTD., ŞTI.