uzun zamandır londra’da bulunan kimi...

4
- > ■••■ CUMA 18 MART, 1960 Y.l ; 1 - Sayı : 43 Fiatı: 15 Mil NACAK Abone: Bir yıllığı II Altı aylığı: 500 mil Sahibi K.TJC.F- adına: R. R. DENKTAŞ İdare Evi: Ankara Sokak No: 7 Tel: 2697 . Lefkoşa SANAT DÜŞÜNCE Beşparmak’ın 13- Mart «a 23 imzanın şiir, hikâye, eleştiri ve ya*' satışa çıkmış* ıı ■ - 'M BEŞP41 Uzun Zamandır Londra’ da Bulunan Rauf Denktaş Yann Sabah Kıbrısa Geliyor Kurulacak ya... Bir arkadaş sık sık anlatır... Ankara’da, öğ retmen okulunda bulun duğu yıllarda Şaban is- minde şair bir arkadaşı varmış... Şaban ayni o- kuldan bir kız sevmek- te; ama bütün sevdalı lann tutumu hilâfma kızın bu sevgiden biha- ber olmasını tercih et- ıııoktedir. Arkadaşları sık sık Şaban a takılıp, '"ulan Şaban, kızm ha- beri yok, bu ne biçim sevgi?" dedikleri za- man hep ayni cevabı alıyorlarmış : — Ben severim ya, bu bana kâfi...” Aradan seneler geç- miş, mezun olma gün- leri yaklaşmış... Arka- daşları tekrar Şaban’ı bulmuşlar, "Ulan Şa- ban,” demişler, ‘Kız gidiyor, senin hâiâ ilân-ı aşk ettiğin yol:..” Şaban ayni sakin ha- liyle ayni cevabı ver- miş : “— Ben severim ya Aradan tekrar yıllı geçti, Şaban’m kız bir başkasiyle evlendi, ço- cuğa karıştı... “Ulan Şa ban” demiş arkadaşları, ‘ Bu ne biçim iş... ” Şa- ban ayni Şaban, cevap yiııe ayni cevap * “— Ben severim ya...” Bizim Kıbrıs Cumhu- riyeti de Şaban’ın nül işine benzedi gali- ba.. “Kurulacak ya” di- yorlar. önce 10 Şubatta mu- rada erecektik.. 19 Şubat Kıbrıs Cumhuri- yeti yerine bir İngiliz Prensi doğurdu. Sonra vuslat 19 Marta kaldı. 19 Mart da Denktaşı an çak Londra'dan getiri- yor. Son vuslat tarihini ise hiç bilmeyiz... Ama yine de “kurulacak ya” diyorlar. Kurulacak, Cumhuri yet elbette kurulacak... Zürih’i biz de istiyoruz.. Ama gerçek Zürih’i; kırpılmış, kuşa çevril- miş, tavizli Zürih’i de fil- Bunun dışında Zünh’e aleyhtar arıyanlar an- cak kendi kendilerini bulurlar. NACAK W V W W W A A A A ^ V W SA / Köy ve kasabalardan aldığımız haberlere göre, biitiin Kurum, Kulüp, Birlik, işçi ve köylüler, Denktaş’ı karşılamak için hazırlık yapıyorlar. /WVWWWWWVA/VWWVW Uzun bir zamandanbori Londra’da bulunan Kıbrıs Türk Kurundan Federasyo- nu Başkanı Rauf Denktaş’ııı Kıbrıs'a döneceğine dair gö- çen hafta verdiğimiz haber- den sonra yüzlerce okuyucu- muz, kasaba ve köylerdeki birliklerin temsilcileri tele- fon ve mektupla, çoğu d i biz zat gelerek karşılama hazır- lıkları yapnnık iizere Denk- taşın katî olarak geleceğine dair teminat istemişlerdir. En son aldığımız- habere göre, eşini son bir tıbbî mua yenedeıı geçiren Denktaş, bu akşam uçağa binecek ve ya- rınki Cumartesi sabahı saat 9’da Lefkoşa’da olacaktır. Kasaba ve köylerden aldı- ğımız haberlere göre, büyük halk kitleleri sabahın erken saatlerinden itibaren başken te akın etmiyr: başlıyacak ve Lef koşa fevkalâde günlerin- den birini yaşıyacaktır. Denktaş’ıtı Lefkoşa’ya mu- vasalatında çok önemli bir hitabede bulunacağı kuvvet muhtemeldir. Görmiyen Görsün! Bilmiyen Bilsin!! yazarı soruyor; Kıbrıs halkı,' TüîhkarioS’un Zürih ve Londra anlaşma larının altına attığı kırmızı imzanın kendisini temsil etti ği hususunda bütün hür insanlar arasında bir kanaatin yaratılmasına müsaade edecek midir? Kıbrıs halkı, Büyük Anasının, Ölümsüz Yunanistan m kucağına kavuşuncaya kadar kendisini hür addetmiye ceğini ve mücadeleye devam edeceğini haykırmıyacak mıdır? Türk sigara fabrikasında çalışan işçi kızlardan bir gurup, öğrendiğimize göre fabrika sıon günlerde halkımızın ilgisizliğinden işçi sayısını 100 den 15’e in dirmiştir. Bu, yabancı sigarası içenlerin ve onları destekliyenlerin yüreğini sızlatmıyor mu? Foto : Turgut Erol ERDURAN Etniki gazetesi, geçen sa- yılarından birinde, “Dize mi geleceğiz?,, başlığı altında G. Olimpos imzalı bir yazı yayınlamış. G ., Olimpos bu yazısında Zurih ve Londra Anlaşma - larma ve Başpiskobos Maka- rios’un “kâh Türklere, kâh Ingilizlere yalvaran,, bir ta- vır takınmasına hücum et - mekte, şimdiki müzakerele - rin yapılmakta olduğu Kıb - rıs Vilâyet konağım ‘ bir e - sir pazarı” olarak vasıflan - dırmakta, ve bu esir paza - rında Kibrisin satılması için pazarlık yapıldığını yazmak tadır. Yazar, devamla şöyle de - mektedir: “Kıbrıs halkı hür insanlardan müteşekkil ol - (Devamı 4 üncü sayfada) Halk Eğitimi spor kolu Başkanı Yusuf Salih, köy köy geaerek spor çalışmalarını yakından izlemekte, gençlere gerekli bilgileri vermektedir. Resimde geçen sayımızda yanlışlıkla Kızıl baş diye söz ettiğimiz Ha mit köyde Yusuf Bey konuşurken görünmektedir. Binatlılılar güzel bir spor sahası Y a p ı y o r l a r Ada çapında Halk Eğitimi Spor çalışmalarının başladığı günden bu yana bütün Türk köylerindeki spor çalışmaları daha metotlu bir şekilde art- mış, köy ve şehirler arasın- daki müsabakalara hız veril iniştir. Bu çalışmaların bir no tiecsi ohırak spor sahası ol- rnıyan köylerimiz spor saha- sı yapmıya başlamış, sahası olan köylerimiz de sahaları- nı, birçok spor çalışmalarına daha elverişli hale getirmeli yollarına gitmişlerdir. Limasol'a bağlı Biııath kö- yünden gelen haberlere göre. Halk Eğitimi üzerinde önem- dııran ITıısau Galip, Rama ıı üzdemir, Ali Emir Ah- Parolamız Türkten Türk’e Olmalıdır Rıı kampanyayı desteklemek millî vazifemizdir met. Ayten Haşan, özdemir Akasyalı ve Nahide İsmail’- in çalışmaları sayesinde Bi- natlı güzel bir spor sahasına kavuşmak üzeredir. Saha, modern bir okulun bahççsindedir. Okulda 6 sı- nıf ve 190 öğrenci bulunmak tadır. .Memnuniyet verici bu çalış maları haber aldıkça okurla ruhıza duyuracağız. Rivayet Fikret Rasim Bey Saf- lık îşleri Müdür Yar- dımcısı tayin edilmiş. Rivayet doğruysa ne diyelim. Tebrik etmek- ten başka care vak. Tan n Fikret Bevi. Sağlık Bakanına, Sağlık Baka- nım da Kıbrıs Türk ton lumuna bağışlasın. Genç gözü ile: OLMAZ! EFENDİLER OLMAZ! Fevkalâde zamanlar insanların hakiki değerini ortaya koyar- Etraf gül gülüstanlıkken herkes milliyet cidir, herkes cemaat hizmetindedir. Bu gibiler bunu bağıra çağıra etrafa duyurmak ister. Ama ortalık ka ı ışmağa görsün; Sözde milliyetçilerden, cemaat men faati için şahsi menfaatlerini fedaya hazır gösteriş sahiplerinden kimseyi ortada bulamazsınız. Oysaki topluluk bu sıralarda kendisine yol gösterecek, reh - beıiik edecek. Onunla omuz omuza mücadele edecek insanlar ister. Bunu yapanlara topluluk düşüncesin- de lâyık olduğu değeri verir ve bu gibi kimseleri de- ğerlileri ile mütenasib mevkilerde göstermek ister- Durum düzelir, cemaat kurtulur. Hakîki milliyet- çi, cemaatını hakikaten düşünen insan ortalarda gö - rünmez olur Zira o icap ettiği zamanlarda icad edeni yapmanın huzuru içindedir. Ama sahne yeniden yapı lanları kendisine mal etmekle uğraşan sahtelerle do- lar. Bu gibilerin ağzı iyi lâf yapar- Zamanın geçer ak- çesini kullanmağı iyi bilirler bunlar. Belki bir çokla- rını o lâflarla bir müddet aldatabilirler. Lâyık olma- dıkları değeri kazanırlar ve hakları olmadığı mevkile ri işgal edebilirler. Ama efendilerin görmediği anla- mak istemediği bir cihet var- O da topluluğun sağ duyusu. Hayır, efendiler, hayır toplumu aldatamazsı- nız. Cemaatın sağ duyusunu istismar edemezsiniz. Ama düşüş sizler için feci olacaktır. Sizinle bir- likte, size geçici dahi olsa inananlarda arada yanar. Cemaat çok şey kaybeder, yazık, olur. Kaldıki ortada birde mukayese imkânı var. Mukabil cemaatın göze görünür mevkileri Eokacılarla dolu. Bakışlarımızı bir de bize çevirelim. Gördüklerimize gözlerimiz, duyduk Iarımıza kulaklarımız inanmak istemiyor. Olmaz efendiler olmaz! zamanında cemaatını çe kinmeden istisma retmiş, şimdi geçer akçe olan mil - liyeteiliğe bürünmüş kimselere bu topluluğun daha fazla tahammülü yoktur- Eski Bir Yıldız: Kâzım Hoca Kimi Kötümsen. Muvazenesizlikle. muvazenesizlikleri koval Çalışma Bakanlığı vc Sos- yal Sigorta Müsteşarı ıyni zamanda Kıbrıs Türk Memu- rin Cemiyeti Başkanı!! Bay M. Salâhiddin'in ruhsatlı ola- rak Ingiltere’ye gittiğini ve ona bir Rumun Vekâlet etli- ğini öğrendik. Bu Bakanlık ta. önceleri muhtelif ahvalde Müdür Muavinliği vazifesiy- le görevlendirilmiş ve daha başka kıdemli Türk memur- lar bulunduğu halde bıı mu- vazenesizlik neden? Tarım- Bakanlığı Müsteşarı nııı geeeıı yaz gaybubeli es- nasında da ayni şekilde hare- ketle Türk müsteşara Rum vekâlet etmişti. Halbuki Tİastırma Bakan- lığına Rum müsteşarı vazife- sinden ruhsatle ayrılacağı sı- rada .1-7 nisbet*ne_ edilen Bakan w muvazenesini I’02 re ayni dairedeki mııruıı mâdeni ;Rı.: ne vekâlet elnvrfk etmiş veya tayinin Bıı münasebette ınası gereken iki dır : a) Bir müsteşar-’ gaybubeti esnasıı; vekâlet edecek zat ıııı tayin eder b) “Establishm tary” mevkiinde! Muvazenesizlik nesizlikleri kovnl darların, alâj>adiî ehem m iy et ve h ass, tizar olunur. Gönüllü ordusu Murataga’d: pazar çalışmalarına , hız ve Havanın açık ve giizol ol- masına rağmen geçen pazar Gönüllü Ordusu Cepheye çok zayıf bir kadroyla çıkmıştır. Daha fazla dülger ve yapıcı ustalara ihtiyacı olan dönül mc zar günii daha kadroyla çalışacağı iniş bulunulmaktadır- Orduya daim® kftılıp.'L (Devamı 4 üncii sayfad Tiirk bahçevanları, zerzevatına alıcı bulamıyo Rumlar tarafından evleri, barkları yıkılıp yakılan; ay- larca çadırlarda yatan Kıızıı- cuk sakinleri, Federasyonu,n kurduğu gönüllü çalışması sayesin yapılan evlerine d" (Devamı 4 ündıjı Teşkilâtın Kalavaç, Yenicek’ Çukurova gezileri il ât, Başkanı Dr. Ha- da Kalavaç ılımcısı la -gccrrRT in Çn- tiril r, Inıcak baskanl arı se- hazır lıulunmuslar- Ka kurov cak v çiminde dır. Kalavaç’taki seçim soıııın- Çukıınova ( ocak-bucak netmenliğine de şu seçilmişlerdir (Devamı 4 üncü ı Geçmiş günler unutulmamalıflir Bir zamanlar futbol sahaları- mızın yıldızı olan, şimdi yerini oğluna teı-ketmlş bulunan ve bu gün de adadaki spor çalışmala- rının gelişmesi uğruna çalış- didinen herkesin tanıdığı bir sempatik adam var: KAzım Ho. ca. Kısa bir konuşma yaptı!: o- nunla; siz de okuyunuz. Kâzım Hoca futbola 191S yı- lında kaleci olarak başladı, öğ - retmen olarak önce Bafta bu- lundu, sonra Ortaköy’e geldi, bu rada, hem antrenör, hem fut- bolcu olarak sahalarda patladı. Tam 18 yıl adanın en meşhur futbolcularından biri olarak me- şin top peşinden koştu. Ve saha larda kendi yerini dolduracak oğlu Erol’u yetiştirdiği Gün fut bolu bıraktı, öğretmen olarak gittiği köylerde kulüpler, takım lar kurdu, şampiyonluklar *ura (Devamı 4 üncü sayfada) Lâpta’da bir Türk kasapla iki Türk bakkal olduğu hal- de köydeki bazı Tıirkler, fi- atlarda bir değişiklik olma- dığı halde yabancı esnafın malını tercih etmekte olduk- ları üzülerek öğrenilmiş bu- lunulmaktadır. Gene idareeviıııize gelen şi kâyetlerdeıı öğreniyoruz ki birliğinden, çalışkanlığından, Baf Bölgesinin gelişmeğe is- tidadı olan en önemli köyü Aydın’da bir Türk kalaycı, sonradan köyç yerleşmiş b’ r yabancı kalaycıya tercih edil memoktedir. Her köy bir aile gibidir. Köylülerimiz, hiç yokt; lerindeki birliği bozııp di kardeşlerini dainıiı o]| gibi korumaktan kKçınitm*mı. ıdırlar. Türk köylüsünü d('4 tekliyecek gene Tül' köy’erin ■ki birliği bozup kendi kar döşlerini daima olcjuğu gi’ korumaktan kaçınmamalıda ar. Tiirk köylüsünü destcJı lijjyıvk gene Türk ki' ‘ dur. Geçmiş günlerin ri evinden, yerindeılç»! unutulmamalıdır. * u*îl öğretmen Bayan Sezgin Cihangirde Elişi dersinde Foto: TURGUT Cazım Hoca: Eski futbol kurdu. Cihangir ilkokul öğretmeni Bayan Şule öğrencileriyle başbaşa Foto: TURGUT RîpTE Şu cümleyi sunuz lütfen.. tarihli Bozkup sinden alınmışa ‘ Tüccarımıp hiı edelim. Yazan : tem, Türk sı Başkam.. Ve şimdi bir göz ataı fen... Merak daş Kemal fon ederek Coca-Cola rar. Verilen cı«L “— Haaşr^^ , Ama... lı Vur gW mal Bey uzanabili Coca-Gols kasalar kin bakı yazma nız bilnıeı yin hast doktorun siye et m İlâhi d bonat t niz... ıhınız ]iit l,,r vatan telo- a "eden 111 so- bakış- erî' kadar üzerinde ılı şişeler, ’or. TCos- ıç okuma aeyo,

Upload: others

Post on 03-Mar-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Uzun Zamandır Londra’da Bulunan Kimi Kötümsen.evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/Mart/18mart1960-nacak.pdf“— Ben severim ya...” Bizim Kıbrıs Cumhu riyeti

- > ■ •••■

CUM A

18MART, 1960

Y.l ; 1 - Sayı : 43

Fiatı: 15 Mil

NACAKAbone: Bir yıllığı I I Altı aylığı: 500 mil

Sahibi K.TJC.F- adına: R. R. DENKTAŞ

İdare Evi: Ankara Sokak No: 7 Tel: 2697 . Lefkoşa

SANAT DÜŞÜNCE Beşparmak’ın 13- Mart «a

23 imzanın şiir, hikâye, eleştiri ve ya*'

satışa çıkmış* ıı ■- ' M

BEŞP41

Uzun Zamandır Londra’ da Bulunan

Rauf Denktaş Yann Sabah Kıbrısa GeliyorKurulacakya...

Bir arkadaş sık sık anlatır... Ankara’da, öğ retmen okulunda bulun duğu yıllarda Şaban is­minde şair bir arkadaşı varmış... Şaban ayni o- kuldan bir kız sevmek­te; ama bütün sevdalı lann tutumu hilâfma kızın bu sevgiden biha­ber olmasını tercih et- ıııoktedir. Arkadaşları sık sık Şaban a takılıp, '"ulan Şaban, kızm ha- beri yok, bu ne biçim sevgi?" dedikleri za­man hep ayni cevabı alıyorlarmış :

— Ben severim ya, bu bana kâfi...”

Aradan seneler geç­miş, mezun olma gün­leri yaklaşmış... Arka­daşları tekrar Şaban’ı bulmuşlar, "Ulan Şa­ban,” demişler, ‘Kız gidiyor, senin hâiâ ilân-ı aşk ettiğin yol:..”

Şaban ayni sakin ha­liyle ayni cevabı ver­miş :

“— Ben severim ya Aradan tekrar yıllı

geçti, Şaban’m kız bir başkasiyle evlendi, ço­cuğa karıştı... “Ulan Şa ban” demiş arkadaşları,‘ Bu ne biçim iş... ” Şa­ban ayni Şaban, cevap yiııe ayni cevap *

“— Ben severim ya...” Bizim Kıbrıs Cumhu­

riyeti de Şaban’ın gö nül işine benzedi gali­ba.. “Kurulacak ya” di­yorlar.

önce 10 Şubatta mu­rada erecektik.. 19 Şubat Kıbrıs Cumhuri­yeti yerine bir İngiliz Prensi doğurdu. Sonra vuslat 19 Marta kaldı.19 Mart da Denktaşı an çak Londra'dan getiri­yor. Son vuslat tarihini ise hiç bilmeyiz... Ama yine de “kurulacak ya” diyorlar.

Kurulacak, Cumhuri yet elbette kurulacak... Zürih’i biz de istiyoruz.. Ama gerçek Zürih’i; kırpılmış, kuşa çevril­miş, tavizli Zürih’i de f i l -

Bunun dışında Zünh’e aleyhtar arıyanlar an­cak kendi kendilerini bulurlar.

NACAK

W V W W W A A A A ^ V W S A /

Köy ve kasabalardan aldığımız haberlere göre, biitiin Kurum, Kulüp, Birlik, işçi ve köylüler, Denktaş’ı karşılamak için hazırlık yapıyorlar.

/WVWWWWWVA/VWWVW

Uzun bir zamandanbori Londra’da bulunan Kıbrıs Türk Kurundan Federasyo­nu Başkanı Rauf Denktaş’ııı Kıbrıs'a döneceğine dair gö­çen hafta verdiğimiz haber­den sonra yüzlerce okuyucu­muz, kasaba ve köylerdeki birliklerin temsilcileri tele­fon ve mektupla, çoğu d i biz zat gelerek karşılama hazır­

lıkları yapnnık iizere Denk- taşın katî olarak geleceğine dair teminat istemişlerdir.

En son aldığımız- habere göre, eşini son bir tıbbî mua yenedeıı geçiren Denktaş, bu akşam uçağa binecek ve ya­rınki Cumartesi sabahı saat 9’da Lefkoşa’da olacaktır.

Kasaba ve köylerden aldı­

ğımız haberlere göre, büyük halk kitleleri sabahın erken saatlerinden itibaren başken te akın etmiyr: başlıyacak ve Lef koşa fevkalâde günlerin­den birini yaşıyacaktır.

Denktaş’ıtı Lefkoşa’ya mu­vasalatında çok önemli bir hitabede bulunacağı kuvvet

muhtemeldir.

Görmiyen Görsün! Bilmiyen Bilsin!!

yazarı soruyor;Kıbrıs halkı,' TüîhkarioS’un Zürih ve Londra anlaşma

larının altına attığı kırmızı imzanın kendisini temsil etti ği hususunda bütün hür insanlar arasında bir kanaatin yaratılmasına müsaade edecek midir?

Kıbrıs halkı, Büyük Anasının, Ölümsüz Yunanistan m kucağına kavuşuncaya kadar kendisini hür addetmiye ceğini ve mücadeleye devam edeceğini haykırmıyacak mıdır?

Türk sigara fabrikasında çalışan işçi kızlardan bir gurup, öğrendiğimize göre fabrika sıon günlerde halkımızın ilgisizliğinden işçi sayısını 100 den 15’e in dirmiştir. Bu, yabancı sigarası içenlerin ve onları destekliyenlerin yüreğini sızlatmıyor mu?

Foto : Turgut

Erol ERDURAN

Etniki gazetesi, geçen sa­yılarından birinde, “Dize mi geleceğiz?,, başlığı altında G. Olimpos imzalı bir yazı yayınlamış.

G ., Olimpos bu yazısında Zurih ve Londra Anlaşma - larma ve Başpiskobos Maka- rios’un “kâh Türklere, kâh Ingilizlere yalvaran,, bir ta­vır takınmasına hücum et - mekte, şimdiki müzakerele - rin yapılmakta olduğu Kıb - rıs Vilâyet konağım ‘ bir e - sir pazarı” olarak vasıflan - dırmakta, ve bu esir paza - rında Kibrisin satılması için pazarlık yapıldığını yazmak tadır.

Yazar, devamla şöyle de - mektedir: “Kıbrıs halkı hür insanlardan müteşekkil ol -

(Devamı 4 üncü sayfada)

Halk Eğitimi spor kolu Başkanı Yusuf Salih, köy köy geaerek spor çalışmalarını yakından izlemekte, gençlere gerekli bilgileri vermektedir. Resimde geçen sayımızda yanlışlıkla Kızıl baş diye söz ettiğimiz Ha mit köyde Yusuf Bey konuşurken görünmektedir.

Binatlılılar güzel bir spor sahası Y a p ı y o r l a r

Ada çapında Halk Eğitimi Spor çalışmalarının başladığı günden bu yana bütün Türk köylerindeki spor çalışmaları daha metotlu bir şekilde art­mış, köy ve şehirler arasın­daki müsabakalara hız veril iniştir. Bu çalışmaların bir no tiecsi ohırak spor sahası ol- rnıyan köylerimiz spor saha­sı yapmıya başlamış, sahası olan köylerimiz de sahaları­nı, birçok spor çalışmalarına daha elverişli hale getirmeli yollarına gitmişlerdir.

Limasol'a bağlı Biııath kö­yünden gelen haberlere göre. Halk Eğitimi üzerinde önem-

dııran ITıısau Galip, Rama ıı üzdemir, Ali Emir Ah-

Parolamız Türkten Türk’e Olmalıdır

Rıı kampanyayı desteklemek millî vazifemizdir

met. Ayten Haşan, özdemir Akasyalı ve Nahide İsmail’­in çalışmaları sayesinde Bi- natlı güzel bir spor sahasına kavuşmak üzeredir.

Saha, modern bir okulun bahççsindedir. Okulda 6 sı­nıf ve 190 öğrenci bulunmak tadır.

.Memnuniyet verici bu çalış maları haber aldıkça okurla ruhıza duyuracağız.

RivayetFikret Rasim Bey Saf­

lık îşleri Müdür Yar­dımcısı tayin edilmiş. Rivayet doğruysa ne diyelim. Tebrik etmek­ten başka care vak. Tan n Fikret Bevi. Sağlık Bakanına, Sağlık Baka­nım da Kıbrıs Türk ton lumuna bağışlasın.

Genç gözü ile:OLMAZ! EFENDİLER OLMAZ!

Fevkalâde zamanlar insanların hakiki değerini ortaya koyar- Etraf gül gülüstanlıkken herkes milliyet cidir, herkes cemaat hizmetindedir. Bu gibiler bunu bağıra çağıra etrafa duyurmak ister. Ama ortalık ka ı ışmağa görsün; Sözde milliyetçilerden, cemaat men faati için şahsi menfaatlerini fedaya hazır gösteriş sahiplerinden kimseyi ortada bulamazsınız. Oysaki topluluk bu sıralarda kendisine yol gösterecek, reh - beıiik edecek. Onunla omuz omuza mücadele edecek insanlar ister. Bunu yapanlara topluluk düşüncesin­de lâyık olduğu değeri verir ve bu gibi kimseleri de­ğerlileri ile mütenasib mevkilerde göstermek ister-

Durum düzelir, cemaat kurtulur. Hakîki milliyet­çi, cemaatını hakikaten düşünen insan ortalarda gö - rünmez olur Zira o icap ettiği zamanlarda icad edeni yapmanın huzuru içindedir. Ama sahne yeniden yapı lanları kendisine mal etmekle uğraşan sahtelerle do­lar. Bu gibilerin ağzı iyi lâf yapar- Zamanın geçer ak­çesini kullanmağı iyi bilirler bunlar. Belki bir çokla­rını o lâflarla bir müddet aldatabilirler. Lâyık olma­dıkları değeri kazanırlar ve hakları olmadığı mevkile ri işgal edebilirler. Ama efendilerin görmediği anla­mak istemediği bir cihet var- O da topluluğun sağ duyusu. Hayır, efendiler, hayır toplumu aldatamazsı­nız. Cemaatın sağ duyusunu istismar edemezsiniz.

Ama düşüş sizler için feci olacaktır. Sizinle bir­likte, size geçici dahi olsa inananlarda arada yanar. Cemaat çok şey kaybeder, yazık, olur. Kaldıki ortada birde mukayese imkânı var. Mukabil cemaatın göze görünür mevkileri Eokacılarla dolu. Bakışlarımızı bir de bize çevirelim. Gördüklerimize gözlerimiz, duyduk Iarımıza kulaklarımız inanmak istemiyor.

Olmaz efendiler olmaz! zamanında cemaatını çe kinmeden istisma retmiş, şimdi geçer akçe olan mil - liyeteiliğe bürünmüş kimselere bu topluluğun daha fazla tahammülü yoktur-

Eski Bir Yıldız: Kâzım Hoca

Kimi Kötümsen.M u v a z e n e s i z l i k l e .

muvazenesizlikleri kovalÇalışma Bakanlığı vc Sos­

yal Sigorta Müsteşarı ıyni zamanda Kıbrıs Türk Memu­rin Cemiyeti Başkanı!! Bay M. Salâhiddin'in ruhsatlı ola­rak Ingiltere’ye gittiğini ve ona bir Rumun Vekâlet etli­ğini öğrendik. Bu Bakanlık ta. önceleri muhtelif ahvalde Müdür Muavinliği vazifesiy­le görevlendirilmiş ve daha başka kıdemli Türk memur­lar bulunduğu halde bıı mu­vazenesizlik neden?

Tarım- Bakanlığı Müsteşarı nııı geeeıı yaz gaybubeli es­nasında da ayni şekilde hare­ketle Türk müsteşara Rum vekâlet etmişti.

Halbuki Tİastırma Bakan­lığına Rum müsteşarı vazife­sinden ruhsatle ayrılacağı sı­

rada .1-7 nisbet*ne_ edilen Bakan w muvazenesini I’02 re ayni dairedeki mııruıı mâdeni ;Rı.: ne vekâlet elnvrfk etmiş veya tayinin tı

Bıı münasebette ınası gereken iki dır :

a) Bir müsteşar-’ gaybubeti esnasıı; vekâlet edecek zat ıııı tayin eder

b) “Establishm tary” mevkiinde!

Muvazenesizlik nesizlikleri kovnl darların, alâj>adiî ehem m iy et ve h a ss, tizar olunur.

Gönüllü ordusu Murataga’d: pazar çalışmalarına , hız veHavanın açık ve giizol ol­

masına rağmen geçen pazar Gönüllü Ordusu Cepheye çok zayıf bir kadroyla çıkmıştır. Daha fazla dülger ve yapıcı ustalara ihtiyacı olan dönül

m czar günii daha kadroyla çalışacağı iniş bulunulmaktadır-

Orduya daim® kftılıp.'L (Devamı 4 üncii sayfad

Tiirk bahçevanları, zerzevatına a l ı c ı b u l a m ı y o

Rumlar tarafından evleri, barkları yıkılıp yakılan; ay­larca çadırlarda yatan Kıızıı- cuk sakinleri, Federasyonu,n

kurduğu gönüllü çalışması sayesin yapılan evlerine d"

(Devamı 4 ündıjı

Teşkilâtın Kalavaç, Yenicek’ Çukurova gezileri

il ât, Başkanı Dr. Ha- da Kalavaç ılımcısı la -gccrrRT in

Çn- tiril• r,

Inıcak baskanl arı se- hazır lıulunmuslar-

Kakurov cak v çiminde dır.

Kalavaç’taki seçim soıııın-

Çukıınova (ocak-bucak netmenliğine de şu seçilmişlerdir

(Devamı 4 üncü ı

Geçmiş günler unutulmamalıflir

Bir zamanlar futbol sahaları­mızın yıldızı olan, şimdi yerini oğluna teı-ketmlş bulunan ve bu gün de adadaki spor çalışmala­rının gelişmesi uğruna çalış- didinen herkesin tanıdığı bir sempatik adam var: KAzım Ho. ca. Kısa bir konuşma yaptı!: o- nunla; siz de okuyunuz.

Kâzım Hoca futbola 191S yı­lında kaleci olarak başladı, ö ğ ­retmen olarak önce B afta bu­lundu, sonra Ortaköy’e geldi, bu rada, hem antrenör, hem fut­bolcu olarak sahalarda patladı. Tam 18 yıl adanın en meşhur futbolcularından biri olarak me­şin top peşinden koştu. Ve saha larda kendi yerini dolduracak oğlu Erol’u yetiştirdiği Gün fut

bolu bıraktı, öğretmen olarak gittiği köylerde kulüpler, takım lar kurdu, şampiyonluklar *ura

(Devamı 4 üncü sayfada)

Lâpta’da bir Türk kasapla iki Türk bakkal olduğu hal­de köydeki bazı Tıirkler, fi- atlarda bir değişiklik olma­dığı halde yabancı esnafın malını tercih etmekte olduk­ları üzülerek öğrenilmiş bu­lunulmaktadır.

Gene idareeviıııize gelen şi kâyetlerdeıı öğreniyoruz ki birliğinden, çalışkanlığından, Baf Bölgesinin gelişmeğe is­tidadı olan en önemli köyü Aydın’da bir Türk kalaycı, sonradan köyç yerleşmiş b’ r yabancı kalaycıya tercih edil memoktedir.

Her köy bir aile gibidir.

Köylülerimiz, hiç yokt; lerindeki birliği bozııp di kardeşlerini dainıiı o]| gibi korumaktan kKçınitm*mı. ıdırlar. Türk köylüsünü d('4

tekliyecek gene Tül' köy’erin ■ki birliği bozup kendi kar

döşlerini daima olcjuğu gi’ korumaktan kaçınmamalıda ar. Tiirk köylüsünü destcJı

lijjyıvk gene Türk ki' ‘ ‘dur. Geçmiş günlerin ri evinden, yerindeılç»! unutulmamalıdır. * u*îl

öğretmen Bayan Sezgin Cihangirde Elişi dersindeFoto: TURGUT

Cazım Hoca: Eski futbol kurdu.

Cihangir ilkokul öğretmeni Bayan Şule öğrencileriyle

başbaşaFoto: TURGUT

R îp T EŞu cümleyi

sunuz lütfen.. tarihli Bozkup sinden alınmışa

‘ Tüccarımıp hiı edelim.

Yazan : tem, Türk sı Başkam..

Ve şimdi bir göz ataı fen... Merak daş Kemal fon ederek Coca-Colarar.

Verilen c ı « L “— Haaşr^^

, Ama... lı Vur gW mal Bey uzanabili Coca-Gols kasalar kin bakı yazma nız bilnıeı yin hast doktorun siye et m

İlâhi d bonat t niz...

ıhınız ]iit l,,r vatan

telo- a "eden

111 so-

bakış- e r î ' kadar

üzerinde ılı şişeler, ’or. TCos- ıç okuma

aeyo,

Page 2: Uzun Zamandır Londra’da Bulunan Kimi Kötümsen.evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/Mart/18mart1960-nacak.pdf“— Ben severim ya...” Bizim Kıbrıs Cumhu riyeti

Nereye Varacak?■ ■ . *

ecati TAŞKINöenel Sekfeteri)

e mucaaeıe devresini müteakip yet, yarım milyon lira tahsis ederek, için geçici işler açnu.ğa karar /er­

siz sayısı 12.000’den fazla iken, ay- t’ou liranın jıe sjekiJtl»* sarfodilveeğinı* I ermiyor. Bütün işsizler, yarım mil- perleştirilseler, yarım milyon liradan

40 lira gibi cüzi bir miktar düşmek- ın yarısı da malzemeye harcanacağına ancak 20 lira kalmaktadır. Bunu yev- olursak 15'ten fazla değildir,

hükümetin aylardan beri, açmak iste- cıkan yarım milyon lirayla ancak top- .5 glin için iş çıkacaktır.

bövl€ iken, resmi makamlar, tahsis olunan 5ÖÖ işçi işletme kararını almışlardı. Geriye

1.5ŞOV yııknı insan <la yiııe sofııirlin kucağımı iyordu.ım milyon liranın söylentileri devam ederken,

-r falan falan yerlerde işlerin açılacağından i'iırkcıı, hoklçnmedik, umulnımlıl; lınlnMİvr işçi “i tonlantıdan toplantıya sürükleyecekti. Bir işsizliğin bertaraf edilmesi için tedbirler alı­ver yönden 1300 muvazzaf işçi istihdam eden -iresi 498 ine yol verme kararını almıştı,

sıfır sıfır elde hiç!vine Ingilizin bir oyunu mu kabul edelim;

kbaplığı bozmamak için sakin mi kal hIsııı 1 a giydiğimiz bir pantolu düşününüz. Sürtün

ıjjFaımvığn lmşiar. Yıprandıkça dtı yamalarız, sorumda parıtalnıı verine; yamadan meydana

/bir pııııtnlon göreceksiniz. Acaba İnciliz d:1 ay- lde mi yapmak istiyor?r ne olursa olsun, işsizlik, ayrılan parayla telâ-

.amaz. Yanmimilyon lira iki hafta ancak yeter dınlan milyonların birkaçı hemen piyasaya dö-

ezse halimiz kötüdür. Şimdiki işsizlik yetmiyor- ıbi, frir de î ’isaat Dairesinin nıuvaffaz işçilere

»rniesıBahn vahim nvticelerin tecelli etmesini ön- vecektlr. •».

Kıbrıs, l a bir hal çaresinin esininde olsun veya lmn,<v>ı halkı «pardırmak. makul düşüncenin bir te- h’irii olruı°a gerek. Bu mübarek Ramadan giinle^4"-

ûa a'V sefl ailelerimizin durumu belki herhangi bir va'Hp ••'g!ler>dirme*. Mııba^ek Bavram günlerinde, jıir dil w ı .Kuııeği bulııraıyacııklara insan nasıl acımaz,

L içi nasıl parçalanmaz.t Dairesinde, durdurulmalarına karar veri- i, işlerinde tutabilmek için hâl çaresi bula-

amaciyle, Pazartesi gün Çalışma Bakanının jülda Tiirk - Rum İşçi Kedenıs.\onları idare­

de dahil olduğu bir toplantı yapılmıştır. Bu işlerinde tutulabilmeleri için 50 bin liranın

karar verilmiştir.devam ederken, aklımıza gelen şu soru

cevapsız kalıyor. Hükümet 1960 bütçesi tanzim »i?'Etmemişse niçin? Valiye yeniden müraca-

eyi faydalı görüyoruz. Binbir yakarmayla ya- son verilmelidir...işçiyi daimi

eoek işlerin ttçılııfrSSrcar-ıridir,,,

PASTAHANESiTürk cemaatının Ramazanının kutlar ve

Ramazan ve Bayram Kadeyiflerini her gün f( Uf stok bulundurduğunu sayın halkımıza bildirmek

şeref duyar.Fiyatlar rekabet kabul etmez

Her kasaba ve Her köyden yeküncü kabul olunur / Şimdilik günlük isdihsal 500 okka olduğun - Yi'n alâkadarların en geç 22 Marta kadar müracaat tmeleıji bildirilir.

Siparişler peşin olarak kabul olunur.Fijatlar yekiin 4 şilin

Peıimkente 5 şilin.Müracaat: Besler Pastahanesi

Küçük Kaymaklı V Muhiddin M Ali

Besler

Kermiyada Kiralık Ev.Sıcak ve soğuk su tesisatlı, tabiî manzaralı, bah

PçoB" vfe^StsrAjlı mobilyeli veya mobilyesiz, modern bir I ev ehven fiatle^kiralıktır-

Müracaat >I)'7 Hekimi Fuat- M Celalettin.Tel 2585

! Kaıueş Ocağı Karşısı.

A K P A KBUHARLA TEMİZLEME EVÎ

Llzunboylu çalışmalardan sonra, BUHARLA TEMİZLEME EVt’mizi,

izin hizmetine açtığımızı müjdeleriz teçhizatlı olmakla beraber, uzun za-

görmüş elemanlara da sahiptir Elbise - tefek söküklerin tamiri ile. KAN, PAS,

, BÎRO ve MEYVE lekelerinin temizlen - lâzımgelen araçların elde edildiğini ay -

[müşterilerimize bildirmekle kıvanç du -

Emekli öğretmen J A CEVDET ÇUVALCIOGLU

Zühtüzade Sokak No. 1 (Selimiye Camü doğusunda,

Türk Fakir Yurdunun karşısında)

E Ş P A R M A K ’ Aüye o i n u z

Her ay bir «parmak alınız

3ü SEKİZ MART ZAFERİ

Esat Faik MUHTAROfiLUTürk, tarihin hangi devrin

de zaferden zafere koşmadı? Hangi devrinde kahramanlık destanları yaratmadı?

işte 18 Mart da; Türk'ün, düşmanı vatanın bağrında boğduğu, ona bir adım bili ileri gitme imkânı bırakma • dığı, ve onu gerisin geriye

l kaçmak zorunda bıraktığı bir gündür.

' Düşman donanmaları; çok üstün kuvvetlerine güvene - rek, Çanakkale boğazından geçmek istediler.

Fakat Mehmetçiğin şahla - nan imanı buna mani oldu.

Düşmanın ölüm saçan zırh lılarının bazıları; Yedi başlı birer canavar gibi homurda­narak boğazın sularına gö - müldü. Bazıları ise, ağır ya­ralar alarak kaçmak zorunda kaldılar.

Düşman donanmasının ö - lüm saçan mermileri altında, vazifesini hakkıyle başaran; canını vatanı için feda et - mekten çekinmeyen kahra - man Türk topçularının ve kahraman Mehmetçiklerin a- ziz hatırası önünde hürmetle eğiliriz!

idealist!!idealist, kayıtsız şartsız

milletine inanmış, iyman et­miş kişidir. Şahsi bir düşün­cesi yoktur idealistin. Mil­let menfaati ile ölçer her işi. Milleti için bir menfaat kay- gusu var her hareketinde, her sözünde, nazarında illeda falan veya filân diye bir şey voktur.. Fedekârdır, fedai - dir. 'Bir Türk dünyaya be - deldiı ' e inanmıştır tamamile.

idealist, memurdur; hiç bir baskıdan korkmaz; hiç bir mağduriyetten yılmaz, geçin­ce, istikbal mülâhazası akim dan bile geçmez...

idealist, öğretmendir: Her yere gitmeği göze alır. Mille t,e tam insan yetiştirmek için köyden köye dolaşmayı se­ve seve kabul eder. Onun için beşinci plândadır cep isi...

idealist, avukattır, doktor­dur: ‘Milleti tein her an dağ İfira çıkmağa hazırdir.” Dö ğüsnıekten, ■ canını feda et­mekten zirre kadar çekin­mez...

idealist, gazetecidir: Zin­dan. sehna srece uykularına girer, yine de gerilemez. Ya­zar. vazar».

Milletini sevmek, içten sev­mek, tedavisi imkânsız bir hastalık halindedir, idealist- için. Milletin her hangi bir ferdi küçük değildir idealis­tin nazarında...

Bir de bunun yanında büsbütün başka çeşit bir ide alist var! Sahte idealist. Bu­nun yüzü maskelidir daima. Millet arasında maskeli ge­zer asıl yerinde hakiki çeh­resi ile oturur.

•Memur is»' âmirini mem­nun etmek için bin bir çeşit yalan söylor; iftira, müzevir­lik yapar; milletini bir tüm olarak kuvvetliye curnal eder; büyüğün ayağının to­zunu siler, ayağım öper..

Öğretmen ise en ufak bir rahatlığından olmamak için her türlü riyayı, her çeşit ya lanı irtikab eder. Hattâ ar­kadaşlarını, fırsat buldukça kötülemeğe çalışır ve bunu bir açıkgözlük tayar.

Avukat, doktor ise, cep dol sun da ötesi bana vız gelir der. Altında kalanın boynu koysun’dur bunların amacı...

Gazeteci ise, bukalemun­dur- Her gün bir renge bü­rünür. Bugün ileri sürdüğü bir fikri, ertesi giin nakze­der. Devir ve zamanına göre değişir bunlar...

Fakat şu var. Hakiki ide­alist milleti arasında başta ge zer, sahtesi ise damgalanır Hakiki idealist milleti arasın da yükselir, sahtesi ise ikba­lini, şan ve şerefini ecnebi ideallerde bulur...

Mühim olan bu iki sınıfı ayırt edebilmekte..

Üç-Ak

G. Teşkilâtının Tertiplediği Konferans7-3-1960 pazartesi günü saat

20.00’de Gençlik Teşkilâtının ter tipledigi seri konferanslardan biri daha Celâl Bayar Lisesi Konferans Salonunda, seçkinbir topluluk huzurunda Hay­darpaşa Ticaret Lisesi Müdürü Prof. M. Rıza Akbora tarafın­dan (İktisadî kalkınma mavzu lu bir konferansı verilmişti

Prof., davetlilere ve Kıbrıs Türk Gençlik Teşkilâtına >.eşek- kürlerini bildirdikten sonra, kon feransımn plânını takdim etmiş ve konferansın hazırlanmasın­da müracaat edilen müellifleri ve eserleri sıralamıştı.

Dört kısımdan ibaret - bulu­nan plâna göre konuşan Prof. R. Akbora, birinci kısımda bazı İktisadî tarif ve umumi hüküm Ierden bahsetmiş, İkinci kısım­da İktisadî kalkınma âmillerini birer birer izah etmiş, işletme ler ve millî ekonomi ölçüsünde alınması lâzım gelen tedbirleri sayarak üçüncü kısımda İktisa­dî kalkınmaya ait tahlil ve mü talâalar üzerinde durmuştur.

Dördüncü kısımda ise bu mü­talâa ve tahlilleri bir neticeye bağlıyarak, iktisaden az gelişmi? memleketlere tavsiye olunabile cek kalkınma plânlarını arıkla­mış ve bilhassa Kıbrısımızın zi­raî, sınaî, ticarî ve kültürel du­rumlarının mütehassıs heyetler­ce iyice incelenmesini ve mem­leketin İktisadî bir envanteri­nin yapılması lâzım geldiğini beyan ederek ezcümle şunları söylemiştir :

-İktisadî kalkınma mevzuu sırf İktisadî bir problem de­ğildir, bilâkis sosyal, siyasî, kül türel, psikolojik çok şümullü ve kompleks bir meseledir. Bu se­beple iktisaden az gelişmiş ;nem lekotlere yüzde yüz muvaffak olacak, siir'atle tatbik edilebile­cek formül halinde bir plân ver meye imkân yoktur. Her mınta- kanın istihsal âmilleri ve âiğer şartları değişik olacağından her hangi bir mıntaka için hazırla­nan İktisadî bir plân diğer mın- takalara uymıyacaktır. Bu se­beple Kıbrısımız da kendi bün­yesine göre bir plân hazırla ma­dan önce evvelâ ziraî, sınaî, ti­carî, kültürel bir inceleme ya­pılmalıdır. Bu inceleme sonun­da Kıbrısımızın bilhassa istih­sal bünyesi ortaya çıkacak, ay­ni zamanda istihsalde kullanı- *lan âlet ve vasıtaların da mik­tarı hakkında bir fikir adinmiş •olatafcız. * I]

«u suretle memleketimizin İK, tisadî bünyesini İyice tanıdıktan sonra 'mütehassıs bir heyet ta­rafından Kıbrısımızın İktisadî kalkınma plânı hazırlanacaktır. Plânlamada ilk hedef müstahsil kaynaklar ortaya çıkarmak ola çaktır, yani, İktisadî envanter. Burada asıl mühim olan cihet millî gelirin tam ve doğru ola­rak hesabıdır bu bize muhtelif sektörlere yatırılan kıymetleri verecektir. Plânda bilhassa şu noktalara önem vermek lâzım­dır :

1 — Azamî derecede tasarru­fa riayet ve yatırım hacımları- nı mümkün olduğu kadar geniş­letmek. En basit olarak bilhas­sa şunu belirtmek isterim ki, Kıbrısımızda 120.000 kişiden iba ret bulunan Türk topluluğunun yarısı ayda on şilin tasarruf et­se bir ayda 30,000 lira; , bir yıl­da 360,000 lira; beş yılda 1 mil yon 800 bin lira tutar ki olduk­ça mühim bir paradır. Kıbrıs Türkünün en az yarısı ayda on şilin, hattâ yirmi şilin verebile­cek bir durumdadır, binaenaleyh bu hesap asgarîdir, ku tasarru­fu yapıp Kooperatiflere yatır- mak her KıbrısIı Türk için mil­lî bir vazifedir.

2 — Nüfusumuzun yüzde 80’i köylü olduğu için kalkınmaya oradan başlamak, ve onları mek tep, kurs, konferans vesaire gi­bi vasıtaların yardımı ile tek­nik bilgilere sahip kılmak lâ­zımdır. Bu arada münevver kit leyi de hiç ihmal etmemeli; çün kü bir cemiyeti bir vücut far- zedersek, münevver kitle o vü­cudun beynidir, dimağıdır.

3 — Bankalarımızdan köylü­müze uzun vadeli kredi temini­ni mümkün kılacak şekilde ted­birler almak lâzımdır.

4 Millî ekonomiyi saramı* yacak şekilde müsait şartlarla haricî yatırımların da yapılma­sı faydalıdır.

5 Yatırımları, millî gelirde en büyük artışı temin edecek yerlere yatırmak lâzımdır.

LISTER - LISTERDünyaca tanınmış su motoru olan “L IS T E R ”

şimdi Türk çarşısında..Bu münasebetle ticaret evimizi ziyaret et­

meniz menfaatiniz icabıdır.H. M E H M E T ALI

T İC A R E T E V İ .Cuma pazarı No. 23

6 — Plânı tatbik etmeden ev­vel halkı hazırlamak lâzımdır. Halka her şey açıkça ve itatî bir lisanla anlatılmalı ve halkta kalkınma temayülünü uyandır­mak şarttır. Bu .suretle plânın tatbikatını halk yadırgamıya- cak, bilâkis müzahir olacaktır.

7 — Plânı hazırlıyacak, takip edecek ve icabında değiştirsbile cek her türlü siyasî tesirlerden uzak müstakil bir otoritenin de teşkili şarttır."

Bundan sonra Profesör, Türk ten Türke Kampanyası mevzu­una geçmiş ve şunları söylemiş tir :

■ Kıbrısımızda Türkten Türk’e diye bir kampanya açılmıştır.

Acaba bu kampanya cemati- mizin İktisadî kalkınmasında rol oynayabilecek bir tedbir mi dir? Derhal cevap vereyim ki, çarşımızın gelişmesi cephesin­den ve geri kalan Türk tüccarı­na imkân sağlaması bakımın­dan bir tedbirdir. Yalnız bu kampanya başkalarını boykot mahiyetinde telâkki olunmama- lıdır, bu sadece geri durumumu zun islâhı için alınmış bir ted birden başka birjey değildir. An cak bu kampanyanın muvaffak olabilmesi için gerek halkımı­zın gerek tüccarlarımızın aşağı da sayacaşım belli başlı şartla­ra riayetleri elzemdir :

Halkımızın riayete mecbur ol­duğu hususlar nelerdir?

1 — Halkımız her ne olarsa olsun ihtiyaç duydukları horşe- yi Türk tüccarlarından almayı itiyat haline getirmelidirler. A- ma diyeceksiniz ki, ben istedi­ğim şeyleri Türk tüccarında bu lamıyorum, param da var; bu maddeleri alabilecek iyi bir du rumdayım da. Bu vaziyette ol­duğum halde bugünkü demok­ratik dünyada Türk tüccarlar­da yok diye bu maddelerden mahrum mu kalayım?

Derhal şunu söyleyeyim ki, İktisadî kalkınmada alman ted birlerde, yapılan plânların tat­bikatında halktan büyük feda­kârlıklar beklenir. Esasen her kalkınmada mahrumiyetlere kat lanmak mecburiyeti vardır. Bu­na seve seve gatlanmak millî bir vazifedir. Cemiyetler bugün mevcudiyetlerini idame için fert lerinden can fedakârlığı bekler­ken muvakkat bir zaman için bazı fedakârlığa katlanamama- yı düşünecek bir ferdin Kıbrıs’­ta bulunduğunu zannetmiyorum. tstfHjigimiz malı bulamıyorsak bulduklarımızla iktifa edelim.

2 Türkten T ürk e kampan­yası tüccarımıza cesaret yerir. Cematinin yalnız kendisinden mal alacağım bilen Türk tüc­carı Türk halkının taleplerini karşılamak için >eni yeni im. kânlar bulmak için daha .}ok gayret sarfeder. Ticarî muame­lelerini genişletir ve bu sahanın verimli ilduğunu gören bir çok vatandaşlar da ticarî sahaya atı lırlar.

Tüccarlarımızın çoğalmasiy'.T rekabet başlar ve rekabetin ne­ticesinde de tüccar hem daha iyi kaliteli hem de çok çeşitli mallar tedarik etmek mecburi­yetinde kalaı^ık yeni yeni teşeb büslere girişir. Bu suretle istik­balinden emin olan tüccar sınıfı teşebbüslerini daha da genişle­terek sanaileşmiye doğru gider­ler; bu suretle seri halinde mal imâl eden büyük sınaî müessese ler meydana gelir Büyük işlet­melerde maliyet diğerlerine na­zaran daha düşük olacağından mamul maddelerde hissedilir şe­kilde ucuzlamalar olur. Halk ta daha çeşitli, daha ucuz mal­lar alabilme imkânına sahip olurlar.

Bu 3inaî müesseseler elde ede çekleri istihsal fazlalarını hari­ce satmak, yeni yeni mahreçler aramak teşebbüsüne girişirler. Bu suretle haricî ticaret inkişaf ederek memlekete döviz girer.

Tüccarlarımızın riayete .nec- bur olduğu hususlar nelerdir?

1 — Tüccar sınıfı evvelâ bil­melidir ki, bütün kazancını mUş terilerinin sayesinde elde etmek tedir. Bu bakımdan tüccar sını­fı daima müşterilerinin hizmetin de bulunduklarını biran i çin ha tırdan çıkarmamalıdırlar.

2 — Tüccar sınıfı kendisine bu kadar güzel imkânlar sağla yan halk karşısında onlara da­ha iyi cins, daha çeşitli, daha ucuz mallar tedarik etmek için çalışıp çabalamalı. Bunları te­min hususunda sarfedeceği gay­reti bir zahmet değil bir vazife olarak kabul etmeli. Müşterile­rine verdiği sözü mutlaka tut­malı, malları hakkında doğru malûmat vermeli ve "MÜŞTERİ DAİMA HAKLIDIR" prensibi­ne büyük bir titizlikle itina et­melidir.

3 — “MA LMEYDANDA, 1S- T1YEN ALSIN" diyerek kendi­sini müşterisinde bir arzu uyan dırmakla mükellef saymıyan. reklâma, mal teşhirine ehemmi­yet vermiyen tüccarlar artık bu

gün tarihe karışmıştır. Bugünün tüccar tipi asrın icaplarına uya bilen işini plânlıyarak ticareti­ni geliştirmeğe imkân ariyan kimsedir.

Tüccarımızın bıı modern tipte olması lâzımdır. Müşteri inti­zam ve zevkin meftunudur. Sa­tılan malın yalnız iyi ve ucuz olması kâfi değildir. Mağaza de­korasyonlarının çok cazip şe­kilde tertibi lâzımdır. Gelişi gü­zel istifler halinde Ve lâubali bir dağınıklık içinde mal teşhi­rine bugün imkân kalmamıştır.

4 __ Satıcının kıyafetinin düzgün olması esastır. Müşterisiyle katiyen lâubali şekilde konuşma malıdır. Bilâistisna her müşteri ye çok nazik muamele etmesi lâ zımdır.

5 — Tüccarın bilhassa ticarî bilgilerle mücehhez olması, tica rî ahlâk ve karaktere sahip bu lunması şarttır.

Kısaca saydığım bu şartlara riayet edilmediği takdirde bu kampanya inhisarca birkaç tüc­car sınıfının doğmasına sebep olur ve onlar zengin olur. Arzu lanan çarşı meydana gelemez, halk yine müşkül durumda ka­lır.

Bunun için bu kampanya de­vam ederken tüccarları mura­kabe edecek bir de çok kuvvetli bir murakabe sistemi kurulma­lı. Bu heyette çalışacaklar bil­gili, yüksek bir ahlâk ve karak tere sahip, memleket meselele­rini her şeyin üstünde tutmasını bilen kimselerden seçilmelidir. Suiniyetle yapılan en küçük bir yolsuzluğa dahi hatır-gönül din- lemeden hiç müsamaha edilme­melidir.

Halka da zorla değil içten g ı len bir arzu ile bu kampanya­ya devam etmeleri muhtelif ve­silelerle anlatılmalıdır.

Velhasıl gerek halkımızın, ge­rek tüccarlarımızın birbirlerini destekleyici karşılıklı vazifeleri vardır” .

Bundan sonra Prof., bu şart­lara riayet edildiği takdirde kam panyanın faydalı olacağını be­yan etti ve halka tekrar teşek­kür ederek saat 9.15'te sözleri­ne nihayet verdi.

TeşekkürMağusa'da Sakarya mahal

Jesinde bütün- «»yatorıyie W leri yanan 13 kişilik iki aileye eşya ve para yardımında bulunan hayırsever Mağusa halkına, on lira teberruda bu lunan Mağusa Kadınlar Bir- liğine, gösterilen filim için sinemasını lütfeden Canbuİat sineması sahibi sayın Hüse - yin Riza’ya teşekkürü bir borç bilirim.

Yardım Komitesi Adına Şakir Soykal

Gençliğin SesiFuat VEZÎROGLU

Bizim kuşak, bizim yaştaki gençler, Kıbrıs Turk toplumun un kahredici sömürge idaresine tevcih et ği hürriyet ve yaşama mücadelesinin ancak son s halarını, orta veüse tahsilleri esnasında muşahadeedebildiler... .............. . ■ „ ..

Savaş, liderinden tarladaki ışçısın.e, gencinden ıhtiyarına kadar gönüllerde tutuşan bir aşktı.

Neydi o günlerin yakan, şahlandıran heyecanı .. Neydi ilhak konusunda o arslanlar gibi kükreyiş

ler.-. t ,Neydi sömürge idaresine o baş kaldırış..-

Neydi o Evkaf mücadelesi.-.O mektepler mücadelesi-..Mütfü mücadelesi.-.

Her biri bir destan konusuydu..Ne istiyorduk, karşımızda kim vardı? Yaşamak

istiyorduk, hürriyet istiyorduk.-. Karşımızda İngiliz vardı Rum vardı ve-., birkaç Türk vardı.-

Bu birkaç Türk arasından birkaç gazeteci çıktı; yaz dı, yazdı- Kalemleri midelerinden geçen, hislerinin ze bunu gazeteciler.

Bu birkaç Türk arasından memurlar çıktı... İn- gilizin bir gün bu adadan çıkacağına inanmıyan me­murlar-.- Beş kuruşun hatırı için Türklüklerini unu­tan memurlar...

Netice ne oldu?-. Lider yol gösterdi; kadınlar yü rüdü, ihtiyarlar yürüdü, gençlik yürüdü-.. 1938 de açılan bayrak bugüne kadar geldi..-

Bayrak dalgalanmak istiyor artık? Gençlik bay rağı dalgalandırmak istiyor..- Ama gençlik üzgün, gençlik endişeli-. Ne istiyor, ne düşünüyor? Madem ki bir Cumhuriyet kuruyoruz, diğer Cumhuriyetlerde olduğu gibi gençliğin sesine kulak vermek, dinlemek bir memleket borcu.-.

Gençlik üzgündür; Çünkü dün karşı cephede, İn giliz cephesinde mevki alanlar bugün saf saf bizim cepheye dönüyorlar- Dönmeleri bir yana, kumanda mevkilerine oturuyorlar.

Gençlik İngiliz muhibbi saflarda değişiklik isti - yor- Eğer gençliğin sesini dile getirmek, duyurmak bir günahsa, ben bütün gençliğin bütün günahmı o - muzlarıma alarak diyorum:

Değişiklik müsteşarlardan başlamalı.”

T Ü R K r § ç T s TTürk hakkını lâyıkıyle koruyabilecek Türk işçi Birliklerine üye ol.

Birliklerin her faaliyeti senin menfaati­ni korumak içindir.

Bu günü düşünerek hareket etme. Yarın için kötü günler bekle.

Türk İşçi Birlikleri en temiz bir gayeyle seni de sinesinde görmek ister.

Davamız millidir ve çok asil duygular taşır.

Hakkını ancak teşkilâtlanarak koruyabi­lirsin.

PARLAKOL - SİM - TAKMemleketimizin iftihar ettiği kimyagerlerimizden

Leymosunlu V. Y. OKTEKÎN’in Kimya Laboratua - rında imâl edilmekte olup dişleri çok iyi temizleyen ve ağız kokularım gideren sıhhat kaynağı PARLA - KOL Diş Pastasını yerli Türk mamulü olarak her KıbrısIı Türkün İsrarla isteyerek alıp kullanması mil­lî vazifesidir.

Ayni kimyagerimizin Leymosun’daki BİLGİN Fabrikası mamulatından SİM Sofra Tuzu ile TAK Temizleme tozu da emsali yabancı mamulatı arat - mayacak derecede üstün kalitede olduğundan, hem müsbet tesir ve neticelerinden istifade suretiyle ken di menfaatimiz em de TÜRKTEN TÜRKE kampanya mızı desteklemek yolu ile millî kalkınmamıza yardım bakımından bütün Türk kardeşlerimize ehemmiyetle tavsiye ederiz.

Trikotaj ve iç Çamaşırlarf ŞirketiİÇKıbrısı baştanbaşa fetheden TO RO S Trikotaj ve

çamaşırları şirketinin mamuli olan

Kadın-Erkek ve Çocuk iç çamaşırlarını

Herkesin zevkine uygun, renkli ve çeşit örnekli Yun Tirgoları

a r

Kadın Kombizonlarını ve Kılotlarını

Her Tüccarda, her kazada, her köyde bulabilirsiniz

O K U L V E K U L Ü P L E R İN D İK K A T İN E

f ,„ ı ,5 kUİı.VeJ klİİp-1?r- İÇ-İIÎ isten>len renk, boy ve örnekte futbol ve beden eg.tımı fanellalan sipariş üzerine yap.hr

- TOROS MARKA ÜZERİMİZDE.- TOROS MARKA ÇARŞIMIZDA,

t o r o s m a r k a k a l b i m i z d e ,

— TOROS MARKA AKLIMIZDA, — TOROS MARKA H E R YE R D E

Yeşil Gazino Sokak No. 40 T e l: 5785 - 6002 - Lelkoşa

Page 3: Uzun Zamandır Londra’da Bulunan Kimi Kötümsen.evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/Mart/18mart1960-nacak.pdf“— Ben severim ya...” Bizim Kıbrıs Cumhu riyeti

Türkler hakkında Alman âlimi neler yazmış ve Ingiliz Şairi

neler söylemiş?Timim ile Yıhhrım’m çar­

pışmasından sonra temelin­den sarsılan Osmaıılı Devleti ııi Çelebi Sultan Mehmet, es­kisinden ilaha kuvvetli ol­mak üzere çok az bir zaman­da kurmağa muvaffak olmuş tu. Avnıpa tarih yazarları­nın en büyüklerinden biri o- lan, Hamoriıı tı yüee Türkün ulu padişahı hakkında yazdık lam dan bazılarını okuyucu­larımıza nakledeceğiz.

Çelebi Sultan Mehmet, vii cudunun tenasübü, giyinmek hususundaki zevki selimi ve ııtvanııın nezaketi ile müm­taz, şahin bakışlı ve arslaıı kuvvetli lıir Tiirk padişahı idi, adaleti, şefkati ve civan­mertliği, hayırseverliği dost­luğundaki sebatı Türk ve Bi zııns müverrihlerinin, hak­kında yazdıklarının fevkinde idi.

Tufanı tatarın muhataraya düşürdüğü sefinc-i devleti kurtaran bir mıh idi. Cülusu mı tebrik için gelen Avrupa devletlerinin elçilerine ver­diği büyük bir ziyafetten son ra şöyle demişti :

"Efendilerinize söylemeyi unutmayın; ben her tarafa sulh veriyorum, ve her taraf tan sıılh kabul ediyorum. Hû ıııiyi asayişi cihan oiatı Ce­nabı Ilak, ihlâli sulh arzusun da bulunanların mueazatun ita eylesin.”

Hakikaten Sultan Mehmet ölene kadar ahdini tutmuştu Altıyüz sene evvel Türk pa-

lişahıııın söylediği bu sözle­ri ve takip ettiği ulvî politi­kayı bugiiıı 1 1e Amerika, ve ne de Rusya ciddî surette tâ­ki]) ve tatbik edemiyor. Türk milleti bununla ne kadar ifti har etse azdır.

Türkün tarihî düşmanı o- atı Ingiliz Şairi Lord Biron,

Yunanistan’da Türkler aley­hine vukua gelen ayaklanma da ön safta harbeden ve Ital ya’dan satın aldığı Hergüls vapuru ile bütün varını bu uğurda feda eden şair harb­ilen sonra Türkler içiıı do bunları söylemiştir.

Türk ne iki yüzlüdür, ne ile yalancı.. (îerçi çok millet leriıı hürriyetlerini yıktılar ve onları alçalttılar, lâkin ken dileri hiç bir zaman alçalma mistir.

Harpte öldürmeği bildiler, lâkin savaş haricinde ve yıırt larındn katil olmadılar. Kılı­cı insafsızca bir mehatvtle kullanan Türk eli, mağlûp et t iği insanların yarasını sar­makta da ustalıklarını gös­terdiler. Türk kendi araları­na aldığı yabancı yerlerin- Avrupa’nın birçok yerlerin­de asırlarca yapıldığı gibi a- teşte yakmadı.

Türkleriıı dinlerine ve bü­yüklerine olaıı sadakati baş­ka hiç bir millette görülmüş değildir. (Y.T.D.l

Kıbrıs Türkü de işte o yü ce Babanın Evlâtlarıdır.

M. N. Aytaçoğlu

Teneke ve Tel FabrikasıKıbrıs Türk cemaatı kısa

zamanda yılların normal za­manda yaptıramıyacağı bir ilerleme halindedir- En ba­sit sanattan tutun da en tek nik işlere kadar hepsi inki - şâf halinde. Hergün yeni ye ni müesseseler kurulmakta, Türk sanatçısı kendini gös - termektedir.

llter VEZ1ROCLU

Bu hafta ziyaret ettiği - miz müessese Kemal Haşan Paralik’in TENEKE VE TEL FABRİKASIDIR- Eşine pek az rastladığımız ve müessese si ile iftihar ettiğimiz atölye sahibi Kemal Bey hakikat - en çok çalışkan kişi. Kara -

KEMAL HAŞAN PARALiKTENEKE VE TEL FABRİKASI

Bİ2E SELEN/ v n £ i e t u p

Aydın Kadınlar Birliğikurulurken

Birlik ve beraberliğin yiiade yüz lâzım olduğu Ipıç za­mandayız. Birlik ve beraber­liğin millî hayatimizin hercephesinde mutlaka kuvvet­lenmesi icabetıııektedir. Bir­lik, kuvvet olduğuna göre, birleşmemekte zayıftıktır.

Kıbrıs Türkünün her birisi ayrılık tevlideden, muzur sa yılan her türlü şahsî emelle ri bir taVafn bırakarak el ele vermeli, bizi bekliyen parlak istikbale süratle ilerlemeli­yiz. Birlik ve beraberlik yal ııız erkeklerimiz için bahis konusu değildir. Kalınları­mız için de üzerinde önemle durulması lâzım gelen bir konudur. Bir milletin sosyal hayatta yükselmesi için kadı ııın pek büyük bir rolü var­dır.

Köyümüzde maalesef bu şimdiye kadar ele alınmış de ğildir. Bundan dolayı kadın­larımız bir araya gelerek fay dalı toplantılar yapamamak­ta ve köyümüz kadınlarını il­gilendiren konular inceleıı- memekte idi. Durum bu hali ile 1959-1960 yılına kadar de vam etti. Adı geçen senede, köyümüze M. Şevket Gazi ve eşi Hidayet Oazi, öğretmen gönderildi, öğretmenlerimiz köye gelişlerinden pek az za man sonra çeşitli yönlerden favdıılı ve verimli çalışmala­

rına başladılar. Çevresinde Kadınlar Birliğinin eksikliği ni garcü Hidayet Gazi, der- ha| faaljycte peçip, km sü- m ı <•*) imalım miri n lattcftk 1MQ tarilijude, k,öyde Kadınlar Birliğinin kurulma­sı için gereken hazırlıkları yaptı.

Kışııı soğuk günlerinde köy okulunda üst üste birkaç ge­ce toplantı yapıldı. Elde edi len netice ferah Verici oldu.

Kadınlar Birliğinin kurul­masına karar verildi. Böyle- ce köyün kadınlarının bir ça tı altında toplanması imkânı bulunmuş oldu. Köyümüz Baf kazasında olduğu için. Birli­ğimiz Baf Kadınlar Birliği­nin bir kolu olması icabedi- yordıl. Buıılan dolayı adı ge­çen birliğin değerli idarecile ri. Birliğimizin açılış törenin de hazır bulunmaları için va ki daveti lütfen kabul ederek tayin edilen günde köüyümü ze şeref vererek bize müstes­na bir gün yaşattılar.

Yııkar ıd ak i faaliyeti e riııkuvveden fiile geçmesi için çok çalışan öğretmenlerimize teşekkür ederken, böyle de­ğerli öğretmenleri köyümüze gönderdiklerinden dolayı yüksk Maarif çilerimize köyü müz namına alenen teşekkür etmeyi bir borç sayarım.

Aydın Kadınlar Birliği Başkam

Sevim Osman

Girne Polislerinin ŞikâyetiBurada vazife görmekte o

lan Türk Polisleri, maalesef halâ ‘ MEGALO İDEA" pe - şinde koşan Kıbrıs Türkle ■ rine köle hayatı yaşatma fik rine saplanmış bir Rum A - mir topluluğunun kollarına terkedilmiştir

Zurih anlaşmasından bu yana Kaza polis mes ulü Rum olduğu için gözle görü lebilecek kadar bariz haksız lıklar alıp yürümüş, bütün polis dairelerine Rumların yerleştirilmesine, (Türkle - rin bulunduğu dairelere Türk yerine Rum) başlan - mıştır. Adayı terkeden İn - gilizlerin yerleri yine Rum - lar tarafından doldurulmak­ta veya boş bırakılmaktadır.

Kaza Merkez polisi bir bü tiin olarak yedi daireden iba rettir. Bu dairelerden mese­

la Cinayi Tahkikat şübesin - de 6 (altı) Ruma karşılık yalnız bir tek Türk bulun - maktadır- Ambar mes’ullü - ğünü ise iki Rum yalnız baş larına üzerlerinde bulundur­maktadırlar. Trafikte 8 (se­kiz) Ruma karşılık yalnız şö fer olarak çalıştırılan bir tek Türk vardır- Muhasebeciler bölümünden biri subay diğe ri çavuş olmak üzere iki Ru ma karşılık polisin ‘ULAK­LIĞINI” yapan bir Türk var dır. Tahkikat (prosecution) bölümünde bir subay ve bir çavuş olmak üzere iki Ru - ma karşılık her gün için po liste vukııbulan bir ameleye ait işleri yapmıya mecbur e dilen bir Türk vardır.

Acaba bu saydığımız dai - relerde çalışabilecek tiynet -

Büyük fedakârlıklara katlanarak en büyük ihtiyaçlarımızdan biri olan BAKLAVALI TEL ve en iyi bir şekilde yapılan YAĞ, HELLİM, TENEKELERİ, KONSERVE KUTULARI, BO­YA ŞİŞELERİ KAPAKLARI, ISLIM İĞNELE­Rİ, OLUK ve saire gibi her çeşit tenekecilik iş­leri yapılır. Her köyde "Ve kasabada Tenekecilik ve inşaat işleri, iş yerine kadar gidilerek yapı­labilir.

Alâkadarların aşağıdaki adrese müracat etmeleri, derhal işlerinin yapılmasına kâfidir.

KEMAL HAŞAN PARALİKAdrese dikkat:

KARABABA — 9-11-A — LEFKOŞA

Tel: 72281Türkçe isimlere saygısızlık

Uzun zaman bize olduğu kadar dilimize de saygı gös­terilmedi. Adada Türk yok muş gibi hareekt edildiTürk köylerine, Türk semptlerine şuraya buraya Rum - ca isimler kondu. Hükümet gelişi güzel hareket ederek, başta bulunan Rumları tat - min etmek için elinden gele ni bize yapmaktan geri kal­madı- Bunca yıllar bize “Ay yorgiliyim, Aynikolâlıyım, Omorfidalıyım V.S.” gibi ta mamen Rumca olan kelime leri söyletti ve hâlâ söylet - mekte ısrar ediyor.

Türk cemaatinin mevcu - diyetini ve en az Rumların haiz olduğu haklara, Türk cemaatinin de haiz olduğu - nu isbat için Kıbrıs Türk Ku rumlan Federasyonu kararı ve köylünün de tasvibi ile yüzde yüz nüfusu Türk olan köylere yeni Türkçe isimler verilmiştir. Diğer taraftan birkaç yıldanberi faaliyette buulunan Türk Belediyeside, kasaba ve şehirlerdeki Tra - fik işaretlerindeki Rumca ve İngilizce yazıları sildirerek Türkçe yazılar yazdırmıştır. Hemen şunuda il«ve edelim ki, bu hâl yalınız Türk semp tindeki trafik işaretlerinde olmuştur. Biz bunları yapar ken yine de kendi aklamızm kestiğini yapmış değiliz. Ya­lınız Zürih ve Londra and - taşmalarında kayıtlı bulunan bir maddeyi yerine getirmi - şizdir. Durum bu merkezde iken, Türk köylerine ve semt lerine verilen Tükrçe isim - lere, hükümet mensuplarının

K*ü:;ük

hürmet etmemelerinin sebe­bi nedir?

ifc~&âyffrafe -koyüöfe-telefon etmek için köyün te­lefon numarasını istediğimizde, ‘ Küçük Kaymaklı diye köy yok, Omorfita vardır’' şeklinde cevap aldık.

“ PARK YAPILMAZ” şek linde yazılı bir trafik işare­tinin bulunduğu yerlerde bir çok otomobillerin durduğu - nu gördüğümüzde, şaşıp bir polis memuruna sorduk- Po­lis de bize şu cevabı verdi, ‘Türkçe yazılı trafik işaret­leri sayılmaz” . Bu ne demek tir? Zürih andlaşmasını İh - lâl dilimize de saygısızlık de mektir- Rum semtinde h.ükü met dairelerine varıncaya kadar, bütün sokak, şu bu Rumca isimler taşıyorken, Türk sokaklarındaki Trafik işaretlerinin dahi Türkçe ol­masının, hükümet tarafın - dan hor görülmesinin sebe - bini anlıyamıyoruz.

Türk köylerine Türkçe isim ler verildi. Böyle olduğu hal de köylere, hükümetten gi - den bütün resmî mektuplar v.s- ler hâlâ Rumca isimler altında ezilmektedir. Bütün resmî evraklar da olduğu gi bi bırakılmıştır- Bütün bun­lara artık son verilmelidir. Herhangi bir Türk köyüne telefon etmek için, resmî ma kamlar yalınız yeni isim ü- zerinde ısrar edeceğine, böy­le mantıksız cevaplar ver - mesi, Türk köylüsünün ve dolayısıyle bütün Türk ce - maatinin canını sıkar.

Nazif Özder

te adamlarımız yok mu bi - zim? Var. Hem de fazlasıyle var- Kıbnstaki hürriyetimizi vahşice gasbetmek sevdası - na düşen bu zavallıların kö­tü niyetlerinin sevkitabiile - rinin tesiri altında işledikle­ri (bize karşı) haksızlıklara neden göz yumalım?

Her şeyin bir hududu var­dır. Polis denilen teşkilâtın bir devletin belkemiği olma­dığını kimse iddia edemez. Bu böyle ise ve eğer Rum

cemaati daha şimdiden bu devlet teşkilâtının bel kemi­ğini çürütmiye yüz tuttuğu şu sıralarda bunun önüne ge çilmezse, ileri hayatımız as­la parlak olmasa gerek.

Onun için bizler gibi daha kimbilir nekadar kişi bu ve ya buna benzer haksızlıklar altında inlediğini bir daha mesul makamlara duyur - mak milli vazifelerimizden biridir zannındayız.

GİRNE POLİSLERİ

baba Sokağı No: 11-A kuru lan müessesedeki bütün iş - ler makinede yapılmaktadır.

Kemal Beyden aldığımız izahatı veriyoruz-

■ Meslek hayatınızdan bah seder misiniz?

“ Hay hay. Yirmi beş yıl­dan beri bu işle uğraşıyo - rum. Hayatımı 25 yıldır bu yolda harcadım- Ve 2.7.59 ta rihinde bu yerde ilk olarak atölyemi kurdum ”

■ Atölyede ne gibi şeyler ya pdıyor?

"Çeşitli hacimde, çeşitli iş lerde kullanılan tenekeler, konserve kutuları, tel örgü - ler, boya şişesi kapağı, islim iğnesi...”

- Çalışan işçilerin sayısı? “ Şimdilik sekiz kişi çalış­

makta. Fakat bu durum işin azlığına çokluğuna göre de - ğişmektedir-

İş çoğaldığı vakit, işçi sayı sını 25'e kadar çıkartabili - rım-— Madde tedarikinde güçlüğünüz?

“ Hayır, bu hususta hiçbir güçlük yoktur, lüzumlu mad deleri çarşımızdan tedarik edebiliyoruz.'— Köylere kadar gidip, or- daki ihtiyaçları giderebilir misiniz?

‘ Pek tabiî lüzumu halinde köylere kadar gidip ordaki halkımızın ihtiyaçlarına ce­vap verebiliriz.”

— Ada tutumu üzerinde düşünüyorsunuz ?

“ Adamızdaki sanatçıların çoğalması, cemaatımızın eko nomisini kalkındırma bakı - mından çok güzel adım atıl­mış oluyor. Halkımız da sa­natçılığımıza değer verecek bizleri desteklemelidir.”

Her gün bir “Halkın Seîa” :

Alınız “Halkın Sesi”

1958 yılında hükümet olağan üstü durum nizamları dolayısiyle fazla masru 1 ** şılamak için benzin ve ruhsatlara zam yapmıştır. Yukarıdaki resimde Sal' çapında, araba sahiplerinin zamın eörülmektedir. Ir y * C.JUÜM u

FederasylTîrîr Y a r d ım E d i n i z

m i c h e l i n* O TO M O B İL

* K A M Y O N

* TR A K T Ö R

* M O T O SİK L E T

* BİSİK LET

LASTİKLERİMİZ PİYASAYA ARZED1LM1ŞT1RM 1 C H E L 1 NUMUMİ ACENTESİ

M. SEYF1 AKDENİZ VE OCLU LTD. Lefkoşa, İplik Pazar Sokak.

Sternol dünyanın en iyi cins yağları olup bj cc makine sahibi Sternol kullanmaktadır.

Çünkü Sternol en iyi kalitedir. Çünkü STERDİ UN her galonunda bir kilo fazla yağ bııkmmakt

Traktör, motor, makine ve makinistlerimiz Sternol kullanınız-

Tekin BİRİNCİ 180 Girne Caddesi

Tel : 6302 Lefkoşa

Yakup Beyoğlu Otobüs Servisi

Her gün muntazam Servis:YAKUP HAŞAN Yazıhanesi----

TEL: 3874 - Lefkoşa

ö .s . 1 .3 0 ( | 0 .S./2 U |

Lâptadan hareketLefkoşadan Yakup Haşan Yazıhanesinden Girne Kapısından NOT: Talebeler için büyük fırsat:Lâpta - Girne — Girne - Lâpta 750 mil aYalnız Lefkoşadan Gidiş, Lefkoşa - Girne -

750 M Şj âŞdık be YAKUP HAŞAN Yazıhaı Tel:: 3874 Lefkoşa - ™

m ido.e.

i

L O Z U N Türk Taksi ve Otobüs Yazıhane;Kurulduğu günden beri halkımıza hizmet etme

ği vazife sayan yazıhanemiz, en ehliyetli şoförlerle sîzlere konforlu bir seyahat sağlar.

En lüks ve seyahat için en konforlu otomobil­ler ancak LOZAN’dan temin edilebilir.

HER TURLU seyahatleriniz için LOZAN oto­mobilleri emrinize hazırdır.

Günün her saatinde Mağusa — Lefkoşa ve Lef­koşa — Mağusa’ya muntazam seferler yapılır

SERVİSİMİZ DAKİKTİR.LOZAN’ın LEFKOŞA — LIMASOL - BAF

ve dönüş yolculukları yapan muntazam otobüs ser visi Türk cemaatının büyük bir ihtiyacını karşıla­maktadır.

PIRENSIBIM1Z HALKIMIZA HİZMETTİR.“ L O Z A N ”

Türk Taksi ve Otobüs yazıhanesi İnönü Meydanı, Oirne Kapısı - Lefkoşa

Tel: 4938

Page 4: Uzun Zamandır Londra’da Bulunan Kimi Kötümsen.evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/Mart/18mart1960-nacak.pdf“— Ben severim ya...” Bizim Kıbrıs Cumhu riyeti

VYFA CAKCIJMA, 18 MART. 1960,

Ysuı işlerini idare eden: Kutlu Adalı Gönderilen yazılar basılumbaaılmaam geri verilmez.

ANTI T F M OLUNDUpazar gün, Lefkoşa- lokallerinde yapıla­bilen Kıbrıs Mlck- amı Türk Müstah- îrüği toplantısı ni- olmadığından, yapı- r..K-m fi n ümüzdeki pn

ı saat, 11.00’de yapv fi-onil mistir,E RlRLlOtNlN

TOİLANTISI Ö/ıfm pazar g(in Lofk'Me,

Maden Kumpanyası Birliğinin loplaıı

len fazla üyenin iş- yapılmıştır. Yıllık ıporımıvu okunması

"ıilı;al<ip yapılan seçimde, iıları lıvyçtinin bir yıl

lar >dc kalması tasvip

şunlardır :Halil, Sekreter, ıınet, Vofcnedar,

ıı M. Knmbilili, ıı fa Ahıip»^^IvlufrC

ı\vmaiı Alımot,M A S O L K A Z A

'I KAİSİU'ÎDİNİN J A A I.h K ri.K K lP . T. I. B» Federasyonu Li IsijI kazasıp temsilcisi ve Fe M isyon icra komitesi iiye- ; Cumarlesi akşamı Yuka-

Tiirk İşçiler Birli”- et ederek, birlik iş-

i (;eşitli konuları iizakere etmi^tıı-. ederasyonun fan-

de bahsederek m ış ve birçok

elmasım tos

göstoçfliği dolayı Bay teşekkür e-

|\tf A A T DAlRRStYLK 11,(! 11.1 TOPLANTIı'.'ihsnııı ve Sosyal Sigorta

(.ı jli İlav Vorgad.iis’iıı bas- ınkİHOT», pazartesi günü

bir toplantı-yanıln- 'r* »mmi însaat Dairesin- 1(1,1 tyıı ise) personelinin is W* r'Iİlrılnı.'isı lüzumu "(irili

-JJJOO muvazzaf i-ıçi ı 1 s mııvnz/nf ebni.vr is-

4'Li İla” » olaıı bu fa*Ljiîık ilin r

ıl(% aTıval illeri ieiıı î/tvıda tektıisven nlııımn-

ivii»n'inden meydana gelmiş-

tir. Bu fazla işçiler, maran­goz ve demirci gibi teknisyen ler olup umumî İnşaat. Dai­mdi bunları meşguliyette tu t a mıyacak durumdadır.

Toplantıda PEO, SEK ve K.T.t.B. Federasyonu adına, A. Zart id es, M. Pissas ve N. Taşkın, Münakalât, ve Nafia Vekâleti namına ise P. Ka- zamias ile Lâherides hazır bulunmuşlardır.

Toplantıda, durumun vo- lıametini takdir ederek, hü­kümete sunulmak üzere, îînii m (izdeki iki ay zarfında miiııı kiin olduğu kadar işçileri çı­kartmaktan kaçınmağa ma­tuf bazı teklifler üzerinde ka rar alınmıştır.. Son aldığımız bir habere göre, bu maksat için hükü­metten elli bin lira islenmiş tir.

MR. PATTERSON KIBRIS’A UARADI Amerika'nın Makine Endin

İri Sendikası mütekait baş­kam sayın Patterson, ITi.ıdis tan’daki sendikalarla yaptığı müteaddit görüşmeler sonun­da, Amerika’ya dönerken Kılı rıs’a da uğramış ve çeşitli işçi liderleriyle temasta bu- bnlıımınıştnr.

K. T. f. B. Federasyonu ge ııel sekreteri Necati Taşkın’ı da kabili eden Mr. Pattın soıı, Amerika’nın Kıbrıs’taki Baş­konsolosu Mr. Belcher’in de hazır bulunduğu bir toplan­tıda çeşitli işçi mevzuları iıze rinde samimi fikir teatisinde bulunulmuştur.

TÜRKİYE’YE NİSANDA GİDİLECEK Daha önce 14 Martta Tür

kiye’ye gidileceği bildirilen K. T. I. B. Federasyonu icra Kora, t esinin allı iiyesi, katı-

4 Nisan’a, Nisan’du

^ â m n fr - ^ RÎLEN

L'fi'RÂFLARMağusa Naafi Türk Müs­

tahdemleri Birliği Sekreteri, Hüseyin Sam, Naafi mesele­si müzakerelerinde NAAFf’de Türk haklarının garanti altı na alınmasının elzem olduğu nü Vali, Dr. Küçük ve baş­piskopos Makarios’a çektiği telgraflarda rica etmektedir.

İNŞAAT DAtRESÎNDEKİ DURUMLA İLGlLt... Mağusa inşaat Dairesi i-jçi-

leri adıııa Dr. Küçük’e bir telgraf gönderen ^lağıısa ka­zası temsilcisi Osman Arif. İnşaat Dairesinde dıtrdurııln

Frİlda cak işçilerin rrasmda <ı«\v

O Y U NAylardan beri duru­

yoruz. Bugün, bir anlaş maya varılacak, yarın bir anlaşmaya varıla­cak.

Gazete sütunlarında hergütı bir yığın de­meç... Lâf kalabalığına boğulduk vesselam!

Bit yeniği nerededir acaba? Pazarlık pazar­lık üstüne! Acaba, Kıb­rıs satılıyor mu şeklin­de insanın beyninde bir istifham belirir.

Yazılan bütün yazı­lar tetkik edildiğinde Makarios’un kabahatli olduğu görülmektedir. Üsler, NAAFf, para Ma karios’u ilgilendirmiyor gibi görünüyor.

öte yandan da Ingi­liz zayıf tarafı buldu ektikçe ekiyor!

işsizlik, sefalet, aç­lık, soygunculuk... Da­lla no beklenebilirdi ki!?..

Başkalarının boya siy­le konuşan Makarios'un artık makul davranma zamanı geldiğini i İrak etmelidir. Yoksa, hali­miz berbattır.

Makarios, acaba Rum işsizlerin sesini işitmi­yor mu? Işitse de kili­se boldur.

Binler nereye harca­nacak?

Bizim bildiğimiz, '‘ iki cambaz bir ipte oyna­maz." Evet Makarios ve Foot hazretleri.

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Bülteni: ZİRAAT ve TABiî KAYNAKLAR

BAKANI İLE KONUŞMAK. T. Ç. Birliğinin Genel

İdare Kurulu 8 Mart tarihin de toplanarak gündemdemevcut çeşitli meseleleri mü zakere etmiştir.

Toplantıda Ziraat Bakanı ile yapılacak görüşmeninmevzuları da kararlaştırılmış tır.

9 Mart giinü K. T. Ç. Bir­liği Merkez idare Heyeti, ev­velden kararlaştırıldığı sribi Bakanı zivaret etmiş ve çift­çi ve köylümüzü ilgilendiren birçok meseleleri birlikte göz len geçirmişlerdir. Bu arada Şubelerimizden gelen dilekçe ler de Bakana iletilmiştir.

Ziraat Bakam isteklerimizi tetkik edeceğini ve cevaplan dıracağmı bildirmiştir.

AKINCILARTÜRK Ç. B lRLlfil :Lefkoşa kazasının Akıncı­

lar (Lıırucina) köyünde. Bir­liğimizin bir şubesi kurulmuş tur.

idare Heyetini takdim edi voruz :

Mustafa Osman Avcı, Baş­kan,

Coşkun Halil, Asbaşkan.Mehmet Hüseyin, Sekreter.Mehmet Ağıdıran. Vezne­

dar.Hikmet Mehmet, Faal üye.M. Gazi. Müfettiş.Kemal Murat. Müfettiş.idare Heyetine seçilen ar­

kadaşları tebrik eder, başarı lar dileriz.

Sıra öteki köylerde..Köylü kardeş;Yurdumuz bir çiftçi ınem

lekelidir. Gelecekte do fahri kalar memleketi olacak de­ğil. Memleketin kalkınması çiftçinin kalkınmasiyle olabi lir. Kalkınma teşkilâtlanmak la olur. Çiftçi monfaatların ancak teşkilâtlanmakla koru vabilir. Siz de köyünüzde bir sube kurun ve K. T. Ç. Bir­liğine katılın.

Genel Merkez emriııizde- dir.

TÜRKİYE'DEN SUMÜTETTASSISTGETİRİLİYOR...Birliğimiz, yeraltı suları­

nın aranması için, Türkiye’­den bir (Hidrogoolog) su ve toprak mütehassısı getirmek için çalışmalarına hız vermiş tir.

Üniversite meı.ıımı ve Tür­kiye’nin üulü su mütehassısı bir makine vardımiyle su ara mak için yakında Adamıza

ölecektir. Burada kısa bir müddet kalabilecektir.

Alâkalıların yazılı olarak Birliğimize müracaatları ri­ca olunur. Lütfen baktırıla­cak tarlaların mevki ve tah­minî dönümlerini de mıiıaca at ederken bildiriniz. Fazla müracaat bulunan köyler ö- ııe alınacaktır.

Görmiyen görsiin.bilmiyen bilsin.

no Tiirk bulunduğu ve iur- durnlmanıu önüne geçilmesi­ni rica etmektedir.

'f. Cj. T. Baf Şubesi

ifclkımızaltı»nız her onbeş gün ılmak ü/.ere bir gaze

kararlaştırmış- leteye siyasi olmamak fher tji.-lü edebi ve yazılar konulacak -

[tenin ilk nüshası birinci günü gıka

ondan sonra her jgıinü ile on altıncı tesadüf eden günler

ıı» edilecektir. Gazete yazı vermek istiyenleriıı

^vzufcahis edilen tarihler - a bir lınftg önce yazılarını kilâtırftıza göndermeleri 8-olunur.tîer gelen yazıyı basmak eburiy^tiode olmadığımız i çıkmıyan yazdan da ge göndermek mecburiyetin- değiliz Yasalardaki her

it resim veya, çizgili şe - erin temiz ve parlak ol - la rına dikkat edilmesi ri olunur.

Kültür Kolu.

{ot: Reklam ia p ıek isti- ı tüccarlarırütilŞşıı da rek dar kabul olunur

TeşekkürLisemiz fakir öğrencileri i

çin L 28. 904 (yirmi sekiz lira dokuz yüz dört mil) yar dımda bulunan hayırsever eski Mağusa Bayanlar Yar - dım Cemiyetine okulum adı­na teşekkürü bir borç bili - rim-

Müdür Şakir Soykal

,ı ı i m i ı ı i i i m ı ı n n ı ı n

S A T I ŞAK. 909 numaralı Citroen markalı otomobil radyosu i le olduğu şekilde satılıktır, isteklilerin 21 Mart, 1960 ta rihinden geç olmamak üzere tekliflerini yazılı olarak Lef koşa Türk Bankası Ltd. Mü­dürüne göndermelidirler. 0 - tomobil iş sa atlannda 45, Yediler Sokağında Ahmet Ce mal Beyin tamirhanesinde tetkik edilebilir

GÖNÜLLÜ ORDUSU MURATAÖA’tt.V ■'■'*'* *

(Birinci Myfadan kalan)

nek köylerimizden biri oldu­ğunu ispat, eden Akıncılar halkı da bu pazar ustasiyla, dülgeriyle tam kadro çalışma bira katılacak, üzerlerine al­dıkları işleri seve seve yapa­caklardır.

Akıncılar Muratağa’ da, sözlerinde duran köy oldukla ıım bu pazar da ispat ede­ceklerdir.

Geçen pazar Orduya ilti­hak eden arkadaşları takdim ediyoruz.

LEFKOŞA =Cavid Ramadan,II. M. Gül tekili,Ahmod Mutallip.

Dü l g e r l e r . •Ali Musa,Ali Haşan Kasap,Halil Mehmed, izzet Hüseyin.

AKINCILAR :Yapıcılar :

Mehmed Ali.Yusuf Vural,Sülevmaıı Mehmed,

DÜLGERLER .Hüseyin Kııbilây,Osman Usta,Arif Usta,

G. O. E. :Mehmed Nuri,Süleyman Osman.Mehmed Berber (Otomobi­

liyle beraber).

Dizilip basıldığı yer: Halkın Sesi Matbaası

PİPERİSTERONA :G. O. E. :

Haşan M. Kunduracı, Mustafa M. Gukkudt,Ali O. Hüseyin,Vasfi M. Haşan,Halil İT. Halil,Mustafa M. Pire,Vedia M Pire,Enver P. Ağa

MURATAÛA =Haşan Nihat öğretmen. Osman Mustafa, Muhtar. Anoyra (Taşlıca) köyünün

Muratağa köyüne yapmış ol­duğu yardım listesi

Nccip Niyasi Eyüp Eyüp Arif Hüseyin Haşan Cemil Mehmet Niisret. Bayram Cevdet Mehmet Kûııi Kemal Nusret Hulus Mehmet

£ 1.000 1,000

500 2,000 1.500 2,000 2 000 i 'ooo

750

(Birinci sayfadan kalan) duğunu ve aleyhinde gizlice yapılmakta olan gayri meş - ru anlaşmaları tanımıyaca - ğını en nihayet haykırmaya­cak mıdır? Kıbrıs halkı, al - nına sürülen büyük ve ta - hammül edilmez lekeyi yıka yıp temizlemek için hiçbir jti| fri göstermiyecek. jn jd k £

Kıbrıs halkı, yaptığı mü­cadeleyi para için yapmadı - ğını, dünyanın bütün hazi - nelerini alsa da yine hürriye tini vermiyen ölümsüz Y u ­nan ırkuıdah geldiğini, hür­riyetini kayıb etmektense ö- lümü tercih ettiğini bir kere daha bütün milletlere karşı haykırmıyacak mıdır?

Zuı-ih ve Londra anlaş­maları, şimdiye kadar Kıb - rıs’ın başına gelen felâketle­rin en büyüğüdür. Kıbrıs hal kı, Makarios’un bu anlaşma ların altına attığı kırmızı im zanın kendisini temsil ettiği hususunda bütün hür insan - lar arasında bir kanaatin ya ratdmasına müsaade edecek midir? Kıbns halkı aldatıl - mış olduğunu ve hiçbir renk li imzayı tanımayacağım gür sesiyle haykırmıyacak mı - dır? Kıbrıs halkı, Büyük A- nasının, ölümsüz Yunanis * tan’ın kucağına kavuşunca - ya kadar kendisini hür ad - detmeyeceğini ve mücadele - ye devam edeceğini haykır - mıyacak mıdır?”

G- Olimpios, yazısına son verirken şöyle demektedir:

‘İçimizdeki Yunan ruhu - nun verdiği kuvvetle, aleyhi mizde olanları var gücü- cümüzle protesto etmiyecek miyiz? Bizi satmalarına mü saade mi edeceğiz? En ni - hayet, dize mi geleceğiz?’’

KIBRIS TÜRKÜ!.. Yuka - rıdaki satırları gözlerini dört açarak oku..- Bir zamandan beri, pembe tüller arkjjsına gizlenerek sana uyutucu, u - yuşturucu barış ninnileri söy leyen yambaşındaki unsu - run sahte dostluğuna inan - mış, o nakaratlara kanmış - san, kendini yeniden topar - lg- Rum cemaati arasında ka zanlar fıkır fıkır kaynıyor. Anlaşmalar gereğince elde ettiğin asgarî haklarında u- nutma ki halâ gözleri var - dır. Bunu yine onlardan, Et niki’den öğren- Ecdat yadigâ

bu topraklar üzerinde sa­

na yaşama hakkını tanımak istemeyen, bu adada sana pay ayırmak yolunda gitme meğe azmetmiş bir toplumla kgrşı karşıyasm. Sen ki çe­tin mücadeleler yaptın, kan - lı günler yaşadın... Sen ki da ha düne kadar bu memleke­tin toprağına yağız çehreli,

Bir tetkikinsonrası?

19 Şubat günü, giiıılülc ga­zetelerin birinci sayfaların­da Türk ve Yunan ön birlik leri komutanları ile Cumhur başkam Başpapaz Makarios ve Yardımcısı Dr. Kiiçük’ün kırda çekilmiş resimleri çık alıştı. Resim, Kıbrıs’ta üsle­necek Türk ve Yunan birlik­lerinin kamp kuracakları böl geleri tetkik ederlerken çe kilmişti.

Aradan bir ay zaman geç­tiği halde bu konuda tek bir haber dahi çıkmadı. Belki bu hususta bir karara varıldı da duyurulmadı!

Bu esrarlı sükutun sebebi­ni sevimli Savunma Bakanın­dan. ya da Müdafaa Vekili Vekil Vekilinden sorabilir miyiz?

7 Güniin içinden:B İ Z D E N B İ Z E

Müracaat Bekliyorlar

Geçen sayımızda Hükümet hastahanesindeki Türk has­tabakıcılarına ders verilmedi ğinden yakınmış, “ niçin ders verilmiyor?” diye ilgili ma kama sormuştuk.

Aradan bir hafta geçtiği halde kısa bir açıklamadan başka gereken ilgi gösteril - memiş, öğretim görevlisi hem şire -halen izinlidir. - ders - leriııe dönmive istekli olma­sına rağmen, hâlâ daha kon - dişine resmen müracaat edil­mediğini sayııı Sağlık Baka - nıııııı bilgisine sunarız.

dün.-. Bu adada, her ne pa -hgsına olursa olsun, seninboy boy yücelmeni görmeğe tahammül edemiyen, refah ve mutluluğa kavuşmam is­temeyen, seni kösteklemek yolunda ellerinden geleni yapmaktan çekinmeyen bir dost (!) sürüsü karşısında kendini bil.-.

Evet, öteki tarafta kazan lar fıkır fıkır kaynıyor. Bir gün dostluk teraneleriyle di le gelirken, ertesi gün Gri - vas’tan gelen seslere kulak - larını açan, yüzseksen dere­celik bir dönüşle dilini - dav ranışını sana karşı öylece a- yarlayan bir ekseriyet yanın dg, istikbale hazırlan- Görü­yorsun ki onlar, halâ Midera Ellâda’ya kavuşmak, Kıbrıs- ta Yunan bayrağını dalgalan dırmak hülya ve sevdasın - dan vazgeçmiş değillerdir. “ Büyük Ana'’ sının, “ölüm - süz Yunanistan” m kucağı - na girinceye kadar, mücade­le edeceklerini haykıran bir topluluğun bu davranışı, doğ rudan doğruya sana tehdit - ler savurmaktan başka ne - dir.

Aziz kardeş, yaza doğru gittiğimiz bu zamanda, kış uyukusundan uyan- Cumhu - riyetin ilânına kadarki geçi­şi devre esnasında, bize ne - ler yapmadılar ki. Bizi kup­kuru bir iskelet haline ge - tirmek için, nice dolgplar çevirmediler ki-..

Geliniz, hep beraber tek - r yemin edelim. Geliniz,

hep birlikte gözlerimizi ku - laklarımızı tekrar açalım. Aç mıyanlarımız varsa, hemen açsınlar... Uyuyanlanmız varsa onları hemen uyandı - ralım, canımızı bu topraklar için, gelecek Türk nesilleri uğruna yeniden adayalım Birçoklarımız, dalıp çıktık - lan, çıkıp daldıktan zevk ve sefa alemlerine artık son ver sinler. Milletleri çökerten, on lan tarihin altın sahifelerine değil d«, karanlık devirleri -

TÜRK BAHÇEVANLARI(1 inci sayfadan kalan)

moz topraklarını yeniden işle m iye başlamışlar ve bu aylar içinde Türk çarşısına bol mik tarda taze bakla, prasa, çeşit li salatalıklar, bezelye ve buı zerlerini sevketmişlerdir. Fa kat Kuzueukhı bahçevanlar kendilerine en yakın ve uzak Türk pazarlarına ürünlerini sevkettikleri zaman alıcı bu­lamamaktan şiddetle yakın­maktadırlar.

Bahçevanlar. bakkal ve ma navların bir aydan bu vana iyiden yabancı unsura yö­neldiklerinden. biınun önü a- lınmazsa gelecek yıllarda zer zavat yetiştirmemeye mec­bur kalacaklarından söz et­mektedirler.

Türk j^a^ısnia_RjiH)lar(3,arı tTÇftz mal getiren Türk bah- çevanmm ■ n-rzavatına alıcı bulamaması cidden iiziintü ya ramaktadır.

Biz. siyaset icabı bize gü leryiiz gösterenlere dünkü davranışlarını unutarak ıı. samimi adamlar ’ diyemeyiz.

Biz, 4 binden fazla Türkün işsiz. 10 binden fazlasının da çaresiz durumunu unutarak partilerden, kokteyllerden, davetlerden, içki kolcuların­dan söz edemeyiz.

Biz. panayır pazarlığında nasıl at oynatıldığını bilme­den, nereye gittiğimizi gör­meden methiyeler düzemeyiz.

Biz, her gün görüşmelerde ilerleme kaydedildi, balonu ile avutularak, ulu-orta sö- >ii edilen, birbirine kanştın- lah önümüzdeki “refah ile sıkıntılı günleri’’ bekliyeme- yiz.

Biz, Türk çarşısını bıraka­rak Makarios’u memnun et­mek içiıı avucumuzdakini gü zümüzü yumarak ellere vere­meyiz.

Biz, bu topraklar için gece gündüz çalışmış, göğsünü ge- erek çarpışmış idealist genç

leri yan çizerek, mutemet adamları baştacı edemeyiz.

Biz. son günlerde Türk çar şısıııda zerzavatına alıcı bula mıyacak duruma gelen Türk bahçevanınııı çırpınmışını sev retmiye tahammül edemeyiz.

Biz, harap edilen 33 köy­deki binlerce kardeşimizi ezilmişlikleri ile başbaşa bira kıp. poz poz parti, kokteyl resimlerinde gorçeklerdei1 İn hersiz sıntanlara yakınlık gösteremeyiz.

Biz. tarlasında, borç içinde yüzen kocasını, kurtarmak için didinen Türk kadınını kendi haline bırakarak; bir

kraliçe kaşııietile omuzunda köpek, arabasından inen ka­dınlar önünde eğilemeyiz.

Biz. şu, ya da bu balıaney b Evkafın malını karşı un­sura veren, yahut üzerine ge­çirenlere destek olmadık, ola mayız.

Biz, Ingilizin işareti ila or taya atılıp, Ingilizin borusu­nu öttü rem eyiz.

Biz birlik, beraberlik adı­na çalışıp çözülmeye s^bop olanlarla birleşemeyiz.

Biz, tahta iskemleler üzc - rinde bulunduğumuz mevki­leri savunuyoruz. Biz kadife koltuklarda oturup etrafı toz pembe gören, bu topırma, koltuğundan olmamak ivin “ evet efendim” diyerek hiz­met etmekten çekinenleri sa­vunamayız;

Biz, günden güne işçisini bırakıp ziyana giren sigara fabrikamızın durumu karşı­sında yabancı sigara tüttüre­nleyiz.

Biz, gece gündüz görevli­yiz. Arandığımızda daima gö rev başında hazır bulunuruz. Biz partilerden, eğlence yer­lerinden arananlarla asla bağ d aşamayız.

Biz, “ tenkit lâzım” deyip, dikiş iğnesinin deliğinden iif leniııee ateşlenenlerden lıoş- lanamayız.

Biz, midemiz için değil, ba şımızııı belâsını bulmak için değil, bu toplum için çalışı­yoruz. Her davranışımızda sa mimiyiz.

Biz, daha aşırı gitmemeli­yiz.

Kutlu ADALT

OTOMOBİL SAHİPLERİNİN GREVİ

Federasyonun Nevmans

Süt BarıK ış günlerinde en şirin, en

dinlendihici bir yerdir. Ço - cuklarm cenneti, büyüklerin huzur kaynağı SÜT BAR’ı zi yaret ediniz.

Yağı alınmamış bol süt..

ne gömen zevk ve sefanın şimdi zamanı değildir. Her dakikası efkârlı asırlar ka - dar kıymetli olan zamanımı zı, Lâle Devri diye telâkki etmekten artık vazgeçelim.

Etniki’nin yazısına bura - da tekrar göz atınız: “Zürih ve Londra Anlaşmaları, şim diye kadar Kıbrıs’ın başına gelen felâketlerin en büyü - ğüdür” diye dizilen satırın, sizleri uzun uzun düşündüre ceğinden eminim- Bu, sizin de anlayacağınız gibi, “ Kıb - rıs’ta Türklere haklannm bir kısmını olsun bağışlayan an laşmalar, uçurulmalı, bozul­malı, çöp sepetine atılmalı - dır. Bunda başarı elde ede­bilmek için, her türlü imkân ve tedbirlere baş vurulmalı­dır-...’ ' mânâsına geliyor, de­ğil mi? Unutmıyalım ki, ya- nıbaşımızdaki kahir ekseri - yetin arasında kazanlar fı - kır fıkır kaynarken- bir gün adad^ tehlike çanları tek - rar çalmağa başlayacaktır.Birkaç sene evvelkiler biryana, daha geçen haftalar i- çinde pgtlayan bombaların gürültüsü kulaklarımızdan çıkmış değildir. Bu durum karşısında zevkü - safayı bı­rakalım, kendimize gelelim, iktisadiyatımızı takviye ede lim. Birlik ve beraberliğimiz den aldığımız imanla, istik - bale yeniden hazırlıklı ola * lım- Gelişmeler bunu gerekti riyor.

Olağanüstü devrin masraf­larını karşılamak için hükü­metin otomobillere tarh etti­ği vergi ve benzine kovduğu zamlar, eskiye ııisbeten bir­kaç misli fazladır. Otomobil sigortalarına ödenen iicretle- iıı de gittikçe artmakta ol­

ması. taksi ve otomobil şoför leri için ciddi bir tehlike işa retiydi.

Ada şoförlerinin yaplıkla- 'i müşterek bir toplantıda,

bu konular ele alınmış ve iic- •otlerin düşürülmesi içiıı.Va-

Hyç mjjnaeaat kara ’ ardt: Her ınes l1 ;i. bu meseleve de eı sürme­

yenyaratmak üzere olan bu me­sele üzerinde şoförleri aktif safhaya doğru yöneltmiş ve maksatlarını daha iyi göster­mek için greve inmelerine ve silo olmuştur.

Üzerinde dövizler bulunan yüzlerce taksi, yolcu otomo­bili ve yük otomobili bir gös teri yürüyüşü yaparak ayni giiııün gece varisi başlıya- calc olan grevi halka duyuru

TEŞKİLATIN GEZİLERİ(1 inci sayfadan kalan)

Ayhan Ali (Başkan).Mustafa Rifat (As Başkan)Niyazi Mehm.'t (Faal üye).Teşkilât mensupları seçim­

lerden sonra köylü ile hasbi- halde bulunarak çeşitli ko­nulardaki şikâyetlerini dinle­mişlerdir. Köylüler, şehirli­nin. Türkten Tiirke kampau yasma riayet etmemesinden görmekte oldılğıı zararlardan da misaller göstererek şiddet le yakınmıştır.

Teşkilât mensuplarının son bir aydan bu yana köylünün mal alım-satımında önemli bir gerileme olduğu da ima edilmiştir.

yorlardı.Pazartesi gece yarısı baş­

layan ve salı gece yarısına kadar devam eden muvaffa­kiyetli grev neticesinde ada­daki seyrüsefer aksamış ve taşıtlar 24 saat için işletil- memiştir.

TIILlIIFOKlliaiS

Federasyon 6292Oençliİc Teşkilâtı 6121Trafik flain'M 1000/2157Türk Hastanesi •1000/4291Temsilcilik 5242Konsolosluk 2424Belediye 4403tsçi Birliği Federasyonu 5730Çarşı Murakabe dairesi 6477Evkaf 2956

Kâzım Hoca (1 inci sayfadan kalan)

rak gençleri harekete geçirdi.Kâzım Hoca bir muhabirimi­

zin sorduğu ‘ Spor hayatınızda hiç unutamadığınız bir hatırayı anlatır mısınız?" sorusuna şöyle cevap verdi :

"Spor hayatımda hiç unutama dığım hatıralar, Lefkoşa Rum muhtelitine karşı oynadığımız ve 2-0 galip geldiğimiz maçta iki parmağının kınlması ve geç kal dığım bir maça yetişmek için bisikletle giderken yere düşerek diz kapağımın ezilmesidir.”

Ayni zamanda K ıbn3 Türk Atletizm Federasyonu Başkam olan Kâzım Hoca, halen bir at­letizm sahası temin etmek, ka­saba ve köy gençlerini sportmen disiplinli, efendi elemanlar ola­rak yetişmek için plânlar ha­zırlamakla meşguldür.

Kâzım Hoca, Kıbrıs sporunun gelişmesi için önce saha temini sonra da Türkiye Spor teşekkül leriyle sıkı temas ve Türkiye'­den iyi hocalar getirtmek gerek tiği kanaatindedir.

Hoca’ya çalışmalarında başa- nlar dileriz.

Türk işçisinin imal ettiği,Türk tütünü ile yapılan.%100 Türk olan,Sigaralarını içmekle duyacağınız Büyük zevkin yanında:Türk işçisini korumak;Türk malını sattırmak,Bütünii Türk olanı yaşatmak,

s u r e t i y l e Kalkınma dâvamıza Hizmet edeceksiniz.

Sizin için kurulmuş olanTÜRK TÜTÜNLERİ (KIBRIS) LTD., ŞTI.