maad tarafindan sayisal orta nacakevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1962/ekim/05...piyi...

4
------- - MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTA ft/JIC' K i 'H > i /S» ^ 1 S * . yap,, i ^r; S h*’ l954 , FSİ.' r '• j k;'"İ0S "H ' 5lhn,^S msS “* ^ CUMA 5 EKİM 1962 YIL SAYI: 176 NACAK Abone: Bir yıllığı: £1 İdare Evi: Altı aylığı: 500 Mil No. 2 Müftü Ziyai Efendi Sokağı — Tel: 2697 — Lefkoşa Sahibi: Nacak Gazete ve Matbaacılık İşletmesi Limited bayrak yapan üstünde!- eğer uğrunda öle.n varsa VatandırJ **• \JF m YORGACiS’E SORUYORUZ: 20Bin Lira İmlere Sarfeıliliyor ? mkt>İren>H.n : •»* * * p ' ? .Gülüyor t; 1 lc^ia hem ^ K y>,and’f. ÇînH 1 fal* * ^»«i n. . ^ ta^fe ‘n* km ’vet veri,/: indinden 1 ,1 'z»Men’ ^ ro1 *?*«■ Kıkn- ln >p(?*ne sem. İos, çojs defalu, ,,n arzum ™' ve tara ytp . işt'mpdiğine i® am ıştır. Zürih pbi pl :Q wi*n kurtulman iılra k etmesi p. '’fçek vardır. Ma «litikası yümn •j ;S famamen ei •i >olmn^tar. Maka- ne giyeli, Kılı ■ ma Hare etmek ıkarios Kıbrıs’ı itümeV de- ■> jimaltında olur ntfcı idare etmek Makarios ilett j ı ufer sarhoşk- t|lık attıkları k ir ns konusunda» (n veya bu;»ta M tta Vun<nista- {[ dofru dfgü® ' selidir k i, :arM Türkiye’yi. istiyor -: loSA A*» .(indinııişti, I, Türkiye’ye Kıb [h hakkı umü i- ,bu^ &®r da Atta ffsm i aJ>rett® m ' 1 I İL 4 - S W M k ' m * ^ m Üs m M % ğSHm. ' ^ » r ! i BHBkV fr s A < a p '1 I ; f y; M M I f m m m H k v i i î * ^ ^ V L i Büyükelçi MAZHAR ÖZKOL Gazetemizde T. C. UıiyUkclçisi Mazhar Ö/kol gazetemiz mensuplarıyla bir ara/la. Sağdan birinci Elçilik Müsteşarı Yavuz Aktulga, soldan Basın Müşaviri Mehmet Ali Pamir’dir içişleri Bakanlığı bütçesinin Polis ve Jandarma bölümlerinin "Özel Servisler” faslından çeki- len ve harcanan paranın nerelere gittiği meçhul arada. v birinci lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllljllllllllllllllin ii' j Türk Cemaat [ isi Kore İle I Türkiye Büyükelçisi nin ziyaretleri BÜYÜKELÇİ TÜRK ALAYININ. ADADA DEVAMLI BİR ! Kültür Anlaş - 1 GÜVEN KAYNAĞI OLDUĞUNU SÖYLEDİ (ieçen Cumartesi günü ada miza teşrif eden T.C. Kıbrıs Büyükelçisi Sayın Mazhar Ozkol son bir hafta içerisin- de muhtelif yerieri ve müesse yeleri ziyaret etmiş ve alâkalı larla görüşmüştür. İlk ziyaretini Türk Alayı- na yapmış ve orada merasim le karşılanmıştır Türk Ala - yuut yaptığı konuşmada Bü yükelçimiz ezcümle demiştirki: “Kıbrıstaki ilk" ziyaretimi kahraman A ’ ay miza yapmış bulunuyorum Bu vesile ile, takdir hislerimi ifade etmeyi şevkli bir vazife sayarım. Ala yımızın Kıbrısta; milletimize ve Türk Ordusuna yakışır bir şekilde, gerek talim terbiye bakımından ve gerekse ya - ratmağa muvaffak olduğu sevgi halesi dolayısiyle kalp lerde yaşatılan bir sembol ha İme geldiğini zevkle müşahe de ettim. Başta Sayın Komu tanımız Kurmay Albay Nee - det U1İUG olduğu halde bü - tün Subay, assubay ve erlere kere daha belirtirim.” “Adada devamlı bir güven kaynağı olmayı başarmış olan siz şerefli askerleri hürmetle selâmlarım. Size Hükümetimi zin ve Milletimizin güven ve sevgi dolu selâmlarını ilet - (Devamı sayfa dörtte) sevgi ve takdir hislerimi bir lı'liılılllllltlillllIlilllllIlliatlIlIlIlinlıliniirilllilIllllllillllllIllllllllllDlllllllllllllllllllllllllliaillllllllllllllllinl *#■» ilen»- irin M başyazı DONDURMA MI? \ Hükümet bütçelinde kısıntı yapılacakmış. Güzel. - Fakat bu kısıntının yapılabilmesi için münhal mevkiler I doldurulacakmış. Bunca zamandır münhâl mevkilere | Türk tâyin ettirmemek için uğraşıp duran ve bu mev- = kilere ellerinden geldiği kadar Rum memur tayin etti- \ \ renler için bu “dondurma” da çok güzel birşeyl Fakat, anlayamadığımız birşey vardır. Hükûme- 1 tin Vergi Dairesi memursuzluktan vergileri toplayama | yor; Türk memur eksikliğinden birçok dairelerde § Türklerin işleri aksayıp duruyor üstelik de münhalle | ıin %70 - 30 nisbetinde doldurulması Anayasa gereğin | ce şarttır. Doldurulması icap eden yerleri, doldurup de f bunca zamandır askıda kalan bu işi bu şekle sokma - | rm manası aşikâr değil mi? ... | Mahkemelerde Türk Reis eksildiği var; Varidat Dairesinde Türk Memur muinle aranıyor; | Iç işleri Bakanlığı baştan aşağı Yunanistan; ••• | Diğer vekâletlerde, kilit mevkilerde, Türkün adı i varsa, salâhiyet ve kuvveti yok; i ! Polis idaresi sanki Türkler aleyhine çalışan bir şe | beke — nerede istikbali parlak bir Türk memur varsa a tr>kipte; disiplin kurulunda, cezada, sürgünde. ; Devlet idaresi böyle olmaz; hele ortaklaşa kuru- 1 ; lan bir devlette buna “idaresizlik” değil, kasıtlı hare- | ; ketle küçük ortağı boğma derler. Çok şükür ki boynumuz kalın, sabrımız hudutsuz- f ! riur. ... I iyi niyetle hareket bekliyoruz. I Kış geldi.. “ Dondurma” zamanı değildir bu. Bütçede para azalmışsa hükümet fuzulî “ Kıbrıs i ■ Yunandır” reklâmlarını kesiversin kâfidir. NAOAK l Şehit Vererek Kazandığımız Haklar Köy gezilerine devam eden Cumhurbaşkan Muavini Dr. Küçük, bütün Tiirkleri, dava- mızda muvaffak olun- caya kadar çalışmağa davet ediyor. Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fazıl Küçük geçen hafta için- de de köy gezilerine devam et miştir. Magosa kazası köylerine ,-aptığı gezi sırasında Dr. Kü- çük kendisini karşılayan kala- balığa şunları söylemiştir: “ Hepinizi hiç bir engelden yılmadan geceyi gündüze kata lak ve htr fedakârlığı göstere- rek davamızda muvaffak olun (aya kadar çalışmağa davet ediyorum” . “ Zürih ve Lond- ra andlaşmalannm bize bah - şettiği değil bizim kazandığı- mız haklara herkesin sadaka, hürmet ve saygı göstermesini istiyoruz. Bu haklar köylü ve şehirli el ele vererek can ve (Devamı sayfa dörtte) j ması Yaptı 1 Anlaşmayı Cema- | : at Meclisi adına | Rauf Denktaş İ imzaladı T. C. Meclisi ile Kore Cum iıuriyeti arasında bir Kültür anlaşması imza edilmiştir- Ce- maat Meclisi adına Başkan R. Denktaş, Kore Cumhuriye- ti adına da Korenin Ankara Büyük Elçisi Young Hi Choi arasında imzalanan anlaşma araflar arasında Kültür müna .«ebetleri kurmğı, sanat, edebi- yat, eğitim, fen ve fizik alan - larında bilim adamı mübadele si teşvikini mümkün kılacak ve iki memleketin kendi kül - türlerini birçok yönlerden da- ha iyi tanıtmaya gayret sarfe- Içişleri Bakanı Yorgacis’in eli altında bulunan ve devlet bütçesinden ayrılmış 20 bin liralık özel bir tahsisatın sar- fı hakkında her hangi bir bil •gi edinilememektedir. 18G1 bütçesi gider fasıl ve maddelerinin cetvelinde “ Po- lis”e ait masraflar sıralanır- ken (Özel Servisler) adı al- tında 11.140 liralık bir tahsi sat da yerleştirilmiştir. Ne - dir bu (Özel Servisler)? işin garip tarafı, 1960 bütçesinde bu meçhul nam altında 744 lira sarfedilmiş iken bir yıl sonra Yorgacis'in, polis bütçe sine bunun 15 mislini koydur muş ve 9515 lirasını da sarfet miş olmasıdır. Diğer yandan gene (özel Servisler) adı al- tında Jandarmanın bütçesin de de 860 lira ayrılmıştır. 1962 yılı bütçesinde? Yorga cise,, gene “ Özel Servisler” adı altında 11.400 lira lütfe- dilmiş. Polisle Jandarmanın bütçe lerinde bulunmasına rağmen, doğrudan doğruya Yorgaci - sin emri ile bizce meçhûl mak satlara sarfedilen bu parala- rın hesabını sormak elbet ki hakkımızdır. Türkler, devlet bütçesine vergi olarak getir- dikleri ve hüsnüniyetle teslim ettikleri paraların, hesabı ve rilmeye lüzum görülmeden sarfedilmesini Rum bakanla - rm iyi niyetlerine (!) vere - cek değillerdir. Yorgacis, özel servisler için sarfettiği paraların dökümü nü yapmalıdır. Bütçede “Özel Servisler” kaydı aitıııda duran bu 11.140 lira nereye gidiyor? NEREDEN BULUYORLAR? Mağusada silâh taşıyan 15 Rum yakalandı YALNIZ KALOPSİDA DA YAKALANAN 4 RUMDAN BİRİ ÖĞRETMEN DİĞERİ DE ÖĞRENCİ c'erek bu sahalarda işbirliği yapmasına yardım edecektir. Bu anlaşma Kıbrıs Türkleri arasında memnunluk yaratmış- tır. Bir ay içinde yalnız Magosa kazasında silâh ve cephane ta- şımaktan sanık olarak 15 Rum yakalanr, ıştır. Bunların arasın ı'a öğretmenle öğrenci de var- dır. 8 eylülde Kalopsida köyün- de, öğretmen Muhail Sukas, öğrenci Teofanis Sukas, çiftçi Apostolos Sukas, çoban Dimit ris Hacıkis’in üzerlerinde şu silâhlar ve cephaneler bulun - Kore Cumhuriyeti ile T. Cemaat Meclisi arasında aktedilen Kiiltür Anlaşması imzalanırken. £i£i5gMBBBEBHEBBE515SEnB ii8SiEi l 538 SEYAHAT! f Beynelmilel Hava Nakliyat Kurumunun yetkili acentesi bulunan LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. SEYAHAT BÜROSUNDA Dünyanın her yerine resmi fiyat üzerinden bilet kesilir. Tel : 74474 Üçlü Karargâh Kumandanı NİYAZI BENGİSU Uçlü Karargâh Kumanda - m Tuğgeneral Niyazi Bengisu Çarşamba günü Kıbrıs Türk Alayını ziyaret etmiş ve me - rasim bölüğü tarafından kar- şılanmıştır. Değerli General Türk Ala- yını teftiş ettikten sonra şu konuşmayı yapmıştır: "Her zaman ve heryerde huzur ve bükünün tek sem - bol ve garantisi olan Türk Si lâhlı Kuvvetlerinin Kıbrıs Topraklarındaki değerli Ala- yım selâmlarım. Bütün tarih boyunca ancak şeref sahifele ı i kaydeden yüce bir mille - (Devamı sayfa dörtte) muştur: Martin tipi askeri tü- fek, yerli yapı gubur tipi ta - ranca, 12 mermi! Gene Kalopsida köyünde 4 eylülde Stelyos Miltiyadus a - dında birinde tabanca ve 25 mermi bulunmuştur. Piyi köyünden Ortodoksos Epifaniu’r.un da bir tabanca ile 7 mermi taşıdığı tesbit edil miştir. (Devamı sayfa dörtte) İki Cephede Çarpışan Erler GibiL T. BAYRAKTAROĞLU Kıbrıs Türk Öğretmeni, elinde meşalesi, gönlünde Türklük ideali olduğu halde, yıllardır, Kıbrıs TürkUnlin yoluna ı?/k tut- maktadır. Kıbrıs Türkii, Türk inkılâplarını. Türklüğün mukaddes ideallerini heşerandan iisttin bir iman, imandan iistün bir heye- canla korumuş, benimsemiş, bu ideallere baş koymuşsa, bunda Türk öğretmeninin şeref payı, başan payı büyüktür, sonsuzdur. Lise ve Üniversitelerimizden mezun olan gençlerimizin Kıb- rısa akını, bunların büyük bir kısmının cemaat ve devlet maka nizmasında iş araması, üzerinde önemle durulması gereken bir problemi teşkiletmektedir. Son on yıl zarfında, Anavatanımız Kıbrıs kültiirünU gcliş- <5 tirmek, onu müstemleke idaresinin taktik ve baskısından özgür- lüğüne kavuşturmak için para ve öğretmen göndermek siiretiylc bu cümlelerin ifade edemiyeceği sonsuz yardımlarda bulunmuş- tur. O derecedeki Lise ve Üniversite mezunlarımıza iş bulmak başlı başına bir hayat! problem olmuştur. Kıbrısta ilgili otoriteler Öğretmenliğe intisabedecek gençle rimizc yeni bir saha, yeni bir hedef gösterdi: Anavatanda öğret- menlik yapmak!.. Kalbi öğretmenliğin mukaddes sevgisi ile do lu olan Türk genci, bir dakika tereddüt etmeden yeni emre uydu gösterilen yeni hedefe yöneldi. Türk gençlerinin hu vazife şuu- runu, bu örnek ahlâk ve idealini takdir ve tcdcille anmak iste- riz. Kıbrısta irfan ordusunun saflarında yer açıldıliça Türkiyede vazife alan gençlerimziin — meslekî haklan ve öncelikleri kabul edilmek şartı ile —• Kıbrıstaki vazifeleri basına çağrılacaklarını öğrenmek, iki cephede çalışan çarpışan bu fedâkâr erlerimiz hesa bıııa, bize haklı bir gurur ve huzur vemıcktediı. Asıl Türk Gençliği Sana Vatan ve Millet hizmetinde üstün başarılar dileriz. VY ? ? v V^ ^ ^ * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * TÜRK YUVALARININ ZİYNETİ VE UĞURU OLAN “İŞ" KUMBARASINDAN YAVRULARINIZI MAHRUM ETMEYİNİZ. TÜRKİYE $ BANKASI Sr $ paranızın... istikbalinizin emniyeti 1

Upload: others

Post on 11-Mar-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTA NACAKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1962/Ekim/05...Piyi köyünden Ortodoksos Epifaniu’r.un da bir tabanca ile 7 mermi taşıdığı tesbit

------- -

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTA ft/JIC'

K i' H > i/ S » ^ 1

S * . yap,, i ^ r ; Sh*’ l954 ,

F S İ . ' r '•j

k;'"İ0S "H '

5lhn, Sms S “ * ^

CUMA5

EKİM 1962Y I L S A Y I : 176

NACAKAbone: Bir yıllığı: £1 İdare Evi:Altı aylığı: 500 Mil No. 2

Müftü Ziyai Efendi Sokağı — Tel: 2697 — Lef koşa

Sahib i: Nacak G azete ve M atbaacılık

İşletmesi L im ited

bayrak yapan üstünde!- eğer uğrunda öle.n varsa VatandırJ

**• \ J F m! »

YORGACiS’E SORUYORUZ:

20 Bin Lira İmlere Sarfeıliliyor ?mkt>İren>H.n

: • » * * * p

' ? .Gülüyor t;1 lc ia hem K

y>,and’f. ÇînH1 fal*

* ^ » « i n . . ^ t a ^ f e ‘n* km’vet veri,/: indinden

1,1 'z»Men’ ^ ro1 *?*«■ Kıkn- ln >p(?*ne sem.İos, çojs defalu,

,,n arzum ™' ve tara ytp. işt'mpdiğine i®

amıştır.Zürih pbi pl :Q

wi*n kurtulman iılra k etmesi p.'’fçek vardır. Ma «litikası yümn •j ;S famamen ei • i >olmn tar. Maka- ne giyeli, Kılı ■ ma Hare etmek ıkarios Kıbrıs’ı itümeV de- ■>jim altında olur ntfcı idare etmek

Makarios ile tt j

ı ufer sarhoşk- t|lık attıkları kirns konusunda»(n veya bu ;»ta M tta Vun<nista- {[ dofru dfgü®'

selidir ki,:arM Türkiye’yi.

istiyor -:

loSA A*».(indinııişti,I, Türkiye’ye Kıb [h hakkı umüi-

, b u ^&®r da Atta’

ffsmi aJ>rett®

m '1

Iİ L • 4 - S

W M k ' m

* ^ m Üs m

M

% ğSHm.

' ^ M İ

» r !i

B H B k V f r sA < a p ' 1

I ; f y; M M■ I f m

m mH k v i i

î * ^• ^ V Li

Büyükelçi M A ZH A R ÖZKOL GazetemizdeT. C. UıiyUkclçisi M azhar Ö/kol gazetem iz mensuplarıyla b ir ara/la. Sağdan birinci E lç ilik Müsteşarı Yavu z Aktulga, soldan

Basın M üşaviri M ehm et A l i Pam ir’dir

içişleri Bakanlığı bütçesinin Polis ve Jandarma bölümlerinin "Özel Servisler” faslından çeki­len ve harcanan paranın nerelere gittiği meçhul

arada.

v birinci

l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l j l l l l l l l l l l l l l l i n i i '

j Türk Cemaat [ isi Kore İle ITürkiye Büyükelçisi nin ziyaretleri

BÜYÜKELÇİ TÜRK ALAYININ. ADADA DEVAMLI BİR ! Kültür Anlaş - 1 GÜVEN KAYNAĞI OLDUĞUNU SÖYLEDİ

(ieçen Cumartesi günü ada miza teşrif eden T.C. Kıbrıs Büyükelçisi Sayın Mazhar Ozkol son bir hafta içerisin­de muhtelif yerieri ve müesse yeleri ziyaret etmiş ve alâkalı larla görüşmüştür.

İlk ziyaretini Türk Alayı­na yapmış ve orada merasim le karşılanmıştır Türk Ala - yu ut yaptığı konuşmada Bü yükelçimiz ezcümle demiştirki:

“ Kıbrıstaki ilk" ziyaretimi kahraman A ’ay miza yapmış bulunuyorum Bu vesile ile,

takdir hislerimi ifade etmeyi şevkli bir vazife sayarım. Ala yımızın Kıbrısta; milletimize ve Türk Ordusuna yakışır birşekilde, gerek talim terbiye bakımından ve gerekse ya - ratmağa muvaffak olduğu sevgi halesi dolayısiyle kalp lerde yaşatılan bir sembol ha İme geldiğini zevkle müşahe de ettim. Başta Sayın Komu tanımız Kurmay Albay Nee - det U1İUG olduğu halde bü - tün Subay, assubay ve erlere

kere daha belirtirim.” “Adada devamlı bir güven

kaynağı olmayı başarmış olan siz şerefli askerleri hürmetle selâmlarım. Size Hükümetimi zin ve Milletimizin güven ve sevgi dolu selâmlarını ilet -

(D evam ı sayfa dörtte)

sevgi ve takdir hislerimi birl ı ' l i ı l ı l l l l l l t l i l l l l I l i l l l l l I l l i a t l I l I l I l i n l ı l i n i i r i l l l i l I l l l l l l i l l l l l l I l l l l l l l l l l D l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l i a i l l l l l l l l l l l l l l l l i n l

*#■» ilen»-

ir in

M

başyazıD O N D U R M A MI? \

Hükümet bütçelinde kısıntı yapılacakmış. Güzel. - Fakat bu kısıntının yapılabilmesi için münhal mevkiler I doldurulacakmış. Bunca zamandır münhâl mevkilere | Türk tâyin ettirmemek için uğraşıp duran ve bu mev- = kilere ellerinden geldiği kadar Rum memur tayin etti- \

\ renler için bu “dondurma” da çok güzel birşeylFakat, anlayamadığımız birşey vardır. Hükûme- 1

tin Vergi Dairesi memursuzluktan vergileri toplayama | yor; Türk memur eksikliğinden birçok dairelerde § Türklerin işleri aksayıp duruyor üstelik de münhalle | ıin %70 - 30 nisbetinde doldurulması Anayasa gereğin | ce şarttır. Doldurulması icap eden yerleri, doldurup de f bunca zamandır askıda kalan bu işi bu şekle sokma - | rm manası aşikâr değil mi? ... |

Mahkemelerde Türk Reis eksildiği var;Varidat Dairesinde Türk Memur muinle aranıyor; | Iç işleri Bakanlığı baştan aşağı Yunanistan; ••• |Diğer vekâletlerde, kilit mevkilerde, Türkün adı

i varsa, salâhiyet ve kuvveti yok; i! Polis idaresi sanki Türkler aleyhine çalışan bir şe |■ beke — nerede istikbali parlak bir Türk memur varsa a■ tr>kipte; disiplin kurulunda, cezada, sürgünde.; Devlet idaresi böyle olmaz; hele ortaklaşa kuru- 1 ; lan bir devlette buna “idaresizlik” değil, kasıtlı hare- | ; ketle küçük ortağı boğma derler.

Çok şükür ki boynumuz kalın, sabrımız hudutsuz- f ! riur. ... I

iy i niyetle hareket bekliyoruz. IKış geldi.. “ Dondurma” zamanı değildir bu.

Bütçede para azalmışsa hükümet fuzulî “ Kıbrıs i■ Yunandır” reklâmlarını kesiversin kâfidir.

NAOAK l

Şehit Vererek Kazandığımız

HaklarKöy gezilerine devam eden Cumhurbaşkan Muavini Dr. Küçük, bütün Tiirkleri, dava­mızda muvaffak olun­caya kadar çalışmağa

davet ediyor.Cumhurbaşkan Muavini Dr.

Fazıl Küçük geçen hafta için­de de köy gezilerine devam et miştir.

Magosa kazası köylerine ,-aptığı gezi sırasında Dr. Kü­çük kendisini karşılayan kala­balığa şunları söylemiştir:

“ Hepinizi hiç bir engelden yılmadan geceyi gündüze kata lak ve htr fedakârlığı göstere­rek davamızda muvaffak olun (aya kadar çalışmağa davet ediyorum” . “ Zürih ve Lond­ra andlaşmalannm bize bah - şettiği değil bizim kazandığı­mız haklara herkesin sadaka, hürmet ve saygı göstermesini istiyoruz. Bu haklar köylü ve şehirli el ele vererek can ve

(D evam ı sayfa dörtte)

j ması Yaptı1 Anlaşmayı Cema- | : at Meclisi adına |

Rauf Denktaş İ imzaladı

T. C. Meclisi ile Kore Cum iıuriyeti arasında bir Kültür anlaşması imza edilmiştir- Ce­maat Meclisi adına Başkan R. Denktaş, Kore Cumhuriye­ti adına da Korenin Ankara Büyük Elçisi Young Hi Choi arasında imzalanan anlaşma araflar arasında Kültür müna .«ebetleri kurmğı, sanat, edebi­yat, eğitim, fen ve fizik alan - larında bilim adamı mübadele si teşvikini mümkün kılacak ve iki memleketin kendi kül - türlerini birçok yönlerden da­ha iyi tanıtmaya gayret sarfe-

Içişleri Bakanı Yorgacis’in eli altında bulunan ve devlet bütçesinden ayrılmış 20 bin liralık özel bir tahsisatın sar­fı hakkında her hangi bir bil •gi edinilememektedir.

18G1 bütçesi gider fasıl ve maddelerinin cetvelinde “ Po- lis”e ait masraflar sıralanır­ken (Özel Servisler) adı al­tında 11.140 liralık bir tahsi sat da yerleştirilmiştir. Ne - dir bu (Özel Servisler)? işin garip tarafı, 1960 bütçesinde bu meçhul nam altında 744 lira sarfedilmiş iken bir yıl sonra Yorgacis'in, polis bütçe sine bunun 15 mislini koydur muş ve 9515 lirasını da sarfet miş olmasıdır. Diğer yandan gene (özel Servisler) adı al­tında Jandarmanın bütçesin de de 860 lira ayrılmıştır.

1962 yılı bütçesinde? Yorga cise,, gene “ Özel Servisler” adı altında 11.400 lira lütfe­dilmiş.

Polisle Jandarmanın bütçe lerinde bulunmasına rağmen, doğrudan doğruya Yorgaci - sin emri ile bizce meçhûl mak satlara sarfedilen bu parala­rın hesabını sormak elbet ki hakkımızdır. Türkler, devlet bütçesine vergi olarak getir­dikleri ve hüsnüniyetle teslim ettikleri paraların, hesabı ve rilmeye lüzum görülmeden sarfedilmesini Rum bakanla - rm iyi niyetlerine ( ! ) vere - cek değillerdir.

Yorgacis, özel servisler için sarfettiği paraların dökümü nü yapmalıdır.

Bütçede “ Özel Servisler” kaydı aitıııda duran bu 11.140 lira nereye g id iyor?

N E R E D E N B U LU Y O R LA R ?

Mağusada silâh taşıyan 15 Rum yakalandı

YALNIZ KALOPSİDA DA YAKALANAN 4 RUMDAN BİRİ ÖĞRETMEN DİĞERİ DE ÖĞRENCİ

c'erek bu sahalarda işbirliği yapmasına yardım edecektir.

Bu anlaşma Kıbrıs Türkleri arasında memnunluk yaratmış­tır.

Bir ay içinde yalnız Magosa kazasında silâh ve cephane ta­şımaktan sanık olarak 15 Rum yakalanr, ıştır. Bunların arasın ı'a öğretmenle öğrenci de var­dır.

8 eylülde Kalopsida köyün­de, öğretmen Muhail Sukas, öğrenci Teofanis Sukas, çiftçi Apostolos Sukas, çoban Dimit ris Hacıkis’in üzerlerinde şu silâhlar ve cephaneler bulun -

K o re Cumhuriyeti ile T . Cemaat M eclis i arasında aktedilen

K iiltü r Anlaşması imzalanırken.

£i£i5gMBBBEBHEBBE515SEnBii8SiEi l538

S E Y A H A T ! fBeynelmilel Hava Nakliyat Kurumunun

yetkili acentesi bulunanLEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD.

SEYAHAT BÜROSUNDA Dünyanın her yerine resmi fiyat üzerinden bilet kesilir.

Tel : 74474

Üçlü Karargâh Kumandanı

N İ Y A Z I B E N G İS U

Uçlü Karargâh Kumanda - m Tuğgeneral Niyazi Bengisu Çarşamba günü Kıbrıs Türk Alayını ziyaret etmiş ve me - rasim bölüğü tarafından kar­şılanmıştır.

Değerli General Türk Ala­yını teftiş ettikten sonra şu konuşmayı yapmıştır:

"Her zaman ve heryerde huzur ve bükünün tek sem - bol ve garantisi olan Türk Si lâhlı Kuvvetlerinin Kıbrıs Topraklarındaki değerli Ala­yım selâmlarım. Bütün tarih boyunca ancak şeref sahifele ı i kaydeden yüce bir mille -

(D evam ı sayfa dörtte)

muştur: Martin tipi askeri tü­fek, yerli yapı gubur tipi ta - ranca, 12 mermi!

Gene Kalopsida köyünde 4 eylülde Stelyos Miltiyadus a - dında birinde tabanca ve 25 mermi bulunmuştur.

Piyi köyünden Ortodoksos Epifaniu’r.un da bir tabanca ile 7 mermi taşıdığı tesbit edil miştir.

(D evam ı sayfa dörtte)

İki Cephede Çarpışan Erler GibiLT . B A Y R A K T A R O Ğ L U

K ıb r ıs Türk Öğretmeni, elinde meşalesi, gönlünde Türklük

ideali olduğu halde, y ıllard ır, K ıb r ıs TürkUnlin yoluna ı?/k tut­

m aktadır. K ıb r ıs Türkii, Tü rk inkılâp ların ı. Türklüğün mukaddes

ideallerin i heşerandan iisttin b ir iman, imandan iistün b ir heye­

canla korumuş, benimsemiş, bu ideallere baş koymuşsa, bunda

Türk öğretm eninin şeref payı, başan payı büyüktür, sonsuzdur.

L ise ve Ü n iversite lerim izden mezun olan gençlerim izin K ıb -

rısa akını, bunların büyük b ir kısm ının cemaat ve devlet maka

nizmasında iş araması, üzerinde önem le durulması gereken b ir problem i teşkiletmektedir.

Son on y ıl zarfında, Anavatan ım ız K ıb r ıs kültiirünU gcliş-

<5 tirm ek, onu müstemleke idaresinin taktik ve baskısından özgür­lüğüne kavuşturmak için para ve öğretm en gönderm ek siiretiylc

bu cüm lelerin ifade edem iyeceği sonsuz yardım larda bulunmuş­

tur. O derecedeki L ise ve Ü niversite m ezunlarım ıza iş bulmak başlı başına b ir hayat! prob lem olmuştur.

K ıb rısta i lg ili o torite ler Öğretm enliğe intisabedecek gençle rim izc yeni b ir saha, yeni b ir hedef gösterd i: Anavatanda öğret­

m enlik yapm ak!.. K a lb i öğretm enliğ in mukaddes sevgisi ile do

lu olan Türk genci, b ir dakika tereddüt etmeden yeni em re uydu

gösterilen yeni hedefe yöneld i. Tü rk gençlerin in hu va z ife şuu­

runu, bu örnek ahlâk ve idealin i takdir ve tcdcille anmak iste­riz.

K ıb rısta irfan ordusunun saflarında yer açıld ıliça Tü rk iyede

vaz ife alan gençlerim ziin — m eslekî haklan ve öncelik leri kabul

ed ilm ek şartı ile —• K ıb rıstak i va z ife le r i basına çağrılacaklarını

öğrenmek, ik i cephede çalışan çarpışan bu fedâkâr erlerim iz hesa bıııa, b ize haklı b ir gurur ve huzur vem ıckted iı.

A s ıl Tü rk G en çliğ i Sana Vatan ve M ille t hizm etinde üstün başarılar d ileriz.

VY ? ? v V ^ * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *TÜRK YUVALARININ ZİYNETİ VE UĞURU OLAN

“İŞ" KUMBARASINDAN YAVRULARINIZI MAHRUM ETMEYİNİZ.

TÜRKİYE $ BANKASIS r

$ paranızın... istikbalinizin emniyeti 1

Page 2: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTA NACAKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1962/Ekim/05...Piyi köyünden Ortodoksos Epifaniu’r.un da bir tabanca ile 7 mermi taşıdığı tesbit

Sayfa 2N A C A K MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AK7»E*lm ıSSBeum,

BU YOLUN SONU..H. TAOAL

Hızını kaybetmiyen, her gün biraz (inha artan tah rik kampanyaları karşısında elbette merak edenler, en düşe duyanlar var. Çünkü bu minval üzre gidildiöi tak dirde bu memlekette huzur teessüs etmez. Cemaatler arasındaki huzursuzluk bir türlü sıikün bulmaz. Rum çevreleri, ıkı cemaat arasındaki huzursuzluğu bizim körüklediğimizi iddia ederler Ama, vicdan, akıl, iz an insal gibi şeyler hakikaten mevcutsa ve §u yeryüzün­de bu kavramalara sahip olanlar da varsa, bunlar, t&h nklerin nereden geldigıni, iki cemaat arasındaki hu­zursuzluğu kimlerin kundakladığını pek âlâ görebilir­ler.

Bu konuda, şu nokta gx>z önüne alınmalıdır; Bu memleket, bugünkü rejime ulaşmak için türlü badire­lerden geçti. Bütüu bunların üzerine sünger çekebil­mek için Zürih formülü bulundu. Bulunan bu formül, ber iki cemaatı da ayrı ayrı memnun edemediyse bile, bil' yakınlaştırma ve bağdaştırma vasıtası rolünü oy­nayabilirdi. Bahusus, sömürge devrinin nihayete erme s yie, bütün icra yetkileri Bum başkanı ile yedi üyesi Rum olan bakanlar kuruluna devredilmiştir. Buna rağ men Rumlar, Zürih e karşıdırlar. Bunu yıkıp, yerine Enosisi getirmek istiyorlar. Enosis nedir? Kıbrıs'ın peniden yabancı bir devletin sömürgesi olması, Kıbrıs Türklerinin yeniden ‘tebaa' haline getirilerek Zürih’le e de edilen hakların mezara gömülmesi demektir. Böy le bir neticeyi Türk cemaatinin kabul etmesi, ve bu türlü açık faaliyetler karşısında hiç bir tepki göster­memesi nasıl beklenebilir?

Şu anda biz Türkler, Zürih ı bir kenara itip, Kıb ı :ı>in Tür kıy ey e iadesi kampanyasını .açsak ve bu yol da açık faaliyetler sarfetsek, Rum halkı bunu nasıl hır tepki ile karşılar? işte durumun özeti buduır ve hu tursuzluğun esas kaynağı da bundan çıkmaktadır.

Böyle biı* durumda, ‘bu yol nereye gider" diye dü şünmek lazımdır, Evet, bu yol nereye gider? Ve sonu ı:ereye çıkar? Bu tahrik kampanyası, devam ettiği tak dirde, iki cemaat arasındaki münasebetleri kemirerek Herhalde iyi olınıyan bir sonuca bağlanır. Bu sonuç redir? Bunu biz söyliyemeyiz. Bunu, devamlı ve ısrar­cı zehirli tahrik kampanyalarıyle iki cemaat arasında ki münasebetleri kemirenler düşünmeli ve onlar bir cevap bulmalıdır. Görüldüğü gibi biz Türkler, müsbet ve yapıcı yoldayız, uzlaşmak istiyoruz. Anlaşmıyanlar anlaşmıya yanaşmıyanlar onlardır. Biz, barış, huzur, sükun ve işbirliği taraftarıyız. Bizim taraftar olduğu - muz her şeyi onlar yıkmağa çalışıyorlar. Biz bu du - ıumda ne yapabiliriz? Biz yapıcıyız, onlar yıkıcı! Oka dar ki, bindikleri dalı dahi kesiyorlar. Bunun için, fabırla, metanetle beklemekteyiz...

v lf vfv4vİvtvi vts/tvi vVsAv'fvİ Oİ\,İn/'Înv'İ\H

T E M İ Z HARİKA

Çamaşır TozlarıDiğer bütün Çapıaşır tozlarından daha üstün

olduğundan birçok kimseler tarafından tercih olun­maktadır.

Siz de bugün bir Paket TEMİZ çamaşır tozu plıp üstünlüğünü takdir edecek ve kendinize ideal Çamaşır Tozu olarak TEMİZ Çamaşır tozunu seçe - çeksiniz.

HAŞAN ALİ R IZA ve OĞLU T E M İ Z İmalâtçıları

Tel: 5499 Lefkoşa

“ASTRA” HER AVCININ EN YAKIN ARKADAŞIDIR

15 ve 16 ncı Asırlarda Yakın Doğuda Osmanlı idaresi

Gizli Peki - Otomatik İcektör - Fevkalâde Çelik - Hakik î Bütün Tabanca - İçi Paslanma­yan Namlular.Kıbrıs Genel Vekilleri:-

D E R S EV İT H A L Â T A C EN TES İ (Büyük Hamam Karşısı)

NOT: Ödemede kolaylık yapılır.Tel: 72512 — P.K. 350

LEFKOŞA

Akdeniz bilhassa bu de­nizin doğu kısmı ilk mede niyetin doğduğu ve gelişti ği bir yerdir. Yakın ve or tadoğuda yaşıyan milletler binlerce yıldan beri ortak bir medeniyet kurmuşlar - Sn- ki, biz buna Akdeniz medeniyeti diyoruz. Şüphe siz yirminci asır medeniye ti oıııın bir tekâmülü ol - muştur. Akdeniz etrafın - da yaşıvan milletler orta çağlar başından beri kül - tür bilhassa din itibariyle İslâm doğu ve hristiyan ba tı diye iki ayrı grup teşkil etmişlerdir. Fakat bu de - nizin yarattığı coğrafi ko laylık sayesinde gene de bu iki i akip gTup birbirle riyle temas etmekten ken­dilerini alamamışlardır.

Eski çağlardan beri, bir taraftan İktisadî münase - betler, diğer taraftan kül­tür etkisi Akdeniz çevresi milletlerinde müşterek adet ve gelenekler, hattâ dinî inanışlarında benzer­likler yarattığı için doğu Akdenizde çıkan tek allah fikri bütün çevre halkları arasında süratle yayılmış­tır.

Yahudilik, hristiyanlık ve son olarak da müslü - manlık, Akdeniz medeniye ti içinde doğmuş, biri diğe rini takip eden monoteist dinlerdi. Ak deniz milletle rinde ayrı dinler yerine esas hatları müşterek olan mezhepler doğmuş gibi bir hal olduğu kolayca anlaşı lir.

Ak deniz dünyasının si­yasî tarihi de bu bahsettiği miz sosyal ve kültürel birli ğin etkisinde olarak gel - miştir. Bu deniz çevresin - de oturan milletlerden bir çoğu yakm doğuyu, hattâ bütün Akdeniz dünyasını bir tek hâkimiyet altında toplamayı tecrübe etmiş - ler ve bunda muvaffak olanları da görülmüştür.

Eski çağlardan yakın çağlara kadar olan sürede Yakın lloğuda ayrı ırk, dü ce dindeki halk gruplarını bir araya toplamak sure - tiyle Doğu ve Batı milletle ıinin yan yana yaşamaları na hizmet etmiş bulunan büyük hâkimiyetleri bura da anlatmak konu dışıdır. Hâkimiyetin kurucusu olan milletin ırkı özelliği, din, tutumu ve kültür seviyesi ne göre, milletleri idare ba kınımdan ayrı birer sistem olaıı bu imparatorluklar - dan ben yalnız Osmanlı re jimi, daha dofcrıısu Türk sistemimi konu yapmış bu lunuyorum.

Türklcrin, fatih bir mil let olarak yakın doğuyu istilâları on birinci asrın ikinci yarısında başlar. Da ha önce Bizanslılar ve onun arkasından da arab- lar avni çevreyi ellerine geçirmişlerdi. Fakat, hristi yan, Bizans, Doğu Akde - ııizde hâkim din olma yo­lunda bulunan müslümanlı ğa kendi topraklarında ya ş<uııa hakkı tanımadığı gibi Müslüman Arap împara - torluğu da Hristiyanlığı yok edilmesi gerekli mün

LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD.S E Y A H A T VE N A K L İY A T BÜROSU

Beynelmilel Hava Nakliyat Kurumunun salâhiyetli temsilcisi olduğundan dünyanın her yerine

resmî fiat üzerinden bilet satar.Kıbrıs Umumî Acentesi bulunduğu D E N İZ C İL İK BANKASI

T.A.O.’nun lüks ve konforlu vapurları ile Avrupa ve Türk limanlarına seyehatinizi temin eder.

TÜRKİYE VE KİBRİSİN TURİSTİK YERLERİNE REHBERLİ GEZİLER TERTİPLER.

LFFKOŞA MAGUSA LÂRNAKA LİMASOL ve BAF’takiBüroları emrinizdedir.

kir bir din saymakta idi. Katolik Batının müslü - inanlara karşı olan müsa nıalıasızlıklarının Ispanya da yarattığı kanlı olayları tekrarlamıya lüzum yok - tur.

( tüıiey doğu Anadoluda Arap - Bizans sınırları bo yuııca olan mücadeleler de bu çevrede oturan müslü- man ve hristiyan halk yı­ğınları için az yıkıcı olmu yordu. O kadar ki, bir ara Bizaııslılarla araplar, kar şılıklı baskınları önlemek için, sınır boyunca uza - ııan geniş bir arazi şeridi ıı i nüfustan boşaltmakta anlaşmışlardı. Bu suretle iki taraflı tecavüzler önlen nıek isteniyordu.

Hulâsa, Türk istilâsin - dan önceki Yakm Doğu Müslüman Hristiyan müca delesi bu bölgenin tahribi ne sebep olmakta idi.

Türkleriıı buraları istilâ etmeleri, doğu - batı, daha doğrusu Müslüman - Hris tiyan münasebetlerinde yepyeni bir devir açmıştır. Yâni, Müslüman dünyası - nın batıya doğru olan ileri hareketinin idaresini elle - rine alan Türkler, kendi dinlerinde fanatik olma - dıkları, başka dinlere karşı da son derece müsamahalı tabiatta bulundukları için resmî istilâ kuvveti şehir lerin kalelerini zaptediyor mücadeleden yalnız “har - bî” sayılan askerler ve on ların aileleri zarar görüyor dıı. Şehrin üç günlük yağ­masında küçük bir zengin azınlığın malı da elinden giderdi. Fakat, büyük halk kitleleri hiçbir zarar görmüyordu, aksine, bu günkii gibi büyük kapital le çalışmayan, ancak ken di el emekleriyle günlük kazançlarını sağlıyan o gü nün esnafı ve pazarcı hal kı, asayiş ve diizen yeni - den kurulur kurulmaz, şe birleri ve etrafı dolduran Tiirklerin toşkil ettikleri hararetli müşteri kalabalı­ğı sayesinde eski cansız ti caret hayatına nazaran çok daha kazanmakta idiler.

Hristiyan köylüler Türk lerin gelişine çok daha se viıımişlerdi. Çünkü Türk - men halk yaylacılığa mü - sait yerlerde hayvancılık yapmayı tercih ettiği için, Hristiyan köylülere arazi bakımından bir ziyan olmu yordu. Eski feodal karak - terli Hristiyan rejimleri - ııin ağırlığıiıa karşı Türk lerin getirmekte olduğu ye ııi nizamın merkeziyetçi ka rakteri hiç.biı din farkı gö zetmeden bütün köylüleri yalnız devlete vergi veren hiir insanlar haline getir - inekte idi ki, köylüler için bu inkılapçı bir yenilikti.

Anadoluııun fethinden kısa bir süre sonra başlı - yan birinci haçlı seferinin büyük kitleleri bütün kuv vetleriyle Anadoluya yük­lenmelerine rağmen, bura sı gene de Türk kalmışsa, bunun yegâne sebebi fa - tih Tü.klerin Anadolunun yeı li H -istiyaıı halkını son dereoede memnun etmele­rinden başka birşey ola - m az.

Türkleriıı yakm doğuyu fetihleri sırasında yerli Hristiyan zenginlerden bir kısmının batıya göç etme lerini Hristiyan kaynakla­rının fazla büyütmelerine rağmen, esas kitlelerin yer lerinde kaldıkları, Selçukî Tıirkiyesinin bütün siyasî kudreti altında şehirlerde ki nüfus çoğunluğunun he nüz Hristiyanlarda bulun - dıığtı, köylerde ve yayla - larda ise, aksine her tarafı

Türkleriıı doldurduğu key fiyeti meşhur seyyah Mar ko Polo tarafından kaydo lunmuştur. Buna biz de Kayseri gibi o zaman Tür ldyesinin ikinci baş şehrin de Ermeni bir Hristiya - nııı yıllarca belediye reisli ği yaptığın ıilâve edelim.

Buraya kadar olan sözü rnüzün hulâsası şu olacak-

MUSTAFA AKTAĞAnkara UnüversitesiDil - Tarih Dekanı.

tır kî, ciddî bir araştırıcı Tiirklerin Anadoluda yer - leşmeleri devri olan Sel - çuki Türkiyesi cemiyetini bütün bir devlet düzeni içinde incelerse, önemli sa vida Tl "istiyaıı cemaati bu lacak, fakat bunların tâbi veya esir hayatı yaşadıkla rıııın emaresine rastlamı - yacaktır. Yirminci asır in­sanı, on ikinci veya on ü- çiincü asır Ilristiyanımn, evinde, iş yerinde, mabe - dinde yaşadığı huzurlu ha yatı zulüm ve esaret gibi tasvir etmekle zamanımı - zııı ihtiyacı olan milletler arası kardeşçe geçimi ge­ciktirmekten başka birşey yapmış olmaz.

ilk hızlı fetihlerden son ra, oldukça uzun bir sulh ve sükûnet devrine giren, bu sayede kuvvetli bir ikti şadf refah yaratmayı ba - garmış olan Selçuki rejimi onüçinıcü asrın ikinci yarı sıııcla, doğudan gelip mem lekti işgal etmiş bulunan Moğollara karşı Türkmen- lerin giriştiği isyanların te şirine dayanamıyarak on dördüncü asrın başlarında çökmüştür. Türltlerin Mo- âoilara karşı kurtuluş mü eadeleleri sırasında iktisa dî düzen, bilhassa ziraat ve ticaret adeta çöktü. Orta ve Doğu Anadoluda huzur diye birşey kalmadı.

Türkiyenin batısmda Selçukî - Bizans hudut boy laruıda Rumlar ile Türk­ler arasında, iki taraf vali leriııin mücadelelerine rağ men, gayet iyi bir dostluk doğmuştur. Marmaranın doğu bölgelerindeki Bi - zaııs kasabalarının sanayi ci Bum halkı ile Türk hu dut boylarında yaşıyan Türkmenler iki tarafın pa zarlarına serbestçe gelerek mal mübadelesi yapıyorlar dı. Hattâ, Türk kronikleri Türklerle Rumların birbir leriııi düğünlere ve ziya - fetlere çağıracak kadar kaynaştıklarını yazarlar.

Konyada Selçuki hane dam çökünce, Eskişehir çevresinde küçük bir hu - dut valisi olaıı Osmanlı Beyin çok kısa zamanda Marmara bölgesinin doğu sunu Bizanstan kolayca zaptetmesi bu çevredeki Türklerle Rumlar arasın - da doğan bu İktisadî birlik sayesinde mümkün olmuş tur. Konya hükümetinin yı kılması neticesinde Türki yede siyasî birlik diye bir şey kalmadığı halde, bü - tün batı Anadolunun mah dut kuvvetli Türk hudut valilerince pek kolay fethi niıı mümkün olması, bu va lilerden biri olan Osman Bey ve onun oğullarının bu yeni hareketi büyük Os manii imparatorluğu hali­ne getirmelerinde, Türkle- rin askerî kudreti yanında Bizansm feodal yapısında ezilen Rum ahalinin Türk lere yardım etmelerinin de biiyük rolü olmuştur.

Bunların hikâyesi siyasî tarihin mevzuu olduğu için, ben bu kadarla yetini yorum. Gorek Türkiye ve gerekse bütün yakm doğu Balkanlar, hattâ Doğu Av

ıupa tarihinde yeni bir do viı- açan Osmanlı împara torluğu, bu geniş gevrede yaşıyan çeşitli dil, din ve ırktan olan insanlar için fert ve aile olarak nasıl bir mânâ taşır, burada izah edeceğim. Osmanlı rejjimi içinde onun tabası olarak yaşıyan Müslüman ve Hris tiyan her ferdin tâbi oldu ğu haklar ve vazifeler bu devletin kanunlarında ta­rif ve tayin olunur. Bura da buııkrm aızı Türk Os manii sisteminin yukarıda aldattığımız Türk - Selçu ki sisteminden de ileri bir rejim teşkil etmiş olduğu nu gösterecektir. Osmanlı kanunları devlet toprakla ıında vatandaş olarak ya- şıyan insanlara “ reaya” adı nı vermiştir. Şu halde din ve milleti ne olursa olsun herkes padişahın reayası - ıln\ Reayanın birbirleriyle ve devletin reaya ile dava mevzuuna giren münasebet lerini şeriat esaslarına uy­gun kanunlar düzenlemiş­tir. Ancak, şeriat kaideleri çok eski ve dar bir çerçe vode olduğu için, cemiye - tiu müşterek örflerinden faydalanılarak zamanla ör fî kanunlar doğmuştur ki, •bunlar dini bir endişe ol - maksızm cemiyetin huku kî düzenini yürütmekte ko layca kullanılırlar. Hristi - yan reaya da ayni kanun lara tâbidir. Gerek haklar ve gerek vazifeler yönün - den Müslümaıılardau farkı yoktur. Devlet ve cemiye tin umumî düzeııiııi ilgilen diımiyeıı hallerde herkes mensup olduğu cemaat ve ya dinin kaidelerine göre yaşamakta, serbesttir. Mese lâ, bir Hristiyan çift evlen ıııek için kadıya gelirse, nikâh tescil olunur; ama buna lüzum görmez de ki­liseye giderse buna da kim se karışmaz.

öörülfiyoı Ki kadı yal - ııız şeriata değil, reayaya uygulanan bütün kanunla ra göre her davaya bakmı ya yetkili bir hakimdir. Bu hakimin hükümlerine razı olmıyaniarın İstanbul da bulunan divanda dava larını bir daha gördirmiye yetkileri vardır.

Din ve dil farkı gözet meksizin, her ferdin emni yet, çalışma ve kendi dinin de ayin yapma hakkı dev letçe katî sûrette korun - muştur. Meselâ, Bursada İktisadî darlık hissolundu ğu yıllarda (On altıncı a sır başlarında) bazı açık gözler para sızdırmak için Hristiyan ve Yahudileri Müslümanlığa ve Türklü - ğe hakaret ettikleri baha nesiyle, mahkemeye geti­rip yalancı şahitler dinle­terek mahkûm ettirme usu liinü kullanmıya başlamış-

I I İ Û K L l listihsal Kudretimizi Artırmak!

Y a za n : Reşat Süleym an EbeoğluKıbrıs Türk toplumunun İstihsal Kudretini

Artırması en önemli ve en hayatî davalarımızdan biridir. Bilhassa Türk köylüsünün zamanın iatih - rai kudretine uygun bir faaliyet göstererek gere - ken semereyi alması varlık ve istikbalimizin ana problemlerinden biridir. Bu problemin Türkiye jj Köylüsü için de gayet önemli ve hayatî olduğunu

1 belirten A T A T Ü R K ,: " K Ö Y L Ü N Ü N ÇALIŞM ALA­R IN IN NET İC E VL SEMERESİNİ , KEN D İ MEN - F A A T İ L E H İN D E A Z A M İ H A D D İN E YÜKSELT.M E K İ K T İS A D İ S İY A S E T İM İ Z İ N TEMEL TAŞI. D IR . ” sözleriyle bizleri çok kesin ve veciz olarak H ikaz ve irşat etmektedirler.

Kıbrıs Türklerinin bu kıymetli vatan toprak­ları üzerinde lâyık oldukları şerefli ve kudretli ha- yatı yaşayabilmeleri ve gelecek nesillere yaşatabil meleri için, İstihsal Kudretim izi artırmak ve bil. bassa Türk Köylüsünü m üreffeh ve nikbin hale getirmek icap etmektedir. A da l urklerinin büyük bir çoğunluğu köylü olduğuna ve memleketin “ha­kiki efendisi” olması icap ettiğine göre de Türk köylüsünün İstihsal Kudretinin Artması Cemaat ı ’ayalarımızın başında gelmekte ve bu önemli da vanın gerçekleşmesi en hayati problemlerimizden birini şekillendirmektedir.

İstihsal Kudretim izi artırma yolunun temel şartlarından birincisi, Türk köylüsünü bilgili ve kültürlü kılarak zamanın bütün teknik ve imkân­larından faydalanma lüzûm ve zaruretini, tam ma nasıyle, takdir ve tutbik edebilecek bir ruh ve se­viye sağlamaktır. Aksi takdirde bütün davranış ve faaliyetler âriz? ve zevahiri kurtarıcı olmak - tan öteye geçem ez!

İstihsal Kudretim izi artırmanın diğer önemli bir şartı ise iş bölümü ve ihtilasa gereken önem ve değeri vererek Yirminci Yüz Y ılın teknik im - kânlarından en uygun ve prağmatik bir şekilde faydalana bilme p'ıânı ve imkânlarını temin ede - rek sistemli ve dinamik bir şekilde çalışabilmektir. Aksi takdirde biz ilerleme yolculuğuna başkaları- n n çok mesafe kestiklerini farkederek hayıflan­maktan kendimizi kurtaramıyacağız.

İstihsal kudretimizi artırmanın şartlarından b»ri de Kooperatiflerden ve diğer ekonomik ve yosyal imkânlardan azami derecede faydalanma yihniyet ve imkânlarına sahip olmaktır, insan sos­yal bir yaratık olduğuna göre, ferdsel zihniyet ve davranışların üstünde değer ve önem taşıyan top-

l ; lumsal ve M illî menfaatlerimiz olduğunu ve bu menfaatlerin gerçekleşmesinin en hayatî bir mana ti bulunduğunu takdir ederek “BİRİMİZ HEPİ­M İZ VE HEPİM İZ BİRİMİZ İÇİN» zihniyet ve samimî inancı ile İstihsal Kudretimizi artırmıya çalışmalı hem de çok çalışmalıyız. Türkün en çetin işleri başarmak için yaratıldığına inanarak ve bu inançtan en büyük erk alarak çalışmalıyız!

i ardır. Bu hal Istanbula şi kâyet olununca, bu çeşit dâvaların divânda görül - mesiııe ferman çıkmış ve gayrimüslimlere karşı kul lanılan bu şantaj yolu he men kapanmıştır.

Reaya ile devletin müna sebetlerinde en önemli me selenin vergi mevzuu oldu ğu tabiidir. Müslümanlı - ğııı ilk devirlerinden kal ma bir terim ile gayrımüs lim zıııımi, Müslümana da “ riayet” demek âdet ol - muştur. Halbuki, Osmanlı yazı dilinde zımmî kelime si bu manasını kaybetmiş sadece gayrimüslim anlamı na kullanılır olmuştur.

Şehirde oturan müslim ve gayrimüslim herkes yap tığı ticaret üzerinden bu hususta düzenelenen ka - ıı un gereğince vergi verir. Bu duruma, göre, ticarî madde ile hiç ilgisi olmıyan gündelikçi vergi vermez.

Köylerde yaşıyan halka uygulanan vergi kanunları şehirlerinkinden çok fark­lıdır; şöyle ki, şeriatın ka idelerinden olarak, fetho- lıınan bütün arazi devletin malı sayılmıştır. Bu kaide yo göre, bütün Anadolu ve Rumelilideki topraklar dev lotin mülkü olmak icabe - der. Devlet bu mülkünü, yani tarlalarımı, ya ortak çılık esasları dairesinde iş letir veya icara verir.

Osmanlı Devleti bir ye­ri zaptedince, bıı kaideye göre mülkiyeti kendisine geçen bütün araziyi bir tah rir memuruna yazdırarak, buraların bir defterini tut turur. Eski sahipler devle tin ya kiracısı veya ortak cısı durumuna düşerler. Harp sırasında kaçan veya ölenlerin arazileri ise hoş kalmış sayılarak devlete geçmiş olur. Bu gibi yerler

(Devamı Sayfa Üçte)**XOOIOiaOCt0IOIOIOKtC'CIOtaoiO ^ ^

LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD.Merkez:

LEFKOŞA — KIBRISTelgraf Adresi: “TURBANK”

P. Kutusu: 242 Telefonlar: 3117 & 74474Şübeler :

MAĞUSA LÂRNAKA LİMASOL BAF Tel: 2389 Tel: 2435 Tel: 3834 Tel: 2382

LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. bütün Şübeleri ve dünyanın her tarafındaki Muhabirleri ile bütün BANKACI­LIK işleri için sayın halkımızın emrindedir.★ Faizli Mevduat Hesaplan

* Avans ve Kredi Hesapları * Posta ve Tel Havaleleri

* Iskonto* Kredi Mektubu ve Tüccarı Akreditif

Muamelelerini görür.DÜNYANIN HER TARAFINDA ÖDENEN

SEYYAH ÇEKLERİ SATAR.LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. birikmiş paranıza

en yüksek FAİZ verir.

Page 3: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTA NACAKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1962/Ekim/05...Piyi köyünden Ortodoksos Epifaniu’r.un da bir tabanca ile 7 mermi taşıdığı tesbit

5 Ekim 1962, Cuma N A C A K

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Sayfa 3

Köy Kadın Kursları Açılırkenflk, Orta ve Liselerimiz ye

„j 196*2-63 deıs yılma girer Ken, ıli£er taraftan da Türk M(inrii' İçiresi Halk Eğitimi

hatlı köy kadın kursları da birçok Köylerimizde faali vete geçmiş bulunduğu bu (Tünlerde, Köylü Kadın Kur­su münasebetlerine temas et meyi faydalı buldum.■ 3 vıldanberi Adamızın bir­çok Türk Köylerinde muvaffa kiyetle yürütülen KadınKursları bugün dördüncü se nenin faaliyet merdivenlerine basmış bulunuyor. Eskiden köylerde Tahsile devam etmi yen gene kızlarımız, ve bu - nıııı yanında evli hanımları­mız, böyle bir nimetten mahnimdular... v

Halbuki şimdi köylerinde ayaklarına kanar gelerek kol larına altın bilezik takabilme leri için, Okullar açılmış, bu sahada kendilerine ışık tuta­cak gene Öğretmenler yetişti rilerek gönderilmiş ve imkân

ÖZER HATAYlar sağlanmıştır.

Birçok köylerimizde köy kadın kursları, haldkaten tah miıılerin fevkinde neticeler vermekte, ve sene sonu yapı­lan faaliyetler, sergiler tertip lenerek teşhir edilmektedir. Her geçen yıl artmakta olan Kadın Kursları, ve köylerde uyanan arzu Cemaatımızın if tıhar vesilesi olmaktadır.

Hiç şüphesiz her alanda ol duğu gibi bu sahada da bazı menfi hareket edecek sayısı pek azı geçmiyen insanlar ol muş ve olacaktır da, işte köy Lü kardeşlerimizin bu yolda mücadele ederek bu gibi kim seleri doğru yola davet ede­rek köye £,elen Öğretmenlere her zamankinden daha da ya kııı ilgi göstermeleri ve onla ra yardımcı olmaları icabet - mektedir.

Bunu yaptığımız takdirde göreceğiz ki, daha iyi netice ler elde etmiş birçok fayda - lar sağlamış olacağız.

GISLAVED

&

feRODö' Mud a?td Sı>ov»

Traktörünüze veya arabanıza lâstik mi almak istersiniz? O halde garantili GISLAVF.D lâstiği alınız.

GISLAVED Lâstikleri ömür boyunca garantilidir.

VE Lİ K A RD EŞLER?r -

Asmaaltı No. 100

LEFKOŞA Tel. 72303

SATILIK BAHÇELefkoşa’dan yarım saat mesafede olan Geçitkale

(Köfünye) köye bitişik 30 dönüm bahçe, içinde evle­ri beton kuyusu, Lister marka su motoru ve motor evi, etraf künklerle çevrilmiş tamam su teşkilâtı ve beş senedenberi devamlı olarak işletilmekte olan tü­kenmez 21 - 3 inçlik suyu, 4 dönüm yeni dünya fidan­lığı ve sair ağaçları ile ucuz fiata satılıktır, ödemede kolaylık yapılır.

İstekliler. Lefkoşada Türk Kooperatif Dairesi Başmüfettişi S. Nesib Atay'a müracaat etmelidirler.

Köylerimizde nakış ve elişleri ile meşgul olan kadın ve kızlarımızın çalışmaları genişletiliyorKIBRIS TÜRKLERİ ARASINDA KÜÇÜK ENDÜSTRİLERİ CANLANDIRMAK

İÇİN HAREKETE GEÇİLDİKıbrıs Türkleri arasında

bazı küçük endüstrileri Ko-operatii yolu üe orga­nize etmek için ciddi suret te faaliyete geçüdiğini memnuniyetle kaydetme - iiyim. Bu meyanda Kıbrıs Türk Nakış ve Elişleri Ko­operatifi kurulmuş ve alâ kadar ayakkabı imaiâtçüa rı da bir Ko-operatif ayak kabı fabrikası kurmak için müracaatta bulunmuşlar - dır.

KIBRIS TÜRK NAKIŞ VE ELİŞLERİ KÜ-ÜPE B ATI*’ Ş İRKETİ Ltd.’in kuruluş safhaları hakkın­da okuyucuları aydınlat - mak faydalı olur kanaatin deyim. Köylerde yeter de­recede arazisi olmıyan bir­çok çiftçilerimizin geçim darlığı içinde oldukları ve Ko-operatiften borçlandık lan parayı ödemede sıkıntı çektikleri bir hakikattir. Bir ailenin bütün geçim masrafları yalnız erkeğin omuzlarına yüklenmiş oldu ğundan seneden seneye borç çoğalmakta ve aüe sıkıntıları artmaktadn-.

Köylerdeki çifçi borçla­rının i n i i h i m bir kısmının kızlarına çeyiz yapmak gi bi verimsiz maksatlar için borçlanılan paralardan üe ri geiditi müşahede edil - miştir. Medeniyet ilerledik çe insan ihtiyaçları da o nisbette artmaktadır. Bu sebebden bir aüede yalnız erkeğin işlemesi ile ailenin bütün ihtiyaçlarını karşıla mak imkânsız hale gelmiş­tir. ileri memleketlerde ka dınlar da çeşitli işlerde ça İrmaktadırlar. Bu suretle aüeniıı maddi sıkıııtüan bertaraf edilib daha mü - reffeh bir hayata kavuş - maktadırlar. Kadının müs

tahsil duruma geçmesi ile aileye ek bir gelir temin temin edüeceğinden çocuk larııı da daha iyi şartlar dahilinde yetişmesi imkânı hasıl olacak ve atimiz için daha parlak bir istikbal doğacaktır.

Bizde de kadın ve kızla rımızdan küçüük bir züm re memuriyet ve serbest olarak iş sahasına atılmış­lardır. Fakat büyük bir ekseriyet maatteessüf ça­lışma imkân ve fırsatı bula mamaktadırlar. Türk Ko-o peratif Dairesi birkaç sene denberi bu konu üzerinde durmuş nakış ve dişlerini organize etmek imkânları nı aramıştır.

Şükranle tebarüz ettir - meliyim ki Türk Cemaat Meclisi İcra Heyeti de bu meseleyi ehemmiyetle ele alınış ve ada çapında bir etüt yapmak maksadıyle 1961 senesinde Atatürk Enstitüsü müdürü başkan lığında Maarif ve Sosyal işler Daireleri mümessille ri ile Ko-operatif Dairesi namına benim de katıldı - ğım bir komite teşkil edil - miştir. Bu heyet adanın na kış ve elişleri ile meşgul olan köylerini ziyaret edib alâkadarlarle temasta bu­lunmuş etütlerini tamamla mış ve Türk Nakış ve Eliş lerinin Ko-operatif yolu ile organize edilmesi husu sunda görüşlerini Türk Ce maat Meclisi icra Heyeti başkaııına bir rapor halin de sunmuştur, icra Heyeti raporu uygun ve yapıcı bulmuş ve hemen faaliye te geçilmesi talimatı ile ilk sermayeyi teşkil etmek üze re Türk Ko-operatif Mer­kez Bankasına, kurulması mütesavver Ko-operatif na

Yazan: S. NASIB ATAYKo.aperat'f Başmüfettişi

mma £1500 bağış olarak yatırmıştır.

Ko-operatif Dairesi köy ve kasabalardaki nakış ve elişleri ile meşğul kadın ve kızlarle temasa gelmiş Ko­operatifin maksat ve gaye leri alâkadarlara anlatila- rak talî kanunlar hazırlan mıştır. Aşağıda yazılı köy ve kasabalardan nakış ve elişleri ile meşgûl 258 ka dm ve lcız aslî aza olarak Ko-operutife iştirak etmiş lerdir. Lefkoşa, Mağusa, Li masol, Lefkara, Lâpta, Pergama, Pile, Cihangir, Elye, Lefke, Gönyeli, Kaza fana, Taşkent, Tatlı Su, Ge çitkale, Bağlarbaşı.

Ko-operatif 25 Mayıs İ 962. tarihinde KIBRIS TÜRK NAKIŞ VE ELlŞ LERİ KO-OPERATİF ŞlR K ETİ Ltd. namı altında Ko-operatif kanun ve ni - zamlarına gere kaydedil - miştir. 15 Haziran 1962 ta rihinde ise Lefkoşada Ata türk Enstitüsünde Ko-ope raitfin ilk umumî toplantı sı yapılıb üyeler tarafın - dan 7 kişilik idare heyeti seçilmiş ve Ko-operatif bü fiil işe başlamıştır.

Ko-operatif genel olarak küçük el sanatlarını da Türkl«r arasında yaymak ve bunları inkişaf ettir - mek gaye ve hedefindedir. Bu sebebden tali kanunla rmın A üncü maddesinde maksatları arasında nakış ve elişi erinden başka Kibri sa mahsus biblo, seramik, tahta oymacılık, halıcılık, dokumacılık ve sepetçilik ve bunlara mümasil eşya -

ların imali de vardır. Uye ler arasında kabiliyetli olanlara yukarıda bahsedi len el sanatlarını öğret mek, teknik bilgi vermek için atölyeler açmak, kurs lar tertibetmek ve icabe derse burslar vermek Ko-o peratifin gaye ve maksat­ları dahilindedir.

Küçük el sanatlarını ge liştirmek, Türkler arasın da yaymak ve Ko-operatif işlerinin intizamlı ve eko - nomik şekilde yürümesini temin etmek için teknik bilgiye lüzum olduğu dik­kat nazarına alınarak hu susi daiuli nizamat yapü - mış ve Maarif müdürünün gösterdiği yukarıda bahse dilen el sanatlarında ihti­sası olan on öğretmen tek­nik komite olarak vazife görmek için seçilmişler - dir. İdare heyeti ve tek - nik komite birlikte Ko-ope ratifi inkişaf ettirmeye ça lışacaklardır.

1963 senesi zarfında ko­operatifin Lefkoşada tek - nik komite idaresinde bir atölye açarak küçük el sanatları öğretileceği gibi halıcılık için de Türkiye - den bir mütehassıs getiri - lib kadın ve kızlarımıza bu sanatı öğretmek ve köyle re kadar yaymak ko-opera tifin faaliyetleri arasında dır. Şimdiden nakış için tecrübeli kadın ve kızları miza malzeme tedarik edil miş olub çeşidli desenlerle ikmal edilmiş küçük bir stokumuz vardır. Gelecek yazımda satış işlerinin na­sıl organize edileceği ve Hükümetin küçük el sa - natlarını inkişaf ettirmek i ç in aldı&ı tertibatı hakkın da bilgi vermeğe çalışaca­ğım.

15. VE 16. ASIRLARDA YAKIN DOĞUDA OSMANLI İDARESİ(Sayfa ikiden Kalan)

hiç toprağı oimıyanlara ve ya buraya yeni göç eden Müslümanlara icar veya ortaklık suretinde verilir.

Çiftçi ile devlet arasın­daki ortaklık şartları şöyle dir: Arazi, tohmu ve bazı zarurî hallerde ziraat alet leri ve koşum hayvanı dev let tarafından sağlanır, o halde çiftçinin bir tek eme ği geçecektir. Çıkan mah -

GELEN SİLÂHLARAlmanyadan GEGO SPEŞAL, Ispanya’dan LAURANA, Fransadan

ROBÜŞ SEN-TEDİYE ve SIFARM SEN-TEDİYE, Belçika’dan TRIUMPH, fngiltereden akla gelen her marka müşteri zevkine gööre getirilmektedir.

MEMDUH ERDAL Ticaretevi’nden alınan her silâh Fabrika ve hükümet israfından 5 sene garanti edilmektedir-

Yukarıda isimleri geçen silâhlar gümrükte hazır olup istenen marka ve model hemen teslim edilebilir.

Kendinize en iyi silâhı seçmek için senelerdenberi geniş tecrübeye sahip olan

MEMDUH ERDAL Mağazasına uğrayınız.Adres: No. 1, Gime Caddesi

Telefon: 72274 P. K. 738. LEFKOŞA

sül devlet ile çiftçi ara­sında yarı yarıya pay olu nur. Arazi defterine bu şe kil işlutmiye göre geçen çiftçiye ortakçı adı verilir. Bu durumda olan reaya (Müslüman veya Hristiyan farkı olmadan) devlete hiç bir vergi vermez.

Devlet topraklarının köylü tarafından icar usu lünce işletilmesini düzenli yen kanunun bu hususa ait koyduğu şartlar iki ta rafı da bir takım mükelle fiyetler altına koyması ba kınımdan daha çok entere sandır. Devletin icara ver diği arazi üzerindeki mül kiyet hakkı kısıtlanır, ade tâ nazari kalır. Çünkü, ara ziyi icara tutan köylü bu toprak üzerinde tasarruf hakkı kazanır. Arazi gene devletindir ama, istediği zaman geri alamaz; an - cak köylü mazeretsiz ola - rak üç yıl ekmezse toprak devlete geri dönmüş olur. Böylece, d evletçe kurtarü mış olan toprak usulünce yeni bir kimseye icara veri lir. Osmanlı devletinde top rak mülkiyeti devletin ol du£i için, tarla alım satım ları mevcut değildir. Ma - mafih köylü istediği za - man tasarruf hakkını bira

'kabilir. Yânı icarcılıktan^ vaz geçer.

Raiyet adı alan icarcı - nın mülk sahibine yani dev lete ödediği icarın miktarı şöyle tayin olunur.

1. Tapu resmi: İcarcı - nın araziyi ilk defa icara alırken, bir defaya mahsus olmak üzere, ödediği bir nevi satın alma bedelidir, veyahut kontrat vergici - dir.

2. Her yılın icarı için devlete çiftçi iki çeşit öde mc yapar bunun bir çeşidi nakid paradır; diğer çeşi di. doğrudan doğruya mah sülün sekizde biri, veya ye riııe göre, beşte biri nisbe tinde olanıdır. Her bölge­de ödenecek mahsûl nisbe tinin ne miktarda olduğu kanunnamede sarihçe ya­zıldığı için, icarcı ile dev­let ihtilâfa düşmez.

Para ile ödenen kısma gelince, bu da çift resmi (Bir çift hayvanla sürüle- bilen miktarda arazi ki seksen ile yüz yirmi dö - nüm arasında değişir) yir mi iki akçe (Hristiyan için yirmi dört), bennak resmi on iki ve mücerret resmi altı akçedir.

Yukarıda kısaca izah olunan hukuk kaidelerini Osmanlı idaresi hiç olmaz sa on yedinci asrın başla rıııa kadar dikkatle uygu laııııya çalışmıştır. Devlet düzeninin bozulmıya başla dığı 1570 sıralarında bile, imparatorluk idaresine geç meyi istiyen Hristiyanlar vardı. Meselâ, Kibrisin yer li Hristiyan halkı Alâiye valisi vasıtasiyle padişaha müracaat ederek adanın Venediklilerden kurtarü - masını ve kendilerinin ta balığa kabullerini rica et inişlerdir.

Yakm zamanlara kadar Avrupa halkınca Osmanlı idaresi diye tamlan ve bu rada yaşıyan Hristiyanlar için bir zulüm ve işkence hayatı olarak kabul edilen şekil, aslında bu impara - torluğun sarsılmaya başla dığı on yedinci asırdan son

raki devrede meydana çı - kan bir devlet düzensizliği dir. idare hayatının ka - nunsuzluk ve keyfilik için de yürütülmesinden yalnız Hristiyen halk değü, Türk ahali de büyük ızdıraplar çekmiştir. Anadoluda çı - kan ve yüz yüdan fazla devam eden celâü isyanla rı idare keşmekeşinin ya­rattığı memnuniyetsizliğin bir ifadesidir.

Osmanlı tarihini herşey den önce ilim zihniyetiyle ele alan batılı orientalistle riıı ciddî araştırma faali­yetleri sâyesinde Avrupa literatüründeki bu yanlış­lar gittikçe tashihe utra - makta, Türkiye tarihi bü­tün hakikatiyle ortaya çık maktadır. Meselâ yarım asır önceki Fransız tarihçi si A. Rambeau veya Belçi kah meşhur Hanry Piren- ııe Osmanlı imparatorluğu ııun ve Tüı-klerin yakm doğu hakimiyetini Moğol­ların veya Timurun yağ - macı step imparatorlukla rma benzetmişlerdi. Halbu ki, gene iki Fransız tarihçi si olan Hanry Hauser ve hele bu günün pek değerli

tarihçilerinden F. Braudel, öncekilerin aksine olarak Osmanlı tarihini dünya ta rilıi içinde yeni zamana uygun Lir başarı ve mede niyet ifadesi diye kabul ediyorlar. Türkçe bilmiyen şark dillerindeki doku - manlardan iyi faydalana - mıyan bu tarihçilerin hatâ dan kurtulmaları elbette orientûlistlerin doğu tarih lerini aydınutmak için har cadıkları büyük gayretler sayesinde mümkün olmuş tur.

T Ü R K K I B R I S .VEIIB I ZEKİ

Lefkoşa Erkek Lisesi Tarih Öğretmeni Rum gazeteleri feryat ediyorlar. Kıbns Yu­

nandır ( ! ) — Enosis ve buna benzer gülünç iddi­alar. Fakat bunların hepsi de yaygaradan ibaret­tir.

Tarihte hiç bir zaman Kıbrıs’ın Yunanistan’a ait olmadığı söylenebilir. Hatta antik devirlerde t1 ahi Adada bulunan Yunan Kıratları Fenikelilere tabi idiler. Yalnız Makedonya Kıralı Büyük isken der zamanında M.Ö.: 333-325 arasında Ada, bir aralık İskender İmparatorluğuna ait bir parça ol­du. O zamandan beri hiç bir surette Yunanistan’a geçmedi. Böylece Yunanlılarla Kıbrıslılar arasın - da, Roma İmparatorluğunun, Bizansın ve Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyetleri altında bulun­muş, olmaktan başka müşterek gelenek ve hatıra­lar mevcut olabilir mi? Şarki Roma İmparatorlu­ğu olarak tesmiye edilmesine rağmen Bizans İm­paratorluğu bir Yunan İmparatorluğu olarak ka­bul edilebilir mi?

Onlar Kıbrıs’ta Bizansın ve antik Yunan ma" zisinin an’anelerine müstenit bir mentalıte yarat­mak emelindedirler. Fakat Bizans, daima Yunan değil, ekseriya Romalı demektir. (Dr. Torun Şük­rü, Kibrisin Politik Durumu.)

Rumların kendilerini haklı göstermeğe çalış­tıkları bir nokta, adada onların bize nazaran nü­fusça fazla olmalarıdır. Fakat tarih bize göster­miştir ki nüfus daima salut değildir. Bunu aşağı­daki misallerde açık olarak görebiliriz.

1778 tarihinde ölen Rum Kyprianos, 1777 se nesindeki sayıma göre Ada’da 47.000 Türk ve37.000 Rum’un yaşadığını yazıyordu. 1793 tari - hinde vefat eden ingilterenin Halep Konsolosu De VEZİN, memuriyeti esnasında, Ada nüfusu - nun 80.000 olduğunu, bunun 60.000 ni Türklerin,20.000 ini de Rumların teşkil ettiğini kaydeder. Ay ni devirde İngilterenin Kahire Konsolosu, Müslü­manların Adada %77 nisbetinde bir çoğunluğa sa hip olduklarını zikreder.

19.cu asrın sonundan itibaren, devamlı harp ler ve Osmanlı İmparatorluğu dahilinde süren anarşi yüzünden, askerlik mükellefiyetini haiz ol mıyan Rumlar lehine olarak Türk ahalinin sayısı ve nisbeti birinciler lehine gittikçe azaldı. Lozan Muahedesi ile Türklere tanınan hak mucibince bir çok Kıbrıslı Türk Anavatana göç etti.

Böylelikle görüyoruz ki nüfus meselesi sabit | bir ölçü değildir. Bir gün Türkler yine Adadaki

çoğunluğu teşkil edebilirler. Böylece Rumların nü fus çoğunluğunu ileri sürerek adada hak iddia et meleri gülünçtür.

Bir devlet bir yer üzerinde hak iddia etmek islerse o yerin coğrafi, iktisadi, asken ve stratejik kakımdan hatta tarihi bakımdan kendine bağlı ol ması lâzımdır. Yoksa mütemadiyen değişen nüfus üzerinde fikir yürütmek boştur.

Halbuki Kıbrıs’ın Yunani&tanla hiçbir bağı yoktur. Buna karşılık:

Kıbrıs adası, her şeyden evvel bir Türk top­rağıdır. Çünkü:

(A ) — Kıbrıs Coğrafik bakımdan Anadolu- ya bağlıdır. Ada, tam mânasiyle Anadolu ile Su­riye arasında bulunmaktadır. Bu da bize Ada’nın bir zamanlar Anadolu ile bitişik olduğunu göster­mektedir. Kıbrıs Anadolu’dan ancak (44), Yuna nistandan ise (1100) mil mesafededir. Yani kısa­ca söylemek lâzım gelirse, Kıbrıs, anasının kuca­ğında yatan küçük bir kuzu gibidir. Kuzunun ana sı ise Anadolu'dur. Geçen günkü konferansında Muhterem Profösörümüz Cemal Alagözlü, Kıbrısı Anadolunun bir devamı olarak göstermesine ne kadar yerindedir. Bir yavruyu, anasından ayır - mak mümkünmüdür ?...

(B ) — Kıbrıs, Fetih hakkı itibarı ile de Türk’tür. Kıbrıs, 1571 de her karış toprağı Türk Lanı ile sulanarak aldığımız bir adadır. 1878 tari hinde askeri ve siyasi zaruretlerle emaneten İn - &iltereye terkettiğimiz Kıbrıs adası, Tarih ve me rieniyetimizin ebedi damgasını taşımaktadır.

Her adım başında rastlanan Türk şehidi me­zarları, mabedlerimiz, tarihî abide ve eserlerimiz, milyonlar değerindeki evkaf tesislerimiz Kibrisin Türk olduğunu isbat etmez mi?

Adayı, zaruretler dolayısı ile İngiltereye dev- ı etmemize rağmen. Anavatan Ada ile daima ya - Lmdan alâkadar olmuştur. Halbuki Yunanistanın Kıbrısla hiç bir ilişiği yoktur.

(C ) — Kıbrıs Adası iktisaden de Anadoluya 1 ağlı olup Tarih boyunca daima böyle bağlı kal - miştir.

(D ) — Kıbrıs, askeri ve stratejik bakımdan Doğu Akdeniz’de kilit mevkiini işgâl eden ve Tür kiyenin Güney kanadını himaye eden Kıbrıs Ada sınm, başka bir devletin eline geçmesine Türkiye p.sla müsaade edemez. Kibrisin düşman tarafından işgali, Türkiyenin emniyyet sisteminin sarsılması demektir. (D a h a fa z la b ilg i için, D r. Torun, Şük­rü’nün K ıb r ıs ’ın P o litik D urum u ad lı eserine b ak ı­la b ilir .)

Netice olarak söyliyebilirizki Kıbrıs Coğrafi, 1 arihi, Ekonomik, askeri ve stratejik bakımdan Anadolu ile bir bütün teşkil etmektedir. Hiç bir kuvvet onu, Anadoludan ayıramaz. Ayırmağa kal kanlar, 30 milyon 120.000 Türkü, çelik bir kale Kİbi önlerinde bulacaklardır. Pallikaryalar Tarih okusunlar. Türkleri dedelerine sorsunlar ve yay-

( D evam ı S a yfa D ö r tte )

Page 4: MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTA NACAKevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1962/Ekim/05...Piyi köyünden Ortodoksos Epifaniu’r.un da bir tabanca ile 7 mermi taşıdığı tesbit

Sayfa 4 5 Ekim 1962, Cuma

Kârnaka Tü rk B eled iye Re is i D iş H ek im i Sadi H ilm i A m erikan H arb C em isi

B O STO N 'u n kumandanı ile b ir arada.

KIBRIS TÜRK ISO BİRLİKLERİ FEDERASYONUNUN ÇAĞRISI

FE D E R A S Y O N , T Ü R K V A R L IĞ IN IN B İRER SEMBOLÜ O LAN T Ü R K B E L E D İY E L E R İ

İLE E L E LE YÜ RÜ YO RGeçen Pazar günü 35 inci

toplantısını yapan Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri Federasyonu 1c ra Komitesi, Türk Belediyele­rine olan mükellefiyetlerini ye­rine getirmeleri hususunda Türk işçilerine aşağıdaki mü - racaatı yapmağı kararlaştırmış tır:

“ Kıbrıs Cumhuriyeti Ana - >asasının tatbik edilerek res - men ayrılmasını istediğimiz ve üzerinde ısrarla durduğu - ır>uz Türk Belediyelerinin, top iumumuza yakışır bir varlık halinde çalışmaları şehirlerimi­zi daha mamu rbir hale getir­meleri ve daha büyük bir mik- taı işçi çalıştırmaları ancak

mali imkânlarına dayanacak - t r.

Kıbrıs Türk İşçi Birlikleri Federasyonu icra Komitesi, Kıbrıs’taki Türk varlığının bi­rer sembolü olarak yaşıyacak olan Türk Belediyelerine Türk ^çilerinin ödemekle mükellef bulunduğu meslek vergilerini ve, varsa, diğer borçlarını öde meleri hususunda Türk işçileri re müracaatta bulunmağı millî ve vatanî vazife addetmekte - oir. Kıbrıs Türk işçi Birlikle­ri Federasyonu İcra Komitesi Tiirk işçisinin bu makûl mü - racaatı müsbet karşılayarak Türk Belediyelerine karşı mü­kellefiyetlerini yerine getirece­ğine güveni tamdır.”

Belediye Reisinin TeşekkürüLefkoşa Türk beeldiye reisi

Dı. Fuat Celâlettin, evvelki gün federasyon başkanı Neca fi Taşkm't ziyaret etmiş, Türk

Belediyelerinin davlarına dört cile sarılan işçi teşekküllerine ve işçilere teşekkürlerinin ile - (ilmesini rica etmiştir.

Üzümünü Satmak için Üç Gün Kapı Bekletilen TürkDışında

Geçitkale’den çıkıp, Leymo- sun’daki KEO Şirketine üzü - münü satmak için giden Türk, üzümünü ancak ÜÇ GÜN zar­fında satabilip köyüne döndü.

— Kuyruk sırasına giren üzüm satıcıları, beşinci olan Türkü doksan dokuzuncuya i'tıp üzümü kasten ekşitildi.

“NACAK” Gazetesi Yazı işleri ii - Lefkoşa

19.962 tarihinde (Çarşam -. .aziyet karşısında ne yapacağı ba günü) ö.e. saat II de Keolm; bilmiyordum. En nihayetŞirketindi hazır bulundum. Böylelikle, benden önce olan beş kamyondan sonra sıra ba­na geleceği söylenildi. Beş ara ba boşaltıldıktan sonra sıra ba n:ı gelmişti. Fakat benden son la birçok Rum üzüm satıcıları c iduğu için, beni geri kesip ertesi gün gelmemi söylediler. Bu duruma itiraz edince, orda Ki mesul şahıs, bu andan sonra iizüm alınmayıp, dairenin ka­panacağını söyledi. Bu durum karşısında kaçmak, mecburiye- t nde kaldım. Fakat ben kaç - tıklan sonra gece saat 10’a ka­dar Rumlardan üzüm alınma­ğa devam edildi.

Ertesi gün üzüm dolu kam­yonumla şirkete gittiğimde, yi ne o gün üzümüm alınmayıp bütün gün orada bekletildim, dünden kalma olduğunu söy­leyince bana yapılmadrk ha - karet kalmadı.

Nihayet üçüncü gün üzü - münıün alınacağı söylenildi. O gün yine şirkete gittiğimde, üzümün fena oldu dediler. Bu

binbir münakaşadan sonra üzümüm satın alındı. Fakat bu sefer şirket, Rumlara öde­diği fiyattan daha az bir para 'erdi ban:ı. Bu da yetmiyor - muş gibi yekûn tartıdan 140 ı kka fena üzüm diye çıkarıldı.

Bu olaylardan sonra üzü - mümden aldığım para ile an­cak beni miçin üç gün bekle - yen kamyon sahibi ile masraf larımı ödeyebildim.

Halan İzzet Geçitkale - Iûrnaka

Kıbrıs Müftülüğü Miisevvitli,«inden

Kıbrıs Müftüsü sayın M. Dânâ Efendi, halkımızla gö - lüşmek ve dinî öğütlerde bu - lunnıak üzere 7 Ekim, 1962 tarihinde Pazar günü ö.e. saat 10.30 da Lefke’yi ziyaret eyle­yecektir.

Özel İnşaat işçileri Hakkında

Özel İnşaat işlerinde çalışan işçi ve sanatkârların iş şartla­rını düzenleyen bir Çalışma Münasebetleri Anlaşması, ge­çen Cuma günü Müteahhid Efruz Sami Müdüroğlu ile Kıbrıs Türk işçi Birlikleri Fe derasyonu Temsilcileri arasın­da müzakere edilmiştir.

Yapılan bu müzakerelerinneticesi dün özel inşaat işçile - rinin yaptığı toplantıya sunul­muştur. Müzakerelere devam edecektir.

Kanunsuz Tayinlerin Durdurulması istendiK.T.İ.B. FEDERASYONU MAĞUSA LİMAN MÜDÜRÜNÜ PBOTESTO ETTİ

Sıhhiye İşçileri Toplantı YaptıSağlık Bakanlığına bağlı sıh

hıye işçileri, geçen hafta sonu Lefkoşa’da Flükümet hastaha- nesinde kaza baş doktorunun başkanlığında yıllık genel top­lantılarını yapmışlar ve baş doktorun geçmiş devre hak - kında verdiği izahatı dinlemiş­lerdir.

İki saat kadar süren toplan tıda, işçilerin yaptıkları dilek ve şikâyetler arasında yolluk tahsisatlarının artırılması da lulunmakta idi. Bu hususta ge rekenin yapılacağına dair te - ndnat almışlardır .

Toplantıda, son olarak, böl-

Mağusa Limanına altı yeni pümrük hamalının alınması üzerinde ısrar eden ve 18 Ey - lül. 1962 tarihinde Mağusa Gümrük Hamallar Birliği ile hır toplantı yaparak alınacak î.'tı hamalın söz konusu Bir- iık ve hamalbaşı tarafından tes bit edilmesi üzerinde anlaşan l iman Nazırı Rossidis, bu .’nlaşmanın hilâfına, yalınız hamalbaşınm tesbit ettiği altı kişilik bir listeyi tasvip ederek keyfi harekete tevessül etmiş - tir.

Bu anhşma hilâfına hareket edilmekte olduğunu öğrenen birlik. Liman Nazırının tas­vip ettiği altı kişilik listenin tatbik edilmemesinde ısrar et­miş fakat yeni tayin edilen »ümrük hamalları vazifeye baş lamışlardır.

Bu keyfi tayinler üzerine K.T.t.B. Federasyonu Genel Sekreteri Necati Taşkın, Li - man Nazırı Rossidis’e bir mek iup göndererek yapılan tayinle ı in keyfi ve uygunsuz olduğu­nu tasvif ve protesto etmiş ve tâyinlerin durdurularak Güm - liik Hamallar Birliğinin tesbit ı deceği sahısların tayin edilme sini istemiştir. Mektubunda ; apılan tayinler üzerinde, Ma- ğusa’daki sendikaların hukuk müşaviri ve Türk Cemaat Meclisi (ivesi sıffatıyle Güm - rük Müdürü ile konuşmağı ta lep eden Avukat Ayhan Çift- çioğlu’na karşı menfi bir hare ket takınan Gümrük Müdürü­nün bu hareketini* de şiddetle protesto eden Genel Sekreter Necati Taşkın, “ bir amme me nurunun bir Türk Cemaat Meclisi üyesine karşı böyle bir hareketini infiâlle karşılarız.”

ge heyetlerinin seçimine ve ge çrn devredeki bölge heyetleri­nin bir yıl daha faaliyette kal n.ası kararlaştırılmıştır .

dem iştir.Bu mektubun sureti ile bir-

1 fcte Çalışma Bakanına gön - derdiği ikinci bir mektupta K.T I.B. Federasyonu Genel Sekreteri Necati Taşkın “ Bu kanunsuz ve çalışma münase - betlerini zedeleyici hareketin önüne seçilmesi, keyfi olarak sapılan tavinlerin durdurula - rak Gümrük Hamallar Birli - ğinin tesbit edeceği şahısların tasvip edilmesi hususunda Ba kanlığınızın “ müdahalede bu - iunmasını” istemiştir.

Alınacik altı kişinin tesbiti m GUmıi'k Hamallar Birliği Vönetim Kurulu ile yapması gereken hamalbaşı Cavit Mus tafa’ya la bir mektup gönde- len K.T.I.B. Federasyonu Ge- , el Sekreteri Necati Taşkın K.T.I.B. Federasyonu icra Ko mitesinin, bu olayla ilgili ola rak kendisinin tavrı hareketini ‘Türk toplumunun ve Türk isçisinin vüksek menfaatini ze deleyici’ ’olrak kabûl ettiğini b’îdirmiş ve hamalbaşılık gö - .evinden istifa etmesini talep

TUĞGENERAL NİYAZİ BENGİSU TÜRK ALAYINI ZİYARET ETTİ(B ir in ci sayfadan kalan)

tin asil ve ııecip evlâtlarının İm topraklar üzerindeki de - ğerli parçası herzaman için huzur ve sükûnun bir sembo lü olarak kalmıştır. Asıl sü - kûııa muhtaç olan, huzuru ile lebet yaşatacak olan varlığın herzaman için yalnız dostları na değil, düşmanlarına da en değerli armağanlarından biridir.” General konuşması na devamla Türk askerine hi­taben, “Seni burada, bastı - ğın bu topraklar üstünde, se âmlamakia yeniden şeref du

yarım. Kıymetli komutanları ınzııı yüksek ve olgun idaresi altında bütün görevlerinde şe riyete ve bilhassa vazifenin emrettiği hallerde senden bek leııeni en uygun bir şekilde yapacağına emin olarak başa rılar dilerim.” demiştir.

Bundan sonra Subay gazi nosuna gidilmiş ve Subay ga zinosunda Subaylarla hasbi - halde bulunarak öğle yemeği yenmiştir.A LA Y IN VAZİFELERİN İN İFASI — SÜKUN VE HUZURUN TEMİNİ

Alaydan geç vakitte ayrı - ian Uçlü Karargâh Komuta -

ıu Tuğgeneral Niyazi Bengi­su, bu münasebetle basın men suplarına bir demeç vermiş ve “ içinde bulunduğu şartla­ra, her zaman esas görev ama cim bir an dahi unutmamak üzere, en olgun şekilde intiba kı şiar edindiği bütün tarih boyunca teslim edilen Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Kıbrıs Alayının da müşterek vazife lerinin ifası bakımından el - zem bulunan sükûn ve huzu­run temini sadedinde, Kıbrıs topraklarının huzur havasının ua mevcudiyetini tarihî asale tine en uygun şekilde olgun varlığı ile her zaman için §e refle muhafaza ve idame etti leceğine kaniyim” demiştir.

BAH TİYARLIKGeneral, demecine

son vermiştir:şöyle

“ Alay Komutanı Kurmay Albay Necdet Uruğ’un şahsi yetinde Türk alayının subay, astsubay ve erlerini sevgi ve saygı ile selâmlamaktan ve kı sa bir süre için dahi olsa bu atmosferi teneffüs etmekten duyduğum bahtiyarlığı bil - hassa belirtirim.”

HAKEM KURSLARI CETİNKAYA’DA DEVAM EDİYOR

S U LH İ GARAN İD A R E S İN D E K İ KURSLAR BAŞARI İLE DEVAM EDİYOR

Kıbrıs Türk Futbol Federas \onunun davetlisi olarak Ada miza gelen değerli Hakem Hocası Sulhi Garan idaresinde ki hakem kursları geçen çar - samba günü Çetinkaya’da baş lamıştır.

Kursların Kıbrıs Türk Fut- Loluna çok faydalar sağlıyaca ğı muhakkaktır. Kursta başa­rı gösteren hakemler 21 E - kimde başlayacak olan Birinci Küme Lig maçlarında vazife göreceklerdir.

Mağusada Silâh Taşıyan 15 Rum Polis Tarafından Yakalandı

etmiştir.Kanunsuz ve keyfi olarak

L i m a n Nazırı Rossidis'in yaptığı tayinleri müzakere et­mek için Mağusa’daki Güm - rük hamalları ve liman işçile - ri, önümüzdeki Cuma gün sa­at 17.00 de Mağusa Umum Türk İşçiler Birliği lokalinde

bir toplantı yapacaklardır.

Mağusa’da alman haberler­de, Mağusa Gümrük Hamal . lar Birliğinin bütün üyelerinin hizaladığı bir protesto mektu­bu Liman Nazırına verilmiş, tiı. Üyelerin imzaladığı ve ha­malbaşı Cavit Mustafanın isti ıasını talep eden diğer bir mek tup ise hamalbaşı Cavit Mus tafa’ya verilmiştir.

ASKERİ MAKAMLARLA NİHAİ BİR ANLAŞMAYA VARTAMADI

Asker! işçilerin ücret artışı \e diğer iş şartları meseleleri geçen salı gün (2.10 1962) Pis lobu’da Askerî makamlar ile sendikala (temsilcileri arasın - da yapıim üçüncü toplantıda müzakere edilmiştir.

Toplantıya, askeri makam iarın bir önceki toplantıda yap ığı tekliflere bir anlaşmaya

varılmasını temin etmek ama- cıyle daha mutedil mukabil tekliflerle katılan sendikalar mukabil teklifleri, yeni şartla- .n meriyete gireceği tarih ha- ıç, aske'i makamlar tarafın -

dan kabûl edilmiştir.Askeri makamlarla sendika­

lar temsilcileri arasında varı - lan anlama gereğince işçilere ■i haklar kazandırılmıştır:İşçi grubundaki (L.abouring

prade) . ınıfların aslî baremi haftada £5.300 mil yerine r5.450 mil olacaktır.

Şoförle-in haftalığına £0.150 mil daha zam yapılacaktır.

Hayat pahalılığı tahsisatı valiniz asli barem üzerinden hesaplanmayıp, asli barem ile sınıf tahsisatının birleşimi iize .inden hesaplanacaktır. Yalı . ı ız 3. 6 ve 9 yıl hizmet sonun­ca ödenecek hizmet tahsisatı hesaba katılmayacaktır.

Artış, yeni şartların meriye te girdiği tarihten sonra işin - ı tn çıkan veya çıkarılan işçi . lere de. almağa haklan varsa .eritecektir.

Üzerinde henüz bir anlaşma ya varılmayan yeni şartların meri yete girme tarihi olarak askeri makamlar 1 Eylül, 1%2 tarihini tekli fetmişler sendika lar temsilcileri ise 1 Temmuz, 1962 tarihini teklif etmişler. Bu konuyu tekrar müzakere etmek için askeri makamlarla sendikalar temsilcileri arasın • da önümüzdeki Pazartesi sa - bahlevin bir toplantı daha ya­pılacaktır.

CUMHURBASKAN MUAVİNTNİN K Ö Y G E Z İ L E R İ

Şehit Vererek Kazandığımız

Haklar(B ir in ci sayfadan kalan)

mal kayfbı da dahil hiç bir tehlikeden yılmadan, icabın - t’a şehit vererek kazandığımız haklardır. Haklarımızın hepsi de bugün tatbik edilmeyebilir. Fakat hepimiz birlik ve bera - bertik içinde çalıştıkça Anava­tanımızın da yardınn ile er - geç bu haklar da ve andlaşma iar tatbik mevkiine girecektir. Daha bugünden ümitsizliğe cüşecek biç bir sebep yoktur."

aıoıoMOMOKaeıeı

“GÜVEN” Türk Anonim Sigorta ŞirketiKıbrıs Umumî Acentesi

LEFKO ŞA TÜ R K B A NK ASI LTD.Lefkoşa - Kıbrıs

Türkiye’nin en büyük ve kıdemli Sigorta Şirketlerinden biri olan “G Ü V E N ” TÜRK ANONİM SİGORTA ŞÎRKETÎ’nin Kıbrıs Umumî Acentesi bulunan Bankamız, YANGIN, HA­YAT ve KAZA sigortalarınızı, âzamî sür’at ve menfaatlarım- za uygun bir şekilde temin eder.

Her ihtiyaç, her maksat ve her keseye uygun bulunan çeşitli HAYAT sigortaları formülümüz mevcuttur.

Çocuklarınızın CİHAZ, TAHSİL ve TERBİYESİ için size desek olacak yegâne hal çaresi “GÜVEN” Sigortada %10 iradlı bir HAYAT Sigortası yaptırmaktır.

LEFKOŞA, MAĞUSA, LÂRNAKA ve BAF’takı Büroları emrinizdedir.

aoıaotoıoıoıoıa iT o ^ ^

Hakem Kurslarını idare iden

Hakem Hocası

S ITLH » G A R A N

(B irinci sayfadan kalan)

Temmuzun son günlerinde ise Liopetri ve Paralimni köy lerinde de 4 rum silâh taşımak tan sanık olarak yakalanmış - iardır. Bunlar da Andreas Kat . iaris ile Andreas ve Demet ra- kis Kutsoftas’dır-

Rumlar arasında kaydı ya­pılmamış av tüfekleri kullanan lar da çoktur. Bir ay içinde yalnız Mağusa kazasında bu sebeble haklarında tahkikat yapılanların sayısı 4’dür.

4—27 ekim arasında açıla - cak tahkikata kadar bütün bu ıum sanrdar 100 lira kefalete bağlanarak serbest 'bırakılmış­lardır.

BİTMl\OR Kİ! Öğretmenleri ve öğrencileri

dahi gayri kanuni olarak silâh taşıyan Kalopsida köyünde ge makamlarının açıkladığına gö-

Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fazıl Küçiik, önümüzdeki 6 ve 7 Ekim Cumartesi ve Pazar günleri. Lefkoşa kazasına bağlı ışağıda gösterilen köyleri ziya ret edecektir.6 10.62 Cumartesi

ö.e. saat 8 den itibaren Alevka (Alevkaya)Sellaintappi (Selçuklu)Koççina (Erenköy)Aytotoro (Bozdağ)

(B ir in ci tayfadan kalan)

inekle bahtiyarım”

(,en hafta içinde tekrar taban­ca kullanılmıştır. landarma ıe, maskeli ve silâhlı şahıslar,4 rumu, köyün kahvesinden ayrıldıktan sonra bastırmışlar, ateş etmişlerdir. Yaralanan Yorgios Brokobi Mağusa has- tahanesine kaldırılmıştır.7J ' l f l l l f | t l | ! f | | ! | l l | | | | | | | | | | ! ‘| : ' l ' l l l l l l l l l l l l l l l l l l t l l l l l l l l l l l l l ■!I ■ 1111; ■ ' 11' ■ < 1 a <I ■ 111 ■ !I ■ MI '< ■ > • M • ■ 1 .1 " l m i l I

T Ü R K K I B R I S : -( S a y f a Ü çlen K a la n )

paracılıktan vazgeçsinler.Yazılarıma son verirken Namık Görgünay’ın

Kıbrıstan Hatıralar adlı eserinden aldığım Türk Adası adlı şiirin bir kısmını aynen alıyorum.

Türk Adası:Bir yığın Türk erid ir , bu to p ra k la rd a ya ta n K oşar im d a d ım ıza bir gün e lb e tte V atan .D oğacak güneş g ib i u fk u m u zd a h ü rriye t E y Elen M ille ti. Bu to p ra k ta k i k em ik e t H a yk ırır: “R a zı o lm am , ç iğ n e tm e bu to p ra ğ ı T ü rk tü r ve Türk k a la ca k , bu yerin d a ğ ı, bağ ı.”

Mansura (Mansur) Selemani (Süleymaniye) Vroişa (Yağmuralan) (Gece) Lefke.7.1062 Pazar.Amatyez (Günebakan) Limnidi (Yeşilırmak) Kserovuno (Kurutepe) Ambeliku (Bağlıköy) Lefke KseroGariveran (Gaziveren).

Türkiye Büyükelçisinin Ziyaretleri

Dünyanın bir numaralı Buzlukları

Kelvinatror1962 Modelleri henüz vasıl olmuştur

KELVINATOR Tropiktir KELVINATOR Garantilidir KELVINATOR Sessiz çalışır KELVINATOR Sağlamdır KELVINATOR RokipsizdirKELVİNATOB almakla en iyisini seçmlıg olursunuz KELVINATOR dünyanın en iyi buzdolabıdir

Kıbrısta Salahiyettir İthalatçıları ve Tevziatçdarı A T A I KARDEŞLER LTD. ŞİRKETİ.

L*£*oça : Girde Caddesi, No: 11 Tel: 3240 (Evkaf Oteli Altı)

Mağusa : İstiklâl Caddesi, No: 18 P. Tel■ 3235 Lefke • Münir Hüseyin, Tel : 320

Bundan sojıra astsubay ga zinosuna gidilmiş ve Sayın Büyükelçi orada astsubaylar la tanışıp sohbet etmişlerdir. Bilâhare subay gazinosunda subaylarla tanışıp konuşan Büyükelçimiz öğle yemeğini subaylarla birlikte yemişler • dir.

Pazar günü Taksim sahasın da oynanan maçta da hazır bulunan Büyükelçimiz Şam - pivonluk kazanan takıma 'Yu suf Kaptan’ kupasını bizzat vererek takımı tebrik etmiş­tir.

Salı g iin ü Elçilik Müsteşa

rı Sayın Yavuz Aktulga ile Çetiııkaya Spor kulübünü zi yaret eden Büyükelçimiz Ku liip idarecileri ve Futbolcu • larla görüşmüştür. Büyükelçi ayııi g ü n yanlarında Ticaret Müşaviri llasan Süzmen ve

Müsteşar Yavuz Aktulga duğu halde Türk Çarşısını ve

bazı müesscselerimizi ziy»re* ederek yakın ilgi göstermiş • tir.

Sayın Mazhar özkol Çar' şamba günü Büyükelçilik Müs tesarı Yavuz Aktulga ve M eh met Ali l’amir ile Türk g*® t o idarehanelerini ziyaret et iniş ve basın mensuplarıyla nışarak resimler çektirme tir. i

Büyükelçimizin yaptığı bu ziyaretler ve her ziyaret e*11?1

yerdi g ö ste rm e k te oldnğu y*

kın i lg i h a lk ım ız arasında bu yük memnunluk yaratmış* >r

NACAK!Okuyunuz,Okutunuz