erbakan 52 gÜnlÜk ÝttÝfak cumhu · gösterirken cumhuriyet altýný 395 bin liraya yükseldi. %...

2
Yayın Tarihi : 24.11.1991 Sayfa : 1 52 GÜNLÜK İTTİFAK Başbuğ Erbakan, Mücahit Türkeş Uçlü ittifakın ilk tohumlan 1987'nin nisan ayında atılmıştı. Dönemin Genel Başkanı Ahmet Tekdal, MÇP'den genel başkanlığa yeniden seçilmiş olan Abdülkerim Doğru'ya yaptığı kutlama ziyaretinden sonra "inananlann tek parti çatısı altında birleşmesi"ni temenni ettiklerini söylemişti. Zaten Doğru, MÇP'nin manevi lideri Türkeş'ten de icazet almıştı. Ama olmadı... RUŞEN ÇAKIR'ın yazı dizisi 7. Sayfada nın ateşi yükseliyor Orijinal Boyut : 24 * 13 cm

Upload: others

Post on 19-Aug-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Erbakan 52 GÜNLÜK ÝTTÝFAK Cumhu · gösterirken Cumhuriyet Altýný 395 bin liraya yükseldi. % Geçen çarþamba günü 2.5 trilyona varan rekor düzeyde tahvil satan Hazine,

Yayın Tarihi : 24.11.1991Sayfa : 1

Öğretmenler!Yeni nesil sizin eseriniz otacaktır.

K. ATATÜRK

PAMUKBANKLCumhu Öğretmenler Günü kutlu olsun!

PAMUKBANK Iiyi bankadı r

68.YIL / SAYI 24159 / 2000 TL (KDVdahil) KURUCUSU. YUNUS NADİ (1924-19451SAŞYAZARI NAOİR NADİ (1945-1991) 24 KASIM 1991 PAZAR

Erbakan

İktidannbirkumsaatindenfarkı yok

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)— Refah Partisi Genel BaşkanıNecnKttin Erbakan, koalisyon protokolünün baştan sona taklitçiliğedayandığını belirterek AGlK Söz-leşmesi, Pans Şartı, Helsinki Sene-di gibi yabana belgelerin esas alın-masını yabanalaşma olarak değer-lendirdi.

Erbakan partisinin il başkanlarıtoplantısında yaptığı konuşmadaseçimlerin galibinin partisi olduğu-nu ve bir oy patlaması yaptığını be-lirterek "Seçimler nonnal zamanıolan 1992'de yapdmış olsaydı, Re-fab seçimden en buyuk parti ola-rak çıkacaktı" dedi.(Arkası Sa. 19, Sü. 4'de) '

52 GÜNLÜK İTTİFAK

Başbuğ Erbakan, Mücahit TürkeşUçlü ittifakın ilk tohumlan 1987'nin nisan ayında atılmıştı. Dönemin Genel Başkanı Ahmet Tekdal,MÇP'den genel başkanlığa yeniden seçilmiş olan Abdülkerim Doğru'ya yaptığı kutlama ziyaretindensonra "inananlann tek parti çatısı altında birleşmesi"ni temenni ettiklerini söylemişti. Zaten Doğru,MÇP'nin manevi lideri Türkeş'ten de icazet almıştı. Ama olmadı... RUŞEN ÇAKIR'ın yazı dizisi 7. Sayfada

Paranın ateşi yükseliyorBorsa, döviz, altın, faiz ve yatırım fonlan hareketli günler yaşıyor. Hazine yıl sonuna kadar 10 trilyon lira borç ödeyecek

Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Çiller"Canlandırılacak" vaadiyle birlikte İMKBEndeksi 13 hazirandan bu yana en yüksekdüzeyine ulaştı. Satıcılar piyasadan çekildi,tahtaya ne çıkarsa alındı. 78 hisse tavanyaptı. 1 haftada 1 trilyon 570 milyarlık işlem

hacmiyle borsa tarihinin rekoru kırıldı. Borsanınseçimden sonra yaptığı prim yüzde 44.58'e ulaştı. Hissesenetlerinin yükselmesi fonların değer kazanımlarınıarttırdı. Fonların ortalama yükselişi yüzde 1.13 oldu.

Alman Merkez Bankası'nın faizleriindirmeyi ertelemesiyle birlikte uluslararasıborsalarda değer yitiren Amerikan Doları,10 aylık bir aradan sonra yeniden 1.60 markdüzeyinin altma düştü. Doların bu değerkaybı yurtiçi piyasaya yansımayınca

Merkez Bankası yüklü miktarlarda piyasaya girdi vedoları 5 bin liıanın altına çekti. Altın, yurtdışındakisüksesini Türkiye'de de sürdürdü. Külçe yüzde 3.28 artışgösterirken Cumhuriyet Altını 395 bin liraya yükseldi.

%

Geçen çarşamba günü 2.5 trilyona varanrekor düzeyde tahvil satan Hazine,önümüzdeki çarşamba günü ise 4 trilyonlukborç ödemesi yapacak. Hazine'nin yıl sonunakadar ödeyeceği toplam borç 10 trilyon lira.

Bankacılar, Hazine'nin borçlarını ödemek için yenidenborçlanmak zorunda olduğunu, bu nedenle de faizlerin3-4 aydan önce düşürülemeyeceğini savunuyorlar. Aynıçevreler repo faizlerinin daha aşağıya inebileceğineişaret ediyor. ABOURRAHMAN YHJNRIM'ın haberi Ekononide

BAŞKENTTENAHMETIAN

KöprülüDiplomasi...

ANKARA — Özal, ild pazarsonra, 8 aralıkta Senegal'eaçuyor.

Partisinin iç işleri elverirse,yanında Dtşişleri Bakanı da ota-cak.

Hikınet Çetin ile TurgntÖzal, DPT'den 'meslektaş'lar.Biri daire başkanıydı, ötekimusteşar.

tki DPT'İİ, 1980 öncesi vegonrasında başbakan yardımcı-lıfında halef-sdef de oldu.(Arkası Sa. 19, Sü. l'de)

KARTAL BELEDİYESİ

Danlaişçiye tehdit

tş Sendika Senisi — IstanbulKartal Belediyesi Başkanı Meta-met Ali Bıiklu dun gazete ilaruy-la işi yavaşlatma eylemi yapanişçüeri, "Işgal ettiğiniz işyerinilerk etmcz, işe başlamazsanızgerçegi anlayıp işe başlayıncayakadar her gün tazminatsız ola-rak iş akdi feshinin devamına(Arkası Sa. 19, Su. 3'de)

t

ÎSTANBUL

Işîn yoksabinvapuraEskidendi o vapur sefaları.Şimdi vapurlar bir buyukmarket, hem de evinin,ailenin her bir ihtiyacınıkarşılayacak bir market...Mendıreği geçer geçmeztezgâhını açıyor 'BurhanPazarlama'. Istanbul'dayapacak hiçbir işin yoksavapurlara bin. Çarşı pazargezmenin ne âlemi var?Hem hava alırsm hemalışverişini yaparsın.Sirkeci'ye yanaşmadanvapur, herkese tek teksormak geçiyor içimden:Her gün böyle nereye?..

REFİK DURBAŞ'ınyazısı 14 Sayfada

V a D U T i n s a n l a n I s t a n b u l d a g u n u n i l k ' S | k l a n > l a baş'a>"P gece yan- gider. İşe, okula yetişmenin gerilimiyle unutulanları da şair Baki Suha Edipoğlu DFNİ7r lanna kadar suren bir koşuşturma yaşanır yıllar- yazmış: Ne güzel kızlann var İstanbul Onlarsız şiir yazmam/Dun biri onbuçuk T^İ i .

dır. Vapurlar bir yakadan diger yakaya karşılıkh mil>onlarca insanı taşır her gun. vapunında/Aklımı aldı/Elinde erik dalı/Gozleri siyah hareU/Üsküdar'da indiJeton sırasıyla başlayan telaş, 'vapur yanaşmadan atlamayın' uyarılarıvla surer gitti. (Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ) 14. Sayfada

PAZAR KONUĞU

Cindoruk: Yasağın

TBMM'nin yeni başkanı: İlk kez'demokratık ve nvil güçlenn üzerinde

uzlaşacağt' çağdaş bir anayasa içıntarihi birfirsat ortaya çıktı.

CANAN 6EDİR 12. Sayfada

BUGÜN 24 KASIM

Oğrctmenlergün görccek rm?

Mılli Eğıtim Bakanı Toptan: Oğretmeninsadece eli öpülen bir insan değıl, aynı

zamanda başkasımn elınebakmayacak bir insan olması gerekır.

3. Sayfada

ÇÖKEN ZONGULPAK

kazdıyoryerüstü sallanıyor

'Tasman' Zonguldak kentım hergeçen gün dakafazla etkiliyor. Evler,yollar, su ve kanahzasyon şebekeleri

'yavaş yavaş' yıkılıyor.

D.TOPALOĞLU / BİROL ÜZMEZ 3. Sayfada

SİYASAL REKLAMCIUK

Kötü bir malın, iyineklamı yapılırsa?

Hıçbır reklama, partıye ya da lıdenneolmayan ozellıkler katamaz. Kötü bir

malın iyi reklamı ancak ve ancak omalın kısa sürede batmasına yol açar.

EROl ÇANKAYA 6. Sayfada

Bugün / Dergi

Uzakdoğuülkelerindeyaşamın iki yözü

Müzayede / 9. Sayfada

Klasikveçağdaşbirarada

Futfaol / Sporda

NeredeoeskiBeşiktaş?

Stockholm'den

YabancüartedirgiııYAVUZ BAYDAR

Gözler ülkede yaşayanyabancılann üzerinde.On yû kadar önce tabuolan yabancı aleyhtarlığıbugun daha rahat ifadeedilıyor.

New York'tan

Mahkûmlarakürk defilesiŞEBNEM ATtYAS

Ünlu New Yorkkürkçüsü DanielAntonoviç, dillere destanbir kürk defilesidüzenledi.

Roma'dan

AykınlığınsimgesiNtLGÜN CERRAHOĞLU

Roma'daki "hoşgörükülturünün" merkezihaline gelen "Campo de"Fiori" Meydanı'na uzunyıllar komünistler vefeministler sahip çıkmış.

Moskova'dan

Nâzım'amerhabaALPASLAN KOYUNLU

Alanın batı tarafında,söylev kursüsününarkasında, iri, siyah birtaş üzerinde tanıdık birimza ilekarşılaşıyorsunuz.

Atinadan

Neonazimi,neoözentimi?STELYO BERBERAKİS

Yaş ortalamalan 17, üyesayısı 11 olan orgutunamacı macera. 'BuyükYunanistan'ın' başkentiolarak Istanbulgosteriliyor.

Maniladan

Pinatubrfnunalevi sönmediDtLEK KOÇ

Dev yanardağpatlamasıyla ilk andayuzlerce kişinin ölümüve yuz binlerce kişininevsiz kalışı tüm dünyanınilgi odağı oldu. 10. Sayfada

1. ARGİŞTİ VEII. SARDURİOkay Gönensın 2. Sayfada

YENİ BAKANAÖNERİLERDr. Nıyazı Altunya2. Sayfada

İSTANBUL'A NE OLDU?Halûk Şabm 3. Sayfada

MUAMMER AKSOY'DANAÇIK MEKTUPTürker Alkan 4. Sayfada

SOSYAL DEMOKRASİKAZANÇLIAhmet Taner Kışlalı5. Sayfada

İŞÇİMİZE SAHtP ÇIKALIMNazlı Eray 10. Sayfada

BURJUVAZİ VE İKTİDARÇağlar Keyder 16. Sayfada

DELİ DOLUGanı Müjde 17. Sayfada

Ûueen'in solisti / 1 9 . Sayfada

FreddyMercurydeAIDS

Clint Eastvvood / Arka Sayfada

BirzamanlarBatı'daaydın efeliğiUfuk Güldemır

Avrupa Parlamentosu'nun Kararı...Avrupa Parlamentosu, geçen cuma gü-

nü bir karar aldı. Kararın bir yerınde PKK'yı,ötekinde Türk Sılahlı Kuvvetlerinı kınadı.

PKK ile ılgilı olanı şoyle:"Parlamento, PKK'nın yalnız güvenlık

mensuplarıyla yetınmeyerek gıttikçe artan öl-çülerde Turkıye'dekı sıvil halk arasında dakayıplara yol açan ve bu arada Iraklı Kurt hal-kının özerklık çabalarını tehlıkeye duşürenzorbalıklarını kınar."

Ötekı bölümdeyse şunlar yazılı:"Avrupa Parlamentosu, Türk ordusunun

Irak Kürdıstanı'nda gırıştiğı, sivil halk arasın-da çok sayıda yaşam kaybına neden olan,uluslararası yardım kuruluşlarının ınşa etti-ğı mültecı kamplarının yıkılmasına yol açanve bolge guvenlığını tehlikeye düşüren terörve şıddet eylemlerını kararlılıkla kınar."

8u kararlara nasıl yaklaşılabılır?(Arkası Sa. 19, Su. l'de)

HASAN CEMAL

PTT cankurtaran uydu hazırlıyorTAYFUN GÖNÜLLÜ

PTT, TÜRKSAT Projesı kap-samında bulunan iki uydunundışında yeni bir "mikro uydu"üzerinde çalışıyor. Bu mikro uy-dunun fırlatılmasıyla birlikte"kurtanna" alanında yeni birsektör doğacak. Bu yılın başın-dan itibaren yapılan çalışmaJarsonunda 250 kilogramJık mikrouydunun, Turkiye sınırlan ıçin-

deki yer yüzeyini araştırma ileseyyar araçlara ait kurtarma fa-aliyetlerinde kullanılması karar-laştırıldı. Mikro uydunun yapı-mında 1.7 milyon Alman Mar-kı kredi kullanılabileceğinin tah-min edildiği belirtildi. Mikro uy-du, 1994'un ilk yarısındaAriane-4 uzay aracı Ûe birliktefırlatılacak.

l|k Türk uydu sisteminin(TÜRKSAT Projesi) uzayda yo-

rüngesine yerleştirilmesinin ya-m sıra Fransız Aerospatiale fir-masıyla yapılan ek anlaşmalarçerçevesinde de uydu yapımı veuydu teknoiojileriyle ılgili araş-tırma ve geliştirme çalışmalan-nın yapılması ongöruldu. "Off-set" başlığı altında yer alan bukonular, temelde Türkiye ileFransa arasında teknolojı trans-ferini ve ticari ilişkileri kapsa-makta. Yapılan anlaşmaya göre

1- Ariane roketı ile mikro uydu-nun fırlatılması, 2- Sounding ro-ketler ve LEO (Low Earth Or-bit) uydu fırlatıcısı, 3- Küçükuyduların tasanmı ve gerçekleş-tirilmesi, 4- Türk uzay ve uydusıstemleri araştırma merkezininkurulması gerekıyor. Buna gö-re Off-set anlaşması hem Aero-spatiale firması hem de CNESuzay ajansı ile işbirliğini ön-görmekte.

PTT Araştırma-GeliştirmeMudurlüğu (AR-GE) tarafmdanverilen bilgiye göre ilgili çalışma-lann şimdiye kadar bu bölümbünyesinde yurütüldüğü bildiril-di. Ancak projenin kapsamı vebüyükluğu nedeniyle sadece bukonularda uzmanlık sahibi ola-cak PTT Uzay ve Uydu Araştır-malan Merkezi Müdürlüğu ku-ruldu. Aynca calışmalar üniver-(Arkaa Sa. 19, Su. 4'de)

Orijinal Boyut : 24 * 13 cm

Page 2: Erbakan 52 GÜNLÜK ÝTTÝFAK Cumhu · gösterirken Cumhuriyet Altýný 395 bin liraya yükseldi. % Geçen çarþamba günü 2.5 trilyona varan rekor düzeyde tahvil satan Hazine,

Yayın Tarihi : 24.11.1991Sayfa : 7 KASIM 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURİYET/7

52Gt3MA3K SI/3VUS

RUŞEN ÇAK1R

Kirte partiierinin dışında kalan sağ oluşumlara genellikle üç tarzda yaklaşitıyor:

Yok sayma; varlıklanm kabul edip güç ve öntemlerini küçümseme; attıklan

her adımı aşın ölçüde benimseyip, bunlardan felaket uyanları üretme. RP-MÇP-1DP ittifakını ele aian

bu yazı dizisinde mümkun olduğu kadar bu önyargılı yaklaşımlardan uzak durulmaya çahşüdı. Bu amaçla

yalnızca ittifak olayında şu ya da bu biçimde ju ya da bu tarafta yer aümş kişilerle görüşüldü. R.Ç.

Başbuğ Erbakan,Mücahit Türkeşl ÇP Genel Merkez telefonu 24 eylül günü sabah saat

03.30'da çaldı. Refah Partisi MKYK üyesi Hasan HüseyinCeylan, MÇP Genel Başkan Yardımcısı Şevket BülentYahnicVye "birlikte tost yemeyi" teklif ediyordu.

İTJJL A er şey bittV derken gelen telefon tabii ki tost yemek

için değildi. MÇP ve Islahatçı Demokrasi Partisi (JDP) ileişbirliğine gitme konusunda büyük kararsızlık yaşayan RPüst yönetimi son anda karannı "ittifak"tan yana vermişti.

A ydınlar Ocağı üyesi Ayhan Songar, Tûrkiyegazetesindeki köşesinde "Göf maya tutuyor" başhğmı attuPartilerin tabamnın alabüdiğine kaynaştığım, hatta "BaşbuğErbakan, Mücahit Türkeş" esprisinin yapıldığım yazdı.

_ıMiüıyetçi Çalışma Partisi

(MÇP) Genel Merkezi'nin tele-fonu 24 Eylül 1991 Salı gilnu sa-bah saat 3.30'da çaldı. RefahPartisi (RP) MKYK uyesi HasanHttseyin CeyUn, MÇP GenelBaşkan Yardımcısı Şevket Bü-lent YahnJd'ye biriikte tostyemeyi' teklif etti. O esnadaMÇP yöneticileri, saat 17.00'yekadar Yüksek Seçım Kurulu'natcslim etmeleri gereken mületve-kili aday listelehni hazırlamak-la meşguldüler. 23 eylül günü sa-at 17.00'de yapmayı planladık-lan toplantıyı saat 22.00'ye kay-dırmışlardı, çünkü sabah saat-lerinde 'secim ittifakı* üzerinegörüştükleri ama göriışmelerihiçbir şey soylemeden terk edenRP yöneticilerinin yeniden ara-yacaklannı umuyorlardı. 'Herşey htttf derken gelen telefon ta-bii ki tost yemek için değildi.MÇP ve Islahatçı DemokrasiPartisi (İDP) ile seçim işbirliği-ne gitme konusunda büyük birkararsızlık yaşayan RP üst yö-netimi, en son anda karannı 'tt-tifak'tan yana vermişti. Boyleceüç partinin yonetcileri sabahakarşı ortak liste belirlemeye baş-ladılar ve inananlar Refab'taMrleşti."

20 Ekim 1991 erken genel se-çimleri için gerçekleştirilen üç-lü ittifakın ilk tohumlan1987'nin nisan ayında atılmışü.Donemin Genel Başkanı AhmetTekdal, MÇP'de genel başkan-lığa yeru seçilmiş olan Abdülke-rlm Dogru'ya yaptığı kutlamaziyaretinden sonra basın men-suplanna "inananlann tek par-ti çatısj albnda birieşmesi"ni te-menni ettikkrinı söylemişti. Za-ten Doğru da MÇP'nin genelbaşkanı olması yolunda partininmanevi lideri olan AlpaslanTiirkeş'in önerisini, benzer birniyetle kabul etmiş, Türkeş'tende icazet almıştı. Ama olmadı.Tekdal, partisinın etkili çevrele-rinden gelen baskılar sonucu ge-ri adım attı. Birleşme yolundabaşlatılan çahşmalar daha ba-şında kesildi.

1989 mart ayındaki yerel se-çimlerden ANAP'ın büyük birmağlubiyetle çıkmasıyla ülkeniniçine girdığı erken seçim havası üç parti-nin birleşmesi yolundaki niyetleri yenidengün ışığına çıkaraı. Artık RP ve MÇP'ninbaşlannda asli liderleri vardı. IDP, böy-lesi bir gelişmeye fazlasıyla raaydı. tnisi-yatif ise MÇP'den geldi. MÇP yöneticile-ri, çeşitli vesüelerle ziyaret ettikleri RP,IDP ve hatta DSP'nin genel sekreterleri-ne, üderlerine iletilmesi için Türkeş'in yaz-dığı mektuplan taşıdılar. Turkeş'in mek-tuplanndaki ana tema, özellikle belli biroy oranının altındaki partileri tehdit edenseçim yasasındaki anti-demokratik husus-lan aşma yolunda biriikte çözumler ara-ma önerisiydi. Ancak somut hıçbir geliş-me yaşanmadı. Daha sonra Türkeş, biz-zat Necmettin Erbakan'ı ziyaret edip öne-risini tekrarladı. Yine hiçbir şey olmadı.

<5nce iç ittifaklar ~AN AP Genel Başkanı ve Başbakan Me-

sut Yümaz, erken genel seçimlere hazır ol-duklannı söyleyip TBMM'de secimlerin 20Ekim 1991'de yapılmasının kararlaştınldığıtarihinden sonra bu kez Erbakan Türkeş'iziyaret etti. 'Seçim batakhfcı'nı biriikte aş-mayı önerdi. Türkeş tabii ki bu öneriyi te-reddütsüz kabul etti. Hemen partilerin ge-

Üçlü ittifakın ilk tohumlan 1987'nin nisan ayında atılmıştı.OöneminRP Genel Başkanı Ahmet Tekdal MÇP'den genel başkanlığa yeniden seçilmiş olan Abdülkerim Dogru'ya

yaptığı kutiama ziyaretinden sonra basına (iinananlartn tek partiçatısı altında birleşmesi" ni temenni ettiklerini söylemişti. Zaten Doğru, MÇP'nin manevi lideri

Türkeş'ten de icazet almıştı. Ama olmadı...

zartesi günü Erbakan milletve-kili aday listelerini bizzat sapta-dı. Ancak geceyansı çok sayıdaeksikle yeniden toplananMKYK, sabaha doğru ittifaka•evef dedi.

Daha önceden yapüan arit-metik çıkar hesaplarına bu kezyeni unsurlar eklenmiştı. Örne-ğin RP "ÖzelUkle tç Anadolıı-daki zaten tslami egilimleri gi-derek öne çıkan MÇP tabanınabn sayedc ulaşabilecek"ü.MÇP'lüer ittifakın gerçekleşme-sine bel bağladıklan ve yeterin-ce maddi imkâna sahip olma-dıklan için seçim kampanyasın-da etkili olamayacaklardı. Hal-buki RP kampanya için epeymali kaynak biriktinnişti. Bir-kaç reklam şirketıyle bırden te-masa geçmişü; bunlardan Ana-jans oldukça çarpıcı bir kam-panya hanrlamıştı. öte yandanSoleyman Karagulle, Doc. Sü-leyman Akdemir, Doç. Arif Er-say gibı isimlerin çahşmalan te-melinde geliştirilen 'Adil Duzen'programı RP'nin ittifak içinde'prognunatik' üstünlüğünün ga-rantisiydi... •

MÇP'de sorunlar, daha dü-ğüm hahni almadan Türkeş ta-rafından çözülmüştü. RP'dekikördüğumü ise görünürde Erba-kan çözdü. İttifakın oluşturul-masında her üç partiden de ba-zı isimler önemli rol oynaddar.Fakat İttifakın mimanıjı' paye-sini gerçek anlamda hak eden"mil l iyetçi-muhafazakar

oldu.

nel sekreterlen Oguzhan Asltürk ve Dev-let Bahçeli tarafından göruşmelerın baş-latılması karan alındı.

Fakat olaya sonradan dahil olan IDPdışında iki partide de muhtemel bir itti-faka sıcak bakmayan etkili kişi ve grup-lar mçvcuttu. MÇP'de, RP'ye daha yakıngözüken, eski Ûlku Ocakları BaşkanıMahsin Yaaeıoflu'nun başım çektiği'Türk-tslam Ülkucükri' böylesi bir geliş-menin, partinin icinde gıderek güç kazan-malan sürccini sekteye uğratmasından en-dişeleniyorlardı. Devlet Bahçeli, Muhar-rem Şemsek gibı isimlerin temsil etuği'devJetçi' çizgi ise RP'nin rejim aleyhtarıradikal cıkışlannın kendilerini zor durum-da bırakacagAnı düşünüyorlardı. Ama bu-tun itirazcılar Başbuğ'un tercihini çok iyibildikleri için seslerini fazla yükseltmedi-ler. Nitekim ilk ve son sözü söyleyenAlpaslan Türkeş oldu: Hareket mutlakaMeclis'e taşınmahydı. MÇP'nin daha fazlatelevizyondan, basmdan yararlanma im-kâmna sahip olmamaya; devlet yardımın-dan mahrumiyete; ülke yönetimindenuzak kalmaya tahammülü yoktu. AynıMÇP'nin tek başına yüzde lffluk ülke ba-rajırtı geçme gücü de yoktu.

RP içindeki sorunlar ise çok daha va-himdi. Partinin en önemli kadro ve oykaynağı olan Kürtleri 'ırkçt-şoven' MÇPile işbirliğine ikna etmek çok zordu. Aynışekude son on yılda daha yoğun ve bilinçlibk şekilde Islama düşünceyi benimseyen,dolayısıyla ümmetçi perspektin netleşenparti tabanını milüyetçiliği hoş görmeyesevk etmek de çok zordu. Aynca RP ülkebarajını aşamama endişesinden de epeyuzaktı, çünkü yerel seçimleTde ulaşılanyuzde 9.8'lik oran az bir gayretle yuzde10'a çıkarülabilirdi.

öte yandan muhtemel bir ittifakın, se-çim sistemüün anti-demokratik yönlerininde sayesinde, özellikle İç Anadolu'da çoksayıda mılletvekili kazandıracağı kesindi.Şansın yaver gitmesi, DYP, ANAP veSHP'nin birbirleriyle kıran kırana yarışıpbirçok seçim bölgesinde barajı geçememe-si durumunda 100-150 milletvekiline ulaş-manın bile mümkün olduğu hesaplan ya-pıhyordu. ANAP ve DYP'nin büyük birhızla vitrinlerini Hberalkştinneleri'ne tep-ki duyan milliyetçı muhafazakâr seçmen-ler için ne RP ne MÇP ne de IDP tek baş-lanna cazipti. Fakat üçlu bir ittifak, bu ki-şiler için bir çekün merkezi olabilirdi.

İttifakın getirecekleri ve götürecekleriüzerine yapüan hesaplar kısa süre içindeRP'de tartışmalara, çatışmalara, kamplaş-maiara, hatta kavgalara yol açtı. OguzhanAsfltürk, Recai Kutan, Hasan HUseyinCeylan, Zekeriya Kahraman gibi isimlerittifakın gerçekleşmesi için ellerinden ge-leni yaparken, Fehim Adak, Fuat Fırat,Batari Zengin gibi üst düzey yöneticileribunu engelleme yolunda yoğun bir gay-ret gösterdiler. Bu arada Halkın EmekPartisi (HEP) ile ittifak yapılması günde-me geldi. RP'den Şımak adaylıgı için baş-vuran eski Baymdırhk Bakanı ŞerafetünElçi'in arabuluculuğunu yapmaya calıştı-ğı bu işbirliğine RP'nin Istanbul, Anka-ra, tç Anadolu ve Karadeniz örgütlerin-den, aynca 'dışandan' gelen tepküer ne-deniyle bu fikirden hemen vazgeçildL Za-ten HEP üst düzey yöneticileri de RP'yi•gerici' olarak niteleyip aynı tavn almıştı.

Anahtar hiç kuşkusuz Necmettin Erba-kan'daydı, ama o da hangi kapıyı açaca-ğmdan sonuna kadar tereddüt etti. İttifa-kın en büyük ısrarcısı olan IDP GenelBaşkanı Aykut Edibali'ye "Slz bayrun ge-lin, ama Türkeşie bu iş olmaz" dedi. B\.arada, somut bir ilerleme katetmeksizirı

kesintili olarak süren görüşmelerde MÇPtarafı anayasa ile seçim yasasımn doğur-duğu engelleri tumüyle bertaraf edebile-cek şu formulü önerdiler: "MÇP ve IDPseçimkre katıimama karan alsin. Bu partilerden isüfa edecek kişUer RP listesinden aday olsunlar."

RP bu öneriyı Turkeş'in RP listesi dı-şında bağımsız aday olması durumundakabul etti. Başbuğlanm daha işin başın-da mahkûm eden böyle bir teklifı MÇP'li-ler hemen reddettiler.

tttifak oldu-bittiEylül ayırun ortalarına doğıu ittifak

yanlısı ve karşıü RP'üler alınacak karar-da belirleyici olmak için Ankara'da kampkurdular. özellikle partinin Kürt kökenliüyeleri muazzam bir kulis faaliyeti yürüt-tü. MÇP ile işbirliği yapılması halindeRP'nin Güneydoğu örgüüenmesinin çöke-ceği basına sızdınldı. Gunlerce sabahlarakadar süren toplantüar yapıldı. Sonunda19 Eylul günü yapılan MKYK toplantısın-da 30 üyenin kararıyla MÇP ve IDP ileyapılraası duşünulen seçim işbirliği ana-yasaya ve mevcut yasalara aykın olduğugerekçesiyle reddedildi. 23 eylül pa -

Türk-lslam Sentezi'ni formtt-le eden Aydınlar Ocağı, eskiMtlli Türk Talebe Birliği(MTTB) üyelerinin oluşturduğuBirlik Vakfı, bazı sağcı işadam-lanmn kurduğu İş Dünyası Vak-fı, yıllardan beri bir RP-MÇP-IDP (hatta ANAP-DYP de da-hil) ittifakı gibi faaliyet gösterenTürkiye Yazarlar Birliği, erkenseçim karanyla biriikte itüfakmgerçekleşmesi içi vargüçleriylecalıştılar. Somruann kaynağıolan RP uzerinde muazzam birbaskı kurdular. Bu kunıluşlannçabaları başta Türkiye ve Za-man gazetesi olmak üzere bazıbasın kuruluşları tarafından dadesteklendi.

Müliyetçi-muhafazakâr güç odaklan it-tifakı başanh küıp kendüerine artık itibaretmez olan; "prafmatizmi her şeyin önö-ne gecirip rafli ve manevi deferieri yok sa-yan, bu deferterin temsildlerini tasfiyeeden" ANAP ve DYP'ye esaslı bir dersvermek istiyorlardı. MÇP'nin silinip git-mesine gönülleri razı değildi. RP'nin re-jim karşıtı radikal bir tslama çizgide yolalmasım arzulamıyorlardı.

Karşıkğında hatın sayılır bir destek;devlet ve etkili güç odaklan nezdinde meş-rutiyet ve iktidar ortaklığı vaat ediyorlar-dı. 24 eylül salı gunü sabah 02.30'da ne ol-duysa oldu, Necmettin Erbakan 'in*nan-lann' RP'de birleşmesine onay verdi. Ay-dınlar Ocağı üyesi, ittifak ve özellikle Tur-keş'e övgüler düzen Ayhan Songar, Türki-ye gazetesindeki köşesine 'Göl MayaTtatuyor" başhğmı attı. Partilerin tabam-nın alabildiğine kaynaştığuu, hatta 'Baş-buğ Erbakan, Mücahit Türkeş' esprisininyapüdığını yazdı.

Yann: BozkurtlarınErgenekon'dan çıkışı

\YI)1>K.\K O* \Ğ1 BVî̂ KAM PROF. NEVZAT Y

, ANAP veDYP'ye cevaptırGenel seçimler öncesi RP, MÇP ve IDP-

nin bir araya gelmesi, TBMM'de gÜçlU birşekilde temsil edilebilmeleri için çok sayı-da kişi, çevre, kurum ve kuruluş seferberoldu. Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof.Nevzat Yalçıntaş, hiç kuşkusuz tüm bu cev-relerin en önemli isımlerinden biriydi, sim-gesiydi. Prof. Yalçıntaş sorulanmızı şöyleyanıtladı:

— Smn ve Aydınlar Ocagı'nda yer aiandifer arkad«şlannızın seçimkrden önceRP-MÇBIDP ittifakını desteUeditiniz, buHüfmkın oluşması ve TBMM'ye gnçta birfekllde girebümesi için caba gösterdifeinizdo^nı mn?

— Bu cümle tamamen doğru, ama birtek şu var: Aydınlar Ocağı bir kuruluş ola-rak böyle bir şeyin içinde hiçbir zaman ol-madı, bir dernek olduğu için de kanunenolması doğru değil. Ama oraya mensup ol-sun olmasın bizim çevremiz, ben ve arka-daşlanm ittifakı destekledik.

— Bu desiegi somutlaştırabilir misiniz?—Necmett.ın Erbakan ve Alpaslan Tur-

keş bir kere buluşmuşlar, ama sonra uzunbir müddet geçmiş ve mcsele âdeta ölu du-ruma geçmiş. tttifak fikri açık, net, uygu-lanabilir bir fikir olarak ortaya çtkmamış.

Bizim birinci katkımız böyle bir fikrin or-taya çıkmasında olmuştur. Ikincisi, kendidost arkadaş çevremiz böyle bir fikrin des-teklenmesı gereğini ele almışür. Çevremiz-deki isimlerin hemen hepsi fıkir adarnla-rı, kalem sahıpleri; onlarm bir etki sahasıvar. Aynca çevremizde gazete yazarlan,serbest yazarlar, köşe yazarlan var; onlaracıkça desteklemişlerdir. Uçüncü katkımız,içimizden bazı arkadaşlarımız parti lider-leriyle görüşmüşlerdir. Ben bizzat bu gö-rüşmelerde bulunmadım. Diğer bir katkı-mız da şu oldu: tttifak muzakerelerini yü-ruten kişiler zaman zaman bazı meseleler-de takıldıklannda bizimle fıkir alışverişin-de, istişarede bulundular.

— Protokolün kaleme alınış safnasındamı?

— Ben ve arkadaşlanm bizzat masayaoturmuş değiliz, ama normal istişare me-kanizması içinde bizlere zorluklan aktar-mışlardır, çıkış noktalan konusunda kana-atimizi sormuşlardır. En son katkımız isebizi tanıyan insanlar var, çevremize güve-nen insanlar vardır. tuifak konusundaki fi-kırlerimizi sormuşlardır, biz de kanaatle-rimizi açık bir şekilde söylemişizdir. Do-layısıyla katkımız bu beş safhada olmuş-tur.

YALÇINTAŞ — Ben bizzat görüşmelerde bulunmadım.

— İttifakı desteklerken ne tiır ideolojik açısından, seçım sisteminin ta başından be-ve polîtik kaygılardan hareket ettiniz? n gayri adil olduğuna kaniyim. Bir kere

— İttifakı desteklememız, demokrasi ve Batı'da görülmeyecek ölçüde yüksek bir ül-politika anlamında olmuştur. Demokrasi ke barajı, bir de onun içerisinde çevre ba-

rajı. Millî iradeyi felç eden ve milyonlarcavatandaşm reylerini çöp sepetine attıran birsistem karşısında susmamız, seyretmemiz,ondan sonra gilya mürekkep yalamışadamlar olarak sonradan sızlanmanuz biz-lere yakışan bir tavır değildi. Bunu devamktenkit etmişizdir. Bu seçimlerde de yine ay-nı tehlike belirmiştir. Böyle bir sisternle sağ-lıkh bir demokrasinin ortaya çıkması müm-kun değildi. Reylerinin boşa gitmesi ihti-mali olan milyonlarca insanın tercihlerininpariamentoya yansıması gerekiyordu. Bu-nun Batı'da da görülen işbirliği, ittifak, bir-birinin listesinden seçime girmek gibi çe-şitli çözüm yolları var. Kısacası ana sebepdemokrasi olmuştur. Politik sebep olma-mış mıdır? Olmuştur. Kendilerinden çokemin görünen sağdaki büyük partiler,ANAP ve DYP reylerini aldıklan buyükbir kitlenin tercihlerini, değerlerini âdetaküçümseyerek, onları âdeta çantada kek-lik görerek, kendilerine mensup olan millive lslami çizgiye bağh olanları ve o çizgi-de manevi değerlere bağlı insanlann -bunlara muhafazakâr kitle deniyor- reyle-rini küçümseyerek çok fazla etkisi olma-yan, sosyolojik manada liberal bazı isim-leri, kadrolan ön plana çıkanp, muhafa-zakâr kadrolan tasfiye yoluna girmeleri,bana ve arkadaşlanma haksızhk olarak

geldi. Arkadaşlanmm hiçbiri aktif politi-ka içinde değil, böyle bir arzulan, Meclis'egirmek gibi bir kaygılan olmamıştır. On-lann hislerini okşayan bazı beyanlarda bu-lunup onlann hem reyleTİni alarak hem deo kişilerin tercihlerini kendi partikrinde sa-vunacak insanlan şu veya bu metodlarlasafdışı bırakıyorlar. Bu bir aldatmaca. Buhaksızhğa izin vermemek için böyle bir ara-ya gelmenin doğru olacağım düşündük.

— Yani ANAP ve DYP'nin vitrinleriniuberalkstirmelerine karşı bir reaksiyondu.

— Doğrudur. Bir reaksiyondur, bir ce-vaptır.

—Peki ANAP ve DYP bu UberaUeşmeopermsyonlannı yaşamasaydı MÇP ve RPyine seçime girecekler ve aynı anti demok-rattk secim sistemine maruz kalacaklardı.Böyle bir durnrada yine ittifak için cabagösterir miydiniz?

— Politik sebep birinci sebebin şiddeti-ni arttırdı. Eğer ikinci sebep olmasaydı, ya-ni sağdaki her iki buyük parti normal seç-menlerinin tercihlerini aksettiren bir vitrinyapsalardı birinci faktör o kadar şiddetlibir rol oynanamazdı. Biz belki sadece tav-siyede bulunurduk, ama uzerine bu kadarşiddetle varmazdık.

Orijinal Boyut : 36 * 38 cm