türkiye ruh sağlığı profili raporu (1998)

112
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ RAPORU HAZIRLAYANLAR Doç. Dr. Neşe EROL Doç. Dr. Cengiz KILIÇ Prof. Dr. Mahir ULUSOY Uzm. Dr. Muzaffer KEÇECİ S.H.U. Zeynep ŞİMŞEK T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK PROJESİ GENEL KOORDİNATÖRLÜĞÜ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetler Genel Müdürlüğü

Upload: emrah-songur

Post on 07-Aug-2015

944 views

Category:

Documents


21 download

DESCRIPTION

1998 yılında yapılan Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu'nun kopyası

TRANSCRIPT

Page 1: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ RAPORU

HAZIRLAYANLAR

Doç. Dr. Neşe EROL Doç. Dr. Cengiz KILIÇ

Prof. Dr. Mahir ULUSOY Uzm. Dr. Muzaffer KEÇECİ

S.H.U. Zeynep ŞİMŞEK

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK PROJESİ GENEL KOORDİNATÖRLÜĞÜ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI

Temel Sağlık Hizmetler Genel Müdürlüğü

Page 2: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

TüRKIYE RUH SAGLIGI PROFILI

RAPORU

HAZIRLAYANLAR

Doç. Dr. Neşe Erol Doç. Dr. Cengiz Kılıç

Prof. Dr. Mahir Ulusoy Uzm. Dr. Muzaffer Keçeci

S.H.U. Zeynep Şimşek

Ankara Üniversitesi Tıp Hacettepe Üniversitesi Tıp Abant İzzet Baysal Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı Fakültesi Psikiyatri Anabilim Üniversitesi, iktisadi ve ve Hastalıkları Anabilim Dab Dalı İdari Bilimler Fakültesi

T.C Sağlık Bakanlığı T.C Sağlık Bakanlığı Dünya Sağlık Örgütü Sağlık Projesi Temel Sağlık Hizmetleri Genel Koordinatörlüğü Genel Müdürlüğü

Page 3: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu

Birinci Baskı Ankara, 1998

Yayın haklan ©: T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Tüm hakları saklıdır. Kullanılması, çoğaltılması, yayınlanması izne tabidir.

ISBN 975-590-013-6

Bu yayın T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü işbirliği ile bastırılmıştır.

Dizgi: Doç. Dr. Cengiz Kılıç

Baskı: Eksen Tanıtım Ltd. Şti, ANKARA

Page 4: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ RAPORU

Hazırlayanlar:

Doç. Dr. Neşe Erol Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı, Ankara

Doç. Dr. Cengiz Kılıç Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara

Prof. Dr. Mahir Ulusoy Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Bolu

Uzm. Dr. Muzaffer Keçeci T.C. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara

S.H.U. Zeynep Şimşek T.C. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara

Page 5: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

İÇİNDEKİLER

Araştırmanın amacı, planlanması ve yürütülmesi 1

Örnekleme planı ve hanehalkı anketi ile ilgili sonuçlar 5

Çocuk ve gençlerde ruh sağlığı: yeterlik alanları, davranış ve duygusal

sorunların dağılımı 25

Erişkin nüfusta ruhsal hastalıkların yaygınlığı, ilişkili faktörler, yetiyitimi

ve ruh sağlığı hizmeti kullanımı sonuçları 77

Özet 95

Ekler 101

Page 6: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

ONSOZ

Ülkemizde yaşanan hızlı sosyal ve ekonomik değişimlere paralel olarak sağlık sorunlarının boyutları da önemli ölçüde değişmektedir. Günümüzde toplum sağlığımızı, kalp hastalıkları, kanser, bulaşıcı hastalık gibi fiziksel hastalıklar yanısıra ruhsal bozukluklar da büyük ölçüde etkilemektedir.

Toplumun ruh sağlığı düzeyini yükseltmek için, öncelikle koruyucu/önleyici hizmetlerin etkin bir şekilde verilmesi; bunu yapabilmek için de ilk olarak risk altındaki hedef grupların, ruhsal bozuklukları doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen faktörlerin epidemiyolojik çalışmalarla belirlenmesi gerekmektedir. Elde edilen bulgular doğrultusunda, ülke genelinde koruyucu ruh sağlığı programlarının hazırlanması ve uygulanması mümkün olabilecektir.

Bir ülkede hizmet politika ve programlarını gerçekçi bir biçimde belirleyebilmek için, epidemiyolojik veriye olan ihtiyaç açıktır. Ülkemizde ruhsal bozukluklar epidemiyolojisinde var olan durumu yansıtabilecek epidemiyolojik bulgulara alan araştırmaları ile ulaşılabilir. Ancak, ülkemizin genelini yansıtan geniş çaplı bir araştırma bulunmayıp, yapılan araştırmalar sınırlı ve dar kapsamlıdır. Hastane kayıtları incelendiğinde, belli ipuçları vermekle birlikte, ruhsal bozukluğu olan tüm bireylerin tedavi kurumuna başvurmaması, tanı birliği olmaması, bölgesel yoğunluğunun bilinmemesi verilecek hizmetlerin nitelik ve niceliğini belirlemede yetersiz kalmaktadır.

Hizmet planlaması yapılacak alanda, soruna yönelik gerekli bilgiler toplandıktan sonra "kim, ne, nerede, niçin ve nasıl" sorularına cevap verebilmek mümkündür. Bu sorulara cevap oluşturabilmek amacıyla planlanan "Türkiye'de Ruh Sağlığı Profili" araştırması bulguları kullanılarak, bölgelere ve yerleşim yeri tiplerine uygun modeller geliştirilebilecektir. Dolayısıyla ruhsal bozuklukların yaygınlığının ve bu yaygınlığı belirleyen etkenlerin ortaya çıkarılması bilimsel açıdan olduğu kadar, ruh sağlığı politikalarının geliştirilmesi ve ihtiyaca yönelik hizmet planlamasının yapılabilmesi açısından önem taşımaktadır.

Araştırmanın basan ile tamamlanması, araştırmanın başlatılması, yürütülmesi ve sonlandınlmasında sorumluluk taşıyanlann değerli çabalan ile mümkün olmuştur. Araştırmaya teknik destek veren yönlendirme komitesine, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyelerinden proje danışmanlarına, araştırmaya maddi destek sağlayan Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü'ne teşekkür ediyorum. Bu araştırmada büyük özveri ve titizlik içinde görevlerini yerine getiren Bakanlığımız merkez çalışanlarına, İl Sağlık Müdürlüklerine, il denetçi ve görüşmecilerine, aynca çalışmamıza ayırdıkları zaman ve sabırları için cevaplayıcılara teşekkür ediyorum.

Dr. Halil İbrahim Özsoy Sağlık Bakanı

Page 7: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

BÖLÜM 1

TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ Araştırmanın amacı, planlanması ve yürütülmesi

Uzm.Dr. Muzaffer Keçeci S.H.U. Zeynep Şimşek T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

AMAÇLAR

Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması, 2 yaştan itibaren tüm yaş grubu çocuk, genç, yetişkin ve yaşlılara uygulanan ve ülke çapında seçilen bir ömeklemle yapılan bir araştırmadır. Araştırmada 2-18 yaş arası çocuk ve gençlerde sorun davranışlar ile yeterlik alanları, 18 yaş üstünde ise sık rastlanan ruhsal bozuklukların yaygınlığı yanısıra ruh sağlığı hizmetlerinin kullanımı konusunda bilgi toplanması amaçlanmıştır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması ülke çapında yürütülen ilk epidemiyolojik araştırma olma niteliğini taşımaktadır.

Araştırmanın amaçları şu şekilde sıralanabilir;

1-Çocuk ve yetişkinlerde görülen ruhsal bozukluklar konusunda bilgilerin ulusal düzeyde toplanması ve ruhsal bozuklukların yaş, cinsiyet, bölge ve yerleşim yeri tipine göre dağılımının belirlenmesi, 2-Ruhsal bozuklukları doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen faktörlerin saptanması, 3-Ruh sağlığı konusunda ulusal düzeyde veri tabanı oluşturulması, 4-Ruh sağlığı politikalarının belirlenmesi ve yeni stratejilerin oluşturulmasına yardımcı olunmasıdır.

ORGANİZASYON

Araştırmanın 1993 yılında hazırlık çalışmalarına başlanması sırasında konuya yönelik önerileri almak amacıyla bir "Yönlendirme Komitesi" oluşturulmuştur. Bu komiteye Prof. Dr. Ahmet Göğüs, Prof. Dr. Efser Kerimoğlu, Prof. Dr. Bahar Gökler, Prof. Dr. Perin Yolaç, Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, Prof. Dr. Işıl Bulut, Prof. Dr. Sevil Atauz, Prof. Dr. Nesrin Şahin, Prof. Dr. Nail Şahin, Doç. Dr. Neşe Erol, Doç. Dr. Emine Öztürk Kılıç, Doç. Dr. Mahir Ulusoy, Doç. Dr. Ferhunde Öktem, Doç. Dr. Belma Akşit, Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, Yrd. Doç. Dr. Afşin Sağduyu, Uzm. Dr. Murat Rezaki, Dr. A. Giray Arıhan, Dr. Cengiz Erden ve Ruh Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Nevzat Satmış katılmışlardır. Bu komite dört toplantı yapmış ve yapılan toplantılar sonucunda, bu araştırmanın gerekli olduğuna karar verilmiş, kullanılacak yöntem ve ölçekler tartışılmıştır. Ön hazırlıklar tamamlandıktan sonra, çocuk ve gençlere uygulanan ölçeklerin uyarlaması, standardizasyon ve dağıtımından sorumlu olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Neşe Erol ve yetişkin ölçeği (CIDI)'nin eğitim ve uygulamasından sorumlu olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Cengiz Kılıç ile Türkiye genelinde örneklem seçimi ve hanehalkı soru formu geliştirme konusunda deneyimi olan Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Mahir Ulusoy danışman olarak görevlendirilmişlerdir (Prof. Ulusoy halen Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde çalışmaktadır). Araştırmanın planlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarında gerekli işleri yürütmek üzere sosyal hizmet uzmanı Zeynep Şimşek, psikolog Aysın Kurtuluş, sosyal hizmet uzmanı Nermin Berktaş, tıbbi teknolog Mustafa Nişancı görev almışlardır. Araştırmanın başlangıç ve sonuç aşamasında idari açıdan Genel Müdür Uzm. Dr. Cihanser Erel uygulama aşamasında, Genel Müdür Uzm. Dr. M. Rifat Köse, ayrıca Genel Müdür

Page 8: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Yardımcıları Bilgin Gözüm, Dr. Niyazi Çakmak ve Ruh Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Selçuk Candansayar destek sağlamışlardır.

Ölçekler

Araştırmanın alan çalışması sırasında aşağıdaki ölçek ve soru formları kullanılmıştır.

• 2-3 Yaş Çocukları İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği,

• 4-18 Yaş Çocuk ve Gençleri İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, • 5-18 Yaş Öğretmen Değerlendirme Ölçeği, • 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği, • Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi, • Genel Sağlık Anketi, • Kısa Yetiyitimi Anketi, • Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi, • Hanehalkı Anketi

Görüşmeci ve deneticiler

Araştırmada alan çalışması için il denetçileri ve görüşmeciler belirlenmiştir. İl denetçileri, örnekleme çıkan illerde görev yapan Ruh Sağlığı Şube Müdürleri ya da Ruh Sağlığı Şubesinden sorumlu Sağlık Müdür yardımcısı'ndan, görüşmeciler ise sağlık ocaklarında görev yapan doktor, ebe, hemşire ve devlet hastanelerinde çalışan psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşmuştur. Ek A'da il denetçileri ile görüşmecilerin listesi verilmiştir. Görüşmeciler, örnekleme çıkan illerin küme sayısı ve küme büyüklüklerine oranlı olarak seçilmiştir. Araştırmada görev yapan tüm personel 2 ay süre ile sadece bu araştırmada çalışmışlardır.

Eğitim

Öncelikle araştırmanın nasıl yürütüleceği, süreci ve örnekleme konusunda bilgi verme ve yöneticilerin desteğini almak amacıyla, 26-27 Ekim 1995 tarihleri arasında Sağlık Müdür yardımcılarının ya da Ruh Sağlığı Şube Müdürlerinin katıldığı iki günlük bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda, araştırma için illerde yapılacak düzenlemeler ile örnekleme ilişkin çalışmalar planlanmıştır.

İl denetçisi ve görüşmecilerin eğitimi ise iki aşamada yapılmıştır. İlk aşamada, İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerin denetçi ve görüşmecilerinin eğitimi 20-24 Kasım 1995 tarihleri arasında yapılmıştır. İkinci aşamada ise Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerin denetçi ve görüşmecilerinin eğitimi 26 Şubat-lMart 1996 tarihleri arasında yapılmıştır. Eğitimlerin ilk gününde eğitime alınan sağlık personeline duyarlılık kazandırmak amacıyla, çocuk ve yetişkin ruh sağlığı, koruyucu ruh sağlığı ve epidemiyolojiyi içeren konularda bir panel düzenlenmiştir. Bu panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Efser Kerimoğlu, Prof. Dr. Ahmet Göğüs, Doç. Dr. Neşe Erol, Prof. Dr. Mahir Ulusoy, Doç. Dr. Cengiz Kılıç ve Genel Müdür yardımcısı Uzm. Dr. Muzaffer Keçeci katılmışlardır.

Her iki eğitim aşamasında da, birinci grup olarak çocuk ve gençlere yönelik ölçeklerle hanehalkı anketi uygulaması için psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşireler, ikinci grup olarak yetişkin soru formu uygulaması için ise pratisyen hekimler eğitim almışlardır. İki ayrı grup halinde iki aşamada gerçekleştirilen eğitim programı sonunda: ilk eğitimde 37 pratisyen hekim, 37 psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşire olmak üzere 74 kişi, ikinci eğitimde ise 42 pratisyen hekim ve 42 psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşire olmak üzere 84 kişi eğitim almıştır. İl eğitim ekibinin yeterli olmadığı durumlarda, ihtiyaca göre personel eğitimi yapılmıştır. Birinci grubun çocuk ve gençlere yönelik ölçeklerinin eğitimi Doç. Dr. Neşe Erol, hanehalkı soru formu eğitimi Prof. Dr. Mahir Ulusoy tarafından verilmiştir. İkinci grubun eğitimi ise Uzm. Dr. Murat Rezaki, Uzm. Dr. İncila Kaplan, Uzm. Dr. Güliz Özgen, Doç. Dr. Cengiz Kılıç tarafından yapılmıştır. Eğitimde rol oynama tekniği ve grup çalışmaları uygulanmıştır.

Page 9: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

ALAN ÇALIŞMASI

Alan çalışması iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada Aralık 1995 - Ocak 1996 tarihleri arasında İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgeleri, ikinci aşamada ise Nisan-Mayıs 1996 tarihleri arasında Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerde alan çalışması yapılmıştır. İllerde uygulamaya başlamadan önce, örnekleme çıkan hanelere Sağlık Müdürlükleri tarafından hazırlanan bir mektup gönderilerek araştırma konusunda aile bilgilendirilmiştir. Bazı illerde ise, o bölgenin ebesi tarafından ailelere bilgi verilmiş ve uygulama sırasında evde bulunmaları sağlanmıştır. Aynı şekilde örnekleme çıkan evde yaşayan çocuklar okula gidiyorlarsa, hazırlanan bir mektupla okulun da araştırma konusunda bilgi sahibi olması sağlanmıştır. Alan çalışması sırasında, il denetçileri sürekli olarak merkez ekiple işbirliği içerisinde çalışmışlardır. Ayrıca, merkez ekibinden psikolog Aysın Kurtuluş, sosyal hizmet uzmanı Zeynep Şimşek ve Proje Danışmanı Doç. Dr. Cengiz Kılıç yerinde denetim ve süpervizyon için illere gitmişlerdir. İl denetçileri ve görüşmecilerin araç, gereç ve yemek ihtiyaçları sağlık müdürlüklerince karşılanmıştır.

İllerde tamamlanan soru formları il denetçileri tarafından kontrol edildikten sonra Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmiştir. Merkez ekibi tarafından Prof. Dr. Mahir TJlusoy'un danışmanlığında formların tekrar kontrolü yapılmış ve her haneye ait olan formlar numaralandırılmıştır. Proje danışmanları tarafından formlar gözden geçirildikten sonra veri giriş işlemi başlamış ve Eylül 1996 tarihinde tamamlanmıştır. Veri kontrolü yapıldıktan sonra analizlere başlanmış ve ön rapor 1997 yılında yayınlanmıştır.

Page 10: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

BOLUM 2

TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ Örnekleme Planı ve Hanehalkı Anketi ile İlgili Sonuçlar

3rof. Dr. Mahir Ulusoy Abant izzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Ruh Sağlığı Profili Araştırması, 2 ve 2 yaşın üstünde herkese farklı modüller uygulanarak bütün Türkiye'de, ruh sağlığı konusunda bilgi toplamayı amaçlamaktadır. Araştırma, aynı zamanda, hane ve hane halkı modülleriyle toplanan temel demografik ve sosyal bilgilerle zenginlik kazanmaktadır. Türkiye'de bu konuda bu kadar iddialı bir araştırmanın bulgularının tüm ülkeye genellenebilirliğinin yanında, kabul edilebilir duyarlıkla, bölgelere ve alt nüfus gruplarına da genellenebilir olmasını sağlamak amacıyla tabakalar saptanmış ve örnek büyüklüğüne karar verilmiştir. Araştırma planlanırken, ruh sağlığı göstergelerinin ve bu göstergelerin dağılımı hakkında veri olmaması nedeniyle, her tabakadan aynı oranda örnek seçilmiş, bu nedenle araştırma kendinden ağırlıklı olmuştur. Bulgular, bölgelere, yerleşim yeri tiplerine ve bu iki değişkenin çaprazıyla elde edilen tabakalara genellenebilir. Bunun yanında, örneğe 1 olasılıkla girdiklerinden dolayı 4 büyük kentimize (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana) de genelleme yapılabilir. Bunun dışında kalan, örneğe çıkmış yerleşim merkezlerinin hiç birine özel bilgiler türetilemez.

Ruh Sağlığı Araştırmasının örnekleme planı çok aşamalı, tabakalı, kümeli olasılık örneklemesidir.

TABAKALAMA

Tabakalar, homojen birimler içeren alt örnekleme çerçeveleridir. Bu araştırmada tabaka tanımı için iki kıstas kullanılmıştır. Bölge kıstasının 5 kategorisi ve yerleşim yeri tipi kıstasının 3 kategorisinin çaprazıyla Türkiye toplam 15 tabakaya bölünmüştür. Bu yaklaşım, her bir tabaka içinde kalan hanelerin tümünü bölge ve yerleşim yeri tipi açısından birbirine benzer (homojen) varsayar.

1- Bölge: Yerleşim yerlerinin birbirine coğrafi yakınlığı tabakalama için birinci kıstas olmuştur. Bu amaçla, Türkiye'nin 5 demografik bölgesi araştırmanın 5 büyük tabakasını oluşturmuştur. Bölgeler Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından coğrafi yakınlık ve demografik açıdan birbirine benzeyen iller biraraya getirilerek tanımlanmış ve Nüfus ve Sağlık Araştırmalarında kullanılmıştır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırmasının demografik içeriği ve bulgularının başka araştırmalarla karşılaştırılabilirliğinin sağlanması için 5 demografik bölge tanımı bu araştırmada da kullanılmıştır. İllerin 5 bölgeye dağılımı aşağıdaki gibidir (TNSA 1993):

Batı Anadolu: Aydın, Denizli, İstanbul, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, İzmir, Yalova

Güney Anadolu: Muğla, İsparta, Burdur, Antalya, Mersin, Adana, Gaziantep, Hatay

Orta Anadolu: Afyon, Eskişehir, Bolu, Ankara, Konya, Çankırı, Çorum, Yozgat, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Kütahya, Uşak, Bilecik, Tokat, Amasya,Aksaray, Karaman, Kırıkkale

Kuzey Anadolu: Zonguldak, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Rize, Trabzon-, Artvin, Kastamonu, Karabük, Bartın

Doğu Anadolu: Erzurum, Tunceli, Diyarbakır, Bitlis, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gümüşane, Erzincan, Kars, Elazığ, Mardin, Muş, Bingöl, Ağrı, Van, Hakkari, Batman, Şırnak, Ardahan, İğdır, Kilis

Page 11: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

2- Yerleşim Yeri büyüklüğü ve tipi: Yerleşim yeri tipi (yerleşim yerinin il merkezi, ilçe merkezi ya da köy oluşu) tabakalama için ikinci kıstas olarak kullanılmıştır. Yerleşim yeri tipi üç kategoride ele alınmıştır. İl merkezleri: Yukarda tanımlanan bölgelerin her birinde il merkezleri, idari örgütlenmede vilayet yapısı gösterdiği, hizmetler ve ticaret sektörlerindeki çeşitlenmeyi yansıttığı için ayrı bir tabaka olarak tanımlanmıştır.

İlçe merkezleri: İlçe merkezleri, nüfus büyüklükleri gereği il yapısının küçük bir modeli olduğu için il merkezlerinden ve köylerden farklı bir tabaka olarak ele alınmıştır. İlçe merkezi olmamakla birlikte, Türkiye'deki pek çok ilçeden büyük olan belde ve köyler de bu tabakaya dahil edilmişlerdir.

Köyler: Yukardaki iki tabakaya dahil edilemeyen, köy statüsünde olan bütün yerleşim yerleri bu tabakaya dahil edilmiştir.

Örnekleme için tanımlanan 15 tabakanın her birinde bağımsız seçim yapılmıştır. Her tabakadan seçilecek yerleşim yeri sayısı önceden saptanmıştır. Yerleşim yeri sayısına karar verirken alan çalışmasının yükü ve Sağlık Bakanlığının il örgütlenmesi gözönünde tutulmuştur. Olasılıklı örneklemede, örnek birimlerin (bu araştırmada hane) seçilme olasılığının birbirine eşit olması esas olduğundan, seçilen her bir yerleşim yerinde, hanelerin seçilme olasılıklarını eşit kılacak sayıda örnek hane seçilmiştir.

Çok aşamalı bir örnekleme planında, her hangi bir tabakada bir hanenin seçilme olasılığı:

P(Hane)=P(A)*P(B)*P(C)*...*P(M) (1)

ile ifade edilebilir. Burada A, birinci aşama, B, ikinci aşamada seçilen birimdir, M aşama sayısıdır. Formülü 3 aşamalı bir örnekleme planı için biraz daha açarsak,

P(Hane)=n(A)/N(A) * n(B)/N(B) * n(C)/N(C) (2) olur.

Burada n(A) birinci aşamada seçilen A sayısı, N(A) evrendeki A sayısı, n(B) ikinci aşamada seçilen B sayısı, N(B) evrendeki B sayısı, n(C) üçüncü aşamada seçilen C sayısı, N(C) evrendeki C sayısıdır.

Eğer sistematik rasgele seçim yapılırsa, birinci ve ikinci aşamalarda seçilen birimler alt alta sıralanarak bir başlangıç noktasından başlanarak, üçüncü aşamada seçilmesi gereken n(C) kadar birim seçildiğinde, birinci ve ikinci aşamalarda seçilmesi gereken birim sayıları da kendiliğinden ortaya çıkar. Ancak bu yöntem, birinci ve ikinci aşamalarda çok sayıda birimin örneğe girmesine neden olur. Örneğin; birinci aşamada il merkezi, ikinci aşamada ilçe merkezi, üçüncü aşamada da küme seçiliyor ve toplam seçilecek küme sayısı 250 ise, böyle bir örnekleme planı ile örneğe giren yerleşim yeri sayısı 250'den biraz az fakat 250'ye yakın bir sayı olacaktır. Böyle bir örnekleme planının alan çalışması hem zaman açısından hem de maliyet açısından pahalı olacaktır.

Oysa, (2) numaralı formül, son aşamada seçilen birimin seçilme olasılığı sabit kalmak koşuluyla, birinci ve ikinci aşamalarda seçilen birim sayısının, alan çalışmasını kolaylaştırmak ve daha ucuza maletmek amacıyla, araştırmacı tarafından saptanabileceğini göstermektedir. Formülde,m(A) ve n(B) belirlendikten sonra, n(C)'nin değeri serbest bırakılarak P(Hane) 'nin sabit kalması sağlanabilir. Başka bir deyişle, n(A) ve n(B) saptandıktan sonra P(Hane)'nin eşitliği, n(C)'nin değerini, formülün vermesiyle sağlanabilir. Bu araştırmada, il merkezi, ilçe merkezi ve köy sayıları saptandıktan sonra, seçilen yerlerden ne büyüklükte kaç kümenin seçileceği (2) numaralı formül ile hesaplanmıştır.

(2) numaralı formül örneğe seçilen bir yerleşim yerinden seçilmesi gereken hane sayısını vermektedir. Eğer örnekleme küme örneklemesi ise, son aşamada seçilen birim küme olacaktır. Formülün verdiği sayıda haneden çok değişik büyüklükte ve sayıda küme oluşturmak olasıdır. Ancak küme büyüklüğünün sabit olması, hem alan çalışmasını yürütecek ekiplerin oluşturulmasında, hem de örnekleme hatalarının hesaplanmasında kolaylık sağlayacağı için tercih edilir. Verilen sayıda haneden kümeler oluşturulurken ortalama küme büyüklüğü esas alınır ve sonuçta elde edilecek kümelerin büyüklüklerine göre dağılımının varyansının küçük olması sağlanır. Böylece elde edilen bir küme büyüklüğü dağılımında değişim katsayısı 0.2'den küçük olursa küme büyüklüğü sabit sayılabilir (Kish 1966).

Page 12: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Ömeğe seçilen bir yerleşim yerinde seçilecek hane sayısı 20 (ortalama küme büyüklüğü) 'den küçük ise, o yerleşim yerinden bir küme seçilmiştir. Eğer hane sayısı 20'den büyük ise, küme sayısı, küme büyüklüklerinin 20'den ayrılışlarının kareleri ortalamasını minimum eden küme büyüklüğü dağılımındaki küme sayısı olmuştur. Bir formül ile ifade edersek:

Var(küme büyüklüğü)= I(X-20)2/n

O halde küme sayısı formüldeki küme büyüklüğü varyansını minimize eden n değeridir. Örneğin; bir yerleşim yerinden 45 hane örnek hane seçilecek ve küme büyüklüğü ortalaması 20 ise, buradan ya 15'er hanelik 3 küme, ya da biri 23, diğeri 22 hanelik 2 küme almak olasıdır. Birinci alternatifte 3*(15-20)2/3=25, ikinci alternatifte ((23-20)2 + (22-20)2)/2=6.5 olduğundan, 45 haneden 2 küme ile daha küçük varyans elde edildiğinden, bu yerleşim yerinden 2 küme seçilir.

AŞAMALANDIRMA

Tabakalama kıstası olarak kullanılan iki değişkene göre elde edilen 15 tabakada bağımsız seçim yapılmıştır. Aşamalandırma, kullanılabilir, hazır, örnekleme çerçevelerin varlığına göre yapılmıştır.

İl Merkezi Seçimi: 5 bölgenin il merkezleri tabakalarının her birinde ilk aşamada öngörülen sayı kadar il merkezi sistematik rasgele yöntemle seçilmiştir. Bu yönteme göre yapılan seçimde İstanbul, Ankara ve İzmir kentlerinin nüfusları, örnekleme aralığından büyük olduğu için bu kentler örneğe birden fazla girmişlerdir. Bu nedenle Batı Anadolu ve Orta Anadolu bölgelerinde öngörülen il sayısı daha fazla olduğu halde seçilen il sayısı daha azdır. Bu aşamada çerçeve olarak Devlet İstatistik Enstitüsü'nün (DİE) 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. Seçim il merkezleri nüfuslarının birikimli dağılımından yapıldığı için, nüfusa orantılı bir seçim olmuştur.(Bkz. EK 1).

İl merkezinde ikinci Aşama Seçim: Seçilen il merkezlerinden Evhalkı Tespit Fişleri (ETF) kayıtları kullanılarak Sağlık Ocaklarına göre hane sayıları ve nüfusları içeren dökümler alınmış, bu listelerden yine sistematik rasgele seçim yöntemine göre, o merkezden seçilmesi gereken küme sayısı kadar Sağlık Ocağı ve küme seçilmiştir. Seçilen Sağlık Ocağının ETF sıralamasına uyarak bu aşamada üretilen rasgele sayıya denk gelen haneden başlayarak birbirine komşu hanelerle küme listesi tamamlanmıştır. Büyük Sağlık Ocaklarından birden fazla küme seçilmiştir. Bu yöntem, kümelerin, Sağlık Ocaklarının sorumlu olduğu nüfusa orantılı seçilmesini sağlamıştır.

İlçe Merkezi Seçimi: Seçilen il merkezlerine idari olarak bağlı ilçeler ikinci aşamada ilçe seçimi için çerçeve oluşturmuştur. Çerçeve için yine DİE'nün 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. İlçe merkezleri sistematik rasgele seçim ile yapılmıştır. Seçim, çerçevedeki ilçe merkezlerinin birikimli nüfus dağılımından yapıldığı için, nüfusa orantılı bir seçim olmuştur.

İlçe merkezlerinde üçüncü Aşama Seçim: Seçilen ilçelerde Sağlık Ocağı ve küme seçimi, aynen il merkezlerinde uygulanan yöntemle yapılmıştır.

Köy Seçimi: Köy seçimi için kullanılan çerçeve, seçilen il merkezlerine bağlı köylerdir. Çerçeve olarak 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. Her bölgeden seçilecek köy sayısı araştırmacılar tarafından önceden saptanmıştır. Genel bir ilke olarak her köyden bir küme alınacak şekilde köy sayısı belirlenmiştir.

KÜMELEME

Örnekleme küme örneklemesidir. Küme, birbirine komşu haneler olarak tanımlanmıştır. Ortalama küme büyüklüğü 20 olarak belirlenmiştir. Ancak bu değer seçilen yerleşim yerinin büyüklüğüne bağlı olarak değişmektedir. Küme büyüklüğü için değişim katsayısı 0.189 olduğu için küme büyüklüğü sabit kabul edilebilir.

Yerleşim yerlerindeki hane sayıları, yerleşim yerlerinin kestirim nüfusları, 1990 sayımında il merkezleri, ilçe merkezleri ve köylerdeki ortalama hane büyüklüklerine bölünerek elde edilmiştir. 1990 ortalama hane büyüklüklerinin 5 senede değişmediği varsayılmıştır.

Page 13: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 2,1: Kümelerin büyüklüklerine göre dağılımı

Küme büyüklüğü (hane)

4 5 6 7

9 12 13 14

15 16

Küme sayısı

1 3 1 5

5 I 6 6

18

Küme büyüklüğü (hane)

17 18 19 20 21 22 23 24 25

Küme sayısı

14 17 41 77 41

19 7 2 1

b = 18.65 (ortalama küme büyüklüğü) a =3.5268 C.V.= 0.189

GÜNCELLEME

Örnek seçiminde, öngörülen seçilme olasılıklarının doğru hesaplanması ve uygulamada bozulmaması için, her aşamada kullanılan çerçevenin güncel olması gerekmektedir. Bu amaçla, bölge ve yerleşim yeri tiplerinin oluşturduğu 15 tabakanın her birinde ilk aşama seçim için gerekli olan yerleşim yerleri çerçevesi olarak 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını temel alınarak çerçevelerde gerekli güncelleme işlemleri yapılmıştır.

İl merkezleri çerçevesine araştırma tarihinde sayısı 79 olan tüm il merkezleri; ilçe merkezleri çerçevesine, birinci aşamada seçilen illere bağlı ilçe merkezleri, ve köy çerçevesine de, yine birinci aşamada seçilen il merkezlerine bağlı köyler dahil edilmişlerdir. Bu işlem sonucunda, bağlı olduğu ilçe merkezi seçilmediği halde örneğe giren köyler olmuştur.

İlçe merkezleri ve köylerin, birinci aşamada seçilen il merkezlerine bağlı kılınması, araştırmanın alan çalışmasında iş bölümünün il sağlık müdürlüklerinin görevli oldukları ilde sorumlu tutulmaları nedeniyle olmuştur.

Birinci güncelleştirme işlemi, il ve ilçe merkezleri çerçevelerine giren yerleşim yerlerinin 1985 ve 1990 yıllarındaki nüfuslarını kullanarak araştırma tarihindeki nüfuslarının kestirimidir. Nüfus projeksiyonu için bileşik faiz formülü kullanılmıştır. Bu işlem sırasında, özellikle büyük il sınırlarının değişmesi nedeniyle, 1985 ve 1990 sayımlarında statüsü değişen köyler çok büyük büyüme oranları gösterdikleri için, 1990 yılında ait oldukları il merkezi içinde tek tek ele alınmış ve uygun büyüme hızlan ile 1995 nüfusları kestirilmiştir.

Köylerin nüfus projeksiyonu, örneğe giren bir ilçenin tüm köylerinin toplam nüfusu için yapılmıştır. Projeksiyon işleminden önce nüfusu 6000'in üstünde olan köylerin nüfus projeksiyonları tek tek yapılmış ve araştırma tarihinde nüfusu 10 000'in üstünde olanlar köy çerçevesinden ilçe çerçevesine aktarılmıştır.

Örnek seçiminin her aşamasında sistematik rasgele seçim yapılmıştır.

KÜME SEÇİMİNDE KULLANILAN ÇERÇEVE, EVHALKI TESPİT FİŞLERİ

Ruh Sağlığı Araştırmasında örnekleme çerçevesi olarak Sağlık Ocaklarında tutulan ETF (Evhalkı Tespit Fişleri) 'lerin kulanılrnası düşünülmüştür. Alternatif örnekleme çerçevelerine göre ETF'lerin aşağıda sıralanan nitelikleri, bunların güncel çerçeveler olabileceğini düşündürmektedir.

• Kanun gereği ETF'ler her yılın Haziran ayında güncelleştirilmektedir. • Her hanehalkı üyesi yaş, akrabalık ve cinsiyetine bakılmaksızın ET fişlerine geçirilmektedir.

Page 14: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

• Bir sağlık ocağının sorumluluğuna giren alanın nüfus ve hane sayısı ET fişlerinden hesaplanabilir. • Kiralık evlerde kiracı değişince eski kart atılıp yeni kiracı için yeni kart doldurulmaktadır. • Sağlık Ocaklarının sorumlu oldukları alanları ve sınırları İl Sağlık Müdürlüklerince belirlenmektedir. • Görevli sağlık personeli görev sırasında yeni iskan edilmiş ev veya apartmana raslarlarsa bu tip yerler

için ETF'ler doldurulmaktadır.

ETF'lerin örnek çerçeve olarak nasıl kullanılacağı ve içerdiği bilgilerin güvenirliği EK 2 'de tartışılmıştır.

YANITLAMA ORANLARI

Yanıtlama oranları, araştırmada kullanılan ve araştırma evrenine giren farklı kuşak insanlara uygulanan anket formları için farklı düzeylerde gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, örnekleme tabakalarında farklı düzeylerde yanıtlama oranlan elde edilmiştir.

Hane Anketi Yanıtlama oranları

Görüşme sonucu, "Anket dolduruldu", "Hanede uygun yanıtlayıcı yok", "Reddetti" olarak işaretlenen hane formları, erişilmiş ve görüşülmüş haneler olduğundan haneler için yanıtlama oranları, her örnekleme tabakasında bu hanelerin toplamının hedef hane sayısına oranıdır.

Tablo 2.2: Erişilen (temas kurulan) hane anketi yanıtlama oranları

Batı Anadolu

Güney Anadolu

Orta Anadolu

Kuzey Anadolu

Doğu Anadolu

Toplam

Hedef Görüşülen Yanıtlama %

Hedef Görüşülen Yanıtlama %

Hedef Görüşülen Yanıtlama %

Hedef Görüşülen Yanıtlama %

Hedef Görüşülen Yanıtlama %

Hedef Görüşülen Yanıtlama %

İl

1231 1195 97.1

267 224 83.9

525 433 82.5

83 64

77.1

229 217

94.8

2335 2133 91.3

İlçe

419 279

66.6

214 189

88.3

237 223 94.1

116 101

87.1

171 149

87.1

1157 941 81.3

Köy

426 385

90.4

229 205 89.5

355 253 71.3

190 175

92.1

309 230

74.4

1509 1248 82.7

Toplam

2076 1859 89.5

710 618 87.0

1117 909 81.4

389 340 87.4

709 596

84.1

5001 4322 86.4

Alan uygulaması .sırasında İstanbul'da 60 hanelik üç küme, İzmir-Kınık'ta 21 hanelik bir küme, Diyarbakır'ın bir köyünde 38 hanelik iki kümede hiçbir hane ile görüşme yapılamamıştır. Diyarbakır köyüne güvenlik nedeniyle, İstanbul'daki kümelere ekiplerin organize olamamaları nedeniyle zamanında gidilememiştir. Bu veriler Doğu Anadolu'nun kırında ve Batı Anadolu'nun ilçelerinde erişilen düşük yanıtlama oranlarını açıklamaktadır.

Genel olarak, sosyal araştırmalarda görülen, yerleşim yeri büyüdükçe küçülen yanıtlama oranları, bu araştırmada Batı, Güney ve Kuzey Anadolu bölgelerinde de görülmektedir. Orta Anadolu'da bu trend

Page 15: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

köylerde elde edilen düşük yanıtlama oranları ile bozulmaktadır. Doğu Anadolu'da ise tam tersi bir olguyla karşılaşılmış, Doğu'da süren terör dolayısıyla, daha güvenli olan illerde ve ilçelerde daha yüksek yanıtlama oranları elde edilmiştir.

Tablo 2.3: Hane anketi

Batı Anadolu

Güney Anadolu

Orta Anadolu

Kuzey Anadolu

Doğu Anadolu

Toplam

yanıtlama oranları

Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama %

Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama %

Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama %

Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama %

Görüşülen Tamamlanan Yanıtlama %

Görüşülen Tamamlanan

Yanıtlama %

İl

1195 1064 89.0

224 207

92.4

433 316

73.0

64 61

95.3

217 204

94.0

2133 1852 86.8

İlçe

279 249

89.2

189 186

98.4

223 209 93.7

101 94

93.1

149 114

76.5

941 852

90.5

Köy

385 368

95.6

205 196

95.6

253 249 98.4

175 170

97.1

230 202 87.8

1248 1185 95.0

Toplam

1859 1681 90.4

618 589

95.3

909 774

85.1

340 325

95.6

596 520

87.2

4322 3889 90.0

Erişilen hanelerde tamamlanan görüşmelerin oranı daha yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. Sadece Orta Anadolu'nun ilinde ve Doğu Anadolu'nun ilçelerinde tamamlanan anket oranı %70'lere düşmektedir, diğer tabakalarda yanıtlama oranları %90'lar düzeyinde seyretmektedir.

Genel yanıtlama oranları Tablo 2.2 ve Tablo 2.3'deki yanıtlama oranlarının çarpımı ile elde edilir. Tablo 2.4'de hane anketi için yanıtlama oranları verilmiştir.

Tablo 2.4: Hane anketi için genel yanıtlama oranları (yüzde olarak)

Batı Güney Orta Kuzey Doğu Toplam

İl

86.4 77.5 60.2 73.5 89.1 79.2

İlçe

59.4 86.9 88.2 81.1 66.6 73.6

Köy

86.4 85.6 70.2 89.4 65.3 78.6

Toplam

80.9 82.9 69.3 83.6 73.3 77.8

Örnekleme tabakalarında genel yanıtlama oranlan büyük değişkenlik göstermektedir. En yüksek yanıtlama oranının elde edildiği Doğu Anadolu'nun ili ile en düşük yanıtlama oranının elde edildiği Batı Anadolu'nun ilçesi arasında %30'a varan fark vardır. Tabakalar arasında yanıtlama oranlarında görülen bu değişkenliğin analizlerde etken olmaması için görüşme yapılan haneleri ağırlıklandırmak olasıdır. Ancak, bunu yapabilmek için "bütün tabakalarda yanıtlayanlarla yanıtlamayanların ve erişilemeyenlerin ruh sağlığı aynıdır" gibi bir varsayım yapmak gerekir. Araştırma konusu gereği böyle bir varsayım yapılamıyacağından ağırlıklandırma yapılmamıştır.

10

Page 16: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 2.5: 2-3 Yaş Çocuklar için Davranış Değerlendirme Olçeğ

Batı Anadolu

Güney Anadolu

Orta Anadolu

Kuzey Anadolu

Doğu Anadolu

Toplam

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

11

149 151

101.3

32 28

87.5

52 46

88.5

5 4

80.0

54 54

100.0

292 283 96.9

İlçe

35 29

82.9

44 43

97.7

20 16

80.0

21 20

95.2

33 31

93.9

153 139

90.8

Yanıtlama Oranları Köy

39 33

84.6

25 31

124.0

50 46

92.0

35 34

97.1

79 72

91.1

228 216 94.7

Toplam

223 213 95.5

101 102

101.0

122 108

88.5

61 58

95.1

166 157

94.6

673 638

94.8

2-3 Yaş Çocuklar için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranları: Tablo 2.5' de bazı hücrelerde görülen 100%'ün üstündeki yanıtlama oranlan, hanehalkı listesinde yaşı 2'nin altında bildirildiği halde bazı çocuklara 2-3 yaş ölçeğinin uygulanmasındandır. Yaş bildirim hatası olasılığı düşünülerek uygulanan ölçekler bu tabloya dahil edilmiştir.

2-3 yaş çocukları için kullanılan ölçek ile hane modülleri genelde anneler tarafından yanıtlandığı ve hane modülleri de reddedilmediği için, bu anketlerin yanıtlama oranları çok yüksek gerçekleşmiştir.

4-18 Yaş Çocuk ve Gençler için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranları: Araştırmada, örneğe giren her hanede hane anketi uygulanmış ve hanede yaşayan, hane üyesi olan herkes listelenmiştir. Hanehalkı litesinde yer alan ve 2 yaşın üstünde olan herkese uygun bir modül uygulanmıştır. Bu modüllerden biri 4-18 yaş arasında olan çocuk ve gençler için uygulanan ölçektir. Gerek bu kuşaktan herkese ulaşamamaktan, gerekse reddedilmekten dolayı bu Ölçek için de bir yanıtlama oranı sözkonusudur. Tablo 2.5'de örnekleme tabakalarında bu oranlar verilmiştir.

11

Page 17: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 2.6: 4-18 Yaş Çocuk ve Gençler için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranlan.

Batı Anadolu

Güney Anadolu

Orta Anadolu

Kuzey Anadolu

Doğu Anadolu

Toplam

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

Hedef coc. Görüşülen Yanıtlama %

İl

1212 970

80.0

281 259 92.2

335 279 83.3

. 81 71

87.7

386 340 88.1

2295 1919 83.6

İlçe

377 359

95.2

336 289 86.0

306 286

93.5

137 120

87.6

197 172

87.3

1353 1226 90.6

Köy

318 297

93.4

211 127

60.2

340 283 83.2

279 246

88.2

539 427 79.2

1687 1380 81.8

Toplam

1907 1626 85.3

828 675

8 i.5

981 848

86.4

497 437 87.9

1122 939 83.7

5335 4525 84.8

Bir haneye gidildiğinde, özellikle annelerin, bir hane modülü, bir yetişkin modülü (CIDI), varsa 2-3 yaş çocuklarının her biri için bir modül ve 4-18 yaş gurubunda çocukların her biri için bir modül doldurması gibi bir yük düşünülürse, 4-18 yaş modülü için yanıtlama oranları oldukça yüksek düzeyde gerçekleşmiş sayılabilir. Sadece Güney Anadolu'nun kırında yanıtlama oranı %60'a, Doğu Anadolu'nun kırında ve Batı Anadolu'nun ilinde %80'e kadar düşmüştür, diğer tabakalarda %82 ile %95 arasında değişmektedir.

18 Yaş Üstü CIDI yanıtlama oranları: Tablo 2.7'de gösterilmiştir.

12

Page 18: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 2.7: 18 Yaş Ustu C1DI Yanıtlama

Batı Anadolu

Güney Anadolu

Orta Anadolu

Kuzey Anadolu

Doğu Anadolu

Toplam

Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama %

Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama %

Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama %

Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama %

Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama %

Hedef kişi Görüşülen Yanıtlama %

Oranları İl

2684 2209 82.3

542 360

66.4

813 525

64.6

154 128

83.1

564

328 58.2

4757 3550 74.6

İlçe

626 450

71.9

549 334

60.8

553 334

60.4

262 217

82.8

317 212

66.9

2307 1547 67.1

Köy

940 754

80.2

541 459

84.8

646 482

74.6

502 411 81.9

602 276

45.8

3231 2382 73.7

Toplam

4250 3413 80.3

1632 1153 70.6

2012 1341 66.7

918 756

82.4

1483 816

55.0

10295 7479 72.6

Yetişkin anketi (CIDI) çok kapsamlı bir anket olup, uygulanması çok zaman almaktadır. Bu nedenle bütün örnekleme tabakalarında yanıtlama oranları düşük gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, yanıtlama oranları tabakalarda büyük değişkenlik göstermekte, %45.8 ile %84.8 arasında değişmektedir.

VERI G ü V E N I R L I ğ I

Araştırmanın bir örnekleme araştırması olması nedeniyle, örneklemeden hesaplanan istatistiklerin Türkiye'ye genellenebilirliği, başka bir deyişle, örneklemenin Türkiye'yi temsil edebilirliği sözkonusudur. Bu araştırmanın Türkiye'yi ne kadar temsil ettiğini görmek için, hane anketiyle toplanan bazı temel değişkenlerin dağılımını incelemek ve varsa başka araştırma veya sayım bulguları ile karşılaştırmak gerekmektedir.

Bu araştırma bulgularını karşılaştırmak için baz olarak kullanılabilecek üç kaynak vardır. Bunlardan birisi 1990 Sayımı, diğeri de 1993 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA), üçüncüsü ise 1995 yılında DİE ve UNICEF işbiriği ile yapılan Türkiye Çok Göstergeli Çocuk Araştırmasıdır (TÇGÇA). 1990 Sayımı bulguları araştırma tarihinin 5 yıl gerisinde kalmıştır. Özellikle, son yıllarda insan hareketliliğinin çok olduğu ülkemizde, sosyal göstergelerde doğal, ya da göç nedeniyle meydana gelen değişikliklerden dolayı 1990 Sayımı bulgularının bu araştırmanın bulgularına baz olamıyacağı kanısını uyandırmaktadır.

1993 Nüfus ve Sağlık Araştırması, bu araştırma tarihine daha yakın bir tarihte yürütülen bir araştırma olduğu için 1990 sayımı için sayılan sakıncaları aynı yoğunlukta taşımamaktadır. 1993 TNSA veya 1995 TÇGÇA araştırma bulguları bu araştırma için baz olarak kullanıldığı taktirde, bulguların farklı çıkmaması halinde her iki araştırma örnekleminin aynı kitleden çekildiğine karar verilecektir. Aksi halde iki araştırma örneklemlerinin farklı kitlelerden çekildiği sonucuna varılacaktır. Bu durumda, ya her iki araştırma da, ya da araştırmalardan biri Türkiye'yi temsil etmiyor kararını vermek gerekecektir, fakat bunlardan hangisinin Türkiye'yi temsil edip hangisinin etmediği belli olmayacaktır. Bu nedenle, test sonuçlarından çok, bulguların birbirine yakınlığı değerlendirilmelidir. Bu araştırma bulgularını

13

Page 19: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

değerlendirmek üzere 1990 Sayımı baz alındığı zaman, bulgulardaki farklılıklardan bir kısmı zaman içinde oluşacağı için ve bunun miktarı bilinemeyeceği için doyurucu bir karşılaştırma olmayacaktır.

Karşılaştırma amacıyla yaş, cinsiyet, hane büyüklüğü, bağımlılık oranı ve bölge dağılımı incelenecektir.

Tablo 2.8: Ruh Sağlığı Profili ve 1993 Araştırmalarında Cinse Göre Yaş Dağılımı

RUH SAĞLIĞI PROFİLİ 1993 ARAŞTIRMASI RUH SAĞLIĞI PROFİLİ 1993 ARAŞTIRMASI

Yaş

0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

E

105

197

152

169

175

193

195

176

183

184

190

187

179

165

203

185

182

149

156

156

167

130

164

143

144

123

138

117

127

110

171

135

125

137

127

144

132

%

1.3

2.4

1.8

2.0

2.1

2.3

2.4

2.1

2.2

2.2

2.3

2.3

2.2

2.0

2.5

2.2

2.2

1.8

1.9

1.9

2.0

1.6

2.0

1.7

1.7

1.5

1.7

1.4

1.5

1.3

2.1

1.6

1.5

1.7

1.5

1.7

1.6

K

88

182

181

169

189

171

183

190

185

158

168

177

176

157

162

202

191

159

174

179

162

160

165

155

145

145

159

132

104

116

165

125

126

120

135

143

128

%

1.1

2.2

2.2

2.0

2.3

2.1

2.2

2.3

2.2

1.9

2.0

2.1

2.1

1.9

2.0

2.4

2.3

1.9

2.1

2.2

2.0

1.9

2.0

1.9

1.7

1.7

1.9

1.6

1.3

1.4

2.0

1.5

1.5

1.4

1.6

1.7

1.5

E

396

328

329

365

374

362

385

468

481

467

517

450

521

546

446

444

446

439

428

344

298

221

311

358

310

360

261

297

298

228

355

203

221

250

203

305

212

%

2.1

1.8

1.8

1.9

2.0

1.9

2.1

2.5

2.6

2.5

2.8

2.4

2.8

2.9

2.4

2.4

2.4

2.3

2.3

1.8

1.6

1.2

1.7

1.9

1.7

1.9

1.4

1.6

1.6

1.2

1.9

1.1

1.2

1.3

1.1

1.6

1.1

K

373

315

323

325

355

355

415

444

468

392

499

419

511

497

472

471

498

521

492

%

1.9

1.6

1.7

1.7

1.8

1.8

2.1

2.3

2.4

2.0

2.5

2.1

2.6

2.5

2.4

2.4

2.5

2.7

2.5

382 2.0

453

352

389

360

317

355

284

315

298

221

382

219

246

332

218

292

199

2.3

1.8

2.0

1.8

1.6

1.8

1.5

1.6

1.5

1.1

1.9

1.1

1.3

1.7

1.1

1.5

1.0

Yaş

37

38

39

40

41

42

43

44

45

46

47

48

49

50

51

52

53

54

55

56

57

58

59

60

61

62

63

64

65

66

67

68

69

70+

E % 141 1.7

104 1.3

106 1.3

150 1.8

106 1.3

80 1.0

97 1.2

111 1.3

92 1.1

85 1.0

80 1.0

71 0.9

58 0.7

63 0.8

64 0.8

53 0.6

53 0.6

45 0.5

49 0.6

50 0.6

46 0.6

48 0.6

48 0.6

57 0.7

37 0.4

51 0.6

69 0.8

47 0.6

47 0.6

41 0.5

27 0.3

23 0.3

32 0.4

174 2.1

Biln 35

Top.

K

103

100

115

138

115

95

99 87

65

84

69

72

51

83

62

53

55

40

53

62

58

43

55

65

42

49

59

51

53

38

38

28

45

208

36

8255 8295

%

1.2

1.2

1.4

1.7

1.4

1.1

1.2

1.0

0.8

1.0

0.8

0.9

0.6

1.0

0.7

0.6

0.7

0.5

0.6

0.7

0.7

0.5

0.7

0.8

0.5

0.6

0.7

0.6

0.6

0.5

0.5

0.3

0.5

2.5

E

250

258

187

285

134

183

221

130

227

125

130

158

102

226

105

118

150

104

248

127

100

126

87

269

95

106

116

72

222

82

85

65

41

544

70

18710

/o

1.3

1.4

1.0

1.5

0.7

1.0

1.2

0.7

1.2

0.7

0.7

0.8

0.5

1.2

0.6

0.6

0.8

0.6

1.3

0.7

0.5

0.7

0.5

1.4

0.5

0.6

0.6

0.4

1.2

0.4

0.5

0.3

0.2

2.9

K % 212 1.1

271 1.4

183 0.9

297 1.5

149 0.8

188 1.0

224 1.1

135 0.7

217 1.1

139 0.7

134 0.7

157 0.8

81 0.4

198 1.0

169 0.9

209 1.1

191 1.0

130 0.7

285 1.5

126 0.6

126 0.6

116 0.6

76 0.4

327 1.7

64 0.3

99 0.5

108 0.6

78 0.4

239 1.2

116 0.6

97 0.5

57 0.3

27 0.1

582 3.0

50

19574

Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana veÇocuk Sağlığı, Aile planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 169.

Tablo 2.8'de 1993 Araştırmasına ait yüzdelerle, Ruh Sağlığı Araştırması yüzdeleri arasında farkın %.4 (binde 4)'ü geçtiği yaşlar arasında %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı farklılıklar vardır. Diğer yaşlarda farklılık rasgele oluşmuştur. Yaş dağılımının tek yaşlar için verilmiş olması ve anlamlı farklılık gösteren yaşların az olması iki araştırma bulgularının uyumlu olduğunu göstermektedir.

14

Page 20: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 2.9: Seçilmiş kaynaklarda ve Ruh Sağlığı Profili Araştırmasında yaş gruplarına g

Y a ş grubu

-15 15-64

65+

Yaş bağıml ı l ık oranı

TNA 1989

35.4

60.4

4.2

65.7

GNS 1990

35.0

60.7

4.3

64.7

TNSA 1993

33.0

61.4

5.6

62.7

MICS 1995

32.4

62.3

5.3

58.1

öre nüfus (%)

Ruh Sağ. Pro.

31.4

63.8

4.8

56.7

Kaynaklar: 1989 Türkiye Nüfus Araştırması, DİE, 1991. 1990 Genel Nüfus Sayımı, DİE, 1993. Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s:l 5.

Yaşlar gruplanıp, zaman içinde yapılmış başka araştırmalar ve sayım bulguları ile karşılaştırma

yapıldığında, aradaki farklılıklar istatistik olarak önemli olduğu halde, yüzde dağılımlarının ve yaş

bağımlılık oranının zaman içindeki gelişimi, bu araştırma bulgularının diğer bulgularla uyumlu

olduğunu göstermektedir.

Tablo 2.10: 1993 ve yüzde dağılımı

Batı Anadolu

Güney Anadolu

Orta Anadolu

Kuzey Anadolu

Doğu Anadolu

Toplam

Cinsiyet oranı

luh Sağlığ ı Profili Araştırmalarında örnekleme kap

T. Ruh Sağlığı Profili

Erkek Kadın Toplam

39.4

16.0

19.0

9.3 16.4

7230

40.0

15.5

19.3

9.0 16.1

7279

39.7

15.7

19.1

9.2 16.3

14509

99.32

samına giren kişilerin bölgelerde

1993 Araşt ı rmas ı 1995 UNICEF MICS Erkek Kadın

33.9

15.6

21.9

8.2 20.3

16557

33.0

15.4

23.1

9.2 19.4

17528

Toplam

33.5

15.5

22.5

8.7 19.8

34085

94.46

Erkek

36.9

14.7

22.1

9.3 17.1

12343

Kadın

36.0

14.5

22.9

9.1 17.5

13166

Toplam

36.4

14.6

22.5

9.2 17.3

25509

93.75

Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 16.

Tablo 2.10 düzenlenirken, 1993 bulguları ile karşılaştırma yapabilmek için tabloya sadece 6 yaş üstü nüfus dahil edilmiştir. Görüldüğü gibi Batı ve Doğu Anadolu bölgelerinde her iki cins için, Orta Anadolu'da da kadın nüfusta önemli farklılıklar vardır. Ruh Sağlığı Profili Araştırmasında Doğu Anadolu nüfusunda azalış, Batı Anadolu nüfusunda da artış görülmektedir. Bu görünüş farklılığın göçten ileri gelmiş olabileceğini düşündürmektedir. Her ne kadar farklılıklar istatistik olarak önemli olsada, her iki araştırmada bölgelerin büyüklük olarak sıralaması aynıdır.

Ruh Sağlığı Profili Araştırmasının cinsiyet oranı, baz değer olan 100'e yakın olması nedeniyle, 1993

Araştırması cinsiyet oranından daha akla yakın bir değerdir.

Tablo 2.11: 1993 ve Ruh Sağ

durumlarına göre dağılımı (°/

Eğit imsiz

ilkokul terk

İ lkokul mez

Orta O.ter

Ort +

Toplam

lığı Profili Araştırmalarında örnekleme kapsamına giren kişilerin eğitim

>) T. Ruh Sağlığı Profili

Erkek

18.4

16.8

37.4

6.7 20.7

7229

100.0

Kadın

29.6

17.1

35.3

4.6 13.3

7280

100.0

Toplam

24.0

17.0

36.4

5.7 17.0

14509

100.0

1993 Nüfus ve Sağlık Araşt ı rmas ı

Erkek

EP.O

15.8

36.5

9.1 25.3

16507

100.0

Kadın

29.1

15.6

35.9

4.7 14.5

17578

100.0

Toplam

21.3

15.7

36.2

6.8 19.7

34085

100.0

Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 16.

15

Page 21: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 2.11'e de karşılaştırma yapabilmek amacıyla sadece 6 yaş üstü nüfus dahil edilmiştir. Eğitimsiz erkekler ve orta üstü eğitimli erkeklerde büyük farklılıklar görülmekte, erkek eğitiminin diğer kategorilerinde ve kadın eğitimi dağılımında büyük farklılıklar görülmemektedir. Ruh Sağlığı Araştırmasında eğitimsiz erkeklerin 1993 Araştırmasına göre daha fazla, orta üstü eğitimlilerin daha az olması, sübjektif bir yargı olmasına rağmen daha akla yakındır.

Tablo 2.10 ve Tablo 2.ll'de yapılan istatistik testler sonucunda farklılıkların önemli olmasında, araştırmalardaki gözlem sayısının çok büyük olmasının payı vardır. Her iki araştırmada 100 000 dolayında gözlem olsaydı, istatistik testlerin, binde 1 farklılığı bile anlamlı bir farklılık olarak tanımlayacağı gözardı edilmemelidir.

SONUÇ

Nüfus büyüklüğü bakımından dünyanın 11. büyük ülkesinde, ruh sağlığı gibi tıbbın sosyolojiye çok yaklaştığı bir noktada örnekleme araştırması yapmak ve araştırma bulgularının bilimsel ortamlarda kabul edilirliğini sağlamak için yalın bir örnekleme planı düzenlenmiştir. Örnekleme planında Türkiye'nin fdari yapısı ve demografik özellikleri gözönünde tutularak tabakalama, alan uygulamasının zorluğu gözönünde tutularak da kümeleme teknikleri kullanılmıştır. Gelişmiş ülkelerde yapılan bu tip araştırmalarda sağlanan yanıtlama oranlarıyla karşılaştırıldığında çok yüksek yanıtlama oranları elde edilen bu araştırmanın bulgularında bir yanlılık olmadığı görülmektedir.

HANEHALKIBULGULARI

Bu bölümde hanehalkı anketiyle toplanan ve hanehalkmın tümünü ilgilendiren bazı bilgilerin dökümü verilecektir. Yine aynı anketle toplanan, ancak sadece hane reisini ilgilendiren bilgilere (ilk evlilik yaşı, akraba evliliği yapıp yapmadığı gibi), araştırma konusuyla ilgili olmadığı için değinilmeyecektir.

Araştırmada kullanılan anket ve ölçeklerin standart uygulanması, toplanan bilgilerin geçerliği için bir önkoşuldur. Görüşmede çevirmen kullanımı standart soru cümlesinin yapısını bozacağı için standart uygulamayı bozan en önemli etmendir. Tablo 2.12 toplanan bilgilerin kalitesi hakkında fikir edinmek üzere düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi hane görüşmelerinin %3.47'si çevirmen aracılığı ile yapılmıştır. Bu oran Doğu Anadulu'nun köyleri ve ilçeleri ile Doğu Anadolu'dan göçenlerin gittikleri Güney Anadolu'nun il merkezleri gibi yerlerde yükselmektedir.

Tablo 2.12: Bölg kullanılmadığı

e ve yerleşim yeri tiplerinde hane anketi gö

İl Merkezleri

Batı

Güney

Orta

Kuzey

Doğu

Topl.

Çev. var

36 3.4

10 4.8

5 1.6

0

10 4.9

61 3.3

Çev. yok

1028 96.6

197 95.2

311 98.4

61 100.

194 95.1

1791 96.7

Toplam

1064 57.5

207 11.2

316 17.1

61 3.3

204 11.0

1852 100.

rüşmesinde < ;evi

İlçe Merkezleri Çev. var

7 2.8

8 4.3

1 0.5

1 1.1

11 9.6

28 3.3

Çev. yok

242 97.2

178 95.7

208 99.5

93 98.9

103 90.4

824 96.7

Toplam

249 29.2

186 21.8

209 24.5

94 11.0

114 13.4

852 100.

rmen kullanılıp

Köyler Çev. var

5 1.4

8 4.1

1 0.4

3 1.8

29 14.4

46 3.9

Çev. yok

363 98.6

188 95.9

248 99.6

167 98.2

173 85.6

1139 96.1

Toplam

368 31.1

196 16.5

249 21.0

170 14.3

202 ' 17.0

1185 100.

16

Page 22: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

1993 Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre 4.5 olan Türkiye hane büyüklüğü ortalaması bu araştırmada 4.26 olarak kestirilmektedir. Aradaki fark oldukça büyük ve anlamlıdır, Bütün bölge ve yerleşim yeri tiplerinde küçük değişikliklerle, hane büyüklüğündeki bu küçülme izlenmektedir. Bütün canlı organizmalar gibi aileler de doğmakta, bazıları bir süre için ana-baba yanında yaşamını sürdürmekte, sonra çekirdekleşmekte, daha sonra büyüyüp genişlemekte, yeni hanelerin oluşmasını sağladıktan sonra da küçülüp, vakti geldiğinde de ölmektedir. Toplumun tümünü ve aile büyüklüğünü etkileyen uzun süreli harp, kıtlık, salgın gibi olayların yokluğunda ortalama aile büyüklüğünde uzun sürede değişiklik olmaz. Bu gibi olayların 30-40 yıl gibi yakın geçmişte olması durumunda, ortalama aile büyüklüğündeki değişmeler bu tip olayların zaman içindeki periodik yansımaları olarak ortaya çıkabilir. Önemli bir olayın sonucu olarak görünen aile büyüklüğündeki ani değişiklik uzun zaman içinde kaybolur gider. Bu nedenle, aile büyüklüğünü etkileyen bu tip olayların çok eskide kalması halinde aile büyüklüğündeki bu düşüş başka bir nedenle açıklanmalıdır.

Bu araştırmada 18 yaş üstünde her yetişkine, oldukça uzun sürede C1D1 uygulanması, ailedeki bazı yetişkinlerin hem görüşmeciler hem de aile fertleri tarafından "bildirilmemesi" sonucunu doğurmuş olabilir.

Tablo 2.13: Tabakalarda hanehalkı büyüklüğü ortalaması dağılımı

Türkiye

Batı Anadolu Güney Anadolu Orta Anadolu Kuzey Anadolu Doğu Anadolu

İl Merkezleri İlçe Merkezleri Köyler

Ortalama

4.26

3.84 4.40 4.09 4.58 5.49

4.02 4.54 4.42

Standard sapma

1.94

1.68 2.00 1.69 1.85 2.42

1.71 2.00 2.17

Gözlem sayısı

3889

1681 589 774 325 520

1852 852 1185

Şekil 2.1: Yaş piramidi.

Erkek

75-79 70-74 65-69 60-64 55-59 50-54 45-49 40-44 35-39 30-34 25-29 20-24 15-19 10-14

5-9 0-4

% Yi 10 8 6 4 2 0

Kadın

0 2 4 6 8 10 12 %

17

Page 23: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Hane halkı nüfusu için yapılan yaş piramidi 0-4 yaş grubunda gelişmemiş ülke karakteristiği göstermektedir (Şekil 2.1). Yeni doğan çocukların nüfusa kayıt işleminin geç yaptırılmasından dolayı bu grup çokluğu 5-9 yaş grubu çokluğundan azdır. Bu durum son yıllarda gözlenen doğurganlık düşüşünün sonucu da olabilir (TNSA 1993).

Tablo 2.14:Cinsiyete göre medeni hal da

Evli satır % sütun %

Dul satır % sütun %

Boşanmış satır % sütun %

Ayrı yaşıyor satır % sütun %

Toplam

Erkek

3858 49.8 96.9

89 14.6 2.2

31 43.1 0.8

4 36.4 0.1

3982 47.2

ğılımı Kadın

3882 50.1 87.3

519 85.1 11.7

41 56.9 0.9

7 63.6 0.1

4449 52.7

Belirsiz

2

0.0 50.0

2

0.3 50.0

4 0.0

Toplam

7742 91.8

610 7.2

72 0.9

11 0.1

8435 100.0

Tablo 2.14 araştırma kapsamına giren nüfusun, başından en az bir evlilik geçirmiş kısmını kapsamaktadır, başka bir deyişle, evlilik çağı dışında sayılan 12 yaş altı nüfus ile 12 yaş üstü olup henüz hiç evlenmemiş nüfus tablo dışı kalmıştır. Bu tablodaki dağılım, Türkiye'de yapılan başka araştırmalar ve sayımlarda görüldüğü gibi evlilik kurumunun istikrarlı bir sosyal kurum olduğunu göstermektedir. Cinsiyet ayrımına bakmaksızın, evliliklerin %7.2'sinin ölüm gibi doğal bir nedenle bozulmuş olması, tarafların iradesiyle bozulan, "boşanmışlık" ve "ayrı yaşama" ile sonuçlanan evliliklerin sadece %1 oluşu bu tezi doğrulamaktadır. Dulların cinsiyet dağılımındaki dengesizlik, eşi ölen erkeğin yeniden evlenmesi ya da evlendirilmesi geleneğinin sürdüğünü göstermektedir.

18

Page 24: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 2.15: Cinsiyete göre mezun olunan okul dağılımı

İlkokul satır % sütun %

Normal ortaokul satır % sütun %

İmam-hatip orta. satır % sütun %

Sanat ortaokulu satır % sütun %

Diğer ortaokul satır % sütun %

Normal lise satır % sütun %

İmam-hatip lise satır % sütun %

Sanat lisesi satır % sütun %

Diğer lise satır % sütun %

Üniversite satır % sütun %

Toplam

Erkek

3915 50.6 62.2

877 60.4 13.9

40 59.7 0.6

65 71.4 1.0

43 43.0 0.7

611 57.9 9.7

43 65.2 0.7

194 68.8 3.1

101 58.0 1.6

402 61.7 6.4

6291 53.9

Kadın

3822 49.4 71.0

575 39.6 10.7

27 40.3 0.5

26 28.6 0.5

57 57.0 1.1

444 42.1 8.2

23 34.8 0.4

88 31.2 1.6

73 42.0 1.4

250 38.3 4.6

5385 46.1

Toplam

7737 66.3

1452 12.4

67 0.6

91 0.8

100 0.9

1055 9.0

66 0.6

282 2.4

174 1.5

652 5.6

11676 100.0

Türkiye nüfusunun en son devam ettiği okullarda cinsiyet dağılımı sadece ilkokul düzeyinde her iki cinsin eşit dağıldığını göstermektedir. "Diğer ortaokullar" düzeyinde denge kadınlardan yana bozulmakta, geri kalan bütün eğitim düzeylerinde "erkekler" çoğunlukta kalmaktadırlar. Erkek-kadın arasındaki farkın en büyük olduğu okullar, daha çok erkek mesleği olarak bilinen mesleklerin eğitiminin yapıldığı "sanat liseleri" ile "imam-hatip liseleri" ndedir. Kız çocukların çoğunlukta olduğu "Diğer ortaokul" kodlu okulların kadın mesleklerine dönük eğitim veren okullar olması olasıdır.

19

Page 25: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 2.16: Hanehalkının cinsiyete göre gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı

Çalışan satır % sütun %

Çalışmayan satır % sütun %

Toplam

Erkek

3811 81.1 56.8

2897 32.0 43.2

6708 48.8

Kadın

889 18.9 12.6

6144 68.0 87.4

7033 51.2

Toplam

4700 34.2

9041 65.8

13741 100.0

Çalışma çağındaki nüfusun (12 yaş üstü) üçte ikisi gibi çok büyük bir kısmı gelir getiren bir işte çalışmıyor görünmektedir. Rakamın büyük olmasının bir nedeni, ek iş sorgulamasının yöneltildiği 12 yaş üstü nüfusun hem öğrenimine devam eden genç nüfusu, hem de aktif ekonomik hayatını tamamlamış yaşlı nüfusu kavramasıdır. Diğer neden ise, ev kadınlarının üretimlerinin ekonomik değer taşımadığı anlayışıdır. Gelir getiren işte çalışanların içinde erkeklerin payı %81'leri bulurken, çalışmayanların içinde kadınların payı %68'lere kadar çıkmaktadır.

Tablo 2.17: Cinsiyete göre ek işi olanların dağılımı.

Ek işi var satır % sütun %

Ek işi yok satır % sütun %

Toplam

Erkek

267 86.4 4.0

6443 48.0 96.0

6710 48.8

Kadın

42 13.6 0.6

6992 52.0 99.4

7034 51.2

Toplam

309 2.2

13435 97.8

13744 100.0

Türkiye genelinde ek işi olduğunu bildirenlerin oranı %2.2 gibi çok düşük düzeyde kalmaktadır. Ek işi olduğunu bildirenlerin de çoğunluğu erkektir. Gelir ve ekonomik faaliyet konusunda yapılan araştırmalar denekler üzerinde kazanç sorgulaması izlenimi bıraktığı için genelde bidirim eksikliği ile karşılaşılmaktadır. Bir başka açıdan bakıldığında, ilde yaşadığı halde, köy kökenli olup, köyde bir kısım arazisi olan ve tarımsal faaliyetlerini senenin bir kaç ayına sığdıran insanlar, bu faaliyetlerini ek iş olarak nitelememekte, bu yüzden de bildirmemektedirler.

Tablo 2.18: Sosyal güvenliği olan ve olmayanların cinsiyete göre dağılımı

Sos. güvenliği var satır % sütun %

Sos. Güvenliği yok satır % sütun %

Toplam

Erkek

3698 49.9 55.1

3014 47.6 44.9

6712 48.8

Kadın

3709 50.1 52.7

3324 52.4 47.3

7033 51.2

Toplam

7407 53.9

6338 46.1

13745 100.0

20

Page 26: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Araştırmada 12 yaş üstü nüfusa sorulan "her hangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olup olmama" sorusuna alınan yanıtlara göre, nüfusun çok önemli bir kısmının (%46) sosyal güvenliğinin olmadığı anlaşılmaktadır. Sosyal güvenliği olanların cinsiyet dağılımında anlamlı bir farklılık olmamasına karşılık, sosyal güvenliği olmayan kadınların erkeklere göre %5 fazlalığı vardır ve bu fazlalık cinsiyet ayrımıyla açıklanabilen bir fazlalıktır.

Tablo 2.19: Bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumunun cinsiyete göre dağılımı.

Emekli sa ndığı satır % sütun %

SSK satır % sütun %

Bağ-kur satır % sütun %

Diğer satır % sütun %

Toplam

Erkek

912 48.0 24.7

1991 50.3 53.9

633 51.1 17.1

161 51.8 4.4

3697 49.9

Kadın

989 52.0 26.7

1965 49.7 53.0

606 48.9 16.3

150 48.2 4.0

3710 50.1

Toplam

1901 25.7

3956 53.4

1239 16.7

311 4.2

7407 100.0

Gelir getiren bir işte çalışıp herhangi bir sigorta sistemine bağlı olduğunu bildiren 7407 kişinin %95.8'I Tablo 2.19'de görülen üç büyük sosyal güvenlik kurumuna bağlıdırlar, bunlar Emekli sandığı, SSK ve Bağkur'dur. "Diğer" kodu altında toplanan kurumlar özel kuruluşların ve bankaların kendi bünyelerinde kurdukları güvenlik sistemleri ve sigorta şirketlerinin müşterilerine sunduğu özel güvenlik kolaylıklarıdır. Bu dört sosyal güvenlik sisteminden yararlanmada önemli sayılacak bir kadın erkek farklılığı görülmemektedir.

Sosyal güvenlik kurumunun yaygınlığına gelince, sosyal güvenlik kurumlarından yararlananların yarıdan fazlasının SSK'ya, %25.7'sinin emekli sandığına, %16.7'sinin de Bağkur'a bağlı olduğu görülmektedir.

Tablo 2.20: Sosyal güven

Sağlık sigortası satır % sütun %

Diğer satır % sütun %

Tam sigorta satır % sütun %

Toplam

lik tipinin cinsiyete göre dağılımı. Erkek

775 44.5 21.0

111 52.4 3.0

2811 51.5 76.0

3697 49.9

Kadın

966 55.5 26.0

101 47.6 2.7

2643 48.5 71.3

3710 50.1

Toplam

1741 23.5

212 2.9

5454 73.6

7407 100.0

21

Page 27: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Türkiye'de çalışanlar için sosyal güvenlik kurumlarının yaptığı sigorta, sağlık sigortası ve ihtiyarlık sigortası gibi iki kısımdan oluşmaktadır. Çalışanlar bu iki sigortanın ikisinden de yararlandığı halde, çalışanların yakınları sadece sağlık sigortasından yararlanmaktadırlar. Tablo 2.20, kendileri çalıştıkları için tam sigortalı olanlarla, yakınlarından dolayı kısmen sigortalı olanların cinsiyet dağılımını vermektedir. Buna göre, kendileri çalıştığı için tam sigortalı olanlar, toplam sigortalıların %73.6' sini oluşturmakta, sağlık veya ihtiyarlık sigortalarından sadece birinden yararlananlar %26.4 düzeyinde kalmaktadır. Yarım sigortalı olanların da büyük bir çoğunluğu (%89.1) sağlık sigortasından yararlanmaktadır. Sadece sağlık sigortasından yaralananlarda kadınlar, tam sigortalı olanlarda da erkeklerin çoğunlukta olduğu görülmektedir.

Dolaysız (k< îndisi) satır % sütun %

Ana-baba satır % sütun %

Evlat satır % sütun %

Eş satır % sütun %

Toplam

Erkek

2509 76.5 67.9

961 48.5 26.0

196 42.6 5.3

31 1.8 0.8

3697 49.9

Kadın

769 23.5 20.7

1022 51.5 27.5

264 57.4 7.1

1655 98.2 44.6

3710 50.1

Toplam

3278 44.3

1983 26.8

460 6.2

1686 22.8

7407 100.0

Türkiye'de dolaysız sigortalıların payı toplam sigortalılar içinde yarıdan azdır (%44.3). Bunların da 3/4'U erkektir. Kendi çalıştığı için sigortalı olan (ana-baba veya evlat veya eşinden dolayı sigortalı olmayan), kadınların toplam sigortalı kadınlar içindeki payı daha da azdır (%20.7). Dolaylı sigortalı olanların (ana-baba, eş ya da evlattan dolayı sigortalı) cinsiyet dağılımında hep kadınlar çoğunluktadır. Ana-babadan dolayı sigortalı olanların cinsiyet dağılımı doğal olarak, iki cinste eşitlik göstermektedir. Sigortalı olmakta kadın-erkek arasındaki bu farklılık kadınların faaliyetlerinin ekonomik değerinin "yok" sayılmasındandır.

SONUÇ

Türkiye'de yapılan diğer sosyal araştırmalarda olduğu gibi, bu araştırmanın bulguları da aile kurumunun önemini korumakta olduğunu, ölüm gibi doğal nedenler dışında, aile kurumunun taraflar tarafından bilinçli olarak bozulmadığını göstermektedir. Eğitimde cinsiyet farklılaşması ilkokul düzeyinin üstünde kendini göstermekte, ilkokul mezunlarının cinsiyete göre dağılımında görülen kadın erkek eşitliği, üst düzey eğitim kurumlarından mezun olanların dağılımında erkekler lehine bozulmaktadır.

Oniki yaş üstü nüfusun üçte ikisi gelir getiren bir işte çalışmamaktadır. Bu, her gelir getiren bir işte çalışan kişinin kendinden başka çalışma çağında iki kişinin daha bakımını sağlaması demektir. Bu durum 12 yaş üstü nüfusun eğitimini sürdüren genç nüfus ile çalışma çağından çıkmış nüfusu içermesinden olduğu kadar, "ev kadını" olarak görünen kadınların mesailerinin ekonomik değer taşımadığı anlayışından kaynaklanmaktadır. Gelir getiren işte çalışanların içinde erkeklerin payı %81'leri bulurken, çalışmayanların içinde kadınların payı %68'lere kadar çıkmaktadır.

22

Page 28: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Nüfusun çok önemli bir kısmının (%46) sosyal güvenliğinin olmadığı anlaşılmaktadır. Sosyal güvenliği olanların cinsiyet dağılımında anlamlı bir farklılık olmamasına karşılık, sosyal güvenliği olmayan kadınların erkeklere göre %5 fazlalığı vardır ve bu fazlalık cins ayrımıyla açıklanabilen bir fazlalıktır.

BILGI I ş L E M

Araştırmada kullanılan anketler ve ölçeklerin birbiriyle ilişkisi gözönünde tutulunca gözlem birimleri arasında görünen hiyerarşi, bilgi işlem kütüklerine de aksettirilmiştir. Her ne kadar kütükler ayrı adlarla bilgisayarda saklanıyorsa da, bunları her an birleştirmek olasıdır. Anketlerin ve kütüklerdeki kayıt tanıtım numaraları sistematik bir şekilde verildiğinden ve tanıtım numarası içinde hem anket tipini hem haneyi hem de hanehalkı üyesini ayırdedici bilgiler olduğu için, kütükler birleştirilip kayıtlar sıralandığında, en başa hane anketi, onun ardından, hane başkanından başlayarak hanehalkı üyeleri, onun ardından CIDI anketi, sonra sırasıyla 2-3 yaş Anne anketi, 2-5 yaş öğretmen anketi, 4-18 yaş anne anketi, 4-18 yaş öğretmen anketi ve en sona 11-18 yaş çocuk anketi yerleşecektir.

KAYNAKLAR

Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International (1994) Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993, Sağlık Bakanlığı Yayınları, Ankara, s: 169.

T.C. Başbakanlık D.İ.E (1991) 1989 Türkiye Nüfus Araştırması, Başbakanlık yayınları, Ankara

T.C. Başbakanlık D.İ.E (1990) 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Başbakanlık yayınları, Ankara

T.C. Başbakanlık D.İ.E (1985) 1985 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Başbakanlık yayınlan, Ankara

UNICEF, SIS (1996) M1CS 1996: Multi Indicator Children Survey, 1996, Ankara.

Kish, L (1965) Survey Sampling. New York: John Wiley & Sons, Inc.

23

Page 29: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

BOLUM 3

TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ Çocuk ve gençlerde ruh sağlığı: yeterlik alanları, davranış ve

duygusal sorunların dağılımı

Doç. Dr. Neşe Erol (Ph.D.) Ankara Ü. Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

S.H.U Zeynep Şimşek Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

GİRİŞ

Çocuk ve gençlerde gerek toplumsal bağlamda gerekse kliniklerde ruh sağlığına yönelik olarak yapılan epidemiyoloji araştırmaları psikopatoloji alanına büyük katkılarda bulunmuştur. Epidemiyolojik yaklaşımlar toplumdaki psikopatolojinin sıklığı, yaygınlığı, zaman, yer ve kişiye göre değişimleri belirlemenin yanısıra, tedavi ve önleme çalışmalarına yönelik sorulara yanıt vererek ruh sağlığı politikalarının gelişiminde yönlendirici olmuştur. Toplum temelli epidemiyoloji çalışmaları, klinik uygulamalardaki başvuru yanlılığından farklı olarak, bireylerin sorunlarının doğal ortamlarında geniş bir yelpaze içinde ele alınmasını ve dağılımının belirlenmesini sağlamaktadır (Öztürk 1997, Yörükoğlu 1981).

Çocuk psikopatolojisinde genel olarak iki özellik üzerinde durulmaktadır. Bunlar, çocuğun davranışı ile çocuğun içinde yaşadığı toplumdaki yetişkinlerin (anne, baba, öğretmen, klinisyen gibi) o davranışı algılayışı ve değerlendirmesidir. Toplumdaki kişilerin tutum ve inançları çocuğun davranışının sağlıklı ya da sağlıksız olduğunu belirleyen önemli etkenlerdendir. Bir toplumda çocuk ve gencin bazı davranışları onaylanarak ve ödüllendirilerek o davranışın görülme sıklığı arttırılabilir ya da davranış bastırılarak, onaylanmayarak ortadan kaldırılabilir. Yetişkinler de çocuğun davranışını şekillendirmeye çalışırken bir yandan içinde yaşadıkları toplumun kültürel değerlerinden, örf ve adetlerinden, çocuk yetiştirme konusundaki beklentilerinden etkilenirler. Diğer yandan, doğal olarak kendi beklentileri, umutları, korku ve kaygılarını çocuk yetiştirme tutumlarına yansıtırlar. Bununla birlikte çocuğun biyolojik yapısı, bilişsel işlevleri ve mizacı ile yetişkinin beklentileri ve iki taraf arasındaki etkileşim de davranış üzerinde etkili olmaktadır. Davranış ve duygusal sorunları belirleyen etmenler karmaşık olduğu için, çocuk psikopatolojisi ile ilgili değerlendirme yapılırken çocuğun davranışı ve yetişkinin bakış açısının birlikte ele alınması önem kazanmaktadır (Weisz ve Eastman, 1995). Bu gibi amaçlara yönelik olarak, çocuk ve gençlerdeki davranış/duygusal sorunların çoklu bilgi kaynaklarından elde edilmesini sağlayacak standart, güvenirliği ve geçerliği olan değerlendirme araçları geliştirilmiştir.

Çocuk psikopatolojisi araştırmalarında genellikle iki farklı yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlardan birisi "kategorik" yaklaşımdır. Bu yaklaşım, hastalık modeli ya da psikolojik bir bozuklukla ilgilidir. Bozuklukların DSM ve ICD gibi tanı sistemi içinde tanınması ya da belirlenmesine odaklanır. Diğeri ise "boyutsal yaklaşım"dır (dimentional) ve burada değerlendirme ampirik olarak yapılır. Bu yaklaşımda, özgül problemlere, toplam problem puanlarına ve içe yönelim, dışa yönelim sorunları gibi sendrom puanlarına odaklanılır. Kategorik yaklaşımı tercih eden araştırıcılar standart tanı görüşmelerini seçme eğilimindedirler ve DSM, ICD gibi kabul edilen bir tanı sınıflandırma sistemi kullanırlar. Boyutsal yaklaşımı seçenler ise, problem tarama ölçeklerini kullanırlar. Bu ölçekler, tanıya çeşitli açılardan katkıda bulunmaktadır. Normal, sınır ve klinik düzeyde elde edilen puanlar, çocuğun sorunlu olup olmadığını belirlediği gibi sorunun hangi alanda olduğuna ilişkin de bilgi sağlar. Çeşitli araştırmalar, DSM, ICD tanı ölçütleri ile CBCL (4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Davranış Değerlendirme Ölçeği), YSR (11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği), TRF(Öğretmen Bilgi Formu) gibi ampirik olarak elde edilen ölçeklerdeki sendromlar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler ortaya koymuştur (Edelbrock ve Costello 1988; Rey ve Moris-Yates 1992; Gould ve ark 1993). Ancak bu iki yaklaşım arasında bazı farklılıklar da ortaya konmuştur. Örneğin, boyutsal yaklaşım görülme sıklığı az olan bozukluklardan çok, çocuk ruh sağlığı merkezlerine sıklıkla başvurulan sorunlar

25

Page 30: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

üzerinde odaklanır. Kategorik yaklaşım ise, sık görülen sorunların yanısıra ender görülen bozukluklar üzerine de yoğunlaşır. Boyutsal yaklaşımda, istatistiksel olarak elde edilen standart değerlendirme ölçümleri kullanılırken, kategorik yaklaşımda ölçütler klinik deneyime dayanır. Boyutsal yaklaşım, çocuğun yaş ve cinsiyetine, bilgi alınan kaynağa dikkat ederken diğer yaklaşım bu konuya ağırlık vermemektedir. Diğer bir farklılık ise, bireylerin değerlendirilmesindedir. Boyutsal yaklaşım bireyi belirli bir zaman dilimi içinde "doğru değil, bazen doğru, sıklıkla doğru gibi" üçlü bir puanlama sistemi içinde değerlendirir, o çocuğu benzer yaş grubundaki ve cinsiyetteki çocuklarla karşılaştırır. Kategorik yaklaşım ise, belirli bir zaman dilimi içinde "var-yok" gibi ikili puanlama sistemi kullanır, diğer çocuklarla ve bilgi kaynaklarıyla karşılaştırma olanağı sağlamaz (Achenbach 1995; Verhulst ve Achenbach 1995; Achenbach, McConaughy 1997). Bird ve arkadaşları (1988) Porto Riko'da yaptıkları bir toplum taramasında DSM-III tanılarını tek morbidite ölçütü olarak kullanmış ve genel popülasyon örnekleminin yaklaşık yarısını sorunlu olarak bulmuşlardır. Bu sonuç, DSM III ölçütlerinin çok kapsamlı olduğunu ve genel popülasyonda sorunu olan çocukları olmayanlardan ayırt etmediğini göstermiştir. Özetle, varolan değerlendirme sistemlerinin olumlu özellikleri olduğu gibi bazı eksiklikleri de vardır. Çalışmalar, her iki sistemin işleyen olumlu özelliklerini alarak varolan sistemleri zenginleştirmeye çalışmaktadır. Her iki yaklaşımı kullanan modeller ve problem değerlendirmesi yapan araştırmalar da vardır. Ancak bunlar sınırlıdır ve kültürlerarası araştırmalara yansımamıştır. Tanı sınıflandırma sistemleri temel alınarak çocuklara yönelik olarak geliştirilen standart görüşme araçları henüz ülkemizde kullanılmamaktadır.

Bu çalışmada, farklı yaş gruplarındaki çocuk ve gençler için Amerika Birleşik Devletlerinde Thomas Achenbach tarafından geliştirilen ve 50 ülkede standardizasyon ve adaptasyon çalışması yapılmış olan ölçekler kullanılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa ve Asya ülkelerinde pek çok epidemiyolojik araştırmalarda yaygın olarak kullanılan bu ölçeklerin ülkemizde de güvenirlik ve geçerlik çalışması yapılmıştır. Ölçeklerin, objektif puanlama olanağı sağlaması, verilerin kolaylıkla toplanabilmesi, karşılaştırılabilmesi, tekrarlanabilir olması ve sadece sorunlara değil çocuk ve gencin güçlü yanlarına, yeteneklerine ve yeterlik alanlarına da yönelmesi nedeniyle, ölçekler yaygın olarak kültürler arası karşılaştırmalarda ve araştırmalarda kullanılmaktadır. Günümüzde halen, daha ileri değerlendirme ve tanı koyucu yöntemlere, klinik ve toplum odaklı sistemli araştırmalara gereksinim duyulmaktadır.

Ülkemizde çocuk ve gençlerin davranış ve duygusal sorunları ile yeterlik alanlarının dağılımını, geniş bir yaş dilimi ve genel popülasyonu temsil eden bir örneklem içinde, anne- babalardan, öğretmenlerden, çocuk ve gencin kendisinden diğer bir deyişle çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen bilgiler doğrultusunda araştıran bir çalışma bulunmamaktadır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar, çoğunlukla temsili olmayan örneklemlerle ve tek bir bilgi kaynağına dayanarak yapılmıştır. Bu nedenle, elde edilen sonuçlar, çocuklar hakkında değerlendirmeler, genellemeler yapmada ve karar vermede araştırıcıları kısıtlamaktadır. Temsili örneklemlerin seçilebilmesinin güçlüğü gerek ülkemizde gerekse dış ülkelerde sıklıkla belirtilmektedir. Bunlar; yeterli maddi desteğin sağlanamaması, kurumlar arası eşgüdümün olmaması, organizasyon yetersizliği ile geçerliği ve güvenirliği olan ölçeklerin eksikliği gibi nedenler olarak sıralanabilir.

Çalışmanın ilk analizleri 1997 yılında yayınlanmıştır (Erol ve Şimşek 1997a). Bu raporda yaş ve cinsiyet değişkenlerinin yanısıra, yerleşim yeri tipi ve bölge değişkenleri de analizlere katılmıştır.

Çalışmanın Amacı l)Türkiye'de 2-3 ve 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin yeterlik alanları ile davranış ve duygusal sorunların dağılımını, anneler, öğretmenler ve gençler gibi çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen bilgiler doğrultusunda yaş, cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre belirlemektir. 2) Anneler, öğretmenler ve gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 2-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde sorun davranışların görülme sıklığını, cinsiyet, yerleşim yeri ve bölgelere göre saptamaktır. 3) İzleme çalışmaları yapabilmek üzere temel oluşturmaktır. 4) Çocuk ve gençlere yönelik Ulusal Ruh Sağlığı politika ve programlarının oluşturulmasına katkıda bulunmaktır.

26

Page 31: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

YÖNTEM

Veri Toplama Araçları

1) Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği/2-3 (Child Behavior Checklist For Ages 2-3, CBCL/2-3) Bu ölçek 2 ve 3 yaş grubu çocukların sorun davranışlarını anne babalardan ya da günlük ilişki içinde çocukla birlikteliği olan diğer kişilerden elde edilen bilgiler doğrultusunda değerlendirmek amacıyla Achenbach (1992) tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nde geliştirilmiştir. Ölçek, erken çocukluk döneminde görülen davranış ve duygusal sorunları tanımlayan 100 maddeden oluşmuştur. Örneğin, "Yeni şeyleri denemekten korkar" gibi. Sorun davranışlar son iki ay içerisindeki görülme sıklık derecesine göre 0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde gruplandırılır.

Ölçekten, "İçe Yönelim ve Dışa Yönelim" sorunları gibi iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim sorunlarını "Anksiyete/Depresyon ve Sosyal İçe Dönüklük", Dışa Yönelim sorunlarını ise "Saldırgan Davranışlar ve Yıkıcı Davranışlar" gibi alt testler oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Uyku Sorunları ve Somatik Sorunlar" da ölçekte yer almaktadır. Tüm alt testlerin toplamından "Toplam Problem Puanı" elde edilmektedir. Her bir alt testten elde edilen puanlar kız ve erkekler için ayrı olarak hazırlanmış profil kağıtlarına işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil oluşturulur.

Ülkemizde ölçeğin Türkçe'ye çeviri ve uyarlaması Neşe Erol tarafından 1993 yılında yapılmıştır. Geri çeviri, alanda uygulama ve dilbilim uzmanı tarafından Türkçe ifadelerin gözden geçirilmesinden sonra ölçek bir hafta ara ile 110 anneye 2 kez uygulanmış ve ölçeğin test-tekrar test güvenirliği Pearson Momentler Çarpım korelasyonu ile hesaplanmıştır. Korelasyonlar İçe Yönelimde .96, Dışa Yönelimde .92 ve Toplam Problemde .94 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığı, çalışmanın örneklemini oluşturan 635 çocuğun puanlan üzerinden elde edilen Cronbach alpha katsayısı ile hesaplanmıştır. İç tutarlılık katsayıları: İçe Yönelimde .77, Dışa Yönelimde .76 ve Toplam Problemde .82 olarak bulunmuştur. Yerleşim yeri tipine göre Toplam Problem katsayıları ise; il merkezinde .82, ilçede .85 ve köyde .80 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanıldığını göstermektedir.

2) 4-18 Yaş Çocuk ve Gençlerde Davranış Değerlendirme Ölçeği (Child Behavior Checklist For Ages 4-18-CBCL/4-18): Bu ölçek 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin yeterlik alanları ve sorun davranışlarını anne-babalardan elde edilen bilgiler doğrultusunda değerlendirmek amacıyla Achenbach ve Edelbrock (1983) tarafından geliştirilmiştir. Ölçek 20 yeterlik ve 118 problem maddesinden oluşmaktadır. Yeterlik ile ilgili maddeler "Çocuğunuzun yapmaktan en çok hoşlandığı sporları sıralayınız" gibi, çocuk ve gencin ilgilendiği ve aktif olarak katıldığı spor ve spor dışı etkinlikleri, ev ya da ev dışında yaptığı işleri kapsar. Derecelendirme katılımın miktarı ve niteliğine göre yapılır. Ayrıca herhangi bir spor ya da sosyal kuruluş, klüp ya da gruba üyeliği, arkadaş, kardeş, anne baba ilişkileri, kendi başına oyun oynama ya da iş yapma gibi sosyal alanlardaki işlevleri belirler. Okuldaki başarı durumunu, sorunlarını ve okul etkinliklerine katılımın niteliğini ve niceliğini de yansıtır. Etkinlik, Sosyallik ve Okul alt ölçeklerinin toplamından Toplam Yeterlik puanı elde edilir. Ölçekte Yeterlik ile ilgili maddelerin yanı sıra açık uçlu bazı sorular ve ifadeler de yer almaktadır. Bunlar çocuk ve gencin herhangi bir hastalığı, fiziksel ya da zihinsel özürünün olup olmadığı, çocuğun anne babayı en çok kaygılandıran özellikleri ile çocuğun en beğenilen özelliklerine ilişkin bilgilerdir. Bu maddeler profilde puanlanmamaktadır.

Ölçeğin 2. bölümünde ise, çocuk ve gençlerde görülen davranış ve duygusal sorunları tanımlayan 118 maddeye yer verilmiştir. Örneğin "Hep dikkat çekmek ister" gibi. Sorun davranışlar son 6 ayda görülme sıklık derecesine göre 0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde gruplandırılır. Ölçekten "İçe Yönelim" ve "Dışa Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim grubunu "Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon", Dışa Yönelim grubunu ise "Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunları" da ölçekte yer almaktadır. Bu alt testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde edilmektedir. Her iki bölümden ve her bir alt testten elde edilen puanlar kız ve erkekler için ayrı olarak hazırlanmış profil kağıtlarına yaş dilimleri dikkate alınarak işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil oluşturulur. Ölçek çocuk ve gençlerin sosyal yeterlik alanlarını ve sorun davranışlarım birlikte ele alıp değerlendirebilmektedir (Achenbach 1991a).

27

Page 32: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

CBCL/4-18'in 1981 formu ülkemizde Türkçe'ye ilk kez Melda Akçakın ve İşık Savaşır tarafından 1983 yılında çevrilmiş, güvenirlik çalışması yapılmış ve 6-11 yaşında toplam 80 çocuğa uygulanmıştır (Akçakın 1983, Akçakın 1985). Çalışmada farklı yaş grupları ve cinsiyet değişkenlerine göre normlar toplanmadığı için ölçek daha sonraları ülkemizde yaygın olarak kullanılmamıştır. CBCL nin 1991 formu, Türkçe'ye Neşe Erol ve Cengiz Kılıç tarafından çevrilmiş ve ülkemizdeki 1983 çeviri formuyla sürekliliğini sağlayabilmek amacıyla çeviriler karşılaştırılmış, farklılık ve benzerlikler gözden geçirilmiştir. Daha sonra ölçek bir Türk dilbilimci tarafından incelenmiş ve Türkçe ifadelerde bazı düzeltmeler yapılmıştır. Ölçek bu şekliyle başka bir psikolog ve psikiyatr tarafından tekrar İngilizceye çevirilerek karşılaştırma yapılmıştır. Daha sonra ölçek, eğitim düzeyi düşük olan 10 anneye uygulanarak alanda uygulama yapılmıştır. Bunlara ek olarak iki dilde tekrarlama tekniği kullanılmış ve ölçek İngilizce ve Türkçe'yi iyi bilen 24 anneye bir hafta ara ile bir kez Türkçe bir kez İngilizce olarak iki kez uygulanmış ve korelasyonlar Toplam Yeterlikte .89, Toplam Problemde .93 bulunmuştur. Ölçeğin Türkçe test-tekrar test güvenirliği, 50 anneye bir hafta ara ile 2 kez uygulanarak hesaplanmış ve korelasyonlar Toplam Yeterlikte .78, Toplam Problemde ise .84 olarak saptanmış ve korelasyonların yüksek olduğu belirlenmiştir (Erol ve ark. 1995). Ölçeğin iç tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini oluşturan 4488 çocuk ve gencin puanları üzerinden Cronbach alpha katsayısı ile hesaplanmış ve katsayılar; İçe Yönelimde .82, Dışa Yönelimde .81 ve Toplam Problemde .88 olarak bulunmuştur. Toplam Yeterlikde ise, katsayı .70 olarak saptanmıştır. Ölçeğin yerleşim yeri tipine göre Toplam Problem Katsayıları ise; il merkezinde .85, ilçede .86 ve köyde .84 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanıldığını göstermektedir.

3) Öğretmen Bilgi Formu (Teacher's Report Form/ TRF): Öğretmen Bilgi Formu, 5-18 yaş grubu öğrencilerin okula uyumunu ve sorun davranışlarını öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda standart bir biçimde değerlendirebilmek amacıyla Achenbach ve Edelbrock tarafından 1986 yılında geliştirilmiştir. Ölçek, okul ve öğrenciyle ilgili " Bu öğrenciyi ne zamandan beri tanıyorsunuz?" gibi temel bilgilerin yanısıra, "Yaşıtlarına göre öğrenciniz derslerinde başarılı mıdır?" gibi öğrencinin okul ve uyum işlevlerine yönelik bilgi sağlar. Bu bölüm Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Uygun Davranışlar ve Mutluluğa" yönelik alt testlerden oluşur ve bunların toplamından Toplam Uyum Puanı elde edilir.

Ölçeğin 2. bölümü, CBCL / 4-18 ile paralellik göstermekte ve "Öğretmenlerine ve diğer okul personeline karşı gelir" gibi 118 problem maddesinden oluşmaktadır. Sorun davranışlar son 6 ayda görülme sıklık derecesine göre 0,1 ve 2 olarak derecelendirilir. Ölçekten "İçe Yönelim" ve "Dışa Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim grubunu "Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon", Dışa Yönelim grubunu ise "Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunları" da ölçekte yer almaktadır. Bu alt testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde edilmektedir. Her iki bölümden ve her bir alt testten elde edilen puanlar kız ve erkekler için ayrı olarak hazırlanmış profil kağıtlarına yaş dilimleri dikkate alınarak işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil oluşturulur (Achenbach 1991b).

Ölçeğin 1983 formu ülkemizde Türkçe'ye ilk kez Füsun Akkök ve arkadaşları tarafından çevrilmiş, 7-12 yaş grubu erkek çocukları için uyarlanmış ve standardizasyon çalışmaları yapılmıştır (Akkök ve ark 1988; Akkök ve Askar 1989). Ölçeğin 1991 formu Neşe Erol tarafından 1992 yılında yeniden gözden geçirilmiş ve ölçeğin eski ve yeni formları arasındaki farklılıklar belirlenmiştir. Akkök ve Askar tarafından ölçeğin formatında yapılan bazı düzenlemeler ve değişiklikler, ölçeğin orjinaline uygun olarak yeniden yazılmıştır. Daha sonra ölçek bir Türk dilbilimci tarafından incelenmiş ve Türkçe ifadelerde bazı düzeltmeler yapılmıştır. Ölçek bu şekliyle 20 öğretmene uygulanarak alanda uygulama yapılmıştır. Ölçek, 49 öğrencinin öğretmenine 15 gün ara ile 2 kez uygulanarak Türkçe test-tekrar test güvenirliği hesaplanmış ve korelasyonlar Toplam Problemde .88 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini oluşturan 2340 çocuk ve gencin puanları üzerinden elde edilen Cronbach Alpha katsayısı ile hesaplanmış ve katsayılar; İçe Yönelimde .82, Dışa Yönelimde .81 ve Toplam Problemde .87 olarak bulunmuştur. Ölçeğin yerleşim yeri tipine göre Toplam Problem katsayıları ise; il merkezinde .87, ilçede .87 ve köyde .86 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanıldığını göstermektedir.

4) 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği (Youth Self-Report / YSR): 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği bu yaş grubu gençlerin yeterlik alanları ve

28

Page 33: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

sorun davranışlarını kendi verdikleri bilgiler doğrultusunda standart biçimde değerlendirmek amacıyla Achenbach ve Edelbrock tarafından 1987 yılında geliştirilmiştir. Ölçek CBCL/4-18'deki yeterlik ve sorun davranışlarla ilgili maddelerle parelellik göstermektedir. Ancak, maddeler 1. şahıs olarak yazılmıştır. YSR, 17 yeterlik ve 112 problem maddesinden oluşmaktadır. Örneğin "Dikkatimi toplamakta güçlük çekerim" gibi. Yeterlik ile ilgili maddeler, gencin ilgilendiği ve aktif olarak katıldığı spor ve spor dışı etkinlikleri, bu konulardaki becerilerini, evde ya da ev dışında yaptığı işlerin sayısı ve niteliğini kapsar. Derecelendirme katılımın miktarına göre yapılır. Ayrıca herhangi bir spor ya da sosyal kuruluş, klüp ya da gruba üyeliği, arkadaş, kardeş, anne baba ilişkileri, kendi başına çalışma gibi sosyal alanlardaki işlevlerini belirler. Okuldaki başarı durumu ile ilgili maddeler de ölçekte yer almaktadır. Etkinlik ve Sosyallik alt ölçeklerinin toplamından Toplam Yeterlik puanı elde edilmektedir. Akademik konulardaki performansı değerlendiren maddeler Etkinlik ve Sosyallik alt testlerine eklenerek toplam yeterlik puanı içinde değerlendirilmektedir. Ölçekte, Yeterlik ile ilgili maddelerin yanı sıra 2. sayfada açık uçlu bazı sorular ve ifadeler de yer almaktadır. Bunlar gencin herhangi bir hastalığı, fiziksel rahatsızlığı ya da zihinsel özürünün olup olmadığı, okul ile ilgili kaygı ve sorunları, okul dışı alanlardaki kaygı ve sorunları ile en beğendiği özelliklerine ilişkin bilgilerdir.

Ölçeğin 2. bölümü ise, CBCL / 4-18 ve Öğretmen Bilgi Formu ile paralellik göstermektedir. 89 problem maddesi her üç ölçektede ortaktır. Sorun davranışlar son 6 ayda görülme sıklık derecesine göre 0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde gamlandırılır. Ölçekten "İçe Yönelim" ve "Dışa Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim grubunu "Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon", Dışa Yönelim grubunu ise "Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunları" da ölçekte yer almaktadır. Bu alt testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde edilmektedir. YSR'de CBCL/4-18'de olmayan ve sadece erkekler için puanlanan "Yıkıcı Davranışlar" alt testi vardır (Achenbach 1991c).

CBCL/4-18 de ayrıntılı çeviri çalışmaları yapıldığı için YSR'deki yeni maddeler Neşe Erol ve Refıa Palabıyıkoğlu tarafından ayrı ayrı çevirilmiş, çeviriler karşılaştırılmış, benzerlik ve farklılıklar gözden geçirilmiştir. Daha sonra ölçek bir Türk dil bilimci tarafından gözden geçirilmiş ve Türkçe ifadelerde bazı düzeltmeler yapılmıştır. Sonraki aşamada ölçek 15 gence uygulanarak anlaşılırlığı test edilmiştir. Ölçeğin test-tekrar-test güvenirliği bir hafta ara ile 60 gence iki kez uygulanarak hesaplanmış ve korelasyonlar Toplam Yeterlikte .81, Toplam Problem'de ise .82 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini oluşturan 2206 gencin puanları üzerinden elde edilen Cronbach Alpha katsayısı ile hesaplanmış ve katsayılar; İçe Yönelimde .80, Dışa Yönelimde .81 ve Toplam Problemde .89 olarak bulunmuştur. Ölçeğin il, ilçe ve köyde iç tutarlılığını belirlemek üzere çocukların puanları üzerinde Cronbach alpha katsayıları hesaplanmış ve Toplam Problem il merkezinde .89, ilçede .88 ve köyde .89 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanılabildiğini göstermektedir.

Görüşmeciler Araştırmaya görüşmeci olarak Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık ocaklarında ve Devlet Hastanelerinde çalışan psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, hemşire ve ebe olmak üzere toplam 171 kişi katılmıştır. Görüşmeciler örnekleme çıkan illerin küme sayısı ve küme büyüklüklerine oranlı olarak seçilmiştir. Görüşmecilerin çoğunluğu araştırmanın örneklemini oluşturan yerleşim birimlerinde görev yapan sağlık çalışanlarıdır.

Araştırmanın alan uygulaması Aralık 1995-Mayıs 1996 tarihleri arasında yapılmıştır. Her ilde yaklaşık 2 ayı kapsayan alan çalışması sırasında görüşmeciler Sağlık Bakanlığınca sadece bu işle görevlendirilmişlerdir.

Tüm görüşmeciler Ankara'da bir hafta süreyle kuramsal ve uygulamalı eğitim almışlardır. Kuramsal eğitimde ölçeklerle ilgili bilgi verilmiştir. Uygulamalı eğitimde ise, rol oynama tekniği kullanılarak sorunlar tartışılmıştır.

Uygulama Görüşmeciler, örnekleme çıkan hanelerdeki annelerle, çocuk ve gençlerin öğretmenleri ile ve gençlerle görüşme sırasında aşağıdaki süreci izlemişlerdir: Görüşmeciler yörenin sağlık çalışanları olduğu için,

29

Page 34: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

bir çok bölgede uygulama yapmadan önce kişisel ya da yazılı olarak çalışmayı anlatmışlar ve ailelerden görüşme randevusu almışlardır. Görüşmeler genellikle hafta içinde mesai saatleri arasında yapılmıştır. Çalışan annelerle hafta sonları ya da mesai saatinden sonra görüşülmüştür. Görüşmeci, araştırmanın amacını aileye anlatmış, ailenin onayını aldıktan sonra gence ve öğretmene ulaşılarak her birinin onayı alınmış ve uygulama işlemine geçilmiştir. Görüşme yapılan kişilere isim, adres gibi özel bilgilerin gizliliği konusunda bilgi verilmiştir. Görüşme kabul edildikten sonra, görüşmeci öncelikle aileye hanehalkı soru formunu uygulamıştır. Daha sonra hanede yaşayan tüm çocuklara -fiziksel özürlü, çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezine başvuranlar dahil- yaşlarına uygun ölçekler uygulanmıştır. Uygulama sırasında çocuklardan birinci derecede sorumlu olan ebeveynden biri ile görüşülmüştür. Anne ya da babanın olmadığı durumlarda ise çocuktan sorumlu olan ve ona bakım veren diğer kişilerle görüşme yapılmıştır. Görüşmeci anneye CBCL/2-3 ve CBCL/4-18' in bir örneğini vererek ölçeği görmesini sağlamış diğer örneğinden de her bir maddeyi kendisi okuyarak cevaplayıcının yanıtlarını işaretlemiştir. Gençlerle ve öğretmenlerle uygulama sırasında öncelikle birlikte birkaç örnek yapılmış ve daha sonra ölçekleri kendilerinin doldurması istenmiştir. Eğer gencin okuma ile ilgili bir sorunu varsa annelerle yapılan uygulama süreci izlenilmiştir. Maddelerle ilgili cevaplayıcılardan gelebilecek herhangi bir soru görüşmeciler tarafından objektif olarak yanıtlanmış ve yorum yapmadan ve testte açıklanan bilgilerin dışına çıkmadan uygulama yapılmıştır. Ölçek öğretmenlerden bir hafta içerisinde geri alınmıştır. Görüşmenin sonunda, başvuru oranını belirlemek üzere, ailelere ve gençlere son 12 ay içerisinde psikolojik sorunlardan dolayı, çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine, çocuk kliniklerine, psikiyatr ve psikologlara, sağlık ocaklarına başvurup, vurmadıkları sorulmuş ve işaretleme yapılmıştır.

İllerde tamamlanan soru formları il denetçileri tarafından denetlendikten sonra Sağlık Bakanlığı'na gönderilmiştir. Formlar proje danışmanları ve merkez ekibi tarafından gözden geçirildikten sonra numaralandırılarak veri girişine hazır hale getirilmiştir. Eylül 1996 tarihinde veri girişi işlemi tamamlanmış ve kontroller yapıldıktan sonra analizlere başlanmıştır.

Cevaplama Oranları ve Cevaplayan Kişiler Araştırmalardan elde edilen verilerin genel popülasyonu güvenilir ve geçerli biçimde temsil etmesinde; temsili örneklemin seçilmesinin yanısıra, değerlendirme araçlarının niteliği ve seçilen örneklemdeki kişilerin ölçekleri cevaplama oranı önemli göstergelerdir. Çalışmada, Türkiye genelinde hedef olarak belirlenen 5001 haneden, uygulama tarihleri arasında göç edenlerin olması, yeni binaların yapılması ya da eskilerin yıkılması gibi nedenlerle 4322 haneye ulaşılmıştır. Erişilen 4322 haneden, 65'inde uygun cevaplayıcının olmaması, 368'inin red etmesi nedeniyle 3889 hanede araştırma yürütülmüştür.

Görüşme yapılan hanelerde 2-3 yaş grubunda 671 çocuk saptanmıştır. Bu çocukların 638'ine ölçek uygulanmıştır (cevaplama oranı %95.1). Ölçek uygulanamayan 33 (%4.9) çocuğun yaşadığı hane görüşmeyi reddetmiştir. Ayrıca, 3 ölçekte 8'den fazla madde boş bırakıldığı için ölçekler analizden çıkarılmıştır. Dolayısıyla CBCL/2-3 'ün cevaplama oranı % 94.6 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin 606' sı (%95.4) anneler, 13 ü (%2.0) babalar, 16' sı (%2.5) ise diğer kişiler tarafından cevaplandırılmıştır.

Görüşme yapılan 3889 hanede 4-18 yaşlar arasında toplam 5344 çocuk ve gencin yaşadığı saptanmıştır. Çocuk ve gençlerden 4525'ine (%84.7) ölçek uygulanmıştır. Ancak 8'den fazla madde işaretlenmediği için 37(%.8) ölçek analizden çıkarılmıştır. CBCL/4-18'in cevaplama oranı %83.9 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin 4382'si (%97.6) anneler, 80'i (%1.8) babalar, 26'sı (%.6) ise diğer kişiler tarafından cevaplandırılmıştır.

Öğretmen Bilgi Formu'nun cevaplama oranı %87.7'dir. Bu ölçek sınıf öğretmenleri tarafından doldurulmuştur.

YSR/11-18'in cevaplama oranı %79'dur. Ölçek gençler tarafından doldurulmuştur.

İstatistiksel İşlem Verilerin analizi SPSS for Windows 6.0 kullanılarak yapılmıştır. Ölçeklerden elde edilen yeterlik ve problem puanlan ile temel demografik değişkenler arasındaki ilişkiyi değerlendirmek üzere varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Post-hoc karşılaştırmalar Scheffe yöntemiyle yapılmıştır. Anlamlılık p<.01 düzeyinde değerlendirilmiştir. Ölçeklerin grup ortalamalarını karşılaştırmak için; 2 cinsiyet (erkek, kız) x 2 yaş (4-11,12-18) x 3 yerleşim yeri tipi (il, ilçe, köy) x 5 bölge (Batı, Güney, Orta, Kuzey', Doğu) ANOVA deseni kullanılmıştır. Yaş değişkenleri için; 2-3 yaş grubunda 2 ve 3, 4-18 yaş grubunda 4-11 ve 12-18, Öğretmen Bilgi Formu'nda 5-11 ve 12-18, Gençler İçin Kendini

30

Page 35: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Değerlendirme Ölçeğinde 11-14 ve 15-18 gruplamaları yapılmıştır. CBCL/4-18'de 4-5 yaş grubu çocuklarda yeterlik ile ilgili alt testler, testin orijinalinde de değerlendirilmediği için analizlerden çıkarılmıştır. +

Sorunlu olan çocukları sorunlu olmayanlardan ayırt etmek için öncelikle ham puanlar T standart puanına dönüştürülmüştür. Ham puanların standart puana çevrilmesinde ortalama 50, standart sapma 10 olarak kabul edilmiştir. Daha sonra Toplam Problemin görülme sıklığı sınır ve klinik düzeyde belirlenmiştir. Genel olarak, ortalamanın 1 standart sapma üstü sınır, 1.5 standart sapma üstü klinik düzey olarak belirlenmiştir.

BULGULAR

Bu bölümde, 2-3 yaş ve 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden, öğretmenlerinden ve kendilerinden elde edilen bulgular; yaş, cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölge değişkenlerine göre ele alınacaktır. Ayrıca cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre Toplam Problemin görülme sıklığına yer verilecektir.

DENEKLER

1) 2-3 Yaş Grubu Denekler

Örneklemi oluşturan 635 çocuğun yaş, cinsiyet, yerleşim yeri ve bölgelere göre dağılımı ile ölçeği cevaplayan kişilerin dağılımı Tablo 3.1'de gösterilmiştir. Tablo 3.1'de izlendiği gibi, denekler 313 (%49.3) erkek, 322 (%50.7) kız olmak üzere toplam 635 çocuktan oluşmuştur. Çocukların 260'sı (%40.9) 2 yaş, 375'i (%59.1) 3 yaş grubundadır. Yerleşim yeri tipine göre dağılım incelendiğinde çocukların 281'i (%44.3) il merkezinde, 139'u (%21.9) ilçede, 215'i (%33.9) ise köyde yaşamaktadır. Çocukların çoğunluğunun il merkezinde yaşadığı bunu köylerin izlediği görülmektedir. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde; çocukların 210'u (%33.1) Batı Anadolu, 102'si (%16.1) Güney Anadolu, 108'i (%17.0)OrtaAnadolu, 58'i (%9.1) Kuzey Anadolu ve 157'si (%24.7) Doğu Anadolu bölgesinde yaşamaktadır. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için nüfus yoğunluğuna bağlı olarak oranlarda farklılık izlenmektedir.

Tablo 3.1: 2-3 Yaş Grubu Çocukların Demografik Demografik Özellikler

Cinsiyet Erkekler Kızlar Toplam

Yıl OlarakYaş 2 3

Yerleşim Yeri 11 ilçe Köy

Bölgeler Batı Güney Orta Kuzey Doğu

Cevaplayan kişiler Anne Baba

1 Diğer

N

313 322 635

260 375

281 139 215

210 102 108 58 157

606 13 16

Özellikleri

%

49.3 50.7 100.0

40.9 59.1

44.3 21.9 33.9

33.1 16.1 17.0 9.1

24.7

95.4 2.0 2.5

31

Page 36: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun davranışlar: 2-3 yaş grubu çocukların cinsiyete göre her bir alt test ile İçe Yönelim, Dışa Yönelim ve Toplam Problemden aldıkları ham puan ve T puanların ortalama, standart sapma ve standart hataları Tablo 3.2'de gösterilmiştir.

Tablo 3.2 'de izlendiği gibi, cinsiyet değişkeni ele alındığında; Anksiyete/Depresyon, Sosyal İçe Dönüklük, Uyku Sorunları, Somatik Sorunlar, Saldırgan Davranışlar, Yıkıcı Davranışlar alt testleri ile İçe Yönelim, Dışa Yönelim ve Toplam Problem puanında kız ve erkek çocuklar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Yaş değişkeni dikkate alındığında da; 2 ve 3 yaş arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık görülmemiştir.

Tablo 3.2: 2-3 Yaş Grubu Çocuklarda Sorun Davranışların Cinsiyete Göre Dağılımı

Sorun Davranışlar N=

Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Uyku Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Erkekler 313

6.1 3.7 .2

57.0 8.1 .5

4.7 3.9 .2

56.7 8.3 .5

3.0. 2.7 .2

53.6 6.4 .4

3.6 2.8 .2

56.6 7.2 .4

10.1 6.6 .4

56.1 8.7 .5

Kızlar 322

6.6 3.8 .2

58.2 8.3 .5

4.7 3.8 .2

57.0 8.1 .5

3.0 2.4 .1

53.2 5.5 .3

3.8 3.1 .2

57.1 7.5 .4

9.4 6.2 .3

55.1 7.4 .4

Toplam 635

6.4 3.7 .1

57.6 8.2 .3

4.7 3.9 .2

56.8 8.2

1

3.0 2.6 .1

53.4 5.9 .2

3.7 2.9 .1

56.9 7.3 .3

9.7 6.4 .3

55.6 8.1 .3

Page 37: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

İçe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

3.8 3.3 .2

53.8 5.9 .3

10.8 6.9 .4

54.4 11.5

.7

13.9 9.2 .5

51.3 10.9

.6

41.1 23.6 1.3

53.4 11.5

.7

3.7 3.1 .2

53.4 5.6 .3

11.3 6.7 .4

55.2 11.4

.6

13.1 8.5 .5

50.4 10.0

.6

41.1 22.2 1.2

53.4 10.9 .6

3.8 3.2 .1

53.5 5.7 .2

11.1 6.9 .3

54.8 11.5

.5

13.5 8.8 .4

50.9 10.5

.4

41.1 22.9

.9

53.4 11.2 .4

Sorun davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.3 'de gösterilmiştir. Tablo izlendiğinde, anneler tarafından doldurulan 6 alt test ile İçe Yönelim, Dışa Yönelim ve Toplam Problemin ilde yaşayan çocuklarda daha yüksek görüldüğü bildirilmiştir.

Tablo 3.3: 2-3 Yaş Grubu Sorun Davranışlar

N= Anksiyete/Depresyon

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Çocuklarda Soruı İl Merkezi 281

7.0 3.7 .2

58.7 8.5 .5

ı Davranışların Y İlçe 139

5.2 3.8 .3

55.5 7.9 .7

srleşim Yeri Tipine Göre Dağılu Köy 215

6.3 3.6

.2

57.5 7.7

.5

Toplam 635

6.4 3.7

.1

57.6 8.2

.3

33

Page 38: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışlar N=

Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Uyku Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

İçe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

İl Merkezi 281

5.3 4.1 .2

58.1 8.6 .5

3.5 2.7 .2

54.4 6.9 .4

4.3 3.1 .2

58.4 7.7 .5

10.8 6.4 .4

56.6 8.5 .5

4.4 3.2 .2

54.4 6.1 .4

12.3 6.9 .4

56.9 11.1 .7

İlçe 139

3.6 3.9 .3

54.6 7.9 .7

2.7 2.5 .2

52.9 5.3 .4

3.1 2.8 .2

55.5 6.9 .6

8.5 6.6 .6

54.7 8.3 .7

3.2 3.1 .3

52.8 5.2 .4

8.8 7.0 .6

50.6 12.1 1.0

Köy 215

4.7 3.5 .2

56.7 7.6 .5

2.4 2.3 .2

52.4 4.6

3.2 2.8 .2

55.8 6.9 .5

9.2 6.1 .4

54.8 7.1 .5

3.4 3.2 .2

52.9 5.5 .4

10.9 6.3 .4

54.8 10.8 .7

Toplam 635

4.7 3.9 .2

56.8 8.2 .3

3.0 2.6 .1

53.4 5.9 .2

3.7 2.9 .1

56.9 7.3 .3

9.7 6.4 .3

55.6 8.1 .3

3.8 3.2 .1

53.5 5.7 .2

11.1 6.9 .3

54.8 11.5 .5

34

Page 39: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

15.1 8.8 .5

52.9 10.1 .6

46.1 22.3 1.3

56.0 10.3 .6

11.7 8.9 .8

48.6 11.0 .9

35.1 24.5 2.1

50.1 12.4 1.1

12.6 8.5 .6

49.7 10.2 .7

38.4 21.2 1.4

52.1 10.8 .7

13.5 8.8 .4

50.9 10.5 .4

41.1 22.9 .9

53.4 11.2 .4

Sorun davranışların Bölgelere göre dağılımı Tablo 3.4'de gösterilmiştir. Bölgelere göre dağılım incelendiğinde; Anksiyete/Depresyon, Saldırgan Davranışlar alt testleri ile Dışa Yönelim Sorunları ve Toplam Problemin Batı, Güney ve Orta Anadolu'da, Uyku Sorunlarının ise, Batı Anadolu'da yaşayan çocuklarda daha fazla görüldüğü saptanmıştır.

Tablo 3.4 : 2-3 Yaş Grubu Çocuklarc Sorun Davranışlar

N= Anksiyete/Depresyon

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Uyku Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Batı 210

6.7 3.6 .2

58.2 8.2 .6

4.8 3.9 .3

56.9 8.5 .6

3.6 2.8 .2

54.7 6.9 .5

a Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı Güney

102

6.8 4.2 .4

58.6 9.7 .1

4.9 4.6 .5

57.2 9.3 .9

2.6 2.3 .2

52.7 4.7 .5

Orta 108

6.8 3.6 .3

58.1 8.6 .8

4.9 3.7 .4

57.0 8.0 .8

3.0 2.7 .3

53.4 7.1 .7

Kuzey 58"

4.9 3.4 .4

54.9 6.5 .9

3.7 3.2 .4

55.1 6.9 .9

2.2 2.3 .3

51.9 4.6 .6

Doğu 157

5.9 3.6

56.9 7.2 .6

4.7 3.6 .3

57.1 7.8 .6

2.6 2.3 .2

52.6 4.2 -->

.J

Toplam 635

6.4 3.7 .1

57.6 8.2

4.7 3.9 .2

56.8 8.2 ->

3.0 2.6 .1

53.4 5.9 .2

35

Page 40: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışlar N=

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

İçe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma ' Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata

Batı 210

4.0 3.0 .2

57.6 7.6 .5

10.1 6.1 .4

55.8 7.7 .5

4.1 3.3 .2

54.0 5.9 .4

11.6 6.7 .5

55.8 10.9 .8

14.2 8.6 .6

51.6 10.0 .7

43.3 22.6 1.6

54.5 10.7 .7

Güney 102

3.5 2.9 .3

56.7 7.5 .7

10.6 6.9 .7

56.7 8.9 .9

3.8 3.3 .3

53.7 5.9 .6

11.7 7.9 .8

55.4 12.6 1.3

14.4 9.5 .9

51.8 11.1 1.1

42.6 25.2 2.5

54.0 12.0 1.2

Orta 108

3.5 2.6 .3

56.5 6.5 .6

11.2 7.1 .7

57.7 10.2 .1

4.1 3.6 .3

54.2 6.8 .7

11.6 6.7 .6

56.0 10.6 1.0

15.2 10.0 .1

52.9 11.6 1.1

44.4 23.4 2.3

55.1 10.8 1.0

Kuzey 58

2.7 2.2 .3

54.6 5.7 .8

7.7 5.3 .7

53.1 4.9 .6

3.3 2.8 .4

52.4 4.8 .6

8.7 6.1 .8

50.5 11.5 1.5

11.0 7.2 .9

48.0 9.3 1.2

32.5 19.1 2.5

49.0 10.8 1.4

Doğu 157

3.8 3.3 .3

57.1 7.9 .6

8.5 5.9 .5

54.2 6.8 .5

3.3 2.9 .2

52.7 4.8 .4

10.6 6.6 .5

53.9 11.7 .9

11.8 8.0 .6

48.8 9.9 .8

38.2 21.7 1.7

51.8 11.4 .9

Toplam 635

3.7 2.9 .1

56.9 7.3

9.7 6.4 .3

55.6 8.1

3.8 3.2 .1

53.5 5.7 .2

11.1 6.9 .3

54.8 11.5 .5

13.5 8.8 .4

50.9 10.5 .4

41.1 22.9 .9

53.4 11.2 .4

36

Page 41: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

2) 4-18 Yaş Grubu Denekler

Ömeklemi oluşturan 4488 çocuk ve gencin yaş ve cinsiyete göre dağılımı Tablo 3.5'de, yerleşim yeri tipi, bölgeler ve cevaplayan kişilere göre dağılımı ise Tablo 3.6'da gösterilmiştir. Tablo 3.5'de izlendiği gibi, denekler 2293 (%51.2) erkek, 2195(%48.8) kız olmak üzere toplam 4488 çocuk ve gençten oluşmuştur. Yaş ve cinsiyete göre dağılımın birbirine yakın olduğu görülmektedir.

Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin orjinalinde olduğu gibi 4-11 ve 12-18 olarak gruplandırılmıştır. Çocuk ve gençlerin 2286'sı (%51.1) 4-11 yaş, 2202'si (48.9) 12-18 yaş grubundadır. Bu çocuk ve gençlerin 1908'i (%42.5) il merkezinde, 1210'u (%27) ilçede ve 1370'i (%30.5) köyde yaşamaktadır. Deneklerin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, çocukların 1615'inin (%36) Batı Anadolu, 665'inin (%14.8) Güney Anadolu, 846'sınm (%18.8)Orta Anadolu, 434'ünün (%9.7) Kuzey Anadolu ve 928'inin (%27.7) Doğu Anadolu Bölgesinde yaşadığı görülmektedir. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçilmiş olduğundan, nüfus yoğunluğuna paralel olarak, oranlarda farklılıklar görülmüştür.

Görüşme yapılan toplam 2451 annenin yaş ortalaması 36.32 (Ss= 8.44)'dir. Annelerin eğitim düzeyine göre dağılımı incelendiğinde; 675'i (%27.5) okur-yazar değil, 137'si (%5.6) okur-yazar, 1198'i (%48.9) ilkokul mezunu, 160'ı (%6.5) ortaokul mezunu, 166'sı (%6.8) lise mezunu, 57'si (%2.3) üniversite mezunudur. 58 (%2.4) annenin eğitim düzeyi ise bilinmemektedir. Annelerin çoğunluğu ilkokul mezunudur.

Babaların yaş ortalaması 39.87 (Ss= 8.8)'dir. Babaların eğitim düzeyine göre dağılımı incelendiğinde ise; 135'i (%5.8) okur-yazar değil, 75'i (%3.2) okur-yazar, 1376'sı (%58.9) ilkokul mezunu, 226'sı (%9.7) ortaokul mezunu, 302'si (%12.9) lise mezunu, 15l'i (%6.5) üniversite mezunudur. 72'sinin (%3.1) eğitim düzeyi ise bilinmemektedir. Babaların çoğunluğu da anneler gibi ilkokul mezunudur.

Tablo 3.5: 4-18

Yaş

4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 Toplam

Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yaş

Erkekler

N %

126 2.8

166 3.7

180 4.0

153 3.4

172 3.8

186 4.1

201 4.5

135 3.0 "

153 3.4

149 3.3

163 3.6

153 3.4

153 3.4

118 2.6

82 1.8

2293 51.2

N 131 142 160 175 166 150 195 121 141 141 141 161 147 140 84 2195

ve Cinsiyete Göre Dağılımı

Kızlar %

2.9 3.2 3.6 3.9 3.7 3.3 4.3 2.7 3.1 3.1 3.1 3.6 3.3 3.1 1.9 48.8

N 255 308 340 328 338 336 411 256 294 290 304 314 300 258 166 4488

Toplam %

5.7 6.9 7.6 7.3 7.5 7.5 9.1 5.7 6.5 6.5 6.8 7.0 6.7 5.7 3.6

100.0

37

Page 42: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 3.6: 4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Demo

Demografik Değişkenler

Yerleşim Yeri İl Merkezi İlçe Köy

Bölge Batı Güney Orta Kuzey Doğu

Cevaplayan Kişiler Anne Baba Diğer

E r k e k l e r 4-11 12-18

1330

601 345 385

493 177 245 122 291

1300 15 4

963

404 272 291

319 173 190 110 178

940 43 10

grafik Özellikleri

K ı z 1 a r 4 - 1 1 12-18

956

522 309 406

470 179 213 109 264

930 12 9

1239

381 284 288

333 136 198 93 195

1212 10 3

Toplam

4488

1908 1210 1370

1615 665 846 434 928

4382 80 26

Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: 6-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde yeterlik alanlarının yaş ve cinsiyete göre dağılımı, ortalama, standart sapma ve standart hataları hesaplanarak Tablo 3.7'de gösterilmiştir. Cinsiyet değişkeni ele alındığında; Toplam Yeterlik ile Etkinlik ve Sosyallik alt testlerinden erkekler, Okul alt testinden ise kızlar daha yüksek puan almıştır.

Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde ise, Etkinlik ve Toplam Yeterlikte 12-18 yaş grubu, 6-12 yaş grubundan daha yüksek puan almıştır. Yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha etkin ve yeterli olarak algılandığı görülmektedir. Okul alt testinde, 6-11 yaş grubu, 12-18 yaş grubundan daha başarılı olarak değerlendirilmiştir (Tablo 3.7).

Tablo 3.7. 6-18 Yaş Çocukların Yeterlik Alanları

N(b)= Etkinlik

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyallik Ham Puan

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

6-11 1029

3.3 2.1 .06

34.7 9.0 .3

5.6 1.6 .05

43.2 7.4 .2

Yaş ve Cinsiyete Erkekler

12-18 959

3.8 2.2 .07

35.3 9.3

.3

5.9 1.5 .04

42.1 7.2

.2

Göre Yeterlik Alanları

6-11 945

2.9 2.0 .06

33.7 8.4 .2

5.4 1.6 .05

42.9 6.9 .2

Kızlar 12-18 929

3.6 1.8 .06

35.7 7.7 .3

5.4 1.6 .06

41.5 7.2

.3

Toplam 3862

3.4 2.1 .03

34.8 8.7 .1

5.6 1.6 .02

42.4 7.2 .1

38

Page 43: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Okul Ham Puan

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

4.6 .9 .02

44.6 6.6 .2

13.9 3.0 .09

37.9 7.2 .2

4.3 1.0 .03

45.8 6.6 .2

14.5 3.1

.1

38.6 7.2

.2

4.7 .8 .02

42.6 6.8 .2

13.3 2.9 .09

36.8 6.3 .2

4.6 .8

.02

43.8 6.3 .2

13.9 2.9 .09

37.3 6.7 .2

4.6 .9 .01

44.2 6.7 .1

13.9 3.0 .04

37.6 6.9 .1

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı değişmektedir. •Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orjinalinde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir.

Yeterlik alanlarının yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.8'de gösterilmiştir. Tablo'da izlendiği gibi; Toplam Yeterlikte ilçede yaşayan çocuklar il ve köyde yaşayan çocuklara oranla anneler tarafından daha yeterli olarak algılanmışlardır.

Tablo 3.8: 6-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yerleşim Yeri Tipine Göre Yeterlik Puanlarının

Dağılımı

Yeterlik A lan lar ı

N(b)=

Etkinlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

Sosyallik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Okul Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

İl Merkezi 1619

3.6 2.0 .05

35.7

8.5 .2

5.4

1.6 .04

41.8 7.4 .2

4.5

.9

.03

44.1 6.7 .2

İlçe 1069

3.8 2.2 .07

36.5 9.1 .3

5.5 1.5 .05

42.2

6.9 .2

4.6

.9

.03

45.0

6.5 .2

Köy 1174

2.8

1.8 .05

32.2 7.8 .2

5.8 1.6 .05

43.4

7.1 .2

4.5 .9 .03

43.5 6.8 .3

Toplam 3862

3.4 2.1

.03

34.8 8.7

.1

5.6

1.6 .03

42.2

7.2

.1

4.6 .9

.02

44.2

6.7 .1

39

Page 44: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

13.9 3.1

.1

37.9

7.1

.2

14.3 3.1

.1

38.7 7.0

.3

13.3 2.8

.1

36.3 6.2

.0

13.9 3.0 .06

37.6 6.9 .1

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı değişmektedir. * Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orjinalinde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir.

Yeterlik alanlarının bölgelere göre dağılımı Tablo 3.9'da gösterilmiştir. Toplam Yeterlikte Güney Anadolu'da yaşayan çocuklar diğer bölgelere oranla daha yüksek puan almışlardır.

Tablo 3.9: 6-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Bölgelere Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı

Yeterlik A l a n l a r ı

N(b)

Etkinlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Sosyallik

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Okul Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Batı 1396

3.4

2.0 .05

34.8 8.4

.2

5.6 1.6

.04

42.5 7.2 .2

4.5 .9

.03

43.6 6.9 .2

13.7 3.0 .1

37.3

6.9 .2

Güney

597

3.9 2.2

.09

36.7

9.2

.4

5.5 1.5

.06

42.0 6.9 .3

4.6

.9

.05

44.5 6.9

"I .J

14.5 3.2

.2

39.1 7.4

.4

Orta

751

3.3 2.0 .07

34.5

8.3 .3

5.5

1.6

.06

42.4 7.2 .3

4.7 .8

.03

45.0 6.1

.3

13.8

2.9 .1

37.4

6.5

Kuzey

364

3.6

2.1 .1

34.5

8.8 .5

5.2 1.6

.09

40.7 7.0 .4

4.6

.9

.06

44.5 6.9

.4

13.7 3.3

.2

37.2

7.4

.5

Doğu

754

3.1

2.1 .08

33.4

8.8 .3

5.8 1.6

.06

43.5 7.3

.3

4.5

.9

.04

43.6 6.8

.3

13.9 2.9

.2

37.5

6.5

.4

Toplam 3862

3.4 2.1 .03

34.8 8.7 .1

5.6 1.6

.03

42.4 7.2 .1

4.6

.9

.02

44.2 6.7

.1

13.9 3.0

.06

37.6

6.9

.1

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı değişmektedir. •Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orj

alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı

inal inde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir.

40

Page 45: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışların Karşılaştırılması: 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde sorun davranışların yaş ve cinsiyete göre dağılımı, ortalama, standart sapma ve standart hataları Tablo 3.10'da gösterilmiştir. Cinsiyete bağlı değişmeler izlendiğinde; Toplam Problemde anneler erkek çocuklarını kızlara oranla daha sorunlu olarak bildirmişlerdir. Sorunların türüne bakıldığında ise, İçe Yönelimde kız çocuk ve gençler, Dışa Yönelimde ise erkek çocuk ve gençler daha yüksek puan almıştır. Ayrıca İçe Yönelim ve Dışa Yönelim genel sendrom grubuna girmeyen Dikkat Sorunlarında anneler erkek çocuklarında daha fazla sorun bildirmişlerdir.

Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde; 4-11 yaş grubu çocuklarda, 12-18 yaş grubu çocuklara oranla daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Diğer bir deyişle yaş ilerledikçe Toplam Problemde azalma görülmektedir. Ayrıca Dışa Yönelim sorunlarında da yaş ilerledikçe azalma saptanmıştır. Buna karşılık İçe Yönelim sorunlarında yaş ilerledikçe artma izlenmiştir. Anksiyete/Depresyon, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunlarında yaşa bağlı bir değişiklik izlenmemiştir.

Tablo 3.10: 4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı Sorun Davranışlar

N= Sosyal İçe Dönüklük

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyal Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

4-11 1330

2.5 2.5 .07

56.1 7.4 .02

.8 1.6 .2

53.9 6.3 .2

4.6 3.5 .1

56.7 7.2 .2

2.1 2.0 .05

54.1 6.1 .2

.5

.9

.02

53.1 5.5 .2

Erkekler 12-18 963

2.8 2.7 .08

55.2 7.4 .2

1.1 1.8 .05

54.1 6.7

.2

4.4 3.5

.1

56.4 6.5 .2

1.4 1.6 .05

53.5 5.4

2

.6 1.1 .03

53.7 6.1 2

4-11 1239

2.6 2.4 .06

55.9 7.0 .2

.9 1.7 .04

53.3 5.7 .2

5.0 3.8 .1

56.7 6.8 .2

2.0 1.8 .05

54.3 6.1 .2

.5

.9

.02

53.2 5.6 .2

Kızlar 12-18

956

3.3 3.3 .1

55.9 7.2 .2

1.5 2.7 .08

53.8 6.5

.2

5.4 4.4

.1

56.6 6.9 .2 •

1.5 2.2 .07

53.1 4.8

.1

.6 1.9 .06

53.3 5.4

.2

Toplam

4488

2.7 2.7 .04

55.7 7.2 .1

1.0 1.9 .02

53.8 6.3 .1

4.8 3.8 .05

56.6 6.9 .1

1.8 1.9 .02

53.8 5.7 .08

.5 1.2 0!

53.3 5.7 .08

41

Page 46: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Dikkat Sorunlar ı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Suça Yönelik Davranış lar Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Sald ırgan Davranış lar Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Cinsel Sorunlar Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

İçe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Dışa Yönelim Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Toplam Problem Puanı Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

3.8 2.7 .07

54.8

5.8

.2

1.6 2.0 .05

53.8

6.3 .2

7.0 6.0 .2

53.4

6.0

.2

.2

.6

.01

51.8 5.4

.1

7.7 6.0

.2

54.2

10.2

.3

8.6 7.4 .2

48.0

10.5

.3

26.3

17.2

.5

51.2

10.2

.3

3.7 3.1 .09

54.6

6.1

.2

1.4

2.0

.06

52.9

4.9 .2

5.2

5.5

.2

52.9

5.6

.2

---

— —

8.0

6.3

.2

52.9

10.5

.3

6.6

7.0

.2

46.7

10.2

.3

22.7

17.4

.5

49.9

10.8

.3

3.2

2.5

.07

55.7

6.4

.2

1.0

1.4

.03

53.1

5.3 .2

5.7

5.3

.2

53.0

5.6

.2

.2

.5

.01

51.8 5.2

.1

8.4

6.3

.2

53.8 9.4

.3

6.7

6.1 .2

47.3

10.0

.3

24.2

16.2

.5

50.8

10.0 .3

2.9

3.1

.1

54.3

5.8

.2

.8

1.9

.06

52.0

3.7

.1

4.1

4.6

.1

52.4

5.1

.2

--

— -

9.7

7.4

.2

53.2

10.5

.3

4.8

5.0

.2

46.1

9.5

.3

21.9

15.7

.5

50.1

10.0

.3

3.4

2.8

.04

54.9

6.1

.09

1.2

1.9

.02

53.0

5.3 .07

5.7

5.5

.08

52.9 5.6

.08

.2

.6

.008

51.8

5.3

.07

8.4

6.5

.09

53.6

10.2

.2

6.9

6.7

.09

47.1

10.1

.2

24.0

16.7

.2

50.6

10.2 .2

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.

42

Page 47: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Yerleşim yeri tipine göre sorun davranışların dağılımı Tablo 3.1 l'de gösterilmiştir. Tablo izlendiğinde; Toplam Problem, İçe Yönelim ve Dışa Yönelim ilde yaşayan çocuk ve gençlerde daha fazla bildirilmiştir. Sadece Suça Yönelik Davranışlar alt testinden köyde yaşayan çocuklar ilde yaşayanlar gibi yüksek puan almıştır.

Tablo 3.11:4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yerleşim Yeri Tipine Göre Dağılımı

Sorun Davranış lar

N=

Sosyal içe Dönüklük Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Anksiyete/Depresyon Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyal Sorunlar Ham Puan

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

Düşünce Sorunları Ham Puan

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

İl Merkezi 1908

3.1

3.0 .07

56.6

7.8 .2

1.2 2.3 .1

54.4

6.8

.2

5.4

4.0

.1

57.6 7.2

.2

2.1 2.7 .1

54.6 6.4

.1

.7 1.5 .03

54.0 6.2

.1

İlçe 1210

2.5

2.6 .07

55.0 7.1 .2

1.0 1.7 .1

53.5

6.0 .2

4.5

3.7 .1

55.9 6.8 .2

1.4

1.6 .5

52.9

4.7 .1

.5

.9

.02

53.1 5.6 .2

Köy 1370

2.5 2.3

.06

55.1 6.4 .2

.8

1.5 .04

53.1 5.6 .2

4.4

3.5 .1

55.9

6.3 .2

1.6 1.7 .04

53.5

5.3

.1

.4

.7

.02

52.5 4.8 .1

Toplam 4488

2.7

2.7 .04

55.7 7.2 .1

1.0 1.9 .03

53.8 6.3 .09

4.8

3.8 .06

56.6 6.9 .1

1.8 1.9 .03

53.8 5.7

.09

.5

1.2 .02

53.3 5.7

.09

43

Page 48: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranış lar

N=

Dikkat Sorunlar ı

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

Suça Yönelik Davranış lar Ham Puan

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

Saldırgan Davranış lar Ham Puan

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

Cinsel Sorunlar Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

İçe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

İl Merkezi 1908

3.9 3.1

.07

55.9

6.5 .1

1.5 2.2

.05

53.7 5.8 .1

6.8

6.1 .1

54.0 6.4 .1

.2

.6

.01

52.2

5.9 .2

9.4 6.8

.2

55.2 10.2 .2

8.2

7.3 .2

49.1

10.5

.2

İlçe 1210

3.0

2.7

.08

54.2

5.8 .2

.9 1.5 .04

52.2

4.7

.1

4.9 5.3 .2

52.4

5.2 .2

.2

.5

.01

51.3

4.7 .2

7.8 6.5

.2

52.6

10.0

.3

5.8 6.3 .2

45.3

9.9

.3

Köy 1370

3.1 2.5

.06

54.2 5.4

.1

1.6 1.6 .04

52.8

5.0

.1

4.8 4.7

.1

52.2

4.5 .1

.1

.5

.01

51.5

4.9 .2

7.6 5.9

.2

52.2 9.9

.2

6.0 5.8

.2

46.0

9.1

.2

Toplam

4488

3.4

2.8

.04

54.9 6.1

.09

1.2

1.9 .03

53.0 5.3

.08

5.6 5.5 .08

53.0 5.6 .09

.2

.6

.01

51.8 5.3

.1

8.4

6.5

.1

53.6 10.2

.2

6.9 6.7

.1

47.1

10.1

.2

44

Page 49: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Toplam Problem Puanı Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

27.7

17.8 .4

52.8 10.2

.2

21.3

16.3 .5

48.9 10.0

.3

21.1

14.4

.4

48.9

9.9

24.0

16.7 .3

50.6 10.2

.2

*SlI(a)=Ortalanıanın standart hatası.

Bölgelere bağlı sorun davranışların dağılımı Tablo 3.12'de gösterilmiştir. Toplam Problem'de Batı, Güney, Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaşayan anneler çocuklarının daha fazla sorun davranış gösterdiğini bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunlarından Batı, Güney, Orta ve Kuzey, Dışa Yönelim sorunlarından ise Batı ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklar daha yüksek puan almışlardır.

Tablo 3.12. 4-18 Yaş Grubu Çocuk/Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı

Sorun Davranış lar N=

Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Anksiyete/Depresyon

Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyal Sorunlar Ham Puan

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Batı 1615

2.9 2.9

.07

55.8

7.5 .2

1.0 2.2

.05

53.7

6.3

.2

5.1

4.0 .1

57.1 7.2 .2

1.8 2.2

.06

53.9 6.1 .2

Güney

665

2.7 2.7

.1

55.7 7.5

.3

1.0 1.9

.07

53.6

6.5

.3

4.6

3.7 .1

56.3 6.8 .3

1.7 1.8

.07

53.7 5.6 .2

Orta 846

2.9 2.7

.09

56.3 7.4

.3

.9 1.7

.06

53.5

6.0

.2

5.0

3.8 .1

57.1 6.9 .2

1.7 1.6

.06

53.5 5.0 .2

Kuzey 434

2.1 2.1

.1

54.0

5.7

.3

1.0 1.6

.08

53.6

5.9

.3

4.4

3.5 .2

56.0 6.4

1.7 1.6 .08

53.6 4.8 .2

Doğu 928

2.7 2.5

.08

55.8 7.0

.2

1.1

1.8 .06

54.2

6.4

.2

4.4 3.6 .1

55.9 6.6 .2

1.8 1.9 .06

54.0

5.9 .2

Toplam 4488

2.7 2.7 .04

55.7 7.2

.1

1.0

1.9 .03

53.8

6.3

.09

4.8 3.8 .06

56.6 6.9 .1

1.8

1.9 .03

53.8 5.7

.09

45

Page 50: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davran ış lar N=

Düşünce Sorunlar ı Ham Puan

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dikkat Sorunlar ı Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Suça Yönelik Davran ış lar

Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

Saldırgan Davran ış lar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Cinsel Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

İçe Yönelim Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Batı 1615

.6 1.6 .04

53.8 6.1 .2

3.6 3.1

.08

55.2 6.4 .2

1.4

2.1

.05

53.4

5.6 .1

6.1 5.8

.1

53.3 6.0 .2

.2

.6

.02

52.1

5.8 .2

8.7

6.7 .2

54.3

9.9 .2

Güney 665

.5

.1

.04

53.3 5.6 .2

3.6 2.9 .1

55.4 6.5 .3

1.3

1.9 .08

53.3 5.7 .2

5.4

5.8 .2

52.9 5.9 .2

.2

.6

.03

52.2

5.7

.J

8.2 6.6 . j

53.2

10.3 .4

Orta 846

.5

.9

.03

53.0 5.4 .2

3.4 2.7

.1

54.7 5.9 .2

1.05

1.6 .06

52.4

4.6 .2

5.6 5.4

.2

52.9 5.5 .2

.1 06

.03

51.3

4.7

.2

8.8

6.5 .2

54.2

10.1

.3

Kuzey 434

.5

.8

.04

53.0 5.3 .3

3.0 2.5 .1

54.0 5.2

.3

.9

1.3 .06

52.3 4.4 .2

4.6 4.6

.2

52.1 4.3 .2

.4

.4

.03

51.7 5.0

7.4 5.8

51.8

10.3

.5

Doğu 928

.4

.9

.03

52.8 5.4 .2

J . J

2.6 .09

54.6 5.7 .2

1.2

1.6 .05

53.1 5.4 .2

5.6 5.3

.2

52.9 5.2

.2

.1

.5

.02

51.5 4.8

.2

8.1 6.4

.2

53.0

10.3

.3

Toplam 4488

.5 1.2 .02

53.3 5.7 .09

3.4

2.8 .04

54.9 6.1 .09

1.2

1.9 .03

53.0 5.3

.08

5.7 5.5

.08

53.0 5.6 .09

.2

.6

.01

51.8

5.3

.1

8.4 6.5

.1

53.6

10.2

.2

46

Page 51: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

7.4 6.9 .2

47.9 10.3 .3

25.4 17.5 .4

51.4 10.1 .3

6.7 7.2 .3

46.5 10.7 .4

23.4 17.1 .7

50.2 10.5 .4

6.6 6.4 .2

46.9 9.7

24.0 16.0 .6

50.8 9.9 .3

5.6 5.4 .3

45.4 9.3 .4

21.1 14.8 .7

48.5 10.6 .5

6.9 6.5 .2

47.2 9.9

23.3 16.5 .5

50.1 10.2 -*

.J

6.9 6.7 .2

47.1 10.1 .2

24.0 16.7 .2

50.6 10.2 .2

*SH(a)=Ortalamanm standart hatası.

Yaş, Cinsiyet, Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgeler Arasındaki Etkileşim: Annelerden elde edilen bilgilere göre; Toplam Yeterlikte cinsiyet x bölge etkileşimi anlamlı bulunmuştur. Güney Anadolu bölgesinde yaşayan erkek çocuklar daha yeterli olarak algılanmıştır. Ayrıca bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim saptanmış ve Güney Anadolu'nun ilçelerinde yaşayan çocukların daha yeterli olduğu belirlenmiştir.

Toplam Problemde cinsiyet x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim bulunmuş ve ilde yaşayan erkeklerin kızlara oranla daha yüksek puan aldığı saptanmıştır. Ayrıca, bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim anlamlı bulunmuş, Batı, Güney, Orta ve Doğu Anadolu'nun illerinde yaşayan çocuklar diğer bölge ve yerleşim yerlerine oranla daha sorunlu olarak bildirilmiştir.

3) 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Öğretmenler Tarafından Değerlendirilmesi Örneklemi oluşturan 2340 gencin yaş ve cinsiyet dağılımı Tablo 3.13'de, yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre dağılımı Tablo 3.14'de gösterilmiştir. Tablo 3.13'de izlendiği gibi, denekler 1251 (%53.5) erkek, 1089(%46.5) kız olmak üzere toplam 2340 çocuk ve gençten oluşmuştur. Yaş ve cinsiyete göre dağılımın birbirine yakın olduğu görülmektedir. Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin orjinalinde olduğu gibi 5-11 ve 12-18 olarak gruplandınlmıştır. Çocukların 1431'i(%61.2) 5-11 yaş, 909'u (%38.8) 12-18 yaş grubundadır. Bu gençlerin 999'u (%42.7) il merkezinde, 682'si (%29.1) ilçede ve 659'u (%28.2) köyde yaşamaktadır. Gençlerin çoğunluğu il merkezinde yaşamakta, bunu köyler izlemektedir. İlçede yaşayan çocukların sayısı diğer yerleşim yerlerine oranlara daha azdır. Deneklerin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, 872'si (%37.3) Batı Anadolu'da, 366'sı (%15.6) Güney Anadolu'da, 511'i (%21.8) Orta Anadolu'da, 269'u (%11.5) Kuzey Anadolu'da ve 322'si (%13.8) Doğu Anadolu Bölgesinde yaşamaktadır. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için nüfus yoğunluğuna paralel olarak, oranlarda farklılıklar görülmüştür.

Tablo 3.13: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı

Yaş

5 6 7 8 9 10 11 12 13

N 6 24 128 149 152 159 137 94 99

Erkekler %

.3 1.0 5.5 6.4 6.5 6.8 5.9 4.0 4.2

N 1 23 128 136 133 147 108 100 79

Kızlar % .0 1.0 5.5 5.8 5.7 6.3 4.6 4.3 3.4

Toplam N % 7 .3 47 2.0 256 10.9 285 12.2 285 12.2 306 13.1 245 10.5 194 8.3 178 7.6

47

Page 52: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

14 15 16 17 18 Toplam

96 73 77 38 19 1251

4.1 3.1 3.3 1.6 .8

53.5

71 73 53 27 10 1089

3.0 3.1 2.3 1.2 .4

46.5

167 146 130 65 29 2340

7.1 6.2 5.6 2.8 1.2

100.0

Tablo 3.14: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgelere Göre Dağılımı

Yerleşim Yeri İl Merkezi ilçe Köy Bölge Batı Orta Güney Kuzey Doğu

Erkekler 5-11 755

327 203 225

283 113 172 80 107

12-18 496

190 171 135

160 87 114 63 72

Kızlar 5-11 676

279 165 232

270 94 132 81 99

12-18 413

203 143 67

159 72 93 45 44

Toplam

2340

999 682 659

872 366 511 . 269 322

Okul ve Uyum İşlevlerinin Karşılaştırılması: Çocuk ve gençlerin "Okul ve Uyum İşlevi" puanlan yaş ve cinsiyet değişkenine göre Tablo 3.15'de gösterilmiştir. Kızlar, Toplam Uyum ile Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Uygun Davranma, Öğrenme ve Mutlu Olma alt testlerinden erkeklere oranla anlamlı olarak daha yüksek puan almışlardır.

Kızların öğretmenlerin beklentilerine daha uygun davrandıkları görülmektedir. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, öğretmenler Toplam Uyum ile Uygun Davranma ve Öğrenme alt testlerinde büyük yaş grubu kızları, küçük yaş grubuna oranla daha uyumlu olarak algılamışlardır. Erkeklerde ise yaşa bağlı bir değişim bildirmemişlerdir.

Tablo 3.15. 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Yaş ve Cinsiyete Göre Okul ve Uyum İşlevi Puanları

Okul ve Uyum İşlevi

N= Okul Başarısı

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sıkı Çalışma Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Erkekler 5-11 755

2.9 .7 .0

46.9 7.3 .2

3.7 1.2 .04

48.6 5.6 .2

12-18 496

2.9 .8 .1

49.3 7.1 .3

3.6 1.2 .06

47.8 5.5 .3

Kızlar 5-11 676

2.9 .7 .1

45.5 7.3 .3

3.8 1.1 .04

45.0 5.4 .2

12-18 413

3.2 .7 .2

47.8 7.6 .4

4.2 1.2 .06

46.2 5.4 .3

Toplam

2340

3.0 .7 .1

47.2 7.4 .2

3.8 1.2 .02

46.6 5.8 .1

48

Page 53: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Uygun Davranma Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Ö ğ r e n m e Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Mutlu Olma Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Toplam Uyum Puanı Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

4.0 1.0

.04

48.9 4.8

.2

3.8

1.6 .04

46.0 6.3

.2

4.1

.9

.04

47.2

5.5 .2

15.5 3.6 .1

46.4

6.1 .2

4.1

1.0

.05

49.6

4.9 .2

3.8

1.2 .05

47.3

5.7

.3

4.1

.9

.05

47.1

5.9 .3

15.7 3.6 .2

47.6

5.3 .2

4.3 1.0

.04

45.9 5.4

.2

3.8 1.1 .04

44.2

6.5 .3

4.2

.9

.05

45.7

5.3 .2

16.2

3.5 .1

43.7 5.9 .2

4.6

1.1

.05

46.3 5.3

.3

4.3

1.1 .06

45.9

5.7 .3

4.4

1.1 .06

47.7

6.3

.3

17.6 3.6 .2

45.6

5.8 .3

4.2

1.1

.02

47.3 5.6 .1

3.9 1.2 .02

45.7

5.9 .2

4.2 1.0 .02

46.8

5.7 .1

16.1

3.7 .08

45.8 6.0 .1

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.

Okul ve uyum işlevi puanlarının yerleşim yerine göre dağılımı Tablo 3.16'da gösterilmiştir.

Öğretmenler, Toplam Uyum puanının il ve ilçelerde yaşayan çocuklarda daha yüksek olduğunu

bildirmişlerdir.

Tablo 3.16: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Yerleşim Yeri Tipine Göre Okul ve Uyum İşlevi

Puanlarının Dağılımı

Okul ve Uyum İşlevi N=

Okul Başarısı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

II Merkezi 999

2.9 .7 .1

47.2 7.3 .2

İlçe 682

3.0 .7 .1

47.9 7.4 .3

Köy 659

2.8 .7 .0

46.5 7.6 .3

49

Page 54: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sıkı Çalışma Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Uygun Davranma Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Öğrenme Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Mutlu Olma Hanı Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Uyum Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapına Standart Hata(a)

3.8 1.2 .03

46.8 5.8 .2

4.3

ı.ı .03

47.4 5.6 .2

3.9 1.2 .04

45.9 6.2 .2

4.2 1.0 .03

47.0 5.8 .2

16.3 3.6 .1

45.9 6.0 .2

3.9 1.1 .04

47.4 5.7 .2

4.3 1.1 .04

47.8 5.9 .2

4.1 1.1 .04

46.6 6.3 .2

4.2 1.0 .04

47.0 6.0 .2

16.5 3.7 .1

46.5 6.0 .2

3.5 1.2 .05

45.4 5.6 .2

4.1 1.0 .04

46.5 5.3 .2

3.7 1.2 .04

44.6 5.9 .2

4.2 .9 .04

46.5 5.3 .2

15.4 3.6 .1

44.7 5.8 .2

*SH(a)=ortalamanın standart hatası

Bölgelere göre Okul ve Uyum İşlevi puanlarının dağılımı Tablo 3.17'de gösterilmiştir. Bölgelere bağl dağılımda anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır.

Tablo 3.17: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Bölgelere Göre Okul ve Uyum İşlevi Puanlarının

Dağılımı

Okul ve Uyum İşlevi

N=

Okul Başarısı Hanı Puan

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Batı 872

2.9 .7 .0

46.8 7.4

.3

Güney

366

3.0 .6 .1

47.5

6.7

.4

Orta 511

2.9 .7 .0

47.2

7.3 .J

Kuzey

269

3.0

.8

.1

47.7

8.4

.5

Doğu 322

2.9 .7 .1

47.2

7.8 .4

50

Page 55: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sıkı Çalışma Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Uygun Davranma Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Öğrenme Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Mutlu Olma Haw Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Uyum Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

3.7 1.1 .04

46.3 5.5 .2

4.2 1.1 .04

47.1 5.6 .2

3.9 1.1 .04

45.5 6.0 .2

4.2 1.0 .04

46.6 5.8 .2

16.0 3.7 .1

45.4 5.9 .2

3.8 1.1 .06

47.0 5.4 .3

4.3 1.0 .05

47.6 5.3

-t

3.9 1.1 .06

46.0 6.0 .3

4.2 .9 .05

46.7 5.4 ->

16.3 3.5 .2

46.1 5.6

3.8 1.1 .05

47.0 5.7

4.3 1.0 .05

47.6 5.4 .2

4.0 1.1 .05

46.2 6.1 .3

4.2 1.0 .05

47.2 5.8

1

16.3 3.6 .2

46.2 5.9

3.8 1.3 .08

46.5 6.7 .4

4.3 1.1 .07

47.5 6.1 .4

3.9 1.3 .08

45.8 6.9 .4

4.4 1.1 .07

47.9 6.6 .4

16.3 4.1 .3

46.2 6.9 .4

3.7 1.2 .07

46.2 6.1

4.1 1.1 .06

46.7 5.7 .3

3.8 1.3 .07

45.4 6.6 .4

4.1 .9 .05

46.1 5.0 .3

15.7 3.6 .2

45.2 6.0 .0

*SH(a)=ortalamanın standart hatası

Sorun Davranışların Karşılaştırılması: Sorun Davranışların yaş ve cinsiyet değişkeni ile ilişkisi Tablo 3.18'de gösterilmiştir. Cinsiyete bağlı değişmeler izlendiğinde; Toplam Problemde öğretmenler erkek çocuklarını kızlara oranla daha sorunlu olarak bildirmişlerdir. Sorunların türüne bakıldığında ise çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almışlardır. Ayrıca İçe Yönelim ve Dışa Yönelim genel sendrom grubuna girmeyen Dikkat Sorunları ve Sosyal Sorunlardan erkek çocuklar daha yüksek puan almışlardır.

Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde; daha fazla sorun davranış bildirilmiştir.

11 yaş grubu çocuklarda, 12-18 yaş grubu çocuklara oranla

51

Page 56: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 3.18. 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı

Sorun Davranışlar

N= Sosyal İçe Dönüklük

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyal Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dikkat Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Erkekler 5-11 755

3.3 3.5 .1

57.9 8.9 .3

.8 1.8 .06

54.3 7.6 .3

6.6 5.1 .2

59.6 7.8 .3

2.7 3.4 .1

56.3 7.4 .3

.8 1.4 .05

55.4 7.3 .3

9.1 8.0 .3

54.1 6.2 .2

12-18 496

3.4 3.3 .1

56.8 6.7 .3

.7 1.7 .07

53.6 6.7 .3

6.5 4.7 .2

60.1 6.7 .3

2.4 3.1 .1

55.3 6.0 .3

.7 1.2 .05

55.1 7.0 .3

8.4 7.3 .3

53.3 4.8 .2

Kızl 5-11 676

3.5 3.5 .1

58.0 8.7 .3

.9 1.8 .07

53.9 6.7 .4

7.3 5.0 .2

60.6 7.1 .3

2.4 3.0 .1

55.8 6.5 .2

.8 1.3 .05

55.6 7.4 .3

7.6 7.2 .3

55.8 6.8 .3

ar 12-18 413

3.5 3.5 .2

58.0 8.0 .4

.7 1.6 .08

54.1 7.1 .3

7.6 5.4 .3

60.8 7.4 .4

2.1 2.7 .1

56.3 6.4 .3

.8 1.2 .06

55.5 6.9 .3

5.7 5.9 .3

54.8 5.5 .3

Toplam

2340

3.4 3.4 .07

57.7 8.2 .2

.8 1.7 .04

54.0 7.1 .1

7.0 5.0 .1

60.2 7.3 .2

2.5 3.1 .1

55.9 6.7 .1

.8 1.3 .02

55.4 7.2 .1

7.9 7.4 .2

54.5 6.0 .1

52

Page 57: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışlar

N= Suça Yönelik Davranışlar

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

İçe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Flata(a)

Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Erkekler 5-11 755

1.6 2.2 .08

55.0 6.7 .2

6.7 7.7 .3

54.4 6.1 .2

10.4 8.3 .3

58.0 10.8 .4

8.2 9.5 .3

52.3 8.6 .3

32.3 25.4 1.0

54.1 9.7 .4

12-18 496

1.6 2.3 .1

54.2 5.6 .2

5.6 7.2 .3

54.1 5.6 .2

10.3 7.9 .4

57.8 8.8 .4

7.2 9.1 .4

51.7 8.2 .4

30.1 24.2 1.!

53.7 8.7 .4

Kız 5-11 676

1.1 1.8 .07

55.4 7.1 .3

4.8 6.3 .2

55.6 6.3 .2

11.3 8.3 .3

58.3 9.8 .4

5.9 7.6 .3

54.0 8.4 .3

28.6 21.9 .8

56.1 9.7 .4

ar 12-18 413

.8 1.6 .08

53.3 5.5 .3

3.7 5.2 .3

55.4 5.4 .3

11.5 8.7 .4

58.9 9.8 .5

4.5 6.5 .3

52.7 7.9 .4

24.8 20.3 .1

55.6 9.2 .5

Toplam

2340

1.3 2.0 .04

54.6 6.4 .1

5.4 6.9 .1

54.9 6.0 .1

10.9 8.3 .2

58.2 9.9 .2

6.7 8.5 .2

52.7 8.4 .2

29.5 23.5 .5

54.8 9.4 .2

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.

Sorun Davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.19'da gösterilmiştir. Öğretmenler, Toplam Problemin ilde yaşayan çocuklarda daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Dışa Yönelim sorunlarında yerleşim yerine bağlı bir farklılık izlenmemiş ancak, İçe Yönelim sorunları il ve ilçede daha yüksek olarak belirtilmiştir.

Page 58: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranış lar N=

Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

, . Standart Hata(»)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Anksiycte/Depresyon Ham Puan

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Sosyal Sorunlar Ham Puan

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Düşünce Sorunlar ı Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Ilata(a)

T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

Dikkat Sorunlar ı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Suça Yönelik Davranış lar Ham Puan

Ortalama Standart Sapma

Standart Ilata(a)

T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Mata(a)

II Merkezi

998

3.6

3.5

.1

58.2

8.5

.3

.9

1.8

.06

54.4 7.4

.2

7.4

5.1

.2

60.9

7.3

.2

2.5

3.2

.1

56.1

6.8

.2

.9 1.4

.04

55.8

7.4 .2

8.2

7.7

.2

54.9

6.4 .2

1.3

1.9 .06

54.5

6.3 2

İlçe 683

3.4

3.4

.1

57.6

8.0 .3

.8

1.8 .07

54.2

7.3

.3

7.2

5.3

.2

60.5

7.6

.3

2.5 3.0

.1

56.0

6.5 .2

.8 1.3 .05

55.7

7.3 .3

7.3 7.0

.3

54.0 5.4

.2

1.3 2.0 .08

54.5

6.1

.2

Köy

659

3.1

3.3

.1

57.0

8.0

.3

.6

1.4

.07

53.1

6.2

.2

6.1

4.6

.2

58.9 6.8

.3

2.4

3.0

.1

55.6

6.6

.3

.7

1.1 .04

54.6 6.6

.3

8.1

7.4

.3

54.5

6.1

.2

1.4 2.2

.08

55.0

6.8

.3

54

Page 59: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışlar N=

Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

İçe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

II Merkezi 998

5.5 7.1 9

55.1 6.2 .2

11.6 8.5 .3

59.3 9.5 .3

6.8 8.7 .3

52.9 8.4 .3

30.7 24.3 .8

55.6 9.2 .3

İlçe 683

5.2 6.7 .3

54.8 5.7 .2

11.1 8.7 .3

58.3 10.3 .4

6.5 8.2 .3

52.7 8.1 .3

29.0 23.3 .9

54.5 9.6 .4

Köy 659

5.3 6.8 .3

54.7 5.9 .2

9.5 7.4 .3

56.5 9.8 .4

6.7 8.5 .3

52.5 8.6 .3

28.1 22.3 .9

54.1 9.4 .4

*SH(a)=ortalamanın standart hatası

Sorun davranışların bölgelere göre dağılımı Tablo 3.20'de gösterilmiştir. Bölgelere göre dağılım

izlendiğinde, öğretmenler Toplam Problem ile İçe Yönelim ve Dışa Yönelim sorunlarının Batı, Güney

ve Doğu Anadolu'da diğer illere oranla daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.

Tablo 3.20: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı

Sorun Davranışlar N=

Sosyal İçe Dönüklük Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Batı 872

3.7 3.6 .1

58.5 8.7 .3

.8 1.8 .06

54.2 7.1 .2

Güney 366

3.2 3.4 2

57.2 7.8 .4

1.0 1.9 .1

54.7 7.8 .4

Orta 511

3.2 3.4 2

57.4 8.2 .4

.7 1.6 .07

53.5 6.8 .3

Kuzey 269

2.5 3.0 .2

55.6 7.2 .4

.6 1.4 .08

53.2 6.2 .4

Doğu 322

3.7 3.3 .2

58.4 7.9 .4

.9 1.7 .09

54.1 7.1 .4

55

Page 60: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışlar N=

Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyal Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dikkat Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

içe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Batı 872

7.3 5.0 .2

60.7 7.3 .2

2.6 3.3 .1

56.3 7.0 .2

.8 1.3 .05

55.4 7.3 .2

8.6 8.0 .3

55.2 6.8 .2

1.4 2.1 .07

54.8 6.7 . .2

5.6 7.4 .2

55.2 6.4 .2

11.5 8.4 .3

59.1 9.5 .3

Güney 366

7.2 5.6 .3

60.4 8.0 .4

2.7 3.2 .2

56.4 6.9 .4

.9 1.4 .07

56.2 7.6 .4

7.5 7.3 .4

54.3 5.7 .3

1.4 1.9 .1

55.0 5.9 .3

5.0 6.4 .3

54.7 5.5 .3

11.0 9.0 .5

57.8 10.9 .6

Orta 511

6.8 4.8 .2

59.9 7.0 .3

2.1 2.6 .1

55.2 5.9 .3

.7 1.1 .05

55.1 6.6 .3

7.0 6.5 .3

53.6 4.7 .2

1.0 1.8 .08

53.6 5.5 .2

4.8 6.1 .3

54.3 5.3 .2

10.4 7.9 .4

57.7 9.9 .4

Kuzey 269

5.9 4.7 .3

58.6 7.1 .4

1.9 2.5 .2

54.7 5.7 .3

.8 1.3 .08

55.0 7.3 .4

6.6 6.5 .4

53.4 5.0 .3

1.2 1.8 .1

54.2 5.8 .4

4.9 6.6 .4

54.4 5.7 .3

8.8 7.4 .5

55.5 10.3 .6

Doğu 322

7.1 4.9 .3

60.4 7.1 .4

2.8 3.5 .2

56.7 7.4 .4

.8 1.3 .07

55.4 7.3 .4

9.0 7.6 .4

55.3 6.4 .4

1.6 2.5 .1

55.6 7.6 .4

6.4 7.4 .4

55.7 6.3 .4

11.2 8.2 .5

59.1 9.0 .5

56

Page 61: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışlar N=

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Batı 872

7.0 9.1 .3

53.0 8.7 .3

31.3 24.9 .8

55.8 9.3 .3

Güney 366

6.5 7.8 .4

52.5 8.2 .4

29.3 24.5 1.3

54.3 10.2 .5

Orta 511

5.8 7.4 .3

51.9 7.8 .3

26.8 20.1 .9

53.6 9.2 .4

Kuzey 269

6.1 7.8 .5

52.0 8.2 .5

24.8 20.5 1.3

52.7 9.4 .6

Doğu 322

8.0 9.5 .5

54.1 8.6 .5

32.8 24.7 1.4

56.6 8.7 .5

*SH(a)=ortalamanın standart hatası

Yaş, Cinsiyet, Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgeler Arası Etkileşim: Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda; Toplam Uyum Puanında cinsiyet x yaş değişkenleri arasında etkileşim belirlenmiş, 12-18 yaş grubu kızlar 5-11 yaş grubu kızlardan daha yüksek puan alırken, erkeklerde yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Toplam problemde yaş x bölge arasında etkileşim anlamlı bulunmuş, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'da yaşayan küçük yaş grubu çocukların daha sorunlu olduğu bildirilmiştir. Öte yandan bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim olduğu, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'nun illerinde yaşayan çocukların daha yüksek puan aldığı saptanmıştır.

4) 11-18 Yaş Grubu Gençlerin Kendini Değerlendirmesi Örneklemi oluşturan 2206 gencin yaş ve cinsiyet dağılımı Tablo 3.21'de, yerleşim yeri ve bölgelere göre dağılımı Tablo 3.22'de gösterilmiştir. Tablo 3.21'de izlendiği gibi, denekler 1109 (%50.3) erkek, 1097(%49.7) kız olmak üzere toplam 2206 gençten oluşmuştur. Yaş ve cinsiyete göre dağılımın birbirine yakın olduğu görülmektedir.

Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin orjinalinde olduğu gibi 11-14 ve 15-18 olarak gruplandırılmıştır. Gençlerin 1126'sı (%51.0) 11-14 yaş, 1080'si (%49.0) 15-18 yaş grubundadır. Bu gençlerin 932'si (%42.2) il merkezinde, 621'i (%28.2) ilçede ve 653'ü (%29.6) köyde yaşamaktadır. Deneklerin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, 819'u (%37.1) Batı Anadolu, 350'si (%İ5.9) Güney Anadolu, 368'i (%16.7) Orta Anadolu, 226'sı (%10.2) Kuzey Anadolu ve 443'ünün (%20.1) Doğu Anadolu Bölgesinde yaşadığı görülmektedir. Gençlerin çoğunluğu il merkezinde yaşamakta, bunu köyler izlemektedir. İlçede yaşayan çocukların sayısı diğer yerleşim yerlerine oranlara daha azdır. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için nüfus yoğunluğuna paralel olarak, oranlarda farklılıklar görülmüştür.

57

Page 62: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 3.21: 11-18 Yaş Grubu Gençlerin Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı

Yaş

11 12 13 14 Î5

16 17 18 Toplam

Erkekler N % 132 6.0 148 6.7 144 6.5 174 7.9 158 7.2 154 7.0 131 5.9 68 3.1 1109 50.3

Kızlar N % 105 4.8 138 6.3 143 6.5 142 6.4 185 8.4 161 7.3 144 6.5 79 3.6 1097 49.7

Toplam N % 237 286 287 316 343 315 275 147 2206

10.7 13.0 13.0 14.3 15.5 14.3 12.5 6.7

100.0

Tablo 3.22: 11-18

Demografik Değişkenler

Yerleşim Yeri İl Merkezi ilçe Köy

Bölge Batı Güney Orta Kuzey Doğu

Yaş Grubu Gençlerin Demografik Özellikleri

Erkekler 11-14 15-18

598

249 152 197

224 88 86 68 132

511

218 151 142

180 92 87 59 93

Kızlar 11-14

528

235 145 148

198 80 96 52 102

15-18 569

230 173 166

217 90 99 47 116

Toplam

2206

932 621 653

819 350 368 226 443

Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: Yeterlik alanlarının cinsiyet ve yaş değişkenine göre dağılımı Tablo 3.23'de gösterilmiştir. Tabloda izlendiği gibi, Toplam Yeterlik ile Sosyallik alt testinde erkekler, kızlardan daha yüksek puan almışlardır. Yaşa bağlı anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (Tablo 3.23).

Tablo 3.23: 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Yaş ve Cinsiyete Göre Yeterlik Alanlarının Dağılımı

Yeterlik Alanları

N= Etkinlik

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyallik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Erkekler 11-14 15-18 593 509

3.2 3.3 1.7 1.7 .07 ..07

38.9 39.4 9.9 9.7 .4 .4

6.6 6.6 1.6 1.5 .07 .08

45.3 45.6 7.5 7.4 .3 .3

11-14 521

3.5 1.7 .07

39.9 9.1 .4

6.0 1.5 .07

43.7 7.0 .3

Kızlar 15-18 564

3.3 1.6 .07

39.2 9.1 .4

5.9 1.5 .07

43.3 6.9

.3

Toplam

2206

3.3 1.7 .04

39.3 9.6 .2

6.2 1.6 .03

45.6 7.3 .2

58

Page 63: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

11.8 2.8 .1

40.7 9.6 .5

12.2 2.4 .1

42.1 8.3

.5

11.8 2.6 .1

40.9 8.2 .4

11.1 2.3

.06

38.8 7.3 .5

11.8 2.6 .07

40.7 8.7 .2

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.

Yeterlik puanlarının yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.24'de gösterilmiştir. Gençler, Toplam Yeterlikte yerleşim yeri tipine bağlı anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir.

Tablo 3.24. 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Yerleşim Yeri Tipine Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı

Yeterlik Alanları N=

Etkinlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyallik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

İl Merkezi 926

3.4 1.6 .05

40.0 9.2 .3

6.3 1.6 .05

44.5 7.3 .2

11.8 2.5 .1

40.9 8.5 .3

İlçe 610

3.6 1.6 .06

40.8 9.1 .4

6.3 1.5 .06

44.7 6.9 .3

11.9 2.6 .1

41.1 8.6 .4

Köy 651

2.9 1.7 .07

37.0 10.0 .4

6.2 1.6 .06

44.2 7-5 .3

11.5 2.7 .2

39.9 9.0 .5

Toplam 2206

3.3 1.7 .04

39.3 9.6 .2

6.2 1.6 .03

44.5 7.2 .2

11.8 2.6 .07

40.7 8.7 .2

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.

Yeterlik alanlannın bölgelere göre dağılımı Tablo 3.25'de gösterilmiştir. Gençler Toplam Yeterlikte bölgelere bağlı anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir.

59

Page 64: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 3. 25: 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Bölgelere Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı

Yeterlik Alanları N=

Etkinlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyallik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Yeterlik Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Batı 818

3.4 1.5 .05

40.0 8.9 .3

6.3 1.5 .05

44.7 6.9 2

11.9 2.5 .1

41.2 8.4 .4

Güney 342

3.5 1.8 .09

40.2 10.2 .6

6.2 1.6 .09

43.9 7.4 .4

12.0 2.6 .2

41.5 8.8 .6

Orta 365

3.4 1.7 .09

39.5 9.7 .5

6.4 1.6 .08

45.3 7.0 .4

11.8 2.7 .2

40.7 9.1 .6

Kuzey 223

3.2 1.7 .1

38.7 9.6 .6

6.3 1.6 .1

44.5 7.6 .5

11.6 2.5 .2

40.2 8.2 .7

Doğu 439

3.0 1.7 .08

37.6 9.9 .5

6.1 1.6 .08

43.7 7.7 .4

11.4 2.6 .2

39.3 8.8 .6

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.

Sorun Davranışların Karşılaştırılması: 11-18 yaş grubu gençlerden elde edilen Toplam Problem'de kız ve erkekler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Sorunların türüne bakıldığında, çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almıştır. İçe Yönelimi oluşturan Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Sorunlar ve Anksiyete/Depresyon alt testlerinde kızlar erkeklere oranla daha yüksek puan almıştır. Gençlerden elde edilen bu bulgu anne-babalardan elde edilen sonuçlarla tutarlılık göstermektedir. Dışa Yönelimi oluşturan Suça Yönelik Davranışlarda erkekler kızlardan daha yüksek puan alırken, Saldırgan Davranışlar alt testinde gençler, cinsiyetler arası farklılık bildirmemiştir. İçe Yönelim ve Dışa Yönelime girmeyen Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunlarında gençler cinsiyetler arası farklılık belirtmemişlerdir (Tablo 3.26).

Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, çalışmamızda yaşın etkisi farklı alt testlerde farklılık göstermektedir. Gençler yaş ilerledikçe, Toplam problemde artma olduğunu bildirmişlerdir. Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Sorunlar, Anksiyete / Depresyon, Dikkat Sorunları, Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlarda gençler yaş ilerledikçe sorunlarda artma bildirmişlerdir. Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Yıkıcı Davranışlarda gençler yaşa bağlı bir değişiklik belirtmemişlerdir (Tablo 3.26).

60

Page 65: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 3.26. 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı

Sorun Davranışlar

N= Sosyal içe Dönüklük

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a) Sosyal Sorunlar

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dikkat Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma | Standart Hafa(a)

Erkekler 11-14 598

3.0 2.3 .1

53.3 5.7 .2

1.9 2.5 .1

53.7 6.6

-1

.J

5.8 4.3 .2

54.9 6.4 .3

2.6 2.2 .09

53.9 6.1 .2

1.2 1.7 .07

51.7 4.3 .1

3.4 2.8 .1

52.1 4.7 .2

15-18 511

3.7 2.6 .1

55.1 7.2

' I

2.0 2.3 .1

53.8 6.1 .3

6.5 4.6 .2

56.0 6.9 .3

2.4 2.0 .08

53.3 5.6 .2

1.3 1.7 .07

51.7 4.1 .2

3.9 2.9 .1

52.9 5.2 .2

Kızlar 11-14 528

3.4 2.5 .1

53.2 5.5 .2

2.2 2.7 .1

52.8 5.7 .2

6.8 4.7 .2

54.1 5.8 .3

2.5 2.2 .1

53.8 6.1 .3

1.3 1.7 .07

51.7 3.8 .2

3.4 2.9 .1

52.5 5.4 .2

15-18 569

4.1 2.7 .1

55.0 7.6 .3

2.6 2.7 .1

53.4 5.4 .2

8.3 5.4 .2

56.1 7.2

2.6 2.1 .1

54.0 5.9 .2

1.3 1.6 .06

51.6 3.5 .1

4.1 2.9 .1

53.3 5.4 .2

Toplam

2206

3.6 2.6 .05

54.2 6.6 .1

2.2 2.6 .06

53.4 6.0 .1

6.8 4.9 .1

55.3 6.7 .1

2.5 2.1 .05

53.8 5.9 .1

1.3 1.7 .04

51.7 4.0 .08

3.7 2.9 .06

52.7 5.2 .1

61

Page 66: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışlar

N= Suça Yönelik Davranışlar

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Yıkıcı Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a) İçe Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a) Dışa Yönelim

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Problem Puanı Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Erkekler 11-15 598

1.8 2.2 .09

51.8 4.5 .2

5.9 4.9 .2

52.1 4.6 .2

2.5 2.8 .1

55.9 7.3

10.5 7.5

1

49.7 11.3 .5

7.7 6.6 .J

43.4 10.9 .4

29.8 20.5 .8

45.4 11.7 .5

15-18 511

2.1 2.3 .1

52.4 4.9 .2

6.5 5.2 .2

52.5 5.2 .2

2.8 2.8 .1

56.6 7.5 .3

11.9 7.9 .3

51.7 11.4 .5

8.7 6.9 .3

44.9 11.0 .5

32.8 20.5 .9

47.2 11.6 .5

Kızlar 11-15 528

1.4 1.7 .07

51.7 3.8 .2

5.3 4.7 .2

52.0 5.0 .2

---

---

12.1 8.1 .4

49.0 10.2 .4

6.7 5.8 .3

43.4 10.2 .4

30.5 20.2 .9

45.6 10.9 .5

15-18 569

1.7 1.8 .08

52.1 4.3 .2

6.2 4.6 .2

52.5 4.9 .2

— --

— --

14.7 8.9 .4

52.0 10.5 .4

7.9 5.8 .2

45.8 10.0 .4

35.6 20.4 .9

48.5 10.3 .4

Toplam

2206

1.8 2.0 .04

52.0 4.4 .09

6.0 4.9 .1

52.2 4.9 .1

2.7 2.8 .08

56.2 7.4 .2

12.3 8.3 .2

50.6 11.0 .2

7.7 6.3 .1

44.4 10.6 .2

32.2 20.5 .4

46.7 11.2 .2

*SH(a)=0rtalamamn standart hatası.

62

Page 67: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.27'de gösterilmiştir. İl ve ilçede yaşayan gençler Toplanı problem ve İçe Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almışlardır. Dışa Yönelim sorunlarından ise ilde yaşayan gençler daha yüksek puan almışlardır.

Tablo 3.27: 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Yerleşim Yeri Tipine

Sorun Davranışlar N=

Sosyal içe Dönüklük Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a) Sosyal Sorunlar

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

ti Merkezi 932

3.8 2.5 .08

54.5 6.8 .2

2.4 2.6 .08

53.8 6.2 .2

7.3 5.0 .2

55.9 6.9 .2

2.7 2.2 .07

54.3 6.3 .2

1.4 1.7 .06

51.9 4.2 .1

ilçe 621

3.6 2.6 .1

54.3 6.9 .3

2.2 2.7 .1

53.6 6.0 .2

7.1 4.8 .2

55.5 6.8 .3

2.4 1.9 .08

53.1 5.1 .2

1.4 1.7 .07

51.9 4.1 .2

Göre Dağılımı

Köy 658

3.2 2.6 .1

53.5 6.1 .2

1.8 2.4 .09

52.8 5.7 .2

5.9 4.6 .2

54.3 5.9 .2

2.4 2.2 .09

53.6 6.0 .2

1.0 1.5 .06

51.2 3.4 .1

63

Page 68: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Dikkat Sorunları

Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Suça Yönelik Davranışlar

Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Saldırgan Davranışlar

Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Yıkıcı Davranışlar

Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

İçe Yönelim

Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Dışa Yönelim

Ham Puan

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

Toplam Problem

Ham Puan

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

T Puanı

Ortalama

Standart Sapma

Standart Hata(a)

4.2

3.0

.1

53.5

6.0

.2

2.0

2.0 .07

52.3

4.6

.1

6.7

4.9

.2

52.7

5.2 .2

2.9

2.8

.1

56.8

7.6

.3

12.3

8.3

.3

51.9

10.5

.3

8.7

6.3

.2

46.2

10.2

.3

35.3

20.3

.7

48.5 10.7

.3

3.7

2.9

.1

52.6

5.0 .2

1.6

1.9

.08

51.7

4.1

.2

5.7

4.8 .2

52.1

4.8 .2

2.7

2.8

.2

56.2

7.5 .4

12.7

8.2

.3

51.1

10.5

.4

7.4

6.2

.2

43.8 10.4

.4

32.0

20.1

.8

46.8 10.7

.4

2.9

2.7 .1

51.7

4.0

.2

1.6 2.1

.08

51.8

4.4

.2

5.1

4.8

.2

51.8

4.5 .2

2.3

2.6 .1

55.3

7.0 .4

10.7

8.0

.3

48.2

11.6

.5

6.8

6.3 .2

42.3

10.9 .4

27.8

20.5

.8

43.9 11.9

.5

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.

64

Page 69: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun davranışların bölgelere göre dağılımı Tablo 3.28'de gösterilmiştir. Gençler, Toplam Problem, İçe Yönelim ve Dışa Yönelimde bölgeler arası farklılık bildirmemişlerdir. Ancak, Suça Yönelik Davranışlarda Batı ve Kuzey Anadolu bölgelerinde yaşayan gençler diğer bölgelere oranla daha fazla sorun bildirmişlerdir.

Tablo 3.28 : 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı

Sorun Davranışlar N=

Sosyal içe Dönüklük Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Somatik Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Anksiyete/Depresyon Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Sosyal Sorunlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Düşünce Sorunları Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dikkat Sorunları Ham Puan

Ortalama Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Batı 819

3.7 2.6 .09

54.3 6.7 .2

2.3 2.7 .1

53.6 6.3 .2

7.3 5.0 .2

55.7 7.0 .2

2.6 2.2 .07

54.0 6.1 .2

1.4 1.8 .06

51.9 4.4 .2

4.0 3.1 .1

53.3 5.9 .2

Güney 350

3.4 2.6 .1

53.9 6.8 .4

2.1 2.5 .1

53.4 5.9 .3

6.7 5.0 .3

55.3 6.9 .4

2.6 2.2 .1

53.8 6.0 .3

1.3 1.5 .08

51.5 3.5 .2

3.7 3.0 .2

52.7 5.0 .3

Orta 368

3.9 2.5 .1

54.5 6.6 .3

2.3 2.4 .1

53.4 5.1 .3

7.1 4.8 .3

55.5 6.5 .3

2.6 2.1 .1

53.8 6.1 .3

1.4 1.7 .09

51.9 4.1 .2

3.7 2.9 .2

52.6 5.0 .3

Kuzey 226

3.3 2.5 .2

53.9 6.2 .4

2.1 2.8 .2

53.5 6.5 .4

6.2 4.5 .3

54.7 6.0 .4

2.4 2.1 .1

53.6 5.7 .4

1.3 1.7 .1

51.6 4.1 .3

3.3 3.0 .2

52.3 5.0 .3

Doğu 443

3.4 2.6 .1

53.8 6.5 .3

2.0 2.6 .1

53.2 5.8 .3

6.3 4.7 .2

54.6 6.2 .3

2.3 2.0 .1

53.3 5.6 .3

1.0 1.5 .07

51.2 3.2 .2

3.3 2.6 .1

51.8 4.2 .2

65

Page 70: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışlar N=

Suça Yönelik Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Saldırgan Davranışlar Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Yıkıcı Davranışlar Ham Puan

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a) T Puanı

Ortalama Standart Sapma

Standart Hata(a) İçe Yönelim

Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Dışa Yönelim Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Toplam Problem Ham Puan Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

T Puanı Ortalama

Standart Sapma Standart Hata(a)

Batı 819

2.0 2.2 .07

52.4 4.9 .2

6.6 5.0 .2

52.6 5.4 .2

2.8 2.8 .1

56.5 7.5 .4

13.0 8.4 .3

51.5 10.6 .4

8.5 6.5 .2

45.9 10.4 .4

34.5 21.2 .7

47.9 11.0 .4

Güney 350

1.7 1.9 .1

51.8 4.2 .2

5.8 5.1 .3

52.3 5.3 .3

2.8 3.1 .2

56.5 8.0 .6

12.1 8.3 .4

50.1 11.5 .6

7.4 6.6 .4

43.5 11.0 .6

31.1 20.6 1.1

46.0 11.6 .6

Orta 368

1.6 1.9 .09

51.7 4.1 .2

5.9 4.6 .2

52.1 4.4 .2

2.5 2.3 .2

55.8 6.6 .5

13.0 7.8 .4

51.5 10.3 .5

7.5 5.9 .3

44.1 10.3 .5

33.1 19.3 1.0

47.3 10.7 .6

Kuzey 226

1.9 2.2 .1

52.3 4.7 .3

5.5 4.8 .3

51.9 4.4 .3

2.3 2.7 .2

55.5 7.1 .6

11.3 8.1 .5

49.3 11.5 .8

7.4 6.3 .4

43.4 10.9 .7

30.3 21.0 1.4

45.3 12.1 .8

Doğu 443

1.5 1.7 .08

51.4 3.6 .2

5.4 4.6 .2

51.8 4.3 .2

2.6 2.8 .2

56.0 7.5 .5

11.4 8.2 .4

49.1 11.2 .5

6.9 5.9 .3

43.0 10.2 .5

28.9 19.5 .9

45.0 10.8 .5

*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.

Yaş, Cinsiyet, Yer leş im Yeri Tipi ve Bölgeler A r a s ı n d a k i Etki leşim: Gençlerden elde edilen bilgilere göre; Toplam Yeterlikte cinsiyet x yaş değişkenleri arasında etkileşim anlamlı bulunmuştur. Büyük yaş grubu erkekler aynı yaş grubundaki kızlardan daha yüksek puan almışlardır. Ayrıca bölge x yerleşim yeri tipi arasında da etkileşim bulunmuştur. Toplam Problemde ise, bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim anlamlı düzeydedir.

66

Page 71: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Sorun Davranışların Görülme Sıklığı: Preyelans çalışmaları belirli bir zaman dilimi içerisinde toplumda hangi alanlarda ve ne tür hizmete ihtiyaç duyulduğunu belirleyebilmek açısından önem taşımaktadır. Çalışmamızda farklı bilgi kaynaklarından elde edilen Toplam Problemlerin sınır ve klinik düzeyde görülme sıklığı Tablo 3.29'da gösterilmiştir. Tablo'da izlendiği gibi, annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda; 2 - 3 yaş çocuklarda son 2 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.5, klinik düzeyde %10.9 olarak belirlenmiştir. Bu yaş grubunda cinsiyete bağlı anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Yerleşim yeri tipine göre görülme sıklığı incelendiğinde; İlde yaşayan çocuklarda sorunların daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca, Batı Anadolu bölgesinde yaşayan çocuklarda diğer bölgelere oranla sorun davranışlar daha fazla oranda görülmüştür.

Annelerden elde edilen bilgilere göre; 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.7, klinik düzeyde %11.3'dür. Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı, Güney ve Orta Anadolu bölgelerinde ise diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur (p<.01).

Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %18.4, klinik düzeyde %11.6'dır. Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Doğu, Batı, Güney ve Anadolu bölgelerinde ise diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha fazladır (p<.01).

Gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 11-18 yaş grubu gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %19.6, klinik düzeyde %11.9'dur. Cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Ancak, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı ve Kuzey Anadolu bölgelerinde diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha fazladır (p<.01).

Tablo 3.29: Sorun Davranışların Demografik Değişkenlere Göre Görülme Sıklığı (%) Demografik Değişkenler

Cinsiyet Erkek Kız

Yerleşim Yeri Tipi

İl Merkezi İlçe Köy

Bölgeler Batı Güney Orta Kuzey Doğu TOPLAM

CBCL/2-3 N=635

Sınır Klinik

16.2 16.8

10.8 10.9

20.0 15.3 16.9

11.0 9.9 10.4

19.0 17.7 17.7 16.2 17.4 16.5

10.9 10.3 10.9 10.1 10.7 10.9

CBCL/4-18 N=4488

Sınır Klinik

16.9 11.0 15.8 9.9

16.3 12.7 16.1 11.1 12.8 10.0

16.9 12.2 16.5 12.6 17.2 11.1 15.4 10.4 15.6 11.0 16.7 11.3

TRF N=2340

Sınır Klinik

17.6 15.6

1İ.7 10.8

19.5 18.6 14.5

12.9 11.1 11.7

16.9 16.7 15.0 15.0 18.3 18.4

12.3 11.1 11.5 10.6 13.4 11.6

YSR N=2206

Sınır Klinik

18.9 19.2

11.6 11.6

17.7 17.6 14.6

11.7 10.9 10.1

19.9 18.0 18.1 19.0 17.9 19.6

11.9 11.0 11.7 12.3 10.1 11.9

Başvuru Oranları: Epidemiyoloji çalışmalarının çocuk psikopatolojisi alanına en büyük katkısı, toplumda sorunu olan çocukların büyük bir kısmının yeterli yardımı alamadığını belirlemesidir (Verhulst 1995; Offord ve ark. 1987; Zahner ve ark 1992; McGee ve ark. 1995).

Çalışmamızda, son 12 ay içerisinde çocuk ve gençlerin psikolojik sorunlarından dolayı çocuk klinikleri, sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvuru durumları değerlendirilmiştir. Aileler 2-3 yaşlarındaki çocukları için hiç başvuruda bulunmamışlardır. 4-18 yaş grubunda ise 4 erkek ve 3 kız olmak üzere toplam 7 (%.2) çocuk ve genç için başvuru yapılmıştır. Çalışmamızda, gençlerin, 6'sı (3 erkek ve 3 kız) (%.3) psikolojik sorunlarından dolayı çocuk klinikleri, sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvurmuşlardır. Oysa gençlerin 110'u (%5) (51 erkek ve 59 kız) davranış ya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir.

67

Page 72: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

TARTIŞMA

2-3 Yaş Grubu Çocuklar

2-3 yaş grubu çocukların annelerinden elde edilen Toplam Problem puan ortalaması 41.1 olarak saptanmıştır. Bu yaş çocukların sorun davranışlarında cinsiyet ve yaşa bağlı anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. İlde yaşayan çocuklarda daha fazla sorun bildirilmiştir. Bölgelere bağlı değişimler incelendiğinde ise, Batı, Güney ve Orta Anadolu'da yaşayan çocuklarda anneler daha çok sorun bildirmişlerdir. Achenbach (1992), normal örneklemde 2-3 yaş grubu çocuğu olan 368 anneye Çocuklar için Davranış Değerlendirme Ölçeği (CBCL/2-3) uygulamış ve Amerikan örnekleminde Toplam Problem puan ortalaması 34.4 olarak bulunmuştur. Hollanda'da 469 çocuğa uygulanan aynı ölçeğin Toplam Problem puan ortalaması 32.8 olarak saptanmıştır (Koot 1993). Larson ve arkadaşlarının (1988), Montreal-Kanada'da 3 yaş grubu 756 çocuğa uyguladığı CBCL/2-3'de, ortalama Toplam Problem puanı 32.9 olarak bulunmuştur. Örneklemimizden elde edilen ortalama puan diğer ülkelerde elde edilen ortalamalardan çok daha yüksektir. Bu sonuç, anne-çocuk etkileşimindeki sorunların çok erken dönemde başladığının bir göstergesidir.

2-3 yaş çocuklarında son 2 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.5, klinik düzeyde %10.9 olarak saptanmıştır. Bu yaş grubunda cinsiyete bağlı anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Yerleşim yeri tipine göre sıklık incelendiğinde; İlde yaşayan çocuklarda sorunların daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca, Batı Anadolu bölgesinde yaşayan çocuklarda diğer bölgelere oranla sorun davranışlar daha fazla oranda görülmüştür.

Kadına verilen değer, annenin toplum içindeki yeri ve statüsü, çocuk ruh sağlığında çok hassas bir ölçüttür. Güçlüklerin çok erken dönemde başladığının belirtilmesi, annelerin annelik rolünü daha sağlıklı yapabilmesi için eğitim, deneyim ve yeterli desteğe ne denli gereksinimleri olduğunu yansıtmaktadır. Sorunların, anne-baba-çocuk ilişkisini bozmadan ve davranış/duygusal sorunlar artmadan önce ele alınması koruyucu ruh sağlığı açısından önem taşımaktadır. Anne-babaya çocuğun yaşına özgü olabilecek genel gelişim ve gelişimsel güçlüklerle ilgili bilgi verilmesi, başa çıkma yöntemlerinin öğretilmesi, kaygı ve korkularının giderilmesi ilişkilerdeki güçlükleri büyük oranda azaltabilmektedir. Yalnızca anne babaya çocuk ile ilgili bilgi vermek ile yetinilmeyip, anne babanın kendileriyle, anne baba olmalarıyla ve genel beklentileriyle ilgili duygu ve düşüncelerini dinlemek ve onların güçlü yanlarını vurgulayıp farkettirerek destek sağlamak da önem kazanmaktadır (Stern 1995; Zeanah ve ark. 1997; Kağıtçıbaşı 1996, Erol ve ark. 1997b; Erol ve ark. 1997c ).

4-18 Yaş Grubu Çocuklar

Yeterlik Alanları: 6-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden elde edilen bilgiler doğrultusunda yeterlik alanları incelendiğinde, Toplam Yeterlik, Etkinlik ve Sosyallik alt testlerinde erkekler, Okul alt testinde ise kızlar daha yüksek puan almışlardır. Bu bulgulara dayanarak, annelerin erkek çocuk ve gençleri spor türü etkinlikler ile spor dışı ilgi alanlarına ve uğraşlara daha yatkın olarak algıladıkları görülmektedir. Anneler erkek çocuklarının daha çok sayıda arkadaşlarının olduğunu, arkadaşlarına fazla zaman ayırdıklarını ve daha sosyal olduklarını belirtmektedirler. Kız çocuk ve gençlerini ise, okul gibi akademik alanda daha başarılı ve çalışkan olarak değerlendirmekte ve kızların okula, derslere daha fazla önem verdiklerini vurgulamaktadırlar. Sonuçlar Amerikan örneklemi ile karşılaştırıldığında Toplam Yeterlik, Etkinlik ve Sosyallik alt testlerinde Amerikalı çocuklar Türk çocuklarından daha yüksek puan almışlardır. Okul alt testinde ise iki ülkenin çocuk ve gençleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Ülkemizde çocuk ve gençlerimizin katılabileceği spor, müzik, resim, izcilik, folklor gibi çeşitli etkinlikleri düzenleyen kuruluşların yaygın olmaması, var olan kuruluşlara katılımın zaman ve ekonomik açıdan aileye yük getirmesi, okullarda bu gibi konulara yönelik çocuklara yeterince olanak sağlanamaması, toplumun, ailelerin bu alanlara verdiği değer iki ülkede farklılık göstermektedir. Ülkemizde aileler, daha çok akademik katılımı, dersleri desteklemekte ya da desteklemek zorunda bırakılmakta dolayısıyla ders dışı etkinliklere yeterince ağırlık verememektedirler. Oysa çalışmalar çocuk ve gençlerdeki yeterliğin koruyucu bir boyut olduğunu ve çocuğun gücünün, yeterliğinin güçlükleri ve sorunları azaltmada önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır (Cohen ve Kershner 1988). Günümüzde sınıflandırma sistemlerinde de yeterlik alanları, uyumlu davranışlar sistemli bir biçimde araştırılmaktadır.

68

Page 73: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Etkinlik, Sosyallik ve Toplam Yeterlikte 12-18 yaş grubu, 6-11 yaş grubundan daha yüksek puan almıştır. Yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha etkin, sosyal ve yeterli olduğu görülmektedir. Okul alt testinde, 6-11 yaş grubu, 12-18 yaş grubundan daha başarılı olarak algılanmıştır. Her iki cinsiyette de yaş ilerledikçe başarı düzeyinde azalma görülürken,bu azalma erkeklerde daha fazla kızlarda çok daha azdır. 12-18 yaş grubu kızlar ve erkekler karşılaştırıldığında kızlar erkeklere oranla okulda daha başarılı olarak değerlendirilmişlerdir.

Yerleşim yeri tipine göre, anneler ilçede yaşayan çocukların daha yeterli olduğunu bildirmişlerdir. Bölgelere göre ise, Güney Anadolu'da yaşayan çocuklar daha yeterli olarak algılanmıştır.

Sorun Davranışlar: 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden elde edilen Toplam Problem'de erkek çocuk ve gençlerde kızlara oranla daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Bu bulgular daha önce ülkemizde yapılan bazı çalışmalarla da paralellik göstermektedir (Gökler ve Öktem 1985, Erol ve Özcebe 1988, Erol ve ark. 1988, Erol ve ark.1995). Ancak, Ankara'da 191 çocuğun incelendiği "Geçiş Toplumundaki İlkokul Çocuklarında Ruhsal Uyumsuzluk ve Görülme Sıklığı" isimli çalışmada kız ve erkek çocuklar arasında sorun davranışlar arasında farklılık bulunmamıştır (Sonuvar ve Yalın 1973). Diğer ülkelerde cinsiyetler arası farkın karşılaştırıldığı bazı çalışmalarda, Toplam Problemler erkeklerde kızlara oranla daha fazla bildirilirken (Bird ve ark. 1989, Offord ve ark. 1987, Rutter ve ark. 1970), bazı çalışmalarda ise fark belirtilmemiştir (Velez ve ark. 1989).

Sorunların türüne bakıldığında ise, çalışmamızda İçe Yönelim sorunlarında kız çocuk ve gençler, Dışa Yönelim sorunlarında ise erkek çocuk ve gençler daha yüksek puan almıştır. Dışa Yönelim sorunları, diğer insanlarla olan çatışmaları yansıtırken, İçe Yönelim sorunları daha çok içsel sorunların ve sıkıntıların göstergesidir. Çalışmamızda, anneler kızlarda İçe Yönelim ile ilgili sorunlara ağırlık verirken kızların duygusal sorunlara daha eğilimli olduklarını belirtmişlerdir. Erkeklerde ise, Dışa Yönelim sorunları ve davranış özellikleri vurgulanmıştır. Hem kız hem de erkeklerden elde edilen İçe Yönelim puan ortalaması Dışa Yönelimden yüksektir. Annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, Türk çocuklarının Amerikalı çocuklarla karşılaştırıldığı bir çalışmada (Achenbach ve Erol, yayınlanmamış çalışma), Türk çocuklarında İçe Yönelim, Amerikalı çocuklarda ise, Dışa Yönelim sorunları ağırlık kazanmıştır. İki grup arasında en belirgin farklılık Anksiyete/Depresyon alt testinde saptanmıştır. Benzer sonuçlar bir başka çalışmada da ortaya konmuştur. Hollanda'da yaşayan Türk işçi çocukları, Hollanda'lı çocuklar ve Ankara da yaşayan çocukların karşılaştırıldığı bir çalışmada, Türk çocuklarını Hollanda'lı çocuklardan ayıran en büyük farkın Anksiyete/Depresyon alt testinden kaynaklandığı saptanmıştır (Aslan ve ark. 1997). Bu konunun ayrıntılı olarak incelenmesinde yarar vardır. Kızlarda İçe Yönelim, erkeklerde Dışa Yönelimin yüksekliği uluslararası çalışmalarda da izlenmektedir (Verhulst 1995).

Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Dışa Yönelim ve Toplam Problem'de yaş ilerledikçe sorunlarda azalma saptanmıştır. Buna karşılık, İçe Yönelimi oluşturan alt testlerden Sosyal İçe Dönüklük ve Somatik Sorunlarda yaş ilerledikçe artma izlenmiştir. Yaş ilerledikçe İçe Yönelimde artış görülmesi ve çoğunlukla kız çocuk ve gençlerde erkeklere oranla yüksek olması, normal grup içinde kızların risk altında olduğunu düşündürmektedir.

Yerleşim yeri tipine göre değişmeler incelendiğinde, anneler bu yaş grubunda ilde yaşayan çocukları daha sorunlu olarak algılamışlardır. Bölgelere göre dağılım incelendiğinde ise, anneler Toplam Problemin Batı, Güney, Orta ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklarda Kuzey Anadolu'ya oranla daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunları Doğu Anadolu dışındaki bölgelerde daha fazla görülürken, Dışa Yönelim sorunları sadece Batı ve Doğu Anadolu'da bildirilmiştir.

Annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.7, klinik düzeyde ise, %11.3'dür. Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köyde yaşayanlara oranla, Batı, Güney ve Orta Anadolu bölgelerinde ise diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek olarak bulunmuştur.

Çalışmamızda, 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde Toplam Problem'in klinik düzeyde görülme sıklığı %11.3 olarak belirlenmesine rağmen, psikolojik sorunlardan dolayı, çocuk kliniği, sağlık ocağı ya da

69

Page 74: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvuru oranı %.2 olarak saptanmıştır. Çok düşük olan bu oran düşündürücüdür. Başvurunun bu kadar az olmasının nedeni, çocukların özelliklerinden ve davranışlarından kaynaklanabileceği gibi yetişkinlerin kendi kişisel özellikleri, eğitim düzeyi, sıkıntıya katlanabilme eşikleri, inanç ve tutumları ile kültürel ve çevresel etkenlere de bağlanabilir. Bunun yanı sıra, yetişkinlerin, çocukların sorunlarını algılamaları, farkedebilmeleri, abartma ya da yadsımaları ile onları bildirmeye hazır olmaları da önemli rol oynamaktadır. Çocuk ya da gencin sorunlarını değerlendirirken, onların davranışının normal ya da normal dışı olduğunu belirleyen kişinin yetişkin olması ve yardım arama sürecine yetişkinin karar vermesi nedeniyle, ruh sağlığı konusunda anne-baba, öğretmen ve topluma yönelik eğitici programların yapılmasına büyük gereksinim olduğu görülmektedir.

Ülkemizdeki çocuk ve gençlik ruh sağlığı ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile üniversitelerin işbirliği yaparak ve kaynaklarını bütünleştirerek çocuk, genç, aile ve öğretmen gibi geniş bir alana yönelik programlar hazırlayıp, toplumu bilinçlendirme görevini yerine getirmeleri, koruyucu ruh sağlığı hizmetleri açısından büyük önem taşımaktadır. Önleme çalışmaları kapsamında, çocuk ve gencin çevresinde onun yararına olabilecek düzenlemelerin yapılmasına, okul - aile işbirliğinin sağlanmasına, risk altındaki çocuk ve gençlerin erken dönemde tanınıp gerekli önlemlerin alınmasına ve yaşamın niteliğinin yükseltilmesine toplumumuzda büyük gereksinim duyulmaktadır.

5-18 Yaş Çocuk ve Gençlerin Öğretmen Bilgi Formu

Okul ve uyum işlevleri: 5-18 yaş grubu çocuk ve geçlerin öğretmenlerinden elde edilen bilgiler doğrultusunda, öğretmenlerin kızları erkeklere oranla daha uyumlu olarak algıladıkları görülmüştür. Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Uygun Davranma, Öğrenme ve Mutlu Olma alt testlerinden kızlar erkeklere oranla daha yüksek puan almıştır. Kızların öğretmenlerinin beklentilerine daha uygun davrandıkları görülmektedir. Anne- babalar da, kız çocuklarını okulda daha başarılı ve çalışkan olarak algılamakta ve kızların okula, derslere daha fazla önem verdiklerini vurgulamaktadırlar. Anneler ve öğretmenler arasında bu konuda benzerlik olduğu görülmektedir. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, öğretmenler Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Öğrenme ve Toplam Uyumda 12-18 yaş grubu kızları 5-11 yaş grubu kızlardan daha uyumlu olarak algılamışlardır. Uygun Davranma ve Mutlu Olma alt testlerinden, 12-18 yaş grubu kız ve erkekler küçük yaş grubuna oranla öğretmenlerinden daha yüksek puan almışlardır. Yaş ilerledikçe öğrencilerin, öğretmenlerin beklentilerine daha uygun davrandıkları görülmektedir. Anneler de, yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha erkin, sosyal ve yeterli olduğunu belirtmişlerdir. Ancak anneler, öğretmenlerin tersine 6-11 yaş grubunu 12-18 yaş grubundan okulda daha başarılı olarak değerlendirmişlerdir.

Öğretmenler il ve ilçede yaşayan çocuk ve gençlerde okul ve uyum işlevlerinin daha iyi olduğunu belirtmişler ancak, bölgeler arasında farklılık bulunmadığını bildirmişlerdir.

Sorun Davranışlar: 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin öğretmenlerinden elde edilen Toplam Problem'de erkek çocuk ve gençlerde kızlara oranla daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Sorunların türüne bakıldığında ise, çalışmamızda kızlar İçe Yönelimde erkekler ise Dışa Yönelimde daha yüksek puan almıştır. Görüldüğü gibi öğretmenler de anne-babalar ve gençler gibi kızlarda İçe Yönelim ile ilgili sorunlara ağırlık verirken, kızların duygusal sorunlara daha eğilimli olduklarını belirtmişlerdir. Erkeklerde ise Dışa Yönelik sorunlar ve davranış özellikleri her üç grupta da vurgulanmıştır. Kızlarda İçe Yönelim, erkeklerde Dışa Yönelimin yüksekliği hem anne baba hem de gençlerden elde edilen bilgilerle de uyuşmaktadır. Bu üçlü uyuşma uluslararası çalışmalarda da izlenmektedir (Achenbach ve ark. 1990d, Achenbach ve ark. 1990e, Verhulst ve ark. 1993).

Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Dışa Yönelim ve Toplam Problem'de yaş ilerledikçe sonunlarda azalma saptanmıştır. Bu sonuçlar annelerden elde edilen sonuçlarla da parallellik göstermiştir.

Yerleşim yeri tipine bağlı değişmeler incelendiğinde, öğretmenler Toplam Problemin ilde yaşayan çocuklarda daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunları il ve ilçede daha fazla görülürken, Dışa Yönelim Sorunlarında yerleşim yeri tipine bağlı bir değişme saptanmamıştır. Bölgelere göre dağılımda ise, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklarda daha fazla sorun belirtmişlerdir.

Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %18.4, klinik düzeyde %11.6'dır.

70

Page 75: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı, Güney ve Doğu Anadolu bölgelerinde diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur

Okullar, çocuk ve gençlerimize sosyal, toplumsal ve kültürel değerlerimizin yansıtıldığı son derece önemli öğretim kurumlarıdır. Okul, çocuk ve genç için çok özel bir gelişimsel ortamdır. Öğrenciler, burada başka bir ortamda görülemeyecek duygu ve davranışlar sergilerler. Okulda kazanılan sosyal beceriler ve derslere yönelik başarı, toplumların başarısında ve sağlıklı gelişiminde önemli adımlardır.

Öğretmenler, çocuk ve gencin yaşamında anne babadan sonra gelen ikinci önemli kişilerdir. Anne-babanın görme ve izleme olanağı olmadığı farklı eğitim ve deneyimin yaşandığı bir ortamda öğretmen, çocuk ve genci gözleme ve değerlendirme şansına sahiptir. Öğretmenler, okula giden çocuk ve gençlerin okula uyumunu ve okuldaki sorunlarını bilen ve çocukların yaratıcılığını ve başarılarını desteklerken sorunlarını farkedip sağlık kuruluşlarına gönderen kişilerdir. Kişilerarası ilişkilere dayanan okul ortamında öğretmenler, çocuk ve gençlerin okuldaki davranışları ile ilgili bilgi veren önemli bilgi kaynaklarıdır. Çocuk ve gencin sorunlarını erken dönemde farkeden ve erken müdahale için girişimde bulunan öğretmenin koruyucu ruh sağlığına katkısı çok büyüktür.

11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği Sonuçlan

Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: Gençler, Toplam Yeterlikte yaş ve cinsiyet değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık belirtmemişlerdir. Yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre de gençler yeterlik alanlarında anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir.

Sorun Davranışlar: 11-18 yaş grubu gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, Toplam Problem'de gençler, kız ve erkekler arasında anlamlı bir farklılık belirtmemişlerdir. Diğer bir deyişle sorunların genel dağılımı cinsiyetler arası fark göstermemektedir. Oysa anne-baba ve öğretmenler erkekleri kızlara oranla daha sorunlu olarak algılamaktadır.

Sorunların türüne bakıldığında ise, çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almıştır. Gençlerden elde edilen bu bulgular anne-babalar ve öğretmenlerden elde edilen sonuçlarla da benzerlik göstermektedir. İçe yönelim sorunlarına giren çocukluk korkuları ile ülkemizde yapılan çalışmalarda da kız çocuk ve gençler, erkeklere oranla daha fazla korku bildirmişlerdir (Erol ve ark 1990; Erol ve Şahin 1995; Fonseca ve ark. 1994). Bu çalışmada, Dışa Yönelimi oluşturan Suça Yönelik Davranışlarda, erkekler kızlardan daha yüksek puan alırken, Saldırgan Davranışlar alt testinde gençler, cinsiyetler arası farklılık belirtmemişlerdir. Oysa Saldırgan Davranışlar alt testinde anneler ve öğretmenler erkek çocuklarını kızlara oranla daha saldırgan olarak bildirmişlerdir.

Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, çalışmamızda gençler yaş ilerledikçe, Toplam Problemde artma olduğunu belirtmişlerdir. Oysa anne-babalar ve öğretmenler yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin Toplam Problem puanında azalma bildirmişlerdir. Burada her iki grubun değerlendirmesi arasında farklılık vardır.

Gençlerin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını algılamaları ve değerlendirmeleri, anne-baba ve öğretmenlerinden farklılık göstermektedir. Çalışmamızda gençler, anne-baba ve öğretmenlerinden daha fazla sorun bildirmişlerdir. Yabancı yayınlarda da benzer sonuçlar vurgulanmıştır (Achenbach ve ark. 1990a; Verhulst 1995) Bu sonuçlar anne-baba ve öğretmenlerin çocuklar büyüdükçe onları daha az tanıdıklarını ya da yaş ilerledikçe gençlerin kendilerini daha az ortaya koyduklarını göstermektedir.

Gençler sorunların il ve ilçede daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Toplam Problemde bölgeler arası fark bildirilmemiş, ancak, Batı ve Kuzey Anadolu'da Suça Yönelik Davranışların daha fazla olduğu vurgulanmıştır.

Gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 11-18 yaş grubu gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde % 19.6, klinik düzeyde %11.9'dur. Cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Ancak, İlde ilçe ve köylere oranla, Batı, ve Kuzey Anadolu bölgelerinde diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur.

71

Page 76: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Çalışmamızda, gençlerin 6'sı (3 erkek, 3 kız) (%0.3) psikolojik sorunlarından dolayı çocuk klinikleri, sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvurmuşlardır. Oysa gençlerin 110'u (%5) (51 erkek ve 59 kız) davranış ya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Bu bulgular, toplumumuzda sorunu olan gençlerin büyük bir kısmının yeterli desteği alamadığını ve ülkemizde ruh sağlığı alanında karşılanamamış bir ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Ülkemizde, 2-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin davranış ve duygusal sorunları ile yeterlik alanlarının dağılımı ve bu dağılım içinden sorunların görülme sıklığı, genel popülasyonu temsil eden bir örneklem içinde çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen bilgiler doğrultusunda belirlenmiş ve toplumumuza özgü veri tabanı oluşturulmuştur. Çalışmamızda, genel dağılım incelendiğinde en fazla sorun davranış 2-3 yaş grubu çocuğu olan anneler tarafından bildirilmiştir. Elde edilen bu bulgu, anne-baba ve bebek etkileşimine yönelik olarak yapılacak erken müdahelelerin kritik bir dönem olan bebeklik döneminden başlamasının yararını ortaya koymuştur. Daha ileri yaşlarda, anneler çocuklarında daha az sorun davranış bildirmişlerdir. Öğretmenler, annelerden daha fazla sorun davranış ortaya koyarken, gençler, hem anne hem de öğretmenlerinin bildirdiğinden daha fazla sorun belirtmişlerdir. Sorunların türüne bakıldığında, 2-3 yaş grubu çocuğu olan anneler, çocuklarında Dışa Yönelim sorunları ile İçe Yönelim sorunları arasında fark olmadığını belirtmişlerdir. Daha sonraki yıllarda ise anne-baba, öğretmen ve gençler gibi her üç kaynaktan elde edilen bilgiler doğrultusunda İçe Yönelim sorunlarının, Dışa Yönelim sorunlarından daha fazla olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, anne-baba, öğretmen, ruh sağlığı çalışanları ve çocukla ilgilenen diğer kişilerin, süreklilik göstermesi nedeniyle, İçe Yönelim sorunlarına özenle eğilmeleri, sorunu gözardı etmemeleri ve koruyucu ruh sağlığı programlarında bu konulara ağırlık vermeleri sağlanmalıdır. İlde yaşayan çocuk ve gençlerimizde sorunlar daha fazla görülmüştür. Bölgelere göre dağılımda ise, genel olarak Batı, Güney ve Orta Anadolu'da sorunların daha fazla olduğu bildirilmiştir. Toplumumuza özgü ruh sağlığı politikalarının geliştirilmesine yönelik olarak yapılacak çalışmalarda bu bulgular yol gösterici niteliktedir.

Toplumumuzdaki her bir çocuk ve gence çocuk psikopatolojisinde uzmanlaşmış bir kişi bulmak olası değildir. Pek çok davranış ve duygusal sorunlar I. ve II. basamak sağlık çalışanları tarafından ele alınabilir. Ancak duygusal ve davranış sorunlarının 1. basamak tarafından tanınmasını etkileyen bazı faktörler vardır. Dulcan ve arkadaşlarının (1990) yaptığı bir çalışmada sorunu olan çocukların büyük bir çoğunluğunun 1. basamak sağlık çalışanları tarafından tanınmadığı ortaya konmuştur. Üstelik, 1. basamak sağlık çalışanlarına yönelik, çocuklardaki psikopatolojinin tanınması açısından geliştirilen programların sayısı da çok azdır. Varolan çalışmalarda da pek çok olgunun gözden kaçtığı saptanmış ve programların etkilerinin değerlendirilmemesi nedeniyle, sürekli yeni eğitim programlarının geliştirilmesine çalışılmıştır. Birinci basamak sağlık çalışanları tarafından çocuktaki sorunun tanınmasındaki ilk adım, sorunun farkına varmalarını sağlayıcı nitelikte, bilgi, beceri ve yeteneklerini arttırıcı programlar yapılmasıdır. Birinci basamak sağlık çalışanlarının özellikleri, problemlerle başa çıkmada kendi yeteneklerine, bilgi ve becerilerine güvenmeleri önemlidir. Bunun yanısıra, hizmetin uygunluğu, sosyal güvenlik sistemleri ve bu sistemlerin çocuklara uygunluğu, onlara nasıl yardım edileceğini belirler. Öte yandan 1. basamak kurumlarında doktor, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire, ebe gibi farklı meslek elemanlarının işbirliği ve ekip çalışması bilinci içinde hizmeti yürütmelerini sağlayıcı düzenlemelerin yapılmasına özen gösterilmelidir. Bu uygulamanın yararı, ülkemizde şu anda 9 ilde yürütülen "Temel Sağlık Hizmetleri Yoluyla Çocuğun Psikososyal Gelişiminin Desteklenmesi" projesinde izlenmektedir (Erol ve ark 1997b; Erol ve ark.l997c).

Koruyucu ruh sağlığı politikaları açısından önemli olan bir diğer konu da, risk altındaki çocuk ve gençlerin, aileler, öğretmenler ve toplumun diğer kesimleri tarafından erken dönemde tanınmasını sağlayıcı programların yapılmasıdır. Sorunu topluma farkettirmek yeterli değildir. Hissedilen ihtiyacın karşılanabilmesi için, hizmetin nasıl götürüleceği, var olan servislerin işlevselliği ve yeterliliği konularına yönelik çalışmalara gereksinim vardır. Ruh sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılabilmesi ve 1. ve II. basamak çalışanlarının ruh sağlığı hizmetlerine kaynaştırılması Dünya Sağlık Örgütü'nün temel politikalarındandır. Bu politikaların gerçekleştirilmesi ile yardıma gereksinimi olan pek çok çocuk ve gencin hakkı olan yardımı alabileceğini umud ediyoruz.

72

Page 77: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

KAYNAKLAR

Achenbach TM, Edelbrock C (1983). Manual for the Child Behavior Checklist/4-18 and Revised Child Behavior Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT.

Achenbach TM, Bird HR, Canino GJ, Phares V, Gould M, Rubio-Stipec M (1990a) Epidemiological comparisons of Puerto Rican and U.S. mainland children: Parent, teacher and self-reports. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 29:84-93.

Achenbach TM, Hensley VR, Phares V, Grayson D (1990b) Problems and competencies reported by parents of Australian and American children. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 31: 265-286.

Achenbach TM (1991a) Manual for the Child Behavior Checklist/4-18 and 1991 Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT.

Achenbach TM (1991b) Manual for the Teacher's Report Form and 1991 Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT.

Achenbach TM (1991c) Manual for the Youth Self-Report and 1991 Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington, VT.

Achenbach TM (1992). Manual for the Child Behavior Checklist/2-3 and 1992 Profile. Universityof Vermont, Department of Psychiatry, Burlington, VT.

Achenbach TM (1995) Empirically based assessment and taxonomy: Applications to clinical research. Psychological Assessment, 7: 261-274.

Achenbach TM, McConaughy SH (1997) Empirically based assessment of child and adolescent psychopatology: Practical applications. 2nd ed. Developmental Clinical Psychology and Psychiatry Series. Sage Publications, London.

Akçakın M (1983) Çocuklar ve anababalarının psikiyatrik belirtiler yönünden incelenmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi.

Akçakın M (1985) Çocukların davranışlarını değerlendirme ölçeğinin tanıtımı ve güvenirlik çalışması. Psikoloji Dergisi, 5:3-6.

Akkök F, Askar P, Sucuoğlu B (1988) İlkokul çocuklarının davranışlarının öğretmenler yoluyla gözlenmesi: Öğretmen Gözlem Formu El Kitabı. Ankara: Şafak Matbaası.

Akkök F, Askar P (1989) The adaptation and standardization of the teacher version of the child behavior profile: Turkish boys aged 7-12. International Journal of Psychology, 24:129-136.

Arslan L, Verhulst FC, Van der Ende J, Erol N (1997) Understanding childhood (problem) behaviors from a cultural perspective: Comparison of problem behaviors and competencies in Turkish immigrant, Turkish and Dutch children. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology, 32:477-484.

Bird HR, Canino G, Rubio-Stipec M, Gould MS, Ribera J, Sesman M, Woodbury M, Huertas-Goldman S, Pagan A, Sanchez-Lacay A, MoscosoM (1988) Estimates of the prevalence of childhood maladjustment in a community survey in Puerto Rico: The use of combined measures. Archives of General Psychiatry, 45;1120-1126.

Bird HR, Gould M, Yager T, Staghezza B, Canino G (1989) Risk factors for maladjustment in Puerto • Rican children. Journal of American Academy yChild and Adolescent Psychiatry, 28:847-850.

Cohen NJ, Kershner J (1988) Correlates of competence in a child psychiatric population. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 56:97-103.

Edelbrock C, Costello AJ (1988) Convergence between statistically derived behavior problem syndromes and child psychiatric diagnoses. Journal of Abnormal Child Psychology, 16;219-23l.

73

Page 78: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Erol N, Yalın A, Öztürk M (1988) Behavioral Problems of Normal Children Between Ages of 3-12: A Normative Study. Ankara Tıp Bülteni, 10:1-12.

Erol N, Özcebe H (1988) Rutter Anne-Baba ve Öğretmen ölçekleri ile gecekondu kesiminde oturan çocukların davranış sorunlarının değerlendirilmesi. XXIV. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi, Ankara.

Erol N, Şahin N, Özcebe H (1990) Çocukluk korkuları - Korku tarama ölçeğinin psikometrik özellikleri ve gecekondu kesimine ilişkin norm çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi 1:31-38.

Erol N, Arslan BL, Akçakın M (1995) The adaptation and standardization of the Child Behavior Checklist among 6-18 year-old Turkish children. In J Sergeant (ed.), Eunethydis: European Approaches to Hyperkinetic Disorder. Zurich:Fotoratar. 97-113.

Erol N, Şahin N (1995) Fears of children and the cultural context. The Turkish Norms. European Child and Adolescent Psychiatry, 4: 85-93.

Erol N, Şimşek Z (1997a) Türkiye Ruh Sağlığı Profili: Çocuk ve gençlerde yeterlik alanları ile sorun davranışların dağılımı: N Erol, C Kılıç, M Ulusoy, M Keçeci, Z Şimşek (eds.). Türkiye Ruh Sağlığı Profili: Ön Rapor, Aydoğdu Ofset, Ankara.

Erol N, Şimşek Z, Keçeci M (1997b) Çocuğun Psikosoyal Gelişiminin Desteklenmesi Projesi. VII. Ulusal Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kongresi, Bildiri, Antalya.

Erol N, Şimşek Z, Erten İ (1997c) Önleyici Çalışmalar: Anne-Baba-Bebek İlişkisini Güçlendirme ve Çocuğun Psikosoyal Gelişimini Temel Sağlık Hizmetleri Yoluyla Destekleme Projesi. N. Karancı (ed.) Farklılıkla Yaşamak: Aile ve Toplumun Farklı Gereksinimleri Olan Bireylerle Birlikteliği. Türk Psikologlar Derneği Yayınları, No: 13, 1. Baskı, Ankara.

Foncesa A, Yule B, Erol N (1994) Cross-Cultural Issues in Ollendick T.H, King NJ, Yule W (eds). International Handbook of Phobic and Anxiety Disorders in Children and Adolescents. New York:Plenum Press, s: 67-84.

Gould MS, Bird H, Jaramillo BS (1993) Correspondence between statistically derived behavior problem syndromes and child psychiatric diagnoses in a community sample. Journal of Abnormal Child Psychology, 21 ;287-313.

Gökler B, Öktem F (1985) Bir gecekondu ilkokulu öğrencilerinde ruhsal uyum taraması. Toplum ve Hekim, 36:24-27.

Kağıtçıbaşı Ç (1996) Family and human development across cultures: A view from the other side. Lawrence Erlbaum Associates, Mahwah, New Jersey.

Koot HM (1993) Problem behaviour in Dutch preschoolers. Unpublished thesis, Erasmus University, Rotterdam, Netherlands.

Larson CP, Pless B, Miettinen O (1988) Preschool behaviour disorders: their prevalence in relation to determinants.The Journal of Pediatrics, 113: 278-285.

McGee R, Feehan M, Williams S (1995) Long-term follow-up of a birth cohort. FC Verhulst, HM Koot (eds.) The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York: Oxford University Press, s: 366-384.

Offord DR, Boyle MH, Szatmari P, Rae-Grant NI, Links PS, Cadman DT, Byles JA, Crawford JW, Blum HM, Byrne C, Thomas H, Woodward CA (1987) Ontario child health study: II. Six-month prevalence of disorder and rates of service utilization. Archives of General Psychiatry, 44: 832-836.

Öztürk O (1997) Türkiye'de Ruh Sağlığı Sorunlarına Genel Bir Bakış. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, 7. Basım. Hekimler Yayın Birliği, Ankara.

74

Page 79: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Rey JM, Morris-Yates A (1992) Diagnostic accuracy in adolescents of several depression rating scales extracted from a general purpose behavior checklist. Journal of Affective Disorders, 26;7-16.

RutterM, Tizard JR, Whitmore K(ed) (1970). Education, health and behaviour. Longman, London (Reprinted 1981, Krieger, Melbourne).

Sonuvar B, Yalın A (1973) Geçiş toplumundaki ilkokul çocuklarında ruhsal uyumsuzluk ve görülme sıklığı, IX. Milli Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi. 297-301.

Stern DN (1995) The Motherhood Constellation: A unified view of parent-infant psychotherapy. New York: Basic Books.

Velez CN, Johnson J, Cohen P (1989) A longitudinal analysis of selected risk factors for childhood psychopathology. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 28: 861-864.

Verhulst FC, Koot HM (1992). Child Psychiatric Epidemiology: concepts, methods and findings. Sage Publications, Beverly Hills.

Verhulst FC, Achenbach TM, Ferdinand RF, Kasius MC (1993) Epidemiological comparisons of American and Dutch adolescents' self-reports. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 32:1135-1144.

Verhulst FC, Achenbach TM (1995) Empirically based assessment and taxonomy of psychopathology: Cross-cultural applications. A Review. European Child and Adolescent Psychiatry. 4;61-76.

Verhulst FC (1995) A review of community studies. In FC Verhulst, HM Koot (eds.). The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York: Oxford University Press,s: 146-177.

Weisz JR, Eastman KL (1995) Cross national research on child and adolescent psychopathology. In FC Verhulst, HM Koot (eds.). The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York: Oxford University Press, s: 42-65.

Yörükoğlu A (1981) Ruh hastalıklarının epidemiyolojisi. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (Ed. O. Öztürk), Meteksan, Ankara, s:383-396.

Zahner GEP, Pawelliewicz W, De Francesco JJ, Adnopoz J (1992) Children's mental health service needs and utilization patterns in an urban community: an epidemiological assessment. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 31 ;951-60.

Zeanah CH, Boris NW, Larrieu JA (1997) Infant development and developmental risk: A review of the past 10 years. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry 36:165-178.

75

Page 80: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

BÖLÜM 4

TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ Erişkin nüfusta ruhsal hastalıkların yaygınlığı, ilişkili

faktörler, yetiyitimi ve ruh sağlığı hizmeti kullanımı sonuçları

Doç. Dr. Cengiz Kılıç Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı

GİRİŞ ve AMAÇ

Birçok ülkede yapılan toplum taramaları ruhsal hastalıkların sanılandan çok daha yaygın olduğunu göstermektedir. A.B.D'de yapılan ruhsal hastalık epidemiyolojisi çalışmasında nüfusun neredeyse yarısının hayatları boyunca en az bir ruhsal rahatsızlık geçirdiğini ortaya koymuştur (Kessler ve ark. 1994). Ülkemizde bugüne kadar yapılan ruhsal hastalık epidemiyolojisi çalışmaları ya özel topluluklarla, ya da yerel örneklemlerle yapılmıştır. Bu çalışmalarda bulunan sonuçlara göre ülkemizde tanı konacak düzeyde ruhsal hastalık yaygınlığı %20 dolayındadır (Küey ve ark. 1987). Dünya Sağlık Örgütü tarafından planlanan, 14 ülkenin katıldığı çok merkezli uluslararası bir projede Ankara Gölbaşı'nda sağlık ocağına herhangi bir yakınma ile başvuranlara %17.6 oranında ruhsal hastalık tanısı konmuştur (Rezaki ve ark. 1995).

Toplumda ruhsal hastalığın yaygın olması yanında hastalığı olanların pek azının yardım aradığı iyi bilinen bir gerçektir. Toplum içindeki bireyin ruhsal sorunları olduğu halde uygun yardım alamamasının nedenlerini Goldberg ve Huxley (1992) yardım aramayı değişik aşamalara bölerek tanımlamışlardır. Bu aşamaların başlangıcını hastalığın farkına varma, kişinin iş ve sosyal işlevlerinin etkilenmesi, kişinin ve çevresinin sorunu bir hastalık olarak etiketlemesi, ekonomik nedenler ve fiziksel koşullar oluşturur. Yardım için kime başvurulacağını belirleyen ise ekonomik, kültürel ve fiziksel koşullardır. Yardım için başvurmuş olan hastanın doğru tanı alması başka bir aşamadır. Yardım için başvuran hastaların önemli bir kısmına tanı konamamaktadır, pratisyen hekime başvuran ruhsal hastalığı olan kişilerin yarısından fazlasına doğru tanı konamadığı bilinmektedir (Rezaki ve ark. 1995, Goldberg ve Huxley 1992). Doğru tanı konanların bir kısmına da çeşitli nedenlerle (ekonomik, yanlış ve yetersiz tedaviler, hastanın tedaviye uymaması vb.) etkili yardım verilememektedir. Bu nedenlerle toplumda tedavi edilmemiş ruhsal hastalıkları olan çok sayıda kişi vardır.

Ruhsal hastalıklar sık görülmelerine ek olarak ciddi yetiyitimine (işten güçten kalmaya) de neden olurlar. Ankara Gölbaşı'nda sağlık ocağına başvuran hastalarda yapılan ruhsal sorunlarla ilgili araştırmada ruhsal hastalıkların en az bedensel hastalıklar kadar insanların işlerini ve günlük yaşantılarını etkilediği ortaya konmuştur (Kaplan 1995, Rezaki ve ark. 1995).

Toplumda yaygınlığı fazla, yardım arama ve tanınma oranları düşük olan, ayrıca hem ciddi işgücü kaybı hem de sosyal yıkıma yol açan ruhsal hastalıkların yaygınlığının saptanması ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi, hem sağlık hizmetlerinin planlanması, hem de karşılaştırmalı araştırmalar için atılacak ilk adımdır. Türkiye'de ruhsal hastalıkların yaygınlığı için ülke genelini temsil eden ömeklemle yapılmış çalışma yoktur. Bu eksikliği gidermek amacıyla hazırlıkları 1993 yılında başlayan "Türkiye Ruh Sağlığı Profili" araştırması çerçevesinde 18 yaş ve üstündeki 7479 kişiyle görüşülmüştür. Görüşmeleri yapılandırılmış klinik psikiyatrik görüşme eğitimi almış olan pratisyen hekimler yürütmüştür. Araştırmada ruhsal hastalıkların yaygınlığı ile neden oldukları yetiyitimi, ilişkili demografik ve sosyal değişkenlerin yanısıra deneklerin ruh sağlığı hizmetlerini kullanımları hakkında da bilgi toplanmıştır.

77

Page 81: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

YÖNTEM

Denekler Araştırmada örnekleme çıkan hanelerde 18 yaş ve üstündeki tüm deneklere yapılandırılmış psikiyatrik görüşme (C1DI), Genel Sağlık Anketi, Yeti Yitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi uygulanmıştır. Herhangi bir dışlama ölçütü kullanılmamıştır. Ancak yapılandırılmış görüşmeyi sürdürmeye engel olacak derecede dil sorunu, zihinsel yetersizlik, ağır bedensel hastalık gibi durumlarda kişiler araştırma kapsamı dışında kalmışlardır.

Araçlar: 1. Uluslarası Bileşik Tanı Görüşmesi (Composite International Diagnostic Interview-CIDI): 1990 yılında Dünya Sağlık Örgütü için geliştirilen tam yapılandırılmış bir psikiyatrik görüşme ölçeğidir (DSÖ 1990). Değişik kültürlerdeki ruhsal bozuklukların epidemiyolojik açıdan karşılaştırılabilmesi amacıyla düzenlenmiştir. Çoğunlukla epidemiyolojik araştırmalarda olmak üzere dünyada çok yaygın biçimde kullanılmakta olan bir psikiyatrik görüşme ölçeğidir. CID1 tam yapılandırılmış olması nedeniyle görüşmeciye esneklik tanımaz. Görüşmeci soruları aynen yazılı olduğu biçimiyle okumak zorundadır. Cevapların nasıl kodlanacağını gösteren şemalar vardır. Kodlamalarda görüşmecinin yargısı değil, ayrıntılı soruşturmadan sonra deneğin verdiği cevap önemlidir. Görüşmeciye esneklik sağlanmaması ve görüşmeci yargısına yer verilmemesi nedeniyle görüşmeyi psikiyatri uzmanı olmayan kişiler de yapabilir. Ancak uygulamada görüşmeci karar veremediği, şüphe ettiği durumları görüşme metninde özel işaretlerle belirtir ve tüm görüşmeler bir denetleyici tarafından denetlenir, gerekirse düzeltilir. Daha sonra kodlamalar bir bilgisayar programı aracılığıyla tanılara dönüştürülmektedir. CIDI'nin bu araştırmada kullanılan biçimi toplumda görülen ruhsal rahatsızlıkların büyük çoğunluğuna tanı konabilecek şekilde düzenlenmiştir. Normal koşullarda uygulanması bir saat kadar sürmektedir. Bu araştırmada kullanılan CIDI biçiminde 220 civarında soru vardır. Örnek bir soru aşağıda verilmiştir:

D32. Başlangıcından sonlanışma kadar kan görmekten, iğne yaptırmaktan, dişçiye veya hastaneye gitmekten (korkunuz/kaçınmanız) o durumlara her girişinizde veya her düşündüğünüzde oluyor muydu?

HAYIR / EVET. 5

Bu araştırmada görüşme aracı olarak CIDI'nin seçilme nedenleri şunlardır: 1. CIDI'nin daha önce Gölbaşı'nda yapılan uluslararası bir çalışmada (Rezaki ve ark.1995) kullanılmış ve bu konuda deneyim kazanılmış olması, 2. Tam yapılandırılmış olma özelliği nedeniyle görüşmecilerden kaynaklanan değişkenliğin en aza indirilmiş olması; gene aynı nedenle görüşmecilerin psikiyatr olmasının gerekmemesi ve pratisyen hekimler tarafından uygulanabilmesi, 3. Başka ülkelerde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda çok yaygın olarak kullanılmış olması, 4. Dünya Sağlık Örgütü tarafından geliştirilip önerilmiş olması, 5. Hem ICD (International Classification of Diseases) hem de DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) tanılarının konabilmesi.

CIDI'nin bu araştırmada kullanılan biçimi Tablo 4.1'deki ICD-10 tanı gruplarını içermektedir. Kullanılan ölçek Gölbaşı araştırmasında kullanılan CIDI biçimine CIDI 1.1'den bazı bölümlerin eklenmesi ve ölçeğin genel toplum örneklemine uyarlanması ile yazar tarafından hazırlanmıştır. CIDI'nin son biçimi olan 2.1 basımı da Türkçeye çevrilmiştir (Kılıç ve Göğüs 1997).

78

Page 82: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.1: Araştırmada kullanılan ICD tanıları ve kodları

Tanı grubu

Alkol Bağımlılığı Depresif Nöbet Distimi Kısa Yineleyici Depresyon Agorafobi Sosyal Fobi Spesifik Fobi Panik Bozukluğu Yaygın Bunaltı Bozukluğu Obsesif Kompülsif Bozukluk Somatizasyon Bozukluğu Somatoform Ağrı Bozukluğu Hipokondriyazis Nevrasteni Anoreksiya Nervoza Bulimiya Nervoza

ICD-10 kodu

Fİ 0.2 F32.0 F34.1 F38.1 F40.0 F40.1 F40.2 F41.0 F41.1 F42.0 F45.0 F45.4 F45.2 F48.0 F50.0 F50.2

CIDI'nin kullanılabilmesi için psikiyatr ya da hekim olmak gerekli değildir, ancak Dünya Sağlık Örgütü'nce tanınan bir merkezde eğitim zorunludur. Bilgi için yazara başvurulabilir.

2. Genel Sağlık Anketi-GSA (General Health Questionnaire-GHQ): Toplum taramalarında ve hasta gruplarında genel ruhsal belirtileri taramak amacıyla David Goldberg (1988) tarafından geliştirilen bu ölçek 30'dan fazla dilde kullanılmaktadır. Ölçeğin 12, 28, 30 ve 60 soruluk biçimleri vardır. Her soru son birkaç haftadaki belirtileri (bedensel, ruhsal, sosyal işlevle ilgili..) sorgular ve dörder şıklıdır ("hiç olmuyor, her zamanki kadar, her zamankinden sık, çok sık"., gibi). Bu dört sütun denek tarafından 1,2,3,4 olarak kodlanır, ya da uygulayıcı tarafından yüksek sesle okunarak deneğin cevabı kodlanır. Dört şıklı Likert tipi kodlanabileceği gibi ilk iki sütunu 0, son iki sütunu 1 kodlayaıak puanlamak da mümkündür. GSA, ya geniş topluluklarda genel psikopatoloji düzeyi saptamak için ya da iki basamaklı epidemiyolojik çalışmalarda tarama amacıyla kullanılmaktadır. Daha çok kısa süreli (kronik olmayan) hastalıklara ve anksiyete/ depresyon spektrumundaki hastalıklara duyarlı olduğu belirtilen anketin 12 ve 28 soruluk biçimleri Türkçeye çevrilmiş, sağlık ocağına başvuran hastalarda geçerli ve güvenilir oldukları gösterilmiştir (Kılıç 1996).

Bu araştırmada daha önce değişik topluluklarda geçerli ve güvenilir olduğu gösterilmiş olan GSA'nın genel toplumda vaka bulma başarısının sınanması amaçlanmıştır. Eğer genel toplum örnekleminde de ruhsal hastalığı olan bireyleri "tanıma" oranı yüksek bulunursa iki aşamalı toplum taramaları için GSA'nın kullanılması daha kolay olacaktır. Araştırmada GSA12 ve GSA28'in birleşmesinden oluşan 34 soruluk biçim kullanılmıştır. Sonuçlar bildirilirken puan hesaplaması sütunlara 1,2,3 veya 4 puan verilerek yapılmıştır.

3. Kısa Yetiyitimi Anketi-KYA (Brief Disability Questionnaire-BDQ): Rahatsızlıkların hastaların yaşamlarını ne ölçüde etkilediğini, hem bedensel hem de sosyal alanda yetiyitimlerini soruşturan ve 8 sorudan oluşan bu anket Dünya Sağlık Örgütü (1991) tarafından geliştirilmiştir. Anketin Türkiye'de geçerlilik çalışması Kaplan (1995) tarafından yapılmıştır. Ankette son bir ayda deneğin bedensel becerilerinde veya sosyal ilişkilerinde bozulma olup olmadığı, evde ya da işte işlerini yapıp yapamadığı, ilgi/istek azalmasının varlığı sorulmaktadır. Cevaplar 0 (yok), 1 (bazen/biraz), 2 (her zaman/oldukça) olarak kodlanmaktadır. Çalışmamızda Yetiyitimi anketinin toplamından elde edilen puan, geçerlilik çalışmasında önerildiği gibi, 0-4 arası ise yetiyitimi yok, 5-7 arası hafif yetiyitimi, 8-12 arası orta, 13 ve üstü ise ağır yetiyitimi olarak değerlendirilmiştir. Sorulardan hem fiziksel hem de ruhsal yetiyitimi puanları elde edilebilmektedir. Ayrıca son bir ayda işe gidemediği ya da yataktan çıkamadığı günlerin sayısı da saptanmaktadır. Gölbaşı çalışmasında kullanılan iki yetiyitimi ölçeğinden biri olan bu ölçek, kısa olması nedeniyle tercih edilmiştir.

4. Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi: Araştırmaya alınan kişilerin son yıl içindeki genel sağlık sorunları, bilinen bedensel hastalıkları, son yıl içinde ruhsal nedenle tedavi başvurusu olup olmadığı,

79

Page 83: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

kime başvurduğu, neden başvurduğu, ne gibi tedaviler aldığı, şu andaki psikotrop ilaç kullanımı, ailede ruhsal hastalık olup olmadığını soruşturan ve 8 sorudan oluşan bu anket ruh sağlığı hizmetinin kullanımı hakkında bilgi sahibi olmak için yazar tarafından bu çalışmada kullanılmak üzere oluşturulmuştur.

Görüşmeciler Araştırmaya görüşmeci olarak Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık ocaklarında çalışan 146 pratisyen hekim katılmıştır. Katılan hekimlerin önemli bir kısmı araştırma örneklemtni oluşturan yerleşim birimlerinde görev yapan kişilerden oluşmaktadır. Yaklaşık bir ay süren veri toplama sırasında hekimler Sağlık Bakanlığı'nca izinli sayılmışlardır. Katılan hekimler Ankara'da bir hafta süre ile CIDI, GSA, Kısa Yetiyitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi uygulaması ile ilgili kuramsal ve uygulamalı eğitim almışlardır. Eğitimde ağırlıklı yer tutan CIDI eğitimini uluslararası yetkili merkezlerde eğitim almış kişiler yapmıştır. Uygulamalı eğitim için rol oynama yöntemi kullanılmıştır.

Uygulama Çalışma başlamadan önce yapılan pilot uygulamada eğitim almış pratisyen hekimlerden bölgelerindeki herhangi bir haneye giderek tüm erişkinlere uygulama yapmaları istenmiştir. Bunun sonucunda CIDI uygulamasında karşılaşılan güçlükler, formlardaki hatalar saptanmış ve giderilmiştir. Pilot çalışmadan 2 hafta sonra veri toplanmasına başlanmıştır. Denekler, araştırmanın çocuk ve gençlerle ilgili ölçeklerini uygulayan personelle birlikte ziyaret edilmiş, görüşmeler deneklerin evlerinde ve yüzyüze gerçekleştirilmiştir. Uygulayıcılar çoğu kez yörenin sağlık çalışanları olduğu için birçok bölgede deneklere önceden sözlü ya da yazılı olarak çalışma anlatılmış ve görüşme randevusu alınmıştır. Evinde bulunamayan denekler için ziyaretler tekrarlanmış, evde görüşülemeyen kişilere sağlık ocağında randevu verilmiştir. Veri toplanması yaklaşık 4 hafta sürmüştür. Veri toplanmasının denetlenmesi üç aşamada gerçekleştirilmiştir: İllerde ruh sağlığı şube müdürleri veri toplayan hekimlerle düzenli toplantılar yaparak formları kontrol etmiş, eksik doldurulmuş ya da hatalı formlar düzeltilmiş, gerektiğinde deneğe tekrar ulaşılarak formlar tamamlanmıştır. Araştırma yapılan iller araştırmanın başlangıç döneminde araştırıcılar tarafından ziyaret edilmiş, burada görüşmeciler ve ruh sağlığı şube müdürleriyle toplantı yapılarak formlar denetlenmiştir. Tamamlanarak Ankara'ya gönderilen formlar veriler bilgisayara girilmeden önce tekrar denetlenmiştir.

İstatistiksel işlem ICD-10 tanı kurallarına göre Tablo I'de belirtilen tanılar için var/yok şeklinde değişkenler oluşturulmuştur. KYA toplam puanı, işe gidilemeyen ve yataktan çıkılamayan günler değişkenlerinde standart sapmalar yüksek olduğu (deneklerin yarıdan fazlası 0 kodu aldığı) için sürekli değişken yerine kategorik değişken yaratılmıştır. GSA puanları ise her maddenin şıkları var/yok (0,0,1,1) şeklinde değil, 1,2,3,4 şeklinde kodlanarak puanlanmıştır. Bu şekilde normal dağılıma yakın dağılımlar elde etmek mümkün olmuştur. İki kategorik değişken karşılaştırmasında ki-kare, iki sürekli değişken arası ilişki araştırmasında Pearson korelasyonu, iki grup ortalaması karşılaştırmada t-test, ikiden fazla grup karşılaştırmada ise ANOVA kullanılmıştır.

Verilerin bilgisayara girilmesinde CIDI konusunda deneyimi olan ya da tıp doktoru olan kişiler görev , almış ve veri girişi sırasında formlarda hatalı kodlamalar araştırıcıyla tartışılarak düzeltilmiştir. Verilerin analizi SPSS for Windows 6.0 ile yapılmıştır.

BULGULAR

Araştırmada görüşme yapılan 7479 kişinin %45.1'i erkek %54.9'u kadındır. Yaş aralığı 18-85, yaş ortalaması 39.3'rür. Kadınların yaş ortalaması 38.9, erkeklerin ise 40.6'dır. Temel demografik değişkenlerin cinsiyete göre dağılımı Tablo 4.2'de görülmektedir.

80

Page 84: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.2 Araştırmaya Katılan Deneklerin Demografik

Eğitim yok

ilkokul Orta/lise

Yüksek Medeni hal

Evlenmemiş Evli

Dul/boşanmış

Toplam

Kadın Sayı, %

1081 (26.3)

2125(51.7) 694(16.9)

202 (4.9)

484(11.8) 3238 (78.8)

387 (9.4)

4109(54.9)

: Özellikleri Erkek

Sayı, % 272(8.1)

1850(54.9) 935 (27.7)

301 (8.9)

520(15.4) 2767(82.1)

83 (2.5)

3370(45.1)

Toplam Sayı, %

1353(18.1)

3975(53.1) 1629(21.8)

503 (6.7)

1004(13.4) 6005 (80.3)

470(6.3)

7479(100)

Cevaplama oranları Araştırmada görüşülmesi planlanan kişiler içinden çeşitli nedenlerle görüşülemeyenlerin oranı %27.3'tür. Bu oranın içinde örnekleme çıkan hanenin mevcut olmaması, hane bulunduğu halde evde kimsenin olmaması veya görüşmecinin eve alınmaması, eve girildiği ve ev halkı hakkında bilgi alındığı halde reddetme veya çeşitli nedenlerle dolduramama gibi durumlar sayılabilir. Örnekleme çıkan haneyle ilgili bilginin alındığı ancak CIDI uygulanmamış olan deneklerden elde edilen bilgilere göre red nedenleri arasında kabul etmeme (%48), yerinde bulunmama (askerde, okuyor, çalışıyor; %23) dil sorunu (Türkçe bilmeme; %16), dil dışı iletişim güçlüğü (ağır hasta, zeka geriliği, bunama; %8) gibi nedenler önde gelmektedir. Erkeklerde red oranlan kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur (% 8.6'ya % 6; ki kare=32.5, p=.000). Reddedenlerin tümünün özelliklerini analiz etmek mümkün olmamıştır, çünkü reddeden bazı hanelerde kaç kişi olduğu ve o kişilerin özellikleri öğrenilememiştir (kapıyı hiç açmayanlarda olduğu gibi).

ICD-10 tanıları Son 12 aydaki tanılar gözönüne alındığında deneklerin % 17.2'sine en az bir ruhsal hastalık tanısı konmuştur. Tanıların cinsiyete dağılımı Tablo 4.3'de gösterilmiştir. Tablodan izlenebileceği gibi, alkol bağımlılığı dışında tüm ruhsal hastalık tanıları kadınlarda daha yaygındır. Her beş kadından birinde herhangi bir ruhsal hastalık tanısı varken, erkeklerde bu oran onda birdir.

Tablo 4.3: Son 12 aydaki ICD-10 Tanılarının Cinsiyete Göre Dağılımı

Panik Bozukluğu Agorafobi Yaygın Bunaltı Bozukluğu Depresif Nöbet Distimi Kısa Yineleyici Depresyon Hipokondriyazis Nevrasteni Alkol Bağımlılığı Obsesif Kompülsif Bozukluk Anoreksiya Nervoza Bulimiya Nervoza Sosyal Fobi Özgül Fobi Ağrı Bozukluğu Somatizasyon Bozukluğu

Herhangi bir ruhsal bozukluk

Kadın Sayı (sütun %)

22 (0.5) 38 (0.9) 33 (0.8)

221 (5.4) 90 (2.2) 91 (2.2) 31(0.8)

150(3.7) 4(0.1)

26 (0.6) 0

15 (0.4) 96 (2.3)

157(3.8) 464(11.3)

15 (0.4)

919(22.4)

Erkek Sayı (sütun %)

7 (0.2) 10(0.3) 17(0.5) 76 (2.3) 26 (0.8) 28 (0.8) 11(0.3) 33(1.0) 57(1.7)

8 (0.2) 0

2(0.1) 38(1.1) 46(1.4)

161 (4.8) 1(0)

369(10.9)

Toplam Sayı (sütun %)

29 (0.4) 48 (0.6) 50 (0.7)

297 (4.0) 116(1.6) 119(1.6) 42 (0.6)

183(2.4) 61 (0.8) 34 (0.5)

0 17(0.2)

134(1.8) 203 (2.7) 625 (8.4)

16(0.2)

1288(17.2)

81

Page 85: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Ruhsal hastalık tanılarının yaş ve GSA puanlarıyla ilişkisi Tablo 4.4'te görülmektedir. Ağrı bozukluğu, distimi, nevrasteni, hipokondriyazis ve kısa yineleyici depresyon grubundaki hastaların ortalamadan yaşlı, bulimiya nervoza ve sosyal fobi hastalarının ise daha genç olduğu görülmektedir. Distimi, nevrasteni, somatizasyon bozukluğu, depresif nöbet ve panik bozukluğu olan hastalar en yüksek GSA puanlarını almışlardır.

Tablo 4.4: Son 12 aylık ICD tanılarının yaş ve GSA puanlan

Tanılar

Panik Bozukluğu

Agorafobi

Yaygın Bunaltı Bozukluğu

Depresif Nöbet

Distimi

K. Yineleyici Depresyon

Hipokondriyazis

Nevrasteni

Alkol Bağımlılığı

Obsesif Kompülsif Bozukluk

Bulimiya Nervoza

Sosyal Fobi

Özgül Fobi

Ağrı Bozukluğu

Somatizasyon Bozukluğu

Herhangi Bir Ruhsal Bozukluk

Toplam

GSA12 puanı

ort (SS)

25.6 (7.5) j

23.0 (5.7)

24.1 (5.5)

25.6(6.1)

26.7 (6.8)

24.2 (6.4)

23.2 (5.8)

25.2 (6.0)

21.2(5.1)

24.3(5.1)

21.9(6.9)

23.8 (6.3)

23.0 (5.9)

21.2(5.3)

27.1 (7.8)

21.9(5.4)

18.8 (3.96)

ile ilişkisi

GSA28 puanı

ort (SS)

57.1 (15.4)

52.2(13.3)

54.5(13.0)

57.0(13.5)

59.8(14.6)

54.4(13.9)

52.3(13.0)

57.6(13.5)

46.3 (10.2)

52.2(11.1)

48.4(15.9)

52.0(14.1)

50.4(13.8)

46.5(11.7)

58.1 (16.5)

48.2(12.1)

40.3 (8.8)

Yaş

ort (SS)

43.2(15.5)

41.2(16.5)

43.0(15.5)

40.1 (14.7)

42.1 (15.7)

43.6(14.7)

43.3(11.4)

43.6(15.6)

41.1(13.4)

40.9(14.5)

34.0(8.7)

36.9(13.2)

37.8(14.3)

43.0(16.4)

48.6(15.8)

41.4(15.4)

39.3(15.3)

Eğitim düzeyi ve ruhsal hastalık tanılarının ilişkisi Tablo 4.5'te görülmektedir. Hiç okula gitmemiş

olan grupta tanı oranının beşte birden fazla olduğu, alkol bağımlılığı ve özgül fobi dışında tüm hastalık

gruplarının bu grupta diğer gruplardan daha fazla görüldüğü dikkati çekmektedir. Eğitim düzeyi

arttıkça hastalık tanı oranları azalmaktadır.

82

Page 86: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.5: Son 12 aylık ICD tanılarının eğitim düzeyiyle ilişkisi

Eğitim Durumu

Sayı, sütun %, satır %

Tanılar

Panik Bozukluğu

Agorafobi

Yaygın Bunaltı Bozukluğu

Depresif Nöbet

Distimi

K. Yineleyici Depresyon

Hipokondriyazis

Nevrasteni

Alkol Bağımlılığı

Obsesif Kompülsif

Bozukluk

Bulimiya Nervoza

Sosyal Fobi

Özgül Fobi

Ağrı Bozukluğu

Somatizasyon Bozukluğu

Herhangi Bir Ruhsal

Bozukluk

Toplam

Eğitim yok

10,

15,

20,

77,

33,

29,

13,

63,

2,

9,

2,

30,

43,

153,

6,

302,

0.7, 34.5

1.1, 31.3

1.5, 40

5.7, 25.9

2.4, 28.4

2.1, 24.4

1, 31

4.7, 34.4

0.1, 3.3

0.7, 26.5

0.1, 11.8

2.2, 22.4

3.2, 21.2

11.3, 24.5

0.4, 37.5

22.3, 23.4

1353

İlkokul

14,

22,

21,

138,

53,

57,

17,

81,

37,

14,

10,

68,

82,

362,

9,

670,

0.4, 48.3

0.6, 45.8

0.5, 42

3.5, 46.5

1.3, 45.7

1.4, 47.9

0.4, 40.5

2, 44.3

0.9, 60.7

0.4, 41.2

0.3, 58.8

1.7, 50.7

2.1, 40.4

9.1, 57.9

0.2, 56.3

16.9, 52

3975

Orta/lise

5,

9,

4,

68,

28,

23,

9,

34,

17,

7,

4,

27,

61,

96,

1,

256,

0.3,

0.6,

0.2,

4.2,

1.7,

1.4,

0.6,

2.1,

1,

0.4,

0.2,

1.7,

3.7,

5.9,

0.1,

15.7

17.2

18.8

8

22.9

24.1

19.3

21.4

18.6

27.9

20.6

23.5

20.1

30

15.4

6.3

19.9

1629

Üniversite

2,

5,

14,

2,

10,

2,

5,

5,

4,

1,

8,

15,

14,

0.4, 4.2

1, 10

2.8, 4.7

0.4, 1.7

2.0, 8.4

0.4, 4.8

1, 2.7

1, 8.2

0.8, 11.8

0.2, 5.9

1.6, 6

3, 7.4

2.8, 2.2

58, 11.5, 4.5

503

Hastalık tanılarının medeni durumla ilişkisi Tablo 4.6'da görülmektedir. Alkol bağımlılığı ve obsesif

kompülsif bozukluk dışındaki tüm tanıların dul ya da boşanmışlarda daha sık görüldüğü dikkati

çekmektedir.

83

Page 87: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.6: Son 12 aylık 1CD tanılarının medeni durumla ilişkisi

Medeni Durum

sayı, sütun %, satır %

Tanılar

Panik Bozukluğu

Agorafobi

Yaygın Bunaltı Bozukluk

Depresif Nöbet

Distimi

K. Yineleyici Depresyon

Hipokondriyazis

Nevrasteni

Alkol Bağımlılığı

Obsesif Kompülsif

Bozukluk

Bulimiya Nervoza

Sosyal Fobi

Özgül Fobi

Ağrı Bozukluğu

Somatizasyon Bozukluğu

Herhangi Bir Ruhsal

Bozukluk

Toplam

Bekar

2,

4,

4,

38,

14,

11,

2,

13,

9,

7,

1,

20,

31,

43,

1,

134,

0.2,

0.4,

0.4,

3.8,

1.4,

1.1,

0.2,

1.3,

0.9,

0.7,

0.1,

2,

3.1,

4.3,

0.1,

13.3,

6.9

8.3

8

12.8

12.1

9.2

4.8

7.1

14.8

26

5.9

14.9

15.3

6.9

6.3

10.4

1004

Evli

20,

39,

40,

230,

78,

83,

36,

148,

50,

24,

15,

104,

152,

518,

12,

1017,

0.3, 69

0.6, 81.3

0.7, 80

3.8, 77.4

1.3, 67.2

1.4, 69.7

0.6, 85.7

2.5, 80.9

0.8, 82

0.4, 70.6

0.2, 88.2

1.7, 77.6

2.5, 74.9

8.6, 82.9

0.2, 75

16.9, 79

6005

Ayrı/dul

7,

5,

6,

29,

24,

25,

4,

22,

2,

3,

1,

10,

20,

64,

3,

137,

1.5,

1.1,

1.3,

6.2,

5.1,

5.3,

0.9,

4.7,

0.4,

0.6,

0.2,

2.1,

4.3,

13.6,

0.6,

29.!,

24.1

10.4

12

9.8

20.7

21

9.5

12

3.3

8.8

5.9

7.5

9.9

10.2

18.8

10.6

470

Hastalık tanılarınftı coğrafi bölgelerle ilişkisi Tablo 4.7'de görülmektedir. Batıda tanı oranı

diğer bölgelerden daha yüksektir. Batıda istatistiksel olarak anlamlı oranda fazla görülen

hastalıklar alkol bağımlılığı, bulimiya nervoza, sosyal ve özgül fobi ile ağrı bozukluğudur.

Güneyde kısa yineleyici depresyon, hipokondriyazis ve nevrasteni diğer bölgelerden daha

fazla görülmektedir, farklılık sadece kısa yineleyici depresyonda anlamlıdır. Toplam ruhsal

hastalık yaygınlığı açısından Batıdan sonra ikinci sırada gelen Kuzeyde ise yaygın bunaltı

bozukluğu diğer bölgelerden daha fazladır. Doğuda ise depresif nöbet ve distimi diğer

bölgelerden daha fazla oranda görülmektedir.

84

Page 88: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.7: Son 12 aylık 1CD tanılarının coğrafi bölgelerle ilişkisi

Bölgeler

sayı, sütun %, satır %

Tanılar

Panik Bozukluğu

Agorafobi

Yaygın Bunaltı

Bozukluğu

Depresif Nöbet

Dişti mi

K. Yineleyici

Depresyon

Hipokondriyazis

Nevrasteni

Alkol Bağımlılığı

Obsesif Kompülsif

Bozukluk

Bulimiya Nervoza

Sosyal Fobi

Özgül Fobi

Ağrı Bozukluğu

Somatizasyon

Bozukluğu

Herhangi bir

ruhsal bozukluk

Toplam

Batı

19, 0.6, 65.5

24, 0.7, 50

16, 0.5, 32

148, 4.3, 49.8

62, 1.8, 53.4

51, 1.5, 42.9

18, 0.5, 42.9

88, 2.6, 48.1

45, 1.3, 73.8

22, 0.6, 64.7

14, 0.4, 82.4

77, 2.3, 57.5

114, 3.3, 56.2

371,10.9,59.4

11, 0.3, 68.8

681, 20, 52.9

3413

Güney

1, 0.1, 3.4

5, 0.4, 10.4

4, 0.3, 8

29, 2.5, 9.8

8, 0.7, 6.9

25, 2.2, 21

9, 0.8, 21.4

37, 3.2, 20.2

5, 0.4, 8.2

6, 0.5, 17.6

1, 0.1, 5.9

7, 0.6, 5.2

13, 1.1, 6.4

78, 6.8, 12.5

4, 0.3, 2.5

165,4.3,12.8

1153

Orta

5, 0.4, 17.2

8, 0.6, 16.7

13, 1, 26

51, 3.8, 17.2

17, 1.3, 14.7

21, 1.6, 17.6

8, 0.6, 19

21, 1.6, 11.5

5, 0.4, 8.2

4, 0.3, 11.8

25, 1.9, 18.7

32, 2.4, 15.8

65, 4.8, 10.4

195, 14.5, 15.1

1341

Kuzey

2,

7,

n,

31,

10,

11,

4,

17,

4,

2,

1,

9,

19,

67,

1,

129

0.3, 6.9

0.9, 14.6

1.5, 22

4.1, 10.4

1.3, 8.6

1.5, 9.2

0.5, 9.5

2.2, 9.3

0.5, 6.6

0.3, 5.9

0.1, 5.9

1.2, 6.7

2.5, 9.4

8.9, 10.7

0.1, 6.3

17.1, 10

756

Doğ

2,

4,

6,

38,

19,

11,

3,

20,

2,

u

0.2, 6.9

0.5, 8.3

0.7, 12

4.7, 12.8

2.3, 16.4

1.3, 9.2

0.4, 7.1

2.5, 10.9

0.2, 3.3

0

1,

16,

25,

44,

0.1, 5.9

2.0, 11.9

3.1, 12.3

5.4, 7.0

118 14.5, 9.2

816

Hastalık tanılarının yerleşim yeri tipiyle ilişkisi Tablo 4.8'de görülmektedir. Yerleşim yeri değişkeninde idari bölünme esas alınmıştır. Hemen tüm hastalıkların il merkezlerinde daha çok görüldüğü anlaşılmaktadır. Hipokondriyazis köy merkezlerinde daha sık görülmekle birlikte farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildir.

85

Page 89: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.8: Son 12 aylık ICD tanılarının yerleşim yeri t

Tanılar

Panik Bozukluğu

Agorafobi

Yaygın Bunaltı Bozukluğu

Depresif Nöbet

Distimi

K. Yineleyici Depresyon

Hipokondriyazis

Nevrasteni

Alkol Bağımlılığı

Obsesif Kompülsif

Bozukluk

Bulimiya Nervoza

Sosyal Fobi

Özgül Fobi

Ağrı Bozukluğu

Somatizasyon Bozukluğu

Herhangi Bir Ruhsal

Bozukluk

Toplam

piyle i

Yerleşim Yeri Tipi

sayı, sütun %, satır °

İl

18,

29,

24,

175,

68,

68,

19,

96,

35,

21,

13,

86,

137,

330,

11,

704,

0.5, 62.1

0.8, 60.4

0.7, 48

4.9, 58.9

1.9, 58.6

1.9, 57.1

0.5, 45.2

2.7, 52.5

1, 57.4

0.6, 61.8

0.4, 76.5

2.4, 64.2

3.9, 67.5

9.3, 52.8

0.3, 68.8

19.8, 54.7

3550

üşkisi

/o

İlçe

5,

7,

11,

42,

21,

18,

7,

40,

ıı,

8,

1,

21,

27,

114,

3,

231,

0.3,

0.5,

0.7,

2.7,

1.4,

1.2,

0.5,

2.6,

0.7,

0.5,

0.1,

1.4,

1.7,

7.4,

0.2,

14.9,

17.2

14.6

22

14.1

18.1

15.1

16.7

21.9

18

23.5

5.9

15.7

13.3

18.2

18.8

17.9

1547

Köy

6,

12,

15,

80,

27,

33,

16,

47,

15,

5,

3,

27,

39,

181,

2,

353,

0.3,

0.5,

0.6,

3.4,

1.1,

1.4,

0.7,

2,

0.6,

0.2,

0.1,

1.1,

1.6,

7.6,

0.1,

14.8,

20.7

25

30

26.9

23.3

27.7

38.1

25.7

24.6

14.7

17.6

20.1

19.2

29

12.5

27.4

2382

Genel Sağlık Anketi Sonuçları Genel Sağlık Anketi puanları Likert tipi puanlama (1,2,3,4) ile hesaplanmıştır. Bu şekilde hesaplama ile GSA12 puanları 12-48, GSA28 puanlan 28-112 arasında değişir. Genel Sağlık Anketi toplam puanlarının cinsiyete göre dağılımı Tablo 4.9'da görülmektedir. Kadınlar erkeklere göre daha fazla puan almışlardır.

86

Page 90: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.9: Genel Sağlık Anketi Puanlarının Cinsiyete Göre Dağılımı

GSA12 GSA28

Kadın ort (SS)

19.4(4.2) 41.9(9.4)

Erkek ort (SS)

18.0(3.6) 38.3 (7.5)

Toplam ort (SS)

18.8(3.9) 40.3(8.8)

Yetiyitimi anketi sonuçları Yetiyitimi anketinin toplamından elde edilen puan 0-4 arası ise yetiyitimi yok, 5-7 arası hafif yetiyitimi, i 12 arası orta, 13 ve üstü ise ağır yetiyitimi olarak değerlendirilmiştir. Kadınlarda yetiyitimi oranlarının erkeklerden daha fazla olduğu görülmektedir. Bedensel hastalığı olanlar olmayanlardan, ruhsal hastalığı olanlar olmayanlardan daha fazla yetiyitimi bildirmişlerdir. Ek olarak ruhsal rahatsızlığı olan kişilerde yetiyitimi bedensel hastalığı olanlardan daha fazladır.

Tablo 4.10: Bedensel/Ruhsal Yetiyitimi Puanlarının Cinsiyet ve Bedensel/Ruhsal Hastalık ile İlişkisi

Kadın Erkek Bedensel hastalık:

Var Yok

Ruhsal hastalık: Var Yok

Toplam

Yetiyitimi sayı, (satır %)

Yok

2965 (73.8) 2874 (86.6)

2038 (63.9) 3801 (91.8)

729 (57.7) 5110(84.2)

5839 (79.6)

Hafif

433(10.8) 207 (6.2)

437(13.7) 203 (4.9)

211 (16.7) 429(7.1)

640 (8.7)

Orta

419(10.4) 150(4.5)

450(14.1) 119(2.9)

189(15) 380 (6.3)

569 (7.8)

Ağır

199(5.0) 86 (2.6)

266 (8.3) 19 (0.5)

134(10.6) 151 (2.5)

285 (3.9)

Ruhsal hastalık tanısıyla yetiyitimi ilişkisi Tablo 4.1 l'de görülmektedir. Orta ve ağır yetiyitimi oranlarının somatizasyon bozukluğu, distimi, nevrasteni ve panik bozukluğunda oldukça fazla olduğu görülmektedir. İşe gidememe/iş yapamama günlerinin sayısı da aynı hastalık gruplarında diğerlerinden fazladır.

Tablo 4.11: Son 12 aylık 1CD-10 tanılarının yetiyitimi ile ilişkisi

Yetiyitimi

sayı, (satır %)

Tanılar

Panik Bozukluğu

Agorafobi

Yaygın Bunaltı Bozukluğu

Depresif Nöbet

Distimi

Yok

9(32.1)

24(51.1)

19 (39.6)

105 (36.2)

37 (32.7)

Hafif

6(21.4)

6(12.8)

13(27.1)

67 (23.1)

23 (20.4)

Orta

7(25)

12 (25.5)

7(14.6)

59 (20.3)

23 (20.4)

Ağır

6(21.4)

5(10.6)

9(18.8)

59 (20.3)

30 (26.5)

87

Page 91: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

K. Yineleyici Depresyon

Hipokondriyazis

Nevrasteni

Alkol Bağımlılığı

Obsesif Kompülsif

Bozukluk

Bulimiya Nervoza

Sosyal Fobi

Özgül Fobi

Ağrı Bozukluğu

Somatizasyon Bozukluğu

Herhangi Bir Ruhsal

Bozukluk

Toplam

50 (42.7)

22 (52.4)

64 (36.2)

40(65.6)

12(35.3)

10(62.5)

71 (54.2)

110 (54.7)

368 (60)

5 (33.3)

729 (57.7)

5839 (79.6)

21(17.9)

3(7.1)

31 (17.5)

10(16.4)

8 (23.5)

2(12.5)

18(13.7)

33(16.4)

103(16.8)

3(20)

211 (16.7)

640 (8.7)

22(18.8)

9(21.4)

42 (23.7)

6(9.8)

9 (26.5)

1 (6.3)

20(15.3)

26 (12.9)

88(14.4)

3(20)

189(15)

569 (7.8)

24 (20.5)

8(19)

40 (22.6)

5 (8.2)

5(14.7)

3(18.8)

22(16.8)

32(15.9)

54(8.8)

4 (26.7)

134(10.6)

285 (3.9)

Tablo 4.1 la ve 4.1 lb incelendiğinde yetiyitimi anketinde sorulan son bir ayda işe gidememe/iş yapamama ve yataktan çıkamama gün sayısının cinsiyet, bedensel ve ruhsal hastalık varlığı gibi değişkenlerle ilişkisi görülmektedir. İş yapamama günleri kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Bedensel hastalığı olanlarda olmayanlardan, ruhsal hastalığı olanlarda olmayanlardan daha fazla iş yapamama bildirilmiştir. Yetiyitimi oranlarında olduğu gibi iş yapamama günleri ruhsal hastalığı olanlarda bedensel hastalığı olanlardan daha fazladır.

Tablo 4.1 la: Son Bir Ayda İşe Gidememe ile Cinsiyet, Ruhsal/Bedensel Hastalık Varlığı Arasındaki İlişki

Kadın Erkek

Bedensel Hastalık: Var

Yok

Ruhsal Hastalık: Var

Yok

Toplam

İşe Gidemediği Gün Sayısı sayı, (satır %)

Yok 1-7 gün 7 gün + 3266 (80.3) 2968 (88.8)

2476 (76.5)

3758 (90)

861 (67.3)

5373 (87.6)

6234(84.1)

609(15) 269 (8)

515(15.9)

363 (8.7)

267 (20.9)

611 (10)

878(11.8)

193(4.7) 107(3.2)

244 (7.5)

56(1.3)

151 (11.8)

149 (2.4)

300 (4)

88

Page 92: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.1 lb: Son Bir Ayda Yataktan Çıkamama ile Cinsiyet, Ruhsal/Bedensel Hastalık Varlığı Arasındaki İlişki

Kadın Erkek

Bedensel Hastalık: Var

Yok

Ruhsal Hastalık: Var

Yok

Toplam

Yataktan Çıkamadığı Gün Sayısı sayı, (satır %)

Yok 1-3 gün 3 gün+ 3526 (86.7) 3087 (92.3)

2696 (83.4)

3917(93.8)

1000(78.2)

5613(91.5)

6613 (89.2)

306 (7.5) 144 (4.3)

278 (8.6)

172(4.1)

136(10.6)

314(5.1)

450(6.1)

235 (5.8) 112(3.4)

259 (8.0)

88(2.1)

142(11.1)

205 (3.3)

347 (4.7)

Sağlık hizmeti kullanımı sonuçları Deneklerin %44'ü en az bir, %20'si iki ya da daha fazla sayıda bilinen bedensel hastalıkları olduğunu belirtmişlerdir. Bedensel hastalık sayısı yaşla pozitif korelasyon göstermektedir (.36, p=.000). Son 12 ay içinde ruhsal/sinirsel nedenlerle yardım arayan/tedaviye başvuran kişi oranı % 4.7 olarak bulunmuştur (Tablo 4.12). Son 12 ayda CIDI ile tanısı konmuş ruhsal hastalığı olanların son bir yılda tedaviye başvuru oranı %13.8'dir. En yüksek başvuru oranlan panik bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluk ve somatizasyon bozukluğundadır. İlk başvurular en çok psikiyatri uzmanına, sonra diğer uzmanlara, üçüncü sıklıkta ise pratisyen hekimlere yapılmaktadır.

Tablo 4.12: Son 12 aylık ICD tanılarının son bir yıl içinde ruh sağlığı hizmetine başvuruyla ilişkisi

Tanılar

Panik Bozulduğu

Agorafobi

Yaygın Bunaltı Bozukluk

Depresif Nöbet

Distimi

K. Yineleyici Depresyon

Hipokondriyazis

Nevrasteni

Alkol Bağımlılığı

Obsesif Kompülsif

Bozukluk

Son 12 Ayda

Sayı,

10,

11,

13,

81,

33,

27,

8,

38,

6,

11,

satır%,

2.9

3.2

3.7

23.3

9.5

7.8

2.3

11

1.7

3.2

Başvuru

sütun%

34.5,

22.9,

26,

27.4,

28.9,

23.1,

19,

21,

10.2,

32.4,

Başvurulan Kiş

Prat,

12.5,

10,

8.3,

18.7,

16.7;

23.1,

0,

22.2,

60,

30,

%

uzman,

0,

20,

41.7,

20,

23.3,

26.9,

62.5,

22.2,

20,

20,

*

psikiyatr

75

. 70

50

53.3

53.3

50

37.5

55.6

20

30

Toplam (%)

29 (0.4)

48 (0.6)

50 (0.7)

297 (4.0)

116(1.6)

119(1.6)

42 (0.6)

183(2.4)

61 (0.8)

34 (0.5)

89

Page 93: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Bulimiya Nervoza

Sosyal Fobi

Özgül Fobi

Ağrı Bozukluğu

Somatizasyon Bozukluğu

Herhangi Bir Ruhsal

Bozukluk

Toplam

1,

22,

32,

63,

5,

175,

347

0.3

6.3

9.2

18.2

1.4

50.4

5.9,

16.5,

15.8,

10.3,

31.3,

13.8,

4.7

0,

30,

20,

29.8,

25,

22.2,

20.7

100,

15,

13.3,

22.8,

25,

27.2,

33.1

0

55

60

40.4

50

44.4

39.2

17(0.2)

134(1.8)

203 (2.7)

625 (8.4)

16(0.2)

1288(17.2)

* Sadece son 12 aydaki ilk başvurular alınmıştır.

Görüşme anında "sinirleri" için ilaç kullanmakta olan kişi oranı % 5 tir (kadınlarda %6.8, erkeklerde 2.7). Bunlarm %52'si 12 aylık ICD tanısı almıştır. Kullanılan ilaçlar ağırlıklı olarak antidepresanlar (%66), uyku hapları (% 23), nöroleptiklerdir (%6.5) (Tablo 4.13). İlaç kuUananlarm üçte biri bu ilacı bir yıldan daha fazla süredir kullanmakta olduklarını bildirmişlerdir. Kullanılan ilacı veren kişiler: uzman doktor (%51), psikiyatri uzmanı (%22), pratisyen (%18), eczacı (%4.6)dır. Deneklerin %4'ü ilacı kimseye danışmadan kendi kendilerine aldıklarını söylemişlerdir. Şu anda psikotrop ilaç kuUananlarm %53.4'ü son bir yılda ruhsal nedenlerle bir tedaviciye başvurmuştur.

Tablo 4.13: Şu Anda Kullanılan Psikotrop Ilaçl

Antidepresan Sedatif/hipnotik Antipsikotik Antiepileptik Diğer

Toplam

Kadın sayı (%)

155 (70.3) 46 (20.9) 12 (5.5) 4 (1.8)

3 (1.4)

220 (6.8)

arın Cinsiyete Göre Dağılımı Erkek

sayı (%)

38 (52.8) 21 (29.2) 7 (9.7) 2 (2.8) 4 (5.6)

72 (2.7)

Toplam sayı (%)

193 (66.1) 67 (22.9) 19 (6.5) 6 (2.1) 7 (2.4)

292 (5.0)

Genel Sağlık Anketi toplam puanlarının ruhsal ^edensel hastalık varlığına göre dağılımı Tablo 4.14'te görülmektedir. Bedensel hastalık varlığı hastalara bilinen bir bedensel hastalıkları olup olmadığı sorularak ve 14 hastalıktan oluşan bir liste okunarak işaretlenmiştir. Bu değişkenin GSA puanlarıyla ilişkili olduğu görülmektedir. Bedensel hastalığı olanlar, olmayanlara oranla belirgin olarak daha fazla GSA puanı almışlardır. CIDI görüşmesi sonucunda ICD-10 ölçütlerine göre konan ruhsal hastalık tanısmm varlığının da GSA puanlarıyla belirgin bir ilişkisi olduğu görülmektedir. Ruhsal hastalığı olan-olmayan farkının, bedensel hastalığı olan-olmayan farkından çok daha fazla olduğu görülmektedir.

90

Page 94: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo 4.14: Bedensel/Ruhsal Hastalık Varlığına Göre Ortalama GSA Puanları

Bedensel hastalık var Bedensel hastalık yok

Ruhsal hastalık var Ruhsal hastalık yok

Toplam

GSA12 ort. (SS)

19.8 (4.3) 18.0(3.5)

21.9(5.4) 18.2(3.2)

18.8(3.96)

GSA28 ort. (SS)

43.2 (9.8) 38.0 (7.2)

48.2(12.1) 38.6 (6.9)

40.3 (8.8)

TARTIŞMA

Ruhsal hastalık yaygınlığı Bu araştırma ruhsal rahatsızlıkların yaygınlığını gösteren ve Türkiye nüfusunu temsil eden bir örneklemle yapılmış ilk çalışmadır. Sonuçlar, araştırılan ruhsal rahatsızlık sıklığının toplumun yüzde 17.2'sinde görüldüğünü göstermektedir. Ankara-Gölbaşı'nda benzer bir görüşme aracı kullanılarak yapılmış olan Dünya Sağlık Örgütü araştırmasında sağlık ocağına başvuranlar arasında herhangi bir tanı alanların oranı %17.6 olarak bulunmuştur. Sağlık ocağına başvuranlarda ruhsal sorunların genel topluma oranla daha yaygın olması beklenirse de araştırmamızda anılan araştırmada soruşturulmayan tanı gruplarının (ağrı bozukluğu, yeme bozuklukları, sosyal ve özgül fobiler ve obsesif kompülsif bozukluk) varlığı beklenen farkm olmamasını açıklayabilir. DSM-III ölçütlerine göre tanı konan Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan epidemiyolojik çalışmada (ECA, Regier ve ark. 1988) toplam ruhsal hastalık oranı 6 ay için %19.1 bulunmuştur. Bu çalışmada depresyon %3, fobiler %7.7, panik bozukluğu %0.8, obsesif kompülsif bozukluk %1.5, somatizasyon bozukluğu ise %0.1 bulunmuştur. A.B.D'de en son yapılan epidemiyolojik çalışmada ise (NCS, Kessler ve ark. 1994) DSM-III-R ölçütlerine göre 12 ay için toplam ruhsal hastalık oranı %29.5, depresyon %10.3, panik bozukluğu %2.3 oranında bulunmuştur. Araştırmalar ve ülkeler arasında görülen farklı oranlar, gerçek bir farktan doğabileceği gibi, kısmen görüşme araçlarına ve tanı koyma dizgelerinde^ farklılığa da bağlı olabilir.

Alkol bağımlılığı dışında tüm ruhsal hastalıkların kadınlarda daha sık görüldüğü bilinmektedir. Sonuçlarımız bu bilgiyi doğrulamaktadır. Somatoform ağrı bozukluğu yüksek oranda görülürken somatizasyon bozukluğu oranı beklenenden düşüktür. Bu, somatizasyon bozukluğu tanısı koyabilmek için çok sayıda somatik belirtinin varlığının gerekli olmasına bağlı olabilir. Ağrı bozukluğu tanısı koymak için ise tıbbi açıklaması olmayan ağrıların 6 ay sürmesi yeterlidir.

Ağrı bozukluğu dışta tutulursa en sık rastlanan ruhsal hastalık majör depresyondur. Depresyonun sık görülmesi yanında ciddi yetiyitimine de yol açtığı hatırlanırsa tanı ve tedavi önceliği de ortaya çıkacaktır. Anksiyete ve depresyon spektrumundaki hastalıklar tanıların büyük çoğunluğunu oluştururken, yeme bozukluğu, hipokondriyazis, somatizasyon bozukluğu gibi hastalıkların düşük sıklıkta olduğu görülmektedir.

Ruh sağlığı hizmeti kullanımı Ruh sağlığı hizmeti almak için başvuru yolları önceki çalışmalarla benzerlik göstermektedir (Kılıç ve ark. 1994). Ruh sağlığı hizmetine ulaşım yollarında ilk başvuru seçeneği olarak psikiyatr ve diğer uzman doktorlar ağırlık taşımakta, pratisyen hekim daha sonra gelmektedir. Pratisyen hekimlerin sevk zinciri içinde arzu edilen yeri alması için çalışılması gerektiği açıktır. Ruhsal sorunu olan çok sayıda insanın psikiyatri dışındaki uzmanlık dallarına ilk başvuru yaptığı anlaşılmaktadır. Özellikle bedensel belirtilerle başvuran hastalarda yanlış/yetersiz tanı ve tedavilerin sık olması beklenebilir. Bu nedenle son yıllarda pratisyen hekimler üzerinde yoğunlaşan ruhsal hastalıklar konusundaki eğitimlerin başka uzmanlık dallarında çalışan hekimler için de planlanması gereklidir.

91

Page 95: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Ruhsal hastalığı olan kişilerin yardım için başvuru oranları yetersizdir. Örnek olarak son 12 ayda depresyon tanısı almış olan kişilerin son bir yıl içinde ruhsal nedenle tedaviye başvurma oranı dörtte bir dolayındadır. Herhangi bir ruhsal hastalığı olanlar için ise bu oran yedide birdir. Ruhsal rahatsızlığın ruh hekimine ulaşıncaya kadar 4 basamaktan geçtiğini belirten Goldberg (1992) her aşamada ulaşımı engelleyen faktörleri tartışmıştır. Hastalığın bir sorun olarak tanınması ve başvuruya karar verilmesi ilk adımdır. Başvuran hastaların önemli bir kısmının da tanınmasında güçlük olduğu düşünülürse, uygun yardım alan hasta oranının ne kadar düşeceği anlaşılabilir. Panik bozukluğu en çok yardım arayan hasta grubudur. Alkolizm ve ağrı bozukluğu doktora en az başvuran gruplardır. Panik belirtisinin kişide yarattığı korkunun yardım aramayı arttırdığı düşünülebilir.

Yaklaşık 20 kişiden biri araştırma anında psikotrop ilaç kullanmakta idi. Bunların üçte biri bu ilacı bir yıldan uzun süredir kullandıklarını belirttiler. Şu anda ilaç kullananların ancak yarısının son 12 ayda tanı konacak bir ruhsal rahatsızlığı vardır. Bu kişilerin gereksiz yere veya gereğinden uzun süre mi ilaç kullandıkları, yoksa hastalık şiddetinde olmayan belirtiler için kendiliklerinden mi ilaca başladıkları araştırılması gereken bir konudur.

Yetiyitimi Ruhsal hastalığı olan kişilerin önemli ölçüde yetiyitimine uğradıkları görülmektedir. Ruhsal hastalığı •olanlar olmayanlara oranla, ayrıca bedensel hastalığı olanlara oranla işlerini daha çok aksattıklarını söylüyorlar ve daha fazla yetiyitimi tarif ediyorlar. Kişinin işe gidemediği/işini yapamadığı gün sayısının ruhsal hastalık varlığında bedensel hastalığa oranla daha fazla olması ruhsal rahatsızlıkların ciddi sosyal ve ekonomik sonuçlan olduğunu kanıtlamaktadır. Ruhsal yetiyitiminin kadınlarda daha fazla görülmesi, kadınlarda ruhsal rahatsızlığın erkeklere göre iki kat daha fazla bulunmasıyla ilişkili olabilir. Yetiyitimi puanları ve işe gidememenin distimik hasta grubunda depresyon grubuna oranla daha fazla olması ilginç bir bulgudur. Distimik grubun puanlan nevrasteni ve sonntizasyon gruplarından da yüksektir.

Genel Sağlık Anketi sonuçları Genel Sağlık Anketi puanlarında görülen ilk özellik kadınların erkeklerden yüksek puan almış olmalandir. Bu da beklenen ve başka çalışmalarla paralel bir sonuçtur (Kılıç ve ark. 1997). GSA puanlan Ankara'da sağlık ocağına başvuran kişilerde bulunan değerlerden daha düşüktür (Kılıç 1996). Bu da toplum düzeyinden birinci basamak sağlık hizmetine, oradan da psikiyatri servislerine uzanan sevk zincirinde hastalık şiddetinin artmasıyla açıklanabilir.

Bedensel hastalığı olanlar olmayanlara oranla ruhsal hastalığı olanlar da olmayanlara oranla daha yüksek GSA puanı almışlardır. Ruhsal hastalığı olanların bedensel hastalığı olanlardan daha yüksek GSA puanı almaları, ayrıca ruhsal hastalığı olanlarla olmayanlar arasındaki farkın bedensel hastalık olup olmaması arasındaki farka göre daha yüksek olması beklenen bir durumdur ve anketin ruhsal bozuklukla ilgili belirtileri ölçtüğünün de (geçerliliğinin) dolaylı bir göstergesidir.

SONUÇLAR

1. Sonuçlar toplumdaki her altı erişkinden birinin son yıl içinde tanı konabilir bir ruhsal hastalığı olduğunu göstermektedir.

2. Ruhsal hastalıklar ciddi yetiyitimine (işten güçten kalmaya) neden olmaktadır. Sosyal hayat ve iş verimi üzerine yaptıkları olumsuz etkiler bedensel hastalıklara oranla daha fazladır.

3. Ruhsal hastalıklar için evrensel sayılan risk faktörleri bu çalışmada da ortaya çıkmıştır: a) ruhsal rahatsızlıkların hemen her türü (alkol bağımlılığı hariç) kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha sık görülmektedir. b) eğitim düzeyi yükseldikçe ruhsal hastalık oranı azalmaktadır. c) boşanmış ve dullarda ruhsal hastalık daha sık görülmektedir.

4. Coğrafi bölgeler ve yerleşim yeri tipi ruhsal hastalık sıklığını etkilemektedir. (Güney, Orta ve Doğu Anadolu'da toplam ruhsal hastalık yaygınlığı düşük ve birbirine yakınken Kuzey Anadolu'da oranlar daha yüksek, Batı'da ise hepsinden yüksektir). Şehir merkezlerinde yaşayanlarda ruhsal hastalık riski köy ve ilçedekilere göre daha yüksektir.

92

Page 96: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

5. Ruhsal hastalığı olanların tedavi için başvuru oranları düşüktür. Son bir yıl içinde ruhsal rahatsızlığı olanlardan ancak yedide biri yardım için başvurmaktadır. İlk başvuru çoğunlukla pratisyen hekime değil, psikiyatri uzmanı veya başka uzmanlara yapılmaktadır.

6. Erişkin nüfusun %5'i halen psikotrop ilaç kullanmaktadır. Kullanılan ilaç çoğunlukla bir antidepresandır. Şu anda psikotrop ilaç kullanmakta olanların ancak yarısı son 12 ay için ruhsal hastalık tanısı almıştır. Hem tanı almadığı halde ilaç kullananların olması, hem de bu hastaların üçte birinin bu ilaçları bir yıldan uzun süredir kullanıyor olmaları gereksiz kullanımın araştırılması gereğini ortaya koymaktadır.

KAYNAKLAR

Dünya Sağlık Örgütü (1990) Composite International Diagnostic Interview, Geneva

Dünya Sağlık Örgütü (1991) Brief Disability Questionnaire, Geneva.

Goldberg DP, Williams P (1988) A User's Guide to the General Health Questionnaire. Windsor: NFER/Nelson

Goldberg DP, Huxley P(1992) Common Mental Disorders: A Bio-social model. London, NewYork: Tavistock/Routlege

Kaplan İ (1995) Yarı kırsal alanda bir sağlık ocağına başvuran hastalarda ruhsal bozuklukların yetiyitimi ile ilişkisi. Türk Psikiyatri Dergisi, 6:169-179.

Kessler RC, McGonagle KA, Zhao S ve ark (1994) Lifetime and 12-month prevalences of DSM-III-R psychiatric disorders in the United States: Results from the National Comorbidity Survey. Archives of General Psychiatry, 51:8-19.

Kılıç C (1996) Genel Sağlık Anketi: Güvenilirlik ve Geçerlilik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 7: 3-9.

Kılıç C, Göğüs A (1997) Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi: CIDI. Hacettepe Ü. Tıp Fak. Psikiyatri Bl; Dünya Sağlık Örgütü İşbirliği Merkezi Yayınları, Nurol Matbaası, Ankara.

Kılıç C, Rezaki M, Özgen G ve ark (1997) General Health Questionnaire (GHQ12 & GHQ28): Psychometric Properties and Factor Structure of the Scales in a Turkish Primary Care Sample. Social Psychiatry & Psychiatric Epidemiology, 32: 327-331.

Kılıç C, Rezaki M, Üstün TB, Gater R (1994) Pathways to psychiatric care in Ankara. Social Psychiatry & Psychiatric Epidemiology, 29: 131-136.

Küey L, Üstün TB, Güleç C (1987) Türkiye'de ruhsal bozukluklar epidemiyolojisi araştırmaları üzerine bir gözden geçirme. Toplum ve Hekim, 44: 16-30.

Regier DA, Boyd JH, Burke Jr. JD ve ark (1988) One month prevalence of mental disorders in the United States. Archives of General Psychiatry, 45:981.

Rezaki MS, Özgen G, Kaplan İ ve ark (1995) Results from the Ankara centre. Mental Illness in General Health Care: An International Study. TB Üstün, N Sartorius (Ed). John Wiley & Sons, s: 39-56.

93

Page 97: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ

ÖZET

Çocuklardaki davranış ve duygusal sorunlar ile yetişkinlerdeki ruhsal bozukluklar toplumda yaygın olarak görülmelerine karşın yeterince tanınmamaktadır. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar, yetişkinlerde her 4-5 kişiden birinde tedavi gerektirecek düzeyde ruhsal hastalık bulunduğunu, çocuk ve gençlerde ise davranış ve duygusal sorunların yaygın olduğunu göstermektedir. Toplumda bir ruhsal hastalığı olan bireylerin ya da sorunlu çocuğu olan ailelerin pek azı tedavi için başvurmakta, başvuranların büyük çoğunluğuna tanı konamamakta, tanı konanların ise küçük bir grubu etkili tedavi alabilmektedir. Ruhsal hastalıkların eskiden çok iyi bilinmeyen bir yönü de yol açtıkları yetiyitimidir. Sadece ağır akıl hastalıkları değil, depresyon ve bunaltı bozuklukları gibi sık görülen ruhsal rahatsızlıklar da kişinin iş, eğitim ve sosyal yaşantısmda ciddi sorunlar yaşamasına, belirgin iş gücü kaybına yol açmaktadır. Ruhsal hastalıkların neden olduğu yetiyitiminin bedensel hastalıkların neden olduğundan daha az olmadığı bilinmektedir. Bu da ruhsal hastalıkların önlenmesi ve tedavisinin ne denli önemli olduğunu göstermektedir.

Standart değerlendirme araçlarının kullanımının yaygmlaşması kültürlerarası karşılaştırmaları mümkün kılarak çocuk ve erişkin ruh sağlığı sorunlarının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Ruh sağlığı hizmetlerinin planlanmasında ruhsal sorunların yaygınlığı ve ilişkili faktörlerin iyi bilinmesi temel önem taşır. Bu bilgiler ise geçerliliği ve güvenilirliği sınanmış değerlendirme ölçeklerinin kullanıldığı, iyi düzenlenmiş epidemiyolojik araştırmalarla elde edilebilir.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün başlattığı "Türkiye Ruh Sağlığı Profili" araştırması yukarıda sözü edilen nedenlerle erişkinlerde sık görülen ruhsal hastalıkların, çocuk ve gençlerde davranışsal ve duygusal sorunların yaygınlığı, demografik değişkenlerle ilişkisi, ruhsal ve bedensel sorunların neden olduğu yetiyitimi ve bireylerin ruh sağlığı hizmetini kullanımlarıyla ilgili bilgi toplamayı amaçlamıştır.

Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması tabakalı, çok aşamalı, kümeli, olasılık ömeklemesidir. Son aşamada seçilen birim olan kümenin her tabakada seçilme olasılığı eşit olduğu için araştırma kendinden ağırlıklıdır. Tabakalar Türkiye'nin 5 demografik bölgesi ve 3 yerleşim yeri tipinin (il, ilçe, köy) çaprazlanmasıyla oluşturulmuştur. Araştırmanın bulguları 15 tabaka ve 4 büyük kentimiz ile bunların herhangi bir şekilde birleştirilmesiyle elde edilen toplum kesimlerine genellenebilir. Yerleşim yerinin seçildiği aşamalarda çerçeve olarak T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 1990 Sayımı İdari Bölünüş Yayını gerekli güncelleştirme yapılarak kullanılmıştır. Son aşamada küme seçimi için T.C. Sağlık Bakanlığı'nca tutulan ve her sene güncelleştirilen Evhalkı Tespit Fişleri Kullanılmıştır. Örnek seçiminin her aşamasmda sistematik rasgele seçim yapılmıştır.

Araştırmada saha çalışması için il denetçileri örnekleme çıkan illerde görev yapan Ruh sağlığı Şube Müdürleri ya da Ruh Sağlığı Şubesinden sorumlu Sağlık Müdür yardımcısından, görüşmeciler ise sağlık ocaklarında görev yapan doktor, ebe, hemşire ve devlet hastanelerinde çalışan psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşmuştur. İl denetçisi ve görüşmecilerin eğitimi iki aşamada iki ayrı grup halinde yapılmıştır. Alan çalışması da iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada Aralık 1995 -Ocak 1996 tarihleri arasında İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgeleri, ikinci aşamada ise Nisan-Mayıs 1996 tarihleri arasında Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerde alan çalışması yapılmıştır.

Toplam olarak 3889 hanede 16550 kişi hakkında veri toplanmıştır. Ulaşılan hanelerdeki 2 yaşın üstünde herkese yaşlarına uygun ölçekler uygulanmış, dışlama ölçütü kullanılmamıştır. Örneğe giren hanede Hanehalkı Anketi, 2-3 Yaş Çocukları İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, 4-18 Yaş Çocuk ve Gençleri İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, 5-18 Yaş Öğretmen Değerlendirme Ölçeği ve 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği; erişkin nüfus için ise Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi (CIDI), Genel Sağlık Anketi, Kısa Yetiyitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi kullanılmıştır.

Annelerden elde edilen bilgilere göre 2-3 yaş grubu çocuklarda sorun davranışların görülme sıklığı %10.9, 4-18 yaş grubunda %11.3 olarak bulunmuştur. Öğretmenlerden elde edilen bilgilere göre 5-18 yaş grubunda sorun davranış oranı %11.6, gençlerin kendilerinden elde edilen sonuçlara göre ise

95

Page 98: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

%11.9'dur. Her üç bilgi kaynağından elde edilen bilgiler doğrultusunda toplumumuzda İçe Yönelim sorunlarının Dışa Yönelim sorunlarından daha fazla olduğu görülmektedir. Şehirlerde ruhsal hastalık görülme oranı, kasaba ve köylerden yüksektir. Coğrafi bölgelere göre ruhsal hastalık dağılımı farklılık göstermektedir. Genel olarak çocuk ve gençlerde sorun davranışların yaklaşık %11 olarak bildirilmesine karşın, 2-3 yaş grubu çocuğu olan ailelerde ruh sağlığı hizmetine başvuru hiç yoktur; 4-18 yaş grubunda bu oran % 0.2 olarak bulunmuştur. 11-18 yaş grubundaki gençlerin %5'i davranış ya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmelerine karşın, başvuru oranı % 0.3 olarak bulunmuştur.

Erişkinlerle ilgili verilere göre son 12 ayda herhangi bir ruhsal rahatsızlığı olan kişi oranı %17.2'dir. Kadınlarda ruhsal rahatsızlık görülme oranı erkeklerin iki katı fazladır. Eğitim, medeni durum gibi değişkenler ruhsal hastalık yaygınlığını etkilemektedir. Şehirlerde ruhsal hastalık görülme oranı, kasaba ve köylerden daha fazladır. Coğrafi bölgelere göre ruhsal hastalık dağılımı da farklılık göstermektedir: batı bölgesinde oranlar en yüksektir. Ruhsal hastalık varlığının belirgin olarak iş gücü kaybına, işe gidememeye yol açtığı ve bu kaybın bedensel hastalığı olanlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Deneklerin son bir yıl içinde ruhsal şikayetlerle tedavi başvurusu yapma oranı %4.7'dir. Başvuru oranlan kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır. Ruhsal nedenle ilk başvurulan kişi sıklık sırasına göre psikiyatri uzmanı (%39), psikiyatri dışı uzman (%33), pratisyen (%21) ve hocadır (%3.6). Araştırma anında psikotrop ilaç kullanma sıklığı %5'tir. İlaç kullanım oranı kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır. Araştırma anında kullanılan ilaçların üçte ikisi antidepresanlar, dörtte biri sedatif/hipnotiklerdir.

Türkiye Ruh Sağlığı Profili bulguları ruhsal hastalıkların yaygınlığı ve sonuçlarıyla ilgili önemli bilgiler sağlamaktadır. Araştırma ruhsal hastalıklarla ilgili Türkiye nüfusunu temsil eden ilk çalışma olması, çok sayıda ruhsal sorunun taranmış olması, hem çocuk hem erişkin örneklemini içermesi gibi nedenlerle önemlidir. Topluma yönelik ruh sağlığı hizmetlerinin planlanması ve gelecekteki araştırmalara temel oluşturması açısından bulgularımızın yararlı olacağını umuyoruz.

96

Page 99: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

MENTAL HEALTH PROFILE OF TURKEY

SUMMARY

BACKGROUND

Epidemiological studies targeting general population yield higher than expected prevalence rates for mental disorders. Behavioral and emotional problems in children and adolescents are also reported to be high. Studies show that one in four or five people in the population at any given time is suffering from a diagnosable mental disorder. Although they are common, people with mental disorders rarely seek treatment. Of those who do, the great majority receive incorrect diagnoses or no diagnosis at all. Further, those who are correctly diagnosed, may not receive proper/sufficient treatment. Mental disorders can cause severe disability. Not only severe mental disorders, like schizophrenia, but also very common mental disorders like depression and anxiety disorders can seriously affect work and social performance. Studies show that disability caused by mental disorders in general is not less than that caused by bodily illnesses. These findings, in addition to the fact that mental disorders are very common, makes prevention and treatment of mental disorders a significant public health problem.

The increasing use of standardized assessment tools have enhanced our understanding of child and adult psychological problems by making cross-cultural comparisons possible. In order to form public health policies for mental health services, it is essential to know the distribution of mental health problems and associated variables. Those variables will be provided by well designed community epidemiological studies done with standardized instruments with established validity and reliability.

AIMS The Mental Health Profile Survey of Turkey aims to investigate the prevalences, characteristics and consequences of common adult mental disorders as well as children and adolescents' behavioral/ emotional problems. It also assesses demographic variables associated with psychological problems in addition to the disability caused by mental disorders and use of health services by people who suffer emotional problems. The results of this study will provide baseline data for future studies and will also help in shaping public health policies and programs.

METHODOLOGY AND SAMPLING The survey was designed in a way that generalization of the findings would be possible on region level as well as on type of settlement. For this reason, a sample plan of a self weighted, equal probability of selection in strata, with a large target number of households was designed. Two stratification criteria was used: one was the region with five categories, and the other was type of settlement with three categories, constituting 15 strata. The selection was done at various stages where staging was determined by the existence of sampling frames. At the last stage, cluster selection was done from household records kept and updated every year by Ministry of Health. Systematic random selection was employed at every stage. An independent computer file was created for every module used in the survey. Identification of the records in these files was designed in a way that it is possible to match related records from various files.

Distributions of background variables of the Mental Health Profile Survey were compared with 1990 Turkish General Census, 1989 Demographic Survey of Turkish State Planning Organization and 1993 Turkish Demographic and Health Survey of Hacettepe University Institute of Population Studies. Taking, also, the natural trend of change in time on these background variables into consideration, the findings of the Mental Health Profile Survey seemed to be reliable.

ORGANIZATION AND PLANNING The Mental Health Profile Survey was carried out by General Directorate of Primary Health Care of Ministry of Health, through a technical collaboration of Child Psychiatry Department of Ankara University Medical Faculty, Psychiatry Department of Hacettepe University Medical Faculty and Hacettepe University Institute of Population Studies. The financial support for the survey was provided by Health Project General Coordination Unit of Ministry of Health and World Health Organization.

97

Page 100: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Field staff and local supervisors were selected among Ministry of Health staff including general practitioners, social workers, psychologists, midwives, nurses and health educators. All interviewers received theoretical and practical training for a week. Fieldwork activities were completed in two stages. The first stage of the fieldwork was completed by the end of December 1995, the second stage was completed by the end of May 1996. Local supervisors held regular meetings with the fieldwork team to ensure quality of data collection and reported weekly to the center coordinators in Ankara. At the end of field work, the questionnaires were returned to the Primary Health Care Directorate of Ministry of Health where they were edited by study supervisors.

DATA COLLECTION Data was collected on a total of 16550 household members living in 3889 interviewed houses, no exclusion criteria was used. A Household Questionnaire was filled in for every house. Children and adolescents were given Child Behaviour Checklists (CBCL/2-3, CBCL/4-18), Teacher's Report Form (TRF) and Youth Self-Report (YSR). The adults were given Composite International Diagnostic Interview (GDI), General Health Questionnaire (GHQ), Health Services Use Questionnaire and Brief Disability Questionnaire (BDQ). A total of 635 were given CBCL/2-3, 4488 CBCL/4-18, 2340 TRF and 2206 cases were given YSR. The number of subjects receiving CIDI, GHQ, BDQ and Health Service Use Questionnaire were 7479. The internal consistency and test-retest reliability coefficients were satisfactory for all the checklists. The response rate for household questionnaire was 90 %. The total response rate of CBCL/2-3 was 94.6 %, it was 83.9 % for CBCL/4-18, 87.7 % for TRF, 79 % forYSR. The response rate for adult population was 73.4 %.

RESULTS

Household findings: The average household size in this survey was 4.26, a bit smaller than the average of Turkish Demographic and Health Survey, 1993. Marriage is still a stable sociological unit in Turkey, only 1% of the marriages dissolved because of divorces and 7.2% dissolved for natural causes like death. Gender differentiation still continues in education opportunities in Turkey, especially after primary education level. Primary school graduates were equally distributed in both sexes while the frequency of males was higher in higher education levels.

A great majority (two thirds) of the 12+ age population, the population in the working age, do not work at any income returning job. This high figure may be explained by young population who are still continuing their education, older population who exited from working life and housewives whose work has no return in terms of money. In addition, 46% of the population has no social insurance at all.

Child and adolescent sample: Each instrument for children and adolescents was scored for eight cross-informant syndromes, plus Internalizing and Externalizing groupings of the syndromes and total problems.

No significant age and gender differences were reported by the parents of children aged 2-3. Parents of children aged 4-18 revealed significantly higher total problem scores for boys than for girls, higher scores for younger than for older children. Girls also had higher scores for Withdrawn, Somatic Complaints and Anxious/Depressed scales than boys. On the other hand, boys obtained higher scores for Attention Problems, Delinquent Behavior and Aggressive Behavior scales than girls. For Internalizing scale, girls were scored higher, for Externalizing scale boys were rated higher. There were significant differences between gender and age groups on the Competence scales. For Activities, Social and Total Competence, parents reported higher scores for boys than girls. There was a slight tendency for older children to obtain higher competence scores than younger children, whereas for School scale, parents reported higher scores for girls than for boys and for younger children than older children.

On TRF, girls were rated significantly higher than boys on all six academic and adaptive scores. Teachers generally viewed girls on functioning somewhat better than boys. Older children obtained higher scores for 'Total Adaptive Functioning" than younger children. On Syndrome and Total Problem Scales, teachers reported higher total problem scores for boys than for girls, higher scores for

98

Page 101: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

younger than for older children. For Internalizing scales, teachers reported higher scores for girls, whereas for Externalizing scales, they reported higher scores for boys. These findings pertain to studies based on parent reports. On Externalizing and Total Problems, younger age group had higher scores than older age group. No significant age differences were found on the Internalizing Scale.

On YSR, boys obtained higher Total Competence score than girls. No significant age differences were found for the two scales or total competence. On syndrome scales girls reported higher on internalizing problems and boys on externalizing problems. These findings pertain to studies based on parent and teacher reports. Unlike parents and teachers reports of children's problem behavior, no significant gender differences were reported by the adolescents. They also indicated an increase of problem scores with increasing age. Adolescents reported higher problems than their parents and teachers. The mean total problems scores on the YSR (32.2), was much higher than those found on the CBCL (24.0) and the TRF (29.5).

In all checklists, problem rates were higher in urban than semi-urban and rural areas. There were regional differences in problem rates.

The prevalence rate of Total Problems of the CBCL/2-3 on the Total Problems revealed a rate of 10.9 percent based on parent information, 11.3 percent for ages 4-18 year olds, 11.6 percent on the basis of teacher information and 11.9 percent based on youth reports.

Although a considerable proportion of children are reported to have behavioral/emotional problems, very few (none in 2-3, 0.2% for 4-18 age groups) are referred to mental health care services. Although 5% of the 11-18 age group youths have reported the need for help for their behavioral/ emotional problems, only 0.3% were referred.

Adult sample: A total of 7479 people aged 18 or older were interviewed by general practitioners trained in the use of CIDI. 54.9% were female and mean age was 39.3. The prevalence of psychiatric disorders in the last 12 months according to ICD-10 was 17.2%. Three most common types of psychiatric illnesses were: pain disorder (8.4%), major depression (4%) and specific phobia (2.7%). The prevalence of any psychiatric disorder was 22.4% in women compared to 10.9% in men. People with any psychiatric disorder were older than general population. People with disorders which typically start during childhood or adolescence like specific and social phobia, however, were younger. Lack of education had a clear effect on rate of illness; the least educated had the highest rates of psychiatric disorder. Marital state also had an effect; divorced or widowed people had higher chances of having an illness compared to married and single people. Rates of illness differed depending on type of settlement and geographical region. Subjects who live in the western part of Turkey had clearly higher rates of overall ICD-10 psychiatric disorder (20%) than the other parts (14.3 to 14.5%); northern parts of Turkey also showed higher rates of illness (17.1 %), although not as high. People living in urban areas compared to those living in semi-urban and rural areas had higher rates of psychiatric disorders (19.8 vs. 14.8 and 14.9%).

Presence of psychiatric disorder was clearly associated with higher disability (number of days unable to go to work, number of days unable to get off bed) compared both to those with no psychiatric disorder and those with physical illness.

General Health Questionnaire scores were quite sensitive to psychiatric illness: both GHQ12 and GHQ28 scores differentiated people with and without psychiatric disorder for all diagnostic groups. GHQ scores were higher for any psychiatric illness compared to any bodily illness, thus confirming its specificity for psychological problems.

4.7% of subjects had contacted a carer in the last year for psychological reasons. Women had two-times higher rates of contact than men. Person first contacted for psychological problem was: psychiatrist (39% of cases), other specialist (internist, neurologist 33%), general practitioner (21%) and religious healer (3.6%). The three disorders with highest rates for any contact were: panic disorder, obsessive compulsive disorder and somatization disorder.

99

Page 102: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

5% of subjects reported being on psychotropic medication at the time of the study. Two thirds of those were on antidepressants (women 70.3%, men 52.8%), one fourth were on sedative/ hypnotics. Half of these people received any ICD-10 diagnosis and one third said they had been taking their drug for longer than one year.

CONCLUSION The results provide essential information on prevalence, characteristics, consequences and related factors of psychological problems in Turkey. The study is important since it is the first epidemiological study on psychological problems on a national sample. Psychological problems of children and adults were more common in urban than rural areas. Although adult women had a higher prevalence of psychological problems, the female/male ratio was reversed in childhood. Adolescents reported more problems than their parents & teachers did. Results indicate that one in every six adults have a diagnosable mental disorder. They also show that mental disorders severely affect people's lives; the disability caused by mental disorders is higher than that caused by organic illness. Universal risk factors for mental illness were confirmed by our findings; those with less education, divorced or widowed people and adult women are at high risk for most of psychiatric illnesses. Urbanization is also a known risk factor for both adults and children. One interesting finding is that there were regional differences both in the prevalence of any disorder and also for types of disorders.

One major finding is that both adults and children received inadequate help for their psychological suffering. Very few children with psychological problems were referred for help. Although 5% of 11-18 age group volunteered they needed psychological help, only 0.3% of the whole group were referred. One out of seven adults who had a diagnosable psychiatric disorder sought help from a professional in the last 12 months. Some symptoms seem to increase this rate of help seeking.

We hope the results of this study will be of help in future planning of needs of care for both adults and children in our population.

100

Page 103: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

EK 1. ÖRNEKLEME TABAKALARI, GÖRÜŞME TARİHİNDE NÜFUSLAR, YERLEŞİM YERİ SAYILARI, ÖRNEK YERLEŞİM YERLERİNİN TABAKALARA DAĞILIMI

Tablo E1-1: Bölge ve

Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A.

tabakalarda alan çalışması tarihi için kestirilmiş hanehalkı sayıları İl merkezleri

YY s 13 8

20 9

23 73

HH sayısı (Kestirim) 3288207.4

714448.9 1402190.5 220566.3 610446.1

6235859.2

İlçe merkezleri

YY s 192 107 225 126 203 853

HH sayısı (Kestirim) 1120147.4 570671.9 634206.1 309712.0 456974.7

3090712.1

Köyler

YY s 169 98

239 131 222 859

HH sayısı (Kestirim) 1137595.7 611432.9 948839.2 506330.4 825695.3

4029893.5

Toplam HH sayısı (Kestirim) 5545950.5 1896553.7 2985235.8 1036608.7 1892116.1

13356464.8

Tablo El-2: İl merkezlerinde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri sayısı, örnekleme aralığı ve rasgele sayı

Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A. Toplam

Yerleşim yeri sayısı

13 8

20 9

23 73

HH sayısı (kestirim)

3288207.4 714448.9 1402190.5 220566.3 610446.1

6235859.2

Seçilecek YY sayısı

8 3 9

5 28

Örnekleme aralığı

411025 238149 155798 73522 122089

Rasgele sayı

170908 85323 142989 19561 70613

Tablo E1-3: Seçilen il merkezlerine bağlı ilçe merkezlerinde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri sayısı, örnekleme aralığı ve rasgele sayı.

Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A. Toplam

HH sayısı (kestirim)

400798.8 216282.5 284440.5 120036.2 125909.3

1147467.3

Seçilecek YY sayısı

6 1

7 3 6

25

Örnekleme aralığı

66799 72094 40634 40012 20984

Rasgele sayı

56340 68521 20980 13825 15003

Tablo El-4: Seçilen il merkezlerine bağlı köylerde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri sayısı örnekleme aralığı ve rasgele sayı.

Batı A. Güney A. Orta A. Knızey A. Doğu A. Toplam

HH sayısı (kestirim)

314398.5 259308.8 402163.7 211834.9 238179.1

. 1425885.0

Seçilecek YY sayısı

13 6 10 6 10 45

Örnekleme aralığı

24184 43218 40216 35305 23817

Rasgele sayı

2663 17710 11152 4435 4943

Page 104: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo E1-5:

Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A. Toplam

İl merkezi

24.61884 5.34908 10.49821 1.65138 4.57041

46.68792

ilçe merk.

8.38655 4.27262 4.74830 2.31881 3.41388

23.14016

Köyler

8.51719 4.57780 7.10396 3.79090 6.18198

30.17183

Toplam

41.52259 14.19951

22.35049 7.76110 14.16629 99.99998

Tablo El-6: Örnek 5000 Hanehalkının tabakalarda dağılımı.

Batı A. Güney A. Orta A. Kuzey A. Doğu A. Toplam

İl merk.

1231 267 525 83

229 2335

İlçe merk.

419 214 237 116 171

1157

Köyler

426 229 355 190 309 1509

Toplam

2076 710 1117 389 709

5001

102

Page 105: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

EK 2. KÜME SEÇİMİ İÇİN ÇERÇEVENİN OLUŞTURULMASI

Örnekleme çerçevesi, olasılıklı seçimde seçilme şansı verilen her birimin (araştırma konusuna uygun olan her birimin) yer aldığı listedir. Bu liste eksiksiz ve tekrarsız olduğu zaman örnekten evrene genelleme yapmak mümkündür, aksi halde, bulgular sadece örneğe giren birimler için geçerli kalır.

Çerçeve eksik ise, çerçeveye giren birimlerin seçilme olasılığı artmış, girmeyenlerinki de sıfıra indirilmiş olur, bulgular çerçevede var olan birimlere yanlı olur. Eğer bir birim çerçevede birden fazla yer almışsa, bu tip birimlerin seçilme olasılığı diğerlerine göre daha fazla olur, bu nedenle yine yanlılık doğar.

Yanlılıktan kaçınmanın en önemli ve birinci derecede etken yolu güncel çerçeveden seçim yapmaktır. Bu nedenle çerçeve özenle hazırlanmalıdır.

Bu araştırmanın temel örnekleme birimi "hane"dir. Türkiye'de bütün haneleri kapsayan tek çerçeve DİE'nin sayım öncesinde yaptığı blok tarama ile elde edilen hane listeleridir ki 5 yıl geride kalmıştır, güncel değildir. Bir başka çerçeve TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım Şti.) in müşteri kayıtlandır. Bu listelere erişim hem pahalı hem de zaman alıcıdır.

Bu araştırmada çerçeve olarak Evhalkı Tespit Fişleri (ETF) kullanılmıştır. ETF'ler senede bir ve en son Haziran 1995 gibi yakın bir tarihte güncelleştirildiğinden Türkiye'de kullanılabilir çerçevelerden biri olarak kabul edilebilir. Ancak, yine de bir yerleşim yerinde tüm haneleri kapsamama olasılığı akılda tutularak, örnek seçimi aşamalarında ETF'lerin eksiği giderilmeye çalışılmıştır.

Örnekleme olasılıklı seçim olacak şekilde düzenlendiğinden ve olasılık hesaplayabilmek için önceki aşamalarda seçilen yerleşim yerlerindeki hanehalkı sayısına gerek olduğundan, ilk olarak, her yerleşim yeri için aşağıdaki form doldurulmuştur.

Form 1: Sağlık ocaklarında nüfus ve hane sayıları

ETF'lerin

Hanehalkı ETF'lerin nasıl kapsamadığı sayısı Nüfus sınırlandırıldığı yerin tanımı

1. Sağlık ocağı

2. Sağlık ocağı

3. Sağlık ocağ

n. Sağlık ocağı

Formun 1. sütununda Sağlık ocağı tarafından saptanan hanehalkı sayısı, 2. sütununda bu hanelerde yaşayan insan sayısı istenmektedir.

3. sütunda ETF'lerin sımflandırılış biçimi tarif edilmiştir. Bazı Sağlık Ocakları ETF'leri sokak sokak, bazıları sorumlu ebe-hemşireye göre, bazıları da site site demetlemiş ya da sınıflandırmışlardır. Eğer ETF'ler sınıflandırılmamış; rasgele, düzensiz bir şekilde yığılmış ise, Sağlık ocağının (örneğe girdiği taktirde) sokak sokak, ya da sitelere göre sınıflandırma yapması istenmiştir.

Formun her satırına bir Sağlık ocağı için bilgi yazılmıştır. Sağlık ocağının adının eksiksiz olarak belirtilmesi «erekir. Satırlardan bazıları Sağlık ocakları tarafından çeşitli nedenlerle kavranamayan, ETF'leri

103

Page 106: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

doldurulmamış hane, hane kümeleri (yeni yapılmış ve iskan edilmiş apartman, ev, site, sokak gibi) varsa bu tip hane kümeleri için kullanılmış ve buralar için kesin hanehalkı sayısı ile yaklaşık nüfus yazılmıştır. Bu tip yerler grup başkanlıklarınca doldurulmuş ve adresleri 4. sütunda belirtilmiştir.

Her yerleşim yeri için hazırlanan formun Bakanlığa gönderilmesi, formun başına ait olduğu yerleşim yerinin ili, ilçesi, mahalle ve köyü eksiksiz yazılması istenmiştir. ETF kayıtları herhangi bir Sağlık ocağında tutulan köyler için de birer form doldurtulmuştur.

Eğer köy için ETF'Ier doldurulmamış ise, köyün hanehalkı listesi köy muhtarı ya da ihtiyar heyetinden istenmiştir.

Örnekleme küme örneklemesidir. Bu araştırmada küme, birbirine komşu yaklaşık 20 hane olarak tanımlanmıştır. Yerleşim yerinin büyüklüğüne bağlı olarak hem küme büyüklüğü hem de küme sayısı değişkendir.

Örnek hanelerin seçimi için bu formlar kullanılmıştır. Seçilen her Sağlık ocağı için rasgele bir rakam verilmiş, verilen rakama karşılık gelen hane örnek kümenin ilk hanesi olacak şekilde, bu haneden itibaren küme büyüklüğü kadar hane örneğe alınmıştır. Eğer küme tamamlanmadan demet biterse, demetin sonundaki n hane kümeyi oluşturur (n küme büyüklüğüdür). Eğer demet verilen küme büyüklüğünden daha az küme içeriyorsa, seçilen demete komşu olan ve seçilen demetten sonra gelen sokak, ya da sitenin demeti kullanılarak küme tamamlanmıştır.

104

Page 107: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

EK 3: UYGULAMA VE SONUÇLARI

EK 2 yönerge haline getirilerek örneğe giren illerin yöneticilerine dağıtılmış, aynı zamanda çerçeve oluşturma için 2.5 saatlik bir eğitim toplantısı yapılmış ve yöneticilerden kendi sorumluluklarında olan il merkezi ve ilçe merkezleri için FORM doldurmaları istenmiştir. 3 Kasım 1995 te gelen FORM'lardaki bilgilerle aşağıdaki tablo oluşturulmuştur.

Tablo E3-1.

Adana Adana Antalya Antalya İsparta İsparta Ankara Bolu Bolu Eskişehir Konya Konya Konya Konya Kütahya Kütahya Kırıkkale

Orta ve Güney Anadolu böl;

Osmaniye

Kaş

Yalvaç

Düzce

Akşehir Ereğli Kulu

Tavşanlı

pelerinde ETF'lerden gelen bilgilerin dökümü.

ETF Nüfus

1177167 149337 492866 3172 129169 14970 1913742 66071 69987 464623 663004 55800 87254 17854 168077 72971 186392

Hane

229930 26198 128509 730 33896 3571

16876 16893 126800 145662 13225 19639 3087 43016 15298 42843

C r t H H

5.12 5.70 3.84 4.35 3.82 4.19

3.92 4.14 3.66 4.55 4.22 4.44 5.78 3.91 4.77 4.35

Projeksiyon 1990 Nüfus

1098996 144088 547812 5195 124193 39841 2925319 73483 67877 465247 627654 59083 80.263 18901 144362 46400 165297

Hane

224285 26931 139039 1270 32596 8497 716990 18603 15357 121793 135562 11864 16117 3796 36091 10867 33803

O r t H H

4.90 5.35 3.94 4.09 3.81 4.63 4.08 3.95 4.42 3.82 4.63 4.98 4.98 4.98 4.00 4.27 4.89

Kaynak: T.C. Başbakanlık D.t.E., 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Tablo:61, s:179.

Tablo E3-1 incelendiğinde, bilgileri eksik olan Ankara ve Antalya illeri dışında üç yerleşim yerinin ETF bilgilerinin açıklanmaya muhtaç olduğu görülmektedir. Diğer bütün yerleşim yerlerinde ETF nüfusları kestirilmiş nüfuslardan büyük ve yakın değerlerdir. Benzer şekilde hane sayısı Osmaniye dışında bütün yerleşim yerlerinde ETF kayıtlarında daha büyük değerlere ulaşmaktadır. Osmaniye'de ETF kayıtlarına göre hane sayısı kestirilmiş hane sayısından küçük olmasına rağmen ETF nüfusu kestirilmiş nüfustan daha büyüktür.

ETF kayıtlarında saptanan nüfusların kestirilmiş nüfuslardan büyük olması, kayıt dışı kalmış hanelerin ihmal edilebilir düzeyde kaldığını göstermektedir. Bu nedenle ETF kayıtlarının bu yerleşim yerlerinde örnekleme çerçevesi olarak kullanılabilir olduğu düşünülmüştür.

ETF kayıtlan kestirim değerleri ile uyuşmayan beş yerleşim yeri için Tablo E3-2 düzenlenmiştir.

Tablo E3-2: ETF kayıtları gözden

Bolu İsparta Konya Antalya Antalya

Yalvaç Kulu

Kaş

geçirilecek yerler

1985

50288 19968 16064

261114 4002

için ek döküm

1990

60789 28028 17425

378208 4560

Kestirim

73483 39841 18901

547812 5195

ETF

66071 14970 17854

492866 3172

Tablo E3-2'ye göre, özellikle Yalvaç ETF bilgilerinin bu haliyle örnekleme çerçevesi olarak kullanılamayacağı görülmektedir. Bu nedenle bu merkezlerin yöneticilerinden kayıtlarını gözden geçirmeleri ve eksiklerini tamamlamaları istenmiştir.

105

Page 108: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Ankara Büyükkentin tümü için, ETF kayıtları kullanılamaz halde olduğu için küme seçimi TEDAŞ müşteri kütüklerinden yapılmıştır. Kümenin başlangıç yerinin adresi, il adı, ilçe adı, mahalle adı olarak verilmektedir. Ayrıca kümenin mahalle içinde tam yerini belirlemek için cadde ve sokak adı ile birlikte 3-11 arasında TEDAŞ müşterisinin konut numarası ve adı-soyadı verilmektedir. Bu liste sadece konutları içermekte, işyerleri bu listede yer almamaktadır.

Küme, birbirine komşu 20 haneden oluşmaktadır (-100 kişi). Küme, TEDAŞ'tan alınan bu liste başlangıç noktası sayılarak, görüşmeci ekipler tarafından 20 hane listelenerek oluşturulmuştur.

Araştırmanın ikinci aşaması, ilk aşamada kapsanan Orta ve Güney Anadolu dışında kalan Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerini kapsamaktadır. Bu bölgelerden seçilen İl Sağlık Müdürlüklerinden, ilin nüfus ve hane sayısı, Sağlık Ocaklarına göre dökümü istenmiştir.

Tablo E3-3: Batı, Kuzey ve

Bursa Bursa istanbul izmir izmir İzmir Yalova Giresun Giresun Samsun Samsun Trabzon Trabzon Diyarbakır Diyarbakır Diyarbakır Erzincan Malatya Malatya Sivas Sivas Sivas Van Van

-•

Karacabey

Kınık Torbalı

Eynesil

Bafra

Araklı

Dicle Silvan

Battalgazi

Gemerek Şarkışla

Erciş

Doğu Anadolu için ETF' erden gelen bilgilerin dökümü

ETF Nüfus

1040440 20971

786287 12341 26554 80128 94230

9415 362540

76591 238607

26071 511786

33027 84792

101943 318708

18829 247125

10790 23111

266817 65655

Hane

219271 4843

215630 3850 6357

27102 20776

2067 83336 16205 51020 4634

74339 4696 9981

65074 2774

2126 4590

39050 8125

OrtHH

4.74 4.33

3.65 3.21 4.18 2.96 4.54 4.55 4.35 4.73 4.68 5.63 6.88 7.03 8.50

4.90 6.79

5.08 5.04 6.83 8.08

Projeksiyon 1990 Nüfus

1062582 39500

2099334 18521 24483 80448 81777

6798 335427

80464 145900

12232 474834

4807 78207

334403 16116

12226 16449

211860 44795

Hane

254206 9338

545282 4965 6564

20315 18756

1241 77287 16255 32494

2105 79271

694 11285

67015 2764

2187 2943

31763 6013

OrtH

4.18 4.23 4.10 3.85 3.73 3.73 3.96 4.36 5.48 4.34 4.95 4.49 5.81 5.99 6.93 6.93 4.59 4.99 5.83 5.03 5.59 5.59 6.67 7.45

%fark

-2 -47

-63 -34 +8 -0

+ 13 +28

+7 -5

+39 +53

+7 ?? +8 ?? -5

+ 14 ??

-12 +29 +21 +32

Kaynak: T.C. Başbakanlık D.I.E., 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Tablo:61, s: 179.

Projekte edilmiş nüfusları baz alarak, ETF nüfusları ile projekte nüfuslar arasındaki farkın yüzde dağılımlarına bakarak ETF kayıtları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Görüldüğü gibi, il ve ilçe merkezlerinde, ETF kayıtlarının projekte nüfuslardan fazla olduğu yerleşimler olduğu gibi, ETF kayıtlarının projekte nüfusların çok gerisinde kaldığı yerler ve her ikisinin birbirine çok yakın olduğu yerler vardır. Bunlardan, ETF kayıtlarının projekte nüfusa göre en fazla %5 daha az kaldığı yerler ve ETF kayıtlarının çokluğa bakılmaksızın projekte nüfuslardan fazla olduğu yerler tümüyle kabul edilmiş ve hane seçimi için çerçeve olarak ETF kayıtları kullanılmıştır. Bunların dışında kalan yerlerin ETF kayıtlarmm yetersiz olduğu İl Sağlık Müdürlüklerine bildirilmiş ve eksikliğin kaynağı sorulmuş, ETF kayıtlarına girmeyen mahalle ve sokakların varlığının sorgulanması istenmiştir. Bu şekilde ETF nüfusu az görünen il ve ilçe merkezleri aşağıya listelenmiştir.

106

Page 109: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

Tablo E3-4: Batı ve Doğu Anadolu' da ETF kayıtları gözden geçirilecek yerler.

Bursa İstanbul İzmir İzmir Malatya Sivas Erzincan Sivas

Karacabey

Kınık

Gemerek

ETF Nüfus

20971

786287 12341

318708 10790

101943 247125

Hane

4843

215630 3850

65074 2126

O r t H

4.33

3.65 3.21 4.90 5.08

Projeksiyon 1990 Nüfus

39500

2099334 18521

334403 12226

Hane

9338

545282 4965

67015 2187

I

O r t H

4.23

3.85 3.73 4.99 5.59

-47 ?? -63 -34 -5 -12 ?? ??

Bunlardan İstanbul Büyük Kent merkezinden derlenen ETF kayıtlarının projeksiyon nüfusundan büyük farklılık göstermesi üzerine bu kentte ETF kayıtlarının küme seçimi için çerçeve olarak kullanılmasından vazgeçilmiştir. Bunun yerine, her Sağlık Ocağı sorumluluğu altında olan alandaki tüm sokakların listesi çıkarılmış* ve bu sokaklardan sistematik rasgele seçimle, her sokak bir kümeye karşılık gelecek şekilde sokaklar seçilmiştir. Bu işlem, sokaklardaki hane sayısı birbirine eşit olmadığı için bir miktar yanlılık taşımaktadır. Sokaklardaki hane sayısını saymak hem pahalı hem de zaman alıcı bir işlem olduğu için her sokakta ortalama 30 hane olduğu varsayılmıştır. Seçilen sokakla birlikte bir de 1 ile 20 arasında rasgele bir sayı seçilmiş ve görüşmeci ekiplerin bu haneden itibaren küme oluşturmaya başlamaları istenmiştir.

Listedeki diğer yerleşim yerlerinin Sağlık Müdürlüklerinden ETF kayıtlanndaki eksikliklerin tamamlanması, eğer tamamlanamıyorsa projeksiyon nüfusu ile ETF nüfuslarının arasındaki farkın açıklanması istenmiştir.

Sokak örneklemesi Dr. Seval Alkoy'un önerisidir.

107

Page 110: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

EK 4: ARAŞTIRMADA GÖREV ALANLAR

SAĞLIK BAKANLIĞI TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Genel Müdür yardımcısı Dr. Muzaffer KEÇECİ

Sosyal Hizmet Uzmanı Zeynep ŞİMŞEK

Psikolog Aysın KURTULUŞ

Tıbbi Teknolog Mustafa NİŞANCI

Sosyal Hizmet Uzmanı Nermin BERKTAŞ

PROJE DANIŞMANLARI

Doç. Dr. Neşe EROL-Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı

Doç. Dr. Cengiz KILIÇ-Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

Prof. Dr. Mahir ULUSOY-Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

İL DENETÇİLERİ

Psk. Aykut Nazmi KAYA

Dr. Ali Tanju ALTUNSU

Dr. Sami GÜLER

Dr. Nuri BERKEM

Dr. Ertan MURAT

Dr. Figen BIYIK

Dr. Selma ÖZMEN

Dr. Suat YALÇINSOY

Dr. Savaş AKBIYIK

Dr. Çetin SARIUSTA

Dr. Orhan ERZURUM

Psk. Bekir KARAKURT

Dr. Doğan UYSAL

Dr. Erdal ONAT

Dr. Yaşar ARLI

Psk. Suna IRAK ALİYAZICIOĞLU

Dr. Bülent ALBAYRAK

Dr. Temel KERİM

Hamza A. ALPER

Dr. Ergun SAK

Dr. Çetin KURTULUŞ

108

Page 111: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

CIDI, Kısa Yeti Yitimi Anketi, Genel Sağlık Anketi, Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi Görüşmecileri:

Dr. A. Kasım KASIMOĞLU Dr. A. Melih ŞAHİN Dr. A. Mine ÖZGÜR Dr. A. Mine TOROSOĞLU Dr. Abdurrahman ÇAĞLAR Dr. Abdülcelil KALEM Dr. Abdülvedat ÖNER Dr. Ahmet KARAMOLLA Dr. Ahmet KILCAN Dr. Ahmet KILIÇ Dr. Ahmet YILMAZ Dr. Ahsen ATİLLA Dr. Akif SEVAL Dr. Ali TOPAL Dr. Alpay YILDIZ Dr. Asiye GENCE Dr. Asiye OKTAY Dr. Ash YILDIZ Dr. Atamer BİRGİ Dr. Atilla ORHAN Dr. Ayşe DURAN Dr. Ayşe YÜCEAKTAŞ Dr. Ayten ERDOĞAN Dr. Başar KARTAL Dr. Bülent BAKIRCI Dr. Can DEDELİOĞLU Dr. Cemil UCA Dr. Cihan DURSUN Dr. Çağlayan KÖKSEL Dr. Demet AYDOĞDU Dr. Deniz BAYRAM Dr. Didem EVCİ Dr. Dilek İNAN Dr. Ebru DURMUŞ Dr. Eder SÜKAN Dr. Emine BAL Dr. Emrullah KARPUZ Dr. Ender BOĞA Dr. Eralp GENCAL Dr. Eray AKGÜNLÜ Dr. Erhan BÜKEN Dr. Ertan GÜNLÜOĞLU Dr. Ethem TÜFEKÇİOĞLU Dr. Evren SÜVARİ Dr. Fatih EROĞLU Dr. Fatma LALE Dr. Fatma MARANGOZ Dr. Fethi TURAN Dr. Gökhan GİRGİN Dr. Gülçağrı EROL Dr. Gülçin KADAKAL Dr. Gülden ÇELİK Dr. Gülsen YILMAZER Dr. Gülten TAN Dr. Güven YILMAZ Dr. Hakan GÜNAYDIN

Dr. Hakan KUTLU Dr. Haldun KAYALAR Dr. Hatice GÜMÜŞ Dr. Havva ATASOY Dr. Hikmet BUKAN Dr. Hilmi DALKIRAN Dr. Hüseyin YAŞAR Dr. Hüsnü Murat KAYA Dr. İbrahim KALKAN Dr. İlhan ŞAHİN Dr. İnci KÖSEOĞLU Dr. İsmail BAYSAL Dr. Kırzı ÖNAL Dr. Kıvanç ÜLGENER Dr. Korhan Barış BAYRAM Dr. Kuma TOKLU Dr. Levent ALŞIKCA Dr. Lokman ÜREN Dr. M. Ali ÖZKAN Dr. M. Bülent YILMAZ Dr. M. Sıraç CURA Dr. Mahsuni KARAASLAN Dr. Mehmet BALÇIK Dr. Mehmet ERBAY Dr. Mehmet ÖZSÖYLER Dr. Mehtap KARTAL Dr. Meltem AYDOĞMUŞ Dr. Meltem BAYRAK Dr. Mesut ACIÖZ Dr. Mesut TURAN Dr. Mine KIVRAK Dr. Murat SAYILGAN Dr. Mustafa GÖNÜL Dr. Mustafa ÖZTÜRK Dr. Müge BİLGİN Dr. Mümin DEMİR Dr. Münevver KOYUKCU Dr. Naci ÖZMENOĞLU Dr. Nazan BESLER Dr. Nazım KARALEZLİ Dr. Nedim KELEŞYILMAZ Dr. Nejat YILMAZ Dr. Nevzat AYTEKİN Dr. Nihal KÜÇÜK Dr. Nural ŞEKER Dr. Nuray AĞDAŞ Dr. Nurper YENİ Dr. OğuzAKKUŞ Dr. Oğuz DEMİRBİLEK Dr. Osman Nuri MUTLU Dr. Ozan SEZER Dr. Özden ÖZYURT Dr. Özgül AKDEMİR Dr. Özgür ÇUBUK Dr. Pınar KURTUL Dr. Resul ÇİMEN

Dr. Sadık Hakan TURAN Dr. Sami AKKUZ Dr. Selda BAĞIRSAKÇI Dr. Selma ÖZMEN Dr. Semra AVCI Dr. Serdal DEMİR Dr. Seval ALKOY Dr. Sezai GÜVENÇ Dr. Sibel BEREKETOĞLU Dr. Songül KORKUT Dr. Suat ÖZCAN Dr. Şerafettin SEVİL Dr. Şeyda ERDOĞAN Dr. Tamer EDİRNE Dr. Tarkan MACİT Dr. Tayfun GÜRGAN Dr. Tuncay YENİYAPAR Dr. Tülay KAYA Dr. Ülkü ALAGÖZ Dr. Ülkü AYDIN Dr. Vahap ALAGÖZ Dr. Vedat EMİR Dr. Y. Bekir KUTBAY Dr. Yalçın ÇETİN Dr. Yalçın DUTKUN Dr. Yeşim ASENA Dr. Yeşim BALCI Dr. Yıldırım BOZKURT Dr. Yıldız ÇAY Dr. Yüksel KÖMÜR Dr. Zehra BAŞTAK Dr. Zümrüt BURGU

109

Page 112: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu (1998)

ISBN 975-590-013-6