türk tarihine ait yeni sırlar

9
Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar  Zülkarneyn (A.S) Kimdir? Orhun Kitabelerinde Gizlenen Gerçek Nedir? Hz. Osman’ın Kılıcındaki Sır Nedir? Osman Gazi’nın İlk Adı Nedir , Nasıl ve Niçin Osman Olmuştur? Kabe’nin Anahtarları Kime Emanet Edilmiştir? Bilindiği gibi Orhun Kitâbeleri T ürk dünyasının bilinen ilk yazılı belgeleridir . Ancak yüzyıllardan beri gözden kaçan veya kaçırılan bir gerçek var ki, bu gerçek de o kitâbelerde gizlidir. Nedir bizim için çok önemli olan bu gerçek? Bu gerçeği meydana çıkarabilmek için Kur’an-ı Kerim’in Kehf Suresi’ne bakmamız gerekir. Çünkü asıl sır, Yüce Vahiy Kitabı Kur’an-ı Kerim’dedir. Şimdi Orhun Kitâbeleri’ne şöyle kısaca bir göz atalım: ” Ben Türk Bilge Kağan; doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar hep milletler bana bağlıdır . Bunca milleti hep düzene soktum, ilerlettim. Doğuya ordu sevk ettim. Bunca yerlere gittim.  Tanrı (Tengri) yardım ettiği için milletime; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen yerler kazandırdım. T anrı buyruğu olduğu için, Devletli olduğum için size Kağan oldum. T anrı yardım ettiği için dört yöndeki milleti derleyip topladım. Ey Türk Milleti; Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini, töreni kim bozabilir? Ey Türk Milleti, titre ve kendine dön!” Bilge Kağan meâlen ve orijinaldeki aslında şunları da anlatmaktadır: ” Gittiğim yerlerde güneşin kavurduğu, güneşin battığı son millete gittim. Onların arasında hüküm verdim. Sonra dünyanın öbür ucuna, güneşin doğduğu yere vardım. Orada bulduğum milleti boyunduruğum altına aldım. Birbirileriyle olan çekişmelerine son verdim. Ordumla Tengri buyruğu olarak adalet getirdim. Tengri buyruğu olarak bunları yaptım….” Şimdi buraya kadar anlattıklarımız, asıl anlatacağımız konuya hazırlık için ön bilgilerdi: Şimdi, Kehf Suresi 85. Ayet ile başlayalım: ” O DA BİR YOL TUTUP GİTTİ .” Kehf Suresi 86. A yet: NİHAYET GÜNEŞİN BATTIĞI YERE VARINCA, ONU KARA BİR BALÇ IKT A BAT AR BULDU. ONUN Y ANINDA (ORADA) BİR KAVME RASTLADI. BUNUN ÜZERİNE BİZ: EY ZÜLKARNEYN! ONLARA YA AZAP EDECEK VEYA HAKLARINDA İYİLİK ETME YOLUNU SEÇECEKSİN, DEDİK. Kehf Suresi 89. A yet: SONRA YİNE BİR YOL TUTTU. Kehf Suresi 90. A yet: NİHAYET GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERE ULAŞINCA, ONU ÖYLE BİR KAVİM ÜZERİNE DOĞAR BULDU Kİ, ONLAR İÇİN GÜNEŞE KARŞI BİR ÖRTÜ YAPMAMIŞTIK. Kehf Suresi incelenirse açıkça: Bilge Kağan’ın anlattıklarının birebir ayn ısı olduğu ve Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bu konunun aslının nakledildiği görülecektir. Bilge Kağan Kitâbelerinde şöyle devam etmektedir: “Rahat hayata, zenginliğe, Çin’in ipeğine kanma! Milletime, altını, beyaz gümüşü

Upload: mali-eren

Post on 06-Apr-2018

247 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 1/9

Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

 Zülkarneyn (A.S) Kimdir?

Orhun Kitabelerinde Gizlenen Gerçek Nedir?

Hz. Osman’ın Kılıcındaki Sır Nedir?

Osman Gazi’nın İlk Adı Nedir, Nasıl ve Niçin Osman Olmuştur?

Kabe’nin Anahtarları Kime Emanet Edilmiştir?

Bilindiği gibi Orhun Kitâbeleri Türk dünyasının bilinen ilk yazılı belgeleridir. Ancakyüzyıllardan beri gözden kaçan veya kaçırılan bir gerçek var ki, bu gerçek de okitâbelerde gizlidir.

Nedir bizim için çok önemli olan bu gerçek?

Bu gerçeği meydana çıkarabilmek için Kur’an-ı Kerim’in Kehf Suresi’ne bakmamızgerekir. Çünkü asıl sır, Yüce Vahiy Kitabı Kur’an-ı Kerim’dedir.

Şimdi Orhun Kitâbeleri’ne şöyle kısaca bir göz atalım:” Ben Türk Bilge Kağan; doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar, batıdagün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar hep milletler bana bağlıdır. Bunca milletihep düzene soktum, ilerlettim. Doğuya ordu sevk ettim. Bunca yerlere gittim.

 Tanrı (Tengri) yardım ettiği için milletime; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyenyerler kazandırdım. Tanrı buyruğu olduğu için, Devletli olduğum için size Kağanoldum. Tanrı yardım ettiği için dört yöndeki milleti derleyip topladım.

Ey Türk Milleti; Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini, töreni kimbozabilir? Ey Türk Milleti, titre ve kendine dön!”

Bilge Kağan meâlen ve orijinaldeki aslında şunları da anlatmaktadır:” Gittiğim yerlerde güneşin kavurduğu, güneşin battığı son millete gittim. Onlarınarasında hüküm verdim. Sonra dünyanın öbür ucuna, güneşin doğduğu yere vardım.Orada bulduğum milleti boyunduruğum altına aldım. Birbirileriyle olançekişmelerine son verdim. Ordumla Tengri buyruğu olarak adalet getirdim. Tengribuyruğu olarak bunları yaptım….”

Şimdi buraya kadar anlattıklarımız, asıl anlatacağımız konuya hazırlık için önbilgilerdi:

Şimdi, Kehf Suresi 85. Ayet ile başlayalım: ” O DA BİR YOL TUTUP GİTTİ.”

Kehf Suresi 86. Ayet: NİHAYET GÜNEŞİN BATTIĞI YERE VARINCA, ONU KARABİR BALÇIKTA BATAR BULDU. ONUN YANINDA (ORADA) BİR KAVMERASTLADI. BUNUN ÜZERİNE BİZ: EY ZÜLKARNEYN! ONLARA YA AZAPEDECEK VEYA HAKLARINDA İYİLİK ETME YOLUNU SEÇECEKSİN, DEDİK.

Kehf Suresi 89. Ayet: SONRA YİNE BİR YOL TUTTU.

Kehf Suresi 90. Ayet: NİHAYET GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERE ULAŞINCA, ONUÖYLE BİR KAVİM ÜZERİNE DOĞAR BULDU Kİ, ONLAR İÇİN GÜNEŞE KARŞIBİR ÖRTÜ YAPMAMIŞTIK.

Kehf Suresi incelenirse açıkça: Bilge Kağan’ın anlattıklarının birebir aynısı

olduğu ve Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bu konunun aslınınnakledildiği görülecektir.

Bilge Kağan Kitâbelerinde şöyle devam etmektedir:

“Rahat hayata, zenginliğe, Çin’in ipeğine kanma! Milletime, altını, beyaz gümüşü

Page 2: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 2/9

kazandırdım. Hükmettiğim milletlere hakem olup, madenler erittim.”

Şimdi:

Kur’an-ı Kerim’de Zülkarneyn (a.s)’den bahsedilirken; Zülkarneyn (a.s)’ın Allah’ınemri ile (buyruğu ile) bir ordu kurduğu, güneşin doğduğu yere bir yol tuttuğu, yinegüneşin battığı yere, dünyanın öbür ucuna bir yol tutup gittiği, Allah’ın, O’na bukavimler üzerinde; ister adalet ile hükmet, ister azap et yetkisi verdiği açık açık

belirtilmektedir.Yine Zülkarneyn (a.s) kıssasında; Yecüc ve Mecüc ismindebozgunculuk yapan kavimden bahsedilmekte, bu bozguncuları Zülkarneyn (a.s)madenleri eriterek, set çekerek, engellediği anlatılmaktadır.

Zülkarneyn (a.s)’ın özelliklerine baktığımızda; büyük bir orduya sahip olması,kendisinin büyük bir komutan olması, ordusuyla tüm dünyayı gezmesi ve Allah’ınemri ile gittiği her yere iyilik, adalet ayrıca Allah bilgisi ve töre götürmesidir.

Özelliklere lütfen dikkat buyurun: Kudretli bir komutan, büyük bir ordu ve tümdünyayı gezmesi…Özelliklere devam edecek olursak; Güneşin en doğduğu ve enbattığı yere ve kuzey ve güneyin uçlarına kadar gitmesi. Ve aynı zamanda Allah’ınbuyruğu ile gittiği yerlerdeki kavimlere adalet ve iyilik götürmesi…

Şimdi bir de Bilge Kağan’ın yazıtlarda anlattıklarına bakalım:

Aynı şekilde Bilge Kağan’ın (Bilge denmesi; bilgili, alim, erdemli bir insanolmasındandır.) Bilge Kağan da, tıpkı Zülkarneyn (a.s) gibi bir komutan olup, büyükbir orduya sahiptir. Ordusunun tıpkı Kehf Suresi’ndeki gibi (O da bir yol tutup gittiordusuyla) ayeti gibi güneşin en doğduğu ve en battığı yere, kavimlerin üzerinegittiği (bu bir Tanrı buyruğudur demesi) yine adaletle hükmetmesi ve gittiği yerlerimilletine kazandırması, buralarla beraber buraların değerli madenlerini vezenginliklerini yine milletine kazandırması ve “Ey Türk Milleti, Üstte gök çökmedikçe,altta yer delinmedikçe, ( ki burada da Kıyamete atıf yapılmaktadır.) ilin tören

bozulmayacaktır,” diyerek, Türklerin Allah buyruğu ile hareket ettiklerini ifadeetmesi tıpkı Kehf Suresi ile neredeyse birebir örtüşmektedir.

 Türkler, aynı zamanda genel millet olarak; Hz.Ali’nin (Kerremallahu veche- Hiç putatapmamış) sırrında bir kavimdir.

Atilla yazıtlarında geçen, Atilla Romalıları tarif ederken; “PUTA TAPAN KAVİMDİR” derve şöyle devam eder; ” IRKIMDAN OLAN PUTA TAPMAZ!”

Sanıldığı gibi Türkler puta tapmamışlardır. Varolduklarından beri tek Tengri, tek Allah inancına sahip olmuşlardır.

 Yine yazıtlardan öğrendiğimize göre Türkler; Allah’ın en büyük Kudret olduğuna, yeri

göğü yarattığına, yeri yeşerttiğine, öldüren ve dirilten O olduğuna inanmışlardır….Biz burada konuyu kısaca ele alıyoruz.

ZÜLKARNEYN (A.S) BİLGE KAĞANDIR

Tarihin gizlediği ve bilerek gizlendiği bir sırdır….

Peki Bilge Kağan gerçekte kimdir? Biraz sonra o konuya geleceğiz, konumuzadevam edelim:

Şimdi, Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe…Sözlerinin manalarına bir gözatalım.

Bu sözü söyleyen Bilge Kağan’dır. Şimdi Kehf Suresi’nde geçen Zülkarneyn (a.s)’ın

özelliğinden bahsedelim. Zülkarneyn (a.s) Yecüc ve Mecüc isimli kavimin arasına setçeker. Yecüc ve Mecüc kıyamete yakın en büyük alamet olarak, yine Kur’an’nınifadesine göre, seddi delecek ve bu kıyametin büyük alameti olacaktır. (Seddidelmek ve yerin delinmesi.) Bu ifadeler, daha öncede söylediğimiz gibi Kur’an-ı

Page 3: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 3/9

Kerim’in bir çok ayetinde kıyamet tarifinin neredeyse birebiridir. (Gök çökerse, yerdelinirse kıyamet olmaz mı? Kur’an ifadesiyle yer beşik gibi sallanmaz mı? Güneşdürülmez mi?)

Bilge Kağan’da aynı ifadeyi o günkü anlayışa, o günden bugüne adeta kelimelerebir zaman yolculuğu yaptırarak anlatmıştır.

Zülkarneyn (a.s)’da, kendi yaşadığı dönemde, çağına hükmetmiş, kendi döneminde

yapmış olduğu sed, kıyamete yakın delinmesi sebebiyle, bu çağa da hitapetmektedir. Konu çok daha detaylı olup mümkün mertebe biz kısaca anlatmayagayret etmekteyiz.

Bu anlattıklarımızdan sakın bir ırkın öne çıkarılması yapılıyor sanılmasın. Anlatılmakistenilen açıktır. Türk ırkının, Türk Milleti’nin Rahmani olduğunun vurgulanmasıdır.

Önemli bir not düşecek olursak: Zülkarneyn (a.s); ordusuyla dünyanın her yanınagittiğinde, oradaki kavimlerden de ordusuna asker ve komutanlar katmıştır. TıpkıBilge Kağan’ın yaptığı gibi.Türk milleti de içinde barındırdığı tüm unsurlarla birmillettir.

Oğuz, Öğüz, Öküz: (Güçlü, dev boynuzlu manasına gelmektedir.)Zülkarneyn ise Arapça’da; çift boynuzlu manasına gelmektedir.

Oğuz Kağan; Kendi döneminde, başına giydiği, boynuzları olan başlıkları ile ünlüdür.

Oğuz denmesinin bir sebebi de, çok güçlü olmasındandır.(Türk gibi güçlü!)

Kur’an-ı Kerim’de; Allah’a kurban edilecek kurbanlıklar arasında; keçi, koyun, deve,sığır sayılmaktadır. Bunlardan en makbulü, gücünden dolayı sığırdır. Koyun, keçi vs.göre daha güçlüdür…

İlahi esrariye de Allah’a kurban millet (gücünden dolayı) ; TÜRK MİLLETİDİR!(Ariflere)

Bilge Kağan acaba Oğuz Kağan mıdır?

(Unutmayalım ki, bilge lakabi bir isimdir, az önce de söylediğimiz gibi; Bilgedenmesi; bilgili, alim, erdemli bir insan olmasındandır.)

BİLGE KAĞAN (OĞUZ KAĞAN) = ZÜLKARNEYN (A.S)

Şimdi gelelim ilahi mesaja:

Türk Millet’i ahir zamanda büyük rol oynayacaktır. (Ordusuyla, milletiyle,mayasıyla…) Gazi Paşa; bu sırrı, ariflere, birkaç kelimeyle şöyle ifade etmiştir:

“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

Burada anlatılmak istenen, üstte de anlattığımız gibi Türk Milleti’nin mayasıdır. Omayanın; bu milletin genlerinde, karakterinde –unutulmuş bile olsa- yukarıdakisırrın, kudretin Allah’tan olduğu bilgisidir.

Orhun Kitâbelerinde tek Tanrı için; “Yeri yarattı, Gök’ü yarattı, ikisinin arasında kişiyiyarattı. Kişi Gök’teki Tanrı’ya yakardı, yakındı” der.

 Tek Allah inancını ve Kur’an-ı Kerimde’ki yaradılışı ve Adem (a.s)’ı bu cümlelerdegörmek çok açık. Türk Millet’i varolduğundan beri Tek Allah’a inandı.

Unutulmamalıdır ki, medeniyetler yıkıldı sanılsa da, yerlerine başkaları gelir veyıkıldı sandığımız medeniyetler gerçekte tam kaybolmazlar, birbirlerinin sırlarını,izlerini taşırlar. Onun içindir ki ön uygarlıklar ve şimdiki uygarlıklar arasındabenzerlikler vardır. Bu kültürlere, törelere yazılara vs. yansır ve devam ederek gelir.

Şimdi burada kitâbelerle ilgili bilgilere bir göz atalım:

Page 4: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 4/9

Orhun Kitâbeleri’nin üzerindeki bilgilerin benzerlerine M.Ö 4000′li yıllara ait taşlardasilinmiş bir şeklide rastlandı.

Bu bilgiler, taşların üzerinde eskidikçe, asırlar boyunca başka taşlaraaktarılarak günümüze kadar -bir kısmı- gelmiştir. Buradaki bilgiler binlerceyıllık bilgilerdir. Aktarılarak günümüze kadar gelmiştir. Yani sanıldığı gibi,buradaki bilgiler, yazıtların dikildiği tarihe ait değildir . Örnek verecek 

olursak; Kur’an-ı Kerim 1400 yıl önce kağıda yazıldı diyelim.2000′li yıllardada dijital bilgisayara aktarıldı.Yani buradaki bilgiler, 1400 yıl öncesineaittir, günümüze değil.

M.Ö 2000′li yıllara ait, Çinli arkeologlar tarafından bulunan; yarı Çince yarı Türkçe vebir kısmı silinmiş olan yazıtlarda da, tıpkı Orhun Kitabeleri’ndeki bilgilererastlanmıştır.

Moğolistan’ın güneyinde bulunan; taş ve seramik parçalarının incelenmesineticesinde, buradaki bilgilerin, Orhun Kitabeleri’ndeki bilgilere benzediğianlaşılmıştır. Bulunan bu parçaların tarihi M.Ö 2000′li yıllara uzanmaktadır.

Orhun harfleriyle yazılan yazıtlardan 13.yüzyıl Moğol tarihçisi Alaaddin Ata MelikCüveynî , Tarih-i Cihan Güşa adlı yapıtında söz etmişti. Çin kaynakları da kitabelerindikilişini bildirmekteydi.

Rus çarı I. Petro’nun emriyle Sibirya bitki örtüsünü incelemek için görevlendirilen

Page 5: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 5/9

bitki bilimci Messerschmidt ve kendisine rehber olarak verilen İsveçli tutsak subayStrahlenberg, 1721 yılında Yenisey vadisinde bu yazı ile yazılmış Kırgızlara ait mezartaşlarını içeren Yenisey Yazıtları’ndan bir tanesini keşfetti. Bir yıl sonra tutsaklığı sonbulan Strahlenberg İsveç’e dönüşünde bu inceleme ile ilgili izlenimlerini kitap halinegetirip Stockholm’de yayınladı. Böylece Orhun yazısı bilim dünyasının dikkatiniçekmiş oldu. Orhun yazıtlarından iki yüzyıl öncesine ait Yenisey Yazıtları’nıntamamına yakını bu süreçte ortaya çıkarıldı.

Rus bilim adamları,1943 yılında Sibirya’da taş mezarlar bulmuşlar ve ABD’li bilimadamları ile ortak yaptıkları inceleme neticesinde, bu taşların üzerindekilerin,‘Türklere ait fatih bir komutanın’ sözleri olduklarını tespit etmişlerdir…..

*

Şimdi gelelim cahillikten veya art niyetli kişilerin bir iddiasına:

Türkler Kılıçla Müslüman Olmuştur Yalanı:

 Tarihte hep şunlar anlatılır: Kuteybe isimli Arap Komutan, Asya’ya sefer düzenlemişve Türkler ile savaşmış , Türkleri kılıç zoruyla Müslüman yapmıştır yalanına.

 Yukarıda anlattığımız konular araştırılırsa, Türklerin zaten var olduklarından beri TekAllah inancına sahip oldukları görülecektir.

Ama biz bir de Kur’an-ı Kerim’den delil verelim. Müslüman, mücahit Kuteybe, eğergerçekten Türkleri zorla, kılıçla Müslüman yaptıysa, bu iddiayı dillendirenler şunudüşünmezler mi:

Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır, Kaf Suresi 45. Ayet: “SEN ONLARA KARŞI BİRZORBA DEĞİLSİN.O HALDE SEN BENİM UYARIMDAN KORKAN KİMSELEREKUR’AN İLE ÖĞÜT VER….”

(Şimdi iddia sahiplerine şunu soruyoruz: Kuteybe; Zorla, kılıçla böyle bir fiil yaptıysa,

İlâhi Kelâm’ın mesajı itibarıyla zorba değil midir?)Gaşiye Suresi 22. Ayet: “SEN ONLARIN ÜZERİNDE ZORBA DEĞİLSİN,ZORLAYICI DEĞİLSİN,ZOR KULLANACAK DEĞİLSİN.”

Bakara Suresi 256. Ayet : ” DİNDE ZORLAMA YOKTUR. “

Fetih Suresi 4. Ayet: “İMANLARI ARTSIN DİYE GÜVEN VE HAYIR VERENO’DUR.”

Şimdi anlatmak istediğimiz, Kur’an-ı Kerim’in buna benzer birçok mesajını Kuteybebilmiyor muydu? Yoksa görmezden mi geldi? İddia sahipleri bir daha düşünsünler.Eğer durum iddia sahiplerinin dediği gibiyse bu çok vahim bir durumdur.

Kuteybe’nin bırakın mücahit olmasını, Müslümanlığı bile tartışılır.Şimdi gelelim başka bir konuya; İslâm Dinini, İslâm Dünyası’nı Araplar ideolojikolarak sahiplenme gibi bir misyon benimsemişlerdir. Tabi bunun alt yapısınıhazırlayanlar bellidir. (Şeytaniler,Yahudiler…)

Oysa İslâm Dini alemlere rahmettir. İns’e ve Cin’se gelmiştir, hiçbir ayrımyapmadan. Bu konuyu fazla deşifre etmeyeceğiz. Arifler bilir…

Şimdi mânâ sırlarından bir ifşa:

Bu öyle bir sır ki, aynı zamanda suret aleminden de bir delil sunacağız. Önce bilinenmeşhur bir vâkıa’yı anlatalım:

Peygamberimiz Hz.Muhammed (SAV) Mekke’yi feth etmiş, o gün Kâbe’deki putlarıkırmış ve Kâbe’nin anahtarlarının getirilmesini istemiştir.

Kâbe’nin anahtarları, o an içim müşrik olan, Osman Bin Talhâ’dadır. Mekke’nin fethî 

Page 6: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 6/9

11 Ocak 630 tarihidir. Bu tarihle ilgili sırrı ifşa etmeyeceğiz. Belki ilerde inşallah…

 Yine bir not yukarıdaki yazıya atfen: Peygamberimiz Hz.Muhammed (SAV) Mekke’yifeth ettiğinde; uyuyanı uyandırmamış, ağaç kestirmemiş, kapıları zorlatmamış,çoluk çocuğa dokundurtmamış kısacası zorbalık yaptırmamıştır. Zorla kimseyiMüslüman yapmamıştır. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “Sen tebliğ et” emriniuygulamıştır. Allah’ın emri dışında hareket etmemiştir.

İslâm dini : “Ey insanlar!” hitabıyla tüm insanlığa davet dinidir.Şimdi tekrar konumuza dönelim:

Peygamber Efendimiz (SAV) Kâbe’nin anahtarlarının getirilmesini ister. Bu görevibilindiği gibi Hz. Ali’ye verir.

Dikkat buyurun lütfen. Peygamber Efendimiz (SAV) Kâbe’nin anahtarlarınıngetirilmesini EMREDİYOR! Anahtarların Hz. Ali tarafından getirilmesini EMREDİYOR!

Hz.Ali emir üzerine gider, Osman Bin Talhâ’yı bulur. Anahtarları ister. Osman Bin Talhâ anahtarları vermeyi kabul etmez. “Kâbe’nin anahtarlarının yıllardır kendisoylarında olduğunu ve Hz.Muhammed (SAV)’in peygamberliğine inanmadığını”

söyler. Hz. Ali ısrar eder. Çünkü ‘emri’ Peygamber Efendimiz (SAV)’den almıştır. Nepahasına olursa olsun ‘emri’ yerine getirmek istemektedir. Hz. Ali, Osman Bin Talhâ’nın elini sıkar, canını yakarak anahtarları zorla elinden alır. (Bu ibareye lütfendikkat : Elini sıkarak, canını yakarak, zorla!)

Hz. Ali, anahtarları alarak, Peygamber Efendimiz (SAV)’in yanına gelir. Hz.Peygamber (SAV)’e anahtarları uzatır. Hz. Peygamber Efendimiz (SAV) anahtarlarıHz. Ali’den teslim alır.(Bu ibareye dikkat lütfen: Hz.Ali’nin elinden Hz.Peygamber(SAV) teslim alır.) Ve şaşılacak bir şeklide Hz.Ali’ye tekrar anahtarları Hz. PeygamberEfendimiz (SAV) uzatır.( Bu ibareye dikkat: Hz.Ali’den aldığı anahtarları PeygamberEfendimiz (SAV) tekrar Hz.Ali’ye eliyle verir.) ve şöyle buyurur:

“Ali, bu anahtarları git Osman Bin Talhâ’ya teslim et” der. Hz.Ali şaşırır ve sorar:

” Ey Allah’ın Resulü (SAV), az önce emrinizle gittim, anahtarları aldım, getirdim sizeteslim ettim. Şimdi de emrinizle aynı şahsa anahtarları teslim etmemi emirbuyurdunuz. Bunun hikmeti nedir ki?” diye sorar.

Peygamber Efendimiz (SAV) bir çok sahabenin yanında şu ibret verici sözleri söyler:

“Ya Ali, sen anahtarları yolda bana getirirken, Yüce Allah, dostum Cibril ile banavahiy gönderdi: ” EMANETİ EHLİNE VERİNİZ! “

Kâbe’nin anahtarları uzun yıllardır Osman Bin Talhâ ve soyundadır. Onlar Kâbe’nin

nasıl temizleneceğini, nasıl sahip çıkılacağını çok iyi bilirler. Emanetin ehillerionlardır. Bu Allah buyruğudur: “Git ve teslim et!” (Şimdi şu ibareye dikkat lütfen:Allah buyruğudur, git ve teslim et! Yani emir Yüce Allah’tandır.)

Hz. Ali bu emir üzerine hemen geri döner ve Osman Bin Talhâ’yı bulur ve anahtarlarıeliyle Osman Bin Talhâ’nın eline uzatır.

Bu sefer şaşırma sırası Osman Bin Talhâ’dadır. Anahtarları alır ve sorar:

” Ya Ali, az önce anahtarları elimden zorla alan sen değil miydin? Niye gerigetirdin?” der.

Hz.Ali olanları anlatır: “Bu konuyla ilgili Peygamber Efendimiz (SAV)’e Ayet geldiğini,

Peygamberimizin (SAV)’de anahtarları geri yolladığını” söyler.Osman Bin Talhâ, müşrik iken bu hadise üzerine koşa koşa Peygamber Efendimiz(SAV)’in yanına varır ve Efendimizin (SAV) şahitliğinde Kelime-i Şehadet getirerekMüslüman olur.

Page 7: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 7/9

Şimdi olayları kısaca gözden geçirelim:

Peygamber Efendimiz (SAV), önce kendi emri ile Hz.Ali’ye; ” anahtarları getir!” der.

Hz. Ali Osman Bin Talhâ’nın elinden anahtarları alır ve kendi eliyle Hz. Peygamber(SAV)’ineline verir. Sonra Allah’ın emri ile Efendimiz (SAV) eliyle anahtarları Hz.Ali’nin eline verir. Hz.Ali’de kendi eliyle tekrar Osman Bin Talhâ’nın elineanahtarları verir.

 Yani Allah’ın emri olan ” emaneti ehline teslim ediniz! ” ayetinin “emri” yerinegetirilmiş olur.

Şimdi gelelim bu konuyu neden anlattığımıza:

GİZLENEN SIR:

Hz. Osman Bin Talhâ Kimdir?

Bütün Arap kaynaklarında Süreyc kabilesinden bahsedilir. Süreyclilerin OrtaAsya’dan gelen Türkler olduğu, Arap tarihçilerinin eserlerinde de geçmektedir.“Ubeydullah Türk’tü” derler. Ubeydullah Süreyc kabilesindendir. Bu sülâlenin

mesleği kılıç ustalığıdır. Bu aile Orta Asya’dan Anadolu’ya, oradan da Mekke’yekervanlarla gitmişler ve Mekke’ye yerleşmişlerdir. Tıpkı Selman Farisi örneğindeolduğu gibi. Selman Farisi, İran’dan kalkıp Anadolu’ya gelmiş, burada birkaç yılkaldıktan sonra Mekke’ye gitmiştir.

Bu konuda kaynak verecek olursak: 897-960 yıllarında yaşamış olan tabakâtbilginlerinden Ebü’l-Ferec el-Isfahânî yazmış olduğu Ağani isimli esredeSureyclilerden bahseder ve ; ” Ubeydullah’ın babası Türk idi.” Demektedir.

(El Ağani 1.B.245)

 Yine pek çok Arap tarihçisi; Türk kılıçlarını uzun uzun anlatmışlar ve övmüşlerdir.Sureyc’de Mekke’de bir Türk demirci ustasıydı. Kılıç yapmasıyla meşhurdu. OsmanBir Talhâ Sureyc’in torunlarından olup, bu aileye mensuptur. Sureyc kelimesiArapça’da esserc kelimesinden alınmıştır. Aslında biraz lakabî bir isimdir. Daha sonraes-sureyciyat diye anılmış, manası ise, Sureyc tarafından imal edilmiş kılıçlardemektir. Çarşı ve pazarda kılıçlar bu isimle satılmıştır. O dönemde, herkes bukılıçlara sahip olmak istemektedir.

( Kaynaklar: Sıhhaül Arabia, Tali.a.attar.Mısır 1956 1.sh. 322; İbn-i Mansur Erbil FazlCemaleddin, Risatül Arap Bulak 1300.III. Sh. 122; El Yesui.l.M El Müncid. Sh. 339,Ayrıca bu konuda Prof.Dr.Zekeriya Kitapçı’nın, ‘Saadet Asrında Türkler İlk TürkSahabe Tabii ve Tebea Tabiileri’ kitabına bakılabilir.)

Konuyu fazla detaylandırmadan burada noktalayarak asıl konumuza dönelim.Netice itibarıyla; Osman Bin Talhâ Orta Asyalı bir Türk soyundandır. Ve kılıçustasının torunudur. Peki burada anlatmak istediğimiz nedir?

Burada anlatmak istediğimiz, Kâbe’nin anahtarları: Allah’ın ‘emri’, PeygamberEfendimizin (SAV) tatbiki ve Hz.Ali Efendimizin eliyle, Türk olan Osman Bin Talhâ’yaverilmiştir. Bunun manadaki karşılığı, Kâbe’nin anahtarları: KIYAMETE KADARTÜRKLERDEDİR. (Ariflere)

Şimdi bilinmeyen bir başka sırrı delilleriyle ortaya koyalım inşallah:

Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in; “İlmin şehri bensem, kapısı Ali’dir” sözünü

hatırlayınız. Bilindiği gibi Hz. Ali tasavvufta, bir çok tarikatın ‘PİRİ’ kabul eldir. Yani Hz.Ali; Kâbe’nin bilgisini, anahtarlarını TÜRK MİLLETİ’NİN ELİNE VERMİŞTİR.Bu sırrı Allah’ın izniyle ilk defa ifşa ediyoruz.

Page 8: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 8/9

MUKADDES EMANETLER VE HZ.OSMAN’IN KILICI

Bilindiği üzere Mukaddes Emanetler, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sonucundaİstanbul’a getirilmiştir. Bu emanetler içersinde Hz. Osman’ın kılıcı da vardır. Şimdiyekadar bilinen budur.

Oysa şimdi ilk defa bir gerçeği, Hz. Osman’ın kılıcı ile ilgili gerçeği Allah’ınizni ile açıklıyoruz;

Hz. Osman’ın, Topkapı Saray’ı Mukaddes Emanetler bölümüne sergilenen bir kılıcıvardır ki, aslında bu kılıç, Yavuz Sultan Selim’in, Mısır Seferi sonucunda getirilenemanetlerle birlikte İstanbul’a gelmemiştir.

Bu kılıç, daha Osmanlı İmparatorluğu kurulmadan önce, Hz. Osman döneminden,Ertuğrul Gazi’nin eline Şeyh Edebali kanalıyla “kutsal bir işaret” olarak teslimedilmiştir. Şeyh Edebali’nin eline geliş silsilesi ise: Sultan Seyyid Hoca Ahmed Yesevitarafından onu takip eden halifeleri vasıtasıyla ulaşmıştır; ‘bir Allah sırrıolarak’…

Konuyu biraz açalım: Ertuğrul Gazi, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu, OsmanBey’in babasıdır. Şeyh Edebali ise, Osman Bey’in kayınpederidir. Osman Bey’ingerçek ismiOrhun’dur. ( Bu isim de ilk defa açıklanmaktadır) Kayı Boyu’nun, ogünkü tüm isimlerine baktığımızda, bir tane bile Arap kökenli isim göremezsiniz.Ertuğrul Gazi, Alp Arslan, Konuralp vs…

Peki Orhun ismi, nasıl olmuş da Osman olmuştur? Osmanlı Tarih araştırmacılarınınen çok sordukları ve cevabını aradıkları bu sorunun cevabını inşallah biz verelim:

İşte bu konuda şimdiye kadar gizlenen sır:

Şeyh Edebali bizzat Orhun’a : ” Bundan sonra senin ismin Osman olsun, soyun bu

isimle anılsın” demiştir. Hz. Osman’ın o kılıcının “mânâ sırlarını” Osman Bey’esöyleyerek teslim etmiştir. Sanıldığı gibi bu kılıç, Yavuz Sultan Selim’in MısırSeferinden dönüşte getirdiği kutsal emanetler içersinde gelmemiştir.

İşte delili:

Kılıç ustası Ubeydullah ve Sureyc kabilesinden bahsettik. Ubeydullah Arap ismitaşımasına rağmen Türk’tü.

Bu kılıcı, bizzat kılıç ustası Türk Sahâbî yapmış Hz. Osman’a hediye etmiştir. Dünyave Türk tarihinde ilk defa bu konudaki delili sunuyoruz:

 Topkapı Müzesi’nde gidip gördüğünüzde kılıcın üzerindeki KAYI BOYU’NUN işaretidikkatinizi çekecektir. Kayı Boyu’nun damgası kılıç üzerinde durmaktadır. Çıplakgözle net bir şekilde görülmektedir. Çünkü bu kılıcın ustası Kayı Boyun’dandır.

Page 9: Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

8/3/2019 Türk Tarihine Ait Yeni Sırlar

http://slidepdf.com/reader/full/tuerk-tarihine-ait-yeni-sirlar 9/9

Kayı Boyu’nu işareti:

(Türk damgalarının M.Ö. 5000′li yıllarda ortaya çıktığı delilleri ile berabermevcuttur.Ve burada da Kayı Boyu’na ait damganın benzerine rastlanmaktadır.)

Hz. Osman’dan, Osman Bin Talhâ’ya geçip, oradan da Hoca Ahmed Yesevî’ye

emanet edilmiştir.(Aradaki detayları anlatmıyoruz….)Daha sonra bu kılıç, Hoca Ahmed Yesevî silsilesi yoluyla Şeyh Edebali’ye gelmiş ve‘sırları ile beraber’ Osman Bey’e teslim edilmiştir.

Orhun’un Osman olmasının sırrı bu kılıç ile beraberdir. Nitekim, OsmanGazi’nin oğlunun ismi de yine Türk ismi Orhan’dır.

Kayı Boyu’nun kılıcı; Mekke’de dövülmüş, Hz. Osman’a teslim edilmiş, Hz.Osman’dan Osman Bin Talhâ’ya geçmiş ve Osman Bey’e ulaşmıştır. Yani tekrarKayı Boyu’na, ait olduğu yere dönmüştür.

Şimdi bunun izahını bize yapsınlar. Şimdiye kadar, iddia edildiği şekilde bu kılıç

 Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden dönüşte getirilen Mukaddes Emanetleriniçersinde gelmişse, bu kılıcın üzerinde Kayı Boyu’nun işareti ne aramaktadır?

Horasan Erenleri’nin ve Melâmîlerin Piri, Hoca Ahmed Yesevî’ye selâm olsun!

Bu sırrı ifşa etmeyi sebep kılan Allah’a hamd olsun!

Hz. Osman I. Osman

Osman Bin Talhâ II. Osman

Osman Gazi III. Osman

 Ya sonrası? ( Bu konuyu şimdilik açmayacağız….)

Buraya kadar anlatılmak istenilenleri anlayanlara selâm olsun….

Manaları sezenlere selâm olsun…

 Yüce Allah, İslâm’ın Sancaktarı Türk Milletini, Türk Devletini ve Türk Ordusunu muzaffer kılsın! (AMİN)

Oktan KELEŞ/ Netpano