türkiye’de tüm yönleri ile siyer Çalışmaları...

17

Upload: others

Post on 17-Feb-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah
Page 2: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları SempozyumuTebliğler Kitabı

Cilt I

ISBN:Takım: 978-605-85696-1-4 I. Cilt: 978-605-85696-2-1

Bu kitap, Meridyen Destek Derneği tarafından Sonpeygamber.info projesi kapsamında gerçekleştirilen Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları

Sempozyumu’nda (9-12 Nisan 2015 – İstanbul) sunulan tebliğlerin derlenmesiyle oluşturulmuştur. Tebliğlerin içeriğinden yazarları sorumludur.

© Meridyen Destek Derneği | Kasım 2016 - İstanbul

İletişim / Contact:Mimar Sinan Mah. Dr. Fahri Atabey Cad. No: 5 34672 Üsküdar – İstanbul – Türkiye

www.meridyendernegi.org – [email protected]

Editöryal Sekreterya: Hatice Sarı TanRedaksiyon: Fatih Demir

Kapak: Salih PulcuMizanpaj: Yunus Emre Kaya

Baskı ve Cilt: Seçil Ofset

www.sonpeygamber.infowww.lastprophet.info

www.derletzteprophet.infowww.posledniyprorok.info

www.ledernierprophete.infowww.hadisvesiyer.org

www.onlinehadis.comwww.onlinesiyer.com

www.sonpeygambercocuk.infowww.seerahforkids.info

www.peygamberinizinde.infowww.hadithandsira.info

Page 3: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

197

Türkçe Siyer Yazıcılığında Dozy Etkisi

Muharrem Samet Bilgin*

Özet

Hollandalı müsteşrik Dozy tarafından yazılan ve II. Meşrutiyet döneminde Abdullah Cevdet tarafından Tarih-i İslamiyet ismiyle Türkçeye çevrilen Het Is-lamisme, Türkçe siyer yazıcılığını birçok yönden etkilemiştir. Biz bu çalışmada eserin etkilerini, siyer yazıcılığında meydana gelen değişmeleri bazı örnek ki-taplar ve konular üzerinden değerlendireceğiz.

Anahtar Kelimeler: Dozy, Tarih-i İslamiyet, Siyer Yazıcılığı, Değişim, Red-diye.

GirişTürkiye’de Meşrutiyet ve Cumhuriyet döneminin ilk yıllarındaki İslam

tarihçiliğini derinden etkileyen Het Islamisme, Hollanda kamuoyuna İslam dini hakkında bilgi vermek gayesiyle Felemenkçe olarak yazılmış ve 1863 yılında Hollanda’nın Haarlem şehrinde basılmıştır.1 Dozy (ö.1883), bu ese-riyle İslamiyet’i başlangıcından 1863 yılına kadar, başta tarihî olmak üzere pek çok yönüyle anlatmıştır. Çalışma, Essai sur l’Histoire de l’İslamisme adıyla P.V. Chauvin tarafından Fransızcaya çevrilmiş ve 1879 yılında Leiden’de ya-yınlanmıştır.2 Abdullah Cevdet (ö. 1932), söz konusu eseri işte bu Fransızca

* Ar. Gör., Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi.1 İbrahim Hatiboğlu, “Osmanlı Aydınlarınca Dozy’nin Tarih-i İslâmiyet’ine Yöneltilen

Tenkitler”, İslâm Araştırmalar Dergisi, Sayı 3, 1999, s. 200, (13. dipnot). Ancak bu ko-nuda Necip el-Akikî, eserin Hollanda dilindeki baskısının da Leiden’de yapıldığını ifade etmektedir. Necîb el Akîkî, el- Müsteşrikûn, Cilt 2, s. 310. Kitabın kapağında Haarlem’de basıldığı yazmaktadır.

2 İbrahim Hatiboğlu, a.g.m., s. 200, (13. dipnot).

Page 4: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

198

çeviriden Türkçeye tercüme etmiş ve 1908 yılında Kahire’de bastırmıştır. Tarih-i İslâmiyet ismini verdiği çeviri, II. Meşrutiyet’in sağladığı özgürlük ortamının et-kisiyle İstanbul’da yeniden basılmış ve kitapçıların raflarındaki yerini almıştır.3 Abdullah Cevdet’in Osmanlı Türkçesi’yle yayınladığı eser, Vedat Atilla tarafından sadeleştirilmiş, Gri Yayınevi bu sadeleştirmeyi İslâm Tarihi başlığıyla tek cilt olarak 2006 yılında yayımlamıştır.

Dozy, Arap kültürü ve Endülüs Müslümanları tarihi uzmanı olmasına rağmen yaptığı çalışmalardan edindiği birikimden yararlanarak Het Islamisme adlı eserin-de İslamiyet’i anlatmayı amaçlamıştır. Eser iki cilttir. Birinci cilt, sekiz bölümden oluşmaktadır. Bu cildin ilk bölümünde Arabistan’ın dinî durumu ele alınmıştır. Ki-tabın ikinci ve üçüncü bölümlerinde Hz. Peygamber’in hayatı, hicretten önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılarak incelenmiştir. Bu iki bölümde Dozy, Hz. Muham-med’in hayatını yazanların “en yenisi ve en mükemmeli” olarak nitelendirdiği Spren-ger’in (ö.1893) eserini nazar-ı dikkate aldığını belirtmiştir.4 Dördüncü bölümde ise Kur’an’ın kitap haline getirilmesi, hadisler ve Hz. Peygamber’in mucizeleri özellikle de Miraç mucizesi üzerinde durmuştur. Beşinci bölümde İslam’ın itikat ve ibadet esaslarını anlatmıştır. Bu bölümün hemen başında İslam’ın orijinallikten uzak bir din olduğunu iddia etmiştir. Yazar, pek çok dinin inanç ilkelerine Hz. Muhammed’in en son ve en büyük peygamber olduğu inancının eklenmesiyle yeni bir dinin oluşturulduğu görüşündedir. Altıncı bölümde Hz. Peygamber’in vefatından sonra, ashabın tepkilerini ve halife seçimi esnasında yaşananları anlatan yazarın yazdıkları tercümesinden okunduğunda dahi okuyanlara o anları bizzat yaşıyormuş izlenimi vermektedir. Bunda onun ekspresyonist akımın tesiri altında kalmasının etkisi vardır. Eserin yedinci bölümü başlıca mezheplere ayrılmıştır. Öncelikle mezheplerin ortaya çıkışında önemli rol oynayan kader mevzusundaki tartışmalar anlatılmıştır. Daha sonra ise ilk ortaya çıkan mezheplerden ve yaşanan tartışmalardan bahsedilmiştir. Dozy, sekizinci bölümde Abbasîlerin ilk yıllarını anlatmış, Abbasîlerin Emevîlere karşı gerçekleştirdikleri ihtilali ve iktidara gelişlerini, İranlıların Araplardan intikam alması olarak yorumlamıştır.

Eserin ikinci cildini İslam tarihinde ortaya çıkan oluşumlara ayırmış olan Dozy, sırayla İsmailîliği, Sûfîliği ve Vehhabîliği ayrı ayrı bölümlerde ele almıştır. Dokuzuncu bölümde İsmailîlerin, Abbasîlere karşı gerçekleştirdikleri isyan hare-ketlerini ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Yine Hasan Sabbah (1035-1124) ve Haş-haşîler, dokuzuncu bölümde incelenen konular arasında yer almıştır. Dozy onuncu bölümde ise tasavvuftan bahsetmiştir. Tasavvufun Kur’an’dan ziyade hadislerden

3 M. Şükrü Hanioğlu, “Abdullah Cevdet”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Cilt 1, s. 91. Ayrıca bkz: İbrahim Hatiboğlu, a.g.m., 200, (13. dipnot).

4 Sprenger, Das Leben und die Lehre des Mohammad. Nach bisher größtenteils unbenutzten Quellen (I-III), Berlin, 1861; Reinhart Pieter Anne Dozy, Tarih-i İslamiyet, çev: Abdullah Cevdet, Mısır, 1908, s. 14.

Page 5: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

199

etkilendiğini ve Hint özellikle de Budizm menşeli olduğunu vurgulamıştır. On bi-rinci bölümün başlığı ise “Batı’da İslâmiyet”tir. Ortaçağ’da Kuzey Afrika ve İspan-ya’da yaşayan Müslümanlar hakkında bilgi verip aynı dönemde Doğu’da yaşayan Müslümanlarla onlar arasında karşılaştırmalar yapmıştır. Eserin on ikinci bölümü ise “Türkler, Moğollar, Hindistan ve Çin” başlığını taşımaktadır. Eserin son bölü-müne “Günümüzde İslamiyet” başlığı verilmiştir. Bu bölümde Şiiler üzerinde dur-muştur. Sünnilerle Şiiler arasındaki düşmanlıktan bahsetmiştir. Batılı seyyahların Müslüman ülke ve bölgelerde yaptıkları gezilerde edindikleri izlenimleri aktarmış-tır.

Dozy’nin eserinin çevrildikten sonra en fazla tepki toplayan bölümleri, Hz. Peygamber’in hayatıyla ilgili kısımlarıdır. Özellikle peygamberlik ve vahiy gibi ko-nuları anlatırken Hz. Peygamber’in “histeri” hastası olduğuna dair görüşleri çok eleştirilmiştir. Ayrıca Garanik Olayı üzerine yaptığı değerlendirmeler, Hz. Peygam-ber’in kişiliği ile ilgili düşünceleri de esere karşı yazılan makale ve kitaplarda eleş-tirilerin odaklandığı diğer hususlardır. Yine Dozy’nin İslam dini ve Kur’an hak-kındaki ifadeleri, Müslümanların tepkisine yol açmıştır. Hz. Peygamber’in Zeynep binti Cahş ile olan evliliği, İfk Hadisesi, Miraç Olayı, Kurayzaoğulları Muhasarası gibi üzerinde spekülasyon yapılmaya müsait konularda oryantalist bakış açısıyla ortaya koyduğu fikirler, Tarih-i İslamiyet’in eleştirilmesine sebep olmuştur. Aslında Dozy’nin eserinin Türkiye’de ve Türkçe literatürde en fazla eleştirilen tercümeler-den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah Cevdet’in önsözdeki açıklamalarıdır. Abdullah Cevdet, “İfade-i Mütercim” başlığını verdiği önsözünü, gelen tepkiler üzerine sonraki baskılarda kitaptan çıkarsa da pek çok kişi bu kısmı okumuş ve ona ağır eleştiriler yöneltmiştir.

Tarih-i İslamiyet’in neşri ile birlikte Osmanlı toplumu, daha önce benzeri gö-rülmemiş bir durumla karşılaşmıştır.5 Osmanlı Devleti’nin yıkılma sürecine girdi-ği, II. Meşrutiyet’in ilan edildiği günlerde (1908) bu eser, Türkçe olarak yayımlan-mıştır. Sultan Abdülhamit yönetimine muhalefeti sebebiyle hayatının büyük bir bölümü sürgünlerde geçen mütercim Dr. Abdullah Cevdet (ö.1932), II. Meşruti-yet’in ilanından sonra serbest düşünce ortamından faydalanarak bu kitabı ilk ola-rak Mısır’dayken bastırmıştır. Kitap, Bâb-ı Âli’deki kitapçıların raflarında görülme-ye ve üniversite öğrencilerinin ellerinde dolaşmaya başlayınca devrin yazarlarının da ilgisini çekmiştir. Ancak kitap hakkındaki değerlendirmeler, kitabı okuyanların, özellikle üniversite öğrencilerinin gazete ve dergilere şikâyet mektupları gönder-mesiyle ortaya çıkmıştır. Hatta kitabı okuyanlardan bazıları psikolojik sorunlar ya-şamıştır.6 Bu durumu takiben özellikle muhafazakâr çevreler, esere ve tercümanı Abdullah Cevdet’e tepki göstermişlerdir. Tepkilerini yazdıkları yazılarla, eserlerle

5 Gottfried Hagen, “Kumandan Olarak Hz. Muhammed: Birinci Dünya Savaşı Öncesinde Os-manlılarda Siyer Yazıcılığı”, çev: Gülgün Uyar, İstem, Sayı 15, s. 334.

6 Mehmet Özdemir, “Dozy”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Cilt 9, s. 513.

Page 6: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

200

dile getirmişlerdir.7 Yaşanan olumsuz olaylar ve eserle ilgili meşihat makamına çok fazla şikâyetin ulaşması üzerine İbrahim Hakkı Paşa başkanlığındaki bakanlar ku-rulu tarafından 17 Şubat 1910 tarihinde eserin basılması ve satılması yasaklan-mış, eldeki nüshaların da Galata Köprüsü’nden denize atılması kararlaştırılmıştır.8 Hatta Maarif Nezareti (Eğitim Bakanlığı), bu konuda çalışma yapması için İslam Tarihi Encümeni adlı bir komisyon kurmuş ve başına dönemin yazarlarından Şeh-benderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’yi (ö.1914) getirmiştir. Fakat komisyonun çalış-malarının sonuçsuz kalması üzerine Ahmed Hilmi Bey, bir eser yazıp Dozy’nin id-dialarına cevap vermiştir.9 Bu arada eseri savunan yazarlar ile esere sert eleştiriler yönelten yazarlar arasında tartışmalar yaşanmıştır. O sıralarda bazı mütefekkir ve ilim adamları, tercümeye karşı reddiyeler kaleme almışlardır. Kitabın en faz-la tartışıldığı dönemden sonra bile ona karşı reddiye yazanlar olmuştur. Gösteri-len bütün bu tepkilerin ve hükümetçe alınan yasaklama kararının yanında eserin çevrisinin faydalı olacağını düşünenler de olmuştur. Bu yazarlar, eseri, yazarını ve mütercimini savunan yazılar kaleme almışlardır. Bu yazıların en meşhuru, Türk basın tarihinin önemli simalarından, II. Meşrutiyet döneminde mebusluk da yap-mış olan Ebuzziya Tevfik Bey’e (1849-1913) ait olanıdır.10 Yine Mısır ulemasından olup eserleri Mehmet Akif Ersoy (1873-1936) tarafından Türkçeye çevrilen Ab-dülaziz Çavişzâde (1876-1929) de Tarih-i İslamiyet’in çevrilmesi hakkında olumlu görüş beyan edenlerdendir.11

Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında Tanzimat (1839) ile başlayan ve II. Meşru-tiyet (1908) ile en üst seviyeye çıkan siyasi ve fikri gelişmeler, pek çok geleneksel yapıyı hedef aldığı gibi tarih anlayışını da etkilemiştir. Özellikle II. Meşrutiyet dö-nemi, birçok fikrî akımın Osmanlı topraklarında ortaya çıktığı ve yayıldığı bir za-man dilimidir.12 Bu akımların temsilcileri, yazdıklarıyla ve karşıt düşünceden olan kimselerle yaptıkları tartışmalarla düşüncelerini ortaya koymuşlardır. Dozy’nin eseri, böyle bir ortamda Türkçeye tercüme edilmiştir. Het Islamisme, II. Meşrutiyet dönemi ile Cumhuriyet döneminin ilk yıllarındaki tarih yazıcılığını derinden etki-leyen, İslam tarihçiliği ve düşünce tarihimiz açısından önemli bir eserdir.13 Oryan-talist metinlerin Türkçeye çevrilmesi, İslam tarihinde genelde savunmacı yaklaşım tarzının benimsenmesine sebep olmuştur.14 Bunun yanı sıra Tarih-i İslamiyet çevi-

7 Bu konuda bkz: İbrahim Hatiboğlu, a.g.m., s. 197-213.8 M. Şükrü Hanioğlu, Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi, İstanbul, 1981, s. 326, 327.9 Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, Tarih-i İslâm (II Cilt), İstanbul,1327, Cilt 1, s. 8.10 Ebuzziya Tevfik, “Tarih-i İslâmiyet”, İctihad, Sayı 27, Şubat 1910, s. 1104.11 Abdülaziz Çavişzâde, “Ulema-yı İslâm’a Açık Mektup”, Hilâl-i Osmanî Gazetesi, Sayı 164, 18

Safer 1331, s. 2.12 Nihal Şahin Utku, “Prototip Modern Türkçe Siyerler ve Peygamber Algısı”, Siyer- Edebiyat

İlişkisi, İstanbul, 2010, s. 66.13 Mehmet Çoğ, II. Meşrutiyet Dönemi İslâm Tarihçiliği (1908-1918), (Basılmamış doktora tezi),

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2004, s. 156.14 Nihal Şahin Utku, a.g.m., s. 66.

Page 7: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

201

risi ve yaşanan tartışmalar vesilesiyle İslam tarihine farklı yaklaşmak gerektiğini düşünen müellif ve entelektüellerin varlığını da inkâr edemeyiz.15 Ayrıca dönemin fikir akımlarından herhangi birine mensup olanlar, kendi ideolojileri etrafında bir İslam tarihi ve Hz. Muhammed tasavvuru ortaya koymaya çalışmışlardır. Şimdi Dozy’nin eserinin Türkçe siyer yazıcılığına olan etkilerini çeşitli yönlerden incele-yelim.

1- Zihniyet ve Tavır Yönünden EtkisiYukarıda da ifade ettiğimiz gibi Dozy’nin eseri, son dönem Osmanlı entelek-

tüellerini derinden etkilemiştir. Bu tercümenin etkisi, ona karşı yazılan eserlerde görüldüğü gibi doğrudan ona karşı yazılmayan eserlerde de görülmüştür. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Tarih-i İslamiyet, Meşrutiyet devri ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında İslam tarihi ve siyer yazıcılığında önemli bir canlanmaya sebep ol-muştur.16 Dönemin ilim adamı ve düşünürleri, Hz. Peygamber’in hayatına yeniden eğilmişlerdir. Kimisi müstakil siyerler yazarken, kimisi de siyerin nasıl yazılması gerektiğine dair genel değerlendirmelerde bulunmuşlardır.

Osmanlı siyer yazıcılığı, genelde olağanüstü haberlere ve hikâyelere daya-nan menkıbevî bir özelliğe sahiptir. Tasavvufî karakteri ağır basan bu yazıcılık-ta delâil ve hasâis edebiyatı önemli bir yer tutmaktadır. Osmanlı siyerlerinin ço-ğunluğu, manzum eserlerden oluşmaktadır. Siyer yazarları, genellikle bu alanda ihtisası olan tarihçilerden ziyade farklı sahalarda uğraşanlar arasından çıkmış-tır.17 Müelliflerin samimi duyguları ve Hz. Peygamber’e olan derin muhabbetleri, tarihsel gerçekliğin ötesinde bir peygamber imajı ortaya çıkarmıştır. Bu noktada yazarların muhayyilelerinin kaynaklara uygunluğu çok önemsenmemiştir. Sonuçta toplumun Hz. Muhammed hakkındaki bilgisi ve tasavvuru, onların bakış açısına göre oluşmuştur.18 Abdullah Cevdet, Het Islamism’i bu karakterdeki siyer geleneği-ne ve peygamber algısına sahip olan bir coğrafyada tercüme etmiştir.

Tarih-i İslamiyet sonrası yazılan eserleri ve geliştirilen tavırları savunmacı, analizci, destekleyici olarak sınıflamayı uygun görmekteyiz. Bazı yazarlar, eser-lerinin mukaddimelerinde tarih felsefesi ve tenkidine vurgu yapsalar da içerikte buna çok fazla sadık kalmamışlardır. Mesela Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi,

15 Bu tartışmalar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: İbrahim Hatiboğlu, a.g.m., s. 197-213; Mu-harrem Samet Bilgin, Dozy’ye Yazılan Türkçe Reddiyeler, (Basılmamış yüksek lisans tezi), An-kara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2013, s. 50-70.

16 Hakan Öztürk, Cumhuriyet Tarihi İslâm Tarihi Çalışmalarında Hz. Muhammed Tasavvuru, (Ba-sılmamış doktora tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 4.

17 Seyfettin Erşahin, “Osmanlı Toplumunun Hz. Muhammed Hakkındaki Bilgi Kaynakları Üze-rine Bir Bibliyografya Denemesi”, İslâmî Araştırmalar Dergisi, Cilt 18, Sayı 3, Ankara, 2005, s. 337, 338.

18 Adem Apak, “Siyer Yazıcılığında Hz. Peygamber’in Doğru Tanıtılması Üzerine Tespit ve Teklif-ler”, Sîret Sempozyumu I, Türkiye’de Sîret Yazıcılığı (2010) Metinleri, Ankara, 2012, s. 274, 275.

Page 8: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

202

kitabının girişinde yazdığı “Hasbihal” bölümünde Müslümanların tarih anlayışına yönelik eleştiriler getirmektedir. Müslüman müverrihlerin tahlil ve tenkit yönte-mine hiç başvurmadıklarından bahsetmektedir.19 Ancak yazar, ilmî ve fikri bir eser yazdığı düşüncesiyle Hz. Peygamber’in hayatını anlattığı bölümlerde onun yaptığı savaşlara hiç değinmemiştir.20 Bu durum, ancak savunma psikolojisiyle açıklana-bilir. Yine aynı yazarın, Dozy’nin Hz. Peygamber’in kişiliği ile ilgili eleştirilerine cevap verirken Hz. Peygamber’i Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer peygamberlerle yarış-tırması da bu savunmacı tavra örnek gösterilebilir.21 Ya da Hz. Peygamber’in ev-lilikleriyle ilgili İsmail Fennî Ertuğrul’un (ö.1946) Hz. Davut ile Hz. Süleyman’ın yaptığı evliliklerin ve sahip oldukları cariyelerin sayısını vermesi, bu yaklaşımın bir başka yansımasıdır.22 Bir mutasavvıf şair olan Mustafa Fevzi’nin (ö.1925), çevrilen esere ve o dönem Hz. Peygamber etrafında yaşanan tartışmalara tepki olarak kale-me aldığı Şümûsu’s- Safâ Fî Evsâfi’l- Mustafâ’sı, mesnevî tarzında bir manzumedir. O, bu eseriyle geçmiş dönem müelliflerinin izinden giderek Hz. Peygamber’i anlat-mayı amaçlamıştır. Geleneksel manzum siyer anlatımının özellikleri bu eserde ba-riz olarak görülmektedir.23 Manastırlı İsmail Hakkı’nın (ö.1912) Sırât-ı Müstakîm dergisinde konuyla ilgili yazdıklarından oluşan Hak ve Hakîkat kitabı da savunma-cı zihniyetin bir ürünü olarak kabul edilmektedir.24 Az önce ismini zikrettiğimiz İsmail Fennî Ertuğrul’un tamamen Dozy’nin iddialarını çürütmek üzere yazdığı Kitâb-ı İzâle-i Şükûk, tam bir reddiye hüviyetindedir. İsmail Fennî Ertuğrul, bunu yaparken savunmacı ve Hz. Peygamber’i aşırı yücelten bir tutum sergilemektedir.25 Bazı yazarların görüşlerini teyit etmek için oryantalist ilim adamlarına sık sık atıf yapmaları da savunma psikolojisiyle açıklanabilecek bir durumdur.

Dozy’nin eserine karşı analizci yaklaşımı ise dönemin Batıcılık düşüncesinin önde gelen isimlerinden Celal Nuri İleri (ö. 1938) sergilemiştir. 1332/1913 yılın-da İstanbul’da basılan eseri Hâtemu’l-Enbiya’da, siyere dair genel değerlendirmeler yapmıştır. Bu değerlendirmelerden onun hem oryantalistlerin yaklaşımlarını hem de Müslüman tarihçilerin yaklaşımlarını doğru görmediğini anlıyoruz.26 Yazar, ese-rinin kapak sayfasında “Garazkârân-ı Garb ve hurâfât-perestân-ı Şarka karşı târihiy-ye-i Ahmedîyi muhafazaten yapılmış bir tecrübe-i kalemiyedir”27 ifadesini kullanarak her iki kesimin yaklaşımlarını tenkit etme niyetinde olduğunu baştan ortaya koy-muştur. Ona göre oryantalistlerin en özgür düşünenleri dahi Hz. Peygamber’e karşı

19 Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, a.g.e., Cilt 1, s. 74.20 Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, a.g.e., Cilt 1, s. 222.21 Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, a.g.e., Cilt 1, 239.22 İsmail Fennî Ertuğrul, Kitâb-ı İzâle-i Şükûk, İstanbul, 1928, s. 53.23 Mustafa Fevzi b. Numan, Şumusu’s- Safâ Fî Evsâfi’l- Mustafâ, İstanbul, 1331.24 Mehmet Özdemir, “Siyer Yazıcılığı Üzerine”, Milel ve Nihal, Cilt 4, Sayı 3, İstanbul, Aralık

2007, s. 154.25 İsmail Fennî Ertuğrul, a.g.e., s. 9-14.26 Celal Nuri (İleri), Hâtemu’l- Enbiyâ, İstanbul, 1332, s. 7-8.27 Celal Nuri, a.g.e., s. 1.

Page 9: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

203

geçmişten gelen düşmanca duygular beslerken, Müslümanlar ise onu insanüstü bir varlık gibi göstermişlerdir.28 Celal Nuri, bu bakımdan aynı siyasi görüşü paylaştığı Tarih-i İslamiyet mütercimi Abdullah Cevdet’ten farklı düşünmektedir. Celal Nuri, Dozy’yi büyük bir ilim adamı olarak kabul etmekle beraber onun, Hz. Peygamber’i hakkaniyetli bir şekilde anlatamadığı görüşündedir.29 Hâlbuki Abdullah Cevdet, yaptığı çevirinin çok tepki toplayan “İfâde-i Mütercim” kısmında Dozy’yi Arapça, Farsça ve Türkçede eşi benzeri bulunmayan bir eseri yazmış olan aklıselim ve tarafsızlık sahibi biri olarak nitelendirmektedir. Hatta kendisini sürgüne yollayan Sultan Abdülhamit’ten daha Müslüman olduğunu iddia etmektedir.30

Çeviriyi destekleyen tavra, dönemin önemli gazetecilerinden Ebuzziya Tevfik’i (ö. 1913) örnek verebiliriz. Tasvir-i Efkâr’da yazdığı makale, yaptığı tercüme üze-rine herkesin hücumuna uğrayan Abdullah Cevdet’in çıkardığı İctihad dergisi ta-rafından çok beğenilerek derginin 27. sayısında yayınlanmıştır.31 Ancak Ebuzziya, eserin içeriği ve Hz. Peygamber’in nasıl anlatılması gerektiği üzerinde çok fazla durmamaktadır. Bununla ilgili olarak Arapça kaynaklarda nelerin yazılı olduğunu bilmediklerini ancak şarkiyatçıların bunları araştırıp ortaya koyduklarını dile ge-tirmektedir. O, bu çeviriye özgürlük penceresinden bakmakta ve müsteşriklerin neler yazdığının bilinmesine vesile olan bir eserin yasaklanmasını ve mütercimi hakkında ağır ithamlarda bulunulmasını doğru bir hareket olarak kabul etmemek-tedir. Ayrıca yasaklamanın, esere olan alakayı daha fazla artıracağı görüşündedir. Bu noktada “Dozy’nin yazdığı eser, İslam dinini tenkit etmek için yazılmış olsa bile ya-bancı dillere vâkıf olmayan Müslümanları bilgilendirmek adına bu tercümeyi yapan Ab-dullah Cevdet’in yaptığı iş yine teşekküre lâyık değil midir?” diye sormaktadır.32 Mısırlı bir âlim olan Abdülaziz Çavişzâde de aşağı yukarı onunla aynı görüştedir.33 Sırât-ı Müstakîm dergisine gönderilen yazılardan bazılarının yazarları, oryantalist eserle-rin çevrilmesiyle onların Hz. Peygamber hakkındaki fikirlerinin öğrenilebileceğini ifade etmişlerdir. Aynı yazarlar, Müslümanların yazdıkları eserlerin tenkit süzge-cinden geçirilmeye muhtaç olduğunu da vurgulamışlardır.34

2- Muhteva Yönünden EtkisiÇalışmamızın başından beri dile getirdiğimiz üzere Tarih-i İslamiyet, çevrildiği

andan itibaren Türkçe siyer yazıcılığında önemli etkiler meydana getirmiştir. O

28 Celal Nuri, a.g.e., s. 7-8.29 Celal Nuri, a.g.e., s. 150.30 Abdullah Cevdet, a.g.e., s. 3-5.31 İctihad, Sayı 27, Şubat 1910, s. 1103.32 Ebuzziya Tevfik, “Tarih-i İslâmiyet”, İctihad, Sayı 27, Şubat 1910, s. 1106.33 Abdülaziz Çavişzâde, “Ulema-yı İslâm’a Açık Mektup”, Hilâl-i Osmanî Gazetesi, Sayı 164, 18

Safer 1331, s. 2.34 M. Nuri Dücanî, “Ulemâ-yı İkrâm”, Sırât-ı Müstakîm, Cilt 3, Sayı 74, 22 Muharrem 1328, s.

346; Vasıf, “Mektup”, Sırât-ı Müstakîm, Cilt 3, Sayı 75, 30 Muharrem 1328, s. 361-364.

Page 10: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

204

dönem ve sonrasında, Hz. Peygamber’i anlatan eserlerde işlenen veya üzerinde durulan konularda söz konusu çevirinin etkilerini görmek mümkündür. Mesela 1928 yılında basılmasına rağmen biri Müslüman, diğeri Hıristiyan iki doktorla önceden yaptığı sohbeti kitaplaştıran M. Sadık Vicdanî’nin (ö. 1939) eserinde bu etkiyi görmek mümkündür. Hz. Muhammed Niçin Çok Evlendi? isimli eser, adın-dan anlaşılacağı üzere Hz. Muhammed’in evliliklerini ayrıntılı olarak ele almakta ve hikmetlerini açıklamaktadır. Vicdanî, Hz. Peygamber’in müslümanlar tarafın-dan yazılan bazı eserlerde dile getirildiği gibi cinsel gücünün kuvvetinden dolayı ya da Batılıların ortaya attıkları cinsel ihtiyaçlarını tatmin için çok evlilik yaptı-ğına dair görüşleri reddetmektedir. Ona göre Hz. Peygamber, diğer insanlar gibi bir beşerdir. İnsanî özellikleri bakımından diğer insanlardan hiçbir farkı yoktur.35 Nitekim İsmail Fennî Ertuğrul, Hz. Peygamber’in güç ve kudretinden bahsederken bir gecede on bir hanımıyla birlikte olmasını delil olarak göstermiştir.36 Vicdanî, Dozy’nin üzerinde durduğu, Hz. Peygamber’in Zeynep bint Cahş ile olan evliliğine ayrıca eğilmiştir. Hz. Peygamber’in hayatı ele alındığında evlilikleri, üzerinde en fazla konuşulan ve tartışılan konular olmuştur. Müslümanlar, değişen yaşam tarzı sebebiyle ya da dünyada hâkim olan kültürün mensubu olan insanlara kendi de-ğerlerini ve medeniyetlerinin masumiyetini/hikmetini/yüceliğini ispat edebilmek için çok çaba harcamışlar halen de harcamaktadırlar. Müsteşrik eserlerle ve Batılı değerlerin hâkimiyetiyle ilk defa yüzleşen dönemin aydınlarının yaşadığı zorluk, kanaatimizce bundan kaynaklanmaktadır. Hz. Peygamber’in evliliklerini veya o dönem yapılan evlilikleri modern zamanların değer yargılarıyla ve bakış açısıyla değerlendirmek, çok doğru olmasa gerek. Oryantalistlerin farkında olarak ya da olmayarak yaptıkları bu türden değerlendirmelere, Müslümanların çoğu aynı yön-temlerle cevap vermeye gayret etmişlerdir. Bu şekilde güya mantıklı açıklamalar yaparak fikirlerini savunmuşlardır.

Dozy’nin eserinde çok fazla yer ayırdığı konulardan biri de Garanik Olayı’dır. Bilindiği üzere hakkında çok sayıda kitap ve makale yazılan, 1980’li yıllarda Sal-man Rüşdi’nin yazdığı Şeytan Ayetleri kitabıyla tekrar gündeme gelerek tartışma-ların odak noktasına oturan bu hadise, o dönemin eserlerinde de önemli bir yer tutmaktadır. Mesela bu eserlerden biri Ahmed Hamdi Akseki (1887-1951) tara-fından yazılan Hâtemü’l-Enbiyâ Hakkında En Çirkin Bir İsnadın Reddiyesi isimli kü-çük risaledir. Aksekili Ahmed Hamdi Efendi, bu kitapçıkta Dârü’l-Hikmet üyesi Rasim Efendi’nin Anglikan Kilisesi’nin sorularına cevap verirken bahsettiği Gara-nik Olayı’nı ele almıştır. Rasim Efendi’yi eleştirmek için yazdığı söz konusu eser-de, Dozy’nin ismini sık sık zikretmiş ve ona tenkitler yöneltmiştir.37 Geçmişten

35 M. Sadık Vicdanî, Hz. Muhammed Niçin Çok Evlendi, haz: Ahmet Karadut, Ankara, 1992, s. 102.

36 İsmail Fennî Ertuğrul, a.g.e., s. 9-14.37 Ahmed Hamdi Akseki, Hâtemü’l-Enbiyâ Hakkında En Çirkin Bir İsnadın Reddiyesi, İstanbul,

1922.

Page 11: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

205

günümüze en fazla üzerinde tartışılan rivayetlerden biri olan Garanik Hadisesi, dönemin eserlerinde de ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Kimi yazarlar, o döneme yakın tarihlerde yazılmış eserleri kullanarak Dozy’nin iddialarına cevap verirken, kimileri ise geçmişte yaşamış İslam âlimlerinin eserlerinde serdettiği görüşleri ve akıl yürütmeleri kullanmayı tercih etmişlerdir.38 Ancak kullanılan rivayetlerin yer aldığı temel kaynaklar üzerinde durmamışlardır. Son devir Osmanlı ulemasından meşhur İzmirli İsmail Hakkı (1868-1946) da küçük hacimli eserinde Garanik Ola-yı’na kısaca temas etmiştir. Bu rivayetin iftira ve yalan olduğunu bildirmiştir. İbn İshak’a dayandırarak olayın zındıkların uydurması olduğunu dile getirmiştir.39

3- Usul ve Şekil Yönünden EtkisiHet Islamisme çevirisi, diğer yönlerden olduğu gibi Türkiye’deki siyer yazıcılığını

metodoloji, üslup ve kullanılan argümanlar bakımından da etkilemiştir. Pek çok yazar, eserlerinin girişinde uzun mukaddimelere yer vermişlerdir. Buralarda kendi tarih anlayışlarını anlatmışlar, daha önceki yazarların tarih anlayışları üzerinde değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Bunlardan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, eserinin “Okuyucuyla Hasbihal” başlıklı bölümünde tarih felsefesi ve metodolojisine dair görüşlerini serdetmiştir. Tezlere ve makalelere konu olan bu kısımda, Dozy’nin eserinin toplumda yarattığı infialden hareket ederek Müslümanların tarihe tahlil ve tenkit nazarından bakmadığından yakınmıştır.40 İslam tarihini anlatmaya başlamadan önce giriş kısmında tarih, felsefe, din, din-lerin tasnifi gibi konuları sekiz başlık altında incelemiştir. Bu başlıklardan sonun-cusunda ise “İslam ve Gayrimüslim Münekkit ve Müverrihleri” başlığı altında bazı müsteşriklerin Hz. Peygamber ve İslam hakkındaki görüşlerini vermiştir. Bu müs-teşrikler arasında Dozy de vardır.41 Ünlü düşünür Cemil Meriç, bu eseri “değerini koruyan nefis eser” olarak nitelendirmektedir.42 Ancak Ahmed Hilmi’nin Dozy’yi tenkit ederken arada bir ölçüyü kaçırdığını söylemeden de edememektedir. Ayrıca Dozy ile hemen hemen aynı başlıkları kullandığı için onu bir “Anti- Dozy” (Dozy karşıtı) olarak görmektedir.43 Zaten Filibeli Ahmed Hilmi, mukaddime bölümünde okuyucunun mukabelesini ve muhakemesini kolaylaştırmak için Dozy’nin taksi-matına uyduğunu ifade etmektedir. Ona göre Dozy’nin eserinde makul ve rağbet

38 Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, a.g.e., s. 282-286; İsmail Fennî Ertuğrul, a.g.e., s. 36-47.39 İzmirli İsmail Hakkı, Siyer-i Celîle-i Nebeviyye, haz: İsmail Hakkı Uca, İstanbul, 1996, s. 117-

118.40 Yasin Yılmaz, Filibeli Ahmed Hilmi’nin Hayatı ve Tarihçiliği, (Basılmamış yüksek lisans tezi),

Ankara, 1994; Adem Apak, “Osmanlı Meşrutiyet Dönemi Tarihçilerinden Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin Tarih Metodolojisiyle İlgili Görüşleri”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 8, 1999, s. 277-285.

41 Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, a.g.e., Cilt 1, s. 82-83.42 Cemil Meriç, Kültürden İrfana, İstanbul, 1986, s. 80.43 Cemil Meriç, a.g.e., s. 83-84.

Page 12: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

206

edilecek tek yön taksimatıdır.44 Gençlerin Tarih-i İslam’ı kesinlikle okumasını tav-siye eden Meriç, Şehbenderzâde’nin eserini “rasyonalist bir kitap” olarak betimle-mektedir. Yazarını da çağını çok iyi tanıyan ve meseleleri inançların arkasına sığı-narak değil akılla muhakeme edip tartışan bir yazar olarak tanıtmaktadır.45

Dönemin önemli simalarından İzmirli İsmail Hakkı, İslam tarih yazımına dair küçük bir risale hazırlamıştır. Müellif, hadis rivayetlerinin tarih malzemesi olarak kullanılmasında takip edilecek yöntemler ile siyerin nasıl ele alınması ve anlatıl-ması gerektiği hususlarında kendine göre genel ilkeler belirlemiştir. Bununla, uy-durma rivayetlerden arınmış bir siyer yazımının nasıl mümkün olduğunu açıkla-mayı amaçlamıştır. Yazar, eserinde pek çok uydurma rivayetin listesini vermiştir. İslamî ilim geleneği hakkında da değerlendirmeler yapmıştır.46

Dönemin siyer müelliflerinden Lütfullah Ahmed ise eserini yazmaktaki gaye-sini, metodunu ve kaynaklarını mukaddimede zikretmektedir.47 Hz. Peygamber’in örnek hayatını doğru bir şekilde ortaya koyma amacına matuf olarak yazılan bu eser, söz konusu devrin yeni siyer yazma çabalarının bir başka tezahürüdür.48

Müsteşrik eserlerle doğrudan ya da tercümeleri vasıtasıyla karşılaşıldığında Hz. Muhammed’in hayatıyla ilgili daha önce sorgulanmayan pek çok konu, ayrın-tılı bir şekilde incelenmiştir. Kimi yazarlar, bunu yaparken İslam tarihi kaynak-larındaki bilgileri birbirleriyle karşılaştırmış ve tahlil/tenkit etmişlerdir. En fazla başvurdukları yöntem ise akıl yürütmelere ve farklı kültürlerle yapılan karşılaş-tırmalara dayalı değerlendirmelerdir. Böylece bilimsel ve objektif bir tarihçilik yaptıkları inancındadırlar. Çünkü ortaya konulan gerekçeler, herkes tarafından kabul edilebilir olmalıdır.49 Hatta Dozy’nin Hz. Peygamber’in histeri hastası ol-duğu yönündeki iddiasıyla ilgili olarak bu hastalık hakkında bilgi veren eserlerin yazılması, doktor raporlarına yer verilmesi söz konusudur.50 Rivayetleri değerlen-dirmeye dair geleneksel yöntemlerin, o dönem esen Batıcı, pozitivist, materyalist rüzgârlar sebebiyle İslamcılar tarafından bile bir anda görmezden gelinmesi sağ-lıklı bir tavır olarak gözükmemektedir. Nitekim Dozy, hadisler hakkında yaptığı açıklamalar esnasında önemli bir tespit yapmıştır. Buna göre hiçbir din, ortaya çıkışının üçüncü yüzyılından itibaren, Müslümanların yaptığı gibi dinlerinin temel esaslarını incelememiş, araştırmaya tâbi tutmamıştır. Hicri 3. yüzyılda yaşayan âlimlerin, Hz. Peygamber’i olduğu gibi tüm açıklığıyla tanıttıklarını söylemeden

44 Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, a.g.e., Cilt 1, s. 107-108.45 Cemil Meriç, a.g.e., s. 84-85.46 İzmirli İsmail Hakkı, a.g.e., s. 117-118.47 Lütfullah Ahmed, Hayat-ı Hz. Muhammed, İstanbul, 1331, s. 3-4 ve s. 13-16.48 Mehmet Çoğ, a.g.e., s. 86-90.49 Ferit Kam, Dini ve Felsefi Sohbetler, sad: Süleyman Hayri Bolay, Ankara, 1987, s. 39-54.50 İsmail Fennî Ertuğrul, a.g.e., s. 7-8; Ferit Kam, a.g.e., s. 54-59. Ayrıca bu konuda bir tıp dok-

toru olan Mehmet Ali Derman’ın yazdığı esere bakılabilir. Mehmet Ali Derman, Çürütme (Reddiye), İstanbul, 1972, s. 50-45.

Page 13: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

207

geçmemiştir. Dozy’nin bir iddiası da şudur: “İslamiyet, Arabistan sınırlarının dışı-na çıkınca, mucizeleri dillendiren kavimlerle karşılaştı ve Müslümanlar kendilerin-de eksik olan bu yönü tamamlamak için mucizelere sarıldılar.”51 Görüldüğü üzere Dozy, Müslümanların ilk asırlarda sahip oldukları ilmî zihniyete vurgu yaparken onu eleştirmek için kalem oynatanlar, bu geleneği görmezden gelmişler ve kopuk bir tarih anlayışıyla olayları değerlendirmişlerdir.52

Dönemin eserlerinin bir başka göze çarpan özelliği, yazarların fikirlerini teyit etmek için bazı müsteşriklerin yazdıklarına atıf yapmalarıdır. Bu konuda başı, İs-mail Fennî Ertuğrul çekmektedir. Mezkûr yazar, sık sık Batılı müelliflerden alıntı-lar yapmaktadır. Onun kadar olmasa da Manastırlı İsmail Hakkı da zaman zaman bu yola başvurmuştur. İsmail Fennî Ertuğrul, kendi mütalaalarının ardından teyit için başka bir dine mensup, ilmi yeterliliğe sahip, tarafsız ve insaf sahibi olması sebe-biyle Barthelemy Saint Hilaire’in (1805-1895) Muhammed ve Kur’an adlı eserinden faydalanarak ona sık sık atıfta bulunduğunu mukaddimede okurlarına açıklamış-tır.53 Yazar, Dozy’nin kitabıyla ilgili değerlendirmelerini bitirdikten sonra Barthe-lemy Saint Hilaire’in Hz. Peygamber’in ahlakı ve kişiliği ile ilgili yazdıklarını değer-lendirmiştir. Ardından Muir, Weil, Voltaire, Renan gibi yazarların Hz. Peygamber hakkındaki görüşlerine yer verip onların fikirleriyle Barthelemy Saint Hilaire’in fikirlerini karşılaştırmış, sonra da yazılanların tümüyle ilgili kendi görüşlerini derç etmiştir. Bu arada yazar, İngiliz filozof John Stuart Mill’in (1806-1873) Hıristi-yanlığın ahlak anlayışı hakkındaki görüşlerine kitabında yer vermiş ve bunlar üze-rine de bir değerlendirme yapmıştır. Dönemin yazarlarının kendilerini kabul etti-rebilme amacı taşıdıkları ve yazdıklarını okuyacak entelektüel kesimi bu şekilde ikna edebilecekleri hissine kapıldıkları kanaatini taşımaktayız.

SonuçTarih-i İslamiyet çevirisi, Türkçe siyer yazıcılığında ister istemez bir canlanma

meydana getirmiştir. Gazete ve dergilerde yayınlanan mektuplarla münevverle-ri harekete çağıran okurlar, hamasî hitaplar hatta bu eseri okuduğu için intiha-ra sürüklenenler, nihayetinde dönemin hükümetinin yasaklama kararı ve yazılan reddiyeler tercümenin diğer etkileri olarak sıralanabilir. Gerek reddiye müellifleri, gerekse reddiye amacı gütmeyen ancak yaşanan gelişmelere şahitlik eden müellif-ler, siyer yazıcılığında birbirinden farklı birçok tavır sergilemişlerdir. Dönemin si-yasi atmosferinin ve akımlarının izlerini bu eserler üzerinden sürmek de mümkün görünmektedir. Tercümenin yayımlandığı tarihten itibaren yazılan siyerlerde bir artış olduğu, sistematik bir siyer yazıcılığının gelişmeye başladığı görünmektedir.

51 Dozy, a.g.e., s. 163-165.52 Bu konudaki geniş değerlendirmeler için bkz: İsmail Kara, “Tarih ve Hurafe: Çağdaş Türk

Düşüncesinde Tarih Telakkisi”, Türklük Araştırmaları Dergisi, Sayı 11, 2002, s. 31-70.53 İsmail Fennî Ertuğrul, a.g.e., s. 4.

Page 14: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

208

Daha önce irdelenmeyen konulara eğilmek ve bunların hikmetleri üzerinde değer-lendirmelerde bulunmak, tercümenin bir başka etkisi olarak sayılabilir. Yazarların tarih felsefesi, tarih metodolojisi gibi alanlarda kalem oynatmalarında ve bunları dikkate alan eserler meydana getirmeye çalışmalarında da bu çevirinin önemli bir pay sahibi olduğu kanaatindeyiz.

Page 15: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

209

Abstract

Het Islamisme which was written by Dutch orientalist Reinhart Pieter Anne Dozy, was translated by Abdullah Cevdet with the name of Tarih-i İslamiyet in term of Se-cond Constitutional affected Turkish Sirah writing a lot of aspects. We will evaluate this book’s effects, changes of sirah writing according to some example books and subjects in this work.

Keywords: Dozy, Tarih-i İslamiyet, Sira-Writing, Change, Polemic.

Page 16: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

210

BibliyografyaAbdülaziz Çavişzâde, “Ulema-yı İslâm’a Açık Mektup”, Hilâl-i Osmanî Gazetesi, Sayı

164, 18 Safer 1331.

Akseki, Ahmed Hamdi, Hâtemü’l-Enbiyâ Hakkında En Çirkin Bir İsnadın Reddiyesi, İstanbul, 1922.

Apak, Adem, “Siyer Yazıcılığında Hz. Peygamber’in Doğru Tanıtılması Üzerine Tespit ve Teklifler”, Sîret Sempozyumu I, Türkiye’de Sîret Yazıcılığı (2010) Me-tinleri, Ankara, 2012.

Apak, Adem, “Osmanlı Meşrutiyet Dönemi Tarihçilerinden Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin Tarih Metodolojisiyle İlgili Görüşleri”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 8, 1999, s. 277-285.

Bilgin, Muharrem Samet, Dozy’ye Yazılan Türkçe Reddiyeler, (Basılmamış yüksek lisans tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2013.

Celal Nuri (İleri), Hâtemu’l- Enbiyâ, İstanbul, 1332.

Çoğ, Mehmet, II. Meşrutiyet Dönemi İslâm Tarihçiliği (1908-1918), (Basılmamış doktora tezi), Ankara, 2004.

Derman, Mehmet Ali, Çürütme (Reddiye), İstanbul, 1972.

Dozy, Reinhart Pieter Anne, Het Islamisme, Haarlem, 1863.

Dozy, İslam Tarihi, çev: Abdullah Cevdet, sad: Vedat Attila, İstanbul, 2006.

Ebuzziya Tevfik, “Tarih-i İslâmiyet”, İctihad, Sayı 27, Şubat 1910.

Erşahin, Seyfettin, “Osmanlı Toplumunun Hz. Muhammed Hakkındaki Bilgi Kay-nakları Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi”, İslâmî Araştırmalar Dergisi, Cilt 18, Sayı 3, Ankara, 2005.

Ertuğrul, İsmail Fennî, Kitâb-ı İzâle-i Şükûk, İstanbul, 1928.

Hanioğlu, M. Şükrü, “Abdullah Cevdet”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Cilt 1, İstan-bul, 1988.

Hanioğlu, M. Şükrü, Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi, İstanbul, 1981.

Hatiboğlu, İbrahim, “Osmanlı Aydınlarınca Dozy’nin Tarih-i İslâmiyet’ine Yönelti-len Tenkitler”, İslâm Araştırmaları Dergisi, Sayı 3, 1999, s. 197-213.

İzmirli İsmail Hakkı, Siyer-i Celîle-i Nebeviyye, haz: İsmail Hakkı Uca, İstanbul, 1996.

Kara, İsmail, “Tarih ve Hurafe: Çağdaş Türk Düşüncesinde Tarih Telakkisi”, Türk-lük Araştırmaları Dergisi, Sayı 11, 2002.

Kam, Ferit, Dini Ve Felsefi Sohbetler, sad: Süleyman Hayri Bolay, Ankara, 1987.

Page 17: Türkiye’de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/D254113/2016/2016_BILGINSM.pdf · den biri olmasının en büyük müsebbibi, mütercim Abdullah

211

Küçük, Hülya, “Dozy’nin Het Islamisme Adlı Eseri Üzerine”, Diyanet İlmi Dergi, Cilt 30, Sayı 4, Ankara, 1999, s. 63-89.

Küçük, Hülya, Türkiye’de Dozy ve “Het Islamisme”, (Basılmamış yüksek lisans tezi), Universiteit Leiden, Leiden, 1993.

Lütfullah Ahmed, Hayat-ı Hz. Muhammed, İstanbul, 1331.

M. Nuri Dücanî, “Ulemâ-yı İkrâm” , Sırât-ı Müstakîm, Cilt 3, Sayı 74, 22 Muharrem 1328.

Manastırlı İsmail Hakkı, Hak ve Hakîkât, İstanbul, 1329.

Meriç, Cemil, Kültürden İrfana, İstanbul, 1986.

Mustafa Fevzi b. Numan, Şumusu’s- Safâ Fî Evsâfi’l- Mustafâ, İstanbul, 1331.

Mustafa Fevzi b. Numan, İzhâr-ı Hakîkat, İstanbul, 1331.

Necip el-Akîkî, el-Müsteşrikûn (III cilt), Kahire, 1980.

Özdemir, Mehmet, “Dozy”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Cilt 9, İstanbul, 1994.

Özdemir, Mehmet, “Siyer Yazıcılığı Üzerine”, Milel ve Nihal, Cilt 4, Sayı 3, İstanbul, Aralık 2007, s.129-162.

Öztürk, Hakan, Cumhuriyet Tarihi İslâm Tarihi Çalışmalarında Hz. Muhammed Ta-savvuru (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, 2011.

Sprenger, Aloys, Das Lebenunddie Lehredes Mohammad Nach bisher größtenteils un-benutzten Quellen (I-III), Berlin, 1861.

Şehbenderzâde, Ahmed Hilmi, Tarih-i İslâm (II cilt), İstanbul, 1327-1326.

Utku, Nihal Şahin, “Prototip Modern Türkçe Siyerler ve Peygamber Algısı”, Siyer-E-debiyat İlişkisi, İstanbul, 2010.

Vasıf, “Mektup”, Sırât-ı Müstakîm, Cilt 3, Sayı 75, 30 Muharrem 1328, s. 361-364.

Vicdanî, M. Sadık, Hz. Muhammed Niçin Çok Evlendi, haz: Ahmet Karadut, Ankara, 1992.

Yılmaz, Yasin, Filibeli Ahmed Hilmi’nin Hayatı ve Tarihçiliği, (Basılmamış yüksek li-sans tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1994.

Zapsu, Abdürrahim, Büyük İslâm Tarihi, İstanbul, 1957.