trb2 bÖlgesİ mevcut durum analİzİkentlerinde, urartu, selçuklu beylikler ve osmanlı...

20
TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ KÜLTÜR VE SPOR 2011

Upload: others

Post on 28-Jan-2020

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ KÜLTÜR VE SPOR 2011

Page 2: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

2

İçindekiler 1. SPOR .................................................................................................................................................... 3

2. KÜLTÜR ................................................................................................................................................ 3

2.1. Kütüphaneler ................................................................................................................................ 4

2.2. Tiyatrolar ...................................................................................................................................... 4

2.3. Sinemalar ...................................................................................................................................... 5

2.4. Tarihi ve Kültürel Kaynaklar .......................................................................................................... 6

2.4.1. Bitlis İli Tarihi ve Kültürel Kaynakları ..................................................................................... 6

2.4.2. Hakkâri İli Tarihi ve Kültürel Kaynakları ............................................................................... 10

2.4.3. Muş İli Tarihi ve Kültürel Kaynakları .................................................................................... 11

2.4.4. Van İli Tarihi ve Kültürel Kaynakları ..................................................................................... 13

Page 3: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

3

1. SPOR TRB2 Bölgesi’nde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve Milli Eğitim Bakanlığı Sporcu Sayısı Türkiye toplamının sadece %2,1’i kadar bir orana sahiptir. Bölgede son dönemde spor aktiviteleri anlamında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Ancak, bölgede spor aktivite alanları ve bu alanlardan yararlanan kişi sayısı, bölgenin yüksek orandaki genç nüfusuna oranla yetersiz kalmaktadır. Lisanslı spor adamı yetiştirecek akademi sayısı bölgede sadece Bitlis ve Muş İllerinde eğitim vermektedir. Tablo 1: Spor kulübü / Spor Dernekleri / Salon / Gençlik ve Spor Merkezi/Stadyum Sayısı1

Kurum

Spor Kulübü Spor Dernekleri

Salon Gençlik ve Spor Merkezi

Stadyum Okul/Akademi

Kamu Özel Kamu Özel Kamu Özel Kamu Özel Kamu Özel Kamu Özel Bitlis 4 0 30 0 2 0 1 0 1 0 3 0 Hakkâri 21 18 21 18 3 0 3 0 3 0 0 0 Muş 11 36 0 0 2 0 1 0 7 0 1 0 Van 27 25 3 12 13 9 1 0 3 0 0 0

TRB2 Bölgesi

63 79 54 30 20 9 6 0 14 0 4 0

Kaynak: (İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü, 2009) Bölge illerinde özel teşebbüse ait gençlik ve spor merkezi, stadyum ve spor akademisi bulunmamaktadır. Gençlerin beden eğitimi ve spor alanında temel bilgi ve becerileri kazanmaları için ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim öğretim görmelerini ve başarılı sporcular olarak yetiştirilmelerini sağlamak için Hakkâri ve Van İllerinde spor okul/ akademisine ihtiyaç duyulmaktadır. Tablo 2: Spor Tesisi Sayısı – Yararlanan Kişi Sayısı2

Çocuk Genç Engelli

Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Bitlis 100 300 146 733 0 21 Hakkâri 1.046 2.973 1.125 3.340 18 92 Muş 352 843 412 1.138 25 70 Van 1.560 4.803 947 6.848 2 74 TRB2 Bölgesi

3.058 8.919 2.630 12.059 45 257

Kaynak: (İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü, 2009)

Bölgede genç nüfusuna oranlandığında spor tesislerinden yararlanma oranı oldukça düşük seviyededir. Bölgede hizmet veren spor tesislerinden yararlanma oranına bakıldığında engellilerin yeteri kadar tesislerden yararlanamadığı ortaya çıkmaktadır.

2. KÜLTÜR Kültür, en kısa anlatımı ile insanoğlunun doğaya eklediği tüm maddi ve manevi varlıkların toplamıdır. Günümüzde kültür terimi daha çok sanat ve edebiyat dünyaları anlamına gelmektedir. Bölge kültürel olarak geçmiş medeniyetlerin de izini taşıdığı birçok değere sahiptir. Ancak bu bağlamda bölge kültürel çalışmaları gerçekleştirecek beşeri ve fiziki altyapıdan yoksundur.

1 Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri verileri kullanılarak hazırlanmıştır.

2 Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri verileri kullanılarak hazırlanmıştır.

Page 4: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

4

2.1. Kütüphaneler

Bölge’deki toplam kütüphane sayısı 27 olmakla birlikte bu sayı Türkiye’deki kütüphane sayısının %2’sini oluşturmaktadır. Bölge’deki kütüphanelerden yararlanma oranı ise Türkiye’deki yararlanma sayısının %3,7’si kadardır.

Tablo 3: Kütüphane Verileri BÖLGE ADI Kütüphane

sayısı Kitap sayısı Yararlanma

sayısı Bin kişi başına

yararlanma sayısı

Ödünç verilen

materyal sayısı

Bitlis 7 82.370 165.169 503 24.029

Hakkâri 4 41.301 140.464 547 27.149

Muş 6 83.879 319.822 791 39.451

Van 10 79.193 113.729 111 30.910

TRB2 27 286.743 739.184 367 121.539

Türkiye 1.149 14.093.896 19.929.836 275 5.390.401

Kaynak : (TÜİK, 2009) Öğrencilerin sınavlara hazırlık mekânı olarak tanımlanan ve çok amaçlı etüt merkezi vb. işlevleri yerine getiren mekânlarının Bölgede yeterli düzeyde olmaması ve kütüphanelerde tam manasıyla kütüphaneye gelen öğrencinin geliş nedeni ile tam bir ayrışma yapılmadığı için bölge kütüphanelerinden yararlanma oranı ülke ortalamasının üstüne çıkmasına neden olmaktadır. Bölgede milli eğitime bağlı 548 kütüphane ile toplam 575 kütüphane hizmet vermektedir. Şekil 1: Kütüphanelerden Yararlanma Sayısı ve Ödünç Alınan Kitap Sayısı(‰)

Kaynak: (TÜİK, 2000a) (TÜİK, 2008a)

Bin kişi başına ödünç alınan kitap sayısına bakıldığında son sekiz yılda Van ili hariç diğer illerde oran iki katına çıkmış durumdadır.

2.2. Tiyatrolar Bölgede tek devlet tiyatrosu olan Van Devlet Tiyatrosu, 1997 yılı Kasım ayında Recep Bilginer’in yazmış olduğu SARI NACİYE adlı oyunla perdelerini açtı. Van Devlet Tiyatrosu açılışından bu

0

100

200

300

400

500

600

700

800

900

2000 2008 2000 2008

Bin kişi başına yararlanma sayısı Bin kişi başına ödünç alınan kitap sayısı

Yar

arla

nan

Kiş

i Say

ısı

Bitlis

Hakkari

Muş

Van

Türkiye

Page 5: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

5

güne kadar yerli ve yabancı olmak üzere toplam elli iki oyun sahneye konuldu. Van Devlet Tiyatrosu’nda 12 sanatçı, 1 baş ışık uzmanı, 1 sahne amiri, 2 sahne ışık görevlisi, 1 konduvit, 3 sahne makinisti, 2 aksesuar görevlisi, 2 sahne terzisi, 1 suflör olmak üzere 13 teknik çalışanı bulunmaktadır. Şekil 2: Tiyatro Salonu (özel-devlet), Koltuk, Gösteri ve Seyirci Sayısı (%)TRB2/Türkiye

Kaynak: (TÜİK, 2008a)

Bölgenin 2000 yılında gösteri başına düşen tiyatro seyircisi sayısı 162 iken 2008 yılında 335’e, koltuk sayısı da üç kat artarak 2.818’e çıkmıştır. Bölgede faaliyet gösteren tiyatro salonunun ülke toplamına oranı % 4,4’tür. 2008 yılı verilerine göre Bölge illerinde bin kişiye düşen tiyatro seyircisi sayısına bakıldığında Bitlis 4.9, Hakkari 6.3, Muş 4 ve Van 27.4 ülke ortalaması 46.6 ile karşılaştırıldığında oldukça geride kalmaktadır.

2.3. Sinemalar Bölgenin 2000 yılında gösteri başına düşen sinema seyircisi sayısı 95 iken, 2008 yılında 385’e, on bin kişiye düşen koltuk sayısı da ‰ 0,9 azalarak ‰ 5’e düşmüştür. Bölgede faaliyet gösteren sinema salonunun ülke toplamına oranı ‰ 5’tir.

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

3,5

4

4,5

5

Tiyatro Salonu Sayısı Koltuk Sayısı Gösteri Sayısı Seyirci Sayısı

Page 6: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

6

Şekil 3: Sinema Sayısı-Koltuk Sayısı-Seyirci Sayısı (%) TRB2/Türkiye

Kaynak: (TÜİK, 2008a)

2008 yılı verilerine göre Bölge illerinde bin kişiye düşen sinema seyircisi sayısına bakıldığında Bitlis 1.4, Hakkari 12.3, Muş 2.5 ve Van 49 ülke ortalaması 429 ile karşılaştırıldığında oldukça geride kalmaktadır. Bölgede toplam 9 radyo yayın yaparken, yerelde yayın yapan 2 televizyon kanalı ise Van’da yer almaktadır. Tablo 4: Gazete, Televizyon ve Radyo Sayısı3

Yerel

Radyo TV Gazete Bitlis 1 0 7 Hakkâri 1 0 15 Muş 2 0 17 Van 5 2 24 Toplam 9 2 63

Kaynak: (İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, 2010) Bölgede bin kişiye düşen günlük basımı yapılan yerel gazete tirajı 4.7 ülke ortalamasının 13.7 yaklaşık üçte bir oranı kadardır. Bölgede on bin kişiye düşen yerel gazete sayısı ülke ortalaması olan 0.3 ile aynı orandadır.

2.4. Tarihi ve Kültürel Kaynaklar

2.4.1. Bitlis İli Tarihi ve Kültürel Kaynakları

Bitlis yöresinin tarihte, batıyı doğuya bağlayan ticaret yolu üzerinde bir geçiş alanında olması nedeniyle çeşitli uygarlıkların varlığı ve izlerini taşımaktadır. Bitlis ve Ahlat kentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve mimari eserler yoğun olarak yer almaktadır. (Bitlis Valiliği İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2007)

3 Basın ve Halkla İlişkiler İl Müdürlüklerinde temin edilen veriler ışığında hazırlanmıştır.

0

0,1

0,2

0,3

0,4

0,5

0,6

Sinema Salonu Sayısı Koltuk Sayısı Gösteri Sayısı Seyirci Sayısı

Page 7: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

7

Kaleler ve Mezarlıklar

Bitlis Kalesi: M.Ö. 323- 325 yılları arasında Büyük İskender’in Lis (Leas) adındaki komutanı tarafından yaptırılmıştır. Şehre adını verdiği söylenir. (Beat – Leas – Lis: Lis’in kalesi, Lis’in yurdu) Kale, Bitlis suyunun kolllarından doğudan gelen Rabat ile batıdan gelen Kosur sularının birleştiği yerde, çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun üzerine inşa edilmiştir. Kale’nin bu gün sadece bazı cepheleri ayaktadır.

Adilcevaz Kef Kalesi: Adilcevaz yakınlarındaki Kef Dağı üzerinde bulunduğundan bu adı almıştır. Kalenin yapılış tarihi M.Ö. 2000 yıllarına dayanmaktadır. Yapılan kazı çalışmalarında, kale ve etrafında bulunan eski şehir kalıntıları ortaya çıkarılmış, bu eserlerin Urartu dönemine ait olduğu tespit edilmiştir.

Ahlat Sahil Kalesi (Yeni Kale): Çaldıran seferinden dönen Yavuz Sultan Selim Han tarafından dikdörtgen planla yaptırılmıştır. Kale içinde ve etrafında Osmanlı şehitlerine ait mezarlıklar bulunmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman tamir ettirmiş ve genişletmiştir. Vezirlerinden Zal Paşa tarafından Mimar Sinan’ın marifetiyle 1568 yılında eski kale taşları da kullanılarak yapılmıştır. Kadı Mahmut Camii, İskender Paşa Camii ve Hamamı da bu kalede bulunmaktadır.

Selçuklu Mezarlıkları: Türk – İslam mezarlığı olan Ahlat Selçuklu mezarlığında yer alan mezar taşları, ölçü ve üslup açısından anıt özelliğine sahiptir. Ahlat’ta bulunan altı mezarlık (Harabeşehir, Taht-ı Süleyman, Kırklar, Merkez, Kale ve Meydanlık), Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerinin sergilendiği bir açık hava müzesi görünümündedir. Taht-ı Süleyman’la Tatvan yolu, İki kubbe Mahallesi ile Harabeşehir arasında uzanan Meydan Mezarlığı en önemlileridir. Meydan Mezarlığı, Ahlat’ta bulunan en büyük ve en önemli mezarlıktır. Buradaki mezar taşları, Ahlat’ın bir dönemin parlak bilim ve sanat merkezlerinden Kubbetül İslam (Belh, Buhara ve Ahlat şehirleri) biri olduğunu kanıtlamaktadır. Ahlat – Tatvan yolu arasında oldukça geniş bir alana yayılmıştır. 12. YY’dan 16. YY’a kadar tarihlenen, muhtelif tiplerde bulunan bini aşkın mezar taşı bulunmaktadır. Yedi tanesi kazılarda ortaya çıkarılan “akıt” da denilen “tümülüs” şeklinde mezarlar da bulunmaktadır. Ahlat mezarları, çatma lahitler, şahidesiz (hem mezarın başına, hem de ayak ucuna dikilen taş levha) prizma sandukalar ve şahideli mezarlar biçimindedir. Mezar taşlarında dönemin usta sanatçılarının adları bulunmaktadır. Taşların yüzeyleri küli, nesih ve rumi yazılarla, geometrik, bitkisel bezemelerle, yıldız, kandil, ejder motifleri ile kaplanmıştır. Dünya döngüsünü (Yaz gider güz gelir, baba gider oğul gelir...) temsil eden çarkıfelek motifine de sıklıkla rastlanmaktadır.

Bitlis Mırcatlık Mezarlığı: Bitlis’in Zeydan Mahallesindedir. Birçok Sahabe-i Kiram ve Şehitler yatmaktadırlar. Ayrıca Şümun ve Zülküf Peygamberlerin de meftun bulunduğu rivayet edilmektedir. Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemlerine ait birçok mezar bulunmaktadır.

Diğer önemli mezarlıklar: Aşağı Kolbaşı Mezarlığı, Yukarı Kolbaşı Mezarlığı ve Güroymak Selçuklu Mezarlığıdır. Bahsi geçen üç mezarlık aynı yol güzergâhı üzerinde bulunmaktadır.

Tarihi Köprü ve Çeşmeler

Bitlis ilinden geçen dört dere üzerinde mahalleleri birbirine bağlayan 24 köprünün hepsi de taş kemer mimarisinde yapılmıştır. Bazılarının yapım tarihi 2. YY’a kadar dayanır. Efsel Ağa, Alemdar, Hüsrevpaşa, Aynel Barut, Hatuniye, Karadede, Değirmen, Kasrik (Narlıdere), Şerefiye ve Arap Köprüleri bunlardan bazılarıdır. Yine Ahlat ilçesindeki Akkoyunlulardan kalma Bayındır Köprüsü ile Hizan ilçesindeki Romalılardan kalma

Page 8: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

8

Nazar Çayı üzerindeki asma köprü birer tarihi eserdir. Yörede “Bulak” olarak adlandırılan çeşmelerden Dinhavur ve Şeyh Tahir-i Gürgani çeşmesi gibi bazı çeşmeler görülmeye değer tarihi eserlerdendir.

Tarihi Camiler

Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan tarihi camilerin bazıları: Ulu Cami: Yazıtına göre, 1150’de Ebu’l Muzaffer Muhammed yaptırmıştır. Anadolu Türk mimarisinin en eski örneklerindendir. İlk kez bu camide görülen simetri dengeli bir plan içinde mihrap önü kubbesi ve sağlam taş mimarisi, önemli bir gelişmenin başlangıcını vurgulamaktadır. Bu plan, daha sonraki Artuklu Camilerinde gelişimini sürdürmüştür. Yapı kıble tarafına koşut üç nef ile mihrap önünde bir kubbeden oluşmaktadır. Mihrap önü kubbesi, dışarıdan silindirik bir tambur üstünde, konik bir çatı ile örtülüdür. Minaresi 1493’te yapılmıştır.

Kızıl Cami: Kentin doğu yakasında, İnönü Mahallesindedir. İlk yapım tarihi bilinmemektedir. Onarımlarını gösteren iki yazıtı vardır. İlk onarım 1507, ikinci 1696’da yapılmıştır. Bitlis’teki yapıların çoğunluğu gibi kareye yakın ana bölümle, bunu doğu ve kuzey yönlerinden kuşatan eklerden oluşmaktadır.

Zal Paşa Camii: Ahlat Adilcevaz yolu üzerinde, Adilcevaz Kalesi eteklerinde göl kıyısındadır. Yapı Ahlat taşlarından ve kare planlıdır. İç bölümünde ortada kare oluşturan 4 sütun bulunmaktadır. Yapıyı dışarıdan 12 kubbe örtmektedir. Cami kısa bir süre önce yeniden restore edilmiş olup, iyi durumdadır. Kanuni’nin vezirlerinden Zal Paşa tarafından yenilendiğinden adıyla anılmaktadır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu camiden övgüyle bahsetmektedir.

Gazi Bey Mescidi: Medresesi ile bir külliye olup, Gazibey mahallesinde, Kazım Paşa İlkokulunun yanı başındadır. Kitabesine göre 1836 senesinde Şerif adlı bir zat tarafından yaptırılmıştır. Atatürk’ün şehri ziyareti esnasında namaz kılması caminin özelliklerindendir.

Külliye ve Medreseler

İhlasiye Medresesi: Mevcut medreseler içerisinde en büyük ve kıymetli olanıdır. Medrese, 1216 tarihinde Selçuklular tarafından yaptırılmıştır. Dönemin önde gelen bilim merkezlerinden (günümüz üniversiteleri) biri konumundadır. Bitlis yapıları içerisinde mimari süsleme açısından en zengin olanıdır. Dış görünüşüyle kaleyi andıran medrese, planı, süslemeleri, dış ve iç yapısıyla yöresel mimari geleneğini sürdürmektedir. Taçkapı mukarnaslı bir süslemeyle çevrilmiş, geniş bir kemerle girinti sağlanmıştır. Kubbe, dört yana beşik tonozlarla bağlanmaktadır. Yapı, dört eyvan ve ortada bir kubbeyle biçimlenmiş, odalar bunların yanında yer almıştır.

Şerefiye Külliyesi: Cami, medrese ve türbe yapılarından oluşan bir külliyedir. Yazıtına göre 1528 yılında Şeref Han tarafından yaptırılmıştır. Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı, kapalı kubbe mimari tarzındadır. Bitlis’e özgü kesme kırmızı taştandır. Pencereler ve taç kapı Osmanlı döneminde yapılmasına karşılık Selçuklu taş işçiliğini yaşatan güzel örneklerdendir.

Yusufiye Medresesi: 18. veya 19. YY.’da Hacı Yusuf tarafından yaptırılmıştır. Medresede bulunan kubbenin içinde bu zatın mezarı bulunmaktadır. Doğu-batı doğrultusunda uzanan dört köşe ve dikdörtgen bir yapı biçimindedir. Bir süre “Açık cezaevi” olarak kullanılan bina günümüzde kısmen restore edilmiş durumdadır.

Page 9: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

9

Han ve Kervansaraylar

Hazo Hanı: Abbasilerden Sultan Evhadullak’ın kızı Huma Hatun tarafından 11. YY’da yaptırılmıştır. Gösterişsiz ve yıkık durumdaki yapının taç kapısı ve iç düzenlemesi ilginçtir.

Başhan Hanı: Tatvan-Bitlis yolunda bulunan ikinci handır. 16. YY’da muhtemelen Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimari formu, süsleme ve kemerleri ile restore edildiği takdirde kullanılabilecek güzelliktedir.

Bitlis Papşin (Hüsrev Paşa) Hanı: Bitlis’e yaklaşık 5 km. mesafede yol üzerinde bulunan Han’ın 16. YY’da hüküm süren Hüsrev Paşa tarafından yaptırıldığı rivayet edilmektedir.

El-Aman (Rahva) Kervansarayı: Bitlis-Tatvan-Muş yolu ayrımında Rahva düzlüğü denilen yerde bulunmaktadır. 1502 yılında Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Anadolu’nun en büyük ve eski kervansaraylarından birisidir. Restore edilmiş ve iyi durumdadır.

Türbeler ve Kümbetler

Bitlis, türbe ve ziyaretgâh bakımından Türkiye’nin en zengin illerinden biridir. Memii Dede Türbesi (Şehitlik), Alemdar Baba Türbesi, Veli Şemseddin Türbesi, Seyyid İbrahim Türbesi, Ziyaeddin Han Türbesi, Şeyh Tagir-i Gürgani Türbesi, Saidiye Türbesi, Nuhiye Türbesi, Hacı Hasan Türbesi, Kırk Kardeşler Türbesi gibi şehir geneline yayılmış pek çok türbe bulunmaktadır. Mimari özellikleri nedeni ile dikkat çeken örnekler:

II.Şeref Han Türbesi: İhlasiye medresesinde kümelenmiş olan yapıların en güneyde olanıdır. Kesme Ahlat taşından yapılmıştır. Muhtemelen 15.YY. ikinci yarısında yapılmıştır.

Üç Bacılar Türbesi: İhlasiye Medresesi çevresinde bulunan yapılardan güneyde bulunan yapıdır. 15.YY’ın ikinci yarısında II. Şeref Han’ın kızları için yapılmıştır.

Şeyh Mehmed-i Küfrevi Türbesi: 1898 tarihinde yapılmıştır. Küfrevi ailesinin konağının bahçesindedir. Bitlis mimari yapısından tamamen farklıdır. Dış görünüşü itibarı ile İstanbul’daki “Geç Dönem” türbelerine benzemektedir.

Ahlat’taki Kümbetler: Bitlis’te türbe kelimesi Ahlat’ta kümbet olarak telaffuz edilmektedir. Ahlat kümbetleri ile dünyanın en büyük açık hava müzesi görünümü sergilemektir. Kümbetler Orta Asya Türk çadırlarına benzemektedirler. Silindirik gövde, konik ve piramidal çatılar, geometrik şekiller, rozet motifler, ayet kemerleri, rumi bordürler, burmalı işlemeler ve bitkisel kompozisyonlu bordürlerle bezenmişlerdir. Kümbetler genellikle iki katlı yapılar olup, alt katlarında mezarlık, üst katlarında ise dua odaları bulunur. Kümbetlerin (türbelerin) mimarileri ile öne çıkan örnekleri şunlardır:

Usta Şagirt (Ulu) Kümbeti: Ahlat’taki türbelerin en büyüğü olup, 13. YY.’ın son çeyreğinde yapıldığı sanılmaktadır. Halk arasında anlatılanlara göre, bir usta ile çırağı iki ayrı kümbet yapmış, ustanın yaptığı yıkılıp, çırağın yaptığı sağlam ayakta kalmış, kümbete Usta Şagirt kümbeti adı verilmiştir.

Çifte Kümbet: İki kümbet (Hüseyin Timur Esen Tekin Kümbeti ve Bugatay Aka Şirin Hatun Kümbeti) bulunması nedeni ile bu ad verilmiştir. Batıdaki küçük olan kümbet, kitabesindeki yazıta göre, 1279 yılında ölen Bugatay Aga’nın oğlu Hüseyin Timur ve kızı Esen Tekin için yaptırılmıştır. Bu kümbetin 20 m. kadar doğusundaki diğer kümbet biraz daha büyüktür. Üzerinde dört kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelere göre, 1281 yılında

Page 10: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

10

ölen Bugatay Aka ile Şirin Hatun için yaptırılmıştır. Diğer iki kitabede ise ayet ve hadisler bulunmaktadır. İç kısmında “Cennetin Bekçileri” olduğuna inanılan iki adet Tavus Kuşu motifi bulunmaktadır.

Emir Ali Kümbeti: Mimari tarzı bu kümbetin 14. YY. Yapımı olduğunu düşündürmektedir. Ana mekânı kare planlıdır. Bunun doğusundaki bir kapıyla avluya girilir. Ana mekân içten kubbe, dışarıdan piramidal külahla örtülüdür.

Bayındır Kümbeti: Kitabesine göre 1481 yılında Bayındır Han adına yaptırılmıştır. Kare kaide üzerindeki sütunlar ve kemerlerle güneye doğru açılan silindirik gövdesi ve konik küllahı ile Ahlat’ta mevcut bulunan diğer kümbetlerden tamamen farklıdır. Esas mekânın kuzey kısmı kapalı olup, sütunlarla öne doğru açılan bir galeriyi andırmaktadır. Kümbet içten kubbe, dışarıdan basık konik çatı ile kapatılmıştır.

Müzeler

Bitlis’te zengin tarihsel kalıntılar bulunmaktadır. Yöre özellikle Asur, Urartu ve Selçuklu uygarlıklarının merkezidir. İl merkezinde ve Adilcevaz dolaylarında birçok kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. (Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü)

Bitlis Eski Vali Konağı (Etnografya Müzesi): XIX. yy.da Vali Evi olarak yapılan bina 1970’li yıllara kadar aynı işleviyle kullanılmıştır. Bina yer yer tahribata uğradığından daha sonra Kültür Bakanlığı’na devredilmiştir. 1997 yılında Etnografya Müzesi olarak onarımına başlanan bina 2002 yılında tamamlanarak hizmete hazır hale getirilmiştir.

Ahlat Müzesi: Ahlat Müzesi yöredeki, arkeolojik kazılarda bulunan ve çevre illerden getirilen arkeolojik değerdeki yapıların sergilenmesi amacı ile 1971 yılında açılmıştır. Van Gölü’nün kuzeybatısında, Tatvan-Erciş karayolunun kenarında, Büyük Selçuklu mezarlığının bulunduğu alanda yer alan müzede, eserler 2 salonda ve müze bahçesinde sergilenmektedir. Birinci salonda arkeolojik eserler sergilenmektedir. Urartu dönemine ait madeni ve pişmiş toprak eserlerin yanı sıra, az sayıda Paleolitik, eski Tunç Çağı, Roma ve Bizans dönemine ait eserler de bu bölümde sergilenmektedir. İkinci salonda, etnografik eserler (giyim-kuşam, ateşli silahlar, ziynet eşyaları vb.) ve Ahlat kazılarından çıkan, değişik tekniklerde yapılmış çini ve seramik örnekleri sergilenmektedir. Müze bahçesinde, Urartu çağına ait küpler, kazılarda çıkartılan mimari parçalar, mezar taşları (biri koyun heykeli şeklindedir) yer almaktadır.

2.4.2. Hakkâri İli Tarihi ve Kültürel Kaynakları

İ.Ö. 7000’den bu yana sürekli yerleşim yeri olan Hakkâri yöresi, Sümerler, Akadlar, Urartular ve Asurlular gibi pek çok uygarlığın izlerini taşımaktadır. Bölgede arkeolojik araştırmalar arttıkça tarihi ve kültürel değerlerin de zamanla gün ışığına çıkacağı düşünülmektedir (T. C. Hakkâri Valiliği).

Saraylar ve Mezarlıklar

Kelat Sarayı: Şemdinli’ye 17 km uzaklıktaki eski ilçe merkezi Nehri’nin güney batısında dere kenarında kurulmuştur. Saray (konak) büyük ölçüde yıkılmış olup, halen ayakta kalan iki kemer ve bir duvar bulunmaktadır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2002).

Seyyit Taha-i Hakkâri Mezarı: Şemdinli ilçesi Bağlar Köyü’nde bulunmaktadır. 18.yy’da yaşamış büyük evliyalardandır. Şeyh Abdulkadir Geylani’nin 11. Torunu ve Mevlana Halid-i Bağdadi Hazretlerinin talebelerinden olduğu söylenmektedir. Mezarının bulunduğu Bağlar Köyü yurt içi ve yurt dışından gelen sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir (Hakkâri İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2010).

Page 11: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

11

Tarihi Camiler ve Kiliseler

Hz. Süleyman Camisi: Hakkâri Çukurca yol güzergâhında Tiyar Vadisinde Meşeli Köyünde bulunan ve Süleyman Peygambere ait olduğu rivayet edilen türbe yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak yerlerinden biridir (Hakkâri İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2010).

Konak (Koçhanis) Kilisesi: Kilisenin bulunduğu Konak Köyü Hakkâri merkeze 18 km. uzaklıkta ve şehrin kuzey tarafında kalmaktadır. Kilise köyün doğu tarafında vadiye hâkim noktada doğal kayalık bir platform üzerine kurulmuştur. Kilise Nasturiler için önemli bir inanç merkezidir (Hakkâri İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2010).

Külliye ve Medreseler

Meydan Medresesi: Medrese giriş kapısı üzerindeki kitabeden M.1700-1701 tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Meydan Medresesi, anıtsal yapısı, düzgün kesme taş işçiliği, içteki revaklı avlusu, kapısındaki süslemeleri ve iki katlı planıyla Hakkâri’nin günümüze sağlam olarak gelmiş tek ve en önemli anıtsal yapısıdır. Bunun aslına uygun restorasyonu gerçekleştirilerek müze olarak kullanıma ve ziyaretçilere açılması Hakkâri’ye kültürel katkı sağlayacaktır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2002).

Han ve Kervansaraylar

Hırvata (Büyük Çiftlik) Kalıntıları: Yüksekova ilçesinin batısında Aroş deresi ağzında bazı kalıntılara rastlanmıştır. Bu bölgenin Urartular’dan kalma kutsal Musaşirin kenti olduğu sanılmaktadır. Ancak kazı çalışmaları yapılmamıştır (Hakkâri İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2010).

Türbeler ve Kümbetler

Şeyh Ali Türbesi: Merkez Üzümcü Köyü’nde bulunmaktadır. Şeyh Abdulkadir Geylani Hazretlerinin Hocası olduğu rivayet edilmektedir. Mezarı kendi adını taşıyan caminin hücresindedir (Hakkâri İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2010).

Şeyh Nazır Türbesi: Merkez Durankaya Beldesindedir. Her yıl, şehit edildiği gün olan 28 Temmuzda türbesi ziyaretçi akınına uğramaktadır. Yöreyi fetheden İslam ordularının başındaki komutanlardan olup burada şehit olduğu rivayet edilmektedir (Hakkâri İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2010).

El Sanatları

Hakkâri Kilimleri: Hakkâri’de el sanatlarının halkın sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamındaki yeri ve önemi büyüktür. Kilim, çanta, çorap, heybe, parzun, şal, sak, kerik, reşik, yazma boncuğu ve oya kanaviçe gibi günlük yaşamda kullanılan el sanatları hemen hemen her evde üretilmektedir. Bunların içinde kilimlerin ayrı bir değeri ve yeri vardır. Tamamen yün ve kök boyadan imal edilen kilimler renk komposizyonları, desenleri, ipliğin kalitesi, dokuma sıklığı ve zarafetiyle yurt içi ve yurt dışında aranır hale gelmiştir (Hakkâri Kilim Ltd. Şti.).

2.4.3. Muş İli Tarihi ve Kültürel Kaynakları

Kaleler ve Mezarlıklar

Kayalıdere Antik Kenti (Kale Şehri): Antik Dönem Yerleşmelerinden olan Kale Şehri, Muş’a 40 kilometre ve Varto İlçesi’ne 20 km. uzaklıkla bulunan, Kayalıdere Köyü’nde yer almaktadır. Yüksek kayalık bir tepe üzerinde kurulu kent tipik bir Urartu Kalesidir. İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nce 1965’te yapılan kazıda bulunmuştur. Kazılarda; kale, tapınak, şarap mahzeni, mezar ve küçük buluntular ortaya çıkarılmıştır. Urartu Kralı II. Sarduri devrine (M.Ö.764 –735) tarihlenen kale, oldukça sağlam durumdadır. Avlusu taş döşemeli tapınakta, M.Ö. VII. yüzyıla ait tunç aslan heykeli, düğmeler, ok başları, tunç

Page 12: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

12

iğneler, aslan avı tasvirli kemer parçaları ele geçmiştir. Buluntular, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2002) . Malazgirt Kalesi: Malazgirt ilçe sınırları içinde yer alan Malazgirt Kalesi’nin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Kale, bir tepe üzerinde kurulduğundan aşağıdaki Malazgirt suyuna inebilmek için kayalardan yollar yapılmıştır. Eski Malazgirt şehrini kuşatan dış kale ile şehir ortasındaki iç kaleden oluşmaktadır. Kale içinde han, üç kilise, iç kale camii bulunmaktadır. Malazgirt Kalesi ve çevresindeki yerleşim dokusu kentsel sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Tarihinin Urartulara kadar uzandığı tahmin edilen Malazgirt Kalesi ve 1.750 metrelik surları yıllardan beri yeterince korunamamış ancak iki sıra duvarla örülü iç kale surları, Malazgirt Belediyesi tarafından yapılan restorasyondan sonra, park olarak düzenlenerek hizmete açılmıştır (Muş Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2008). Muş Kalesi: Merkez ilçe sınırları içinde yer alan kale, şehrin en eski yerleşim yerlerinden birisi olup kesin yapılış tarihi ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Kale, Hz. Ömer döneminde Müslümanların eline geçmiş, zaman içinde derebeyleri, Bağdat’taki Abbasi halifelerine tabi olarak kale ve çevrenin idaresi için memur kılınmışlardır. Uzun süren savaşların etkisiyle büyük bir kısmı yıkılmış olan kalenin batı tarafında tahrip olan kale Selçuklu ve Osmanlı döneminde tamir edilerek iç kale olarak kullanılmıştır. Malazgirt Zafer Anıtı: Malazgirt ilçe sınırları içinde kalan anıt, Kültür Bakanlığı ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmıştır. Anıt yapımına 1985 yılında başlanmış 1989 yılında bitirilmiş olup, 42 m. yüksekliğindedir. Anıt sütunları arasındaki boşluk Türklerin Anadolu’ya geçiş kapısını, sütunlar ise Anadolu’nun Kapısını ifade etmektedir.

Alpaslan Şehitliği: Bulanık Hükümet Konağı’nın hemen karşısında yer alan Alpaslan Şehitliği, iki adet yapıdan oluşmaktadır. İlk yapı giriş kapısı şeklinde olup, sivri kemerli ve kemerlerin alınlık kısmında birbirine düğümlenmiş motiflerle süslenmiştir. İkinci yapı ise bu yapının hemen solunda yer almaktadır. Anıtta “Malazgirt Meydan Savaşının büyük kahramanı Alparslan’ın ve aziz şehitlerinin ruhları şad olsun” 26 Ağustos 1956 yılı yazmaktadır. Muhtemelen bu tarihte yapılmıştır.

Tarihi Camiler, Medreseler ve Kiliseler

Ulu Cami: Muş’ta, Alaeddin Bey ve Hacı Şeref camilerinin batısındadır. Moloz taştandır. Kitabesizdir. Avlusunda yatan Şeyh Muhammed-i Mağribi tarafından 979’da yaptırıldığı rivayet edilmektedir. XIV. YY’ın ikinci yarısına tarihlenen cami, dikdörtgen planlıdır. Ana mekân, ortada kubbe, yanlarda beşik tonoz örtülüdür. Minaresi, depremden zarar görmüş olup, aslına sadık kalınarak 1968 ve 1972 yıllarında onarım görmüştür.

Hacı Şeref Camii: Bir Selçuklu yapısı olan camii, Arslanlı Han’ın içindedir. XVII YY’a tarihlendirilen eser, son dönem Osmanlı yapısıdır. Abdulhamit Han tarafından yaptırılmıştır. Ana mekânı kare planlıdır. Ana mekân ortada büyük, yanlarda basık kubbelerle örtülmüştür. Sonradan eklenen son cemaat Ahlat taşından 1997 yılında eklenmiştir. Sivri kemeri niş biçiminde taç kapı kesme taştandır. 1318’de yapıldığı anlaşılmaktadır.

Alaaddin Bey (Paşa) Camii: XVIII YY. başlarında şehrin valisi Alaaddin Bey tarafından yaptırılmıştır. Ana mekânı kare planlıdır ve dokuz neflidir. Minaresi iki renkli kesme taştan yapılıdır. Gövdenin ortasında iç içe geçmis çınar ağacını andırır bitkisel motiflerden bir kuşak oluşturulmuştur. Alaeddin Bey Camii külliyesi içindedir. Külliye kitabesinde Eşref Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Cami ile aynı tarihte yaptırılmıştır.

Page 13: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

13

Bulanık Mollakent Camisi: Bulanık ilçesinin Mollakent köyündedir. Bir Selçuklu yapısıdır. Şeyh İbrahim tarafından 1290’da yaptırılmıştır. Ahlat taşındandır. Dört kubbeli üç pencerelidir. Bulanık Esenlik Camisi: Bulanık ilçesinin Esenlik Köyündedir. Bir Selçuklu eseridir. Şeyh Abdulmelik tarafından 1194’te yaptırılmıştır. Ahlat taşındandır. Tek kubbeli, dört pencereli, iki kapılı bir yapıdır. Mollakent Medresesi: Bulanık ilçesinin Mollakent Köyündedir. Bir Selçuklu Eseridir. Ahlat taşından yapılmıştır. Şeyh İbrahim tarafından 1321’ de yaptırılmıştır. İki büyük odası bir de salonu bulunmaktadır. Her odada üçer kitaplık penceresi bulunmaktadır (Muş Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2008) . Arak Manastırı (Kilisesi): Karaçavuş Dağlarının doğu doğrultusunda şimdi yayla olarak kullanılan zirvenin üzerinde kuruludur. Manastır, dağ üzerinde geniş düzlükte kuruludur. 200 – 250 metre ilerisinde büyük bir Çan Kulesi mevcuttur. Manastırın işçilik ve malzemesinde Roma üslubu göze çarpar. Meryem Ana Kilisesi: Muş İl Merkezinde Minare mahallesindedir. Yapıldığı tarih ve diğer özellikleri ile ilgili kesin bilgi bulunmamaktadır.

Hanlar

Havuzlu Han: Merkez ilçe’de çarşı içerisinde bulunan Havuzlu Han’ın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak malzeme ve teknikten hareketle Osmanlı döneminde yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Avlusunda bulunan havuzdan ötürü de Havuzlu Han ismi ile tanınmaktadır. Günümüze kısmen iyi durumda gelebilen bu han, kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. (Muş Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2008)

Tarihi Köprü ve Çeşmeler

Malazgirt (Hatun) Köprüsü: Malazgirt İlçesi’ne 15 km. uzaklıkta, Malazgirt-Bulanık yolunda, Şekerik Deresi üzerindedir. Köprünün yapım tarihini belirten kitabesi günümüze gelememiştir. Yapının plan, malzeme ve tekniğinden hareketle Anadolu Selçuklularının son döneminde yapıldığı sanılmaktadır.

Murat Köprüsü: Muş - Varto yolu üzerinde Muş il merkezi’ne 10 km. uzaklıktadır. Bir Selçuklu yapısıdır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 1817 tarihli mermerden kitabesinin onarımlarla ilgili olduğu sanılmaktadır. 143 m. uzunluğunda, 4,77 m. genişliğindedir. Yüksekliği 16 - 18 m.’dir. 12 gözlüdür. Yakın zamanda köprü onarım görmüştür (Muş Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2008).

Höyükler ve Ören Yerleri

Tarihe yön veren önemli devletlerin egemenliğinde kalmış olan Muş il sınırları içinde bir kazı ve birkaç yüzey araştırması dışında bu güne kadar ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır. Etkin bir kültürün egemen olduğu bölgede yer alan Muş ve çevresinde yaklaşık yirmi höyük tespit edilmiştir. Dolabaş Höyüğü, Bostankale Höyüğü, Yağcılar (Evran) Höyüğü, Mercimekkale Höyüğü sayılabilir (Muş Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2008).

2.4.4. Van İli Tarihi ve Kültürel Kaynakları

İ.Ö. 4000 yıllarından bu güne pek çok medeniyete ev sahipliği yapan bölgenin tarihi ve kültürel varlıkları en önemli kaleleri, külliye ve camiileri ile manastır ve kiliseleri açısından ele alınmıştır.

Page 14: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

14

Kaleler ve Mezarlıklar

Van Kalesi: Van il merkezinin 5 km. batısında Eski Van ya da Van Kalesi olarak bilinen yer bulunmaktadır. Buradaki kalenin adı, Assur metinlerinde Turuşpa, Urartu medeniyetlerinde Tuşpa, Antik kaynaklarda ise, Thospia, Tosp ya da Dosp diye geçmektedir. Bu adın Urartu tanrıçası Tuşpuea ile bağlantılı olabilir. Tuşpa Kalesi’nin ilk ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Tuşba, Urartu Krallığı’nın kurucusu I. Sarduri döneminde (İ.Ö. 840- 825) başkent olmuştur. Kale, Van Ovası’nın batısında, göle dik olarak 1,8 km. kadar uzanan kayalığın üzerinde yer almaktadır. Van Kalesi’nin batı ucunda, kuzeye doğru uzanan “Sardur Burcu” ya da “Madırburç” diye bilinen yapıların mimari kalıntıları, kaya bloklarındaki Urartu uygarlığının ilk duvar yazıtlarının da burada bulunması nedeni ile ayrıcalıklı bir yere ve öneme sahiptir (T. C. Van Valiliği, 2006). Kalenin diğer önemli bir yapısı, I. Agrişti'ye ait olan kaya mezarı ve hemen bunun dışındaki kaya üzerinde bulunan Urartu'ların günümüze ulaşan en uzun yazıtı, "Horhor Yazıtları" vardır. Ayrıca kalenin kuzey yamacında II. Sarduri'nin açık hava tapınağı (Analı-Kız), Kale içinde Menau ve Sarduri' ye ait mezar odaları, mağaralar, su sarnıçları ve çeşitli odalar vardır (T. C. Van Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2009). Kalenin sahip olduğu Van Gölü manzarası, tarihi ve kültürel değerine ayrı bir boyut da katmaktadır. Kaleye belli bir mesafede çay kahve içilecek tesislere, kale içinde de çevre düzenlenmesi, ışıklandırma çalışmaları yapılmasına, yürüyüş patikalarının düzenlenmesine ve kale eteklerinde yer alan tuvaletlerin de sayıca artırılmasına ve nitelik olarak gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Profesyonel Tur Rehberi , 2010, Temmuz). Çavuştepe Kalesi: Van ilinin 25 km. güneydoğusunda yer alan Çavuştepe Kalesi, Gürpınar Ovasında doğu-batı doğrultusunda yükselen Bol Dağı’nın batısındaki iki tepesi üzerinde kurulmuş anıtsal bir Urartu kalesidir. Urartu krallığının başkenti Tuşpa’dan sonra kurulmuş en önemli kalelerden biri olan bu Urartu kalesinde, sur duvarları, tapınak yapıları, su sarnıçları, saray ve depo yapıları ortaya çıkarılmıştır (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2010). Hoşap Kalesi: Van'ın Gürpınar ilçesinde, Van - Hakkâri karayolu üzerindeki Hoşap (Güzelsu)'da yer almaktadır. Hoşap, Van'a 60 km. Gürpınar ilçe merkezine 39 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Hoşap suyunun kuzey batısında sarp ve dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç kale ile bunun kuzeyindeki dış kaleden oluşmaktadır. Geçmişi itibariyle Urartu Devletine kadar uzanan kale, Osmanlı Devleti'ne tabi Mahmudi Süleyman Bey tarafından, 1643 tarihinde yaptırdığı şekliyle günümüze ulaşmıştır. İçerisinde Mahmudi sarayı olarak nitelenen kompleks yapılar yer almaktadır. En üst ve doğu kesimde seyir köşkü, batısında harem ve en batı uçta da selamlık yer almaktadır. Mescit, zindan, fırın ve sarnıç iç kalenin diğer yapılarıdır. XIX. yüzyıl ortalarında terk edilmiş olan kale, içerisindeki yapılarıyla günümüze büyük ölçüde sağlam olarak gelmiştir (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2010). Ayanıs Kalesi: Van’ın 35 km kuzeyinde bulunan Ayanıs Kalesi, eski adıyla Ağartı olarak da bilinen Ayanıs köyünün 500 m kuzeyinde, Van Gölü’nün ise 300 m doğusunda yüksek kayalık bir tepe üzerinde kurulmuştur. M.Ö. 655–651 yılları arasında yapılmıştır. Kale, mimarisi ve küçük buluntuları yanında, Urartu tarihinin son safhalarının aydınlatılması açısından önem taşımaktadır (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2010). Hişet Selçuklu Mezarları: 14. yüzyıla ait Gevaş’taki tarihi mezarlığında Halime Hatun Kümbeti’nin yanı sıra alandaki mezar taşları da bölgenin tarihi, kültürel ve sanatsal değerleri açısından son derece önem arz ederler. Mezar taşı olarak sandukalar ve şahideler vardır. Sandukalar tek başına olabildiği gibi, tek veya çift şahideli olarak da rastlanmaktadırlar. Gevaş-Ahlat mezar taşları ile büyük benzerlik gösterirler, ancak

Page 15: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

15

Ahlat’takiler kadar ihtişamlı olmadıkları gözlenmektedir (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2010). Çelebibağı Mezarlığı: Erçiş’ in Çelebibağı kasabasında bulunan eski mezarlıkta ikisi kare planlı, biri sekizgen diğeri de tuğladan olmak üzere dört anıtsal mezar ile bir çok mezar taşı ortaya çıkartılmıştır. Selçuklu mezarlarının yoğun olduğu tepe noktasında bulunan yapılar günümüze ulaşabilen taş duvarlarla çevrilmiştir. İçlerinde bulunan lahitlerle birisinde yer alan mihrap süslemeleri yapıların 10.-11. yüzyıllardan kaldığı izlenimini vermektedir. Kazı ve araştırmalarda “kuzey mezar anıtı”, “sekizgen planlı mezar anıtı” ve “tuğla örgülü mezar” olarak adlandırılan ve özgünlükleri açısından değişiklikler gösteren yapılar mevcuttur (T. C. Van Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2009).

Külliye ve Medreseler

Eski Van Hüsrev Paşa Külliyesi: Eski Van yerleşmesinin güneyinde, Orta Kapı’nın hemen arkasında yer alan Hüsrev Paşa Külliyesi, cami ile onun çevresindeki medrese, imaret, han, hamam, türbe ve misafirhaneden meydana gelmektedir. Cami ve türbe günümüzde sağlam durumdadır (T. C. Van Valiliği, 2006).

Tarihi Camiler ve Kiliseler

Kaya Çelebi Camii: Eski Van'ın Orta kapı mahallesinde surlara yakın bir yerde bulunmaktadır. Vakfiyesine göre Kaya Çelebi Zade Koçi Bey tarafından 1660 tarihinde yapımına başlanmış, ancak Koçi Bey'in idam edilmesi üzerine 1663 yılında Cem Dedemoğlu Mehmet Bey tamamlatmıştır. 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yapmış olduğu onarımlardan sonra ibadete açılmıştır (T. C. Van Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2009) Saint Bartholomeus Manastırı: Manastır yapıları Van’ın Başkale ilçesine bağlı Albayrak Köyü’nde bulunmaktadır. Manastır, Büyük Zap Suyu’nun (Avareş-Karasu) kaynağına yakın geniş Altıgelin (Şekbükan) Vadisi’ne bakan köyün içindeki bir tepe üzerinde kurulmuştur. Başkale İlçesi’nin 23 km. kuzeydoğusundaki Albayrak Köyü, Van il merkezine 110 km. uzaklıktadır ve ulaşım Van-Hakkâri karayolu ile sağlanmaktadır. Saint Bartholomeus Manastırı’nın kuruluşu hakkında belirsiz ve birbiriyle çelişkili efsanevi rivayetler dışında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. En yaygın inanışa göre kilise Saint Bartholomeus’un mezarı üzerine IV. yy.’da inşa edilmiştir ve bu havariye atfedilen mezar, kilisenin kuzeydoğu köşe odasının içindedir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında terk edilen ve 1966 depreminde büyük hasar gören yapılardan; kilise ve jamatun üst örtüleri yıkılmış bir halde günümüze gelebilmiş, manastırın diğer yapıları tamamen yok olmuştur. Bugün askeri alan içerisinde olan kilise ve jamatun tel örgüyle çevrilerek koruma altına alınmış olup, yapıları ziyaret edebilmek için özel izin almak gerekmektedir (T. C. Van Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2009). Yanal (Soradir) Kilisesi: Başkale'nin Yanal köyünde bulunmaktadır. St. Ejmiacin adına yapılan kilise, 7 - 9. yüzyıllara tarihlendirilmektedir (T. C. Van Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2009). Yukarı Bakraçlı Köyü-Varagavank Manastırı (Yedi Kilise): Manastır yapıları Van’ın 9 km. güneydoğusunda yer alan Yukarı Bakraçlı Köyü’nün içinde bulunmaktadır. Köy yerleşmesi, Erek Dağı’nın güney yamacındaki bir taraça üzerinde kurulmuştur. Ermeni kaynaklarına göre manastır, Sainte Gaiane ile Hripsime’nin getirdiği hakiki kutsal haçın bir parçasını korumak için VII. yy.da kurulmuştur. Manastırın birinci kompleksinden sadece Sainte Sophia Kilisesi’nin apsisi ayaktadır. İkinci yapılar topluluğundan; Surb Astuacacin Kilisesi, batısındaki jamatun, jamatunun kuzey ve güney duvarlarına bitişik yapılmış iki kilise ile jamatunun batısına eklenen çan kulesinin üç bölümlü revak kısmı günümüze gelebilmiştir. Manastırın avlu kısmı bu gün köy meydanı konumundadır. Uzun

Page 16: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

16

yıllar özel mülkiyette kalan manastır yapıları saman ve ot deposu olarak kullanılmış, günümüzde ise Van Müzesi tarafından yapılar temizlenerek ziyarete açık hale getirilmiştir (T. C. Van Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2009). Ancak, ulaşım yolunun iyileştirilmesine, çevre düzenlemesine ve turistlere hizmet verecek tesislerin kurulmasına ihtiyaç vardır (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2010). Saint Thomas Manastırı: Van’ın Gevaş ilçesinin Altınsaç Köyü’nün 5 km. Kuzeybatısında yer alan St. Thomas Manastırı, denizden yaklaşık 1933 m. yüksekliğe kurulmuş olup bu konumuyla adeta tanrıya ulaşma isteğinin mimariyle ifade edilmiş bir görüntüsünü ortaya koymaktadır. Havarilerden St. Thomas’a ait kutsal kalıntıların korunması amacıyla yapılan manastır kilisesinin yapım tarihini bildiren kitabe bulunmamaktadır. Manastır kilisesi, plan ve mimari özelliklerinden yola çıkılarak X. - XI. y.y.’a tarihlendirilmektedir. Van Gölü’nün hemen yanı başında kurulmuş olan, oldukça etkileyici bir doğanın içerisinde yer alan St. Thomas Manastır Kilisesi, manastırın kuzeydoğusunda yer alan yerleşim üniteleri ve manastır avlusunun hemen batısında yer alan mezarlık, Ermeni toplumunun sosyal ve dini yaşam tarzının anlaşılabildiği bir alan olmasının ötesinde, ölü gömme geleneklerinin ve bu geleneklere bağlı olarak oluşan sanatsal içeriğin de anlaşılabildiği önemli bir yerleşim alanıdır (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2010). Kullanılmakta olan stabilize ve toprak karayolunun ulaşıma elverişli hale getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, çevre düzenlemesi ve dinlenme, ihtiyaç giderme olanağı sağlayacak küçük tesislere de ihtiyaç duyulmaktadır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Profesyonel Tur Rehberi , 2010, Temmuz).

Yukarıda sayılan kilise ve manastırların turist ihtiyaçlarını karşılayacak düzenlemelerin yapılarak ziyarete açılmaları büyük önem taşımaktadır. Ziyarete açılan kilise ve manastırların, inanç turizmi kapsamında Akdamar kilisesinin de içinde bulunduğu tur güzergahlarına dahil edilmesi, turları zenginleştirecektir. Ziyaret edilen yerlerin nicel ve nitel yönden zengin olması özellikle Ermenistan pazarından bölgeye ve Van iline olan turizm talebini olumlu yönde etkileyecektir.

Tarihi Anıtlar

Meherkapı: Mheridur, Mithra Kapısı, Hazine Kapısı ve Taş Kapı adlarıyla da anılan yer Van il merkezinin kuzeyindeki kayalık Zimzim dağının güneye bakan yüzünde bulunmaktadır. Bir kutsal, açık hava tapınma alanının en önemli bölümü, kaya yüzeyinin ortasına açılan 4,1 x 2,6 m. boyutlarındaki kapı benzeri niştir. Meher Kapı’nın içindeki 3,6 x 1,7 m. büyüklüğündeki alana 94 satırlık çivi yazılı bir Urartu metni yerleştirilmiştir (T. C. Van Valiliği, 2006). Minua (Şamram) Kanalı: Van bölgesindeki en önemli yapıtlardan biri, Gürpınar’daki Şamram kaynağından toprağa açılmış 50–55 km. uzunluğundaki bir kanal yardımıyla başkent Tuşpa yakınlarına kadar su getiren ünlü Minua (Şamram) kanalıdır (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2010).

Türbeler ve Kümbetler

Şeyh Abdurrahman Baba Mescidi ve Türbesi: İç Kale’nin oturduğu kayalığın kuzey yamacında “Analıkız” yerel adıyla anılan Urartu tapınağı yakınında bulunan ziyaret yeri, Şeyh Abdurrahman Baba’ya aittir. 15.yüzyıl dolaylarında Bağdat’tan geldiği ve buraya yerleşerek halkı irşat ettiğine inanılır. Zaviyesi ölümünden sonra türbe haline getirilerek etrafında oluşan mezarlıkla birlikte ziyaret edilmeye başlanmıştır. 1915 Rus işgali sırasında tahrip edilerek terk edilen yapılar 1982–83 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yenilenmiştir (T. C. Van Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2009).

Page 17: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

17

İkiz Kümbetler: Eski Van sur duvarları dışında Kaya Çelebi Camisi'nin güneybatısında Orta Kapı Mezarlığı'nın içerisinde yer almaktadır. Kümbetlerden biri 1789 yılında ölen Van Beylerbeyi Teymur Paşa'ya, diğeri 1796 yılında ölen kardeşi Ahmet Paşa'ya aittir. 1992 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarımları yapılmıştır (T. C. Van Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2009).

Page 18: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

18

Şekil 4: Tescilli Kültür ve Tabiat Varlıkları (adet)

Kaynak: (Van Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 2010)

Page 19: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

19

Şekil 5: Sit Alanları(adet)

Kaynak: (Van Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 2010)

Page 20: TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİkentlerinde, Urartu, Selçuklu Beylikler ve Osmanlı uygarlıklarına ait arkeolojik, tarihi ve ... çıkılması zor ve sarp bir kaya bloğunun

20

Yukarıda, Van Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan temin edilen veriler ışığında Bölge’ye ilişkin tescilli kültür ve tabiat varlıkları ile sit alanlarının işlendiği haritalar yer almaktadır. Haritalarda görüldüğü üzere, tescilli kültür ve tabiat varlıkları ve sit alanları özellikle Van Gölü çerçevesinde yoğunlaşmaktadır. Bunun nedeni, söz konusu varlıkların Van Gölü çevresinde yoğunlaşmış olmasından ziyade diğer bölgelere ilişkin tespit ve tescil çalışmalarının yetersiz olmasıdır.