toplumsal cinsiyet açısından anayasa konulu komisyon raporu

154
KADIN ERKEK FIRSAT EÞÝTLÝÐÝ KOMÝSYONU YAYINLARI NO: 9 TOPLUMSAL CÝNSÝYET AÇISINDAN ANAYASA KONULU KOMÝSYON RAPORU HAZİRAN 2012

Upload: doxuyen

Post on 07-Feb-2017

242 views

Category:

Documents


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

KADIN ERKEK FIRSAT EÞÝTLÝÐÝ KOMÝSYONU YAYINLARI NO: 9

TOPLUMSAL CÝNSÝYET AÇISINDANANAYASA KONULU

KOMÝSYON RAPORU

HAZİRAN 2012

Page 2: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝKADIN ERKEK FIRSAT EÞÝTLÝÐÝ KOMÝSYONU

Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadýn Erkek Fýrsat EþitliðiKomisyonu tarafýndan yayýnlanmýþtýr.

Bu Kitabýn Daðýtýmý TBMM Kadýn Erkek Fýrsat Eþitliði Komisyonu tarafýndan yapýlmaktadýr.

Yayýn No: 9

Adres: TBMM Kadýn Erkek Fýrsat Eþitliði Komisyonu06543 Bakanlýklar ANKARA

Tel: 0 312 420 52 980 312 420 52 95

Faks : 0 312 420 52 97

Basıma Hazýrlayan: Abdurrahman TERZÝ-Yasama Uzman Yardýmcýsý,Feride EROÐLU- Müþavir- TBMM Araþtýrma Hizmetleri Baþkanlýðý,Beyhan KAPTIKAÇTI- Yasama Uzmaný- TBMM Araþtýrma HizmetleriBaþkanlýðý

E-posta: [email protected]

URL: http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/kefe/index.htm

Baský: TBMM Basýmevi, Ankara, 2012

http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/kefe/index.htmadresinden yayýnlarýmýza ulaþabilirsiniz.

ii

Page 3: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Ö N S Ö Z

Anayasalar ülkelerin temel ilkelerini, yönetim biçimlerini, temel hakve özgürlükler konusundaki taahhütlerini içeren en temel sözleşmelerdir.Bu yönüyle anayasalar, toplumlar için hayati bir öneme sahiptir.Anayasalarda belirli ilkelerin göz önünde tutulması, hem kanun yapıcılarhem de kanunu uygulayanlar için yol gösterici olacaktır. Temel hak veözgürlüklerin güçlü temellere dayandığı, demokrasiyi, hukukunüstünlüğünü, insan haklarına saygıyı ve eşitliği esas alan bir anayasa, büyükve müreffeh bir toplum olma yolunda sağlanacak toplumsal uzlaşmanınönemli bir adımıdır.

Ülkemizin yıllardan beri bir anayasa sorunu ile yüz yüze olduğuyadsınamaz bir gerçektir. Darbe döneminin bir ürünü olan ve anti-demokratik bir süreç içerisinde hazırlanan mevcut anayasanın bizlerigeleceğe taşıması mümkün değildir. Toplumun tüm kesimleri bu sorununvarlığını kabul etmekte ve çözüm için Yüce Meclisimizin iradegöstermesini beklemektedir. 12 Eylül 2011 anayasa değişikliği

iii

Page 4: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

referandumunda, halkımızın büyük çoğunluğunun tercihini değişikliklerionaylama yönünde kullanması, halk nezdinde yeni bir anayasaya duyulanyoğun arzu ve isteğin gerçek bir yansımasıdır.

Özellikle 24. Yasama Dönemi’nin başlamasından itibaren TürkiyeBüyük Millet Meclisi çatısı altında tüm siyasal partilerimizin katılımı ileyoğun bir anayasa yapma süreci başlatılmıştır. Yüce Meclisimizinbünyesinde kurulan ve Sayın Meclis Başkanımızın Başkanlığını üstlendiğiAnayasa Uzlaşma Komisyonu, hem yapısı itibarıyla hem de çalışma usulve esasları ile yeni anayasa yapımı konusunda toplumumuza ümitaşılamaktadır. Anayasa Uzlaşma Komisyonu şu ana kadar toplumun tümkesimlerinin görüşlerini dinlemiş ve bu görüşleri büyük bir titizlikledeğerlendirmeye almıştır.

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı olarak Yeni Anayasanınkadın-erkek eşitliğinin tam ve kusursuz bir biçimde sağlanmasında,toplumumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın yaşam standartlarınınyükselmesinde, haklarının korunmasında ve kadınlarımızın adalet ve eşitlikanlayışı içerisinde toplumumuzda hak ettiği değere kavuşabilmesindeoldukça önemli bir aşama kaydettireceğine inanmaktayım. Bu düşünce ile3 Kasım 2011 tarihli Komisyon toplantımızda, Toplumsal CinsiyetAçısından Anayasa Konulu Alt Komisyon’un kurulmasına karar verilmiştir.

Alt Komisyon görev süresi içerisinde 12 toplantı gerçekleştirmiştir. Butoplantılarda, anayasa ve toplumsal cinsiyet konularında alanında uzmankişilerle görüş alışverişinde bulunulmuştur. Kamu kurum vekuruluşlarından gelen bürokratlar, ülkemizin en güzide üniversitelerindengelen akademisyenler, ülkemizin kadın hakları konusunda en önemlifaaliyetlerine imza atan sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleriKomisyonumuza çok değerli görüşlerini aktarmışlardır.

Alt Komisyon’un çalışma süresi içerisinde dünya anayasaları datoplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla incelenmiştir. Ayrıca, Avrupa İnsanHakları Mahkemesi’nin bu konuda aleyhimize verdiği kararlar daincelenerek özellikle vurgulanması gereken alanlar belirlenmeyeçalışılmıştır.

Alt Komisyon raporunda, yapılan sunumlar ve getirilen çözüm önerilerioldukça geniş bir yer tutmaktadır. Komisyonumuz, katılımcıların değerligörüşlerinin bir arada görülebilmesi ve bu görüşlerin tüm toplumla sağlıklıbir biçimde paylaşılabilmesi için oldukça titiz davranmış ve Alt Komisyon

iv

Page 5: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

toplantılarımızda ifade edilen görüşleri olabildiğince geniş ve ayrıntılı birbiçimde raporunda yansıtmıştır.

Raporun “Genel Değerlendirmeler” bölümünde de kadın erkek fırsateşitliğinin tam olarak sağlanabilmesi için incelenmesi gereken sorunalanları belirlenmiş ve bunlara yönelik çözüm önerileri paylaşılmıştır.

Bu çalışmayı başta ilgili kurum ve kuruluşlar olmak üzereakademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarının incelemesine sunarken,raporun hazırlanmasında emeği geçen başta Alt Komisyon Başkanı BursaMilletvekili Canan CANDEMİR ÇELİK olmak üzere Alt Komisyonüyeleri Antalya Milletvekili Gürkut ACAR, Balıkesir Milletvekili AyşeNedret AKOVA, İstanbul Milletvekili Alev DEDEGİL, KahramanmaraşMilletvekili Mesut DEDEOĞLU, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet KasımGÜLPINAR, Tokat Milletvekili Dilek YÜKSEL ile Komisyonuzmanlarından Abdurrahman TERZİ ve Türkiye Büyük Millet MeclisiAraştırma Hizmetleri Başkanlığından Feride EROĞLU ile BeyhanKAPTIKAÇTI’ya katkılarından ötürü teşekkür ederim

Azize Sibel GÖNÜLKadýn Erkek Fýrsat Eþitliði

Komisyonu Baþkaný

v

Page 6: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

KADIN ERKEK FIRSAT EÞÝTLÝÐÝ KOMÝSYONU ÜYELERÝ

KADIN ERKEK FIRSAT EÞÝTLÝÐÝ KOMÝSYONU PERSONELİ

vi

Üyenin Adı, Soyadı Komisyon GöreviAzize Sibel GÖNÜL BaþkanBinnaz TOPRAK BaþkanvekiliÖznur ÇALIK BaþkanvekiliTülay KAYNARCA SözcüMesut DEDEOĞLU KâtipFatma Salman KOTAN ÜyeMehmet Kerim YILDIZ ÜyeNurdan ÞANLI ÜyeGürkut ACAR ÜyeGökcen ÖZDOÐAN ENÇ ÜyeAyþe Nedret AKOVA ÜyeCanan CANDEMÝR ÇELÝK ÜyeNurcan DALBUDAK ÜyeRuhsar DEMÝREL ÜyeKemalettin AYDIN ÜyeSabahat AKKÝRAY ÜyeAlev DEDEGÝL ÜyeSedef KÜÇÜK ÜyeSebahat TUNCEL ÜyeHülya GÜVEN ÜyeGönül BEKÝN ÞAHKULUBEY ÜyeMehmet Kasým GÜLPINAR ÜyeZeynep Armaðan USLU ÜyeDilek YÜKSEL ÜyeSafiye SEYMENOÐLU ÜyeSadir DURMAZ Üye

Adı, Soyadı Komisyon GöreviGökalp İZMİR Yasama UzmanıSezen CİVELEK Yasama Uzman YardımcısıGülhan AYGÜN Yasama Uzman YardımcısıErsin ÇELİK Yasama Uzman YardımcısıNuray YILDIZ Komisyon Memuru

Page 7: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

ÝÇÝNDEKÝLERÖNSÖZ ..................................................................................................iiiGİRİŞ ......................................................................................................1

A. ALT KOMİSYON ÇALIŞMALARI ................................................4B. ALT KOMİSYON TOPLANTILARINDA DİNLENEN

UZMANLARIN SUNUMLARI ........................................................81. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Sosyal Statü Daire Başkanı .......

Zeynep Göknil ŞANAL ...................................................................82. Prof. Dr. Sacit ADALI (Turgut Özal Üniversitesi) ........................113. Prof. Dr. Ahmet BATTAL (Turgut Özal Üniversitesi)..................124. Prof. Dr. Hasan Tahsin FENDOĞLU (Turgut Özal Üniversitesi)....135. Prof. Dr. Hasan TUNÇ (Gazi Üniversitesi) ...................................156. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin YILDIZ (Turgut Özal Üniversitesi) .........197. Yrd. Doç. Dr. Ömer Lütfi PEKER (Turgut Özal Üniversitesi)......218. Araştırma Görevlisi Olcay KARACAN (Ankara Üniversitesi )....239. Meltem BAĞCI (Turgut Özal Üniversitesi) ..................................24

10. Yrd. Doç Dr. Ali BENGİ ( Turgut Özal Üniversitesi) ...................2511. Servet KAYA (Y. Tetkik Hakimi)...................................................2612. Doç. Dr. Sanem BAYKAL (Avrupa Birliği Bakanlığı) .................3213. Deren DOĞAN YAVUZ (Avrupa Birliği Bakanlığı) .....................3514. Prof. Dr. Feride ACAR (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) ............3615. Doç. Dr. Ece GÖZTEPE (Bilkent Üniversitesi) ............................3916. Doç. Dr. Gülriz UYGUR (Ankara Üniversitesi)............................4617. Prof. Dr. Serap YAZICI (Bilgi Üniversitesi)..................................4818. Yrd. Doç. Dr. Ayşen CANDAŞ (Boğaziçi Üniversitesi) ...............5519. Bertil Emrah ODER (Koç Üniversitesi) ........................................6020. Eray KARINCA (Emekli Aile Mahkemesi Hâkimi) .....................6721. Prof. Dr. Meltem Dikmen CANİKLİOĞLU

(İzmir Ekonomi Üniversitesi) ........................................................6922. Doç. Dr. İpek İLKKARACAN (İstanbul Teknik Üniversitesi)......7523. Doç. Dr. Şule ÖZSOY (Galatasaray Üniversitesi).........................8324. Doç. Dr. Osman CAN (Marmara Üniversitesi)..............................89

vii

Page 8: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

C. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ GÖRÜŞLERİ ..............971. Anayasa Kadın Platformu ..............................................................972. Başkent Kadın Platformu Derneği .................................................993. Hak-İş Konfederasyonu ...............................................................1064. Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Derneği.............................................1085. Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı ..............1096. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ....................................................1097. Türk-İş..........................................................................................1098. Türk Sanayici ve İşadamları Derneği –TÜSİAD.........................1099. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ve İstanbul Kadın Kuruluşları .

Birliği ...........................................................................................11010. Türkiye Barolar Birliği.................................................................11211. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu..............................11312. Türkiye Kamu-Sen .......................................................................11613. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ankara Kadın Girişimciler .......

Kurulu ..........................................................................................11614. Uçan Süpürge Derneği .................................................................118

Ç. GENEL DEĞERLENDİRMELER ..............................................1201. Genel Olarak ................................................................................1202. Sonuç ve Öneriler.........................................................................131

a) Anayasanın Dili .........................................................................133b) Eşitlik .......................................................................................134c) Ayrımcılık Yasağı ......................................................................134ç) Geçici ve Özel Önlemler ...........................................................135d) Anayasal Gözetim Mekanizmaları ............................................135e) Aile ...........................................................................................135f) Çalışma Hayatı ...........................................................................135g) Şiddetin Önlenmesi ...................................................................136ğ) Milletlerarası Andlaşmaların Uygulanması...............................136

MUHALEFET ŞERHLERİ ..............................................................137

viii

Page 9: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

GÝRÝÞBir devletin yönetim biçimini, temel organlarını ve bu organlar

arasındaki ilişkiler ile kişi hak ve özgürlüklerini düzenleyen yasalar bütünüolan anayasalar her ülkenin geleneklerine, tarihsel, kültürel ve siyasalgeçmişi ile demokratik ideallerine göre şekillenmektedir. Bugün mevcut200 ulusal anayasanın yarıdan fazlası 1974 yılı sonrasında, genelliklebaşlangıçta bir çatışmayı sona erdirmek için barış anlaşmaları şeklindehazırlanmış ya da ülkede yaşanan toplumsal gelişmeler çerçevesindeyeniden kaleme alınmıştır. Yakın dönem anayasaları insan haklarınasaygıya, hukukun üstünlüğüne, kadın-erkek eşitliğine yaptıkları vurgularlaönemli örnekler oluşturmaktadır.

Birleşmiş Milletler bünyesinde yer alan temel insan haklarısözleşmelerinden biri olan Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın OrtadanKaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) 1979 yılında kabul edilmiş ve 1981yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye’nin 1985 yılından bu yana taraf olduğuCEDAW, ayrımcılığın tanımını yapan ilk uluslararası belge olarak, diğerinsan hakları belgelerinde yer alan hakların kadınlar için degerçekleştirilmesini sağlamayı hedeflemektedir. Kadınların yaşamınıetkileyen siyaset, ekonomi, sosyal ve kültürel yaşam, hukuk, sağlık ve ailegibi alanlarda kadınların rolleri ve yerlerine dair sorunları kapsamlı birşekilde ele alan ilk sözleşme olan CEDAW’a halen 187 devlet taraftır.

Sözleşme’nin hukuki alanda tedbirler alma yükümlülüğünü düzenleyen2. maddesinde taraf devletlerin, kadınlara karşı ayrımcılığın her biçiminiyasaklayıp, her türlü vasıtayla ve hiç vakit kaybetmeden kadınlara karşıayrımcılığı tasfiye etme politikası izlemeyi kabul ederek bu amaçlaerkeklerin ve kadınların eşitliği prensibini henüz ulusal anayasalarına veyadiğer ilgili mevzuatlarına içselleştirmemişler ise, bu prensibi içselleştirmeyive yasalar ve diğer uygun vasıtalarla bu prensibin pratik olarakuygulanmasını sağlamayı; kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı yasaklayanve gerektiği takdirde yaptırımlar getiren gerekli mevzuatı çıkarmayı vediğer tedbirleri almayı taahhüt etmesi gerektiği belirtilmektedir. BirçoğuCEDAW öncesi dönemde hazırlanmış olan Avrupa ülkeleri anayasalarındakadın-erkek eşitliğine dair hükümlere kısaca değinilmekte, bu alan yasalarve idari uygulamalar ile düzenlenmektedir. Buna karşın, yakın dönemdehazırlanmış bazı Avrupa ülkeleri ile Latin Amerika ve Afrika ülkelerianayasalarında CEDAW’ın etkileri daha belirgin olarak gözlenmektedir.

1

Page 10: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Yakın dönemde hazırlanmış anayasalarda vurgu yapılan önemli birkavram, “toplumsal cinsiyet eşitliği (gender equality)”dir. BaşbakanlıkKadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan Toplumsal CinsiyetEşitliği Ulusal Eylem Planı’nda (2008-2013) toplumsal cinsiyet şöyletanımlanmıştır:

‘Cinsiyet’ kavramı, kadınlar ile erkekler arasındaki evrensel biyolojikfarklılıklara atıfta bulunurken ‘Toplumsal Cinsiyet’ kavramı, kadınlarlaerkekler arasındaki toplumsal ilişkileri belirli bir bağlama göretanımlamakta, erkeklerle kadınlar ve erkek çocuklarıyla kız çocuklarıarasındaki ilişkiye ve bu ilişkinin sosyal olarak nasıl kurulduğunadeğinmektedir. Bu nedenle toplumsal cinsiyetin getirdiği roller dinamiktirve içeriği zamana göre değişebilmektedir.”

11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul'da imzalanan ve Türkiye’nin ilkimzacı ülke olduğu Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi ŞiddetinÖnlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa KonseyiSözleşmesi’nin 3. maddesinde ‘toplumsal cinsiyet’in kadınlar ve erkekleriçin toplum tarafından uygun görülen ve sosyal olarak inşa edilen roller,davranışlar, eylemler ve nitelikler anlamına geldiği belirtilmektedir.Sözleşmenin ‘Temel haklar, eşitlik ve ayrım gözetmeme’ye dair 4.maddesinde; tarafların, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı kınayacağıve bunu önlemek için özellikle kadın-erkek eşitliği ilkesini kendi ulusalanayasalarına veya diğer uygun mevzuatına dahil edip, bu ilkeninuygulamada da gerçekleştirilmesini sağlayarak; gerektiğinde, kadınlarakarşı ayrımcılığı, yaptırımların kullanılması yoluyla yasaklayarak;kadınlara yönelik ayrımcılık içeren kanunları ve uygulamaları yürürlüktenkaldırarak; gerekli yasal veya diğer tedbirleri gecikmeksizin alacağı ifadeedilmektedir.

Son yıllarda, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması alanında yaşanansorunlar ve eksikliklerin giderilmesi için yoğun bir çaba sarf edilmiş veçeşitli yasal düzenlemeler ile radikal değişiklikler yapılmış ise de baştaAnayasa’mız olmak üzere bütün mevzuatımızda ilave düzenlemeler veuygulamada alınacak önlemlerle yeni adımlar atılması gerekmektedir.

Nitekim Anayasamızın kanun önünde eşitliği düzenleyen 10.Maddesinde 2004 ve 2010 yıllarında olumlu düzenlemelerin yapılması,kadın erkek eşitliğinin hayata geçirilmesi konusunda oldukça güçlü birdayanak olmuştur.

2

Page 11: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Açısından Anayasa Konulu Alt Komisyonçalışmaları sırasında “Yeni Anayasa’da kadın-erkek eşitliğinin tesisedilebilmesi için ne tür düzenlemeler yer alabilir?” sorusuna cevaparanmıştır. Gerçekleştirilen toplantılarda Anayasa ve toplumsal cinsiyetkonularında uzman ve bu konularda toplumdaki tüm görüşleri içerebilecekşekilde oluşturulan geniş bir katılımcı kadrosu ile görüş alışverişindebulunulmuştur. Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,Avrupa Birliği Bakanlığı’ndan gelen yetkililerin yanı sıra AnkaraÜniversitesi, Gazi Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, GalatasarayÜniversitesi, Marmara Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi,Bilgi Üniversitesi, Turgut Özal Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi,İstanbul Teknik Üniversitesi’nden akademisyenler dinlenmiştir. Siviltoplum örgütlerinin de görüşlerini bu sürece dahil etme amacıyla 60’danfazla sivil toplum örgütünden yazılı görüş talep edilmiş ve 15 sivil toplumkuruluşu ve meslek örgütü temsilcileri ile gerçekleştirilen toplantılarda siviltoplumun görüşleri değerlendirmeye alınmıştır.

Raporda, hem konuya toplumsal hayatın farklı veçhelerindenyaklaşılması ve konuya ilişkin sorun alanlarının incelenmesi hem de bualanda çalışmalar yapan akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının vekamu kurumlarının görüşlerinin eksiksiz olarak aktarılabilmesi amacıyla,dile getirilen görüşlere oldukça geniş yer ayrılmıştır.

Alt Komisyonda dinlenen uzmanların ve sivil toplum kuruluşlarınıngörüşleri aktarıldıktan sonra, “Genel Değerlendirme” bölümünde öncelikletemel sorun alanları belirlenerek bu alanlara ilişkin getirilen öneriler tarafsızbir biçimde irdelenmiştir. Söz konusu öneriler Komisyon tarafındandeğerlendirilerek anayasanın dili, kanun önünde eşitlik, ayrımcılık yasağı,kadın erkek fırsat eşitliğinin sağlanmasına yönelik alınabilecek geçici ve özelönlemler, anayasal gözetim mekanizmaları, aile, çalışma hayatında kadınerkek fırsat eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddetin önlenmesi vemilletlerarası andlaşmaların uygulanması başlıkları altında somutlaştırılarakRaporun son bölümünde listelenmiştir.

3

Page 12: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

A. ALT KOMÝSYON ÇALIÞMALARITBMM Kadýn Erkek Fýrsat Eþitliði Komisyonunun 3 Kasým 2012 tarihli

toplantýsýnda Toplumsal Cinsiyet Açýsýndan Anayasa Konulu bir AltKomisyon kurulmasýna karar verilmiþtir.

Alt Komisyonda görev yapacak Komisyon üyeleri aþaðýdaki þekildebelirlenmiþtir:

ADI VE SOYADI UNVANI PARTÝSÝ SEÇÝM BÖLGESÝ

Canan CANDEMÝR ÇELÝK BAÞKAN AK PARTİ BURSA

Gürkut ACAR ÜYE CHP ANTALYA

Ayþe Nedret AKOVA ÜYE CHP BALIKESİR

Alev DEDEGÝL ÜYE AK PARTİ İSTANBUL

Mesut DEDEOÐLU ÜYE MHP KAHRAMANMARAŞ

Mehmet Kasým GÜLPINAR ÜYE AK PARTİ ŞANLIURFA

Dilek YÜKSEL ÜYE AK PARTİ TOKAT

Çalýþma süresi içerisinde TBMM’de 12 toplantý yapan Alt Komisyon,konuyla ilgili kamu kurumlarýndan, üniversitelerden, sivil toplumörgütlerinden gelen konuyla ilgili uzmanlardan bilgi almýþtýr.

Alt Komisyon tarafýndan yapýlan toplantýlar ile bu toplantýlara AltKomisyonu bilgilendirmek üzere katýlan kurum, kuruluþ ve kiþiler aþaðýdagösterilmiþtir:

TOPLANTI NO/TARÝHÝ DÝNLENEN KURUM VE KÝÞÝLER

1. TOPLANTI (07/12/2011) Alt Komisyon Baþkanýnýn seçimi veçalýþma yönteminin belirlenmesi

2. TOPLANTI (04/01/2012) Zeynep Göknil ÞANALKadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðü Sosyal Statü Daire Baþkaný

4

Page 13: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

3. TOPLANTI (12/01/2012) Prof. Dr. Sacit ADALITurgut Özal Üniversitesi

Prof. Dr. Ahmet BATTALTurgut Özal Üniversitesi

Prof. Dr. Hasan Tahsin FENDOÐLUTurgut Özal Üniversitesi

Prof. Dr. Hasan TUNÇGazi Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Ömer Lütfi PEKERTurgut Özal Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Ali BENGÝTurgut Özal Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin YILDIZTurgut Özal Üniversitesi

Meltem BAÐCITurgut Özal Üniversitesi Hukuk Müşaviri

Araþtýrma Görevlisi Olcay KARACANAnkara Üniversitesi

4. TOPLANTI (19/01/2012) Servet KAYAAdalet BakanlýðýTetkik Hâkimi

Doç. Dr. Sanem BAYKALAvrupa Birliði BakanlýðýAvrupa Birliði Hukuku Baþkaný

Deren DOÐAN YAVUZAvrupa Birliði Bakanlýðý Sosyal,Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Baþkaný

5

Page 14: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

5. TOPLANTI (01/02/2012) Prof. Dr. Feride ACAROrta Doðu Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Ece GÖZTEPEBilkent Üniversitesi

Doç. Dr. Gülriz UYGURAnkara Üniversitesi

6. TOPLANTI (12/01/2012) Prof. Dr. Serap YAZICIBilgi Üniversitesi

Prof. Dr. Bertil Emrah ODERKoç Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Ayþen CANDAÞBoðaziçi Üniversitesi

Eray KARINCAEmekli Aile Hakimi

7. TOPLANTI (13/03/2012) Berrin SÖNMEZBaþkent Kadýn Platformu

Jülide SARIEROÐLUTuðba BALCI Reyhan KARABABAPýnar ÖZCANMelike ÖZMENHak-Ýþ Konfederasyonu Kadýn Komitesi

Av. Necla KUBÝLAYKadýn Erkek Fýrsat Eþitliði Derneði

Nurþen YAPICIMarmara Grubu Vakfý

Eray AKDAÐAv.Gizem SÖZENOÐLUTürk Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði

6

Page 15: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Av. Gamze KARADUMANAv. Özge KÖKSAL MUTLUAv. Özgün Yaðmur SAÐKANTürkiye Barolar Birliði

Cengiz DELÝBAÞAv. Derya KARADEMÝRTürkiye Ýþveren SendikalarýKonfederasyonu

Leyla POLATTürkiye Kamu-Sen Kadýn Komisyonlarý

Av. Esin TURHAN GÜRELTürkiye Odalar ve Borsalar Birliði

Selen DOÐANSevna SOMUNCUOÐLUUçan Süpürge Derneði

8.TOPLANTI (21/03/2012) Prof. Dr. Meltem DÝKMEN CANÝKLÝOÐLUÝzmir Ekonomi Üniversitesi

Doç. Dr. Ýpek ÝLKKARACANÝstanbul Teknik Üniversitesi

Doç. Dr. Þule ÖZSOYGalatasaray Üniversitesi

9.TOPLANTI (04/04/2012) Doç. Dr. Osman CANMarmara Üniversitesi

10. TOPLANTI (02/05/2012) Alt Komisyon tutanak özetlerinin deðerlendirilmesi

7

Page 16: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

11. TOPLANTI (08/05/2012) Alt Komisyon Taslak Raporunungörüþülmesi

12. TOPLANTI (09/05/2012) Alt Komisyon Taslak Raporunungörüþülmesi

B. ALT KOMÝSYON TOPLANTILARINDA DÝNLENEN UZMANLARIN SUNUMLARI1. Kadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðü Sosyal Statü Daire Baþkaný

Zeynep Göknil ÞANALTürkiye Cumhuriyeti Anayasasý’nda yapýlan deðiþiklikler, uluslararasý

sözleþmeler ve dünya anayasalarýndan örnekler Komisyonumuzasunulmuþtur. Yapýlan sunum temel hatlarýyla þu þekildedir:

Kadýn-erkek fýrsat eþitliðinin hayata geçirilmesi için 2001 yýlýndan sonraAnayasa’da yapýlan deðiþiklikler þu þekilde sýralanmýþtýr:

► 41. maddenin “Aile Türk toplumunun temelidir” þeklindeki1. fýkrasýna “ve eþler arasýnda eþitliðe dayanýr” ibaresi eklenmiþ,böylece “ailede eþitlik ilkesi” Anayasa’da yerini almýþtýr.

► 66. maddede yapýlan deðiþik ile Türk anadan doðan çocuklar dadoðrudan Türk vatandaþý statüsü kazanmýþtýr.

► 90. maddeye; “Usulüne göre yürürlüðe konulmuþ temel hak veözgürlüklere iliþkin milletlerarasý andlaþmalarla, ulusal kanunlarýnayný konuda farklý hükümler içermesi durumunda çýkabilecekihtilaflarda milletlerarasý andlaþma hükümleri esas alýnýr” hükmüeklenmiþtir.

Bu madde ile Türkiye Cumhuriyeti tarafýndan onaylanan insanhaklarýna iliþkin olan uluslararasý sözleþmelerin iç hukukun üstünde birkonuma taþýndýðý ifade edilmiþtir.

Kadýn-erkek eþitliðinin saðlanmasý ve toplumsal cinsiyet eþitliðiningerçekleþtirilmesi amacýyla uluslararasý kuruluþlar tarafýndan hazýrlanan veüye ülkelerin katýlýmýna açýlan çeþitli sözleþmeler ve tavsiye kararlarý gibibelgelerin bulunduðu ve bunlardan Türkiye’nin taraf olduðu, önemlibelgeler þöyle sýralanmýþtýr:

8

Page 17: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

I- Nairobi Ýleriye Dönük Stratejileri (1985)1985 yýlýnda Nairobi’de düzenlenen Dünya Kadýn Konferansý

neticesinde yayýnlanan “Kadýnýn Ýlerlemesi İçin Ýleriye Dönük Stratejiler”in 57. maddesinde þu hükmün yer aldýðý belirtilmiþtir:

“Kadýnýn statüsünün izlenmesi ve yükseltilmesi için, hükümetdüzeyinde uygun mekanizmalarýn oluþturulmasý gerekmektedir. Bumekanizmalarýn etkili olabilmesi için hükümetin en üst düzeyindeyapýlandýrýlmalarý, kadýna iliþkin tüm hükümet politikalarýna etki edebilmekiçin yeterli kaynaklara, taahhütlere ve otoriteye sahip olmalarýgerekmektedir”.

II- Birleþmiþ Milletler Kadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Ortadan Kaldýrýlmasý Sözleþmesi (CEDAW-1986)

Türkiye’nin CEDAW Sözleþmesi’ni 1985 yýlýnda imzaladýðý,onaylandýktan sonra 1986 tarihinde yürürlüðe giren Sözleþme’nin kadýnlarakarþý ayrýmcýlýðý önlemek için var olan tek yasal ve baðlayýcý dokümanolduðu, CEDAW Sözleþmesi’nin temel hedefinin, toplumsal yaþamýn heralanýnda kadýn-erkek eþitliðini saðlamak amacýyla, kalýplaþmýþ kadýn-erkekrollerine dayalý önyargýlarýn yaný sýra geleneksel ve benzer tüm ayrýmcýlýkiçeren uygulamalarýn ortadan kaldýrýlmasýný saðlamak olduðu,Sözleþme’nin 2/a maddesinde; “Erkeklerin ve kadýnlarýn eþitliði prensibinihenüz ulusal anayasalarýna veya diðer ilgili mevzuatlarýnaiçselleþtirmemiþler ise, bu prensibi içselleþtirmeyi ve yasalar ve diðer uygunvasýtalarla bu prensibin pratik olarak uygulanmasýný saðlamak” hükmününyer aldýðý belirtilmiþtir.

III- Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu (1995)Pekin Deklarasyonu’nun hükümetleri, kadýnýn güçlendirilmesi ve

ilerlemesi, kadýn-erkek eþitliðinin artýrýlmasý toplumsal cinsiyetperspektifinin politika ve programlara yerleþtirilmesi konularýnda yükümlükýldýðý ve Eylem Platformunun hayata geçirilmesini öngördüðü; EylemPlatformu’nun ise kadýnýn güçlendirilmesinin usulü olarak tanýmlanmaktaolduðu, kadýnýn özel ve kamusal alana tam ve eþit katýlýmý önündekiengellerin, kadýnlarýn ekonomik, sosyal, kültürel ve politik karar almapozisyonlarýnda ve mekanizmalarýnda yer almalarý yoluyla ortadankaldýrýlabileceði ifade edilmiþtir.

9

Page 18: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

IV- Pekin+5 (2000)“Kadýn 2000: 21.Yüzyýl Ýçin Toplumsal Cinsiyet Eþitliði, Kalkýnma ve

Barýþ” konulu Birleþmiþ Milletler Genel Kurul Özel Oturumu’nungerçekleþtiði, Özel Oturum sonucunda Siyasi Deklarasyon (PoliticalDeclaration) ve Sonuç Belgesi (Outcome Document) kabul edildiði, SonuçBelgesi’nin 2. bölümünün ‘Kadýnýn Ýnsan Haklarý’ baþlýðý altýnda tümyasalarda ayrýmcýlýk içeren maddelerin ayýklanmasý doðrultusunda pek çokülkede yasal reformlarýn yapýlmasý, ayrýmcýlýk içeren yasa çýkarma yasaðý,kadýnýn insan haklarýnýn tam olarak gerçekleþtirilmesini saðlayacak uygunortamýn yaratýlmasý amacýyla oluþturulan politikalarýn, bu haklarýn tamolarak gerçekleþmesini saðlayacak uygulama ve izleme mekanizmalarýnýnkurulmasý veya var olanlarýn güçlendirilmesi konularýný içerdiðivurgulanmýþtýr.

V- Birleþmiþ Milletler Bin Yýl Bildirgesi (2000)Bildirgede; kadýn ve erkekler için hak ve fýrsat eþitliðini saðlama,

yoksulluk, açlýk ve hastalýkla mücadelenin etkin bir aracý olarak kadýn-erkek eþitliðini güçlendirme ve kadýnýn etkinliðini arttýrma, kadýna yönelikher türlü þiddetle mücadele etme, kadýn-erkek eþitliði dahil olmak üzere,çeþitli alanlarda Birleþmiþ Milletler ile ulusal parlamentolarýn küresel üstkuruluþu olan Parlamentolar Birliði arasýndaki iþbirliðini güçlendirmekonularýnda kararlýlýklarýný beyan ettikleri ifade edilmiþtir.

VI- CEDAW Ýhtiyari Protokolü (2002)Ýhtiyari Protokol’ün 29 Ocak 2003 tarihi itibariyle yürürlüðe girdiði,

Protokolü onaylayan ülkelerin, Sözleþme’nin uygulanmasýný denetlemekleyükümlü CEDAW Komitesi’ne; Sözleþme’nin tanýdýðý haklarýn ihlalikonusunda bireyler tarafýndan yapýlan þikayetleri kabul etme ve incelemeyetkisini tanýdýklarý; CEDAW Komitesi’nin inceleme sonucunda ihlal ilesuçlanan ülkeyi, gerekli önlemleri almaya, þikayette bulunan birey veyagruplarýn haklarýna zarar vermekten imtina etmeye çaðýrabileceði,Protokol’ün CEDAW kapsamýndaki haklarýn ihlali halinde bildirim usulüile aðýr veya sistematik ihlal hallerinde ise Komite tarafýndan soruþturmabaþlatýlmasý usulünü öngördüðü belirtilmiþtir.

VII- Kadýna Yönelik Þiddet ve Aile Ýçi Þiddetin Önlemesi ve Bunlarla Mücadeleye Ýliþkin Avrupa Konseyi Sözleþmesi (2011)

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin bu Sözleþme’yi 7 Nisan 2011tarihinde kabul ettiði, üye ülkelerin imzalarýna açýlan Sözleþme’yi

10

Page 19: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Türkiye’nin de aralarýnda bulunduðu 12 üye devletin imzaladýðý,Sözleþme’yi ulusal meclisinde onaylayan ilk ülkenin yine Türkiye olduðu,Sözleþme’nin bu alanda yasal çerçeve oluþturan ve uluslararasýbaðlayýcýlýða sahip ilk düzenleme olmasý açýsýndan önemli olduðu,Sözleþme’nin 4/2 maddesinde “Taraf Devletler, kadýnlara karþý her türlüayrýmcýlýðý kýnar ve kadýnlara karþý her türlü ayrýmcýlýðý önlemek üzeregereken yasal veya diðer tedbirleri gecikmeksizin alýr ve bu kapsamda,kadýn-erkek eþitliði ilkesini kendi ulusal anayasalarýna ya da diðer uygunmevzuata dahil eder ve bu ilkenin uygulamada gerçekleþtirilmesini güvencealtýna alýr.” düzenlemesinin yer aldýðý ifade edilmiþtir.

VIII- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Tarafýndan Kabul Edilen Tavsiye Kararlarý► 2002/5 sayýlý “Kadýnlarýn Þiddete Karþý Korunmasý” konulu

Tavsiye Kararý,► 2003/3 sayýlý “Kadýnlarýn ve Erkeklerin Siyasi ve Kamusal

Karar Mekanizmalarýna Dengeli Katýlýmý” konulu TavsiyeKararý,

► 2007/17 sayýlý “Toplumsal Cinsiyet Eþitliði Standartlarý veMekanizmalarý” konulu Tavsiye Kararý,

► 2010/10 sayýlý “Kadýnlarýn ve Erkeklerin ÇatýþmalarýnÖnlenmesi, Çözümü ve Barýþýn Ýnþaasýndaki Rolleri” konuluTavsiye Kararý,

► 2010/5 sayýlý “Cinsel Yönelim ve Cinsel Kimlik TemelindeAyrýmcýlýkla Mücadele Amacýyla Alýnacak Önlemler”konulu Tavsiye Kararý.

2. Prof. Dr. Sacit ADALI (Turgut Özal Üniversitesi)Turgut Özal Üniversitesi olarak, fýrsat eþitliðinin hangi sahalarda

olabileceðini düþünürken herkesin aklýna gelen en baþta üç alan olduðunugördüklerini ve bu alanlarýn;

1. Ýþ hayatý, sosyal hayat, özellikle iþ hayatýnda kadýn-erkekfýrsat eþitliði,

2. Eðitimde fýrsat eþitliði, 3. Aile içinde fýrsat eþitliði alanlarý olduðunu belirtmiþtir.

Bir bütün olarak, Turgut Özal Üniversitesi Anayasa Tasarýsýnýn1. maddesinin her þeyi ifade ettiði, diðer bütün maddeler konmasaydý,

11

Page 20: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

baþka hiçbir söz söylenmeseydi, “Ýnsan onurunun dokunulmazlýðý” baþlýðýaltýndaki maddede bütün söylenebilecekleri kapsayabileceði ifadeedilmiþtir. Ýnsan onurunun saygýn ve dokunulmaz olduðu, herkesin temelhak ve hürriyetlere sahip olduðu, devletin bütün kurum ve kuruluþlarýylabunlarý korumakla yükümlü olduðu, insanýn, büyük-küçük, yaþlý-genç, hiçfark etmeden, insan onurunun saygýn ve dokunulmaz olduðu belirtilmiþtir.3.madde, yani eþitlik maddesinde “Herkes kanun önünde eþittir, hiçkimseye sahip olduðu ýrk, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi düþünce, felsefiinanç ve benzeri sebeplerle ayrýmcýlýk yapýlamaz.” denildiði ve üçüncüparagrafta iþi fýrsat ve imkân eþitliðine getirerek “Devlet toplumda zayýfkonumda olan kiþileri korumak ve eþitsizlikleri gidermek amacýyla pozitifayrýmcýlýk ilkesi doðrultusunda gereken tedbirleri almakla mükelleftir.Kadýnlar, çocuklar, yaþlýlar, özürlüler, harp ve vazife þehitlerinin dul veyetimleri ile malul ve gaziler ve hükümlülerin maðdur duruma düþenyakýnlarý için alýnacak tedbirler eþitlik ilkesine aykýrý sayýlmaz.” ifadesininyer aldýðý açýklanmýþtýr. 10. maddedeki “Eðitim ve öðretimin hedefi bilgi vebeceriyle donanmýþ, sevgi, saygý, güven ve hoþgörü gibi deðerlere sahip,þeref, haysiyet ve hürriyetine düþkün, þehir kültürüne, sosyal çevreye vetabiata karþý duyarlý, geçmiþle gelecek arasýnda köprü olduðunun þuurundanesiller yetiþtirmektir” ifadesiyle eðitimin de fýrsat ve imkân eþitliðine dâhilolduðu belirtilmiþ, aile içinde, sosyal hayat, özellikle iþ hayatýnda veeðitimde bu eþitliðin, fýrsatýn herkese ait olduðu vurgulanmýþtýr.

3. Prof. Dr. Ahmet BATTAL (Turgut Özal Üniversitesi)Kadýnla erkek arasýndaki eþitlik meselesinin bugün artýk ideolojiden

arýnmýþ felsefi bakýþ açýsýnýn kabul ettiði, kadýnla erkek arasýnda fýtri birfarklýlýðýn var olduðu, mutlak eþitliðin tabiatý gereði mümkün olmadýðý, bufarklýlýkla birlikte kadýný erkekle eþitlemek için yapýlmasý gerekenlerin hýzlayapýldýðý, Anayasa’da yapýlan son deðiþiklikle pozitif ayrýmcýlýðýnAnayasa’ya girmiþ olmasý dâhil olmak üzere Türkiye’nin ve genel olarakgeliþmiþ dünyanýn geçirmekte olduðu istihaleler ve deðiþimlerin faydalýolduðu vurgulanmýþtýr. Ancak bir risk göründüðü, bu riski þimdiden notetmekte ve hazýrlýk yapmakta fayda olduðunu düþündükleri ifade edilmiþtir.

‘Kadýný erkekle eþitleyelim ve bu amaçla kadýný koruyalým’ derkenaileyi gözden çýkaracak, aileye zarar verecek, aile bütünlüðünü bozacaktürden aþýrýlýklara kaçýlmasýnýn engellenmesi gerektiði belirtilmiþtir. Kadýnakarþý pozitif ayrýmcýlýðýn aileyi parçalamayý ve boþanmayý gereksiz yere

12

Page 21: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

kolaylaþtýrmaya sebep olacak biçimde yorumlanmamasý gerektiði, zirakadýný korumak istemelerinin gerçek sebebinin insan olarak kadýný korumakistemeleri ve sadece kadýný deðil, kadýn da, erkek de, çocukken onukorumanýn doðru yolunun, onu tek ebeveynli aileye mahkûm etmeden,saðlýklý aile içerisinde yetiþtirebilmek ve büyütebilmek olduðuvurgulanmýþtýr. Dolayýsýyla kadýnýn hakkýnýn aslýnda ailenin hakký olduðu,ailenin hukukuyla birey olarak kadýnýn hukuku arasýnda bir çatýþma ortayaçýktýðýnda ya da çatýþma riski doðduðunda eðer aileyi feda edip kadýnýkorumaya kalkýþýlýrsa aslýnda kadýnýn korunmamýþ olacaðý ama eðer aileyikorumaya devam edilirse bu yolla hem kadýnýn hem erkeðin hem detoplumun saðlýklý þekilde korunmuþ olacaðý belirtilmiþtir. Bu yaklaþýmýnesasen bugün Anayasa’da yer alan ve önümüzdeki anayasalarda da yeralacaðýnýn umulduðu, ailenin toplumun temeli olduðu yolundaki temelyaklaþýma da uygun olduðu vurgulanmýþtýr.

Burada ana noktanýn Batý’nýn kýsmen ideolojiyle malul, bilhassa sosyalDarwinizm etkisi altýndaki mutlak eþitlikçi yaklaþýmý terk etmiþ olmasýkarþýsýnda bizim de bu yaklaþýmý en azýndan onlardan görerek terk etmemizgerektiðinin açýk olduðu, aksi hâlde, insanýn fýtratýnýn ve yaradýlýþýnýndýþýnda bir yere doðru sevk etmeye doðru gidileceði, bunun da tehlikeliolacaðý ifade edilmiþtir.

4. Prof. Dr. Hasan Tahsin FENDOÐLU (Turgut Özal Üniversitesi)Batý’da “gender equality” denilen bir kavramýn çok geniþ araþtýrmalara

konu olduðu, bu çalýþmalara Batý’nýn çok önem verdiði, Avrupa’daki deðiþikülkelerin uygulamalarýný incelemek üzere Avrupa Konseyi Projesikapsamýnda on kadar ülkeyi gezdiklerini, orada bu kavrama çok büyük önemverildiði ve cinsiyetler arasýndaki tam bir eþitliðin -hukuki eþitliðin tabii-olmasý gerektiði ama Batý’nýn ihmal ettiði þeyin aile deðerleri olduðu ve ailedeðerlerine Batý’nýn önem vermediði ifade edilmiþtir. Yani hem evli olduðuzamanki bayanlarýn durumlarý, hem boþandýktan sonra veya daha bütün diðersektörlerde hep eþitlik üzerinde durulduðu, bunun çok doðru olduðu, hukukieþitliðin mutlaka olmasý gerektiði, birtakým olumsuz þeylerimiz olabileceðiama çok büyük oranda buna bizim tarihimiz ve geleneðimizin de uygunolduðu, kadýna saygýyý bizim geleneklerimizin de verdiði belirtilmiþtir.

Bu nedenle Batý’nýn bu getirmiþ olduðu cinsiyetler arasý eþitliðin bizezýt bir tarafý olmadýðý ama Batý’nýn ihmal ettiði bir kavram olduðunu, bununda “ailenin kutsallýðý” kavramý ve “ailenin toplumun temeli olmasý”

13

Page 22: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

kavramý olduðu, þu anda Batý’nýn buna önem vermediði ve Batý’da yapýlandizilerde de bunun görüldüðü, Türkiye’de aslýnda bu konuda son yýllardamedyanýn bir eðiliminin de olduðu, yani aile kavramýnýn kutsal olmadýðýkonusunda gerek sanatçýlar veya bunun gibi kiþilerin aile birlikteliðiolmadan yaþamalarýnýn örnek, model gösterildiðini ve bunun bir önemininde olmadýðýnýn aslýnda söylenmeye çalýþýldýðý söylenmiþtir. Bunun doðrubir þey olmadýðý, cinsiyetler arasý eþitlik ne kadar önemliyse, hukuki eþitlikne kadar önemliyse onun kadar da önemli olan aile kavramýnýn daha daönemsenmesi gerektiði ve bu ikisinin at baþý gitmesi gerektiði belirtilmiþtir.

Anayasa’mýzýn 10. maddesinde, 12 Eylül 2010 referandumuyla pozitifayrým getirildiði ve bunun devam etmesi gerektiði belirtilmiþtir.

Diðer ülkelerin anayasalarýndan örnekler Komisyon’a anlatýlmýþtýr.Avusturya Anayasasý’nýn 7. maddesinin Anayasa’mýzýn 10. maddesi gibiolduðu “Tüm Avusturyalýlar kanun önünde eþittir, hiç kimse doðum,cinsiyet, varlýk, sýnýf ve din sebebiyle ayrýcalýklý muamele göremez.”dediði, Belçika Anayasasý’nýn 10. maddesinde “Kadýn-erkek eþitliðiteminat altýna alýnmýþtýr, Belçikalýlar kanun önünde eþittir.” dediði, FransaAnayasasý’nýn 1. maddesinin “Kadýnlar ve erkeklerin seçimle gelinen görevve mevkilerin yaný sýra mesleki konumlara ve sosyal sorumluluklara eþitþekilde eriþebilmeleri kanunla teþvik edilir” dediði, Federal AlmanyaCumhuriyeti Anayasasý 3. maddesinin “Erkek ve kadýnlar eþit haklarasahiptirler. Devlet kadýn ve erkeklerin eþitliðinin gerçekten saðlanmasýnýözendirir ve var olan dezavantajlarýnýn giderilmesi için çaba gösterir.Cinsiyeti, soyu, ýrký, dili, yurdu ve kökeni, inancý, dinî veya siyasi görüþleridolayýsýyla hiç kimse maðdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanýnamaz.”ifadesini ihtiva ettiði, Ýtalya Cumhuriyeti Anayasasý’nýn 3. maddesinde“Bütün vatandaþlar cinsiyet, ýrk, dil, din, siyasi görüþ, kiþisel ve sosyalþartlar açýsýndan ayrým gözetilmeksizin eþit sosyal derecededir ve kanunönünde eþittir” ifadesinin, Hollanda Kraliyet Anayasasý’nýn 1. maddesinde“Politik eðilim, ýrk, cinsiyet ve herhangi bir sebeple olursa olsunayrýmcýlýða izin verilemez.” ifadesinin, Polonya Anayasasý 32. maddesinde“Herkes kanun önünde eþittir ve ayrýmcýlýk olmaz” dediði ve33. maddesinde “Kadýn ve erkek ailede siyasal, sosyal, ekonomikyaþamda eþit haklara sahiptirler.” ve yine “Erkek ve kadýnlar özellikleeðitim ve istihdama teþvik konusunda eþit haklara sahiptirler” ifadesinin,Portekiz Anayasasý 13. maddesinde “Hiç kimse soy, cinsiyet, ýrk, dil, köken,din, siyasal ve ideolojik inançlar, eðitim, ekonomik durum, sosyal koþul ya

14

Page 23: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

da cinsiyet yönelimleri bazýnda herhangi hakkýndan yoksun, tercihli,önyargýlý, ayrýcalýklý ve ödevinden muaf olamaz.” ifadesinin yer aldýðý,Ýspanya Anayasasý’nýn 9. maddesinin eþitlikten bahsettiði ve14. maddesinde “Ýspanyollar kanun önünde eþittirler, hiçbir þekilde doðum,ýrk, cinsiyet, din, fikir ve herhangi bir kiþisel, toplumsal koþul veyadurumdan dolayý da ayrýma tabi tutulamazlar.” denildiði açýklanmýþtýr.

Bu on Avrupa ülkesinin anayasasýnýn tamamýnýn da bizim Anayasa’mýzýnþu andaki mevcut 10’uncu maddesini içerdiði, Yeni Anayasa’da da yinebenzeri bir durumun olmasýný istediklerini ve Anayasa’mýzýn 10. maddesinebenzer bir hükümle ve zaten ailenin kutsallýðý da Anayasa’mýzda olduðu,onunla birlikte kadýn-erkek cinsiyet eþitliði konusunda da 10. maddemizinyeterli olduðu ifade edilmiþtir.

5. Prof. Dr. Hasan TUNÇ (Gazi Üniversitesi)Kadýn-erkek eþitliði kavramý ele alýndýðýnda konu özellikle salt

kadýnlarla iliþkilendirildiðinde kamuoyunda veya toplum nezdinde farklýbirtakým düþüncelere veya yorumlara da neden olduðu, yakýn bir geçmiþteböyle bir Anayasa maddesi önerisinin bayaðý sýkýntýlar çýkardýðý, toplumdafiilî olarak eþitsiz durumda bulunan kadýnlar, çocuklar, sakatlar gibi birifadelendirmenin bu anlamda farklý anlamlara veya anlamalara yol açacaðýtarzýnda itirazlarýn geldiði o nedenle burada pozitif ayrýmcýlýk adýna ifadeettiðimiz cinsiyetler arasý eþitsizlik veya cinsiyetlerarasý fiilî eþitsizliktenbahsetmenin daha doðru olacaðý ve bu yöndeki düzenlemelerin de zatengerek uluslararasý sözleþmelerde gerekse Anayasa metinlerinde elealýnmakta olduðu ifade edilmiþtir.

Toplumun gerek kadýna gerek erkeðe bu anlamda farklý birtakýmfonksiyonlar, görevler atfetmiþ durumda olduðu, bu fonksiyon ve görevlereparalel olarak da birtakým deðiþiklikler veya eþitsizliklerin ortayaçýkmasýnýn söz konusu olabileceði, bu fiilî eþitsizlik durumunda bulunancinsiyet lehine getirilen düzenlemelere “pozitif ayrýmcýlýk” dendiði, pozitifayrýmcýlýðýn toplumdaki farklý cinsiyetler arasýndaki eþitsizliði giderecekfiilî müdahale olduðu vurgulanmýþtýr. Bunun gerek kurumsal anlamda gereknormatif veya kurallaþma anlamýnda ortaya çýkabileceði, dolayýsýyla buanlamda dezavantajlý grubu da tek bir bakýþla kadýn veya erkek olarak elealmanýn da çok doðru olmadýðý belirtilmiþtir.

Uluslararasý sözleþmeler baðlamýnda 1945’lerden itibaren bu konudabirçok sözleþmenin olduðu, 1945-1962 arasýnda kadýn-erkek eþitliðine

15

Page 24: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

iliþkin yasal güvenceler noktasýndaki giriþimlerin, 1946’da BirleþmiþMilletler Kadýnýn Statüsü Komisyonu’nun kurulmasý, devam eden süreçte1975’te Meksika Dünya Konferansý Eylem Planý’nýn kabulü, 1975-1985arasý Birleþmiþ Milletler Kadýn On Yýlý, kadýn haklarýnýn kapsamlý elealýnmasýna iliþkin projelerin kabulü þeklinde olduðu, daha sonra bu konudaen teferruatlý veya genel anlamda tüm yönüyle konuyu ele alan, 1979 tarihliKadýnlara Karþý Tüm Ayrýmcýlýk Biçimlerinin Kaldýrýlmasý Sözleþmesi olanBirleþmiþ Milletler sözleþmesinin ki bu sözleþmenin 1. maddesinde deayrýmcýlýðýn ne olduðu, 2. ve devamý maddelerde de bu ayrýmcýlýðýngiderilmesine yönelik alýnmasý gereken tedbirlerin ne olduðunun açýkçaortaya konulduðu belirtilmiþtir. Birleþmiþ Milletler Kadýnlara Karþý TümAyrýmcýlýk Biçimlerinin Kaldýrýlmasý Sözleþmesi’nin 1. maddesinde: “Busözleþme açýsýndan ‘kadýnlara karþý ayrýmcýlýk’ teriminin siyasal,ekonomik, sosyal, kültürel, kiþisel veya diðer alanlardaki kadýn ve erkekeþitliðine dayanan, insan haklarýnýn ve temel özgürlüklerin medenidurumlarý ne olursa olsun kadýnlara tanýnmasýný, kadýnlarýn bu haklardanyararlandýrýlmalarýný veya kullandýrýlmalarýný engelleme veya hükümsüzkýlma amacýný taþýyan veya bu sonucu doðuran cinsiyete dayalý herhangi birayrým, dýþlama veya kýsýtlama anlamýna gelir” dediði, bu manada fiilîhayatta kadýnlarýn eþitsizliðini saðlayacak herhangi bir mevzuat hükmüveya uygulamanýn bir ayrýmcýlýk olduðunun ifade edildiði, devam edenmaddelerinde de, özellikle 4. maddede bu ayrýmcýlýðýn giderilmesi içingerekli olan fiilî davranýþlar ve alýnmasý gereken yasal önlemlerdenbahsedildiði belirtilmiþtir. Bu konuda Birleþmiþ Milletler EvrenselBildirisi’nin 2. maddesinde kadýn ve erkeðin eþit olduðu ve eþit haklarasahip olmasý gerektiðinin açýkça ifade edildiði, bu anlamda hiçbir ayrýmýnyapýlamayacaðý beyan edilmiþtir.

Bu konuda en olumlu düzenleme olarak gelen Avrupa Birliði TemelHaklar Þartý’nýn 23. maddesindeki düzenlemenin bu farklýlýðý ifadeetmeden ortaya koyan bir düzenleme olduðu, “Eþitlik ilkesi eksik temsiledilen cinsiyet lehine olan tedbirlerin muhafazasýný veya kabul edilmesiniengellemez.” denildiði, yani kural olarak kadýn-erkek eþitliði baðlamýndakonuya yaklaþým biçiminin bu cinsiyet farklýlýklarýnýn giderilmesi yönündeolmasý gerektiði, bu anlamda en açýk þekliyle bu sözleþmede ifade edildiði,en doðru yaklaþýmýn bu olduðu vurgulanmýþtýr. Bu anlayýþýn gerek istihdamgerekse temsil noktasýndaki cinsiyet lehine, dezavantajlý gruplar açýsýndan,getirilecek birtakým hem pozitif hukuk düzenlemelerinin hem de fiilî

16

Page 25: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

müdahalelerin gerekliliðini ifade ettiði, bu yönüyle de olmasý gereken, endoðru yaklaþým olduðu, mesela Federal Alman Anayasa Mahkemesinin buanlamda ortaya konulan, özellikle temsildeki kota uygulamalarýnýnAnayasa’ya aykýrý olamayacaðýný, yani federal düzeyde veya AlmanyaCumhuriyeti içerisindeki temsil noktalarýnda seçimle gelinecek görevlerdeeksik temsil edilen kesim açýsýndan getirilecek birtakým pozitif katkýlarýnAnayasaya aykýrý olamayacaðý ve bu anlamdaki pozitif ayrýmcýlýðýgidermeye veya dezavantajý ortadan kaldýrmaya yönelik tedbirlerinalýnmasý gerektiðini de kararýnda açýkça ifade ettiðini vurgulamýþtýr. Aynýþekilde, Avrupa Adalet Divanýnýn verdiði bir karar olduðu, burada daözellikle istihdam açýsýndan erkeklerin zorunlu olarak görevlendirilmesigerekmeyen alanlarda bayanlarýn görevlendirilmesinin teþvik edilmesiningerek yasal olarak gerek fiilî olarak tercih edilmesi gereken bir davranýþolduðu, ifade edilmiþtir.

Gerek karþýlaþtýrmalý hukuk açýsýndan uluslararasý sözleþmeleringerekse anayasal düzenlemelerin, dezavantajlý gruplar açýsýndangetirilebilecek birtakým, fiilî eþitliði saðlamaya yönelik tedbirlerin hemsözleþmelerde hem de anayasalarda mutlaka yasal bir zorunluluk olduðunuvurguladýðý, ancak problemin bu yasal mevzuat veya düzenlemelerden çokfiilî uygulamalardan ortaya çýktýðý ifade edilmiþtir. Fiilî uygulamalarýgiderme noktasýnda da özellikle Fransa’nýn bu noktada ortaya koyduðubirtakým uygulamalarýn olduðu, kadýn-erkek eþitsizliðini gidermekonusunda kamu denetçiliði tarzýnda bir müessesenin oluþturulmasý, kadýn-erkek eþitliðini izleme komiteleri gibi birtakým komitelerin varlýðýtarzýndaki uygulamalarýn dezavantajlý grup lehine yapýlan düzenlemelerinfiilen gerçekleþmesi noktasýndaki tasarruflarý izleyen, bunlarla ilgiliyapýlmasý gerekenleri kamuoyuna açýklayan birtakým, âdeta denetleyiciveya gözlemci kuruluþlar olarak da ortaya çýkabileceði belirtilmiþtir. Buanlamdaki temel problemin de -bu manadaki- fiiliyatta veya uygulamadaolduðu için bu müesseselerin önemli katkýlar saðlayacaðý veya buuygulamalarýn bu geliþime önemli katkýlar saðlayacaðý söylenmiþtir.

Bizim ülkemiz açýsýndan en son Avrupa Birliði 2010 Yýlý ÝlerlemeRaporu’nun konuya iliþkin paragrafýnda: “Türkiye’de pozitif hukukaçýsýndan yasal düzenlemelerin özellikle 2004 ve 2010 sonrasýnda yapýlandeðiþikliklerle olmasý gereken düzeye geldiði ancak bunun hayata, fiilîyaþama intikali noktasýnda birtakým sorunlar yaþandýðýnýn belirtildiði,önemli olanýn düzenlemenin sosyal, siyasi hayattaki eþitsizliði giderecek

17

Page 26: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

derecede hayata yansýmasýný saðlamak olduðu, bu noktadaki eksiklikleringiderilmesinin bu konuda önemli katkýlar saðlayacaðý, ilerleme raporununda bunu zaten açýkça ifade ettiði belirtilmiþtir.

10. madde açýsýndan konu ele alýndýðýnda, mevcut maddenin özellikle,malum, anayasa sistematiði açýsýndan bakýldýðýnda “insan haklarý” kýsmýndadeðil “genel esaslar” kýsmýnda düzenlenmiþ olmasýnýn bilinçli bir tercih olupolmadýðýnýn bilinmediði ama en azýndan pozitif olarak devlete edimyükleyen bir düzenleme niteliði taþýdýðý, bu þekliyle ve bu anlamda, insanhaklarýyla ilgili özellikle bu son Anayasa yenileme çalýþmalarýnda yapýlanbirtakým tekliflerde eþitlik ilkesinin insan haklarý kapsamýnda veya insanhaklarý kataloðu içerisinde yer almasý gerektiðinin ifade edildiði ama bukonuyu incelerken bu konunun, özellikle cinsiyetler arasý farklýlýðýngiderilmesine iliþkin düzenlemenin, bu genel esaslar içerisinde olmasýnýnbunun etkinliði saðlamasý açýsýndan daha da önemli olduðunun görüldüðü,dolayýsýyla bu maddenin bu þekliyle, yani eþitlik oraya taþýnsa bile, buanlamda, “genel esaslar” arasýnda kalmasýnda yarar olduðu dile getirilmiþtir.

Ülkemizde de bu fiilî eþitsizliði gidermeye yönelik birtakým özelmüesseselerin oluþturulmasýnýn daha çok yasal düzenlemelerle ilgiliolduðu, yani yasal mevzuatýn konusu olan düzenlemeler olacaðý, kamudenetçiliði müessesesinin ülkemizde kurulmasý hâlinde, bunun bir dairesiolarak bu eþitsizliði izleme veya bu eþitsizliði giderme konusunda biroluþum, bir idari yapýnýn ortaya çýkarýlabileceði, burada bu konuyla alakalýaktif ve ciddi çalýþmalar yapýlabileceði, bunlarýn önemli ölçüde katkýsýolacaðý vurgulanmýþtýr. Anayasal düzenleme açýsýndan Anayasa’nýn 10.maddesinin ikinci fýkrasýnýn “Kadýnlar ve erkekler eþit haklara sahiptir.Devlet, eksik temsil edilen cinsiyet lehine fiilî eþitliðin saðlanmasý içingerekli tedbirleri alýr ve kabul edilmesini saðlar.” þeklinde olmasýnýn amacabiraz daha hizmet eder bir nitelik kazanmasýný saðlayacaðý ifade edilmiþtir.

Tedbirleri almaktan öte, bir de bu tedbirlerin hayata yansýmasýnýsaðlamak üzere Temel Haklar Þartý’nýn 2. maddesindeki o kabul edilmezorunluluðunun burada da bulunmasýnda fayda olduðu kanaatindeolunduðu, “Bu konuda alýnacak tedbirler eþitlik ilkesine aykýrý olarakyorumlanamaz.” tarzýnda bir düzenleme ve bu düzenleme paralelinde yasalmevzuattaki yenilenmelerle bu konunun hem eksik temsil edilen cinsiyetaçýsýndan olumlu adýmlarýn atýlmasýna hem de bu sorunun ülkemizaçýsýndan sorun olmaktan çýkmasýna önemli katkýlar saðlayacaðý ifadeedilmiþtir.

18

Page 27: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

6. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin YILDIZ (Turgut Özal Üniversitesi)Kadýn haklarý meselesinin bir anayasa sistemi içerisinde düþünülmesi ve

“kadýn haklarý” denildiðinde, aslýnda, bir toplumun geleceðini göz önünegetirerek aileyle bir þekilde irtibatlandýrýlmasý gerektiði belirtilmiþtir.

Tek baþýna kadýn eþitliðiyle ilgili bir maddeyi ele alýp o konuda “Fýrsateþitliðini saðlayabilir miyiz?” diye sorulduðunda buna maalesef olumlu bircevap verilemeyeceði, bilhassa bir anayasada bunun gerçekleþtirilebilmesiiçin, sadece bir maddede deðil, anayasanýn tümünde, gerekli tedbirlerinalýnmasý gerektiði ifade edilmiþtir. Turgut Özal Üniversitesi HukukFakültesinin yapmýþ olduðu taslaktan yola çýkarak taslaðýn 1. maddesindeinsan onurunun dokunulmazlýðý üzerinde durulduðu, Anayasa taslaðýndabunun normlar hiyerarþisinde en tepede yer aldýðý için, diðer bütün temelhak ve özgürlükleri, devletin tüm kurumlarýnýn, anayasal kurumlarýn builkeye göre hareket etmekle mükellef olduklarý, dolayýsýyla “kadýn haklarý”denildiðinde, 10. maddede kadýnla ilgili birtakým hükümler getirilmesi fakatbunun insan onuruyla irtibatlandýrmamasýnýn mevcut Anayasa’nýn enönemli eksikliði olduðu ifade edilmiþtir. Kadýn-erkek eþitliðini ve fýrsateþitliðini mutlaka insan onuruyla irtibatlandýrarak saðlýklý bir güvenceninsaðlanacaðý, dolayýsýyla bu yönüyle 1. maddede insan onuru üzerindedurulduðu, bunun kadýn yönüyle ve eþitlik boyutuyla da birirtibatlandýrmasý olduðu ifade edilmiþtir.

2. maddede kiþi hürriyeti ve temel haklarýn korunmasý üzerindedurulduðu, 3. maddede ise hukuk önünde eþitlikten bahsedildiði, 4.maddede de “Ýyi niyet esasý ve keyfî muameleden kaçýnma” ifadelerininkadýnla ilgili yönünün ise devletin 3. maddede hukuk önündeki eþitliði fiilîolarak günlük hayatta da yerine getirebilmesi için ona bir yükümlülükgetirildiði, 3. maddede kadýnýn hukuk önünde eþitliðini devletsaðlayamýyorsa o zaman burada 4. maddeden yola çýkarak “Ýyi niyet esasýnaaykýrý hareket ediyor” diye kadýnýn bunu Anayasa Mahkemesinegötürebileceði, burada bir adým daha ileri gidildiði, devlete burada biryükümlülük getirildiði ifade edilmiþtir.

5. maddede devletin sosyal hizmet yükümlülüðünün, aileyi ele alan birboyutun getirildiði, dolayýsýyla burada 1., 2., 3., 4. maddede ve 5. maddedebir çerçeve oluþturulduðu, yani hukuk önündeki eþitliðin fiilî eþitliðegeçebilmesi için, devlete 4. maddede bilhassa bir yükümlülük getirildiði,dolayýsýyla da bu çerçevenin içerisinde insan onuruyla birlikte ele alýndýðý,kanun önünde eþitliðin insan onuruyla irtibatlandýrýldýðý ve 4. maddede de

19

Page 28: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

devlete bunu fiilî olarak yerine getirebilmesi için iyi niyet esasýnýngetirildiði vurgulanmýþtýr. “Neden örneðin Ýsviçre’nin 8. maddesinin üçüncüfýkrasýnda olduðu gibi ‘Kadýn erkek arasýndaki hukuki ve fiilî eþitliðinyerine getirilmesi gerekir’ diye açýkça, bu þekilde bir düzenlemeyapýlmadýðý konusunda bir itiraz gelebileceði ancak taslaðýn bunu bir adýmdaha ileriye götürdüðünü, þu anda Ýsviçre’nin 8. maddesinin üçüncüfýkrasýný kadýnýn hem hukuki hem de fiilî olarak eþitliðinin saðlanmasýgerektiðini söylediðini fakat bu fiilî eþitliðin pratikte nasýl saðlanmasýgerektiðine yönelik bir ibarenin net olmadýðý, taslakta bunun üçüncü fýkradanetleþtirilerek fiilî eþitliðin saðlanmasý gerektiði yönünde olduðu,dolayýsýyla 4. maddede devlete iyi niyet esasý getirildiði için fiilî olarakbunlarý yerine getirmekle mükellef olacaðý ve bu yükümlülük yerinegetirilmediði zaman devletin burada görevini yerine getirmemiþ sayýlacaðývurgulanmýþtýr.

Kadýn eþitliði ve aile konusunda ise kadýn eþitliðinin mutlaka fiilî olarakyerine getirilmesi, fakat bunu yaparken de aile hayatýna zarar verilmemesigerektiði üzerinde durulmuþtur.

Bir ülkenin eþitlik ilkesinin yorumunun daha çok kabul ettiði hukuk vedevlet felsefesine göre þekilleneceði, burada hukuki eþitlik ve fiilî eþitliktenbahsedildiðinde, genel kuralýn hukuki eþitlik olmasý gerektiði, fakattoplumdaki bazý fiilî haksýzlýklarý gidermek için yani fiilî eþitliði saðlamakiçin de devlet otoritesinin hukuk eþitliðine aykýrý birtakým uygulamalarayer verebileceði ve bunun doðal olduðu ifade edilmiþtir.

Bir toplumda kadýnlar için fýrsat eþitliði ilkesi doðrultusunda birtakýmhukuki tedbirler alýndýðýnda mümkün mertebe her türlü aþýrý tavýr alýþtanuzak durulmasý gerektiði, bu uçlardan bir tanesinin feminist yaklaþým, diðerucun da patriarkal (ataerkil) yaklaþým, yani erkeðin otoritesinin egemenkýlýnmasý yaklaþýmý olduðu, bunun ortasýnýn bulunmasý gerektiði ve kadýnhaklarý gündeme gelirken daima saðduyulu olunmasý ve aþýrýyaklaþýmlardan uzak durulmasý gerektiði, bilhassa aile yapýsýna zararverecek bir mecraya girilmemesi gerektiði söylenmiþtir.

Almanya’nýn “demografische falle” denilen, “demografik tuzak” ilekarþý karþýya olduðu, genç nüfusun giderek azaldýðý Almanya’da yaþlýnüfusun giderek arttýðý, bunun da sosyal güvenlik sistemini tehlikeyesoktuðu, eðer nüfus geliþmesi bu þekilde devam ederse 2050 yýlýnda sosyalgüvenlik sisteminin çökeceði, dolayýsýyla kadýn ve erkeðin birbirini sosyalve aile hayatýnda rakip olarak görmemesi gerektiði, sýrf ekonomik

20

Page 29: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

göstergeleri göz önüne getirerek hayatýný tanzim etmeye çalýþan bir bireytipine “mülkiyetçi ve egosantrik” bireycilik de denilebileceði anayasataslaðýnda da buna karþý çýktýklarý, mülkiyetçi ve egosantrik bir bireyciliðideðil, sosyal bir bireyciliði tasvip ettikleri, kiþinin, özel hayatýnda egoistolabileceði fakat egoizminin anayasada hukuk tarafýndan korunmasýný talepedemeyeceði, hukukun bunu koruyamayacaðý ifade edilmiþtir. Mülkiyetçiveya egosantrik bireycilik anlayýþýnda aile hayatý ve çocuklarýn bireylerinkiþisel amacýna ulaþmakta bir engel olarak görüldüðü, dolayýsýyla, çocukdoðum oranýnýn giderek düþtüðü ve nüfusun azaldýðý belirtilmiþtir.

Kadýn haklarýnýn feministçe bir yaklaþýmla, anne kavramýnýn aleyhindekullanýlmamasý, hor ve hakir görülmemesi gerektiði, bugün, Batý’da,bilhassa Almanya’da annenin âdeta hor ve hakir görüldüðü, her ne kadarAnayasa’da koruma altýna alýnmýþsa da, anneliðin klasik kadýn rolü olaraknitelendirildiði, dolayýsýyla, annelik kavramýnýn küçümsenmekte olduðuifade edilmiþ, Almanya’da çocuk parasý verilmekte olduðu ve 2010 yýlýndabunun artýrýldýðý, þu anda Almanya’da birinci ve ikinci çocuða 184 Euroverildiði, üçüncü çocuða 190 Euro verildiði dördüncü çocuktan itibaren205 Euro verildiði belirtilip, ekonomik durumu iyi olmayan ailelere en fazla140 Euro’yu geçmeyecek þekilde çocuk baþýna ek yardým verildiði, bununharicinde 2013’te çocuk parasýnýn yine artýrýlacaðý, bunun Almanlarýn bizenazaran çocuklarý çok daha fazla sevdiði anlamýna gelmediði, demografiktuzaktan kurtulmak için bu tedbirleri aldýklarý ve bu konuda müthiþ paralarharcandýðý dolayýsýyla, bizim bunlardan ders almamýz gerektiði, kadýnýnmutlaka hem fiilî hem de hukuki eþitliðinin saðlanmasý ama bunu yaparkende aile kavramýna mutlaka gereken ehemmiyetin verilmesi gerektiði ifadeedilmiþtir.

7. Yrd. Doç. Dr. Ömer Lütfi PEKER (Turgut Özal Üniversitesi)Genel olarak konuþulan konunun hukuk önünde eþitlikle alakalý bir

konu ve insanlarýn eþit muameleye tabi tutulmasý olduðu, bu çerçeveiçerisinde tabii ki kadýn-erkek eþitliðinin de gündeme geldiði ama esasolanýn, insan onuruna yakýþýr bir þekilde insanlarýn hukuk önünde eþitmuameleye tabi tutulmasýný saðlamak olduðu belirtilmiþtir. Ýþinçerçevesinin buraya dayandýðý ve hemen hemen bütün anayasalardainsanlarýn hukuk önünde eþit olduðu, renk, dil, cins ve felsefi inanç,mezhep, cinsiyet ayrýmý gözetilmeksizin hukuk önünde eþit olduklarýnýnvurgulandýðý ama buna raðmen, pek çok hak ihlalleri ister kadýn ister erkek

21

Page 30: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

çeþitli nedenlerle eþitsizliklerin fiilen ortaya çýkýp yaþanabildiðivurgulanmýþtýr. Bu eþitsizliklerin nerede, nasýl ve niçin çýktýðý, eþitliðinnerede bozulduðu, bunun haklý sebeplere mi dayandýðýnýn tespitinin sonderece önemli olduðu ve bunlarý giderecek hangi önlemlerin fiilen hayatageçirilebileceði konusu anlatýlmýþtýr.

Kadýn ve erkeðin yaradýlýþtan gelen farklýlýklarýnýn söz konusu olduðu,eðitim konusunda kadýn-erkek eþitliðinin çok net bir þekilde karþýmýzaçýktýðý ve fiilen her hâlükârda uygulamasý gerektiði, ancak çalýþmahayatýyla ilgili olarak kadýnýn yaradýlýþýndan gelen yapýsýyla ilgili olarakbir iþte çalýþmasýnýn uygun olmayabileceði, bu anlamda bir eþitsizliðin haklýsebeplere dayanabileceði, bunun bir istisna olduðu, mesela, kadýnýnçalýþmasý açýsýndan yapýsýna hiç uymayan, onun da aslýnda çalýþmakistemeyeceði alanlarda iþe alýnmayabileceði ama kadýn ve erkeðin fýtriyapýsýndan kaynaklanmayan, yapýlacak iþle bir alakasý söz konusu olmadýðýhâllerde bu eþitliðe riayet etme gereðinin mutlaka anayasal ve yasalçerçevede konulmasý ve fiilen de uygulanmasý noktasýnda takip edilmesi,bu konuda denetlemeler yapýlmasý gerekliliði vurgulanmýþtýr. Ancakkamunun yanýnda özel sektörde bayanlarýn ve erkeklerin çalýþmasýaçýsýndan bu eþitliðe ne ölçüde riayet edildiði, anayasal ve yasal çerçevedebu zorunluluk konulduðu zaman bu eþitliðe özel hukuk kuruluþlarý veyakiþilerinin de aslýnda riayet etme gereði doðduðu ifade edilmiþtir. Bununfiilen uygulanmasý açýsýndan kurumlarýn nasýl bir müeyyideuygulayabileceði üzerinde ayrýntýlý olarak çalýþýlmasý gerektiðivurgulanmýþ, bunun daha çok, anayasa deðil, yasa iþi olduðu belirtilmiþtir.

1982 Anayasasý’nda da eþitlik ilkesinin vurgulanmýþ olduðu ama bunaraðmen, birçok eþitsizliklerin ortaya çýktýðý, bunun nedeninin, baþlangýçkýsmýnda ideolojik bir imtiyazý Anayasa’nýn kendisinin koymuþ olduðu, buimtiyazdan dolayý pek çok eþitsizliðin otomatikman hayata geçtiði çünküanayasal dayanaðýný bulduðu, dolayýsýyla, anayasada ideolojik bir söylemyer almamasý gerektiði belirtilmiþtir.

Anayasada devletin görevlerinin, devletin milletin hizmetindeolduðunun vurgulanmasý gerektiði, kiþiler arasýnda eþitliði çiðneyecek, ihlaledecek þekilde bir ideolojinin anayasada yer almamasý gerektiði, kadýn-erkek eþitliðinin fiilen hayata geçmesi noktasýnda anayasal dayanaða baðlýolarak yasal düzenlemelerin ve diðer mevzuat düzenlemelerinin mutlakayapýlmasý gerektiði, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðý’nýn kurulmuþolduðu, bu Bakanlýk bünyesinde Kadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðü ile Aile

22

Page 31: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüðü’nün kurulmuþ olduðu, özelliklebu genel müdürlükler bünyesinde, kadýna yapýlacak eþitsiz uygulamalarýngiderilmesi, fiziksel þiddetin ortadan kaldýrýlmasý noktasýnda çok önemligörevler öngörüldüðü ifade edilmiþtir.

6100 sayýlý Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, yargýlamanýn etkililiði veverimliliði açýsýndan önemli düzenlemeler getirdiði, bunlardan bir tanesininde davanýn açýlýþý sýrasýnda daha baþtan yargýlama giderlerinin peþinenödenmesi olduðu, ülkemizde fakirliðin zaten ailelerin en büyük sorunuolduðu, böyle bir durumda ezilen, þiddete maruz kalan bir kadýn yasalhaklarýný nasýl savunacak diye düþünüldüðü zaman, adli yardým müessesininçok önemli bir þekilde hayata geçirilmesi gerektiði vurgulanmýþtýr. Ýnsanlarýnhastalandýðý zaman, kadýn, çocuk dâhil herkese yönelik, aile hekimliðiuygulamasýnýn olduðu ama þiddete maruz kalan bir kadýnýn yasal haklarýnýbilemediði, haklarýný koruyamadýðý ve devletin bu noktada hukuksal birdestek vermesi gerektiðinin çok açýk olduðu, bunun da müesseseleþmesiaçýsýndan adli yardým bünyesinde özellikle þiddete maruz kalan kadýnlarýnhukuki haklarýný korumalarý açýsýndan yasal düzenlemeler getirilmesigerektiði, hukuki yardýmýn biraz daha geniþletilerek daha saðlam temellerebaðlanmasý ve hayata geçirilmesi gerektiði belirtilmiþtir.

8. Araþtýrma Görevlisi Olcay KARACAN (Ankara Üniversitesi )Fýrsat eþitliðinin saðlanabilmesi için, gerçek yaþamda hayata

geçebilmesine ailedeki eþitsizliðin, ailedeki eþitsiz iliþkilerin özellikleþiddete dayalý iliþkilerin çok ciddi engel olduðu, o yüzden, ailedekieþitsizliklerin ortadan kaldýrýlmasý gerektiði, fakat ailedeki eþitsiz iliþkilerinortadan kaldýrýlmasýnda ailenin parçalanmasýna yönelik bazý kaygýlarolduðu ancak ailenin statik bir kurum olmadýðý, deðiþken bir kurum olduðu,yani sürekli evrim geçiren bir kurum olduðu, ailenin de eþitlikçi bir yapýyakavuþabileceði ifade edilmiþtir.

Farklýlýklarýn ve eþitliklerin bir arada düþünülmesi gerektiði, yani bufarklýlýklarýn kadýný eve hapsetme þeklinde olmamasý, kadýnýn kamusalyaþama çýkmasý gerektiði, kamusal yaþamýn da kadýnlarýn istekleri gözönüne alýnarak deðiþtirilmesi gereken taraflarý olduðu, kamusal alanýnrekabetçi bir biçimde deðil de baþka insanlarýn da insansal olanaklarýnýortaya koyabilmesi için fýrsat eþitliðini saðlayacak biçimde sosyal adaletigözeterek yeniden düzenlenmesinin kamusal alandaki kadýn-erkekçatýþmasý dediðimiz çatýþmayý da ortadan kaldýrabileceði belirtilmiþtir.

23

Page 32: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Ailedeki eþitliðin saðlanabilmesi için Anayasa’da da bir þeyleryapýlabileceði, özellikle kadýný þiddetten korumaya yönelik çok güzel yasaldüzenlemeler yapýldýðý ama bu yasal düzenlemelerle ilgili olarakAnayasa’da da þiddetten koruyacak, yani kadýna yönelik þiddet, baþta törecinayetleri olmak üzere maddi düzenlemeler yapýlýrsa yerinde olabileceði,özellikle aile yaþantýsýyla kadýn-erkek eþitliði arasýnda kadýn haklarýylaailenin bütünlüðü arasýnda herhangi bir çeliþkinin olmadýðý, birbirimizintahakkümü altýna girmeden, yaþamlarýmýzý dönüþtürmede bir araç olarakkullanýp daha iyi yerlere varýlabileceði vurgulanmýþtýr.

9. Meltem BAÐCI (Turgut Özal Üniversitesi)Fýrsat eþitliðinin sadece kadýn-erkek deðil, uluslararasý baðlamda

üzerinde durulmasý gereken önemli bir husus olduðu, ýrktan kaynaklanan,dinden kaynaklanan eþitsizliklerin de maalesef uluslararasý baðlamda çokyaþandýðý, her ne kadar ulusal ve uluslararasý düzenlemeler fevkalade olsada problemin uygulamada olduðu, uygulamada da bunun denetimden veanlayýþtan kaynaklandýðý yoksa mevzuatla ilgili herhangi bir sorununolmadýðý, Avrupa Birliði uyum çalýþmalarý ve Avrupa Birliði ilerlemeraporlarýnda da zaten bu konudaki çalýþmalarýn ne derece baþarýlýolduðunun da teyit edildiði belirtilmiþtir.

Fakat özellikle aile alanýnda kadýnýn aile hayatýndaki eþitsizliði gibigörünen, biyolojisinden, annelik sýfatýndan, statüsünden kaynaklanan birdurum olduðu, ancak bir de burada çocuklar arasýnda yaþanan doðumdangelen bir eþitsizlik olduðu, çocuklarýn sahip olduðu aile, ailelerinin sosyalyapýlarý, eðitim seviyeleri, kültürleri vesairelerinin de buna fazlasýylakatkýda bulunduðu, doðuþtan gelen bu eþitsizliðin de devlet tarafýndanalýnacak bazý tedbirlerle baþtan itibaren engellenmesi, ortadan kaldýrýlmasýgerektiði ifade edilmiþtir.

Bunun çocuðun ilerleyen yaþta eðitiminden baþlamak üzere birçok alanasirayet eden bir eþitsizliðe kendiliðinden sebep olduðu, doðduðu aileyibelirleyemeyen çocuðun ailesinden, anne ve babasýnýn geleneklerinden,eðitiminden, ekonomik seviyesinden kaynaklanan bir eþitsizliðe maruzkaldýðý vurgulanmýþtýr.

Çalýþma hayatýnda kamu sektöründe de birçok eþitsizlik olduðu, amaözel sektörde de gözle görülür ciddi eþitsizliklere, ayrýmcýlýða sebebiyetveren uygulamalarýn olduðu, kadýnýn doðasýndan kaynaklanan, kadýnýnyapmamasý gereken ya da yapamayacaðý iþlerin olduðu fakat kadýn ve

24

Page 33: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

erkeðin yapabileceði iþte, yapýlan bir müracaatta iþverenin kadýn ve erkekadaylar arasýnda yapacaðý seçimde kriter ne olmalý sorusunun, buradasözleþme özgürlüðü mü yoksa kadýna “hayýr” cevabýnda kadýnýn fýrsateþitliði zedelenmiþtir itirazýnýn hangisine deðer verileceði olduðu, böyle birkonuda bir ihtilafýn vukuunda adli mercie sirayet ettiðinde mahkemelerinbu konuda nasýl karar vereceði, burada baðlayýcý olanýn pozitif hukukkurallarýndan ziyade bunlarýn nasýl uygulanacaðý ve burada mahkemelere,yargýçlara çok önemli bir fonksiyon düþtüðü, içtihadýn yerleþmesi, kadýnýnbu manadaki fýrsat eþitsizliðinin giderilmesi ayrýca, çalýþma hayatýndaemeklilikten tutun da ücrete varýncaya kadar, kadýnýn çalýþma hayatýndamevcut olan pozisyonunda ilerlemesi ve özel sektörde akla gelebilecekbirçok konuda mevcut olan eþitsizliklerin giderilmesinde yargýçlara çokönemli bir fonksiyon düþtüðü vurgulanmýþtýr.

Kadýn ve erkek arasýnda vatandaþlýk kazanmada mevcut olan eksikliðinya da eþitsizliðin de ortadan kaldýrýlmasý gerektiði, özellikle doðan çocuklardaanne ve babanýn vatandaþlýðýyla ilgili, doðan çocuðun kazandýðý vatandaþlýðýnda etkilendiði o yüzden, anne ve babanýn ya da kadýn ve erkek arasýndavatandaþlýk kazanýlmasý ya da kaybedilmesi konusundaki eþitsizliðin, eþitolmayan durumun düzeltilmesinin, ondan sonra doðacak olan çocuklarýnvatandaþlýðýna da etki ettiði için önemli bir konu olduðu ifade edilmiþtir.

10. Yrd. Doç Dr. Ali BENGÝ (Turgut Özal Üniversitesi)Fýrsat eþitliði derken hemen akla geliveren kadýn ve erkek arasýnda, iki

farklý cinsiyet arasýndaki eþitliðin deðil bilakis bizim toplumumuz açýsýndankadýnlar arasýndaki fýrsat eþitliðine de dikkat kesilmemiz gerektiðibelirtilmiþtir.

Alman Anayasasý’nýn ilk maddesinde, ilk cümlesinde insan onurunaatýfta bulunan ve medeni hukuk alanýnda da gerekli düzenlemelerini yapmýþbir ülkede bile bu ayrýmcýlýk, bu eþitsizlik yaþanýyorsa bizim bir kat dahadikkat kesilmemiz gerektiði ve her tarafýn, kadýn olsun, erkek olsun vetaraflarýn da kendi arasýnda samimi olmalarý, herhangi bir istismarcýlýðabirileri üzerinden yola çýkýlarak baþka hesaplar üzerinden gidilmemesigerektiði vurgulanmýþtýr.

Özel hukuk alanýnýn normal þartlarda devletin müdahalesinin sözkonusu olmayacaðý bir alan olduðu, ancak aile hukuku alanýnda emredicikurallarýn oldukça fazla yer aldýðý, devletin, hâkimin þahsýnda muazzambir müdahale yetkisine sahip olduðu bir alan olduðu belirtilmiþtir.

25

Page 34: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Bu eþitlik bozulduðu durumda, Medeni Kanunumuza göre, öncekiMedeni Kanunumuzdaki temsilde, velayette, mal rejimi gibi birçokkonularda erkek lehine olan aðýrlýðýn ondan alýndýðý, bunun olumlu, atýlmasýgereken bir adým olduðu, dengenin, eþitliðin saðlanmasý anlamýnda önemlibir aþama olduðu, Aile Mahkemelerinin Kuruluþuna Dair Kanun’da da,özellikle Medeni Kanun’un 184. maddesi ile boþanmaya iliþkin, oradakiyargýlama usulüne iliþkin bir düzenleme getirildiði, asýl neþterin vurulduðu,kronikleþmiþ o eþitsizliðin, o her iki tarafýn belki sancýsýný çektiði aþamadamüdahale yapma yetkisi olan hâkimin takdir yetkisine iliþkin bir düzenlemegetirildiði belirtilmiþ ve bu konuda bir endiþenin altý çizilmiþtir.

Medeni Kanun’un 184. maddesi hâkime taraflarýn, bu eþitsizliðinbozulduðundan þikâyetçi olan taraflarýn ikrar hâlleri, anlaþmalarý, ola kikendi aralarýnda bir protokol yapmalarý durumunda dahi veyahut da kesindelil niteliðinde delilleri ibraz etmelerine raðmen hâkimin hiçbiriyle baðlýolmayacaðý ve tamamýyla vicdani kanaatine göre, takdir yetkisine görekarar verebileceðine dikkat çekilmiþ olduðu; yine, Aile MahkemelerininKuruluþuna Dair Kanun’da da ayrýntýlý düzenlendiði, bu konunun çokobjektif katkýlarý olduðu, uzman görüþüyle gerçekten bilimsel anlamdahâkime yardýmcý olmak üzere raporlar sunulduðu ama hâkimin hiçbirinebaðlý olmadýðý, yani bu konunun gerçekten endiþe verici bir alan olduðu,dolayýsýyla hâkimin takdir yetkisinin aslýnda “kural içi” veya “hüküm içiboþluk” dediðimiz o konuda bir düzenlemenin olmadýðý; aslýnda “yumuþakkarýn” alanýnda kullanýlmasý gereken, istisnai bir yetki olduðuna dikkatçekilmiþtir. Bu istisnai durum genel durum hâline getirilirse, zaten mustaripolan iki taraf ola ki bir þekilde çözüme yaklaþmýþ, ikrar var, sulh var belki,hatta uzman görüþü var, bilimsel görüþler, katkýlar var buna raðmenhiçbiriyle baðlý olmayacak bir yetkiyle hâkime takdir yetkisi verilmesineyönelik endiþeler vurgulanýp, istismar, suiistimal veya iyi niyet-kötü niyetayrýmýna girmeksizin yapýlacak düzenlemelerde hâkime verilecek olantakdir yetkisinin sýnýrlý ve bu konudaki düzenlemenin somut olmasýgerektiði ifade edilmiþtir.

11. Servet KAYA (Y. Tetkik Hakimi)Anayasa’mýzýn “Ailenin korunmasý” baþlýklý 41. maddesinde önemli

bir düzenleme olduðu, ailenin Türk toplumunun temeli olduðu ve eþlerarasýnda eþitliðe dayandýðý belirtilerek devletin, ailenin huzur ve refahý,özellikle ananýn ve çocuklarýn korunmasý için gerekli tedbirleri alacaðýnýnhüküm altýna alýndýðý belirtilmiþtir.

26

Page 35: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Anayasa’mýzýn önemli maddelerinden “Kanun önünde eþitlik” baþlýklý10. maddesinde herkesin kanun önünde eþit olduðu çeþitli hususlarsayýlarak, özellikle konumuzla ilgisi olmasý anlamýnda cinsiyet yönündenkanunlar önünde eþit olduðu hükmüne yer verildiði, 2004 yýlýnda maddedeyapýlan bir deðiþiklikle kadýnlar ve erkeklerin eþit haklara sahip olduðu,devletin bu eþitliðin yaþama geçirilmesini saðlamakla yükümlü olduðuhükmüne yer verilerek cinsiyete dayalý ayrýmcýlýðýn önlenmesininamaçlandýðý vurgulanmýþtýr.

Bu maddede 12 Eylül 2010 yýlýnda halk oylamasýyla yapýlan deðiþikliksonucunda, bu maksatla alýnacak tedbirlerin eþitlik ilkesine aykýrý olarakyorumlanamayacaðý hükmü eklenmek suretiyle olumlu ayrýmcýlýk ilkesineanayasal bir dayanak kazandýrýldýðý belirtilmiþtir.

10. maddede tarihî süreç içerisinde yapýlan deðiþikliklerin çok önemliolduðu, gerçekten kadýn haklarýný destekleyecek, kadýn-erkek eþitliðinihayata geçirecek her türlü yasal deðiþikliðe önemli bir anayasal zeminhazýrlandýðý, öte yandan daha da ileri gidilerek pozitif ayrýmcýlýk yaratacakþekilde kadýnlar lehine güzel düzenlemeler yapýlmasý anlamýnda da önemlibir anayasal dayanak getirildiði ifade edilmiþtir.

Kadýnýn soyadýnýn gerek ülkemizdeki çeþitli platformlarda gerekseuluslararasý platformlarda sorun olarak karþýmýza çýktýðý, AÝHM’in ÜnalTekeli isimli bir avukat kadýnla ilgili vermiþ olduðu kararýn incelemeyedeðer olduðu, baþvuru tarihinde eski Medeni Kanun’un 153. maddesibaðlamýnda evlilikte eþinin soyadýný kullanmak zorunda kalmasýna iliþkinyasal düzenlemenin Sözleþme’ye aykýrý olduðu iddiasýnýn mahkemeyetaþýndýðý, AÝHM’deki dava süreci devam ederken eski Medeni Kanun’un153. maddesinde bir deðiþiklik yapýlarak -ki o madde yeni MedeniKanun’umuzda þu an 187. maddeye denk gelmektedir - oradakidüzenlemede kadýnýn eþinin soyadý önünde kendi soyadýný dakullanabileceðine iliþkin bir düzenleme geldiðini fakat AÝHM’nindeðerlendirmesinde bu süreci ve getirilen düzenlemeyi yeterli bulmadýðýnýçünkü tek baþýna kadýnýn soyadýný kullanmasýna imkân verilmediðinisöylediði belirtilmiþtir.

Dava sürecinde anýlan maddeye iliþkin olarak Ankara Ýdare Mahkemesitarafýndan bu düzenlemenin Anayasa’ya aykýrý olduðu iddiasýyla bir iptalistemli baþvuruda bulunulduðu, fakat Anayasa Mahkemesi’nin 1998 yýlýndaverdiði bir kararýn gerekçelerine kadýnýn erkeðe göre farklý yaratýldýðý,zorunluluklar ve toplumsal gerçekler karþýsýnda kadýnýn korunmasý, aile

27

Page 36: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

baðlarýnýn güçlendirilmesi, evlilik birliðinde düzen ve uyumun saðlanmasýgibi bazý gerekçelerle Anayasa’ya aykýrý görmediði, talebi reddettiði vemahkemenin yeni 4721 sayýlý Kanun’un karþýlýðýna denk gelen 187’ncimaddesine iliþkin yapýlan baþvuruyu da 2011 yýlýnda ayný gerekçelerlereddettiði hatýrlatýlmýþtýr.

Bu süreçte AÝHM, Ünal Tekeli davasýnda, dosyayý deðerlendirirkenuluslararasý hukuk açýsýndan özellikle Avrupa Konseyi kararlarý, BakanlarKomitesi kararlarý, Birleþmiþ Milletlerin çeþitli sözleþme ve belgelerininyanýnda kadýna karþý her türlü ayrýmcýlýðýn önlenmesine iliþkin CEDAWSözleþmesi hükümlerine özellikle atýfta bulunduðu ve Türkiye’nin CEDAWSözleþmesi’ne onay verdiðini kararýnda hatýrlattýðý, AÝHM’nin budeðerlendirmeyi özellikle aile ve özel hayatýn korunmasý hakký vesýnýrlanmasýna iliþkin 8. maddesiyle, yine çok önemli bir madde olanayrýmcýlýk yasaðýna iliþkin 14. madde baðlamýnda deðerlendirerek birsonuca vardýðý belirtilmiþtir.

Baþvuranýn yaptýðý þikâyetin evli kadýnlarýn, evlendikten sonra yalnýzcakýzlýk soyadlarýný yasal olarak kullanamamalarýna karþýn evli erkeklerinevlenmeden önceki soyadlarýný kullanabilmelerine deðinerek bunun benzerdurumdaki kiþilerle ilgili farklý bir muamele olduðunu deðerlendirerek ailebirliðine ortak bir aile ismi aracýlýðýyla yansýtma amacýnýn cinsiyete dayalýbir farklý muamele yapmak için yeterli ve haklý bir gerekçe olarak kabuletmediðinden 14. maddeye aykýrý bularak, 8. maddeyle beraberdeðerlendirdiði ve ihlal kararýna hükmettiði belirtilmiþtir.

Bu baðlamda Adalet Bakanlýðý Kanunlar Genel Müdürlüðü olarak birdüzenleme, bir kanun tasarýsý hazýrlandýðý, AÝHM’in verdiði karar her nekadar anayasal bir düzenleme yapýlmasýný öngörmese de mevzuatta önemlibir deðiþikliðin aslýnda habercisi olmasý anlamýnda önemli olduðu, getirilentasarý taslaðý ile kadýnýn eþinin soyadýný kullanabilmesinin yaný sýra isteðebaðlý olarak sadece kendi soyadýný da kullanabilmesine imkân tanýyan birdüzenleme hazýrlandýðý ve ilgili taraflarýn görüþüne sunulduðu ifadeedilmiþtir.

Anayasa Mahkemesi’nin Soyadý Kanunu’nda önemli bir iptal kararýverdiði, 4. maddenin ikinci fýkrasýndaki ilk cümlede “Evliliðin feshi veyaboþanma hâllerinde çocuk anasýna tevdi edilmiþ olsa bile babasýnýn seçtiðiveya seçeceði adý alýr.” cümlesini iptal ettiði, iptal gerekçesinin henüzyayýnlanmadýðý belirtilmiþtir.

28

Page 37: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Ortak velayetin de önemli bir sorun olarak ortaya çýktýðý, AÝHM’ninayrýlma sonrasýnda velayet hakký ve çocuðun bakýmýna iliþkin durumlardaulusal kararlarý denetlerken, özellikle özel hayatýn ve aile hayatýnýnkorunmasýna iliþkin 8. maddeye uygunluðu deðerlendirirken devlete pozitifyükümlülükler yüklediði ve özellikle ulusal makamlarýn yargýlamasürecinde görevlerini ne kadar titiz ve duyarlý bir þekilde yerine getirdiðininözenle araþtýrýldýðý beyan edilmiþtir.

Ancak AÝHM’nin velayet konusunda çok katý bir kural izlememekte,devlete takdir yetkisini tanýmakta olduðu, önemsediði noktanýn devletinpozitif yükümlülüðünü yerine getirip getirmediði ve yetkili makamlarýnaile baðlarýný koruma ve geliþtirme amacýyla hareket edip etmediði, yeterlidelillere dayanýp dayanmadýðý, örneðin yargýlama sürecinde mahkemenintaraflarý dinleyip dinlemediði, ki, bazen çocuklarýn dinlenmesine ihtiyaçolmadýðýnýn altýný çizdiði, bilirkiþilere baþvurup vurmadýðý, gerekirse saðlýkraporlarý alýnýp alýnmadýðý gibi noktalarý deðerlendirerek ihlalin olupolmadýðýna karar vermekte olduðu belirtilmiþtir.

Anayasa’mýz açýsýndan da 41. maddede ailenin korunmasý ve çocukhaklarýna iliþkin önemli bir düzenleme olduðu ve burada her çocuðunkorunma ve bakýmdan yararlanma, yüksek yararýna açýkça aykýrý olmadýkçaana ve babasýyla kiþisel ve doðrudan iliþki kurma ve sürdürme hakkýnasahip olduðunun altýnýn çizildiði, bunun önemli bir anayasal güvenceolduðu, 4721 sayýlý Türk Medeni Kanunu açýsýndan da baktýðýmýzda ortakvelayetin sadece evlilik birliði devam ederken ana babaya verilen bir hakolduðunun görüldüðü, ancak Kanun’un 336’ncý maddesinde evlilik birliðisona ermiþ ise veya ayrýlýk gerçekleþmiþse velayetin hâkimin takdiriyletaraflardan birine verileceði hükmüne yer verildiði belirtilmiþtir.

Görüldüðü üzere ortak velayetin evlilik birliði devam ederken var olanbir kurum olduðu, ayrýlýk durumunda olmadýðý, ortak velayetin AmerikaBirleþik Devletleri’nde kýrk yýla yakýn süredir uygulanan bir kurum olupAvrupa Birliði ülkelerinde de bazý ülkelerde var olduðu açýklanmýþtýr.

Doktrinde ortak velayetin olumlu ve olumsuz yönlerinin çok tartýþýldýðý,olumlu yönleri arasýnda çocuklarýn geliþiminde sorunlar yaþanmamasý,boþanma sonrasýnda yaþanan çocuklar açýsýndan travmatik durumlarýn enaza indirilmesi ve özellikle velayet kendine verilen ebeveynde tükenmiþliksendromunun ortaya çýkmamasý gibi olumlu noktalarýn yaný sýra olumsuzyönleri arasýnda velayet kendilerine verilen eþin, ebeveynin iþ deðiþikliði,yer deðiþikliði veya ülke deðiþikliði olabilir, þehir deðiþikliði olabilir,

29

Page 38: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

bunlarýn sorun yaratmasý, ortak kararlara varmalarýnda uzlaþma sorunlarýgibi çeþitli uzmanlarca açýklanan olumsuz baþlýklarýn da olduðuvurgulanmýþtýr. AÝHM’nin ortak velayet konusunda sýkýntý yaratacakkriterler getirmemiþ ve mevzuattaki hükümlerin uygun bir þekildeuygulandýðý takdirde ihlal ihtimallerinin az olmasýna karþýn kamuoyundaböyle bir talep olduðu takdirde Türk Medeni Kanunu’nda taraflarýnanlaþmasý hâlinde ortak velayete hükmedilebileceðinin deðerlendirildiðivurgulanmýþtýr.

Servet Kaya tarafýndan CEDAW Sözleþmesi ve CEDAW Komitesiýþýðýnda gündeme gelen bazý baþlýklarla ilgili anayasal düzenlemeye zeminoluþturabilecek bazý baþlýklara deðinilmiþtir. Kendisinin 2010 yýlý Temmuzayýnda altýncý ülke savunmasýna Adalet Bakanlýðýný temsilen katýldýðý,orada eleþtirileri bizatihi yanýtlama þansýna da sahip olduðu, Sözleþme’ninönemli 1. maddesinde eþit haklar ilkesinin medeni durumuna bakýlmaksýzýnbütün kadýnlara eþit olarak uygulanmasýnýn olduðu, önemli eleþtirilerdenbirisinin ayrýmcýlýk tanýmýnýn olmamasý ve ayrýmcýlýkla mücadelemevzuatýnýn yeterli olmamasý olduðu, özel bir mevzuatýn olmamasýnýnözellikle raporlarda yer aldýðý belirtilmiþtir. O toplantýlarda kendisininAnayasa’mýzýn kanun önünde eþitlik maddesi, Ceza Kanunu’ndaki adaletve kanun önünde eþitlik maddesi, ayrýmcýlýk yasaðý gibi, yine özelmevzuatýmýzdaki ayrýmcýlýk yasaðýna iliþkin hükümlere deðindiði,Anayasa’mýzýn 90. maddesinde aslýnda uluslararasý sözleþmelerin iç hukukniteliðinde olduðu, temel hak ve özgürlüklerle çeliþen bir metin olmasýhâlinde uluslararasý sözleþmenin, oradaki hükmün esas alýnacaðýný söylemiþolduðu, ancak bazý kanun uygulamalarýnda her zaman 90. maddenin gözönüne alýnmadýðý, özellikle 4320 sayýlý Kanun’un uygulanmasýndayargýçlarýmýzýn her zaman uluslararasý sözleþmelere baðlý kalmayabileceði,gayri resmî beraberliklerde koruma tedbir kararýnýn verilmediði dosyalarýnolduðu ifade edilmiþtir.

Ayrýmcýlýkla mücadele ve eþitlik kurumunun kurulmasýyla ilgili ÝçiþleriBakanlýðýnýn önemli bir mevzuat tasarýsý olduðu ve orada gerçektenayrýmcýlýkla ilgili baþlýklarýn özel açýldýðý, mesela cinsel kimliðin, yaþýnayrý ayrý sayýldýðý, bunun önemli bir tasarý olduðu, bu baðlamda CEDAWKomitesinde ve diðer uluslararasý platformlardaki eleþtiriler baðlamýndakiþisel anlamda, cinsel kimlik, cinsel yönelim, medeni durum gibi -bu yaþda olabilir- bazý ayrýmcýlýk nedenlerinin Anayasa’da açýk olarak sayýlmasýnýsavunduðu, her ne kadar Anayasa’daki eþitlik ilkesi ve benzeri

30

Page 39: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

düzenlemeler var ve benzeri hususlar geniþ yorumlanabilse de bunlarýn tektek sayýlmasýnýn aslýnda gerçekten bazý olumlu geliþmelere ýþýk tutacaðýbelirtilmiþtir.

CEDAW Komitesinin þiddetle ilgili önemli eleþtirileri olduðu, kapsamlýbir þiddet yasasýný görmek istedikleri ifade edilmiþtir.

Servet Kaya, Nahide Opuz’la ilgili Türkiye aleyhine verilen 4320 sayýlýKanun’un þiddetle ilgili ihlal kararýna deðinmiþ, bunun gerçekten ilk emsalkarar ve Avrupa Birliði ülkeleri dahil 47 ülke için de emsal niteliðinde veçok aðýr tespitler yapýlan bir dosya olduðunu, kendisinin özellikle budavayla ilgili bir özel çalýþma yapýp rapor da hazýrladýðýný, sürecin dramatikve çok büyük ihmallerin olduðunu, Nahide Opuz’un annesinin de eþitarafýndan öldürüldüðü, zaten dosya okunduðunda birkaç þeyden sonraölümün kaçýnýlmaz olduðunun anlaþýlabildiðini, o nedenle AÝHM’ingerçekten yaþama hakký, iþkence yasaðý ve ayrýmcýlýk yasaðý gibi çokönemli aykýrýlýklarý tespit ettiðini ve devletin sorumluluklarýný yerinegetirmediði, ceza sisteminin yeterince caydýrýcý olmadýðý ve 4320 sayýlýKanun’un ne yazýk ki uygulanmasýnda sorunlar olduðunun altýný çizdiðini,bu konuda mevzuatýn eleþtirilmediði 4320’yle ilgili, sadece uygulamadakisorunun altý çizildiðini belirtmiþtir.

Bu noktada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðýnýn koordinatörlüðündekadýn ve aile bireylerinin þiddetten korunmasýna dair bir kanun tasarýsýçalýþmasý olduðu ve onunla birlikte önemli geliþmeler saðlanacaðývurgulanmýþtýr.

Kadýnlarýn temsili sorununda anayasa anlamýnda önemli bir düzenlemeolabileceði, 22. Dönemde kadýn milletvekilleri oranýnýn yüzde 4,4 iken,23’üncü Dönemde yaklaþýk ikiye katlanmakla birlikte sayýnýn da, oranýn dayine düþük, yüzde 8,7 olduðu, en yüksek dönemin 24. Dönem olduðu ve budönemde de 78 kadýn milletvekilimizle, bu oranýn yüzde 14,26 gibi aslýndaçok da yüksek olmayan bir oran olarak karþýmýza çýktýðý ifade edilmiþtir.

Bu nedenle Anayasa çalýþmalarýnda özellikle “Milletin temsili” baþlýklý80. maddede güzel bir hüküm getirilebileceði ve gerçekten kadýnlarýnMecliste temsilinin güçlü bir anayasal dayanaðýnýn oluþturulabileceði veburada belli bir oran -yüzde 40 gibi- ve Siyasal Partiler Kanunu’nda dabuna paralel bir düzenlemenin zorunlu olarak yapýlacaðý ve Anayasaldayanaktan sonra ve bu baðlamda kadýn ve erkekler arasýndaki temsileþitsizliðinin de giderilmesi saðlanacaðý ifade edilmiþtir.

31

Page 40: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Anayasa’nýn “Siyasal partilerin uyacaklarý esaslar” baþlýklý69. maddesinde de siyasal partilerin genel merkez ve il örgütlerininyönetim organlarýnda da kadýnlara güzel, iyileþtirici oranda bir temsilimkâný saðlanabileceði, çünkü gerçekten siyasal partilerin hepimizinönemsediði, bu tür konularda öncü olmasýný hayal ettiðimiz ve beklediðimizanayasal kurumlar olduðu belirtilmiþtir.

Özellikle 10. maddede Anayasa’da düzenlenmemiþ kurumlarla ilgiligenel bir hükmün yer alabileceði, burada kadýn ve erkeklerin temsiliyleilgili belli oranlar getirilebileceði ve kanun koyucuya, atama yetkisinikullanan makamlara takdir hakkýnýn ötesinde belli oranlarda kadýnlarýnatanmasýna imkân tanýnabileceði, ayný paralelde yükseköðrenim kurumlarýve kamu kurumu niteliðindeki meslek kuruluþlarý gibi anayasalkuruluþlarda ve kurumlarda da belli kotalar getirilebileceði ve bunlarýnyönetimlerde yer almasýna imkân saðlanabileceði ifade edilmiþtir.

Kadýnla ilgili hem CEDAW Komitesinde karþýmýza çýkan hem ulusalplatformlarda çok eleþtiri aldýðýmýz iddet müddetinden söz edilmiþ ve böylebir metnin hâlâ yasalarýmýzda durmasýnýn, sýrf kadýn olduðu için, bukimliðinden, cinsiyetinden dolayý kadýnlara yasal böyle bir yükümlülükgetirmenin kadýnlar için üzücü olduðu belirtilmiþtir.

Evlenme yaþýnýn çok önemli olduðu, hem uluslararasý belgelerde hemÇocuk Koruma Kanunu’muzda bu durumun çok net olduðu, daha erkenyaþta reþit olsa bile, on sekiz yaþýný doldurmamýþ kiþinin çocuk olduðu,yani bunun üzerine biz mevzuatýmýzda evlilik yaþýný on yedi, olaðanüstüdurumlar için on altý yaparken yasal bir çeliþkiyle ve daha sonra hepimizinüzüldüðü dramatik sonuçlarla karþýlaþtýðýmýz belirtilip erken evliliklere sonverilerek evlilik yaþýnýn on sekiz olmasýný, bu yönde bir çalýþmayapýlmasýnýn yararlý olacaðý belirtilmiþtir.

12. Doç. Dr. Sanem BAYKAL (Avrupa Birliði Bakanlýðý)Avrupa Birliðinin kendi metinlerinde kadýn-erkek eþitliðinin

düzenlenmesinin, son olarak 1 Aralýk 2009 tarihinde yürürlüðe girenLizbon Antlaþmasý’yla deðiþtirilmiþ olup Avrupa Birliði Antlaþmasý’nýn2. maddesinde Avrupa Birliðinin dayandýðý temel deðerlerin ifade edildiði,bunlarýn arasýnda kadýn-erkek eþitliðinin hâkim olduðu bir toplumda budeðerlerin ortak olduðu ve ayrýmcýlýk yasaðýnýn özellikle bir AB deðeriolduðunun ifade edildiði, Antlaþmanýn 3. maddesinde de Birliðinkadýn-erkek eþitliðini ilerleteceði, destekleyeceðine yönelik bir hedefe, bir

32

Page 41: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

amaca yer verildiðinin görüldüðü, dolayýsýyla Avrupa Birliðinin temelmetinleri bakýmýndan, onlarýn anayasasý anlamýna gelebilecek antlaþmalarýbakýmýndan kadýn-erkek eþitliðinin özellikle vurgulandýðý belirtilmiþtir.

Yine, Lizbon Antlaþmasý’yla birlikte Avrupa Birliðinin bu anayasalantlaþmalarýyla eþit hukuki deðerde düzenlenen, Avrupa Birliðinin kendiiþlem ve eylemlerinin insan haklarýna uygunluðunu temin etmek amaçlýhazýrlayýp yürürlüðe soktuðu Avrupa Birliði Temel Haklar Þartý’nda dakadýn-erkek eþitliðinin 23. maddede yer aldýðý ve burada “Kadýn-erkekeþitliði, istihdam, iþ ve ücret dâhil olmak üzere bütün konularda garantialtýna alýnmalýdýr. Eþitlik ilkesi daha az temsil edilen cinsiyet lehine özelyararlar öngören tedbirler alýnmasýný veya alýnmýþ olan tedbirlere devamedilmesine engel teþkil etmez.” þeklinde bir hükme yer verildiði ifadeedilmiþtir.

Ýkincil düzenlemelerde Avrupa Birliðinde, özellikle toplumsal cinsiyeteþitliði baðlamýnda kadýn-erkek eþitliðinin ayrýmcýlýk yapmama ilkesibaðlamýnda düzenlenmesine iliþkin hususlarýn yer aldýðý vurgulanmýþtýr.

Bunun ötesinde üye devlet anayasalarýnda kadýn-erkek eþitliðine iliþkindüzenlemelerin ne þekilde olduðuna dair Komisyona bilgi verilmiþtir.

Bu çerçevede Fransýz Anayasasý’nda kanun önünde eþitlik ilkesinidüzenleyen 1. maddesinde kanunun kadýn ve erkeklerin seçme ve seçilmehaklarýný kullanmadaki usuller ile mesleki ve sosyal sorumluluklara eþiteriþimini saðlayacaðýnýn hükme baðlandýðý, Belçika Anayasasý’nda yinekanun önünde eþitliði düzenleyen madde çerçevesinde “Kadýn-erkekarasýnda eþitlik güvence altýna alýnýr.” ifadesinin yer aldýðý, LüksemburgAnayasasý’nda benzer þekilde kadýn-erkek eþitliðinin bu defa kanun önündeeþitliðe iliþkin 10. maddeden ayrý olarak özel bir düzenlemeye de konuolduðu ve 2006 tarihinde eklenen bir fýkrayla “kadýn ve erkekler haklardave ödevlerde eþittir. Devlet kadýn-erkek eþitliði konusunda ortayaçýkabilecek engelleri kaldýrmak için etkin biçimde faaliyette bulunmayaözen gösterir.” þeklinde bir ifadenin konulduðu, Alman Anayasasý’nda yinekanun önünde eþitlik maddesinde kanun önünde herkesin eþit olduðubelirtildikten sonra “Kadýnlar ve erkekler eþit haklara sahiptir. Devlet bueþit haklarýn kadýnlar ve erkekler için etkili biçimde uygulanmasýnýdestekler ve mevcut dezavantajlarýn giderilmesi için harekete geçer.”þeklinde bir hükmün yer aldýðý, Ýspanyol Anayasasý’nýn kadýn-erkek eþitliðiilkesini doðrudan düzenlememiþ olmakla birlikte eþitlik ilkesi kapsamýndakadýn-erkek eþitliðini de içeren hükümlere yer vermiþ olduðu, burada

33

Page 42: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

“Özgürlük ve eþitlik” baþlýklý 9. maddede kamu makamlarýna kiþi vegruplar arasýnda özgürlük ve eþitliðin etkili biçimde uygulanmasý, bunlarýnönündeki engellerin kaldýrýlmasý ve bütün vatandaþlarýn siyasi, ekonomik,kültürel ve sosyal hayata eþit katýlýmýnýn saðlanmasý ödevi verildiði vekanun önünde eþitlik hükmünün de “Bütün Ýspanyollar kanun önündeeþittir. Doðuma, ýrka, cinsiyete, dine, düþünceye veya baþka bir duruma yada nedene dayanan ayrýmcýlýk yapýlamaz.” þeklinde düzenleme bulunduðu,Ýspanyol Anayasasý’nýn “Katýlým” baþlýklý 23. maddesinde yine kadýn-erkekvurgusu yapýlmaksýzýn bütün vatandaþlarýn seçimlere eþit katýlýmýnýn vekamu görevine eþit eriþiminin düzenlendiði, evlilik konusunda bir maddeyeyer verildiði, Anayasa’da kadýn ve erkeðin hukuki eþitlik ilkesiçerçevesinde evlenme hakkýna sahip olduðuna dair bir hükme yer verildiði,Hollanda Anayasasý’nda yine herkesin eþit olduðu, eþit muameleye tabitutulacaðýnýn belirtildiði; din, siyasi düþünce, kanaat, ýrk, cinsiyet ve hertürlü diðer sebebe dayanan ayrýmcýlýðýn yasak olduðunun hükme baðlandýðýve kamu görevine giriþte de eþitlik ilkesinin düzenlendiði; ÝtalyanAnayasasý’nda ayrýntýlý hükümler olduðu Anayasa’nýn 3. maddesindekanun önünde eþitlik ilkesinin her yerde olduðu gibi düzenlendiði ve hertürlü sebebe dayanan ayrýmcýlýðýn yasaklandýðý, bunun ardýndan evliliðinçiftlerin hukuki eþitliðine dayandýðý yönünde de ayrýca bir düzenlemeyeyer verildiði ve yine kadýn-erkek eþitliðinin Ýtalyan Anayasasý’nýn37. maddesinde çalýþma hakký bakýmýndan eþit iþe eþit ücret hakkýçerçevesinde ifade edildiði, Ýtalyan Anayasasý’nýn 51. maddesinde de seçmeve seçilme hakký ile kamu hizmetine girme hakký bakýmýndan cinsiyetlerarasý eþitliðin vurgulandýðý ve bu kapsamda fýrsat eþitliðini saðlamak üzeredevletin gerekli tedbirleri alacaðýný hükme baðlayan bir maddenin olduðu,Ýtalyan Anayasasý’nýn 117. maddesinde kadýn-erkek fýrsat eþitliðinin açýkçadüzenlendiði, buna göre “Yerel düzenlemeler, sosyal, kültürel ve ekonomikhayatta kadýn-erkek arasýnda tam bir fýrsat eþitliði saðlanmasýnýn önündekiengelleri kaldýrýr ve seçimle gelinen görevlerde kadýn ve erkeklerin eþitolarak yer almasýný destekler” denildiði Komisyona açýklanmýþtýr.

Sonuç olarak AB ülkelerinin anayasalarýnda kanun önünde eþitlik ilkesive ayrýmcýlýk yasaðý düzenlemelerinin bulunduðunun görüldüðü,kadýn-erkek fýrsat eþitliðini ise çalýþma hakký, seçme ve seçilme hakký,evlilik birliðinde eþitlik ve kamu hizmetlerine girme hakký bakýmýndan özelhükümlerle düzenlendiði örneklerin bulunduðu tespitini ifade etmiþtir.

34

Page 43: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

13. Deren DOĞAN YAVUZ (Avrupa Birliði Bakanlýðý)Avrupa Birliði’nin AB müktesebatý olarak düzenlemeler getirmekle

birlikte ayný zamanda da aslýnda kadýn-erkek eþitliðinin bütün politikalarayansýtýlmasýna yönelik de bir Kadýn Şartýný 2010 yýlýnda kabul ettiði ve buKadýn Şartýnda da aslýnda temelde beþ tane prensip belirlemiþ durumdaolduðu, bunlardan birincisinin eþit ekonomik baðýmsýzlýk, ikincisinin eþit veeþ deðerde iþe eþit ücret, üçüncüsünün, karar almada eþitlik, dördüncüsününcinsiyet temelli þiddetin sona erdirilmesi, beþincisinin de dýþ iliþkilerdetoplumsal cinsiyet eþitliði olduðu belirtilmiþ, Avrupa Birliði’nin aynýzamanda üçüncü ülkelerle yapmýþ olduðu iþ birliklerinde mutlaka bilgipaylaþýmý, tecrübe paylaþýmýna da çok önem vermekte olduðu ve butemeller esasýna, yani aslýnda bütün politikalarýný bu temel beþ perspektifçerçevesinde geliþtirmekte olduðu anlatýlmýþtýr.

Kadýn-erkek eþitliðinin özellikle sosyal politika ve istihdam faslýçerçevesinde düzenlendiði, 2006/54 sayýlý Direktif’te özellikle kadýnlaraistihdam ve meslek konularýnda terfi de dâhil olmak üzere istihdam edilmeþartlarýnda, ücret dâhil çalýþma þartlarýnda, mesleki, sosyal, güvenlikplanlarý, ispat mükellefiyetleri konusunda mutlaka eþit muamele ilkesiuygulanmasý gerektiðinin altý çizildiði, bir diðer direktif olan sosyalgüvenlik konularýnda kadýn ve erkekler arasýnda eþitlik öngören 79/7 sayýlýDirektif’te de sosyal güvenlik planlarýnýn uygulanma ve planlara giriþþartlarý bakýmýndan prim ödeme yükümlülüðü, yardýmlarýn hesaplanmasý,özellikle eþ ve bakmakla yükümlü olunan kiþilere karþý alýnacakyardýmlarýn hesaplanmasýnda da doðrudan ve dolaylý biçimde cinsiyetedayalý ayrýmcýlýða yer olmadýðýnýn tekrar vurgulandýðý ifade edilmiþtir.

Bir diðer direktifin de hamile, lohusa ve emzikli kadýnlarýn, kadýnçalýþanlarýn iþ yerinde saðlýk ve güvenliklerinin iyileþtirilmesi olduðu,iþverenlerin bu þartlara haiz olan kadýnlara iliþkin çalýþma þartlarýný buözelliklere göre düzenlemekle mükellef olduklarý, ayný zamanda dahamilelik ve çocuk bakým süresinde gece iþlerinde çalýþmalarýný yasaklayandüzenlemelerin mutlaka ulusal mevzuatlarýnda düzenlenmelerinin diðerülkelerden beklenmekte olduðu, yine mutlaka en az on dört haftalýk dakesintisiz analýk izni alabilmelerine yönelik Avrupa Birliði ülkelerindendüzenleme beklenmekte olduðu belirtilmiþtir.

Eþitlik ilkesi bakýmýndan mal ve hizmetlere eriþimde de mutlaka kadýn-erkek eþitliðine dikkat edilmesinin 2004/113 sayýlý Direktif’te vurgulandýðý,burada özellikle cinsiyete dayalý hiçbir dolaylý ayrýmcýlýðýnyapýlamayacaðýnýn tekrar vurgulandýðý ve de taciz ve cinsel tacizin cinsiyete

35

Page 44: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

dayalý ayrýmcýlýk olarak kabul edilip bir kez daha altý çizilmiþ durumdaolduðu; bir diðer direktif olan 2004/13 sayýlý Direktif’te maðdurlarýnayrýmcýlýkla ilgili þikâyetlerini takip edip baðýmsýz yardým saðlayacak,ayrýmcýlýkla ilgili baðýmsýz incelemeler yapacak bir Avrupa ToplumsalCinsiyet Eþitlik Enstitüsü gibi bir eþitlik kurumunun da mutlakakurulmasýnýn beklendiði, 2010/118 sayýlý Direktif’te de ebeveyn iznikonusunda gözden geçirilmiþ çerçeve anlaþma olduðu, burada özelliklesosyal taraflarla bir araya gelerek Avrupa Birliði ebeveyn iznine iliþkinasgari standardý belirlemiþ durumda olduðu ve buna da mutlaka en az dörtaylýk bir ebeveyn izninin tanýnmasý ve bunun da bir ayýnýn kesinlikledevredilemez olduðunun vurgulandýðý, doðum izninden dönen ebeveyninmutlaka eþ deðer ücrette tekrar çalýþmaya baþlamasýnýn da vurgulandýðý,2010/41 sayýlý Direktif’te ise birlikte iþ kuran eþ ve evli olmayan çiftlerinayný þartlara tabi olmalarý ve mutlaka kendi hesabýna çalýþan kiþinin iþinekatýlan eþ ya da hayat arkadaþýnýn da kendi adýna sosyal korumasisteminden faydalanabileceðine iliþkin de þartlarýn bu Direktif’tedüzenlendiði beyan edilmiþtir.

14. Prof. Dr. Feride ACAR (Orta Doðu Teknik Üniversitesi)Tüm dünyada geçerli olan 9 adet Birleþmiþ Milletler Ýnsan Haklarý

Sözleþmesi olduðu ve Türkiye’nin bu sözleþmelerin 8 tanesine taraf olduðu,bu sözleþmelerin;

1. Her Türlü Irk Ayrýmcýlýðýnýn Yok Edilmesine Dair UluslararasýSözleþme (1963),

2. Medeni ve Siyasi Haklar Sözleþmesi (1966),3. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleþmesi (1966),4. Kadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi

(1979),5. Ýþkence ve Diðer Zalimane, Ýnsanlýk Dýþý, Aþaðýlayýcý Muamele

veya Cezalara Karþý Uluslararasý Sözleþme (1984),6. Çocuk Haklarý Sözleþmesi (1989),7. Tüm Göçmen Ýþçiler ve Ailelerinin Haklarýnýn Korunmasýna

Dair Uluslararasý Sözleþme (1990),8. Engellilerin Haklarýna Ýliþkin Uluslararasý Sözleþme (2006),9. Kiþilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasýna Dair Uluslararasý

Sözleþmesi (2010)36

Page 45: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

olduðu, Türkiye’nin sadece Kiþilerin Zorla KaybedilmedenKorunmasýna Dair Uluslararasý Sözleþmesi’ne taraf olmadýðý belirtilmiþtir.

Kadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi’nin(CEDAW) kadýna yönelik ayrýmcýlýðý tanýmlayan, kadýn haklarý konusundadünyada global bir anayasa olduðu, þu an 186 ülkenin bu sözleþmeye tarafolduðu ifade edilmiþtir.

Bu sözleþmenin hem devlet olarak hem de bu devlette yaþayan tümözel- tüzel kiþiler adýna kabul edildiði, burada soyut bir eþitliktenbahsedilmemekte olduðu, ayrýmcýlýðý tamamen ortadan kaldýrmaya yönelikbir sözleþme olduðu, 1. maddesinde ayrýmcýlýðýn geniþ bir biçimdetanýmlandýðý, sözleþmede kadýnlarýn haklarýnýn evrensel olaraktanýmlandýðý, hem yasalarda hem de uygulamada ayrýmcýlýðýn yokedilmesinin hedeflendiði belirtilmiþtir.

Türkçe tercümede Sözleþmenin, Kadýnlara Karþý Her TürlüAyrýmcýlýðýn Önlenmesi olarak ifade edildiði, Ancak Ýngilizce ismininKadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Yok Edilmesi olduðu, önlemeninvar olmayan bir þeyin oluþmasýný engellemek anlamýna geleceði ancak yoketmenin var olan bir þeyin yok edilmesi anlamýna geleceði, BirleþmiþMilletler’in ayrýmcýlýk sorununun varlýðýný, evrenselliðini ve bunun ortadankaldýrýlmasý gerektiðini kabul ettiði ve amacýnýn bunu yok etmek olduðuifade edilmiþtir.

Hem kamusal hem özel alanda, yani aile iliþkilerinde de ayrýmcýlýðýnyok edilmesinin amaçlandýðý, Ýstanbul Sözleþmesi’nin de bu anlayýþlakadýnlara yönelik þiddeti, kadýna yönelik ayrýmcýlýk olarak görenCEDAW’ýn görüþünü yansýtmakta olduðu, ayrýmcýlýðý ayrýntýlý biçimdetanýmladýðý, doðrudan, dolaylý, amaçlý, amaçsýz olarak gerçekleþen, amacýayrýmcýlýk olan uygulamalar ile sonuçlarý itibariyle ayrýmcýlýðý doðuranuygulamalar olabileceði, bu sözleþmeyi uygulayan devletlerin tüm buayrýmcýlýklarý kaldýrmayý vaat edeceði anlatýlmýþtýr.

Sözleþmenin siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diðer bütünalanlara iliþkin olarak geniþ ve ilerlemeci bir haklar anlayýþýna sahip olduðu,2. madde’nin kadýnlara karþý ayrýmcýlýðýn gecikmeksizin ortadankaldýrýlmasýný öngördüðü, Sözleþme’nin kültürel öðeleri kadýnlarýn insanhaklarýndan faydalanmasýnda engeller olarak gördüðü ve devletlere buunsurlarý dönüþtürme görevi verdiði, bu sözleþme ile sadece devletinuyguladýðý ayrýmcýlýkla deðil, özelde uygulanan ayrýmcýlýktan da devletin

37

Page 46: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

sorumlu tutulduðu, ayrýca gelenekler, toplumsal roller gibi kültürel öðelerinde kadýnlarýn insan haklarýndan yararlanmasýný engelleyen engeller olarakgörüldüðü ifade edilmiþtir.

Bu uluslararasý anlaþmalarýn ulusal hukuka olan yansýmasýnabaktýðýmýzda monizm ve düalizm kavramlarý ile karþý karþýya geldiðimiz,monist sistemde devletlerin uluslararasý hukuku ulusal hukukta doðrudanuyguladýðý ve bunlarýn içerisinde de farklýlýklar görülebildiði, buuygulamalarýn bazýlarýnda uluslararasý yasalarýn ulusal yasalardan üstüntutulduðu, bazýlarýnda ise ulusal yasalarý bu uluslararasý yasalara uyarlamazorunluluðu bulunduðu belirtilmiþtir

Düalizmde ise uluslararasý sözleþmelerin ulusal yasalara uyarlandýktansonra hayata geçtiði açýklanmýþtýr.

Eþitliðin en iyi ifade edilebileceði yerin anayasalar olduðu, anayasalarýnbir toplumu çok etkili bir biçimde dönüþtürebilen yasalar olduðu, kadýn-erkek eþitliðinin bu açýdan açýkça Anayasada olmasýnýn çok önemli olduðu,Anayasada buna bir vurgu yapýlmasýnýn uluslararasý normlarla ne kadaruyumlu olduðunu gösteren bir davranýþ olacaðý vurgulanmýþtýr.

Prof. Dr. Feride Acar, Batýlý devletlerin anayasalarýnýn sýklýkla ve yakýnzamanda deðiþmediðinden daha çok yeni yapýlan anayasalarda bu ifadeleringörülebildiðini, Güney Afrika, Ruanda anayasalarýnýn bu konuda önemliörnekler olduðunu, CEDAW olarak ülkelerin her 4 yýlda bir raporlarýnýsunarken ilk olarak toplumsal cinsiyete ne kadar duyarlý bir anayasasýolduðuna baktýklarýný, yani toplumda var olan tarihsel dengesizlikleridüzeltmeye yönelik bir hüküm var mý, eþitlik, tüm haklardan yararlanma netbir biçimde yer alýyor mu, bunlara baktýklarýný belirtmiþtir.

CEDAW’ýn 1. maddesinde ayrýmcýlýðýn tanýmýna bakýldýðýnda,öncelikle ‘kadýnýn medeni durumuna bakýlmaksýzýn’ denmekte olduðu, yanikadýna yönelik ayrýmcýlýðýn medeni durum üzerinden yapýlabildiði, bizimeski medeni yasamýzda da böyle olduðu, evli kadýnla evli olmayan kadýnýnayný haklara sahip olmadýðý vurgulanmýþtýr.

Ýkinci olarak, ‘kadýn-erkek eþitliðine dayalý olarak siyasi, ekonomik,sosyal, medeni ve diðer sahalardaki insan haklarý ve temel haklarýntanýnmasýný, kullanýlmasýný ve bunlardan yararlanýlmasýný engelleyen veyaortadan kaldýran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete baðlý olarak yapýlan hertürlü ayrým, mahrumiyet ve kýsýtlama kadýnlara karþý yapýlan ayrýmcýlýktýr.’denildiði belirtilmiþtir.

38

Page 47: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Bu bakýþ açýsý ile Yeni Anayasa için þu önerilerde bulunulmuþtur;Anayasa’nýn Eþitlik ilkesinde ‘kadýn-erkek’ eþitliði ve ‘toplumsal

cinsiyet eþitliði’nin açýkça belirtilmesi gerektiði ve bu hususun temel ilkeolarak Önsöz’de yer almasýnýn uygun olacaðý, geniþ ve detaylý eþitlikanlayýþýnýn yoruma açýk olmayan, net bir düzenleme ile ifade edilmesinin,cinsiyetin mutlaka açýkça belirtilmesinin gerektiði, çünkü cinsiyetinbelirtilmediði durumlarda bu düzenlemelerin kadýnlarý kapsadýðýnýn gözardý edilebileceði, dolayýsýyla bireyler kiþiler, vatandaþlar ifadeleri yerine‘kadýnlar ve erkekler’ olarak vurgulanmasý gerektiði, biçimsel eþitlik vegerçek eþitliðin saðlanmasý, Anayasa metninde doðrudan ve dolaylýayrýmcýlýk terimlerinin yer almasý ve devletin bu ayrýmcýlýk türlerine karþýolduðunun vurgulanmasý, olumlu eylem, pozitif ayrýmcýlýk ile eþitsizlikleringecikmeden ortadan kaldýrýlmasý ilkesi doðrultusunda Anayasa’dabulunmasýnýn, toplumsal cinsiyet temelli ayrýmcýlýðýn, medeni hale, cinselyönelime dayalý ayrýmcýlýðýn açýkça yasaklanmasý, farklý alanlarda kadýn-erkek eþitliðinin ( eðitim, siyaset, saðlýk, istihdam vb.) vurgulanmasýnýn;bazý temel ilkeler (örn. eþdeðer iþe eþit ücret) ve mekanizmalarýn (örn. kota)belirtilmesinin olumlu olacaðý Komisyona açýklanmýþtýr.

Kotalarýn eþitsizlik giderilene kadar uygulanmasýnýn, siyasete ve kararorganlarýna kadýn katýlýmýnýn önemli hususlar olduðu belirtilmiþtir.

15. Doç. Dr. Ece GÖZTEPE (Bilkent Üniversitesi)Hak taleplerinin tarihçesine bakýldýðýnda ve modern devletin ve

anayasacýlýk hareketlerinin baþlangýç tarihi olarak 18. yüzyýlýn sonu esasalýndýðýnda, cinsiyetler arasý eþitlik mücadelesi tarihinin de öncelikle butarihten bugüne uzanan hukuki eþitlik mücadelesiyle baþlatýlabileceði vebu birinci evrenin halen sürdüðü vurgulanmýþtýr.

Ýkinci evrenin ise, 1960’larýn sonundan itibaren kadýn hareketininiçindeki aktörlerin, hukuki eþitliðin fiili eþitlik saðlamakta yetersiz kaldýðýný,görünmez bir cam tavanýn (glass-ceiling) eþit haklarýn kullanýlmasýnýengellediðini saptamasýyla baþladýðý, bu evrede kamusal destekpolitikalarýyla, en baþta biyolojik cinsiyete dayalý kota uygulamalarýyla fiilieþitlik saðlanmaya çalýþýldýðý, ama her hukuk mücadelesinde olduðu gibicinsiyetlerarasý eþitlik mücadelesinin de bir öðrenme ve yenilenme süreciniiçinde taþýdýðý, 1970’lerde Batý Avrupa ve Kuzey Amerika’da uygulanan buyöntemin, yapýsý hýzla deðiþen modern toplumlarda yetersiz kaldýðý, hattabazen amaca aykýrý sonuçlara neden olduðunun görüldüðü, biyolojik

39

Page 48: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

cinsiyetin deðil, toplumsal cinsiyetin esas alýnmaya baþlandýðý bu evreninsonunda, geçici ve özel tedbirlerin (temporary special measures)kriterlerinin de dönüþmeye baþladýðý anlatýlmýþtýr.

Halen içinde bulunduðumuz ve 1990’larýn baþýndan baþlatýlabileceküçüncü evrenin ise, cinsiyetler arasý eþitliðin, eþitsizliklerin ortaya çýkmasýnýengelleyecek politikalarla, toplumu tümden dönüþtürecek yeni siyasalarladaha baþtan saðlanmasý amacýný taþýyan gender mainstreaming evresiolduðu, Türkçe’ye “toplumsal cinsiyetin ana akýmlaþtýrýlmasý” olarakçevrilen bu kavramýn, birinci ve ikinci evredeki talep ve yöntemleri ortadankaldýran deðil, onlarý tamamlayan bir politika olduðu ifade edilmiþtir.

Özetle, yaklaþýk 250 yýldýr kadýnlarýn yürüttüðü eþitlik mücadelesinin üçana kulvarda birbirini tamamlar biçimde devam etmekte olduðu, günümüzitibariyle bunlarýn hiçbirisinin diðerini etkisiz ve gereksiz kýlmadýðý, bunedenle de haklar düzeyinde çalýþýlýrken, uygulamada ne olduðuna damutlaka bakýlmasý gerektiði vurgulanmýþtýr.

Eþitlik mücadelesine yön veren en temel sorunun eþitliðin, farklýlýklarýnyok sayýlmasý yoluyla mý, yoksa farklýlýklar dikkate alýnarak mýgerçekleþtirilebileceði ve farklýlýklarýn, eþitliði engellememesinin nasýlsaðlanabileceði sorusu olduðu ifade edilmiþtir.

Hukukun sosyal hayata ve orada ortaya çýkan sorunlara yanýt vermeyeçalýþtýðý, dolayýsýyla hukuk normlarýnýn sosyal gerçekliðe gözlerinikapamasý ya da bu gerçeklikteki aktörlerin sadece bir kýsmýný dikkatealmasýnýn eþitsizlik doðuracaðý, ayný þekilde, kanun önünde eþitliðinuygulanmasýnýn da dikkatle izlenmesi gerektiði, çünkü farklý sosyalgerçeklikler karþýsýnda kanunun hiç beklenmeyen sonuçlarýnýn da hukukyaratanlarý ilgilendirmekte olduðu belirtilmiþtir.

Hukukun sadece toplumsal iliþkileri normlara yansýtmadýðý, aynýzamanda Türk hukuk devriminde olduðu gibi, toplumu dönüþtürme iþlevinide üstleneceði, bu nedenle eþitlikle ilgili normatif düzenlemelerde öncelikletoplumu eþitliðe doðru dönüþtürme iþlevinin vurgulanmasý gerektiðiaçýklanmýþtýr.

Kavramlara ve bakýþ açýsýnýn önemine bakýldýðýnda ilk olarak biyolojikcinsiyet (sex) kavramý ile karþýlaþýldýðý, tarihsel hak mücadelesinebakýldýðýnda, taraflarýn, biyolojik cinsiyetin iki temel ayrýmýna, yani erkekve kadýn olmaya göre tanýmlandýðýnýn görüldüðü, buna karþýlýk 1970’liyýllardan itibaren “dekonstrüktivist teoriler”in bu ikiliðin dahi biyolojik

40

Page 49: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

cinsiyeti tanýmlamakta yetersiz kaldýðýný ileri sürdükleri, örneðin,travestiler, transseksüeller, interseksüellerin bu ikiliðin dýþýnda kaldýðýbelirtilmiþtir.

Artýk modern hukuk sistemlerinde sadece kadýnýn biyolojikfarklýlýðýndan doðan hamilelik ve annelik gibi durumlarýn özel birmuamelenin haklý gerekçesi olabileceði, ancak burada üzerinde durulmasýgereken hususun, CEDAW’da da ifade edildiði gibi, anneliðin salt kadýnaait bir görev deðil, toplumsal bir görev olduðu (madde 4/II ve 5/b)vurgulanmýþtýr.

Toplumsal cinsiyet (gender) kavramýna bakýldýðýnda; bu ikiliði vegerçekte toplumsal olarak þekillendirilen biyolojik cinsiyeti de kapsarbiçimde “gender” kavramýnýn 1970’lerden itibaren geçerlik kazandýðý,(Özellikle Simone de Beauvoir’ýn “kadýn doðulmaz, olunur” Ýkinci Cinssözünden hareketle. Ýlk kez Ann Oakley 1972’de bu ayrýmý yapmýþtýr.)deðiþtirilemez olan biyolojik cinsiyetin yaný sýra, deðiþtirilebilir olantoplumsal cinsiyetin olduðu, cinsiyetlere iliþkin rol modellerin toplumtarafýndan üretildiði ifade edilmiþtir.

Hukuki eþitliðin (fýrsat eþitliði) ise toplumsal cinsiyete dayanýlsa da,hukuki eþitlikte liberal feminist hareketin en çok eleþtirilen yanlarýndan birtanesi olduðu, ayrýcalýklý erkeklerin (yani sýnýfsal, ýrksal vb. ayrýmcýlýklarauðramayan) norm kabul edilmesi ve kadýnlarýn bu norma ulaþmasýnýn, bunormda eþit olmasýnýn talep edilmesi, buna karþýlýk hak eþitliðinincinsiyetler arasý eþitliðin saðlanmasýndaki ilk ve en önemli koþul olduðu;çünkü haklara sahip olunmadan uygulamadan kaynaklanan eþitsizliklerlemücadele etmenin olanaksýz olduðu ifade edilmiþtir.

Sonuçta eþitlik (uygulamada eþitlik) kavramýna bakýldýðýnda saltnormatif eþitliðin; fiili eþitliðin güvencesi olmadýðý, toplumsalayrýcalýklarýn, yerleþik davranýþ kalýplarýnýn, önyargýlarýn haklara eþitölçüde sahip olunsa bile farklý gruplar arasýnda farklý uygulamalara nedenolabileceði, bu nedenle hukuki eþitliðin fiilen gerçekleþmesi için kota gibigeçici ve özel önlemler alýnmasý gerekebileceði, burada fýrsat eþitliðininbaþlangýç noktasý olarak kabul edilmesine raðmen, bu eþitliðin toplumsalfarklýlýk ve dezavantajlara raðmen fiilen gerçekleþtirilmesi için aktifpolitikalarýn gündeme getirilmesi gerektiði vurgulanmýþtýr.

Doðrudan ayrýmcýlýðýn; ayný ya da benzer konumda olan kiþiler arasýndaayrýmcýlýðýn yasaklandýðý nedenlerden birisine dayanýlarak yapýlan

41

Page 50: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

ayrýmcýlýk olduðu, bu ayrýmcýlýðýn tespit edilebilmesi için, eþit hukukistatünün ölçüt belirlenmesi ve farklý uygulamanýn tespit edilmesi gerektiðive bu farklý uygulamayý haklý kýlan bir neden olup olmadýðýnýn araþtýrýlmasýgerektiði belirtilip, özellikle dikkat edilmesi gereken noktanýn, eþit hukukistatünün tespitinde toplumsal önyargý ya da davranýþ kalýplarýnýn esasalýnmamasý, hukuki statünün ölçütlerinin doðru saptanmasý olduðusöylenmiþtir.

Dolaylý ayrýmcýlýðýn herkes için ayný ölçüde uygulanan ve görünüþtetarafsýz olan bir normun, uygulamada bazý kiþi ve gruplar üzerindediðerlerinden farklý ya da daha fazla olumsuz etki yaratan yasal düzenleme,uygulama ve tedbirler olduðu, burada yasaklanan þeyin, ayný muameleninayrýmcý etkileri olduðu ifade edilmiþtir. (örn: “175 cm’den kýsa kiþilerpolislik yapamaz” kuralý. Bu durumda kadýnlar ve bazý etnik gruplarýngörünüþte objektif bir normdan dolayý ayrýmcýlýða uðramasý söz konusuolabilir. Bu nedenle görünüþte objektif bir normun sistematik biçimde bazýkiþi ya da gruplarý ayrýmcýlýða tabi tutup tutmadýðý denetlenmelidir).

Geçici ve özel önlemler (temporary special measures), CEDAW Madde4/I’de “1. Kadýn ve erkek eþitliðini fiilen saðlamak için taraf devletlercealýnacak geçici ve özel önlemler, iþ bu sözleþmede belirtilen cinsten birayýrým olarak mütalâa edilmeyecek ve hiçbir þekilde eþitsizlik veya farklýstandartlarýn muhafazasý sonucunu doðurmayacaktýr. Fýrsat ve uygulamaeþitliði hedeflerine ulaþýldýðý zaman bu tedbirlere son verilecektir”hükmünün yer aldýðý, bu önlemlerin, görüldüðü üzere sonuçta eþitlikpolitikasýnýn araçlarý olarak düþünüldüðü, bu önlemlerin en önemlisininkotalar olduðu belirtilmiþtir.

Toplumsal cinsiyetin ana akýmlaþtýrýlmasý stratejisinin ilk kez 1985yýlýnda Birleþmiþ Milletler (BM) 3. Dünya Kadýnlar Konferansýndasunulduðu, 1994’ten bu yana Ýsveç’te ulusal ve yerel düzeyde bütün politikaalanlarýnda uygulanan bir eþitlik stratejisi olarak kabul edildiði, bu kavramlakastedilenin, toplumsal cinsiyete yönelik bakýþ açýsýnýn, bütün politikaalanlarýnda, daha planlama aþamasýndan baþlayarak bütün kararsüreçlerinde etkili kýlýnmasý olduðu, yani eþitliðin sadece bir bakanlýðýndeðil, bütün siyasal aktörlerin meselesi olarak kavrandýðý, böylelikle alýnankararlarýn cinsiyetler üzerindeki etkisinin, fiili sonucunun daha baþtan kararsüreçlerine entegre edilmekte olduðu söylenmiþtir.

Toplumsal cinsiyetin ana akýmlaþtýrýlmasýnýn amacý cinsiyetlerarasýeþitliði saðlamak olan bir örgütlenme ilkesi olduðu, bu ilkenin yasama

42

Page 51: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

sürecinin ilk aþamasýndan son aþamasýna kadar usul kurallarýyla da güvencealtýna alýnan bir ilke olmasý gerektiði vurgulanmýþtýr.

Ýsveç’te olduðu gibi, tamamen istatistiklere dayanan Cinsiyet EþitliðiAraþtýrma Raporu’nun (her 10 yýlda bir tekrarlamakta) Türkiye için dehayati önem taþýdýðý, Türkiye’de de Meral Tamer’in Milliyet Gazetesi’ndeyer alan 9 Aralýk 2011 tarihli haberine göre cinsiyete dayalý sosyalistatistiklerin bundan böyle aylýk bazda, TÜÝK tarafýndan toplanmayabaþlanacaðý aktarýlýp, bu istatistikî verilerin, cinsiyetlerarasý eþitliðigerçekleþtirmeye çalýþan örgütlerin de katkýsýyla düzenli biçimde gözdengeçirilmesi ve eksikliklerin tamamlanmasý gerektiði vurgulanmýþtýr.

Kotanýn, kadýnlarýn, en baþta siyaset olmak üzere, nüfusa oranla az temsiledildikleri alanlarda temsillerini saðlayan popüler tedbirlerden birisi olduðu,kota uygulamalarýnýn pek çok çeþidi olduðu ve tedbirin baþarýsýný belirleyenbirçok farklý faktörün varlýðý belirtilmiþ ve kotalarýn tasnifi yapýlmýþtýr.

Kota kurallarýnýn kaynaðýna göre tasnif edildiðinde: Anayasal kota(Arjantin), Yasal kota (Fransa, Ýspanya, Kosta Rika), (Ýsteðe baðlý) Partikotasý (Almanya, Ýsveç) ile karþýlaþýldýðý, kotanýn uygulanma biçiminebakýldýðýnda ise: Aday listesi kotasý (belli oranda kadýn adayýn gösterilmesi,ama listedeki yerlerinin belirtilmemiþ olmasý) ve Seçilme kotasýnýn(kadýnlarýn seçilme þanslarýný esas alan kota türü, örneðin “fermuarsistemi”) baþlýca uygulamalar olduðu beyan edilmiþtir.

Literatürde; amaçlanan sonuca ulaþma baþarýsý bakýmýndan güçlü, ortaderecede güçlü ve zayýf kota rejimlerinden bahsedildiði, bu niteliklerin,kota rejiminin kapsadýðý unsurlara bakýlarak saptandýðý ifade edilmiþtir.

En güçlü kota rejimlerinin ise, somut hedeflerin konduðu, seçimlistelerinde kadýnlarýn liste yeriyle ilgili bir kuralýn mevcut olduðu, kotanýnkurumsal baðlama entegre edildiði, bilgilendirmenin yapýldýðý, tatmin edicibir uygulama pratiðinin var olduðu ve etkili kontrol ve yaptýrýmmekanizmalarýnýn tesis edildiði rejimler olduðu ifade edilmiþtir.

Kotanýn etkili olabilmesi için, daha karar aþamasýnda belli baþlý sorularýnyanýtlanmasýnýn zorunlu olduðu belirtilmiþ ve bu sorular þöyle sýralanmýþtýr;

1. Neden kota konmak istenmektedir? Amaç nedir?2. Kotanýn nerede güvence altýna alýnmasý istenmektedir?3. Kotanýn etkili biçimde uygulanmasý saðlanmakta mýdýr?4. Sonuçlar nasýl denetlenmektedir? Etkili yaptýrým mekanizmalarý

öngörülmüþ müdür?43

Page 52: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Dünyada yaklaþýk yüz ülkede deðiþik kademelerde kota uygulamalarýnarastlandýðý, kota uygulamalarýnýn ampirik deðerlendirmelerinde ortayaçýkan en önemli saptamanýn, kotanýn baþarýya ulaþabilmesi, yani amacýngerçekleþtirilmesi için, kota kurallarýnýn açýk ve somut olmasý, kadýnadaylarýn liste yerlerinin güvenceye alýnmasý, kota kurallarýnýnuygulanmamasý halinde etkili bir denetim ve yaptýrým mekanizmasýöngörülmüþ olmasý gerektiði vurgulanmýþtýr.

Somut hedeflerin, kadýnlarýn temsili için minimum ya da maksimumkotalarýn belirlenebileceði, bu kadýnlarýn en az temsil etmesi gereken oranýbelirleyebileceði gibi, cinsiyet-nötr bir ifadeyle her iki cinsin maksimumtemsilini de düzenleyebileceði (örn. Kadýnlar ve erkeklerin Türkiye BüyükMillet Meclisinde temsili, yüzde kýrktan az olmayacak biçimde kanunladüzenlenir) belirtilmiþtir.

Kotalarýn ya aday gösterilme ya da seçilme odaklý olabileceði, eðerkotalarda liste yeriyle ilgili özel bir düzenleme yoksa, kotalarýn kadýnlarýntemsiline katkýda bulunmayabileceði, nitekim Fransa’da sadece adaygöstermede kota arandýðýndan, kadýnlar listede yer almakla beraber listeninalt sýralarýna konduklarýndan, sonuca etkili olmayan bir kota söz konusuolduðu söylenmiþtir.

Kotanýn, siyasal sistemdeki seçim sistemine, parti kurallarý ve kültürüneentegre edilmesi, kurumsal bir baðlama oturtulmasýnýn gerekli olduðuvurgulanmýþ, kotayý uygulamakla görevli kurumlarýn tatmin edici biçimdekotayý uygulamasýnýn önemli olduðu, hedefe ulaþýlabilmesi için tüm yetkiliorganlarýn birlikte çalýþmasýnýn büyük önem taþýdýðý anlatýlmýþtýr.

Eðer kotanýn uygulanýp uygulanmadýðý denetlenmiyorsa ya da kotakurallarýný uygulamamanýn etkili bir yaptýrýmý yoksa, kotanýn salt kaðýtüstünde kalmaya mahkum olduðu, en etkili yaptýrýmýn, kotanýnuygulanmamýþ olmasý halinde aday listelerinin yetkili organ tarafýndan reddiolduðu ve mali yaptýrýmlarýn daha ýlýmlý bir nitelik taþýdýðý ifade edilmiþtir.

Kotalara yönelik eleþtiriler arasýnda en dikkat çekici olanýnýn, kadýnlarýnsalt sayýsýnýn artmasýnýn, eþitlik sorunlarýnýn siyaset gündemine daha fazlaalýnmasý sonucunu da doðuracak olup olmamasý, yani kadýnlarýn, siyasalgörüþlerini aþan bir dayanýþma içine girip giremeyeceði sorusu olduðusöylenmiþtir.

Bu sorunun deskriptif (biçimsel) temsil ile tözsel (substansive) temsilarasýndaki ayrýlýkla kavramsallaþtýrýldýðý, biçimsel temsilde salt kadýnlarýn

44

Page 53: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

parlamentodaki sayýsý esas alýnýrken, tözsel temsilde kadýnlar için politikaüretilip üretilmediðinin, yani siyasetin içerik ve önceliklerine kadýnlartarafýndan yön verilip verilmediðinin önem taþýdýðý, yapýlan araþtýrmalarýn,süreç ve sonuç olmak üzere ikili bir ayrým yapmanýn zorunlu olduðunuortaya koyduðu; örneðin, sonuç odaklý kotanýn ilk uygulandýðý LatinAmerika ülkesi Arjantin’de kadýnlarýn %35 ilâ 40 oranýnda temsil olanaðýbulduðu ve kadýna yönelik þiddet, kota, cinsel taciz, doðum kontrolü gibibirçok konuyu siyasal gündeme almýþ olmalarýna raðmen, parlamentersiyasal baðlam ve siyasal parti kültürü deðiþmediði için, sonuçlarda etkiliolamadýklarý ifade edilmiþtir.

Bunun da salt kotanýn, hem de etkili bir kotanýn bile, toplumsal cinsiyeteþitliðini siyaset gündemine almak için yeterli olamayacaðý; bunun içinköklü bir siyasal baðlam deðiþikliðinin gerektiðinin kanýtý olduðuvurgulanmýþtýr.

Doç. Dr. Ece Göztepe Yeni Anayasa için önerilerini þöyle sýralamýþtýr;

● Siyasette eksik temsili ortadan kaldýrmak için anayasal kota konmalýdýr.

Türkiye Barolar Birliði’nin 2007 Önerisi’nde de yer aldýðý biçimiyle, bukota þöyle formüle edilebilir:

Madde 11: Üyeleri, atama veya seçimle belirlenen tüm kamusalorganlarýn oluþturulmasýnda, ilgili kurumun niteliðine uygun düþtüðüölçüde, kadýnlar ve erkeklerin eþit temsil ilkesi öncelikle gözetilir.

Madde 45/III: Siyasal partilerin genel merkez ve il örgütlerininyönetim organlarýnda, kadýnlar ve erkekler en az yüzde otuz oranýnda temsiledilir.

Madde 59/son: Kadýnlar ve erkekler üye olduklarý sendika ve üstkuruluþlarýnýn yönetim organlarýnda kendi sayýlarýnýn en az üçte ikisioranýnda temsil edilir.

Madde 92/II: Kadýnlar ve erkeklerin Türkiye Büyük Millet Meclisindetemsili, yüzde kýrktan az olmayacak biçimde kanunla düzenlenir.

Madde 139/III: Kadýnlar ve erkekler il genel meclisi, il belediyemeclisi ve büyükþehir belediye meclislerinde en az yüzde otuz oranýndatemsil edilir.

Madde 141/VI: Üniversitelerin yönetim organlarýnda kadýnlar veerkekler, söz konusu kurumlardaki sayýlarýnýn en az üçte ikisi oranýndatemsil edilir.

45

Page 54: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Madde 144/III: Kamu kurumu niteliðindeki meslek kuruluþlarý ilebunlarýn üst kuruluþlarýnýn yönetim organlarýnda kadýnlar ve erkekler, sözkonusu kurumlardaki sayýlarýnýn en az üçte ikisi oranýnda temsil edilir.

16. Doç. Dr. Gülriz UYGUR (Ankara Üniversitesi)Anayasa’da toplumsal cinsiyet eþitliðinin saðlanmasý durumunun iki

boyutu olduðu, toplumsal cinsiyet eþitliðinin hem Anayasa yapým sürecinehem de Anayasa’nýn içeriðine nasýl yansýtýlacaðý sorularýnýn ortaya çýktýðýifade edilmiþtir.

Toplumsal cinsiyet eþitliðinin Anayasa sürecinde yer almasýnýntoplumsal cinsiyet eþitliðinin tam olarak kamusal anlamda müzakereortamýna yansýmasý olduðu, gender mainstreaming denilen ana akýmýnkamusal aklýn sýnýrlamalarý olarak müzakere sürecinde yer almasý ve bütünkurumlarý düzenlemesi gerektiði vurgulanmýþtýr.

Toplumsal cinsiyet eþitliði kavramýnýn bizim için çok yeni bir kavramolduðu, ancak kavramýn birçok anayasaya girmiþ olduðu, henüz tamiçselleþtirilmemiþ ve baþlangýç evresinde olduðu, bizim CEDAW’ý kabulederek zaten bu kavramý hukuk sistemimizin bir parçasý haline getirdiðimizve bizim Anayasa’mýzda, özellikle Baþlangýç kýsmýnda bu kavramýn açýkçageçmesinin gerekli olduðu söylenmiþtir.

Yeni Anayasa’nýn insan haklarý bilgisinin ýþýðýnda yapýlmasý gerektiði,bizim insan haklarýndan, uluslararasý insan haklarý ile ilgili sözleþmelerianladýðýmýz, ancak bu sözleþmelerin kendilerinin bile insan haklarýna aykýrýhükümler içerebileceði; kadýnlarla ilgili bakýldýðýnda Ýnsan HaklarýEvrensel Beyannamesi, Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’nin toplumsalcinsiyet eþitliðine aykýrý hükümlere sahip olduðu söylenmiþtir.

Bu sözleþmeleri hazýrlayan düþünce yapýsýnýn toplumsal cinsiyeteþitliðine yer vermeyen yapý olduðu, CEDAW’ýn kadýnlarýn insanhaklarýnýn uluslararasý hukuka girmesini saðlamýþ olduðu, Yeni Anayasayapýlýrken göz önünde tutulacak uluslararasý sözleþmenin Avrupa ÝnsanHaklarý Sözleþmesi deðil, Kadýna Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn ÖnlenmesiSözleþmesi (CEDAW) olmasý gerektiðinin üzerinde durulmuþtur.

Anayasalarda kullanýlan dile bakýlacak olursa, anayasalarýn genel vesoyut ilkelere yer verdiði ve ulaþýlmak istenen hedefleri anlattýðý, builkelerin yorumlanmaya ihtiyaç duyduðu, yorumlama problemlerininolmasýnýn da uygulamada sorunlara yol açmakta olduðu, bu yüzden bazý

46

Page 55: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

sorunlarýn örneðin kota gibi geçici özel önlemlerin Anayasa’da açýkça yeralmasýnýn gerekliliði vurgulanmýþtýr.

Anayasa’nýn baþlangýcýnda toplumsal cinsiyet eþitliðine yerverilmesinin gerekli olduðu, demokratik devlet, hukuk devleti ilkelerininbaþlangýç ilkelerinde yer verilen kavramlar olduðu, demokratik devlet vehukuk devleti kavramlarýndan hareket ettiðimizde bu iki devlet anlayýþýnýnbelirli bir eþitlikle iliþkili olduðu, bunun da kanun önünde eþitlik olduðu,ancak bu kavramýn bizi toplumsal cinsiyet eþitliðine götürmeyeceði, kadýnerkek eþitliðinden daha ziyade toplumsal cinsiyet eþitliðine Anayasa’nın,baþlangýç ilkelerinde yer verilmesi gerektiði belirtilmiþtir.

Devletin temel amaç ve görevleri arasýnda toplumsal cinsiyet eþitliðinisaðlayacak, kadýn erkek eþitliðinin önündeki tüm engelleri kaldýracakdüzenlemeler yapma zorunluluðu getirilmesi gerektiði ifade edilmiþtir.

Eþitlik ilkesinin çalýþma yaþamýnda, ailede, siyasal yaþamda ve üremehaklarýnda uygulanmasý, üreme hakkýnýn aile ile ilgili bölüme konulmasýgerektiði belirtilmiþtir.

Eþitlik ilkesinin kanun önünde eþitlik olarak anlaþýlmasýnýn artýkyetersiz kaldýðý, sonuçlarda, maddi anlamda eþitliðe yer verecek þekilde birgerçeklik oluþturulmasý gerektiði, devletin bu eþitliði hayata geçirmekleyükümlü olduðu, fakat bu uygulanmadýðý için daha ayrýntýlý bir biçimde elealýnmasýnýn gerektiði, pozitif ayrýmcýlýðý, geçici özel önlemleri, kotayýuygulayacak þekilde 10. madde’nin 2. fýkrasýnýn oluþturulmasýnýngerekliliði üzerinde durulmuþtur.

Vatandaþlýk tanýmýnýn toplumsal cinsiyet eþitliðini göz önündebulunduracak þekilde yapýlmasý, sadece sivil ve siyasi vatandaþlýk deðilsosyal vatandaþlýðý ve ekonomik vatandaþlýðý da ele alacak biçimde birvatandaþlýk tanýmý yapýlmasý gerektiði ifade edilmiþtir.

90. maddeye dikkat edilmesi gerektiði, uluslararasý sözleþmelerin insanhaklarýný daha iyi koruyacaðýnýn varsayýldýðý, ancak çýkartýlacak yasalarýnbu konuda daha iyi olabileceði, bu durumda bu ifadenin ‘insan haklarýnýen fazla koruyan’ þeklinde bir ifade olmasý gerektiði anlatýlmýþtýr.

Genel ahlak ile özgürlüklerin ve temel haklarýn sýnýrlanmasýna sonverilmesi gerektiði, genel ahlak ile temel hak ve özgürlüklerininsýnýrlandýrýlmasýnda en çok kadýnlarýn zarar gördüðü, ancak Avrupa ÝnsanHaklarý Sözleþmesi’nde genel ahlakýn olduðu, genel ahlaka göresýnýrlanabileceði ifade edilmiþtir.

47

Page 56: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

En önemli sorunlardan bir tanesinin de aile olduðu; Anayasa’da nötrbir aile anlayýþý olmadýðý, belirli bir toplumsal cinsiyet anlayýþý, erkekegemen görüþ olduðu, aile içerisinde eþler arasýnda hak eþitliði, eþitiþbölümü, çocuklar ile ilgili eþit sorumluluk alýnmasýna yönelik hükümlerinyer almasýnýn ve kadýnýn sadece anne olduðundan dolayý korunmamasýnýnlüzumu üzerinde durulmuþtur.

Çocuklarýn cinsel istismar baþta olmak üzere her türlü þiddettenkorunmasýna yönelik tedbirlerin Anayasa’da yer almasý gerektiðibelirtilmiþtir.

Kadýna yönelik þiddete yönelik Anayasa’da ya baþlangýç kýsmýnda ya daaile ile ilgili kýsýmda devletin baþta aile içi þiddet olmak üzere kadýnlarayönelik þiddete müdahale etmesi gerektiði ve bu konuda pozitif bir ödevininolduðunun ortaya konulmasýnýn gerektiði belirtilmiþtir.

Eðitimin ve çalýþma yaþamýnýn koþullarýnýn toplumsal cinsiyet eþitliðiaçýsýndan düzeltecek bir hüküm kullanýlmasý, sadece kadýnlar ve çocuklarkorunacaktýr þeklinde deðil, her iki cinsin özelliklerine göre çalýþmayaþamýnýn düzenlenmesinin gerekli olduðu söylenmiþtir.

Siyasal yaþamla ilgili ise yasama ve yürütmede hatta AnayasaMahkemesinde kadýnlarýn ve erkeklerin eþit olarak temsil edilmelerineyönelik açýk bir hükmün yer almasýnýn gerekliliði ifade edilmiþtir.

Hangi kurumun anayasal olduðunun özenle seçilmesi gerektiði, ÝnsanHaklarý Kurumu çerçevesinde; Toplumsal Cinsiyet Eþitliði Kurulu,Ayrýmcýlýkla Mücadele Kurulu gibi hak ihlallerini izleme ve önlemekurullarý gibi alt kurullarýn baðýmsýz, sivil ve özerk kurumlarýn sivil toplumörgütleriyle birlikte oluþturulabileceði ifade edilmiþtir.

17. Prof. Dr. Serap YAZICI (Bilgi Üniversitesi)Türkiye’de ciddi bir kadýn haklarý ihlali, kadýn haklarý sorunu olduðu,

cinsiyet temelinde ayrýmcýlýk uygulamalarýnýn olduðu, dolayýsýyla YeniAnayasa çalýþmalarýnda bu sorunu çözebilmek için özel bir çaba sarfedilmesinin de gerçekten çok anlamlý olduðu belirtilmiþtir.

Kadýn haklarý problemini genel insan haklarý probleminden baðýmsýzdüþünmenin mümkün olmadýðý, bu nedenle sadece cinsiyet odaklý biryaklaþýmýn, cinsiyet temelinde ortaya çýkan problemlerin çözümünedoðrudan doðruya katký sunabileceði kanýsýnda olunmadýðý, meselenin dahageniþ bir eksende, insan haklarý ekseninde ele alýnmasý gerektiðivurgulanmýþtýr.

48

Page 57: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Nitekim Cumhuriyet tarihimize baktýðýmýz zaman da özellikleCumhuriyetin kuruluþ yýllarýndaki laiklik ekseninde geliþtirilenmodernleþme politikalarýnýn aslýnda insan haklarý odaklý olmadýðý, oysa bupolitikalarýn özel surette kadýn haklarýnýn güçlendirilmesine odaklandýðý,teorik düzeyde bakýldýðý zaman, aslýnda Türkiye’nin, kadýnlara özelliklesiyasi haklarýn tanýnmasý konusunda Batý demokrasilerine kýyaslakronolojik bir üstünlüðe de sahip olduðu, ne var ki bu politikalarýn genel birinsan haklarý ekseninden uzak olmasý ve -diðer faktörler de buna eklenince-aslýnda yürütülen kadýn haklarý odaklý çalýþmalarýn ve yapýlan reformlarýnkendilerinden beklenen sonucu doðurmadýðý ifade edilmiþtir.

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve hükûmet düzeyindekadýnlarýn temsil oranýna bakýldýðýnda bu tabloyu görmemenin mümkünolmadýðý, bu nedenle meselenin genel bir insan haklarý eksenine oturtulmasýgerektiði belirtilmiþtir.

Serap Yazýcý, Komisyonumuza yönelik önerilerini iki temeldeþekillendirmeyi düþündüðünü, bunlardan birinin, genel insan haklarýekseninin Türkiye’de nasýl geniþletilebileceði, insan haklarýnýn nasýl dahagüçlü koruma mekanizmalarýna kavuþturulabileceði, ki bunlar baþarýldýðýtakdirde bütün sübjektif hak kategorilerinin de bundan istifade edeceðini,dolayýsýyla kadýnlarýn da daha güçlü bir pozisyona sahip olmasýnýnmümkün hâle gelebileceðini, ikinci olarak, münhasýran kadýnlarla ilgiliYeni Anayasa çalýþmalarýnda neler yapýlabileceði meselesini ele alacaðýnýve bu baðlamda bazý temel kurumlar yönünden çeþitli önerilerdebulunacaðýný ifade etmiþtir.

Türkiye’nin uzun yýllardan beri süregelen anayasa ihtiyacýnýn sadece1982 Anayasasý’ndan kaynaklanmadýðý, aslýnda Cumhuriyetin dekuruluþundan bu yana süregelen anayasacýlýk hareketlerinin tümübakýmýndan yeterince özgürlükçü ve demokratik olmadýðýný söylemeninmümkün olduðu ama elbette bir mukayese yapýldýðýnda özellikle 1961Anayasasý’nýn görece 1982 Anayasasý’ndan daha üstün olduðu, anayasalsorunlarýn 1982 Anayasasý’yla zirveye ulaþmasý ve hak ve özgürlükalanlarýnýn da bundan nasibini almýþ olmasýnýn normal olduðu belirtilmiþtir.

Yeni Anayasa çalýþmasý sürdürülürken özellikle bu Anayasa’nýn temelfelsefesinin ne olacaðýný belirlemenin önem taþýdýðý, 1982 Anayasasý’nabakýldýðýnda, bu Anayasa’nýn temel felsefesini ne yazýk ki olumlukavramlarla özetlemenin mümkün olmadýðý, Anayasa’nýn, otoriter bir ruhasahip, yasakçý, milliyetçi ve vesayetçi olduðu, bütün bu kavramlarýn ise

49

Page 58: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

genel olarak insan haklarý alanýnda yeterli koruma mekanizmalarýnýngeliþtirilmesini önlediði ve zaten Anayasa’nýn sahip olduðu bu ruhnedeniyle de temel hak ve hürriyetlerle ilgili düzenlemelerin, bu haklarýnalanýný yeterince geniþ tutamadýðý ve bunlara etkin güvenceler sunamadýðýbeyan edilip, bu yüzden yeni anayasa çalýþmalarýnýn temel felsefesinin 1982Anayasası’nýn tam aksine odaklanmasý gerektiði; otoriterizmin yerinidemokratik bir felsefenin, yasakçýlýðýn yerini özgürlükçülüðün, milliyetçiliðinyerini etnik bakýmdan tamamen bir tarafsýzlýðýn ve nihayet vesayetçiliðinyerini de demokratik temsil mekanizmalarýnýn güçlendirilmesinin almasýgerektiði; eðer yeni anayasa böyle bir felsefeye oturtulacak olursa Türkiye’dehem insan haklarýnýn hem demokrasinin standartlarýnýn yükseleceði, bütünözel hak kategorileri ve tabii, kadýn haklarýnýn da bundan çok önemli yararlarsaðlayabileceði anlatýlmýþtýr.

Anayasalarýn temel felsefesinin en somut tezahür ettiði kýsýmlarýndanbirinin baþlangýç bölümleri olduðu, bir anayasada baþlangýç bölümünün yeralmasýnýn zorunlu bir koþul olmadýðý, nitekim dünya anayasalarýnabaktýðýmýzda baþlangýç bölümü olmayan anayasalarýn da mevcut olduðu,ancak Türkiye’deki geleneðin 1961 Anayasasý’ndan bu yana, baþlangýçbölümünün yer almasý biçiminde olduðu belirtilmiþtir.

Yeni Anayasa’nýn baþlangýç bölümünün de biraz önce ifade edilenfelsefeye uygun bir biçimde kaleme alýnmasý gerektiði, kýsa ve öz bir metinolmasý ve bu bölümde bütün ifadelerin vurgusunun özgürlük ve demokrasideðerlerine, çoðulculuða, hukuk devletine yöneltilmesi ve temelfelsefesinin her türlü ayrýmcýlýðýn reddi olduðunun mutlaka vurgulanmasýgerektiði belirtilmiþtir. Din, mezhep, dil, kültür, etnik köken, cinsiyet, hattacinsel tercih temelinde, her türlü ayrýmcýlýðýn reddedildiðinin mutlakavurgulanmasý, ancak mevcut Anayasa’dan farklý olarak, bu bölümün metnedâhil olmadýðýnýn da hükme baðlanmasý, böylece yargý kuruluþlarýnýnyerindelik denetimi yapmasýnýn önlenmesi gerektiði ifade edilmiþtir.

Genel hükümler çerçevesinde ne tür yenilikler yapýlacaðý meselesineodaklanýldýðýnda; mevcut Anayasa’mýzda 5. maddede devletin temel amaçve görevlerini düzenleyen maddenin yer aldýðý, bu maddede de demokratikemsallerinden çok farklý bir içeriðin gözlemlendiði, devletin temel amaçve görevleri arasýnda devletin baðýmsýzlýðýnýn, ülkesi ve milletiylebölünmez bütünlüðünün korunmasý ifade edildikten sonra, ancak kiþininmaddi ve manevi geliþiminin önündeki engellerin kaldýrýlmasý biçimindeözgürlüklere yönelik çok zayýf bir vurgunun yer aldýðý, hâlbuki devletin

50

Page 59: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

kendi baðýmsýzlýðýný ve ülke bütünlüðünü korumasýnýn zaten devletolmanýn icabý olduðu ve bir anayasada yer alsýn ya da yer almasýn, herdevletin bu görevleri yerine getireceði, o yüzden demokratik bir anayasadabunlarýn vurgulanmasýna ihtiyaç olmadýðý; tam aksine, demokratik biranayasada devletin temel amaç ve görevleri arasýnda özellikle insanhaklarýna, demokrasi deðerlerine, hukuk devleti mekanizmalarýna yönelikvurgularýn yer almasýnýn gerektiði belirtilmiþtir.

Devletin asýl gayesinin insan onurunu, insan haklarýný, hukuk devletimekanizmalarýný, temsil mekanizmalarýný korumak olduðununvurgulanmasý gerektiði, her tür ayrýmcýlýðýn reddedilmesinin devletin temelamaç ve görevleri arasýnda sýralanmasý ama özellikle cinsiyet temelindekiayrýmcýlýklarýn da önlenmesinin devletin temel amaç ve görevleri arasýndamünhasýran zikredilmesinin lüzumu belirtilmiþtir.

1982 Anayasasý’nýn eþitlik ilkesiyle ilgili düzenlemesinin demokratikemsallerinden uzak bir mahiyette olmadýðý, demokratik dünyadakiörneklerde olduðu gibi bu ilke düzenlenirken negatif ayrým yasaklarýna yerverildiði, üstelik 1961 Anayasasý’ndan daha olumlu bir yaklaþýmla bunegatif ayrým yasaklarýnýn tadâdî olarak, tüketici olarak sayýlmadýðý; “vebenzeri” gibi ifadeler kullanýlmak suretiyle bunlarýn özellikle yargýkuruluþlarý tarafýndan takdir yetkisi kullanýlmak suretiyle geniþletilebileceðiyönünde bir hukuki sonuca zemin yaratýldýðý, o yüzden Yeni Anayasa’da dabu perspektifin korunmasýnda yarar olacaðý vurgulanmýþtýr.

Dünyada insan haklarý alanýndaki geliþmelere bakýldýðýnda, eþitlikilkesinin sadece negatif ayrým yasaklarýyla düzenlenmediði, pozitifayrýmcýlýk kurallarýna yer verildiðinin görüldüðü, Türkiye’nin de zaten bunaparalel olarak 2004 yýlýnda nispeten zayýf bir düzenlemeyi kabul ettiði, ancak2010 yýlýnda yapýlan düzenlemenin hem cinsiyet temelinde hem de nispetendiðer zayýf gruplar bakýmýndan da yeterli bir güvenceyi saðlayabileceði, buyüzden Yeni Anayasa’da mevcut Anayasa’nýn eþitlik ilkesiyle ilgilihükmünün muhafaza edilmesinin ihtiyaca cevap vereceði ifade edilmiþtir.

Temel hak ve hürriyetlerle ilgili bu alanýn standartlarýný yükseltebilecekçok önemli genel bir düzenlemenin milletlerarasý anlaþmalarýn hukukîstatüsünü düzenleyen hükümde yer alabileceði, Anayasa’mýzýn orijinalmetninin milletlerarasý antlaþmalarýn hukuki statüsünü kanunlarla eþ deðerolarak düzenlediði, ancak 2004’te yapýlan deðiþikliðin bu antlaþmalarýnhukuki statüsünü kanunlarýn üzerine yükselttiði ve bunu emredici birAnayasa kuralý olarak hükme baðlandýðý, dolayýsýyla bundan çýkan anlamýn

51

Page 60: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

yasama, yürütme ve yargý organlarýnýn ve idari makamlarýn Türkiye’nintaraf olduðu temel hak ve hürriyetlere iliþkin milletlerarasý antlaþmalarýkanunlarýn üzerinde görmesi ve kendi yetkilerini bu çerçevede kullanmasýolduðu, yasama organýnýn, yasama tasarruflarýný bu ilke çerçevesindebelirlemesi ve mevzuat hükümlerini bu perspektifte deðiþtirmesi gerektiði,ama bugüne dek yasama organýnda 90. maddenin bu emredici hükmükarþýsýnda sistematik bir çalýþmanýn yapýlmadýðýnýn gözlemlendiði,dolayýsýyla Yeni Anayasa döneminde bu ihmal edilen tutumungerçekleþtirilmesi gerektiði ifade edilmiþtir.

O yüzden, Yeni Anayasa’da 90. maddedeki bu formülü kabul etmeninyanýnda bunu güçlendirecek bir mekanizmanýn eklenmesi gerektiði,Anayasa Mahkemesine kanunlarýn Anayasa’ya uygunluk denetimi yanýndakanunlarýn temel hak ve hürriyetlere iliþkin milletlerarasý antlaþmalarauygunluk denetimi yetkisinin de tanýnmasý halinde böyle bir yetkinin hiçdeðilse yargý kuruluþlarýmýz bakýmýndan yeknesaklýðý saðlayacaðý, kararlarýaçýsýndan ve ayný zamanda kanun koyucuya yönelik de ciddi bir müeyyideoluþturacaðý, bunun bütün insan haklarýna, dolayýsýyla kadýn haklarýna daönemli bir güvence saðlayacaðý söylenmiþtir.

Bütün bu yeniliklerin yanýnda özellikle cinsiyet temelinde yeniAnayasa’da bazý düzenlemeler kaleme alýnýrken birtakým iyileþtirmelerinyapýlmasý gerektiði, Türkiye’nin Cumhuriyetin kuruluþundan bu yana resmîbir ideolojiye sahip olduðu, bu ideolojinin bir ayaðýnýn dayatmacý bir laiklikanlayýþý çerçevesinde cereyan ettiði, en azýndan geniþçe bir çevrenin kabulettiði bu gerçekliðin uygulamada önemli sorunlar yarattýðý belirtilmiþtir.Özellikle Türkiye’deki bu laiklik anlayýþýnýn türban üzerinden, kadýnlarýnbedeni üzerinden cereyan etmekte ve dindar Müslüman kadýnlarýn bazýanayasal haklarýný Anayasa’da hiç yer almadýðý bir biçimdekullanamamalarýna yol açmakta olduðu, özellikle çalýþma ve sözleþmehürriyeti, eðitim ve öðretim hürriyeti, kamu görevlerine getirilme hakký veseçilme hakký yönünden konu deðerlendirildiði zaman dindar Müslümankadýnýn bu haklarý kullanmasýnýn neredeyse imkânsýz hâle geldiði, oyüzden, çalýþma ve sözleþme hürriyeti düzenlenirken bu hürriyetin kadýn veerkeklere eþit olarak tanýnmasý, dinî tercihleri sebebiyle kadýnlarýn buhürriyetten mahrum býrakýlamayacaklarý yolunda bir hükmün eklenmesigerektiði ifade edilmiþtir.

Ayný tutumun eðitim hakkýyla ilgili olarak da sürdürülmesi gerektiði,belki bugün yükseköðretim kurumlarýnda türban yasaðýnýn artýk pratikte

52

Page 61: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

uygulamadan kalktýðýnýn düþünülebileceði ama ülke düzeyinde eþitliktemelinde bir uygulamanýn saðlanmasý bakýmýndan ve gelecekte davranýþdeðiþiklikleri, politika deðiþikliklerinin ortaya çýkmasýný önlemekbakýmýndan bu hakký düzenleyen maddede özellikle yükseköðretimkurumlarýndaki öðretim üyeleri ve öðrencilerin adý zikredilmek suretiylebu kiþiler yönünden dinî ve siyasî simgeler kullanmanýn öðretim üyesi olmahakkýný ve öðrenci olma hakkýný engellemeyeceði yolunda bir hükmün ilaveedilmesi gerektiði, burada yükseköðretim vurgusunun önemli olduðu, buhakkýn yükseköðretim kurumlarýndaki öðretim üyelerine ve öðrencilerinetanýnmasý gerektiði, ilk ve ortaöðretim kurumlarýnda dinî ve siyasîsimgelerin kullanýlmasýnýn engellenmesi gerektiði vurgulanmýþtýr.

Kamu görevlerine getirilme hakký bakýmýndan da ayný tutumun dikkatealýnmasý gerektiði, maalesef Türkiye uygulamasýnda kamu görevlerinegetirilme hakkýnýn kadýn ve erkek yönünden eþit olarak tezahür etmediði,aslýnda sadece kadýn ve erkek yönünden deðil, pek çok alt ayrýmlarbakýmýndan da; kiþilerin dinî inancý, ki buna Müslüman olmayan azýnlýkgruplarýnýn dâhil edilebileceði, mezhepleri, cinsiyetleri, cinsel tercihleri,etnik kökenlerinin bu haktan yararlanmayý sýnýrlayacak biçimdeuygulandýðý, bu sebeple, kamu görevlerine getirilme hakký düzenlenirkenbir kez her þeyden önce kadýn ve erkek bakýmýndan bu hakkýn eþit olaraktanýndýðýnýn ve bu haktan yararlanýrken din, mezhep, etnik köken, cinsiyetve cinsel tercih yönünden hiçbir ayrýmcýlýðýn yapýlmayacaðýnýnvurgulanmasý gereðinin üzerinde durulmuþtur.

Dinî ve siyasî simge taþýmanýn kamu görevlerine getirilmek bakýmýndanengel teþkil etmemesi ama özelliði olan bazý kamu görevlerinin -adalethizmetini daðýtanlar, hâkimler ve savcýlar yönünden, güvenlik görevlileriyönünden, emniyet teþkilatý mensuplarý yönünden- böyle bir uygulamanýndoðru olmayacaðý, dolayýsýyla bu görevleri sürdürenlerin dinî ve siyasîsimgeler taþýmalarýna imkân tanýnmamasý gerektiði ifade edilmiþtir.

Türkiye örneðinde önemli problemlerden birinin bu resmî ideolojiçerçevesinde seçme ve seçilme haklarý yönünden ortaya çýktýðý, Türkiye’ninkadýna seçilme hakkýný tanýyan ilk örneklerden birisi olduðu, oysa bugünkütabloya bakýldýðý zaman elbette seçilme hakkýný engelleyen bazý sosyolojikfaktörlerin olduðu ama bunun dýþýnda yine dinî simge taþýmanýn kadýnýnseçilme hakký üzerinde önemli bir engel olduðu, hâlbuki Anayasa’mýzýnmilletvekili seçilme yeterliliðini düzenleyen 76. maddesiyle MeclisÝçtüzüðü’nün kýlýk kýyafet yükümlülüðünü düzenleyen hükmünde buna

53

Page 62: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

engel teþkil eden bir ifadenin yer almadýðý, buna raðmen zihinlerdekitabularýn baþ örtüsü kullanan kadýnýn seçilme hakký önünde önemli birengel oluþturmakta olduðu, bu yüzden milletvekili seçilme yeterliliðinidüzenleyen maddede seçilme hakkýnýn kadýn ve erkeðe eþit olarak tanýndýðýve kadýnýn dinî simge taþýmasýnýn bu hakkýn kullanýmýnýengellemeyeceðinin açýkça vurgulanmasý gerektiði, bunun tüm dingruplarýna teþmil edecek biçimde ifade edilmesi gerektiði, sayýlarý az daolsa Türkiye’de azýnlýk gruplarýnýn da yer aldýðý, onlarýn da dinîsimgeleriyle seçilme hakkýndan istifade etmelerinin mümkün hâle gelmesigerektiði belirtilmiþtir.

Prof. Dr. Serap Yazýcý, bazý önemli organlarýn kuruluþlarý açýsýndan dacinsiyet eþitliðinin özendirilmesi gerektiðini, Anayasa’yla bir kotadüzenlemesinin getirilmesini doðru bulmadýðýný, 2010’da yapýlan Anayasadeðiþikliðinden sonra, yani pozitif ayrýmcýlýk maddesinden sonra kanunlardüzeyinde zaten kanun koyucunun ihtiyaç nispetinde geçici önlemlereyönelik düzenlemeleri kabul etmesinin mümkün olduðu, öte yandan,bugünkü sistemde de siyasi partilerin kendi tüzüklerinde kotaya iliþkinbirtakým hükümlere yer vermelerinin mümkün olduðunu ama Türkiyegerçeðini dikkate aldýðýmýz zaman, konu birtakým makamlarýn takdirlerinebýrakýldýðýnda, bu takdiri cinsiyet eþitliðini saðlayacak yöndekullanmadýklarý düþünüldüðünde, hiç deðilse bu organlarda üye tamsayýsýnýn üçte biri yönünden kadýnlarýn temsilinin güçlendirilmesi þeklindedüzenlemeler benimsenebileceðini, bunun uygulamada olumlu sonuçlarýolacaðýný belirtmiþtir.

Öte yandan, ombudsmanlýk kurumu, Anayasa Mahkemesi, HSYK gibiönemli organlarda da bazý düzenlemelerin kabul edilmesi gerektiði, kamudenetçiliði kurumunda kadýnlara yönelik özel düzenlemelerin mutlaka yeralmasý gerektiði ifade edilmiþtir.

Türkiye’de din, mezhep, etnik köken, cinsiyet, cinsel tercih temelindeçeþitli ayrýmcýlýklarýn olduðu, dolayýsýyla kamu denetçiliðine iliþkin kanundüzenlenirken bu makamýn çeþitli alt birimlerden oluþmasýnýnsaðlanabileceði, bu alt birimlere özgül birtakým ayrýmcýlýk alanlarýndauzmanlaþacak yetkiler tanýnabileceði, mesela, bir birimin din ve mezheptemelinde, bir birimin etnik köken temelinde, bir birimin cinsiyet ve cinseltercih temelinde, bir birimin de diðer alanlardaki ayrýmcýlýklarla mücadeleetme konusunda görevlendirilebileceði ve belki gene cinsiyet eksenindedüþündüðümüzde kamu denetçisinin seçiminde de kadýn-erkek eþitliðinin

54

Page 63: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

dikkate alýnmasý gerektiði, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu yetkiyikullanýrken münavebeli olarak yani bir dönem bir kadýný, bir dönem birerkeði bu göreve getirmesinin teþvik edilebileceði, bunun da iyileþtirici birsonucu olacaðý ifade edilmiþtir.

Anayasa Mahkemesi’nin 1961 Anayasasý’ndan bu yana varlýk gösterenbir kurul olduðu, 1962 yýlýnda kurulduðu günden bugüne mahkemeninkompozisyonuna bakýldýðýnda ne yazýk ki kadýnlar açýsýndan çok vahim birtablonun karþýmýza çýktýðý ve bu vahim tablonun özellikle kadýnlarla ilgilikanunlarýn Anayasa’ya uygunluk denetimi sýrasýnda kendisini kuvvetlehissettirdiði, daha önceki TCK’nýn ýrza karþý iþlenen suçlar konusundaiffetli ve iffetsiz bir kadýn ayrýmý yapmýþ olduðu ve AnayasaMahkemesi’nin de Anayasa’ya apaçýk aykýrý olan bu hükmü Anayasa’yauygun gördüðü ve bunda muhtemelen mahkemenin erkek üyelerininçoðunlukta olmasýnýn da etkili olduðu, bu yüzden Anayasa Mahkemesi’ninteþekkülünde de üyelerin en az üçte birinin kadýn olmasýný özendirecek birformülün benimsenmesinde yarar olacaðý vurgulanmýþtýr.

Benzer þekilde HSYK’da kadýn ve erkeklerin eþit oranda temsiledilmedikleri, kadýn temsilinin çok zayýf bir oranda cereyan ettiðiningörüldüðü, HSYK’da da mutlaka kadýn üyelere en az üye tam sayýsýnýnüçte biri oranýnda kontenjan ayrýlmasý gerektiði, çünkü bu kurumungörevinin de fevkalade önemli olduðu, bütün yargý mensuplarýnýn özlükhaklarý üzerinde karar verdiði ve geçtiðimiz yýllarda özellikle bazý kadýnhukukçularýn çeþitli maðduriyetler yaþadýðý, bunlarý önlemek bakýmýndanbu kurumda da kadýn temsilinin güçlendirilmesinde yarar olacaðý ifadeedilmiþtir.

18. Yrd. Doç. Dr. Ayþen CANDAÞ (Boðaziçi Üniversitesi)Anayasa’da eþit vatandaþlýðýn hayata geçmesi için bir þeylerin gerçekten

yazmasý gerektiði, Türkiye’de kadýnlarýn durumuna, yoksulluk açýsýndankadýnlarýn gelir daðýlýmýndaki durumuna, kadýnlarýn eðitimdeki durumuna,sosyal güvenlikten nasýl faydalanýp faydalanamadýklarýna bakýldýðý zaman,hayat beklentilerine ve hayatlarýnýn genel kalitesine bakýldýðý zaman çokkötü bir tablo çýktýðý belirtilmiþtir.

Bir toplumda, nüfusun yarýsýný oluþturan kadýnlarýn eþit olmamasý,maðdur olmasý, tacize uðramasý, baþkalarýna saðladýklarý hizmetlerüzerinden hayattaki iþlevlerinin tanýmlanýyor olmasý, kiþi olarakdeðerleriyle deðil de baþkalarýna faydalarý, iþlevleri açýsýndan

55

Page 64: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

tanýmlanmalarýnýn söz konusu olduðu, özlük haklarýnýn tanýnmadýðý, budurumun nüfusun yarýsýný etkilediði zaman aslýnda farkýnda olsalar daolmasalar da toplumu, bu kadýnlarýn çocuklarý olan küçükleri, gençleri,onlarýn ebeveynlerini de birebir etkilediði ifade edilmiþtir.

2009 yýlýnda Ýngiltere’de bir kitap yayýmlandýðý ve son iki yýlda bukitabýn en çok satan kitaplar listesinde olduðu, kitabýn baþlýðýnýn mealen“Neden daha eþit toplumlar daha mutlu?” olduðu ve yýllardýr temel haklarýnbütünselliðini, toplumdaki bütün halk kesimlerinin özgürlüklerinin eþitolarak tanýnmasýnýn önemini deðiþik platformlarda, deðiþik konularda dilegetirenlerin arayýp da bulamadýðý bir fýrsatý onlarýn önüne sunduðubelirtilmiþtir. Kitabýn sadece geliþmiþlik düzeyi itibarýyla birbirine denk,geliþmiþ ülkelere, yani Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerine bakmýþ olduðuve bunlarýn içerisinde toplumda kiþilerin gündelik hayatta birbirlerineduyduklarý güven, hayatýn kalitesi, eðitimdeki baþarý oranlarý, insanlarýn otoplumda yaþamaktan mutluluk duyup duymamasý gibi soyuttan somuta birþekilde sayýlara dökülebilen verilere bakýldýðýnda iki tarz toplumun olduðu,gayrisafi millî hasýladan aldýklarý oranlar, gelir düzeyleri itibarýyla butoplumlarýn birbirleriyle çok benzer olmalarýna karþýn bu iki tarz toplumdaiki çeþit durum çýktýðý; bir tanesinde kronik hastalýklarýn, intihar, depresyonoranlarýnýn çok fazla olduðu, toplumda þiddetin, özellikle de maðdur kadýngibi, mülksüz gibi, LGBT birey gibi kesimlere yönelik þiddetin çok fazlaoranlarda görüldüðü ve eðitim oranlarý gibi baþka ölçülebilecek þeylerdegerçek bir baþarý saðlanmadýðý, yani bu baþarýnýn topluma yayýlmýþ durumdaolmadýðý; tam karþýsýnda duran toplumlarda ise yine geliþmiþlik düzeyiolarak çok zengin ülkelerden söz ediyor olmamýza karþýn çok farklý bir tabloolduðu, onlarda da bütün bu verilerin iyi olduðu anlatýlmýþtýr.

Kitabýn yazarlarýnýn vardýðý sonucun, bir toplumda ayrýcalýklý, varlýklý,nispeten iyi koþullarda yaþadýðýný düþünen kesimlerin bile o toplumdakieþitsizlikten, farkýnda olsunlar olmasýnlar, hayatlarýnýn kalitesi itibarýyla,saðlýk koþullarý itibarýyla etkilenmekte olduðunu gösterdiði, toplumda gelirdaðýlýmýnýn az çok orantýlý, en azýndan eþit vatandaþlýðý mümkün kýlacakhaklarýn bir bütün olarak, yani siyasi, medeni, sosyal, ekonomik kültürelveçheleriyle icra edilebilir olmasýnýn bütün topluma saðlanýr hâlegetirilmesinin çok önemli olduðu ve toplumda aslýnda maðdur olmadýðýnýdüþündüðümüz kesimlerin de hayat kalitesinin bu tarz sosyal ve ekonomikhaklarýn hayata geçmesiyle kesin olarak pozitif þekilde etkilenmekte olduðuifade edilmiþtir.

56

Page 65: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Fýrsat eþitliðinin bir toplumda önce kadýn-erkek iliþkisine bakmadan, otoplumda kiþilerin içlerine doðmuþ olduklarý ailelerin maddi durumu neolursa olsun ve anne babalarýn okumuþluk düzeyleri ne olursa olsun, sadecekendi çaba, emek ve yetenekleriyle hayatlarýný seçebilecekleri ve buseçecekleri hayatlarýn sadece onlarýn emekleriyle ve istekleriylebelirleneceði manasýna geldiði, ailenin ekonomik durumunun veokumuþluk düzeyinin belirleyici olmamasý gerektiði, çok farklý koþullardaiki farklý aileye doðmuþ çocuklar eðer ayný yeteneðe sahiplerse, ayný isteðeve motivasyona sahiplerse ayný þekilde baþarýlý olabilecekleri, yollarýnýn,istedikleri hayatlarý seçme ve onlarý gerçekleþtirme konusunda açýk olmasýgerektiði, fýrsat eþitliðinin sahada bu nevi bir denklik gerektirdiðisöylenmiþtir.

Kadýn-erkek fýrsat eþitliði dediðimiz zaman da bunun üstüne o toplumdakadýn ya da erkek olarak doðmanýn, o insanlarýn hangi meslekleregirecekleri, ne kadar para kazanacaklarý, nasýl bir sosyal güvenliðe sahipolacaklarý, hangi sektörlerde çalýþacaklarý, saðlýk hizmetlerine, eðitimeeriþimlerinin, devamlýlýklarýnýn ne kadar olacaðý, o toplumda “kadýn-erkekfýrsat eþitliði saðlandý” diyebileceðimiz noktada aslýnda kadýn olarakdoðmakla erkek olarak doðmanýn fark etmeyeceði kadar sahada denkliðifiiliyata dökmemiz gerektiði, bunu Anayasa ve yasalar yoluyla somutbirtakým önlemler alarak yapabileceðimiz belirtilmiþtir.

TÜÝK verilerine göre medyan gelirin yüzde 60’ý sýnýr alýndýðýndaTürkiye genelinde kadýnlarýn yüzde 21’inin, kýrsal alanlarda ise yüzde35’inin yoksul olduðu, kadýn yoksulluðunun en yüksek olduðu bölgelerinGüneydoðu, Ortadoðu, Kuzeydoðu Anadolu bölgeleri olduðu, buradakadýna, toplumsal cinsiyete dayalý eþitsizlik, adaletsizlik durumunun nasýlbir bölgesellikte arz ettiðinin ortaya çýktýðý Komisyona anlatýlmýþtýr.

Yalnýz yaþayan kadýnlardan oluþan tek kiþilik hanelerin yüzde 43’ününen düþük yüzde 25’lik gelir grubunda olduðu, bunun da yine genellikleboþanmalar, ayrýlmalar sonrasýnda olduðu, Medeni Kanun’a göredüzenlenmiþ bir nikâh olsun olmasýn kadýnlarýn çocuklarýna bakmayýdevam ettirdiði ve bunun da kadýnlarýn çok kýsa bir sürede çok fazlayoksullaþmasýna sebep olduðu belirtilmiþtir.

Toplumsal cinsiyet açýsýndan gelir eþitsizliðini özellikle ölçen, dünyaçapýnda çýkarýlan endekslerde Türkiye’nin son rakamlara göre 115 ülkearasýnda 109’uncu olduðu, Birleþmiþ Milletler Kalkýnma Programý ÝnsaniGeliþmiþlik Raporu’nda Türkiye’de kadýnlarýn kazandýklarý gelirin

57

Page 66: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

erkeklerin kazandýklarý gelirin ortalama yüzde 26’sý olduðu, bütün bunlarýnkadýnlarýn erkeklere inanýlmaz bir þekilde baðýmlý ekonomik hayatlarsürdüðünü gösterdiði ve sosyolojik olarak ekonomik baðýmlýlýðýn siyasiaçýdan ve karar alma, otonomi kazanma açýsýndan da çok fazla sonuçlarýolduðu ifade edilmiþtir.

Erkeklere kýyasla kadýnlarýn uzun süreli iþsizler arasýndaki payýnýn çokdaha yüksek olduðu, iþ bulma ümidini kaybeden, artýk iþ bakmayan ‘gizliiþsiz’ dediðimiz kesimin iþsiz kadýnlara oraný yüzde 32 iken gizli iþsizinerkeklerde yüzde 18 oranýnda seyrettiði, aradaki farka fýrsat eþitliðiaçýsýndan bakýldýðýnda Türkiye’de erkek olmakla kadýn olmanýn sayýlarlagösterilebilir somutlukta, ayrýmcýlýða dayalý bir farklýlýk yarattýðýnýngözlendiði söylenmiþtir.

Türkiye’nin ekonomisinin dünyanýn 16’ncý büyük ekonomisi hâlinegelmiþ durumda olduðu, buna karþýlýk geliþmiþlik düzeyiyle o ülkedekihayat kalitesini ölçen ve insani geliþmiþlik düzeyinde hayat kalitesininbireylerde nasýl realize olduðunu gösteren endekslere bakýldýðýnda 16’ncýbüyük ekonominin 90’larda bir insan hayatý kalitesi saðlayabildiði ifadeedilmiþtir.

Bu açýklýðýn rahatlýkla kapatabileceði, bu konuda somut birtakýmönlemler alýnabileceði, dünyada pek çok ülkenin çok benzer badirelerdengeçerek aþama kaydettiði, sosyal politikalarýn iradeleri ne yöne yönlenirsetoplumda o yönde deðiþikliklere yol açtýðý belirtilmiþtir.

Kadýn istihdamý konusunda Türkiye’de, son rakamlara göre, Nisan 2011itibarýyla, kadýnlarýn iþ gücüne katýlým oranýnýn yüzde 28,9 olduðu, burakamýn 2008’de yüzde 21,6 ve 2009’da bunun üzerinde olduðu, DünyaBankasý’nýn genellikle bütün ülkeleri bir arada inceleyen raporlar yayýnlýyorolmasýna raðmen, Türkiye’yi bir istisna olarak, kadýnlarýn iþ gücüne katýlýmoranlarý konusunda bir raporla özel olarak ele aldýðý ve raporda OECDülkeleri arasýnda kadýnlarýn iþ gücüne katýlým oranýnýn yüzde 63 seviyesindeolduðu, Avrupa ülkelerinin genelinde bunun yüzde 70’lere vurmuþ olduðu,Türkiye’de bu oranýn düþük olmasýnýn, Müslüman ülke olduðu içindenilebileceði, Müslüman ülkelerin -bu ülkelerin arasýnda Ýran ve SuudiArabistan gibi ülkeler var- 2000 yýlýndan itibaren çok daha düþük bir kadýnistihdam oraný seviyesinden baþlayýp ama OECD seviyesinde ayný ivmeylekadýnlarýn iþ gücüne katýlým oranlarýný artýrdýðýnýn görüldüðü ifadeedilmiþtir. Ayný ivmeyle OECD ülkelerinde kadýn istihdam oranlarý artarkenMüslüman ülkelerde 2000 yýlý sonrasýnda ayný ivmeyle bir artýþ

58

Page 67: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

gözlemlenirken Türkiye’de 2000 yýlýndan itibaren ayný ivmeyle bir düþüþsöz konusu olduðu, bu sayýnýn 1988’deki yüzde 34,3’lük bir seviyeden2008 yýlýndaki 21,6’ya çok sert bir þekilde düþtüðü ve Dünya Bankasý’nýnda bu sebeple bu raporu yayýnladýðý açýklanmýþtýr. Bunun sebeplerinden birtanesinin Türkiye’de tarýmýn çözülmesi olduðu, diðer ülkelerde tarýmýnçözüldüðü yýllarda kadýn istihdamýna katýlým oranlarýnda çok ciddi birdüþüþ gözlemlendiði, fakat birkaç yýl içerisinde kente göçmüþ o kadýnlarýnçalýþmadýklarý dönemi eðitimlerine yatýrým yaparak geçirdikleri ve birkaçyýl sonra onlarýn vasýflý iþçi olarak, emekçi olarak bu sefer þehirlerdeistihdama çok büyük bir ivmeyle katýlýrken görüldüðü belirtilmiþtir.Kadýnlarýn eðitimine pozitif ayrýmcýlýk yapýlmasý ve kadýnlarýn sosyalhaklarýnýn en fazla desteklenmesi gerektiði dönemden geçtiðimizinanlaþýldýðý ifade edilmiþtir.

Dünya Bankasý raporunun son bölümünde Türkiye’de sahadaçalýþmayan kadýnlarýn niçin çalýþmadýðýna iliþkin bir araþtýrma yapýldýðý,kadýnlarýn yüzde 63’ünün çalýþmak isteyip çalýþamadýklarý çünkü evdebakým hizmeti üstlenmekte olduklarýný veya kadýn sektörü olan, sosyalgüvencesiz ve çok az maaþ kazandýracak, para kazandýracak iþlerde çalýþýrsaoradan alacaklarý paranýn hepsi özel olan bakým hizmetlerine yetmeyeceði,yüzde 7’sinin ise çok açýk bir þekilde evdeki bir erkeðin, aðabey olabilir,baba olabilir, eþ olabilir, çalýþmasýna izin vermediði için çalýþmadýðýnýsöylediði, Türkiye’de çalýþmayan, istihdama katýlmayan kadýnlarýn yüzde73 kadarýnýn aslýnda kamuda onlara saðlýklý ve onlarýn ödeyebileceði tarzdabakým hizmetleri verilse, evdeki yaþlýlarýný, çocuklarýný býrakabilecekleri,bu kadýnlarýn istihdama baþka ülkelerde olduðu kadar katýlabileceði ifadeedilmiþtir.

Türkiye’deki on beþ-on dokuz yaþ aralýðýndaki genç kýzlarýn yarýsýnýnne eðitimde ne de istihdamda olduðu, çocuk iþçiliðinin, evde çalýþtýrýlankýz çocuklarýnýn, hiçbir þekilde ücretli emek gibi algýlanmayan, emek gibide algýlanmayan, evde aileye yardým eden, ücretsiz çalýþan kýz çocuklarýnýnaltý-on yedi yaþ grubunda yüzde 53 olduðu, yani altý-on yedi yaþ grubundakitoplam kýz çocuðunun yüzde 53’ünün evde, ev iþlerine yardým ettiði,aslýnda bunlara duyarlý bakýlýrsa bunun insan haklarý evrenselstandartlarýnda çocuk iþçiliði demek olduðu, çocuk emeðinin sömürülmesiolduðu, çünkü kýz çocuklarýnýn ayný erkek çocuklar gibi altý-on yediyaþlarýnda, kendi yaþlarýna daha uygun aktivitelere yönlendirilebilecekleriya da kendilerinin bir sürü þeye ekspoze olup onlarýn arasýndan kendilerinin

59

Page 68: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

bir þey seçebileceði bir ortamda hiçbir seçim þanslarýnýn olmadýðý,dolayýsýyla fýrsat eþitliðinden kastettiðimiz durumun oluþmadýðýbelirtilmiþtir.

Bütün bu tablonun kader olmadýðý, Ýkinci Dünya Savaþý’ndan sonrakidönemde pek çok Avrupa ve Latin Amerika ülkesinin kadýn-erkek eþitliðikonusunun nüfusun yarýsýndan fazlasýný, farkýnda olsalar da olmasalar dakadýnlarýn dýþýndaki gruplarý da, fevkalade etkileyen bir mesele ve anayasalbir mesele olduðunu kavradýklarý ve bu konunun üstüne gittikleri, dolayýsýylaaslýnda dünyadaki birtakým tecrübeler Türkiye’ye uyarlansa pek de öyle birþeyleri yeni baþtan keþfetmemize gerek olmayacaðý, anayasal planda kadýnve erkeklerin eþit olduðunun açýkça yazmasýnýn çok önemli olduðu,ayrýmcýlýkla mücadele hedefini dile getiren, eþitlik maddesinde toplumsalcinsiyete dayalý ayrýmcýlýðýn kabul edilemeyeceðinin açýkça yazmasýgerektiði ve devletin pozitif ayrýmcýlýk yükümlülüklerinin dile getirilmesigerektiði, bu pozitif ayrýmcýlýk konusundaki yükümlülüklerin sadece siyasitemsil alanýnda tanýmlanmasýnýn çok yetersiz kalacaðý, sosyal ve ekonomikadlarla da bunlarýn arkasýnýn doldurulmasýnýn kadýnýn toplumdagüçlendirilmesi açýsýndan çok büyük önem arz edeceði ifade edilmiþtir.

Yasal planda eþitlik bakanlýðýnýn mutlaka kurulmasý gerektiði, bubakanlýk bünyesinde ama kendi bütçesi olan, özerk bir kurum olarak Kadýn-Erkek Eþitliði Komisyonu olmasý, Anayasa’da söylenen þekilde,“kadýn-erkek eþittir ve eþitlik mutlaka fiiliyata geçecektir.” maddesi ileanayasal bir hedefi koruduðu için bu Komisyona ülkede bundan sonraçýkacak, dolaylý ya da dolaysýz þekilde kadýnlarý etkileme olasýlýðý bulunanbütün yasalarýn, mevzuatýn, sosyal politikalarýn denetlenmesinde yerverilmesi gerektiði, buna ‘ana akýmlaþtýrma’ denildiði, bütün yasalarýn buekip tarafýndan kadýnlar ve toplumsal cinsiyete dayalý ayrýmcýlýklamücadele gözlüðüyle de incelenip denetlenmesi ve bir yaptýrým güçlerininde olmasý gerektiði belirtilmiþtir.

19. Bertil Emrah ODER (Koç Üniversitesi)Anayasa hukuku bakýmýndan ‘ana akýmlaþtýrýlma’, Ýngilizce ‘main

streaming’ ile, özellikle cinsiyete dayalý ayrýmcýlýða baðlý sorunlarýn hemhukukun hem de siyasetin ana temasý hâline gelmesinin kastedildiðibelirtilmiþtir.

Karþýlaþtýrmalý anayasa metinleri bakýmýndan, özellikle 1945 sonrasýanayasacýlýðý bakýmýndan Kýta Avrupasý anayasacýlýðýnda cinsiyet temasýna

60

Page 69: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

iliþkin normlara odaklanýrken biraz dikkatli olmak gerekebileceði, 1945 ile1980 arasýndaki anayasacýlýk hareketlerinde cinsiyet temalý normlarýn dahayalýn, özlü ve sýnýrlý sayýda olduðu, o yüzden özellikle 1980 sonrasýanayasacýlýðýna, özellikle de Afrika anayasacýlýðýna odaklanarak bazýdeðerlendirmeler yapýlmasýnýn yerinde olduðu vurgulanmýþtýr.

Özellikle yakýn dönem, süreç odaklý anayasacýlýk olarak tanýmlananaçýk müzakere teknikleriyle anayasa yapma ve Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýinsan haklarý alanýndaki geliþmelerin somut sonuçlarýný anayasa metnineyansýtma bakýmýndan Güney Afrika’nýn özel bir deðer taþýdýðý, GüneyAfrika anayasacýlýðý bakýmýndan toplumsal cinsiyetin ayrý ve özel bir deðeriolduðu ifade edilmiþtir.

Normatif düzenleme teknikleri açýsýndan 1945 sonrasýna bakýldýðýnda,aslýnda üç temel yönelim görüldüðü ve bu üç temel yöneliminin izlerinin,Türkiye’deki anayasacýlýkta da, anayasa deðiþikliklerini de içerecek þekildegörmenin mümkün olduðu, bunlarýn birincisinde teknik, cinsiyet açýsýndanyansýz normlar olduðu, yani cinsiyeti hiçbir þekilde dikkate almadan bazýnormlarýn düzenlendiði, daha çok temel hak ve özgürlükler alanýnda haköznelerinin herkes olduðu normlarda bunun görülebileceði belirtilmiþtir.

Ýkinci düzenleme tekniðinin, bizim Anayasa’mýzda da özellikle 60sonrasý ifadesini bulan cinsiyeti dikkate alan anayasal normlar tasarlamakolduðu, 1961 Anayasasý’nýn bu açýdan aslýnda kendi dönemi ve baðlamýnabakýldýðýnda yoksul bir anayasa sayýlmayacaðý, 1982 Anayasasýnýn da 1961Anayasasý’nýn geleneðini bu anlamda izlediði, dolayýsýyla bugünküanayasal düzenin cinsiyet açýsýndan sadece yansýz anayasal normlaradayanmadýðý, ayný zamanda cinsiyeti dikkate alan, cinsiyeti önemseyenbazý normlarla da karþýmýza çýktýðý, Anayasa’nýn 10. maddesi dýþýnda 41.maddesinde ya da 50. maddesinde ya da eðitim hakkýna iliþkin maddesindesözgelimi, kýz ve erkek çocuklar, kadýn, anne, analýk, kadýnlar gibiifadelerle cinsiyete karþý duyarsýz olmayan anayasal normlarla karþý karþýyakaldýðýmýz vurgulanmýþ ve Türkiye’nin zaten Kadýnlara Karþý Her TürlüAyrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi’nin en eski taraflarýndan da olduðuhatýrlatýlmýþtýr.

Üçüncü düzenleme tekniðinin, cinsiyete yansýz olmayan normlarbakýmýndan aslýnda bir alt düzenleme tekniði olarak da deðerlendirileceði,bunun da daha çok kadýnlarýn anne konumuna veya aile içindeki konumunaodaklanan anayasal normlar olabileceði, daha çok korumacý normlargörüntüsü altýnda bu normlarýn karþýmýza çýktýðý, Anayasa’nýn 50.

61

Page 70: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

maddesinin ikinci fýkrasýnda çalýþma þartlarý bakýmýndan kadýnlarýnkorunmasýna gönderme yapan normun, böyle bir norm olduðu, aileninkorunmasýnda ananýn korunmasý, anne ve çocuðun korunmasý bakýmýndanda böyle bir düzenleme olduðu söylenmiþtir.

Öncelikle, Anayasanýn 10. maddesine bakýldýðýnda maddede genelolarak eþitlik ilkesi açýsýndan tamamlanmasý gereken bir unsur olduðu, 10.maddenin birinci fýkrasýnýn kanun önünde eþitliði tanýmladýðý ve ayrýmcýlýknedenlerini tek tek saptarken kanun önünde eþitlik ilkesini aslýndasomutlaþtýrdýðý, kanun önünde eþitlik ilkesinin bizim öðretimizde ve yargýkararlarýmýzda ayrýmcýlýk yasaðýný kapsayacak þekilde yorumlandýðý, amaayrýmcýlýk yasaðýnýn ayrý bir kategori, kanun önünde eþitlik ilkesinin ayrýbir kategori olduðu, özellikle bu süreçte eðer ayrýmcýlýk yasaðý ayrý ve özgürolarak Anayasa’da düzenlenirse bunun daha yararlý ve teknik açýdan dahabaþarýlý bir düzenleme olacaðý ifade edilmiþtir.

Bugünkü anayasal düzenimizde Anayasa’nýn baðlayýcýlýðý ve üstünlüðüilkesi gereði zaten kanun önünde eþitlik ilkesinin de yatay þekilde veayrýmcýlýk yasaðýný içerecek þekilde uygulanmakta olduðu, Anayasa’nýn10. maddesinde ayrýmcýlýk nedenlerinin tüketici þekilde sayýlmadýðý ‘vebenzeri sebepler’ ifadesinin bulunmasýnýn olumlu olduðu ama özellikleAnayasa’nýn bu süreçte siyasal bir mesajý güçlü bir þekilde verebilmesiaçýsýndan ‘ve benzeri sebepler’ ifadesinin korunmakla birlikte, özelliklecinsel yönelime iliþkin ayrýmcýlýðýn da yapýlamayacaðý konusunda birifadenin Anayasa’ya girmesinde fayda olabileceði belirtilmiþtir.

Anayasa’nýn baþlangýcýna hem siyasal hem de hukuksal ilke, aslýnda birilke olarak kadýn-erkek eþitliðinin girmesi gerektiði, baþlangýçtaki bu ifadeninveya bu güçlü vurgunun yanýnda Anayasa’nýn 5. maddesinde, yani devletintemel amaç ve görevlerine iliþkin maddesinde devletin kadýn-erkek eþitliðinisaðlama yükümlülüðünün açýk ve özgül bir þekilde vurgulanmasýnýn hemyasa koyucu hem yargýsal aktörler hem de idari ajanlar açýsýndan daha berrakve net bir hukuksal zemin saðlayabileceði vurgulanmýþtýr.

Bunun dýþýnda, Anayasa’da kadýn-erkek eþitliðine iliþkin vurgularyapýlýrken eylemli eþitlik veya sonuç eþitliðinin hedeflendiðine iliþkinvurgulara yer verilmesinin de büyük önem taþýdýðý, bu vurgularýn hemkamuoyunda Anayasa algýsýnýn cinsiyetçi olmadýðý hem de siyasal, yargýsalve idari aktörler bakýmýndan cinsiyet eþitliðinin hem temel bir politikahedefi hem de hukuksal bir ilke olduðu konusundaki algýyý güçlendireceðisöylenmiþtir.

62

Page 71: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Türkiye’de en kritik ve en tartýþmalý alanlardan bir tanesinin de pozitifayrýmcýlýða iliþkin önlemlerle korumacý önlemler ile alt korumacý önlemlerarasýndaki ayrýmýn baþarýlý þekilde hukuken ve siyaseten yapýlamamasýolduðu, bu noktada tarafý olduðumuz Kadýnlara Karþý Her TürlüAyrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi’nin 5. maddesinde yer alan tarafdevletlerin bir cinsiyetin aþaðý veya üstünlüðüne iliþkin cinsiyete dayalýtoplumsal ya da kültürel ön yargýlarý kaldýrma yükümlülüðünü bir iç hukukyükümlülüðü olarak Anayasa’mýza yansýtmakta yarar olduðu, çünküSözleþme’nin 5’inci maddesindeki bu cinsiyet rollerine veya kalýplaþmýþtutumlara iliþkin deðiþiklikleri devletin yaþama geçirme yükümlülüðünü,korumacý önlemler ile pozitif ayrýmcýlýða dayalý önlemler arasýndaki ayrýmýhukuken ve siyaseten daha net yapmamýzý saðlayabileceði belirtilmiþtir.

Korumacý önlemler derken, bu korumacý önlemlerin biyolojikfarklýlýklarla sýnýrlý olmak üzere ve biyolojik farklýlýklarýn minimumdüzeyde haklý kýldýðý ölçüde yapýlmasý gereðini bize Sözleþme ve onunuygulayýcýsý olan Komite’nin aslýnda bir anlamda buyurduðu, buradaözellikle gebelik veya emzirme gibi cinsiyete baðlý özgül durumlardankaynaklanan bazý düzenlemelerin korumacý olarak uygulanmasý gerektiði,ama bunun dýþýnda; özellikle istihdam alanýnda, korumacý önlemlerin kabuledildiðini ancak bunlarýn periyodik bir biçimde gözden geçirmeye tabiolduðu, dolayýsýyla istihdam alanýnda korumacý önlemlerin sýnýrlý sayýdatutulmasý ve kadýn istihdamýný destekleyecek þekilde kullanýlmasý,kadýnlarýn eve veya aileye iliþkin rollerini pekiþtirecek ya da onlarý dahafazla eve veya aile içi rollere hapsedecek þekilde kullanýlmamalarýnýn asýlsayýlmasý gerektiði ifade edilmiþtir

Þiddet sorunu bakýmýndan Anayasa normlarýnda özel düzenlemelerinyapýlmasý konusunda, Anayasa’nýn 17. maddesinin yaþam hakký, kiþininmaddi ve manevi varlýðýnýn korunmasý gibi aslýnda þiddetle yakýndan ilintiliolan bazý özgül düzenlemeleri içermekte olduðu, dolayýsýyla sadeceAnayasa’nýn 5. maddesine kadýn-erkek eþitliðini koymakla kendimizi sýnýrlýtutmayabileceðimiz belirtilmiþ, 17. maddede cinsiyete dayalý þiddetiönleme konusunda devletin pozitif yükümlülüðünü yaþama geçireceknormatif, pragmatik nitelik taþýmayan bir düzenlemeyi Anayasa’yakazandýrabileceðimiz ifade edilmiþtir. Bu noktanýn, sadece Türkiye’yeiliþkin Opuz davasýnda deðil, genel olarak þiddete iliþkin, devletin þiddeteiliþkin pozitif yükümlülüðü bakýmýndan, aslýnda birçok komite kararýndaveya raporda da karþýmýza çýktýðý, devletin önleme, soruþturma ve

63

Page 72: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

cezalandýrma yükümlülüðü olarak þiddet karþýsýndaki pozitifyükümlülüðünü, kadýn-erkek eþitliðini saðlamada cinsiyete dayalý þiddetbakýmýndan anayasaya sokmamýzýn Türkiye’yi karþýlaþtýrmalý anayasacýlýkaçýsýndan da aslýnda örnek bir konuma sokabileceði ifade edilmiþtir.

Bir baþka noktanýn, politika önlemleri açýsýndan Türkiye’de daha öncehiç mi hiç tartýþýlmayan Anayasa’nýn 166. maddesi ve 173. maddesi olduðu;166. maddeye baktýðýmýz zaman bu hükümde kalkýnmaya iliþkin bazýdüzenlemelerin olduðu, 173. maddede esnaf ve sanatkârlarýn korunmasýnailiþkin bir hükmün olduðu, 166. maddeye kadýn ve erkek eþitliðine dayalý,ekonomik ve sosyal kalkýnmaya iliþkin yalýn ve özlü bir hükmü bir yancümlecik olarak eklemekte yarar olduðu, çünkü kalkýnmanýn BirleþmiþMilletler Kalkýnma Fonu’nun da bize sýkça hatýrlattýðý gibi kadýn-erkekeþitliðinin de saðlanmasýna iliþkin, yani insani unsuru da olan bir kavramolduðu belirtilmiþtir.

Bunun dýþýnda, ayný hükümde Ekonomik ve Sosyal Konseyin danýþsalgörevi tanýmlanýrken kadýn-erkek eþitliðine dayalý ekonomik ve sosyalpolitikalarýn oluþturulmasýnda hükümete danýþsal, yani istiþari görüþbildirme ifadesine yer verilmesinin çok önemli olduðu, bütün kurumsal vekurulsal yapýlarda kadýn-erkek eþitliðinin parite, yani denklik biçimindeanayasada yer alabileceði, tabii bunun liyakatle birlikte yer almasýnýn biranlam ifade edeceði, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in de bunlardan birtanesi olduðu ama bu Konseyin görevleri arasýna böyle bir, eþitliðe iliþkindanýþsal görüþ bildirmenin eklenmesinin yararlý olacaðý vurgulanmýþtýr.

Esnaf ve sanatkârlarýn korunmasý bakýmýndan, aslýnda kadýn emeðinedayalý giriþimciliðin korunmasýna iliþkin bir vurgunun da deðer taþýdýðý,burada sözünü edilen korumacýlýðýn, kadýnlarý toplumsal, ekonomikyaþamdan dýþlayan ya da dýþlama olmasa bile onlarýn toplumsal, ekonomikyaþamýn dýþýna kaçmasýný kolaylaþtýracak bir korumacýlýk olmadýðý; tamtersine, bu grubu ekonomik ve toplumsal yaþamýn içine entegre edecek yada teþvik edecek bir tür korumacýlýk olacaðýnýn altý çizilmiþtir.

Kadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi’nin 4.maddesinde yer alan geçici ve özel önlemler biçiminde bir pozitifayrýmcýlýk hükmünün Anayasaya girmesinin tartýþýlabileceði, ampirikolarak bunun daha iyi olacaðý konusunda bir veri olmadýðý ama CEDAW’ýn4. maddesindeki geçici ve özel önlemlerin, yani pozitif ayrýmcýlýða iliþkinönlemlerin dahi geçici ve özel olarak uygulanmasýna iliþkin bir hükmünanayasada yer alabileceði ifade edilmiþtir.

64

Page 73: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Siyasal yaþamda kota veya imtiyazlý önlemler biçiminde karþýmýzaçýkan, kadýnlarý destekleyici önlemler konusunun Türkiye’de bir süredirtartýþýldýðý, bazý partilerimizin tüzüklerinde de bunun yer aldýðý, kotakonusunda bazý anayasa taslaklarýnda da özel düzenlemelerin karþýmýzaçýktýðý, yüzde 30 veya yüzde 40 þeklindeki dondurucu uygulamalarýn ortaveya uzun vadede “cam tavan” dediðimiz bir uygulamaya neden olacaðý,yani görünmez birtakým sýnýrlar yaratacaðý ve engelleyici sonuçlardoðurabileceði, o yüzden de týpký Fransýz Anayasasý’nda olduðu gibi,aslýnda parite ilkesi veya denklik ilkesi denilen bir ilkenin, özellikle siyasalyaþam açýsýndan, ama bütün kurumsal ve kurulsal mekanizmalarýmýzaçýsýndan anayasaya girmesinin çok yararlý olacaðý ifade edilmiþtir.

Siyasi temsilde önce çýkan unsurun liyakat deðil, temsil olduðu, oyüzden de bir kiþinin eðitim düzeyi veya baþka faktörlerin; eþitlikçi birdemokrasi bakýmýndan söz gelimi siyasi temsil açýsýndan önceliktaþýmadýðý, oy verme açýsýndan da taþýmadýðý, aslýnda aday olma açýsýndanda taþýmadýðý, ama siyaset dýþýndaki alanlarda bazý deðerler veya meslekibilgi önem taþýdýðý için liyakatin çok önemli olduðu, yani kurulsal vekurumsal yapýlanmalarda eðer temsil unsuru aðýr basmýyorsa, liyakat aðýrbasýyorsa -yargý bunlardan bir tanesidir- liyakatle birlikte pariteninvurgulanmasýnýn yerinde olacaðý belirtilmiþtir.

Kota, imtiyazlý uygulamalar veya parite olsun, bu tarz önlemlerin veyadüzenlemelerin uygulanmasýnýn seçim sistemleriyle bire bir baðlantýlýolduðu ve bunun ampirik olarak da kanýtlandýðý, bugün farklý seçimsistemlerine baktýðýmýzda kota, imtiyazlý uygulama veya baþka türlüönlemlerin en baþarýlý þekilde nispi temsilde uygulandýðý, dolayýsýyla darbölge çoðunluk sisteminin tek turlu veya iki turlu olsun -yani ister Ýngilizuygulamasý ister Fransýz uygulamasý olsun- kadýnlarýn siyasal yaþamakatýlýmýný zorlaþtýrdýðý, bunun en somut örneðinin deneysel olarak Fransaolduðu, Fransa’nýn Anayasasý’na siyasal temsil açýsýndan parite ilkesinikoymuþ olan bir örnek olduðu, ama Fransýz Parlamentosuna bakýldýðýndatam da bu dar bölge iki turlu çoðunluk olgusundan ötürü pariteden sonraistenen artýþýn olmadýðý, ama çok ilginç bir þekilde yerel seçimlerdeparitenin istenen baþarýyý saðladýðý, yüzde 48’lik bir sýçrama olduðubelirtilmiþtir.

Genel olarak kota uygulamasýný veya imtiyazlý uygulamalarý baþarýylauygulayan modellerin nispi temsil modelleri olduðu, Türkiye’yebaktýðýmýzda karma bir seçim sistemi uyguladýðýmýzý, nispi temsil ve yüzde

65

Page 74: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

10’luk baraj nedeniyle bir tür çoðunluk, o yüzden karma olduðu, dolayýsýylabarajýn aþaðý çekilmesinin Türkiye’de kadýnlarýn siyasal temsili açýsýndandaha baþarýlý sonuçlar doðurabileceði vurgulanmýþtýr.

Eðer anayasada bir parite ilkesi ya da denklik ilkesi yer alýrsa o zamansiyasi partilerin bu ilkenin gerisine düþmemek için bazý önlemler almasýgereðinin kanunlara yansýmasý gerektiði, çünkü aksi takdirde siyasipartilerin bu konuda giriþken davranmayabileceði, bu noktada da bazýdüzenlemelerin, aday listelerinde belirli sayýda kadýn aday bulundurmayanveya kadýnlarý seçilecek yerlere koymayan ya da seçim listesinin üçtebirinde kadýn adaylara yer vermeyen veya fermuar sistemi veya zebrasistemi dediðimiz bir kadýn, bir erkek adayý listelerine katmayan modellerkarþýsýnda birtakým para cezalarý ya da orta vadede veya hemen seçimdenmen cezalarý gibi -genellikle seçim kurullarýnýn uyguladýðý- cezalarýnolabileceði ifade edilmiþtir.

Parti tüzükleri açýsýndan bugün Türkiye’de baþarýlý kota uygulamalarýolduðu, baþarýsýz olan örneklerin de söz konusu olduðu, örneðin bugünParlamentoda temsil edilmeyen ÖDP’nin baþarýlý esneyebilen bir kotauygulamasýnýn söz konusu olduðu, kota uygulamasýna yer vermeyenpartilerimizde de kadýn adaylarý seçilebilecek yerlerden koyma veyasayýlarýný artýrma konusundaki son seçimlerdeki pratiðin olumlu olduðunudüþünmek gerektiði vurgulanmýþtýr.

Cinsiyete dayalý ayrýmcýlýðýn engellenmesi konusunda siyaseten vehukuken nasýl bir ana akým yaratýlabilir? sorusunun iç tüzük deðiþikliðiylemümkün olabileceði, eðer özellikle sosyal politika alanýný veya kadýn-erkekeþitliðini ilgilendiren herhangi bir alanda -bu bir uluslararasý anlaþma daolabilir, çok sýradan bir kanun da olabilir- bütün bu alanlarda bu deðerliKomisyona aslýnda bir filtreleme iþlevi verilirse ve bu zorunlu hâlegetirilirse, kadýn-erkek eþitliðinin bir tür ana akýmlaþtýrýlmasý modeliniTürkiye’nin sergileyebileceði, bugün Avrupa Birliði hukukunabaktýðýmýzda, Amsterdam Anlaþmasý sonrasýnda ve hâlen LizbonAnlaþmasý çerçevesinde, yani AB’nin anayasal nitelikli belgesinde bütünAB politikalarýnýn kadýn-erkek eþitliðine uygun olmak zorunda olduðu veAvrupa Parlamentosunda özel bir filtreleme mekanizmasýnýn bu konudagörev yapmakta olduðu vurgulanmýþtýr.

Eðitim hakký, eðitim politikasý, düþünce özgürlüðü bakýmýndan dacinsiyete dayalý ayrýmcýlýk konusunda bazý referans normlarýntartýþýlabileceði, Güney Afrika anayasacýlýðýnda, düþünceyi açýklama

66

Page 75: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

özgürlüðünün sýnýrlarýnda cinsiyet temelli nefret veya cinsiyet nefretsöylemi, nefret suçlarý, hate crimes’ý önleyebilmek amacýyla örneðin, böylebir sýnýrýn getirildiði, Türkiye’de eðitim hakkýnýn ve eðitim politikalarýnýnkadýn-erkek eþitliðine dayalý demokratik bir anlayýþla pekiþmesi açýsýndanda özel ve özgür bir normun yararlý olabileceði ifade edilmiþtir.

20. Eray KARINCA (Emekli Aile Mahkemesi Hâkimi)Aile Mahkemesi Emekli Hakimi olan Eray Karýnca bu alanda yaþadýðý

tecrübeleri Komisyonumuz ile paylaþmýþtýr. Toplumumuzdaki birçok sorunda daha çok asayiþ odaklý olarak her

þeyin planlandýðý, ancak sosyal politikalarýn pek gündeme gelmediði, budurumla 4320 sayýlý Ailenin Korunmasý Hakkýndaki Kanun’dauygulanmasýnda çok karþýlaþýldýðý, her þeyin polisle, savcýyla, hâkimleçözülmek istendiði, bu zihniyetin deðiþmesi gerektiði, bu çözüm yolununbataklýðýn kurutulmasý yerine sivrisineklerle uðraþma sonucunu getirdiðiifade edilmiþtir.

Aile kavramýnýn önemli olduðu, özellikle çocuklar açýsýndan bunun çokönemli olduðu ama burada “Hangi aile?” sorusunun sorulmasý gerektiði,ensestin olduðu, þiddetin olduðu bir aileyi neden koruyacaðýmýz sorususorulup, aile tanýmýna tekrar bakýlmasý gerektiði belirtilmiþtir.

Tarihsel olarak kadýna yönelik ayrýmcýlýk ya da þiddetin temelindeeþitsiz güç iliþkisi olduðu, Roma hukukunda bir karþýlýðý olan babaegemenliði (Patria potestas) kavramýna baktýðýmýzda, baba egemenliðininRoma’nýn klasik döneminde evin reisi olan erkeðe kadýný ve çocuklarýsatabilmek, öldürebilmek, organlarýný kesebilmek gibi haklar da bahþedenbir kavramýn bugünkü ataerkil toplumun hukuksal temelini oluþturduðu,bu kavramýn, tabii, zaman içerisinde yumuþadýðý ancak onu temel alan diðerhukuk sistemlerinde izleri olduðu, hatta þimdiki Medeni Kanun’umuz dabile bu izlerin, örneðin soyadý konusunda, gözlenebildiði söylenmiþtir.

Kadýna yönelik ayrýmcýlýðýn tarihsel süreçte Fransýz Ýhtilali dâhil hiçkimsenin aklýna gelmediði, kadýnýn özellikle aile içerisinde uðradýðý þiddet,ev içerisinde uðradýðý þiddet ve ayrýmcýlýðýn kadýn evden çýkýp iþ hayatýna,çalýþma hayatýna baþladýðý andan itibaren kadýnýn cinsiyeti nedeniylefarklýlýðý olduðu algýsýnýn gündeme geldiði ve büyük Sanayi Devrimi’ndebunun patlama yaptýðý, Birinci ve Ýkinci Dünya Savaþý’nda kadýnýn iþgücüne duyulan ihtiyaçla beraber iyice somutlaþtýðý anlatýlmýþtýr.

67

Page 76: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Komisyonun kanunlarý kadýn-erkek fýrsat eþitliði bakýþý ilefiltrelemesinin çok önemli olduðu, çünkü bunun bir benzeri, 1950’li yýllarýnbaþýnda Birleþmiþ Milletlerde kadýna yönelik ayrýmcýlýðýn önlenmesikonusunda bir komite kurulduðu, bugün bizim bunlarý konuþmamýzda bukomitenin yaptýðý özgün çalýþmalarýn da çok etkisi olduðu, bu komiteninçalýþmalarý sonucunda CEDAW’nin -kadýn haklarýnýn anayasasýdiyeceðimiz- o sözleþmenin ortaya çýkmasýný saðladýðý, Türkiye’ninCEDAW’i hemen imzaladýðý ve bu konuda gereken çalýþmalara hýzlakatýldýðý, 1993’te kadýna yönelik þiddetin tasfiyesine iliþkin bildirgeyi deTürkiye’nin hemen imzaladýðý ve ardýndan 4320 sayýlý Kanun’un 1998’inOcak ayýnda çýkarýldýðý, bunun kadýnýn yerine ailenin korunmasý hakkýndakanun olmasý konusunda ise bu kanunun erkek egemen Meclistengeçemeyeceðinden ötürü, Ailenin Korunmasý Hakkýndaki Kanun isminialdýðý belirtilmiþtir.

Son Avrupa Konseyi kapsamýndaki Ýstanbul Sözleþmesi’ndeTürkiye’nin her anlamda baþta olduðu, gereken her þeyi yaptýðý amaçeviriye bakýldýðýnda orada “domestic violance” sözcüðünün “ev içi” deðilde “aile içi þiddet” olarak çevrildiði, oysa Ýngilizce, Fransýzca ve diðermetinlerde orada vurgulanýn ev içi þiddet olduðu, eðer bu bilerek, istenerekçevrilmiþse, Türkçe çeviride “aile içi þiddet” diye hâlâ varsa bu direncinsorgulanmasý ve mahkum edilmesi gereði ifade edilmiþtir.

Kadýnýn þiddete tahammül etmesinin temelinde ekonomik güçsüzlükolduðu, aile konutu þerhinin konulmasýnýn kadýný güçlendiren bir þeyolduðu, Danýþtay’ýn bir yönetmelikteki maddeyi iptal ettiði, þimdi kadýnýntapu idaresine giderek doðrudan doðruya aile konutu þerhinin konulmasýnýisteyemediði, istese de reddedildiði, ancak Medeni Kanun’da çok açýkhüküm olduðu, bunun için mutlaka mahkemeye gitmenin þart olmadýðý,mahkeme masraflarýný karþýlama noktasýnda kadýnýn ekonomik güçsüzlükiçerisinde olduðundan zorlanabileceði vurgulanmýþtýr.

Anayasa’da aile deðil, kadýnýnýn ön planda tutulmasý gerektiði, asayiþtoplumundansa sosyal politikalarý önemseyen, kadýna yönelik þiddettesosyal çalýþmacýlarý devreye sokan bir anlayýþ olmasý gerektiði ifadeedilmiþtir.

Anayasa’nýn 50/2. maddesinde “Küçükler ve kadýnlar ile bedenî ve ruhiyetersizliði olanlar…” denildiði, kadýnlarýn küçüklerle bedenî ve ruhiyetersizliði olanlarýn arasýnda sayýlmasýnýn incitici olduðu, 10. maddede“bu maksatla alýnacak tedbirler eþitlik ilkesine aykýrý olarak

68

Page 77: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

yorumlanamaz.” ifadesinin çok doðru olduðu ancak sonraki fýkrada“Özürlüler, çocuklar ve kadýnlar…” diye söylendiði, buradaki maksadýnyanlýþ olmadýðý ama kadýnlarýn özürlüler ile çocuklar arasýnda, oradasayýlmamasý gerektiði belirtilmiþtir.

67. maddenin ikinci fýkrasýnda “göre” sözcüðünün arkasýna “her bircinsin eþit oranda temsil ve katýlýmýný saðlayacak þekilde özel önlemleralýnarak” ifadesinin konulmasýnýn olumlu olacaðý, kadýnlarýn siyasikatýlýmýnýn çok önemli olduðu, bunun kotayla deðil eþit olarak hayatageçmesi gerektiðinin altý çizilmiþtir.

21. Prof. Dr. Meltem Dikmen CANÝKLÝOÐLU (Ýzmir Ekonomi Üniversitesi)

Kadýnýn þiddete uðramasý olgusunun sadece Türkiye’ye özgü bir olguolmadýðý, dünyada kadýnýn genel olarak güçsüz ve kadýn sorunlarýnýndünyanýn her yerinde aþaðý yukarý ayný derecede yaþanan sorunlar olduðu,örneðin, Ýngiltere, Almanya, Ýtalya, Fransa gibi ülkelerde de kadýnlarýn çokfazla fiziksel þiddete maruz kaldýðý, hatta Almanya’da yýlda 300 kadýnýnkocasý tarafýndan öldürüldüðü, her yýl yaklaþýk 45 bin kadýnýn çocuklarýnýda alýp sýðýnma evlerine kaçtýðý, Ýngiltere’de her 3 günde 1 kadýnýndövülerek öldürüldüðü, tüm þiddet suçlarýnýn dörtte birinin ev içi þiddetvakalarýndan oluþtuðu, Ýtalyan kadýnlarýn yüzde 64’ünün evlerindeöldürüldüðü, Hollanda’da 5 kadýndan 1’inin erkek arkadaþýnýn þiddetineuðradýðý, Fransa’da 4 günde 1 kadýnýn eþi veya erkek arkadaþý tarafýndanöldürülmekte ve her yýl 25 bin kadýnýn da tecavüze maruz kaldýðý, 4 milyonkadýnýn fuhuþ bataðýnda olduðu ve 200 milyon kadýnýn da hâlâ kayýpolduðu, Amerika Birleþik Devletlerinde her yýl 4 bin kadýnýn dövülerekhayatýný kaybettiði ve yýlda 4 milyon kadýnýn da eþinden dayak yediðiKomisyon’a anlatýlmýþtýr.

Sorunun kadýn sorunu olduðu, kadýn sorununun da ötesinde güçsüzeyönelik bir þiddet sorunu olduðu, bir ötekileþtirme, marjinalleþtirme,aþaðýlama, ikinci dereceye itme sorunu olduðu, kadýnlarýn bu sorununmerkezinde olduðu gerçeðinin öncelikle kabul edilmesi gerektiði ve ondansonra da “Türkiye’de bu sorun nasýl çözülebilir?” konusunda makul,mantýklý ve çözüme elveriþli birtakým formüller üretilmesi gerektiði ifadeedilmiþtir.

Zengin ve eðitimli kadýnlarýn da þiddete maruz kaldýðý ve genelliklekadýna yönelik þiddetten en fazla maðdur olanlarýn da zengin ve eðitimli

69

Page 78: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

kadýnlar olduðu, aile içinde kocasýndan daha fazla maaþ alan ve dahaeðitimli olan kadýnlarýn eþ þiddetine daha fazla uðradýðý ve dünyada kadýnýndurumuyla ilgili birtakým olgulara bakýldýðýnda, 54 ülkede kadýnlarayönelik ayrýmcý yasalarýn hâlâ devam ettiði ve namus savunmasý þeklindekibir savunmanýn Peru, Bangladeþ, Arjantin, Ekvador, Mýsýr, Guatemala, Ýran,Ýsrail, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Venezuela’nýn ceza yasalarýnda yer aldýðýsöylenmiþtir.

Meltem Dikmen Caniklioðlu; yýllar once Anayasa hukuku profesörüProf. Dr. Zafer Gören’in Ernst Hirsch ile yazýþmýþ olduðu mektuplarla ilgilieditörlük yaptýðýný, Zafer Gören’in Ýsviçre’de bir üniversitede ceza hukukukürsüsünde öðretim görevlisi olarak kalmak istediðini ve hocasýndan bukonuda kendisine danýþmanlýk yapmasýný rica ettiðini ve Ernst Hirsch’inGören’e: “Türksün, Müslümansýn ve her þeyden önce kadýnsýn. Bu nedenleÝsviçre’de bir ceza hukuku kürsüsünde sana görev verilmesinin ihtimalibile yok.” dediðini; Ernst Hirsch’in bunu onayladýðý için deðil, Ýsviçre’ninbu konudaki eðilimini gördüðü için bunu öðrencisine ifade ettiðinianlatmýþtýr.

Kadýnlara karþý ayrýmcýlýðýn, kadýnýn ötekileþtirilmesiyle ilgili sorunundünyanýn yaþadýðý bir sorun olduðu ve bunun aþýlabilmesi konusunda;Türkiye’nin 1985’te CEDAW’ý, 2000 yýlýnda Ek Ýhtiyari Protokolüimzalamasý ve 2003 yýlýnda yürürlüðe koymasý, Medeni ve Siyasi HaklarSözleþmesi’nin de ayný tarihlerde yürürlüðe girmesi ve CEDAWimzalanýrken koymuþ olduðu çekinceleri 1999’da geri çekmesi, TürkMedeni Kanunu’nun 2000 yýlýnda kabul edilmesi ve Medeni Kanun’dakikadýn-erkek eþitliðine dair ilkeleri bozan bazý hükümlerin ayýklanmasýnýnçok önemli olduðu fakat buna raðmen hâlâ bazý sorunlarýn var olduðubelirtilmiþtir.

Anayasalarýn sadece bir ülkenin hukuk düzeninin normatif çatýsýolmadýðý, ayný zamanda geleceðe yönelik hedefler belirleyen, programhükümler içeren ve o ülkenin siyasi, toplumsal, kültürel anlamda nasýl birrejim, nasýl yönetimsel ilkelere yöneldiðini gösteren yol haritasýniteliðindeki belgeler olduðu, bu belgelere kadýn-erkek eþitliði, kadýn veerkek fýrsat eþitliði konusunda, kadýnlarýn insan onuruna yaraþýr bir yaþamdüzeyine ulaþabilmesi için elveriþli, çaðdaþ, modern ilkeler konulmasýnýnçok önemli olduðu, bunlarýn yapýlabilir olduðu ama tek baþýna anayasalarýnbu nitelikteki hükümler, ilkeler içermesinin kadýn sorununu çözmeyeceði,bunun için Anayasa’daki bu ilkelere uygun, caydýrýcýlýk niteliði yüksek,

70

Page 79: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

yaptýrým gücü olan, etkili, iþlevsel yasalarýn konulmasýnýn gerekliliðivurgulanmýþtýr.

Fakat sorunun çözümünün bununla da hallolmadýðý, çünkü New York’tabir kriminologun yazmýþ olduðu bir makalede: “New York eyaletindekadýna karþý þiddet suçunu iþleyen mahkûmlarýn yüzde 70’i ve genel olarakda çeþitli suçlardan içeride olan mahkûmlarýn daha büyük bir orandakiçoðunluðu sekiz belli baþlý bölgeden gelmektedir. Bu bölgelermarjinalleþtirilmiþ, ötekileþtirilmiþ, yoksul, ümitsiz kesimlerin iskânedildiði, ikamet ettiði bölgelerdir. Dolayýsýyla suçun önlenebilmesi içindaha iþlevsel ceza yasalarýnýn yapýlmasý, cezaevlerinin kapasiteleriningeniþletilmesi tek baþýna yetmez; ayrýca bu etkin bir tedbir de deðildir, dahasert yasalar daha korkunç suçlarý da beraberinde getiriyor. Suçuniþlenmesine yönelik saiki ortadan kaldýrmak yani insaný ötekileþtiren,marjinalleþtiren, ümitsizliðe sevk eden, yoksullaþtýran toplumsal koþullarýortadan kaldýrmak önemlidir.” ifadesinin geçtiði, dolayýsýyla, psikolojik vesosyolojik boyutun da en az hukuki boyut kadar bu sorunlarýn çözümündeönemli olduðu ifade edilmiþtir.

Uluslararasý sözleþme metinlerine ve bu metinlerden ilham alarak sondönemdeki anayasalarda kadýn-erkek eþitliði ve kadýnlarýn ailedeki vetoplumdaki konumlarýna iliþkin yeni düzenlemelere bakýldýðýnda zamandevlete bazý yükümlülükler getirildiði ve uzun vadeli program niteliðindegörevler verildiði, sadece bu ilkelerin Anayasa’ya konulmasýnýn sorunuçözmediði, bu ilkelerin hayata geçirilmesi konusunda neler yapýlabileceði,etkin yasama faaliyetlerinin neler olabileceði, sosyal, psikolojik, kültürel,ekonomik alanda neler yapýlabileceði konusunda bu Anayasa ilkelerininyol gösterici nitelikteki hükümler olduðu belirtilmiþtir.

Bütün bu bildirgelerde kadýnlarýn insan haklarýndan eþit olarak istifadeetmesi konusunda kesin ve genel hükümler olduðu gibi kadýnýn sahipolduðu insan haklarýnýn neler olduðu konusunda da ayrýntýlý bir kategoriverildiði vurgulanmýþtýr. Yaþam hakký, kadýnýn saðlýklý fiziki ve ruhsalkoþullara sahip olma, bunlarý talep etme hakký, kadýnýn her türlü þiddetekarþý korunma hakký, hukuki eþitlikten istifade etme hakký, iþ bulma ve eþitücret konusunda sahip olduðu haklar, hamilelik ve sair durumlarda, iþegirme veya ücrette kadýnlarýn ayrýmcý bir muameleye uðratýlmamasý gibikonularda da açýk ve ayrýntýlý bir þekilde bu hükümlerin kendini gösterdiðive bu hükümler paralelinde anayasalarýn bunlarý hayata geçirmeye çalýþtýðýbelirtilmiþtir.

71

Page 80: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Evlendikten sonra sadece kendi kýzlýk soyadýný kullanabilmesiyle ilgilibir hakkýn kadýnýn kimliðine, kiþiliðine doðrudan doðruya baðlý olan birhak olmasý nedeniyle korunmasý ve kadýnýn eþinden baðýmsýz olaraktoplumda bir konuma, bir deðere sahip olmak istediði; CEDAW’ýn buimkâný, aile adýný seçmenin kadýn ve erkek arasýnda eþit þekilde, yani eþittercihlerle belirleneceðinin ifade edildiði 16/1-g maddesinde verdiði,Medeni ve Siyasi Haklar Sözleþmesi’nin de bu yönde düzenleme içerdiði;nitekim bu konuda Ankara 8. Aile Mahkemesi’nin bir somut norm denetimiyoluyla açtýðý davada Anayasa Mahkemesi’nin 2011 tarihinde, kadýnýn aileiçinde kendi soyadýný kullanmasýnýn mümkün olmadýðý ve MedeniKanun’un 187. maddesindeki bu konudaki düzenlemenin eþitlik ilkesineaykýrý olmadýðý ve Anayasaya uygun olduðu yolunda karar verdiði ifadeedilmiþtir.

Anayasa Mahkemesi’nin yine 1997 yýlýnda eski Medeni Kanun’un 153.maddesiyle ilgili olarak ayný nitelikte bir karar verdiði, fakat 11. AsliyeHukuk Mahkemesi’nin Sürmene’den intikal eden bir davada kadýnýn kendisoyadýný kullanmasýyla ilgili yeni bir karar verdiði, mevzuatta bir çeliþkiolduðu vurgulanmýþtýr.

Genellikle namus cinayetlerinin, kadýna karþý yönelen þiddetin en temelsebepleri arasýnda olduðu, erkeðin boþandýðý eþini bile sokak ortasýnda takipedebildiði, yaralayabildiði, öldürebildiði ve burada da “Benim soyadýmýtaþýdýn, benim soyadýmý kullanýyorsun.” ifadesini kullandýðý, “Benimsoyadýmý taþýyorsun, benim aile adýmý taþýyorsun, dolayýsýyla benim ailemekarþý borcun var” þeklindeki geleneksel bakýþ açýsýnýn töre cinayetlerininamus cinayetlerini kadýna karþý bu yöndeki bir þiddeti kýþkýrtýyorsa eðer,en azýndan erkeðin elindeki bu savunma silahýnýn elinden alýnmasýaçýsýndan bu uluslararasý sözleþme hükümlerine riayet edilerek bu konudayasada bir deðiþiklik yapýlabileceði önerisinde bulunulmuþtur.

Türkiye’de kadýn sorununun çözümüne yönelik sonuçlar üretebilmesiiçin biraz daha kapsamlý tanýmlara ulaþýlmasý ve koruma önlemleriningeliþtirilmesi gerektiði, Ailenin Korunmasý ve Kadýna Karþý ÞiddetinÖnlenmesine Dair Yasa Tasarýsý’nýn kabul edildiði, bu tasarýnýn 1.maddesinin gerekçesinde, “Kadýnlarýn, tüm çocuklarýn, aile bireyleri ve tektaraflý ýsrarlý takip maðdurlarýnýn kanun hükümlerine göre korunmasý”ifadesinin yer aldýðý, burada, “kadýna ve çocuða karþý þiddetin önlenmesi”þeklinde daha geniþ bir baþlýðýn olmasý gerektiði, çünkü Yasa’nýn bütünmaddelerinde çocuðun da ayrýca korunduðu, kadýnla birlikte getirilen

72

Page 81: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

çocuklar için ayrý barýnma evlerinin temin edilmesi, ayrý bir gelirin kadýnasaðlanmasý konusunda hükümler olduðu ama kadýnýn birlikte getirdiðiçocuklarý için de Yasa’da bir hüküm olduðu belirtilip, kadýnýn getiremediði,bir þekilde evden can havliyle kaçarken evinde býraktýðý çocuðun ne þekildekorunacaðý sorusu sorulmuþtur. Her dönemde güçsüze yönelik þiddetin“aileye karýþýlmaz” düþüncesiyle geleneksel ahlakýn yönlendirdiði bir kamugörevi anlayýþýyla karþýlandýðý ve bu anlayýþ nedeniyle maðdur edilenkadýnlarýn ve çocuklarýn çok fazla olduðu vurgulanmýþtýr.

Anayasa’da kadýn-erkek eþitliði ve kadýn-erkek fýrsat eþitliði konusundahangi ilke getirilirse getirilsin, bu sorunun çözülmesi için bu ilkeleri hayatageçirebilecek etkin, iþlevsel yasalar yapýlmýyorsa, bu durumda, bu iyiniyetin ve Anayasa’daki bu ilkelerin hiçbir anlamýnýn kalmayacaðý çünkükanunlarýn anayasal ilkelerin uygulanabilmesi, somutlaþabilmesi içinyapýlmasý gereken düzenleyici hükümler olduðu ve kanunlarýn doðrudandoðruya uygulama kabiliyetini haiz olan yazýlý kurallar olduðu,Anayasa’nýn kendiliðinden, doðrudan uygulama kabiliyeti olmadýðý vegenel ilkeleri ve uygulama ilkelerini yansýttýklarý, bu uygulama ilkelerininyasalarla somutlaþtýðý ve anlam bulduðu ifade edilmiþtir.

En ileri düzenlemelerin Ruanda Anayasasý, Uganda Anayasasý, GüneyAfrika Anayasasý’nda olduðu, söz konusu anayasalarýn 1998-2000’liyýllarda yapýldýðý, iç savaþtan çýkýlýp otoriter ve totaliter rejimlerdendemokratik rejimlere evrildikten sonra yapýlmýþ olan anayasalar olduðu veartýk kadýn ve erkekleri ayrý olarak vurguladýklarý belirtilmiþtir. Fakatbunlarýn, toplumsal hayata ne kadar yansýdýðýnýn sorunlu bir alan olduðu,çünkü “Social Watch” adýnda bir uluslararasý sivil toplum kuruluþunun“Kadýn- erkek fýrsat eþitliði, toplumsal cinsiyet ayrýmcýlýðý” konusundakiraporuna göre, incelemeye alýnan 154 ülkeden hiçbirinin toplumsal cinsiyeteþitsizliði konusunda istenilen bir ara modeli, dengeyi yaratamadýðý,bunlarýn içinde anayasalarýnda en ileri þekilde kadýn-erkek eþitliðinivurgulayan ülkelerin de bulunduðu ifade edilmiþtir.

Cinsiyet eþitliðinin hakikaten pek çok alanda kabul edilemeyecek birþey olarak düþünülebileceði, çünkü kadýn ve erkeðin farklý cinslere mensupolmasýndan kaynaklanan fiziksel, ruhsal özellikleri olduðu ve bu özelliklernedeniyle kadýn ve erkeðin her alanda mutlak olarak eþit kýlýnamayacaðý,ama “toplumsal cinsiyet” denilen kavramda kadýn ve erkeðin toplum içinde,kamusal yaþamda bürünmüþ olduklarý roller ve bu rolleri etkileyengeleneksel, kalýplaþmýþ davranýþ modellerinin olduðu, bu nedenle kadýn-

73

Page 82: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

erkek eþitliðinin kadýn ve erkeðin toplumsal yaþama katýlmak isterkenkendilerine sunulan fýrsatlarý nasýl deðerlendirdikleri, nasýl deðerlendirmekistedikleri konusunda kadýn ve erkek arasýnda eþitlik yaratýlmasý þeklindedüþünüldüðü ifade edilmiþtir.

Bu eþitliðin, eðitimde kadýnýn bir erkek gibi, beklenilen amaçlarýsaðlamýþ olmasý, yani zihinsel donanýmýnýn yerinde olmasý, bilgisi,tecrübesi, birikimi, yetenekleri, her þeyiyle bir mesleði icra edebilecekkapasiteye ulaþtýrýlmýþ olmasý ve bu konuda kadýnýn önündeki bütünengellerin kaldýrýlmýþ olmasý, devletin, kadýn-erkek fýrsat eþitliði alanýndaböyle bir görevle yükümlendirilmiþ olmasý gerektiði, bu görevin devletteolmasý ve devletin bu konuda mutlak bir fýrsat eþitliði yaratmasý gerektiði,ama o noktadan sonra, bu niteliklere sahip olan bir kadýn eðer evindeoturmak istiyorsa, eðer çocuklarýnýn ve ailesinin içinde kendine bir yaþamalaný seçmek istiyorsa kamusal hizmet konusunda borçlu kýlýnmamasýgerektiði vurgulanmýþtýr.

1936 tarihli Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliði Anayasasý’nda,kadýn konusunda son derece ileri hükümler olduðu ama: ‘Çalýþmayanyemez.’ ilkesine uygun olarak, ‘kadýn ve erkek çalýþmalýdýr. Emeðine göre,herkesin emeðine göre ve herkes emeðine göre ilkesi gereði de kadýna buhaklar verilmelidir.” dediði, ancak bunun da çok makineleþmiþ bir toplumasebep olacaðý belirtilmiþtir.

Maddi durumu iyi, eðitim imkânlarýna sahip olmuþ ve elini uzattýðý andayasalar önünde, anayasayla istediði her þeyi elde edebilecek birikime,beceriye, özgürlüðe, hakka sahip, kanunlar önünde eþit kýlýnmýþ bir kadýnýnbundan sonrasýnın kendi tercihine býrakýlmasý gerektiði ifade edilmiþtir.

Yasalar önünde mutlak eþitliðin çok önemli olduðu, kadýn ve erkeðineþit kýlýnmasý gereken alanlarda bu eþitliðin yaratýlmasý gerektiði, amakadýn ve erkeðin eþit kýlýnmasý gereken alanlarýn doðru bir þekilde tespitedilmesi gerektiði, çünkü psikolojik ve sosyolojik tartýþma alanlarýnýndoðrudan doðruya hukukun alanýna sokulduðu, ancak bunun insanlarýnkendi aralarýnda anlaþarak, toplumsal bilinç düzeyinin zaman içindeyükselmesiyle veya farklýlaþmasýyla gerçekleþecek þeyler olduðu, uzundönemde çaðdaþ, modern bir eðitimin bütün imkânlarýndan kadýna veerkeðe fýrsatlar sunarak, kadýnýn ve erkeðin belki bu bilinç düzeyineyükseltilmesi gerektiði, bu anlamda bir kadýn erkek eþitliðinin tabii ki,anayasada vurgulanmasý gerektiðinin altý çizilmiþtir.

74

Page 83: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

22. Doç. Dr. Ýpek ÝLKKARACAN (Ýstanbul Teknik Üniversitesi)Doç. Dr. Ýpek Ýlkkaracan kendisinin Anayasa Kadýn Platformunun

çalýþmalarýna da sadece bir akademisyen olarak deðil, daha çok siviltoplumcu olarak destek verdiðini, Anayasa Kadýn Platformu’nun pek çoksivil toplum kuruluþundan oluþan, bu anayasa sürecinde eþitlik adýnakatkýda bulunmayý hedefleyen bir platform olduðu, fiilî eþitliðinsaðlanmasýnýn devletin temel görevi sayýldýðý, yaþamýn tüm alanlarýndafýrsat eþitliðinin yaný sýra uygulama eþitliðinin de olduðu bir anayasanýnöneminin ortada olduðunu ifade etmiþtir.

Ekonomik alanda toplumsal cinsiyet eþitsizlikleri denildiðinde, bunungenelde üç-dört baþlýk altýnda toplandýðý; istihdam oranlarý, istihdamda olanerkekler ve kadýnlar arasýndaki eþitsizlikler, kazanç, ücret eþitsizliði, seçilenmeslekler ve sektörlerde kadýnlar ve erkekler arasýnda ayrýþtýrma, ‘camtavan’ denilen kadýn ve erkeklerin benzer eðitim ve deneyim seviyelerinesahip olmalarýna raðmen erkeklerin çok daha yüksek oranlarda yönetici yada üst kademelere gelmesinin anlaþýlacaðý, ekonomide toplumsal cinsiyeteþitsizlikleri dediðimiz bütün bunlarýn, her ne kadar iþte ücret eþitsizliði,yönetici pozisyonuna gelme, istihdama katýlma gibi farklý alanlarda da olsabu eþitsizlikleri besleyen ortak bir kaynaðý olduðu, bu ortak kaynaðýn da iþ,çalýþma, emek, üretim dediðimiz süreçlerin piyasa ekonomilerinin geliþmesüreci içinde iki alana ayrýlmasý olduðu ifade edilmiþtir.

Bu alanlarýn piyasa alaný denilen kamusal alan, yani ev dýþýnda ücret,gelir karþýlýðýnda yapýlan iþler ve ev içinde ücretsiz yapýlan iþler olduðu,yani hane ve hane halkýnýn yaþamýný saðlýklý bir þekilde götürülebilmesiiçin; her sabah o hane bireylerinin uyanýp, hijyenleri ve beslenmelerisaðlanmýþ bir þekilde üretken kiþiler olarak tekrar iþbaþý yapabilmeleri için,yeni nesil iþ gücünün yani çocuklarýn yetiþtirilmesine, ayný zamanda,ailenin yaþlý, engelli, hasta gibi bakýma muhtaç bireylerinin bakýlabilmesineyönelik ücretsiz iþler olduðu belirtilmiþtir.

Piyasa ekonomisinin öncesindeki dönemlere bakýldýðýnda, aslýnda bu ikialanýn, ev içi üretim ve ev dýþý üretimin birbiriyle çok beraber olduðu, çünküekonominin ana kaynaðýný, üretimin ana kaynaðýný tarýmýn oluþturduðu,tarýmýn da daha çok ücretsiz aile iþçiliði ve küçük aile çiftçiliði çerçevesindeþekillendiði, onun için, üretimin ciddi bir kýsmýnýn yeniden üretimle, yani eviçi iþlerle yan yana olduðu, küçük atölyelerde de ayný þekilde; atölyelerleevlerin birleþik olduðu, yani kadýn ve erkeðin aslýnda yan yana ev ve iþyerinin çok ayrýlmadýðý ortamlarda çalýþmakta olduklarý aktarýlmýþtýr.

75

Page 84: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Piyasa ekonomilerinin geliþmesi, sanayi devrimi sonrasý kentleþme, iþte,büyük çapta üretime geçilmesi, fabrikalaþma ile ev içi ve iþ yerininbirbirinden ayrýldýðý, ev içi ve iþ yerinin birbirinden ayrýlmasýyla bir çeþitbir uzmanlaþma, yani aile içindeki iþ bölümü ihtiyacýnýn giderek daha kesifbir hâle geldiði ve bu çerçevede aslýnda pek çok ülkede, piyasaekonomisinin erken evrelerinde ev içi alanýn kadýnlarýn sorumluluðu, evdýþý alanýn erkeklerin sorumluluðu olarak belirlendiði söylenmiþtir.

Piyasa ekonomilerinin daha olgunlaþtýðý dönemde Avrupa, Amerika,Kanada gibi geliþmiþ AB ve OECD ülkelerinde farklý bir geliþmegörüldüðü, çok güçlü bir büyüme ivmesi olduðu, o dönemde, örneðin,Ýngiltere’de kadýn iþ gücü absorbe edilmesinin daha çok tekstil sektörüüzerinden olduðu, bu yüksek ivmeli büyümenin hâliyle çok yüksekistihdam talebini de beraberinde getirdiði ve Avrupa’da, Amerika’da,Kanada’da, kuzey ülkelerinde istihdam talebinin bir sonucu olarakkadýnlarýn iþ gücüne çekilmek zorunda kaldýðý ve giderek bu iki alanarasýndaki yani kamusal piyasa, üretim alanýyla ev içi alan arasýndakiayrýmýn kadýnlar için yavaþ yavaþ giderek daha az bir engel teþkil etmeyebaþladýðý, iþverenin kadýn iþ gücüne ihtiyacý olduðu için kadýnlar absorbeedildikçe, okul öncesi eðitim, kreþ, yaþlý bakým hizmeti, destek hizmetlerigibi kurumsal geliþmelerin meydana geldiði, annelik izni, babalýk izni gibiyasal reformlarýn yapýldýðý, böylece, iþ gücü piyasasý ve ev içerisindekibakým hizmetlerinin giderek ev içi iþlerle ev dýþý iþleri uzlaþtýrmaya olanaksaðlayacak bir þekilde geliþtiði ifade edilmiþtir.

Diðer ülkelerde durumun böyle olmadýðý, daha çok ataerkil, tek erkekkazanan hanelerin domine ettiði bir üretim alaný olan Güney Kore, Meksikagibi geliþmekte olan OECD ülkelerine baktýðýmýzda ise, daha çok 1970petrol krizi sonrasýnda ihracata dayalý büyüme modeline geçiþle orada dabüyüme hýzlarýnýn arttýðý ve bunun sonucunda ihraç sektörlerinde ucuzkadýn iþ gücüne olan talepten dolayý kadýnlarýn iþ gücüne çekildiði veburalarda da benzer uzlaþtýrma mekanizmalarýnýn yavaþ yavaþ geliþmeyebaþladýðý ifade edilmiþtir.

Türkiye’nin ise bu iki alanýn birbirinden en keskin þekilde ayrýldýðýdünyadaki birkaç ülkeden bir tanesi olarak kalmaya devam ettiði, kadýnýniþ gücüne katýlým oraný açýsýndan, kadýn istihdam oraný açýsýndanTürkiye’nin dünyadaki 200 küsur ülke arasýnda en altta yer alan 10 ülkeden1 tanesi olduðu, ekonomik geliþmiþlik düzeyimiz ve kiþi baþýna düþen millîgelirimizden kopuk bir kadýn iþ gücüne katýlým oranýnýn söz konusu olduðu,

76

Page 85: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

erkek iþ gücüne katýlým oranýmýzýn yüzde 70’lerle; OECD ortalamasýndaolduðu ve AB ortalamasýna çok yakýn olduðu, yani erkek iþ gücünekatýlýmýnda Türkiye’nin bir sorunu olmadýðý ama kadýnlardaki katýlýmýnçok düþük olduðu için bizim genel iþ gücüne katýlým oranýmýzý da yüzde40’lara kadar geri çektiði, genel iþ gücüne katýlým oranýmýzýn da düþük veAB’yle üyelik müzakerelerinde bütün ilerleme raporlarýnda sýk sýkönümüze getirilen, ilerleme kaydetmemiz gereken alanlardan biri olduðu,iþ gücüne katýlým oranýmýzý yüzde 50’nin altýndaki bu seviyeden ABortalamasýna doðru çekmemiz gerektiði ifade edilmiþtir.

Türkiye’de kadýnýn büyük oranda iþ gücü piyasasýnda olmadýðý, kamusalalanda olmadýðý, erkeklerin de ev içindeki iþlerde olmadýðý, bunlarýn aslýndabirbiriyle karþýlýklý etkileþim içerisinde olduðu, 2006’da Türkiye’de ilk kezzaman kullanýmý anketi yapýldýðý, bu anketlerin sonuçlarýna göre Türkiye’deortalama olarak kadýnlarýn ev içi çalýþmaya 5 saat 17 dakika; erkeklerin isetakriben 45-50 dakika arasý ayýrdýðý, kadýnlarýn ev dýþýnda çalýþmaya ayýrdýðýzamanýn 1 saat 17 dakika, erkeklerin ev dýþýnda çalýþmaya ayýrdýðý zamanýnise takriben günde 4,5 saat olduðu; evlilere bakýldýðýnda, evli kadýn veerkekleri karþýlaþtýrdýðýmýzda bu ayrýmýn çok daha kesit olduðu, yani evlibir kadýnýn ev içi ücretsiz emek saatlerinin ortalama, evli erkeðinkinin 6,5katý kadar olduðu, ev içi ve ev dýþý çalýþma saatlerini topladýðýmýzdakadýnlarýn çalýþma saatlerinin erkeklerinkinden takriben -evlilerikarþýlaþtýrdýðýmýzda- yüzde 25 daha fazla olduðu, yani 100 saat çalýþan herevli erkeðe karþýlýk her evli kadýnýn 125 saat aslýnda emek sürecinden geçtiðiama bunun aðýrlýklý kýsmýnýn ev içinde olduðu için karþýlýðýnda bir gelir yada sosyal güvence gibi bir hakký doðmadýðý ifade edilmiþtir.

Bunun sonucunda Türkiye’deki temel hane halký modelinin, domineeden hane halký modelinin, tek kazananlý, “ataerkil aile modeli” dediðimiz,tek erkek kazananlý aile modeli olduðu, piyasa ekonomilerinde bu durumunsorunlu olduðu çünkü her þeyden önce gelir kazanmanýn temel yolu iþ gücüpiyasasý olduðu için kadýnýn iþ gücü piyasasýndan soyutlanmasýnýn birekonomik baðýmlýlýðý ve seçme özgürlüklerinin kýsýtlanmasýný daberaberinde getirdiði ve ekonomik baðýmlýlýðýn aslýnda aile içindekicinsiyete dayalý hiyerarþiyi besleyen ve özellikle þiddet durumlarýndaörneðin, bu þiddet sarmalýný kýrmayý güçleþtiren faktörlerden bir tanesiolduðu belirtilmiþtir.

Kadýnýn daha çok ev içindeki sorumluluklarý üstlendiði bir ortamdakamusal alanlarýn mecburen erkek egemen alanlar olarak þekillenmekte

77

Page 86: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

olduðu ve kadýnlarýn üst pozisyonlara, karar verme kademelerineulaþmalarýnýn çok daha az olanaklý olduðu, hâliyle, iþ gücünde çok az kadýnolunca siyasette de çok az kadýn olmasý ya da ücretli istihdam edilen azkadýn olunca bunlarýn arasýnda giriþimci kadýnlarýn da sayýsýnýn azaldýðýbelirtilmiþtir.

Bunlarýn bir zincir þeklinde birbirini tetiklediði, kadýnýn ev içerisindekiiþlerden, temel olarak ücretsiz bütün o yükten sorumlu tutulmaya devamedildikçe iþ gücüne giremediði, iþ gücüne giremeyince siyaset, giriþimcilik,sendikalar, meslek odalarý, kamu kurum ve kuruluþlarýnda kadýn oranlarýnýnçok daha düþük kaldýðý, karar verme mekanizmalarýna ulaþamadýðý, hâliyle,bu alanlar erkek egemen alanlar olarak belirlendikçe, aslýnda bir çeþit,doðasý gereði, oluþturulan gündemler, politikalar, bütçe öncelikleri,harcama önceliklerinin de erkeklerin önceliklerine göre þekillendiði, yaniörneðin, toplu taþýma araçlarý yerine otobana –erkekler daha yüksek orandaaraba kullandýðý için ve kamusal alanda olduðu için- yapýlan harcamalarýnokul öncesi eðitime yapýlan harcamalardan çok daha öncelikli hâlegelebildiði, bunun böyle olmasýnýn da bir çeþit kýsýr döngüye yol açtýðý,yani kadýnlarýn sorunlarýnýn, kadýnlara engel teþkil eden sorunlarýngündeme giremediði, gündeme girince çözülmediði, çözülmedikçe oengeller kalkmadýðý için kadýnlarýn iþ gücüne giriþinin, kararmekanizmalarýnda temsiliyeti, temsiliyetin de gündemin belirlenmesini,gündemin belirlenmesinin öncelikleri, önceliklerin de hangi sorunlarýnçözülüp hangilerinin çözülmediðini belirlediði ifade edilmiþtir.

Kadýnlarýn iþ gücüne katýldýklarý durumlarda bu çifte mesai yüküaltýnda, mümkün mertebe iþ ve aileyi uzlaþtýrmaya olanak veren, çalýþmasaatleri daha kýsýtlý, daha esnek olan mesleklere, iþlere, sektörlereyönlendiði, bu böyle olunca, hâliyle, meslekler ve sektörlerin giderek“kadýn iþi-erkek iþi” diye ayrýþtýrýlmaya baþlandýðý, bunun da gençlerinmeslek seçimlerinde aslýnda bir çeþit rol modelleri oluþturduðu, “kadýn iþi-erkek iþi” diye ayrýþtýrýlmasýna yol açtýðý anlatýlmýþtýr.

Çifte mesai yükü altýnda kadýnlarýn performansýnýn daha düþükolabileceði, daha düþük olduðu düzeyde, çalýþma saatlerinin daha kýsýtlýolduðu düzeyde ister istemez, piyasada eþit eðitim seviyesine sahip olsalarbile, sadece piyasaya odaklanabilen, performansýný bu yönde ayarlayabilenerkek çalýþanlara oranla daha az gelir kazanabildiði belirtilmiþtir.

Aslýnda, tek erkek kazanan hane modelinin domine ettiði ekonomilerdeekonomik krizler ve artan iþsizlik karþýsýnda ailelerin iþsizliðe ve

78

Page 87: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

yoksulluða karþý kýrýlganlýðýnýn çok daha yüksek olduðu, hâlbuki çiftekazananlý hanelerin yani hem kadýnýn hem erkeðin iþ gücüne entegre birþekilde çalýþtýðý aile modelinin yaygýn olduðu toplumlarda bir taraf iþinikaybederse, çalýþmaya devam eden, eve gelir getirmeye devam eden birtaraf olabileceði, o yüzden, örneðin Meksika’da aileye tek elden gelirgelmesi özellikle ekonomik krizler sonrasýnda yoksulluðun artmasýndatemel kaynaklardan bir tanesi olarak saptandýktan sonra MeksikaDevletinin, Hükümetinin bu konuya yaklaþýmýný deðiþtirerek kadýnlarýn daiþ gücüne katýlýmýný desteklediði, bu desteðin Meksika’da aslýnda bir çeþityoksullukla mücadele stratejisi olarak ortaya çýktýðý beyan edilmiþtir.

Ayný zamanda çocuklarýn evde bakýlmasýnýn yani kreþ desteðinin,sübvansiyonlarýn olmamasýnýn çocuklar arasý eþitsizlikleri de artýran birfaktör olarak ortaya çýktýðý, daha düþük satýn alma gücü olan, annenin evdeoturduðu, daha yüksek çocuk sayýsýnýn olduðu hanelerde çocuklarýn ilkokulçaðýna gelene kadar daha çok evde olduðu ve herhangi bir eðitime tabitutulmadan okula baþladýðý ve bunun da baþarý düzeylerini de olumsuzetkileyen önemli faktörlerden bir tanesi olduðu ifade edilmiþtir.

Yetiþkin iþ gücünün yarýsýnýn, yani kadýnlarýn istihdama katýlmadýðý birekonominin sürdürülebilir büyümenin de giderek olanaksýzlaþtýðý birekonomi olmaya mahkûm olduðu söylenmiþtir.

Bugüne kadar yapýlan çözüm önerilerinin çoðunluðunun aslýndakadýnlarýn da önceliklerini erkeklerle benzeþtirme üzerine kurulu olduðu,yani kadýnýn da kendini daha piyasaya döndürmesi, piyasaya odaklanmasýüzerine kurulu olduðu ama o zaman özel yaþamýn, aile yaþamýnýn ne olacaðýsorusunun ortaya çýktýðý, bugün Türkiye’de çalýþma saatlerinin yasal 45 saatolduðu ama devletin resmî verilerine baktýðýmýzda çalýþanlarýn en az üçtebirinin 60 saat ve üstünde çalýþtýðý, OECD ülkeleri içerisindeki en yüksekçalýþma saatlerine sahip ülkelerden birinin Türkiye olduðu ifade edilmiþtir.

Kadýnlar da erkekler gibi eþit baþarýyý elde etmek için piyasaya ayakuydurmak zorundalarsa ve kadýn, erkek gidip altmýþ saat piyasadaçalýþmaya baþlarsa özel yaþamýn ne olacaðý, çocuklarýn ve bakýma muhtaçyaþlýlarýn ne olacaðý sorunu olduðu ve bunun yaþandýðý ülkelerdedemografik krizin ortaya çýktýðý, bunun üzerine kadýnlarýn da çocuk sayýsýnýazaltmaya, hatta çocuk sahibi olmamaya baþladýðý, bunun günümüzdeBatý’da pek çok yerde, ayný zamanda Doðu’da da görüldüðü, örneðinGüney Kore’nin bu demografik krizin en güçlü yaþandýðý ülkelerden birtanesi olduðu belirtilmiþtir.

79

Page 88: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Güney Kore’nin hem ekonomik krizi hem de demografik krizi ortadankaldýrmak için “Güney Kore Hükûmeti olarak çocuk bakýmý ve yaþlý bakýmýhizmetlerine olan sübvansiyonlarý artýracaðýz.” dedikleri, bununla bir taþlabirkaç kuþ birden vurmayý hedefledikleri; çocuk bakýmý, okul öncesi eðitimve yaþlý bakýmý, engellilere yönelik hizmetlerin emek yoðun sektörler, hizmetsektörleri olduðu, bu hizmet sektörünü ev içinden ev dýþýna taþýyarak istihdamyaratma ve ekonomiyi canlandýrma, bu sayede ev içerisindeki bu ücretsiziþler konusunda destek aldýðýný hisseden ailelerin o zaman doðurganlýklarýnýartýracaklarý, böylelikle demografik krizi de atlatma hedefi koyduklarý vebunun eþitlikçi bir aile modelini de beraberinde getireceði, yani hemsürdürülebilir büyüme hem de eþitlikçi bir büyüme modeli uygulandýðý, aynýzamanda insan kaynaðý kalitesini arttýrmayý da hedefledikleri anlatýlmýþtýr.

Bir ülkede okul öncesi eðitim ne kadar erken baþlarsa o ülkedeki insankalitesinin de o kadar yüksek olacaðý kanýtlandýðýndan Güney Kore’de, aynýzamanda, okul öncesi eðitime ve kreþlere yatýrým yaparak da çocuklarýnkalitesini yani zihinsel geliþimlerini destekleyerek insan kaynaðý kalitesiniartýracaðýz diye böyle bir yeni strateji belirledikleri ve bunu uygulamayabaþladýklarý ifade edilmiþtir.

Ýþ ve aileyi uzlaþtýrmayý saðlayan kurumsal mekanizmalarýn yanýndayasal mekanizmalarýn önemli olduðu, mesela annelik izninin yaný sýraebeveyn izni ve babalýk izninin çalýþma yaþamýnda öngörülmesinin bununbir örneði olduðu, mesela Ýspanya’da 1998-99’da “Ýþ ve Aile YaþamýnýUzlaþtýrma Yasasý” diye çok kapsamlý bir yasa çýkarýldýðý, yasanýn çocukbakýmýnýn ötesinde, özellikle yaþlý bakýmýna -ki Türkiye için de çok önemliçünkü Türkiye de yaþlanan bir toplum, önümüzdeki yirmi otuz yýl içerisindeyaþlý bakýmý çok ciddi bir sorunsal olarak bizim önümüze gelecek- veailenin muhtaç diðer bireylerinin bakým ihtiyaçlarýný saðlamaya yönelik,çalýþma yaþamýndan alýnabilecek yasal izinler ve bunun için gerekli sigortafonlarýnýn oluþturulmasýna yönelik bir yasa olduðu ifade edilmiþtir.

Ev içi iþlerin, bakým emeðinin kadýn-erkek arasýnda eþit paylaþýmýkonusunu kamusal alana, piyasaya taþýsak da sonuçta yaþlýmýza,çocuðumuza günün yirmi dört saati, yedi günü dýþarýda baktýrmanýnistenilen bir durum olmadýðý, o zaman bu iþin önemli bir kýsmýnýn eviçerisinde kalmaya devam edeceði, bu kýsmýn ne kadarýnýn erkek ve kadýntarafýndan eþit olarak bölüþüleceði konusunun önemli sorunsallardan biriolduðu, diðer ülkelerdeki verilerin, örneðin, babalýk izni gibi birmüessesenin devreye girmesiyle ev içerisindeki iþ bölümünün zaman

80

Page 89: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

kullanýmý anketlerinde giderek daha dengeli bir þekle dönüþtüðünügösterdiði belirtilmiþtir.

Uzlaþtýrma mekanizmalarý açýsýndan Türkiye’nin aslýnda tam anlamýylabir yokluklar ülkesi olduðu, üç yaþ altý için kreþ olmadýðý, zaten eðitimfakültelerinde bile üç yaþ altý için pedagojik eðitim dahi olmadýðý yaniTürkiye bugün kreþleri açmaya kalksa, o eðitimi verecek, istihdam edileceköðretmenimiz olmadýðý vurgulanmýþtýr. Okul öncesi eðitim oranlarýmýzýn üçve beþ yaþ arasý için çok kýsýtlý; üç yaþ için yüzde 4, dört yaþ için yüzde 16,beþ yaþ için, son düzenlemelerin devreye girmesiyle çok hýzlý bir ivmeyleyüzde 61’e çýktýðý ama gene de Türkiye’nin OECD ülkeleri arasýnda açýkfarkla en düþük oranlara sahip olduðu, keza, yaþlý bakýmý, engelli bakýmý,hasta bakýmý için aslýnda büyük eksikliklerin söz konusu olduðusöylenmiþtir.

Bakým izinleri açýsýndan annelik izninin olduðu fakat babalýk izni veebeveyn izninin olmadýðý, hâlâ tasarý hâlindeki ebeveyn izninin ücretsizizni ve anneyle baba arasýnda birbirine aktarýlabilen bir izin müessesesiniöngördüðü, fakat bu durumda, ebeveyn izni “Ýster kadýn ister erkekkullanabilir.” þeklinde yasalaþtýðýnda erkeklerin kullanma oranýnýn çokdüþük olacaðý, belirli AB ülkelerinin ebeveyn izninin birkaç ayýný sadecebabalara verilecek þekilde yasayý reforme ettikleri, ancak o zamanerkeklerin ebeveyn iznini gerçekten kullandýklarý Komisyona anlatýlmýþtýr.

Yirmi-kýrk dört yaþ arasýndaki kadýn ve erkeklerin eðitim durumuna vemedeni durumuna göre iþ gücüne katýlým oranlarýnýn nasýl farklýlaþtýðýnabakýldýðýnda ister ilköðretim mezunu ister lise mezunu ister üniversitemezunu olsun erkeklerin iþgücüne katýlým oranýnýn neredeyse yüzde 100’eyakýn olduðu, kadýnlarýn ilköðretim düzeyinde eðitimliyse yüzde 15civarýnda, lise mezunuysa yüzde 25 civarýnda, üniversite mezunuysa yüzde70 oranýnda istihdamda olduðu, yani eðitimle birlikte kadýnýn iþ gücünekatýlýmýnýn arttýðý, kadýn istihdamýnýn eðitime karþý aþýrý bir hassasiyetiçerisinde olduðu, erkeklerde böyle bir hassasiyetin olmadýðý belirtilmiþtir.

Ýþ gücüne katýlýp katýlmamanýn bir fayda-maliyet analizi olduðu,kadýnlarýn üzerine yüklenen maliyetin çocuðu kreþe göndermek ya da eviçinde çocuða bakacak birini iþe almak olduðu, devletin ve iþverenin bukonuda hiçbir sorumluluk almadýðý durumlarda bunlarýn maliyetli olduðu,ilköðretim ya da lise düzeyinde kazanýlan ücretin bu maliyeti karþýlamadýðý,karþýlamadýðýnda da ilköðretim ve lise düzeyinde kadýnlarýn iþ gücünekatýlýmýnýn çok kýsýtlý kaldýðý ifade edilmiþtir.

81

Page 90: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Ýlköðretim düzeyinde kadýnlarýn büyük çoðunluðunun evli olduðu ve iþgücüne katýlýyorlarsa büyük oranda ekonomik krizin tetiklediði hane halkýreisinin iþsiz kalmasý durumunda ya da eve gelen gelirin düþmesiylezorunluluk sonucu, kýsa dönemli katýldýklarý, ilköðretim ve lise düzeyindekikadýnlar için istihdamýn önemli bir kýsmýnýn kayýt dýþýnda olduðu, kayýtdýþýnda olunca hâliyle hamilelik ya da doðum durumunda Ýþ Yasamýzýnöngördüðü izinlerden faydalanma þanslarýnýn olmadýðý, o yüzden de tekçarelerinin, evlilik ve hamilelik ya da doðumda iþ gücünden çýkmak olduðuanlatýlmýþtýr.

Ýlköðretim mezunu, bekâr, hiç evlenmemiþ kadýnlarýn iþ gücüne katýlýmoranýnýn yüzde 40’ýn üstünde olduðu, ilköðretim mezunu olmanýn, kadýnýnönünde iþ gücüne katýlýmda çok da büyük bir engel olmadýðý, evliliklebirlikte ilköðretim mezunlarýnda yüzde 40’ýn üstünde olan iþ gücüne katýlýmoranýnýn yüzde 15’e düþtüðü, lisede evlilik öncesi yüzde 50’nin de üstünde,evlilikle birlikte yüzde 25’lere düþtüðü, kadýn ve erkek arasýnda eþitliðinyakalandýðý tek noktanýn evlilik öncesi üniversite mezunu kadýn veerkeklerin iþgücüne katýlýmlarýnýn yüzde 85 düzeyinde olduðu, evliliklebirlikte erkeklerin iþ gücüne katýlýmýnýn üniversite mezunlarýnda yüzde 100,kadýnlarýnkinin yüzde 70 oranýnda olduðu, yani üniversite mezunlarýndadahi evlilikle birlikte takriben 30 puanlýk bir farkýn ortaya çýktýðý, bununayný zamanda bu uzlaþtýrma mekanizmalarýnýn eksikliði ve ev içerisindekiiþ yükünün aslýnda kadýnlar arasý eþitsizlikleri de ne kadar pekiþtirdiðininnet bir göstergesi olduðu vurgulanmýþtýr.

Fiilî eþitliðin saðlanmasýnýn aslýnda hiç de kolay olmadýðý çünkü çokderinlere giden bir sistematik olduðu, yani ev içi ücretsiz iþ yükünün,bununla ilgili kadýnlarýn yüklendiði sorumluluklarýn azaltýlmasýnda aslýndayasal ve kurumsal mekanizmalarýn desteðinin giderek önem kazanmaktaolduðu vurgulanarak iþ gücü piyasasýnda eþitliði saðlamak açýsýndan ve eviçi bakým hizmetleri sorunsalýnda devletin, iþ verenin ve erkeklerinsorumluluklarý paylaþtýðý bir toplum ve aile yapýsýný vizyon olarak ortayakoyan ve buna yönelik alt baþlýklarý açýkça ifade eden bir Anayasa’yaduyulan lüzumun altý çizilmiþtir. Örneðin, eðitim hakkýnýn tanýmlandýðýmaddede okul öncesi eðitimin bir temel hak olarak ve devlet açýsýndan dasorumluluk olarak ifade edildiði, ayrýca yaþlý, engelli bakýmýna yönelikyaygýn, eriþilebilir, kaliteli hizmetlere ulaþýmýn temel bir hak, “yaþlý hakký”olarak ifade edildiði ve geliþmiþ ekonomilerde gördüðümüz gibi devletin,iþverenin ve ailelerin birbiriyle üçlü bir yapý içerisinde sorumluluklarý ve

82

Page 91: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

maliyetleri paylaþtýðý, yani tüm sorumluluðun devletin üzerine yýkýldýðýdeðil ama bu üçlü yapý içerisinde sorumluluklarýn ve maliyetlerinpaylaþýldýðý bir modelin gerekliliði ifade edilmiþtir.

Anayasa’nýn çalýþma hakkýna iliþkin olarak, çalýþma yaþamýnýn eviçerisine, özel yaþama býrakacaðý zamanlara iliþkin haklarý ifade etmesigerektiði, örneðin, ebeveyn ve babalýk izninin göz önünde tutulduðu,çalýþma saatlerinin insana yaraþýr iþ kriterleri paralelinde belirlendiði veuzlaþtýrmayý olanaklý kýlan, yaþam döngüsü içerisinde, yani çocuk sahibiolma döneminde þekillenen, güvenceli, esnek çalýþma uygulamalarýnýöngören bir Anayasa olmasý gerektiði vurgulanmýþtýr.

Ailenin eþitlikçi olabilmesi için, aile içindeki iþ yükünün kadýn ve erkekarasýnda eþit paylaþýmýnýn da temel alýndýðý bir model olmasý gerektiði vebunun ötesinde de yani devletin fiilî eþitliði saðlama yolunda geçici özelönlemler alýnmasýný eþitliðe giden yolda önemli bir araç olarak kabul ettiðibir eþitlik maddesi olmasýnýn yararlý olacaðý, bu konularýn Anayasa’dabelirli þekillerde ifade edilmesinin, diðer yasalarda -Eðitim Kanunu’nda,Medeni Kanun’da, Ýþ Kanunu’nda vs.- yapýlacak reformlarý da beraberindetetikleyeceði Komisyon’a ifade edilmiþtir.

23. Doç. Dr. Þule ÖZSOY (Galatasaray Üniversitesi)Temel sorunumuzun, anayasal haklarýn kullanýlmasýnda cinsiyetler

arasýnda eþitliðin saðlanmasý olduðu, kadýnýn siyasal haklar bakýmýndaneþit þekilde vatandaþlýk haklarýndan yararlanabilmesi, karar organlarýnakatýlýmda kota meselesinin, bir önemli mesele olarak Anayasa’ya dâhiledilmesinin düþünülmesi, kadýnlarýn bireysel haklarýný kullanmalarýönündeki engel ve sorunlarýn kaldýrýlmasý gerektiði ifade edilmiþtir.

Bu bakýmdan, kota uygulamasýnýn, kadýnlarýn seçimle ya da atamaylaoluþan karar organlarýnda eþit þekilde ya da en azýndan belli bir yüzdeninaltýna düþmeyecek þekilde temsilini saðlamak amacýyla kullanýlanyöntemlerin ortak adý olduðu, kadýnlarýn siyasete katýlýmýnda kotauygulamasýnýn yanýnda atamayla oluþan karar organlarýnda da belliyüzdelerle temsil edilmelerini saðlamak için kullanýldýðý, bugün Avrupa’dasiyasi bakýmdan kota uygulamayan ama yasama organý dýþýndaki birtakýmtemsil organlarýna kadýnlar için kota uygulayan Danimarka, Finlandiya gibiülkelerin olduðu, yani siyasal bakýmdan kota uygulama ihtiyacý kalmasada ülkelerin temsil organlarý bakýmýndan kota tercih edebileceklerivurgulanmýþtýr.

83

Page 92: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Kota yöntemlerine bakýldýðýnda bu konuda üç temel yöntemin öneçýktýðý, ilk yöntemin - Ürdün, Uganda, Ruanda gibi ülkelerde - seçilecekkadýn sayýsýnýn Anayasa ve/veya yasa eliyle belirlendiði (sabitlendiði) ve buyöntemin seçimle gelinen organlar bakýmýndan da kullanýlabildiði,Ruanda’da kadýn temsilinin, dünyanýn en yüksek kadýn temsil oraný olduðu,bu þekilde uygulanan bir kotayla kadýn temsilinde çok yüksek bir þekildeartýþ gözlendiði belirtilmiþtir.

Ýkinci yöntemin seçilecek kadýn sayýsýnýn anayasayla ya da yasaylasabitleme yöntemi deðil, aday listelerinde kadýnlar için minimum bir oranýanayasa veya yasa eliyle belirleme yöntemi olduðu ifade edilmiþtir.

Kotanýn, esasen adaylýk süreci üzerinde etkili olan bir yöntem olduðuiçin adaylýk sürecinde kadýn yüzdesinin bu yöntemle belirlenmesineyönelindiði, gösterilen adaylarýn belli oranýnýn kadýn olmasý, yüzde 40,yüzde 30, hatta günümüzde yüzde 50, fermuar sistemiyle yüzde 50-50 gibi,aday listelerinde kadýn ya da cins eþitliði þeklinde belirdiði ya da cinsiyetlerarasýndaki farkýn belli bir yüzdeyi aþamayacaðý, yani hiçbir cinsiyetin yüzde40’ýn altýna inemeyeceði veya yüzde 60’ýn üstüne çýkamayacaðýnýn dakotada bir diðer yöntem olduðu söylenmiþtir.

Aslýnda, bu ikinci yöntemin, “kadýn kotasý” ya da “kadýn” kelimesikullanýlmadan cinsler arasýndaki eþitliði amaçlayan anayasaldüzenlemelerin daha çok tercih edildiði, belli bir kadýn yüzdesi ifadeetmeden, sadece hiçbir cinsin yüzde 40’ýn altýnda veya yüzde 60’ýnüzerinde temsil edilemeyeceðinin vurgulandýðý, bunun aslýnda en uygunyasa dili olduðu çünkü cinslerden birini özel bir ayrýmcýlýða tabitutuyormuþ, yani erkekler burada ayrýmcýlýða tabii tutuluyormuþ da kadýnlarkayrýlýyormuþ hissi vermeden eþitlik vurgusu üzerinden bir yasa dilininuygun bir yöntem olabileceði ifade edilmiþtir.

Tam eþitlik hedeflendiði zaman tabii 1 erkek, 1 kadýn þeklinde adaylistelerine girildiði ya da, mesela Belçika’da olduðu gibi “Aday listelerininilk iki sýrasý ayný cinsten oluþamaz.” denilmesi halinde seçilme þansý olanilk iki sýrayý kadýn ya da erkeðe açmýþ olunacaðý, bu yöntemin, tam yüzde50-yüzde 50 temsili getirmediði ama kadýnlarýn-en azýndan bazý kadýnlarýn-seçilebilecek yerlerde aday gösterilerek meclise ya da yasama organlarýnagelebilmelerini saðlayan bir yöntem olduðu vurgulanmýþtýr.

Seçim yasasýna “En az yüzde 30 kadýn aday göstermek zorundadýr.”ifadesinin konulduðu durumlarda, kadýnlarýn seçilme þanslarý olmayan alt

84

Page 93: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

sýralarda aday gösterildiði, seçilme þansý yüksek sýralarda ise erkekadaylarýn belirlendiði ve ayný zamanda, bazen, anayasada hüküm yoksaanayasa mahkemelerinin bunlarý ayrýmcý düzenlemeler olarak görebildiði,Ýtalyan Anayasa Mahkemesi’nin 1995’te, Fransa’da 80’lerde, hattaÝtalya’da bu tip yasalarýn erkeklere ayrýmcýlýk getirdiði gerekçesiyle 2 kereiptal edildiði anlatýlmýþtýr.

O bakýmdan da cinsler arasý eþitliði saðlamada bir anayasal dayanaðaihtiyaç olduðu, bizim 10. maddemize 2010’da eklenen düzenlemenin bunudestekleyecek yeterlilikte olduðu ama kotayý getirme zorunluluðu dagetirmediði, yasama meclisine yine bir tercih olarak býraktýðý ifade edilmiþtir.

Üçüncü bir yöntemin, aday listelerinde kadýnlar için belli bir oraný siyasipartilerin kendi istekleriyle tüzüklerine yerleþtirmesi olduðu, Avrupa’da enyaygýn yöntemin bu olduðu, aslýnda temsil oranýnýn çok yüksek olduðukuzey ülkelerinde, Ýskandinav ülkelerinde yasal bir kota zorunluluðuolmadýðý, burada partilerin kotayý kendilerinin koymuþ olduðu ifadeedilmiþtir.

Genelde, hâkim parti sisteminin yani siyasi partilerden birinin siyasihayata egemen olduðu ve seçimi kazanma þansýnýn büyük oranda bu tekparti üzerinde yoðunlaþtýðý sistemlerde bu hâkim partinin seçim kotasýnýbaþlattýðý zaman diðerlerinin takip ettiði ve böylece siyasal yapýnýndönüþtüðü belirtilmiþtir.

Üçüncü yöntemin, kadýnlarýn eðitim ve iþ gücüne katýlým düzeyinin çokyüksek olduðu ülkelerde daha çok baþarýya ulaþtýðý, buna “evrimci sistem”denildiði, yani toplumun evrildiði, eðitim düzeyinin yükseldiði, partilerinkendiliðinden “Böyle olmasý gerekiyor.” dediði, kotayý içselleþtirdikleri veuygulandýðý ama birçok ülkede bu kadar uzun seksen, doksan yýllýk birgeliþim sürecini bekleme sabrý olmadýðý, o bakýmdan da Türkiye gibiülkelerde ikinci yöntemin daha belirgin þekilde tercih edildiðivurgulanmýþtýr.

Kotayý olumsuzlayan argümanlar ise þöyle sýralanmýþtýr;● Fýrsat eþitliðine aykýrýdýr, erkeklere karþý ayrýmcýlýk teþkil eder.● Anti-demokratiktir, seçmen belirleyiciliðini eritir.● Kadýn siyasetçilerin nitelikleri sebebiyle deðil, cinsiyetleri

yüzünden seçildiði izlenimini yaratýr.● Birçok kadýn sadece kadýn olduklarý için bir yere tercih edilmek

istemez.85

Page 94: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

● Kota parti içinde adaylýk sürecinde sýkýntý yaratabilir.● Liberal demokrasi sonuç eþitliðini gerektirmez.● Kota kadýnlar için camdan bir duvara dönüþebilmektedir.

Kotayý olumlayan argümanlar ise þöyle sýralanmýþtýr;● Kota ayrýmcýlýk getirmez, kadýnlarýn önünde gerçek hayatta var olan

engelleri kaldýrarak eþit þartlarda yarýþmalarýna yardýmcý olur.● Kota adaylýk süreciyle ilgili bir konudur ve bu süreçte seçmenler

zaten çoðunlukla etkili deðildir. Belirleyici olan parti kadrolarýdýr.Bu sebeple seçmenin seçiciliði kota ile erimez.

● Seçilen kadýnlarýn nitelikleri erkek adaylarýnkinden daha az olarakbelirlenmiþ deðildir. Seçilen erkeklerden daha niteliksiz deðillerdir.

● Kadýnlarýn deneyimlerinin yansýtýlmasýna ve meclislerdebulunmalarýna birçok bakýmdan ihtiyaç vardýr.

● Kotaya adaptasyon süreci sonunda parti içi sýkýntýlar aþýlmaktadýr. ● Kota adaylýk sürecini daha saydam, daha katýlýmcý yaparak

demokrasiye katký yapmaktadýr. ● Kadýnlarýn temsil oraný vatandaþlýk haklarýndan eþit þekilde

faydalanabildiklerinin göstergesidir.● Kadýnlar eðitim süreçlerinde, siyasi parti taban faaliyetlerinde

yüksek oranda yer alsalar da iþ karar organlarýnda temsile gelincedýþlanmaktadýrlar. Kota dýþlamayý engelleyerek özgürlüklerdenfaydalanma yolunu açar.

Dünyada 74 ülkede kota düzenlemesinin mevcut olduðu, gittikçe artanoranda ülkelerin kota düzenlemelerini tercih ettiði, dünyada yüzde 18 kadýntemsilinin olduðu, Kuzey Avrupa’da bu oranýn yüzde 39,7 olduðu, KuzeyAvrupa’da zorunlu kota olmadýðý, partilerin parti tüzükleriyle belirledikleribir kota uygulamasý olduðu ifade edilmiþtir.

Bu konuda can alýcý noktanýn, kadýnlarýn seçilme þansý olan listedüzenleri içinde yer almalarý ve yasa ihlal edildiðinde etkili bir yaptýrýmuygulanabilmesi olduðu, Fransa’da anayasada, yasada düzenleme olduðuama yaptýrým çok ciddi olmadýðý için partilerin bunu ihlal ettiði, onun içinyaptýrýmýn da çok önemli olduðu, sadece bunu Anayasa’ya ya da SiyasiPartiler Yasasý’na koymanýn yeterli olmayacaðý ifade edilmiþtir.

86

Page 95: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Nispi temsil sistemlerinin kota uygulamasý için en uygun sistemlerolduðu, listelerin seçilebilecek ilk iki ya da üç sýrasýnda cinsiyet temsiloranýnýn belirlenebileceði, ilk üç sýrada ya da ilk iki sýrada yüzde 40-60dengesinin etkili bir yöntem olarak ortaya çýktýðý söylenmiþtir.

Çoðunluk sisteminin bizim ülkemizde olmadýðý ama dar bölge çoðunluksistemini uygulayan ülkelerde -Ýngiltere gibi- partilerin kendi istekleriylekotaya geçiþ yapmak istedikleri, sadece kadýn adaylarýn olduðu listelersunmalarý gerektiði, bunun da çok sýkýntýya neden olduðu ve Ýngiltere’debirtakým mahkemelerin erkek adaylarýn açtýklarý davalarda onlarý haklýbulduðu, coðrafi olarak kadýnlara bölge verilmesi gerektiði, mahkemelerinzaten buna izin vermediði ama kendilerine göre Ýngiltere’de de kadýnadaylarýn oran olarak artýrýlmasý yönünde partilerin özellikle Ýþçi Partisinin,Liberal Partinin birtakým çabalarý olduðu ifade edilmiþtir.

Yaptýrýmlarýn, seçim yardýmýndan yoksun kalma olabileceði; Fransa’dakadýn aday ne kadar çoksa o kadar yardým aldýðý ama o oranýn çok ciddi biroran olmadýðý, bizde devlet yardýmýnýn çok ciddi bir oran olduðu ve devletyardýmýndan yoksun kalma yaptýrýmýnýn parti kapatmada verilen biryaptýrým olduðu belirtilmiþtir.

Anayasa’nýn 10. maddesinin ikinci fýkrasýný devlete sonuç eþitliðiniyaratma yükümlülüðünü ürkek de olsa getiren bir madde olduðu, ancakbunun karar organlarýnýn kompozisyonuna yansýmasý, yasa koyucuyuzorlama yönünden özellikle belirtilmesi gereken bir konu olduðu, seçimleve atamayla oluþan yasama, yürütme ve yargýya ait karar organlarýna vegörevlere gelmede cinsiyetler arasýnda yüzde 10’dan fazla temsil farkýoluþmamasýnýn hedeflenmesi gerektiði, kadýn için “kota” ifadesi yerinecinsler arasýnda nötr bir dil ve nötr bir oran belirlenmesi ve muhakkakyaptýrým getirilmesi gerektiði vurgulanmýþtýr.

Belçika’da ‘seçime baðlý görevlerde aday listelerinde hiçbir zaman üçteiki oranýnda ayný cinsin hâkimiyeti olamaz.’ denildiði, aday listelerinde deilk iki sýranýn ayný cinsten oluþamadýðý, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin,yüksek yargýnýn, ilk derece mahkemelerindeki hâkim sayýsýnýn, BakanlarKurulu ve yüksek bürokrasinin hedef alanlar olmasý gerektiði çünkübunlarýn karar organlarý olduðu söylenmiþtir.

Bireysel haklar bakýmýndan özel hayatýn korunmasý hakkýnýn korumaalanýna giren kadýnýn kendi soyadýný kullanma hakkýný, Ünal Tekelidavasýndan bu yana Türkiye’nin ihlal ettiði ve bu durumun Avrupa Ýnsan

87

Page 96: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Haklarý Mahkemesi kararlarýyla tespit edilmiþ olduðu, evli kadýnlarýnistedikleri takdirde yalnýzca kendi soyadlarýný kullanabilmeleri ve evlenmehakkýnýn yine özel hayat alanýna girdiði, bizde ayrý bir evlenme hakkýdüzenlemesi olmadýðý ama Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’nde olduðu,çocuk yaþta evlendirilme, eþini seçme hakkýndan yoksun kalmanýn sorunlualanlar olduðu, bunlarýn daha ziyade Medeni Kanun düzenlemeleriylegiderilebilecek þeyler olduðu hemen hemen bütün sorunlarla ilgili Meclis’inbir þeyler yapmýþ ya da yapma aþamasýnda olduðu ifade edilmiþtir.

Kadýnýn yaþama hakký ve kiþinin maddi-manevi bütünlüðününkorunmasý bakýmýndan þiddetin bir sorun olduðu, yaþama hakkýyla ilgilimaddeye cinsiyeti sebebiyle þiddete uðrama ifadesinin eklenebileceði, sosyalve ekonomik haklarýn kullanýmý bakýmýndan 42. maddenin eðitim, 49.maddenin çalýþma hakký ve 50. maddenin çalýþma þartlarý ve dinlenmehaklarý bakýmýndan özel bir önem arzettiði; yasalar ve Anayasa’nýn dilininkullanýmýnda ve dili üreten algý bakýmýndan kadýnlarýn, toplumsal alandakarþýlaþtýklarý güçlükleri gidermede aile birliði içinde anne rolüneendekslenmesinin, eþit ve özgür bireyler olarak algýlanmalarýný engellediði,yani kadýn denildiði zaman anneyle özdeþ ve aileyle ilgili madde aklagelmemesi gerektiði, çocuðun anneye ait bir varlýk olarak algýlanmamasýgerektiði; ailenin, kadýn ve erkeðin sevgi ve rýzaya dayalý birlikteliðinin birürünü olarak algýlanmasý ve bu þekilde Anayasa’ya aktarýlmasý, bu bakýmdanda ne kadýnýn ne de erkeðin maðdur edilmeden çocuklara iliþkin sorumlulukve karar süreçlerine eþit katýlýmýnýn hedeflenmesi üzerinde durulmuþtur.

Çocuðu kadýnýn sorumluluk alaný olarak gören bakýþýn -çocukbakýmýnda kreþ sorununu kadýn çalýþana endeksleme gibi- yasalara veAnayasa’ya yansýmalarýnýn gözden geçirilmesi gerektiði, bu bakýmdan,devlete, kadýnlarýn ve kýz çocuklarýnýn eðitimden eþit þekilde faydalanmave istihdama artar oranda katýlmalarýnýn önündeki engelleri kaldýrmayükümlülüðünün yüklenebileceði, örneðin Portekiz Anayasasý’nda, aileyleilgili maddeden ayrý olarak 68. maddenin ‘Annelik ve Babalýk’ baþlýðýnýtaþýdýðý ve bu maddede, kadýnýn hamileliði boyunca ve ertesinde özel birkorumadan faydalanacaðý, yeterli bir süre için ve herhangi bir hak kaybýnauðramadan doðum iznine çýkacaðýnýn düzenlendiði, hemen takip edenmaddede de ‘çocuðun menfaatleri ve aile birliðini gözeterek anne ve babayayeterli izin hakký verilir.’ denildiði, dolayýsýyla aile birliðinin gerektirdiðidurumlarda annenin yaný sýra babanýn da izin hakkýný kullanabileceðiaçýklanmýþtýr.

88

Page 97: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Çalýþma hakký bakýmýndan Portekiz Anayasasý’nýn 58. maddesinindevletin ödevleri arasýnda “Ýþ ve meslek seçiminde fýrsat eþitliðini saðlamave herhangi bir pozisyona ya da mesleki kategoriye dâhil olmada cinsiyetedayalý engel ve sýnýrlarý ortadan kaldýrmak için devlet gerekli þartlarýsaðlar.” dediði, iþ ve meslek seçiminde bu engelleri devlet kaldýrýr demeksuretiyle yasama organýna yasa çýkarma, yürütmeyi bunlarý icra etmeyönünde bir ödev yüklendiði ifade edilmiþtir.

“Hukuk önünde kadýnlar ve erkekler eþittir, devlet kadýn-erkek eþitliðinisaðlamak için gerekeni yapar”, insan haysiyetine, onuruna yaraþýr çalýþmaþartlarý, yaþama þartlarý gibi hükümlerin Avrupa’nýn hemen hemen birçokanayasasýnda yer aldýðý, Fransýz Anayasasý’nda seçimle ve atamayla oluþanyasama, yürütme -orada yasama, yürütme yargý demediði, kurullar dediðive karar organlarýna ve görevlere gelmede bir eþitlik formülü getirdiði,herhangi bir temsil yüzdesi, bir oran koymadýðý, sadece ‘seçimle veatamayla oluþan kurullarda cinsler arasýndaki eþitliði devlet saðlamaklayükümlüdür.’ dediði ama bunun uygulamaya yansýmadýðý, o bakýmdanBelçikalýlarýn yaptýðý gibi bir oran koymak, örneðin yüzde 10’dan fazlaoluþamaz. demek gerektiði ve bunun sadece yasama meclisi için deðil,bütün yüksek bürokrasi ve karar organlarý için söylemek gerektiði ifadeedilmiþtir.

24. Doç. Dr. Osman CAN (Marmara Üniversitesi)1876 tarihli Kanun-i Esasi ile baþlayan anayasalarýmýzda kadýn-erkek

eþitliðine yönelik herhangi bir deðerlendirme olmadýðý, kiþi bazlý birdeðerlendirme ya da Osmanlý tabiiyeti tarzý bir deðerlendirme olduðu, 1909deðiþikliklerinde Anayasada bireysel özgürlükler konusunda daha ileridüzeyde adýmlar atýldýðý; örneðin basýn özgürlüðü konusunda sansüryasaðýnýn çok açýk ve net olarak Anayasa’ya konmuþ durumda olduðu,cemiyet kurma özgürlüklerinin 1909 deðiþiklikleriyle saðlanmýþ olduðu,1921 Anayasasý’nýn çok farklý bir yeri olduðu, 1924 Anayasasý’nda“Türklerin özgürlükleri”, “Türklerin kamu haklarý” þeklinde ifadelerbulunduðu, 1961 ve 82 anayasalarýna da bireysel özgürlük açýsýndansüreçlere bakýldýðý, kadýn-erkek eþitliði açýsýndan Anayasa’ya yansýmýþ çokfazla bir þey olmadýðý beyan edilmiþtir.

Sosyal devlet ilkesinin anayasal sistemimize girmesiyle birlikte kadýn-erkek eþitliði meselesinin bir sosyal devlet sorunu olarak algýlandýðý,“sosyal devlet sorunu” dediðimiz zaman, kadýn, sakatlar, ihtiyarlar, yaþlýlar,

89

Page 98: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

çocuklar, vesaire yani bu þekilde, sonradan kazanýlmýþ ya da doðuþtankazanýlmýþ bazý arazlar, bazý eksiklikler ya da engeller nedeniyle diðerinsanlar gibi yaþamýný sürdüremeyenler kategorisinde daha çokdeðerlendirildiði, ancak 2004 Anayasa deðiþikliði ile birlikte anayasalsistemimize ilk defa kadýn-erkek eþitliði konusunda bir ifade eklendiði ve2004’te ilk defa kadýn-erkek eþitliðinin Anayasa’ya girdiði, sadece eþitliðideðil, ayný zamanda bu eþitliðin hayata geçirilmesi konusunda devlete birödev yüklendiði, 2010 Anayasa deðiþikliðinde aslýnda getirilen yeni bir þeyolmadýðý, sadece “kadýn-erkek eþitliði konusunda alýnacak olan tedbirlereþitlik ilkesine aykýrý þekilde yorumlanamaz” hükmünün getirilmesinin çokda gerekli olmadýðý çünkü zaten Anayasada kadýn-erkek eþitliði kabulediliyorsa ve anayasal düzen, devleti de bu eþitliði hayata geçirmekleyetkilendiriyorsa, yapýlacak olan yorumlarýn Anayasa’ya aykýrýolamayacaðýnýn da baþtan kabul edilmiþ olduðu ifade edilmiþtir.

Kadýn-erkek eþitliði konusunda böyle bir anayasal geliþim çizgisiolduðu ama bir de Türkiye’de bir anayasal gelenek bulunduðu; 1876Anayasasý’nýn toplamý 28 kiþi, bunlarýn içerisinde 10 ulema, 18 bürokrat vebu bürokratlar içerisinde de askerler olan bürokrasi tarafýndan hazýrlanmýþolduðu, bu Anayasa’nýn hazýrlanmasýnda temel hak ve özgürlük konusundabir mücadelenin çok fazla kurucu bir etkisi olmadýðý belirtilmiþtir.

1909 yýlýnda yapýlan deðiþikliklerin de Ýttihat ve Terakki PartisininSultan Abdülhamid’i zorlamasýyla ve 31 Mart Vakasý’nýn bastýrýlmasýndansonra gerçekleþen bir anayasa deðiþikliði olduðu, temel hak ve özgürlüklerkonusunda büyük iyileþtirmeler saðlama yönünde bir toplumsal dinamiktenbeslenen deðiþiklikler olmadýðý, daha çok üst yapýda, iktidarýn eldeðiþtirmesi ya da yeniden daðýtýlmasý çerçevesinde ortaya çýkmýþ olananayasa deðiþiklikleri olduðu söylenmiþtir.

1924 Anayasasý’na baktýðýmýz zaman da aslýnda durumun çok fazladeðiþmediði, toplumsal katýlýmýn olmadýðý, kadýn katýlýmý-erkek katýlýmýþeklinde bir ulusal irade katýlýmýnýn da olmadýðý belirtilmiþtir.

Kadýn ile erkek eðer anayasal düzenin kurucu unsuruysa, eðer ulusaliradenin taþýyýcýsý “ulus” olarak nitelendiriyorsa ulusun yüzde 50’sininkadýnlardan oluþtuðu, yüzde 50’sinin erkeklerden oluþtuðu, dolayýsýyla buiradenin tam anlamýyla tecelli edebilmesi için kadýnlarýn da bu iradekullanýmýna, bu iradenin oluþumu sürecine ve bunun hukuki çerçevesininortaya çýkma sürecine ciddi bir þekilde katýlmasý gerektiði, fakat bu konudafiziki, hukuki ya da sosyal engellerin olduðu, bu sosyal engellerin yine

90

Page 99: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

devlet tarafýndan, sosyal ve siyasal politikalarla giderilmesi gerektiði veanayasa yapým sürecine kadýnlarýn çok aktif olarak katýlmasý gerektiðivurgulanmýþtýr. Bir anayasal düzenin inþa edilmesi sýrasýnda kadýnlarýnnerede duracaðý, yani sadece durum bir fýrsat eþitliði çerçevesinde rekabetedayandýrýldýðýnda kadýn-erkek eþitliði konusunda çözemediðimiz sorunlarýnçözümsüz bir þekilde devamý noktasýnda bazý sonuçlarýn ortaya çýkabileceðiifade edilmiþtir.

Kadýn-erkek eþitliði konusunda anayasal düzlemde bir þeylerinyapýlmasý gerektiði, 2004 yýlýnda, 2010 yýlýnda yapýlan Anayasadeðiþikliklerinin bizi bir noktaya getirdiði, ama kadýn-erkek eþitliðinin birde sosyal ve ekonomik nedenleri olduðu, bu eþitsizliðin gerekçeleri olduðu,Avrupa Birliði çerçevesinde hazýrlanmýþ olan raporlara bakýldýðýndaÝrlanda, Ýzlanda, Ýskandinav ülkelerinde eþitsizliðin yüzde 80’in üzerindeçözümlendiði ve artýk belli bir dengenin saðlandýðý ama Türkiye’yebaktýðýmýz zaman 130. sýrada ve eþitsizlik açýsýndan yüzde 50’nin altýndabir yerde durduðu, bu realiteyi göz ardý ettiðimiz zaman Türkiye’de ulusalirade kullanýmý konusunda ciddi sorunlarýn olduðunun da göz ardý edilmiþolacaðý belirtilmiþtir.

Bu noktada kadýn-erkek eþitliðini yeni anayasanýn hem yapým sürecindehem de yeni anayasanýn, yeni anayasal düzenin, devlet teþkilatýnýn oluþumbiçiminde de göz önünde bulundurmamýz gerektiði, yasalarýn hep somutdüzenlemeleri içerdiði ama anayasalarýn bir çerçeve olduðu, Anayasayaher bir normu eklemek suretiyle sosyal hayatýn düzenlendiði farzedildiðioysa biraz serap görme gibi bir durumun da ortaya çýkabileceði çünküdevlet teþkilatýnýn kurallarla düzenlenebileceði; örneðin AnayasaMahkemesinin oluþum biçimi yeniden tanzim edilebileceði, bununla devletkültüründe deðiþiklik meydana getirebileceði fakat sosyal sorunlarýn vesosyal süreçlerin kanunlarla düzenlenip düzenlenmeyeceði sorusuKomisyon’a sorulmuþtur.

Sosyal süreçlerin kendilerine ait dinamikleri olduðu, Türkiye’deözellikle yasacý ya da legalist gelenekten hareketle kanunlardadüzenlemeler yapýlmasý suretiyle sorunun çözülebileceðinin düþünüldüðüki bu anayasa tartýþmalarýnda en problemli tarafýn da bu olduðuvurgulanmýþtýr. Yeni anayasada kadýn-erkek eþitsizliðini Türkiye’degiderebilmek için anayasaya “Devlet þunu yapsýn ya da bunu yapsýn”þeklinde normlar koymak suretiyle sorunlarýn çözülebileceði konusundaciddi kuþkular olduðu ifade edilmiþtir.

91

Page 100: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Modern anayasalarda iki tür norm olduðu, bu normlardan bir kýsmýnýnsisteme ait olan normlar olduðu, bir kýsmýnýn ise deðerler ifade edennormlar olduðu, özgürlük normlarýnýn bunlarýn baþýnda geldiði, özgürlüknormlarýnýn anlam ifade edebilmesi için sistemin düzenlenmiþ olmasýgerektiði söylenmiþtir. Almanya’nýn tarihî tecrübesine de baktýðýmýz zaman1919 tarihli Almanya Anayasasý’nda da temel hak ve özgürlüklerin olduðuama anayasal teþkilat doðru bir þekilde inþa edilmediðinden dolayý, oradakitemel hak ve özgürlükleri hayata geçirebilme þansý olmadýðý belirtilmiþtir.

Eðer anayasal düzen özgürlüklere tehdit olmayacak bir noktayagetirilirse özgürlüklerin garanti altýna alýnmýþ olacaðý ama anayasal düzeninanayasaya yüz-yüz elli tane özgürlük maddesi, kadýn-erkek eþitliði ya dadiðer sosyal sorunlarýn çözümüne iliþkin pek çok madde koyularakoluþturulmasý halinde dahi hiçbir sonuç elde edilemeyeceði, 1961Anayasasý ile birlikte, 82 Anayasasý da buna dâhil olmak üzere, Türkiye’ninAvrupa Birliði çerçevesinde temel haklar konusunda þampiyon bir ülkeolduðu, Anayasa’sýnda en fazla temel haklara yer veren anayasanýn TürkiyeAnayasasý olduðu, memuriyete girme hakký ya da memurken disiplineuðramama, oradan yargýsal süreçlere müracaat hakký da katýldýðýndayetmiþin üzerinde temel hak maddesi olduðu vurgulanmýþtýr.

Anayasaya kadýn-erkek eþitliði konusunda bir ifadeyi koymanýn sembolikbir deðeri olacaðý çünkü eðer devletin temel teþkilatlanmasý buradaki ifadeyi,deðer yargýsýný hayata geçirebilecek nitelikte bir teþkilatlanma deðilse, tamtersine zarar dahi verebileceði, çünkü bir yandan devletin güler yüzlü birmaske taktýðý ama bir yandan da iþkence yapabileceði, dolayýsýyla o güleryüzlülüðün daha çok negatif bir etki yaratabileceði yani zihniyet meselesininnormlarla düzenlenemeyeceði ama toplumun özgürlük alaný açýldýðý zaman-iletiþim özgürlüðünden tutun örgütlenme özgürlüðüne, oradan ekonomikgiriþim özgürlüklerine, yatýrým özgürlüklerine, bütün bunlarýn hepsi birbiriylebaðlantýlý- toplumsal dinamiðin çalýþmaya baþlayacaðý, toplumsal dinamikçalýþmaya baþladýðý zaman, toplumsal mobilizasyonun baþlayacaðý,etkileþimlerin artacaðý, kültürler arasý, bölgeler arasý, kasabalar, köyler arasý,inançlar arasý etkileþimlerin artmaya baþlayacaðý, farklý yaþam tarzlarýnýnkarþý karþýya geleceði ve bu farklý yaþam tarzlarýnýn ardýndan kadýn-erkekeþitliði konusunda bir kültür ve zihniyetin yavaþ yavaþ ortaya çýkmayabaþlayacaðý ifade edilmiþtir.

Devlet teþkilatlanmasýnýn bu etkileþime ve bu dinamizmin üretilmesineengel oluþturmamasý gerektiði aksi halde devlet teþkilatlanmasýnýn zihniyet

92

Page 101: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

üretmeyeceði vurgulanmýþtýr. Fransýz Anayasasý’nda tek bir tane temel hakmaddesi olmadýðý, temel haklarýn Anayasanýn baþlangýç kýsmýnda 1945Anayasasý’na gönderme yaptýðý, 1945 Anayasasý’nýn ise 1789 Ýnsan veYurttaþ Haklarý Bildirgesi’ne gönderme yaptýðý, orada da “kadýn-erkekeþitliði” diye bir þey olmadýðý ama Fransa’nýn kadýn-erkek eþitliðikonusunda Türkiye’nin önemli ölçülerde ilerisinde olduðu, devletinteþkilatlanma biçiminin, toplum karþýsýnda bu eþitliðe engel olmamasýnýnbu durumu saðladýðý belirtilmiþtir.

Devlet teþkilatlanmasýnýn kadýn-erkek eþitliði ve özgürlükler konusundanegatif unsurlardan arýndýrmasý gerektiði ama sadece onun yetmeyeceði,ayný zamanda toplumun önünü açacak, topluma deðer yargýsýdayatmayacak, topluma ideoloji dayatmayacak, ideolojik endoktrinasyonuözellikle eðitim alanýndan çok ciddi bir þekilde dýþarý çýkaracak, toplumunkendi bütün dinamiklerini meþru olarak kabul edecek bir süreç içerisindekadýn-erkek eþitliði konusu baþta olmak üzere onun dýþýndaki toplumsalsorunlar konusunda bir kültürün ortaya çýkacaðý ve bu kültürle çok þeyiçözebileceðimiz ifade edilmiþtir. Norm koymak suretiyle devlet teþkilatýnailiþkin sorunlarýn hýzlý bir þekilde çözülebileceði, ama kültüre ait sorunlarýnsadece normlar koymak suretiyle çözülemeyeceði beyan edilmiþtir.

Türkiye’deki katý merkeziyetçi yapýnýn özellikle Osmanlýnýn sondönemlerinde ortaya çýktýðý bunun beklenenin aksine parçalanmayýhýzlandýrdýðý çünkü “merkezileþme” demenin, ayný zamanda “toplumsalmühendislik imkâný” demek olduðu, bu durumda erkek dünyasý tarafýndanbiçimlendirilmiþ bir ideolojinin ortaya çýkmaya baþladýðý ve toplumun,toplum tasavvurlarýnýn, ideolojilerin, programlarýn, vesaire bu ideolojiyegöre biçimlendirilmeye baþlandýðý, Türkiye’nin temel sorunlarýnýn, sadecekadýn-erkek eþitliði konusunda olmadýðý, diðer temel sorunlarýn da bumerkeziyetçilikle alakalý olduðu beyan edilmiþtir.

1921 Anayasasý’nýn Türkiye anayasal geleneðinin tamamen dýþýnda yeralan bir anayasa olduðu, 1921 Anayasasý’nda etnik hiçbir referans olmadýðý,toplumun bütün farklýlýklarýyla kurucu olarak kabul edildiði bir anayasaolduðu, 1921 Anayasasý dýþýndaki hiçbir anayasada yani ne 24 ne 61 ne82’de, hiçbirisinde toplumun kurucu olarak kabul edilmediði, toplumsalfarklýlýklarýn anayasal düzen açýsýndan ya da merkez açýsýndan tehdit kabuledildiði, nitekim 1924 Anayasasý döneminde, kadýn hareketlerine yönelikdernekler ve faaliyetlerin yasaklandýðý, yani merkez, tehdidi nasýlalgýlýyorsa o tehdide göre toplumu biçimlendireceði, anayasal düzeni ona

93

Page 102: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

göre inþa edeceði ve politikanýn kültürün buna göre zaman içerisindegeliþeceði ya da geliþiminin engellenmiþ olacaðý vurgulanmýþtýr. 1921Anayasasý’nýn Türkiye’deki ademi merkeziyetçi tek anayasa olduðu,merkezde Meclis’in olduðu, merkezde bir meclis dahi olsa bu meclisin birþekilde dengelenmesi gerektiði; yasama, yürütme, yargý ayrýmý olmadýðý odönemde erkler birliðinin daha çok tercih edilen bir yaklaþým olduðu, budurumun dönemin þartlarý içerisinde deðerlendirilebileceði ama siyasetinbirbirini dengelemesinin, vilayetlerin özerkliðinin tanýnmasý yönündegerçekleþtiði, merkezin yetkilerinin sýralandýðý, onun dýþýndaki yetkilerinvilayetlere býrakýldýðý ifade edilmiþtir. Vilayetlerin özerk olduðu, eðitimdentutun üniversite eðitimine kadar tarým, ziraat, hatta açýkça ifade edilmiþolmasa dahi polis teþkilatýna kadar bütün bu yetkilerin yerele (vilayetlere)býrakýlmýþ durumda olduðu, merkezin yapacaðý tek þeyin parlamentodakanunlar çýkarmak ve bu kanunlar çerçevesinde yerelin parlamentodakisiyasi iradesini dengelemek olduðu Komisyon’a anlatýlmýþtýr.

1921 Anayasasý’nda özgürlüklere iliþkin tek bir tane madde olmadýðý,ama 1921 Anayasasý’nýn bu topraklarda insanlarýn kendi tercihleriyle, savaþþartlarý hariç, baðýmsýz ve özgür yaþayabildiði tek bir anayasal dönemolduðu, çünkü devletin merkezî bir toplum tasavvuru olmadýðý, bir bireytasavvuru olmadýðý, dolayýsýyla merkezin toplumu ve bireyi biçimlendirme,ideolojik olarak biçimlendirme, formatlama gibi bir yetkisi olmadýðý dilegetirilmiþtir.

1921 Anayasasýnýn en kýsa Anayasa’mýz, yirmi dört maddelik biranayasa olduðu, ayný yaklaþýmýn 1787 Amerikan Anayasasý’nda da geçerliolduðu, orada da toplamda yirmi dört madde olduðu, AmerikanAnayasasý’nda da ilk yedi maddelik o konsept içerisinde özgürlük olmadýðý,deðer yargýlarý olmadýðý, devletin bireylerin tercihleri üzerinde söz sahibiolma hakkýnýn bulunmadýðý vurgulanmýþtýr. Bunun tarihî öneme sahipolduðu, devlete o alanýn yasaklandýðý, ondan sonra temel hak maddelerininAnayasa’ya eklendiði, birinci deðiþikliðin Kongre’nin bir dini resmî dinolarak kabul etme, insanlarýn özgürlükleri, inançlarý, basýn özgürlüðü,düþünce özgürlüðü üzerinde tasarrufta bulunabilecek ya da onlara müdahaleanlamýna gelebilecek tek bir tane kanun çýkaramayacaðý yani temel haklarailiþkin bir düzenlemenin devlete bir yasaklama getirdiði ifade edilmiþtir.1787 Anayasasý ile 1921 Anayasasýnýn paralel olduðu, her ikisinin de“Temel hak ve özgürlükler konusunda tasarruf hakkým yoktur.” dediði veher ikisinin de en fazla özgürlükçü ya da en fazla özgürlüklere imkân

94

Page 103: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

tanýyan anayasa olarak bizim karþýmýza çýktýðý, devletin merkeziyetçiliðiylekadýn-erkek eþitliði konusu ve diðer sosyal sorunlar arasýnda ciddi birbaðlantý olduðu Komisyon’a anlatýlmýþtýr.

Anayasaya, anayasanýn devlet teþkilatlanmasýný göz önündebulundurmaksýzýn, onu çoðulculaþtýrmaksýzýn yani kadýn-erkek ya da farklýkültür, etnisite, inanç gruplarýnýn ideolojik bir filtreye uðramaksýzýn devletteþkilatýnýn içerisine girmesi ve devlet aygýtýný bu konularda frenlemesi sözkonusu olmaksýzýn anayasaya koyacaðýmýz temel hak ve özgürlüklerin,kadýn-erkek eþitliði konusunda karþýlýk bulamayacaðý, 2004 yýlýnda kadýn-erkek eþitliðinin Anayasa’ya girdiði, 2004 yýlýndan beri AnayasaMahkemesi’nin eþitlik konusunda kararlar verdiði üstelik kadýnýn sözkonusu olduðu konularda da kararlar verdiði 10. maddedeki bu deðiþikliðino kararlara yansýdýðýna iliþkin bir tek örnek gösteremeyeceði, sondönemlerde, kadýnýn soyadýný kullanmasýyla ilgili Anayasa Mahkemesi’niniptal kararý verdiði, onun dýþýnda son döneme ait bir iki karar dýþýnda böylebir karar bulunamayacaðý belirtilmiþtir.

Kota uygulamasýnýn anayasaya koyulmasýnda belki yarar olabileceðiama kota meselesini de bir geçiþ fenomeni olarak düþünmekte yarar olduðu,bu yüzden kota oranýnýn belirlemesini de siyasal dinamiklere býrakmakgerektiði, bir kota konulabileceði ama çok hýzlý bir geliþimin ardýndankotaya çok fazla ihtiyaç duyulmayabileceði ama kotaya ihtiyaçduyulmadýðý hâlde kotanýn Anayasa’da olacaðý, dolayýsýyla bir anayasalsorunla karþý karþýya kalýnabileceði, uluslararasý araþtýrmalara bakýldýðýndaTürkiye’nin kadýn-erkek eþitliði konusunda önemli ölçülerde sýçrama yapanbir ülke olduðu, bunun da kadýnlarýn gittikçe özellikle ekonominin, refahýngeliþmesiyle birlikte, iþ dünyasýnda ortaya çýkan imkânlarla birlikte kadýn-erkek eþitliði konusunda önemli bir noktaya geldiði, iyileþmeler saðlandýðý,ama sanki bu iyileþmeler saðlanmamýþ gibi, sanki bunlarýn tamamen dýþýndaAnayasa’nýn yüzde 30 ya da yüzde 50 kotayý dayatmasýnýn zaman içindeanayasal sorun hâline gelebileceði vurgulanmýþtýr.

Bir kota konabileceði ama bu kotanýn içeriðinin, oranýnýn yasakoyucunun takdirine býrakýlabileceði, örneðin, bir iktidarýn belli bir noktada“Ben þöyle siyasi bir politika, ekonomi politikasý ya da sosyal politikauygulayacaðým, bu nedenle kotayý çok yükseltmeme gerek yoktur.”diyebileceði, baþka bir hükûmetin “Hayýr, ben þöyle bir politikauygulayacaðým, bu nedenle bunu tamamlamak amacýyla ben kotayý þöylebir miktar daha yukarý çýkarabilirim.” diyebileceði bir sistemin olmasý

95

Page 104: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

gerektiði, bunun yine sosyal ve siyasal süreçlere býrakýlmasýnýn yararlýolabileceði beyan edilmiþtir.

Anayasa’nýn 67. ve 68. maddesinde bu konuda düzenlemelerinyapýlabileceði, “Kadýn-erkek eþitliðinin özellikle hayata geçmesi, kadýnlarýnönündeki siyasi, hukuki, ekonomik engellerin ortadan kaldýrýlmasýkonusunda devlet faaliyetlerine katýlma ve egemenliðin kullanýldýðýalanlarda kota uygular.” diye bir ifade yer alabileceði ifade edilmiþtir.

Bu düzenlemeleri yasalarla getirmenin en doðrusu olduðu çünkü bukadar uzun bir mücadelenin ardýndan bir anayasa yapýp bu anayasayýardýndan, beþ sene sonra yeniden tartýþmalý hâle getirmenin de Türkiye’ninenerjisini boþa harcamak anlamýna geleceði, en ufak bir konuda Anayasadeðiþikliði meselesinde çok ciddi sorunlarýn olabildiði, Anayasa yapýlýrkeniþaretleri veren, anayasal düzeni çoðulculaþtýrılan yani hiç kimsenin ya dabelli kesimlerin ya da belli bir grubun deðil bütün toplumun orada temsiledildiði, kendisini bulabildiði bir yapý hâline getiren, birbirini dengeleyenbir toplumsal sözleþme olduðu zaman da artýk anayasa meselesinin tartýþmadýþýna çýkacaðý açýklanmýþtýr.

Alman Anayasa Mahkemesi’nde iþ hayatýyla ilgili önemli bir yaklaþýmolduðu, kadýn ile erkek eþit özellikler gösterdiðinde, sýnav sonunda kadýnýndeðil erkek adayýn tercih edilmesi halinde ilgili kurum veya kiþinin kadýnýneden tercih etmediðini kanýtlamak, açýklamak zorunda olduðu, bununayrýmcýlýk nedeniyle olmadýðýný kanýtlamak zorunda olduðu Komisyon’aanlatýlmýþtýr.

Bireysel baþvurunun temel hak ve özgürlüklerin hayata geçmesiaçýsýndan önemli bir uygulama olabileceði ama Anayasa Mahkemesi’ninbugünkü yapýsý itibarýyla bunlarý tam anlamýyla karþýlamaktan uzak olduðuyani daha pozitif bir noktada, kadýn-erkek eþitliði konusunda daha duyarlýbir hâle geldiði ama yeterli olmadýðý, çünkü bütün toplumsal farklýlýklarýnorada temsil edilmediði, kadýn üye sayýsýnýn þu an 2 kiþi olduðu, iki senesonra tek kiþiye ineceði, bu yüzden kota uygulamasýnýn, özellikle bu kararverici mekanizmalarda kadýnlarýn temsil edilmesi açýsýndan önemliolabileceði, ama Anayasa’yý detaylarla boðmanýn da Türkiye’nin enerjisinibelli ölçülerde boþa çýkartabileceði fakat yasalarla, yani özellikle kota vekadýn-erkek eþitliðine iliþkin ilkesel ifadenin siyasete bir mesaj olmasý, birbakýþ açýsý vermesi saðlanabileceði ve detaylarýn yasalara býrakýlabileceðiKomisyon’a önerilmiþtir.

96

Page 105: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

C. SÝVÝL TOPLUM KURULUÞLARININ GÖRÜÞLERÝToplumsal Cinsiyet Açýsýndan Anayasa Konulu Alt Komisyon

çalýþmalarý esnasýnda sivil toplum kuruluþlarý, meslek örgütleri vesendikalarýn görüþlerinin de bu sürece dahil olmasý için 60 kuruluþtan yazýlýolarak görüþ istemiþ ve yazýlý görüþ veren kuruluþlarý Komisyona davetederek 13 Mart 2012 tarihinde gerçekleþtirdiði 8. toplantýsýnda bukuruluþlardan gelen katýlýmcýlarýn görüþlerini dinlemiþtir.

1. Anayasa Kadýn PlatformuYeni Anayasa için, toplumsal meþruiyeti olan katýlýmcý, geniþ bir

tartýþma ortamý saðlanmasý, daha sonra, toplumsal farklýlýklarý da en azsiyasi farklýlýklar kadar hesaba katan, toplumsal ve siyasi temsil gücüyüksek bir Anayasa Meclisinin, parlamento içi ve dýþý siyasi partileri vesivil toplum örgütlerini kapsayacak bir anlayýþla oluþturulmasý, bu Mecliste%50 kadýn temsilinin toplumun her kesiminden kadýnlara yer verilereksaðlanmasý gerektiði ifade edilmiþtir.

Anayasa’nýn temel ilke ve deðerleri konusunda, Yeni Anayasa’nýn bireytemelli; devleti, milleti, aileyi deðil, bireyi temel alan; devleti bireyin hakve özgürlüklerini garanti etmek, eþitliðini ve refahýný saðlamaklagörevlendiren; kadýný aileden baðýmsýz eþit ve özgür birey olarak gören;insan ve kadýn haklarýna dayalý olmasý gerektiði belirtilmiþtir.

Kapsayýcý, çoðulcu ve çoðullukçu bir anlayýþla, hiçbir toplumsal grubu(inanç, mezhep, dil, kültür, ýrk, renk, etnik köken ve sosyal köken, cinsiyet,cinsel yönelim ve cinsiyet kimliði, felsefi inanç, medeni hal, servet, yaþ veengellilik) ve siyasi görüþü dýþlamayan, ötekileþtirmeyen, onlar karþýsýndaeþit mesafede duran bir devlet anlayýþýna dayalý; doðal ve tercihe dayalý,bireysel, grupsal, toplumsal, kültürel ve siyasi farklýlýklarý zenginlik olarakkabul eden, saygý duyan, onlara “herkese eþit temel haklar” ilkesiyleyaklaþan bir anayasa olmasý gerektiði vurgulanmýþtýr.

Anayasal vatandaþlýðý temel alan; ayrýmcýlýðý yasaklayan, farklýlýklararasýndaki mevcut eþitsizlikleri gidermek için pozitif önlemleri zorunlugören; vatandaþlara ve sivil toplum örgütlerine temsil ettikleri topluluküyeleri ve toplum kesimi ile ilgili yasa teklifi verme; yasama, yürütme,denetim ve yönetime doðrudan katýlma; anayasaya aykýrýlýk baþvurusundabulunma ve davacý / davalý olabilme ve davalara katýlma hakkýný da içerentaraf ehliyeti yollarýnýn açýldýðý; siyasi partilere; demokrasi, saydamlýk vetüm karar organlarýnýn oluþumunda cinsiyetler arasý eþit temsil ve katýlým

97

Page 106: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

ilkesine baðlý olma zorunluluðu getiren ve partilerin, þiddeti savunmalarý veþiddeti anayasal düzeni devirme amacýyla bir yöntem olarak kullanmalarý,þiddet eylemlerine katýlmalarý dýþýnda kapatýlmalarýný engelleyen; devletinsivil toplum örgütlerini, çeþitli vergi ve sigorta düzenlemeleri yoluyladestekleme görevinin belirtildiði; diðerlerine üstünlük iddiasý içerenmilliyetçiliðe, gücün silahlanmasýna dayanan ve erkek egemenliðiniyeniden üreten militarizme prim vermeyen, sýnýrlayan; insan, yaþam vedoða güvenliðini temel alan bir anlayýþa sahip; kapsayýcýlýkla, çoðulculukla,bireysel seçme ve karar verme özgürlüðüyle baðdaþmayan, milliyetçiliðe vemilitarizme prim veren zorunlu din ve milli güvenlik derslerine yervermeyen, “milli” deðil, demokratik, özgürlükçü, baþta kadýn-erkek eþitliðiolmak üzere her alanda eþitlikten yana, farklýlýklara ve doðaya saygýlý bireðitim sistemini öngören bir anayasadan yana olduklarý ifade edilmiþtir.

Anayasa’da temel hak ve özgürlükleri sýnýrlamayan, geniþleten; temelhak ve özgürlükleri ýrkçýlýk, ayrýmcýlýk, nefret suçlarý, yaþam ve doðahaklarýný korumak dýþýnda, “genel ahlak”, “milli güvenlik”, “kamu düzeni”,“genel saðlýk” gibi soyut ve keyfiliðe açýk nedenlerle sýnýrlamayan, bu hakve özgürlüklerin pazarlýk ve referandum konusu yapýlamayacaðýný kabuleden; temel hak ve özgürlükler alanýnda, sadece Avrupa Ýnsan HaklarýSözleþmesi deðil, Avrupa Sosyal Þartý, Birleþmiþ Milletler Kadýnlara KarþýHer Türlü Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi (CEDAW) ve eki tavsiyekararlarý gibi Türkiye’nin taraf olduðu tüm ilgili sözleþme, direktif veanlaþmalar referans alýnarak hazýrlanan; uluslararasý sözleþme ve belgeleringetirdiði yeni hak ve özgürlüklere açýk; vicdani ret hakkýný din ve vicdanözgürlüðü kapsamýna alan düzenlemelerin yer almasý gerektiðibelirtilmiþtir.

Yeni Anayasa ile güç yoðunlaþmasý ve merkezileþmesini, hiyerarþiyiazaltan siyasi, hukuki ve idari bir yapý kurularak erkek egemenliðine olduðukadar, herhangi bir toplumsal grubun veya ekonomik, siyasi ve ideolojikgörüþün egemenliðine ve vesayetine fýrsat vermeyen, insanýn doðaüzerindeki egemenliði ile mücadele eden, demokratik, laik, sosyal, insanhaklarýna dayanan bir hukuk devleti olan bir Cumhuriyeti benimseyen;seçimle ve atamayla gelinen tüm siyasi, idari ve hukuki karar organlarýndakadýnlarýn eþit temsilini saðlayan, diðer toplumsal gruplarýn nüfusa oranlýtemsiline olanak saðlayan bir siyasi, idari ve hukuki yapýya sahip; yasama,yürütme ve yargý güçleri arasýnda dengeyi ve karþýlýklý denetimi, temsildeadaleti saðlayan, sivil denetime açýk, çok partili, demokratik parlamenter

98

Page 107: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

rejime dayalý; yargý organlarý, Sayýþtay, Anayasa Mahkemesi, Üniversitelerve diðer özerk kurumlarýn oluþumunda, üyelerini kuvvetler arasý denge vekarþýlýklý denetim gözetilerek demokratik yollarla ve cinsiyet eþitliðiilkesini gözeterek seçmesinin temel alýndýðý; siyasi ve idari gücün merkezdeyoðunlaþmasýný, bunun getirdiði hiyerarþik yapýyý sýnýrlayacak, kadýnlarýnve çoðulcu toplumsal yapýnýn temsil ve katýlýmýný güçlendirecek, ekolojikdengeyi gözetmeyi kolaylaþtýracak, adem-i merkeziyetçi bir siyasi ve idariyapýya olanak saðlanmasý gerektiði vurgulanmýþtýr.

Anayasanýn doðaya saygýlý, adil bir sosyal devlet anlayýþýylahazýrlanarak çalýþma yaþamýný insan haklarýný temel alarak emekçilerdenyana düzenleyen; özel sektör iþyerlerinde ve kamu kurumlarýnda uygulananher türlü ayrýmcýlýk, cinsel taciz ve mobbing’e karþý önlemler alan; devletinkadýnlara karþý, aile içi de dahil olmak üzere, her türlü þiddeti önlemekleyükümlü kýlýndýðý; kadýn ve erkekler arasý iþbölümünün, aile içi iþbölümüde dahil olmak üzere eþitlikçi bir yapýya kavuþmasýný desteklemekleyükümlü kýlýndýðý; vatandaþlýk kavramýný, sivil ve siyasi vatandaþlýða ekolarak, (çalýþma ve sosyal güvenlik hakkýna sahip) sosyal vatandaþlýk, (adilçalýþma saatleri, ücret kadar ücretsiz saðlanan bakým emeðinin de temelalýndýðý) ekonomik vatandaþlýk ve (haklarý ve görevleriyle) ekolojikvatandaþlýðý da içerecek þekilde düzenleyen; kamu yararýnýn, doðanýndengelerini gözeterek yeniden tanýmlandýðý, doðal dengeyi gözeten adil birsosyal devlet anlayýþý getiren bir anayasanýn hayata geçirilmesi önerilmiþtir.

2. Baþkent Kadýn Platformu DerneðiBelli ideolojilere sahip Anayasa’nýn özgürlükçü ve eþitlikçi

yaklaþýmlara kapalý kalmasýnýn son derece normal olduðu, öncelikleideolojik kalýplardan kurtulan bir Anayasa’ya ihtiyaç olduðu, kadýn erkekfýrsat eþitliði açýsýndan düþündüðümüzde mevcut Anayasa’nýn ideolojikkalýp yargýlarý içerisinde öncelikle kadýnlara tanýnmýþ olan toplumsalcinsiyet rolü gelmekte olduðu fakat kalýp yargýlarla cinsiyet rolleri üreteninsadece gelenek olmadýðý, ayný zamanda devlet ideolojisinin de ayný þekildekalýp yargýlarla cinsiyet rolü üretmekte olduðu ifade edilmiþtir.

Baþlangýçtan itibaren devletimizin 1930’lu yýllarda þekillenmesiylebirlikte karþýmýza çýkan bir kalýp yargýnýn kadýnlarý ikiye ayýrdýðý, birkýsmýný kamusal alana uygun gördüðü diðer bir kýsmýný ev içi gelenekselrollere mahkûm ettiði belirtilmiþtir. Kamu kurumlarýnda terfilerde, kararmekanizmalarýna giren kadýnlarýn sayýsýnýn azlýðý sorununun temelinde

99

Page 108: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

kadýnlarýn bir kýsmýnýn törpülenmiþ, zaten en baþtan dýþlanmýþ olmasýnýnyattýðý, dolayýsýyla, ideolojik kalýp yargýlarý kýrarak kadýnlara belli cinsiyetrolleri tanýmlayan veya kadýnlarý belli iþleri yapar, belli iþleri yapamazþekilde tanýmlayan yargýlarý yýkmak için Anayasa’mýzda özgürlüklerbahsinde daha geniþ bir özgürlük tadadýna ihtiyacýmýz olduðu,özgürlüklerin sayýsýnýn arttýrýlarak geniþ bir þekilde ifade edilmesi gerektiði,giyim ve hayat tarzý özgürlüðü ifadesinin bütün mevcut Anayasa’da yazýlýolan dil, din, ýrk, etnik köken þeklinde baþlayýp devam eden özgürlüklerinarasýna yerleþtirilmesi gerektiði beyan edilmiþtir. Kadýn kýyafetini iktidararacý olarak kullanan siyasetin önüne geçmenin böylelikle mümkün olacaðý,ayný zamanda bu, toplumda baþörtüsü yasaklarýnýn kalkmasýný saðlayacaðýgibi örtülü olanýn açýk olana, açýk olanýn örtülü olana karýþmamasý gibi birtoplumsal eþitlik ve özgürlük anlayýþýnýn yerleþmesine yardýmcý olacaðýifade edilmiþtir.

Anayasa’nýn mutlaka bir siyasi partiler seçim sistemi önermesi, bellikriterlere sahip siyasi partiler, sendikalar ve anayasal kurumlar belirtilmesigerektiði, mesela kadýn kollarýnýn siyasi partilerde veya sendikalarda kadýnkomitelerinin veya belediyelerde kent konseylerinde kadýn meclislerininkadýný genel siyasi çalýþmalar içerisinde ayrý bir alana bir nevi arka bahçeyehapseden kurumlar olarak görüldüðü, bu komitelerin, kadýn kollarý ve kadýnmeclislerinin kaldýrýlmasý ve kadýnlarýn eþit þansla eþit haklara sahip olarakbelediye meclislerinde, siyasi partilerin tabandan tavana tüm teþkilat vekadrolarýnda ve sendikalarýn ayný þekilde tüm teþkilat ve yönetimlerindehak sahibi olabilmesinin gerektiði, bunu saðlamak için de üye kayýtlarýndanbaþlayarak Anayasanýn hem siyasi partileri hem sendikalarý hembelediyeleri fýrsat eþitliði veya toplumsal cinsiyet eþitliði ilkesinigerçekleþtirmeye sevk edecek amir hükmü içermesi gerektiði, üyekayýtlarýndan baþlayarak ve tüm kurumlarýn ayný zamanda kamukurumlarýnýn da gene Anayasa’nýn yönlendirmesiyle kararmekanizmalarýnda toplumsal cinsiyet eþitliði anlayýþýna yer vermekzorunda býrakýlmasý gerektiði, kotalarýn sadece ehveniþer olmakbakýmýndan icat edilmiþ fikirler olduðu, Anayasa’da hedefin eþitlik olmakzorunda olduðu vurgulanmýþtýr.

Toplumsal cinsiyet eþitliði anlayýþýný yerleþtirmek için en çok çalýþmasýgereken kurumlarýn insan haklarý ve ayrýmcýlýk kurullarý olduðu, insanhaklarý kurulu ve ayrýmcýlýk izleme kurulu gerçekleþtirilmesi ve tüm kamukurumlarý ile özel sektör kurumlarýný, siyasi partileri, sendikalarý,

100

Page 109: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

üniversiteleri bu kurullarýn bir de cinsiyet eþitliði anlayýþý açýsýndansüzgeçten geçirip incelemeye tabi tutmakla yükümlü kýlýnmasý gerektiðiifade edilmiþtir.

Yeni anayasa ile toplumun huzur ve refahýný saðlamakla yükümlü; insanhak ve özgürlüklerine baðlý; bireyi ve insanýn mutluluðunu önceleyen;çevreci, gelecek nesillere yaþanabilir bir dünya býrakmayý amaçlayan;toplumun, ailenin ve bireyin, devlet, devlet organlarý ve görevlilerikarþýsýnda korunmasýný; insan haysiyetinin yüceltilmesini; temel görevikabul eden bir devlet düzeni oluþturulmasý gerektiði, bu çerçevede yenianayasanýn tüm toplum kesimlerinin aidiyet ve baðlýlýk duygusu ihtiyacýnacevap verebilecek ve her kesimin gelecek tahayyülünü ihtiva edecek þekildeyazýlmasý gerektiði belirtilmiþtir.

Belirtilen devlet görevlerinin gerçekleþtirilebilmesinin temelþartlarýndan biri olarak yeni anayasanýn cinsiyet ayrýmcýlýðýndan kaçýnmakzorunda olduðu, toplum hayatýnýn her alanýnda kadýn-erkek ve diðercinsiyet ayrýmý alýþkanlýklarýnýn bertaraf edilmesi; eþit bireyler olarak eþithaklara sahip kiþilere eþit fýrsat tanýnmasý için de özel önlemler içermesigerektiði, yerleþik otoriter ve cinsiyetçi eðilimlerle mücadele edecekmekanizmalarý kurmak, bireyi, hak ihlallerinden koruyacak bir devletdüzeni teþkil etmenin de yeni anayasa ile düzenlenmesi gereken konulararasýnda olduðu beyan edilmiþtir.

Anayasada kadýn, çocuk, eðitim gibi bazý toplumsal alanlarýn, Alevitalepleri, Kürt sorunu, azýnlýk haklarý, özürlülerin önündeki engellerinkaldýrýlmasý, yaþlý ve hasta haklarý gibi insani konularýn ve çevresorunlarýnýn, partiler üstü kabul edilmesine imkan verecek bir mekanizmaoluþturulmasýný ve böylelikle halkýn haklý taleplerinin, siyasi rekabet veçatýþma alaný olmaktan kurtarýlmasýný mümkün kýlacak, kamu düzenininve toplum hayatýnýn her alanýnda cinsiyet ayrýmcýlýðýndan uzak, eþit temsilizorunlu kýlacak geçici özel önlemler alýnmasý gerektiði ifade edilmiþtir.

Toplumsal cinsiyet eþitliði anlayýþýnýn toplum hayatýnda uygulanabilengerçekçi politikalara dönüþebilmesinin önemli olduðu, bu nedenle YeniAnayasa’nýn siyasi partiler bünyesindeki kadýn kollarýnýn bir ayrýmcýlýkodaðý olarak tescili ve kaldýrýlmasýný; her reþit vatandaþýn, siyasi partiorganlarýnda kadýn, erkek ve sair cinsiyet farký gözetilmeden ve genç, yaþlýayrýmý yapýlmaksýzýn eþit temsil þartý ile çalýþma hakkýna sahip olmasýný;yerleþik ayrýmcý zihniyetle mücadele edebilmek için toplumsal cinsiyeteþitliði anlayýþýný temel þart kabul etmesini; azýnlýklarýn, temsil haklarýný

101

Page 110: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

kullanabilmesi maksadýyla nüfusa oranlý kota þartý getirilmesini mecburtutacak bir Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanuna dayanak olmasýgerektiði vurgulanmýþtýr.

Eþit temsili gerçekleþtirebilmek için siyasi partilere, üye kayýtlarýndanbaþlayarak tabandan tavana tüm teþkilat kademelerinde ve yönetimbirimlerinde eþit temsil zorunluluðu getirecek; yerel ve ulusal seçimler içinhazýrlanan aday listelerinde ve seçilmiþler arasýnda da cinsiyet eþitliðinisaðlamaya dönük, fermuar sistemi veya benzer bir tedbiri zorunlu kýlacakbir anayasal düzenleme yapýlmasýnýn önemli olduðu belirtilmiþtir.

Sendikalar ve Meslek Teþekkülleri, Odalar ve Borsalarýn da yenidenþekillendirilerek kadýnlarý üyeliðe özendirecek teþvik tedbirleri almak;yönetim kademelerinde, karar mekanizmalarýnda eþit cinsiyet temsilinigerçekleþtirmek; kadýn sorunlarýna duyarlý, kadýnýn çalýþma þartlarýnýkolaylaþtýrýcý düzenlemeler geliþtirmek mecburiyeti ile yükümlükýlýnmalarý, kamu kurumlarýna iþe almada cinsiyet ayrýmcýlýðýna kesinolarak son verecek tedbirler; tayin ve terfilerde kadýn çalýþanlarýn önüneçýkan engellerin bertaraf edilmesini saðlayacak düzenlemeler; üst düzeykamu personeli arasýnda da cinsiyet eþitliðini gerçekleþtirecek özel önlemleralýnabilmesi için tüm devlet teþkilatý kapsamýnda cinsiyet eþitliði anlayýþýnýzorunlu kýlan, özel sektör çalýþanlarý ve iþ çevrelerinde de eþit temsili teþvikeden bir anayasal düzenleme yapýlmasý gerektiði beyan edilmiþtir.

Kadýn haklarý alanýnda çalýþan STK’na kamu yararý statüsütanýnmasýnýn, hak temelli sivil toplum örgütlerinin kamu oyu nezdindeitibarý yükseltilmesinin, hak savunucularýnýn kamu görevlileri ve kollukkuvvetleri karþýsýnda güçlendirilmesinin önemli olduðu, devletin denge vedenetim sistemlerinde sivil toplum kuruluþlarýna ve özellikle hak temellisivil toplum örgütlerine yer vermesi, Ayrýmcýlýðý Ýzleme Komisyonu, ÝnsanHaklarý ve Ýhlaller Komisyonunun kamu görevlilerinden deðil sivil toplumtemsilcilerinden oluþmasý gerektiði üzerinde durulmuþtur.

Devletin hak ve özgürlükler rejimi baðlamýnda, yazýlacak yenianayasanýn, hak ve özgürlükleri, özgürlükçü bakýþ açýsýyla dile getirentanýmlar yapmasý, özgürlüklerin kýsýtlanmasýný zorlaþtýran hükümlergetirmesi; anayasanýn ve kanunlarýn izin verdiði kýsýtlamalara karþý da yargýdenetiminin yaný sýra bireysel denetimi de mümkün kýlan hükümleriçermesi; muhtemel kýsýtlama uygulamalarýný gerçekleþtirme konumundakikamu kurum ve görevlilerine yönelik denetim ve muhakeme imkanýnýkolaylaþtýrmasý gerektiði belirtilmiþtir.

102

Page 111: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Kamu görevi almada ve karar mekanizmalarýnda tüm toplumkesimlerinin ve bireylerin, eþit haklara sahip olduðunun tescil edilmesigerektiði, bu çerçevede kamu ve özel sektörde her türlü ayrýmcýlýðýntitizlikle incelenip personel rejiminin soruþturulmasý, çalýþanlarýn aidiyetskalasýnýn incelenmesi ve cinsiyet / kýyafet / etnik / dini / kültürel / felsefihomojenlik tespit edilen kuruma, hak ihlali / ayrýmcýlýk prosedürüuygulanmasý amacýyla Yeni Anayasanýn hak ihlalleri ve ayrýmcýlýklamücadele edecek bir toplumsal yapý oluþturulmasýný mümkün kýlacakdüzenlemeler içermesi gerektiði vurgulanmýþtýr.

Hak ihlallerinin ve ayrýmcýlýðýn önüne geçilmesi için nefret söylemininevrensel ölçekli geniþ bir tanýmla anayasada yer almasý gerektiði, diðerözgürlük alanlarýna yönelik hassasiyetlerle birlikte baþörtüsü yasaklarýnýnda hak ihlali ve kadýna yönelik ayrýmcýlýklardan biri olarak tanýmlanmasý venefret suçlarý arasýnda sayýlýp engellenmesi gerektiði ifade edilmiþtir.

Engelli bireyin, saðlýklý bireyle eþit þansa sahip olacaðý bir toplumsaldüzen oluþturmak, engelleri kaldýrmak ve engellilerin toplumsal ve kamusalhayatýn her alanýna eþit bireyler olarak katýlýmýný mümkün kýlacak özelönlemler alýmýnýn anayasal ilke olarak kabul edilmesi, çocuklarýn haklarý vekorunmalarýnýn evrensel ilkeler, uluslararasý sözleþmeler ve insani deðerlerçerçevesinde devletin temel görevlerinden biri olarak titizlikle korunmasýgerektiði belirtilmiþtir.

Ailenin korunmasý ve güçlendirilmesinin devletin temel görevlerindenbiri olduðu, dengeli, huzurlu ve mutlu aile yaþamýný kolaylaþtýracakönlemler alýnmasý; kadýnlarýn ve erkeklerin saðlýklý aile yapýsýoluþturabilmesi maksadýyla evlenecek tüm bireylere toplumsal cinsiyeteðitimi verilmesini amir hükümlerin anayasada yer almasýnýn yararlýolacaðý; erkeklerin aileye iliþkin sorumluluklarýnýn para kazanmaktan ibaretolduðu yönündeki yaygýn ve yanlýþ cinsiyet anlayýþýyla mücadele edilmesiiçin gerekli böyle bir eðitim çalýþmasýnýn çocuklarýn, yaþlýlarýn, engelli vehastalarýn ilk ve en önemli bakým kurumu olan ailenin korunmasýný olduðukadar kadýnlarýn da güçlendirilmesini saðlamasý açýsýndan önemli olduðuvurgulanmýþtýr.

Kadýna yapýlan yatýrýmýn ayný zamanda aileye yapýlan yatýrým olduðu,güçlü kadýnýn, saðlýklý ve dengeli bir aile yapýsýnýn kurulmasýný mümkünkýldýðý, bu nedenle devletin aileye iliþkin sorumluluklarý tespit edilirkeneþlerin eþit yükümlülükleri de ifade edilerek sadece kadýn deðil erkeðin deaileden sorumlu tutulmasý gerektiði, Anayasa hazýrlanýrken ailenin

103

Page 112: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

korunmasýna iliþkin maddelerin yazýmý aþamasýnda toplumsal cinsiyeteþitliði anlayýþýný yerleþtirecek bir dil kullanýlmasý gerektiði belirtilmiþtir.

Devletin topluma, aileye, bireye iliþkin sorumluluklarý baðlamýndaetnik, dini, kültürel kavramlardan uzak bir vatandaþlýk baðý terminolojisikurmak gerektiði, ancak böyle bir dilin, etnik, dini, kültürel farklýlýklarýgörmezden gelmek ve/veya yok saymak anlamýný içermemesi gerektiðiifade edilmiþtir.

Anayasa’nýn cinsiyet ayrýmcýlýðýný engelleme yönünde, yürütme erkini,uluslararasý sözleþmelerden doðan yükümlülükleri yerine getirmeye sevkeden hükümler, cinsiyet ayrýmcýlýðýna iliþkin yeni yasal düzenlemelerin dehayata geçirilmesini mümkün kýlacak yönetmelik ve yönergeleringecikmeden hazýrlanmasýný icbar edecek hükümler; yasama ile icraarasýndaki takvim boþluklarýna izin vermeyen hükümler içermesi gerektiði,bunlarýn genel prensipler biçiminde anayasada yer almasýnýn uygun olacaðýbelirtilmiþtir.

Toplum huzurunun tesisi için gerekli, temel þartlardan olan kadýnýngüçlendirilmesi için Anayasa’nýn, kadýnýn gerek ebeveyn ve yakýnakrabalarýna gerekse eþi/hayat arkadaþý ve bu yakýnlýktan doðanakrabalarýna karþý konumunu güçlendirecek; kadýnýn birey olarak özgüriradesini serbestçe ortaya koymasýný mümkün kýlacak denli demokratikkoruma tedbirlerini almaya yürütme erkini icbar etmesi, yasama veyargý erklerinin de Anayasa’nýn lafýz ve ruhuyla mütenasip bakýþa sahipolmak mecburiyetinde býrakýlmasý, Anayasa’nýn getireceði amirhükümler doðrultusunda kadýnýn özgür iradesini engelleyecek hiçbirgeleneksel / kamusal / bireysel baskýya / icraata göz yumulmamasý gereðininüzerinde durulmuþtur.

Kadýnýn, devlet / kamu karþýsýnda güçlendirilip desteklenmesinin deanayasanýn temel konularýndan olduðu, yeni anayasal düzenlemeninkadýnýn, kýyafeti nedeniyle ayrýmcýlýða maruz býrakýlmasýna izin vermemesive kadýnýn kýyafetini, din ve inanç hürriyetinin yaný sýra, kadýnýn, bireyseltercihini ve hür iradesini yansýtan özel alaný kabul etmesi, kadýnýn kýyafettercihindeki özgürlüðünü temel insan haklarý kapsamýnda ele almasýgerektiði ifade edilmiþtir.

Temel haklarýn, anayasal güvence altýna alýnmasý demek olanözgürlüklerin tadadýnýn, kadýn kýyafetini de içermesi, böylecekurumsal / kiþisel / sektörel ayrýmcýlýkla mücadele edilmesine imkan

104

Page 113: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

sunulmasý gerektiði; kadýn kýyafet özgürlüðünün temel haklar bahsindeismen zikredilmesinin en önemli gerekçesinin yaygýn yasakçý zihniyetlemücadele ederek baþörtülü kadýnlarýn haklarýný kullanabilir olmasýnýsaðlarken diðer taraftan istemeyen kadýnlara muhtemel bir baþörtüsüdayatmasý ile karþýlaþýlmasýný da önlemek olduðu vurgulanmýþtýr.

Yeni Anayasa ile bireyin dini, etnik, kültürel, felsefi, siyasi, ideolojikkimlik tanýmlarýný kullanmasýný engellemek ve/veya kimlik tanýmlarýnýkullanmaya zorlamak yönünde baskýya maruz kalmayacaðý bir toplumdüzeni oluþturulmasý, kiþilerin özel ve kamusal alanda anýlan kimliktanýmlarýný kullanmaktan men edilmesi ve/veya kullanmaya icbar edilmesikabul edilemeyeceði gibi ayný nedenlerle kamu görevinden mahrumedilemeyeceði gerçeðinin de yeni anayasa ile düzenlenmesi gerektiðibelirtilmiþtir.

Toplumsal Cinsiyet Eþitliði anlayýþýnýn anayasadan baþlayarak tümhukuki düzenlemelerde amir hüküm olmasý doðrultusunda erkler arasýiliþki, denge ve denetim sistemleri baþta olmak üzere, kamu kurumlarý,siyasi partiler, meslek örgütleri, sendikalar ve özel sektörü cinsiyetayrýmýndan uzak tutacak hükümlerin anayasada genel prensipler ve zorunlupolitikalar olarak yer almasýnýn temel þart olduðu vurgulanmýþtýr.

Kadýna yönelik ayrýmcýlýklardan birisi olan baþörtüsü yasaklarýnýn datoplumsal cinsiyet eþitliði anlayýþýnýn gerçekleþtirilmesi önündekiengellerden biri olarak bertaraf edilmesi, kamusal alandan dýþlamanýn kabuledilemez bir hak ihlali olarak anayasal tedbirlerle önlenmesi gerektiðibelirtilerek baþörtüsü yasaklarý ile mücadele edilmesinin temel yollarýndanbiri olarak anayasal güvence altýna hak ve özgürlükler arasýnda:

“din, dil, ýrk, etnik köken, giyim ve hayat tarzý, felsefi görüþ, cinsiyet vecinsel yönelim ayrýmý yapýlmaksýzýn…”

þeklinde tüm bireylerin eþitliði, eþit haklara sahip oluþunun ifadeedildiði gibi:

“devlet tüm bireylerin hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlü olduðukadar, bireylerin haklarýný kullanabilmeleri için gerekli düzenlemeleriyaparak, halkýna eþit fýrsat sunmakla da yükümlüdür”

ifadesinin de anayasanýn baþlangýç hükümleri arasýnda yer almasýönerilmiþtir.

105

Page 114: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

3. Hak-Ýþ KonfederasyonuHak-Ýþ Konfederasyonu olarak hazýrlanan anayasa önerisinin giriþ

bölümünden son maddesine kadar bir ana akýmlaþtýrma da denilebilecekbir bakýþ açýsýyla bütün maddelere bir kadýn-erkek fýrsat eþitliði bakýþaçýsýnýn yansýtýldýðý ifade edilmiþtir.

Giriþ bölümünde özellikle anayasanýn insaný ve insani deðerleri temelalan, bireyin onur ve emeðini yükselten, demokratik, özgürlükçü, açýk,katýlýmcý ve çoðulcu, herkese fýrsat eþitliði saðlayan, dýþlamaya veötekileþtirmeye imkan tanýmayan, hukukun üstünlüðünü esas alan bir ruhasahip olmasýnýn vurgulandýðý, ikinci bölümde devletin temel esaslarýnýndüzenlendiði, devletin þekli ve niteliklerinde özellikle cumhuriyetindemokratik ve özgürlükçü bir cumhuriyet olarak tanýmlandýðý, onun altbölümünde devletin temel niteliklerini tanýmlarken kadýn-erkek fýrsateþitliðini içerecek þekilde demokratik, laik, sosyal hukuk devletiyle ilgilitanýmlarý yanýna yazarak o bakýþ açýsýnýn yansýtýldýðý belirtilmiþtir.

Ayrýmcýlýk yasaðý, eþitlik ve adalet konusunda mevcut 10. maddedekidüzenlemenin biraz daha geliþtirildiði, burada kanun önünde herkesin eþitolduðu, dil, ýrk, renk, cinsiyet, siyasi düþünce gibi sebeplerle ayrýmcýlýkyapýlamayacaðý, özellikle devletin kadýnlarýn, yoksullarýn, yoksunlarýn,yaþlý, engelli ve çocuklarýn eþitsizliklerini giderici önlemler alacaðýna yerverildiði ifade edilmiþtir.

Birey hak ve özgürlükleriyle ilgili bölümde, kadýn haklarýnýn ayrý birmadde olarak düzenlendiði, diðer taraftan katýlýmcý bir yapýda ‘ÝnsanHaklarý Ýhlalleri ve Ayrýmcýlýkla Mücadele ve Eþitlik Kurulu’oluþturulmasýnýn ve ‘Kadýn Haklarý’ ile ilgili maddenin

“Kadýnlar ve erkekler eþit haklara sahiptir, devlet bu eþitliðin yaþamageçmesini saðlamakla yükümlüdür. Devlet organlarý ve idare makamlarýbütün eylem ve iþlemlerinde buna uygun olarak hareket etmek zorundadýr.

Devlet, kadýnlarýn çalýþma hayatýna giriþine, aile ve çalýþma hayatýnýuyumlaþtýrmasýna, eðitim imkânlarýndan ve saðlýk hizmetlerindenyararlanmasýna, karar alma mekanizmalarýna katýlýmýn artýrýlmasýna yönelikgeçici ya da sürekli özel tedbirler alýr.

Devlet kadýnlara karþý her türlü þiddeti önlemekle yükümlüdür.Devletin kadýnlar için ekonomik, sosyal, kültürel hayatýn tüm

alanlarýnda fýrsat eþitliði yaratýlmasýna yönelik aldýðý tedbirler eþitlikilkesine aykýrý sayýlamaz.”

þeklinde düzenlenmesinin önerildiði belirtilmiþtir.106

Page 115: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Temel eðitimin tüm vatandaþlar için zorunlu olmasý, eðitim-öðretimdilinin Türkçe olmasý ama gerekli durumlarda veya talep hâlinde bunlarýnfarklý dillerde eðitim ve öðretim yapýlmasýna iliþkin esaslarýndüzenlenebileceði; her derecedeki eðitim ve öðretim kurumuna giriþteeþitlik esasýna aykýrý olarak herhangi bir kýsýtlama olamayacaðý, yine kýlýkve kýyafetinden dolayý hiç kimsenin eðitim ve öðretimin hiçbir aþamasýndanmahrum býrakýlamayacaðýnýn “Eðitim Öðretim Hakký” baþlýklý maddeninaltýnda kaleme alýndýðý belirtilmiþtir.

Din, kanaat ve inanç özgürlüðüyle ilgili maddede laikliðin tanýmýnageniþ þekilde yer verildiði, laikliðin din, vicdan, düþünce ve ibadethürriyetinin teminatý olarak ele alýnýp meþruiyetini insan haklarýndanaldýðýna vurgu yapýldýðý, devletin laik olmasýnýn kiþilerin inanç, ibadet,kanaat ve dinî telkin özgürlüklerini sýnýrlandýrma hakký vermeyeceði, dinîinançlar ve tercihler karþýsýnda tarafsýz kalýnmasý ve eþit þekilde hizmetsunulmasýný da kapsayacaðý vurgulanmýþtýr.

“Ýnsan Haklarý Ýhlalleri ve Ayrýmcýlýkla Mücadele” baþlýklý ayrý birmaddede devletin dil, ýrk, renk, cinsiyet diye saydýktan sonra, bu tarzdayapýlan insan haklarý ihlallerinin ve ayrýmcýlýðýn önlenmesine, ortadankaldýrýlmasýna, eþitliðin saðlanmasýna yönelik faaliyetleri koordine etmek,kiþilerin eþit muamele görme hakkýný güvence altýna almak ve ayrýmcýlýðakarþý gerekli önlemleri almakla yükümlü olduðunun ayriyeten belirtildiðiKomisyon’a anlatýlmýþtýr.

Bu çerçevede bir Ýnsan Haklarý Ýhlalleri ve Ayrýmcýlýkla Mücadele veEþitlik Kurulu oluþturulacaðý, bu kurulun sivil toplum kuruluþlarý, kamukurum ve kuruluþlarýyla katýlýmcý bir yapýda olacaðý ve detaylarýnýn kanunladüzenleneceði belirtilmiþtir.

“Kamu Hizmetlerine Giriþ ve Kamu Hizmetlerinden YararlanmaHakký” baþlýðý altýnda herkesin kamu hizmetlerinden yararlanma, kamudagörev alma ve yükselme hakkýna sahip olduðu, bu hakkýn kullanýlmasýndakýlýk ve kýyafetin kýsýtlayýcý bir neden olmayacaðý ifade edilmiþtir.

“Sosyal ve Ekonomik Haklar” baþlýklý bölümde, herkesin çalýþma hakkýolduðu, hiç kimseye çalýþma hakký, çalýþma þartlarý, ücretler bakýmýndan,dil, din, ýrk, cinsiyet, etnik köken, yaþ nedeniyle ayrýmcýlýk yapýlamayacaðý,kadýnlar, gençler ve engellilere yönelik alýnan pozitif önlemlerin ayrýmcýlýkolarak deðerlendirilemeyeceði, hiç kimsenin yaþýna, cinsiyetine ve gücüneuygun olmayan iþlerde çalýþtýrýlamayacaðý gibi hususlara yer verildiðibeyan edilmiþtir.

107

Page 116: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

4. Kadýn Erkek Fýrsat Eþitliði DerneðiEþitlik ve eþit fýrsatlar ayrýmýnýn çok önemli olduðu, yasada bir eþitlik

olduðu fakat fýrsatlarýn verilmediði, bununla ilgili tedbirler alýnmadýðýsürece eþitlik kavramýnýn sadece kâðýt üzerinde kalacaðý, o nedenle eþitfýrsatlar kavramýnýn kadýn-erkek cinsiyet eþitliðini gerçekleþtirmeanlamýnda Anayasa’da bu ifade adý altýnda yer almasýnýn çok önemli olduðuvurgulanmýþtýr. Eþitliðin tam anlamýyla gerçekleþmesi için fýrsat eþitliðikavramýnýn yeni Anayasa’da yer almasýnýn çok önemli olduðu, “Fýrsateþitliðine iliþkin devlet tedbir almakla yükümlüdür.” diye bir ibarekoyduðumuz zaman Anayasa’ya cinsiyet eþitliðini saðlama yönünde de birkatký saðlanmýþ olacaðý belirtilmiþtir.

Pozitif ayrýmcýlýðýn kadýnýn cinsiyetinden ötürü kendisinden kuvvetliolan erkek karþýsýndaki maðduriyetini gidermek amacýyla ve eþitliðigerçekleþtirmek amacýyla ortaya çýkartýlmýþ bir ilke olduðu, CEDAW’ýn 4.maddesinin buna iþaret ettiði, pozitif ayrýmcýlýk kavramýnýn da Anayasa’dayer almasý gerektiði, bu baðlamda aþaðýdaki gibi düzenlemeleryapýlabileceði ifade edilmiþtir.

“Kadýnlar ve erkekler eþit hak ve fýrsatlara sahiptir. Devlet bu eþitliðinve fýrsat eþitliðinin yaþama geçmesini saðlamakla yükümlüdür.”

“Devlet kadýnlar ve erkekler arasýndaki toplumsal cinsiyet eþitsizliðinigidermeye yönelik tedbirleri almakla yükümlüdür.”

“Devlet bu tedbirleri alýrken kadýnlar lehine pozitif ayrýmcýlýkyapabilir.”

“Pozitif ayrýmcýlýk, kanunlarla düzenlenmek zorundadýr ve eþitlikilkesine aykýrý olarak kabul edilemez.”

Aile içi þiddetle mücadelenin son yýllarda bizim yasalarýmýza vegündemimize girmiþ bir kavram olduðu, aile içi þiddeti ve cinsiyeteþitsizliðini önleme anlamýnda aile içi adalet kavramýnýn yeni Anayasa’dayer almasý gerektiði, bu konuda aþaðýdaki gibi düzenlemeler yapýlabileceðiifade edilmiþtir.

“Devlet, aile içinde adaleti saðlamak için gerekli tedbirleri almaklayükümlüdür.”

“Aile içinde adaletin saðlanmasýna yönelik tedbirler, kanunladüzenlenir.”

108

Page 117: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

5. Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araþtýrmalar VakfýParlamentoda, belediye meclislerinde, tüm kamusal organlarýn

oluþumunda, kamu hizmetlerine girmede var olan cinsiyet eþitsizliðininkaldýrýlmasý talep edilmektedir.

6. Mor Çatý Kadýn Sýðýnaðý VakfýAnayasa Kadýn Platformu görüþlerine ek olarak, 10. madde kapsamýnda

kadýnlarýn tüm mekanizmalarda eþit temsili ile hedefin fýrsat eþitliðinden ötekadýn ile erkek arasýndaki fiili eþitliðin saðlanmasý olmasý gerektiði,LGBTT bireylere bu madde kapsamýnda yer verilmesinin bir zorunlulukolduðu ve ev içi þiddetin sonlandýrýlmasý ile eþler arasýnda eþityükümlülükler getiren 14. maddenin bu görüþler doðrultusunda tekrardüzenlenmesi gerektiði ifade edilmiþtir.

7. Türk-ÝþYeni anayasada cinsiyet temelli doðrudan veya dolaylý her türlü

ayrýmcýlýðýn yasaklanmasý, kadýn-erkek eþitliði konusunda eþit temsililkesinin Anayasa’ya girmesi gerektiði ifade edilmiþtir.

Kadýn-erkek fýrsat eþitliðine yönelik yapýlan hiçbir düzenlemeninyoruma mahal verecek þekilde ifade edilmemesi ve kadýnlarýn, dezavantajlýya da kýsýtlý konumda olan bireylerle hiçbir koþulda ayný konumdagösterilmemesi gerektiði vurgulanmýþtýr.

8. Türk Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði – TÜSÝADYeni Anayasanýn birey odaklý olmasý, hiçbir ayrýmcýlýða yer vermemesi

ve çoðulcu parlamenter demokrasiyi esas almasý gerektiði ifade edilmiþtir. Mevcut Anayasa’da devleti kadýn-erkek eþitliðinin fiilen yaþama

geçmesiyle yükümlü tutan ve bu amaçla alýnacak tedbirleri eþitlik ilkesineaykýrý saymayan düzenlemenin muhafaza edilmesi, ayrýca kadýnlarýn herdüzeyde eþit temsil edileceklerine dair ilkenin Anayasa’da yer almasýgerektiði belirtilmiþtir.

Ýnsan haklarýnýn Yeni Anayasada özgürlükçü bir anlayýþla ele alýnmasý,Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’ndeki sýnýrlamalara uygun ama bununötesindeki tüm yasaklarý ortadan kaldýran biçimde yeniden düzenlenmesigerektiði vurgulanmýþtýr.

109

Page 118: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

9. Türk Üniversiteli Kadýnlar Derneði ve Ýstanbul Kadýn Kuruluþlarý Birliði

Anayasa’da aþaðýdaki düzenlemelerin yapýlmasý önerilmiþtir: Eþitlik“Herkes, dil, ýrk, renk, cinsiyet, siyasî düþünce, felsefî inanç, din,

mezhep ve benzeri sebeplerle ayrým gözetilmeksizin kanun önünde eþittir.Kadýnlar ve erkekler eþit haklara sahiptir. Devlet, bu eþitliðin yaþama

geçmesini saðlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alýnacak tedbirler eþitlikilkesine aykýrý olarak yorumlanamaz.

Üyeleri atama veya seçimle belirlenen tüm kamusal organlarýnoluþturulmasýnda kadýn ve erkek her cinsin en az % 30 olmak üzere eþittemsili ilkesi gözetilir, bu oranýn uygulanmasý ilgili kanunlarda düzenlenir.”

Siyasi Partiler“Siyasi partilerin parti içi düzenlemeleri ve çalýþmalarý demokrasi

ilkelerine uygun olur. Siyasi parti teþkilatlarýnýn tüm karar organlarý her bircinsin en az % 30 oranýnda temsil ve katýlýmý fiilen saðlayacak esaslara veolumlu düzenlemelere göre oluþur. Bu ilkelerin uygulanmasý kanunladüzenlenir.”

“Siyasi partilere, devlet yeterli düzeyde, hakça ve cinsler arasý fýrsateþitliðini saðlamayý gözeterek mali yardým yapar.”

TBMM ve Yerel Yönetimlere Seçilme, Yasama* “Türkiye Büyük Millet Meclisi, her bir cinsin en az % 30 oranýnda

temsil ve katýlým esaslarýna uygun olarak genel oyla seçilen beþ yüz ellimilletvekilinden oluþur, bu konu ilgili yasalarla düzenlenir.”

* “Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkýnýn mahalli müþterekihtiyaçlarýný karþýlamak üzere, kuruluþ esaslarý kanunla belirlenen ve kararorganlarý, kanunda gösterilen seçmenler tarafýndan seçilerek her bir cinsinen az % 30 oranýnda temsil ve katýlýmcýlýk esaslarýna uygun olarakoluþturulan kamu tüzel kiþileridir.”

* “Ýç tüzük hükümleri, siyasi parti gruplarýnýn Meclis’in bütünfaaliyetlerine üye sayýsý oranýnda ve her bir cinsin en az % 30 oranýndatemsili esaslarý çerçevesinde katýlmalarýný saðlayacak yönde düzenlenir.”

Ailenin Korunmasý, Çocuk Haklarý“Aile, Türk toplumunun temelidir ve eþler arasýnda eþitliðe dayanýr.

110

Page 119: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Devlet, ailenin huzur ve refahý ile özellikle ananýn ve çocuklarýnkorunmasý ve aile planlamasýnýn öðretimi ile uygulanmasýný saðlamak içingerekli tedbirleri alýr, teþkilâtý kurar.

Her çocuk, korunma ve bakýmdan yararlanma, yüksek yararýna açýkçaaykýrý olmadýkça, ana ve babasýyla kiþisel ve doðrudan iliþki kurma vesürdürme hakkýna sahiptir.

Devlet, her türlü istismara ve þiddete karþý KADINLARI ve çocuklarýkoruyucu tedbirleri alýr.”

Kamu Kurumu Niteliðindeki Meslek Kuruluþlarý“Kamu Kurumu niteliðindeki meslek kuruluþlarý ile bunlarýn üst

kuruluþlarýnýn yönetim organlarýnda kadýnlar ve erkekler, kurumlardakisayýlarýnýn en az üçte biri oranýnda temsil edilirler.”

Sendikalar“Sendikalarýn ve üst kuruluþlarýnýn kuruluþ, yönetim ve iþleyiþleri

demokratik esaslara aykýrý olamaz ve her bir cinsiyetin en az % 30 oranýndatemsil ve katýlým ilkesine uygun olarak belirlenir.”

Yüksek Seçim Kurulu“Yüksek Seçim Kurulu, seçim sonucunda her bir cinsiyetin en az % 30

oranýnda temsil edilmesini saðlama ilkesine uymayan aday listelerinireddetme ve listelerini bu ilkeye uygun olarak düzeltmeyenlerin seçim dýþýbýrakýlmasýna karar vermek yetkisine sahiptir.”

Yüksek Öðretim Kurumu“Üniversitelerin yönetim organlarýnda kadýnlar ve erkekler, söz konusu

kurumlardaki sayýlarýnýn en az % 30’u oranýnda temsil edilir.”Kamu DenetçiliðiKamu Denetçiliði Kurumu, kadýn sayýsý erkek denetçi her cinsin en az

% 30 oranýnda yer alacaðý þekilde oluþturulur. Önerilere ilave olarak, Anayasa’da Kanun Hükmünde Kararnamelerin

TBMM’de öncelikle ve ivedilikle görüþüleceði belirtilerek süre sýnýrlamasýgetirilmesi gerektiði, özellikle toplumsal cinsiyet eþitliði açýsýndan göz ardýedilen yeniden yapýlandýrýlmalara dair KHK’larýn her görüþün temsiledildiði TBMM’de bir kez daha görüþülmesine ihtiyaç olduðuvurgulanmýþtýr.

111

Page 120: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

10. Türkiye Barolar BirliðiAnayasa’da aþaðýdaki düzenlemelerin yapýlmasý önerilmiþtir:

● Mevcut Anayasa’nýn 10. maddesindeki düzenlemeye TÜBAKKOM önerisi:

Kanun Önünde Eþitlik “Herkes dil, ýrk, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, siyasi düþünce, felsefi

inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrým gözetilmeksizin kanunönünde eþittir.

Kadýnlar ve erkekler hukuken ve fiilen eþit haklara sahiptir. Devlet, bueþitliðin yaþama geçmesini saðlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alýnacaktedbirler eþitlik ilkesine aykýrý olarak yorumlanamaz.

Çocuklar, yaþlýlar, özürlüler, harp ve vazife þehitlerinin dul ve yetimleriile malul ve gaziler için alýnacak tedbirler eþitlik ilkesine aykýrý sayýlmaz.

Hiçbir kiþiye, aileye, zümreye veya sýnýfa imtiyaz tanýnamaz.Devlet organlarý ve idare makamlarý bütün iþlemlerinde kanun önünde

eþitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadýrlar.”

● Mevcut Anayasa’nýn 67 /2. maddesindeki düzenlemeye TÜBAKKOM önerisi:

Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarý: “Seçimler ve halkoylamasý serbest, eþit, tek dereceli, genel oy, açýk

sayým ve döküm esaslarýna göre, her bir cinsin eþit temsil ve katýlýmýnýfiilen saðlayacak þekilde özel önlemler alýnarak yargý yönetim ve denetimialtýnda yapýlýr. Ancak, yurt dýþýnda bulunan Türk vatandaþlarýnýn oy hakkýnýkullanabilmeleri amacýyla kanun uygulanabilir tedbirleri belirler.”

● Mevcut Anayasa’nýn 68/son. maddesindeki düzenlemeye TÜBAKKOM önerisi:

Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrýlma“Devlet, siyasi partilere yeterli düzeyde, hakça ve cinsler arasý fýrsat

eþitliðini saðlayarak mali yardým yapar.”

● Mevcut Anayasa’nýn 69/1. maddesindeki düzenlemeyeTÜBAKKOM önerisi:

Siyasi partilerin uyacaklarý esaslar“Siyasi partilerin parti içi düzenlemeleri ve çalýþmalarý demokrasi

ilkelerine uygun olur. Siyasi parti teþkilatlarýnýn tüm karar organlarý her112

Page 121: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

bir cinsin eþit temsil ve katýlýmýný fiilen saðlayacak esaslara ve olumludüzenlemelere göre oluþur. Bu ilkelerin uygulanmasý kanunla düzenlenir.”

● Mevcut Anayasa’nýn 70. maddesindeki düzenlemeye TÜBAKKOM önerisi:

Kamu hizmetlerine girme hakký“Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý kamu hizmetlerine girme hakkýna

sahiptir. Hizmete alýnmada, görevin gerektirdiði niteliklerden baþka hiçbir ayrým

gözetilmez. Göreve alýnmada görevin gerektirdiði nitelikler saklý kalmakkoþuluyla devlet cinsler arasý eþitliði saðlamak üzere gereken her türlüözel önlemi alýr.”

● Mevcut Anayasa’nýn 75. maddesindeki düzenlemeye TÜBAKKOM önerisi:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi her bir cinsin eþit temsil ve katýlýmýesaslarýna uygun olarak genel oyla seçilen beþyüzelli milletvekilindenoluþur.”

● Mevcut Anayasa’nýn 95/2 maddesindeki düzenlemeye TÜBAKKOM önerisi:

“Ýçtüzük hükümleri, siyasî parti gruplarýnýn, Meclisin bütünfaaliyetlerine üye sayýsý oranýnda ve her bir cinsin eþit temsil ve katýlýmýesaslarý çerçevesinde katýlmalarýný saðlayacak yolda düzenlenir.”

● Mevcut Anayasa’nýn 127/1 maddesindeki düzenlemeye TÜBAKKOM önerisi:

“Mahallî idareler; il, belediye veya köy halkýnýn mahallî müþterekihtiyaçlarýný karþýlamak üzere, kuruluþ esaslarý kanunla belirlenen ve kararorganlarý, kanunda gösterilen, seçmenler tarafýndan seçilerek her bir cinsineþit temsil ve katýlýmý ile oluþturulan kamu tüzelkiþileridir.”

11. Türkiye Ýþveren Sendikalarý KonfederasyonuAnayasa’mýzda kadýn adýnýn geçtiði iki tane maddemiz olduðu, bir

tanesinin 10. madde, bir diðerinin çalýþma hayatýný düzenleyen 50. maddeolduðu, geçmiþteki anayasalara baktýðýmýzda durumun bundan daha farklýolmadýðý, 1961 Anayasa’sýnda kadýndan bahseden bir madde olduðu,1924 Anayasa’sýnda üç maddede kadýn eþitliðinden bahsedildiði ifadeedilmiþtir.

113

Page 122: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Eþitlik kavramýnýn insan haklarýndan baðýmsýz düþünülemeyeceði, fýrsateþitliði kavramýyla yine birlikte deðerlendirilmesi ve fýrsat eþitliðininsomutlaþtýrýlmasý gerektiði, anayasada bunun bir ilke olarak ortayakonulmasý ancak yasalar seviyesinde de bunun hayata geçirilmesininönemli olduðu vurgulanmýþtýr.

Anayasalara hangi metinler yazýlýrsa yazýlsýn, eðer biz bunumevzuatýmýzla, ikincil mevzuatla ve kanunlarla, diðer idari uygulamalarlahayata geçiremezsek anayasaya aykýrý davranýþta bulunmanýn ötesindeanayasanýn hedeflerine aykýrý sonuçlar doðuracak eylemlere girmiþolacaðýmýz, dolayýsýyla anayasada yer verdiðimiz hükümler kadar bunlarýnyaþama geçmesinin de çok önemli olduðu, kadýn-erkek eþitliði konusundabizim uluslararasý taahhütlerimiz olduðu, bunlar nedeniyle bir taahhütaltýnda olduðumuz belirtilmiþtir.

Birleþmiþ Milletlerin Kadýnlara Karþý Her Türlü AyrýmcýlýðýnÖnlenmesi Sözleþmesi’nin baþlangýç bölümünde bir ülkenin tam veeksiksiz kalkýnmasýnýn, dünyada refahýn ve barýþýn elde edilmesinin,kadýnlarýn erkeklerle eþit þartlarda, her alanda azami katkýlarýný gerektirdiði,erkeklerle kadýnlar arasýnda tam bir eþitliðin gerçekleþmesi için kadýnlarile erkeklerin toplumdaki geleneksel rollerinde bir deðiþiklik ihtiyacýolduðuna vurgu yapýldýðý ifade edilmiþtir.

Almanya Anayasasý’nda eþitliðin gerçekten saðlanmasýna bir vurguyapýldýðý, eþitliðe vurgu yapmakla yetinilmeyip gerçekten saðlanmasýnoktasýnda bir vurgusu olduðu, Avusturya Anayasasý’nda resmî atamalardamakam sahibinin cinsiyetinin belirtilmesi gerektiðinin vurgulandýðý,Finlandiya Anayasasý’nda kadýnýn çalýþma yaþamýnda korunmasýnda deðil,cinsiyetler arasýnda eþitliðin teþvik yoluyla saðlanmasýna vurgu yapýldýðý,Fransýz Anayasasý’nda da kadýn ve erkeklerin seçimle gelinen görev vemevkilerin yaný sýra mesleki konumlara ve sosyal sorumluluklara eþit þekildeeriþmelerinin kanunla teþvik edileceðinin düzenlendiði, Ýtalyan Anayasasý’nýnda paralel bir biçimde, kadýn ya da erkek her vatandaþýn devlet memuriyetive seçim iþlerinde eþit olarak yer alacaðýný, kadýn ve erkekler arasýnda fýrsateþitliklerinin teþvik edileceðini vurguladýðý anlatýlmýþtýr.

Türk kadýnlarýnýn aslýnda anayasal düzenlemeler açýsýndan çok dageride olmadýðý ama bunun fiilî yaþama geçmediði, somut olarak verilerlebaktýðýmýzda Dünya Ekonomik Forumu’nun Kasým 2011’de açýkladýðýCinsiyetlerarasý Farklýlýk Raporu’nda 135 ülkede 122. sýrada olduðumuz,istihdam açýsýndan da OECD’nin en kötü durumdaki ülkelerinden bir tanesi

114

Page 123: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

olduðumuz, OECD ortalamasý yüzde 61 seviyesinde iken bizimkadýnlarýmýzýn yüzde 30 seviyesinde, ki o da bir süredir uygulanan kararlýteþviklere raðmen gelebildiðimiz bir nokta, olduðu ve AB ilerlemeraporlarýnda yine eþitlik konusundaki eksikliklerimiz olduðu, hattamevzuatýmýzýn yeterli olmasýna raðmen, bunun hayata geçirilememesiyönündeki eleþtirilerle karþý karþýya olduðumuz ifade edilmiþtir.

Çalýþma yaþamýnda mevcut Anayasa’mýzýn kadýnlarýn korunmasýndanbahsettiði, bunun artýk terk etmemiz gereken bir bakýþ açýsý olduðu, çünkübugüne kadar yaptýðýmýz her düzenlemenin altýnda “kadýnlarý koruyoruz”gerekçesinin olduðu fakat kadýnlarý koruma gerekçesiyle kadýnlarýn çalýþmayaþamýnýn, sosyal yaþamýn dýþýna itildiði, hatta mevcut Anayasa’mýzdakiyaklaþýmýn kadýnlarý çalýþma hayatý açýsýndan engelliler ve çocuklarla aynýdüzlemde kabul eden bir bakýþ açýsý olduðu, kadýnlarýn çalýþma hayatýndakorunmasýndan deðil ancak hamilelik ve annelik dönemlerinde, doðumsonrasý dönemlerinde korunmalarýndan söz etmek gerektiði, bu anayasaldüzenlemenin mutlaka deðiþtirilmesi gereken hükümler arasýnda yer aldýðýifade edilmiþtir. Çalýþma mevzuatýmýz açýsýndan baktýðýmýzda yinekadýnlarý koruma saikiyle getirilmiþ, kadýnlarýn çalýþamayacaðý iþler listesi,kadýnlarýn çalýþamayacaklarý saatler listesi, kadýnlarýn çalýþtýrýlamayacaklarýdönemler listesi gibi uzun listelerimiz olduðu, bunlarýn kadýnlarý koruyandeðil, kadýnlarý çalýþma yaþamýnýn dýþýna iten düzenlemeler olduðukadýnlarý korumaktan deðil, kadýnlarý ayrýmcýlýktan korumaktan yana birtavýr sergilenmesi gerektiði belirtilmiþtir.

Anayasada kadýn-erkek eþitliðine dair genel maddeden ayrý olarakçalýþma koþullarý, adil ücret ve dinlenme hakký ile ilgili madde düzenlenirkenkimsenin yaþýna, cinsiyetine ve gücüne uygun olmayan iþlerdeçalýþtýrýlamayacaðý; çocuklar, engelliler, hamile ve doðum yapmýþ kadýnlarýnçalýþma yaþamý içinde özel korumaya sahip olduðu; iþ iliþkisinde dil, ýrk,cinsiyet, siyasal düþünce, felsefi inanç, din ve mezhep benzeri sebepleredayalý ayrýmcýlýk yapýlamayacaðý ifadelerinin yer almasý önerilmiþtir.

Sonuç itibarýyla, kadýn erkek eþitliðinin fiilen hayata geçirilmesini birhedef olarak ortaya koymanýn, bu alandaki giriþimleri teþvik etmenin,kadýnlarýn erkeklerle ayný ölçüde eðitim, istihdam, aile, sosyal ve siyasalyaþam, sosyal güvenlik, kamu görevine girme ve hizmetlerine ulaþmahaklarý temelinde ve esasen sosyal yaþamýn tüm katmanlarýnda yeralmasýnýn temin edilmesini devletin görevleri arasýnda kabul etmeninAnayasamýzda yer almasý gereken bir düzenleme olduðu, bunun zihniyet

115

Page 124: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

deðiþimiyle birlikte geliþmesi gerektiði çünkü bizde toplumsal cinsiyeteþitliði ya da ayrýmcýlýðý algýsý doðum öncesi dönemden, çocuðuncinsiyetinin belli olmasýndan itibaren baþlayarak eðitime ulaþma ve hayatýndiðer bütün katmanlarý itibarýyla devam eden bir süreç olduðuvurgulanmýþtýr.

12. Türkiye Kamu-SenKamuda çalýþan hanýmlarýmýzýn kamuda görev alma konusunda çok

büyük sýkýntýlarý olduðu, üst düzey yöneticiliðe getirilmede büyük sýkýntýlarolduðu, milletvekili sayýsýnýn çok az olduðu, 1 tane kadýn vali olduðuKomisyon’a ifade edilmiþtir.

Anayasa’nýn eþitlik maddesinde “Herkes kanun önünde eþittir. Kimseyedil, ýrk, renk, toplumsal cinsiyet, cinsiyet, hamilelik, medeni durum, felsefiinanç, din, mezhep, yaþ, engellilik, kültür gibi sebeplerle ayrým yapýlamaz;hiçbir kiþiye, zümreye veya sýnýfa doðrudan ya da dolaylý imtiyaztanýnamaz maddesinin eklenmesi, devlet organlarý ve idare makamlarýbütün iþlemlerinde kanun önünde eþitlik ilkesine göre hareket etmekzorundadýr.” ifadesinin yer almasý önerilmiþtir.

13. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði Ankara Kadýn Giriþimciler Kurulu

Kadýnýn birey olarak hak sahibi olmasý ve haklarýn yaþama geçirilmesiiçin özellikle kadýn-erkek eþitliði açýsýndan anayasal dayanaða gereksinimolduðu, anayasada toplumsal cinsiyet eþitliðinin esas alýnmasý, cinsiyetkotasý uygulamasýnýn yaþama geçirilmesi gerektiði belirtilerek kadýnýninsan haklarýnýn her alanda uygulamaya geçirilmesine yönelik olarakaþaðýdaki düzenlemelerin yapýlmasý önerilmiþtir:

Eþitlik“Herkes, dil, ýrk, renk, cinsiyet, siyasî düþünce, felsefî inanç, din,

mezhep ve benzeri sebeplerle ayýrým gözetilmeksizin kanun önünde eþittir.Kadýnlar ve erkekler eþit haklara sahiptir. Devlet, bu eþitliðin yaþama

geçmesini saðlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alýnacak tedbirler eþitlikilkesine aykýrý olarak yorumlanamaz.

Üyeleri atama veya seçimle belirlenen tüm kamusal organlarýnoluþturulmasýnda kadýn ve erkek her cinsin en az %30 olmak üzere eþittemsili ilkesi gözetilir, bu oranýn uygulanmasý ilgili kanunlarda düzenlenir.”

116

Page 125: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Siyasi Partiler“Siyasi partilerin parti içi düzenlemeleri ve çalýþmalarý demokrasi

ilkelerine uygun olur. Siyasi parti teþkilatlarýnýn tüm karar organlarý her bircinsin en az %30 oranýnda temsil ve katýlýmý fiilen saðlayacak esaslara veolumlu düzenlemelere göre oluþur. Bu ilkelerin uygulanmasý kanunladüzenlenir.”

“Siyasi partilere, devlet yeterli düzeyde, hakça ve cinsler arasý fýrsateþitliðini saðlamayý gözeterek mali yardým yapar.”

TBMM ve Yerel Yönetimlere Seçilme, Yasama* “Türkiye Büyük Millet Meclisi, her bir cinsin en az %30 oranýnda

temsil ve katýlým esaslarýna uygun olarak genel oyla seçilen beþ yüz ellimilletvekilinden oluþur, bu konu ilgili yasalarla düzenlenir.”

* “Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkýnýn mahalli müþterekihtiyaçlarýný karþýlamak üzere, kuruluþ esaslarý kanunla belirlenen ve kararorganlarý, kanunda gösterilen seçmenler tarafýndan seçilerek her bir cinsinen az %30 oranýnda temsil ve katýlýmcýlýk esaslarýna uygun olarakoluþturulan kamu tüzel kiþileridir.”

* “Ýç tüzük hükümleri, siyasi parti gruplarýnýn Meclis’in bütünfaaliyetlerine üye sayýsý oranýnda ve her bir cinsin en az %30 oranýndatemsili esaslarý çerçevesinde katýlmalarýný saðlayacak yönde düzenlenir.”

Ailenin Korunmasý, Çocuk Haklarý“Aile, Türk toplumunun temelidir ve eþler arasýnda eþitliðe dayanýr.Devlet, ailenin huzur ve refahý ile özellikle ananýn ve çocuklarýn

korunmasý ve aile planlamasýnýn öðretimi ile uygulanmasýný saðlamak içingerekli tedbirleri alýr, teþkilâtý kurar.

Her çocuk, korunma ve bakýmdan yararlanma, yüksek yararýna açýkçaaykýrý olmadýkça, ana ve babasýyla kiþisel ve doðrudan iliþki kurma vesürdürme hakkýna sahiptir.

Devlet, her türlü istismara ve þiddete karþý KADINLARI ve çocuklarýkoruyucu tedbirleri alýr.”

Kamu Kurumu Niteliðindeki Meslek Kuruluþlarý“Kamu Kurumu niteliðindeki meslek kuruluþlarý ile bunlarýn üst

kuruluþlarýnýn yönetim organlarýnda kadýnlar ve erkekler, kurumlardakisayýlarýnýn en az üçte biri oranýnda temsil edilirler.”

117

Page 126: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Sendikalar“Sendikalarýn ve üst kuruluþlarýnýn kuruluþ, yönetim ve iþleyiþleri

demokratik esaslara aykýrý olamaz ve her bir cinsiyetin en az % 30 oranýndatemsil ve katýlým ilkesine uygun olarak belirlenir.”

Yüksek Seçim Kurulu“Yüksek Seçim Kurulu, seçim sonucunda her bir cinsiyetin en az %30

oranýnda temsil edilmesini saðlama ilkesine uymayan aday listelerinireddetme ve listelerini bu ilkeye uygun olarak düzeltmeyenlerin seçim dýþýbýrakýlmasýna karar vermek yetkisine sahiptir.”

Yüksek Öðretim Kurumu“Üniversitelerin yönetim organlarýnda kadýnlar ve erkekler, söz konusu

kurumlardaki sayýlarýnýn en az %30’u oranýnda temsil edilir.”

14. Uçan Süpürge DerneðiYeni Anayasanýn uluslararasý hukuka dayanýlarak yazýlmýþ sözleþmeleri

temel almasý, baþta Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi olmak üzereKadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi(CEDAW),Ýstanbul Sözleþmesi gibi uluslararasý hukuk çerçevesinde belirlenmiþsözleþmelerle uyumlu olmasý ve çeliþir ifadeleri içermemesi, bu sözleþmelerýþýðýnda cinsiyete dayalý her türlü ayrýmcýlýðýn suç olduðunu, ulusalmevzuatýn bu doðrultuda oluþturulmasý gerektiðini açýkça belirtmesigerektiði vurgulanmýþtýr.

Kadýnlarýn insan haklarýný koruyan bu sözleþmelerin iç hukukdüzenlenirken dikkate alýnmasý, ulusal mevzuatýn bu Sözleþmeler temelindedüzenlenmesi, böylece cinsiyet eþitliði bakýþ açýsýnýn uluslararasýstandartlara uygun biçimde Anayasa’nýn ruhuna ve ulusal mevzuatayaygýnlaþtýrýlmasýnýn saðlanabileceði, pozitif ayrýmcýlýk hükümlerinin tümyasalarda içerilmesi ve kurumlarýn mevzuatlarýnýn bu doðrultudaoluþturulmasý gereði üzerinde durulmuþtur.

Kadýn- erkek eþitliði açýsýndan, tarafý olduðumuz CEDAW’ýn toplamon altý maddesinde eþitlik meselesini çözüme kavuþturacak ilkelerinözetlendiði, yeni anayasa hazýrlanýrken CEDAW göz önünde tutularak birçalýþma yapýlýrsa eþitlik konusunda çok büyük bir adým atýlacaðý, Anayasa,en basit anlamýyla bir toplum sözleþmesiyse o toplumdaki her bireye eþityakýnlýkta durmak zorunda olduðu, dolayýsýyla ayrýmcý olmamak zorundaolduðu ifade edilmiþtir.

118

Page 127: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Öte yandan, çocuk gelinler olmamasý için iç hukukun Çocuk HaklarýSözleþmesi gibi metinlere de uyumlandýrýlmasý gerektiði, yasal evlilikhakkýnýn 18 yaþýný doldurmuþ bireyler için mümkün olmasý, kýzçocuklarýnýn eðitim ve yaþam hakký gibi temel haklarýnýn Anayasa’dagüvence altýna alýnmasý gerektiði açýklanmýþtýr.

Anayasanýn bireyi temel almasý, kadýnlarý özellikle birey olaraktanýmlamasý gerektiði, mevcut Anayasa’mýzda 2 kere “kadýn” sözcüðügeçmekte olduðu, bunun yanýnda, kadýnlar da kastedilerek 12 kez “aile”kelimesinin geçtiði, yeni anayasanýn bu anlayýþtan uzak olarak yazýlmasýgerektiði belirtilmiþtir.

Devletin ulus ve aileden önce yurttaþlarýn bireysel hak ve özgürlüklerinikoruyan bir anlayýþa sahip olmasý, kadýnlarýn açýkça birey olaraktanýmlanmasý ve aile kurumu içinde, bu kurumun taþýyýcýsý olarak telaffuzedilmemeleri gerektiði, özgürlüklerin güvence altýna alýnmasý,kýsýtlamalarýn istisnai olmasý ve haklarýn özüne dokunulmayacaðýnýngaranti altýna alýnmasý üzerinde durulmuþtur.

Anayasanýn cinsiyetler arasý eþitlik idealine dayanmasý, erkek egemenbir anlayýþtan uzak olarak kurgulanmasý; kadýnlar, kýz çocuklar baþta olmaküzere, LGBT bireyler dâhil, ihmal edilmiþ tüm topluluklarý yurttaþ ve bireyolarak tanýmlamasý ve bu bireylerin haklarýnýn anayasal güvence altýndaolduðunu açýkça belirtmesi gerektiði söylenmiþtir.

Yeni Anayasada kadýnlarýn karar alma süreçlerine katýlýmýný garantialtýna alacak özel önlemlere yer verilmesi, bu önlemlerin mevcutdengesizliði gidermek üzere kurgulanmasý, kadýnlarý yardýma muhtaçgören, korumacý ve kollayýcý anlayýþtan uzak, birer birey ve eþit yurttaþolarak ele almasý gereði vurgulanmýþtýr.

Ayrýca yeni anayasada önyargýlara, yýkýcý geleneklerden kaynaklananalýþkanlýklara yer verilmemesi, evrensel hak ve özgürlüklerle yoðrulmuþgerekçelerin dayanak alýnmasý; kadýnlara, eþcinsellere karþý yerleþmiþönyargýlardan arýnarak hazýrlanmasý; kadýnlarýn genç yaþtaevlendirilebileceði gibi, kadýnlara en uygun ortamýn evleri olduðu gibi,eþcinselliðin hastalýk olduðu gibi yanlýþ inanýþlara dayandýrýlmamasý; soyutve yoruma açýk kavramlar içermemesi, namus, onur, ailenin korunmasý,genel ahlak, millî güvenlik, kamu düzeni gibi soyut ve yoruma açýkkavramlara dayandýrýlan hükümlere yer verilmemesi gerektiði ifadeedilmiþtir.

119

Page 128: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Anayasa’nýn demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti niteliklerinievrensel anlamda tanýmlarken, her türlü inanç ve inançsýzlýða eþit mesafededurduðunun açýkça belirtilmesi, baþta cinsiyet eþitliði olmak üzere heralanda yasal eþitliðin özel önlemlerle ve yaptýrýmlarla yaþamageçirilmesinde devletin yükümlü tutulmasý gerektiði belirtilmiþtir.

Yeni anayasanýn sosyal haklarý birey temelli ele almasý, ev iþçileri /ücretli bir iþte çalýþmayan kadýnlar da dahil tüm kadýnlarýn saðlýk ve sosyalgüvenlik haklarýndan yararlanmasý için özel önlemler alma yükümlülüðügetirilmesi, ev içi þiddet ve kadýn cinayetlerini önlemenin devletinyükümlülüðü olarak tanýmlanmasý gereði üzerinde durulmuþtur.

Anayasa’nýn yurttaþlarýna ve sivil toplum örgütlerine, ilgili yasalarkonusunda teklif vermek dahil, yasama faaliyetlerine katýlma ve böylelikleParlamentonun denge ve denetim iþlevini yerine getirmesi konusunda aktörolma olanaðý saðlamasý, kadýnlarýn var olan dezavantajlý durumunun heralanda giderilmesi için kota uygulamasýnýn zorunlu kýlýnmasý, sýðýnmacý,göçmen ve mültecileri de gören, kapsayan ve onlara ayrýmcýlýk yapýlmasýnýengelleyen hükümler de içermesi gerektiði ifade edilmiþtir.

Ç. GENEL DEÐERLENDÝRMELER1. Genel Olarak‘Kadýn-erkek eþitliði Yeni Anayasa’da nasýl tesis edilebilir?’ sorusu

karþýsýnda Komisyonumuzun karþýsýna iki yaklaþým çýkmýþtýr. Birinciyaklaþýmda, eþitliðin tam tesis edilebilmesi için somut öneriler getirilmiþ veAnayasalarýn en üst norm olmalarý sebebiyle burada yazýlacak kurallarýndevletin ve hukuk sisteminin iþleyiþini belirleyeceði, uygulamalardakieksiklikleri gidereceði, devlete sorumluluklar ve ödevler yükleyeceðisavunulmuþtur. Diðer yaklaþýmda ise, kadýn-erkek eþitliðinin saðlanmasýnayönelik düzenlemelerin daha çok yasalar ve diðer hukuki düzenlemelervasýtasýyla yapýlmasý, anayasalarda bu konu ile ilgili ayrýntýlý düzenlemelereyer verilmesinin zamanla tekrar anayasa deðiþikliði yapmayýgerektirebileceði ve bunun da anayasayý tartýþmalý hale getirebileceði, budurumda anayasada sadece ilkesel ifadelerin yer almasýnýn uygun olduðusavunulmuþtur. Örneðin, geçmiþte maruz kalýnan ayrýmcýlýk sonucudezavantajlý konuma düþenler için alýnabilecek geçici özel önlemlerinanayasada sayýlmasý halinde bu önlemler amacýna ulaþtýðýnda tekraranayasa deðiþikliðine ihtiyaç duyulacaðý ifade edilmiþtir. Anayasa yapýmtekniði açýsýndan bu iki noktanýn göz önünde bulundurulupdeðerlendirilmesi gerekmektedir.

120

Page 129: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Ülkemizde, kadýn-erkek eþitliðinin Anayasa’da tesisi konusunda dünyaörneklerinden geri olunmasa da uygulamalarda ve eþitliðin hayatageçirilmesinde ciddi sýkýntýlarýn bulunduðunu görmek güç deðildir. YeniAnayasa bu sorunlarýn çözümünde kuvvetli bir dayanak olacak ve devletinbu konudaki kararlýlýðýný en üst perdeden gösterecektir.

Bu alanda Komisyonumuza iletilen temel sorunlarý ve çözüm önerileriniþöyle sýralayabiliriz:

Anayasanýn dili: Anayasanýn dili kadýn-erkek eþitliðinin tam olarak saðlanmasýna yönelik

taahhüdü göstermek açýsýndan önem kazanmaktadýr. Diðer ülkeanayasalarýnda görüldüðü üzere, anayasa dilinde erkeðe özgü zamirlerkullanýlmasý sorun oluþturabilmektedir. Anayasa yazýmýnda cinsiyetbelirten bir dil yerine kadýnlar ve erkeklere eþit yaklaþan, nötr bir dilin tercihedilmesi ve bireylere, gruplara gönderme yaparken ‘kadýnlar ve erkekler’ifadesinin kullanýlmasý kadýn-erkek eþitliðine dair zihinsel kalýplarýndönüþtürülmesine katký saðlayacaktýr.

Öte yandan, anayasada kadýnlarý tanýmlayan ifadelerin kullanýldýðý yerve baðlam da bu anlamda önem arz etmektedir. Nitekim Komisyonumuza,Anayasa’nýn 50/2’nci maddesinde yer alan “Küçükler ve kadýnlar ile bedenîve ruhi yetersizliði olanlar…” ifadesinde kadýnlarýn küçüklerle bedenî veruhi yetersizliði olanlarýn arasýnda sayýlmasýnýn uygun olmadýðý ifadeedilmiþtir.

Eþitlik Düzenlemesi ve Ayrýmcýlýk Yasaklarý:Anayasalarda düzenlenen eþitlik maddeleri, anayasada güvence altýna

alýnan haklarýn, kadýnlar da dâhil olmak üzere, herkese eþit olarakuygulanmasýný ve kanun önünde eþitliði garanti etmektedir. Söz konusueþitlik, ayrýmcýlýk yasaðýnýn ve pozitif önlemlerin uygulanmasýný mümkünkýlmanýn yaný sýra vatandaþlýðýn kazanýlmasý ve kaybedilmesi, evlilik, aile,eðitim, saðlýk, istihdam, mülkiyet, doðal kaynaklarýn kullanýmý gibi çeþitlialanlarda kadýnlar ve erkeklere eþit muamele edilmesine dair düzenlemeleride içerebilmektedir.

Komisyonumuza, Yeni Anayasada toplumsal cinsiyet eþitliðini teminedecek, kadýn-erkek eþitliðinin önündeki tüm engelleri kaldýracak, cinsiyettemelindeki ayrýmcýlýklar dâhil olmak üzere her türlü ayrýmcýlýðýnönlenmesini saðlayacak düzenlemeler yapma yükümlülüðünün devletintemel amaç ve görevleri arasýnda sayýlabileceði, özellikle insan haklarýna,

121

Page 130: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

insan onuruna, demokrasi deðerlerine ve hukuk devleti mekanizmalarýnayönelik olarak yapýlacak vurgularýn yerinde olacaðý ifade edilmiþtir.

Ayrýmcýlýk sorunu tüm dünyada olduðu gibi ülkemizde de görülen veinsan onuruna saygýnýn en büyük ihlallerinden bir tanesidir. Ülkemizdeayrýmcýlýðýn önlenmesi adýna anayasal ve yasal düzenlemeler bu sorunlamücadelede faydalý olsa da halen çeþitli ayrýmcýlýk türlerinin görülebildiðiyadsýnamaz bir gerçektir. Komisyonumuz bu baðlamda, insan haklarýnýnve insan onurunun ön planda tutulduðu, temel hak ve özgürlüklerin de insanonuruna baðlandýðý bir bakýþ açýsýnýn Yeni Anayasa’da yer almasý ve bütünayrýmcýlýk türleri ile mücadelenin devletin en önemli ve asli görevleriarasýnda sayýlmasýnýn yararlý olacaðý görüþündedir.

Anayasanýn ‘Baþlangýç’ bölümünde ve ‘Eþitlik’ maddesinde çeþitlidüzenlemelerin yapýlmasý Komisyona sunulan öneriler arasýndadýr.Anayasanýn ‘Baþlangýç’ bölümünün kýsa ve öz bir metin olmasý, bubölümde bütün ifadelerin vurgusunun özgürlük ve demokrasi deðerlerine,çoðulculuða, hukuk devletine yöneltilmesi ve temel felsefesinin her türlüayrýmcýlýðýn reddi olduðunun mutlaka vurgulanmasý; din, mezhep, dil,kültür, etnik köken, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim temelinde,her türlü ayrýmcýlýðýn reddedilmesi; ayrýca mevcut Anayasa’dan farklýolarak, bu bölümün metne dâhil olmadýðýnýn da hükme baðlanmasý, böyleceyargý kuruluþlarýnýn yerindelik denetimi yapmasýnýn önlenmesi gerektiðiönerilmiþtir.

Eþitlik maddesinde ise; ayrýmcýlýkla mücadele hedefinin açýkça dilegetirilmesi, toplumsal cinsiyete dayalý ayrýmcýlýðýn kabul edilemeyeceðininaçýkça yazýlmasý, geniþ ve detaylý eþitlik anlayýþýnýn, yoruma açýk olmayan,net düzenleme ile ifade edilmesi, cinsiyetler arasý eþitliðin mutlaka açýkçabelirtilmesi hususlarý Komisyonumuzda dile getirilmiþtir.

TBMM Araþtýrma Hizmetleri Baþkanlýðý tarafýndan hazýrlanýpKomisyonumuza sunulan diðer ülke anayasalarý ile ilgili çalýþmalarda1 da

122

1Feride Eroðlu, “Yakýn Dönem Anayasalarýnda Toplumsal Cinsiyet ve Kadýn-ErkekEþitliði ile Ýlgili Düzenlemeler Arjantin, Güney Afrika, Kenya, Kolombiya, Paraguay,Ruanda, Uganda”, Eriþim: 26.04.2012,https://yenianayasa.tbmm.gov.tr/docs/yakindonemanayasa4may.pdfFeride Eroðlu, “Avrupa Anayasalarýnda Toplumsal Cinsiyet ve Kadýn-Erkek Eþitliði ileÝlgili Düzenlemeler”, Eriþim: 26.04.2012,https://yenianayasa.tbmm.gov.tr/docs/AvrupaulkelerindeKadinErkekesitligi.pdf

Page 131: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

görüldüðü üzere, Anayasa’nýn 10. maddesinde2 2010 yýlýnda yapýlanAnayasa deðiþiklikleriyle gelinen seviye dünya örneklerinin gerisindedeðildir. Bu maddede negatif ayrým yasaklarýna yer verilmesi ve negatifayrým yasaklarýnýn tüketici olarak sayýlmamasý “ve benzeri” gibi diðerayrýmcýlýk türlerinin de önüne geçebilecek bir ifadenin kullanýlmasý,özellikle yargý kuruluþlarý tarafýndan takdir yetkisi kullanýlarak, ayrýmyasaklarýnýn geniþletilebileceði yönünde bir hukuki sonuç meydanagetirilmiþtir. Bu durumda bu maddenin uygulamada tüm ayrýmcýlýktürlerine karþý bir koruma saðlama gücüne sahip olduðu ifade edilebilir.

Bununla birlikte bu maddede kadýn haklarýnýn daha da güçlendirilmesiaçýsýndan ‘kadýn-erkek eþitliði’ ve ‘toplumsal cinsiyet eþitliði’kavramlarýnýn açýkça belirtilebileceði, bu doðrultuda kadýnlar ve erkeklerineþit haklara sahip olduðu; devletin eksik temsil edilen cinsiyet lehine fiilîeþitliðin temini için gerekli tedbirleri alma ve bu eþitliðin kabul edilmesinisaðlama görevinin bulunduðu yönünde bir düzenleme yapýlabileceðibelirtilmiþtir. Yine bu çerçevede olmak üzere, devletin toplumda zayýfkonumda olan kiþileri korumak ve eþitsizlikleri gidermek amacýyla pozitifayrýmcýlýk ilkesi doðrultusunda gereken tedbirleri almakla mükelleftutulmasý önerilmiþtir. 10. maddedeki hususlarýn sonuçlarda ve maddianlamda eþitliðe yer verecek þekilde düzenlenmesi gerektiði, pozitifayrýmcýlýðý, geçici özel önlemleri, kotayý uygulayacak þekilde, siyasette vekarar alma mercilerinde kadýn oranýnýn artýrýlmasý noktasýnda emredici birhüküm konulabileceði de Komisyon’a önerilmiþtir.

Ayrýca, eþitliðin saðlanmasý ve ayrýmcýlýk yasaðý ile ilgili olarakanayasal gözetim mekanizmalarý oluþturulabileceði, bu baðlamda kurulacakÝnsan Haklarý ve Ayrýmcýlýk Ýzleme Kurulu, Toplumsal Cinsiyet EþitliðiKurulu, Ombudsman gibi mekanizmalarla kadýnlar ve erkeklere eþit haklarsaðlanmasý ve toplumsal cinsiyet ayrýmcýlýðýnýn önlenmesi konusundadenetim saðlanabileceði de Komisyonumuza beyan edilmiþtir.

123

2Madde 10- Herkes, dil, ýrk, renk, cinsiyet, siyasî düþünce, felsefî inanç, din, mezhep vebenzeri sebeplerle ayýrým gözetilmeksizin kanun önünde eþittir.

(Ek fýkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadýnlar ve erkekler eþit haklara sahiptir. Devlet, bueþitliðin yaþama geçmesini saðlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12/9/2010-5982/1 md.) Bumaksatla alýnacak tedbirler eþitlik ilkesine aykýrý olarak yorumlanamaz

Page 132: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Komisyonumuz, çalýþmalarýna ýþýk tutmasý için Avrupa Ýnsan HaklarýMahkemesi’nin “cinsiyete dayalý ayrýmcýlýk” ve “cinsiyet eþitliði”kavramlarýna atýfta bulunduðu kararlarýnýn incelenmesini istemiþtir. TBMMAraþtýrma Hizmetleri Baþkanlýðý’nca gerçekleþtirilen çalýþmada3,Mahkeme’nin kararlarýnda4 Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’nin“ayrýmcýlýk yasaðýný” düzenleyen 14. maddesine5 aykýrýlýk oluþturandurumlarý açýklarken, yasaðýn benzer durumlarda olan kiþilere farklýmuamele yapýlmasýna karþý getirilmiþ olduðunu; uygulamadaki birfarklýlýðýn objektif ve makul bir gerekçeden yoksun olmasý, meþru biramaca sahip olmamasý veya gerçekleþtirilmek istenen amaçla kullanýlanaraçlar arasýnda makul bir oran iliþkisi bulunmamasýnýn, maddenin ihlalianlamýna geldiðini ifade ettiði belirtilmiþtir. Cinsiyetler arasý eþitlikkavramýna iliþkin olarak Mahkeme, cinsiyet eþitliðinde geliþmesaðlanmasýnýn, Avrupa Konseyi’ne üye devletlerde gerçekleþtirilmekistenen büyük bir amaç olduðunu ve cinsiyetler arasýnda bir muamelefarklýlýðýnýn Sözleþmeye aykýrýlýk teþkil etmemesi için çok önemlisebeplerin var olmasý gerektiðini ifade etmiþtir. Örneðin, Andrle v. ÇekCumhuriyeti Davasý kararýnda Mahkeme ayrýca AÝHS’in 14. maddesininüye devletleri, kiþiler arasýndaki “olgusal eþitsizlikleri” düzeltmek içinonlara farklý muamele etmekten alýkoymadýðýný, aslýnda bazý durumlardafarklý muamele yoluyla eþitsizliði düzeltme giriþiminin kendisinin bumaddenin ihlaline yol açtýðýný ifade etmektedir. Davanýn özel koþullarýýþýðýnda bu yaklaþým, sosyal ve ekonomik deðiþikliklerin kadýnlara özelmuamelede bulunulmasý ihtiyacýný ortadan kaldýrýncaya kadar makul veobjektif olarak meþru olmayý sürdürecektir.

124

3Beyhan Kaptýkaçtý, “AÝHM Kararlarýnda Cinsiyet Eþitliði ve Ayrýmcýlýðý”, Eriþim:26.04.2012,https://tbmm.intranet/webortak/arastirma/HKM_BN9465_aihmkararlarindacinsiyetesitligiveayrimciligi.pdf4Abdulaziz, Cabales ve Balkandali v. Birleþik Krallýk Davasý, Andrle v. Çek CumhuriyetiDavasý, Schuler-Zgraggen v. Ýsviçre Davasý, Burghartz v. Ýsviçre Davasý, KarlheinzSchmidt v. Almanya Davasý, Ünal Tekeli v. Türkiye Davasý, Zarb Adamý v. Malta Davasý,Petrovic v. Avusturya Davasý, Konstantin Markin v. Rusya Davasý kararlarý5Bu Sözleþme’de tanýnan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ýrk, renk, dil, din,siyasal veya diðer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azýnlýða aidiyet,servet, doðum baþta olmak üzere herhangi baþka bir duruma dayalý hiçbir ayrýmcýlýkgözetilmeksizin saðlanmalýdýr.

Page 133: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Kadýnlarýn Temsili:Ülkemizde kadýnlara 1930 yýlýnda belediye seçimlerinde oy kullanma

ve belediye meclislerine seçilme hakký tanýnmýþ, kadýnlar 1933 yýlýndamuhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkýný,5 Aralýk 1934’te de milletvekili seçme ve seçilme hakkýný elde etmiþlerdir.1935 genel seçimlerinde yüzde 4,5 olan kadýn milletvekili oraný uzun yýllaraþýlamamýþ, günümüzde ise ancak yüzde 14,38’lik bir orana ulaþýlmýþtýr.Son yýllarda kadýnlarýn siyasette ve karar alma organlarýnda temsilikonusunda bir geliþme olmakla birlikte bu alanda istenilen düzeyeulaþýlamadýðý aþikârdýr.

Anayasamýzýn 10. maddesi ile bu konuda pozitif ayrýmcýlýk yapýlmasýnaolanak saðlanmýþtýr. Komisyonumuza, kadýnlara siyasi temsil eþitliðisaðlanmasý alanýnda anayasal bir düzenleme yapýlabileceði gibi SiyasiPartiler Kanunu, Seçim Kanunu gibi kanunlarda yapýlacak düzenlemelerile bu alanda ilerleme kaydedilebileceði, seçimle ve atama ile gelinenmakamlara getirilmede kota uygulanabileceði ifade edilmiþ ve bu konudabirçok öneri getirilmiþtir.

Bu önerilere kýsaca bakacak olursak;Anayasamýzýn “Milletin temsili” baþlýklý 80. maddesi ve “Siyasi

partilerin uyacaklarý esaslar” baþlýklý 69. maddesine bu yönde hükümlerkonularak kadýnlarýn siyasette temsili noktasýnda iyileþtirici adýmlaratýlabileceði; üyeleri, atama veya seçimle belirlenen tüm kamusal organlarýnoluþturulmasýnda, ilgili kurumun niteliðine uygun düþtüðü ölçüde, kadýnlarve erkeklerin eþit temsili ilkesinin öncelikle gözetilmesi gerektiði hususuteklif edilmiþtir.

Sendika ve üst kuruluþlarýnýn yönetim organlarýnda, il genel meclisi, ilbelediye meclisi ve büyükþehir belediye meclislerinde, üniversitelerinyönetim organlarýnda, kamu kurumu niteliðindeki meslek kuruluþlarý ilebunlarýn üst kuruluþlarýnýn yönetim organlarýnda, Anayasa Mahkemesinde,HSYK’da ve Kamu Denetçisi seçiminde eþit kadýn ve erkek temsilininsaðlanmasý ve kadýn-erkek temsili arasýndaki uçurumun devlet eliyleazaltýlmasý önerilmiþtir.

Fransýz Anayasasý’nda olduðu gibi, parite veya denklik ilkesinin,seçimle veya atanma ile gelinen tüm kurum ve organlar açýsýndanAnayasaya girmesinin yararlý olabileceði de Komisyona ifade edilmiþtir.

Kota konusunda yukarýda sayýlan kurum ve kuruluþlar ile birlikteTürkiye Büyük Millet Meclisinde kadýn temsil oranlarý için getirilen

125

Page 134: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

önerilerde yüzde 30-50 arasýnda bir oran konulmasýnýn temsil sorununuçözeceði ifade edilmiþtir. Öte yandan, kadýnlarýn temsili ile ilgili bir kotakonulmasý yerine cinsiyetler arasýnda yüzde 10’dan fazla temsil farkýoluþmamasýnýn saðlanmasý, cinsiyetler arasýnda nötr bir dil ve nötr bir oranbelirlenmesi gerektiði de Komisyona sunulan öneriler arasýndadýr.

Bu oranlara uyulmamasý durumunda ise özellikle siyasi partileraçýsýndan seçim yardýmýndan men etme ya da daha ileri gidilerekseçimlerden men etme gibi çeþitli yaptýrýmlarýn uygulanmasý önerilmiþtir.

Bu önerilerin yaný sýra kota uygulamasýnýn geçiþ sürecindeuygulanabilecek bir yöntem olmasý gerektiði, bu sebeple uygulanacak kotaoranýný siyasal dinamiklerin belirlemesi gerektiði, kota uygulamasýnýnanayasada yer almasý halinde kota uygulanmasýna gerek kalmamasý ve eþittemsilin saðlanmasý durumlarýnda anayasal sorunla karþý karþýyakalýnabileceði görüþleri de Komisyona aktarýlmýþtýr.

Kadýnlarýn siyasete katýlýmlarý alanýnda, dinî simge taþýma konusu daülkemizde kadýnýn seçilme hakký üzerinde önemli bir engel olmaya devametmektedir. Anayasa’mýzýn milletvekili seçilme yeterliliðini düzenleyen76. maddesiyle Meclis Ýçtüzüðü’nün kýlýk kýyafet yükümlülüðünü düzenleyenhükmünde buna engel teþkil eden bir ifade yer almamaktadýr. Buna raðmenbaþörtüsü kullanan kadýnýn seçilme hakký önünde Anayasa ve Kanunlardankaynaklanmayan çeþitli engeller mevcuttur. Bu yüzden milletvekili seçilmeyeterliliðini düzenleyen maddede seçilme hakkýnýn kadýn ve erkeðe eþitolarak tanýndýðý ve kadýnýn dinî simge taþýmasýnýn bu hakkýn kullanýmýnýengellemeyeceðinin açýkça vurgulanmasý, bunun tüm din gruplarýnýiçerecek biçimde ifade edilmesi, sayýlarý az da olsa Türkiye’de azýnlýkgruplarýnýn da dinî simgeleriyle seçilme hakkýndan istifade etmelerininmümkün hâle gelmesi gerektiði Komisyon’a teklif edilmiþtir.

Çalýþma Hayatý:Anayasalarda çalýþma hayatýnda kadýn-erkek eþitliðini saðlamaya

yönelik olarak iþyerinde iþe alýnma, yetiþtirilme, terfi ettirilmede ayrýmcýlýkyasaðý, kadýnlar ve erkekler için eþit iþe eþit ücret uygulamasý; kadýnlarýndoðum öncesi ve sonrasý dönemlerde korunmasý; ücretli izin; babalýk izni;çalýþma hayatý ile ev hayatýnýn uyumlaþtýrýlmasý ve evde çocuk / yaþlý /engelli bakýmý ile ilgili düzenlemeler söz konusu olabilmektedir.

Komisyonumuza ülkemizin, kadýn istihdam oraný açýsýndan dünyadaki200 küsur ülke arasýnda en altta yer alan 10 ülkeden bir tanesi olduðu,

126

Page 135: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

ekonomik geliþmiþlik düzeyimiz ve kiþi baþýna düþen millî gelirimizdenkopuk olarak 2000’li yýllarda yüzde 23-29 oranýnda bir kadýn iþ gücünekatýlým oranýnýn söz konusu olduðu, bunun da genel iþ gücüne katýlýmoranýmýzý yüzde 40’lara kadar geri çektiði ifade edilmiþtir. Bundan baþka,genel iþ gücüne katýlým oranýmýzýn düþük ve AB’yle üyelikmüzakerelerinde önümüze getirilen, ilerleme kaydetmemiz gerekenalanlardan biri olduðu, ülkemizde tek (erkek) kazananlý aile modelininbaskýn olduðu, ev içi her türlü hizmetin tam-zamanlý ev kadýnlarýnýnücretsiz emeði üzerine kurulu olduðu; toplumsal cinsiyet rollerinin, bubaðlamda evlilik ve çocuk sahibi olmanýn, kadýn iþgücü arzý üzerindekurumsal kýsýtlara dönüþtüðü; bu durumun kadýnlar ve çocuklar arasýndakifýrsat eþitsizliklerinin de derinleþmesine yol açtýðý, bu alanda çeþitliuzlaþtýrma mekanizmalarýna ihtiyaç duyulduðu, istihdam alanýndakorumacý önlemlerin sýnýrlý sayýda tutularak kadýnlarý eve yönlendirici deðilistihdamý teþvik edici nitelikte korumacý önlemlerin alýndýðý yasaldüzenlemeler yapýlmasýnýn yararlý olacaðý ifade edilmiþtir.

Kadýnlarýn daha çok ev içindeki sorumluluklarý üstlendiði bir ortamdakamusal alanlarýn mecburen erkek egemen alanlar olarak þekillenmekteolduðu ve üst pozisyonlara, karar verme kademelerine ulaþmalarýnýn çokdaha az olanaklý olduðu, hâliyle, iþ gücünde çok az kadýn olunca siyasettede çok az kadýn olduðu ya da ücretli istihdam edilen az kadýn oluncabunlarýn arasýndan giriþimci kadýnlarýn da sayýsýnýn azaldýðý, Komisyondadile getirilmiþtir.

Ayrýca, Türkiye’de ki on beþ- on dokuz yaþ aralýðýndaki genç kýzlarýnyarýsýnýn ne eðitimde ne de istihdamda yer aldýðý, çocuk iþçiliðinin, ücretsizçalýþtýrýlan kýz çocuklarýnýn emeðinin algýlanmadýðý, altý- on yedi yaþgrubundaki toplam kýz çocuðunun yüzde 53’ünün evde, ev iþlerine yardýmettiði, kýz çocuklarýnýn ayný erkek çocuklar gibi altý-on yedi yaþlarýnda,kendi yaþlarýna daha uygun aktivitelere yönlendirebilecek ya da kendileribaþka bir þey seçebilecek iken hiçbir seçim þanslarýnýn olmadýðý, dolayýsýylaerkek çocuklarýyla fýrsat eþitliðinin söz konusu olmadýðý belirtilmiþtir.

Ayrýca, kadýnlar ve erkekler için fýrsat eþitliðini saðlamanýn devletinsorumluluðu olduðu, fýrsat eþitliðinin imkân eþitliði anlamýna geldiðiyaklaþýmýyla eðitim baþta olmak üzere istihdam, sosyal güvenlik gibialanlarda kadýnlara erkeklerle eþit fýrsat ve imkânlar tanýndýktan sonrakadýnlarýn aile içindeki konumlarýný belirleyebilecekleri, ancak bu eþitliksaðlandýktan sonra kadýnlarýn aile ve iþ yaþamlarý arasýnda tercih yapmakzorunda kalmalarýnýn en aza indirgenebileceði vurgulanmýþtýr.

127

Page 136: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Kadýnlarýn iþ gücü piyasasýndan soyutlanmasýnýn ekonomik baðýmlýlýðýve seçme özgürlüklerinin kýsýtlanmasýný beraberinde getirdiði, ekonomikbaðýmlýlýðýn aile içinde cinsiyete dayalý hiyerarþiyi besleyen ve özellikleev içi þiddet durumlarýnda, þiddet sarmalýný kýrmayý güçleþtiren faktörlerdenbir tanesi olduðu da dikkat çekilen konular arasýndadýr.

Kadýnlarýn istihdama katýlýmý toplumsal sonuçlarý yanýnda, sürdürülebilirkalkýnmanýn da en önemli unsurlarýndan bir tanesidir. Ülkemizde kadýnlarýnistihdama katýlmasý, ekonomik hayatýn içinde daha çok yer almasý ve kadýngiriþimciliðinin arttýrýlmasý için çeþitli yasal önlemlerle birlikte önemli sosyalpolitikalar hayata geçirilmektedir. Bu konuda Yeni Anayasada da çeþitliönlemler alýnabileceði Komisyonumuzda dile getirilmiþtir.

Örneðin, Anayasa’nýn 166. maddesindeki düzenlemeye kadýn-erkekeþitliðine dayalý, ekonomik ve sosyal kalkýnmaya iliþkin yalýn ve özlü birhükmü bir yan cümle olarak eklemekte yarar olduðu, ayný hükümdeEkonomik ve Sosyal Konseyin danýþsal görevi tanýmlanýrken kadýn-erkekeþitliðine dayalý ekonomik ve sosyal politikalarýn oluþturulmasýndahükûmete istiþari görüþ bildirme yetkisine yer verilebileceði Komisyonaönerilmiþtir.

Ayrýca 173. maddede esnaf ve sanatkârlarýn korunmasý bakýmýndan,kadýn emeðine dayalý giriþimciliðin korunmasýna iliþkin bir vurgunun dadeðer taþýyacaðý ifade edilmiþtir.

Devlete, kadýnlarýn ve kýz çocuklarýnýn eðitimden eþit þekildefaydalanma ve istihdama artan oranda katýlmalarýnýn önündeki engellerikaldýrma yükümlülüðü yüklenebileceði, iþ ve meslek seçimindeki buengelleri devletin ortadan kaldýracaðý yolunda bir ifade eklenerek yasamaorganýna yasa çýkarma, yürütmeye bunlarý uygulama yönünde bir ödevyüklenebileceði önerilmiþtir.

Seçilme hakký yönünden olduðu gibi, çalýþma ve sözleþme hürriyeti,eðitim ve öðretim hürriyeti, kamu görevlerine getirilme hakký yönündende kadýnlarýmýzýn bir kýsmýnýn inançlarý doðrultusunda giydikleri kýyafetlernedeniyle çeþitli ayrýmcýlýklara ve kýsýtlamalara maruz kalabildikleri ve buhaklarýný kullanamadýklarý görülmektedir. Özellikle üniversitelerimizdegeçmiþ yýllarda yaþanan sýkýntýlar -her ne kadar artýk söz konusu olmasa da-hafýzalarda tazeliðini korumakta ve halen toplum vicdanýný kanatmaktadýr.

Bu soruna yönelik olarak, ülke düzeyinde eþitlik temelinde biruygulamanýn saðlanmasý ve gelecekte davranýþ, politika deðiþikliklerinin

128

Page 137: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

ortaya çýkmasýný önlemek bakýmýndan bu hakký düzenleyen maddede,özellikle yükseköðretim kurumlarýndaki öðretim üyeleri ve öðrencilerzikredilmek suretiyle, bu kiþiler yönünden dinî ve siyasi simgelerkullanmanýn öðretim üyesi ve öðrenci olma hakkýný engellemeyeceðiyolunda bir hükmün ilave edilmesi önerilmiþtir.

Dinî ve siyasi simge taþýmanýn -adalet hizmetini daðýtanlar, hâkimlerve savcýlar, güvenlik görevlileri, emniyet teþkilatý mensuplarý gibi bazýhassas alanlar dýþýnda kamu görevlerinde engel teþkil etmemesi gerektiði deKomisyonda beyan edilmiþtir.

Çalýþma ve sözleþme hürriyeti düzenlenirken de bu hürriyetin kadýn veerkeklere eþit olarak tanýnmasý, dinî tercihleri sebebiyle kadýnlarýn buhürriyetten mahrum býrakýlamayacaklarý yolunda bir hükmün eklenmesigerektiði Komisyon’a ifade edilmiþtir.

Kamu görevlerine getirilme hakký konusunda, kadýn ve erkek ayrýmýyaný sýra Müslüman olmayan azýnlýk gruplarý da dâhil olmak üzere kiþilerindinî inançlarý, mezhepleri, cinsiyetleri, cinsel yönelimleri, etnik kökenlerigibi pek çok alt ayrýmlar bakýmýndan bu hakkýn uygulanmasýnda sorunolduðu, bu sebeple, kamu görevlerine getirilme hakký düzenlenirken kadýnve erkek bakýmýndan bu hakkýn eþit olarak tanýnmasý ve bu haktanyararlanýrken din, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim ve etnik köken gibihiçbir temelde ayrýmcýlýk yapýlmayacaðýnýn vurgulanmasý gerektiðiKomisyonda dile getirilmiþtir.

Milletlerarasý Andlaþmalarýn Uygulanmasý:Anayasa’mýzýn orijinal metninde milletlerarasý andlaþmalarýn hukuki

statüsü kanunlarla eþ deðer olarak düzenlemiþ iken 2004’te yapýlan birdeðiþiklikle bu andlaþmalarýn hukuki statüsü kanunlarýn üzerineyükseltilmiþ ve bu husus emredici bir Anayasa kuralý olarak hükmebaðlanmýþtýr. Dolayýsýyla buradan çýkan sonuç yasama, yürütme, yargýorganlarýnýn ve idari makamlarýn Türkiye’nin taraf olduðu temel hak vehürriyetlere iliþkin milletlerarasý andlaþmalarý kanunlarýn üzerinde görmesive kendi yetkilerini bu çerçevede kullanabilmesidir.

Ancak bugüne kadarki uygulamalara bakýldýðýnda milletlerarasýandlaþmalarýn çok göz önünde tutulmadýðý ve bu yönde bir eksikliðin sözkonusu olduðu görülmektedir. Dolayýsýyla, Yeni Anayasa döneminde temelhak ve hürriyetlere iliþkin milletlerarasý andlaþmalarýn uygulanmasýgüvence altýna alýnmalý ve bu andlaþmalar vakit kaybedilmeden hayata

129

Page 138: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

aksettirilmelidir. Nitekim, Kadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn OrtadanKaldýrýlmasý Sözleþmesi (CEDAW)’nin hukuki alanda tedbirler almayükümlülüðünü düzenleyen 2. maddesinde taraf devletlerin, kadýnlara karþýayrýmcýlýðýn her biçimini yasaklayýp, her türlü vasýtayla ve hiç vakitkaybetmeden kadýnlara karþý ayrýmcýlýðý tasfiye etme politikasý izlemeyikabul ederek bu amaçla “erkeklerin ve kadýnlarýn eþitliði prensibini henüzulusal anayasalarýna veya diðer ilgili mevzuatlarýna içselleþtirmemiþler ise,bu prensibi içselleþtirmeyi ve yasalar ve diðer uygun vasýtalarla buprensibin pratik olarak uygulanmasýný saðlamak” konusunda taahhüttebulunacaklarý ifade edilmektedir. Buna ek olarak, kýsa bir süre önce ilkimzacý ülke olarak imzaladýðýmýz Kadýna Yönelik Þiddet ve Aile ÝçiÞiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa KonseyiSözleþmesi’nin (Ýstanbul Sözleþmesi) 4. maddesindeki, taraflarýn kadýnlarayönelik her türlü ayrýmcýlýðý kýnayacaklarý ve bunu önlemek için kadýn-erkekeþitliði ilkesini kendi ulusal anayasalarýna ya da diðer uygun mevzuata dahiledip bu ilkenin uygulamada da gerçekleþtirilmesini saðlayacaklarýyolundaki hükümle de bu husus teminat altýna alýnmýþtýr.

Bu doðrultuda Yeni Anayasa’da, mevcut 90. maddedeki formülü kabuletmek yanýnda bunu güçlendirecek bir mekanizmanýn eklenmesi yönündegörüþler Komisyona ifade edilmiþtir. Anayasa Mahkemesi’ne kanunlarýnAnayasa’ya uygunluk denetimi yanýnda kanunlarýn temel hak vehürriyetlere iliþkin milletlerarasý andlaþmalara uygunluk denetimi yetkisininde tanýnmasý ile yargý kuruluþlarý arasýnda yeknesaklýðýn saðlanabileceði,bunun da bütün insan haklarýna, dolayýsýyla kadýn haklarýna da önemli birgüvence saðlayacaðý belirtilmiþtir.

Bu konuda ayrýca, milletlerarasý anlaþmalarýn insan haklarýný daha iyikoruyacaðýnýn varsayýlmakta olduðu, ancak çýkartýlacak yasalarýn korumakonusunda daha etkili olabileceði, dolayýsýyla Anayasada ‘insan haklarýnýen fazla koruyan’ þeklinde bir ifadenin yer almasýnýn daha yararlý olacaðýyönünde görüþler de Komisyonda dile getirilmiþtir.

Aile Hayatý:Kadýn-erkek eþitliðinin aile hayatýnda düzenlenmesi ile ilgili olarak

anayasalarda evliliklere, evliliklerde çiftlerin eþit hak ve yükümlülüklerine,çocuklarýn / yaþlýlarýn / engellilerin bakým ve sorumluluðuna ve ailehayatýnýn korunmasýna dair düzenlemeler söz konusu olmaktadýr.

Komisyonumuza, Anayasa’da aile içerisinde eþler arasýnda haklar veyükümlülüklerde eþitliðe, eþit iþbölümüne ve çocuklar ile ilgili eþit

130

Page 139: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

sorumluluk alýnmasýna yönelik hükümlerin yer alabileceði, kadýnlarýnsadece ‘anne’ olarak deðil birey olarak da korunmalarý gerektiði, Devlet’inaile içerisinde adaleti saðlamak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüolduðunun belirtilmesinin yararlý olacaðý yönünde öneriler sunulmuþtur.

Öte yandan Anayasada kadýn-erkek eþitliði düzenlenirken aile birliðinibozacak, aile içindeki dayanýþmayý zedeleyecek yaklaþýmlardan dakaçýnýlmasý gerektiði, ailenin toplumun temeline alýndýðý yaklaþýmýn doðruolduðu, ailenin korunmasý ve aile içindeki adaletin, eþit hak veyükümlülüklerin saðlanmasý ile kadýnlarýn da korunmuþ olacaðýKomisyonumuzda dile getirilen görüþler arasýndadýr.

Kadýna Yönelik Þiddetin Önlenmesi:Kadýna yönelik þiddet ülkemizdeki en önemli sorunlardan birini

oluþturmaktadýr. Bu alanda, son zamanlarda 6284 sayýlý Ailenin Korunmasýve Kadýna Karþý Þiddetin Önlenmesi Kanunu gibi çeþitli yasal düzenlemelerhayata geçirilerek sorunun çözülmesi için yoðun bir çaba harcanmaktadýr.Yeni Anayasa’da bu sorunun giderilmesine yönelik bir hükmün konulmasýile hem devletin bu konudaki tavizsiz tutumunun en üst perdeden dilegetirilebileceði hem de bu sorunun çözümü için güçlü bir Anayasal dayanaksaðlanabileceði belirtilmiþtir.

Bu baðlamda, mevcut Anayasa’nýn 17. maddesinde cinsiyete dayalý,töre ve namus saikiyle oluþabilecek þiddeti önleme konusunda, devletinpozitif yükümlülüðünü yaþama geçirecek bir düzenlemenin kadýna yönelikþiddetin önlenmesinde faydalý olabileceði; ev içi þiddetin, kadýncinayetlerini önlemenin, kadýnlarýn ve çocuklarýn cinsel istismarýnýnönlenmesinin devletin yükümlülüðü olarak tanýmlanmasý gerektiðiKomisyonumuza ifade edilmiþtir.

2. Sonuç ve ÖnerilerAnayasalar insan hak ve özgürlüklerinin teminat alýndýðý metinlerdir.

Her ülkenin özgün siyasal, tarihsel, sosyal, kültürel koþullarýnda þekillenentoplum sözleþmeleri olan anayasalar o ülkenin vizyonunu gösterir, kendisiiçin planladýðý gelecek hedefine doðru devlete ve vatandaþlarayükümlülükler yükler ve rehberlik eder.

Nüfusun yarýsýný oluþturan kadýnlarýn kendi yaþamlarý hakkýnda verilenkararlara yeterince katýlmadýðý, eksik temsil edildiði bir demokratik düzenintam ve saðlýklý iþlediði ileri sürülemez. Günümüzde kadýnlarýn statüsü,

131

Page 140: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

üstlendikleri roller ve topluma katkýlarýnda esaslý deðiþiklikler olmaklabirlikte toplumsal yaþamdaki güç ve sorumluluk daðýlýmýnda ve kaynaklaraeriþimde cinsiyet kaynaklý eþitsizlikler devam etmektedir.

Kadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðü belgelerinde yer alan tanýmlamalardada belirtildiði üzere, cinsiyet kavramý, sosyal bilimler literatüründe vetoplumsal cinsiyet eþitliði politikalarýnýn kuramsal zemininde iki þekildeele alýnmaktadýr. Bunlardan birincisini biyolojik cinsiyet kavramýoluþturmaktadýr. “Toplumsal Cinsiyet” ve “Cinsiyet” kavramlarý arasýndakifarka bakýldýðýnda “cinsiyet”le kastedilenin aslýnda biyolojik cinsiyetolduðu görülmektedir. Biyolojik cinsiyet, bireyler arasýndaki fizikselfarklýlýklarý tanýmlar, erkekler ve kadýnlar arasýndaki genel biyolojikfarklara iliþkindir. Daha geniþ bir ifadeyle, kiþinin kadýn ya da erkek olarakgösterdiði genetik, fizyolojik ve biyolojik özelliklerdir. “Toplumsalcinsiyet” ise, bu farklýlýklarýn toplumsal iliþkilere taþýnmasýdýr. Toplumsalcinsiyet kavramý, belirli bir baðlamda erkeklerle kadýnlar arasýndakitoplumsal iliþkileri tanýmlamak için kullanýlýr, erkeklerle kadýnlar ve erkekçocuklarýyla kýz çocuklarý arasýndaki iliþkiye ve bu iliþkinin sosyal olaraknasýl kurulduðuna deðinir. Baþka bir deyiþle, toplumun kadýn ve erkeklereverdiði roller, görev ve sorumluluklar toplumsal cinsiyet kavramýndaifadesini bulmaktadýr. Toplumsal cinsiyetin getirdiði roller dinamiktir veiçeriði zamanla deðiþebilir.

Ülkemizde toplumsal cinsiyet rolleri, aile bireylerinin yaþamlarýnýsürdürmeleri için ücret ödenmeksizin yapýlan ve her gün tekrarlanan iþleri,çocuk, yaþlý ve hasta bakýmý da dahil olmak üzere tüm aile içi sorumluklarýkadýnýn görevi olarak tanýmlamaktadýr. Bu durum, kadýnlarýn kendilerinigeliþtirmelerini, siyasette, karar alma mekanizmalarýnda ve çalýþmayaþamýnda etkin görevler alabilmelerini saðlayacak adýmlar atabilmelerininönünde büyük bir engel oluþturmaktadýr. Kadýn ve erkeðin sorumluluklarýpaylaþtýðý eþitlikçi bir yapý için aile içi iþbölümü ve roller konusunda birzihniyet deðiþimi saðlanmasýna, bunun için de toplumsal cinsiyet eþitliðisaðlamaya yönelik kamu politikalarýna ve özel önlemlere ihtiyaçduyulmaktadýr.

Kadýnlar ve erkeklere eþit haklar saðlanmasý da devletin temel haklar veözgürlükler alanýnda yerine getirmesi gereken en önemli görevlerden birtanesidir. Çünkü eþitlik her þeyden önce bir insan hakkýdýr ve bu hakkýnçiðnenmesi de bir insan hakký ihlalidir. Ýþ hayatýnda, eðitimde, ailehayatýnda, sosyal yaþamda ve toplumun bütün katmanlarýnda toplumsal

132

Page 141: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

cinsiyet temelinde ayrýmcýlýðýn önüne geçilmesi, kadýnlara ve erkeklerekendi potansiyellerini gerçekleþtirme yolunda eþit haklar ve fýrsatlartanýnmasý gerekmektedir.

Son yýllarda ülkemizde, kadýnlarýn durumlarýnýn iyileþtirilmesi yolundayapýlan düzenlemeler bu sorunun çözülmesi ve zihinlerdeki yanlýþ algýlarýndeðiþmesi adýna oldukça ümit vericidir. Bu konuda çýkartýlan yasalar,yönetmelikler, genelgeler ve Anayasa’da yapýlan deðiþikliklerle birliktetoplumu bilinçlendirme faaliyetlerindeki artýþ, bir devlet politikasý olarak busorunla yüzleþildiðinin ve çözümü için çeþitli yollarýn denendiðinin enönemli göstergeleridir.

Ülkemiz için tarihi bir fýrsat olan Yeni Anayasa yapým sürecindekadýn-erkek eþitliðinin Yeni Anayasa’da tam ve eksiksiz bir þekilde tesisedilmesi meselesi çok boyutlu, birçok alaný ve tartýþmayý kapsayan birmeseledir. Anayasalarda kadýn-erkek eþitliðini saðlamaya yönelik çokgeniþ düzenlemeler olmasýnýn bu alanda istenen seviyeye bizi bir andataþýmayacaðý aþikârdýr. Toplumsal bir mesele olan kadýn-erkekeþitsizliðinin çözümünde yasal düzenlemelerle birlikte toplumsal bilincindönüþtürülmesine de ihtiyaç vardýr.

Yeni Anayasa’da toplumun her katmanýnda kadýn-erkek eþitliðinisaðlamak ve toplumsal cinsiyet ayrýmcýlýðýný ortadan kaldýrmak yolundayapýlacak düzenlemeler ve oluþturulacak mekanizmalar toplumsalcinsiyetin ana politikalara yerleþtirilmesi için önemli bir fýrsat yaratacaktýr.Kadýnlar ve erkeklere eþit haklar ve fýrsatlar tanýnmasý, toplumsal cinsiyetayrýmcýlýðýnýn ortadan kaldýrýlmasý yolunda alýnacak yasal önlemleröncülüðünde toplumsal cinsiyet duyarlýlýðýnýn tüm kamu kurum vekuruluþlarýnda saðlanmasý toplumsal bilincin dönüþmesine de katkýsaðlayacaktýr. Böylelikle nüfusun yarýsýný oluþturan kadýnlarýn toplumsalyaþama etkili katýlýmlarý mümkün olacak, kadýnlar ve erkeklerin insanhaklarýndan eþit olarak yararlandýðý daha adil ve demokratik bir toplumsaldüzenin önü açýlacaktýr.

Bu baðlamda toplumsal cinsiyet eþitliðinin Yeni Anayasa’da tesisiaçýsýndan Komisyonumuzun önerileri þu þekildedir:

a) Anayasanýn Dili● Anayasa yazýmýnda kadýnlar ve erkeklere eþit yaklaþan tarafsýz bir

dilin tercih edilmesi, bireylere ve gruplara gönderme yaparken‘kadýnlar ve erkekler’ ifadesinin kullanýlmasý (kadýn-erkek eþitliðine)cinsiyet eþitliðine dair zihinsel kalýplarýn dönüþtürülmesine katkýsaðlayacaktýr.

133

Page 142: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

b) Eþitlik● Kanun Önünde Eþitliðe iliþkin mevcut anayasa maddesinin

muhafaza edilmesi yararlý olacaktýr.● Eþitliðin sonuçlarda ve maddi anlamda eþitliðe yer verecek

þekilde düzenlenmesi yararlý olacaktýr.● Atama ve seçimle oluþan tüm karar organlarýnda kadýnlarýn temsil

ve katýlýmýný artýrmak için Devlete teþvik edici önlem almasorumluluðu yüklenmesi yararlý olacaktýr. (geçici ve özel önlem)

● Anayasanýn Baþlangýç Bölümünde, devletin temel amaç vegörevlerine iliþkin maddesinde, eþitlikle ilgili maddesinde kadýnve erkeðin eþit bir þekilde yansýtýlmasý, kadýn-erkek fýrsat eþitliðiya da cinsiyet eþitliði ifadelerinin kullanýlmasý yararlý olacaktýr.Anayasanýn temel haklar ve ödevler çerçevesinde düzenlenen kiþihaklarý ve ödevleri, sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler ilesiyasi haklar ve ödevlere iliþkin bölümlerinin ve Cumhuriyetintemel organlarý ile mali ve ekonomik hükümleri düzenleyenkýsýmlarýnýn ilgili maddelerinde de benzer ifadelere yerverilmesine dikkat edilmelidir.

● Herkes, bireyler, vatandaþlar ifadeleri yerine ‘kadýnlar veerkekler’ ibaresinin kullanýlmasý yararlý olacaktýr.

● Kadýnlarýn ve erkeklerin siyasi, sosyal, ekonomik, medeni vekültürel alanlarda, fýrsat eþitliði hakký dâhil olmak üzere eþitmuamele hakkýna sahip olduðunun vurgulanmasý yararlý olacaktýr.

● Cinsiyet eþitliðinin sadece kadýn haklarý bakýmýndan deðiltemelde insan haklarý bakýmýndan ele alýnmasý yararlý olacaktýr.

● Ýnsan haklarý ve insan onurunun ön planda tutulmasý yararlýolacaktýr.

c) Ayrýmcýlýk Yasaðý● Ayrýmcýlýk maddesinde dil, ýrk, renk, cinsiyet, siyasî düþünce,

felsefî inanç, din, mezhep, kültür, etnik köken ve benzerisebeplerin yaný sýra kadýnlarla ilgili olarak (toplumsal cinsiyet,hamilelik, medeni durum ve kýyafete dayalý) dolaylý ve doðrudanayrýmcýlýk yapýlamayacaðýnýn belirtilmesi yararlý olacaktýr.

134

Page 143: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

ç) Geçici ve Özel Önlemler● Siyasi partilerin seçimle gelinen mevkilere eriþimde kadýn-erkek

fýrsat eþitliðini saðlayacak þekilde faaliyet göstermesi yolundahükümlerin yer almasý ve pozitif ayrýmcýlýðýn devam ettirilmesiyararlý olacaktýr.

● Anayasal organlarda (Anayasa Mahkemesi, HSYK, vs.),üniversitelerde, kamu kurumlarýnýn ve özel sektörün üst düzeytemsilciliklerinde, meslek örgütlerinde, sendikalarda, yenioluþturulacak mekanizmalarda karar alma mevkilerine eriþimdekadýn-erkek fýrsat eþitliðinin saðlanmasý yararlý olacaktýr.

d) Anayasal Gözetim Mekanizmalarý● Eþitlik saðlanmasý ve ayrýmcýlýk yasaðý ile ilgili olarak;● Ýnsan Haklarý Ýzleme Kurumu● Kamu Denetçiliði Kurumu● Ayrýmcýlýkla Mücadele ve Eþitlik Kurumu● Kadýn Erkek Fýrsat Eþitliði Kurumu gibi Anayasal gözetim

mekanizmalarýoluþturulmalýdýr.● Oluþturulacak bu mekanizmalarýn alt birimleri oluþturulmalýdýr.● Bu mekanizmalarýn yapýlanmalarýnda kadýn-erkek fýrsat eþitliði

göz önünde bulundurulmalýdýr.

e) Aile● Toplumun temel taþý aile ile ilgili maddede kadýna ve erkeðe eþit

haklar ve sorumluluklar yüklenmeli ve eþler arasýnda hak eþitliðivurgulanmalýdýr.

f) Çalýþma Hayatý● Çalýþan kadýnýn iþi ve aile hayatýný uyumlaþtýrmasý için

(çocuk/yaþlý/engelli bakýmý/kreþ/ebeveyn izni vs. konularýnda)devlete tedbir alma yükümlülüðü getirilmelidir.

● Ekonomik ve Sosyal Konsey’in cinsiyet eþitliðine ve/veyakadýn-erkek fýrsat ve imkân eþitliðine dayalý ekonomik ve sosyalpolitikalarýn oluþturulmasýnda hükümete istiþari nitelikte görüþbildirmesi saðlanmalýdýr.

135

Page 144: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

● Herhangi bir sebeple kadýnlarýn (ve erkeklerin) kamuhizmetlerinden, eðitim ve çalýþma hakkýndan mahrumedilemeyeceðinin açýkça belirtilmesi yararlý olacaktýr.

g) Þiddetin Önlenmesi● Kiþinin dokunulmazlýðý, maddî ve manevî varlýðý ile ailenin

korunmasý ve çocuk haklarýna iliþkin anayasa maddelerindedevletin, kadýnlarý ve çocuklarý her türlü istismara ve þiddete karþýkoruyucu tedbirleri alacaðýnýn ve cinsiyete dayalý, töre ve namussaikiyle oluþabilecek þiddeti önleme konusunda devletin pozitifyükümlülüðünün vurgulanmasý yararlý olacaktýr.

ð) Milletlerarasý Andlaþmalarýn Uygulanmasý● Anayasa Mahkemesine kanunlarýn Anayasa’ya uygunluk

denetimi yanýnda temel hak ve hürriyetlere iliþkin milletlerarasýanlaþmalara uygunluk denetimi yetkisinin verilmesi yararlýolacaktýr.

Bir kez daha vurgulamakta yarar görmekteyiz ki; kadýn haklarý insanhaklarý baðlamýnda ülke anayasalarýnda eþitlikçi bir anlayýþla teminat altýnaalýnmasý gereken bir husustur. Yeni Anayasanýn özgürlükçü yaklaþýmýnýnbu baðlamda deðerlendirilmesi uygun olacaktýr.

136

Page 145: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

MUHALEFET ÞERHÝHer ne kadar komisyonca “Toplumsal Cinsiyet Açýsýndan Anayasa”

hususunda deðerlendirme ve öneriler baþlýklý bir belge hazýrlanýp, anayasauzlaþma komisyonuna iletilmesi düþünülse de Komisyonun aldýðý vekamuoyuna açýkladýðý karar gereðince 30 Nisan 2012 saat 24:00 itibarýylagörüþ alma süresi bitmiþ olup, bu tarihten sonra gönderilecek görüþler kamukurumu ayrýmý gözetmeksizin dikkate alýnmamaktadýr.

Bu nedenle yapýlan çalýþmanýn yazýma geçildiði bu aþamada geç kaldýðýve komisyonun deðerlendirmesine alýnmayacaðý düþünülmektedir.

Bununla birlikte aþaðýdaki görüþleri belirtmekte yarar görüyoruz;

● Anayasada açýk bir þekilde toplumsal cinsiyet eþitliðine vurguyapýlmasý ayný zamanda devletin kadýn erkek eþitliðini saðlamayükümlülüðü, pozitif ayrýmcýlýk ve ayrýmcýlýðýn yasaklanmasýilkelerine yer verilmesi ve bu ilkelere 1982 anayasasýndan dahagüçlendirerek anayasada yer almasý önem taþýmaktadýr. Buamaçla toplumsal cinsiyet eþitliðini denetleyecek kurumsalyapýnýn oluþmasý saðlanmalýdýr.

● Seçme ve seçilme hakký bakýmýndan anayasada ya da yasalardakadýnýn giydiði kýyafet engel olarak düzenlenmemiþtir. Bunedenle bahsi geçen konuda anayasaya yeni bir hüküm ilaveedilmesi gereksizdir. Öte yandan kamu görevlerini yerinegetirenlerin, kamusal alanda dinsel simgeler taþýmamalarý eþitlikve devletin kamusal alandaki tarafsýzlýðý ilkelerinin bir gereðidir.

● Sadece dini kýyafetler ile ilgili özel durumlarý içeren konularAnayasa kapsamý içine girmez. Anayasa da genel eþitlik veayrýmcýlýk ile ilgili hükümler yer almalýdýr.

Türkiye’de 2000’li yıllardan sonra, kadýn-erkek eþitliðinin hayatageçirilmesi için Anayasa’da yapýlan deðiþiklikler olumlu olmakla birlikte,yeterli deðildir. Anayasa’nýn yeniden hazýrlanma sürecinde gelinennoktadan geri adým atýlmadan, bunun üzerine kadýn-erkek eþitliðinin hayatageçirilmesinde daha baþarýlý olunabilmesi için ne gibi katkýlaryapýlabileceði üzerinde durulmalýdýr. Yeni Anayasa’da var olangeliþmelerin ve düzenlemelerin gerisinde bir bakýþ açýsýnýn getirilmekistenmesi kesinlikle kabul edilemez. Toplumumuzun üst çatýsýný oluþturanAnayasa’da açýk bir þekilde toplumsal cinsiyet eþitliðine vurgu yapýlmalýdýr.

137

Page 146: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Yeni Anayasa’da rehber ilkeler ile saðlanacak asgari standart ile farklýgörüþlere sahip gruplarýn siyasal ve sosyal anlamýnda vicdanen baðlanmasýve gruplarýn günlük siyasetin polemikleri karþýsýnda muhtemel sapmalardankaçýnmalarýný saðlayacaktýr. Toplumsal cinsiyet eþitliði açýsýndan rehberilkelerde, insan onuru kavramý ve korunmasý; insan haklarýna dayalý devletanlayýþý; genel eþitlik kavramý yanýnda, devletin kadýn-erkek eþitliðinisaðlama yükümlülüðü ve kadýn-erkek eþitliðinin insanî kalkýnmadaki rolü;ayrýmcýlýðýn yasaklanmasý ve pozitif ayrýmcýlýk yer almalýdýr.

Toplumsal cinsiyet eþitliði açýsýndan Yeni Anayasa’da insan haklarýnave insan onurunu korumaya yönelik yapýlacak vurgu çok önemlidir.Toplumsal cinsiyet eþitliðine duyarlý bir Anayasa için öncelikli olaraktoplumumuzda bu konuya karþý var olan duyarsýzlýk ve konununiçselleþtirilmemesi sorunu kabul edilmeli ve bu zihniyet kalýplarýný kýracakþeklide hükümler dile getirilmelidir.

Yeni Anayasa’da devletin kurumsal mekanizmasý üzerine yapýlacaktartýþmalarda, toplumsal cinsiyet eþitliðine dikkat çekecek þekilde kadýnýnkamu karar alma mekanizmalarýnda görev almasýnýn saðlanacaðý bir sistemgözetilmelidir. Devletin kurumsal mekanizmasý oluþturulurken, nasýlradyo-televizyon yayýnlarýný izleyen bir üst kurul kurulmuþsa, bir üst kurulolarak toplumsal cinsiyet eþitliðini denetleyecek kurumsal mekanizmanýnoluþturulmasý da saðlanmalýdýr.

Gerek siyasette gerek çalýþma hayatýnda kadýnlarýn yeteri kadar görevalabilmesi için, en azýndan bu konularda gerekli iyileþtirmeler uygulamadahayata geçene kadar, Anayasa’da tek maddelik bir deðiþiklik acilenyapýlarak seçimle gelinen organlarda ve karar alma mekanizmalarýndakadýn ve erkeðin eþit olarak yer alacaðý hükmünün getirilmesiniönermekteyiz.

Toplumsal cinsiyet eþitliði açýsýndan, ülkemizde siyasi bir simge olantürban konusuna girilmesi kadýnýn statüsünün güçlendirilmesi amacýylaçeliþmektedir. Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi 10 Kasým 2005 tarihindeLeyla Þahin davasýnda, Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesinin düþünce,vicdan ve din özgürlüðünü düzenleyen 9 uncu maddesinin ihlaledilmediðini karara baðlamýþtýr. “Mahkemeye göre, Sözleþmekurumlarýnýn, demokratik bir toplumda Devlet’in kamu güvenliði iledüzenini ve baþkalarýnýn hak ve özgürlüklerini koruma amaçlarýyla uyumluolmadýðý takdirde, Ýslami baþörtüsü takmaya kýsýtlamalar getirme yetkisinesahip olduðunu vurgulamýþtýr. Daha önceki baþka davalarda olduðu gibi,

138

Page 147: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

bazý aþýrý dinci hareketlerin, dinini icra etmeyen veya baþka bir dine ait olanöðrencilere baský yapmasýný önlemek amacýyla üniversitelerde alýnanönlemlerin Sözleþme’nin 9 § 2. maddesi uyarýnca haklý olduðu tespitedilmiþtir... Ayrýca, Ýslami baþörtüsü takmanýn, demokratik bir toplumdabütün öðretmenlerin öðrencilerine aktarmasý gereken hoþgörü, baþkalarýnasaygý ve hepsinin ötesinde eþitlik ve fark gözetmeme mesajý ile kolaylýklabaðdaþtýrýlamayacaðýný kaydetmiþtir. AÝHM Anayasa Mahkemesi gibi,Türkiye baðlamýnda Ýslami baþörtüsü sorununun deðerlendirilmesinde,zorunlu bir dini vecibe gibi takdim edilen veya algýlanan böyle bir simgeyitakmanýn, onu takmamayý seçenler üzerinde yaratacaðý etkinin de gözönüne alýnmasý gerektiðini deðerlendirmektedir. AÝHM, dini sembol olarakgörülen türbanýn, Türkiye’de siyasi önem kazanmasýndan bu yana,“diðerlerinin hak ve özgürlüklerinin” ve “kamu düzeninin” korunmasýamaçlarýna eriþmek için kýsýtlanmasýný uygun bulmaktadýr. AÝHM,Türkiye’de kendi dini sembollerini ve dini dogmalar üzerine kurulmuþ birtoplum kavramýný toplumun tümüne empoze etmeye çalýþan aþýrý siyasihareketlerin olduðunu vurgulayarak, türban kýsýtlamasýný doðrubulmaktadýr.” AÝHM, Fatma Karaduman, Sevil Tandoðan davasýnda datürbanla ilgili þikâyetleri daha baþvuru aþamasýnda esastan incelemeyegerek görmeksizin geri çevirmiþtir; türban yasaðýnýn insan haklarý ihlaliolarak görülmediði vurgulanmýþtýr. AÝHM, kararlarýna göre, kamu hizmetiveren kurumlarda çalýþan kamu görevlilerinin dini sembol takmasýnýnyanlýþ anlamaya bir tarafsýzlýða ve adaletsizliðe gölge düþüreceðigerekçesiyle siyasi simge taþýmamasý gerekmektedir. Türban demokrasi,özgürlük sorunu deðil, laiklik sorunudur.

Türkiye “laik” bir ülkedir. Laik bir ülkede “devlet” herhangi bir din veinanç karþýsýnda tarafsýz olmak durumundadýr. Devleti temsil edenkurumlarýn herhangi bir inancýn sembollerini kullanmasý laiklik ilkesinekarþýtlýk oluþturmaktadýr. Devletin temsil edildiði kurumlarda çalýþanlarýninanç sembollerini kullanmalarý veya dini inanca yönelik düzenlemelerinyapýlmasý (mesai saatleri vb.) farklý inanç gruplarýna karþý devleti belli birinancýn tarafý ve temsilcisi konumuna sokarak “laik devlet” anlayýþýnýortadan kaldýracaktýr.

Laik bir devlette eþitlik, devletin belirli bir dine ya da inanca öncelik yada ayrýcalýk tanýmayý reddederek, tüm yurttaþlarýn eþitliði ilkesine saygýgöstermesi anlamýna gelir. Laikliðin dayandýðý ve eþitlik kavramýylayakýndan baðlantýlý bir diðer kavram da kamusal alanýn tarafsýzlýðýdýr.

139

Page 148: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Kamusal alanda belirli bir din ya da inancýn öne çýkarýlmasý, baþka birdeyiþle ortak alanda dinsel simgelerin gösterilmesi, o dini ve inancýpaylaþmayan bireyler açýsýndan bir ayrýmcýlýða, eþitsizliðe yol açar.

Eðitim kurumlarýnda görev yapan öðretmen ve yöneticiler de, farklýinanca sahip öðrenciler karþýsýnda “laik eðitim” anlayýþýnýn birer temsilcisiolmak zorundadýrlar. Öðretmenin “rol model” olduðu eðitim süreci içinde,öðretmenin bir inancýn sembollerini kullanmasý, öðrenci ve ailesi üzerindebaský oluþturarak eðitimin tarafsýzlýðýna gölge düþürecek ve dinireferanslarýn baskýn olduðu bir eðitim modelini ortaya çýkaracaktýr. Böylebir eðitim anlayýþýný “laik eðitim” olarak nitelemek mümkün deðildir.

Yargý kurumlarýnda görev yapan hakim, savcý ve avukatlarýn “yargýnýntarafsýzlýðýna” gölge düþürecek kýlýk-kýyafet ve sembollerle inançlarýdoðrultusunda dinsel referanslar veren görüntü oluþturmalarý ise hem laiklikhem de tarafsýz yargý anlayýþý ile baðdaþamaz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti “laik” bir devlettir. Tüm inançlara karþýeþit mesafede yer alan ve belli bir inancýn referanslarýna vurgu yapmayanbir örgütlenme ve uygulama modelini baþarý ile yaþama geçirmiþ vesürdürmüþtür.

Dinsel referans içeren sembollerin kamusal alana taþýnmasý Türkiye’nin89 yýllýk birikiminden geri adým atýlmasý anlamý taþýyan, kadýný korumayave geliþtirmeye yönelik olmayan ve onu erkek karþýsýnda “farklý” görüpkapanmaya yönlendiren bir anlayýþýn yaygýnlaþtýrýlmasý, teþvik edilmesigerçekte kadýna karþý yapýlan en büyük ayrýmcýlýktýr.

Türbanýn yasaklandýðý alanlar; eðitim kurumlarý, “devlet”i temsil edengörevliler, yargý ve TBMM ile sýnýrlý olup, özel sektörü ve sokaðýkapsamamaktadýr.

Türban yasaðýnýn temel gerekçesi, Anayasa’da ifadesini bulan “laiklik”ilkesi ile ilgili olup, “Devletin dini olmaz, devlet tüm inançlara eþituzaklýkta yer alýr ve kendisini ne kadar yaygýn temsil edilirse edilsin birinanç grubunun dinsel simgeleri ile tarif edemez” prensibi esasýna göreyapýlandýrýlmýþ bir yasaktýr.

Cumhuriyet döneminde yapýlan en büyük devrim ise laiklik ilkesininkabulü ile þer’i hükümlerin yerine zamana ve ihtiyaca göre deðiþebilen,geliþebilen çaðdaþ hukukun kabulü olmuþtur. Çaðdaþ hukuk anlayýþý isedemokrasi, hak ve özgürlükler konusunda hýzla geliþen deðerler sistemininkabulü ile geliþimini sürdürmektedir.

140

Page 149: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Anayasa Mahkemesinin 16.1.1998 tarihli kararýnda; “Dinsel kaynaklýdüzenlemelerle giriþimler Anayasa karþýsýnda geçerli olamaz ve bu türeylemler Anayasadaki laiklik ilkesine aykýrýlýk oluþturur” denilmekte ve“Dinsel nedenlere dayanýlarak baþörtüsü ve türbanla boyun ve saçlarýnörtülmesine resmi daire ve üniversitelerde serbestlik tanýnmasý bir türyönlendirme ve bir anlamda zorlamadýr. Kiþileri þu ya da bu yönde giyinipbaþýný örtmeye zorlamak, ayrý ya da ayný dinden olanlar arasýnda bileayrýlýklar yaratacaktýr… Kamusal alanda ve öðretim kurumlarýndabaþörtüsü ve onunla birlikte kullanýlan belli biçimdeki giysi, bir ayrýcalýktanöte ayýrým aracý niteliðindedir.” ifadelerine yer verilmiþtir.

Danýþtay’a türban kararýnýn iptali nedeniyle açýlan davalara karþý verilenkarar ise türban takmanýn kadýn haklarý bakýmýndan bir özgürlükolmadýðýna dikkat çekmektedir. Bu kararda; Türbanýn masum bir alýþkanlýkolmaktan çýkarak kadýn özgürlüðüne ve Cumhuriyetin temel ilkelerine karþýbir dünya görüþünün simgesi haline geldiði vurgulanmaktadýr.

Kadýný ailenin, evin, mahallenin, cemaatin namusunu temsil eden biraraç olarak kabul eden ve onu örtüp gizleyerek kendi namusunu kurtaranbir düþünce yapýsýnda kadýn-erkek eþitliðinden ve kadýn özgürlüðünden sözedilemez.

Türban kadýna karþý ayýrýmcýlýðýn en önemli simgesidir; türbandemokratik bir hak, inanç özgürlüðünün bir simgesi deðil, kadýnözgürlüðüne indirilmiþ bir darbe, erkek egemen bir dayatmadýr.

AÝHM, Dahlab/Ýsviçre (15 Þubat 2001) kararýnda da, türbanýnkadýn-erkek eþitliði ilkesi ile baðdaþmadýðý belirtilmektedir.

Kadýn kýyafeti yüz yýlý aþkýn bir süredir siyasetin aracý kýlýnmýþ ve kadýnhem cinsel hem de siyasi bir meta olarak kýyafeti üzerinden kullanýlmýþtýr.

Bu deðerlendirmelerin ve muhalefet þerhinin, Komisyon Raporunda yeralmasýný beyan ederim. 23.05.2012

Av. Ayþe Nedret AKOVA Hülya GÜVENBalýkesir Milletvekili Ýzmir Milletvekili

Sedef KÜÇÜK Gürkut ACARİstanbul Milletvekili Antalya Milletvekili

141

Page 150: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

MUHALEFET ÞERHÝKadýn Erkek Fýrsat Eþitliði Komisyonu 25/02/2009 tarih ve 5840 sayýlý

kanun ile kurulmuþtur. Söz konusu Komisyonun amacý ve görevleri anýlanKanunun 1 inci ve 3 üncü maddelerinde düzenlenmiþtir.

“Amaç” baþlýklý 1 inci maddede “Bu Kanunun amacý, kadýn haklarýnýnkorunmasý ve geliþtirilmesi, kadýn erkek eþitliðinin saðlanmasýna yönelikolarak ülkemizde ve uluslararasý alandaki geliþmeleri izlemek, bugeliþmeler konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirmek,kendisine esas veya tali olarak havale edilen iþleri görüþmek, istenildiðindeTürkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun tasarý ve teklifleriyle kanunhükmünde kararnameler hakkýnda ihtisas komisyonlarýna görüþ sunmaküzere Türkiye Büyük Millet Meclisinde Kadýn Erkek Fýrsat EþitliðiKomisyonunun kuruluþ, görev, yetki, çalýþma usul ve esaslarýnýdüzenlemektir.” denilmektedir.

Bu maddeler incelendiðinde Komisyonun yapýlacak yeni anayasa ileilgili olarak bir rapor hazýrlama görevi olmadýðý açýkça görülmektedir.

Ayrýca yeni Anayasa bilindiði gibi Türkiye Büyük Millet Meclisindegrubu bulunan 4 siyasi partinin temsilcilerinden oluþan Anayasa UzlaþmaKomisyonu tarafýndan hazýrlanacaktýr. Adý geçen Komisyon halihazýrdaçalýþmakta olup yeni anayasayý yazma aþamasýndadýr.

Yukarýda belirtilen gerekçelerle, Kadýn Erkek Fýrsat EþitliðiKomisyonunun yeni Anayasa ile ilgili rapor hazýrlamasýnýn yetkisikapsamýnda olmadýðýndan muhalefet ediyoruz.

Ruhsar DEMÝREL Sadir DURMAZ Mesut DEDEOÐLUEskiþehir Milletvekili Yozgat Milletvekili Kahramanmaraþ

Milletvekili

142

Page 151: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİKADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU

KARAR

Toplantı No: 9 23.05.2012Karar No: 18

Konu: Komisyonumuzun 23.05.2012 tarihli 9 uncu toplantısında “ToplumsalCinsiyet Açısından Anayasa Konulu Alt Komisyon Raporu” görüşülerekkabul edilmiş ve basılarak dağıtılmasına karar verilmiştir.

Başkan Başkanvekili BaşkanvekiliAzize Sibel Gönül Binnaz Toprak Öznur Çalık

Kocaeli İstanbul Malatya

Sözcü Kâtip ÜyeTülay Kaynarca Mesut Dedeoğlu Fatma Salman Kotan

İstanbul Kahramanmaraş Ağrı(Grup olarak muhalefet şerhi)

Üye Üye ÜyeMehmet Kerim Yıldız Nurdan Şanlı Gürkut Acar

Ağrı Ankara Antalya(Son toplantıya katılmadım,muhalefet şerhim ektedir)

Üye Üye ÜyeGökçen Özdoğan Enç Ayşe Nedret Akova Canan Candemir Çelik

Antalya Balıkesir Bursa(Muhalefet şerhim var)

Üye Üye ÜyeNurcan Dalbudak Ruhsar Demirel Kemalettin Aydın

Denizli Eskişehir Gümüşhane(Son toplantıya katılmadım,muhalefet şerhim ektedir)

143

Page 152: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

Üye Üye ÜyeSabahat Akkiray Alev Dedegil Sedef Küçük

İstanbul İstanbul İstanbul(Muhalefet şerhim vardır)

Üye Üye ÜyeSebahat Tuncel Hülya Güven Gönül Bekin Şahkulubey

İstanbul İzmir Mardin(Muhalefet şerhim vardır)

Üye Üye ÜyeZeynep Armağan Uslu Mehmet Kasım Gülpınar Dilek Yüksel

Şanlıurfa Şanlıurfa Tokat

Üye ÜyeSafiye Seymenoğlu Sadir Durmaz

Trabzon Yozgat(Son toplantıya katılmadım,muhalefet şerhim ektedir)

144

Page 153: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

145

Page 154: Toplumsal Cinsiyet Açısından Anayasa Konulu Komisyon Raporu

146