tohumculuk sektÖrÜnde deĞİŞİmİn ayak …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul...

32
Sayı 17 | Kasım 2016 Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği [email protected] | www.turkted.org.tr TÜRKTED AHDE VEFA MAKALE RÖPORTAJ TOHUMCULUKTA DÖNÜŞÜM ŞART TRANSATLANTİK ANLAŞMASI’NIN TÜRKİYE TARIMI AÇISINDAN ÖNEMİ TOHUMCULUKTA SORUNLAR İŞBİRLİĞİYLE ÇÖZÜLECEK TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK SESLERİ

Upload: others

Post on 21-Aug-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Sayı 17 | Kasım 2016

Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneğ[email protected] | www.turkted.org.tr

TÜRKTED

A H D E V E F AM A K A L E R Ö P O R T A J

TOHUMCULUKTA DÖNÜŞÜM ŞART

TRANSATLANTİK ANLAŞMASI’NIN TÜRKİYE TARIMI AÇISINDAN ÖNEMİ

TOHUMCULUKTA SORUNLAR İŞBİRLİĞİYLE ÇÖZÜLECEK

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK SESLERİ

Page 2: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Bitki besleme, tohum, çim ve zevk bahçeciliği ürünlerimiz, yenilikçi nitelikleri, teknolojik üstünlükleri ve pazara uygunlukları ile fark yaratıyor. Üreticilere yüksek değerli, kazanç yaratan ve etkili ürünleri erişilebilir fiyatlar ve yaygın bir teknik ekip ile sunuyoruz. Biz tarımsal üretimin sadece bugünü için değil geleceği için çalışıyoruz.

FARK YARATAN ÜRÜNLERKAZANDIRAN ÇÖZÜMLER

Bitki Besleme Tohum

Zevk BahçeciliğiÇim

Page 3: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Tohum Kasım 2016 3

Türkiye tohumculuk özel sektörünün geçmişine şahitlik etmiş olan TÜRKTED, vizyoncu kimliğiyle de Türk tohumculuğunun geleceğine yön vermeye devam ediyor.

Sektörümüz dinamik bir yapıya sahip. Bir yandan Bakanlığımız bu dinamizm çerçevesinde yeni yasal düzenlemeleri uygulamaya koymak için çalışmalar yaparken, bir yandan da tohum şirketlerimiz artan rekabet ortamında kendilerini geliştirip, ürün paletlerini zenginleştirerek pazardan pay alabilmenin uğraşı içerisinde faaliyetlerine devam ediyor.

Kamu ve özel sektörün bu faaliyetlerinin toplamını “yerel” gelişim olarak nitelendirebiliriz. Tohumculuk sektörümüzün bu yerel gelişiminin, ancak dünya tohumculuğundaki eğilimlerle örtüşmesi durumunda bir sonuca ulaşacağı unutulmamalı. Bu uyumluluğu da iki ana başlıkta toplamak mümkün:

1- Mevzuat yönü ile uygunluk (Avrupa Birliği uyum yasaları, ISTA-OECD çerçeveli uygulamalarda devamlılık).

2- Dünya tohumculuk politikalarındaki mega eğilimlerin farkında olmak ve hedeflerimizi belirlerken paralellik sağlamak, pozisyon geliştirmek.

Özellikle 2. maddede belirtilen konular, tamamen vizyon ile bağlantılı bir konu. Dünyada tarım içi ve tarım dışı ortaya çıkan oluşumların ülkemize ve dolayısıyla Türk tarımına/tohumculuğuna etkileri olacağı muhakkak. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Son 10 yılda Çin, G.Kore başta olmak üzere Asya’nın yükselişi ve Asya ülkelerinin, dünya ticaretinin öncüleri olan ABD ve AB’den ciddi anlamda pay almaya başlamaları üzerine ABD ve AB arasında kurulması düşünülen bu ortaklığın ülkemize etkisi olacağı

kaçınılmaz. Öne çıkacak muhtemel alanlardan birisi de tarım olacaktır. Benzer şekilde İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı (Brexit) da benzer bir yaklaşımla ele alınmalı ve tartışılmalı.

Şirket Birleşmeleri: Son dönemde hızlanan dev şirket birleşmeleri, satın almalar sonucunda Türk tohumculuğunu ve zirai ilaç sektörünü doğrudan etkileyecek olan gelişmeler. Bu gelişmelerin muhtemel etkilerinin değerlendirilmesi ve tartışılması, sektörün tüm paydaşları tarafından önem arz ediyor. Bu konularda toplantılar düzenlenmesi ve sonuçlarının paylaşılması çok faydalı olacaktır.

Ve tabii ki Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge): Özellikle tohumculuk alanında faaliyet gösteren firmalarımızın başlangıçları birkaç 10 yılı geçmiyor. Oysa aynı pazarda, yüzlerce yıllık tohumculuk deneyimi olan uluslararası firmalarla rekabet etme gerekliliği var. Bu yüzden, teknolojinin tarımda kullanımının yaygınlaşması ile birlikte tohum ıslahında yüzyıllık firmalarla aramızdaki farkın azaltılması mümkün. Sermaye ve donanımlı personel gerektiren bu yöntemde müteşebbis firma ve bireylerin yalnız bırakılmaması, fonlarla desteklenmesi her zaman vurguladığımız ve üzerinde durmaya devam edeceğimiz bir konu.

Tarım artık yüksek teknolojinin tam odağında. Biyoteknoloji, markör seleksiyonu, tohum çentik tekniği vb. konular artık firmaların daha iyi, daha hızlı ve daha doğru yapma çabalarında kullandıkları yöntemler olarak karşımıza çıkıyor. Finans gücüyle büyük firmalar daha da büyüyor, bunun sonucunda küçük firmalar için var olma koşulları daha da zorlaşıyor ve şirket birleşmeleri güncelliğini koruyor.

Yukarıda saymış olduğum konular, bir çırpıda dünya tarımında neler yaşandığını anlatan bazı örnekler.

Bu ortamda Türk tohumculuğu kısır gündemlerle zaman kaybetmek yerine, dünya tohumculuğunun gittiği yönü iyice anlamalı, devletin mutlak ve iddialı desteği ile bu yarışta var olduğunu göstermeli. Bu yönde faaliyet göstermeye çalışan firmalarımızdan başarı hikayeleri çıkıyor ve bu da bize ümit veriyor. Ancak bu girişimler maalesef sistematik bir yapının ürünü değil, bireysel gayretlerin bir sonucu oluyor.

Tüm bunların ötesinde, dünya tarımı yeni bir faza geçti. Bir taraftan ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor.

TÜRKTED, vizyoner olma özelliği ile dünyadaki tüm bu gelişmeleri ve eğilimleri yakından takip ederek Türk tohumculuk sektörüne yön verme konusunda katkı sağlamaya devam ediyor. 30 yılı aşkın geçmişi ile kendisinde bu sorumluluğu hisseden ve refleks haline gelmiş olan reaksiyonları ile sektörde güncelliğini sürdürüyor.

Saygılarımla,

Sevgili Tohum okurları;

Dr. Sabahattin BodurTÜRKTED Yönetim Kurulu Üyesi

S u n u ş

Page 4: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

4 Kasım 2016 Tohum

İ ç İ n d e k İ l e r

128

18

2624

8 G Ü N D E M

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDEDEĞİŞİMİN AYAK SESLERİTarımda hız kazanan şirket birleşme ve satın almaları, sektörde yeni bir yapılanmanın ayak sesleri olarak nitelendiriliyor.

R Ö P O RTA J12TOHUMCULUKTA DÖNÜŞÜM ŞARTTSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı ve TAREKS Genel Müdürü Burhanettin Topsakal, birliğin faaliyetlerini ve tohumculuk sektörüne dair görüşlerini Tohum dergisi için anlatıyor.

18 R Ö P O RTA J

FİDANCILIK SEKTÖRÜNDE AR-GE YATIRIMLARI ARTMALIMeyvecilikte Ar-Ge’ye destek sağlanması gerektiğini söyleyen FÜAB Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Tanrıver, aksi taktirde sektörün yurt dışı ıslahçılarının izin verdiği ölçüde gelişeceğini belirtiyor.

22 M A K A L E

TRANSATLANTİK ANLAŞMASI’NINTÜRKİYE TARIMI AÇISINDAN ÖNEMİ Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı, birçok ülke ve sektör için yeni koşulları beraberinde getiriyor. Bu yapı içerisinde ayakta kalabilmek adına süreci yakından takip etmek ve buna göre bir strateji oluşturmak önem arz ediyor.

24 A H D E V E FA

TOHUMCULUKTA SORUNLARİŞBİRLİĞİYLE ÇÖZÜLECEKYarım asra yaklaşan birikimiyle tohumculuk sektöründe iz bırakan isimlerden Çağdaş Tohumculuk Genel Müdürü Fikret Moray, sektörde uzun süredir devam eden sorunların işbirliği ile çözüleceği kanaatinde.

26 A H D E V E FA

TARIM DÜNYASI NUSRET ARSEL’İ UNUTMAYACAK Türkiye’nin önde gelen iş adamlarından Nusret Arsel, uzun yıllar tarım alanında yoğunlaştırdığı çalışmaları ile sektöre imzasını attı.

28 Ü Y E H A B E R L E R İ

TÜRKTED ÜYESİ FİRMALARINGÜNCEL HABERLERİ

İmtiyaz Sahibi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi DerneğiSahibi Dr. Mete Kömeağaç / TÜRKTED Yönetim Kurulu Başkanı Yazı İşleri Müdürü Dr. A. Müfit Engiz / TÜRKTED Genel SekreteriEditör İpek Neşe Arslan Yayına Hazırlayan Tematik Medya Yayıncılık ve Ajans Hz.Ltd Şti. [email protected] - www.tematik.com.tr

Baskı Tarihi Kasım 2016

İletişimGüvenlik Cad. Güvenlik Apt. No:7/1 06540 Aşağı Ayrancı [email protected] Tel (0 312) 419 00 32 Fax (0 312) 419 00 32

Baskı Uniprint Basım Sanayi ve Tic. A.Ş. Adres Ömerli Mah. Hadımköy - İstanbul Cad No:159 Hadımköy Arnavutköy 34555 İstanbul / TÜRKİYE Tel (0 212) 798 28 40 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın

Tohum dergisi Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği tarafındanT.C. yasalarına uygun olarak 6 ayda bir yayınlanmaktadır. Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzin almaksızın, kaynak göstererek dahi yayınlanamaz, basılamaz, çoğaltılamaz.

Page 5: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,
Page 6: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

6 Kasım 2016 Tohum

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Kültürpark’taki Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi Lokali’nde, dernek tarafından düzenlenen “Çağdaş Söyleşi-ler” programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik, “Türkiye’nin 4 milyon ton pamuğa ihtiyacı var, 2 milyon tonunu üretiyor. Bu arazide bu stratejik bir ürün, tekstilin hammaddesi pamuğun üretimini arttıracak önlemler almak gerekiyor. Pa-muk üretimiyle ilgili aldığımız önlemlerle göreceksiniz önümüzdeki yıl 2,5 veya 3 milyon ton olarak gerçekleşecek. Yani pamukta 500 bin veya 1 milyon ton civa-rında artış olacak” diye konuştu.

Pamuk Üretiminde 2 Milyon Ton Eksik Var

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’nin geleneksel hale getirdiği “Yağlı Tohumlu Bitkiler ve Bitkisel Yağlar Konferansı” yapıldı. Konferansta üretimden tüketime, tağşişten dış ticarete tüm konular detaylı olarak ele alındı. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil konferansın başında yaptığı sunumda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini tek tek sıraladı. Ham-madde ihtiyacının yüzde 75’inin ithalatla karşılandığını, yüzde 25’inin yerli üretimden sağlanabildiğini vurgulayan Büyükhelvacıgil, 12 maddeden oluşan tespit ve çözüm öneri-lerinde, “Ekim alanları, ürün fiyatlarına bağlı olarak değişiyor. Ayçiçeği ekim alanları aynı seviyelerde kalırken; tağşişin ana problemi olan aspir ve kanola tohumu ekim alanların-da artış görülüyor” dedi.

Yağlı Tohumlardaİthalat Darboğazı

Türkiye’nin zengin bitkisel çeşitliliğini gele-cek nesillere aktarmak için tohumlar, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde yer alan “Ulusal Tohum Gen Bankası”nda özel oluş-turulmuş korunaklı odalarda saklanıyor. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Peksüslü, yaptığı açık-lamada, “1963 yılından bu yana bünyemiz-de bulunan Ulusal Tohum Gen Bankası’nda 110 binin üzerinde örnek saklanıyor. Bu gen bankasında bulunan tohumlarımız hiçbir şekilde genetiğiyle oynanmamış orijinal to-humlardır, bu tohumların amacı özellikleriyle koruyup gelecek nesillere aktarmaktır, bu-nun için çalışmalar yapıyoruz” dedi.

Anadolu’nun Kalbi Bu Bankada Yatıyor

Milli Tarım Modeli TohumculuğuNasıl Etkileyecek?Geçtiğimiz günlerde ilan edilen “Türkiye Milli Tarım Destekleme Modeli” kapsamın-da Türkiye 941 tarımsal havzaya ayrıldı ve her bir havza için desteklenecek ürünler Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nün web sayfasında yayımlandı. Yeni modele göre uygulama 2017 yılından itibaren başlayacak. Diğer taraftan ilan edilen havza destek modeli, Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde sözleşmeli üretim modeliyle sertifikalı to-humluk üreten tohum sanayicilerinin üretimlerini nasıl etkileyeceği konusunda bazı soruları da gündeme getiriyor. Örneğin; “Daha önce sözleşmeli sertifikalı ayçiçeği tohumu üretimi yapılan bir bölgede, ayçiçeğinin destek kapsamı dışında kalması durumunda o bölgede sözleşmeli tohumluk üreticisi bulmanın güçleşeceği” veya “Herhangi bir havzada sadece yağlık ayçiçeği ekiminin bu model kapsamında des-teklenmesinin, sözleşmeli ayçiçeği tohumu üretimini nasıl etkileyeceği” gibi soruları da beraberinde getiriyor.

TÜRKTED Yönetim Kurulu ToplandıTÜRKTED’in 28 Eylül tarihinde Dr. Mete Kömeağaç başkanlığında gerçekleştirilen Yönetim Kurulu Toplantısı’nda Türkiye ve dünya tohumculuk sektöründe yaşanan son gelişmeler değerlendirildi. Alt birlik genel kurulları, yaklaşan Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Genel Kurulu ile son aylarda çalışmalarına hız kazandıran Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) çalışma grupları ve Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) ile TÜRKTOB’un işbirliği ile yürütülen “Türkiye Tohumcu-luk Sektörü Ulusal Strateji Geliştirme Projesi” çalışmaları değerlendirildi.

Niğde Patates Araştırma Enstitüsü tarafından üretilen ve tescil edilen milli patates tohumlarından elde edi-len yüksek ve kaliteli verim sayesinde tohumda dışa bağımlılık sona erecek. Enstitü Müdürü Uğur Pırlak “Ülke-mizde tohumu ekilen 144 patates çeşidi var. Bunların tamamına yakını yabancı ülkelerin çeşitleridir. Amacı-mız tohumlukta dışarıya bağımlılığı önleyerek, ödediğimiz dövizin yurt

içerisinde kalması ve milli ekonomiye katkı sağlaması, kendi çeşitlerimizin üretici-lerimiz tarafından üretilmesidir” dedi. Enstitüde yürütülen tohum ıslah çalışmaları kapsamında bu yıl “Nahita”, “Nam” ve “Ünlenen” adlı yerli patates çeşitlerinin ha-sadından yüksek ve kaliteli verim elde edildi.

Milli Patatesler Dışa Bağımlılığı Bitirecek

Tüyap Bursa Fuarcılık Anonim Şirketi tarafın-dan hazırlanan BURTARIM 2016, Bursa 14. Uluslararası Tarım, Tohumculuk, Fidancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı ile Bursa 9. Ulusla-rarası Hayvancılık Ve Ekipmanları Fuarı, 16 Ekim günü sona erdi. Bursa Tarım ve Hay-vancılık Fuarları’nın bu yıl da sektörden bek-lediği ilgiyi gördüğünü söyleyen Tüyap Bursa Fuarcılık Genel Müdürü İlhan Ersözlü “22 ülkeden 451 firma ve firma temsilciliğinin katılımında, 7 ayrı salondan toplam 75 bin m2 alanda hazırlanan fuarlar, 5 gün bo-yunca 48 ülkeden 305 bin 726 kişi tarafından ziyaret edildi ve sektör ekonomisinin normalleştiğinin önemli bir göstergesi oldu” dedi.

BURTARIM 2016 Fuarı’na 305 Bin Ziyaretçi

k I S A k I S A

Page 7: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,
Page 8: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

8 Kasım 2016 Tohum

Tarım dünyası, büyük şirketler bünye-sinde daha önce eşi görülmemiş bir hareketliliğe tanıklık ediyor. Sektörün en büyük oyuncuları olarak kabul edilebile-cek Syngenta-ChemChina, Dow-DuPont gibi birçok firma arasında yaşanan satın alma ve birleşmeler, sektörün yepyeni bir yapıya dönüştüğünün işaretlerini veriyor. Özellikle Alman kimya ve ilaç devi Ba-yer’in ABD’li tohum ve tarım ilaçları üreti-cisi Monsanto’yu geçtiğimiz Eylül ayında gerçekleşen 66 milyar dolarlık anlaşmay-la satın alması, sektörde geri dönüşü güç bir değişimin en önemli halkasını oluşturdu. Şu an için mevcut anlaşma sonuçlarının tohumculuk sektörü için ne anlama geldiğini kavramak orta ve kü-çük ölçekli firmaların en önemli gündem

maddelerinden birini oluşturuyor. Zira artık karşılarındaki rakipler hiç olmadığı kadar büyük ve rekabet hiç olmadığı kadar sert. Böylesi bir senaryoda piyasa şartlarının iyileştirilmesi ve adil bir yapıya kavuşturulması için gerek özel gerekse kamu sektörü bünyesinde bir dizi önlem alınması büyük önem arz ediyor. Tohum dergisi yeni sayısında, sektörün önemli aktörlerine söz vererek olası sonuçları ve yapılması gerekenleri değerlendirdi.

Daha yüksek kâr, daha büyük pazar Tarım sektörünün zirvesindeki güç den-gesini yeniden şekillendiren bu hamlele-rin temelinde büyüme ve pazar paylarını arttırmaya yönelik birçok etken var. Çünkü satın alma ve birleşmeler yoluyla

şirketler; daha kârlı ve verimli şekilde fa-aliyetlerini sürdürebiliyor, Ar-Ge faaliyet-leri için kaynak yaratabiliyor, birleştirilen projelerle tasarruf edebiliyor ve müşteri-lerine çok daha geniş bir perspektiften hizmet verebiliyor. Tohum firmalarının güçlerini birleştirmelerinde sahip olduk-ları ürün portföyünün entegrasyonu ve yaratacağı sinerjiden faydalanma amacı güttüklerini ifade eden ProGen Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, tamamla-yıcı sektörlerde güç sahibi olmanın da bunda büyük payı olduğunu belirtiyor. “Bugüne kadar tarım ilaçları ve tohum-culuk firmaları nispeten ayrı kulvarlarda gibi görünüyordu. Ancak faaliyetlerin biraz daha fazla katlamalı etkisini his-settikleri ve özellikle tarım sektörünün yapısının da müsait olması dolayısı ile satın alma veya birleşme yolunu tercih ediyorlar diye düşünüyorum. Özellikle ta-rım sektörünün temel üretim potansiyeli tohum, ilaç ve gübre üzerine kurulu ve bunlar üretim için kaçınılmaz üçlü. Eğer durum böyleyse, üretimi belirleyici un-surlar üzerinde söz sahibi olmak aslında şirketlerin ötesinde devletler politikası” diyen Özbuğday, bu açıdan bakıldığında insanlığın temel ihtiyacı olan tarımsal üretimin stratejik yönden oldukça önemli olduğunu ekliyor. Küresel gıda fiyatlarının uzun süredir devam eden aşağı yönlü trendinin bu dönüşümün nedenleri arasında olduğunu söyleyen Egeli&Co Portföy Yönetimi Araş-tırma Strateji Direktörü Güldem Atabay Şanlı da “Gıda ve temel hammadde fiyat-larının sürekli düşmesi Bayer ve Monsan-to gibi başka devleri de konsolidasyona yöneltmiş durumda. Satın almalar ve birleşmeler son zamanlarda pazar haki-miyeti elde etmekten öte, verimlilik artış-ları sağlayarak var olma kaygısı temelli de görünüyor. Özellikle Çin ekonomisinin yavaşlaması ve küresel tarım ürünlerinde

Tarım alanında son dönemde hız kazanan şirket birleşme ve satın almaları, sektörde yeni bir yapılanmanın ayak sesleri olarak nitelendiriliyor. Tohumculuk sektörü de bu alanda atacağı adımlarla küresel rekabette yerini korumaya çalışıyor.

G Ü n C e l

TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK SESLERİ

Page 9: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Tohum Kasım 2016 9

Yerli firmaların önünde iki yol olduğunu düşünüyorum; ya kıvrak ve dinamik yapıları ile hızlı ürün geliştirme kabiliyetlerini koşullara uydurmalılar ya da kendi içlerinde birleşmeler ve satın almalarla büyümeliler.

Ali ÖzbuğdayProGen Yönetim Kurulu Başkanı

oluşan bolluğun tarımsal üretim fiyatları-nı son yıllarda aşağıya çekmesiyle büyük şirketlerin ürünleri üreticiler açısından gi-derek pahalı hale geliyor” diyor. Şanlı’ya göre Bayer’in Yönetim Kurulu Başkanı Werner Baumann’ın sürekli altını çizdiği 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 3 milyar daha artması ve iklim değişimi gibi sorunların kesiştiği noktaya dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü dev şirketlerin bu girişimlerinin sebeplerinden biri de tarım sektörünün öneminin artacağına ilişkin argümanın artık kesinlik kazanmış olması.

Rekabet kızışıyorTarımın dev şirketleri arasında gerçekleş-tirilen bu anlaşmaların, yakın gelecekte birçok değişikliği beraberinde getireceği ise artık su götürmez bir gerçek. Buna bağlı olarak da pazarın her halkası değişi-mi doğru okuyup, pozisyonunu buna göre değerlendirmek durumunda. Tohum der-gisinin 16. sayısında ‘Tohumun Geleceği Konsolidasyonla Değişecek’ haberinde görüşlerini belirten May Tohum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hamdi Çiftçiler “Uluslararası dev firmaların tohumculuk sektöründe daha da konsolide bir biçim-de hizmet sunmasını farklı bakış açısı ile değerlendirmek gerekiyor. Konsolidasyon, rekabet ve ülkelerin kendine yeterliliği anlamında belli riskler getirirken, sektörde dağıtım kanallarının da belli şekilde kon-solide olmasına sebep oluyor. Konsolidas-yon sonucu daha büyük Ar-Ge bütçeleri ile çalışan uluslararası firmalar ise yeni ürün ve teknoloji geliştirme anlamında daha verimli bir hale geliyor ve müşterilerine ürün verimliliği ve risklerden korunma anlamında rekabet avantajı sağlayabiliyor-lar” diyerek uluslararası piyasada Türkiye gibi daha çok pazar ve fason üretim mer-kezi olarak algılanan ülkeleri yerli sektör yatırımcıları açısından daha zor rekabet koşullarının beklediğini ifade ediyor. Ali Özbuğday’a göre de konsolidasyonla büyüyen firmalar, ürünlerinin gücü ve yük-sek ciroları sayesinde dağıtım ağları üze-rinde etkin bir güç oluşturabilecek düzeye erişebilecek. “Dağıtım kanalları, raflarında bu güçlü firmaların ürünlerini mutlaka bulundurmak istiyor ve alternatiflere daha az yer veriyor. En azından kendilerinin güç-lü firmalar karşısında kaybetmiş oldukları satın alma gücünü sektörün alternatifleri üzerinde etkin güce dönüştürerek çıkış arıyorlar” diyen Özbuğday, bunun karşı-lığında dağıtıcının etkinliğini kaybetme-sinin yanı sıra alternatif tedarikçinin de gücünün giderek eridiğine dikkat çekiyor. Bununla birlikte küçük ölçekli firmalar, zirvede konumunu sağlamlaştıran şirket-lerin Ar-Ge bütçeleri ile rekabet edemiyor ve pazarın baskısını üstlerinde hissediyor. Ne yazık ki buna bağlı olarak hızlı ve stra-tejik hareket edemeyen pek çok firmanın sektörde kalıcılığı tehlike altında. Kısacası yakın gelecekte bayi ve satış noktalarında yalnızca birkaç tanıdık isme rastlayacağız gibi görünüyor.

Birleşmeler küçük üreticilerin aleyhineBüyük şirketlerin çerçevesini çizeceği bir pazarda, küçük ve orta ölçekli firmaların

sistem dışına itilmesi sonucunun en büyük eksisi ise kuşkusuz bu firmaların gelişim ve maliyet düşürücü etkisinin ortadan kaybolması olacak. “Birleşmele-rin kısa vadede olumsuz etkileri olacağını düşünüyorum” diyen Genta Yönetim Ku-rulu Başkanı Yavuz Batur, “Bu şirketlerin finansal güçleri arttıkça ülkeleri yöneten politikacı ve karar vericileri etkileme, sessiz çoğunluk olan üreticilerin çıkar-ları aleyhine uygulamalar yaptırmaları kolaylaşacak. Örneğin ülkemizde pancar üreticilerinin bir kenara itilerek şeker üretiminde nişasta şurubuna geçilmesini sağlamaları gibi. Ayrıca Türkiye gibi güç-süz ve üretici örgütlenmesinin olmadığı

Hamdi ÇiftçilerMay Tohum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Konsolidasyon, rekabet ve ülkelerin kendine yeterliliği anlamında belli riskler getirirken, sektörde dağıtım kanallarının da belli şekilde konsolide olmasına sebep oluyor.

Page 10: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

10 Kasım 2016 Tohum

ülkelerde fiyatları önce düşürüp, ken-dilerine rakip olabilecek özellikle yerli firmaları ortadan kaldırdıktan sonra, girdi fiyatlarını yükseltebilecekler, girdi fiyatla-rının ve teknik seviyenin yükselmesi so-nucu küçük üreticilerin tarımdan çıkması hızlanabilecek” diyor.

Kat edilmesi gereken yol uzun Birleşme ve satın almaların üretici nez-dinde yoğunlaşan etkisi her ne kadar yakın bir dönemde gerçekleşecek gibi duruyor olsa da firmaların bu konudaki beklentilerinin biraz daha zaman alacağı açık. Batur’a göre şirketlerin; tarımsal üretimin artmasıyla pazarın büyüyeceği ve gelirlerin artacağı, yeni teknolojilerle üreticileri tohum, zirai ilaç, gübre, meka-nizasyon, meteorolojik öngörülere göre teknik destek, hatta tarım sigortası gibi tüm kanallardan kendilerine müşteri edecekleri, patentler vasıtası ile tüm üre-ticilerden faaliyetlerinin her aşamasında bir pay edecekleri gibi hedeflere ulaşmak konusunda istedikleri başarıyı elde et-meleri konusunda kat edilmesi gereken uzun bir yol var. “Dünyamızın kaynakları-nın sonsuz olmadığını, içinde yaşadığımız ekosistemin hızla bozulduğunu, çevre kirliliği, küresel ısınma vb. sorunların büyük bir hızla kendini hissettirdiğini; bireylerin gelirlerinin ve mutluluklarının artmadığını, aksine gelir dağılımının çok daha bozulduğunu gözlemliyoruz” diyen Batur, bu nedenle kısa bir zaman dilimi içerisinde şirketlerin istedikleri sonuçları alamayacağı görüşünde.

Ar-Ge’ye ayrılan pay artacakTohumculuk alanındaki konsolidasyonu-nun daha çok negatif yönleri üzerinde durulsa da sektöre sağlayacağı avan-tajlar hiç de az değil. Farklı ülkelerde ve farklı alanlarda faaliyet gösteren şirket-lerin bu alanda güç birliğine gitmesi, ma-liyetlerin düşürülmesi ve Ar-Ge alanına ayrılacak payın arttırılmasında büyük faydalar sağlıyor. Teknolojik altyapının geliştirilmesiyle birlikte katma değeri yüksek bir iş olan tohumculukta verimlilik ve kazanç konularında istenen seviyeye ulaşmak çok daha kolay bir hale geliyor. GDO’lu tohum pazarının yüzde 90’ını elinde bulunduran Monsanto’yu satın alan Bayer’in bu alanda büyük bir potan-siyele sahip olduğunu söyleyen Güldem Atabay Şanlı, “Monsanto’nun biyotekno-loji yatırım kapasitesi dünyayı bekleyen kuraklığa karşı dayanıklı tohumlar yara-tabilmek üzere niyetini açık bir şekilde

gösteriyor. Topluma faydası olacağı kesin bu amaç, aynı zamanda zaten doğrudan artan nüfusun kronikleşecek beslenme problemine çözüm anlamına da geliyor. Üstelik hissedarlarına ve çalışanlarına da bir şekilde yarayacak” diyor ve GDO paza-rının Avrupa ve dünya geneline yayılması, biyoteknoloji alanında bilgi paylaşımının çok daha yaygın hale getirilmesi gibi nok-talarda birleşmelerin etkin bir rol oynaya-cağını belirtiyor.

Türkiye değişimi doğru okumalı Makro ölçekte tarım ve ona bağlı sek-törlerin en çok tartıştığı kavram olan konsolidasyon, bugün birçok ülkenin gündeminde üst sıralarda. “Türkiye bu süreci nasıl değerlendirmeli?” denildi-ğinde ise bu değişimleri doğru okumak ve yeni eğilimlere göre pozisyon almak en önemli başlıklar olarak öne çıkıyor. “Türkiye’de tohumculuk sektörünün son 20 yılda oldukça iyi bir ivme kazandığı bir gerçek. Pek çok ürün tohumlarında yurt içi ıslah ve gelişme global firmalarla re-kabet edebilecek düzeylere ulaştı. Ancak genel anlamda baktığımızda hâlâ olduk-

Büyük şirketlerin finansal güçleri arttıkça ülkeleri yöneten politikacı ve karar vericileri etkileme, sessiz çoğunluk olan üreticilerin çıkarları aleyhine uygulamalar yaptırmaları kolaylaşacak.

G Ü n C e l

Yavuz BaturGenta Yönetim Kurulu Başkanı

Page 11: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Tohum Kasım 2016 11

ça sınırlı sayıda yerli sermayeli firmaların bu başarıyı yakaladıklarını görüyoruz. Büyüme oranlarına baktığınızda hâlâ kobi boyutunu geçmedikleri ve kritik bir süreçte olduklarını söyleyebiliriz” diyen Ali Özbuğday, firmaların bir yol ayrımında olduğunu belirtiyor. Buna göre yerli firma-lar ya kıvrak ve dinamik yapıları ile hızlı ürün geliştirme kabiliyetlerini koşullara uydurmalı ya da kendi içlerinde birleşme-ler ve satın almalarla büyümeyi seçmeli. Aksi bir durumda ise firmalar rekabet konusunda kaybetmeye mahkum bir sis-tem içerisinde kalabilir. Devlet politikalarının serbest ekonomi şartlarına müdahale aşamasında ise oldukça dikkatli olmakta fayda var. “To-humculuk sektörünü tamamen tabana yaymak ve çok sayıda yerel küçük firma oluşumunu destekleyici politikalar, orta ölçekli kobileri belki de en az dev global şirketlerin baskısı kadar olumsuz etki-leyebilir” diyen Özbuğday, bu durumda ülkesel tohumculuk gelişiminin gerçek anlamda en büyük olumsuzlukla karşı karşıya kalabileceğini savunuyor. Bu doğ-rultuda devlet politikalarında sektörde

küresel alanda gücünü ortaya koyabi-lecek ülkesel yapıların oluşumunu des-tekleyecek yönde bir değişime gitmenin önemi bir kez daha anlaşılabiliyor.

Krizi fırsata çevirmek mümkünTarım sektöründe ağırlık kazanan şirket evlilikleri, tohumculuk başta olmak üzere birçok alanda oyunun kurallarını yeniden belirliyor. Rekabetin hiç olmadığı kadar kızıştığı bu yeni düzende ayakta kalabil-mek; yakın ve uzun vadede oluşabilecek durumları öngörmek ve bu ortama uyum sağlayabilecek nitelikte adımlar atmakla yakından ilişkili. Tohum firmalarının yerel veya uluslararası anlamda iş birlikleri oluşturmaları, küresel şirketlerle rekabeti sağlayabilecek düzeyde ürün gelişimi gerçekleştirmeleri en acil ihtiyaçlar ola-rak göze çarpıyor. Türkiye’nin bu alanda piyasayı düzenlemek ve tekelleşmenin getireceği olumsuzluklara karşı yapacağı atılımlar noktasında sektörün her paydaşı-nın çıkarını gözetmesi ve destekleri buna göre yapılandırması büyük öneme sahip. Gerekli koşulların yerine getirilmesi ise krizin fırsata çevrilmesini sağlayabilir.

Gıda ve temel hammadde fiyatlarının sürekli düşmesi Bayer ve Monsanto gibi devleri konsolidasyona yöneltmiş durumda. Satın almalar ve birleşmeler son zamanlarda pazar hakimiyeti elde etmekten öte, verimlilik artışları sağlayarak var olma kaygısı temelli de görünüyor.

Güldem Atabay ŞanlıEgeli&Co Portföy Yönetimi Araştırma Strateji Direktörü

Page 12: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

12 Kasım 2016 Tohum

Türkiye tohumculuk sektörü tarihsel gelişim içerisinde nasıl bir değişim ya-şadı? Bugün gelinen noktada sektörün bulunduğu durumu nasıl değerlendiri-yorsunuz?Tohumculuğun gelişimi bazı ülkelerde 150 yıllık bir geçmişe sahip. Ülkemizin ta-rihinde de gerçek anlamda -tohumculukla ilgili geçmiş bu kadar eskiye dayanma-makla birlikte- 19. yüzyılın ortalarına ka-dar iniyor. Ana kalkınma stratejisi olarak Tanzimat Dönemi’ne rastlayan bu yıllarda (1839–1876) benimseniyordu. Takip eden 1. ve 2. Meşrutiyet Dönemleri’nde de tarımda modernleşme stratejisinin bir gereği olarak, tohumculuk bağlamında; deneme amaçlı mısır ve arpa tohumlu-ğu, yüksek verimli patates tohumluğu, ABD’den pamuk, mısır, sebze tohumlukla-rı, Romanya’dan buğday tohumluğu itha-latı gibi açılımlar yapıldı ve kaliteli buğday tohumlukları dağıtıldı. İthal edilen tohum-luklar, deneme çiftlikleri ve demonstras-yon tarlalarında ekilerek üreticilere tanıtıl-dı. Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’nı da kapsayan bu dönemde, tohumculukla ilgili faaliyetler bu seviyede kaldı. Cumhuriyet’in ilanını takip eden yıllarda ise araştırma, üretim, dağıtım konuların-da kurumsallaşma ve yasal altyapının oluşturulmasına çalışıldı ve çeşitli illerde bitki türleri bazında ıslah istasyonları ku-rularak, sanayi anlamında Türkiye tohum-culuğunun temelleri atılmaya başladı. Uzun yıllar kamu ağırlıklı tohumculuk mo-deli şeklinde; kamu eliyle üretilen, kamu tarafından fiyatı belirlenen ve kamu kana-lıyla üreticilere dağıtım yapılan bir sistem-le, daha çok hububat ağırlıklı tohumluk üretimi ve dağıtımına devam edildi. 1950 yılında, üreticilerin tohumluk ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Devlet Üretme Çift-likleri kuruldu ve 1963 yılında 308 sayılı ilk Tohumculuk Kanunu çıkarıldı.

1980’li yıllardan itibaren yeni bir yapı-lanmanın yaşandığı tohumculuk sektö-ründeki düzenlemelerin izlerini günü-müzde görmek mümkün mü?Kamu ağırlıklı yapıyla devam eden tohum-culuk, 1980’li yılların ortalarında başla-yan yasal ve idari düzenlemelerle kabuk değiştirmeye başladı. Bu yıllarda yeni ve verimli çeşitlerin ithalatı serbest bırakıldı ve fiyatlarda serbest piyasa kuralları işle-meye başladı. Bu değişimlerin olumlu bir yansıması olarak; tohumculukta faaliyet ve uzmanlık alanları, ticarete konu edilen tür ve çeşit sayısı, istihdam kapasitesi, yeni üretim ve işleme teknolojilerinin kul-

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı ve TAREKS A.Ş. Genel Müdürü Burhanettin Topsakal, birliğin faaliyetlerini ve tohumculuk sektörüne dair görüşlerini Tohum dergisi için anlattı. Dünya tohumculuk alanında görülen dönüşüm ışığında Türkiye’nin yeni bir düzenlemeye gitmesi gerektiğini söyleyen Topsakal, “Ülkemizde küçük sermayeli tohum şirketlerinin birleşmesi ve sermayelerinin güçlendirilmesi amacıyla tedbirler alınması sektörü daha güçlü yapacak” diyor.

TOHUMCULUKTA

DÖNÜŞÜM ŞART

r Ö P O r T A J

Page 13: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Tohum Kasım 2016 13

lanımı, tohum üreticisi şirket sayıları ve kısmen de olsa Ar-Ge yatırımları gibi alan-larda artışlar görüldü. Bu değişimler aynı zamanda 1963 yılında çıkmış olan 308 sayılı kanunun artık tohumculuk sektörü-nün ihtiyaçlarının karşılamasında yetersiz olduğunu ve yeni bir anlayışın, yeni bir kanunun gerekliliğini ortaya koydu. Bu gerekçeler dikkate alınarak 31 Ekim 2006 tarihinde kabul edilen 5553 sa-yılı Tohumculuk Kanunu 8 Kasım 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Bu kanunla; tohumluklara kalite güvencesi getirildi, uluslararası normlarda ve Avru-pa Birliği’ne uyumlu bitki çeşit kayıt ve tohum, fide, fidan sertifikasyon sistemi kuruldu, tohumluk üretim ve ticaretinde yeni düzenlemeler getirildi ve tohumculuk sektörünün özel kesimini de kapsayan yeniden yapılanması sağlandı. Böylece ülkemiz tohumculuk alanında adından söz ettiren bir konuma geldi. Halihazırda Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) bünyesinde 750 üyesi ile 900 bin ton sertifikalı tohum üreten, 70’ten fazla ülkeye tohum satan, 1,5 milyar dolar kadar pazar hacmine sahip bir sektörüz. Şu an bu alanda dünyada ilk 10 ülke ara-sında yer alıyoruz.

TSÜAB sektör için ne gibi çalışmalarda bulunuyor? Bugüne dek hayata geçirdi-ğiniz çalışmalardan bahseder misiniz? TSÜAB kendi faaliyet alanı içerisinde, Tür-kiye tohumculuk sektörünü temsil ediyor, üyelerinin hak ve menfaatlerini koruyarak tohumculuk sektörünün geliştirilmesine

yönelik faaliyetlerde bulunuyor. Yapısı ve tüzüğünde belirlenmiş görevleri çerçe-vesinde; gerek sektör gerekse üyeleri ile ilgili birçok faaliyette bulunuyor. Bunlar-dan önemli başlıklar ise; üyelerle iletişim ve ilişkiler, bakanlıklar ve ilgili kurum ve kuruluşları ile görüşmeler/yazışmalar, eğitim ve öğrenci stajları, çalıştaylar, pro-jeli ve kamu destekli çalışmalar sektörel ticaret heyetleri, uluslararası organizas-yonlarla işbirliği, kongrelere, fuarlara ve çeşitli toplantılara katılım, basılı yayınlar ve TSÜAB medya ilişkileri. Faaliyetlerden bazı örnekler vermek gerekirse: bazı sebze tohumluklarının ithalatında uygulanan gümrük vergileri 2012 yılından itibaren kademeli olarak arttırılıyordu. Gümrük vergisi oranlarının 2012 yılından önceki oranlara çekilmesi konusu ile ilgili olarak; Ekonomi Bakan-lığı nezdinde sürdürülen süreç sonunda patateste 2014 yılı için uygulanan yüzde 15 olan gümrük vergi oranı, 2015 yılın-dan itibaren yüzde 1 olarak, diğer sebze tohumluklarında ise kademeli artış önle-nerek, yüzde 15’te sabitlendi. Bunun ya-nında Türkiye’nin, Brezilya ve Meksika’da “Tohum İthal Edilecek Ülkeler” listesine girmesi konusunda, TSÜAB’ın girişimle-ri, yazışmaları ve maddi desteği ile bu süreç olumlu olarak neticelendirildi ve ülkemiz tohumculuğu adına bu ülkelerde tüm üyelerimiz için ciddi bir pazar imkanı sağlandı. Bir diğer önemli örnek ise; mev-zuat gereği, sertifikasyon iş ve işlemleri konusunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yetki alabilmek için TSÜAB

nezdinde, Tohum Sertifikasyon Anonim Şirketi’nin kurulması oldu.

TSÜAB’ın uluslararası anlamda sürdür-düğü çalışmalar var mı? Evet. Tohumculuk sektörünün kalifiye ele-man sıkıntısının giderilmesi ve tohumcu-luk sektörünün tanıtılması amacıyla 2010 yılından itibaren TSÜAB Staj Programı uygulanıyor. Bu program dahilinde her yıl, yurt dışından Kırgızistan ve Azerbaycan dahil olmak üzere, 15-20 ziraat fakülte-sinden toplam 25-30 civarında öğrenciye, giderleri tamamen TSÜAB tarafından karşılanan staj imkanı sağlanıyor. Ayrıca her yıl tüm üyelerin, ilgili Bakanlık temsil-cilerinin ve diğer paydaşların katıldığı bir çalıştay yapılıyor. Bu çalıştaylarda her yıl farklı bir konu seçilerek bu konu ulusal ve uluslararası boyutuyla tartışılıyor ve karşı-lıklı görüş alışverişinde bulunuluyor. Uluslararası pazara açılma konusunda da üyelerimizin katılımı ile gerçekleştirilen önemli faaliyetlerimiz var. Bunları da pa-zar potansiyeli olan ülkelere düzenlenen Tohumculuk Sektörel Ticaret Heyet Ziya-retleri ve yine yurt dışına yönelik Ulusla-rarası Rekabetin Geliştirilmesi Programı olarak sıralayabiliriz. Ayrıca gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı fuarlara TSÜAB ve üyelerimizle katılmak suretiyle sektörün tanıtımı ve ticaretinin geliştirilmesi faali-yetlerimiz de söz konusu.

Sizce tohumculuk sektöründeki çıkmaz-lar neler? Bunların aşılması için ne gibi adımların atılması gerekiyor?

Özel sektör Ar-Ge faaliyetlerinin özendirilmesi amacıyla, tohumculuk Ar-Ge desteklerinde proje hazırlama, uygu-lama ve bilgiye ulaşım gibi konularda pozitif bir ayrımcılığa gidilme-si için gerekli düzenle-melerin yapılması gere-kiyor.

Page 14: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

14 Kasım 2016 Tohum

r Ö P O r T A J

sekliği, üretim maliyetlerinin yüksekliği ve ihracatı olumsuz etkilemesi, revize edil-mesi veya yeniden oluşturulması gereken mevzuatın hazırlanmasındaki gecikmeler gibi hususları saymak mümkün.Bu sorunların aşılması için ise sektör, çeşit ıslahı ve tohum teknolojileri ve Ar-Ge çalışmaları konusunda istekli. Özel sektör Ar-Ge faaliyetlerinin özendirilmesi amacıyla, tohumculuk Ar-Ge desteklerin-de proje hazırlama, uygulama ve bilgiye ulaşım gibi konularda pozitif bir ayrımcı-lığa gidilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bitki çeşit geliştirme çalışmalarında tohumculuk sektörünün kendine özgü bir uygulama yönetmeliği ile desteklenmesi, bilhassa çeşit geliştirme-ye, araştırma ve geliştirmeye yönelik to-humluk ithalatında, zirai karantina kapsa-mındaki ulusal ve uluslararası mevzuatın uygulanmasında, sektörün önünü açacak güncellemelerin yapılması gibi hususlar birçok problemi çözecektir. Ayrıca hukuki bakımdan 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’nun yürürlüğe gir-diği 2006 yılından bu yana geçen süre içinde, uygulamanın getirdiği deneyimin ışığı altında; kanunda değişmesi gereken hususlar konusunda ilgili Alt Birliklerde değişiklik önerilerinden oluşan önemli bir veri birikimi oluştu. Buna göre değişmesi

Her sektörde olduğu gibi tohumculuk sek-töründe de gelinen noktaya rağmen hâlâ tamamlanması gereken bazı eksiklikler ve yapılması mutlaka gerekli hususlar vardır. Bunları belki ‘çıkmazlar’ şeklinde nitelemek yerine, üzerine gidilmesi gere-ken, kısa, orta ve uzun vadede çözülmesi mümkün problemler veya dar boğazlar olarak tanımlamak daha doğru. Zira to-humculuk sektörü gerek kamu kesimi, yani ilgili bakanlıklar, diğer kurum ve kuruluşlar ve sektördeki diğer paydaşlar tarafından önemi ve hassasiyeti bilinen ve kabul edilen bir sektör konumunda. Bu durumundan dolayı tohumculukla ilgili her kesim üzerine düşeni yapmanın gay-reti içerisinde.Özetlemek gerekirse; sektörün sermaye birikiminin yeterli olmayışı ve çok sayıda küçük sermayeli firmalardan oluşması, sektörün ihtiyacı olan yetişmiş kalifiye teknik eleman eksikliği, Ar-Ge’ye ayrılacak sermaye yetersizliği veya bir başka yönüy-le, kamu ve özel kesimin kaynak ayrımı, teknoloji transferi ve mevcut birikimin verimli değerlendirilmesi gibi hususlar bakımından aktif olarak yer alacağı, çeşit geliştirmeye odaklı Ar-Ge faaliyetlerinin yetersizliği, kamu kurumları döner serma-ye işletmelerinin tohumculukla ilgili işlem-lerden alınan ücretlerin fazlalığı ve yük-

önerilen hususlar Bakanlığımıza iletildi bir an önce hayata geçirilmesi bekleniyor.

Henüz oluşturulmaya başlayan yeni TSÜAB Çalışma Gruplarından beklenti-leriniz neler? Ne gibi faaliyetleri gerçek-leştirmeyi planlıyorsunuz?Tohumculuk, meteorolojik şartlardaki değişmelerden ithalat-ihracat düzenle-melerine, üretimden pazarlamaya kadar uzanan bir yelpazedeki değişimlerden ve gelişmelerden çok önemli derecelerde etkileniyor. Tohumculuk sanayisinin nes-nesini oluşturan bitki türü veya bitki grup-larının kendilerine özgü sorunları yine kendisine özgü çözümleri gerektiriyor. Bu sebeple, her bitki grubunun kendine özgü sorunlarının ve çözümlerini en iyi ve doğru şekilde, o bitki veya bitki grubunda faaliyet gösteren üreticiler tarafından periyodik olarak ele alınması ve çözüm önerilerinin belirlenmesi şart. Bu husus, sektörümüzün değişimlere hazır olması bakımından da son derece önemli. Bu kapsamda, TSÜAB Ürün Çalışma Grup-ları ilk olarak 2012 yılında oluşturuldu. O yıl itibariyle verimli çalışan ancak sonraki yıllarda çeşitli nedenlerle beklenilen performansı gösteremeyen, beklenilen ölçüde aktif olarak çalışamayan TSÜAB Ürün Çalışma Grupları, Yönetim Kurulu

2023 yılı hedefleri kapsamında sertifikalı tohum üretiminin 5 milyon tona çıkarılması

hedefleniyor.

TSÜAB bünyesinde 900 bin ton sertifikalı tohum

üretiliyor.

5

900

m i l y o n t o n

b i n t o n

Page 15: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Tohum Kasım 2016 15

kararı ile güncel üye sayıları ve gelişmeler dikkate alınarak yeniden oluşturuldu. Alınan karar uyarınca, ana bitki grupları bağlamında; Hububat Çalışma Grubu, Sebze Çalışma Grubu, Endüstri Bitkileri Çalışma Grubu, Baklagiller ve Çayır-mera, Çim ve Yem Bitkileri Çalışma Grubu oluş-turuldu. Tohumculuk Ürün Çalışma Grup-larının üyeleri belirlenen formatta grup raporlarını hazırlamak için çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu çalışmalar sonucunda hazırlanan grup raporları bu yıl sonunda, Aralık ayı içerisinde Antalya’da yapılacak olan Çalıştay’da tüm üyelerimizle birlikte, davetli tüm ilgilerle paylaşılacak, topar-lanacak ve nihai şekli verilerek, tek bir genel rapor halinde yayımlanacak. Genel rapor bir bakıma “Tohumculuk Yol Haritası“ olarak tohumculuğumuza ve sektöre büyük faydalar sağlayacak. Bu rapor bizzat üyelerin bilgilerini, tecrübele-rini ve uygulamada karşılaştıkları olumlu ve olumsuz durumların tartışılarak somut tespitleri ve çözüm önerilerini içerecek. Ortaya çıkacak olan bu rapordaki sorun belirleyici tespitlerin ve yol gösterici öneri-lerin Bakanlık ile olan ilişki ve etkileşme-lerde çok önemli bir rol oynaması bekleni-yor. Grupların çalışmaları ve elde edilecek sonuçlar bugün için önemli olduğu kadar, gelecekte de önemli olacaktır.

Tohumculuk sektörü son dönemde birçok değişiklik yaşıyor. Gerek tohum-culuk yasasındaki değişiklik, gerekse büyük şirket birleşme/satın almaları, sektörde yeni bir dönemin kapılarının aralandığının işareti. Siz bu durumu na-sıl değerlendiriyorsunuz?Evet, tohumculuk sektörü son dönem-lerde; gelişme yolunda kazandığı ivmesi, uluslararası pazarlara açılma yönündeki faaliyet ve gayretinin devam ettirilmesi, mevzuat değişikliğine dair tespit ve öneri-leri, bu önerilerin ilgili mercilere iletilmesi, Ürün Gruplarının yeniden teşkili ve çalış-malarına aktivite kazandırılması, ulusla-rarası kurum ve kuruluşlara üyelikler ve bu bağlamda bu kurum ve kuruluşların toplantılarına katılımlar gibi birçok alanda faaliyetlerini sürdürüyor ve gerektiğinde yenileniyor. Bu faaliyetler değişiklik anla-mında, şimdiye kadarki tecrübelerin ışığı altında, nasıl daha faydalı ve verimli bir şekilde yürütülecekse, uygulamalar o yön-de yapılıyor. Tohumculuk endüstrisinin dünyada ya-şadığı yapısal ve teknolojik gelişmeler ülkemiz tohumculuğunu da etkiliyor. Tohumculuk sektörünün bölgemizde ve dünyada rekabet gücünün geliştirilmesi, pazar payının arttırılması için yasal mev-zuat altyapısının dünyadaki bilimsel ve

ticari alandaki gelişmeler ışığında günün şartlarına göre güncellenmesi önem arz ediyor. Ülkemizde küçük sermayeli tohum şirketlerinin birleşmesi, sermayelerinin güçlendirilmesi amacıyla tedbirler alması sektörü daha güçlü yapacak.

Tohumculuk sektörünün geleceği için öngörüleriniz neler? Sizce Türkiye to-humculuk sektörü dünyadaki konumunu nasıl daha ileriye taşıyabilir?Türk tohumculuğu yasal ve teknik altya-pısını tamamlayarak, uluslararası organi-zasyonlara üye olup dünya ile entegras-yonunu tamamladı. Hem ülkemizde hem de dış ülkelerde sistem ve kalite olarak güven verici bir konumda. Şu anda he-deflerini belirlemiş olarak yoluna devam ediyor.Türkiye’nin bu alandaki konumunu daha yüksek bir seviyeye taşıması için ise bitki ıslahı, çeşit geliştirme, tohum teknolo-jilerinin geliştirilmesi, üretim ve ihracat kapasitesinin arttırılması çalışmalarına öncelik vermesi gerekiyor. Bu hedef şim-dilik 2023 yılında; 1,5 milyon ton sertifi-kalı tohum üretimi ve 500 milyon dolarlık ihracat. Tohumculuğun geleceğinin önü açık ancak daha yapılacak çok iş var. Zira halihazırda TSÜAB üyesi firmalar, bugün gerçekleşenden çok daha yüksek bir to-humluk üretim ve işleme kapasitesine sa-hip. Bu da ülke içinde sertifikalı tohumluk kullanımına ait talep artışı olduğu sürece hem bu artış hem de dış pazar isteği sek-törümüz tarafından çok rahat bir şekilde karşılanabileceği anlamına geliyor. Gö-rüldüğü üzere, Türk tohumcularının tüm çabası, üreticilerin ihtiyacı olan, kalitesine güvenilen ve verimi yüksek sertifikalı to-humlukları üretmek.

Türkiye’nin to-humculukta-ki konumunu yükseltmek için bitki ıslahı, çeşit geliştirme, tohum teknolojilerinin geliştirilmesi, üretim kapasitesinin arttırıl-ması çalışmalarına ön-celik vermesi gerekiyor.

Page 16: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,
Page 17: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,
Page 18: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

18 Kasım 2016 Tohum

sağlayarak mesleki faaliyetleri kolaylaş-tırmak, fidan üreticilerinin ekonomik ve sosyal haklarının korunmasını sağlamak ve mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek amacıyla 2008 yılında kurulan Fidan Üreticileri Alt Birliği, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu niteliğinde mes-lek kuruluşu olarak hizmet veriyor. FÜAB ve Bakanlık işbirliğinin sonucunda; 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu kapsamında çıkarılan fidan sertifikasyon ve pazarlama yönetmelikleri ile üretimlerimiz Avrupa Birliği (AB) üretimleri ile eşdeğer stan-dartlara getirildi; 2007 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın başlattığı fidan sertifikasyon sistemi çalışmaları ile ismine doğru ve zararlı organizmalar-dan ariliği laboratuvar ortamında analiz edilerek kontrol edildi ve sertifikalı fidan üretimine bazı türlerde geçildi.

Tekrar başkan seçildiğiniz yeni dönemde FÜAB’ın ajandasında neler olacak?Bu yeni dönemde üyelerimizin sorun-larının çözümü için gerekli çalışmalara devam etmenin yanında; fidan ve meyve üreticisi, ihracatçısı ve meyve sanayi sektörlerini bir araya getirip, ulusal bir meyvecilik platformu oluşturmayı; sonu-cunda da Türkiye’ye en iyi hizmeti vermeyi planlıyoruz. Ayrıca uluslararası işbirliklerini arttırmak üzere değişik fidan grupların-da faaliyet gösteren üyelerimize yönelik olarak Sektörel Ticaret Heyeti ve URGE projeleri yaparak hizmetimizi daha da ge-liştirmeyi hedefliyoruz.

Bugün Türkiye fidancılık sektöründe yaşanan en önemli sorunlar neler? Bu problemlerin üstesinden gelmek için neler yapılması gerekiyor?Sektör olarak yaşanan sorunları belli başlıklar altında toplayabiliriz. Mesela

Türkiye’de fidancılık sektörünün genel durumu hakkında bir değerlendirme ya-pabilir misiniz?Türkiye’de meyvecilik ve fidancılık sek-töründeki hızlı gelişmeler; üretilen fidan sayısı ve kalitesindeki artış ve meyve ihracatındaki yükselme ile kendini göste-riyor. Türkiye’nin meyve ve fidan ihracat potansiyeli artarken; 2002 yılında 3,5 milyon olan fidan üretimi 2008 yılında 21,2 milyona, 2014 yılında ise 63,8 mil-yona çıkmış durumda. Türkiye İstatistik

Kurumu’nun (TÜİK) fidan ihracat verilerine baktığımızda ise ihracatta hızlı artış göz-lemleniyor. Aynı şekilde AB ülkeleri ve Tür-ki Cumhuriyetler başta olmak üzere pek çok ülkeye fidan ihraç edebilir konuma gelindiği de dikkat çekiyor.

FÜAB olarak sektör için ne gibi çalışma-larda bulunuyorsunuz? Fidancılık sektörünün geliştirilmesi ile sektörde faaliyet gösteren, gerçek veya tüzel kişiler arasında mesleki dayanışma

Türkiye fidancılık sektörü, son yıllarda hızlı bir ivme içerisinde. Ancak sektörde ilerlemeyi sağlayacak bir dizi adımın hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Meyvecilikte ilerleme sağlanabilmesi için Ar-Ge ve çeşit ıslahı çalışmalarına destek ve kredi imkanı sağlanması gerektiğinin altını çizen Fidan Üreticileri Alt Birliği (FÜAB) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Tanrıver, aksi bir durumda sektörün yurt dışı ıslahçılarının izin verdiği ölçüde gelişeceğini söylüyor.

FİDANCILIK SEKTÖRÜNDE

AR-GE YATIRIMLARI ARTMALI

r Ö P O r T A J

Page 19: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Tohum Kasım 2016 19

sertifikasyon sisteminde ilerlemenin yavaş olması, sertifikalı fidan üretiminde isteni-len artışı engelliyor. Çeşit ıslahının yetersiz olması nedeniyle, üreticiler tarafından talep edilen çeşitlerde yurt dışına bağlılık fazla. Kaçak fidan satışlarının sona erme-mesi, kayıtlı üretim yapan yetkili üreticile-rin faaliyetlerinde sıkıntılara neden oluyor. Damızlık kurmaya uygun izole alanların ol-maması ve Bakanlıkça bu yönde yaptırım uygulanmaması nedeniyle de sağlıklı fidan üretimi zorlaşıyor. Ayrıca Bakanlıkça 2016 yılında sertifikalı fidan üretimi desteğine başlanması umut verici bir gelişme iken, üreticilerin yüzde 90’ı sadece standart sınıfta üretim yapıyor. Sektörün tamamına destek verilmesi gerekiyor. Üretimin sa-dece yüzde 5’inin sertifikalı fidan olması, sertifikalı üretime geçilen meyve türünün tüm meyve türlerine oranının yüzde 8 ol-ması, üreticilerin yüzde 63’ünün ise küçük ve mikro ölçekli olduğu göz önünde bu-lundurulduğunda; standart fidana da belli oranda üretim desteği verilmesi gerektiği sonucu ortaya çıkıyor. Bunun yanında kamu kuruluşlarında süre-cin çeşitli nedenlerden dolayı yavaş ilerle-mesi ve sürekli değişen piyasa taleplerini karşılamada yetersiz kalınması nedeniyle, özel sektör araştırma kuruluşlarına Ba-kanlıkça çeşit sertifikasyon sistemi tesis yetkisinin verilmesi gerekiyor. Bakanlık kuruluşları ve özel sektör işbirliğinin daha hızlı ilerleme sağlanmasına katkı yapacağı düşünülüyor.

Sizin FÜAB olarak bu problemlere karşı yaptığınız çalışmalar var mı?FÜAB olarak fidancılık sektöründeki ge-lişmelere yönelik olarak; sektör adına Bakanlığa talepleri ve sorunları doğrudan tüm Bakanlık yetkilileri ile birebir görüş-meler ve raporlarla iletiyoruz ve sonucunu takip ediyoruz. Fidan üretimi destekleme-leri ile ilgili mevzuat düzenlemelerinin ya-pılması amacıyla Bakanlık ve Ziraat Ban-kası’na gerekli girişimlerde bulunuyoruz, yönetim kurulunun sorumlu olduğu illeri belirleyerek tüm üyelerle irtibat sağlıyoruz. Bunun yanında çeşitli çalıştay ve projeler ile sektörde ilerlemeler için gerekli çalış-maları yürütüyoruz.

Bakanlıkla işbirliğine giderek yürüttüğü-nüz çalışmalara örnek verebilir misiniz?Tabii ki. Mesela FÜAB’ın girişimleri sonu-cunda 2016 yılında Bakanlıkça sertifikalı fidan üretim desteği başladı. Alt Birliğimiz çalışmaları ve üretim desteği gerekçeleri ve sonuçları hakkında hazırladığımız rapor

ile gerekli girişimlerde bulunuldu; bunun sonucunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2016 yılında sertifikalı fidan üretimine aşılıda 1 TL ve aşısızda 0.5 TL üretim desteğine başladı. Bunun dışında FÜAB olarak yapılan çalışmalar sonucun-da; 2016 yılında Bakanlıkça oluşturulan Tarım Bilgi Sistemi’nde pasaport ve sertifi-kasyon işlemlerinin birleştirilmesi çalışma-ları hızlandırıldı. Alt Birlik olarak döner sermaye ücretleri-nin yüksek olması sorunu ile ilgili olarak Bakanlık birimlerine girişimlerde bulu-nuldu; bunun sonucunda 2016 yılı döner sermaye ücretlerinden aşı gözü sertifika ücreti 100 kat azaltıldı. Sektörün çoğunlu-ğunu kapsaması amacıyla, fidan kullanım desteklemelerinde standart fidan kullanı-mına destek verilmesine devam edildi. İl Müdürlüklerince beyanname kabullerinde Alt Birlik üyeliğinin sorgulanması sonu-cunda, tüm üreticiler eşit şartlara kavuş-turuldu ve üyelerimizin hakları korundu. Sektörün talep ettiği çeşitlerle ilgili olarak Alt Birliğimize üye özel sektör araştırma kuruluşlarınca 1 ve 2 nolu damızlıklarda yetki talepleri Bakanlığımıza yapıldı. Pi-yasada talep edilen ve Türkiye’de kayıtlı olmayan çeşitlerin, Bakanlığımızca 2011 yılında yapıldığı şekilde tescil edilebilmesi için gerekli girişimlerde bulunuldu. TA-GEM ile yapılan çeşit tanıtım toplantıları ve yurt dışı fuarla-rında yer alan çeşitlerde sek-tör için ümitvar olan çeşitler belirleniyor ve sisteme dahil edilmesi için gerekli girişim-lerde bulunuluyor. 1 ve 2 nolu damızlık beyannameleri hariç, tüm beyannamelerin 31 Mayıs’a kadar verilmesi kuralı açıklığa kavuşturuldu.

Mevzuata yönelik çalışma-lar oldu mu peki?Evet, FÜAB girişimleri neti-cesinde birçok mevzuatta iyileştirmelere gidildi. Örnek vermek gerekirse; üretici yetkilendirmelerinde ziraat mühendisi çalıştırılması zorunluluğu kaldırıldı, yerine ziraat teknisyen ve teknikeri çalıştırması imkanı sağlan-dı. İhraç amaçlı ithalatta 1 yıl olan ithalat ve ihracat arasındaki süre sınırı 2 yıla çıkarılarak, üreticinin fida-nını ihraç edebilmesi için

verilen süre arttırıldı. Yerli doku kültürü üretimlerini arttırmak üzere doku kültürü ortamında üretim amaçlı ithalatta miktar sınırlamasına gidildi; böylece Türkiye’de üretilen ve Bakanlıkça sertifikalandırılmış doku kültürü üretimleri teşvik edildi. Her bir üreticinin ayrı ayrı damızlık kurmasın-da yaşanacak sıkıntıya çözüm olarak 85 ortaklı Fidan Üreticileri Tarım San.Tic. A.Ş. kuruldu ve sektörün sertifikalı fidan üreti-mi için ihtiyaç duyduğu üretim materyalini elde edebilmesi için TİGEM Dalaman ve Karacabey İşletmeleri’nde 3 nolu damız-lıklar kurulmaya başlandı. Ceviz ve zeyti-nin sertifikalı fidan üretiminde anaç temini noktasında yaşanan sıkıntı, standart anaç kullanımına izin verilmesi ile çözüldü. Tüp-lü fidanda ilkbahar kontrolüne istinaden sertifika ve etiket düzenlenebiliyor. Ba-kanlıkça verilen sertifikalı/standart fidan kullanım desteklemesi ile ilgili olarak; sık dikimde uygulanan prosedürler kalktı ve sık dikimler destek kapsamına alındı. Dikim sıklığı kararı üreticiye bırakılırken; asma fidanının sadece aşılısı destek kap-samında yer aldı.

Page 20: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

20 Kasım 2016 Tohum

Türkiye fidancılık sektöründe sıklıkla ıslah ve yerli çeşit geliştirmede sıkıntılar olduğu biliniyor. Bunların sebebi nedir? Bilindiği üzere meyvecilikte ıslah ve çeşit geliştirme yüksek maliyetli ve uzun sü-reç gerektiren bir prosedür. Bu nedenle genetik kaynak açısından oldukça şanslı olunmasına karşın, gerek kamu ve ge-rekse özel sektörde yeni çeşit geliştirme çalışmaları konusunda yetersiz kalınıyor. Meyvecilikte yerli çeşitlerin geliştirilmesi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Ziraat Bankası’ndan Ar-Ge desteğinin verilmesi gerekiyor. Fidancılık sektörünün en önemli sorunlarından birisi olan Ar-Ge faaliyetlerinin yetersiz olması, kamu tarafından çeşit geliştirmede ilerleme sağlanamaması, özel sektör açısından da çeşit ıslahının uzun soluklu ve yüksek öz sermaye gerektirmesi nedeniyle istenilen seviyede yapılamaması, fidancılık sek-töründe yeni çeşitlerde dışa bağımlılığa yol açıyor. Islah çalışmalarının sadece Bakanlık Araştırma Kuruluşları ve üniver-siteler tarafından yapılması sonucunda, yerli çeşit geliştirmede Türkiye yurt dışı ile rekabette yetersiz kalıyor ve üreticiler yurt dışına ıslahçı hakkı bedeli ödemekle yükümlü kılınıyor.

Peki, yeni ve yerli çeşit gelişiminin art-ması için neler yapılmalı?Meyveciliğimizin gelişmesi için sadece

fidan üretimi ve kullanımına yapılan teş-vikler yeterli değil. Meyvecilikte ilerleme sağlanabilmesi için Ar-Ge ve çeşit ıslahı çalışmalarına da destek ve kredi imkanı sağlanması gerekiyor. Aksi halde meyveci-liğimizdeki gelişme, yurt dışı ıslahçılarının izin verdiği ölçüde olacak. Dolayısı ile Ar-Ge ve çeşit ıslahı çalışmalarının, meyve-ciliğin geliştirilmesi için, Bakanlık ve TÜBİ-TAK tarafından öncelikli faaliyet olarak ele alınması gerekiyor.

Fidancılık sektöründe Ar-Ge’ye ne gibi yatırımlar yapılıyor? Özel sektör, kamu ve üniversite olarak ayırdığınızda en çok Ar-Ge etkinliği gösteren hangisi?Fidancılık sektöründe gerek kamu ve gerekse özel sektörde yetiştirme teknik-leri, uygun doku kültürü ortamının tespiti, çeşit ıslahı, anaç ve çeşitlerde affinite-a-daptasyon denemeleri, çeşit ve anaçların değişik ekolojilere uyumu konularında Ar-Ge çalışmaları yürütüyor. Doku kültürü laboratuvarı tesisi ile arındırma ve virüs analizlerine yönelik altyapının oluşturul-ması fidancılık sektöründe günümüzde önemi gittikçe daha iyi anlaşılan Ar-Ge konuları olarak öne çıkıyor. Kamu ve üni-versitelerde bu altyapı yeterli olmasına karşın, özel sektör araştırma kuruluş-larında mevcut olan bu yapıların, diğer fidan üreticileri tarafından da tesis edil-mesine ya da altyapısı yeterli özel sektör

kuruluşlarına yetki devri yapılmasına ihtiyaç duyuluyor.

Şu anda fidancılık sektörünün üzerinde en fazla Ar-Ge çalışması yaptığı tarım ürünü hangisi ve neden? Sizce bu ko-nuda başka hangi ürünlerin Ar-Ge’den daha fazla pay alması/öne çıkarılması gerekiyor?Fidancılık sektöründe özellikle sert çekir-dekli meyve türlerinde çeşit ıslahı çalışma-ları diğer türlerde yapılan araştırmalardan daha fazla. Bunun sonucunda yeni çeşit-lerin piyasada bulunması ve tüketicinin taleplerinde değişikliğe yol açıyor. Sert çekirdeklilerin yanı sıra diğer tüm meyve türlerinde de yeni çeşitlerin ıslah çalışma-larının artması, ürün çeşitliliğinin de artma-sını sağlayacaktır. Ürün yelpazesinin geniş olması sayesinde oldukça farklı ekolojileri barındıran Türkiye’de her bölgeye uygun yeni çeşitlerin üretilmesi mümkün olacak.

Gelecekte fidancılık sektöründe hangi trendlerin öne çıkmasını bekliyorsunuz? Gelecekte fidancılık sektöründe yeni mey-ve türlerinin fidan üretiminin yaygınlaş-ması bekleniyor. Özellikle sağlık üzerine olumlu etkileri olan türlerde tüketicinin taleplerinin arttığı gözleniyor; bunun so-nucunda da fidan üreticileri tarafından taleplerin karşılanmasına yönelik üretim planlaması yapılıyor.

r Ö P O r T A J

Fidancılık sektö-ründe Ar-Ge faali-yetlerinin yetersiz olması, kamu tarafın-dan çeşit geliştirmede ilerleme sağlanamama-sı, özel sektör açısından da çeşit ıslahının uzun soluklu ve yüksek öz sermaye gerektirmesi nedeniyle istenilen se-viyede yapılamaması, yeni çeşitlerde dışa ba-ğımlılığa yol açıyor.

AGROMAR MARMARA TARIM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.T: 0.224 676 24 27 F: 0.224 676 25 32

www.agromar.com.tr @agromar.com.tr

Sizin için araştırıyoruz;Kaliteli ve daima güvenilir çeşitler üreten Agromar; teknolojiye, nitelikli ekibe, araştırma ve geliştirmeye sürekli yatırımlar yaparak her zaman üreticimizin yanında olmaya devam edecektir.

www.eg

arek

lam.com

Page 21: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

AGROMAR MARMARA TARIM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.T: 0.224 676 24 27 F: 0.224 676 25 32

www.agromar.com.tr @agromar.com.tr

Sizin için araştırıyoruz;Kaliteli ve daima güvenilir çeşitler üreten Agromar; teknolojiye, nitelikli ekibe, araştırma ve geliştirmeye sürekli yatırımlar yaparak her zaman üreticimizin yanında olmaya devam edecektir.

www.eg

arek

lam.com

Page 22: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

22 Kasım 2016 Tohum

Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı, birçok ülke ve sektör için yeni koşulları beraberinde getiriyor. Bu yapı içerisinde ayakta kalabilmek adına süreci yakından takip etmek ve buna göre bir strateji oluşturmak büyük önem arz ediyor.

Bu kısa makalede, öncelikle Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığının (TTIP) ne olduğu, neleri içerdiği ve nasıl bir etki oluşturacağı ile ilgili bilgi ve beklentiler verilerek anlaşmanın tarafları olan AB ve ABD’nin anlaşmaya bakış açısı ortaya koyulacaktır. Sonra, AB ve ABD ile güçlü ticari ilişkileri olan Türkiye’ye bu anlaşma-nın muhtemel etkileri tartışılacak ve daha özelde tarım sektörüne olumlu ve/veya olumsuz katkısı vurgulanarak öngörüler ifade edilmeye çalışılacaktır.

TTIPTTIP, Avrupa Birliği (AB) ile Amerika Birle-şik Devletleri (ABD) arasında ticareti ve çoklu ekonomik büyümeyi destekleyen ve 13 Şubat 2013 tarihinde duyurulan bir ticaret anlaşmasını öngörmektedir. Ame-rikan Hükümeti TTIP’yi 7 Şubat 2016’da ABD’nin 11 ülke ile yaptığı Trans-Pasifik Ortaklığı’nı (TPP) destekleyen bir anlaşma olarak görmektedir. Müzakereleri hâlâ devam eden bu anlaşma (1) pazara ula-şımı, (2) özel tüzük, daha geniş kapsamlı kural ve prensipleri ve (3) yeni iş birliği biçimleri şeklinde sıralanan üç temel alanı içermektedir. Müzakerelerin 2014 yılında tamamlanması planlanmış, ancak 2019 veya 2020’den önce bitmeyeceği öngörül-mektedir.Avrupa Komisyonu, TTIP’nin AB ekonomi-sini 120 milyar, Amerika ekonomisini 90 milyar ve geri kalan dünya ekonomisini ise 100 milyar dolar büyüteceğini söylemek-tedir. Ayrıca TTIP’nin küresel ticaretin üçte birini serbestleştireceği ve milyonlarca ki-şiye yeni iş alanları açacağı ifade edilmek-tedir. Diğer taraftan özellikle Avrupa’daki bazı birlikler, yardım kuruluşları, STK’lar ve çevreciler anlaşmaya karşı çıkmakta ve

eleştirmektedirler. TTIP’ye yönelik ortak eleştiriler; ticareti düzenleyici engellerin büyük firmalar için düşürülmesi, gıda gü-venliği kanunu, çevre yönetmeliği, banka-cılık düzenlemeleri ve ülkelerin bağımsızlı-ğı gibi toplumun hassas olduğu alanlarda olabilecek tavizlerdir.

AB açısından TTIPAB, TTIP çerçevesinde ABD ile yatırım anlaşmaları konusunda içerik, etki ve süreç başlıkları altında müzakerelerini sürdürüyor. Avrupa Komisyonu ABD’yi AB firmalarına yönlendirerek, aşırı bürokrasi (red tape) konusunda firmalara yardım ederek ve okyanus ötesi yatırım, ihracat ve ithalatı kolaylaştıran ve adil olmasını sağlayan yeni kurallar koyarak küçük veya büyük firmalara ve fertlere bu anlaşma aracılığıyla yardım etmek istiyor. Avrupa; ekonomisine ivme kazandırmak, sınırlarına yakın bölgelerdeki anlaşmazlık-lara çözüm bulmak, Avrupa dışındaki hızlı büyüyen ekonomilere uyum sağlamak ve dünyada daha geniş bir alanda etkisini korumak gibi zorlu hedeflerle mücadele etmektedir. Bu anlamda anlaşma, AB’ye fırsatlar sunmaktadır. Yapılan analizler ve AB’nin önceki ticaret anlaşması dene-yimleri, TTIP’nin AB’nin tümünde yeni iş alanları ve büyüme sağlayarak, tüketici fiyatlarını düşürerek ve tüketiciye daha fazla tercihler sunarak fayda sağlayacağını öngörmektedir. Diğer taraftan TTIP’nin dünya ticaret kurallarını etkilemede ve AB’nin değerlerini yaymada önemli katkı-ları olacağı ifade edilmektedir. Doğal ola-rak Avrupa’daki insanların müzakerelerle ilgili soruları ve endişeleri olacaktır ki bu-rada Avrupa Komisyonu’nun görevi bunları anlamak ve anlatmaktır.

2013’te AB hükümetleri TTIP görüşmeleri-ni yapmak için komisyona görev vermiştir. Komisyon olarak bu gözlemler yapılırken Avrupa Parlamentosu, firmalar, birlikler, tüketiciler ile sağlık ve diğer çıkar grupları paydaş olarak dahil edilmektedir. Bu ça-lışmaların sonucunda nihai anlaşma met-nine sahip olunacak ve hükümetler karar vereceklerdir.

ABD açısından TTIPTTIP, ABD’de üretilen mal ve hizmetlerin Avrupa piyasalarına girişini arttırarak ürünlerin Amerikan aileleri, çalışanlar, iş çevreleri ve üreticiler için fırsat oluşturma-sını sağlayacaktır. Bu anlaşma ABD’nin re-kabet edebilirliğine, yeni iş imkanlarına ve ekonomik büyümesine destek verecektir. TTIP, TPP daha önce sağlamaya çalış-tığı ekonomik büyümeyi canlandırmaya yardım ederek ve Avrupa ile ABD’de 13 milyon kişiye iş alanı ilave ederek var olan güçlü ilişkiyi cesaretlendirmeyi amaçla-maktadır. TTIP, yüksek sağlık ve güvenlik standartları ve çevrenin korunmasını garanti ederken, ticaret ve yatırım düzen-lemesinde en uyumluluğu ve şeffaflığı sağlamayı amaçlayan modern bir anlaşma olacaktır. TTIP, hayati öneme sahip strate-jisiyle ekonomik ortaklar arasındaki bağı güçlendirmek için olağanüstü bir fırsat sunmaktadır.

Türkiye açısından TTIPAB ve ABD arasında öngörülen TTIP’nin yürürlüğe girmesiyle oluşacak ve yeni bir şekil alacak olan küresel ticaret düzeni Türkiye’yi de mutlaka etkileyecektir. AB ve ABD’nin birlikte oluşturdukları blok, Türkiye’nin en önemli ticaret ve yatırım ortağı olması yanında AB ile mevcut

TRANSATLANTİK ANLAŞMASI’NIN TÜRKİYE TARIMI AÇISINDAN ÖNEMİ

Prof. Dr. Fahri YavuzAtatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Tarım Ekonomisi Bölümü

M A k A l e

Page 23: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Tohum Kasım 2016 23

Gümrük Birliği de bu etkilenmede önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye’nin 2013 rakamlarına göre AB ile dış ticaret hacmi yaklaşık 155,5 milyar, ABD ile ise 18,2 milyar dolardır. Türkiye’nin AB ve ABD ile olan ticaret hacmi toplam ticaret hacmi-nin yüzde 43’ünü oluşturmaktadır. AB, Türkiye’nin en önemli ticari ortağı iken ABD 5. sırada yer almaktadır. Buna karşı-lık Türkiye, AB’nin en fazla ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında 7., en fazla ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında ise 5. sırada bulunmaktadır.TTIP gerçekleştiğinde ABD ürünleri Tür-kiye’nin AB ile olan Gümrük Birliği saye-sinde Türkiye pazarına gümrük vergisi olmaksızın girebilecektir. Halihazırda açık veren Türkiye-ABD ticaret dengesi ABD lehine artacaktır. Ayrıca TTIP kapsamında gümrük vergilerinin ve tarife dışı engelle-rin kaldırılmasıyla AB pazarına daha avan-tajlı giriş imkanı elde eden ABD malları ile Türk ürünleri daha sıkı bir rekabet içinde kalacaktır. Dolayısıyla, bu mülahaza Tür-kiye’nin katılımının olmadığı bir TTIP’nin Türkiye ekonomisinin olumsuz yönde etkileneceğini açıklarken, yapılan analizler de refahın yüzde 2,5 oranında düşeceği sonucunu ortaya koymaktadır.AB ve ABD arasında öngörülen TTIP süreci Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Ancak Türkiye henüz AB üyesi olmadığı gerekçesiyle, ABD ile yürütülen müzakere sürecinin dışında tutulmaktadır. Oysa AB, söz konusu müzakereleri yalnızca 28 üye devlet ile değil aynı zamanda Türkiye’yi de içine alan Gümrük Birliği alanı adına yürütmektedir. Brüksel nezdinde Gümrük Birliği’nden kaynaklanan bu durum sık-lıkla dile getirilmesine rağmen Türkiye’yi tatmin edici bir sonucun elde edileme-mesi, Türkiye’nin ABD çevrelerinde lobi çalışmalarını arttırmasına sebep olmuştur. Ancak halihazırda Türkiye’nin AB ve ABD ile eşzamanlı müzakereler yürütmesi olası gözükmemektedir. Mümkün çözümlerden birincisi “docking” olarak adlandırılan ve TTP kapsamında uygulanan kural gereğin-ce AB veya ABD ile tercihli ticaret ilişkisi içerisindeki ülkelerin yani Türkiye’nin TTIP’ye katılımının sağlanmasıdır. Bir diğer seçenek olarak da Türkiye’nin ABD ile bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzala-ması gündeme getirilmektedir. Türkiye’nin ABD ile kapsamlı bir STA müzakereresi başlatması, Gümrük Birliği’nin derinleş-tirilmesi ve kapsamının genişletilmesi ihtiyacını da yeniden hatırlatacak ve belki de bu sürece hız verecektir. Türkiye’nin TTIP’den nasıl etkilendiğini öngören se-

naryolar içinde en az zararın ABD ile STA imzalayarak taraf olması durumda ortaya çıktığı genelde varılan sonuçtur.

Türkiye tarımı açısından TTIPTTIP’nin tarım sektörüne etkilerinde en önemli gösterge AB ve ABD’ye olan ta-rımsal ihracat değerleridir. Son on yılda (2004-2013) AB ile olan tarımsal ticaret hacmi 5,3 milyardan 9,7 milyar dolara, ABD ile ise 1,5 milyardan 3,3 milyar dola-ra yükselmiştir. AB ile olan tarımsal ticaret dengesi pozitif ama azalan, ABD ile ise negatif ve artan bir seyir takip etmiştir. AB ve ABD ile olan tarımsal ticaret hacmi toplam tarımsal ticaretin yüzde 40’ına tekabül etmektedir. TTIP’nin tarımsal ticaret üzerindeki etkile-rini kantitatif olarak ölçen bir çalışma he-nüz mevcut değildir. Ancak tarım ticareti ile ilgili rakamların mukayeseli büyüklüğü, belirtilen Gümrük Birliği ve müzakereler-de taraf olamama ihtimalinin yüksekliği, TTIP’nin toplam ticareti olumsuz etkilediği gibi tarımsal ticareti de negatif yönde etki-lemesi kuvvetle muhtemeldir.

Sonuç2023 yılı için öngörülen 500 milyar dolar ihracat hedefi olan bir Türkiye’nin TTIP müzakerelerine yönelik takip edeceği yol

ne olursa olsun, küresel ticarette TTIP ve TPP gibi çok büyük anlaşmaların hız vereceği liberalleşme dalgasının dışında kalamayacağı ortadadır. Dolayısıyla TTIP müzakereleri yakından takip edilerek ve tarım, hizmetler, yatırımlar ile fikri mülkiyet hakları gibi alanlarda Türkiye ekonomisine ve sektörlere olacak etkileri detaylı biçim-de analiz edilerek muhtemel stratejiler belirlenebilir. Diğer yandan tüm sektör-lerde olduğu gibi tarımda da rekabetçi bir üretim yapısına ulaşma çabası içinde olmak gerektiği ifade edilebilir.

Yararlanılan kaYnaklar

• Akman, M. Sait, AB – ABD Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) ve Türkiye, Rapor, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (tepav), Haziran 2013.

• Güneş, Didem, Merve Mavuş, Arif Oduncu, AB-ABD Serbest Ticaret Anlaşması ve Türkiye Üzerine Etkileri, Ekonomi Notları, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Kasım 2013.

• https://en.wikipedia.org/wiki/Transatlantic_Trade_and_Investment_Partnership

• http://ec.europa.eu/trade/policy/in-focus/ttip/about-ttip/

• https://ustr.gov/ttip

• İleri, Çisel, Transatlantik Ticaret Ve Yatırım Ortaklığı: Son Durum Ve Türkiye’nin Konumu, İKV Değerlendirme Notu, Aralık 2014.

• Özdemir, Ozan, Avrupa Birliği – Amerika Birleşik Devletleri Serbest Ticaret Anlaşması (TTIP): Türkiye Dış Ticareti İle Tarım Sektörü Üzerine Etkileri, AB Uzmanlık Tezi, Temmuz 2015.

• Özsoğuk, Adil, ABD - AB Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması (TTIP) Türkiye açısından Bir Amerikan Rüyası mı? İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği, Mayıs 2015.

Page 24: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

24 Kasım 2016 Tohum

A H d e V e F A

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Eğitiminiz ve iş hayatınız hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? 1971 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fa-kültesi’nde, Tarla Bitkileri Bölümü’nden mezun oldum. Sonrasında Adana’da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Zirai Mücadele Başkanlığı’nda çalışmalarda bulundum. 1978 yılında ise oradan ayrılarak özel sektörde işe başladım. 1983 yılında da Çağdaş To-humculuk’u kurdum. Şu an Çağdaş To-

humculuk’ta Genel Müdür olarak görev yapıyorum.

Tohumculuk sektörüne nasıl giriş yaptınız? Eskiden beri aklınızda olan ve uğraştığınız bir sektör müydü?Elbette. Bir ziraatçi olarak tohumculuk sektörü her zaman ilgimi çeken bir alan-dı. 1978 yılında da bu alana yönelmeyi seçtim. O tarihte tohumculuk sektörün-de herhangi bir birlik dahi yokken ben kendi üretimime başladım. Zira o tarih-

lerde Türkiye’de büyük bir tohum ihti-yacının olduğunu gördüm ve bu alanda gerçekleştirilecek çalışmaların oldukça önemli fayda sağlayacağının ayırdınday-dım. O tarihlerde dış pazarlardan tohum satın almak yasakken 1983 yılında it-halat kapıları açıldı. Sonrasında yabancı firmalarla anlaşmalar yapmaya başladık. İsrailli Hazera Tohumculuk Şirketi ile 20 yıla yakın bir süre çalıştım. Onların Türki-ye’den ayrılmasıyla da ıslahçılık faaliyet-lerini kendimiz sürdürmeye başladık.

Meslek hayatınızdan günümüze kadarki süreci düşündüğünüzde, ülkedeki tohumculuk sektörünün dönüm noktası olarak bahsedeceğiniz olumlu veya olumsuz olaylar neler? Türkiye’de tohumculuk alanında en önemli dönüm noktalarından birinin ya-bancı şirketlerle ortaklık kurma yolunun açılması olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki bir süre sonra yabancı şirketle-rin kendilerinin bu alanda faaliyet gös-termeye başlaması, distribütörlük iptali ile birlikte sürecin tam tersi yönde iler-lemeye başlamasına neden oldu. Hatta ilk zamanlarda bile bu durumun bazı olumsuz yansımaları vardı. Firmalar, yapılan anlaşmalar karşısında üretime izin vermiyorlardı. Ebeveyn tohumunu vermedikleri için onları da ithal etmek durumunda kalıyorduk. Şu an gelinen noktada pazarın büyük bölümünü onlar domine ediyor. Türk firmaları bu durum karşısında emek sarf ederek, üretimleri-ni devam ettirme gayreti içindeler.

Türkiye tohumculuk sektörünün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektördeki en büyük sorun ne ve bunun çözümü için ne yapılmalıdır?Bizim ilk faaliyet göstermeye başladığı-mız dönemde tohumlarımızı sattığımız bayiler vardı. Sonrasında fideliklerin çık-

Yarım asra yaklaşan birikimiyle tohumculuk sektöründe iz bırakan isimlerden Çağdaş Tohumculuk Genel Müdürü Fikret Moray, sektörde uzun süredir devam eden sorunların işbirliği ile çözüleceği kanaatinde.

TOHUMCULUKTA SORUNLAR İŞBİRLİĞİYLE ÇÖZÜLECEK

Page 25: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Tohum Kasım 2016 25

Tohumculuk

sektöründeki so-

runların çözümü

tohum ve fide firmaları-

nın birbiriyle yapacak-

ları anlaşmada yatıyor.

Buna göre ürünlerin ma-

liyetlerinin altında satıl-

maması, vadelerin kısal-

tılması gibi birçok baş-

lıkta uzlaşıya varılması,

problemlerin üstesinden

gelinmesini sağlayabilir.

masıyla birlikte, tohum yerine fidelik ala-nında hizmet veren yerler haline geldiler. Buna ek olarak sektördeki en büyük so-run ödemelerin zamanında yapılamama-sı ve tahsil edilememesi. Şu an birçok tohum/fidelik firması ödemeleri tahsil etmekte büyük güçlüklerle karşılaşıyor. Çözüm olarak ise sektörün birleşerek, sorunlar için aynı yolda hareket etmesi gerekiyor. Mesela belli bir satış sistemi kabul edilmeli ve piyasadaki hareketler de bununla şekillendirilmeli. Aksi bir durumda sektördeki problemlerin kısa vadede çözüm bulması pek mümkün görünmüyor. Çünkü fidelerde yetiştirme fiyatları yıllardır aynıyken bütün girdilerin fiyatları artmış durumda. Bu nedenle birçok firma iflasın eşiğinde. Biz aynı zamanda fidecilik de yapıyoruz. Adana ve Antalya’da iki fideliğimiz var. Fidelik kurmanın önemli bir yatırıma ihtiyaç duyduğunu, sonrasında işten vazgeç-menin hiç de kolay olmadığını tecrübe ettim. Alacağınız varken, masraflarınızı çıkaramamışken bir sorun karşısında farklı alanlara yönelmek çok güç.

Tohumculuk sektöründe uzun zamandır süregelen problemlerin ortaya çıkışında hangi faktörler etkili oldu? Bunun için ne gibi uygulamaların hayata geçirilmesi gerekiyor?

Ülke genelindeki ekonomik bir bunalım durumu, tohum firmalarını da yakından ilgilendiriyor. Böyle bir durumda firma-lar, ellerindeki ürünleri satabilmek için vadeleri arttırıyor ve fiyatları indiriyorlar. Yeterli gelmemesi durumunda ise üre-ticilerin bayilere, bayilerin ise firmalara ödeme yapması güçleşiyor. Mesela ben bu işe ilk başladığımda sektörde en fazla 3 ay vade vardı. Sonrasında zirai ilaçlarla birlikte vadeler uzamaya baş-ladı. Bir dönem peşin olan bu girdiler, uzun ödeme olanakları ile pazarlanmaya başladı ve sonrasında birçok ödeme güçlüğü ortaya çıktı. Tohumculuk sek-töründeki sorunların çözümü tohum ve fide firmalarının birbiriyle yapacakları anlaşmada yatıyor. Buna göre ürünlerin maliyetlerinin altında satılmaması, va-delerin kısaltılması gibi birçok başlıkta uzlaşıya varılması, problemlerin üstesin-den gelinmesini sağlayabilir.

Son dönemde tohumculuk sektörünün gündeminde büyük şirket birleşmeleri ve satın almalar var. Bu durumu Türkiye tohumculuk sektörü için nasıl değerlendirmek gerek?Tarımın birçok kolunda dünya genelin-de faaliyet gösteren büyük şirketlerin birleşerek güç birliği sağlama yoluna gitmesi, küçük şirketlerin rekabet şansı-

nı olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye’deki yerli firmalar zaten bu konudan muzda-rip. Süreci dikkatle takip etmekte fayda var. Çünkü birçok firma muhtemelen zorlanacaktır. Öte yandan yabancı firma-ların piyasaya girişi tohum fiyatlarında herhangi bir indirimi beraberinde ge-tirmiyor. Aynı şekilde uzayan vadelere düzenleyici bir etki de yapmıyor. Üretici, bayi ve firma arasındaki ilişkilere dikkat etmekte fayda var. Zincirin herhangi bir halkasındaki sorun büyüyerek sektörü çıkmaza sürükleyebiliyor.

TÜRKTED’in tohumculuk sektöründeki konumunu ve sürdürdüğü çalışmaları nasıl buluyorsunuz? TÜRKTED’in kuruluşu, tohumculuğun düzenlenmesi ve Türkiye’de oturmasının sağlanmasında önemli mihenk taşların-dan biri. Ancak sonradan çeşitli birlikle-rin giderek artan oranda sektörü yönlen-diren bir pozisyona yükselmesi, TÜRK-TED’in etkisinin azalmasına neden oldu. Buna rağmen TÜRKTED’in tohumculuk sektöründeki ağırlığını koruduğunu söy-leyebilirim. Herhangi bir sorunla karşı-laşmam durumunda ilk olarak iletişime geçtiğim yer her zaman TÜRKTED oluyor. Çünkü sorunların belirlenmesi, Bakanlık ve kamuoyununa duyurulmasında hâlâ en etkin güç bu kuruluşa ait.

Page 26: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

26 Kasım 2016 Tohum

A H d e V e F A

Türkiye’nin önde gelen iş adamlarından Nusret Arsel, uzun yıllar tarım alanında yoğunlaştırdığı çalışmaları ile sektöre imzasını attı. 2 yıl önce aramızdan ayrılan Arsel’i rahmetle anıyoruz.

TARIM DÜNYASINUSRET ARSEL’İ UNUTMAYACAK

Sanayici ve iş adamı Nusret Arsel, 1921 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Orta öğrenimini Ankara Gazi Lisesi’nde, yüksek öğrenimini ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlayan Arsel, ardından Paris’e giderek Sorbonne Üniversitesi’n-den iktisat doktorasını aldı. 1953 yılında iş hayatına atıldı ve 1958 yılına dek Koç Ticaret Genel Müdür Yardımcılığı, 1958-1964 yılları arasında Siemens A.G.-Koç Holding Genel Müdürlüğü, 1964-1987 yılları arasında Simko, TSS Türk Siemens, Etmaş, Hataş, Siemens A.G. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi görevler yürüttü. 1987 yılından itibaren Aransem Koç Allianz Başkanlığı’nı yapan Arsel, son olarak Beko Elektronik A.Ş., Tat Gıda Sanayi A.Ş., Tat Tohumculuk A.Ş., Migros T.A.Ş. ve Düzey Pazarlama A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı ve üyeliği yaptı. İş haya-tının yanı sıra sosyal yaşama ve eğitime de oldukça önem veren Arsel, Türkiye Eğitim Vakfı (TEV) ve Lions’un kurucuları arasında yer aldı. Paris Uluslararası Tica-

ret Odası Enerji Komisyonu’nda Türkiye’yi 15 yıl boyunca temsil etti. Enerji ve enerji tasarrufu konularında çalışmalarıyla tanı-nan Arsel, 1982 yılından yaşamının son günlerine kadar da Malezya Fahri Başkon-solosluğu görevini sürdürdü.Çocukluğundan başlayarak Cumhuriyet’in gelişimine tanıklık eden Arsel, yalnızca içinde yer aldığı sanayi alanında değil, Türkiye’nin ekonomik gelişiminde önemli bir potansiyele sahip tarıma yönelik sayısız çalışmanın da öncülüğünü üstlendi. Ulusla-rarası yüksek eğitimi ve geniş bir yelpazeyi kaplayan iş hayatından edindiği deneyimi sonucunda tarımın ülke geleceğindeki öne-minin farkında olan Arsel, bu alana özel bir ilgi gösterdi ve 80’li yıllardan itibaren pek çok araştırma yaparak makaleler hazırladı. Dönemin başbakanı, tarım bakanı ve bü-rokratları, ziraat fakültesi hocaları ve büyük çiftlik sahipleri ile yakın ilişkiler kurarak, Türkiye’nin yağ ve yem açığının soya ile kapatılabileceğini pratik ve teorik çalışma-larla ortaya koydu ve Türk tarım dünyasının

dikkatine sundu. Yine 80’li yıllarda yakın arkadaşı Aziz Karabatur ile Tohumculuk Endüstrisi Birliği Derneği’nin (TÜRKTED’in kurulduğu yıldaki ilk adı) kuruluşuna çok önem veren Arsel, vefatına kadar dernekte-ki üyeliğini sürdürdü. Bu çerçevede, 1987 yılında Tat Konserve Sanayisi ve 3 Japon firmasının ortaklığı ile Koç Grubu bünyesinde kurulan Tat Tohum-culuk Şirketi’ne hissedar olarak katıldı ve uzun yıllar Yönetim Kurulu Başkanı olarak bizzat şirketi yönetti. Salça sanayisine kalite, miktar ve fiyat istikrarı getirebilmek için, önemli bir tohum pazarı olmadığı halde, sanayi domatesi ıslahına çok önem veren Arsel, yurt dışına salça ihracatına önemli katkılar sağladı. Tohum şirketini bir kâr aracından ziyade ülke yararına olan, eğitim ve teknoloji alanlarına kaynak sağlayan bir yatırım olarak gören Arsel’in çalışmaları ile Türkiye’nin ilk melez tohum üretim ve ihracatı başladı.18 Ocak 2014 tarihinde aramızdan ayrı-lan Dr. Nusret Arsel’i bu vesile ile bir kez daha özlem ve saygıyla anıyoruz.

Çocukluğundan

başlayarak

Cumhuriyet’in gelişimine

tanıklık eden Arsel,

yalnızca içinde yer aldığı

sanayi alanında değil,

Türkiye’nin ekonomik

gelişiminde önemli bir

potansiyele sahip tarıma

yönelik sayısız çalışmanın

da öncülüğünü yaptı.

Page 27: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,
Page 28: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

28 Kasım 2016 Tohum

Ü Y e H A B e r l e r İ

ETİLER Gıda ve Ticari Yatırımlar Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada; donuk patates temini için DOĞA Tohumculuk Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. firması ile ürün tedarik anlaşması imzalandığı duyuruldu. İki firma

arasındaki işbirliğinin 10 Ekim 2016 tarihi itibariyle başladığı belirtildi.

DOĞA Tohumculuk İle ETİLER Gıda Tedarik Anlaşması İmzaladı

DEKALB, üretmenin ve emeğin değerini bilen kadın çiftçilerin “15 Ekim Dünya Kadın Çift-çiler Günü”nü kutladı. DEKALB olarak kadın-ların tarımdaki rolünün bilincinde olduklarını belirten DEKALB Pazarlama Müdürü Cem

Kotaman “Tarımsal üretimde kadınların rolü yadsınamaz. Yaptıkları her işin değeri, tarımın paydaşları olan bizler için oldukça büyük. Buradan hareketle Türkiye’de ve dünyada kadın çiftçilerin çok daha iyi bir konuma taşınması için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.

MONSANTO-DEKALB Üreten Kadınların Yanında

MAY Tohum geleneksel olarak düzenlediği birey-sel öneri ve hizmet yılı ödül töreni organizasyonu ile çalışanlarına teşekkür etti. MAY Tohum aile-sinin başarı ve mutluluklarının ortak paylaşıldığı gece MAY Tohum Yönetim Kurulu ile birlikte tüm çalışanlar ve eşlerinin katılımı ile gerçekleşti. Açı-lış konuşmalarının ardından önerileriyle sürece

katkıda bulunan ve 5, 10 ve 20 yıllık kıdemini dolduran çalışanla-ra plaketleri ve ödülleri takdim edildi.

MAY Tohum’dan Çalışanlarına Geleneksel Teşekkür

Söke PROGEN Araştırma İstasyonu’nda 5-7 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen “Ege Çeşidini Seçiyor” adını taşıyan etkin-liğe, Aydın, Manisa, İzmir ve Denizli’den

1300’ün üzerinde üretici, bayi ve teknik eleman katıldı. PROFIBER kategorisinde yer alan yüksek elyaf kalitesine sahip yeni nesil pa-muk çeşitlerinden LYDIA; LIMA ve ASTORIA çeşitleri de üreticilerin beğenisine sunuldu.

PROGEN TohumEgeli Üreticilerle Buluştu

SYNGENTA’danTohum Adam Projesi

SYNGENTA tarımda çalışan işçilerin haklarının korunması ve çalışma koşul-larının düzeltilmesini hedefleyen Tohum

Adam Projesi’ni hayata geçirdi. SYNGENTA Türkiye Tarla Üretim Ekibi bu proje kapsamında, işçi istihdamını kanunların gerek-tirdiği şekilde iyileştirmek, tarımda çocuk işçi çalıştırılmasını engellemek, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı yaratmak için gereken aksiyonları alıyor.

Küreselleşmede Yeni Bir Boyut: VILMORIN-MKS

Fransız tohum şirketi VILMORIN S.A. ile Japon tohum şirketi Mikado Kyowa Seed Co. Ltd., Limagrain Group çatısı altında yeni bir iş biri-mi olarak VILMORIN-MKS’yi hayata geçirdi. Mikado Kyowa Seed’in

Asya’daki güçlü temellere dayanan ilişki ağı ve VILMORIN’in güçlü uluslararası konumu sayesinde, VILMORIN-MKS varlığını beş kıtaya taşıyor. 12 ülkeye yerleşen ve VILMORIN ile Mikado Kyowa Seed olarak iki güçlü ticari markayla, VILMORIN-MKS, pozisyonunu ve pazar yakınlığını güçlendiriyor.

BAYER Crop Science, yabancı otlarla mücadelede kullanılan yeni ürünü Kelt’i tanıttı. Yetkili bayilerin ve BAYER’in üst düzey yöneticilerinin katılımı ile gerçekleşen lansmanda, tarımsal faaliyetlerde önemli bir yer tutan yabancı otlarla mücadelede Entegre Yabancı Ot Yönetimi’nin önemine deği-

nildi. Toplantıda BAYER’in üreticilerin üretkenliklerini arttırmaları ve harcamalarını daha doğru biçimde yönetmeleri için geliştirdiği yepyeni bir platform olan “4mevsim”in de tanıtımı yapıldı.

BAYER’den Yabancı Ota Yeni Çözüm

GENTA 2018’de 20 Milyon Euro Ciro Hedefliyor

Geçmiş 17 sayısı, GENTA ile VAT (Vilmorin Anadolu Tohumculuk) firmalarının ortak çabalarıyla çıkan PAYDAŞ dergisi Eylül ayında çıkan 18’inci sayısın-dan itibaren sadece GENTA’nın kurumsal yayını ola-rak hayatına devam edecek. GENTA A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Batur, 18’nci sayı için yazdığı

sunuşunda; “GENTA’nın hayata bakış ve ticari felsefesinde değişen hiçbir şey olmamıştır. Şirketimizin en çok değer verdiği ilkelerin ba-şında ‘her zaman ve her konuda etik davranmak’ gelir; şirketimizde yalan yasaktır!” diyor ve çalışan sayısı 70 kişiye çıkan GENTA’nın 2018’de 20 milyon euroluk ciroyu hedeflediğini vurguluyor.

Page 29: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

Bizim topraklarımıza yüksek verimli tohum yakışır, en çok kazandıran, emeğimizin karşılığını tam aldığımız KWS Türk şeker pancarı tohumu yakışır.

Bu tohumda yüksek verim var !

GELECEĞİEKİYORUZ

1856’DAN BERİwww.kws.com.tr

Page 30: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,
Page 31: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

T Ü r k T e d Ü Y e F İ r M A l A r

FİRMA ADIFİRMA ADI WEB ADRESİWEB ADRESİ

AG Tohum Sanayi ve Ticaret A.Ş. www.agtohum.com.tr

AGROMAR Marmara Tar. Ürn.San.ve Tic. A.Ş. www.agromar.com.tr

AGROVA Tarımsal Üretim ve Paz. Sanayi Ltd. Şti. www.agrovatohum.com

AKDENİZ Tohum Sanayi Ticaret Ltd. Şti. www.akdeniztohum.com

ALANYA Tohumculuk Ltd. Şti. www.alanyatohum.com

ALTIN Tohumculuk Tic. ve San. A.Ş. www.altintohumculuk.com.tr

ALTINBİLEK Mak. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.www.abms.com.tr

ANADOLU Efes Biracılık ve Malt San. A.Ş.       www.anadoluefes.com

ANADOLU Tohum Üretim ve Paz. A.Ş. www.anatoh.com

AR TARIM Tohumculuk San. ve Tic. A.Ş. www.artarim.com

ATA Tohumculuk İşlet. San. ve Tic. A.Ş. www.atatohum.com.tr

AYER Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. www.ayer.com.tr

BAYER Türk Kimya Sanayi Ltd. Şti.    www.bayer.com.tr

BİRCAN TARIM Tur. Tic. Ltd. Şti. -

BOLPAT Bolu Patates San. ve Tic. A.Ş. -

ÇAĞDAŞ Tohumculuk Tar. San ve Tic. Ltd. Şti. www.cagdastohum.com.tr

DAKO Tohumculuk Tic. ve San. A.Ş. www.dakotohumculuk.com

DOĞA Toh. Gıda San. Ve Tic. A.Ş.. www.dogaseed.com

FİTO Tohumculuk Tic. Ltd. Şti. www.fito.com.tr

FRİTOLAY Gıda San. ve Tic. A.Ş. www.fritolay.com.tr

GENTA Genel Tarım Ürünleri Paz. A.Ş. www.gentatarim.com

GOLDEN WEST Toh. ve Tic. Ltd. Şti. www.goldenwest.com.tr

HAZERA Tohumculuk ve Ticaret A.Ş. www.hazera.com.tr

HMCLAUSE Tohumculuk Tarım San. ve Tic. A.Ş. -

İLCİ Tarım Hayvancılık Biogaz Enerji Üretim San. Ve Tic. A.Ş. www.ilcitarim.com.tr

İSTANBUL TARIM San. ve Ticaret A.Ş. www.istanbultarim.com.tr

İSTANBUL TOHUMCULUK Tarım San ve Tic.Ltd.Şti. www.istanbultohumculuk.com.tr

KWS TÜRK Tarım Ticaret A.Ş. www.kws.com.tr

MAY AGRO Tohumculuk San. Tic. A.Ş. www.may.com.tr

MONSANTO Gıda ve Tarım Ticaret Ltd. Şti. www.monsanto.com

MTN Toh. Tar. Ürünleri Hayv. Paz. San.Tic.Ltd.Şti.www.mtntohum.com

MULTİ Tohum Tarım San. Ve Tic. A.Ş. www.multitohum.com

NUNHEMS Tohumculuk A.Ş. www.nunhems.com.tr

PIONEER Tohumculuk Dağıtım ve Pazarlama Ltd. Şti. www.pioneer.com/turkey

POLEN Tohumculuk ve Tar. Ürn. San. ve Tic. Ltd.Şti. www.polenseed.com

POLTAR Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. www.poltar.com.tr

PROGEN Tohum A.Ş. www.progenseed.com

PROTO Profesyonel Toh.Tar.Ürünl.Paz.Tic.Tur. Ltd. Şti.

www.prototohum.com.tr

RIJKZWAAN Tarım Ticaret Ltd. Şti. www.rijkzwaan.com.tr

RİTO Tohumculuk A.Ş.  www.rito.com.tr

SMYRNA Toh. Fide. Fidan Zirai Dan. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. www.smyrnatohumculuk.com.tr

SYNGENTA Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. www.syngenta.com.tr

TAREKS Trm. Ürn. Arç. Grç. İth. İhr. ve Tic. A.Ş. www.tareks.com.tr

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) www.tigem.gov.tr

TASACO Tarım San. ve Tic. A.Ş. www.tasaco.com

TOROS Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. www.toros.com.tr

ULUSOY Tohumculuk Zir. San. ve Tic. Ltd. Şti. www.ulusoyseed.com.tr

UNITED GENETICS Turkey Tohum Fide A.Ş. www.unitedgenetics.com

YALTIR Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. www.yaltir.com.tr

YÜKSEL Tohum Tarım San. ve Tic. A.Ş. www.yukseltohum.com

Page 32: TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE DEĞİŞİMİN AYAK …ticari başarıyı getirecek konularla meşgul olunurken, diğer yandan tarımın çevre ile olan bağlantısı da önemseniyor. TÜRKTED,

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED;

TÜRKTED; etik kurallara uymak demektir.

yenilik, vizyon, birliktelik demektir.

soruna değil, çözüme odaklı olmak demektir.

sektörün güncel bilgilerine ulaşmak demektir.

objektiflik, tarafsızlık, özveri, ahde vefa demektir.

tohumcularımızın dünyaya açılan penceresi demektir.

sektörümüzü başarıyla temsil eden sivil toplum kuruluşu demektir.

Türk tohumcularına hizmetle geçmiş ve geçecek yıllar demektir.

tarım ve gıda sektörünün paydaşlarıyla verimli işbirliği demektir.

devlet organlarıyla diyalog, temas demektir.

sektörün başarıyla temsil edilmesi demektir.

ortak akıl, paylaşım, prestij demektir.

tohumculuğumuzun tarihi demektir.

güvenilir bir çatı demektir.

www.turkted.org.tr

Güvenlik Caddesi, Güvenlik ApartmanıNo: 7/1 06540 Aşağı Ayrancı / ANKARATel: 0312 419 00 32 Fax: 0312 419 00 32e-mail: [email protected]