tmmob ehir plancıları odası · bunun son ilginç örnekleri, ankara’da havaalanı protokol...
TRANSCRIPT
TMMOB
�ehir Plancıları Odası
Haber Bülteni
Mayıs 2005
GÜNDEM
YEN� �MAR YASASINDAN MESLEK� ve TOPLUMSAL BEKLENT�LER�M�Z
Erhan DEM�RD�ZEN - �ehir Plancıları Odası Genel Ba�kanı
�ehir plancıları, teknik elemanlar, yöneticiler olarak 20 yıldır “3194 Sayılı �mar Kanunu...” diye ba�layan cümleler
kuruyoruz. Çünkü, “müellif” ya da “kontrolör/raportör” olarak, önümüze gelen konulara ilkin 3194 Sayılı �mar Yasası
açısından bakıyoruz. Bütün mesleki ya�amımız, �mar Yasasının uygun gördü�ü ya da yasakladı�ı durumlar üzerinde
yo�unla�ıyor. Yasa çerçevesinde böyle bir analitik de�erlendirmeyi yaptıktan sonra mesleki ve toplumsal
sorumluluklarımız açısından da konuları inceliyoruz. Bu çerçevede, çok sayıda plan, proje, uygulama, dava, mahkeme
kararı gibi örneklerin biçimlenmesine katkıda bulunuyoruz.
Dolayısıyla, 20 yıldır 3194 Sayılı �mar Kanunu ile ilgili önemli bir birikim olu�mu� durumda. Ba�ta Bayındırlık ve
�skan Bakanlı�ı olmak üzere, merkezi yönetim kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek toplulu�umuz ve
di�er ilgili çevreler ve kurumlar açısından imar mevzuatı hem uygulamalar için güçlü bir dayanak olmaya devam
ediyor, hem de yetersizli�i ve dura�anlı�ı nedeniyle en fazla ele�tirilen yasalar arasında ba�ta geliyor. 3194 Sayılı �mar
Kanununun belki de en önemli özelliklerinden biri, imar kararlarının farklı tarafları olan kamu kurumu, yatırımcı, �ehir
plancısı, teknik eleman, sivil toplum örgütleri ve di�er ilgili çevrelerin hemen hepsinin de bu Kanunu eksik ve yetersiz
bularak ele�tirmesidir.
Bu nedenle de, �mar Kanunu belki yasama tarihimizin en fazla “by-pass” edilen yasalarından biri durumunda. Yasanın
içindeki “istisna” maddesinde, “...di�er özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel
kanunlara aykırı olmayan hükümleri uygulanır” düzenlemesi yer alıyor. Dolayısıyla, �mar Yasası “özel kanunlarla
belirlenecek yerlerde” geçerlili�ini koruyamayaca�ını daha ba�tan kabul etmi� bir yasal düzenleme konumunda. 20 yıl
önce do�arken, sonraki yıllarda farklı kesimlerin muhtemel ele�tirileri öngörülerek hazırlanmı� izlenimi veriyor bu
haliyle.
20 yıldır neler oluyor peki? Gerçekten de imar kararlarında taraf olan farklı kurumlar, çevreler ve çıkar grupları
Yasanın bu “istisna” maddesini bonkörce kullanıyorlar. Son 20 yılda çıkan onlarca yasada “imar mevzuatı
hükümlerinin geçerli olmadı�ı” düzenlemelere yer veriliyor. Özel yasalarla “özel alanlar” yaratılıyor. Bunlar bir tür
“imar mevzuatından kurtarılmı� bölgeler” olarak i�lev görüyor. 3194 Sayılı Yasanın çıktı�ı dönemde bu yasalar,
Turizmi Te�vik Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Bo�aziçi Kanunu ve Büyük�ehir Belediye
Kanunu ile sınırlıydı. Sonraki yıllarda bu kanunların sayısı kontrolsüz bir biçimde arttı. Bunun son ilginç örnekleri,
Ankara’da havaalanı protokol yolu ve �stanbul’da Haydarpa�a-Harem liman bölgesi için çıkarılan yasalardı.
Dolayısıyla, yeni yerler ve sorunlar için yeni yasalar çıkarılması gibi, aslında ‘yasamanın genelli�i’ ile ilgili bazı hukuk
kavramlarını da tahrip eden bir süreç ya�anıyor. Örne�in, birkaç ilde olan bir dizi afet olayından sonra çıkarılan bir iki
sayfalık bir “kanun”daki en önemli maddelerden biri, “buralarda yapılacak afetzede yerle�im alanlarında imar
mevzuatına uyulmayaca�ı” olabiliyor.
Bütün bunlar neden oluyor sorusunu kendimize sordu�umuzda, hem bazı kötü niyetleri görebiliyoruz hem de �mar
Kanununun gerçekten bazı sorunları çözmekte yetersiz kaldı�ını belirleyebiliyoruz.
3194 Sayılı �mar Kanunu Türkiye’de planlama kurumunun olu�masına ve tanınmasına, artı ve eksileriyle birlikte,
önemli katkılarda bulunmu� bir yasa. Her �eyden önce, öngördü�ü yöntemler bazan ele�tirilse de, belirli bir “imar
disiplini” amacını ta�ıyor. Dolayısıyla, imar mevzuatının devre dı�ı bırakıldı�ı “mevzii” düzenlemeleri, �ehir plancıları
olarak, “imar disiplininden kopma” arayı�ları olarak görüyoruz. Dolayısıyla, bu tür “mevzii” giri�imleri ço�unlukla en
sert bir biçimde ele�tirenler biz oluyoruz.
Ancak, uygulamanın da içinde olan bir meslek grubu olarak, imar mevzuatının çözüm geli�tirmekte yeterli olmadı�ı
yeni kentsel sorunlarla kar�ı kar�ıya oldu�umuz da açık. Birbirinden çok farklı olan �ehirlerimizde bu gerçekle o kadar
çok kar�ıla�ıyoruz ki, imar mevzuatını da en çok ele�tirenlerden biri yine biz oluyoruz.
Neden ele�tiriyoruz? Özellikle büyük �ehirlerimizin plan disiplininin dı�ında geli�mesi, buna ba�lı olarak çevre ve
ya�am standartlarının kabul edilemez biçimde dü�ük olması, bilimsel ve teknik kurallara aykırı sa�lıksız yerle�me ve
yapıla�manın deprem ve di�er afetler kar�ısında kırılganlık yaratmı� olması, metruk haldeki tarihsel konut çevresi ve
merkezlerimizin yeniden canlandırılmasında ya�anan olanaksızlıklar... �mar mevzuatının mevcut haliyle tüm bu
sorunların üstesinden gelmesine imkan yok.
Çünkü, kabul etmek gerekir ki, 3194 Sayılı �mar Yasasının yürürlü�e girdi�i 1980’li yıllar ile içinde bulundu�umuz
2000’li yılların kentsel gündemleri arasında önemli farklılıklar var. �mar Yasamız ve yönetmeliklerimiz uyarınca
hazırladı�ımız imar planlarının, kent yoksullu�unun ve �iddetin mekansal kar�ılıkları olan çöküntü alanlarındaki
katmanla�mı� sorunlarla ba� etmesini beklemek hayalcilik olur. Planlamanın bu yönde i�lev görebilmesi için, bugünkü
mevzuatımızda bulunan ve yalnızca kamu yatırımlarının etaplanmasını öngören “imar programı”ndan çok daha
fazlasına ihtiyaç var. Planlama muhakkak sosyal-ekonomik kalkınma boyutuyla birlikte hayata geçirilmeli. Artık
yalnızca fiziki yapıla�ma kararları veren ve onun dı�ındaki dönü�üm dinamiklerine bakmayan planların, kentlerimizin
yapısal nitelik kazanan sorunlarının çözümünde hiçbir katkısı olmayacak.
Yine kabul etmek gerekir ki, kentlerimiz 1980’li yıllardan farklı olarak, imar kararlarının daha çoklu ortamlarda
alındı�ı bir a�amaya eri�mi� bulunuyor. Böyle bir a�amada, planların kamu yönetimi tarafından ihale edildi�i, bir
müellifin büroya kapanarak bu planları hazırladı�ı ve yönetime teslim etti�i, orada onaylanarak askıya çıkarıldı�ı,
itirazların yeniden görü�üldü�ü ve planın uygulamalara bu süreçte yön verebildi�i bir mekanizmanın sürdürülebilirli�i
kalmadı. Dolayısıyla, planların açık ve katılımcı süreçlerle elde edilmesi kaçınılmaz görünüyor.
20 yıllık imar deneyimimize baktı�ımızda, yerel yönetimlerimizin teknik ve politik olarak ta�ıyamadıkları kararlar
verdikleri ve uygulamalar yaptıkları açık bir biçimde ortada duruyor. Belediyelerimizin planlama yetkilerini
kullanmayı sa�lıklı bir biçimde sürdürmeleri için muhakkak teknik kadrolarla takviye edilmesi gerekiyor. Bunun yeterli
olmadı�ı, ayrıca bu birimlerimizin “kurumsalla�ma” konusunda da önemli zaaflar ta�ıdı�ı gözleniyor. “Ba�kan”
modelinin avantajlarının oldu�u, ama “kurum” modelinin de büsbütün yabana atılmaması gerekti�i, 20 yıllık planlama
ve kentle�me deneyimlerimizde açık bir biçimde saptandı. Dolayısıyla �mar Yasasının belli ba�lı hedefi olan “imar
disiplini”nin bugün gelinen noktada sa�lanamamı� olmasında bu “ba�kan” modelinin çok önemli payı var.
Yerel yönetimlerimizin son 20 yıllık dönemdeki karnesi kırık... Ama merkezi yönetimin de durumu daha parlak de�il.
Bu dönemde, Yasanın 9. maddesine göre Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ının onayladı�ı planlar ile Turizm Bakanlı�ı ile
birlikte onayladı�ı pekçok plan, hem yerel kentli grupları hem de sivil toplum örgütlerini aya�a kaldıracak türdendi.
Metropollerimiz ve kıyı bölgelerimiz, bu bakanlıklarımızın �mar Yasası ya da “özel yasalar” uyarınca onayladı�ı
“mevzii” planların “telafisi güç” sonuçlarıyla doldu. 1980, 1990 ve 2000’li yılların ilk yarısı, “olmazsa Ankara’da
hallederiz” anlayı�ının planlama disiplinini felce u�rattı�ı bir dönem oldu.
�mar mevzuatını devre dı�ı bırakan “özel yasalar” sorununun nihai olarak çözülmesi gerekiyor. Bunun için,
olabildi�ince kapsamlı, yeni planlama ve uygulama araçlarıyla donatılmı� bir �mar Yasası revizyonunun hızla
tamamlanması gerekiyor. Yerel yönetimlerin teknik kapasitesini arttıran, farklı katılım ve denetim mekanizmalarını
olanaklı kılan, planlamada mesleki yetki sorununu yeni planlama yöntemlerini de dikkate alarak medeni bir biçimde
çözen, uygulama araçlarını zenginle�tiren, planı yalnızca nihai bir ürün (imar planı) olarak görmek yerine nihai ürünü
de kapsayan planlamayı bir süreç olarak kavrayan, farklı program ve projelerin geli�tirilmesine zemin yaratan, afet
zararlarının önlenmesi ve azaltılması hedefine özel bir öncelik veren, dolayısıyla stratejik planlama yakla�ımını
geli�tiren... bir �mar Yasası revizyonu, kentlerimizin ba�lıca sorunlarının çözümü için bir an önce tamamlanmalı ve
TBMM’ne gelmeli.
Yeni �mar Yasasının elde edilmesi sürecinde farklı fikirlerin farklı a�amalarda gündeme gelmesi ve taslak
metinleri sık sık de�i�ikliklere u�ratması da anla�ılır bir durum. Böyle bir sürecin ya�anması dinamizm
i�areti olarak görülebilir. Ne var ki, ilgili kurulu�ların, meslek örgütlerinin ve di�er ilgili çevrelerin geni�
katılımlı ortamlarda yaptı�ı çalı�maları büsbütün yok saymakla sonuçlanabilecek türden de�i�ikliklerin de
sık ba�vurulan bir yöntem olmaması beklenir. Meslek örgütlerimiz ile kamu kurulu�larımız arasında idari
yargı süreçlerinin yo�un bir biçimde kullanılmaya devam edilmesini önlemek için, Yeni �mar Yasasında
geni� bir uzla�ma sa�lanmasının sonsuz yararlarının olaca�ı tüm ilgililere hatırlatılır.
TMMOB �ehir Plancıları Odası’nın
“Planlama ve �mar Kanunu Tasarısı Tasla�ı”
Hakkında Görü� ve Önerileri
Genel De�erlendirme
�mar Kanunu revizyonunun ülkemiz açısından önemi büyüktür. Yürürlükteki Kanun ça�da� kentle�me,
sa�lıklı çevreler üretilmesi, ya�anabilir yerle�meler elde edilmesi, planlı geli�menin sa�lanması, koruma
kullanma dengesinin olu�turulması, yerel kalkınmanın gerçekle�tirilmesi, sa�lıksız ve güvenliksiz alanların
dönü�türülmesi açılarından yetersiz kalmaktadır. Bütün bu olumsuzluklara çözüm olu�turması beklenen bir
düzenleme, “imarcılık” anlayı�ından kurtulmak, “�ehircilik” temeline dayanmak zorundadır. Dolayısıyla
hazırlanan kanun tasarısı, kapsamında gerekli düzenlemeler, de�i�iklikler ve ilaveler yapılmak üzere
“�ehircilik ve Planlama Kanunu Tasarısı” olarak yeniden ele alınmalıdır. Kanun tasarısı Odamızca
irdelenirken, bu ilkeler ve daha önce yazılı ve sözlü olarak pek çok kez iletilen görü�ler dikkate alınmı�tır.
Bu çerçevede, “�mar ve �ehirle�me Kanunu Tasarı Tasla�ı” ile “Planlama ve �mar Kanunun Tasla�ı” bir
bütün halinde de�erlendirilerek kar�ıla�tırıldı�ında a�a�ıdaki unsurları görmek mümkün olacaktır.
Ülkemizde planlama, imar ve uygulamaya ili�kin çok sayıda ve farklı kanunlarla düzenlenmi� yetkilerin
yarattı�ı karma�anın çözümüne yönelik model ve stratejilerin belirlenmesi gereklili�i kabul edilmektedir.
Bu çerçevede, tasarının planlamada yetki karma�asının giderilmesi ile ilgili temel yakla�ımı olumlu
bulunmu�tur.
Tasarının özellikle yerle�im planlaması alanında yerel yönetimlerle ilgili yetkilendirmeleri ve plan yapımı
ile ilgili uzmanlık alanlarını belirlemedeki yakla�ımı olumlu bulunmu�tur. Bu anlamda, planların yapımına
ili�kin yetkilerin bu konuda üniversitelerde verilen kapsamlı e�itimi alarak �ehir plancısı, �ehir ve bölge
plancısı unvanı kazanmı� uzmanlarca yapılmasının önerilmesi, toplumsal ve meslekler arası i�bölümü,
üniversitelerde verilen e�itim ve uzmanlıkların hayata geçmesi, müktesep hakların korunması ilkesini
getirmesi, TMMOB Kanunu ve YÖK Kararları ile birlikte de�erlendirildi�inde yerinde ve olumlu bir
yakla�ım olarak de�erlendirilmektedir.
Ne var ki; planlama alanında ya�anan sorunların giderilmesi, afetlere yönelik yeterli ve gerekli
düzenlemeye yer verilmesi ve yetki karma�asının giderilmesi temel hedefleriyle yola çıkılarak hazırlanan
tasarıya, özellikle planlama ve plan uygulama araçları konularında, daha önceki tasarıdan farklı bir
anlayı�ın hakim oldu�u görülmektedir. Uzun süre Bakanlık Web Sitesinde yer alan ve katılımcı bir süreçle
olu�turulan kanun tasarısındaki bazı temel konulardan tümüyle farklı bir yol çizilmekte, istisnalar ve
e�güdüm ba�lıklı maddelerde yer alan düzenlemeler, çok farklı bir kapsamda olmamakla birlikte, detayda
yapılan düzenlemelerle özünü zedelemekte, Kanun Tasarısının planlamaya dair tanım ve yapım esasları
konulu maddelerinin içeri�i de�i�mektedir. Bu de�i�iklikler, Kanun Tasarısının bütününde yeni
olumsuzluklar yaratmaktadır.
Odamızca yapılan de�erlendirmede; katılımcı süreçlerle hazırlanan, Kızılcahamam’da büyük ölçekli bir
toplantı ile kamuoyu ile payla�ılan ve sonrasında da katkı ve önerilerle zenginle�tirilerek, üniversitelerin,
meslek odalarının ve kamuoyunun büyük ölçüde deste�ini alan tasarıdan vazgeçilerek, ba�ka bir tasla�ın
tartı�maya açılmasını anlamlandırabilmek olanaklı olamamı�tır.
Tasarının bütününde �ehircilik, planlama ve uygulamada katılım, yönetim kapsamında do�al ve tarihi
çevrelerin korunması, mevcut yerle�me alanlarında iyile�tirme ve yenileme, yeni yerle�meler ve yeni
kentlerin olu�turulması, kentsel i�letmecilik, ula�ım dola�ım sisteminde trafik sakinle�tirme, yayla�tırma,
toplu ta�ıma politika, plan ve programları, kamusal açık alan sistemlerinin olu�turulması, kent
merkezlerinin planlanması ve yönetimi, yerle�me ölçe�inde istihdam ve katma de�er yaratmaya yönelik
hizmet, sanayi ve küçük sanayi merkezlerinin olu�turulmasını kapsayan kentsel ekonomik kalkınma
planlaması, cehaletin ve fakirli�in azaltılması ve çevre bilincinin artırılması, kültürel geli�menin
sa�lanmasına yönelik kentsel sosyal geli�me planlaması, planlama ve yapıla�ma denetimi ile kentsel tehlike
ve risklerin azaltılmasına dair esaslar, tutumlar, ilkeler ve düzenlemelere büyük ölçüde yer verilmemi�,
yapılan düzenlemeler ise eksik ya da yetersiz kalmı�tır.
Di�er taraftan yeni yapılan düzenlemelerin bir bölümü di�er maddelerle örtü�medi�i gibi, yeni tasla�ın
alelacele hazırlandı�ı ve kendi içinde titiz bir okumaya dahi tabi tutulmadı�ı, çeli�ki ve tekrarların
giderilmedi�i, literatürde ve yasal metinlerde yer almayan kavram ve terimlerin pek çok yerde yasa
tekni�ine uygun olmayan bir dilde kullanıldı�ı izlenimi edinilmi�tir.
Planlama ile ilgili Düzenlemeler
Daha önceki Kanun Tasarısında üst ölçek plan kademeleri, Mekansal Strateji Planı ba�lı�ı altında; Genel ve
uzun dönemli ilke ve hedefler ile mekansal ana yönlendirme kararlarını belirleyen; Ülke Mekansal Strateji
Planı, Bölge Strateji Planı ve Yerle�me Ana Strateji Planı olarak belirlenirken, yeni düzenlemede; Ülke
Mekansal Politika Planı, Bölge Planı ve Çevre Düzeni Planı tanımlarına yer verilmektedir. Planlama ve
�mar Kanunu Tasarısı Tasla�ında yer alan planlamaya dair hükümler, daha önceki taslakta yer alan
hükümlere kıyasla önemli farklılıklar içermektedir. Planlama alanında sayısal anlamda bir azalma
olmamakla birlikte, plan tür, tanım ve içerikleri de�i�tirilmekte ve bu tanımlar yapılırken, üst ölçek
planlamalarda daha önce kabul gören ve alt ölçek planlara da yansıtılması desteklenen “stratejik planlama”
yakla�ımı ortadan kaldırılmaktadır. Bakanlıkça daha önce tartı�maya açılan tasarının en önemli açılımı
olarak ifade edilen ve Kızılcahamam’da yapılan de�erlendirme toplantısında da önemi vurgulanan stratejik
planlama tanım ve yakla�ımının bir kenara bırakılmasını anlamlandırmak olanaklı de�ildir. Ayrıca, stratejik
planlama yakla�ımıyla bütünle�en sektörel ana planların önem ve gereklili�inin algılanarak, üst ölçek
stratejik planların bu tip bir sektörel ana planlar mantık ve bütünlü�ünde kurgulanabilirli�inin de
dü�ünülmesi gerekmektedir.
Her ne kadar gerek üst ölçekte gerekse yerle�im temelinde yerel yönetimlere ili�kin görev ve yetki
atamaları do�ru ve olumlu bir yakla�ım olarak görülmekte ise de taslakta bazı önemli sorunların da
bulundu�u gözlenmektedir. Özetle plan tanımları ve plan kademelenmesi ile ilgili düzenlemeler bu konuda
farklı ve eksikliklerle dolu bir yol çizildi�ini göstermektedir. Ülke gündeminde önemli yer tutan ve son
dönem yasal düzenlemelerde, örne�in Belediye Kanunu, �l Özel �daresi Kanununda yer alan stratejik
planlama kavramının hangi gerekçelerle Planlama ve �mar Kanunu kapsamı dı�ında tutuldu�unu anlamak
mümkün olmamaktadır. Do�ru yakla�ım, stratejik planlamayı geçerli kılan, planın hazırlık, yapım, onay,
uygulama a�amalarını bir bütün olarak ele alan, her a�amada etkin katılım sa�layan, iç ve dı� denetim
mekanizmaları kurulmu� bir süreci �ehircilik ve Planlama ba�lık ve içeri�inde kurgulamaktır. Dolayısıyla
asıl yapılması gereken, �ehircilik ve Planlama Kanunu kapsamında do�ru ülke, bölge ve çevre
düzeni/yerle�me ana strateji planlarını tanımlayıp, di�er yasal düzenlemelerin bu Kanun uyarınca yeniden
düzenlenmesini sa�lamak olmalıdır.
Di�er yasalarla getirilen hükümler, ülkenin planlama ve yapıla�ma konusunda temel yasası olarak kabul
edilmesi gereken bu yasanın yalnızca girdisi olacak ise; ayrıca bir Planlama ve �mar Yasası yapmanın
gere�i de tartı�ılmalıdır. Bu anlayı� hakim kılındı�ında, Afetlerle ilgili hükümleri “Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere Dair Kanun”a aktarmak, Yapı Denetim Yasası hükümlerini tüm
ülkeye geni�letmek, kentsel dönü�ümü ayrı düzenleme konusu yapmak gibi parçacı düzenlemeler ile bir
anlamda, mevcut çok parçalı ve aciz yapının kendisini devam ettirmesi öngörülmektedir. Bu durumda
tasarının en önemli ve kararlı açılımı olan e�güdüme dair düzenlemelere ra�men, di�er yasaların –uygun
olmayan– hükümleri bu tasla�a ta�ınmakta, e�güdümle ilgili düzenlemelere olan inanç sarsılmakta ve
tasarının en önemli getirilerinden birisi, ölü do�ma tehlikesiyle kar�ı kar�ıya kalmaktadır.
Taslakta üst ölçek planların tanım ve kapsamlarında da önemli de�i�iklikler yapılmaktadır. �sminde yer
alan “mekansal”, tanımında yer alan “stratejik” sözcüklerine kar�ın Ülke Mekansal Politika Planının,
mekansal bir içeri�i ve stratejik bir yakla�ımı bulunmamaktadır. Yetki karma�asının giderilmesine ili�kin
taslakta yer alan tanımda yapılan de�i�ikliklere kar�ın bu planın hala kalkınma planlarının yerle�me ve
�ehirle�me ba�lıklı bölümlerinin detaylandırılmı� kapsamından ibaret kaldı�ı dü�ünülmektedir. Elde edili�
yöntemi de, katılım yapısı dikkate alındı�ında, Kalkınma Planlarının �htisas Komisyonları eliyle elde
edili�ine benzemektedir. Tek önemli fark, planın Bakanlıkça hazırlanaca�ına dair ifadedir. Dolayısıyla,
aynı zamanda kurumlararası e�güdümü de sa�laması beklenen bu planın, bu kapsamı ile “Planlama ve �mar
Kanunu”nda yer alma gere�i dahi tartı�ılır durumdadır. Bu ölçekte yapılacak planın daha önce Web
Sitesinde yer alan �mar Kanunu Tasarısı Tasla�ındaki tanım ve içeri�i ile düzenlenmesi uygun
bulunmaktadır. Bu tanım ve içerikte yapılacak, mekansal boyutu da olan planın Bayındırlık ve �skan
Bakanlı�ı’nca yapılmasına dair bir düzenleme kabul edilebilir olmakla birlikte, “Planlama ve �mar Kanunu
Tasarısı”nda yer alan tanım ve içeri�i ile kalması durumunda planın Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı’nca
yapılmasının bir gerekçesinin de kalmayaca�ı gözden kaçırılmamalıdır.
�mar ve �ehirle�me Kanunu Tasarısı Tasla�ında Bölge Planı fiziksel planı da haiz bir belge iken, Planlama
ve �mar Kanunu Tasarısında fiziksel boyut geli�im �emasına dönü�mektedir. Hangi alanlarda yapılaca�ına
dair kıstaslar da de�i�erek ülke mekansal politika planında belirlenecek kararlardan alaca�ı fazlaca bir veri
kalmadı�ından, gerekti�inde bu planla en az ba�lantılı olacak veya hiç ba�lantısı olmayacak �ekilde alan
belirlenmesi yoluna gidilmekte, hatta öncelikli hedef metropoliten alanlarmı� algılamasına yol açan ifadeler
yer almaktadır. Di�er taraftan planın onayında yetkili kılınan YPK’nın yapısı dikkate alındı�ında (kurulda
yatırımcı bakanlıkların a�ırlı�ı ve siyasi karar alma mekanizmaların önem kazanması vb), plan içeri�i
konusunda, özellikle koruma ve sürdürülebilirlik alanında önemli sorunların ya�anması tehlikesi ile
kar�ıla�ılması beklenmektedir. Ayrıca, Kalkınma Ajanslarının Kurulu�u Koordinasyonu ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısı ile de tam olarak örtü�meyen, ajansların temelde ve öncelikle yatırımcıların
önünü açmakla görevlendirilmi� ve sürdürülebilirlikten çok, do�al ve kentsel de�erlerin salt ekonomik
anlama indirgenmi� bir yatırım ve kalkınma mantı�ıyla yitirilebilmesi tehlikesini beraberinde getirebilecek
yapısını da çok fazla dikkate almayan bu düzenlemenin yeniden ele alınması zorunlu görülmektedir.
Çevre Düzeni Planı ile ilgili düzenlemelerde ise, yerle�me ana strateji planı mantı�ının tümüyle dı�ında,
farklı bir tanım ve içerikle kar�ıla�ılmaktadır. Çevre Düzeni Planı, Özel �daresi Kanununda yer alan �ekilde
tanımlanmakta, yapım ve onay usullerinde de aynı kanuna atıfta bulunulmaktadır. Ülke Mekansal Politika
Planı ile ilgili düzenlemelerin de özellikle Çevre Düzeni Planı ve Bölge Planı konusunda Bakanlı�ın
kaybetti�i alanların yerine konacak bir plan arayı�ının sonucu oldu�u izlenimi edinilmektedir. Sırf bu
nedenle ülkesel ölçekte yapılacak bir planın Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı görevleri arasında sayılması
uygun ve yerinde bir seçenek olarak görülmemektedir. �l Geli�me Planı, �l Çevre Düzeni Planı, Çevre
Düzeni Planı gibi enflasyonist planlama türleri çok sahipli, yani sahibi belli olmayan, uygulanmadı�ı
zaman sorgulanmayan, performansı denetlenmeyen, uygulamada etkinli�i kaybolmu� planlar üretmekten
ba�ka bir i�e yaramamaktadır. Bu plan bollu�u planların de�erini azaltmakta ve toplumda planlara ve
plancılara kar�ı saygıyı da yok etmektedir.
Taslakta metropoliten alanlarla ilgili bir planlama model ve süreci de ayrıca olu�turulmalıdır. Zira bu
planlama alanı bir önceki taslakta Yerle�im Ana Strateji Planı kapsamında ele alınabilecekken, Planlama ve
�mar Kanunu Tasarısı’nda bölge planı içinde zikredilen bir alana sıkı�maktadır. Dolayısıyla bu alanlarla
ilgili olarak fiziksel planlama konusunda yetersiz bir düzenleme yapılmaktadır. Çevre Düzeni Planları ile
Nazım Planlar arasında hiç bir plan kademesinin yer almaması (bir ölçek belirtilmi� olmamasına ra�men il
genelinde hazırlanaca�ına göre 1/100.000, 1/250.000 ölçe�inde olmak durumundadır) önemli bir sorun
olarak gözlenmektedir. Benzer biçimde nazım planlarda da bir ölçek verilmemi�tir. Ancak nazım planların
ço�u kez 1/5.000 ölçekte hazırlandı�ı bir alı�kanlık ülkemizde vardır. Öyleyse Büyük�ehir statüsünde
olmayan ancak belli bir yüksek nüfusa varmı� kentlerde il ölçe�inde yapılmı� çevre düzeni planlarından
sonra ilgili merkez belediyesi 1/5.000 ölçekli parçacı nazım planlarla kenti yönlendirebilecektir. Çünkü
kent makroformunun tümünün kapsayan bir nazım planın hazırlanması bu belediyelerden kesinlikle
istenmemi�, iste�e ba�lı olarak bırakılmı�tır. Ancak bu “iste�e ba�lı” olma hususu �imdiki uygulamada
birçok aksaklıklara yol açan durumun devamını getirecektir. Metropoliten kentlerde planlamanın
metropoliten alan bütünü içerisinde bütüncül olarak ele alınması zorunludur. Bunun için öncelikle
metropoliten alan sınırlarının bilimsel yöntemlere göre saptanması ve bu alanların planlamasından sorumlu
yönetimin yetki sınırları ve planlama sınırlarının da çakı�tırılması gereklidir. Metropoliten alan bütününde
parçacı nazım plan yakla�ımı ile metropoliten alanlarda planlamada bütünlük sa�lanması mümkün de�ildir.
Tasla�ın alt ölçek planlama ile ilgili maddelerine ili�kin en önemli de�i�iklik yine stratejik planlama
yakla�ımından uzakla�ılmasıdır. Bunun en önemli ve en çarpıcı göstergeleri arasında, imar planları ile ilgili
tanımlar gelmektedir. Nazım �mar Planı tanımı daha önce tartı�maya açılan �mar ve �ehirle�me Kanunu
Tasarısıyla kıyaslandı�ında, tümüyle de�i�tirilmektedir. Bu tanımın özellikle önem verilen, afet zararlarının
azaltılmasına dair bölümleri önemsizle�mekte, uygulama ile ilgili bölümleri büyük ölçüde ortadan
kaldırılmaktadır. Uygulama �mar Planı tanım ve yapım esaslarında da aynı sorunlar bulunmaktadır.
Tanımda sadece “afet harita verilerinin i�lenmi� olması” ko�ulu getirilerek, içeri�i bo�altılmı� olan bir veri
ile afet konusundaki önlemler yeterli görülmektedir.
En genel anlatımıyla, Taslakta yer alan biçimi ile nazım ve uygulama imar planının, yürürlükteki 3194
sayılı Kanundan farklı bir içeri�i kalmamı�tır.
Taslakta yer alan, “�mar Planları, yöre halkının sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını kar�ılamaya; do�al, kültürel
ve tarihi de�erleri korumaya ve geli�tirmeye; sa�lıklı, güvenli ve afetleri azaltıcı bir yerle�me ve
yapıla�maya; ya�am kalitesini artırmaya ve yerel kalkınmaya dair ilke, karar ve uygulama araçlarını
öngören; nazım imar planı ve uygulama imar planı olmak üzere hazırlanan planlardır.” hükmü imar
planlarının ödevlerini sıralamaktadır. �mar Planı tanımı sistematik olmayan bir biçimde birbiri ardına
karı�ık bir biçimde sıralanan i�lerin bir toplamı olarak yapılmakta ve tanım; geçitler, meydanlar, silüetler
gibi fiziki planlama ayrıntıları ile doldurularak sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınma boyutları
önemsizle�tirilmektedir.
�mar planı mevcut mevzuata göre yapılmı� bütün belediyelere, yeni yasa yürürlü�e girdi�inde, afet
zararlarının azaltılması strateji ve programlarını içeren sakınım planları ile sosyal, kültürel ve ekonomik
boyutlu yerel kalkınma planlarını mevcut imar planlarını revize ederek hazırlama olana�ı ve zorunlulu�u
getirilmelidir.
Taslaktaki imar planı tanımı bu haliyle 2863/5226 sayılı yasada yer alan “koruma amaçlı imar planı”
tanımından bile geri bir düzeyde kalmaktadır.
Bu arada “afetleri azaltıcı” gibi günlük konu�malarda kullanılan bir terimin yasa metnine alınmasında bir
sakıca görülmemi�tir. Do�ru terminoloji, ‘afet zararlarının azaltılması’ olacaktır. Ancak burada asıl sorun,
bunun çok genel bir tanım olarak bırakılmasıdır. Yerle�me ve yapıla�manın ‘sa�lıklı, güvenli, ve afetlerden
korunmalı’ gibi çok genel anlama sahip ve mu�lak kavramlar kullanılarak bunların yerine getirilmesi
ko�ullarının kapsamı belirsiz bir genel yönetmeli�e bırakılması, ya bu konulara yeterli önem
verilmedi�inin, ya da bu hedeflere eri�mede hangi yöntemlere ba�vurmak gerekti�inin bilinmedi�inin
göstergesidir. Herhalde ‘afet zararlarının azaltılması’nın yöntemi, aynı maddede iki kez tekrarlandı�ı gibi
“afet harita verileri i�lenmi� olarak” çalı�maktan ibaret de�ildir. Bu yöntemin ancak ve ancak ‘Sakınım
Planları’nın hazırlanmasından geçti�inin bilinmesi gerekmektedir.
Planlar arası kurulması zorunlu ili�kiler bütünü yasada önemle vurgulanmakta, ancak sadece nazım plan
onaylanmadan uygulama imar planı uygulanamaz hükmüne yer verilmektedir. E�er planlar arası bir
hiyerar�i ve ili�kiler bütünü zorunlu ise tüm plan kademeleri için bu �artın geçerli olması beklenmektedir.
Aynı yakla�ım ve sorun, kırsal yerle�me planı tanımında da bulunmaktadır. Kırsal yerle�me alanlarının
planlanmasında en önemli konu, planın yapım ve uygulamasındaki örgütlenmedir. Daha önceki taslakta bu
konuda açıklamalara yer verilmekte iken yeni taslak bu alanlarda yapılacak planları standart imar planı
çerçevesine oturtmaktadır. Bu alanlarda yapılacak planların yönetim ve katılım aya�ının da bulunma
zorunlulu�u, muhtarlıkları etkinle�tirmeyi de gerektirmektedir. Dolayısıyla, bu haliyle kırsal yerle�me
planının ayrıca tanımlanması gere�i kalmamı�tır.
Mevzii imar planları konusunda getirilen, ön izin konusundaki düzenlemeler taslakta yine yer almaktadır.
Bu düzenleme tek ba�ına dahi, daha önceki taslakta planlama konusunda geli�me adına getirilen
düzenlemelerin gerisine gidildi�inin önemli bir göstergesidir. Ülkemizde mevzii imar planları ile imar planı
de�i�ikliklerinin, belediyelerin planlama faaliyetleri içerisinde büyük bir gündem i�gal etti�i ve mevzuat
ihlallerinin en yo�un biçimde ya�andı�ı süreç ve yakla�ımlarla yapıldı�ı bilinmektedir. Planlamanın
bütünlü�ünü ve i�levini zedeleyen, kentlerin kamu yararına aykırı olarak parçacı, spekülatif ve rant amaçlı
uygulamalarla biçimlenmesine yol açan ‘mevzii imar planı’ ve ‘imar planı de�i�iklikleri’ konusunda yerel
yönetimleri sınırlayıcı bazı hükümlerin Yönetmeli�e bırakılmadan Yasada tanımlanması büyük bir önem
ta�ımaktadır. Bu anlamda Yasa tasarısının 11. maddesinde ‘mevzii imar planı’ ve ‘imar planı
de�i�iklikleri’nde ilgili Yerel �darenin Meclis üye tam sayısının salt ço�unlu�unun aranması ko�ulu
olumludur. Bu hükme ilave olarak, “imar planı de�i�ikliklerinde belediyelerin -varsa- teknik biriminin
ve/veya plan müellifinin veya yeterli�i olan teknik danı�manın ‘uygun görü�ü’nün alınması ve Meclis
oylamalarına ili�kin tutana�ın isim ve kullanılan oyu belirtir nitelikte olması” konularında bir
düzenlemenin Yasada yer alması; imar planı de�i�iklikleri konusunun denetim altına alınması ve kamu
yararına aykırı plan de�i�ikliklerinde sorumluların belirlenebilmesi açısından yararlı olacaktır.
Taslakta; “Mevzii �mar Planı ve �mar Tadilat Planı ilgililerin müracaatı ve �darenin verece�i ön izine uygun
olmak kaydıyla, �dare dı�ında, ilgililerce de yapılabilir, yaptırılabilir ve �dareye onay için sunulabilir.”
hükmü her �eyden önce, plan kararı öncesinde bir yer seçimi kararı yerine geçmesi mümkün olmayan “ön
izin” kavramının mevzuata, üstelik kanun hükmü olarak getirilmesi anlamına gelmektedir. Ön izin kavramı
6785 sayılı �mar Kanununun Ek 7. ve Ek 8. maddeleri uyarınca 1975 yılında çıkarılmı� olan Yönetmeli�in
bir plan aracı olup, idareleri taahhüt altına sokan içeri�iyle uygulamada çok fazla sorun yaratmı� i�lemler
arasında yer almaktadır. Di�er taraftan �mar Kanununa göre bugün için sadece idareler (belediye ve valilik)
tarafından yapımı mümkün olan, ancak yönetmelik hükmü ile mücavir alan sınırları dı�ında ilgililerce de
yaptırılması mümkün kılınan mevzii imar planının �ahıslar tarafından yaptırılmasına dair hükümlere
Kanunda yer verilmesi de son derece sakıncalı bir adımdır. Zorunluluk halinde gündeme gelmesi gereken
bir plan türü olan mevzii imar planını tümüyle mülkiyete dayalı bir zemine oturtmak, parçacı bir planlama
yakla�ımını yaygınla�tırmanın ve me�rula�tırmanın yasal dayana�ını olu�turmasının yanı sıra, planlama
konusunda getirilen di�er hükümlerle daha da sorunlu ve istenmeyen sonuçlara yol açması kaçınılmaz
olacaktır. Ba�ka bir deyi�le, mevzii imar planının zorunlu ve gerekli haller dı�ında yapılamayaca�ı,
mülkiyet temeline oturan bir yakla�ım yerine yapılmasındaki kıstaslarının neler olaca�ının çok net olarak
belirlenmesi gerekti�i dü�ünülmektedir. Aksi bir düzenleme, son derece sakıncalı sonuçlar yaratacaktır.
Ayrıca bazı maddelerde yer alan ve resmi planlama dilinde kullanılmayan “imar tadilatı”, “imar tadilat
planı” benzeri tanım ve ifadeler düzeltilmelidir.
Planlama esaslarına ili�kin düzenlemelerin de farklı bir temele dayandırıldı�ı görülmektedir. Her ne kadar
bu yeni düzenlemede bazı ilke ve usuller olumlu bulunmakta ise de; daha önceki taslakta yer alan pek çok
olumlu ve sürdürülebilir planlamanın gere�i olarak dü�ünülen bazı esas, kavram ve ilkenin taslaktan
çıkartıldı�ı görülmektedir. Örne�in sürdürülebilirlik, enerji verimlili�i, kamu yararına plan yapımı
esaslarının taslaktan çıkarılmasının geçerli bir gerekçesi bulunamamaktadır. Planlama ve �mar Kanunu
tasarısının planlama esasları bir usul belirlemeye dönü�mekte ve amacı dı�ında bazı düzenlemelere konu
edilmektedir. Bu maddenin bir önceki taslaktaki temele göre, yeniden düzenlenmesi ve planlama ile ilgili
maddelerin de bu kapsamda yeniden ele alınması gerekli görülmektedir.
Örne�in, “Planlar, sürdürülebilir kalkınma ilkesini, çevre sorunlarının önlenmesini, enerji verimlili�inin
sa�lanmasını, kaynakların verimli ve etkin kullanımının sa�lanmasını, mekansal stratejik planlama
a�amasında, karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayoluna ili�kin ula�ım kararlarının bir bütün halinde
de�erlendirilmesini, kamu ta�ımacılı�ı ve yaya önceli�inin korunmasını, ula�ım kalitesinin artırılmasını,
engellilere uygun fiziksel çevre ko�ullarının gözetilmesini ve engellilerin ihtiyaçlarına yönelik
rehabilitasyon ve sosyal tesis alanı ayrılmasını, bilim, teknik, sanat, sa�lık, güvenlik ve estetik kurallarına
uyulmasını, yöresel ko�ullara uygunlu�un sa�lanmasını, do�al, tarihi ve kültürel çevrenin ve ekolojik
sistemlerin korunmasını, ya�atılmasını ve geli�tirilmesini, sosyal adaletin sa�lanmasını, toplum ve kamu
yararının gözetilmesini, bölgelerarası geli�mi�lik farklarının azaltılmasını, sosyal ve ekonomik kalkınmanın
sürdürülebilir biçimde sa�lanmasını, ya�ayanların temel haklarına saygılı olunmasını, karar süreçlerine
katılımın gerçekle�tirilmesini, sektörler arası uyumun sa�lanmasını, afet zararlarını azaltan önlemlerin
alınmasını, güvenli ve ya�am kalitesini artıran ilkelerin uygulamasını, ekolojik de�erlere uygun kullanım
kararlarının alınmasını gözeterek hazırlanır” benzeri bir hükümlendirme taslakta yer almalıdır.
Ayrıca, daha önceki tasarıda önerilen, plan, harita ve parselasyon denetim kurullarının yine Kızılcahamam
toplantılarında vurgulandı�ı üzere çok önemli i�levler görebilece�i gözden kaçırılmamalı, parselasyon
planlarının, imar planları ile uyumlu ve bütünle�en bir biçimde yapılabilmesi için, bu tür planların
hazırlanmasında da plancıların görev alabilmesi konusunda Kızılcahamam toplantılarında yapılan
de�erlendirme ve katkılar tasarıya yansıtılmalıdır.
Bunlara ilaveten, 3194 sayılı imar yasasında kentsel tasarım tanım ve içeri�ine yer verilmemi�, kentsel
tasarım, nazım imar planları üzerinde verilen imar haklarına indirgenmi�tir. Planlamayı ve kentsel tasarımı
‘�ablon kalıplar’ içerisine sokan anlam ve yaptırım belirsizlikleri içeren tanımlamalar öneri yasa tasarısında
da devam etmektedir.
Kentsel tasarım kavramının ilk kez öneri tasarıda yer almasına kar�ın, ‘…..gerekti�inde alanın özelli�ini
gösteren kentsel tasarım projeleri…..’ �eklinde tanımlanması beraberinde bir çok sorun getirecek, mevcut
sorunları çözemeyecektir. Görsel ve estetik de�erlerin yanı sıra, kamu yararı, sürdürülebilirlik kavramlarını
içeren, mekana kimlik kazandırmada önemli bir araç olan kentsel tasarımın bir zorunluluk olarak tasarıda
yer almaması büyük bir eksikliktir. Kentsel tasarımı sadece kentsel ve kırsal dönü�üm bölgelerinde araç
olarak de�erlendirmek yeterli de�ildir.
Tasarı ile planlamaya ili�kin toplanan verilerin bir veri bankası ba�lamında toplanıp-da�ıtılması
yakla�ımının da benimsenmesi yerinde görülmektedir. Bu tür bir veri bankası, planlama çalı�malarında
ilgili kurum görü�lerinin alınması ile ilgili bürokratik süreci kısaltacak, Kanunun öngördü�ü kısa süreler
açısından e�güdüm i�leyi�ini sa�lıklı ve güçlü hale getirecektir. Ayrıca, taslakta tanımlanmı� plan
kademeleri ve bunların gerçekle�tirilmesi için öngörülen idari/yönetimsel sınırların nasıl saptandı�ı ve ne
oldu�u belirgin de�ildir. Böylesi bir ortamda planlama/yönetim birlikteli�inin sa�lanması oldukça güç
görünmektedir.
E�güdüm
Daha önceki taslaktakine benzer bir düzenlemeye yer verilen e�güdüme dair yeni düzenlemenin birinci
fıkrasında ve 53. maddede yer alan hükümler, yetki karma�asını giderme anlamında attı�ı adım açısından
olumlu bulunmaktadır. Ancak, 14 ve 53. maddeler kapsamına halen TBMM Genel Kurul gündeminde olan,
“Yıpranan Kent Dokularının Korunarak Yenilenmesi, Ya�atılarak Kullanılması Kanun Tasarısı”nın da
eklenmesi uygun olacaktır.
Di�er taraftan, “Özel Tanımlanmı� Alanlar” ba�lıklı 14. maddede yer alan “Birinci fıkrada anılan kamu
kurum ve kurulu�ları ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları gibi, yetki alanlarında
hazırlanan planlara görü� veren Kurullar, istendi�i tarihten itibaren bir ay içinde herhangi bir görü�
vermedi�i takdirde, sorumluluk ilgili kamu kurum ve kurulu�unda kalmak kaydıyla, Bakanlık ve �dare
i�lem yapmakla yetkilidir” hükmü, maddenin genel içeri�iyle ba�da�mamaktadır. Amaç, özel alanda özel
plan yapımını sa�lamaksa, bu amaca uygun yöntem mutlaka olu�turulmalıdır. Özel alanın özel ko�ullarına
ve kurallarına uygun olmayan plan yapımını te�vik eden bu düzenleme açıklanan nedenlerle uygun
bulunmadı�ı gibi, bazı alanlarda maddede belirlenen süre içerisinde yazılı ve çizili belgelere dayalı görü�
olu�turulması, veri tabanı açısından sorun ve yetersizlikler ya�ayan ülkemiz kurumları için mümkün
olamayacaktır. Yukarıda da ayrıca de�inildi�i gibi, amaca ve alana özgü planlamanın �artını sa�layacak
düzenlemeler yapılması gerekti�i halde, özel alanda özel olmayan plan yapımını desteklemek, madde
içeri�inin tümüyle de çeli�mektedir. Di�er taraftan özel alanlarda kural belirleme konusunda bir yetki
aktarımı da gündeme getirilmektedir.
Bu konudaki bir di�er sorunlu düzenleme, 52. maddede yer alan özelle�tirme kanunu kapsamındaki
alanlarla ilgili düzenlemedir. Bu konudaki hükümler özelle�tirmeye konu alanlarda ya�anan yetki
karma�ası ve parçacı planlama uygulamalarını desteklemektedir.
Bu çerçevede, planlara dair esaslarda de�inilen ancak tam olarak ifade edilmeyen bir konuya dikkat
çekilmesinde yarar bulunmaktadır. Planlamada dil ve veri birli�ini sa�lamak amacıyla ortak kullanıma açık
bir veri bankasının olu�turulma zorunlulu�u açık hüküm olarak düzenlenmelidir.
Plan Uygulama Araç ve Yetkileri
Planlama ve �mar Kanunu Tasarısı Tasla�ı ile, plan uygulama süreç ve araçları konusunda yenilikçi ve
olumlu adımlar atıldı�ı ku�kusuzdur. Bu anlamda atılan adımları desteklememek olanaksızdır. Ancak
Planlama ve �mar Kanunu Tasarısı Tasla�ı bu konuda daha önce Bakanlı�ın Web Sitesinde yer alan
taslaktan geri adımlar atıldı�ına dair düzenlemeleri de barındırmaktadır. Planlama ve �mar Kanunu Tasarısı
Tasla�ı, “Plan Uygulama Araç ve Yetkileri” ba�lıklı Üçüncü Bölümün ba�lı�ını “Planların Uygulanması”
olarak de�i�tirmektedir. Bu de�i�iklikle daha önceki tasla�ın sistemati�i bozularak planların uygulanmasına
yönelik süreç ile planların uygulanmasında kullanılacak araçlar birbirine karı�tırılmaktadır.
Önceki tasla�ın üçüncü bölümünde kendi içinde önce yerel yönetimlere verilen “yetkiler” sıralanarak
açıklanmı�, daha sonra da “bu yetkilerin kullanılaca�ı alanlar” belirtilmi�ken yeni taslakta bu sistematik
tümüyle bozulmakta, maddelerin yerleri anla�ılması mümkün olmayan bir biçimde alt üst edilmektedir.
Planların uygulanması ile ilgili son derece önemli olan araçların büyük bir kısmının yok edilmesine neden
gerek görüldü�ü anla�ılamamaktadır.
Yeni taslak bütününde çok sayıda terim (afet haritası, afet riskli alanlar, afet tehlike haritaları, dönü�üm
amaçlı imar planı, özel proje geli�tirme bölgeleri, fiziki köhneme alanları, gayrimenkul mülkiyet aktarım
hakkı vb) farklı yerlerde, farklı amaç ve i�levler için kullanılmakta ancak bu terimlere gerek ilgili
maddelerde, gerekse tanımlar bölümünde hiç bir açıklama getirilmemektedir. Bu durumda yasa hazırlama
tekni�i açısından son derece sorunlu bir metin ortaya çıkmaktadır. Bu bölüme özel olarak ve bütünde,
Taslakla arzulanan düzenlemelerin yasal bir metne dönü�türülmesi için dahi yeni ba�tan bir çalı�ma
yapılması kaçınılmazdır.
A�a�ıda, önceki taslak ile yeni tasla�ın “Planların Uygulanması” ba�lı�ını ta�ıyan, ancak a�ırlıklı olarak
plan uygulama araçlarını kapsayan ve her iki öneride de “Üçüncü Bölüm”ü olu�turan kesimleri
kar�ıla�tırılarak, yeni tasla�ın bu bölümüne ili�kin bir de�erlendirme yapılacaktır.
�mar Programı ve Kısıtlılık Hali
Yeni tasla�ın Üçüncü Bölümü “�mar Programı ve Kısıtlılık Hali” ba�lı�ını ta�ıyan 16. madde ile
ba�lamaktadır. Bu madde ile imar planlarının sürelerine ili�kin olarak önemli de�i�iklik önerilmektedir.
Buna göre, planlar 5 yıl için yapılmakta, yürürlü�e girmelerini izleyen 4 ay içinde planın tamamını
uygulamak üzere 5 yıllık imar programı hazırlanmaktadır. Di�er bir deyi�le, plan-program ayrımı ortadan
kaldırılmakta, yürürlü�e giren planın tümünün 5 yıl içinde gerçekle�mesi öngörülmektedir. Planda umumi
hizmetler ve kamusal kullanımlar için ayrılan yerlerin 3 yıl içinde –yine maddeye göre düzenleme i�lemi
dahi tamamlanmadan-kamu eline geçmesi, aksi durumda bu alanların tazminat da ödenerek ta�ınmaz
sahiplerine iadesi öngörülmektedir. Bu alanların kamu eline geçmesini güvence altına alacak açıklama,
ilgili kamu kurulu�larının bütçesine gerekli ödene�in konulması ifadesi ile sınırlıdır. E�er böyle bir ödenek
bulunamazsa bu alanlar ta�ınmaz sahiplerine iade edilecektir. Bu maddenin yürürlü�e girmesi Türkiye’de
planlama kurumunun tümüyle i�levsizle�tirilmesi ve ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir ki,
Bakanlı�ın böyle bir öneride bulunmasının anla�ılması ve bu tür bir düzenlemeye katılınması olanaksızdır.
Kentsel Bölgeleme Yetkisi
Önceki tasla�ın 14. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere bir üst planın öngördü�ü kararları uygulamaya
geçirmek, farklı sektörlerin mekansal ayrı�masını sa�lamak, afet tehlike ve risklerine kar�ı önlemler almak,
yapıla�mada ve kentsel çevrede koruma ya da özel kentsel tasarım kararları uygulamak, farklı arazi
kullanımlarına özendirici ve caydırıcı ko�ullar uygulamak; emlak vergisi ve kira düzenlemeleriyle ta�ınmaz
de�erlerini denetlemek; kamu, özel ya da ortaklıklara dayalı olarak birden fazla koruma, geli�tirme,
iyile�tirme veya yenileme proje alanları belirlemek yetkisi yeni düzenleme ile ortadan kaldırılmaktadır.
Ortadan kaldırılan bu düzenleme önemli araçlardan birisinin yok edilmesi anlamına gelmektedir ki bu
öneriye katılmak da olanaksızdır.
Ta�ınmaz Tasarruflarını Kısıtlama Yetkileri
Önceki tasla�ın 15. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere kentsel bölgeleme kararları uyarınca ta�ınmazlar
üzerinde, o ta�ınmazın bulundu�u yerin özelliklerine göre yapıla�ma, mülkiyet, örgütlenme, kullanım,
i�letme, emlak vergisi ve kira konularında, bu Kanunun Genel Esaslar maddesine uygun olarak kamu
sa�lı�ı, çevre, do�a ve kültürel de�erleri koruma, afet tehlikelerinden kaçınma veya risklerini azaltma ve
yapı ve çevre güvenli�i, ula�ım amaçlarıyla geçici veya sürekli kısıtlamalar uygulayabilme yetkisi yeni
düzenleme ile ortadan kaldırılmaktadır.
Bu kapsamda önceki taslakla imar planı içinde, imar programına alınmı� ve altyapısı götürülmü� yerlerde,
plan kararlarına göre ba�ımsız yapı yapılabilecek arsaların bo� olanları ile içinde kısmen yıkılmı� veya
çevre sa�lı�ı için tehlike olu�turan yerle�ime elveri�siz hale gelmi� yapı bulunan yerler veya in�asında
kamu yararı görülen yerlerin ilgili idare meclislerince belirlenenlerin sahiplerine, bu yerlerde iki yıl içinde
plan ve yönetmeliklere uygun yapı yapılma zorunlulu�u getiren ve ilgili idareye belli ko�ullarda söz konusu
ta�ınmazı kamula�tırarak yürürlükteki imar planı kararları uyarınca artırma yoluyla üçüncü �ahıslara satma,
bunun gerçekle�ememesi durumunda do�rudan uygulama yapmasına imkan veren yetki, yeni taslakla bu
durumdaki ta�ınmaz sahiplerine tanınan süreyi 3 yıla çıkartmakta ve öngörülen yaptırım sadece emlak vb
vergilerin be� katına kadar artırılabilmesi ile sınırlı tutularak kamu yararı yerine yine ta�ınmaz
sahiplerinden yana bir tutum sergilenmektedir.
Kamula�tırma Yetkisi
Önceki tasla�ın 16. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere imar planlarında, gerek üst ölçek mekansal
strateji planlarından gelen ihtiyaçlar nedeniyle, gerekse do�rudan kamu yararı sa�lamak amacıyla, gerçek
veya tüzel ki�ilere ait ta�ınmazların tamamı ya da bir bölümünü, kar�ılı�ı pe�in ödenmek ko�uluyla bir
kamu idaresi adına kamula�tırma yetkisi veren düzenleme yeni taslakta da büyük ölçüde korunmu�tur.
Ancak, tarafların uygun görmesi durumunda mülkiyetin kamuya devrinin ta�ınmaz iyeli�i aktarım hakkı
yoluyla da yapılabilece�ine ili�kin hüküm, anılan uygulama aracına yeni düzenlemede hiç yer verilmedi�i
için taslaktan çıkartılmı�tır.
Ta�ınmaz �yeli�i Aktarım Hakkı Tesis Yetkisi
Önceki tasla�ın 17. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere imar planı uyarınca veya genelde kamu yararı
sa�lamak üzere, mikrobölgeleme haritalarına göre afet riskli alanlarda, kentsel dönü�üm alanlarında veya
kamu proje alanlarında korunması, mevcut yapıla�maya sınır getirilmesi veya kaldırılması gereken alan ve
ta�ınmazlarda, mevcut mülkiyet veya imar haklarının planda gösterilen ba�ka yerlerde kullanılmak üzere
ta�ınmasını sa�layacak ve bu hakkı bir menkul kıymete dönü�türecek belgeler düzenleme yetkisi veren
düzenleme yeni taslaktan çıkartılmı�tır. Her ne kadar tasla�ın dönü�üm alanları ile ilgili 31. maddesinin 10.
paragrafında “gayrimenkul mülkiyet aktarım hakkı” terimine yer veriliyorsa da, bu kavramın içeri�i ile
ilgili olarak gerek tanımlar, gerekse di�er bölümlerde bir daha hiç söz edilmemi� olması nedeniyle
uygulamada kullanılabilmesi mümkün görülmemektedir.
Planlama tarihimizde, koruma alanlarının kamu eline geçmesini sa�layarak kentsel rantların kamuya
kazandırılmasında ilgili idarelerin kullanabilece�i en etkili uygulama aracı olabilecek potansiyele sahip
olan bu yeni düzenlemenin yeni taslakta tümüyle dı�lanmasının gerekçesini anlamak mümkün de�ildir. Bu
aracının taslaktan çıkartılması ile, Kültür Varlıklarının Korunmasına ili�kin kanunda yapılan düzenleme ile
yürürlü�e giren bu kavramın koruma alanında da etkin bir biçimde uygulanması engellenerek tarihi, do�al
ve kültürel mirasımızın korunmasına da büyük bir darbe indirilecektir.
Arsa ve Arazi Düzenlemesi
Yeni düzenlemenin 17. maddesi ile, önceki taslaktaki 18. madde düzenlemesinin tüm sistemati�i
bozulmaktadır. Yeni taslakla, yürürlükteki 3194 sayılı yasadaki yetersiz ve sorunlu düzenleme yakla�ımı
temel alınmakta, çok sınırlı bir-iki yenilik ile kısıtlı, kamu yararına getirilen bir çok düzenlemeyi ta�ınmaz
sahipleri lehine hiç bir anla�ılır neden belirtilmeden kaldıran bir sistem önerilmektedir. Yeni taslak kendi
içinde titiz bir okumaya dahi tabi tutulmadı�ı izlenimi yarattı�ı gibi, madde içinde de tutarsızlıklar vardır.
Örne�in, düzenlemenin imar planının onaylanmasından sonra kaç yıl içinde tamamlanaca�ı konusu
maddenin ba�ında ve sonunda farklılık göstermekte; düzenlemeye ili�kin olarak bir yandan etaplamadan
söz edilirken, di�er yandan plan bütünü temel alınmaktadır.
Yeni taslakta düzenleme ile elde edilecek alanlar kapsamından kapalı ve açık otopark ve pazaryeri
kullanımları çıkartılmaktadır. Önceki taslaktaki Kamu Ortaklık Payı (KOP) uygulamasına ili�kin
düzenleme tümüyle dı�lanmaktadır.
Yeni taslak ile düzenleme yapılmı� alanlardan yeni imar hakları verilmesi durumunda bu ek hak üzerinden
ikinci kez Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) alınması engellenmekte, DOP’un bedele dönü�türüldü�ü
parsellere plan kararı ile ek imar hakkı getirilemez hükmü çıkartılmaktadır.
Önceki taslakta yer alan ve yo�un yapıla�manın oldu�u alanlar, afet riskli alanlar, koruma alanları,
ta�ınmaz iyeli�i aktarım hakkı kullanma alanı gibi özel uygulama niteliklerine sahip alanlarda bu oranın
%50’ye kadar yükseltilebilece�ine ili�kin hüküm yeni taslakta yer almamaktadır.
Yine yeni düzenleme ile önceki taslakta ilgili idarelere tanınan Yapıla�ma ve Kullanımı Düzenleme
Yetkileri de kaldırılmaktadır. Böylece, ilgili idareler ça�da� kent planlamasının kaçınılmaz bir parçası olan
alan yönetim planı, yönetim ve katılım planı, güvenlik planı, kullanım-bakım ve i�letme planları ve benzeri
kavram ve araçlardan tamamen mahrum bırakılmaktadırlar.
Kentsel Tehlike ve Riskleri Giderme Yetkileri
Önceki tasla�ın 19. maddesinde yer alan ve “Sakınım De�erlendirme Çalı�maları, Tehlikeli Tesis ve
Sakıncalı Kullanım ve Yapılar, Kamu Esenli�i için Alınacak Önlemler, Acil Durum Görevlisi Tesisler”
ba�lıkları altında ayrıntılı biçimde ele alınan ve ilgili idarelere, yerle�im yerlerinde do�al ve teknolojik her
türlü tehlike yaratan unsurun zararlarını giderecek ya da en aza indirecek önlemleri almalarına, gereken
incelemeleri ve denetlemeleri yapmalarına ili�kin olarak geni� yetki ve sorumluluk veren kapsamlı madde
içeri�i yeni taslakla salt içeri�i belirsiz bir “risk yönetimi raporu” hazırlanması ile tehlikeli yapılara ili�kin
olarak alınacak önlemlere indirgenmi�tir. Do�al afetlerden her yıl maddi, manevi ve insan ya�amı olarak
büyük kayıplar veren ve kentleri bu açıdan çok büyük ölçüde risklere maruz olan ülkemizde, böylesine
önemli bir konunun yeni taslakta, mikrobölgeleme haritaları ve sakınım planlamasından dahi söz etmek
gere�ini duymadan, önemsiz ve sıradan bir olgu gibi geçi�tirilmi� olması açıklaması olanaksız bir
durumdur.
Sismik tehlikeler açısından özel bir co�rafyada yer alan Türkiye, son 60 yıllık hızlı kentle�me deneyimi ile
büyük risk havuzlarının geli�mesine tanık olmu�tur. Söz konusu dönem boyunca betonarme yapım
teknolojisinin yaygınla�masının da bunda büyük payı vardır. Türkiye yerle�im alanlarının sismik tehlike
kar�ısında ne ölçüde riskler ta�ıdı�ı, potansiyel zararların düzeyleri ise, yeni yeni sınanmaktadır.
Türkiye’de sismik tehlikelerin yaygınlı�ı, 60 yıllık hızlı kentle�me ile eri�ti�i durumun özelliklerinin 1999
depremleri ile daha açık görülmeye ba�laması, �stanbul’da �iddetli bir depremle kar�ıla�manın yüksek
olasılı�ı, günümüzde yapılmak istenen “Planlama ve �mar Kanunu” de�i�ikli�inde ‘zarar azaltma’
konularının ele alınmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Türkiye asırlardır kar�ıla�mı� oldu�u tehditler açısından
bugün çok daha zayıf ve korumasızdır. Kapsamlı ve uzmanlık bilgisi gerektiren nitelikteki bu konuda, özel
çalı�ma gruplarının olu�turulması ve uzmanlık görü�lerinin alınması zorunludur.
Taslakta bu konuda herhangi bir yardım alınmadı�ı anla�ılmaktadır. Taslakta, sismik ve di�er tehlikelere
ili�kin farklı ortam ve ko�ullarda (kentsel alanlar, bo� ve yapıla�mı� alanlar, imar ve çevre planları, yapı,
altyapı, tesisat ve kentsel çevre elemanları, vb) hangi önlemlerin getirildi�i, bunların teknik ve toplumsal
açılardan geçerlilik ta�ıyıp ta�ımadı�ı ve bir sistematik olu�turup olu�turmadı�ı, bunların yanında nelerin
eksik kaldı�ı irdelenmek zorundadır. Bu özel durumun ancak orta vadede denetim altına alınabilece�i
öngörüsü ile yapılması gereken çalı�maların ba�ında, yerle�melerdeki sismik tehlikenin boyutlarının
tanımlanması gelmektedir. Bu i�levin yerine getirilmesinde ba�vurulan tespit çalı�maları ‘mikrobölgeleme
çalı�maları’, bu çalı�malar sonunda elde edilen belge ve haritalar ise ‘mikrobölgeleme harita ve raporları’
olarak anılmaktadır.
Mikrobölgeleme çalı�malarının hangi yerle�im birimlerinde öncelikle yapılması gerekti�i, Bayındırlık ve
�skan Bakanlı�ı’nca takdir edilen kıstas ve ölçütlere (tehlikeli bölgelerdeki riskli yerle�melere öncelikler
tanıyan sıralamalara ya da nüfus büyüklüklerine) göre belirlenebilece�i gibi, do�rudan yerel yönetimler
tarafından kendi de�erlendirmelerine göre yapacakları ba�vuruları da gündeme alınabilir. Ancak burada
esas olan, Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı tarafından hazırlanacak yönetmelik uyarınca belirlenen çalı�ma
sürecine ve standartlarına uyulmasıdır. Yöntemi yönetmelikle belirlenecek yerbilimsel ara�tırmalara dayalı
olarak tanımlanan, kentsel alanlarda sismik tehlike ile olu�abilecek ivmelenme, sıvıla�ma, heyelan gibi
yersel bilgiler mikrobölgeleme çalı�malarının özünü olu�turur. Sismik tehlike ya da atmosferik ko�ullara
ba�lı olarak su baskınına maruz kalacak alanların ve di�er tehlike bölgelerinin ayrıca belirlenmesi bu
kapsamda ele alınmamı�sa, ayrıca belgelenmelidir. Kentsel alanlar için üretilecek haritaların, planlama
amaçlı kullanımları göz önünde bulundurularak en küçük 1/5000 ölçe�inde hazırlanması, özellik gösteren
yerlerde gerekli görülüyorsa 1/2000 ve 1/1000 ölçeklerde halihazır haritalarla birlikte de�erlendirilmesi
sa�lanmalıdır.
Taslakta, “Afet Haritaları” terimi imar sisteminde ba�vurulan bir belge olarak kurumla�tırılmaya
çalı�ılmaktadır. ‘Afet haritası’ terimi yanıltıcı bir içeri�e sahiptir. Burada kastedilen, bundan önce
hazırlanmı� 3 ayrı ulusal raporda da belirtildi�i gibi, ‘tehlike haritaları’ olmalıdır. Bu haritaların belirli
alanlarda sismik tehlike, heyelan tehlikesi, sıvıla�ma tehlikesi, su baskını tehlikesi gibi tehlikeleri tespit
etmi� olması beklenir. Ancak ‘afet tehlikesi’nden söz edilmesi, kavramsal açıdan yanıltıcı bir durum
yaratmaktadır. Söz konusu tehlikeleri tespit eden çalı�malara evrensel olarak verilen isim ise ‘mikro-
bölgeleme’ harita ve belgeleridir. Burada yapılan daha ciddi bir yanıltma ise, bu belgelerin içeri�inin
yalnızca durum tespiti olmayıp “afet zarar ve risklerinin azaltılmasına yönelik önlemleri ve önerileri”
içerdi�i yargısıdır. Öneri ve önlemlere ili�kin kararlar içeren bir harita ve ekli belgeleri bir ‘plan’dır.
Burada ‘afet haritaları’ teriminin türetilmesi, özellikle “Sakınım Planı” kavramını kullanmaktan kaçınma
çabasından kaynaklandı�ı izlenimini vermektedir.
Öte yandan, “afet haritaları müellifleri” olarak tanımlanan meslek grubunun, di�er harita yapımcıları
arasında sıralanmı� olması da �a�ırtıcıdır. Sismik tehlike bilgilerini içeren belgelerin yalnızca yerbilim
meslek dalları tarafından üretilmesi zorunludur. Burada öngörüldü�ü biçimiyle ‘afet haritaları’nın plan
kararları içermesi nedeniyle ise, bunların plancılar tarafından üretilmesi ko�ulu da olu�turulmaktadır. Bu
kavram ve sorumluluklar karma�asının ortadan kaldırılması, yalnızca tehlikelerin tespitini yapan
mikrobölgeleme haritalarının yerbilim meslek grupları tarafından üretilmeleri, kentsel risklerin belirlenerek
bunları bertaraf edecek plan kararlarının ise (madde 23’te ima edildi�i gibi risk yönetimi ile me�gul olan
mühendis ya da ekonomistlerce de�il), uzman �ehir plancıları tarafından üretilmesini sa�lamak
gerekmektedir.
Bugün yalnızca imar planı çizim teknikleri gösterim yöntemleri açısından konu edilen alanlara ili�kin farklı
kısıt ve yaptırımlar ile ba�vurulabilecek planlama standartları ve usullerinin yönetmeliklerde yer alması
sa�lanmalıdır.
“Afet haritaları Bakanlık, kamu kurum ve kurulu�ları veya idarece yapılır, yaptırılır; Bakanlık veya �l Özel
�daresince onaylanır. Afet haritalarının hazırlama usul ve esasları Bakanlıkça yayımlanan Yönetmelikle
belirlenir.” hükmünde yer alan sakınca ve varsayımlar ise �unlardır:
Bu hüküm ile Türkiye yerle�im alanları bütünü için hazırlanacak yerbilimsel tespit (mikrobölgeleme)
çalı�malarının yapılması, yaptırılması, onaylanması i�leri, özgün uzmanlık gerektiren i�ler olarak görülmek
yerine, sanki sıradan bürokratik i�lermi� gibi de�erlendirilmektedir. Bu hüküm, Türkiye yerle�melerinin
bugün içinde oldu�u deh�et verici risk yükünün ve durumun vahametinin hiç algılanmadı�ının göstergesi
olup bu çalı�maları idarelerin ba�ımsız olarak yapmalarına göz yummak, bugüne kadar gelen yetersiz, aciz,
üstünkörü ya da amaçlı uygulamaların devam etmesi anlamına gelecektir. Oysa bu prati�in tek merkez
denetiminde sürdürülmesi ile Türkiye yerle�im alanlarının bir yerbilimsel kadastrosunun geli�tirilmesi ve
ulusal bir ar�ivde saklanması zorunlu görülmelidir. Her durumda gerekli olan Yönetmeli�in
uygulanmasının tümüyle ve sadece yerel yönetimlere bırakılması, ortak birikim ve disiplinden
uzakla�ılmasına yol açacaktır.
Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı Afet ��leri Genel Müdürlü�ü bugünlerde tüm ilgili kurulu� ve
üniversitelerden, mikrobölgeleme çalı�maları ve söz konusu ara�tırma sonuçları hakkında görü�ler
istemi�tir. Aynı Bakanlı�ın farklı Genel Müdürlüklerinin aynı konuda farklı tutumlara girmesi ve
birbirinden habersiz davranmaları da çok önemli bir çeli�kidir.
Mikrobölgeleme çalı�malarının yapılması zorunlulu�u öncelikle 7269 sayılı yasada, 1. ve 2. derecede
deprem tehlike bölgelerinde yer alan ba�lıca yerle�im yerlerinde, ‘Sakınım Planı’ hazırlanması gerekli
görülen yerle�melerde, büyük yatırımlar ve sanayi tesislerinin kurulması kararı verilen yerle�melerde ve
B�B A�GM tarafından belirlenecek di�er yerle�im birimlerinde olmak üzere tanımlanmalıdır. Bu yasaya
ba�lı olarak; “Mikrobölgeleme Çalı�malarının Hazırlanma Esasları Yönetmeli�i” ile “Mikrobölgeleme
Çalı�malarının �hale, Onay ve Tebli�i ��lemlerine �li�kin Yönetmelik” olmak üzere iki konuda (ya da
birle�ik olarak) yönetmelik çıkarılmalıdır. Ancak bu düzenlemenin di�er konularda gerekli düzenlemeler
yapılmadan tasarıya eklenmesi de uygun olmayacaktır.
Yasada bu konuyla ilgili olarak yer alması gereken hükümler arasında; 1. ve 2. derecede deprem tehlike
bölgelerinde yer alan ba�lıca yerle�im yerlerinde ve B�B tarafından öngörülecek di�er yerlerde
mikrobölgeleme çalı�malarının imar planlarının yapılmasında bir zorunluluk oldu�u, Mikrobölgeleme
çalı�maları hazırlanan yerle�melerde, mevcut imar planlarının bu çalı�ma bulguları uyarınca revizyonu
zorunlu oldu�u yer almalıdır. Bu yasaya ba�lı olarak ayrıca bir özel yönetmeli�in (Mikrobölgeleme
Çalı�maları Bulgularının Sakınım Planları ve �mar Planlarında Kullanım Yöntemleri Yönetmeli�i)
hazırlanması sa�lanmalıdır.
Taslakta “Planlarda, muhtemel afet sonrasında kullanılmak amacıyla, kamu kurum ve kurulu�larına ait
ta�ınmazlardan ba�lanmak üzere ihtiyaç duyulan konumda ve miktarda arazi rezerv olarak belirlenir ve bu
alanların gerekli altyapı hizmetleri ilgili idarece bir yıl içinde tamamlanır. Bu alanlar 7269 sayılı Umumi
Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun do�rultusunda
kullanılıncaya kadar kamuya açık alanlar olarak de�erlendirilir. Bu alanların açık tutulması ve bakımı
idarenin sorumlulu�u altındadır.” hükmünde gizil olarak yatan önemli yanlı�lar söz konusudur:
Kentsel acil durum ortamında gerekli olacak açık alan gereksinmelerinin yerleri ve yüzölçümü ancak di�er
kentsel risk konuları ile birlikte saptanabilecektir. Acil durum analizleri, acil duruma ili�kin planlar, di�er
kentsel risk sektörlerindeki özellikler ve kentsel e�ilimlerin birlikte ve entegre olarak belirlenmesi gere�i
vardır. Bunun, imar düzenlemelerindeki alı�kanlıklarla m2/ki�i benzeri bir standartla çözülmesi olanaklı
de�ildir. Yerine göre, yo�unlukların genel da�ılımına, eri�ilebilirli�e, di�er kentsel risk yönetimi
kararlarına göre �ekillendirilmesi gere�i vardır. Bu nedenle imar planlarında tanımlanacak açık alanların,
‘Sakınım Planı’ kapsamında yapılacak bütünle�tirici kentsel risk analizleri ve azaltma amaçlı plan
kararlarına göre belirlenmesi zorunlulu�u vardır. Di�er taraftan acil durum ve afet ilanı ile tüm özel ve
kamu kaynaklarının geçici olarak tasarruf edildi�i gibi, açık alanların da 7269 sayılı yasa hükümlerine göre
kullanılması ola�andır. Bu nedenle bu konunun burada tekrarlanması gere�i yoktur.
Taslakta, “Risk Yönetimi” teriminin kullanmasında çok sayıda yanlı�lık ve isabetsizlikler bulunmaktadır.
Ba�lıkta kullanılması gereken, “Kentsel Risk Yönetimi” ya da “Yerle�im Yerlerinde Risk Yönetimi” terimi
olmalıydı. Taslak içinde özellikle ‘kentsel risk’ terimine ba�ımlı kalınmasında sayısız yarar görülmelidir.
Bu, risk yönetiminin daha çok bilinen ekonomi yönetimi ve i�letmecilik alanlarından ayrı olarak çok farklı
bir çalı�ma alanında, mekansal ve fiziki ba�lamı ile toplumsal sistemlerin örtü�tü�ü bir alanda, yani kentsel
planlama kapsamında, yani bu tasla�ın düzenleme çabasında oldu�u bir alanda uygulandı�ını vurgulamak
içindir. Bu vurgulama ile söz konusu çalı�ma alanının ba�lı ba�ına bir uzmanlık konusu oldu�u, kent
planlamasında geli�tirilen özgün yöntemleri haiz bir içeri�i bulundu�u gösterilmelidir.
Bu madde hükümleri ‘risk yönetimi’ konusundan sözedebildi�ine göre risk belirleme ve ölçme i�lerinin
daha önce yapıldı�ı varsayımını içermekte, ancak hangi risklerin ve hangi ölçümlerin kimin tarafından
yapılmı� oldu�u konusu tasla�ın hiçbir maddesinde açılmamaktadır. ‘Kentsel risk yönetimi’, ‘kentsel risk
sektörleri’ i�lerinin neleri kapsadı�ı ve bunların kimler tarafından yapılabilece�i konularında yetersiz
kalındı�ı, Kentsel Sakınım Planı vizyonunun yansıtılamadı�ı anla�ılmaktadır.
‘Risk Yönetim Raporu’, içeri�i ve yapanları açısından tanımsız bırakılmı�tır. Risk yönetimi çalı�ma
alanının ne oldu�u, kimlerin hazırlayaca�ı konuları yasada yer bulmalıdır. Yönetmeli�e bırakılacak çok
geni� bir alan bulunması nedeniyle hangi kentsel risklerin hangi tür yerle�melerde ele alınması gerekti�ine
ili�kin bir tanımlamanın yasada getirilmi� olması yerinde görülmelidir.
Kentsel Risklerin belirlenmesi ve zarar azaltma karar ve önlemlerinin alınması, bir özel planlama
etkinli�idir. Bu, tehlike kaynaklarının tespitinin yanı sıra, kentsel yapı stoku ve çevrelerini, altyapıları,
yatırım kararlarını, kentsel yönetim ve i�letmecili�i, toplumsal yapıyı, yerel topluluklar ve sivil toplum
kurulu�ları (STK) ile ili�kileri, mekansal karar konularını, vb ilgilendiren zengin bir kapsam tanımlar. Bu
planlama çalı�malarını tanımlamak için kullanılan terim ‘Sakınım Planlaması’dır.
Kentsel risklere kar�ı alınabilecek önlemlerin kimileri ancak uzun dönemli sonlandırılabilecek etkinlikler
oldu�u gibi, kimileri de imar planına girdisi bulunmayan konulardır. Bu nedenle tanımlanan iki yıllık
uygunluk sa�lama süresinin ciddi bir yaptırım olaca�ı yargısı geçersiz kalacaktır.
Önerilen yönetmeli�in yalnızca �çi�leri Bakanlı�ı ile birlikte hazırlanması önerisi, kentsel riskler kapsamını
görmedi�i gibi, Türkiye’deki güncel gerçekli�i de tanımamaktadır. Kentsel riskleri ilgilendiren yapılanma
Türkiye’de ba�ka sorumluların da bu süreçte rol almalarını gerektirir. Türkiye Ba�bakanlık Acil Durum
Genel Müdürlü�ü, Sa�lık Bakanlı�ı, Milli E�itim, Turizm ve Kültür, Çevre, Sanayi Bakanlıkları gibi
birimlerin kentsel risk yönetiminde etkin sorumluluklar üstlenmeleri gere�i vardır.
Öncelikli Alım ve Geri Alım Yetkileri, �üyulandırma ve �üyuun �zalesi Yetkisi, �rtifak Kurma Yetkileri
Önceki tasla�ın 20. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere onaylı imar planı kapsamındaki kararı
uygulamak ve kamu yararını kollamak üzere, mikrobölgeleme afet riskli alanlar, kentsel dönü�üm alanları,
özel ve kamu proje uygulama alanlarında öncelikli alım hakkı; öncelikli alım hakkı kullanılarak alınmı�
olan ta�ınmazların sahiplerine ise, belirli ko�ulların sa�lanmaması durumunda geri alım hakkı tanıyan
düzenlemenin kapsamı yeni taslakta büyük ölçüde daraltılmı�tır.
Önceki tasla�ın 21. ve 22. maddelerinde yer alan ve ilgili idarelere belirli durumlarda �üyulandırma ve
�üyuun giderilmesi yetkisi veren hükümlere kapsamı daraltılarak yeni taslakta da yer verilmektedir.
Önceki tasla�ın 24. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere, imar planları ve programlarının uygulanması
sırasında bir ta�ınmazın tamamını kamula�tırmadan, o yerin belirli alanı, yükseklik ve derinli�indeki kısmı
üzerinde kamu yararı amacıyla irtifak kurabilmelerine imkan veren hüküm yeni taslakta tümüyle
dı�lanmı�tır.
Kamu Yatırım Maliyetlerine Katkı Alma ve Menkul De�er Çıkarma Yetkisi
Önceki tasla�ın 25. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere, mikrobölgeleme haritaları ve imar planları ile
belirlenen afet riskli alanlarla, dönü�üm alanları, özel proje ve kamu proje alanlarında yapılacak yatırım
projelerindeki altyapı ve düzenleme i�lerinde kullanılmak üzere, kendilerine ait kaynak ve düzenli gelirler
kar�ılı�ında de�erli ka�ıt çıkartıp bunları piyasada devredebilme yetkisi veren hüküm, yeni taslakta alan
sınırlaması olmaksızın ve herhangi bir gelir kar�ılı�ı gösterilmeden kentsel alan bütününü kapsayacak
biçimde geni�letilmi�tir. Bu düzenleme her ne kadar belediyeler lehine bir düzenleme olarak görülüyorsa
da, herhangi bir sınırlama olmadan ve kar�ılık göstermeden de�erli ka�ıt çıkartma yetkisi gerek hukuki
açıdan gerekse de mali disiplin açısından ciddi sorunlara yol açabilir.
Yine önceki tasla�ın 25. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere, mikrobölgeleme haritaları ve imar planları
ile belirlenen afet riskli alanlarla, dönü�üm alanları, özel proje ve kamu proje alanlarında yapacakları ve en
fazla dört yılda gerçekle�tirilecek olan yatırım projeleri ile altyapı ve düzenleme i�lerinin maliyetleri
toplamının en fazla %60’ına kadar olan kısmını yatırım maliyet payı olarak, bu yatırımlardan yararlanacak
olan ta�ınmazlardan, takdir edilecek yararlanma ve de�er artı� düzeylerine göre, on yıllık bir ödeme
programı içinde almaya yetkili kılan hüküm yeni taslakta alan sınırlaması olmaksızın kentsel alan bütününü
kapsayacak biçimde geni�letilmi�tir.
Kira Düzenleme ve Denetim Yetkisi Kira Yardımı
Önceki tasla�ın 26. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere, imar planı hedeflerini gerçekle�tirmeye
yardımcı olmak üzere, veya ta�ınmaz piyasalarını düzenleme ve genelde kamu yararı ve sosyal adalete
hizmet amacıyla, plan kapsamındaki bir kentsel bölgede veya bir proje uygulama alanında, kira düzeylerini
düzenleme ve denetleme yetkisi veren hüküm yeni tasla�ın sadece 31. maddesinde dönü�üm alanları ile
sınırlandırılmı�tır ve nasıl uygulanaca�ına ili�kin bir açıklamaya da yer verilmemektedir.
Emlak Vergilerinde �stisna Uygulama Yetkileri
Önceki tasla�ın 27. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere imar planı hedeflerini gerçekle�tirmeye yardımcı
olmak üzere veya ta�ınmaz piyasalarını düzenleme ve genelde kamu yararı ve sosyal adalete hizmet
amacıyla, planın kentsel bölgesi kapsamında veya bir proje uygulama alanında, emlak vergi matrahını %20
oranında eksiltme veya artırmaya yetkili kılan hüküm yeni tasla�ın sadece 31. maddesinde dönü�üm
alanları ile sınırlandırılmı�tır ve nasıl ve hangi oranda uygulanaca�ına ili�kin bir açıklamaya da yer
verilmemektedir.
Planlama, Yapıla�ma ve Kentsel ��letmecilikte Özel Alanlar
Önceki tasla�ın 28. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere, imar planı kararlarına uygun olarak,
sürdürülebilir, güvenli ve ya�am kalitesini arttırmak amacıyla tevhit edilen en az bir imar adası veya dört
bin metrekareden az olmayan yerlerde, yapılacak ba�vurular üzerine gerekli gördükleri büyüklükteki
alanları Özel Proje Uygulama Alanı olarak tanımlayabilmelerini mümkün kılan düzenleme yeni taslaktan
tümüyle çıkartılmı�tır. Yeni taslakta sadece dönü�üm bölgelerinde içeri�i ve i�levi belirsiz bir biçimde Özel
Proje Geli�tirme Bölgelerinden söz edilmektedir. Oysa Web Sitesindeki taslakta ayrıntılı olarak açıklanan
bu uygulama aracı ile kentin özellikle eskimi� dokusunda, belirli ko�ulları yerine getirmek �artıyla küçük
ölçekli dönü�ümlerin kamuya herhangi bir maliyet getirmeden gerçekle�mesi sa�lanabilecekti. Böylesi
önemli bir uygulama aracından neden vazgeçildi�ini anlayabilmek de olanaklı de�ildir.
Önceki tasla�ın 29. maddesinde yer alan ve ilgili idarelere, imar planı kararlarına uygun olarak ve bunların
hedeflerine ula�maya yardımcı olmak üzere, en az bir imar adası veya dört bin metrekareden az olmayan
yerleri, Kamu Proje Uygulama Alanı olarak tanımlayabilmelerini mümkün kılan düzenleme yeni taslaktan
tümüyle çıkartılmı�tır.
Bir yerdeki kamu ta�ınmazlarının, tamamını veya en az %50’sini olu�turdu�u alanlar için önerilen ve kamu
yararına altyapı geli�tirme, afet zararlarını azaltma, tarihi, kültürel ve do�al çevre de�erlerini koruma, yerel
sosyal kalkınma programlarının gerçekle�tirilmesi, çöküntü alanlarının giderilmesi, kentsel tasarım
düzenlemeleri amaçlarıyla arsa ve arazi düzenleme, toplu yenileme, özel kullanımları ayrı�tırma veya
entegre kullanımlar geli�tirme gibi projelerin gerçekle�tirilmesi amacıyla tanımlanabilecek olan Kamu
Proje Uygulama Alanları olu�turma yetkisinin belediyelere verilmesine neden kar�ı çıkıldı�ının anla�ılması
mümkün de�ildir.
Dönü�üm Alanları
Önceki tasla�ın 30. maddesinde yer alan dönü�üm alanlarına ili�kin düzenleme yeni tasla�ın 29, 30 ve 31.
maddelerine yayılmı�tır. Bir çok yönden benzerlikler olmasına kar�ın bu konuda da iki çalı�ma arasında
önemli farklılıklar görülmektedir. Önceki taslak öneri dönü�üm projelerini, kentsel planlama içinde bir
uygulama aracı olarak görmekte ve “�lgili idareler tarafından hazırlanan yerle�im ana planı veya nazım
imar planı bütününde gerekli ara�tırma ve incelemelere dayalı olarak sınırları belirlenen alanlarda”
kurgulamaktaydı. Bu yakla�ımda dönü�üm projeleri, planın hedef ve stratejilerine uygun olmak üzere, imar
planları ile imar programları bütününden olu�maktaydı. Böylece dönü�üm projeleri ve planlar arasındaki
ba� ve birliktelik, “plandan ve programdan ayrı dönü�üm projeleri gerçekle�tirilemez” hükmü üzerinden
sa�lıklı biçimde kurulmaktaydı. Oysa, yeni taslakta bu ili�kinin ortadan kaldırılmı� ve idarelere plan
bütününden kopuk olarak kent içinde dönü�üm “bölgeleri” belirleme yetkisi verilmi�tir. Bu yakla�ım,
planlama disiplinini ve anlayı�ını basitle�tiren, de�ersizle�tiren bir tutum olarak görülmektedir. Do�ru
yakla�ım, eski taslakta oldu�u haliyle plan ve dönü�üm projesi birlikteli�ini kurgulayacak biçimde
olu�turulmalıydı.
Önceki taslakta yer alan öneri, “dönü�üm projelerinin uygulanmasını sa�lamak üzere mali, yönetim, yapım,
kullanım, mülkiyet, i�letme, sosyal ve ekonomik yapının iyile�tirilmesine ili�kin öneri ve önlem, ilke ve
esasların imar planı raporunda yer alması”nı zorunlu kılarken, yeni taslak, kentsel dönü�ümü salt bir
fiziksel düzenleme boyutuna indirgemektedir.
Yine önceki taslaktaki öneri, “gerekli inceleme, ara�tırma, analiz ve detaylı çalı�malar yapılmayan ve
projenin mali yapısına yönelik, süreç, usul, esas ve araçları belirlenmeyen dönü�üm projeleri ilgili idarece
onaylanmaz” ifadesine yer vererek, dönü�üm projelerinin bu alanlarda ya�ayan insanlar açısından güvenilir
bulunması için kapsamlı bir inceleme ve de�erlendirmeyi zorunlu kılarken bu titizli�in yeni taslakta
gözetildi�ini söylemek zordur.
Önceki tasla�ın daha önceki maddelerde ayrıntılı olarak belirlenen yetkilerin kullanılaca�ı ve 28.
maddesinden ba�layarak açıklanan “Planlama, Yapıla�ma ve Kentsel ��letmecilikte Özel Alanlar” alt
bölümü, 31. ve 32. maddelerde Afet Riskli Alanlar ile Ta�ınmaz �yeli�i Aktarım Hakkı Uygulama
Alanlarının tanımı ve kapsamlarının belirlenmesi ile tamamlanmaktadır. Ancak, yeni taslakta, ba�ta da
belirtti�imiz gibi, “yetkiler” ve bu yetkilerin kullanılaca�ı “özel alanlar” ayrımı yapılmadı�ı için alanlar ve
yetkiler maddelerde iç içe kullanılmı�, yasa bütününün sistemati�i de bozulmu�tur.
Di�er taraftan e�güdümle ilgili ba�lıkta da de�inildi�i gibi, TBMM Genel Kurul gündeminde olan
“Yıpranan Kent Dokularının Korunarak Yenilenmesi ve Ya�atılarak Kullanılmasına Dair Kanun
Tasarısı”nın da bu kapsamda bütünle�mesi zorunlulu�u bulunmaktadır. Bu tasarı, dönü�üm olgusunu �mar
Kanunu ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda vurgulanan kent bütünü ölçek ve
gerekliliklerinden kopartabilecek ve dönü�ümü fiziksel boyuta indirgeyebilecek tehlikeleri beraberinde
getirmektedir. Yeni bir �mar Kanunu tasarısının bu tip istisnaları da toparlayacak ve kent ve planlama
bütünlü�üne sokacak bir derinlik ve özgünlük sunması sa�lanmalıdır.
Ayrıca, ulusal ve bölge ölçe�inde hazırlanacak planların uygulama araçlarının da Taslakta tanımlanması
gerekmektedir.
Ülkemizde toplu konut uygulamaları, kooperatif konut uygulamaları, konut geli�tirme �irketlerinin toplu
konut uygulamaları, sanayi bölgeleri, büyük istihdam yaratan kamu veya özel sektör yatırımları genellikle
mevzi ve parçacı bir yakla�ımla bulabildikleri ucuz veya hazine arazileri üzerinde üst ölçekli planlarda
deformasyonlar yaratarak gerçekle�tirilmektedir.
Taslak, bölgesel ölçekte, metropoller çevresinde ya da kent çeperlerinde i� ve hizmet merkezleri,
teknopoller, sanayi bölgeleri gibi istihdam yaratan çalı�ma alanlarını içerecek biçimde “yeni kentler” ve
“yeni yerle�meler” olu�turacak örgütlenme-sahiplilik, planlama, yönetim ve i�letme süreçlerini ve
modellerini de tanımlamalı ve gerekli yasal düzenlemeleri kapsamalıdır.
Yeni kentler ve yeni yerle�meler özellikle bölgesel veya metropoliten ölçekte makroformun
güçlendirilmesi, yeniden biçimlendirilmesi, afet zararlarının azaltılması stratejileri, kentsel yenileme plan
ve projelerinin uygulanması, do�al ve tarihi çevre üzerindeki baskıların azaltılması stratejilerinin
uygulanmasında önemlidir.
�mar Kanunu tasarısının bu ve benzeri yenilik ve açılımları �imdiden kurgulayarak, yürürlükte kalaca�ı
süreci �imdiden algılayarak yenilikçi öngörüleri belirlemeye çalı�ması gerekli ve yararlı görülmektedir.
Katılım ve Denetim
Plan yapım a�amasında katılıma ili�kin olarak taslakta yapılan düzenlemeler yürürlükte olan �mar
Kanununa kıyasla olumlu bulunmakla birlikte, bir önceki tasla�ın da gerisinde kalınmaktadır. Planların askı
süresi ve itirazların de�erlendirilmesi sonrasında yürürlü�e girmesine ili�kin düzenlemeler olumludur.
Ancak, planların onayından önce askı ve itirazlar a�amasında yapılan duyuru i�lemlerinin etkinle�tirilmesi
gerekli görülmektedir. Mevcut duyuru sisteminde izlenen yöntemler gerekli düzeyde bilgilenmeyi
sa�layamadı�ı gibi, askı süresinin tam olarak uygulanmasında da engeller olu�abilmektedir. Duyurunun
sembolik bir i�lem olmaktan çıkması için, ba�langıçta resmi gazetede ya da belirli büyüklükteki belediyeler
için ulusal gazetelerde ilan yapılması bir yöntem olarak önerilebilir. Bunun dı�ında, özellikle tasarının
yürürlükte kalması beklenen önümüzdeki 10-15 yıllık süreçte teknoloji alanında olu�abilecek yeniliklere
dair öngörü ve açılımlar konusunda derinlik yaratması yararlı olabilir. Bu anlamda, onaylanan planların
Web Sitesinde yayımlanması, geli�en kent bilgi sistemi yapısının plana konu tüm vatanda�lara ula�ılarak
planlama sürecine katılım sa�lanmasına yönelik katkı ve açılımları içermesi önerilebilir.
Öte taraftan, planların sadece onaylandıktan sonra de�il, plan hazırlama ve onama a�amasında da örgütlü
ve örgütsüz toplum kesimlerinin katılımına yönelik açılımları ortaya koyması sa�lanmalıdır. Bu çerçevede
tasarıda yer alan meslek odaları ve üniversitelerin etkin katılımının sa�lanması hükmü önemli bulunmakla
birlikte, bunun araçlarının ortaya koyulması anlamında yetersiz oldu�u söylenebilir. Özellikle Belediye
Kanunu’nda öngörülen kent konseylerinin i�letilmesi ve Büyük�ehir Belediye Kanunu’nda ihtisas
komisyonlarına katılım anlamında öngörülen yeniliklerin a�ılması, geli�tirilmesi ve i�lerlik kazandırılması
için �mar Kanunu tasarısı önemli bir fırsat olarak görülmelidir. Bu çerçevede, özellikle üniversiteler ve
meslek odalarına daha etkin görevler biçilmesi çok önemli ve gerekli bir açılım olarak ortaya koyulabilir.
Ayrıca, halk katılımı ve etkin katılım için bilinçli bir yurtta� profili olu�turulması anlamında bu Tasarının
bazı yenilikleri ara�tırması ve öngörmesi de gerekli görülmektedir.
Öte taraftan, Harita ve Planların denetimi ba�lıklı 15. maddede yapılan düzenleme Bakanlı�ın denetim
yetkisi dı�ında bir yetkiyi tanımlamamaktadır. Daha önceki metindeki, yerel ve merkezi yönetimin harita ve
plan denetimi konusundaki iç denetim ve dı� denetim mekanizmaları yok edilmekte, son derece geni� ve
detaylı bir içerikteki konu Bakanlı�ın yetkisi ile kısırla�tırılmaktadır. Bu denetim her ne kadar “gerekli
görülme hali” ile açıklanmaktaysa da her alanda teknik, idari ve mali denetim yapan Bakanlık, bu haliyle
denetim dı�ında herhangi bir ba�ka görevi yürütemeyecek ölçüde hantalla�ma tehlikesi ile kar�ı kar�ıyadır.
Di�er taraftan denetimi bu denli detaylı ölçülere indirgemek, asli görev olması gereken kural koyucu,
düzenleyici, yönlendirici vasıfları da bir anlamda ortadan kaldırmayı öngörmektedir. Örne�in aynı
maddede yer alan “Ülke Mekansal Politika Planı ve Bölge Planı esaslarına ve harita ve planlara ili�kin
mevzuata uygunlu�u sa�lamak amacıyla, �darece gerçekle�tirilen çevre düzeni planlarını, imar planlarını,
haritaları, planların uygulanmasını, ruhsat düzenlemelerini ve bu Kanunda belirtilen di�er i� ve i�lemleri,
ilgili teknik birimleri vasıtasıyla denetler, gerekti�inde �dare’den iptal, düzeltme veya yeni bir düzenleme
isteyebilir.” hükmü, Bakanlı�ı her alanda yerel yönetim birimi gibi çalı�ma tehlikesi ile kar�ı kar�ıya
bırakmaktadır. Bu denli yo�un bir merkezi denetimin nedeni de, yerel denetim araçları ve kurumlarının
kaldırılmasıyla açıklanabilir.
Daha önce Bakanlı�ın Web Sitesinde yer alan kanun tasarısında, harita ve planların denetimi amacıyla
kurulan merkezi ve yerel komisyonlar kaldırılmakta, yerel denetim, katılıma dair maddelerle
gerçekle�tirilecekmi� izlenimi yaratılmaktadır. Denetimle ilgili düzenlemelerin son taslakta yer alan hali ile
kabul edilmesi mümkün görülmemektedir.
Di�er taraftan Bakanlık imar planları da dahil olmak üzere tüm planların denetimine dair görev tanımını
yaparken, planların Bakanlı�a de�il valili�e gönderilmesi ve valilikte muhafazası ile yetinmektedir.
Valiliklere bir görevlendirme yapılmadı�ından ve e�güdüm de kurulmadı�ından bu denetimin yapılması da
tehlikeye dü�mektedir. Bu haliyle maddede eksik bir düzenleme de söz konusudur. Gündemdeki yeni yasal
düzenlemelerde katılıma ili�kin olarak getirilen düzenlemeler, bu taslaktaki düzenlemelerin çok daha
ilerisindedir. Örne�in Belediye Kanunu kent konseylerini önermekte, 2863/5226 sayılı Yasada ihtisas
komisyonları olu�turulmaktadır. Bu yasal düzenlemelere ra�men Planlama ve �mar Kanununun örgütlü
katılımı ve denetimi reddeden bir yakla�ım sergilememeli, bu yakla�ımları geli�tirmelidir.
Özellikle, iç denetimi güçlendirecek araç ve süreçlerin geli�tirilmesi gerekmektedir. Örne�in geçici 4.
maddede yer alan belediyelerin eleman potansiyeli ile ilgili düzenlemeler temelde olumlu olmakla birlikte,
asgari sayı ve uzmanlık alanını belirleyen bir içerikte düzenlenmesi uygun ve gereklidir. Ayrıca bu
düzenleme, planlama ve uygulamada etkin görev alan Valilikleri de kapsamalıdır.
Tasla�ın hiçbir yerinde, kaçak yapıla�manın denetimine dair düzenlemelere yer verilmemektedir. Halbuki
ça�da� bir kentle�me yasasının temel görevlerinden birisi, kaçak yapıla�manın izlenmesi, denetimi ve
engellenmesi olmalıdır.
Yapı Denetimi
Tasarı yapılanma ve yapı denetimi konusunda da bir önceki taslaktan farklı hükümler içermektedir. Bir
önceki taslakta ayrıntılı olarak açıklanan yapım ve denetim kuralları sadele�tirilmektedir. Önceki taslakla
Yapı Denetim Kanunu hükümleri �mar Kanunu bütününde geçerli kılınmakta iken, yeni taslak fenni
mesuliyet mekanizmasını yeniden kurgulamakta ve Yapı Denetim Kanunu ile ilgili pilot uygulamayı
sürdürmektedir. Yapı Denetimi Hakkında Kanunun uygulamaya dair sorunları oldu�u kabul edilmektedir.
Ancak bu Kanunun getirdi�i sorunları gidermek amacıyla yapılacak bir düzenleme Ülkedeki tüm
uygulamaları kapsamalıdır.
Bu tasarının yürürlükten kaldırılan hükümler ba�lıklı maddesinde, Yapı Denetimi Hakkında Kanun yer
almamaktadır. Ülkenin yapı denetimi konusunda birden fazla mevzuata sahip olmasının kabul edilir bir
açıklaması olmasa gerekir. Yapılanma ve yapı denetiminde do�ru ve uygun yöntem ne ise, bunun tüm
uygulamalar için geçerli kılınması, e�güdümle ilgili düzenlemeler de dikkate alındı�ında, bir zorunluluktur.
Bu anlamda, e�er Yapı Denetim Kanunu’nun uygulanması ilkesi benimsenecekse, buna dair sorunların
giderilerek tüm ülkeye yaygınla�tırılması anlamlı olabilecektir. Bunun dı�ında, e�er Yapı Denetim Kanunu
yerine �mar Kanunu içinde çözüm bulunması öngörülüyorsa, bir iç tutarlılık içinde buna dair çözüm
bulunmalı, çok yetkili ve çok taraflı bir yapı önerilmemelidir.
Cezalar
Yasadı�ı ve kaçak yapıla�ma konusunda çok önemli sorunları bir süredir ya�ayagelen ülkemizde, yeni
olu�turulacak bir �mar Kanunu’nun cezai yaptırımları da büyük önem kazanmaktadır. Bu anlamda bir
yandan Kanun içerisinde önerilecek cezai yaptırımlar, di�er yandan da Türk Ceza Kanunu’nda kar�ılı�ını
bulacak cezalar sistemi tasarlanmalı, ancak yalnızca cezalarla yetinilmemelidir. Kanun ve düzenlenmelere
uyan ve yerinde uygulamalarla kentlerin ve kentsel çevrelerin geli�tirilmesine katkıda bulunanlar için
özendirici açılımların da bu Tasarıda kurgulanması gerekmektedir.
Cezai yaptırımlar anlamında bu Tasarı incelendi�inde, kaçak yapıla�maya ili�kin gerekli ve yeterli
vurgunun bulunmadı�ı gözlenmektedir. Daha önceki tasarıda ayrıntılı bir biçimde düzenlenen denetim ve
cezalar maddesinin, bu tasarıda büyük ölçüde kısaltılıp, bazı önemli i�levlerden yoksun bırakıldı�ı
söylenebilir. Yeni tasarı ceza i�lemlerini sadece Türk Ceza Kanununa yaptı�ı atıflara indirgemi�tir. Türk
Ceza Kanunu’nun 184. maddesine eklenen 5. ve 6. fıkralar ile kaçak yapıların plana ve projeye uyumlu
hale getirilmesi halinde her tür kamu davası ve cezai yaptırımın ortadan kalkaca�ı, üstelik 184. maddede
kaçak yapıyı yapanlar için getirilen hapis cezalarının da 12.10.2004 tarihinden önce yapılan yapılar için
geçerli olmayaca�ı hükümleri bulunmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nu özellikle ruhsatsız yapılanmalarla
ilgili ve bu �ekilde yapılmı� yapılara kentsel hizmetlerin sunulmasına olanak tanıyanların affına ili�kin
kabul edilebilir nitelikte olmayan bu düzenlemelerinin, �mar Kanunu Tasarısında yeterli görülmesi do�ru
de�ildir. Yeni bir �mar Kanunu tasarısının sadece bu hükümlerle yetinip, kentsel tehlike ve risklerin üst
düzeyde oldu�u ülkemizde, bilimsel, teknik gerekliliklere ve fenni kurallara uymayan yapıları yapan ve
yapılmasına izin verenlere ili�kin kesin, kararlı ve etkili yaptırımları ara�tırmamasının çok önemli bir
eksiklik oldu�u dü�ünülmektedir. Bu durum her türlü afette ya�anan zararlar yanısıra kaçak yapı
yapımından dolayı ya�anan toplumsal, ekonomik sorunların iyi çözümlenemedi�ini de dü�ündürtmektedir.
Oysa, mevcut 3194 Sayılı �mar Kanunu’nun 32. ve 42. maddelerinde bulunan ve gerek merkezi, gerekse
yerel yönetimler tarafından eksiklikleri, sorunları ısrarla vurgulanan yetersizliklerin çözümlenerek, bu
tasarıda yeni açılımlar yapılması gerekmektedir. Bu çözümlemeler �mar Kanunu içerisinde katı ve kararlı
bir iç denetim ve cezalar sistemi olu�turulması yanısıra Türk Ceza Kanunu’nda da kaçak yapı konusunda
mevcut aciz durumun sürmesine yol açan 184/5. ve 6. fıkraların da revizyonunu öngören dı� denetim
sistemiyle tamamlanmalıdır. Böylece, kaçak yapının yapımında sorumlulu�u bulunan tüm aktörlerin
(siyasetçi, bürokrat, teknik eleman, müteahhit, vatanda� vb) cezai sorumluluklarını tanımlayacak ve
caydırıcı politikalar kurgulayacak bir denetim sistemi, iyi uygulamaları özendirecek açılımların da
ara�tırılmasıyla anlamlı bir bütünlük sunabilecektir.
Özel konuları içeren bu kanunun ceza maddesindeki düzenlemelerinin de konu ba�lıklarına özel olarak
yapılması gerekmektedir. Yani planlama, yapılanma ve di�er konulardaki cezaya konu i� ve i�lemler
yasanın sistemati�ine uygun olarak sıralanarak her i� ve i�lemin ceza uygulaması ayrı açıklanmalıdır.
Planlama ve �mar Kanunu Tasla�ında, “Bu Kanun ve bu Kanuna ili�kin olarak çıkarılan yönetmeliklere
aykırı uygulama yapan veya yapılması gereken i� ve i�lemleri geciktirenler hakkında, Türk Ceza
Kanununda yer alan genel hükümlere göre i�lem yapılır. Ayrıca �ehir plancısı, mimar ve mühendislerin
yeterlilik belgeleri bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça iptal edilir.” hükmüne yer verilmektedir.
Halbuki önceki taslakta, “Bu kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelik hükümlerine aykırı hareket
eden ve yanlı� uygulanmasına neden olacak �ekilde plan, plan de�i�ikli�i, ilave ve revizyonlarını hazırlayan
plan müellifi, harita ve parselasyon planı müellifleri fiilleri ba�ka bir suç olu�tursa dahi kusurları oranında 6
aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelik
hükümlerine aykırı hareket eden ve yanlı� uygulanmasına neden olacak �ekilde, imar planı kararlarına
aykırı parselasyon planı hazırlayan ve tesciline konu i�lemleri yürüten mimar ve mühendisler hakkında da
aynı cezai i�lem uygulanır. Ayrıca �ehir plancısı, mimar ve mühendislerin yeterlilik belgeleri 1 yıldan az
olmamak üzere Bakanlıkça iptal edilir.” hükümleri yer almaktaydı. Hangi gerekçeyle son derece net olan
bu düzenlemelerin net olmayan ve sorunları oldu�u bilinen Türk Ceza Kanunu’na atıfta bulunularak
ortadan kaldırıldı�ı anla�ılamamaktadır.
Önceki taslakta yer alan “Bu Kanun ve bu Kanuna ili�kin olarak çıkarılan yönetmeliklere aykırı uygulama
yapan, yapılması gereken i� ve i�lemleri geciktiren merkezi ve yerel birim amirleri, kamu görevlileri ve
mahalli idare organlarının üyeleri harita ve parselasyon planı ile plan denetim komisyonlarının üyeleri
hakkında, Türk Ceza Kanununda yer alan genel hükümlere i�lem yapılır.” hükmünün ise tümüyle
kaldırılmasının, cezai sorumlulu�u sembolik ve i�lemeyen bir yapıda kurgulama arayı�ı oldu�u
söylenebilir. Ayrıca, Belediye Kanunun düzenlemeleri ile de paralellik ta�ıyan, sorumlulu�un bilinmesi ve
payla�ılması anlamına gelen bir düzenlemeye taslakta mutlaka yer verilmelidir. Tüm bunlar, cezai
yaptırımlar anlamında ölü do�mu� bir tasarı olu�turuldu�unu dü�ündürtmektedir.
ODAMIZ KENTLER�M�ZDEK� �Y� UYGULAMALARI ÖZEND�R�YOR: “TMMOB �ehir Plancıları Odası Raci Bademli 2005 �yi Uygulamalar Ödülü”
Odamızca kentlerimizdeki �ehircilik alanında iyi ve örnek alınabilecek uygulamaları ortaya çıkarıp
özendirmek için ilkinin 2003 yılında Ankara özelinde gerçekle�tirildi�i “Raci Bademli �yi Uygulamalar
Ödülü” 2005 yılında ülke ölçe�ine yayılıyor.
Bu yıl da Ankara �ube sekreteryalı�ında gerçekle�tirilen �yi Uygulamalar Ödülü yarı�masında, belirli bir
mekana veya konuya özgü proje tanıtımından öte, do�rudan ya da dolaylı olarak kent ile ilgili mekansal,
sosyal, ekonomik, vb. konularda uygulama yapılmı� plan ve projelerin önemini vurgulamak ve örnek
uygulamaları ortaya çıkarmak amaçlanıyor.
Bu ba�lamda çe�itli ölçek ve kapsamda kent planlama, kentsel tasarım, tematik ve sektörel planlama,
kentsel koruma, kentsel yenileme, kentsel dönü�üm-sa�lıkla�tırma, kentsel riskler ve afet risklerinin
azaltılması, kentsel ula�ım, (toplu ta�ım, trafik sakinle�tirme, yayala�tırma vb.), gibi mekansal konular ile
�effaf yönetim, katılımcılık, yerel sahiplilik, ekonomi ve istihdam gibi sosyal ve ekonomik sorunların
çözümünde ba�arılı olan uygulamalardan ders çıkarmak, bu uygulamalarda pozitif süreçleri i�leten kurum
ve ki�ileri te�vik etmek, uygulanmakta olan plan ve projelerden elde edilen sonuçların yöntem, süreç,
mevzuat, uygulama araçları, kaynak kullanımı, vb. konularda de�erlendirmesini yaparak Türkiye’nin kent
planlama, �ehircilik ve kentsel ya�am deneyimine yeni bir bakı� açısı kazandırmak ve böylece ülke
�ehircili�inde yeni bir birikim olu�turmak da yarı�manın alt hedefleri arasında yer alıyor.
Bu yarı�mayla; kentlerimizde ya�am kalitesinin artmasında önemli katkıları bulunan, kamu kurumları, sivil
toplum kurulu�ları, meslek odaları, üniversiteler ve özel sektör arasındaki ortaklıkları geli�tiren, sosyal,
kültürel, ekonomik ve çevresel açıdan sürdürülebilir niteli�i olan ba�arılı ve örnek uygulamaların
tanıtılmasını ve ödüllendirme süreçleriyle desteklenmesi amaçlanıyor. Bu ba�lamda da; uygulanmı� ba�arılı
plan ve projelerin envanterinin çıkarılması, veri tabanının olu�turulması, bilgisayar ortamında kullanıcıların
eri�imine ve yararlanmasına sunulması, ülkemizdeki ba�arılı ve örnek uygulamaların uluslarararası
ortamlarda tanıtılması amacıyla ödül kazanan plan ve projelerin, TMMOB �ehir Plancıları Odası olarak
üyesi oldu�umuz Avrupa �ehir Plancıları Konseyi (The European Council of Town Planners) tarafından 2
yılda bir düzenlenen ve sadece Konseye üye olan meslek odaları tarafından ulusal yarı�malarda seçilen
projelerin katılabildi�i 6. Avrupa �ehir ve Bölge Planlama Ba�arı Ödülleri-2006 (The European Urban and
Regional Planning Achievement Awards-2006) yarı�masına ve di�er benzer uluslararası yarı�ma, sergi,
kolokyum vb. organizasyonlara gönderilmesi hedefleniyor.
“TMMOB �ehir Plancıları Odası Raci Bademli �yi Uygulamalar Ödülü” yarı�ması, yukarıda belirtilen
kapsam ve içerikte plan ve projeler hazırlayan/hazırlatan merkezi ve yerel yönetimlere, özel sektöre,
akademik kurumlara ve sivil toplum kurulu�larına açık, serbest, ulusal ve tek kademeli bir yarı�ma olarak
planlandı.
Yarı�ma kapsamında 3 projeye “TMMOB �ehir Plancıları Odası Raci Bademli �yi Uygulamalar Ödülü”, 5
projeye de “Özendirme Ödülü” verilecek. Yarı�mada dereceye giren uygulamaların Avrupa �ehir Plancıları
Konseyi tarafından düzenlenen “6. Avrupa �ehir ve Bölge Planlama Ba�arı Ödülleri 2006” yarı�masına ve
di�er benzer uluslararası yarı�ma, sergi, kolokyum, vb. organizasyonlara Odamız aracılı�ıyla gönderilmesi
öngörülüyor.
Yarı�manın asıl ve yedek juri üyeleri ile raportörlerin isimleri ise �öyle:
ASIL JÜR� ÜYELER�
DEM�RD�ZEN, Erhan
�ehir Plancısı, TMMOB �ehir Plancıları Odası Genel Ba�kanı
ALDEM�R, �ennur
�ehir Plancısı, TMMOB �ehir Plancıları Odası Ankara �ube Yönetim Kurulu Üyesi
BALAM�R, Murat
Prof. Dr., ODTÜ, �ehir ve Bölge Planlama Bölümü Ö�retim Üyesi
GÜNAY, Baykan
Doç. Dr., ODTÜ �ehir ve Bölge Planlama Bölümü Ö�retim Üyesi
GÖK, Tamer
Prof. Dr., Mersin Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Dekanı
GÖRGÜLÜ, Zekai
Prof. Dr., YTÜ �ehir ve Bölge Planlama Bölümü Ba�kanı
KELE�, Ru�en
Prof. Dr., KKTC Do�u Akdeniz Üniversitesi, Ö�retim Üyesi
KUB�N, Gülten
Y. �ehir Plancısı
ÖZDEM�R, Semahat
Doç. Dr., �zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü �ehir ve Bölge Planlama Bölümü Ö�retim Üyesi
SÖNMEZ, Remzi
�ehir Plancısı
YEDEK JÜR� ÜYELER�
�AH�N, S. Zafer
Y. �ehir Plancısı, Kültür ve Turizm Uzmanı, Kültür ve Turizm Bakanlı�ı,TMMOB �ehir Plancıları
Odası Ankara �ube YK Üyesi
KARADUMAN, E. Serdar
�ehir Plancısı,TMMOB �ehir Plancıları Odası Ankara �ube II. Ba�kanı
ÇALI�KAN, Olgu
ODTÜ Ara�tırma Görevlisi
RAPORTÖR
KÜÇÜK, Sibel - �ehir Plancısı
RAPORTÖR YARDIMCISI
ERB�L, Ba�ak - �ehir Plancısı
Projelerin son teslim tarihinin 07 Ekim 2005 oldu�u yarı�manın �artname ve afi�leri 27 Mayıs 2005
tarihinden itibaren tüm büyük�ehir, il ve ilçe belediyelerine, valiliklere, il özel idarelerine, ulusal dernek ve
vakıflara, üniversitelere, �ehir planlama bölümlerine, TMMOB �ehir Plancıları Odası �ube ve
temsilciliklerine gönderildi. Yerel ölçekteki sivil toplum kurulu�larına da �ubelerimiz ve temsilciliklerimiz
aracılı�ıyla yarı�ma duyuruluyor. Bunun dı�ında yarı�maya katılmak isteyen kurum ve kurulu�lar yarı�ma
�artnamesini TMMOB �ehir Plancıları Odası �ube ve �l Temsilciliklerinden ve Odamız web sayfasından
temin edebilirler.
Meslekta�larımızın da çalı�tıkları ya da i� yaptıkları kurum, kurulu� ve yerel yönetimlerin bu yarı�maya
katılması yönünde te�vik edici ve destekleyici olmalarını dileriz.
BURSA KENT�N�N ÜST ÖLÇEKL� PLANLAMA YAKLI�IMINI TARTI�TIK
Bursa Valili�i’nce organize edilen Bursa Çevre Haftası etkinlikleri kapsamında 4 Haziran 2005 tarihinde
Bursa kentinin üst ölçekli planlarının de�erlendirilmesine yönelik “Bursa’nın Üst Ölçekli Planlama
Yakla�ımları Paneli” Kültürpark BUS�AD Toplantı Salonunda düzenlendi.
Panelin açılı� konu�malarını Bursa Valili�i �l Çevre ve Orman Müdürlü�ü temsilcisi Talat Müftüo�lu ile
Odamız Genel Ba�kanı Erhan Demirdizen yaptı. Müftüo�lu yapılan panelin Çevre Haftası etkinlikleri
kapsamında yapılmasının önemine de�inerek, üst ölçekli planlarda ya�anan sorunlardan bahsetti ve
panelden beklentilerini dile getirdi. Demirdizen, Dünya Çevre Günü nedeniyle yapılan etkinlikler ile
Bursa’nın üst ölçekli planları arasındaki ili�kiye de�indi, planlama süreci ve yasal düzenlemelerdeki
geli�meleri aktardı. Bursa kentinin önemine de�inerek, kentin planlanmasındaki önceliklerin neler
olabilece�i yönünde görü�lerini iletti.
Açılı� konu�malarından sonra Oda Genel Ba�kanı ba�kanlı�ında yapılan panele geçildi. Panele
konu�macılar olarak Bursa Büyük�ehir Belediyesi APK Daire Ba�kanı Hakan Koyunlular, �PO Bursa �ube
Ba�kanı Esin Mıhçıo�lu, �ehir plancısı Saffet Atik ve Zekai Akay katıldılar.
�lk olarak Hakan Koyunlular 1995 yılında çalı�masına ba�lanan, halen yürürlükte olan 1/100.000 ölçekli
Çevre Düzeni Planının yapılması a�amasında ya�anan süreçleri, plan kararlarının nasıl olu�turuldu�unu ve
alınan plan kararlarını aktardı. Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı ve Bursa Valili�i arasında 1995 yılında
planın yapımına ili�kin protokol imzalandı�ı, üniversitelerin, meslek odalarının, i� dünyasının,
belediyelerin ve kent konseyinin katkılarından bahsetti. Planın ele alınan sorunların çözümlenmesine
yönelik kararları içerdi�i, sektörler arası ili�kileri kurdu�u, kademeli birliktelik ilkesini getirdi�i, plan ve
uygulama arasında ili�kileri kurdu�unu belirtti ve plan bütününde 13 alt planlama bölgesi olu�turuldu�unu
ifade etti. Planın 1998 yılında onaylandı�ını ve planın geli�me ilkelerine yönelik ilgili kurum ve
kurulu�ların ne yapacaklarını, görev ve sorumlulukları belirledi�ini söyledi. Ancak planla ilgili olarak 1998
yılından 2005 yılına kadar mesafe alınamadı�ını da ifade etti.
Mıhçıo�lu, planın uygulanmak amacıyla yapıldı�ını ancak Bursa üst ölçekli planın sahibinin olmadı�ını
söyledi. Planın uygulanması ve izlenmesi sürecinde sorunlar ya�andı�ı, planda olu�turulan alt ilkelerin
hayata geçirilemedi�ini, sahip çıkabilecek bir ortak kurulun da olu�turulamadı�ını ifade etti. Süreç içinde
planın ana kararlarını bozucu plan de�i�ikliklerinin de yapıldı�ını belirtti. Noktasal ve planın ana
kararlarına aykırı olarak koruma yönündeki kararlara kar�ılık kullanıma yönelik kararlar alındı�ını,
1/25000 ölçekli planların yapımına ba�landı�ı ancak yetki karma�asından dolayı planların
onaylanamadı�ını ifade etti. Ya�anan süreçten çıkarılması gereken dersler bulundu�unu belirterek ne tür
tedbirler alınması gerekti�ini söyledi. �l Özel �daresi bünyesinde il planlama bürolarının kurulmasının
gerekli oldu�una de�indi ve bu birim tarafından planların uygulanması ve izlenmesi gerekti�ini belirtti.
Çevre düzeni planlarına ili�kin eylem programlarının ve planlarının olu�turulması gere�ini de ifade etti.
Atik, planlamaya ili�kin kavramların karma�ıklı�ından bahsetti. 1969-70 yıllarında yapılan 1. Milli Fiziki
Planlama Kongresinden bahsederek bu dönemde karma ekonominin tercih edildi�i, ekonomik planlarla
fiziksel planlar arasında ili�kinin kurulmadı�ı, 80’li yıllardan sonra ise benimsenen serbest piyasa
ekonomisi ile devletin yaptı�ı planların gücünün zayıfladı�ını, bölge planlarının yapılmadı�ını söyledi.
Bölge planları yapımına yönelik yabancıların giri�imlerinin oldu�unu, bir plan hariç di�erlerini (DOKAP,
Zonguldak, Karabük, Bartın vb.) yabancıların yapmakta oldu�unu belirtti. Bölge planı yapımı konusunda
deneyimlerin elde edilemedi�ini ifade etti. �çinde bulundu�umuz dönemde küreselle�me, Avrupa Birli�i
süreci ile bölge planlama konusundaki yakla�ımlara de�indi.
Akay ise stratejik planlama konusunda son iki yıl içinde yapılan düzenlemeler ile stratejik planlamanın ne
oldu�u, farkının nerelerden kaynaklandı�ı ve planlama kademelerinden farklı olarak stratejik planlamaya
nasıl yakla�ılması gerekti�ine de�indi. 2003 yılında çıkan Kamu Yönetimi Kontrol Kanunu, Büyük�ehir
Belediyesi Kanunu, Belediye Kanununda yer alan stratejik planlama düzenlemelerini açıkladı. Ayrıca �mar
ve �ehirle�me Kanununda yer alan stratejik planlama ile ilgili düzenlemelerden bahsetti. Çevre düzeni
planının kavram olarak imar planı ile örtü�tü�ünü ve zayıf kaldı�ını belirtti. Stratejik planın yıllık
uygulama programlarını, bütçeyi içerdi�i, daha katılımcı bir süreç ile hazırlandı�ı, vizyon ve misyon
kavramları ile beslendi�ini ifade etti. Bu planların valiler, belediye ba�kanları tarafından yönlendirilmesi
gerekti�ini söyledi. Stratejik planlar için vizyon, misyon, durum analiz teknikleri, kaynakların listelenmesi
gibi çalı�maların gerekli oldu�unu, güçlü, zayıf yönlerin fırsat ve tehditlerin çok iyi analiz edilmesi
gerekti�ini, afetlere kar�ı risklerin ara�tırılmasının önemli oldu�unu ifade etti. Ayrıca bu planlara yönelik
olarak �stanbul kenti üzerinden örnekler verdi.
Panel sonunda �l Çevre ve Orman Müdürlü�ü tarafından panel ba�kanı, konu�macılar ve ayrıca �ehir
Plancıları Odası Bursa �ubesine katkılarından dolayı plaketler verildi.
DÜNYA �EH�R FORUMU RAPORU GÖNDER�LD�
Birle�mi� Milletler �nsan Yerle�meleri Programı UN-HABITAT tarafından 13-17 Eylül 2004 tarihleri
arasında Barselona’da düzenlenen �kinci Dünya �ehir Forumu’nun raporu ve ekleri TMMOB tarafından
Odamıza gönderildi. Kayıtlara göre 4389 katılımcının izledi�i Foruma en yüksek katılım sivil toplum
kurulu�ları, en dü�ük katılım parlamenterler tarafından sa�landı. �lk gün açılı� konu�malarının ardından ilk
oturumda gündem uyarlandı, danı�manlar grubu olu�turuldu, çalı�ma organizasyonu yapıldı ve tarafların
konu�malarına geçildi. Taraflar kent kültürleri, gerçekleri, yöneti�im ve kentsel rönesans üzerine
konu�tular. Tematik konu�malar ise kent yoksullu�u, kentsel kaynaklar, sürdürülebilirlik, hizmetler, afetler
ve yeniden yapılanma üzerine gerçekle�tirildi.
TÜRK�YE’DE MEKANSAL VER� ALTYAPISININ GEL��T�R�LMES� PROJES�
Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı Teknik Ara�tırma ve Uygulama Genel Müdürlü�ü tarafından “Türkiye’de
Mekansal Veri Altyapısının Geli�tirilmesi Projesi” ba�latıldı.
Projenin çıkı� noktalarından biri, Türkiye’nin gelece�e dair vizyonunda ülke, bölge ve yerel bazda koruma
ve kullanma dengesi gözetilerek sektörel anlamda yatırımlara yön verecek potansiyelin belirlenmesi,
mekan kapasitesinin ölçülebilmesinin esas olu�turması, planlamaya ve bilgilenmeye esas olarak
kullanılacak sa�lıklı ve do�ru bir mekansal veri altyapısının standart veri ile bilgileri içerecek �ekilde
olu�turulmasının ülkemiz açısından önem arzetmesi.
Di�er yandan, Yatırım Ortamının �yile�tirilmesi Reform Programının kabulüne ili�kin Bakanlar Kurulu
Prensip Kararı uyarınca olu�turulan Yatırım Ortamı �yile�tirme Koordinasyon Kurulu’nun gerçekle�tirdi�i
Yatırım Konferansı’nda alınan tavsiye kararı uyarınca arazi kullanımına ili�kin envanter çalı�masının
olmayı�ı sorununun çözümüne yönelik olarak ilgili tüm kurum ve kurulu�ların bu çalı�maya etkin katılım
sa�lamaları gerekece�i, sadece bu çalı�mada kullanılmak üzere verilerin ücretsiz olarak payla�ılmasının
gerekmekte oldu�u ve ilk a�amada kurumların elindeki mevcut verilerin tespit edilmesi konusu karar altına
alındı.
Dolayısıyla, Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ınca Avrupa Birli�ine uyum çalı�maları da dikkate alınarak
ba�latılan proje için, planlamaya temel te�kil edecek mekansal veri nitelik ve niceliklerinin belirlenmesi ve
standart olu�turulması konusunda çalı�ma grubu kuruldu.
Bu kapsamda, ilgili tüm kurumlara gönderilen “Türkiye Mekansal Veri Altyapısının Geli�tirilmesi Durum
Tespit Anketi”nin doldurulması isteniyor. Anketin I. Bölümü ankete cevap veren birim hakkında bilgileri
tespit ediyor. II. Bölümde, her veri tür için ayrı ayrı ço�altılarak doldurulmak kaydıyla, veri adı, yasal
dayana�ı ve hazırlanma gerekçesi, içerdi�i bilgiler, tipi/formatı, harita ölçe�i, üretildi�i ve kullanıldı�ı
yazılımın özellikleri, güncellenme sıklı�ı, gizlilik derecesi, kurum dı�ı kullanıcıları, kullandırılma ve
payla�ım biçimi soruluyor. III. Bölümde ise, tamamlanmı�, devam eden ve tasarlanmı� tüm projeler için
ayrı ayrı ço�altılarak doldurulmak kaydıyla proje adı, amacı, çalı�ma alanı, ölçe�i, uygulama alanı
sorularını içeriyor.
TÜRK CEZA KANUNU TEKRAR GÜNDEMDE
Bilindi�i üzere 26.09.2004 tarihinde Türk Ceza Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmi�ti
ve daha önce hükümet tarafından kaçak yapıya kar�ı ortaya konan kararlı tutumdan taviz verildi�ine dair
�üpheler uyandıran bu geri adıma ili�kin 28.09.2004 tarihinde Odamız görü� ve ele�tirilerini içeren bir
basın açıklaması yapmı�tı.
O zamandan bu tarihe kadar tartı�malar sürerken ve kamuoyuna kaçak yapıyla kesin olarak mücadele
edilece�i yönünde mesajlar verilirken, bu kararlılıktan taviz veren ve kentler için büyük sorunlar
yaratabilecek “Türk Ceza Kanununda De�i�iklik Yapılmasına Dair Kanun”, 27.05.2005 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisinde kabul edildi.
Bu de�i�ikliklere ili�kin Odamız görü�leri do�rultusunda hazırlanan basın açıklaması 31 Mayıs 2005
tarihinde tüm basın yayın kurulu�larına gönderildi. Konuyla ilgili Odamız görü�leri ayrıca Ulusal Kanal’da
yayınlanan Ana Haber Bülteni’ne 31.06.2005 tarihinde verilen demeçle kamuoyuna duyuruldu.
Basına ve Kamuoyuna
“KAÇAK YAPIYA SON” KARARLILI�I
SULANDIRILIYOR...
Bir süredir kamuoyuna; kaçak yapı yapımına hiçbir �ekilde izin verilmeyip, bu yapıları yapan ve
yaptıranlara a�ır cezai yaptırımlar uygulanaca�ına dair kararlılık içeren açıklamalara kar�ın, Türk Ceza
Kanunu’nun yasala�ması a�amasında bu kararlılıktan taviz verilerek uygulanacak yaptırımların kapsamı
a�ama a�ama daraltılmı�tır. 27.05.2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçen “Türk Ceza
Kanununda De�i�iklik Yapılmasına Dair Kanun” bu daralmanın son halkasını olu�turmaktadır.
NASIL SULANDIRILDI?...
Öncelikle 2004 yılı ba�ında kamuoyunun gündemine kaçak yapıyı yapanın, yaptıranın (belediye ba�kanları
da dahil) ve buna göz yumanın cezalandırılaca�ı yönünde bir Yasa Tasarısı sokularak, kaçak yapının
tamamen kar�ısında duruldu�u izlenimi yaratılmı�tı. Oysa, 26.09.2004 tarihinde Meclisten geçen Türk
Caza Kanunu ile, bir yandan daha önce sözü edilen cezalandırmalar ile ilgili olarak, tasarının yasala�ması
a�amasında belediye ba�kanı ve imar müdürleri tasarı içinden çıkarılarak yaptırımın kapsamı
sınırlandırılmı�, di�er yandan da Yasanın 184. maddesine eklenen 5. fıkra ile ruhsatsız ya da ruhsata aykırı
olarak yapılan binaların imar planlarına uygun hale getirilmesi ile kaçak yapıyı yapana verilen cezaların
kaldırılaca�ı hükmü getirilmi�ti. Böylece kaçak yapının yapımına göz yuman kamu görevlilerinin
(Belediye Ba�kanlarının, sorumlu müdürlerin vb) cezalandırılmasından çe�itli ko�ullarla vazgeçilerek,
siyasi rant ve oy kaygısı ile kaçak yapıları yıkmayanların a�ır sorumlulukları ortadan kaldırıldı�ı gibi,
kaçak yapının olu�masına yol açacak tavizler verilmi�ti.
Kaçak yapıya kar�ı ortaya koyulan kararlı tutuma ili�kin �üpheler uyaran bu geri adıma kar�ı Odamız,
28.09.2004 tarihinde bir basın açıklaması yaparak kamuoyunu bilgilendirmi� ve bunun dolaylı bir af süreci
yarataca�ına dikkat çekmi�ti. Kaçak yapıyı imar planına uygun hale getirene verilecek cezaların
affedilmesinin, imar planlarının mevcut kaçak, sa�lıksız yapılara uygun �ekilde düzenlenmesi yönündeki
de�i�iklik ve baskıların önünü açacak açık bir af ifadesi oldu�u yönündeki kaygılarımız, son günlerde
Meclisten geçen Türk Ceza Kanunu De�i�ikli�i ile birlikte de�erlendirildi�inde, kaçak yapıya kar�ı
olu�turuldu�u söylenen “kararlılı�ın” çözülmekte oldu�u söylenebilir. Bu ilk “çözülme” ile yetinilmeyerek
Türk Ceza Kanunu’nda çe�itli baskılarla de�i�iklik yapılması a�amasında daha önce kaçak yapı yapanlar ile
özellikle “sınai” faaliyet yürüten kaçak yapı sahiplerine uygulanabilecek cezai i�lemler de, bir çırpıda
kapsam dı�ına çıkarıldı. Böylece kamuoyu, basın özgürlü�üne ili�kin cezai i�lemlerle u�ra�ırken, kaçak
yapıya kamu hizmeti götürülmemesini sa�layan yaptırımlar ortadan kaldırılarak kaçak yapının beslendi�i
damara yeniden hayat verildi.
Daha önce yasala�an 26.09.2004 tarihli Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesinde;
(2) “Yapı ruhsatı olmaksızın ba�latılan in�aatlar dolayısıyla kurulan �antiyelere elektrik, su ve telefon
ba�lanmasına müsaade eden ki�ilere bir yıldan be� yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.
(3) “Yapı kullanma izni alınmamı� binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden ki�i iki
yıldan be� yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.
hükümleri bulunmaktayken, 27.05.2005 tarihli de�i�iklik ile aynı maddeye;
(6) “�kinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12.10.2004 tarihinden önce yapılmı� yapılara uygulanmaz”.
ibaresi eklenerek, Türk Ceza Kanununun yürürlü�e girdi�i tarihten önce yapılmı� kaçak yapılara kamu
hizmeti götüren, bu yapılarda sınai faaliyetlerin sürdürülmesine olanak sa�layanların cezalandırılabilmesi
olana�ı ortadan kalktı. Bu düzenleme, kaçak yapıyı yapanların kamu hizmetlerinden yararlandırılmayarak
kaçak yapı yapılmasının önüne geçilmesi yönündeki kararlılı�a zarar vermekte, cezalandırmayı ortadan
kaldırarak kaçak yapı yapımını dolaylı olarak besleyen ve te�vik eden niteli�iyle de çok önemli sakıncalar
ta�ımakta.
Bu durumda, kaçak yapıla�ma ve bunun cezalandırılmasında mevcut “aciz!” durum devam etmekte,
Avrupa Birli�i normlarına uyabilmek için yapıldı�ı dü�ünülen yeniliklerin hiç biri de hayata geçememi�
olmakta.
KAÇAK YAPILA�MA NEREDEN BESLEN�YOR?...
Kentlerimize hızlı göç sürecinin ya�andı�ı yıllardan bu yana, kapsamlı-bütüncül ve �ehircili�i-planlamayı
oda�ına koyan bir kentle�me politikası olu�turulup uygulanamadı�ından, bunca acı deneyimden sonra
bugün hala bir çok kent ve kent parçası, önemli sorun-açmaz ve risklerle içiçe ya�ıyor. Böylesi bir
kentle�me politikası eksikli�i, bir boyutuyla kente ve kent mekanına bakı� açısıyla ilgili sorunlar ta�ımakta,
di�er boyutuyla da kentle�me ve planlama politikalarının uygulanmasında büyük önem ta�ıyan kamu
kurumsalla�masına ait sorun ve yetersizliklerden beslenmekte.
Kente ve kent mekanına bakı� açısından ele alındı�ında, rant ve spekülasyon arayan bir toplum ve
kurumsal yapılar olu�turulmasını sa�layan günlük, küçük, parçacı düzenlemelerden ibaret politika
seçiminin ısrarla uygulandı�ı görülüyor. Kaçak yapıyı yapan, yaptıran, yapımına göz yuman ya da te�vik
edenler de bütünlüklü politikanın bir parçası olarak cezalandırılmadı�ından, bu süreç kaçak yapı yapma
e�ilimini, önüne geçmek yerine güçlendirmekte.
Türk Ceza Kanununda De�i�iklik Yapılmasına Dair Kanun’da özellikle kapsam dı�ında bırakılmaya
çalı�ılan sınai tesisler açısından ele alındı�ında da kente ve mekana bakı� anlamında önemli sorunlar
gözlenmekte. Örne�in yapı kullanma izni almamı� yapılarda faaliyet gösteren bazı tesislerin, büyük yatırım
ve istihdam içermesi, mekansal standartlarının yüksek olması, hatta üretim potansiyeli ve niteli�i açısından
belli e�ikleri a�mı� olması nedenleriyle, bu tesislerin me�rula�tırılması yönünde baskılar geli�ebilmektedir.
Oysa, bu tür kullanımlara salt ekonomik getirisi açısından bakılması, kentin ve mekanın sosyal, ekonomik
ve kültürel tüm de�erlerinin, planlarla olu�turulmu� kapasite ve birikimlerinin gözardı edilmesine yol
açmamalıdır. Kalkınma için yatırımın ve sınai tesislerin gereklili�i kadar do�al çevrenin ve kaynakların
sürdürülebilirli�i ve kullanımı da kaçınılmaz bir gereklilik olarak görülmeli, “kamu yararı” sadece günlük
ekonomik geri dönü�lerle sınırlanmamalıdır.
Di�er yandan, kent mekanına salt ekonomik getirisi ve rant elde etmenin bir aracı olarak yakla�ılması;
çe�itli af süreçleriyle kaçak yapıla�manın özendirilmesini, kaçak yapıla�mı� alanların dönü�ümünde de yeni
niteliksiz ve güvenliksiz yapılar yaratılmasını ve afet açısından riskli yerle�melerin olu�masını
desteklemekte. Bu kentle�me politikası (politikasızlı�ı!), do�al ve kültürel mirasın önemli ölçüde
kaybedilmesine yol açıp, de�erli tarım alanları, orman, su havzaları, sel yatakları, dolgu ve kıyı alanları,
jeolojik sakıncalı alanların yapıla�ma baskısı altında kalmasına neden olmakta.
�mar afları, ıslah imar planları ve kaçak yapıların sorumlularının affedilmesiyle bu birikimli yanlı�lıklarda
ısrar ediliyor. Bu açıdan bakıldı�ında, çıkı� noktası olarak kaçak yapıyı önleme kararlılı�ındaki Türk Ceza
Kanunun 184. maddesine eklenen 5 ve 6. fıkraların, kaçak yapıya göz yumanlara ceza vermeyen içeri�i ile
bu birikimli politikasızlı�ın son halkasını olu�turdu�u ve kaçak yapıla�ma sürecinin önüne geçemeyece�i
ortada...
Bu nedenle, �ehir Plancıları Odası olarak, Türk Ceza Kanunu’nun “imar kirlili�i” ba�lıklı 184. maddesinin,
kamuoyunun gündemine girdi�i aylardan bu yana baskı ve rant çevrelerinin kaygı ve beklentileri uyarınca
sürekli “sulandırılarak” gerçek amacı olan kaçak yapıyı engelleme amacına hizmet edemez hale geldi�ini
üzülerek bildiriyor, kaçak yapıla�maya kar�ı olu�turulmaya çalı�ılan “kararlılı�ın” çözülmesini sa�lamanın,
en az basın özgürlü�ünü kısıtlamak kadar a�ır bir sorumluluk olu�turdu�unu basının ve kamuoyunun
dikkatine sunuyoruz. 31.05.2005
Saygılarımızla...
TMMOB �ehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu
D�YARBAKIR TEMS�LC�L��� SE�MLER� YEN�LEND�
Diyarbakır temsilcisinin görevden alınması nedeniyle yeni temsilcilik seçimi 5 Haziran 2005 tarihinde
Diyarbakır’da yapıldı. Diyarbakır’da yapılan toplantıya Oda Genel Ba�kanı Erhan Demirdizen, Genel
Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Can ile Diyarbakır’da yer alan üyelerimizden A. Vahap Karakaya,
Hatice Kur�uncu, Gökhan Bilgihan, Akın Gölcük, Naim Köse, Gökhan H. Erkan, Dilek Pirinç, Elif Kara ve
M. O�uz Sinemillio�lu katıldı.
Yapılan toplantıda öncelikle Diyarbakır kentinin tarihi ve kültürel dokusu, kentsel ya�amı, yoksulluk,
kentin planlama konuları ile Odanın faaliyetleri üzerinde duruldu. Üyelerimiz plan tadilatları, plancıların i�
yapma kapasitesi, mesleki denetim konusundaki görü�lerini dile getirdi. Ayrıca Diyarbakır Temsilcili�i’nde
ya�anan süreçler de kısaca de�erlendirildi. Toplantıda Odanın sonbaharda Diyarbakır’da yapmasını
dü�ündü�ü koruma konulu etkinlik görü�üldü. Ayrıca temsilcilikte yer alan üyelerimiz Oda Genel
Merkezinden beklentilerini de aktardı. Daha sonra temsilci ve temsilci yardımcıları seçimlerine geçildi.
Temsilcili�e aday Akın Gölcük seçildikten sonra temsilcilik yardımcılıklarına A. Vahap Karakaya ve
Gökhan Bilgihan seçildiler.
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
Odamızca, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, çevreyle ilgili politikalar ve mesle�imize ili�kin
olarak, basına ve kamuoyuna, 4 Haziran 2005’te odamız görü�lerini yansıtan bir açıklama yapıldı.
Basın açıklamamıza yer veren kurulu�lardan B�A Haber Merkezi “Çevre Yılda Bir Kez Kutlamakla
Korunmaz” ba�lı�ı ile verdi�i haberde Odamızın görü�lerini basın açıklamamızdan alıntılarla aktardı.
Çevrenin korunması için de en önemli aracımızın planlama oldu�u, çevre politikalarının tarım-endüstri-
enerji kentle�me-ula�ım politikaları ile bütün olarak ele alınması gerekti�i konusundaki yakla�ımlarımız
vurgulandı.
Basına ve Kamuoyuna
ÇEVRE YILDA B�R KEZ KUTLANAN
“GÜN”LERLE KORUNAMIYOR!...
5 Haziran Dünya Çevre Günü, çevrenin korunup ya�anması anlamında bir �ölen olarak kutlanabilecekken
ne yazık ki ülkemizde do�al, kültürel, kentsel ve çevresel de�erlerin hızla ve sistematik olarak tüketilmesi
biçiminde ya�anıyor. Çevre, sadece bir slogan olarak gerçek anlam ve de�eri dı�ında “sembolik” ve
“sözde” korunmaya çalı�ılıyor.
Endüstrile�me, kentle�me ve küreselle�me süreçlerinin bilinen tehditleri, bilinen çevre sorunlarını giderek
büyütüyor. Dünyada iklimlerin de�i�mesine yol açacak ölçekte kirlilik yaratmaya devam eden faaliyetlerin
sorumluları, bir yandan da bu kirlili�i gidermenin yöntemlerini yeni bir piyasa faaliyeti haline getirerek
pazarlayabiliyor. Bu geri dönü�ümlü sömürü düzenine, bunlardan payını alan geli�mekte olan ülkelerden
biri olarak, kendi ölçe�imizde çevreyi tüketen yanlı�larda ısrar ederek ne yazık ki destek oluyoruz.
Do�al, tarihi ve arkeolojik sitler üzerinde, orman, kıyı ve su havzalarında yapıla�ma baskısı sürüyor. Kaçak
yapıla�maya göz yumuluyor, affediliyor, yasalla�tırılıyor. Kamu kaynak ve arazileri i�galcilere satılıyor,
elden çıkarılıyor ve özelle�tiriliyor.
Su, toprak ve hava kirlili�inin do�al dengeleri bozdu�u, sa�lık ve ya�am �artlarını olumsuz etkilemeye,
canlıların varlık ve geli�meleri için gerekli ko�ulları ortadan kaldırmaya ba�ladı�ından bu yana “koruma”
ve “iyile�tirme” kavramlarıyla birlikte anılmaya ba�layan çevre, ya�am çevresini olu�turan sosyal, tarihsel,
kültürel, ekonomik ve fiziksel faaliyetlerle etkile�im içindedir. �ehircilik ve planlama açısından insanın
varlı�ını onurlu biçimde sürdürmesi ve geli�mesinin ko�ulları da yalnızca do�al ortam ile de�il toplumsal,
ekonomik ve kültürel ortam ile belirlenmektedir.
Hedefimiz çevre ve kentsel ya�am çevresinin sa�lıklı ve onurlu bir ya�am kalitesi sunan nitelikte
sürdürülmesi ve gelecek ku�aklar için güvence altına alınması olmalı. Çünkü insan de�eri de do�al de�er
kadar ve onun bir parçası olarak korunup geli�tirilmeli.
SAH�PLENME VE B�L�NÇ
Telafisi mümkün olamayacak biçimde yitirdi�imiz de�erler üzerinde baskı kuranların da, bu baskılara
boyun e�en ya da kullanarak karar verenlerin de, bu toplumun aktörleri oldu�unu dü�ündü�ümüzde,
sürecin tümünde payımız oldu�unu, sorumlulu�umuz bulundu�unu, sorunları da çözümleri de
sahiplenmemiz gerekti�ini daha kolay anlayabiliriz. Biz ancak “benim” dedi�imiz unsurları sahipleniyoruz.
Oysa kamusal alanı ve daha dar anlamda kentsel ya�am çevremizi bireysel mülkiyet duygularımızın
ötesinde sahiplenmemizi gerektiren pek çok sebep var. Bugün yalnızca bazılarımızı etkiledi�i için
duyarsızla�tı�ımız ya da kanıksadı�ımız sorunlar, yarın tüm bir neslin kendini içinde buldu�u ve çözmek
için geç kaldı�ı boyutlara ula�acak. Çevre sorunları ile mücadelenin maliyeti yüksek, ancak bu sorunları
gidermek yolunda çaba göstermemenin maliyeti daha da yüksek olacak.
Çevrenin bozulması maddi kayıplara yol açtı�ı gibi, ya�am kalitesini de bedel olarak ödetiyor. Bu nedenle
sahiplenme duygusunun sahiplenme bilincine yönelmesi gerekiyor. Bu da ancak sorumluluk almakla
olanaklı olabilir. Kentsel ya�am çevremizin sorunlarını algılama ve çözme biçimimiz aktif olarak içinde yer
alarak, sorumluluk alarak de�i�meli. Ya�am çevremizi yönetsin diye teslim etti�imiz seçilmi�lere ve
atanmı�lara daha çok soru sordukça, sorguladıkça, denetlemeye talip oldukça farkındalık ve bilinç
düzeyimiz yükselebilir.
ÖRGÜTLENME VE KURUMSALLA�MA
Kentsel ya�am çevremizin sorunları mevcut örgütlenme biçimimizle çözülemiyor. Sadece dikey, yukarıdan
a�a�ıya hiyerar�ik, kapasitesi küçüldü�ü halde merkeziyetçi, ortakla�mayan bir yönetim sisteminin
sorunları algılama ve tarifleme hassasiyeti dü�erken, bu yapıda alınan kararlar gelece�i ipotek altına alıyor.
Çözümler ise üst ölçekli hedeflere ula�mak pahasına kaba ve standart dayatmalarla farklılı�ın yarattı�ı
de�erleri yok ediyor. Çevre sorunlarının örgütlenme çözümsüzlükleri yerel ölçekte de oy-rant eksenli
politikaların yönlendirmesi/hakimiyeti ile belirginle�iyor. Gelece�imizi böyle olumsuzca ipotek altına
almayacak karar süreçleri katılıma, denetime açık stratejik düzeylerden ba�lamalı. Bu süreçlerin içinde yer
alma talebimiz olmalı.
Mevcut kuralların parçacı ve gündelik kapasitesini de sorgulamak gerekiyor. Çevre politikası çerçevesini
Çevresel Etki De�erlendirme faaliyetine indirgemi� “Çevre Kanunu”, stratejik plan yakla�ımlarını, katılım
ve denetim araçlarını tanımlayan hükümlerinden son anda vazgeçilen “Planlama ve �mar Kanunu Tasarısı”,
korunması gerekli tarihi mekanları yıkılıp yerine yeni yapı yapılabilir alanlar olarak gören ve yasala�mak
üzere olan “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Ta�ınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Ya�atılarak
Kullanılması Hakkında Kanun Tasarısı”, “Yerel Yönetimler Reformu” adı verilerek çıkarılan, kentsel ve
çevresel karar verme süreçlerine katılımı büyük ölçüde sermaye ve baskı grupları ile sınırlayan, çevresel
de�erleri korunması anlamında etkin olan toplum kesimlerini dı�layan yasal düzenlemeler, kaçak
yapıla�mayı te�vik niteli�inde ceza yaptırımlarını hafifleten “Türk Ceza Kanunu” hükümleri, çevreye
etkileri anlamında özellikle ve dikkatle incelenmeli.
Çevre politikalarının, tarım-endüstri-enerji üretimi, kentle�me, ula�ım politikalarıyla bir bütün olarak ele
alınması gerekti�i ortada. Kentsel ya�am çevremizin olu�umu ve geli�imi ile ilgili usul ve esasları
tanımlayan kanunların da birbiri ile uyumlu olması ve bütünlüklü olarak ele alınması gerekiyor. Bu
anlamda faaliyet alanında kentsel ya�am çevresini ilgilendiren konular bulunduran disiplinlerin de
kendilerini yeniden tanımlamaları, mesleki yetki ve sorumlulukları belirleyen örgütlerini geli�tirmeleri
önem kazanıyor.
ÇEVRE YÖNET�M� VE PLANLAMA
Çevre, çok aktörlü, çok de�i�kenli ve her faaliyet ile etkile�imli boyutları gere�i, yasal/kurumsal sahiplilik
i�levi anlamında bir yönetim konusudur. Sorun te�hisi ve çözüme odaklı bir yönetim hizmeti olarak
planlamanın, kentsel ya�am çevresi için üstlenebilece�i i�levler vardır. Toplumsal, mekansal, çevresel
e�itsizlikleri ve maliyetleri azaltan, enerjinin verimli ve tasarruflu kullanımını düzenleyen bir eylem olarak
planlama bu i�levleri yerine getirmeye bilimsel ve teknik olarak yeterli görülebilir. Ancak ülkemizde
planlamayı yürüten erk ve mevzuat çerçevesi, mesle�in ve meslekta�ın kentsel çevreye bakı�ını a�an
i�levler de yüklemektedir. Çevre sorunları ile mücadelenin dinamizmini sürdürmesi, toplumsal muhalefetin,
gönüllülü�ün bir parçası olarak benimsenmesiyle olanaklıdır.
Toplumsal, ekonomik ve kültürel ortamın korunup ya�atılmasında, insanın onurlu biçimde do�a ile uyumlu
ya�amını sürdürmesinde, ya�anan çevreye sahip çıkılmasında, bunlara ili�kin örgütlenme ve finansman
boyutlarının ortaya konulmasında, do�adaki adaletin toplumsal ya�ama aktarılmasında “planlama”
vazgeçilmez ve önemli bir araçtır. Ancak toplumsal yararı gözetirken planlama eyleminin toplumu
yönlendirme ve geli�tirme i�levini de yerine getirmesi gerekir. Mesle�imizin örgütlü toplulu�u olarak,
planlama eylemine destek olacak eylem biçimleri geli�tirmeyi, kentli yurtta� sahiplili�inin, sorumlulu�unun
geli�tirilmesini bir meslek hedefi olarak tanımlamayı gerekli buluyor, “çevre”nin yılda bir kez sembolik
olarak kutlanan günlerle korunamayaca�ını kamuoyuna önemle duyuruyoruz
TMMOB �ehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu
SEM Ö�RENC� GÖRÜ�LER� VE UYGULAMA ÖRNEKLER�
Odamız Sürekli E�itim Merkezi programına 04 Nisan 2005 tarihinde ba�layan GIS (Co�rafi Bilgi Sistemi)-
ARCGIS 9.0 yazılımı e�itimi, teorik ve teknik uygulamalarla devam ediyor. E�itime katılan
meslekta�larımıza SEM, programların uygulanması, yöneticiler ve e�itmenler hakkında görü�lerini sorduk.
Her grup adına bir katılımcının görü�, dü�ünce ve önerilerini içeren yazılar ve e�itim programı
çerçevesinde gerçekle�tirilen uygulamalardan örnekler a�a�ıda yer almaktadır.
1. GRUP
�ehir Plancıları Odası tarafından, AB deste�iyle yürütülmekte olan e�itim projesinin �ehir Plancıları
Odası’nın aktiviteleri arasında en ba�arılılarından biri oldu�unu dü�ünüyorum. E�itim Projesi’nin odaya
kazandırdı�ı Sürekli E�itim Merkezinin sadece �u andaki katılımcılara de�il, ileride ba�ka katılımcılara da
NETCAD ve ARCGIS programlarını ö�renme fırsatı sa�layaca�ı kesin.
Peki bu programları ö�renmek �ehir plancılarının ne i�ine yarayacak? Daha açık bir �ekilde ifade etmek
gerekirse i�siz plancıların i� bulmasına katkıda bulunabilecek mi? Bunun cevabını vermek için henüz
erken. Ama kesin olan �u ki, bu e�itim, katılımcılarının ellerindeki i�i daha iyi yapmalarını sa�layacaktır.
Özellikle ARCGIS programının klasik �ehircilik konseptlerinin dı�ına çıkmak, örne�in çevre ve do�al
kaynak yönetimi konularında ve benzeri konularla ilgilenmek isteyenler de mekansal ve mekansal olmayan
verileri bir arada kullanıp analiz edebilece�i bir araç edinmi� olacaklar. Ancak hepimizin aklında
bulundurması gereken, bu programların mesle�imiz için amaç de�il bir araç oldu�udur ve programı
ö�renirken hangi alanlarda ve ne tür i�lerde de kullanabilece�imizin farkında olmamız gerekti�idir.
Gelelim bizim kursumuza, fiziksel mekanımızda çok ufak sorunlar olsa da bunun e�itimi aksattı�ını
dü�ünmüyorum. Ancak yapılacak ufak bir düzenleme e�itimin verimlili�ini arttırabilir. Mantıksız soruların
bile sabırla cevaplandı�ı, her ö�renilenin fazlasıyla uygulanıp tekrarlandı�ı e�itimden bu programları
ö�renmeden çıkmak mümkün de�il. E�itimin mekanı, materyali ve e�itimcilerin kalitesi ile çok verimli ve
etkin oldu�u inancındayım. SEM’in kurulması da projenin sürdürülebilirli�inin garantisidir. Bu ba�arının
idareci ve e�itimci arkada�ların içtenli�i ve gayreti sayesinde oldu�una inanıyorum ve hepsine te�ekkür
ediyorum.
1. grup adına, Hande SONGÜR
2. GRUP
Bilgi ça�ını ya�adı�ımız bu günlerde, gelece�in kentlerini planlayacak olan genç �ehir
plancısı adaylarının, ça�a ayak uydurabilmek amacıyla her türlü teknik bilgiyle donanımlarını geli�tirmeleri
gerekmektedir.
Ça�da�, ya�anabilir ve çevreye duyarlı bir kentin planlamasının ancak bütün bu de�erleri özümsemi�
plancılar tarafından gerçekle�tirilebilece�i göz önünde bulunduruldu�unda Co�rafi Bilgi Sistemlerinin
�ehircili�e katkısının büyük önem ta�ıdı�ı görülmektedir.
Dünyada 1990’lardan itibaren artan bir hızla geli�en ve kullanılan Co�rafi Bilgi Sistemleri; Türkiye’de
e�itim alanında kısıtlı bir �ekilde sadece yüksek lisans programı olarak yer aldı�ı, �ehir Planlama lisans
programları kapsamında verilen teorik Co�rafi Bilgi Sistemleri derslerinin ise yetersiz kaldı�ı
görülmektedir.
�ehir Plancıları Odası tarafından ‘Yeni Fırsatlar Programı’ çerçevesinde verilen Co�rafi Bilgi Sistemleri
E�itiminin bu eksikli�i giderece�i dü�üncesindeyim. Alınan e�itim sonrasında çalı�ma alanında sınırlı
sayıda ki�inin olu�turdu�u bir gruba dahil olunacak ve bu da profesyonel hayatta daha iyi bir yer
edinebilme �ansını artıracaktır.
Kurs kapsamında verilen e�itim, teorik bilginin yanında pratikte uygulamalarla desteklenerek bilgilerin
kalıcılı�ını sa�lamak adına ba�arılı bir yöntemle ilerlemekte, belirli aralıklarla yapılan de�erlendirmeler ise
katılımcıların hangi konularda eksikliklerinin oldu�unu daha net anlamasını, e�itimcilerin de o konulara
yo�unla�masını sa�lamaktadır.
Da�ıtılan e�itim dokümanları kurs saatleri dı�ında da konu ile ilgili çalı�malara devam edebilmemizi
sa�lamakta, bu da ö�renilen bilgilerin peki�tirilmesi açısından büyük yarar sa�lamaktadır.
2. Grup adına Tu�çe Sönmez
3. GRUP
�ehir Plancıları Odası Sürekli E�itim Merkezinde, Yeni Fırsatlar Programı kapsamında, 3. Grup olarak, her
hafta 4 ak�am Co�rafi Bilgi Sistemleri kursuna devam ediyoruz. Planlama alanında, geli�mi� yazılımların
ve en yeni teknolojinin kullanılabilmesi ve planlama ile birlikte ba�ka çalı�ma alanlarında da i� olanakları
yaratılması adına, bu e�itimin gerçekten bir “yeni fırsat” yarattı�ını öncelikle belirtmemiz gerekir.
Söylenildi�i gibi, “karma�ık planlama ve yönetim sorunlarının çözülebilmesi için tasarlanan; mekandaki
konumu belirlenmi� verilerin kapsanması, yönetimi, i�lenmesi, analiz edilmesi, modellenmesi ve
görüntülenebilmesi i�lemlerini kapsayan donanım, yazılım ve yöntemler sistemi” olan co�rafi bilgi
sistemlerinin, geni� kullanım alanı çerçevesinde, çalı�ma yöntemleri konusunda büyük bir vizyon
geni�lemesini çalı�ma ya�antımıza yerle�tirece�i kesin. Sadece teorik ve yüzeysel uygulamalarla de�il;
teorik bilginin akılda kalıcı ve zorluk derecelendirmesi ile kar�ıla�ılabilecek her türlü problemle kullanıcıyı
yüzle�tiren türde uygulama çalı�maları aracılı�ıyla peki�tirilmesi ve programın bir proje ile tamamlanacak
olması, e�itim programının çok daha faydalı olmasını sa�lamaktadır.
Bu ba�lamda, planlamaya yeni açılımlar getirecek bu programın olu�turulmasını ve yürütülmesi sa�layan
�ehir Plancıları Odası’na ve programda eme�i geçen herkese te�ekkür ederiz.
3. grup adına Dursun BAYAN
4. GRUP
Yakla�ık 3 aydır �ehir Plancıları Odası’nın düzenledi�i AutoCAD-ArcGIS kursuna devam etmekteyim.
Lisans ö�rencisiyken yine odanın düzenledi�i NetCAD kursuna katıldı�ım için, bu kursa ba�lamadan önce
AutoCad yani kursun ilk etabının i�leyi�ine yönelik kafamda herhangi bir olumsuzluk ya da soru i�areti
yoktu. Ancak konu kursun 2. etabı olan co�rafi bilgi sistemi programlarından birinin seçilip ö�retilmesi
olunca, kendimi seçilen programın ne olaca�ı, e�itmenlerin kimler ve hangi nitelikte olaca�ı, programın ne
düzeyde ö�retilece�i ve programa yönelik uygulamalar yapılıp yapılmayaca�ı gibi birçok sorunun cevabını
merakla bekler buldum. Kursun ilk etabı tamamlandı, katılım belgelerimizi aldık. �lk etap için AutoCAD’i
planlama disiplini içerisinde bir teknoloji aracı olarak en verimli �ekilde nasıl kullanabilece�imizi
ö�rendi�imize inanıyorum. Bunun bizler gibi yeni mezun ya da yüksek lisansa devam eden �ehir
plancılarına ne gibi getirileri oldu derseniz; �u an hepimiz AutuCAD ortamında tasarımlarımızı görsel
olarak daha profesyonelce, daha hatasız ve daha az zamanda hazırlama �ansına sahibiz.
Kursun 2. etabı ve kafamda 2. etaba ba�ladıktan sonra cevaplanan sorulara gelince; artık co�rafi bilgi
sisteminin CAD çizim programlarından çok daha kapsamlı ve karar üretmeye yönelik ve daha do�ru bir
araç oldu�u kanısındayım. Kursta da ilk bunu ö�rendik, bu sistemin ne oldu�u, ne i�e yaradı�ı, bu sistemle
planlama mesle�inde neler yapabilece�imizi… Böyle bir programın varlı�ından haberdar olmak, bunu
mesle�imizde ne �ekilde kullanabilece�imizi bilmek ve çe�itli projelerde bu programı kullanarak analizler
yapabilece�imizi, tematik haritalar, çıktı ve sunum hazırlayabilece�imizi dü�ündükçe gelecekte kendi
mesle�imde önemli bir �eyler yapmak adına daha da heyecanlanıyorum. Böyle hissetmemi de tek bir
nedene ba�lıyorum; gerek kursun düzenlendi�i mekan, gerek seçilen program, gerekse e�itmenlerimizin
çok iyi olması, yani kursun tüm i�leyi�inin bir plancı gözüyle pratikte gerçekten de iyi yürütülüyor olması!
4. Grup ve kendim adına te�ekkür ederim. Ayrıca Yaser hocamıza da buradan geçmi� olsun dileklerimizi
sunuyorum…
4. grup adına, Gülcan ULUTÜRK
5. GRUP
Yirmi üniversite mezunu; meslekta�ımız var bu sınıfta.. Hepsinin buraya toplayan ne peki?
Geli�en teknolojinin sundu�u yöntem kolaylıkları, zamanın bu kadar de�er kazandı�ı günümüzde gerek
özel sektörün, gerekse kamu kurumlarının kazanımı sayılıyor. Bu noktada ise, teknolojiyi kullanma
konusunda artan taleplere yanıt veremeyen bizlere, odamızdan uzanan yardım eli bu program. Profesyonel
organizasyon yapısı, e�itimcileri, e�itimcilerce izlenen yöntemi, kaliteli mekanı ve yeterli donanımı ile
bizlere heyecanla “i�te profesyonellik bu” dedirten ve e�itim süresince gözümüzü bile kırpmadan takip
etti�imiz, �a�ırtacak kadar ba�arılı bir program bu bizlere sunulan.
Konuyla ilgili verilen teorik bilgi ve e�itim esnasında yapılan uygulamalar konunun anla�ılmasında
öylesine ba�arılı ki, kullanım alanı çok geni� olan bu dalın içerisinde her geçen gün hem rahatlıkla hareket
edebildi�imizi, hem de kendimizi konu içerisinde kaybetmeden en kısa sürede meslek için yeterli kullanım
becerilerine hakim oldu�umuzu görüyoruz.
Bu program sürecinde e�itmenlerimizce hazırlanan doküman, veri ve örneklerin yeterlili�i e�itim esnasında
bizi organizasyon �emasının mükemmeliyetine inandırdı. Teknoloji elimizde bir araç oldu ve
beklemedi�imiz kadar kısa bir sürede, planlamaya bakı� açımızda; “yapabileceklerimize” zaman, kalite ve
kolaylık anlamında çok geni� bir bakı� açısı kazandırdı. Kendimize ve bilgimize inancımız artarak, itiraf
etmekten korktu�umuz teknoloji korkusunu yendi. GIS dendi�inde bile bir buçuk ay öncesinde korkan
bizler; günden güne yapabileceklerimizin farkına varıyoruz; bu da �PO sayesinde.
Her �ey bir yana; istihdam yaratma sorunsalı ile ba�layan bu programın bizlere ikincil katkısı inkar
edilemez. �imdiye kadar ço�umuzun yakınından bile geçmedi�i �ehir Plancıları Odası �imdi e�itim
saatlerini keyifle bekledi�imiz; ve bu günlerin dı�ında da u�radı�ımız bir mekan bizim için. �yi ki varsın
�PO...
5. grup adına, Fatma ÖZBEN ÖRS
SÜREKL� E��T�M MERKEZ�NDE 2. DÖNEM KAYITLARI BA�LADI
�ehir Plancıları Odası, Sürekli E�itim Merkezi bünyesinde ba�layan ve 1 yıllık bir program dahilinde
devam edecek e�itimin birinci döneminin ilk adımı olan CAD çizim teknikleri e�itimi, 27 Mart 2005
tarihinde tamamlandı. Toplam 5 grupta 100 �ehir plancısının katıldı�ı e�itim programında, 94 katılımcı
ba�arı belgesi almaya hak kazandı.
CAD e�itiminin bitmesini takiben yine 5 grupta 100 �ehir plancısı 04 Nisan 2005 tarihinde Co�rafi Bilgi
Sistemi e�itimine ba�ladı. Katılımcılardan gelen talepler de dikkate alınarak e�itimin ikinci adımında
ARCGIS 9.0 yazılımı kullanılıyor. E�itim kapsamında genel GIS kavramı, süreçleri ve fonksiyonlarıyla
ilgili teorik ve teknik uygulamalar bulunmaktadır. E�itimin son safhasında katılımcıların e�itim programı
kapsamında edindikleri tüm teorik ve pratik bilgileri kullanacakları pilot bir uygulama projesi
gerçekle�tirilmektedir.
1. Dönem e�itimi programa göre 9 Temmuz 2005 tarihinde tamamlanacaktır.
1 A�ustos 2005 tarihinde ba�layacak olan 2. Dönem e�itimi ön kayıtları için Sürekli E�itim Merkezi �ahsen
veya telefonla ba�vuruları almaktadır. Daha önce ön kayıt yaptıran meslekta�larımızdan her hangi bir i�te
çalı�mayanlar ve i�ini kaybetme riski ile çalı�anlara öncelik verilmek suretiyle kesin kayıtların yapılmasına
4 Temmuz 2005 tarihinde ba�lanacaktır.
�ehir Plancıları Odası Sürekli E�itim Merkezi
Adres: Hatay Sokak 24/16 Kocatepe Ankara
Tel: 418 30 75/23 veya 24 • 418 27 73/23 veya 24
?
ODAMIZ ONUR KURULU KARARLARI
Odamız Onur Kurulu 1671 sicil nolu üye Hüseyin Nergiz, 756 sicil nolu üye Satı Gürcan ve 757 sicil nolu
üye Adnan Gürcan’ın dosyaları ile Oda Yönetim Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 02/222 sayılı yazısı ile
iletilen 1689 sicil nolu üye Eyüp Sabri Gürses’e ait dosyaları 11.04.2005 tarihine yaptı�ı toplantıda
görü�ülmü�tür.
Adı geçen üyelerimiz, Yetkili Serbest �ehircisi bulundukları büroların ve �irketlerin yıllık tescil yenileme
i�lemini gerçekle�tirmeksizin serbest �ehircilik faaliyetlerini sürdürdükleri, düzeltme yoluna gitmeleri
yönünde yapılan yazılı uyarılar do�rultusunda gerekli i�lemleri yapmak üzere Odaya herhangi bir
ba�vuruda bulunmadıkları gerekçeleri ile Odamız Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki
Denetim ve En Az Ücret Yönetmeli�inin ilgili maddeleri uyarınca Odamız Yönetim Kurulu kararıyla Onur
Kuruluna sevk edilmi�lerdi.
Oda Onur Kurulu TMMOB Disiplin Yönetmeli�i uyarınca sürdürülen soru�turma sürecinin sonunda, 6235
sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birli�i Kanunu ve Ba�lı düzenlemeleri ile Odamız Ana
Yönetmeli�i ve Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeli�i ile hükme
ba�lanan düzenlemelere uygun davranmadı�ı gerekçeleriyle üyeler 1671 sicil nolu Hüseyin Nergiz, 756
sicil nolu Satı Gürcan ve 757 sicil nolu Adnan Gürcan’a bu fiillere ili�kin TMMOB Disiplin
Yönetmeli�inin 7. maddesi uyarınca yazılı uyarı cezası verilmesine oy birli�i ile karar verildi. 1689 sicil
nolu üye Eyüp Sabri Gürses’e ise TMMOB Disiplin Yönetmeli�inin 13. maddesinin soru�turma kapsamına
alınacak konular için disiplin cezasını gerektirecek eylemlerin i�lenmesinden itibaren 2 (iki) yıl geçmi� ise
soru�turma ba�latılamayaca�ı yönündeki hükmü gere�ince, dosyada yer alan belgeler do�rultusunda
konunun ele alınmasında süre a�ımına girilmi� bulundu�u, bu gerekçelerle dosyanın Oda Yönetim
Kuruluna iadesine, adı geçen üyenin Odamız düzenlemelerine aykırı olarak serbest �ehircilik faaliyetinde
bulundu�una ili�kin bilgi ve belgelerin bulunması ve yeniden sevki halinde konunun
de�erlendirilebilece�inin bildirilmesine oy birli�i ile karar verildi.
Üyelerimize Onur Kurulu kararı uyarınca, TMMOB Disiplin Yönetmeli�inin Yazılı Uyarı Cezalarına
ili�kin 7. maddesi do�rultusunda mesle�i uygularken meslekta�lar, üçüncü ki�iler ve Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birli�i ve Oda birimleriyle daha düzenli ve uyumlu bir tutum içinde olmaları gerekti�ini
bildirir tebli�ler yapılmı�tır.
Oda Onur Kurulu’nun Adnan Gürcan’a ili�kin 11.04.2005 tarihli karar metni a�a�ıdaki gibidir:
Yetkili serbest �ehircisi bulundu�u Adnan Gürcan Serbest �ehircilik Bürosunun ve Anakent Planlama
Ltd. �ti.’nin yıllık tescil yenileme i�lemini gerçekle�tirmeksizin serbest �ehircilik faaliyetlerini
sürdürdü�ü ve düzeltme yoluna gitmesi yönünde tarafına yapılan yazılı uyarılar do�rultusunda gerekli
i�lemleri yapmak üzere Oda’ya herhangi bir ba�vuruda bulunmadı�ı gerekçeleri ile Oda Yönetim
Kurulunun 14 A�ustos 2004 tarihli kararı ile, Odamız Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil,
Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeli�inin 10. maddesi (c) bendi (de�i�iklik R.G.
19.01.2005/25705) uyarınca Onur Kuruluna sevk edilen 757 sicil nolu Üyemiz Adnan Gürcan’ın;
07.09.2004 tarihli Onur Kurulu kararı ile sevk gerekçelerine ili�kin olarak yazılı savunmasının
istenmesine karar verilmi�tir. Oda Yönetim Kurulunun 18.10.2004 tarih ve 07/883 sayılı yazısı ile
yapılan tebligat ilgisine ula�mamı�, Oda Yönetim Kurulunun Ankara Ticaret Odası ile adres
güncellemesi amacıyla yaptı�ı yazı�maların ardından ilgilinin adres bilgilerinde de�i�iklik olmadı�ı
bilgisine eri�ilerek, üyenin yazılı savunma hakkını kullanabilmesi amacıyla yazılı savunma iste�i
yeniden tebli� edilmi�tir. Ancak bu tebligatın ardından üye yazılı savunmasını Odamıza iletmemi�tir.
Üyenin bu süre içinde, yetkili serbest �ehircisi bulundu�u büronun tescil yönünden gerekli
düzeltmelerini yapmak üzere Odaya müracaat etti�i, Oda Yönetim Kurulunun 12.03.2005 tarihli kararı
ile i�lemlerin uzun ve zahmetli yürüdü�ü, aynı zamanda eksik belgelerin de bulundu�u gerekçeleri ile
i�lemlerin tamamlanması için 12.04.2005 tarihine kadar süre verildi�i anla�ılmaktadır.Tüm bu veriler
üzerine Odamız Onur Kurulunun yaptı�ı de�erlendirme sonrasında:Üyenin serbest �ehircilik
faaliyetlerine ili�kin dayana�ı 6235 sayılı TMMOB Kanunu ve ba�lı düzenlemeleri olan Odamız
Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeli�inin 10.
maddesine yer alan düzenlemeleri ihlal etti�i, bu davranı�ının söz konusu yazılı düzenlemelerin serbest
�ehircilik hizmetlerinin e�it rekabet ko�ullarında üretilmesini sa�lamak, meslek alanında disiplini hakim
kılmak amaçlarına aykırılıklar ta�ıdı�ı; Tescilsiz çalı�tı�ı döneme ili�kin, tescil ve mesleki denetim
uygulaması yönünden gerekli düzeltmeleri yapmak üzere Odamıza ba�vuruda bulunmasının Onur
Kuruluna sevkine ili�kin ve tescilsiz dönemde ilgili düzenlemeleri ihlal etmi� olmasını ortadan
kaldırmadı�ı; Üyenin yazılı savunma hakkını kullanmaması nedeniyle bu tutum ve davranı�larının
gerekçeleri hakkında de�erlendirme yapılamadı�ı; Tescilsiz bulundu�u dönemlerde mesleki
etkinliklerini sürdürdü�ü, serbest �ehircilik faaliyetlerini sürdürmü� olması nedeniyle 6235 sayılı Türk
Mühendis ve Mimar Odaları Birli�i Kanunu ve Ba�lı düzenlemeleri ile Odamız Ana Yönetmeli�i ve
Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeli�i ile hükme ba�lanan
düzenlemelere uygun davranmadı�ı gerekçeleriyle 757 sicil nolu üye Adnan Gürcan’a, bu fiillere ili�kin
TMMOB Disiplin Yönetmeli�inin 7. maddesi uyarınca yazılı uyarı cezası verilmesine oy birli�i ile
karar verildi.
Oda Onur Kurulu’nun Satı Gürcan’a ili�kin 11.04.2005 tarihli karar metni a�a�ıdaki gibidir:
Yetkili serbest �ehircisi bulundu�u Satı Gürcan Serbest �ehircilik Bürosunun ve Anakent Planlama Ltd.
�ti.’nin yıllık tescil yenileme i�lemini gerçekle�tirmeksizin serbest �ehircilik faaliyetlerini sürdürdü�ü
ve düzeltme yoluna gitmesi yönünde tarafına yapılan yazılı uyarılar do�rultusunda gerekli i�lemleri
yapmak üzere Oda’ya herhangi bir ba�vuruda bulunmadı�ı gerekçeleri ile Oda Yönetim Kurulunun 14
A�ustos 2004 tarihli kararı ile, Odamız Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki Denetim ve
En Az Ücret Yönetmeli�inin 10. maddesi (c) bendi (de�i�iklik R.G. 19.01.2005/25705) uyarınca Onur
Kuruluna sevk edilen 756 sicil nolu Üyemiz Satı Gürcan’ın; 07.09.2004 tarihli Onur Kurulu kararı ile
sevk gerekçelerine ili�kin olarak yazılı savunmasının istenmesine karar verilmi�tir. Oda Yönetim
Kurulunun 18.10.2004 tarih ve 07/882 sayılı yazısı ile yapılan tebligat ilgisine ula�mamı�, Oda Yönetim
Kurulunun Ankara Ticaret Odası ile adres güncellemesi amacıyla yaptı�ı yazı�maların ardından ilgilinin
adres bilgilerinde de�i�iklik olmadı�ı bilgisine eri�ilerek, üyenin yazılı savunma hakkını kullanabilmesi
amacıyla yazılı savunma iste�i yeniden tebli� edilmi�tir. Ancak bu tebligatın ardından üye yazılı
savunmasını Odamıza iletmemi�tir. Üyenin bu süre içinde, yetkili serbest �ehircisi bulundu�u büronun
tescil yönünden gerekli düzeltmelerini yapmak üzere Odaya müracaat etti�i, Oda Yönetim Kurulunun
12.03.2005 tarihli kararı ile i�lemlerin uzun ve zahmetli yürüdü�ü, aynı zamanda eksik belgelerin de
bulundu�u gerekçeleri ile i�lemlerin tamamlanması için 12.04.2005 tarihine kadar süre verildi�i
anla�ılmaktadır.Tüm bu veriler üzerine Odamız Onur Kurulunun yaptı�ı de�erlendirme sonrasında: Adı
geçen üyenin serbest �ehircilik faaliyetlerine ili�kin dayana�ı 6235 sayılı TMMOB Kanunu ve ba�lı
düzenlemeleri olan Odamız Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki Denetim ve En Az
Ücret Yönetmeli�inin 10. maddesine yer alan düzenlemeleri ihlal etti�i, bu davranı�ının söz konusu
yazılı düzenlemelerin serbest �ehircilik hizmetlerinin e�it rekabet ko�ullarında üretilmesini sa�lamak,
meslek alanında disiplini hakim kılmak amaçlarına aykırılıklar ta�ıdı�ı, tescilsiz çalı�tı�ı döneme
ili�kin, tescil ve mesleki denetim uygulaması yönünden gerekli düzeltmeleri yapmak üzere Odamıza
ba�vuruda bulunmasının Onur Kuruluna sevkine ili�kin ve tescilsiz dönemde ilgili düzenlemeleri ihlal
etmi� olmasını ortadan kaldırmadı�ı, üyenin yazılı savunma hakkını kullanmaması nedeniyle bu tutum
ve davranı�larının gerekçeleri hakkında de�erlendirme yapılamadı�ı,tescilsiz bulundu�u dönemlerde
mesleki etkinliklerini sürdürdü�ü, serbest �ehircilik faaliyetlerini sürdürmü� olması nedeniyle 6235
sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birli�i Kanunu ve Ba�lı düzenlemeleri ile Odamız Ana
Yönetmeli�i ve Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeli�i ile hükme
ba�lanan düzenlemelere uygun davranmadı�ı gerekçeleriyle 756 sicil nolu üye Satı Gürcan’a, bu fiillere
ili�kin TMMOB Disiplin Yönetmeli�inin 7. maddesi uyarınca yazılı uyarı cezası verilmesine oy birli�i
ile karar verildi.
Oda Onur Kurulu’nun Hüseyin Nergiz’e ili�kin 11.04.2005 tarihli karar metni a�a�ıdaki gibidir:
Yetkili serbest �ehircisi bulundu�u Hüseyin Nergiz Serbest �ehircilik Bürosunun ve ATN �n�. Har.
Proje Tur. San. Tic. A.�.’nin yıllık tescil yenileme i�lemini gerçekle�tirmeksizin serbest �ehircilik
faaliyetlerini sürdürdü�ü ve düzeltme yoluna gitmesi yönünde tarafına yapılan yazılı uyarılar
do�rultusunda gerekli i�lemleri yapmak üzere Oda’ya herhangi bir ba�vuruda bulunmadı�ı gerekçeleri
ile Oda Yönetim Kurulunun 14 A�ustos 2004 tarihli kararı ile, Odamız Serbest �ehircilik Hizmetleri,
Büro Tescil, Mesleki Denetim ve En Az Ücret Yönetmeli�inin 10. maddesi (c) bendi (de�i�iklik R.G.
19.01.2005/25705) uyarınca Onur Kuruluna sevk edilen 1671 sicil nolu Üyemiz Hüseyin Nergiz’in;
07.09.2004 tarihli Onur Kurulu kararı ile sevk gerekçelerine ili�kin olarak yazılı savunmasının
istenmesine karar verilmi�tir. Oda Yönetim Kurulunun 18.10.2004 tarih ve 07/881 sayılı yazısı ile
yapılan tebligat ilgisine ula�mamı�, Oda Yönetim Kurulunun Ankara Ticaret Odası ile adres
güncellemesi amacıyla yaptı�ı yazı�malardan güncel adres bilgisine eri�ilerek, üyenin yazılı savunma
hakkını kullanabilmesi amacıyla yazılı savunma iste�i yeniden tebli� edilmi�tir. Ancak bu tebligatın
ardından üye yazılı savunmasını Odamıza iletmemi�tir. Üyenin bu süre içinde, yetkili serbest �ehircisi
bulundu�u büronun tescil yönünden gerekli düzeltmelerini yapmak üzere Odaya müracaat etti�i, Oda
Yönetim Kurulunun 12.03.2005 tarihli kararı ile i�lemlerin uzun ve zahmetli yürüdü�ü, aynı zamanda
eksik belgelerin de bulundu�u gerekçeleri ile i�lemlerin tamamlanması için 12.04.2005 tarihine kadar
süre verildi�i anla�ılmaktadır.Tüm bu veriler üzerine Odamız Onur Kurulunun yaptı�ı de�erlendirme
sonrasında:Adı geçen üyenin serbest �ehircilik faaliyetlerine ili�kin dayana�ı 6235 sayılı TMMOB
Kanunu ve ba�lı düzenlemeleri olan Odamız Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki
Denetim ve En Az Ücret Yönetmeli�inin 10. maddesine yer alan düzenlemeleri ihlal etti�i, bu
davranı�ının söz konusu yazılı düzenlemelerin serbest �ehircilik hizmetlerinin e�it rekabet ko�ullarında
üretilmesini sa�lamak, meslek alanında disiplini hakim kılmak amaçlarına aykırılıklar ta�ıdı�ı, tescilsiz
çalı�tı�ı döneme ili�kin, tescil ve mesleki denetim uygulaması yönünden gerekli düzeltmeleri yapmak
üzere Odamıza ba�vuruda bulunmasının Onur Kuruluna sevkine ili�kin ve tescilsiz dönemde ilgili
düzenlemeleri ihlal etmi� olmasını ortadan kaldırmadı�ı, üyenin yazılı savunma hakkını kullanmaması
nedeniyle bu tutum ve davranı�larının gerekçeleri hakkında de�erlendirme yapılamadı�ı,tescilsiz
bulundu�u dönemlerde mesleki etkinliklerini sürdürdü�ü, serbest �ehircilik faaliyetlerini sürdürmü�
olması nedeniyle 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birli�i Kanunu ve Ba�lı düzenlemeleri
ile Odamız Ana Yönetmeli�i ve Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil ve Mesleki Denetim
Yönetmeli�i ile hükme ba�lanan düzenlemelere uygun davranmadı�ı gerekçeleriyle 1671 sicil nolu
Üyemiz Hüseyin Nergiz’e, bu fiillere ili�kin TMMOB Disiplin Yönetmeli�inin 7. maddesi uyarınca
yazılı uyarı cezası verilmesine oy birli�i ile karar verildi.
Oda Onur Kurulu’nun Eyüp Sabri Gürses’e ili�kin 11.04.2005 tarihli karar metni a�a�ıdaki gibidir:
Oda Yönetim Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 02/222 sayılı yazısı ile iletilen dosya do�rultusunda, 1689
sicil nolu üye Eyüp Sabri Gürses’in; Yetkili serbest �ehircisi bulundu�u Eyüp Sabri Gürses Serbest
�ehircilik Bürosunun tescil yenileme i�lemini gerçekle�tirmeksizin ve henüz ilk tescil kaydı yapılmamı�
Eyüp Sabri Gürses Mim. Müh. �n�. Gay. Menk. Al. Sat. �n�. �th. �hr. San. Tic. Ltd. �ti.’nin tescil
kaydını sa�lamaksızın serbest �ehircilik faaliyetlerini sürdürdü�ü, düzeltme yoluna gitmesi yönünde
tarafına yapılan yazılı uyarılar do�rultusunda gerekli i�lemleri yapmak üzere Odaya herhangi bir
ba�vuruda bulunmadı�ı gerekçeleri ile Odamız Serbest �ehircilik Hizmetleri, Büro Tescil, Mesleki
Denetim ve En Az Ücret Yönetmeli�inin “Odaya kayıt ve tescilini veya yıllık tescil yenileme i�lemini
yaptırmadan Serbest �ehircilik faaliyeti yürüten Oda Üyeleri yazılı uyarıdan sonra 15 gün içerisinde
düzeltme yoluna gitmezlerse Onur Kuruluna sevk edilirler.” �eklindeki 10. maddesinin (c) bendi
uyarınca Onur Kuruluna sevkine ili�kin dosya incelenmi�tir.Yapılan inceleme sonucunda: Odamız
serbest �ehircilik büroları kayıtlarına göre adınıza kayıtlı ve 16.05.1995 tarihinde ilk tescil kaydı
yapılmı� olan serbest �ehircilik bürosunun tescil yenileme i�leminin 02.10.1998 tarihinden bu yana
gerçekle�tirilmedi�i, Üyenin Odamızda kayıtlı serbest �ehircilik bürosunun, son tescil yenileme
tarihinden bu yana büronun serbest �ehircilik faaliyetlerini sürdürüp sürmedi�ine ili�kin belgelerin Oda
Yönetim Kurulu tarafından yapılan inceleme kapsamında edinilmedi�i, bu kapsamda de�erlendirme
yapma olana�ının bulunmadı�ı, Oda Yönetim Kurulunun sevk gerekçelerinde henüz ilk tescil kaydı
henüz yapılmadı�ı yönünde bir tespit bulunan �irketin, “Ekip Mimarlık Mühendislik, �ehir Planlama,
Gayrimenkul Alım satımı, �n�aat, �thalat, �hracat, Nakliyat, Sanayi ve Ticaret Limited �irketi”nin 2
Mayıs 2002 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile unvanının “Eyüp Sabri Gürses Mimarlık Mühendislik
�n�aat, �thalat, �hracat, Nakliyat, Sanayi ve Ticaret Limited �irketi” olarak de�i�tirildi�i, böylece �irket
unvanın “�ehir planlama” konularının çıkarıldı�ı, ancak �irket faaliyet konularına ili�kin bilgi
edinilemedi�i, dolayısıyla �irketin serbest �ehircilik hizmetinde bulunup bulunmadı�ına de�erlendirme
yapılamadı�ı, Bununla beraber TMMOB Disiplin Yönetmeli�inin 13. maddesinin soru�turma
kapsamına alınacak konular için disiplin cezasını gerektirecek eylemlerin i�lenmesinden itibaren 2 (iki)
yıl geçmi� ise soru�turma ba�latılamayaca�ı yönündeki hükmü gere�ince, dosyada yer alan belgeler
do�rultusunda konunun ele alınmasında süre a�ımına girilmi� bulundu�u, bu gerekçelerle dosyanın Oda
Yönetim Kuruluna iadesine, adı geçen üyenin Odamız düzenlemelerine aykırı olarak serbest �ehircilik
faaliyetinde bulundu�una ili�kin bilgi ve belgelerin bulunması ve yeniden sevki halinde konunun
de�erlendirilebilece�inin bildirilmesine oy birli�i ile karar verildi.
TMMOB SU POL�T�KALARI KONGRES� 1. DUYURU
21-23 Mart 2006’da Ankara’da gerçekle�tirilecek olan TMMOB Su Politikaları Kongresi 1. duyurusu
yayımlandı.
TMMOB tarafından düzenlenen bu etkinli�e Odamız adına Düzenleme Kurulunda M. Vedat Özbilen
görevlendirilmi�tir. Kongrenin içeri�i, ele alınacak konu ba�lıkları, di�er kurulların olu�turulmasında
Odamız adına çalı�maları Sayın Özbilen yürütmektedir. �PO olarak ulusal düzeyde su politikamızın
belirlenmesine katkı sa�layaca�ına inandı�ımız bu çalı�mada yer almak ve bölge-kent-kır ölçe�i bazında su
kaynaklarının yönetimine nasıl baktı�ımızın belirlenmesine özel bir önem vermekteyiz. Bu nedenle tüm
üyelerimizin a�a�ıda belirtilen konularda Odamız görü�ünü olu�turmayı veya kongreye destek vermelerini
beklemekteyiz.
TMMOB �n�aat Mühendisleri Odası Sekreteryalı�ında yürütülen kongrenin birinci duyurusunda a�a�ıdaki
hususlar da yeralmaktadır.
Giri�
Ülkemizde hızlı nüfus artı�ı ile artan gıda ihtiyacının kar�ılanması için tarımsal sulama ihtiyacının yanı sıra,
sosyo-ekonomik kalkınma gere�i hızlı kentle�me ve sanayile�meye ba�lı olarak, su teminine yönelik
talepler yo�unla�maktadır.
Ülkemizdeki yerüstü ve yer altı suyu kaynakları ile ilgili ekonomik potansiyelin sürekli ve dengeli
sürdürülebilir kalkınma prensipleri do�rultusunda çevresel etkiler dikkate alınarak geli�tirilebilmesi, sosyo-
ekonomik geli�mede de süreklili�in sa�lanması açısından önem ta�ımaktadır. Sürdürülebilir su yönetimi
politikalarının uygulanabilmesi ise; do�ru yasal ve kurumsal yapılar, kurumlar arasında koordinasyon,
katılımcı yönetim, e�itim, ara�tırma-geli�tirme ve uygun teknolojilerin seçimi ile do�rudan ili�kilidir.
Di�er taraftan su hizmetleri yönetimi üzerine geli�tirilen küresel politikalar sonucunda ulus ötesi su
�irketlerinin sektördeki a�ırlıkları ve politika belirleme güçleri giderek artmaktadır. Suyun ekonomik bir
meta oldu�u ve su yönetiminde kamu a�ırlı�ının azalması ve piyasa mekanizmalarının daha etkin olması
�eklindeki uluslararası politik yakla�ımlar a�ırlık kazanmaktadır.
Bu süreçte, su yönetimi konusunda uluslararası politikaların ulusal çıkarlarımız ve toplumsal gerçeklerimiz
ı�ı�ında de�erlendirmeye alınarak tartı�ılmasına ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra, AB’ye giri� sürecinde
Türkiye’deki yapısal düzenlemelerin su kaynakları yönetimi ve su hizmetleri yönetimi alanlarında ortaya
çıkaraca�ı yeni kurumsal yapılar ve yönetim politikaları ülke ve toplum çıkarlarımız açısından ele alınarak
incelenmelidir.
Özellikle Dicle ve Fırat Nehirleri ba�ta olmak üzere sınır a�an sularımızın yönetimi üzerinde uluslararası
ilginin yo�unla�tı�ı bir süreç ya�anmaktadır. Su kaynaklarımız üzerinde ulusal denetimimizin zayıflaması
ve bu kaynakları geli�tirmemizin kısıtlanması sonucunu do�urabilecek planlar ele alınarak incelenmelidir.
TMMOB Su Politikaları Kongresi, tüm bu konuların yasal, teknik, sosyo-ekonomik, teknopolitik ve
hidropolitik açılardan ele alınarak çe�itli yönleri ile tartı�ılaca�ı bir platform yaratılması amacına yönelik
olarak düzenlenmektedir.
Kongrede Ele Alınacak Konular
• Su kaynakları geli�tirme politikaları,
• Su hizmetleri yönetim politikaları.
• Ulusal ve uluslar arası stratejiler (Sınır A�an Sular, Küreselle�me, Özelle�tirme Politikaları) olarak
belirlenmi�tir.
Yukarıdaki ana ba�lıklar çerçevesinde açılım sa�lanacak konular ise,
- AB Su Çerçeve Yönergesi,
- Planlama,
- Yatırım,
- ��letme,
- Yasal ve Yapısal Uygulamalar,
- Koordinasyon (Kurumlar arası e�güdüm),
- Katılımcı Yönetim ve Uygulamalar,
- Yeni Finans Modelleri,
- Teknik Yakla�ımlar,
- Ekonomik Yakla�ımlar,
- Çevresel Etkiler,
- Sosyal ve Etik Boyutlar
olacaktır.
Bildiri Ça�rısı ve Sunumlar
Kongrede bildiri sunmak isteyen ki�i ve kurulu�ların, 800-1000 sözcükten olu�an geni�letilmi� bildiri
özetlerini Kongre Sekreterli�ine e-posta yolu ile, 1 A�ustos 2005 tarihine dek “Ba�vuru Formu” ekinde
ula�tırması gerekmektedir (e-posta: [email protected])
Bildiri Kabul Kuralları
• Bildiriler ki�i ve kurulu�lar adına verilebilir.
• Çeviriler, ticari amaçlı yazılar, kayna�ı belirtilmeden yapılan alıntılar içeren bildiriler kabul
edilmeyecektir.
• Geni�letilmi� bildiri özetleri, konunun hakemleri tarafından incelenerek kongreye kabul edilebilirlik
açısından bir ön de�erlendirmeden geçirilecektir.
• Uygun bulunan geni�letilmi� bildiri özetleri yazar(lar)ına, bildiri düzenleme kurallarını da içeren
tamamlayıcı bilgilerle birlikte gönderilecektir.
• Bir özetin uygun bulunması bildirinin Kongrede sunulmak üzere kabul edilmi� oldu�u anlamını
ta�ımamaktadır. Kabul kararı, bildiri tam metni üzerindeki de�erlendirme sonucu kesinle�ecektir. Kabul
edilen bildirilerin tamamı kongre kitapçı�ında yer alacak ancak, sunulacak olan bildiri sayısı program
olanakları çerçevesinde belirlenecektir.
Geni�letilmi� Özet Yazım Kılavuzu
1. Özetler 800-1000 sözcükle sınırlandırılmı�tır. Özetler 800 sözcükten az olmamalıdır.
2. Özet metin bilgisayarda Word ile 1,5 satır aralıkla, Times New Roman fontu ve 12 punto ile
yazılmalıdır.
3. Özet metinde; bildiri ba�lı�ı, yazar(lar) bilgisi, çalı�ma yöntemi, amaç ve kapsam, bulgular, ana
kaynaklar yer almalıdır.
4. Özet metinde gerek duyuluyorsa tablo, �ekil ve foo�raflar da konulabilir. Ancak bu tür görsel
malzeme özet metnin %10’unu geçmemeli, okunabilir netlikte ve düzende olmalıdır.
Kayıt ve Katılım
Kongre delege katılım ücreti 100.-YTL ‘dir. Bildiri sunacak ki�ilerden katılım ücreti alınmayacaktır.
Kongreye katılmak isteyen tüm ki�i ve kurulu�ların bu formu doldurup göndermeleri gerekmektedir.
Kongre ba�vuru formu web sayfamızda da sunulmaktadır. Kongreye birden çok delege ile katılacak kurum
ya da kurulu�ların delege isimlerini bir liste halinde göndermesi yeterlidir
Kongre Takvimi
01.08.2005 – Bildiri Özetlerinin Son Teslim Tarihi
01.10.2005 – Bildiri Özetleri Kabul/Red Bildirim Tarihi
15.11.2005 – Bildiri Tam Metni Son Teslim Tarih
Kongrede odamızdan beklenen sunu� için olu�turulacak görü�e tüm üyelerimizin katkısını bekliyoruz.
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak ve geli�meleri takip etmek için odamız web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
�UBELERDEN HABERLER
ANKARA �UBE
“ULUS PANEL�” GERÇEKLE�T�R�LD�
Ankara Büyük�ehir Belediyesi Meclisi’nin Ocak ayında Ulus’taki mevcut planları iptal ederek yerine “Ulus
Tarihi ve Kültürel Kentsel Dönü�üm ve Geli�im Proje Alanı” adı altında bir uygulamaya ba�lama kararı
alması, bu karar kapsamında da ba�ta Ulus Hali olmak üzere Ulus Çar�ısı, Modern Çar�ı gibi binaların
yıkılaca�ına ili�kin haberlerin çıkmasıyla birlikte Ulus, Ankara ve �ubemizin gündeminde ilk sıralara
oturmu�tu.
Konunun gündemde tutulması için �ubemizin de içinde bulundu�u Ankaram Platformunca 17 Mayıs 2005
tarihinde 100. Yıl Çar�ısı Konferans Salonu’nda geni� bir katılımla “Ulus Paneli” gerçekle�tirildi. Meslek
adamları, Ulus esnafı, parti il-ilçe örgütleri, milletvekilleri ve Ankaralıların katılımıyla gerçekle�tirilen
Panelin ilk bölümünde Emre Madran “Ankara’da Ulus” konulu, “Jansen’den Bugüne Koruma Politikaları”
konusunda ise ö�retim üyesi Mehmet Tunçer bir sunu� gerçekle�tirdi. Ardından “1980 Sonrası Ulus Tarihi
Kent Merkezi Plan ve Projeleri” konulu oturumda Ulus’ta �imdiye dek yapılan plan ve projelerin
müellifleri Haluk Alatan, Baykan Günay, Abdi Güzer ve Ali Osman Öztürk birer konu�ma yaptı.
Oturum Ba�kanlı�ını Bülent Tanık’ın yaptı�ı “Forum” bölümünde Ulus’taki güncel geli�meler
de�erlendirildi. Bu bölümde milletvekilleri, siyasi parti il örgütleri, 100.Yıl Çar�ısı Derne�i, Modern Çar�ı
Derne�i, Ulus Hal Derne�i, Ulus ��hanı Derne�i, Ankaram Platformu ve Meslek Odaları Temsilcileri
görü�lerini dile getirdiler. Bu bölümde söz alarak görü�lerini dile getirenler arasında yer alan Ankaram
Platformu adına Yönetim Kurulu üyelerimizden S. Zafer �ahin ve �ubemiz adına Eser Atak Belediye
tarafından yapılan uygulamaları de�erlendirirken, Oda Genel Sekreterimiz Funda Erkal ile planın
müelliflerinden Ömer Kıral, Raci Bademli Planı’nı de�erlendirdiler.
Panel kapsamında basına ve kamuoyuna Ulus’ta ya�anılan sürecin de�erlendirildi�i “Ankaram Platformu
Ulus Bildirisi” açıklandı. Bu bildiri a�a�ıda sunulmaktadır:
ANKARA’NIN KALB� ULUS’TA KENT YÖNET�MLER�N�N UNUTTU�U
“KATILIMI” ANKARAM PLATFORMU GERÇEKLE�T�R�YOR! (17 Mayıs
2005)
Son günlerde, Ankara’daki kent yönetimlerinin; genel olarak Ankara tarihi kent dokusu, özelde de Ulus
bölgesini içine alan fikir, tasarı ve projeleri kamuoyuna yansımaktadır. Ancak do�rudan Yerel Yönetimler
ya da Yerel Yönetimler-Bakanlıklar-Sivil Toplum Kurulu�ları i�birli�i ile gerçekle�tirilece�i ileri sürülen
ve Ulus özelinde Ankara’nın tarihi dokularını “modern” ve “Ankara’ya yakı�ır” hale getirip “aya�a
kaldıraca�ını” ifade eden bu tasarıların gerçekte ne oldu�u anla�ılamamaktadır. Projelere ili�kin olarak kent
yönetimlerinden bilgi edinme çabaları sonuçsuz kalmaktadır. Kent yönetimleri, özellikle de Ankara
Büyük�ehir Belediyesi, tasarılarını iddia edilenin aksine Meslek Örgütleri ve Sivil Toplum Kurulu�larıyla
payla�mamaktadır. Seçimler öncesi, “�effaflık”, “katılımcı yönetim” vadeden Belediye Yönetimi bilgi
vermekten kaçınmakta, harcanan tüm çabalara kar�ın Meslek Örgütleri ve Sivil Toplum Kurulu�ları, basına
yansıyan “rivayetlerden” öte bilgi edinememektedirler.
Ayrıca Ulus’a ili�kin bu tasarılar olu�turulurken Ulus’ta ya�ayan esnaf, zanaatkar, ticaret erbabı, serbest
meslek sahibi, i�çi, memur ya da çe�itli sebeplerle Ulus’ta her gün bulunan Ankaralılara ve de Ulus’un
gerçek sahibi olan Ankara kentinin tüm sakinlerine danı�ılmamı�, gerekli katılım mekanizmaları
i�letilmemi�tir. Seçimden seçime verilen oy, yapılan her �eyi me�ru kılmakta olup, bu durum da Belediye
Yönetimince herhangi bir katılım sürecinin i�letilmesine gerek olmadı�ı yorumuna neden olmaktadır.
Oysaki gelinen süreç sonunda, Belediye’nin aldı�ı kararlarla, Ankara’nın kalbi olan Ulus, Ankara Kalesi ve
Hamamönü bölgesinin bir kısmındaki imar planları, hukuksuz bir biçimde iptal edilmi�tir. Buralarda mülkü
olan ya da i�yeri olan Ankaralılar aylardır “elleri bö�ürlerinde” tedirgin bir biçimde beklemektedirler.
Kendilerine herhangi bir bilgi verilmemekte, �a�kın bir biçimde oradan oraya ko�turmaktadırlar. Bunun
yanında plansızlık ayakta kalan son tarihi eserleri de vurmaktadır. Yangın, i�gal, yıkılma tehdidi altındaki
tarihi eserlerimiz, plansızlı�ın da etkisiyle gün geçtikçe yok olmakta, Belediye’nin kayıtsızlı�ı da devam
etmektedir. Ankara’da geçti�imiz on yıl içinde bir tek tarihi Ankara evini restore ettirmeyen, tarihi dokuda
bir tek uygulamayı gerçekle�tirmeyen, Hacı Bayramdaki “Kuleli Ev” gibi mülkiyeti kendine ait olan tarihi
yapıları bile yıkılmaya terk eden Ankara Büyük�ehir Belediyesi’nin yaptıklarını anlamak mümkün de�ildir.
Ankaram Platformu; Kızılay’ın Yayalara Kapatılması sürecinden beri yürüttü�ü çalı�malarla Ankara’yı
Ankara yapan Güvenpark ve Ulus gibi de�erlerin ve Ankaralı’nın kentli haklarının savunucusu olmu�, bir
katılım süreci olu�turarak Ankaralıların bir “kentli” hareketinde bulu�malarını sa�lamı�tır. Yine bu amaca
yönelik olarak Ankaram Platformu, Ulus’ta ya�anan sürece ili�kin Belediyenin yapmadı�ı �eyi
gerçekle�tirmektedir. Konusunun uzmanı bilim adamları ile Ulus sakinleri bir panel ve forumda bir araya
getirilerek görü�ler payla�tırılacaktır. Bu �ekilde, dinlenmeyen bilim adamlarının ve Ulus sakinlerinin
görü�leri kamuoyuna duyurulacaktır.
Bilinmelidir ki;
ULUSTA TAR�H� KORURKEN YEN�LENMEN�N,
YA�ATIRKEN KULLANMANIN YOLU
ANKARA’LILARI BU SÜRECE KATMAKTAN GEÇER!
ANKARAM PLATFORMU
ANKARA �UBE
KÜLTÜR BAKANLI�I HUKUK MÜ�AV�RL���’NDEN ULUS DAVAMIZA DESTEK
Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Ankara Büyük�ehir Belediyesi Meclisi’nin Ocak
ayında aldı�ı karar için görü�üne ba�vurdu�u Kültür Bakanlı�ı Hukuk Mü�avirli�i, belediyenin iptal
kararının hukuki gerekçesi olmadı�ını belirterek konuyla ilgili dava açılabilece�ini bildirdi.
Bakanlık konuyla ilgili bir dava açma giri�iminde bulunmamakla birlikte, Odamızca daha önce de
duyurdu�umuz gibi, Ankara Büyük�ehir Belediye Meclisi’nin 24.12.2004 tarih ve 5272 sayılı Belediye
Kanunu’nun 73. maddesine dayanarak 14.1.2005 gün ve 210 sayılı kararı ile “Ulus Tarihi Kent Merkezi
Koruma Islah �mar Planının tamamını, Tarihi Kale �çi’ni, Kalenin do�usunda yer alan bölgeye ait eski kent
dokusu koruma amaçlı imar planının kuzey bölümünü, Atıfbey 1. Etap park ve rekreasyon alanı uygulama
imar planını, �smetpa�a Mahallesini ve Roma Hamamını kapsayan alanda yürürlükteki kamu proje alanı 5,
kamu proje alanı 6, ve 1/5000 ve 1/1000 ölçekli tüm planların iptali için Ulus tarihi ve kültürel kentsel
dönü�üm ve geli�im proje alanı olu�turması kararının iptali talebi ile 14.03.2005 tarihinde dava açılmı�tı.
Söz konusu davada Ankara 9. �dare Mahkemesi 05.04.2005 tarihinde aldı�ı ara kararla, davalı Belediyeden
1/1000 ölçekli Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah �mar Planı hakkında Ankara Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 10.11.1989 gün ve 954 sayılı kararının da içinde bulundu�u tüm bilgi ve
belgeleri içeren i�lem dosyasını istedi. Kararda ayrıca yürütmenin durdurulması kararının, dosya
tamamlandıktan ve belediyenin birinci savunması alındıktan sonra de�erlendirilece�i belirtildi. Bu süreçte
Kültür Bakanlı�ı Hukuk Mü�avirli�i’nin de konuya ili�kin görü�ü, açmı� oldu�umuz davayı güçlendirecek
bir etken olarak de�erlendirilmektedir.
ANKARA �UBE
5 HAZ�RAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜNÜ ETK�NL�KLERLE KUTLADIK
5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, Peyzaj Mimarları Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Mimarlar
Odası Ankara �ubeleri, Çankaya Belediyesi, Do�a Derne�i ve �ubemizin ortak çalı�malarıyla birlikte üç
günlük etkinlik programı hazırlandı.
3 Haziran 2005 tarihinde Bülent Tanık’ın konu�macı olarak yer aldı�ı “Küreselle�me, Kent ve Çevre”
konulu panelle ba�layan etkinlikler 4 Haziran 2005 tarihinde 1. Derece Do�al ve Arkeolojik Sit olan Kıbrıs
Köyü Vadisi’ne yapılan açıklamalı gezi ile devam etti.
Etkinliklerin son günü, 5 Haziran 2005 Dünya Çevre Günü’nde Ankara’nın hızlı nüfus artı�ı ve plansız
kentle�menin bir sonucu olarak yeni bir çevresel sorun olarak halk ve çevre sa�lı�ını tehdit eden Mamak
Çöplü�ü ve Türkiye’de bulunan 445 ku� türünün ortalama 200 türünün ya�adı�ı Mogan Gölü olmak üzere
iki yerde etkinlik gerçekle�tirildi.
Mogan Gölü’nde önce kahvaltılı bir basın açıklaması gerçekle�tirildi. Basın açıklamasından sonra Do�a
Derne�i’nden konunun uzmanları ile teleskoplar yardımıyla Ku� Gözlem Etkinli�i gerçekle�tirildi. Göl
çevresinde Büyük�ehir Belediyesi’nce sazlıkların söküldü�ü ve kıyı düzenlemesinin yapıldı�ı alanın
incelenmesinin ardından, dünyada tek yeti�me alanının Mogan Gölü’nün kenarı oldu�u “yanardöner
çiçekleri”nin tanıtılması ile yapılan gezi sonunda etkinlik son buldu.
Çevre Günü kapsamında yapılan ikinci etkinlik Mamak Çöplü�ü’ndeydi. Mamaklıların, Ankaralıların,
meslek odaları ve derneklerin katılımıyla olu�an yakla�ık 2 bin ki�iyle Ege Mahallesi Muhtarlı�ı önünde bir
Basın Açıklaması ve yürüyü� gerçekle�tirildi. Kısa bir süre çöp araçlarının geçi�i engellendi. Basın
açıklamasında Mamak Çöplü�ü’nün kapatılması yönünde yıllardır yapılan eylemlere ve yetkililerce verilen
sözlere ra�men hala çöplü�ün kaldırılmadı�ı belirtilerek “Mamak Çöplü�ü Kapatılsın, Üstünde Çiçekler
Açsın” iste�i bir kez daha vurgulandı. 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında yapılan ortak Basın
Açıklamaları a�a�ıda yer almaktadır:
5 HAZ�RAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI (05.06.2005)
MOGAN SADECE �NSANLARIN DE��LD�R MOGAN KU�LARIYLA
KORUNMALIDIR
Mogan Gölü, Türkiye’nin 13 “özel çevre koruma alanı”ndan birisidir. Özel çevre koruma alanı ilan
edilmesinin en önemli sebebi, Gölün barındırdı�ı bitki ve hayvan türlerinin çe�itlili�i ile nadir ve nesli
tehlikedeki ku� türlerinin önemli üreme bölgesi olmasıdır.
Ya�ama saygı gösterilmeli
Dolayısıyla Mogan Gölü sadece bir su birikintisi de�ildir. Ba�ta pek çok ku� türü olmak üzere yüzlerce
canlının ya�am alanı ve yuvasıdır. Bu nedenle Gölde yapılan düzenlemelerde di�er canlıların ya�amlarına
saygı gösterilmelidir.
�nsanları di�er canlılardan ayıran özelli�imiz olan akıl ve dü�ünme yetene�imizi, vinç ve buldozerlerle
canlıların yuvalarını ve kendilerini yok etmek için kullanmak ba�lı ba�ına “vah�ilik” de�il de nedir?
Parkları ve yolları, yok etti�imiz ku� yuvalarının ve ölülerinin üzerine kuraca�ız; bunu da sözde ye�il alan
olu�turmak için yapaca�ız. Bu mudur canlı ve ye�il sevgisi?
Büyük�ehir Belediyesi yine bilimi ve uzmanlı�ı dı�lıyor
Mogan Gölü ve çevresi, rekreatif bir alan olarak Ankaralıların dinlenme ve e�lenme ihtiyacı için bir
olanaktır. Gölün ve çevresinin bugüne dek ihmal edilmesi, kirletilmesi ve yerle�im baskılarına maruz
kalması onaylanacak bir durum de�ildir. Ancak gölde yapılacak düzenlemelerin do�a koruma biliminin
rehberli�inde sürdürülmesi gereklidir. Buna ra�men Ankara Büyük�ehir Belediyesi ne yazık ki bu ilkeleri
görmezden gelmektedir.
Belediye ne yaptı?
Bu güne kadar Ankara Büyük�ehir Belediyesi tarafından Mogan Gölü’ndeki sazlık alanlarda yapılan
çalı�malar Sulak Alanların Korunması Yönetmeli�i’ni pek çok kez ihlal etmi�tir.
• Yönetmeli�in 6. Maddesine göre sekiz hektardan daha büyük do�al sulak alanlar doldurulamaz.
Büyük�ehir Belediyesi, 2004 yılında gölün batı kıyısında in�asına ba�ladı�ı Mogan Gölü Rekreasyon
Alanı kıyısını ta� ve betonla doldurarak 5 km uzunlu�unda bir yürüyü� yolu yaptı.
• Yönetmeli�in 10. Maddesine göre ise ku�ların kuluçka alanlarını bozmamak kaydıyla, her yıl Ekim,
Kasım ve Aralık ayları içerisinde, kara tarafından su kesimine do�ru ve bütün saz alanının %30’unu
geçmeyecek �ekilde saz kesimi yapılabilir. Koruma bölgelerinde saz ve di�er bitki türlerinin yakılması,
sazların sökülmesi ve tahrip edilmesi yasaktır. Büyük�ehir Belediyesi, 2004 bahar ve yaz aylarında
rekreasyon alanına in�a etti�i 5 kilometrelik yürüyü� yolu boyunca kıyıda yer alan sazlık alanı ve gölün
kuzey ucundaki sazları sökerek ortadan kaldırdı. Kesiminin bile yasak oldu�u bölgede sazlıklar köküyle
söküldü.
• Aynı yönetmeli�in 15. Maddesine göre Do�a Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlü�ü’nün uygun
görü�ü alınmadan dip taraması yapılamaz ve dip çamuru çıkarılamaz. Yine Büyük�ehir Belediyesi,
2004 bahar ve yaz aylarında saz sökümü yaptı�ı bölgelerin dip çamurunu çıkardı. 2005 yılı Nisan ve
Mayıs aylarında da bu çalı�ma aynı bölgelerde devam etti.
• Öte yandan, Mogan Gölü’nde bir kısmı yok edilen sazlık alanda AB tarafından koruma altına alınmı�
aynı zamanda Bern Sözle�mesi’ne göre de korunması gereken ku� türleri yuva kurmaktaydı. Bu
nedenle, sazlıkların yok edilmesi Türkiye’nin taraf oldu�u Bern Sözle�mesi’ne ve adaylık sürecinde
oldu�u AB Ku�ları Koruma Direktifi’ne de aykırıdır.
Ne yapılmalıdır?
• Mogan Gölü’ndeki saz kesimi, Sulak Alanların Korunması Yönetmeli�i’nin 6, 10 ve 15. maddelerine
göre yapılmalıdır. Bu çerçevede saz kesimi önceden konunun uzmanları tarafından planlanmalı ve hasat
bundan sonra yapılmalıdır. Bu plan hazırlanana kadar sazlara yapılacak benzer müdahaleler göldeki
canlı türlerinin nesli için ciddi bir tehdit olu�turmaktadır ve yasadı�ıdır.
• Gölün ekosisteminin korunması için koruma ku�aklarına uygun arazi kullanım kararları verilmeli ve
buna uyulması sıkı biçimde denetlenmelidir.
• Gölün planlanmasıyla sorumlu olan Çevre Bakanlı�ı’na ba�lı Özel Çevre Koruma Kurumu
Ba�kanlı�ı, belediyelerin uygulamalarının sürekli olarak denetlenmesi için teknik ve mali olarak
güçlendirilmeli, sorumlular siyasi kaygılarla de�il, bilimsel ve etik kaygılarla hareket etmelidir.
• Göl ve çevresi için bir yönetim planı olu�turulmalı, bu yönetim planı çerçevesinde sürekli bir izleme
de�erlendirme birimi kurulmalıdır.
• Gölün ekosistemine zarar verecek “en yüksek fıskiye” gibi fantezi projeler yerine gölün kirlenmesini
önleyici ve çevredeki yerle�im baskılarını azaltıcı projeler ya�ama geçirilmelidir.
• Ankaralılar olarak Mogan Gölü’nün ve çevresinin korunmasına yardımcı olmak bizim de
görevimizdir. O nedenle Gölün çevresine yerle�im talebinde bulunmamalı, yapılan düzenlemelerin
gölün do�al bütünlü�ünü bozmaması için sorumlu kurumları denetleme görevimizi sürekli olarak yerine
getirmeliyiz.
Belediyeyi do�aya saygıya ça�ırıyoruz
Mogan Gölü’nün çevresinin düzenlenmesi ve Ankaralıların da bu gölden dinlenme amaçlı yararlanması
önemlidir. Ancak Mogan ve sazlıkları, insanlar buraya yerle�meden önce de binlerce yıldır burada ya�ayan
ku�lar için çok daha önemlidir. Bu nedenle Büyük�ehir Belediyesi’ni, yapılacak düzenlemelerde gölün ev
sahipleri olan ku�lara bilimin rehberli�inde saygı göstermeye ça�ırıyoruz. 05.06.2005
Do�a Derne�i,
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası,
TMMOB Mimarlar Odası,
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası,
TMMOB �ehir Plancıları Odası
Y�NE B�R 5 HAZ�RAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ’NDE!
MAMAK ÇÖPLÜ�Ü’NÜ ve VER�LEN SÖZLER� UNUTMADIK!
UNUTTURMAYACA�IZ!
VER�LEN SÖZLER TUTULMADI: ÇÖPLÜK HALA KAPATILMADI ÇEVRE ve
HALK SA�LI�I HALA TEHL�KEDE!
Ba�kent Ankara, son yıllarda planlama süreçlerinden uygulamaya kadar birçok kentsel çevre sorunuyla
kar�ı kar�ıya. Bunlardan en önemlisi de yıllardır çözüm bekleyen katı atık sorunu.
Ankara’da çöpler uzun yıllar, Mamak Tuzluçayır Çöplü�ü’ne dökülmekteydi. Tuzluçayır Çöplü�ü’nün
1979 yılında kapatılmasının ardından, 1980 yılında düzensiz çöp depolamaya ba�lanan Mamak Çöp Döküm
Alanı ise hızlı nüfus artı�ı ve plansız kentle�menin bir sonucu olarak yeni bir çevresel sorun olarak halk ve
çevre sa�lı�ını tehdit etmeye devam ediyor.
Türkiye’nin, çöp ve çöplük sorununda, dünyada bir ilke imza atmı� oldu�unu hepimiz biliyoruz. 1993
yılında, �stanbul Ümraniye’de meydana gelen “çöplük patlaması”nda onlarca insanımız ya�amını yitirmi�ti.
O günden bu yana, çöp sorununun ülke genelinde çözümüne yönelik adımlar atıldı. Ancak, bu adımların
yetersiz oldu�u çok açık. 15 büyükkent belediyesinden sadece ikisinde “Düzenli Çöp Depolama Alanı”
bulunmuyor. Bunlardan biri de ne yazık ki BA�KENT ANKARA. Ankara’da, günlük 3000 ton çöpün
döküldü�ü Mamak Çöplü�ü, yarattı�ı çevre sorunu ile çevre ve halk sa�lı�ını tehdit etmeye devam ediyor.
Katı atık yönetimi tüm süreçleri ile birlikte (toplama, ta�ıma, geri kazanım, bertaraf) planlanması gereken
kamusal bir eylemdir. Bu eylem teknik, ekonomik ve toplumsal bir projedir.
Mamak Çöplü�ü’nün kapatılması yönünde, meslek odalarının, demokratik kitle örgütlerinin ve
Mamaklıların seslerini duyurmak için pek çok �ey yaptı�ı biliniyor. Ancak, sorumlu idarelerce sorunun
çözümüne yönelik bir arpa boyu yol alınmadı�ı da ortada…
Son olarak, geçti�imiz aylarda Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe gazetelere, “çöplük kalkmazsa eylem
yaparım” �eklinde demeçler verdi. Ardından Ankara Büyük�ehir Belediye Ba�kanı �.Melih Gökçek konuya
dair öteleme açıklamalar yaptı.
Evet, ÇÖPLÜK HALA KALKMADI!
Bilim ve teknoloji göz ardı edilmeye devam ediliyor.
Bakan Pepe sözünde durmadı?
Seçimler öncesi vaatler veren Melih Gökçek sözünde durmadı
Biz her yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde oldu�u gibi yine buradayız, yine .“Mamak Çöplü�ü
Kapatılsın! Üstünde Çiçekler Açsın” diyoruz… Ve Buradan Bakan Pepe’ye, Ba�kan Gökçek’e, sözünde
durmayanlara, bu sorunu ve bizleri görmezden gelenlere, Ankaralıları bu utançla, Mamaklıları sa�lıksız
ko�ullarda ya�amaya mahkum edenlere sesleniyoruz:
2005 Haziran ayındayız…
Evet, Ankara’nın çöpleri hala Mamak Çöplü�ü’ne dökülmeye devam ediyor…
Evet, Mamak halkı sa�lıksız ko�ullarda ve her türlü riske ra�men ya�amak için direniyor,
Evet, Mamak Çöplü�ü hala Ba�kent’in yüzkarası,
Evet, Mamak çöplü�ü hala koku saçıyor,
Evet, Mamak çöplü�ü patlamaya hazır bomba, hala korku saçıyor,
Evet, Mamak çöplü�ünden beslenen ku�lar ve köpekler hala salgın hastalıkların habercisi
Evet, Sızıntı suları hala çevre ve halk sa�lı�ını tehdit ediyor.
Evet, Sayın Bakan: ÇÖPLÜK HALA KALKMADI!
Evet, Biz her 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde oldu�u gibi Mamak Çöplü�ü’ndeyiz….
Mamak Çöplü�ü Kapatılsın! Üstünde Çiçekler Açsın! diyoruz!
Bilimin, teknolojinin ve kamusal yararın ı�ı�ında bir an önce yapılması gerekenleri yineliyoruz:
• Yasa ve yönetmeliklere göre; atıkların depolanması ve bertarafından sorumlu ve yetkili olan Ankara
Büyük�ehir Belediyesi sorumluluklarını yerine getirmelidir. Ankara’nın çöp sorunu bütünle�ik bir katı
atık yönetimi anlayı�ıyla ele alınmalıdır.
• Sincan Çadırtepe Düzenli Depolama alanının altyapı eksiklikleri ve ek projeler bir an önce
tamamlanmalı ve Ankara’nın çöpleri artık Ba�kent’e yakı�ır �ekilde düzenli depolanmalıdır.
• Büyük�ehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri arasındaki her türlü çeki�me ve gereksiz tartı�madan uzak,
kentteki aktarım istasyonları proje bütünlü�ü içinde ivedilikle yapılmalıdır.
• Mamak çöplü�ü’nün rehabilitasyon çalı�malarına ba�lanmalı, halk sa�lı�ını tehdit edecek her türlü
riske kar�ı önlem alınmalı, ta�ıdı�ı çevresel riskler ortadan kaldırılmalıdır.
• Mamak çöplü�ü rehabilitasyon çalı�maları tamamlana kadar, sahaya her türlü hayvan ve insan giri�ini
engelleyecek önlemler alınmalı, içeriye çe�itli noktalardan girmeyi olanaklı kılan çitler onarılmalı ve
rehabilitasyon süreci tamamlanana kadar kontrol altında tutulmalıdır. Sahadan beslenen köpeklerin ve
ku�ların yaratabilece�i ve do�rudan do�ruya halk sa�lı�ını tehdit edecek sorunlar engellenmelidir.
• Sahadaki katı atıktan belirli aralıklarla örnekler alınarak tahliller yapılmalıdır.
• Mamak çöplü�ünün bulundu�u saha e�imli oldu�undan katı atık zamanla yamaç a�a�ı hareket ederek
alan dı�ına da yayılmı�tır. Keskin e�imden do�abilecek sorunların bir an önce giderilmesi/önlenmesi
gerekmektedir. �u anda atı�ın sıkı�tırılması için çalı�an i� makinalarının ve operatörlerin güvenli�i için
de acil önlem alınması gerekmektedir.
• Yüksek kirletici özelli�e sahip olan sızıntı suları, depolanan atıklardan belirli bir süre boyunca akıntı
yönünde kontrolsüz olarak akmaktadır. Sahaya hala çöp dökümünün sürmesi ise yüksek derecede
kirletici sızıntı sularının denetimsiz biçimde cazibeyle depolama sahası yakınındaki vadiye bo�almasına
neden olmaktadır. Sızıntı suyu bölgede insan ve çevre sa�lı�ını tehdit etmektedir. Sızıntı suyu ile ilgili
bir an önce önlem alınmalıdır.
• Depolama sahasının belirli bir kısmındaki atıklar stabilize olmu� ve sıkı�tırılmı�tır. Ancak yeni
çöplerin bulundu�u kısımlardaki yükseklik içte kalan bölgelerde anaerobik bozunumun ba�layabilece�i
fikrini vermektedir. Anaerobik bozunumun kontrol altında tutulmaması hepimizin belleklerinde önemli
yer tutan Ümraniye tipi bir metan gazı patlamasına da neden olabilir.
• Düzensiz depolama alanında; bozunma, koku, sinek vb. problemler için önlem alınmalı ve çevre ve
halk sa�lı�ını tehdit eden bu durum kontrol altına alınmalıdır.
• Katı atık yönetiminin temel araçları olan nihai depolama alanları ve aktarım istasyonları gibi unsurlar
eksiksiz biçimde çalı�maya ba�ladıktan sonra da yerel yönetimlerin ve Ankara’nın çevresel konularıyla
ilgili/sorumlu olan tüm kurum ve kurulu�ların görevi bitmi� olmayacaktır. Temel araçların hazır hale
gelmesini izleyen dönemde: atıkların geri kazanımı ve atıkların en aza indirgenmesi konuları kararlı
biçimde ele alınmalıdır.
• Ankara Büyük�ehir Belediyesi’nce tüm ilçe belediyelerindeki katı atık çalı�malarının da e�güdümünü
sa�layacak, etkin bir birim olu�turulmalı ve çalı�malar konunun uzmanları tarafından yürütülmelidir.
Son olarak;
EVET OSMAN PEPE ÇÖPLÜK HALA KAPATILMADI.
EVET MEL�H GÖKÇEK ÇÖPLÜK HALA KAPATILMADI.
Bizler, a�a�ıda imzası bulunan kurulu�lar olarak; Ba�kentimize yakı�mayan bu insanlık ayıbını
unutmadı�ımızı, unutturmayaca�ımızı;
Verdi�iniz ve yerine getirmedi�iniz sözleri unutmadı�ımızı, unutturmayaca�ımızı;
Konunun takipçisi olmaya ve mesleki bilgi ve birikimlerimizi toplumun, Ankaralıların hizmetine sunmaya
devam edece�imizi bir kez daha belirtiyoruz.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Ankara �ubesi, TMMOB Mimarlar Odası Ankara �ubesi, TMMOB �ehir Plancıları Odası
Ankara �ubesi, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara �ubesi, TMMOB �n�aat Mühendisleri Odası Ankara
�ubesi, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
ANKARA �UBE
GÖNÜL TANKUT HOCAMIZI ANDIK
Sohbet Odamızın bu ayki konusu, 27 Nisan 2005 tarihinde aramızdan ayrılan mesle�imizin duayeni Gönül
Tankut anısınaydı. 01 Haziran 2005 tarihinde Mimarlar Odası Ankara �ubesi ile ortak gerçekle�tirilen
etkinlikte Baykan Günay, Ça�atay Keskinok ve Haluk Alatan konu�macı olarak yer alarak Gönül Hoca’nın
karakteri ve ki�ili�i, amaçları ve çalı�maları ile ilgili anılarını payla�tı. Gönül Tankut’un anısına düzenlenen
etkinli�e katılan ve bizlerle anılarını payla�an üyelerimize te�ekkür ediyoruz.
ANKARA �UBE
YAZ OKULLARINDA ÜLKEM�Z�N BA�ARILARI
Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi �ehir ve Bölge Planlama Bölümü Ö�retim Üyelerinden
Prof. Dr. Orhan Kuntay, Fransa’da düzenlenen yaz okuluna her yıl gönderilen ve bu çalı�malarda ba�arılı
olan �ehir planlama ö�rencilerini tanıttı�ı bir yazı gönderdi. “Sessiz, Sedasız Ba�arılar” ba�lıklı yazı
a�a�ıda bilgilerinize sunulmaktadır:
“Sessiz, Sedasız Ba�arılar
Paris’in çeperlerinde geli�tirilen be� yeni kentten batıdaki, ikiyüz bin nufuslu Cergy Pontoise kentidir. Bu
kentte her yıl, 18 ülkenin katıldı�ı bir yaz okulu düzenlenmektedir. Yeni mezun veya mezun olacak genç
Kent Plancıları, denetimim altında bu çalı�maya sekiz yıldır katılmaktadır. Ocak ayı sonlarında yaz
okulunda ele alınacak konu bildirilmektedir.
Ba�arılı, dil bilen iki ö�rencimden konu ile ilgili bir çalı�ma istemekteyim. Çalı�ma Nisan ayında
komisyona gönderilmekte ve be�enilirse ö�rencilerim yaz okuluna davet edilmektedir. Ö�rencilerim, 20
A�ustos - 20 Eylül tarihleri arasında büyük jüri önünde önce Ankara’da yaptıkları çalı�mayı
sunmaktadırlar. �kinci çalı�ma ise di�er ülkelerden gelen ö�rencilerle birlikte gruplar halinde
yapılmaktadır. Ö�rencilerim her yıl ödül alarak dönmektedirler.
Bugüne kadar katılan ö�rencilerim ve aldıkları ödüller �unlardır:
Bilge Armatlı, Çi�dem Varol, Necibe Büyükgöçmen (Mansiyon)
Ay�e Tekel (2. Ödül)
Mustafa Gönen (1. Ödül)
Kıvanç Ertugay (Mansiyon)
Menek�e Ta�tan
Meral Lale
Emre Murat Öktem (3. Ödül)
Okan Can
Sibel Yıldırım (2. Ödül)
Özgül Acar (2. Ödül)
Mehtap Demirci (Mansiyon)
Üniversitemizden hiçbir yardım alınmadan yapılan bu ba�arıları kutluyorum. Sessiz, sedasız ülkemizi
ba�arıyla temsil etmelerinden dolayı mutluluk duyuyorum. Bu yıl 24 ülkeden 40 katılımcının olaca�ı Cergy
Pontoise Yaz Okulu’na ülkemizi temsilen Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi �ehir ve
Bölge Planlama Bölüm �kincisi Ela Ataç katılacaktır. Ülkemizi ba�arıyla temsil edece�ine inanıyor,
ba�arılar diliyoruz.”
ANKARA �UBE
��YER� TEMS�LC�LER� TOPLANTILARI YAPILDI
�ubemiz III. Dönem Yönetim Kurulu çalı�malarının aktarıldı�ı ve kurumlarda çalı�an üyelerimizin
sorunlarının görü�üldü�ü ��yeri Temsilcileri Toplantıları 06 Haziran 2005 ve 13 Haziran 2005 tarihlerinde,
�ubemizde, Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla gerçekle�tirildi.
Toplantılara, Kalkınma Bankası ��yeri Temsilcisi Mahmut Turan; B.�.B TAU Genel Müdürlü�ü ��yeri
Temsilcisi Ay�egül Dinç; B.�.B Afet ��leri Genel Müdürlü�ü ��yeri Temsilcisi Binali Tercan, Medine Tuna;
DS� ��yeri Temsilcisi Kemal Seyrek; Yenimahalle Belediyesi ��yeri Temsilcisi Gülsüm Karaka� ve Gölba�ı
Belediyesi ��yeri Temsilcisi Elif Özkan katıldılar.
ANKARA �UBE
ZONGULDAK TEMS�LC�L���’NDEN DERE YATA�I UYARISI
Zonguldak �l Temsilcimiz M. Yesari Sezgin, Acılık Deresi yata�ının limanın yo�un kullanılan bölgesine
alınması projesi ile ilgili olarak, söz konusu projenin sorunlara yol açabilece�i konusunda Nisan ayında
yaptı�ı açıklamanın ardından ikinci uyarıda bulundu.
Yapılan açıklamada, derenin liman içinde ba�ka bir alana alınmasının ba�ka sorunları beraberinde
getirece�inden liman dı�ında bir alanın seçilmesi gereklili�i vurgulandı.
ANKARA �UBE
�UBE GÜNCES�
07 Mayıs 2005: �yi Uygulamalar Komisyon toplantısının ikincisi, Gülten Kubin, Bu�ra Gökçe, E.Serdar
Karaduman, �ennur Aldemir ve Sibel Küçük’ün katılımıyla gerçekle�tirildi.
09 Mayıs 2005: Hocamız Gönül Tankut’u anma törenine �ube Yönetim Kurulu üyelerinden E.Serdar
Karaduman, �ennur Aldemir ve A.Cenap Yolo�lu katılım sa�ladı.
11 Mayıs 2005: Ulus paneline yönelik hazırlıkların konu�uldu�u toplantıya E. Serdar Karaduman katıldı.
12 Mayıs 2005: Do�a Derne�i’nde, Ankara Büyük�ehir Belediyesince gerçekle�tirilen Mogan Gölü
çevresindeki rekreasyon çalı�malarına ili�kin de�erlendirmelerin yapıldı�ı toplantıya Sibel Küçük katıldı.
13 Mayıs 2005: Mogan ve Eymir Gölleri Havzasına Yönetim Projesi ve Yönetim Planı olu�turulması için
Özel Çevre Koruma Kurumu’nda Sivil Toplum Örgütleri, Dernekler ve Meslek Odalarının katılımıyla
gerçekle�en toplantıya Eser Atak ve Sibel Küçük katıldı.
13 Mayıs 2005: Ankaram Platformu’nun �n�aat Mühendisleri Odası’nda gerçekle�tirilen toplantısına Eser
Atak, S.Zafer �ahin ve Sibel Küçük katıldı. Komisyon çalı�malarının de�erlendirildi�i toplantıda 3 aylık
süre için Sekreteryalı�ın �ubemiz tarafından yürütülmesi kararı verildi.
17 Mayıs 2005: Ankaram Platformunca 100. Yıl Kültür Merkezi’nde gerçekle�tirilen Ulus Paneli’ne
katılım sa�lanarak Odamız görü�leri dile getirildi.
18 Mayıs 2005: 5 Haziran Dünya Çevre Günü Etkinlikleri kapsamında etkinlik takvimin hazırlandı�ı
toplantıya Eser Atak ve Sibel Küçük katıldı.
18 Mayıs 2005: Ankara �l Koordinasyon Kurulu toplantısına Sibel Küçük katıldı.
18 Mayıs 2005: 5 Haziran Dünya Çevre Günü etkinlik takvimin hazırlandı�ı toplantıya Eser Atak ve Sibel
Küçük katıldı.
22 Mayıs 2005: 5 Haziran Dünya Çevre Günü Etkinlikleri hazırlık sekreteryasının II. Toplantısı Çankaya
Belediyesi, Çevre Müh. Odası ve Peyzaj Mimarları Odası temsilcilerinin katıldı�ı toplantı �ubemizde
gerçekle�tirildi.
01 Haziran 2005: Mimarlar Odası ile ortak olarak Gönül Tankut Anma Etkinli�i gerçekle�tirildi.
05 Haziran 2005: Dünya Çevre Günü kapsamında “Mogan Gölünde basın açıklaması ve Gezi
gerçekle�tirildi.
08 Haziran 2005: Mekansal Geli�im Derne�i’nden Prof. Dr. Eyüp G. ��bir, Dr. Demet Erol ve Bekir Ali
Demirel’in Odamıza tanı�ma ziyaretinde bulundular.
13 Haziran 2005: �ube Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla ��yeri Temsilcileri Toplantısı
gerçekle�tirildi.
ANKARA �UBE
BASINDA �UBE
07 Mayıs 2005: Evrensel Gazetesi Ankaram Platformu’nca Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu
kararına açılan davaya yer verdi.
09 Mayıs 2005: Hürriyet Gazetesi Ankara sayfası Ankaram Platformu’nca Kültür ve Tabiat Varlıkları
Koruma Kurulu kararına açılan davaya yer verdi.
20 Mayıs 2005: Gazete Ankara, Ankara Büyük�ehir Belediyesi’nden �ubemizce istenilen Kasım ayı
kararları ve sonrasında ya�anılan süreci özetleyen “Parayı ver, bilgiyi al” ba�lıklı habere yer verdi.
18 Mayıs 2005: Ankaram Platformu’nca gerçekle�tirilen “Ulus Paneli”ne Sabah ve Hürriyet Ankara
sayfaları “Ulus’a da Armada” ve “Ulus’ta acı itiraf” ba�lıklarıyla yer verdi.
20 Mayıs 2005: Gazete Ankara “Ulus’ta hala umut var”ba�lı�ı ile Ankaram Platformu’nca gerçekle�tirilen
“Ulus Paneli”ne yer verdi.
04 Haziran 2005: Birgün Gazetesi “Kentler, bellekleriyle var olur” ba�lı�ıyla E. Serdar Karaduman’ın
Ulus’ta ya�anan süreci de�erlendirdi�i yazısına yer verdi.
06 Haziran 2005: Evrensel, Birgün, Sabah, Hürriyet ve Milliyet gazeteleri 5 haziran dünya Çevre Günü
kapsamında gerçekle�tirilen etkinliklere, “Çevreciler Eylemde”; “Çevrecilerden çifte tepki”; “Mogan
Gölündeki ku�lara özgürlük”; “Mamaklılardan ‘çöplük istemiyoruz’ eylemi”; “Çevre günü’nü çöplükte
geçirdiler”; “Mogan’ın sazlıklarını AB bile koruyamadı” ba�lıklarıyla yer verdi.
07 Haziran 2005: Birgün Gazetesi “Uzmanlar Mogan için ça�rı yaptı”ba�lı�ı ile yapılan basın
açıklamasına yer verdi.
10 Haziran 2005: Ancyra ve Gazete Ankara 5 Haziran Çevre Günü etkinlikleri kapsamında yapılan
“Mogan Gölü Ku�larıyla Korunmalıdır” ba�lıklı basın açıklamasına yer verdi.
KONYA �UBES�
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ ETK�NL���
Konya �l Çevre Müdürlü�ü ve Selçuklu Belediyesi’nin sekreteryasını yürüttü�ü Dünya Çevre Günü
Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen yürüyü�e katıldık. Yürüyü� sonrası yapılan toplantıda; sürdürülebilir
kentsel geli�menin sa�lanabilmesi için, gelecek nesillere bırakabilece�imiz ya�anabilir bir dünya için
hepimize dü�en görevler ve yapılması gerekenler hakkında görü�lerimizi sunduk.
Özellikle, do�al kaynakların tüketilmemesi konusunda, Bey�ehir Gölü ve Tuz Gölü hakkındaki
kaygılarımızı belirtti�imiz toplantıda; Bey�ehir Gölü’nün tamamen sulama amaçlı kullanılması gerekti�ini,
göl kotunun yükseltilmesi gerekti�ini ve göl çevresindeki ekolojiyi ancak bu �ekilde kurtarıp
koruyabilece�imizi dile getirerek, Tuz Gölü etrafındaki kanalizasyon ve arıtma konusundaki kaygısızlı�a
artık dur demek gerekti�ini ve eksikliklerin de biran önce giderilmesi gerekti�ini belirttik.
KONYA �UBES�
KONYA ESTET�K KURULU TOPLANTILARINA KATILDIK
Konya Büyük�ehir Belediyesi Estetik Kurulu’nun düzenlemi� oldu�u toplantıya �ubemiz adına Fatih
Yılmaz katılmı�tır.
Estetik Kurulu, Konya Büyük�ehir Belediyesi �ehir Esteti�i Reklam Tanıtım ve Tabela Yönetmeli�i’ne
göre te�ekkül etmi�tir. Üyeleri, Meclis Üyeleri arasından Meclisce seçilecek ve biri ba�kan olmak üzere üç
üye, Genel Sekreter veya Yardımcısı, Büyük�ehir Belediyesinden bir Mimar, bir �ehir Plancısı, bir Peyzaj
Mimarı, Çevre Koruma Daire Ba�kanı veya görevlendirece�i bir temsilci, Fen ��leri Daire Ba�kanı veya
görevlendirece�i bir temsilci, Zabıta Müdürü veya görevlendirece�i bir temsilci, �lçe Belediyelerinden birer
Mimar veya Mühendis ile Mimarlar Odası Ba�kanı veya görevlendirece�i bir temsilci ile �ehir Plancıları
Odası Ba�kanı veya görevlendirece�i bir temsilciden olu�maktadır.
Estetik Kurul; �ehir Esteti�i Reklam Tanıtım ve Tabela Yönetmeli�inde tarif edilen tanıtım elemanları ile
�ehircili�in geli�mesine veya esteti�ine yönelik kent mobilyalarının tip, �ekil ve niteliklerinin belirlenmesi,
düzenlenmesi ve bunların yapımı a�amasında görü� bildirmektedir.
Kurulun bugüne kadar yaptı�ı çalı�malar �u �ekildedir;
- �stanbul ve Ankara yollarının görsel kirlilik yaratan tabelalardan temizlenmesi,
- 5216 sayılı yasa çerçevesinde �ehir Esteti�i Reklam Tanıtım ve Tabela Yönetmeli�inin yeniden
düzenlenmesi,
- Belediyenin bakım ve sorumlulu�unda bulunan ana caddelerde görsel kirlilik yaratan unsurların tespit
edilerek sorunların çözümünün takibi amacıyla komisyon tarafından ilgili birimlere gönderilmesi.
Kurulun Yapımına Ba�ladı�ı ve Devam Eden ��leri ise �u �ekildedir;
- �ehir merkezinde görüntü kirlili�inin önlenmesi amacıyla, Mevlana-Alaaddin-Form-Anıt
güzergahının pilot bölge olarak seçilmesi ve bu alanda görüntü kirlili�i yaratan kaynakların �ehir
Esteti�i Reklam Tanıtım ve Tabela Yönetmeli�i çerçevesinde ortadan kaldırılması hususunda gerekli
çalı�maların yapılması için prensip kararı alınmı�tır.
- Kentsel Tasarım Bürosunun Kurulması i�lemlerinin hızlandırılması için karar alınmı�; bu karar
çerçevesinde gerekli çalı�malara ba�lanmı� ve çalı�malar devam etmektedir.
- Alaaddin Tepesi ve çevresinin tarihi özelli�ini bozmadan, kültürümüze saygılı, gelecek nesillere örnek
olacak �ekilde düzenlenmesine karar verilmi�tir.
- Karaman, Adana, Bey�ehir, Seydi�ehir ve Aksaray Yolların kirlilik yaratan tabelalardan temizlenmesi
için çalı�malara ba�lanmı�, izinsiz ve �ehir Esteti�i Reklam Tanıtım ve Tabela Yönetmeli�ine aykırı
olarak dikilen tabelalar tespit edilerek gerekli uyarılar yapılmı�; 1 ay içerisinde kirlilik yaratan ve
kaldırılmayan tabelaların kaldırılmasına karar verilmi�tir.
- �ehrin çe�itli noktalarındaki görsel kirlilik yaratan bilboardların yeniden tanziminin yapılmasına karar
verilmi�tir.
- Mevlana Kültür Merkezinin çevresinde bulunan konut alanlarının, Kültür Merkezi ile Mevlana Müzesi
arasında yayaların rahat kullanabilece�i ve içerisinde ticari, kültürel ve sosyal aktivitelerin
yapılabilece�i bir aks düzenlenmesi için çalı�ma yapılmasına karar verilerek, bu çalı�manın ilk adımı
olarak imar komisyonu ile ortak çalı�ma yapılmı� ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı meclisce
onaylanmı�tır.
Büyük�ehir Belediyesi tarafından, mevcut konut stoklarının iyile�tirilmesi, malzemelerin denetlenmesi,
uygulamanın daha verimli hele getirilmesi, kaçak yapıla�ma ile mücadele, site ve apartmanlara ait mevcut
kuyuların durumlarının ve zemin haritalarının incelenmesi gibi konularda koordinasyon amacı ile kurulan
Kent Koordinasyon Kurulu toplantısına �ubemiz adına Ali Uçar katılmı�tır.
Toplantıda alınan kararlar, uygulamasına ba�lanan ve uygulaması devam eden çalı�malar �u �ekildedir;
- �ehrimizdeki imar çalı�malarının daha düzenli, uyumlu ve büyük�ehir belediye sınırları içerisinde
ilçeler arası birlik ve bütünlü�ü sa�lamak, problemlerin çözümünde ortak kararlar üretmek amacı ile
Büyük�ehir �mar ��leri Daire Ba�kanlı�ının �lçe �mar Birim Amirlerinin Kent Koordinasyon Kurulu
Ba�kanlı�ında asgari her ay toplanması,
- Devam eden in�aatların daha sa�lıklı ve sistemli yapıla�ması, fenni mesullerin ve in�aatların
denetlenmesi amacıyla; yerinde sondajlama �eklinde gerekli mevzuat, malzeme, uygulama ve belge
yönüyle denetleme yapılması, ilgili Meslek Odalarının bu konuya destek vermesinin sa�lanması,
- Yeni yapılan in�aatların daha sa�lıklı ve güvenli olmasını sa�lamak amacı ile hazır beton kullanımının
te�vik edilmesi, yerinde elle hazırlanarak dökülen beton ile yapılan in�aatlarda ise her katın 200
m²’sinde bir ‘Karot Numunesi’ alınması, numune sonucu alınmadan bir üst imalatına geçilmemesinin
ilgili Belediyelerce sa�lanması,
- Kötü i�çili�in, emniyet, ekonomi ve estetik yönünden ciddi sakıncalar meydana getirdi�i gerçe�inden
hareketle, in�aatlarda ‘Ustalık Belgesi’ bulunan elemanların çalı�tırılmasının gerçekle�tirilmesi ve bu
konuda devam eden kurslara destek verilmesi, 01.01.2006 tarihinden itibaren in�atlarda sertifikalı usta
mecburiyetinin getirilmesi,
- Kent hayatında, kent vizyonunun ve hem�ehrilik bilincinin gerçekle�tirilmesi, kentin hak ve
hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımla�ma ve dayanı�ma,
saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeyi ve
buna benzer çalı�maları gerçekle�tirecek ‘Kent Konseyi’nin kurulması,
- Apartman ve sitelerde, insanların içme ve kullanma suyu için açılan kuyuların �ehrin ve insanların
gelece�ini etkiledi�i, gayri sıhhi kuyuların bulundu�u görüldü�ünden söz konusu kuyuların
kapatılmasına karar verilmi�tir.
BURSA �UBES�
SA�LIKLI �EH�RLER PROJES� B�LG�LEND�RME TOPLANTISI DÜZENLEND�
Dünya Sa�lık Örgütü Sa�lıklı �ehirler A�ı Toplantısının 21-24 Eylül tarihleri arasında Bursa’da
düzenlenece�inden hareketle toplantı öncesi üyelerimize ve Uluda� Üniversitesi ile Bursa Akademik
Odalar Birli�i bünyesindeki odalara yönelik Sa�lıklı �ehirler Projesi ve Sa�lıklı Kentler Birli�i süreçlerine
ili�kin bilgilendirme toplantısı düzenlenmi�tir.
12.05.2005 tarihinde BUS�AD Toplantı Salonunda düzenlenen toplantıda proje koordinatörü Nalan Fidan
tarafından sunu� yapılmı� 21-24 Eylül’de Bursa’da düzenlenecek toplantı ba�lı�ının “Sa�lıklı �ehir
Planlaması” oldu�una de�inilerek Avrupa kentlerinden örnekler verilmi�tir.
BURSA �UBES�
KENT KONSEY�NDE BURSA �UBE OLARAK SUNU� YAPILDI
Kent Konseyi gündemi çerçevesinde �ehir Plancıları Odası Bursa �ube Ba�kanımız Esin Mıhçı kentin
öncelikli sorunlarından biri olan ula�ım ve ula�ım stratejileri, kaçak yapıla�ma ve kente kar�ı i�lenen suçlar
üzerine 3 ayrı konuda kent konseyinde sunu� yapmı�tır.
BURSA �UBES�
BURSA �.K.K. OLARAK YEREL YÖNET�MLER�N B�R YILI DE�ERLEND�R�LD�
Bursa �l Koordinasyon Kurulu olarak Bursa Büyük�ehir Belediyesinin bir yıllık çalı�malarının
de�erlendirildi�i bir basın bülteni hazırlanarak kamuoyuna sunuldu.
Yerel Yönetim anlayı�ının de�erlendirildi�i basın bülteninde; katılımcı, demokratik, müzakereci, �effaf
yönetim anlayı�ının tersine meslek örgütlerinin görü�lerini yansıtmayan antidemokratik yakla�ımların
hakim oldu�u belirtilerek Planlama, Ula�ım, Merinos, Santral Garaj ve Kültürpark gibi kentin önemli
projeleri ile Belediyedeki i�ten çıkarmalara de�inildi.
BURSA �UBES�
BURSA BÜYÜK�EH�R BELED�YE BA�KANI �UBEM�Z� Z�YARET ETT�
13.05.2005 tarihinde Bursa Büyük�ehir Belediye Ba�kanı Hikmet �ahin Bursa �ubemizi ziyaret etmi�tir.
Belediye Ba�kanının ziyaretinde 1/100.000 ölçekli Bursa 2020 Çevre Düzeni Planı, 1/25.000 ölçekli
planlar, kent içi ana ula�ım kararları ve kent bütünü çerçevesinde planlama çalı�maları hakkında görü� ve
önerilerimiz sunulmu�tur.
BURSA �UBES�
1/25.000 ÜST ÖLÇEKL� PLANLAR DE�ERLEND�RME TOPLANTISINDA ÖNER�LER�M�Z SUNULDU
Kentimizin üst ölçekli planları 1/25.000 ölçekli nazım planlar adıyla Büyük�ehir Belediyesi’nce ihale
edilmi� ve hazırlık a�amasındadır. Bu kapsamda Bursa Büyük�ehir Belediyesi tarafından 25 Mayıs 2005
tarihinde üst ölçekli 1/25.000 planları de�erlendirme toplantısı düzenlenerek il bütününde yer alan ilçe ve
ilk kademe belediyeleri ile meslek odası ve sivil toplum örgütlerinin görü�leri alınmı�tır. �ehir Plancıları
Odası Bursa �ubesi olarak toplantıya katılım sa�lanmı� ve do�rudan odamızın yetki alanında bulunan
planlama çalı�malarına yönelik �ubemiz önerileri sunulmu�tur.
Bu çerçevede Bursa �ube olarak:
Planın katılımcı bir boyutta yürütülmesi, 1/25.000 plan yapım ve çalı�ma yönteminin belirlenmesi,
1/100.000 ölçekli Bursa 2020 Çevre Düzeni Planı ana kararları do�rultusunda koruma kullanma
dengeleri göz önünde bulundurularak yürütülmesi gereklili�ine de�inildi. Ayrıca metropoliten plan üst
kurulu kurulması ve planın bu kurul tarafından yürütülmesi ve denetlenmesi önerildi.
�STANBUL �UBES�
AÇIK BÜFE KAHVALTI
29 Mayıs 2005 Pazar günü, �stanbul Teknik Üniversitesi, Ta�kı�la Binası yanındaki Park Mühendishane’de
üyelerimiz, aileleri ve arkada�ları ile açık büfe kahvaltıda bulu�tuk.
Yakla�ık 100 ki�inin katıldı�ı kahvaltıda üyelerimiz birbiri ile görü�me fırsatı bulurken; aileleri, çocukları
ve arkada�larıyla güzel bir Pazar sabahı geçirdiler.
�STANBUL �UBES�
“B�T�RME 2005” YARI�MASI
Bilindi�i gibi, TMMOB �ehir Plancıları Odası �stanbul �ubesi, 8 Kasım 2004 tarihinde ilk duyurusunun
28. Dünya �ehircilik Günü’nde yapıldı�ı “Bitirme 2005” yarı�masını düzenlemektedir.
2004-2005 ö�retim yılı, I. ve II. E�itim dönemlerinde son sınıf �ehir ve Bölge Planlama Bölümü
ö�rencilerinin çalı�tıkları Bitirme Tezi/Projesi, Diploma/ Bitirme Projeleri ile katıldıkları ve son ba�vuru
tarihinin 24 Haziran 2005 oldu�u yarı�manın, Asli, Yedek ve Danı�man Jüri Üyeleri ilk toplantılarını 18
Mayıs 2005 tarihinde, TMMOB �ehir Plancıları Odası �stanbul �ubesi’nde gerçekle�tirdi.
Toplantıya;
Danı�man Jüri Üyeleri
Erdem ERBA�, MSGSÜ
U�ur �NAN, �BB Planlama ve �mar Daire Ba�kanlı�ı �ehir Planlama Müdürü
Berna Keskin, �TÜ
Sırma TURGUT, YTÜ
Hülya YAKAR, YTÜ
Asli Jüri Üyeleri
Zekai AKAY
Erhan DEM�RD�ZEN
Neslihan PALAO�LU
Atakan GÜL
Raportör Yardımcısı
Esra Çibarlı
Sekretarya
Demet Ersoy katılmı�tır.
Yapılan bu ilk toplantıda yarı�maya katılanların soruları cevaplandırılarak, daha sonra yapılması gereken
çalı�malar belirlenmi�tir. Özellikle, katılan projelerin sergi süresi, sergi yeri ve biçimleri tartı�ılmı�tır.
28 Haziran 2005 tarihinde jürinin de�erlendirme yapmak üzere toplanmasına, jüri ba�kanının ve
de�erlendirme kriterlerinin bu toplantıda saptanmasına karar verilmi�tir.
“Bitirme 2005” yarı�ma toplantıları ve sonuçları hakkında gelecek sayılarda bilgilendirmeler yapılmaya
devam edecektir.
�STANBUL �UBES�
TÜRK�YE ULUSAL PLANLAMA OKULLARI B�RL��� (TUPOB) TOPLANTISI-1: YILDIZ TEKN�K ÜN�VERS�TES� BULU�MASI
TUPOB Toplantısı - 1, 30 Haziran -1 Temmuz 2005 tarihinde YTÜ’de gerçekle�ecektir. Dönem
koordinatörlü�ünü Yıldız Teknik Üniversitesi �ehir ve Bölge Planlama Bölümü’nün ve dönem
sekreteryasını TMMOB �ehir Plancıları Odası �stanbul �ubesi’nin üstlenmi� oldu�u TUPOB’un bu
toplantısında �ehir ve Bölge Planlama Bölümlerinin vizyon, misyon ve akademik profilleri ile birlikte
potansiyeller ve sorunlar üzerine sunum ve tartı�malar gerçekle�tirilecektir. Bir sonraki toplantı gündemi ve
çalı�ma yöntemi de toplantı sırasında belirlenecektir.
�STANBUL �UBES�
RADYO PROGRAMLARI
2 Haziran 2005 Per�embe günü Yön FM 96.6’da Politeknik Programı Dr. Hülya Yakar tarafından
yapılmı�tır.
“Planlamada Katılım” konulu programa ÇEKÜL Vakfında gönüllü olarak çalı�an �ehir plancısı �lkay Baliç,
�nsan Yerle�imleri Derne�i gönüllü çalı�anı MSGSÜ �ehir ve Bölge Planlama Bölümü ö�rencisi Evrim
Çoksöyler ve TMMOB �ehir Plancıları Odası �stanbul �ubesi II. Ba�kanı Pınar Özden katılmı�lardır.
�STANBUL �UBES�
AB-GATTS “H�ZMETLER�N DOLA�IMI VE �EH�R PLANCILARININ GELECE��” PANEL�
25 Haziran 2005 Cumartesi günü �stanbul Ortaköy Princess Otel’de mesle�imizin gelece�ini etkileyecek
olan AB-GATTS “Hizmetlerin Dola�ımı ve �ehir Plancılarının Gelece�i” konulu panel, konu ile ilgili
çalı�an, akademisyen, kamu ve özel sektör çalı�anlarının katılımıyla düzenlenmektedir.
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi ve dökümanlar www.spoist.org internet adresimizden takip edilebilir.
�STANBUL �UBES�
KENT KONSEY� TOPLANTISI
Kent Konseyi aylık ola�an toplantısı 25 Mayıs 2005 tarihinde saat 14.00’da Kadıköy Belediyesi Brifing
Salonu’nda yapılmı�tır. Toplantıya odamız adına Kent Konseyi üyesi �lknur Karaka� katılmı�tır.
Toplantının gündemini;
- Ticaret Merkezi olarak planlanan Haydarpa�a Garı ve çevresi,
- Kadıköy Mendire�i’ne dikilmesi dü�ünülen Fatih Sultan Mehmet heykeli
olu�turmu�tur.
Haydarpa�a Garı Çevresi Ticaret Merkezi Projesi ile ilgili olarak daha önce 16.05.2005 tarihinde
ola�anüstü bir toplantı yapılmı� ve ortak bir hareket saptanması kararı alınmı�tır.
Ticaret Merkezi Projesi 21.Eylül.2004 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlü�e giren 5234 sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde De�i�iklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 5.
maddesi ile gündeme gelmi�tir. Bu kanun maddesi;
“GEÇ�C� MADDE 5. - Mülkiyeti Hazineye ait �stanbul �li, Üsküdar �lçesi, Selimiye ve �hsaniye
mahallelerinde bulunan ve Haydarpa�a Limanı olarak kullanılan ta�ınmazları, üzerindeki muhdesatı ile
birlikte ödenmi� sermayesine ilave edilmek üzere, Ula�tırma Bakanlı�ının ilgili kurulu�u olan Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ��letmesi Genel Müdürlü�üne bedelsiz olarak devretmeye Maliye
Bakanı yetkilidir.
Bu ta�ınmaz mallarla ilgili olarak imar mevzuatındaki kısıtlamalar ile plân ve parselasyon
i�lemlerindeki askı, ilân ve itirazlara dair sürelere ili�kin hükümlere tâbi olmaksızın, her ölçekteki imar
plânını yapmaya, yaptırmaya, de�i�tirmeye, re’sen onaylamaya ve her türlü ruhsatı vermeye
Bayındırlık ve �skân Bakanlı�ı yetkilidir. Plân hazırlama ve onaylama i�lemleri Bayındırlık ve �skân
Bakanlı�ının uygun görülen birimince, ruhsat ve plân uygulama i�lemleri ise Bayındırlık ve �skân
Bakanlı�ı il te�kilatınca yerine getirilir. Kesinle�en plânlar ilgili belediyelere tebli� edilir. Bu plânların
uygulanması zorunludur.
Bu maddenin birinci fıkrasının uygulanmasına ili�kin usul ve esasları belirlemeye Maliye ve Ula�tırma
Bakanlıkları, ikinci fıkrasının uygulanmasına ili�kin usul ve esasları belirlemeye ise Bayındırlık ve
�skân Bakanlı�ı yetkilidir.”
�eklindedir.
Kanun maddesinde bahsedilen kısım Üsküdar �lçe sınırları içinde kalmakta olup Kadıköy sınırları içinde
kalan kısım bu kanun kapsamı dı�ındadır.
Konsey bu konu ile ilgili olarak Planlama, Çevre ve Tarih Komisyonlarında yer alan ki�ilerden olu�an bir
alt çalı�ma komisyonu olu�turularak konunun bu komisyona havale edilmesi kararını almı�tır.
Odamız Planlama ve Çevre komisyonlarının üyesi olarak komisyonun içinde yer almaktadır.
Çalı�ma komisyonu ilk toplantısını kent konseyi toplantısının ardından gerçekle�tirmi� ve öncelikle eldeki
tüm verilerin bir araya getirilerek daha fazla bilgi edinme ve altlık olu�turulması kararı almı�tır.
�STANBUL �UBES�
AFET VE KR�Z YÖNET�M� KOM�SYON TOPLANTISI
Afet ve kriz yönetimi komisyon toplantısı, 17.05.2005 tarihinde saat 17.00’da Kadıköy Kaymakamlık
binasında yapılmı�tır. Toplantıya Odamız adına üyemiz �lknur Karaka� katılmı�tır.
Komisyon yönetim kurulu seçimi sonucunda,
Kolayla�tırıcı ve yönetici: I. Zeki Karadeniz, II. Latif Adalı
Sekreterya: Aytül Karaosmano�lu
Raportör: Füsun Balio�lu, Meral Demirkan
seçilmi�tir.
Bir sonraki toplantının, 23 Mayıs 2005 Pazartesi saat 18.00’de Ata�ehir Afet Yönetim Merkezi’nde
yapılması, sonraki toplantının 15 Haziran 2005 tarihinde saat 17.00’de yapılması, rutin toplantıların ise her
ayın 3. Çar�amba günü yapılması kararla�tırılmı�tır.
23 Mayıs 2005 tarihli toplantı gündemi a�a�ıdaki gibi belirlenmi�tir.
- Eldeki veriler do�rultusunda görsel sunumlar yapılması (deneyimler, çalı�malar vb.)
- Kadıköy Belediyesi’nden Çevre Müdürü �ule Yardım’ın belediye çalı�ma ve tecrübelerini aktarması
- Moda gönüllülerinin çalı�malarını aktarmaları
- Arama kurtarma çalı�maları ile ilgili olarak Atilla Ula�’ın (AKUT kurucularından) bilgilendirme
yapması
- Yapı Denetimcileri Derne�i ve �n�aat Mühendisleri Odasının sunumlarını yapması
- Di�er gündem önerileri
�STANBUL �UBES�
“1/5.000 ÖLÇEKL� KADIKÖY MERKEZ �LE E-5(D-100) OTOYOLU ARA BÖLGES� NAZIM �MAR PLANI” PLAN �NCELEME KOM�SYONU RAPORU
�stanbul Büyük�ehir Belediyesi Planlama ve �mar Daire Ba�kanlı�ı, �ehir Planlama Müdürlü�ünce
hazırlanarak, 18.02.2005 tarih ve 381 sayılı �stanbul Büyük�ehir Belediyesi Meclisince tadilen, 09.03.2005
tarihinde �stanbul Büyük�ehir Belediye Ba�kanınca aynen onaylanan ve 18.04.2005 tarihinde askıya
çıkarılan 1/5.000 ölçekli KADIKÖY MERKEZ �LE E-5 (D-100) OTOYOLU ARA BÖLGES� NAZIM
�MAR PLANI’na ili�kin odamızda kurulan plan inceleme komisyonumuz a�a�ıdaki hususlara ili�kin
düzeltmelerin yapılması gerekti�ini saptamı�tır.
A) Plan Raporu incelendi�inde,
1. Meclis kararı incelendi�inde plan raporunun eki olan fonksiyon alanlarının da�ılımı tablosunda
gösterilen; park ve dinlenme alanlarının 173.8 ha oldu�u ve planlama alanının nüfusunun ise 470 ki�i
oldu�u belirtilmektedir. Bu durumda ki�i ba�ına sadece 3.7m² aktif ye�il alan dü�mektedir. Bu oran
�mar Mevzuatı’nda belirlenen oranın çok altında bir orandır. Bunun da ötesinde Planın onanması
a�amasında Belediye Meclisi tarafından eski planlarda ye�il alan olarak görünen yerlerin Yüksek
Yo�unluklu Konut Alanı, Ticaret+Konut Alanı gibi çe�itli kullanımlara ayrıldı�ı görülmektedir. Bu da
planlanan nüfusun artmasına ve zaten çok dü�ük olan donatı miktarının daha da dü�mesine neden
olmaktadır.
B) Plan Notları incelendi�inde,
1. Plan tekni�i açısından 1/5.000 ölçekli planlarda: TAKS, KAKS, Hmax gibi uygulama hükümlerinin
yer alması ba�ta imar mevzuatı olmak üzere, yasa yönetmelik ve plan tekni�ine aykırıdır. Bu tür
uygulamalar mevzuattaki 1/1.000 ölçekli Uygulama �mar Planlarının ne i�e yaradı�ının sorgulanmasına
neden olmaktadır. Benzer �ekilde Plan Notları’nın Genel Hükümler ba�lı�ı altındaki 6. maddesi
Uygulama �mar Planları’nda kullanılması gereken bir plan notu iken bu planın hükümleri arasına
girmi�tir. Bu da hatalı planlama yakla�ımının bir di�er göstergesidir.
2. 12. madde ile Konut ve Ticaret Alanları’ndaki otopark ihtiyacı plan kararlarının yönlendiricili�inde
çözülmemektedir. Bu durum gerek otopark yönetmeli�i gerekse planlama ilke ve esaslarına aykırıdır.
Bu talebin Plan ile belirlenip kar�ılanması gerekirken giri�imcilerin talebine göre �ekillenmesinin önü
açılmaktadır.
3. 13. madde ile de yine planlarla nüfusun ihtiyaçları ve plan kararlarının gerektirdi�i donatılar olan
kre� ve ö�renci yurtlarının yer seçimi giri�imci ve yatırımcıların insafına bırakılmı�, plan kararları ile
belirlenen fonksiyon da�ılımının yatırımcılar eliyle de�i�tirilmesinin önü açılmı�tır.
4. 14. madde ile özel ilkö�retim ve özel ortaö�retim alanlarının belirlenmesinde ilgilisinin talebi ve
yönetmelik �artlarına uygunluk aranmaktadır. Oysa 20. madde bu kurumların aynı parselde
yapılabilmesinin önünü açarken yönetmelik hükümlerine atıfta bulunmamaktadır. Bu durumda aynı
parsel üzerinde hem özel ilkokul, hem özel temel e�itim, hem de özel ortaö�retim tesisi yer
alabilecektir. Bir parsele, getirilmesi gereken yük miktarının üç katı yük getirmenin önü açılmaktadır.
5. 19. maddede Dere Koruma Alanları ile ilgili kurum görü�lerinin 1/1.000 ölçekli Uygulama �mar
Planı a�amasında alınaca�ı belirtilmektedir. Bu maddeden, planlar hazırlanırken söz konusu kurum
görü�lerinin alınmadı�ı sonucu çıkmaktadır. 1/1.000 ölçekli planlar hazırlanırken ilgili kurumlar dere
koruma ku�aklarının tamamının ye�il alan olarak planlanması gerekti�i görü�ünü sundu�unda 1/1.000
ölçekli planlar ile bu planlar uyumsuz hale gelecektir. Bu planların onanması ile ilgili kurumların
görü�lerini olu�tururken etkiye açık hale gelmesine neden olunacaktır. Bu ba�lamda Çama�ırcı Deresi
ve Kurba�alı Dere’nin koruma ku�aklarında yapıla�maya olanak tanıyan plan verileri üretilmi�tir.
6. B.5. Koruma Alanları ba�lı�ı altında belirlenen sit koruma alanlarının tanımlarının mevzuata uygun
olarak yeniden yapılması gerekmektedir.
C) Plan Kararları incelendi�inde ise,
1. Planın adının Kadıköy Merkez-E5(D100) Karayolu Ara Bölgesi Nazım �mar Planı olmasına ve
Kuzeydeki E5’e paralel Devlet Malzeme Ofisine ait arazinin de içinde bulundu�u parsellerin planda
gösterilmesine ra�men onama dı�ı bırakılma sebebi anla�ılamamaktadır. Bunun yanında onama
yetkisinin Büyük�ehir Belediyesi’nin de�il Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı’nda olmasına ra�men kıyı
kenar çizgisinin deniz tarafında yer alan dolgu alanlarında onama yapılması anla�ılamamaktadır. Bu
maddi hataların düzeltilmesi kaçınılmazdır.
2. 1/1.000 ölçekli planlarda donatı alanlarına ayrılmı� ve uygulaması yapılmı� alanların bu planlarda da
aynı donatı alanları olarak planlara i�lenmesi gereklidir. Bu ba�lamda planlarda gösterilen kimi yolların
daraltılarak mer’i 1/1.000 ölçekli planlarda yol alanı olan yerlerin konut alanına dönü�türülmesi bu plan
do�rultusunda hazırlanacak yeni uygulama imar planının uygulanabilirli�inde sorunlar ortaya
çıkaracaktır.
3. Söz konusu planın plan notlarında B.1.1. ba�lı�ı ile tanımlanan ko�ullar mevcut yo�unlu�un gizli
olarak artmasına neden olacaktır. Taban alanının büyümesi ile her katta olu�an daire adedi artacaktır,
yani parsel ba�ına olu�acak ba�ımsız bölüm adedinin artmasına neden olacaktır. Aynı plan notu Ticaret
alanları için de B.3.4. maddesinde kullanılmı�tır.
4. Meteoroloji Binası’nın bulundu�u 151 pafta, 421 ada, 161 parsel ayrıcalıklı imar uygulamasıyla
Konut Alanı’na dönü�türülmü� ve Kadıköy’ün geneli için uygulanan TAKS ve KAKS de�erlerinin göz
ardı edilerek brüt parsel üzerinden emsal de�eri verilmesi Planlama �lkelerinden olan E�itlik �lkesine
aykırı hale gelmi�tir. Ayrıca bu alan üzerinde semt sakinlerinin ve ÇEKÜL Vakfı’nın i�birli�i içerisinde
diktikleri çok sayıdaki a�acın bulundu�u da göz ardı edilmemelidir. Bu alanın, sadece içinde bulundu�u
semte de�il tüm bölgeye hizmet edecek park veya rekreasyon alanı olarak düzenlenmesi gereklidir.
5. Fenerbahçe Yarımadası’nın yanında bulunan Devlet Demiryolları Arazisi’nin önüne getirilen Marina
fonksiyonu da do�ru de�ildir. Zaten bölgede iki adet marina varken ve neredeyse �stanbul’un tüm
sahillerinde ihtiyacın ve kapasitenin çok üzerinde muhtelif marina projeleri mevcutken böyle bir alanda
bu tür bir yatırıma gerek yoktur. Böylesi bir yatırım ekolojik dengeye yeni bir darbe vuraca�ı gibi, deniz
trafi�inin artması açısından da olumsuzluklar getirecektir. Ayrıca kıyıların kamuya açılmasına
çalı�ılaca�ı yerde sınırlı kamu kullanımına açılması do�ru bir planlama yakla�ımı de�ildir. Aynı �ekilde
Milli Olimpiyat Komitesi’nin �stanbul Olimpiyatları tanıtım çalı�malarında Fenerbahçe Yarımadası
Yelken ve Deniz Sporları için ideal yer olarak belirlenmi�ken, Caddebostan Sahili’nde önerilen Olimpik
Marina kararının gerekçesi anla�ılamamaktadır.
6. Bostancı Mahallesi’nde yer alan ve yürürlükten kalkan 1/1.000 Uygulama �mar Planlarında parsel
ye�il alan fonksiyonunda oldu�u halde faaliyete geçen Akaryakıt tesisi Atatürk �lkokulu’nun hemen
biti�i�inde yer almaktadır. Oysa Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeli�i ve TSE normlarına göre bu
i�letmenin ruhsat alma �ansı bulunmamaktadır. Dolayısıyla tüm bunlara ra�men uygulama a�amasında
ruhsatlandırılamayacak bir plan kararı maddi hataya neden olacaktır.
7. Mer’i 1/1.000 ölçekli planlarda ye�il alan görünen, Kozyata�ı Mevkii, Modern Mehmet Çavu� Camii
biti�i�indeki parselin bu planla konut alanına dönü�türülmesi içerisindeki anıt a�açların korunmasını
engelleyece�inden hatalı bir planlama yakla�ımı olup bu hatanın Koruma Kurulu Kararları da göz
önünde bulundurularak yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
�STANBUL �UBES�
1/5.000 ÖLÇEKL� ESENYURT NAZIM �MAR PLANINA ODAMIZ TARAFINDAN DAVA AÇILDI
�stanbul Büyük�ehir Belediye Meclisinin 18.03.2005 tarih ve 651 sayılı kararı ile kabul edilen ve �stanbul
Büyük�ehir Belediye Ba�kanınca 19.03.2005 tarihinde onanarak, �stanbul Büyük�ehir Belediye Ba�kanlı�ı
Harita Müdürlü�ünde 03.04.2005 tarihinde askıya çıkarılan 1/5.000 ölçekli Esenyurt Nazım �mar Planının
iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Esenyurt Belde Belediye Ba�kanlı�ının yetkisi dahilinde bulunan tüm alanlar, 23.07.2005 tarihinde
yürürlü�e giren 5216 sayılı Büyük�ehir Belediye Kanunu kapsamında, aynı zamanda �stanbul Büyük�ehir
Belediye Ba�kanlı�ı yetki alanı haline gelmi�tir. Bu yasa ile 1/25.000 ile 1/5.000 ölçek arasındaki Nazım
�mar Planı yapma ve onama yetkisi �lk Kademe Belediyesi haline gelen Esenyurt Belediyesinden, �stanbul
Büyük�ehir Belediyesine geçmi�tir.
Esenyurt Belediyesi 30.07.2004 tarihinde, 1/5.000 ölçekli Esenyurt Revizyon Nazım �mar Planı
çalı�malarının tamamlandı�ını gerekçe göstererek �stanbul Büyük�ehir Belediyesi’ne onaya sunmak üzere,
Büyük�ehir Belediyesinin yetkisinde olan Nazım �mar Planlarını yapma ve yaptırma yetkisinin
devredilmesini talep etmi�tir. Ancak �stanbul Büyük�ehir Belediyesi Hukuk Mü�avirli�i Büyük�ehir
Belediyesi ba�kanlarının kendisine ait olan 1/5.000 ölçekli Nazım �mar Planı yapma yetkisini ilçe ve ilk
kademe Belediye Ba�kanlarına devretmesinin mümkün olmadı�ı mütalaa edilerek Esenyurt Belediyesi’ne
bildirilmi�tir. Ayrıca Danı�tay 6. Daire Ba�kanlı�ı, 1980 onanlı 1/50.000 ölçekli �stanbul Metropoliten
Alan Nazım �mar Planı yerine, 1995 yılında �stanbul Büyük�ehir Belediyesi’nce onanarak yürürlü�e
konmak istenen 1/50.000 ölçekli �stanbul Metropoliten Alan Nazım �mar Planı yetkisizlik nedeni ile iptal
etmi�tir. Karara gerekçe olarak plan yapma, yaptırma ve onama yetkisinin devredilemeyece�i
gösterilmi�tir. Yukarıda açıklanan nedenlerle söz konusu plan hazırlanarak onaya sunma açısından 5216
sayılı Büyük�ehir Belediye yasasına aykırıdır.
Esenyurt Revizyon Nazım �mar Planı halen yürürlükte bulunan 1980 Tasdik tarihli ve 1/50.000 ölçekli
�stanbul Metropoliten Alan Nazım �mar Planı kapsamında planlanan alan a�açlandırılacak alanda yer
almaktadır. Dolayısıyla 03.04.2005 Tasdik tarihli Esenyurt Revizyon Nazım �mar Planı ile yapıla�maya
açılan alanlar, 1/50.000 ölçekli planda a�açlandırılacak alan olarak görüldü�ünden söz konusu planlar üst
ölçekli planlara aykırı olarak onanmı�tır.
3194 sayılı �mar Kanununun �mar Planlarının yapımı ve onayı ile ilgili maddeler, imar planlarının varsa üst
ölçekli planlara uygun olarak, en son onaylı halihazır haritalar üzerine çizilmesi gerekti�i belirtilmesine
ra�men söz konusu plan onaylı ve güncel halihazır haritaların üzerine çizilerek hazırlanmamı�tır. Bu konu
�stanbul Büyük�ehir Belediye meclisinin planların kabulüne ili�kin 18.03.2005 tarih ve 651 sayılı meclis
kararının “teklifin evveliyatı” ve “sonuç” bölümünde de belirtilmektedir.
3194 sayılı �mar Kanunu ve Plan Yapımına ait esaslara Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında hangi
ölçekte olursa olsun imar planlarının hazırlanması a�amasında görü�leri alınması gereken kamu kurum ve
kurulu�larının listesi belirtilmi�tir. Ayrıca �stanbul Büyük�ehir Belediyesi kendi yayınladı�ı genelge ile de
her türlü imar planı ve de�i�ikliklerinin hazırlanmasında görü�ü alınması gereken kurum ve müdürlüklerin
listesini yayınlamı�tır.
Sözkonusu planlar hazırlanırken gerek yasa ve yönetmeliklerde geçen gerekse �stanbul Büyük�ehir
Belediyesi’nin genelgesinde geçen kurumların tamamının görü�leri alınmamı�, alınan görü�lere de
uyulmamı�tır.
Planlama alanında sanayi tesisleri ve depolama tesisleri olmasına ra�men Sanayi ve Ticaret Bakanlı�ı’nın,
�l Sa�lık Müdürlü�ü’nün, ayrıca Milli E�itim �l Müdürlü�ü ve Yatırım Planlama Müdürlü�ü gibi
kurumların görü�leri alınmamı�ken �SK� Genel Müdürlü�ü’nün 1/5.000 ölçekli Esenyurt Revizyon Nazım
�mar Planı; 08.06.1990 tasdik tarihli 1/5.000 ölçekli Esenyurt Nazım �mar Planı hükümleri çerçevesinde
yo�unluk arttırıcı ve yer de�i�ikli�i ve/veya yo�unluk azaltıcı olmaması kaydıyla uygundur” görü�ü varken
19.03.2005 tasdik tarihli 1/5.000 ölçekli Esenyurt Revizyon Nazım �mar Planı ile 08.06.1990 tasdik tarihli
1/5.000 ölçekli Esenyurt Nazım �mar Planı fonksiyon de�erlerinin farklılık arz etti�i, yerle�im ve buna
ko�ut olarak ula�ım �emaları de�i�mi�tir. Bu durum yine 18.03.2005 tarih ve 651 sayılı Meclis kararında
tespit edilmi�tir.
21.02.2004 tarihli �SK� yönergesi Koruma Kontrol Yönetmeli�inin Küçükçekmece Koruma Havzasıyla
ilgili 21. maddesi, bu havza içinde olu�turulan teknolojik koruma ko�ullarının �SK� tarafından
uygulanmaya ba�lanmı� olması gerekçeleriyle di�er havzalardan farklı statüde yer alması ve �artlar
belirleninceye kadar mutlak mesafeli koruma alanları hariç planlı alanlarda mevcut planlar uygulanır
hükmündedir.
10.04.2003 tarihli yönergede 1934 sayılı �SK� �çme Suyu Havzaları Koruma ve Kontrol Yönergesinin 16.5
maddesine göre yukarıda zikredilen (21. maddede) mevcut planlar tabiri içerisine bu yönetmeli�in
yürürlü�e giri� tarihinde (21.02.2003) mevcut olan (ilgili ve yetkili makamlar tarafından onaylanarak
yürürlü�e girmi� bulunan) her ölçekteki imar planları gitmektedir. Dolayısıyla söz konusu plan sahasının
ihtiva eden 08.06.1990 tasdik tarihli 1/5.000 ölçekli Esenyurt Nazım �mar Planı hükümlerinin uygulanması
gerekmektedir.
10.04.2003 tarih ve 1934 sayılı �SK� �çmesuyu Havzaları Koruma ve Kontrol Yönergesinin 16.1
maddesinde belirtildi�i üzere plan bütününde yo�unluk (yapı, nüfus vb.) arttırıcı tadilat yapılamamakta
ancak yo�unlukların sabit tutulması veya azaltılması �artıyla tadilat yapılabilmektedir.” Bu çerçevede söz
konusu planların onaması a�amasında �SK� Yönetmeli�ine aykırı bir onama yapmamak için �mar
Komisyonunca �SK� �çme Suyu Havzaları Kararname ve Kontrol Yönergesi gere�i orta mesafeli ve uzun
mesafeli koruma alanlarında kalan alanlarda 06.06.1990 tasdik tarihli Nazım �mar Planında belirlenen
yo�unluklar uygulanacaktır” Plan notunun ilavesi ile plan ve plan notları tadilen uygun görülmü� ve meclis
imar komisyonu raporunu oybirli�i ile kabul etmi�tir.
03.04.2005 tasdik tarihli Esenyurt Nazım �mar Planının �SK� Yönetmeli�i ile koruma mesafeleri
kapsamında kalan alanların yo�unluklarının 28.06.1990 tasdik tarihli 1/5.000 ölçekli Esenyurt Nazım �mar
Planlarındaki gibi kalması kararı ile tadilen onanması plan bütünlü�ünü bozmu�tur. Herhangi bir planda bu
büyüklükte bir de�i�iklik söz konusu olması durumunda mecliste tadilen de�il planların tekrar elden
geçirilerek fonksiyon da�ılımları, ula�ım �eması ve donatı alanlarının yeni nüfus yapısına göre yeniden
düzenlenmesi, plan de�erlerinin tekrar kontrol edilmesinin sa�lanması açısından iade edilmesi gerekir.
Planların tadilen onanarak yürürlü�e girmesi hukuka uygun olmayan bir karardır. 03.04.2005 tasdik tarih
1/5.000 ölçekli Esenyurt Nazım �mar Planı ve raporu incelendi�inde planlama alanında, plan verilerine
göre yakla�ık 278.000 ki�inin ya�ayaca�ı hesaplanmaktadır. Ancak 3194 sayılı �mar Kanunu ile Plan
Yapımına ait Esaslara Dair Yönetmelikte belirtilen donatı alanlarının gerekli oranda ayrılmadı�ı
görülmektedir.
�STANBUL �UBES�
HAYDARPA�A GARI VE L�MANININ YEN� YÜZÜ “DÜNYA T�CARET MERKEZ� VE KRUVAZ�YER L�MANI”
Haydarpa�a Garı ve çevresindeki yakla�ık 1.000.000 m²’yi kapsayan alan “Dünya Ticaret Merkezi ve
Kruvaziyer Limanı” olarak planlanmı� olup Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı’nca onaylanma a�amasındadır.
Yap-i�let-devret modeli ile yatırımcılara 49 yıllı�ına kiralanacak olan alan ile ilgili olarak hazırlanan ve 7
tepeli �stanbul’u simgeleyecek unsurlarla donatıldı�ı belirtilen projede; 7 gökdelen, 7 adet 5 yıldızlı otel,
spor ve e�lence merkezleri, konferans salonları, rezidanslar ve yat limanları yer almaktadır.
Halen Haydarpa�a Garı ve devamındaki kullanımların yer aldı�ı alanda sözkonusu projeyi gerçekle�tirmek
amacıyla; 17.09.2004 tarihli ve 5234 sayılı kanunun geçici 5. maddesi ile düzenleme getirilmi�tir. Bu
kanun maddesine göre “Mülkiyeti Hazineye ait �stanbul �li, Üsküdar �lçesi, Selimiye ve �hsaniye
mahallelerinde bulunan ve Haydarpa�a Limanı olarak kullanılan ta�ınmazları, üzerindeki mukdesatı ile
birlikte ödenmi� sermayesine ilave edilmek üzere, Ula�tırma Bakanlı�ı’nın ilgili kurulu�u olan Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ��letmesi Genel Müdürlü�ü’ne bedelsiz olarak devretmeye Maliye
Bakanı yetkilidir.
Bu ta�ınmaz mallarla ilgili olarak imar mevzuatındaki kısıtlamalar ile plân ve parselasyon i�lemlerindeki
askı, ilân ve itirazlara dair sürelere ili�kin hükümlere tâbi olmaksızın, her ölçekteki imar plânını yapmaya,
yaptırmaya, de�i�tirmeye, re’sen onaylamaya ve her türlü ruhsatı vermeye Bayındırlık ve �skân Bakanlı�ı
yetkilidir. Plân hazırlama ve onaylama i�lemleri Bayındırlık ve �skân Bakanlı�ının uygun görülen
birimince, ruhsat ve plân uygulama i�lemleri ise Bayındırlık ve �skân Bakanlı�ı �l Te�kilatınca yerine
getirilir. Kesinle�en plânlar ilgili belediyelere tebli� edilir. Bu plânların uygulanması zorunludur.
Bu maddenin birinci fıkrasının uygulanmasına ili�kin usul ve esasları belirlemeye Maliye ve Ula�tırma
Bakanlıkları, ikinci fıkrasının uygulanmasına ili�kin usul ve esasları belirlemeye ise Bayındırlık ve �skân
Bakanlı�ı yetkilidir.” denmektedir.
5234 sayılı kanunun geçici 5. maddesi incelendi�inde; �mar Mevzuatı’nın tamamen devre dı�ı bırakıldı�ı;
plan proje ve düzenlemeleri ile �mar Kanunu, Büyük�ehir Belediyeler Kanunu, Belediye Kanunu, Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kıyı Kanunu gibi yasaların yanısıra, Anayasanın 10., 43. ve 125.
maddelerine de aykırı oldu�u görülmektedir.
Bu kanun maddesine dayanılarak hazırlanan “Dünya Ticaret Merkezi ve Kruvazör Limanı Nazım �mar
Planı Teklifi”, kent makroformunu, silüet ve vizyonunu do�rudan etkileyecek niteliktedir. Dolayısıyla;
ula�ım, altyapı, kara ve deniz trafi�i, merkezi i� alanlarının konumlanması, kentin önemli silüet alanları,
kentsel geli�me aks ve yönlerini etkilemesi nedeniyle bütüncül bir planlama anlayı�ı içinde ele alınması
gerekmektedir. Oysa tamamen noktasal kararlarla, çevre verileri ve kentsel ili�kileri gözönünde tutulmadan
�stanbul kent bütününden kopuk olarak hazırlanmı�tır.
Plan teknik açıdan ele alındı�ında;
• Proje alanının ço�unlu�unun yerle�ime uygun olmayan alanda kaldı�ı ve detaylı jeolojik etüd
raporunun olmadı�ı,
• ÇED Raporunun gereklili�inden bahsedilmedi�i,
• Böylesi büyük ve konu açısından kapsamlı bir proje çalı�ması için analitik çalı�maların yapılmamı�
oldu�u,
• �mar planı de�i�ikli�i tekliflerinin imar planı çizim ve sunumu açısından imar planı yapım yönetmelik
standartlarına uygun olmadı�ı,
• Altlık halihazır haritalarının onaylı olmadı�ı, kıyı kenar çizgisinin tam olarak i�lenmedi�i,
• Nazım Plan Açıklama Raporu’nda belirtilen, öngörülen fonksiyonların imar planlarında nasıl yer
aldı�ının belirtilmedi�i ve bu nedenle anla�ılır olmadı�ı,
• Plan notları ile plan kararları arasında çeli�kiler bulundu�u,
• Kıyı kanununa aykırı olarak kıyının kamu kullanımını engelleyecek �ekilde tasarlanarak yeni marina
ve dolgu alanı önerilerinin getirildi�i,
• Mevcut ula�ım sistemleri ile entegrasyonun sa�lanmadı�ı ve çevre verilerinin dikkate alınmadı�ı ve
240 bin ki�iye i� imkanı sa�layan projede “bölgeye ilave trafik getirmeyecek çözümler aranmı�tır”
denmekle beraber bunun dayandı�ı ula�ım raporu ve etüdü bulunmadı�ı, teklif plan kararları ile
getirilen nüfus yo�unlu�u ve ula�ım taleplerini kar�ılayacak de�erlendirme ve çözümleri içeren ula�ım
planı ve etüdlerinin yapılmadı�ı,
• H (yükseklik) serbest yapıla�manın tanımlanarak projenin üçüncü boyutunun belirsiz ve daha sonra
yapılabilecek müdahalelere ve kentsel karakteri bozacak risklere açık oldu�u,
• �stanbul’da en yüksek yapı kullanım de�eri olan 3 emsalin yapıla�ma katsayısı olarak verildi�i ve tüm
alanın kullanılmak istendi�i, büyük bir bölümü yerle�ime uygun olmayan alana yüksek yapı ve nüfus
yo�unlu�u sonucunu do�uracak binalar ve 7 adet gökdelen kararının getirildi�i ve kentsel silüetin
olumsuz etkilenece�i,
• “Mülkiyet sınırı içinde bina yerle�tirilirken bu alanlar dı�ındaki park, oyun alanı, spor alanı, yol vb.
sosyal donatı alanlarının kamuya terk edilmeyece�i,” plan notunun tanımlandı�ı,
• 1/1.000 Uygulama �mar Planı de�i�ikli�i teklifinin lejant, plan notu ve plan açıklama raporunun
bulunmadı�ı, hukuken ve teknik olarak de�erlendirilmesinin mümkün olmadı�ı,
• Paftalar arasında uyumsuzluklar oldu�u kiminde E:2.5 iken kiminde E:3.0 oldu�u,
• Dünya Ticaret Merkezi olarak planlanan alanın üzerine TCDD yazılarak çeli�ki yaratıldı�ı,
• Bölgede nüfus ve araç artı�ı olacakken önemli caddelerin süreklili�inin olmadı�ı,
görülmektedir.
Projede teknik olarak görülen bu olumsuzlukların yanısıra; Tarihi Haydarpa�a Gar Binası’nın yapıldı�ı son
Osmanlı Dönemi’nde olu�mu� ve yüksek su kesimli gemilerin yana�masına müsait olarak in�a edilmi�
tarihi rıhtım ve mendirek hatlarının etrafında çok derin ve teknik açıdan uygulanması çok zor ve yüksek
maliyetli dolgu ve düzenlemeleri içermesi, bu dolgu alanlarının mendirek ve kıyı arasında halen varolan
derin deniz alanını kapatarak kıyı ekolojisinde tehlike olabilecek ve Kadıköy Körfezi kirlili�ini
arttırabilecek düzeyde olması kaçınılmaz olacaktır.
Ayrıca; bölge ile ilgili olarak �stanbul Büyük�ehir Belediyesi’nce 2001 yılında yapılan “Kadıköy Meydanı-
Haydarpa�a-Harem ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarı�ması” sonucunda hazırlanan projeler
bulunmaktadır. Yapılan çalı�malarda bu projeler de bir kenara itilmi� ve dikkate alınmamı�tır.
Sonuçta yukarıda kısaca tanımlanan olumsuzluk ve belirsizlikleri içeren proje hayata geçirildi�i taktirde;
• Kültürel de�erlerimizin ve kamu kullanımları açısından önem arz eden alanların kaybedilmesi ile kar�ı
kar�ıya kalınacaktır.
• Anadolu Yakası’nın silüetini olu�turan Selimiye Kı�lası, Marmara Üniversitesi vb tarihi binalar bu
proje ile görünmez olacak ve silüet tamamen de�i�ecektir.
• Yok olan Kültür ve Tabiat Varlıklarımıza bir yenisi daha eklenecektir ki; bir bakıma Haydarpa�a Garı
Anadolu’nun �stanbul’a açılan kapısı niteli�inde olup kültürel ve simgesel de�erleri ile tüm
�stanbullulara ve gelecek ku�aklara mal olması gereken bir kimlik ö�esidir. Bir yandan da Haydarpa�a
Garı hem �ehirlerarası hem �ehiriçi ula�ımda önemli bir aktarma noktasıdır. UKOME’nin gündeme
getirdi�i ula�ım projeleri ba�lamında Haydarpa�a Garı’nın i�levinin Sö�ütlüçe�me �stasyonu’na
aktarılması ve Marmaray Tüpgeçi�iyle kar�ıya ba�lanması öngörülmektedir. Harem limanının i�levini
yitirdi�i ve ta�ınması konuları gündemdedir.
Bu konu ba�lamında; Haydarpa�a Garı, mü�temilatları ve gerisindeki de�erlendirmeye açık ta�ınmazlar ile
liman bölgesi dahil bu alanın ciddi, verimli ve getirisi olan bir düzenlemeye ve dönü�üme tabi tutulması
gerekmektedir.
Ancak; sözkonusu proje ile böyle bir alanın dönü�ümünde gözönünde bulundurulması gereken kamu
alanının kamu yararına düzenlenerek kullanılması ilkesi gözardı edilmektedir.
ANTALYA �UBES�
ANTALYA �UBES� MAYIS AYI ETK�NL�KLER�
05 Mayıs 2005: Antalya Kent Konseyi �mar ve Planlama Çalı�ma Grubu toplantısına �ube Ba�kanı Rasim
Avcı katılmı�tır.
11 Mayıs 2005: Antalya Büyük�ehir Belediyesi �mar Yönetmeli�i Danı�ma Teknik Kurulu toplantısına
�ubemizi temsilen Orhan Ermergen ve Y. Alper Gökçay katılmı�tır.
11 Mayıs 2005: Antalya Büyük�ehir Belediyesi Kent Esteti�i Kurulu toplantısına �ubemizi temsilen
Melike Gül katılmı�tır.
11 Mayıs 2005: Antalya Muratpa�a Belediyesi’nin parselasyon planlarıyla ilgili komisyon toplantısına
�ubemizi temsilen Yasemin Öney katılmı�tır.
17 Mayıs 2005: Antalya Kent Konseyi �mar ve Planlama Çalı�ma Grubu toplantısına �ube Ba�kanı Rasim
Avcı katılmı�tır.
27 Mayıs 2005: Antalya Kent Konseyi Altyapı Çalı�ma Grubu toplantısına �ube Ba�kanı Rasim Avcı
katılmı�tır.
�ZM�R �UBES�
FOÇA DAVASINDAK� �PTAL KARARINA KÜLTÜR VE TUR�ZM BAKANLI�INCA YAPILAN �T�RAZ DANI�TAY 6. DA�RES�NCE REDDED�LD�
�ehir Plancıları Odası �zmir �ubesince açılan, �zmir Foça ilçesi Atatürk Mahallesi, 1201 Ada, 3 parselde
kayıtlı olan ve 1.derece arkeolojik sit alanında kalan ta�ınmaza ili�kin 1.derece arkeolojik sit alanı kararının
3.derece arkeolojik sit olarak de�i�tirilmesine yönelik olarak �zmir 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu’nun 28.5.2003 günlü ve 11646 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada �zmir 1.�dare
Mahkemesinin verdi�i iptal kararına, Kültür ve Turizm Bakanlı�ınca yapılan yürütmeyi durdurma istemi
reddedildi.
Kültür ve Turizm Bakanlı�ı Hukuk Mü�avirli�i 09.03.2005 tarihinde �zmir I. �dare Mahkemesi’nin vermi�
oldu�u iptal kararının temyizen incelenerek, yürütmenin durdurulmasına ve bozulmasına ili�kin Danı�tay
Ba�kanlı�ı’na yaptı�ı ba�vuru, Danı�tay 6. Dairesince incelenerek 15.4.2005 tarihinde “Temyiz edilen
�dare Mahkemesi kararının yürütmesinin durdurulmasını gerektirecek bir neden bulunmadı�ından, bu
konudaki istemin reddine” görü�ü ile oy birli�iyle verilen bir kararla reddedildi.
Bilindi�i üzere; �zmir I. �dare Mahkemesi’nce 19.10.2004 tarihinde “sonuç olarak dava konusu parselde ve
çevresinde yapılan kazı çalı�malarında ortaya çıkarılan kalıntıların antik Phokaia kentinin en azından
mezarlık alanının dava konusu parselin bulundu�u alana kadar yayıldı�ını ortaya koydu�u, antik Phokaia
kentinin 3. derece arkeolojik sit sınırında yer alan parselin aynı zamanda modern yerle�im merkezi
sınırında da konumlanmı� oldu�u ve bu nedenle çevre parsellerin bir bölümünde yapıla�manın
tamamlandı�ı, ancak antik kent ve kalıntıların çevreleriyle birlikte korunmaları gerekti�i, bu nedenle dava
konusu parselin 3.derece arkeolojik sit olarak tesciline ili�kin �zmir 2. no’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu kararının yerinde olmadı�ı, parselin 2.derece arkeoljik sit olarak tescili gerekti�i kanısına
ula�ıldı�ı belirtilmi�tir. Bilirki�i raporu taraflara tebli� edilmi�, davalı idarece yapılan itirazlar rapordaki
açıklamalar kar�ısında yerinde görülmemi�tir.... Parseldeki uygulamaların 16.1.2002 gün ve 10376 sayılı
karar do�rultusunda yapılaca�ına ili�kin dava konusu i�lemde koruma mevzuatına uyarlık
bulunmamaktadır” görü�üyle dava konusu i�lemin iptaline oy birli�iyle karar verilmi�ti.
�ZM�R �UBES�
KONAK MEYDANI KÖPRÜLÜ KAV�AK GEÇ���NE �L��K�N DAVA HAZIRLIKLARINA BA�LANDI
Konak Meydanında ula�ıma ili�kin bir ihtiyacın ve sorunun kar�ılı�ı olmadı�ı halde Bayındırlık ve �skan
Bakanlı�ı’nca geçmi� dönemde projelendirilen ve in�aata ili�kin onay süreçleri tamamlanmadı�ı halde
in�aatına ba�lanan ve bu nedenle mahkeme kararıyla durdurulan Konak Meydanı Köprülü Kav�a�ı,
Bayındırlık ve �skan Bakanlı�ı’nca, 02.05.2005 tarihinde onaylanarak uygulamanın devam ettirilmek
istenmesine ili�kin �zmir’de, �ehir Plancıları Odası �zmir �ubemizin de içinde oldu�u ilgili meslek odaları
ve duyarlı çevrelerce dava açılması hazırlıklarına ba�landı.
Bilindi�i üzere Konak Meydanı Varyant bölgesinde böylesi bir köprülü kav�a�ı gerektirecek, ula�ıma
ili�kin bir ihtiyaç ve sorun bulunmadı�ı halde, Konak Meydanının tarihsel de�erlerini ve yayalara yönelik
meydan kimli�ini temel almayan, planlama de�erlerine aykırı olan bu proje, Kordon Otoyolu Projesinin bir
devamı olarak projelendirilip, dönemin otoyol �irketine ihalesiz biçimde verilerek yasadı�ı olarak
uygulamasına ba�lanmı� ve �zmir’in gündemine dayatılmı�tı.
Projenin yeniden gündeme getirilmesinin ve uygulanmak istenmesinin, Kordon Otoyol Projesinin yeniden
�zmir’in gündemine dayatılmasının bir ön adımı olması nedeniyle, açılacak olan davaya birçok meslek ve
ilgi alanı temsilcileri dahil olmaktadır.
�ZM�R �UBES�
SULAK ALAN YÖNET�M PLANI ÇALI�TAYINA KATILDIK
�ehir Plancıları Odası �zmir �ubemizin de katıldı�ı 25 – 28 Mayıs 2005 tarihleri arasında Çevre ve Orman
Bakanlı�ı’nca düzenlenen “Sulak Alanlar Yönetim Planı Çalı�tayı”�zmir’de yapıldı. 4 gün süren çalı�taya
�ehir Plancıları Odası �zmir �ubemiz ile birlikte Çevre ve Orman Bakanlı�ı Do�a Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlü�ü, �zmir Valili�i, Do�a Derne�i, Ege Do�al Ya�amı Koruma Derne�i, TourDu Valat
Institute/Fransa, RSPB (�ngiltire Kraliyet Ku�ları Koruma Derne�i), Çevre ve Orman Bakanlı�ı ÇED
Planlama Genel Müdürlü�ü, Çevre ve Orman Bakanlı�ı Çevre Yönetimi Genel Müdürlü�ü, Çevre ve
Orman Bakanlı�ı Samsun, Afyon, Konya, Denizli, Burdur ve Edirne �l Müdürlükleri, Tarım ve Köyi�leri
Bakanlı�ı, �zmir �l Çevre ve Orman Müdürlü�ü, �zmir Büyük�ehir Belediyesi, �zmir Ku�cenneti Koruma ve
Geli�tirme Birli�i, �zmir Ticaret Odası, �ZSU, DS� II. Bölge, �zmir �l Koordinasyon Kurulu, Kültür ve
Turizm Bakanlı�ı I ve II No’lu Koruma Kurulu, 9 Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve
Teknolojisi Enstitüsü, Ku� Ara�tırmaları Derne�i, WWF Türkiye/Do�al Hayatı Koruma Vakfı ve Sivil
Toplum Geli�tirme Merkezi katıldı.
Çalı�tayın 1. gününde Ramsar sözle�mesinin Türkiye’deki durumu kurumsal çatısı ve yönetmeli�i,
Türkiye’nin uluslararası öneme sahip sulak alanlarının son durumu, Ramsar Sözle�mesinin
de�erlendirilmesi, Ramsar alanları ve di�er sulak alanları için yönetim planlaması rehberi, Türkiye’de
yönetim planlarının uygulama süreci, Ulubat Gölü Yönetim Planı, Gediz Deltasının tanıtımı, �zmir Ku�
Cenneti koruma ve Geli�tirme Birli�inin tanıtım projesi, Bir Yönetim Planının Getirdikleri – Minsmere
örne�i, Entegre Havza Planlaması – Konya Havzası örne�i ve Yönetim Planı Sürecinde Uzaktan Algılama
ve GIS Uygulamaları alanlarında sunumlar yapıldı.
Çalı�tayın 2. gününde ise Sulakalan Yönetim Planlaması Basamakları, Süreç – Belge �li�kisi ve Yönetim
Planı Geli�tirirken Merkezi Yönetim, Müdürler ve Uzmanlar Arasındaki Rol Da�ılımı, Entegre Sulakalan
Yönetimi ve Planlaması, Katılımcı Planlama Kavramları ve Mevcut Yönetim Planı Yakla�ımını,
Basamaklarını Tanıma konularında katılımcılardan olu�an toplulukların yer aldı�ı çalı�malar yapıldı.
Çalı�tayın 3. gününde Gediz Deltası gezisi yapılırken, çalı�tayın son gününde “Türkiye ve Dünyadan farklı
Sulakalan Yönetim Örneklerinden Kazanılan Dersler Nelerdir?” konulu yuvarlak masa tartı�ması, Gediz
Deltası Problem Analizi ve genel de�erlendirme yapıldı.
�ZM�R �UBES�
�ZM�R L�MAN ÇALI�TAYINA KATILDIK
8 Haziran 2005 tarihinde, �zmir Atatürk �l Halk Kütüphanesi’nde düzenlenen �zmir Liman Çalı�tayına
�ehir Plancıları Odası �zmir �ubemiz de katıldı. Çalı�taya, �ehir Plancıları Odası �zmir �ubemiz ile birlikte
TMMOB Mimarlar Odası �zmir �ubesi, TMMOB �n�aat Mühendisleri Odası �zmir �ubesi, TMMOB Gemi
Mühendisleri Odası �zmir �ubesi, DEÜ Mimarlık Fakültesi �ehir ve Bölge Planlama Bölümü, YTE
Mimarlık Fakültesi �ehir ve Bölge Planlama Bölümü, DEÜ Deniz ��letmecili�i ve Yönetimi Yüksek
Okulu, DLH Genel Müdürlü�ü, �zmir Ticaret Odası, �zmir Deniz Ticaret Odası, Deniz Nakliyecileri
Derne�i ve Deniz �hracatçıları Birli�i ça�rılı katılımcı kurumlardı.
Çalı�tayda, �zmir Limanı yerseçimi sorununun öncelikli olarak planlamanın konusu oldu�u, �zmir
Limanındaki yükleme ve bo�altma kapasitelerinin yakın bir gelecekte dolaca�ı dü�ünülerek yeni bir bölge
limanına ili�kin planlama çalı�malarının hızla tamamlanması, yeni limanın gelecekteki geni�leme
olanakları dü�ünülerek her türlü liman çalı�masına olanak sa�layacak rıhtımların içinde yer aldı�ı bir bölge
limanı olması konularına vurgular yapıldı.
�ZM�R �UBES�
“�ZM�R KENT GEL���M� VE DÖNÜ�ÜMÜ ÇALI�TAYI”NIN 3. TOPLANTISI YAPILDI
�ehir Plancıları Odası �zmir �ubesi,Mimarlar Odası �zmir �ubesi ve Konak Belediyesi’nin temsilcilerinin
katılımıyla olu�turulan “�zmir Kent Geli�imi ve Dönü�ümü Çalı�tayı Toplantıları”nın üçüncüsü 1 Nisan
2005 tarihinde �ehir Plancıları Odası �zmir �ubemizde gerçekle�tirildi.
Konuya ili�kin �zmir, �stanbul ve Ankara deneyimleri ile son yasal ve yönetsel düzenlemelerin
de�erlendirildi�i çalı�tayın 3. toplantısına meslek odalarının temsilcileri, Konak Belediyesinde çalı�an �ehir
plancıları, mimarlar, harita mühendisleri, ilgili bürokratlar, Konak Belediye Meclisi �mar Komisyonu
Üyeleri, Konak Belediye Ba�kanı, Büyük�ehir Belediyesi temsilcileri ve ça�rılı konu�macı konuklar, YTÜ
�ehir ve Bölge Planlama Bölümü Ba�kanı Prof. Dr. Zekai Görgülü ve Faruk Göksu katıldılar. Konak
Belediyesi deneyimlerine ili�kin sunumun ardından Prof. Dr. Zekai Görgülü �stanbul deneyimlerine ve
�ehir plancısı Faruk Göksu da Ankara Portakal Çiçe�i ve Dikmen Vadisi projeleri deneyimlerine yönelik
sunumlarını yaptılar.
Aktarılan �zmir, �stanbul ve Ankara deneyimlerine ili�kin de�erlendirmelerin ardından son yasal ve
yönetsel düzenlemelere ili�kin yapılan tartı�malarla çalı�tayın 3. toplantısı son buldu.
�ZM�R �UBES�
HAZ�NE ARAZ�LER� �MAR RANTLARINA TESL�M ED�LEMEZ
Son aylarda yerel bir gazete tarafından gündeme getirilen ve hazine arazilerinin çok dü�ük bedellerle özel
ki�ilere ayrıcalıklı devrini dayatan kampanyaya yönelik TMMOB �zmir �l Koordinasyon Kurulu’nu
olu�turan 18 meslek odasının �zmir birimleri tarafından 1 Nisan 2005 tarihinde bir basın açıklaması yapıldı.
Hazırlık çalı�malarında �zmir �ubemizin etkin olarak yer aldı�ı “Hazine arazileri imar rantlarına teslim
edilemez” ba�lıklı basın açıklamasında a�a�ıdaki görü�lere yer verildi:
“Son günlerde gündeme getirilen ve hazineye ait alanların zeytin alanı yaratmak aldatmacasıyla
devredilmesini dayatan giri�imler tarım alanlarımızın imar rantlarına teslimini hedefleyen tehlikeli
giri�imlerdir. �lk olarak kentimizin binlerce yıllık tarihsel arkeolojik mirasımızın bulundu�u Urla’dan
Çe�me’ye do�ru uzanan 37 bin dönüm tarım alanının devredilmesinin kampanyası ile ba�latılan, daha sonra
birçok özel ki�iler de gündeme getirilerek kentimizin gelece�indeki do�al alanların bu özelli�ini yok
etmeyi hedefleyen çabalar, �zmir Büyük�ehir bütününde yer alan kamusal alanlarımızı haksız ve yanlı�
in�aat rantlarına teslim etmekten ba�ka bir �ey de�ildir. Bu alanlarımızın tarımsal alan olarak
kazanılmasının yolu, köylerimizi ve köylülerimizi tarımsal giri�im çevrelerini de içine alan bir yapılanma
içerisinde de�erlendirilmesini sa�lamaktır.
Bölgemizin zeytincili�ine hizmet yaratan alanlarla, zeytine elveri�li kamunun mülkiyetinde olmayan
arazilerin verimli kılınması olanaklı iken kamu arazilerini bu aldatmaca ile devralmak, satın almak uzun
yıllara yayılan dönemler için kiralamak haksız ve yanlı� imar rantı yaratmanın yeni bir örne�idir.
Kentimizin nazım planına ili�kin çalı�maların yürütüldü�ü bu dönemde bu dayatmacı giri�imler, kentimiz
için sa�lıklı bir nazım plan çalı�malarının yürütülmesini engellemektedir. �zmir Büyük�ehir Belediyesi’nin
yeni sınırları bütünündeki planlama kararlarını geçersiz kılacak medya kampanyaları ile çarpık yerle�im
çevreleri yaratmak ve zaten az olan do�al, kültürel ve tarımsal alanlarımızı yok etmek amaçlı bilim ve
toplumsal yarar dü�manı yönteme artık son verilmeli, bu yerel gazete merkezli kentimizi ve bölgemizi,
çevre felaketlerine ta�ıyacak giri�im yöntemine kar�ı dikkatli olunmalıdır. TMMOB’ni olu�turan meslek
odalarının �zmir birimlerinin bu çarpık giri�im yöntemine yönelik kararlılı�ı artarak sürecektir.”
�ZM�R �UBES�
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ VE BERGAMA
�zmir Bergama Ovacık’ta siyanür liçi yöntemiyle altın madencili�ine yönelik Danı�tay’ın 1997 yılında
verdi�i ve anayasal bir hüküm kazanan kesin karara ve A�HM kararına ra�men yasadı�ı onaylarla yeniden
madenin i�letmeye açılmasına yönelik Bergama köylülerinin ve onlara destek veren �zmir, Bergama, E�me,
Sivrihisar El Ele Hareketi tarafından gerçekle�tirilen tüm giri�im ve etkinliklerde �ehir Plancıları Odası
�zmir �ubemiz de aktif olarak yer alırken, bu yönde duyarlılıklarını payla�mak üzere Bergama köylülerinin
Çamköy Meydanında düzenledikleri 5 Haziran Dünya Çevre Günü etkinliklerine ve bu etkinliklerin
düzenlenmesini engellemek isteyen maden �irketinin bu giri�imine yönelik olarak �zmir Valili�i önünde
düzenlenen basın toplantısına da �zmir �ubemizce katılım gösterildi. 7 Haziran 2005 tarihinde yapılan basın
toplantısında özellikle �u görü�lere yer verildi:
Elele Hareketi dün oldu�u gibi bugün de hukuk kuralları içinde siyanürlü liç yöntemiyle altın
madencili�ine kar�ı mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. �irkete verilen son ruhsat da hukuka aykırıdır.
Ya�anan olaylar, �l Genel Meclisi devre dı�ı bırakılarak, hukuka aykırı olarak verilen bu ruhsat nedeniyle
çıkmı�tır. Yöre halkı i�e alınma vaadiyle bölünerek birbirine kırdırılmaya çalı�ılmaktadır. Bu çok daha
ciddi güvenlik sorunudur. Sorumluları uyarıyor ve göreve ça�ırıyoruz. Bugüne kadar da bu görevlerini
yapmadıkları için kınıyoruz. Altın Madeni �irketi’nin, �iddet politikasını ya�ama geçirmesine olanak
vermeyece�imizi bir kez daha kararlılıkla yineleriz.”
�ZM�R �UBES�
8. M�MARLIK HAFTASI ETK�NL�KLER�NDE �ZM�R �UBEM�Z DE YER ALDI
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi �ehir ve Bölge Planlama ve Mimarlık bölümlerinin ortak
çalı�malarıyla düzenlenen ve 2 – 6 Mayıs tarihleri arasında gerçekle�tirilen 8. Mimarlık Haftası
etkinliklerinde �zmir �ubemiz de yer aldı. �ubemiz etkinliklerde, 4 Mayıs 2005 tarihinde gerçekle�tirilen
Buca Tarihi Kent Bölgesi gezisinin düzenlenmesini sa�larken, aynı gün gerçekle�tirilen “Buca ve Koruma
Sorunları” panelinin de katılımcısı oldu.
�ZM�R �UBES�
�UBE AR��V�M�Z ZENG�NLE��YOR
Ara�tırmacı ve gazeteci yazar Bülent Habora, son 10 yılın birikimi olan ve çe�itli yayınlarda yer alan
kentle�meye ili�kin alanlardaki belge ve dökümanları �ehir Plancıları Odası �zmir �ubesi ar�ivimize
ba�ı�ladı. �ube ar�ivimize eklenen bu son belge ve dökümanlar, meslek alanımıza ili�kin farklı konulardaki
çalı�malara yeni bir kaynak olacaktır.
�ZM�R �UBES�
�EH�R PLANCILARI ODASI �ZM�R �UBES� HAZ�RAN–TEMMUZ AYLARI ETK�NL�KLER�
* Toplantı
“�zmir Nazım Plan Çalı�malarının, Bilgi Toplama ve Karar Olu�umlarının, Yeni Yasal Düzenlemeler ve
Yeni Sınırlar Açısından De�erlendirilmesi”
Tarih: 14 Temmuz 2005 Per�embe
Saat: 18.00
Yer: �PO �zmir �ubesi Toplantı Salonu
* Gezi
“Allianoi-Ayvalık-Cunda Gezisi”
Tarih: 17 Temmuz 2005 Pazar
“Ka�-Kalkan Gezisi”
Tarih: 2-3 Temmuz 2005
* Forum
“Son Yasal Düzenlemelerin Planlama ve Plancı Açısından De�erlendirilmesi”
Tarih: 8 Temmuz 2005 Cuma
Saat: 13.30
Yer: �zmir Büyük�ehir Belediyesi
* Danı�ma Kurulu
Tarih: 9 Temmuz 2005 Cumartesi
Yer: �PO �zmir �ubesi Toplantı Salonu
Saat: 13.00
* Söyle�i
“Kent �çi Açık Pazar Yerleri ve Planlama”
Düzenleyen: �ehir Plancıları Odası �zmir �ubesi ve Peyzaj Mimarları Odası �zmir �ubesi
Tarih: 28 Temmuz 2005 Per�embe
Saat: 18.00
Yer: Konak Belediyesi Kültür Sanat Merkezi Büyük Salonu
* Sunum
“Gediz Havzası Kıyı Yönetim Planı”
Konuk: Ortaç Onmu�, Ege Do�a Derne�i Sulakalan Koruma Koordinatörü
Tarih: 21 Temmuz 2005 Per�embe
Saat: 18.00
Yer: Konak Belediyesi Kültür Sanat Merkezi Büyük Salonu