temel zooteknİ - hitit...

220
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3102 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2017 TEMEL ZOOTEKNİ Yazarlar Prof.Dr. Metin PETEK (Ünite 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10) Prof.Dr. Mustafa OĞAN (Ünite 1) Doç.Dr. Serdal DİKMEN (Ünite 2, 5, 7) Doç.Dr. Abdülkadir ORMAN (Ünite 2, 4) Yrd.Doç.Dr. Hakan ÜSTÜNER (Ünite 2, 4, 7) Dr. Fazlı ALPAY (Ünite 2, 7) Editör Prof.Dr. Metin PETEK ANADOLU ÜNİVERSİTESİ

Upload: others

Post on 15-Jul-2020

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3102AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2017

TEMEL ZOOTEKNİ

YazarlarProf.Dr. Metin PETEK (Ünite 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10)

Prof.Dr. Mustafa OĞAN (Ünite 1) Doç.Dr. Serdal DİKMEN (Ünite 2, 5, 7)

Doç.Dr. Abdülkadir ORMAN (Ünite 2, 4) Yrd.Doç.Dr. Hakan ÜSTÜNER (Ünite 2, 4, 7)

Dr. Fazlı ALPAY (Ünite 2, 7)

EditörProf.Dr. Metin PETEK

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ

Page 2: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.

İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıtveya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.

Copyright © 2014 by Anadolu UniversityAll rights reserved

No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmittedin any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without

permission in writing from the University.

UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ

Genel Koordinatör Prof.Dr. Müjgan Bozkaya

Genel Koordinatör YardımcısıYrd.Doç.Dr. İrem Erdem Aydın

Öğretim TasarımcısıDoç.Dr. Murat Ataizi

Grafik Tasarım Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar

Öğr.Gör. Cemalettin YıldızÖğr.Gör. Nilgün Salur

Ölçme Değerlendirme SorumlusuÖğr.Gör. Nazlı Öztopçu

Kitap Koordinasyon BirimiUzm. Nermin Özgür

Kapak DüzeniProf. Tevfik Fikret Uçar

Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız

DizgiAçıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi

Temel Zootekni

ISBN 978-975-06-1743-0

2. Baskı

Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde 6.000 adet basılmıştır.ESKİŞEHİR, Mart 2015

Page 3: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

iiiİçindekiler

İçindekilerÖnsöz .................................................................................................................... xi

Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış............................ 2DÜNYA’DA HAYVANCILIK .................................................................................... 3Hayvancılığın Ekonomideki Yeri .............................................................................. 3Dünya Hayvan Varlığı ................................................................................................. 4Dünyada Hayvansal Üretim ....................................................................................... 6HAYVANCILIĞIN BESLENMEDEKİ YERİ .......................................................... 8Dünya Ülkelerinde Hayvansal Besinler Bakımından Beslenme Düzeyleri ......... 9TÜRKİYE’DE HAYVANCILIK ................................................................................. 11Hayvan Varlığı ve Hayvansal Üretim ........................................................................ 11

Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Varlığı .............................................................. 11Süt Üretimi ............................................................................................................. 13Et Üretimi ............................................................................................................... 13Yapağı, Ti�ik, Kıl ve Deri Üretimi ...................................................................... 14Kümes Hayvanları ................................................................................................. 14Hayvansal Ürünlerin Tüketimi ............................................................................ 15İşletme Yapısı ve Yapısal Durumu ....................................................................... 16Türkiye Ekonomisinde Hayvancılığın Yeri ........................................................ 16

Özet ............................................................................................................................... 18Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 19Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 20Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 20Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 21

Başlıca Yetiştiricilik Tanımları ........................................................ 22ZOOTEKNİ .................................................................................................................. 23EVCİLTME, EVCİLTME ALANLARI, EVCİLTME YÖNTEMLERİ VE ETKİLERİ .................................................................................. 24Hayvanların Evciltilmesi ............................................................................................ 24Evciltme Alanları ......................................................................................................... 25

Türlerin Evciltme Yer ve Zamanı ........................................................................ 25Evciltmenin Etkileri .................................................................................................... 26TÜR ............................................................................................................................... 27Türlerin Oluşumu ........................................................................................................ 28HİBRİDASYON ........................................................................................................... 29Equidae Türlerinin Hibritleri ..................................................................................... 29Bovinae Türlerinin Hibritleri ..................................................................................... 30Ovinae Türlerinin Hibritleri ...................................................................................... 30IRK VE IRKLARIN OLUŞUMU ............................................................................... 30Irkların Oluşumu ......................................................................................................... 31IRK ÖZELLİKLERİ, IRKLARIN SINIFLANDIRILMASI,TÜRKİYE HAYVAN IRKLARININ BÖLGESEL DAĞILIMI .............................. 32Morfolojik ve Fizyolojik Irk Özellikleri .................................................................... 32

Morfolojik Irk Özellikleri ..................................................................................... 32Fizyolojik Irk Özellikleri ...................................................................................... 33

Irkların Sını�andırılması ............................................................................................ 34

1. ÜNİTE

2. ÜNİTE

Page 4: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

İçindekiler iv

Gelişmişlik Düzeylerine Göre Irkların Sını�andırılması ................................ 34Verim Yönlerine Göre Irkların Sını�andırılması .............................................. 34

Türkiye Hayvan Irklarının Bölgesel Dağılımı .......................................................... 35Türkiye’de Yetiştirilen Küçükbaş Hayvanların Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımları .................................................................... 35Türkiyede Yetiştirilen Büyükbaş HayvanlarınCoğrafi Bölgelere Göre Dağılımları ................................................................... 35

Özet ............................................................................................................................... 36Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 37Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 38Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 38Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 39

Hayvan Irkları ve Özellikleri ......................................................... 40GİRİŞ ............................................................................................................................ 41SÜTÇÜ IRK HAYVANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ ....................................... 41Sütçü Sığır Irklarının Genel Özellikleri .................................................................... 41Sütçü Koyun Irklarının Genel Özellikleri ................................................................ 41Sütçü Keçi Irklarının Genel Özellikleri .................................................................... 42ETÇİ IRK HAYVANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ ............................................ 42Etçi Sığır Irklarının Genel Özellikleri ....................................................................... 42Etçi Koyun Irklarının Genel Özellikleri ................................................................... 43Etçi Keçi Irklarının Genel Özellikleri ....................................................................... 43TAVUK IRKLARI VE HİBRİT GENOTİPLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ ....... 43Tavuk Irkları ................................................................................................................. 44Etlik Piliç Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel Özellikleri ........................... 44Yumurta Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel Özellikleri ............................. 45

Beyaz Yumurtacı Hibritler ................................................................................... 45Kahverengi Yumurtacı Hibritler ......................................................................... 46

HİNDİ VE DİĞER KÜMES HAYVANI IRKLARININGENEL ÖZELLİKLERİ .............................................................................................. 46Hindi Irkları ................................................................................................................. 46Bıldırcın Irkları ............................................................................................................ 47Ördek Irkları ................................................................................................................ 47Kaz Irkları ..................................................................................................................... 48Devekuşu Irkları .......................................................................................................... 48Sülün Irkları ................................................................................................................. 48Keklik Irkları ................................................................................................................ 49KÖPEK IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ ..................................................... 49Spor Köpekleri ............................................................................................................. 49Av Köpekleri ................................................................................................................ 49Çalışan Köpekler ......................................................................................................... 49Terrierler ....................................................................................................................... 50Oyun Köpekleri ........................................................................................................... 50Sportif Olmayan Köpekler ......................................................................................... 50Sürü Köpekleri ............................................................................................................. 50AT IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ .............................................................. 50Soğukkanlı At Irkları .................................................................................................. 50Sıcakkanlı At Irkları .................................................................................................... 51

3. ÜNİTE

Page 5: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

İçindekiler v

Yerli At Irkları .............................................................................................................. 51DÜNYADA VE TÜRKİYE’ DE YAYGIN BAŞLICA HAYVANIRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ .................................................................... 51Holstein Sığır Irkı (Siyah Alaca, Holştayn) .............................................................. 51Aberdeen Angus Sığır Irkı ......................................................................................... 52Kıvırcık Koyun Irkı ..................................................................................................... 52Merinos Koyun Irkı ..................................................................................................... 52Saanen Keçi Irkı ........................................................................................................... 53Kıl Keçisi ....................................................................................................................... 53Leghorn Tavuk Irkı ..................................................................................................... 53Denizli Tavuk Irkı ....................................................................................................... 53Türk Çoban Köpekleri ................................................................................................ 54

Akbaş Köpeği ......................................................................................................... 54Kangal köpeği ........................................................................................................ 54Kars Çoban Köpeği ........................................................................................... 55

Türk Tazısı .................................................................................................................... 55Çatalburun ................................................................................................................... 55Alman Çoban Köpeği ................................................................................................. 56Özet ............................................................................................................................... 57Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 58Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 59Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 59Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 60

Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri .................................. 62ÜREME, DÖL VERİMİ VE DÖL VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ....... 63Üreme ve Döl Verimi .................................................................................................. 63

Sürü Büyüklüğünün Korunması ......................................................................... 63Verimli Bir Üretimin Sağlanabilmesi ................................................................. 63Seleksiyon ve Ayıklamanın Etkin Yapılabilmesi ................................................ 63

Döl Verimini Etkileyen Faktörler .............................................................................. 64Irk ............................................................................................................................ 64Vücut Yapısı ........................................................................................................... 64Anatomik Bozukluklar ve Hastalıklar ................................................................ 65Yetiştirme Sezonu .................................................................................................. 65Bakım ve Besleme ................................................................................................. 65Çevre Sıcaklığı ve Işık ........................................................................................... 65

LAKTASYON, SÜT VERİMİ VE SÜT VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ............................................................................................................... 66Laktasyon ve Süt Verimi ............................................................................................. 66

Laktasyon ............................................................................................................... 66Süt Verimi ............................................................................................................... 66

Süt Verimini ve Bileşimin Etkileyen Faktörler ........................................................ 67Irk ............................................................................................................................ 67Yaş ........................................................................................................................... 67Kızgınlık ve Gebelik .............................................................................................. 67Vücut Büyüklüğü ................................................................................................... 68Kuruda Kalma Süresi ............................................................................................ 68Mevsim ve Çevre Isısı ........................................................................................... 68

4. ÜNİTE

Page 6: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

İçindekiler vi

Sağım Sayısı ve Aralığı .......................................................................................... 69Besleme ................................................................................................................... 69Meme Sağlığı ve Hastalıklar ................................................................................. 70

BÜYÜME, ET VERİMİ VE ET VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ........... 70Büyüme ve Gelişme ..................................................................................................... 70Et Verimi ....................................................................................................................... 71Karkas Bileşimi ve Kalitesi ......................................................................................... 71

Kırmızı Et ............................................................................................................... 71Et/Karkas kalitesi ................................................................................................... 73

BeyazEt ........................................................................................................................ 73Beyaz Et Kalitesi ve Karkas Parçalarına Ayırma ............................................... 74

YUMURTA VERİMİ VE YUMURTA VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ............................................................................................................... 75Yumurtanın Oluşması ................................................................................................ 75Yumurta Verimini Etkileyen Faktörler ..................................................................... 75

Genetik Yapı ........................................................................................................... 76İlk Yumurtlama Yaşı ............................................................................................. 76Ölen ve Sürüden Ayıklanan Hayvan Sayısı ........................................................ 76Aydınlatma/Işık Programı ................................................................................... 77Bakım-Yönetim ve Diğer Faktörler ..................................................................... 77

Yumurta Kalitesi ve Yumurta Kalitesini Etkileyen Faktörler ................................. 77Yumurta Dış Kalitesi ............................................................................................. 77Yumurta İç Kalitesi ................................................................................................ 78

YAPAĞI VERİMİ VE YAPAĞI VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER ............ 78Kırkım ........................................................................................................................... 78Yapağı Özellikleri ve Yapağı Özelliklerini etkileyen Faktörler .............................. 79

Morfolojik Özellikler; ........................................................................................... 80Fiziksel Özellikler .................................................................................................. 80

Koyunlarda Elyaf Tipleri ............................................................................................ 81Özet ............................................................................................................................... 82 Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 83Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 84Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 84Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 85

Çevre ve Hastalıklara Direnç ......................................................... 86ÇEVRE VE ÇEVREYE UYUM ................................................................................ 87ADAPTASYON ........................................................................................................... 88Adaptasyonun Sağlanabilmesi İçin Gerekli Koşullar ............................................. 88STRES VE HASTALIKLARA DİRENÇ ................................................................... 89Stres Çeşitleri ............................................................................................................... 89Stres Etkenleri .............................................................................................................. 89Sıcak Stresi .................................................................................................................... 90Sıcak Stresinin Etkilerini Azaltmak İçin Uygulanan Yöntemler ........................... 90Hastalıklara Direnç ..................................................................................................... 94BİYOGÜVENLİK ...................................................................................................... 95Hastalık Etkenlerinin İşletmeye Girişinin Engellenmesi ya da Uzakta Tutulması ......................................................................................................... 96Hastalık Etkenlerinin Yokedilmesi ya da Öldürülmesi .......................................... 98

5. ÜNİTE

Page 7: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

viiİçindekiler

Yeterli Bağışıklığın Oluşturulması ............................................................................ 99Güvenilir ve Konusunda Uzman Personel ile Çalışılması ..................................... 99Bakım ve Besleme (Sağlıklı Yaşam Koşullarında Yetiştirme) ................................ 100Günlük Kontrol ve Otopsi .......................................................................................... 100Özet ............................................................................................................................... 101Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 102Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 103Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 103Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 104

Yetiştirme Metodları..................................................................... . 106GİRİŞ ............................................................................................................................ 107SAF YETİŞTİRME ...................................................................................................... 107AKRABALI YETİŞTİRME (KAN YAKINLIĞI) ..................................................... 109Akrabalı Yetiştirmenin Etkileri ................................................................................. 110Akrabalık Derecesi (Katsayısı) .................................................................................. 111Akrabalı Yetişme Derecesi (Kan Yakınlığı Katsayısı) ............................................. 111Akrabalı Yetiştirmenin Faydaları .............................................................................. 111Akrabalı Yetiştirmenin Zararları ............................................................................... 112KAN TAZELEME ....................................................................................................... 113Kan Tazelemenin Etkileri ........................................................................................... 113MELEZLEME .............................................................................................................. 114Melezlemenin Gerekçeleri ......................................................................................... 114Çevirme Melezlemesi .................................................................................................. 115

Çevirme Melezlemesine Uygulamadan Örnekler ............................................. 116Çevirme Melezlemesinde Başarılı Olabilmek İçin Dikkate Alınması Gereken Noktalar .................................................................. 117

Kombinasyon Melezlemesi ........................................................................................ 117Kombinasyon Melezlemesinin Uygulanması .................................................... 118Kombinasyon Melezlemesinin Uygulanmasında Dikkat Edilecek Özellikler 119

Kullanma Melezlemesi ................................................................................................ 119Rotasyon Melezlemesi .......................................................................................... 121Değiştirmeli Melezleme ........................................................................................ 121

Melezlemenin Önemi ................................................................................................. 121Özet ............................................................................................................................... 123Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 124Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 125Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 125Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 126

Seleksiyon ve seleksiyon Metotları ............................................. 128KAREKTER, GENOTİP, FENOTİP VE ÇEVRE .................................................... 129Karakter ........................................................................................................................ 129Fenotip ......................................................................................................................... 129Genotip ......................................................................................................................... 130Çevre ............................................................................................................................. 130Karakterlerde Genotip-Fenotip İlişkisi ..................................................................... 130SELEKSİYON VE SELEKSİYON METOTLARI .................................................... 131Genetik İlerleme .......................................................................................................... 131

7. ÜNİTE

6. ÜNİTE

Page 8: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

İçindekiler viii

Seleksiyonda Verimliliği Artırmak ........................................................................... 132Seleksiyonda İsabet Derecesinin Artırılması ........................................................... 132Tek Bir Özellik Yönünden Uygulanan Seleksiyon Yöntemleri .............................. 133

Bireylerin Kendi Fenotipik Değerlerine Göre Seleksiyon ................................ 133Akrabaların Fenotipik Değerlerine Göre Seleksiyon ....................................... 134Kombine Seleksiyon ............................................................................................. 138Birden Fazla Özellik İçin Seleksiyon .................................................................. 138

KALITIM VE TEKRARLAMA DERECESİ İLE SELEKSİYONDA ETKİSİ ...... 141Kalıtım Derecesi .......................................................................................................... 141Tekrarlama Derecesi ................................................................................................... 142

Kalıtım Derecesi ve Tekrarlama Derecesinin Yetiştiricilikteki Önemi .......... 142Özet ............................................................................................................................... 144Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 145Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 146Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 146Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 147

Kuluçka Bilgisi ve Tekniği ............................................................. 148GİRİŞ ............................................................................................................................ 149KULUÇKAHANELER ............................................................................................... 149Kuluçkahane Ekipmanları .......................................................................................... 150KULUÇKALIK YUMURTALAR VE KULUÇKALIK YUMURTALARAUYGULANAN İŞLEMLER ........................................................................................ 151Kuluçkalık Yumurtalar ............................................................................................... 151

Kuluçkalık Yumurta Kalitesi ................................................................................ 152Kuluçkalık Yumurtaların Depolanması ................................................................... 153

Depolamada Kuluçkalık Yumurta Kalitesini Etkileyen Faktörler .................. 154Kuluçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler .......................................................... 154KULUÇKA VE KULUÇKA KOŞULLARI ............................................................... 155Kuluçka ......................................................................................................................... 155Kuluçka Koşulları ........................................................................................................ 155Sıcaklık .......................................................................................................................... 156Rutubet ......................................................................................................................... 156Çevirme ........................................................................................................................ 157Havalandırma .............................................................................................................. 157KULUÇKADA EMBRİYO GELİŞİMİ ..................................................................... 157

Yumurta Sarısı Zarı ............................................................................................... 158Amnion .................................................................................................................. 158Allantois ................................................................................................................. 158Korion ..................................................................................................................... 158

Embriyo Gelişimi ........................................................................................................ 158Kuluçka Süresince Embriyoda Meydana Gelen Başlıca Değişiklikler ........... 158

ÇIKIM, KULUÇKA SONUÇLARI, KULUÇKA SONUÇLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER ....................................................................................... 159Çıkım ............................................................................................................................ 159Kuluçka Sonuçları ....................................................................................................... 159

Kuluçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler ........................................................... 160Kuluçkada Çıkımla İlgili Sorunlar ve Bu Sorunların Olası Nedenleri ........... 161Kuluçkada Oluşan Kayıpların Yüzde Payları ..................................................... 161

8. ÜNİTE

Page 9: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

ixİçindekiler

KULUÇKAHANELERDE GÜNLÜK CİVCİVLERE UYGULANAN İŞLEMLER ........................................................................................ 161

Ayıklama-Sını�andırma ....................................................................................... 162Cinsiyet Ayırımı .................................................................................................... 162Gaga Kesimi ........................................................................................................... 162Aşılamalar .............................................................................................................. 163

Özet ............................................................................................................................... 164Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 165Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 166Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 166Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 167

Hayvan Barınakları...................................................................................... 168HAYVAN BARINAKLARI ........................................................................................ 169Sığır Barınakları ........................................................................................................... 169

Süt Sığırı Ahırları .................................................................................................. 169Kapalı Bağlı Ahırlar .................................................................................................... 170Serbest Açık Ahırlar .................................................................................................... 170Serbest Duraklı Ahırlar .............................................................................................. 171Besi Sığırı Ahırları ....................................................................................................... 172Tavuk Barınakları ........................................................................................................ 173Sofralık Yumurta Üretim Kümesleri ......................................................................... 173Damızlık Tavuk Kümesleri ......................................................................................... 174Etlik Piliç Kümesleri .................................................................................................... 174

Alternatif/Yeni Kümes Sistemleri ........................................................................ 175Koyun-Keçi Barınakları .............................................................................................. 175HAYVAN BARINAKLARININ PLANLANMASI ................................................. 176Planlamanın Gerekliliği .............................................................................................. 177Planlamada Dikkate Alınacak Faktörler .................................................................. 177HAYVAN BARINAKLARININ KURULUŞ VE KURULUŞ ................................. 178YERİ SEÇİMİ ............................................................................................................... 178İşletme/Çi�lik Kuruluş Yeri Seçim Yöntemleri ....................................................... 179Hayvancılık İşletmelerinde Kuruluş Öncesi Çalışmalar ........................................ 179Yeni Kurulacak Ticari Amaçlı Hayvancılık İşletmelerinin Yer Seçimi, Kuruluşu ve Çalışma İzinleri ..................................................................................... 180Hayvancılık İşletmesi Yer Seçim Raporu ................................................................. 180Hayvancılık İşletmesi Kuruluş İzni ........................................................................... 181Hayvancılık İşletmesi Çalışma İzni ........................................................................... 181HAYVAN BARINAKLARININ ÜRETİM İÇİN HAZIRLANMASI .................... 182Etlik Piliç Kümeslerinde Üretim Dönemine Hazırlık ............................................ 182Özet ............................................................................................................................... 184Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 185Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 186Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 186Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 187

9. ÜNİTE

Page 10: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

İçindekiler x

Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum, Türkiye Hayvancılığının Genel Durumu.............. 188

HAYVANCILIKTA YENİ YAKLAŞIMLAR ............................................................ 189Hayvan Refahı .............................................................................................................. 189Gıda Güvenliği ............................................................................................................. 192Doğal Üretim Yöntemleri ........................................................................................... 193Organik Üretim ........................................................................................................... 194

Organik Üretimin Tanımı, Kanun ve Yönetmelikler ........................................ 194Türkiye’de ve Dünya’da Organik Hayvansal Üretim ......................................... 195Organik Hayvansal Üretim Kuralları ................................................................. 196Hayvanlarda Bakım ve Yönetim .......................................................................... 196Hayvan Besleme .................................................................................................... 197Hayvan Sağlığı ve Tedavi ...................................................................................... 197Sertifikasyon, Logo ve Etiketleme ....................................................................... 198Organik Ürün Kalitesi .......................................................................................... 198

İyi Tarım Uygulamaları .............................................................................................. 199Zenginleştirilmiş Gıdaların Üretimi ......................................................................... 199TÜRKİYE HAYVANCILIĞINDA GENEL DURUM ............................................. 200Türkiye Hayvan Varlığı, Kaliteli Damızlık Hayvan ve ........................................... 201Hayvan Islahı ............................................................................................................... 201İşletme Büyüklüğü ve Yapısı ...................................................................................... 202Hayvan Besleme ve Yem ............................................................................................. 202Hayvan Sağlığı ve Biyogüvenlik ................................................................................ 202Tüketici Bilinci ve Eğitimi .......................................................................................... 203Hayvancılıkta Örgütlenme ......................................................................................... 203Üretim Planlamaları ve Yeni Kurulan Üretim Tesisleri .......................................... 203Sanayi-Pazar İlişkileri ................................................................................................. 204Üretim Maliyetleri, Finans ve Teşvik ........................................................................ 204Üretici, Sanayici, Bakanlıklar ve Üniversiteler Arası İşbirliği ................................ 205TÜRKİYE HAYVANCILIĞININ GELECEĞİ ........................................................ 205Damızlık Üretimi ........................................................................................................ 205İlaç/Aşı Endüstrisi ....................................................................................................... 205Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri ......................................................................... 205Anahtar Teslimi Hayvancılık Projeleri ve Danışmanlık ........................................ 206Hizmetleri .................................................................................................................... 206İleri Düzeyde İşlenmiş Hayvansal Ürünler .............................................................. 206Teknoloji, Araç, Gereç ve Ekipman Üretimi ............................................................ 206Alternatif Yeni Yaklaşımlar ya da Üretim Dallarına Yatırım ................................ 206Özet ............................................................................................................................... 207Kendimizi Sınayalım ................................................................................................... 208Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı ........................................................................ 209Sıra Sizde Yanıt Anahtarı ............................................................................................ 209Yararlanılan Kaynaklar ............................................................................................... 210

10. ÜNİTE

Page 11: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

xiÖnsöz

ÖnsözDünya genelinde yeterli ve güvenli hayvansal gıda üretiminin önemi giderek artmak-

tadır. Türkiye hayvancılığında gelişme ve değişim süreci 1980-1990’ lı yıllarda başlamış, bu dönemde yapılan yatırımlar ile tavukçuluk tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi modern ve entansif tarzda yapılmaya başlanmıştır. Bunun sonucu olarak Türkiye’ de kişi başı piliç eti tüketimi günümüzde Avrupa Birliği ülkeleri düzeyini yakalamıştır. İki binli yılların başından itibaren ise özellikle süt sığırcılığında devlet teşviklerinin de desteği ile büyük bir değişim başlamış, süt ve et sığırcılığı sadece köylünün yapmakta olduğu bir iş kolu olmaktan çıkmış, kurumsal işletmeciliğin ve ekonomik verimliliğin ön planda olduğu bir sanayi haline gelmiştir. Bu süreçte hem işletme kapasitelerinde hem de toplam ürün mik-tarı ve kalitesinde önemli bir gelişme yaşanmıştır. Hayvansal ürün üretiminde yaşanan bu gelişmeler ile ülkemiz kendi ihtiyacını kendi üretimi ile karşılarken ihracat gücü de giderek artmaktadır. Son yıllarda yaşanan oldukça önemli gelişmelere karşın başta damız-lık hayvan yetiştiriciliği, üniversite, özel sektör ve araştırma kuruluşları arası işbirliği ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinde yetersizlik gibi Türkiye hayvancılığının bazı sorunları bulunmaktadır. Türkiye hayvancılığının sorunlarının hızla çözümlenmesi ve her alanda gelişmiş, sürdürülebilir bir hayvancılık için zootekni alanında yetişmiş insan gücünün önemi giderek artmaktadır.

Bu ders kitabının amacı; bölüm öğrencilerine başlıca yetiştiricilik tanımları, hayvan ırkları, başlıca hayvansal ürünler ve etkileyen faktörler, yetiştirme metotları, seleksiyon, kuluçka bilgisi, hayvan barınakları ve hayvancılıkta yeni yaklaşımlar konusunda temel bilgi ve beceriler kazandırmaktır.

Yazarlar olarak faydalı olmasını diliyoruz.

Editör Prof.Dr. Metin PETEK

Page 12: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Dünya hayvancılığı hakkında genel görüş sahibi olabilecekHayvansal kökenli gıdaların beslenmedeki önemini kavrayabilecekTürkiye hayvan yetiştiriciliğinin genel yapısını açıklayabilecekbilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış

• DÜNYADAHAYVANCILIK• HAYVANCILIĞIN E LENMEDEKİYERİ• TÜRKİYE DEHAYVANCILIK

• ünyaHayvancılığı• Hayvancılığın nemi

• Hayvan al e inler• ürkiyedeHayvancılık

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 13: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

DÜNYA’DA HAYVANCILIKTarihin derinliklerine inildiğinde, her canlının yaşama savaşı verdiği ortamlarda çok eski çağlardan beri insanın hayvanla yan yana ve karşı karşıya olduğu görülür. İnsanoğlu ilk zamanlar yabani hayvanları avlamış, etleri ile karnını doyurmuş, derilerinden giysiler yapmış, kemik ve boynuzlarından alet ve süs eşyaları yapmışlardır. Daha sonraki çağlarda bu hayvanları elinin altında ve çevresinde bulundurarak yararlanmayı düşünmüşlerdir. İnsanlar asırlar boyu ya da binlerce yıl gibi çok uzun dönemlerde yabani hayvanları evcil-leştirmek için sabırla ve inatla çalışmış ve sonunda bunu başarmışlardır. Yaban hayvanla-rını evcilleştirme ve evcil hayvan üretme insanoğlunun tarih buyunca elde ettiği başarıla-rın belki de en parlak ve insanlık yararına olanıdır.

Hayvancılığın Ekonomideki YeriHayvan yetiştiriciliği, hemen hemen bütün dünya ülkelerinin ekonomilerinde önemli bir yere sahiptir. Toplumların sosyal ve ekonomik gelişmesinde hayvancılığın önemli kat-kıları vardır. Hayvanlar, tarihin her döneminde insanların en önemli varlığı ve serveti olmuştur. Hayvan yetiştiriciliği toplumların kültür ve eğitim seviyesinin yükselmesi ve sanayileşme ile birlikte günümüzde bir endüstri haline gelmiştir. Bu sayede hayvanlar-dan elde edilen verimlerde önemli ölçüde artışlar sağlanmıştır. Hayvan yetiştiriciliğinin ekonomiye katkıları çok değişik yollardan olabilir. Hayvancılığın ekonomide yeri aşağıda belirtildiği gibi sıralanabilir;

• Hayvancılıkherşeydenönceyetiştiriciningeçiminiveekonomikyöndengüçlen-mesini sağlar. Tarım işletmelerinde (bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapan işletmeler) hayvanlar işletmenin güvenilir gelir kaynaklarındandır. Her hangi bir nedenden dolayı işletmede verim düşüklüğü meydana gelirse, hayvancılıktan elde edilecek gelirlerle varlığını sürdürme olanağı bulabilir.

• Hayvanyetiştiriciliğiileeldeedilenet,sütveyumurtagibideğerliürünlerinsanla-rın dengeli ve yeterli beslenmesi bakımından önemli bir yere sahiptir.

• Hayvanlardaneldeedilenyapağı,ti ikvederigibibazıhayvansalürünlerilehay-vansal yan ürünler tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayilerinin önemli ham madde-lerini oluşturur.

• Hayvancılıktaneldeedilenetvesütüişleyenveişlenmişürünhalinegetirensütveet sanayi de ülkelerin ekonomilerinin asıl unsurlarındandır.

• Hayvanlarinsanlartarafındanyiyecekolarakdeğerlendirilemeyenbitkiselartıklarıet, süt ve yapağı gibi hayvansal ürünlere dönüştürebilirler.

Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış

Page 14: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni4

• Hayvancılıkçeşitliülkelerindışsatımgelirlerindeönemlibirpayasahiptir BupayAvustralya, Arjantin, Yeni Zelanda ve Hollanda gibi ülkelerde genel dış satım gelir-lerinin önemli bir bölümünü oluşturur.

• Hayvancılıktarımişletmelerindeyılboyuncarasyonelbirişgücükullanımınısağ-lar. Dolayısı ile gizli işsizliği gidermede önemli bir rol oynar.

• Hayvangübresiişletmenintoprakverimliğinisağlayarakbitkiselüretiminverimli-liğini artırır ve toprak erozyonunun önlenmesine katkı sağlar.

• Tarımmakinalarınınkullanılmasınınmümkünolmadığıbirçokyerdehayvanlarınçekim gücünden yararlanılmaktadır.

Hayvan yetiştiriciliğinin, yukarıda sözü edilen yararları ile ülkelerin ekonomileri ve sosyal yaşamlarında vazgeçilmez bir sektör olduğu açıkça görülmektedir.

Dünya Hayvan Varlığı Dünyada, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO 2012) istatistiklerine göre 2000 yılında toplam milyarolançi likhayvanmevcudu, yılında milyarayükselmiştir Buistatistikleregöre yılınagöre yılındaçi likhayvansayısı artmıştır Dünya hayvan varlığının hayvan türlerine göre dağılımı Tablo 1.1 de ve Dünyadaki bazı seçilmiş ülkelerdeki çi lik hayvan sayıları Tablo de verilmiştir Tabloda görüldüğügibikanatlılarhariç tutulduğundanhayvan sayısı milyaradüşmektedir Bukanatlıdışındaki hayvan varlığı arasında sayı bakımından sığırlar ilk sırada yer almakta olup, bunukoyunlar,keçilervedomuzlarizlemektedir ncakfarklıtürdenhayvanlarındünyaekonomisine katkılarını sayı ile ölçmek çok doğru bir yaklaşım değildir. Bunun en önemli nedenihayvantürleriarasındavarolanverimseviyelerininfarklıolmasındandır rne-ğin dünyadaki koyun sayısı sığır sayısına yakın olmasına karşın sığırlardan elde edilen et vesütmiktarıkoyunlardaneldeedilenlerdensırasıyla ve katdaha fazladır ynışekildedomuzsayısısığırdandahaazolmasınakarşınyaklaşıkyılda katdahafazlaetüretmektedirler ünyadayetiştirilençi likhayvansayılarındason yılda - yıllarında sığırlarda lük,domuzlarda lik,koyunlarda lük,keçilerde likvekanatlıhayvanlardaise likbirartışvardır akamlarincelendiğinde

tümhayvan türlerinde sayı bakımından artışlar olduğu görülmektedir ncak en fazlaartış keçi ve kanatlı hayvanlarda bulunmaktadır.

Hayvan Türü Hayvan Sayısı (milyon baş)

M Domuz K K D At E K T H K

ünyadayetiştirilen , milyarsığırvarlığınınkıtalaradağılımı i mil-yonu syakıtasında, i milyonu merikakıtasında, si milyonu frikakıtasında, si milyonu vrupakıtasındave sı milyonu kya-

Tablo 1.1Dünyadaki farklı türden çi�lik hayvan sayıları

Kaynak: FAO Production Yearbook, 2012

Page 15: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 5

nusyakıtasındabulunmaktadır ünyadaençoksığıryetiştiriciliğiyapılanilkdörtülkearasındaisesırasıileHindistan milyon ,Brezilya milyon , in milyon vemerikaBirleşik evletleri milyon gelmektedir

ünya genelinde yetiştirilen , milyar koyun varlığından kıtalar arasındaki da-ğılımı i milyonu syakıtasında, i milyonu frikakıtasında,

i milyonu vrupakıtasında, i milyonu kyanusyakıtasındave ü milyonu merikakıtasındayetiştirilmektedir ünyadakoyununenyoğun

yetiştirildiği ilkdörtülkearasında sırası ile in milyon ,Hindistan milyon ,vustralya milyon ve udan milyon yeralmaktadır

ünyadayetiştirilen milyonkeçivarlığınınkıtalaradağılımı si milyo-nu syakıtasında, sı milyonu frikakıtasında, sı milyonu meri-kakıtasında, si milyonu vrupakıtasındave ü milyonu kyanusyakı-tasındabulunmaktadır Burakamlardananlaşılacağıüzeredünyakeçivarlığının ü

milyonu syave frikakıtalarındayetiştirilmektedir nçokkeçiyetiştiriciliğiya-pılanilkdörtülkearasındasırasıile in milyon ,Hindistan milyon , akistan

milyon ,ve i erya milyon gelmektedirünyada yetiştirilen milyon domuzun, u milyonu sya kıtasında,u milyonu vrupakıtasında, i milyonu merikakıtasında,

i frikakıtasındave i milyonu kyanusyakıtasındabulunmaktadır ünya-dadomuzunenyoğunyetiştirildiğiülkelerisesırasıile in milyon , merikaBirle-şik evletleri milyon ,Brezilya milyon ve lmanyadır milyon

ünyada milyaradetkanatlıhayvan tavuk,hindi,ördek,kazvb yetiştirilmektedir Bukanatlıvarlığınınkıtalaragöredağılımı i milyarı syakıtasında, sı

milyarı merikakıtasında, sı milyarı vrupakıtasında, i milya-rı frikakıtasındave i milyarı kyanusyakıtasındabulunmaktadır

Bir ülkede hayvan sayısının çok olması bu ülkelerde hayvancılığın iyi yapıldığının bir göstergesideğildir Buradaönemliolanhayvansayısınınfazlaolmasındançokbirimhay-vandan elde edilen verimlerin yüksek olmasıdır. Bu bağlamda dünyada hayvancılığın en teknik ve verimli yapıldığı ülkelere örnek olarak, İngiltere, Hollanda, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Yeni Zelanda ve İsrail verilebilir. Türkiye hayvan sayısı ba-kımından dünyada sığır ve keçi sayısı için 22.ci sırada, koyun ve tavuk sayısı bakımından ise 12.ci sırada yer almaktadır. Türkiye sahip olduğu hayvan varlığı bakımından azımsan-mayacak bir sayıya sahip olmasına karşın birim hayvandan elde edilen verimlerde dünya sıralamasında arzu edilen yerde bulunmamaktadır.

Bir ülkede yapılan hayvancılığın yapısını belirleyen en önemli etkenler, o ülkenin coğ-rafiyapısı,tarımsalüretimdüzeyivegenelekonomikseviyesidir üzenliolarakyağışalanvesulamaolanaklarıbulunanülkelerdeilkyapılanhayvancılıkfaaliyetisığıryetiştiricili-ğidir. Buna karşın karasal iklimlerin egemen olduğu step özellik gösteren yerlerde veya ülkelerde koyun ve keçi yetiştiriciliği öne çıkar. Bunun en önemli nedeni ise koyunların fakirmeralarıvebubeslenmekoşullarınısığırlaragöredahaiyideğerlendirmesidir ko-nomik bakımdan gelişmiş ülkelerde hayvancılık içerisinde sığır yetiştiriciliği en önemli yere sahiptir. Bu gibi ülkelerde halkın sığır etine ve sütüne olan yüksek talebi sığır yetişti-riciliğiniönplanaçıkarır konomikaçıdangelişmişülkelerdekoyunetinetalepazoldu-ğundan koyunculuk ikinci planda yer almaktadır. Buna karşın az gelişmiş ve gelişmekte olanülkelerdeisekoyunvekeçietinetalepdahafazlaolduğundanbuhayvantürlerininyetiştiriciliği ön sıralara çıkmaktadır. Halkın beslenme alışkanlıkları ve dinsel tercihleri ülkede yapılan hayvancılığın yapısını etkilemektedir. Örneğin; Orta-Doğu ülkelerinde ko-yunetivesütününhalktarafındantercihedilmesikoyunyetiştiriciliğinidesteklemektedir Ayrıca Müslüman ülkelerde dinsel inançları gereği domuz yetiştiriciliği sınırlanmaktadır.

Page 16: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni6

ÜlkelerHayvan sayıları (milyon baş)

Sığır Koyun Keçi Domuz Kanatlıİ

A İ Y H R İ -

H A Y A D A

G A T

Dünyada Hayvansal ÜretimDünya hayvansal üretimi, yıllık toplam üretim ve kişi başına üretim olarak incelenebilir. Tablo dedünyadayıldaüretilenhayvansalürünmiktarlarıveherbirüründenkişiba-şınadüşenmiktarlarverilmiştir Tabloincelendiğindedünyadayılda milyontonetüretilmektedir Hayvantürleriarasındadomuz, milyontonetüretimiileilksıradayeralırkenbunu milyon ton ilekanatlıhayvanlar izlemektedir Bu türleri milyontonilesığır, milyontonilekoyun, milyontonilekeçive milyontonilemandatakipetmektedir ünyaetüretiminde yılında yılınagöre lukbir artış meydana gelmiştir. Dünya toplam et üretimindeki bu artış içinde en yüksek paya letavuketiüretimisahiptir Bunu lekeçieti, ledomuzeti, la

sığıretive lekoyunetiizlemektedirünyadakitoplametüretimiiçindehayvantürlerininpaylarıincelendiğinde domuz-

lar ileilksıradayeralmaktadır Busırayı ilekanatlıhayvanlar, ilesığırlar, ilekoyunlar, ilekeçilerve ilemandalartakipetmektedir ünyageneli

içinverilenbusıralamaülkelerincoğrafikoşullarına,beslenmealışkanlıklarına,dinivekültürelyapısınagörefarklılıklargöstermektedir rneğin vrupaülkelerininbirçoğun-dadünyageneliiçinverilensıralamageçerliikenTürkiyedekanatlıhayvanlarınetüretimekatkısı ilk sırada yer almaktadır. Bunu sığır ve koyun izlemekte olup domuzun et üretimi-ne katkısı ise yok denecek kadar azdır.

ünyaetüretimisadecekırmızıetolarakelealındığında kırmızıetüretiminin initekbaşınadomuzlarsağlamaktadır Bunu ilesığırlar, ilekoyunlar, ilekeçilerve ilemandalarizlemektedir

ünyaGıdaveTarım rgütü F verilerinegöredünyadatoplam mil-yontonsütüretilmektedir Buüretimin milyontongibibüyükbirbölümü sığır inek yetiştiriciliğindeneldeedilmektedir Bunu milyonton ileman-dasütü, milyonton ilekeçisütü, milyonton ilekoyunsütüve

milyonton iledevesütütakipetmektedir

Tablo 1.2Bazı ülkelerde farklı türden çi�lik hayvan sayıları

Kaynak: FAO Production Yearbook, 2012

Page 17: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 7

Ürün Çeşidi Toplam Üretim (milyon ton)

Kişi Başına Üretim(kg)

M K K D D

Kırmızı et toplamı 196.75 28.11K Toplam et 302.39 43.20İ M K K D Toplam süt 753.92 107.70T

Dünya hayvansal ürünler üretimi yıllık kişi başına düşen üretim bakımından ele alın-mıştır. Böylece hayvancılığın gerek ekonomideki ve gerekse insan beslenmesindeki yeri dahaiyianlaşılmışolacaktır Tablo degörüleceğiüzeredünyadayaşayanherbirinsanadüşenyıllıktoplamkırmızıetmiktarı kgdır Bukırmızıetiçindehayvantürlerininpaylarıise kgdomuzeti, kgsığıreti, kgkoyuneti, kgkeçietive kgmandaetiolmaküzeresıralanmaktadır Bununyanındadünyadakişibaşınayıllık kg kanatlı hayvan eti düşmektedir. Kanatlı eti ile birlikte kişi başına düşen toplam et mik-tarıise kgolmaktadır tinyanındadünyadakişibaşınayıllıkortalama kgsütve 10.27 kg yumurta düşmektedir.

Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen hayvansal ürün miktarları bu ortalama değerle-rin üzerinde olmasına karşın gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde ise ortalamanın altındadır rneğin yıllıkkişibaşınaetüretimi merikaBirleşik evletleri nde kg,Brezilyada kg, r antinde kg, vustralyada kg,Yeni elandada kgikenİranda kg, tiyopyada kgveHindistanda kgdır Bunungibikişibaşınayıllıksütüretimi merikaBirleşik evletleri nde kg, lmanyada kg,Fransada

kg,Hollandada kg, iken İranda kg, tiyopyada kg veHindistanda kgdır işibaşınadüşenetvesütüretimi vrupaülkelerinde kgve kg, frikaülkelerinde kgve kg, merikakıtasında kgve kg, syaülkelerinde kgve kg, kyanusyaülkelerinde kgve kgdır

eçilmişbazıülkelerdefarklıçi likhayvanlarından yılıitibariyleeldeedilenetvesütüretimsonuçlarıTablo deverilmiştir unulanbutablodakisonuçlaragöredünya-daenfazlasığıretiüretenilküçülkesırasıyla merikaBirleşik evletleri milyonton ,Brezilya milyonton ve in milyonton dir oyunetiüretimindeilküçsırayı in milyonton , vustralya binton veYeni elanda binton almaktadır Busıralamadomuzetiüretiminde in milyonton , merikaBirle-şik evletleri milyonton ve lmanya milyonton şeklindeolmaktadır anatlı etiüretiminde ilküç sırayıalanülkeler ise merikaBirleşik evletleri

milyonton , in milyonton veBrezilya milyonton dırynıtablodanizlenebilineceğiüzere,ineksütüretimienfazlaolanilküçülke merika

Birleşik evletleri milyonton ,Hindistan milyonton ve in mil-

Tablo 1.3Dünyada yılda üretilen hayvansal ürün miktarları ve kişi başına üretim

Kaynak: FAO Production Yearbook, 2012

Page 18: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni8

yonton dir oyunsütüüretimindeilküçsırayıalanülkelerise in milyonton ,Türkiye milyonton ve uriye binton dir eçisütüüretimindekisıralamaiseHindistan milyonton ,Bangladeş milyonton ve udan milyonton olarakbildirilmiştir tvesütüretimininyanındayumurtaüretimindeilküçsırayıalanülkeler in milyonton , merikaBirleşik evletleri milyonton veHindistan milyonton dır

Dünya hayvan yetiştiriciliğinde et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlere ilave olarak genelde deri ve tekstil sanayide ham madde olarak kullanılan deri ve yapağı elde edilmek-tedir. 2012 yılı Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) istatistiklerine göre dünyada toplam

milyontonyaşderive milyontonyapağıüretilmektedir Yapağıüretimindeilksırayı in, vustralyaveYeni elandaalmaktadır

ÜlkelerSığır

Et SütKoyun

Et SütKeçi

Et SütDomuz

EtKanatlı

Etİ - - -

A -İYH - -Rİ -

H -A - -Y - -A D - - -A - -

-G A - -T -

Hayvancılığın önemini nasıl açıklayabilirsiniz?

HAYVANCILIĞIN BESLENMEDEKİ YERİ İnsanın bedenen, aklen, ruhen ve sosyal bakımdan iyi gelişmiş bir vücut yapısına sahip olabilmesivebunusürdürebilmesikısacasağlıklıüretkenolarakyaşayabilmesidiğerfak-törlerin yanında beslenme ile yakından ilgilidir. Yetişkin bir insanın dengeli olarak bes-lenebilmesiiçinaldığıbesinlerilebirgünde - kalorive - gproteinalmasıgerekir lınanbuproteinin - g ınınhayvansalkökenliolmasıgereklidir Bitkikökenlibesinlergenelolarakkarbonhidratlarcazenginveproteincefakirdir Bununyanındain-sanlartarafındansindirilmesiçokgüçolanselülozubolmiktardaiçerirler Bunakarşınhayvansal kökenli besinler proteince zengin olmasının yanında içerdiği proteinin biyolo-jik değerliliği de yüksektir. Karbonhidratlar ya hiç yoktur ya da çok az vardır, bu besinler-de selüloz hiç yoktur.

Bir insanın hayatını sürdürebilmesi için bu besin maddelerini dengeli bir şekilde al-ması gerekmektedir. Besin maddeleri karbonhidratlar, proteinler, vitaminler ve mineral-lerden oluşurlar. Bütün besin maddeleri az veya çok bu bileşikleri içerir ancak bazı besin-ler bu maddelerin bir ya da birkaçını daha çok içerebilir. Bundan dolayı hayvansal orjinli

Tablo 1.4Bazı ülkelerde farklı tür çi�lik hayvanlarında et, süt üretimi (bin ton)

Kaynak: FAO Production Yearbook, 2012

1

Page 19: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 9

besinlerproteinoranınfazlalığıvebiyolo ikdeğerinindahayüksekolmasınedeniylein-san beslenmesine daha uygundurlar. Burada bir örnek vermek gerekirse; insan beslenmesi açısından önemli olan amino asitlerden lizin bitkisel proteinlerde çok olmasına karşın süt ve et proteinlerinde yüksek miktarda bulunur. Hayvansal kökenli besinlerde proteinin yanında enerji kaynağı olan yağ da mevcuttur. Bu da hayvansal besinlerin iyi bir protein kaynağı olmasının yanında iyi bir enerji kaynağı olarak da sayılmasına yol açar.

Besin maddelerinin içerdiği protein genelde ham protein olarak verilir bu da proteinin besin değeri hakkında yeterli bilgi vermez. Bundan dolayı proteinlerin biyolojik değerli-likleriiçerdikleriaminoasitlerinoranlarınagöresaptanır roteinlerinbiyolo ikdeğerlili-ğinin en yaygın ölçüsü net protein kullanımıdır. Burada yumurtanın net protein kullanım ölçüsü 100 alındığında, buna göre diğer bazı besinlerin net kullanım seviyeleri; domuz eti ,sığıreti ,ineksütü ,balık ,pirinç ,buğdayunu ,mısır vebaklagiller

dir Görüldüğügibihayvansalproteinlernetkullanımbakımındanbitkiselproteinleregöre önemli ölçüde üstündür.

Farklıtürhayvanetleri - protein, - yağve - mineralmaddeiçe-rir, kalan kısım ise sudur. Memeli hayvan yavrularının tek besin kaynağı olan süt ideal bir besin maddesidir. Günde bir kg süt içmekle üç aylığa kadar bir bebeğin tüm gereksinimi,

yaşınakadarçocukların - ini, - yaşarasındakilerin siniveemziklika-dınların ünükarşılar Bunlarınyanındayumurtadataşıdığıaminoasitler,doymamışyağ asitleri, başlıca vitaminler ve mineraller yönünden zengin bir besin kaynağıdır.

Dünya Ülkelerinde Hayvansal Besinler Bakımından Beslenme DüzeyleriGünümüzdeyedimilyarı aşannüfusu iledünyanınkarşıkarşıyakaldığı enönemli so-runlardan birisi insanların beslenmedir. Gelişmiş ülkelerde (bu ülkelerde hayvancılık da ileri düzeydedir) alınan günlük diyetin büyük bir bölümü hayvansal proteinlerden oluşur. Bireyler önemli miktarda et, süt ve yumurta tüketirler. Buna karşın geri kalmış ve az geliş-miş ülkelerde yaşayan insanlar bitkisel besinlerle beslenmektedir. Hatta bunlardan yoksun ve açlık çeken azımsanmayacak kadar çok insan dünyada yaşam mücadelesi vermektedir.

ünyabeslenmedurumu ünyaGıdaveTarım rgütü F yılıistatistiklerinegöre kişi başına günlük kalori, günlük toplam protein ve günlük hayvansal protein tüke-timidünyagenelinde kalori, gve gdır Budeğerlerkıtalaragöredeğişimgöstermektedir Yukarıdabelirtilenparametreler, merikakıtasında kalori, gve

g, vrupakıtasında kalori, gve g, kyanusyakıtasında kalori,gve g, syakıtasında kalori, gve gve frikakıtasındaise

kalori, gve gdırünyabeslenmedurumunuülkelerbazındaTablo dekideğerlerdikkatealındığın-

dadahaiyibirfikirsahibiolmakolasıdır öz konusutablodafarklıülkelerdebireybaşınadüşen günlük kalori, toplam ve hayvansal protein değerleri verilmiştir. Tabloda sunulan ülkelerarasındagünlükkaloribakımından merikaBirleşik evletleri kaloriileilksıradayeralırken tiyopya kalorive ad kaloriilesonsıralardayeralmıştır Toplamproteinbakımındanyine merikaBirleşik evletleri glailksıradayeralır-ken,Bangladeş gveHindistan glasonsıralardayeralmıştır Hayvansalproteintüketimisıralamasındadaülkelerarasındabüyükfarklılıklarbulunmaktaolup merikaBirleşik evletleriveFransada gramınüzerindeiken ad, tiyopya,Bangladeşve i-eryagibiülkelerde gramınaltındadır Türkiyedeyediğimizgıdalardangünlük kalorive gramproteinalmamızakarşıngünlükhayvansalprotein tüketimiyıllaritibariyleartarak g lardan g akadaryükselmiştir Bunarağmenbumiktarhalendünya ortalamasının altında olup yeterli bir düzeyde değildir.

Page 20: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni10

Ülke Adı Kalori (cal) Toplam Protein (g) Hayvansal Protein (g)Aİ

İ

T

İ

H

A DA

G AEN

MY

A

Bazı ülkelerde kişi başına ortalama yıllık et, süt ve yumurta tüketim miktarları Tablo dagösterilmiştir Tablodagörüldüğügibi gelişmiş zenginülkelerdegereket ve sütve

gerekseyumurtatüketimigerikalmışveazgelişmişülkelerdenaçıkaradahafazladır r-nek olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya gibi ülkelerde et tüketimi yıllık 100 kg ınüzerindeiken tiyopyave i eryada kg ınaltındadır ynıdurumsütveyumurtatüketimlerinde daha da vahim görülmektedir. Bu da geri kalmış ve az gelişmiş ülke insan-larının nitelik ve nicelik bakımından yetersiz beslendiklerinin ve hatta açlığın söz konusu olduğununenönemligöstergelerindendir Türkiyedeiseyıllıkkişibaşınaortalamaettü-ketimi kg,süttüketimi kgveyumurtatüketimide kgaulaşmıştır

Ülke Adı Et (kg) Süt (kg) Yumurta (kg)İA

İA DAMA

H

TRREN

Tablo 1.5Bazı ülkelerde birey başına alınan günlük kalori, toplam protein ve hayvansal protein miktarları

Kaynak: FAO Production Yearbook, 2009

Tablo 1.6Bazı ülkelerde birey başına yıllık ortalama et, süt ve yumurta tüketimi

Kaynak: FAO Production Yearbook, 2009

Page 21: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 11

ünyadaüretimolanaklarınıdahaetkinkullanarakartannüfusubugünkündendahaiyi besleme olanağı olasıdır. Bunun için bitkisel ve hayvansal üretimleri teknoloji ve bili-min olanakları kullanılarak artırmak için gerekli çaba gösterilmeli ve geri kalmış ülkelere tarım ve hayvancılıkta gelişmiş ülkeler üretim konusunda gerekli teknik ve mali yardım-ları yapmalıdır. Ancak bu şekilde geri kalmış ülkelerde yaşayan insanların beslenmeleri konusunda ilerleme sağlanabilir.

Dünya hayvansal ürün tüketiminde nasıl bir dağılım vardır?

TÜRKİYE’DE HAYVANCILIKİnsan beslenmesi açısından uygun olmayan yem kaynaklarının kaliteli insan gıdasına dönüştürülmesinin yanında tarıma dayalı et, süt, yem, yünlü tekstil ve deri sanayilerine hammadde ve istihdam sağlaması bakımından hayvancılık tarımsal üretimin lokomoti-fikonumundadır Türkiyedeözellikle lıyıllardansonratarımdışındakisektörlerindaha hızlı büyümesi tarımın ülke ekonomisindeki payının azalmasına neden olmuştur. Türkiyegayrisafiyurtiçihasılanın yıllarda tarımsektöründengelirkenbumik-tar de edüşmüş, densonraise unaltınagerilemiştir Tümbunlarakarşın tarım ve hayvancılık ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olup Türkiye tarım ülkesi görünümünü sürdürmektedir. Tarım sektöründe çalışanlar toplam istihdam içinde lıkönemlibirpayasahiptir Türkiyedehayvancılığındurumunuanlayabilmekiçin

öncelikle hayvan varlığını ve hayvansal üretimi bilmek gerekir.

Hayvan Varlığı ve Hayvansal ÜretimTürkiyesahipolduğuhayvanvarlığıiledünyadaöndegelenülkelerdenbirisidir Türkiyedekanatlıhayvandışındakiçi likhayvanlarınıntoplamsayılarıyıllaritibariylebelirginbirşekildeazalmıştır özkonusuhayvansayıları de milyonbaşikenbusayı da

milyon, de milyonve yılındaise milyonagerilemiştir Buhayvan-larınaksineTürkiyedekanatlısektörü özellikletavukçuluk hızlıbirşekildegelişmiştir Bunungöstergesi olarakdaTürkiyede yılında milyonkanatlı var ikenbu sayı

da milyona, de milyonave deise milyonayükselmiştir

Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan VarlığıTürkiyedeyetiştirilençi likhayvanlarınaaitsayısaldeğerlerTablo deverilmiştir dıgeçentablodanizlenebilineceğigibiTürkiyedeyetiştirilenbüyükbaşveküçükbaşhayvan-lar arasında en çok sayıya koyunlar sahiptir. Bunu sırasıyla sığırlar, keçiler ve mandalar izlemektedir yılıverilerinegörehayvanvarlığının inikoyun, inisığır,

sinikeçive sinimandaoluşturmaktadır umhuriyetinilkyıllarındanitibarenTürkiyedesığıryetiştiriciliğiönemlibirhayvan-

cılık kolu olarak görülmüştür. Özellikle son yıllarda hayvancılık denince akla ilk gelen sığır yetiştiriciliğidir. Burada sığır yetiştiriciliğinin avantajları ile sığır ticaretinin gelişmiş ülkelerde de önemli bir yere sahip olmasının payı büyüktür. Dünya Gıda ve Tarım Ör-gütü F verilerinegöredünyasütüretiminintamamınayakınıveetüretimininde

ini tekbaşınasağlamaktadır Budurumsığırcılığınbazıönemliavanta larındanilerigelmektedir. Bu avantajlar arasında; kaba ve konsantre yemi et ve süte çevirme yeteneği-nin yüksek olması, süt veriminin yüksek olması, laktasyon süresinin uzun olması ve yılın herayındasütüretimininolması,farklıiklimkoşullarınakolayadapteolmalarısayılabilir

Türkiyede sığır yetiştiriciliği li yıllara kadar ağırlıklı olarak aile işletmeciliğitarzındayapılmış, yılından itibaren ekonomikölçekte sığır işletmeleri kurulmayabaşlanmış, son yıllarda ise büyük kapasiteli modern süt sığır yetiştiriciliği işletmelerinin

2

Laktasyon: Memeli hayvanlarda doğumla birlikte meme bezlerinden süt salgılanmaya başlanması ve bu süt salgılamasının belirli bir süre devam etmesi.

Page 22: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni12

sayısı hızla artmıştır. Ülkemizde yetiştirilen sığır ırkları yerli, kültür ve melez ırklar ol-mak üzere üç grupta incelenebilir. Yerli sığır ırkları Yerli Kara (Karasığır), Boz ırk, Doğu Anadolu Kırmızısı (DAK) ve Güney Anadolu Kırmızısı (GAK) ırklarından oluşmaktadır. ültürırksığırlarıolarakiseHolstein siyah-beyazalaca , smer ontafon , erseyveimmentalırklarıyetiştirilmektedir

Türkiyedeyetiştirilensığırvarlığı yılında yılınagöre azalmışolupmilyon başa gerilemiştir Bu azalmaya karşın süt üretiminde herhangi bir azalma

meydana gelmemiştir. Bu durumun en önemli nedenlerinden birisi birim hayvandan elde edilen süt miktarının yaklaşık iki kat artırılmış olmasındandır. Manda sayısındaki azalma isedahaçokolmuştur andasayısındakibuhızlıdüşmeiseüretimininekono-mik olmaması gibi nedenlere bağlanabilir. Ancak manda yetiştiriciliği son yıllarda devlet tarafından teşvik kapsamına alınmıştır Bubağlamdamanda sayısında birmiktar artışkaydedilmiştir.

oyunyetiştiriciliğiülkemizçi çisinintarihboyuncauğraştığıenönemlihayvancılıkkollarından biri olmuştur. Koyun yetiştiriciliği et, süt, yapağı (yün) ve deri üretimi bakı-mındanülkemizekonomisindeönemlibiryere sahiptir Türkiyedekoyunyetiştiriciliğiözellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde yaşayan halkın önemli bir geçim kaynağıdır lkemizde, kkaraman, orkaraman, ağlıç, ıvırcık, akız, erinos, ara-yaka, aragül,İvesi,Bafra, alya, cıpayamveTahirovakoyunırklarıyetiştirilmektedir Ülkemizde yetiştirilen keçilerin çok büyük bir bölümünü, kıl keçileri oluşturmaktadır. onyıllardakeçisütününönemininanlaşılmasıileartantalepdoğrultusundavesütkeçi

yetiştiriciliğininteşvikkapsamınaalınmasıüzerinesütkeçiırkları aanen, ilisvd daentansifkoşullardayetiştirilmeyebaşlanmıştır

Türkiyedeyetiştirilenküçükbaşhayvansayılarında yılınagöre dekoyunlar-da lıkvekeçilerdeise likbirazalmameydanagelmiştir ağlıkveormanlıkbölgelerde yetiştirilen keçiler burada yaşayan halkın en önemli geçim kaynağı olmasına rağmen ormandaki genç sürgünlere verdikleri zararlardan dolayı sayılarının azaltılması planlı dönemde öngörülmüştür. Bu nedenle keçilerdeki azalma normal kabul edilebilirse de koyunlardaki azalma nedenlerinin araştırılması ve sayılarının artırılması yönünde aci-len çalışmalar yapmak gerekmektedir. Koyunların azalma nedenleri arasında mera alan-larının tahripedilerekgiderekazalması,Güneyve oğu nadoludaki terörolaylarıvekoyun yetiştiriciliğin yeterince teşvik edilmemesi sayılabilir.

Ülkemizde yetiştirilen tek tırnaklı hayvan ve deve sayılarında sürekli bir azalma ol-duğu gözlenmektedir. Bunun en önemli nedeni ise tarımda ve taşımada makineleşmeye bağlı olarak hayvan gücüne gereksinim duyulmamasıdır. Dünyadaki pek çok ülke et ge-reksinimininbüyükbirkısmınıdomuzyetiştiriciliğindensağlamasınakarşınTürkiyededomuz eti tüketiminin dinen yasak olması nedeniyle domuz yetiştiriciliği kısıtlı bir alanda sürdürülmektedir.

Hayvan TürüHayvan Sayıları (1000 baş)

1980 1990 2000 2010 2012

MKKAtK EDomuz

Tablo 1.7Türkiye’de yıllar itibariyle farklı türden çi�lik hayvan sayıları

Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012

Page 23: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 13

Süt ÜretimiTürkiyedeyıllaragöretoplamsütüretimi,toplamsütüretimindehayvantürlerininpay-larıvebirimhayvanbaşınadüşenlaktasyonsütverimleriTablo deverilmiştir Tabloincelendiğinde görüleceği gibi yıllar itibariyle hayvan sayılarında azalmaya bağlı olarak sağılan hayvan sayılarında da azalma meydana gelmiştir. Buna rağmen toplam süt veri-mindebirazalmameydanagelmemişaksine yılınagöre de likbirartışolmuştur. Bu durum hayvan başına süt verim düzeyinin artması ile açıklanabilir. Özellikle inek başına bir laktasyon periyodunda elde edilen süt verimlerinde yıllar itibariyle iki kat artışlarolmuştur ncakbugelinennokta kg gelişmişülkelerdeyetiştirilenhayvan-lardaneldeedilenrakamlara - kg görehalendüşükbirseviyededir

TürkiyedeTürkiyeİstatistik urumu T İ verilerinegöre yılıitibariyletoplammilyontonsütüretilmiştir Buüretiminiçindehayvantürlerininpayları inekler

için milyonton,koyunlariçin milyonton,keçileriçin bintonveman-dalariçin bintonsütolarakbulunmuştur ığırlardaneldeedilensütüntoplamsütüre-timiiçindekipayıyıllaritibariyleyükselmiştir Bupay yılında iken de

yeyükselmiştir oyunsütüüretimivetoplamsütiçindekipayıyıllaritibarıileazalmış,da likbirpayasahipkenbuoran yılında yagerilemiştir Bunarağmen

Türkiyekoyunsütüüretimindedünyadaikincive vrupadabirincisıradayeralmaktadır onyıllardakeçisütüveürünlerineolantalepilesütkeçiyetiştiriciliğideteşvikkapsa-

mına alınmıştır. Bu bağlamda gerek keçi sayısında artış meydana gelmiş ve gerekse keçi sütü üretiminde artışlar meydana gelmiştir. Türkiye, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2012 yılı verilerine göre, süt üretimi bakımından dünyada onuncu sırada ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında ise üçüncü sırada yer almaktadır.

Yıllar

Toplam süt (bin

ton)

Toplam sütte türlerin payı (%) Birey başına verim ortalama kg

Sığır Koyun Keçi Manda Sığır Koyun Keçi Manda

Et ÜretimiTürkiyedeyıllaragöre toplamkırmızı etüretimi, toplamkırmızı etüretimindehayvantürlerinin payları ve birim karkas başına düşen ortalamalar Tablo de verilmiştir Türkiyedeetüretimiilebilgilersadecemezbahakesimlerinedayanmaktadır Bununya-nında sayıları tespit edilemeyen köylerde ya da kasabalarda hatta kurban amacı ile şehir-lerde bile mezbaha dışında kesilmektedir. Bu da hayvan türleri üzerindeki tahminlerin sağlıklı olmamasını doğurmaktadır. Bu bağlamda tabloda görüleceği gibi Türkiye toplam kırmızı et üretiminde 2010 yılından itibaren mezbaha ve mezbaha dışı kesimler birlikte verilmeye başlanmıştır. Bundan dolayı 2010 yılından sonra et üretiminde ani bir yükseliş bulunmaktadır Türkiyede yıllarından yılınakadar - bintonbandındabulunanetüretimi, yılında bintonve yılındaise bintonayükselmiştir

Türkiyetoplamkırmızıetüretimindesığırlarınpayı yılında iken buoran yeyükselmiştir Bunakarşınkoyuneti yılında likbirpayasahipken

de yakadardüşmüştür oyunetindegörülenbudüşüşkeçietindedegözlen-mektedir BurakamlardananlaşıldığınagöreTürkiyedekırmızıetüretimindesığıretinin

Tablo 1.8Türkiye’de toplam süt üretimi, toplam süt üretiminde türlerin payı ve hayvan başına verim ortalamaları

Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012

Karkas: Hayvan kesilip baş, ayaklar, deri ve iç organlar çıkarıldıktan sonra kalan kemikli et (gövde)

Page 24: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni14

oranıoldukçafazladır lkemizdeözelliklekoyunyetiştiriciliğinteşvikedilerekkuzuetiüretimin artırılması gerektiği açık olarak görülmektedir.

rtalamasığırkarkasağırlığı yılında kgikenyıllaritibarıileartarak yılında kgayükselmiştir ığırkarkasağırlığıgeçen yılda oranındaartmış-tır oyundaaynıyıllarda kgolankarkasağırlığı ayükselmişolupartışoranı

olmuştur eçilerdeise kgolankarkasağırlığı kgçıkmışolupartışoranı hesaplanmıştır.

YıllarToplam

Et (binton)

Toplam Kırmızı Ette Payı (%) Birim Karkas Ortalaması (kg)

Sığır Koyun Keçi Manda Sığır Koyun Keçi Manda

Yapağı, Tiftik, Kıl ve Deri ÜretimiTürkiyedeyıllaritibariyleüretilenyapağı,ti ik,kılvederideğerleriTablo dagöste-rilmiştir lkemizde yılında bintonyapağı, tonti ik, tonkılve binadetderieldeedilirkenburakamlar yılında bintonyapağı, tonti ik, tonkılve binadetderiolarakbulunmuştur Görüleceğigibi yılıüretiminegöre

yılıüretiminde yapağıüretiminde ,ti iküretiminde ,kılüretiminde vederiüretimindeise lükbirazalmameydanagelmiştirTürkiyedeyapağı,ti ikvekılüretimiçeşitliyönlerdenönemtaşır retilenyapağının

iyerlikoyunırklarındaneldeedilirvebuyapağılargenelliklekabavekarışıkyapağıolup halı ve kilim dokumasına elverişlidir. Bunun yanında daha az kısmını kumaş doku-mayauygunbirörnekveinceyapağı erinosYapağısı oluşturur Ti ikelyafıyapağıilekarıştırılarak kumaş dokumasında kullanıldığı gibi trikotaj ve kaliteli döşemelik kumaş yapımı için de çok elverişlidir. Kıl keçilerinden elde edilen kıl ise orman içi köylerde yaşa-yan halkın ev ve giyim eşyaları ile kilim dokumada kullanılır.

Türkiye hayvansal üretiminde deri de önemli bir yere sahiptir. Deri giyim sanayi (elbi-se ve ayakkabı) ve ihracatımız için değerli bir üründür.

Yıllar Yapağı (ton) Tiftik (ton) Kıl (ton) Deri (bin adet)

Kümes HayvanlarıTürkiyedeyıllaritibariylekanatlıhayvansayılarıTablo degösterilmiştir Görüleceğigibi yumurta tavuğu ve hindi sayılarında küçük dalgalanmalar olmasına karşın et tavuğu sayısındaönemliartışlarolmuştur ttavuğundayıldaaltıpartiüretimyapıldığındanbusayının altı katı hayvan üretimde kullanılmaktadır. Bunun dışındaki kaz ve ördek sayıla-rındaönemliazalmameydanagelmiştir Türkiyede yılındatoplam milyonbaşolantavuksayısı, artarak yılında milyonbaşaçıkmıştır

Tablo 1.9Türkiye’de toplam kırmızı et üretimi, toplam et üretiminde türlerin payı ve birim karkas ortalamaları

Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012

Tablo 1.10Türkiye’de yıllara göre yapağı, ti�ik, kıl ve deri üretim değerleri

Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri, 2012

Page 25: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 15

Tür 1995 2000 2005 2010 2012Y TE THK

Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan ve diğer tür hayvanlara göre dünya-daki gelişmeleri daha yakından takip eden kanatlı hayvan sektörü özellikle son yıllarda halkındengeli beslenmesindeönemlibir yere sahipolmuştur Tablo degörüldüğügibi,Türkiyedepiliçetiüretimi yılında bintoniken yılında milyontona çıkmıştır öz konusu yıllar arasındapiliç eti üretimindeki artış beş kat olmuştur Türkiyetoplametüretimiolan milyontoniçinpiliçetiüretiminipayı

tür iliçetiüretimiyanındahindietiüretimindedeazımsanmayacakbirdüzeyesa-hipolup yılıitibarıile bintonayükselmiştir yrıcabusektördeyıldayaklaşık milyaryumurtaüretilmektedir Türkiyekanatlısektörütarafındanüretilenbuürünlerinbüyük bir bölümü yurt içinde tüketilirken bir kısmı da yurt dışına ihraç edilmektedir. Gelecek yıllarda kanatlı sektörüne gerekli destekler verilirse Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayabileceği açıkça görülmektedir.

Tür 1995 2000 2005 2010 2012E

H E -K E - - -

E - - -Y

Hayvansal Ürünlerin Tüketimiİnsanların beslenmesinde önemli bir yere sahip olan hayvansal ürünler hem büyüme ve gelişmede ve hem de zeka gelişiminde önemli bir yer tutar. Dünya genelinde enerji bakı-mından yetersiz beslenmenin yanında yeterli hayvansal protein tüketilmemesi dengesiz beslenmeye yol açmaktadır. Bununda ötesinde dünyanın önemli bir bölümü açlıkla karşı karşıyadır.

Dünya genelinde kişi başına düşen hayvansal protein tüketimi 31.2 g olduğu halde, Burakamazgelişmişülkelerde g, frikaülkelerinde g, syada g, merikada

g, vrupaülkelerinde gveTürkiyedeise gdır Burakamlardananlaşılacağıgibi Türkiye dünya ortalamasının altında hayvansal protein tüketmektedir. Bunun en kısa süredegünlük gramınüzerineçıkarılmasıiçinüretimolanaklarınınartırılmasıgerek-mektedir.

Türkiye kişi başına düşen hayvansal ürün tüketimi bakımından süt, kanatlı eti ve yu-murtada dünya ortalamalarının üzerinde, domuz dışındaki kırmızı et tüketiminde dünya ortalamasının gerisinde bulunmaktadır. Özellikle ülkemizde domuz eti üretimi ve tüketi-minin olmadığı dikkate alındığında halkın beslenmesi bakımından kırmızı et üretiminin artırılmasıgerekliliğiortayaçıkmaktadır Bukonudaözellikledomuzetinealternatifola-rak ülkemizde koyun ve keçi eti üretiminin artırılması gerekliliği açıkça görülmektedir.

Tablo 1.11Türkiye’de yıllar itibariyle farklı türden kanatlı hayvan sayıları (bin adet)

Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012

Tablo 1.12Türkiye’de yıllar itibariyle farklı türden kanatlı hayvan et üretim miktarları

Kaynak: TÜİK tarım istatistikleri 2012

Page 26: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni16

Süt ( kg )

Kırmızı Et (Kg)

Kanatlı Eti (kg)

Yumurta (kg)

Sığır, Koyun vd Domuz Eti

DAT -

İşletme Yapısı ve Yapısal DurumuTürkiyede genel tarımsayımısonuçlarınagöreyaklaşık milyontarımişletme-sibulunmaktadır Buişletmelerin sindehembitkiselhemdehayvansalüretimya-pılmakta, undasadecebitkiselüretimyapılmaktave sındasadecehayvansalüretim yapılmaktadır. Yalnız hayvansal üretim yapılan işletme sayısı 73 bin civarındadır.

Türkiye Ekonomisinde Hayvancılığın YeriTürkiye konumu ve değişik ekolojik yöreleri hayvan yetiştiriciliğine elverişli olup ülke kaynakları harekete geçirilmemiş büyük potansiyellere sahiptir. Hayvan sayısı bakımın-dan önemli bir yapıya sahip olmasına karşın verimleri genellikle düşük olan yerli hay-vanların çoğunlukta olması bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında bulaşıcı ve salgın hastalıkların tehdidi, çayır ve mera alanlarının tarıma açılmış olması, yem bitkileri üretiminin yetersizliği ve yem açığının bulunması bu sektörde öncelikle çö-zümlenmesi gereken sorunların bazılarıdır.

anayileşerekgelişenülkelerinekonomilerindebilindiğigibi tarımsektörününpayıdiğer sektörlerin gelişmesine paralel olarak giderek düşmektedir. Türkiye ulusal gelirle-rindetarımgelirlerininpayı lardansonyıllarda unaltınagerilemiştir Tarımgelirleriiçindehayvancılığınpayıise - dolayındadır Bununyanındatümistihda-mın sıtarımsektöründeçalışmaktaböyleceülkeişsizliğiningiderilmesindeönemlibir yere sahiptir. Hayvansal üretim düzeyi çeşitli önlemler alındığı zaman ulusal gelirlerin de artmasına büyük katkı sağlayacaktır.

Hayvancılık ulusal geliri artırıcı bir kaynak olmasının yanında dış ticaret dengemiz ile de yakından ilgilidir. Hayvan ve hayvansal ürün dış satımından önemli bir miktarda döviz eldeedebilir Türkiye yılındahayvansalürünihracatından milyardolargelireldeetmiştir (TÜİK 2013).

Hayvancılık çeşitli sanayi kollarının ham madde gereksinimini sağlayan bir sektördür. Bu sanayiler arasında et, süt, tekstil, deri, ilaç ve kozmetik sanayi sayılabilir. Adı geçen bu sanayi kolları ülkede özel sektörün de bu alanlara yatırım yapmasıyla gelişmiş ülkelerle rekabetedebilecekdurumagelmiştir Busanayikollarınıngelişmişolmasıdiğertara anbu ürünlerin daha kaliteli ve yeterli miktarda üretilmesini özendirmekte, yeni iş alanları yaratarak işsizlik sorununun önlenmesine yardımcı olur. Ayrıca hayvansal ürünlerin iş-lenerek değerinin yükseltilmesini ve dolayısıyla ulusal gelirin artması sağlar. Bütün bun-ların yanında hayvancılığın gelişmesi ile bu sektörle ilgili yem sanayi, veteriner ilaçları sanayi ve hayvan yetiştirme ekipmanları sanayinin gelişmesi sağlar.

Hayvancılıktan elde edilen değerli ürünlerin yanında yan ürün olarak ortaya çıkan gübre ile de tarımarazilerinin fiziksel özelliklerini iyileştirmesi ve bitkilerin anabesinmaddelerini sağlaması ile önemlidir.

Gelişen ve değişen dünyada insanoğlunun geçmişte var olan, bugün yaşanan ve gele-cekte de hissedilecek önemli ve değişmez sorunların başında yeterli ve dengeli beslenme gelmektedir. Bu olgu söz konusu olduğunda, hayvansal ürünler taşıdıkları biyolojik özel-likleri nedeniyle vazgeçilmez ve diğer besin maddeleri ile ikame edilemez bir konumdadır. Hayvansalproteinlerbirülkeninişgücündenvekafagücündeneniyibirbiçimdeyarar-

Tablo 1.13Yıllık kişi başına tüketilen hayvansal ürünler

Kaynak: FAO Production Yearbook, 2009

Page 27: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 17

lanılmasında, genç nesillerin sağlıklı büyümesinde, yıpranan vücut hücre ve dokularının onarılmasında, hastalıklara karşı direnç sağlanmasında ve bağışıklık mekanizmasının iyi çalışmasında özel bir yeri olan değerli besin maddesidir. Bu nedenle halkın yeterli ve den-geli beslenmesinde hayvancılık önemli bir yere sahiptir Bu günTürkiyede çi lik hay-vanlarından elde edilen et, süt ve yumurta gibi ürünler gereksinimin altında olmasına rağmen,kişibaşına gkadarhayvansalproteinsağlanabilmektedir Bumiktarıngünde

g ınüzerineçıkarmakiçingereklitedbirlerinbiranöncealınmasıgerekmektedir

Türkiye hayvancığı hakkında neler söyleyebilirsiniz.3

Page 28: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni18

Özet

Dünya hayvancılığı hakkında genel bilgi Geçmişte insanoğlu, yabani hayvanları avlamış, et-

leri ile karnını doyurmuş, derilerinden giysiler yap-mış, kemik ve boynuzlarından alet ve süs eşyaları yapmışlardır. Hayvan yetiştiriciliği, hemen hemen bütün dünya ülkelerinin ekonomilerinde önemli bir yere sahiptir. Toplumların sosyal ve ekonomik geliş-mesinde hayvancılığın önemli katkıları vardır. Dün-yada, Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2012 yılı istatistiklerinegöre milyardolayındaçi likhay-vanı mevcuttur. Kanatlılar hariç tutulduğunda hayvan sayısı milyara düşmektedir Bu hayvan varlığıarasında sayı bakımından sığır ilk sırada gelmekte, bunu koyun, keçi ve domuz izlemektedir. Dünyada yılda milyontonetüretilmektevebuüretim-de en büyük katkıyı domuzlar daha sonra ise sırasıyla kanatlılar, sığırlar ve koyunlar yapmaktadır. Dünya kırmızıetüretiminin ini tekbaşınadomuz-lardan sağlanmaktadır Bunu le sığırlar ve

lekoyunlar izlemektedir Bununyanındadünya-dayıldatoplam milyontonsüteldeedilmektevebusütün üineklerdeneldeedilirkenbunu

lamanda, dükeçive ilekoyunsütütakip etmektedir. Dünyada yaşayan her bir insana dü-şenhayvansalürünmiktarları kgsığıreti, kgkoyuneti, kgdomuzetiolmaküzeretoplamkır-mızıet kgdır Bununyanındakişibaşına kg kanatlı hayvan eti, 10.27 kg yumurta ve 107.70 kg süt düşmektedir.

Hayvansal kökenli gıdaların beslenmedeki önemi Yetişkin bir insan dengeli olarak beslenebilmesi için

aldığıbesinler ilebirgünde - kalorive -gproteinalmasıgerekir lınanbuproteinin -

g ının hayvansal kökenli olması gereklidir Bitki kö-kenli besinler genel olarak karbonhidratlarca zengin veproteince fakirdir Bunakarşınhayvansalkökenlibesinler proteince zengin olmasının yanında içerdiği protein biyolojik değerliliği de yüksektir. Günümüzde yedimilyarayaklaşannüfusuiledünyanınkarşıkar-şıya kaldığı en önemli sorunlardan birisi beslenmedir. Dünyada seçilmiş ülkeler arasında, günlük kalori ba-kımından merikaBirleşik evletleri kaloriileilk sıradayer alırken ad kalori ile son sıradayer almıştır. Toplam protein bakımından yeni Ameri-kaBirleşik evletleri g lailksıradayeralırken,

Hindistan g lasonsıradayeralmıştır Hayvansalprotein tüketimi sıralamasında da ülkeler arasında büyükfarklılıklarbulunmaktaolup merikaBirleşikevletleri nde giken ad, tiyopya,Bangladeşvei eryagibiülkelerde - garasındadeğişmekte-

dir Türkiyedegünlükhayvansalproteintüketimi g lardan g akadaryükselmiştir

Türkiye hayvan yetiştiriciliğinin genel yapısı Türkiyedeözellikle lı yıllardan sonra tarımdı-

şındaki sektörlerin daha hızlı büyümesi tarımın ülke ekonomisindeki payının azalmasına neden olmuştur. Türkiyegayrisafiyurtiçihasılanın yıllarda tarımsektöründengelirkenbumiktar de edüşmüş, densonraise unaltınagerilemiş-tir. Türkiye büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar arasında en çok sayıya sırasıyla koyunlar gelmekte bunu sığır-lar ve keçiler izlemektedir. 2012 yılı verilerine göre hayvanvarlığının unukoyun, sinisığır,

ünükeçive sinimandaoluşturmaktadır Türkiyede hayvan sayılarında azalmaya bağlı olarak

sağılan hayvan sayılarında da azalma meydana gel-miştir. Buna rağmen toplam süt veriminde bir azalma meydanagelmemişaksine yılınagöre de

likbirartışolmuş,yıllıksütüretimi mil-yon tona yükselmiştir. Türkiye toplam kırmızı et üre-timinde 2010 yılından itibaren mezbaha ve mezbaha dışı kesimler birlikte verilmeye başlanmıştır. Bundan dolayı 2010 yılından sonra et üretiminde ani bir yük-selişbulunmaktadır Türkiyede yıllarından yılına kadar - bin ton bandında bulunan etüretimi, yılında bintonve yılındaise

bintonayükselmiştir ığırlartekbaşınaTürkiyekırmızıetüretimin sinikarşılamaktadır

Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan ve diğer tür hayvanlara göre dünyadaki gelişmeleri daha yakından takip eden kanatlı hayvan sektörü özellikle son yıllarda halkın dengeli beslenmesinde önemli bir yeresahipolmuştur Türkiyedepiliçetiüretimihızlıbiratışgöstermişve yılıüretimi yılınagöreyaklaşıkbeşkattanfazlaartmıştır Yılıkpiliçetiüre-timi iki milyon tona yaklaşmıştır. Ayrıca bu sektörde yıldayaklaşık milyaryumurtaüretilmektedir

1

2

3

Page 29: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 19

Kendimizi Sınayalım1. ünyadakitoplamhayvanvarlığıkaçmilyardır

a b c d e

2. ünyadasayıolarakençokyetiştirilenhayvantürüaşa-ğıdakilerdenhangisidir

a ığırb. Domuzc. Koyund. Keçie. Tavuk

3. ünyadakietüretimineençokhangihayvantürükatkıverir

a ığırb. Keçic. Koyund. Domuze. Tavuk

4. ünyadakisütüretimineençokhangihayvantürükatkıverir

a. Mandab. Atc ığırd. Keçie. Koyun

5. Aşağıdaki kıtaların hangisinde, kişi başına hayvansal protein tüketimi en azdır?

a. Amerikab. Okyanusyac. Asyad. Avrupae frika

6. Farklıtürhayvanetlerindekiyağoranıortalama kaçtıra -b. 10-27c -d -e -

7. Türkiyedekişibaşınadüşenortalamagünlükhayvansalproteinmiktarıkaçgrdır

a b c. 21.2d e

8. Türkiyedeki etüretimineençokkatkı sağlayanhayvantürüaşağıdakilerdenhangisidir

a ığırb. Tavukc. Koyund. Keçie. Hindi

9. Türkiyedekişibaşınadüşenortalamasütmiktarıkaçkgdıra b. 101c d e

10. Türkiyedekanatlıhariççi likhayvanlarıarasındasayıcaenfazlaolanhayvantürüaşağıdakilerdenhangisidir

a ığırb. Mandac. Keçid. Koyune. Domuz

Page 30: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni20

Sıra Sizde Yanıt Anahtarı1. d Yanıtınız yanlış ise “Dünyada Hayvancılık” konusu-

nu yeniden gözden geçiriniz.2. e Yanıtınız yanlış ise “Dünyada Hayvancılık” konusu-

nu yeniden gözden geçiriniz.3. d Yanıtınız yanlış ise “Dünyada Hayvancılık” konusu-

nu yeniden gözden geçiriniz.c Yanıtınız yanlış ise “Dünyada Hayvancılık” konusu-

nu yeniden gözden geçiriniz.e Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılığın Beslenmedeki

Yeri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.b Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılığın Beslenmedeki

Yeri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.7. d Yanıtınız yanlış ise TürkiyedeHayvancılık konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.b Yanıtınız yanlış ise TürkiyedeHayvancılık konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.c Yanıtınız yanlış ise TürkiyedeHayvancılık konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.10. d Yanıtınız yanlış ise TürkiyedeHayvancılık konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.

Sıra Sizde 1 Hayvancılık her şeyden önce yetiştiricinin geçimini ve eko-nomik yönden güçlenmesini sağlar. Tarım işletmelerinde hayvanlar işletmenin güvenilir gelir kaynaklarındandır. Hayvan yetiştiriciliği ile elde edilen et, süt ve yumurta gibi değerli ürünler insanların dengeli ve yeterli beslenmesi için gereklidir Hayvanlardaneldeedilenyapağı,ti ikvederigibibazı hayvansal ürünler ile hayvansal yan ürünler tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayilerinin ham maddelerini oluşturur. Hayvancılıktan elde edilen et ve sütü işleyen ve işlenmiş ürün haline getiren süt ve et sanayi de ülkelerin ekonomilerinin lokomotifidir Hayvanlar insanlar tarafındanyiyecekolarakdeğerlendirilemeyen bitkisel artıkları et, süt ve yapağı gibi hayvansal ürünlere dönüştürür. Hayvancılık çeşitli ülkelerin dış satım gelirlerinde önemli bir paya sahiptir. Hayvancılık tarım işletmelerinde yıl boyunca rasyonel bir iş gücü kulla-nımını sağlar. Dolayısı ile gizli işsizliği gidermede önemli bir rol oynar. Hayvan gübresi işletmenin toprak verimliliği-ni sağlayarak bitkisel üretimin verimliliğini artırır ve toprak erozyonunun önlenmesine katkı sağlar. Tarım makinelerinin kullanılmasının mümkün olmadığı birçok yerde hayvanların çekim gücünden yararlanılır.

Sıra Sizde 2 Yedimilyarayaklaşannüfusuiledünyanınkarşıkarşıyakal-dığı en önemli sorunlardan birisi beslenmedir. Dünyada bes-lenmedurumubakımındankıtalararasındaönemlifarklılık-lar bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerde alınan günlük diyetin büyük bir bölümü hayvansal proteinlerden oluşur. Bireyler önemli miktarda et, süt ve yumurta tüketirler. Buna karşın geri kalmış ve az gelişmiş ülkelerde bitkisel besinlerle bes-lenmektedirler. Hatta bunlardan yoksun ve açlık çeken azım-sanmayacak kadar çok insan dünyada yaşam mücadelesi vermektedir ünyabeslenmedurumuF yılıistatis-tiklerine göre kişi başına günlük kalori ve günlük hayvansal proteintüketimidünyagenelinde kalorive gdır Budeğerler kıtalara göre değişim göstermektedir. Yukarıda be-lirtilenparametreler, merikakıtasında kalorive g,vrupakıtasında kalorive g, kyanusyakıtasında

kalorive g, syakıtasında kalorive gvefrikakıtasındaise kalorive gdır lkelerarasında

günlükkaloribakımından merikaBirleşik evletleri kaloriileilksıradayeralırken ad kaloriilesonsıradayer almıştır. Toplam protein bakımından yeni Amerika Birle-şik evletleri glailksıradayeralırken,Hindistan g la son sırada yer almıştır. Hayvansal protein tüketimi sıra-lamasındadaülkelerarasındabüyükfarklılıklarbulunmakta

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı

Page 31: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

1. Ünite - Dünya ve Türkiye Hayvancılığına Genel Bakış 21

Yararlanılan Kaynaklarolup merikaBirleşik evletleri,Fransave vustralya da gdolaylarındaiken ad, tiyopya,Bangladeşve i eryagibiülkelerde - garasındadeğişmektedir Gelişmişzenginülkelerde gerek et ve süt ve gerekse yumurta tüketimi geri kalmışveazgelişmişülkelerdenaçıkaradahafazladır Budageri kalmış ve az gelişmiş ülke insanlarının nitelik ve nicelik bakımından yetersiz beslendikleri ve hatta açlığın söz konusu olduğunu göstermektedir.

Sıra Sizde 3 İnsan beslenmesi açısından uygun olmayan yem kaynak-larının kaliteli insan gıdasına dönüştürülmesinin yanında tarıma dayalı et, süt, yem, yünlü tekstil ve deri sanayilerine hammadde ve istihdam sağlaması bakımından hayvancı-lık tarımsal üretimin lokomotifi konumundadır Türkiyedeözellikle lı yıllardan sonra tarımdışındaki sektörlerindaha hızlı büyümesi tarımın ülke ekonomisindeki payının azalmasınanedenolmuştur Türkiyegayrisafiyurtiçihasıla-nın yıllarda ıtarımsektöründengelirkenbumik-tar de edüşmüş, densonraise unaltınagerilemiştir. Tüm bunlara karşın tarım ve hayvancılık ülke ekonomisinde önemli bir yere sahip olup Türkiye tarım ülke-si görünümünü sürdürmektedir. Tarım sektöründe çalışan-lartoplamistihdamiçinde lıkönemlibirpayasahiptir Türkiye sahip olduğu hayvan varlığı ile dünyada önde gelen ülkelerdenbirisidir Türkiyede anatlıhayvandışındakiçi -likhayvanlarınıntoplamsayıları milyonbaştır anatlıhayvansayısıise milyonadettir BuhayvanvarlığındanTürkiye milyontonsüt, bintonkırmızıet, milyontonkanatlıeti beyazet , bintonyapağı, bintonti ik-kılve bintonderieldeedilmektedir Buyapısıile Türkiye hayvancılığı halkın beslenmesinde ülke ekonomi-sinde önemli bir yere sahiptir. Hayvancılığa verilecek destek ile bu katkı hak ettiği yere çıkartılabilecektir.

kçapınar,H , zbeyaz, Hayvan Yetiştiriciliği Te-mel Bilgileri, Kariyer Matbaacılık Ltd. Şti. Ankara.

F T T FAO StatisticsDivision, http://faostat.fao.orgTÜİK. Hayvancılık İstatistikleri, http:// tuik.gov.trYalçın,B , Genel Zootekni, azın Terzioğlu ate-

matik raştırma nstitüsüBaskı tölyesiİstanbul

Page 32: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;ZootekniEvciltme ve evciltme yöntemleriTür, ırk ve hibridasyonIrkların oluşumu ve ırk özelliklerini açıklayabilecekbilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Başlıca Yetiştiricilik Tanımları

• ZOOTEKNİ• EVCİLTME EVCİLTMEALANLARI EVCİLTMEY NTEMLERİVEETKİLERİ

• TÜR• Hİ RİDA Y N• IRKVEIRKLARIN LUŞUMU• IRK ELLİKLERİ IRKLARIN

INI LANDIRILMA I TÜRKİYEHAYVANIRKLARININ LGE ELDAĞILIMI

• tekni• vciltme• ür

• Hi rida y n• rk

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 33: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

ZOOTEKNİZootekni; et, süt, yumurta, yapağı, ti�ik, gibi hayvansal ürünler elde etmek ya da hayvan yetiştirme, ıslah, bakım ve besleme gibi konularda çeşitli üretim araçlarını bir arada kul-lanarak hayvansal ürün yada sanayi hammaddesi üretimi için çeşitli bilim, teknoloji ve benzeri uygulamaların bütünüdür. Zootekni; “bilime uygun hayvan yetiştirme ve ıslahı bilgisi” ya da “hayvan yetiştirme bilim ve teknolojisi” şeklinde de özetlenebilir. Zootekni terimi “Çi�lik hayvanları birer makinedir, tüketirler ve üretirler” şeklinde yorumlayan Fransız Bilim Adamı J. Baudement tarafından 1848 yılında “yaşayan makinelerin tekno-loji bilimi” olarak tanımlanmıştır.

Zootekni temel bilimleri içeren birçok bilim kolundan faydalanır. Temel bilimlerle üretim kaynağı olan genotipleri daha iyi tanırken, gıda mühendisliği gibi uygulamalı bi-limlerle bunlardan üretilen ürünlerin (örneğin süt) yağ, protein gibi özelliklerinin düzen-lenmesini sağlar. Birçok alanda üretilen ürün, hammadde ya da üretim tekniği bir şekilde zootekni bilimiyle bağlantılıdır.

Zootekni bilimi evrensel, ulusal, bölgesel ve hatta yöresel olarak farklılık arz edebilen bir bilimdir. Bu zootekninin temelinde yer alan genotip ve çevrenin etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir durumdur.

Zootekni genel ve özel olmak üzere iki şekilde bölümlendirilir. Yetiştirme, besleme, ba-rındırma ve hayvan yetiştirme esaslarının kullanımı genel zootekni konularına girerken, hayvan yetiştirme ve yönetimi tekniği özel zootekni kapsamındadır. Genel zootekninin;

Yetiştirme; esas olarak evcil hayvanlarda kalitatif ıslah ve kantitatif popülasyon büyük-lüğü, araştırmaları ve evcil hayvanları etkileyen yeni yöntemlerle ilgilenir. Kalite artırımı; hayvansal ürün üretimi (et, süt, yumurta ve yapağı gibi) ve yeni yetiştirme teknikleri-nin gelişimi; hayvan seçimi (seleksiyon), saf ya da melez yetiştirme, hibridasyon ve buna benzer tekniklerle sağlanır. Çi�lik hayvanları yetiştirme bilimince teorik ve uygulama bu alanda ayrıntılı olarak kullanılır.

Besleme; araştırmalarla protein, yağ, karbonhidrat ve vitamin gibi çi�lik hayvanların-ca önemli olan besin öğelerinin besleme standartlarında ayarlanması ve yemlerin kimya-sal ve besin değeri düzeyinin tespitiyle ilgilenir.

Barındırma; ahır, serbest barınak sistemi ya da grup barınak sistemi gibi çi�lik hay-vanları için gelişen koruma metodları, bunların etkinliği, mekanizasyon ve otomatikleşme konularıyla ilgilenir.

Zootekni teriminden ne anlıyorsunuz?

Başlıca Yetiştiricilik Tanımları

1

Page 34: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni24

EVCİLTME, EVCİLTME ALANLARI, EVCİLTME YÖNTEMLERİ VE ETKİLERİEvciltme temel olarak yabani yapıdaki hayvan ve bitkilerin insanların kendi amaçları doğrultusunda ve kontrolünde kullanılması olarak ifade edilir. Evciltmenin günümüzden yaklaşık 15 bin yıl önce başladığı tahmin edilmektedir. Başlangıçta insanlar genel olarak kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hayvan ve bitkileri evciltmeye başlamıştır. Evcilt-meye temel oluşturan insanların bu ihtiyaçları arasında; beslenme, giyecek yapma (kürk ve yün kullanımı), iş gücü kullanımı (atın çeki gücünden yararlanılması) ve avlanmada yardımcı olması yer almaktadır. Bu amaçla insanlar atların çeki gücünden yararlanmış, köpeği av amacı ve barındıkları yerleri koruması amacıyla kullanmıştır. Bunların yanı sıra insanlar çeşitli bitkileri evcilterek kendi amaçları doğrultusunda kullanmıştır. Bitkilerin evciltilmesi ilk olarak Asya kıtasında gerçekleşmiştir. Bu alanda ilk olarak çeşitli tahılların insan ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanımı gerçekleşmiştir.

Hayvanların EvciltilmesiHala daha günümüzde hayvanların evciltilmesinin nasıl yapıldığı üzerinde ortak bir görüş bulunmamaktadır. Hayvanların evciltilmesi ile ilişkili olarak farklı teoriler mevcuttur.

İnsanlık tarihinde çok önceleri gerçekleşen bu olaylara ışık tutmak amacıyla arkeolojik kazılar yapılarak elde edilen sonuçlar evciltme alanları ve türlerin ne zaman evciltildiği-ne dair bilgiler vermiştir. Bu alanda yapılan çalışmalarda insanların yerleşim alanlarında bulunan hayvan iskeletleri ve bunlardan elde edilen bilgiler ışığında evciltmenin temelleri anlaşılmaya çalışılmaktadır.

Kimilerine göre, evciltmenin zaman içinde oluşan doğal değişimler sonucunda hay-vanların insanlara daha yakınlaşması ve insanların da bu hayvanları kendi amaçları doğ-rultusunda kontrolleri altına alması şeklinde olduğu sanılmaktadır. Buna örnek olarak kurtların insanlarla olan ilişkileri örnek verilmektedir. Genetik bazı değişiklikler sonu-cunda kurtların insanlara saldırmayan bir çeşidinin ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Bu-nun yanı sıra kurtların insanların yanında yiyecek bulmaları da evciltilmelerinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir.

Diğer bir görüşte ise; insan eliyle yapılan seçim yoluyla evciltmenin olduğudur. Bu görüşe örnek olarak ise buğday verilmektedir. Yabani buğday olgunlaştıktan sonra tane-lerini döker ve bir sonraki yıl bu dökülen buğdaylardan yeni buğdaylar elde edilir. Ancak insan eliyle üretilen buğdayda ise olgunlaşan buğday taneleri dökülmez. Bu şekildeki bir değişimin ancak insan tercihlerine bağlı olarak buğdayın yetiştirilmesi görüşü ileri sürülmektedir.

Bu görüşler doğrultusunda evciltme, insanların tercihleri doğrultusunda belirli ge-reksinimlerin karşılanması amacıyla yapıldığı yaygın şekilde kabul edilmektedir. Çünkü doğal değişimler veya bazı genetik değişikliklerin oluşması oldukça uzun zaman gerektir-mekte ve oluşan değişimlerin her zaman insanların istekleri doğrultusunda olamayabile-ceği açıktır.

Hayvanların evciltilebilmesi için bazı özellikleri sahip olması gerektiği düşünülmektedir. İlk olarak evciltilecek olan hayvanın insanlarla aynı şeyleri tüketmemesi gerekir. Bu

durumda köpeğin evciltmesi bu kritere ters bir durummuş gibi karşımıza çıkmaktadır. Ancak köpekler insanların tüketemedikleri etleri yiyebilmelerinden dolayı bu kriteri ye-rine getirmektedirler.

İkinci özellik ise hızlı büyüme ve gelişme yeteneğidir. İnsanlar kendi amaçları doğrul-tusunda kullanacakları hayvanları hızlı gelişen ve çabuk üreyen türlerden seçmişlerdir. Hızlı büyüme ve gelişme yeteneği aynı zamanda generasyon süresi ile de yakından alaka-lı bir durumdur. Generasyon süresi hayvan yetiştiriciliğinde de önemli parametrelerden

Page 35: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 25

birisini oluşturmaktadır. Örneğin bir seleksiyon yapıldığında, diğer tüm parametrelerin sabit kalması şartıyla, generasyon süresi kısaldıkça seleksiyonda elde edilen genetik ilerle-me artar. Ayrıca, birçok öğretici tarafından yanlış yorumlanan bu terim aslında dört farklı ebeveyn hattından gidilerek hesaplanmaktadır. Yapılacak olan seleksiyonun etkinliğini hesaplamak istediğinizde anne tarafı ve baba tarafı olmak üzere 4 farklı şekilde hesap-lamak mümkündür. Bu amaçla yapılan çalışmalarda, sığır yetiştiriciliği için generasyon süresinin 5 ila 8 yıl arasında değiştiğini, koyun ve keçi yetiştiriciliğinde ise 3 ila 5 yıl ara-sında değiştiğini göstermektedir. Bu temel çi�lik hayvanları için (sığır, koyun ve keçi) generasyon süresi için ortak bir tanımlama yapılması ve hatırlanabilirliğinin artırılması için tek bir rakam ile ifade etmek gerekirse koyun, keçi ve sığır gibi türlerde generasyon süresi yaklaşık 5 yıl olarak tanımlamak mümkündür. Tavukta ise bu süre 1 yıldır. Bu süre-leri insan yaşamıyla karşılaştırdığınızda oldukça kısa olduğu görülmektedir. Ancak köpek balığı, balina veya fil gibi hayvanları göz önüne aldığımızda ise bu sürelerin çok daha yüksek olduğu görülmektedir.

Generasyon süresinin farklı türlerde daha detaylı karşılaştırmasının yapılabilmesi ve ger-çek değerleri incelemek istediğinizde; Gregoire ve ark., 2013 yılında yayınladığı ‘Methods to estimate e�ective population size using pedigree data: Examples in dog, sheep, cattle and horse’ çalışması incelenebilir. http://www.gsejournal.org/content/45/1/1

Üçüncü kriter, bakımı ve üretimi kolay olması gerekir. Evciltme sonucunda hayvanlar küçük alanlara hapsolurlar. Evciltilecek olan hayvan türünün bu küçük ortamlarda yetiş-tirilmesi gerekir. Eğer sinirli bir yapıya sahip ise veya küçük alanlarda yetiştirmeye uygun değilse evciltme kriterini yerine getirmediği düşünülür.

Dördüncü kriter olarak, insanların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla evcilti-len bir hayvan türü insanlara karşı iyi olmalıdır. İnsanlara zarar vermesi veya yaralanma-larını sebep olacak şekilde saldırgan tavırlar sergilemesi istenmez.

Evciltme AlanlarıHayvanların evciltilmesi insanlık tarihinde oldukça uzun zaman almıştır. İnsanlara alış-tırılan hayvanların yavrularının da insan eliyle yetiştirilmesi, üretilmesi ve amaçlar doğ-rultusunda özelliklere sahip hayvanların elde edilmesi çok uzun yıllar almıştır. Genel kanı evciltmenin başlangıcının taş devrinde olduğu yönündedir. İnsanlar bu dönemde avlana-rak karınlarını doyururlarken bitki ve yaralı hayvan yavrularını bulundukları ortamlara taşımışlardır. Bu hayvan ve bitkileri daha sonraları kendileri yetiştirip üretmek suretiyle kendi amaçları doğrultusunda kullanması sonucunda evciltme başlamıştır. Hayvanların evciltilmesi oldukça erken dönemde başlarken (M.Ö. 14.000) bitkilerin çoğaltılması çok daha geç olmuştur. Hatta şeker kamışının üretilmesi geçtiğimiz yüzyılda gerçekleşmiştir.

Türlerin Evciltme Yer ve ZamanıBilimsel çalışmalarda elde edilen bilgiler ışığında ilk evciltilen tür köpektir. Köpekler doğu Asya ve Afrikada evciltilmiştir. Köpekten sonra diğer türlerin evciltmesi ise çok sonraları gerçekleşmiştir (M.Ö. 14.000). Bunun temel sebeplerinden birisi olarak köpeklerin o dö-nemde insan artıklarıyla beslenmeleri ve bu sebepten dolayı insanların yaşam alanlarına yakın yerlerde bulunmalarından ileri geldiği düşünülür. Köpeğin evciltilmesinden sonra, arı yetiştiriciliğinin yapıldığına dair çeşitli kaynaklar mevcuttur (M.Ö. 13.000).

Koyunların ilk evciltildiği tarih M.Ö. 9 – 13 bin yılları arasında olmuştur. Koyunların ilk defa Asyanın güneyinde evciltildiği düşünülmektedir. Domuzlar M.Ö. 9 bin yıllarında Çin’de evciltilmiştir. Keçinin evciltilmesi ilk defa İran’da M.Ö. 8 bin yıllarında olmuştur.

Generasyon Süresi: Yavrular doğduğunda anne ve babalarının yaşları ortalamasıdır. Bu tanımlama tüm dünyada kabul edilmiş olan en basit anlatım şeklidir.

Page 36: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni26

Sığırın evciltilmesinin yine M.Ö. 8 bin yıllarında Hindistan, Ortadoğu ülkeleri ile Kuzey Afrikada olduğu düşünülmektedir. Kedinin Kıbrıs ve yakın doğuda M.Ö. 7.500 yıllarında evciltildiği bilinmektedir. Tavuk ilk olarak Hindistan ve Güneydoğu Asyada M.Ö. 6 bin yıllarında evciltilmiştir. At ise M.Ö. 4 bin yıllarına doğu Avrupada evciltilmiştir. Kaz M.Ö. 3 bin yıllarında Mısırda evciltilmiştir. Tavşanın evciltilmesi ise M.S. 1600 yılarında Avru-pada olmuştur.

Evciltmenin EtkileriDoğal ortamlarında yabani formda yaşayan hayvanlar evciltildiklerinde bazı değişiklik-lere maruz kalmıştır. Bu değişiklikler özellikle vücut yapılarının değişmesi şeklinde ola-bildiği gibi vücut fonksiyonlarının işleyişinin değişmesi şeklinde de gerçekleşmiştir. Bu şekildeki değişiklikler her türde farklı şekillenmiş olup, evciltmenin amacı doğrultusunda farklılıklar göstermektedir.

İlk evciltilen tür olan köpeklerdeki değişiklikler oldukça farklılık göstermektedir. İlk değişim köpeklerin kafatası yapısında şekillenmiştir. Yabani formlarına göre evcil köpek-lerin kafaları ve dişleri daha küçüktür. Burunları daha kısa, gözleri ise daha yuvarlaktır. Köpeklerde evciltmenin etkileri genelde kurtlarla karşılaştırmak suretiyle yapılmaktadır. Bu sebeple köpeği atası olarak bilinen kurt ile karşılaştırıldığında bazı davranış değişik-likleri de şekillenmiştir.

Kurtlarda sadece yavrular havlarken, ergin kurtlar kesinlikle ses çıkarmazlar. Avlanma amacıyla kullanılan köpekler farklı durumlar karşısında havlarlar. Bu özellikleri evciltme-nin bir etkisidir. Köpeklerde evciltmenin bir diğer etkisi ise yakaladıkları yada öldürdük-leri avlarına ne yapacaklarını bilmezler. Köpekler evciltilmeden önce beslenme amacıyla avlanırken evciltmenin etkisiyle bu özelliklerini unutmuşlardır. Ayrıca evciltmenin kö-pekler üzerindeki bir diğer etkisi de zekâlarının daha çok gelişmesi yönünde olmuştur.

İlk evciltilen hayvan köpekte olduğu gibi diğer türlerde de bazı morfolojik ve fizyolo-jik değişiklikler şekillenmiştir.

Evciltmenin hayvanlar üzerindeki etkilerini genel özellikleri itibariyle açıklayınız.

Genel olarak evciltmenin türler üzerindeki etkilerini şu şekilde sıralamak mümkündür.Öncelikle türlerin vücut büyüklükleri azalmıştır. Daha küçük yapılı hale gelmişlerdir.

Diş yapıları daha küçülmüş ve sayısal olarak da azalmıştır. Yabani formlarında daha güçlü boynuzlara sahiplerken, evciltildiklerinde daha ince ve narin bir boynuz yapısına sahip oldukları görülmektedir. Hayvanların yabani formlarının daha büyük ve kalın boynuzlara sahip olmaları kendilerini koruma amaçlı kullanmalarından ileri gelmektedir. Evciltme ile birlikte kendilerini diğer yırtıcılardan korumalarına eskisi kadar gerek kalmamıştır.

Evciltilen hayvanların davranışları da daha sakin bir yapıya dönüşmüştür. Yabani formları çok saldırgan olabilen türler evciltilmenin etkisiyle oldukça uysal olabilmektedir (Köpek).

Evciltme sonucunda hayvanların verim özellikleri de değişmiştir. Özelikle; süt, et, ya-pağı ve yumurta verimleri çok yükselmiştir. İnsanların beslenmesinde de oldukça önemli yer tutan bu verim özelliklerinin artırılması amacıyla hayvanlar özellikle seçilmiş ve en yüksek verimli olanlarının üretilmesine devam edilmesi sonucunda bugünkü verim dü-zeylerine çıkılmıştır.

Evciltme sonucunda hayvanlar üzerinde bu şekilde yapısal ve fonksiyonel değişimler gözlemlenebildiği gibi zararlı etkilerde ortaya çıkmıştır. Zararlı etkilerin en başında hay-vanlardan insanlara bulaşan hastalıklar gelmektedir. Evciltme ile birlikte hayvanlarla daha fazla temas halinde olan insanlara çeşitli hastalıklar da bulaşmıştır.

Morfoloji: Hayvanların dış görünüş özelliklerine verilen ad.

2

Page 37: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 27

TÜROrtak özellikler taşıyan ve kendi aralarında döllenerek üreyebilen canlıları içeren biyo-lojik gruba tür denir. Bir hayvan grubunun tür olarak tanımlanabilmesi için, öncelikle grubu oluşturan bireylerin kendilerini başka gruplardan ayıran özelliklere sahip olması ve kendi içlerinde üreyerek meydana getirdikleri döllerin de üreyebilir olmaları gerekmekte-dir. Türler birbirlerinden sahip oldukları morfolojik ve fizyolojik karakterler ile ayrılabi-lirler. Morfolojik karakterler çevresel faktörlerden neredeyse hiç etkilenmeyen özellikler olup, gözlem yoluyla ayırt edilebilirler. Örnek olarak vücut örtüsünün rengi ile boynuzlara sahip olunması ya da olunmaması verilebilir. Fizyolojik karakterler ise ölçülerek saptana-bilen verim değerleri ile anatomik özellikler gibi çevresel faktörlerin etkisiyle farklı dere-celerde değişiklik gösterebilen karakterlerdir.

Günümüzde tanımlanan hayvan türlerinin sayısı 1.5 milyonu aşmış bulunmaktadır. Karl Linne tarafından geliştirilen sını�andırma sisteminde, ortak özellikler taşıyan tür-ler cinslerde, cinsler familyada, akraba olan familyalar aynı takımda, takımlar sını�arda, sını�ar şubelerde (filum) ve şubeler alemler başlığı altında toplanmışlardır. Sını�andır-mada hayvanlar aleminde, zootekni yönünden üzerinde duracağımız hayvanların bulun-duğu kordalılar (Chordata) şubesinin bir alt şubesinde bulunan omurgalılar (Vertebrata) kendi içinde memeliler sınıfı, kuşlar sınıfı ve balıklar sını�arını da içeren toplam 9 sınıfa ayrılmaktadır.

Süt salgılayan göğüs bezlerine sahip olmaları ve bu bezlerin salgıları ile yavrularını besleyen memeli sınıfı (Mammalia), yumurtlayan memeliler (Prototheria), keseli meme-liler (Metatheria) ve plasentalı memeliler (Placentalia) olmak üzere 3 alt sını�an oluş-maktadır.

Yumurtlayan memelilerin, diğer memelilerden ayrıldıkları en önemli özellik yavru-larını doğurmayıp yumurtlamalarıdır. Öte yandan yumurtadan çıkan yavrularını em-zirebilirler. Bu memelilerde cinsel organ, idrar yolu ve bağırsak tek bir delikte, kloaka denilen açıklıkta birleşmektedir. Ornitorenk ve Dikenli karıncayiyenler bu alt sını�a bulunurlar.

Keseli memelilerde, göğüs bezlerinin bulunduğu bölgede, özel kaslardan oluşmuş bir kese bulunmaktadır. Bazı gruplarda bu kese, sadece üreme döneminde gelişir. Kısa bir gebelik süresi sonrasında, belirli bir embriyo evresinde doğurulan yavrular, kese içerisine alınırlar ve gelişimlerini burada tamamlarlar.

Plasentalı memeliler, yavrularını meydana getirdikleri embriyo ile anne arasında bağ-lantı sağlayan plasentaya sahip oldukları için sını�andırmada bu şekilde isimlendirilmiş-lerdir. Bugün var olan evcil memeliler bu alt sınıfın içindeki 4 takımda bulunmaktadırlar. Bunlar, çi� tırnaklılar (Artiodactyla), bir tırnaklılar (Perissodactyla), etçiller (Carnivora) ve kemiriciler (Rodentia) takımlarıdır.

Çi� tırnaklılar takımına giren evcil hayvan türleri sığır, zebu, manda, gayal, banteng, yak, ren geyiği, deve, lama, alpaka, koyun, keçi ve domuzdur. Tek tırnaklılar takımında at ve eşek türleri, etçiller takımında köpek ve kedi, kemiriciler takımında ise tavşan en önemli evcil türlerdir.

Omurgalılar grubunun zootekni yönünden memeliler dışındaki diğer önemli sınıfı olan kuşlar (Aves) sınıfında evcilleştirilmiş olan türlere tavuk, hindi, kaz, ördek, bıldırcın, keklik, sülün ve tavuskuşu örnek olarak verilebilirler. Başlıca çi�lik hayvanı türlerinin zo-olojik sistemdeki yerleri Tablo 2.1.’de gösterilmiştir.

Page 38: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni28

Alt Şube Sınıf Alt Sınıf Takım Familya Alt Familya Cins Tür

Sığır Vertebrata Mammalia Placentalia A

Koyun Vertebrata Mammalia Placentalia A

Keçi Vertebrata Mammalia Placentalia A Caprinae Capra C

Domuz Vertebrata Mammalia Placentalia A

At Vertebrata Mammalia Placentalia E E E

Eşek Vertebrata Mammalia Placentalia E E E

Tavşan Vertebrata Mammalia Placentalia R L L

Tavuk Vertebrata A Carinata G G G

Türlerin birbirlerinden nasıl ayırt edilebileceğini düşünüyorsunuz?

Türlerin OluşumuM.Ö. 500 yıllarında yaşamış olan Yunan filozo�arından Empedocles, bitkilerin tomur-cuklanma ile çeşitli hayvan kısımlarını meydana getirdiğini ve bu kısımlarında bir araya gelip çeşitli hayvanları oluşturduğunu, çevreye uyum sağlayan kombinasyonların kendini devam ettirdiğini ileri sürmüştür. M.Ö. 570 yıllarında Anadolu’da yaşamış olan Heracli-tos, tüm canlıların yeni şekillere değiştiğini, yine aynı yüzyılda Anadolu’da yaşamış olan �ales ise denizin canlılığın anası olduğunu savunmuştur. M.Ö. 4. yüzyılda yaşamış olan Aristoteles, canlıların en ilkel düzeylerde kendiliğinden oluştuğunu, organizmaların ba-sitten daha karmaşık formlara doğru geliştiğini ve canlıda organların ihtiyaca göre oluş-tuğunu söylemiştir.

18. yüzyılda yaşamış olan Karl Linne tarafından ortaya atılan “Yaratılış Teorisi” tek tanrılı dinler tarafından da kabul edilen, yeryüzünde bulunan ne kadar tür varsa bunla-rın hepsinin Tanrı tarafından birbirlerinden bağımsız olarak yaratılmış olduklarını ifade eder. Linne ile aynı görüşü savunan Georges Cuvier, paleontolojik (fosilbilim) verilerin yorumlanmasında jeolojik devirlerin birbirini izlemediğini “Katastrof (Kıyamet) Teorisi” ile açıklamaya çalışmıştır. Bu teori yaratılış teorisini destekleyecek şekilde bir devrin tufan gibi felaketlerle sona erdiğini, yeni devirde yine Tanrı tarafından bütün canlıların yeniden meydana geldiklerini açıklıyordu. Ancak Charles Lyell, 1830 yıllarında yeryüzünde jeo-lojik değişimlere yol açan kuvvetlerin yavaş bir şekilde etkili olduğunu ve günümüzde de devam ettiğini savunmuş ve Cuvier’in teorisini sarsmıştır.

Comte de Bu�on ile Erasmus Darwin (Charles Darwin’in büyük babası) dış faktörle-rin etkileri ile meydana gelen değişimlerin ve yeni özelliklerin kalıtımsal olduğunu dü-şünüyorlardı. Bu görüşü geliştiren Fransız doğa bilgini Jean-Baptiste Lamarck’ın evrim teorisinde, çevre etkisiyle bitkilerde doğrudan doğruya, hayvanlarda ise sinir sistemi ile değişimler oluştuğunu, bir organın kullanılmasının onun gelişmesine, kullanılmaması-nın ise onun atrofiye olmasına neden olduğunu ve son olarak bu değişimler sonucun-da kazanılan özelliklerin kalıtsal hale geldiğini öne sürmüştü. Fransız zoolog St. Hilaire, Lamarck’ın çevre koşullarının meydana getirdiği değişikliklerin kalıtsal olduğunu kabul etmiş, ancak bu değişmelerin ergin fertlerde olmaktan çok embriyonik hayatta şekillendi-ğini iddia etmiştir. Charles Darwin, Lamarck’ın teorisini geliştirerek iki temel nokta üze-rinde durmuştur: (1) Canlıların, yeni türlerin oluşumuna yol açan sürekli ama yavaş giden değişimi; (2) “Doğal Seleksiyon” dediğimiz, doğanın hayatta kalan hayvanların üremesine olanak sağlayan düzeneği. Evcil hayatta ise bu durum “Yapay Seleksiyon” olarak yetiştiri-cilerin kendi amaçlarına uygun hayvanları seçmesiyle gerçekleşiyordu.

Hayvanların hızlı çoğalma yetenekleri sonucunda besin kaynakları yeterli olmamaya başladığında, yaşam mücadelesinin zorlaşması nedeniyle Darwin, hayvanların diğer can-lılara üstünlük sağlamaları için yaşam koşullarına yüksek uyum göstermeleri gerektiğini savunuyordu. Hayvanlarda meydana gelen değişikliklerin bazıları yaşam mücadelesine uygun, bazıları ise değildi.

Tablo 2.1Bazı Çi�lik Hayvanı Türlerinin Zoolojik Sistemdeki Yerleri

3

Page 39: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 29

Doğal seçilimin gücünü en iyi ortaya koyan süreçlerden biri de “benzeştiren evrim”dir. Bu süreç, akrabalıkları olmayan canlı gruplarının, aynı seçilim baskısı sonucunda benzer özellikler edinmesini içerir. Bu yakınlaşma farklı düzeylerde olabilir: Örneğin kuşların ve yarasaların kanatları, benzeştiren evrim sonucunda oluşmuştur. Her iki çözüm de, bir uçma organı yaratmak şeklindeki evrimsel sorunu paylaşır. Kuş ve yarasa kanatları temel-de bütünüyle farklıdır elbette (örneğin, kuşkanadı kuşun yalnızca ön ayağını, yarasa kana-dıysa hem ön hem de arka ayakları içerir). Ayrıca bu iki canlı grubunun, uçma yeteneğini birbirlerinden bağımsız olarak kazandıkları da çok açıktır. Taksonomistlerin yarasayı kuş olarak sını�andırma tehlikesi yoktur; çünkü bu canlılar ortak olan sorunlarını çok farklı yollarla çözmüşlerdir.

Darwin’in evrim kuramı, canlıların değişim gösterdiğini, yani ebeveynleri ile aynı ol-madıklarını ve bu farklılıkların kalıtsal olabileceğini belirterek üremedeki artış nedeniyle yaşama mücadelesinde başarılı olanların daha fazla döl bırakma şansına sahip oldukla-rını açıklar. Darwin’in “Türlerin Kökeni” isimli kitabının yayınlanmasından yıllar son-ra moleküler biyolojide kaydedilen ilerlemeler ile genetik materyalin (DNA) bulunması, Darwin’in teorisinin biyolojide kendisini izleyen tüm gelişmelere ters düşmeden ayakta kalmasını sağlamıştır. Darwin, genetik çeşitliliği bir ‘kara kutu’ gibi ele aldı. Hem bir doğa bilimci, hem de hayvan yetiştiriciliğiyle ilgili literatürü izleyen bir okuyucu olarak, çeşitli-liğin her zaman var olduğunu biliyordu ve bu onun için yeterliydi. Ayrıca, doğal seçilimin hammaddesi olan çeşitliliğin her kuşakta yenilendiğinden ve dolayısıyla her zaman var olacağından da emindi. Diğer bir deyişle, doğal seçilim kuramının öncülü olarak doğru bir genetik kurama gereksinimi yoktu.”

Embriyonal gelişimin başlangıcında bütün omurgalı türler birbirine benzemekte, ge-lişimin ilerleyen sa�alarında embriyo ait olduğu familyaya, cinse ve türe ait özellikleri sırasıyla kazanmaktadır. Bu şekilde organizmanın; yumurtanın döllenmesinden ergin bir fert olana kadarki gelişimine ontogeni denir. Bu organizmanın bağlı olduğu türün binler-ce yıllık gelişme tarihi ise filogeni olarak tanımlanmaktadır.

Paleontolojik bilgiler, yerkürenin alt katmanlarından yukarı katmanlarına doğru çıkıl-dıkça, hayvanlara ait fosil kalıntılarının aşağı organizmalara göre gelişme gösterdiklerini, hayvan coğrafyası açısından ise köken aldıkları bölgeden uzaklaştıkça değişimlerinin git-tikçe arttığını göstermektedir. Karşılaştırmalı anatomi bilgileri de evrim teorisini destek-ler niteliktedir. Örnek olarak, bütün memeli hayvanlardaki iskelet sistemlerinin benzer yapıda olması, insanlarda embriyonik hayatta bir çi� solungaç yarığının ve kuyruk ben-zeri iz organcıkların bulunması (bunlar doğumdan önce kaybolmaktadır), kıl örtüsünün fazla olması ve ergin insanlarda kuyruk kasları ile apandis’in bulunması verilebilir.

HİBRİDASYONİki tür arasında yapılan birleştirmelere hibridasyon, bunun sonucunda elde edilen döl-lere de hibrit denir. Erkek hibritler, sahip oldukları spermatozoitlerin yaşama yeteneği olmaması sebebiyle sterildirler (üreme yetenekleri yoktur). Dişi hibritler ise kendilerini meydana getiren türlerin (anne veya baba tarafındaki) erkekleri ile birleştirildiklerinde çoğunlukla döllenme meydana gelse de embriyolar çoğunlukla atılır. Doğabilen yavrular genellikle çok zayıf oldukları için yaşama güçleri çok düşüktür.

Equidae Türlerinin HibritleriAt ve eşek türlerinin birleştirilmeleri sonucunda elde edilen hibritlerdir. Erkek eşek ile dişi atın (kısrak) birleştirilmesiyle katır, Erkek at (aygır) ile dişi eşeğin birleştirilmesiyle bardo denilen hibritler elde edilmektedir.

Page 40: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni30

Atta, 31 çi� otozomal kromozom bulunmakta olup, bunların 13 çi�i metasentrik, 18 çi�i ise akrosentrik yapıdadırlar. Eşekte ise 30 çi� otozomal kromozomun 19 çi�i me-tasentrik, 11 çi�i ise akrosentrik yapıdadır. At ve eşekte bulunan kromozomların hem sayı hem de yapı olarak farklı olmaları, meydana gelen erkek katırların testislerinde ma-yoz bölünmenin profaz devresinde erkek cinsiyet hücrelerinin dejenerasyonu sebebiyle spermatozoit gelişmesi olmamaktadır. Dişi hibritlerde ise bazı durumlarda yavru alındığı bildirilmektedir.

Bu tanımları Fuat Odabaşıoğlu’ nun, Veteriner Genetik (Konya: S.Ü.Basımevi,2005) adlı kitabından aldık. Bu kitabın 2. Bölümünde konu ile ilgili detaylı bilgi bulabilirsiniz.

Katırların en azından 3 binyıl önce Anadolu’da yük hayvanı olarak kullanıldıkla-rı bilinmektedir. Tarımın ve taşımacılığın hayvanlarla yapıldığı yıllarda diğer çeki ve yük hayvanlarının çoğuna göre zor koşullara yatkınlığı ve dayanıklılığı nedeniyle, gü-nümüzde de dünyanın birçok yerinde katırlar kullanılmaya devam edilmektedir. Bardo ise katıra benzemesine rağmen katırdan daha az dayanıklı olduğu için seyrek olarak yetiştirilir.

Zebranın at ve eşekle çi�leştirilmesinden elde edilen zebroid isimli hibritler, katırlar gibi dayanıklı hayvanlardır. Erkekleri steril olan bu hibritlerin dişileri ise ebeveyn türlerin erkeklerinden gebe kalabilmektedirler.

Bovinae Türlerinin HibritleriSığır ile zebu türleri morfolojik, fizyolojik ve genetik özellikler bakımından birbirlerine çok benzer olmaları nedeniyle ikisi arasında yapılan birleştirmelerden elde edilen hem erkek hem de dişi yavruların normal döl verme kabiliyetleri bulunmaktadır. Zebuların kurak iklim koşulları ile dış parazitlere dayanıklılığı gibi nedenlerden dolayı bu birleştir-meler yapılmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan Brahman olarak isimlen-dirilen zebular, Shorthorn sığır ırkı ile birleştirilerek Santa Gertrudis, Angus sığır ırkı ile birleştirilerek Brangus, Hereford sığır ırkı ile birleştirilerek Braford ve Charolais sığır ırkı ile birleştirilerek Charbray isimli hibritler elde edilmiştir.

Sığır türü ile Gayal, Yak ve Banteng türlerinin birleştirilmelerinden de döl alınabil-mektedir. Genel olarak doğan erkekler steril olurken, dişi yavrular fertildirler. Bizon türü ile yapılan hibridasyonda ancak bizonun erkeği kullanıldığında yavru alınabilmekte, elde edilen dişi yavruların tekrar bizon erkekleriyle çi�leştirilmeleri sonucunda çevre koşul-larına dayananıklılığı fazla olan Cattalo olarak isimlendirilen hibritler elde edilmektedir. Sığır ve Manda türü arasındaki birleştirmelerin ise başarılı olmadığı bildirilmiştir.

Ovinae Türlerinin HibritleriHer ne kadar koyun ve keçi türleri birbirlerine çok yakın türler olarak görünseler de gene-tik olarak aralarında farklılıklar bulunmaktadır. Koyunda 27 çi� kromozom bulunurken bu sayı keçi türünde 30 çi�tir. Bu türlerin birleştirilmelerinde döllenme meydana gelse de embriyonun gelişmemesi nedeniyle yavru alınamamasının nedenini araştırmacılar kro-mozom sayılarından ileri gelen genetik farklılığa bağlamaktadırlar.

IRK VE IRKLARIN OLUŞUMUZoolojik sını�andırmanın en son basamağında bulunan tür, mümkün olan en fazla ka-rakter bakımından benzer olan bireylerin oluşturduğu bir grup olarak kabul edilmekte ve

Page 41: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 31

daha alt ünitelere ayrımı yapılmamaktadır. Zootekni ise konusu içine giren hayvan türle-rinden her birini ırk denilen alt gruplara ayırarak yararlı yönlerinin geliştirilmesi amacıyla inceler.

Bir tür içinde ortak karakterleri olan ve bu karakterleri kalıtım yolu ile yavrularına geçiren hayvan grupları ırk olarak tanımlanmaktadır. Her evcil hayvan türü içinde bir-birlerinden belirli farklarla ayrımı yapılabilen birçok ırk bulunmaktadır. Sığır türü içinde Holstein, Jersey, Simmental, Boz ırk, Doğu Anadolu Kırmızısı; koyun türü içinde, Meri-nos, Morkaraman, Sakız, İvesi; keçi türü içinde Saanen, Ankara ve Kilis keçileri; at türü içinde İngiliz, Arap, Ha�inger, Akhal-Teke, Uzunyayla; tavuk türü içinde, Leghorn, Sul-tan, Gerze ırkları örnek olarak verilebilirler.

Irkların OluşumuHayvanların evciltilmesi, yeni ırkların meydana getirilmesinde önemli bir noktadır. Bu türlerin hayvan yetiştiricileri tarafından farklı coğrafi bölgelerde evciltilmeleri ve sonra-sında kendileri ile beraber farklı yerlere göç etmeleri sonucunda çevresel etkenlere bağlı olarak hayvanlardaki adaptasyon sonucunda görülen bir takım morfolojik ve fizyolojik farklılıklar, yeni ırkların oluşmasındaki diğer etkenlerdendir. Farklı bölgelerde gelişen bu ırklarda belirli karakterlerinin geliştirilmesi amacıyla daha sonra yine insanlar tarafından çeşitli ıslah metotları uygulanmış, seçilmiş bireylerin damızlıkta kullanılması ile amaca uymayanların yetiştirme dışında bırakılması neticesinde hem morfolojik hem de verimler yönünden kendi içinde birbirine çok benzeyen ırklar geliştirilmiştir.

Yeni ırkların meydana gelmesindeki diğer bir faktör, oluşturulan bu saf hayvan grup-larının sahip oldukları özelliklerin bir araya getirilmesi amacıyla iki veya daha fazla ırkın birleştirmeleri (melezleme) yapılmıştır. Bu birleştirmeler neticesinde bir çok melez ırk oluşturulmuştur. Melezleme ile meydana getirilen popülasyonlarda oluşan genetik çeşitli-liğin fazla olması, ortaya farklı tiplerde bireylerin çıkmasını sağlayarak istenen karakterle-re sahip hayvanların seleksiyonuna imkan yaratmaktadır.

Belirli karakterler için düzenli olarak üstün bireylerin seçilmesi ve damızlıkta kulla-nılması, bu karakterlere ait pozitif etkili genlerin oranının artırılmasını ve homozigot bir yapıya sahip olmalarını sağlamakta oldukça etkili bir yöntemdir. Verimlerle ilişkili ka-rakterleri etkileyen gen sayısının fazla olmasına ilave olarak çevresel faktörlerin etkileri, istenilen özellikler açısından popülasyonun bir örnek hale getirilmesini zorlaştırmaktadır. Düzenli seleksiyon uygulanarak yetiştirilmeye devam edilen ırklar genelde verimle ilişkili karakterleri etkileyen genler bakımından hala belirli derecelerde heterezigot yapıdadırlar.

Dünyada ve Türkiye’ de ekonomik nedenlerden dolayı yüksek verim yeteneğindeki kültür ırkları ne yazık ki yerli ırkların azalmalarına ve hatta yok olmalarına neden olmak-tadır. Günümüzde, yerli ırkların sahip oldukları (çevre koşullarına dayanıklılık, hastalık-lara dirençli olmaları vb.) özellikler açısından biyolojik ve genetik çeşitliliğin azalmasının engellenmesi amacıyla yerli ırkların (yerli gen kaynaklarının) korunması çalışmalarına başlanmıştır.

Yerli gen kaynaklarının korunması ile ilgili daha fazla bilgiye http://www.turkhaygen.gov.tr/data/index.asp adresinden ulaşabilirsiniz.

Melezleme ile meydana getirilen popülasyonlarda oluşan genetik çeşitliliğin fazla olması nelere olanak sağlamaktadır? 4

Page 42: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni32

IRK ÖZELLİKLERİ, IRKLARIN SINIFLANDIRILMASI, TÜRKİYE HAYVAN IRKLARININ BÖLGESEL DAĞILIMIAynı tür içerisindeki ırklar bazı temel özellikler bakımından birbirlerine benzemelerine rağmen, bazı karakterler yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Bir ırkı karakterize eden ve onu diğer ırklardan farklı yapan özelliklere Irk Özellikleri denir. Irk karakterleri morfolo-jik ve fizyolojik ırk özellikleri olarak incelenebilir.

Morfolojik ve Fizyolojik Irk Özellikleri

Morfolojik Irk ÖzellikleriBu özellikler hayvanlara dışarıdan bakılarak kolayca fark edilebilir. Örneğin; tüy ya da deri rengi, vücut yapısı morfolojik birer ırk özelliğidir. Morfolojik ırk özellikleri;

• lçümyadatartımlatespitedilemezler,• evreselfaktörlerdenyahiçetkilenmezleryadaçokazetkilenirler,• zsayıdagentarafındankontroledilirlerBedeni örten kıl, tüy ya da yapağının rengi, ırklar için en belirgin özelliklerin başında

gelir. Aynı türün farklı ırkları arasında beden örtüsü açısından ayırt edici farklar vardır. Örneğin; Angus ırkının düz siyah beden rengi, Holstein ırkında siyah-beyaz alaca şeklin-dedir ve bu ırklar için ayırt edici niteliktedir.

Bazı ırklar için bedeni örten kıl, tüy ya da yapağının rengi kadar yapısı da ırk özellik-lerindendir. Bu özelliğe daha çok koyun ve keçi ırklarında rastlanır. Örneğin; Merinos ırkı ince bir yapağıya sahipken, Akkaraman ırkı kaba karışık bir yapağı yapısına sahiptir.

Bazı sığır ya da koyun ırklarında boynuzsuzluk ya da boynuzluluk hatta boynuzla-rın yapısı da birer ırk özelliği olarak değerlendirilir. Örneğin; Akkaraman koyun ırkının boynuzsuz oluşu, yerli sığır ırklarından Boz ırkta boynuzların büyük olması birer ırk özelliğidir.

Türlere özgü bazı özellikler yönünden de ırk özellikleri arasında farklılıklar söz konu-sudur. Örneğin; kuyruk yapısı koyun türü içerisinde bir ırk özelliği olarak karşımıza çıkar. Morkaraman ırkı yağlı bir kuyruk yapısına sahipken, Kıvırcık ırkı yağsız ince bir kuyruk yapısına sahiptir. Sığır ırkları içerisinde kuyruk yapısı itibariyle ayrıma gidebilmek ya da morfolojik ırk özelliği sayılabilecek belirgin bir fark görmek mümkün değildir. Benzer şekilde tavuk ırkları arasında da sadece tavuk türüne özgü bazı özellikler görmek müm-kündür. Örneğin; ibik ya da sakalın rengi, büyüklüğü, şekli gibi bazı özellikler ırklara özgü farklılıklar gösterir ve morfolojik ırk özelliği olarak kabul edilir.

Çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde morfolojik ırk özelliklerine bakılarak hayvanların verimleri hakkında bilgi sahibi olmak mümkün değildir. Yani morfolojik ırk özellikleri ekonomik öneme sahip değillerdir. Örneğin; Holstein sığır ırkında siyah ve beyaz lekele-rin büyüklükleri ya da şekilleri ile hayvanların verimleri arasında herhangi bir ilişki yok-tur. Damızlık seçiminde morfolojik ırk özelliği olmayan bazı morfolojik özellikler dikkate alınır. Örneğin; damızlık düve seçiminde sağrının eğimi ve genişliğinin kolay doğum için belirli bir düzeyde olması istenir. Sağrının eğimi ve genişliği herhangi bir sığır ırkına ait bir özellik olmayıp, her sığır ırkında bu özellikler yönünden farklı değerlere sahip bireyler bulunabilir. Dolayısıyla bu özellik morfolojik bir özellik olmasına rağmen ırka özgü mor-folojik bir özellik değildir.

Morfolojik ırk özelliklerinin sahip olduğu 3 temel özellik nelerdir?5

Page 43: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 33

Fizyolojik Irk ÖzellikleriFizyolojik ırk özellikleri, hayvanların direkt (et, süt, yumurta, yapağı verimi v.b.) ya da dolaylı olarak (yemden yararlanma, erken gelişme v.b.) verimlerle ilgili olan özelliklerini kapsar. Bu özellikler morfolojik ırk özelliklerinin aksine verimlerle ilgilidir. Fizyolojik ırk özellikleri;

• lçümyadatartımlatespitedilebilirler,• evreselfaktörlerdenazyadaçokmutlakaetkilenirler,• oksayıdagentarafındankontroledilirlerFizyolojik ırk özellikleri açısından hem ırklar arasında hem de ırklar içerisinde farklar

mevcuttur. Ancak ırklar arasındaki farklılıklar ırkların kendi içindeki farklılıklara oranla çok daha fazladır. Bu özelliklerin değişik düzeylerde çevreden (beslenme, iklim, barınak v.b.) etkilenmeleri nedeniyle aynı ırkın bireyleri arasındaki farklılıklar, morfolojik ırk özelliklerine göre çok daha fazladır. Yani, morfolojik ırk özellikleri yönünden aynı ırkın bireyleri birbirlerine daha çok benzerlerken, fizyolojik ırk özellikleri yönünden aynı ırkın bireyleri arasındaki farklar çok daha belirgin ve fazladır. Diğer bir ifade ile morfolojik ırk özelliklerine bakılarak hayvanın hangi ırka ait bir birey olduğunun tespiti mümkün iken, fizyolojik ırk özelliklerine bakılarak hayvanların ırklarına ilişkin bilgi sahibi olabilmek mümkün değildir. Örneğin; sadece süt verimine bakılarak bir ineğin Holstein ya da İsviç-re Esmeri olup olmadığını söyleyebilmek ya da ağırlıklarına bakılarak karkasın Kıvırcık mı yoksa Akkaraman koyun ırkına ait olup olmadığını söyleyebilmek mümkün değildir.

Fizyolojik ırk özellikleri içinde erken gelişme kabiliyeti, hayat boyu verimlilik gibi özelliklerin her bir hayvandan elde edilebilecek ekonomik değerin büyüklüğü yönünden oldukça önemli bir role sahiptir. Erken gelişme yeteneği, yetiştirilen hayvanların hem di-rekt verim yetenekleri (et, süt, yumurta v.b.) hem de damızlık kabiliyetlerine erken ulaş-maları nedeniyle yavru sayısına bağlı olarak dolaylı elde edilebilecek verim yetenekleri açısından yetiştiricilikte büyük öneme sahiptir.

Vücut büyüklüğü ya da ergin canlı ağrılık da ekonomik verimlilik yönünden dikka-te alınması gereken özelliklerden biridir. Nitekim, beden ağırlığı yüksek bireyler, beden ağırlığı daha düşük olanlara oranla daha yüksek et, süt ya da yapağı verimine sahiptirler.

Günümüz çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde yemden yararlanma oranı, verimliliğin yükseltilebilmesi açısından giderek daha da önemli hale gelmektedir. Yem giderleri, en yüksek verim performansının yakalanması halinde bile, tüm giderlerin yarısından faz-lasını hatta kimi zaman ¾ ünü oluşturur. Yem hammaddelerinin fiyatları tüm dünyada giderek artmaktadır. Tüm bunlar, tüketilen her birim yemin mümkün olduğunca yüksek oranda ürüne (et, süt, yumurta v.b.) dönüştürülmesini zorunlu hale getirmektedir.

Huy ya da mizaç da bir ırk karakteridir. Aynı ırkın bireyleri arasında bu açıdan farklı-lıklar olmasına rağmen, ırklar arasında da farklılıklar mevcuttur. Örneğin; yerli sığır ırk-ları (Boz ırk, Yerli Kara v.b.) kültür sığır ırklarına (Holstein, İsviçre Esmeri v.b.) göre daha hareketli ve agresif bir mizaca sahiptirler.

Uyum yeteneği de fizyolojik ırk özelliklerinden biridir. Uyum yeteneği, hayvanların hem iklim şartlarına hem de bakım ve besleme şartlarındaki değişikliklere adapte olabil-meleridir. Bazı hayvan ırklarında bu yetenek gelişkin olduğu halde, bazılarında gelişme-miştir. Örneğin; yerli koyun ırklarından Sakız ırkı bulunduğu bölgenin dışında yetiştiri-lemezken, Kıvırcık ırkı farklı coğrafi bölgelerde yetiştirilebilir. Ayrıca, yerli ırklar kültür ırklarına göre daha yüksek uyum yeteneğine sahiptirler.

Çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde morfolojik ırk özelliklerinin aksine fizyolojik ırk özellikleri ekonomik öneme sahip özelliklerdir. Nitekim süt, et ya da yumurta verimi çi�-lik hayvanları yetiştiriciliğinde hede�enen kazancın sağlanabilmesi için gerekli unsurların başındadır.

Page 44: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni34

Irkların Sını�andırılmasıÇi�lik hayvanları, belirli kriterler gözetilerek pek çok şekilde sını�andırılırlar. Ancak bu sını�andırmalar içinde en yaygın kullanılanları, hayvanların gelişmişlik düzeylerine ve verim yönlerine göre sını�andırılmalarıdır. Bu sını�andırmalar, hayvanların sahip olduk-ları potansiyele uygun kullanımı, yetiştirilmeleri, bakım ve beslenmelerinin uygun şekilde yapılabilmesi açısından da önem taşır.

Gelişmişlik Düzeylerine Göre Irkların Sını�andırılması Yerli (İlkel) Irklar: Büyük oranda doğal seleksiyon sonucu şekillenmiş ırklardır. Doğa şartlara dayanabilen bireyler hayatta kalmıştır, bu nedenle yetiştikleri bölgenin şartlarına (iklim, hastalıklar v.b.) iyi uyum sağlamışlardır, yemden yararlanma yetenekleri yüksek olmasa da kalitesiz yemleri kültür ırklarına göre daha iyi değerlendirebilirler. Verim ye-tenekleri düşük, gelişmeleri yavaştır. Meydana gelmelerinde bir ıslah çalışmasının rolü yoktur. Düşük verimli olsalar da hastalıklara ve çevre şartlarına dayanıklı olmaları, düşük kaliteli yemleri de değerlendirebilmeleri bu ırkların daha çok gelişmemiş ülkelerde yetiş-tirilmesine neden olmuştur. Yerli Kara, Boz Irk sığır ırkları; Akkaraman, Dağlıç koyun ırkları yerli ırklara örnek olarak gösterilebilir.

Islah Edilmiş (Onarılmış) Yerli Irklar: Yerli ırkların bakım ve besleme koşullarının iyi-leştirilerek, yapılan seleksiyon sonucu verimlerinin yükseltilmesi ve beden yapılarının geliştirilmesi sonucu elde dilen ırklardır. Kimi zaman bu ırklar, yüksek verimli ırklarla melezleme yoluna gidilerekde ıslah edilirler, yapılan melezleme ile yerli ırkların verimleri yükseltilirken beden yapılarının bozulmasına izin verilmez. Doğu Anadolu Kırmızısı sığır ırkı ile Kıvırcık koyun ırkı bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Kültür Irkları: Yerli ırklardan, saf yetiştirme ve seleksiyon metotlarıyla elde edilmiş-lerdir. Ancak unutulmaması gereken nokta, her coğrafi bölgede bu metotların kullanıl-masıyla yerli ırkların kültür ırklarına dönüştürülemeyeceğidir. Söz konusu metotların yanında; yeterli miktar ve kalitede yem bitkisi üretimi ve mera için iklim koşullarının elverişli olması, gelişmiş bir tarıma sahip olunması da gerekir. Kültür ırkları yerli ırklara ya da ıslah edilmiş yerli ırklara göre daha yüksek verimlidirler. Ancak hastalıklara, çevre-sel koşullara karşı daha hassastırlar. Günümüzde yetiştirilen kültür ırklarının sistemli bir şekilde geliştirilmesine 18. yüzyılda başlanmıştır. Jersey ve Hereford sığır ırkları, Ost Friz ve Hampshire koyun ırkları, İngliz atı, Saanen ve Togenburg keçi ırkları, Leghorn tavuk ırkları kültür ırklarına birer örnektirler.

Verim Yönlerine Göre Irkların Sını�andırılmasıTek Verim Yönlü Irklar: Bazı ırklar tek bir verim özellikleri yönünden yetiştirilirlerken, sahip oldukları diğer verimleri, düşüklüğü ya da orta düzeyde olması nedeniyle dikkate alınmaz. Örneğin; Angus, Hereford, Charolais gibi etçi sığır ırkları et verimleri yönünden yetiştirilirlerken süt verimleri ancak buzağılarını besleyebilecek düzeydedir ve süt amaçlı yetiştirilmezler. Benzer şekilde, Ankara keçisi ti�iği için yetiştirilirken et ve süt üretimi daha geri planda kalır. Ost Friz koyun ırkı ve Saanen keçi ırkı ise yüksek süt verimleri nedeniyle yetiştirilirler.

Kombine Verimli Irklar: Bazı ırklar iki ya da daha çok verim özellikleri yönünden ye-tiştirilirler. Rambouillet, Columbia ve Targhee koyun ırkları hem kaliteli yapağıları hem de et verimleri yönüyle yetiştirilirler. Simmental sığır ırkı et-süt kombine verimli bir ırktır. Yerli ırklar ise genellikle kombine verimli ırklardır. Bazı ırklar farklı ülkelerde farklı yönle-riyle geliştirilerek yetiştirilmektedirler. Örneğin; Holstein sığır ırkı Avrupa’ da süt-et yönlü kombine bir ırk olarak yetiştirilirken ABD ve Kanada gibi bazı ülkelerde süt verimleri yönünden geliştirilip yetiştirilmektedirler.

Page 45: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 35

Türkiye Hayvan Irklarının Bölgesel Dağılımı

Türkiye’de Yetiştirilen Küçükbaş Hayvanların Coğrafi Bölgelere Göre DağılımlarıKoyun yetiştiriciliğinde, kültür ırklarının saf yetiştirilmesi yerine bunların melezlerinin ya da yerli ırkların yetiştirilmesi daha çok tercih edilmektedir. Nitekim Türkiye koyun varlığının %5’ini kültür ırkı melezleri oluştururken, % 95’ini yerli ırklar oluşturur. Ancak sığır yetiştiriciliğinde yerli ırklardan daha çok kültür ırklarının saf olarak ya da melezleri yetiştirilmektedir.

Türkiye yerli koyun ırklarının bölgesel dağılımı şöyledir:• kkaraman Batıda skişehirve ütahyadanbaşlayarak oğuda ivasakadar,sa-

hil bölgeleri dışında Orta Anadolu’da ve geçit bölgelerinde yetiştirilir.• orkaraman Genelolarak oğuİllerimizdeyetiştirilir• ağlıç oyunu akaryanehrindenbaşlayıp geBölgesininkıyıİllerinekadaruzanır• akız oyunu İzmirİlindeözellikle eşmeİlçesindeyetişir• ıvırcık oyunu Trakyave armaranınGüneydoğusundakiİllerde geBölgesi-

nin Manisa, İzmir, Aydın İllerinde yetişir.• arayaka oyunu aradenizkıyışeridindeözellikle inop, amsun, rdu,Gire-

sun ve Tokat İllerinde yetiştirilir.• İvesi oyunu uriyesınırboyunda anlıurfa,GaziantepveHatayİllerindeyetişir• aracabey erinosu Balıkesir,Bursayörelerindeyetiştirilir • Gökçeada oyunu Gökçeadave anakkaleçevresindeyetişir • Tu oyunu Türkiyenin uzeydoğuİlleri ars, rdahanve ğdırbölgelerindeye-

tiştirilir.• Herik oyunu ivas, masya, inop, amsun,Trabzonve orumİllerindedağlık

bölgelerde yetişir.• Hemşin oyunu aradenizsahillerinde rtvindolaylarındayetişir • Tahirova oyunu geve armaraBölgesindeyetişir• demiş oyunu Batı nadoluda demişçevresindeyetişir

Türkiyede Yetiştirilen Büyükbaş Hayvanların Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımları Türkiye sığır varlığının %24’ünü yerli ırklar, %41’ini yerli ırk-kültür ırkı melezleri ve %35’ini de kültür ırkları oluşturur. Kültür ırkı sığırlar içerisinde en yoğun yetiştiriciliği yapılanlar Holstein, İsviçre Esmeri ve Jersey ırklarıdır. Bu ırklar hemen her bölgede ye-tiştirilmesine rağmen baxı ırklar belirli bölgelerde daha yoğun yetiştirilmektedir. Örne-ğin; Holstein ırkı daha çok Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilirken; İsviçre Esmeri daha çok İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde; Jersey ırkı ise daha çok Karadeniz bölgesinde yetiştirilmektedir.

Türkiye yerli sığır varlığının bölgesel dağılımı şöyledir:• Bozırk armaraBölgesi• Yerli ara İç nadoluBölgesi• oğu nadolu ırmızı oğu nadoluBölgesi• Güney nadolu ırmızısı Güney oğu nadolubölhgesininbatısıözellikle, ilis,

Gaziantepve anlı rfailleri• YerliGüney arısı kdenizBölgesinindoğusu,özellikle ersin, danave sma-

niye illeri.• avot oğu nadoluBölgesinindoğusu,özellikle arsve rdahanilleriBu ırklar yoğun olarak bu bölgelerde yetiştirilmelerine rağmen bölgeye komşu illerde

de bu ırklara ve bunların melezlerine rastlanabilir.

Page 46: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni36

Özet

Zootekni Zootekni; “Bilime uygun hayvan yetiştirme ve ıslahı

bilgisidir”, “Hayvan yetiştirme bilim ve teknolojisidir, ya da “yaşayan makinelerin teknoloji bilimi” olarak tanımlanabilir. Zootekni temel bilimleri içeren bir-çok bilim kolundan faydalanır. Birçok alanda üretilen ürün, hammadde yada üretim tekniği zootekni bili-miyle bağlantılıdır. Zootekni bilimi evrensel, ulusal, bölgesel ve hatta yöresel olarak farklılık arz edebilen bir bilimdir.

Evciltme ve evciltme yöntemleri Evciltme temel olarak yabani yapıdaki hayvan ve bit-

kilerin insanların kendi amaçları doğrultusunda ve kontrolünde kullanılması olarak ifade edilir. Hayvan-ların evciltmesi insanlık tarihinde oldukça uzun zaman almıştır. İnsanlara alıştırılan hayvanların yavrularının da insan eliyle yetiştirilmesi, üretilmesi ve amaçlar doğrultusunda özelliklere sahip hayvanların elde edil-mesi çok uzun yıllar almıştır. Ancak evciltmenin ilk başlangıcının taş devrinde olduğu yönündedir. Elde edilen bu bilgiler ışığında ilk evciltilen tür köpektir. Doğal ortamlarında yabani formda yaşayan hayvanlar evciltildiklerinde bazı değişikliklere maruz kalmıştır. Bu değişiklikler özellikle vücut yapılarının değişmesi şeklinde olabildiği gibi vücut fonksiyonlarının işleyişi-nin değişmesi şeklinde de gerçekleşmiştir. Bu şekildeki değişiklikler her türde farklı şekillenmiş olup, evciltme-nin amacı doğrultusunda farklılıklar göstermektedir.

Tür, ırk ve hibridasyon Ortak özellikler taşıyan ve kendi aralarında döllene-

rek üreyebilen akraba canlıları içeren biyolojik gruba tür denir. Günümüzde tanımlanan hayvan türlerinin sayısı 1.5 milyonu aşmış bulunmaktadır. Türler bir-birlerinden sahip oldukları morfolojik ve fizyolojik karakterler ile ayrılabilirler. Tahmini olarak M.Ö. 500 yıllarında yaşamış olan Yunan filozo�arından Empe-docles ile başlayan ve 1830’lara Charles Darwin öne sürdüğü Evrim Teorisi’ne kadar geçen sürede birçok bilim adamı tarafından türlerin oluşumu açıklanma-ya çalışılmıştır. İki tür arasında yapılan birleştirmele-re hibridasyon, bunun sonucunda elde edilen döllere de hibrit denir. Equidae türlerinin hibritleri; At, eşek ve zebra türlerinin birleştirilmeleri sonucunda elde edilen hibritlerdir. Bovinae türlerinin hibritleri; Sığır ile zebu, gayal, yak, banteng ve bizon türleri arasında

yapılan birleştirmeler sonucunda elde edilen hibrit-lere denilmektedir. Bir tür içinde ortak karakterleri olan ve bu karakterleri kalıtım yolu ile yavrularına geçiren hayvan grupları ırk olarak tanımlanmakta-dır. Her evcil hayvan türü içinde birbirlerinden belirli farklarla ayrımı yapılabilen birçok ırk bulunmaktadır. Türlerin hayvan yetiştiricileri tarafından farklı coğrafi bölgelerde evciltilmeleri ve sonrasında kendileri ile beraber farklı yerlere göç etmeleri sonucunda çevre-sel etkenlere bağlı olarak hayvanlardaki adaptasyon sonucunda görülen bir takım morfolojik ve fizyolo-jik farklılıklar sonucunda ırklar oluşmuş ve bu sahip oldukları özelliklerin bir araya getirilmesi amacıyla iki veya daha fazla ırkın melezlemeleri yapılarak yeni ırklar meydana getirilmiştir.

Irkların oluşumu ve ırk özellikleri Bir ırkı karakterize eden ve onu diğer ırklardan farklı

yapan özelliklere Irk Özellikleri denir. Irk karakterleri morfolojik ve fizyolojik ırk özellikleri olarak incelene-bilir. Morfolojik ırk özellikleri, hayvanlara dışarıdan bakılarak kolayca fark edilebilir (tüy ya da deri rengi, vücut yapısı). Morfolojik ırk özelliklerine bakılarak hayvanların verimleri hakkında bilgi sahibi olmak mümkün değildir. Fizyolojik ırk özellikleri, hayvan-ların direkt (et, süt, yumurta, yapağı verimi v.b.) ya da dolaylı olarak (yemden yararlanma, erken gelişme v.b.) verimlerle ilgili olan özelliklerini kapsar. Fizyolo-jik ırk özellikleri morfolojik ırk özelliklerinin aksine verimlerle ilgilidir.

Çi�lik hayvanları, belirli kriterler gözetilerek pek çok şekilde sını�andırılırlar. Bu sını�andırmalar içinde en yaygın kullanılanları, hayvanların gelişmişlik düzey-lerine ve verim yönlerine göre sını�andırılmalarıdır. Gelişmişlik düzeylerine göre ırklar; Yerli (ilkel) Irklar (Yerli Kara, Akkaraman), Islah Edilmiş (onarılmış) Yerli Irklar (Doğu Anadolu Kırmızısı, Kıvırcık) ve Kül-tür Irkları (Jersey, Ost Fritz, İngliz atı, Saanen) olarak sını�andırılırlar. Verim yönlerine göre ise ırklar, Tek Verim Yönlü Irklar (Angus etçi sığır ırkı, Ost Friz sütçü koyun ırkı) ve Kombine Verimli Irklar (Rambouillet koyun ırkı, Simmental sığır ırkı) olarak sını�andırılır.

Koyun yetiştiriciliğinde, kültür ırklarının saf yetişti-rilmesi yerine bunların melezlerinin ya da yerli ırk-ların yetiştirilmesi daha çok tercih edilmektedir. Sığır yetiştiriciliğinde daha çok kültür ırklarının saf olarak ya da melezleri yetiştirilmektedir.

1

4

2

3

Page 47: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 37

Kendimizi Sınayalım1. İlk evciltilen hayvan aşağıdakilerden hangisidir?

a. Kedib. Köpekc. Atd. Arıe. Domuz

2. Atın evciltme yeri ve zamanı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

a. Doğu Avrupa – M.Ö. 4 binb. Batı Avrupa – M.Ö. 5 binc. Doğu Asya – M.Ö. 3 bind. Doğu Afrika – M.Ö. 7 bine. Hiçbiri

3. Bilime uygun hayvan yetiştirme ve ıslahı bilgisine ne denir?

a. Genetik b. Zoolojic. Zooteknid. Hayvan ıslahıe. Zoogenetik

4. Aşağıdakilerden hangisi Tür’ün tanımıdır?a. Irkların birleştirilmeleri sonucunda ortaya çıkan ve

kendi aralarında çi�leşerek üreyebilen canlı grubu.b. Ortak özellikler taşıyan ve kendi aralarında döllene-

rek üreyebilen akraba canlıları içeren biyolojik grup.c. Farklı özelliklere sahip olmasına rağmen kendi arala-

rında döllenerek üreyebilen canlı topluluğud. Melezleme sonucunda elde edilen biyolojik grup.e. Akraba canlıların birleşmesi sonucunda üreme yete-

nekleri olmayan canlı grubu.

5. Doğal Seleksiyon’un tanımı aşağıdakilerden hangisidir?a. Hayvanların doğada özgür bir şekilde üremelerine

denir.b. İnsanlar tarafından yapılan seçilime denir.c. Canlı grupları arasında yapılan yaşam mücadelesine

denir.d. Doğanın hayatta kalan hayvanların üremesine ola-

nak sağlamasına denir.e. Türler arasında gerçekleşen birleştirilmelere denir.

6. Hibridasyonla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?a. İki tür arasında yapılan birleştirmelere hibridasyon

denir.b. Koyun ve keçi türleri arasında yapılan hibridasyon-

lardan yavru alınamamaktadır.c. Genel olarak erkek hibritlerin üreme yetenekleri vardır.d. Erkek eşek ile dişi atın birleştirilmesiyle elde edilen

hibritlere katır denir.e. Zebranın at ve eşekle çi�leştirilmesiyle elde edilen

hibritlere zebroid denir.

7. Irk’ın tanımı aşağıdakilerden hangisidir?a. Türler arasında yapılan birleştirmeler sonucunda or-

taya çıkan gruplara denir.b. Bir tür içinde ortak karakterleri olan ve bu karakter-

leri kalıtım yolu ile yavrularına geçiren hayvan grup-larına denir.

c. Farklı bölgelerde bulunan türlerin insanlar tarafın-dan birleştirilmesiyle elde edilen gruplara denir.

d. Çevresel etkiler sebebiyle farklılaşmış türlere denir.e. Çi�lik hayvanlarına denir.

8. Aşağıdakilerden hangisi ırkların oluşumunu açıklama-maktadır?

a. Türlerin hayvan yetiştiricileri tarafından farklı coğra-fi bölgelerde evciltilmeleri..

b. Türlerin hayvan yetiştiricileri ile birlikte göç etmeleri.c. Çevresel etkenlere bağlı olarak hayvanlarda oluşan

adaptasyon neticesinde.d. İki veya daha fazla ırkın melezlenmesi.e. Türler arasında yapılan birleştirmeler.

9. Aşağıdaki kültür sığır ırklarından hangisi Ege Bölgesinde daha çok yetiştirilmektedir?

a. Jerseyb. İsviçre Esmeric. Holsteind. Simmentale. Hereford

10. Aşağıdakilerden hangisi ‘‘Irk Özellikleri’’nden biri de-ğildir?

a. Tüm ırklar için ortak özelliklerden biridir.b. Bir ırkı karakterize eder.c. Bir ırkı diğer ırklardan farklı yapar.d. Morfolojik özellikler olarak incelenebilir.e. Fizyolojik özellikler olarak incelenebilir.

Page 48: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni38

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı1. b Yanıtınız yanlış ise “Türlerin Evciltme Yer ve Zama-

nı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.2. a Yanıtınız yanlış ise “Türlerin Evciltme Yer ve Zama-

nı” konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. c Yanıtınız yanlış ise “Zootekni” konusunu yeniden

gözden geçiriniz.4. b Yanıtınız yanlış ise “Tür” konusunu yeniden gözden

geçiriniz.5. d Yanıtınız yanlış ise “Evciltme” konusunu yeniden

gözden geçiriniz.6. c Yanıtınız yanlış ise “Hibridasyon” konusunu yeniden

gözden geçiriniz.7. b Yanıtınız yanlış ise “Türlerin Evciltme Yer ve Zama-

nı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.8. e Yanıtınız yanlış ise “Irk ve Irkların Oluşumu” konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.9. c Yanıtınız yanlış ise ‘‘Türkiye Hayvan Irklarının Bölge-

sel Dağılımı’’ konusunu yeniden gözden geçiriniz.10. a Yanıtınız yanlış ise ‘‘Irk Özellikleri’’ konusunu yeni-

den gözden geçiriniz.

Sıra Sizde Yanıt AnahtarıSıra Sizde 1Zootekni; et, süt, yumurta, yapağı, ti�ik, gibi hayvansal ürünler elde etmek ya da hayvan yetiştirme, ıslah, bakım ve besleme gibi konularda çeşitli üretim araçlarını bir arada kul-lanarak hayvansal ürün yada sanayi hammaddesi üretimi için çeşitli bilim, teknoloji ve benzeri uygulamaların bütünüdür. Zootekni; “bilime uygun hayvan yetiştirme ve ıslahı bilgisi” ya da “hayvan yetiştirme bilim ve teknolojisi” şeklinde de özetlenebilir. Zootekni terimi “Çi�lik hayvanları birer ma-kinedir, tüketirler ve üretirler” şeklinde yorumlayan Fransız Bilim Adamı J. Baudement tarafından 1848 yılında “yaşayan makinelerin teknoloji bilimi” olarak tanımlanmıştır.

Sıra Sizde 2Genel olarak evciltme tüm türlerin vücut yapılarında bazı değişikliklere neden olmuştur. Evcilmenin türler üzerinde-ki etkilerini şu şekilde sıralamak mümkündür. Öncelikle türlerin vücut büyüklükleri azalmıştır. Daha küçük yapılı hale gelmişlerdir. Diş yapıları daha küçülmüş ve sayısal ola-rak da azalmıştır. Yabani formlarında daha güçlü boynuz-lara sahiplerken, evciltildiklerinde daha ince ve narin bir boynuz yapısına sahip oldukları görülmektedir. Hayvan-ların yabani formlarının daha büyük ve kalın boynuzlara sahip olmaları kendilerini koruma amaçlı kullanmaların-dan ileri gelmektedir. Evciltme ile birlikte kendilerini diğer yırtıcılardan korumalarına eskisi kadar gerek kalmamıştır. Evciltilen hayvanların davranışları da daha sakin bir yapıya dönüşmüştür.

Sıra Sizde 3Türler birbirlerinden sahip oldukları morfolojik ve fizyolojik karakterler ile ayrılabilirler. Morfolojik karakterler çevresel faktörlerden neredeyse hiç etkilenmeyen özellikler olup, göz-lem yoluyla ayırt edilebilirler.

Sıra Sizde 4Melezleme ile meydana getirilen popülasyonlarda oluşan ge-netik çeşitliliğin fazla olması, ortaya farklı tiplerde bireylerin çıkmasını sağlayarak istenen karakterlere sahip hayvanların seleksiyonuna imkan yaratmaktadır.

Sıra Sizde 5Ölçüm ya da tartımla tespit edilemezler, çevresel faktörler-den ya hiç etkilenmezler ya da çok az etkilenirler, az sayıda gen tarafından kontrol edilirler.

Page 49: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

2. Ünite - Başlıca Yetiştiricilik Tanımları 39

Yararlanılan KaynaklarAkçapınar, H. & Özbeyaz, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği

Temel Bilgileri. nkara ariyer atbaacılık td ti Arıtürk, E. (1983). Genel Zootekni. Ankara: Ankara Üniver-

sitesi Basımevi.Berry, A. (2001). Darwin ve Moleküler Devrim, Çev. A. Tu-

rak, Ankara: Bilim ve Teknik Dergisi.Demirsoy, A. (2000). Kalıtım ve Evrim, Ankara: Meteksan

Kaymakçı, M. (2007). Küreselleş(tir)me Sürecinde Zootek-ni Bilimi ve Eğitimi, 5.Ulusal Zootekni Bilim Kongresi, 05-08 Eylül 2007, VAN.

ahin, Y Hayvan Sistematiği, Ankara: Osmangazi Üniversitesi Yayınları.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (2009). Türkiye Evcil Hayvan Genetik Kay-nakları, Ankara.

Türkiye İstatistik Kurumu (2009). Tarım Hayvancılık İsta-tistikleri. 06 Mayıs 2011 tarihinde http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=46&ust_id=13 adresine erişildi.

Yalçın B.C. (1981). Genel Zootekni, İstanbul: İstanbul Üni-versitesi Veteriner Fakültesi Yayınları, Nazım Terzioğlu Matematik Araştırma Enstitüsü Baskı Atölyesi.

Yıldırım, C. (1993). Darwin, Ankara: Bilim ve Teknik Dergisi.

Page 50: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Sütçü ırk büyükbaş ve küçükbaş hayvanların genel özellikleriEtçi ırk büyükbaş ve küçükbaş hayvanların genel özellikleriTavuk ırkları ve hibrit genotiplerin genel özellikleriHindi, bıldırcın, devekuşu, ördek, kaz gibi kümes hayvanı ırklarının genel özellikleri Köpek ve at ırklarının genel özelliklerini açıklayabilecekbilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Hayvan Irkları ve Özellikleri

• GİRİŞ• ÜT ÜIRKHAYVANLARINGENEL

ELLİKLERİ• ET İIRKHAYVANLARINGENEL

ELLİKLERİ• TAVUKIRKLARIVEHİ RİTGEN Tİ LERİNGENEL ELLİKLERİ

• HİNDİVEDİĞERKÜME HAYVANIIRKLARININGENEL ELLİKLERİ

• K EKIRKLARININGENEL ELLİKLERİ• ATIRKLARININGENEL ELLİKLERİ• DÜNYADAVETÜRKİYE DEYAYGIN

AŞLICAHAYVANIRKLARININGENELELLİKLERİ

• üt üve t i rklar• üme Hayvanları• t

• ek• rk ellikleri

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 51: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

GİRİŞHayvan ırklarının dış görünüş ve verim özelliklerinin tanımlanması Zootekni biliminin kapsadığı en önemli konulardandır. Irk; bir tür içinde ortak özelliklere sahip olan ve bu özelliklerini kalıtsal yolla yavrularına geçiren hayvan grubuna denir.

Hayvanlar genel olarak verim yönüne göre değişik beden yapılarına sahiptirler. Dış görünüşe göre seleksiyon işlemlerinde de hayvanların bu verim yönü özelliklerini göster-meleri istenir. Etçi bir sığır ırkı ile sütçü bir sığır ırkının, etçi bir koyun ırkı ile sütçü bir koyun ırkının vücut yapısı aynı değildir. Vücut yapısındaki bu farklılık yanında bir tür içindeki ırkların verimlerle ilgili özellikleri, erken gelişme, mizaç ve diğer fizyolojik özel-likleri arasında da farklılıklar vardır.

Bu bölümde et, süt, yumurta gibi insan gıdası olarak tüketilen hayvansal proteinleri üreten çi�lik hayvanlarının genel ırk özellikleri ile Dünya’ da ve Türkiye’ de en fazla yetiş-tirilen bazı hayvan ırkları genel olarak anlatılacaktır.

SÜTÇÜ IRK HAYVANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

Sütçü Sığır Irklarının Genel ÖzellikleriHolstein (Siyah alaca, Holştayn), Jersey, Guernsey, Angler gibi ırklar sütçü sığırların en önemli bireyleridir. Süt verimi denilince ilk akla gelen sığır ırkı Holsteindir. Holstein sı-ğır ırkı tüm dünyada yaygın olarak yetiştirilmektedir. Türkiye’ de mevcut sığır varlığının yaklaşık yarısı Holstein ırkı ve melezlerinden oluşmaktadır. Bunun yanında Karadeniz bölgesinde Jersey sığır ırkı yaygınlık kazanmıştır.

Sütçü sığır ırkları arasında morfolojik (dış görünüş) ve fizyolojik (verim özellikleri) özellikler yönünden önemli farklılıklar vardır. Holstein sütçü sığır ırklarının en iri yapılısı iken, Jersey ırkı en küçük yapılısıdır. Sütçü hayvanlarda genel olarak bedenin genişlik ve derinliği arkaya doğru giderek artar. Baş asil, zarif, deri ince ve yumuşak, tüyler kısa ve parlaktır. Uzun ve belirgin süt damarları, büyük, yumuşak ve iyi şekillenmiş memeler iyi bir sütçülük kabiliyetinin göstergesidir.

Sütçü Koyun Irklarının Genel ÖzellikleriKoyun yetiştiriciliğinde önceleri yapağı verimi, sonraları yapağı ve et verimine önem verildiğinden süt verimi belirgin şekilde yüksek olan koyun ırkı sayısı dünya genelinde oldukça azdır. Koyunlarda süt verimi yönünden ırklar arasında ve bir ırkın bireyleri ara-sında önemli farklılıklar vardır. Günümüz dünya genelinde koyun yetiştiriciliğinin baş-lıca amacı kuzu eti üretimidir ve koyunlardan elde edilen kuzu sayısının ikiz-üçüz gibi mümkün olduğu kadar fazla olması arzulanmaktadır. İkiz kuzuların yeterli bir şekilde

Hayvan Irkları ve Özellikleri

Page 52: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni42

beslenebilmesi içinde süt veriminin yüksek olması oldukça önemlidir. Bunun yanında son zamanlarda koyun sütü ve ürünlerine olan talebin artması da koyun yetiştiriciliğinde süt verimini yeniden önemli hale gelmiştir.

Sütçü koyun ırkları genellikle aile işletmelerinde küçük sürüler halinde yetiştirilirler. Sakız koyun ırkı bunun en güzel örneğidir. Yine Türkiye’ ye özgü sütçü bir koyun ırkı olan İvesiler ise sürüler halinde yetiştirilirler. Sütçü, koyun ırklarının en genel özellikleri yük-sek süt verimleri yanında genelde döl verimlerinin de yüksek olmasıdır. Doğu Friz (Ost Friz) koyunu ise dünyaca ünlü önemli bir sütçü koyun ırkıdır.

Sütçü koyun ırkları genelde yüksek bacaklı, nisbeten ince kemik yapılı, kas gelişimi etçi ırklarda olduğu gibi iyi olmayan, genelde erken gelişen ve yıl boyu üreme isteği göste-ren, süt verimleri yanında döl verimleri de yüksek hayvanlardır.

Sütçü Keçi Irklarının Genel ÖzellikleriSüt tipi keçiler erken gelişme yeteneğine sahiptirler, oğlak verimleri yüksektir. İkiz doğum normal olup, üçüz, dördüz doğumlar ile sıkça karşılaşılır. Canlı ağırlıkları ile karşılaştı-rıldığında süt verimleri daha yüksektir. Bir sağım döneminde ağırlıklarının çok üstünde süt verebilirler. Bakım ve yönetimleri oldukça kolaydır ve diğer çi�lik hayvanlarına göre hastalık ve parazitlere karşı daha dayanıklıdırlar. Sütçü keçi ırklarının bütün dünyada en tanınmışı Saanen keçi ırkıdır.

Genel olarak süt tipi keçilerin adaptasyon yetenekleri yüksektir. Aşağı yukarı her türlü iklimde verim yetenekleri iyidir.

Sütçü keçi ırkları genelde kısa tüylü, iri hayvanlardır. Ön göğüs iyi gelişmiştir. Sırt ve bel geniş, hafif ve asildir.

ETÇİ IRK HAYVANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

Etçi Sığır Irklarının Genel ÖzellikleriEtçi sığır ırkları et verimi yönünde geliştirilmiş, canlı ağırlık kazançları ve yemden yarar-lanma yetenekleri iyi, karkas randımanları ile değerli et oranları sütçü ve kombine verimli ırklara göre daha yüksektir. Süt verimleri ancak yavrularına yetecek kadardır. Genelde yeterli ve yıl boyu yeşil tutulabilen mera imkanlarına sahip İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya gibi ülkelerde en fazla yetiştirilirler.

Yerli hayvanlarımız içinde doğrudan etçi bir sığır ırkımız yoktur. Aberden Angus ya da kısaca Angus, Hereford, Limousine, Charollais gibi ırklar bütün dünyada kabul görmüş et ırkı sığırların en önemli bireyleridir. Geçmişte Türkiye’ ye getirilse de fazlaca yayıl-ma alanı bulamamışlardır. Son yıllarda bir miktar damızlık olmak üzere besi ve kasaplık

Resim 3.1

Sütçü ırk koyunlardan İvesi ırkı (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt.ve Uyg.Merkezi)

Page 53: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 43

amaçlı etçi ırk sığırlar Türkiye’ ye getirilmiştir. Kaliteli ve yeter miktarda mera olmaması, yıl boyu meraların yeşil tutulamaması Türkiye’ de et ırkı sığır yetiştiriciliğinin önündeki en büyük engeldir. Çünkü kaliteli ve ucuz yem temin edilemezse damızlık materyalin yem maliyetleri de besiye alınacak yavrularının et maliyeti üzerine yansıyacağından maliyetler artacak ve rekabet etme şansı azalacaktır. Bundan dolayı Türkiye’ de az miktardaki bu ithalat dışında genel olarak kırmızı et ihtiyacı sütçü ırk sığırların erkekleri besiye alınarak karşılanmaktadır.

Türkiye’ de et ırkı sığır yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasında en büyük engelin ne/neler oldu-ğunu düşünüyorsunuz?

Etçi Koyun Irklarının Genel ÖzellikleriEtçi ırk koyunlar denince İngiliz etçi koyun ırkları akla gelir. Kısa yapağılı ve siyah başlı, uzun yapağılı ve beyaz başlı ile dağ koyunları olmak üzere üç gruba ayrılan bu koyun ırk-ları dünyanın değişik bölgelerine götürülmüşler ve hem saf olarak yetiştirilmişler, hem de melezleme ile yeni etçi tip koyun ırklarının geliştirilmesinde kullanılmışlardır. Bunların en önemli verimleri et olup, döl verimleri de yüksektir. Süt verimleri ise ancak yavrularına yetecek kadardır. İngiliz etçi koyun ırkları dışında Ile De France, Su�olk, Alman Siyah ve Beyaz Başlı Koyun ırkı ve Texel dünyaca meşhur olan etçi koyun ırklarından bazılarıdır.

Etçi ırk koyunlarda vücudun ön, orta ve arka bölümleri yaklaşık olarak birbirine eşit-tir. Vücut genişliği ve derinliği belirgindir. Vücut köşeleri yuvarlaklaşmış dikdörtgene veya fıçıya benzer. Vücut derinliği ile bacak yüksekliği birbirine yakındır.

Etçi ırk koyunlarda morfolojik yani dış görünüş olarak yeter genişlik ve derinlikte dol-gun bir vücut, kısa ve geniş bir baş, kısa ve kalın bir boyun, geniş ve derin bir göğüs, dışa doğru kıvrılmış kaburgalar, geniş ve kuvvetli bir sırt, geniş ve kalın bir bel, uzun ve dolgun bir but, geniş ve etli bacaklar, iyi ve sağlam bir kemik yapısı, düz ve yere yakın ayaklar gözlenir.

Etçi ırk koyunlarda fizyolojik yani verim özelliği olarak ise; damızlık erkeklerinde iyi besi kabiliyeti, iyi yemden yararlanma, iyi et tutma, etçilik kabiliyeti ve et kalitesi yüksek olma, damızlık dişilerde; yüksek döl tutma ve anaç koyun başına bir doğumda fazla sayıda kuzu, düşük kuzu ölümü, her mevsim üreme isteği gösterme özelliği, kuzularında; erken gelişme, yüksek canlı ağırlık artışı, iyi yemden yararlanma, iyi karkas kalitesi, sert ve kötü şartlara dayanıklılık, ağıl ve padok tipi koyunculuğa elverişli olma gibi özellikler aranır.

Etçi Keçi Irklarının Genel ÖzellikleriBu grubun en önemli bireyi Boer keçi ırkıdır. Et kaliteleri yüksektir. Döl-yavru verimleri yüksek olup, süt verimi orta düzeydedir. Sütü ancak doğacak yavrularını besleyecek ka-dardır. Yavrularında canlı ağırlık kazancı ve yemden yararlanma yetenekleri yüksektir. Yıl boyu üreme isteği gösterdiklerinden iki yılda üç yavru alma, yılda iki yavrulatma uygula-nabilir. Genel olarak adaptasyon kabiliyetleri iyi olsa da rutubetli bölgelere adapte olmada güçlük çekilebilir.

Damızlık hayvan seçiminde etçi ırk koyunlarda ne gibi dış görünüş yani morfolojik özellik-lere dikkat edersiniz?

TAVUK IRKLARI VE HİBRİT GENOTİPLERİN GENEL ÖZELLİKLERİDünya’ da ve Türkiye’ de 1980’ li yıllara kadar yumurta üretimi Hacıkadın, Denizli gibi lokal tavuk ırkları ya da Leghorn, New Hampshire gibi kültür ırkı saf tavuk ırklarından, tavuk eti üretimi bu ırk tavukların erkeklerinden elde edilirken, günümüzde bu alanda etçi ve yumur-

1

2

Page 54: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni44

tacı hibrit tavuklar kullanılmaktadır. Tavukçuluğun modern ve entansif olarak yapıldığı ülke ve bölgelerde tavuk eti ve yumurta üretiminde lokal ve saf kültür ırkı tavukların yerini genetik mühendisliği ve ıslah teknikleri yardımı ile geliştirilen yüksek verimli bu ticari hibrit tavuklar almıştır. Hibrit tavuklar yıllarca süren ıslah çalışmaları ile saf tavuk ırkları ile saf tavuk ırkları arasından geliştirilen soy ve hatlar arası yapılan birleştirmeler ile elde edilmiş-lerdir. Etçi ve yumurtacı hibritlerin verim performansları arasında bir takım farklılıklar olsa da genelde verim özellikleri birbirine benzemektedir. Buna göre yetiştiricilikte kullanılan tavuklar lokal ve saf tavuk ırkları ile etçi ve yumurtacı hibritler şeklinde incelenmektedir. Türkiye’ de üretimde kullanılan hibrit hayvanların anne ve babaları damızlık olarak yurt dışından getirilmekte, bunlardan elde edilen döllü yumurtalar kuluçka edildikten sonra üre-tilen hibrit civcivler piliç eti ve yumurta üretiminde kullanılmaktadır. Tavuk IrklarıModern ve entansif tavukçuluğun yapıldığı ülkelerde lokal ya da saf kültür ırkı tavuklar; yüksek verimli hibrit hayvanların elde edilmesinde ebeveyn hattı olarak kullanılırken, ge-lişmesi geri kalmış ülke ve bölgelerde ise doğrudan yumurta ve tavuk eti üretimi amacı ile kullanılmaktadırlar.

Bu tavuk ırkları, genetik, renk, ağırlık, deri rengi, genel görünüş, bacak tüylenmesi, ibik şekli gibi fiziksel özellikler bakımından birbirinden farklı özellikler göstermektedirler. Et ve-rim yönlü ırklar daha ağır olup, yumurta verimleri daha düşüktür. Yumurtacı ırkların ise et verim yönlü ve kombine verimli ırklara göre canlı ağırlıkları daha düşüktür. Bundan dolayı yaşama payı yem tüketimleri daha azdır. Yumurtacı ırkların yumurta verimleri etçi ve kom-bine verim yönlülere göre daha yüksektir. Lokal ya da saf kültür ırkı tavukların yumurta ve et verimleri ile ekonomik verimlilikleri hibrit hayvanlardan önemli düzeyde daha düşüktür.

Saf tavuk ırkları coğrafi dağılıma göre; Amerika, Asya, İngiliz ve Akdeniz ırkları, ve-rim yönlerine göre; yumurta ırkları, et ırkları, yumurta ve et verim yönü kombine ırklar ve süs ırkları, beden ağırlıklarına göre; hafif, orta ve ağır ırklar olarak değişik şekillerde sını�andırılabilir.

Yumurtacı saf ırk tavukların et verim yönlü ırklardan farklılıkları hakkında neler düşünü-yorsunuz?

Ancona, Leghorn, Minorka, Australop, New Hampshire, Plymouth Rock, Rhode Is-land Red, Brahma, Cochin, Cornish, Dorking, Orpington, Sussex kültür ırkı hayvanların Dünya genelindeki önemli temsilcileridir. Leghorn tavuk ırkı dünyaca meşhur olan iyi bir beyaz yumurtacı saf tavuk ırkıdır ve hemen hemen bütün beyaz yumurtacı hibrit ta-vukların geliştirilmesinde ıslah işletmeleri tarafından anaç ırk olarak kullanılmıştır. New Hampshire, Rhode Island Red gibi ırklar kombine verim yönlü, kahverengi yumurtacı ya da etçi hibritlerin geliştirilmesinde yaygın olarak kullanılan saf kültür ırkı tavuklardır. Cornish, Susex ve Brahma gibi ırklar et verim yönlü saf ırklar olup, genelde et verim yön-lü hibritlerin geliştirilmesinde anaç ırk olarak kullanılmışlardır. Denizli, Gerze ve Sultan tavuk ırkları ise yerli saf ırklarımız olup, günümüzde sayıca oldukça azalmışlardır. Yerli tavuk ırklarımız Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yerli gen kaynağı olarak koruma altına alınmış olup, saf olarak korunmaya çalışılmaktadır.

Etlik Piliç Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel ÖzellikleriTavuk eti üretimi amacıyla kısa sürede, daha az yem tüketimi ile daha fazla ve ekonomik canlı ağırlık kazanan, yüksek yaşama gücüne sahip hibrit genotiplerin geliştirilmesine önem verilmiştir. Bu hayvanlarda yumurta verimi ön planda olmayıp, pratikte yumurta

Entansif: Yatırım, sermaye, teknoloji kullanımı gerektiren, teknik ve ekonomik verimliliğin ön planda olduğu planlı bir üretim şeklidir.Soy: Saf tavuk ırklarının uzun süre değişik coğrafi bölgelerde yetiştirilmesi ile elde edilen yeni hayvan grubuna denir.Hat: Saf tavuk ırklarının kendi içinde uzun süre akrabalı yetiştirilmesi ile elde edilen yeni hayvan grubuna denir.

3

Hibrit: Genetik yapı olarak birbirinden farklı ebeveyn tavuk ırk, soy ve hatların kendi aralarında birleştirilmeleri ile elde edilen, yüksek verimli, ancak bu üstün özelliklerini yavrularına geçiremeyen hayvan grubuna denir.

Page 55: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 45

verme yaşına kadar bakılıp büyütülmeleri de ekonomik değildir. Renkli tüylerin yeterince temizlenemeyip karkas üzerinde kalması ve tüy yolmadaki kolaylık nedeni ile etçi hibrit-ler genelde beyaz tüy rengine sahiptir. Son zamanlarda özellikle doğal ya da köy tavuğu üretimi amacı ile renkli tüye sahip hibritler geliştirilse de fazla yaygınlaşmamıştır. Bu ge-notipler genelde geliştirildiği ticari firmanın ismi ya da ticari firma tarafından belirlenen isimler ile tanınmaktadırlar. Hangi firma tarafından geliştirilirse geliştirilsin verim özel-likleri birbirine yakın olan bu hibritler arasında çok az farklılıklar bulunmaktadır. Genel olarak tamamı bir örnek yapıya sahip olan bu hibritler 38-40 günlük yaşta 2.0-2.2 kg. canlı ağırlığa ulaşmakta, bu süreçte bir kg canlı ağırlık kazancı için 1.75-1.80 kg yem tüketmek-tedirler. Oldukça kısa bir zamanda kesim ağırlığına ulaşan bu hibritler yüksek bir yaşama gücüne sahip olup, büyütme dönemi süresince yaşama gücü yaklaşık %95 civarındadır ve %5’ e kadar olan ölümler normal kabul edilmektedir. Doğal ya da organik etlik piliç üreti-minde kullanılan yavaş gelişen hatlar ise 72-80 günlük yaşta kesilmektedirler.

Piliç eti üretimi amacıyla geliştirilmiş hibrit hayvanlarda hangi verim özellikleri üzerinde durulmuştur. Etlik piliçlerin neden beyaz tüylü olarak geliştirildiğini düşünüyorsunuz?

Yumurta Üretiminde Kullanılan Hibritlerin Genel ÖzellikleriGünümüzde ana ve babaları yurtdışından ithal edilen, beyaz ve kahverengi yumurta üre-timine dönük çok sayıda yumurtacı hibrit tavuk bulunmaktadır. Bunlar genel olarak bir örnek yapıda, lokal ya da kültür ırklarına göre daha küçük yapıda, daha çok sayıda yu-murta veren, yumurta kalitesi daha iyi, yemden yararlanma yeteneği daha gelişmiş (birim yumurta üretimi için daha az yem tüketen ya da bir kg yem tüketimi ile daha fazla sayıda yumurta üreten) tavuklardır.

Uluslararası ticari firmalar tarafından geliştirilen bu hibritlerin ana ve babaları yu-murta ya da civciv olarak yurtdışından Türkiye’ ye de getirilmektedir. Bunlardan elde edi-len döllü yumurtalar kuluçka edilerek üretilen kullanma melezi hibrit hayvanlar işletme-lerce satın alınarak yumurta üretiminde kullanılmaktadır. Yeterince yaygınlaşmamış olsa da T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ na bağlı araştırma enstitülerinde uzun süre devam eden ıslah çalışmalarından sonra geliştirilmiş yerli yumurtacı hibrit tavuk ırkları mevcuttur.

Beyaz Yumurtacı HibritlerGenel olarak beyaz yumurtacı hibritler balta ibikli beyaz Leghorn tavuk ırkının ileri dü-zeyde akrabalı yetiştirilmesi yoluyla geliştirilmiş soy ve hatlar arası melezlemeler yoluyla elde edilmişlerdir. Günümüzde beyaz kabuklu yumurta üretiminde kullanılan yumurtacı hibrit tavuklarda az ya da çok beyaz Leghorn geni bulunmaktadır.

Karkas: Kasaplık hayvanlar kesilip, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda deri ve iç organlar, kanatlı hayvanlarda tüyler ve iç organlar alındıktan sonra bütün olarak geriye kalan kemikli et.

Resim 3.2

Hibrit genotip etlik piliçler (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt.ve Uyg.Merkezi)

4

Page 56: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni46

Beyaz yumurta üreten bu hibritlerin tüy renkleri de beyazdır. Kahverengi yumurta-cılar ile karşılaştırıldıklarında yılda yumurta verimleri daha fazla olup, 300 âdetin üzerin-dedir. Canlı ağırlıkları daha düşük olduğu için kahverengi yumurta ile karşılaştırıldı-ğında beyaz yumurta üretimi için tüketilen yem tüketimi de daha azdır. Kahverengi yu-murtacılara göre yumurtalarının kabuk kali-teleri daha düşük olup, yumurtaları kaynatma esnasında çatlayabildiğinden haşlanmış rafa-dan yumurta amaçlı çokca tercih edilmezler. Günde yem tüketimleri 100-120 g. olup, bir kg yem tüketimi ile 7-8 adet yumurta üretil-mesi normal kabul edilir.

Kahverengi Yumurtacı HibritlerRhode Island Red, New Hampshire gibi kahverengi yumurtacı saf kültür ırkı tavuklar ve bunların soy ve hatlarından geliştirilmiş yüksek verim yeteneğine sahip hibrit tavuklardır. Kahverengi tüylüdürler ve kahverengi yumurta üretirler. Beyaz yumurtacılara göre canlı ağırlıkları daha yüksek, yumurta verimleri bir miktar daha az, tavuk başına ve ürettikle-ri yumurta başına yem tüketimleri daha yüksektir. Yumurtaları daha iri, kabukları daha sağlam ve kalındır. Özellikle free-range gibi serbest dolaşımlı gezinti-otlama sistemine sahip barındırma sistemleri ile ızgara-altlık ve derin altlık sistemi barınaklarda kahveren-gi yumurtacı tavukların yetiştirilmesi daha uygundur. Bu hibritlerin tavuk başına yılda yumurta sayıları üçyüz adetin üzerinde olup, tavuk başına günlük yem tüketimleri beyaz yumurtacı hibritlerden biraz daha fazla, bir kg yem tüketimi ile üretilen yumurta sayısı beyaz yumurtacılara göre bir miktar daha düşüktür.

Beyaz yumurtacılar ile karşılaştırıldığında kahverengi yumurtacı hibrit tavukların başlıca farklılıklarının neler olduğunu düşünüyorsunuz?

HİNDİ VE DİĞER KÜMES HAYVANI IRKLARININGENEL ÖZELLİKLERİTürkiye’de ve genel olarak Dünya’da insan gıdası olarak tüketilen ve yetiştirilen kümes hayvanı tavuktur. Tavuktan sonra entansif olarak en fazla yetiştirilen kümes hayvanı ise hindidir. Bunların dışında aile tipi ya da modern entansif yetiştiricilikte bıldırcın, kaz, ördek, keklik, sülün ve devekuşu en fazla yetiştirilen kümes hayvanlarıdır.

Hindi yetiştiriciliğinin başlıca amacı et üretimi iken, bıldırcın hem et, hem yumurta, ördek, kaz, keklik ve sülün eti için, devekuşu ise hem eti hem de derisi için yetiştirilmektedir.

Türkiye’ de hindi eti üretimi tıpkı piliç eti üretiminde olduğu gibi modern ve entansif bir tarzda yapılmaktadır. Devekuşu ve az sayıda yumurta üretimine dönük bıldırcın işlet-mesi yanında, kaz, ördek, keklik ve sülün yetiştiriciliği daha çok aile işletmeciliği tarzında ya da amatörce küçük kapasitelerle yapılmaktadır.

Hindi IrklarıHindi eti üretimi genelde yılbaşına dönük mera besiciliği şeklinde yapılırken, günümüzde etlik piliçlerde olduğu gibi yüksek verimli kullanma melezi hibrit hindilerin geliştirilmesi ile yılboyu modern ve entansif bir tarzda yapılmaktadır. Türkiye’ de önceleri hindi eti üre-

Resim 3.3Beyaz yumurtacı hibrit genotip tavuk ve horoz (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt.ve Uyg.Merkezi).

5

Page 57: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 47

timinde Amerikan Bronz hindi gibi saf hindi ırkları kullanılırken, günümüzde tıpkı ileri ülkelerde olduğu gibi hibrit hindiler kullanılmaktadır.

Hibrit hindiler beyaz tüylü olup, erkek dişi bir arada yetiştirilip et üretimi için ke-silmektedirler. Hibrit hindiler de etlik piliçler gibi beyaz tüylüdürler. Yaklaşık dört aylık sürede 8-10 kg kadar canlı ağırlığa ulaşırlar. Ancak tüketici talebine bağlı olarak daha düşük canlı ağırlıkta kesime giden beyaz hibrit hindiler de mevcuttur. Hibrit hindilerin tükettikleri yemi ete dönüştürme yetenekleri de saf ırk hindilere göre daha yüksektir.

Dünya genelinde Beyaz Hollanda hindisi, Geniş Göğüslü Bronz hindi, Geniş Göğüslü Beyaz hindi, Küçük Beyaz Beltswille hindisi ve Beyaz Nicholas hindisi yaygın olarak yetiş-tirilmektedir. Geniş göğüslü Bronz hindi hindi ırkları içinde canlı ağırlığı en yüksek olan ırktır. Göğüs kısmının geniş ve etli olması nedeniyle dünya genelinde yaygın olarak yetişti-rilmektedir. Beyaz hindiler renkli olanlara göre güneş ışınlarının olumsuz etkilerinden daha az etkilenirler. Beyaz renkli ve geniş göğüslü ağır hindilerden olan Beyaz Nicholas Hindisi hibrit bir hindi olup, ticari olarak et üretimi amacıyla geniş ölçüde kullanılmaktadır.

Bıldırcın IrklarıDünya genelinde en fazla yayılmış olan bıldırcın ırkı Coturnix familyasındaki bıldırcın-lardır. Bu familyadaki Japon bıldırcını (Coturnix coturnix Japonica) en yaygın olanıdır. Türkiye’ de icari olarak en fazla yetiştirilen bıldırcındır. Bu familyanın bir başka üyesi Pharaoh bıldırcını (Coturnix coturnix Pharaoh) Japon bıldırcınından sonra en fazla ye-tiştirilen bıldırcınlardır. Her ikisi de yumurta verim yönlüdür. Erkeklerinden de et elde edilir. Ergin canlı ağırlıkları altı-yedi ha�alık yaşta 150-160 g kadardır. Dişiler erkeklerden daha ağırdır. Üç ha�alık yaştan sonra göğüsteki tüy renklerinin farklılığına göre cinsiyet ayırımı rahatlıkla yapılabilir. Yumurtaları siyah-beyaz benekli görünümlü olup, 9-15 g ağırlıktadır. Yumurtalarının iç zarı tavuk yumurtasına göre daha kalındır. Yabanıl formda saf ırk hayvanlar oldukları için hem damızlık hem de üretim hayvanı olarak değerlendiri-lebilirler. But ve göğüs eti oranları ya da et-kemik oranları piliçler kadar yüksek değildir.

Yumurtadan ziyade et üretimi amacıyla yetiştirilen bir diğer bıldırcın familyası Bobw-hite familyasıdır. Ticari amaçla en fazla yetiştirilen Adi Bobwhite bıldırcınıdır ve bunlar Coturnix familyasındaki bıldırcınlardan daha iridirler. Bu iki familyanın dışında Califor-nia ve Dağ bıldırcını familyaları en yaygın olan bıldırcınlardır.

Bıldırcınlar biyolojik verimlilikleri oldukça yüksek olan hayvanlardır. Coturnix famil-yasına ait bıldırcınlar kuluçkadan çıktıktan sonra en fazla iki ay içinde yumurtlamaya baş-larlarken, erkekler de eti için kesilebilirler. Buna bağlı olarak biyolojik verimliliği yanında ekonomik verimliliği de oldukça yüksektir. Tek sorun pazarlama sorunudur. Hem eti hem yumurtası doyumluk değil tadımlık özel bir gıda gibi işlem görmektedir. Talep azlığı pa-zarın büyümesini engellemektedir. Pazarlama sorununun çözülmesi durumunda bıldırcın yetiştiriciliği ekonomik verimliliği en yüksek yatırım kollarından birisidir.

Ördek IrklarıGenel olarak ördek tüm dünyada eti için yetiştirilmektedir. Et üretimine dönük olarak dünya genelinde en fazla yetiştirilen ırk Pekin ördeği olup, canlı ağırlığı daha düşüktür. Üreme yeteneği ve yumurta verimi daha yüksektir, buna bağlı olarak ekonomik verimliliği daha yüksektir. Türkiye’ de lokal ve yerli ördek ırkları yanında son yıllarda et üretimine dönük olarak Pekin ördeği yetiştiriciliği giderek gelişmektedir.

Aylesbury Amerika Birleşik Devletleri’ nde geliştirilmiş beyaz tüylü, 4.1-4.5 kg ergin canlı ağırlığa sahip bir ırktır. Pennine ırkı ördekler Aylesbury ile karşılaştırıldığında kar-kas yani et verimi ile yumurta verimi daha yüksektir. Bu ırkların yanında yumurta ve et verimine dönük olarak modern hibrit ördek hatları da geliştirilmiştir.

Page 58: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni48

Kaz IrklarıDünya genelinde genel olarak kaz yetiştiriciliği çok yaygın olmadığından bu alanda ıslah ve verimlilik açısından çok az ilerleme olmuştur. Türkiye’ de kaz yetiştiriciliği aile işletmeciliği tarzında en yoğun olarak Kars ilinde yapılmaktadır. Genel olarak üretimde kullanılan ırklar ise lokal ve yerli ırklardır. Örneğin Isparta ilinde yapılan bir çalışmada bölgede yaygın olarak yetiştirilen yerli ya da lokal kaz ırklarının Ala kaz, Kara kaz, Şam kaz, Tülü ve Beyaz kaz olduk-ları belirlenmiştir.

Avrupa’ da ise en fazla yetiştirilen ırklardan birisi İngiliz grisi ve İngiliz beyazı kaz ırkları olup, yıllık yumurta verimleri 30-80 arasında, ergin canlı ağırlıkları 7-9 kg arasında değişmek-tedir. İtalyan Romanola ve Fransız Beyazı (Inra) kazları da bu iki ülkede ve diğer bazı ülkelerde yetiştirilmekte olup, Türkiye’ ye de getirilmişlerdir.

Devekuşu IrklarıGünümüzde yaygın olarak yetiştirilen başlıca 3 devekuşu ırkı vardır. Bunlar kırmızı, siyah ve mavi boyunlu devekuşlarıdır.

Kırmızı boyunlu devekuşları; Kuzey afrika veya Massai devekuşu olarak tanınmakta olup, et üretimleri fazladır, ancak yönetimi güç ve yumurta verimleri daha azdır. Ergin canlı ağırlık-ları 125-135 kg. dır. Anavatanı Tanzanya ve Kenya’dır. Boynun alt yarısından başlayıp gövdeye kadar uzanan beyaz halka erkekler için çok tipiktir. Üreme sezonunda erkeklerin bacak ve bo-yun derilerinin parlak pembe kırmızıya dönmesi dışında bacak ve kanat derileri krem beyazı renktedir.

Siyah boyunlu devekuşları; Kırmızı ve mavi boyunlu devekuşlarının melezleme ve seleksi-yonu ile elde edilmiştir. Afrika siyahı olarak bilinir. Tüy kalitesi diğer devekuşlarına göre daha iyi olup, optimal kalitede et, tüy ve deri üretimine sahiptirler. Adaptasyon kabiliyeti çok iyi olan bu devekuşu ırkı oldukça sakindir.

Mavi boyunlu devekuşları; Guerney ya da Damara devekuşu olarak tanınmıştır. Ergin canlı ağırlığı 110-115 kg olup en küçük ve gösterişli devekuşudur. Kırmızı ve siyah boyunlu deve-kuşları arası özelliklere sahiptirler. Çevresel koşullara daha hassas olsa da oldukça iyi yöneti-lirler. Boyun, kanat ve bacakları mavi-gri renktedir. Ergin erkekler kanatlarında beyaz tüylerin yer aldığı siyah iken, dişilerin tüy rengi açık griden koyu griye kadar değişir. Çevre koşullarına karşı diğer devekuşlarına göre daha hassastırlar.

Devekuşu ırkları ve yetiştiriciliği ile ilgili daha fazla bilgiyi Metin PETEK’in Devekuşu-El Kitabı (Ankara:Medisan Yayınevi, 2003) isimli kitabında bulabilirsiniz.

Sülün IrklarıDünya üzerinde yetiştirilen sülünler genelde yüksek arazi dağ sülünleri ve alçak arazi sülünle-ri olarak iki ana grupta sını�andırılmaktadır. Bu ana gruplarda Gökkuşağı sülünleri, Orman tavukları, Gallo sülünler, Kapüşonlu sülünler, Tragopan sülünleri, Kan sülünleri gibi bir çok sülün yer almakta olup, bir çoğunun nesli tükenmek üzeredir. Entansif olarak sülün yetişti-riciliğinin başlıca amacı et üretimi olup, bu amaç için en fazla yetiştirilen sülün de Phasianus ailesinde yer alan halkalı sülünlerdir (Phasianus colchicus).

Türkiye’ de en fazla entansif olarak ticari amaca dönük yetiştirilen Halkalı sülünlerdir. Hal-kalı sülünlerde erkeklerin baş ve boyunları mavi-yeşil renkli, boyunlarında beyaz bir halka bu-lunmaktadır. Morumsu kırmızı renkli, kanatlar büyükçe sarı ve siyah renktedir. Dişiler tepeleri siyah renkli kahverengi boyun tüylerine sahiptirler. Siyahımsı-kahverenklidirler. Karın soluk kahve-renklidir. Ortalama olarak yılda 40-50 adet yumurta verebilirler.

Sülün ırkları ile ilgili detaylı bilgiyi Kemal KIRIKÇI’ nın Doğanın Gizemli Kuşları Sülünler (Ankara:Dörtrenk Yayın Tanıtım, 2012) isimli kitabında bulabilirsiniz.

Page 59: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 49

Keklik IrklarıDünya genelinde çoğu nesli tükenmekte olan 40-45 keklik türü bulunmaktadır. Bunların en çok bilinenleri Kınalı keklik, Kaya veya Taş kekliği, Kırmızı ayaklı keklik, Berberi kek-liği, Çil keklik ve Kum kekliğidir.

Kınalı keklik Türkiye’ nin yerli bir hayvanı olup, en fazla tanınanlardandır. Gözlerinin üzerinden başlayıp boyunlarının alt tarafında birleşen kravat benzeri bir bant en önemli özellikleridir. Gaga, ayaklar ve ergin hayvanların ayak parmakları kırmızı renktedir. Er-kekler 550-600 g canlı ağırlıktadır.

Kaya veya Taş kekliği av ve et amaçlı yetiştiriciliğe en uygun kekliktir. Ege ve Marmara bölgesinde yaygınlık kazanmıştır. Kınalı kekliğe çok benzer. Yan tarafındaki siyah-beyaz ve kahverengi şeritler daha ince, sık ve karışıktır. Gerdanı çevreleyen kolye daha geniştir.

Türkiye’de ve Dünya’da tavuktan sonra en fazla yetiştirilen kanatlı hayvan türü ve yetiştiril-me amacı hakkında neler düşünüyorsunuz?

KÖPEK IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİDünya genelinde dörtyüzden fazla köpek ırkı bulunmaktadır. Ancak bu ırklardan 137 tanesi Amerikan Köpek Kulübü tarafından, 167 tanesi İngiliz Köpek Kulübü tarafından ırk standartlarına göre tanımlanmıştır. Amerikan Köpek Kulübü köpek ırklarını spor kö-pekleri, av köpekleri, çalışan köpekler, terrierler, oyun köpekleri, sportif olmayan köpekler ve sürü köpekleri olmak üzere 7 sını�a tanımlamışken, İngiliz Köpek Kulübü köpek ırk-larını bekçi köpekleri, iz süren (koklayarak) av köpekleri, gözle izleyen av köpekleri, silah köpekleri, kuzey köpekleri, sürü köpekleri, terrierler ve rehber (arkadaş) köpekler olarak 8 sınıfa ayırmıştır. Bu sını�andırmaların dışında vücut yapılarına göre köpek ırkları min-yatür, orta ve iri yapılı ırklar olmak üzere 3 sını�a incelenmektedir.

Spor KöpekleriSpor köpekleri asırlardır yüksek araziler ile su ve bataklıklarda yer alan kuşların avlanma-sında insanların en büyük yardımcıları olmuştur. En büyük özellikleri keskin koku alma duyularıdır. Bu gruptaki köpeklerin hemen hepsi pointerler, setterler, retrieverler ve spa-nieller olmak üzere gruplara ayrılırlar ve bunların başlıcaları; Alman Kısa Tüylü Pointer, Labrador Retriever, Golden Retriever, İrlanda Setteri gibi ırklardır.

Av KöpekleriBu gruptaki köpekler görünüşleri, büyüklükleri ve avcılık yeteneklerine göre birbirlerin-den ayrılırlar. Av köpekleri spor köpeklerinde olduğu gibi aynı tarzda avlama yapmazlar. Toprağı koklayarak veya avını uzun mesafelerden izleyerek takip ederler. Bu nedenle bu grup köpekler avını gözle izleyenler ve koklayarak takip edenler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Beagle, Basenji koklayarak avını takip edenlere, Afgan tazısı ve Saluki izleyerek avını takip edenlere örnek ırklardır.

Çalışan KöpeklerÇalışan köpekler köpek ırkları arasında en sosyal, en sadık ve en fazla yanlış anlaşılan kö-pek ırklarıdır. Çalışan köpekler bekçi köpeği olarak, zanlıların yakalanmasında, körler için rehber olarak kullanılmaktadır. Bu köpeklerin doğal hali oldukça soğuk yapılı olmaları ve uyumak için karda dahi derin çukurlar kazmalarıdır. Bu nedenle pet hayvan olarak bakılmak istendiğinde bu doğal davranışlarından vazgeçirmek için epeyce uğraşmak ge-rekmektedir. Boxer, Doberman Pinscher, Masti�, Rotweiler, Saint Bernard, Samoyed ve Siberian Husky bu grup köpeklerin başlıcalarıdır.

6

Page 60: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni50

TerrierlerBu grup köpekler arasında büyüklük, vücut şekli ve vücut örtüsüne göre farklılıklar bulunmak-tadır. Bütün terrierler avcıdır. Pek çoğu sinirli ve kavgacıdır. Amerikan Köpek Kulübüne kayıtlı olan 25 Terrierden çoğu günümüzde pet ya da gösteri köpeği olarak değerlendirilmektedir. Ter-rierlerin büyük çoğunluğu kısa bacaklı, uzun vücutlu, minyatür ya da orta irilikte hayvanlardır. Border Terrier, Minyatür Bull Terrier, Minyatür Schnauzer bu grup köpeklerin başlıcalarıdır.

Oyun KöpekleriÇok küçük vücut yapısına sahiptirler. Ancak birbirlerinden oldukça farklı görünüştedirler. Bütün oyun köpekleri oldukça sevimli köpeklerdir. Hemen hepsi büyük bir ilgi ve sevgi isterler. Genelde kendilerini ailenin bir bireyi, hatta bebeği, olarak kabul ederler ve kendilerini unutturmak iste -mezler. Malteze, Yorkshire Terrier, Pekineeze bu grup köpeklerin başlıcalarıdır.

Sportif Olmayan KöpeklerBu grup köpeklerin hemen hiçbiri birbirleri ile ortak özelliklere sahip değildir. Mükemmel bir arkadaş, iyi bir oyuncu, dost ve bazen oldukça inatçıdırlar. Chow chow, Dalmatian, Buldog, Tibe-tian Terrier bu grup köpeklerin başlıcalarıdır.

Sürü Köpekleri Sürü köpeklerinin çoğunluğu aynı zamanda çalışan köpekler grubunda yer alır. Çünkü bu grup köpeklerin çoğunluğu bekçi köpeği, kızak köpeği hatta bazen av köpeği olarak kullanılmaktadır. Asıl görevleri sürüleri kurt, ayı gibi yırtıcılara ve yabancılara karşı korumaktır. Sürü köpekleri grubunda 15 ırk yer almaktadır. Mükemmel bir sürü yönetme yeteneğine sahiptirler. Her tür insan ve iklime kolaylıkla alışabilirler. Mükemmel bir görme ve izleme, işitme kabiliyeti ve yük-sek zekaya sahiptirler. Belçika Malinois, Collie, Alman Çoban Köpeği, Türk Çoban Köpekleri bu grubun başlıcalarıdır.

AT IRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİİnsanoğlunun en eski dostlarından birisi atlardır. Özellikle Türk kültüründe atın önemli bir yeri vardır. Asya ve Avrupa arasında yaşanan büyük göçlere bağlı olarak atlar geniş bir yayılma alanı bulmuş, aynı zamanda çok değişik at ırkları ortaya çıkmıştır. Günümüzde at denince iş hayvanın-dan ziyade yarışlar ön plana gelmekte ve yarış atları önem kazanmaktadır. Hangi amaçlı olursa olsun atlar genel olarak soğukkanlı ve sıcakkanlı at ırkları olarak iki grupta incelenmektedir. Bu-nun dışında her ülkenin yerli at ırkları mevcuttur.Sayıları giderek azalsa da Türkiye’ de de azım-sanmayacak sayıda yerli atlar bulunmaktadır.

Atlar genel olarak soğukkanlı ve sıcakkanlı ırklar olarak iki gurupta incelenir. Burada sıcak ve soğukkanlılık hayvanın daha çok mizacı ile ilgili olup, dış görünüş olarak sıcakkanlı ve soğuk-kanlı at ırkları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır.

Soğukkanlı At IrklarıBu gruptaki atlar genelde çok iri ve ağır, kasları fazlaca gelişmiş olup, sakin ve ağır hareketli-dirler. Beden yapısı kaba ve kalın görünüşte, kemikler kalın, baş ve gözler küçük, boyun kısa, omuzlar kuvvetli, sağrı iyi gelişmiştir. Sağrı Ha�inger ırkında olduğu gibi oluklu ya da çi� sağrı şeklindedir.

Soğukkanlı atlar daha çok iş hayvanıdırlar, ağır çekim işlerinde kullanılırlar. Günümüzde makineleşmenin bir sonucu olarak iş hayvanları önemini kaybetmiş olduğundan ancak geri kal-mış ülke ve bölgelerde bağda, bahçede, taşımacılıkta kullanılmakta ya da gelişmiş ülkelerde gen kaynağı olarak muhafaza edilmektedirler. Sıcakkanlı at ırklarına göre daha erken yaşta gelişirler. Ha�inger atı bu grubun en önemli örneklerindendir.

Page 61: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 51

Sıcakkanlı At IrklarıDaha hafif ve ince vücut yapısına sahiptirler. Süratli ve canlı yürüyüşlü, kıllar kısa, spor, hafif çekim ve taşıma işlerinde kullanılan at ırklarıdır. Soğukkanlı ırklara göre daha geç gelişirler. Sıcak ve ılıman iklim bölgelerinde çok yaygındırlar. Yarış dünyasının en önemli iki atı olan Arap ve İngiliz atları sıcakkanlı at ırklarının en önemli örneklerindendir.

Yerli At IrklarıYüzyıllardır özellikle göçebe yaşımın bir sonucu olarak göçler ve buna bağlı hayvan hareket-leri, kontrolsüz birleştirmeler gibi nedenlerden dolayı Türkiye’ deki yerli at ırkları çok de-ğişik özellikler gösterirler. Bu nedenle morfolojik ve fizyolojik ırk özelliklerini tanımlamak oldukça güçtür ve bunları ırk yerine yerli at tipleri olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Türkiye’ de karşılaşılan yerli at tipleri Anadolu, Çukurova, Uzunyayla at tipleri ile Midilli-lerdir. Bunlar daha çok küçük ve yerden yapılı, Anadolunun şartlarına uyum sağlamış, daha çok bağda, bahçede iş hayvanı olarak kullanılan atlardır.

At ırklarının sıcak ve soğukkanlı olarak sını�andırılmasının nedeninin neler olabileceğini dü-şünüyorsunuz?

DÜNYADA VE TÜRKİYE’ DE YAYGIN BAŞLICA HAYVANIRKLARININ GENEL ÖZELLİKLERİDünya genelinde çi�lik hayvanı olarak kullanılan yüzlerce, binlerce hayvan ırkı mevcuttur. Bu bölümde en yaygın olanları ve özellikle Türkiye’ de yetiştirilenlerin genel özellklerinden bahsedilecektir.

Holstein Sığır Irkı (Siyah Alaca, Holştayn)Bütün dünyaya yayılmış önemli bir sütçü sığır ırkıdır. Siyah ve beyaz tüy renklerinden do-layı siyah-beyaz alaca ya da sadece alaca diye tanınır. Türkiye sığır varlığının yaklaşık yarısı Holstein ırkı ve melezlerinden oluşmaktadır. En önemli verimi süt olup, aynı zamanda et verimi de ön planda olan etçi-sütçü Holsteinler de geliştirilmiştir. Ancak en yaygın olanı sütçü tip Holsteinlerdir. Yıllık olarak yaklaşık 300 günde 15 ton süt veren (günde 50-60 litre) hayvanlar oldukça yaygındır. Ancak süt verimi yükseldikçe mastitis gibi meme hastalıkla-rı, ayak problemleri ve üreme problemleri gibi rahatsızlıklar arttığından günümüzde sığır yetiştiriciliğinde çok yüksek süt verimi yerine sütü daha düşük ama problemi de olmayan hayvanlar istenmektedir. Türkiye’ de kırmızı et üretiminin önemli bir bölümü sütçü ırk olan bu hayvanların erkeklerinden elde edilmektedir. Et ırkı sığır yetiştiriciliğinin yaygın olduğu ülkelerde ise bu ırkın erkeklerinin et üretiminde ekonomik bir önemi yoktur.

7

Resim 3.4Holstein (siyah-alaca, holştayn) sığır ırkı (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi)

Page 62: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni52

Aberdeen Angus Sığır Irkıİskoçya orijinli olan bu ırk et ırkı sığır yetiştiriciliğinin yaygın olduğu birçok ülkede ye-tiştirilmektedir. Etinin özel bir müşteri kitlesi olup, Amerika Birleşik devletleri, İngiltere gibi ülkelerde diğer kırmızı etlerin yanında Angus eti olarak ayrıca satılmaktadır. Son yıllarda damızlık ve besi amaçlı Angus ırkı Türkiye’ ye de kırmızı et açığının kapatılması amacıyla getirilmiştir. Ancak Angus gibi et ırkı sığır yetiştiriciliği yapılan ülkeler oldukça geniş ve sürekli yeşil tutulabilen meraları olan ülkelerdir. Türkiye’ de ise mera oldukça ye-tersiz olup, mevcut olanları da kalitesiz ve yıl boyu yeşil tutulamamaktadır. Bundan dolayı damızlık saf Angus ya da bir başka et ırkı yetiştiriciliğinde kaliteli ve ucuz yem kaynağı olarak mera yok ise damızlık hayvanların yem masra�arı da et maliyetine ekleneceğinden işletme yönetiminde çok dikkatli olunmalıdır.

Angus ırkının değişik çevre koşullarına adaptasyon kabiliyeti oldukça iyidir. Vücudu örten kıllar tamamen siyahtır. Baş küçük, alın geniş, boynuz yoktur. Bacak kemikleri kısa, beside canlı ağırlık kazancı, aldığı yemi ete dönüştürme kabiliyeti ve karkas randımanı yüksektir. Kas li�eri arasında yağın dağılımı mermerleşme şeklinde olduğundan et kalitesi yüksektir.

Kıvırcık Koyun IrkıTrakya başta olmak üzere Marmara bölgesinin başlıca koyun ırkıdır. Aynı zamanda bal-kan ülkelerinde Tsigai ve Güney Rusya’ da yetiştirilen Çigaya ırkı koyunlar ile akraba ol-duğu kabul edilmektedir. Sütçü koyun ırkları hariç, Türkiye’ nin diğer koyun ırklarına göre süt verimi fazla olmakla birlikte en önemli özelliği etinin kalitesidir. Kuyrukta yağ toplanmaz, et li�eri arasında dağılır. Bu özellik etin lezzetini artırıp, yumuşacık yapar. Kıvırcık koyun ırkı Doğu Friz, Alman Siyah Başlı gibi ithal koyun ırkları ile melezlenerek, yeni koyun tiplerinin geliştirilmesi çalışmalarında kullanılmıştır.

Merinos Koyun IrkıBütün dünyada ince, yumuşak ve bir örnek yapağı veren koyun ırkı denince ilk akla gelen ve ince yapağılı koyun ırklarının en önemlisi olarak tanınan bir ırktır. Dünyada koyun-culuğun geliştirilmesine en fazla katkı sağlayan ırklardan birisidir. Anavatanı İspanya’ dır. İspanya’ daki merinosların çok değişik tipler göstermesi ve değişik iklimsel koşulları olan ülkelere götürülmesi yeni ve farklı merinos tiplerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Merinosların çuha yapağısı veren merinoslar ve tarak yapağısı veren merinoslar olmak üzere değişik tipleri vardır. Kuzu eti üretiminin ön plana çıkması ile yapağı et tipi meri-noslar geliştirilmiştir. Türkiye’ de Kıvırcık ve Akkaraman ırkı koyunlar ile Alman et me-rinosları melezlenmiş ve Karacabey ile orta Anadolu merinosları ya da Türk Merinosları geliştirilmiştir.

Resim 3.5

Kıvırcık koyun ırkı (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi).

Page 63: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 53

Saanen Keçi Irkıİsviçre’ den köken almış ve bütün dünyaya yayılmış en önemli sütçü keçi ırklarından birisidir. Türkiye’ ye de zaman zaman getirilmiştir. Keçi sütü ve bundan yapılan ürünlerin değerinin anla-şılması ile son yıllarda Türkiye’ de modern ve büyük kapasiteli Saanen keçi çi�likleri kurulmuştur.

Saanen keçi ırkının çevreye adaptasyon kabiliyeti oldukça iyi olup, götürüldükleri ülkelerde saf olarak yetiştirilmeleri yanında, yerli ırklarla melezleme çalışmalarında da kullanılmışlardır. Beyaz tüylü olan bu keçi ırkının Türkiye’ de de yerli ırklar ile melezle-me çalışmaları yapılmış, ancak ırk sabitleştirme çalışmaları tamamlanmadığından bir ırk olarak tanımlanmamıştır.

Erken gelişirler. Döl ve süt verimleri oldukça yüksektir. Yıl boyu üreme isteği gösterip yaklaşık 300 gün sağılabilirler. İkiz doğumların yanında üçüz ve dördüz doğumlara sıkça rastlanır. Özellikle başkaca bir gelir kaynağı olmayan küçük aile tipi işletmeler ile tarıma elverişli olmayan bölgeler için Saanen süt keçi yetiştiriciliği iyi bir gelir kaynağıdır. Bunun yanında süt ürünleri ve dondurma sanayine dönük olarak modern ve entansif üretimde alternatif bir hayvansal üretim faaliyeti olarak düşünülebilir.

Kıl KeçisiDaha çok Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilen Türkiye’ ye özgü bir keçi ırkıdır. Türkiye keçi varlığının büyük bir çoğunluğunu oluşturur. Oldukça da-yanıklı ve kanaatkar bir hayvan olup, iri vücutlu, et verimi iyi ve yağsız, süt verimi orta düzeyde olup, oldukça yüksek süt verenlere de rastlanır.

Leghorn Tavuk IrkıAdını İtalya’ daki bir kasabadan alan, beyaz renkli yumurta veren, ibik ve tüy rengine göre çok sayıda çeşidi bulunan yumurtacı saf bir kültür ırkı tavuktur. Bütün dünyada yaygın ünlü bir yumurtacı tavuktur. Dünya genelinde birçok yumurtacı hat ve soyun geliştiril-mesinde kullanılmıştır. Beyaz yumurta veren yumurtacı hibrit tavuklarda az ya da çok Leghorn etkisi bulunmaktadır.

Denizli Tavuk IrkıDenizli ili ve komşu illerde yetiştirilen, oldukça uzun ve güzel ötüşü ile ünlenmiş yerli bir tavuk ırkıdır. Sayıca oldukça azalmış olup, Ulusal yerli gen kaynaklarını koruma pro-jesi kapsamında koruma altına alınmıştır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinde ve Denizli ilinde az sayıdaki saf yetiştirilmiş örnekleri mevcuttur.

Resim 3.6

Dünyanın en önemli sütçü keçi ırklarından Saanen keçisi (U.Ü.Veteriner Fak. Uyg. ve Araşt. Merkezi).

Page 64: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni54

Yumurta ve et verimleri hibrit tavuklar kadar yüksek olmadığından ekonomik önemleri gi-derek azalmıştır. Denizli tavuk ırkında erken ve geç tüylenme genleri bulunduğundan tüyle-rin gelişim hızına göre cinsiyet ayırımına imkan sağlayan hibritlerin geliştirilmesi amacıyla kullanılabilirler.

Türk Çoban KöpekleriTürk Çoban Köpekleri adı altında üç köpek ırkından bahsetmek mümkündür. Bunlar; Akbaş Köpeği, Kangal ya da Karabaş Köpeği ve Kars Köpeğidir. Akbaş Köpeği adını beyaz baş renginden alan ve yerleşim bölgesi ile fenotipik dış görünümü bakımından Kangal köpeğinden belirgin biçimde ayrılan bir köpek ırkıdır. Kangal yada Karabaş köpeği ise Sivas ilinin Kangal yöresinden adını almıştır. Her ne kadar Kangal için Karabaş ifadesi de özellikle yurtdışında kullanılmaktaysa da Kangal adı daha doğru olacaktır. Genelde Amerikan ve İngiliz Köpek Kulübü kayıtlarında ve çoğu yabancı kaynakta Türk Çoban Köpekleri; Akbaş ve Anadolu Çoban Köpeği olarak yer almaktadır. Kars köpeği ise uluslar arası köpek kulüpleri tarafından saf bir ırk olarak tanınmamaktadır.

Akbaş KöpeğiTürkiye’ ye özgü bir ırk olup, sürü köpeği olarak müthiş yetenekleri bulunmaktadır. Bu özelliği hem Türkiye’ de hem de Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere yurtdışında bilinmektedir.

Vücut büyüklüğü, formu ve işlevleri bakımından Avrupa beyaz sürü koruma köpekleri-ne büyük benzerlik göstermektedir. Hatta bazı araştırmacılar bu ırkların atası olarak Akbaş köpeğini kabul etmektedirler. Cesaretli ve uyanık bir sürü koruma köpeğidir. Sahibine ve tüm aile bireylerine son derece sadık, sakin ve sevecendir. Yabancılara karşı her zaman şüp-hecidir. Genel mizacı gereği doğada bağımsız hareket etmeyi tercih etse de temel ve ihtisas eğitimine cevap verme yeteneği vardır. Akbaş köpeği çabuk öğrenir ama çabuk sıkılır, bu nedenle itaat eğitimi vermek oldukça güçtür. Bu köpeklerde en başta aranan fonksiyonel özellik ait olduğu sürüyü dış etkenlere karşı korumaktır.

Akbaş ırkı köpeklerin en iyi örneklerini Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Kütahya’ yı içine alan geniş bir bölgede bulmak mümkündür. Son zamanlarda yetiştiriciliğinin özel ve kamu-ya ait çi�liklerde artması ile Türkiye’ nin değişik bölgelerine yayılmıştır.

Süt beyazı beden rengine sahip olup, ergin dönemde canlı ağırlık erkeklerde 40-58 kg, dişilerde 32-47 kg arasında, cidago yüksekliği erkeklerde 70-75 cm, dişilerde 67-77 cm ara-sında değişmektedir.

Genel görünüm itibarıyla vücudu örten kılları beyaz olan Akbaşların uzun ve kısa tüy-lü olarak iki varyetesi bulunmaktadır. Uzun tüylü olanlar soğuk iklim bölgeleri, kısa tüylü olanlar ise sıcak iklim bölgelerinde daha yaygındır. Kangal köpeği ile karşılaştırıldığında daha estetik olan Akbaşlar, aynı zamanda daha da çeviktir. Son derece şüpheci olup, sahibi ve aile bireylerinden başka herkese karşı “zarar verici olabilir” gözüyle bakarlar.

Kangal KöpeğiTürkiye’ nin en tanınmış köpek ırkı olup, yurtdışında Karabaş, Anadolu Çoban Köpeği ola-rak da tanınmaktadır. Kangal köpekleri ırka özgü karakteristik özellikleri ve sürü koruma konusunda gösterdiği üstün başarısı ile Türk kültürünün dünyaya tanıtılmasında önemli bir yere sahiptir. Irk özelliklerini en iyi gösteren Kangal köpekleri daha çok Sivas başta olmak üzere Orta Anadolu’ nun yüksek ovalık arazilerde bulunmaktadır. Sivas ve çevresinde yetiş-tirilen Kangal köpekleri ırk karakterlerini yansıtması bakımından daha homojen bir yapıya sahiptirler. Kangal köpeği iri cüssesi, cesareti, Mastif tip görünümü, büyük bir baş üzerinde bulunan siyah bir maskesi, sarı renkli postu ve karakteristik geriye doğru kıvrık helezoni kuyruk yapısı ile ünlüdür.

Page 65: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 55

Kangal köpeğinin kuyruğu kıvrımlı, yukarı doğru kalkık ve halka biçimindedir. Kök kısmı kalın, uç kısmı çok ince olmayan bu kuyruk gövde renginden biraz daha koyudur. Kuyruğun halka şeklinde, kök ve üst kısmının siyah kırçıllı, en uç kısmının ise beyaz ya da siyah olması iyi özellik sayılır. Beyaz ve benekli vücut rengi, yüzde belirgin biçimde siyah maskenin olmayışı, helezonik kuyruk tutma özelliğinin olmayışı, çenenin çok kısa olması ile ürkek ve çekingen davranışlar bu ırkta istenmeyen özelliklerdir.

Yüzün burun kısmından alına doğru az veya çok karalığı Kangal ırkının belirleyici özelliğidir. Kangallarda kafa iri, alın kısmı geniş ve yüksek, çene kalın ve güçlü, dişler çok iridir. Gövde kirli beyaz, bazen gri bazen de açık kahverengi kırçıllıdır. Ön ayak parmak-ları dört adet olup kalın ve küt tırnaklıdır. Tabandaki tırnaksız olan beşinci yassı parmak topuk görevi yapar. Bazılarında, ayak pençesinin üzerinde de bir tırnak bulunabilir. Bu tırnak arka ayaklarda çi� olabilmektedir. Bedeni kısa ve sık tüylerle kaplı olup bozdan çelik rengine kadar farklılık gösterir. Göğüste beyaz bir madalyon bulunabilir.

Kars Çoban Köpeği Ka�as dağ köpeğine çok benzeyen bir sürü koruma köpeğidir. Türkiye’nin Kuzey-Do-ğusuna özgü, temel işlevi sürü korumak olan, güçlü, iyi bir vücut yapısına sahip, dikkatli bir köpektir. Kars, Artvin, Ardahan, Ağrı, Iğdır ve civarı yaygın olarak bulunduğu illerdir. Kars köpeğinin bu illerde bulunan yerli ırklar ile Ka�as dağ köpeğinin melezlemesi sonu-cu ortaya çıktığı bildirilmektedir.

Kars Köpeğinde bütün renkler ve renk kombinasyonları görülebilir. Postu genellikle uzun kıllardan oluşur. Boyun bölgesindeki kıllar yele görünümündedir. Bol kıllı, uzun ve genellikle ayaklara kadar uzanan kuyruğu sakin iken ucu kıvrımlı ve aşağıdadır.

Baş oldukça büyük, geniş ve iridir. Kuyruk uzun tüylü, iri ve yukarıya doğru kıvrımlı-dır. Bacakları kuvvetli, iri pençeli ve güçlüdür.

Çok iyi koruyucu özelliğe sahip ve uyumludur; düşmana karşı hırçındır, pençe vurma özelliği vardır. Çenesi kuvvetlidir. Akıllı ve zeki, koruma içgüdüsü gelişmiştir. Soğuk ve çevre şartlarına karşı adaptasyonu kuvvetlidir.

Türk TazısıTürkiye’nin özellikle Güney Bölgelerinde bulunan, çok uzun zamandan beri tavşan av-lamak amacıyla yetiştirilen, diğer çoban Köpekleri ile Anadolu‘nun kültürüne yerleşmiş köpek ırklarından biridir. Türk tazısı görerek avlanan tazı grubuna mensuptur.

Oldukça keskin bir göze ve koklama duyusuna sahiptir. Gözleri parlak ve kahve renk-lidir. Vücut örtüsünün rengi oldukça farklı ve vücut ölçüsü çok ince, soğuğa karşı direnci düşük, baş yapısı ince, uzun narin bir ırktır. Türk Tazısı’nın ayakları uzun, tüyleri kısa, kuyruğu ince ve tüysüz, boyun uzun, göğüs derin ve karnı çekiktir. Türk tazıları, ince bir bele, derin bir göğüse, küçük bir kafaya, uzun bacaklara ve kuyruğa sahiptir. Bu köpekler çok hızlı hayvanlar olup, avını gördüğünde yakalamaması mümkün değil gibidir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Kanuni Sultan Süleyman’ın avlarında Türk tazısını kullandığı bildirilmektedir.

ÇatalburunPointer ırkı köpeklere çok benzediğinden, Türk Pointer’i olarak literatüre alınması için çalışmalar devam etmektedir. Tarsus ve civar köylerde uzun yıllardır av köpeği olarak bes-lenmektedir. Sayılarının bugün itibarıyla 200 kadar olduğu tahmin edilmektedir. Munis, sevecen ve itaatkar bir köpektir. Sahiplerinin sözünden çıkmaz, efendilikleri ile bilinmek-tedir. Tam ortadan ikiye bölünmüş gibi duran burunları ile meşhurdurlar. Bu yüzden de onlara “çatalburun” denilmektedir. Kontrolsüz ve bilinçsiz bir şekilde yapılan birleştirme-

Page 66: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni56

ler sonucunda çok sayıda farklı varyetesi oluşmuş olan Çatalburun köpeğinin ırk ıslahı ile ilgili olarak, literatür ve bilimsel kaynak araştırmaları ve gen etütleri üzerine yapılan bir çalışma ile Türkiye’deki orijinale en yakın örnekleri tespit edilerek bir damızlık kolonisi oluşturulmaya çalışıldığı bildirilmektedir.

Alman Çoban KöpeğiAlmanya’dan köken almış dünyaca tanınan önemli bir köpek ırkıdır. Irk standartları belirlenmiş köpek ırkları arasında sayıca en fazla olan köpek ırkıdır. Halk arasında Kurt köpeği, Alman Kurt Köpeği, Alsation gibi isimlerle de tanınmaktadır. Çoban Köpekleri gurubunun önemli bir üyesi olmasına rağmen pratik hayatta çok değişik amaçlar için kullanılmaktadır.

İyi bir sürü köpeği olması yanında, körler için rehber köpek, bekçi köpeği ve iyi bir polis köpeğidir. Emniyet kuvvetleri tarafından arama kurtarma, iz takip, narkotik köpeği olarak başarı ile eğitilip kullanılmaktadır. Cesareti ve sürüyü ani tehlikelerden koruma yeteneği üstündür. Bindokuzyüzlü yıllarda ırk olarak tanınmış, koruma amaçlı görevleri yanında günümüzde özürlülere refakat, arama ve kurtarma amaçlı geniş ölçü-de kullanılmaktadır.

Page 67: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 57

Özet Sütçü ırk büyükbaş ve küçükbaş hayvanların genel

özellikleri Sütçü ırk hayvanlar genel olarak etçi ırklara göre daha

narin bir bedene sahip olup, bedenin genişlik ve derin-liği arkaya doğru giderek artar. Baş asil, zarif, deri ince ve yumuşak, tüyler kısa ve parlaktır. Uzun ve belirgin süt damarları, büyük, yumuşak ve iyi şekillenmiş me-meler iyi bir sütçülük kabiliyetinin göstergesidir.

Etçi ırk büyükbaş ve küçükbaş hayvanların genel özellikleri

Etçi sığır ırkları et verimi yönünde geliştirilmiş, can-lı ağırlık kazançları, yemden yararlanma yetenekleri, karkas randırmanları ile değerli et oranları sütçü ve kombine verimli ırklara göre daha yüksektir. Süt ve-rimleri ancak yavrularına yetecek kadardır.

Tavuk ırkları ve hibrit genotiplerin genel özellikleri Tavuk ırkları lokal veya yerli tavuk ırkları, kültür ırkı

tavuk ırkları ve hibrit tavuklar olarak sını�andırılabilir. Tavukçuluğun entansif olarak yapıldığı ülkelerde yük-sek verim yeteneği yönünde geliştirilmiş kullanma me-lezi hibrit tavuklar kullanılmaktadır. Bu hibrit tavuklar-dan döl alma yoluna gidilmeyip, ebeveyn işletmelerden temin edilirler. Ticari üretim yönlü bu hayvanlar etlik piliç sürüler ile beyaz ve kahverengi yumurtacı sürüler olarak sını�andırılır. Et verim yönlü hibritler hızlı geli-şen, canlı ağırlık kazancı, yemden yararlanma ve yaşa-ma gücü yüksek, iri ve ağır hayvanlardır. Kahverengi yumurtacı hibritler orta ağırlıkta olup, beyaz yumurta-cılar ile karşılaştırıldığında yumurtaları daha iri, kabuk kalitesi daha iyi ve kalın kabuklu, canlı ağırlıkları daha yüksek, yem tüketimleri daha fazla ve yumurta verim-leri biraz daha düşüktür.

Hindi, bıldırcın, devekuşu, ördek, kaz gibi kümes hayvanı ırklarının genel özellikleri

Tavuk dışında diğer kümes hayvanlarından hindi ye-tiştiriciliği et üretimi için bütün dünyada yaygın ola-rak yapılmaktadır. Hindi eti de tıpkı etlik piliçlerde olduğu gibi yaygın olarak bu amaç için geliştirilmiş hibrit genotip hayvanlar ile üretilmektedir. Hindi dışında kümes hayvanı olarak yetiştirilen bıldırcın, devekuşu, ördek, kaz, sülün ve keklik gibi kanatlı hayvanların yetiştiriciliği oldukça sınırlı olup, bazı ülke ve bölgelerde daha yoğun olarak yapılmaktadır. Alternatif kümes hayvanları diyebileceğimiz bu ye-

tiştiricilik kollarında saf ırk hayvanlar kullanılmakta olup, aynı hayvandan hem anaç yani damızlık hem de üretim hayvanı olarak yararlanılabilmektedir. Bu yetiştiricilik kollarının yaygınlaştığı ölçüde hindide olduğu gibi birim alanda daha yüksek verimlilik için çalışmalar yüksek verimli hayvan ırkları ya da hibrit hayvanların geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşacaktır.

Köpek ve at ırklarının genel özellikleri Köpekler en önce evcilleştirilen hayvan ırkı olma-

sına ve atlar da insanlar ile oldukça uzun zamandır birlikte yaşamasına rağmen bu iki tür üzerinde ya-pılan çalışma sayısı oldukça azdır. Son yıllarda atlar yarış hayvanı olarak önem kazanmıştır. Köpeklerin saf ırk olarak sayıca önemli düzeyde azaldığının fark edilmesi ile köpek ırklarının korunması büyük önem kazanmıştır. Dünya genelinde dörtyüzden fazla köpek ırkı mevcut olup, bunlar Amerikan ve İngiliz Köpek Kulubü standartlarına göre yedi veya sekiz sını�a değerlendirilmektedir. Türkiye’ye özgü köpek ırkları bu sını�andırmada Anadolu Çoban Köpeği ve Akbaş Köpeği olarak tanınmakta, Kangal, Türk Tazısı gibi köpek ırklarının saf olarak korunması ve bu standart-larda yer alması için çalışmalar devam etmektedir. At ırkları genel olarak sıcakkanlı, soğukkanlı ve yerli at ırkları olarak üç bölümde sını�andırılmaktadır. Atlar teknolojinin gelişmesi ile iş hayvanı olarak önemini kaybetmiş, bundan dolayı da iş hayvanı olarak kulla-nılan ırklardan çok yarış atı olarak kullanılan Arap ve İngiliz ırklarının saf olarak korunması ve yetiştiricili-ği giderek artan bir önemde devam etmektedir.

1

2

3

4

5

Page 68: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni58

Kendimizi Sınayalım1. Sütçü keçi ırklarının dünyaca en tanınmışı hangisidir?

a. Holştaynb. Boz ırkc. Saanend. Kıvırcıke. Leghorn

2. Türkiye’de kırmızı et üretimi yaygın olarak hangi hay-vanlardan sağlanır?

a. Etçi ırk sığırlardanb. Sütçü ırk sığırların erkeklerinden c. Etçi ırk sığırlardan d. Sütçü ırk koyun ve keçilerin erkeklerinden e. Yurtdışından ithalat yoluyla

3. Dünya genelinde etçi ırk keçilerin en önemli bireyi hangisidir?a. Boerb. Saanenc. Kilis keçisid. Kıl keçisie. Togenburg keçisi

4. Tavukçuluğun modern ve entansif olarak yapıldığı ülkelerde yumurta ve piliç eti üretimi hangi hayvanlardan sağlanmaktadır?

a. Lokal ırklarb. Saf kültür ırklarıc. Yerli ırklard. Hibrit genotip tavuklare. Melez soy ve hatlar

5. Yarış dünyasının iki önemli at ırkı Arap ve İngiliz ırkları hangi grupta yer almaktadır?

a. Soğuk kanlı at ırklarıb. Ilık kanlı at ırklarıc. Yerli at ırklarıd. Lokal at ırklarıe. Sıcak kanlı at ırkları

6. Kangal ve Akbaş ırkı köpekler hangi ırk gurubunda yer almaktadır?

a. Spor köpeklerib. Av köpekleric. Sürü Köpeklerid. Terrierlere. Çalışan köpekler

7. Denizli tavuk ırkının modern ve entansif üretimde önemi ne olabilir?

a. Uzun ve güzel ötüşlerib. Yumurta verimleric. Et verimlerid. Güzel renkli tüylerie. Yavaş ve hızlı tüylenme genlerine sahip olmaları

8. Tavuk dışında hangi kümes hayvanları yetiştiriciliğinde yüksek verimli hibrit genotip hayvanlar kullanılmaktadır?

a. Hindib. Bıldırcınc. Keklikd. Sülüne. Devekuşu

9. Angus sığır ırkının başlıca verim yönü nedir?a. Sütb. Etc. Süt yönü ağırlıklı süt-et kombined. Et yönü ağırlıklı et-süt kombinee. Deri ve sakatat

10. Etlik piliç üreiminde kullanılan hibritler neden beyaz tüylü olarak geliştirilmişlerdir?

a. Tüketici tercihib. Beyaz tüylülerin geliştirilmesi daha kolay olduğu içinc. Daha temiz ve güzel görünmesi içind. Renkli tüyler kolay yolunmayıp karkas üzerinde kal-

dığındane. Üreticinin zevk ve tercihi

Page 69: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

3. Ünite - Hayvan Irkları ve Özellikleri 59

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı1. c Yanıtınız yanlış ise “Sütçü Irk Keçilerin Genel Özellikleri”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.2. b Yanıtınız yanlış ise “Etçi Irk Sığırların Genel Özellikleri”

konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. a Yanıtınız yanlış ise “Etçi Keçi Irklarının Genel Özellikleri”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.4. d Yanıtınız yanlış ise “Tavuk Irkları ve Hibrit Genotip-

lerin Genel Özellikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

5. e Yanıtınız yanlış ise “At Irklarının Genel Özellikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

6. c Yanıtınız yanlış ise “Köpek Irklarının Genel Özellikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

7. e Yanıtınız yanlış ise “Dünyada ve Türkiye’de Yaygın Baş-lıca Hayvan Irklarının Genel Özellikleri” konusunu ye-niden gözden geçiriniz.

8. a Yanıtınız yanlış ise “Hindi ve Diğer Kümes Hayvanı Irklarının Genel Özellikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

9. b Yanıtınız yanlış ise “Dünyada ve Türkiye’de Yaygın Baş-lıca Hayvan Irklarının Genel Özellikleri” konusunu ye-niden gözden geçiriniz.

10. d Yanıtınız yanlış ise “Etlik Piliç Üretiminde Kullanı-lan Hibritlerin Genel özellikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Sıra Sizde Yanıt AnahtarıSıra Sizde 1 Kaliteli ve yeter miktarda yıl boyu meraların yeşil tutulama-ması Türkiye’ de et ırkı sığır yetiştiriciliğinin önündeki en büyük engeldir. Çünkü kaliteli ve ucuz yem temin edilemez-se damızlık materyalin yem maliyetleri de besiye alınacak yavrularının et maliyeti üzerine yansıyacağından maliyetler artacak ve rekabet etme şansı azalacaktır.

Sıra Sizde 2Etçi ırk koyunlarda vücudun ön, orta ve arka bölümleri yaklaşık olarak birbirine eşittir. Vücut genişliği ve derinliği belirgindir. Vücut köşeleri yuvarlaklaşmış dikdörtgene veya fıçıya benzer. Vücut derinliği ile bacak yüksekliği birbirine yakındır. Etçi ırk koyunlar morfolojik olarak yeter genişlik ve derinlikte dolgun bir vücut, kısa ve geniş bir baş, kısa ve ka-lın bir boyun, geniş ve derin bir göğüs, dışa doğru kıvrılmış kaburgalar, geniş ve kuvvetli bir sırt, geniş ve kalın bir bel, uzun ve dolgun bir but, geniş ve etli bacaklar, iyi ve sağlam bir kemik yapısı, düz ve yere yakın ayaklara sahip olmalıdır.

Sıra Sizde 3 Yumurtacı ırklar et verim yönlü ve kombine verimli ırklara göre daha hafif olup, bundan dolayı yaşama payı yem tüke-timleri daha az, yumurta verimleri ise daha fazladır.

Sıra Sizde 4 Etlik piliç eti üretimi amacıyla kısa sürede, daha az yem tü-ketimi ile daha fazla ve ekonomik canlı ağırlık kazanan, yük-sek yaşama gücüne sahip hibrit genotiplerin geliştirilmesine önem verilmiştir. Bu hayvanlarda yumurta verimi ön planda olmayıp, pratikte yumurta verme yaşına kadar bakılıp bü-yütülmeleri de ekonomik değildir. Renkli tüylerin yeterince temizlenemeyip karkas üzerinde kalması ve tüy yolmadaki kolaylık nedeni ile etçi hibritler genelde beyaz tüy rengine sahiptir.

Sıra Sizde 5Beyaz yumurtacılara göre kahverengi yumurtacılarda canlı ağırlıkları daha yüksek, yumurta verimleri bir miktar daha az, tavuk başına ve ürettikleri yumurta başına yem tüketim-leri daha yüksektir. Yumurtaları daha iri ve kabukları daha sağlam ve kalındır. Özellikler free-range gibi serbest dola-şımlı gezinti-otlama sistemine sahip barındırma sistemle-rinde kahverengi yumurtacı tavukların yetiştirilmesi daha uygundur.

Sıra sizde 6Türkiye’ de ve Dünya’ da tavuktan sonra en fazla yetiştiri-len tür hindidir. Tıpkı etlik piliçlerde olduğu gibi modern ve entansif bir tarzda et üretimine dönük olarak yapılmaktadır.

Sıra sizde 7Atlarda sıcak ve soğukkanlılık hayvanın daha çok mizacı ile ilgili olup, dış görünüş olarak sıcak ve soğuk kanlı at ırkları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır.

Page 70: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni60

Yararlanılan KaynaklarAkçapınar, H., Özbeyaz, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği Te-

mel Bilgileri, Ankara: Kariyer Matbaacılık Ltd.Şti.Alpan, O. (1992). Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği, Ankara:

Medisan Yayınevi.Arıdoğan, M.K. (2002). Isparta ili ekstansif kaz yetiştirici-

liğinin incelenmesi. S.D.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yük-sek Lisans Tezi, Isparta.

Arpacık, R. (1994). At Yetiştiriciliği, Ankara:Şahin Matbaası.Balcı, F., Petek, M., Başpınar, H., Oğan, M. (2003). Farklı

genotipten yumurtacı tavukların eşdeğer çevre koşullarında karşılaştırmalı verim özellikleri, İ. Ü. Vet.Fak. Derg., 29 (1), 9-20.

Çetin, O., Kırıkçı, K. (2000). Alternatif Kanatlı Yetiştiricili-ği Sülün – Keklik, Konya: S.Ü.Vakfı yayınları.

Kartay, D. (2011). Türk çoban Köpeği Akbaş, İzmir:Tibyan yay.matb.

Kaymakçı, M., Sönmez, R. (1992). Koyun Yetiştiriciliği, İs-tanbul: Hasad yayıncılık no:3.

Kırıkçı K (2012) Doğanın Gizemli Kuşları Sülünler. Dörtrenk Yayın Tanıtım Matbaacılık Ltd.Şti., Ankara.

Petek, M. (1999). Bursa il merkezine yakın çevre yumurtacı işletmelerde farklı genotiplerin üretim parametreleri ve ekonomik verimlilik, U.Ü.Vet.Fak.Derg., 18 (1-2):65-77.

Petek, M. (1999). Bursa il merkezine yakın çevre broyler iş-letmelerinde farklı genotiplerin üretim parametreleri ve ekonomik verimlilik, Lalahan Hayv. Araşt. Enst. Derg., 39 (1) : 61-72.

Petek, .M, Balcı, F., Başpınar, H., Oğan, M., Dikmen, S. (2000). Bir ticari tavuk sürüsünde bacak uzunluğunun bazı yumurta verim özellikleri üzerine etkileri, Uludağ Üniv. Vet.Fak.Derg. 19:129-134.

Petek, M. (2003). Devekuşu-El Kitabı, Ankara: Medisan yayınları.

Petek, M. (2011). Küçük Hayvan Yetiştiriciliği Öğrenci Ders Notları. Uludağ Üniv. Vet. Fak. Bursa.

Petek, M., Dinçel D (2011) Çatalburun Köpekleri. Türkiye Köpek ırkları çalıştayı. İ.Ü. Köpek psikolojisi ve Eğitimi Kulübü, 21 Mart, Istanbul.

Özcan, M. (1995). Küçükbaş Hayvan Yetiştirme, Adana: Ç.Ü.Ziraat Fakültesi yayınları no:11.

Özhan, M. (1992). Büyükbaş Hayvan Yetiştirme, Erzurum: A.Ü. Ziraat Fakültesi yayınları no:134.

Sainsbury, D. (1992). Poultry Health and Management. �ird edition. Blacwell Science, UK.

Sevimli, A, Petek, M. (2008). Labrador Retriever ve Alman Çoban Köpeği Irkı Köpeklerde Başlıca Döl Verimi Özel-likleri ve Eğitim Performansı, U.Ü.Vet.Fak.Derg. 1-2.

Stockman, M. (1998).�e new guide to Dog Breeds, New York: Annes Publishing Limited.

Yalçın, B.C. (1981). Genel Zootekni, İstanbul: İ.Ü.Veteriner Fakültesi yayınları no:1.

Page 71: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r
Page 72: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Üreme, döl verimi ve döl verimini etkileyen faktörlerLaktasyon, süt verimi ve süt verimini etkileyen faktörlerBüyüme, et verimi ile et verimini etkileyen faktörlerYumurta verimi ve yumurta verimini etkileyen faktörlerYapağı verimi ve yapağı özellikleri hakkındabilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri

• ÜREME D LVERİMİVED LVERİMİNİETKİLEYEN AKT RLER

• LAKTA Y N ÜTVERİMİVE ÜTVERİMİNİETKİLEYEN AKT RLER

• ÜYÜME ETVERİMİVEETVERİMİNİETKİLEYEN AKT RLER

• YUMURTAVERİMİVEYUMURTAVERİMİNİETKİLEYEN AKT RLER

• YA AĞIVERİMİVEYA AĞIVERİMİNİETKİLEYEN AKT RLER

• l erimi• üt erimi• t erimi

• m rta erimi• a ağı erimi

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 73: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

ÜREME, DÖL VERİMİ VE DÖL VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Üreme ve Döl VerimiHayvan yetiştiriciliğinde et, süt, yapağı gibi üretim yönü ne olursa olsun başarılı olmanın temel şartı düzenli yavru (döl) almaktır. Döl veriminin başlıca 3 temel amacı vardır. Bunlar:

• ürübüyüklüğününkorunması, • erimlibirüretiminsağlanabilmesi, • eleksiyonveayıklamanınetkinyapılabilmesidir

Sürü Büyüklüğünün KorunmasıHayvancılık işletmelerinde karlılığın devamı için üretimin belirli bir düzeyde tutulabil-mesi şarttır ve bunun içinde sahip olunan hayvan sayısının belirli düzeyde muhafaza edilebilmesi gerekir. Farklı dönemlerde, değişik sebeplerden ötürü (ölüm, mecburi kesim v.b.) hayvan sayısı azalır. Bu durum işletmenin üretim düzeyinin dolayısıyla karlılığının korunabilmesi için belirli bir planlamayı ya da belirli tedbirlerin alınmasını zorunlu kılar kibunlarınbaşındadaüremeetkinliğinindevamıgelir ürübüyüklüğününkorunma-sını zorlaştıran bir diğer önemli sebep de işletmelere göre (süt ineği, koyun v.b.) değişen oranlarda işletmenin önemli gelir kalemlerinden biri olan damızlık ya da kasaplık amaçlı hayvansatışıdır ürübüyüklüğününkorunamamasıhalinde işletmelerhayvansatışınabağlı olan kazançlarının bir bölümünü kaybederler.

Verimli Bir Üretimin Sağlanabilmesierimlibirüretiminsağlanabilmesideetkinbirüremeyebağlıdır Hayvanlaryaşamları-

nın ancak belirli dönemlerinde ve sağlıklı oldukları sürece verimli olabilirler. Hayvanlar yaşlandıkça ya da bazı hastalıklar (mastitis v.b.) sonrası bazı verim özelliklerini ya tama-men kaybederler ya da verim düzeyleri ekonomik olarak kıymetini yitirir ki tüm bunlar hayvanların yetiştirmeden çıkarılmalarını gerektirir. Üretimdeki verimlilik, işletmelerin üretim maliyetlerini dolayısıyla karlılıklarını etkileyen bir faktördür ve bu da önemli oranla üremeye bağlıdır. Seleksiyon ve Ayıklamanın Etkin YapılabilmesiÜretimin devamlılığının sağlanması, farklı sebeplerden ötürü verimleri düşen hayvan-ların sürüden çıkarılmasını (ayıklama) ve çıkarılan bireylerin yerine de daha genç ve en az onlar kadar yüksek verimli bireylerin seçilmesini (seleksiyon) gerektirir. Ayıklama ve

Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri

Page 74: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni64

seleksiyonun etkin bir şekilde yapılabilmesi yeterli yavru elde edilebilmesine ya da döl veriminin aksamadan devamına bağlıdır. Döl verimindeki aksama ayıklama ve seleksiyon için yeterli yavru üretilememesi anlamına gelir ki, bu durum aynı zamanda hayvan satışı-na (damızlık ya da kasaplık) bağlı kazancı da düşürür. İşletmelerin bu durumda yapması gereken, ya hayvan satışını azaltmak ya da damızlık olarak işletmeye dışarıdan hayvan almaktır. Her iki yol da belirli riskler taşır. Nitekim hayvan satışının düşmesi kazancı da düşürürken, dışarıdan hayvan alımı ise özellikle taşıdığı hastalık riskleri nedeniyle işlet-meler için ciddi sorunlar yaratabilir.

Hayvan yetiştiriciliğinde başarının temel şartının ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Döl Verimini Etkileyen FaktörlerDöl verimi pek çok faktöre bağlı olarak değişebilir. Bu faktörlerin bilinmesi döl veriminin dolayısıyla üretimin devamlılığının sağlanabilmesi için büyük önem taşır.

IrkIrk döl verimini etkileyen faktörlerin en önemlilerinden birisidir. Nitekim çoklu doğu-mun istendiği koyun ve keçi yetiştiriciliğinde bazı ırklar çoklu doğum özellikleri ile öne çıkmaktadır rneğin stFrizve akızkoyunırklarıile aanenve altakeçiırklarınınikiz hatta üçüz doğum oranları diğer ırklara göre daha yüksektir. Ancak, döl veriminin %5 ile %15 arasında değişen küçük bir kısmı genetik kaynaklıdır. Döl veriminin büyük bir bölümü ise çevresel faktörlerden kaynaklanır. Dolayısıyla, çevresel faktörlerde (bakım-besleme) yapılacak bazı düzenlemeler sayesinde döl veriminin yükseltilmesi mümkündür. Bu durum önemli bir konuya dikkat çekmektedir ki bu, seleksiyonla yani sürü içerisindeki ikiz ya da üçüz doğuranların damızlık olarak seçilmesi halinde sürünün ikizlik oranının artırılmasının oldukça uzun zaman alacağı ve ilerlemenin yavaş olacağıdır. Bu nedenle ikiz doğum oranının artırılmasında döl verimi yüksek bir başka ırkla melezleme yapılma-sı seleksiyona oranla daha hızlı ilerleme sağlar.

Vücut YapısıDöl verimini etkileyen faktörlerden biri de vücut yapısıdır. Nitekim aynı türün daha iri olan ırkları ya da aynı ırkın daha iri bireyleri hem daha fazla yavru verirler hem de yav-ruların yaşama gücü daha yüksektir. Özellikle dişilerin yeterli büyüklüğe ulaşmadan gebe kalmaları, bu hayvanların büyüme geriliği nedeniyle daha küçük kalmalarına ve buna bağlı olarakda doğum güçlüğü ve yavru ölümleri gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olur.

Daha ağır doğan yavruların yaşama şansı daha yüksek olduğu gibi, günlük ağırlık ka-zançları, dolayısıyla da erken gelişme yetenekleri diğer yavrulara göre daha yüksektir. An-cak unutulmamalıdır ki memelilerde ergin canlı ağırlığın %3’ünden daha zayıf doğan yav-ruların yaşama şansı düşük olduğu gibi, ergin canlı ağırlığın %10’undan daha ağır doğan yavruların yaşama güçleri de daha düşüktür. Büyük doğan yavruların yaşama şansının düşük olmasının en büyük nedeni doğum güçlüğüne bağlı yavru kaybıdır. Normal sınırlar içerisinde daha ağır doğan yavruların gelişmeleri daha erken tamamlanır ve hayat boyu verimlilikleri emsallerine göre daha yüksek olur.

Hayvanın yaşı, döl verimi üzerinde etkisi olan faktörlerden biridir. Özellikle koyun ve keçi yetiştiriciliğinde hem erkek hem de dişilerin döl verimi belirli bir yaşa kadar artar. Örneğin; koyunlarda en düşük yavru sayısı ilk tohumlamada (1,5 yaş) elde edilirken, en yüksekdölverimi tohumlamada , yaş eldeedilir ığıryetiştiriciliğindeiseilkkeztohumlanan düveler daha kolay gebe kalırlarken, 2. ya da daha sonraki tohumlamalarda gebe kalmaları daha zordur.

1

Page 75: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 65

Anatomik Bozukluklar ve HastalıklarAnatomik bozukluklar genel olarak tedavi şansının olmadığı, doğmasal olarak ortaya çı-kan ve döl verimini olumsuz etkileyen faktörlerden biridir. Erkeklerde testislerin yokluğu, karın boşluğunda kalması ya da bazı hastalıklara bağlı olarak fonksiyonlarını yitirmeleri döl veriminde sorunlar yaşanmasına neden olur. Benzer şekilde dişilerde iç genital organ-ların yeterince gelişmemesi (örneğin; freemartinismus), genital organların bazı enfeksi-yonları kalıcı ya da geçici döl verimi sorunları meydana getirir. Genital organların hasta-lıkları tedaviye genellikle zor cevap verirler ve tedavileri mümkün olsa bile zor, pahalı ve kısırlık meydana getirme ihtimalleri yüksektir.

Bazı hastalıklar Brucellosis, eptospirosis, Trichomoniasis, ibriosis v b ise anneüzerinde meydana getirebileceği problemler yanında, gebeliğin farklı dönemlerinde yavru atmaya, hatta canlı olarak doğan yavruların ölmelerine neden olarak döl verimini olum-suz etkilerler.

Yetiştirme SezonuÖzellikle yerli koyun ve keçi ırkları mevsimlere bağlı olarak kızgınlık gösterirler ve kız-gınlık gösterdikleri dönem, günlerin kısalmaya başladığı Haziran ayından Kasım ayına kadar sürer. Ancak sürü içerisinde yıl boyu kızgınlık gösteren hayvanlara da rastlamak mümkündür. Kızgınlığın görüldüğü zaman aralığı ve doğum sezonu koyun ve keçilerin evrim süreçleri ile ilgilidir. Nitekim böylece doğumun yem olanaklarının en uygun ol-duğu döneme rastlaması, gerek annenin süt verimi gerekse yavrunun gelişimi açısından son derece önemlidir. Bazı uygulamalarla kızgınlık sezonu değiştirilebilir. Örneğin; gün-lerin uzamaya başladığı dönemde hayvanlar, kapalı ve loş bir ortamda tutulup, kısa süreli gün ışığına maruz bırakılarak kızgınlık göstermeleri sağlanabilir. Böylece işletmeler pazar şartlarına uygun üretim ve iş planlaması yapabilme imkânına da sahip olurlar.

ığırlar yıl boyu gebe kalmadıkları sürece kızgınlık gösterirler, ancakkızgınlıklarıntespiti ve tohumlamaların uygun zamanda yapılabilmesi konusu sığır yetiştiriciliğinde ciddi bir sorundur. Özellikle yüksek süt verimli ineklerin kızgınlıklarının tespiti zordur.

Koçlar yıl boyu çi�leşmeye hazırdırlar ancak gün uzunluğunun azaldığı dönemde on-larda da testis aktivitesi en üst noktaya çıkar. Günlerin uzamaya başladığı bu dönem yaz mevsimini de içine aldığından aşırı hava sıcaklıkları sperma kalitesini olumsuz etkilerken tohumlanan dişilerde kısırlık oranını da artırır.

Bakım ve BeslemeHayvanlara uygulanan bakım ve besleme döl verimini etkiler. Yetersiz besleme, döl verimi sorunlarına yol açarken kimi zaman bakım ve beslemenin iyi olduğunun sanıldığı du-rumlarda, aslında aşırı beslemeye bağlı olarak döl verimi sorunlarının yaşanmasına neden olunduğu da bilinmektedir. Dengesiz besleme (enerji-protein dengesizliği, bazı vitamin-lerin yetersizliği v.b.) besleme maliyetlerini artırırken beklenen yararın aksine zarar da vermektedir. Aşırı yağlanma hem erkek hem de dişi hayvanlarda döl verimini olumsuz etkiler. Aşırı yağlanan erkeklerin aşım yetenekleri azalırken, dişilerde de gebe kalmada zorluklar yaşanır.

Yeterli egzersiz imkânının olmayışı hem dişi hem de erkek hayvanlarda döl verimine ilişkin sorunlar yaşanmasına neden olur. Hareketsizlik sadece tohumlamada ve gebe kal-mada sorun yaratmaz aynı zamanda doğum sırasında da sorunlar yaşanmasına neden olur.

Çevre Sıcaklığı ve IşıkHayvanların yetiştirildikleri ortamın ya da çevrenin sıcaklığı ile gün ışığı döl verimi üze-rinde etkinliği olan faktörlerdir. Çevre sıcaklığı özellikle yüksek süt verimine sahip hay-

Kızgınlık: Dişilerin erkekleri kabul ettikleri, çiftleşmeye hazır oldukları dönem

Page 76: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni66

vanlar için son derece önemli bir etkinliğe sahiptir. Yüksek süt verimine sahip hayvanlar, mümkün olan en yüksek verimi elde edebilmek için yoğun bir beslemeye tabi tutulurlar. Yüksek enerji içeriğine sahip yemler ve yüksek üretim metabolizma hızlarını da yükseltir. Dolayısıyla hayvanlar sindirim ve üretim esnasında yoğun bir ısı üretimi gerçekleştirirler. Bu sırada çevre sıcaklığının yüksekliği hayvanların sıcak stresine girmelerine neden olur. Ortamın nem içeriğinin yüksekliği sıcaklığın etkinliğini daha da artırır. Aslında daha dü-şük nem de sorun oluşturmayacak sıcaklıklar yüksek nemle birlikte daha olumsuz bir et-kiye sahip olurlar. Erkek hayvanların sperma kalitesi sıcaktan olumsuz etkilenir. Nitekim sperma kalitesinin en düşük olduğu dönem yaz aylarının en sıcak günlerine rastlar. Yaz aylarında spermanın kalitesinin en yüksek olduğu zaman, sabah ve akşamın serin saatle-ridir. Çevre sıcaklığının yüksek olduğu durumlarda serinletilen hayvanların döl verimleri deiyileşmektedir crotumçevresindekikıllarınkırkılmasıbileerkeklerdespermakalite-sini olumlu etkilemektedir.

Işık, koyun, keçi, tavuk gibi hayvanların üremelerinde anahtar bir role sahiptir. Koyun ve keçiler genellikle gün ışığındaki azalmaya bağlı olarak kızgınlık gösterirlerken tavuklar gün uzunluğundaki artışa duyarlıdır ve artan gün ışığı ile birlikte yumurta verimleri de artar.

LAKTASYON, SÜT VERİMİ VE SÜT VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Laktasyon ve Süt Verimi

Laktasyonemelihayvanlarınyenidoğanyavrularınıbesleyebilmekiçinmemebezlerindensütsal-

gılamalarına laktasyondenir ütüretiminintemelamacıyavrularıbeslemektir,ancakyük-sek süt verimi yönünde yapılan seleksiyon ve bakım-beslemenin düzenlenmesi neticesinde evcil memeli hayvanların süt verimleri yavrularının ihtiyacının üzerine çıkarılmıştır.

Süt Verimiütmemelihayvanlarınyavrularıiçinhayatibirönemesahiptir ünküyavrularınsindi-

rim sistemi belirli süre ancak annelerinin sütünü sindirebilecek yapıdadır. Zorunlu bazı hallerde o türe ait bireylerin sütlerine benzer yapıdaki diğer türlerin sütleri ile de yavrular belirli bir süre beslenebilir. Ancak günümüzde, özellikle süt ineği yetiştiriciliğinde süte göre daha ucuz olması nedeniyle, inek sütüne benzer yapıda yapay mamalarda kullanıl-maktadır. Yavrunun erken gelişmesi, yüksek bir verim yeteneğine sahip olması için de yavru iken yeterli anne sütü ile beslenmesi gerekir. Ancak bu ifade günümüz büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde yavruların annelerini istedikleri kadar emmeleri anlamına gelmez. Çünkü anneleri yavruların ihtiyacından çok daha fazla süt verimine sahiptirler ve süt aynı zamanda insan beslenmesinde de büyük öneme sahip ekonomik bir üründür.

ütünsalgılanmasıhemgüniçerisindehemdetümlaktasyonboyuncafarklısebeplerebağlı olarak değişiklik gösterir. İneklerde süt verimi ırklara göre fazla değişiklik göster-meden standart bir eğriye uyum gösterirken, koyunlarda her ırk kendine özgü farklı bir laktasyon eğrisine sahiptir. Bu eğriler, doğum sonrası belirli bir süre yükseldikten sonra kısa bir süre sabit seyreder ve daha sonrada süt veriminin azalmasına bağlı olarak giderek düşer ütsalgılanmasınındurmasınakuruya çıkma denir. Koyun yetiştiriciliğinde belirli bir süre sonra hayvanlar kendiliğinden süt verimini keserken, süt üretim amaçlı inek ve keçi yetiştiriciliğinde ise kuruya çıkma planlı olarak insanlar tarafından gerçekleştirilir.

Page 77: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 67

ütverimininulaştığımaksimumdüzeysütveriminingenelihakkındabirfikirvere-bilir. Dolayısıyla maksimum süt verimine bakılarak tüm laktasyon süresince elde edilecek süt miktarı hakkında bir tahminde bulunulabilir. Çünkü maksimum süt verimi ile tüm laktasyon boyunca üretilen süt verimi arasında sıkı bir ilişki vardır.

aktasyon süresihayvan türlerinegöredeğişiklik gösterir üt inekleri gebekalma-dıkları dolayısıyla doğum öncesi kuruya çıkarılmadıkları sürece süt verimleri azalarak-da olsa devam eder. Elbette böyle bir üretim ekonomik değildir. Ancak koyun ırklarında laktasyon süt ineklerine göre çok daha kısa sürer. Örneğin; yerli koyun ırklarında 4-5 ay süren laktasyon etçi ırklarda 3-4 ay, sütçü ırklarda ise 7-8 ay kadardır. Keçi ırklarında da laktasyon süreleri koyunlara benzerlik gösterir (kıl keçilerinde 5-6 ay, ti�ik keçilerinde 3-4 ay) ancak yüksek süt verimli keçi ırkları tıpkı süt ineklerinde olduğu gibi 300 günlük laktasyon süresine sahiptirler.

Memeli hayvanların yavruları neden sütle beslenmek zorundadır?

Süt Verimini ve Bileşimin Etkileyen Faktörlerütveriminivebileşimipekçokfaktördenetkilenmektedir Bunlar ırk,yaş,kızgınlıkve

gebelik, vücut büyüklüğü, kuruda kalma süresi, mevsim ve çevre ısısı, sağım sayısı ve ara-lığı, besleme, meme sağlığı ve hastalıklar olarak incelenebilir.

Irkütverimivebileşimi yağ,protein,laktozv b yönündenhayvantürleriarasındafarklı-

lıklar olduğu gibi aynı türe ait ırklar arasında da farklılıklar görülür. Aynı çevre şartlarına maruz kalmaları, aynı şekilde beslenmeleri halinde bile ırklar arasında süt verimi ve bile-şimi farklılıklar gösterir. Bu farklılığın temel nedeni genetiktir. Aynı ırkın bireyleri arasın-da da özellikle süt verimi yönünden farklılıklar görülebilir. Irk faktörü sütün bileşiminde etkin faktörlerdendir, ancak süt verimi de sütün bileşimini etkileyen faktörlerden biridir. Yani süt verimi yükseldikçe sütteki kuru madde (protein, laktoz, yağ v.b.) oranı düşerken, süt verimi düşerken kuru madde oranı artar. Kısaca süt verimi ve sütün kuru madde mik-tarı arasında ters bir korelasyon söz konusudur.

YaşHayvanlar belirli bir yaşa ulaşana kadar süt verimleri giderek artar ve süt veriminin en yüksek olduğu yaşa ergin yaş denir. Ergin yaş sığır türü için 6-8 yaşlar, koyun ve keçi tür-lerinde ise 4-6 yaşlar arasında değişir ve bu süre ırklara göre küçük farklılıklar gösterebilir. Örneğin; İsviçre Esmeri inekler 7-8 yaşında ergin çağa ulaşırlarken, Holstein ırkı inekler 6 yaşında ergin çağa ulaşırlar. Ergin çağdan sonra süt verimi giderek azalır.

Hayvanların süt verimleri yönünden karşılaştırılabilmeleri için süt verimlerindeki ya-şın etkisinin giderilmesi gerekir. Çünkü 3 yaşındaki bir inek ergin yaşa geldiğinde daha yüksek süt verimine sahip olacaktır. Nitekim ergin yaştaki bir inek; 2 yaşında doğuran bir ineğe göre %25, 3 yaşında doğuran bir ineğe göre %15, 4 yaşında doğuran bir ineğe göre %10, 5 yaşında doğuran bir ineğe göre de % 5 daha yüksek süt verir. Dolayısıyla, 3 yaşında iken bir ineğin süt verimi yönünden 7 yaşındaki (ergin yaştaki) bir inekle karşı-laştırmasının yapılabilmesi için 3 yaşındaki ineğin ergin yaşta verebileceği süt miktarının hesaplanması gerekir. Bu amaçla süt inekleri ve sütçü keçiler için düzeltme faktörleri he-saplanmıştır.

Kızgınlık ve GebelikKızgınlık süt verimini olumsuz etkiler. Ancak kızgınlık süresinin kısalığı süt verimindeki düşüşün net olarak görülmesini engeller. Benzer şekilde gebelikte süt verimini olumsuz

2

Page 78: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni68

etkiler, özellikle gebeliğin 5. ayından sonra ineklerde süt verimi önemli düzeyde düşer. Bu durum hem fötusun gelişmesinin hızlanmasından hem de hormonal faktörlerden kaynaklanır. Nitekim gebe kalmayan ineklerin laktasyon sürelerinin uzaması bu yargıyı desteklemektedir.

Koyun yetiştiriciliğinde laktasyon kısa olduğundan genel olarak gebelik ve laktasyon çakışmaz, dolayısıyla koyunlarda gebeliğin süt verimi üzerinde herhangi bir etkinliği söz konusu değildir. Keçi yetiştiriciliğinde de yüksek süt verimli ırklar hariç gebelik ve lak-tasyonkesişmez ncak aanengibiyüksek sütverimine sahipkeçi ırkları tohumlamave doğum mevsimleri itibariyle koyun yetiştiriciliğine benzerlik gösterse de süt verimi açsından süt ineği yetiştiriciliğine benzer. Yani hayvanlar gebe iken de sağılmaya devam ederler ve gebeliğin son 2 ayında kuruya çıkarılırlar.

Vücut Büyüklüğüücutbüyüklüğüsütveriminiolumluyöndeetkileyenfaktörlerdenbiridir itekimvücut

büyüklüğü daha fazla olan bireyler daha büyük bir sindirim sistemine ve meme dokusuna sahiptirler. Dolayısıyla küçük yapılı hayvanlara göre daha yüksek süt verirler. Ancak aynı ırk hayvanlardan oluşan bir sürü içerisinde iri yapılı olanlardan daha fazla süt veren küçük yapılı hayvanlar da bulunabilir, fakat bu daha nadir rastlanan bir durumdur. Çok sayıda küçük yapılı hayvan yerine daha az sayıda iri yapılı hayvanın yetiştirilmesi işletmenin karlılığını olumlu yönde etkiler.

Kuruda Kalma SüresiKuruya çıkarma, özellikle yavrunun anne karnındaki gelişiminin önemli bir bölümünü gebeliğin son döneminde sağladığından dolayı, annenin daha sağlıklı ve yeterli büyüklük-te yavru doğurabilmesi aynı zamanda doğum sonrası başlayan süt veriminin sağlıklı bir şekilde ve mümkün olan en yüksek düzeyde gerçekleşebilmesi için son derece önemlidir.

Kuruda kalma süresi özellikle süt verimi yüksek inek ve keçi yetiştiriciliğinde son derece önemlidir. Kuruda kalma süresinin belirli değerler içinde olması gerekir. Bu süre ineklerde 45-60 gün arasında değişirken yüksek süt verimine sahip keçi ırklarında da bu süre yaklaşık 60 gündür. Kuruda kalma süresinin daha uzun olması sağılabilecek hayvan-ların daha erken kurutulması dolayısıyla alınabilecek sütün alınamaması anlamına gelir. Diğer yandan, kuruda kalma süresinin gereken süreden daha kısa tutulması buzağının gelişimini olumsuz etkilerken, hayvandan hayat boyu alınabilecek süt miktarını da düşü-rür. Koyun yetiştiriciliğinde laktasyon ve gebeliğin çakışmaması nedeniyle kuruda kalma süresi fazla önem taşımaz.

Mevsim ve Çevre Isısıevsiminsütverimiüzerindekietkisi,yemkaynaklarının otlaklar,meralarv b durumu

ilehavasıcaklığıveneminortaklaşaetkilerindenoluşur ütineğiyetiştiriciliğindeson-bahar (son aylarında) ve kış aylarında doğuran inekler tüm laktasyon boyunca ilkbahar ve yaz aylarında doğuran ineklere göre daha yüksek süt verimine sahiptirler. Bu durum günümüzde besleme ve bakım koşullarının daha kontrollü hale gelmiş olmasına rağmen; sonbahar ve kış aylarında doğuran ineklerin kaba yem kaynaklarının artışına ve kalitesi-ne bağlı olarak daha etkin beslenmesinin, ilkbahar ve yaz aylarında doğuranların süt ve-rimlerinin yükseldiği dönemde metabolizma hızlarının yükselmesi ve sıcaklık artışından olumsuz etkilenmelerine bağlıdır. Nitekim artan hava sıcaklığı nemle birlikte hayvanlar üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Nem düzeyine bağlı olarak süt inekleri 25 oC de bile sıcak stresine girebilmekte, ölümcül kabul edilen sıcaklık sınırı yine neme de bağlı olarak 40 oC den başlayabilmektedir. Özellikle süt inekleri kış aylarında herhangi bir ilave

Page 79: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 69

ısıtmaya ihtiyaçduymazlarkenyazaylarındamutlaka serinletmeye ihtiyaçduyarlar ı-caklık ortalamaları Türkiye ortalamasının altında olsa bile gelişmiş ülkelerde serinletme sistemleri süt ineği yetiştiriciliğinde daha fazla kullanılmaktadır.

İri vücut yapısına sahip hayvanlar (Örneğin; Holstein) soğuğa karşı küçük yapılı hay-vanlara (Örneğin; Jersey) göre daha dayanıklı iken, sıcaktan küçük yapılı ırklara göre daha olumsuz etkilenirler.

Sağım Sayısı ve Aralığıütüretimiyapılanişletmelerde inek,keçi,koyun ikikezsağımyapılır ncakhayvan-

ların sahip oldukları verime bağlı olarak sağım sayısı özellikle süt ineği işletmelerinde üçe çıkarılabilir ağım sayısının artırılmasımeme içibasıncın azalmasınabağlı olaraksüt üretimini artırır. Günde üç kez sağılan inekler iki kez sağılan ineklere göre %13 ile

arasındadeğişenoranlardadahayükseksütüretmektedirler ağımsayısınındördeçıkarılması halinde ise süt üretimi iki sağıma göre %20-%25 arasında değişen oranlarda artmaktadır. Ancak üretilen fazla süte rağmen fazla sağım nedeniyle yapılan harcamanın miktarı, süt fiyatlarına bağlı olarak bazen süt üretimini ekonomik olmaktan çıkarmakta-dır. Bu nedenle, fazla sağım yoluyla elde edilen süt miktarı her zaman için karlı olmamak-tadır. Dolayısıyla üç sağım uygulaması bazen yüksek süt verimine rağmen tercih edilen bir uygulama değildir.

ağımsayısıgibisağımaralığıdasütveriminietkileyenfaktörlerdenbiridir nuygunolanı sağım aralığının eşit olmasıdır. Yani iki sağım yapılırken 12 saat, üç sağım yapılırken sekizer saat aralıklarla sağım yapılmasıdır. Onbeş ve dokuz saat aralıklarla yapılan sağım-da sütün %60 ve %38’i, onaltı ve sekiz saat aralıklarla yapılan sağımlarda ise sütün %63 ve %33’ü elde edilmektedir.

Bir diğer faktör de, sabah sağımında elde edilen sütün diğer sağımlardan daha yüksek olmasıdır. Bu durumun nedeni, özellikle geceyi hayvanların yatarak geçirmesi ve bu esna-da süt üretiminin daha yüksek olmasıdır. Çünkü memeye giden kan akımı yatan hayvan-larda ayakta duranlara göre %22 daha fazladır.

BeslemeHayvanların doğumu takiben laktasyona girmeleri ile ortaya çıkan sorunlardan bir kıs-mı özellikle de metabolik sorunlar (ketozis, hipokalsemi v.b.) kuru dönem beslemesine yeterince önem verilmediğini gösterir. Benzer şekilde düvelerin aşırı beslenmesi özellikle meme dokusunun gelişimini olumsuz etkileyerek memelerin yağlanmasına neden olur ve hayvanlar doğum yapıp laktasyona girdiklerinde memeleri görsel olarak yeterli büyüklüğe sahip olmasına rağmen hem süt verimleri düşüktür hem de sağımları diğer hayvanlara göre daha uzun sürer. Dolayısıyla hızlı büyüme için yapılan aşırı besleme hayvanların hayat boyu verimlilikleri yönünden olumsuz sonuçlar doğurur.

Besleme, yapılan üretimin ekonomik olmasını sağlayan en önemli etkendir. Nitekim hayvanların verim düzeyleri ve yaşam payları hesaba katılarak yapılan besleme sayesinde ancak üretim ekonomik olabilir. Hayvanların ihtiyaçlarının üzerinde beslenmeleri üre-timi artırmadığı gibi üretim maliyetini de yükseltir. Ayrıca hayvanların sahip oldukları üretim potansiyelini ortaya koyabilmeleri için de yeterli beslenmeleri gerekir. Yetersiz bes-leme kadar aşırı besleme de sorunlar doğurur.

Rasyondaki, kaba-konsantre yem oranları ve bunların kaliteleri hayvanların verdikleri hem süt miktarını hem de sütün bileşimini (özellikle yağ oranını) etkiler. Hayvanların farklı dönemlerde (kuru dönem, erken laktasyon, geç laktasyon v.b.) ihtiyaçları da farklı-dır ve bazı sağlık sorunlarının (ketozis, asidoz v.b.) ortaya çıkma ihtimalleri vardır, dola-yısıyla farklı dönemlere uygun miktar ve kalitede yemleme ile en yüksek verim elde edile-

Page 80: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni70

bilir. Ayrıca aşırı sıcak dönemlerde süt veriminin ve özelikle de yağ oranının düşmemesi, asidoza bağlı sorunların (tırnak sorunları) ortaya çıkmaması için hayvanların yemlerine belirli müdahalelerin yapılması gerekir.

Meme Sağlığı ve HastalıklarDoğum öncesi dönemle yakından ilişkili olan bazı meme sorunları, doğum sonrası her-hangi bir müdahaleye ihtiyaç duymadan kendiliğinden ortadan kalkar. Örneğin; doğum-dan birkaç ha�a önce şekillenmeye başlayan meme ödemi (fizyolojik ödem) doğumu takiben birkaç ha�a içerisinde genel olarak kendiliğinden ortadan kalkar. Ancak bazen beklenenden uzun süren meme ödemi meme kanallarını daraltarak sütün sağımını engel-ler ve müdahale edilmemesi halinde bu durum meme bezinin gerilemesine dolayısıyla da memenin körelmesine neden olabilir.

Diğer önemli bir meme sorunu da mastitis yani meme iltihabıdır. Kuru dönemde uy-gulanan meme içi ilaçlar doğum sonrasına kadar geçen uzun sürede, meme dokusunu bakterilere karşı koruyarak, doğum sonrası karşılaşılabilecek bir mastitis sorununu elimi-ne etmekte oldukça etkindir.

BÜYÜME, ET VERİMİ VE ET VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİnsan beslenmesinde oldukça önemli bir yeri olan hayvansal proteinler bakımından en zengin gıda maddesi ettir. Dünya genelinde en fazla tüketilen hayvansal protein olan kır-mızıetinönemlibirçoğunluğusığırlardankarşılanmaktadır ığıretindensonraenfazlatüketilen kırmızı et koyun/kuzu eti olup, keçi/oğlak ve diğer büyük ve küçükbaş hayvan-lardan da bir miktar kırmızı et üretilmektedir.

Dünya genelinde beyaz et gereksiniminin büyük çoğunluğu broyler olarak tanımlanan etlik piliç ve etçi hindilerden sağlanmaktadır. Beyaz et üretiminde kullanılan kullanma melezi hibrit hayvanlar olan ve bunlardan döl alma yoluna gidilmeyen etlik piliç ve hin-diler yanında az miktarda da olsa ördek, kaz gibi kümes hayvanları da dünya genelinde beyaz et üretimi amacıyla kullanılmaktadır

Büyüme ve GelişmeBüyüme ergin canlı ağırlığa ulaşana kadar hayvanların ağırlık kazanmasıdır. Canlının be-den yapısının çeşitli görevleri yapabilecek şekilde farklılaşması olarak tanımlanabilecek gelişme büyüme ile birlikte canlının ağırlık artışı ve beden yapısında gelişme olarak ele alınmaktadır. Hayvanlarda gerçek büyüme ise kas, kemik ve organlardaki dokuların bir artışıdır. Dokulardaki yağ birikmesinden meydana gelen değişiklik bir canlı ağırlık artışı değildir.

anlıağırlıkartışıbüyümeninilkha alarındaçokdüşüktür onraenyüksekdüzeyeulaşır ve ergin yaşa doğru tedrici olarak azalır. Genç yaşlarda büyüme hızı yüksek iken, ergin döneme yaklaştıkça büyüme hızı azalır. Türler ve ırklar arasında en yüksek büyüme düzeyine ulaşma zamanı bakımından genetik olarak farklılıklar bulunmaktadır. Bu büyü-me düzeyine ulaşmak için de uygun bakım ve besleme uygulanmalıdır.

Büyüme hızı hayvanın metabolizmasına bağlı olup, değişik dokularda bile büyüme hızı farklı olabilir. Büyüme veya hayvanın ağırlık kazanmasında hücre sayısının ve hücre hacminin artışı birlikte rol oynar.

Canlılarda büyüme doğum öncesi ve doğum sonrası olmak üzere iki bölümde incele-nir. Doğum öncesi büyüme zigotun oluşması ile başlayan, genetik ve anasal çevrenin etkisi ile şekillenen büyüme dönemidir. Doğum sonrası büyüme ise doğumla başlar ve ergin döneme kadar devam eder. Doğumdan sonraki büyüme ve gelişme çok sayıda faktörün etkisi ile şekillenir. Büyüme ve gelişme dişilerde erkeklere göre daha düşüktür.

Page 81: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 71

Büyüme ve et kalitesi ile bileşimini kontrol eden başlıca sistem endokrin sistemidir. Yani normal bir büyüme ve gelişme için vücutta hormonal sistemin yeterli olması ve dü-zenli çalışması gereklidir.

Büyümenin belirlenmesinin ekonomik önemi oldukça fazladır. Büyüme ya da ağırlık artış hızı hayvanın doğum ağırlığının iki katı ağırlığa ulaşana kadar geçen süre olarak ta-nımlanır. Bu süre sığırda 45-50 gün, koyunlarda 25-30 gündür. Büyüme ya da ağırlık artışı sığırlarda yaklaşık 5 yaş civarında, koyunlarda 3 yaş civarında sona erer.

Et VerimiEt hayvanların kasları olup, ekonomik ve pratik olarak ise hayvanlardan elde edilen ye-nilebilir kısımlardır. Hayvanların kasları ve kas li�eri arasına dağılmış vücut yağı da ete dâhildir. Karkas kesilmiş bir kasaplık hayvanın baş, ayaklar, deri ile yenilebilir ve yeni-lemeyen iç organlar ayrıldıktan sonra geriye kalan kemikli gövdeye denir. Et verimi ise kasaplık büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının kesil-mesi sonucu elde edilen karkas miktarıdır.

Et üretiminde en öncelikli konu karkas randımanı ile karkastaki yenilebilir et mik-tarı, pirzola, bonfile gibi birinci sınıf etlerin miktarı ve karkasta kemik oranıdır. Karkas randımanı kemikli et miktarının canlı ağırlığa oranıdır. Yenilebilir et ve birinci sınıf et miktarı ne kadar yüksek, kemik oranı ne kadar düşükse ekonomik açıdan verimlilik o kadar yüksektir.

Kasaplık hayvanlarda karkas ve et verimi tanımlarından ne anlıyorsunuz?

Karkas Bileşimi ve KalitesiKasaplık hayvanların deri ve iç organları alındıktan sonra geriye kalan kemikli et kar-kas olarak tanımlanmaktadır. Kanatlı hayvanlarda ise tüyler yolunduktan ve iç organlar alındıktan sonra geriye kalan kemikli et karkas olarak değerlendirilmektedir. Besi perfor-mansı ve karkas bileşimi ile kalitesi birçok faktör tarafından etkilenmektedir. Bunların bir kısmı hayvana ait faktörler iken bir diğer kısmı barınak, besleme gibi hayvan ile ilgili olmayan faktörlerdir. Kasaplık büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile kanatlı hayvanlarda et verimi büyüme hızından büyük ölçüde etkilenir.

Kırmızı Etİnsan beslenmesinde kırmızı et büyük ölçüde sığırlardan az miktarda da koyun, keçi ve diğer kasaplık hayvanlardan sağlanmaktadır. Kırmızı etin kalitesini karkas bileşimi ile karkastaki et ve yağın durumu belirlemektedir. Karkas; et, yağ ve kemiklerden oluşur.

Karkas randımanı ve bileşimi besleme, cinsiyet, yaş, hayvanın ırkı gibi hayvana bağlı olan, barınaklar ve sürü yönetimi gibi hayvana bağlı olmayan birçok faktörden doğrudan etkilenir. Beside hızlı ve ekonomik et üretimini etkileyen faktörler aşağıdaki gibidir.

Hayvanın cinsiyeti; Büyük ve küçükbaş hayvanlarda erkek hayvanlar dişilere göre daha hızlı canlı ağırlık kazanarak hedef kesim ağırlığına daha erken ulaşırlar. Bunun yanında dişi hayvanların yemden yararlanma yetenekleri erkeklere göre daha düşük, yağlanma düzeyi daha yüksektir.

Besi başlangıç yaşı; Genç hayvanlarda canlı ağırlık kazancı daha hızlı ve buna bağlı ola-rak et miktarı daha fazladır. Aynı zamanda genç hayvanların yemden yararlanma yeteneği yaşlı hayvanlara göre daha yüksek olup bir kg canlı ağırlık kazancı ya da et birikimi için daha az yem tüketirler. Bu nedenle karlı bir işletmecilik için beside mümkün olduğu kadar genç hayvanlar seçilmelidir.

3

Page 82: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni72

Irk, Etçi ırktan sığır, koyun ve keçilerin sütçü ırk ya da kombine verimli ırklara göre can-lı ağırlık kazancı, karkas ağırlığı ile yemden yararlanma yetenekleri daha yüksektir. Besiye alınan hayvanların beden yapısının besideki ağırlık artışına önemli bir etkisi vardır. Derin, geniş ve uzun gövdeli, küçük başlı, kısa boyunlu, geniş ve düz sırtlı, geniş ve uzun sağrılı hayvanlar besi açısından daha uygundurlar. Uzun bacaklı, dar gövdeli, keskin sırtlı, dar ve kısa sağrılı, kalın derili, uzun boyunlu, iri başlı hayvanlar besi açısından uygun değildirler.

Kondisyon; Besi başlangıcında besiye alınacak hayvanların kondisyonu mutlaka dik-kate alınmalıdır. Besiye alınacak hayvanların genel olarak yaşına uygun besiye elverişli bir kondisyonda olması istenir. Zayıf kondisyondaki hayvanların satın alma fiyatları daha düşük olduğundan zaman zaman sığır besiciliğinde zayıf hayvan alıp beslemenin avantajlı yönleri de olabilir. Fiziksel olgunluklarını tamamlamamış genç ama zayıf kalmış hayvan-lar besiye alınabilir. Orta ve iyi bir besi durumuna sahip olan sığırlar ise daha ziyade kısa süreli besiler için uygun olabilirler. Buzağılık döneminde iyi bir bakım besleme geçirmiş, iskelet çatısı kurulmuş, ancak daha sonra değişik nedenlerden dolayı (hastalık dışı neden-lerle) cılız kalmış hayvanlar ile başarılı bir besi yapılabilir. Bu hayvanlar besi öncesinde gerekli koşullar sağlandığında eşdeğerlerine göre daha hızlı besi performansı sağlarlar.

Orijin: Aynı bölgede uzun yıllardır yetiştirilmekte olan sığırlar o bölgenin her türlü koşuluna adapte olmuş hayvanlardır. Bölgeye adapte olmuş hayvanların besiye alınma-sı durumunda o hayvanlardan elde edilecek teknik ve ekonomik verimlilik daha yüksek olabilir. Örneğin, Doğu Anadolu Kırmızı sığırı göğüs yapısı geniş, iskelet yapısı yüksek bir hayvan olduğundan Doğu Anadolu şartlarına ve bu bölgeye yakın özellik gösteren bölgelerde besicilik için uygun bir sığır ırkıdır.

Besi sonu canlı ağırlık: Besi erken ya da geç değil teknik ve ekonomik açıdan kesim için en uygun zamanda bitirilmelidir. Zorunlu kesimler dışında besiye zamanından daha önce son vermek hem kârlılığı hem de üretimi azaltır. Uygun besi sonu canlı ağırlığına ulaşıl-dığı halde besiye devam edilmesi, hayvanların günlük canlı ağırlık kazançları düştüğü ve yemden yararlanma yetenekleri kötüleştiği için besinin erken bitirilmesinden daha zararlı olabilir. Ayrıca ileri yaşta sağlanan canlı ağırlık artışının büyük bölümü yağ dokusunun artışı şeklinde olur. Holstein, Esmer gibi kültür ırkı sığırlar için ideal besi sonu canlı ağır-lığı 550-600 kg, melezler için 350-440 kg arası olması teknik ve ekonomik yönden daha uygun olabilir.

Besleme; Beside toplam maliyetin yaklaşık %60-70’ ni yem oluşturur. Besi süresince hayvanlar yaşına ve fizyolojik ihtiyaçlarına uygun dengeli bir yem ile beslenmelidirler. Beslemede kullanılan yemin enerji düzeyinin yüksek olması yağlanmayı artırmaktadır. ürekliyadazamanzamanmeradanyararlanan,meradaotlayanhayvanilekapalıbarı-

naklarda sürekli olarak entansif beside yoğun yemle beslenen hayvanların karkas randı-manı kalitesi birbirinin aynı değildir.

Barındırma ve Bakım; Kasaplık hayvanların fizyolojik ihtiyaçlarına ve davranışlarına uygun barınaklarda barındırılmaları esastır. Kasaplık hayvanlar entansif ortamda kapalı ve yarı açık barınaklarda bağlı duraklı veya serbest olarak barındırılabildikleri gibi, Ame-rika Birleşik Devletleri’nde oldukça yaygın olan ve benzeri az miktarda da olsa Türkiye’ de yaylalarda uygulanan, oldukça geniş alanlarda hayvanların serbestçe gezinip otladığı sis-temlerde bakılıp beslenebilmektedirler. Hareket imkanı sınırlı olan kapalı ya da yarı açık sistemlerde yoğun yemle beslenen hayvanlar daha az enerji harcar iken geniş alanlarda gezinip otlayan hayvanlar ise aldıkları enerjinin bir kısmını bu yolla harcamaktadırlar. En-tansif ortamda kapalı ve yarı açık barınaklarda bakılan hayvanlar ile yaylalarda geniş alan-larda bakılan hayvanların besi performansları yanında et kaliteleri de farklı olmaktadır.

Hayvan Sağlığı ve Tedavi: Besiye alınacak hayvanların sağlık durumları besi öncesi kontrol edilmelidir. Canlı görünüşlü olmayan, durgun hayvanlar muayene ve tedavi edil-meden besiye alınmamalıdır. Besiye alınacak hayvanlar, iç ve dış parazitlere karşı ilaçlan-mış ve gerekli aşılamaları yapılmış olması gerekir.

Page 83: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 73

Et/Karkas KalitesiGünümüzde et üretiminde kalite ön planda olup, özellikle gelişmişlik düzeyine bağlı ola-rak toplumda önemi giderek artmaktadır. Et kalitesi genel olarak duyusal yani yenilebilme özellikleri ve karkas randımanı gibi fiziksel olarak ölçülebilen özellikleri üzerinden belir-lenmektedir. Duyusal olarak etin kalitesini fiziksel, kimyasal ve organoleptik özellikleri belirlemektedir. Bu özellikler aynı zamanda insanlar için sağlıklı beslenebilme açısından da önemlidir. Et kalitesi saklama, duyusal ve pişirilme özellikleri, pH, renk, gevreklik ve su tutma kapasitesi gibi kriterlere bağlıdır. Bu kriterler hayvanların ırk, yaş, cinsiyet, beslenme şekli ve yemin kalitesi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Büyüme döneminde olan genç hayvanların eti yumuşak ve lezzetli iken, yaşlı hayvanlarda bağdoku gelişimi arttığından eti sert ve lezzetsiz olur. Kültür ırklarına göre kas li�eri daha kalın olan yerli ırkların etleri daha sert olur. Kas li�eri kalınlaştıkça su tutma özelliği azalır ve et sertleşir. Değeri yüksek olan et; ince, yumuşak ve nemliliği yüksek kas li�erinden oluşmakta olup, kas li�eri fazladır, pembe renkli ve uygun aromaya sahiptir.

Genel olarak karkas randımanı ve değerli etlerin oranı et kalitesinin iyi bir gösterge-sidir. Karkas derecelendirme canlı hayvanların ve karkasın derecelendirilmesi şeklinde subjektif yöntemler ile ve ultrason, bilgisayarlı tomogra�, nükleer manyetik rezonans gibi objektif metotlar ile olmak üzere iki şekilde incelenebilir. Canlı hayvanlar üzerinde de-recelendirme hayvanın bel, sırt, sağrı gibi vücut bölümlerini inceleyerek hayvanların zayıf, orta, iyi, yağlı, çok yağlı kondisyonda gibi sını�andırılması ile olur. Kasaplık hayvanların kesildikten sonra karkaslarının derecelendirilmesi ya da karkas kalitesinin tespiti çeşitli faktörlere bağlı olarak değişik ülkelerde farklı şekillerde gruplandırılır ve kalitesine gore sını�ara ayrılır. Örneğin, sığır karkasları cinsiyete gore; A (genç boğa), B (erişkin boğa), C (dana), D (inek) ve E (düve); yağ içeriğine göre zayı�an en yağlıya doğru 1-5 sınıfa, karkas gelişimi ve uygunluk açısından; E (En iyi), U, R, O ve P (en zayıf) derecelendirmeye tabi tutulmaktadır.

Karkas kalitesi ve derecelendirme hakkında daha fazla bilgiye Prof.Dr. Halil AKÇAPINAR’ın Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri (Kariyer Matbaacılık, Ankara, 1999) kitabından ulaşa-bilirsiniz.

Et kalitesini belirleyen özellikler nelerdir? Etin pH, renk, gevreklik gibi özelliklerinin hangi faktörlere göre değişebileceğini düşünüyorsunuz?

Beyaz Et Beyaz et denilince genel olarak kanatlı hayvanlardan ve özellikle tavuklardan elde edilen yenilebilir et anlaşılır. Tavuk eti denilince de ilk akla gelen broyler ya da etlik piliçlerden elde edilen piliç etidir. Piliç ya da tavuk eti üstün besleyici özellikleri ve ucuz bir hayvansal protein olması nedeni ile bütün dünyada yaygın olarak tüketilmektedir. Tavuk eti yanında son yıllarda hindi eti de beyaz et tüketiminde önemli bir yer tutmaktadır.

Yaklaşık otuz yıl öncesine kadar tavuk eti ihtiyacı yumurtacı hayvanların erkeklerin-den karşılanırken, günümüzde yüksek verim yeteneği yönünde geliştirilmiş olan hibrit genotip etlik piliç hibritleri bu amaç için kullanılmaktadır. Gen ve genetik mühendisliği alanındaki ilerlemelerden yararlanılarak geliştirilen bu hibritler başta butlar ve göğüs eti olmak üzere kas oranı oldukça yüksektir. Aynı zamanda ideal kesim ağırlığına daha erken bir yaşta ve daha ekonomik olarak ulaşırlar. Piliç eti üretiminde yüksek verim yeteneği yö-nünde geliştirilmiş, 38-40 gün gibi kısa bir sürede 2.0-2.5 kg canlı ağırlık kazanan, yemden yararlanma yeteneği ve yaşama gücü yüksek hibrit hayvanlar kullanılmaktadır. Bunların genetik olarak bu üstün verim yeteneklerini gösterebilmeleri için damızlık hayvan yetişti-riciliği dahil kuluçkadan kesime kadar bir dizi faktör etkili olmaktadır.

4

Page 84: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni74

Etlik piliç yetiştiriciliğinde teknik ve ekonomik verimliliği belirleyen başlıca faktörler, kesim öncesi canlı ağırlık, kesim yaşı, kg canlı ağırlık kazancı için tüketilen yem miktarı ve yaşama gücü gibi üretim dönemi parametreleri ile karkas miktarı ile but ve göğüs eti gibi değerli etlerin bütün karkasa olan oranıdır.

Etlik piliçlerde karkas randımanı yani kemikli bütün et miktarının toplam canlı ağırlı-ğa oranı %70-75 civarındadır. Toplam yenilebilir karkasta göğüs etinin payı yaklaşık %25-30, Butların payı %30-35 ve kanatların payı da %8-10 arasında değişmektedir. Genelde dişilerde karkasta yenilebilir et oranı ve yenilebilir iç organların payı daha yüksektir.

Erkek hayvanların gelişme hızı dişilere göre daha hızlı olup, erkek etlik piliçler dişilere göre aynı kesim ağırlığına yaklaşık 3-4 gün kadar daha erken ulaşırlar. Aynı zamanda erkek hayvanların yemden yararlanma yetenekleri, yani bir kg canlı ağırlık kazançları için tükettikleri yem miktarları dişilere göre daha düşüktür. Yaş ilerledikçe cinsiyetler arasında canlı ağırlıklar arası fark oransal olarak artar.

Etlik piliçlerde ağırlık kazancı ha�adan ha�aya artarak yedinci ha�ada en yüksek dü-zeye ulaşır. Yedinci ha�adan sonra ise günlük ya da ha�alık ağırlık kazancı düşmeye baş-lar. Ağırlık kazancına bağlı olarak hayvanların yem tüketimleri de yaşla birlikte artar. İlk ha�alarda etlik piliçlerin yemden yararlanma yetenekleri daha yüksektir. Yani ilk ha�alar-da birim canlı ağırlık kazancı için tüketilen yem miktarı daha düşüktür.

Bu faktörlerin yanında günlük civciv kalitesi etlik piliçlerde gelişme hızını etkileyen en önemli faktörlerdendir. Günlük civciv kalitesi ise kuluçkalık yumurta ağırlığı başta ol-mak üzere, damızlık hayvanların sevk ve idaresi, kuluçkalık yumurtaların depolanması ve kuluçka koşullarına bağlı olarak az ya da çok değişiklik gösterir. Üretim dönemi öncesi bu faktörler ile civciv performansı ve karkas miktarı arasında doğrusal bir ilişki vardır. Etlik piliç yetiştiriciliğinde erkek ve dişilerin ayrı ayrı büyütülmeleri de birim alandaki et verimini etkilemektedir.

Tavuk ve hindi gibi kanatlı hayvan etlerinin toplam yağ içeriği, kırmızı etlere göre düşüktür. Kırmızı etlerde vücutta yer alan yağ, et/kas li�eri arasına dağılmış durumda iken, kanatlı hayvan etlerinde deri altında birikir. Kanatlı etleri derisiz tüketildiği takdirde alınan toplam yağ miktarı önemli oranda azalır. Ayrıca kanatlı hayvan etlerinin beyaz kıs-mı, koyu kısmına göre daha az yağ içerir. Bu da kırmızı etlere göre tavuk ve hindi etinin enerji değerinin daha düşük ve protein içeriğinin daha yüksek olmasını sağlar. Buna göre tavuk ve hindi etinin düşük yağ, düşük enerji içeriği ve yüksek protein içeriği ile yeterli ve dengeli beslenme açısından önemli bir besin maddesidir.

Beyaz Et Kalitesi ve Karkas Parçalarına AyırmaTavuk ve hindilerde hayvanın yaşı, cinsiyeti, genotipi, yem ve besleme, yağın dağılımı, etin içerdiği su ve şeker miktarı ile etin bulunduğu çevrenin ışık miktarı ve işleme tekniklerin et kalitesi üzerinde etkili olduğu bildirilmektedir. Kesim öncesi hayvanların yakalanması, taşınması ve bekletme aşamasında yara, bere ve çürükler, kemik kırılmaları ile kesim es-nasındaki tüy yolma, temizleme, soğutma, paketleme ve dondurma gibi faktörler de beyaz et kalitesini etkilemektedir. Kesim öncesi aç bırakma hayvanın yaşına, uygulama süresine, su kısıtlamasına, kümes ve kesimhane şartlarına bağlı olarak karkas verimini ve kalitesini etkilemektedir.

Piliç karkasları bütün olarak satılabildiği gibi, günümüz tüketici alışkanlıklarına bağlı olarak genelde but ve göğüs gibi parçalara ayrılarak da satılmaktadır. Ticari koşullarda genel olarak piliç karkası göğüs, but, kanat, sırt ve boyun gibi parçalanmakta ve satışa sunulmaktadır. Göğüs alt ve üst göğüs halinde, but üst parça ile birlikte veya üst parça-sız olarak, kanatlar da ucunda bir parça beyaz etinde bulunduğu dip parça ve ızgaralık uç parça şeklinde parçalanabilir. Bunun yanında göğüs etinin kemiksiz kısmının �eto, butların kemikli olarak pirzola gibi, piliç karkasları değişik şekillerde parçalanıp pazarla-nabilmektedir.

Page 85: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 75

YUMURTA VERİMİ VE YUMURTA VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERYumurta insanların gıdalar ile dışarıdan alması gereken amino asitlerin tamamını içer-diğinden tam proteinli gıda olarak tanımlanır. Bir başka gıda maddesinin protein değeri ortaya konurken yumurtanın protein değeri %100 alınır ve karşılaştırma buna göre yapı-lır. Aynı zamanda yumurta; içinde embriyonun eksiksiz bir şekilde gelişimini sağlayacak bütün besin maddelerini dengeli ve yeterli bir şekilde içeren mükemmel bir besindir. Yu-murta mükemmel bir besin maddesi ve içindeki embriyonun gelişmesi için de eksiksiz bir gıda kaynağı olması yanında yumurta sarısı kuluçka çıkışına yakın civcivin karın boşluğu-na çekilerek çıkımdan birkaç gün sonrasına kadar civcivin gıda ihtiyacını da karşılayabilir.

Kanatlı yumurtası temelde yumurta sarısı, yumurta akı, kabuk altı zarları ve kütiküla ile sarılı olan küçük bir üreme hücresinden ibarettir.

Yumurtanın OluşmasıYumurta; yumurtalık ile başlayan ve üreme sisteminin dıştan görünen kısmı olan geri vent ilesonlananüremekanalındaşekillenir ürüiçerisindehorozbulunmasıhalinde

yumurtalar döllü, diğer durumda dölsüz olarak yumurtlanır. Yumurtalık tavukların vücut boşluğunun sırt kısmında yerleşmiş olup bir çi�tir. Yu-

murta verimi başlamadan hayvanlar gelişim çağında iken yumurtalık; bazıları görülebi-lecek kadar büyük, bazıları ise çok küçük mikroskopik yapıda follikül kümesi halindedir. Yumurta verim döneminde olan bir tavuğun yumurtalığında değişik büyüklüklerde bin-lerce yumurta vardır. Bu sayı 2500-3500’ e kadar çıkabilir.

Yumurta sarısına renk veren tavukların yedikleri yemle alınan ve bir karotin pigmen-ti olan ksantofildir. Yumurta sarısının kenarında dölsüz yumurtada blastodisk veya ger-minal disk, döllü yumurtada blastoderm olarak ifade edilen yumurtanın canlı kısmı dişi üreme hücresi bulunur.

Tavuğun beden ve fizyolojik gelişimini yeterince tamamlamasıyla yumurtalıklarda-ki follüküller gelişerek yumurta verimi başlar. Yumurtalıklarda follükül gelişimi ve yu-murtlamaolayıF Hve Hhormonlarıvasıtasıileolur F Hhormonuyumurtalıktaveyaovumda follikül gelişimini sağlarken, LH hormonu da yumurtalıktan ovumun serbest bı-rakılmasını sağlar. Ovumun serbest bırakılmasına yumurtlama ya da ovulasyon denir. Bu olaydan sonra vücut boşluğuna düşen yumurta sarısı yumurta kanalının ilk kısmı olan hunişeklindekiinfindibulumtarafındanyakalanır onrasındayumurtakanalınınmag-num, isthmus, uterus ve vagina bölümlerinde ilerleyerek yapısını tamamlar ve kloakadan dışarı çıkarılarak yumurtlanır. Yumurtanın yumurta kanalına düşüp tam olarak şekillene-rek yumurtlanması 24 saatten biraz daha uzun bir sürede gerçekleşir. Gün ışığının arttığı zamanlarda ve tavuğun yoğun olarak yumurtladığı zamanlarda bu süre 24 saatin çok az altına inse de genel olarak bir yumurtanın şekillenip olgunlaşarak yumurtlanması için geçen süre 24 saatten uzun olduğu için bir tavuk aynı günde iki kez yumurtlamaz.

Tavukların ard arda ara vermeden yumurtladığı süreye tavukçulukta klaç uzunluğu denir. Bu süre tavuklar genç iken 6-8 gün iken, hayvanlar yaşlandıkça 3-4 güne kadar iner. Yani genç tavuklar ara vermeden 6-8 gün üst üste her gün yumurtlayabilir.

Tavuklarda yumurtlama olayının başlamasında etkili olan hormonlar ve fonksiyonları hak-kında ne düşünüyorsunuz?

Yumurta Verimini Etkileyen FaktörlerYumurtlama olayının uyarılması ve başlaması tavukların yeterince iskelet gelişimini ta-mamlamasından sonra olması gerekir. Eğer yeterince iskelet gelişimi tamamlanmadan

5

Page 86: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni76

yumurtlama olayı başlayacak olursa tavuklar küçük yumurta verirler ve yumurta üretim dönemi süresince irileşmez. Daha da kötüsü erken yumurtlamaya başlayan tavuklarda kloaka prolapsusu (barsaklar ve kolakanın geri kısımdan vücut dışına çıkması) gibi isten-meyen durumlar ile karşılaşılır. Kolakası yani geri kısmı dışarı çıkmış tavuklar ise verim yeteneğini kaybedebileceği gibi genelde diğer tavuklar tarafından gagalanarak öldürülür.

Üretimde kullanılacak civciv ya da pilicin genetik yapısı, kuluçkalık yumurta ağırlığı, gaga kesimi, mevsim, büyütme dönemi sonu canlı ağırlık ve bir örneklilik, besleme, bü-yütme dönemi aydınlatma programı, büyütme dönemi bakım ve sürü yönetimi, yumurt-lamaya başlama yaşı, hastalıklar ve tedavi, aşılamalar, ekipmanlar gibi faktörler büyütme dönemiperformansınıdolayısıileyumurtaveriminidoğrudanetkileyenfaktörlerdir e-rim döneminde ise en önemli faktörler başta aydınlatma programı olmak üzere bakım ve yönetim ile beslemedir.

Yumurta verimini etkileyen faktörlerin en önemli bazıları şöyle tanımlanabilir:

Genetik YapıYüksek verim yönünde geliştirilmiş yumurtacı tavuklarda yumurta verimini etkileyen faktörlerin başında genetik yapı gelir. Günümüzde sofralık yumurta üretimi yüksek verim yeteneği yönünde geliştirilmiş ve yumurtlama yetenekleri aşağı yukarı benzer olan yu-murtacı hibrit tavuklardan sağlanmaktadır. Hibrit tavukların yumurta verimleri birbirine benzer iken hibrit tavuklar ile lokal ya da saf ırk tavukların yumurta verimleri birbirinden oldukça farklıdır.

İlk Yumurtlama YaşıYumurta verimini etkileyen en önemli faktörlerden birisi de civcivlerin iyi bir büyütme dönemi geçirerek verim dönemine hazırlanmalarıdır. Yumurtacı civciv/piliç büyütme döneminin öncelikli amacı hayvanları verim dönemine hazırlamaktır. Bu dönemde yu-murtacı hayvanların standart canlı ağırlıkta, bir örnek olarak, yeterli bağışıklığı kazanmış ve yeterince iskelet gelişimini tamamlamış bir şekilde mümkün olduğu erken yumurta verimine başlatmak hede�enmektedir.

Yumurtacı tavukların yeterince iskelet gelişimini tamamlayarak mümkün olduğu ka-dar erken yumurtlamaya başlaması arzulanır. Çünkü verim alınmayan büyütme dönemin uzaması ekonomik açıdan bir kayıptır. Yumurtlamaya başlama yaşı ile ilgili olarak hib-ritler arasında genetik farklılıklar bulunmaktadır. Bunun yanında yumurtaya giriş yaşı büyütme dönemi aydınlatma programından doğrudan etkilenmektedir. Işık uyarısı ile tavuklar erken veya geç yumurtlatılabilmektedir. Ayrıca yumurtasının bir an önce irileş-mesini arzulayan üreticiler tarafından da yumurtaya giriş yaşı ışık ve besleme kontrolü ile geciktirilebilmektedir.

Genelde sofralık yumurta üreten hibrit tavuklar 17-18 ha�alık yaşta ilk yumurtalarını verirken, 19-20 ha�alık yaşta sürünün %5’i, 25-26 ha�alık yaşta %95-96’ ı yumurtlamaya başlamaktadır ofralıkyumurtaüretimindekullanılanhibrittavuklarınebeveynlerida-mızlık tavuklar ise yumurtlamaya daha geç bir yaşta başlamaktadırlar. Damızlık tavuklar 21-22 ha�alık yaşta ilk yumurtasını verirken, en yüksek verime 29-30 ha�alık yaşta ulaş-maktadırlar.

Ölen ve Sürüden Ayıklanan Hayvan Sayısıürüdebüyütmeveverimdönemindeölenhayvansayısıarttıkçayumurtaverimidebuna

paralel olarak azalmaktadır. Genel olarak yumurta verim döneminde ayda %03-04 ölüm oranı normal kabul edilmekte, %1’ i aşması durumunda hatalı bakım yönetimden kaynak-

Page 87: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 77

landığı kabul edilmektedir. Ölen hayvanlar yanında sürüde yumurtlamayan hayvan sayı-sının artması hem yumurta veriminde azalmaya neden olmakta, hem de yumurtlamayan hayvanların yem tüketimi nedeni ile ekonomik açıdan da bir yük getirmektedir. Özelikle verim döneminde 40 ha�alık yaştan sonra sürü dikkatle izlenmeli, yumurtlamayan hay-van sayısının %2’ si aşması durumunda bunlar sürüden ayıklanmalıdır. Bu tavukların ya yeniden yumurtlatılmasına çalışılmalı ya da kasaplık olarak değerlendirilmelidir.

Aydınlatma/Işık ProgramıIşık hormonal yolla yumurta verimini doğrudan etkileyen bir faktördür. Yumurtacı ta-vukların yeterince iskelet gelişimini tamamlamasına kadar artan bir ışık uyarısı ile karşı karşıya kalması önerilmez. Bu dönemde en azından sabit bir ışık alması istenir. Aksi tak-dirde iskelet gelişimini tamamlamadan yapılan ışık uyarısı erken yumurtlamaya başla-ma, küçük yumurta verimi, yumurtanın irileşmemesi, prolapsus ve ölümlere yol açarak işletmede teknikveekonomikverimliliğiolumsuzyöndeetkiler erimdöneminde iseyumurtacı tavuklara uygulanan aydınlık süre asla azaltılmamalıdır. Bu dönemde toplam aydınlık sürede oluşacak bir azalma ya da dalgalanmalar yumurta veriminde düşmeye neden olur.

Bakım-Yönetim ve Diğer FaktörlerGenetik olarak tavuk ırkları ya da genotipleri arası farklılıklar yanında büyütme ve verim döneminde tavuklara uygulanan bakım ve yönetim yumurta verimi ve kalitesini etkile-mektedir.

Bütün bu faktörlerin yanında damızlıklar ve kuluçka koşulları ile yumurtacı tavukların verimi arasında bir ilişki olduğu da unutulmamalıdır. Örneğin genç damızlıkların, ya da küçük yumurtalardan çıkan civcivlerin performansı ile uygun olmayan şartlarda kuluçka edilen yumurtalardan çıkan civcivlerin verim performansları daha düşük olmaktadır.

Yumurta Kalitesi ve Yumurta Kalitesini Etkileyen FaktörlerYumurta kalitesi yumurtanın tazelik, tavukların beslenme ve hastalık durumu gibi pek çok özelliğin göstergesi olup, iç ve dış kalite olarak iki bölümde incelenir.

Yumurta Dış KalitesiYumurta ağırlığı, rengi, kabuk kalınlığı, şekli, kırılma direnci gibi faktörler yumurta dış kalitesini oluşturur. Tüketiciler genel olarak orta ağırlıkta olan yumurtaları tercih etmek-tedirler. Avrupa Birliği ülkelerinde çok küçük ve çok iri yumurtalar sofralık olarak tüketil-memekte, sanayi yumurtası olarak değerlendirilmektedir. Tavuğun yaşı ilerledikçe iriliği artar. Yumurta iriliği besleme ile de yakından ilgilidir. Normalden ayrı olarak yumurta iriliğinde ani küçülme gibi nedenler yetersiz hayvan sağlığı ve kötü yumurta kalitesinin habercisi olabilir.

Yumurta kabuk rengi tüketici zevki ve pazarlama açısından önemli olduğu kadar nor-malden açık veya koyu renkler bir hastalık belirteci ya da bir problemin göstergesi olabilir. Yumurtanın rengi başlıca genetik yapıdan etkilenir. Kahverengi yumurtalar beyazlara göre kabukları daha kalın olduğundan haşlama esnasında çatlamaya karşı daha dayanıklıdırlar.

Yumurta kabuk kalitesi yumurtanın raf ömrü ile taşıma ve pişirme esnasında çatlama-ya karşı dayanıklılık gibi özellikler açısından önemlidir. Kabuk kalınlığı yumurtanın üre-me kanalında kalış süresine, tavuğun yaşına ve yumurtanın gün içinde yumurtlanma za-manına göre değişebilir. Yumurta kabuk direnci tavuğun yaşı ilerledikçe azaldığı gibi bazı hastalıklarda da azalabilir. Yumurtanın şekli ne çok uzun ne de çok yuvarlak olmalıdır.

Page 88: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni78

Yumurta İç KalitesiYumurta sarı ve ak yüksekliği tazeliğinin en büyük göstergesi olup, taze yumurtada her ikisi de daha yüksektir ve dağılmaz. Bayatlamış yumurtalarda ise özellikle ak yüksekliği azalır ve daha akışkan bir hal alır. Yumurta sarı rengi beslemeye bağlı olarak açık ya da koyu renkte olabilir. Çayır merada otlayıp gezinen tavuklarda sarı daha koyu renkte olur-ken, yeme katılan özel katkı maddeleri ile de daha koyu renk elde edilebilir. Yoğun bir şekilde buğday ile beslenen tavukların yumurta sarısı mısır ile beslenenlere göre daha açık renkli olur.

YAPAĞI VERİMİ VE YAPAĞI VERİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERKoyunlardan kırkımla elde edilen elyafa yapağı denir. Yapağı tekstil sanayinde kumaş ya-pımından halı yapımına kadar insanın çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için elde edilen ana ürünlerdir. Yapağı, dokuma sanayi bakımından iki kısma ayrılır. Birincisi yerli koyun-lardan elde ettiğimiz kaba ve karışık yapağılardır ki dokuma sanayine elverişli değildir. Ancak halı, kilim ve battaniye imalatında kullanılabilir. İkincisi merinos, merinos me-lezleri ve yapağıca ünlü yabancı koyun ırklarından elde edilen bir örnek, ince ve kaliteli yapağılardır.

Yapağı derideki tüp şeklindeki kıl folikülü çöküntülerinden meydana gelir. Kılı mey-dana getiren papilla bu çöküntülerin tabanında yer alır. Bir yapağıda, elyafın oluşmaya başlamasıyla deri yüzeyine çıkması 3-8 ha�a içinde olur.

Yapağı protein yapılıdır. Tırnak ve boynuz gibi keratin tabiatındadır. Deriden ilk çıkan yapağıların ucu sivridir. Bu nedenle yün ile yapağı ayrımı; ucu sivri olan ve kuzudan ilk kırkılan gömleğin adı yün, diğer her dönemde kırkılana ise yapağı şeklinde yapılır. Eğer elyafın ucu küt ise kırkılan ürün yapağıdır. Yılda iki kırkım yapılan bölgelerde halk ara-sında ilk kırkılan ürüne yün ikinci kırkılan ürüne ise yapağı şeklinde bir tanımlama söz konusu ise de hayvanların daha önce kırkıldığı durumlarda elyafın ucu küt olması nede-niyle yapağı olarak tanımlanması daha doğru olacaktır.

KırkımUzun yapağılı ırklarda ya da bazı bölgelerde yılda iki kez diğerlerinde yılda bir kez olmak üzere yapağı elde etmek ve hayvanın fizyolojik durumunun düzenlenmesi amacıyla kır-kım makası ya da makinesiyle yapılan işlemdir.

İyi bir kırkım yapılabilmesi için kırkım zamanı doğru seçilmeli, kırkım hazırlığının yapılması ve kırkımın uzman kişiler tarafından düzgün yapılması gerekmektedir. Kırkım zamanı bölgenin hava şartlarına göre değişmektedir. Kırkımın gömleğin kendi yağının yumuşayıportayaçıkacaksıcaklıktayapılmasıönemlidir oğukhavalardayanierkenkır-kım zor olur. Kırkım geç olursa yapağı kendiliğinden dökülmeye başlar. Doğum sonrası kırkım yavru atmaların önüne geçilmesi anlamında daha doğru olacaktır. Ülkemizde kır-kım zamanları nisan ile haziran ayları arasında değişmektedir.

Kırkım yerinin temiz olması önemlidir. Geniş, aydınlık, yağmur ve rüzgârdan korun-muş olmalıdır. Kırkılan yapağının idrar ve gübre ile temasından ve kirlenmesinden kaçı-nılmalıdır aman,sap,yemvb yabancımaddelerdenuzaktakırkımyapılmalıdır Toprakzeminden kaçınılmalı zorunlu ise kırkım yerine kilim vb. bir sergi konularak kırkım ya-pılmalıdır. Tahta döşeme yâda kapılar bu amaç için uygun olabilir.

İyi aydınlatılmış bir kırkım yeri kesilmeleri en aza indirecektir. Kırkım öncesi koyun-lar teker teker elden geçirilerek eteklerindeki çakıldaklar, yapağının üzerine yapışmış olan ot, çöp gibi yabancı maddeler temizlenmelidir. Koyunlar akşamdan aç bırakılmalıdır. Tok yapılan kırkımlarda sindirim sistemi hastalıklarına neden olabilecektir. Koçlar, sağmallar, toklular ve kısırların ayrı ayrı gruplara ayrılmaları ve her grubun ayrı kırkılması gerekir.

Page 89: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 79

Kırkılacak hayvanların yapağısının kuru olması lazımdır. Islak yapağılar çabuk bozulur, kü�enir ve kü�ü yapağılar da boyayı tam olarak almaz.

Kırkımda yapağı gömleğin bir bütün halinde çıkarılması önemlidir. Bunun için kırkım göğüs ve karın altından başlanarak belirli bir düzende yapılmalıdır. Kırkım esnasında deri vememeuçlarınınkesilmemesinedikkatedilmelidir akineilekırkımdahakısazaman-da yapılması, deri yaralanmalarının daha az olması, daha düzgün ve deriye daha yakın bir mesafeden yapılabilmesi itibariyle makasla yapılan kırkıma nazaran daha avantajlıdır.

Kirli yapağı verimi (Gömlek ağırlığı): Bir hayvandan kırkımla elde edilen yapağı miktarıdır. Gömlek ağırlığını artırmak iyi bakım ve beslemenin yanı sıra fazla yapağılı koçlarla koyunların birleştirilmesiyle fazla yapağılı yavrular elde etmekle olur.

Temiz gömlek ağırlığı: Bir koyunun kırkılmasıyla elde edilen kirli yapağı gömleğinin yıkanıp kuruduktan sonra geriye kalan temiz yapağı ağırlığıdır.

Koyunlarda kirli yapağı ve temiz verimi tanımından ne anlıyorsunuz?

Yapağı Özellikleri ve Yapağı Özelliklerini Etkileyen FaktörlerMorfolojik Özellikler;

• İncelik• zunluk• ıvrım

Fiziksel Özellikler;• lastikiyetvemukavemet• eçelenmekabiliyeti• sneklik• Yumuşaklıkvesertlik• esafet• enk

6Resim 4.1

Kırkım makası ve kırkım makinesi

Kaynak: Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi.

Koyunlarda kırkım

Kaynak: Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi.

Kırkımı tamamlanmış koyun

Kaynak: Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi.

Resim 4.2 Resim 4.3

Page 90: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni80

• arlaklık• Birörneklik• utubetemmekabiliyeti• andıman

Morfolojik Özelliklerİncelik; Elyafın bir tek telinin çapıdır. Tekstil sanayinde önem arz eden incelik, kaliteli kumaşyapımındainceyapağıyaihtiyaçolmasıylaanlamlandırılır ikronölçübirimiyleifade edilir. Laboratuarlarda özel aletlerle ölçülür. İnce yapağılı ırklarda 10 -30 mikron, kaba ve karışık yapağılı ırklarda 10-70 mikron arasında değişmektedir. Elyaf inceliği üze-rine ırkın, yaşın, cinsiyetin ve beslemenin etkisi vardır. Elyafın kök kısmı daha kalın uca doğru incelen yapıdadır.

Uzunluk; Yapağı gömleğini meydan getiren elyafın ve bunların birleşerek meydana getirdiği lülenin uzunluğudur. Yapağı sanayinde çoğunlukla lüle uzunluğu önem arz et-mektedir. Elyaf ve lüle üzerindeki kıvrımlar düzeltilmeden cetvel üzerinde doğal haliyle ölçülen normal uzunluktur. Bunun yanında hakiki lüle uzunluğu (kıvrımlar düzeltilerek kopmadan alınan uzunluk) ve elastikiyet uzunluğu (kopuncaya kadar çekildikten sonra alınan uzunluk) şeklinde de uzunluk ifade edilebilir. Yapağı uzunluğu üzerine ırkın, yaşın beslemenin ve mevsimin etkisi vardır. Yazın kışa göre uzama daha fazladır. Elyaf inceldik-çe uzunluk azalır.

Ondulasyon (kıvrım); Yapağı telinin uzunluğu boyunca gösterdiği kıvrımlardır. Yapağı lifinde kıvrım ne kadar fazla ve birbiri ile aynı seviyede ise yapağı o kadar iyidir. Bir santi-metredekikıvrımsayısıeniyiyapağılardaonüç,enkötüyapağılardaüçadettir erinosırkı koyunların yapağılarında kıvrım on bir - on üç adettir. Ondülasyondaki kalıtım dere-cesi fenotipik seleksiyonla bu konuda ilerleme sağlanabilecek düzeydedir. Yani dış bakıya göre yapılan seçimle istenen yönde bir ilerleme sağlanabilir. Yetersiz besleme ve rasyonda bakır düzeyinin eksikliği ondulasyonu azaltır. Lüleler düz görünüş alırlar.

Fiziksel ÖzelliklerElastikiyet ve mukavemet; Elastikiyet, kuvvet uygulanarak elyafın kopma noktasına ka-daruzamasıolup,yüzdesibelirlenerekdeğerlendirilir ukavemetisebirkuvvetetkisiilekopmaya karşı gösterdiği dayanma gücü olup gramla ifade edilir.

Keçelenme kabiliyeti; Yapağının basınç, nem ve mevsim etkisiyle birbiri içine girip ke-netlenmesiyle şekillenir.

Esneklik; Elyafın sıkıştırıldıktan sonra basıncın kalkmasıyla orijinal haline dönebilme kabiliyetidir.

Yumuşaklık-sertlik; Yapağıya el temasıyla hissedilen bir özelliktir.Kesafet (sıklık); Belli bir deri alanındaki kıl sayısıdır. Kesafeti fazla olan hayvanlarda

yapağı verimi de fazla olur.Renk; Elyafa rengi veren pigment maddesiyle meydana gelen renktir. Tekstil sanayinde

aranan renk beyazdır.Parlaklık; Elyafın ışığı yansıtmasından ileri gelen bir özelliğidir. Tek elya�a fark edil-

meyip lülelerde, iplikte ve kumaşta belirgindir.Tecanüs (bir örneklik); Yapağı gömleğini meydana getiren elyafın incelik ve uzunluk

yönünden aynı olmasıdır. Koyunlarda önden arkaya doğru lüle uzunluğu artar, incelik azalır. Ankara keçilerinde bu durum tersine olup önden arkaya doğru lüle uzunluğu azalır, incelik artar.

Rutubet emme kabiliyeti; Yapağı diğer bütün elyaf çeşitlerine göre daha fazla rutubet emme özelliğine sahiptir.

Page 91: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 81

Randıman; Bir yapağının bütün yabancı maddelerden arındıktan sonra kabul edilen standart şartlarda verdiği temiz yapağı miktarıdır. Yüzde (%) ile ifade edilir. Geri kalan kısmı ise firedir. Yüksek randımanlı temiz yapağı elde etmek için ağılın ve meranın temiz-liğine, bakım ve beslemeye dikkat etmek gerekir.

Koyunlarda Elyaf TipleriKoyunlarda elyaf 4 farklı tiptedir.

• Hakikielyaf• edullalıelyaf• emplielyaf• arışıktipelyafBu 4 farklı tip elyaf, yapağının değer tespitinde ve tekstil sanayinde kullanılma yönün-

de önemlidir. Her koyun ırkında farklı farklı elyaf tipleri mevcuttur. Örneğin ince yapağılı koyunırklarındagömleklerhakikielya anmeydanagelmiştir elezlemeileeldeedilmişkoyun ırklarında bu elyaf çeşitleri birlikte bulunabilir.

Hakiki Elyaf: Yapısında medulla bulunmayan, kırkıma kadar devam eden sürede de-vamlı olarak büyüyen elyaf tipidir. İnce yapağılı koyun ırklarının elyaf tipi hakiki elya�ır.

Medullalı Elyaf: Yapısında medulla bulunan, kırkıma kadar devam eden sürede de-vamlıolarakbüyüyenelyaftipidir edullalarındurumunagöreparçalı,aralıklı,devamlıveboncuklumedullalışeklindedördeayrılır edullalıelyafboyaalmakapasitesidüşükolduğuiçintekstilsanayindetercihedilmeyenbirelyafçeşididir elez,kabavekarışıkyapağılı koyun ırklarında genelde bu tip elyaf mevcuttur.

Kempli Elyaf: İki kırkım arasında bir süre büyüdükten sonra dökülen, medulla kanalı geniş olan elyaf kempli elya�ır. Kempli elyafın boya alma kabiliyeti yoktur. Halı sanayin-de az kempli olması sorun teşkil etmez ancak tekstil sanayinde iplik yapımı için uygun olmaması ve fire vermesi nedeniyle kempli elyaf istenmez. Kempli yada medullalı elyafın meydana gelmesinde; ırk, yaş, mevsim, beslenme ve çevre şartları önemlidir. Özellikle genotipin ırkın etkisimedullalıelya a - ,kemplielya a - civarındadır e-leksiyon yapılırken bu konu üzerinde dikkatle durulması gerekmektedir.

Karışık Tip Elyaf: İki kırkım arası sürede sürekli büyümesi ve uzunluğu boyunca kı-sım kısım hakiki yapağı ve medullalı elyaf karakterlerini birlikte göstermesiyle tanınan elyaf türüdür.

Page 92: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni82

Özet Üreme, döl verimi ve döl verimini etkileyen faktörler

Hayvan yetiştiriciliğinde üretim yönü ne olursa olsun başarılı olmanın temel şartı düzenli yavru (döl) al-maktır. Döl veriminin temel amaçları; sürü büyüklü-ğünün korunması, verimli bir üretimin sağlanabilme-si, seleksiyon ve ayıklamanın etkin yapılabilmesidir. Döl verimi pek çok faktöre bağlı olarak değişebilir. Bu faktörlerin bilinmesi döl veriminin dolayısıyla üreti-min devamlılığının sağlanabilmesi için büyük önem taşır. Döl verimini etkileyen başlıca faktörler; ırk, vü-cut yapısı, yaş, anatomik bozukluklar ve hastalıklar, yetiştirme sezonu, bakım ve besleme, çevre sıcaklığı ve ışık olarak özetlenebilir.

Laktasyon, süt verimi ve süt verimini etkileyen faktörler

ütüretiminintemelamacıyavrularıbeslemektir,çün-kü yavruların sindirim sistemi belirli süre ancak anne-lerinin (ya da o türe ait diğer annelerin) sütünü sindi-rebilecek yapıdadır. Ancak yüksek süt verimi yönünde yapılan seleksiyon ve bakım-beslemenin düzenlenmesi neticesinde evcil memeli hayvanların süt verimleri yav-rularının ihtiyacının üzerine çıkarılmıştır.

ütün salgılanmasıhemgün içerisindehemde tümlaktasyon boyunca farklı sebeplere bağlı olarak deği-şiklikgösterir ütveriminivebileşimietkileyenfak-törler; ırk, yaş, kızgınlık ve gebelik, vücut büyüklüğü, kuruda kalma süresi, mevsim ve çevre ısısı, sağım sayısı ve aralığı, besleme, meme sağlığı ve hastalıklar olarak incelenebilir.

Büyüme, et verimi ile et verimini etkileyen faktörler

Et kasaplık hayvanların kasları olup, ekonomik ve pra-tik olarak hayvanlardan elde edilen yenilebilir kısım-lardır. Hayvanların kasları ve kas li�eri arasına dağılmış vücut yağı da ete dâhildir. Karkas kesilmiş bir kasaplık hayvanın baş, ayaklar, deri ile yenilebilir ve yenileme-yen iç organlar ayrıldıktan sonra geriye kalan kemikli gövdeye denir. Et verimi ise kasaplık büyükbaş ve kü-çükbaş hayvanlar ile tavuk, hindi gibi kümes hayvan-larının kesilmesi sonucu elde edilen karkas miktarıdır.Et üretiminde en öncelikli konu karkas randımanı ile karkastaki yenilebilir et miktarı, pirzola, bonfile gibi birinci sınıf etlerin miktarı ve karkasta kemik oranıdır. Karkas randımanı kemikli et miktarının canlı ağırlığa oranıdır. Yenilebilir et ve birinci sınıf et miktarı ne ka-dar yüksek, kemik oranı ne kadar düşükse ekonomik açıdan verimlilik o kadar artacaktır.

Yumurta verimi ve yumurta verimini etkileyen faktörler

Kanatlı yumurtası yumurta sarısı, yumurta akı, kabuk altı zarları ve kütikül ile sarılı olan küçük bir üreme hücresinden ibarettir. Yumurta besin maddesi olması yanında sarısı aynı zamanda embriyonun gelişmesi için bir gıda kaynağıdır. Yumurta; yumurtalık ile baş-layan ve üreme sisteminin dıştan görünen kısmı olan geri (vent)’ den ibaret olan üreme kanalında şekille-nir ürüiçerisindehorozbulunmasıhalindeyumur-talar döllü, diğer durumda dölsüz olarak yumurtlanır. Hayvanın ırkı/genotipi yanında, bakım ve besleme, yumurtaya giriş yaşı, aydınlatma gibi pek çok faktör yumurta verimi üzerine etkilidir.

Yapağı verimi ve yapağı özellikleri Koyunlardan kırkımla elde edilen elyafa yapağı denir.

Yapağı derideki tüp şeklindeki kıl folikülü çöküntü-lerinden meydana gelir. Kılı meydana getiren papilla bu çöküntülerin tabanında yer alır. Her koyun ırkında farklı farklı elyaf tipleri mevcuttur.

1

2

3

4

5

Page 93: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 83

Kendimizi Sınayalım1. Dünya genelinde beyaz et üretimi yaygın olarak hangi hayvan türünden sağlanmaktadır?

a. Hindib. Broyler etlik piliçc. Bıldırcınd. Yumurtacı tavukların erkeklerie. Ördek ve kazlar

2. Aşağıdakilerden hangisi kırmızı et üretimi üzerine etkili olan hayvan ile ilgili faktörlerden değildir?

a. Irkb. Kondisyonc. Cinsiyetd. Orijine. Besleme programı

3. Aşağıdakilerden hangisi besi performansını etkileyen faktörlerden değildir?

a. Hayvanın ırkıb. Hayvanın cinsiyetic. Hayvanın rengid. Hayvan sağlığı ve tedavie. Besleme

4. İnsan beslenmesinde oldukça önemli olan aşağıdaki be-sinlerden hangisi tam proteinli gıda olarak kabul edilir?

a. İnek sütüb. Kırmızı etc. Beyaz etd. Keçi sütüe. Yumurta

5. Koyunlardan kırkımla elde edilen ürüne ne denir?a. Kılb. Tüyc. Yapağıd. Kemp kıle. Hiçbiri

6. Aşağıdakilerden hangisi döl veriminin temel amaçların-dan biri değildir?

a ürübüyüklüğününkorunmasıb erimlibirüretiminsağlanabilmesic eleksiyonunetkinyapılabilmesid. Ayıklamanın etkin yapılabilmesie. Daha az yavru elde edilmesi

7. Aşağıdakilerden hangisi döl verimini etkileyen faktörler-den biri değildir?

a. Irkb. Beden rengi c ücutyapısıd. Yaşe. Anatomik bozukluklar

8. emelihayvanlardasütüretiminintemelamacınedira. Yavrularını beslemekb. İnsanları beslemekc. Kendini beslemekd ücuttakisuyuatmake ağlığınıkorumak

9. Aşağıdakilerden hangisi yapağının fizyolojik özellikle-rinden değildir?

a. Esneklik b. Uzunlukc. Kesafet d. Tecanüs e. Randıman

10. 2. Koyunlarda kaç farklı tipte elyaf vardır?a. 2b. 5c. 4d. 8e. 3

Page 94: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni84

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarıb Yanıtınızyanlışise Büyüme, t erimiile t eri-

mini Etkileyen Faktörler” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

e Yanıtınızyanlışise Büyüme, t erimiile t eri-mini Etkileyen Faktörler” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

c Yanıtınızyanlışise Büyüme, t erimiile t eri-mini Etkileyen Faktörler” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

e Yanıtınızyanlışise Yumurta erimiveYumurta e-rimini Etkileyen Faktörler” konusunu yeniden göz-den geçiriniz.

c Yanıtınızyanlış ise Yapağı erimiveYapağı zel-likleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

e Yanıtınızyanlışise remeve öl erimi bölümü-nü yeniden okuyunuz.

b Yanıtınızyanlışise öl erimini tkileyenFaktör-ler’’ konusunu yeniden gözden geçiriniz.

a Yanıtınızyanlışise aktasyonve üt erimi bölü-münün ‘‘Laktasyon’’ alt başlığını konusunu yeniden gözden geçiriniz.

b Yanıtınızyanlış ise Yapağı erimiveYapağı zel-likleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

c Yanıtınızyanlış ise Yapağı erimiveYapağı zel-likleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Sıra Sizde 1Hayvan yetiştiriciliğinde üretim yönü (et, süt, yapağı v.b.) ne olursa olsun başarılı olmanın temel şartı düzenli yavru (döl) almaktır. Sıra Sizde 2

emeliyavrularınınsindirimsistemibelirlisüreancakan-nelerinin ya da o türe ait diğer annelerin sütünü sindirebile-cek yapıdadır.

Sıra Sizde 3 Karkas kesilmiş bir kasaplık hayvanın baş, ayaklar, deri ile ye-nilebilir ve yenilemeyen iç organlar ayrıldıktan sonra geriye kalan kemikli gövdeye denir. Et verimi ise kasaplık büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile tavuk, hindi gibi kümes hayvanla-rının kesilmesi sonucu elde edilen karkas miktarıdır.

Sıra Sizde 4 Etin kalitesini fiziksel, kimyasal ve organoleptik özellikle-ri belirlemektedir. Bu özellikler aynı zamanda insanlar için sağlıklı beslenebilme açısından da önemlidir. Etin saklama, duyusal ve pişirilme özellikleri pH, renk, gevreklik ve su tut-ma kapasitesi gibi kriterlere bağlıdır. Bu kriterler hayvanların ırk, yaş, cinsiyet ve beslenme şekli gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.

Sıra sizde 5Tavuğun beden ve fizyolojik gelişimini yeterince tamamla-masıyla yumurtalıklardaki follüküller gelişerek yumurta ve-rimi başlar. Yumurtalıklarda follükül gelişimi ve yumurtlama olayıF Hve Hhormonlarıvasıtasıileolur F Hhormonuyumurtalıkta veya ovumda follikül gelişimini sağlarken, LH hormonu da yumurtalıktan ovumun serbest bırakılmasını sağlar. Ovumun serbest bırakılmasına yumurtlama ya da ovulasyon denir.

Sıra sizde 6Bir hayvandan kırkımla elde edilen yapağı miktarına kirli yapağı verimi denir. Temiz gömlek ağırlığı ise bir koyunun kırkılmasıyla elde edilen kirli yapağı gömleğinin yıkanıp ku-ruduktan sonra geriye kalan temiz yapağı ağırlığıdır.

Sıra Sizde Yanıt Anahtarı

Page 95: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

4. Ünite - Hayvanlarda Verimler ve Verim Özellikleri 85

Yararlanılan KaynaklarAltın, T., Karaca O., Cemal İ. (1998). Halı Yapağısı Üreti-

minde Önemli Seleksiyon Ölçütleri. Ege Bölgesi 1.Ta-rım Kongresi 7-11 Eylül. Aydın.

Akçapınar, H. & Özbeyaz, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri. nkara ariyer atbaacılık td ti

Alpan, O. & Aksoy, A.R. (2009). Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği rzurum afer fset atbaacılık an Tic td ti

Başpınar,H Batmaz, Hayvancılık Bilgisi. Es-kişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Ya-yınları No: 452.

İmeryüz, F, andıkçıoğlu, Koyun Yetiştiricili-ğinde Yapağı. Lalahan Zootekni Araştırma Enstitüsü Yayın No: 22. Ankara.

Öznacar, K., (1974) Merinos Yetiştiriciliği. . Lalahan Zoo-tekni Araştırma Enstitüsü Yetiştiriciye Öğütler ve Halk Yayınları No:3 Lalahan.

etek, . Broylerlerde Cinsiyetin Karkas Özellik-leri ve Sakatat Ürünlerine Etkisi, et fak erg ,1-2:195-204.

etek, , lpay,F, Gezen, , ıbık, E�ects of Non-Feed Removal Molting Methods on Egg Quality Traits in Commercial Brown Egg Laying Hens in Tur-key. Tropical Animal Health and Production 40 (6) :413-417.

Petek, M., lpay,F, Gezen, , ıbık, E�ects of Housing System and Age on Early Stage Egg Producti-on and Quality in Commercial Laying Hens. Ka�as Üniv.Vet.Fak.Derg.

Page 96: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Hayvansal üretimde çevre ve çevreye uyumu tanımlayabilecek,Hayvanların çevreye adaptasyonunu açıklayabilecek,Hayvanlarda stres ve hastalıklara direncini tanımlayabilecek,Hayvancılık işletmelerinde biyogüvenlik olgularını açıklayabilecek,bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Çevre ve Hastalıklara Direnç

• EVREVE EVREYEUYUM• ADA TA Y N• TRE VEHA TALIKLARADİREN• İY GÜVENLİK

• evre• da ta y n

• tre• iy güvenlik

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 97: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

ÇEVRE VE ÇEVREYE UYUM Çevre, hayvanların yetiştirildikleri ve sürekli ilişkide oldukları ortamı ifade eder. Bir süt sığırı için çevre; yetiştirildiği barınak koşulları, barınaktaki alet ekipman, ona bakan işçi ve çi�liğin bulunduğu yerdeki meteorolojik (hava sıcaklığı, nem oranı gibi) değişkenler-den oluşur. Sürekli farklı değerler alabilen bu çevresel değişkenler, hayvanlar üzerinde farklı etkilere de sahiptir. Bu çevresel etkilerin değişimlerine karşın hayvanlarda oluşan bazı değişikliklere ise çevreye uyum denir.

Bu geçici özellikteki uyum yeteneği hayvanların olumsuz çevresel etkiler karşısında yaşamlarını devam ettirebilmelerini sağlar. Bu olay hayvanların çevresel etkilere karşı ver-dikleri kısa süreli tepkidir. Buna örnek olarak soğuk bir ortama çıkan bir ineğin titremesi örnek olarak gösterilebilir. Böyle durumlar hayvanın vücut yüzeyine giden kan miktarını azaltır ve tüm kan iç organlara yönlendirilir. Soğuğun etkisine bir süre sonra alışıldıktan sonra ya da hayvan ısındığında tekrar kan akışı normal seyrine döner. Benzer şekilde sı-cak stresine maruz kalan bir ineğin terlemesi de bu kapsamda değerlendirilebilir.

Farklı türlerde uyum yeteneğinin örneklerini görmek mümkündür. Örneğin sığırlar, sıcak stresine maruz kaldıklarında terlerler ve hızlı solumaya başlarlar. Sığırlar oluşan bu değişiklikler sayesinde sıcağın etkisini en aza indirmeye çalışırlar. Bu değişiklikler sonu-cunda normal vücut sıcaklıklarını korurlar. Daha sonra sıcaklık düştüğünde solunum sa-yıları yavaşlar ve terlemeleri durur.

Koyunlarda ise vücut kalın bir yapağı ile örtülü olduğundan dolayı sıcağa ve soğuğa karşı nispeten uyum yetenekleri daha fazladır. Kalın yapağı örtüsü sayesinde koyunlar sıcak yaz aylarında bile kendi vücut sıcaklıklarını normal düzeylerde tutabilmektedirler.

Hayvanlarda uyum yeteneği üzerinde etkili olan bazı doğal ve yapay mekanizmalar mevcuttur. Doğal mekanizmalara en iyi örnek koyunlardaki yapağı gösterilebilir. Doğal mekanizmalardan bir diğeri ise hayvanların fizyolojik fonsiyonlarını düzenleme yetenek-leridir. Bu yetenekleri genetik yapı tarafından kontrol edilmektedir. Ancak bazı durum-larda daha önce maruz kaldıkları zorluklara karşı daha iyi uyum sağlayabilmektedirler. Buna örnek olarak, kuluçka sırasında civcivlerin yüksek sıcaklıklara maruz kalmaları gös-terilebilir. Kuluçka sırasında yüksek sıcaklığa maruz kalan civcivler yetiştirme aşamasında sıcak stresine daha iyi uyum sağlarlar. Bu örnekte de olduğu gibi hayvanlar daha önce maruz kaldıkları zorlukları hatırlayabilmekte ve daha kolay uyum sağlayabilmektedirler.

Yapay mekanizmalara örnek olarak ise hayvan barınaklarındaki fan ve serinletme sis-temleri gösterilebilr. Sıcak yaz aylarında hayvanların serinletilmesinde kullanılan fan ve petek sistemleri çevre sıcaklıkları çok yüksek düzeylerde olsa bile hayvanların vücut sı-caklıklarını normal düzeylerde tutmalarına yardımcı olur.

Çevre ve Hastalıklara Direnç

Page 98: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni88

Bunun yanı sıra çevresel etkilere karşı hayvanların vücutlarında da bazı değişiklikler ortaya çıkabilir. Bu şekilde oluşan değişimlere de aklimatizasyon denir. Uyum yeteneğine göre nispeten daha uzun sürelidir. Aklimatizasyon sonucu hayvanlarda oluşan değişik-likler de geçicidir. Bunun oluşmasına neden olan etken ortadan kalktıktan sonra tekrar eski haline döner. Buna örnek olarak ise sürekli olarak çeki amacıyla kullanılan bir atın kaslarının aşırı şişmesi örnek verilebilir. Sürekli olarak ağır yük taşımak amacıyla kul-lanılan bu at, yük taşımayı bıraktıktan bir süre sonra kasları yine eski haline geri döner veya sürekli güneş altında kalan bir hayvanın derisinin koyulaşması da buna örnek olarak gösterilebilir.

ADAPTASYONAdaptasyon, hayvanların herhangi bir çevre koşulundaki olumsuzluklardan en düşük düzeyde etkilenerek yaşamlarını devam ettirebilmeleri ve yavru verebilmeleri olarak ta-nımlanır. Çevresel etkilerden daha az etkilenmeleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için hayvanların genetik yapılarındaki değişim adaptasyondur.

Hayvanlarda birçok tür bulunmaktadır. Her türün de yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirebilmesi ve yavru vererek nesillerini devam ettirebilecekleri belirli ortamlar vardır. Bu ortamlar o tür için normal koşullar olarak tanımlanır. Doğal yaşamlarında hayvanların maruz kaldıkları olumsuzluklara karşı uyum sağlama yetenekleri vardır. Bu uyum yete-nekleri genetik yapılarından ileri gelir. Güç koşullarda yaşamalarını sağlayan bu genetik yapı sayesinde sadece bu hayvanlar sonraki generasyonu oluşturmak amacıyla yavrular verebilirler. Bu genetik yapıya sahip olmayan hayvanlar ise yavru veremezler ve soyları tükenir. Bu şekilde bir tür içinde zaten mevcut olan bu genetik yapının sonraki kuşaklara aktarılması sonucunda gerçekleşen olaya adaptasyon denir.

Hayvanların farklı çevre koşullarında yaşama gücüne sahip olma yeteneği farklı de-ğişiklikler sonucunda olur. Bu değişiklikler hayvanların dış görünüşlerinde, davranışla-rında veya fizyolojik yapılarında oluşabilir. Tüm bu değişimler genetik yapıdaki değişi-me paralel olarak gerçekleşir. Adaptasyonun şekillenmesi için genetik yapının değişmesi gerektiğinden çok uzun zaman alır. Bu şekildeki bir değişime örnek olarak vahşi hayvan türleri verilebilir. Vahşi hayvanlar doğal seleksiyon sonucunda çok olumsuz koşullarda bile kendilerine yaşam alanı bulabilmekte, yavrularını doğurabilmekte ve yaşamlarını sürdürebilmektedirler.

Bulundukları çevre şartları ne kadar güç olursa olsun yabani hayattaki hayvanlar o koşullara uyum sağlabilmektedirler. Diğer tara�an, günümüzde verim özellikleri için ye-tiştiriciliği yapılan çi�lik hayvanlarında ise çevre şartlarına karşı dayanıklılık bu kadar iyi değildir. Olumsuz çevre koşullarından çabuk etkilenirler. Hatta başka bir ülkeden ithal edilen bir inek getirildiği yeni yere uyum sağlaması zaman alabilmektedir. Çi�lik hayvan-ları yıllardır yüksek verim kabiliyetinin geliştirilmesi amacıyla yetiştirildiklerinden dolayı adaptasyon yetenekleri zayı�amıştır. Bu sebepten dolayı, çi�lik hayvanlarına uygun ko-şullar insanlar tarafından sağlanmak zorundadır.

Adaptasyonun Sağlanabilmesi İçin Gerekli KoşullarHayvanlarda belirli bir çevre koşuluna adaptasyonun sağlabilmesi için bazı önemli ye-teneklerin, bunu sağlayacak genetik yapının bulunması gerekir. Adaptasyonun sağlana-bilmesi için öncelikle bir hayvan türünün o koşullarda iyi üreme yeteneğinde olması çok önemlidir. Bu sayede türün devamlılığı sağlanır. Daha sonrasında, o koşullarda hayvanla-rın sağlıklı bir şekilde yaşayabilir olması gereklidir. Ayrıca, ortadaki hastalık etkenlerine belirli düzeylerde dayanıklı olması ve yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi gerek-lidir. Bunun yanında türün devamlılığı için beslenmesi de şarttır.

Page 99: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 89

Ancak bazı koşullarda besinlere ulaşmak zor olabilir veya ulaşılan besinlerin miktarı çok az olabilir. Böyle durumlarda da o türün yaşama gücüne sahip olması gerekir. Buna örnek olarak, develer verilebilir. Develer çöl koşullarında uzun süre aç ve susuz kalabil-mektedirler. Hörgüçleri sayesinde su ve besin ihtiyaçlarını karşılayarak, kısıtlı besin al-dıklarında bile yaşamlarını devam ettirirler. Sınırlı besin maddelerinin ulaşılabilir olduğu durumlarda bile bir hayvan türünün büyümesi ve gelişmesini devam ettirmesi yine adap-tasyona örnek olarak verilebilir.

STRES VE HASTALIKLARA DİRENÇHayvanlarda fizyolojik fonksiyonların ve davranışlarının değişmesine neden olan etken-lere maruz kalınması durumuna stres denir. Normal değerlerin dışına çıkmaya zorlayan bu çevresel etkenler hayvanlar tarafından belli düzeylerde tolere edilir veya edilemez. Eğer bu etkiler tolere edilebilir düzeyde ise hayvanlar normal yaşamlarını devam ettirirler. Eğer tolere edilemez ise hayvanları ölümlerine bile neden olabilir. Hayvanların yetiştirildikle-ri ortamlar itibariyle çok farklı koşullara maruz kalabilmektedirler. Bu maruz kaldıkları koşullar eğer hayvanların normal yaşamlarını etkiliyor ise mutlak suretle kontrol altına alınmaları gerekir.

Hayvan yetiştiriciliğinde stres terimi ilk defa 1878 yılında Claude Bernard tarafından tanımlanmıştır. Claude Bernard’a göre stres; hayvanların yaşamsal fonksiyonlarını sabit düzeyde tutarken olumsuz çevresel etkenlere maruz kalma durumu olarak açıklamıştır. Burada yaşamsal fonksiyonlardan kastedilen; vücut sıcaklığının türe özgü düzeyde tutul-ması, kan akış hızının belli bir düzeyde devam etmesi, besin gereksinimlerinin karşılan-ması, oksijenin kanda yeterli düzeyde olması gibi durumlardır. Bu bahsedilen yaşamsal fonksiyonların normal düzeylerinde devam etmesi o hayvanın yaşamını devam ettirebil-mesi bakımından önemlidir. Bu sebepten dolayı, hayvanlarda yaşamın devamlılığının sağ-lanması amacıyla stres etkenlerine maruz kaldıklarında bunların etkilerine karşı savaşırlar.

Stres ÇeşitleriÇevresel etkilerle başa çıkmak için hayvanda oluşan değişiklikler stres, distres ve ostres olmak üzere üç farklı başlık altında incelenir.

Stres, hayvanın normal yaşam fonksiyonlarında oluşan küçük sapmalardır. Bu küçük değişiklikler vücudun düzenleme mekanizmaları sayesinde kontrol altına alınır. Bu çeşit değişiklikler normale dönme eğilimindedir.

Distres, hayvanların normal yaşam fonksiyonlarının işleyişini ciddi şekilde etkileyen durumdur. Bu çeşit bir stres durumunda hayvanların normal yaşamsal fonksiyonlarına dönmesi oldukça uzun sürer. Vücuttaki düzenleme mekanizmalarının etkisi bile stres du-rumundan geri dönüşü durduramayabilir.

Ostres, hayvanların olumlu koşullara (etkenlere) maruz kalması sonucunda yaşamsal fonksiyonlarında oluşan değişimleri ifade eder. Bu stres türünde geri dönüş daha kolaydır.

Hayvanlarda çevresel etkiler sonucunda oluşan stres çeşitlerini karşılaştırınız?

Stres EtkenleriHayvanlarda görülen stres etkenleri; klimatik stres, metabolik stres, fizyolojik stres ve sos-yal stres etkenleri gibi alt başlıklarda incelemek mümkündür.

Klimatik stres etkenleri; bu çeşit stres daha çok hayvanın yetiştirildiği ortamdaki sıcak, soğuk, nem oranı veya rüzgâr hızından etkilenmesini ifade eder.

Metabolik stres etkenleri; bu çeşit etki daha çok hayvanların beslenme durumları ile alakalıdır. Yedikleri yemin yetersiz veya bozuk olması ya da yedikleri yemi tam olarak

1

Page 100: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni90

sindirememelerinden kaynaklanan beslenme yetersizlikleri buna örnek olarak verilebilir. Diğer tara�an hastalıklar da metabolik strese neden olur. Özellikle paraziter hastalıkların beslenme bozukluklarına neden olması metabolik stresin oluşmasında önemli etkenler-den biri olarak gösterilir.

Fizyolojik stres etkenleri; günümüzde özellikle çi�lik hayvanları yüksek verim elde etmek amacıyla yetiştirilmektedir. Süt sığırlarında yüksek süt verimi veya tavuklardaki yüksek yumurta verimi de birer stres etkeni olarak değerlendirilir. Yaşamsal fonksiyonla-rın değişmesine dönük olarak gerçekleşen her türlü etki stres etkeni olarak değerlendiri-lir. Bu açıklamadan yola çıkacak olursak, yüksek verim de hayvanlarda normal yaşamsal fonksiyonları az yada çok değiştirir. Bu sebepten dolayı verim düzeyide bir fizyolojik stres etkenidir.

Sosyal stres etkenleri; bu tip etkenler ağırlıklı olarak bir arada yetiştirmeden kaynak-lanan ve hayvan-hayvan etkileşimini ifade eder. Bir barınakta bir grup hayvanın birada yetiştirilmesi sonucunda bazı hayvanlar diğerlerine daha baskın olurlar. Baskın olan bu hayvanlar daha önce yeme ve suya giderler. Ayrıca baskın olan bu hayvanların barınak içinde belli alanları vardır. Gruptaki diğer hayvanlar üzerinde baskı kurmaları çekinik olan hayvanların strese girmelerine neden olur. Böyle durumlara sosyal stres denir.

Sıcak StresiHomioterm hayvanlardan en iyi düzeyde verim elde edilebilmesi ve yaşamlarını sürdüre-bilmeleri için çevre sıcaklılığının belirli aralıklarda olması gerekir. Çevre sıcaklığındaki bu değişim türlere göre farklılık göstermektedir. Genellikle bu aralık; 5 - 25 °C arasındadır. Mesela; süt sığırlarında tahammül edilebilen alt sınır -16°C, üst sınır ise 25°C -26 °C dü-zeyindedir. Bu sıcaklıkların dışında inekler kendilerini rahat hissetmezler ve vücutlarında bazı fizyolojik değişiklikler meydana gelir. Çevre sıcaklığının 25-26 °C üzerine çıktığı du-rumlarda inekler sıcak stresine girerler. Bunun yanısıra, çi�lik hayvanlarında sıcaklığın belli bir düzeyde tutulmasına termoregülasyon denir. Termoregülasyon üretilen ve kay-bedilen ısı arasındaki dengeyi ifade etmektedir. Kazanılan ısı ve kaybedilen ısı arasındaki denge kazanılan ısı lehine bozulduğunda sıcaklık stresi meydana gelir.

Özellikle çi�lik hayvanlarında verim düzeylerinin yükselmesi nedeniyle sıcak stresine maruz kalmaları sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Küresel ısınmanın etklileri ile hayvan-lardaki verim düzeylerindeki artış da göz önüne alındığında sıcak stresi tüm çi�lik hay-vanlarında üzerinde önemle durulması gereken bir konu haline gelmiştir. Özellikle son yıllarda bu alanda yapılan çalışmalarda sıcak stresinin etkilerinin azaltılması için çeşitli önlemler geliştirilmektedir.

Sıcak Stresinin Etkilerini Azaltmak İçin Uygulanan YöntemlerÇi�lik hayvanlarında sıcak stresinin etkilerinin azaltılması amacıyla genellikle tek bir çö-züm yolu bulunmamaktadır. Çevre sıcaklığının etkilerinin azaltılması amacıyla yapılan çalışmaların genel sonucu; farklı yöntemlerin kombine edilerek kullanılmasının daha uy-gun olacağı yönündedir. Bu sebepten dolayı çi�lik koşullarının, hayvanların verim dü-zeylerinin, bakım besleme durumunun ve maliyetlerin dikkate alınarak çözüm yollarının geliştirilmesi gerekir. Bu sebepten dolayı öncelikle çi�lik koşullarının iyi incelenmesi şart-tır. Hayvanlarda sıcak stresinin etkilerini azaltmak amacıyla şu düzenlemeler yapılabilir;

• Barınakkoşulları• Bakımbeslemekoşulları• GenetikYapıBarınak koşulları; Genelikle başlangıç maliyeti yüksek olduğundan dolayı, daha çi�lik

yapılırken gerekli değişikliklerin yapılması lazımdır. Bu amaçla; gölgelik, fanla serinletme ve su ile serinletme şeklinde yapılabilir.

Homioterm: Hayvanların vücut sıcaklıklarını belirli düzeylerde tutabilme yeteneği.

Page 101: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 91

Sıcak stresinden korunmak amacıyla gölgelik kullanımı barınak maliyetlerini oldukça düşürür. Bu amaçla kullanılan siyah örtüler bulunmaktadır. Bu örtüler, güneş ışığını %90 düzeyinde yansıtarak bu gölgeliğin altındaki hayvanları korumaktadır. Güneş ışığının doğrudan hayvanlara ulaşmasının engellenmesi sonucunda hayvanların sıcak stresinden korunması bu uygulamada temel amaçtır.

İkinci olarak, sıcak stresinin etkisinden korunmak amacıyla fan sistemi uygulanmak-tadır. Bu sistem barınak içine ve yerden 2.7 m yüksekliğe yere belirli bir açıda yerleştirilir. Genellikle bu çeşit sistemler nispeten daha maliyetlidir. Fan sistemi ortamdaki sıcak hava-nın uzaklaştırılması ve serinlik sağlanması temeline dayanmaktadır. Ancak barınak için-de rüzgarın etkisi ile serinletme sağlanması çok etkin olan bir yöntem değildir. Özellikle koyun yetiştiriciliğinde böyle bir yöntemin kullanılması önerilmez. Sığır yetiştiriciliğinde ise fan ile serinletme kullanılarak sıcak stresinin etkilerini ortadan kaldırmada tek başına yeterli bir çözüm yolu değildir. Bu yöntemin mutlaka bakım besleme yada su ile serinlet-me sistemleri ile kombine edilerek kullanılmasında fayda vardır.

Son yıllarda fan sisteminin kullanıldığı tünel havalandırma sistemleri kullanılmaya başlanmıştır. Tünel havalandırma sistemlerine sahip barınakların maliyetleri çok yüksek olduğundan dolayı; sadece yüksek düzeyde sıcak stresine maruz kalan ve verim kabiliyeti yüksek hayvanlar için kullanılmaktadır. Çok özel olan hayvanlar için hazırlanan bu ba-rınaklarda yetiştirilen hayvanlarda sıcak stresinin etkisi daha az olur ve verimlilikleri de yüksek düzeyde devam eder.

Resim 5.1

Süt sığırlarını sıcak stresinden korumak amacıyla gölgelik.

Resim 5.2

Barınak içinde sıcak stresinden korunmak amacıyla kullanılan fan sistemleri

Page 102: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni92

Resim 5.3

Yüksek verim kabiliyetindeki sığırların sıcak stresinden korunması amacıyla yapılmış tünel havalandırma sistemine sahip barınak (Dıştan Görünüm).

Resim 5.4

Yüksek verim kabiliyetindeki sığırların sıcak stresinden korunması amacıyla yapılmış tünel havalandırma sistemine sahip barınak (İçten Görünüm).

Resim 5.5

Süt sığırı barınaklarında kullanılan fan ve su ile serinletme sistemi genellikle yemlik üstüne yerleştirilir ve ineklerin yem yedikleri sırada serinlemelerine olanak sağlanır.

Page 103: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 93

Üçüncü tip serinletme sistemlerinde ise su ile ıslatma sistemleri kullanılmaktadır. Bu çeşit serinletme sistemleri genelde hayvanların üzerine suyun püskürtülmesi (sisleme ya da normal su) şeklinde uygulanmasından ibaret olan bir yöntemdir. Bu çeşit serinletme sistemleri sıcak stresine karşı en etkin olan yöntemlerden birisidir. Özellikle süt sığırların-da vücut sıcaklığının belirli aralıklarda korunması ve sıcak stresine karşın etkin bir çözüm yolu olarak gösterilen bu yöntem sıklıkla tercih edilmektedir.

Sıcak stresi ile baş etmek amacıyla ‘Bakım besleme koşulları’ da oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu amaçla yüksek verim kabiliyetlerine sahip hayvanlara verilen yemlerin özellikleri yaz aylarında farklı kış aylarında farklıdır. Özellikle yaz aylarında sıcak stresi etkisi altındaki hayvanların daha fazla su tüketmeleri ve daha fazla terlemelerinden dolayı yem içeriklerinin düzenlenmesinde dikkat edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Sıcak stresinin üstesinden gelmek için buraya kadar anlatılan yöntemlerin hepsi geçici yöntemler olarak değerlendirilmektedir. Bu yöntemler sadece o sürüde sıcak stresinin et-kilerini azaltmakta ya da hayvanların daha rahat olmalarını sağlamaktadır. Ancak tüm bu önlemlerin bir maliyeti vardır. Özellikle çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde de maliyetler büyük önem taşır. Maliyetlerin düşük olması ve elde edilen kazancın fazla olması temel yetiştiricilik amaçlarından birisini oluşturmaktadır. Bu sebepten dolayı, hayvanlarda sı-cak stresine dayanıklı ırkların oluşturulması üzerinde son yıllarda yapılan çalışmalara hız verilmiştir. Bu amaçla, farklı genler sıcak stresine dayanıklılığı önemli düzeyde etkilediği tespit edilmiştir. Bu genlerlerden en başta kısa tüylülük geni gelmektedir. Holstein ırkı süt sığırlarına aktarılan bu gen sayesinde ineklerin tüy uzunlukları çok kısalmış ve sıcağa dayanıklılıkları oldukça fazla düzeyde artmıştır. Bundan sonraki dönemde bu tip araştır-malara daha fazla yönelim olacağı kesindir. Çünkü bu çeşit bir ırk geliştirilmesi sayesinde sıcaktan daha az etkilenen, yüksek verim kabiliyetini en zor koşullarda bile sürdürebilen bir ırk elde edilmesi sonucunda elde edilen karlılığın daha da artmasını sağlayacak bir çözüm yolu olarak görünmektedir.

Resim 5.6

Normal Holstein ırkı süt ineğinde tüylenme

Page 104: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni94

Hastalıklara DirençHayvan yetiştiriciliğinde özellikle de çi�lik hayvanları bakımından hastalıklar büyük önem taşımaktadır. Hastalıklar hem hayvanlarda verimlerin düşmesine neden olmakta hemde insanlara bulaşma riski taşıdığından dolayı önemlidir. Bu sebeplerden dolayı hay-vanların hastalanmaması için aşılamalar yapılmaktadır. Hastalananlar içinde tedavi ama-cıyla çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Ancak her iki durumda da hastalık yapan mikroorga-nizmalar direnç kazanabilmekte ve hayvanlarda yine hastalıklara neden olabilmektedirler.

Hayvanlarda hastalıkların oluşmasında genetik yapı büyük önem taşır. Ayrıca bazı türler çeşitli hastalıklara karşı dirençlidir. Diğer bazı türler ise bir hastalığı tolere edebilir. Hastalıklara karşı dirençli olan türlerde bir hastalık etkeninin barınması mümkün olmaz dolayısıyla hastalık oluşmaz.

Hastalığın tolere edilmesi durumunda ise; hastalık etkeni hayvanın vücudunda mev-cuttur ancak hastalık belirtilerini göstermez. Ayrıca hastalık etkenleri hayvanın normal yaşamsal fonksiyonlarında çok önemli bir değişikliğe neden olmaz.

Bu iki durum arasındaki fark çok önemlidir. Çünkü hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların kontrolünde hayvanların vücudunda hastalık etkeninin kesinlikle bulunma-sı istenmez.

Hastalıklara karşı direnç veya tolerans istenilen verimlerin elde edilmesi bakımından da önemlidir. Hastalanmayan veya hastalığa dayanıklı hayvanlardan daha fazla verim elde etmek ve daha fazla kazanç elde etmek mümkündür. Bu durum çi�lik hayvanı yetiştirici-liğinin temellerinden birini oluşturan ‘Ekonomiklik’ ilkesinin yerine getirilmesi bakımın-dan önem taşır.

Hastalıklara dirençli veya dayanıklı farklı türler bulunmaktadır. Mesela koyun, keçi ve sığır yetiştiriciliğinde ayak hastalıkları sıklıkla görülür. Ülkemizde de yetiştirilmekte olan İvesi koyunları, Doğu Friesian koyunları ile melezlendiklerinde ayak hastalıklarına daha dayanıklıdırlar. İvesi x Doğu Friesian melezi koyunlarda görülen bu olay hastalıklara dirençliliğe örnek olarak verilebilir.

Ülkemizde yetiştirilmekte olan Güney Anadolu kırmızısı ırkı sığırlar ise kan parazit-lerine karşı daha dayanıklıdırlar.

Hastalıklara direnç veya dayanıklılık genetik yapının kontrolü altındadır. Bu sebepten dolayı genel olarak yerli ırklar kültür ırklarına göre hastalıklara daha dayanıklı olurlar. Bunun yanı sıra yerli ırklar içinde bile bazı türler diğer yerli ırklara göre daha dayanıklı olurlar.

Resim 5.7

Kısa tüylülük genine sahip Holstein ırkı süt ineğindeki tüylenme

Parazit: Herhangi bir canlıda yaşayabilme özelliğinde olan ve çoğu zaman yaşadığı canlıya zarar veren organizmalardır.

Page 105: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 95

Mesela, Shaiwal sığırı Pakistan’da süt verimi amacıyla yetiştirilmekte olan yerli bir sığır ırkıdır. Holstein (Siyah Alaca) sığırlarıda bugün tüm dünyada yetiştirilmekte olan sütçü bir ırktır. Bu iki ırk karşılaştırıldığında Shaiwal sığırları kan parazitlerine karşı daha da-yanıklıdırlar. Suni yollarla bile hastalık etkenine maruz kalsalar daha az hastalık belirtisi gösterirler.

İki yerli ırkın hastalıklara karşı direncini karşılaştırmak gerekirse buna en iyi örnek N’Dama sığırı ile Zebu arasındaki fark gösterilebilir. Her iki ırkta yerli ırktır. N’dama sığırı batı Afrikada yetiştirilen bir ırktır. Zebu ise hörgüçlü ve güney Asyada yetiştirilmekte olan bir sığır türüdür. Bu iki sığır kaşılaştırıldığında; N’Dama sığırı sindirim sistemi parazitle-rine karşı daha dayanıklıdır. Aynı yerde otladıklarında bile N’Dama sığırlarının barsakla-rında daha az parazit olduğu bilinmektedir.

BİYOGÜVENLİK Modern ve entansif hayvancılıkta hastalıklara yer yoktur. Hayvan hastalıkları verimler-de düşme, tedavi giderleri ya da ölümlerden dolayı ekonomik kayba yol açması yanında, insan sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir. İnsan tüketimine sunulan hayvansal gı-daların herhangi bir hastalık etkeni, kimyasal ya da biyolojik bir kalıntı içermemesi temel esastır. Artan rekabet ve maliyetler ile gıda güvenliği gibi nedenler de dikkate alındığında sürü yönetimi ve sağlığı ile biyogüvenlik günümüzde çok daha fazla önem kazanmıştır.

Biyogüvenlik ya da canlı güvenliği hastalık etkenlerinden arınmış ya da en aza indi-rilmiş bir ortamda hayvanların yetiştirilebilmesi için alınması gereken tedbirlerin tümü-nü içeren bir tanımdır. Bakteri, virüs, mantar, küf ve benzeri organizmalar gibi hastalık etkenlerinin hayvanlara bulaşmaması, değişik işletmeler arasında ve işletmelerin kendi içinde hastalık etkenlerinin yayılmaması için geliştirilmiş bir dizi kurallara biyogüvenlik kuralları denir.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Biyogüvenlik Kanunu’nda Biyogüvenlik; insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çev-re ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO (Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar) ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılması, Biyogüvenlik sistemi ise biyogüvenliğin sağlanması için yürütülen her türlü faaliyet ile idari, hukuki ve kurumsal yapılanmanın tamamı olarak tanımlanmıştır.

Genel olarak biyogüvenlik amaçlı önlemler oldukça basit kurallar/tedbirler olup, uy-gulanması basit ama genellikle ihmal edilebilecek önlemlerdir. Hastalanan hayvanlar ge-nellikle verim vermezler, ölebilirler, ağırlık kaybederler, iyileşmeleri için belirli bir zaman geçmesi gerekir ve aynı zamanda tedavileri için ilaç masrafına ihtiyaç vardır. Genelde bü-yükbaş ve küçükbaş hayvanlarda tedaviler bireysel yapılırken, kanatlı hayvanlarda tedavi sürü geneline yapılmaktadır. Kısaca hastalık hem performans kaybı hem ekonomik kayıp demektir. Her zaman hayvanların etkili bir bakım yönetimi ve koruyucu hekimlik tedavi masra�arından daha ucuz ve güvenlidir. Hiçbir zaman ilaç ya da tedavi iyi bir sürü yöne-timinin yerini alamaz.

Bilimsel çalışmalar ve pratik saha tecrübelerine göre hayvancılık işletmelerinde has-talıkların ortaya çıkmasında yetersiz biyogüvenlik uygulamaları ile ilgili başlıca faktörler şöyle tespit edilmiştir.

• Hayvancılıkişletmelerininbaştadamızlıkişletmeleriolmaküzerediğerhayvancı-lık işletmelerine çok yakın kurulması, işletmelerin etrafında yeterli biyogüvenlik alanı oluşturulmaması

• Fare,sıçangibihayvanlarileyetersizmücadele• Temizlikvedezenfeksiyondayetersizlikler• Yetersizpersoneleğitimi,personelinbiyogüvenlikuygulamalarıkonusundayete-

rince teşvik edilmemesi

Page 106: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni96

• İletişimvebilgilendirmeyetersizliği• Biyogüvenlikvebakım-yönetimileilgilidiğerkonularhakkındayetersizkayıtlar• Biyogüvenlikkurallarınınyeterinceuygulanıpuygulanmadığınındenetlenmesin-

de eksikliklerBiyogüvenlik kuralları sadece hastalık anında değil sürekli olarak sıkı bir şekilde uy-

gulanmalıdır. Biyogüvenlik sadece canlı materyalin barındığı işletmelerde değil, üretim işletmelerinin tedarikçisi olan kuluçkahane, yem fabrikası gibi işletmelerde de önemli bir uygulamadır. Genel biyogüvenlik uygulamaları yanında işletmeye ve sürüye özgü olarak çi�likten sofraya güvenli biyogüvenlik ilkeleri temelinde özel önlemler de alınabilir.

Havyancılık işletmelerinde sürü sağlığı ve gıda güvenliğinin korunması amacı ile ge-liştirilmiş biyogüvenlik kuralları genelde; hastalık etkenlerinin işletmeden uzak tutulması, hastalık etkenlerinin yok edilmesi ya da öldürülmesi, hastalıklara karşı yeterli bağışıklığın oluşturulması, işletmede ve sürülerde günlük kontroller ve otopsi, hayvanların yaşına ve fizyolojik ihtiyaçlarına uygun bakım ve beslenmesi ile sağlıklı yaşam koşullarının oluştu-rulması, güvenilir ve konusunda uzman personelle çalışılması gibi altı ana bölümde ince-lenmektedir.

Hastalık Etkenlerinin İşletmeye Girişinin Engellenmesi ya da Uzakta Tutulması Hastalık etkenlerinin işletmeden uzak tutulması ya da işletmede yetiştirilen hayvanlara bulaşmasının önlenmesi için bir dizi basit ve uygulaması kolay tedbirler alınmalıdır.

Hastalık etkenlerinin işletmeye bulaşması-nın önlenmesi için ana ilke personel ve misafir gibi ziyaretçi giriş çıkışı ile ekipman ve araç gi-riş çıkışını kontrol altında tutmaktır. İşletme-lerin giriş ve çıkışlarında insan/personel, ekip-man ve araç trafiği kontrol altına alınmalıdır.

Ziyaretçilerin tek kullanımlık çizme, tu-lum, bone vs. kullanması sağlanmalıdır. Ziya-retçilerin kamera, fotoğraf makinesi gibi diğer işletmelerde de kullanılabilecek cihazlar ile iş-letme içine girmesine müsaade edilmemelidir. Ziyaretçilerin hayvanlar ile direk temas etme-leri önlenmeli, yem üretim ve dağıtımı ile ilgili alanlara girmeleri engellenmelidir.

İşletmenin/kümesin/ahırın genel kullanı-ma açık sadece bir tane giriş ve çıkışı olma-lıdır. Barınak kapıları önünde, personel giriş dezenfeksiyonu için gerekli tedbirler alınma-lıdır. Bu amaçla tüm ünite girişlerine ayak-kabı ve çizmelerin dezenfeksiyonu için kireç küveti, dezenfektanlı sünger kabı ve çizmeler için dezenfektanlı küvet konulmalıdır. Çizme ve ayakkabıların organik kalıntılardan temiz-lenmesi için fırça veya mekanik temizleyiciler sağlanmalıdır.

Resim 5.8

Biyogüvenlik kurallarına uygun kıyafetler

Page 107: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 97

Taşıtlar mümkün olduğunca dışarıda tutulmalı, eğer girmeleri çok gerekli ise işlet-menin girişinde organik kalıntılardan arındırıldıktan sonra etkili dezenfektanlardan biri ile yıkanmalıdır. İşletmeye dışarıdan gelen araçların dezenfeksiyonu için işletme girişine dezenfeksiyon havuzu ya da özel dezenfeksiyon sistemi kurulmalıdır. İşletme girişlerine yapılan dezenfeksiyon çukurları iyi bir uygulama olsa da organik materyaller ile kirlenme, buharlaşma gibi nedenlerden dolayı sürekli aynı etkinliği sağlamak güçtür. Bu nedenle dezenfeksiyon işleminin özel yüksek basınçlı aletler ve taze dezenfektan ile yapılması daha doğrudur.

Yemler kimyasal, organik ve dışkı kalıntısı içermeyen, kalite kontrol prensiplerini dikkate alan işletmelerden temin edilmelidir. Diğer işletmelerden temin edilen damızlık yumurta, civciv veya piliçler hastalık kontrollerinin düzenli olarak yapıldığı bilinen, her bakımdan güvenilir, çalışma izni verilmiş ve sağlık sertifikası düzenlenmiş olan işletme-lerden alınmalıdır.

Barınak içi kadar, barınak dışı da temizlenmeli ve kontrol edilmelidir. Barınak dışın-daki çöplükler, gelişigüzel atılmış malzemeler, barınak dışında yemlerin etrafa saçılmış olması farelerin ve diğer kemiricilerin kümese yaklaşmalarını ve kümese girmelerini ko-laylaştırır. Kemirgenler dışkılarıyla yem ve altlığı kontamine ederler. Kemirgenlerle müca-dele için etkili bir program yürütülmelidir.

Göçmen su kuşlarının hastalığın yayılmasında taşıyıcı rol oynadığı dikkate alınarak, göl, gölet ve göçmen su kuşlarının işletmelere yakınlığı halinde aşırı tedbirli olunmalı, yeni işletme veya ünite kurulacaksa buralara yakın olmamalıdır. Kuşlar için tüneme alanı olabileceğinden kümes ve işletmeler etrafındaki ağaç ve çalılar kesilmeli, su birikintileri oluşmasına engel olunmalıdır. Bu yapılamıyorsa en yakın bitki örtüsü kümesten 15-20 m mesafede olmalıdır.

İşletmeye gelen veya işletmeden nakledilecek ürünler ana işletme giriş kapısında tes-lim edilmeli ya da alınmalıdır. Bir başka işletmeden alınan ekipman kesinlikle dezenfekte edilmeden işletmeye sokulmamalıdır. Altlık olarak kullanılacak materyaller çuvallar için-de ve kapalı ortamda muhafaza edilmelidir. Temizlik ve dezenfeksiyonun istenilen düzey-de olması için barınaklarda taban, duvar, tavanlarda çatlak, yarık bulunmamalı ve kolayca yıkanabilmelidir.

Resim 5.9

İşletme/barınak girişinde otomatik araç dezenfeksiyon sistemi (U.Ü. Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Merkezi)

Page 108: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni98

Aynı çi�likte sadece bir türden hayvan yetiştirilmelidir. Özellikle kanatlı hayvan yetiş-tiriciliğinde hepsi içeri, hepsi dışarı kuralına uyulmalıdır. Yani hayvanlar aynı anda üre-time alınmalı, hepsi aynı anda kesime gönderilerek kasaplık olarak değerlendirilmelidir.

Sinekler başta olmak üzere paraziter mücadeleye önem verilmelidir. Pencere veya ha-valandırma alanları fens telleri ile kapatılarak kuşların girişi engellenmelidir.

Yeni kurulacak işletme ya da üniteler en yakın hayvancılık işletmesinden en az 2.5 - 3.0 km uzaklıkta kurulmalıdır. Özellikle damızlık işletmelerde buna çok daha fazla dikkat edilmelidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hastalık nedeniyle bakanlıkça belirle-nerek illere bildirilen riskli sulak alanlar çevresindeki en az 1 km. mesafeli alanda kaz, ördek gibi suda yaşamaya ihtiyaç duyan kümes hayvanları için kümes kurulmasına izin vermemektedir.

İşletme ve hayvan barınakları etrafında biyogüvenlik alanları oluşturulmalıdır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yeni kurulacak hayvancılık işletmeleri için etrafında bir sağlık koruma bandı oluşturulmasını istemektedir. Sağlık koruma bandı belirlenirken hayvancılık işletmesinin çevre ve halk sağlığına yapacağı zararlı etkiler, kirletici maddeler ve hayvan hastalıklarının yayılışını en aza indirecek özellikler dikkate alınmaktadır.

Özellikle lokal su kaynakları kullanılması durumunda yabani kuşların atıkları ile bu-laşma ihtimali daha yüksek olacağından sıklıkla analiz ettirilmeli ve kuralına uygun ola-rak dezenfekte edilmelidir.

Barınak ve ünite girişlerine mutlaka duş ve elbise değişim yerleri yapılmalı, günlük kıyafetler, burada bırakıldıktan sonra işyerine geçilmelidir.

Hastalık etkenlerinin işletmeden uzak tutulması ya da işletmeye bulaşmaması için uygulan-ması gereken ana ilkeler hakkında neler düşünüyorsunuz?

Hastalık Etkenlerinin Yokedilmesi ya da ÖldürülmesiHastalık çıksın çıkmasın genelde her üretim dönemi öncesi hayvan barınakları ve ekip-manlar potansiyel hastalık etkeni taşıyıcısı gibi işlem görerek dezenfekte edilmelidir. Yüzey dezenfeksiyonu yanında aynı zamanda üretim öncesi en son işlem olarak bir de tütsüleme işlemi yapılmalıdır. Bakteri, virüs, mantar gibi hastalık etkenleri bu amaç için geliştirilmiş, sıvı ya da gaz halindeki dezenfektan ismi verilen özel kimyasal maddeler kullanılarak yok edilmeye ya da öldürülmeye çalışılmalıdır.

Dezenfeksiyon; dezenfektan olarak isimlendirilen özel kimyasal maddeler ile bakteri, virüs gibi hastalık etkenlerinin öldürülmesi işlemidir. Piyasada ticari isimle anılan çok değişik dezenfektanlar mevcuttur. Bunların her birinin etki şekilleri, uygulama tarzları ve maliyeti farklıdır. Dezenfektan seçerken genel koruyucu amaçlı, yüzey dezenfektanı ya da belirli bir etkene dönük gibi amaca uygun seçilmelidir. Özellikle virüslere karşı etkili olan; geniş etkiye sahip; iyotlu ve klorlu gibi, kullanımına izin verilen dezenfektanlar tercih edilmeli, gerekirse duvarlar da badana edilmelidir. Bu işlem veteriner hekim kontrolünde gerekirse biyogüvenlik firmalarına yaptırılmalıdır.

Tütsüleme ya da fumigasyon gaz formundaki özel kimyasal maddeler ile hastalık et-kenlerinin öldürülmesi işlemidir. Tütsüleme işlemi ile genelde yüzeydeki hastalık etken-leri öldürülür ve bu amaçla en yaygın kullanılan kimyasal madde formaldehit gazıdır. Formaldehit gazının hastalık etkenlerini öldürücü etkisinden özellikle kuluçkahanelerde ve yüzey dezenfektanı olarak barınaklarda yaygın bir biçimde yararlanılmaktadır. Ancak insan sağlığına olan zararlı etkilerinden dolayı formaldehit gazının kullanımı yasaklandı-ğından tütsüleme işleminde alternatif yöntemler ve ilaçlar uygulanmalıdır. Tütsülemede ne kullanılırsa kullanılsın veteriner hekim kontrolünde ve ilacın önerilen kullanım dozu miktarında, mümkün olduğu kadar uygulayıcılar ve diğer canlılar ile teması olmayacak

2

Page 109: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 99

şekilde kullanılmalıdır. Tütsüleme işleminden sonra 1-2 saat ya da yarım gün kadar barı-nak kapalı kalmalı, daha sonra yeteri kadar havalandırılmalıdır.

Dezenfeksiyonun ancak temiz yüzeylerde etkili olacağı unutulmayarak, yüzeyler üze-rindeki organik materyaller basınçlı su ile temizlenip yıkandıktan sonra dezenfeksiyon ve tütsüleme işlemi yapılmalıdır. Temizlik amacı ile kullanılan suyun basıncı 35-55 bar düzeyinde olmalı, yıkama suyuna etkili deterjanlardan birisi katılmalı, en son deterjan kalıntılarının temizlenmesi için sadece su ile yıkanmalıdır. Yıkama suyunun çevreye da-ğılması önlenmelidir.

Dönemler arasında canlı hayvanların bulunmadığı sırada işletmede yer alan yem si-loları, yemlik ve suluk sistemi temizlenerek dezenfekte edilmelidir. Suluk sisteminden en son temiz su geçirilerek dezenfektan kalıntılarından temizlenmelidir.

Hastalığa karşı etkinliği ispatlanmış dezenfektanlar kullanılmalı, dezenfektan seçi-minde mevsim sıcaklığı ve rutubet dikkate alınmalı, bazı dezenfektanların düşük sıcak-lıkta yeterince etkili olmadığı unutulmamalı, dezenfektanlar etkili konsantrasyonda ve sürede kullanılmalıdır.

Hastalık çıkması durumunda hasta hayvanlar bölge dışına çıkartılmamalı, enfekte hayvanların bulunduğu bütün alanların temizlik ve dezenfeksiyonu sağlanmalıdır.

Ölü, hasta hayvan imhasında çok titiz olunmalıdır. Mümkünse yakma kazanlarında yakılmalı ve külleri gömülmeli, mümkün olmadığı taktirde derin çukurlara gömülerek, dezenfekte edilmeli, üzeri kireç ve toprakla kapatılmalıdır.

Yeterli Bağışıklığın OluşturulmasıHayvanlarda hastalık etkenlerine karşı aşılama ile yeterli bağışıklığın oluşturulması olduk-ça önemlidir. Sağlıklı bir vücut; bağışıklık organlarında üretilen özel bağışıklık hücreleri vasıtası ile karşılaştığı hastalık etkenlerini öncelikle bu organizmaların vücuda girmelerini engellemek veya girer ise vücuda girdikleri yerde etkisiz hale getirmek, yayılmalarını en-gellemek ya da geciktirmek şeklinde savaşarak yok eder. Bağışıklık sistemi etkeni önceden tanırsa başarı düzeyi daha da artar. İşte aşılar ile vücudun bağışıklık sistemi az miktarda etken ile tanışır ve hastalık anında etkeni tanıyarak yok eder.

Üretim yönüne, bölgedeki hastalık durumuna vb. göre hastalık etkenlerine karşı aşı-lamalar eksiksiz bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Çevrede bulunan hastalıklara karşı hay-vanların bağışıklık düzeyleri belli aralıklar ile takip edilmelidir.

Aşıların muhafazası ve taşınmasında soğuk zincire önem verilmeli, özellikle kanatlı hayvanlarda aşıların uygulanması ile ilgili (içme suyu ile hazırlanacak aşıların yeterli, 2-4 saatlik gibi bir sürede tüketilmesi, karşımın saf su ya da yağsız süt tozu ile karıştırılan su ile hazırlanması v.b) kurallara eksiksiz uyulmalı, boş aşı kapları derin çukurlara üzeri kireçle kapatılarak gömülmeli, üretim tarihi ve seri no. kaydedilmelidir.

Hayvanlarda biyogüvenlik amacıyla yeterli düzeyde bağışıklığın oluşturulması hangi açılar-dan önemlidir.

Güvenilir ve Konusunda Uzman Personel ile ÇalışılmasıHayvancılık işletmelerinde hastalıktan tam anlamı ile korunabilme üretim zincirinin her aşamasında alınan tedbirlerin sıkı bir şekilde uygulanması ile mümkündür. Üretim zin-cirinin herhangi bir halkasındaki hata önü alınamaz sorunlara yol açabilir. Bunun temini için en önemli faktör insandır. Eğitilmemiş, güvenilmeyen personel ile biyogüvenlik ku-ralarını tam olarak uygulamak olanaksızdır.

Biyogüvenlik sistemi çalışanların tek başına uygulayabilecekleri bir sistem olmayıp, grup çalışması gerektiren ve bu konuda eğitim görmüş insanlar ile yapılmalıdır. Her nok-tada deneyimli ve eğitilmiş kişiler görev almalı ve mümkünse sistemin kontrolü ile ilgili kişilerin işletme dışından olması oldukça faydalıdır.

3

Page 110: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni100

Hastalıkların kaynağı araştırıldığında genelde %90’ ının insan kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. İşletmelerde çalıştırılan tüm personel hastalıkların önemi ve korunma ile ilgili olarak sürekli olarak bilgilendirilmeli ve denetlenmelidir. Hayvanların bakım ve beslen-meleri yanında, biyogüvenlik kurallarını bilen ve uygulayan, hastalık belirtileri konusun-da, ya da hayvanlardaki normal dışı davranışlar konusunda bilgili, hastalık durumunda yöneticileri derhal uyaran personel oldukça önemlidir. Bu da işini bilen, güvenilir ve dü-rüst personel ile ancak sağlanabilir.

Tüm ünitelerde çalışan personel biyogüvenlik uygulamalarının geliştirilmesi için teş-vik edilmeli, evlerinde veya iş dışı hayvanlar ile ilgilenmeleri yasaklanmalı, yabani her-hangi bir hayvan ile temas etmeleri veya avcılık yapmaları engellenmelidir.

Bakım ve Besleme (Sağlıklı Yaşam Koşullarında Yetiştirme)Hayvanların bakım ve besleme gibi yaşam kalitesinde meydana gelen kesintiler ya da ek-siklikler hayvanlar üzerinde stres oluşturarak bağışıklık mekanizmasının zarar görmesine ve hastalıklara yatkın hale gelmesine yol açar.

Hayvanların iyi bir bakım ve yönetimlerinin her zaman tedaviden daha kolay ve çok daha ucuz olduğu hatırlanmalıdır. Hayvanların bakım ve yönetimlerinde bilimsel yön-temler uygulanmalı, başlangıçta maliyeti yüksek ve uygulaması fazladan iş yükü getiriyor gibi görünen oldukça basit kuralların sonraki dönemlerde hem teknik hem de ekonomik açıdan işletmenin lehine olacağı unutulmamalıdır.

Örneğin; etlik piliç işletmelerinde altlık kalitesine yeterince önem verilmemesine bağ-lı olarak ayak ve göğüs eti karkas kalitesi problemleri yanında, ıslanmış ve kötü kaliteli altlıkta amonyak düzeyi artarak hastalık etkenlerinin üremesi için bir ortam oluşturur. Yüksek düzeyde amonyak aynı zamanda solunum yolu hastalıklarına da yol açar.

İşletmelerde hayvan sağlığı ve üretim kayıtları sürekli olarak takip edilmeli, hayvanla-rın yaşına ve ırkına göre standardlara uygunluğu araştırılmalı, ani bir verim düşüşü, yem tüketiminde azalma, ölüm oranında artış gibi durumlarda ise derhal tedbir alınmalıdır.

Barınaklarda sıcaklık, havalandırma, altlık kalitesi gibi hayvanların sağlıklı yaşam ko-şullarında kesinti olmamalı, bilimsel ölçütlerde hayvanların yaşına, üretim yönüne, v.s yeterli düzeyde sağlanmalıdır.

Günlük Kontrol ve OtopsiHayvanların genel davranış özellikleri, vücut kondisyonları, yem tüketimleri, canlı ağır-lık kazançları gibi hayvanlara ait özellikler ile barınak altlık kalitesi, sıcaklık, rutubet dü-zeyi gibi barınaklara ait özellikler sürekli izlenmeli, normalden sapmaların hayvanlarda bir hastalığın işaretçisi ya da bir hastalığa yol açabileceği unutulmamalıdır. İşletmelerde sürekli olarak verim kayıtları incelenmeli, ani değişiklikler sorgulanarak nedeni ortaya çıkartılmalıdır.

Üretim işletmeleri ve damızlık ünitelerdeki hayvanların sağlığı ve genel görünümleri, bölgede hastalık çıkması durumunda daha yoğun olmak üzere sıkı bir şekilde izlenmelidir.

Otopsi ölmüş olan hayvanlar üzerinde yapılan tanısal amaçlı bir işlemdir. Hastalıklar belirli doku ve organlar üzerinde yerleşirler ve zarar verirler. Otopsi işlemi ile iç ve dış vü-cut yüzeyi ile organlar üzerinde ortaya çıkan değişiklikler incelenerek hastalık ya da ölüm nedeni ortaya konmaya çalışılır. Örneğin tavuklarda Gumbora hastalığında öncelikle Bur-sa Fabricius adlı organdaki, Salmonella etkenlerinde üreme organlarındaki değişiklikler ön plandadır.

Sürüde normal dışı davranış ya da ölümler ile karşılaşıldığında konuda uzman vete-riner hekimler tarafından hasta ve ölmüş hayvanlar incelenip, referans laboratuvarlara materyal gönderilerek kesin teşhis konulmalıdır.

İşletmeler uğrayacakları ekonomik kayıpların büyüklüğüne karşın, hastalık ihbarla-rında özverili olmalı ve civardaki işletmeleri ve yetkilileri derhal uyarmalıdırlar.

Page 111: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 101

Özet

Hayvansal Üretimde Çevre ve Çevreye Uyum Hayvanların yetiştirildikleri ve sürekli ilişkide olduk-

ları ortama çevre denir. Bir hayvan için çevre; barınak koşulları, sıcaklık, nem oranı, rüzgar hızı gibi etken-leri ifade eder. Sürekli farklı değerler alabilen bu çev-resel değişkenler, hayvanlar üzerinde farklı etkilere de sahiptir. Bu çevresel etkilerin değişimlerine karşın hayvanlarda oluşan bazı değişikliklere ise çevreye uyum denir.

Hayvanların Çevreye Adaptasyonu Çevresel etkilerden daha az etkilenmeleri ve yaşamla-

rını sürdürebilmeleri için hayvanların genetik yapıla-rındaki değişim adaptasyondur. Adaptasyon genetik yapının değişmesi sonucunda şekillendiğinden dolayı daha uzun sürelerde gerçekleşir.

Hayvanlarda Stres ve Hastalıklara Direnç Hayvanlarda fizyolojik fonksiyonların ve davranışla-

rın değişmesine neden olan etkenlere maruz kalması durumuna stres denir. Hayvanlarda vücut fonksiyon-larının normal değerlerin dışına çıkmaya zorlayan bu çevresel etkenler hayvanlar tarafından belli düzeyler-de tolere edilir veya edilemez. Eğer bu etkiler tolere edilebilir düzeyde ise hayvanlar normal yaşamlarını devam ettirirler. Eğer tolere edilemez ise hayvanla-rın ölümüne neden olabilir. Hayvan yetiştiriciliğinde özellikle de çi�lik hayvanları bakımından hastalıklar büyük önem taşımaktadır. Hastalıklara direnç veya dayanıklılık genetik yapının kontrolü altındadır. Bu sebepten dolayı genel olarak yerli ırklar kültür ırkla-rına göre hastalıklara daha dayanıklı olurlar. Bunun yanı sıra yerli ırklar içinde bile bazı türler diğer yerli ırklara göre daha dayanıklı olurlar.

Hayvancılık İşletmelerinde Biyogüvenlik Biyogüvenlik ya da canlı güvenliği hastalık etkenle-

rinden arınmış ya da en aza indirilmiş bir ortamda hayvanların yetiştirilebilmesi için alınması gereken tedbirlerin tümünü içeren bir tanımdır. Hayvancılık işletmelerinde sürü sağlığı ve gıda güvenliğinin ko-runması amacı ile geliştirilmiş biyogüvenlik ilkele-ri; hastalık etkenlerinin işletmeden uzak tutulması, hastalık etkenlerinin öldürülmesi, yeterli bağışıklığın oluşturulması, günlük kontroller ve otopsi, hayvanla-rın yaşına ve fizyolojik ihtiyaçlarına uygun bakım ve beslenmesi ile sağlıklı yaşam koşullarının oluşturul-ması, güvenilir ve uzman personelle çalışılması gibi alt bölümlerde incelenmektedir.

1

2

3

4

Page 112: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni102

Kendimizi Sınayalım1. Hayvanların içinde yetiştirildikleri ve sürekli ilişkide ol-dukları ortama ne ad verilir?

a. Çevreb. Çi�lik c. Ahırd. Kümese. Ağıl

2. I. Adaptasyon genetik yapıdaki değişimin bir sonu-cudur.

II. Adaptasyon türün devamlılığı bakımından önemlidir.III. Adaptasyon sonucunda canlılarda bazı değişiklikler

görülebilir.IV. Adaptasyon daha uzun sürede gerçekleşir.

Yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?a. Yalnız IVb. I ve IIIc. II ve IVd. I, II ve IIIe. I, II, III ve IV

3. Bir hayvanın normal yaşam fonksiyonlarında oluşan kü-çük sapmalara ne ad verilir?

a. Stresb. Distresc. Ostresd. Uyume. Adaptasyon

4. Hayvanların normal yaşam fonksiyonlarının işleyişini ciddi şekilde etkileyen duruma ne ad verilir?

a. Stresb. Distresc. Ostresd. Uyume. Çevre

5. Hastalık etkenlerinin işletmede yetiştirilen hayvanlara bulaştırılmaması için alınacak önlemlerden hangisi en az etkilidir?

a. Araç giriş çıkış trafiğinin kontrol altına alınmasıb. Ekipman giriş çıkış trafiğinin kontrol altına alınmasıc. Video-kamera sistemiyle izlenmesid. Personel ve ziyaretçi giriş çıkış trafiğinin kontrol altı-

na alınmasıe. Kümes pencerelerinin kuşların girmemesi için tel ör-

güler ile kapatılması

6. Hastalık etkenlerinden arınmış bir ortamda hayvanların yetiştirilmesi için uygulanan tedbirlerin tümüne ne ad verilir?

a. Gıda güvenliğib. Biyogüvenlikc. Adaptasyond. Otopsie. Enfeksiyon

7. Hayvancılık işletmelerinde yetiştirilen hayvanlarda yeter-li düzeyde bağışıklığın oluşturulması hangi açıdan önemlidir?

a. Canlı ağırlık kazancı açısındanb. Yüksek bir yemden yararlanma açısındanc. Daha az yem tüketimi sağlamak açısındand. Hastalık etkenleri ile savaşmak açısındane. Daha çok yem tüketimi açısından

8. Sığırlarda sıcak stresine dayanıklı türler geliştirilmesi amacı ile genetik olarak en fazla yararlanılan özellik, aşağı-dakilerden hangisidir?

a. Kısa tüylülük b. Boynuzlulukc. Beyaz başlılıkd. Uzun tüylülüke. Kalın deri

9. Hayvanların olumlu koşullara maruz kalması sonucunda yaşamsal fonksiyonlarında oluşan değişimler hangi stres gru-bunda tanımlanır?

a. Distresteb. Strestec. İyi strested. Ostrestee. Monostreste

10. Hayvancılık işletmelerinde hastalık etkenlerinin öldü-rülmesi ya da yok edilmesi amacı ile yapılan işlemlere ne ad verilir?

a. Biosecurityb. Temizlikc. Canlı güvenliğid. Biyogüvenlike. Dezenfeksiyon

Page 113: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

5. Ünite - Çevre ve Hastalıklara Direnç 103

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı1. a Yanıtınız yanlış ise “Çevre ve Çevreye Uyum” konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.2. e Yanıtınız yanlış ise “Çevre ve Çevreye Uyum” konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.3. a Yanıtınız yanlış ise “Stres ve Hastalıklara Direnç” ko-

nusunu yeniden gözden geçiriniz.4. b Yanıtınız yanlış ise “Stres ve Hastalıklara Direnç” ko-

nusunu yeniden gözden geçiriniz. 5. c Yanıtınız yanlış ise “Biyogüvenlik” konusunu yeni-

den gözden geçiriniz.6. b Yanıtınız yanlış ise “Biyogüvenlik” konusunu yeni-

den gözden geçiriniz.7. d Yanıtınız yanlış ise “Biyogüvenlik” konusunu yeni-

den gözden geçiriniz.8. a Yanıtınız yanlış ise “Stres ve Hastalıklara Direnç” ko-

nusunu yeniden gözden geçiriniz.9. d Yanıtınız yanlış ise “Stres ve Hastalıklara Direnç” ko-

nusunu yeniden gözden geçiriniz.10. e Yanıtınız yanlış ise “Biyogüvenlik” konusunu yeni-

den gözden geçiriniz.

Sıra Sizde Yanıt AnahtarıSıra Sizde 1Çevresel etkilerle başa çıkmak için hayvanda oluşan deği-şiklikler stres, distres ve ostres olmak üzere üç farklı başlık altında gruplandırmak mümkündür. Stres, hayvanın normal yaşam fonksiyonlarında oluşan küçük sapmalardır. Genellik-le, bu tip değişiklikler normale dönme eğilimindedir. Distres, hayvanların normal yaşam fonksiyonlarının işleyişini ciddi şekilde etkileyen durumdur. Bu çeşit etkiler nispeten daha uzun sürer ve vücuttaki düzenleme mekanizmalarının etki-si bile geri dönüşü durduramayabilir. Diğer bir stres türü de ‘Ostres’ olarak adlandırılır. Bu tip stres durumları, hayvanla-rın olumlu koşullara (etkenlere) maruz kalması sonucunda yaşamsal fonksiyonlarında oluşan değişimleri ifade eder. Bu stres türünde geri dönüş daha kolaydır.

Sıra Sizde 2 Çi�lik hayvanlarında sıcak stresinin etkilerinin azaltılması amacıyla genellikle tek bir çözüm yolu bulunmamaktadır. Çevre sıcaklığının etkilerinin azaltılması amacıyla yapılan çalışmaların genel sonucu; farklı yöntemlerim kombine edi-lerek kullanılmasının daha uygun olacağı yönündedir. Bu se-bepten dolayı çi�lik koşullarının, hayvanların verim düzey-lerinin, bakım besleme durumunun ve maliyetlerin dikkate alınarak çözüm yollarının geliştirilmesi gerekir. Bu sebepten

dolayı öncelikle çi�lik koşullarının iyi incelenmesi şarttır. Hayvanlarda sıcak stresinin etkilerini azaltmak amacıyla barınak koşulları, bakım-besleme ve genetik yapı üzerinde farklı değişiklikler yapılabilir. Bu yöntemler içinde barınak koşulları ve bakım-besleme koşullarının değiştirilmesi çev-resel şartların iyileştirilmesini sağlar. Bunun dışında sonraki kuşaklarda sıcak stresine dayanıklılık bakımından bir iyileş-me sağlamaz. Genetik yapı üzerindeki değişimler ise sonraki kuşaklarda sıcak stresine dayanıklılığı etkilediğinden dolayı uzun süreli bir çözüm yolu olarak gösterilmektedir. Genel çözüm yolları arasında; genetik yapıdaki değişim yavaş olma-sına karşın en etkin olanıdır. Barınak koşulları bakımından ise tünel havalandırma sistemleri sıcak stresi ile başa çıkmak için etkin olan yöntem olarak gösterilebilir. Ancak bu yönte-min de maliyeti oldukça yüksektir.

Sıra Sizde 3Hastalık etkenlerinin işletmeye bulaşmasının önlenmesi için ana ilke personel ve misafir gibi ziyaretçi giriş çıkışı ile ekipman ve araç giriş çıkışını kontrol altında tutmaktır. İşlet-melerin giriş ve çıkışlarında insan/personel, ekipman ve araç trafiği kontrol altına alınmalıdır.

Sıra Sizde 4Sağlıklı bir vücut bağışıklık organlarında üretilen özel ba-ğışıklık hücreleri vasıtası ile karşılaştığı hastalık etkenlerini öncelikle bu organizmaların vücuda girmelerini engellemek veya girer ise vücuda girdikleri yerde etkisiz hale getirmek, yayılmalarını engellemek ya da geciktirmek şeklinde savaşa-rak yok eder. Bağışıklık sistemi etkeni önceden tanırsa başarı düzeyi daha da artar. İşte aşılar ile vücudun bağışıklık sistemi az miktarda etken ile tanışır ve hastalık anında etkeni tanı-yarak yok eder.

Page 114: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni104

Yararlanılan KaynaklarAksoy, F.T.(2011). Sürü Sağlığı ve Biyogüvenlik. Çi�lik Der-

gisi, Mart 3.Aksoy, F.T. (1999). Tavuk Yetiştiriciliği. Ankara: Şahin Mat-

baası.Anonim (2010). Biyogüvenlik Kanunu, Resmi Gazete. Ka-

nunu No: 5977, Kabul Tarihi: 18.03.2010, Yayımlandığı R.Gazete: 26.03.2010-27533.

Baker, R.L. (1998). Genetic resistance to endoparasites in sheep and goats. A review of genetic resistance to gast-rointestinal nematode parasites in sheep and goats in the tropics and evidence for resistance in some sheep and goat breeds in sub-humid coastal Kenya. Animal Genetic Resources Information, 24: 13-30.

Claxton, J., Leperre, P. (1991). Parasite burdens and host sus-ceptibility of Zebu and N’Dama cattle in village herds in the Gambia, Veterinary Parasitology, 40(3-4): 293-304.

Glass, E.J., Preston, P.M., Springbett, A., Craigmile, S., Kirvar, E., Wilkie, G., Brown, C.G.D. (2005). Bos taurus and Bos indicus (Sahiwal) calves respond di�erently to infection with �eileria annulata and produce markedly di�erent levels of acute phase proteins, International Journal for Parasitology, 35(3): 337-347.

Petek, M. (2006). Etlik Piliç İşletmelerinde Kuş Gribine Karşı Tehlike Analizi Kontrol Noktaları, Türktarım Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Dergisi. 168.

Shimshony, A. (1989). Footrot in Awassis and the crosses with East Friesian sheep, New Zealand Veterinary Jour-nal, 37(1): 44.

Yalçın, C.B. (1981). Genel Zootekni, İstanbul.

Page 115: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r
Page 116: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Saf yetiştirmeAkrabalık ve akrabalı yetiştirmeKan tazelemeMelezleme gibi yetiştirme sistemleri hakkında bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Yetiştirme Metotları

• GİRİŞ• A YETİŞTİRME• AKRA ALIYETİŞTİRME KANYAKINLIĞI• KANTA ELEME• MELE LEME

• af eti tirme• kra alı eti tirme

• an a eleme• ele leme

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 117: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

GİRİŞHayvancılık işletmelerinde temel amaç yüksek verimlilik yanında sürü büyüklüğünün ko-runması ve geliştirilmesidir. Hayvancılık işletmelerinde sürü büyüklüğünün korunması genellikle kendi içinden erkek ve dişilerin birleştirilmesiyle sağlanır. İşletmelerde genel olarak sürünün belirli bir oranı (%15-20 gibi) her yıl değişik nedenlerle sürüden çıkartılır, bunun yerine işletme içinden ya da dışarıdan hayvanlar sürüye katılır. Hem sürü büyük-lüğünün korunması hem de herhangi bir özellikte genetik ilerleme sağlamak için damızlık olarak seçilen erkek ve dişilerin yetiştirilmesinde ya da birleştirilmesinde belli yöntemler kullanılır ki buna yetiştirme metotları denir.

Damızlıkta kullanılacak hayvanlar aynı ırktan ise bunların birleştirilmesi ile yapılan yetiştiriciliğe saf yetiştirme denir. Saf yetiştirmenin daha yoğun yapılan şekline akrabalı yetiştirme, uzun süre akrabalı yetiştirilmiş sürülere bir defalık bir başka sürüden hayvan katılması ile yapılan birleştirmeye kan katma ya da kan tazeleme denir. İşletmede yer alan hayvanlar başka başka ırklardan seçilmişler ve aralarında değişik amaç ve şekillerde sis-temli bir birleştirme uygulanmış ise buna da melezleme denir. Melezleme iki ya da daha fazla ırkı kapsayan bir birleştirme yöntemidir.

SAF YETİŞTİRMEDamızlıkta kullanılan hayvanların her ikisi de aynı ırktan ise bu erkek ve dişilerin birleş-tirilmesi ile yapılan birleştirme yöntemine saf yetiştirme denir. Teorik olarak aynı genetik yapıya sahip olan bireylerin birleştirilmesi anlaşılsa da pratikte aynı genotipe sahip birey-lerin bulunması ve birleştirilmesi oldukça zor olduğundan pratik olarak saf yetiştirmeyi aynı ırk veya aynı ırktan soy ve hatların kendi aralarında yetiştirilmesidir diyebiliriz.

Bir kıvırcık koyun sürüsünde Kıvırcık ırkı bir koç ile, Kıvırcık ırkı bir dişi koyunun, bir Saanen keçi sürüsünde Saanen ırkı bir teke ile Saanen ırkı bir dişi keçinin birleştiril-mesi bir saf yetiştirmedir. Bir Lehgorn ırkı tavuk sürüsünde bu ırktan erkek ve dişilerin birleştirilmesi bir saf yetiştirmedir. Angus ırkı bir boğa ile Angus ırkı dişi bir ineğin birleş-tirilmesi saf yetiştirmeye güzel bir örnektir.

Gelişen teknolojiye bağlı olarak ineklerin aynı ırktan boğaların sperması ile suni to-humlama yöntemi kullanılarak tohumlanması ya da aynı ırktan iki üreme hücresinin la-boratuar ortamında bir araya getirilerek oluşturulan embriyonun taşıyıcı annelere aktarıl-ması ile yavru elde edilmesi de birer saf yetiştirmedir.

Saf yetiştirmede birbirleri ile akraba olan ya da olmayan erkek ve dişilerin birleştiril-mesi yolu seçilebilir. Akrabalar arası birleştirme yolu ile saf yetiştirmeye akrabalı yetiştir-

Yetiştirme Metotları

Koç: Ergin ve üreme yeteneği kazanmış erkek koyun

Teke: Ergin ve üreme yeteneği kazanmış erkek keçi

Page 118: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni108

me veya kan yakınlığı, aynı ırktan akraba olmayanların birleştirilmesine ise uzak yetiştir-me denir. Akrabalı yetiştirme bir saf yetiştirme şekli olmakla birlikte öneminden dolayı ayrı bir yetiştirme metodu olarak incelenmektedir.

Saf yetiştirme yeni geliştirilmiş at, sığır, koyun, keçi ırklarının korunması, ırkların her-hangi başka bir ırkla karışmaması ve hayvanların ırk özelliklerini tam bir şekilde sergile-yebilmeleri açısından, kısacası mevcut hayvan gen kaynaklarının korunması için oldukça önemlidir. Saf yetiştirme, lokal ya da yerli tavuk ırklarının oluşmasında ve kültür ırkı ta-vukların geliştirilmesinde yaygın olarak kullanılmıştır. Homozigot yapıda değişik soy ve hatların üretilmesinde yakın akrabalı saf yetiştirme sıklıkla başvurulan bir yoldur.

Hayvan yetiştiriciliğinde saf yetiştirme ve saf yetiştirmenin önemi hakkında ne düşünüyor-sunuz?

Dünya’nın en önemli sütçü ırkı olan Holstein (Holştayn, siyah-alaca), Jersey gibi ırk-ların bugünkü verim özelliklerini kazanmasında saf yetiştirmenin önemli bir etkisi vardır. Bu ve benzeri ırkların saf olarak korunmasında pedigri yani soy kütüğü kayıtlarını tutup, ıslah çalışmaları, verim kontrol ve kayıtları gibi işlemleri yapan yetiştirme derneklerinin önemli bir katkısı vardır.

Türkiye’de gelişen ekonomik koşullar ve kontrolsüz birleştirmelere bağlı olarak ülke-mize özgü yerli ırkların ırk özelliklerini koruyamayarak sayıca önemli düzeyde azaldığı gözlenmiştir. Örneğin Marmara bölgesine özgü bir ırk olan Boz sığır ırkı, Kıvırcık koyun ırkı, Yerli Kara sığır ırkı, Ödemiş koyunu, Denizli tavuk ırkı gibi hayvanlar kontrolsüz birleştirmeler neticesinde sayıca çok azalmışlar, bazıları neredeyse kaybolma tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Bunun başlıca nedenlerinden birisi gelişen ekonomik koşullar ve tüketici talebine bağlı olarak halk elinde yapılan kontrolsüz birleştirmelerdir. Örneğin ya-pağı verimi amacıyla Türkiye’ye getirilen ve Türk merinoslarının elde edilme işleminde kullanılan Merinos ırkında kuzu eti talebinin ön plana çıkması ve yapağının önemini kay-betmesi ile et verimine dönük birleştirmeler ön plana çıkmıştır. Örneğin Kıvırcık koyun ırkı Merinos ile, Merinos ırkının Alman Siyah Başlı koyun ırkı ile, yerli sığır ırklarımızın Holstein başta olmak üzere yüksek verimli ırklar ile çok sayıda melezlerini halk elinde görmek mümkündür. Bunun en büyük nedeni de yerli hayvan ırklarımızın düşük verimli olmasıdır.

Saf yerli ırkların sayıca azalmaya başladığının fark edilmesiyle Gıda Tarım ve Hayvan-cılık Bakanlığı yerli ırkların Devlet Hayvancılık İşletmelerinde ve halk elinde korunması amacıyla uzun süreli bir ıslah projesi başlatmıştır. Bu amaçla önce yetiştirici dernekleri kurulmuş, hayvanlara küpe takılarak numaralandırılmış ve kimliklendirme çalışmaları yapılmıştır. Türkiye’ye özgü yerli gen kaynaklarının korunması projeleri üniversitelerin de katkıları ile devam etmektedir. Yerli ırkların saf olarak muhafaza edilmesi ve gerçek verimlilik düzeylerinin de ortaya konması açısından önemli olan bu projelerin bir kısmı başlangıç aşamasında olup, kamu kuruluşları ve halk elinde sürdürülmeye çalışılmaktadır.

Saf yetiştirmeden belirli amaçlara göre bazı özellikler yönünden en iyi hayvanların seçilmesi ile yani seleksiyon yapılarak uygulanan bir yetiştirme yöntemi anlaşılmalıdır. Bir ırkın saf olarak seleksiyonla ıslahında başarı oranı; üzerinde durulan özelliğin kalıtım derecesi yani genetik düzeyi ve seçilen hayvanların içinden seçildiği sürüden üstünlüğü yani seleksiyon üstünlüğünden doğrudan etkilenir. Örneğin genelde canlı ağırlık kazancı, karkas randımanı gibi et verimi ile ilgili özelliklerin kalıtım derecesi yüksektir. Kalıtım derecesi ne kadar yüksek, seçilenlerin oranı ne kadar fazla ve üzerinde durulan özellikteki fenotipik varyasyon yani ölçülüp, tartılabilen, gözlemlenebilen özelliklerde bireyler arası farklılıklar ne kadar fazla ise saf bir ırk veya sürünün verim düzeyinde genetik bir artış sağlamak o kadar kolay olur.

1

Page 119: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 109

Saf yetiştirme ile verim özelliklerini olumlu yönde etkileyen genler homozigot bir ör-nek hale gelerek verimlilikte bir artış sağlarken, aynı zamanda hayvanların genetik yapıla-rında resesif yani çekinik olarak geçen zararlı genler de homozigot hale gelerek istenmeyen özelliklerin ortaya çıkmasına neden olabilirler. Bu nedenle saf yetiştirmede çok dikkatli olunmalıdır. Genelde bu tarz olumsuz etkiler uzun süre saf yetiştirme yani akrabalı ye-tiştirme sonucu özellikle yaşama gücü ve döl verimi gibi özelliklerde ortaya çıkmaktadır.

Saf yetiştirme diğer yöntemlere göre oldukça kolay ve emin olunan güvenilir bir birleş-tirme yöntemidir. Saf yetiştirmede en fazla dikkat edilmesi gereken konu sürü kurulurken başlangıç canlı materyali yani damızlık seçiminde çok dikkatli olmalı, ırk özelliklerini morfolojik ve fizyolojik olarak en iyi gösteren hayvanlar yetiştirmede kullanılmalıdır.

AKRABALI YETİŞTİRME (KAN YAKINLIĞI)Bir ırk içinde akraba erkek ve dişilerin birleştirilmesi yolu ile yapılan yetiştirmeye akrabalı yetiştirme ya da kan yakınlığı denir. Bir başka tanımla saf yetiştirmenin daha yoğun uygu-lanan bir şekli olup, akraba bireyler arasında yapılan bir yetiştirme metodudur.

Yetiştiricilik yönünden sürü ortalamasına göre birbirine daha çok akraba olan birey-lerin birleştirilmesi yolu ile yapılan yetiştirmeye akrabalı yetiştirme diyebiliriz. Buradaki akrabalık ya da kan yakınlığı genetik yakınlığı ifade etmektedir. Genel anlamı ile akraba bir veya birden fazla ortak ataya sahip bireylere denilmektedir. Fakat geriye doğru gidil-dikçe bir noktada bireyler arasında mutlaka akrabalığa rastlanılacağı için kaçıncı generas-yona kadar ortak ataya sahip bireylerin akraba sayılacağının belirlenmesi gerekir.

Hayvan yetiştirmede pedigrilerinin geriye doğru ilk dört veya beşinci generasyonu-na kadar bir veya birden fazla ortak ataya sahip bireylere akraba denilmektedir. Ortak ata ne kadar yakın bir generasyonda ise akrabalık derecesi o kadar fazladır. Pratik olarak hayvan yetiştiriciliğinde dört generasyondan daha uzak ortak ataya sahip bireyler akraba kabul edilmezler. Akrabalık genel olarak ebeveyn-yavru ilişkisi temelindedir. Akrabalık ne kadar yakın bir kuşakta ise genetik benzerlik o kadar fazla olur. En yüksek genetik ben-zerlik bir bireyin kendisi ile olan akrabalığı olup, derecesi tek yumurta ikizlerinde olduğu gibi %100’dür.

Birleştirilen bireylerin yakın veya uzak akraba oluşuna göre kan yakınlığı sıkı, yakın ve uzak akrabalı yetiştirme olarak sını�andırılır. Ebeveynle yavrular, erkek ve dişi tam kar-deşler arası birleştirme sıkı ya da tam kan yakınlığı, yavru ile büyük ebeveyn veya baba-bir veya ana bir yarım kardeşler arasında yapılan birleştirmeler yakın kan yakınlığı, uzak akrabaların birleştirilmesi ise uzak kan yakınlığı olarak tanımlanır.

Bir birey annesi, babası ve öz kardeşleri ile yakın akraba olup, akrabalık katsayısı %50’dir. Herhangi bir birey genlerinin yarısını anasından, yarısını da babasından aldığın-dan yavru ile ana ve babası arasındaki akrabalık derecesi %50’dir. Bireyle büyük ebeveyn-ler arasındaki akrabalık derecesi ise bunun yarısı %25’tir. Öz kardeşlerin birleştirilmesin-den elde edilen birinci generasyon yavruların ortalama akrabalık derecesi %25’tir. Bu oran ikinci kuşakta %37.5, üçüncü kuşakta ise %50’ye çıkmaktadır.

Akrabalı yetiştirme verim özelliklerini homozigot hale getirdiğinden özellikle damız-lık işletmeler açısından son derece önemlidir. Çünkü damızlık işletmelerde bireylerin sa-hip oldukları kendi özelliklerini yavrularına geçirmeleri hem damızlık işletme açısından, hem de bunları satın alan üretici açısından son derece önemlidir.

Akrabalı yetiştirme ya da kan yakınlığı damızlık hayvan üretiminde yaygın biçimde kullanılmıştır. Genelde yoğun akrabalı yetiştirme bir kural olarak akrabalı yetiştirilmiş hatları melezleme amacıyla kullanmak üzere hayvancılıkta uygulanmaktadır. Bunu dışın-da melezleme ile elde edilmiş yeni ırk ya da tipleri sabitleştirme için yine akrabalı yetiştir-me uygulanmaktadır.

Generasyon: Atalar ile yavrular arasındaki kuşak, nesil farkı.

Pedigri: Soy kütüğü

Page 120: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni110

Akrabalı Yetiştirmenin EtkileriAkrabalı yetiştirme bir sürüdeki hayvanları verim özellikleri yönünden homozigot bir örnek hale getirdiğinden taşıdığı genleri iyi olan bir bireyin bu üstünlüğünü yavrularına geçirme ihtimali daha fazla olacaktır.

Akrabalı yetiştirme tek başına uygulandığı zaman verimleri etkileyen genlerin oranla-rını değiştirmez, heterozigotluğu azaltarak genetik variyasyonun değişmesine neden olur. Heterozigotluğun azalması ise ileri durumda genelde verimlerde bir azalmaya, yaşama gücünde bir düşmeye neden olur. Bundan dolayı beklenen faydaların sağlanabilmesi için akrabalı yetiştirme seleksiyonla birlikte uygulanmalıdır.

Akrabalı yetiştirme hayvanların üstün özelliklerini belirlemek için en uygun metottur. Ancak akrabalı yetiştirmenin her zaman istenileni vermediği, bazen bünyenin zayı�ama-sına, döl verimi ve yaşama gücünün azalmasına neden olduğu da görülmektedir.

Akrabalı yetiştirme (kan yakınlığı) melezleme çalışmalarından sonra melez hayvanla-ra seleksiyonla birlikte uygulanarak ırk sabitleştirme çalışmalarında kullanılır. Tek başına seleksiyon uygulanması durumunda melezlemede kullanılan ırkların istenmeyen özellik-leri de ortaya çıkmaya devam eder. Çünkü melez hayvanlar büyük ölçüde heterozigottur-lar. Melez popülasyonlarda seleksiyonla birlikte akrabalı yetiştirme de uygulanırsa önemli özellikler ile ilgili genlerin kısa zamanda homozigotlaşması sağlanır. Bu şekilde istenilen özelliklerin sabitleştirilmesi, yani kendilerinde var olan özellikleri yavrularına güvenle ge-çirebilen tipler elde edilir. Melezleme ile elde edilen çoğu tipler ya da ırklarda belli bir süre kan yakınlığı uygulanmıştır.

Akrabalı yetiştirme veya kan yakınlığının başlıca etkisi eklemeli olmayan gen etkile-rinden etkilenen verim özelliklerinde azalmaya yol açmasıdır. Bu azalmanın en büyük ne-deni artan homozigotluğun etkisi ile kötü etkilere sahip resesif etkili gizli genlerin ortaya çıkmasıdır.

Akrabalı yetiştirme uygulayan damızlık hayvan üreticileri kendi sürülerinde bir mik-tar verim düşüklüğü olabileceğini baştan kabul etmelidirler. Çok üstün düzeyde akrabalı yetiştirilmiş sürüler meydana getirmek zaman alıcı, düzenli ve metotlu çalışmayı gerekti-rir. Bu iş için yeterince zaman, para ve bilgiye sahip olmak gerekmektedir.

Akrabalı yetiştirmede beklenen başarının elde edilebilmesi için bir takım faktörlere dik-kat edilmesi gerekmektedir. Bunlar;

Akrabalı yetiştirme uygulamasının başlatıldığı başlangıç sürünün yapısı; sürüde yer alan hayvanlar dış görünüş ve kalıtsal özellikler yönünden, özellikle yaşama gücü, döl verimi ve verimler yönünden gizli kalmış zararlı genler taşımıyorsa akrabalı yetiştirmeden elde edilen başarı o kadar yüksek olur.

Sürüde uygulanan seleksiyon düzeyi; Sürüde uygulanan seleksiyon düzeyi verim yö-nünden önemli özellikler üzerinde yapılmış ise akrabalı yetiştirme ile güzel bir sürü geliş-tirilmesi mümkün olur. Ekonomik önem taşıyan verimlerdeki düzeyi artırmak ya da en azından korumak buna bağlıdır.

Kan yakınlığı artış oranı; Akrabalı yetiştirme uygulanan sürüde kan yakınlığı hızlı bir şekilde yükselirse sürüdeki gizli kalmış zararlı genler zamanında tespit edilip, saf dışı bı-rakılmayabilir. Bu yapılamadığı taktirde de zararlı genlerin düzeyi hızla artarak sürüde verimliliği artırmayı amaçlayan seleksiyon bile yapılamayabilir.

Kısaca bir sürüde akrabalı yetiştirme ile başarılı olabilmek için; başlangıç hayvan ma-teryali iyi bir sürü olmalı, sıkı ve yoğun bir seleksiyon programı uygulamalı, sürüde kan yakınlığı artış oranı aynı zamanda istenen özellikler yönünden seleksiyona imkan verecek bir düzeyde olmalıdır.

Page 121: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 111

Akrabalık Derecesi (Katsayısı)Ortak ataya olan uzaklığa bağlı olarak ortak ataya sahip akraba bireyler arasında benzer bazı özellikler bulunur. Bireyler arasındaki benzerliğe akrabalık ve bu benzerliğin derece-sini belirten ölçüye de akrabalık katsayısı ya da derecesi denir. Bir başka anlatımla akraba-lık derecesi ortak ataya sahip bireyler arasındaki genotipik benzerliğin derecesidir. Ortak ata ne kadar uzak ise bireyler arasında benzerlik de o kadar azdır. Akrabalı yetiştirme homozigotluğu artırdığından kan yakınlığı ile yetiştirilmiş bir hayvan kan yakınlığı ile yetiştirilmemiş olanlara göre yavrularına daha çok benzer genler geçirir.

Birbirleri ile akraba oldukları bilinen iki birey arasındaki akrabalık derecesi bir for-mülle hesaplanabilir. Akrabalık derecesini hesaplama ele alınan fertler ile bunların ortak ataları arasındaki kuşak, nesil sayısına dayanır. Burada bireyler ile ortak ata arasındaki generasyon yani kuşak sayısının bilinmesine ihtiyaç vardır. Öncelikle ele alınan iki bireyin ortak ataları belirlenir, sonra atalarla her bir birey arasındaki kuşak sayısı, generasyon sayıları bulunur.

Hayvan yetiştiricileri genellikle akrabalığı kan yüzdesi ya da kan bağı gibi tanımlarlar. Bunun hayvan vücudundaki gerçek kan ile ilgisi olmayıp halk arasında kan akrabalık ye-rine kullanılan bir deyimdir.

Akrabalı Yetişme Derecesi (Kan Yakınlığı Katsayısı)Akrabalı yetişme derecesi ya da akrabalık derecesi; akrabalı yetiştirilme ya da kan yakınlı-ğı sonucu heterozigotlukta meydana gelen azalmanın bir ölçüsüdür. Ya da akraba bireyler arasında yapılan birleştirmeler sonucunda bireyde ortaya çıkan homozigotluktur. Bura-da kastedilen akrabalık bir sürüde, bir popülasyondaki ortalama akrabalık derecesinden daha yakın bir akrabalığı ifade eder. Bir başka tanıma göre akrabalı yetişme derecesi bir hayvanın homozigotluğunun o ırk içinde akraba olmayan hayvanlara göre fazlalığının yüzdesi olarak da tanımlanabilir. Örneğin bir birey %5.15 akrabalı yetiştirilmiştir ya da bu bireyin akrabalı yetişme derecesi %5.15 ise bu bireyin gen çi�lerinde akrabalı yetiştirilme-miş olanlara göre heterozigotluk %5.15 kadar daha az demektir. Örneğin tam kardeşlerin akrabalık derecesi yani birbirleri ile akrabalıkları %50, tam kardeşlerin birleşmesinden doğacak yavrunun akrabalı yetişme derecesi ise %25 olup, oldukça yüksek bir akrabalı yetiştirme derecesidir.

Kan yakınlığının amacı sürüde yer alan hayvanlarda üstün genlerin homozigotluğunu artırmaktır. Kan yakınlığı katsayısının hesaplanması, bir bireyin kan yakınlığının ana ve babası arasındaki akrabalığın yarısına eşit olduğu esasına dayanır.

İki akraba bireyin birleştirilmesinden doğan akrabalı yetiştirilmiş bir bireyin akrabalı yetişme derecesi bir formülle hesaplanabilir. Akraba bireyler akrabalık derecesine bağlı olarak aynı popülasyonda akraba olmayan bireylerden daha fazla ortak genlere sahiptirler.

Akrabalık derecesi (katsayısı) ve akrabalı yetiştirme derecesi ile ilgili formülleri Orhan Alpan’ın Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği (Ankara: Medisan Yayınevi, 1990) kitabında bula-bilirsiniz.

Akrabalı Yetiştirmenin FaydalarıBir işletmedeki hayvanlar verim özelliklerini kontrol eden genler yönünden ne kadar ho-mozigot iseler, bu hayvanlar bu özelliklerini o kadar büyük bir ihtimalle yavrularına ge-çirirler ve sürü bir örnek hale gelir. Herhangi bir karakter yönünden heterozigot yapıda olan hayvanlar yavrularına arzulanan iyi genleri geçirebileceği gibi, iyi olmayan genleri de geçirebilir. Akrabalı yetiştirme, önemli verim özellikleri yönünden sürünün genetik düze-yinin bir örnek olmasına imkan verdiği gibi, diğer yetiştirme metotlarına göre az riskli ve daha güvenilirdir. Aynı zamanda diğer metotlara göre daha ekonomiktir.

Page 122: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni112

Kan yakınlığı ya da akrabalı yetiştirme, melez popülâsyonlarda karakterleri tespit etme yönünden önem taşır. Melezleme ile elde edilen erkek ve dişilere sadece seleksiyon uygu-lanırsa, melezler heterozigot yapıda olduklarından, yavrularda uzun süre başlangıç ırk-larının istenmeyen özellikleri de ortaya çıkmaya devam eder. Melez popülasyonlarda se-leksiyon ile birlikte kan yakınlığı da uygulanırsa karakterleri etkileyen genlerin daha kısa zamanda bir örnek hale gelmesi ve karakterlerin sabitleştirilmesi mümkün olur. Dünya genelinde melezleme ile üretilen bir çok ırkta belirli bir süre kan yakınlığı uygulanmıştır.

Akrabalı yetiştirme aynı zamanda sürüde gizli (resesif) olarak bulunan kötü etkili za-rarlı genlerin meydana çıkartılıp, sürüden uzaklaştırılmasına yardım eder.

Tavukçulukta aynı ırkın uzun süre akrabalı yetiştirilmesi ile 8-9 generasyon sonra bir-birinden genetik yapı bakımından farklı hatlar geliştirilmekte ve bu hatlar kendi arala-rında birleştirildiğinde en yüksek verimli yavruları meydana getirenler belirlenmektedir. Belirlenen bu yüksek verimli hatlar hem saf olarak üretilir, hem de aralarında melezlene-rek yüksek verimli hibrit etlik piliçler veya yumurta tavukları elde edilmektedir. Bu test birleştirmeleri bir ırkın akrabalı yetiştirilmiş hatları arasında değil de, farklı ırkların akra-balı yetiştirilmiş hatları arasında yapılırsa elde edilen melezlerin verimliliği daha yüksek olmaktadır. Akrabalı yetiştirilmiş hatlar ya da iki ayrı ırk arasında yapılan melezlemeler-den elde edilen yavruların verimler ve yaşama gücü yönünden anne ve babalara göstermiş olduğu üstünlük heterozis ya da melez azmanlığı olarak tanımlanmaktadır.

Çi�lik hayvanları yanında biyolojik araştırmalarda ve deneysel çalışmalarda kullanı-lan laboratuvar hayvanlarının genetik bakımdan bir örnek olması istenir. Genetik olarak bir örnek hayvanlarda akrabalı yetiştirme ile elde edilebilir.

Akrabalı Yetiştirmenin ZararlarıAkrabalı yetiştirme derecesi belirli bir düzeyin üzerine çıktığında döl verimi ve yaşama gücü başta olmak üzere verimle ilgili özelliklerde bir gerileme başlar. Kan yakınlığı dep-resyonu olarak isimlendirilen bu olayın en önemli nedeni akrabalı yetiştirme ile değişik lokuslardaki gen çi�lerinin giderek homozigotlaşması ve bu homozigotlaşmanın faydalı olmayan resesif-gizli kalmış kötü etkili allel genler lehine olması ve buna bağlı olarak lo-kuslardaki heterozigotluk avantajının ortadan kalkmasıdır.

İleri düzeyde kan yakınlığı ya da akrabalı yetiştirmeden en çok zarar gören karakter-lerin üreme ile ilgili özellikler olan döl verimi, tavuklarda yumurta verimi ve yumurtadan civciv çıkış gücü gibi karakterler olduğu tespit edilmiştir.

Akrabalı yetiştirmeye bağlı kan yakınlığı depresyonunun ortaya çıkmasında türler arasında farklılıklar olabileceği gibi, bunun kaçıncı kuşaktan sonra ortaya çıkabileceği ka-yıtlar ve verim kontrolleri ile izlenmelidir. Örneğin halihazırda devam etmekte olan bir çalışmada yaklaşık on yıldır dışarıdan herhangi bir kan katımı gerçekleşmeyen bıldırcın sürüsü kapalı olarak yetiştirilmesine rağmen döl verimi ve yaşama gücü başta olmak üze-re verimlerde herhangi bir gerileme gözlemlenmemiştir. Bıldırcınların generasyon aralığı büyük ve küçükbaş hayvanlara göre oldukça kısadır. Bu hayvanlarda kuluçka süresi 17 gündür ve kuluçkadan çıkan bir civciv iki aydan daha kısa bir sürede hem yumurtlamaya başlayarak kendisinden döl alınabilmekte, hem de etlik olarak kesilebilmektedir.

Kuzularda büyüme ve gelişme özellikleri ile akrabalı yetiştirme arasında önemli ne-gatif ilişkiler tespit edilmiş olup, akrabalı yetiştirmede her %1’lik artış için koç altı koyun sayısına göre doğan kuzu sayısının bir adet kadar azalacağı bildirilmektedir. Yılda bir kez yavru veren sığırlarda anaç sürünün korunması oldukça güçtür. Yine sığırlarda istenme-yen özelliklere sahip hayvanların sürü dışı edilmesi için fazlaca bir hareket serbestliği de yoktur. Yani sığırlarda kötü etkili genlerin akrabalı yetiştirme ile homozigotlaşarak popü-lasyona yerleşme olasılığı daha yüksektir.

Page 123: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 113

Bir hayvan sürüsünde kan yakınlığının yükselmesi sürüde doğan yavruların ölümü-ne veya anomalilere yol açan lethal (öldürücü) faktörlerin ve kalıtsal bozuklukların daha sık bir oranda ortaya çıkmasına neden olabilir. Akrabalı yetiştirme yapılmadığı zaman böyle kötü etkili resesif zararlı genler etkilerini örten dominant (baskın) genlerle birlikte heterozigot halde bulunduklarından bu istenmeyen durumlar görülmez ya da etkisi çok az hissedilir. Kan yakınlığı ile bu gizli kalmış resesif etkili genler daha sık homozigot hale geldiklerinden yavrularda öldürücü etkiler ve kalıtsal bozuklukların ortaya çıkma ihtimali yükselir. Bu durum zararlı olduğu gibi faydalı da kabul edilebilir. Çünkü resesif olduğu için gizli kalarak nesilden nesile geçen ve etkisi hissedilmeyen kötü etkili genler tespit edilerek bu etkiye sahip hayvanlar ya yaşamadığı için ya da sürüde döl verme olanağı sağlanmadığından bu genlerin miktarı da zamanla azalmış olur.

Akrabalı yetiştirme yapıldığı zaman ortaya çıkabilen gizli kalmış kötü etkili genlerin akra-balı yetiştirme yapılmadığı zaman görülmeme nedeni hakkında ne düşünüyorsunuz?

KAN TAZELEMEHayvancılıkta saf olarak yetiştirilen sürü eğer sayıca yeter büyüklükte değilse ve uzun süre aynı ırktan ama başka bir sürüden bir damızlık hayvan bu sürüye katılmamış ise bu sürü-de kaçınılmaz olarak akrabalı yetiştirme oranı artar.

Akrabalı yetiştirme derecesi belli bir düzeyi aşınca döl verimi ve yaşama gücü başta olmak üzere verimlerde bir gerileme görülür. Hayvancılıkta döl verimi denince; kızgınlık yani üreme isteği gösterme oranı, gebe kalma oranı, ovulasyon yani dişi üreme hücresi oranı, gebe kalmak için gerekli birleştirme sayısı gibi özellikler anlaşılır. Yani sürüde kısır kalan hayvan sayısı artar, gebelik başına birleştirme ya da suni tohumlama sayısı artar, aynı zamanda doğan yavrularda çevresel şartlara ve hastalıklara dayanıklılık azalır ve ya-şama gücü düşer ise akrabalı yetiştirmenin zararları görülmeye başlamıştır.

Yaşama gücü ve döl veriminde azalma gibi uzun süre saf ya da akrabalı yetiştirmenin sakıncalı etkilerinden kaçınmak için, sürüye aynı ırkın başka sürülerinden özellikle erkek hayvan getirilerek damızlıkta kullanılır ki bu işleme kan tazeleme denir. Kan tazeleme sadece bir kez yapılır, tekrar dışarıdan kan katımı yoluna gidilmez ve sürü kapalı olarak yetiştirilmeye devam eder. Kan tazeleme aynı ırka ait sürüler arasında yapıldığından saf yetiştirme kapsamında değerlendirilmektedir.

Günümüzde sürüsünü yıllarca kapalı olarak yetiştiren saf ırk yetiştiricileri kendi sürü-lerinde akrabalı yetiştirmenin sakıncalı etkilerinden kaçınmak için ırk içi melezleme de diyebileceğimiz kan tazeleme olayına çok sık başvurmaktadırlar. Bu özellikle birey sayısı az ve değerli ya da nesli azalmakta olan hayvan sürüleri için daha geçerlidir.

Kan Tazelemenin EtkileriKan tazeleme sadece uzun süren akrabalı yetiştirmenin zararlı etkilerinden korunmak için uygulanmaz. Normalde yetiştirildiği bölgeden bir başka bölgeye götürülen ve adap-tasyon problemi yaşayan ve verimlerde düşme yaşanan sürülerde de kan tazeleme uygula-nabilir. Bunun yanında verimlerde belirli bir seviyeye ulaşan ve saf yetiştirme ile artık bir ilerleme sağlanamayan sürülerde de verimleri artırmak için kan tazeleme uygulanabilir. Kan tazeleme genetik olarak verim düzeyi yüksek olan sürülerden gerçekleştirilirse, eldeki sürünün ıslahını da sağlayabilir. Kan tazeleme ile sürüye dışarıdan yeni genlerin gelmesi ve mevcutların oranının da değişmesi gerçekleşebileceğinden verim özelliklerinin kalıtım dereceleri de değişebilir. Kan tazeleme heterozis etkisinden faydalanma olasılığını artıra-bilir. Kan tazelemeden sonra seleksiyon uygulanarak sürünün verim düzeylerinde daha hızlı ilerleme sağlanabilir.

2

Page 124: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni114

Kan tazeleme akrabalı yetiştirmenin zararlı etkilerinden kaçınmayı sağladığı için hay-van yetiştiriciliğinde bundan sonra da uygulanmaya devam edecektir. Aynı zamanda aynı ırktan daha yüksek verimli bir hayvan ile kan tazeleme yapılıyor ise verimlerde de bir artış sağlayacaktır. Normalde de kan tazeleme yapılırken sürüye dışarıdan getirilecek damızlık hayvanın verim özelliklerinin sürü ortalamasından yüksek olmasına dikkat edilmelidir. Aksi taktirde kan tazeleme fayda yerine verimlerde düşmeye bile neden olabilir. Bu şekil-de yetiştiriciler sürülerindeki dişi hayvanları bir başka sürüden akraba olmayan erkekler ile birleştirerek akrabalı yetiştirmenin hem zararlı etkilerinden korunabilmekte, hem de verimlerde bir artış sağlamaktadırlar.

Hayvan yetiştiriciliğinde kan tazelemenin etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

MELEZLEMEDeğişik ırklarda bulunan üstün verim özelliklerini belirleyen genleri bir araya toplayarak hayvan başına verimliliği ya da genel olarak toplam faydayı artırmak için aynı tür içindeki ırklar arasında yapılan birleştirmelere melezleme denir. Kısaca birbirinden farklı iki veya daha fazla ırk arasında yapılan birleştirmeler melezleme, bunun sonucunda elde edilen yavrulara da melez denir. İki ya da daha fazla ırk değişik sayıda arzu edilen genlere sahip olduklarından yeni ve üstün özelliklere sahip bir ırk geliştirmek için melezleme önemli bir potansiyel oluşturmaktadır.

Aynı tür içinde yer alan hayvan ırkları arasında verim özellikleri bakımından önemli farklılıklar vardır. Örneğin sakız koyun ırkı döl ve süt verimi yüksek bir ırk iken, Merinos ırkı yapağı ve et, Kıvırcık koyun ırkı ise et kalitesi yönünden diğer ırklara belirgin bir şe-kilde üstün bir ırktır. Holstein sığır ırkı süt verimi, Simental et-süt kombine, Angus ise et verimi yönünden bütün dünya genelinde öne çıkmış, yaygın olarak kullanılan üstün birer ırktır. Tavuklarda Leghorn ırkı yumurta verimi yönünden tüm dünyada tanınmış bir ırk iken, New Hamsphire et-yumurta kombine verimli birer saf ırktır. Bunun yanında Kara-cabey Merinosu koyun ırkı Alman et merinosu ve Kıvırcık koyun ırkı arasında, Karacabey Esmeri sığır ırkı İsviçre Esmer ırkı ile Boz ırk arasında yapılan melezleme çalışmaları ve melezlere uygulanan saf yetiştirme ve seleksiyon ile ırk sabitleştirme çalışmaları yapılarak ırk özelliklerini kazanmış olan Türkiye’ye özgü hayvan ırklarıdır.

Melezlemenin GerekçeleriHayvan yetiştiriciliğinde aynı tür içinde yer alan ırklar arası birleştirmeler çok değişik gerekçe ve amaçlar ile yapılmaktadır. Bunlar bir ıslah programına bağlı olarak planlı bir şekilde yapılabildiği gibi, özellikle halk elinde plansız ve kontrolsüz bir şekilde de olabil-mektedir.

Gelişen dünya nüfusu, artan tüketici istekleri, ekonomik verimlilik gibi değişik ne-denlere bağlı olarak; verimi düşük yerli ırkların yüksek verimli bir ırka dönüştürülmesi, iki ya da daha fazla ırkın istenen özelliklerinin yeni bir ırk üzerinde ortaya çıkartılması, et verimi amacıyla elde edilen yavruların hepsinin kasaplık olarak değerlendirildiği ticari amaçlı kullanma hayvanları elde edilmesi ve bir ırkta eksik ya da olmayan bir özelliğin kazandırılması amacı ile iki ya da daha fazla ırktan hayvanların birbirleri ile birleştirilerek melezlenmesi yoluna gidilir.

Günümüze kadar değişik amaçlar ile birçok melezleme yöntemi geliştirilmiştir. Kısaca melezlemenin başlıca gerekçesi tüketici taleplerinin karşılanması ya da ekonomik gerekçeler-dir diyebiliriz. Genel olarak hayvan yetiştiricileri belirgin bir şekilde planlı ya da plansız olarak tüketicilerden gelen taleplere göre istenen özelliklere sahip ırktan hayvanları kendi sürülerindeki ırklar ile birleştirebilmektedir. Örneğin Türkiye’de özellikle kurban bayramı

3

Page 125: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 115

döneminde boynuzlu koçlar daha çok talep gördüğü için kendi sürüsünde yer alan ırk boynuzsuz ise Dağlıç gibi boynuzlu bir ırktan koç getirerek kendi sürüsünde dişiler ile birleştirerek kendine göre bir melezleme yapabilmektedir. Ya da siyah başlı hayvan hoşuna gittiği ve aynı zamanda et verimi de iyi olduğu için Marmara bölgesinde bir dönem adap-tasyon çalışmaları yapılan Alman Siyah Başlı Et ırkı koçlar ya da melezleri ile Merinos ırkını birleştirerek melez hayvanlara sahip olabilmektedir. Bu ve bunun gibi nedenler ile planlı ya da plansız bir şekilde yapılan birleştirmelerin bir sonucu olarak Türkiye sığır ve koyun varlığının büyük bir çoğunluğu melez hayvanlardan oluşmaktadır.

Hayvan yetiştiriciliğinde genel olarak çevirme melezlemesi, kombinasyon melezleme-si ve kullanma melezlemesi olmak üzere üç çeşit melezleme yaygın olarak yapılmaktadır. Bunun yanında bir ırkta eksik olan bir özelliğin kazandırılması amacı ile ıslah melezleme-si adı verilen özel bir melezleme yöntemi de zaman zaman uygulanmaktadır.

Hayvan yetiştiriciliğinde aynı tür içinde yer alan ırklar arası birleştirmelerin gerekçesi neler olabilir?

Çevirme MelezlemesiÇevirme melezlemesi genelde düşük verimli bir ırkın üstün özellikleri olan bir başka ırka dönüştürülmesi amacıyla uygulanır. Çevirme melezlemesi genellikle düşük verimli ırkla-rı yüksek verimli ırklara dönüştürmek amacıyla uygulanır. Pratikteki uygulama alanı ise düşük verimli ama bölgeye adaptasyon kabiliyeti yüksek olan yerli ırkların daha yüksek verimli kültür ırklarına dönüştürülerek hem adaptasyon kabiliyeti yüksek hem de istenen özellikler yönünden yüksek verimli bir ırk elde etmektir.

Çevirme melezlemesi düşük verimli hayvan ırklarının en hızlı bir şekilde yüksek ve-rimli ırklara dönüştürülmesi amacıyla uygulaması da oldukça kolay olan bir yöntemdir. Bu melezleme yönteminde düşük verimli bölgeye adapte olmuş yerli bir ırktan dişi hay-vanlar sürekli olarak birbirini izleyen kuşaklar, generasyonlar boyunca bir başka ırktan erkekler ile birleştirilir. Yani bir ırka sürekli olarak bir başka ırkın genetik yapısı katılarak başlangıç ırkı ikinci ırka dönüştürülmeye çalışılır.

Melezlemenin başlangıcında düşük verimli yerli ırkın dişileri ile kültür ırkının er-kekleri birleştirilerek birinci kuşak melez yavrular elde edilir. Melezleme çalışmalarında melez yavrular F ile ifade edilir ve başlangıçta elde edilen birinci kuşak melez yavrular F1 olarak tanımlanır. F1 melezi dişiler tekrar yüksek verimli kültür ırkı erkekler ile bir-leştirilerek kültür ırkına birinci geriye melezler (G1) elde edilir. G1 dişiler yeniden kültür ırkının erkekleri ile birleştirilerek kültür ırkına geriye ikinci melez (G2) yavrular üretilir. Bu şekilde her defasında geriye melez dişi yavrular kültür ırkı erkekler ile birleştirilerek ileriye doğru geriye melez nesiller elde edilir. Genel uygulama beşinci kuşak (G5) yavrular elde edildikten sonra melezleme çalışmaları bırakılır. Çünkü beşinci nesilde, kuşakta yerli ırkın kalıtsal olarak payı yani genetik düzeyi %2-3’e düşer ve başlangıç ırkının dönüştürül-mek istenen yüksek verimli ırka dönüştüğü kabul edilir.

Çevirme melezlemesi çalışmalarında elde edilen melezlerde ortaya çıkan özellikler her kuşakta dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Bazı durumlarda beşinci kuşağa gidilemeden melez kuşaklarda ortaya çıkan istenmeyen özellikler nedeni ile daha erken bir dönemde melezleme bırakılmak zorunda kalınabilir.

Çevirme melezlemesi çalışmalarında F1 kuşağında ya da ileri aşamalarda elde edilen erkek yavrular kesime gönderilir. Elde edilen dişiler ise kültür ırkı ya da dönüştürülmesi istenen ırkın erkeği ile birleştirilir. Bundan dolayı da çevirme melezlemesine geriye melez-leme veya sürekli melezleme gibi isimler de verilebilmektedir. Çevirme melezlemesinde en büyük ilerleme F1 olarak adlandırılan birinci generasyonda, nesilde olur. Sonraki gene-rasyonlarda hayvanlar dönüştürülmek istenen ırka yaklaşır.

4

Page 126: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni116

Bu melezleme programında yeni ırka dönüştürme tamamlandıktan sonra kültür ırkı erkeklerin kullanılmasına gerek yoktur. Bu aşamadan sonra elde edilen G5 yavruların erkek ve dişilerinin verimlerine göre seleksiyona tabi tutulması ve kendi aralarında bir-leştirilmeleri ile devam edilmelidir. Elde edilen hayvanların en iyileri seçilerek yani se-leksiyon uygulanarak ve seleksiyonla üstün verim özellikleri yönünden seçilen hayvanlar kendi içinde saf yetiştirilerek kültür ırkına dönüştürme işleminin tamamlanmalıdır. Yani ırk sabitleştirme çalışmaları ile sürüde artık istenmeyen özellikler ortaya çıkmıyorsa ve verim özellikleri dönüştürülmesi istenen ırk ile benzer ise artık yerli ırkın kültür ırkına dönüştürüldüğüne karar verilir.

Çevirme melezlemesinde yüksek verimli kültür ırkına dönüştürülecek yerli ırkın ge-notipik yapısı süratli bir şekilde değişir. Yani bu melezleme ile düşük verimli yerli ırklara dışarıdan genler transfer edilerek yerli ırkların verimleri yükseltilir. Elde edilen hayvanlar dönüştürülmek istenen orijinal kültür ırklarına göre daha canlı, daha sağlam ve hastalık-lara karşı daha dayanıklı olup, çevre koşullarına daha kolay uyum sağlayabilirler. Hatta bazı verimlerde bile yerli ırkın çevrilmesi planlanan kültür ırkından daha yüksek değerler elde edilebilir.

Türkiye yerli hayvan ırklarının verim özellikleri dikkate alındığında özellikle düşük verimli yerli koyun ırklarının hızlı, güvenilir ve kolay bir şekilde yüksek verimli hale ge-tirilmesi için en uygun ıslah ya da melezleme yöntemi çevirme melezlemesi olarak gö-rülmektedir. Nitekim Marmara bölgesinde düşük verimli ama et kalitesi yüksek Kıvırcık koyun ırkının Alman Et Merinosuna dönüştürülmesi ile elde edilen Karacabey Merinosu, yine aynı amaçla elde edilen Orta Anadolu Merinosu bunun en güzel örneğidir.

Çevirme melezlemesi hayvan yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılabilir. Özellikle yüksek verim özelliğine sahip damızlık hayvan temininin pahalı ve güç olduğu, yılda bir yavru alınabilen et ve süt sığırcılığında uygulanması daha faydalı olabilir. Bu melezleme yöntemi tavuk ve domuz yetiştiriciliğinde fazla önem taşımazken, koyun yetiştiriciliğinde tavuk ve domuza göre daha büyük önem taşır.

Çevirme Melezlemesine Uygulamadan ÖrneklerTürkiye’de Marmara bölgesine özgü bir hayvan olan ve Balıkesir, Manisa, Bursa gibi illerde yaygın olarak yetiştirilen Kıvırcık koyun ırkının Alman Et Merinosları ile, yine bu bölgede bir yerli sığır ırkımız olan Boz ırk ile İsviçre Esmer ırkı arasında yapılan melezleme çalış-maları birer çevirme melezlemesidir. Bu melezleme çalışmalarında Kıvırcık koyun ırkının Alman Et Merinosu koyun ırkına, Boz sığır ırkının İsviçre Esmeri sığır ırkına dönüştürül-mesi amaçlanmıştır. Her iki melezleme çalışması da Karacabey harasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılmıştır.

Harada ve bölgede yer alan koyun sürülerinde Kıvırcık x Alman Et Merinosu melez-lemesi yapılarak, birinci kuşak F1 melezi kuzulardan itibaren her kuşakta geriye melez dişi kuzular Merinos erkek hayvanlar ile birleştirilmiş, aynı zamanda melezlemede kul-lanılan erkek ve dişilerin istenen verim özellikleri yönünden seçimine özen gösterilerek Türk Merinosu veya Karacabey merinosu denilen bir koyun ırkı elde edilip bölgeye yayıl-mıştır. Türk merinosu elde etme çalışmasında beşinci kuşak merinosa geriye melezleme (G5) düzeyine kadar melezleme çalışmaları devam etmiştir. Bu melezlemede Türkiye’nin yapağı ihtiyacının karşılanması amacı ile kaba ve karışık yapağıya sahip yerli ırklarımızın bir örnek kaliteli yapağıya sahip merinos ırkına dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Sonradan yapağının önemini kaybetmesine rağmen, et verimleri de gayet güzel olan Merinos ırkı bölgede geniş bir kabul görmüştür.

Marmara bölgesinde yayılma alanı bulan düşük verimli Boz ırk sığırların et ve süt verimi daha yüksek olan ve adaptasyon kabiliyeti de sütçü hayvanlara göre daha yüksek olan İsviçre esmer ırkı sığırlara dönüştürülmesi amacı ile bölgede bir çevirme melezlemesi

Page 127: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 117

projesi başlatılmıştır. Bu proje ile Karacabey esmeri ya da Anadolu esmeri diye tanınan yeni bir sığır ırkı geliştirilmiştir. Geliştirilen bu sığır ırkı Marmara bölgesi dahil, özellikle deniz seviyesinden daha yüksek, iklimi sert olan bölge ve illerde geniş bir yayılma alanı bulmuştur.

Çevirme Melezlemesinde Başarılı Olabilmek İçin Dikkate Alınması Gereken NoktalarÇevirme melezlemesinde kullanılacak yüksek verimli kültür ırkının cüsse vb. gibi özel-likler bakımından yerli ırka benzer olması ve aralarında çok önemli farklılıkların bulun-maması gerekir. Melezlemede kullanılacak iki ırkın çok farklı bir genetik ve dış görünüş özelliklerine sahip olmaları istenen başarının sağlanmasını engelleyebilir. Örneğin küçük cüsseli Yerli Kara sığır ırkı ile oldukça iri cüsseli etçi bir sığır ırkını melezleme yerine bu etçi ırk ile Boz ırk gibi daha iri cüsseli bir ırkın melezlenmesi daha doğru olabilir.

Her ne kadar melezlemede kullanılacak yerli ırkın çevreye uyum, hastalıklara daya-nıklılık gibi özellikleri melezleme ile elde edilecek yeni ırka yansıyacak olsa da çevirici ya da dönüştürücü olarak kullanılacak ırkın yayılma alanı olan orijin aldığı bölgedeki bakım, besleme, yetiştirme şartları gibi koşulların getirildiği bölge ile benzer olması melezleme-den beklenen faydayı artıracaktır. Yüksek verimli kültür ırkının uyum yeteneği iyi olması yanında bakım ve besleme koşullarının da yerli ırka uygulanandan daha iyi olması melez-lemeden elde edilecek başarıyı artırır.

Yerli ırkın çevrileceği ırkın verim özelliği belirlenirken, bölgenin sosyal, coğrafi, pazar ve ekonomik koşulları da dikkate alınmalıdır. Örneğin, oldukça dağlık olan, yem üretimi, süt pazarlaması ve işlemesi problem olan bir bölgede melezleme ile sütçü bir sığır ırkı geliştirilmesi beklenen faydayı sağlamayabilir.

Çevirme melezlemesi uygulanırken elden geldiğince az sayıda özelliğin ıslahı üzerinde durulmalı ve bu özellikler yönünden homozigot yapılı saf ırk erkek materyal çevirici ırk olarak kullanılmalıdır.

Çevirme melezlemesinden beklenen faydayı yeterince sağlayabilmek için kullanılan erkek hayvanların genetik kapasiteleri de yüksek olmalıdır. Erkek hayvanlarda düşük ge-lişme hızı, düşük döl verimi ve süt verimi ya da yemden yararlanma yeteneğinin düşük olması, düşük karkas randımanı gibi özellikler beklenen faydanın elde edilmesini güçleş-tirebilir.

Çevirme melezlemesi programında her kuşakta elde edilen melez dişi hayvanların en iyileri seçilerek kültür ırkı erkek hayvanlar ile birleştirilmelidir. Yani yoğun bir seleksi-yon programı uygulanmalıdır. Hâlihazırda kültür ırkı ile yerli ırk arasında verimlerdeki farklılık nedeni ile hiç seleksiyon yapmadan bile elde edilen melez kuşaklarda verimler yerli ırka göre daha yüksek olur. Ancak yine de özellikle ileri kuşaklarda pratik olarak bu melezleme programı seleksiyon yapılmadan uygulanmamalıdır. Melezlemeden en yüksek verimliliği sağlayabilmek için melezlemenin değişik aşamalarında melezlemede kullanı-lan yüksek verimli kültür ırkı erkekler ile melez dişilerin arzulanan özellikler yönünden seçilmiş bireyler olmasına dikkat edilmelidir.

Kombinasyon MelezlemesiKombinasyon ya da birleştirme melezlemesi iki veya daha fazla ırkın istenen özelliklerini yeni bir ırkta bir araya getirmek için kullanılan bir melezleme yöntemidir. Bir başka ta-nımlama ile ayrı ırklardaki çeşitli karakterleri bir araya toplayarak yeni bir ırk elde etmek amacı ile uygulanan melezlemeye kombinasyon melezlemesi denir.

Kombinasyon melezlemesi genel olarak hayvan yetiştiriciliğinde değişik ırkların üstün kabiliyetlerini bir araya getirmek, aynı zamanda melez azmanlığı denilen heterozis etki-sinden yararlanmak amacıyla yapılır.

Page 128: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni118

Bu melezlemede genellikle yerli ırkların hastalıklar, iklim ve coğrafi koşullara daya-nıklılıkları ve uyumu, kültür ırklarının yüksek verim özellikleri geliştirilecek yeni bir ırkta bir araya getirilmeye çalışılır. Bölgeye adapte olmuş yerli ırkların bazı özelliklerinin koru-narak ıslah edilmesinde en güvenilir melezleme yöntemidir.

Kombinasyon Melezlemesinin UygulanmasıKombinasyon melezlemesi ikili veya ikiden fazla ırkın yer aldığı bir melezleme şeklinde uygulanabilir. Amaca uygun olarak iki saf ırkın kombinasyon melezlemesinde kullanıla-rak bu ırkların istenen özelliklerinin yeni bir ırkta toplanacağını düşünelim. Örneğin et verimi yüksek yeni bir koyun ırkı geliştirilmesi düşünülsün. Etçi koyun ırklarında amaç kuzu verimi, kuzu eti verimidir. Bu hayvanlarda etçilik özellikleri yanında fazla sayıda kuzu ve bu kuzuları beslemek için de anaçlarda yüksek süt verimi istenir. Bunun için etçi bir ırk ile süt ve döl verimi yüksek iki ırk birleştirilsin. Bu iki ırkın birleştirilmesinden %50 anne, %50 düzeyinde baba ırkın özelliklerin taşıyan birinci nesil F1 melezi yavrular elde edilir. Bu melez yavruların etçilik özellikleri ile süt ve döl verimi iyi olanları seçilerek bu seçilen erkek ve dişi melez yavruların kendi aralarında birleştirilmesi ile ikinci nesil F2 melezi hayvanlar elde edilir. Bu F2 kuşağından da et verimi ile süt ve döl verimi özellikleri iyi olanlar seçilip kendi aralarında birleştirilerek elde edilen melezlerde istenen özellikler yönünden seleksiyon uygulanarak iki ayrı ırkta yüksek düzeyde bulunan et verimi ile süt ve döl verimi özellikleri yeni bir ırkta bir araya getirilmeye çalışılır. Bu özelliklerin her ikisi de anne ve baba ırkına yakın olan ve toplam verimliliği belirli koşullarda bu ırkların herhangi birinden yüksek olan yeni bir ırk elde edilir.

Kombinasyon melezlemesine Columbia koyun ırkının geliştirilmesi örnek gösterile-bilir. Bu ırkın elde edilmesi için Lincoln ve Rambouillet ırkları melezlenmiş ve melezlere uygulanan seleksiyonla Lincoln ırkının etçilik özellikleri, Rambouillet ırkının kaliteli ya-pağı özellikleri Columbia ırkında bir araya getirilmiştir.

Kombinasyon melezlemesinin uygulanmasında genel olarak şöyle bir yol izlenebilir.Öncelikle geliştirilecek yeni tip ya da ırk tanımlanır. Bu hedef hayvan profilinin sahip

olması düşünülen renk, ibik şekli, gaga yapısı, yapağı tipi gibi morfolojik ya da dış yapı özellikleri ile canlı ağırlık kazancı, et kalitesi, çoklu doğurma özelliği, süt verimi gibi fizyo-lojik özellikleri tanımlanır. Bunlardan morfolojik özellikler üzerinde genelde genlerin etki payı yüksek olduğundan kalıtım derecesi yüksektir ve daha kolay bir şekilde nesilden ne-sile aktarılabilirken, fizyolojik özelikler üzerinde genlerin etki payı genelde düşük olup ka-lıtım dereceleri düşüktür. Bundan dolayı daha çok çevre faktörlerinin etkisi altındadırlar.

Geliştirilmesi planlanan ve tanımlanan hayvan profiline göre melezlemede kullanıla-cak yerli ırk ile kültür ırklarının özellikleri gözden geçirilerek tanımlanan prototipe uy-gun kültür ırkları belirlenir. Kombinasyon melezlemesi sadece bir yerli ırk ile kültür ırkı arasında planlanmayıp, ikiden fazla kültür ırkının istenen özelliklerinin yeni bir ırkta bir araya getirilmesi de düşünülebilir.

Belirlenen ve geliştirilmesi planlanan hayvan profiline ulaşmak için izlenecek çi�leş-tirme ve seleksiyon yöntemi ya da yöntemleri belirlenir.

Bu işlemlerden sonra amaçlı test birleştirmeleri yapılır. Çi�leştirmeler ikili veya üçlü olabilir. Bu birleştirmelerin amacı ırklar arasında beklenmeyen genetik etkileşimlerin or-taya çıkıp çıkmayacağını test etmektir. Aynı zamanda melezlemede kullanılan ırklar ile çevre arasında olumsuz yönde genotip x çevre etkileşimleri ortaya çıkabilir. Bunun yanın-da verimlerde beklenenin aksine bir düşme de yaşanabilir.

Genotip x çevre etkileşimleri ve melezlemede kullanılan ırklar arası olumsuz etkile-şimlerden dolayı kombinasyon melezlemesi çalışmalarında test birleştirmelerini amaca dönük çok sayıda ırkla başlamak en doğrusudur. Çünkü böyle bir melezleme çalışması ırk

Page 129: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 119

sabitleştirme çalışmaları da dikkate alınırsa yıllarca sürecek bir çalışmadır ve aynı zaman-da maddi olarak da oldukça fazla bir yatırım yapılması gerekmektedir. Test birleştirmele-rinden elde edilen melez döllerin performansına bakılarak tanımlanan prototipe uygun ya da benzer bireyleri veren ana ve baba ırklar ile melezlemeye devam edilmelidir.

Melezlemede amaca ulaşıldıktan sonra sürü kapatılır ve ırk sabitleştirme çalışmaları yapılır. Yani sürüye dışarıdan erkek ve dişi damızlık katılmaz. Elde edilen melez dişiler, sürekli olarak melez erkekler ile çi�leştirilir. Fenotipik ve genotipik olarak birbirine ben-zeyenler bir soy içinde toplanırlar. Soylar oluşturularak birleştirmeler soylar arasında ya-pılır.

Kapatılan sürüde seleksiyon yapılarak amaca uygun geliştirilmesi hede�enen birey-lerin çoğaltılması sağlanır. Melez döllerin kendilerinde görülen karakterleri yavrularına geçirecek şekilde sabit ve bir örnek duruma gelmesi sağlanır. Melez yeni hayvan tipi ken-dilerinde belirlenen özellikleri sabit ve bir örnek olarak yavrularına geçirdiklerinde ancak yeni bir ırk olarak tanımlanabilir.

Kombinasyon Melezlemesinin Uygulanmasında Dikkat Edilecek ÖzelliklerKombinasyon melezlemesi çevirme melezlemesine göre çok daha zor ve çok daha faz-la dikkat isteyen bir melezleme sistemidir. Çünkü kombinasyon melezlemesinde bir ırk diğer ırka çevrilmemekte, iki veya daha fazla ırkın arzulanan genleri ile yeni bir hayvan üzerinde yeni bir gen bileşimi oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Kombinasyon melezlemesi planlayabilmek için iyi bir genetik bilgiye sahip olmak ve dikkatli çalışmak gerekir. Bunun için de homozigot olarak özellikleri taşıyan saf ırk hay-vanlar arasında melezleme yapılmalıdır ki kombinasyon melezlemesi ile elde edilen yeni hayvan grubu üzerinde toplanmış olan bu özellikleri yavrularına aynı şekilde iletebilmeli-dir. Bu nedenle özellikle kombinasyon melezlemesi çalışmalarından sonra ırk sabitleştir-me çalışmalarının dikkatli bir şekilde gereken önemi vererek yapılması oldukça önemlidir.

Kombinasyon melezlemesi planlanırken dikkat edilmesi gereken özelliklerin neler olduğu-nu düşünüyorsunuz?

Kullanma MelezlemesiKullanma melezlemesi daha çok pazar koşulları, tüketici talepleri dikkate alınarak eko-nomik gerekçelerle uygulanan ticari amaçlı bir melezleme yöntemidir. Bu melezleme bi-yolojik bir olay olan heterozis yani melez azmanlığı gösteren melez döller elde edilmesi amacıyla yüksek verimli kullanma hayvanları elde etmek için uygulanır. Kullanma me-lezlemesi ile elde edilen melezler sadece üretim için kullanılır, bunlardan damızlık elde edilmesi amaçlanmaz.

Hayvan yetiştiriciliğinde kullanma melezlemesinin hangi gerekçelerle ne amaçlanarak uy-gulanabileceğini düşünüyorsunuz?

Kullanma melezlemesinde ana ve baba hattı olarak kullanılan ırklar kendi içlerinde bir yandan saf olarak yetiştirilmeye devam edilirken, diğer yandan da birbirleri ile melezlene-rek ticari kullanma hayvanları elde edilir.

Günümüzde kullanma melezlemesi en yaygın olarak tavuk yetiştiriciliğinde uygulan-maktadır. Tavukçulukta yumurta ve piliç eti üretimi için daha çok birbirleri ile birleştiği zaman pozitif yönde melez azmanlığı gösteren, genetik açıdan farklı, akrabalı yetiştirilmiş hatlar kullanılmaktadır. Bu hatlar aynı ırkın ya da farklı ırkların akrabalı yetiştirilmiş hat-ları olabilir.

5

6

Heterozis: Melez azmanlığı

Page 130: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni120

Günümüzde ticari üretimde kullanılan yumurtacı ve et üretim yönlü hibrit tavukların anne ve babaları ebeveyn işletmelerde bulunmaktadır. Her üretim dönemi sonunda hibrit tavuklar kasaplık olarak değerlendirilmekte, bunlardan döl alma yoluna gidilmemekte-dir. Üretim için kullanılan hibritler damızlık işletmelerde bulunan anne ve babalarından üretilen döllü yumurtaların kuluçka edilmesi ile üretilmektedir. Bu şekilde yumurta ya da etlik piliç işletmeleri ebeveyn işletmelere canlı materyal yönünden sürekli bağımlı ko-numdadır. Üretim işletmelerindeki hayvanların kullanma hayvanı olması yanında ebe-veyn işletmelerdeki anne ve babalarda kendi içinde birer kullanma hayvanı olup, bunları da kendi içinde üretme yoluna gidilmez. Ekonomik kullanma ömrünü tamamladıkların-da kasaplık olarak değerlendirilirler. Ebeveyn tavukçuluk işletmelerindeki dişi materyalin anne ve babası ile erkek materyalin anne ve babası büyük-ebeveyn işletmede ayrı ayrı sürüler halinde yetiştirilirler. Bu şekilde geriye doğru ıslah işletmelerinde yetiştirilen saf ırklara ya da bunlar içinden üretilen soy ve hatlara kadar ebeveynler birer kullanma me-lezi hayvan olup sadece bir sonraki kuşağı meydana getirmede ana hattı ya da baba hattı olarak kullanılırlar. Kendileri yaşlandığında ise kasaplık olarak değerlendirilirler. Kendi-lerini oluşturacak, kendilerine benzeyen yeni hayvanlar ise bir önceki ebeveyn işletmede yapılan melezlemeler ile yani kullanma melezlemesi yolu ile elde edilir.

Sığır ve koyun yetiştiriciliğinde ise kullanma melezlemesinden hızlı büyüyen, yemden yararlanma yeteneği, canlı ağırlık kazancı, et verimi ve kalitesi yüksek kesim hayvanları elde edilmesi için yararlanılır. Örneğin; Hereford, Charolais gibi etçi ırk sığırların boğaları süt ırkı sığırların dişileri ile birleştirilerek hızlı ve ekonomik gelişen, et verimi yüksek me-lez hayvanlar elde edilip, erkek ve dişi tüm hayvanlar kasaplık olarak değerlendirilebilir. Etçi ırk hayvanlarla sütçü hayvanların melezleme işlemi özellikle yaşlı, damızlık özelliğini kaybetmiş sütçü ırk hayvanlar ve genç ama henüz damızlık değeri ortaya çıkmamış sütçü ırk dişiler arasında yapılırsa daha etkili bir şekilde kullanılmış olur.

İngiltere’de düşük verimli dağ koyunları döl verimi yüksek ırkların koçları ile birleşti-rilerek döl verimi yüksek melez anaçlar elde edilmekte, bu melez anaçların alçak araziler-de yetiştirilen etçi ırk koçlarla birleştirilmesi ile hızlı gelişen besi performansı ve et verimi yüksek kaliteli kesim kuzuları elde edilmektedir. Elde edilen bu kuzuların hem erkek hem de dişileri besiye alınmakta, kesim olgunluğuna geldiğinde toplu olarak kesime gönderil-mektedirler.

Ticari hayatta pratik olarak, kullanma melezlemesi; genlerin dominant veya epistatik etkilerinden yararlanılarak heterozis yani melez azmanlığı gösteren ticari kullanma hay-vanları üretilmesi amacı ile uygulanır. Elde edilen erkek ve dişi yavruların her ikisinden de ticari kullanma hayvanı olarak yararlanıldığından bunların elde edildiği ebeveyn hay-vanlar saf olarak yetiştirilir. Ebeveyn hayvanlar kendi aralarında birleştirilerek bunlardan kullanma melezi hayvan elde edilir. Ticari kullanma melezi hayvanlar işletmede yer alan damızlık hayvanların melezlenmesi ile elde edilebileceği gibi, tavuk yetiştiriciliğinde ol-duğu gibi başka işletmelerde üretilen ticari kullanma melezi hayvanlar satın alınarak da üretimde kullanılabilir.

Melez azmanlığından yararlanmaya ve aynı zamanda melez dişilerin damızlık olarak kullanılmasına imkan veren daha çok domuz yetiştiriciliğinde kullanılan, koyunculukta da uygulama imkanı olan rotasyon melezlemesi ve değiştirmeli melezleme de kullanma melezlemesi olarak değerlendirilebilir.

Sığır ve koyun yetiştiriciliğinde kullanma melezlemesinden hangi amaçlarla yararlanılabi-leceğini düşünüyorsunuz?7

Page 131: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 121

Rotasyon MelezlemesiRotasyon melezlemesi de bir çeşit ticari kullanma melezlemesidir. Pratik olarak ticari ha-yatta rotasyon melezlemesinde üç farklı ırk kullanılır. Önce iki ırk birleştirilir. Elde edilen melez dişiler diğer üçüncü ırkın erkekleri ile birleştirilir. Bu birleştirmeden elde edilen dişiler birinci ırkın erkekleri ile birleştirilir, bunlardan elde edilen dişiler de ikinci ırkın erkeklerine verilir ve her birleştirmede elde edilen dişiler sırası ile üçüncü, birinci, ikin-ci ırkın erkeklerine verilerek yetiştirme sürdürülür. Her birleştirmede elde edilen melez erkeklerin tamamı, dişilerin damızlık fazlası olanlar kasaplık olarak değerlendirilir. Bu melezleme yönteminde melezlemede kullanılacak erkek hayvanlar sürekli elde bulundu-rulmalıdır. Aynı zamanda her kuşakta melezlemede kullanılacak dişi hayvanlar istenen verim özellikleri yönünden sıkı bir seleksiyon programına tabi tutulmalıdır.

Değiştirmeli MelezlemeDeğiştirmeli melezlemede dişi hayvanlarda görülen heterozisten yararlanmak amacıyla yapılır. Bu melezlemede iki ayrı saf ırktan erkek damızlıklar dişi anaç materyalle sırası ile birleştirilir. Başlangıçta dişi hayvan materyali iki ırktan birisinin erkekleri ile birleştirilir. Elde edilmiş melezlerin dişileri diğer ırkın erkekleri ile birleştirilir. Bu şekilde elde edilen dişilerin iki ayrı ırktan erkekler ile nöbetleşe birleştirilmesine devam edilir. Örneğin; ırk-ların birisinin koçu ile anaç materyalin birleştirilmesinden elde edilen melez dişi yavru önce diğer saf ırkın erkeği ile birleştirilir, bundan elde edilen melez dişiler diğer ırkın erkeklerine verilir. Sonraki kuşaklarda sırası ile birinci ve ikinci ırkın erkekleri kullanı-lır. Melez erkekler ile damızlık fazlası dişiler kasaplık olarak değerlendirilir. Melezlemeye düzenli olarak devam edilirse bir noktada melez kuşak genotipin 1/3’nü bir ırktan, 1/3’ni diğer ırktan almış olacaktır.

Seleksiyon yöntemleri toplamalı gen etkilerinden yararlanmayı hede�erken, melezle-meleri de kapsayan özel seleksiyon yöntemleri toplamalı olmayan (dominant ve epistatik) gen etkilerinden yararlanmayı amaçlar. Bu özel seleksiyon metotları daha çok tavukçu-lukta uygulanır. Buna göre; bu seleksiyon metotları farklı ırklardan iki hat ya da bir ırkın akrabalı yetiştirilmiş iki ayrı hattı üzerinde uygulanır. Bu hatlar bir yandan saf olarak ye-tiştirilirken, bir yandan da birbirleri ile melezlenir. Her hattı saf olarak devam ettirecek erkek ve dişiler, diğer hatla melezlenmelerinden üretilen melez yavrularının verim perfor-manslarına bakılarak seçilirler. Bunun gibi iki ırk ya da hat arasında çapraz melezlemeleri ve aynı zamanda saf yetiştirmeyi kapsayan seleksiyon metoduna tekrarlı çapraz seleksiyon denir. Bu seleksiyon yönteminde iki hat arasında melezleme yapılmakla birlikte, sadece hatlardan birinde melez performansa göre seleksiyon yapılırsa buna da tekrarlı seleksiyon denmektedir. Bu seleksiyon metotlarında her iki hattın özel kombinasyon yetenekleri ge-liştirilmeye çalışılarak elde edilen melezlerde ortalama verim düzeyi melez azmanlığından dolayı zamanla giderek artmaktadır.

Melezlemenin ÖnemiDünya da yaygın olarak kullanılan yüksek verimli hayvanların büyük çoğunluğu melezle-me ile elde edilmiştir. Etçi koyun ırklarının çoğunluğu, Merinos, Columbia ve Corriedale koyun ırkları, sa�an İngiliz ırkı başta olmak üzere Belçika, Ha�inger ve Anglo-Arap at ırkları, Jersey, Guernsey gibi sığır ırkları, Plymouth Rock ve Rhode Island Red gibi tavuk ırkları iki ya da daha fazla ırk arasında yapılan melezlemeler ve elde edilen melezlere be-lirli amaçlara göre yıllar boyu süren seleksiyon uygulanması ile elde edilmişlerdir.

Günümüzde melezleme yönteminden en fazla ticari kullanma hayvanları elde edil-mesi için yararlanılmaktadır. Yumurta ve piliç eti üretiminde kullanılan hibrit hayvanlar, çeşitli tavuk ırklarının saf hatları ve bunlardan elde edilen melez gruplar arasında yapılan

Page 132: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni122

kullanma melezlemesi ürünüdürler. Aynı şekilde Chrollais, Angus gibi etçi ırk boğaların sütçü ırk ineklerle birleştirilmesi ile canlı ağırlık kazancı ve yemden yararlanma yeteneği yüksek melez kasaplık hayvanlar birer kullanma melezidirler. Kuzu eti üretimi amacıyla etçi ırk koçlar ile döl ve süt verimi yüksek melez ya da saf koyunlar arasında kullanma melezlemesi yapılması yoluna gidilmektedir.

Kullanma melezlemesi ile çeşitli ırk ya da hatların birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan melez azmanlığından yararlanılırken, çeşitli verim özellikleri yönünden gelişmiş olan bu ırklardan bir kullanma ürününün elde edilmesi yönünde en uygun bir şekilde kullanılma-ları sağlanmaktadır.

Melezleme hayvancılıkta yeni ırkların ve tiplerin geliştirilmesi bakımından da önem taşıyan bir ıslah yöntemidir. Kombinasyon melezlemesi yöntemi ile iki veya daha fazla ırkın arzulanan özellikleri yeni bir ırk veya tipte bir araya getirilerek melez sürüler elde edilmiş, sonra da bu melez hayvanlara arzulanan amaca göre seleksiyon uygulanarak yeni ırklar meydana getirilmiştir. Türkiye’de Eskişehir Çi�eler Harası’nda Rambouillet x Dağlıç melezlemesi ile elde Ramlıç koyun ırkı, Alman Et merinosu x Akkaraman melezlemesi ile elde edilen Orta Anadolu Merinosu birer kombinasyon melezlemesi ürünü olan yeni ırklardır.

Çevirme melezlemesi yolu ile düşük verimli yerli ırkların yüksek verimli kültür ırk-larına dönüştürülmesi mümkün olmaktadır. Türkiye’de Marmara bölgesinin hayvanla-rı olan Kıvırcık ırkının Alman Et Merinosu ile birleştirilmesi ve her generasyonda elde edilen dişilerin sürekli Alman Et Merinosu erkeklere verilmesi yoluyla elde edilen Türk Merinosu ya da Karacabey merinosu, yine aynı bölgede yerli sığır ırkı Boz ırkın İsviçre Esmer ırkı ile birleştirilmesi ve her generasyonda elde edilen dişilerin Esmer ırk erkekler ile birleştirilmesi ile elde edilen Türk esmeri ya da Karacabey Esmeri yerli ırk hayvanların yüksek verimli kültür ırklarına dönüştürülmesi amacıyla uygulamaya konulan birer çevir-me melezlemesi ürünüdürler.

Geliştirilecek özellik sayısının fazla olması, özelliklerin bir kısmının kalıtım derecesi-nin düşük olması, bir karaktere uygulanan seleksiyonun diğer karakterde gerilemeye yol açabilmesi gibi nedenlerden dolayı bir ırkta verim düzeyleri sadece seleksiyonla geliştiril-mesi çok uzun süreli ve pahalı bir çalışmayı gerektirir. Melezleme ise yerli ırkların ıslahın-da daha kısa sürede ve aynı anda birkaç verim özelliğini geliştirmeye imkan tanıyan bir yetiştirme şeklidir.

Türkiye yerli koyun ırklarının yüksek verim özellikleri yönünden hızlı ve kolay bir şekilde ıslah edilebilmesi için hangi melezleme yönteminin uygun olduğunu düşünüyorsunuz?8

Page 133: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 123

Özet Saf yetiştirme

Aynı ırktan erkek ve dişilerin birleştirilmesi ile yapı-lan yetiştiriciliğe saf yetiştirme denir. Saf yetiştirme-den belirli amaçlara göre seleksiyon yapılarak yapılan bir yetiştirme metodu anlaşılmalıdır. Kıvırcık ırkı bir koç ile Kıvırcık bir koyun, Angus ırkı bir boğa ile An-gus bir ineğin birleşmesi gibi aynı ırktan hayvanların birleşmesi doğal yolla olabileceği gibi suni tohumla-ma ya da embriyo transferi yoluyla yapılan birleştir-meler de birer saf yetiştirmedir. Saf yetiştirme verim özelliklerini etkileyen genler homozigot hale gelerek verimlilikte bir artış sağlarken, aynı zamanda hayvan-ların genetik yapılarında resesif olarak geçen zararlı genler de homozigot hale gelerek istenmeyen özellik-lerin ortaya çıkmasına neden olabilirler.

Akrabalık ve akrabalı yetiştirme Yetiştiricilik yönünden bir ırk içinde sürü ortalama-

sına göre birbirine daha çok akraba olan bireylerin birleştirilmesi yolu ile yapılan yetiştirmeye akrabalı yetiştirme denir. Akrabalı yetiştirme bir sürüdeki hayvanları verim özellikleri yönünden homozigot hale getirdiğinden ve taşıdığı genleri iyi olan bir bi-reyin bu üstünlüğünü yavrularına geçirme ihtimali daha fazla olduğundan özellikle damızlık işletmeler açısından son derece önemlidir. Akrabalı yetiştirme-den beklenen faydaların sağlanabilmesi için akrabalı yetiştirme seleksiyonla birlikte uygulanmalıdır. Me-lez popülasyonlarda seleksiyonla birlikte akrabalı yetiştirme de uygulanırsa önemli özellikler ile ilgili genlerin kısa zamanda homozigotlaşması sağlanır. Akrabalı yetiştirmenin her zaman istenileni verme-diği unutulmamalı, ileri düzeyde akrabalı yetiştirme bünyenin zayı�aması, döl verimi ve yaşama gücünün azalmasına neden olabileceğinden dikkatli uygulan-malıdır.

Kan tazeleme Kapalı yetiştirilen sürülerde akrabalı yetiştirme dere-

cesi belli bir düzeyi aşınca döl verimi ve yaşama gücü başta olmak üzere verimlerde bir gerileme görülür. Bu sakıncayı önlemek için, ileri düzeyde akrabalı yetişti-rilmiş sürülere aynı ırkın başka sürülerinden özellikle erkek havyan getirilerek damızlıkta kullanılır ki bu iş-leme kan tazeleme denir. Kan tazeleme sadece bir kez yapılır, tekrar dışarıdan kan katımı yoluna gidilmez ve sürü kapalı olarak yetiştirilmeye devam eder.

Melezleme

Birbirinden farklı iki veya daha fazla ırk arasında yapılan birleştirmeler melezleme, bunun sonucunda elde edilen yavrulara da melez denir. Hayvan yetişti-riciliğinde genel olarak çevirme melezlemesi, kombi-nasyon melezlemesi ve kullanma melezlemesi olmak üzere üç çeşit melezleme uygulanmaktadır. Düşük verimli yerli ırkların yüksek verimli kültür ırklarına dönüştürülmesi amacı ile çevirme melezlemesi, iki ya da daha fazla ırkın istenen özelliklerinin yeni bir ırkta toplanması amacıyla kombinasyon melezlemesi, melezlerinden döl alma yoluna gidilmeyip, ticari kul-lanma hayvanı elde edilmesi amacıyla kullanma me-lezlemesi veya bir hayvan popülasyonunun ırk özel-liklerini bozmadan bazı karakterlerini kısa bir sürede olumlu yönde değiştirmek amacıyla ıslah melezlemesi şeklinde uygulanır.

1

2

3

4

Page 134: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni124

Kendimizi Sınayalım1. Aynı ırktan erkek ve dişilerin birleştirilmesi ile yapılan yetiştiriciliğe ne denir?

a. Melezlemeb. Kan yakınlığıc. Saf yetiştirmed. Akrabalı yetiştirmee. Kan tazeleme

2. Bir sürü içerisinde ayrı ırklardan erkek ve dişilerin birleş-tirilmesi ile yapılan yetiştiriciliğe ne denir?

a. Kan tazelemeb. Akrabalı yetiştirmec. Kan yakınlığıd. Melezlemee. Pedigrili yetiştirme

3. İki ya da daha fazla ırkın istenen özelliklerinin yeni bir bireyde bir araya getirilerek yeni bir ırk veya tip geliştirmek amacıyla yapılan melezleme yöntemine ne denir?

a. Kullanma melezlemesib. Çevirme melezlemesic. Kombinasyon melezlemesid. Islah melezlemesie. Ticari melezleme

4. Aşağıdakilerden hangisi ileri düzeyde akrabalı yetiştir-menin zararlarından değildir?

a. Döl veriminde genel bir azalmab. Vücut/beden yapısında zayı�amac. Yaşama gücünde azalmad. Gizli kalmış kötü özelliklerin ortaya çıkmasıe. Melez popülasyonlarda istenen özelliklerin kısa za-

manda homozigotlaşması

5. Türkiye’ de Alman Et Merinosu ve Kıvırcık koyun ırkı arasında yapılan birleştirmeler ile elde edilen Karacabey Me-rinosu koyun ırkı hangi melezleme çalışmasına örnektir?

a. Çevirmeb. Basit kombinasyonc. Kullanmad. Bileşik kombinasyone. Ticari

6. Kombinasyon melezlemesinin uygulanmasında ilk basa-mak nedir?

a. Uygun ıslah yöntemlerinin belirlenmesib. Prototipe uygun ırkların belirlenmesic. Geliştirilmesi istenen ırkın özelliklerinin ortaya ko-

nulmasıd. Test birleştirmelerinin yapılmasıe. Irk sabitleme çalışmaları

7. İki ırk arasında yapılan çevirme melezlemesinde kaçıncı geriye melezlemede bir ırkın diğer bir ırka yaklaşık olarak dönüştüğü söylenebilir?

a. Birincib. İkincic. Üçüncüd. Dördüncüe. Beşinci

8. Genlerin dominant veya epistatik etkilerinden yararla-nılarak heterozis (melez azmanlığı) gösteren ticari kullanma hayvanları üretilmesi amacı ile uygulanan melezleme yönte-mi hangisidir?

a. Kullanmab. Çevirmec. Islahd. Kombinasyone. Değiştirmeli

9. Melezlemeleri de kapsayan özel seleksiyon yöntemleri ile toplamalı olmayan (dominant ve epistatik) gen etkilerin-den yararlanmayı amaçlayan seleksiyon yöntemleri daha çok hangi türde uygulanır?

a. Sığırb. Koyunc. Keçid. Tavuke. At

10. Hayvan yetiştiriciliğinde değiştirmeli melezleme daha çok hangi amaçla yapılır?

a. Erkek hayvanlarda görülen melez azmanlığından ya-rarlanmak için

b. İki ırkın istenen özelliklerini yeni bir ırkta bir araya toplamak için

c. İkiden fazla ırkın istenen özelliklerini yeni bir ırkta bir araya toplamak için

d. Düşük verimli yerli ırk hayvanları yüksek verimli ırklara dönüştürmek için

e. Dişi hayvanlarda görülen melez azmanlığından ya-rarlanmak için

Page 135: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

6. Ünite - Yetiştirme Metotları 125

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı1. c Yanıtınız yanlış ise “Saf Yetiştirme” konusunu yeni-

den gözden geçiriniz.2. d Yanıtınız yanlış ise “Melezleme” konusunu yeniden

gözden geçiriniz.3. c Yanıtınız yanlış ise “Kombinasyon Melezlemesi” ko-

nusunu yeniden gözden geçiriniz.4. e Yanıtınız yanlış ise “Akrabalı Yetiştirme” konusunu

yeniden gözden geçiriniz.5. a Yanıtınız yanlış ise “Çevirme Melezlemesi” konusu-

nu yeniden gözden geçiriniz.6. c Yanıtınız yanlış ise “Kombinasyon Melezlemesi” ko-

nusunu yeniden gözden geçiriniz.7. e Yanıtınız yanlış ise “Çevirme Melezlemesi” konusu-

nu yeniden gözden geçiriniz.8. a Yanıtınız yanlış ise “Kullanma Melezlemesi” konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.9. d Yanıtınız yanlış ise “Kullanma Melezlemesi” konu-

sunu yeniden gözden geçiriniz.10. e Yanıtınız yanlış ise “Melezleme” konusunu yeniden

gözden geçiriniz.

Sıra Sizde 1Damızlıkta kullanılan erkeklerin her ikisi de aynı ırktan ise bu erkek ve dişilerin birleştirilmesi ile yapılan yetiştirmeye saf yetiştirme denir. Aynı zamanda saf yetiştirmeden sadece aynı ırktan hayvanların birleştirilmesi değil, bunla birlikte belirli amaçlara göre seleksiyon yapılarak yapılan bir yetiş-tirme metodu anlaşılmalıdır. Saf yetiştirmeden teorik olarak aynı genotipe sahip olan bireylerin birleştirilmesi anlaşılsa da pratikte aynı genotipe sahip bireylerin bulunması ve bir-leştirilmesi oldukça zor olduğundan pratik olarak aynı ırk veya alt ırk hayvanların kendi aralarında yetiştirilmesidir diyebiliriz. Saf yetiştirme yeni geliştirilmiş at, sığır, koyun, keçi ırklarının korunması, ırkların herhangi başka bir ırkla karışmaması ve hayvanların ırk özelliklerini tam bir şekil-de sergileyebilmeleri açısından, kısacası mevcut hayvan gen kaynaklarının korunması için oldukça önemlidir.

Sıra Sizde 2Akrabalı yetiştirme yapılmadığı zaman kötü etkili resesif genler etkilerini örten dominant (baskın) genlerle birlikte heterozigot halde bulunduklarından bu istenmeyen durum-lar görülmez ya da etkisi çok az hissedilir. Kan yakınlığı ile bu gizli kalmış resesif etkili genler daha sık homozigot hale geldiklerinden yavrularda öldürücü etkiler ve kalıtsal bozuk-lukların ortaya çıkma ihtimali artar.

Sıra Sizde 3Yetiştirildiği bölgeden bir başka bölgeye götürülen ve adap-tasyon problemi yaşayan ve verimlerde düşme yaşanan sü-rülerde de kan tazeleme uygulanabilir. Verimlerde belirli bir seviyeye ulaşan ve saf yetiştirme ile artık bir ilerleme sağlana-mayan sürülerde de verimleri artırmak için kan tazeleme uy-gulanabilir. Kan tazeleme ile sürüye dışarıdan yeni genlerin gelmesi ve mevcutların oranının da değişmesi gerçekleşebile-ceğinden verim özelliklerinin kalıtım dereceleri de değişebi-lir. Kan tazeleme heterozis etkisinden faydalanma olasılığını artırabilir. Kan tazelemeden sonra seleksiyon uygulanarak sürünün verim düzeylerinde daha hızlı ilerleme sağlanabilir.

Sıra Sizde 4Gelişen dünya nüfusu, artan tüketici istekleri, ekonomik verimlilik gibi değişik nedenlere bağlı olarak; verimi düşük yerli ırkların yüksek verimli bir ırka dönüştürülmesi, iki ya da daha fazla ırkın istenen özelliklerinin yeni bir ırk üzerinde ortaya çıkartılması, et verimi amacıyla elde edilen yavruların hepsinin kasaplık olarak değerlendirildiği ticari amaçlı kul-lanma hayvanları elde edilmesi ve bir ırkta eksik ya da olma-yan bir özelliğin kazandırılması amacı ile iki ya da daha fazla ırktan hayvanların birbirleri ile birleştirilerek melezlenmesi yoluna gidilir.

Page 136: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni126

Yararlanılan KaynaklarSıra Sizde 5Kombinasyon melezlemesinde iki veya daha fazla ırkın arzu-lanan genleri ile yeni bir hayvan üzerinde yeni bir gen bile-şimi oluşturulmaya çalışıldığından çok daha zor ve çok daha fazla dikkat isteyen bir melezleme sistemidir. Kombinasyon melezlemesi planlayabilmek için iyi bir genetik bilgiye sahip olmak ve dikkatli çalışmak gerekir. Bunun için de homozigot olarak özellikleri taşıyan saf ırk hayvanlar arasında melezle-me yapılmalıdır ki kombinasyon melezlemesi ile elde edilen yeni hayvan gurubu üzerinde toplanmış olan bu özellikleri yavrularına aynı şekilde iletebilmelidir. Bu nedenle özellikle kombinasyon melezlemesi çalışmalarından sonra ırk sabit-leştirme çalışmalarının dikkatli bir şekilde gereken önemi vererek yapılması oldukça önemlidir.

Sıra Sizde 6Kullanma melezlemesi daha çok pazar koşulları, tüketici ta-lepleri dikkate alınarak ekonomik gerekçelerle uygulanır. Bu melezlemede biyolojik bir olay olan heterozis gösteren melez döller elde edilmesi amacıyla yüksek verimli ticari kullanma hayvanları elde edilmesi için uygulanır ve elde edilen me-lezler sadece üretim için kullanılır, bunlardan damızlık elde edilmesi amaçlanmaz.

Sıra Sizde 7Sığır ve koyun yetiştiriciliğinde ise kullanma melezlemesin-den hızlı büyüyen, yemden yararlanma yeteneği, canlı ağırlık kazancı, et verimi ve kalitesi yüksek kaliteli kesim kuzuları elde edilmesi için yararlanılır. Örneğin; Hereford, Charolais gibi etçi ırk sığırların boğaları süt ırkı sığırların dişileri ile birleştirilerek hızlı ve ekonomik gelişen, et verimi yüksek melez hayvanlar elde edilerek, erkek ve dişileri kasaplık ola-rak değerlendirilebilir.

Sıra Sizde 8Türkiye yerli hayvan ırklarının verim özellikleri dikkate alın-dığında özellikle koyun ırklarının hızlı, güvenilir ve kolay bir şekilde yüksek verimli hale getirilmesi için en uygun ıslah ya da melezleme yöntemi çevirme melezlemesi olarak görül-mektedir.

Akçapınar, H., Özbeyaz, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği Te-mel Bilgileri, Ankara: Kariyer Matbaası.

Akçapınar, H. (2000). Koyun Yetiştiriciliği, Ankara, İsmat Matbaacılık.

Alpan, O. (1990). Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği, Ankara: Medisan Yayınları.

Arıtürk, E. (1966). Yetiştirme Sistemleri, Ankara:A.Ü.Vet.Fak. Yay. 202.

Arıtürk. E., Yalçın, B.C. (1966). Hayvan Yetiştirmede Selek-siyon, Ankara Üniv. Veteriner Fak. Yayınları: 194, Anka-ra: Ankara Üniv. Basımevi.

Arpacık, R.(1982). Sığır Yetiştiriciliği, Bursa: Uludağ Üni-versitesi Basımevi.

Düzgüneş, O., Akman, N. (1991) Hayvan Islahı, Ankara: A.Ü. Ziraat Fakültesi Baskı Ofset Ünitesi.

Kaymakçı, M., Sönmez, M. (1992). Koyun Yetiştiriciliği, İs-tanbul: Hasat Yayıncılık Hayvancılık serisi.3.

Özcan, L. (1995). Küçükbaş Hayvan Yetiştirme I (Keçi Üretimi), Adana: Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Ofset ve Teksir atölyesi.

Sönmez, R., Kaymakçı, M. (1987). Koyunlarda Döl Verimi, İzmir: E.Ü. Ziraat Fak. Ofset Basımevi.

Vanlı, Y., Özsoy, M.K., Baş, S. (1993). Popülasyon ve Biyo-metrik Genetik, Van: Y.Ü. Ziraat Fakültesi Ofset tesisleri.

Yalçın, C. (1981). Genel Zootekni, İstanbul: İ.Ü. Veteriner Fakültesi Yayınları. 2769.

Page 137: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r
Page 138: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Karakter, genotip, fenotip, çevre konularını tanımlayabilecek,Seleksiyon ve seleksiyon metotlarını açıklayabilecek,Kalıtım derecesi, tekrarlama derecesi ve seleksiyon konularını açıklayabilecekbilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları

• KARAKTER GEN Tİ EN Tİ VEEVRE

• ELEK İY NVE ELEK İY NMET TLARI

• KALITIMVETEKRARLAMADERECE İİLEELEK İY NDAETKİ İ

• arakter Gen ti ve en ti• elek iy nve elek iy n

Yöntemleri

• alıtım erece i• ekrarlama erece i

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 139: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

KARAKTER, GENOTİP, FENOTİP VE ÇEVREKoyun, sığır, tavuk gibi hayvan türleri içinde yer alan ırkların yüksek verim düzeyine ulaş-ması hem çevre koşullarının iyileştirilmesi hem de genetik yapının geliştirilmesi ile elde edilebilir. Hayvan ırklarından arzulanan verim özelliklerinin elde edilebilmesi için yapılan çalışmalara iyileştirme/geliştirme anlamında ıslah denilmektedir. Hayvan ıslahı ile ilgili konuların yeterince anlaşılabilmesi için karekter, genotip, fenotip ve çevre gibi konuların iyi anlaşılması gerekir.

KarakterCanlıların anatomik, morfolojik (dış görünüş) ve fizyolojik (verim) özelliklerinden her birine karakter denir. Örneğin hayvanlarda organların büyüklükleri ve ağırlıkları, sütte yağ oranı veya süt verimi, yumurta verimi birer karakter olduğu gibi renk ve yapı ile il-gili özelliklerde karakterdir. Karakterler kalitatif ve kantitatif karakterler olmak üzere iki grupta incelenirler.

Kalitatif karakterler genellikle renk ve şekil ile ilgili karakterlerdir. Hayvanları nite-leyici özelliklerdir. Bu tür karakterler bir veya iki çi� genin kontrolü altındadır ve çevre faktörlerinden hemen hiç etkilenmezler. Yani tamamen genler tarafından belirlenirler. Kalitatif bir karakter yönünden bireyler arasında devamlı nitelikte olmayan bir varyasyon bulunmaktadır. Çi�lik hayvanlarında vücut örtüsünün rengi, boynuzun olup olmaması, koyun ve keçilerde kulak yada kuyruk yapısı ve tavuklarda ibik şekli gibi özellikler kalitatif karakterlere örnek verilebilir.

Kantitatif karakterler ise ölçülüp, tartılıp, sayısal olarak belirtilebilen karakterlerdir. Hayvanların verimleri, vücudun anatomik boyutları ve fizyolojik fonksiyonlarıyla ilgili olan karakterlerdir. Kantitatif bir karakter bireysel etkileri küçük, çok sayıda genin ve çev-resel faktörlerin etkisi altındadır. Bu tip karakterler yönünden bireyler arasında devamlı nitelikte bir varyasyon vardır. Çi�lik hayvanlarında verimle ilgili karakterler bu gruba girmektedir. Sığır, koyun ve keçilerde süt verimi, sütteki yağ oranı, canlı ağırlık, koyun-larda yapağı verimi ve özellikleri, broylerlerde canlı ağırlık artışı, yumurtacı tavuklarda yumurta verimi ve yumurta ağırlığı, atlarda çekim gücü ve sürat gibi karakterler kantitatif karakterlere örnek verilebilir.

Fenotip Fenotip canlıya dıştan bakıldığında herhangi bir özelliğinin görünüşüdür. Fenotip deyimi iki şekilde kullanılmaktadır. Kalitatif karakterlerde fenotip deyiminden renk ve şekil ile il-gili bir özellik anlaşılır. Örneğin; bir canlının beden rengi bakımından kırmızı veya beyaz

Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları

Page 140: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni130

olması, şekil bakımından ise boynuzlu veya boynuzsuz olması gibi. Kantitatif karakterler-de fenotip deyiminden ise, kantite ile ilgili yani rakamsal bir özellik akla gelir. Örneğin, bir inek bir laktasyonda 4500 kg süt vermişse bu değer süt verimi yönünden o ineğin fenotipini belirler. Aynı şekilde bir tavuk bir üretim yılında 250 adet yumurta vermişse bu değer o tavuğun yumurta yönünden fenotipidir.

GenotipBir bireyin kök aldığı zigot’ta var olan ve bu bireyin karakterlerinin oluşması için gerekli olan genlerin tümü genotipi meydana getirir. Gelecek nesillere aktarılan fenotipler de-ğil genotiptir. Bu nedenle genotip genetik kişilik olarak adlandırılmaktadır. Bireylerin bir özellik veya bütün özellikler yönünden fenotipinde görülen farklılığın temelinde genotip farklılık yatmaktadır. Fakat kantitatif karakterler için bireyler arasında genotipte görülen farklılığın nedenlerinden birisi de çevresel faktörlerdir. Kantitatif karakterler çevreden et-kilenirler.

Sürünün genetik yapısının istenilen yönde değiştirilmesi için; damızlık olarak kulla-nılacak hayvanların seçimi ve seçilen hayvanlarda uygulanacak birleştirme metotları çok önemlidir.

ÇevreGenotip dışında bireylerin kantitatif karakterlerinin düzeyini etkileyen tüm faktörler çevre olarak isimlendirilirler. Bakım, beslenme ve hastalıklar birer çevre etkileridir. Aynı zamanda bir günde yapılan sağım sayısı da bir çevre faktörüdür. Yavru uterusta iken an-neden gelen her türlü faktörde birer çevre faktörüdür. Çevre çoğunlukla kantitatif karak-terlerin düzeyinde önemli etkiye sahiptir. Kalitatif karakterlerde ise çevrenin pozitif veya negatif yönde bir etkisi olmaz. Çevre etkileri kalıtsal olmayan bir niteliktedir. Yani kuşak-tan kuşağa geçmezler. Hayvanların genetik potansiyellerini tam olarak gösterebilmeleri onlara uygun koşulların sağlanmasına bağlıdır.

Hayvancılığı ileri olan ülkelerde yüksek verim düzeyine ulaşılmasında genetik yapı ve çevrenin zamanla iyileştirilmesinin önemi büyüktür. Çevre ile ilgili gelişmeler arasında yemleme ve otlatma metotlarının hayvanların ihtiyacına göre düzenlenmesi, hayvan ba-rınaklarının bakımı ve idare koşullarının iyileştirilmesi, veteriner hizmetlerinin yaygın-laştırılarak çeşitli hayvan hastalıklarına karşı etkin savaşma yollarının bulunması, sağım sistemlerinin makineli olması ve hijyen koşullarına uyulması gibi önlemler sayılabilir. Çevre koşullarının iyileştirilmesi ile verimlerde önemli düzeyde ve hızlı gelişmeler sağ-lanabilir. Ancak bu konuda ekonomik sınırlar düşünülerek planlanmalıdır. Yani çevrenin düzenlenmesi için harcanan giderler elde edilecek verim artışlarından daha az olmalıdır. Çevre koşullarının düzeltilmesi ile elde edilen verim artışları geçici niteliktedir. İyi çevre koşulları ortadan kaldırıldığında verimlerin tekrar gerilediği görülür. Verimlerde kalıcı ilerleme ancak genotipin iyileştirilmesiyle sağlanabilir.

Karakterlerde Genotip-Fenotip İlişkisiKalitatif karakterlerde fenotip tamamen genotip tarafından belirlenir ve genotip ile fenotip arasında çok kuvvetli bir ilişki vardır. Çevrenin kalitatif karakterlerin oluşmasında herhan-gi bir etkisi yoktur. Kantitatif karakterlerde ise fenotip, genetik yapıdaki farklılığın yanı sıra çevre etkilerinden etkilenir. Çevre kantitatif karakterlerin oluşmasında oldukça etkilidir.

Kalitatif karakterlerin az sayıda genle kontrol ediliyor olması ve çevreden etkilenme-mesi nedeniyle bu karakterler yönünden bireyin fenotipine bakarak genotipi yönünde bir tahminde bulunulabilir. Dolayısıyla bu tür karakterlerde istenilen genetik yapılar kısa sü-rede ve kolayca oluşturulabilmektedir.

Page 141: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 131

Kantitatif karakterlerde ise özelliklerin çok sayıda gen tarafından kontrol edilmesi ve çevreden etkilenir olması genotip-fenotip ilişkisini ortaya koymada zorluk çıkarmakta-dır. Fenotipin oluşumunda önemli rolü olan çevre etkileri de ölçülebilen ve ölçülemeyen etkiler olabilmektedir. Kantitatif bir karakterde fenotipte görülen bir özelliğin ne oranda genotipten kaynaklandığı, ilgili kantitatif karakter yönünden bireyler arasında varolan fenotipik varyasyonun (farklılığın) ne oranda genetik, ne oranda çevre varyasyonundan ileri geldiği kolayca saptanamaz. Bu nedenlerle kantitatif bir karakter yönünden bireylerin fenotipik değerlerine bakılarak genotipleri hakkında isabetli sonuçlara varılamaz.

Hayvancılıkta kalitatif ve kantitatif karekterler hakkında neler söyleyebilirsiniz?

SELEKSİYON VE SELEKSİYON METOTLARIHayvan yetiştiriciliğinde her yıl yaşlılık, verim düşüklüğü, anatomik bozukluk, analık iç-güdüsünün iyi olmaması ve yetiştirme hastalıkları gibi nedenlerle ayıklanan hayvanların yerine sürü büyüklüğünü önceki sayıya ulaştırmak için genç hayvanlar seçilerek damız-lıkta kullanılır. Bu işleme seleksiyon denir. En sade bir biçimde damızlık seçme olarak ta-nımlanabilir. Seleksiyonun temel fonksiyonu herhangi bir sürüde yüksek verimli hayvan-ların toplanmasını sağlamak yoluyla sürüde faydalı genlerin frekanslarını yani oranlarını artırmaktır. Seleksiyon yeni genler yaratmaz fakat bazı genlere ve gen kombinasyonlarına sahip bireylere bunları taşımayanlara göre daha fazla döl verme olanağı sağlar.

Gerek doğal yaşamda ve gerekse insan, kendi amacına uygun genotipteki hayvanlara üreme şansı verir, amacına uymayanların üremelerini engeller. Bu olay insan eliyle ya da doğal olarak gerçekleşen birer seleksiyondur. Doğal seleksiyon genellikle yapay seleksiyo-na ters yönde etki ederek seleksiyon çalışmalarının olumlu sonuçlar vermesini güçleştirir, etkinliğini nispeten azaltabilir.

Genetik İlerlemeGenetik ilerleme; seleksiyon uygulaması yapılan bir sürüde istenen özelliğin fenotipik or-talaması ile bu sürünün içinden seçilen hayvanlardan elde edilen yavruların sahip olduk-ları fenotipik ortalama arasındaki farklılıktır.

Seleksiyon üstünlüğü, sürüde herhangi bir seçilim yapmadan önce bireylerin sahip oldukları fenotipik ortalama ile sürü içerisinden “seçilmiş bireylerin” sahip oldukları fe-notipik ortalama arasındaki farktır. Eğer seleksiyon üstünlüğü erkek ve dişi hayvanlar ara-sında farklı ise her cinsiyet için ayrı hesaplanarak ortalamaları ile ifade edilir.

Generasyon süresi yavruları doğduğu zaman ebeveynlerinin ortalama yaşından he-saplanabilir. Yani sürüde bulunan bireylerin yenilenmesi için gereken zamanı ifade et-mektedir. Generasyon süresi çi�lik hayvanlarının gebelik süresi ve damızlıkta ilk kullanıl-ma yaşı (cinsiyet) ile ilişkili olduğu için türler arasında farklılıklar göstermektedir.

Bir generasyon süresi boyunca çevresel koşulların sabit tutulması pratikte mümkün olmamaktadır. Bunun yanında gerek sürü büyüklüğünün yeterli olmaması gerekse ka-yıtlardan elde edilen değerlerin yeterli hassasiyette olmaması durumlarında hesaplanan kalıtım derecesinin kesin sonuçlar vermemesi nedeniyle beklenen genetik ilerleme her zaman gerçekleşen genetik ilerleme ile aynı olmamaktadır. Dışarıdan damızlık hayvan kullanılmadan bir sürü içerisinde devamlı bir seleksiyon ile elde edilen genetik ilerleme, genetik varyansın miktarına bağlı olarak bir süre sonra azalma göstermeye başlamakta ve zamanla sıfır noktasına yaklaşırken çevresel etkilerin oluşturduğu küçük değişimler haricinde sabit kalma eğilimi göstermektedir.

Seleksiyon üstünlüğünü nasıl açıklarsınız?

1

2

Page 142: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni132

Seleksiyonda Verimliliği ArtırmakSeleksiyon oranı ve buna bağlı olarak hesaplanan seleksiyon yoğunluğu; üzerinde ıslah çalışması yapılan türün döl verimine, yetiştirmedeki başarı düzeyine ve kullanılan repro-düktif teknolojilere göre değişiklik göstermektedir.

Seleksiyonda verimliliği artırmak özellikle seleksiyon oranının düşük tutulması ile mümkün olabilmektedir. Tavuk ve domuz gibi yüksek döl verimine sahip türlerin selek-siyon oranı düşük tutularak seleksiyon yoğunluğunda artış yaratılmaktadır. Ancak sığır, koyun ve at gibi türlerde; dişi hayvanlarda görülen üreme yetersizlikleri, sürü büyüklüğü-nün korunması ve kan yakınlığı derecesinin yükselmesini önlemek amacıyla dişilerde se-leksiyon oranı azaltılamamaktadır. Bu nedenle düşük değerlerde kalan seleksiyon yoğun-luğunun artırılması için sadece erkek damızlıklarda seleksiyon oranının düşük tutulması mümkün olmakta, sonuç olarak bu türlerde genetik ilerlemedeki başarı özellikle erkek hayvanların seçimiyle sağlanmaktadır.

Günümüzde suni tohumlama ve embriyo transferi gibi reprodüktif teknolojilerin kullanılması sayesinde sadece sürülerde bulunan erkeklerin damızlıkta kullanılması ne-deniyle oluşabilecek yüksek kan yakınlığı derecelerinin önüne geçilebilmesinin yanında fenotipik ve genotipik varyasyonun artırılmasını sağlayarak seleksiyon üstünlüğünün ar-tırılmasına da olanak sağlamıştır.

Kalıtım derecesinin yükseltilebilmesi için, çevresel etkenlerin minimuma indirilerek fenotipik varyans üzerindeki etkilerinin azaltılması ile genotipik varyasyonun ve tutulan kayıtların sayısının artırılması gerekmektedir. Seleksiyonun erken yaşlarda yapılması ve dolaylı seleksiyondan yararlanılması ile generasyon süresini kısaltarak genetik ilerleme-nin daha hızlı gerçekleşmesi de sağlanabilir.

Dolaylı seleksiyon, geliştirilmek istenen özellik yerine bu özellikle genetik ilişkisi yük-sek olan başka bir özellik üzerinde seleksiyon yapılarak yani dolaylı bir şekilde genetik ilerleme sağlanmasını amaçlamaktadır.

Dolaylı seleksiyonun kullanılma amacı ve başarısı, doğrudan geliştirilmesi istenilen özelliğin; kalıtım derecesinin düşük derecede olmasına, diğer özelliğin kalıtım derecesi-nin ve bu özellikler arasındaki genetik ilişkinin ise yüksek derecelerde olmasına bağlıdır.

Seleksiyonda İsabet Derecesinin ArtırılmasıSeleksiyon uygulanan özellik yönünden bireyler arasındaki çevresel farklılıkların gide-rilmesi ile çevre varyansı azaltılarak kalıtım derecesinin dolayısıyla seleksiyondaki isabet derecesinin yükselmesi sağlanabilmektedir. Örneğin kuzuların sütten kesim ağırlıklarına göre seleksiyon uygulaması yapılmak isteniyor ise, bu özellik üzerinde etkili olan ananın yaşı, doğum tipi, doğum ağırlığı ve cinsiyet gibi faktörlerin etkileri rakamsal olarak hesap-lanarak bireyler arasındaki çevre varyansı düzeltilmektedir. Elde edilen düzeltilmiş verile-re göre yapılan seleksiyon daha güvenilir sonuçlara ulaşılmasını sağlamaktadır.

Birey başına birden fazla kayıt tutulması, iklimsel değişiklikler ve verimleri geçici ola-rak etkileyen hastalıklar gibi etkileri ölçülemeyen veya ölçülmesi mümkün olmayan çev-resel faktörlerin etkilerinin giderilmesine olanak sağlamaktadır. Çi�lik hayvanlarındaki birçok verim özelliği, örneğin: süt verimi, sütteki yağ ve protein miktarları, yapağı verimi, yıllık yumurta sayısı için her yıl bir verim kayıdı elde edilebilmekte, seleksiyonun iki veya daha fazla kayıdın ortalamasına göre yapılması ile hayvanların genetik verim yetenekleri daha doğru bir şekilde anlaşılabilmektedir.

Seleksiyondaki isabet derecesi, seleksiyonun familya ortalamasına ya da yavru orta-lamasına dayandırılması sayesinde de artırılmaktadır. Süt sığırcılığında, boğaların ana-larının verimleri yerine yavrularının verim ortalamalarına göre değerlendirilmeleri (Döl kontrolü / Progeny Testing) bu şekilde yapılmaktadır.

Page 143: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 133

Tek Bir Özellik Yönünden Uygulanan Seleksiyon YöntemleriBir sürüde seleksiyon yapılmasının amacı istenilen özellikleri gösteren hayvanların sürü-de bulunmasını sağlayarak bu karakter üzerinde etkili genlerin frekanslarını arttırmaktır. Özellikle ekonomik olarak önem taşıyan kantitatif özelliklerin hem çok sayıda gen çi�i ta-rafından hem de çevresel faktörlerden etkilendikleri bilinmektedir. Seleksiyon ile seçilen hayvanların istenilen özellik bakımından sahip oldukları gen frekansı seçilmiş oldukları sürünün sahip olduğu gen frekansından yüksek olmaktadır. Bu nedenle seleksiyon ile son-raki generasyonda yeni gen kombinasyonları oluşabilmektedir. Kapalı bir sürüde devamlı olarak yapılan seleksiyon genlerdeki homozigotlaşmayı artırır ve bireyler arasında genetik farklılıkların gittikçe azalmasına ve sürünün gittikçe bir örnek hale gelmesine neden olur.

Hayvan yetiştiriciliğinde tek bir özellik için kullanılan seleksiyon yöntemleri üç ana grupta incelenir.

• Bireylerinkendifenotipikdeğerlerinegöreseleksiyon• ışgörünüşegöreseleksiyon• Fertlerinkendibireyselverimlerinegöreseleksiyon

• krabalarınfenotipikdeğerlerinegöreseleksiyon• irektakrabalara(pedigriye) göre seleksiyon• oleteralakrabalaragöreseleksiyon

• Familyaortalamalarınagöreseçim• ardeşverimlerinegöreseçim• Familyaiçiseçim

• Yavruverimlerinegöreseleksiyon Progeny-testing)• ombineseleksiyon

Bireylerin Kendi Fenotipik Değerlerine Göre SeleksiyonBireylerin kendi fenotipik değerlerine göre seleksiyon dış görünüş ve kendi bireysel verim değerlerine göre yapılır.

Dış Görünüşe Göre SeleksiyonDış görünüşe göre seleksiyon yöntemi isminden de anlaşılacağı gibi dıştan bakıldığında gözle görülen beden yapısına göre yapılan seçim yöntemidir. Verim kaydı tutulmayan iş-letmelerde ya da işletmeye yeni alınacak hayvan seçiminde kullanılabilir. Ancak beden formundaki pek çok özelliğin verimlerle olan ilişkisi düşük düzeyde olduğundan etkin bir seçim yöntemi değildir. Seçilecek hayvanların damızlıkta kullanma yaşına gelmiş olması gerekeceğinden yöntemin dezavantajı olarak düşünülmelidir.

Ekonomik verim özelliklerinin dış görünüşle alakası oldukça zayıf düzeydedir. Bu yönteme göre örneğin sütçü sığır ırklarında sırtın düz olması, beden yandan bakıldığında önden arkaya doğru genişleyen bir dikdörtgen yapısında olması, başın ince uzun olması, ayakların ve tırnakların düzgün olması ve arka ayak açısının öne nazaran yüksek olması gibi özelliklere dikkat edilerek seçim yapılır. Besi sığırları için yandan bakıldığında kare şeklinde et alma kapasitesinin yüksek olması arkadan bakıldığında butların geniş olması, başın kısa ve geniş olması istenir. Bu özelliklerin görülüp ayırt edilmesi için hayvanın be-lirli bir yaşa kadar büyütülmesi gerekir. Bu da işletme için eğer sürü dışı bırakılacak hay-van varsa gereksiz bakım ve besleme masrafı demektir. Sütçü sığırlarda meme yapısının belirli olması meme başlarının düzgün olması gibi istenen özelliklere ayrıntılı bakılarak seçilmesi gerekir.

Dış görünüşe göre seleksiyon yönteminde koyunlarda geniş ve derin göğüs, düz ve kalın bir sırt, gelişmiş iskelet yapısı istenen özelliklerdir. Bu özellikler koyunlarda et, süt ya da yapağı verimi için istenen özelliklerdir.

Pedigri: Bir hayvanın ana, baba, büyükanne, büyükbaba, gibi direkt akrabalarının verim kayıtlarına pedigri denir.

Progeny: Yavru, soy ya da nesil.

Page 144: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni134

Atlarda ise diğer türlere nazaran dış görünüş daha önemlidir. Sağrının gelişmiş olma-sı, göğüsün geniş ve derin olması akciğer kapasitesi açısından önemlidir. Ayrıca tırnak ve ayak tendolarının gelişmiş ve sağlam olması, bacaklarda çarpıklığın olmaması aranan özellikler arasındadır.

Fertlerin Kendi Bireysel Verimlerine Göre SeleksiyonSürüde yer alan bireylerin kendi fenotipik değerlerine göre seçim yapılan bir yöntemdir. Seçilecek bireyler verim değerlerine göre büyükten küçüğe doğru sıralanır ve seçilecek bireyler en büyükten başlayarak belirlenen sayı kadar seçilerek belirlenmektedir. Örne-ğin, koyun yetiştiriciliğinde canlı ağırlık bakımından bu tür bir seleksiyon uygulanıyorsa, sürüye girecek dişi ve erkek toklular, canlı ağırlık bakımından en yüksek verimliler ara-sından seçilmelidir.

Bireylerin verim değerlerinin saptanması genellikle basit ve nisbeten kolay bir yön-tem olması bu yöntemin bir avantajı olarak değerlendirilebilir. Bireylerin kendi fenoti-pik değerlerine göre seleksiyon kalıtım derecesi orta ve yüksek derecede olan özelliklerde uygulandığında iyi bir genetik ilerleme sağlanabilir. Bireysel seleksiyon uygulanabilecek bazı verim özellikleri sığırlarda; günlük canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma gücü, ko-yunlarda birinci yaş canlı ağırlığı, yapağı verimi ve inceliği, tavuklarda canlı ağırlık ve yumurta ağırlığı gibi özelliklerdir.

Bu yöntemin dezavantajı ise kalıtım derecesi düşük özelliklerde hızlı bir genetik iler-leme sağlanamamasıdır. Yumurta verimi, kuzu doğum ağırlığı, sütten kesim ağırlığı ve bir doğumdaki yavru sayısı gibi özelliklerin kalıtım dereceleri düşük olduğundan, bu karak-terlerin geliştirilmesinde bireysel seçim etkili değildir.

Bireylerin kendi verimlerine göre seleksiyon yönteminde ortalama et randımanı, kar-kastaki et, kemik, yağ oranı gibi kesimden sonra saptanabilen verim özelliklerine uygula-namaz. Ayrıca hayvanlar üreme yeteneği kazandıktan sonra (cinsel olgunluktan) saptanan özelliklerde de bu yöntem elverişli değildir.

Akrabaların Fenotipik Değerlerine Göre SeleksiyonAralarında belirli bir düzeyde kan yakınlığı bulunan bireylere akraba denilir. Öz kardeşler arasındaki akrabalık derecesi üvey kardeşler arasındakinin iki katıdır. Hayvanlar arasında ana, baba ve daha büyük ebeveynler direkt akrabalardır. Birleştirmelerin rastgele yapıldığı bir popülâsyonda herhangi bir yarım kardeş familyası içindeki bireylerin ortalama akra-balık derecesi, yani genetik benzerlik 0.25’tir.

Direkt Akrabalara (Pedigriye) Göre SeleksiyonBu yöntemde seçim ölçütü bireylerin ana ve babalarının verim değerleridir. Genelde bü-yükanne ve büyükbaba gibi uzak akrabaların verimleri bu amaç için kullanılmaz. Ancak ana-baba verim değerleri olmayan bireylerin seçimi için kullanılabilir. Damızlığa ayrıla-cak hayvanlar her iki cinsiyette de ana ve baba değerleri en yüksek olanlardan seçilir.

Kalıtım derecesinin düşük olduğu özellikler yönünden seçimde, bireysel verim de-ğerleri ile birlikte ana ve baba değerlerinin de değerlendirilmesi seçimin etkinliğini ar-tıracaktır.

Bu yöntemin en önemli avantajı süt ve döl verimi gibi ileri yaşlarda saptanabilen özel-likler yönünden genç hayvanların erken seçimi için yararlanılabilecek kaynak ana ve ba-baların verimlerinin olmasıdır. Ayrıca sadece erkeklerde ya da sadece dişilerde görülen özelliklerde, diğer cinsiyetteki bireylerin seçimi bu yöntemle yapılabilir. Fakat ana ve baba yüksek verimli olduğu halde, bunlardan, düşük verimli yavrular elde edilebilir. Çünkü ana ve baba birçok gen bakımından heterozigot yapıda olabilir ve yavrularına genlerin

Page 145: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 135

istenmeyen yarısını geçirebilir. Özellikle başka sürülerden damızlık alınıyorsa, pedigrile-rindeki ana ve babaya ait verim kayıtları abartılmış veya bunların sadece yüksek kayıtları yazılmış olabilir. Pedigri kayıtlarının güvenilir olması bu yöntemde dikkat edilmesi gere-ken önemli bir noktadır.

Kollateral Akrabalara Göre SeleksiyonHayvan yetiştiriciliğinde aralarında belli düzeyde akrabalık bulunan bireylerin oluşturdu-ğu gruplara familya adı verilmektedir. Örneğin, öz kardeşten kurulu gruba tam kardeşler familyası, yine yarım kardeşten kurulan gruba ana-bir veya baba-bir kardeş familyası de-nilmektedir.

Yetiştirmede aynı anadan ve değişik babalardan olan yavrular grubu önemsizdir. Çün-kü bu tip familyaların oluşması uzun yılları gerektirmektedir. Aynı baba fakat farklı ana-dan doğmuş yavruların oluşturdukları baba-bir kardeş familyaları hayvan ıslahı ve selek-siyonda önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin 500 başlık bir koyun sürüsünde 20 adet koç tohumlamada kullanılıyorsa, elde edilen kuzuların tümü 20 grupta toplanabilir. Yani 20 adet baba-bir kardeş familyası oluşturulabilir.

Ana ve babası aynı bireylerin oluşturduğu kardeş gruplarına öz (veya tam) kardeş fa-milyası denir. Örneğin, bir doğumdan elde edilen tüm yavrular öz kardeş familyasını oluş-turmaktadır. Tavuklarda bir horozun 8-10 tavukla birleştirilmesinden sonra elde edilen yumurtaların kuluçka makinesine konulduktan sonra çıkan civcivlerden kullanılan tavuk sayısı kadar öz kardeş familyası elde edilmektedir.

Bu familyalar daha çok, dişilerin her seferinde çok sayıda yavru meydana getirdiği türlerde önem taşımaktadır.

Damızlık seçiminde, yarım ve tam kardeş gibi kollateral akrabaların verim kayıtların-dan yararlanılarak yapılan seçime familya seçimi denir.

Familya Ortalamalarına Göre SeleksiyonBu seleksiyon yönteminde üzerinde durulan özellik yönünden mevcut familyalardan her birinin ortalaması bulunduktan sonra, ortalama değeri en yüksek olan familyalardan başlanarak istenilen birey sayısını dolduracak kadar familya seçilmektedir. Buna göre bir familya bütün bireyleriyle birlikte seçilmekte veya tüm bireyleriyle birlikte damızlık dışı bırakılmaktadır. Damızlık dışı bırakılan bir familyada çok yüksek verimli bireyler bulunsa bile, familya ile birlikte atılmak zorundadır. Böylece ortalaması yüksek bir familya içinde fenotipik değerleri düşük bireyler seçilmiş olabileceği gibi, ortalaması düşük familyadaki yüksek fenotipliler dışarıda bırakılabilir. Bu seçim daha çok kalıtım derecesi düşük olan özellikler için elverişlidir. Örneğin tavukta yumurta verimi, koyun ve domuzlarda bir do-ğumdaki yavru sayısı gibi.

Familya ortalamalarına göre seleksiyonun etkin olması için şu faktörlere dikkat edil-melidir;

• Familyaortalamalarınagöreseçim,kalıtımderecesidüşükolan,yaniçevrefaktör-lerinden fazla etkilenen özelliklerde etkindir.

• Familyabüyüklüğü,yaniherfamilyadakibireysayısıarttıkçabuyönteminetkinli-ği de artmaktadır.

• Bu yöntemden gereğince yararlanabilmek için, familyalar arasındaki sistematikfarklılıklar yaratılmamalıdır. Yani familyalar arasında çevre faktörlerinin farklı olup birine iyi çevre şartları diğerine kötü şartlar gibi farklılıklar oluşturulmamalıdır.

• Familyasayısınınfazlaolması,etkinliğiarttıranfaktörlerdendir

Familya: Aralarında belli düzeyde akrabalık bulunan bireylerin oluşturduğu hayvan grubuna denir.

Page 146: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni136

Kardeş Verimlerine Göre Seleksiyon (Sib)Bir tür familya seçimi olan bu yöntemde de seçim kriteri yine familya ortalamasıdır. Ancak bu seçimin familya ortalamalarına göre yapılan seçimden farkı, familya içinden seçilecek bireylerin familya ortalamasına dahil olmamasıdır. Yani seçilecek bireylerin kendilerine ait değerleri saptanmaz veya saptanamaz. Seçilecek bireyler kardeşlerinin verim değer-lerine bakılarak seçilir. Seçim yöntemi, kardeş seçimlerinin verim ortalaması en yüksek bireylerin damızlık olarak ayrılması biçimindedir. Bu seçim şekli karşı cinsiyette saptanan ve ayrıca et verimi gibi kesimden sonra saptanabilen özellikler yönünden bireylerin seçil-mesinde kullanılmaktadır.

Kardeş verimlerine göre seleksiyonun etkin olması için şu faktörlere dikkat edilmelidir;• ardeşverimlerinegöreseçim,kalıtımderecesidüşükolanyaniçevrefaktörlerin-

den fazla etkilenen özelliklerde etkindir.• Familyabüyüklüğü,yaniherfamilyadakibireysayısıarttıkçabuyönteminetkinli-

ği de artmaktadır.• Bu yöntemden gereğince yararlanabilmek için familyalar arasındaki sistematik

farklılıklar yaratılmamalıdır. Yani familyalar arasında çevre faktörlerinin farklı olup birine iyi çevre şartları diğerine kötü şartlar gibi farklılıklar oluşturulmamalıdır.

• Familyasayısınınfazlaolmasıetkinliğiarttıranfaktörlerdendir

Familya İçi SeleksiyonBu seçim şeklinde familya ortalamalarının önemi yoktur. Familya içi seleksiyon yöntemi, mevcut tüm familyalardan en yüksek verimlilerin belli bir oran dahilinde sürüye alınması şeklindedir. Bu oran tüm familyalara aynen uygulanmaktadır. Örneğin, bir koyunculuk işletmesinde dişi tokluların %50’si herhangi bir özellik yönünden seçilecekse ve tüm dişi toklular 15 adet familyadan oluşuyorsa, her familyaladan en yüksek verime sahip hayvan-ların %50’si seçilmektedir.

Başlıca kullanılma alanları, familyalar arası çevre farklılıklarının söz konusu olduğu hallerdir. Örneğin, domuzlarda öz kardeş familyaları arasında, yani analardan bir batın-da doğmuş yavru grupları arasında, analarının süt veriminin değişik olması nedeni ile sistematik çevre farklılıkları vardır. Dolayısı ile domuzlarda yavruların büyüme hızına göre seleksiyon uygulanırken, familya ortalamalarına göre seçim iyi sonuç vermemekte-dir. Çünkü herhangi bir familyanın büyüme yönünden üstünlüğü, ananın süt veriminin yüksek olması ile yani çevresel bir etki ile ilgili olabilir. Bu durumda familya içi seleksiyon uygulanabilir.

Familya içi seleksiyon yönteminde populasyonun yani sürünün kan yakınlığı derece-sindeki artış da minimum düzeydedir. Çünkü damızlığa ayrılmış bireyler bütün familya-ları temsil etmektedir. Buna karşın familya ortalamasına göre seçimde ve sib seleksiyonda seçilen hayvanlar sadece en yüksek ortalamaya sahip birkaç familyadan gelmişlerdir. Bu bakımdan her iki seleksiyon yöntemine üstünlük sağlamaktadır. Ayrıca familya içi seçim-de her ananın yavru grubunda en yüksek verimliler eşit oranda seçildiklerinden anaya ait etkiler giderilmiş olmaktadır.

Yavru Verimlerine Göre Seleksiyon (Progeny- Testing)Hayvancılık işletmelerinde bir hayvanın damızlık değerini yavrularının fenotipik değer-leri yardımıyla saptamak için kullanılan bir seçim yöntemidir. Yöntem, yavruların verim değerlerine bakılarak babaların değerlendirilmesidir. Bu seçimde yavruların verim ortala-ması en yüksek olan bireyler damızlık olarak kullanılır. Progeny testing özellikle yalnız di-şilerde ölçülebilen süt verimi, yumurta verimi, yavru verimi gibi özellikler veya kesimden sonra saptanabilen özellikler yönünden erkeklerin damızlık değerlerinin saptanmasında

Page 147: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 137

kullanılmaktadır. Ayrıca kalıtım derecesi düşük olan diğer verim özellikleri için de etkili bir seleksiyon yöntemidir. Örneğin, boğalar süt verimi yönünden kızlarının bir laktasyon-daki süt verimi ortalamasına göre, et verimi yönünden de kesilen erkek yavrularının et verimi ve karkas özelliklerine göre değerlendirilmektedir.

Progeny- testing yoluyla bir bireyin genotipik değerinin saptanması, babanın sahip olduğu genlerin her seferde rastgele bir yarısının yavruya geçmesi esasına dayanmaktadır. Bu nedenle her babadan çok sayıda yavru elde edilmişse, babanın genotipi yavru grubu-nun fenotipik ortalaması ile en yakın biçimde belirlenmektedir. Yani, o bireyin yavruları-nın fenotipik ortalaması, kendilerinin genetik değerini ifade etmektedir. Yavru sayısının çok fazla olması ve değişik babaların yavru grupları arasında çevre farklılıkları yaratılma-ması halinde, progeny-test, bir erkeğin damızlık değerini %100 yansıtmaya olanak veren tek metoddur. Progeny-testing’in verimli olabilmesi için:

Yavruların genotiplerinin yarısını babasından alırken, diğer yarısını da analarından almış olmasından dolayı babanın birleştirildiği anaların az sayıda olması halinde bunların şansa bağlı olarak yüksek verimli olmaları ve böylece yavru ortalamasının pozitif yönde etkilenmesi olasıdır. Bu durumda yavruların fenotipik ortalaması babanın genotipini ol-duğundan daha iyi gösterecektir. Bu sakıncayı ortadan kaldırmak için test edilecek erkek-lerin olabildiği kadar en fazla dişi ile ve rastgele çi�leştirilmesine çalışılmalıdır. Çok sayıda dişi ebeveynin verim yönünden üstünlük veya verimsizlikleri yavru ortalaması yönünden birbirininin etkisini giderebileceğinden anaların etkisi giderilmiş olacaktır. Böylece bir yavru grubunun diğer yavru grubuna üstün veya geride olması babanın genotipi ile açık-lanmaktadır.

Belirli yavru gruplarının değişik çevre koşullarına bağımlı kalması bu metodun et-kinliği belirleyecek bir diğer faktördür. Bir erkeğin yavrularına iyi koşullar, diğerininkine kötü koşullar sağlandığında birinci yavru grubunun ortalaması diğerinkinden daha üstün olabilir. Böylece birinci erkek, gerçekte iyi bir genotipik yapıya sahip olmamakla birlikte belirtilen hatadan kaynaklanan iyi bir test sonucu verebilir ve damızlık olarak seçilebilir. Yani tüm yavru gruplarına aynı çevre faktörlerinin sağlanması ya da aynı çevre koşulların-da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla yavru grupları arasında bakım, besleme, idare ve diğer çevre koşulları yönünden ayırım yaratılmamalıdır.

Progeny-test işleminin verimli olabilmesinin diğer bir koşulu da, üzerinde durulan özelliğe ait fenotipik değerlerin saptanmasından önce, yavru grupları içinde ayıklama yapılmamış olmasıdır. Test sona ermeden önce herhangi bir yavru grubundaki elverişli olmayan bireyler ayıklanmış ise, bu test hatalı sonuç verebilir. Üstelik doğacak hatayı dü-zeltmek de olanaksızdır. Bu nedenle test bitmeden hiçbir yavru grubunda ayıklama yapıl-mamalı ve test sonucu bütün yavruların fenotipik değerlerine dayandırılmalıdır.

Bir yavru grubundaki her bireyin, babasının genlerinin rastgele bir yarısını aldığı bi-linmektedir. Bir gruptaki her fazla birey aynı babanın genlerinin rastgele birer yarısını almaktadır. Yavru grubunda sadece 3-4 birey bulunması halinde, yine şansa bağlı olarak bunların hepsinin babanın sadece iyi genlerini almaları olasıdır. Böyle bir yavru ortalama-sı da baba genotipi için iyi bir gösterge değildir. Bu sakıncayı ortadan kaldırmak için testi yapılan her babadan olabildiğince fazla yavru alınmaya çalışılmalıdır.

Yavru verimlerine göre seleksiyon işleminde teste alınacak genç boğalar ülkedeki en iyi boğalarla en iyi ineklerin birleşmesinden doğmalıdır. Her genç boğa en az üç yüz inek-le birleştirilmelidir. Her boğaya verilecek inekler rastgele saptanmalı ve değişik koşullar-daki işletmelerde bulunmalıdır.

Boğa başına elde edilecek yavru sayısı yeterli olmalıdır. Süt verimi için en az yüz dişi yavru, et verimi için ise en az on beş erkek yavru kullanılmalıdır. Test sırasında değerlen-dirmeye alınan boğaların her birinden sürekli olarak sperma alıp dondurulmalı ve sak-

Page 148: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni138

lanmalıdır. En başarılı seçilen boğaların saklanmış olan spermaları ülke düzeyinde yaygın olarak kullanılabilir. Başarılı sonuç vermeyen boğaların sperması imha edilir.

Sığır ıslahında teste tabi tutulan boğa kendi kızları ile tekrar çi�leştirilirse sürüde mev-cut olan ve arzu edilmeyen resesif genler ortaya çıkarılarak elimine edilebilir. Bu işlem için kendi kızlarının sayısı en az otuzbeş adet olmalıdır. Resesif genlerin ortaya çıkarılıp yok edilebilmesi progeny-test yönteminin diğer bir yararlı yönüdür.

Kombine Seleksiyon Hayvancılıkta hem bireysel değerler hem de familya ortalamaları dikkate alınarak yapı-lan bir seleksiyon yöntemidir. Yüksek ortalamalı familyalardan yüksek verimli hayvanlar seçilir. Seçime girecek bireylerin her biri için bir indeks değeri hesaplanır. İndeks değeri en yüksek olan hayvandan başlanarak yeteri sayıda hayvan damızlık olarak sürüye katılır. Kombine seçim yöntemi familya seçiminin kullanıldığı bütün hallerde kullanılmaktadır. Hemen her zaman bireysel seçime üstündür.

Birden Fazla Özellik İçin Seleksiyon Çi�lik hayvanlarında verim özelliklerinin sürekli olarak artırılması amacıyla seleksiyon yapılır. Seleksiyon sayesinde hayvanların genetik yapıları iyileştirilir ve daha yüksek dü-zeyde bir verim elde edilir. Özellikle ekonomik amaçlarla yetiştirilen çi�lik hayvanla-rında (sığır, koyun, keçi, tavuk vs) genellikle tek bir özellik yerine birden fazla özelliğin aynı anda göz önüne alınması gerekmektedir. Bu şekilde farklı özelliklerin aynı anda göz önüne alınması sayesinde hayvanların genetik yapılarını istenen yönde değiştirmek daha kolay olur.

Birden fazla özelliğin aynı anda göz önüne alınmasının bir diğer sebebi de özellikler arasındaki genetik ilişkilerdir. Bazı özellikler arasında negatif genetik ilişki bulunabilir. Böyle durumlarda özelliklerden birisine seleksiyon yapılırken diğeri değerlendirmeye alınmaz ise hayvanların genetik yapıları istenen yönde değiştirilemez. Mesela, sığır yetiş-tiriciliğinde süt verimi ile sütteki yağ oranı arasında negatif genetik ilişki vardır. Bu sebep-ten dolayı süt verimi artarken süt yağı oranı düşer. Eğer üretilen sütün satışında süt yağına prim alınıyorsa bu ekonomik anlamda kayıplara neden olacaktır. Bu sebepten dolayı süt sığırlarında seleksiyon yaparken süt veriminin yanı sıra mutlaka süt yağı oranının da göz önüne alınması gerekir.

Benzer durum tavuk yetiştiriciliğinde de vardır. Tavuk yetiştiriciliğinde bu durumla ilgili olarak yumurta ağırlığı ile elde edilen toplam yumurta sayısı arasındaki ilişki göste-rilebilir. Yumurta tavuklarının ürettikleri yumurtanın ağırlığı arttıkça hayatları boyunca üretecekleri yumurta sayısı azalmaktadır. Bu sebepten dolayı, yumurtayı adet olarak satan bir işletmeci için yumurtanın belli bir ağırlıkta olması daha önemlidir. Çünkü daha büyük yumurta elde etmesi ekonomik olarak bir gelir getirmez.

Bu örneklerde de olduğu gibi seleksiyon yapılan özelliklerle başka özellikler arasındaki genetik ilişkilerin ne düzeyde olduğunun iyi bilinmesi gerekir. Eğer negatif genetik ilişki var ise diğer özelliğinde mutlaka seleksiyona tabi tutulması gerekir. Ancak bu şekilde ve-rim özellikleri istenen yönde artırılabilir.

Birden fazla özellikte seleksiyon işlemlerini yürütmek amacıyla geliştirilmiş çeşitli me-totlar vardır. Bu metotlar şu şekilde sıralanbilir;

• ıraileseleksiyon• Bağımsızayıklamaseviyeleriyöntemi• İndeksyöntemi

Resesif gen: Etkisini gösterebilmesi için her iki kromozomda da bulunması gereken yani homozigot olması gereken genlerdir.

Page 149: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 139

Sıra ile SeleksiyonBu yöntemde hayvanların geliştirilmek istenen özellikleri tek tek seleksiyona tabi tutulur. Her özellik bir generasyon boyunca seleksiyona tabi tutulduktan sonra diğer özelliğe se-leksiyon uygulanır. Bu tip seleksiyon işlemlerinde üzerinde durulan özellikler arasındaki genetik ilişkilerin düzeyi ve yönü önemlidir. Eger iki özellik arasında negatif genetik ilişki var ise bu yöntem işe yaramaz. Çünkü bir generasyon boyunca bir özelliğe seleksiyon uy-gulandığında belirli düzeyde bir artış olur. Daha sonra birinci özellikle negatif ilişki ikinci özelliğe seleksiyon uygulandığında ikinci özellik artarken birinci özellik geriler.

Geliştirilmek istenen özellikler arasında pozitif ilişki var ise ve bu özellikler aynı yön-de değiştirilmek isteniyorsa (ikisinide artırmak veya ikisinide azaltmak gibi) bu yöntem kullanılabilir.

Bağımsız Ayıklama Seviyeleri YöntemiBu yöntemde hayvanların geliştirilmek istenen özelliklerinin hepsi aynı anda göz önüne alınır. Üzerinde durulan özelliklerin hepsi için ayrı ayrı seviyeler belirlenir. Ve bu sevi-yelerin üstüne çıkan hayvanlar seçilir diğerleri elenir. Genel olarak bu şekilde uygulanan yöntemde özelliklerin hepsi aynı anda ölçülemeyebilir.

Mesela, koyunlarda sütten kesim ağırlığı, 6 ay ağırlığı ve ilk laktasyon süt verimine dönük olarak bir seleksiyon yapılmak istendiğinde bu yöntem kullanılabilir. Böyle bir du-rumda her özellik için (sütten kesim ağırlığı, 6 ay ağırlığı ve ilk laktasyon süt verimi) ayrı ayrı bir alt sınır belirlenir. Ve bu alt sınır geçen hayvanlar sırasıyla seçilerek sonraki gene-rasyonu oluşturmak amacıyla sürüye alınırlar. Diğerleri sürüden çıkarılırlar. Bu özellikler karşılaştırıldığında önce sütten kesim ağırlığı, sonra 6 ay ağırlığı, en son da ilk laktasyon süt verimi özelliği ortaya çıkar. Bu yöntemin bazı sakıncaları vardır. Daha önce sütten ke-sim ağırlığı bakımından istenen düzeyin altında kaldığı için sürüden ayrılan bir hayvanın ilk laktasyon süt verimi yüksek olabilmektedir. Böyle durumlar yapılan seleksiyon işlemi-nin etkinliğini azaltır. Bu sebepten dolayı geliştirilmek istenen özelliklerin hangisine ne kadar ağırlık verilmesi gerektiği önemlidir.

İndeks Yöntemi Bu yöntemde de geliştirilmek istenen özelliklerin hepsi aynı anda göz önüne alınır. Özel-likler arasındaki genetik ilişkiler ve her bir özelliğe verilecek olan ağırlık katsayıları ayrı ayrı belirlenir. Her özelliğe ait ekonomik önem derecesi bu indeks yönteminde göz önüne alınır. Ayrıca genetik ilişkilerin de göz önüne alınmasından dolayı seleksiyonla bir özellik-te ilerleme sağlanırken diğer özellikte de istenen yönde bir değişim gerçekleşir.

Bu yöntemin uygulanışı ile ilgili olarak verilebilecek en güzel örnek; günümüzde süt sığırlarında uygulanan indeks yöntemidir. Süt sığırlarında süt verimi, süt yağı ve protein miktarı, somatik hücre sayısı, verimlilik ömrü gibi birçok özellik aynı anda göz önüne alı-nır. Bu özelliklerin her birisi için ayrı ayrı damızlık değerleri hesaplanır ve aralarındaki ge-netik ilişkilerin düzeyi ile ekonomik önemlerine bağlı olarak her biri için ayrı ayrı ağırlık katsayıları hesaplanır. Daha sonra özelliklerin düzeyleri ile bu ağırlık katsayıları çarpılarak tek bir değer elde edilir. Ve sürüdeki tüm inekler bu değere göre en yüksekten en düşüğe doğru sıralanır. Bu sıralamada en yüksek hayvanlar en iyi hayvanları en düşük hayvanlar ise en kötü hayvanları göstermektedir. Ve seleksiyon işlemi bu değerler üzerinden yapılır.

İndeks Yönteminin Pratik Olarak UygulanmasıSeleksiyon indeksi çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde seleksiyon ile iki veya daha fazla ka-rakterin genetik bakımdan geliştirilmesinde ve sıralanmasında kullanılan optimum doğ-rusal yöntemlerden birisidir. Bu yöntem aynı zamanda fertlerin bir karakter bakımından farklı akraba bilgilerinin birleştirilmesinde de kullanılabilmektedir.

Page 150: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni140

Seleksiyon indeksinde genel olarak seleksiyonda kullanılacak n sayıda karakter (X1, X2, X3......Xn) sıralanarak aşağıdaki şekilde indeks formülü hazırlanır.

I = b1 X1 + b2 X2 +....... + bn Xn

Formülde kullanılan X değerleri, ferdin seleksiyonda istenilen karakterler bakımın-dan sahip olduğu fenotipik değerleri, b değerleri ise karakterlere verilecek tartı değerlerini ifade etmektedir. Üzerinde durulan karakterlerin kalıtım derecesinin, relatif ekonomik değerlerinin ve aralarındaki genetik ve fenotipik korelasyonların bilinmesi ile b değerle-rinin hesaplanması yapılarak her bir bireye uygulanmakta ve formülasyondaki yerlerine yerleştirilerek elde edilen seleksiyon indeksinin kullanılması mümkün olmaktadır.

Yapılacak seleksiyonda bireylerin akrabalarına ait bilgiler olmaksızın sadece kendi fenotipik değerleri kullanılmaktadır. Seleksiyon indeksi metodunda kullanılacak olan genetik parametreler, genellikle daha önce yapılmış çalışmalardan elde edilmiş verilerin hesaplanması ile belirlenmektedirler. Tartı değerlerinin hesaplanmasında Pb = Ga eşitliği kullanılmaktadır. P, üzerinde durulan karakterler arasındaki fenotipik varyans-kovaryans matrisini; G, üzerinde durulan karakterler arasındaki genetik varyans-kovaryans matrisi-ni; b, indekse ait tartı faktörlerini; a, ise ekonomik tartı değerlerini göstermektedir.

Seleksiyon indeksinde kullanılan tartı değerleri, karakterler için gelecekte tahmin edil-mesi oldukça zor olan ekonomik değerlerle ilişkilidir. Ekonomik değerler zaman içinde değişme göstermektedirler. Piyasalarda maliyet ve fiyatlar değişirken, yeni teknolojilerin kullanılmaya başlanması ile yönetim koşullarında da değişim gerçekleşmiştir. Üretimin seviyesi ise genetik eğilime göre değişmektedir. Tüm bu faktörlerdeki değişimler nedeniy-le ekonomik değerlerin düzenli olarak güncellenmesi gerekmektedir.

Ekonomik değerlerin hesaplanmasında maliyet analizlerinin farklı durumlarda vere-bileceği sonuçların çok dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi gerekir. Örneğin sığırlarda, çevre koşulları, yönetim ve üretim alanındaki farklılıklar sürüden sürüye değişmekte, bu durum farklı ekonomik değerlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ekonomik değer-ler bu nedenle, üretimin seviyesine göre, özellikle üzerinde durulan karakterlerin üre-timdeki optimal seviyelerine göre uygun (ne çok yüksek, ne çok düşük olacak) şekilde belirlenirler.

İndekslerin oluşturulması sırasında seleksiyon kriteri olan özellik sayısı yanında özel-liklere ait genetik parametre tahminleri ve ekonomik önem durumları kullanılır. Farklı ülkelerde kullanılan seleksiyon indeksleri incelendiğinde özellikler bakımından ülkeler arasında önemli varyasyonlar gözlenmektedir. Bu durumun en önemli nedeni seleksiyon kararlarının farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanında doğruluğu ve duyar-lılığı artırılarak güncellenmiş genetik parametre tahmin hesaplamaları da seleksiyon kri-terlerini ve ağırlıklarını doğrudan etkilemektedir.

Seleksiyon İndeksi Yönteminin İstenen ve İstenmeyen YönleriSeleksiyon indeksi, damızlık değerinin iyileştirilmesinde kullanılan en etkili ve hızlı yön-temlerden birisidir. Birçok özellik üzerinde bulunan çok miktardaki fenotipik veriyi tek bir değere indirgemesi (indeks değeri) ile bireylerin değerlendirilmelerinin yapılması ve bu değerlere göre sıralandırılmaları mümkün olmaktadır.

İndeks değeri bireyin sadece istenilen özelliklerini ifade ederken bütün özelliklerini karakterize etmemekte, bu nedenle belirli özellikler için düzeltme birleştirilmelerinin yapılması mümkün olmamaktadır. Seleksiyon indeksinin kullanımı ile yaşanan diğer bir eksiklik ise metodun seleksiyona ait yönelimin belirlenmesine yardımcı olmasına karşın yetiştirici için ulaşılması gereken seleksiyon hede�erini (hayvanların fenotipik olarak gös-termeleri istenilen en yüksek değerlerin ne olması gerektiğini) belirlememesidir.

Page 151: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 141

Seleksiyon indeks metodunda ekonomik değerlerin hesaplanmasında nelere dikkat edilme-lidir? Bu konuda neler düşünüyorsunuz?

KALITIM VE TEKRARLAMA DERECESİ İLE SELEKSİYONDA ETKİSİ Seleksiyon işlemlerinde özelliklerin iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Yapılan seleksiyon işlemlerinin etkinliği sürünün bazı genetik özelliklerine de bağlıdır. Bu özelikler arasında kalıtım derecesi ve tekrarlama derecesini göstermek mümkündür. Bu paremetrelerin dü-zeylerine göre sürüde yapılacak olan seleksiyonun etkiliği de değişir.

Kalıtım DerecesiHayvanlarda herhangi bir özelliğin oluşmasında genetik yapı rol oynar. Genetik yapıda da birçok gen bulunmaktadır. Bazı özelliklerde herbir gen ayrı bir özelliği kontrol eder. Ancak çi�lik hayvanlarında ekonomik açıdan önemli olan özellikler (Süt verimi, yağ verimi, yavru verimi vs) etkisi küçük birçok gen çi�i tarafından kontrol edilir. Bu açıklamalardan yola çıkarak kalıtım derecesini tanımlayacak olursak; hayvanlardaki özelliklerin oluşmasında (süt verimi, doğum ağırlığı, yarış atlarında koşu performansı vs) genetik yapının ne kadar belirleyici olduğunun ölçüsüdür. Bir diğer ifadeyle tanımlamak gerekirse; belirli bir hayvan grubunda herhangi bir özelliğin oluşmasında genlerin etki payının ne olduğunu gösterir.

Bu açıklamalardan yola çıkacak olursak, kalıtım derecesinin bazı temel özellikleri var-dır. Bunlarda ilki, kalıtım derecesi 0 ile 1 arasında değişir. Bu iki uç arasında herhangi bir değer alabilir. Özellikle çi�lik hayvanlarındaki kalıtım derecesi hiçbir zaman sıfır ya da bir olmaz. Bir özelliğin kalıtım derecesinin sıfır olması demek, o özelliğin tamamen çevre şartlarının etkisiyle oluştuğu anlamına gelir. Ve genetik yapının hiçbir katkısı yoktur demektir. Ancak çi�lik hayvanlarında bu çeşit bir yargı doğru değildir. Tüm özellikleri az ya da çok ama mutlaka genetik yapı tarafından kontrol edilir. Buda o özelliğin belirli bir düzeyde kalıtım derecesine sahip olması demektir. Yani kalıtım derecesi her zaman sıfır-dan büyük birden küçüktür.

İkinci olarak ise; hayvanlarda birçok özellik bulunmaktadır. Bu özelliklere örnek ola-rak; koyunlarda yapağı verimi, buzağıların doğum ağırlığı, süt ineklerinin sıcak stresine dayanıklılığı verilebilir. Bu özelliklerin her birisini kontrol eden genler farklı olduğu için, bu özellikler için hesaplanacak olan kalıtım dereceleri de farklıdır. Örneğin, koyunlarda yapağı veriminin kalıtım derecesi 0.35, buzağıların doğum ağırlığı 0.48 ve süt sığırlarında sıcak stresine dayanıklılığın kalıtım derecesi ise 0.21 düzeyindedir. Burada da görülece-ği kalıtım dercesi sabit bir değer değildir ve her özellik için değişik değerler alır. Bunun yanı sıra aynı özellik için bile farklı ülkelerde, bölgelerde veya sürülerde hesaplandığında değişik değerler alır. Mesela, ineklerde laktasyon süt veriminin kalıtım derecesi Ameri-ka’daki inek sürülerinde 0.38, Türkiye’deki çi�liklerde 0.18 düzeyinde tespit edilebilir. Bu şekilde aynı özellik için bile farklı değerler almasının temel nedeni hesaplamanın yapıl-dığı hayvanların genetik yapılarının farklılığından ve yetiştirildikleri çi�lik koşullarının (bakım, besleme, barınak vs) farklı olmasından ileri gelmektedir. Benzer değişiklik farklı ırklar için de geçerlidir. Süt verimi örneğinden yola çıkacak olursak, Jersey sığırlarında süt veriminin kalıtım derecesi 0.30 iken Holstein sığırlarında süt veriminin kalıtım derecesi 0.25 düzeyindedir. Jersey sığırlarında süt veriminin kalıtım derecesi Holstein sığırları ile karşılaştırıldığında daha yüksektir. Bu farklılığın temel sebeplerinden birisi de genetik ya-pılarının farklı olmasından ileri gelmektedir.

Üçüncü olarak ise; herhangi bir özellik için kalıtım derecesi hesaplanırken bir sürü-deki tüm hayvanlar göz önüne alınır. Kalıtım derecesi bu sebepten dolayı sürünün bir özelliğidir.

3

Page 152: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni142

Son olarakta; kalıtım derecesi genetik yapının özelliklerin oluşumunda ne kadar etkili olduğunun ölçüsü olduğundan dolayı, genetik yapıyı değiştirecek her türlü olay kalıtım derecesini de değiştirir. Bu sebepten dolayı sürüde yapılacak olan seleksiyon işlemleri be-lirli düzeylerde kalıtım derecesinin değişmesine neden olur. Yoğun seleksiyon işlemle-rinden sonra (15-20 yıl sonra) bir sürüdeki özelliğin kalıtım derecesinin düzeyi genelde azalma eğilimindedir.

Tekrarlama DerecesiHayvan yetiştiriciliğinde önemli olan parametrelerden bir diğeri de tekrarlama derecesi-dir. Tekrarlama derecesi, bir sürüde herhangi bir özelliğin farklı yıllardaki kayıtları arasın-daki ilişki düzeyini gösterir. Yani süt verimi için düşünülecek olursa; bir çi�likte yetiştiril-mekte olan Holstein ırkı ineklerin 2011 yılındaki süt verimi ile 2012 yılındaki süt verimi arasındaki ilişkinin ne kadar olduğunu gösterir.

Bu özellikte sürünün bir özelliğidir. Tekrarlama derecesi sürüdeki tüm hayvanları göz önüne alınarak hesaplanır. Ve elde edilen değer o sürü için geçerlidir. Bu değer yine 0 ile 1 arasında değişir. Tekrarlama derecesinin sıfıra yaklaşması demek; sürüde o özelliği etki-leyen çok fazla etken olduğunu ve tekrarlayan kayıtlar arasında ilişkinin zayıf olduğunun göstergesidir. Yani, birinci yıl yüksek yağ verimine sahip bir inek sonraki yılda çok düşük yağ verimine sahip olabilir demektir. Kayıtların bu denli değişken olması sürüde yapılacak olan seleksiyonun etkinliğinide değiştirir. Öte yandan tekrarlama derecesinin bire yakın olması demek birinci yılda yüksek düzeyde yağ verimine sahip olan ineğin ikinci yılda da yüksek düzeyde yağ verimine sahip olacağı anlamına gelir. Kayıtlar arasında bu çeşit bir ilişki düzeyi çi�lik hayvanlarında ekonomik özellikler için istenen bir durumdur. Özel-liklerin tekrarlama derecesi ne kadar yüksek olursa hayvanların ilk elde edilen kayıtları o kadar güvenilirdir.

Tekrarlama derecesinin diğer bir özelliğide aynı özellik için farklı sürü, ırk, bölge veya ülkelerde değişik değerler alır. Tekrarlama derecesinin düzeyini sürünün genetik yapısı ve o sürünün yetiştirildiği çi�lik koşulları etkiler. Bu sebeplerden dolayı kalıtım derecesi için geçerli olan etkenler benzer şekilde tekrarlama derecesi içinde geçerlidir.

Kalıtım Derecesi ve Tekrarlama Derecesinin Yetiştiricilikteki ÖnemiKalıtım derecesi ve tekrarlama derecesi hayvan yetiştiriciliğinde verimlerin artırılması için yapılacak olan seleksiyonun sonuçları ile ilişkilidir. Bir sürüde yapılacak olan seleksiyon iş-lemi sonucunda elde edilecek olan ilerleme ile kalıtım derecesi arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Mesela bir özelliğin kalıtım derecesi ne kadar yüksek ise o sürüde yapılacak olan seleksiyon ile o denli hızlı bir ilerleme sağlanır. Ayrıca özelliğin kalıtım derecesinin yüksek olması daha isabetli seçim yapılabilmesine de olanak sağlar. Hayvanların genetik yapıların tam olarak bilinebilmesi güç ve pahalı bir işlemdir. Bu sebepler bir sürüde yüksek düzeyde kalıtım derecesine sahip bir özellikte seleksiyon yapılırken o özelliğe ait sürüdeki kayıtlar kullanılır. Ve kalıtım derecesi yüksek olan sürüde, üstün verim özelliğindeki hay-vanlar daha isabetli seçilir. Ayrıca kalıtım derecesinin düzeyinin bilinmesi o sürüde hangi tür seleksiyon işleminin yapılacağının belirlenmesini sağlar. Çok farklı seleksiyon yöntem-leri vardır. Her seleksiyon yönteminin tamamlanması da çok farklı sürelerde olabilir. Kalı-tım derecesi yüksek özelliklerde daha kısa sürede tamamlanacak seleksiyon işlemleri ter-cih edilir. Kalıtım derecesi düşük özellikler içinse daha uzun süren seleksiyon yöntemleri tercih edilmek zorundadır. Kalıtım derecesinin bir diğer özelliği de, sürüde yapılacak olan seleksiyon ile ne kadar bir ilerleme sağlanacağının önceden hesaplanmasında kullanılır. Bu hesaplama ile seleksiyon işlemine daha başlamadan önce ne kadar bir ilerleme sağlanacağı ve bu ilerlemenin istenen düzeyde olup olmadığının kararı verilebilir.

Page 153: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 143

Tekrarlama derecesinin seleksiyon işlemlerinde etkisi ise daha çok kayıtların değer-lendirilmesi aşamasında olur. Bir özellik için sürüde yapılacak olan seleksiyonda kayıtlar kullanılır. Bu kayıtlarla ilgili bir özellik olan tekrarlama derecesi ne kadar yüksek ise hay-vanların ilk verim yıllarına ait olan kayıtlarının kullanılması o kadar kolay olur. Tekrar-lama derecesinin yüksek olması durumunda, ilk verim yılında yüksek bir verim değerine sahip olan bir hayvan sonraki yıllarda da yüksek verim değerinde olacaktır. Dolayısıyla, hayvanların ilk kayıtlarından yola çıkılarak hem zamandan kazanılmış olur hemde o özel-lik için daha hızlı bir ilerleme sağlanır.

Kalıtım derecesi ve tekrarlama derecesinin seleksiyondaki etkilerini açıklayınız?4

Page 154: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni144

Özet

Karakter, genotip, fenotip ve çevre Canlıların anatomik, morfolojik ve fizyolojik (verim)

özelliklerinden her birine karakter denir. Fenotip canlıya dıştan bakıldığında herhangi bir özelliğinin görünüşüdür. Kalitatif karakterlerde fenotip deyimin-den renk ve şekil ile ilgili bir özellik anlaşılır. Kanti-tatif karakterlerde fenotip deyiminden ise kantite ile ilgili yani rakamsal bir özellik akla gelir. Bir bireyin kök aldığı zigot’ta var olan ve bu bireyin karakterleri-nin oluşması için gerekli olan genlerin tümü genotipi meydana getirir. Genotip dışında bireylerin kantitatif karakterlerinin düzeyini etkileyen tüm faktörler çevre olarak isimlendirilirler.

Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları Hayvan yetiştiriciliğinde her yıl yaşlılık, verim dü-

şüklüğü, anatomik bozukluk, analık içgüdüsünün iyi olmaması ve yetiştirme hastalıkları gibi nedenlerle ayıklanan hayvanların yerine sürü büyüklüğünü ön-ceki sayıya ulaştırmak için genç hayvanlar seçilerek damızlıkta kullanılması işlemine seleksiyon denir. Se-leksiyon dış görünüş ve bireysel verimler gibi tek bir karekter yönünden ya da birden fazla özellikler için de-ğişik yöntemler ile yapılır. Özellikle ekonomik amaçlar-la yetiştirilen çi�lik hayvanlarında (Sığır, koyun, keçi, tavuk vs) genellikle tek bir özellik yerine birden fazla özelliğin aynı anda göz önüne alınması gerekmekte-dir. Bu şekilde farklı özelliklerin aynı anda göz önüne alınması sayesinde hayvanların genetik yapıları istenen yönde değiştirmek daha kolay olur. Birden fazla özelli-ğin aynı anda göz önüne alınmasının bir diğer sebebide özellikler arasındaki genetik ilişkilerdir. Bazı özellikler arasında negatif genetik ilişkiler bulunabilir. Böyle du-rumlarda özelliklerden birisine seleksiyon yapılırken diğeri değerlendirmeye alınmaz ise hayvanların gene-tik yapıları istenen yönde değiştirilemez.

Kalıtım ve Tekrarlama Derecesi ile Seleksiyondaki Etkisi Kalıtım derecesi, hayvanlardaki özelliklerin oluşma-

sında genetik yapının ne kadar belirleyici olduğunun ölçüsüdür. Yani, belirli bir hayvan grubunda herhangi bir özelliğin oluşmasında genlerin etki payının ne ol-duğunu gösterir. Tekrarlama derecesi ise, bir sürüde herhangi bir özelliğin farklı yıllardaki kayıtları ara-sındaki ilişki düzeyini gösterir. Bu iki özellik, hayvan yetiştiriciliğinde verimlerin artırılması için yapılacak olan seleksiyonun sonuçları ile ilişkilidir.

1

2

3

Page 155: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 145

Kendimizi Sınayalım1. Jersey Süt Sığırlarında süt veriminin kalıtım derecesi ne kadardır?

a. 0.19b. 0.30c. 0.39d. 0.49e. 0.59

2. Tekrarlama derecesi hangi değerler arasında değişir?a. -1 ile 0b. -1 ile 1c. 0 ile 1d. 0 ile 3e. 0 ile 10

3. “Genetik ilerleme”nin tanımı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

a. İstenilen özelliğin sürüdeki bireylerde gözlenen feno-tipik benzerliğinin ne kadarının genetik benzerlikten kaynaklandığını açıklamak için kullanılan bir değerdir.

b. Bir sürüde istenen özelliğin fenotipik ortalaması ile bu sürünün içinden seçilen hayvanlardan elde edilen yavruların sahip oldukları fenotipik ortalama arasın-daki farklılıktır.

c. Fenotipik standart sapmaya göre standartlaştırılmış seleksiyon üstünlüğüdür.

d. Bireyler arasında gözlenen genetik farklılıklardır.e. Akraba bireyler arasında gözlenen genetik benzer-

liktir.

4. Seleksiyon indeksi’nin özellikleriyle ilgili aşağıdaki ifade-lerden hangisi yanlıştır?

a. Damızlık değerinin iyileştirilmesinde kullanılan en etkili ve hızlı yöntemlerden birisidir.

b. Birçok özellik üzerinde bulunan çok miktardaki fe-notipik verinin tek bir değere indirgenmesini sağlar.

c. Metotta kullanılacak olan genetik parametreler, ge-nellikle daha önce yapılmış çalışmalardan elde edil-miş verilerin hesaplanması ile belirlenmektedirler.

d. Hayvanların fenotipik olarak göstermeleri istenilen en yüksek değerlerin ne olması gerektiğini söyleye-bilmektedir.

e. İndeks değeri bireyin sadece istenilen özelliklerini ifade ederken bütün özelliklerini karakterize etme-mektedir.

5. Kaç farklı seleksiyon yöntemi vardır?a. 3b. 4c. 5d. 6e. 10

6. Bireysel seçim, hangi karakterler için kullanışlı değildir? a. Kalıtım derecesi yüksek olanlar içinb. Kalıtım derecesi düşük olanlar içinc. Kalitatif karakterler içind. Et verimi içine. Karkas randımanı için

7. Aşağıdakilerden hangisi hayvanların kantitatif özellikle-rinden biridir?

a. Koyunlarda kuyruk yapısıb. Tavuklarda ibik şeklic. Keçilerde kıl rengid. Atlarda yele rengie. Etlik piliçlerde canlı ağırlık

8. Aşağıdakilerden hangisi, birden fazla özellik için kullanı-lan seleksiyon yöntemlerinden biridir?

a. İndeks yöntemib. Familya seçimic. Kardeş verimlerine göre seleksiyon,d. Familya içi seçime. Progeny-test yöntemi

9. Verim kaydı tutulmayan hayvancılık işletmeleri için aşa-ğıdaki seleksiyon yöntemlerinden hangisi önerilebilir?

a. İndeks yöntemib. Familya seçimic. Dış görünüşe göre seleksiyond. Familya içi seçime. Progeny-test yöntemi

10. Bir sürüde istenen özelliğin fenotipik ortalaması ile bu sürünün içinden seçilen hayvanlardan elde edilen yavrula-rın sahip oldukları fenotipik ortalama arasındaki farka ne ad verilir?

a. Seleksiyon basıncıb. Seleksiyon üstünlüğüc. Seleksiyon kriterid. Genetik ilerlemee. Seleksiyon yoğunluğu

Page 156: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni146

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı1. b Yanıtınız yanlış ise “Kalıtım ve Tekrarlama Derecesi

ile Seleksiyonda Etkisi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

2. c Yanıtınız yanlış ise “Kalıtım ve Tekrarlama Derecesi ile Seleksiyonda Etkisi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

3. b Yanıtınız yanlış ise “Seleksiyon ve Seleksiyon Metot-ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

4. d Yanıtınız yanlış ise “Seleksiyon ve Seleksiyon Metot-ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

5. a Yanıtınız yanlış ise “Seleksiyon ve Seleksiyon Metot-ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

6. b Yanıtınız yanlış ise “Seleksiyon ve Seleksiyon Metot-ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

7. e Yanıtınız yanlış ise “Karakter, Genotip, Fenotip ve Çevre” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

8. a Yanıtınız yanlış ise “Seleksiyon ve Seleksiyon Metot-ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

9. c Yanıtınız yanlış ise “Seleksiyon ve Seleksiyon Metot-ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

10. d Yanıtınız yanlış ise “Seleksiyon ve Seleksiyon Metot-ları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Sıra Sizde Yanıt AnahtarıSıra Sizde 1Kalitatif karakterler genellikle renk ve şekil ile ilgili karakter-lerdir. Bu tür karakterler bir veya iki çi� genin kontrolü altın-dadır ve çevre faktörlerinden hemen hiç etkilenmezler. Yani tamamen genler tarafından belirlenirler. Çi�lik hayvanların-da vücut örtüsünün rengi, boynuzun olup olmaması, koyun ve keçilerde kulak yada kuyruk yapısı ve tavuklarda ibik şekli gibi özellikler kalitatif karakterlere örnek verilebilir. Kantita-tif karakterler ise ölçülüp, tartılıp, sayısal olarak belirtilebilen karakterlerdir. Hayvanların verimleri, vücudun anatomik boyutları ve fizyolojik fonksiyonlarıyla ilgili olan karakterler-dir. Kantitatif bir karakter bireysel etkileri küçük, çok sayıda genin ve çevresel faktörlerin etkisi altındadır. Çi�lik hay-vanlarında verimle ilgili karakterler bu gruba girmektedir. Sığır, koyun ve keçilerde süt verimi, sütteki yağ oranı, canlı ağırlık, koyunlarda yapağı verimi ve özellikleri, broylerlerde canlı ağırlık artışı, yumurtacı tavuklarda yumurta verimi ve yumurta ağırlığı, atlarda çekim gücü ve sürat gibi karakterler kantitatif karakterlere örnek verilebilir.

Sıra Sizde 2Seleksiyon üstünlüğü, sürüde herhangi bir seçilim yapmadan önce bireylerin sahip oldukları fenotipik ortalama ile sürü içerisinden “seçilmiş bireylerin” sahip oldukları fenotipik or-talama arasındaki farktır. Eğer seleksiyon üstünlüğü erkek ve dişi hayvanlar arasında farklı ise her cinsiyet için ayrı hesap-lanarak ortalamaları ile ifade edilir.

Sıra Sizde 3Ekonomik değerlerin hesaplanmasında maliyet analizlerinin farklı durumlarda verebileceği sonuçların çok dikkatli bir şe-kilde gözden geçirilmesi gereklidir. Örneğin sığırlarda, çevre koşulları, yönetim ve üretim alanındaki farklılıklar sürüden sürüye değişmekte, bu durum farklı ekonomik değerlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ekonomik değerler bu nedenle, üretimin seviyesine göre, özellikle üzerinde durulan karakterlerin üretimdeki optimal seviyelerine göre uygun (ne çok yüksek, ne çok düşük olacak) şekilde belirlenirler.

Sıra Sizde 4Kalıtım derecesi ve tekrarlama derecesi hayvan yetiştiricili-ğinde verimlerin artırılması için yapılacak olan seleksiyonun sonuçları ile ilişkilidir. Bir sürüde yapılacak olan seleksiyon işlemi sonucunda elde edilecek olan ilerleme ile kalıtım dere-cesi arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Daha selek-siyona başlamadan önce seleksiyon sonucununda ne kadar bir ilerleme elde edilebileceğini hesaplamak mümkündür. Diğer tara�an tekrarlama derecesi ise sürüdeki verim özel-liğine ait kayıtların ne kadar güvenilir olduğunu gösterir. Eğer bir sürüdeki verim özelliğine ait tekrarlama derecesi yüksek ise o sürüde ilk verim kayıtlarını kullanarak seçim yani seleksiyon yapmanın mümkün olduğunu gösterir. Böyle durumlarda da generasyon aralığı kısalacağından seleksiyon sonucunda genetik ilerleme daha hızlı olur.

Page 157: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

7. Ünite - Seleksiyon ve Seleksiyon Metotları 147

Yararlanılan KaynaklarArpacık, R. (1982). Sığır yetiştiriciliği. Bursa: Uludağ Üni-

versitesi Basımevi.Akbaş, Y. (1995). Seleksiyon İndeksi ve Farklı BLUP Uygu-

lamalarının Karşılaştırılması, İzmir: II.Ulusal Ekono-metri ve İstatistik Sempozyumu

Akbaş, Y., Kaya, A., Kaya, İ., Önenç, A. (1998). Süt Sığırcı-lığında Boğa Seçimi için Kullanılan İndekslerin Kar-şılaştırılması ve Yararlanma Olanakları, Aydın: Ege Bölgesi l. Tarım Kongresi

Altınel, A., Dağlıoğlu, S. (1993). Genetik Ders Notları. İstanbul.

Başpınar, H., Batmaz, E.S. (1995) Hayvancılık Bilgisi. Ana-dolu Üniv. Yayınları No:856. Açıköğretim Fakültesi Ya-yınları No:452. Eskişehir.

Başpınar, H. (1999). Hayvan Islahı, Bursa: Uludağ Üniversi-tesi Veteriner Fakültesi Yayınları.

Bourdan, R.M. (2000). Understanding Animal Breeding, USA: Prentice-Hall, Inc.

Düzgüneş O., Eliçin A., Akman A. (1991). Hayvan ıslahı, Ankara.

Evrim, M., Güneş H. (2000). Hayvan Islahı Ders Notları. İ.Ü. Veteriner Fakültesi Yayını, Ders Notu No:115. İstanbul.

Kumlu, S. (2003). Hayvan Islahı, Ankara: Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yayınları.

Soysal, M.İ. (2000). Hayvan Islahının Genetik Prensiple-ri, Tekirdağ: Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları.

Yalçın C.B. (1981). Genel Zootekni, İstanbul.

Page 158: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Kuluçkahaneler Kuluçkalık yumurtalarKuluçka ve kuluçka koşullarıEmbriyo gelişimiKuluçkada civciv çıkımı, kuluçka sonuçları ve kuluçka sonuçlarını etkileyen faktörler hakkında bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Kuluçka Bilgisi ve Tekniği

• GİRİŞ• KULUÇKAHANELER• KULU KALIKYUMURTALARVEKULU KALIKYUMURTALARAUYGULANANİŞLEMLER

• KULU KAVEKULU KAK ŞULLARI• KULU KADAEM RİY GELİŞİMİ• IKIM KULU KA NU LARI KULU KA NU LARINIETKİLEYENAKT RLER

• KULU KAHANELERDEGÜNLÜKCİVCİVLEREUYGULANANİŞLEMLER

• l kahane• l kalık m rta

• l ka lları• m riy Geli imi

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 159: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

GİRİŞGünümüzde entansif tavukçuluğun en önemli özelliklerinden birisi üretimin yığınsal ol-masıdır. Yani binlerce onbinlerce yumurta aynı anda kuluçka edilmekte, binlerce civciv aynı anda kuluçkadan çıkmakta, aynı anda üretim kümeslerinde büyütülmekte ya da yu-murtlatılmakta ve aynı anda binlercesi kesilmektedir.

Tavukçuluğun günümüzdeki bu modern ve entansif yapıya ulaşmasında kuluçka bil-gisi ve tekniği alanında yapılan bilimsel gelişmelerin önemli bir katkısı olmuştur. Doğal hayatta üretilen civcivler “gurk tavuk” olarak isimlendirilen üreme isteği gösteren tavuğun yumurtaların üzerine yatması ve bir takım çevresel koşulları yumurta içindeki embriyoya sağlaması ile elde edilir. Gurk bir tavuğun bir defada çıkartabileceği civciv sayısı en fazla 12-15 adettir. Günümüzde ise binlerce civcivin aynı yaşta kümeslere alınıp büyütülerek yumurtlatılması ya da etlik piliç olarak kesilmesi binlerce yumurtanın aynı anda bir arada modern kuluçka makinelerinde kuluçka işlemine tabi tutulması ile mümkün olmaktadır.

Kuluçkacılık faaliyeti modern tavukçuluğun en önemli bölümlerinden birisidir. Ku-luçkada elde edilecek başarı; damızlık tavuk kümeslerinde döllü yumurta üretimi yani da-mızlık tavuk yetiştiriciliğine, döllü yumurtanın damızlık kümesi ve kuluçkahane arasında geçirdiği işlemler yani kuluçkalık yumurtaların depolanması ile kuluçkahane ve kuluçka koşullarına yakından bağlıdır. Bu bölümde döllü yumurtaların damızlık kümeslerde top-lanması ile başlayan ve günlük civcivlerin kümeslere gönderilmesine kadar devam eden bir seri işlemler dizisinden bahsedilecektir.

Damızlık tavuk yetiştiriciliği ile ilgili detaylı bilgileri Cemal Erensayın’ın Bilimsel-Teknik-Pratik Tavukçuluk (Sivas: Dilek Ofset Matb, 1995) isimli kitapta bulabilirsiniz.

KULUÇKAHANELERKuluçkahaneler günümüzde modern tavukçuluğun en önemli bölümlerinden birisidir. Bir kuluçkahane yumurtaların muhafaza edildiği yumurta kabul ve ayırma odası, yumur-ta depolama bölümleri, kuluçka gelişim makineleri bölümü, kuluçka civciv çıkım maki-neleri bölümü, cinsiyet ayırımı, ayıklama, aşılama, gaga kesimi gibi işlemlerin yapıldığı odalar, bekletme odaları, yıkama ve atıkların çıkarıldığı oda, büro, duş, jeneratör vb. gibi bölümler halindedir.

Kuluçhanelerde temizlik ve hijyen oldukça önemli olduğundan yer seçimi ve kuluç-kahanede yer alan bölümlerin planlanması ile iş akışı oldukça önemlidir. Kuluçkahanede oturum planı çok iyi bir şekilde planlanmalı ve hareketler daima yumurta kabul yerinden

Kuluçka Bilgisi ve Tekniği

Page 160: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni150

civciv çıkış yerine doğru olmalıdır. Kuluçkahanelerde hijyenik bir ortam sağlamaya dönük olarak sık sık yıkama gerektiği için planlama ve inşası kolay temizlenebilir ve dezenfekte edilebilir şekilde yapılmalıdır.

Öncelikle kuluçkahaneler hayvancılık ile ilgili diğer işletmelerden tecrit edilmelidir. Özellikle diğer yumurtacı ve etlik piliç kümesleri ile kanatlı işletmeleri bir arada ve çok yakınında olmamalı ve biyogüvenlik tedbirleri çok sıkı bir şekilde uygulanmalıdır. Demir-yolları ve karayollarından mümkün olduğu kadar uzakta kurulmalıdır.

Önceleri havadaki oksijen düzeyinin giderek azalması nedeni ile deniz seviyesinden 1000 metreden daha yüksek yerlerde kuluçkahane kurulması tavsiye edilmezken, günü-müzde ortamın atmosferik hava bileşimini otomatik olarak ayarlayan bilgisayar kontrollü kuluçka makineleri sayesinde bu sorun büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.

Kuluçkahane inşaatı ile ilgili detaylı bilgileri Nizamettin Şenköylü’ nün Modern Tavuk Üre-timi (Tekirdağ: Anadolu Matbaacılık, 1995) isimli kitabında bulabilirsiniz.

Kuluçkahane yönetiminde en önemli konulardan birisi kuluçka makinelerinin iyi ça-lışması ve makineler içerisinde uygun çevre koşullarının gereği gibi sağlanabilmesidir. Bunu karşılayabilmek için de kuluçka binasının temizliği yanında makinelerin bulunduğu ortamın sıcaklık, relatif nem ve havalandırmasına çok dikkat edilmelidir. Kuluçka gelişim makineleri, transfer odası, çıkım makineleri odası ve civciv işlem odasının sıcaklığı 23-27 0C, relatif rutubeti %60-65 arası olmalı, yeterli düzeyde taze ve temiz hava girişi ve kirlen-miş havanın atılımı sağlanmalıdır.

Kuluçkahane EkipmanlarıKuluçkalık yumurtalara ışıkla kontrol edilmesinden, gelişim ve çıkım makinelerinde kuluçka edilmesi, çıkan civcivlere aşılama, gaga kesimi, cinsiyet ayırımı gibi çok değişik işlemler yapılmaktadır. Bunu sağlayabilmek içinde kuluçkahanelerde ana ve destek ekip-manları olmak üzere çok değişik malzemeler kullanılmaktadır.

Bir kuluçkahanede kullanılan en önemli ekipman hiç kuşkusuz kuluçka gelişim ve çı-kım makineleridir. Bu makineler çok düşük kapasiteli masa tipinden binlerce yumurtanın aynı anda inkübe edilip civciv çıkışının sağlandığı dolap ve oda tipi olmak üzere değişik ebat ve kapasitelerde olabilir. Bütün hepsi de elektrikle çalışır, masa tipi olanlarda genel olarak sadece ısıtma termostat ile kontrollü olarak sağlanırken, havalandırma; hava giriş ve çıkış delikleri, çevirme; elle, rutubet; makine tabanına konulan su ile sağlanır.

Dolap tipi olanlar tam otomatik olabildiği gibi, ısıtma ve çevirme işlemi; otomatik, rutubet dolap altına konulan su, havalandırma ise hava giriş-çıkış delikleri vasıtası ile

Masa tipi kuluçka makinesi

Resim 8.1

Masa tipi kuluçka makinesi

Resim 8.2

Page 161: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 151

olanlar da mevcuttur. Oda tipi olanlar genelde büyük kapasiteli kuluçkahanelerde kulla-nılmakta olup, CO2 dahil her türlü kuluçka koşulu otomatik olarak sağlanır. Dolap tarzı olanların bazıları ile oda tipi olanlar tabansız olup, yumurtalar ra�ı yumurta arabalarının yerleştirilmesine müsait, içleri kolayca yıkanıp temizlenebilen, sıcağa ve neme karşı daya-nıklı materyalden yapılmışlardır.

Kuluçka çıkım makinelerinin kuluçka gelişim makinelerinden başlıca farkı; çıkım makinelerinde yumurtaların çevirme işleminin olmaması ve yumurta tablalarının farklı olmasıdır. Gelişim makinelerinde yumurtalar sivri kısmı aşağı gelecek şekilde dik ola-rak yerleştirilirken, çıkım makinelerinde yumurta tablalarına yatık olarak konulmaktadır. Kuluçka gelişim ve çıkım makinlerinde yumurta tablaları da buna göre farklı olmaktadır.

Kuluçka makinelerinin dışında kuluçkahanelerde yumurta ve civciv taşıma araçları, yumurta sını�andırma ve yıkama sistemleri, jeneratör, plastik yumurta kartonları, yu-murta kontrol lambaları, servis masaları, cinsiyet belirleme ekipmanları, gaga, ibik, tırnak kesicileri, aşılama malzemeleri gibi çok değişik ekipmanlar kullanılmaktadır.

Kuluçka gelişim makineleri ile çıkım makineleri arasında başlıca farklılıklar hakkında ne düşünüyorsunuz?

KULUÇKALIK YUMURTALAR VE KULUÇKALIK YUMURTALARA UYGULANAN İŞLEMLERKuluçka makineleri belirli standarttaki yumurtalara göre yapılmıştır. Genç hayvanlar ta-rafından ilk yumurtlanan yumurtalar 35-40 g gibi oldukça küçüktürler. İleri yaştaki hay-vanların yumurtaları ise daha iridir. Aynı zamanda genç hayvan yumurtalarında dölsüz-lük oranı daha yüksek, yaşlı hayvanlardan elde edilen yumurtaların ise kabuk kaliteleri daha zayı�ır. Bazı yumurtalar ise çi� sarılı halde yumurtlanır, bazıları ya çok sivri, ya çok yuvarlak, kırık, çatlak gibi anormal yapıya sahiptirler. Bundan dolayı ticari yaşamda ka-natlı hayvanlardan elde edilen her yumurta kuluçkalık olarak değerlendirilmez.

Kuluçkalık YumurtalarKuluçkalık yumurtalar; sağlıklı ve ergin damızlık sürüden elde edilmiş 50-70 g ağırlığın-da, dölsüzlük, blastodermi bozuk, yumurta sarısının sallanması, vitellin membranı yır-tılmış, kırık, çatlak, gereğinden fazla sivri ve yuvarlak, çi� sarılı, hava kamerası ve sarısı yer değiştirmiş gibi kusurlu özellikleri olmayan yumurtalardır. Çok küçük ve çok iri yu-murtaların kuluçka sonuçları çok yüksek değildir. Dölsüz, blastodermi bozuk, yumurta sarısı sallanan, hava kamerası yeri değişmiş, vitellin membranı yırtılmış, çi� sarılı, çok iri, fazla uzun veya toparlak, kabuk rengi değişmiş, kabuğu kireçlenmiş, kirli vb. yumurtalar

Dolap tipi kuluçka makinesi (U. Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi)

Resim 8.3

Kuluçka gelişim ve çıkım makinelerinde kullanılan yumurta tablaları (U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi)

Resim 8.4

1

Blastoderm: Erken embriyo döneminde biçimlenen yumurta üzerindeki hücresel bir kapak.

Vitellin Membran: Yumurta sarısı üzerinde yer alan ince bir zar.

Page 162: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni152

kuluçkaya konulmamalıdır. Kabuk kalitesi düşük, kabuğu pürüzlü, pütürlü ve tebeşirimsi olan yumurtaların kuluçka sonuçları düşüktür. Çatlak yumurtalardan çıkım olmayacağı gibi böyle yumurtalar bakteriler için de bir kaynak olabilirler. Civcive olan talebin yüksek olduğu zamanlarda ise çok iri, fazla uzun veya toparlak gibi yumurtalar kuluçkalık olarak değerlendirilse de bunların kuluçka sonuçları normal yumurtalara göre daha düşüktür.

Üretilen her yumurta kuluçkalık olabilir mi? Kuluçkalık yumurtaların özellikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kuluçkalık Yumurta KalitesiCivciv kalitesi, sürü performansı ve kuluçkalık yumurta kalitesi arasında çok yakın doğrusal bir ilişki vardır. Kuluçkalık yumurta kalitesi yükseldikçe civciv kalitesi ve sürü performansı da yükselir. Kuluçkalık yumurta kalitesini etkileyen en önemli faktör damızlık işletmelerde-ki sürü yönetimidir. Damızlık işletmelerde kuluçkalık yumurta kalitesini, buna bağlı olarak civciv kalitesini etkileyen sürü yönetimi ile ilgili faktörlerden en önemlileri şunlardır;

Damızlık sürülerin genetik yapısının çıkım oranı, kuluçka randımanı gibi kuluçka veri-mi ile ilgili özellikler bakımından iyi olması gerekir. Bu konuda yumurtacı ve etçi genotip-ler arasında, aynı üretim yönlü genotiplerin kendi arasında çok küçük de olsa farklılıklar olabilmektedir.

Damızlık sürülerin barındırılacağı kümeslerin yer seçimi; damızlık kümeslerin diğer hayvancılık işletmelerine özellikle diğer kanatlı işletmelerine olan uzaklığı ve yerleşim po-zisyonu, kümes içi çevre koşulları ve sürü yönetimi civciv kalitesini yakından etkileyen faktörlerin en önemlilerindendir.

Sürü sağlığı ve aşılama programı; damızlık hayvanlardan yumurta yoluyla civcivlere bulaşan hastalıklar, özellikle Salmonella ve Mycoplasma etkenleri yönünden sürü tama-men sağlıklı olmalıdır. Stres oluşturmama bakımından sürüde uygulanan aşılama ve ilaç-lama programları yumurta verim döneminden önce tamamlanmış olmalıdır.

Besleme programı; Damızlık hayvanların yaşına ve üretim yönüne uygun, vitamin, mi-neral, iz elementler yönünden dengeli ve yeterince yem ve su verilmeli, yemlik ile yem depolarında küf, mantar vb. üremesine müsaade edilmemelidir.

Sürüde erkek-dişi arası yeterlilik: Sürüde horoz sayısının yetersiz veya fazla olması durumunda kuluçka randımanı beklenenden düşük olur. Normal bir horoz günde 25-30 aşım yapabilse de pratikte normal bir tohumlama olabilmesi için sürüde hafif ırklarda yani beyaz yumurtacı damızlıklarda on üç-ondört tavuk için bir horoz, ağır ırklarda yani etlik piliçlerde on tavuk için bir horoz bulunması tavsiye edilir. Kabaca sürüde erkek dişi oranı 1/10 gibi düşünülse de damızlık materyal hangi firmaya aitse, o firmanın tavsiyeleri dikkate alınarak sürüde erkek-dişi oranının belirlenmesi en doğrusudur. Normalde tavu-ğun döllü yumurta vermesi için ha�ada bir veya iki kez horozla birleşmiş olması yeterlidir.

Damızlık sürünün yaşı; yumurta büyüklüğünü, kuluçka sonuçlarını ve civciv kalite-sini etkilemektedir. Damızlık sürülerden ilk elde edilen yumurtalar normale göre daha küçüktürler ve bunlarda dölsüzlük oranı daha yüksektir. Küçük yumurtadan küçük civciv çıkacağı için böyle yumurtalardan elde edilen civcivler bir sonraki neslin küçülmesine neden olurlar. Aynı zamanda küçük civcivlerin performansı da düşük olacağı için yumur-talar 50-52 g ağırlığa ulaşana kadar kuluçkaya konulmamalıdır. Damızlık hayvanların yaşı ilerledikçe yumurta irileşir, ileri yaşta ise kabuk kalitesinde bozulmalar başlar. Bundan dolayı çok yaşlı damızlıkların yumurtaları da kuluçkalık olarak değerlendirilmemelidir. Kuluçka randırmanının iyi olması için damızlık sürünün yaşı en az 28 ha�a olmalı, 60-64 ha�alık yaşta da sürü dışı edilmelidirler. En iyi kuluçka sonuçları yaşları sekiz ile onüç ay arası olan damızlıklardan elde edilmektedir.

2

Page 163: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 153

Sürünün yumurta verim düzeyi; Genel olarak sürü performansı ile kuluçkalık yumurta kalitesi ve kuluçka sonuçları arasında pozitif bir ilişki vardır. Yumurta veriminin düşmesi-ne yol açan herhangi bir faktör kuluçka sonuçlarını da olumsuz etkileyecektir. Doğal ola-rak hayvanın yaşı ilerledikçe sürü performansı ve yumurta kalitesi düştüğünden kuluçka sonuçları da kötüleşmektedir.

Yeterli sayıda folluk; Otomatik taşıma sistemli koloni tip ya da bireysel folluk olsun önemli olan yeterli sayıda olmasıdır. Tavuklarda özellikle sabah saatlerinde yumurtlama en yoğun olup, bu saatlerde yumurtalar daha sık toplanmalıdır. Genelde beş tavuk için bir adet bireysel folluk hesaplanır. Kümeste yeterince folluk bulunmaması durumunda hay-vanlar ızgara zemin ya da altlık üzerine yumurtlayacaktır. Bu yumurtalar genelde dışkı ile kirleneceğinden ya da kırılıp çatlayabileceğinden kuluçkalık olarak değerlendirilmemeli-dir. Ayrıca folluklar ışık kaynaklarından uzak bölümlere yerleştirilmelidir.

Kuluçkalık Yumurtaların DepolanmasıUzun süre depolamanın kuluçka sonuçlarını olumsuz etkilediği bilinse de modern sektör-de yumurtaların depolanması kaçınılmazdır. Kuluçkalık yumurtalar kuluçka makinele-rinin kapasitesi, civciv talebi gibi nedenlerden dolayı yumurtlanır yumurtlanmaz hemen kuluçkaya konulamazlar. En azından yumurtanın kümeste toplanması ve depolara taşın-ma ve ayırma işleminden dolayı en erken bir gün sonra kuluçlaya konulabilir.

Kuluçkalık yumurtaların depolanmasında embriyo gelişiminin duraksatılması önem-lidir. Bunun içinde yumurtalar 24 0C’ ın altındaki bir ortamda depolanmalıdır. Kuluçkalık yumurtalarda erkek ve dişi üreme hücresi bir araya geldikten sonra zigot şekillenir ve son-ra hızla bölünmeye başlar ve yumurtlandığında hücre sayısı birkaç bine ulaşmıştır. Eğer yumurtalar hemen kuluçkaya konulmayacaksa embriyo gelişimini durdurmak gereklidir. Embriyo gelişimini durdurmak için eşik sıcaklık değeri birçok literatürde 24 0C olarak belirtilmektedir. Yani yumurtalar bu sıcaklığın altında depolanmalıdır.

Depolama süresi uzadıkça albumin yüksekliği azalır ve albumin pH’ı artar. Yumurta kalitesi yumurtlandığında en yüksektir, albumin viskozitesi ve pH’da değişiklikler sonraki dördüncü günde ortaya çıkar.

Depolama süresi uzadıkça kuluçka randımanı düşer. En yüksek kuluçka sonuçları bir iki gün depolanan yumurtalardan elde edilirken, pratik olarak ticari yaşamda yedi günden daha uzun süre depolanmış yumurtaların kuluçkaya konulması tavsiye edilmez. Uygun koşullar altında etçi damızlık yumurtalarının en fazla yedi gün, yumurtacı damızlık yu-murtalarının en fazla beş gün depolanması tavsiye edilir. Yedi günden sonra her bir gün fazla depolama süresi için civciv çıkımı 20-30 dk gecikir. Bıldırcınlarda yapılan bir çalış-mada depolama süresinin 3 günden daha uzun olmaması bildirilmiş, ancak depolama süresinin kuluçka sonrası büyüme performansına herhangi bir etkisi tespit edilmemiştir. Kuluçkadan çıkan yumurtacı civcivlerde optimum yumurta verimi için en ideal depolama süresinin üç gün olduğu belirlenmiştir.

Kuluçkalık yumurtaların taşınması ve depolanması esnasında çok dikkatli olunmalı, kuluçka randımanını olumsuz etkileyecek davranışlardan kaçınmalıdır. Yumurta kabu-ğunda kırık ve çatlaklar oluşmamasına, iç kalitenin bozulmamasına dikkat edilmelidir. Yumurtalar taşıma ve depolama esnasında sivri kısımları aşağı gelecek şekilde karton ku-tulara ve yumurta viyollerine konulmalıdır.

Kuluçkalık yumurtalar özel depolarda belirli sıcaklık ve rutubet koşullarında depolan-malıdır. Ani ısı değişikliklerinde embriyo zarar görüp ölebilir. Soğuk yumurtalar da sıcak depolara birden bire alınırlarsa soğuk su buharı yumurtaları ıslatabilir veya yumurtaların üzeri rutubetli bir görünüm alır. Bu da yumurtanın üzerini saran koruyucu kütiküla ta-bakasının zarar görmesine neden olarak enfeksiyon etkenlerinin yumurtaya bulaşmasına neden olabilir.

Viyol: Ticari yaşamda yumurtaların taşınması ve muhafazası amacıyla kullanılan kapaklı veya kapaksız plastik veya kartondan yapılmış, on, onbeş veya otuz yumurtanın bir arada taşınıp muhafaza edilebildiği maddeler.

Page 164: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni154

Yumurta depolarında relatif nem %70-80 olmalıdır. Depolama bölümlerinin sıcaklığı kontrollü olarak değiştirilemiyorsa sabit olarak 15-18 0C olmalıdır. Normalde ise depola-ma süresi uzadıkça sıcaklık düşürülmelidir. Depolama odasının sıcaklığı üç güne kadar olan depolamalarda 15-18 0C, dört-yedi gün arası depolamalarda 12-15 0C ve yedi günden daha uzun süre depolamalarda 11-12 0C olmalıdır.

Yumurtalar depolanırken eğer pratik olarak kolay bir şekilde uygulanabiliyorsa yu-murtanın sivri ucu ilk üç gün aşağı doğru, daha sonra üç gün yukarı dönük ve yedinci günden sonra bir gün aşağı, bir gün yukarı dönük olacak şekilde depolanmalıdır.

Civcive olan talebin az olması ya da bir başka nedenle yumurtalar daha uzun süre depolanacaksa bu durumda uzun süre depolamanın olumsuz etkisini azaltmak için bir takım tedbirler alınabilir.

Depolamada Kuluçkalık Yumurta Kalitesini Etkileyen FaktörlerBu faktörler özellikle uzun süre depolanacak yumurtalarda çok daha fazla önemli olup, yedi günden daha uzun süre depolanacak yumurtalarda depolama süresinin olumsuz et-kisini en aza indirerek yumurta kalitesini korumak ve civciv kalitesini artırmak için mut-laka dikkate alınmalıdır.

Damızlık yaşı; genç damızlık yumurtaları daha uzun süre depolanabilir.Depolama sıcaklığı; depolama süresi uzadıkça depolama ortamının sıcaklığı düşürül-

melidir.Rutubet; ortam rutubeti çok düşükse yumurta çok su kaybeder. Zayıf kabuklu yumur-

talar ve yaşlı damızlıklardan elde edilen yumurtalar da rutubet kaybı fazladır. Normalde depolama bölümünün rutubeti %70-80 olmalıdır. Yaşlı damızlıklardan elde edilen yu-murtalar uzak mesafelere nakledilecekse ortam rutubeti bir miktar daha artırılabilir.

Çevirme; Özellikle uzun süre depolanacak yumurtalarda pratik olarak yapılabilirse çe-virme işlemi oldukça faydalıdır.

İnkübasyon öncesi ısıtma; daha üniform embriyonik gelişmeye yol açtığından inkübas-yon öncesi ısıtma faydalıdır. Yapılan bir çalışmada 20-25 0C’ de 5-18 saat ısıtmanın 14 gü-nün üzerindeki depolama süresinin kuluçka sonuçları üzerine olumsuz etkisini hafi�etme bakımından etkili olduğu tespit edilmiştir.

İnkübasyon sıcaklığı; Kuluçka işleminde embriyo gelişiminin ilk bir iki ha�asında sı-caklık biraz yüksek tutulursa kuluçka sonuçları biraz daha yüksek olabilir.

Yumurta pozisyonu; Yumurtalar sivri kısmı aşağı gelecek şekilde depolanmalıdır.Depolama öncesi ısıtma; Yapılan çalışmalarda depolama öncesi 38 0C inkübasyon sı-

caklığında altı veya sekiz saat gibi kısa süreli ısıtmaların embriyo gelişimini daha ileri bir aşamaya getirme, kuvvetli bir blastodisk şekillenmesi ve uzun süre depolamanın olumsuz etkisini hafi�etme bakımından etkili olduğu tespit edilmiştir.

Kuluçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemlerKuluçkalık yumurtalara kuluçka öncesi damızlık kümeslerde toplama, iç ve dış kalite yö-nünden kontrol edilmesi, yumurtaların temizlenmesi ve yıkama, dezenfeksiyon ve tütsü-leme gibi işlemler uygulanmaktadır.

Kuluçkalık yumurtalara ilk uygulanan işlem damızlık kümeslerde toplama işlemidir. Tavuklarda sabahleyin, bıldırcınlarda öğleden sonra yumurtlama en yoğundur. Özellik-le sıcak stresinin yeterince kontrol altına alınamadığı kümeslerde yumurtlamanın yoğun olduğu saatlerde yumurtalar daha sık toplanmalıdır. Yumurtalar follukta bekledikçe yü-zeyinde bakteri sayısı artabilir. Izgara ya da altlık üzerine yumurtlanmış yumurtalar fazla kirlenmeden hemen toplanmalıdır. Kuluçkalık döllü yumurtalar yumurtlandıktan sonra en kısa zamanda folluklardan alınması ve kuluçka işlemine kadar uygun bir yerde ve şe-kilde depolanması gerekir.

Page 165: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 155

Depolamadan önce kuluçkahaneye gelen yumurtalar kontrol edilmelidir. Kuluçkalık yumurtalar dış kalite yönünden kontrol edilmeli ve temizlenmelidir. Hatta bir miktar yu-murta kırılarak iç kalite yönünden de muayene edilmelidir. Tespit edilen problemler da-mızlık ya da besleme ya da sebebi ne ise araştırılarak çözülmeye çalışmalıdır.

Muayeneden sonraki işlem yumurtaların temizlenmesi ve yıkanmasıdır. Yıkama doğ-ru bir şekilde yapılmazsa kuluçkaya zarar verebileceğinden genelde önerilmez. Çok ge-rekiyorsa yumurta yıkama makineleri kullanılmalıdır. Yıkama suyunun ısısı çok yüksek olmamalıdır.

Az kirli yumurtalar temizlendikten sonra, temiz olanlar ise doğrudan dezenfekte edil-melidir. Kuluçkalık yumurtaları yıkama ve dezenfekte etme aşamasında çok dikkatli olmalı, uygun ve kullanımına müsaade edilen dezenfektan kullanılmalı ve yumurta ka-buğunun dışındaki koruyucu kütiküla tabakasına zarar verilmemelidir. Genelde yıkama ile bu tabaka zarar gördüğü için, birçok ülkede gaz halindeki yüzey dezenfektanları ile dezenfeksiyon yapılmaktadır.

Bazı ülkelerde sıvı maddeler ile yumurtaların yıkanması yasak olup, gaz dezenfektan-lar kullanılmaktadır. Bu işleme tütsüleme denilmektedir. Kuluçkalık yumurtalara inkübas-yon öncesi uygulanan son işlem gaz dezenfektanlar ile tütsüleme işlemidir. Tütsüleme ile dezenfeksiyon genelde kuluçka makinelerinde uygulanmaktadır. Ancak makine içinde değişik yaşlarda kuluçka edilen yumurtalar mevcut ise depolama ya da gaz odalarında bu işlemler yapılmalıdır. Dezenfeksiyon ve tütsüleme işlemlerinde çok dikkatli olmalı, veteri-ner hekim kontrolünde kuralına uygun olarak yapılmalı, özellikle gaz dezenfektanın insan ve diğer canlılar ile temasından kaçınmalıdır.

KULUÇKA VE KULUÇKA KOŞULLARI

KuluçkaGünümüzde tavukçuluğun entansif ve diğer hayvancılık alanlarına göre daha gelişmiş bir yapıya ulaşmasında en önemli bilimsel gelişmelerden birisi kuluçka bilgisi ve tekniği ala-nındaki ilerlemelerdir.

Modern ve entansif tavukçuluğun en önemli özelliklerinden birisi üretimin yığınsal olmasıdır. Binlerce civciv aynı anda kuluçkadan çıkabilmekte, binlerce piliç modern ke-simhanelerde kısa bir sürede kesilebilmektedir. Binlerce, onbinlerce çok sayıda yumur-tanın aynı anda kuluçka işlemine tabi tutulup, binlerce civcivin aynı anda kuluçkadan çıkması ise doğal kuluçka ile mümkün değildir. Doğal kuluçkada annenin yumurtalara sağladığı koşullar taklit edilerek geliştirilen kuluçka makinelerinde binlerce yumurta aynı anda kuluçka işlemine tabi tutularak binlerce sağlıklı ve yeterince gelişmiş civciv elde edi-lebilmektedir.

Kuluçka işlemi; belli bir oranda erkek ve dişi tavukların bir arada bulunduğu damızlık kümeslerinde döllü yumurtaların elde edilmesi işlemi ile başlayıp, yumurtaların depolan-ması, kuluçkahanelerde kuluçka-inkübasyon işlemine tabi tutularak elde edilen günlük civcivlerin üretim kümeslerine gönderilmesi ile sonuçlanan bir dizi işlemler dizisidir.

Kuluçka KoşullarıKanatlı yumurtalarında embriyonun gelişip civciv olarak yumurtadan çıkması için ge-rekli koşullar doğal olarak anne tarafından sağlanmaktadır. Embriyo gelişimi üzerine sıcaklık, rutubet, yumurtaların çevrilmesi ve havalandırma başta olmak üzere, ışık yo-ğunluğu, hava-rüzgar hızı, gürültü-ses, sosyal çevre ve diğer bilinmeyen faktörler olmak üzere; normalde gurk tavuğun yumurtaya sağlamış olduğu ve kuluçka makinelerinde tak-lit edilmeye çalışılan birçok faktör etkilidir. Kuluçka koşulları devekuşu ve kaz gibi suda

Dezenfeksiyon: Belirli dozda ticari olarak kullanımına izin verilen özel kimyasal maddeler kullanılarak ortamın hastalık etkenlerden arındırılması işlemidir.

Dezenfektan: Dezenfeksiyon işleminde kullanılan ticari olarak kullanımına izin verilen özel kimyasal maddelerdir.

Kütiküla: Yumurta kabuğunun dışında yer alan hastalık etkenlerinin geçişine karşı bariyer görevi yapan, yıkama ya da yumurtlamanın bayatlaması ile özelliğini kaybeden özel koruyucu bir maddedir.

Page 166: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni156

yaşayan kanatlılar hariç aşağı yukarı çok küçük farklar ile benzerdir. Örneğin devekuşu yumurtalarında inkübasyon nem düzeyi diğer kanatlılara göre belirgin düzeyde düşüktür. Pek çoğu benzer olsa da ticari yaşamda tavuk yetiştiriciliği ön planda olduğu için kuluçka ve kuluçka koşulları ile ilgili olarak bu bölümde bahsedilenler genelde tavuk yumurtaları içindir. Türe özgü farklılıklar için ilgili kaynaklara bakılmalıdır.

Kümes hayvanlarında kuluçka koşulları ile ilgili türe özgü farklılıklar için David Sainsbury’ nin Poultry Health and Management (Cambridge, UK: Blackwell Science Ltd., 1992) ve Me-tin Petek’in Devekuşu (Ankara: Medisan Yayınları, 2003) isimli kitaplardan yararlanabilir-siniz.

SıcaklıkKuluçka makinelerinde sıcaklık özel elektrikli ve termostatlı rezistanslar ile sağlanır. Ku-luçka makinesinde embriyo gelişimi için gerekli sıcaklığı sağlamada en önemli konu ısının makine içerisinde alt, üst, ön ve arka gibi her bölümde eşit ve üniform olarak dağılmasıdır.

Yumurta içinde gelişmekte olan embriyo kısa süreli düşük sıcaklıklara daha dayanıklı olmasına rağmen, kısa süreli de olsa yüksek sıcaklık derecelerine karşı daha dayanıksızdır. Tavuk yumurtaları için kuluçka makinelerinde ilk 18 gün 37.5-37.8, 19-21.gün 36.2-37.2 0C sıcaklık sağlanmalıdır. Bununla birlikte bütün yumurtalara uygulanacak ısı aynı değil-dir. Yumurta büyüklüğü (kuluçka makineleri normal ve orta büyüklükte yumurtalar için ayarlanmıştır), genetik yapı (genotip ve ırklar arası farklılık), yumurtanın yaşı ile ortam ve makinenin rutubetine göre uygulanacak sıcaklıkta küçük farklılıklar olabilir.

Optimal koşullardan biraz sapmalar civciv çıkımını geciktirme ya da hızlandırma yönünde etki eder. Aşırı sıcak, bağışıklık sistemi organlarının gelişimini olumsuz yönde etkileyerek hastalıklara direnç yönünden problemlere neden olabilir. Aşırı sıcak koşullar kuluçka sonrası birçok civcivde gagada kızarıklık ile kendini belli eder. Aynı şekilde yük-sek sıcaklıktan dolayı ölen embriyolarda deride hiperemiden dolayı kırmızı bir renk dik-kati çeker. Aşırı sıcak koşullarda yumurtadan çıkış süresi kısalır, üniform bir çıkış gözlen-mez, çıkım makinelerinde civcivlerin gagalarını açarak sık sık soludukları görülür. Yüksek sıcaklıkta inkübe edilen yumurtalardan çıkan civcivlerde ayakların çarpık ve parmakların kıvrılmış olduğu, ayakların küçük ve cılız olduğu görülür. İnkübasyon sıcaklılığı normalin altında ise çıkışta düzensizlik ve çıkış süresinde gecikme gözlenir. Göbek bağında zayıf kapanma ve ıslaklıktan dolayı iltihap, civcivler aşırı şişkin ve yumurta içeriği ile yapışkan bir görünümde oldukları gözlemlenir.

RutubetKuluçka makinelerinde rutubet otomatik olarak özel cihazlar ile sağlandığı gibi, küçük kapasiteli yarı otomatik makinelerde makine tabanındaki bir kaba konulan su ile de sağ-lanabilir. Etkili bir inkübasyon işlemi için tavuk yumurtaları özellikle inkübasyonun ilk 18 gününde hergün ağırlığının %055’ ni rutubet çıkışı yoluyla kaybetmelidir. Bunun için kuluçka makinelerinde ilk 18 gün %50-60, daha sonra çıkıma kadar %75-76 rutubet sağ-lanmalıdır. Bazı kuluçka makinelerinde higrometre yerine ıslak termometreler de kulla-nılabilir. Bu takdirde tavuk yumurtaları için gelişim makinesinde ıslak termometre değeri 84-88, çıkım makinesinde 90-95 civarında olmalıdır.

Kuluçkalık yumurtalarda rutubet kaybı çok hızlı olursa civciv ağırlığı düşük olabilir, kısa, kabarık, rengi solgun ve dokunulduğunda yapışkan civcivler ile karşılaşılabilir, bü-yütme döneminde bundan kaynaklanan ilk ha�a ölümleri yüksek olabilir. Rutubet kaybı yavaş olursa iri civciv şekillenir. Fazla kuruma, kabuğa yapışık civcive neden olurken, yük-sek rutubette diz ekleminde çizikler, aşırı nem oksijenin yumurta üzerindeki gözenekler-

Page 167: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 157

den geçişini güçleştirdiğinden boğulma, ıslaklık görülür, karın altları tamamen kapanmaz. Çıkış sırasında rutubetin az olması civcivin kuruyup kabuğa yapışmasına neden olurken, fazla rutubet civcivlerin ıslak ve karın altlarının da tamamen kapanmamasına neden olur.

ÇevirmeEmbriyonun yumurta kabuğuna yapışarak ölmesini engellemek için yumurtaların inkü-basyonun 18-19. gününe kadar düzenli olarak çevrilmesi gerekir. Kuluçkalık yumurtalar-da çevirme işlemi gelişim makinesinde otomatik olarak uygulanır. Sivri kısımları aşağı gelecek şekilde yerleştirilen yumurtalar ilk 18 gün, 24 saatte 8-10 defa çevrilmelidir. Yu-murtalar içinde bulundukları tabla yardımıyla düşey eksen ile 45 derecelik açı yapacak şekilde sağa ve sola doğru çevrilmeli, hiçbir zaman topaç gibi ekseni etrafında çevril-memelidir. Yanlış çevirme allontoik zarda yırtılmalara neden olurken, yetersiz çevirme embriyonun kabuğa yapışmasına neden olur. Çevirme işlemi embriyonun sürekli olarak besinle temas etmesi yönünden de önemlidir. Genel olarak yaşlı damızlık yumurtalarında kabukta incelmeler meydana gelip daha fazla su kaybı meydana geleceğinden daha sık çevrilme ile bu durum önlenebilir.

HavalandırmaNormalde kuluçka makineleri yeteri kadar taze hava sağlanacak şekilde imal edilmektedir. İnkübatör ve çıkım makinelerinde bulunan fanlar ve hava giriş delikleri yardımı ile embri-yo için gerekli havalandırma sağlanır. Embriyo solunum esnasında ortamın oksijen (O2)’i alıp, ortama karbondioksit (CO2) verdiğinden ve ayrıca ölen embriyolardan kaynaklanan kötü kokuları atmak için iyi bir havalandırma sistemine gerek vardır. İnkübasyon esna-sında embriyolara normal bir canlının yaşaması için gerekli olan hava ve gaz karışımı sağlanmalı, yaş ilerledikçe embriyonun O2 gereksiniminin arttğı dikkate alınmalıdır. Nor-mal havadaki %05 CO2 düzeyi kuluçka makineleri için normal olup, 21. günde çıkımı teşvik etmek için bir miktar daha fazla olabilir. Deniz seviyesinden 1000 m kadar yüksek yerlerde O2 düzeyi düşük olduğundan önceleri kuluçka için uygun değilken, CO2 düzeyini otomatik olarak ayarlayabilen modern makinelerde bu sorun çözülmüştür. Kuluçka ma-kinelerinde havalandırmanın yetersiz oluşu nem oranını yükseltebilir. Aşırı havalandırma ise nem oranının ve sıcaklığın düşmesine neden olabilir. Ancak bu durum modern kuluç-ka makinelerinde otomatik ayarlandığından sorun olmaktan çıkmıştır.

Kuluçkada uzun süreli normalden biraz daha düşük sıcaklığın civcivlerde ne gibi değişiklik-lere yol açabileceğini düşünüyorsunuz?

KULUÇKADA EMBRİYO GELİŞİMİMemelilerden farklı olarak kanatlı embriyoları anne vücudu dışında, yumurta içinde de-polanmış besin maddelerinden yararlanarak gelişmelerini tamamlarlar. Kanatlı embriyo-ları memelilerden daha hızlı gelişir. Kanatlı hayvanlarda civciv embriyosu yumurtanın yumurtlanmasından önce anne karnında yumurta gelişim sürecinde, yumurtlamadan sonra kuluçka öncesi depolama esnasında ve kuluçka makinesi koşullarında olmak üze-re üç aşamada gelişir. Depolama esnasındaki embriyo gelişimi için daha çok gelişmenin duraksatılması işlemidir denilebilir. Tavuk yumurtları için kuluçka yani embriyo gelişim süresi bir gün anne karnında (yumurtanın oluşup, yumurtlanması için geçen süre bir gün-dür), yirmi bir günü kuluçkada olmak üzere toplam yirmiki gün, anne karnındaki gelişim dikkate alınmazsa yirmibir gündür.

Yumurtada gelişmekte olan embriyonun besin maddelerini alabilmesi, atık maddeleri atabilmesi ve dış etkilerden korunabilmesi için embriyo dışında bazı zar ve keseler vardır.

3

Page 168: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni158

Döllü yumurtada zigotun embriyo olarak gelişimini sağlayan ve civciv olarak yumurtadan çıkmasına katkıda bulunan bu zarlardan embriyo gelişiminin ikinci gününde chorion ile amnion oluşur. Kuluçkanın üçüncü gününde chorion ve amnion arasında kan damarları ile kaplı allantois gelişir.

Yumurta Sarısı ZarıYumurta sarısını çevreler ve sarıyı eritip sindirilebilir bir hale çeviren bir enzim salgılaya-rak yumurta sarısının emilip gelişen embriyo içine çekilmesini sağlar. Kuluçka çıkışından birkaç gün önce, embriyo gelişiminin 18-19.gününde yumurta sarısı zarı civcivin vücut boşluğuna çekilir ve civcive hayatının ilk günlerinde besin deposu görevi yapar. Bu besin deposu sayesinde civcive hayatının ilk günlerinde besin verilmese bile hayatiyetini devam ettirebilir.

AmnionEmbriyoyu içinde yüzdüğü sıvı ile mekanik dış etkilerden koruyan bu zar kuluçkanın ikinci gününde oluşur.

AllantoisDolaşım sistemi şeklinde olup embriyonun solunum, boşaltım, sindirim gibi metabolik faaliyetlerinde yardımcı olur. Akciğer gelişene kadar embriyonun solunum organı olup, yumurta akının sindirilmesini sağlayan enzimleri sağlar.

KorionYumurta kabuğu iç zarı ile allontois arasında bulunan bu zar allantoik zara metabolik faaliyetleri tamamlamada yardımcı olur.

Embriyo GelişimiDoğal kuluçkada gurk tavuğun altında ya da kuluçka makinelerinde olsun zigottan emb-riyonun gelişerek civcivin çıkması yirmi bir günlük bir süreçte birbirini takip eden bir olaylar zinciridir. Başlangıçta yumurta sarısı üzerinde blastoderm üzerinde küçücük bir nokta iken günler ilerledikçe uygun koşulların sağlanması ile embriyo yumurtayı doldu-rarak civciv olarak yumurtadan çıkar.

Yirmibir günlük bu süreçte embriyonik gelişim süreci dört ana dönemde tanımlanır. İç organların oluşmaya başladığı birinci dönem, dış organların oluşmaya başladığı ikinci dönem, embriyonun büyüme dönemi ve civciv çıkış dönemidir. Tavuk yumurtaları için birinci dönem ilk 5 gün, ikinci dönem; 6-14. günler, üçüncü dönem yani büyüme dönemi; 15-20. günler ve çıkış dönemi 21. gündür.

Kuluçka Süresince Embriyoda Meydana Gelen Başlıca Değişiklikler16. saat; Spinal Cord’un her iki yanında kemik ve kasların oluşacağı somit hücreleri şe-killenir.

42. saat ve bunu takip eden iki gün; kalp atışları başlar ve kan dolaşımı şekillenir. Bu dönem embriyonun yaşaması için oldukça kritik bir zaman aralığı olup, genelde embriyo gelişiminde birinci kritik dönem olarak adlandırılır.

5. gün; cinsiyet ortaya çıkar, kalp gerçek şeklini almaya başlar. Yumurta sarısının da-marsal bölgesi sarının genelini kaplar. Yüz ile burun gerçek şeklini almaya başlamıştır.

7. gün; organlar gözle görülebilecek kadar büyümüştür.8. gün; tüy ve telek hücreleri gelişir.10. gün; gaga sertleşir, ayak parmakları görünmeye başlar.

Page 169: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 159

13. gün; iskelet gelişip kemikleşmeye başlar,14. gün; embriyo uzun eksenine paralel olacak şekilde, embriyonun baş kısmı yumur-

tanın geniş ve kalın ucunda olacak şekilde döner,17. gün; embriyonun başı çevrilmiş, gaga sağ kanadın altında olacak şekilde embriyo

hava kamerasının alt kenarı doğrultusundadır. Amnion sıvısı ve amnion tamamen tüken-mek üzeredir.

19.günde; yumurta sarı kesesi civcivin vücut boşluğuna çekilmeye başlar. Sarı kese içindeki besinler civcivler kuluçkadan çıktıktan sonra 1-2 gün besin maddesi deposu göre-vi görür. Civcivler çıktığında sarı kesesinin tamamen vücuda çekilmiş ve göbek bölgesinin kapanmış olması gerekir. Özellikle yüksek rutubet koşullarında inkübe edilmiş yumur-talardan çıkan civcivlerde göbek bölgesinin iyi kapanmadığı görülebilir. İyi kapanmayan göbek bölgesi civciv kalitesini düşürdüğü gibi, büyütme döneminde enfeksiyona yol aça-rak verimliliği de olumsuz etkiler. Bu dönem embriyo gelişiminde ikinci kritik dönemdir.

20.günde; hava kamerası ve yumurta kabuğu civciv tarafından delinerek akciğer solu-numu başlar. Bu dönem embriyo gelişiminde üçüncü kritik dönemdir.

21. gün; civciv saat ekseni tersi yönünde yumurta kabuğunu keserek kuluçkadan çı-kar. Bu kesme işlemi civcivin üst gagasında bulunan ve sonradan dökülen yumurta kırma dişleri ile olur.

Damızlık tavuk yumurtlarının kuluçka işleminde embriyonun en hassas olduğu kritik dö-nemler kaçıncı günler olabilir, bu dönemde meydana gelen değişimler hakkında ne düşü-nüyorsunuz?

ÇIKIM, KULUÇKA SONUÇLARI, KULUÇKA SONUÇLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

ÇıkımGelişimini tamamlayan embriyo kuluçkadan inkübasyonun 21. gününde civciv olarak çıkar. Bu dönemde embriyo hava kamerası hariç yumurtayı tamamen doldurmuştur. Gö-bek kapanmıştır ya da kapanmak üzeredir. Civciv gagası ile içteki yumurta kabuğu zarını delerek hava kamerasına girer ve akciğerlerine hava almaya başlar. Sonra da yumurta ka-buğunu delerek dışarıdan hava alınmaya başlanır.

Normalde tavuk yumurtalarında çıkım embriyo gelişiminin 21. gününde tamamlanır. Çıkım 21 günden sonra en fazla 6-12 saat devam etmelidir. Ancak bazı durumlarda ilk çı-kan civciv ile son çıkan arasında 24 saatten daha uzun bir süre geçebilir. Bu süre uzadıkça ilk çıkan civcivlerde su kaybı ve zayı�ama başlayarak civciv kalitesi düşer. Aynı zamanda geç çıkan civcivlerin de kalitesi düşük olur. Bu nedenle çıkım başladıktan kısa bir süre sonrasına kadar yumurtaların %90’ ında çıkım tamamlanmış ve civcivlerin kuruyarak bir an önce bir takım işlemler serisinden geçirilerek kümeslere gönderilmesi gerekir.

Çıkım süresi; yumurtaların depolama sürelerinin uzun veya kısa olması, iri olması, sıcaklığın gerekenden yüksek veya düşük olması, damızlık yaşına bağlı olarak değişebilir. Orta yaş grubu damızlıkların (8-13 ay) yumurtalarından normal zamanda civciv çıkarken, birkaç saat gecikme ile yaşlı damızlıklar onları da en genç damızlıklar izler. Kuluçka ma-kinesinde sıcaklığın yüksek olması ve yumurtaların küçük olması çıkım süresini kısaltır.

Kuluçka SonuçlarıKuluçka sonuçları damızlık kümesleri, depolama ve kuluçkahanedeki sevk ve idare ile yakından ilgilidir. Kuluçka sonuçları aynı zamanda damızlık kümeslerin, damızlık hay-vanların verimliliğinin bir göstergesidir. Bundan dolayı ticari hayatta pratik olarak gerçek başarı ölçüsü damızlık tavuk başına satılabilir civciv sayısıdır.

4

Page 170: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni160

Kuluçka sonuçları sürekli olarak kaydedilerek standart değerler ile karşılaştırılmalıdır. Sonuçlar beklenenden düşük ve tatmin edici değilse derhal durum değerlendirmesi yapı-larak sorun çözülmelidir.

Kuluçkada sorun arama ve çözme amacı ile taze yumurta kırma denemesi yapılarak döllülük kontrolü yapılır. Ayrıca kuluçkada embriyo gelişiminin 5-6. günlerinde ve 18. günde gelişim makinesinden çıkım makinesine aktarma esnasında yapılan yumurtaların ışıkla döllü olup olmadığı yönündeki sonuçlar değerlendirilir. Bunun dışında çıkım ger-çekleşmeyen yumurtalar da kırılarak boş olup olmadığı, embriyo gelişip ölmüşse gelişme süreci ve kaçıncı günde öldüğü gibi değerlendirmeler yapılır. Örneğin çıkmayan yumur-talarda kırma denemesinde göz oluşmamışsa; yumurta dölsüzdür, beyaz benekli, kanlı halka gelişmise ilk 24 saat içinde ölmüştür. Yumurtada siyah göz oluşmuş, tüy çıkmamışsa embriyo 13. günden önce ölmüş, tüy çıkmışsa 13-16. günler arası ölmüştür. Embriyo yu-murta kabuğunu doldurmuş ve sarıkese civcin dışında ise 16-18. günlerde ölmüştür.

Kuluçka sonuçlarının rakamsal olarak değerlendirilmesinde; kuluçka randımanı, döl-lülük oranı ve çıkım oranı gibi parametreler kullanılır. Kuluçka randımanı kuluçkadan çı-kan civciv sayısının kuluçkaya konulan toplam yumurta sayısına oranı olup en önemli öl-çüm parametresidir. Döllülük oranı; çıkan civciv ve ölen embriyoların toplamından oluşan görülebilir döllü yumurta sayısının kuluçkaya konulan toplam yumurta sayısına oranıdır. Çıkım oranı ise; canlı çıkan civciv sayısının döllü yumurta sayısına oranıdır. Bu oranlar var ise kötü sonuçların damızlık, depolama veya kuluçkadan kaynaklandığı konusunda az çok bir fikir verir. Örneğin döllülük oranı yüksek, çıkım oranı düşük ise çıkım makinesinde ve çıkım koşullarında bir problem olduğunu gösterir.

Kuluçka sonrası kuluçkadan çıkan sağlıklı civcivler yanında; kabuğa yapışık civcivler, çürümüş yumurtalar, içinde bakteri veya mantar gibi hastalık etkenleri üremiş yumur-talar, malpozisyonlar, başı bacaklar arasında, başı yumurtanın sivri ucu tarafında, başı yumurtanın kalın olan tarafında, başı sağ kanat altında normal durumda fakat gaga hava kamerasından uzakta gibi normal olmayan sonuçlar ortaya çıkabilir. Bunun yanında civ-civin alt gaga veya üst gagası küçük, beyin dışarıda, iç organlar dışarıda, gözü yok, fazla bacak, boynun yukarı kısmı ile başın arka kısmında şişlik gibi anomaliler de gözlenebilir.

Bunların yanında kuluçkada; erken veya geç çıkım, civcivlerin birlikte çıkmaması, gö-bekleri şiş ve şekli bozuk civcivler, buruşuk, kısa, solgun, üzerinde kabuk parçası yapışık civcivler, iri, üzerlerine yumurta artıkları yapışmış, iki bacak arası ıslak ve kirli, göbek deliği kapanmamış civcivler gibi durumlar ile karşılaşılabilir. Erken çıkım, geç çıkım; nor-malin altında ve üstündeki sıcaklık ve rutubet uygulamalarından kaynaklanır. Kuluçka makinelerinde ısı dağılımının dengesiz ve düzensiz oluşu, yani makinenin ön, arka, üst ve altına bir örnek olarak dağılmaması, taze ve eski yumurtaların aynı anda aynı makinede kuluçka edilmesi, iri ve küçük yumurtaların birlikte kuluçka edilmesi, genç ve yaşlı damız-lık yumurtalarının birlikte kuluçka edilmesi gibi nedenlerden dolayı kuluçkadan civcivle-rin hepsi birlikte çıkmayabilir, ya da ilk çıkan civciv ile son çıkan arasındaki süre uzyabilir.

Kuluçka makinesinden civcivlerin hepsinin birlikte ya da birbirinden oldukça gecikmeli bir şekilde çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kuluçka Sonuçlarını Etkileyen FaktörlerKuluçkada elde edilen sonuçların ideal ölçülerde olup olmaması; kümeslerde damızlık hayvanların bakım ve yönetimi, üretilen döllü yumurtaların toplanarak depolanması ve kuluçkahaneye getirilene kadar ve kuluçkanede uygulanan işlemler ile kuluçka koşulları-na bağlıdır.

Malpozisyonlar: Ölü civcivin yumurtada normal pozisyonda bulunmaması

5

Page 171: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 161

Damızlık hayvanlar ve kümesler ile ilgili olarak; damızlık hayvanların genetik yapısı, sürülerin bulunduğu kümeslerin durumu, sürü sağlığı, aşı programı, sürüdeki erkek-dişi oranı, besleme, damızlıkların yaşı, sürünün yumurta verim düzeyi, follukların yeterli sa-yıda olup olmaması gibi faktörler etkili olmaktadır. Yumurtaların yumurtlandıktan sonra kısa bir süre içinde toplanması ve bu yumurtaların uygun bir ısı ve rutubette depolanması gerekir. Eğer yumurtalar hemen kuluçkaya konulmayacaksa embriyo gelişimini durdur-mak gereklidir. Embriyo gelişimini duraksatmak için eşik değer birçok literatürde 24 0C olarak belirtilmektedir. Yani yumurtalar 24 0C’in altında depolanmalıdır. Ticari koşullarda yumurtalar en fazla bir ha�a depolandıktan sonra kuluçka işlemine tabi tutulurlar. Daha uzun süreli depolamalar kuluçka sonuçlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Kuluçka so-nuçlarını etkileyen en önemli faktör ise kuluçkanelerde uygulanan işlemler ve kuluçka koşullarıdır. Kuluçka koşullarındaki küçük sapmalar dahi kuluçka randımanı başta olmak üzere kuluçka sonuçlarını kötüleştirmektedir.

Kuluçka sonuçlarını etkileyen damızlık hayvanlar ve kümes koşulları ile ilgili faktörler hak-kında neler düşünüyorsunuz?

Kuluçkada Çıkımla İlgili Sorunlar ve Bu Sorunların Olası NedenleriDölsüzlük; Damızlıkların bakım ve yönetimindeki eksikliklerden kaynaklanır. Özellikle erkeklerin sevk ve idaresinde çok dikkatli olunmalı, sürekli olarak horozların yeterli sayı-da ve aktif olup olmadıkları kontrol edilmelidir.

Erken embriyonik ölümler; yumurtaların toplanma ve depolama esnasındaki yanlış uy-gulamalar ve kuluçka koşullarındaki hatalardan kaynaklanır.

Orta çağ ölümleri; Genelde damızlıklar ve besleme problemlerinden kaynaklanır.Geç embriyonik ölümler; Yetersiz havalandırma, yetersiz çevirme gibi kuluçka koşulları

ile damızlıkların beslenme ve hastalıklardan kaynaklanabilir.Kabuğa yapışık ölümler; Kuluçka makinelerinde yanlış ısı, nem, ani ve kısa süreli ısı

artışları ile hastalıklardan kaynaklanabilir.

Kuluçkada Oluşan Kayıpların Yüzde PaylarıKuluçka ve kuluçka koşulları konusunda günümüze kadar yapılan bilimsel çalışmalar ve saha tecrübelerine göre genel olarak kuluçkada oluşan kayıpların oransal payları şöyle belirlenmiştir. Dölsüzlükden dolayı kayıplar %4-5, yumurtlama öncesi faktörlerden kay-naklanan kayıplar %04-06, kuluçkada embriyo gelişiminin 1-7. günleri arası %1.9-2.0, kuluçkada embriyo gelişiminin 8-18 günler arası %05-06, kuluçkada embriyo çıkım ma-kinesinde 19-21 günler arası %2.9-3.0, çıkımda kabuk altı ölümler %08-1.0 arasında de-ğişmektedir. Kuluçkada bu kayıplar toplamının ideali %12-13 olup, %16’ ı geçmemelidir.

KULUÇKAHANELERDE GÜNLÜK CİVCİVLERE UYGULANAN İŞLEMLERKuluçka çıkım makinesinde çıkım gerçekleştikten sonra civcivler üretim yönü ya da işlet-melerden gelen talebe göre bir takım işlemlere tabi tutulduktan sonra karton ya da plastik kutulara 80’li ya da 100’lü sayılarda konularak özel araçlar ile işletmelere gönderilirler. Kuluçkahanelerde günlük yaştaki civcivlere uygulanan bu işlemlerin başlıcaları;

• yıklamavesını andırma• insiyetayırımı• Gagakesimi• şılamagibi işlemlerdir.

6

Page 172: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni162

Ayıklama-Sını�andırmaKuluçkadan çıkan her civciv satılabilir değildir. Bazılarında doğuştan bazı anatomik ku-surlar olabilir. Bunların yanında çok küçük, çok zayıf olanlar gibi istenmeyen özelliklere sahip hayvanlar civciv büyütme işletmelerine gönderilmeden kuluçklahanede ayıklanma-lıdır. Genel olarak civciv talep eden işletmeler en kaliteli hayvana sahip olmak istedikle-rinden ayıklama ve sını�ama önemli bir işlemdir. Ayıklama ve sını�andırma işleminde civcivlerde aranacak başlıca özellikler aşağıdaki gibidir:

• ivcivlerinrenkgenotip ırkaözgüvegeneldekoyurenkliolmalı• ivicivleruzuntüylüveiriolmalı• ivcivleringöbekbölgesiiyikapanmışolmalı,• ivcivleratik,yemvesuyurahatçabulabilmeli• ivcivlerinayakeklemleriveburundakızarıklıkolmamalı• ürüüniform birörnek olmalı• ivcivlerortalamaağırlıkta genelde - garalığındaolmalı• ivcivlerdedehidrasyon sukaybı olmamalı• İlkha aölümoranı - , iaşmayacakşekildesürüyaşamagücüyüksek

olmalıdır.

Cinsiyet AyırımıKuluçkahanelerde günlük civcivlere uygulanan bir başka işlem cinsiyet ayırımıdır. Cin-siyet ayrımı işlemi tüketiciden gelen talebe göre genelde yumurtacı civcivlere uygulanır. Tiari/pratik hayatta sofralık yumurta üretiminde sadece dişi hayvanlar kullanılmakta, er-kek hayvanların ise ekonomik olarak bir değeri bulunmamaktadır. Damızlık tavuk yetiş-tiriciliğinde ise erkeklere sadece dişilerin %10’u oranında ihtiyaç bulunmaktadır. Bundan dolayı yumurtacı civcivlerin kuluçkahenelerde cinsiyet ayırımının yapılması gerekmekte-dir. Etlik piliç yetiştiriciliğinde ise genelde erkek-dişi karışık yetiştirildiğinden kuluçkaha-nelerde cinsiyet ayırımı işlemi yapılmamaktadır. Ancak bazı durumlarda erkek ve dişiler ayrı ayrı yetiştirilebilmektedir. Bu durumda etlik piliçler de de cinsiyet ayrımı yapılabil-mektedir.

Cinsiyet ayırımı bütün kanatlı türlerinde kloakal yöntem ile hayvanların üreme or-ganlarına bakılarak yapılabilmektedir. Tavukçulukta da önceleri bu yöntem yaygın olarak kullanılmaktaydı. Ancak bu yöntem hayvanlar üzerinde fazla stres oluşturması, çok iyi bir tecrübe gerektirmesi, hata ihtimalinin fazlaca olması gibi istenmeyen özelliklere sahiptir. Gen mühendisliği tekniklerinin gelişmesi ile tavukçulukta uygulaması daha kolay ve pra-tik olan, hata ihtimali olmayan ya da düşük olan, daha pratik cinsiyet ayırımı yöntemleri geliştirilmiştir. Bunlar civcivlerin kanat tüylerinin gelişim hızlarına göre ya da renge göre cinsiyet ayırımıdır. Bu yöntemlere göre cinsiyet ayırmının yapılabilmesi için bu hatlarda/genotiplerde genetik olarak bu özelliğin olması ya da kazandırılmış olması gerekmektedir. Kanat tüylerinin gelişim hızına göre cinsiyet ayrımı beyaz tüylü, renge göre cinsiyet ayırı-mı ise kahverengi tüylü hayvanlarda yapılmaktadır.

Günlük civcivlerde cinsiyet ayırımı ile ilgili detaylı bilgileri Prof.Dr. Tahir AKSOY’un Tavuk Yetiştiriciliği (Ankara; Şahin Matbaası, 3.Baskı, 1999) isimli kitabında bulabilirsiniz.

Gaga KesimiGaga kesimi yumurtacı tavuklarda yaygın olarak kullanılan önemli bir uygulamadır. Mo-dern tavukçulukta hayvanlar kapalı barınaklarda yoğun gruplar halinde barındırılması, eşinme, tüneme gibi doğal davranışlarını yaşayamamaları gibi nedenlerden dolayı yoğun bir stres altındadır. Stres yanında barınak tipi, yemler ve yemleme, hastalıklar gibi deği-

Page 173: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 163

şik hazırlayıcı faktörlerin de etkisi ile üretimde kullanılan hibrit hayvanlarda birbirlerini zarar verecek şekilde gagalama eğilimi oldukça yüksektir. Bundan dolayı ne tür tedbir alınırsa alınsın tavuk sürülerinde tüy çekme ve kanibalizm genelde ortaya çıkmaktadır. Bunu önleme ya da zararlı etkisini azaltma amaçlı olarak gaga kesimi bütün dünya da yaygın olarak kullanılmaktadır.

Gaga kesimi amacı ile en fazla kullanılan sıcak-kesme dağlama yöntemi civcivlerin büyütüldüğü işletmelerde uygulanmaktadır. Ancak sıcak-kesme dağlama yönteminin hayvan refahı yönünden istenmeyen yönlerinin daha fazla olması nedeni ile bunun yerine infra-red ışınlar ile gaga kesimi yöntemi geliştirilmiştir. Hayvan refahı yönünden bunun da yasaklanması düşünülse de şimdilik kullanımına müsaade edilmektedir. İnfra-red ışın-lar ile gaga kesimi işlemi kuluçkahanelerde uygulanmaktadır.

Gaga kesiminin üretim işletmelerinde uygulanması durumunda ise gaga kesimi işle-minde mümkün olduğu kadar hayvanlar serin koşullarda barındırılmalı, sabah veya ak-şam geç saatlerde uygulanmalıdır. Uygulamadan sonra hayvanlara sürekli taze ve soğuk su sağlanmalı, uygulamadan bir ha�a öncesi ve sonrası hayvanlar taşıma, aşılama gibi bir başka strese maruz kalmamalıdır. Kesim sonrası yara kapanana kadar sürü izlenmelidir. Gagaların yeniden uzaması durumunda yeni bir kesim yapılabilir. Ancak bu işlem hay-vanlar yumurtlamaya başlamadan en az 4-5 ha�a önce tamamlanmalıdır. Kesme bıçağı aşırı sıcak veya soğuk olmamalıdır. Gaga kesimi 7-10 günlük yaşta uygulanmalı; dişile-rin gagası kesilmeli, erkeklerin törpülenmelidir. Hasta hayvanların gagası kesilmemelidir. Acele etmemeli, kesimden 3-5 gün önce ve sonrası hayvanlara Vit K ve Vit C verilmeli, uygulamadan önce yemleme yapılmalı, uygulama sonrası derin yemlik kullanılmalı ve uy-gulama sonrası 1 ha�a süre ile vitamin-mineral yönünden biraz daha yüksek yoğunlukta yem kullanılmalıdır. En önemli konu ise işini bilen uzman personel tarafından tekniğine uygun olarak gaga kesim işleminin yapılmasıdır. Normalde tavuklarda üst gaga alt gaga-dan biraz daha uzun olup, gaga kesimi ile alt ve üst gaga eşit hale getirilmektedir.

AşılamalarAşılama işlemleri genelde büyütme döneminde işletmelerde uygulanmaktadır. Kuluç-kahanelerde ise Marek, Infeksiyöz Bursal Disease gibi bazı hastalıklara karşı burun-göz-damla gibi yöntemler ile bazı aşılamalar gerçekleştirilmektedir. Bu amaç için geliştirilmiş özel cihazlar ile hem aşılama hem gaga kesimi gibi işlemler pratik olarak birlikte yapıla-bilmektedir.

Page 174: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni164

Özet

KuluçkahanelerKuluçkahaneler günümüz modern tavukçuluğun en önemli bölümlerinden birisidir. Kuluçhanelerde yer seçimi ve kuluçkahanede yer alan bölümlerin plan-lanması ve iş akışı oldukça önemlidir. Bir kuluçkaha-ne yumurtaların muhafaza edildiği yumurta kabul ve muayene odası, yumurta depolama bölümleri, kuluç-ka gelişim makineleri bölümü, kuluçka civciv çıkım makineleri bölümü, civciv ayırma, işlem ve bekletme odaları, yıkama ve atıkların çıkarıldığı oda, büro, duş, jeneratör vb. gibi bölümler halindedir. Kuluçkahane yönetiminde kuluçka makinelerinin iyi çalışması ve makineler içerisinde uygun çevre koşullarının gereği gibi sağlanabilmesi için kuluçka binasının temizliği yanında sıcaklık, relatif nem ve havalandırmasına çok dikkat edilmelidir.

Kuluçka ve kuluçkalık yumurtalarKuluçka işlemi; belli bir oranda erkek ve dişi tavuk-ların bir arada bulunduğu damızlık kümeslerinde döllü yumurtaların elde edilmesi işlemi ile başlayıp, yumurtaların depolanması, kuluçkahanelerde ku-luçka-inkübasyon işlemine tabi tutularak elde edilen günlük civcivlerin üretim kümeslerine gönderilmesi ile sonuçlanan bir dizi işlemler dizisidir. Kuluçkalık yumurtalar; sağlıklı ve ergin damızlık sürüden elde edilmiş 50-70 g ağırlığında, dölsüzlük, blastodermi bozuk, yumurta sarısının sallanması, vitellin memb-ranı yırtılmış, çi� sarılı, hava kamerası ve sarısı yer değiştirmiş gibi kusurları olmayan yumurtalardır. Kuluçkalık yumurtalara kuluçka öncesi damızlık kü-meslerde toplama, iç ve dış kalite yönünden muayene edilmesi, yumurtaların temizlenmesi ve yıkama, de-zenfeksiyon ve tütsüleme işlemleri uygulanmaktadır.

Kuluçka koşullarıKuluçka koşulları devekuşu ve kaz gibi suda yaşayan-lar hariç aşağı yukarı çok küçük farklar ile benzerdir. Kuluçka üzerine başlıca sıcaklık, rutubet, yumurta-ların çevrilmesi ve havalandırma gibi doğal hayatta gurk tavuğun yumurtaya sağlamış olduğu ve kuluçka makinelerinde taklit edilmeye çalışılan bir dizi faktör etkilidir.

Embriyo gelişimiDoğal kuluçkada ya da kuluçka makinelerinde zi-gottan embriyonun gelişerek civcivin çıkması yirmi bir günlük bir süreçte birbirini takip eden bir olay-lar zinciridir. Başlangıçta yumurta sarısı üzerinde blastoderm üzerinde küçücük bir nokta iken günler ilerledikçe uygun koşulların sağlanması ile embri-yo yumurtayı doldurarak civciv olarak yumurtadan çıkar. Tavuk yumurtalarında yirmibir günlük bu sü-reçte embriyonik gelişim dört dönemde tanımlanır. İç organların oluşmaya başladığı birinci dönem, dış organların oluşmaya başladığı ikinci dönem, embri-yonun büyüme dönemi ve civciv çıkış dönemidir.

Çıkım, kuluçka sonuçları ve kuluçka sonuçlarını etkileyen faktörlerGelişimini tamamlayan embriyo kuluçkadan inkü-basyonun 21. gününde civciv olarak çıkar. Bu dönem-de embriyo hava kamerası hariç yumurtayı tamamen doldurmuştur. Göbek kapanmıştır ya da kapanmak üzeredir. Gaga ile içteki yumurta kabuğu zarını dele-rek hava kamerasına girer ve akciğerlerine hava alma-ya başlar. Sonra da yumurta kabuğunu delerek dışa-rıdan hava alınmaya başlanır. Kuluçkada elde edilen sonuçların ideal ölçülerde olup olmaması; kümesler-de damızlık hayvanların bakım ve yönetimi, üretilen döllü yumurtaların toplanarak depolanması ve kuluç-kahaneye getirilene kadar ve kuluçkanede uygulanan işlemler ile kuluçka koşullarına bağlıdır.

Kuluçkahanelerde günlük civcivlere uygulanan işlemlerKuluçkahanelerde çıkım gerçekleşmiş olan civcivler kuluçkadan çıkar çıkmaz hemen üretim işletmeleri-ne gönderilmemekte, ayıklama ve sını�andırma, gaga kesimi, cinsiyet ayırımı ve aşılama gibi bir takım iş-lemler uygulandıktan sonra özel araçlar ile büyütme kümeslerine gönderilmektedir.

1 4

5

6

2

3

Page 175: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 165

Kendimizi Sınayalım1. Bir kuluçkahanede kullanılan en önemli ekipman hangi-sidir?

a. Termometreb. Gaga kesme makinesic. Aşılama makinesid. Cinsiyet ayırma makinesie. Kuluçka makinesi

2. Kuluçka koşulları ile ilgili hangisi yanlıştır?a. Kuluçkalık yumurtalar inkübasyonun ilk 18 günün-

de hergün ağırlığının %055’ ni rutubet kaybı yoluyla kaybetmelidir.

b. Kuluçka süresi uzadıkça sıcaklık artırılmalıdır.c. Kuluçka süresi uzadıkça relatif rutubet artırılmalıdır.d. Kuluçka süresi uzadıkça sıcaklık azaltılmalıdır.e. Yumurtalar kuluçka gelişim makinesinde sivri kısmı

aşağı gelecek şekilde olmalıdır. 3. Hangisinin uzun süre depolamanın kuluçka sonuçları üzerine olumsuz etkisini azaltmada etkisi yoktur?

a. Genç damızlıkların yumurtasıb. 10-12 0C gibi düşük sıcaklıkta depolamac. Kuluçka öncesi ön ısıtmad. 18 0C’ den daha yüksek sıcaklıkta depolamae. Depolama öncesi ön ısıtma

4. Kuluçkalık yumurtaların depolanması ile ilgili aşağıda-kilerden hangisi yanlıştır?

a. Depolama süresi uzadıkça oda sıcaklığı düşürülmelidir.b. Depolama odasının sıcaklığı kontrol edilemiyorsa

sürekli sabit olmalıdır.c. Depolama odasının relatif rutubeti %50’ nin altında

olmalıdır.d. Depolama süresi uzadıkça oda sıcaklığı düşürülmelidir.e. Yumurtalar sivri kısmı aşağı gelecek şekilde depolan-

malıdır.

5. Aşağıdakilerden hangisi kuluçkadan civciv çıkış süresi üzerine en az etkili olan faktördür?

a. Yumurta depolama süresib. Damızlıkların yaşıc. Kuluçka makinesinin bulunduğu ortam sıcaklığıd. Yumurta ağırlığıe. Kuluçka makinesi sıcaklığı

6. Kuluçkada oluşan toplam kayıpların en büyük bölümünü aşağıdakilerden hangisi oluşturur?

a. Erken dönem embriyo ölümlerib. Orta dönem embriyo ölümleric. Geç dönem embriyo ölümlerid. Kabuk altı ölümlere. Dölsüzlük

7. Kuluçkalık yumurtaları depolamada embriyo gelişimini durdurmak için bulunduğu ortam sıcaklığı ne olmalıdır?

a. 24 derecenin altındab. 38 derecec. 0-4 derece arasıd. 35 derecee. 30 derece

8. Embriyoda allontik zarın yırtılması hangi hatalı kuluçka uygulamasının sonucudur?

a. Yumurtaların topaç gibi ekseni etrafında çevrilmesib. Yumurtaların yüksek sıcaklıkta kuluçka edilmesic. Yumurtaların düşük rutubet koşullarında kuluçka

edilmesid. Oksijen yetersizliğie. Kuluçka makinelerinin bulunduğu ortamdaki yük-

sek sıcaklık ve rutubet

9. Kuluçkadan çıkan civciv sayısının toplam döllü yumurta sayısına oranı nasıl tanımlanır?

a. Verimlilik oranıb. Döllülük oranıc. Embriyonik ölüm oranıd. Çıkım oranıe. Kuluçka randımanı

10. Hangisi embriyo gelişiminde en kritik dönemlerden bi-risidir?

a. Embriyo gelişiminde ilk altı saatb. Embriyo gelişiminin kırk ikinci saati ve takip eden

iki günc. 13. günde iskeletin kemikleşmeye başlaması,d. 14. günde embriyo uzun eksenine paralel olacak şe-

kilde, baş yumurtanın kalın ucunda olacak şekilde dönmesi

e. 17. günde civcivin başı çevrilmiş, gaga sağ kanadın altında olacak şekilde embriyo hava kamerasının alt kenarı doğrultusunda bulunması, amnion sıvısı ve amnion tamamen tükenmesi.

Page 176: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni166

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı1. e Yanıtınız yanlış ise “Kuluçkahaneler” konusunu ye-

niden gözden geçiriniz.2. b Yanıtınız yanlış ise “Kuluçka ve Kuluçka Koşulları”

konusunu yeniden gözden geçiriniz. 3. d Yanıtınız yanlış ise “Kuluçkalık Yumurtalar ve Ku-

luçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler” konusu-nu yeniden gözden geçiriniz.

4. c Yanıtınız yanlış ise “Kuluçkalık Yumurtalar ve Ku-luçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler” konusu-nu yeniden gözden geçiriniz.

5. c Yanıtınız yanlış ise “Çıkım, Kuluçka Sonuçları, Ku-luçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

6. e Yanıtınız yanlış ise “Çıkım, Kuluçka Sonuçları, Ku-luçka Sonuçlarını Etkileyen Faktörler” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

7. a Yanıtınız yanlış ise “Kuluçkalık Yumurtalar ve Ku-luçkalık Yumurtalara Uygulanan İşlemler” konusu-nu yeniden gözden geçiriniz.

8. a Yanıtınız yanlış ise “Kuluçka ve Kuluçka Koşulları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

9. e Yanıtınız yanlış ise “Kuluçka ve Kuluçka Sonuçları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

10. b Yanıtınız yanlış ise “Embriyo Gelişimi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Sıra Sizde 1 Kuluçka çıkım makinelerinin kuluçka gelişme makinelerin-den başlıca farkı çıkım makinelerinde yumurtaların çevirme işleminin olmaması ve yumurta tablalarının farklı olmasıdır. Gelişim makinelerinde yumurtalar dik olacak şekilde yerleş-tirilirken, çıkım makinelerine yatık olarak konulmaktadır. Yumurta tablaları da buna göre farklı olmaktadır.

Sıra Sizde 2 Çok küçük ve çok iri yumurtaların kuluçka sonuçları çok yüksek değildir. Dölsüz, blastodermi bozuk, yumurta sarısı sallanan, hava kamerası yeri değişmiş, vitellin membranı yır-tılmış, çi� sarılı, çok iri, fazla uzun veya toparlak, kabuk rengi değişmiş, kabuğu kireçlenmiş, kirli vb. yumurtalar kuluçkaya konulmamalıdır. Kabuk kalitesi düşük, kabuğu pütürlü ve tebeşirimsi olan yumurtaların kuluçka sonuçları düşüktür. Çatlak yumurtalardan çıkım olmayacağı gibi böyle yumur-talar bakteriler için de bir kaynak olabilirler.

Sıra sizde 3İnkübasyon sıcaklılığı normalin altında ise çıkışta düzensiz-lik ve çıkış süresinde gecikme gözlenir. Göbek bağında zayıf kapanma ve ıslaklıktan dolayı iltihap, civcivler aşırı şişkin ve yumurta içeriği ile yapışkan bir görünümde oldukları göz-lemlenir.

Sıra sizde 4Tavuk yumurtaları için kuluçka esnasında embriyoların en hassas olduğu üç kritik dönem mevcuttur. Bunlar embriyo gelişiminin 42. Saati ve takibeden iki gün, ondokuzuncu gün ve yirminci gündür. Embriyo gelişiminin 42. saat ve takibe-den iki günde kalp atışları başlar ve kan dolaşımı şekillenir. Bu dönem embriyonun yaşaması için oldukça kritik bir za-man aralığıdır. Ondokuzuncu günde; yumurta sarı kesesi vücut boşluğuna çekilmeye başlar. Civcivler çıktığında sarı kesesinin tamamen vücuda çekilmiş ve göbek bölgesinin ka-panmış olması gerekir. Yirminci günde; hava kamerası ve yu-murta kabuğu civciv tarafından delinerek akciğer solunumu başlar. Bu dönemlerde embriyonun kuluçka istekleri konu-sunda daha dikkatli olunmalı, herhangi bir hata yapmamaya çalışılmalıdır.

Sıra Sizde 5 Kuluçka makinelerinde ısı dağılımının dengesiz ve düzensiz oluşu, yani makinenin ön, arka, üst ve altına bir örnek olarak dağılmaması, taze ve eski yumurtaların aynı anda aynı ma-kinede kuluçka edilmesi, iri ve küçük yumurtaların birlikte

Page 177: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

8. Ünite - Kuluçka Bilgisi ve Tekniği 167

Yararlanılan Kaynaklarinkübe edilmesi, genç ve yaşlı damızlık yumurtalarının bir-likte inkübe edilmesi gibi nedenlerden dolayı birlikte çıkım gerçekleşmeyebilir, ya da ilk çıkan civciv ile son çıkan ara-sındaki süre uzar.

Sıra Sizde 6Damızlık hayvanların genetik yapısı, sürülerin bulunduğu kümeslerin durumu, sürü sağlığı, aşı programı, sürüdeki er-kek-dişi oranı, besleme, damızlıkların yaşı, sürünün yumurta verim düzeyi, follukların yeterli sayıda olup olmaması kuluç-ka sonuçlarını etkileyen damızlık hayvanlar ile ilgili başlıca faktörlerdir.

Aksoy, F.T. (1999). Tavuk Yetiştiriciliği, Ankara: Şahin Mat-baası, s:109-145.

Erensayın, C. (1991). Bilimsel-Teknik-Pratik Tavukçuluk, Tokat:TDFO.

Erensayın, C. (2001).Yeni Tavukçuluk Bilimi, İstanbul: No-bel Dağıtım, s:131-180.

North, M.O., Bell, D.D. (1990). Commercial chicken pro-duction manual, New York&London: Chapman&Hall.

Özen, N. (1989). Tavukçuluk, Samsun: Ondokuz Mayıs Üni-versitesi Yayınları:48.

Petek, M., Başpınar, H., Oğan, M. (2003). E�ects of Egg Weight and Length of Storage on Hatchability and Subsequent Growth Performance of Quail, South Afri-can Journal of Animal Science 33 (4): 242-247.

Petek, M., Dikmen, S.(2004). �e e�ects of prestorage in-cubation of quail breeder eggs on hatchability and subsequent growth performance of progeny, Animal Research 53:6, 527-534.

Petek, M., Başpınar, H., Oğan, M., Balcı, F (2005). E�ects of Egg Weight and Length of Storage Period on Hatchabi-lity and Subsequent Laying Performance of Quail, Tur-kish Journal Of Veterinary And Animal Science,2:537-542.

Petek, M., Dikmen, S. (2005) �e e�ects of pre-storage in-cubation on hatching success of poultry and game bird eggs, Incubation and Fertility Research Group {WPSA Working group 6 (Reproduction)}, 2004 Meeting, 6th-7th September, University of Lincoln, Lincoln, UK. Avian & Poultry Biology Reviews, 16(1):63-64).

Şenköylü, N. (1995). Modern Tavuk Üretimi, Tekirdağ: Anadolu Matbaa Tic. Ve Ltd. Şti.

Page 178: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Hayvan barınaklarıHayvan barınaklarının planlanmasıHayvan barınaklarının kuruluş ve kuruluş yeri seçimiHayvan barınaklarının üretim için hazırlanması konularındabilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar

İçindekiler

Temel Zootekni Hayvan Barınakları

• HAYVAN ARINAKLARI• HAYVAN ARINAKLARININ

LANLANMA I• HAYVAN ARINAKLARININKURULUŞVEKURULUŞYERİ E İMİ

• HAYVAN ARINAKLARININÜRETİMİ İNHA IRLANMA I

• Ahır, Ağıl, Kümes ve Diğer Barınak Tipleri

• Barınakların Planlanması

• r l eri e imi• arınakveÜretim

TEMEL ZOOTEKNİ

Page 179: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

HAYVAN BARINAKLARIBir çi�liğin en önemli yapı elemanları hayvanların bir ömür boyu yaşadığı barınaklar-dır. Barınaklardan beklenen faydanın sağlanabilmesi için işletme tipi ve kapasitesi, üretim yönü gibi faktörler dikkate alınarak hayvan türüne özgü en uygun barınak tipi belirlen-melidir. Barınakların pahalı malzemeden yapılması ve lüks olması gerekli olmayıp, önemli olan fonksiyonel olması ve hayvanlara sağlıklı yaşam koşulları sunmasıdır. Hayvan ba-rınakları planlanırken hayvanın türüne ve verim yönüne uygunluğu yanında hayvanla-rın fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hayvan davranışlarına uygun olmasına da özellikle dikkat edilmelidir.

İşletme ya da çi�lik planlanmasında sadece barınak değil, sağım ünitesi, gübrelik, yem ve ot deposu, ekipmanlar vb. bir bütün olarak düşünülmeli ve planlanmalıdır. Bu bölümde sadece hayvanların barındığı sığır, koyun, keçi ve tavuk barınaklarından bahsedilecektir.

Sığır BarınaklarıSığır barınakları ahır olarak isimlendirilir ve hayvanın verim yönüne, yaşına, cinsiyetine, hayvanları bağlama şekillerine ve özellikleri ile çatı şekillerine, kapasitelerine vb. şekilde sını�andırılmaktadır.

Hangi ahır türü yapılırsa yapılsın hepsinde de en önemli konu hayvanların yeme, içme, hava cereyanından korunma gibi fizyolojik ihtiyaçlarını rahat ve doğal davranış özellikle-rine uygun bir şekilde karşılama yanında, yağmur, rüzgar, kar ve güneş gibi iklimsel olay-ların olumsuz etkilerinden koruması öncelikle önemlidir. Sığır barınakları verim yönüne göre süt ve besi sığırı ahırları olmak üzere başlıca iki kısımda incelenir.

Sığır barınaklarının hangi faktörler dikkate alınarak sını�andırıldığını düşünüyorsunuz?

Süt Sığırı AhırlarıSüt sığırı ahırlarında genç hayvanlar, düve, sağmal ve süt vermeyen kurudaki hayvanlar gruplar halinde, buzağılar ise genelde bireysel buzağı bölmelerinde barındırılmaktadırlar. Buzağılar hariç diğer hayvanlar için kullanılan barınaklar genel olarak üç farklı tipte plan-lanmaktadır.

• apalıBağlı hırlar• erbest çık hırlar• erbest uraklı hırlar

Hayvan Barınakları

1

Düve: Doğum yapmamış genç dişi inek.Buzağı: Doğumdan itibaren iki üç aylık yaşta sütten kesime kadar olan dönemdeki yavru inek.

Page 180: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni170

Kapalı Bağlı Ahırlar apalıbağlıahırlardahayvanlardurakdenilenbireyselbölmelerdebarındırılırlar uraklar

hayvanın ırkı, yaş ve ağırlığı, gübre temizleme sisteminin özelliğine bağlı olarak 140-200 cm uzunluğunda ve 110-120 cm genişliğinde ahır içinde hayvanların bağlandığı, aralarında ge-nelde metal ayıraçların bulunduğu, birbirine paralel bireysel alanlardır. uraklarkısa,ortave uzun durak şeklinde yapılabilir. Herbirinin kendine göre avantaj ve dezevantajı vardır. En çok tercih edileni 200 cm’e kadar boyu olan orta uzunlukta duraklardır.

Uzun durakların boyu 300 cm’e kadar olabilir urak yerinin önünde yemlik veyemliğin önünde de yemleme ya da ser-vis yolu vardır urak yerinin arkasındabir idrar/gübre çukuru bulunur. Bağlı duraklı ahırlarda duraklar, hayvan sayısı, mekanizasyon durumu, istenilen genişlik ve uzunluğa göre tek sıralı, çi� sıralı veya ikiden fazla sıralı yapılabilir. Hayvan sayısı 10’dan az ise tek sıralı uygundur. En yaygın kullanılanı hayvanların yüzünün birbirine dönük olarak, ya da yüzleri duvara dönük

olacak biçimde planlandığı çi� sıralı durak sistemidir. Bu farklılık, yem dağıtım ve gübre temizleme sistemi mekanizasyonuna göre belirlenir. Hayvan sayısının fazla olduğu ahır-larda yem dağıtımı çok sayıda yem hammaddesini karıştırarak uygun formda hayvanlara sunan özel römork tarzı makineler ile yapıldığından ve ahır genişliğini azaltmak amaçlan-dığından içe bakan düzenleme sisteminin planlanması daha uygundur.

Bu ahır sisteminde, hayvanların dinlenme, yemleme ve sağım işlemleri duraklarda yapıldığından hayvan başına daha az alana ihtiyaç duyulur. İneklerin bakımı ve sağımı kolaylıkla yapılabilir. Etkili bir havalandırma sisteminin oluşturulması gerekir.

Son on yılda işletme kapasitelerinin artması, hayvanların sevk ve idaresi, teknoloji dü-zeyindeki gelişmeye ve bazı hastalıklar ile barınak tipi arası ilişkilere bağlı olarak kapalı duraklı ahırlar önemini kaybetmiştir.

Serbest Açık Ahırlarİnekler -5 ile 15 °C' ler arasında verim düzeyleri ve sağlıkları olumsuz yönde etkilenme-den yaşayabilmektedirler. Hatta -15 °C’ de bile herhangi bir sorun ile karşılaşılmamakta-dır ncakburadasadecesıcaklıkdeğil,sıcaklıklabirlikterutubet dedüşünülmeli,sıcakve soğukla birlikte yüksek rutubetin de olumsuz etki yapabileceği unutulmamalıdır. Çok soğuk çevre sıcaklığında hayvanlar daha fazla yem tüketerek dayanabilmektedirler. Bun-dan dolayı, süt sığırcılığında tamamen kapalı ve pahalı ahırlar yerine maliyeti daha düşük, hayvanların doğal ortamlarına daha yakın açık ahırlar seçilmesi daha doğrudur.

Serbest ve açık ahır sisteminde en yay-gınuygulama üçtarafıkapalıgüneyveyadoğuya bakan bir cephesi açık, hayvanla-rın yağışlardan korunması için üzeri uy-gun bir çatı ile örtülmüş barınaklardır. Ser-best açık ahırlar, ineklere serbestçe hareket etme olanağının tanındığı, dinlenme yeri, gezinme yeri ve yemleme yeri olmak üzere üç üniteden oluşan bir ahır sistemidir.

Resim 9.1

Kapalı bağlı ahır ve durak sistemi

Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi

Resim 9.2

Serbest ve açık ahır sistemi

Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi

Page 181: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 171

Genelde yemliklerin ve dinlenme yerlerinin üzeri sundurma veya çatı ile kapalıdır. Hayvanlarınbakımıyanındasağımıdabuahırlardayapılabilir inlenmeyeriyoğunbiraltlık tabakası ilekaplıdır urak sistemiolmayıp,yemlemeesnasındahayvanlarınbir-birini rahatsız etmemeleri ve sağım esnasında kolay zapt-ı rapta alınmaları için yemlik önünde bir kilit sistemi kullanılır.

çıkserbestahırlardagübreotomatikcihazlarileyadaellegerektiğindetemizlene-bileceği gibi ahır içerisinde biriktirilip, yılda bir veya bir kaç kez temizlenebilir. Böylece gübre temizliği için harcanan zaman ve iş gücü azalacaktır. Sağım işinin ayrı bir sağım ünitesinde yapılması ve hayvanların yem yemelerinin kolaylaştırılmış olması nedeniyle de işgücünden tasarruf sağlanır. Bu ahırlarda hayvanlar hem normal ve doğala en yakın yaşamlarını sürdürebilmekte hem de yapım maliyeti oldukça ucuzlatılmaktadır. Bu siste-min diğer yararları, hayvan sayısındaki artışa kolayca uyum sağlaması, daha iyi kalitede ve fazla miktarda gübre elde edilmesi ve yangın, deprem gibi doğal afetlere karşı sürünün güvenliğinin daha kolay sağlanabilmesi sıralanabilir.

Bu tür ahırların olumsuz yönü ise yataklık gereksiniminin çok fazla olmasıdır. Ya-taklıkolarakkullanılacaksapmiktarısığırbaşınagünlükyaklaşık - kgdır ullanılansap miktarı, kış barındırma süresinin uzunluğu, sap kalitesi ve yerleşim sıklığına bağlıdır. hıragünlükolarakaltlıkilavesiyapılmalıveidealkoşullardasığırlarınsabahsağımından

sonra altlığı yenilenmiş yani taze altlığa sahip ahıra geri dönmesine olanak tanınmalıdır.

Serbest Duraklı AhırlarBağlı duraklı ahırlar ile serbest açık ahırların iyi ve istenen özelliklerinin bir araya getiril-diği açık bir ahır sistemi olup, serbest açık ahırlardan tek farkı dinlenme yerlerinin serbest duraklı olmasıdır. Yemliklerin önünde yine yemleme kolaylığı ve tutma bağlama kolaylığı için kilit sistemi bulunur.

Günümüzde büyük kapasiteli modern entansif işletmelerde en fazla kullanılan ahır tipidir. Bu tarz ahırlarda genelde ortada bir yemlik servis yolu, bunun iki tarafında yemle-me, gezinti ve dinlenme alanlarının olduğu iki ayrı bölme yer alır. Genelde yemliklerin ve servis yolunun üzeri sundurma veya çatı ile kapalıdır. Ya da çatısı tamamen kapalı, yanları bir dereceye kadar duvar ile kapatılmış olarak inşa edilebilirler.

Serbest duraklı ahırlarda mekanizasyon ve teknoloji kullanımı daha kolay olduğu için işler kolaylaştırılmakta, işletmede işçilik oldukça azalmakta ve üretim maliyeti düşürül-mektedir.

Süt sığırı ahırlarında, süt sağım makineleri, barınak ve temizlik düzenekleri, suluklar ve yemlikler hakkında detaylı bilgiye Y.Yıldız, C.Karaca, M.Dağtekin’in Hayvancılıkta Mekani-zasyon (İstanbul:Hasad Yayıncılık Ltd.Şti., 2008) adlı kitabından ulaşabilirsiniz.

Günümüzde büyük kapasiteli modern entansif işletmelerde en fazla kullanılan ahır tipi ve özellikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Resim 9.3

Serbest duraklı ahır sistemi

Kaynak: U.Ü.Veteriner Fakültesi Araşt. ve Uyg. Merkezi

2

Page 182: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni172

Besi Sığırı AhırlarıBesi sığırı ahırları kapalı, yarı açık veya açık ahır şeklinde olabileceği gibi, bağlı duraklı, serbest duraklı veya ızgara, beton ve toprak zeminli tabanlı ahırlar olarak da sını�ama yapılabilmektedir çıkveyayarıaçıksistemdeyemliklerinveistirahatyerininüzerisun-durmailekapatılır Busını amanınyanındaaçıkbesibarınakları çevresiağaçveyasunirüzgâr önleyiciler ile çevrilmiş ve ortasında doğal ya da suni tepelerin bulunduğu doğal zeminli besi yerleri, sundurmalı ve ortasında doğal ya da suni tepelerin bulunduğu doğal zeminli besi yeri, sundurmalı betonarme zeminli besi yeri, üzeri tamamen kapatılmış yarı açık betonarme ya da ızgara zeminli besi yerleri gibi değişik şekillerde sını�andırılabilir. merikaBirleşikdevletlerigibigenişvesürekliyeşiltutulabilenmeralarınbololduğuül-

kelerde Feed Lot denilen, sundurmaların olmadığı, geniş arazilerin etrafının çit telleri ile çevrildiği, yüzlerce, binlerce hayvanın aynı alanda barındırıldığı sistemler daha yaygındır. Önceleri Türkiye’ de kapalı duraklı besi ahırları yaygın iken, günümüzde açık veya yarı açık ahırlar giderek yaygınlaşmaktadır.

Hangi tarz barınak yapılırsa yapılsın hayvanların rahat bir şekilde doğal davranışlarını sergileyebileceği bir şekilde inşa edilmesi ve hayvan başına yeterince alan bırakılmasına dikkat edilmelidir.

Barınak zemin yapısı ne hayvanların kayarak düşmesine neden olacak materyalden yapılmalı, ne de ayak problemlerine yol açacak kadar sert olmaldıır. Üzerinde 9-10 mm derinliğinde olukların olduğu ya da kaydırmayacak şekilde işlem görmüş beton zemin genelde entansif kapalı ya da yarı açık işletmeler için en idealidir.

apalıbarınaklardabacayadafenervepencerelerdenoluşandoğalhavalandırmasis-temi ya da fanlardan oluşan mekanik havalandırma sistemi içerideki toz seviyesini 10 mg/m3, amonyak düzeyini 25 ppm ve nisbi rutubeti %80’in altında tutacak kapasite ve yeterlilikte olmalıdır.

apalıbarınaklardahayvanlarıngözhizasındaenaz lu şiddetgünışığıdüşecekşekilde pencere alanları düzenlenmelidir.

çıkyadayarıaçıkbarınaklardahayvanlarırüzg rdanveyağışlardankoruyacakşe-kilde sundurma vb. düzenekler inşa edilmelidir.

Hayvanlara normal istirahat pozisyonunda rahatlıkla yatabilecek şekilde, kuru, drenajı iyi olan yeterli zemin alanı bırakılmalıdır. Hayvanın ağırlığına ve yaşına göre değişmekle birlikte hayvanların serbestçe hareket ettiği açık ya da yarı açık sistemlerde 550-600 kg ağırlıkta kesilecek bir besi hayvanı için 8.5-9.0 m2 zemin alanı düşünülmeli, bunun 5-6 m2‘si temiz ve kuru altlıklı bir alan olmalıdır. Her zaman hayvanın en yaşlı ya da ergin dönemi dikkate alınarak hayvan başına zemin alanı hesaplanmalıdır.

ltlıkyadayataklıkolarak - cmkalınlıktaoduntalaşıyadasamankullanılabilir ltlıkha adaenazüçkezkarıştırılmalı, çamurkıvamındaveçok ıslakolanbölümler

değiştirilmelidir. Besi sığırı barınakları düzenlenirken hayvan başına yeterince yemlik ve suluk alanı bırakılmalıdır. Hayvan başına 60-70 cm yemlik olmalı, hayvanların %10-15’ i aynı anda içebilecek kadar suluk olmalıdır.

Hayvan Barınaklarında ısıtma, havalandırma, aydınlatma gibi iklimsel özeliklerin yönetimi konusunda detaylı bilgiyi Y.Yıldız, C.Karaca, M.Dağtekin’in Hayvan Barınaklarında Çevre Denetimi (İstanbul:Hasad Yayıncılık Ltd.Şti., 2010) adlı kitapta bulabilirsiniz.

Hayvan barınaklarında hayvan başına zemin alanı hesaplanırken dikkat edilecek başlıca kriter ne olabilir?3

Page 183: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 173

Tavuk BarınaklarıModern ve entansif üretimde kullanılan yüksek verimli hibrit tavuklar hastalıklara ve çev-resel şartlara diğer çi�lik hayvanlarına göre daha duyarlıdırlar. Bundan dolayı iklimsel açıdan daha kontrollü şartlarda bakım yönetimlerinin yapılması gerekir.

Tavuk barınaklarına kümes denilmektedir ve tavuklar verim yönüne göre farklı tip-te kümeslerde barındırılırlar. Tavuk kümesleri inşa şekillerine göre pencereli-perdeli ve tamamenkapalı kümeslergibi sını andırılabileceği gibi,üretimyönünegöre damızlıktavuk kümesleri, etlik piliç üretim kümesleri ve sofralık yumurta üretim kümesleri ola-rak sını�andırılırlar. Ticari/pratik hayatta ise zemin yapısına göre sını�andırma en yaygın olupkümesler kafessistemi, ızgara-altlıksistemi, tamamı ızgarasistemivederinaltlıksistemi olarak sını�andırılır.

Sofralık Yumurta Üretim KümesleriSofralık yumurta üretimi kafes sistemi, ızgara-altlık sistemi, tamamı ızgara sistemi ve de-rin altlık sistemi gibi geleneksel sistemlerde ya da kuşluklu (aviary), tünekli (perchery), zenginleştirilmiş modifiye kafes ve serbest dolaşımlı (free-range) gibi alternatif sistemler-deyapılmaktadır afessistemininbaşlangıçyatırımmaliyetidahayüksektir ncakbirimalandaçokdahafazlahayvanbarındırılabilir iğersistemleregöreüretimmaliyetiçokdaha düşük olduğundan sofralık yumurta üretimi dünya genelinde yaygın olarak kafes sistemindegerçekleştirilmektedir eğişiktiptekafeslermevcutolup,enyaygınkullanıla-nıapartmantipikafessistemidir partmantipikafeslerdekafesbölmeleriapartmangibikatkatolup,herkatarasındagübretemizlemebantımevcuttur afeslergenelde - cmuzunluğunda, 48-50 cm derinliğinde olup, bir kafes bölmesinde 7-8 adet tavuk barınabil-mektedir. Yumurtanın öne doğru yuvarlanıp toplanabilmesi için zemini eğimli olup, ön tarafında kanal tipi yemlik, içinde ise damlalıklı tip suluk mevcuttur.

vrupa Birliği standartları-na göre kafes sisteminde tavuk başına 10 cm. yemlik, her kafes bölmesinde de 2 adet damlalıklı suluk bulunması gerekmekte-dir vrupa Birliği ülkelerindeher kafes sisteminde 4 tavuğun barınmasına müsaade edilir-ken, Türkiye’ de dahil genel uy-gulama her kafes bölmesine 6-8 adet tavuğun barındırılmasıdır. Yumurta üretimi kafes sistemi yanında küçük kapasiteli ya da tavukçuluğun geri kaldığı ülke ve bölgelerde ızgara altlık ya da derin altlık kümeslerde de ya-pılmaktadır. Bu kümes sistem-lerinin yanında kafes sisteminin kullanımının yasaklandığı v-rupa Birliği ülkelerinde kuşluk-lu, tünekli ve serbest dolaşımlı gibi yeni kümes sistemleri de sofralık yumurta üretiminde kullanılmaktadır.

Resim 9.4

Kafes sistemi yumurta üretim kümesi

Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak.Araşt. ve Uyg. Merkezi

Resim 9.5Izgara-altlık sistemi yumurta üretim kümesi

Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak.Araşt. ve Uyg. Merkezi

Page 184: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni174

vrupaBirliği ülkelerinde yılı başından itibaren sofralık yumurta üretimindekafes sistemi kullanımı tamamı ile yasaklanmıştır. Türkiye’ de ise sofralık yumurta üre-timinin tamamına yakını kafes sisteminde gerçekleştirilmektedir. 2011 yılı sonunda Gıda TarımveHayvancılıkBakanlığıtarafındanyayımlanan i likHayvanlarının orunması-na dönük yönetmelik gereği 2015 yılından itibaren Türkiye’ de de sofralık/ticari yumurta üretiminde kafes sisteminin yasaklanması planlanmaktadır. Yönetmeliğin yayımlanma-sından itibaren yeni kurulacak kümeslerde kafes sistemine müsaade edilmemesi ve gele-neksel kafes sistemini kullanan kümeslerde zenginleştirilmiş/modifiye kafes sistemlerine dönüşüm başlasa da oldukça kısa olan bu sürede bütün kümeslerde dönüşümün gerçek-leştirilememesi ihtimali nedeni ile muhtemelen Türkiye’ de kafes sisteminin tam olarak kaldırılması daha ileri bir tarihe kalabilecektir.

Damızlık Tavuk Kümesleriafessistemindetelızgarazeminüzerindeüremefaaliyetlerirahatlıklayapılamadığıiçin

damızlık tavuk yetiştiriciliği en yaygın olarak ızgara-altlık sistemi zemini olan kümes-lerde gerçekleştirilmektedir. Bu tip kümeslerde kümesin 1/3’ ü veya 2/3’ü yerden 80-100 cm yükseklikte ızgaralı, geri kalan diğer bölümü ise altlıklı zeminden bölümden oluşur. Çok yaygın olmamakla birlikte damızlık tavuk yetiştiriciliği çok sayıda tavuğun bir arada barındığı, daha geniş modifiye kafeslerde ya da ıslah işletmelerinde daha küçük bireysel kafeslerde de yapılmaktadır.

Etlik Piliç KümesleriEtlik piliçler hızlı gelişen, ağır ve sürekli yatma eğiliminde olan hayvanlar oldukları için ızgara ya da kafes zemin üzerinde göğüs eti kalitesi bozulabilmektedir. Bundan dolayı etlikpiliçlerdünyagenelindederinaltlıklızeminkümeslerdeyetiştirilmektedirler ltlıkmateryali olarak ise en fazla büyük partiküllü odun talaşı ya da çeltik kavuzu, bunları temin etme güçlüğünde ise saman gibi rutubet emme kabiliyeti yüksek, toz yapmayan, hayvanlarızemininsoğuğundankoruyanmalzemelerkullanılmaktadır erinaltlıksis-temi kümeslerde altlık önemli bir maliyettir. Etlik piliçlerin de birim alanda 3-4 kat daha fazla hayvanın barınabildiği kafes ya da ızgara-altlık sistemlerde de yetiştirilebilmesi için geçmişten bu yana deneysel çalışmalar devam etmektedir. Son yıllarda zemininde yumu-şak plastik ızgaranın kullanıldığı kafes ve ızgara-altlık zemin üzerinde de etlik piliç ye-tiştirilmesi için yapılan çalışmalarda olumlu sonuçlar elde edilmiş ve Türkiye’ de dahil olmak üzere bazı ülkelerde kafes sisteminde ticari olarak etlik piliç yetiştiriciliği yapılmaya başlanmıştır ümesindikeyalanınıkullanankafessistemindederinaltlıksisteminegörebirim alanda daha fazla hayvan yetiştirilebilmektedir. Başlangıç yatırım maliyeti yüksek olsa da uzun vadede derin altlık sistemine göre daha ekonomik olması beklenmektedir.

Damızlık: Erkek-dişi birlikte yetiştirilen ve kendisinden elde edilen döllü yumurtalardan civciv çıkan tavuklara denir.

Resim 9.6

Serbest dolaşımlı (free range) yumurta üretim sistemi

Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak.Araşt. ve Uyg. Merkezi

Page 185: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 175

Alternatif/Yeni Kümes Sistemleri afes sistemindebarındırılan tavuklar tüneme, eşinme, folluğa yumurtlamagibi doğal

davranışlarınıtamolarakkarşılayamazlar Bundandolayı vrupaBirliğiülkelerinde yılı başından itibaren kafes sistemi yasaklanmış ve 2015 yılından itibaren de Türkiye’ de de yasaklanması planlanmaktadır. On yıldan fazla bir geçiş sürecinden sonra bu ülkelerde sofralık yumurta üretiminde kafes sisteminin yerini tavukların tüneyebildiği, eşinebildiği, folluğa yumurtlayabildiği, daha fazla tavuğun bir arada barındığı derin altlık, ızgara altlık gibi eski sistemler ya da zenginleştirilmiş modifiye kafesler, kuşluklu, tünekli, serbest do-laşımlıgibiyenisistemleralmıştır uşluklu aviary vetünekli perchery sistemlerderinaltlıklı alan yanında katlı ızgara sistemi ile kümesin dikey alanını da kullanmak amacı ile düzenlenmiştir. Bu şekilde hayvanlar eşinme, tüneme gibi doğal davranışlarını gerçek-leştirebilirken, aynı zamanda tıpkı kafes sisteminde olduğu gibi birim alanda daha fazla hayvan barındırılabilmektedir. Serbest dolaşımlı (free range) sistemde ise kapalı barınak yanında tavuklar merada gezinip otlama imkanınada sahiptir.

Tavuk Barınakları, ekipmanlar ve iklimsel özellikler hakkında daha geniş bilgiyi Editörlü-ğünü M. Türkoğlu ve M. Sarıca’ nın yaptığı, A.Altan ve H. Bayraktar tarafından yazılan Kü-mesler ve Donanımları (Ankara:Bey Ofset Matb.,,3.Basım, 2009) adlı kitapta bulabilirsiniz.

Dünya genelinde sofralık yumurta üretimi en yaygın olarak hangi barınakta ve hangi nedenler ile yapıldığını düşünüyorsunuz?

Koyun-Keçi Barınaklarıoyunlarçevreselkoşullaraendayanıklıevcilhayvanlardanbiridir eğişkençevreşartla-

rınaçabukuyumsağlayabilirler alınyüntabakasıileanisıcaklıkdüşmelerinikolaylıklatolere edebilirler. Sıcak stresine karşı direnme yetenekleri de daha yüksektir.

oyunvekeçibarınaklarınaağıldenilmektedirveağıllarplanlanırkensoğuktançoksıcaktan korunma esası üzerinde durulmalı ve rutubeti yüksek olmayan bir ağıl içi ortam oluşturulmayaçalışılmalıdır oyunvekeçiler solunumsistemihastalıklarınakarşıçokhassas olduklarından yeterli düzeyde havalandırmanın sağlanması ve içeride hava ceryanı oluşmamasınaçokdikkatedilmelidir ısacasıverimietkileyecekvestreseyolaçabilecekne çok soğuk ne de çok sıcak bir ortam oluşturulmalıdır.

oyunkeçibarınakları tamamenkapalıolabileceğigibi,üçtarafıyadageneldeku-zey tarafı kapalı yarı açık olarak da yapılmaktadır. Son yıllarda ise entansif yetiştiriciliğin gelişmesi ve kapasitelerin büyümesi ile daha çok teknoloji kullanımının ön plana çıktığı, sadece yemliklerin üzerinin sundurma ile kapalı, etrafının padok-çit demirleri ile sınır-

Şekil 9.7

Derin altlık sistemi etlik piliç üretim kümesi

Kaynak: U.Ü.veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi

4

Page 186: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni176

landığı açık sistemler ya da üstü tamamen kapalı, yanları yarıya kadar ya da tamamen açık çitler ile çevrili barınaklar yaygınlık kazanmaktadır. Ülkemizin büyük bir kesiminde kapalı ağıl tipi yerine, açık ağıl tipi uygulanabilir.

eçibarınakları koyunbarınakları ile aşağı yukarı aynı isedekeçilerdahahareketli,çevik ve meraklı olduklarından ağıl içi düzenlemelerde keçi bölmeleri koyun bölmelerinden farklıbirşekildedüzenlenir eçilerinözelliklesıçramaeğilimleridikkatealınarakyasıç-rama davranışını engelleyecek engeller yapılmalı ya da bölmeler daha yüksek yapılmalıdır.

oyunvekeçibarınaklarındahayvanınyaşı,verimyönüvetürünegöreyeterlizeminalanı ayrılacak şekilde düzenleme yapılmalıdır. Örneğin kuzusunu 6 ha�alık yaşa kadar büyütecek bir koyun için 3 m2 zemin alanı hesaplanmalıdır. Sütçü koyun ırkları için bu alanbirazdahafazlaolabilir amızlıkişletmelerdeanaçhayvanlaryanında,kuzu,toklu,genç hayvan ve doğum bölmeleri de dikkate alınarak iç düzenleme yapılmalıdır.

Keçi barınakları hakkında daha geniş bilgiyi M.Taşkın, M.Özdoğan, S.S. Önenç’in Keçi Ye-tiştirme ve Besleme (İstanbul: Hasad Yayıncılık Ltd.Şti., 2010) adlı kitapta bulabilirsiniz.

HAYVAN BARINAKLARININ PLANLANMASIHayvancılık işletmelerinin kurulmasında en önemli konulardan birisi barınakların yapı-mı ve planlanmasıdır. Üreticiler ya da işletmeciler tarafından çoğu zaman pahalı damız-lık hayvan alınmakta, beslemeye yeterince özen gösterilmekte, hastalıklara karşı duyarlı davranılmakta, ancak hayvanlara sağlıklı yaşam koşullarını sağlayacak barınak yapımı ve planlamasına gerekli özen gösterilmemektedir.

Yüksek verimli ve sağlıklı hayvanlardan ancak modern barınaklarda barınması duru-munda bu verimlerinden yararlanılabilir. Gelişmiş ülkelerde planlı ve sağlıklı bir barınak, üreticinin altyapısı, üretimin sigortası gibi değerlendirilmektedir. Üretimin düzgün bir bi-çimde yapılmasının sağlanması ve maliyetlerin azaltılmasına en önemli konu hayvanların fizyolojik durumlarına uygun modern barınakların yapımıdır.

Hayvan barınaklarının planlaması denilince üretim yönüne göre barınak yerinin seçi-mi, planlamada dikkate alınacak özellikler, barınak ölçüleri, barınakların yapısal özellik-leri, ekipmanlar ve barınak içi düzenlemeler akla gelmelidir.

İşletme yönetimi ve ekonomisi dikkate alınırsa plan, sınırlı kaynakların, belirli amaç-lar doğrultusunda hangi yönde, nasıl kullanılacağını, gelecekteki faaliyetleri beklenen sonuçlarıilebirliktegösterençalışmalarbütünüolaraktanımlanabilir ahagenişdiğerbirtanımlamaileplan mevcutşartlarda,mümkünolduğukadarenyüksekkarlılığıeldeedebilmek için işletmede hangi ürünlerin ne kadar ve nasıl yetiştirileceğini, bu yetiştirme sürecinde üretim faktörlerinin en uygun kombinasyonunu, kaynakların en ekonomik ola-rak nasıl değerlendirileceğini gösteren önceden hazırlanmış bir programdır.

Resim 9.8

Kapalı bir keçi barınağı

Kaynak: U.Ü.Veteriner Fak. Araşt. ve Uyg. Merkezi

Page 187: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 177

Planlamanın GerekliliğiÜretim bilgi ve teknolojideki gelişmeler, üretim maliyetlerinin artması, üreticilerin borçlanma ihtiyacı, rekabetin artması, ürün kalite ve pazarlama hizmetlerinin yüksel-tilmesi planlama gerekliliği doğuran nedenlerdir. Özellikle pazara dönük üretimde bu-lunan büyük ve entansif üretim yapan hayvancılık işletmeleri, modern ve geliştirilmiş planlama tekniklerini uygulamak zorundadırlar.

Hayvan barınağı ya da çi�lik kuracak işletmeci sahip olduğu sınırlı üretim kaynakla-rını, amaçlarını gerçekleştirmek için, alternati�er arasında en iyi tercihi yaparak değer-lendirmek durumundadır. Bu da en doğru bir şekilde ancak planlama ile sağlanabilir.

Genelde işletmelerin temel amacı üretimden en yüksek karlılığı elde etmektir. Bunun yanında küçük kapasiteli aile tipi hayvancılık işletmelerinde bu amacın ikinci derecede bir amaç olduğu, esas amacın aile ihtiyacının karşılanması ve aile işgücüne istihdam olanağı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle hayvancılık işletmelerinin plan-lanmasında hayvansal faaliyetin ekonomik bir faaliyet olma yanında, bir aile faaliyeti, bir yaşam şekli olduğu daima göz önünde bulundurulmalıdır.

Tarım ve hayvancılık işletmelerinde planlar genellikle kısa ve uzun vadeli planlar halinde düzenlenmektedir. Yıllık olarak düzenlenen kısa vadeli planlar, mevcut doğal, teknik, ekonomik şartlarda ve eldeki üretim vasıtaları çerçevesinde, daha fazla kaza-nabilmeyi hedef alan planlardır. Uzun bir devre için hazırlanan ve bu sürede işletme-nin çalışma düzenini, finansman ve gelişim durumunu gösteren planlar ise uzun vadeli olanlardır.

Planlamada Dikkate Alınacak Faktörlerhır,kümes,ağılplanlamasıdenilincesadecehayvanlarınbarınacağıyapılardüşünül-

memelidir. İşletme bir bütün olarak ele alınmalı örneğin sağmal inek ahırı yanında, buzağı, dana, düve ve kuru ineklerin barınacağı ahırlar ile ot ve saman depoları, silaj çukurları, gübrelikler, alet-makine parkı, rampa ve kantar, işletme sahibinin çalışacağı ofisler ve çalışacak işçinin barınacağı evin de birlikte düşünülmesi gereklidir.

Başlangıçta planlanan sürü büyüklüğünün ilerde değişebileceği mutlaka ele alınma-lı, planlamaya başlanırken önce bir yerleşim planı yapılmalı, bu plan üzerinde neyin nerede olacağına, bu tesislerin ilerde nasıl büyüyebileceğine ve işletme için alt yapı ve ulaşımın nasıl karşılanacağına karar verilmelidir.

Yerleşim planı ve yerleşim planı üzerinde düşünülen yapılardan hangilerinin ön-celikle yapılacağına ve nasıl bir sistem inşa edileceğine karar verilirken uzman kişilere danışılmalı, plan ve projeler çok dikkatli bir şekilde hazırlanmalıdır.

Hayvan barınakları planlanır ve yapılırken; • Barınacakhayvanlarıntemizhava,sıcaklıkvenemgibiiklimselçevreisteklerinin

en iyi biçimde karşılamasına, • Hayvanlarınyaşamtarzınavedavranışlarınauygunolmasına,• Barınakiçerisindeyemlemesağım,gübretemizliğiilediğerbakımişlerineyönelik

iş akışının kolayca yapılmasına ve işgücü gereksiniminin en aza indirilmesine, • Yapımmaliyetininucuzolmasına,• Barınakiçerisindesürüyönetimininkolayyapılmasına,• Barınaktipininmekanizasyonveteknolo ikullanımıveuygulamasınauygunolmasına• Yıllıksürüdışıedilecekhayvanoranıveyavrulamaoranıdikkatealınarakplanlama

yapılmasına dikkat edilmelidir.

Page 188: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni178

HAYVAN BARINAKLARININ KURULUŞ VE KURULUŞ YERİ SEÇİMİ Hayvancılıkla ilgili işletmeleri kurarken üzerinde önemle durulması gereken konuların başında yer seçimi gelmektedir. Bu teknik olarak hammadde temini ve pazarlama yanın-da, iş akışı ve kolaylığı gibi faktörler bakımından önemlidir.

Hayvan barınaklarının kuruluş yeri seçiminde ekonomik açıdan en önemli amaç, kay-nak israfının önüne geçmek ve kaynak kullanımında rasyonelliği sağlamak için düşük maliyetle çalışıp daha fazla kar elde etmektir.

İyi bir kuruluş yeri belirlenemediği takdirde üretimmaliyetlerinde veürünkalite-sinde rekabet edememe, sürümde ciddi düşme ve daha düşük karlılık gibi istenmeyen durumlar ile karşılaşılabilinir.

retimmaliyetleri hammaddeveener ikaynaklarınındağılımı,iklim,ulaşımimkanıgibi bir çok faktörün etkisi ile barınak kuruluş yeri mekansal olarak farklılıklar gösterir.

İşletme için en uygun yerin anlamı, işletme orada kurulduğu takirde en yüksek karı getirecek olan yer demektir. Ekonomik verimliliğin yüksekliği herşeyden önce maliyet-lerin düşük olması ile sağlanmaktadır. Bunun yanında pazarlama maliyetlerinin düşük olması da işletme yeri seçiminde oldukça önemlidir. Üretim ve pazarlama maliyetlerinin en düşük olduğu bölge işletme kuruluşu için en uygun alandır.

İşletmeler üretim kaynağına yani hammaddeye yakın kurulmak zorundadır. Bunun yanında ekonomilerin gelişmişliği ile doğal koşullara olan bağımlılık giderek azalmakta, ilerleyen teknoloji ile yapay doğa koşulları oluşturularak, işletme hammadde kaynağından uzağa ve pazara daha yakın bir bölgeye kurulabilmektedir.

uruluşyeriseçiminderasyonelveetkindavranabilmekiçinenuygunoptimumden-genin sağlanması gereklidir. Optimum dengenin sağlanmasını etkileyen faktörler, üretim maliyeti yanında satış maliyeti, satış fiyatı ve kardır. Bu etkenlerden satış maliyetinin en az, satış fiyatı ve karın en fazla olduğu noktada, işletme açısından kuruluş yeri seçiminde en uygun denge sağlanmış olmaktadır.

İşletmelerde kuruluş yeri seçimine etkili olan faktörlerden satış maliyeti, üretim mali-yetinden çok daha önem taşımaktadır. Bazı durumlarda satış ve pazarlama maliyeti üre-tim maliyetin %36-40’ı kadar yüksek olabilmektedir. Bu nedenle işletme kuruluşu için proje çalışmalarında, üretim maliyetinin en aza indirilmesinden sonra satış maliyetinin nerede en az olduğunu ayrıca değerlendirmek gerekmektedir.

İşletme veya barınak kuruluş yeri seçerken teknik olarak iş akışı ve kolaylığı sağlaması bakımından dikkat edilmesi gereken konuların bazıları şunlardır.

• Barınak veya işletmeler ürün ve hammadde ulaşımında rahatlık yönünden anaveya yan yollara yakın olmalıdır. Barınaklar şehir merkezlerinden uzakta olmalı, şu an olmasa bile yakın zamanda artan nüfusa bağlı olarak yerleşim yeri içinde kalması muhtemel arazilere hayvancılık işletmesi kurulması düşünülmemelidir.

• aliteliveyeterlibirsukaynağıhempersonelhemdehayvanlaraçısındansonde-rece önemlidir. Barınak kurulacak alanda veya yakınında yeterince içme ve kullan-ma suyu olması yanında, barınak ve işletme atıklarının yer altı tatlı su kaynaklarını kirletmeyecek şekilde işletmeler kurulmalıdır.

• Günümüzde hayvan barınaklarında teknolo i en üst seviyede kullanılmaktadır İşletmelerde süt sağım makinaları, serinletme ekipmanlarının çalıştırılması, ay-dınlatma gibi pek çok amaç için elektrik enerjisi olmazsa olmazdır. Hatta kesinti durumunda kullanılmak üzere barınaklarda jeneratör dahi bulunmalıdır.

• razidrena ıiyibirkonumdaolmalı,tabansuseviyesiyüksekolmamalıdır İleri-deki kapasite artışları dikkate alınarak yeterli büyüklükte bir arazi alımı planlan-malıdır raziüzerindesadecebinainşaedileceksetarımauygunolmayanaraziler

Page 189: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 179

düşünülmeli, yem bitkisi üretimi ve mera planlanıyor ise tarıma uygun araziler planlanmalıdır. Bu araziler üzerinde de araziyi koruma kanunundan dolayı belirli ölçülerde yapılaşmaya izin verileceği unutulmamalıdır.

İşletme/Çiftlik Kuruluş Yeri Seçim Yöntemleriİşletmelerde kuruluş yeri seçim yöntemleri genelde klasik/geleneksel ve yeni/modern yöntemler olarak iki bölümde incelenir.

Optimum kuruluş yerini belirlemeye dönük geleneksel kuruluş yeri yöntemleri bir takım hesap tekniklerini içeren yöntemlerdir. Bunlardan bir tanesinde bir tüketim mer-kezi etrafında bir işletmenin kurulabileceği üç adet aday kuruluş yeri dikkate alınır. Mate-matiksel hesaplamalar sonucu aday kuruluş yerlerinden en uygun olanı, genelde tüketim merkezine ulaşım masra�arı en düşük olanı, işletme kuruluş yeri olarak seçilir. Geleneksel kuruluş yeri seçim yöntemlerinin bir diğerinde de toplam maliyetleri en az kılan yer en uygun kuruluş yeri olarak belirlenmeye çalışılır.

En uygun kuruluş yerinin belirlenmesinde bir tüketim merkezi yanında hammadde tedarik noktaları da göz önüne alınmalıdır.

Bilgisayar programlarının uygulamaya konulması, teknoloji ve yöneylem tekniklerinin gelişmesi ile işletme kuruluş yeri seçiminde yeni ve modern yöntemlerin kullanılmasını mümkünolmuştur Buyöntemlerdenbazıları ulaştırma modeli, doğrusal programlama modeli, deneme ve simulâsyon yöntemleri ile karşılaştırmalı yöntemlerdir. Bunlardan en fazlakullanılanıdakarşılaştırmalıyöntemlerd r arşılaştırmalıyöntemlerdeadaykuruluşyerini etkileyen faktörlerinin karşılaştırılması yanında aday kuruluş yerleri maliyetlerinin ve aday kuruluş yerleri kârlılıklarının karşılaştırılması gibi değerlendirmeler yapılarak işletme luruluş yeri belirlenmeye çalışılır.

urulacaküretimbirimlerinehammaddeveyardımcımadde teminedebilecekçoksayıda tedarik noktası, çok sayıda aday kuruluş yeri ve tüketim merkezini içermesi, ulaş-tırma maliyetleri dışında üretim ve yatırım maliyetleri gibi çeşitli maliyet bileşenlerini, kârlılık ve diğer öğeleri içermesi modern ve yeni yöntemlerin klasik/geleneksel yöntem-lere olan üstünlükleridir.

İşletmelerde kuruluş yeri belirlenmeden önce, kuruluş öncesi çalışmalar yapılması ge-reklidir.

Hayvan barınaklarının kuruluş yeri belirlemede kullanılan klasik/geleneksel yöntemler hakkında neler düşünüyorsunuz?

Hayvancılık İşletmelerinde Kuruluş Öncesi ÇalışmalarBir işletmenin kurulması, iktisadi, teknik, finansal, hukuki vb. yönleri olan bir olaydır. Başarılı bir işletme kurmak için, bir dizi ana ilkeye uygun olarak her aşamasında planlı ve sürekli izlemeyi gerektiren tedbirler alınmalıdır. Bu ilkeler, kuruluşun her basamağında en detaylı bir şekilde planlama, izleme ve araştırmayı zorunlu kılmaktadır.

Bir yatırım kararı alabilmek için girişimci, kendine en yakın konulara ve yatırımı yap-mak istediği yere ilişkin ön fikirler edinmelidir. Yatırım için gerekli hammadde, yatırım mallarının iç ve dış pazar durumu, üretilecek malların maliyeti, malların fiyat esnekliği, projenin büyüklüğü ve yeri, gerekli kapasite, yatırım tutarı ve yatırım finasmanı gibi bil-giler dikkate alınmalıdır. Bu tür çalışmalara fizibilite etüdü (yapılabilirlik araştırması-ön proje etüdü) denilmektedir.

Bir işletmenin uygun biçimde kurulması ve işleyiş döneminde tam kapasite verimli çalışması geniş öçüde fizibilite etüdlerine bağlıdır. Fizibilite ya da ön-proje etüdleri, kuru-lacak işletmenin beklenilen karı sağlayamayacağını gösterirse projeden vazgeçilir. Böyle-

5

Fizibilite Etüdü: kesin proje hazırlamaya girmeden önce yapılan ekonomik, teknik ve finansal etüdlerdir.

Page 190: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni180

likle, kesin proje masra�arından kurtulunmuş olunur. Ön proje etüdleri uygun bulunursa kesin proje hazırlıklarına başlamak gerekir.

Bir yatırım projesinin geliştirilmesinde ilk basamaklar iktisadi, teknik ve finansal ça-lışmalardır. İktisadi etüd olarak işletme ne kadar mal veya hizmet üretmeli, malların satış fiyatı, pazar araştırması, pazar ve pazarda büyüme oranları, işletme nerede hangi kapasite ile kurulmalı gibi çalışmalar yapılmalı, teknik olarak ise üretim yöntemine karar verme, gerekli makine ve teçhizat seçimi, ihtiyaç duyulan bina, arazi ve ekipman ile iş akışı göz-den geçirilmelidir. Finansal olarak ise kurulacak işletmede sabit ve değişken giderler ile toplam giderlerin belirlenmesi, iç ve dış kaynak fonları, üretim maliyeti, karlılık etüdleri-nin yapılması gerekmektedir.

İşletmelerde kuruluş öncesi bu çalışmaların yanında yatırım projesi geliştirmede sos-yal, politik ve stratejik faktörler de mutlaka dikkate alınmalıdır.

ro e normalolarakherhangibirfaaliyetinteknikbakımdanuygunvekarlılıkbakı-mından da yeterli olacağı düşüncesi ile başlar. Bazı teknik, iktisadi ve mali ön bilgileri kul-lanarak düşünülen faaliyetin, maliyet/fayda ya da gelir/gider karşılaştırmasının yapılması ile devam eder. Ön proje ortaya çıkartılır ve çeşitli değerlendirmeler ile yatırım kararları alınır ahasonrakesinpro ehazırlıklarınabaşlanır

esinpro ehazırlıklarındakurulacak işletmeninhukukibiçimi, inşa edilecekyapı-ların ayrıntılı teknik hesapları ve maliyetlerinin bilinmesi önemlidir. Sonraki basamak projenin uygulama dönemidir. Bu dönemde yatırım fiziksel olarak gerçekleştirilmektedir. enemeüretimininbaşlamasıilebirlikteyatırımtamamlanırveüretimdönemibaşlar

Yeni Kurulacak Ticari Amaçlı Hayvancılık İşletmelerinin Yer Seçimi, Kuruluşu ve Çalışma İzinleriYeni kurulacak herhangi bir hayvancılık işletmesi T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ontrolGenel üdürlüğü Hayvancılıkİşletmelerinin uruluş, alışma, enetlemesülve saslarına airYönetmelik gereğikurularakruhsatlandırılırveçalışmaiznialarak

üretime başlayabilir. Bu yönetmelikte yer alan ticari amaçlı hayvancılık işletmelerinin yer seçimi, işletme kuruluşu ve çalıştırılması ile ilgili yönetmelik maddelerinde yer alan tanım-lar ve biyogüvenlik ilkeleri dikkate alındığında yeni kurulacak hayvancılık işletmelerinin yer seçimi, kuruluşu ve çalışma izinlerinin alınmasında şunlara dikkat edilmelidir.

Hayvancılık İşletmesi Yer Seçim RaporuYeni kurulacak ticari amaçlı hayvancılık işletmeleri için yer seçim raporu alınması Gıda, Tarım veHayvancılıkBakanlığıncazorunlututulmuştur ahaönceçalışmaizniverilmişkuluçkaha-ne ve kanatlı damızlık işletmelerinin 1 km. yakınında kurulacak ticari hayvancılık işletmeleri için yürürlüktebulunankuluçkahanevedamızlıkişletmelerineçalışmaizniverilmesiileilgilimevzuat gereği oluşturulan komisyondan da uygun olduğuna dair görüş alınmalıdır. Ticari hayvancılıkişletmesininyeri,özelliğivekapasitesidedikkatealınarak komisyontarafındanbiyogüvenlik açısından oldukça önemli olan sağlık koruma bandı mesafesi tespit edilir.

Sağlık koruma bandı; hayvancılık işletmesinin çevre ve halk sağlığına yapacağı zararlı etkiler, kirletici maddeler ve hayvan hastalıklarının yayılışını en aza indirecek özellikler dik-kate alınır. Hayvancılık işletmesinin kendi arazisi içerisinde diğer komşu arazilere, karayoluna uygun uzaklıkta olması ve komşu arazide başka bir hayvancılık işletmesinin bulunması du-rumunda ise arazide kurulacak hayvan barınağının önceden kurulu hayvan barınağından en uzak noktada olacak şekilde kurulması veya işletmelerin özelliğine ve kapasitesine göre işletme dışında uygun uzaklık tespitinin yapılması öncelikli esastır. Sanayi bölgeleri çevresindeki sağlık koruma bandı, sanayi bölgesi sınırı esas alınarak tespit edilmelidir. Çevresel etki değerlendir-me raporu düzenlenmesi gereken tesislerde bu rapordaki uzaklıklar dikkate alınır.

Proje, ileride daha çok fayda sağlamak üzere, yapılacak yatırımlar ve bunların üretecekleri faydalarla ilgili, bugünden yapılan bir plandır.

Page 191: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 181

Ticari hayvancılık işletmelerinin kuruluş yeri belirleme çalışmalarında biyogüvenlik açısın-dan önemli olan sağlık koruma bandının belirlenmesinde hangi faktörlerin dikkate alındı-ğını düşünüyorsunuz?

Onaylanan uygun yer seçim raporu bir yıl süre için geçerli olup, yer seçim raporunun düzenleme tarihinden itibaren bir yıl içinde kuruluş izni almak için müracaat etmek zo-runludur.

Belediye ve mücavir alanlar dışında planı bulunmayan köy ve mezraların yerleşik alanları ve civarında sadece köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlarca yapılacak hayvancılık amaçlı yapılar için yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni alınması zorunluluğu yoktur.

Hayvancılık İşletmesi Kuruluş İzniBelediye veya mücavir alan içinde kurulacak ticari amaçlı hayvancılık işletmeleri için yerel sağlık, çevre ve orman teşkilatlarından, mücavir alan dışında kurulacak ticari hayvancılık işletmeleri için de il özel idare müdürlüğünden, çevre ve orman ile varsa orman genel mü-dürlüğünün mahalli teşkilatları gibi diğer ilgili yerel kuruluşlardan kuruluş izni verilmesi için uygun olduğuna dair görüş alındıktan sonra hayvancılık işletmelerine Mülki İdare mirliğinceyazıilekuruluşizniverilir

Hastalık nedeniyle bakanlıkça belirlenerek illere bildirilen riskli sulak alanlar çevre-sindeki en az 1 km. mesafeli alanda kaz, ördek gibi suda yaşamaya ihtiyaç duyan kümes hayvanları için kümes kurulmasına izin verilmez.

Ticari amaçlı kanatlı işletmelerinde, suda yaşamaya ihtiyaç duymayan tavuk, horoz, hindi gibi kümes hayvanlarını barındıracak olan ve bu kanatlı hayvanlarını açıkta gez-dirmek isteyen ticari hayvancılık işletmelerinde kümes hayvanlarının gezinti yerlerinin etrafını ve devekuşu gezinti yerleri hariç diğer kümes hayvanları gezinti yerlerinin üstü, kümes hayvanlarının yabani kuşlarla irtibatını kesecek şekilde ağ veya uygun başka bir yapı malzemesi ile örtülmesi zorunludur.

uruluşizniyazısıbiryıliçingeçerliolup,buzamaniçindeticarihayvancılıkişletme-sini tamamlayamayan gerçek ve tüzel kişilere uygun görüldüğü taktirde bir yıla kadar ek süre verilebilir.

Hayvancılık İşletmesi Çalışma İzni uruluşiznialarakonaylıpro elerinegöreyapılmışticariamaçlıhayvancılıkişletmeleri

için çalışma izni almak zorunludur.Çalışma izni alabilmek için hayvancılık işletmesinin çevresinin yeterli yükseklikte çit,

duvar veya tel örgü ile çevrili olması gerekir. Ticari amaçlı kanatlı işletmelerinde, suda yaşamaya ihtiyaç duymayan tavuk, horoz,

hindi gibi kümes hayvanlarını barındıracak olan ve bu kanatlı hayvanlarını açıkta gezdir-mek isteyen ticari hayvancılık işletmelerinde gezinti yerlerinin etrafı ile üstünün, kümes hayvanları ile yabani kuşların temas etmesini önleyecek şekilde ağ veya başka bir yapı malzemesi ile sınırlandırılması gerekir.

İşletmenin büyüklüğüne veya kapasitesine bağlı olarak, işletme arazisinin uygun bir yerinde, üzeri kapalı, çevre, toplum ve hayvan hayatı için tehlike arz etmeyecek şekilde atık, kirli su ve sıvıların toplanacağı, sızdırmayan, uygun derinlik ve büyüklükte fosseptik çukurunun bulunmasına, eğer işletmede kullanılan içme ve kullanma suyu şebeke suyun-dan değil de kuyu artezyen, kaynak suyu gibi bir su kaynağından getiriliyorsa, fosseptik çukurunun bu su kaynağından en az 15 metre uzakta olması gerekir.

6

Mücavir alan: İmar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve sorumluluğu altına verilmiş olan, bir şehrin gelişmesi bakımından gerekli görüldüğünde kullanılabilecek olan belediye sınırlarına komşu alanlardır.

Page 192: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni182

İşletmede birikecek olan hayvan dışkıları ve benzeri atık katı maddelerin çevre ve top-lum sağlığına zarar vermeyecek şekilde işletmenin büyüklüğü veya kapasitesine bağlı ola-rak yeterli büyüklükte, çevresi beton duvar ile çevrili bir katı atık deposu tesis edilerek katı atıkların burada muhafaza edilmelidir.

üzenlenençalışmaizniraporununuygunolmasıveişletmeyeaitdosyanınkomisyontarafındansonkontrolününyapılmasındansonrabuişletmeye ülkiİdare mirliğinceçalışma izni verilir omisyoncauygunbulunmayan işletmeleredeuygunbulunmamanedenleri açıklanır. Tespit edilen eksikliklerin verilen süre içerisinde işletme tarafından giderilmesi durumunda bu işletme komisyon tarafından mevcut yönetmelik kapsamında tekrar değerlendirmeye alınır.

Hayvancılık işletmelerinin yer seçim raporu, işletme kuruluş ve çalışma izni ile ilgili başvu-ru için detaylı bilgiler ve gerekli diğer bilgiler için “T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlı-ğı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü Hayvancılık İşletmelerinin Kuruluş, Çalışma, Denetleme Usül ve Esaslarına Dair Yönetmelik. Resmi Gazete 09.08.2006 – 26254” yönetmelik dikkate alınmalıdır.

HAYVAN BARINAKLARININ ÜRETİM İÇİN HAZIRLANMASIHangi türden yetiştiricilik yapılırsa yapılsın birim alanda en yüksek teknik ve ekonomik verimliliği elde etmenin en önemli basamaklarından birisi hayvanların verim yönlerine uygun barınaklarda barındırılmaları ve bu barınaklarda fizyolojik ihtiyaçlarına uygun ba-kım ve yönetim ile ilgili düzenlemelerin yapılmasıdır.

Barınaklarda bakım ve yönetim ile ilgili ilk aşama üretim dönemi öncesi barınaklarda yapılan hazırlıklardır. Bu hazırlıklar hem hayvanların fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli sayıda yemlik, suluk, aydınlatma ekipmanları vb. sağlanması yanında barınakların temizlik ve dezenfeksiyonunu kapsar.

Hayvan türü ve üretim yönüne göre bir takım küçük farklılıklar olsa da genel olarak barınaklarda üretim öncesi hazırlıklar birbirine benzer. Burada bir örnek olması açısın-dan üretim dönemi öncesi ya da iki üretim dönemi arasında etlik piliç kümeslerinde ya-pılması gereken işlemlerden bahsedilecektir.

Etlik Piliç Kümeslerinde Üretim Dönemine HazırlıkÜretim dönemine hazırlık amacıyla yapılacak işlemler birbirini takip eden genelde ba-sit ama belirli kurallara göre yapılması gereken işlemlerdir. Eğer daha önce üretim yapıl-mamış bir işletme ise kümes zemini ve ekipmanların yıkanmasından başlanarak dönem hazırlıklarıbaşlayabilir ahaönceüretimyapılanbirkümes iseüretimdönemiöncesiaşağıdaki hazırlıklar yapılmalıdır.

Yemlik, suluk gibi ekipmanlar ve gübre ile karışık altlık materyalinin kümesten uzaklaştırılmasıÜretim dönemi sonunda ekipmanların kaldırılarak kirlenmiş ve eskimiş olan altlık

materyalinin kümesten uzaklaştırılması gerekir. Uygulamada genel olarak her dönem taze altlık kullanmak gerekir. Etlik piliç kümeslerinde en fazla kullanılan altlık türü odun talaşı ve çeltik kavuzudur. Zaman zaman altlığa fazla para ödememek ya da iki dönem arasını kısa tutmaamacı ileeskimateryaldekullanılabilir ncakbiyogüvenliknedeniyleeskialtlık kullanımından kaçınmalı, mutlaka kullanmak gerekiyor ise eski altlık uygun bir de-zenfektan ile yüzeyi dezenfekte edildikten sonra güzelce havalandırılmalı, bir miktar taze altlık ile karıştırıldıktan sonra kullanılmalıdır.

Basınçlı su ile kümes zemini ve ekipmanların yıkanmasıTüm kümes zemini ve ekipmanlar mümkünse uygun basınca sahip sıcak su ile yı-

kanmalıdır. Özellikle havalandırma fanlarının bulunduğu alanlar ve hava giriş delikleri

Page 193: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 183

ile bacalar güzelce yıkanmalıdır. İlk yıkamadan sonra uygun sabun ya da deterjanlı su ile ikinci bir yıkama, daha sonra tekrar normal su ile yıkama yapılmalıdır.

Dezenfeksiyonezenfeksiyon dezenfektanolarakisimlendirilenözelkimyasalmaddelerilebakteri,

virüs gibi hastalık etkenlerinin öldürülmesi işlemidir. Piyasada ticari isimle anılan çok değişik dezenfektanlar olsa da bakteri, virüs ve mantarlara karşı etkili olan geniş ve yaygın etkiye sahip dezenfektanlar tercih edilmeli, gerekirse duvarlar badana edilmelidir. Bu iş-lem veteriner hekim kontrolünde gerekirse biyogüvenlik firmalarına yaptırılmalıdır.

Taze ve temiz altlık ile ekipmanların yerleştirilmesiYıkama ve dezenfeksiyon işleminden sonra kümesin yeterince kurumasını takiben

kümes zeminine 5-6 kg/m2 olacak şekilde büyük partiküllü temiz ve hijyenik bir ortamda elde edilmiş bir altlık materyali serilerek barınak hazırlanmalı ve bir üretim dönemi süre-since kümeste kullanılacak ekipmanlar kümes içine yerleştirilmelidir.

TütsülemeTütsüleme ya da fumigasyon gaz formundaki özel kimyasal maddeler ile hastalık et-

kenlerinin öldürülmesi işlemidir. Tütsüleme işlemi ile genelde yüzeydeki hastalık etkenle-ri öldürülür ve bu amaçla en yaygın kullanılan kimyasal madde formaldehit gazıdır. For-maldehit gazının hastalık etkenlerini öldürücü etkisinden özellikle kuluçkahanalerde ve yüzey dezenfektanı olarak barınaklarda yaygın bir biçimde yararlanılmaktadır.

Ticari yaşamda formaldehit gazı değişik şekillerde elde edilebilir. Uygulama ortamının sıcaklığı ve rutubeti uygulama etkinliği için önemlidir.

İnsan sağlığına olan zararlı etkilerinden dolayı formaldehit gazının kullanımı yasak-landığından tütsüleme işleminde alternatif yöntemler ve ilaçlar uygulanmalıdır. Tütsüle-mede ne kullanılırsa kullanılsın veteriner hekim kontrolünde ve ilacın önerilen kullanım dozu miktarında, mümkün olduğu kadar canlılar ile teması olmayacak şekilde kullanıl-malıdır. Tütsüleme işleminden sonra 1-2 saat ya da yarım gün kadar barınak kapalı kal-malı, daha sonra yeteri kadar havalandırılmalıdır.

IsıtmaCivcivlerde kuluçka çıkışı ısı düzenleme mekanizması tam olarak gelişmemiştir. Bu

nedenle hayvanın yaşına ve türüne bağlı olarak yaşamın ilk günlerinde civcivlerin yüksek sıcaklıklarda barındırılmaları gerekmektedir. Bu nedenle civcivler kümese gelmeden önce mevsim sıcaklığına göre yeterli sürede, civciv seviyesinde, zeminden bir karış yükseklikte sıcaklık 32-35 oC olacak şekilde yeterli ısıtma yapılmalı ve ani ısı değişikliklerinden ka-çınmalıdır.

Page 194: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni184

Özet

Hayvan barınakları Bir çi�liğin en önemli yapı elemanları hayvanların bir

ömür boyu yaşadığı ahır, ağıl, kümes gibi barınaklardır. Barınaklardan beklenen faydanın sağlanabilmesi için iş-letme tipi ve kapasitesi, üretim yönü gibi faktörlere göre en uygun barınak tipi belirlenmelidir. İşletme ve çi�lik plan-lanmasında sadece canlı hayvanların yaşadığı barınaklar değil, sağım ünitesi, gübrelik, yem ve ot deposu, ofis ve lojmanlar ile ekipmanlar vb. bir bütün olarak düşünülme-lidir. Barınakların pahalı malzemeden yapılması ve lüks olması gerekli olmayıp, önemli olan fonksiyonel olması ve hayvanlara sağlıklı yaşam koşulları sunmasıdır.

Hayvan barınaklarının planlanması Üretim bilgi ve teknolojideki gelişmeler, üretim maliyet-

lerinin artması, üreticilerin borçlanma ihtiyacı, rekabetin artması, ürün kalite ve pazarlama hizmetlerinin yükseltil-mesi işletmelerde planlama gerekliliği doğuran nedenlerdir. Özellikle pazara dönük üretimde bulunan büyük kapasiteli ve entansif üretim yapan işletmeler, modern ve gelişmiş planlama tekniklerini uygulamak zorundadırlar. Hayvan barınağı kuracak işletmeci sahip olduğu sınırlı üretim kay-naklarını, amaçlarını gerçekleştirmek için, alternati�er ara-sında en iyi tercihi yaparak değerlendirmek durumundadır. Bu da en doğru bir şekilde ancak planlama ile sağlanabilir.

Hayvan barınaklarının kuruluş ve kuruluş yeri seçimi Hayvancılık işletmesi için iyi bir kuruluş yeri belir-

lenemediği takdirde üretim maliyetlerinde ve ürün kalitesinde rekabet edememe, sürümde ciddi düşme ve daha düşük karlılık gibi istenmeyen durumlar ile karşılaşılabilinir retim maliyetleri hammadde veenerji kaynaklarının dağılımı, iklim, ulaşım imkanı gibi bir çok faktörün etkisi ile barınak kuruluş yeri mekansal olarak farklılıklar gösterir.

Hayvan barınaklarının üretim için hazırlanması Barınaklarda bakım ve yönetim ile ilgili ilk aşama

barınakların üretim dönemi öncesi yapılan hazır-lıklardır. Bu hazırlıklar hem hayvanların fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli sayıda yemlik, su-luk, aydınlatma ekipmanları vb. sağlanması yanında barınakların temizlik ve dezenfeksiyonunu kapsar. Hayvan türü ve üretim yönüne göre bir takım küçük farklılıklar olsa da genel olarak barınaklarda üretim öncesi hazırlıklar birbirine benzer.

1

2

3

4

Page 195: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 185

Kendimizi Sınayalım1. Sofralık yumurta üretimi dünya genelinde en yaygın ola-rak hangi sistemde yapılmaktadır?

a afesb. Izgara-altlıkc erinaltlıkd. Serbest dolaşımlıe. Modifiye kafes

2. şağıdakilerden hangisi kafese alternatif yeni yumurtaüretim sistemidir?

a uşluklub. Tamamı ızgarac erinaltlıkd. Izgara altlıke. Serbest köy tavuğu

3. Günümüzde büyük kapasiteli modern ve entansif işlet-melerde en fazla kullanılan süt sığırı barınağı hangisidir?

a apalıduraklıb apalıbağlıc. Serbest açıkd. Serbest duraklıe apalıserbest

4. Günümüzde Türkiye’ de en fazla kullanılan besi sığırı ahırları hangisidir?

a apalıbağlıb apalıserbestc. Yarı açık bağlıd çıkbağlıe çıkyadayarıaçıkserbest

5. Hayvan barınaklarının kuruluş yeri seçiminde modern yöntemlerden değildir?

a. Ulaştırma modelib. Eş maliyet eğrileric oğrusalprogramlamamodelid enemevesimulasyonyöntemlerie arşılaştırmalıyöntemler

6. Hayvan barınaklarının üretim için hazırlanmasında aşa-ğıdakilerden hangisi hastalık etkenlerinin doğrudan öldürül-mesi amacı ile uygulanır?

a irliveeskialtlığınkümestenuzaklaştırılmasıb. Basınçlı su ile yıkamac. Yeni ve temiz altlığın zemine serilmesid. Tütsülemee. Isıtma

7. Bir hayvancılık işletmesi ruhsatlandırmak için aşağıdaki belgelerden hangisi önce alınmalıdır?

a. Üretim iznib. Paketleme iznic. Yer seçim raporud uruluşiznie. Çalışma izni

8. Mücavir alan dışında kurulacak ticari hayvancılık işletme-leri için hangi kuruluşdan kuruluş izni verilmesi için uygun olduğuna dair görüş alınmasına genelde gerek görülmez?

a. İl özel idare müdürlüğüb. Milli eğitim müdürlüğüc. Çevre müdürlüğüd. Orman müdürlüğüe. Mahalli teşkilatları gibi diğer ilgili yerel kuruluşlar

9. şağıdakilerden hangisi planlama gerekliliği doğurannedenlerden değildir?

a. Üretim maliyetlerinin artması ve üreticilerin borç-lanma ihtiyacı

b. Üretim bilgi ve teknolojideki gelişmeler c. Rekabetin artmasıd. Ürün kalite ve pazarlama hizmetlerinin yükseltilmesi e. Genç nüfus

10. esinpro ehazırlamayagirmedenönceyapılanekono-mik, teknik ve finansal etüdlere ne denir?

a. Projeb. Taslakc. Fizibilite etüdüd. Plane. Optimum planlama

Page 196: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni186

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarıa Yanıtınız yanlış ise Tavuk Barınakları konusunu

yeniden gözden geçiriniz.a Yanıtınız yanlış ise Tavuk Barınakları konusunu

yeniden gözden geçiriniz.d Yanıtınızyanlışise ığırBarınakları konusunuye-

niden gözden geçiriniz.e Yanıtınızyanlışise ığırBarınakları konusunuye-

niden gözden geçiriniz.b Yanıtınızyanlışise İşletmelerde uruluşYeri eçimi

konusunu yeniden gözden geçiriniz.d Yanıtınızyanlışise Barınakların retimİçinHazır-

lanması konusunuyenidengözdengeçirinizc Yanıtınız yanlış ise Yeni urulacak Ticari maçlı

Hayvancılık İşletmelerinin Yer eçimi, uruluşu vealışmaİzinleri konusunuyenidengözdengeçiriniz

b Yanıtınız yanlış ise Yeni urulacak Ticari maçlıHayvancılık İşletmelerinin Yer eçimi, uruluşu vealışmaİzinleri konusunuyenidengözdengeçiriniz

e Yanıtınız yanlış ise Hayvancılık İşletmelerininlanlanması konusunuyenidengözdengeçiriniz

c Yanıtınız yanlış ise İşletmelerde uruluş ncesialışmalar konusunuyenidengözdengeçiriniz

Sıra sizde 1Hayvanın verim yönüne, yaşına ve cinsiyetine, kuruluş şekil-lerine, bağlama şekillerine, durak özelliklerine, çatı şekilleri-ne, kapasitelerine vb. göre sını�andırılmaktadır

Sıra sizde 2Günümüzde büyük kapasiteli modern entansif işletmelerde en fazla kullanılan ahır tipi yarı açık serbest duraklı ahır sis-temidir. Bu tarz ahırlarda genelde ortada bir yemlik servis yolu, bunun iki tarafında yemleme, dinlenme alanlarının (durakların) olduğu iki ayrı bölme yer alır. Bazılarında ge-zinti alanı da olabilir. Genelde yemliklerin ve servis yolunun üzeri sundurma veya çatı ile kapalıdır. Ya da çatısı tamamen kapalı, yanları bir dereceye kadar duvar ile kapatılmış olarak inşla edilebilirler.

Sıra sizde 3Hayvanın en yaşlı ya da ergin dönemi dikkate alınarak hay-van başına zemin alanı hesaplanmalıdır.

Sıra sizde 4afes sistemindeüretilir Birimalanda çokdaha fazla tavuk

barındırılabildiği ve en ucuz yumurta bu sistemde üretildiğin-den dolayı dünya genelinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Sıra sizde 5Optimum kuruluş yerini belirlemeye dönük geleneksel ku-ruluş yeri yöntemleri bir takım hesap tekniklerini içeren yöntemlerdir. Bunlardan bir tanesinde bir tüketim merkezi etrafında bir işletmenin kurulabileceği üç adet aday kuruluş yeri dikkate alınır. Matematiksel hesaplamalar sonucu aday kuruluş yerlerinden en uygun olanı, genelde tüketim merke-zine ulaşım masra�arı en düşük olanı, işletme kuruluş yeri olarak seçilir. Geleneksel kuruluş yeri seçim yöntemlerinin bir diğerinde de toplam maliyetleri en az kılan yer en uygun kuruluş yeri olarak belirlenmeye çalışılır.

Sıra sizde 6Sağlık koruma bandını belirlemek için uygun uzaklığın be-lirlenmesinde hayvancılıkişletmesininçevrevehalksağlığı-na yapacağı zararlı etkiler, kirletici unsurlar ve hayvan hasta-lıklarının yayılışını en aza indirecek hususlar dikkate alınır.

Page 197: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

9. Ünite - Hayvan Barınakları 187

Yararlanılan Kaynaklarçıl,F, emirci, Tarım Ekonomisi Dersleri, n-

kara nkara niv iraatFakültesiyayınno , Ba-sımevi.

non m Sığır Ahırları–İnşaa Kuralları, nkara Türk standartları enstitüsü yayınları. Yayın no: TS 5689.

nonim (2003). Beef Feedlot Systems Manual, Iowa: Iowa tate niversity tension, o app -

nonim Optimum (en iyi) Kuruluş Yeri Seçiminde Kullanılan Yöntemler. http://www.ekodialog.com/islet-me_ekonomisi/isletme_optimum_ kurulus_yeri.html

rkuş, , emirci, Tarımsal İşletmecilik ve Plan-lama, nkara iraatFakültesiYayın o , Basımevi.

İnan, İ.H. (1992). Tarım Ekonomisi, Tekirdağ: Hasad Yayıncılık.aygısız,F ,Güneş,H Hayvancılık İşletme Ekonomi-

si,İstanbul İstanbul niv et Fak Yay ersnotu Petek, M. (1999). Bursa İl Merkezine Yakın Çevre Yumur-

tacı İşletmelerde Farklı Genotiplerin Üretim Paramet-releri ve Ekonomik Verimlilik, et Fak erg , -2, 65-77.

Petek, M. (1999). Bursa İl Merkezine Yakın Çevre Broyler İşletmelerinde Farklı Genotiplerin Üretim Parametre-leri ve Ekonomik Verimlilik, alahanHayv raşt nst erg , , -

Petek, M. (2011). Hayvancılık İşletmeleri Yönetimi ve İşlet-me Ekonomisi ers otları,Bursa ludağ niv et Fak

Petek M (2013) Can early access to the range area be a solu-tion to reduce injurious pecking in layer chickens? Sci-enceinthe erviceof nimal elfare rioritiesaroundthe orld F nternational nimal elfare cienceymposium, niversitat ut nomadeBarcelona,Barce-

lona, Spain 4-5th July 2013.

Rehber, E. (1993). Tarımsal İşletmecilik ve Planlama, Bursa: U.Ü. Güçlendirme Vakfı Yayın no:84, Uludağ Üniv. Ba-sımevi.

Resmi Gazete (2006). T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Ko-ruma Kontrol Genel Müdürlüğü Hayvancılık İşletme-lerinin Kuruluş, Çalışma, denetleme Usül ve Esasları-na Dair Yönetmelik, Resmi Gazete 09.08.2006 – 26254.

Welfare Standards for Chickens, February, Welfare Standards for Dairy Cattle, anuary, Welfare Standards for Laying Hens and Pul-

lets, arch,amendments, Welfare Standards for Beef Cattle. arch, Welfare Standards for Sheep pril,

Taub, H. (1999). E�ective Management and, Business Stra-tegy, hafeim, srael ashav ourse ote

Tuncel, E. (1988). Hayvancılık Organizasyonları ve Proje-lendirme, Bursa: Uludağ Üniv. Ziraat Fakültesi Yayınları, o

Yüksel, , ocaman,İ , rgün , Besicilik, İstan-bul: Hasad Yayıncılık.

Page 198: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10Amaçlarımız

Bu üniteyi tamamladıktan sonra;Hayvan refahı ve gıda güvenliğiHayvancılıkta doğal ve organik üretim yöntemleriZenginleştirilmiş hayvansal gıdaların üretimiTürkiye hayvancılığının genel durumuTürkiye hayvancılığının geleceği hakkında bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz.

Anahtar Kavramlar• HayvanRefahı• GıdaGüvenliği

• OrganikÜretim• Hayvancılık

İçindekiler

TEMEL ZOOTEKNİ

Temel Zootekni

• HAYVANCILIKTAYENİYAKLAŞIMLAR• TÜRKİYEHAYVANCILIĞININGENELDURUMU

• TÜRKİYEHAYVANCILIĞININGELECEĞİ

Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum, Türkiye Hayvancılığının Geleceği

Page 199: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

HAYVANCILIKTA YENİ YAKLAŞIMLARHayvancılık sektöründe birim alanda en yüksek ekonomik verimliliğe ulaşma yanında biyogüvenlik, çi�likten sofraya güvenli gıda üretimi, çevrenin korunması, hayvan refahı-nın geliştirilmesi gibi konular günümüzde yoğun entansif üretimin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Önceleri üretimde sadece teknik ve ekonomik verimlilik önemli iken, hayvan-cılık işletmelerinin küresel ısınmaya etkileri dahi önemli hale gelmiştir. Küresel ısınmaya daha az etkisi olan türler ve yetiştirme yöntemleri üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır. Örneğin sığırlarda daha az metan gazı üretimi ya da bu yönde ırk ıslahı gibi çalışmalara yönelinmiştir.

Başta İngiltere, Hollanda gibi Avrupa Birliği ülkelerinde özellikle çevre ve hayvan re-fahı konusunda büyük bir tüketici hassasiyeti mevcuttur. Yakın gelecekte tıpkı organik üretimde olduğu gibi etiket üzerinde logo uygulaması ile bu ilkelerde hayvan refahına uygun olarak üretilen ürünlerde pazarlama aşamasında bir farkındalık oluşturulmaya ça-lışılmaktadır. Aynı zamanda bu ürünler daha yüksek fiyatlar ile pazarlanarak ekonomik yönden de bir avantaj sağlamaktadır. Özellikle ihracat yapmayı düşünen firmalar için çok yakın gelecekte gıda güvenliği ve hayvan refahı başta olmak üzere ilgili standartlara ula-şılmış olması büyük önem arzetmektedir. Avrupa Birliği çok yakın bir gelecekte ithalat yapacağı ülkelerde de hayvan refahı ile ilgili düzenlemelerin uygulanmasını şart koşmayı planlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye hayvancılık sektörü için başta gıda gü-venliği ve hayvan refahı olmak üzere ilgili standartların yakalanması, yetersiz ise geliştiril-mesi büyük önem arzetmektedir.

Hayvan RefahıGünümüzde hayvan ıslahı, yemler ve yemleme teknolojisi, bakım ve yönetim, barınaklar ile ekipman üretimi gibi konularda birbirine paralel gelişmeler sayesinde hayvancılıkta bi-rim alanda verimlilik en üst düzeye çıkartılmıştır. Artan nüfus, gelişen teknoloji, tüketici istekleri, artan rekabet vb nedenlerle teknik ve ekonomik alanda daha yüksek verimlilik için çalışmalar gelişerek devam etmektedir. Ancak yoğun yığınsal üretimin bir sonucu olarak hayvanların bir takım özgürlükleri kısıtlanmış ve doğal hayattaki kadar mutlu ol-madıkları gözlenmiştir. Örneğin dünya geneli yumurta üretiminde yaygın olan geleneksel kafes sisteminde tavuklar doğal davranışları olan folluğa yumurtlayamamakta, eşineme-mekte ve tüneyememektedirler.

Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerde hayvan refahına dönük endişeler toplumsal bir harekete dönüşmüş, kanun ve yönetmelikler ile çi�lik hayvanları

Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında

Genel Durum, Türkiye Hayvancılığının Geleceği

Page 200: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni190

yetiştiriciliğinde hayvan refahı standartlarının yükseltilmesi ve hayvanların daha mutlu olması için bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler ile entansif üretimde geleneksel bakım ve yönetim sistemlerinin hayvan sağlığı, davranışları ve refahı üzerine etkilerinin incelenmesi gündeme gelmiştir.

Hayvanların bulundukları ortamda mevcut çevresel etkilere karşı korku, hastalık dü-zeyinde artış gibi tepkisel reaksiyonlar olarak tanımlanan hayvan refahı; çi�lik hayvanları için kendilerine sağlanan barınak, besleme ve bakım-yönetim faktörlerine karşı gösterilen reaksiyonlar ya da yaşam kalitesi olarak tanımlanabilir. Normalde hayvanlar bulundukları ortamda uzun süreli aç ve susuz bırakılmamalı, fizyolojik durumlarına ve davranışları-na uygun ve rahat barındırma koşulları sağlanmalı, ağrı, yara ve hastalıklar ile bunlara neden olabilecek hazırlayıcı faktörlerden uzak olmalı, eşinme, tüneme, kanatlarını yete-rince açma gibi doğal davranışlarını sergileyebilmeli, korku ve stresten uzak olmalıdırlar. Hayvan yetiştiriciliğinde bu beş temel koşul hayvanların beş temel özgürlüğü olarak ta-nımlanmaktadır. Bütün çi�lik hayvanlarının bulundukları ortamda iyi beslenmeleri, iyi barındırılmaları, sağlıklarının yerinde olması ve doğal davranışlarını rahatlıkla, hiçbir kı-sıtlama olmadan yaşayabilmeleri sağlanmalıdır. İyi beslenme ile ilgili olarak hayvanların uzun süreli aç ve susuz kalmamaları sağlanmalıdır. Hayvanların iyi beslenip beslenmedik-lerinin en önemli göstergesi vücut kondisyon skoru olup, hayvanın yaşı, üretim yönü ve fizyolojik durumuna göre uygun kondisyonda olmalıdır. Hayvanların uzun süreli susuz kalmaması ile ilgili olarak sürekli su sağlanması yanında, sulukların arızalı olup olmaması, yeterli sayıda olması gibi konular önemlidir. Hayvanların iyi barındırılmaları ile ilgili ola-rak barınakta kolay hareket etme yanında, hayvanın üretim yönü ve davranışlarına uygun olması, dinlenme ve gezinti alanlarının rahat olması, yeter sıcaklıkta olması gibi faktörler önemlidir.

Çi�lik hayvanlarına sağlanan bakım ve yönetim sistemleri ile hayvan refahı ve sağlığı arasında yakın ve sıkı bir ilişki vardır. Hayvanlar bulundukları ortamda kendilerine sağ-lanan çevresel koşullara karşı tepkilerini büyüme (canlı ağırlık artışı) ve ölüm oranında gerileme ya da artış, birbirlerini gagalama, çırpınma, ayak problemleri görülme sıklığında artma ya da azalma, ayak tabanında yara ve yanıklar oluşması v.b şeklinde belli ederler. Hayvanların refahı ya da yaşadıkları ortamda mutluluk düzeyleri; canlı ağırlık kazancı gibi performans parametreleri, ölüm oranı, davranışsal gözlemler, hayvan sağlığı ve fizyo-lojik parametreler incelenerek bilimsel düzeyde ölçülebilir.

Çi�lik hayvanları üzerinde hayvan refahı ile ilgili yasal düzenlemeler Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere Dünya genelinde daha çok yumurtacı tavuklar, sığırlar ve do-muzlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Çi�lik hayvanlarının bakım ve yönetimi ile ilgili hayvan refahı tartışmalarının yoğunlaştığı konular ise barınakta (çi�likte) bakım ve yönetimleri, taşınmaları, kesim öncesi yeterince dinlendirme ve muayene gibi işlemler ve kesim konu-ları üzerindedir. Bunun yanında standart bakım ve yönetim konularında yapılacak hatalar da hayvan refahı düzeyini zayı�atan birer faktör olabilir.

İngiltere, Hollanda gibi Avrupa Birliği ülkeleri geneli ve diğer hayvansal üretimde ge-lişmiş ülke halklarında hayvan refahı ve hayvan hakları konusunda önemli düzeyde bir hassasiyet mevcuttur. Türkiye’ de çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde hayvan refahı genelde gönüllülük esasına göre uygulanmakta olup konu ile ilgili yönetmelikler yakın zamanda yayımlanmıştır. Ülkemizin Avrupa Birliği üyeliği gerçekleştiğinde bu düzenlemeleri uy-gulamak zorunluluk haline gelecektir. Avrupa Birliği üyeliğini beklemeden bu ülkelere ihracat yapmayı düşünen üreticiler için hayvan refahı ile ilgili düzenlemeleri uygulamak mutlaka gerekecektir. Avrupa Birliği ithalat yapacağı ülkelerde hayvan refahı ile ilgili dü-zenlemelerin uygulanmasını bir ön koşul olarak talep etmeyi düşünmekte ve planlamak-tadır. Bu nedenle hem genel anlamı ile hayvan refahını geliştirerek hayvanların bulun-

Page 201: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 191

dukları ortamda mutlu olmasını sağlama, hem de ihracat açısından hayvansal üretimde çi�ikten kesime kadar hayvan refahının istenilen standartlarda olması, yetersiz ise gelişti-rilmesi oldukça önem kazanmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde 1999 yılında getirilen ya-sal düzenlemeler ile topluluk ülkesi ülkelerde 13 yıllık bir geçiş sürecinden sonra 2012 yılı başında geleneksel kafes sistemi yasaklanmıştır. Apartman tipi ya da merdiven basamağı (Kaliforniya tipi) gibi geleneksel kafeslerde yumurtacı tavuk bakımının yasaklanması ile derin altlık, ızgara-altlık, tamamı ızgara gibi önceleri yaygın olarak kullanılan barındırma sistemleri ya da kuşluklu (aviary), tünekli (perchery), modifiye kafes (tünek, eşinme alanı, folluk ile zenginleştirilmiş) gibi yeni alternatif sistemler ya da tüketici tercihine bağlı ola-rak serbest dolaşımlı (free-range) üretim sistemlerinde sofralık yumurta üretimi yapılma-ya başlanmıştır. Türkiye’ de 2011 yılı sonunda çıkartılan Çi�lik Hayvanlarının Refahına İlişkin Yönetmelik gereği 2015 yılında geleneksel kafes sisteminin yasaklanması planlan-maktadır. Ancak yönetmelik çıkana kadar hiçbir hazırlığın olmadığı sektörde bu kadar kısa bir zamanda değişimin yaşanması oldukça güç görünmektedir.

Etlik piliç yetiştiriciliğinde hayvan refahı ile ilgili düzenlemeler etlik piliçlerin bakım ve yönetimi, hayvanların taşınması ve kesim üzerinde yoğunlaşmış olup, en fazla tartışılan konulardan birisi üretimde kullanılan hibritlerdir. Son elli yılda etlik piliçlerde günlük canlı ağırlık kazancı %250-300 oranında artarak günlük 25 gr.’lardan 100 gr’lara kadar çıkmıştır. Hızlı büyüme yeteneği ile kısa zamanda yüksek oranda kas biriktirebilen hib-rit hayvanlarda ayak problemleri ve kalp-dolaşım problemleri ile karşılaşılabilmektedir. Hayvan refahı yönünden bu ve benzeri hayvan refahı problemlerinin önüne geçmek için bakım ve beslemeye gereken önemin verilmesi ya da yavaş gelişen hibritlerin kullanılma-sı tavsiye edilmektedir. Etlik piliç yetiştiriciliğinde çi�likte hayvan refahını etkileyen bir başka önemli faktör birim alanda barındırılan hayvan sayısıdır. Birim alanda barındırı-lan hayvan sayısının artması ve standartları aşması durumunda altlık ve hava kalitesinde bozulma, amonyak düzeyinin artmasına bağlı olarak ayak tabanı, diz eklemi ve göğüs etinde yanıklar oluşması gibi istenmeyen durumlar ile karşılaşılabilmektedir. Gelenek-sel üretim sisteminde kesim ağırlığına göre değişmekle birlikte birim metrekare alanda barındırılan hayvan sayısı ondokuz-yirmi adetin üzerinde olabilmektedir. Ancak bu sa-yının onbeş-onaltının üzerine çıkması hayvanların doğal davranışlarını önemli düzeyde kısıtlamaktadır. Etlik piliçlerde hayvan refahını etkileyen önemli bir faktör de altlık ve altlık kalitesidir. Yüksek barındırma yoğunluğu ile birlikte yeterli altlık bulunmaması ya da altlığın iyi yönetilememesi durumunda ıslak altlık sorunu ortaya çıkmaktadır. Islak alt-lık kümeste amonyak oluşumunu artırmaktadır. Etlik piliçler vakitlerinin önemli bir kıs-mını altlık üzerinde yatarak geçirmektedirler. Altlığın yetersiz ve ıslak olduğu durumlarda ayak tabanı, diz eklemi ve göğüs eti üzerinde yanıklar gibi kontakt dermatitisin değişik formları artmakta, yürüyüş problemleri ve ayaklarda yaralar oluşmakta, daha da ileri du-rumlarda derin kısımlardaki yanıklar bakteriyel bulaşmalara yol açmaktadır. Kümeslerde hava ve altlık kalitesini kontrol altında tutmak için, yeterli havalandırma, uygun altlık, uygun barındırma yoğunluğu sağlanmalı, yeterli havalandırma için kümes yüksekliği en az 3 m olmalıdır. Kümes zeminine en az 5-7 cm kalınlıkta, odun talaşı gibi altlık malze-mesi serilmeli, kümes rutubeti % 50-70 aralığında olmalıdır. Kümes havasındaki yüksek yoğunluktaki amonyak ascites gibi metabolizma hastalıklarının gelişimi yanında, gözler ve nefes borusu gibi organlarda iltihaplanmalara neden olmaktadır. Etlik piliç refahını etkileyen bir başka önemli yönetimsel faktör aydınlatmadır. Geleneksel yetiştiricilikte etlik piliçler için genelde 23 saat aydınlık, 1 saat karanlık aydınlatma programı (sürekli aydınlatma) uygulanmaktadır. Ancak sürekli ışıklandırmaya bağlı olarak sürekli yem alı-mının hayvanlarda ani ölüm sendromu, ayak problemleri gibi metabolizma hastalıklarına bağlı ölümleri artırması yanında hayvanların biyolojik saatlerini ayarlayamamalarına yol

Page 202: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni192

açmaktadır. Bundan dolayı Avrupa Birliği etlik piliçlerde en az 4 saat olacak şekilde ka-ranlık uygulanmasını önermektedir. Etlik piliç (broyler) refahına uygun olarak civcivlerin yemlik ve sulukların yerini rahatlıkla bulabilmelerini sağlayabilmek açısından 3-7 günlük yaşa kadar sürekli aydınlatma uygulanmalıdır. Etlik piliç yetiştiriciliğinde toplam karan-lık sürenin 6-12 saat arasında olmasının yeterli olacağı (kesintili aydınlatma uygulanması durumunda), bazı çalışmalarda karanlık sürenin 8 saati aşmasının broyler refahına uygun olmayacağı bildirilmektedir. Kesimden üç gün öncesi en az 2 saat karanlık süre sağlanma-lıdır. Karanlık ya da aydınlığa geçmeden yarım saat önce hazırlık için loş ışık olmalıdır. Kesimden bir ha�a öncesinden kesintili aydınlatma programları ya sonlandırılmalı ya da karanlık süre azaltılmalıdır. Bu uygulama aydınlık dönemlerde yeme hücum ederek daha hareketli olan hayvanları sakinleştirme ve yakalama esnasında daha az zarar görmelerini önleme bakımından önemlidir. Hayvan refahı açısından aydınlatma programı kadar civ-civ/piliç göz hizasında aydınlatma (ışık) yoğunluğu da oldukça önemli olup, standartlara uyulmalıdır. Etlik piliçler için kesintili aydınlatma programlarının hayvan refahı yönün-den daha uygun olduğunu bildiren araştırma sonuçları da mevcuttur. Kesintili aydınlatma programları hayvan refahı yanında hızlı gelişmeye bağlı ayak problemleri ve diğer meta-bolik hastalıkları azaltma bakımından ve aydınlatma amaçlı elektrik enerjisinden tasarruf yönünden sürekli aydınlatmaya üstündür. Kesintili aydınlatma programlarının uygulan-masında dikkat edilecek en önemli konu; sıcak yaz aylarında kümes içi sıcaklığın kontrol altına alınamadığı bölge ve kümeslerde uygulanmamalı, yemlik ve suluk gibi ekipmanlar normalden biraz fazla olmalıdır. Etlik piliç yetiştiriciliğinde kapalı kümeslerde tek bir kü-meste toplam hayvan sayısı 30.000, free-range sistemde 15.000’i geçmemelidir. Etlik piliç-lerde ayak problemlerini önleme açısında serbest dolaşımlı (free-range) etlik piliç üretim sistemi geleneksel derin altlık sistemine göre daha uygundur. Ancak yetersiz biyogüvenlik ve yırtıcılara karşı açık olma gibi istenmeyen durumlar da unutulmamalıdır. Kapalı barı-naklarda tünek, gagalama için objeler ya da saman balyaları gibi hayvanların doğal dav-ranış ihtiyaçlarını karşılama metabolik hastalıkları önleme yönünden yardımcı olabilir. Barınakların bu objeler ile zenginleştirilmesi bacak kondisyonunun gelişmesi ve hayvan refahı açısından önemlidir. Etlik piliç yetiştiriciliğinde besleme ile ilgili olarak karma yem (rasyon) değişiklikleri en azından üç gün olacak şekilde tedrici olarak yapılmalıdır. Karma yem süt ürünleri içermemeli, memeli hayvan ya da kanatlı protein kaynakları kullanılma-malıdır. Yeme ve suya ulaşmak için hayvanlar 4 m’den daha uzağa gitmemelidir.

Sığır, koyun ve keçi yetiştiriciliğinde de hayvan refahı ile ilgili düzenlemeler tavuklar-da olduğu gibi çi�likte bakım ve yönetim, taşıma ve kesim konuları üzerinde yoğunlaş-mıştır. Özellikle besi amaçlı küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde hayvanların taşınması, kesim öncesi bekletme ve dinlendirme, bayıltma ve sersemletme ile kesim ko-nuları hayvan refahı açısından oldukça önemlidir.

Hayvanlara yaşadıkları ortamda öncelikle sağlanması gereken beş temel özgürlük hakkında neler düşünüyorsunuz?

Gıda GüvenliğiGünümüzde Avrupa Birliği ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere Dünyanın her yerinde tüketiciler pazara sunulan gıdalar, çevre, hayvan refahı gibi konulara daha bilinçli yaklaşmaya başlamışlardır. Tüketici aldığı hayvansal gıdaların çevreye dost, hayvan refa-hına saygılı ve güvenli bir şekilde üretildiğinden emin olmak istemektedir.

Dünya genelinde gıda kaynaklı hastalıklar ve ölümler ile bundan kaynaklanan maliyet-lerin düşürülmesi amacıyla güvenli gıdalara olan talep giderek artmaktadır. Gıda güven-liği, Dünya Tarım Teşkilatı (FAO) ve Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) Codex Alimentarius tarafından “sağlıklı ve hatasız gıda üretimini sağlamak amacıyla gıdaların; üretim, işleme,

1

Page 203: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 193

muhafaza ve dağıtımları sırasında gerekli kurallara uyulması ve önlemlerin alınması” ola-rak tanımlanmıştır. Bu tanımlama etkili bir kontrol ve denetimin yapılabilmesi için genel-de “çi�likten sofraya veya çataldan çi�liğe gıda güvenliği” olarak belirtilmektedir.

Artan dünya nüfüsu, yoğun yığınsal entansif üretim ve endüstrileşmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan çevre kirliliği, ekonomi, eğitim yetersizliği ve bilinçsiz beslenme gü-venli gıda temininin önündeki en büyük engellerdir. Dünya Sağlık Örgütü küresel düzey-de gıda güvenliği endişelerini; mikrobiyolojik tehlikeler, kimyasal tehlikeler, gıda kaynaklı hastalıkların taranması ve izlenmesi ile yeni teknolojiler ve artan kapasitenin yol açabile-ceği tehlikeler gibi sıralamaktadır. Gıda işletmelerinde genelde olabilecek tehlikeler; biyo-lojik, kimyasal ve fiziksel olarak sını�andırılabilir.

Gıda güvenliği sadece üretilen gıdalarla ilgili olmayıp, hayvanların yediği yem de bu kapsamda değerlendirilip, gerekli kontrol ve denetimler gıda ve yem güvenliği temelinde yapılmalıdır. İnsan tüketimine sunulan hayvansal gıdaların sağlıklı olması hayvanların ye-dikleri yemlerle yakından ilgilidir. Yemlerden hayvanlara, hayvanlardan insanlara zoonoz olarak isimlendirilen birçok hastalık geçebilir. BSE (deli dana) ve yemlerde dioksin kriz-lerinden sonra hayvan yemlerinde kalitenin korunması ve daha sıkı denetim yapılması çok daha önemli hale gelmiştir. Yem güvenliği ile ilgili olarak “İyi Üretim teknikleri” nin gerçekleştirilmesine çalışılmaktadır. Bu konuda Avrupa Birliği’nde alınan en önemli karar yem katkı maddesi olarak kullanılan antibiyotiklerin yasaklanmasıdır.

Gıda üretiminde “önleyici yaklaşım” ilkesine göre geliştirilmiş en önemli sistematik yaklaşım HACCP olarak isimlendirilen “Tehlike Analizi Kritik Kontrol Noktaları” dır. Öngörü ilkesine dayanan bu yaklaşım; bir gıda işletmesinde farklı üretim aşamalarında ortaya çıkabilecek tehlikelerin belirlenip analiz edilmesine, ortaya çıkabilecek bu tehlike-lerin önlenmesi için gerekli faaliyetlerin belirlenmesine, belirlenen bu faaliyetlerin etkili bir şekilde uygulamaya konulup konulmadığını izlemeye yarayan bir yöntemdir. Bu yön-tem “son ürün kontrolüne dayanan” sistemlerden farklıdır ve amaç “sıfır hatalı” ürün elde etmektir.

Herhangi bir gıda işletmesinde güvenli gıda üretimini sağlayabilmek için “işletmeye özgü tehlike analizi yapılması, kritik kontrol noktalarının belirlenmesi, kritik limitlerin belirlenmesi, kritik kontrol noktalarını kontrol etmek için bir izleme sistemi kurulması, bir kritik kontrol noktası kontrolden çıktığı zaman uygulanacak düzeltici faaliyetlerin be-lirlenmesi, sistemin etkileyeci bir şekilde çalıştığını test etmek için doğrulayıcı prosedür-lerin belirlenmesi, dökümantasyon ve kayıt sisteminin oluşturulması” gibi yedi prensip uygulanmalıdır.

Toplam Kalite Yönetimi Yaklaşımının önemli bir bölümü olan gıda güvenlik sistemle-rini uygulamak bir ekip işidir ve işletmeye de bir maliyeti vardır.

Güvenli gıda üretim zincirinde çi�likten sofraya üretimin her aşamasında izlenebilir-lik en önemli konudur. Bitkisel ve hayvansal üretimde iyi tarım uygulamaları, hayvansal üretimde hayvanların kimliklendirilmesi, kayıt altına alınması, izlenmesi, nakliye ve de-polama, personel yeterliliği, üretimden tüketime kadar tüm basamaklar bir bütün olarak düşünülerek gıda güvenliği sağlanmaya çalışılmalıdır.

Güvenli gıda temininin önündeki en büyük engeller ve küresel düzeyde gıda güvenliği ile ilgili endişeler hakkında neler düşünüyorsunuz?

Doğal Üretim YöntemleriDoğal üretim yöntemleri hayvanların doğalarına ve �zyolojik ihtiyaçlarına uygun ortam-larda barındırılıp beslendiği, başta genetik canlı materyal ve beslenme olmak üzere, moda ve entansif üretimin bir sonucu olarak ortaya çıkan uygulamalardan önemli düzeyde farklılıklar gösteren alternatif bir üretim yöntemidir.

2

Page 204: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni194

Doğal üretim organik üretimden farklı olup, organik üretim gibi tanımlanmış, sınırları çizilmiş bir yapısı yoktur. Aynı zamanda serti�kalandırma da gerektirmez. Doğal üretimin esası hayvanların genelde doğal çayır-meradan yararlandığı, hormon, antibiyotik ve renk maddesi gibi sentetik maddelerin kullanılmadığı, elde edilen ürünlerin en az düzeyde işleme tabi tutulduğu, tercihen lokal yerli ırkların kullanıldığı üretim yöntemidir.

Doğal üretim yöntemleri hayvanların besinlerini karşılama şekline göre değişik şekilde sını�andırılabilir. Hayvanların beslenme ihtiyacının tamamının veya en az %90-95’inin çayır-meradan karşılandığı ekstansif sistem, çayır-mera yanında hububat ve hububat artıkları ile hayvanların beslendiği karışık karma sistem ve besinlerin %8-10’ undan daha azının doğal çayır meradan karşılandığı entansif sistem olarak genel olarak üç bölümde incelenmektedir.

Yerli ve lokal köy tavuklarının entansif tarımın yapılmadığı doğal çayır-meralarda ek yemleme yapılmadan ya da sadece arpa, buğday gibi hububat ilavesi ile beslenerek üretilen yumurtalar doğal üretime güzel bir örnektir. İngiltere’ de etrafı çit bitkileri ile çevrili sürekli yeşil olan doğal çayır-meralarda doğan kuzuların burada gelişip büyüyerek, kesim olgunluğuna geldiğinde meradan kesime götürülmesiyle üretilen kuzu eti de doğal hay-vansal üretime güzel bir örnektir. Bu ortamlarda yetiştirilen hayvanlar o kadar doğaldır ki, insanlar ile teması en az düzeyde olup, hemen hemen yabani koyun davranışlarını sergilemektedirler. Yine Türkiye’de örnekleri çok az kalsa da tarıma müsait olmayan dağlık ve ormanlık alanlara bırakılan ineklerden doğan danaların yabani hayvanlar, sert doğa şartları ve hastalıklara dirençli olarak hayatta kalabilenlerinin binbir güçlükle yakalanıp kesilmesiyle elde edilen dana eti de doğal üretime güzel bir örnektir.

Organik ÜretimGünümüz hayvancılığında yoğun yığınsal üretim sonucu doğal ekolojik dengenin bozula-rak tarımsal ve hayvansal ürünlerdeki kimyasal artıkların insan sağlığını tehdit eder hale gelmesi organik hayvansal üretime büyük bir önem kazandırmıştır. Modern ve entansif üretim yöntemleri birey başına verimliliği yükselterek işletmelerde ekonomik verimliliği artırırken, yoğun kimyasal kullanımına bağlı olarak çevre kirliliği ile birlikte hayvanların doğal davranış özelliklerini sergileyebilmelerini engellemiştir. Geleneksel üretim yöntem-leri ile çevreye verilen zarar sonucu doğal kaynaklar giderek azalırken, ekonomik olarak da büyük maliyetlere neden olmaktadır. Genel bir kural olarak hayvanlarda verim yetene-ği yükseldikçe çevre şartlarına ve hastalıklara dayanıklılık azalmaktadır. Bakım-besleme yöntemleri ve yetiştirme sistemleri ile hayvanların yeni sağlık sorunları arası ilişkiler de insanları daha sağlıklı ve güvenli gıda arayışına yöneltmiştir. Hayvan refahı ve davranışları konusunda yoğunlaşan yaptırımlar ile organik ürünlerin diğerlerine göre daha yüksek fiyata satılması yüksek düzeyde ekonomik verimlilik sağlamak isteyen üreticilerin bu işe olan ilgisini artırmaktadır.

Organik hayvancılık hakkında detaylı bilgiye Editörlüğünü Prof.Dr. İbrahim AK’ın yaptığı Ekolojik-Organik Tarımda Hayvancılık (Bursa:Dora Basım-Yayın Dağıtım Ltd-Şti, 2013) kitabından ulaşabilirsiniz.

Organik Üretimin Tanımı, Kanun ve YönetmeliklerGıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Organik Hayvansal Üretim (Madde 4, v); damızlık hayvan veya sperma kullanılarak hayvan üretilmesi, hayvansal ürünlerden insan gıdası ile hayvan ve bitki besleme ürünleri üretilmesi, hammaddesini tarımdan alan sanayilere ve bilimsel çalışmalara organik hammadde temini, her aşaması ilgili yönetmeliğe göre yetkilendirilmiş kuruluş

Page 205: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 195

tarafından kontrol edilen ve serti�kalandırılan üretim faaliyeti olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere organik üretim; insanların daha güvenli gıdalar ile beslenmesini hede�eyen, çevreye ve hayvan haklarına saygılı, hayvanların fizyolojik ihtiyaçlarına uygun bakım-yönetim sistemlerinin uygulandığı, koruyucu hekimliğin ön planda olduğu, alternatif ilaç ve tedaviye öncelik verilen, sertifikalandırılmış doğal ya da doğala yakın bir üretim yöntemidir.

Organik üretim enerji ve doğal kaynakları korumayı hede�eyen, lokal ve bölgesel ekolojik dengelere dikkat ederek biyoçeşitliliğe önem veren, su ve toprak kirliliğini önlemeyi hede�eyen alternatif bir yöntemdir. Tarım ve hayvancılığa uygun olmayan kırsal alanlarda yaşayanlar için önemli bir gelir kapısı olabilir. Gıda güvenliği ve çevrenin korunması yanında, hayvan sağlığı ve refahının korunması organik hayvansal üretimin en önemli amacıdır diyebiliriz. Kural olarak organik üretimde sentetik maddeler ve genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların (GDO) kullanılması yasaktır. Yetiştiriciler kurallara uygun üretim yapıp yapmadıklarını ispatlamak için izlenmekte ve kontrol edilmektedir.

Avrupa Birliği organik hayvan yetiştiriciliği ile ilgili yönetmeliği 1999 yılında düzen-lemiştir (CEC, 1999). CR 834/2007, 967/2008, 889/2008 ve 1254/2008 organik ürünlerin üretimi, etiketlendirilmesi ve kontrolü ile ilgili olarak Avrupa Birliği tarafından çıkartıl-mış diğer yönetmeliklerdir. Türkiye’ de organik hayvancılık işletmeleri 5262 no.lu kanun numarası ile 1/12/2004 tarihinde kabul edilen ve 3/12/2004 tarih ve 25659 sayı ile resmi gazetede yayınlanan Organik Tarım Kanunu ve bu kanuna dayanarak Resmi Gazete’ de 10.06.2005 tarih ve 25841 sayı ile yayımlanan “Organik tarımın esasları ve uygulanmasına ilişkin yönetmelik” e göre faaliyet göstermektedirler. Bu yönetmelikte 2008 ve 2009 yılla-rında değişiklik yapılmış, 2010 yılında yeniden yayımlanmıştır.

Türkiye’de ve Dünya’da Organik Hayvansal ÜretimDünya genelinde organik hayvansal üretimin en yaygın olduğu kıta Avrupa kıtasıdır. Av-rupa Birliği ülkeleri’ nde organik hayvansal üretimin toplam üretim içindeki payı 2003 yılında yaklaşık %2.3 olarak bildirilmiştir. Sığır, koyun ve domuz organik üretim amaçlı en fazla yetiştirilen türlerdir. Avrupa Birliği ülkelerinden Avusturya organik üretimin en yoğun olduğu ülke olup, toplam koyun-kuzu üretimin yaklaşık % 24-25’ i, sığırların % 17-18’ i organik olarak yetiştirilmektedir. Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Latvia ve İsveç’ te organik sığır yetiştiriciliğinin toplam organik üretimdeki payı % 5’ler civarındadır. Or-ganik yumurta üretimin en yoğun olduğu ülkelerden birisi yaklaşık %3 ile İngiltere’dir. Bu ülkelerde organik ürün pazarında büyüme oranı yılda %10-15’ler düzeyindedir.

Avrupa Birliği ülkeleri içinde en fazla organik ürün ekim alanına sahip ülke İspanya, İtalya ve Almanya’dır. 2008-2009 yılları arasında tüm dünyada organik tarım alanını en fazla artıran ülkeler Arjantin ve Türkiye’ dir.

2008 yılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’ de hayvancılık alanında faaliyet gösteren toplam 31 adet işletme/çi�çi mevcut olup, en yoğun olduğu il 5 işletme ile Çanakkale’ dir. Bu işletmelerde toplam hayvan sayısı 38.942 olup, toplam 554 ton et, 8.711 ton süt, 4.424.000 adet yumurta üretilmektedir. Türkiye organik bal üretimi ise 93 işletme/çi�çi’ de 11.207 kovanda toplam 181.21 tondur. En fazla organik bal üretimi 8 işletmede 2.220 kovan ve 44,40 ton ile Muğla ilindedir. Türkiye’ nin en büyük organik süt üretim işletmeleri Gümüşhane ve Çanakkale ‘de mevcut olup, Türkiye organik süt ve süt ürünleri üretimin tamamına yakınını gerçekleştirmektedirler.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2011 yılında yayımlanan verilere göre Türkiye’de organik ve geçiş sürecinde olmak üzere yaklaşık 432.000 adet kanatlı hayvan yetiştirilmektedir. Yumurta üreten işletmeler daha çok Bolu, Bursa, Elazığ, İzmir, Kırk-lareli, Konya, Manisa, Samsun illerinde, organik etlik piliç üretim işletmeleri ise Elazığ, İzmir, Samsun illerinde bulunmaktadır. Yumurtacı işletmelerde yaklaşık on sekiz milyon adet organik yumurta üretildiği belirtilmiştir.

Page 206: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni196

Organik Hayvansal Üretim KurallarıOrganik Hayvansal Üretim çi�likten sofraya bir sertifikasyon kuruluşu kontrolünde izle-nip kontrol edilen alternatif bir üretim yöntemi olup, bu bölümde geleneksel üretimden olan başlıca farklılıklarından bahsedilecektir. Uygulamaya dönük daha detaylı bilgiler için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İliş-kin Yönetmelik” dikkate alınmalıdır.

Hayvanlarda Bakım ve YönetimOrganik üretimde ırk/genotip seçiminde doğal olarak hastalıklara dayanıklı ırklar seçil-melidir. Organik yumurta ya da piliç eti üretiminde kültür ırkı ya da yerli hayvanların kullanılması teknik ve ekonomik verimlilik yönünden daha uygun olabilir. Organik üretimde hayvanların genetik yapısı değiştirilemez ve gen mühendisliği yolu ile hayvan ıslahına izin verilemez.

Kuyruk kesme, gaga kesme, tüy yolma gibi işlemler yapılamaz. Kastrasyon ve boynuz köreltme serti�ka kuruluşunun onayı ile yapılabilir.

Hayvanların bağlı olarak tutulması yasaktır. Ancak emniyet ve hayvan sağlığı açısından gerekli ise büyükbaş hayvanlar iyi aydınlatılmış ve havalandırılmış barınaklarda düzenli olarak gezdirilmek suretiyle bağlanabilirler. Küçük işletmelerde hayvanlar ha�ada en az iki kez meraya çıkartılmak kaydı ile bağlanabilirler.

Organik üretimde besiye alınacak danalar 4 aylıktan, kuzu ve oğlaklar 4 ha�alıktan, damızlık (büyükbaş) hayvanlar 14 aylıktan, yumurtacı tavuklar 18 ha�alıktan, etlik pil-içler 3 günlükten büyük olmamalıdır.

Danalar sütten kesildikten sonra organik üretim kuralarına uygun olarak yetiştirilmiş olmalıdır. Büyükbaş sayısının % 10’ nu, koyun ve keçi sayısının % 20’ ni geçmemesi kaydıyla organik üretim yapmayan işletmelerden hayvan temin edilebilir. Bu oranlar özel durumlarda % 40’ a kadar genişletilebilir. Yeni bir işletme kurulmasında yeterli sayıda organik olarak üretilmiş hayvan bulunmadığında kontrol veya serti�kasyon kuruluşunun izni alınarak geleneksel yöntemler ile üretilmiş hayvanlar geçiş sürecinde kullanılabilir.

Hayvanların rahatça ve doğal olarak durabilecekleri, kolayca yatabilecekleri, döne-bilecekleri, gerinme ve kanat çırpma gibi tüm doğal pozisyonları alabilecekleri şekilde yerleşim yoğunluğu sağlanmalıdır. Bir yaşın üzerindeki boğalar açık gezinti alanlarına ra-hatça erişebilmelidir. Besi hayvanları yaşam sürelerinin 1/5’ ni geçmemesi şartı ile kontrol kuruluşunun gözetiminde kapalı barınaklarda tutulabilir.

Hayvan barınaklarının zemini düzgün ama kaygan olmamalıdır. Toplam zemin alanının en az yarısı sert ve düz olmalıdır. Barınaklarda parçalı olmayan düz satıhlı, temiz ve kuru dinlenme alanı oluşturulmalıdır. Bir ha�alık olduktan sonra buzağıların tek kişilik bölmelerde barındırılması önerilmez. Kanatlılar mümkün olduğunca doğal otlaklarda yetiştirilmelidir ve kafes sisteminde barındırma yasaktır. Kanatlı hayvanların yetiştirildiği barınak zemininin en az 1/3’ ü düz altlıklı zemin olmalı ve dışkı kolayca toplanabilmelidir. Kümeslerde yeterli büyüklükte tüneme alanı bulunmalıdır. Kanatlılar iklim koşulları elverdiği ölçüde mümkün olduğunca açık alanlara alınabilmeli, açık alanların etrafı bitki örtüsü ile çevrili olmalı, hayvanların ihtiyacını karşılayacak yeterli sayıda yemlik ve suluk bulunmalıdır.

Organik üretimde hayvanları strese sokacak herhangi bir uygulamadan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Buzağılar doğal ortamda doğmalı ve barındırılmalıdır. Yataklık malzemeleri hayvan türüne özgü seçilmelidir. Yüzeyde ızgara altlık kullanılmasından kaçınılmalıdır.

Organik üretimde hayvan sayısı sahip olunan arazi miktarı ve üretilebilecek kuru ot miktarına göre belirlenmelidir ve genel olarak barındırma yoğunluğu düşük tutulmalıdır.

Page 207: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 197

Hayvan BeslemeOrganik üretimde hayvanlar �zyolojik ihtiyaçlarına uygun düzenlenmiş ve sertifikalı hammaddelerden üretilmiş organik yemler ile beslenmelidir. Genel olarak organik hayvansal üretim organik yem bitkileri üretimi ile birlikte düşünülmelidir.

Organik üretimde hayvanların bakım ve yönetimi birim alanda en yüksek verime ulaşma yerine besleme rejimi metabolik ve �zyolojik hastalıkları azaltacak şekilde düzen-lenmelidir.

Sığır, koyun ve keçi yemleri en azından %60 oranında silaj, çayır-mera otları içermelidir. Organik hayvancılık yapacak işletmenin serbest otlatma alanına sahip olması önemlidir.

Kanatlılarda yumurta verimini artırıcı ya da yumurta sarı kalitesini artırıcı sentetik maddeler ile doğal olmayan yöntemler kullanılmamalıdır. Hayvanlara yem kısıtlaması uygulanması yasak olup, antibiyotikler, üreme kontrol ediciler, hormon ve benzeri maddeler kullanılmamalıdır.

Hayvanlara doğal bağışıklık kazandırmak için merada otlatma yapılmalı ve yüksek kaliteli yemler kullanılmalıdır. Buzağıların anne sütünü doğrudan alması tercih edilmeli, otlatmada kullanılan meralar organik üretime geçiş sürecini tamamlamış olmalıdır.

Organik hayvan yetiştiriciliğinde %20’ e kadar geleneksel olarak elde edilmiş yem hammaddelerinin rasyonda yer almasına müsaade edilirken, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2010 yılı başından itibaren 2011 yılı sonuna kadar olan dönemde bu oranı % 5’ e düşürmüştür. Avrupa Birliği ülkelerinde 2012 yılından sonra organik üretimde %100 organik hammadde kullanılması zorunlu olmuştur.

Hayvan Sağlığı ve TedaviOrganik üretimde koruyucu hekimlik ön planda olup, hayvanlara sağlıklı yaşam koşulları temin etmek esastır. Hayvanların hastalanması veya yaralanması durumunda en kısa za-manda tedavi edilmesi gerekmektedir.

Organik üretimde ilaç kullanımında bitki alıntıları ve bitki özleri gibi bitkisel ilaçlar, bitki, hayvan ve mineral kaynaklı maddeler, eser maddeler ve ürünleri kullanmaya özen göstermelidir. Bunların yetersiz kaldığı durumlarda kimyasal kökenli ilaçlar kullanılma-lıdır.

Veteriner ilaçları kullanılacağı zaman teşhis, tedavi süresi gibi hastalıkla ilgili bilgiler kayıt altına alınmalı, hayvanlar pazarlanmadan önce kontrol kuruluşuna bildirilmelidir. İşletme ve civarındaki sinek mücadelesinde kimyasal kökenli insektisitler kullanılması yasaktır. Koruyucu amaçla sentetik maddeler ve antibiyotikler kullanılamaz. Hayvanla-rın hastalanması veya yaralanması durumunda en kısa zamanda tedavi edilmesi gerek-mektedir.

Geleneksel üretimde olduğu gibi organik hayvancılık ta da koruyucu hekimlik ve bi-yogüvenlik kurallarının dikkatli bir şekilde uygulanması gerekmektedir. İşletmelerde et-kili bir biyogüvenlik için bakteri, virus, mantar gibi hastalık etkenlerinin işletmeye bulaş-masının önlenmesi ve bu etkenlerin uygun yöntemler ile öldürülmesi, hayvanların yaşına, doğal davranışlarına ve fizyolojik ihtiyaçlarına uygun bakım ve beslenmesi, hastalıklara karşı yeterli bağışıklığın oluşturulması, hayvanların sevk ve idaresinde işinde uzman, gü-venilir ve dürüst personel çalıştırılması, sürüde günlük yapılan kontroller ve otopsi gibi biyogüvenlik kurallarına uyulmalıdır. Biyogüvenlik ya da canlı güvenliği ile ilgili alınan tedbirler kolaylıkla ihmal edilebilen basit kurallardır. Hastalık bulaşma riski çok çok zayıf da olsa işletmede alınan biyogüvenlik tedbirleri hiç bir zaman ihmal edilmemeli, konu ile ilgili kritik kontrol noktaları belirlenerek etkili bir şekilde takip edilmelidir.

İlgili yönetmelik gereği (Yönetmelik Madde 19) işletmelerde iki yetiştirme dönemi arasında hayvan barınakları boş bırakılmalı, bu sürede hayvan barınakları (binalar) ve ekipmanlar temizlenip dezenfekte edilmelidir. Üretim dönemi tamamlandığında kapalı

Page 208: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni198

barınaklar ve gezinti alanları bir önceki dönem sürüde hastalık olup olmama durumuna göre on-onbeş gün kadar bir süre boş bırakılarak, bitki örtüsünün de yeniden gelişmesi-ne olanak tanımalıdır. Sürekli olarak barınaklarda tutulmayan hayvanlara ve gün boyu serbest olan az sayıdaki hayvanlara bu kural uygulanmasa da olabilir. Hayvan barınakları ve alet-malzemelerin uygun bir şekilde temizlenip ve etkili dezenfektanlar ile dezenfekte edilmesi gereklidir. Hayvan barınakları, ilgili bina ve diğer yapıların temizlik ve dezen-feksiyonunda ilgili yönetmelikte belirtilen maddelerin kullanılması gerekir. Kemirgen, böcekler ve diger parazitler ile mücadele etmek ve barınaklarda oluşan kötü kokuyu azalt-mak ve ortadan kaldırmak için, dışkı, idrar gibi maddeler ve yerlere dökülmüş yemler bu-lunduğu ortamdan uzaklaştırılmalıdır. Alınan tedbirlere rağmen böcekler ile diğer kemir-genlerin hayvan barınaklarından ve diğer yapılardan uzaklaştırılamaması durumunda, yalnızca ilgili yönetmelikte belirtilen maddeler ve rodentisitler kullanılmalıdır. Organik hayvan yetiştiriciliğinde hayvan sağlığı ve veteriner hekim müdahalesi ile ilgili kurallar ve veteriner hekim gözetiminde veteriner tıbbi ürünlerin kullanımına ilişkin maddeler hakkında ilgili yönetmelik dikkate alınmalıdır.

Sertifikasyon, Logo ve EtiketlemeSertifikasyon; bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, organik ürünün ve girdinin geldiği aşamanın belgelendirilmesidir. Kontrol ve sertifikasyon kuru-luşu veya sertifikasyon kuruluşunca; organik tarım müteşebbis sertifikası ve ürün serti-fikası verilir. Organik ürün üretecek, işleyecek, pazarlayacak, ithal veya ihraç edecek özel veya tüzel kişilerin faaliyette bulunabilmeleri için Türkiye’ de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ ndan Avrupa Birliği ve diğer ülkelerde kendi yetkili kuruluşlarından yetki almış kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarından birisiyle sözleşme yapmaları zorunludur.

Organik ürün logosu; çi�likten sofraya her aşamada organik ürünlerin belirli bir stan-dartta üretildiğinin göstergesi olup, tüketiciler tarafından kolaylıkla tanınıp, fark edilebil-mesi açısından da oldukça önemlidir.

Avrupa Birliği’ nde organik ürünler halen EC 834/2007 ve EEC 2092/91 sayılı yönet-meliğe göre üretilip etiketlenirken, özellikle marketlerde ürünlerin daha kolayca fark edi-lebilmesini sağlamak amacıyla 1.Temmuz.2010 tarihinden itibaren yeni bir organik ürün logosu kullanılmaya başlanmıştır. Buna göre canlı organizmalar (hayvanlar) ve işlenme-miş ham ürünler, işlenmiş gıdalar, hayvan yemleri ve tohumlar organik olarak üretilip, etiketlenerek satılabilmektedir. Yabani ot ve bitkiler de aynı kapsamda değerlendirilirken, yabani av hayvanları ve balıklar kapsam dışı tutulmuştur. Birlik dışındaki ülkelerin aynı logoyu kullanması isteğe bağlıdır. Üçüncü ülkelerde Avrupa Birliği logosu kullanılması durumunda etiket üzerine nerede üretildiğinin yazılması zorunlu hale gelmiştir. Üçüncü ülkelerden Avrupa Birliği’ ne ürün ihracatı bundan böyle yeni bir izleme sisteminde tabi-dir. Bu ürünler doğrudan Avrupa Birliği ve üye ülke temsilcileri tarafından izlenmektedir.

Ürün ambalajı üzerinde organik ürün logosu ile birlikte, sertifikasyon kuruluşunun adı ve kod numarası ile ürün içeriği yazılmak zorundadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı organik ürün üzerinde yeşil, mavi, siyah ve beyaz renkte 20 mm’ den küçük, 40 mm’ den büyük olmayan logoların kullanılmasına müsaade etmektedir.

Organik Ürün KalitesiOrganik hayvansal üretimde başlıca amaç birim alanda en fazla miktarda ürün elde etme yerine, yabani ot ilacı olarak kullanılan pestisitler ve kimyasal artıklar gibi insan sağlığına zararlı maddeler yönünden daha güvenli ve kaliteli güvenli gıda üretimi olmalıdır.

Muhtemelen organik ürünlerin ürün kalitesi ile yapılmış çalışma sayısının oldukça ye-tersiz olmasından organik ürün kalitesi, daha sağlıklı olup olmadığı gibi konular en fazla tartışılan konulardandır. Organik sütün normal süte göre daha yüksek düzeyde doymamış

Page 209: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 199

yağ asidi içerdiği bildirilmiştir. Organik olarak üretilmiş yumurta sarısı daha koyu-doğal sarısı ile dikkat çekmekte olup, organik ürünlerin kalitesi aynı bölgede veya ülkede gele-neksel üretimin yapıldığı şartlara göre de değişiklik göstermektedir. Örneğin geleneksel hayvan yetiştiriciliğinin genelde doğal ortamda meraya dayalı olarak yapıldığı koşullarda organik ve geleneksel olarak üretilmiş gıdalar arasında normal olarak çok az ya da hiç fark ortaya çıkmaması normal kabul edilmektedir. Nitekim 2009 yılında İngiltere’ de organik ürünlerin gıda kalitesi ile ilgili yapılmış bir çalışma gündemi epeyce meşgul etmiştir.

Organik üretimin geleneksel/klasik üretimden başlıca farklılıklarının hangi bölümlerde yoğunlaşmış olduğunu düşünüyorsunuz? Organik üretimde sertifikasyon ve logo ne ifade etmektedir?

İyi Tarım Uygulamalarıİyi Tarım Uygulamaları; Üreticiler için tarımsal ve hayvansal üretimi sosyal açıdan yaşa-nabilir, ekonomik açıdan rantabl (karlı) ve verimli, insan sağlığını koruyan, hayvan sağlığı ve refahı ile çevreye saygılı ve belirtilen bu hede�ere ulaşılması için uygulanması gereken işlemleri ifade etmektedir. Bitkisel ve hayvansal üretimde İyi Tarım Uygulamaları kaliteli ve verimli bir tarımsal ve hayvansal üretim yanında güvenli gıda tüketimi bakımından da oldukça önemlidir. Genel olarak İyi Tarım Uygulamaları çi�likten sofraya kadar uzanan bütün üretim ve pazarlama aşamalarının tamamını kapsamaktadır.

İyi Tarım Uygulamaları Dünya Gıda Örgütü (FAO) tarafından, “tarımsal üretim sis-teminin sosyal açıdan yaşanabilir, ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sağlığını koru-yan, hayvan sağlığı ve refahı ile çevreye önem veren bir hale getirmek için uygulanması gereken işlemler” olarak tanımlanmıştır. İyi Tarım Uygulamalarının amacı; insan sağlığı-na ve çevreye zarar vermeyecek üretimin yapılmasıdır. Bunun için İyi Tarım Uygulama-ları, Zararlılarla Entegre Mücadele ve Entegre Ürün Yetiştiriciliği tekniklerinin, üretimde birlikte uygulanmasını tavsiye etmektedir.

Bitkisel ve hayvansal üretimde İyi Tarım Uygulamaları kapsamında üretilen ürünler, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kontrol ve sertifikasyon kuruluşları tarafından yayınlanmış mevzuatlara göre kontrol edilmektedir. Mevzuata uy-gun üretim yapılmışsa bu ürün sertifikalandırılmaktadır.

Sertifikalandırma ile; iyi tarım uygulamaları koşullarına uygun şekilde elde edilen hayvansal ürünün, insan sağlığına zararlı kimyasal, mikrobiyolojik ve fiziksel kalıntılar içermediği; çevreyi kirletmeden ve doğal dengeye zarar vermeden üretildiği; bu ürünün üretimi sırasında insan ve diğer canlıların olumsuz etkilenmediği; üretildiği ve tüketildiği ülkelerin mevzuatına uygun olarak üretildiği belgelenmektedir.

Türkiye’ de İyi Tarım Uygulamaları 07.10.2010 tarih ve 27778 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İyi Tarım Uygulamaları Hakkında Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda yürütülmektedir. Hayvansal üretimde İyi Tarım Uygulamaları faaliyetlerinde bulunmak isteyen üreticiler için “Hayvansal Üretimde İyi Tarım Uygulamaları Kriterleri” belirlen-miş olup, kriterler ve kontrol noktalarına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının web sayfasından ulaşılabilir.

Zenginleştirilmiş Gıdaların ÜretimiSon yıllarda insan sağlığının korunmasında ya da bozulan sağlığın yeniden kazanılmasın-da beslenmenin ne kadar önemli olduğunun anlaşılması ile gıda maddelerinde hiç bulun-mayan ya da az bulunan bazı maddeler eklenerek zenginleştirilmiş ya da fonksiyonel gıda olarak isimlendirilen gıdalar üretilmektedir. Zenginleştirilmiş gıdalar aynı zamanda insan fizyolojisi ve metabolizmasına ek faydalar sağlayarak hastalıklardan korunmada daha et-kin, daha sağlıklı yaşam sunan gıdalardır.

3

Page 210: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni200

Gıdaların besin öğelerince zenginleştirilmesi, günümüzde yetersizliklerin önlenme-sinde en etkin çözüm yollarından biri olarak değerlendirilmektedir. Endüstrileşmiş top-lumlarda beslenme yetersizlikleri, gıdaların zenginleştirilmesi yöntemiyle çözümlenmiş, bu ülkelerde beslenmeye bağlı sağlık sorunları yön değiştirerek aşırı ve dengesiz beslenme sorunları çözümlenmeye çalışılmaktadır.

Zenginleştirme çalışmaları kapsamında gıdalara vitaminler, mineraller, aminoasitler gibi çeşitli besin öğeleri katılmakta ve ürünler fonksiyonel hale getirilmektedir. Dünyada özellikle temel gıda olarak kabul edilen ekmek, süt, yağ, şeker ve çocuk mamaları gibi gıdalar zenginleştirilerek daha besleyici hale getirilmektedir. Gıdaların zenginleştirilme-sinde temel ilke, toplumda tüketimi yaygın olan gıdaların, yetersizliği görülen besin öğe-lerince zenginleştirilmesi, bu maddelerin daha fazla yer almasının sağlanmasıdır.

Zenginleştirilmiş üründe besin öğeleri dengesinin bozulmaması büyük önem taşı-maktadır. Günlük gereksinimler göz önüne alınarak yapılan ürün zenginleştirmesinde katkı miktarlarının birbirinin emilimini önlemeyecek şekilde belirlenmesi gerekmekte-dir. Zenginleştirilmiş ürün maliyetinin düşük, duyusal açıdan beğenilir ve kabul edilebilir nitelikte olması temel özellik olmalıdır. Ayrıca ürüne göre katkı işlemi ve pratik olarak uygulanabilirliği de önemlidir. Aynı şekilde zenginleştirme işleminde kullanılan bu mad-deler insan sağlığına uygun, kullanımında sakınca olmayan ve izin verilen besin madde-leri olmalıdır.

Margarinlere A vitamini, süte D vitamini, tuza iyot gibi, marketlerde görebildiğimiz bu gıda maddelerinde hiç bulunmayan ya da az bulunan maddeler katılarak zenginleştirilmiş fonsiyonel gıdalar üretilebilmektedir.

Hayvancılık sektöründe zenginleştirilmiş gıdalar çi�likte doğrudan üretim aşama-sında ya da ürün işleme aşamasında elde edilebilmektedir. Çi�likte üretim aşamasında fonsiyonel gıda üretimi daha çok yumurta üretiminde uygulanmaktadır. Yumurtanın içindeki bazı besin maddelerinin düzeyleri tavukların yemlerine eklenen maddeler ile artırılabilmekte ve o besin maddeleri yönünden zenginleştirilmiş fonksiyonel yumurta üretilebilmektedir. Bunlardan en yaygın olanı Omega n-3 yağ asidi ile zenginleştirilmiş yumurtalardır. Omega n-3 yağ asidi en fazla soğuk sularda yaşayan yağlı balıklar ve keten tohumu, ceviz ve semizotunda bulunmaktadır. Omega n-3 ile zenginleştirilmiş yumurta üretimi için tavuklar yemlerine belirli oranlarda katılan balık yağı veya keten tohumu gibi yemler ile beslenmektedir. Yine aynı şekilde bir yağ asidi olan DHA ve Selenyum bakı-mından zengin yemler ile beslenen tavukların yumurtaları da bu besin maddelerini daha fazla içermektedir. Normal yumurtada daha düşük düzeyde DHA bulunurken, yüksek oranda linoleik asit içeren bitkisel katkı maddeleri ile zenginleştirilmiş yemlerle beslenen tavuklarda daha yüksek DHA içeren yumurta üretilebilmektedir. Bu şekilde üretilen bu fonksiyonel yumurta ürünlerini market ra�arında görmek mümkündür.

Gıdaların zenginleştirilmesinde temel ilkenin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

TÜRKİYE HAYVANCILIĞINDA GENEL DURUMTürkiye hayvancılık sektörü ikibinli yıllarda Avrupa Birliği sürecine bağlı olarak belirli standartların yakalanması amacıyla hızlı bir değişim sürecine girmiş ve her alanda ol-dukça önemli düzeyde bir gelişme sağlanmıştır. Genel olarak hayvancılık aile işletmeciliği tarzında sadece köylünün yaptığı bir iş kolu olmaktan çıkmış büyük kapasiteli, yatırım, sermaye ve teknoloji kullanımına önem verilen, teknik ve ekonomik verimlilik ile kurum-sal işletmeciliğin ön planda olduğu bir sanayi durumuna gelmiştir. Bu süreçte yatırım ve işletme amaçlı hibe ve faiz indirimli krediler ile ürüne verilen desteklerin sektöre önemli bir katkısı olmuştur. Kısa zamanda gereçekleştirilen bütün bu gelişmelere rağmen her ül-

4

Page 211: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 201

kede olduğu gibi Türkiye hayvancılığının da kendine özgü bazı sorunları bulunmaktadır. Bunların önemli bir kısmı uzun yıllardır devam etmekte olup tam anlamı ile çözülmesi zaman alacaktır. Bunun yanında bilim ve teknoloji alanında çok hızlı değişimin yaşandığı günümüz koşullarında yeni yeni sorunlar da ortaya çıkabilmektedir. Genel olarak hay-vancılığımızın daha da gelişip dünya’ da söz sahibi bir ülke haline gelebilmesi için etkili ve sürdürülebilir hayvancılık politikaları ile bu güçlüklerin aşılması gerekmektedir. Bunlar-dan bazıları aşağıdaki gibidir:

Türkiye Hayvan Varlığı, Kaliteli Damızlık Hayvan ve Hayvan IslahıTavukçuluk sektörü dışında bütün türlerde hayvan sayısında bir azalma mevcut olup, son yıllarda hayvan arzındaki bu azalma kendini iyice hissettirmiştir. Son yirmi yılda sığır, koyun, keçi, manda gibi hemen bütün hayvan türleri sayıca azalmıştır. Özellikle 2007 yı-lından sonra süt fiyatlarındaki düşmeye bağlı dişi hayvanların kontrolsüz bir şekilde ke-silmesi ile kontrolsüz hayvan hareketleri hayvan arzını düşürerek et fiyatlarında belirgin bir artışa neden olmuştur. Bu üretici açısından avantajlı gibi görünse de ucuz ve kaliteli damızlık ve besi hayvanı temininde sıkıntıya düşülmüştür. Bunun sonucu olarak 2010 yılı sonunda 2011 yılını da kapsayacak şekilde yıllardır izin verilmeyen et ve kasaplık canlı hayvan ithalatı belirli kurallar çerçevesinde serbest bırakılmıştır. Et fiyatlarına denge ge-tirmek amacıyla yapılan ithalat, iç piyasadaki kasaplık hayvan ve et üretiminin gelişmesi-ne bağlı olarak giderek azalmıştır. Ancak devlet teşviklerine rağmen ülkemizde özellikle süt sığırcılığında damızlık hayvan üretimi yeterli düzeyde olmayıp, ihtiyaç yurt dışından karşılanmaya çalışılmaktadır. Kısa vadede damızlık ve besi amaçlı genç hayvan ithalatı-na belirli bir süreye kadar devam edilebilir. Ancak uzun vadede ise her türden damızlık hayvan üretiminde teşvikler artırılarak dışa bağımlılık önlenmeli, aynı zamanda damızlık nitelikteki dişi hayvanların kesimi engellenmelidir.

Türkiye’ de genel olarak yüksek verimli ve kaliteli damızlık materyal konusunda sıkıntı çekilmektedir. Ülkemiz bu sorunu yıllardır dış ülkelerden getirilen damızlık materyaller ile çözmeye çalışmaktadır. Bir ülkenin hayvancılığını ıslah etmek için bu da bir çözüm yoludur. Ancak bu en maliyetli bir yol olması yanında aynı zamanda hayvan hastalıkları yönünden de risklidir. Hayvan ıslahı amacı ile kurulan Devlet hayvancılık işletmeleri ise bu konuda ihtiyacı yeterince karşılayamamaktadır. Özellikle Tavukçuluk sektöründeki tüm gelişmelere rağmen damızlık konusundaki dışa bağımlılık halen devam etmektedir. Her yıl damızlık civciv ve yumurta ithal edilerek üretimde kullanılan hibrit hayvanlar elde edilmektedir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın çalışmaları ile yerli etçi ve yumur-tacı damızlıklar geliştirilse de özel sektörün de konuya ilgili olması ve ıslah çalışmalarında bulunması oldukça önemlidir. Tavukçuluk sektörünün dışa bağımlılıktan kurtarılabilmesi için, damızlık üretimini saf hattan başlayarak kesintisiz üretim zincirinin tüm aşamaları-nı elinde tutacak kamu veya özel sektör kuruluşları oluşturulmalı ve bu kuruluşlar hibe, düşük faizli kredi, vergi muafiyeti gibi teşviklerle desteklenmeli, bu konudaki yatırımların özendirilmesi gerekmektedir.

İhtiyacı karşılayacak kaliteli ve yeterli sayıda damızlık hayvan için; kayıt-kontrol ve sertifika esasına dayalı yetiştiriciliğin teşviki, tohumlamalarda ırk sa�ığının korunması-nın garanti altına alınması, suni tohumlamanın yaygınlaştırılması, progeny-test çalışma-larının geliştirilmesi, kullanma melezlemesi yöntemi ile daha çok kırmızı et üretiminin artırılması, bu koşullar sağlandıktan sonra yeterli genetik yapıda ve sağlıklı ithalat ya-pılması, kaliteli dişi buzağı ithal edilerek, düve yetiştiren işletmelerin güvenilir materyal ihtiyacının sağlanması düşünülebilir.

Page 212: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni202

İşletme Büyüklüğü ve YapısıSon yıllarda uygulanan devlet teşvikleri büyük kapasiteli işletme sayısında belirgin bir artışa neden olsa da Türkiye’ deki hayvancılık işletmelerinin çoğunluğu küçük ölçekli aile işletmeleridir. İşletme yapısı küçüldüğünde birim ürün ya da birim hayvan başına girdi maliyetleri yükselmekte, teknoloji kullanımı, koruyucu hekimlik uygulamaları karlı olma-dığından yeterince uygulanmamaktadır. Karlı bir işletmecilik için; işletmecinin geçimini sadece bu iş kolundan sağlamaya yetecek, en az 50 baş sığır veya 300 baş koyun-keçi ya da 30.000 baş etlik piliç gibi büyük kapasiteli işletmelerin kuruluşu teşvik edilmelidir.

Hayvan Besleme ve YemTürkiye’ de soya ve mısır gibi bazı yem hammaddeleri üretimi ve hammadde çeşitliliği ye-tersiz olup, girdi maliyetlerimiz genelde yüksektir. Üretimi yetersiz olan hammaddelerin üretimi teşvik edilerek artırılmaya ve fiyatların dengeli bir seviyeye gelmesi sağlanmaya çalışılmaktadır.

Türkiye’ de mera arazilerinin azalması yanında yem bitkileri ekimi oldukça sınırlıdır. Sulu tarıma geçilmediği için kültür arazilerinin çoğunluğunda yem bitkisi üretimi yapı-lamamaktadır. Yem bitkileri üretimi için sağlanan teşvikler artırılarak devam etmelidir.

Konsantre karma yem üretimi yönünden çoğu yem fabrikası düşük kapasite ile çalış-maktadır. İthalat yolu ile temin edilen yem hammaddeleri dünya fiyatlarından satın alı-namamakta, yerli üreticiyi korumak için uygulanan düzenlemeler ile maliyet artmaktadır. Karma yemin hammaddesi olan hububatlar taban fiyat yolu ile desteklendiği için dünya fiyatlarına göre genelde pahalıya mal olmaktadır. Kaybedilmiş meraların tekrar kazanıl-ması, karma yem hammaddelerinin dünya fiyatlarından sağlanması ve karma yemlerin kalite yönünden sıkı kontrolü ile bu sorun büyük ölçüde çözümlenebilir.

Organik hayvansal üretimde de yem hammadesi temini ve ürün işleme önemli bir sorundur. Geleneksel koşullarda kolayca üretilebilen karma yem hazırlamada kullanılan yem hammaddelerinin her birinin organik olarak üretilememesi, geleneksel üretimde kul-lanılan yem katkı maddeleri ve sentetik amino asitler başta olmak üzere bir çok maddenin organik karma yemde kullanılmasına müsade edilmemesi ve yetersiz üretim hayvanların fizyolojik ihtiyaçlarına ve yaşına uygun dengeli bir rasyon oluşturmayı güçleştirmektedir. Organik yem hammadde fiyatlarının geleneksel olanlara gore daha yüksek olmasından dolayı organik üretimde teknik ve ekonomik verimlilik olumsuz yönde etkilenmekte ve maliyetleri yükseltmektedir. Hayvan beslemede kullanılan yem hammaddelerinden bazı-ları organik olarak elde edilemezken, genelde organik olarak üretilenlerin besin madde içeriklerinin (protein oranları) geleneksel olarak üretilenlere göre daha düşük olduğu bil-dirilmektedir.

Hayvan Sağlığı ve BiyogüvenlikTürkiye’ de kuş gribi vakalarından sonra tavukçuluk işletmeleri biyogüvenlik konusunda daha da bilinçli hareket etmeye başlamışlar, devletimiz de biyogüvenlik uygulamalarını hibe ve faiz indirimli krediler ile desteklemiştir. Biyogüvenlik uygulamaları ve bu teşvikler bütün hayvancılık işletmeleri için yaygınlaştırılmıştır. Ancak biyogüvenlik uygulamaları, bu amaçla alınan tedbirler genelde oldukça basit olup, ihmal edilebilmektedir. Bu nedenle bütün hayvancılık işletmelerinde alınan tedbirler sıkı bir şekilde kritik kontrol noktaları temelinde uygulanmalıdır.

Türkiye’ nin Asya ile Avrupa’ nın geçiş noktasında olması, Doğu ve Güneydoğu kom-şularının hayvan sağlığı ve biyogüvenlik tedbirlerini yeterince yerine getirmeyişi ve bu yörelerden kaçak hayvan, eşya ve insanların yurdumuza geçebilmesi nedeni ile ülkemiz hayvanları sağlık açısından risk altındadır.

Page 213: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 203

Sağlık sorunlarının çözümü için iç ve dış hayvan hareketleri çok sıkı kontrol edilmeli, karantinaya gereken önem verilmelidir. Salgın hastalıklarla mücadele etkinleştirmeli, ser-best veteriner hekimlik özendirilmelidir. Hayvancılıkla ilgili işletmelerde hastalık etken-lerinin uzakta tutulması ve hastalık etkenlerinin öldürülmesi, bakım ve besleme, güvenilir ve işini bilen personel, yeterli bağışıklığın oluşturulması, günlük kontrol ve otopsi konu-larından oluşan canlı güvenliği-biyogüvenlik ile ilgili tedbirler sıkı sıkıya uygulanmalıdır.

Tüketici Bilinci ve EğitimiGelişmiş ülkelerde tüketiciler çevreye, hayvan refahına, küresel ısınmaya, güvenli gıda üretimine önem veren işletmelerde üretilen ürünlere diğerlerine göre daha fazla ilgi göste-rerek bu üretim yöntemlerinin teşvik edilmesinde önemli bir katkı sağlamışlardır. Türkiye’ de ise bu ve benzeri konular ile dengeli beslenme konusunda tüketiciler yeterince bilinçli değildirler. Buna örnek olarak 76 milyon insanın yaşadığı Türkiye’ de günde üretilen 80-100 bin organik yumurta tüketilememektedir. Bunu sadece organik ürünlerin fiyatlarının daha yüksek olması ile açıklamak mümkün değildir.

Yapılan bir çalışmada toplam üretim maliyetine %5 gibi ek bir yük getiren gıda gü-venliğini sağlamaya dönük uygulamalardan, market sonrası tüketicinin gereken ilgi ve hassasiyeti göstermemesi sonucu beklenen sonucun alınamadığı ortaya çıkmıştır.

Tüketicilerin hayvansal ürünler, beslenme ve gelişme konusundaki bilgi ve ilgileri ar-tırılarak üretimi yönlendirici bir rol oynamaları sağlanmalıdır. Aynı zamanda tüketicinin alternatif ürünler ve insan sağlığına etkileri ile ilgili kültür düzeylerinin artırılması için programlar yapılmalıdır.

Hayvancılıkta ÖrgütlenmeTürkiye’ de hayvancılık işletmelerinin küçük ölçekli dağınık yapıda olması, üretici ile son tüketici arasında aracı sayısının fazla olması, üreticinin pazarlama gücünün zayıf olması vb. nedenler ile üreticiler tarafından kurulan ve demokratik bir yönetime sahip olan üre-tici örgütlerinin sayısı yetersizdir. Mevcut olan üretici örgütlerininin büyük çoğunluğu hayvancılığın gelişimi için ortak bir politika oluşturmaktan uzak, önlemlerin belirlenme-sinde etkisizdirler. Aynı zamanda üyeleri üzerinde özellikle üretim planlaması konusunda bir yaptırımları yoktur.

Gelişmiş ülkelerde üretici, sanayici, tüketici ve devlet temsilcilerinden oluşan ve üre-timin planlanması, kontrol, izlenmesi, reklam ve veteriner hizmetleri gibi faaliyetlerini kontrol eden ürün ve üretici kuruluşları; üreticinin yönlendirilmesi, ithalat ve ihracatı ko-nusunda karar verme ve yönlendirme yapmaktadırlar. Türkiye’de de buna benzer yapılar oluşturulsa da amaca dönük yeterince hizmet edememektedirler.

Türkiye’ de kayıtlı yetiştiriciliğin başlaması ve kontrol altına alınması amacıyla kuru-lan Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Damızlık Koyun Yetiştiricileri Birliği, Yumurta Üreticileri Birliği gibi örgütlerin sayıca artırılması ve üretime katkıları ile ilgili yetersiz kaldıkları durumlar iyileştirilmelidir. Bunun yanında Holstein yetiştiriciler birliği, Kıvır-cık koyun ırkı yetiştiriciler birliği gibi ırk düzeyinde de yetiştirici birliklerinin kurulması teşvik edilmelidir.

Üretim Planlamaları ve Yeni Kurulan Üretim TesisleriSon yıllardaki önemli gelişmelere rağmen Türkiye hayvancılık sektörü genelde iç piyasaya dönük üretim yapmaktadır. Avrupa Birliği ülkeleri genelde ihracata kapalı olup, ancak komşumuz olan ülkelere sınırlı miktarda ihracat sözkonusudur. Bundan dolayı üretim planlamaları genelde iç piyasaya dönük yapılmaktadır. İç ve dış pazarlar dikkate alına-

Page 214: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni204

rak üretim planlaması yapılmalıdır. Son yıllarda ihracatımız artmaktadır. Ancak zaman zaman dış pazarlardaki istikrarsızlık sonucu ürün satılamaması durumunda fazla üretim iç pazarlarda satılmakta, bu da pazardaki ürün miktarının artmasına bağlı olarak satış fiyatlarını düşürmektedir.

Zaman zaman yüksek ve karlı ürün fiyatları yatırımcıyı kontrolsüz bir şekilde bu alana yöneltmekte, arzın toplam talebi geçmesi ile fiyatlarda bir gerileme yaşanmaktadır. Bu durum da özellikle küçük kapasiteli üreticilerin ayakta kalması güçleşmektedir. Örneğin kırmızı et ya da yumurta üretim açığına bağlı olarak fiyatların yükselmesi ve bu alanda-ki devlet teşvikleri yatırımcıyı bu alana yöneltebilmektedir. Ancak ürün arzının artması sonucu fiyatlarının dengeye gelmesi, hatta maliyetinin altına düşmesi ya da girdi fiyatla-rının yüksek olduğu dönemlerde yatırım yapan işletmeciler güç durumda kalabilmek-tedirler. Bunun gibi girdi ve ürün fiyatlarındaki dalgalanmalardan öncelikle zarar gören işletmeler ise küçük kapasiteli özellikle köylerde ve kırsal alanda üretim yapan yetiştiri-ciler olmaktadır.

Sanayi-Pazar İlişkileriÜlkemizde üretilen hayvansal ürünlerin büyük bir kısmı sanayi de işlenememektedir. Ör-neğin sütün süt tozu olarak, yumurtanın pastörize likit yumurta olarak değerlendirilmesi yeterince yaygın değildir. Bunun için sanayi yolu ile pazarlanan ürünlere belli bir oranda teşvik verilmelidir. Ürün fiyatları belirlenirken maliyet ve üretici refahı mutlaka gözönüne alınmalıdır. Girdi sağlama ve ürün pazarlamada muhakkak kooperati�eşmeye gidilmeli-dir. Pazarlamada yüksek fiyat yerine uygun fiyatta ama sürekli arz düşünülmelidir.

Üretim Maliyetleri, Finans ve TeşvikGenel olarak Türkiye’ de üretim maliyetleri gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında yük-sektir. İşletmelerde ekonomik verimliliğin önemli göstergelerinden biri olan üretilen bir birim ürün ile alınabilen yem miktarı genelde gelişmiş ülkeler ile karşılaştırıldığında dü-şüktür. Üretim maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı uluslararası pazarlar ile rekabet edilemediği için üretim genelde iç piyasaya dönük yapılmaktadır. Örneğin; dünya piliç eti ihracatının 1/3’ü Türkiye’ nin komşusu olan ülkelere olmasına ragmen, Türkiye’ nin bunda payı olması gereken düzeyde değildir. Maliyet yüksekliğinin en büyük nedenlerin-den birisi Türkiye’ nin yem hammaddelerini Dünya fiyatlarından temin edememesidir. Uygulanacak vergi indirimi ya da sübvansiyonlar ile hayvancılık işletmelerinin yem ham-maddelerini dünya fiyatlarından satın alması sağlanmalıdır.

Türkiye’ de faiz indirimli krediler, doğrudan gelir desteği, çevre amaçlı tarımsal arazilerin korunması programını tercih eden üreticilerin desteklenmesi, yem bitkileri üretimi, kırmızı et, biyogüvenlik uygulamaları gibi hayvansal üretimin belirli bir seviyeye gelebilmesi için sağlanan bir çok teşviğe rağmen, bu desteklerin artırılarak ve çeşitlendirilerek devam ettirilmesi gerekmektedir.

Devlet teşvikleri kesinlikle belirli bir kapasitenin altına verilmemeli, üretim işletmesi yerine ürün işleyecek sanayi tesisleri desteklenmelidir. Bazı krediler mal veya hizmet olarak götürülmelidir. Ürüne göre destek verilmeli ve desteklerin büyük kısmının pazara ve pazarlama sistemlerine verilmesi gerekmektedir. Teşvikler üretici yapısı ve ekonomisine uygun, verimli işletmelere verilmelidir. Damızlık hayvan üretimi, süt ve besi sığırcılığı, yem bitkileri üretimi, suni tohumlama ve progeny-test çalışmaları en üst düzeyde teşvik görmelidir.

Page 215: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 205

Üretici, Sanayici, Bakanlıklar ve Üniversiteler Arası İşbirliğiTürkiye’ de malesef birbirinden ayrılmaz bir bütün olması gereken Üniversite, Bakanlıklar, sanayici ve üreticiler arasındaki işbirliği yeterince gelişmemiştir. İlişkiler kurumsal olmak-tan çok daha ziyade bireysel düzeydedir. Kurumlar arasında bir problemi çözmeye dönük, ulusal düzeyde öncelikli çalışma alanları belirlenerek uzun soluklu proje ortaklıkları oluşturulmalıdır.

TÜRKİYE HAYVANCILIĞININ GELECEĞİTürkiye’ de hayvancılık sektörünün genel durumu, artan nüfus ve kişi başı hayvansal gıda tüketimi ile özellikle komşularımız olan ülkelere ihracat potansiyeli dikkate alındığında tüm hayvansal üretim dallarında devamlı artışlar beklenebilir.

Türkiye’ de tavukçuluk gelişmiş ülkelerde olduğu gibi modern ve entansif bir tarzda yapılmakta iken, süt sığırcılığı ve buna bağlı olan besi sığırcılığında son on yılda müthiş bir değişim yaşanmaktadır. Ancak değişim ve gelinen seviye yeterli olmayıp artarak de-vam etmesi gerekmektedir. Koyun ve keçi yetiştiriciliği genel olarak en fazla ihmal edilen neredeyse kendi haline bırakılan bir alan olsa da son zamanlarda, halk elinde ıslah proje-leri gibi, genel bir iyileştirme çalışması başlamış ve devam etmektedir.

Hayvancılık sektörünü sadece sofralık ürün üretimi ile sınırlı tutmak, sınırlı kar payı-na razı olmak demektir. Yarının Türkiye hayvancılık sektörü içerisinde daha ileri tekno-lojileri, yöntemleri gerektiren ve kar payı daha yüksek olan üretim dallarında da faaliyet göstermelidir. Türkiye hayvancılığının geleceği ile ilgili olarak en fazla uğraşı alanları ve ekonomik getirinin aşağıdaki alanlarda olması beklenmektedir.

Damızlık ÜretimiAşağı yukarı bütün damızlık çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde Türkiye’ nin önemli ek-siklikleri mevcuttur. Tavukçulukta üretimde kullanılan hibrit hayvanların anne-babaları yıllardır dışarıdan ithal edilmekte, bu konuda milyonlarca dolar dış piyasalara ödenmek-tedir. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde ise özellikle son yıllarda ihtiyaç/eksiklik en yüksek seviyeye çıkmış, damızlık ve besi hayvanı ithali serbest bırakılarak yurtdışından temini yoluna gidilmiştir. Bu dönemde kaliteli damızlık materyale yatırım yapan, elinde hayvanı olan üreticiler iyi paralar kazanmışlardır. Bu nedenle sürdürülebilir bir şekilde yüksek verimli ve hastalıklardan ari damızlık üretimine yapılacak yatırım hem ülke çıkarlarına hizmet edecek, hem de yatırımcısına iyi para kazandıracaktır.

İlaç/Aşı EndüstrisiBu alanda Türkiye genelde dışa bağımlıdır. Tavukçuluk alanında yerli aşı üretimi yapıl-mazken, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde yapılan yerli aşı üretimi ihtiyacı kar-şılamaktan uzaktır. Genelde Türkiye’ de aşı ve ilaç hammaddesi yönünden dışa bağımlılık yaşanmaktadır. İlaç ve aşı üretimi ile koruyucu hekimlik alanına yapılacak yatırımlar eko-nomik verimliliği yüksek alanlardır.

Araştırma ve Geliştirme FaaliyetleriTürkiye’ de araştırma geliştirme faaliyetleri genelde üniversiteler ve devlet araştırma kuru-luşları tarafından yapılmaktadır. Özel sektörün ise araştırma-geliştirme faaliyetlerine olan ilgisi son derece düşük olup, son yıllarda bu alanda sağlanan devlet teşvikleri ile sanayici-nin de araştırma-geliştirme faaliyetlerine olan ilgisi artırılmaya çalışılmaktadır. Üniversi-te-Sanayi arası ilişkilerin yetersiz olmasından dolayı sahada pratik yaşamdaki sorunların çözümüne dönük araştırmalar genelde yetersiz kalmaktadır. Günümüzde artan rekabet koşullarında sorun çözme ve yenilik geliştirme amacıyla araştırma geliştirme faaliyetle-rine yatırım yapan firmalar daha fazla kazanmaktadır ve kazanmaya da devam edecektir.

Page 216: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni206

Anahtar Teslimi Hayvancılık Projeleri ve Danışmanlık HizmetleriTürkiye’ de hayvancılık projeleri ve danışmanlık hizmetleri yeni gelişmekte olup, kurum-sal düzeyde büyük işletmeler genelde yurtdışından danışmanlık hizmeti almaktadırlar. Özellikle süt sığırcılığı, besi ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği alanında konusunda derin-lemesine uzmanlık kazanmış, bir bütün olarak her alanda danışmanlık verebilecek kuru-luş ve kişi sayısı hem özel sektörde, hem araştırma kuruluşlarında oldukça yetersizdir. Bu alanda devlet teşvikleri ile bu hizmetler geliştirilmeye çalışmaktadır.

İleri Düzeyde İşlenmiş Hayvansal ÜrünlerHayvansal ürünler, özellikle yumurta, Türkiye’ de sadece sofralık olarak tüketilmektedir. Kuş gribi dönemi gibi talebin azaldığı ya da arzın bol olduğu dönemlerde raf ömrü uzun sanayi ürünlerinin üretilmesi oldukça önemlidir. Pastörize likit yumurta, yumurta sarısı tozu, süt tozu gibi ürünler talebin az olduğu dönemlerde fiyat düşmesini engelleyen, ürü-nün raf ömrünü uzatan sanayi ürünleridir. Aynı zamanda bu tarz ürünlerin girdi maliyeti düşük, getirisi fazladır. Devlet kurumları da bu sektörün gelişmesi için teşvikler ile destek sağlamaktadır.

Teknoloji, Araç, Gereç ve Ekipman ÜretimiAz sayıda uluslar arası pazarlar ile rekabet edebilecek düzeyde üretici firma olsa da genel olarak teknoloji, araç, gereç ve ekipman üretimi konusuna yatırım yapan firma sayısı ye-tersizdir. Bu konuda genelde yurtdışından destek alınmaktadır. Türkiye hayvancılık sek-törünün daha gelişeceği, büyük kapasiteli yeni işletmelerin artarak devam edeceği dikkate alınırsa bu alana yapılacak yatırımın getirisinin oldukça yüksek olması beklenmektedir.

Alternatif Yeni Yaklaşımlar ya da Üretim Dallarına YatırımGünümüzde yoğun yığınsal üretime alternatif olan hayvan refahı, çevre, güvenli gıda üre-timi, küresel ısınma, organik ve doğal üretim gibi konulara duyarlı olarak üretilecek ürün-lere daha fazla ödeyerek tüketmeye hazır bir toplum oluşmaktadır. Bu ürünler genelde getirisi yüksek olup, fiyat dalgalanmalarından da en az düzeyde etkilenmektedir. Örneğin Türkiye’ de normal yumurta fiyatları arz ve talebe göre ha�alık olarak değişmekte iken, organik yumurta fiyatları genelde değişmemektedir.

Sektörü ilgilendiren bir çok alanda çevreye ve hayvan refahına saygılı güvenli gıda üre-timi yanında dış pazarlara açılmak ve özellikle maliyetleri azaltarak ülkeler arası rekabet gücü kazanmak hayvancılık alanında üretim ile birlikte daha fazla katma değer oluştur-mak ve kazanç elde etmek geleceğe dönük düşünülmesi gereken alanların başlıcalarıdır.

Page 217: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 207

Özet

Hayvan refahı ve gıda güvenliğiHayvansal üretimde yoğun yığınsal üretimin bir so-nucu olarak hayvanların bir takım özgürlükleri kı-sıtlanmış ve doğal hayattaki kadar mutlu olmadıkları gözlenmiştir. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üze-re gelişmiş ülkelerde hayvan refahına dönük endişeler toplumsal bir harekete dönüşmüş, kanun ve yönet-melikler ile çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde hay-van refahı standartlarının yükseltilmesi ve hayvan-ların daha mutlu olması için bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler ile entansif üretimde geleneksel bakım ve yönetim sistemlerinin hayvan sağlığı, davranışları ve refahı üzerine etkilerinin in-celenmesi gündeme gelmiştir. Bunun yanında Avrupa Birliği ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere Dünyanın her yerinde tüketiciler pazara sürülen gı-dalar, çevre, hayvan refahı gibi konulara daha bilinçli yaklaşmaya başlamışlardır. Tüketici aldığı hayvansal gıdaların çevreye dost, hayvan refahına saygılı ve gü-venli bir şekilde üretildiğinden emin olmak istemek-tedir. Bundan böyle biyogüvenlik/HACCP güvenli gıda üretimi ilkeleri yanında hayvan refahının geliş-tirilmesi gibi konular yoğun hayvansal üretimin ayrıl-maz bir parçası olacaktır.

2Hayvancılıkta doğal ve organik üretim yöntemleriDoğal üretim organik üretimden farklı olup, organik üretim gibi tanımlanmış, sınırları çizilmiş bir yapısı yoktur. Aynı zamanda serti�kalandırma da gerektirmez. Doğal üretimin esası hayvanların genelde doğal çayır-meradan yararlandığı, hormon, antibiyotik ve renk maddesi gibi sentetik maddelerin kullanılmadığı, elde edilen ürünlerin en az düzeyde işleme tabi tutulduğu, tercihen lokal yerli ırkların kullanıldığı üretim yöntemidir. Doğal üretim yöntemleri hayvanların besinlerini karşılama şekline göre değişik şekilde sını�andırılabilir. Organik hayvansal üretim enerji ve doğal kaynakları gereksiz yere kullanmadan, lokal ve bölgesel ekolojik dengeleri dikkate alarak biyoçeşitliliği koruyan, su ve toprak kirliliğini önleyen alternatif bir sistemdir. Özellikle tarıma uygun arazilerin olmadığı kırsalda yaşayan yetiştiriciler için önemli bir gelir kapısıdır. Gıda güvenliği ve çevrenin korunması yanında, hayvan sağlığı ve refahı organik hayvansal üretimin başlıca amaçlarındandır. Organik hayvansal üretimde sentetik olanlar yerine, doğal-tabi olanların

kullanılması esas olup, genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların üretimde kullanılması yasaktır. Sertifikasyon ile yetiştiriciler üretim kurallarına uyup uymadıklarını ispatlamak için her yıl izlenmekte ve düzenli olarak kontrol edilmektedir.

Zenginleştirilmiş hayvansal gıdaların üretimi Zenginleştirilmiiş gıdalar insan fizyolojisi ve meta-

bolizmasına ek faydalar sağlayarak hastalıklardan ko-runmada daha etkin, daha sağlıklı yaşam sunan gıda-lardır. Gıdaların besin öğelerince zenginleştirilmesi, günümüzde yetersizliklerin önlenmesinde en etkin çözüm yollarından biri olarak değerlendirilmekte-dir. Zenginleştirme çalışmaları kapsamında gıdalara vitaminler, mineraller, aminoasitler gibi çeşitli besin öğeleri katılmakta ve ürünler fonksiyonel hale getiril-mektedir. Dünyada özellikle temel gıda olarak kabul edilen ekmek, süt, yağ, şeker ve çocuk mamaları gibi gıdalar zenginleştirilerek daha besleyici hale getiril-mektedir.

4Türkiye hayvancılığında genel durum

Türkiye hayvancılık sektörü son yıllarda hızlı bir deği-şim sürecine girerek aile işletmeciliği tarzında sadece köylünün yaptığı bir iş kolu olmaktan çıkmış büyük kapasiteli, yatırım, sermaye ve teknoloji kullanımına önem verilen, teknik ve ekonomik verimliliğin ön plana alındığı bir sanayi durumuna gelmiştir. Hem bu hızlı değişimin getirdiği hem de üretimin genelinde Türkiye hayvancılığının bazı sorunları olup, bunların etkili ve sürdürülebilir politikalar ile çözümlenmesi gerekmektedir.

5Türkiye hayvancılığının geleceği

Türkiye’ de hayvancılık sektörünün genel durumu ve artan nüfus ile kişi başı hayvansal gıda tüketimi dikkate alındığında tüm hayvansal üretim dallarında devamlı artışlar beklenebilir. Hayvancılık sektörünü sadece sofralık ürün üretimi ile sınırlı tutmak, sınırlı kar payına razı olmak demektir. Yarının Türkiye hay-vancılık sektörü içerisinde daha ileri teknolojileri, yöntemleri gerektiren ve kar payı daha yüksek olan üretim dallarında da faaliyet göstermelidir.

1

3

Page 218: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni208

Kendimizi Sınayalım1. Avrupa Birliği ülkelerinde hayvan refahı ile ilgili düzen-lemeler daha çok hangi tür yetiştiricilikte yoğunlaşmıştır?

a. Etlik piliçlerb. Yumurta tavuklarıc. Atd. Besi sığırlarıe. Koyun

2. Hayvanların yaşadıkları ortamda refah ve mutlu-luk düzeylerinin ölçülmesinde aşağıdakilerden hangisi kullanılır?

a. Canlı ağırlık kazancı, b. Ölüm oranı, c. Davranışsal gözlemler, d. Hayvan sağlığı ve fizyolojik parametreler e. Hepsi kullanılabilir

3. Güvenli gıda üretim zincirinde çi�likten sofraya üreti-min her aşamasında en önemli konu nedir?

a. Yüksek verimb. Maliyeti düşürmec. İzlenebilirlikd. Ucuza almae. Yüksek fiyatla satma

4. Çi�likte zenginleştirilmiş gıda üretiminde en fazla tercih edilen hayvansal ürün hangisidir?

a. Yumurtab. Piliç etic. Kuzu etid. Dana etie. Keçi sütü

5. Aşağıdakilerden hangisi zenginleştirilmiş gıda değildir?a. DHA yumurtab. Omega n-3 yumurtac. E vitaminli yumurtad. Selenyum yumurtae. Organik yumurta

6. Karlı bir koyunculuk işletmesi için en düşük hayvan sayı-sı ne olmalıdır?

a. 100 başb. 200 başc. 300 başd. 400 başe. 500 baş

7. Çi�lik hayvanları yetiştiriciliğinde Türkiye’ de en geliş-miş sektör hangisidir?

a. Kuzu eti üretimib. Keçi yetiştiriciliğic. Damızlık sığır yetiştiriciliğid. Etlik piliç yetiştiriciliğie. Besi sığırı yetiştiriciliği

8. Aşağıdakilerden hangisi doğal üretilmiş bir ürün olabilir?a. Kapalı barınakta kafes sisteminde üretilmiş yumurtab. Sadece çayır-merada otlayan keçilerden üretilen sütc. Kapalı barınakta fabrikada üretilmiş yemle beslenen

etlik piliçd. Tarlada gezinen ve ağılda fabrikada üretilmiş yemle

beslenen oğlak etie. Genetik kopyalama ile elde edilen ve fabrika yemiyle

beslenen dana eti

9. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye hayvancılık sektörünün genel durumu dikkate alındığında önemli bir sorun değildir?

a. Damızlık materyalb. Yem ve yem hammaddesic. Üniversite, sanayi, bakanlık ve üretici arası yetersiz

işbirliğid. Veteriner ve diğer sağlık personeli eksikliğie. Hayvan sağlığı ve biyogüvenlik

10. Aşağıdakilerden hangisinin üretiminde bir sertifikasyon gerekmektedir?

a. Organik sütb. Doğal yumurtac. Omega n-3 yumurtad. Vit.E+Se yumurtae. DHA yumurta

Page 219: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

10. Ünite - Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar, Türkiye Hayvancılığında Genel Durum,Türkiye Hayvancılığının Geleceği 209

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı1. b Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar”

konusunu yeniden gözden geçiriniz. 2. e Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.3. c Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.4. a Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.5. e Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.6. c Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılığın Sorunları ve Çö-

züm Yolları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.7. d Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılığın Sorunları ve Çö-

züm Yolları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.8. b Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.9. d Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılığın Sorunları ve Çö-

züm Yolları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.10. a Yanıtınız yanlış ise “Hayvancılıkta Yeni Yaklaşımlar”

konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Sıra Sizde Yanıt AnahtarıSıra Sizde 1 Hayvanların yaşadıkları ortamda aç ve susuz bırakılmamala-rı, uygun ve rahat barındırma koşulları sağlanmalı, ağrı, yara ve hastalıklar ile hastalıklara neden olabilecek hazırlayıcı faktörlerden uzak tutulmaları, doğal davranışlarını sergileye-bilmeleri, korku ve stresten uzak tutulmaları gibi beş temel koşulun sağlanması gerekir.

Sıra Sizde 2 Artan dünya nüfüsu, yoğun yığınsal üretim ve endüstrileş-menin bir sonucu olarak ortaya çıkan çevre kirliliği, eko-nomi, eğitim yetersizliği ve bilinçsiz beslenme güvenli gıda temininin önündeki en büyük güçlüklerdir. Dünya sağlık ör-gütü küresel bazda gıda güvenliği endişelerini; mikrobiyolo-jik tehlikeler, kimyasal tehlikeler, gıda kaynaklı hastalıkların taranması ve izlenmesi ile yeni teknolojiler ve artan kapasite-nin yol açabileceği tehlikeler gibi sıralamaktadır. Gıda işlet-melerinde genelde olabilecek tehlikeler; biyolojik, kimyasal ve fiziksel olarak sını�andırılabilir.

Sıra Sizde 3 Organik üretimin geleneksel üretimden başlıca farklı yönleri hayvanların bakım ve yönetimi, besleme, hastalıklar ve teda-vi konusunda yoğunlaşmıştır. Sertifikasyon; bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, organik ürü-nün ve girdinin geldiği aşamanın belgelendirilmesi işlemidir. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya sertifikasyon kurulu-şunca; organik tarım müteşebbis sertifikası ve ürün sertifi-kası verilir. Organik ürün üretecek, işleyecek, pazarlayacak, ithal veya ihraç edecek özel veya tüzel kişilerin faaliyette bulunabilmeleri için Türkiye’ de Gıda, Tarım ve Hayvancı-lık Bakanlığı’ ndan Avrupa Birliği ve diğer ülkelerde kendi yetkili kuruluşlarından yetki almış kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarından birisiyle sözleşme yapmaları zorunludur. Organik ürün logosu; çi�likten sofraya her aşamada organik ürünlerin belirli bir standartta üretildiğinin göstergesidir. Logo organik ürünün tüketiciler tarafından kolaylıkla tanı-nıp, fark edilebilmesi açısından da oldukça önemlidir.

Sıra Sizde 4Gıdaların zenginleştirilmesinde temel ilke, toplumda tüke-timi yaygın olan gıdaların, yetersizliği görülen besin öğele-rince zenginleştirilmesidir. Zenginleştirilmiş üründe besin öğeleri dengesinin bozulmaması büyük önem taşımaktadır. Günlük gereksinimler göz önüne alınarak yapılan ürün zen-ginleştirmesinde katkı miktarlarının birbirinin emilimini önlemeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Zengin-leştirilmiş ürün maliyetinin düşük, duyusal açıdan beğenilir ve kabul edilebilir nitelikte olması temel özellik olmalıdır. Ayrıca ürüne göre katkı işlemi ve pratik olarak uygulanabi-lirliği de önemlidir. Aynı şekilde zenginleştirme işleminde kullanılan bu maddeler insan sağlığına uygun, kullanımında sakınca olmayan ve izin verilen besin maddeleri olmalıdır.

Page 220: TEMEL ZOOTEKNİ - Hitit Üniversitesiweb.hitit.edu.tr/dersnotlari/seymaaydemir_20.06.2018_1L8X.pdf · Bu k˛tabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Ün˛vers˛tes˛ne a˛tt˛r

Temel Zootekni210

Yararlanılan KaynaklarAerts, J.M., Watherts, C.M., Berckmans, D. (2004).

Environmental management for laying hens, CABI Publishing, UK: In Welfare of laying hen. Edited by Perry GC, Perry G. p:283-298.

A.F.A.C. (2005) Alberta Farm Animal Care.www.afac.ab.ca/research. Aksoy, F.T. (1999). Tavuk Yetiştiriciliği, Ankara: Şahin

Matbbası.Aksoy, F.T.(2011). Sürü Sağlığı ve Biyogüvenlik. Çi�lik Der-

gisi, Mart 3.Anonim (2002). Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Organik

Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetme-lik, Resmi Gazete, Sayı:25659.

Anonim (2005). Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Organik Ta-rımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik. 10 Haziran, Resmi Gazete, Sayı:25841.

Anonim (2005). Implementation of Procedures Based on the HACCP Principles, and Facilitation of the Implementation of the HCCP Principles in Certain Food Businesses. Brussel: EC Health&Consumer Proctetion Directorate-General

Anonim (2006). Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Organik Ta-rımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik Değişikliği,17.10.2006,Resmi Gazete,Sayı 26322.

Anomim (2008). Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Organik Ta-rımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik Değişikliği, 25.10.2008, Resmi Gazete, Sayı 27035.

Anonim (2008). Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Organik Hay-vansal Üretim Verileri, http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,Organik_Tarim_Statistikleri.html.

Anonim, 2010. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; Or-ganik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yö-netmelik. Resmi Gazete, 18.08.2010, 27676.

Anonim (2011) Çi�lik Hayvanlarının Refahına İlişkin Yö-netmelik. Yetki Kanunu: 5996, Yayımlandığı Resmi Ga-zete: 23.12.2011-28151.

Anonim (2011). Popüler Konular-Gıdaların Vitamin ve Minerallerce Zenginleştirilmesi. http://www.mam.gov.tr/populer/vitamin-mineral.html.

Anonim (2012). Principles and criteria of good animal wel fare. Welfare quality project. www.welfarequality.net

Anonim (2012). Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2010-2012 yılı organik hayvansal Üretim verileri. www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,Organik_ta-rim_Statistikleri.

Appleby MC, Hughes BO, Mench JA (2003) Poultry Behaviour and Welfare. CABI Publishing. P:45-67, UK.

B.B.C. News Channel (2009). Organic “Has no Health Benefits”. http://news.bbc.co.uk/1/hi/8174482.stm.

C.E.C. (1999). Council Regulation on Organic Livestock Production, 1804/1999. Committee of the European Communities, Brussels.

Elson, E. (2008). Do Extensive Poultry Systems Really O�er Superior Welfare?, Poult. Int.3: 3.

EU-Commission Directive (2002). 2002/4 EC of 30 January.EU-Press Releases (2005). Commission Proposes

Legislation to Improve Welfare of Broiler Chickens, IP/05/637. 31 May.

Jonge J, Trijp HCM (2013) �e impact of broiler production system practices on consumer perceptions of animal welfare. Poultry Science, 92:3080-3095.

Maulen, J. Van der; Kwakernaak, C., Kan, C.A. (2007). Sand Intake by Laying Hens and Its E�ect on Egg Production Parameters. J. Phys. and Anim. Nutr., 92:426-431.

Özer, E.A., Güven, A. (2008). Gıdaların Zenginleştirilmesi, Türkiye 10. Gıda Kongresi, 21-23 Mayıs, Erzurum.

Pekel, E., Ünalan, A. (1999). Ekolojik Hayvancılık, “Türkiye Ekolojik Tarım Sempozyumu”, İzmir.

Petek, M. (2000). Avrupa Topluluğu Sürecinde Yumurta Tavukçuluğunda Barındırma ile İlgili Yeniden Yapı-lanma, Çi�lik Dergisi., 193: 21-26.

Petek, M., Üstüner, H. (2004). Organik Hayvancılık-Geçmişe duyulan özlem mi? Geleceğe yatırım mı? I.Ulusal Veteriner Zootekni Kongresi. 30-Eylül-2Ekim 2004. Kongre Özet Kitabı, s:10-11.

Petek, M. (2010). Organik Hayvansal Üretim. Türkiye IV. Organik tarım Sempozyumu, Erzurum.

Petek, M. (2011). Hayvan Refahı Öğrenci Ders Notları, Bursa.

Petek, M. (2011). Hayvancılık İşletmeleri Yönetimi ve İşlet-me Ekonomisi Öğrenci Ders Notları, Bursa.

Petek M (2013) Etlik Piliç İşletmelerinde Kümesten Kesi-me Hayvan Refahını Etkileyen Başlıca Risk Faktörleri ve Hayvan Refahı Düzeyi. II. Beyaz Et Kongresi, 24-28 Nisan, Antalya.

Petek M (2013) Ekolojik Tavukçuluk (Editör.Prof.Dr. İbra-ihim Ak, Ekolojik-Organik Tarımda Hayvancılık). Dora Yayımcılık, Bursa.

Rodenburg,T.B.,Van Harn, J.,Van Krimpen, M.M.,Ruis, M.A.W.,Vermeij, I., Spoolder, H.A.M. (2008). Comparison of �ree Di�erent Diets for Organic Broilers:E�ects on Performance and Body Condition, British Poultry Science.49:74-80.

Sundrum, A., (2001). Organic Livestock Farming, A citical review. Lives. Prod. Sci., 67:207-215.

Willer, Helga and L.Kilcher, Lukas (eds.), 2011. �e World of organic Agriculture-statistics and Emerging Trends 2011.IFOAM, Bonn, and FĠBL,Frick.