tatli hayat sayi 35 nisan 2014

108

Upload: ferhat-gedik

Post on 15-Mar-2016

274 views

Category:

Documents


10 download

DESCRIPTION

BAKTAD adına çıkardığımız dergimizin Nisan 2014 sayısıdır. Yayına Hazırlayan GoldenCityMedia

TRANSCRIPT

Page 1: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

KAPAKNISAN(c).pdf 2 4/6/14 5:47 PM

Page 2: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 1 4/6/14 3:51 PM

Page 3: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 1 4/6/14 4:05 PM

Page 4: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 2 4/6/14 4:05 PM

Page 5: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 3 4/6/14 4:05 PM

Page 6: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 4 4/6/14 4:06 PM

Page 7: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 5 4/6/14 4:06 PM

Page 8: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 6 4/6/14 4:06 PM

Page 9: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 7 4/6/14 4:06 PM

Page 10: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 8 4/6/14 4:06 PM

Page 11: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 9 4/6/14 4:06 PM

Page 12: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 10 4/6/14 4:06 PM

Page 13: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 11 4/6/14 4:06 PM

Page 14: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 12 4/6/14 4:06 PM

Page 15: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 13 4/6/14 4:06 PM

Page 16: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 14 4/6/14 4:06 PM

Page 17: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

Yönetim Kurulu BaşkanıMehmet YILDIRIM

BAKTAD olarak yaptığımız başarılı çalışmalar sayesinde, tatlılarımızın ve özellikle baklavanın hak

ettiği değere kavuştuğuna inanıyoruz. Yaptığımız çalışmalar ve gerçekleştirdiğimiz organizasyonlar sayesinde, baklavanın pazar payı en az 10 kat artmıştır. Bu hem istihdam sağlamış, hem de ülke ekonomisine ciddi manada katkıda bulunmuştur. Baklava sektöründe sadece baklavacı ustası ve çırağı olarak 25 bin kişi istihdam edilmiştir. Bunların tamamı elbette çalışmak ve tanıtmakla olacak şeylerdir. Yapılan bu çalışmaları çok önemsiyoruz. Birlik ve beraberlik içerisinde çalışmaya devam ettiğimiz sürece amaçlarımızı gerçekleştirmeye devam ederiz.

2013 yılı içerisinde Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışmasını 8. kez düzenledik ve adımızdan söz ettirmeyi başardık. Yaptığımız organizasyon büyük ses getirdi. Organizasyonumuza AB Bakanımız, İstanbul Valimiz, Fatih Belediye Başkanı, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız, ve Gaziantep Sanayi Odası Genel Sekreterinin teşrifleriyle gerçekleştirdik Basın yayın organlarında geniş yer aldı. Ayrıca BAKTAD’ın kuruluşundan bu güne yaptığımız çalışmalarla, baklava ve Türk tatlılarının hak ettiği değere kavuşması için çaba sarf ettik ve etmeye devam ediyoruz. Baklavacılık sektörü son yıllarda önemli bir ilerleme kat etti. Hemen hemen hiç olmayan ihracatımız bugün 5 milyon dolar seviyesine ulaştı. Yaptığımız çalışmalarının meyvelerini yavaş yavaş toplamaya başladık.

Baklavacılık ve tatlıcılık alanında yaşanan sorunlara bir an önce çözüm üretmek için Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Nihat Ergün’ü makamlarında ziyaret ederek yaşadığımız sorunlar hakkında bilgi verdik. Zaman zaman dernek olarak heyet oluşturup, yaşadığımız sorunlar hakkında gerekli mercileri bilgilendirdik.Ayrıca hepinizin bildiği gibi baklavacılarımızın en çok kullandığı ürünlerden biri olan Antep fıstığı fiyatlarında yaşanan aşırı artış bizleri zor durumda bıraktı. Bu nedenle İstanbul, Gaziantep, İzmir, Adana, Ankara, Bursa, Lüleburgaz bölgesinden BAKTAD üyeleri ve sektör temsilcileri, Ankara’ya giderek Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ve Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil’e sorunu ve çözüm önerilerini aktarmak için ziyaret ettik. Ayrıca Ekonomi Bakanlığına konu hakkında bilgi vererek, yardımcı olmasını talep ettik. Antep fıstığında yaşanan rekor fiyat artışları ile ilgili görüş ve çözüm önerilerimizi aktardık. Bir sene boyunca ithalatın serbest bırakılmasını talep ederek, aynı zamanda ithalattaki fonun da kaldırılması gerektiğini bakanlık yetkililerine aktardık.Bakanlık yetkilileri Kutbettin Arzu ve Nihat Pakdil, Ekonomi Bakanlığı sorunun çözümü noktasında anında tedbir alacaklarını belirttiler ayrıca bir sunum dosyayı oluşturarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Mehdi EKER’e durumu bizzat aktaracaklarını dile getirdiler. Antep Fıstığı

üzerinden spekülasyon yapan ve rant devşirmeye kalkışanları deşifre ederek sektörün rahatlamasını sağlayacaklarını söylediler. Yaşanan bu sıkıntıların kaynağına inerek, köklü çözümler üretilmesi noktasında da daha aktif çalışmalar yapacaklarını dile getirdiler.Ayrıca TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile de görüşerek, kendilerine son zamanlarda yaşanılan sorunlar hakkında bilgi verdik. Görüşmede Antep Fıstığında yaşanan fahiş fiyat artışını aktardık. Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu da gerekli notlarını alarak, Tarım Bakanı, Maliye Bakanı ve Ekonomi Bakanı ile bizzat görüşeceğini ifade etti. Son olarak Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’i ziyaret ederek, fıstık fiyatlarındaki anormal artışı ve yurda kaçak getirilen fıstıkların herhangi bir denetime tabi tutulmadığı için yaşanan mali kaybı aktardık. Antep fıstığında yaşanılan aşırı fiyat artışı nedeniyle, emek yoğun çalışılan bu sektörde; öncelikli olarak personel çıkartmayı, son çare olarak ise, iş yerlerini kapatmaya kadar birçok tedbir düşündüğümüzü Sayın Bakana aktardık. Sayın Şimşek de, bakanlıkları tarafından sıkı bir şekilde denetim yürüterek oluşan vergi kayıplarını önleyeceklerini kaydederek, Antep Fıstığı üzerinden spekülasyon yapan ve rant devşirmeye kalkışanları deşifre ederek, sektörün rahatlamasını sağlayacaklarını ifade etti. Ayrıca yaşanan bu sıkıntıların kaynağına inerek, köklü çözümler üretilmesi noktasında da daha aktif çalışmalar gerçekleştireceklerini belirtti. Ekonomi Bakanlığı’ndan da randevu talebinde bulunarak yakın tarihte Ekonomi Bakanımız Nihat ZEYBEKÇİ ile fıstık fiyatları ile ilgili konuyu tekrar ele alacağız.BAKTAD olarak, Geleneksel Türk Tatlısı Baklava isimli 2 ciltten oluşan bir kitap ve film yapmak için çalışmalar yapıyoruz. Kitap ve film ile baklavanın tarihi, günümüzdeki durumu, Türkiye’deki önemli üreticileri tanıtmanın yanında Türk kültürüne ait bir tat olduğunu göstermeyi amaçlıyoruz. Ayrıca yurtdışındaki ilgililere baklava üreticileri tanıtılarak Türkiye’nin imajına katkıda bulunulacak, ülke içindeki tüketicilerin baklava konusunda bilinçlenerek tarihi değerlerimizin güçlenmesine katkı sağlanacaktır. Türkçe ve İngilizce olarak basılacak kitapta, baklava konusunda uzman firma ve ustalarımız yer alacaktır. Üretici firmalara birkaç sayfa yer ayrılarak kendilerini en iyi şekilde tanıtmaları sağlanacaktır. Bu kaynak kitap sayesinde hem sektöre hem de ülkemize katma değer sağlanacaktır.Ayrıca gerçekleştirdiğimiz çeşitli organizasyonlarla, yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen fuarlara katılarak başta milli tatlımız baklava olmak üzere, Türk tatlılarını en iyi şekilde tanıtmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.

Biz BAKTAD olarak üyelerimizin daha doğrusu tüm baklava ve tatlı üreticilerin sorunlarının çözülmesi konusunda elimizden geleni en iyi şekilde yapıyoruz. Dernek olarak üreticilerimizin her zaman yanındayız. Bu bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

HER ZAMAN DURMADAN ÇALIŞACAĞIZ

15

GIRISVEDERNEK 15 4/6/14 4:06 PM

Page 18: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

YAYINA HAZIRLIKGOLDEN CITY MEDIAPERPA İş Merkezi B Blok Kat: 13 No: 2307 Okmeydanı - Şişli / İSTTel: 0212 320 00 34-35Faks: 0212 320 00 [email protected]

NİSAN 2014YIL: 11SAYI: 35

GELENEKSEL ALTIN OKLAVA BAKLAVA USTALARIYARIŞMASI EMİNÖNÜ MEYDANINDA YAPILDI

BAKTAD ÜYELERİ ANKARA’YA ÇIKARMA YAPTI BAKTAD ÜYELERİ POLONYA’DA DÜZENLENEN18. ULUSLARARASI GIDA FUARINA KATILDI

TARİHİN AYNASI İSTANBUL SURLARI SABRIN KÂĞITTASINANMASI: KATI’ SANATI

İÇİNDEKİLER

KÜNYE

20BAKTAD Adına İmtiyaz SahibiMehmet YILDIRIM

Genel Yayın Yönetmeni / Alpay ERÜ[email protected]

Editör / Sinan DEMİ[email protected]

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Mustafa ŞÖ[email protected]

Görsel Sanat Yönetmeni / Ferhat GEDİ[email protected]

Reklam Müdürü / Sema ERÜ[email protected]

Reklam Sorumlusu / Derya [email protected]

Abone Dağıtım / Seval [email protected]

DANIŞMA KURULUMehmet YILDIRIM, M. Nadir GÜLLÜ, Murat BOZANOĞLU, Mustafa SEYİTOĞLU, Nevzat YEMEN, Süleyman KÖŞKEROĞLU, Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ, Prof. Dr. Osman ALTUĞ, Prof. Dr. Songül ÇAKMAKCI, Prof. Dr. Dilek HEPERKAN, Muhsin OKKIRAN

YÖNETİM YERİ VE ARDESİBaklava ve Tatlı Üreticileri Derneği İktisadi Müessesesi (BAKTAD) Bayram Tepe Mah. Malazgirt Cad. No: 26 PK:34664 K.Çekmece/İSTTel: 0212 687 23 07 Faks: 0212 687 58 61www.baktad.org.tr - [email protected]

BASKI VE CİLTŞAN OFSET MATBAACILIK HAMİDİYE MAH. ANADOLU CAD. NO:50KAĞITHANE / İSTANBUL TEL: 0212 289 24 24www.sanofset.comSÜRELİ YEREL YAYINTatlı Hayat Dergisi iki ayda bir yayınlanır. Yayınlanan yazı ve reklamların sorumluluğu sahibine aittir. Dergideki yazılar, görseller ve reklam çalışmaları izin alınmaksızın kullanılamaz. Gönderilen yazı ve görseller yayınlansın ya da yayınlanmasın iade edilmez.

YAYIN KURULUM. Nadir GÜLLÜ, Hüseyin BOZDAĞ, Murat BOZANOĞLU, Serdar SEYİTOĞLU, Cengiz BAYINDIR, Mehmet YILDIRIM, Mustafa EREN, Nevzat YEMEN, Yasin BİNGÖL, Ferhat KAHRAMAN, Şeref DİLBER, Ömer PAPUÇCU, Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ, Prof. Dr. Osman ALTUĞ, Prof. Dr. Songül ÇAKMAKCI, Prof. Dr. Hikmet BOYACIOĞLU, Doç. Dr. Aydın ÖZTAN, Dr. Can DEMİR, Av. Bülent DENİZ, Ömer BİLGİSEVEN, Burhan METİN, Nusret ÖZCAN, Hakkı Can KESKİL, Hüseyin IŞIK, Ümit SEVİNÇ, Emine BEDER, Ahmet YAVUZ, Ramazan BİNGÖL, Hür GİRGİN, Oktay AYMELEK, Erhan ÖZMEN.

ISSN NO 1306-777X

28

34

94

88

GIRISVEDERNEK 16 4/6/14 4:06 PM

Page 19: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 17 4/6/14 4:06 PM

Page 20: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

YÖNETİM KURULU

Mehmet YILDIRIMYönetim Kurulu Başkanı

Yıldırım Gıda / Gaziantepli Tatlıcı

Nadir GÜLLÜOnursal Başkan

Karaköy Güllüoğlu

Necati GÖKSUBürokratik İşler Komisyonu Başkanı

Seyitoğlu Helva ve Reçel

Süleyman KAYAMali İşler Komisyon Başkan Yrd.

Köşkeroğlu Kebab ve Baklava

Cengiz BAYINDIRBasın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkan Yrd.

Ünlü Baklavacı Bayramoğlu

Nevzat YEMENYön. Krl. Başkan Yrd. / Mali İşler Komisyon Bşk

Tatsam Tatlıcılık

Ramazan COŞKUNSosyal İşler ve Kültür Org. Komisyonu Bşk

Asıltat Baklava

Mehmet GÜNGÖR Mali İşler Komisyon Başkan Yrd.

Güntat Tatlıcılık

Mehmet GÜLAR-GE Komisyonu Başkan Yrd.

Habiboğlu Tatlıcılık

Murat BOZANOĞLUGenel Sekreter

Hacı Bozanoğulları

Yüksel AKTAŞBasın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkanı

Hacı Hasanoğulları

Erhan AZTEKİNEğitim Komisyonu Başkan Yrd.

Aztekin Baklava

Mehmet ÇİFTÇİAR-GE Komisyonu Başkan Yrd.

Çelebioğulları Gıda

Ömer PAPUÇCUKomisyonlar Başkanı

Diyar Burma

Mahmut KARAHANAR-GE Komisyonu Başkanı

Tatlıcı Köse

Ahmet ÇELEBİBürokratik İşler Komisyonu Başkan Yrd.

Seyran Pastaneleri

Salih YÜCETeşkilatlanma Komisyonu Başkan Yrd.

Baksan Anteplioğlu

Osman BUZULEğitim Komisyonu Başkanı

Hacıbey Tatlıcılık

Hasan KÜNÇTeşkilatlanma Komisyonu Başkanı

Gaziantepli Hacı Bekir Künç

Hannan ÖZTÜRKSosyal İşler ve Kültür Org. Komisyonu Bşk Yrd.

Öztürk Tatlıcılık

Fatih KARACAYönetim Kurulu Üyesi Karacaoğlu Baklava

Mustafa GÖRGENYönetim Kurulu Üyesi

Asi Künefe

Veysel MURATYönetim Kurulu Üyesi

Ağam Baklava

Mustafa ERENYönetim Kurulu Üyesi

Hacı Erenler

Nadir OKKIRANYönetim Kurulu Üyesi

Gaziantepli Çavuşoğlu Kebab ve Baklava

Cuma YILDIRIMYönetim Kurulu Üyesi

Çavuş Usta

18

GIRISVEDERNEK 18 4/6/14 4:06 PM

Page 21: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 19 4/6/14 4:06 PM

Page 22: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

Fatih Belediyesi ile Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği’nin (BAKTAD) düzenlediği 8.Tarihi Yarımada Baklava Festivali’nde baklavanın ustaları en lezzetli baklavayı yapıp, birinciliği elde etmek için hünerlerini sergiledi. Festivale Bakan Bağış, Gaziantep Milletvekilleri, İstanbul Valisi, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir,Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, GSO Meclis Başkanı Mustafa Topçuoğlu ve Genel Sekreteri Kürşat Göncü ve çok sayıda davetli katıldı. Yarışmada birinciliği Ramazan Karakuş, ikinciliği Halil Kurt, üçüncülüğü Recep Doğan, dördüncülüğü ise Yusuf Bakır kazandı.

ALTIN OKLAVA BAKLAVA USTALARI YARIŞMASI EMİNÖNÜ’NDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ

20

GIRISVEDERNEK 20 4/6/14 4:06 PM

Page 23: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

Baklava ve Tatlı Üreti-cileri Derneği

(BAKTAD) ile Fatih Belediyesi iş bir-liğiyle gerçekleştirilen Tarihi Yarıma-da Baklava Festivali kapsamında 8. Altın Oklava Baklava Ustaları Yarış-ması, Eminönü Meydanı’nda gerçek-leştirildi. Festivale Avrupa Birliği Ba-kanı Egemen Bağış, Gaziantep Millet-vekilleri, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Fatih Belediye Başkanı Musta-fa Demir,Gaziantep Büyükşehir Bele-

diye Başkanı Asım Güzelbey, Şehitka-mil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, GSO Meclis Başkanı Mustafa Topçuoğ-lu ve Genel Sekreteri Kürşat Göncü ve çok sayıda davetli katıldı.

Festivale kızı Ecehan Bağış ile gelen Egemen Bağış, burada yaptığı konuş-mada, baklavanın, Türkiye kültürün-de farklı bir yeri olduğunu anlatarak, “Biz, kız istemeye bile baklavayla gide-riz, baklavasına maç yaparız, küskün-

lükleri baklavayla gideririz, bayramla-rımızı baklavayla kutlarız” ifadelerini kullandı. Baklavayı Türkiye’den “arak-lamak isteyenler” olduğunu söyleyen Bağış, bazı ülkelerin, baklavanın tescil-lenmesi için bunu kendilerine mal et-menin yollarını aradığını kaydetti.

Bağış, Gaziantep Büyükşehir Belediye-si, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Sanayi Odası ve işadamlarıyla birlikte ortaya muazzam bir çaba konulduğunu

21

Yarışmada birinciliği Ramazan Karakuş, ikinciliği Halil Kurt, üçüncülüğü Recep Doğan, dördüncülüğü Yusuf Bakır kazandı. Birinciye 10, ikinciye 7, üçüncüye 5 ve dördüncüye 3 adet cumhuriyet altını hediye edildi.

GIRISVEDERNEK 21 4/6/14 4:07 PM

Page 24: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

22

ifade ederek, “Avrupa Birliği sürecinde baklavanın Gaziantep ilimizle anılma-sı için tescillenmesi için gerekli başvu-ruları yaptık. Allah’ın izniyle bu konu-da da başarılı olacağız. Baklavayı kim-seye kaptırmayız” diye konuştu.

“Stokçulara karşı önlem alırız”Bağış, “fıstık konusunda fiyatları yük-selterek, milletin fıstıklı baklavadan mahrum kalmasına sebep olan stok-

çular” bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Türkiye’de vatanda-şı mağdur etmek için bazı mamulleri stoklayıp serbest pazar ekonomisinin kurallarını milletin aleyhine kullanma dönemi, AK Parti ile birlikte sona er-miştir. Eğer vatandaşı mağdur eden, akıllarınca bu ülkede bazı ürünlerin stoklanarak fiyatlarını artırıp, sonra da vatandaşa bunun bedelini ödetme-ye kalkanlar olursa, biz ona karşı ön-

lemlerimizi alırız.” Gerekirse küresel piyasalardan, Türkiye Cumhuriyeti va-tandaşlarının daha ucuz fıstık tükete-bilmesi için fıstık alınabileceğine deği-nen Bağış, “Bu ülkenin fıstık üreticile-rine, bu ülkenin tarım sektöründe ça-lışan insanlarına mağduriyet yaşatıp onların elindekini avucundakini yok fi-yatına alıp stoklayıp sonra da sektö-re zarar verenlere de ortalığı bırakma-yız” dedi.

GIRISVEDERNEK 22 4/6/14 4:07 PM

Page 25: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

23

GIRISVEDERNEK 23 4/6/14 4:07 PM

Page 26: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

24

“Fıstık fiyatlarına aşırı zam yapıldı”BAKTAD Başkanı Mehmet Yıldırım ise baklavayı dünyaya tanıtmak istedikle-rini söyledi.Ekonominin çok iyi ilerlemesi nedeniy-le baklava satışlarının çok iyi olduğu-nu ve ihracatının arttığını belirten Yıl-dırım, Türkiye’de günlük ortalama 600 ton baklava üretildiğini, 30 bin imalat-çı bulunduğunu ve sektörün yıllık ciro-sunun 4 milyar 300 milyon TL’ye ulaş-tığını ifade etti. ‘’Dünyada baklavamı-

za sahip çıkan ülkeler var, özellikle Yu-nanistan, Lübnan ve Suriye sahip çık-mak istiyor’’ diyen Yıldırım, GSO’nun Türkiye’de coğrafi işaret tescilini aldık-tan sonra uluslararası tescili için AB’ne başvurduğuna dikkati çekti.

Yıldırım, “AB Bakanımız Sayın Egemen Bağış, geçtiğimiz ay ‘Antep Baklava-sı’’ tescilini aldığımızın müjdesini ver-di. Sayın Bakanımıza teşekkür ediyo-ruz. Ama burada en önemlisi GSO’nun,

AB’ne yaptığı tescil başvurusudur. Ge-çen dönem GSO Başkanı olan ve şu anda Gaziantep Milletvekili olan Sa-yın Nejat Koçer’e sektörümüz ve ülke-miz adına teşekkür ediyoruz. Bu işin ta-kipçisi olduğu için GSO’ya çok çok te-şekkür ediyoruz’’ diye konuştu. Yıldı-rım, yükselen vergiler ve hammadde fi-yatlarının sektörün sıkıntıları arasında bulunduğuna değinerek, son dönemde fıstık fiyatlarına aşırı zam yapılmasın-dan şikayet etti.

BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım

GSO Meclis Başkanı Mustafa TopçuoğluFatih Belediye Başkanı Mustafa Demir

GIRISVEDERNEK 24 4/6/14 4:07 PM

Page 27: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

25

Vali Mutlu: “Lezzet Şöleni”İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da konuşmasında, festivali ‘’lezzet şöleni’’ olarak tanımladı. Mutlu, “Lezzet şöleni deyince akla Antep geliyor.

Ama baklava artık sadece Antep’in de-ğil, ülkemizin bir lezzeti ve değeri hali-ne geldi. Bunun muhafazası, geliştiril-mesi, tanıtılması, ticari ve turistik ola-rak daha nitelikli olarak kullanılması büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Medeniyet Şehri AntepGaziantep’in birçok medeniyete ev sa-hipliği yaptığına ve çok zengin bir mut-fağı olduğuna işaret ederek, bu mutfak içerisinde de baklavanın ayrı bir yeri ol-duğunu belirten GSO Başkanı Mustafa Topçuoğlu, “Mezopotamya bölgesinde fıstığın, yağın, buğdayın en güzeli bu-lunur. Gaziantep’te her şeyin en iyisi-ni yapma kültürü olduğu için baklava-da da böyle bir kültür yaratılmış. Mal-zemelerin en iyisi olunca, Gaziantep’in

genlerinde de en iyisini yapma olduğu için bugün dünyanın en güzel bakla-vasını yapan yeriz” diye konuştu. Bak-lava Festivali’nin, Gaziantep adına çok önemli olduğunu vurgulayan Topçuoğ-lu, festivalin hem baklavanın ve Gazi-antep kültürünün dünyaya tanıtılması hem de kentin turizmi açısından önem-li olduğunun altını çizdi.

Türk Patent Enstitüsü’nden “Antep Baklavası”nın coğrafi işaretinin alın-

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu

GIRISVEDERNEK 25 4/6/14 4:08 PM

Page 28: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

26

dığını ve daha sonra uluslararası tescil için 2009 yılında Avrupa Birliği’ne baş-vurulduğunu anımsatan Topçuoğlu, AB Komisyonu’nun olumlu görüş bildirdi-ğini, 3 aylık itiraz sürecinin muhteme-len dolduğunu belirtti. Topçuoğlu, şun-ları kaydetti: “Antep Baklavası’nın ulus-lararası tescili, Türkiye’den gerçekleşen ilk başvuru ve AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanan ilk ve tek başvuru olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Artık en iyi yaptığımız ürünün tescilini de alaca-ğız. Uluslararası tescili de alarak, Antep

Baklavası’nın Gaziantep’in, Türkiye’nin olduğunu tüm dünyaya ispatlamış olaca-ğız. Antep Baklavası, marka şehrin mar-ka ürünüdür.’’

Baklava Kültürel Bir MirastırFatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ise, “Baklava bizim acımızdan hem so-yut hem de somut olarak kültürel miras-tır. Baklava bizim kırmızı çizgilerimizden bir tanesidir. Bunu asla başkalarına yedirtmeyiz. Bu anlamda baklavanın Türkiye lehine tes-

cillenmesi için yapılan çalışmaları takdir ediyorum. Emeği geçenlere de teşekkür ediyorum” diye konuştu.

YarışmaAltın Oklava Baklava Ustaları Yarışması’nın finalinde 4 usta yarıştı. Ya-rışmada birinciliği Ramazan Karakuş, ikinciliği Halil Kurt, üçüncülüğü Recep Doğan, dördüncülüğü Yusuf Bakır ka-zandı. Birinciye 10, ikinciye 7, üçüncüye 5, dördüncüye 3 adet cumhuriyet altı-nı hediye edildi.

BAKTAD Yönetim Kurulu Üyeleri, Eminönü Meydanında düzenlenen Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışmasında emeği geçen Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanı Mustafa Topçuoğlu,Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, yarışmanın ana sponsoru Özmen Un firması sahibi Erhan Özmen, Gaziantep Milletvekilleri ve emeği geçen diğer firmalara teşekkür plaketi verdi.

GIRISVEDERNEK 26 4/6/14 4:08 PM

Page 29: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 27 4/6/14 4:08 PM

Page 30: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

Baklavacılar yükselen Antep Fıstığı fiyatlarıyla ilgili çözüm bulabilmek için Ankara’ya çıkarma yaptı. Sorunun başladığı ilk günden bu yana konuyla ilgili çözümler arayan BAKTAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım, “Spekülasyonlara izin vermeyelim, kaçak fıstıkta da denetimlerle kayıpları önleyelim” çağrısında bulundu.

BAKTAD YÜKSEK FISTIK FİYATLARI İÇİN ANKARA’YA ÇIKARMA YAPTI

28

GIRISVEDERNEK 28 4/6/14 4:08 PM

Page 31: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

Sürekli yükselen ve spekülatörlerin sek-törün iş yapmasına fırsat vermeyen An-tep Fıstığındaki fiyat artışları dolayısıy-la sıkıntı yaşayan Baklavacılar, sorunun çözümü noktasında Ankara’da bir dizi te-maslarda bulundu. BAKTAD Yönetim Ku-rulu Başkanı Mehmet Yıldırım başkan-lığındaki BAKTAD Yönetim Kurulu üye-lerinden oluşan heyet, önce Gıda Ta-rım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı ziyaret etti. Bakanlıkta, Bakan Yardımcısı Kut-bettin Arzu ve Müsteşar Dr. Nihat Pak-

dil ile görüşen heyet, sorunu detaylı şe-kilde yetkililere aktardı. Bakan Yardımcı-sı Kutbettin Arzu ve Müsteşar Nihat Pak-dil, BAKTAD’ın aktardığı sorunları din-leyerek, en kısa zamanda stok yapma-ya devam eden ve suni fiyat artışına se-bep olan spekülatörlere denetimler yapı-lacağını ifade ettiler. Diğer yandan iç pi-yasanın darlığını fırsat bilerek fiyat yük-seltenleri de bu tutumlarından caydıra-cak nitelikte ithalat fonunun kaldırılma-sıyla alakalı çalışmalara başlayacakları-

nı kaydettiler. BAKTAD heyetinin ikinci zi-yaret noktası ise Türkiye Odalar ve Bor-salar Birliği oldu. TOBB Başkanı Rifat Hi-sarcıklıoğlu ile bir araya gelen heyet, An-tep Fıstığında yaşanan fahiş fiyat artışı-nı aktardı. Rifat Hisarcıklıoğlu da gerekli notlarını alarak, Tarım Bakanı, Maliye Ba-kanı ve Ekonomi Bakanı ile bizzat görüşe-ceğini ifade etti. Bu toplantının ardından kısa bir süre sonra Tarım Bakanlığından BAKTAD heyetine telefon geldi ve “Çalış-malara başlamak için somut adımları en

BAKTAD YÜKSEK FISTIK FİYATLARI İÇİN ANKARA’YA ÇIKARMA YAPTI

29

BAKTAD Heyeti Ankara’da TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyelerini ziyaret ederek, Antep Fıstığında yaşanan fahiş fiyat artışını aktardı. Sayın Hisarcıklıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri gerekli notlarını alarak, en kısa sürede bakanlıklar nezlinde girişimlerde bulunacaklarını ifade etti.

BAKTAD Heyeti Ankara’da Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i makamında ziyaret ederek, son zamanlarda Antep Fıstığında yaşanılan fiyat artışı, yurda kaçak yollarla sokulan fıstık nedeniyle yaşanılan gelir kaybı ve spekülatörler tarafından yaratılan dengesizlikler konusunda yardımcı olunmasını istedi.

GIRISVEDERNEK 29 4/6/14 4:08 PM

Page 32: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

ğu gibi çikolata, helva, dondurma ve ben-zeri diğer gıda sektörlerini de etkilemek-tedir. Bu fiyat artışları ayrıca tüm kuru-yemiş piyasasında spekülatif artışların-da yaşanmasına neden olmaktadır. An-tep fıstığında bu oranlarda fiyat artışını gerektirecek hiçbir faktörün mevcut ol-mamasına karşın, ithalat yasağını fırsat bilerek, stoklarında hâlâ geçen senenin ürünleri bulunmasına rağmen stok yap-maya devam eden ve suni fiyat artışına neden olan spekülatörler sadece bizlere değil ülke ekonomisine ciddi bir oranda zarar vermektedirler” dedi.Yıldırım, sektörün istihdam kapasitesi-ni de etkileyen bu sıkıntının acilen çözül-mesini beklediklerini belirterek, “Fıstık fi-yatlarının artışı sebebiyle zorunlu olarak zam yapma yolunu seçtiği için satışla-rı düşen üreticiler, emek yoğun çalışılan bu sektörde; öncelikli olarak personel çı-kartmayı, son çare olarak ise, iş yerleri-

ni kapatmaya kadar birçok tedbir düşün-mektedirler” değerlendirmesini yaptı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de, ba-kanlıkları tarafından sıkı bir şekilde yü-rüterek oluşan vergi kayıplarını önleye-ceklerini kaydederek, “Antep Fıstığı üze-rinden spekülasyon yapan ve rant dev-şirmeye kalkışanları deşifre ederek sek-törün rahatlamasını sağlayacağız. Yaşa-nan bu sıkıntıların kaynağına inerek, kök-lü çözümler üretilmesi noktasında da daha aktif çalışmalar gerçekleştirece-ğiz. Türkiye’nin milli tatlısı olan baklava-nın üretilmesi ve baklavayı üreten sektör temsilcilerimizin daha rahat bir şekilde çalışması, sektörün huzur içinde olma-sı bizim en önemli görevlerimiz arasın-dadır” açıklamasını yaptı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek spekülasyonun önlen-mesi için sıkı bir şekilde spekülatörlerin üzerine gidileceğini belirtti.

kısa sürede atacaklarını” beyan ettiler.BAKTAD’ın Ankara’daki son ziyareti ise Maliye Bakanlığı oldu. BAKTAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım, Maliye Baka-nı Mehmet Şimşek’e fıstık fiyatlarında-ki anormal artışı ve yurda kaçak getiri-len fıstıkların herhangi bir denetime tabi tutulmadığı için yaşanan mali kaybı ak-tardı. Yıldırım, “Gerek iç piyasada spekü-latörlere, gerekse kaçak yollardan ge-len ve denetimsiz fıstıklara izin verilme-mesini istiyoruz. Yükselen fiyatlar sek-tör olarak belimizi bükmüştür. Sektörü-müz, baklavanın en önemli hammadde-si olmasının yanında, maliyet açısından da yüksek değeri olan Antep Fıstığında’ki rekor fiyat artışları ile daha çok sıkıntı çekmektedir. Geçtiğimiz yıl ortalama 30-35 TL olan iç antep fıstığı fiyatı bugün iti-bari ile 90 TL’yi geçmektedir. Antep fıstı-ğında son 1 yıldır iç piyasa fiyatlarında-ki aşırı ve spekülatif artış, bizleri oldu-

30

BAKTAD Heyeti, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı ziyaret ederek Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ve Müsteşar Dr. Nihat Pakdil ile görüştü. Görüşmede, yaşanılan sorunları detaylı bir şekilde aktararak önlem alınması istenildi. Bakan Yardımcısı Arzu ve Müsteşar Pakdil, en kısa sürede gerekli tedbirlerin alınacağını belirtti.

GIRISVEDERNEK 30 4/6/14 4:08 PM

Page 33: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

17

GIRISVEDERNEK 31 4/6/14 4:08 PM

Page 34: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

32

BAKTAD YÖNETİM KURULU ÜYELERİ GÜNTAT TATLICILIK EV SAHİPLİĞİNDE BİR ARAYA GELDİGüntat Tatlıcılığın ev sahipliğinde yemekli toplantıda bir araya gelen BAKTAD Yönetim Kurulu Üyeleri, gündemde yer alan çeşitli konular hakkında görüş alışverişinde bulundu. Ayrıca Yönetim Kurulu Üyeleri bir taraftan görüş alışverişinde bulunurken bir taraftan da ev sahipleri tarafından hazırlanan birbirinden lezzetli yemeklerin ve tatlılarında tadına baktı.

GIRISVEDERNEK 32 4/6/14 4:08 PM

Page 35: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

Belirli periyotlarla bir araya gelerek gündemdeki ko-

nular hakkında görüş alışverişinde bu-lunan BAKTAD Yönetim Kurulu Üyele-ri, Güntat Tatlıcılığın ev sahipliğinde, ye-mekli toplantıda buluştu. Toplantının açı-lış konuşmasını yapan BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, toplan-tıya katılan herkese ve ev sahipliği ya-pan Güntat Tatlıcılık yetkililerine teşek-kür etti. Öncelikli konularının BAKTAD ve Fatih Belediyesi işbirliğiyle, Eminönü meyda-nında gerçekleştirilen baklava festivali-nin sonuçları olduğunu ifade eden Baş-

kan Mehmet Yıldırım, Bakanın, Milletve-killerinin, Belediye Başkanlarının ve daha birçok yetkilinin katılımıyla gerçekleştiri-len organizasyonu en iyi şekilde düzenle-diklerini belirtti. Ufak tefek aksaklıklara kimsenin ta-kılmaması gerektiğini belirten Başkan Mehmet yıldırım, “8. Kez gerçekleştirmiş olduğumuz Altın Oklava baklava Ustala-rı Yarışması sayesinde medyada geniş bir şekilde yer alarak derneğimizin adını en iyi şekilde duyurduk. Daha doğrusu bili-nirliğimizi artırdık ve gücümüze güç kat-tığımıza inanıyoruz. Bundan sonra ger-çekleştireceğimiz organizasyonlarda

daha da başarılı olacağız” dedi. Başka-nın konuşmasının ardından Yönetim Ku-rulu Üyeleri konu hakkında düşüncelerini açıkladı. Geleneksel Altın Oklava Bakla-va Ustaları Yarışmasının sonuçlarının de-ğerlendirilmesinin ardından gündemde yer alan diğer konular görüşülmeye de-vam edildi.

Gündem de yer alan son konu ise Bak-lava Türküsüne Klip çekilmesi konusu oldu. Bu konuda Yönetim Kurulu Üyele-rinin düşünceleri alındı. Yapılacak bu kli-pin maliyetinin ise üyeler tarafından kar-şılanmasına karar verirdi.

33

GIRISVEDERNEK 33 4/6/14 4:09 PM

Page 36: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

26-28 Mart tarihleri arasında Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen 18. Uluslararası Euro Gastro Gıda Fuarına BAKTAD Yönetim Kurulu Üyeleri de katıldı. Üç gün süren fuarda BAKTAD Üyeleri fuara katılan firmaları ziyaret ederek bilgi aldı.

BAKTAD ÜYELERİ POLONYA’DA DÜZENLENEN18. ULUSLARARASI GIDA FUARINA KATILDI

34

GIRISVEDERNEK 34 4/6/14 4:09 PM

Page 37: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD Heyeti, 26-28 Mart tarihleri

arasında Polonya’nın Başkenti Varşova’da düzenlenen 18. Uluslararası Euro Gastro Gıda Fuarını ziyaret etti.

Fuarda katılımcı firmaları ziyaret ede-rek bilgi alan BAKTAD Üyeleri, üretim-de kullanılan yeni teknolojileri de yerin-

de görme imkanı buldu. BAKTAD Üyeleri fuardan arda kalan zamanlarda ise Tür-kiye Polonya İş Adamları Derneğini zi-yaret ederek, buradaki yetkililerden bil-gi aldı. Samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette, Polonya’da özellikle başkent Varşova’da yapılabilecek yatırımlar hak-kında bilgi alışverişinde bulunuldu.Ayrıca BAKTAD Heyeti Polonya’nın baş-

kenti Varşova’da bulunan Türk girişimci-ler tarafından kurulan baklava imalatha-nesini de ziyaret etti. Baklava imalatha-nesinin sahibiyle bilgi alışverişinde bu-lunan BAKTAD üyeleri, Polonya’da böyle bir imalathanenin kurulup baklava satışı yapılarak, Milli Tatlımız Baklavanın dün-yaya tanıtılmasının önemli olduğunu vur-guladı.

35

GIRISVEDERNEK 35 4/6/14 4:09 PM

Page 38: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

BAKTAD HABERLER

Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediye başkanı seçildi. Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneğinin her zaman yanında olan Fatma Şahin, Baklava ile özdeşleşen Gaziantep’in ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı olma özelliğine de sahip oldu. Sayın Şahin’e başarılar diliyoruz.

Gaziantep B ü y ü k ş e -hir Belediye

Başkanı seçilerek, ilin ilk kadın Büyükşe-hir Belediye Başkanı olma özelliğine de sahip oldu. Belediye Başkanı olduğu ke-sinleşen Fatma şahin’i ilk arayanlardan biri de BAKTAD Yönetim Kurulu Başka-nı Mehmet Yıldırım oldu. Şahin’i tebrik eden Başkan Yıldırım, kendisiyle gurur duyduklarını söyledi.20 Haziran 1966 yılında Gaziantep’te doğdu. Fatma Şahin ilk, orta ve lise öğ-renimini Gaziantep’te tamamladı. 1983 yılında İstanbul Teknik Üniversite’si Kimya-Metalurji Fakültesi Kimya Mü-hendisliği bölümüne girdi. İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. 1987 yı-lında üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Gaziantep’te özel sektörde çalış-maya başladı. Uzun yıllar Gaziantep’te özel sektörde çalışmaya devam etti. Bu

süre zarfında İşletme Mühendisi ve İş-letme Müdürü olarak üst düzey yöneti-cilik görevlerinde bulundu. 2001 yılın-da Adalet ve Kalkınma Partisi Gazian-tep Teşkilatı’nda kurucu üye olarak siya-sete adım attı. 3 Kasım 2002 Genel Se-çimlerinde 22. Dönem Gaziantep Millet-vekili olarak, Gaziantep’in ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ilk kadın milletveki-li olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi. TBMM Sanayi, Ticaret ve Ener-ji Komisyonu’nda ve AB Uyum Komis-yonu ile TBMM Töre-Namus Cinayetle-ri ve Çocuklara Karşı Şiddeti Araştırma Komisyonu’nda görev yaptı.

AK Parti Kadın Kolları’nda bir dönem teşkilattan ve bir dönem de siyasi işler-den sorumlu Genel Başkan Yardımcılı-ğı görevlerinde bulundu. Enerji ve Tabii Kaynaklar eski bakanlarından Cumhur

Ersümer ve Zeki Çakan’la ilgili oluşturu-lan Meclis Soruşturma Komisyonu’nda ve Tuz Gölü Araştırma Komisyonu’nda çalıştı. AK Parti 2. Olağan Kongresi’nde Merkez Karar Yürütme Kurulu’na seçildi.

22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinde, 23. Dönem Gaziantep Milletvekili olarak yeniden seçildi. Gaziantep ve bölgede üst üstte iki dönem milletvekilliği yapan ilk kadın oldu. Bu dönemde ise; AK Par-ti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı görevinde bulundu.

12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde, 24. Dönem Gaziantep Milletvekili olarak 3. kez Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gir-di. 6 Temmuz 2011 tarihinde, 61. Türki-ye Cumhuriyeti Hükümeti’nde “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı” olarak atanan Fatma Şahin evli ve iki çocuk annesidir.

FATMA ŞAHİN GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLDU

36

GIRISVEDERNEK 36 4/6/14 4:09 PM

Page 39: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

15

GIRISVEDERNEK 37 4/6/14 4:09 PM

Page 40: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GAZİANTEPLİ TATLICIİKİNCİ ŞUBESİNİ SARIYER’DE AÇTI Gaziantepli T a t l i c i ,

ikinci şu-besini Bahçeköy’de bulunan Maraşal Fev-zi Çakmak Caddesi’nde açtı. Açılışa BAK-TAD Üyeleri, tedarikçi firma temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Kaliteyi ve lez-zeti Sarıyer halkının ayağına getirdikleri-ni belirten Mehmet Yıldırım, müşterilerine en kaliteli ve en sağlıklı ürünleri sunmak için çalıştıklarını ifade etti.Lezzet öyküsü 1982 yılına dayanan Yıldırım Gıda, “baklava”nın başkenti Gaziantep’in damak zevki tutkunlarına ar-mağan ettiği önemli simalardan birisi olan

Mehmet Yıldırım tarafından kuruldu. Ku-rulduğu tarihten itibaren başta İstanbul tüketicisi olmak üzere Marmara ve Trak-ya Bölgeleri’ne tatlı üretimi ve toptan da-ğıtımını gerçekleştiren Yıldırım Gıda, “Ga-ziantepli Tatlici markasıyla sektöründe, Türkiye’de faaliyet gösteren büyük firma-lar arasında yer almayı başarmıştır.Yıldırım Gıda, HACCP ve ISO kalite stan-dartlarında günlük ortalama 6 ton bakla-va ve tatlı çeşidi üreterek tüketicilerimi-zin beğenisine sunmaktadır. Toplam 900 metrekare kapalı alana sahip modern te-sislerinde el emeği ile teknolojinin yenilik-

lerini harmanlayarak, usta ellerin lezzeti hamura nakşetmesiyle süregelen lezzet kervanına katılım her geçen gün daha da artmaktadır.Başta baklava olmak üzere Türk mutfa-ğının geleneksel tatlılarının önemli tem-silcilerinden birisi konumundaki Yıldırım Gıda, Gaziantepli Tatlici markasıyla; top-lu yemek üretim firmalarına, süper mar-ketlere, pastanelere, restoran ve otellere toptan satış ve dağıtım konularında hiz-met vermektedir. Ayrıca ürettiği ürünle-ri kendi şubelerinde de perakende olarak tüketici ile buluşturmaktadır.

AKTÜEL

38

AKTUEL 2 4/6/14 4:29 PM

Page 41: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 3 4/6/14 4:29 PM

Page 42: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTÜEL

40

BATI MAKİNA KALIPVE AMBALAJ SANAYİ

Batı Makina çalışma hayatına 1980 yılında İstanbul - Eminönü’nde Mehmet YILMAZ ve kardeşlerinin kurduğu küçük bir atölye olarak başlamıştır.

Her zaman kaliteyi hedef alan ve bu ko-nuda kurumsallaşmanın çok önemli oldu-ğunu bilen Batı Makina 1987 yılında BATI MAKİNA KALIP unvanını alarak bu yol-da ilk adımını atmıştır. Ayrıca 1987 yılın-da Türk Patent Enstitüsünden “BATI MA-KİNA” markasının tescilini alarak ürettiği mamulün kalitesinin sorumluluğunu üze-rine almıştır.

1990 yılında İstanbul - İMES Sanayi Site-sindeki yerine taşınan firma 2005 yılında ise ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Siste-mi belgesini alarak kalitesini bir kez daha kanıtlamıştır.

BATI MAKİNA 2012 yılında yatırımlarına farklı bir yönde devam ederek, “Batı Ma-kine Kalıp Ambalaj” markasıyla Alümin-yum Folyo Kap ve Tek KullanımlıkBakla-va &Börek tepsileri imalatına başlayarak busektörde ’de kalitesini belli etmiş kısa zamanda sektörde söz sahibi olmuştur. Batı Makine’nin üretimin her safhasında

en büyük önceliği “Hijyen” olmuş, üre-timden sevkiyata kadar tüm işlemleri ti-tizlikle yerine getirmeyi prensip haline getirmiştir. Bugün Batı Makina; tecrübe-li yönetim kadrosu, yetişmiş teknik per-soneli, zengin makina parkuru ve bünye-sindeki “ Arge” departmanı ile müşteri-lerine daha iyi hizmet ulaştırmak için ça-lışmaktadır.

Üyesi olduğumuz Dernek ve Vakıflar;-Ambalaj Makinecileri Derneği-Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri-Çevko Vakfı

AKTUEL 4 4/6/14 4:29 PM

Page 43: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 5 4/6/14 4:29 PM

Page 44: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTÜEL

THEMRA BİTKİSELFİRMAMIZ:1993 yılında Süt ürünleri (Tereyağı-Sadeyağ), İç Antep Fıstığı, Ceviz İçi, Salep ürünlerinin üretimi ve satışı ile faaliyetlerine başlamıştır.

Şirketimiz Veysi Topuz 2005 yılında Bitkisel Gıda Takviyeleri, 2006 yılında Bitkisel Kozmetik Ürünleri üretimine başlamıştır. 2007 yılında Fiyto Marka-lı Saç Bakım Ürünlerinin, 2009 yılında da Dermaderm Markalı Bitkisel Koz-metik ürünlerin pazarlaması ile port-föyünü genişletmiştir.

Ayrıca firmamız 2012 yılında kuruye-miş sektöründe faaliyet gösteren De-mirdöğmez Gıda Ltd. Şti.’ne, 2014 yı-lında da bitkisel yağ, reçel, helva sek-töründe faaliyet gösteren Beyoğlu Gıda Ltd. Şti.’ne ortaklıklarıyla büyü-meye devam etmektedir.

Geniş ürün yelpazesine sahip olan fir-mamız geçen bu 21 sene süre zarfın-da faaliyet alanını her geçen gün biraz daha büyütmüştür.

Faaliyet alanında dünya standartların-da hizmet veren Veysi Topuz üretmiş olduğu sadeyağ ve doğal ürünlerle pa-zar payını arttırırken ülkemizde yakala-dığı bu başarıyı dış pazarlara da,11 ül-keye ihracat yaparak (Libya, Sırbistan,

Bulgaristan, Bosna Hersek, Alman-ya, Azerbaycan, Hollanda, Çin, Kuveyt, Kıbrıs, K.Irak) uluslararası bir marka ol-mayı amaçlamaktadır. 3000 m. Kapalı alan günlük 15 ton kapasitesiyle faali-yet gösteren firmamız, gerektiğinde de kapasitesini iki katına çıkarabilecek tek-nik alt yapı ve donanıma sahiptir.

Veysi Topuz, Türkiye’nin her noktasında gerek bayii ve alt bayileri ile gerekse da-ğıtım araçlarımızla örgütlenerek pazar ağını genişletmeye devam etmektedir.

VİZYONUMUZ:Sağlığımız Önemlidir!!! Temel ilkesi doğrultusunda “doğal sağlıklı yaşam” ibaresi ile ürünlerinin bir yaşam tar-zı olarak benimsenmesinde ve yay-gınlaşmasında her zaman öncü bir rol üstlenen THEMRA “sağlıklıyım, form-dayım ve de mutluyum” diyenlerin ve diyebileceklerin lider markası olmayı hedef olarak görüp yoluna devam et-mektedir.

MİSYONUMUZ:Koşulsuz tüketici memnuniyetini ve güvenini ön planda tutarak, insan sağlığına yararlı, yüksek kalite stan-dartlarında ürünler üretmeyi amaç edinmiştir.

KALİTE POLİTİKAMIZ:THEMRA ailesi olarak sektörümüz-

de dünya tüketicilerinin güvenle tercih ettiği kalitede ürünler üreterek dünya pazarında yerimizi sabitlemektir. Bünyemizde çalışan gıda mühendisle-ri, kimya mühendisleri ve de çalışan-larımızı eğiterek, bilgi, bilinç ve bece-ri düzeylerini geliştirmek, işini en iyi yapmak, verimliliği arttırmak, kaliteli ve ekonomik ürün elde ederek müşte-ri memnuniyetini arttırıp, şikâyetlerini minimuma indirmek, tüketicinin de-ğişen ihtiyaç ve beklentilerine uygun ürünler üretmek.

42

AKTUEL 6 4/6/14 4:29 PM

Page 45: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 7 4/6/14 4:29 PM

Page 46: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTÜEL

FELDA IFFCO TÜRKİYE İŞ ORTAKLARIYLAGULFOOD FUARI’NI ZİYARET ETTİ

ÇOCUKLARBU PASTALARA BAYILACAK!

Felda Iffco Türkiye, pastacılık ve endüstriyel kanaldaki bayile-ri ve müşterileri ile Dubai’deki Gulfood 2014 fuarını ziyaret etti.Felda Iffco Türkiye’nin grup şirketi Iffco bu sene 19. kere katıl-dığı Gulfood fuarında, yine büyük bir ada parselde yerini aldı. 21 değişik iş kolunda faaliyet gösteren Iffco grubu, dünya üzerinde ticaret yaptığı birçok iş ortağını bu standda ağırladı. Felda Iffco Türkiye, grup şirketinin yer aldığı bu fuara, 2013 yılında başarı-lı performans sergileyen pastacılık kanalı ve endüstriyel kana-lı bayileri ve de endüstriyel müşterileri ile birlikte katıldı. Fuarda Iffco şirket ortakları, Felda Iffco Türkiye’den gelen bu iş ortakla-rıyla sohbet etme imkanı, gelecek projeleri ve beraberce büyü-tecekleri işleri konusunda görüşme fırsatı buldular.Iffco şirket ortaklarından Shiraz Allana ve Iffco Küresel İcra Ku-rulu Başkanı Syed Rizwan Ahmed’in yanı sıra Felda Group’un üst düzey yönetimi ile beraber Felda Grubu Genel Başkanı Tan Sri Mohd Isa Bin Dato Haji Abdul Samad da fuara katıldı. Her yıl fuarın ardından geleneksel bir gala yemeği düzenleyen Iffco Grubu yine görkemli bir geceyle harika bir kapanışa imza attı. Bu özel gecede tüm grup şirketlerinin üst yönetimleri bir aradaydı.

Dilek Cafe&Restaurant, 23 Nisan’da çocukların en özel gününü kar-navala çeviriyor. Dilek’in usta elleri tarafından hazırlanan tasarım harikası pastalar, çocukların hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. 23 Nisan Çocuk Bayramı’na özel tasarlanan birbirinden renkli ve eğ-lenceli pastalarıyla dikkat çeken Dilek, geleceğin çocukları için ta-mamen doğal ürünlerle muhteşem pastalar hazırladı. Frambuaz, krokan, fıstık, karamel, çikolata ve meyve çeşitlerinin yer aldığı pas-talar; özenle seçilmiş zengin içeriğiyle çocukların bayramını daha da renklendiriyor.

ALFA PASTACILIK YAĞLARI İSTANBUL’U FETHETTİAlfa Pastacılık Yağları tarafından hazır-lanan ve tüm Türkiye’yi kapsayan Alfa Usta Buluşmaları’nın en son etkinlikleri İstanbul’da gerçekleşti. İstanbul’da Ana-dolu ve Avrupa olmak üzere 2 ayrı etkinlik düzenleyen ekip, Alfa’cı Ustalar ile unu-tulmaz iki gün geçirdi. İstanbul’da ger-çekleşen etkinliklerin Avrupa ayağı Mar-riott Otel’inde, Anadolu ayağı ise Divan Otel’inde gerçekleştirildi.

Her etkinliğinde ilgili bölgeye özel bir konsept düzenleyen Alfa Pastacılık Yağ-

ları, İstanbul’da ‘Sevgililer Günü’nün yak-laşması sebebiyle ‘Sevgi’ konseptini işle-di. Bu özel günde pastanelerin portföyüne katabilecekleri tarifler veçeşitli sunumlar ile şovlar hazırlayanekip, seminer alanın-da profesyonel bir görsel şölen sergiledi. Her etkinliğinde çıtayı daha da yükselten Alfa Pastacılık Yağları, İstanbul’lu usta-lara hem görsel hem de içerik açısından donanımlı bir seminer verdi. Her semineri merakla ve ilgiyle beklenen Alfa Pastacı-lık Yağları bir sonraki seminerini organize etmek için şimdiden kolları sıvadı.

44

AKTUEL 8 4/6/14 4:29 PM

Page 47: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 9 4/6/14 4:29 PM

Page 48: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTÜEL

ÇUKUROVA’NIN GURURU SUNAR,ÇUKUROVA LEZZET SIRLARINI AÇIKLADI

FISTIK FİYATLARINDAKİ İKİNCİDALGA HELVANIN DA TADINI BOZDU

Ev dışı tüketim sektörüne bambaşka bir bakış açısı getir-mek ve sektör bilincini artırmak amacıyla, CNR Fuar alanın-da düzenlenen EDT Expo Fuarı’nda yeni standıyla yer alan Sunar Grup, bu yıl yine iddialıydı ve sektörün önde gelen isimlerinin ilgi odağı oldu. Sektör profesyonellerinin düzenlediği etkinlikler ve ka-tılımcılara geçirtilen keyifli zamanlarla anılan EDT Expo Fuarı’nda Sunar Grup’un teması Çukurova Mutfağının lez-zet sırlarıydı... “Çukurova Mutfağı’nın Sırrı: SUNAR” teması çerçevesinde, Sunar Grup Demo Ustaları Sefa Sabırlı, Birol Bayındır ve Ali Arlı birbirinden lezzetli mamul ürünleri ser-giledi. Haşim Usta Adana’nın kültürel ve mimari simgele-rinden olan Taş Köprü, Büyük Saat, Ulucami, Vardar Köprü-sü gibi yapıların margarinden heykel ve rölyefini yaptı. Us-taların görsel şöleni Sunar standını renkli hale getirdi.

Fiyatı iki katına çıkınca tatlı sektörünü zor durumda bırakan bak-lavalık yeşil fıstıktan sonra şimdi de helvalık kırmızı iç fıstık fiyat-ları rekor kırdı. Son bir haftada fiyatların 45 TL’den 65 TL’ye fır-ladığını anlatan Seyidoğlu Genel Müdürü Mehmet Göksu, “Tat-lı sektörü şu anda stokçuların ve spekülatörlerin elinde oyunca-ğa dönmüş durumda. Astronomik fiyat artışları bir tülü önlene-miyor. Bakanlık piyasaya gerekli müdahaleleri yapmazsa vatan-daş tatlı yiyemez hale gelecek. Seyidoğlu olarak fıstıklı helva ve lokum üretimini azaltacağız. Fıstık yerine fındık ve cevize ağırlık vermeye başladık” diye konuştu. İklim koşulları nedeniyle üreti-mi azalan, önceki yılın ürünü de stoklanan Helvalık kırmızı iç fıs-tıkta denge sağlandı derken fiyatlar yeniden yükselişe geçti. An-tep fıstığı fiyatlarının bu yıl mahsul döneminin hemen ardından yükselmeye başladığını anlatan Seyidoğlu Genel Müdürü Meh-met Göksu, “Geçtiğimiz aylarda yaşanan ilk fiyat artışında 25 TL olan Kırmızı iç fıstık 45 TL’ye yükselmişti. Bu hafta ise yeniden hızlı bir artışla 65 TL fiyatlarını gördük. Gerçekte bu sene rekol-tenin az olmasını bahane eden tüccarlar üreticiden malı topla-yıp stokladılar ve fiyat yükseldi. Sektör temsilcileri durumu Ba-kanlığa anlattı. Gaziantep’te toplantılar yaptılar. Bu sırada fiyat-lar 45 lirada dengelendi ama bu konunun üzerine gidilmeyince son günlerde fiyatlar yeniden yükselmeye başladı. Şu anda kır-mızı iç fıstık 85 lirayı buldu. Piyasada hiç olmadığı kadar bir be-lirsizlik var. Sezonun en yoğun olduğu dönemde yaşanan bu sı-kıntılar sektördeki işletmeleri kapanma noktasına getirdi. Sek-tördeki üreticiler fıstık yerine ceviz, badem ve fındık gibi alter-natiflere yöneliyor. Fakat bu yöneliş de ceviz ve fındık fiyatları-nı artırıyor. Şu anda Suriye ve İran üzerinden kaçak fıstık girme-ye başladı. Bakanlık ithalatın önünü açmazsa sektörü daha zor günler bekliyor” ifadelerini kullandı.

KONYA ŞEKER PANCAR ŞEKERİNDE AB’YEHEKTARDA 500 KİLOGRAM FARK ATTIKonya ve Çumra’daki iki şeker fabrikasın-da yaptığı üretimle ülkemiz pancar şekeri üretiminin beşte birinden fazlasını üreten Konya Şeker, alımını gerçekleştirdiği 3 milyon 320 bin ton pancar karşılığı üreti-ciye yaklaşık 596 milyon 312 bin 396 lira-lık ödeme gerçekleştirdi. Geçtiğimiz kam-panya döneminde Konya Şeker 18.154 üreticiye sözleşmeli ekim yaptırırken üre-ticiyi tohum tarlaya düşmeden avansla desteklemeye başladı ve ürün bedelinin yaklaşık yüzde 53.52’sine karşılık gelen 319 milyon 148bin 554 TL’yi ayni ve nakdi avans olarak ödedi. Çarşamba günü üre-ticilerin hesabına yatırılacak olan 277 mil-yon 163 bin 842 TL’lik ödemeyle pancar bedeli ödemesini tamamlayan Konya Şe-ker, pancar üreticisine toplamda 596 mil-yon 312 bin 396 TL ödeme gerçekleştir-miş oldu.

46

AKTUEL 10 4/6/14 4:29 PM

Page 49: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 11 4/6/14 4:29 PM

Page 50: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTÜEL

Van Erciş yöresinden alınan tere yağ-lar, koyun ve inek sütünden elde edil-mektedir. En doğal şekilde beslenen koyunların bulunduğu Van Erciş Mura-diye Yöresinden toplanan yağlar, kendi araçlarımızla, Ercişdeki modern sade-yağ fabrikamıza ulaşır. Gelen yağlar, gıda mühendislerimizin eşliğinde ana-lizden geçer. Analizden geçen yağlar, hijyenik koşullarda, soğuk hava depo-suna alınır. Daha sonra, imalat perso-neli tarafından yağın arıtım aşamasına geçilir. Sonrasında, Arıtımdan geçen

yağların özel yapılmış ambalajlara dolum işlemi gerçekleştirilir. Ve bize göre, işin en püf noktası olan aşamaya geçilir. Ambalaj işlemi, silikon kapakla tamamlanır. Gıda Mühendisimizin ne-zaretinde, terazide kilogram kontro-lü yapılır. İşlem bittikten sonra, Gıda Mühendisi tarafından ambalajın üzeri-ne “Üretim Günü, Ayı, Yılı” mührü bası-lır. Böylece yağ, satışa hazır hale gelir.Sadeyağ, üretim tarihinden itibaren 2 yıl tazeliğini korur. Sahip olduğumuz Teknolojik imkanlarla arıtım esnasın-

da yağ buharlı suyla temas ettirilir. Bu işlem sonucunda eriyen yağ havuz bö-lümünde dinlenme aşamasına alınır. 8 saat dinlenen yağ, hacmi hafif oldu-ğundan üste çıkar. Su hacmi ise ağır olduğundan havuz dibine çöker. Çö-ken su tortusu musluklar aracılığıyla boşaltılır. Bundan sonraki aşama, te-reyağın sadeyağa dönüştürüldüğü bü-yük ustalık isteyen püf noktasıdır. O da işin, kaliteli ve farklı yapan kısmıdır. O nedenle, Sade Yağları, baklava ve tatlı çeşitlerinizin lezzet kaynağıdır.

40 YILLIK TECRÜBE: ALMETAL

ÖZ ANADOLU YAĞ

1967 yılında Memet Yüksel tarafından Eminönü`nde kurulan Al-metal Koll.Şti. alüminyum mutfak eşyaları konusunda sektöre adımını atmıştır. Daha sonra taleplerin artmasıyla birlikte halen devam ettiği üretim adresinde yani Gaziosmanpaşa da bir fab-rika kurmuş, üretimi burada satışı ise Eminönü’ndeki mağaza-sında gerçekleştirmiştir. 1992 yılında ise Koll. Lti. anonim şirke-ti olmuş ve yurt dışı müşterilerini de portföyüne ekleyerek ih-racata da başlamıştır. 2004 yılının son yarısında satış yeri yine talepler doğrultusunda İSTOÇ toptancılar merkezine taşımıştır. Halen Almetal A.Ş hem üretmekte hem de bayisi olduğu çelik ve teflon mutfak eşyalarının satışını gerçekleştirmektedir. Bu-nun yanında restaurant, otel, lokanta, pastane gibi yerlerin ihti-yacı olan endüstriyel mutfak eşyalarının üretimini yapıp satışını gerçekleştirmektedir. Kırk senenin verdiği tecrübeyle genç ne-silin dinamikliğinin birleştiği yer olan Almetal, ürün çeşitliliğini ve hizmet kalitesini arttırarak yoluna devam etmektedir. Alme-tal olarak, alüminyum levha, disk, pres, mamül mutfak eşyaları, dövme Sanayi tipi mutfak eşyalarının yanı sıra kaynaklı, kaynak-sız her türlü özel mamül, yanmaz yapışmaz mutfak eşyaları ve çelik mutfak eşyalarının üretimini ve satışını yapıyoruz.

48

AKTUEL 12 4/6/14 4:29 PM

Page 51: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 13 4/6/14 4:29 PM

Page 52: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

KÖSE, TATLIDAKİ TECRÜBESİNİ DONDURMA İLE TAÇLANDIRDI

Türkiye’nin en iyi ilk on tat-lı markası arasında

yer almayı başaran Tatlıcı Köse, yarım asrı bulan tecrübesiyle tatlının yanında dondurma üretiminde bizde varız deme-yi hedefliyor. Bunun için gerekli olan tüm altyapı çalışmalarını bitiren Köse, kalite ile özdeşleşen markasıyla ülkemizi tat-landırmaya devam edecek.

Çukurova’dan doğan ve ülke genelin-de bir tatlı markası olduklarını söyleyen Tatlıcı Köse Yönetim Kurulu Başkanı Veli Karahan, dondurma üretiminde de mar-ka olmayı hedeflediklerini belirtti. Don-durma üretiminde temel madde olan sü-tün, sindirilmesi kolay, kalsiyumca zen-gin, çocukların diş ve kemik gelişimine yardımcı, ayrıca anne sütüne de en yakın tek süt olan Keçi Sütü olacağını ve sütün kendi kurdukları Keçi çiftliğinden temin edileceğini kaydetti. Çiftliğin en önem-li özelliği üretim tesislerine yakın olma-sı. Bu nedenle sütün; taze olarak, bekle-tilmeden dondurma yapımında kullanıl-masının kaliteyi daha da artırdığını kay-

deden Karahan, “tatlı üretiminde elde et-tiğimiz başarıyı dondurma üretiminde de yakalamayı hedefliyoruz” dedi. Karahan, sözlerine “hedefimiz dondurmada da Türkiye genelinde bir marka olmak. Fa-kat öncelikli olarak Çukurova bölgesinde markamızı sağlam temellere oturtarak ilerlemek istiyoruz” diyerek devam etti.

Seyhan Baraj gölü kenarında kurulan çiftlikte bulunan süt keçilerinin 24 saat veteriner gözetiminde olduğunu ve sağ-lıklı koşullarda beslendiğini anlatan Ka-rahan, “Köse olarak en güzel dondurma-yı yapmak için yola çıktık. Bu noktada uz-man kişilerden de destek alıyoruz’’ dedi. Mevsim olarak Adana’nın ılıman iklime sahip olmasına bağlı olarak hayvanla-rın meralarda beslenme süresinin uzun olmasının verimliliği de artırdığını belir-ten Karahan, vazgeçilmez temel şartla-rı olan KALİTE faktörünü dondurma üre-timinde de ilk sıraya koyduklarını belirt-ti. Ayrıca “bu sütten yapılacak olan don-durma, hem aroması hem de ağızda bı-raktığı rayiha ile farkını hissettirecek”

dedi. Karahan, dondurmanın tat çeşitlili-ğini artıran meyveleri mevsiminde topla-yarak kullanacaklarını ve yüzde 100 do-ğal olarak üretim yapacaklarını söyledi.

ISO 9001 (Kalite Yönetim Sistemi), ISO 14001(Çevre Yönetim Sistemleri), ISO 18001 (İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemle-ri), ISO 22000 (Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri) kalite belgelerine sahip bir firma olarak toplamda şimdilik 19 şube ile hizmet verdiklerini belirten Karahan, “bölgede 18, ANKARA’da da 1 şubemiz bulunmaktadır” dedi ve sözlerine çok ya-kın bir zamanda şube sayısını 20’nin üze-rine çıkarmayı hedeflediklerini ekledi.

Yapılan yeni yatırımlarla çalışan sayısı-nın daha da artacağı için mutlu olduğu-nu dile getiren Karahan, “doğduğumuz şehir ve ülkemiz ve adına güzel projelere imza atmaya devam edeceğiz. Babamız-dan almış olduğumuz bu bayrağı, daha yukarılara taşımak için her geçen gün daha da çok çalışacağız” diyerek sözle-rini tamamladı.

AKTÜEL

50

AKTUEL 14 4/6/14 4:29 PM

Page 53: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 15 4/6/14 4:29 PM

Page 54: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 16 4/6/14 4:29 PM

Page 55: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 17 4/6/14 4:29 PM

Page 56: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

DETAYSOFT GALEPRESS Detaysoft, 13 yılı aşkın

bir süredir, ya-zılım uygulamaları ve yenilikçi geliştirme konusunda, personel sayısı 200’ü aşan ve kendi sektöründe lider kuruluşlara da-nışmanlık hizmeti vermektedir. Kuruldu-ğu 1999 yılından itibaren başarılı proje-ler üreten Detaysoft, zamanla sektörü-nün en deneyimli teknoloji firmaları ara-sına girdi. Ürettiği başarılı projeler, özgün çözümler ve uzun vadeli ortak çalışma an-layışı Detaysoft’u tercih eden iş ortakları-nın sayısını artırdı. Sektördeki bu karşılıklı güven sayesinde Detaysoft, önemli bir bü-yüme ivmesi yakaladı. 2007 yılında Dubai ofisini açan Detaysoft, 2008 yılında Sivas ofisini kurdu. Detaysoft Sivas ofisinde, bü-yük şehirlerden sonra ilk defa Anadolu’da büyük bir SAP danışman kadrosu oluştur-du. Türkiye’deki en büyük SAP iş ortakla-rından Detaysoft, 13 yılı aşkın bir süredir SAP’nin tüm ürün ailesini kapsayan konu-larda, Mobil Uygulama Danışmanlığı alan-ları dâhil olmak üzere, Ar-Ge Projelerin-

de ürün geliştirmekte ve danışmanlık hiz-metleri vermektedir.

GalePress’in başlangıç hikayesiBüyüyen Detaysoft firması, farklı alanlar-da da yatırım yapmak ister. Ürün geliştir-me kararı alır. Türkiye ve dünyadaki tek-noloji akımını inceler. Bu incelme sonrası 3 büyük konu tespit edilir: Mobile (mobil), Big data (Büyük veri), Cloud (Bulut) Tek-noloji akımı ile yeni pazarlar oluşmaktadır. Detaysoft, kendi uzmanlık konusu olan bi-lişim ve danışmanlık alanında, yeni olu-şan dijital yayıncılık pazarında, “Mobil + Big data + Cloud” yapısını da bünyesinde barındıran GalePress ürününü çıkarma-ya karar verir. Bu ürün geliştirmeye başla-nılmadan tüm dünyadaki rakipler incelen-miş, onların yapmadığı/yapamadığı alan-lar analiz edilmiştir. Potansiyel müşteri-ler dinlenmiş ve onların isteklerine ve ek-sik gördüğü yanlar incelenmiştir.Yaklaşık 8 ay süren bir ar-ge çalışmasın-dan sonra ise GalePress ürünün geliştir-

mesine başlanmıştır. Şuan itibari ile satış-larımız devam etmektedir.

Ürünümüzü yaklaşık 2 senedir geliştir-mekteyiz. Bu pazarda kalıcı olmak ve uzun vadede en kaliteli ürüne ve en büyük pa-zar payına sahip olmayı amaçlıyoruz.

İSTANBUL - MERKEZAlemdağ Cad. No: 109, 34692Üsküdar / İstanbul / TürkiyeTelefon: +90 (216) 443 13 29Faks: +90 (216) 443 08 27

SİVAS - OFİSYenişehir Mah. İşhan Köyü,Ötegeçe Mevkii 49/1 58140 Teknokent Sivas / TürkiyeTelefon: +90 (346) 217 11 21Faks: +90 (346) 217 11 21

DUBAI - OFİS FZCODubai Silicon Oasis AuthorityC:101 Pobox:341035 Dubai / UAETelefon: +971 (04) 501 57 95Faks: +971 (04) 501 57 96

ELAZIĞ - OFİSElazığ Teknokent

AKTÜEL

54

AKTUEL 18 4/6/14 4:29 PM

Page 57: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 19 4/6/14 4:29 PM

Page 58: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

FİRMA

İŞTE BAKLAVAYA LEZZET VEREN MUCİZE

Bu sayımızda sizlere, baklavanın olmazsa olmaz hammaddesi “sadeyağı” anlatma-ya çalışacağız. Bu sektörde faaliyet gös-teren köklü bir markanın; Bozkan Sade Yağları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Turan Bozkan’a baklavayı ayrıcalıklı kılan “sade yağın” üretim serüvenini sorduk.

Türk baklavasının ününü artık tüm dünya-nın bildiğini hatırlatarak söze giriyor Turan Bozkan. Anadolu coğrafyasında bulunan, sadeyağ, un, şeker gibi eşsiz hammadde-lerin bu şaheseri vazgeçilmez kıl-dığını özellikle ifade ediyor. Boz-kan, ustalık farkını hatırlatmayı ihmal etmeden bir ayrıntıya dik-kat çekiyor: “Baklavanın üretim süreci elbette ayrı bir titizlik ge-rektiriyor. En iyi ustalarla çalışa-caksınız. En iyi hammaddeyi kul-lanacaksınız. En iyi ürün ancak bu şekilde damakları tatlandıra-bilir. Bütün hammaddelerin al-ternatifleri bulunabilir; Antep fıs-tığı yerine ceviz, fındık hatta yer fıstığı bile kullanabilirsiniz. Şe-kere alternatif şuruplar kullanıl-makta. Baklava ustasını siz tercih edebiliyorsunuz. Ancak, baklava-yı baklava yapan “sadeyağ”dır. Çünkü bunun alternatifi yoktur.” Van’ın Erciş ilçesinde kurduğu ve teknolojinin azami ölçülerde kul-lanıldığı üretim tesislerinde, bak-lava ve pastacılık sektörüne sa-deyağ üreten Turan Bozkan, üre-tim standartları ve tüketici so-rumluluğuyla işe koyulduklarını anlatıyor. Anadolu coğrafyasının cömert sunumuyla elde edilen en iyi sütü temin ederek işe başladıklarını hatırlatan Boz-kan, “Baklava ve pastacılık sektörü baş-ta olmak üzere gıda üretim sürecinin en önemli hammaddesi sadeyağdır. Biz de bu bilinçle üretim yapıyor ve Türkiye genelin-de en iyi markalara ürünlerimizi gönderi-yoruz. Aslında, baklavanın lezzetinde sak-lı bulunan o emsalsiz rayihayı, tadı bizler sunmuş oluyoruz” şeklinde konuşuyor.

SAĞLIKLI NESİLLER GÜVENLİ GIDAYLA MÜMKÜNSade yağ sektöründe olası sıkıntılara da değinen Bozkan, marka olarak ilk gün-den bugüne değin değişmeyen en önemli maddenin işine, sektöre ve tüketiciye duy-duğu saygı olduğunu hatırlatıyor.

Turan Bozkan, “Gıda sektöründe olduğu gibi sade yağ sektöründe de hijyen, kalite, nitelikli hammadde, güvenli üretim vazge-çilmezdir. İşte bu sebepler, sektörün han-

gi markayı ve ne için tercih etmesi ge-rektiğini açıklamaya yetiyor. TSE ve Türk Gıda Kodeksi üretim standartları-na göre son teknolojik sistemle üretim yapıyoruz.” diyor.

Bu çalışma bilinciyle, baklava ve pasta-cılık sektöründe ilk tercih edilen mar-kalardan birisi haline geldiklerini anla-tan Bozkan, kulağa küpe olacak ayrıntı-lar aktarıyor:

“Ürünlerimiz, ‘çiftlikten sofraya’ gıda gü-venliği hassasiyetinin garantisiyle sektöre sunuluyor. Yağ üretimi hassasiyet ve özen ister. Çünkü hem baklavanın mevcut ihti-şamı, hem de tüketicilere karşı olan so-rumluluğunuz sizi daha dikkatli olma ko-nusunda motive ediyor. Düşünün, sizin ürettiğiniz bir hammadde baklavanın en önemli harcı oluyor ve bununla insanlar çocuklar besleniyor.

Geleceğimizi emanet edeceğimiz sağlık-lı nesillerin yetişmesi, güvenli gıda tüketimi ve sağlıklı beslenme ile direkt ilgilidir.”

SADEYAĞ ÜRETİMİNDEBOZKAN FARKIÜrün kalitesinin üretimle başladı-ğını ifade eden Turan Bozkan, “Ön-celikle en iyi süt temin edilir. Tere-yağı üretme süreci zorlu bir yol-culuk demektir. Organik ve kalite-li ürün isteniyorsa zorluk derecesi artacak demektir. Bu doğrultuda, baklavalık yağ, pastacılık için yağ, yemeklik yağ, krema, peynir gibi ürün çeşitleriyle hizmet veriyoruz.” ifadelerini kullanıyor.

Kaliteli bir yağ elde etmek için dik-kat edilen ayrıntıları da anlatan Bozkan, üretim sürecini şu sözler-le özetliyor: “Sade yağ üretimin-de yöresel dilde tuluk denilen ya-yık aleti kullanılır. Yayığın belirli bir standartla sağladığı ritmik hare-

ketler sayesinde yağ daneleri birbir-leriyle birleşirler. Mukavemetini artırmak ve farklı bir tat kazandırmak için tuz oranı-nı % 2 seviyesinde tutmak gerekir.”

Baklava sektörü başta olmak üzere pas-tane, catering ve gıda üreticilerine ham-madde temin ettiklerini dile getiren Boz-kan, yılın 12 ayında Türkiye’nin her köşesi-ne ürün sağlayarak büyük bir hizmet ger-çekleştirdikleri bilgisiyle sözlerini sonlan-dırıyor.

Sultanların tatlısı, tatlıların sultanı olarak bilinen Türk baklavasına o eşsiz lezzeti veren hammaddeyi merak etmişsinizdir. Un, şerbet, fıstık ve ustalık elbette önemli unsurlar. Ancak, baklavayı baklava yapan en önemli ayrıntı kullanılan yağda saklı. Peki bu mucize lezzet hangi şartlarda hazırlanıyor? Birlikte okuyalım…

56

AKTUEL 20 4/6/14 4:29 PM

Page 59: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

AKTUEL 21 4/6/14 4:29 PM

Page 60: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ÜYE SOHBET

“Kaliteli bir baklavayı fırından çıktığı anda taze taze yerseniz gerçek tadını alırsınız. Çatalınızı batırdığınızda çıkan çıtırtı kulağınıza hitap edecektir. Isırmadan önce iyice koklamalısınız, çünkü burnunuza gelecek olan tereyağı kokusu gerçekten de muhteşemdir. Isırdıktan sonra damağınızda kalan tat ise bir başka güzeldir” diyen Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Güllüoğlu sorularımızı yanıtladı.

ABDULKADİR GÜLLÜOĞLU

Kendinizden bahseder misiniz?Bu işi ilkokul çağlarında, hem okuyup hem de çalışarak öğrendim. Baklavacı-lak mesleğini babam ve ağabeylerimin yanında çalışarak en iyi şekilde öğren-dim ve kendimi geliştirdim. Sabah erken saatlerde imalathaneye gidip iş yapar-ken, öğleden sonra okula devam ediyor-dum. Bu şekilde uzun yıllar ailemin ya-nında çalışma hayatım devam etti.

Firmanızın kuruluş ve geliş süreci hakkında bilgi verir misiniz?Abdulkadir Güllüoğlu markası, babadan oğullara yani kardeşlere geçen ve yıllar

yılı baklavacılık sektöründe hizmet ve-ren bir müessesedir. Baklava üretimimi ve satışı bizim ana işimizdir. Bunun yanı sıra inşaat sektöründe ve hazır beton sektöründe de firmalarımız bulunmak-tadır. Marka olarak kalite çıtasını her geçen gün daha ileriye götürmeyi ilke edinip, beraberinde yurtiçi ve yurtdışı şube ağı oluşturmakla sektörü ulusla-rarası pazara çıkartarak bu lezzetli tat-ların bütün insanlarla tanışmasını arzu etmekteyiz. El emeği ve göz nurunun teknoloji ile buluştuğu tesisimizde bak-lava, börek, ezme çeşitleri üretilmekte-dir. Kaliteli baklavanın kaliteli ve yöre-

sel otantik ürünlerle üretilmesi gerek-mektedir. Bunlardan en önemli olan fıs-tık Antep bölgesinde yetişen birinci ka-liteli boz fıstık, un Harran ovasına ait bi-rinci derece sert ve kaliteli buğday ol-ması gerek. Sadeyağ Urfa bölgesine özgü imal edi-len otantik bir yağ çeşididir ve tabi ki vazgeçilmez unsur olan şekerde Malat-ya yöresinde yetişen şeker pancarından elde edilen şeker olması kaidesi vardır. Tamamen doğal olarak ürettiğimiz bu lezzetli tatlıları Antep baklavası olarak dünyaya açmak ve tanıtmak ise değiş-mez ilkemizdir.

58

UYESOHBET 6 4/6/14 5:00 PM

Page 61: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

Kaliteli ve gerçekten iyi bir baklavayı nasıl anlarız?Antep baklavasını Gaziantep’te, fırından çıktığı anda taze taze yerseniz gerçek tadını alırsınız. Çatalınızı batırdığınız-da çıkan çıtırtı kulağınıza hitap edecek-tir. Isırmadan önce iyice koklamalısınız, çünkü burnunuza gelecek olan tereya-ğı kokusu gerçekten de muhteşem. Isır-dıktan sonra damağınızda kalan tat ise bir başka güzel. Antep baklavası enerji yönünden zengindir. 100 gram baklava yaklaşık 400 Kcal enerji verir.

Bize baklava tarihi hakkında biraz bil-gi verir misiniz? Birçok ulusun mutfağında yer etmiş baklavayı aynı şekilde birçok ulus ta-rafından da sahiplenilir. Baklavanın ge-lişim tarihi tutulmadığından bu konu belirsiz olsa da bulunan kanıtlar onun Orta Asya Türk kökenli bir tatlı oldu-ğunu göstermektedir. Zamanla Topkapı Sarayı’nda bugünkü halini almıştır. Bak-lava Osmanlı’da devlet törenlerine gir-miştir.

17. yüzyılın sonlarında veya 18. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış olan baklava alayı geleneği, bunun en belirgin örne-ğidir. Ramazan ayının ortasında, padişa-hın askere iltifatı olarak, Saray’dan Ye-niçeri Ocağı’na baklava giderdi. Her on askere bir sini baklava hazırlanır ve sa-ray mutfağı önünde dizilirdi.

Baklavanın yapım aşamaları hakkın-da bilgi verir misiniz?Un tezgah üzerine daire şeklinde dö-

külerek ortası boş bırakılır. Üç yumur-ta, 10 gram tuz ile çırpılarak az miktar-da su ilave edilir ve unla birlikte yoğru-lur. Yoğurma sırasında hamurun üzeri-ne hafif su serpilerek, kulak memesi yu-muşaklığında kıvama gelinceye kadar yoğrulur. Hamur fitil şeklinde uzatılarak iki parmak eninde kesilir (her biri yak-laşık 75-100 gram arasında olmalıdır), el ile yassılaştırılır. Tekrar hafif nişasta serpilir ve üst üste konulur (6 adet veya 12 adete kadar çıkabilir) ve açılır. Bu ha-murlar oklavayla kenarından ortasına doğru elle inceltilir. Hamurun yarıçapı 25-30 santimetre olunca, elle nişasta serpilerek, hamur üst üste getirilir. Baş-taki işlem 3 defa tekrarlanır. Hamur eni 60 santimetre boyu ise 120-140 santi-metreye kadar açılır. Açılan hamur bak-lava yapılacak tepsinin büyüklüğün-de kesilir. Bunlar küçük oklavaya sarı-lır. İçinden en ince ve en pürüzsüz olanı yüzlük ve yüzlük altı olarak seçilir. Baklava yapılacak tepsiye ince bir kat yağ sürülür. Tepsi büyüklüğünde kesilen yufkadan oklavayla iki kat serilir. Bu iş-lem 12 veya 14 kat yufka serilene kadar devam eder. Daha önceden hazırlanmış krema halindeki kaymak tepsisinin or-tasına dökülüp bıçak yardımı ile her ta-rafına yayılır (her tarafın eşit olması çok önemlidir). Üzerine çekilmiş fıstık serpi-lir ve üstü açılan yufka ile döşenir. Üstü-ne yüzlük diye ayrılan hamurdan 10-12 kat serilir. Aralarına yağ atılır. Kenarla-rı düzeltilir. Keskin dilim bıçağı ile me-kik, muska ve parmak kare şeklinde ke-silir, eritilmiş sıcak yağ üzerine gezdirilir ve fırına verilir. Fırın 230-260 derece sı-

caklıktadır. Fırında tepsiler devamlı yer değiştirerek çevrilir. Baklava 4-5 daki-ka sonra hazır olur. Hazır olduktan son-ra dilim halinde kesilen yerlerin bıçakla arası açılır. Ateş üzerinde 2-3 dakika tu-tulur ve şeker verme işlemine başlanır. 1 kilogram şeker, 350 gram su ile iyice kaynatılıp kıvam yapılır, kepçeyle üzeri-ne sıcak olarak yavaşça yedirilir. Oyna-tılmayarak soğuyuncaya kadar bekleti-lir ve servise hazır duruma gelir.

İyi bir baklava yapmak için nelere dik-kat etmek gerekir?Türk tatlıları arasında baklavanın yeri bir başkadır. Görünüşü ile sizi çağırır, bir kez tadınca da ikinci çatalı almanız kaçı-nılmazdır. İyi bir tatlıcıdan alınmış bak-lavanın yerini hiçbir şey tutamaz. Bak-lava denince akla ilk önce Antep gelir ama Antepli ustalar ülkenin dört bir ya-yına dağıldığından pek çok şehirde lez-zetli baklavaların tadına bakmak müm-kün. Bir rivayete göre erkekler daha çok fıstıklı, kadınlar ise cevizli baklavayı se-viyor. Baklava hamurunu en iyi erkek ustalar açıyor, çünkü oklavayı kullanır-ken güç sarf etmek gerekiyor. Baklava yapımında usta kadar oklava da önem-li bir yer tutuyor. Oklava mutlaka armut ağacından, baklavayı pişirmek için kul-lanılan odun da meşe ağacından olmalı.

Yaptığınız ürünleri kimlere pazarlı-yorsunuz. Müşterileriniz kimler?Yaptığımız mamulleri yerel müşterileri-mize, yurtiçi ve yurt dışı müşterilerimi-ze elimizden geldiği kadarı ile sunma-ya çalışıyoruz. Ürettiğimiz ürünlerin ta-

59

UYESOHBET 7 4/6/14 5:00 PM

Page 62: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ÜYE SOHBET

60

mamına yakınının satışını kendi şubelerimiz-de yapıyoruz. Az da olsa bir kısmını ise toptan olarak satıyoruz. Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verir misiniz?Ürettiğimizi ürünlerin başında bakla-va gelmektedir. Baklavanın her çeşidini üretmekteyiz. Baklavanın yanı sıra kadayıf, burma, bö-rek gibi ürünlerin de üretimini ve satışı-nı yapmaktayız.

Fiyat politikanızhakkında neler söyleyebilirsiniz?Fiyat politikamızı girdi maliyetlerine para-lel olarak belirlemeye çalışıyoruz. Çalışıyo-ruz diyorum çünkü son zamanlarda özellik-le fıstıkta yaşanan aşırı fiyat artışı nedeniyle girdi maliyetlerimiziz çok artmasına rağmen biz fiyatlarımıza bunu elimizden geldiğince daha az yansıtmaya çalışıyoruz. Bu yıl girdi-ler çok fahiş artı. Mesela 1 kilogram fıstık içi 38 liradan 85 liraya kadar çıktı. Artış hala de-vam ediyor. Akabinde yağ fiyatları 25 liradan

38 liraya çıktı. Girdi fiyatlarında yaşanan aşı-rı artış da ister istemez bizi zor durumda bı-rakıyor. Çünkü bu artışı bizde fiyatlarımıza aynı şekilde yansıttığımızda vatandaşın bak-lavanın yanından geçmesi çok zor olacaktır. Kullanılan ürünlerde yaşanan aşırı fiyat artı-şı konusunda sektörün önde gelen firmaları ve BAKTAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım ve diğer üyelerin yaptığı girişimler bi-zim için çok önemlidir. Baklavacıların yaşadı-ğı sorunların bakanlık seviyesinde değerlen-dirilmesi ve önlem aranması çok önemlidir.

UYESOHBET 8 4/6/14 5:00 PM

Page 63: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

UYESOHBET 9 4/6/14 5:00 PM

Page 64: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

TEKNOLOJİ

SAMSUNG GALAXY S5 MINI SIZDI!

ANDROID WEAR HAKKINDABILMENIZ GEREKENLER!

Samsung’un yeni “mini”si Galaxy S5 Mini’nin özellikleri internete sız-dı. İşte S5’in küçük kardeşi! Geçtiğimiz yıl mayıs ayında Galaxy S4 Mini Samsung tarafından tanıtılmıştı, ancak mini cebin özellikleri yine bu tarihlerde sızmaya başlamıştı hatırlarsanız. Bu defa da el-bette Galaxy S5’ten sonra beklenen Galaxy S5 Mini’nin özellikleri sı-zıntıya uğradı. Sızıntının kaynağı güvenilir kaynaklardan Sam Mobile ve Sam Mobile’ın söylediğine göre Galaxy S5 Mini’de önemli özellik-ler yer alabilir. Gelen haberlere göre Galaxy S5 Mini, 4.5 inç büyük-lüğünde bir ekrana sahip olacak. 720p çözünürlüklü ekranın görün-tü kalitesinin gayet iyi olacağına da dikkat çekilmiş. Dört çekirdekli Snapdragon 400 işlemciyle çalışması beklenen Mini, 1.5 GB RAM ve 16 GB dahili hafızaya yer verecek. Ayrıca cep üzerinde 8 MP arka ka-mera ve 2 megapiksel ön kamera da yer alan diğer birimler. Elbet-te Galaxy S5 Mini’nin Android 4.4 KitKat’le geleceği de kesin. Hatır-layacak olursanız önceki mini’de 940 x 540 piksel çözünürlükte bir ekran bulunuyordu. Bu ekranın yerini S5 Mini’de HD bir ekran almış. Özellikle ekranıyla dikkat çekeceğini düşündüğümüz Samsung’un yeni Mini’sinin diğer bir ilgi çekici özelliği ise suya karşı dayanıklı ola-cak olması. Ancak telefonun “su geçirmez” değil, “suya dayanıklı” olarak tanımlanmış.

Google’ın “en özel” Android sürümü Android Wear nasıl çalışıyor, hangi yenilikleri sunuyor?

Google’ın geleceği belirlemeyi kendine amaç edinen giyilebilir teknoloji platformu Android Wear, akıllı saatlerin ihtiyaç duy-duğu teknolojiyi onlara sunacak. Google Now uyarıları, Andro-id Wear sayesinde tam anlamıyla elinize geliyor. Bu, işinize ya-rayacak bilgilerin size gösterilmesi, sesinizi kullanarak ek bil-gilere kolayca ulaşabileceğiniz anlamına geliyor. Platform hem kare, hem de yuvarlak tasarımları desteklediği için moda konu-sunda hiç sıkıntı yaşamayacak gibi görünüyor. Moto 360’ın yu-varlak tasarımı harika görünüyor, LG G Watch da hiç fena değil.

Android Wear tam olarak ne yapıyor?Android Wear, size “sizinle beraber hareket eden bilgileri” sun-mayı, tüm dünyayı kolunuza getirmeyi amaçlıyor. Sadece zama-nı söylemekle yetinmeyen Android Wear, zamana göre tahmin-ler yapabiliyor ve konum bilgilerini de kullanarak içeriğe hassas veriler oluşturabiliyor. Örneğin bir otobüse bindiğinizde Google Maps destekli bir geri sayım sayacı, hedefinize ne kadar sürede ulaşacağınızı size söylüyor. Yeni teknoloji, sizi etrafta olabilecek çeşitli tehlikeler konusunda da uyarabiliyor. Google’ın bir video-sunda yakındaki plajları listeleyen yeni Android Wear kullanıcı-ları, deniz canlıları tarafından rahatsız edilmekten kurtuluyorlar.

62

TEKNOLOJI 2 4/6/14 5:03 PM

Page 65: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

TEKNOLOJI 3 4/6/14 5:03 PM

Page 66: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

TEKNOLOJİ

64

AMAZON FIRE TV FARK ATTI

iPhone 6’yageri sayım

ABD’li online alışveriş sitesi Amazon, Fire TV ismini verdiği yeni cihazı tanıttı.  Online TV servislerini

destekleyen cihazın fiyatı 99 dolar olarak açıklandı.Amazon, Fire TV adını verdiği yeni cihazını düzenlediği et-kinlikte tanıttı. İnternet üzerinden televizyon izlemeyi sağla-yan cihaz, Android işletim sistemini destekliyor ve oyun oy-namak da mümkün. Amazon’un yeni ürününü tanıtmasıyla sektöre hakim olan Apple TV ve Chromecast’in önüne geç-tiği belirtildi. Amazon’dan yapılan açıklamaya göre Fire TV üzerinden izlenebilecek 200 binin üzerinde TV dizisi, film ve müzik bulunuyor. Amazon Fire TV Netflix, Huluplus, Vevo, Pandora ve benzeri online TV servislerini destekliyor.Cihaz, oyun oynama özelliği ile ön plana çıkıyor. Fenomen oyunlar arasında yer alan Minecraft ise oyun seçkisinden sadece bir tanesi. Oyunların, ortalama 1.85 dolardan satı-şa çıkması bekleniyor. Cihazın diğer teknik özelliklerine ge-lince: 2 GB RAM, Wi-Fi, 1080p stream, bluetooth, 8GB dahi-li hafıza, sesli arama.

Yeni jenerasyon iPhone’larda yer alacak ekranların üretimine Ma-yıs ayında başlanacağı iddia edil-di. Bu haberle birlikte iPhone 6’nın bu yıl içinde piyasaya sürü-leceği düşünülüyor.

Apple üreticilerinin Mayıs ayında yeni iPhone’da yer alacak ekran-ların yapımına başlayacağı bildi-rildi. Mashable sitesinde yer alan habere göre, ilk olarak 4.7 inç büyüklüğünde ekranların üreti-mine başlanacak. Apple’ın bek-lenenin aksine 5.5 inç ekran üre-timini teknik aksaklıklardan do-layı ertelediği belirtildi.Apple’ın yine küçük ekranı tercih etmesi, yeni iPhone’u bekleyen-leri hayal kırıklığına uğratma-sı bekleniyor. Bu nedenle büyük ekran boyutuyla öne çıkan Sam-sung modellerinin, akıllı telefon yarışında öne çıkacağı öngörülü-yor. iPhone 6’nın sonbaharda ta-nıtılması bekleniyor.

TEKNOLOJI 4 4/6/14 5:03 PM

Page 67: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

TEKNOLOJI 5 4/6/14 5:03 PM

Page 68: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

TEKNOLOJİ

YENI NESLIN ILK ADIMINI SONY’NINYENI KONSOLU PLAYSTATION 4 ATTI

ABD Ulusal Güvenlik Dairesi’nin (NSA) sunucuların-dan bilgi aldığı ileri sürülen şirketlerden biri olan

Microsoft’un, Obama hükümetine bilgi sunduğuna dair önem-li bulgular ortaya çıktı. NSA’nın küresel casusluk programı PRISM’i ifşa eden Edward Snowden’ın sunduğu en son belge-lere göre, Microsoft milyonlarca kullanıcının Skype ve Outlo-ok gibi hizmetlerindeki yazışmalarını hükümete açtı.Dünyanın gündemine oturan NSA skandalında ortaya çıkan en son bilgiler, yazılım devi Microsoft’un başını ağrıtacağa ben-ziyor. Eski CIA ajanı Edward Snowden, İngiliz Guardian gaze-tesine sunduğu yeni bilgilerde, Microsoft’un milyonlarca kul-lanıcısının bilgilerine erişmesi için NSA’ya yardımcı olduğunu açıkladı.Guardian’da dün yer alan habere göre, Microsoft, NSA’ya kulla-nıcıların bilgilerini koruyan sişfreleme mekanizmalarını etkisiz kılmak için yardımcı oldu.NSA’nın hazırladığı memorandumlara göre, NSA Olutlook.com Web Chat, Hotmail e-posta hizmeti ve Skype gibi hizmetlerde kullanıcı bilgilerine ve mesajlara erişmek için gereken şifre kı-rıcı mekanizmayı geliştirmeyi başardı.

Sony’nin merakla bek-lenen konsolu

PlayStation 4, 15 Kasım itibarıy-la önce Amerika’da, 13 Aralık iti-barıyla da Türkiye’de satışa su-nuldu. İlk 24 saatte 1 milyon, 2 hafta sonunda da 2.1 milyon sa-tan konsol, tarihin en hızlı satan konsolu unvanının sahibi oldu ve Sony’nin yüzünü güldürdü. Ülke-mizde de 12 Aralık’ı 13 Aralık’a bağlayan gece satışa sunulan ci-haz, kısa sürede büyük ilgi gör-dü ve birçok oyuncu da konso-la sahip olabilmek için ocak ayını beklemeye başladı. Zira ilk parti PS4’ler tükendi.

Birçok analist, bu konsol nesli-nin artık “son” nesil olacağını sa-vunuyor. Ancak ne derece hak-lı çıkarlar, bunu da zaman gös-terecek. 11 Kasım 2006’dan beri hayatımızda olan PlayStation 3, şimdi yerini ağabeyi PlayStation 4’e bırakıyor ve PS4’le de bizi en az 7-8 yıllık bir süreç bekliyor...

66

‘‘MICROSOFT NSA ILE IŞBIRLIĞI YAPTI’

TEKNOLOJI 6 4/6/14 5:03 PM

Page 69: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

TEKNOLOJI 7 4/6/14 5:03 PM

Page 70: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ÜYE SOHBET

“Eskiden tatlıcılık ve kebapçılık aynı sezonda yapılmazmış. Kışın tatlıcılık, yazın ise kebapçılık yapılırdı. Hatta kebaplık etler de aynı dükkanda satıldı. İki meslekte de uzmanlaşmalarının nedeni budur. Köşkeroğlu, baba mesleğini bugün aynı tariflere sadık kalarak sürdürüyor. Bizim lezzet sırrımız işte bu noktada gizlidir” diyen Marka Yöneticisi Süleyman Kaya sorularımızı yanıtladı.

KÖŞKEROĞLU BAKLAVAVE BURMA KADAYIF

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?1956 Gaziantep doğumluyum. Ailenin en büyük çocuğuyum. İlkokula başladığım yıl aynı şekilde iş hayatına da başlamış ol-dum. Yarım gün okula giderken yarım gün ise babamın yanında çalışmaya başladım. Rahmetli babam mesleğin küçük yaşlar-da daha iyi öğrenileceğini söylerdi. Bu ne-denle ben ve kardeşlerim de küçük yaş-lardan itibaren baba mesleğini öğrenme-ye başladık ve kendimizi en iyi şekilde ge-

liştirdik. İlkokulu bitirdikten sonra okul ha-yatımız bitip gerçek iş hayatımız başlamış oldu. 12 yaşından itibaren üretim yapacak bir usta haline geldim. O günden sonra başka bir işle uğraşma-yıp kendi işimin başında olmaya karar ver-dim. Kardeşlerimde aynı şekilde ilkoku-lu bitirdikten sonra iş yapmaya başladı-lar. Tabi babam yine bize telkinlerde bu-lunup neyi yapacağımı, neyi yapmayaca-ğımı söylüyordu.

Firmanızın kuruluş ve gelişim süre-ci hakkında bilgi verir misiniz? Ne za-man, kimler tarafından kuruldu?Baklavacı Köşkeroğlu 1946 yılında ba-bamız Hacı Mehmet Ali Kaya tarafından Gaziantep de kurulmuştur. Gaziantep de kurulduğu günden bu yana kaliteden ödün vermeden üretimini sürdürmekte-dir. 1985 yılında İstanbul’da Karaköy’de ilk şubemiz açılmıştır. Burada açılan ilk şubemizde burma kadayıf, baklava ve

68

UYESOHBET 2 4/6/14 5:05 PM

Page 71: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

kebap birlikte sunulmaktadır.Köşkeroğlu ismi dedemizin ayakka-bı ustası olması sebebi ile onun ismini yaşatmak istememiz ile ortaya çıkmış-tır. Şu anda 2. kuşak olarak aynı işi titiz-likle sürdürüyoruz. İstanbul’da şu anda Karaköy Merkez, Karaköy Şube, Atatürk Havalimanı, Merter Şube ve Topçular Şube olarak hizmet vermekteyiz. Rah-metli babam çok şube açmaktan yana değildi. Bunun sebebinin de her yerde aynı kalitede ve lezzette üretim yapıla-mayacak olmasıdır diyordu. Bu sebeple bizde fazla şube açmadık. 2 kardeş 5 şube ile yolumuza devam ediyoruz.Bütün malzemelerimiz Gaziantep’teki merkezimizden sağlanmaktadır. Başa-rımızın sırrını üstün kalite, malzeme se-çimindeki titizlik, temiz işçilik ve yılların verdiği tecrübe olarak özetleyebiliriz.

Bu işe nasıl başladınız. Bu işi yapma-nızda size yol gösteren ustalar ara-sında kimleri sayabilirsiniz?Rahmetli babam benim ve kardeşlerimin ilk ustasıdır. Bizde ilkokul çağına gelen ço-cuklar baba mesleğini öğrenmek için bir taraftan okula giderken bir taraftan da ya-vaş yavaş iş hayatına atılırlar. Bizim de ilk tecrübemiz okul yıllarında başladı. Daha 7, 8 yaşlarında babamla birlikte çalışma-ya başladım. O yaşta babamı takip ederek işin inceliklerini öğrenmeye çalıştım. Ba-bam bana ve kardeşlerime her zaman ‘Bu işi yapacaksanız eğer küçük yaştan itiba-

ren mesleğin inceliklerini öğrenmelisiniz’ derdi. Yaş ilerledikten sonra meslek öğ-renmenin zor olacağını söylerdi. Mesle-ğimiz sabır, saygı, sadakat ve emek iste-mektedir. Bu nedenle küçük yaşlardan iti-baren kendinizi geliştirmeniz gerekmek-tedir. 40 yaşından sonra insanlar güzel şeyler yapabilir ama mesleğin özünü anlayama-yacaktır. Bu nedenle mesleğe küçük yaş-larda başlamak çok önemlidir. Belirli bir yaşa gelmiş bir insanı istediğiniz gibi yön-lendiremezsiniz. Bu nedenle biz küçük yaşlardan itibaren mesleğimizi öğrenme-ye başladık.

Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verir misiniz?Köşkeroğlu olarak ana ürünümüz bur-ma kadayıftır. Burma kadayıf baba mes-leği olduğu için bu konuda kendimizden iminiz. Bu konuda örnek alınan ve ayrıca taklit edilen bir markayız. Keşke daha iyi-sini yapsaydık dediğimiz olmuyor. Çünkü en iyi biziz. Burma kadayıf konusunda biz-den iyi olan varsa onlara saygı duyuyoruz. Diğer ürünlerimizde de aslına uygun ola-rak üretim yapıp müşterilerimize sunuyo-ruz. Baklava ve katmer diğer ürünlerimiz-dendir. Baklava ve katmer 50-60 yıl önce Antep’te nasıl yapılıyorsa bizde aslına sa-dık kalarak yapıyoruz. Köşkeroğlu olarak biz en iyiyiz, kaliteli ürün yapıyoruz deyip işi bırakmıyoruz. Her gün her şubede aynı şekilde ürünleri ortaya koyup devamlığını sağlamak bizim için çok önemlidir.

Yaptığınız ürünleri kimlere pazarlı-yorsunuz. Müşterileriniz kimler?Köşkeroğlu olarak üretimini yaptığımız ürünleri kendimize ait olan şubelerde sa-tıyoruz. Toptan satış yapmıyoruz. Sataca-ğımız kadar üretip, ürünlerimizin taze ol-masına önem veriyoruz. Toptan satış yap-mıyoruz.Fiyat politikanız hakkındaneler söyleyebilirsiniz? Fiyatlarımızı kullanılan malzemenin ma-liyetine göre belirlemekteyiz. Kesinlikle arz-talebe göre fiyat belirlemiyoruz. Biz sağlıklı ve kaliteli baklava üretiyoruz. Bu-nun içinde kaliteli ürün kullanıp, sağlıklı ve hijyenik bir ortamda üretim yapıyoruz. Verdiğimiz emeği de işin içine katıp fiyatı-mızı belirliyoruz. Ancak son 4-5 aydır fiyatlarımızı kullanı-lan malzemelere göre belirleyemiyoruz. Çünkü özellikle fıstık fiyatlarında yaşanan yüzde yüzün üzerindeki artış bizi zor du-rumda bıraktı.

Aynı şekilde yağ, un, nişasta gibi ürünler-de yaşanan artışlar olumsuzluk yaratıyor. Malzemelerde yaşanan bu aşırı artışı biz fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Biz doğru-dan bu artışı yansıttığımız zaman en az bir kilo fıstıklı baklavanın 60 lira olması la-zım. O zamanda tüketici bu ürünü alma-yacaktır. Bu gün biz 45 liraya fıstıklı bakla-va satıyoruz. Kendimizden fedakarlık ya-parak bu fiyata satış yapıyoruz. Ne kadar devam eder tahmin etmek çok zor.

69

UYESOHBET 3 4/6/14 5:06 PM

Page 72: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ÜYE SOHBET

Görüyoruz bazı yerlerde çok ucuza baklava satılıyor. Bu baklavada ne kullanılıyor ki bu kadar ucuza mal oluyor?Öncelikle şunu belirtmek isterim. Bu gün gerçekten kaliteli fıstıklı baklavanın kilosu ortalama 45 lira civarındadır. Bu rakamın altında satılan baklavada kul-lanılan malzeme kaliteli değildir. Ayrıca baklava yaparken malzemeyi az koya-rak, sadeyağ yerine sıvı yağ kullanarak ya da içerisine bir şey koymayıp sade baklava yaparsanız bunun kilosu belki 10-15 liraya denk gelir. Bu baklava ka-liteli olmaz ama en azından sağlığa da zararı olmaz. Burada önemli olan bazı gıda maddelerini boyayıp fıstık diye bak-lavanın içine koyup, çeşitli kimyasallar-la tatlandırılması sağlık açısından çok sakıncalıdır. Bu nedenle baklava alır-ken içerisinde kullanılan malzemelere dikkat etmek ve kaç lira olması gerekti-ği bilmek çok önemlidir. Tüketicilerimiz şunu unutmasın. Bu gün neredeyse 100 lira olan bir kilogram Antepfıstığıyla ya-pılan baklavanın kilogramının satışı en az 40-50 lira olması gerekir.

Üretimde kullandığınız malzemeleri nerelerden tedarik ediyorsunuz?Baklavalarda kullanılan fıstığı Gaziantep’ten, yerli ceviz kullanılmakta

olup, genelde Tokat’ın Niksar bölgesin-den tedarik ediyoruz. Diğer memleket-lerin cevizleri ve fıstıkları ise bu şehir-lerdeki kadar kaliteli olmadığı için ter-cih edilmiyor. Tereyağını ise kurak ol-duğu için Şanlıurfa’dan alıyoruz. Diğer şehirlerdeki hayvanların yeşillik yeme-si ve bunun sonucu süte asit karışması, anız yiyen Şanlıurfa hayvanlarının tere-yağının seçilmesinde önemli bir etken-dir. Kebaplarda kullanılan et ise senede iki bölgeden alınıyor. Kışın başlamasıyla Gaziantep’ten, yazın ise Balıkesir bölge-sinden alınıyor. Yazın Balıkesir’den alın-masının sebebi ise Gaziantep hayvanla-rının yazın sıcakta koku yapmasından kaynaklanmaktadır.

Personel seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz?Birlikte çalışacağımız arkadaşların hem alaylı olmasını hem de okumuş olması-nı tercih ediyoruz. Bizim dönemimizde bunu başarmak mümkün olamıyordu. Bu gün ise bir taraftan okuyup bir taraf-tan çalışmak mümkündür. Keşke bende okuyabilseydim. Gıda işi yapanların eği-timli olması gerekmektedir. Günümüz-de sağlıklı üretim ve hijyen çok önem-lidir. Alaylı olmak ise işi en alt kademe-den öğrenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle biz personel

seçiminde öncelik olarak işini en iyi şe-kilde yapmasına ve kendisini en iyi şe-kilde geliştirmesi önemlidir.

Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir?Bizim hedefimiz birçok şube açmak ke-sinlikle değil. Bizim asıl hedefimiz mev-cut şubelerimizde kalite çıtasını her ge-çen gün yükseltmektir. Bu amaç doğ-rultusunda da elimizden gelenin en iyi-sini yapıyoruz. Müşterimizden aldığımız her kuruşu hak etmenin mutluluğu bi-zim için çok önemlidir.

Bunların dışında sizin eklemek iste-diğiniz başka şeyler varsa lütfen ek-leyin?Her ustanın bir sırrı vardır, bir tekni-ği vardır. Bizim sırrımız da doğruluktur. Hamurun alacağı kadar su koyarsın, bak-lavanın alacağı kadar şerbet koyarsın. Bi-raz fazla koyarsan hamur emer suyu ama şerbeti de ağır gelir. Hakkını vermiş ol-mazsın. Hakkı kadar koyarsan, hakkı ka-dar satarsın, hakkı kadar gelir. Hile yapar-san sana gelen para da hileli olur. Biz Köş-keroğlu olarak doğruluktan, dürüstlükten taviz vermediğimiz için kaliteyi de düşür-müyoruz. Çok kazanmak istersen doğru-luktan saparsın, doğruluktan saparsan kaliteyi düşürürsün. Ama dürüst olursan kalite de olur.

70

UYESOHBET 4 4/6/14 5:06 PM

Page 73: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

UYESOHBET 5 4/6/14 5:06 PM

Page 74: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

Tofaş bünyesinde temsil edilen Alfa Romeo’nun pazara sunulduğu günden bu yana başarılı bir grafik çizen mode-li Giulietta, yenilenen 2014 modeliy-le Türkiye’de satışa sunuldu. Otomobi-lin yenilenen iç mekanı ve yeni 5 inç do-kunmatik multimedya ekranı dikkat çe-kerken, değişen ön ızgara dış tasarım-da modelin sportifliğine vurgu yapıyor.72.000 TL’den başlayan fiyatlarla satı-şa sunulan 2014 Giulietta, Türkiye pa-zarında 1.4 litrelik benzinli motor seçe-neği hem manuel hem de yeni nesil TCT otomatik şanzımanla beraber sunula-cak. Diğer seçenek olan 1.6 literleik di-zel ünite ise yalnızca manuel şanzıman-la pazarda kendine yer bulacak.

İtalyan markasınınyenilenen modeli Giulietta,Türkiye’ye adımı attı.

29 Mart 1974 yılında ilk Golf piyasaya sunulduğunda beklentiler bü-yük olmasına rağmen, bu denli bir başarı hayal edilemezdi. Geçen 40 yılda, 7 farklı jenerasyona sahip olan Golf, 30 milyon adetten faz-la sattı. C segmenti kompakt hatchback temsilcisi günümüzde de en iddialı otomobiller arasında yer alıyor.İlk Golf Wolfsburg’da 1974 yı-lında üretildi. Beetle’ın motoruna sahip araç, modern önden çekişli otomobil teriminin ilk temsilcilerinden sayılıyor. Beetle’ın halefi ola-rak görülen otomobilin ilk performanslı versiyonu Golf GTI 1976 yı-lında piyasaya sunuldu. Bu otomobil,1780 cc’lik bir üniteyle satışa sunuldu. 110 HP güç, 140 Nm tork üreten bu motor ile GTI’ların ata-sı olarak görülür.

OTOMOBİL

MAKYAJLIİTALYAN GELDİ

VOLKSWAGENGOLF 40 YAŞINDA

72

OTOMOBIL 2 4/6/14 5:08 PM

Page 75: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

OTOMOBIL 3 4/6/14 5:08 PM

Page 76: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

OTOMOBİL

74

Amerika Otoyol Trafik Güvenlik Kurumu, 2018 yılında ABD’de satılan tüm otomo-billerde geri görüş kamerası zorunlu ola-cağını açıkladı.Araçların standart donanımda sunulacak geri görüş kamerası, otomobillerin yanı sıra 4500 kg ağırlığın altındaki kamyonet-lerde de standart hale gelecek. İnsanla-

rın geriye doğru gelirken yayaları göreme-mesi sonucu yılda 210 kişinin öldüğü ve 15.000 kişinin de yaralandığının altını çi-zen NHTSA, bu sayede bu 58 ile 69 ara-sında can kaybının önüne geçilebilece-ğini belirtiyor. 2016 yılında ilk aşamanın yürürlüğe gireceği bu uygulama ile mar-kaların model serisindeki araçların en az

yüzde 10’unda geri görüş kamerası zorun-lu hale gelecek. Ferrari gibi lüks modeller ise bu uygulamaya dahil olmayacak. İkinci aşama ise Mayıs 2017 yapılacak. Bu tarih-ten itibaren markanın tüm modelleri ara-sında yüzde 40’ında geri görüş kamerası zorunlu hale gelecek. Geri görüş kamera-sının maliyeti araç başına 45 dolar olacak.

2018 YILINDA STANDART OLACAK

OTOMOBIL 4 4/6/14 5:09 PM

Page 77: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

OTOMOBIL 5 4/6/14 5:09 PM

Page 78: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

OTOMOBİL

Fransız marka nisan ayında kampanyalar-da hız kesmiyor.Peugeot’nun 301 modelinin Allure HDi versiyonlarında 15.000 TL için 48 ay %0,88 faizli kredi imkanı sunuyor. Aynı kredi koşullarını 208 modelleri içinde ge-çerli tutan marka, böylece aylık 400 TL tutarında kredi ödemeleriyle Peugeot 301 ve 208 sahibi olma şansı sunuyor.

Amerikalı süpers cu Trion Ne-

mesis, 2028 HP ve Predator(Yırtıcı)moduyla Bugatti Veyron ve Koenig-segg One:1’e rakip olacak.Amerikalı

süperspor otomobil üreticisi Trion Su-percars (TSC), Nemesis adını verdik-leri yeni model üzerinde çalışmala-ra başladığını açıkladı. Kaliforniya’da yer alan Amerikalı şirketin yeni oto-

mobili Nemesi, V8 twin turbo moto-ruyla 2028 HP’den fazla güç üretecek ve Bugatti Veyron, Koenigsegg One:1 gibi rakiplerinden daha güçlü olacak.

PEUGEOT NISANAYINA HIZLI GIRIYOR

2028 HP’LIK YIRTICI

76

OTOMOBIL 6 4/6/14 5:09 PM

Page 79: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

OTOMOBIL 7 4/6/14 5:09 PM

Page 80: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ÜYE SOHBET

“Kaliteli bir ürün elde etmek için kaliteli hammadde ve doğal ürünler kullanmak gereklidir. Bunların yanına birde iyi işçilik ilave edildiğinde üretmiş olduğunuz ürünlerin fiyatları büyük ölçüde tespit edilir. Dolayısı ile üretim hattında kullandığınız ürünlerdeki fiyat artışı satmakta olduğunuz ürünlere doğrudan etki etmektedir” diyen Yaşar Usta Burma Kadayıf Genel Müdürü Mahmut Börü sorularımızı yanıtladı.

YAŞAR USTABURMA KADAYIF& BAKLAVA

Kendinizi tanıtır mısınız?Adım Mahmut Börü. 1983 Bingöl do-ğumluyum evli ve bir çocuk babası-yım Anadolu Üniversitesi İşletme bölü-mü mezunuyum. Yaşar Usta Burma Ka-dayıfları Ltd. Şti. ikinci kuşak temsilcisi olarak halen Genel Müdürlük görevini yürütmekteyim.

Firmanızın kuruluş ve gelişim süre-ci hakkında bilgi verir misiniz? Ne za-man, kimler tarafından kuruldu?Firmamız faaliyetlerine 1986 yılın-da Mardin’in Kızıltepe ilçesinde küçük bir imalathanede toptan üretim yapa-

rak başlamıştır. 1988’de Trabzon’a ta-şınıp yaklaşık iki senede orada top-tancılık yaptıktan sonra, 1990 yılında İstanbul’a gelinerek ilk perakende satış yerini Bakırköy’de açmıştır. Yaşar Börü ile Remzi Börü kardeşlerinin sahibi ve kurucusu olduğu Yaşar Usta Burma Ka-dayıfları asıl yükselişine burada başla-mıştır. Bakırköy’de açılan dükkanın ünü kısa sürede İstanbul’un bir çok yerin-de duyulmaya ve konuşulmaya başla-dı. Ürünlerimize olan talebin artmasıyla İstanbul’un çeşitli yerlerinde yeni şube-ler açarak daha geniş kitlelere hizmet vermeye çalışmıştır.

Bu işe nasıl başladınız?Firmamızın ana faaliyet konusu olan burma kadayıfının yöremize has bir tat-lı olması ve bu işin çekirdeğinden yetiş-memiz bugünlere gelmemizin en büyük etkenlerindendir.

Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verir misiniz?Kuruluş aşamasında sadece burma ka-dayıf üretimi yapan firmamız uzun bir süre bu şekilde devam ettikten sonra artan talep ve istekler doğrultusunda burma kadayıfının yanında sırasıyla kü-nefe ile dondurmayı ilave ettikten son-

78

UYESOHBET 10 4/6/14 5:11 PM

Page 81: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ra şimdide baklava çeşitlerinin üretimi-ne başlamıştır.

Yaptığınız ürünleri kimlere pazarlı-yorsunuz. Müşterileriniz kimler?Bugün imal ettiğimiz ürünlerin %90’ını şubelerimizde müşterilerimizin hizme-tine sunuyoruz. Müşterilerimizin bü-yük bir beğeniyle tükettiği ürünlerimiz-den istenirse yerine göre toptan satış ve servisimizde vardır.

Fiyat politikanız hakkında neler söy-leyebilirsiniz?Fiyat belirleme kriterimizde kar bizim için ikinci plandadır. Önceliğimiz her za-man için kaliteli ürünler imal etmek ve müşterilerimizin memnuniyetini kazan-maktır.

Kullanılan ürünlerinin fiyatlarının yükselmesi sizi nasıl etkiliyor?Kaliteli bir ürün elde etmek için kalite-li hammadde ve doğal ürünler kullan-mak gereklidir. Bunların yanına birde iyi işçilik ilave edildiğinde üretmiş ol-duğunuz ürünlerin fiyatları büyük ölçü-de tespit edilir. Dolayısı ile üretim hat-tında kullandığınız ürünlerdeki fiyat ar-tışı satmakta olduğunuz ürünlere doğ-

rudan etki eder.

Bu gün, güzel ve kaliteli bir bakla-va yemek için kilosuna ne kadar para ayırmalıyız. Bu konuda düşünceleri-nizi öğrenebilir miyiz?Bu dönem fıstık fiyatlarında oluşan cid-di artışlar sebebiyle üreticiler sıkıntılı günler geçirmektedir. Son zamanlarda tüketicilerin cevizli ürünlere daha çok yöneldiğini görmekteyiz. Bu gün orta-lama birkilogram cevizli burma kadayıf & baklava için 28.00 – 32.00 TL, bir kg. fıstıklı burma kadayıf & baklava içinde 38.00 – 42.00 TL arası ödeme yapılma-sı normal kabul edilebilir.

Görüyoruz bazı yerlerde çok ucuza baklava satılıyor. Bu baklavada ne kullanılıyor ki bu kadar ucuza mal oluyor?Bir ürün değerinin çok altında bir fiya-ta satılıyorsa o üründe mutlaka bir hile vardır. Merdiven altı diye tabir ettiğimiz genellikle satış yeri olmayıp toptancı-lık yaparak ürün imal eden bazı yerler ürünlerinde fıstık yerine bezelye toz şe-ker yerine hazır şurup, mısır şurubu, gli-koz ve kalitesiz yağ gibi doğal olma-yan yada gereğinden az malzeme kul-

lanarak sağlıksız ve hijyenik olmayan ortamlarda imal edip çok ucuz fiyatla-ra piyasaya sürebilmekteler. Burada en büyük görev bilinçli tüketicilere düş-mektedir ucuz tatlı yiyeyim derken sağ-lığınızdan olmayın.

Geçmişten bu güne baktığınızda en çok neyin değiştiğini görüyorsunuz?Bu sektörün müşterilerinin günümüzde ne istediğini bilen ve daha bilinçli birer tüketici olduğunu görmekteyiz.

Personel seçiminde nelere dikkat edi-yorsunuz?Üretim hattında el becerisi iyi olan te-mizliğine ve hijyene önem veren yaptığı işi severek yapan hedefi her zaman için daha iyi bir usta olmak olan, satış yerle-rinde ise müşteri odaklı, güler yüzlü tü-keticilerin beklentilerine cevap verebi-len personelleri tercih ederiz.

Sizce müşteriler neden sizi tercih et-melidirler?Müşterilerimizin bizi tercih etmelerinin en büyük nedeni damak zevklerine uy-gun hafif ve doğal tatlılar üretmemiz-dir. Örneğin biz şerbetimizi şeker pan-carından elde edilen kristal toz şeker ve

79

UYESOHBET 11 4/6/14 5:11 PM

Page 82: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ÜYE SOHBET

saf sudan elde ederiz şekerleme yapma-ması için limon, glikoz, koruyucu vs… mad-deler kullanmayız mevsimine göre sade-yağımızı yöremizin köylerinden, fıstığımızı Antep’ten, cevizimizi Niksar’dan alır işleriz.

Ürünlerimizde asla kimyasal katkı mad-desi, koruyucu ve renklendirici maddeler kullanmayız. Daima taze ürünler kullanıp günlük taze üretim yaparız.

Önümüzdeki dönem hedefleriniz ne-lerdir?Müşterilerimizden gelen talep ve istek-ler doğrultusunda günümüze kadar üret-mekte olduğumuz Burma Kadayıf, Künefe, Dondurma çeşitlerinin yanına Yaşar Usta kalitesiyle Baklava çeşitlerinide ilave et-tik. Zeytinburnu’nda bulunan burma kada-yıf üretim tesisinin yanında Yenibosna’da yapımı tamamlanan baklava üretim tesi-

sini de ilave ettik. Yeni açılacak olan Bey-likdüzü ve Fatih bölgesindeki şubelerimi-zin tadilat çalışmalarını bitirmek üzereyiz. Mayıs 2014 itibariyle Bakırköy, Bahçeliev-ler, Beylikdüzü, Fatih, Yenibosna ve Zeytin-burnu olmak üzere 6 satış yeri ve 2 üretim tesisiyle siz değerli müşterilerimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dö-nem Şişli bölgesinde 7. Şubemizi açma-yı hedefliyoruz.

80

UYESOHBET 12 4/6/14 5:11 PM

Page 83: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

41

UYESOHBET 13 4/6/14 5:11 PM

Page 84: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ÖZEL HABER

66

KAPSAMINDA BÜTÜN İŞYERLERİNDE YAPILMASI GEREKENİŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÇALIŞMALARI

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

!µ Sinan DEMİR • [email protected]

OZELHABER 2 4/6/14 5:16 PM

Page 85: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

83

venliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için iş-veren ve çalışanların görev, yetki, sorum-luluk, hak ve yükümlülükleri düzenlen-miştir. Bu kanun kamu ve özel sektöre ait tüm (işçi sayısına bakılmaksızın) işlere ve işyerlerine, faaliyet konularına bakılmak-sızın, bu işyerlerinin işveren, işveren veki-li, çırak ve stajyerler de dahil olmak üzere tüm çalışanlarına uygulanacaktır. İş Sağ-lığı ve Güvenliği Kanunu hiçbir ayrım yap-maksızın bütün iş kollarında işçi çalıştıran kamu ve özel sektör işverenlere, iş güven-liği sağılığı ve konusunda genel bir sorum-luluk yüklemiştir. (İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Uygulamayacak Yerler; Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyer-lerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri. Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faali-yetleri. Ev hizmetleri. Çalışan istihdam et-meksizin kendi nam ve hesabına mal ve

hizmet üretimi yapanlar Hükümlü ve tu-tuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasın-da, iyileştirme kapsamında yapılan iş yur-du, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetlerinde bulunan işyerleri.)Yayınlanan 6331 sayılı kanun ve ilave-li yönetmelikler ile işverenlere İş Sağlığı ve Güvenliği önlemlerinin alınması konu-sunda önemli sorumluluklar yüklemekte ve aksi durumda yükümlülüğünü yerine getirmeyen işyerlerine her bir işlem için bin lira ile 80 bin lira arasında para cezası yaptırımı öngörmektedir. Yasa işyerlerin-de istihdam edilen işçi sayısı dikkate alı-narak aşağıdaki şekilde belirlenen bir ge-çiş süreci içinde uygulamaya girecektir.

Uygulama ve Geçiş Süreci* Kamu kurumlan ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerle-ri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl son-ra, (01 Temmuz 2014)* 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok

Bilindiği gibi 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı resmi gazetede yayınla-

nan 6331 Sayılı İs Sağlığı ve Güvenliği Ka-nunu 01 Ocak 2013 tarihi itibari ile yürür-lüğe girmiş bulunmaktadır. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulanma-sına ilişkin; İş sağlığı ve güvenliği hizmet-leri yönetmeliği, İş güvenliği uzmanlarının görev yetki sorumluluk ve eğitimleri hak-kında yönetmelik ile İş Sağlığı ve güven-liği risk değerlendirmesi yönetmeliği, İş sağlığı ve güvenliği kurulları hakkında yö-netmelik olmak üzere 4 yönetmelik ile İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin işyeri tehlike sınıfları tebliği geçtiğimiz günlerde resmi gazetede yayınlayarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. 6331 sayılı kanunla daha önce 4857 sayılı Kanunda yer alan iş sağ-lığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemeler-de 4857 kanun kapsamından çıkartılarak 6331 sayılı kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmeye alınmıştır. Yapılan dü-zenleme ile İş yerlerinde iş sağlığı ve gü-

OZELHABER 3 4/6/14 5:16 PM

Page 86: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ÖZEL HABER

84

tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için ya-yımı tarihinden itibaren bir yıl sonra, (01 Temmuz 2013)* Diğer işyerleri için yayımı tarihinden iti-baren altı ay sonra, (01 Ocak 2013)İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve yayınla-nan yönetmelikler kapsamında işverenle-rin öncelikli olarak kendilerine bir yol ha-ritası belirlemeleri gerekmektedir. Bizim önerimiz aşağıdaki şekilde bir çalışma ya-pılmasıdır.İşyerlerinin Risk Analizi ve İzlenecek Yol Haritası Öncelikli olarak iş yerlerinin;* Az tehlikeli iş yeri* Tehlikeli iş yeri* Çok tehlikeli iş yeri olup olmadığı konu-sunda Sınıflandırılması bu sınıflandırma yapıldıktan sonra* Risk değerlendirme raporunun hazırlan-ması* Acil eylem planının hazırlanması* Çalışanların eğitimlerinin tamamlanması* Ölçüm ve muayene işlemlerinin tamam-lanması* İş yeri çalışanları temsilci atamalarının yapılması* İş sağlığı ve iş güvenliği kurula kurulması* İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı ça-lıştırma mecburiyeti.

Yukarıda yer alan eksikliklerin giderilme-si ile ilgili çalışmaların 01 Ocak 2013 ta-rihi itibari ile başlatılması ve en kısa za-manda sonuçlandırılması gerekmektedir, iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı ça-lıştırma mecburiyeti ise yukarıda uygula-ma ve geçiş süreci belirtilen takvime göre kademeli bir geçiş sonrasında tamamlan-malıdır.Kanun, özellikle 6-7 ve 5. maddelerinde tüm işverenlerin işyerlerinde, “İş Güven-liği Uzmanı, İşyeri Hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirmek zorundadır.” il-kesi benimsenmiştir. Bu ilkeye göre, İşve-renler işyerlerinin tehlike sınıfları dikka-te alarak, çok tehlikeli işyerlerinde A sını-fı, tehlikeli işyerlerinde B sınıfı ve az tehli-ke işyerlerinde ise C sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimi çalıştır-makla yükümlü kılınmıştır.

İşverenlerin Genel YükümlülükleriKanun Maddesi-4 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda her türlü önlemi alır: Mesleki risklerin ön-lenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alınması, organizasyo-nun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin

sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirleri-nin değişen şartlara uygun hale getirilme-si ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.* Denetler İzler Uygunsuzlukların gideril-mesini sağlar: İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulma-dığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.* Risk Değerlendirmesini yapar veya yap-tırır: İşyerindeki tehlikeleri ve tehlikelerin yaratacağı riskleri değerlendirir ve gerek-li önlemleri alır.* Çalışanın Sağlık ve Güvenliğine uygun iş verir: Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunlu-ğunu göz önüne alır.* İşyerinde İş Güvenliği dokümanları ha-zırlar: Yeterli bilgi ve talimat verilenler dı-şındaki çalışanların hayati ve özel tehli-ke bulunan yerlere girmemesi için gerek-li tedbirleri alır.Kanun Maddesi-61) (Kamu kurumlan ile 50’den az çalışa-nı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş-yerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,

2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayı-mı tarihinden itibaren her yıl sonra yürür-lüğe girer)* İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri yapar veya yaptırır: Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunmasına yönelik ça-lışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve gü-venliği hizmetlerinin sunulması için işve-ren, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirir.

İşveren bazı durumlarda bu hizmet için;a) Kamu kurum ve kuruluşları hariç on-dan az çalışanı bulunanlardan, çok teh-likeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerle-ri faydalanabilir. Ancak, Bakanlar Kurulu, ondan az çalışanı bulunanlardan az tehli-keli sınıfta yer alan işyerlerinin de fayda-lanmasına karar verebilir.b) Giderler, iş kazası ve meslek hastalığı bakımından kısa vadeli sigorta kolları için toplanan primlerden kaynak aktarılmak suretiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tara-fından finanse edilir.Kanun Maddesi-11 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)

OZELHABER 4 4/6/14 5:16 PM

Page 87: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

85

* Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım çalışmalarını gerçekleştirir: Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate ala-rak meydana gelebilecek acil durumla-rı önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bun-ların olumsuz etkilerini önleyici ve sınır-landırıcı tedbirleri alır. Gerekli değerlen-dirme ve ölçümleri yapar, acil durum pla-nı hazırlar. Yapılan işe uygun önleme, ko-ruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yar-dım ve benzeri konularda uygun donanı-ma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereç-leri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yap-tırır ve ekiplerin her zaman hazır bulun-malarını sağlar.

Kanun Maddesi-14 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* İş kazası ve Meslek hastalıklarının ka-yıt ve bildirimini yapar: İşyerinde meyda-na gelen iş kazası ve meslek hastalıkları-nın yasal bildirimlerini yapar ve sonrasın-da tekrarlanmaması için gerekli önlem ve tedbirleri alır.

Kanun Maddesi-15 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)

* Sağlık Gözetimlerini yapar: Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayeneleri-nin yapılmasını sağlamak zorundadır:1) İşe girişlerinde.2) İş değişikliğinde.3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmala-rından sonra işe dönüşlerinde talep etme-leri halinde.4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla yapar. Sağlık bilgi ve kayıtlarını gizli tutar.

Kanun Maddesi-16 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* Çalışanların bilgilendirilmesini sağlar: İşveren, çalışanları ve çalışan temsilcile-rini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşağıdaki konularda bilgilendirir:a) İşyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici ted-birler,b) Kendileri ile ilgili yasal hak ve sorum-luluklar,c) İlk yardım, olağan dışı durumlar, afetler ve yangınla mücadele ve tahliye işleri ko-nusunda görevlendirilen kişiler,d) Risk değerlendirmesi sonuçları ile ilgi-li bilgiler,e) İşyerinde dışarıdan hizmet; Başka iş-

yerlerinden çalışmak üzere kendi işyeri-ne gelen çalışanların birinci fıkrada belir-tilen bilgileri almalarını sağlamak üzere, söz konusu çalışanların işverenlerine ge-rekli bilgileri verir.

Kanun Maddesi-17 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* Çalışanların eğitilmesini sağlar: İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitim-lerini almasını sağlar Bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişme-si halinde veya yeni teknoloji uygulanma-sı halinde verilir. Eğitimler, değişen ve or-taya çıkan yeni risklere uygun olarak ye-nilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır.

Kanun Maddesi-18 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* Çalışanların görüşlerinin alınması ve ka-tılımlarını sağlar: İşyerinde iş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarının yürütülmesi ve devamlılığı konusunda çalışanların görüş ve katılımını sağlar.

Kanun Maddesi- 20 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi)* Çalışan Temsilcisi görevlendirir: İşyerin-de çalışan sayısına göre çalışanlar arasın-

OZELHABER 5 4/6/14 5:16 PM

Page 88: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

86

ÖZEL HABER

dan seçimle veya atama ile çalışan temsilcisi görevlendirir. Çalışan temsilcisinin bu konu-da eğitim almasını sağlar.

Kanun Maddesi- 22 (01.01.2013 tarihinde yü-rürlüğe girdi.)* İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurar: Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerin-de işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili ça-lışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur.

RİSK DEĞERLENDİRMESİNİNYAPILMASIİşveren, işyerinde çalışanların sağlık ve gü-venliğini etkileyecek tehlikelerin belirlenerek gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacaktır.İşveren İşyerinde Risk Değerlendirmesini ya-par veya yaptırır.İşveren İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda ya-yınlanan kanun, tüzük, yönetmelik tebliğler hakkında bilgilenir ve işyerinde Risk Değer-lendirmesini kendisi yapabilir. Bu hizmeti iş-veren dışarıdan da konu hakkında eğitimli ve bilgili kişilerden de (İş Güvenliği Uzmanları, İşyeri Hekimleri) destek alabilir.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DOKÜMANLARININ OLUŞTURULMASIİşveren, İşyerinde İş Güvenliği konusunda prosedür, talimat, form vb. dokümanların hazırlamalıdır. İşveren bu dokümantasyonu kendisi hazırlayabilir veya bu hizmeti işveren dışarıdan konu hakkında eğitimli ve bilgili ki-

şilerden de (İş Güvenliği Uzmanları, İşyeri He-kimleri) destek alabilir.

ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VEGÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİ VE BİLGİLENDİRİLMESİ İşveren, çalışanları ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşağı-daki konularda bilgilendirir. İşveren, çalışan-ların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini alma-sını sağlar. Bu eğitim özellikle; işe başlama-dan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi halinde veya yeni teknoloji uygulanması halinde verilir. Eğitim-ler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uy-gun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzen-li aralıklarla tekrarlanır. İşveren Çalışanların konu hakkında görüş ve önerilerini alır. Katı-lımlarını sağlar, işyerinde Çalışan temsilcisi seçer ve ona detaylı bilgi ve eğitimi verir.İşveren yeterli bilgi ve belgeye Sahip ise eği-timleri kendisi Verebilir veya bilgilendirme yapabilir. Bu hizmeti işveren, dışarıdan konu hakkında eğitimli ve bilgili kişilerden de (İş Güvenliği Uzmanları, İşyeri Hekimleri) des-tek alabilir.

ACİL DURUM PLANLARI, YANGINLA MÜ-CADELE VE İLKYARDIM ÇALIŞMALARI İşyerinde İşveren Çalışma ortamı, kullanı-lan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil du-rumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve

muhtemel acil durumları belirler ve bunla-rın ölümsüz etkilerini önleyici ve sınırlandırı-cı tedbirleri alır. Gerekli değerlendirme ve öl-çümleri yapar, acil durum planı hazırlar.Yapılan işe uygun önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri ko-nularda uygun donanıma sahip ve bu konu-larda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendi-rir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tat-bikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman ha-zır bulunmalarını sağlar. İşveren yeterli bilgi ve belgeye sahip ise eğitimleri kendisi verebi-lir veya bilgilendirme yapabilir. Bu hizmeti iş-veren dışarıdan da konu hakkında eğitimli ve bilgili kişilerden de (İş Güvenliği Uzmanları, İşyeri Hekimleri) destek alabilir.

SAĞLIK GÖZETİMLERİNİN YAPILMASIİşveren Aşağıdaki hallerde çalışanların sağ-lık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zo-rundadır;1) İşe girişlerinde.2) İş değişikliğinde.3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nede-niyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından son-ra işe dönüşlerinde talep etmeleri halinde.4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin ni-teliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Ba-kanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla yapar. Sağlık bilgi ve kayıtlarını gizli tutar.İşveren Bu hizmeti İşyeri Hekimlerinden,Toplum Sağlığı Merkezlerinden ve kamu sağ-lık hizmeti sunucuları tarafından hizmet alı-nabilir.

OZELHABER 6 4/6/14 5:16 PM

Page 89: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

OZELHABER 7 4/6/14 5:16 PM

Page 90: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

88

“İstanbul’un yüzlerce yıllık tarihi dokusu içinde en dikkati çeken yapılar, şehrin etrafını çeviren surlardır. Dünyanın en korunaklı şehri olan İstanbul’un etrafının mükemmel bir şekilde surlarla tahkim edilmesi bu şehri girilmez kılmıştır. Nitekim topun icat edilmesine kadar Persler, Peçenekler, Hunlar, Bulgarlar, Araplar ve diğer kavimler muhteşem surların önünde aciz kalmışlardır.İstanbul ve kültür aşığı, Araştırmacı-Yazar Ahmet Nadir Utkan ile birlikte gezerek siz okurlarımıza aktarmaya çalıştık.

KÜLTÜR

TARİHİN AYNASIİSTANBUL SURLARI!µ Sinan DEMİR • [email protected]

KULTUR 2 4/6/14 5:18 PM

Page 91: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

89

sahilde Halkidon’a yerleştikleri için kör oldukları kanaatine varılmıştır.

M.Ö 700 yılında Byzas adlı bir komutanı-nın buyruğunda olan ikinci göçmen gu-rup bu sefer Tarihi yarımada olarak ad-landırılan bugünkü Sultanahmet ve Top-kapı surlarını arasında kalan Marma-ra Denizi ve Haliç koyunda kıyıları olan toprak parçasıdır. Tarihi yarımada ola-rak adlandırılan bu yerin siyasi ve tica-ri olarak önemi tartışılmaz.Örneğin Ha-liç doğal bir korunaklı limandır.Akde-niz ve Ege denizinden gelen ticaret ge-mileri için Tarihi Yarımada uğrak yeri ol-duğu gibi,Karadeniz sahillerindeki kolo-nilere ulaşma imkanı vardı.Bu sebeple Tarihi Yarımada içinde ki yerleşim yeri-ne “Bizans’ın Mücevheri” denmesi yerin-de bir tanımlamadır.

Surların Stratejik Önemiİstanbul’un stratejik özelliklerini başın-da Asya ve Avrupa kıtalarını bir birine bağlamasıdır ve tarih boyunca kültür-ler arası köprü vazifesini başarıyla gör-müştür. Bu stratejik özelliğinden dola-yı tarih boyunca birçok devlet tarafın-dan kuşatmaya uğramış ama görkem-li surları kimse aşmayı başaramamış-tır. İstanbul şehrinin yüzlerce yıllık tari-hi dokusu içinde en dikkati çeken yapı-lar şehrin etrafını çeviren surlardır. Dün-yanın en korunaklı şehri olan İstanbul’un etrafının mükemmel bir şekilde surlar-la tahkim edilmesi bu şehri girilmez kıl-mıştır. Nitekim topun icat edilmesine ka-dar Persler, Peçenekler,Hunlar,Bulgarlar,Araplar ve diğer kavimler muhteşem surların önünde aciz kalmışlardır. Sade-ce surların bu üstünlüğünü Fatih Sultan

Şehirler ait olduğu me-deniyetin kim-

lik kartı gibidir.Bir şehrin önemi o şeh-rin jeopolitik yapısı ve o şehirde yaşa-yan milletlerin dili,kültürü,entelektüel seviyesi, şehrin dokusuna işleyişiy-le önem kazanır.İstanbul Bizans döne-mi adıyla Konstantinopolis’e ilk yerle-şenler Marmara’nın Asya kıyısında Yu-nan Koloni kenti Khalkedon’un bulun-duğu bugünkü Kadıköy/Moda’nın ya-kınlarına yerleşen Yunan halklarından Megaralılardır.Gerçi Moda koyuna yer-leşen daha önce Fenike halkından ge-len yerleşimciler vardır ama M.Ö 685 yılında ilk öncü gurup olan Megaralıla-rın Moda koyunda kurdukları koloni ka-bul görür.Bu öncü gurup İstanbul’un ta-rihi yarımadasının stratejik yerini ve do-ğal güzelliklerini takdir edemeyip karşı

KULTUR 3 4/6/14 5:19 PM

Page 92: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

KÜLTÜR

Mehmet aklı,inancı ile iyi yetişmiş imanlı ordusu karşısında yenik düşmüştür.Üçlü sur sistemi ile düzenlenen yüksek ya-pımlı ve kalın olan bu surların ilginç bir geçmişi vardır.

İstanbul Tarihinde İlk Surlar“Kent haber” kaynağından aldığımız bil-giye göre, İstanbul’un tarihinde ilk sur-lar, bu tarihi yarımadayı kendilerine yurt edinen Megaralılar tarafından inşa edil-miştir. Kurucularının ismi sebe-biyle Bizantion adıyla adlan-dırılan bu yerleşim merkezini, Akropolis ya da bugünkü adıy-la Sarayburnu denilen ve Top-kapı Sarayı’nın üzerinde bu-lunduğu yer olan yükseltiye kuran Megaralılar, bu küçük şehrin etrafını bir sur ile çevir-mişlerdir. Onların inşa ettikle-ri bu surdan günümüze hiçbir iz kalmamasına rağmen tar-tışmalı da olsa yeri az çok tah-min edilebilmekte ve bu surla-rın, Topkapı Sarayı’nın etrafını çeviren ve Fatih Sultan Meh-met tarafından inşa ettirilen Sur-u Sultani civarında oldu-ğu düşünülmektedir, biri kara-ya açılan iki kapısı vardır.

Septim Sever Surları(M.S. 193-211)Roma İmparatoru Septim Se-ver, İstanbul’u üç sene kuşat-tıktan sonra ele geçirdi. Şehri ele geçiren Septim Sever sur-ları ve şehrin büyük kısmını yıktırdı.Daha sonra şehrin ima-rına başlandı. Septim Sever buraya Ro-malıların simgesi olan meşhur bir hi-podrom yaptırdı. Büyüyen şehrin güven-liğini sağlamak için de Balık Pazarı’ndan başlayarak Nuri Osmaniye Camii’nin batısından ve Sokullu Mehmed Paşa Camii’nin doğusundan geçerek, doğuya dönüp Ayasofya’nın güneyinden geçerek eski Bizans surları ile birleşen ve kendi adım taşıyan surları yaptırdı.

Konstantin Surları (M.S. 325-330)Septim Sever surlarından 140 yıl sonra I. Konstantin, Roma’yı sevmediğinden, pa-yitahtını Bizans’a taşımak için faaliyete geçti. 8 Kasım 324’te Yeni Roma’nın te-sis töreni yaptı. İmparatorluğun merkezi olan bu Yeni Roma, yeni yapılan binalar, mabetler ve halkın çoğalması neticesin-

de daha geniş ve daha sağlam bir sura gereksinim duydu.Bu surlar, Samatya Kapısı’nın 400 metre kadar doğusunda, surların denize doğru bir çıkıntı teşkil et-tiği kısmın batı başlangıcında vaktiyle St. Vierge de Rhabdos kilisesinin bulunmuş olduğu yer civarında başlıyordu. Evvela batıya doğru devam ederek Bonus Sa-ray ve Sarnıcının kuzeyinden geçiyor-du. Bundan sonra güney batıya dönerek 1200 metre sonra Lycus- Bayrampa-

şa deresine varıyor, buradan da güney-batıya dönüyor, 800 metre sonra Moci-us (AltımermerÇukur Bostan)120 metre doğuya varıyordu. Buradan Davutpaşa ve Hekimoğlu Ali Paşa camilerinin ya-nından geçerek MartyriondesS. S. Car-pe ve Papyle’in hemen doğusunda deni-ze müntehi oluyordu. Mevcut olan surla-rı da tamir ettiren Konstantin, bu surları yeni yaptırdığı surlara değin uzattı.

II. Theodosios (Anthemius) SurlarıMilattan sonra V. asır başlarında Bizans, Konstantin surlarından da dışarı taş-mış, sur haricinde de meskenler yapıl-mış, sur içi İstanbul’un sürekli yükse-len nüfusunu kaldıramaz hale gelmişti.II. Theodosius’un çocukluk döneminde yedi sene devleti idare eden, şehremini

“Anthemius” yeni bir sura ihtiyaç duya-rak şehrin büyüklüğüne yakışır bugün-kü yüksek ve muntazam surları yaptırdı.Theodosius surları, Marmara Denizinin yanındaki Mermer kuleden başlayarak Tekfur Sarayı yanında 14. mıntıka surla-rı ile birleşiyordu. Surların, Mermer ku-leden Tekfur Sarayı’na kadar olan uzun-luğu 5632 metredir ve üzerinde 96 adet burç vardır.Bu surların yapımı esnasında, taş ihti-

yacının bir kısmı, içerde kalan Konstantin surlarından temin edilmiştir ki, bu da bize bugün Konstantin surlarından hiçbir iz kalmamasını açıklar nitelik-tedir. Burçların hepsi çepeçev-re mazgallarla çevrilmişti. Bu mazgallardan hem ön tarafta-ki düşmana ok atarla, aynı za-manda da yanlarındaki maz-gallardan surlara çıkmak is-teyen düşmanı ok yağmuru-na tutarlardı. Burçlar 3 katlıy-dı ve en alt kata şehir tarafın-dan girilirdi. Bu kapı şehir sevi-yesindeydi. Bu odaya cephane ve silahlar konulurdu ve zemi-ni topraktı. İkinci katın zemini tahta idi, askerler burada ya-tarlardı. Üst kat savaş için kul-lanılırdı. Esas müdafaa bura-dan yapılırdı. Küçük toplar bu-radan ateşlenirdi. Bu odanın üstündeki terasta ise taş atma makineleri ile Grejuva (Rum Ateşi) demlen alev makinele-ri yerleştirilmişti.

PraefectusKonstantinos SurlarıDördüncü devir Theodosius surlarının yapımından kısa bir süre sonra, 447 yı-lında meydana gelen depremde, bu sur-ların büyük bir bölümü yıkıldı. Bu es-nada, Hunların büyük Han’ı Attila’da II. Theodosios’un ordularını ardı ardı-na yenerek Trakya’yı ele geçirdi ve fır-sattan yararlanmak isteyerek İstanbul üzerine hareket etti. Savunmasız ve ça-resiz olan Bizans, her yıl Hunlara belir-lenen oranda vergi ve tazminat verme-si karşılığında Hunların İstanbul’a gir-mesine engel oldu. Fakat bu çare de-ğildi, yeni saldın olasılığına karşı surla-rın bir an önce tamir edilmesi gerekiyor-du. II. Theodosius’un muhafız kuvvet-leri kumandanı Konstantin, Hun Han’ı Attila’dan kaçarak, Trakya’dan İstan-

90

KULTUR 4 4/6/14 5:19 PM

Page 93: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

NİSAN 2013 15

bul önlerine gelmiş olan muhacirlerin ve Hipodrome partilerinin yardımı ile 60 gün içinde yıkılan surları tamir et-tirdi. Buna ilaveten ikinci (harici) surla-rı (Exoteichos) ve bunun önündeki hen-deği inşa edildi.Konstantin, Theodo-sius surların önüne ikinci bir sur daha yaptırdı.Bu ikinci surun önüne de yine Marmara’dan Tekfur sarayına kadar, surlardan takriben 15-20 metre kadar uzağa, 15-20 metre genişliğinde ve 6-7 metre derinliğinde bir hendek yaptırdı.

Heraklius Surları (610-641)Bizanslılar, İranlılarla savaş halin-de iken, Avarlar, Slavlar ile birleşip İstanbul’a saldırdılar. Haliç’te Pte-ron Surları ile AyosDimitrius Kilisesi arasında sur bulunmadığından, Avar-

KULTUR 5 4/6/14 5:19 PM

Page 94: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

KÜLTÜR

lar ve Slavlar bu mıntıka-dan Vlakhema mahalle-sine girdiler. Pteron Sur-larının önündeki St. Nico-la Kilisesi’ni, Stechasse Kilisesi’ni ve aşağı Vlakhe-ma bölgesindeki sarayla-rı, tiyatroları vb. yağma ve talan ettiler.Bu durum kar-şısında İmparator Herak-lius, savaş sonrası Pteron Surları ile II. Theodosius’un yaptırdığı Haliç Surları ara-sına kendi adıyla anılan “Heraklius Surlarını” yap-tırdı. Bu surlar aşağı Vlak-hema mahallesinin güven-liğini sağlıyordu. Ayrıca bu surların yapımı ile 14 mın-tıkayı saran surların da bir önemi kalmıyordu.

Leon Surları (813-820)813 senesine kadar İstan-bul surlarında bir değişik-lik olmadı. 813’te İmpa-rator Ermeni Leon (813-820) kendisi ile görüş-meye gelen Bulgar Ham Kroum’a karşı İstanbul sur-ları önünde bir suikast hazırladı. Fa-kat bu teşebbüs muvaffak olamayın-ca, Han İstanbul’u zapt maksadı ile bü-yük bir kuvvet hazırlamakiçin memleke-tine döndü. Vaziyetin alabileceği tehlike-li şekilden korkan İmparator, münhat bir yerde bulunan aşağı Blakherna mıntıka-sındaki PteronSurlan önüne, bugün is-mini taşıyan surlan yaptırdı. Bu suret-le orada bulunan St. Nicolas kilisesi ve Ayazma da surlann içine alınarak muha-fızlan temin edüdi ve surun önüne geniş bir hendek kazdınldı. Bu suretle Pteron-Surlan ön tarafı, bir sur ve bir hendek ile takviye edilmiş bulunuyordu.

PteronSurlan (829-842)Anemas kulesinin kuzey köşesinden sa-hile doğru uzanan ve Courtine (sed hat-ları) surlarıTheodosius zamanında 14. mıntıka surlarını sahile kadar uzatmak için yapılmıştı. Bu sur üzerinde ilk za-manlarda burç yoktu.

ComneneSurlan (1081-1118)İmparator Aleksi (1081-1118) zamanın-da İvaz Paşa Camii’nin yerinde bulundu-ğu kabul edilen İmparator Aleksi’nin Sa-rayını, surlardan uzaklaştırmak maksa-

dıyla, bir Contrefort olarak Anemas ku-lesi yaptırıldı. İmparator Manuel Com-nenedevrinde ikinci Haçlı seferi tehlikesi geçtikten sonra, Vlakhema Sarayları bü-yütüldü. 1150’de yeni yapılan sarayların birçoğu surların yakınında tesis edilmiş-ti. Hem sarayların, surların çok yakının-da bulunmasından doğan tehlikeyi ön-lemek, hem de saraylar mıntıkasını bü-yütmek için, mevcut surların önüne yeni bir sur inşasına karar verildi. Bu sur, Tek-fur Sarayı’nın yanındaki kuzey burcu de-nilen burçtan başlıyor, başlangıçta eski sura dik bir vaziyet aldıktan sonra tek-rar kuzeye dönüyor ve Anemas kulesi-nin güneyindeki burca kadar devam edi-yordu.

Manuel ComneneSurları (1143-1180)Manuel Comnene surları, Prohyroge-nete Sarayının yanındaki birinci burç-tan başlayıp, buradan batıya yönelerek üçüncü yuvarlak burçtan sonra ise ku-zeye dönerek Anemas kulesinin güne-yindeki burca kadar devam eder. Surla-rın ve burçların yükseklikleri arazinin ze-minine göre değişmekle birlikte Manuel Comnene surları oldukça kuvvetli idi.

Galata SurlarıGalata, Bizans döneminde dış mahalle olduğu için sur-ları güçlendirilmedi.Haliç’in ağzında boydan boya uza-nan zincir koruma görevi yapıyordu. Mamafih, 1204 yılında şehrin zayıflaması sonrası Galata, bir Venedik mahallesi haline geldi ve daha sonra Ceneviz Cum-huriyetinin kolonisi oldu. Bi-zanslıların itirazlarına rağ-men Bizans kontrolü dışın-da, Cenevizliler mahallele-rini kale hendeği ile çevir-meyi başardılar. Koloni et-rafındaki kale tipi evlerini kendi yarattıkları ilk duvar ile birleştirdiler. Galata Ku-lesidaha sonra ChristeaTur-ris olarak adlandırıldı ve di-ğer sur uzatmaları 1349 yı-lında kuzey kısımda yapıldı. Daha sonraki sur genişlet-meleri 1387,1397 ve 1404 yılarını takip etti. Osman-lı fethinden sonra duvarlar

1870 yılına kadar kaldı. Çoğu şehrin genişlemesini sağlamak için yı-kıldı

Anadolu veRumeli HisarlarıAnadolu ve Rumeli hisarları, Boğaziçi’nin en dar noktasında olup, İstanbul’un ku-zeyinde uzanır. Osmanlılar tarafından bu hayati su yolu olan Boğaz trafiğini kont-rol etmek ve İstanbul’a son nihai saldırı-yı hazırlamak için inşa edildiler. Anadolu Hisarı ilk zamanlarda Akçehisarve Gü-zelcehisarolarak adlandırılıyordu. 1434 yılında Sultan Bayezid tarafından inşa ettirildi. Başlangıçta 25 metre yüksekli-ğinde idi. Kabaca beşgen gözlem kulesi duvar ile kuşatıyordu.

Daha geniş ve komplike olan Rumeli Hi-sarı. 1452 yılında dört aylık bir sürede Sultan II. Mehmed tarafından yaptırıldı. Üç tane geniş ve bir tane küçük kule içe-rir. 13 küçük gözlem kulesi ile güçlen-dirilmiş duvar ile bağlantılı olarak ana kulesinde toplar monte edilmiştir. Hi-sar, Osmanlılara boğazı geçen gemile-ri kontrol etme imkânı veriyordu. Bu rol açıkça onun orijinal ismini çağrıştırıyor-du: Boğaz Kesen.

92

KULTUR 6 4/6/14 5:19 PM

Page 95: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

KULTUR 7 4/6/14 5:19 PM

Page 96: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

SANAT

SABRIN KAĞITTA SINANMASI:

KATI’ SANATI!µ Sinan DEMİR • [email protected]

Türklerin sanatın her dalındaki hünerlerini müstesna eserleriyle ortaya koydukları ve bunları günümüze kadar ulaştırdıkları bilinen bir gerçektir. “Kağıt Oyma” anlamına gelen katı’ sanatı, geleneksel Türk süsleme sanatlarından biridir. Ancak Ebru, Minyatür, Hat, Tezhib gibi sanatlara nazaran daha az bilinmektedir. Bu işi hakkıyla yapan az sayıdaki sanatçıdan biri olan Dürdane Ünver ile katı’ sanatı üzerine söyleştik.

SANAT 2 4/6/14 5:23 PM

Page 97: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ARALIK 2011 00

lan Dürdane Ünver’in eserlerinin 50’si yurt dışında, 200’den fazlası ise yurti-çi özel koleksiyonlardadır. İki eseri Abu-dabi Kültür Müzesi’nde, bir eseri de Bos-na Müzesi’nde bulunmaktadır. Hollandalı Victor Roozen tarafından üç minyatür ve 32 İstanbul lalesi çalışması albüm hali-ne getirilmiştir. Ünver, 1991 yılında ‘Türk Kültürü’ne Hizmet Vakfı’ tarafından orga-nize edilen ‘Çevre Değerleri Türk Minyatür Resmi’ yarışmasında başarı ödülü, aynı yıl ‘Eskişehir Valiliği’ tarafından düzenlenen ‘1991 Dünya Yunus Emre Sevgi Yılı Türk Minyatürü’ yarışmasında ise ikincilik ödü-lü ve plaketi kazanmıştır. 1990 – 2011 yıl-ları arasında sanat çalışmaları nedeniyle çeşitli kuruluşlar tarafından onur ödülüne layık görülmüştür.

Katı’ yani kağıt oyma işi yapılırken eski-lerin kullandıkları ‘kalemtraş’ veya ‘nev-regen’ yerine halihazırda ‘kretuar’ olarak adlandırılan yeni keskilerden ve küçük kıvrık uçlu tırnak makasından yararlanıl-dığını ifade eden Ünver, origami, trigami, ebrulu ve aherli renkli kağıtların oyulmak için kullanılan malzemeler arasında yer aldığını belirtiyor. Katı’nın, yalın kat oyu-labileceği gibi değişik renkteki kağıtla-rı üst üste yapıştırarak da oyulabileceği-ni söyleyen Ünver, “Böylelikle bir defada birkaç örnek oyulmuş olur. Oyulup çıkarı-lan motife ‘erkek oyma’, oyulan kısma ise ‘dişi oyma’ adı verilir. Oymaları, eski cilt kapaklarında, albümlerde, murakkalarda,

el yazmalarında ve hat levhalarda göre-bileceğimiz gibi bazı yazı çekmecelerinde de manzaralar ve vazolu buketler şeklin-de görmemiz mümkündür” diyor.

Katı’ Sanatının TarihiSanat tarihçileri kağıt ve deri oymacılığı-nın iki bin yıl kadar önce halk sanatı olarak Çin’de doğduğunun ileri sürüldüğünü be-lirten Ünver, “Kütüphanelerdeki mevcut örneklerden yola çıkarak bu sanatın İslam dünyasına Orta Asya kanalından geçerek geldiği müşahade edilmektedir. XIV. yüz-yılda İslam deri kaplarında görülen deri oyma sanatı, XV. yüzyılın ikinci yarısında Timurlular ve Akkoyunlular dönemlerin-de kağıt oyma sanatı olarak değişiklikler gösterir.

Tarihçi Gelibolulu Mustafa Ali; dönemi-nin ünlü hattat, mücellit ve süsleme sa-natçılarının yaşamları ve sanatları hakkın-da bilgiler verdiği 1586 tarihli ‘Menakıb-ı Hünerveran’ adlı eserinde, XV. yüzyılda Herat’ta (Afganistan) yaşayan ve Timur-lu hükümdarı Hüseyin Baykara’nın hima-yesinde çalışan Abdullah Kaatı’nın, ka-ğıt oyma sanatının ilk ve en önemli tem-silcisi olduğundan bahseder. Netice itiba-riyle Abdullah’ın, kağıt oyma (katı’) olarak hazırladığı Hüseyin Baykara Divanı bu-nun en açık göstergesidir. Sanat kudreti-ni en güzel şekilde ifade eden ince oyma yazıları, tabiat ve hayvan tasvirleri takdi-re şayandır. Bu eserlerin bir kısmı T.S.M.H.

İngilizce de ‘paper filig-ree’, ‘paper-cut’,

‘silhouette-cutting’; Almanca da ‘silho-utten kunst’, ‘scherenschnitt’; Fransız-ca da ‘L’art de la silhouette’, ‘decoupa-ge’; Farsça’da ‘efşan’; Arapça’da ‘kaatı’; Türkçe’de ise “katı’” olarak yazılan ka-ğıt oyma sanatı, Türk kitap süsleme sa-natları içerisinde önemli bir yere sahip-tir. Lügatteki karşılığı ‘kesmek’ olan katı, kağıt veya deri üzerine çizilmiş yazı veya tezyini motifin özel bir keski ile oyularak başka bir zemin üzerine, nişasta ve su ile yapılan ‘muhallebi’ adıyla bilinen özel bir yapıştırıcı ile yapıştırılması işlemidir. Bu işlerle uğraşanlara ‘efşanbür’ veya ‘kat-ta’ adı verilir. Eski devirlerde ‘katı, katıa, kaatı, katığ’ olarak ifade edilen kağıt oy-macılığının en doğru yazılış şekli katı’dır.

1948 doğumlu olan Dürdane Ünver, İs-tanbul Üniversitesi İletişim Fakülte-si mezunudur. Tezyinat çalışmaları-na 1976 senesinde Ord. Prof. Dr. A. Sü-heyl Ünver, Azade Akar, Cahide Keski-ner, Melek Antel nezdinde Topkapı Sa-rayı Nakışhanesi’nde başlayan sanat-çı tezhip, minyatür ve katı’ eğitimi al-mıştır. Minyatür ve katı’ dallarında Gül-bün Mesara ile çalışmıştır. Kayınpederi Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver tarafından tezyinattaki başarısına binaen kendisine 1985 senesinde icazet verilmiştir.1978’den itibaren 4 kişisel, 100’e yakın yurt içi ve yurt dışı karma sergiye katı-

NİSAN 2013 00

SANAT 3 4/6/14 5:23 PM

Page 98: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

SANAT

2153 no.’lu ‘Fatih Albümü’nün (Akkoyunlu Türkmen Sultanı Yakup Bey Albümü) say-faları arasında muhafaza edilmektedir. Mustafa Ali yine aynı eserde, diğer katı’ ustaları arasında Şeyh Muhammed Dost, Seng-i Ali-i Bedahşi, Hattat Mir Ali’nin oğlu Mevlana Muhammed Bakır’a yer ve-rerek hünerlerini över. Kadı Ahmed tara-fından 1606 tarihinde yazılmış bir risale-de ise Meşhed’de yaşayan Mevlana Nadir isimli sanatkarın da hattat Mir Ali’nin ya-zılarını hiç bozmadan aslıyla aynı mükem-mellikte oyduğundan bahseder” diyor.

Osmanlı’da Katı’XIV. yüzyılda Anadolu Selçuklularının bir devamı olan beylikler dönemindeki kitap kaplarının içlerinde nadir de olsa görülen

oymalı süslemeler, bu geleneğin eskiliğini göstermesi bakımından önemli olduğunu belirten Ünver, XV. yüzyıl sonları XVI. yüz-yıl başlarında, yani kitap sanatlarının çok geliştiği devirlerde, bilhassa Fatih Sul-tan Mehmed’in özel kütüphanesi için Sa-ray Nakışhanesi’nde hazırlanan ciltlerdeki katı’larda mükemmeliyetin doruğuna ula-şıldığının görüldüğünü ifade ediyor. XVI. yüzyılın ilk yarısından itibaren Osmanlı Kağıt oyma sanatı, sanatkarları ve yazdık-ları hakkında çeşitli eserlerde az da olsa bilgi bulunduğunu ifade eden Ünver, açık-lamasına şöyle devam ediyor.

Kanuni ve Fatih Döneminde Katı’“Aşık Çelebi, yaşadığı dönemin şairleriy-le, sanatçılarının hayatlarını, eserlerini ve

sosyal yaşantılarını anlattığı ‘Meşairu’ş–şuara’ adlı eserinde, Fatih Sultan Mehmed devrinin sonlarında ismi duyulmaya baş-lanan ve İbrahim Paşa’nın vezir-i azamlı-ğı sırasında üne kavuşmuş olan Efşancı Mehmed’in bu dönemin en büyük üstadı olduğundan bahseder. Osmanlı sanatında kağıt oymacılığı en parlak dönemini Kanu-ni Sultan Süleyman ve Fatih Sultan Meh-med zamanlarında yaşamıştır. Osman-lı İmparatorluğu döneminde zirvede olan tezyini sanatların bu kadar önemsenme-sinin sebebi, padişahların sanata, sanat-karlara, kültüre ve kitaba verdiği önem-den kaynaklanmaktadır. Gerek günümü-ze gelen eserlerin çokluğu, gerekse Aşık Çelebi’nin verdiği bilgiler, saray ve çevre-sinde kağıt oymacılığının tam manasıyla

96

Bazen motiflere göre yalın kat oyma yapılır. Oyulup çıkarılan motife “erkek oyma”, oyulan kısma “dişi oyma” denir. Bazen de oluşturulan motifler üst üste yapıştırılarak katı’ oluşturulur. Örneğin kat kat yaprakları olan bir çiçek gibi... Oyma işlemi için kretuar, kesme işlemi için manikür makası kullanılır.

SANAT 4 4/6/14 5:23 PM

Page 99: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ifade eden tarzlarını da günümüze intikal ettirmektedir. Ne yazık ki diğer katı’ ör-neklerinde olduğu gibi bu güzelliklerin de kimler tarafından yapıldığı meçhuldür” di-yor.

18. Yüzyılda Katı’ Canlılığını KaybettiÇarşı ressamları ve saray nakışhanele-rinde yapılan muhteşem örnekleriyle çok parlak dönemler geçiren kağıt oymacılı-ğı XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gerilemeye yüz tuttuğunu belirten Ünver, “XIX. yüzyıldan itibaren ekonomik, sosyal ve askeri sebepler nedeniyle gerilemeye başlamış, ciddi eserlerin ortaya konula-maması nedeniyle yavaş yavaş canlılığı-nı kaybetmiştir. XIX. yüzyılın ikinci yarısı ve XX. yüzyılın başlarında dişi oyma tekniğiyle yapılan daha çok yazı-resim tarzındaki hat levha-ları ile sınırlı kalmış, Vahdeti Süleyman, Osman Rıfkı ve Mehmet Rıfat bu dönem-de katı’yı canlandırmaya çalışan sanat-karlar olmuşlardır. Bu şahıslara ait imzalı eserlerden bir kısmı Türk Vakıf Hat Sanat-ları Müzesi, Antalya Şehir Müzesi, Konya Mevlana Müzesi, Türk İslam Eserleri Mü-zesi, Konya Koyunoğlu Müzesi’nde bulun-maktadır” diyor. XIX. yüzyılın sonlarında İzmir’de yaşamış olan Osmanlı Musevi sa-natkarlarınca klasik katı’ tekniğinde yapıl-mış kağıt oymalar da bu dalın ilginç ör-neklerinden olduğunu ifade eden Ünver, “Yosef Abulafia, Hayyim Abulafia, David Algranati ve Hayyim Ye’uda Algranati bu sanat dalının Osmanlı Musevi Cemaatin-deki önde gelen temsilcileri olmuşlardır. Onlara ait eserler halen İsrail Müzesi’nde

muhafaza edilmektedir” diyor. Ord. Prof. Dr. A. Suheyl Ünver ve Katı’XX. yüzyılın ikinci çeyreğinde unutulan bu sanat, 1920’li yıllardan itibaren Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in kişisel çalışmaları, yurtiçi ve yurtdışı kütüphanelerdeki araş-tırmalarıyla tekrar gün ışığına çıkarılmaya çalışıldığını belirten Ünver, “Süheyl Hoca, Medreset-ül Hattatin’de öğrenciliği sıra-sında hocası tarafından gösterilen Fah-ri oyması ilgisini çekmiş, gelenekli sanat-ların diğer dallarında olduğu gibi çok et-kilendiği bu sanat dalında da araştırma-lar yapmıştır. Mekteb-i Güzin’deki hoca-lığı sırasında derslerine katı’ sanatını da ilave etmiş, talebeleriyle birlikte yaptık-ları oyma örnekleriyle bu sanatı canlan-dırmaya çalışmışlardır. Süheyl hocanın o dönemlerde hazırladığı oyma örneklerinin bazıları Süleymaniye Kütüphanesi’ne ba-ğışladığı defterler içindedir” diyor. Süheyl Hocanın katı’ ile ikinci karşılaşma-sının 1927-1929 yıllarında Paris’teki tıp ih-tisası sırasında Bibliotheque Nationale’de bulunan şark yazma eserlerini inceler-ken gerçekleştiğini belirten Ünver, “XVII. yüzyıla ait bir minyatür albümünün içine yapıştırılan oymalar üzerinde inceleme-ler yapmış, 1980’de neşrettiği ‘Türk İnce Oyma Sanatı’ isimli kitapta bu albümden bahsetmiştir. Kızı Gülbün Mesara da yap-tığı araştırmalarla bu kitabı daha çok ge-liştirmiş, ‘Türk Sanatında İnce Kağıt Oy-macılığı’ adı altında yeni baskı yapmıştır” diyor.1968 yılında Hollanda’da Leiden Üniversi-te Kütüphanesi’nde 3 bin el yazmasını ta-rayarak buradaki katı’ları tespit eden Sü-

bir sanat dalı olarak ele alındığını ortaya koyar. Bu dönemin önde gelen Osmanlı kağıt oyma sanatçıları arasında Benli Ali Çelebi ile devrinin tanınmış şairlerinden olup ‘Sa’i’ mahlasıyla şiirler yazan Ali Çelebi’nin oğlu Abdülkerim Çelebi vardır. Sa’i aynı zamanda seçkin bir hat sanatçı-sıdır. Mehmed Bin Gazanfer ve Mevlana Kasım Arnavud gibi isimler de oyma tek-niğinin inceliklerini eserlerine aksettiren önemli katı’ ustalarıdır.”

Avrupa EtkisiXVI yüzyılın ikinci yarısı ile XVII. yüzyı-lın ilk yarısının en önemli katı’ ustasının Mevlevi Bursalı Fahri olduğunu belirten Ünver, “Eserlerinde adı Fahri-i Bursavi olarak geçen sanatkar çok önemli ve çe-şitli eserler vermiştir. XVII. yüzyılda ülke-mizi ziyaret eden batılı seyyahların satın aldıkları albümler vasıtasıyla Avrupa’ya götürülen bu sanat dalı, orada da benim-senmiş ve silhouette (gölge) adı altında tanınmaya başlamıştır. Halen Avrupa’nın birçok yerinde bu tarz ve kendi yaşantı-larını tasvir eden yalın kat kağıt oymalar yapılmaktadır. XVII yüzyılın bu dalda yeti-şen en önemli temsilcilerinden birisi de Edirneli Mehmed Nakşi’dir” diyor. XIX. yüzyıla ait 70 adet Darphane, Mali-ye, Hazine-i Hassa nezaretlerine ait def-terlerin etiketlerinde de çok güzel katı’ örneklerinin olduğunu söyleyen Ünver, “Deri ciltler üzerine kağıt oyma olarak yapılan bu etiketlerdeki farklı kompozis-yonlar ilgimizi çekecek kadar güzeldir. Bu katı’ etiketler sadece dönemin güzel-liklerini değil, güzellik anlayışını ve bunu

97

SANAT 5 4/6/14 5:23 PM

Page 100: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

SANAT

heyl Hoca’nın, bu katı’ların da bir kısmını Süleymaniye Kütüphanesi’ne bağışladığı-nı belirten Ünver, “Yüzyıllar içinden günü-müze kadar uzanan örneklerden çok et-kilenen ve Türk sanatı açısından önemi-ni takdir eden hocamız, yaptığı inceleme-ler neticesinde birçok denemeler yapmış, bu dala ait arşivini kendi hazırladığı oyma örnekleri ile zenginleştirmiş ve bu sanata bir hayli katkıda bulunmuştur” diyor.

Süheyl Hocanın kurucusu olduğu Cerrah-paşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı’ndaki görevi sırasında dok-torluğunun yanı sıra haftada bir gün öğ-rencilerine tezyinatın diğer dallarıyla bir-likte katı’ sanatının da bütün inceliğini öğ-rettiğini belirten Ünver, “Süheyl Ünver, Türk Sanat ve kültürünü araştırmaları sa-yesinde çok iyi tanımış, arşivlemiş, aynı za-manda bunları devamlı talebeleriyle pay-

laştığı için arkasından birçok takipçi bırak-mıştır. İyi yetiştirdiği talebeleri hala onun izinden gitmekte, onun ekollerine uyarak klasik çizgiden uzaklaşmadan Türk tez-yinatında Rönesans’tan vazgeçmemek-tedirler. Süheyl Ünver Nakışhanesi’nde katı’ sanatını öğrenip icra edenler Gül-bün Mesara, Azade Akar, Dürdane Ünver, Meliha Altay, Dr. Nejat Yentürk ve Müjgan Başköylü’dür. Bu değerli sanatçılar yap-tıkları yeni çalışmalarla bu sanata katkı-da bulunmaktadırlar” diyor.

T.B.M.M Milli Saraylar Dairesi Başkanlığı bünyesinde, Beşiktaş Halk Eğitim Merke-zi işbirliği ile kurulan Geleneksel Sanatlar Eğitim Merkezi Katı’ Atölyesi’nde, eğitim görevlileri Dürdane Ünver ve Müjgan Baş-köylü, bu sanatın tarihi bilgilerini ve ince-liklerini pratik uygulamalarla birlikte yü-rütmektedirler. Katı’ sanatı; 2006 sene-

sinde Dürdane Ünver’in hazırladığı rapor-la Halk Eğitim Merkezi’ndeki meslekler-le ilgili kitapçığa resmi ders olarak konul-muştur. Milli Saraylar Dairesi bünyesin-deki katı’ atölyesinin amacı; katı’yı deje-nere edenlerin önüne geçmek ve çağa uy-gun yenilikleri eserlerine yansıtmaktır. Bu atölyeden mezun olanlar katı’ sanatının hem tarihini hem de püf noktalarını öğre-nerek yetişmişlerdi.

Dürdane Ünver 2010 bu mekandan ay-rılarak 2011 senesinde Mim Sanat Akademisi’nde çalışmalara başlamıştır. Burada Ünver haftanın iki günü katı sana-tı dalında yeni talebeler yetiştirmektedir. Süheyl Hoca’nın araştırmaları ve yönlen-dirici çalışmaları bu sanatla uğraşanlara mihmandarlık etmektedir. Katı sanatının daha sonraki nesillere aktarılmasında bu atölyenin de büyük bir payı olacaktır.

98

Kalem kağıt üzerindeki işlevini tamamlayıp görevini ince, özel bıçaklara devredince kağıt yeni bir dil ediniyor katı’ sanatında. Motifleri birbirine ve zemine yapıştırmak için nişasta, az miktarda şap

ve sudan oluşan karışım kullanılır. Tüm bunların karışımı, hayal gücü, el emeği ve göz nuruyla renk renk çiçekler ve kuşlarla dolu bahçeler, vazolar oluşturulur.

SANAT 6 4/6/14 5:23 PM

Page 101: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

SANAT 7 4/6/14 5:23 PM

Page 102: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

ra “yaz hastalıkları” yerine “yaz kazaları” da diyebiliriz. Yaz aylarında sıcaklık nede-niyle vücudun büyük kısmının açıkta kal-ması, kısa kollu ve şort biçiminde giysile-rin tercih edilmesi tatarcık, arı, sivrisinek gibi eklembacaklıların sokmasını ve bun-lar aracılığı ile bulaşan hastalıkların art-masını kolaylaştırır. Bu hastalıkların bir kısmı sadece böcek ısırığına karşı alerjik bir reaksiyon olarak ortaya çıkabilir ve lo-kal tedavi ile kısa sürede düzelebilir. Ama sıtma, tatarcık humması gibi hastalıklar özgün tedavi gerektirir. Bu hastalıklar da, yine yöreye özgüdür. Yani herhangi bir siv-risinek sokması sıtmaya yol açmaz. Sıt-ma, ancak bir bölgede yerleşik ise, yaz ay-larında görülme sıklığı artabilir.Yaz aylarında sıcaklık artışı nedeniyle in-

san, gerek buharlaşma gerek terleme şeklinde çok miktarda sıvı kaybeder. Bu kaybedilen sıvıyı yerine koymak, susuzlu-ğu gidermek için alınan sıvılar, yaz hasta-lıklarının bir diğer nedenidir. Özellikle kay-nağı bilinmeyen, açıkta satılan veya dağı-tılan, denetimsiz içme suları ve bu sularla yıkanmış sebze ve meyveler, “yaz hastalı-ğı” deyince aklımıza ilk gelen hastalıkların başlıca sebebidir. Bu hastalıklar arasında ilk sırayı besin zehirlenmeleri alır. Tifo, pa-ratifo, viral hepatit ve yaz ishalleri de bu şekilde bulaşırlar.

Bağırsak enfeksiyonları neden yaz aylarında daha sık görülür?Bağırsak enfeksiyonlarının yaz aylarında daha sık görülmesinin bir nedeni, su kay-

En sık görülen yaz hastalıkları nelerdir?

Yaz aylarında havanın sıcaklığı nedeniyle zamanın büyük bölümü ev dışında, açık havada geçirilir. Bu yüzden, yaz ayların-da sıklığı artan bazı sağlık sorunları doğ-rudan doğruya açık havada bulunmak-la ilgilidir: Böcek ısırması, yılan sokması, güneş veya sıcak çarpması gibi. Örneğin Güneydoğu Anadolu illerimizde, yöre-ye özgü sayılabilecek bir “yaz hastalığı” bile vardır: Gece sıcak nedeniyle damda uyuyanlar ve damdan düşenler, yaz ay-larında travmaların sayıca artmasına se-bep olurlar. Yaz aylarında suda boğulma sayısının da arttığını biliyoruz. Demek ki, bazı tıbbi olayların artışı doğrudan doğ-ruya çevre faktörlerine bağlıdır. Bunla-

SAĞLIK

YAZ HASTALIKLARINA DİKKAT!

100

Özellikle kaynağı bilinmeyen, açıkta satılan veya dağıtılan, denetimsiz içme suları ve bu sularla yıkanmış sebze ve meyveler, “yaz hastalığı” deyince aklımıza ilk gelen hastalıkların başlıca sebebi.Yaz aylarında sık görülen enfeksiyonlarla ilgili sorularımızı Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Semra Çalangu yanıtladı.

SAGLIK 2 4/6/14 5:26 PM

Page 103: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

yiyecek-içeceklerle gelen mikropları dışa-rı atmaya çalışırlar. Bazen ishalden önce, hastalık bulantı ve kusma ile başlar. Eğer mikroplar bağırsak duvarını istila etmez-se, sadece toksinleri aracılığı ile hastalı-ğa sebep olursa, ishal çok sayıda, bol ve sulu dışkılama şeklindedir. Dışkıda cera-hat ve kan yoktur. Ateş yüksek değildir. Karın ağrısı ya yoktur, ya da hafiftir. İshal ile çok miktarda su ve tuz kaybedildiği için dil kurudur. Kaybedilen tuzlar ve sıvı yeri-ne konulmazsa hastanın tansiyonu düşer, bitkinleşir. Kolera örneğinde olduğu gibi, kaybedilen sıvıyı yerine koymakta yeter-siz kalınırsa, böbrek yetmezliği gelişebilir, hasta da kaybedilebilir. Sıvı kaybı, çocuk-larda ve yaşlılarda daha tehlikelidir.Yiyecek-içeceklerle alınan mikroplar ba-ğırsak duvarını istila etmişse, kanama-ya yol açabilir. Halk arasında “kanlı ishal” diye bilinen dizanteri bunun tipik örneğidir. Dışkı kanlı, cerahatlidir. Genellikle hasta-

nın ateşi ve karın ağrısı vardır. Dışkılama sayısı fazladır ama miktarı azdır. Tifo, yi-yecek ve içeceklerle bulaştığı halde isha-lin ön planda olmadığı bir bağırsak enfek-siyonudur. Tifonun en önemli, bazen tek belirtisi ateştir. Baş ağrısı, deride ve özel-likle karın bölgesinde kırmızı lekeler, dal-gınlık hali tifoyu akla getirmelidir.

İshalde kahve ve kola içmek yarar-lı mıdır? Yapılması gereken ilk müda-haleler nelerdir?İshalin tek tedavisi vardır: Kaybedilen sıvı-yı yerine koymak. Kaybedilen sıvı sadece sudan ibaret değildir. Su ile birlikte sod-yum, potasyum, klor, bikarbonat gibi ya-şamsal önemi olan, “elektrolit” dediğimiz

tuzlar da kaybedilir. Bu nedenle, sadece su içmek, ishalle kaybedilen sıvı gereksi-nimini karşılamaz. İçilen sıvının içinde bu elektrolitlerin de olması gerekir. Çay ve kahvede bu elektrolitler yoktur ama, ko-lalı içecekler hem elektrolit içerdikleri, hem de şekerli oldukları için ishal tedavi-sinde tavsiye edilebilir. İshal, bilindiği gibi, çocuklarda daha sık görülür. Çocuklar da kolalı içecekleri severler. Başka sıvıları iç-mek istemeseler bile, iştahı kesilmiş ço-cuklar genellikle kolayı pek reddetmez.Kaybedilen sıvı ve tuzları yerine koymak için içine şeker ve biraz tuz katılmış por-takal suyu, içine biraz muz katılmış tuz-lu ayran gibi içecekler ile farklı seçenek-ler yaratılabilir. Eczanelerde satılan “oral rehidratasyon paketleri” her yaştaki has-ta için önerilir. Bu paketlerden bir tanesi bir litre suya katılarak hastaya içebildiği kadar içirilmelidir. Her dışkılamadan son-ra 1-2 bardak içirilerek kaybedilen sıvının

yerine koyulması önerilebilir.Bulan-tı ve/veya kusma nedeniyle ağız yo-lundan sıvı alamayan hastalara, va-kit geçirilmeden, damar yoluyla se-rum verilmelidir. Sadece tuzlu veya sadece şekerli olan serumlar, teda-vide yetersiz kalır. Verilecek serum-lar, tıpkı ağızdan alınanlarda oldu-ğu gibi, yeterince elektrolit ve özel-likle bikarbonat içermelidir.Tedavi-de dikkat edilmesi gereken en önem-li nokta, ishali kesmeye çalışmamak-tır. Daha önce de değindiğimiz gibi, ishal, bir korunma, bağırsağa girmiş olan mikropları bağırsaktan uzak-laştırma yoludur. Hele kanlı ve cera-hatli ishal varlığında asla ishal kesici ilaç kullanılmamalıdır. Aşırı su kaybı-na yol açan, kan ve cerahat içerme-yen bol sulu ishallerde, daha fazla su

kaybına engel olmak için ishal kesici ilaç-lar verilebilir ama, bu konuda kararı hekim vermelidir.

Ne zaman hastaneye başvurulmalıdır?Sıvı kaybı ağız yolundan karşılanamıyor-sa, hasta bulantı veya kusma, aşırı iştah-sızlık nedeniyle ağızdan sıvı alamıyorsa mutlaka hastaneye başvurulmalıdır. Çün-kü bu durumda, hastaya serum vermek gerekecektir. Ayrıca ağızdan sıvı verilme-sine rağmen ağız ve dil kuruluğu devam eden, karın derisinin esnekliği ve gerginli-ği kaybolan, tansiyonu düşen hastalar da hastaneye götürülmelidir.Ateş, karın ağrısı ve kramplar, hastanın hastaneye götürülmesini ve dışkıda et-

bının artmasına bağlı olarak susama his-sinin artması ve bu gereksinimi karşıla-mak için de temiz olup olmadığına aldır-madan her türlü içeceğin daha fazla tü-ketilmesidir. Bir diğer nedeni de artan sı-caklık nedeniyle yiyeceklerin daha çabuk bozulmasıdır.

Yaz aylarında kırda piknik yapanlar, ço-ğunlukla yörede bulunan pınar veya çeş-me sularını içme suyu olarak kullanma-yı tercih ederler. Oysa bu sulara insan veya hayvan dışkısının ya da atıklarının karışmış olması, suyu kirletir. Bu kir göz-le görülen bir şey değildir. Suda bulunan ve bağırsak enfeksiyonları gibi hastalık-lara sebep olan mikroplar gözle görül-mez. İçme suyu olarak kullanılmasa bile, kirli su ile yıkanmış meyvelere de mik-rop bulaşır. Özellikle çiğ olarak ve kabu-ğu soyulmadan yenilen yiyecekler daha çok risk taşır. Bu suları kullanarak hazır-lanan ve içeceklerin içine atılan buz, daha da tehlikelidir.Yaz aylarında yi-yecekler, pişirilmiş olsalar bile, mut-laka buzdolabında saklanmalıdır. Sı-cakta kalan ve özellikle açıkta satılan yiyecekler, üzerlerine konan sinekle-rin mikrop taşıması yanında, mikrop-ların proteinli gıdalar üzerinde daha kolay üremesi yüzünden adeta “ze-hirli” hale gelir. Bu durumda “yeme-ğin kokması” aslında o yiyecek üze-rinde mikropların aşırı şekilde çoğal-masından başka bir şey değildir. Süt-lü ve mayonezli yiyecekler, et, krema bu açıdan oldukça fazla risk taşır.Bu şekilde kirlenmiş suların ve bu sularla hazırlanmış içeceklerin içil-mesi; bu sularla yıkanmış salata gibi yiyeceklerin çiğ olarak yenmesi, açıkta satılan veya otel-tatil köyü gibi yerlerde açık büfelerde sergilenen uzun süre açıkta bekletilmiş yiyeceklerin yen-mesi bu besinler üzerindeki mikropların bağırsaklara geçerek hastalık yapması-na neden olur. Aslında, midenin asit ya-pısı bu mikroplara karşı önleyici bir en-gel oluşturur. Ama mide hastası olduğu için mide asidini azaltıcı ilaç kullananlar-da bu koruyucu engel ortadan kalkar ve onlar bağırsak enfeksiyonlarına daha ko-lay yakalanırlar.

Yaz aylarında sık görülen bağırsak en-feksiyonlarının belirtileri nelerdir?Bağırsak enfeksiyonlarının çoğunda en önemli belirti ishaldir. Çünkü bağır-saklar, bu “beklenmeyen misafiri”, yani

101

SAGLIK 3 4/6/14 5:26 PM

Page 104: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

SAĞLIK

ken mikrobun ne olduğunun anlaşılma-sı için “dışkı kültürü” dediğimiz tahlilin yapılmasını gerektiren belirtilerdir.Okul, otel, işyeri yemekhanesi gibi yerlerde or-taya çıkabilecek “toplu besin zehirlen-mesi” durumunda da belirtilerin ağırlaş-masını ve herkesin ishal olmasını bekle-meden, aynı yemekten yemiş olan herke-sin hastaneye gitmesi gerekir. Toplu be-sin zehirlenmelerinin en sık sebebi “sta-filokok” dediğimiz mikroplardır. Bunların ürettiği toksin, aynı yemekten yiyen kişi-lerin bir kısmında ilk saatlerde kusma ve ishale yol açar; bazı kişiler durumu daha kolay ve çabuk, hatta ishal bile olmadan atlatırken bazıları kus-ma ve ishal nedeniyle şoka gire-bilir.Benzer şekilde, bir tatil yöre-sinde ishal vakalarının görülme sıklığının artması, bir salgını akla getirir. Bu durumda da ishal olan herkesin, durumu çok ağır olma-sa bile, etkenin saptanması ama-cıyla sağlık kuruluşlarına başvur-ması gerekir. Böylece ishal salgı-nının nereden kaynaklandığı bu-lunacak ve başkalarının hasta-lanması önlenebilecektir.

Yaz aylarında en çok hangi yi-yeceklerin tüketimine dikkat etmeliyiz?En çok dikkat edilmesi gere-ken yiyecekler açıkta sergile-nen, buzdolabında saklanmayan yiyeceklerdir. Açıkta satılan lah-macun, buzdolabında saklanma-yan kıyma, süt, yoğurt, kaymak, krema gibi yiyecekler tehlikeli-dir. Her şeyden önce yiyecekle-rin taze olmasına, paketlenmiş olarak pazarlanan yiyeceklerin üzerindeki son kullanma tarihinin geçmemiş olmasına dikkat edilmelidir. Dikkat edilmesi gere-ken bir başka nokta da elektrik kesintile-ridir. Elektrik kesintisi nedeniyle, soğukta saklanması gereken yiyeceklerin bir süre “ısınması” içlerinde bulunan ve sayıca az olduğu için sağlığa zarar vermeyecek olan mikropların çoğalmasına ve hasta-lık yapmasına yol açacaktır. Özellikle ha-zır dondurmalarda bu noktaya çok dik-kat edilmelidir. Açıkta satılan dondurma-lar da, mutlaka denetimli ve güvenli ku-ruluşlardan satın alınmalıdır.

Açıkta satılan veya sergilenen yiyecek-lerin en önemli tehlikelerinden birisi de, yiyeceği hazırlayan kişilerin elleridir. El-

ler, mikropların bulaşmasında ve yayıl-masında en önemli araçlardır. Bu neden-le personelin temizliğinden emin olma-dığımız yerlerde, sırf “tatmak” amacıy-la bir şeyler yemek, ishale davetiye çı-karmak olabilir.Buzdolabında saklanan, ama çok tehlikeli olan bir şey daha var: Buz. İçeceklerin içine atılan buzun hangi sudan yapıldığını bilmek mümkün değil-dir. Bu nedenle, yaz aylarında serinletici bir şeyler içmek istediğimizde, içine buz atmak yerine, ağzı kapalı olarak soğutul-muş içecekleri tercih etmek daha doğru olacaktır.

Yaz aylarında besinlerle zehirlenen kişi nasıl beslenmeli?Her şeyden önce, bol sıvı almalı. Sadece su yeterli olmadığından, çay, meyve sula-rı, maden suyu, ayran gibi içecekler veri-lebilir. İshal tamamen kesilinceye kadar süt içmemek ve sütlü besinlerden uzak durmak doğru olur. Bazı ishalli hastalar-da, geçici bir enzim eksikliği nedeniyle, is-hal kesilse bile süte tahammülsüzlük gö-rülebilir. Çiğ sebze ve meyve gibi posalı gı-daları yememek, bunun yerine haşlanmış sebze pürelerini, meyve sularını tercih etmek gerekir. Pirinç çorbası, çay, kızar-mış ekmek ve beyaz peynir halkın çok iyi bildiği ve genellikle ishal durumunda he-men uygulamaya başladığı bir yemek lis-tesidir. Buna ızgara et veya köfte, haşlan-

mış patates, az yağlı makarna eklenebi-lir. Salçalı ve soslu yiyeceklerden, kızart-malardan kaçınmak gerekir.

Böcek, arı sokması ile oluşan alerjik belirtiler nelerdir?Bazı insanlar, arı sokmasına karşı do-ğuştan alerjiktir. Bu kişilerde arı sokması “anafilaktik şok” ve ölümle sonuçlanabi-lir. Arı sokması yüzünden tansiyonu düş-müş veya şoka girmiş, ya da yüzü-gözü şişmiş, kızarmış, soluk alamaz olmuş bir hastada, aynı olayın tekrarlaması yaşam-sal tehlike yaratır. Bu kişiler, arılara karşı

daha dikkatli olmalı ve her za-man yanlarında alerjik belirti-leri önleyecek adrenalin, kor-tizon gibi ilaçlar bulundurma-lıdırlar. Arıların bulunabilece-ği ormanlık alanlara giderken kapalı giyinmeli ve tek başla-rına gitmemelidirler. Diğer bö-cek sokmalarında ortaya çı-kan alerjik belirtiler genellikle kaşınma, ağrı, lokal şişlik gibi belirtilerdir. Sistemik belirti-ler pek görülmez. Yurdumuz-da öldürücü zehiri olan zehirli örümcekler yoktur ama, zehir-li akrepler bulunur. Özellikle açık havada ve yerde yatarken veya çıplak ayakla dolaşırken meydana gelen böcek sokma-larında, ağrı ve şişlik artıyor-sa hemen bir sağlık kuruluşu-na başvurmak gerekir. Yörenin özelliğine göre, yöresel akrep ve yılan zehirlenmelerinin sık görüldüğü bölgelerdeki sağlık ocaklarında, zehrin yayılması-

nı önleyecek bağışık serumlar bulunur.

Çocuklarda görülen yaz hastalıkla-rı için anne ve babalara neler öneri-lebilir?Çocuklardaki yaz hastalıklarının en sık se-bepleri aşırı giydirmeye bağlı aşırı terleme sonucu halk deyimiyle “isilik” veya pişik-ler; ishal sonucu aşırı su kaybı; böcek sok-maları ve hayvan ısırıklarıdır. İshalden za-ten yeterince söz ettik. Eklenmesi gere-ken bir diğer nokta, anne-babalara “suyun zararlı olmadığını” hatırlatmaktır. Çocuk-lar yazın bol su içmeli ve sık sık yıkanma-lıdır. Bir diğer önemli nokta da “dondur-ma” konusu: Dondurma, temiz olarak ha-zırlanırsa, aslında çok sağlıklı bir besindir. Ama temizlik koşullarına çok dikkat edil-mesi gerekir.

102

SAGLIK 4 4/6/14 5:26 PM

Page 105: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

SAGLIK 5 4/6/14 5:26 PM

Page 106: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

REKLAM İNDEKSİ

104

ÖN KAPAK İÇİ ARKA KAPAK İÇİ ARKA KAPAK

01 02 0403

06 08 11

31

09 1210

27

13

14 17 393719

41 43 45 51 52

67

93

47

55

73

71

99

57

75

61

77

63

81

65

87

49

INDEKS 2 4/6/14 5:39 PM

Page 107: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

GIRISVEDERNEK 1 4/6/14 3:52 PM

Page 108: TATLI HAYAT SAYI 35 NISAN 2014

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

KAPAKNISAN(c).pdf 1 4/6/14 5:47 PM