sunu, · sunu, dergimizin eskiþehir temsilciliði açýldý! adres: Ýstiklal mahallesi ......

24

Upload: others

Post on 08-Jul-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey
Page 2: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Yeni Evrede MÜCADELE BÝRLÝÐÝ Dergisi / Onbeþ Günlük Sosyalist Dergi / Yýl: 1 Sayý: 2/ 29 Ekim-12 Kasým 2003 / Sahibi : Yeni Dönem Yayýncýlýk Basýn Daðýtým Eðitim HizmetleriTanýtým Org. Tic. Ltd. Þti. Adýna : Özgen Ýþ / Adres : Sofular Mah. Sofular Cad. No: 52/3 Fatih-ÝSTANBUL / Tel-Fax: 0 (212) 531 44 83 / Sor. Yazý Ýþl. Müdürü: Özgen Ýþ / Genel Daðýtým:DOÐAN PAZ. / Baský Yeri: Özdemir Matbaacýlýk / Avrupa Temsilciliði: Selahattin KARATAÞ / Post Lager 3000 Bern 1 Ann ÝSVÝÇRE / Tel: 0041 319 917 795 / Almanya Temsilciliði:Ahmet AKYÜZ/ Robert Mayer Str. 3 72760 Reutlingen ALMANYA / E-mail Adresi: [email protected] / Web Adresi: mbirligi.com

Devrimin fýrtýnalarýnýn dünyanýn bir çok ülkesindegüçlü estiði bir dönemden geçiyoruz. Bolivya’da devletbaþkaný bu fýrtýnaya dayanamayarak istifa etti. Artýk La-tin Amerika ülkelerine devlet baþkaný dayandýrmakmümkün olamýyor. Günümüzde kapitalizmin genel eði-limleri ülkeden ülkeye çeþitli farklýlýklar gösterse de, çö-küþ yönünde iþliyor. Burjuvazi ne yapsa ne etse dünyayaegemen olamýyor. Kapitalizm, insanlýðýn yýkýmýna yol aç-madan ayakta duramýyor. Ýnsanlýk yok olmakla kapita-lizmi yýkmak arasýnda bir tercih yapmakla karþý karþýyagelmiþtir. Bu tercihin, demokratik halk devrimleriylesosyalizmi kurma yönünde yapýlacaðýna þüphe yoktur.Proleter çýkýþ sayesinde kapitalizmin elinden kaçýrdýðý ü-retici güçleri sosyalizm devrimci yollarla yeniden kontrolaltýna alýp insanlýðýn hizmetine sokacaktýr. Üretici güç-lerle üretim iliþkilerinin uyumlu geliþimi yeniden saðla-nacaktýr. Bu sayýdaki baþyazýmýzý bu konuya ayýrdýk.

Ekim Devrimi ayrýca gündemde. Yeni takvime gö-re 7 Kasým 1917’de baþlayan devrim, dünyanýn çehresinideðiþtirmiþtir. Þimdi dünya yeni “Ekim”lere hazýrlaný-yor. Bu defa, yalnýz kalmayacak, devrimin ilk günlerin-deki heyecanýný her zaman koruyacak yeni bir sosyalistdünya sistemine hazýrlanýyor. Kapitalizmin sýçramalý çö-küþüne sosyalizmin sýçramalý geliþimi eþlik edecektir.

Artýk dünya üzerindeki tüm devrimci geliþmelerbirbirleriyle baðlantýlý olarak ortaya çýkýyor ve bir yerdebaþlayan ayaklanma, kýsa sürede baþka yerleri de etkisialtýna alýyor. Mücadele daha evrensel bir hal alýyor. Bunedenledir ki, Ortadoðu’daki her devrimci geliþme üze-rinde yaþadýðýmýz topraklarý da etkiliyor. Ayný þekildeburada yaþanan her geliþme Ortadoðu ve diðer bölgeleride etkiliyor. Bu durum kapitalizmin entegrasyonundandolayý genel bir hal almýþtýr. Artýk burjuvazi proletarya-nýn dünya ayaklanmasý ile karþý karþýyadýr.

Bu sayýmýzýn sunusunu bitirirken okurlarýmýzdanbir kez daha dergimizin sadece bir okuru olarak kalma-malarýný ayný zamanda onu ulaþtýrabilecekleri her yereulaþtýrmalarýný beklediðimizi belirtmek istiyoruz.

Yeni sayýmýzda buluþmak dileðiyle…

Sunu,

Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý!Adres: Ýstiklal Mahallesi

Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 Eskiþehir

Page 3: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Burjuvazi, ister emperyalist ülkelerde olsun, isterbaðýmlý ülkelerde, artýk uzun süreli politikalarçizemiyor. Baðýmlý ülke burjuvazisi, ne içerde

ne dünyada baðýmsýz bir politika izleyebiliyor. Tüm politi-kalarý kendisi dýþýnda, emperyalizm belirliyor. Kendi dýþýn-daki geliþmelerin sonuçlarýna baðlý olarak sürükleniyor.Emperyalist burjuvazi ise kýsa süreli politika izlemek zo-runda kalýyor. Biraz daha uzun erimli çizdiði politika, kýsasüre sonra deðiþiyor. Burjuvazi hiçbir hedefi tutturamazdurumda.

Burjuvazi, kapitalizmin geliþme dönemlerinde olduðugibi, kapitalist üretim biçimini, ülkede ve dünyada üretimdallarýna egemen yapma durumunda deðil. Kapitalizmindünya egemenliði çoktan gerçekleþti. Kapitalizm ülkeye vedünyaya doðru bir geliþme gösterirken, burjuvazi, bu geliþ-meye baðlý olarak uzun süreli politikalar çizebiliyordu. Ka-pitalizmin genel bir çöküþ içinde olduðu koþullarda ulaþ-mak istediði her hedef kýsa zamanda bozuluyor; her defa-sýnda yenilerini belirlemek zorunda kalýyor. Öncelikle eko-nomik kriz nedeniyle böyle davranmak zorunda. Ekonomikkrizler, ilk ortaya çýktýklarý dönemlerden farklý bir iþlev oy-nuyor. Bu defa kapitalizmin çöküþünü hýzlandýran bir roloynuyorlar. Bu ise, burjuvazinin dengesini iyice bozuyor.Ama, burjuvazinin dengesinin bozulmasýndan daha önemliolan, kapitalist dünya sisteminin dengesinin bozulmasýdýr.Kapitalist üretim biçiminin varlýðý, kapitalistlerin varlýðýnýöngörse de, bu üretim biçimi isteklerine, iradelerine raðmenbu isteklere ve iradelere karþý ekonominin nesnel yasalarýtarafýndan yönetilir. Kapitalizmin hareket yasalarý, bunlarýngitgide kendini kabul ettiren sonuçlarý, sonunda sistemi yý-kým içine soktu.

Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey dahayaptý: daha yüksek bir toplumun maddi koþullarýný bu top-lumun baðrýnda olgunlaþtýrdý. Eski biçimin içinde yeni biröz ortaya çýktý, geliþti ve olgunlaþtý. Yeni öz, eski biçimleçatýþma içinde. Eski kapitalist biçim, yeni özü baský altýndatutarken; bu öz de, eski biçimi yýkmak, parçalamak, daðýt-mak için uzlaþmaz bir savaþ içinde. Burjuvazinin baskýsý,engelleyici çabalarý, yeni özü eski kabuk içinde tutmayayetmiyor. Bu kabuðun kýrýlmasý gerekiyor ve kýrýlýyor.

Burjuvazinin dengesini bozan, elini kolunu baðlayan,baský altýna alan bu geliþmedir. Eski sistem çökerken, yeni-

si onun yerini almaya hazýr. Bu koþullarda burjuvazi, uzunerimli politikalar nasýl izlesin? Burjuvazi, üretici güçleri e-linden kaçýrdý. Onlarý bir daha ele geçirmesi olanaksýz.Toplumsal üretici güçler, toplumsallýklarýnýn sonuna kadartanýnmasýný istiyor. Bu ise yalnýzca komünist toplumda o-lanaklýdýr. Bunu saðlayacak komünist devrim kaçýnýlmaz-dýr. Kapitalizm, bunun tarihsel koþullarýný hazýrlamýþtýr.

Burjuvazi, dünyaya egemen olamýyor. Egemen olmakiçin yaptýðý her giriþim, onu bundan biraz daha uzaklaþtýrý-yor. Nesnel geliþmelerin yanýnda, öznel durum da burjuvaegemenliðe karþý iþliyor. Proletarya, kapitalizmi yýkmak i-çin yüzyýldan fazladýr savaþým içinde. Kimi yerde iktidarýele geçirdi, kimi yerde iktidara gelmeyi baþaramadý. Ege-men olamadýðý yerlerde ise burjuvazi de egemen deðildir.Devrimci bir sýnýf olan proletaryanýn savaþtýðý bir yerde,burjuvazi egemen deðildir. Burjuvazi, egemenliðini zor yo-luyla saðlamaya çalýþýyor. En baþta, burjuva zor ekonomi-nin evrimine karþý yürütüldüðü için, sonunda yenilmeyemahkumdur. Burjuva zor, devrimci bir sýnýf olan proletar-yaya karþý yürütüldüðü için yenilmeye mahkumdur.

Burjuvazi, toplumsal üretici güçleri denetleyemiyor.Kapitalist üretimin anarþik karakterinden dolayý da denetle-yemez. Proletaryanýn yeni bir toplum kurma yönündekimücadelesini önleyemiyor. Bu mücadele, artýk bütün kýta-larý sarmýþ durumda, burjuvazi artýk proletaryanýn dünya a-yaklanmasýyla karþý karþýya. Çatýþma, üretimin dünya ça-pýndaki sosyal karakteri ile ona el koymanýn özel niteliði a-rasýndadýr. Bunun burjuva çözümü yoktur. Tarihsel o-larak ancak proleter çýkýþ vardýr. Proleter çýkýþ,insanlý-ðýn kurtuluþudur.

Yeni kuþaklar, dünyanýn her köþesinde devrim mü-cadelesine atýlýyorlar. Genç kuþaklar, bugünkü kalýp-larla yaþamak istemiyor. Her yerde kapitalist kalýplarýyýkma mücadelesi yükseliyor. Yeni kuþaklar, dünya ça-pýnda özgür yaþamak istiyor. Bunun maddi koþullarý-nýn var olduðunu görüyor, fakat maddi koþullarýnýnhazýr olmasý, kendi baþýna yeni ve özgür toplumu ge-tirmez. Bunun için, iktidara ve maddi araçlara el koy-mak gerekiyor. Proletarya hareketinin devrimci görevide budur.

C.DAÐLI

Baþyazý

3

BURJUVAZÝ DÜNYAYA EGEMEN OLAMIYOR

Page 4: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

TC devletinin büyük bir hevesle hazýrlandýðý Irak seferidaha baþlamadan çýkmaza girdi. TC ordusunun bölgeye gir-mesiyle, barutla dolu bir binanýn tek bir kývýlcýmla patlamasýgibi bir patlama yaþanacaðýnýn sinyallerini alan ABD, TCdevletinden asker istemini þimdilik dondurdu. Güney Kür-distan’daki Kürt gruplarýnýn yaptýðý açýklamalar, Þiilerin veen son Irak Geçici Konseyi’nin açýklamalarý, bölgede politiketkinliði olan hiçbir grubun Türk devletinin bölgeye müda-hale etmesinden memnun olmayacaðýný, tam tersine, eðerTürk ordusu bölgeye asker gönderirse, büyük çatýþmalarýnyaþanacaðýný göstermeye yetti. Gazetelerde yer alan son ha-berler, ABD’li yetkililerin TC hükümetine, “bize biraz za-man tanýyýn” dediði üzerine. Baþbakan Tayyip Erdoðan bu-nun “bu iþ bitmiþtir” anlamýna gelmediðini söylese de en a-zýndan önümüzdeki kýsa dönem için ABD’nin Türk ordusununbölgeye gitmesi þeklinde bir düþüncesinin bulunmadýðýný göste-riyor. Elbette bu mutlak bir gerçeklik deðildir; güç ve denge i-liþkileri deðiþtiðinde, ABD’nin yeniden TC’nin bir koçbaþý ola-rak bölgeye girmesini istemesi mümkündür. Irak’taki ABD’liyetkili Paul Bremer, sorunun Türkiye ile Geçici Hükümet Kon-seyi arasýnda çözümlenmesi gerektiðini söylüyor ve “DoðrudanDiyalog” öneriyor. Yani benzetme yerindeyse, zýt yönlere koþankedileri kuyruðundan birbirine baðlýyor ve “biz bu iþe karýþma-yýz” diyerek orta yere býrakýyor. Bunun nasýl bir sonuç doðura-caðýný anlamak içinse kahin olmaya gerek yok.

Türkiye’nin ABD ile sürdürdüðü “kan pazarlýðý”, olayýnbir baþka yönüdür. ABD’lilerin daha önce “at pazarlýðý” dediðibu yüzsüz diplomasi örneði TC devletinin tarihsel mirasýdýr. TC

devletinin savaþa dahil olmak için yürüttüðü kredi parasýpazarlýðý, ABD’yi gerçek anlamda býktýrmýþ görünüyor.TC ordusu seçeneðinden vazgeçme eðilimi göstermeleri-nin nedenlerinden birisi de bu olmalý. Az önce bahsettiði-miz neden yanýnda bu hafif kalýyor, ama emperyalizminsavaþýn maliyet hesaplarýný çýkarýrken nasýl eli sýký davran-dýðýný da görmek gerekiyor. ABD, ileride baþýna bela ola-bilecek bir riski, üstelik maliyet fiyatý bu kadar yüksekkenalmak istemiyor. Onlar “kan parasý” ödeyeceklerse, bunusudan ucuza maletmek istiyorlar.

ABD’nin Devrim KorkusuABD’yi TC ordusu seçeneðinden vazgeçmeye zorla-

yan nedenlerden birisi de Türkiye’de iþçi ve emekçileringiderek artan hoþnutsuzluðudur. Bir savaþ durumunda, he-le hele cenazelerin tabut tabut gelmesi ihtimali kuvvetli o-

lunca, iþçi ve emekçilerin hoþnutsuzluðunda büyük bir artýþ o-lacaðý ve bunun Türkiye’de ne zamandýr beklenen “sosyal pat-lama”nýn ateþleyicisi olacaðý açýktýr. Savaþ, bir devrimin baþla-týcýsý olabilecek tüm “genel bahaneler” içerisinde en bilineni,bugüne kadar en çok sonuç vermiþ olanýdýr.

Bu Durumda Komünistlerin Tavrý Ne Olmalý?

Þu anda Irak Savaþý konusunda tam fýrtýna öncesinde bulu-nuyoruz. Kendimizi sadece savaþýn baþlamasýna göre hazýrla-mamalýyýz. En az bunun kadar TC’nýn Irak’a asker gönderme-sinin mümkün olmayacaðý ve kendisini buna göre þekillendire-ceðine göre de hazýrlamalýyýz. Sadece savaþ durumunda komü-nistlere ve devrimcilere karþý bir saldýrýnýn baþlatýlacaðý, toplugözaltýlar, infazlar vb.’nin yapýlacaðý, bunun dýþýnda, sýnýflarmücadelesinin bir iç-savaþ boyutunda yaþanmayacaðý düþünce-si oportünistlere has bir düþüncedir. Ne devlet komünistlere,devrimcilere saldýrmak için bir dýþ savaþa ihtiyaç duyuyor, nede burjuvaziye ve onun devletine karþý devrimci bir iç-savaþagiriþmek için geniþ iþçi ve emekçi yýðýnlar bir savaþýn çýkmasý-ný beklemek zorundadýr. Þu andaki nesnel koþullar her ikisi içinde bir zemin sunuyor zaten. AKP hükümetinin bir savaþ hükü-meti olarak kurulduðu bilinen bir þeydi. Bir savaþ hükümetininilk yapacaðý iþ, savaþ koþullarýndan onu yýkmak için yararlana-caðýndan emin olduðu devrimci ve komünistlere yönelik baský-larý artýrmaktýr. Bugün AKP hükümetinin yaptýðý da bundanbaþka bir þey deðildir. Savaþa iliþkin yapýlan her eylemin üzeri-ne saldýrmalarý bunu göstermektedir. Süregiden operasyonlar,yoðunlaþan silahlý çatýþmalar, toplu gözaltýlar, vb… kýsaca,“Yeniden OHAL” düþüncesini akla getiren bir çok olay, TC’nin

Irak

4

TC ARKA BEKLEME

ODASINDA

Irak Halklarýnýn silahlý eylemleri Ýþgalci TC’yekarþý tavrýný gösteriyor

Page 5: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Irak iþgaline giriþemese bile, içteki savaþý yükseltme-ye kararlý olduðunu açýklamaya yeter.

Bu koþullarda komünistler, “savaþ ihtimali”nekarþý siyasi iktidarýn bir devrimle ele geçirilmesi içinmücadeleyi yükseltmek zorundadýrlar. Ancak dev-rimci iç-savaþýn yükseltilmesiyledir ki, burjuvaziböyle bir savaþý göze alamayacaktýr. Ve Irak’taki di-reniþle kardeþleþmenin en iyi yolu bu olacaktýr. Kürtve Arap halklarý kendilerine yönelik bir saldýrýyýplanlayan herhangi bir güce karþý giriþilen bir müca-deleyi büyük bir coþkuyla karþýlayacaklardýr.

TC ordusu, büyük bir heveskarlýkla girmek iste-diði savaþta þimdilik kendisine yer bulamadý. Ve þim-di eline vurulup cezalandýrýlmýþ çocuk gibi bir köþe-de yeniden oyunda kendisine yer verilmesini bekli-yor. Ancak her halükarda TC devleti, kendisini bek-leyen asýl tehlikeden kurtulabilmiþ deðildir: Bu birdevrim tehlikesidir ve burjuvazinin uykularýný kara-basana çevirmeye devam ediyor.

Ortadoðu, günümüz dünyasýnda, iþçi-emekçi halklarýn devrimci baþkaldýrý simgesi... Tarih boyunca acýlara, baskýlara vebunun yanýnda büyük isyanlara beþiklik etmiþ bir coðrafya...

Bugün, Filistin’den Irak’a boylu boyunca büyüyen direniþ, dünya emekçi halklarýna umut oluyor, güç veriyor. Dünya e-mekçi halklarý her gün büyüyen direniþle birlikte, kendilerine güven duygusunu ve savaþma azmini nasýl güçlendiriyorsa, baþtaABD emperyalizmi ve onun iþbirlikçileri olmak üzere tüm emperyalist-kapitalist dünya da yaklaþmakta olan nihai sonuçtanöylesine korku duyuyor. Daha þimdiden Irak sendromu, onlarýn korkulu rüyasý olmaya baþladý. Teknolojinin bütün imkanlarýy-la örgütlenmiþ modern ordular, savaþçý bir halkýn sýnýr tanýmaz mücadelesiyle ne yapacaðýný bilmez hale geldi.

Bugün, baþýný ABD emperyalizminin çektiði iþgalci güçlere karþý yükselen Irak halkýnýn direniþi, Türkiye ve Kürdistan e-mekçilerinde büyük bir sempati yaratmaya devam ediyor. Savaþ öncesinden baþlayan büyük kitle eylemleri, bir yýldan beridiraralýksýz devam ediyor. Buna karþýn, Türk tekelci sermayesi, ABD’nin Irak ve Ortadoðu’da çökmekte olan hegemonyasýnýnkendi çöküþü anlamýna geleceðini çok iyi bildiðinden, geçtiðimiz haftalarda, meclisten Irak’a asker gönderme kararýný onayla-dý.

Bu kararýn onaylanmasýnýn ardýndan toplumun deðiþik kesimleri bir çok eylem biçimine baþvurarak, Irak’taki direniþe des-tek mesajlarý verdi.

Bizler de Mücadele Birliði Platformu olarak, “Irak direniþi ile kardeþleþ, kendi burjuvalarýna karþý devrim ve iktidar müca-delesini yükselt” perspektifiyle Gazi Mahallesi’nde 17 E-kim tarihinde saat 19:30 civarýnda meþaleli bir yürüyüþgerçekleþtirdik. Gazi Mahallesi’nin ara sokaklarýnda de-vam eden yürüyüþe, çevredeki insanlar alkýþ ve zýlgýtlarladestek verdi. “Irak Halký Yalnýz Deðildir”, “Irak’ta Nam-lular Ýþgalcilere”, “Emperyalist Savaþta Devrimleri Yük-selt”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “YaþasýnÖlüm Orucu Eylemimiz”, “Devrim Yolunda Leninist Saf-lara” sloganlarýnýn atýldýðý yürüyüþümüz 20 dakika kadarsürdü.

Emperyalist iþgale karþý savaþ bayraðýný elden düþür-meyen Irak halkýnýn direniþine destek olmanýn, kendi bur-juvalarýmýza karþý devrim ve iktidar mücadelesini geliþtir-mekten geçtiðini bilen bizler, daha etkili ve büyük eylem-lere tüm gücümüzle hazýrlanmak zorundayýz.

Gazi Mahallesi’nden Leninistler

Eylem

Irak Direniþini Gazi’den Meþalelerimizle Selamladýk!

5

Page 6: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

12 Ekim 2003 tarihinde Ýkitelli’de “Irak’ta NamlularÝþgalcilere” sloganýyla Ýkitelli halkýný Irak’taki direniþlekardeþleþtirmek için sokaða döktük. Saat 20.30 civarýndameþaleli bir eylem gerçekleþtirdik. Etrafýnda emekçi ev-lerinin yoðun olduðu bir caddede alkýþlarla “Irak’taNamlular Ýþgalcilere” yazýlý Mücadele Birliði imzalýpankartýn arkasýna geçerek korteji oluþturup sloganlarý-mýza baþladýk. “Irak’ta Namlular Ýþgalcilere”, “Emperya-list Savaþý Devrim Önler” “Filistin’de Tek Çözüm YaDevrim Ya Ölüm”, “Irak Halký Yalnýz Deðildir”, “Zin-danlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”, “Yaþasýn Ölüm O-rucu Eylemimiz”, “Dîsa Dîsa Serhîldan, Bijî AzadiyaKürdistan” sloganlarýný Ýkitelli’nin cadde ve sokaklarýn-da haykýrdýk; etrafý meþalelerle aydýnlattýk. Ezilen halk,yapýlan eyleme yoðun destek verdi. Alkýþlarla, sloganla-ra katýlýmla, ýslýk ve zýlgýtlarla bizlere destek verirken,içlerinde polisleri yuhlayanlar da vardý. Eylemimiz 15dakika sürerken, polis bölgeyi ablukaya aldýðý halde ce-

saret edemedi saldýrmaya. Bir ara bize yönelen bir polis arabasý bizim yaklaþtýðýmýzý görünce hýzlý bir þekilde kiriþi kýrdý. Eylemimizi“Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði”, “Ýkitelli Faþizme Mezar Olacak” sloganlarýyla bitirdik. Eylemden sonra polis gövde gösterisiyaptý. Onlarca araba, panzer ve akreplerle gezerek halka korku vermek istedi. Halktan 16 kiþiyi de gözaltýna aldý.

Bir baþka eylem de diðer dergi çevreleriyle ortak yapýldý. Eylem baþlanmasý gereken yerde baþlayýp, bitmesi gereken yere gidil-meyip, bir baþka yöne yüründü. Belli bir yerde birtane akrep gelerek eylemin temsilcilerini çaðýrdý.Megafonlu bir arkadaþ gitti. Kitleye seslenerek“Yarýn Beyazýt’ta buluþuyoruz” dedi ve eylemeson verdi.

Eylemde dövizler taþýnýrken, “Irak Halký Yal-nýz Deðildir”, “Kahrolsun Emperyalizm YaþasýnDevrim ve Sosyalizm”, “Altýncý Filoyu Unutma-yýn”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”sloganlarý atýldý. “Ortalama sol”, eylemi polisin i-nisiyatifinde bitirmek isterken, Leninistler slogan-larla ara sokaklarda eylemlerini sürdürmeye de-vam etti. Peþlerinden gelen polisle çatýþma çýktý,

akrepler taþlandý ve eylem kayýpsýz bir þekildebitti.

Bizim çaðrýmýz, bütün devrimci demokrataydýnlara, iþçilere, emekçilere, öðrencilere, bü-tün ezilen halklara. Gelin eylem birliði komi-telerini kuralým. Bu çaðrý devrimci siyasi yapý-laradýr. 1996’daki Ölüm Orucu eylemindekisiper yoldaþlýðýný Ýkitelli sokaklarýnda yenidencanlandýralým. Savaþýn sürdüðü bütün alanlar-da eylem birliðini örelim. Ama unutmayýn1996’daki gibi. 18 Ekim 2003’deki gibi deðil.

IRAK’TA NAMLULAR ÝÞGALCÝLEREYAÞASIN HALKLARIN MÜCADELE

BÝRLÝÐÝYAÞASIN SÝPER YOLDAÞLIÐI

Ýkitelli’den Leninistler

YYYYüüüürrrreeeeððððiiiimmmmiiiizzzz IIIIrrrraaaakkkk HHHHaaaallllkkkkýýýýyyyyllllaaaa BBBBiiiirrrrllll iiiikkkktttteeee ÇÇÇÇaaaarrrrppppýýýýyyyyoooorrrr

Dünya, 3. Emperyalist Paylaþým Savaþý’na adým adým yaklaþýrken, em-peryalist-kapitalist ülkeler arasýndaki kutuplaþmalar netleþiyor. ABD’nin I-rak’ý iþgal etmesinin ardýndan Irak emekçi sýnýflarýnýn yükselttiði büyük dire-niþ, bu emperyalist efendiye büyük bir hayal kýrýklýðý yaþattý. Elindeki en ge-liþmiþ silahlarla bile direniþi kýramayan ABD emperyalizmi, çareyi Türki-ye’den ve daha baþka ülkelerden asker istemekte buldu. ABD’nin Türki-ye’deki sadýk uþaklarý bu isteði yerine getirmek için hemen kollarý sývayarakmeclisten gerekli tezkereyi çýkardýlar.

Tezkerenin meclisten geçmesi Türkiye ve Kürdistan’da yaþayan halklarýntepkisiyle karþýlaþtý. Ancak, kendiliðinden geliþen bu bilinç, sadece karþý çýk-makla sýnýrlý kalýyor. Bundan sonra devrimcilerin misyonu o kadar önemliki… Biz, leninistler olarak, bu misyon gereði “Emperyalist Savaþa Karþý ÝçSavaþ” þiarý ve barýþýn savaþýlmadan kazanýlamayacaðý bilinciyle Sarýgazi’debir eylem gerçekleþtirdik.

Demokrasi Caddesi üzerindeki bir sokaktan saat 21.00’da meþalelerimizitutuþturarak ve “Irak’ta Namlular Ýþgalcilere” yazýlý pankartýmýzý açarak yü-rüyüþe geçtik. “Irak’ta Namlular Ýþgalcilere”, “Irak Halký Yalnýz Deðildir”,“Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði” “Emperyalist Savaþý Devrim Önler”,“Yaþasýn Ölüm Orucu Eylemimiz”, “Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük”sloganlarýyla caddede ilerleyerek iþçi ve emekçilerin oturduðu baþka bir so-kaða girdik ve eylemimizi bitirdik. Eylemden sonra, jandarmanýn ablukasýnaraðmen kayýpsýz daðýldýk.

Sarýgazi’den Leninistler

Eylem

6

Emperyalist Savaþa KarþýÝç Savaþ, Ayaklanma, Devrim

Page 7: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Che yüzyýlý, ismine yaraþýr ayaklanmalarla devam ediyor.Küresel kalkýþma dur durak bilmiyor. Artýk yaþlý yerküremizinher bölgesi kavga alaný. Her kýta, isyan bayraklarýnýn dalga-landýðý savaþ arenasý.

Dünya devriminin dalgasý ardý ardýna her kýtanýn kýyýlarýnýdövüyor. Endonezya, Arjantin, Ekvator, Peru, Asya, Latin A-merika, yaþlý Avrupa... Ve son olarak Bolivya! Yüz milyonlarsokaklarda, savaþ meydanlarýnda.

Kuþkusuz her olgu, kendi somutunda ele alýnýr. Ona biçimveren, itilim veren özgül yönler barýndýrýr. Ama her olgu, ken-di somutunun ötesinde, soyutlandýðýnda, bir bütünün parçasý-dýr ve onun ortaya çýkýþýnda, diðerlerine de etki eden koþullaretkili olmuþtur. Bolivya’daki olaylar, ayaklanma ve devrim,salt o ülkeye has sebeplerden doðmuyor. Bunca farklý ülkedeortaya çýkan ayaklanma ve devrim süreçleri, dünya devrimdalgasýnýn etki ve yaygýnlýðýnýn bir sonucudur. Dünyamýz artýkyeni bir evrede. Sosyalizmin tüm maddi öncüllerinin olaða-nüstü geliþtiði; sosyalizme yönelen dünya emekçi halklarýnýnetkinliðinin muazzam ölçülere ulaþtýðý; emperyalist-kapitalist

sistemin sýçramalý çöküþ sürecine girdiði bir evre bu. Ýþte buyüzden, farklý ülkelerde farklý özgül sebepler ön planda görün-se de, tüm bu ülkelerdeki hareket, ortak bir zeminden besleni-yor. Bolivya’da yaþananlarý da bu pencereden deðerlen-dirmek gerekiyor.

Bolivar’ýn ÜlkesiÝspanyol sömürgeciliðine karþý savaþan efsanevi Si-

mon Bolivar’ýn adýný taþýyan Bolivya, ayný zamandaChe’nin sonsuzluða uðurlandýðý ülke. Tarihi, diðer LatinAmerika ülkeleri gibi devrimler ve darbelerle dolu. Bili-nen bir gerçektir. “Geçmiþin ölü eli” bugün üzerindengölgesini eksik etmez. Yýðýnlarýn savaþçýlýðý, tepki düzeyivb. üzerinde etkide bulunur. Diðer Latin ülkeleri gibi Bo-livya’da da savaþçý bir gelenek var. Bu ülkenin emekçile-ri, savaþçý özelliklerini sýk sýk göstermekten geri durmadý.En son geçen yýl, meþhur “su ayaklanmasý” ile ülke, dev-rimin eþiðine gelmiþ; yollar tutulmuþ, kentler kuþatýlmýþtý.Ölümlere raðmen geri adým atmadý Bolivya halký.

Bolivya

7

Bolivya Devrimle Sarsýlýyor

Page 8: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Bugün, geçen yýl býraktýklarý yer-den, yani daha ilerden baþladýlar. Hare-kete geçirici “genel bahane”, bu defadoðalgaz kaynaklarýnýn satýlmasý oldu.Tüm kentlerden harekete geçen iþçi-e-mekçiler, yerli halk ve ilericiler, yollarýiþgal etti. Tüm hayatý felç etti. Karakol-lar yakýldý. Kanlý çarpýþmalar yaþandý.70’i aþkýn insan katledildi. Sendikalar,yanlýþ okumadýnýz, sendikalar, yerlihalka genel silahlanma çaðrýsý yaptý.Bu, düpedüz bir ayaklanma çaðrýsý de-mekti. Çaðrý, karþýlýðýný buldu. Orduçatýrdadý. Ateþ emrini reddeden asker-ler kurþuna dizildi. Çatýþma üst boyutasýçradý. Sonunda devlet baþkaný Lozadaistifa ederek ABD’ye kaçtý. Gerilim a-zalmaya baþladý.

Daha önceki örneklerde görüldüðügibi, kýsa bir zaman dilimine sýkýþanyoðun çatýþmalardan, devrim günlerin-den hemen sonra, sermaye cephesiningeri adýmlarýyla olay yatýþtý. Bir kezdaha, iþçi sýnýfýnýn devrimci kurmayý-nýn olmayýþý veya güçsüzlüðü nihai so-nuç almanýn önündeki en önemli engelolarak ortaya çýktý.

Yeni Evre’nin SavaþçýPartisi

Ekonomizm, sendikalizm ve refor-mizm, bugün her yerde devrimin önün-deki temel engeller olarak boy veriyor.Lenin’in neredeyse yüz yýl önce “Avru-pa reformizmi” olarak adlandýrdýðý e-ðilim, her alanda iþbaþýnda. Dünya ko-þullarý nihai zafer için böylesine uygun-ken, hala ana hedeften uzak, “kazaným-lar uðruna mücadele” peþinden koþulu-

yor. “Ya reformlar uðruna müca-dele, ya da yan gelip yatalým” þek-linde özetlenen bu yaklaþým, bizdeve diðer ülkelerde mücadeleningüdük kalmasýnýn sebeplerindenbiridir. Oysa, Lenin’in ifade ettiðigibi “ya devrim uðruna mücadele -ki devrim baþarýsýz olursa reform-lar yan ürünler olarak ortaya çýkar-ya da reformlar uðruna boþ geve-zelik!”. Bolivya olaylarý, reformtalepli giriþimlerin bile hýzla ken-disini aþmak zorunda kaldýðýnýn,geliþmelerin hýzla devrime büyü-düðünün kanýtýdýr. Endonezya’dan

baþlamak üzere, son on yýlýn bütün bü-yük kalkýþmalarý, benzer özelliktedir.Harekete damgasýný vuran dar görüþlü-lük, pratikte, umulanýn çok ötesine ge-çen hareketlerle karþýlaþýyor. Ve herdefasýnda, iktidarý almanýn eþiðine ge-len bu devrimci giriþimler, hareketindüþünsel önderliðinin reformizmle,sendikalizmle, ekonomizmle sakatlan-mýþlýðýndan ötürü baþarýya ulaþamýyor.Tüm bu süreçlerin sonucunda, reform-lar yan ürünler olarak doðuyorlar. Amaher defasýnda, bu hareketlere yol açanþartlar orta yerde kalýyor. Arkasýndandaha geliþkin hareketlere çýkýþ noktasýoluyor.

Günümüz koþullarýnda, dünyanýnbu olaðanüstü devrimci yapýsýna uygunsavaþçý komünist partiler, bir zorunlu-luk olarak kendini dayatýyor. Koþullarçetin. Savaþ sert. Artýk en “sýradan”süreçler bile hýzla devrimci kalkýþma-lara evrilebiliyor. Devrimlerin baþarýsýiçin eksik olan, savaþçý militan komü-nist partileridir. Bu ihtiyaç karþýlandý-ðýnda, her kýtadan muzaffer devrimle-rin geliþmesi önünde ciddi bir engelkalmayacaktýr.

Bolivya’daki son olaylar bunu a-paçýk ortaya koyuyor. Bolivya halký, ö-lülerini baðrýna basarak yoluna devamediyor. Lozado’nun yerine Mesa’nýngeçmesi, harekete yön veren siyasiçevrelerin “bekle gör” politikasýný se-çerek Mesa’nýn icraatlarýný beklemele-ri, þimdilik hareketi geri çekti. Ama is-tem ve ihtiyaçlarý karþýlanmayan yýðýn-lar, bir müddet sonra tekrar hareketegeçecek ve daha geliþkin eylemlere yö-nelecekler. Ýstem ve ihtiyaçlarý ancakbir devrimle karþýlanabilir. Bu, isterChavez’in Venezüella’sýndaki türdenözgül bir þekilde geliþsin; ister klasiktarzda iktidarýn zor yoluyla ele geçiril-mesiyle olsun; sert kapýþmalar ve zorluiç savaþlar yaþanmadan gerçekleþmez.Ýþte bu nedenle savaþçý bir komünistparti þart.

Dünyamýz her zamankinden dahadevrimci. Artýk yeni bir evredeyiz. Bukoþullarýn devrimci komünist partileriyaratýlmak ve ileri atýlmak zorunda.Bolivya’nýn en önemli derslerinden biribudur. Dünya komünist hareketi budersleri doðru bir þekilde okumalýdýr.

Ekonomizm, sendikalizm ve reformizm, bugün her yerde

devrimin önündeki temel engellerolarak boy veriyor. Lenin’in

neredeyse yüz yýl önce “Avrupa reformizmi” olarak adlandýrdýðý

eðilim, her alanda iþbaþýnda. Dünya koþullarý nihai zafer içinböylesine uygunken, hala ana hedeften uzak, “kazanýmlar uðruna mücadele” peþinden

koþuluyor. “Ya reformlar uðrunamücadele, ya da yan gelip

yatalým” þeklinde özetlenen buyaklaþým, bizde ve diðer ülkelerdemücadelenin güdük kalmasýnýn

sebeplerinden biridir. Oysa, Lenin’in ifade ettiði gibi “ya devrim uðruna mücadele -ki

devrim baþarýsýz olursa reformlaryan ürünler olarak ortaya

çýkar- ya da reformlar uðruna boþgevezelik!”. Bolivya olaylarý,

reform talepli giriþimlerin bile hýzla kendisini aþmak zorunda kaldýðýnýn, geliþmelerin hýzla

devrime büyüdüðünün kanýtýdýr.Endonezya’dan baþlamak üzere,

son on yýlýn bütün büyük kalkýþmalarý, benzer özelliktedir.Harekete damgasýný vuran dar

görüþlülük, pratikte, umulanýn çokötesine geçen hareketlerle

karþýlaþýyor. Ve her defasýnda, iktidarý almanýn eþiðine gelen bu

devrimci giriþimler, hareketindüþünsel önderliðinin

reformizmle, sendikalizmle, ekonomizmle sakatlanmýþlýðýndanötürü baþarýya ulaþamýyor. Tüm bu süreçlerin sonucunda, reformlar

yan ürünler olarak doðuyorlar.Ama her defasýnda, bu

hareketlere yol açan þartlar ortayerde kalýyor. Arkasýndan daha

geliþkin hareketlere çýkýþ noktasýoluyor.

Bolivya

8

Page 9: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Filistin’de Ýsrail’in kan dökmediði tek bir gün bile yok-tur. Ýsrail, yarým asýrdýr dünyanýn gözleri önünde birhalka karþý katliam uyguluyor. Son dönemde bu saldý-

rýlar, artýk insanlarýn toplu olarak yaþadýklarý, alýþveriþ yaptýk-larý yerlere yönelmeye baþladý. En son 23 Ekim’de Ýsrail, ro-ketatarlarla Filistin’de bir pazaryerini vurdu ve onlarca insanýkatletti. Bugün Ýsrail’in yapmakta olduðu katliamlar, geçmiþteSabra ve Þatilla’da yaptýklarýndan farklý deðil. Ýsrail’in son dö-nemde saldýrýlarýný bu derece yoðunlaþtýrmýþ olmasý nedensizdeðildir. Bunun en önemli nedeni Filistin Devrimi’ninABD’nin bölge politikalarý önünde en büyük engellerden biri-si olmasýdýr. Yýllar yýlý her türlü yöntemi deneyerek altetmeyeçalýþtýklarý Filistin Devrimi, önündeki tüm engellere raðmen a-yakta kalmaya ve geliþimini sürdürmeye devam etti. O, bu ö-zelliði ile dünyanýn her tarafýndaki devrimcilere büyük bir mo-ral vermektedir. Dünyanýn dört bir yanýnda baskýlara ve sömü-rüye karþý mücadele edenler biliyorlar ki, önlerinde bir Filistinörneði var. Küllerinden yeniden ve yeniden doðmayý baþarmýþ,artýk yenilmez bir güce ulaþmýþ olan Filistin halký, ABD’ninteþvik ettiði Ýsrail’in katliamlarýna ve burjuva önderliðe rað-men devrimci özelliklerini olduðu gibi koruyor. Ona bu gücüveren sýnýfsal özelliklerinin yaný sýra, ki Filistin halkýnýn ço-ðunluðunu oluþturan yoksul iþçi ve emekçilerin, yýllar yýlý kat-liamlardan geçmiþ olmalarý sonucu kazandýklarý öfkedir. Filis-tin halký Ýsrail siyonizmine ve onun arkasýnda olduðundan e-min olduðu ABD emperyalizmine öyle bir öfke duyuyor ki,hiçbir güç onlarý emperyalistlerin çözümüne ikna edemez. Bu-güne kadar “müzakereler”i, “barýþ görüþmeleri”ni, “anlaþmala-rý” vb. geçersiz kýlan tamamen bu nesnel gerçeklik olmuþtur.Filistin Halkýnýn içinde yarým asýrdýr yanmaya devam edendevrim ateþini ne katliamlar, ne “yol haritalarý”, ne de baþkabir þey söndüremedi. Filistin Halký bir gün özgürlüðüne ka-vuþmadan bu ateþin sönmesi de mümkün deðildir.

ABD’yi Korkutan “Filistin Örneði”ABD emperyalizmi, Afganistan’dan sonra Irak’a saldýrýy-

la baþlattýðý dünya üzerinde kaybettiði hegemonyasýný yenidentesis etme savaþýnda Filistin’e özel bir önem atfediyor. O, “Fi-listin Örneði”ni ortadan kaldýrmadan halklarý teslim alamaya-caðýný, Ýntifada’yý kanla ezerek bitirmeden, girdiði yerlerde di-reniþi bitiremeyeceðini biliyor. Nitekim Irak’ta karþý karþýyakaldýðý durum bunun en açýk örneðidir. Irak halký, iþgalcilerekarþý tam da Filistinlilerin yarým asýrdýr yaptýðý gibi canlarýylabaþlarýyla direniyorlar. Irak’ta baþlayan feda eylemlerini dün-ya devrimler tarihine ilk kez sokan Filistinliler olmuþtur. Filis-tin direniþi, bir halkýn nasýl yýllarca varýyla yoðuyla emperya-lizme ve onun iþbirlikçilerine karþý savaþabileceðini göstermiþ-tir.

Filistin örneði, ayný zamanda emperyalizmin “barýþ” ma-salarýnda bir halkýn hiçbir sorununun çözülmediðini ve çözü-lemeyeceðini de gösteriyor. Proletaryanýn önderlik etmediðibir ulusal kurtuluþ mücadelesinin baþarýya ulaþmasýnýn müm-kün olmadýðýný göstermesi açýsýndan da bir örnektir. FilistinDevrimi, bugüne kadarki tüm geliþimini burjuva Arafat önder-liðine raðmen sürdürmüþtür. 2. Ýntifada’nýn baþlamasýnda Ara-fat þahsýndaki burjuva önderliðin hiçbir etkisi olmamýþtýr. Ara-

fat 28 Eylül 2000 tari-hinde ayaklanma baþla-dýðýnda çaresizlik içindeellerini açýyordu; yapa-bileceði hiçbir þeyyoktu. Ýndifada’yýdesteklememesi de-mek onun sonu anla-mýna geliyordu. Ýndi-fada’yý desteklemesiise 1993’de yapýlanOslo anlaþmasýnýnsonu... Arafat istemeye istemeye ikinci yolu seçti. Bugün bu-lunduðu konumu koruyor olmasýný da buna borçlu. Tüm tarihiboyunca Filistin Devrimi þunu gösteriyor ki; her kim Ýsrail’insaldýrýlarý karþýsýnda direnmezse, o devrim tarafýndan dýþtala-nýr ve bir kenara atýlýr. Arafat, bugün hala bir simge olmayýsürdürebiliyorsa bunun tek nedeni Filistin halkýnýn emperya-lizme duyduðu öfkeyi kendi önderliðini ayakta tutabilmek içinkullanýyor oluþudur.

Artýk dünyanýn hiçbir bölgesinde ulusal mücadeleler, saltulusal mücadele olarak kalamazlar. Bu nedenle Filistin’de A-rafat önderliði er ya da geç aþýlacaktýr. Ancak bu aþýlma, ÝsrailArafat’ý safdýþý etme niyetlerini gerçekleþtirmese bile, bizzatFilistin içinde süregelen sýnýf mücadelesinin sonucu olarakgerçekleþecektir. Proletarya kendi baðýmsýz bayraðý altýndatoplanýp ulusal-sýnýfsal kurtuluþa önderlik edecektir.

En son “Ýsrailli muhalifler” denilen grupla, Filistin yöneti-minden temsilcilerin katýldýðý Cenevre görüþmeleri FilistinDevrimine karþý giriþilen saldýrýlar arasýnda eksik kalan ayaðýtamamlamak üzere devreye sokuldu. Bu þekilde, katliamlarla,soykýrýmla engelleyemedikleri devrimi, politik olarak çevir-meye almanýn hesabýný yapýyorlar. Filistin halkýný beklentiyesürüklemek istiyorlar; ancak Filistin halkýnýn Ýsrail’den ve em-peryalizmden hiçbir beklentisinin olmadýðý ortada. Filistin hal-kýnýn tek ve asýl isteði özgürlüðünü kazanmaktýr. Ve bunu an-cak Ýsrail devletini yýkarak yapabileceðini biliyor.

Filistin Devrimi’ne Enternasyona-list Destek

Bunca zorlu süreçlerden geçerek geliþimini sürdürenFilistin Devrimini kanla boðmak için tüm güçlerini sefer-ber eden ABD-Ýsrail ittifaký, karþýsýnda halklarýn birleþikdireniþ cephesini buluyor; çünkü Filistin Devrimi, dünya-daki devrimci güçlere çok þey vermiþtir. Elbette bununkarþýlýðýnda dünya emekçi halklarý ve devrimciler tarihselbir sorumlulukla hareket etmek ve Filistin halkýna ihtiyaçduyduðu enternasyonal desteði vermek zorundadýrlar.Þimdi Filistin halkýna verilecek en büyük enternasyonaldestek, her yerde devrimci iktidar için mücadeleyi yük-seltmek ve kendi burjuva hükümetlerini yýkmaktýr.

Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda devrimi zafere u-laþtýrdýðýmýzda, geçici devrim hükümetini kurduðumuz-da, bu, ABD-Ýsrail ittifakýna vurulmuþ en büyük darbe o-lacaktýr.

Filistin

9

Filistin Direniþi Zaferi Zorla Söküp Alacaktýr

Page 10: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Ýþçiler dünyanýn dört bir yanýný zaptetmiþ! Bolivya’da so-kaklarý tutuþturan, barikatlarýnýn baþýndaki iþçilerden tutun, Ar-jantin, Filistin ve dünyanýn baþka bölgelerindeki milyonlarcaiþçi ayakta…

Gün geçmiyor ki eylemlere bir yenisi eklenmesin. Türki-ye’nin bir çok yerinde de bu ses güçlü bir þekilde yükselmeyebaþladý. Tekel, Sümerbank, Eskiþehir-Paþabahçe, Ýstanbul-Bey-koz Deri Kundura, Ýstanbul-Fanset, Ýzmir-Aðartýoðlu Deri, Ýs-tanbul-Ýþmer, Ýzmir-Kafesan, Ýzmir-Dönmez Deri vb. bir çokyerde iþçiler kapitalizme karþý ayaktalar. Kapitalizmin mezarkazýcýlarý hiç durmadan onun sonunu hazýrlýyorlar. Kapitalizmsonun baþlangýcýnda!

Ýþçi eylemlerine bir yenisi daha eklendi. Ýstanbul, Bahçeli-evler PTT Daðýtým Merkezi’nde çalýþan taþeron iþçiler “ArtýkYeter!” diyerek tüm iþçilerin sesine ses kattý.

21 Ekim tarihinde iþçilerle röportaj için PTT binasý ö-nüne gittik. Bizi sýcacýk gözlerle selamladý iþçiler. “KöleDeðil Ýþçiyiz Birleþince Güçlüyüz” pankartý altýnda gücünüsergileyen onlarca iþçi oturuyordu. Tabii karþýlarýnda busahneyi tamamlar þekilde bekleyen polisler! Ýþçilere merha-ba deyip grev sözcüsüyle konuþmak istediðimizi söyledik.Yaptýðýmýz uzun konuþmanýn özetini aþaðýda yayýnlýyoruz:

Y.E. Mücadele Birliði: Ýþ býrakma eylemi neden baþladý? PTT Ýþçisi: Tüm kamu kuruluþlarýnda ve KÝT’lerde olduðugibi PTT’de de özelleþtirme, taþeronlaþtýrma uygulamasýylahayata geçiriliyor. Taþeronlaþtýrma adýna yapýlan insanlýkdýþý, çað dýþý bu olayý arkadaþlara anlattýk. Bunun altý aylýkbir çalýþmasý sürdü. Arkadaþlar bu noktada yeteri kadar bil-gi elde etti. Daha sonra herhangi bir sebep beklemedik. Pat-lama noktasý için bir þey beklemedik. Arkadaþlar bu bilincielde ettikten sonra hep birlikte bir sözleþme hazýrladýk.

4857 Sayýlý Ýþ Kanunun 16.maddesinde ön gör-düðü gibi Takým Sözleþmesi için patrona gittik.Patron bizim taleplerimizi kabul etmedi.

Bizim aracý dediðimiz taþeron müteahhitlegörüþtük. Bizim sözleþmemizi hiçbir þekilde ka-bul etmediðini, kendi soygunun devam edeceði-ni, kendi hýrsýzlýðýna devam etmek istediðini,“biz yine insanlarý ayný þekilde sömürmeye de-vam edeceðiz, yine ayný kölelik þartlarýnda çalýþ-týracaðýz, bu þartlarý kabul ediyorsanýz buyrungelin, yoksa biz sizin þartlarýnýzý kabul etmiyo-ruz” sözleriyle izah etti. Biz de genel olarak bilgi-lendiðimiz için hiçbirimiz burada köle olmak is-temiyoruz; burada görüyorsunuz sloganýmýzý,“Köle Deðil Ýþçiyiz Birleþince Güçlüyüz!” dedik.

Arkadaþlarýmýzýn, yýllýk izin gibi çok basitbir hakký bile gasp edilmektedir. Anayasadan do-ðan anayasal haklarý gasp edilmektedir.

Arkadaþlarýmýzýn hiçbir þekilde kýdem ve ihbar tazminatla-rý ödenmemekte ve sürekli muvazaalý þekilde çalýþtýrýlmakta.Her ay almýþ olduklarý maaþla, imzalatýlan bordolar arasýndafarklar bulunmaktadýr. Ayný iþi yapan çeþitli personel, farklý ad-lar adý altýnda kadroludur, sözleþmelidir, iþçidir diyerek çalýþtý-rýlýyor. Ayný kýyafeti giyen ayný havayý soluyan insanlarla, yanyana her gün oturduðu insanla sadece ücret konusunda farklý a-ma diðer her konuda eþit. Biz de diyoruz ki biz her konuda eþitolmak istiyoruz. Þartlarý eþitleyelim, hiçbir eksiklik olmasýn,ücretimizi de eþit alalým. Çalýþma koþulumuzu da eþitleyin. Bumüteahhidi, taþeronu bütün kamu kuruluþlarýndan silelim.

Herkes burada emeðinin sömürülmemesi taraftarýdýr. E-mekten yana tavýr koymaktadýr. Bunun en temel hedefi de bu-dur, tamamýyla taþeronu kaldýrmaktýr. Y.E. Mücadele Birliði: Þu anda iþ býrakan kaç iþçi var? Hepsitaþeron iþçisi mi?PTT Ýþçisi: Ýlk gün itibariyle 153 arkadaþýmýz iþ býrakmýþtý.Zaten toplam personel de burada 170 kiþi. Geri kalanlar kadro-ludur.

Burada büyük bir direniþ sergilenmektedir. Zaman zamankurum yöneticileri içimizden birkaç arkadaþý çekmek için birtakým hilelere baþvuruyorlar. Ama buradaki arkadaþlarým yete-rince bilinçli, herhangi ayak oyununa kanmayacak kadar akýllýinsanlar. Y.E. Mücadele Birliði: Bunu iþçilerin birliðini bölmek için ya-pýyorlarPTT Ýþçisi: Tabii tabii, buradaki iþçilerin içine nifak sokarakçeþitli dedikodular yayarak yapýyorlar bunu. Tabii bunu birebirdeðil de, çeþitli oyunlarla, hani derler ya Bizans oyunu yönte-miyle yapmaya çalýþýyorlar. Burada bir Bizans oyunu dönmek-te. Arkadaþlarýn da bu konuda kafalarý karýþmakta. Ýlk defaböyle bir olayla karþý karþýya kalýyorlar. Hani dost gibi görünüp

Röportaj

10

Kapitalizmin Mezar KazýcýlarýGörevlerinin Baþýnda!

Page 11: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

mel karakterleri Ekim Devrimi’nde somutlanmýþtýr. Bu anlamýylaEkim Devrimi, dünya proletaryasýna yürünecek yolu göstermiþtir.Elbette bu, dünyanýn geri kalanýnda Ekim Devrimi’nin taklit edil-mesi anlamýna gelmezdi, gelmedi de. Çin, Doðu Avrupa, Küba,Kore, Vietnam ve diðer ülke devrimleri birbirinden farklý siyasisüreçler izledi. Fakat bütün bu devrimlerde, Ekim Devrimi’ndede öne çýkan temel karakterler belirleyici rol oynadý. Bu nedenle,seksenaltý yýl sonra bile Ekim Devrimi, ezilen ve sömürülen sýnýf-lara yol göstermeye devam ediyor.

Geçiþ çaðýnýn bütün devrimlerinde zafer proletaryanýnöncülüðünde gerçekleþti. Proletarya dýþýnda, devrimde öncülüðesoyunan diðer sýnýflar, ya devrimi yarý yolda býraktýlar, ya da za-ferlerinin devamý için proleter öncülüðü kabul etmek durumundakaldýlar.

Ekim Devrimi, sosyalist bir devrimdir. Ancak, tek baþýnaproleter sýnýfýn eseri olmamýþtýr. Ekim Devrimi’nin zaferindeyoksul ve küçük mülk sahibi köylülüðün çok önemli bir rolü var-dýr. Devrim bir iþçi-köylü ittifakýna dayanýyordu. Bu ittifak içindeproletarya öncü konumunda bulunuyordu. Teorik ve pratik alandaoldukça önemli bir devrimci birikime, savaþçý ve atýlgan karakte-re sahip olan iþçi sýnýfý, toplumun geri kalan bütün ezilenlerini ar-kasýndan sürükleyebilecek toplumsal etkiye sahiptir. Ekim Devri-mi, bu evrensel gerçekliði kendi zaferinde somutladý.

Eðer Rusya iþçi sýnýfý, yalnýzca kendi sosyalist hedefleripeþinden koþup, geniþ yýðýnlar için emperyalist savaþý sona erdi-recek demokratik bir barýþ, köylüler için toprak, ezilen uluslar i-çin kendi kaderini tayin hakký taleplerini gözardý etseydi, asla za-fere ulaþamazdý.

Günümüzde demokrasi ve politik özgürlük mücadelesiniküçümseyenler var. Oysa ki emperyalizmin dünyanýn ezilen halk-larý üzerinde tekellerin emekçiler üzerindeki egemenliði arttýkça,politik özgürlük için mücadele de sertleþir, yoðunlaþýr. Çünkü te-kelci egemenlik demokrasinin yadsýnmasýdýr. Dünyanýn en ilerikapitalist uluslarýnda artýk demokrasi, salt biçimsel bir hal almýþ,içi boþ bir kabuk durumuna gelmiþtir. Dünyanýn her yerinde, de-mokratik haklarý ortadan kaldýran tekelci egemenliðe karþý müca-delede bir sýçrama yaþanýyor. NATO’ya, WTO’ya, emperyalistsavaþlara, askeri darbelere, faþizme karþý yükselen kitlesel müca-dele, geçiþ çaðýna öncülük eden proletaryanýn zaferini yakýnlaþtý-rýyor. Onmilyonlarca emekçinin özgürlükler için yürüttüðü bumücadelede, sosyalizmin kýzýl bayraklarýný göremediði için hayalkýrýklýðý yaþayanlarýn politik karamsarlýðý, geçiþ çaðýnýn canlý di-yalektiðini göremeyen bir kavrayýþ yoksunluðunun bir sonucudur.

Öte yandan, Ekim Devrimi, demokrasi ve politik özgür-lük uðruna mücadelenin bir devrim ve iktidar mücadelesi olduðu-nun canlý örneði olmuþtur. Ekim Devrimi öncesi yaþanan sekizaylýk devrim süreci, demokrasinin artýk burjuva sýnýrlarýn çok ö-tesinde, bir devrimci diktatörlük olarak ele alýnmasý gerektiðinigösterdi. Burjuva iktidarýn yaný baþýnda ortaya çýkan iþçilerin veköylülerin devrimci demokratik diktatörlüðü, Rusya’yý döneminen «demokratik» cumhuriyetinden bin kez daha demokratik birülke haline getirmiþti. Demek ki, demokrasi ve politik özgürlükmücadelesinden anlaþýlmasý gereken þey, burjuva sýnýrlarda hap-solmuþ hak ve özgürlükler mücadelesi deðil, devrim ve halk ikti-darý mücadelesiydi.

Ekim Devrimi, mücadele biçimleri, araçlarý ve örgütleriyönünden de, dünya proletaryasýna örnek teþkil eden karakteristiközelliklere sahiptir. Devrimin kaldýracýný Leninist tipte bir parti o-lan Bolþevik Parti harekete geçirmiþtir. Fakat kaldýracýn asýl da-yanak noktasýný Sovyetler oluþturdu. Onmilyonlarca iþçiyi, köylü-yü, askeri biraraya getiren Sovyetler ortaya çýkmasaydý, Ekim

Devrimi yaratýlamazdý. Çarlýða ve burjuvalarýn egemenliðine kar-þý mücadele organlarý olarak doðan Sovyetler, zaferden sonra ikti-dar aygýtý durumuna geldiler. Bu sayede, onmilyonlarýn yaratýcýgiriþkenliði, öfkesi, ümitsizliðe dek varan þiddetli duygular, adetadevrimin zaferini kaçýnýlmaz kýldý. Ekim Devrimi’nin bu deneyi-mi, bütün devrimlerin evrensel bir yasasý durumuna geldi. DoðuAvrupa Devrimleri’nde Birleþik Cephe ve Vatan Cephesi, Çin’demilyonlarý barýndýran Kýzýl Ordu birlikleri, bu evrensel yasanýnfarklý biçimlerde yaþam bulmasý oldu. Günümüzde Leninist Parti-nin büyük önem verdiði komite ve konseylerin oluþumu için orta-ya koyduðu çabalar, her büyük devrimin bu evrensel özelliðininkavranmasýna dayanýr.

Ekim Devrimi deneyimi, geçiþ çaðýnýn tümü boyunca, Le-ninist tipte partilerin ne denli yaþamsal öneme sahip olduðunu ka-nýtladý. Devrimci atýlganlýða, demokratik merkeziyetçi bir disipli-ne, anayasal budalalýða sapmayan bir karakter saðlamlýðýna sahipbiricik örgütler, Leninist tipte partilerdir. Geçiþ çaðýnýn geldiði-miz aþamasýnda, sorunlar alabildiðine karmaþýk, mücadele ise ala-bildiðine serttir. Böyle bir süreci yalnýzca Leninist tipte partiler o-muzlayabilirler. Burjuvazinin proleter devrimler karþýsýnda yüzel-li yýllýk bir deneyim birikimi var. Böylesi bir birikime karþý müca-delede devrimci atýlganlýk ve karekter saðlamlýðý ile donanmýþLeninist partiler ön plana çýkacaklardýr. Daha þimdiden bu yöndeazýmsanmayacak devrimci geliþmeler yaþanýyor. Oportünizm ba-taðýna saplanmýþ olanlarla, gerçekten savaþçý niteliklere sahip o-lanlar arasýndaki keskin ayrýmlar, geçiþ çaðýnýn sertleþen mücade-leleri tarafýndan besleniyor.

Parçalanan ZincirlerEkim Devrimi, emperyalizmin en zayýf halkasý olan Rus-

ya’da zafere ulaþmýþtý. Bu zaferi izleyen bir dizi ülke devrimi iseyenilgiyle sonuçlandý. Burjuva dünyasý, yeni Ekim zaferlerini en-gelleyebilmek için faþizmi iþbaþýna getirdi. Ekim yolunda ilerle-yen devrimci geliþmeleri ezmek amacýyla inanýlmaz bir baský ay-gýtý ve tüm ekonomik olanaklar kullanýldý. Bu nedenle Rusya’dadevrim uzunca bir süre yalnýz kaldý.

Günümüzde, emperyalizmin ulaþmýþ olduðu yeni evre,tüm baðýmlý ülkelerin proleterlerini ve emperyalist merkezlerdekiemekçileri ayný kader ortaklýðýnda birleþtirdi. Ayaklanmalar yüz-yýlýnýn ateþi dünyanýn beþ kýtasýnda birden yanýyor. Rusya’nýn birdönem yaþadýðý yalnýzlýðý artýk her hangi bir ülkenin devrimininyaþamasý düþünülemez. En baþta, yaþayan sosyalist ülkeler, dev-rimci ayaklanmalarýn baþ destekçisi durumundalar. Latin Ameri-ka’nýn devrimci halklarý üzerinde Küba’nýn etkisi biliniyor.Üstelik, haberleþme ve ulaþým teknolojisinin geldiði düzeyve yaygýnlýk, devrimleri bulaþýcý bir virüs hýzýnda dünyanýndört bir tarafýna yayýyor.

Geçiþ çaðý, Ekim Devrimi’nden bu yana sürüyor. Bü-tün bu dönem boyunca dünya proletaryasý ve emekçiler, mu-azzam birikimler elde ettiler. Sosyalizm, kapitalizm karþýsýn-da tüm yönlerden üstünlüðünü kanýtladý. En baþarýsýz sosya-lizm deneyimleri bile, en iyi kapitalist ülkelerden on kat, yüzkat daha demokratik, kültürel anlamda daha üstün bir yaþamyarattý. Ýnsanlýk sosyalizm sayesinde muazzam dönüþümleryaþadý. Yaþamaya devam edecektir. Emperyalizmin her ya-nýndan paslanýp çürümüþ olan zinciri, bir deðil bir çok yerdenkýrýlýyor.

Büyük insanlýk, Ekim Devrimi’nin ve Leninist parti-lerin gösterdiði yoldan, devrimci zor araçlarýyla, özlemlerininen büyüðüne, gerçek özgürlükler dünyasýna kavuþacaktýr.

Gündem

13

Page 12: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Büyük Ekim Devrimine iliþkin oldukça bilinen bir anekdotvardýr: Devrimin zaferi üzerinden tam yetmiþ gün geçmiþtir.Yetmiþbirinci günün sabahý Lenin gece boyunca yaðan kar-larýn üzerinde sevinçten yerinde duramaz. Merakla kendisiniizleyenlere þöyle seslenir: “Yaþasýn! Paris Komünü’nden bir-gün daha fazla yaþadýk.” Lenin’in kuruluþuna öncülük ettiðiSovyetler Birliði, yetmiþdört yýl boyunca ayakta kalmayý ba-þaracaktý.

Eski Rus takvimiyle 25 Ekim’de, yeni takvime göre7 Kasým’da Bolþevik kýzýl müfrezeler öncülüðünde, burjuva-larýn karargah kurduðu Kýþlýk Sarayý ele geçiren Rusya pro-letaryasý, koskoca bir çaðýn müjdesini veriyordu. Bu, kapita-lizmden komünizme geçiþ çaðýdýr. Geçiþ çaðý betimlemesiniiyi anlamak gerekiyor. Marx’ýn sözleriyle bu “koca çað”, tekbir ülke ya da ülkeler topluluðu için düþünülmemelidir. Sözkonusu olan, bütün dünya ülkelerini kapsayan bir geçiþtir.

Büyük Meydan SavaþýEmperyalizmle birlikte kapitalizm, bir dünya sistemi

halini aldý. Bir avuç emperyalist ülke, dünyanýn geri kalaný üze-rinde egemenliðini kurarken, ayný zamanda dünyanýn her alanýn-da kapitalizmi geliþtirdi. Sermaye her gittiði yerde kendi iþleyiþyasalarýný hakim kýldý. Tarih, tek bir ülke ile sýnýrlý olmayan, birdünya ve insanlýk tarihi seviyesine, en çok bu dönemde ulaþtý. E-ðer dünya tarihi kapitalizmden komünizme geçiþ için olgun birduruma gelmemiþ olsaydý, büyük Ekim Devriminin kaderi, bu ol-gunluða ulaþmayan bir tarihte ortaya çýkan Paris Komünü’ndenfarklý olmazdý. O soðuk kýþ sabahýnda karlar üzerinde gezinen Le-nin’in alýþýlmadýk sevincinin ardýnda, kuþkusuz bu derin kavrayýþvardý.

Tek baþýna hiçbir olay, -bu olay büyük bir devrim bile ol-sa-, insanlýk tarihine yeni bir sayfa açmaya yetmez. Ekim Devri-mini sonraki devrimlerin tümünü etkileyen büyük bir olay halinegetiren, kapitalizmin dünya çapýndaki geliþiminin komünizme ge-çiþ çaðý için koþullarý uygun hale getirmesiydi. Ekim Devrimi,geçiþ çaðýndaki bitmez tükenmez kavgalarýn ilk top atýþý oldu. Ýn-sanlýk, kapitalizmi aþmak, komünizme varmak yolunda bugünekadar onmilyonlarca savaþçýsýný feda etti. Ýkinci Paylaþým Sava-þýnda yalnýzca Sovyetler Birliði yirmi milyon insanýný kaybetti.

Kapitalizmden komünizme geçiþ çaðýný dünya çapýndadüþündüðümüzde, son onbeþ yýlýn geliþimi daha net anlaþýlýr. Ta-rih hiçbir zaman düz bir çizgide ilerlemedi; duraksamalar, hattabazen geri düþüþler ve nihayetinde her zaman büyük sýçramalarbiçiminde bir çizgi izledi. Bunu en iyi, feodalizmden kapitalizmegeçiþi kapsayan, yaklaþýk ikiyüz yýl süren burjuva devrimleri dö-neminde gözlemleyebiliriz. Eski toplumu temsil eden feodalizm,defalarca burjuvazinin elinden iktidarýný geri almayý baþardý. Fa-kat, eski toplum asla kendini restore etme iþini baþaramadý. Ýkti-darý yeniden elegeçirmeyi baþaran feodaller, attýklarý her adýmdakapitalizme geçiþe hizmet etmek zorunda kaldýlar. Bugün yaþa-nanlar, bir de bu kavrayýþla ele alýnmalýdýr. Leninist Parti bu ko-nudaki görüþlerini, “sosyalizm öldü!” çýðlýklarýnýn ortalýðý kapla-dýðý ve tüm bir devrim cephesini büyük bir ideolojik baský altýnaaldýðý 90’lý yýllarýn baþýnda dile getirmiþti. Sosyalist ülkelerde ya-þanan geri düþüþler, karþý-devrimcilerin iktidarý ele geçirmeleri,tarihin akýþýný deðiþtirmeye yetmedi. Karþý-devrimcilerin geçicizaferleri karþýsýnda moralleri yerlebir olanlar, sosyalizmin kapita-lizm karþýsýndaki yenilgisini ilan edenler hiç de az deðildir. Fakat,insanlýk tarihinin bütünü içinde oldukça kýsa sayýlmasý gerekenon yýl sonra, dünyanýn bütün kýtalarýnda sosyalizmin, devrimcigüçlerin muazzam atýlýmlarýna tanýk olmaktayýz. Bu durum tekbir gerçekle açýklanabilir: Kapitalizmden komünizme geçiþ çaðýsürüyor.

Ekim’in YolundaTarihin durdurulmaz akýþý içinde büyük dönüþümün en te-

YENÝ EVRE’DEYENÝ EKÝMLER

Gündem

12

Page 13: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

insanlara sýcak yaklaþan insanlar aslýnda onlarýn ger-çek düþmanlarý. Her zaman söylüyoruz, þu an dost o-lan omuz omuza birlikte çay içtiði arkadaþýdýr. Gece-leyin burada birlikte yattýðý arkadaþýdýr. Ayný ekmeðiyediði arkadaþýdýr, gerekince birlikte aç kaldýðý arka-daþýdýr. Yöneticiler, kurum idari amiri vs. bugün dostgibi davranýp sadece iþlerini yaptýrmanýn peþindeler.Sadece ve sadece bizden faydalanmak peþindeler. Ar-kadaþlara defalarca izah ediyoruz. Ücretsiz personelçalýþtýrýlmakta. Ücret vermeden þu anda içerde perso-nel çalýþtýrýyorlar. SSK primi ödemeden, sigortasýz iþ-çi çalýþtýrýyorlar. Bu noktalarda genel anlamda bir yý-ðýn hukuksuzluk var.Y.E. Mücadele Birliði: Buradaki iþçiler ortalama kaçyýllýk iþçi?PTT Ýþçisi: Buradaki iþçilerin en yenisi iki yýllýk iþçi.Y.E. Mücadele Birliði: Kadrolu iþçilerle taþeron iþ-çiler arasýnda ne kadar ücret farký var?PTT Ýþçisi: Kadrolu iþçiler 800 milyon maaþ alýyorlar, taþeroniþçilerse 290 milyon maaþ alýyorlar. Burada kimi iþçiler, 1 bu-çuk milyara yakýn maaþ almakta. Aradaki uçurum gerçektenyüksektir. Ayný iþi yapan memur anlamýnda deðerlendirmemekgerekir. Ýþçi bazýndan bakarsak 1 buçuk milyara 290 milyon gi-bi orantýsýz bir rakam vardýr. Kurum bunu kendi eliyle teþviketmektedir. Yöneticileriyle idari amirleriyle tamamýyla kendi e-liyle teþvik etmektedir. Y.E. Mücadele Birliði: Ýþ býrakmadaki temel talepler nelerdir? PTT Ýþçisi: Temeldeki talepler, öncelikle bizim hazýrlamýþ ol-duðumuz, haklý taleplerimizi içeren takým sözleþmesinin imza-lanmasý. Karþýlýklý güven ortamýmýz artýk kalmadý, bu noktadansonra onlarýn þifahen vermiþ olduklarý sözlere güvenmiyoruz.

Bize yýllýk izin vaat ettiler yýllar önce hiç birisi yerine gel-medi, kýdem tazminatý tazminatlarý verilmedi, hiçbirisi yerinegelmedi. Artýk biz onlarýn sözleriyle ya da sözleþmeleriyle ça-lýþmak istemiyoruz, biz karþýlýklý güven ortamý oluþturmak isti-yorsak, bu sözleþmeye imza koyalým. Arkadaþlarýmýzýn hakla-rýný verelim, bu noktadan itibaren bu þekilde çalýþalým dedik.Patron da her zaman olduðu gibi olumsuz cevap verdi. Biz de ozaman, emekten gelen gücümüzü kullanarak, üretimden gelen

gücümüzü kullanarak, -burasý için konuþuyorum- daðýtýmdangelen gücümüzü kullanarak iþ durdurduk.

Ayný zamanda baþka bir yasal sorun daha var, 21 gündürarkadaþlarýn günlük yevmiyeleri ödenmemektedir. 21 gündürarkadaþlarýn yevmiyeleri ödenmediði için de buradalar. Y.E. Mücadele Birliði: Anladýðýmýz kadarýyla ne PTT, ne detaþeron firma anlaþmaya sýcak bakmýyorlar. Ne yapmayý düþü-nüyorsunuz? Farklý eylemlere gidecek misiniz? Birkaç gün ön-ce Saraçhane’de yapýlan savaþ karþýtý eylemdeydiniz. Bunun dý-þýnda farklý eylemler düþünüyor musunuz? PTT Ýþçisi: En sonunda sesimizi kimse duymazsa PTT Bahçe-lievler Daðýtým önünde arkadaþlarýmýz kendini ateþe verecek yada baþka þeyler yapýlacak, ama burada bir ses duyulacak. Bura-daki zulmün bitmesi için, taþeronun talanýnýn sona ermesi için,her türlü ses getirecek eylem bizden beklensin. Bu noktadan iti-baren gerek medya kuruluþlarýyla, gerek kamu kuruluþlarýylakarþýlýklý güven ortamýmýz zedelenmiþtir.

Kimse bizim haklý taleplerimizi duymuyor, kulak týkýyor,bu noktadan sonra da bizim yapacaklarýmýz… bilemiyorum herþeyi yapacaðýz. Y.E. Mücadele Birliði: 21 gündür gece-gündüz buradasýnýz,herhangi bir destek alýyor musunuz?

PTT Ýþçisi: KESK’e baðlý Haber-Sen 9 No’lu þu-be baþkaný zaman zaman gelip moral-motivasyonanlamýnda görüþmeler yapýyor. Türk-Ýþ’e bað-lý Haber-Ýþ de gelip zaman zaman destek ver-diklerini söylüyorlar. Ben kendilerine de tees-süflerimi bildiriyorum. “Fiili olarak, içinizdengörevlendirdiðiniz 50 tane 100 tane arkadaþý-mýz bizimle burada birlikte beklerse, bize fiilidestek saðlarsanýz o zaman biz anlarýz. Yoksabiz sizin verdiðiniz çayla-þekerle ayakta dur-muyoruz. Bize moral lazým, motivasyon lazým.Gerçekten, bu direniþin içerisinde unsur ol-mak lazým, öðe olmak lazým. Bu direniþi dýþa-rýdan destekliyorumla bu iþ bitmez.” Süreklibunu söylüyoruz. Y.E. Mücadele Birliði: Son olarak söylemekistediðini bir þey var mý?PTT Ýþçisi: Sonuna kadar buradayýz.

Röportaj

11

Saraçhane’deki Savaþ KarþýtýEyleme PTT Ýþçileri de

Katýldý...

Page 14: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

“Vurulmuþum Daðlarýn kuytuluk

bir boðazýndaVakitlerden bir sabah namazýnda

Yatarým kanlý, upuzunDüþüm gecelerden karaBir hayra yoraným çýkmaz

Caným alýrlar ecelsizSýðdýramam kitaplaraÞifre buyurmuþ bir paþaVurulmuþum

Hiç sorgusuz, sualsiz”…

Tokat’ýn Zile ilçesi Yaylayolu Köyücivarýnda çýkan çatýþmada dört

MKP-HKO gerillasý ölüm-süzleþti: Cemal Keser,Zeynel Aslan, Kenan Kö-þedeniz ve Erol Baþtuð.

Uðruna tüm yaþamlarýný verdikleri mücadele içerisinde ö-lümsüzlük yataðýna uzanýrken geride kalanlara devrim için ya-þanmýþ bir yaþamýn deðerlerini býraktýlar. Uzun süren devrim-cilik yaþamlarýnýn en önemli süreçlerinden alýnlarý dik çýkmayýbaþarmýþ olan gerillalar, düþmanla girdikleri son çatýþmada dayiðitçe dövüþmüþ ve devrim sayfalarýna adlarýný yazdýrmýþlar-dýr.

Onlar daðlara sevdalý devrimcilerdi. Belki de en büyük

hayalleriydi daðlara gidip, orada savaþarak ölümsüzleþmek… Hiç-bir þey onlarý hayallerini gerçekleþtirmekten alýkoyamadý.

Umut adýnda bir gülümseyiþ býraktýlar arkalarýnda. Dostça pay-laþýlmýþ anýlarý, hiç unutulmayacak olan paylaþýmlarý… Gülüþlerinebin kurþun sýkýlmýþ da olsa, umuda kurþunun iþlemeyeceði günler-deyiz artýk.

Anýlarý önünde saygýyla eðiliyoruz.

Zafere kadar daima!

Sevgili Cemal,Dursun’un ölümsüzlük haberinden sonra senin de ölümsüzleþ-

tiðinin haberini aldýk. Ýkinizin de gülüþleri ayrý ayrý öyle yer etmiþki belleðimizde, onlarýn solabileceðini bir an bile düþünmedik. Si-zinle bir gün yeniden kucaklaþýp, konuþamamanýn, birlikte aðýz do-lusu gülüþüp söyleþememenin acýsý çöreklendi içimize. Ama hep a-ramýzda olduðunuzu bilmelisiniz. Zaten ölümsüzlük, insanýn doðalyaþamýnýn sona ermesinden sonra baþka yüreklerde yaþamaya de-vam etmesi deðil midir? Siz bizimle beraber yaþamaya devam edi-yorsunuz. Biz sizin yerinize de mücadele etmeye devam ediyoruz.Sizin uðruna canýnýzý verdiðiniz devrimi gerçekleþtirdiðimizde yineomuz omuza halaya duracaðýz.

O büyük gün geldiðinde yine dostça kucaklaþýp anýlarý yadede-ceðiz. Daima…

Zindandan Bir Arkadaþý

Zindanlar14

Zindanlarý Yýkacak, ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ!

Hafýzasýný yitirse de, devrimci bir tutsaðýn teslim alýnmaya kar-þý direncini, devrime, partiye ve yoldaþlarýna baðlýlýðý en canlý, ensomut, en içten haliyle anlatan TKEP/L davasý tutsaðý Ölüm Orucusavaþçýsý Ergül Çiçekler’in* yoldaþýna yazdýðý satýrlarý okurlarýmýz-la paylaþmak istedik. Ýþte o satýrlardan kýsa bir bölüm:

“Merhaba,Birkaç gün önce yolladýðýn mektubu aldým. Daha doðrusu,

mektup, kaðýtlar ve þiir kitabýný. Tüm hepsi için teþekkür ederim. Bi-liyorum, bunlarý karþýlýksýz yaptýnýz, ama ben yine de sizlere, birþeyler göndermek isterdim, maalesef burada sizlere layýk bir þeyyok.

Mektubun önümde, okuyarak yazýyorum, baþka türlü yazamýyo-rum.

Saðlýðýmý sormuþsun, iyi olduðumu düþünüyorum. Doktorlar,daha doðrusu profesörler, bana 80 yaþýma gelsem de artýk hafýzamýdüzeltemeyeceðimi, düzelmeyeceðimi söylediler. Bildik bir tedavisiyokmuþ. Bu biraz moralimi bozdu. Ama yanýp yýkýlacak kadar da a-ciz deðilim. Çünkü piþmanlýk duyacaðým bir þey yok. Ayrýca, belkidiyeceksin, ‘bilim yanýlmaz’, bundan emin deðilim, ama profesördoktorlar da yanýlýr. O, konformist teslimiyetçi profesörlerin düþün-cesi. Ben bir gün mutlaka beynimi düzelteceðim. Bu benim, benimleolan kavgam. Unuttuklarýmý hatýrlayacaðým ya da en azýndan unut-tuðum þeyler ne, onu bileceðim. Hayýr, böyle de yaþanýr, ama benbunu tercih etmemeliyim. Bir gün, ama mutlaka bir gün, yine nor-

mal bir insan gibi uyanacaðým. Çalýþma ortamýndan bahsetmiþsin, çok güzel bir ortammýþ, sý-

cak sohbet, çalýþma. Ben çok fazla sizinkine benzer ortamlarda bu-lunduðumu söyleyemeyeceðim. Ben kapalý ortamlarda çalýþmayý hiçsevmem ve bundan dolayý da beceremem. Ama gene de sizlerin ya-nýnda olmayý çok isterdim.

(…)Biliyor musun, sizlere yazmak hem çok güzel, hem de çok zor.

Bana hem çok yakýnsýnýz ama hem de çok uzaksýnýz. Hem sizlerinduymak istediklerini hem de benim söylemek istediklerimi yazamý-yorum. Elimde deðil, üzgünüm demek yetmiyor, ama daha ne diye-bilirim ki… Bir ara verdim…

Yolladýðýn kitabý (Mavi Atlasa Kýzýl Þeritler Çektik) okumayabaþladým. Tabii kýsa kýsa þiirleri ezberleyebilir miyim, sanmýyorum.Ama Önsöz’ünü beðendim. Belki bana bir süre sonra bir þeylerçaðrýþtýrýr. Ýçindeki þiirleri daha önce görmedim -en azýndan hatýr-lamýyorum-. (…) kitap güzel olmuþ, þu an elimde, bakýyorum. Sade-ce aklýmdan geçti, kitabýn arasýna 5-10 tane kara kalem vb. siyahbeyaz çizimler koysaydýnýz, sanki daha da güzel olurdu diyebilirim.

(…)”

*Ergül Çiçekler, 2 hafta önce Bakýrköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Has-tanesi’nden tekrar Kandýra F Tipi Cezaevi’ne götürülmüþtü. Yapýlan müda-hale sonucu þu an son on yýlýný ve Ölüm Orucu eylemini hatýrlamayan Er-gül Çiçekler, günlük olaylarý da bir günden uzun süre hafýzasýnda tutamýyor.

Kolektif Bilinç Asla Yokolmaz!

O BÜYÜK GÜN GELDÝÐÝNDE YÝNE DOSTLUKLA KUCAKLAÞACAÐIZ

Page 15: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

14 Eylül 2001 akþamý, radyodan haberleri dinliyoruz. “KüçükArmutlu’ya Saldýrý!” bu haber hepimizi dehþete düþürüyor. K.Ar-mutlu’ya, Ölüm Orucu eylemine devam ederken ölümsüzleþen Ü-müþ Þahingöz’ün cenazesini bahane ederek saldýrýyor devlet...

Haberler devam ediyor... “Armutlu’ya giriþ çýkýþ yapýlamý-yor”diyor radyodaki spiker. Ne yapmalýyýz diyoruz? Soran gözlerlebirbirimize bakýyoruz. Hepimizin yüzünden ayný ifade okunuyor.“Ne olursa olsun oraya gitmek!”

Hiç vakit kaybetmeden yola çýktýk, yanýmýzda oralarý bilen biryoldaþla. Uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Armutlu’ya girebil-dik.

Gece yarýsý... Barikatlar baþýnda ateþler yakýlmýþ, yeni bir saldý-rý bekliyor herkes. Biz de kendimizi tanýtýp omuz omuza düþmanlasavaþmak için geldiðimizi söylüyoruz. Ölüm Orucu evi önündekinöbet çok çabuk geçiyor, gün doðuyor...

Barikat sorumlularýndan Sultan’la konuþuyoruz, orada kalýpbarikatlarda birlikte savaþmak istediðimizi söylüyoruz. Bizi ikincibarikata götürüyor Sultan. Leninistler olarak barikatlarýn arkasýndayerimizi alýyoruz.

Mahallenin giriþinden itibaren belirli aralýklarla kurduk barikat-larýmýzý. Biz mahallenin giriþindeki ikinci barikattýk. Daha sonradanbarikatlarý numaralandýrdýðýmýzda adýmýz Ýkinci Barikat olarak kal-dý. Eðer düþman Ölüm Orucu eyleminin yapýldýðý evlere Armut-lu’nun merkezinden girmeye kalksaydý, onlarýn karþýsýna çýkacak o-lan ikinci engel biz Leninistlerdik. Ölüm Orucu eylemcilerine deyaklaþýk 500 metre uzaklýktaydýk. Hemen organizasyon yapýlmýþtý.Siper yoldaþlarýmýzla ortak bir ekiptik orada. Barikat komutanýmýzçok genç bir siper yoldaþýmýzdý.

Gün içinde iri taþlar topluyor barikatý güçlendiriyor, yollara de-mirler geriyor, çukurlar kazýyor, molotoflar, sapanlar hazýrlýyor, taþatma, hedef vurma çalýþmalarý yapýyorduk. Polis sýk sýk keþif ve ta-ciz uçuþlarý yapýyordu üzerimizde. Neredeyse evlerin çatýsýna deðe-cek denli yaklaþýyordu barikatlarýn üzerine. Polis helikopterlerininsesleri duyulduðu anda yüzlerimiz maskeli, halaya duruyorduk düþ-mana karþý.

Akþam olduðunda iþlerinden evlere dönen iþçi-emekçi halk, ba-rikatlarýmýza misafir oluyorlardý. Birlikte sohbet ediyor, yakýlan ateþetrafýnda türküler, marþlar söylüyorduk. Barikatlardaki dördüncügünümüz 15 Eylül’de, Ölüm Orucu savaþçýlarýna yapýlan saldýrýyýprotesto etmek için zindanda feda eylemi yapan Ölüm Orucu savaþ-çýsý Ýbrahim Erler’in ölümsüzleþtiði haberi gelmiþti. Bu haber, tümbarikatlarda saygý duruþu ve sloganlarla karþýlandý. Akþam saatlerin-de de K.Armutlu halký barikatýmýza geldiðinde, Ýbrahim Erler içinbiz Leninistler de bir anma yaptýk. Küçük bir konuþmanýn ardýndansaygý duruþunda bulunularak sloganlar attýk.

22 Eylül’de K.Armutlu halkýyla görüþmeler yapan polis, bari-katlarýn kaldýrýlmasý halinde buraya saldýrmayacaklarýný, polis gücü-nü de geri çekeceðini söylüyordu. O gün akþamüzeri anlaþmanýn

yapýldýðý ve barikatlarýn söküleceði haberini aldýk. Bu bizim için an-laþýlmasý mümkün olmayan bir durumdu. Çünkü düþmana güvenil-mezdi. 19 Aralýk’tan 3-5 gün önce F tiplerine geçiþin ertelendiðinisöyleyen, ardýndan en kanlý katliamla tutsaklarý onlarca ölü, yüzler-ce yaralýyla F tiplerine götüren düþman, ayný düþmandý. Ölüm Oru-cu savaþçýlarýný koruyan en büyük engel olan barikatlarýn sökülme-si, eylemcileri ve refakatçileri düþmanla yüz yüze býrakmak demek-ti. O akþamüstü, her taþýný ellerimizle yaptýðýmýz barikatýmýzý sök-tük. Diðerlerini de… yollara özel olarak daðýttýðýmýz taþlarý temizle-dik…

Barikatlar kalktýðý için sürekli orada kalmamýzý gerektirecek birþey kalmamýþtý, ayrýldýk… Sürekli gidip geliyor, K.Armutlu’yu biz-siz býrakmýyorduk.

Armutlu’da Katliam!5 Kasým’da Armutlu’ya panzerler, gaz bombalarý, uzun namlu-

lu silahlarla saldýran polis 19 Aralýðý aratmayacak bir katliam ger-çekleþtirdi. Ölüm Orucu savaþçýsý Arzu Güler, barikat sorumlusuSultan Yýldýz, refakatçi Barýþ Kaþ, 96 Ölüm Orucu savaþçýsý BülentDurgaç bu alçakça saldýrýda katledildiler.

Orada siper yoldaþlarýmýzla olamamak... Yiðit Sultanýmýzýn ya-nýnda, arkamýza alamamak Ölüm Orucu savaþçýlarýný... Onlar gibigöðüsleyememek ölümü... Canýmýzý çok yaktý, yüreðimizi daðladý...

Yine Armutlu’dayýz, ama bu sefer yanýp yýkýlmýþ evin önündeboþ kovanlara, gaz bombalarýna bakýyoruz.... Birkaç gün daha oradakaldýktan sonra gidiyoruz.

Yine bir haber... “Armutlu Ölüm Orucu evine saldýrý!”13 Kasým sabah saat 06:40’da yeni bir katliam için kollarý

sývadý faþist devlet güçleri. Gaz bombalarýyla uzun namlulu si-lahlarýyla Ölüm Orucu evine saldýrýyorlar. Demir kapýsýný kýra-rak içine girdikleri evde Ölüm Orucu savaþçýlarý ve refakatçile-rine vahþice saldýrarak gözaltýna alýyorlar.

Öðlen saatlerinde de Alibeyköy Ölüm Orucu evinin ablu-kaya alýndýðýný duyuyoruz... Alibeyköy’e yetiþebiliyoruz. Ö-lüm Orucu savaþçýsý Aydýn Hambayat dýþarýda bulunan halkabir konuþma yapýyor ve evde bulunan diðer Ölüm Orucu sa-vaþçýlarýyla aþaðýya iniyorlar. Ölüm Orucu savaþçýlarý ve refa-katçileri gözaltýna alýnýyor burada da.

DGM önünde bekliyoruz. Gözaltýna alýnan Ölüm Orucusavaþçýlarý hastaneden getiriliyor az sonra. Zýlgýtlar ve alkýþlar-la karþýlýyoruz onlarý. DGM’de görülen duruþma sonrasý Ar-mutlu ve Alibeyköy Ölüm Orucu evinde bulunan savaþçýlar-dan çoðu tutsak alýnýyor. Bu saldýrýdan sonra Armutlu ve Ali-beyköy’de Ölüm Orucu eylemi bitiriliyor.

Ýstanbul’dan Leninistler

Zindanlar15

ARMUTLU BARÝKATLARINDAN...

Page 16: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

19 Ekim’de Irak’ta iþgale ve asker gönderilmesine karþý bir ey-lem düzenlendi. Irak’ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu’nun tertipledi-ði eylem, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi binasýnýn önünde yapýla-caktý ve sonrasýnda Beyazýt’a yürünecekti. Ancak polisin izin ver-memesi üzerine, inisiyatif eylemi Saraçhane Parký’na çekti. Yani ka-palý bir alana… Zaten Irak’ta Savaþa Hayýr Koordinasyonu’nun dü-þündüðü tek þey basýn açýklamasýydý. Açýklamayý yapýp, bir an önceeylemi bitirmeyi düþünüyorlardý. Daha önce Koordinasyon’u oluþ-turan bileþenlerin yapmýþ olduðu toplantýda getirileceði söylenenkitle getirilmediði için Beyazýt’a yürüyüþ, Koordinasyon’un günde-minden tamamýyla çýkmýþtý. Kazasýz belasýz eylemi kotarmýþ olma-yý istiyorlardý.

Mücadele Birliði Platformunun, DEHAP, Haklar ve Özgürlük-ler Cephesi (HÖC), Devrimci Hareket, EMEP, direniþteki PTT iþçi-leri, Baðýmsýz Devrimci Sýnýf Platformu (BDSP)’nun katýldýðý ey-lem, polisin yoðun ablukasý altýnda sloganlarla baþladý. Biz, Müca-dele Birliði yazan pankartýmýz, Deniz Gezmiþ posterlerimiz, “De-nizlerin Yolunda DÖB Saflarýna” yazan afiþlerimizle, sloganlarýmýz-la eyleme baþladýk.

Yaklaþýk 500’ün üzerindeki kitleye polisin saldýracaðý, eyleminbaþýndan itibaren belli olmuþtu. Sermayenin kolluk güçleri; gazmaskeleri, çevik polisi, köpekleri ve 19 Aralýk’ta devrimci tutsakla-ra karþý kullanýlan biber gazlarýyla kitleyi ablukaya almýþtý. Kitlenintoplandýðý yer ise, onlarýn gökte arayýp da yerde bulduklarý cinsten,tam bir kapandý. Ýnisiyatifin okuduðu basýn açýklamasý sloganlarlasýk sýk kesildi. Basýn metni okunduktan sonra polislerde bir hareket-lilik görüldü. Saldýrý baþlayacaktý. Biz de faþizmin anladýðý dillekarþýlýk vermek için sopalarýmýzý hazýrlamýþtýk. Az önce tüm sesle-riyle slogan atan EMEP’liler, polisin hareketliliðini görünce kitleninarkasýndan kaçmaya baþladýlar. Polis telsizlerinde ise “daðýlmalarý-na izin vermeden etkisiz hale getirin” talimatý gelmiþti. Ve özellikleMücadele Birliði pankartý arkasýndakileri göstererek “bunlarý alýn”diyorlardý. Reformistler ve oportünistler gerçek yüzlerini gösterip

kaçarken, polis, özelliklebizi hedef alarak saldýrýyabaþladý. Kitlenin polise ar-kasýnýn dönük olmasý yü-zünden, saldýrý baþlayýncaizdiham oluþtu. Bir de yo-ðun biber gazý sýkýlýnca negörebiliyor, ne karþýlýk veri-yor ne de nefes alabiliyor-duk. Bu kargaþada bir deçýkacak yerin olmamasý,kitleyi dar bir alana sýkýþtýr-mýþtý. En baþýndan beri po-lisin planladýðý olmuþtu.Tesadüfi olarak kitlenin sý-kýþtýðý demir parmaklýktabir açýðýn bulunmasýyla,kitle buradan kurtuldu vesokaklara daðýldý. Bu aradatüfeklerle atýlan gaz bombalarý bir okurumuzun elbisesini delerekyaralanmasýna yol açtý. Elbisesinin kalýn olmasý hayatýný kurtarmýþ-tý. Ancak burjuvazinin güvenliðinden sorumlu polisler, kitlenin arasokaklarda birleþebileceði korkusuyla Unkapaný’ndan Eminönü’nekadar panzer desteðiyle daðýlan kitleyi kovaladý.

Kitlenin büyük bölümünün devrimci çevrelerden olmasýna rað-men tertip komitesinin eylemde devrimci bir nitelikten yoksun ta-výrlar göstermesi kitleyi çaresiz býraktý. TC’nin faþist karakteri gö-zardý edilerek, eylemin sadece bir basýn açýklamasý kalýplarýna so-kulmasý, en geniþ birliktelik söylemiyle Özgür-Der gibi gerici-fa-þistlerin Koordinasyon içerisinde olmasý ve eyleme gelmemesi, tümgüçleriyle eyleme katýlacaklarýný belirtenlerin 30 kiþiyi bulmayansayýyla katýlmasý, bir an önce açýklamanýn okunup eylemin bitiril-mek istenmesi vb. etkenler geliþmelerin seyrini belirledi.

Sermaye, kolluk güçlerinin uygulamalarýyla savaþa karþý eyle-me geçenlere nasýl davranacaðýný bir kez daha gösterdi. Biz de em-peryalist savaþý ancak kendi burjuvalarýmýzý devirerek önleyebilece-ðimizi göz önüne alarak, bu tarz eylemlerde faþizme anladýðý dilden,devrimci zoru kullanarak cevap vermeli ve kendimizi bu yönde ge-liþtirmeliyiz. Koordinasyona gelince; devrim ve iktidar hedefli birbirliktelik yerine, kýsmi haklar için en geniþ birlikteliðin getirdiðisonuç budur…

EMPERYALÝST SAVAÞI DEVRÝM ÖNLER!BÜTÜN NAMLULAR ÝÞGALCÝLERE VE Ý

ÞBÝRLÝKÇÝLERÝNE!

SARAÇHANE KAPANINDA EYLEM

Eylem

16

Page 17: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

12 Eylül 1980 darbesinin hemen ardýndan kurulanYÖK’ün, 1980’li yýllardaki en büyük icraatý, akademikyaþamýn resmi ideolojinin ihtiyaçlarý doðrultusunda yeni-den yapýlandýrýlmasý oldu.

12 Eylül askeri faþist darbesini izleyen dönem ve as-keri iktidarýn geride býraktýðý faþist yasalarýn etkisi altýn-daki üniversitelerin sýnýfsal iþlevine baktýðýmýz zaman, sö-mürü iliþkilerinin sürmesi ve toplumun sýnýflara bölün-müþlüðünün yeniden üretilmesine hizmet ettiðini görürüz.YÖK, faþist TC’nin, komünist düþünceyi sindirebilmek,devrimci öðrenci hareketlerini bastýrabilmek, üniversitele-ri (öðrencileri) tam hakimiyeti altýna alabilmek ve ege-men sýnýfýn ideolojini yaygýnlaþtýrmak amacýyla yarattýðýkuruntulardan biridir.

‘YÖK’e Hayýr’ gibi sloganlarla her 6 Kasým’da eylemyapan reformistler; dün olduðu gibi bugün de sorunu, ka-pitalist sistemin yalnýzca bir parçasý olan eðitim sisteminebaðlamaktadýrlar. YÖK’ün kaldýrýlmasýyla, üniversitelerinözgürleþeceðini, böyle bir sistemde parasýz eðitiminmümkün olabileceðini ve bunun gibi bir çok ufak kaza-nýmlarla sorunlarýn çözüleceðini sanmaktadýrlar. Oysa kisorun; parçada deðil, bütünün kendisindedir.

Üniversitelerde verilen eðitim, öðrencilerin beyinleri-ni iþe yaramayan boþ bilgilerle doldurup, boþ insanlar ya-ratmaya yöneliktir. Ticarethaneye dönüþtürülmüþ bu ku-rumlarda burjuva ideolojiyi benimseyen bazý öðrenciler,bir yandan sistemi þikayet ederken, diðer taraftan da kapi-talist sistemin yüklemiþ olduðu ‘kar hýrsý’ bilincini geliþ-tirmektedirler. Daha iyi bir yaþam adýna planladýklarý þey-ler, yarýn birçok insanýn daha aç kalmasý demek oluyor.Asýl amaçlarý kendi yaþamlarýný güvence altýna almak o-lan bu insanlarýn, kendi bitmeyen çeliþkileriyle yok olma-ya yüz tutmuþ bu sisteme baðlýlýklarý, kendi burjuva sýnýfkarakterleri sonucudur. Ama bu kesim, öðrenciler arasýn-da çoðunluk deðildir. Üniversitede baþka sýnýflarýn çocuk-larý olduðu gibi, kiþisel yetenekleriyle, zorlukla da girmiþolsalar, emekçi halk çocuklarý da var. Her geçen gün üni-versite kapýlarý bu kesime daha çok kapanýyor. Çünkü ü-niversitede okuyabilmek, baþlý baþýna bir maddi yük geti-riyor.

Bugünün üniversite öðrencileri, yarýnýn yaþamdan ko-vulmuþ diplomalý iþsizleri olduklarýnda, öfke ve isyan, ar-týk vazgeçilmez bir öðe olarak kendini gösterecektir.

Bizler, Denizlerin yolundan devam ederek, bize býra-kýlmýþ olan bu kavgayý en iyi þekilde temsil etmeliyiz.Bulunduðumuz üniversitelerde DÖB’leri kurmalý, çalýþ-malarýmýzý buna göre þekillendirmeliyiz. Emperyalist-ka-

pitalist sistemin varlýðýný koruyabilmek için, var gücüylesaldýrdýðý bu günlerde tabi ki baskýlar devrimci öðrencilerüzerinde de yoðunlaþmaktadýr. Öðrenciler bugün alanlaraçýkýp yalnýzca akademik özgürlükleri için savaþmamalýdýr.Çünkü bu sistemde her hak, geri alýnmak üzere veri-lir. Ýþte bu yüzden; “Politik Özgürlük KazanýlmadanAkademik Özgürlük Kazanýlamaz” þiarýyla öðrenci-ler, proletaryanýn yanýnda yer alarak eylem alanlarýnýdoldurmalýdýrlar.

Öðrenciler olarak, DÖB çalýþmalarýmýzý hýzlan-dýrmalýyýz. Her yeni günde devrimi en iyi þekilde ör-gütlemeliyiz. Faþist TC ve onun temeli bu sisteme,zindanlar üzerinde yürütülen katliam politikalarýna,açlýða, yoksulluða, sömürüye karþý, Leninist saflardayerimizi alýp en iyi þekilde savaþmalýyýz!!!

DEVRÝM BÝZÝZ BÝZ DEVRÝMÝZ!HALKLAR VE TUTSAKLAR ÖZGÜRLEÞMEDEN

ÖÐRENCÝLER ÖZGÜRLEÞEMEZ!AN ÞOREÞ AN MIRIN!

Akdeniz DÖB

Gençlik

17

Sorun Eðitim Sisteminde Deðil,

KAPÝTALÝST ÜRETÝM SÝSTEMÝNÝN KENDÝSÝNDEDÝR

Page 18: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Kapitalist bir düzende yaþamak zorundaysanýz, sorunlar hep ay-nýdýr. Sömürülürsünüz. Emeðinizin karþýlýðýný asla alamazsýnýz. Bumektubumda, kendi çalýþtýðým fabrika dýþýnda baþka olaylardan,baþka geliþmelerden, kapitalizmin nasýl öldürdüðünden bahsetmekistiyorum.

Faþizm, her gün biraz daha aðýrlýðýný ve vahþiliðini hissettiriyor.Bu durumda bizlerin iþini biraz daha kolaylaþtýrýyor. Çalýþtýðým fab-rikada bilinçsiz ya da geri bilinçli iþçiler büyük çoðunlukta ama budurum beni hiçbir zaman umutsuzluða itmedi. Çünkü faþizm, onlarýbize doðru, komünizme doðru itti, itmeye de devam ediyor. Onlarda görüyorlar ki kapitalistler din, dil, ýrk ayrýmý yapmadan sömürü-yorlar.

Her þey o kadar açýk ki yoldaþlar, kapitalist düzen yalnýzca sö-mürmüyor, ayný zamanda öldürüyor da. Ýþte size bunlardan birkaçörnek. Fabrikalardan birinde bir iþçi arkadaþýmýz, yüksek bir yerdendüþerek hayatýný kaybediyor. Yanýnda kimse yok ve düþtüðü yerse,hareketli bir insanýn düþebileceði yer deðil. Herkes hayret ediyor. Ö-lümünün sebebiyse çok geçmeden anlaþýlýyor. Anne mezarda aðlar-ken, patron geliyor ona patronu gösteriyorlar. Anne patronun üzerineyürüyerek þöyle sesleniyor, “Katil herif, yavrumu sen �ld�rd�n, o i�iyapacak kimse yok muydu? Yavrumu yast���na ba� koymadan gerig�t�rd�n. �imdi rahat m�s�n?” Kapitalistlerin sürekli istedikleri birþey var. Az iþçiyle çok iþ. Öyle ki; elektrikçi ve makinist gibi iþçileralternatifsizdir. Bu sistem yeni kölelik yasasýyla daha da yaygýnlaþtý.Bu iþçiler mesaili çalýþtýðý zaman 12 saat mecburi çalýþýrlar, dahasonra ya fabrikada uyurlar ya da herhangi bir arýza sýrasýnda saatkaç olursa olsun, evlerinden çaðrýlýrlar. Bu þekilde çalýþan iþçiler deister istemez çalýþýrken uyurlar, ya elektrik çarpar ya makine sýkar yada yüksekten düþerler.

Bir baþka fabrikada bir arkadaþýmýz iþyeri hekimine (sözderevir) gidiyor. Ýþçilerin deyimiyle “Veteriner hekim” Bu doktorlar iþ-yerine geldiklerinde ettikleri yemini dýþarýda unuturlar. Ýþler sýkýysa,kadrolarýn darlýðý nedeniyle hastaneye sevk etmezler. Arkadaþýmýzçýkýp þikayetini anlatýyor. Doktor teþhisi koyuyor, “tansiyonun var,kendine iyi bakmýyorsun” diyor. Adýný ezberlediði birkaç ilaçla du-rumu idare ediyor. Arkadaþýmýz sýk sýk doktora gidiyor. Onlarýn gö-zünde bu iþçi sýk sýk arýza yapan bir makina haline geliyor, o yüzdenhemen elden çýkarmak gerekiyor. Öyle de yapýlýyor, 17. maddedeniþlem yapacak oluyorlar fakat son bir iyilikle(!) kendisinin istifa et-mesi isteniyor. Baþka bir iþ bulma umuduyla çaresiz kabul ediyor.Çok geçmeden arkadaþýn ölüm haberini aldýk. Dýþarýda gittiði dok-

tor kan kanseri olduðunu, ancak tedavi için çok geç kaldýðýnýsöylemiþ.

Bunlar sadece birkaç örnek, iþ kazasý adý altýnda nice iþ-çiler katlediliyor, nice cinayetler iþleniyor ve biz duyarsýz kalýr-sak bu cinayetlere çanak tutan bizler olacaðýz. Bu katil düzenebir son vermek için, kapitalizmi öldürmek için mücadelemizehýz vermeli, daha fazla okumalý, okutmalý, bilinçlenmeli ve bi-linçlendirmeliyiz. Ben buna inanýyorum. Komünist þair NazýmHikmet’in de dediði gibi “Ya �l� y�ld�zlara hayat� g�t�rece�iz,Ya d�nyam�za inecek �l�m.”

Evet yoldaþlar, her geçen gün bozuk düzenin farkýna va-rýp, yeni arayýþlar içine girenlerin sayýsý çýð gibi büyüyor. Onla-ra doðruyu, güzeli ve özgürlüðü komünizmin getireceðini an-latmak, biz komünist iþçilere düþüyor.

Bir baþka mektupta buluþmak umuduyla. Tüm MücadeleBirliði çalýþanlarýný ve tüm yoldaþlarý en içten komünist duygu-larýmla kucaklýyorum..

Ya Devrim Ya ÖlümÝzmir’den Bir Ýþçi

Okurlardan

18

Sermaye sýnýfýnýn kendi düzenini devam ettirebilmek içinbaþvuramayacaðý þiddet ve vahþet yoktur. Geçmiþten günümüzebakýldýðý zaman, bunun çok belirgin örneklerini her alanda gör-mek mümkün. 12 Eylül faþist darbesinden bu yana, burjuvazininsaldýrdýðý ve en gerici kesimlerinin kadrolaþmasýnýn saðlanmasý i-çin özel politikalar ürettiði alanlardan biri de üniversiteler oldu.Burjuva ideolojinin yeniden üretimi, teorik üretim ve çað dýþý eði-tim ekseninde gündeme gelen üniversite, rejimi üretmeye çalýþýr-ken, kendisini hýzla tüketti. Baþta iþçi sýnýfý olmak üzere bütün e-zilenlere ve sýnýf bilinçli eðitim emekçilerine kapýlarýný kapatan ü-niversite, gericiliðin farklý kesimleri arasýndaki rekabetin ve bili-sizliðin kalesi oldu.

Üniversite öðrencileri çok iyi bilmelidir ki; üniversitelerinesas misyonu burjuva sistemin ideolojisine ve etiðine katký sun-mak ve bu ideoloji ve etiðin taþýyýcýsý olmaktýr. 1970 ve 80’lerdeüniversite içinden iþçi sýnýfý hareketine gelen destek, egemenler ta-rafýndan unutulmadý. 12 Eylül 1980’den bu yana uygulamaya so-kulan yasal ve yönetsel tedbirlerle devlet üniversiteler üzerindeyoðunlaþtý. Üniversitelerin toplumsal ve politik iþlevleri egemensýnýf için yeniden düzenlendi.

Bu koþullarda halen kalkýp mücadele vermemek, bunu red-detmek, burjuvazi safýnda yer almak demek deðil midir? Sadecekendi sorunlarýmýzla ilgilenecek kadar bencil miyiz, yoksa tüm in-sanlýðýn kurtuluþu için mücadele edebilecek kadar onurlu mu?Durup iyice düþünmek gerekiyor. Çok önemli bir süreçten geçtiði-miz bu dönemde, emperyalist-kapitalist sistemin saldýrýlarýný ol-dukça yoðunlaþtýrdýðý bu zamanda, bizler öðrenciler olarak acabaüzerimize düþen sorumluluðun ne kadarýný yerine getirebiliyoruz?

Öðrenci gençlik bunun bilincine varmalýdýr. Çünkü sorunlarsadece eðitim sisteminde deðil. Eðitim, sadece bu kapitalist siste-min bir parçasý. Ve hiçbir zaman sorun, parçalarý yok ederek çö-zülemeyecektir.

Bizler üstümüze düþen görevi en iyi þekilde yapmalýyýz. Ka-pitalist sistem her alanda yok oluþunu önlemek için var gücüylesaldýrýyor. Bu saldýrýlara karþý kayýtsýz kalmamalýyýz. Korkularý,kaybedecek þeyleri en üst düzeydedir artýk.

Bu savaþýmý bilmek yetmemeli tabii ki, savaþýn nasýl kaza-nýlacaðýný da bilmek gerekir.. Bulunduðumuz alanlara göre pratikçalýþmalarýmýzý belirlemeli ve disiplinli bir þekilde yerine getirme-liyiz. Çoðu þeyler için öngörüde bulunmak veya yorumlamak bizitatmin etmemeli, bizler çözümler üretebilecek, bir þeyleri örgütlüçalýþmayla deðiþtirebilecek inanca ve bilince sahip olmalýyýz.

Devrimci Öðrenci Birliklerini kurarak örgütlenmeli, bu örgüt-lenmelerle yaþamýn her alanýnda sömürüye karþý durmalýyýz. Ýþçive emekçi sýnýfýn safýnda yerimizi almalýyýz. Yapýlan bunca katlia-ma, zulme, zindanlarda gösterilen insanlýk dýþý muamelelere, bü-tün bunlarýn kaynaðý olan emperyalist-kapitalist sisteme karþý dev-rim ve komünizmin zaferi için hep birlikte savaþmalýyýz.

HALKLAR VE TUTSAKLAR ÖZGÜRLEÞMEDENÖÐRENCÝLER ÖZGÜRLEÞEMEZ!

Akdeniz’den DÖB’lü Bir Öðrenci

ÖÐRENCÝLERSÝSTEMÝN KALBÝNÝ

HEDEFLEMELÝ

KAPÝTALÝZM ÖLDÜRÜRKAPÝTALÝZMÝ ÖLDÜRELÝM

Page 19: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Kapitalist ekonominin ulaþmýþ olduðu geliþme düzeyininemperyalist bir nitelik kazandýðý 20.yüzyýl, insanlýða “tarihinbayramlarý”, devrimleri hediye etmiþtir. Dünya proletaryasý veemekçi halklar, iki büyük emperyalist paylaþým savaþýnýn ya-rattýðý acýlarý, bayram günlerinin coþkusuyla sevincedönüþtürmesini bilmiþtir. 20. yüzyýl, proleterdevrimlerle baþlattýðý devrimci dönüþüm çaðý-ný devam ettirmesi ve kapitalizmden komü-nizme geçiþ çaðýný baþlatmasý için, tarihsahnesindeki yerini 21. yüzyýla býrak-mýþtýr. 21. yüzyýl, koca bir yüzyýlýn bi-rikimiyle ve son on yýlýn biriktirdiðigüçle, sýçramalý geliþim dinamiðineuygun olarak tarih sahnesindeki ye-rini almýþtýr.

“Yüzyýllarýn yüzü yýllarýn yü-zünden meydana gelirmiþ.” 21.yüzyýlýn nasýl bir yüzyýl olacaðýnýþu kýsacýk birkaç yýla bakarak an-lamak mümkündür. Neler sýðmadýki bu birkaç yýla... Seattle’dan Ce-nova’ya sýçramalý geliþim gösterenuluslararasý anti-kapitalist hare-ket... Latin Amerika, Asya ve Afri-ka’da gerçekleþen açlýk isyanlarý...Avrupa’nýn göbeðinde dev grevler...Milyonlarýn alanlarý doldurduðu 1Mayýs eylem günleri... Filistin halký-nýn 2. Ýntifada’sý... 11 Eylül provokas-yonu... Afganistan’a saldýrý... Irak’a sal-dýrý... Dünyanýn en ücra köþelerine kadaryayýlan savaþ karþýtý kitlesel hareket...

20. yüzyýlýn son çeyreðinde büyük bir eko-nomik bunalým yaþayan emperyalist-kapitalist sis-tem, bu süre içerisinde bunalýmýna çözüm bulmak bir ya-na, kapitalizmin dünya bunalýmý niteliðini kazanarak, emper-yalist merkezleri de etkisi altýna alýp, doruk noktasýna ulaþmýþ-týr. Bunalýmý atlatabilmek için bir dizi yýkým programlarý uy-gulanarak, baðýmlý kapitalist ülkeler, ekonomik ilhak yoluylaçöküþe itilmiþtir. Sermayenin merkezileþme eðilimine uygunolarak, dünya yüzeyinde yaratýlmýþ tüm deðerler, birkaç em-peryalist dev tekelin kasalarýnda birikerek, kapitalizmin herzaman kendi baðrýnda taþýdýðý eþitsizlik öyle bir noktaya ulaþ-mýþtýr ki, bir yanda dev emperyalist tekeller için sefahat, diðeryanda iþçi sýnýfý ve emekçi halklar için sefalet... Bir yanda bol-luk ve ihtiþam, diðer yanda açlýk ve ölüm...

Dünya proletaryasý ve emekçi halklar, kendi emekleriyleyarattýklarý her türden zenginliðin bir avuç emperyalist dev te-kelin elinde, kendisine karþý açlýk ve ölüm araçlarýna dönüþ-mesine seyirci kalmayacaðýný, dünyanýn her yanýnda gerçek-leþtirdiði “açlýk isyanlarý”yla göstermiþtir. Bir dönem “Yeni

Dünya Düzeni” söylemiyle zaman kazanan kapitalizm, uygu-ladýðý neo-liberal burjuva politikalarýn gerçek niteliðinin ve so-nuçlarýnýn ortaya çýkmasýyla, kapitalizme karþý olma bilinci,en üst seviyeye ulaþmýþtýr. Bu bilinç sýçramasý, kendini, yeniyüzyýla girmemize birkaç ay kala Seattle’da uluslararasý birnitelikte ortaya koymuþtur. Ardýndan gelen gösterilerde ve sýç-rama noktasý olan Cenova’da kitlenin hedef aldýðý sembollerdeðiþmiþ, ama hedef deðiþmemiþtir. Hedef her yerde, asalakla-þan, çürüyen, insanlýk için yýkýmdan baþka bir þey üretmeyenkapitalizmdir...

Kapitalizmin yaþamýn her alanýnda ürettiði yýkým gerçeði,insanlýðý geleceðine sahip çýkmaya itiyor. Dünyanýn her bir ya-ný, yýkýmýn yarattýðý patlayýcý dinamiklerle dolu. Patlayýcý di-namiklerin devrimlere neden olmasýndan korkan emperyalist-kapitalist sistem, savaþ yoluyla devrimci dönüþüm çaðýnýn i-lerlemesini durdurmak istiyor. 21. yüzyýl dünya proleter ve e-mekçi halklarýn, bir kez daha, köhnemiþ, çürüyen ve asalakla-

þan bir sistemin, yýkýlma zorunluluðu karþýsýndaki nafiledireniþi ile karþý karþýyadýr. Ve bir kez daha, emper-

yalist-kapitalist sistem, içine girdiði derin ekono-mik bunalýmý savaþ yoluyla atlatabilmenin he-

saplarý içinde, askeri gücüne dayanarak, dün-yayý kendi çýkarlarý doðrultusunda yenidenþekillendirmek istiyor. Tüm silahlarýný birkez daha bileyen kapitalizm, dünyanýnyok oluþu anlamýna gelen nükleer savaþ“ayaklanmalar yüzyýlý”ný her ne pahasýnaolursa olsun kazanmak istiyor.

ABD emperyalizminin bu saldýrganpolitikayý hayata geçirmek için bir ne-dene ihtiyacý vardý, oturup bu nedeninoluþmasýný beklemek yerine her zamanolduðu gibi, nedeni kendisi yarattý.Ve11 Eylül, bu neden olarak direk ABDeliyle tezgahlandý. Geleceðini tehlikedegören kapitalizm, her türden çýlgýnlýðaaçýk olduðunu, binlerce insanýn ikiz ku-lelerin yýkýntýlarýnýn altýnda can vermesi-

ne neden olarak bir kez daha göstermiþ ol-du ve ABD emperyalizmi 3.Dünya Sava-

þý’ný kendi yönünden baþlatmýþtýr.Önce Af-ganistan, sonra Irak ve ardýndan belki Suriye,

Ýran ve Sosyalist Kore...Nasýl ki, 20. yüzyýl emperyalist paylaþým sa-

vaþlarý devrimlerin önünü açmýþ ve dünya sosya-lizmin kýzýllýðýyla tanýþmýþsa, bugün ABD em-

peryalizmi tarafýndan baþlatýlan 3.Dünya Savaþý, sos-yalizmin yeni örneklerinin yaratýlmasýyla sonuçlanacaktýr.ABD emperyalizmi, elinden kaçýrdýðý dünyayý savaþ yo-luyla yeniden kendi egemenliði altýna almak bir yana, da-ha fazla egemen konumunu yitirip sosyalizmin egemengüç haline gelmesiyle her yandan kuþatýlacaktýr.

Tarihsel geliþmenin hazýrladýðý bu koþullardan Leni-nist Parti sonuna kadar yararlanarak 21. yüzyýl devrimle-rini gerçekleþtirmek için daha da büyük görevleri yüklen-meye hazýrdýr. 21. yüzyýlýn sosyalizmin egemenlik yüzyýlýolmasý, komünist hareketin, sýnýflar mücadelesi tarafýndankendine biçilen rolü oynamasýna baðlýdýr. Kapitalizmdenkomünizme geçiþin temel görevleri, kapitalizmi yýkma,proletarya diktatörlüðünü ve sosyalizmi gerçekleþtirme,sýnýflarý ortadan kaldýrmadýr. Leninist Parti, 21. yüzyýlýnkomünist harekete biçtiði bu devrimci rolü oynama karar-lýlýðýndadýr.

Devrim

19

YÜZYILINMÝRASI

Nasýl ki, 20.yüzyýl emperyalistpaylaþým savaþlarý

devrimlerin önünü açmýþ vedünya sosyalizmin kýzýllýðýyla

tanýþmýþsa, bugün ABD emperyalizmi tarafýndan baþlatýlan3.Dünya Savaþý, sosyalizmin yeni

örneklerinin yaratýlmasýyla sonuçlanacaktýr. ABD emperyalizmi,

elinden kaçýrdýðý dünyayý savaþ yoluyla yeniden kendi egemenliðialtýna almak bir yana, daha fazla

egemen konumunu yitirip sosyalizmin egemen güç

haline gelmesiyle her yandan

kuþatýlacaktýr.

Page 20: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Eskiþehir Paþabahçe Fabrikasý’nda sürmekteolan direniþte yaþananlarý, fabrikada çalýþmaktay-ken iþten çýkarýlan iþçilerin aðzýndan aktarmayadevam ediyoruz. Yaptýðýmýz röportajlarda, diðerÞiþe Cam Fabrikalarý’ndan buraya gelen, bu fabri-kanýn kuruluþundan bu yana çalýþan kimi iþçileryaþadýklarýný anlattýlar. Söz iþçilerde:

Soðutma bölümünde çalýþýrken çýkarýlan bir iþ-çi anlatýyor: “1997 yýlýnda eðitim amaçlý KýrýkkaleFabrikasý’nda bulundum. 1999 yýlýnda Eskiþehir’egeldim. O zaman, Alman SHOOT firmasýyla ortakkurulan Eskiþehir Paþabahçe Fabrikasý, bu fir-mayla anlaþmanýn feshedilmesiyle 6 ay süreyle ka-palý kaldý. 9 ay sonra fabrika açýldýðýnda asgariücretle çalýþmaya baþladýk. 2000 yýlýnda Çimse-Ýþ’e üye olduðumuzda, müteahhit firma henüz yok-tu. O dönem sendika genel sekreteri Erdem Talu,taþeron firma gelmesi halinde ceketini alýp gidece-ðini belirtmiþti. Buna raðmen 2002 Ekim’inde taþeron firmageldi. 12 saatlik çalýþma saatinin, 50 derecelik fabrika içi sý-caklýk koþullarýnýn, insanýn kulaðýný saðýr edici yüksek ses or-tamýnýn düzeltilmesine yönelik hiçbir þey yapýlmýyordu. O dö-nem Çimse-Ýþ’i fabrikaya getirten iþçilerin bu duruma tepkigöstermeleri üzerine sendika yöneticileri, bu iþçilerin iþten çý-karýlmasýna çalýþtýlar. Bunun üzerine diðer iþçilerin arkadaþ-larýnýn iþe geri alýnmasý için baþlattýklarý eylem, seçimlerin degündemde olmasýndan ötürü iþten çýkarýlan iþçilerin iþlerinegeri alýnmasýyla bitti. Ancak Çimse-Ýþ Sendikasý’nýn gerçekyüzünün ortaya çýkmasýyla, fabrika çalýþanlarý ortak aldýklarýbir kararla Çimse-Ýþ’ten Kristal-Ýþ’e geçmek istediklerini 8Eylül 2003 tarihinde bildirdiklerinde 300 taþeron firma iþçisiiþten çýkarýldý. 17 Ekim 2003 tarihine kadar da 49 kadrolu iþ-çinin iþine son verildi. Biz iþ güvenliði, kurallý çalýþma ve ta-

þeron firmayý kaldýrma istekleriyle geçtiðimiz Kristal-ÝþSendikasý’nýn haklarýmýzý savunacaðýný düþündüðümüz-den, patron ve Çimse-Ýþ yöneticileri tarafýndan iþten çýka-rýldýk ve onlar þimdi bizi yýldýrmaya çalýþýyorlar.”

Kapitalistin ve Çimse-Ýþ yöneticilerinin yaptýklarý bas-kýlarý ise bir baþka iþçi anlatýyor:

“Patron, Kristal Ýþ’e geçen 411 kadrolu ve 300 taþe-ron elemana karþý akýl almaz baský ve ali-cengiz oyunlarýdüzenliyor. Bunlardan bir kaç örnek vermek gerekirse:

Kristal Ýþ’e geçen iþçi, içeride çalýþýrken idare odasý-na çaðrýlýyor ve orada eðer Çimse Ýþ’e geçmezsen seni iþ-ten çýkartýrýz diye veya diðer fabrikalarda çalýþan akraba-larýný iþten çýkarma tehdidiyle baský yapýyor. Ama iþçilerkesinlikle bu baskýya boyun eðmiyorlar ve eðmeyecekler.Daha sonra, Çimse Ýþ’e geçmesi halinde ve yanýnda 3 ar-kadaþýný getirmesi durumunda 1 milyar lira rüþvet teklif e-diyorlar. Ama iþçiler buna da kanmýyorlar ve kanmaya-

caklar. Ve en acýsý, yakýnýný (oðlunu) kaybeden iþçi izin almakiçin geldiðinde, ‘Eðer Çimse Ýþ’e geçersen sana izin veririz’diyorlar. Ýþte bu teklif, patronun ve Çimse Ýþ Sendikasý’nýn nekadar zalim, acýmasýz ve sermayeye tapan kurumlar olduðunugösteriyor. Bizler, bu baskýlar karþýsýnda hiç bir zaman yýlma-dýk. Aksine bu olaylar, direniþimize olan inancýmýzý, birbirimi-ze olan inancýmýzý ve birbirimize olan baðlýlýðýmýzý artýrdý.

Þu an direniþin 27. günündeyiz ( 23 Ekim 2003 itibariyle).Daha bu yaþanýlan baskýlar gibi niceleri. Ýþçileri kamerayaçekmeleri, þef ve teknisyen olarak çalýþan kiþilerin iþçiler üze-rindeki psikolojik baskýlarý. Ama bu iþçiler hiç bir zaman yýl-mayacak. Biz iþçiler inandýk ve yasal hakkýmýzý kullandýk.Haklýyýz ve kazanacaðýz.”

Bizler de “Bütün Ýktidar Emeðin Olacak” þiarýyla hareketederek, iþçi ve emekçi halklarýn yanýnda yer alan MücadeleBirliði dergisi çalýþanlarý olarak her zaman sizlerin yanýnýzda-yýz. Ýþçilerin, emekçilerin yaþadýklarý sorunlarý dile getirip busorunlarýn köklü, kalýcý çözüm yolunun, ezilenlerin ücretli kö-lelik sisteminden kurtuluþunun yol göstericisi olan dergimizher zaman sizinledir, teþekkür ederiz.

Ýþçilerin, emekçilerin elleriyle kurup yarattýðý bu dünya,bir gün onlarýn elinde güzel günlere eriþecektir. Savaþsýz, sö-mürüsüz bir dünya için bir araya gelelim, iþçi ve emekçi ko-mitelerinde örgütlenelim.

YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ!FABRÝKALAR, TARLALAR, SÝYASÝ ÝKTÝDAR

HER ÞEY EMEÐÝN OLACAK!

Y.E.Mücadele Birliði/ESKÝÞEHÝR

Ýþçi

20

Bir Ýþçinin AðzýndanEskiþehir Paþabahçe Þiþe-Cam Fabrikasýnda Yaþananlar

Page 21: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Ýþsizliðin dünya genelinde büyük bir hýzla arttýðý günü-müzde, öyle bir iþ alaný var ki, bu alanýn çalýþanlarý býrakýniþsizliði, gittikçe büyüyen ihtiyacý karþýlamaya yetiþemiyor-lar bile. Kimler mi? Mezar kazýcýlarý! Tekelci sermayenin,attýðý her adýmda felaket ekip ölüm biçtiði koþullarda, baþkatürlüsü olamazdý zaten. Bu felaketlerin bir tanesi, geçtiðimizAðustos ayýnda Avrupa’nýn göbeðinde yaþandý. Aðustos a-yýnýn son haftalarýnda hava sýcaklýðýnýn son iki bin yýlýn enüst seviyesine çýkmasý, bir anda onbinleri içine alan bir ö-lüm dalgasýný tetikledi. Özellikle Fransa’da 25 binin üzerin-de yaþlý insan, canlarýný “aþýrý sýcaklara” teslim ederekmorglarý, soðuk depolarýný, otoparklarý cesetleriyle doldur-dular.

Avrupa’nýn ortasýnda, dünyanýn en geliþmiþ kapitalistülkelerinin merkezlerinde yaþanan bu toplu ölümler, ne yal-nýzca havanýn aþýrý sýcak olmasýna yüklenecek kadar basit,ne de ölenlerin genelinin altmýþ yaþýn üzerinde olmasýndandolayý doðaldýr. Çaðýmýzýn, insanlýðý tehdit eden bütün fela-ketleri gibi bu ölümler de, tekelci sermayenin uzun süredirtemelini hazýrladýðý yýkýmýn, emperyalist ülkelerde ortayaçýkan sonuçlarýdýr.

Kapitalizmin, varlýðý süresince doða üzerinde yarattýðýtahribatlarla doðal dengeyi altüst ettiði bir gerçektir. Bugünbu tahribat öyle boyutlara ulaþmýþtýr ki, doðal dengenin ye-niden saðlanmasý, kapitalizmden sonra bile çok uzun vezorlu bir çalýþmayý gerektirecektir. Ozon tabakasýnda gittik-çe büyüyen ve okyanuslardan kýtalara doðru kaymaya baþ-layan kilometrelerce kare geniþliðindeki delik, ormanlarýnhýzla yok edilmesi sonucu yaratýlan çölleþme, atmosferdekisera gazlarýna tepkime olarak her yüz yýlda bir, iki dereceartarak ya da azalarak normal dengeyi saðlayan hava sýcak-lýðýnýn, son yirmi yýlda iki derece artan bir tabloya dönüþ-mesi, buna paralel kutuplardaki buzullarýn erimeye baþla-masý, (buzullarýn erimesi sonucu deniz seviyesinin yalnýzcabir metre yükselmesi Hollanda’nýn %6’sý Bangladeþ’in%17.5’inin vs. sular altýnda kalmasý demektir.) kýþýn yaþa-nan sel baskýnlarý, þimdi de kavuran sýcaklar... Bunlarýnhepsi kapitalizmin doða üzerinde yarattýðý tahribatlarýn sýç-ramalý sonuçlarýdýr.

Suçlu Aþýrý Sýcaklar Mýydý?Doðanýn yýkýmýnýn toplumsal yaþama getirdiði zararlar,

kapitalizmin toplumlar üzerinde yarattýðý felaketlerle birle-þince Fransa’da olduðu gibi ölümü hýzlandýran bir etken du-rumuna geldi. Kuþkusuz hava sýcaklýðýnýn anormal yüksek-liði, 25 bin yaþlý insanýn yaþamýný etkilemiþtir, ancak tek ba-þýna öldürecek kadar deðil. Bu ölümlerin temelinde yatanþey, emperyalist-kapitalist sistemin ulaþtýðý düzeyde, top-lumlarýn yýkýmýný kendi ülke halklarýný da içine alarak ge-niþletmesidir. Sýcaklarýn yaptýðý ise, sürece yayýlacak ölüm-leri bir araya toplamaktan ibaret oldu.

Fransa, diðer emperyalist ülkeler gibi çoktandýr toplum-sal yaþam koþullarýnda büyük bir çöküþü yaþýyordu. Bu çö-küþün en çarpýcý biçimiyle ortaya çýktýðý alan, saðlýk oldu.Saðlýk alanýnda gerçekleþtirilen özelleþtirmeler ve bütçe ký-sýntýlarýyla, saðlýk hizmeti artýk yalnýzca parasý olana verilir-ken, yoksul ve dar gelirli kesimler hastalýklarýyla baþ baþabýrakýldý. Son on yýldýr sosyal güvenlik sistemini adým adýmdaðýtan, saðlýk personelinde de azaltmalara giden devlet, e-meklilik kasalarýndan büyük kesintiler yaptý. Emeklilik ka-salarýndan yapýlan tasarruf uzun yýllarýný devlete vergi öde-yerek geçiren, yaþlýlýklarýnda ise en azýndan huzurlu bir din-lence isteyen 12 milyon emekçinin üzerine yaþamdan ko-vulmanýn en sefil biçimi olarak çöktü.

Avrupa genelinde olduðu gibi, Fransa da önemli bir bü-yüklükte olan yaþlý nüfusu kendine yük olarak gören tekelcisermaye, bu yükten kurtulmak için elinden geleni yapýyor.Fransa’da 60 yaþýn üzerindeki devletin bakmakla yükümlüolduðu 12 milyon emekli ve yaþlýnýn, yalnýzca yarým milyo-nu yaþlýlara ayrýlmýþ kurumlarda kalabiliyor. Geri kalanlar,eðer çok þanslýlarsa ya bir yakýnlarýnýn yardýmýyla ayaktakalmaya çalýþýyorlar (ki bunun için gerçekten þanslý olmakgerekiyor. Çünkü kapitalizmin tümüyle parçaladýðý ailebaðlarý ve çürütülen insani deðerler nedeniyle çoðunun sa-hip çýkaný, arayýp soraný bulunmuyor) ya da sokaða atýlarakçarçabuk gelen ölüme sürükleniyorlar. Ýþin bir yaný böyley-ken hastane ve sosyal güvenlik kurumlarýnda barýnabilenler“bir güvence” elde etmiþ olmuyorlar, çünkü personel ve ö-denek yetersizliði yüzünden gerekli saðlýk ve bakýmhizmetleri karþýlanmayan yaþlýlar, sinekler gibi ölüyor-lar. Son yaþanan ölümlerin %79’unun sosyal güvenlikkurumlarý ve hastanelerde gerçekleþmesi, bilinçli biryok etme politikasýnýn sonucudur.

Tekelci sermaye sýnýfý öyle faydacý bir mantýða veyüzsüzlüðe sahiptir ki, 25 bin yaþlýnýn toplu ölümününhalk üzerinde yaratacaðý tepkiden çekinerek alelacelebir “Yaþlýlar Zirvesi” toplamýþtýr. Bu zirveden çýkan ise,devletin sosyal sigorta kasasýna dokunmak zorundakalmamasý için, halkýn daha fazla fedakarlýkta bulun-masý ve daha çok çalýþmasý gerektiði olmuþtur. Eðer iþ-çi ve emekçi halklar bu fedakarlýða gönüllü olmazlarsa,tekelci sermayenin de yapacak bir þeyi yoktur, insanlarölmeye, mezarlar kazýlmaya devam edilecektir!

Dünya

21

Fransa’daYaþlýKatliamý

Page 22: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Emperyalist Ülkelerde Çöküþün Ýþaretleri

Bugüne kadar dünya halklarýnýn kanýný emerek var olanve kendi halklarýna bu kandan kýrýntýlar saçarak onlarý sus-turmaya çalýþan emperyalizm, yaþadýðý çöküþle birlikte ký-rýntý saçamaz hale geldiði gibi, çöküþünü biraz olsun gecik-tirebilmek için kendi halklarýnýn kanýný içmekte asla tered-düt etmiyor. Sermaye sýnýfýnýn tek bir amacý vardýr, serma-yesini sürekli büyütmek ve korumak. Bunun için yapama-yacaðý hiç bir þey yoktur. Bu yüzden emperyalist ülke halk-larýnýn bugüne kadar elde ettikleri tüm kazaným ve birikim-ler, bir bir ellerinden alýnarak hýzla sefalete itiliyorlar. Budurum yalnýzca Fransa için deðil, baþta ABD olmak üzeretüm emperyalist ülkeler için de geçerlidir. Buna birkaç kýsaörnek verelim.

ABD’de baský yasalarý, iç güvenlik bahanesiyle ardý ar-dýna yürürlüðe sokulurken, bir anda onbinlerce insan kendi-lerini iþsiz ve sokakta buldu. ABD’nin 30 milyonu aþan açve evsiz kitlesi, yalnýzca son iki yýlda iki milyonu bulan in-sanýn iþlerini kaybettiði iþsizler kitlesiyle birlikte, her türlüsosyal haktan (iþsizlik parasý, saðlýk sigortasý, eðitim olana-ðý vs.) ve “güvenlikten” mahrum biçimde yaþamda kalmayaçalýþýyor. ABD’deki sosyal alt yapýnýn çöküþünün ulaþtýðýboyut, en son bir günlük elektrik kesintisiyle hayatýn felçolmasýnda gösterdi kendini…

Almanya’da bir yandan savunma bütçesinin “günü kar-þýlayabilecek” düzeye yükseltilmesine çalýþýlýrken, diðeryandan toplumsal saðlýk alanýnda yeni bir saldýrý dalgasýbaþlatýldý. Bu yýl baþýndan itibaren yürürlüðe girecek yasay-la, emekçiler özel sigorta yaptýrmak zorunda kalacaklar.Böylece sosyal sigorta giderlerini iþçiyle yarý yarýya payla-þan sermaye, hem bu giderden kurtulacak hem de özelleþensaðlýk ve sigorta sistemiyle kasalarýný dolduracak. Ýþsizlikparasý ve sosyal yardým alanlarsa, zaten asgari düzeyde ve-rilen yardýmlardan ek katký payý vermek zorunda kalacak-lar.

Ýngiltere’de gündemde olan özel emeklilik sistemi-nin hayata geçirilmesi sonucu, ömürleri boyunca çalý-þarak üç-beþ kuruþ biriktiren insanlar, tüm bu birikim-lerini tekellerin insafýna terk edecekler. Tekellerin iflasetmesi durumunda ise, ABD’de Enron tekelinin iflasýsonucu iki milyon insanýn tüm birikimlerini kaybetme-leri gibi, son yaþam güvencelerini de kaybedecekler.

Kapitalizm altýnda halklarýn hiçbir kazanýmý ve ge-lecekleri güvence altýnda deðildir. Emperyalist tekelle-rin kendi ülkelerinde yarattýklarý yýkýmlar, dünya gene-lindeki yýkýmlarla birleþerek kapitalizmin yok edilmesi-ni yaþamýn kazanýlmasý için zorunlu hale getiriyor.Rusça bir türküde dendiði gibi “Þimdi bütün görevlerdevrimci, bilmek gerçekleþtirmek gerekli bunlarý...”

Emperyalist-kapitalist sistemin genel bunalýmý, milyonlar-ca iþçi ve emekçinin uzun mücadeleler sonucu elde edilmiþkazanýmlarýnýn yok edilmesini beraberinde getiriyor. Bu da iþ-çi ve emekçi eylemlerinde her geçen gün büyüyen artýþý...

Ýtalya’da milyonlarca iþçi, sendikalarýn çaðrýsýyla 24 E-kim’de genel greve gitti. Ýþçiler, “mezarda emeklilik” anlamý-na gelen, “emeklilik reformu”nu 4 saatlik iþ durdurma ile pro-testo ettiler. Eylem sonucu Ýtalya’da tüm ulaþým durdu, kamudaireleri açýlmadý.

Yine ayný gün Yunanistan’da onbinlerce iþçi, açlýk veiþsizliðe karþý eyleme geçti. Sermayeye karþý “tek yol mü-cadele ve direniþ” sloganlarýyla harekete geçen emekçilerkapitalizme ve onun sonuçlarýna karþý seslerini tüm dünya-ya duyurdular. “Sermayeye karþý mücadelenin milliyeti ol-maz. Sorunlarýmýz ortaktýr. Sermaye tüm iþçilerin karþýsýn-dadýr” diyen göçmen iþçiler de eyleme destek verdiler. Be-lediye ve temizlik iþçilerinin de greve katýlýmý sonucu, Ati-na ve Selanik’te çöp daðlarý oluþtu. Hükümetin grevcilerinistemlerinin karþýlanamaz oluþunu söylemesi, kapitalizminsefaletten baþka bir þey veremeyeceðini iþçi ve emekçileregösteriyor.

Almanya’da ise SPD hükümetinin sosyal haklara yöne-lik saldýrýlarý günden güne artýyor. Emeklilik, saðlýk ve iþ-gücü piyasasý üzerinde yapýlan budamalar iþçi ve emekçile-rin yaþamýný zora sokuyor. Almanya’da iþçi ve emekçiler, 1Kasým’da eyleme hazýrlanýyorlar.

Avrupa’yý saran grev dalgasý, giderek büyüme eðilimitaþýyor. Bunlarýn herbirinin toplumsal ayaklanmaya dönüþ-mesi tarihsel olarak zorunlu bir hal alýyor. “AyaklanmalarYüzyýlý”, tüm belirtileriyle kendisini gösteriyor.

Dünya

Avrupa’da Grev Dalgasý

22

Page 23: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey

Ben tekstilde çalýþan bir iþçiyim. Çalýþýyordum ve çýkar-týldým, bahane olarak da üç dakika geç kalmam gösterildi. As-lýnda arkadaþlarýmla kurduðum diyalog ve siyasi görüþüm et-kili oldu iþten çýkartýlmamda. Sizlere bir tekstil fabrikasýndaçalýþtýðým 15 günde baþýmdan geçenleri anlatacaðým.

Ýþe girmemin 3. günü iþe 2 dakika geç kaldým. Sekreter,patronun odasýna gitmemi söyledi, odaya girdim. Patron, ma-sasýnýn üzerindeki bilgisayarý bana doðru çevirmiþti. Patronunamacý, iþyerindeki kamerayla çekilen görüntüleri bana izlettir-mek ve sürekli izlendiðim hissini vererek psikolojik baský uy-gulamaktý, bu yöntem diðer iþçi arkadaþlara da uygulanmýþ.

Bir hafta geçtikten sonra arkadaþlara alýþmaya baþlamýþ-tým ve sohbet aralarýnda ben arkadaþlara bulunduðumuz siste-mi anlatmaya çalýþýyordum ve bu konuþmalarýmdan dolayýustabaþý beni tehdit edercesine, “Burasý iþyeri burada böyleþeylere izin vermem bir daha olursa seni iþten çýkartýrým” de-di. Yapýlan tüm bu baskýlara dayanamayarak iþten çýkmayýdüþündüm, ama ekonomik koþullar nedeniyle, diðer kapitalistkurumlarýn da ayný olduðunu bildiðimden iþten çýkmaktanvazgeçtim.

Ýkinci haftada ise, iþyerinde patron tarafýndan bir toplantýdüzenlendi. Toplantýda ‘iyi yürekli’ patronumuz konuþmayabaþlýyor: “Arkadaþlar, bu gün burada toplanmamýzýn sebebi,ayýn elemanýný seçmek” diyor ve yalanlara baþlýyor. Polon-ya’dan teklif aldýðýný, bu ayki çalýþmamýzýn iyi olduðunu, amadaha da iyi olabileceðini, bu teklifi kaçýrmamamýzý, daha çokmal çýkarýrsak, bu kazancýn bize döneceðini ve iki ay sonraücretlerimize zam yapacaðýný söylüyor ve hemen arkasýndan,iþçiler arasýndaki rekabeti artýrarak hem çalýþmayý hýzlandýr-mak hem de böylelikle iþçilerin birbirleriyle olan diyalogunuönlemek amacýyla ayýn makinacýsý, ütücüsü, ortacýsýný vs. seç-meye baþlýyor. Küçük bir hediye ile de arkadaþlarýmýzýn kan-dýrýlmasý saðlanýyor.

Ben de, bunlara karþý iþçi arkadaþlara patronun bizlerikandýrdýðýný, bizleri sömürdüðünü anlatýyordum. Bunlarý an-lattýðým için yukarda bahsettiðim geç kalma bahanesi ile iþtençýkartýldým. Bu tür iþyerlerinde iþçileri sömürmek için bu türoyunlar oynanýyor ve baský altýnda tutularak sömürüyü gör-meleri engelleniyor. Böyle yerlere dýþardan bilinç götürülme-diði zaman iþçilerin bunlarý görmeleri çok zor.

Kapitalist zorbalara, baskýlara, sömürüye karþý durmanýnve açlýktan kurtuluþun tek yolu, iþçi ve emekçilerin örgütlümücadelesiyle sosyalizmi kurmaktan geçiyor. Bizler, tüm busaldýrýlarý, ancak birlikte olursak püskürtebiliriz.

Sarýgazi’den Mücadele Birliði Okuru Bir Ýþçi

HÜSEYÝN ELMAS (Malatya) – 1989THKO/MB ve sonrasýnda TKEP Malatya Ýl Komitesi ü-

yesi olarak mücadele veren Hüseyin yoldaþ, Malatya’nýn öneçýkardýðý devrimci kadrolardan biriydi. 12 Eylül faþizmi sü-recinde esir düþtü. Malatya zindanýnda gerçekleþen bütün ey-lemlerde yer aldý. Da-ha önce gördüðü iþ-kenceler ve 12 Eylülcezaevlerinin aðýr ko-þullarý sonucunda vü-cudu iyice yýprananHüseyin yoldaþ, kan-ser hastalýðýna yaka-landý ve 1989 yýlýndacezaevinden çýktýktansonra vücudunu sarankansere yenik düþtü.Hüseyin Elmas yoldaþdevrimci yaþamýyladevrim tarihimize geç-miþtir.

KAZIM ÇAKIR (Adýyaman) – 198512 Eylül faþist diktatörlüðünün 1981’de Adýyaman’da

TKEP’i çökertmek için giriþtiði operasyonlar sýrasýnda 19Mayýs 1981’de daðda esir düþtü. 12 Eylül faþizminin adetaTKEP için özel olarak kurduðu Pirin’deki iþkence tezgahla-rýndan geçtikten sonra tutuklanýp Adýyaman zindanýna konul-du. Kazým yoldaþ, daha sonra Mersin zindanýna gönde-rildi. Zindanda baþ eðmez tutumuyla bütün direniþlerdeyerini aldý. Kazým yoldaþ, faþizmin devrimci tutsaklarý

teslim almak, sin-dirmek için günde-me getirdiði istik-lal marþý gibi as-keri baskýlara karþýörgütlenen SüresizAçlýk Grevi’ninbitiminden hemensonra mide delin-mesi sonucu güne-þe uðurlandý. Ka-zým yoldaþ müca-delemizde yaþýyor.

HÜSEYÝN ELMAS

Kapitalistlerin Kandýrmacalarý daKendileri Ýle

Birlikte Gömülecek!

Kazým Çakýr ve Hüseyin ElmasYoldaþlar ÖlümsüzdürDEVRÝM SAVAÞÇILARI

ÖLÜMSÜZDÜR!

23

Page 24: Sunu, · Sunu, Dergimizin Eskiþehir Temsilciliði Açýldý! Adres: Ýstiklal Mahallesi ... sonunda sistemi yý-kým içine soktu. Kapitalizmin ekonomik yasalarý, baþka bir þey