subhi mehmed efendi - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · bir yıllık haceganlık süresini tamamlama...

2
edilmesi. bir ha- ber alma memuru olan vak'anüvisin var- yetkilerini ve merkeze derecede güçlen- mesinin önüne geçmekteydi. Bu daireler birbirinden hareket ederdi. Mali divana. idari ise subedara yetkisi yoktu. Mesela Bengal Subedan eyaJet vergi sorumlusu Han'dan halktan uygunsuz yollarla para göz Han onun bu tutumunu kayet hükümdar subedan suçlu bul- Ancak bu yeni yönetim biçiminin denetim ve eyaJet idarecilerinin elinden onlara hiz- metlerinin olarak verilme- si, daha Ekber sube- isyan etmesinin sebeplerinden biri Babürlü isyanla- ra engel olmak ve ama- XVIII. kadar güçlü mahalll aile- lerin subedar tayin etmeme- ye dikkat Cihangir ( 1605-1627) idam ver- me, saraydaki töreniere gibi im- ellerinden ancak yetkile- rinin yoluna Evrengzlb döneminde ( 1658-1 707) Hindis- tan'da yerli bir ordunun itibaren bir sepoy Hindu ku- veya düzenli bir idarecisine de subedar : Abül-Fazl Allam!, The A'fn-i Akbarf (tre. H. Blochmann). Delhi 1989, 1, 252; ll, 95-97 ; bk. tür. yer.; Yusuf Hikmet Bayur, Hindistan Tarihi, Ankara 1947, ll , 159-160, 457-462; P. Saran, Th e Provincial Government of the Mughals, Bom- bay 1973, tür. yer.; M. A. Nayeem, Mughal Admi- nistration of Deccan under Nizamul Mu/k Asa{ Jah, Bombay 1985, s. 24 vd.; M. Athar Ali. Th e Apparatus of Empire: Awards of Ranks, Of{ices and Tit/es to the Mughal Nobility 1574-1658, Delhi-New York 1985, s. XXJ-XXlll, XXVI; a. mlf., EJ2 (ing.), IX, 738; a.mlf., a.e., IX, 738- 739; T. W. Haig, "Sübedar", X, 766- 767. IJilll/!l S. HALUK KORTEL L MEHMED EFENDi (ö. 1182/1 769) vak'anüvisi. __j muhtemelen 171 O'lu Beylikçi Halil Fehmi Efen- di'nin Mehmed olup Subhi bürokraside bir tahsil gördü ve olan kalemi- yeye girdi. önce sadaret mektupçusu mail Efendi'ye intisap etti ve sadaret mek- göreve vezir- lere vilayetlerde divan sonra görevyeri olan Hü- mayun katipleri olarak gir- di. Bu göreve hangi tarihte ke- sin biçimde tesbit edilememekle birlikte 1147 ( 1734) gedikli Hüma- yun Selanik ve Çirmen san- zeamet tasarruf dair Bu zeametini. 4 Cemaziye- lewel 1147'de (2 Ekim 1734) kendisi gibi Hümayun olan Mus- tafa Leblb'in Hudavendigar bu- lunan 31.897 akçelik zeametiyle (TKA, TRD, nr. 872, s. 56) . Subhi'nin Heki- Ali ( 1732- 1735) hacegan olup iki defa piyade muka- küçük evkaf muhase- söylenir. Ancak bu görev- leriyle ilgili belgelerine henüz rastla- 6 Reblülahir 1150'de (3 tos 1737) sergi getirilirken ön- ceden hacegan bahsedilmek- sizin Hümayun katibi diye zikredi- lir. Bundan muhtemelen Subhi pi- yade ve küçük evkaf mu- görevlerinde ve- ya vekaleten bu görevleri yerine tir. Subhi Mehmed. Hümayun kati- bi iken 6 Reblülahir 1150'de ( 3 737) sergi tayin edilip 24 va! 1150 (14 1738) tarihine kadar bu görevde Buradan sonra Hümayun yaparken 14 Ce- maziyelewel 1152'de ( 19 1739) tayin edildi (BA, ARSK, nr. 1571, s. 28) Vak'anüvis olarak dönemin tarihini kaleme 16 Ramazan 1156'- da (3 1743) getirildi. Os- bürokrasisinin en önemli görevlerin- den biri olan yükünün yüzünden vak'anüvislik vazifesini hak- üzerine 1 Receb 1158'- de (30 Temmuz 1745) yerine Süleyman Efendi tayin edildi. 1159 Muharreminde 1746) beylikçilikten Subhi Mehmed Efendi sonuna kadar bürokra- sisinde hizmet etti. Muharrem 1159- Mu- harrem 1160 (Ocak 1746 - Ocak 1747) ta- rihleri maliye tezkirecili 1 O val1161- 14 Receb 1163 (3 Ekim 1748- 19 Hazi ran 1750) arpa 6 1163 - 7 1164 (8 Eylül 1750 - 29 1 751 ). 1 O 1166 - 7 1167 (1 O 1753 - 28 Tem- muz 1754) yeniçeri 7 SUBHi MEHMED EFENDi Zilkade 1168 - 24 Safer 1169 ( 15 1755 - 29 1755) hasebecilik. 8 1169 - 9 Reblülewel 1170 (6 T emmuz 1756- 2 1756) ara- arpa 18 11 70 - 22 Zilhicce 1171 (6 Temmuz 1757 - 27 1758) Darphane-i Amire eminli- 22 1172 - 28 Cemaziyelewel 1173 (20 Nisan 1759- 17 Ocak 1760) ara- yeniçeri Bu görevden bir süresini tamamlama- dan önceki göreviyle ilgili iddialar yü- zünden aziedildL Darphane devre- sine ait zimmet kulu tevkif istenen mebla- bir taahhüt ederek (iA, X, 769) Bu hadiseden sonra 5 1175'te (29 Nisan 1762) yeniden defter getirildi. Bu görevi 8 1176 (22 Ni- san 1763) tarihine kadar sürdürdü. 6 va! 1177 ile 4 1178 (8 Nisan 1764 - 27 Mart 1765) tarihleri arpa emin- 5 1180 ile 4 1181 (6 Mart 1767 - 23 1768) tekrar 1 (8 1769) dördüncü defa yeniçeri ka- tayin edildi ve bu görevdeyken 8 Zilhicce 1182'de (15 Nisan 1769) Rus vefat etti. Abdülaziz Efendi ve torun u Abdülhamid, Os- bürokrasisinde tezkirecilik ve yeni- çeri gibi görevlerde Subhi'nin bulunan evi ci- Hoca Rüstem Camii'ne minber bilinmektedir (a.g.e., X, 771) . Orta derecede bir bürokrat olan Subhi Mehmed Efendi ne borçludur. Subhi'nin bu nin sebebi 1. Mahmud'un kendi döne- minin bir bütün halinde is- temesidir. Subhi vak'anüvis tayin edildikten son- ra. 1143-11 44 (1730-1731) vekayiini yazan Mustafa Sami Bey ve 1145-1148 (1732- 1735) hadiseleri kaleme alan Hüseyin'in ile bunla- ra Abdullah Refet Bey ve Mehmed Efendi'nin zeyillerini bir ara- ya getirmek ve eksik olan 1148-1152 (1735-1739) tamamlamakla tir. Böylece Ali ikinci de- fa sadrazam olduktan (Nisan 1752) sonra onun emriyle Mahmud'un cülusundan kendi sadaret devrine kadar olan 1143- 1155 ( 1730-1 742) hadi- seleri yazmaya dan 1155-1156 (1742-1743) olayla- 449

Upload: others

Post on 18-Sep-2019

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SUBHi MEHMED EFENDi - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · bir yıllık haceganlık süresini tamamlama ... de sıkça verilen bilgilerdendir. Kitapta ıs sız bir adaya düşen bir denizcinin

edilmesi. ayrıca bağımsız çalışan bir ha­ber alma memuru olan vak'anüvisin var­lığı subedarın yetkilerini sınırlamakta ve merkeze baş kaldıracak derecede güçlen­mesinin önüne geçmekteydi. Bu daireler birbirinden bağımsız hareket ederdi. Mali işlerde subedarın divana. idari işlerde ise divanın subedara karışma yetkisi yoktu. Mesela Bengal Subedan Şehzade Azlmüş­şan. eyaJet vergi sorumlusu Mürşid Kulı Han'dan halktan uygunsuz yollarla para toplamasına göz yummasını istemiş. Kulı Han onun bu tutumunu Sahadır Şah'a şi­kayet etmiş. hükümdar subedan suçlu bul­muştu . Ancak bu yeni yönetim biçiminin öngördüğü sıkı denetim ve iktaların eyaJet idarecilerinin elinden alınarak onlara hiz­metlerinin karşılığı olarak maaş verilme­si, daha Ekber Şah zamanında bazı sube­darların isyan etmesinin sebeplerinden biri olmuştur.

Babürlü hükümdarları taşrada isyanla­ra engel olmak ve güvenliği sağlamak ama­cıyla XVIII. yüzyıla kadar güçlü mahalll aile­lerin mensuplarını subedar tayin etmeme­ye dikkat etmişlerdir. Cihangir zamanında ( 1605-1627) subedarların idam cezası ver­me, saraydaki töreniere katılma gibi im­tiyazları ellerinden alınmış. ancak yetkile­rinin kısıtlanması yoluna asıl Evrengzlb döneminde ( 1658-1 707) gidilmiştir. Hindis­tan'da yerli bir ordunun kurulmasından itibaren bir sepoy bölüğünün Hindu ku­mandanına veya düzenli bir atlı birliğinin idarecisine de subedar unvanı verilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

Abül-Fazl Allam!, The A'fn-i Akbarf (tre. H .

Blochmann). Delhi 1989, 1, 252; ll, 95-97; ayrıca bk. tür. yer.; Yusuf Hikmet Bayur, Hindistan Tarihi, Ankara 1947, ll, 159-160, 457-462; P. Saran, The Provincial Government of the Mughals, Bom­bay 1973, tür. yer.; M. A. Nayeem, Mughal Admi­nistration of Deccan under Nizamul Mu/k Asa{ Jah, Bombay 1985, s. 24 vd.; M. Athar Ali. The Apparatus of Empire: Awards of Ranks, Of{ices and Tit/es to the Mughal Nobility 1574-1658, Delhi-New York 1985, s. XXJ-XXlll, XXVI; a.mlf., "Şuba", EJ2 (ing.), IX, 738; a.mlf., "Şubadar" , a.e., IX, 738-739; T. W. Haig, "Sübedar", İA, X, 766-

767. ı:il IJilll/!l S. HALUK KORTEL

L

SUBHİ MEHMED EFENDi (ö. 1182/1 769)

Osmanlı vak'anüvisi. __j

İstanbul'da muhtemelen 171 O'lu yılların başında doğdu . Beylikçi Halil Fehmi Efen­di'nin oğludur. Adı Mehmed olup Subhi bürokraside aldığı lakabıdır. İyi bir tahsil gördü ve babasının mesleği olan kalemi-

yeye girdi. önce sadaret mektupçusu İs­mail Efendi'ye intisap etti ve sadaret mek­tupçuluğunda göreve başladı. Bazı vezir­lere vilayetlerde divan katipliği yaptıktan sonra babasının görevyeri olan Divan-ı Hü­mayun katipleri arasına şakird olarak gir­di. Bu göreve hangi tarihte başladığı ke­sin biçimde tesbit edilememekle birlikte 1147 ( 1734) yılında gedikli Divan-ı Hüma­yun şakirdi sıfatıyla Selanik ve Çirmen san­caklarında zeamet tasarruf ettiğine dair kayıtlar vardır. Bu zeametini. 4 Cemaziye­lewel 1147'de (2 Ekim 1734) kendisi gibi Divan-ı Hümayun şaklrdi olan kardeşi Mus­tafa Leblb'in Hudavendigar sancağında bu­lunan 31.897 akçelik zeametiyle değiştirdi (TKA, TRD, nr. 872, s. 56) . Subhi'nin Heki­moğlu Ali Paşa'nın sadrazamlığında ( 1732-

1735) hacegan olup iki defa piyade muka­beleciliği. ardından küçük evkaf muhase­beciliği yaptığı söylenir. Ancak bu görev­leriyle ilgili arşiv belgelerine henüz rastla­nılmamıştır. 6 Reblülahir 1150'de (3 Ağus­tos 1737) sergi nazırlığına getirilirken ön­ceden hacegan olduğundan bahsedilmek­sizin Divan-ı Hümayun katibi diye zikredi­lir. Bundan dolayı muhtemelen Subhi pi­yade mukabeleciliği ve küçük evkaf mu­hasebeciliği görevlerinde bulunmamış ve­ya vekaleten bu görevleri yerine getirmiş­tir.

Subhi Mehmed. Divan-ı Hümayun kati­bi iken 6 Reblülahir 1150'de ( 3 Ağustos

ı 737) sergi nazırlığına tayin edilip 24 Şev­va! 1150 (14 Şubat 1738) tarihine kadar bu görevde kaldı. Buradan ayrıldıktan sonra Divan-ı Hümayun katipliği yaparken 14 Ce­maziyelewel 1152'de ( 19 Ağustos 1739)

vak'anüvisliğe tayin edildi (BA, ARSK, nr.

1571, s. 28) Vak'anüvis olarak dönemin tarihini kaleme alırken 16 Ramazan 1156'­da (3 Kasım 1743) beylikçiliğe getirildi. Os­manlı bürokrasisinin en önemli görevlerin­den biri olan beylikçiliğin iş yükünün ağır­lığı yüzünden vak'anüvislik vazifesini hak­kıyla yapamaması üzerine 1 Receb 1158'­de (30 Temmuz 1745) yerine İzzl Süleyman Efendi tayin edildi.

1159 Muharreminde (Ocak-Şubat 1746)

beylikçilikten ayrılan Subhi Mehmed Efendi hayatının sonuna kadar Osmanlı bürokra­sisinde hizmet etti. Muharrem 1159- Mu­harrem 1160 (Ocak 1746 - Ocak 1747) ta­rihleri arasında maliye tezkirecili ği. 1 O Şev­val1161- 14 Receb 1163 (3 Ekim 1748-19 Hazi ran 1750) arasında arpa eminliği ,

6 Şewal 1163 - 7 Şewal 1164 (8 Eylül 1 750 - 29 Ağustos 1 751 ) . 1 O Şewal 1166 -7 Şewal 1167 ( 1 O Ağustos 1 753 - 28 Tem­muz 1754) arasında yeniçeri katipliği, 7

SUBHi MEHMED EFENDi

Zilkade 1168 - 24 Safer 1169 ( 15 Ağustos 1755 - 29 Kas ı m 1755) arasında başmu­hasebecilik. 8 Şewal 1169 - 9 Reblülewel 1170 (6 Temmuz 1756- 2 Aral ı k 1756) ara­sında arpa eminliği. 18 Şewal 11 70 - 22 Zilhicce 1171 (6 Temmuz 1757 - 27 Ağustos 1758) arasında Darphane-i Amire eminli­ği. 22 Şaban 1172 - 28 Cemaziyelewel 1173 (20 Nisan 1759- 17 Ocak 1760) ara­sında yeniçeri katipliği yaptı. Bu görevden bir yıllık haceganlık süresini tamamlama­dan önceki göreviyle ilgili bazı iddialar yü­zünden aziedildL Darphane eminliği devre­sine ait zimmet çıkarılmış. başbaki kulu tarafından tevkif edilmiş. istenen mebla­ğın bir kısmını ödemiş. kalanını taahhüt ederek kurtulmuştur (iA, X, 769)

Bu hadiseden sonra 5 Şewal 1175'te (29 Nisan 1762) yeniden defter eminliğine getirildi. Bu görevi 8 Şewal 1176 (22 Ni­san 1763) tarihine kadar sürdürdü. 6 Şev­va! 1177 ile 4 Şewal 1178 (8 Nisan 1764 -27 Mart 1765) tarihleri arasında arpa emin­liği. 5 Şewal 1180 ile 4 Şewal 1181 (6 Mart 1767 - 23 Şubat 1768) arasında tekrar başmuhasebecilikyaptı. 1 Şewal1182'de (8 Şubat 1769) dördüncü defa yeniçeri ka­tipliğine tayin edildi ve bu görevdeyken 8 Zilhicce 1182'de (15 Nisan 1769) Osmanlı­

Rus savaşında Babadağı kışiağında vefat etti. Oğlu Abdülaziz Efendi hekimbaşılık ve kadılık yapmış. torun u Abdülhamid, Os­manlı bürokrasisinde tezkirecilik ve yeni­çeri katipliği gibi görevlerde bulunmuştur. Subhi'nin Çemberlitaş'ta bulunan evi ci­varındaki Hoca Rüstem Camii'ne minber koydurduğu bilinmektedir (a.g.e., X, 771) .

Orta derecede bir bürokrat olan Subhi Mehmed Efendi şöhretini vak'anüvisliği­

ne borçludur. Subhi'nin bu işe girişmesi­nin asıl sebebi 1. Mahmud'un kendi döne­minin bir bütün halinde toplanmasını is­temesidir.

Subhi vak'anüvis tayin edildikten son­ra. 1143-11 44 (1730-1731) vekayiini yazan Mustafa Sami Bey ve 1145-1148 (1732-1735) yılları arasındaki hadiseleri kaleme alan Şakir Hüseyin'in yazdıkları ile bunla­ra Hamipaşazade Abdullah Refet Bey ve Hıfzl Mehmed Efendi'nin zeyillerini bir ara­ya getirmek ve yazımı eksik kalmış olan 1148-1152 ( 1735-1 739) yılları arasındaki olayları tamamlamakla görevlendirilmiş­tir. Böylece Hekimoğlu Ali Paşa ikinci de­fa sadrazam olduktan (Nisan 1752) sonra onun emriyle ı. Mahmud'un cülusundan kendi sadaret devrine kadar olan 1143-1155 ( 1730-1 7 42) yılları arasındaki hadi­seleri toplayıp yazmaya başlamıştır. Ardın­dan 1155-1156 (1742-1743) yılları olayla-

449

Page 2: SUBHi MEHMED EFENDi - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · bir yıllık haceganlık süresini tamamlama ... de sıkça verilen bilgilerdendir. Kitapta ıs sız bir adaya düşen bir denizcinin

SUBHi MEHMED EFENDi

rını kaleme almıştır. Eser ı. Abdülhamid döneminde yeniden faaliyete geçen mat­baada ilk basılan kitaplardandır.

Eserleri. Subhi Tarihi. 18 Rebiülewel 1143 ( 1 Ekim 1730) tarihinde 1. Mahmud'un cülusundan başlayıp 24 Zilhicce 11 S6'da (8 Şubat 1744) Ayşe Sultan'ın Ahmed Pa­şa ile evlenınesini anlatarak sona erer. 1143-1148 ( 1730-1735) yılları arası diğer tarihçiterin kaleme aldıkları eserlerin bazı ufak ilave ve çıkarmatarla bir araya geti­rilmesinden ibarettir. Bu kısım eserin 1. cildini oluşturur. ll. cildin 1148-1152 (1735-1739) yıllarına ait vekayiini eldeki metinle­re geniş miktarda eklemelerde bulunarak yeniden kaleme almıştır. 11 S2'den son­rası müşahedelerine ve birinci elden kay­naklara dayanır. Eserin en önemli kısmı, müellifin bizzat katıldığı ve ayrıntılı biçim­de anlattığı 1736-1739 savaşı ve sonra­sındaki barış görüşmeleridir. Ayrıca biz­zat hazır bulunduğu çeşitli elçi kabulle­rini nakletmiştir. Eserini kaleme alırken birçok belgeden faydalanmış ve çıkarılan nizamnamelerin bir kısmını tarihine almış­tır. Tayinler, aziller, sürgünler, vefatlar eser­de sıkça verilen bilgilerdendir. Kitapta ıs­sız bir adaya düşen bir denizcinin hikaye­si. düşen gök taşı ve İstanbul'a gelip müs­lüman olan Avusturya imparatorunun gay­ri meşru oğlu gibi ilginç bilgiler de vardır. Müellif eserini hazırlarken Koca Ragıb Pa­şa'nın Tahkik u Tevfik'i ile Bosnalı Kadı ömer'in Ahval-i Gazavat der-Diyar-ı Bosna adlı eserlerini kullanmıştır. Türk nesrinin önemli örneklerinden biri kabul edilen eser 1198 (1784) yılında istanbul'da Tarih-i Sami ve Şakir ve Subhi adıyla basılmıştır. Kitap, daha sonra matbu nüs­ha esas alınıp kısmen iki matbu ve üç yaz­ma nüshanın karşılaştırılmasıyla Mesut Aydıner tarafından yeni harfiere çevrilmiş­

tir (İstanbul 2007) . Subhi'nin eseri kendi­sinden sonraki müellifler tarafından kulla­nılmış, özellikle Fındıklılı Şem'danizade Sü­leyman, tarihini kaleme alırken bu eser­den önemli ölçüde faydalanmıştır (Müri't­tevarfh, neşredenin girişi, ı. s. XX-XXIV).

Subhi, 1736-1739 savaşı, bunun sonun­da yapılan Belgrad muahedesini anlatan Tarih-i Bı;lgrad (Müzakerat-ı Sulhiyye Tarihçesi) adıyla bir eser daha kaleme al­mıştır. Bu eser birkaç varaklık giriş ve ila­ve metin dışında Subhi Tarihi'ndeki ilgi­li bölümün aynısıdır. İki yüksek lisans tezi­ne konu olan ve Almanca'ya çevrilen eser (tre. F Hauptmann- M. Vas i-A. Polimac­R. Malli, Die türkische Wiedereroberung von Belgrad 1739. Die Reichsgeschichte Mehmed Subhi's 1738-1740, Graz 1987)

450

Subhi Tarihi'nin ilk tedvin dönemine ait olmalıdır (Subhi Tarihi, s. LXIX-LXXVI) . Subhi, muhtemelen Lale Devri'ndeki ter­cüme faaliyetleri içerisinde ayrıca Şerefed­din Fazlullah el-Hüseyni el-Kazvini'nin el­Mu'cem ii aşarı MüW.ki'l- 'Acem adlı eserini 1143'te ( 1730) Tarih-i Şahdn-ı iran adıyla Türkçe'ye çevirmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

Subhi Tarihi: Sami ve Şiikir Tarihleriyle Bir· likte (haz. Mesut Aydın er), İstanbul2007; izzl. Ta· rih, İstanbul1199 , vr. 2b, 33b, 70b, 181'; Şem'da· nizade. Müri't-tevarfh (Aktepe), neşredenin giri­şi, ı , s. XX-XXIV; Ramiz ve Adab-ı Zurafa'sı: in­celeme-Tenkidli Metin-indeks-Sözlük (haz. Sa· dık Erdem), Ankara 1994, s. 180-181; Vekayi'· nüvis Enver[ Sadullah Efendi ve Tarihi'nin /. Cil­dinin Metin ve Tahlili {haz. Muharrem Saffet Ça­lışkan, doktora tezi, 2000), MÜ Türkiyat Araştır­maları Enstitüsü, s. 24; Vasıf, Tarih, ı, 99, 113, 185, 197; Akif Mehmed, Tarih-i Cü/as-i Sultan Musta{a-yı Salis, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi , nr. 2108, tür.yer.; Sicill-i Osman[, lll, 220, 377; TCYK, s. 264-266; Karatay, Türkçe Yazma/ar, 1, 292; Babinger (Üçok), s. 326; Erhan Afyoncu. "Osmanlı Müverrihlerine Dair Tevcih Kayıtlan I", TTK Belgeler, sy. 24 { 1999), s. 99-1 00; a.mlf., "Osmanlı Müverrihlerine Dair Tevcih Kayıtlan II", a .e., sy. 30 (2005), s. 168-169; a.mf., "Veka­yi'nüvis Arpaemini-zade Sami'nin Hayatı Hak­kında Yeni Bilgiler", Türk Kültürü incelemeleri Dergisi, sy. 1, İstanbul 2000, s. 235-242; "Sub­hl", iA, X, 769-771; Bekir Kütükoğlu. "Vekayinü­vis", a .e., XIII, 276-277. ı::;ı.ı

M ERHAN AFYONCU

r

L

SUBHİ PAŞA, Abdüllatif (1818-1886)

Osmanlı devlet adamı, ilk Türk nümismatı.

_j

12Muharrem 1234'te(ll Kasım 1818) Mora'nın merkezi olan Trapoliçe kasaba­sında doğdu . İlk Maarif nazırı olan Abdur­rahman Sami Paşa'nın oğludur. Özel ho­calardan ders aldı . Mora İsyanı esnasında 7 Ekim 1821'de ailesiyle birlikte esir edii­diyse de Kasım 1823'te Mısır'a gitmeleri­ne izin verildi. Babası burada Divan-ı Vila­yet başmuavinliğine getirildi. Abdüllatif Su b hi, henüz on üç yaşındayken Mısır Va­lisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın hususi kitabetine memur olarak girdi. Daha son­ra sırasıyla Mısır Mülkiye Kalemi reisliği­

ne, Muhasebat-ı Mısriyye İdaresi Kalemi birinci başkanlığına ve Mehmed Ali Paşa'­nın müsteşarlığına tayin edildi; ardından mirlivalık rütbesine yükseldi. Mehmed Ali Paşa'nın vefatı üzerine 1849 yılında baba­sıyla birlikte istanbul'a göç etti.

19 Mayıs 18SO'de Meclis-i Maarif-i Umu­rniyye fahri üyeliğine getirildi. Bu görevi esnasında 18S1'de kurulan Encümen-i Da-

niş azalığını üstlendi. Ayrıca encümenin yazılmasını tasarladığı bir genel tarih ya­zım ekibi içinde yer aldı. Subhi Bey'in bu­lunduğu ekip Hz. Musa'dan Hz. Muham­med'e kadar olan bölümü kaleme alacak­tı. 28 Ağustos 1854 tarihinde rütbesi bi­rinci rütbenin birinci sınıfına yükseltilerek Meclis-i Vala üyeliğine tayin edildi. 1857'­de bir hıristiyan kızın öldürülmesiyle suç­lanan Ferik Salih Paşa'nın muhakeme edil­mesi için Varna'ya gönderildi. Yapılan tah­kikat neticesinde cinayeti başka birinin iş· !ediği ortaya çıktı. Temmuz 18S7'de ken­disine bala rütbesi verildi ve aynı yıl içeri­sinde Meclis-i Vala üyeliği üzerinde oldu­ğu halde İstanbul Tahrir-i Emlak Komisyo­nu başkanlığına getirildi. Görevi esnasın­da Mısır'dan bu konuyla ilgili bazı uzman­lar getirtti; bizzat uygulama alanlarını de­netleyerek ve emlakyazım işlerini bir dü­zene koyarak taşraya yaygınlaştırdı. Bu­nun üzerine kendisine ikinci rütbeden Me­cidi nişanı verildi. 18S7'de Sadrazam Mus­tafa Reşid Paşa'nın emriyle Meclis-i Vala'­nın iç nizamnamesinin yazılması işiyle gö­revlendirildi ve meclisin düzenlenmesinde önemli roller üstlendi. 1860 yılı ortaların­da tahrir-i emlak memuriyeti yanında Def­ter-i Hakani Emaneti'ne getirildi. Bu gö­revi sırasında İstanbul'da yaşayan nüfus ve evler sayıldı; ayrıca 1.400.000 tapu kayde­dildikten sonra hak sahiplerine dağıtıldı .

Subhi Bey, Sultan Abdülaziz'in tahta geçmesinin hemen ardından 23 Temmuz 1861'de Evkaf-ı Hümayun nazırlığına ge­tirildi. Burada öncelikle yazı ve hesap iş­lerini düzenledi; ardından nezaretin ala­caklarının tahsili ve borçlarının ödenme işlemlerini hızlandırarak üç ay içerisinde 120.000 liralık borç tesviye etti. Bu işleri yürütmek üzere geçici bir birim oluştura­rak o zamana kadar ödenmemiş olan ma­aşları ödedi. Ayrıca vakıf kütüphaneler­deki eserlerin envanterinin yapılması için özel memurlar görevlendirdi. Yine vakıf işleri ve padişah vakıflarıyla ilgili bazı dü­zenlemeler yaptı. Bir cuma selamlığı es­nasında sadrazama haber vermeden ne­zaret bünyesinde çalışan iki kişinin görev­den uzaklaştırılması için önce padişahın iradesini alması ve daha sonra durumu Babtali'ye bildirmesi Sadrazam Ali Paşa ta­rafından hoş karşılanmadı ve onun neza­retten aziini sağladı. 18 Ekim 1861'de ikin­ci defa olmak üzere Meclis-i V ala üyeliğine tayin edildi. Bu görev değişikliğiyle maaşı 350 liradan 1 SO liraya indirildi.

1863'te bazı Rumeli vilayetlerini teftiş­le görevlendirHdL Kavala'dan başlayıp Se­lanik ve Yanya vilayetlerini teftiş etti. Bu