Şubat 2015 tus’a hazirlik deneme sinavi 42 temel …tustime.com/tustime_deneme_sinavi_42.pdf ·...
TRANSCRIPT
1. Bu kitapçıkta Temel Bilimler Testi bulunmaktadır. Soru kitapçığınızın kapağındaki ilgili yerlere adınızı, soyadınızı, T.C. Kimlik numaranızı ve sınav salonu-nuzu yazmayı unutmayınız.
2. Bu kitapçıktaki test toplam 120 sorudan oluşmak-tadır.
3. Bu test için verilen toplam cevaplama süresi 150 dakikadır (2,5 saat).
4. Bu kitapçıktaki testte yer alan her sorunun sadece bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok ce-vap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplanmış sayılacaktır.
5. İşaretlediğiniz bir cevabı değiştirmek istediğinizde, silme işlemini çok iyi yapmanız gerektiğini unut-mayınız.
6. Bu test puanlanırken doğru cevaplarınızın sayısın-dan yanlış cevaplarınızın sayısının dörtte biri dü-şülecek ve kalan sayı ham puanınız olacaktır. Bu nedenle, hakkında hiçbir fikriniz olmayan soruları boş bırakınız. Ancak, soruda verilen seçeneklerden birkaçını eleyebiliyorsanız kalanlar arasında doğru cevabı kestirmeniz yararınıza olabilir.
7. Cevaplamaya istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz. Bir soru ile ilgili cevabınızı, cevap kâğıdında o soru için ayrılmış olan yere işaretlemeyi unutmayınız.
8. Cevap kağıdında T.C. Kimlik numaranızın eksik ol-ması halinde sınavınız değerlendirmeye alınmaya-caktır.
Bu testin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının Tustime’ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
Bu kitapçık basıldıktan sonra ortaya çıkacak baskı hataları ve düzeltmeleri “www.tustime.com” adresin-den takip edebilirsiniz.
ADAYIN
ADI : ....................................................................................................
SOYADI : ....................................................................................................
T.C. KİMLİK NO : ....................................................................................................
SINAV SALONU : ....................................................................................................
ŞUBAT 2015 TUS’A HAZIRLIK DENEME SINAVI 42TEMEL BİLİMLER TESTİ
GENEL AÇIKLAMA
01. 14. (14 Soru) :
15. 22. (8 Soru) :
23. 32. (10 Soru) :
33. 54. (22 Soru) :
55. 76. (22 Soru) :
77. 98. (22 Soru) :
99. 120. (22 Soru) :
Anatomi
Histoloji, Embriyoloji
Fizyoloji
Biyokimya
Mikrobiyoloji
Patoloji
Farmakoloji
TEMEL BİLİMLER
İSTANBUL–MERKEZ Molla Gürani Mah. Oğuzhan Cad. Akkoyunlu Sok. Transal İş Merkezi No:1 FINDIKZADE / İSTANBULTel: 0212 521 77 85Faks: 0212 521 77 65
TUSTIME–KADIKÖYİbrahimağa Zaviye Sokak Kat: 1 Bağımsız Bölüm No: 3 Koşuyolu-KADIKÖY / İSTANBULTel: 0216 336 24 29Faks: 0216 336 24 82
ANKARAMamak Cad. Dikimevi Postahanesi Yanı Dikimevi-MAMAK/ANKARATel: 0312 417 23 45Faks: 0312 425 14 09
İZMİRCumhuriyet Bulvarı No: 99/7 Kat: 2 M. Rıza İş Merkezi (Anadolubank Üstü)Pasaport / İZMİRTel: 0232 425 11 55Faks: 0232 425 11 57
ISPARTAGazi Kemal Mah. 1317 Sok.Henden Ap. No: 11 D: 9/10 Merkez / ISPARTATel: 0246 232 66 00Faks: 0246 232 77 00Gsm: 0507 408 01 51
TUSTIME–AYDINHasanefendi Mah. Kızılay Cad. No:34 Merkez–AYDIN
TUSTIME–PENDİK (OFFLINE)Fevzi Çakmak Mah. Çınar Sokak No:2 D:9 Pendik–İSTANBUL
TUSTIME–MANİSA (OFFLINE)Uncubozköy Mah. 5504 Sokak 13/A/25 MANİSA
TUSTIME–BALÇOVA (OFFLINE)Poyraz Sok.No: 4/A BALÇOVA–İZMİR
TUSTIME–BORNOVA (OFFLINE)Kazım Dirik Mah. 185 Sk. N:2/A BORNOVA–İZMİR
TUSTIME–KIRIKKALE (OFFLINE)Yenişehir Mahallesi Fevzi Çakmak CaddesiNo:47/3 KIRIKKALETel: 0318 218 99 00
3DENEME SINAVI – 42
1. Aşağıda verilen “kafa kemiği ve üzerindeki oluşum”
eşleştirmelerinden yanlış olanı işaretleyiniz.
A) Maxilla – Crista lacrimalis anterior
B) Mandibula – Processus coronoideus
C) Os sphenoidale – Fissura orbitalis inferior
D) Os temporale – Fossa mandibularis
E) Os occipitale – Sulcus sinus sagittalis
2. Aşağıdakilerden hangisi os ethmoidale’de bulunan
yapılardan biri değildir?
A) Processus uncinatus
B) Crista galli
C) Lamina cribrosa
D) Concha nasalis superior
E) Spina nasalis posterior
3. Aşağıda verilen eklemlerden hangisinin sadece vertikal
ekseni vardır?
A) Art. humeri
B) Art. humeroulnaris
C) Art. talocruralis
D) Art. genus
E) Art. atlantoaxialis mediana
4. M. scalenus anterior ile m. scalenus medius arasından
aşağıda verilen anatomik yapılardan hangisi geçer?
A) N. phrenicus
B) N. vagus
C) A. subclavia
D) V. subclavia
E) A. carotis interna
5. Plexus brachialis’in truncus superior’undan çıkan n.
suprascapularis’in yaralanmalarında aşağıdaki hareketlerin
hangisinin yapılmasında bir kısıtlılık görülür?
A) Kolun fleksiyonu
B) Kolun abdüksiyonu
C) Önkolun supinasyonu
D) Önkolun fleksiyonu
E) Önkolun pronasyonu
6. Aşağıdakilerden hangisinin yapısına m. obliquus externus
abdominus’un aponörozu katılmaz?
A) Lig. inguinale
B) Falx inguinalis
C) Canalis inguinalis
D) Lig. pectineum
E) Lig. reflexum
2015 ŞUBAT TUS 42. DENEME SINAVITEMEL BİLİMLER TESTİ SORULARI
Bu testte sırasıyla Anatomi, Histoloji ve Embriyoloji, Fizyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji,Patoloji, Farmakoloji soruları bulunmaktadır.
4 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
7. Ligamentum vocale’ler (ses telleri) arka tarafta aşağıda
verilen larynx kıkırdaklarından hangisine tutunmuşlardır?
A) Cartilago corniculata
B) Cartilago cuneiforme
C) Cartilago thyroidea
D) Cartilago arytenoidea
E) Cartilago epiglottica
8. Aşağıdakilerden hangisi arteria maxillaris’in bir dalı
değildir?
A) Arteria palatina descendens
B) Arteria infraorbitalis
C) Arteriae alveolares superiores anteriores
D) Arteria alveolaris inferior
E) Arteria sphenopalatina
9. Sinus petrosus inferior aşağıdaki venlerden hangisine drene
olur?
A) Sinus petrosus superior
B) Sinus transversus
C) Sinus cavernosus
D) Sinus rectus
E) Sinus sigmoideus
10. M. genioglossus aşağıdaki sinirlerden hangisi tarafından
inerve edilmektedir?
A) N. mandibularis
B) N. lingualis
C) N. glossopharyngeus
D) N. hypoglossus
E) Plexus pharyngeus
11. Aşağıdaki oluklardan hangisi hemispherium cerebri’nin dış
yüzünde bulunmaz?
A) Sulcus frontalis inferior
B) Sulcus intraparietalis
C) Sulcus calcarinus
D) Sulcus temporalis inferior
E) Sulcus postcentralis
12. Aşağıdakilerden hangisi thalamus’da bulunan
çekirdeklerden biridir?
A) Nucleus suprachiasmaticus
B) Nucleus subthalamicus
C) Nucleus paraventricularis
D) Nucleus ventralis posteromedialis
E) Nucleus ruber
13. Ventriculus quartus’ta bulunan beyin omurilik sıvısı aşağıda
verilen yapılardan hangisinden geçerek cisterna magna’ya
geçer?
A) Apertura mediana
B) Aquaeductus cerebri
C) Canalis centralis
D) Foramen interventriculare
E) Foramen Monro
14. Aşağıdaki yapılardan hangisi bulbus oculi’de bulunmaz?
A) Ora serrata
B) Processus ciliaris
C) Stria vascularis
D) Uvea
E) Fovea centralis
5DENEME SINAVI – 42
15. Aşağıdaki hormonlardan hangisi hipofizin asidofil hücreleri
tarafından salınır?
A) Büyüme hormonu
B) ACTH
C) TSH
D) Oksitosin
E) LH
16. Aşağıdaki hücrelerden hangisi hücre döngüsünün G0
aşamasındadır?
A) Kardiyomyosit
B) Primer Oosit
C) Spermatogonyum
D) Enterosit
E) Fibroblast
17. Aşağıdaki hücrelerden hangisi köken olarak monositle
ilişkili bir hücre değildir?
A) Langerhans hücresi – deri
B) Histiyosit – bağ dokusu
C) Osteoklast – kemik
D) Kondroblast – kıkırdak
E) Mikroglia – sinir
18. Aşağıdaki organellerden hangisinin fonksiyonu ubiquitin
proteinine bağımlı olarak gerçekleşir?
A) Golgi
B) Endoplazma retikulumu
C) Mitokondriyon
D) Ribozom
E) Proteazom
19. Karaciğerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Hepatositlerde üretilen safra, lobülün merkezindeki safra
kanalına dökülür.
B) Portal sahaya V. Porta’dan kan gelir.
C) Mall boşluğunda lenf sıvısı yer alır.
D) Hepatositler arasında sıkı bağlantılar izlenir.
E) Kupffer hücresi makrofaj olarak görev yapar.
20. Aşağıdakilerden hangisi T lenfositlerin yoğun olmasıyla öne
çıkan bir bölge değildir?
A) Tonsilla palatinanın derin korteksi
B) Timusun medullası
C) Lenf düğümünün parakorteksi
D) Dalakta periarteriolar lenfatik kılıf
E) Dalakta kırmızı pulpa
21. Aşağıdaki solunum yolu yapılarından hangisi sürfaktan
salgılayan hücrelerden zengindir?
A) Trakea
B) Primer bronş
C) Bronşiol
D) Terminal bronşiol
E) Respiratuar bronşiol
22. Aşağıdaki yapılardan hangisi mezoderm kökenli kabul
edilir?
A) Mide
B) Dalak
C) Karaciğer
D) Schwann hücresi
E) Frontal beyin korteksi
6 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
23.
Bir sarkomer için uzunluk–gerim ilişkisini gösteren
diyagrama göre B ve C noktaları arasında gerimin
maksimum olmasının nedeni hangisi olabilir?
A) İki uçtaki aktin filamentlerinin çakışması
B) İki uçtaki miyozin filamentlerinin çakışması
C) Miyozin filamentlerinin minimal uzunlukta olması
D) Aktin ve miyozin filamentleri arasında optimum
örtüşmenin olması
E) Aktin ve miyozin filamentleri arasında en az örtüşmenin
olması
24. Hücre membranın kolesterol içeriği aşağıdaki özelliklerden
hangisini en fazla etkiler?
A) Kalınlığını
B) İyon geçirgenliğini
C) Akışkanlığını
D) Glikolizasyonunu
E) Hidrofobik etkisini
25. Atriyal natriüretik peptidin artışı aşağıdaki fizyolojik
değişim yanıtlarından hangisinin ortaya çıkmasına neden
olur?
Anjiotensin II Aldosteron Sodyum atılımı
A) Artar Artar Artar
B) Artar Azalır Artar
C) Azalır Azalır Azalır
D) Azalır Artar Artar
E) Azalır Azalır Artar
26. Bir kan damarında sürtünme stresi artığında aşağıdaki
değişikliklerden hangisine neden olur?
A) Endotelin üretimi azalır
B) cGMP üretimi azalır
C) Renin üretimi artar
D) Prostasiklin üretimi azalır.
E) Nitrik oksit serbestleşmesi artar.
27.
Sol ventriküle ait basınç–hacim ilişkisi içinde ikinci kalp sesi
ne zaman meydana gelir?
A) D noktasında
B) A noktasında
C) B noktasında
D) B ve C noktaları arasında
E) C ve D noktaları arasında
7DENEME SINAVI – 42
28. Aşağıdaki yapılardan hangisi solunumun frekans ve
derinliğinin kontrol edilmesinde en etkin role sahiptir?
A) Apnostik merkez
B) Pnömotaksik merkez
C) Nükleus traktus solitaryus
D) Dorsal solunum grubu nöronları
E) Ventral solunum grubu nöronları
29. Afferent arteriol direncinde % 50’lik bir azalmaya neden
olan fakat arteriyel kan basıncında bir değişiklik yapmayan
bir vazodilatatör ilaç uygulanmasından sonra aşağıdaki
durumlardan hangisi beklenir?
Böbrek kan akımı GFR Peritübüler kapiller
hidrostatik basınç
A) Azalma Azalma Düşme
B) Azalma Azalma Yükselme
C) Artma Artma Yükselme
D) Artma Artma Değişiklik yok
E) Artma Artma Düşme
30. Aşağıdakilerden hangisi acil transfüzyon reaksiyonuna
neden olur?
A) O Rh (+) hastaya O Rh (–) tam kan verilmesi
B) A Rh (+) hastaya O Rh (+) tam kan verilmesi
C) B Rh (–) hastaya A Rh (–) tam kan verilmesi
D) AB Rh (+) hastaya AB Rh (–) tam kan verilmesi
E) B Rh (–) hastaya B Rh (–) tam kan verilmesi
31. Bir nörotransmitterin uyarıcı veya inhibitör etkisini
aşağıdakilerden hangisi belirler?
A) Moleküler yapısı
B) Postsinaptik reseptörünün fonksiyonu
C) Sinaptik aralıkta metabolize edilme şekli
D) İçinde bulunduğu sinaptik vezikülün şekli
E) Presinaptik ve postsinaptik membran arasındaki mesafe
32. Korti organı kokleanın hangi bölümünde bulunur?
A) Ampulla
B) Sakkulus
C) Skala media
D) Skala timpani
E) Skala vestibuli
33. Aşağıdaki membranlardan hangisi kardiyolipin içerir?
A) Hücre membranı
B) Golgi membranı
C) Mitokondri membranı
D) Endoplazmik retikulum membranı
E) Lizozom membranı
34. Aşağıdakilerden GLUT tiplerinden hangisi barsak
lümeninden fruktoz emiliminden sorumludur?
A) GLUT1
B) GLUT2
C) GLUT3
D) GLUT4
E) GLUT5
35. Aşağıdaki glikoliz basamaklarından hangisinde açığa su
çıkar?
A) Glikoliz
B) Enolaz
C) Fosfogliserat kinaz
D) Piruvat kinaz
E) Fosfoizomeraz
8 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
36. Aşağıdaki basamaklardan hangisi geri dönüşümlüdür?
A) Glukokinaz
B) Fosfofruktokinaz
C) Fosfogliserat kinaz
D) Piruvat kinaz
E) Piruvat dehidrogenaz
37. Aşağıdaki moleküllerden hangisi pentoz fosfat yolunda
görev almaz/oluşmaz?
A) Riboz 5 fosfat
B) Ribüloz 5 fosfat
C) Fruktoz 6 fosfat
D) Glukoz 6 fosfat
E) Glukuronik asit
38. Yağ asid sentezi için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Düzenleyici basamak yağ asidi sentaz enzimi tarafından
katalize edilir.
B) İlk sentezlenen yağ asidi palmitat’tır.
C) Yağ asidlerinde zincir uzatma işlemi mitokondri ve düz
endoplazmik retikulumda gerçekleşir.
D) Yağ asidi sentaz kompleksi yapısında B5 vitamini içerir.
E) Yağ asidi sentezi sitoplazmada gerçekleşir.
39. Aşağıdaki moleküllerden hangisinin hem sentezi hemde
yıkımı mitokondri matriksinde gerçekleşir?
A) Yağ asidi
B) Keton cisimleri
C) Glukoz
D) Glikojen
E) DNA
40. Aşağıdaki lipoproteinlerden hangisi elektroforezde en hızlı
hareket eder?
A) Şilomikron
B) VLDL
C) LDL
D) IDL
E) HDL
41. Aşağıdaki moleküllerden hangisi hem pürin hem de
pirimidin sentezinde kullanılır?
A) PRPP
B) Glisin
C) Alanin
D) Tirozin
E) Orotat
42. UV ışık ile oluşan DNA hasarı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Baz deaminasyonu
B) Timin dimerleri
C) Çift zincir kırığı
D) Baz metilasyonu
E) Tek zincir kırığı
43. Pepsinojenin pepsine dönüşümünde yer alan faktör ve
reaksiyon aşağıdakilerden hangisidir?
A) Lipaz/hidroliz
B) Gastrin /metilasyon
C) HCI /hidroliz
D) Tripsin /fosforilasyon
E) Amilaz/hidroliz
9DENEME SINAVI – 42
44. Diürnal değişiklik gösteren üre analizi için çalışılması en
uygun olan idrar örneği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sabahın ilk idrarı
B) Spot idrar
C) Orta idrar
D) Saatlik idrar
E) 24 saatlik idrar
45. Aşağıdakilerden hangisi antikoagülan mekanizmalar için
yanlış bir ifade olur?
A) Antitripsin, trombini inhibe ederek antikoagulan özellik
gösterir
B) Heparin antitrombin III’ü inhibe eder
C) EDTA, kalsiyumu bağlayarak antikoagulan etki gösterir
D) Sitrat ve oksalatlar FIV u tutan in vitro antikoagülanlardır
E) Aktif Protein C antikoagülan özellik gösterir,
46. Aşağıdakilerdan hangisi karaciğerdeki alanin ve glutaminin
kaynağıdır?
A) Kas ve beyin
B) Böbrek ve mide
C) Beyin ve bağırsak
D) Dalak ve pankreas
E) Böbrek ve yağ
47. Aşağıdaki amino asitlerden hangisi melatonin ve niasini
meydana getirir?
A) Serotonin
B) Arginin
C) Triptofan
D) Metiyonin
E) Valin
48. Bağ dokusu proteinlerinde bulunan desmozin hangi enzim
etkisi ile oluşur?
A) Prolin hidroksilaz
B) Lizil hidroksilaz
C) Matriks proteaz
D) Lizil oksidaz
E) Transglutaminaz
49. Kan pH’ının 7.4 olarak sürdürülmesinde HCO3 ve H2CO3
oranı ne olmalıdır?
A) 1: 10
B) 15:1
C) 1: 20
D) 1: 25
E) 20:1
50. Aşağıdaki vitaminlerden hangisinin eksikliği kanda piruvat
ve laktat artışına neden olur?
A) Vitamin B1
B) Vitamin B6
C) Vitamin Biotin
D) Vitamin B9
E) Vitamin B12
51. Aşağıdaki enzimlerden hangisi liyaz sınıfına aittir?
A) Hekzokinaz
B) Laktat Dehidrogenaz
C) Argininosüksinaz
D) Katalaz
E) Sitokrom oksidaz
10 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
52. Aşağıda hormon/reseptör yerleşimi / etki mekanizması
bilgilerinden hangisi yanlıştır?
A) TSH/Membran/cAMP
B) NO/ sitozol/cGMP
C) ACTH/membrane/cAMP
D) Tiroksin/nukleus/ gen transkripsiyonu
E) Östradiol/sitozol/cAMP
53. Glukagon hormonu, cAMP sentezini uyarmaktadır.
Aşağıdakilerden hangisinin aktivitesi bu yolla artmaktadır?
A) Glikojen sentaz
B) Hormon duyarlı lipaz
C) HMG KoA reduktaz
D) Asetil KoA karboksilaz
E) Hidroksi metil glutaril KoA redüktaz
54. Bilirubinin ürobilinojene dönüşümünde rol oynayan enzim
aşağıdakilerden hangisidir?
A) ALA sentaz
B) Ferroşelataz
C) Betaglukuronidaz
D) UDP–Glukuronil transferaz
E) Biliverdin redüktaz
55. Aşağıdakilerden hangisi sporisidaldir?
A) % 60 Metil alkol
B) Polyhegzanid
C) Perasetik asid
D) % 2 fenol
E) % 70 etil alkol
56. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin hedefine bağlanması
enerji bağımlı bir safha gerektirir?
A) Beta–laktamlar
B) Kloramfenikol
C) Gentamisin
D) Kinolonlar
E) Linkozamidler
57. Hangisi derinin normal kalıcı florasında bulunmaz?
A) Staphylococcus epidermidis
B) Proprionobacterium acnes
C) α–hemolitik streptokoklar
D) S.pyogenes
E) Malesezia furfur
58. Aşağıdakilerden hangisinde streptomisin kullanılması
uygun değildir?
A) Brusella
B) Tüberküloz
C) Tularemi
D) Veba
E) Mikoplazma pnömonisi
59. Aşağıdaki eşleştirilen bakterilerden hangilerinin ayrımında
%3 H2O2 testi gereklidir?
A) Stafilokok–Streptokok
B) Pseudomonas– Klebsiella
C) Enterekokok–Pnömokok,
D) Borrelia – Pseudomonas
E) Neisseria–Hemophilus
11DENEME SINAVI – 42
60. Pnömokoklarla ilgili ifadelerden hangisi/hangileri doğru
değildir?
I. Optokine dirençlidir
II. Penisiline dirençli kökenler mevcuttur
III. inülini hidroliz eder
IV. %6.5 NaCl ortamında ürer
A) I ve II
B) II ve III
C) I, II ve III
D) Yalnız III
E) I ve IV
61. B grubu beta hemolitik Streptokoklarla ilgili ifadelerden
hangisi/hangileri doğru değildir?
I. Siyalik asit yapısında kapsülü vardır.
II. CAMP pozitiftir.
III. Erken başlangıçlı (ilk 7 gün) sepsiste mortalite fazladır.
IV. Grup B Streptokoklarla kolonize annelere doğum öncesi
gentamisin profilaksisi gerekir.
A) I ve II
B) Yalnızca III
C) II ve III
D) Yalnızca IV
E) II ve IV
62. Yoğun bakım ünitesinde 20 gün yatan 68 yaşındaki hastada
beyin cerrahi ameliyatından sonra menenjit bulguları
gelişmiştir. BOS örneğinde bol nötrofil ve Gram (–)
kokobasiller görülmüştür. Kültürde oksidaz (–) hareketsiz ve
nonfermentatif bakteriler üremiştir.
Bu klinik tabloya yol açması en olası bakteri
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Pseudomonas aeruginosa
B) Acinetobacter baumannii
C) Neisseria meningitidis
D) Haemophilus influenzae
E) Alcaligenes faecalis
63. Serolojik tanısında kardiyolipine karşı gelişen antikor
aranan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mycobacterium tuberculosis
B) Trepanoma pallidum
C) Nocardia asteroides
D) Burkholderia cepacia.
E) Acinetobacter baumannii
64. Günlük 60 mg Steroid kullanan 55 yaşındaki erkek hasta,
iki haftadır süren ateş, öksürük, kanlı balgam çıkarma, baş
ağrısı ve sol kolunda güçsüzlük ile başvuruyor. Çekilen toraks
tomografisinde her iki akciğerde multipl apse ile uyumlu
lezyonlar görülüyor. Bronkoalveoler lavaj örneğinde gram
pozitif, dallanmış filamantöz yapılar EZN pozitif saptanmıştır.
Yukarıda tanımlanan klinik tabloda düşünülmesi gereken
en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mycobacterium tuberculosis
B) Actinomyces israelii
C) Nocardia asteroides
D) Rhodococcus equi
E) Paracococciodes brasilensis
65. Kemik iliği nakli yapılan 60 yaşındaki kadında,
transplantasyondan 65 gün sonra ateş, solunum sıkıntısı,
öksürük, konfüzyon, sulu ishal, radyogramda akciğer
grafisinde bilateral infiltrasyon saptanıyor. Kanda lökosit
sayısı 4.000, % 80 nötrofil hâkimiyeti saptanıyor. Serum
sodyum seviyesi 118 meq/lt ise hangi etken öncelikle
düşünülmelidir?
A) Mycoplasma pneumoniae
B) Streptococus penumoniae
C) Pseudomonas aeruginosa
D) Escherichia coli
E) Legionella pneumophila
12 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
66. AIDS’li erkek hasta penis ülseri nedeniyle başvurmuştur.
Ülserler basmakla hassastır. Ülserden alınan örnekte balık
sürüsünü andıran gram negatif basiller görülmüştür.
Bu ülserin tedavisinde aşağıdakilerden hangisinin verilmesi
en uygundur?
A) Azitromisin
B) Sefazolin
C) Metronidazol
D) Penisilin G
E) Asiklovir
67. Göz çevresinde ödem, bacak kaslarında ağrı ile başvuran
hastanın sıkça domuz eti yediği öğrenilmiştir. Tetkiklerinde
eozinofili ve kas biyopsisinde kist içeren larvalar saptanmıştır.
Bu hastada hangisi öncelikle hangisi düşünülmelidir?
A) Trichinella spiralis
B) Cryptosporidium parvum
C) Enterobius vermicularis
D) Balantidium coli
E) Diphyllobothrium latum
68. Plasmodium vivax ile enfekte bir kişiyi sokan sivrisinek,
plasmodium’un hangi formunu insandan alarak enfekte
olur?
A) Sporozoit
B) Hipnozoid
C) Merozoid
D) Gametosid
E) Ookist
69. Hangisinin işlevi bozulduğunda hiper Immun globulin M
sendromu oluşur?
A) CD 28 ligand bozukluğu
B) CD 40 ligand bozukluğu
C) CD 56 ligand bozukluğu
D) CD 21 ligand bozukluğu
E) CD 11 ligand bozukluğu
70. Aşağıdaki virüslerden hangilerinin canlı virüs aşısı vardır?
I. Rubella
II. Varicella zoster
III. Hepatit C
IV. Kuduz
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) I ve IV
E) I, II ve IV
71. Yüzme havuzu keratokonjoktivitine neden olan etkeni olan
virus aşağıdakilerden hangisidir?
A) Adenovirus
B) Rhinovirüsler
C) Pox virüs
D) Reo virüs
E) Rhabdo virüs
13DENEME SINAVI – 42
72. Parainfluenza virüslerle ilgili bilgilerden hangisi doğru
değildir?
A) Parainfluenza virüs
B) Damlacık enfeksiyonuyla bulaşır.
C) Zarflı RNA virüsüdür.
D) Tip 1 ve Tip 2 beş yaş altındaki çocuklarda krupun en sık
nedenidir.
E) Hastalıktan iyileşmede Ig G antikorları gereklidir.
73. Kızamıkçık aşısından kaç ay sonra hamile kalınabilir?
A) 1 ay
B) 2 ay
C) 3 ay
D) 6 ay
E) 12 ay
74. Mantarlarla ilgili verilen ifadelerden hangisi (hangileri)
doğru değildir?
I. Mantarlar, prokaryottur.
II. Hücre duvarında kitin vardır.
III. Mantar hücre zarında sterol bulunur.
IV. Mantarlar absorbsiyonla beslenirler
A) Yalnız I
B) I ve III
C) I ve II
D) I ve IV
E) III ve IV
75. Mağara gezisine katılan ve uzun zamandır yüksek doz steroid
kullanan 18 yaşındaki kızda lenfadenopati ve dilde ülseratif
lezyonlar görülmüştür. Lezyondan alınan materyalin giemsa
ile boyanmasında makrofajlar içinde tomurcuklanan maya
hücreleri görülmüştür.
Aşağıdaki etkenlerden hangisi bu tabloyu oluşturabilir?
A) Coccidioides immitis
B) Histoplasma capsulatum
C) Blastomyces dermatitidis
D) Paracoccidioides brasiliensis
E) Zigomikoz
76. Th2 lenfositlerinden salınan ve immun sistemi baskılayıcı
özellikte olan sitokin hangisidir?
A) IL–1
B) Interferon gamma
C) IL–2
D) IL–12
E) IL–10
77. Hücrenin yaralanmasında önemli rol oynayan reaktif
oksijen ürünlerinin ortamdan uzaklaştırılmasında
aşağıdakilerden hangisi görev alır?
A) Katalaz
B) Fosfolipaz A2
C) Laktat dehidrogenaz
D) Kaspaz
E) Telomeraz
14 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
78. Kurşun ve diğer ağır metallerin etkisi sonucunda gelişen
nekroz tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Koagulasyon nekrozu
B) Likefaksiyon nekrozu
C) Gangrenöz nekroz
D) Kazeifikasyon nekrozu
E) Enzimatik yağ nekrozu
79. Aşağıdaki inflamatuar mediatörlerden hangisi iltihap
alanında üretilir ve kemik iliği üzerinde koloni uyarıcı faktör
benzeri etkiye sahiptir?
A) IL 1
B) IL 3
C) IL 4
D) IL 13
E) IL 15
80. Akut apandisitte izlenen iltihap türü aşağıdakilerden
hangisidir
A) Fibrinöz
B) Seröz
C) Süpüratif
D) Nekrozlu
E) Ülseratif
81. Adenomatöz polipozis coli (APC) proteini, hangi molekülle
birleşerek, bu molekülü parçalar ve transkripsiyon
genlerinin aktivasyonunu engeller?
A) E6 proteini
B) Siklin A
C) p57 proteini
D) β katenin
E) BAX proteini
82. Kırk dokuz yaşında kadın hasta memede kitle nedeniyle
doktora başvuruyor. Kitlenin eksizyonu sonrası yapılan
histopatolojik incelemede tabakalar ve adalar oluşturmuş,
atipik epitelyal hücre grupları izlenmiştir.
Bu kitlenin malign olduğunu gösteren en önemli kriter
aşağıdakilerden hangisidir
A) Kitlenin çapı
B) Nekroz
C) Belirgin nükleer atipi
D) Yüksek mitoz oranı
E) İnvazyon
83. Aşağıdakilerden hangisinin klasik poliarteritis nodosa’da
görülmesi beklenmez?
A) Gastrointestinal kanama
B) Damar duvarında fibrinoid nekroz
C) Damarlarda transmural inflamasyon
D) Akciğerde granulamatöz vaskulit
E) Renal arter dallarında progresif obstruksiyon
15DENEME SINAVI – 42
84. Aortik diseksiyon nedeniyle cerrahi onarım yapılan 30
yaşındaki bir erkek hastada damar duvarının incelenmesinde
mediada elastik liflerde parçalanma saptanıyor.
Bu patolojiye aşağıdakilerden hangisi eşlik edebilir?
A) Marfan sendromu
B) Nörofibromatozis tip II
C) α1–antitripsin eksikliği
D) Lesch–Nyhan sendromu
E) Kawasaki hastalığı
85. Pap smear mikroskobisinde düşük dereceli skuamöz
intraepitelyal lezyon ve kondilomda izlenen perinükleer
vakuolizasyon, aşağıdakilerden hangisinin birikimine bağlı
olarak oluşur?
A) Viral partikül
B) Glikojen
C) Lizozom
D) E4 proteini
E) Kaba endoplazmik retikulum
86.Yirmi yedi yaşında bir erkek hastanın kemik iliğinde iğne
benzeri Auer çubukçukları içeren iri neoplastik blastik
hücreler görülüyor.
Bu hastada sitogenetik çalışmada ne tür bir anomali
beklenir?
A) 17 q delesyonu
B) t(8;14)
C) t(15;17)
D) t(9;22)
E) t(14;18)
87. Histopatolojik olarak ferriginöz cisimciklerin izlendiği
pnömokonyoz aşağıdakilerden hangisidir?
A) Antrakozis
B) Berilyozis
C) Silikozis
D) Asbestozis
E) Bagassozis
88. Kolonda paneth hücre metaplazisi aşağıdakilerden
hangisinde görülür?
A) Whipple hastalığı
B) Abetalipoproteinemi
C) Cheliak hastalığı
D) Crohn hastalığı
E) Ülseratif kolit
89. Aşağıdakilerden hangisi primer bilier siroza en yüksek
oranda eşlik eden otoimmün bir hastalıktır?
A) Sistemik lupus eritematozus (SLE)
B) Sjögren sendromu
C) Polimiyozit
D) Dermatomyozit
E) Otoimmün troidit
16 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
90. Aşağıdakilerden hangisi Von Hippel–Lindau hastalığına
daha sık eşlik eder?
A) Multipl menenjiom
B) Medullablastom
C) Hemanjiyoblastom
D) Schwannom
E) Ependimom
91. Retinal pigment epitelinde hiperplazi aşağıdaki
gastrointestinal polip sendromlarından hangisinde görülür?
A) Familyal polipozis koli
B) Cowden sendromu
C) Peutz Jeghers sendromu
D) Cronkhite–Canada sendromu
E) Turcot sendromu
92. Minimal değişiklik hastalığında karakteristik ışık
mikroskobik bulgu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Endotel proliferasyonu
B) Mezanjiyal fibrozis
C) Podositlerin ayaksı çıkıntılarında silinme
D) Bazal membranlarda kalınlaşma
E) Karakteristik bulgu izlenmez
93. Aşağıdakilerden hangisinin etyolojisinde HIV en önemli yere
sahiptir?
A) Posstreptekoksik glomerulonefrit
B) Kresentik glomerulonefrit
C) Fokal segmenter glomerülonefrit
D) Membranoproliferatif glomerulonefrit
E) Membranöz glomerulonefrit
94. Memenin en sık görülen spesifik malignitesi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnvaziv lobüler karsinom
B) Duktal karsinoma insitu
C) Kribriform karsinom
D) Duktal invaziv meme karsinomu
E) Medüller karsinom
95. Aşağıdaki tiroid kanserlerinden hangisinde hipertroidi daha
sık görülür?
A) Anaplastik karsinom
B) Papiller karsinom
C) Medüller karsinom
D) Folliküler karsinom
E) Metastatik karsinom
96. Aşağıdaki vulvar lezyonlardan hangisi adenokansere
dönüşüm gösterir?
A) Aktinik keratoz
B) Bowen hastalığı
C) Paget hastalığı
D) Kondiloma acuminata
E) Bovenoid papülozis
97. Kemik tümörleriyle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi
yanlıştır?
A) Primer malign kemik tümörleri çocukluk çağında daha
sıktır
B) Kondrosarkomlar erişkin çağda daha sık görülür.
C) Kemiğin en sık primer benign tümörü osteokondromdur
D) Kemikte en sık görülen malign tümör metastatik
tümörlerdir.
E) Kondroblastom malign bir kemik tümörüdür.
17DENEME SINAVI – 42
98. Aşağıdaki menenjit etkenlerinden hangisinde beyin tabanını
tutulumu sıklıkla görülür?
A) Streptokok menenjiti
B) Stafilokok menenjiti
C) Listeria menenjiti
D) Tüberküloz menenjiti
E) Viral menenjiti
99. Aşağıdakilerden hangisi tip 1 ve tip 2 DM tedavisinde
subkütan kullanılan insan amilin analoğudur?
A) Sitagliptin
B) Pramlintid
C) Liraglutid
D) Exenatid
E) Tolrestat
100. Pioglitazon için aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?
A) PPAR–γ‘nın yanısıra PPAR–α‘yıda uyarır
B) Lipid profilini olumlu etkiler
C) Kilo verdirdiği için obez hastalarda iyi tercihtir
D) Ödeme neden olduğu için ileri evre kalp yetmezliğinde
kontrendikedir
E) Osteroporoza bağlı el bileği kırığı yapabilir
101. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi aromataz inhibitörüdür?
A) Anastrazol
B) Tamoksifen
C) Fulvestrant
D) Danazol
E) Klomifen
102. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi Adenozin A1 reseptörlerini
bloke ederek diüretik etki gösterir?
A) Karbamazepin
B) Kafein
C) Dipiridamol
D) Rolofilin
E) Tikagrelor
103. Aşağıdaki antiaritmiklerden hangisi benign prostat
hiperplazisi ve dar açılı glokomu olan hastalarda
kontrendikedir?
A) Prokainamid
B) Lidokain
C) Amiodaron
D) Sotalol
E) Disopramid
104. Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin elektrokardiyogramda QT
intervalini uzatması beklenmez?
A) Kinidin
B) Eritromisin
C) Metoprolol
D) Sertindol
E) Probukol
105. Aşağıdakilerden hangis anjina pektoris tedavisine
kullanılan sinoatriyal düğümde bulunan If kanal
blokörüdür?
A) Trimetazidin
B) İvabradin
C) Ranolazin
D) Nikorandil
E) Fasudil
18 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
106. Aşağıdakilerden hangisi kronik konstipasyon ve irritable
barsak sendrom hastalığı tedavisi için geliştirilmiş tip–2
klor kanallarını stimüle edererek etki gösteren prokinetik
ilaçtır?
A) Prukaloprid
B) Lubiprostan
C) Alvimopan
D) Metilnaltrekson
E) Metoklopramid
107. Otuzbeş yaşındaki erkek hasta acil servise 30 dakika
önce başlayan bulantı kusma , flushing, karın ağrısı ve
hipotansiyon ile başvuruyor. İki saat önce arkadaşıyla
birlikte yoğun alkol kullandığı ve 5 gündür pnömoni
nedeniyle düzenli antibiyotik kullandığı öğreniliyor.
Yukardaki tabloya aşağıdaki ilaçlardan hangisinin neden
olması beklenir?
A) Doksisiklin
B) Ampisilin
C) Klaritromisin
D) Moksifloksasin
E) Sefoperazon
108. Aşağıdakilerden hangisi kemoterapinin indüklediği emezis
tedavisinde kullanılan Nörokinin –1 (NK–1) reseptör
blokörüdür?
A) Palanosetron
B) Dronabinol
C) Aprepitant
D) Metoklopramid
E) Proklorperazin
109. Aşağıdaki opiyat parsiyel agonistlerinden hangisi µ
reseptörleri için full agonisttir?
A) Buprenorfin
B) Tramadol
C) Nalorfin
D) Pentazosin
E) Butorfanol
110. Bir yıldır şizofreni nedeniyle klorpromazin kullanan
bir bayan hastada aşağıdaki yan etkilerden hangisinin
görülmesi beklenmez?
A) Sedasyon
B) Ortostatik Hipotansiyon
C) Konstipasyon
D) Emezis
E) Kilo alımı
111. Bir ilacın idame dozu aşağıdaki parametrelerden hangisine
en bağımlıdır?
A) Doz
B) Biyoyararlanım
C) Plazma ilaç konsantrasyonu
D) Dağılım Hacmi
E) Klirens
19DENEME SINAVI – 42
112. Bir ilacın reseptör yakınında bir yere bağlanarak
reseptörün etkisini değiştirmesi aşağıda verilen
tanımlardan hangisiyle açıklanır?
A) Allosterik etki
B) Heteroreseptöre bağlanma
C) Otoreseptörü uyarma
D) Parsiyel agonist etki
E) İnvers agonist etki
113. Daptomisin ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru
değildir?
A) Bakteri hücresinde depolarizasyona neden olarak
bakteristi özellik gösterir
B) Lipopeptid yapıdadır
C) En önemli endikasyonu MRSA’ dır
D) Pnömokok Pnömonisi tedavisinde de kullanılır
E) Renal eliminasyona uğrar ve günde tek doz intravenöz
kullanılır
114. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi Balantidium coli tedavisinde
ilk tercihtir?
A) Tetrasiklin
B) Paramomisin
C) Kotrimoksazol
D) Metronidazol
E) Albendazol
115. Aşağıdakilerden hangisi ALL tedavisinde kullanılan
dihidrofolat redüktaz inhibitörüdür?
A) Siklofosfamid
B) 5–Florourasil
C) Metotreksat
D) Pentostatin
E) Gemsitabin
116. Aşağıdaki toksinlerden hangisi nöronlarda bulunan voltaj
bağımlı Na kanalını güçlü bloke ederek etki gösterir?
A) Latrotoksin
B) Batrakotoksin
C) Bungarotoksin
D) Tetradotoksin
E) w–Konotoksin
117. Aşağıdakilerden hangisi ergot alkoloidlerinin klinik
endikasyonlarından değildir?
A) Akut migren krizi
B) Migren profilaksisi
C) Post partum hemoraji
D) Hiperprolaktinemi
E) Doğum indüksiyonu
20 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
118. Nitrik Oksit Sentetaz (NOS) enzimi ile ilgili aşağıdaki
verilenden hangisi doğru değildir?
A) Nitrik Oksit Sentetaz enziminin 5 alt izoformu vardır..
B) NOS–3, endotel hücrelerinde yoğun olarak bulunur
C) NOS–1’ i kodlayan gen 12. Kromozom üzerindedir
D) NOS–2 ‘ in açığa çıkma şekli indüklenebilir özellik
taşımaktadır
E) NOS–1’ in kalsiyuma bağımlılığı vardır
119. Aşağıdaki antidepresanlardan hangisi Sinaptik aralıktan
serotonin geri alınımı artırarak etki gösterir?
A) Fluoksetin
B) Venlafaksin
C) Bupropion
D) Tianeptin
E) Atomeksetin
120. Bir kutu metoprolol süksinat içerek acil servise başvuran
42 yaşındaki erkek hastaya aşağıdaki antidotlardan
hangisi uygulanmalıdır?
A) N–asetil sistein
B) Glukagon
C) Digibind
D) Hidroksokobalamin
E) Naloksan
3DENEME SINAVI – 42
1. Altmış üç yaşında erkek hasta 7 gün önce yapılan koroner
by–pass operasyonu sonrası yoğun bakımda takip edilirken,
ani başlayan nefes darlığı nedeni ile değerlendiriliyor.
Yapılan fizik muayenesinde tansiyon arteryel 80/60 mmHg,
kalp sesleri derinden geliyor ve boyun venöz dolgunluğu
saptanıyor. Çekilen elektrokardiyografisinde voltaj düşüklüğü
görülüyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Konstriktif perikardit
B) Akut perikardit
C) Tamponad
D) Akut akciğer ödemi
E) Akut koroner sendrom
2. İnfektif endokardit için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Tanıda transösefageal ekokardiyografi önemli bir yer tutar
B) Tedaviye dirençli olgularda operasyon düşünülebilir.
C) Etken olarak Streptokoklar ve S. Aureus ön planda
mikroorganizmalardır.
D) Nativ kapak endokarditi en sık aort kapağı tutar.
E) İntravenöz ilaç bağımlılarında özellikle sağ kapak tutulumu
tipiktir.
3. Altmış beş yaşında erkek hasta 2 saatir devam eden göğüs
ağrısı nedeni ile acil serviste görülüyor. Fizik muayenesinde
tansiyon 145/95 mmHg ve nabız 103 atım /dk saptanıyor.
Dinlemede S4 olan hastanın EKG ‘sinde V1– V4 ST
elevasyonları saptanıyor.
Bu hasta için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Tedavide primer koroner girişim ilk tercih olmalıdır.
B) Acil Ekokardiyografi yapılmalıdır.
C) Tanı Akut anterior MI’dır.
D) Tedavide aspirin ve klopidogrel verilmelidir.
E) ACE inhibitörleri erken dönemde başlanmalıdır.
4. Preeklampsi gelişmiş bir gebede aşağıdakilerden hangisi
antihipertansif olarak seçilmemelidir?
A) Alfa metil Dopa
B) Hidralazin
C) Tiazidler
D) Labetolol
E) Nifedipin
5. Progresif sistemik skleroz tanısı ile izlenen bir hasta
yüksek ateş ve kötü kokulu pürülan balgam yakınmalarıyla
başvuruyor. Akciğer grafisinde kavite içeren pnömonik lezyon
saptanıyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nekrobiyotik nodül
B) Aspirasyon pnömonisi
C) Aspergilloz
D) Nozokomial pnömoni
E) Akciğer tüberkülozu
6. Bruselloz tanısı alan bir hastada aşağıdakilerden hangisinin
görülme olasılığı en yüksektir?
A) Miyeloradikülonörit
B) Paravertebral apse
C) Sakroileit
D) Orşit
E) Endokardit
2015 ŞUBAT TUS 42. DENEME SINAVIKLİNİK BİLİMLER TESTİ SORULARI
Bu testte sırasıyla Dahiliye Grubu, Pediatri, Cerrahi Grubu ve Kadın Hastalıkları ve Doğum soruları bulunmaktadır.
4 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
7. Aşağıdakilerden hangisi kolşisin tedavisi sırasında
gelişebilen ve dozun azaltılmasıyla giderilebilen bir yan
etkidir?
A) Özofajit
B) Diyare
C) Malabsorpsiyon
D) Amiloidoz
E) Hipotansiyon
8. Bronkoalveoler lavaj incelemesinde bakılan T4/T8 oranı
yüksekliğinin, klinik ve radyolojik bulgularla uyumlu
olduğunda tanı koydurucu olduğu hastalık aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Ekstrensek allerjik alveolit
B) Bronşiolitis obliterans organize pnömoni
C) Silikozis
D) Sarkoidozis
E) İlaçlar
9. Aşağıdakilerden hangisinde taşma (overflow) proteinürisi
görülür?
A) Glomerülonefrit
B) Kalp yetmezliği
C) Paraproteinemiler
D) Ateşli hastalık
E) İnterstisiyel nefrit
10. Aşağıdakilerden hangisi Renal Akut Böbrek Yetmezliği
nedeni değildir?
A) Glomerülonefritler
B) Akut tubuler nekroz
C) Trombotik trombositopenik purpura
D) İnterstisyel nefrit
E) Retroperitoneal fibrozis
11. Aşağıdaki Herpes grubu viruslardan hangisi, kök hücre
naklinden 1–4 ay sonra hastalarda gelişen ve mortalitesi
yüksek olan interstisyel pnömoniye en sık neden olur?
A) Herpes simpleks tip 1 virusu
B) Herpes simpleks tip 2 virusu
C) Varicella–zoster virusu
D) Sitomegalovirus
E) Epstein–Barr virusu
12. Aşağıdakilerden hangisinde HBV enfeksiyonunda
viral replikasyonu ve bulaş riskini yansıtan en önemli
parametreler birlikte verilmiştir?
A) HBe Ag–HBV DNA
B) HBeAg–Anti HBcIgM
C) HBV DNA–Anti HBe
D) HBsAg–Anti HBcIgG
E) AntiHBe–Anti HbcIgG
13. Aşağıdaki moleküllerden hangisinin sentezinde rol
alan genlerin homozigot mutasyonunda herediter
hemokromatozis gelişir?
A) Ferritin
B) Transferrin
C) Hepcidin
D) Defensin
E) Prealbumin
5DENEME SINAVI – 42
14. Şikayeti olmayan 61 yaşında erkek hasta kontrol için
polikliniğe başvuruyor. Yapılan tetkiklerde beyaz küresi
42000/mm3 ve %55’i lenfosit olarak saptanıyor. Fizik
muayenesinde boyunda sağ üst servikal zincirde 3 adet 3x3
cm lik lenfadenopati ve splenomegali saptanıyor. Laboratuvar
incelemelerinde hemoglobin düzeyi 10.1 g/dL ve trombosit
sayısı 152 000/mm3 olarak bulunan hastanın kemik iliği ve
periferik yaymasında çok sayıda küçük lenfositler saptanıyor
başkaca bir patoloji görülmüyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akut lenfoblastik lösemi
B) Akut myeloblastik lösemi
C) Kronik myeloblastik lösemi
D) Kronik Lenfoblastik lösemi
E) Büyük B Hücreli Lenfoma
15. Hodgkin lenfoma tanısı ile kemoterapi ve radyoterapi
alan hastalarda en sık gelişen sekonder malignite
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akciğer kanseri
B) Mide kanseri
C) Lösemi
D) Malign melanom
E) Pankreas kanseri
16. Yirmi beş yaşında erkek hasta bacaklarında şişlik ve ağrı
nedeniyle başvuruyor. Yapılan dopler ultrasonografide
Femoral ven ve tibial arterde tromboz saptanıyor.
Öyküsünden 1 yıl önce benzer şikayetleri olduğu öğreniliyor
Yapılan trombofili panelinde anormal bulgu saptanmıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Faktör V Leiden mutasyonu varlığı
B) Antitrombin III eksikliği
C) Marfan Sendromu
D) Behçet hastalığı
E) Hemofili A
17. Altmış beş yaşında kadın hasta nefes darlığı ve el–ayaklarda
uyuşma yakınmaları ile başvuruyor. Astım tanısı konulan
hastanın yapılan tetkiklerinde Akciğer grafisinde bilateral
yamasal infiltratlar, serum kreatininde yükseklik ve 2+
hematüri tespit ediliyor.
Bu hastada aşağıdakilerden hangisinin görülme olasılığı en
fazladır?
A) pANCA pozitifliği
B) cANCA pozitifliği
C) Kanda hipereozinofili
D) ANA pozitifliği
E) ASCA pozitifliği
18. Kırk altı yaşında erkek hasta dört yıldır olan aralıklı disfaji
şikayetine, son altı aydır regurjitasyon, halitozis ve kilo
kaybı şikayetlerininde eklendiğini belirtiyor. Posteroanterior
akciğer grafisinde mediastinal genişleme ve özefagusta gıda
artıklarını düşündüren görünüm, özefagus grafisinde gövdede
dilatasyon ve distalde kuş gagası görünümü saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özefagus adenokanseri
B) Özefagus yassı hücreli kanseri
C) Skleroderma
D) Diffüz özefageal spasm
E) Akalazya
19. Primer sklerozan kolanjit tedavisinde klinik etkinliği
kanıtlanmış ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kolşisin
B) D–penisilamin
C) Siklosporin
D) Ursodezoksikolik asit
E) Azatioprin
6 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
20. Aşağıdakilerden hangisi sirozlu bir hastada hepatik
ensefalopati tablosunu kolaylaştırabilecek faktörlerden biri
değildir?
A) Gastrointestinal kanama
B) Konstipasyon
C) Hipokalemi
D) Enfeksiyon Varlığı
E) Düşük protein alımı
21. Aşağıdakilerden hangisi kolorektal kanser için risk
faktörlerinden biridir?
A) B vitamini eksikliği
B) APC gen mutasyonu
C) İrritabl bağırsak hastalığı
D) Hiperplastik polipler (< 2cm)
E) Divertiküler hastalık
22. Barrett özofagusunun gelişim süreci aşağıdakilerin
hangisinde doğru sırayla verilmiştir?
A) İntestinal metaplazi – gastroözofageal reflü – displazi –
adenokanser
B) Gastroözofageal reflü – displazi – intestinal metaplazi –
adenokanser
C) Gastroözofageal reflü – gastrik metaplazi – displazi –
adenokanser
D) Gastrik metaplazi – displazi – gastroözofageal reflü –
adenokanser
E) Gastroözofageal reflü – intestinal metaplazi – displazi –
adenokanser
23. İki yıldır tip 2 diyabet tanısıyla 2x1 g/gün metformin
kullanmakta olan 40 yaşındaki obez kadın hastanın HbA1C
değeri % 7,8 olarak ölçülüyor.
Tedaviden dolayı kilo almaktan endişe eden bu hasta için en
uygun yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
A) Günde tek doz insülin glargin
B) Günde 2 doz NPH insülin
C) Gliklazid
D) Eksenatid
E) Glimepirid
24. Otuz sekiz yaşında bir kadın hasta 20 gündür süren
halsizlik, çarpıntı, ateş, terleme ve boynun ön bölgesinde
kulağa vuran ağrı şikâyetleriyle başvuruyor. Yapılan fizik
muayenede kan basıncı 125/65 mmHg, nabız 115/dakika,
cilt sıcak–nemli, tiroid palpasyonda hafif büyümüş, nodüler,
sert ve ağrılı olarak bulunuyor. Laboratuvar incelemelerinde
sedimentasyon hızı 110 mm/saat, serbest T4 düzeyi yüksek,
TSH düzeyi baskılanmış ve radyoaktif iyot uptake’i düşük
olarak saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı ve tedavi yöntemi aşağıdakilerin
hangisinde birlikte verilmiştir?
A) Toksik diffüz guatr – propiltiourasil ve beta blokör
B) Toksik nodüler guatr – radyoaktif iyot ve beta blokör
C) Subakut tiroidit – beta blokör ve analjezik
D) Sessiz tiroidit – beta blokör
E) İyoda bağlı tirotoksikoz – propiltiourasil ve beta blokör
25. Yaşlılarda hipotiroidizmin en sık görülen nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kronik otoimmün tiroidit
B) Tiroidektomi
C) Radyoaktif iyot tedavisi
D) İlaçlar
E) Hipofizer yetmezlik
26. Aşağıdaki kemoteropatik ilaçlardan hangisinin anafilaksi
yapma yan etki riski vardır?
A) Bleomisin
B) Busulfan
C) 5–Florourasil
D) Sisplatin
E) L–asparajinaz
27. Akut böbrek yetersizliğinin en sık nedeni aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Prerenal
B) Renal
C) Postrenal
D) Otoimmün
E) Enfeksiyonlar
7DENEME SINAVI – 42
28. Diyabet tedavisinde hangisi insülin direncine yönelik bir
tedavidir?
A) Pioglitazon
B) Repaglinid
C) Glipizid
D) Exenatide
E) Sitagliptin
29. Altmış dokuz yaşında şuur bulanıklığı ile müracaat eden
erkek hastanın fizik muayenesinde splenomegali ve
lenfadenopati dikkati çekmektedir. Serum kalsiyumu normal
olan hastanın kemik iliğinde küçük plazmasitoid lenfositler
dikkati çekmektedir.
Hastanın tanısında ilk olarak aşağıdakilerden hangisi
düşünülmelidir?
A) Hairy cell lösemi
B) Multipl miyelom
C) Prolenfositik lösemi
D) Kronik lenfositer lösemi
E) Waldenström makroglubinemisi
30. Sağ dizinde 3 gün önce kızarıklık ve ağrı şikayeti başlayan
hastada, fizik muayenede eklem üzerinde ısı artışı tespit
ediliyor. Hastanın yapılan eklem sıvısı aspirasyonunda
mm3’de 120.000 lökosit saptanıyor ve alınan aerob kültürde
katalaz pozitif, Gram yöntemiyle pozitif boyanan bakteriler
ürüyor.
Bu hastaya aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi tedavi
amacıyla verilmez?
A) Klindamisin
B) Sefazolin
C) Penisilin G
D) Ampisilin sulbaktam
E) Vankomisin
31. Aşağıdakilerden hangisi deri eklerinin hastalıklarından
değildir?
A) Akne vulgaris
B) Seboreik dermatit
C) Akne Rosea
D) Pitriazis Rosea
E) Hidroadenitis süpürativa
32.“Munro mikroabseleri” hangi hastalıkta gözlenen bir
bulgudur?
A) Liken Planus
B) Psöriazis
C) Mukozis Fungoides
D) Pitriazis rosea
E) Parapsöriazis
33. Yetmiş yaşında bayan hasta, 10 gündür günde 2–3 kez ortaya
çıkan, yaklaşık 5 dakika süren konuşamama atağı ile sol
gözünde geçici görme kaybı şikayetleri olduğunu söylüyor.
Anamnezinde 20 yıldır Diabet ve Hipertansiyon hikayesi olan
hastanın nörolojik muayenesi ve kranial BT si normal olarak
bulunuyor.
Bu hastada etiyolojiye yönelik olarak ilk istenmesi gereken
görüntüleme yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kranial MR
B) Direkt kafa grafisi
C) Vertebrobaziller doppler USG
D) Karotis sistem doppler USG
E) Kranial Sintigrafi
8 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
34. Serebellar sendromda aşağıdaki klinik bulgulardan hangisi
görülmez?
A) Disdiadokokinezi
B) Dismetri
C) Ataksi
D) Disartri
E) Spastisite
35. Manyetik Rezonans Görüntüleme aşağıdaki durumların
hangisinde kontraendikedir?
A) Gebelik
B) Yetmiş yaş üstü
C) Psödotümör serebri
D) Migren
E) Kardiak pacemaker varlığı
36. Bir ay öncesi GIS enfeksiyonu geçiren elli yaşında erkek
hasta, 4 gün içinde yavaşça ilerleyerek yerleşen distalden
proksimale ilerleyen simetrik kuadriparezi nedeniyle
getiriliyor. Hastanın derin tendon refleksleri alınamıyor ve iki
yanlı fasiyal parezisi olduğu saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gullian–barre sendromu
B) Servikal medulla basısı
C) Pons hematomu
D) Atlanto axial subluksasyon
E) Baziller arter trombozu
37. Bir araştırmacı basketbol oynamanın boyu uzatıp uzatmadığını
incelemek için, basketbol oynayan 50 ortaokul öğrencisi ile
basketbol oynamayan 50 ortaokul öğrencisinin boylarını
ölçerek karşılaştırıyor.
Bu araştırmada verilerin karşılaştırılmasında hangi
önemlilik testine başvurulmalıdır?
A) Mann–Whitney U testi
B) Wilcoxon testi
C) İki bağımsız ortalama arasındaki farkın önemlilik testi
D) İki eş arasındaki farkın önemlilik testi
E) Ki–kare testi
38. Aşağıdaki araştırma yöntemlerinden hangisinde prevalans
saptanır?
A) Olgu–kontrol
B) Kohort
C) Olgu–kohort
D) Deneysel
E) Kesitsel
39. 1000 kişilik bir grupta yapılan diabetes mellitus taraması
sonucunda test, 120 kişiyi diyabetik olarak değerlendirmiştir.
Gerçekleme testi sonuçlarına göre ise 1000 kişiden 100 üne
diyabet tanısı konmuştur. Tarama testinin diyabetik bulduğu
120 kişinin 80’i gerçekleme muayenesinde diyabetik olarak
saptanmıştır.
Bu bilgilere göre, tarama testinin duyarlılığı aşağıdakilerin
hangisine eşittir?
A) 80/100
B) 80/120
C) 80/1000
D) 100/900
E) 100/1000
40. Lomber 5 (L5) sinir kökü basısında aşağıdaki nörolojik
bulgulardan hangisi görülür?
A) Patella refleksinde kayıp
B) Ayak dorsifleksiyonunda zayıflama
C) Baldır arka yüzünde ağrı ve uyuşma
D) Aşil refleksinde kayıp
E) Kuadriseps kasında atrofi
41. Aşağıdakilerden hangisi Major Depresyon tanı
kriterlerinden biri değildir?
A) Kilo artışı
B) İştah azalması
C) Anhedoni
D) Ekolalı
E) İntihar düşünceleri
9DENEME SINAVI – 42
42. Mutizm, negativizm, stupor ve balmumu katılığının tabloya
hakim olduğu şizofreni tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Rezidüel
B) Katatonik
C) Paranoid
D) Hebefrenik
E) Ayrışmamış
43. Arı soktuktan 10 dakika sonra tüm vucudunda yaygın
kızarıklık, kaşıntı olan hasta acil servise getirildiğinde;
solunum arresti ve kardiyojenik şok tablosunda olduğu tespit
edilmiştir.
Bu hastanın en uygun ilk tedavisi aşağıdakilerden hangisi
olmalıdır?
A) Kalp dekompresyonu
B) İV damar yolu açılması
C) İM Adrenalin
D) Endoktrakeal entübasyon
E) İnterosseöz damar yolu açılarak sıvı + metil predinolozon
ve antihistaminik verilmesi
44. Herediter anjioödem düşünülen bir hastada ilk basamakta
yapılması gereken tetkik hangisidir?
A) C3 düzeyi
B) C1 düzeyi
C) C1q esteraz inhibitör düzeyi
D) C1q esteraz inhibitör fonksiyonu
E) C4 düzeyi
45. Aşağıdaki immün yetmezlik–bulgu eşleşmelerinden hangisi
doğru değildir?
A) DiGeorge’s sendrom – Hipoparatiroidizm
B) Mukokutanöz kandidiazis – Hipoparatiroidizm
C) X–linked agammaglobulinemi – Growth hormon eksikliği
D) Chediak–Higashi sendromu – Okülokutanöz albinizm
E) Ataksi Telenjiektazi – Egzema
46. 21–OH enzim eksikliği için verilen bilgilerden hangisi
doğrudur?
A) Otozomal resesif bir hastalıktır
B) Erkeklerde yaygın hiperpigmentasyon görülür
C) Hipernatremi ve hiperkalemi görülür
D) Erkek çocuklarında ambigus genitalya görülür
E) Kız çocuklarında 1 aylıktan sonra adrenal kriz gelişir
47. Aşağıdakilerden hangisi hiperkortizolimde görülen
bulgulardan biri değildir?
A) Obezite
B) Hiperglisemi
C) Eozinopeni
D) Nötrofili
E) Lenfositoz
48. Aşağıdakilerden hangisi kronik böbrek yetmezliği olan
çocuklarda görülmez?
A) Hiperkalemi
B) Metabolik alkaloz
C) Anemi
D) PTH artışı
E) Büyüme hormonu rezistansı
49. On iki yaşında erkek hasta hematüri nedeniyle başvuruyor.
Öyküsünden yılda 6–8 defa birkaç gün devam eden hematüri
ataklarının olduğu öğreniliyor. Fizik muayenesi normal olan
hastanın; tam idrar dansitesi:1010, idrarda protein (+), serum
kreatinin:0,6 mg/dL, üre: 42 mg/dL, idrar mikroskopisinde
20–25 adet eritrosit saptanıyor. Soy geçmişinde ağabeyinin
son dönem yetmezliği nedeniyle diyalize girdiği öğreniliyor.
Bu hastada olası tanınız aşağıdakilerden hangisidir?
A) IgA nefropati
B) Alport sendromu
C) Akut poststreptokokakl nefrit
D) Fokal segmental glomerülonefrit
E) Membranoproliferatif glomerülonefrit
10 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
50. Bir önceki soruda tanımlanan hastanın tanısı koymak için
en uygun test aşağıdakilerden hangisidir?
A) Serum C3 düzeyi
B) Serum IgA düzeyi
C) Böbrek biyopsisi
D) CH50 düzeyi
E) ASO yüksekliği
51. Çocuklarda psöriatik artrit ile ilgili olarak aşağıda verilen
bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Juvenil idiopatik artrit tiplerinden biridir
B) %50 oranında psöriasiz ile birlikte görülür
C) Pitting görülür
D) Genellikle büyük eklem tutulumu görülür
E) ANA pozitifliği olabilir
52. Vital kapasite aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru olarak
tanımlanmıştır?
A) Maksimum inspirasyondan sonra zorlu ekspirasyonla
çıkabilen gaz hacmi
B) Normal soluk almada akciğere giren veya çıkan gaz miktarı
C) Normal inspirasyondan sonra inspire edilebilen maksimum
gaz hacmi
D) Maksimum inspirasyon sonrası akciğerlerin içerdiği gaz
miktarı
E) İstirahatte ekspiryum sonrası akciğerde kalan hava.
53. Aşağıdakilerden hangisi rekürren sinüzit nedenlerinden biri
değildir?
A) Gastroözofageal reflü
B) Alerjik rinit
C) Kistik fibozis
D) Nazal polip
E) Marfan sendromu
54. Aşağıdakilerden hangisi yenidoğanda hiperbilirübinemi
tedavisinde kullanılmaz?
A) Fenobarbital
B) İntravenöz immünoglobulin
C) Mezoporfirin
D) Fototerapi
E) İV hidrasyon
55. Aşağıdakilerden hangisi, yenidoğan sarılığı için majör risk
faktörlerinden biridir?
A) 2.günde başlayan sarılık
B) Önceki kardeşte fototerapi alma öyküsü olması
C) Erkek cinsiyet
D) Diyabetik anne bebeği olmak
E) Gebelik haftasının 37 – 38 olması
56. Aşağıdakilerden hangisi ikiz gebeliklerde ikizden ikize
transfüzyonu sendorumda bebeklerde görülmez?
A) İkiz eşlerinin doğum ağırlıkları arasında % 20’den fazla
fark olması
B) Prematüre olması
C) Maternal polihidramnioz
D) Haftasına göre ağırlığın fazla olması (LGA)
E) Geçici takipne
57. Prematüre bebeklerde intrakraniyal kanamalar ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Preterm bebeklerde genellikle subaraknoid bölgede
kanama olur
B) Prematüre bebeklerden en sık 2–3 günde olur
C) Transfontanel USG ile saptanabilir
D) Asemptomatik olabilirler
E) Subepandimal germinal matriksten kaynaklanır
11DENEME SINAVI – 42
58. Ventriküler septal defekti olan bir çocuğun semptomları
neden doğumdan sonraki ilk günlerde hemen başlamaz?
A) Ventriküler septal defekt zamanla oluştuğundan
B) Siyanotik bir hastalık olmadığından
C) Hayatın ilk günlerinde sistemik kan basıncı ile pulmoner
basınç eşit olabileceğinden
D) Yenidoğanların kalp atım hızları düşük olduğundan
E) Sistemik kan basıncı zaman içerisinde düştüğünden
59. Belirgin yakınması olmayan 3 yaşındaki erkek çocuğun
muayenesinde sternumun sol üst kenarında 2°/6° şiddetinde
sistolik üfürüm, 2. kalp sesinde sabit ikilenme duyuluyor.
EKG’de frontal düzlemde QRS aksının (–) 60° olduğu
görülüyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sinüs venosus tipte atrial septal defekt
B) Perimembranöz ventriküler septal defekt
C) Pulmoner kapak darlığı
D) Ostiyum sekundum tipte atrial septal defekt
E) Ostiyum primum tipte atrial septal defekt
60. Aşağıdakilerden hangisi ilk 6 ayda akut karaciğer
yetmezliği klinik tablosuna yol açmaz?
A) Biliyer atrezi
B) Tirozinemi tip 1
C) Neonatal hemokromatozis
D) Klasik galaktozemi
E) Tirozinemi tip 2
61. Kırk beş günlük erkek bebek kusma, sarılık ve gelişme
geriliği ile hastaneye getiriliyor. Fizik muayenede kilo
düşüklüğü ve hepatomegali saptanıyor. Tetkiklerinde
hipoglisemi, hiperbilirübinemi, hipofosfatemi, metabolik
asidoz, hipoproteinemi, transaminazlarda artma ve idrarda
süksinilaseton atılımı saptanıyor.
Bu hasta için en uygun tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tirozinemi tip 1
B) Dev hücreli Hepatit
C) Hemokromatozis
D) Klasik galaktozemi
E) Herediter fruktoz intoleransı
62. Çocuklarda aşağıdaki durumlardan hangisi, geniş ön
fontanel nedenlerinden biri değildir?
A) Hidrosefali
B) Hipertiroidi
C) Osteogenezis imperfekta
D) D vitamini eksikliğine bağlı raşitizm
E) Akondroplazi
63. Çocuklarda süt gelişimi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
A) Süt dişlerinin ilk çıkma zamanı 5–7 ay, en geç çıkma
zamanı 13–15 aydır.
B) Süt dişlerinin çıkma sırası santral kesiciler – lateral
kesiciler –1. premolar – köpek dişleri – 2. premolar
dişlerdir
C) İlk düşen süt dişleri santral kesicilerdir.
D) Kalıcı dişlerinin çıkma sırası santral kesiciler–1. molar –
lateral kesiciler – 1. premolar – 2. premolar – köpek dişler
– 2. molar – 3. molar dişlerdir
E) Toplam süt dişlerinin sayısı 20, kalıcı dişlerinin sayısı 32’dir.
12 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
64. Çocuklarda nöromotor gelişim basamakları için verilen
ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) 2 haftalık bebek başını bir taraftan diğer tarafa çevirebilir.
B) 2 aylık bebek yüz üstü pozisyonda iken omuzlarını
kaldırabilir.
C) 4 aylık bebekte sırtüstü durumdan oturma pozisyonuna
çekildiğinde başında düşme olmaz.
D) 12 aylık bir bebek yürüyebilir.
E) Bebekler “mama”, “dada” gibi kelimeleri en erken 15
aylıkken söylerler.
65. Aşağıdaki vitaminlerden hangisinin toksisitesinde özellikle
tibia ve femur gibi kemiklerde hiperostozis görülür?
A) A vitamini
B) B1 vitamini
C) B2 vitamini
D) C vitamini
E) D vitamini
66. Emziren bir anne için aşağıdaki ilaçlardan hangisinin
verilmesi kesin kontrendikedir?
A) Metimazol
B) Amiadaron
C) Propranolol
D) Haloperidol
E) Furpsemid
67. Üç yaşında erkek hasta tüm vücutta yaygın makulopapüler
döküntü ile başvuruyor. Öyküsünde iki gün önce yüksek
ateş ve boğaz ağrısı şikayeti ile başvurduğu ve o dönemki
fizik muayenesinde tonsillerin hiperemik ve yaygın kritik ve
servikal bölgede lenfadenopatilerinin olduğu saptanıyor.
Tedavi olarak ampisilin reçete edilen hastanın, antibiyoterapi
tedavisinden sonra tüm vücutta başlayan makülopapüler
döküntüleri olduğu ifade ediliyor.
Bu olguda en olası tanı ve etiyolojik neden aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Streptokoksik tonsillofarenjit – S. Pyogenes
B) Streptokoksik tonsillofarenjit – Grup B streptokok
C) Viral tansillofarenjit – Adenovirus
D) Viral tansillofarenjit – Epstein–Barr virus
E) Difteri tonsillofarenjiti – Corynebacterium diphtheriae
68. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda görülen akut bakteriyel
menenjitte kötü prognositik kriterleriden birisi değildir?
A) Küçük yaşta görülmesi (özellikle < 6 ay)
B) Etkin antibiyotik tedavisi öncesindeki hastalık sürecinin
uzun olması
C) BOS’un gram boyamasında bakteri görülmesiyle birlikte
lökosit olmaması veya azlığı
D) Erken dönemde başlayan nöbetlerin görülmesi
E) Pnömokoksik veya gram negatiflere bağlı menenjit olması
69. Konjenital pilor stenozunda aşağıdaki laboratuar
bulgularında hangisi görülür?
A) Metabolik asidoz
B) Paradoksik asidüri
C) Hiperkalemi
D) Hiperkloremi
E) Hipokalsemi
70. Aşağıdaki makrositer anemilerden hangisinde retikülosit
sayısında artış görülür?
A) Orotik asidüri
B) Folik asit eksikliği
C) B12 vitamin eksikliği
D) Hipotiroidi
E) Diseritropoetik anemi
13DENEME SINAVI – 42
71. Alfa fetoprotein (AFP) yüksekliği nedeniyle tetkik edilen iki
yaşındaki bir erkek çocukta karaciğer sağ lobunda 2x3 cm
çapında tek soliter bir kitle saptanıyor.
Bu çocukta en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hepatoselüler karsinom
B) Hemanjiom
C) Hepatoblastom
D) Nörobalstom
E) Anjiosarkom
72. Aşağıdakilerden hangisi üçlü tekrar artışı ile giden
sendromlardan birisi değildir?
A) Prader–Willi sendromu
B) Frajil X sendromu
C) Fredrich ataksisi
D) Huntington köresi
E) Myotonik distrofisi
73. Aşağıdakilerden hangisi adrenal bezdeki kistlerin cerrahi ile
çıkarılması için bir endikasyon değildir?
A) Kistin hormonal olarak aktif olması
B) Feokromasitoma şüphesi
C) Aspirasyondan sonra kistin yinelemesi
D) Tomografi eşliğinde yapılan aspirasyonda kist içeriğinin
kanlı olması
E) Aspirasyon sonrası kist duvarının düzensiz olması
74. Aşağıdakilerden hangisi sekonder hiperparatiroidizmde
cerrahi endikasyonu değildir?
A) Kemik ağrısı, kaşıntı sikayeti olan hastalarda kalsiyum–
fosfat çarpımının ≥ 70 olması
B) Belirgin ölçüde yüksek PTH ile birlikte kalsiyum düzeyinin
>11mg/dl olması
C) Kalsifilaksi varlığı
D) 24 saatlik idrarda kasiyumun atılımında belirgin artış
(>400mg/dl)
E) İlerleyici böbrek osteodistrofisi, yumuşak doku
kalsifikasyonu ve tümöral kalsinozis bulunan hastalar.
75. Aşağıdakilerden hangisi abdominal aort anevrizması için
rüptür riskini artıran faktörlerden değildir?
A) Anevrizmanın çapı
B) Anevrizmanın tipi
C) Hastanın cinsiyeti
D) Hastada KOAH varlığı
E) Hastada DM varlığı
76. Splenik arter anevrizması ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?
A) En sık görülen visseral anevrizmadır
B) 2 cm’den büyük olduğunda asemptomatik olsa bile tedavi
edilmelidir
C) Multipar kadınlarda görülme olasılığı en yüksektir.
D) Rüptür olasılığı çok düşüktür
E) Tedavisi splenektomidir
77. Malign nöroendokrin tümörlerin metaztazlarında en sık
izole edilen genetik mutasyon aşağıdakilerden hangisidir?
A) STK–11 mutasyonu
B) P53 mutasyonu
C) P16 mutasyonu
D) PTCH gen mutasyonu
E) N–CAMs adezyon kaybı
78. Elli yasında bayan hasta şiddetli kusma sonucunda
retrosternal ağrı ve solunum sıkıntısı nedeniyle acil servise
başvuruyor. Fizik muayenede taşikardi ve sol akciğerde
havalanma azlığı tesbit ediliyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mallory weis yırtığı
B) Zenker divertikül perforasyonu
C) Epifrenik divertikül perforasyonu
D) Parabronşial divertikül perforasyonu
E) Boerhave sendromu
14 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
79. Akalazya tanısını doğrulayıcı en iyi yöntem aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Baryumlu özefagus grafisinde kuş gagası görünümü
B) Servikal özefagusta aperistaltizm
C) Alt özefagus sfinkterinin yutma esnasında tam olarak
gevşeyememesi
D) Alt özefagus sfinkter basıncının 5mmhg’ den düşük olması
E) Endoskopik biyopside özefajit saptanması
80. Gastrointestinal sistemde hamartomatöz polipler,
mukokutanöz lezyonlar, tiroid patolojisi ve meme kanseri
nedeniyle takip edilen bir hastada aşağıdaki genetik
mutasyonlardan hangisinin olması en muhtemeldir?
A) RET
B) STK–11–LKB–1
C) p16
D) p53
E) PTEN
81. En iyi prognozlu meme kanseri, en kötü prognozlu meme kanseri, en az aksiller metastaz yapan meme kanseri, BRCA–1 pozitifliğinin en çok eşlik ettiği meme kanseri, serözal yüzeylere ve peritona en çok metastaz yapan meme kanseri, DCIS zemininden en çok gelişen meme kanseri, E–kaderin gen mutasyonu ile ilişkili olan meme kanseri;
Yukarıda bilgileri verilen meme kanserleri aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?
A)Tübüler invaziv duktal karsinom, İnflamatuar meme kanseri, Papiller invaziv duktal karsinom, Meduller invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Meduller invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsinom
B) Tübüler invaziv duktal karsinom, Müsinöz invaziv duktal karsinom, Papiller invaziv duktal karsinom, Papiller duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Meduller invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsinom
C) Tübüler invaziv duktal karsinom, İnflamatuar meme kanseri, Pleomorfik meme karsinomu, Meduller invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Meduller invaziv duktal karsinom, İnvaziv duktal karsinom
D) Tübüler invaziv duktal karsinom, İnflamatuar meme kanseri, Papiller invaziv duktal karsinom, Meduller invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Papiller invaziv duktal karsinom, İnvaziv duktal karsinom
E) Papiller invaziv duktal karsinom, İnfiltratif invaziv duktal karsinom, Papiller invaziv duktal karsinom, Meduller invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Meduller invaziv duktal karsinom, İnvaziv duktal karsinom
82. Laparotomi sonrasında gastrointestinal motilitenin
normale dönme sırası aşağıdakilerden hangisinde doğru
olarak verilmiştir?
A) İnce bağırsak, mide, kalın bağırsak
B) Mide, ince bağırsak, kalın bağırsak
C) Kalın bağırsak, ince bağırsak, mide
D) Kalın bağırsak, mide, ince bağırsak
E) Mide, kalın bağırsak, ince bağırsak
83. Karsinoid tümörleri lokalizasyonuna göre metastaz
oranlarını sıraladığımızda en yüksekten en düşüğe doğru
sıralama aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak
verilmiştir?
A) Kolon, İleum, Apendiks, Duodenum, Rektum, Mide
B) Kolon, Duodenum, Mide, İleum, Rektum, Apendiks
C) Kolon, İleum, Mide, Duodenum, Rektum, Apendiks
D) Apendiks, Rektum, Dudodenum, Mide, Kolon, İleum
E) İleum, Kolon, Mide, Apendiks, Rektum, Duodenum
84. Sigmoid divertikülü olan hastada pelvik veya
retroperitoneal apse tespit ediliyor. Bu hasta Hinchey
sınıflamasına göre evre kaç olarak değerlendirilmelidir?
A) Evre 1
B) Evre 2
C) Evre 3
D) Evre 4
E) Evre 5
85. Ailesel adenamatöz polipoziste proflaktik kolektominin ne
zaman ve hangi işlemin yapılacağını belirleyen en önemli
değişken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hastanın yaşı
B) Diğer aile üyelerinin kolektomi oldukları yaş
C) Genotip
D) Sülindak tedavisine yanıt
E) Polip yükü
15DENEME SINAVI – 42
86. Aşağıdakilerden hangisi gastorintestinal sistemde yer alan
fistüllerin spontan kapanmasını kötü etkileyen anatomik
değişkenlerden değildir?
A) Distalde obstrüksiyon varlığı
B) Fistül traktının 2 cm’den kısa olması
C) Fistül defekt alanının 1 cm’den büyük olması
D) Fistüle komşu bağırsak hastalığının varlığı
E) Fistülün duodenal güdükten kaynaklanması
87. Aşağıdakilerden hangisi Crohn için yanlıştır?
A) Mikroskobide lenfoid kümelenmeler görülü
B) Tedavisi total proktokolektomidir
C) Granülomların görülme olasılığı artmıştır
D) Kolonoskopide kaldırım taşı manzarası görülür
E) Post op. rekürrensi sıktır
88. Kolon divertikülitleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden
hangisi doğrudur?
A) Hastalıklı kolon kısmının düzeyine ve divertiküllerin
sayısına bakılmaksızın, rezeksiyonun distal sınırı rektumda
olmalıdır.
B) Görünen bütün divertiküller rezeksiyon sınırı içinde
olmalıdır.
C) Çekirdekli besinlerden uzak durulması akut divertikülit
riskini azaltır.
D) 50 yaşından genç bir hastada divertikülit oluşursa bu
hastaya sonrası için elektif sigmoidektomi önerilmelidir.
E) Divertikülitlere bağlı büyük apseler laparotomi ile drene
edilmelidir.
89. Portal hipertansiyonda görülen vasküler
değişikliklerden hangisi karaciğerden perifere doğru olan
değişikliklerdendir?
A) Derin sistik ven
B) Hepatokolik ven
C) Hepatorenal ven
D) Diafragmatik ven
E) Kısa gastrik venler
90. Hepatoselüler karsinom prognozunun belirlenmesinde
kullanılan skorlama sisteminde (clip) aşağıdaki
kriterlerden hangisi yoktur?
A) Child–Pugh evresi
B) Tümör morfolojisi
C) AFP düzeyi
D) Meld skoru
E) Portal ven trombozu
91. Koledok kist tiplerinden hangisinin ya da hangilerinin
tedavisinde KC transplantasyonu endikasyonu vardır?
A) Tip 1 – Tip 2
B) Tip 2 – Tip 3
C) Tip 3 – Tip 4a
D) Tip 4a – Tip 4b
E) Tip 4a – Tip5
16 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
92. Akut kolesistit tanısında en güvenilir yöntem
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Direkt karın grafisi
B) Üç boyutlu USG
C) Oral kolesistografi
D) BT
E) Teknestum Tc 99m perteknetat iminiodiasetik asit
sintigrafisi
93. Her iki intrahepatik kanala uzanan bifurkasyon tümörü tip
kaç kolanjiokarsinomdur?
A) Tip1
B) Tip2
C) Tip3a
D) Tip3b
E) Tip4
94. Primer sklerozan kolanjit ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
A) Kolanjiokarsinom için risk faktörüdür.
B) Beraberinde Crohn hastalığı Ülseratif kolitten daha sık
görülür.
C) Erkeklerde daha sık görülür.
D) Vakaların çoğunda intrahepatik ve ekstrahepatik tutulum
birliktedir
E) Bazı vakalar tamamen asemptomatik olabilir.
95. 38 yaşındaki bir bayan hastada kolelitiazis ön tanısıyla USG
yapılıyor. USG raporunda safra kesesi duvarında hareket
etmeyen ya da gölge vermeyen 5mm’lik hiperekoik bir odak
saptanıyor. Saptanan odağın arkasında kuyruklu yıldız eko
paterni olduğu bildiriliyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Adenamatöz polip
B) Kolesterol polipi
C) Safra taşı
D) Adenomiyomatozis
E) Fİbroksantogranülamatöz inflamasyon
96. En sık görülen pankreas endokrin tümörü, en nadir görülen
pankreas endokrin tümörü, kolelitiazis ile en sık birliktelik
gösteren pankreas endokrin tümörü, ekstrapankreatik
olma olasılığı en yüksek olan pankreas endokrin tümörü,
birden çok olma olasılığı en yüksek olan pankreas endokrin
tümörü, MEN–1’de en sık görülen nöroendokrin tümör
aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?
A) İnsülinoma, Somatostatinoma, Somatostatinoma,
Glukagonoma, Gastrinoma, Vipoma
B) İnsülinoma, Glukagonoma, Somatostatinoma, Gastrinoma,
PPoma, Gastrinoma
C) İnsülinoma, Somatostatinoma, Somatostatinoma,
Gastrinoma, Gastrinoma, Gastrinoma
D) İnsülinoma, Somatostatinoma, İnsülinoma, Gastrinoma,
Glukagonoma, Gastrinoma
E) İnsülinoma, PPoma, Somatostatinoma, Gastrinoma,
Gastrinoma, Glukagonoma
97. Strangüle olabilen ama obstrükte olmayan fıtık tipi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Pantolon herni
B) Richter hernisi
C) Littre hernisi
D) Spigel hernisi
E) Lumbar herni
98. Edinsel kalça çıkığının en uzun süreli tespit edilebilen
muayene bulgusu aşağıdakilerden hangidir?
A) Ortolani bulgusu
B) Cetvel belirtisi
C) Trandelenburg bulgusu
D) Abduksiyon kısıtlılığı
E) Piston belirtisi
17DENEME SINAVI – 42
99. Frontal baş ağrısından yakınan hastanın çekilen paranasal
sinus BT sinde sağ frontal sinüs içinde kemik dansitesinde
düzgün sınırlı, etraf kemiklerde itilmeye yol açan lezyon tespit
edilmiştir.
Bu hasta için ön tanı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Osteoblastom
B) Kondroblastom
C) Osteom
D) Hemanjiom
E) Osteosarkom
100. İnkontinanslar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
A) Üreterovajinal fistülde devamlı inkontinans görülür.
B) Pelvik relaksasyonda stress inkontinansı görülür.
C) Urge inkontinans tedavisinde antikolinerjikler kullanılır.
D) Overflow (taşma) inkontinansına paradoksik
inkontinansda denir.
E) Detrusor instabilitesinde devamlı inkontinans görülür.
101. Inguinal herni tanısı konulan 3 aylık bir bebek ne zaman
ameliyat edilmelidir?
A) Tanı konulur konulmaz
B) Uygun ameliyat koşulları sağlamak şartıyla en kısa
zamanda
C) Prosesus vaginalis spontan olarak kapanabileceğinden
2–3 yıl bekledikten sonra
D) Ilkokula başlamadan önce
E) Fıtık bağı tatbiki ile sonuç alınamazsa
102. Aralıklı kolik tarzı karın ağrısı, kusma ve rektal kanama
şikâyeti olan 10 aylık bir bebekte akla ilk gelmesi gereken
tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnvajinasyon
B) Sigmoid volvulus
C) Ülseratif kolit
D) İntestinal duplikasyon
E) Meckel divertikülü
103. LP (Lomber Ponksiyon)’nin en sık görülen komplikasyonu
hangisidir?
A) Medulla spinalis yaralanması
B) Baş ağrısı
C) Transtentorial herniasyon
D) Epidural hematom
E) Anestezi maddesine reaksiyon
104. Aşağıdakilerden hangisi Bronşiektazi’de gözlenen
radyolojik bulgulardan değildir?
A) Kerley Çizgileri
B) Perihiler lineer dansite artışı
C) Bronş duvarında yüzük tarzı gölgelenme
D) Bal peteği görünümü
E) Tren rayı paralel görünümü
18 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
105. Trahomda aşağıdaki bulgulardan hangisinin görülmesi
beklenmez?
A) Herbert çukurları
B) Arilt çizgisi
C) Pannus
D) Korneal lökom
E) Retinit
106. Bir hafta önce akut sinüzit atağı geçiren 20 yaşında erkek
hastada tek taraflı üst göz kapağında şişlik ve kızarıklık
gelişmiştir. Muayenesinde görme keskinliği ve göz
hareketleri normal saptanmıştır.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakikerden hangisidir?
A) Orbital abse
B) Orbital selülit
C) Preseptal selülit
D) Subperiosteal abse
E) Kavernöz sinüs trombozu
107. Temporal kemik kırıkları hakkında aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
A) Temporal kemik kırıklarının %80 i longitidunal kırıklardır.
B) Transverse kırıklarda sensörinöral işitme kaybı görülür.
C) Longitidunal kırıklarda, kırık hattı en sık orta kulaktan
geçer.
D) Longitidunal kırıklarda, transverse kırıklara göre fasiyal
sinir hasarı riski daha fazladır.
E) Ransverse kırıklar oksipital veya frontal bölgeye gelen
darbelerle oluşur.
108. Elli yaşında bir erkek hasta, giderek artan işitme kaybı
ve yürürken sağa doğru düşme eğilimi şikayetleriyle
başvuruyor. Hastanın öyküsünden yıllardır zaman zaman
ortaya çıkan baş dönmesi olduğu öğreniliyor. Fizik
muayenede hafif sağ santral fasiyal parezi, yüzde duyu
kaybı, sağda serebellar testlerde orta derecede bozukluk ve
sağ tarafta sensörinöral işitme kaybı saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Serebellar kanama
B) Serebellar infarkt
C) Pontin enfarkt
D) Serebellopontin açı tümörü
E) Olivopontoserebellar atrofi
109. Overi ve tubayı pelvis yan duvarına asan ligaman
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ligamentum suspensorium ovarii
B) Ligamentum ovarii proprium
C) Ligamentum rotundum
D) Ligamentum cardinale
E) Ligamentım latum
110. Anovulatuar tipteki kanamalar hangi disfonfksiyonel
kanama bozukluğuna dahil edilebilir?
A) Progesteron çekilme kanaması
B) Progesteron kırılma kanaması
C) Atrofi kanaması
D) Östrojen çekilme kanaması
E) Östrojen kırılma kanaması
19DENEME SINAVI – 42
111. Tekrarlayan gebelik kayıpları olan bir hastada aşağıdaki
myomlardan hangisinin görülme olasılığı daha fazladır?
A) Pedünküle
B) Subseröz
C) Submüköz
D) Intramural
E) Parazitik
112. Aşağıdakilerden hangisi follikül uyarıcı hormonun (FSH)
fonksiyonları arasında yer almaz?
A) Teka internanın uyarılması
B) Follikül hücrelerinin uyarılması
C) Androjenlerin östrojenlere dönüştürülmesinin artırılması
D) Aromataz enzim aktivasyonu
E) LH reseptörlerinin artırılması
113. Alev hanım 4 yaşındaki kızını aksiller, pubik kıllanma ve
meme gelişimi şikayeti ile hastaneye getiriyor. Yapılan
muayenesinde küçük kızın Tanner evre 4 meme, evre 3 pubik
kıllanması var ve henüz mensturasyon olmadığı öğreniliyor.
yapılan MRI’da 3. ventrikülde yer kaplayan lezyon tespit
ediliyor.
Bu hastada aşağıdaki laboratuvar bulgularından
hangisinin tespit edilmesi en olasıdır?
A) Artmış bazal FSH/LH, yükselmiş östradiol seviyesi,
artmış gonad büyüklüğü
B) Artmış bazal FSH/LH, azalmış östradiol seviyesi, artmış
gonad büyüklüğü
C) Azalmış bazal FSH/LH, yükselmiş östradiol seviyesi,
artmış gonad büyüklüğü
D) Artmış bazal FSH/LH, yükselmiş östradiol seviyesi, tek
taraflı gonadal atrofi
E) Azalmış bazal FSH/LH, Azalmış östradiol seviyesi,
artmış gonad büyüklüğü
114. Aşağıdakilerden hangisi kombine oral kontraseptiflerin
kesin kontendikasyonlarından biri değildir?
A) Vasküler hastalıklı diabetes mellitus
B) Nedeni belirlenemeyen vajinal kanama
C) Auralı migren
D) Epilepsi
E) Ciddi hiperkolesterolemi
115. Yirmi beş yaşında epilepsi rahatsızlığı nedeniyle valproik asit
kullanan 17 haftalık gebeliği bulunan hastada 4’lü testte
AFP değeri yüksek olarak saptanıyor.
Bu hastada AFP yüksekliğine sebep olabilecek durum
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Trizomi 21
B) Tek umblical arter
C) Sindaktili
D) Potter sendromu
E) Spina bifida
116. Kırk hafta 3 günlük gebe sancı ve suyunun gelmesi
şikayeti ile hastaneye başvurmuş ve doğum için yatışı
yapılmıştır. Takiplerinde fetal taşikardi saptanan hastada
bu duruma sebep olabilecek en olası tanı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Fetal uyku hali
B) Baş basısı
C) Oligohidroamnios
D) Koryoamnionit
E) Surmaturasyon
20 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
117. Son adetine göre 38 haftalık gebeliği olan hastanın yapılan
sonografisinde fetusun 34 haftalık gelişimde olduğu ve
amnion sıvısının normalin altında olduğu saptanıyor.
Bu durumda en uygun yaklaşım aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Doğum için oksitosin indüksiyonu
B) Sezaryan ile doğum
C) Biyofizik profil ile takip
D) Servikal prostoglandin F2α uygulaması
E) Akciğer maturasyonu için steroid enjeksiyonu
118. Uterin homolog sarkom tiplerinden en sık görülen
hangisidir?
A) Leimyosarkom
B) Liposarkom
C) Anjiosarkom
D) Kondrosarkom
E) Rabdomyosarkom
119. Aşağıdaki over kanserleri tiplerinden hangisi
karşılanmamış östrojen tedavisi ile birlikte daha sık
görülür?
A) Granüloza hücreli over tümörü
B) Endometrioid tipte over tümörü
C) Berrak hücreli over tümörü
D) Seröz kistadenokarsinom
E) Müsinöz kistadenokarsinom
120. Koryokarsinom en sık intrapelvik metastazını nereye
yapar?
A) Akciğer
B) Vajina
C) Serviks
D) Rektum mukozası
E) Mesane mukozası
01. 14. (14 Soru) : Anatomi15. 22. (8 Soru) : Histoloji, Embriyoloji23. 32. (10 Soru) : Fizyoloji33. 54. (22 Soru) : Biyokimya55. 76. (22 Soru) : Mikrobiyoloji77. 98. (22 Soru) : Patoloji99. 120. (22 Soru) : Farmakoloji
01. 42. (42 Soru) : Dahiliye Grubu (Dahili Bilimler + K. Stajlar)43. 72. (30 Soru) : Pediatri73. 108. (36 Soru) : Cerrahi Bilimler (Genel Cerrahi + K. Stajlar)109. 120. (12 Soru) : Kadın Hastalıkları ve Doğum
TEMEL BİLİMLER
KLİNİK BİLİMLER
TEMEL BİLİMLER CEVAP ANAHTARI
1– C 31– B 61– D 91– A
2– E 32– C 62– B 92– C
3– E 33– C 63– B 93– C
4– C 34– E 64– C 94– A
5– B 35– B 65– E 95– D
6– B 36– C 66– A 96– C
7– D 37– E 67– A 97– E
8– C 38– A 68– D 98– D
9– E 39– B 69– B 99– B
10– D 40– E 70– A 100– C
11– C 41– A 71– A 101– A
12– D 42– B 72– E 102– D
13– A 43– C 73– A 103– E
14– C 44– E 74– A 104– C
15– A 45– B 75– B 105– B
16– A 46– A 76– E 106– A
17– D 47– C 77– A 107– E
18– E 48– D 78– A 108– C
19– A 49– E 79– B 109– A
20– E 50– A 80– C 110– D
21– D 51– C 81– D 111– E
22– B 52– E 82– E 112– A
23– D 53– B 83– D 113– D
24– C 54– C 84– A 114– A
25– E 55– C 85– D 115– B
26– E 56– C 86– C 116– D
27– A 57– D 87– D 117– E
28– B 58– E 88– D 118– A
29– C 59– A 89– B 119– D
30– C 60– E 90– C 120– B
KLİNİK BİLİMLER CEVAP ANAHTARI
1– C 31– D 61– A 91– E
2– D 32– B 62– B 92– E
3– B 33– D 63– D 93– E
4– C 34– E 64– E 94– B
5– B 35– E 65– A 95– B
6– C 36– A 66– A 96– C
7– B 37– C 67– D 97– B
8– D 38– E 68– D 98– D
9– C 39– A 69– B 99– C
10– E 40– B 70– E 100– E
11– D 41– D 71– C 101– B
12– A 42– B 72– A 102– A
13– C 43– C 73– C 103– B
14– D 44– E 74– D 104– E
15– C 45– E 75– E 105– E
16– D 46– A 76– E 106– C
17– C 47– E 77– E 107– D
18– E 48– B 78– E 108– D
19– D 49– B 79– C 109– A
20– E 50– C 80– E 110– E
21– B 51– D 81– A 111– C
22– E 52– A 82– A 112– A
23– D 53– E 83– C 113– A
24– C 54– E 84– B 114– D
25– A 55– B 85– E 115– E
26– E 56– E 86– E 116– D
27– A 57– A 87– B 117– B
28– A 58– C 88– A 118– A
29– E 59– E 89– E 119– B
30– C 60– E 90– D 120– B
İSTANBUL–MERKEZ Molla Gürani Mah. Oğuzhan Cad. Akkoyunlu Sok. Transal İş Merkezi No:1 FINDIKZADE / İSTANBULTel: 0212 521 77 85Faks: 0212 521 77 65
TUSTIME–KADIKÖYİbrahimağa Zaviye Sokak Kat: 1 Bağımsız Bölüm No: 3 Koşuyolu-KADIKÖY / İSTANBULTel: 0216 336 24 29Faks: 0216 336 24 82
ANKARAMamak Cad. Dikimevi Postahanesi Yanı Dikimevi-MAMAK/ANKARATel: 0312 417 23 45Faks: 0312 425 14 09
İZMİRCumhuriyet Bulvarı No: 99/7 Kat: 2 M. Rıza İş Merkezi (Anadolubank Üstü)Pasaport / İZMİRTel: 0232 425 11 55Faks: 0232 425 11 57
ISPARTAGazi Kemal Mah. 1317 Sok.Henden Ap. No: 11 D: 9/10 Merkez / ISPARTATel: 0246 232 66 00Faks: 0246 232 77 00Gsm: 0507 408 01 51
TUSTIME–AYDINHasanefendi Mah. Kızılay Cad. No:34 Merkez–AYDIN
TUSTIME–PENDİK (OFFLINE)Fevzi Çakmak Mah. Çınar Sokak No:2 D:9 Pendik–İSTANBUL
TUSTIME–MANİSA (OFFLINE)Uncubozköy Mah. 5504 Sokak 13/A/25 MANİSA
TUSTIME–BALÇOVA (OFFLINE)Poyraz Sok.No: 4/A BALÇOVA–İZMİR
TUSTIME–BORNOVA (OFFLINE)Kazım Dirik Mah. 185 Sk. N:2/A BORNOVA–İZMİR
TUSTIME–KIRIKKALE (OFFLINE)Yenişehir Mahallesi Fevzi Çakmak CaddesiNo:47/3 KIRIKKALETel: 0318 218 99 00
TUSTIME YAYINCILIK LTD. ŞTİ.www.tustime.com
3DENEME SINAVI – 42
1. Aşağıda verilen “kafa kemiği ve üzerindeki oluşum”
eşleştirmelerinden yanlış olanı işaretleyiniz.
A) Maxilla – Crista lacrimalis anterior
B) Mandibula – Processus coronoideus
C) Os sphenoidale – Fissura orbitalis inferior
D) Os temporale – Fossa mandibularis
E) Os occipitale – Sulcus sinus sagittalis
Cevap C
Fissura orbitalis inferior, orbita çukurunun arka-alt tarafında
bulunan yarıklıktır. Bu yarık orbita’nın tabanını yapan maxilla
ve biraz da zigomatik kemik ile arkada sfenoid kemik tarafından
oluşturulur. Fissura orbitalis superior ise sfenoid kemiğin ala
minor ile ala major’u arasında kalan yarıklıktır.
2. Aşağıdakilerden hangisi os ethmoidale’de bulunan
yapılardan biri değildir?
A) Processus uncinatus
B) Crista galli
C) Lamina cribrosa
D) Concha nasalis superior
E) Spina nasalis posterior
Cevap E
Spina nasalis posterior sert damağın arka tarafında uvula’nın
tutunduğu yerdeki sivri çıkıntıdır. Bu çıkıntı palatin kemikte yer
alır.
2015 ŞUBAT TUS 42. DENEME SINAVITEMEL BİLİMLER TESTİ SORU ve AÇIKLAMALARI
Bu testte sırasıyla Anatomi, Histoloji ve Embriyoloji, Fizyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji,Patoloji, Farmakoloji soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.
4 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
3. Aşağıda verilen eklemlerden hangisinin sadece vertikal
ekseni vardır?
A) Art. humeri
B) Art. humeroulnaris
C) Art. talocruralis
D) Art. genus
E) Art. atlantoaxialis mediana
Cevap E
Art. atlantoaxialis mediana atlas’ın arcus anterior’unun
arka yüzündeki fovea dentis ile axis’in dens axis’inin ön yüzündeki
facies articularis anterior arasındaki trokoid tip bir eklemdir. Bu
eklemin sadece vertikal ekseni vardır ve bu eksen etrafında baş
rotasyon yapabilir.
Art. humeri sferoiddir, transvers, sagittal ve vertikal olmak
üzere 3 ekseni vardır.
Art. humeroulnaris ile art. talocruralis trochleardır ve sadece
transvers eksene sahiptir.
Art. genus bikondilar bir eklemdir, sadece transvers eksene
sahiptir ancak bu eklemde 30 derecelik bir fleksiyondan sonra iç
ve dış rotasyon da yapılabilir.
5DENEME SINAVI – 42
4. M. scalenus anterior ile m. scalenus medius arasından
aşağıda verilen anatomik yapılardan hangisi geçer?
A) N. phrenicus
B) N. vagus
C) A. subclavia
D) V. subclavia
E) A. carotis interna
Cevap C
Servikal vertebralardan başlayan ve 1. costa’da sonlanan
bu iki kasın arasından plexus brachialis’in truncusları ile a.
subclavia geçer. Bu yapıların burada sıkışması torasik autlet
sendromu (TOS) denilen bir hastalığa neden olabilir.
N. phrenicus ve v. subclavia m. scalenus anterior’un önünden,
n. vagus da vagina carotica’nın içerisinde olacak şekilde m.
scalenus anterior’un önünden geçer.
6 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
5. Plexus brachialis’in truncus superior’undan çıkan n.
suprascapularis’in yaralanmalarında aşağıdaki hareketlerin
hangisinin yapılmasında bir kısıtlılık görülür?
A) Kolun fleksiyonu
B) Kolun abdüksiyonu
C) Önkolun supinasyonu
D) Önkolun fleksiyonu
E) Önkolun pronasyonu
Cevap B
N. suprascapularis m. supraspinatus ile m. infraspinatus’un
siniridir. Bu sinirin yaralanmasında kolun abdüksiyonu
başlatılamaz. Çünkü kolun ilk 15 derecelik abdüksiyonu bu kas
sayesinde olur.
6. Aşağıdakilerden hangisinin yapısına m. obliquus externus
abdominus’un aponörozu katılmaz?
A) Lig. inguinale
B) Falx inguinalis
C) Canalis inguinalis
D) Lig. pectineum
E) Lig. reflexum
Cevap B
Falx inguinalis (Tendo conjunctivus) m. obliquus internus
abdominus aponörozunun bir kısmı ile esas olarak m. transversus
abdominus’un aponörozlarının m. rectus abdominus’un dış
kenarına yakın birleşmesi sonucu oluşan bir yapıdır. Bu yapı
canalis inguinalis’in dışa bakan ağzı olan anulus inguinalis
superficialis’i arka taraftan destekleyerek direk inguinal
hernilerin oluşumunu engeller.
Seçeneklerde verilen diğer yapılar m. obliquus externus
abdominus’un aponörozu tarafından oluşturulan yapılardır.
7DENEME SINAVI – 42
7. Ligamentum vocale’ler (ses telleri) arka tarafta aşağıda
verilen larynx kıkırdaklarından hangisine tutunmuşlardır?
A) Cartilago corniculata
B) Cartilago cuneiforme
C) Cartilago thyroidea
D) Cartilago arytenoidea
E) Cartilago epiglottica
Cevap D
Larynx’te bulunan membrana fibroelasticus laryngis’in
alt parçasına conus elasticus, üst parçasına ise membrana
quadrangularis denir. Membrana quadrangularis’in serbest
alt kenarına lig. vestibulare’ler (yalancı ses telleri), conus
elasticus’un serbest üst kenarına ise lig. vocale’ler (ses telleri)
denir. Bu yapıların her ikisi de önde cartilago thyroidea’ya arkada
da cartilago arytenoidea’ya tutunur.
8. Aşağıdakilerden hangisi arteria maxillaris’in bir dalı
değildir?
A) Arteria palatina descendens
B) Arteria infraorbitalis
C) Arteriae alveolares superiores anteriores
D) Arteria alveolaris inferior
E) Arteria sphenopalatina
Cevap C
Arteriae alveolares superiores anteriores’ler a. maxillaris’in
değil, onun bir dalı olan a. infraorbitalis’ten ayrılırlar.
Seçeneklerde verilen diğer arterler a. maxillaris’in dallarıdırlar.
8 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
9. Sinus petrosus inferior aşağıdaki venlerden hangisine drene
olur?
A) Sinus petrosus superior
B) Sinus transversus
C) Sinus cavernosus
D) Sinus rectus
E) Sinus sigmoideus
Cevap E
Sinus petrosus inferior sinus cavernosus’u sinus sigmoideus’a
(ya da v. jugularis interna’nın başlangıç kısmına) bağlayan dural
sinüstür.
10. M. genioglossus aşağıdaki sinirlerden hangisi tarafından
inerve edilmektedir?
A) N. mandibularis
B) N. lingualis
C) N. glossopharyngeus
D) N. hypoglossus
E) Plexus pharyngeus
Cevap D
M. genioglossus dili ağızdan dışarı çıkaran, uyurken dilin
geriye kaçmasını engelleyen ve n. hypoglossus’tan inerve olan
ekstrensek bir kasıdır.
9DENEME SINAVI – 42
11. Aşağıdaki oluklardan hangisi hemispherium cerebri’nin dış
yüzünde bulunmaz?
A) Sulcus frontalis inferior
B) Sulcus intraparietalis
C) Sulcus calcarinus
D) Sulcus temporalis inferior
E) Sulcus postcentralis
Cevap C
Sulcus calcarinus, oksipital lobun iç yüzünde bulunan
ve primer vizüel corteks denilen 17 nolu brodman alanının
bulunduğu yerdedir.
10 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
12. Aşağıdakilerden hangisi thalamus’da bulunan
çekirdeklerden biridir?
A) Nucleus suprachiasmaticus
B) Nucleus subthalamicus
C) Nucleus paraventricularis
D) Nucleus ventralis posteromedialis
E) Nucleus ruber
Cevap D
Nuc. ventralis posteromedialis, baş-boyundan gelen
duyuların thalamus’taki 3. nöronun adıdır.
Nuc. suprachiasmaticus sirkadiyen ritim ile ilgili hipotalamus
çekirdeğidir.
Nuc. subthalamus’da bulunan bir bazal çekirdektir.
Nuc. paraventricularis hipotalamus’ta bulunan ve oksitosin
salgılayan bir çekirdektir.
Nuc. ruber de fleksor kas tonusu ile ilgili bir mesencephalon
çekirdeğidir.
13. Ventriculus quartus’ta bulunan beyin omurilik sıvısı aşağıda
verilen yapılardan hangisinden geçerek cisterna magna’ya
geçer?
A) Apertura mediana
B) Aquaeductus cerebri
C) Canalis centralis
D) Foramen interventriculare
E) Foramen Monro
Cevap A
Ventriculus quartus pons, bulbus ve cerebellum arasında yer
alan ventriküldür. Burada bulunan BOS arka taraftaki cisterna
cerebellomedullaris (cisterna magna)’e apertura mediana (for.
magendi) vasıtasıyla geçer.
14. Aşağıdaki yapılardan hangisi bulbus oculi’de bulunmaz?
A) Ora serrata
B) Processus ciliaris
C) Stria vascularis
D) Uvea
E) Fovea centralis
Cevap C
Stria vascularis iç kulakta ductus cochlearis (scala media)’in dış
duvarında yer alan ve endolenfayı salgılayan yapıdır.
11DENEME SINAVI – 42
15. Aşağıdaki hormonlardan hangisi hipofizin asidofil hücreleri
tarafından salınır?
A) Büyüme hormonu
B) ACTH
C) TSH
D) Oksitosin
E) LH
Cevap A
Ön hipofiz (adenohipofiz) pars distalis, pars intermedia ve
pars tuberalis bölümlerinden oluşmaktadır.
İntermedia bölümünde foliküller ve bunları çevreleyen
hücreler izlenmekle birlikte, insanda bir fonksiyonunun olmadığı
düşünülmektedir.
Pars distaliste bulunan hücreler, boyanma özelliğine göre
kromofob (boyanmayan) ve kromofil (boyanan) olmak üzere
ikiye ayrılır. Kromofiller de bazofil ve asidofil olmak üzere
sınıflandırılır. Asidofil hücreler somatotrop (büyüme hormonu
salgılar) ve mammotrop (prolaktin salgılar) hücreleriyken;
gonadotrop, tirotirop ve kortikotrop hücreler bazofil hücreleri
meydana getirir. İçlerinde en çok bulunan somatotroplar olup
büyüme hormonu salgılar.
16. Aşağıdaki hücrelerden hangisi hücre döngüsünün G0
aşamasındadır?
A) Kardiyomyosit
B) Primer Oosit
C) Spermatogonyum
D) Enterosit
E) Fibroblast
Cevap A
Hücre döngüsü interfaz ve mitozdan oluşur.
İnterfaz
Mitozdan çıkan hücre interfaz aşamasına girer. İnterfaz
sırasıyla G1, S ve G2 aşamalarından oluşmaktadır.
G0 aşaması ise G1 aşamasındaki bir hücrenin S aşamasına
ilerlememesini yani artık mitoz göstermemesini ifade eder. Hücre
yaşlanması olarak da adlandırılır. Ayrıca nöronlar, iskelet ve
çizgili kaslar da yine G0 aşamasında bulunur. Dolayısıyla sorunun
seçeneklerinden kardiyomyosit G0 aşamasındadır.
Çeldirici olabilecek primer oosit ise mayozda olan bir
hücredir.
Diğer hücreler hücre döngüsünün her hangi bir basamağında
olabilir.
Diğer interfaz aşamaları şöyledir:
G1: Mitozdan çıkan hücre bu aşamadaki kontrol noktalarıyla
mitoz sonrası bir bozukluk olup olmadığını anlar. En uzun
aşamadır. p53 kontrol noktası G1 fazında yer alır.
S (sentez): Bu aşamada DNA kendilerini eşler. Tüm
kromozomlar kendini eşler ve kardeş kromatidler oluşur. Bu
aşamanın sonunda DNA miktarı iki katına çıkar, ama ploidi (2n)
değişmez.
G2: Mikrotübülüs sentezinin arttığı, mitoz için enerjinin
depolandığı aşamadır.
12 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
17. Aşağıdaki hücrelerden hangisi köken olarak monositle
ilişkili bir hücre değildir?
A) Langerhans hücresi – deri
B) Histiyosit – bağ dokusu
C) Osteoklast – kemik
D) Kondroblast – kıkırdak
E) Mikroglia – sinir
Cevap D
Soruda monositin dokuya çıkarak makrofaja dönüştüğü ve
dokuya özgü makrofajların neler olduğu bilgisi sınanmaktadır.
Özel makrofaj adlandırması şöyledir:
Histiyosit (bağ dokusu),
Kupffer (karaciğer),
Osteoklast (kemik),
Mikroglia (SSS),
Langerhans hücresi (deri),
Dentritik hücre (lenf D),
Toz (dust) hücresi (Akciğer)
Kondroblastlarsa mezoderm hücrelerinin farklanmasıyla
ortaya çıkan hücrelerdir.
18. Aşağıdaki organellerden hangisinin fonksiyonu ubiquitin
proteinine bağımlı olarak gerçekleşir?
A) Golgi
B) Endoplazma retikulumu
C) Mitokondriyon
D) Ribozom
E) Proteazom
Cevap E
Proteazomlar hücrede görevi sona ermiş ve yıkılması gereken
proteinleri yıkan organellerdir.
Proteazomun bir proteini yıkabilmesi için o proteine ubiquitin
bağlanması gereklidir. Aşağıdaki şekilde bu ilişki güzel olarak
sunulmuştur.
19. Karaciğerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Hepatositlerde üretilen safra, lobülün merkezindeki safra
kanalına dökülür.
B) Portal sahaya V. Porta’dan kan gelir.
C) Mall boşluğunda lenf sıvısı yer alır.
D) Hepatositler arasında sıkı bağlantılar izlenir.
E) Kupffer hücresi makrofaj olarak görev yapar.
Cevap A
Karaciğer lobülünde kan akışı lobülün merkezindeki V.
Centralis’e doğruyken; safranın akışı perifere yani portal sahaya
doğrudur. Safra burada safra kanalına dökülür.
Seçeneklerdeki diğer önermeler doğrudur.
13DENEME SINAVI – 42
20. Aşağıdakilerden hangisi T lenfositlerin yoğun olmasıyla öne
çıkan bir bölge değildir?
A) Tonsilla palatinanın derin korteksi
B) Timusun medullası
C) Lenf düğümünün parakorteksi
D) Dalakta periarteriolar lenfatik kılıf
E) Dalakta kırmızı pulpa
Cevap E
İmmün sistem organlarında T lenfositlerin yoğun olarak
bulunduğu bölgelere timüs bağımlı alanlar denir. Bu alanlar:
• Lenf düğümünün parakorteks (derin korteks) bölgeleri
• Tonsillaların parakorteks (derin korteks) bölgeleri ile
• Dalakta periarteriolar lenfatik kılıf
Yine timüs lenfositlerin T lenfosit haline dönüştükleri
bölgedir. Öte yandan dalağın kırmızı pulpasında T lenfositleri pek
izlenmez.
21. Aşağıdaki solunum yolu yapılarından hangisi sürfaktan
salgılayan hücrelerden zengindir?
A) Trakea
B) Primer bronş
C) Bronşiol
D) Terminal bronşiol
E) Respiratuar bronşiol
Cevap D
Solunum sisteminin sürfaktan sentezleyen hücreleri Tip II
pnömosit ve Clara hücrelerdir. Tip II pnömositler alveol epitelini
döşeyen hücrelerdendir ama soruda alveol seçeneklerde
verilmemiştir.
Clara hücreleriyse terminal bronşiolde yoğun olarak izlenir
bu nedenle sorunun yanıtı terminal bronşioldür.
Solunum yollarıyla ilgili yine önemli bir bilgi bronşiolden
sonra kıkırdakların ve bez yapılarının kaybolmasıdır.
22. Aşağıdaki yapılardan hangisi mezoderm kökenli kabul
edilir?
A) Mide
B) Dalak
C) Karaciğer
D) Schwann hücresi
E) Frontal beyin korteksi
Cevap B
Bir organın temel fonksiyonunu yapan bölüme parankima,
destek bölümüne stroma adı verilir. Embriyonik köken
adlandırmalarında parankimanın kökeni temel alınır.
Seçeneklerde verilen yapılar göz önüne alındığında
embriyonik kökenler şu şekilde sıralanabilir;
Mide: Endoderm (ön barsaktan gelişir ve epitelinden dolayı
endoderm kabul edilir)
Dalak: Mezoderm
Karaciğer: Endoderm (ön barsaktan tomurcuklanarak geliştiği için)
Schwann hücresi: Nöral krista
Beyin korteksi: Nöral ektoderm
23.
Bir sarkomer için uzunluk–gerim ilişkisini gösteren
diyagrama göre B ve C noktaları arasında gerimin
maksimum olmasının nedeni hangisi olabilir?
A) İki uçtaki aktin filamentlerinin çakışması
B) İki uçtaki miyozin filamentlerinin çakışması
C) Miyozin filamentlerinin minimal uzunlukta olması
D) Aktin ve miyozin filamentleri arasında optimum
örtüşmenin olması
E) Aktin ve miyozin filamentleri arasında en az örtüşmenin
olması
Cevap D
14 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Diyagrama göre B ve C noktaları arasında gerimin maksimum
olmasının nedeni Aktin ve miyozin filamentleri arasında optimum
örtüşmenin olmasıdır. Sarkomer boyunun çok fazla uzaması veya
çok aşırı kısalması durumunda bu örtüşme olamayacağından
dolayı maksimum gerim elde edilemez. ÖZET: Optimum boy,
maksimum gerim.
24. Hücre membranın kolesterol içeriği aşağıdaki özelliklerden
hangisini en fazla etkiler?
A) Kalınlığını
B) İyon geçirgenliğini
C) Akışkanlığını
D) Glikolizasyonunu
E) Hidrofobik etkisini
Cevap C
Membranın akışkanlığını etkileyen faktörler:
• Yağ asidi zincir uzunluğu ile ters orantılıdır.
• Kolesterol miktarı ile ters orantılıdır.
• Yağ asidi doymamışlık derecesi ile doğru orantılıdır.
• Sıcaklık ile doğru orantılıdır.
25. Atriyal natriüretik peptidin artışı aşağıdaki fizyolojik
değişim yanıtlarından hangisinin ortaya çıkmasına neden
olur?
Anjiotensin II Aldosteron Sodyum atılımı
A) Artar Artar Artar
B) Artar Azalır Artar
C) Azalır Azalır Azalır
D) Azalır Artar Artar
E) Azalır Azalır Artar
Cevap E
Atrial natriuretic peptide (ANP):
Hipervolemi Atrium endokardının gerilmesi ANP
seviyesinde artışa neden olur.
ANP; renin salınımını (ve anjiotensin II oluşumunu) inhibe
eder.
Aldosteron üretimini inhibe eder.
Sodyum atılımında artışa yol açar (Natriürez). Bu etkisini
toplayıcı tübüllerde Na–K ATP–az pompasını inh. ederek yapar.
Ayrıca, damar düz kaslarında cGMP’yi artırarak
vazodilatasyona ve TPR’de düşmeye neden olur. Bütün bu
etkilerin sonucunda ve kan basıncını düşürür.
26. Bir kan damarında sürtünme stresi artığında aşağıdaki
değişikliklerden hangisine neden olur?
A) Endotelin üretimi azalır
B) cGMP üretimi azalır
C) Renin üretimi artar
D) Prostasiklin üretimi azalır.
E) Nitrik oksit serbestleşmesi artar.
Cevap E
Kan damarlarında sürtünme stresinin (shear stress) artışı
endotel hücreleri tarafından nitrik oksitin serbest bırakılması için
önemli bir uyarıdır. Nitrik oksit, cGMP seviyesini artırarak kan
akışını arttırır.
15DENEME SINAVI – 42
27.
Sol ventriküle ait basınç–hacim ilişkisi içinde ikinci kalp sesi
ne zaman meydana gelir?
A) D noktasında
B) A noktasında
C) B noktasında
D) B ve C noktaları arasında
E) C ve D noktaları arasında
Cevap A
A noktası: Ventriküllün dolmaya başladığı dönemdir ve bu
noktada kanın ventriküle hızlı akışı vardır.
B noktası: İzovolumetrik kasılma dönemine başlangıç, bu
dönemde mitral ve triküspit kapak kanır yani SI sesi oluşur.
C noktası: Ejeksiyon döneminin başlangıcıdır. Aortik ve
pulmoner kapaklar açılır kan aortaya ve pulmoner artere akar.
D noktası: Aortik ve pulmoner kapaklar kapanır ve S–2
sesi oluşur. D ve A noktalarının arası İzovolumetrik gevşeme
dönemidir. Ventrikül içi basınçlar düşer. AV kapaklar açılmamış,
Juguler vende “v” dalgası oluşur.
28. Aşağıdaki yapılardan hangisi solunumun frekans ve
derinliğinin kontrol edilmesinde en etkin role sahiptir?
A) Apnostik merkez
B) Pnömotaksik merkez
C) Nükleus traktus solitaryus
D) Dorsal solunum grubu nöronları
E) Ventral solunum grubu nöronları
Cevap B
Pnömotaksik Merkez: Pons’un üst–arka bölgesine
yerleşmiştir. Solunumun frekansının ve derinliğinin
belirlenmesinde rol oynar. Pnömotaksik merkez inspirasyonun
süresini kısaltarak solunumun frekansını artırır. Güçlü bir
pnömotaksik sinyal, solunum frekansını dakikada 30–40’a
yükseltebilirken, zayıf bir sinyal solunum sayısını oldukça fazla
düşürebilir. Bu alan hasarlandığında solunum yavaşlar ve soluk
hacmi artar.
29. Afferent arteriol direncinde % 50’lik bir azalmaya neden
olan fakat arteriyel kan basıncında bir değişiklik yapmayan
bir vazodilatatör ilaç uygulanmasından sonra aşağıdaki
durumlardan hangisi beklenir?
Böbrek kan akımı GFR Peritübüler kapiller
hidrostatik basınç
A) Azalma Azalma Düşme
B) Azalma Azalma Yükselme
C) Artma Artma Yükselme
D) Artma Artma Değişiklik yok
E) Artma Artma Düşme
Cevap C
Afferent arteriol direncinde% 50 azalma olmasına rağmen
arteriyel kan basıncında hiçbir değişikliğin olmaması Böbrek kan
akımında ve glomerüler hidrostatik basınçta artışa neden olur.
Bunun sonucunda GFR artar. Aynı zamanda, (buraya dikkat)
afferent arteriol direncinin azalması peritübüler alana geçen kan
akımını da artıracağından dolayı peritübüler kılcal hidrostatik
basınç da yükselir.
16 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
30. Aşağıdakilerden hangisi acil transfüzyon reaksiyonuna
neden olur?
A) O Rh (+) hastaya O Rh (–) tam kan verilmesi
B) A Rh (+) hastaya O Rh (+) tam kan verilmesi
C) B Rh (–) hastaya A Rh (–) tam kan verilmesi
D) AB Rh (+) hastaya AB Rh (–) tam kan verilmesi
E) B Rh (–) hastaya B Rh (–) tam kan verilmesi
Cevap C
Aynı ABO tip birisine Rh (+) bir kişiye Rh(–) kan transfüzyonu
herhangi bir reaksiyona neden olmaz. A grubu bir kan, A
antijenine ve B antikoruna sahiptir. B grubu bir kan da, B
antijenine ve A antikoruna sahiptir. Bu nedenle, B grubu bir
kişiye A grubu bir kan verilirse kanı alan kişideki A antikorları
transfüzyon reaksiyonuna neden olur.
31. Bir nörotransmitterin uyarıcı veya inhibitör etkisini
aşağıdakilerden hangisi belirler?
A) Moleküler yapısı
B) Postsinaptik reseptörünün fonksiyonu
C) Sinaptik aralıkta metabolize edilme şekli
D) İçinde bulunduğu sinaptik vezikülün şekli
E) Presinaptik ve postsinaptik membran arasındaki mesafe
Cevap B
Bir nörotransmitterin uyarıcı veya inhibitör etkisini belirleyen
tek şey bağlandığı postsinaptik reseptörün özelliğidir.
32. Korti organı kokleanın hangi bölümünde bulunur?
A) Ampulla
B) Sakkulus
C) Skala media
D) Skala timpani
E) Skala vestibuli
Cevap C
Ampulla ve sakkulus kokleaya değil vestibüler aparata ait
yapılardır. Koklea ses titreşimlerine cevap olarak sıvı hareketini
sağlayan skala vestibuli ve scala media ile skala timpani olmak
üzere üç ana bölmeye sahiptir. Korti organı da skala media içinde
yer almaktadır.
33. Aşağıdaki membranlardan hangisi kardiyolipin içerir?
A) Hücre membranı
B) Golgi membranı
C) Mitokondri membranı
D) Endoplazmik retikulum membranı
E) Lizozom membranı
Cevap C
Membranda en fazla lipidler bulunmaktadır. Pek çok farklı
lipid sınıfı membranda bulunabilir. Bunlardan fosfolipidler,
glikosfingolipidler ve kolesterol özellikle önemlidir. Fakat,
ester kolesterol (kolesterol depo şekli) ve triaçilgliserol
(enerjinin depo formu) saf hidrofobik oldukları için membranda
bulunamaz. Membranda en çok lipitler, lipitlerden fosfolipitler,
fosfolipitlerden ise en çok fosfotidilkolin bulunur. Çeşitli
membranlar ihtiyaçları olan lipidleri içerebilir. Bunun en önemli
örneklerinden birisi kardiyolipin’den zengin olan mitokondri iç
membranıdır.
17DENEME SINAVI – 42
34. Aşağıdakilerden GLUT tiplerinden hangisi barsak
lümeninden fruktoz emiliminden sorumludur?
A) GLUT1
B) GLUT2
C) GLUT3
D) GLUT4
E) GLUT5
Cevap E
GLUT5, barsak lümeninden fruktoz emiliminden sorumludur.
Hücreye alınan fruktoz ise kapiller yüzeye GLU2 ile alınır.
Sitokalazin B, GLUT5 inhibitörüdür.
35. Aşağıdaki glikoliz basamaklarından hangisinde açığa su
çıkar?
A) Glikoliz
B) Enolaz
C) Fosfogliserat kinaz
D) Piruvat kinaz
E) Fosfoizomeraz
Cevap B
2–fosfogliserat, enolaz enzimiyle fosfoenol piruvat’a
dönüştürülür. Glikolizin su oluşturan tek reaksiyonudur.
Reaksiyon geri dönüşümlüdür ve florid ile inhibe edilir. Kan
glukozu ölçümünde, glikolizi inhibe eden florid kullanılabilir.
36. Aşağıdaki basamaklardan hangisi geri dönüşümlüdür?
A) Glukokinaz
B) Fosfofruktokinaz
C) Fosfogliserat kinaz
D) Piruvat kinaz
E) Piruvat dehidrogenaz
Cevap C
Glikolizin düzenleyici enzimleri olan glukokinaz/hekzokinaz,
fosfofruktokinaz ve piruvat kinaz geri dönüşümsüzdür. Glikoliz
reaksiyonları sonrasında oluşan piruvat mitokondride asetil
coA’ya dönüşür. Bu basamak piruvat dehidrogenaz enzimi
tarafından katalize edilir ve geri dönüşümsüzdür. Fakat,
fosfogliserat kinaz geri dönüşümlüdür.
37. Aşağıdaki moleküllerden hangisi pentoz fosfat yolunda
görev almaz/oluşmaz?
A) Riboz 5 fosfat
B) Ribüloz 5 fosfat
C) Fruktoz 6 fosfat
D) Glukoz 6 fosfat
E) Glukuronik asit
Cevap E
Heksoz monofosfat yolunun (HMY) iki amacı vardır; 1–
NADPH sentezi (özellikle biyosentez reaksiyonlarında kullanılmak
üzere) 2– DNA ve RNA nükleotidleri sentezinde kullanılacak
öncülleri (riboz 5 fosfatları) sentezlemek. Heksoz monofosfat
yolu, oksidatif ve nonoksidatif iki evreden oluşmuştur.
Reaksiyonlar sitoplazmada geçekleşir ve ATP üretimi veya
tüketimi yoktur. Ayrıca 5–7 karbonlu şekerlerin birbirine
dönüşümünü heksoz monofosfat yolunda gerçekleşir.
Dikkat HMY’de asit yapıda şeker üretilmez.
38. Yağ asid sentezi için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Düzenleyici basamak yağ asidi sentaz enzimi tarafından
katalize edilir.
B) İlk sentezlenen yağ asidi palmitat’tır.
C) Yağ asidlerinde zincir uzatma işlemi mitokondri ve düz
endoplazmik retikulumda gerçekleşir.
D) Yağ asidi sentaz kompleksi yapısında B5 vitamini içerir.
E) Yağ asidi sentezi sitoplazmada gerçekleşir.
Cevap A
Yağ asidi sentezi bütün canlılarda benzer şekilde gerçekleşen
sitoplazmik bir metabolik yoldur. Yağ asit sentezi başlıca
karaciğer, yağ dokusu, böbrek, akciğer ve süt veren meme bezinde
aktiftir. Dietle aşırı miktarda alınan karbonhidratlar yağ asidi
sentezi için prekürsor sağlarlar. Yağ asidi sentezinin son ürünü
16 karbonlu palmitattır. Sentez reaksiyonları esnasında NADPH,
ATP, Mn, biotin ve HC03 (C02 kaynağı olarak) kullanılır.
Yağ asidi sentezinde öncül bileşik asetil coA’dır. Sentezde
kullanılacak Asetil coA’lar sitoplazmaya taşındıktan sonra,
yağ asidi sentezinin hız kısıtlayıcı basamağı olan asetil coA
karboksilaz ile malonil coA’ya çevrilir. Reaksiyonda kofaktör
olarak biotin, ATP ve bikarbonattan gelen CO2 kullanılır.
Malonil coA sentezlendikten sonra, yağ asidi sentezi yağ asidi
sentaz kompleksi ile devam eder. Son ürün olan 16 karbonlu
palmitat 7 basamakta yağ asidi sentaz kompleksi tarafından
sentezlenir. Bu komplekste 7 farklı aktif bölge vardır. Bu bölgeler
18 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
6 enzim ve açil taşıyıcı protein (acly carrier protein; ACP) içerir.
ACP yapısında pantoteik asit (B5) bulunan ve prostetik grup
olarak 4’–fosfopantotein içeren küçük bir proteindir.
Sitoplazmada sentezlenen palmitat daha sonar düz
endoplazmik retikulum ve mitokondride uzatılır. Doymamış yağ
asidi sentezi ise sadece düz endoplazmik retikulumda bulunan
sitokrom b5 redüktaz (mikrozomal enzim) enzimleri, O2 ve
NAPDH kullanılarak yapılır.
39. Aşağıdaki moleküllerden hangisinin hem sentezi hemde
yıkımı mitokondri matriksinde gerçekleşir?
A) Yağ asidi
B) Keton cisimleri
C) Glukoz
D) Glikojen
E) DNA
Cevap B
Yağ asitlerinin sentezi sitoplazmik, yıkımı ise mitokodri
matriksinde olur. Keton cisimlerinin yapımı yıkımı mitokodri
matriksinde olur. Glukoz sentezi (glukoneogenez) mitokondride
başlayan, sitoplazmada devam eden, düz endoplazmik
retikulumda sonlanırken, glukoz yıkımı (glikoliz) sitoplazmiktir.
Glikojen yapımı ve yıkımı sitoplazmiktir.
40. Aşağıdaki lipoproteinlerden hangisi elektroforezde en hızlı
hareket eder?
A) Şilomikron
B) VLDL
C) LDL
D) IDL
E) HDL
Cevap E
Lipoproteinler elektriksel yüklerine göre (protein içerikleri)
elektroforez yöntemi ile birbirinden ayrılırlar. Lipoprotein
elektroforezinde, şilomikron uygulama yerinde hareketsiz kalır.
Daha sonra sırası ile LDL (β lipoprotein), VLDL (pre β lipoprotein),
HDL (α lipoprotein) şeklinde ayrılırlar. Dolayısıyla HDL en
hareketli lipoproteindir.
41. Aşağıdaki moleküllerden hangisi hem pürin hem de
pirimidin sentezinde kullanılır?
A) PRPP
B) Glisin
C) Alanin
D) Tirozin
E) Orotat
Cevap A
Pürin halkasının atom kaynakları; Aspartat, Glutamin, CO2,
Glisin, Tetrahidrofolat. Pirimidin halkasının atom kaynakları ise,
Aspartat, Glutamin, CO2. Hem pürin hem de pirimidin sentezinde
kullanılan aktif şeker ise PRPP’dir.
42. UV ışık ile oluşan DNA hasarı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Baz deaminasyonu
B) Timin dimerleri
C) Çift zincir kırığı
D) Baz metilasyonu
E) Tek zincir kırığı
Cevap B
– Nitratlı gıdalar ile DNA üzerinde, baz deaminasyonu
(adenine, sitozin),
– UV ışık ile DNA üzerinde, pirimidin (timin) dimeri,
– İyonize radyasyon, oksidatif serbest radikal hasarı,
kemoterapotik ajanlar (doksorubisin) veya doğal
yollardan, DNA üzerinde çift zincir kırığı meydana
gelebilir.
43. Pepsinojenin pepsine dönüşümünde yer alan faktör ve
reaksiyon aşağıdakilerden hangisidir?
A) Lipaz/hidroliz
B) Gastrin /metilasyon
C) HCI /hidroliz
D) Tripsin /fosforilasyon
E) Amilaz/hidroliz
Cevap C
Pepsinojenin pepsine dönüşümü midede HCL ve pepsinin
otokatalitik etkisi sonucunda gerçekleşir. Pepsin aktif enzimdir.
Aktivasyon modeline zimojen aktivasyon denir ve burada yer alan
reaksiyon kısmi proteoliz/hidroliz dir. Peptit bağları su girişi ile
yıkılır.
19DENEME SINAVI – 42
44. Diürnal değişiklik gösteren üre analizi için çalışılması en
uygun olan idrar örneği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sabahın ilk idrarı
B) Spot idrar
C) Orta idrar
D) Saatlik idrar
E) 24 saatlik idrar
Cevap E
Diurnal değişiklikler vücut sıvılarındaki maddelerin
konsantrasyonlarında bir gün içerisinde meydana gelen
değişmelerdir. Vücut sıvılarındaki maddelerin çoğu gün boyunca
döngüsel/sirkadiyen değişiklikler gösterir. Bu değişikliklere
katkıda bulunan etkenler duruş, aktivite, besin alınımı, stres, gün
ışığı/karanlık, uyku/uyanıklıktır. Bu durumda hangi analit olursa
olsun atılımı hakkında bilgi sahibi olmak üzere 24 saatlik idrar
düzeyleri tespit edilir.
45. Aşağıdakilerden hangisi antikoagülan mekanizmalar için
yanlış bir ifade olur?
A) Antitripsin, trombini inhibe ederek antikoagulan özellik
gösterir
B) Heparin antitrombin III’ü inhibe eder
C) EDTA, kalsiyumu bağlayarak antikoagulan etki gösterir
D) Sitrat ve oksalatlar FIV u tutan in vitro antikoagülanlardır
E) Aktif Protein C antikoagülan özellik gösterir,
Cevap B
Koagülasyon inhibitörleri : Bu grupta yer alan inhibitörler,
antitrombin III, Protein Z, Protein C ve protein S ve doku faktör
yolu inhibitörü (TFPI) olup endotel ve karaciğerde sentezlenirler.
Antitrombin III: En güçlü trombin inhibitörü olup başlıca
serpindir. Trombin ile birlikte Faktörler IXa, Xa, XIa ve XIIa ve
Faktör VIIa–doku faktör kompleksini de inhibe eder. Trombin
ve faktör Xa’yı farklı mekanizmalar la inhibe eder. Ancak her
iki inhibisyonda da antitrombin III aktivitesi heparin varlığında
artar. Antitrombin aktivitenin geri kalanı büyük oranda
Alfa–2–makroglobülin ve az oranda heparin kofaktör II ve alfa1–
antitripsin ile sağlanır.
Oral antikoagülanlar, Faktör II, VII, IX, X ve protein S ,
protein C ve protein Z’nin sentezleri K vitaminine bağımlıdır.
Kumarin grubu (warfarin ve kumarin) antikoagülanlar glutamat
kalıntılarının K vitaminine bağımlı gama– karboksilasyonunu
inhibe eder.
Oksalat: Kalsiyumu (Faktör IV) bağlayarak kanın
pıhtılaşmasını önler.
Sodyum sitrat : Kalsiyumu bağlayarak kanın pıhtılaşmasını
önler. %3,8’lik çözeltisi kullanılır.
Sodyum flüorür: Kalsiyumu bağlayarak kanın pıhtılaşmasını
önler .
İyodoasetat: Daha çok koruyucu olarak kullanılır.
Antiglikolitik ajandır ve Na–fluorür yerine kullanılabilir.
EDTA (Etilendiamintetraasetikasit): Kalsiyum ile kompleks
yaparak kanın pıhtılaşmasını önler.
Heparin: Spesifik olarak pıhtılaşma faktörleri IX ve XI’i
bağlayarak ve antitrombin III ile etkileşip bunun trombini inaktive
etme yeteneğini artırarak kanın pıhtılaşmasını önler.
46. Aşağıdakilerdan hangisi karaciğerdeki alanin ve glutaminin
kaynağıdır?
A) Kas ve beyin
B) Böbrek ve mide
C) Beyin ve bağırsak
D) Dalak ve pankreas
E) Böbrek ve yağ
Cevap A
Amino asitlerin plazmada taşınması: Beyin ve böbrekten
glutamin, kasta kas proteinlerinin yıkılımından kaynaklanan
amino grupları alanin ve glutamin şeklinde taşınır. Karaciğerdeki
alanine ve glutaminin başlıca kaynağı beyin ve kas dokusu
proteinleridir.
47. Aşağıdaki amino asitlerden hangisi melatonin ve niasini
meydana getirir?
A) Serotonin
B) Arginin
C) Triptofan
D) Metiyonin
E) Valin
Cevap C
TRİPTOFAN: Esansiyel ve hem glukojenik ve hem ketojenik
amino asittir. Piruvat ve asetil KoA üzerinden yıkılır. Yapısında
bulunan indol halkası çeşitli bileşiklerin yapısına katılır; Bunlar
serotonin, melatonin’dir. Karaciğerde triptofan yıkılımı ile
nikotinik asit sentezlenir. Triptofan ‘dan transaminasyon ile
indol piruvik asit oluşur. İndol asetik asit , skatol ve indol son
ürünlerdir. İndoksil sülfatın potasyum tuzuna indikan denir.
20 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Triptofan dekarboksilasyon ile triptamin (hipertansif etkili)
üzerinden de metabolize olabilir.Triptofandan kuinilat, kinürenin
gibi nörotransmitterler sentezlenir. 5–metoksi indol asetat
serotonin metaboliti olup idrarla atılan formudur
48. Bağ dokusu proteinlerinde bulunan desmozin hangi enzim
etkisi ile oluşur?
A) Prolin hidroksilaz
B) Lizil hidroksilaz
C) Matriks proteaz
D) Lizil oksidaz
E) Transglutaminaz
Cevap D
Bağ dokusu proteinleri sentezlenirken çok sayıda düzenleme
gerçekleşir. Sekresyondan sonra çapraz bağ oluşumu meydana
gelir. Desmozin, izodezmosin ve lizinilnörlösin yapıları oluşur.
Ekstrasellüler ortamda lizil oksidaz (Cu+2) ile önce allizin yapıları
meydana gelir. Allizinin reaktif aldehit formu diğer allizinler ile
kondanse olur ve lizinil nörlösin yapıları meydana gelir. 4 ayrı
elastin zincirindeki 4 lizin kalıntısının kovalent olarak bağlanması
desmozin yapısını oluşturur (aldol kondansasyonu). Bu suretle
zincirler arası çapraz bağlanmalar meydana gelir.
49. Kan pH’ının 7.4 olarak sürdürülmesinde HCO3 ve H2CO3
oranı ne olmalıdır?
A) 1: 10
B) 15:1
C) 1: 20
D) 1: 25
E) 20:1
Cevap E
Tamponlar, asit veya baz ilavesi ile ortamın pH’ını
değiştirmeyen veya çok az değişikliğe neden olan moleküllerdir.
Tampon sisteminde, zayıf bir asit veya baz ve bunların tuzları yer
alır. Arter kanı pH’ı 7.4, ven kanı pH’ı 7.35 ve hücre içi pH’ı 4.75–7.4
‘de tutulur. Zayıf asitlerin pH’ı Hendersen Hasselbach eşitliği ile
belirlenir. Zayıf bir asit sulu ortamda şu şekilde dissosiye olur;
A–; tuz veya konjige baz = Zayıf asidin iyonize formudur.
Ka = [H+] [A–] / [ HA]
Negatif logaritmaları alındığında ;
pH = pKa – log [HA]/ [A–] olur.
Eğer [A–] = [HA] ise pH= pK olur.
Asit – baz dengesinin korunmasında, tampon sistemler
kullanılır.
1– Plazma tampon sistemleri
Bikarbonat tampon sistemi; [HCO3–] / [ H2CO3] ¸ tampon
çiftini oluşturur.PH’ın 7.4’de sabit tutulabilmesi için oran 20 :1
olmalıdır.
Fosfat tampon sistemi; H2PO4– ve HPO4–2 tampon çiftinden
meydana gelir. Plazmada etkinliği azdır.
Protein tampon sistemleri; Aminoasitlerin tamponlama
güçleri, onların amfoterik özelliklerini oluşturur
2- Eritrosit tampon sistemler
a) Bikarbonat tampon sistemi
b) Hemoglobin tampon sistemi
50. Aşağıdaki vitaminlerden hangisinin eksikliği kanda piruvat
ve laktat artışına neden olur?
A) Vitamin B1
B) Vitamin B6
C) Vitamin Biotin
D) Vitamin B9
E) Vitamin B12
Cevap A
TİAMİN (B1 VİTAMİNİ)
Pirimidin ve tiazol halkalarının birleşmesinden oluşmuştur.
Organizmada başlıca fosfat esterleri şeklinde bulunur. Besinlerle
alınmasının yanı sıra barsakta bakteriler tarafından da
sentezlenir. Günlük gereksinim karbonhidrat alınımına bağlıdır.
Gereksinim gebelik, laktasyon, ve musküler aktivitenin artışına
bağlıdır. 2 genel reaksiyon katalizler.
1. Oksidatif dekarboksilasyon: alfa– ketoglutarat
dehidrogenaz, piruvat dehidrogenaz ve dallı zincirli
α–ketoasit dehidrogenaz reaksiyonlarının kofaktördür.
Karbonion iyonunu aktarır.
2. Transketolaz reaksiyonları: Transketolaz reaksiyonu
karaciğer ve kan hücrelerinde pentoz fosfat yolunda
kullanılan bir enzim reaksiyonudur. Tiamin pirofosfat bu
enzimin kofaktörüdür. Aldehit grubu transferi yapar.
Vitamin eksikliği tanısı:
• Kanda piruvik asit, laktik asit ve α–ketoglutarik asit
düzeyi artar, Transketolaz aktivitesindeki bozukluğa
bağlı olarak kanda pentoz miktarı artar, NADPH yeterli
miktarda oluşamaz ve yağ asidi sentezi bozulur.
• Eksikliğini ölçmek için en iyi yöntem ERİTROSİT
21DENEME SINAVI – 42
TRANSKETOLAZ AKTİVİTESİ’ nin ölçülmesidir.
• Diğer bir yöntem: Glukoz verilmesinden sonra laktik
asit: piruvik asit oranının ölçülmesidir. Kan ve idrarda iki
metabolit te artar. Artış Tiamin Pirofosfat bağımlı Piruvat
dehidrogenaz aktivitesindeki azalmaya bağlıdır.
51. Aşağıdaki enzimlerden hangisi liyaz sınıfına aittir?
A) Hekzokinaz
B) Laktat Dehidrogenaz
C) Argininosüksinaz
D) Katalaz
E) Sitokrom oksidaz
Cevap C
1–OKSİDOREDÜKTAZLAR: Oksido–redüksiyon olaylarını
katalizler. Elektronları ve hidrojeni (protonları) bir substrattan
diğerine aktarırlar. Bu sınıfta 4 enzim grubu bulunmaktadır:
a) Oksidazlar; Hidrojen alıcısı olarak oksijen kullanarak bir
substrattan hidrojenin çıkarılmasını katalizler. Reaksiyon
sonucunda substrat okside olur ve H2O veya H2O2
meydana gelir. Örnek: Sitokrom oksidaz
b) Dehidrogenazlar; Hidrojen alıcısı olarak NAD, NADP,
FAD ve FMN ‘i kullanan enzimlerdir. Örnekler; Laktat
dehidragenaz, malat dehidrogenaz vb.
c) Hidroperoksidazlar; Substrat olarak organik peroksit
veya hidrojen peroksit kullanırlar.
H2O2 + AH2 ® 2H2O + H Örnek: GSH–peroksidaz
2 H2O2 ® 2 H2O + O2 Örnek: Katalaz
a) Oksijenazlar: Bu grup enzimler molekül içine oksijen sokarlar.
İki basamakta meydana gelir:
Birinci basamakta oksijen enzimin aktif bölgesine bağlanır.
Bunu bağlı oksijenin indirgenmesi veya bir substrata transfer
edilmesi izler. İki tiptir;
1. Dioksijenazlar: Her iki oksijen atomunu transfer ederler
A + O2 ⇒ AO2
Örnekler: Triptofan pirrolaz, Homogentisik asit oksidaz, 3–
hidroksiantralinat oksidaz
2. Monooksijenazlar (miks fonksiyonlu oksidazlar;
hidroksilazlar): Oksijenin sadece bir atomunu transfer
ederler. Karaciğer mikrozomlarında sitokrom P–450,
sitokrom b5 ve sitokrom b5 redüktaz ile birliktedir. Hem
NADPH hemde NADH sitokromların indirgenmesinde rol
oynar.
2– TRANSFERAZLAR: Hidrojenden başka bir grubu bir
substrattan diğerine aktaran enzimlerdir. C, N, veya Fosfat
taşıyan gruplar transfer edilir.
3– HİDROLAZLAR: Ester, eter, peptid, glikozit, asit anhidrit,
C–C bağları ve C–N bağlarının yıkılışlarını moleküle su
katılması ile katalizler.
4– LİYAZLAR: Substrattan grupları ayıran /ancak hidroliz
etmeyen) ve ayrılan grubu başka bir substrata aktaran
enzimlerdir. Genellikle çift bağ oluştururlar. C–C,C–O,C–
N,C–S bağlarına etkilidir.
5– İZOMERAZLAR: Optik, geometrik veya yapı izomerlerinin
birbirine dönüşümünü katalizleyen enzimlerdir.
6– LİGAZLAR: İki farklı bileşiğin birbirlerine bağlanmasını
katalizler. C–C, C–O, C–N, C–S bağları oluşur. ATP
kullanırlar.
52. Aşağıda hormon/reseptör yerleşimi / etki mekanizması
bilgilerinden hangisi yanlıştır?
A) TSH/Membran/cAMP
B) NO/ sitozol/cGMP
C) ACTH/membrane/cAMP
D) Tiroksin/nukleus/ gen transkripsiyonu
E) Östradiol/sitozol/cAMP
Cevap E
HORMONLARIN SINIFLANDIRILMASI
Grup I hormonlar
- Bu grup hormonlar içinde steroid hormonlar (cinsiyet
hormonları, kortikosteroidler, aldosterone), tiroid
hormonları ve kalsitrol yer alır. Bu grup hormonlar
lipofilik karekterde olduklarından plazmada bir taşıyıcı
proteine bağlanarak taşınırlar ve plazma yarı ömürleri
uzundur. Lipofilik karekterlerinden dolayı membranı
kolaylıkla geçerler, bu nedenle reseptörleri sitozolde
(steroid hormonları ve kalsitriol) veya nükleustadır
(tiroid hormonları ve retinoik asit). Etkilerini gen
transkripsiyonları aracılı gösterirler.
Grup II hormonlar
- Bu grup hormonlar içinde polipeptid, protein ve
glikoprotein yapılı hormonlar ile katekolaminler yer alır.
Plazmada taşıyıcı proteinleri yoktur ve bu nedenle plazma
yarı ömürleri kısadır. Reseptörleri membranda lokalize
olup sinyalin hücre içine iletiminde intrasellüler ikinci
haberci sistemlerini kullanırlar. Buna gore;
a- İkinci habercisi cAMP olan hormonlar (FSH;LH;ACTH;TSH
gibi)
22 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
b- İkinci habercisi cGMP olan hormonlar (NO, ANP)
c- İkinci habercisi kalsiyum ve /veya fosfatidilinozidler
olan hormonlar
d- İkinci habercisi kinaz veya fosfataz olan hormonlar
(Prolaktin, Büyüme hormone gibi)
Östradiol steroid yapılı bir hormone olup, reseptörü
sitozoldedir. Gen transkripsiyonları ile etki gösterir.
53. Glukagon hormonu, cAMP sentezini uyarmaktadır.
Aşağıdakilerden hangisinin aktivitesi bu yolla artmaktadır?
A) Glikojen sentaz
B) Hormon duyarlı lipaz
C) HMG KoA reduktaz
D) Asetil KoA karboksilaz
E) Hidroksi metil glutaril KoA redüktaz
Cevap B
Glukagon cAMP sentezini uyarır ve proteinlerin
fosforilasyonuna yol açar. Glukagon yağ yıkılımını, yağ yıkılımının
hız kısıtlayıcı enzimi olan hormon duyarlı lipazın fosforilasyonu
yolu ile gerçekleştirir. Kolesterol sentezini ve yağ asidi sentezini
inhibe eder. Karaciğerde glikojen fosforilazı aktifleyerek glikojen
yıkılımını arttırır, sentezini inhibe eder.
54. Bilirubinin ürobilinojene dönüşümünde rol oynayan enzim
aşağıdakilerden hangisidir?
A) ALA sentaz
B) Ferroşelataz
C) Betaglukuronidaz
D) UDP–Glukuronil transferaz
E) Biliverdin redüktaz
Cevap C
ALA sentaz; Porfirin sentezinin hız kısıtlayıcı enzimidir
Ferroşelataz; Porfirin halkasına demiri katan enzimdir.
UDP–Glukuronil transferaz; Konjige bilirubin sentezinde yer
alır.
Betaglukuronidaz; Konjige bilirubinden ürobilinojen
sentezinde yer alır.
Biliverdin redüktaz; Biliverdinin bilirubine dönüşümünde
yer alan enzimdir. NADPH bağımlı bir enzim olup reaksiyon
mikrozomal sistemde gerçekleşir.
55. Aşağıdakilerden hangisi sporisidaldir?
A) % 60 Metil alkol
B) Polyhegzanid
C) Perasetik asid
D) % 2 fenol
E) % 70 etil alkol
Cevap C
Asetik asit, hidrojen peroksit ve suyun karışımından oluşur.
Perasetik asit, keskin kokuludur. Su gibi ürünlere parçalanır
ve çevreye zararlı metabolitlere parçalanmaz. Aluminyum
gibi metallere karşı korozivtir. Uzun süre temasa bağlı olarak
solunum yolu problemlerine, ciltte irritasyon ve kabarıklığa
neden olur. Perasetik asitle sterilizasyon süresi 50–56° C de
yarım saattir. Oksijenle hidrojen peroksit ve suya parçalanır. PAA,
organik materyal varlığında bile aktivitesini korur.
56. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin hedefine bağlanması
enerji bağımlı bir safha gerektirir?
A) Beta–laktamlar
B) Kloramfenikol
C) Gentamisin
D) Kinolonlar
E) Linkozamidler
Cevap C
Aminoglikozitler streptomisin hariç ribozomun 30 S ve 50 S
alt ünitesine bağlanarak RNA okunmasını önler. Aminoglikozitler
gram negatif bakterilere karşı sidaldir. Gram pozitif bakterilere
etkileri yoktur. Aminoglikozitlerin başlıca kullanım alanları
tularemi, veba ve brusellozdur. En önemli yan etkileri ototoksisite
(denge) ve nefrotoksisitedir. Aminoglikozitlerin bakteri sitoplazma
zarından geçmeleri oksijene ve enerjiye bağımlıdır. Apsede
kullanılamazlar.
57. Hangisi derinin normal kalıcı florasında bulunmaz?
A) Staphylococcus epidermidis
B) Proprionobacterium acnes
C) α–hemolitik streptokoklar
D) S.pyogenes
E) Malesezia furfur
Cevap D
23DENEME SINAVI – 42
S.pyogenes insanların normal florasında bulunmaz.
Oysa Malasezia insanların deri flora elemanıdır. α–hemolitik
streptokoklar boğazda flora elemanıdır. Proprionobacterium
acnes deride flora elemanıdır.
58. Aşağıdakilerden hangisinde streptomisin kullanılması
uygun değildir?
A) Brusella
B) Tüberküloz
C) Tularemi
D) Veba
E) Mikoplazma pnömonisi
Cevap E
Mikoplazmaların neden olduğu pnömonide makrolitler
ve kinolonların kullanılması uygundur. Aminoglikozitlerin
kullanılması uygun değildir. Aminoglikozitlerin ilk tercih olarak
kullanılabileceği başlıca hastalıklar Brusella, Tüberküloz,
Tularemi, Veba’dır.
59. Aşağıdaki eşleştirilen bakterilerden hangilerinin ayrımında
%3 H2O2 testi gereklidir?
A) Stafilokok–Streptokok
B) Pseudomonas– Klebsiella
C) Enterekokok–Pnömokok,
D) Borrelia – Pseudomonas
E) Neisseria–Hemophilus
Cevap A
Stafilokoklarla Streptokokların ayrımında en önemli test
katalaz testidir. Katalaz testi (%3 hidrojen peroksitli ortamda
bakterinin reaksiyon girmesi ve köpük oluşmasına dayanır
stafilokoklarda pozitif, Streptokoklarda negatiftir.
60. Pnömokoklarla ilgili ifadelerden hangisi/hangileri doğru
değildir?
I. Optokine dirençlidir
II. Penisiline dirençli kökenler mevcuttur
III. inülini hidroliz eder
IV. %6.5 NaCl ortamında ürer
A) I ve II
B) II ve III
C) I, II ve III
D) Yalnız III
E) I ve IV
Cevap E
Pnömokoklar gram pozitif koktur, optokine duyarlıdır
ve inülini hidroliz eder Ancak Streptokoklar içinde
enterokoklar, %6.5 NaCl ortamında ürer.
61. B grubu beta hemolitik Streptokoklarla ilgili ifadelerden
hangisi/hangileri doğru değildir?
I. Siyalik asit yapısında kapsülü vardır.
II. CAMP pozitiftir.
III. Erken başlangıçlı (ilk 7 gün) sepsiste mortalite fazladır.
IV. Grup B Streptokoklarla kolonize annelere doğum öncesi
gentamisin profilaksisi gerekir.
A) I ve II
B) Yalnızca III
C) II ve III
D) Yalnızca IV
E) II ve IV
Cevap D
B grubu Streptokokların siyalik asit yapısında kapsülü
vardır. B grubu Streptokokların CAMP deneyi pozitiftir.B grubu
Streptokokların neden olduğu erken başlangıçlı sepsisin
mortalitesi (ilk 7 gün) daha fazladır. Vajeninde Grup B Streptokok
kolonizasyonu olan annelere ampisilin profilaksisi önerilmektedir.
24 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
62. Yoğun bakım ünitesinde 20 gün yatan 68 yaşındaki hastada
beyin cerrahi ameliyatından sonra menenjit bulguları
gelişmiştir. BOS örneğinde bol nötrofil ve Gram (–)
kokobasiller görülmüştür. Kültürde oksidaz (–) hareketsiz ve
nonfermentatif bakteriler üremiştir.
Bu klinik tabloya yol açması en olası bakteri
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Pseudomonas aeruginosa
B) Acinetobacter baumannii
C) Neisseria meningitidis
D) Haemophilus influenzae
E) Alcaligenes faecalis
Cevap B
Hastada postop. menenjit gelişmiştir. Böyle bir menenjitte
öncelikle Pseudomonas, Acinetobacter gibi gram negatifler ve
stafilokoklar ön planda düşünülür. Gram negatif kokobasil olması
nedeniyle stafilokok olamaz. Oksidaz negatif ve hareketsizliği
nedeniyle de pseudomonas olamaz. Doğru cevap Acinetobacter
spp. dir.
63. Serolojik tanısında kardiyolipine karşı gelişen antikor
aranan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mycobacterium tuberculosis
B) Trepanoma pallidum
C) Nocardia asteroides
D) Burkholderia cepacia.
E) Acinetobacter baumannii
Cevap B
Sifilisin serolojik tanısında treponomal ve non treponomal
testler kullanılır. Non– Treponomal testler de (VDRL–RPR)
kardiyolipine karşı gelişen antikorlar aranmaktadır.
64. Günlük 60 mg Steroid kullanan 55 yaşındaki erkek hasta,
iki haftadır süren ateş, öksürük, kanlı balgam çıkarma, baş
ağrısı ve sol kolunda güçsüzlük ile başvuruyor. Çekilen toraks
tomografisinde her iki akciğerde multipl apse ile uyumlu
lezyonlar görülüyor. Bronkoalveoler lavaj örneğinde gram
pozitif, dallanmış filamantöz yapılar EZN pozitif saptanmıştır.
Yukarıda tanımlanan klinik tabloda düşünülmesi gereken
en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mycobacterium tuberculosis
B) Actinomyces israelii
C) Nocardia asteroides
D) Rhodococcus equi
E) Paracococciodes brasilensis
Cevap C
Nocardia cinsi bakteriler, gram pozitif olmalarına rağmen,
aside rezistan boyanırlar. Nocardia’lar normal konakta travmatik
inokülasyona ikincil kutanöz enfeksiyonlara yol açarken,
bağışıklığı bozuk bireylerde inhalasyon yoluyla alınarak pnömoni
ve merkezi sinir sistemi enfeksiyonuna neden olurlar. Kültürde ve
dokuda hif formunda görülürler.
65. Kemik iliği nakli yapılan 60 yaşındaki kadında,
transplantasyondan 65 gün sonra ateş, solunum sıkıntısı,
öksürük, konfüzyon, sulu ishal, radyogramda akciğer
grafisinde bilateral infiltrasyon saptanıyor. Kanda lökosit
sayısı 4.000, % 80 nötrofil hâkimiyeti saptanıyor. Serum
sodyum seviyesi 118 meq/lt ise hangi etken öncelikle
düşünülmelidir?
A) Mycoplasma pneumoniae
B) Streptococus penumoniae
C) Pseudomonas aeruginosa
D) Escherichia coli
E) Legionella pneumophila
Cevap E
Legionella pneumophila atipik pnömoni yapar. Genellikle
su kaynaklarından, klimalardan, soğutma kulelerinden bulaşır.
Yaşlılarda sıktır. Sigara, organ nakli ve diğer sebeplerle immün
süpresif tedavi almak risk faktörleridir. Eğer atipik pnömoni tarif
edilen bir hastada hiponatremi, hipopotasemi, akciğer grafisinde
iki taraflı diffüz infiltrasyon varsa, betalaktam tedaviye cevap
vermiyor ve ishal de var ise ön planda legionella düşünülmelidir.
Tedavide makrolidler veya kinolonlar kullanılır.
25DENEME SINAVI – 42
66. AIDS’li erkek hasta penis ülseri nedeniyle başvurmuştur.
Ülserler basmakla hassastır. Ülserden alınan örnekte balık
sürüsünü andıran gram negatif basiller görülmüştür.
Bu ülserin tedavisinde aşağıdakilerden hangisinin verilmesi
en uygundur?
A) Azitromisin
B) Sefazolin
C) Metronidazol
D) Penisilin G
E) Asiklovir
Cevap A
Hemophilus ducreyi, cinsel yolla bulaşır ve genital bölgede
ağrılı ülsere neden olur. Yaptığı hastalığa yumuşak şankr,
şankroid, ulcus molle denir. HIV’le birlikteliği sıktır. Etkenin
girmesinden 7–10 gün içinde ağrılı ülserasyon, LAP ve öpüşen
lezyonlar görülür. Gram boyamada balık sürüsü gibi görünür.
Tedavide yedi gün süreyle eritromisin, azitromisin verilir.
67. Göz çevresinde ödem, bacak kaslarında ağrı ile başvuran
hastanın sıkça domuz eti yediği öğrenilmiştir. Tetkiklerinde
eozinofili ve kas biyopsisinde kist içeren larvalar saptanmıştır.
Bu hastada hangisi öncelikle hangisi düşünülmelidir?
A) Trichinella spiralis
B) Cryptosporidium parvum
C) Enterobius vermicularis
D) Balantidium coli
E) Diphyllobothrium latum
Cevap A
Trichinella spiralis larva içeren domuz etinin yenmesiyle
bulaşır. En sık tutulan kaslar ekstra oküler kaslar, dil, deltoid,
pektoral ve diafragma kaslarıdır. Kist kaslarda birkaç ay yaşar ve
daha sonra ölüp kalsifiye olur. Göz çevresinde ödem, göğüs ağrısı
ve yaygın miyalji şikayeti ile başvuran kas biyopsisinde kist içeren
larvalar varsa T.spiralis enfeksiyonu düşünülmelidir.
68. Plasmodium vivax ile enfekte bir kişiyi sokan sivrisinek,
plasmodium’un hangi formunu insandan alarak enfekte
olur?
A) Sporozoit
B) Hipnozoid
C) Merozoid
D) Gametosid
E) Ookist
Cevap D
Sıtma insana sivrisineklerin sokmasıyla sporozoid formunu
bulaştırır. İnsanı sokan sivrisinek ise gametositleri alır.
69. Hangisinin işlevi bozulduğunda hiper Immun globulin M
sendromu oluşur?
A) CD 28 ligand bozukluğu
B) CD 40 ligand bozukluğu
C) CD 56 ligand bozukluğu
D) CD 21 ligand bozukluğu
E) CD 11 ligand bozukluğu
Cevap B
T lenfositinin CD 40 ligandıyla CD 40 birleşmesinin sonucu
izotip anahtar çevrimi oluşur ve bu birleşmeden sonra immün
globülin M den başka immün globülin G,E,A salınımı başlar
(Anahtar çevrimi). Eğer CD 40 ile 40 ligand birleşmesinde
bir problem varsa izotip anahtar çevirme gerçekleşemez ve
ancak immün globülin M salgılanabilir ki bu hastalığa hiper
immunglobülin M sendromu denir.
70. Aşağıdaki virüslerden hangilerinin canlı virüs aşısı vardır?
I. Rubella
II. Varicella zoster
III. Hepatit C
IV. Kuduz
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve III
D) I ve IV
E) I, II ve IV
Cevap A
26 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Rubella ve Varicella zoster’in canlı aşıları vardır.Rubella:
Hastalık ömür boyu bağışıklık bırakır. Kızamıkçıktan korunmada
canlı virüs aşısı kullanılır. Plasentayı geçerek malformasyon
yapabilme ihtimali nedeniyle gebelerde kullanılmaz. Aşı
yapılanların bir ay süreyle hamile kalmaması gerekir.
Suçiçeğinden korunma için canlı atenue aşısı (oka suşu) vardır.
Aşılananlar suçiçeğini hafif semptomlarla geçirebilir. Aşıya
rağmen döküntü olabilir.
71. Yüzme havuzu keratokonjoktivitine neden olan etkeni olan
virus aşağıdakilerden hangisidir?
A) Adenovirus
B) Rhinovirüsler
C) Pox virüs
D) Reo virüs
E) Rhabdo virüs
Cevap A
Epidemik keratokonjiktiviteve yüzme havuzu konj.’ne en sık
neden olan virüsler Adenovirüslerdir. Adenovirusler zarfsız DNA
virüsüdür. Kapsidden dışarıya fiber çıkarırlar. Penton fiberleri tip
özgü antijendir.
72. Parainfluenza virüslerle ilgili bilgilerden hangisi doğru
değildir?
A) Parainfluenza virüs
B) Damlacık enfeksiyonuyla bulaşır.
C) Zarflı RNA virüsüdür.
D) Tip 1 ve Tip 2 beş yaş altındaki çocuklarda krupun en sık
nedenidir.
E) Hastalıktan iyileşmede Ig G antikorları gereklidir.
Cevap E
Parainfluenzavirüs Orta şiddette soğuk algınlığı benzeri
hastalığa neden olurlar. Damlacık enfeksiyonuyla bulaşır. Zarflı
RNA virüsüdür. Parainfluenza virüsün dört serotipi vardır. Tip 1 ve
Tip 2 beş yaş altındaki çocuklarda krupun en sık nedenidir. Tip 3
pnömoni yapar. Tip 4 ise soğuk algınlığı etkenidir. Viremi yapmaz.
Hastalıktan iyileşmede salgısal Ig A’nın önemi vardır. Tedavisi
semptomatiktir. En sık komplikasyon otitis media’dır.
73. Kızamıkçık aşısından kaç ay sonra hamile kalınabilir?
A) 1 ay
B) 2 ay
C) 3 ay
D) 6 ay
E) 12 ay
Cevap A
Kızamıkçık aşısı canlı aşıdır. Hamilelere ve immun supresif
hastaya kullanılamaz. Kızamıkçık aşısından sonra bir ay süreyle
hamile kalmamak gerekir.
74. Mantarlarla ilgili verilen ifadelerden hangisi (hangileri)
doğru değildir?
I. Mantarlar, prokaryottur.
II. Hücre duvarında kitin vardır.
III. Mantar hücre zarında sterol bulunur.
IV. Mantarlar absorbsiyonla beslenirler
A) Yalnız I
B) I ve III
C) I ve II
D) I ve IV
E) III ve IV
Cevap A
Mantarlar eukaryot canlılardır. Yani gerçek bir çekirdekleri,
çekirdek zarları, golgi aygıtı, endoplazmik retikulumları ve
ribozomları bulunmaktadır. Bunun dışındaki tüm seçenekler
doğrudur.
75. Mağara gezisine katılan ve uzun zamandır yüksek doz steroid
kullanan 18 yaşındaki kızda lenfadenopati ve dilde ülseratif
lezyonlar görülmüştür. Lezyondan alınan materyalin giemsa
ile boyanmasında makrofajlar içinde tomurcuklanan maya
hücreleri görülmüştür.
Aşağıdaki etkenlerden hangisi bu tabloyu oluşturabilir?
A) Coccidioides immitis
B) Histoplasma capsulatum
C) Blastomyces dermatitidis
D) Paracoccidioides brasiliensis
E) Zigomikoz
Cevap B
27DENEME SINAVI – 42
Histoplasma capsulatum, kuş ve tavuk gübresi ile kirlenmiş
toprakta ve yarasaların yaşadığı mağaralarda bol miktarda
bulunur. Histoplazmoz konidi ve hiflerin solunması ile bulaşır.
Vakaların % 95’i asemptomatiktir. Yaklaşık % 4 vakada grip
benzeri tablo gelişir. Yoğun konidi solunumu olursa pnömoni
oluşur. Histoplasmalar kapsülsüzdür ama makrofajların içinde
tomurcuklanarak ürer.
76. Th2 lenfositlerinden salınan ve immun sistemi baskılayıcı
özellikte olan sitokin hangisidir?
A) IL–1
B) Interferon gamma
C) IL–2
D) IL–12
E) IL–10
Cevap E
IL4,5, IL10,IL13 Th–2 lenfositler tarafından salınır. IL10 MHC
yapımını azaltır, sitokin yapımını baskılar ve antisitokin özelliği
vardır.
77. Hücrenin yaralanmasında önemli rol oynayan reaktif
oksijen ürünlerinin ortamdan uzaklaştırılmasında
aşağıdakilerden hangisi görev alır?
A) Katalaz
B) Fosfolipaz A2
C) Laktat dehidrogenaz
D) Kaspaz
E) Telomeraz
Cevap A
Antioksidan Maddeler serbest radikal oluşumunu baskılayan,
oluşan serbest radikalleri inaktive ve hücresel hasarlarını
nötralize eden moleküllerdir. Katalaz yüksek konsantrasyonda
oluşan hidrojen peroksidin detoksifi kasyonunu sağlayan bir
antioksidan enzimdir.
78. Kurşun ve diğer ağır metallerin etkisi sonucunda gelişen
nekroz tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Koagulasyon nekrozu
B) Likefaksiyon nekrozu
C) Gangrenöz nekroz
D) Kazeifikasyon nekrozu
E) Enzimatik yağ nekrozu
Cevap A
Nekroz, yaşayan dokudaki hücrelerin, ölümlerinden sonra
izlenen morfolojik değişiklikleri tanımlar. En sık görülen nekroz
formu koagulasyon nekrozudur. Beyin hariç tüm vücutta
damar tıkanması sonrası (ateroskleroz gibi nedenlerle) ya da
kanlanmanın bozulmasını takiben gelişen nekroz koagülasyon
nekrozudur.
Kurşun başta olmak üzere ağır metal zehirlenmeleri
ve radyasyon sonrasında da hücre ölümü koagülasyon
nekrozu formundadır. Hücre şişmesi, sitoplazmik proteinlerin
denatürasyonu ve hücre organellerinin yıkımı ile karakterizedir.
Hücrenin lizozomal enzimleri de denatüre olduğundan etkilenen
dokuda erime izlenmez. Dokunun çatısı korunur, hücre hayalleri
seçilebilir ama ayrıntıları gözlenemez.
79. Aşağıdaki inflamatuar mediatörlerden hangisi iltihap
alanında üretilir ve kemik iliği üzerinde koloni uyarıcı faktör
benzeri etkiye sahiptir?
A) IL 1
B) IL 3
C) IL 4
D) IL 13
E) IL 15
Cevap B
Tabloyu inceleyiniz.
SİTOKİNLER ve ETKİLERİ
Sitokin Kaynak hücre Major etki
IFN–α ve β • Virüsler ile enfekte hücreler tarafından üretilirler.
• Bütün hücreler üzerinde etkilidirler.
• Üretildiği hücre üzerinde etkisi yoktur; çevredeki hücreleri virüse karşı korumayı amaçlar, uyarır
• NK Hücrelerini aktive eder.
• Aniviral etki, fagositik aktivasyonu artırır.
IFNg • CD4 (+) T lenfositlerce (TH1 hücreleri) ve NK hücrelerince üretilir.
• Makrofaj, B ve T lenfositler üzerinde etkilidir.
• Makrofajları uyarır, fagosit aktivasonu, Class I ve II MHC antijenlerinin ekspresyonunu artırır.
• TH2 hücrelerini bloke eder. NK hücrelerini aktive eder.
• Makrofajların damar dışına çıkışı ve granülom oluşumunu uyarır.
• Histiyositik dev hücre formasyonunu uyarır
28 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
lL–1 Monosit makrofaj sistemi hücrelerince üretilir.
• Endotel ve T hücreleri üzerinde etkilidir.
• Akut iltihabın her aşamasını uyarır (TNF ile birlikte)
• Endotelde prokoagülandır, adezyon moleküllerini artırır.
• TNF–α ve lL–6 ile birlikte iltihabın sistemik etkisinden sorumludur (ateş, akut faz protein sentezi).
• TNF–α ile birlikte kronik iltihapta fibroblastları uyararak, kollajen sentezini artırır. Osteoklastik kemik yıkımını uyarır.
lL–2 • CD4 (+) T lenfosit kaynaklıdır (TH1 hücrelerince üretilir)
• T ve B lenfositler üzerine etkilidir.
• Otokrin etki göstermesi bu medyatörün karakteristiğidir.
• T hücre büyüme faktörüdür (otokrin etkisi vardır).
• B hücre proliferasyonunu uyarır.
• NK hücrelerinin major uyaranıdır.
• Temel etkisi hücresel immünitenin uyarılmasıdır.
lL–3 T lenfosit kaynaklıdır.
• Kemik iliğinde myeloid ve eritroid farklılaşma ve üremeyi uyarır (mast hücre ve nötrofil polimorf üretimini artırır).
• Koloni uyarıcı faktor olarak çalışır.
lL–4 CD4 (+) T lenfosit kaynaklıdır (TH2 hücrelerince üretilir)
• TH2’leri uyarır; TH1’leri inhibe eder. Bu etki temelde hümöral immüniteyi uyarır.
• B lenfositleri uyararak lg üretimini artırır.
lL–5 CD4 (+) T lenfosit kaynaklı (TH2 hücrelerince üretilir)
• B hücre farklılaşmasını ve hümoral immüniteyi uyarır.
• Eozinofil kemotaksisi, eozinofillere diferansiasyonunu ve lgE sentezini uyarır; alerjik tablolarda özellikle astımda önemli rol alır.
lL–6 T lenfosit kaynaklı (TH2 hücrelerince üretilir)
• TNF–α ve lL–1 ile birlikte iltihabın sistemik etkisinden sorumludur (ateş, akut faz protein sentezi).
• B Lenfositleri, lg sentezini, akut faz protein sentezini uyarır, osteoklastları uyararak kemik yıkımını arttırır.
lL–7 Stromal ve epitelyal hücreler
Kemik iliğinde lenfositlerin (hem T hem B) üretimini uyarır.
lL–8 T hücreleri ve makrofajlar
Nötrofil, bazofil ve T hücre kemotaksisi
lL–9 Lenfositler Kemik iliğinde T hücre büyümesini uyarır.
lL–10 T lenfosit kaynaklı (TH2)
Temelde immünsüpresif etkilidir (özellikle T lenfositler üzerinde immünsüpresandır.
lL–11 Kemik iliğindeki stromal hücreler
• Kemik iliğinde trombosit üretimini uyarır.
• Akut faz proteinlerinin yapımını uyarır.
lL–12 Makrofajlar ve B hücreleri
• Th1 hücreleri ve NK hücrelerince INF–g üretimini uyarır.
• NK hücrelerinin en güçlü uyaranlarındandır.
• Granülomlarda makrofajların kemotaksisini uyarır.
lL–13 Lenfositler • Lenfositlerin büyümesi ve lgE sentezini uyarır.
• Epitel hücrelerinden mukus üretimini arttırır.
TNF–α Makrofajlar, mast hücreleri ve T–B lenfositler
• IL–1 ile birlikte akut ve kronik iltihabın her basamağını uyarır, fibroblastlardan kollajen üretimini uyarır.
• IL–1ve IL–6 ile iltihabın sistematik etkisinden sorumludur.
TGF–β T hücreleri, makrofajlar, B hücreleri, mast hücreleri
• İmmünsüpressif etkilidir (antisitokin).
• Kronik iltihapta fibroblastları aktive ederek fibrozisi uyarır.
• Rejenerasyonu durdurur.
80. Akut apandisitte izlenen iltihap türü aşağıdakilerden
hangisidir
A) Fibrinöz
B) Seröz
C) Süpüratif
D) Nekrozlu
E) Ülseratif
Cevap C
Süpüratif veya pürülan iltihap, iltihabın bakterinin zaferi ile
sonuçlandığı, püy oluşumu ile giden tabloyu tanımlar. Nötrofiller
(bu tip inflamasyonlarda nötrofiller baskın hücre tipidir), nekrotik
hücreler ve sıvıdan oluşur. Süpüratif iltihabın, apse ve flegmonöz
iltihap olmak üzere iki tipi vardır.
Apse; likefaksiyon nekrozu ve eşlik eden kaviter boşluk
oluşmasına denir. Apse odağının ortası nekrotik, çevresi
nötrofillerden yoğundur. En dışta dilate damarlar ve fibroblastik
proliferasyondan oluşan (granülasyon dokusu yapısı) bir
demarkasyon zonu vardır.
Flegmonöz iltihap; kaviter boşluk oluşturmadan dokuyu
yıkarak ilerleyen süpüratif iltihaptır. Dokuyu yıkan nötrofil ve
bakterilere rağmen apse oluşumu izlenmeyen bir iltihaptır. Doku
yıkımı ile gittiği için perforasyonlara zemin hazırlar.
29DENEME SINAVI – 42
81. Adenomatöz polipozis coli (APC) proteini, hangi molekülle
birleşerek, bu molekülü parçalar ve transkripsiyon
genlerinin aktivasyonunu engeller?
A) E6 proteini
B) Siklin A
C) p57 proteini
D) β katenin
E) BAX proteini
Cevap D
APC proteini hücre içerisinde β katenin molekülü ile
birleşerek bu molekülü parçalar ve transkripsiyon genlerinin
aktivasyonunu engelleyerek mitozu durdurur.
Familyal polipozis coli hastalığında konjenital APC protein
yokluğu ya da mutasyonu vardır. Hücre içerisinde β katenin
parçalanamadığı için hücrede sürekli mitoz gerçekleşir.
Durdurulamayan mitoz çok sayıda adenomatöz polip gelişiminin
temel nedenidir.
82. Kırk dokuz yaşında kadın hasta memede kitle nedeniyle
doktora başvuruyor. Kitlenin eksizyonu sonrası yapılan
histopatolojik incelemede tabakalar ve adalar oluşturmuş,
atipik epitelyal hücre grupları izlenmiştir.
Bu kitlenin malign olduğunu gösteren en önemli kriter
aşağıdakilerden hangisidir
A) Kitlenin çapı
B) Nekroz
C) Belirgin nükleer atipi
D) Yüksek mitoz oranı
E) İnvazyon
Cevap E
Soruda tarif edilen kitle eğer malign ise bir karsinomdur.
Tüm neoplazilerde malignite kararı verilirken en güvenilir
bulgu metastazdır. Metastaz yoksa karsinomlarda maligniteyi
gösteren en önemli bulgu bazal membranın invazyonu,
sarkomlarda ise mitoz sayısıdır.
83. Aşağıdakilerden hangisinin klasik poliarteritis nodosa’da
görülmesi beklenmez?
A) Gastrointestinal kanama
B) Damar duvarında fibrinoid nekroz
C) Damarlarda transmural inflamasyon
D) Akciğerde granulamatöz vaskulit
E) Renal arter dallarında progresif obstruksiyon
Cevap D
Poliarteritis Nodosa (PAN) orta boy ve küçük arterlerin,
atlamalı, transmural tutulumu ve akut nekrotizan inflamasyonu
ile karakterize sistemik kronik bir vaskülittir. Sıklıkla orta yaşlı
erişkinlerin hastalığıdır.
Herhangi bir organ ya da dokuyu tutabilir, fakat akciğeri ve
aortadan çıkan damarları özellikle tutmaz. PAN en sık böbreği
(renal arter dallarını) tutar, sonrasında kalp, karaciğer, sindirim
sistemi, pankreas, testis, iskelet kası, sinir sistemi ve deriyi
tutabilir.
Tutulum, rastgele dağılımlı ve atlamalıdır; hasar öncelikle
bifurkasyon bölgelerinde izlenir. Etkilenen damarda fibrinoid
nekroz gelişimi ardından gelişen onarım sürecinde lümendeki
kanın basıncı ile anevrizmal dilatasyonlar; onarım dokusunun
yoğun fibrozise dönmesi ile damarda nodülarite ve obstrüksiyon
gelişir. Aynı noktada ya da damarın farklı seviyelerinde yıllar
içinde sürekli tekrarlayan ataklar sonrası lümenin daralması
dokularda infarktüs gelişimi ile sonuçlanır.
PAN’ın karakteristik görünümü, aynı ya da farklı damarlar
üzerinde lezyonların farklı dönemlerinin bir arada
bulunuşudur. PAN granülomatöz bir vaskülit değildir.
Özellikle renal tutulum önemlidir; çünkü PAN olgularında
majör ölüm nedeni böbrek tutulumudur. PAN renal arter
dallarını tuttuğunda tekrarlayan fibrinoid nekroz atakları ve
bunların iyileşmesi ile fibrozis gelişimi ve lümende daralmaya
neden olur. Zaman içinde renal arter dallarında yaygın daralma
sonucu renal iskemi ve renin– anjiotensin sisteminin devreye
girmesi ile hipertansiyon gelişimi izlenir. PAN olgusunda
hipertansiyonun varlığı hastalığın böbreği tuttuğu ve kötü
prognozlu olacağı anlamına gelir.
PAN olgularının yaklaşık %30’unda serumda HBV antijeni
bulunur.
30 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
84. Aortik diseksiyon nedeniyle cerrahi onarım yapılan 30
yaşındaki bir erkek hastada damar duvarının incelenmesinde
mediada elastik liflerde parçalanma saptanıyor.
Bu patolojiye aşağıdakilerden hangisi eşlik edebilir?
A) Marfan sendromu
B) Nörofibromatozis tip II
C) α1–antitripsin eksikliği
D) Lesch–Nyhan sendromu
E) Kawasaki hastalığı
Cevap A
Aort Disseksiyonu (Dissekan aort anevrizması) kanın; aort
duvarında, muskuler tabakayı basınçla yırtarak açtığı kanallar
içinden ilerlemesiyle karakterize, kötü prognozlu bir hastalıktır.
Aort disseksiyonu, aort lümeninde belirgin dilatasyon gelişimi ile
beraber değildir.
İki ayrı yaş grubunda ve ayrı klinik tablolarda karşımıza çıkar:
a– 40–60 yaşlar arasında erkeklerde (bu olguların hemen
hepsi hipertansiyon hastasıdır)
b– Anormal konnektif doku hastalığı bulunanlarda (Marfan
sendromu ve Ehler Danlos sendromu tip IV) genç yaşlarda.
Disseksiyon hemen daima aort duvarında endotelde ve
intimada yırtık nedeniyledir. Bu intimal yırtık, aortada herhangi
bir yerde olabilirse de, olguların %90’ında aort valvülünden
sonraki ilk 10 cm içindedir. Kan intimal yırtıktan girer, mediaya
kadar ilerler ve sonra aort yapraklarını ayırarak aort duvarı içinde
ilerler. Abdominal aortadaki bir aterom plağından kan tekrar
lümene geri döner.
Dissekan aort anevrizmasında rüptür sıklıkla ani ölümlere yol
açar. Hastada izlenebilen bulgular kişide lezyonun ne zamandır
bulunduğu ile ilişkilidir. %20 olguda aort duvarında mediada,
fokal alanlarda dejenerasyon izlenir. Bu tablo “kistik medial
nekroz” olarak adlandırılır.
85. Pap smear mikroskobisinde düşük dereceli skuamöz
intraepitelyal lezyon ve kondilomda izlenen perinükleer
vakuolizasyon, aşağıdakilerden hangisinin birikimine bağlı
olarak oluşur?
A) Viral partikül
B) Glikojen
C) Lizozom
D) E4 proteini
E) Kaba endoplazmik retikulum
Cevap D
HPV etkisiyle servikal skuamöz epitel hücrelerinde HPV E4
proteini birikimi sonucu perinükleer vakuolizasyon . Perinükleer
vakuolizasyon içeren bu hücreler koilosit olarak adlandırılır.
86.Yirmi yedi yaşında bir erkek hastanın kemik iliğinde iğne
benzeri Auer çubukçukları içeren iri neoplastik blastik
hücreler görülüyor.
Bu hastada sitogenetik çalışmada ne tür bir anomali
beklenir?
A) 17 q delesyonu
B) t(8;14)
C) t(15;17)
D) t(9;22)
E) t(14;18)
Cevap C
Soruda tarif edilen myeloperoksidaz granüllerinden oluşan
Auer çubukçuklarının en sık olarak görüldüğü AML alt tipi AML
M3’dür. AML M3’de saptanması beklenen sitogenetik anomali
t(15;17)’dir.
AML Alt Tipleri
Sınıf % Morfoloji ve yorum
AML M0; minimal differansiasyonlu AML
2–3
Sitolojik ve sitokimyasal (myeloperoksidaz negatif) myeloblastlar tanımlanamaz, myeloid köken antijen ekspresyonu vardır, EM’de myeloblastlara benzerler, Kötü prognozludur.
AML M1; differansiyasyonsuz AML
20
Çok immatürdürler, ancak >%3 myeloperoksidaz (+); az sayıda granül ve Auer rod izlenebilir; myeloblastdan ileri matürasyon minimaldir.
AML M2;
matürasyonlu (diferansiasyonlu) AML
30–40
(En sık)
Myeloblastlar granulosit yönünde diferansiye
Auer rodlar sıklıkla (+), t(8;21) bulunanlarda prognoz iyi.
AML M3;
Akut promyelositik lösemi
5–10
Hücrelerin çoğu hipergranüler promyelosittir.
Her hücrede Auer rod (+)
35–40 yaş arası gençlerde sık
DİK gelişim riski çok yüksek
t(15;17) varlığında retinoik asit tedavisine cevap +
Çok iyi prognozludur [ t (15:17) varsa]
AML M4;
Akut myelomonositik lösemi
15–20
Myelositik ve monositik diferansiasyon var
Monoblastlarda nonspesifik esteraz +
31DENEME SINAVI – 42
AML M5;
Akut monositik lösemi
10
M5a alt grubu: Monoblastlar (peroksidaz –, nonspesifik esteraz +) ve promonositler baskındır.
M5b alt grubu: Matür monositler baskındır.
M5 yaşlı hastalarda sık görülür. Organomegali, lenfadenomegali ve doku infiltrasyonları yüksek oranda saptanır
AML M6;
Akut eritrolösemi5 Displastik eritroid prekürsörler
AML M7;
Akut megakaryositik lösemi
1
(En nadir)
Blastlar megakaryositik diferansiasyon gösterir.
Myelofibrozis ve artmış ilik retikülini.
Down sendromu olgularında görülme sıklığı artmıştır.
Kötü prognozludur.
87. Histopatolojik olarak ferriginöz cisimciklerin izlendiği
pnömokonyoz aşağıdakilerden hangisidir?
A) Antrakozis
B) Berilyozis
C) Silikozis
D) Asbestozis
E) Bagassozis
Cevap D
Asbestozisde asbest cisimciklerinin etrafında Fe birikmesi
sonucu ferriginöz isimcikler oluşur.
88. Kolonda paneth hücre metaplazisi aşağıdakilerden
hangisinde görülür?
A) Whipple hastalığı
B) Abetalipoproteinemi
C) Cheliak hastalığı
D) Crohn hastalığı
E) Ülseratif kolit
Cevap D
Kolonda normalde paneth hücresi bulunmaz.Ancak Crohn
hastalığında görülebilir.
89. Aşağıdakilerden hangisi primer bilier siroza en yüksek
oranda eşlik eden otoimmün bir hastalıktır?
A) Sistemik lupus eritematozus (SLE)
B) Sjögren sendromu
C) Polimiyozit
D) Dermatomyozit
E) Otoimmün troidit
Cevap B
Primer bilier siroza %70 sjögren,%20 otoimmün troidit eşlik
eder.
Sjögren sendromunda tükrük ve gözyaşı bezlerinin
immünolojik yıkımı söz konusudur. Kadınlarda sık görülür.
Konnektif doku hastalığı olmaksızın lakrimal gland ve tükrük
bezleri izole olarak tutulum olursa, buna Sicca Sendromu adı
verilir.
90. Aşağıdakilerden hangisi Von Hippel–Lindau hastalığına
daha sık eşlik eder?
A) Multipl menenjiom
B) Medullablastom
C) Hemanjiyoblastom
D) Schwannom
E) Ependimom
Cevap C
Von Hippel–Lindau hastalığı, başlıca serebellum ve retinada
tümöral (kapiller hemanjiyoblastom) gelişimlerin izlendiği,
otozomal dominant bir hastalıktır. Multipl menenjiomlar,
schwannom (akustik ve periferik sinirlerde), ve nörofibromlar,
spinal kord ependimomları ise yine aynı gruptan (familyal tümör
sendromları) bir hastalık olan nörofibromatoziste görülür.
91. Retinal pigment epitelinde hiperplazi aşağıdaki
gastrointestinal polip sendromlarından hangisinde görülür?
A) Familyal polipozis koli
B) Cowden sendromu
C) Peutz Jeghers sendromu
D) Cronkhite–Canada sendromu
E) Turcot sendromu
Cevap A
FAP ta ekstraintestinal bulgu olarak retina pigment epitelinde
hiperplazi görülür.
32 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
92. Minimal değişiklik hastalığında karakteristik ışık
mikroskobik bulgu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Endotel proliferasyonu
B) Mezanjiyal fibrozis
C) Podositlerin ayaksı çıkıntılarında silinme
D) Bazal membranlarda kalınlaşma
E) Karakteristik bulgu izlenmez
Cevap C
SORUYA DİKKAT!! !IŞIK MİKROSKOPİ SORULUYOR!!!!
Lipoid nefroz (Minimal değişiklik hastalığı), çocuklarda
görülen nefrotik sendromun en sık nedenidir. Işık mikroskopisinde
glomerüller normal görünür. Elektron mikroskobik olarak
epitelyal hücrelerin (podositler) ayaksı çıkıntılarında (foot
process) diffüz silinme izlenir. Bu hastalığın en karakteristik
özelliği kortikosteroid tedavisine dramatik bir şekilde yanıt
vermesidir.
93. Aşağıdakilerden hangisinin etyolojisinde HIV en önemli yere
sahiptir?
A) Posstreptekoksik glomerulonefrit
B) Kresentik glomerulonefrit
C) Fokal segmenter glomerülonefrit
D) Membranoproliferatif glomerulonefrit
E) Membranöz glomerulonefrit
Cevap C
HIV’ e sekonder gelişen nefrotik sendrom FSGS’dir. HIV’de
görülen FSGS’nin prognozu çok kötüdür.
94. Memenin en sık görülen spesifik malignitesi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnvaziv lobüler karsinom
B) Duktal karsinoma insitu
C) Kribriform karsinom
D) Duktal invaziv meme karsinomu
E) Medüller karsinom
Cevap A
Meme kanserlerinin sınıflandırmasında eğer spesifik bir
tipe (lobüler, tübüler/kribriform, müsinöz (kolloidal), medüller,
papiller, metaplastik karsinom) benzetilebiliyorsa o tipin ismi
verilir. Eğer benzetilemiyorsa rutinde kullanıldığı şekliyle invaziv
duktal karsinom ya da (sınavda sorulabilecek haliyle) spesifik
olmayan tip meme karsinomu denir.
95. Aşağıdaki tiroid kanserlerinden hangisinde hipertroidi daha
sık görülür?
A) Anaplastik karsinom
B) Papiller karsinom
C) Medüller karsinom
D) Folliküler karsinom
E) Metastatik karsinom
Cevap D
Troidde foliküler kanser diğer tümörlerden farklı olarak
nadiren hiperkalsemi yapabilir.Diğerlerinde hipotroidi veya ötroidi
saptanır.
96. Aşağıdaki vulvar lezyonlardan hangisi adenokansere
dönüşüm gösterir?
A) Aktinik keratoz
B) Bowen hastalığı
C) Paget hastalığı
D) Kondiloma acuminata
E) Bovenoid papülozis
Cevap C
Paget hastalığı bir adenokarsinoma insitu iken diğerleri
skuamöz hücreli karsinoma dönüşür.
97. Kemik tümörleriyle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi
yanlıştır?
A) Primer malign kemik tümörleri çocukluk çağında daha
sıktır
B) Kondrosarkomlar erişkin çağda daha sık görülür.
C) Kemiğin en sık primer benign tümörü osteokondromdur
D) Kemikte en sık görülen malign tümör metastatik
tümörlerdir.
E) Kondroblastom malign bir kemik tümörüdür.
Cevap E
Kemiğin en sık tümörleri metastatik olanlardır.
Erişkinlerde benign kemik tümörleri daha sık olarak
izlenirken, çocuklarda malign olanlar daha sıkdır.
Osteosarkom ve Ewing sarkomu çocuklarda, kondrosarkom
ise erişkinlerde sıkdır.
İskelet sisteminde en sık görülen tümörler metastatik
olanlardır.
Osteokondrom, kemikte en sık olarak izlenen benign
33DENEME SINAVI – 42
tümördür.
Kemik tümörlerinin lokalizasyonu önemli. Bunuda özetlersek
*** Epifize yerleşen kemik tümörleri → Dev hücreli kemik
tümörü, kondroblastom
*** Diafize yerleşen kemik tümörleri → Ewing sarkom
*** Metafize yerleşen kemik tümörleri → Diğerleri
98. Aşağıdaki menenjit etkenlerinden hangisinde beyin tabanını
tutulumu sıklıkla görülür?
A) Streptokok menenjiti
B) Stafilokok menenjiti
C) Listeria menenjiti
D) Tüberküloz menenjiti
E) Viral menenjiti
Cevap D
Lenfohematojen yayılım sonucu tüberküloz menenjit ve
miliyer tüberküloz gelişebilir. En sık beyin tabanını tutar.
Subaraknoid bölgede jelatinöz ya da fibrinöz eksuda ve
leptomeninksler üzerinde beyaz granüller mevcuttur. Tüberküloz
meninjitin en sık tutulum paterni diffüz meningoensefalittir.
99. Aşağıdakilerden hangisi tip 1 ve tip 2 DM tedavisinde
subkütan kullanılan insan amilin analoğudur?
A) Sitagliptin
B) Pramlintid
C) Liraglutid
D) Exenatid
E) Tolrestat
Cevap B
Diyabetes Mellitus tedavisi TUS sınavının en önemli
konularından biridir!...
Pramlintid
•• Pankreasın beta hücrelerinden insülin ile birlikte salınan
küçük bir peptid olan ‘’amilin ,,analoğudur.
•• Diyabetik hastalarda insülin eksikliği gibi amilin
eksikliğide mevcuttur.
•• Tip 1 ve Tip 2 DM tedavisinde subkütan kullanılır.
Preprandiyal kullanılır ve özellikle postprandiyal
hiperglisemiyi engeller.
•• Pramlintid; Mide boşalmasını geciktirerek glukoz emilim
hızını yavaşlatır. Hipotalamus üzerinden tokluk hissini
artırır ve uygunsuz glukagon sekresyonunu baskılar.
100. Pioglitazon için aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?
A) PPAR–g‘nın yanısıra PPAR–α‘yıda uyarır
B) Lipid profilini olumlu etkiler
C) Kilo verdirdiği için obez hastalarda iyi tercihtir
D) Ödeme neden olduğu için ileri evre kalp yetmezliğinde
kontrendikedir
E) Osteroporoza bağlı el bileği kırığı yapabilir
Cevap C
Soru önemli bir oral antidiyabetik ilaç grubu olan
Tiazolidindionların temel özelliklerinin bilinmesi gerektiğini
vurgulamaktadır.
TROGLİTAZON, PİOGLİTAZON, ROSİGLİTAZON
•• Nükleer bir reseptör olan; peroksizom prolifatörle
aktive olan reseptör gama’nın (PPAR–g) agonisti olarak
etki gösterirler.
•• Böylece insüline cevap veren genlerin transkripsiyonu
yoluyla periferik insülin direnci azalır. Nükleer
reseptör üzerinden gen transkripsiyonu yoluyla etki
gösterdikleri için etkileri en geç ortaya çıkan oral
antidiyabetik ilaç grubudur.
•• Metformin gibi periferik insülin duyarlılığını artıran
ilaçlardır.Sekretekog değillerdir.
•• Önemli bir yan etki olarak hastalarda nedeni bilinmeyen
ödeme neden olurlar. Bu yüzden ileri evre kalp
yetmezliğinde kontrendikedirler.
•• Ekstremitelerde subkütan dokuda yağ birikimine yol
açarak bir miktar kilo aldırabilirler. Fakat abdominal
obeziteye yol açmazlar.
•• Hepatoksisite gösterebilirler.
•• Ayrıca bu ilaçların postmenopozal kadınlarda ve ileri
yaştaki erkeklerde osteoporozu artırarak özellikle el
bileği ve ayakta kırık riskini arttırdığı gösterilmiştir.
•• Troglitazon; hepatotoksisite nedeniyle artık
kullanılmamaktadır.
•• Rosiglitazon; Miyokard infaktüsü ve kardiyovasküler
ölüm riskini artırdığı için; yani olumsuz kardiyak yan
etkileri nedeniyle artık kullanılmamaktadır.
•• Pioglitazon; PPAR– Gamma agonisti olmasının yanısıra
PPAR–Alfa agonisti özelliği de vardır.LDL düzeyini
artıran Rosiglitazonun aksine; lipid profilini olumlu
etkiler.
PPAR üzerinden etki gösteren önemli ilaçlar
PPAR– alfa agonisti: Fibratlar
PPAR– gamma agonisti. Glitazonlar (Pioglitazon,
Rosiglitazon)
34 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
101. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi aromataz inhibitörüdür?
A) Anastrazol
B) Tamoksifen
C) Fulvestrant
D) Danazol
E) Klomifen
Cevap A
Etki mekanizmaları sorusu son TUS farmakoloji
sınavlarında oldukça sık sorulmaktadır...
Soru değeri taşıyan gonadlar üzerinden etki gösteren
önemli ilaçlar..
Tamoksifen;
Selektif Östrojen Reseptör Modülatörleri (SERM)’nin
prototipidir.
Memede antiöstrojenik, uterus, kemik ve beyinde östrojenik
aktivitesi vardır. Östrojen reseptörü pozitif olan meme kanserinde
kullanılır.
Uzun süreli kullanımında endometriyal hiperplaziye ve
endometrium kanserine yol aabilir.
Klomifen ; Parsiyel agonisttir. Periferde zayıf östrojenik
aktiviteye sahiptir. Fakat hipotalamusta yer alan östrojen
reseptörlerine antagonsistik etki gösterir, böylece östrojenin
buradaki negatif feed back etkisi ortadan kalkacağı için hipofizden
fazla miktarada FSH ve LH salınımı olur.
Dolayısıyla klomifenin primer etki gösterdiği yer
hipotalamustur. Gonodatropinlerin miktarını artırır.
En önemli kullanım endikasyonu; PCOS hastalarında olduğu
gibi ovulasyon indüksiyonudur.
Fulvestrant :Östrojen reseptör antagonistidir. Tamoksifenin
başarısız olduğu östrojen reseptörü pozitif meme kanseri
tedavisinde kullanılır.
Danazol: Zayıf androjenik güçlü antigonadotropik özelliği
vardır. Danazol ayrıca zayıf progesteron ve zayıf glukokortioid
etkiye sahiptir. İdiopatik trombositopenik purpura (İTP) ve
anjionörotik ödem tedavisinde kullanılır. Ayrıca antigonadotropik
özelliği olduğu için memenin fibrokistik hastalığı, endometriozis
ve over hiperfonksiyonu tedavisinde kullanılır.
Aromataz inhibitörleri
Anastrazol /Letrozol/ Vorozol/Formestan/Eksemestan/
Testolakton
•• Adipöz dokuda androjenleri östrojene çeviren aromataz
enzimini inhibe ederler.Dolayısıyla yağ dokusunda
östrojen sentezini bir miktar inhibe ederler.
•• Tamoksifenin başarısız olduğu östrojen resepötörü pozitif
olan meme kanseri tedavisinde kullanılırlar.
•• Medikal adranelektomi yapan aminoglutetimid de
aromataz inhibisyonu yapar.
102. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi Adenozin A1 reseptörlerini
bloke ederek diüretik etki gösterir?
A) Karbamazepin
B) Kafein
C) Dipiridamol
D) Rolofilin
E) Tikagrelor
Cevap D
Adenozin üzerinden etki gösteren ve soru değeri taşıyan
ilaçları güzel bir tablo haline getirelim dedik!...
Adenozin Üzerinden Etki Gösteren Önemli İlaçlar
İlaç Adenozin ile İlişkisi Endikasyon
Adenozin Molekülün Kendisi Supraventriküler taşikardi
Karbamazepin Adenozin Agonisti Antiepileptik
Metil Ksantinler (Kafein, Teofilin, Aminofilin)
Adenozin Reseptör Blokajı
Analeptik (Konvülzan)
Astım ve KOAH (Bronkodilatasyon)
Dipiridamol Trombositlere adenozin geri alınımının blokajı
Antiagregan ( İskemik inme)
Rolofilin Proksimal tübül hücrelerinde ve toplayıcı kanallarda bulunan Adenozin A–1 reseptörünün blokajı
Diüretik
Tikagrelor Eritrositlere Adenozin re–uptake’ ni bloke eder
P2Y12 blokajına bağlı Antiagregan (ADP reseptör blokörü )
103. Aşağıdaki antiaritmiklerden hangisi benign prostat
hiperplazisi ve dar açılı glokomu olan hastalarda
kontrendikedir?
A) Prokainamid
B) Lidokain
C) Amiodaron
D) Sotalol
E) Disopramid
Cevap E
Soru antikolinerjik yan etkisi en belirgin olan antiaritmik
ilacı sormaktadır..
Disopramid; Grup 1A antiaritmiklerin üyesi olan Disopramidin
Antikolinerjik özelliği belirgindir. Bu yüzden idrar retansiyonu
yaptığı için benign prostat hiperplazisi olan hastalardan ve
35DENEME SINAVI – 42
göz içi basıncı artırdığı için dar açılı glokomu olan hastalarda
kontrendikedir
Ayrıca belirgin negatif inotrop özelliği vardır. Bu yüzden
konjestik kalp yetersizliğinde kontrendikedir
104. Aşağıdaki ilaçlardan hangisinin elektrokardiyogramda QT
intervalini uzatması beklenmez?
A) Kinidin
B) Eritromisin
C) Metoprolol
D) Sertindol
E) Probukol
Cevap C
QT intervalini uzatan ilaçlar bir polimorfik ventriküler
taşikardi çeşidi olan Torsades des pointes tipi aritmiye yol
açarlar. Bu yüzden kardiyak toksisite gösterirler!...
QT intervalini uzatan soru değeri taşıyan önemli ilaçlar
Antiaritmikler ; Kinidin,Amiodaron, Sotalol, İbutilid, Dofetilid,
Prokainamid,Flekainid
Antibiyotikler; Eritromisin, Moksifloksasin,, Pentamidin
Antipsikotikler; Sertindol, Tioridazin, , Haloperidol
Antimalaryal; Klorokin
Antihistaminikler; Astemizol, Terfenadin
Opiyatlar; Levometadil
Prokinetikler; Sisaprid, Tegaserod
Antineoplastikler; Vandetanib, Arsenik trioksid
Antihiperlipidemik; Probukol
Kalsiyum kanal blokörleri; Bepridil
105. Aşağıdakilerden hangis anjina pektoris tedavisine
kullanılan sinoatriyal düğümde bulunan If kanal
blokörüdür?
A) Trimetazidin
B) İvabradin
C) Ranolazin
D) Nikorandil
E) Fasudil
Cevap B
İvabradin beklenen farmakoloji TUS sorusudur...
iVABRADİN
Kalpte sadece Sinoatrial düğümde bulunan If akımının
yani hiperpolarizasyonla aktive olan Na kanallarının spesifik
inhibitörüdür. Böylece Sinoatrial düğüm hücrelerinin eşik
potansiyele ulaşması ve depolarize olması zorlaşır. Böylece sino
atriyal düğüm hücrelerinin pacemaker özelliği baskılanarak kalp
hızı düşer.
Verapamil ve beta blokörlerden farklı olarak miyokardı
gevşetmez ve A–V düğüm ileti hızını azaltmaz yani negatif inotrop
ve negait dromotrop özelliği yoktur.
İvabradin sadece kalp hızını düşüren negatif kronotrop özelliği
bulunan yani izole kalp hızını düşüren ilaçtır.
Primer endikasyonu anjina pektoris tedavisidir. Konjestif kalp
yetmezliği tedavisinde de kullanılmaktadır.
106. Aşağıdakilerden hangisi kronik konstipasyon ve irritable
barsak sendrom hastalığı tedavisi için geliştirilmiş tip–2
klor kanallarını stimüle edererek etki gösteren prokinetik
ilaçtır?
A) Prukaloprid
B) Lubiprostan
C) Alvimopan
D) Metilnaltrekson
E) Metoklopramid
Cevap A
Yeni prokinetik ilaçlara dikkat edilmelidir!...
Prukaloprid: Kabızlık tedavisinde kullanılan serotonin 5
HT4 reseptörlerinin potent agonisti olan prokinetik ilaçtır.
Lubiprostan: Kronik konstipasyon ve irritable barsak sendrom
hastalığı tedavisi için geliştirilmiş tip–2 klor kanallarını stimüle
ederek etki gösteren prostanoik asit türevi yeni bir ilaçtır
Alvimopan: Barsak cerrahisi sonrası gelişebilecek ilues riskini
azaltabilmek için kullanılan yeni opiyat reseptör antagonistidir.
Metilnaltrekson : Palyatif tedavi olarak narkotik analjezik
kullanılan terminal dönem hastalarında gelişen konstipasyonun
tedavisi için geliştirilmiştir.
Metoklopramid: D2, 5HT3 reseptör blokörüdür. Bu yüzden
anti emetik ilaçtır. 5HT4 reseptör agonistidir. Bu yüzden
prokinetik ilaçtır. Dopamin blokajına bağlı hiperprolaktinemi,
parkinsonizm, akatizi gibi ekstrapiramidla yan etkilere yol
açar. Bu yüzden hiperprolaktinemi istenmeyeceği için meme
kanseri tedavisinde kullanılmaz. Özellikle diyabetik gastroparazi
tedavisinde kullanılır.
36 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
107. Otuzbeş yaşındaki erkek hasta acil servise 30 dakika
önce başlayan bulantı kusma , flushing, karın ağrısı ve
hipotansiyon ile başvuruyor. İki saat önce arkadaşıyla
birlikte yoğun alkol kullandığı ve 5 gündür pnömoni
nedeniyle düzenli antibiyotik kullandığı öğreniliyor.
Yukardaki tabloya aşağıdaki ilaçlardan hangisinin neden
olması beklenir?
A) Doksisiklin
B) Ampisilin
C) Klaritromisin
D) Moksifloksasin
E) Sefoperazon
Cevap E
Vaka soruları farmakoloji sorularının içersinde de artık
sorulmaktadır.!..
Soru aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi disülfiram benzeri
reaksiyona neden olmaktadır? Bu yüzden alkol ile birlikte
alınmamalıdır,bilgisini test etmektedir…
Disülfiram ( Antabus); Alkol bağımlılığı tedavisinde
kullanılır. Asetaldehit yıkımını aldehit dehidrogenaz enzimi inhibe
ederek etki gösterir. Bu yüzden alkol alan bir kişiye disülfiram
verildiğinde ; Asetaldehit birikimine bağlı bulantı, kusma,
flushing ve baş ağrısı gibi bulgular oluşur. Bu tabloya asetaldehit
sendromu da denilir. Bu yüzden bağımlı kişi Alkol almaktan uzak
durur.
Farmakolojide Alkolle birlikte alındığında disülfiram benzeri
etki ortaya çıkartan bazı ilaçlar vardır.Bunlar alkolle birlikte
alınmamalıdır.
Disülfiram benzeri reaksiyona yol açan ve soru değerli
taşıyan önemli ilaçlar;
• Klorpropamid, Tolbutamid (1. jenerasyon sülfonilüre)
• Sefoperazon, Moksolaktam (3. jenerasyon sefalosporinler)
• Metronidazol (Anaerob bakterilere etkili antibiyotik)
• Griseofulvin (Antifungal)
• Prokarbazin (Antineoplastik)
108. Aşağıdakilerden hangisi kemoterapinin indüklediği emezis
tedavisinde kullanılan Nörokinin –1 (NK–1) reseptör
blokörüdür?
A) Palanosetron
B) Dronabinol
C) Aprepitant
D) Metoklopramid
E) Proklorperazin
Cevap C
Soru etki mekanizmalarından yola çıkarak, bir tus klasiği
olan kemoterapinin indüklediği emezis tedavisinde kullanılan
ilaçların mekanizmaları ile birlikte bilinmesi gerektiğini
vurgulamaktadır!..
Aprepitant; kemoterapinin indüklediği emezis tedavisinde
kullanılan Nörokinin –1 (NK–1) reseptör blokörüdür..
Kemoterapinin indüklediği emezis tedavisinde kullanılan
ilaçlar;
5–HT3 Blokörleri (Ondansetron, Granisetron, Tropisetron,
palanosetron...)
Deksametazon
Proklorperazin
Aprepitant
Dronabinol
OTAKOİDLERLE İLGİLİ SORU DEĞERİ TAŞIYAN ÖNEMLİ
İLAÇLAR
İlaç Etki Mekanizması
Aliskiren Renin İnhibisyonu
Fosforamidon Endotelin Converting Enzim (ECE) İnhibitörü
Kaptopril Anjiotensin Convertin Enzim (ACE) inhibitörü
Losartan Anjiotensin 2’ nin AT1 Reseptör Blokörü
Bosentan Endotelin Reseptör Blokörü (ET–A ve ET–B )
Sitaksentan Endotelin Reseptör Blokörü (ET–A)
Ambrisentan Endotelin Reseptör Blokörü (ET–A)
İkatibant/ Deltibant Bradikinin B2 Reseptör Blokörü
Aprotinin Kallikrein İnhibitörü
Ekallantid Kallikrein İnhibitörü
Ginko Biloba / Lexiphant Platelet Aktive Edici Faktör (PAF) Blokörü
Kapsazepin Substans P Blokörü
Aprepitant Nörokinin 1 (NK–1) Reseptör Blokörü
Palosuran Ürotensin 2 Reseptör Blokörü
Nesiritid Brain Natriüretik Peptid (BNP) Analoğu
37DENEME SINAVI – 42
109. Aşağıdaki opiyat parsiyel agonistlerinden hangisi µ
reseptörleri için full agonisttir?
A) Buprenorfin
B) Tramadol
C) Nalorfin
D) Pentazosin
E) Butorfanol
Cevap A
Farmakolojide farkı anlamak fark yaratır!.. Buprenorfin
sıradan değil soru değeri taşıyan, özellikli bir parsiyel
agonisttir..
Buprenorfin; µ reseptörleri için full agonisttir. Morfin
bağımlılarında bu yüzden abstinense yol açmaz ve morfin
bağımlılığının tedavisinde kullanılır
Opiyat Parsiyel Agonistleri
• Tramadol
• Nalbufin
• Buprenorfin
• Nalorfin
• Butorfanol
• Pentazosin
Analjezi amacıyla kullanılırlar. Morfinle birlikte
verildiklerinde antagonist etki yaparlar
• Sedasyon, Solunum depresyonu ve bağımlılık yapıcı
etkileri daha azdır. Tüm opiyatlar içerisinde en az
sedasyon en az bağımlılığa yol açan grup parsiyel
agonistlerdir.
• Tramadol; Analjezik etkisinde serotonin ve noradrenalin
re–uptake inhibisyonunun daha önemli olduğu
düşünülmektedir.
110. Bir yıldır şizofreni nedeniyle klorpromazin kullanan
bir bayan hastada aşağıdaki yan etkilerden hangisinin
görülmesi beklenmez?
A) Sedasyon
B) Ortostatik Hipotansiyon
C) Konstipasyon
D) Emezis
E) Kilo alımı
Cevap D
Klasik antipsikotiklerin ekstrapiramidal yan etkileri kadar
genel yan etkileri de son derece önemlidir ve iyi bilinmelidir..
Opiyat reseptörlerini uyarırlar diğer reseptörlerin hepsini
bloke ederler.
Dolayısıyla dopamin blokajına bağlı antiemetik etki
bekleriz, emezis değil..
Antipsikotiklerin Genel Yan Etkileri
Reseptör Üzerine Etki Ortaya Çıkan Yan Etki
Dopamin D–2 Reseptörünün Blokajı
Antiemetik EtkiHiperprolaktinemi (Endokrin yan etkiler )
Alfa – 1, Adrenerjik Blokaj
Ortostatik Hipotansiyon (Prazosin benzeri )Ejekülasyon İnhibisyonu
Asetilkolin, Muskarinik Blokaj
Antikolinerjik Etkiler ( Midriyazis, Ağız kuruluğu, Taşikardi, Konstipasyon, İdrar Retansiyonu )
Histamin H–1 Blokaj Sedasyon Kilo AlımıAntiemetik Etki
Seratonerjik Blokaj Kilo Alımı
Opiyat Reseptörlerinin Uyarılması
Sedasyon KonstipasyonHipotermi
111. Bir ilacın idame dozu aşağıdaki parametrelerden hangisine
en bağımlıdır?
A) Doz
B) Biyoyararlanım
C) Plazma ilaç konsantrasyonu
D) Dağılım Hacmi
E) Klirens
Cevap E
Farmakokinetikte bazı özel TUS sınavında akılda kalması
gereken formüller vardır!...
İlaçların yükleme dozu dağılım hacmine, idame dozları ise
klirense göre hesaplanır..
FARMAKOKİNETİKTE ÖNEMLİ OLAN BAZI MATEMATİKSEL
FORMÜLLER
Parametre Formül Parametreyi Etkileyen Önemli Durumlar
Eliminasyon yarı ömrü ( t1/2)
( t1/2) =0.693 X Dağılım Hacmi (Vd) / Klirens
Dağılım HacmiKlirensEliminasyon Hız Sabiti
Eliminasyon Hız Sabiti (Ke)
Ke= Klirens / Dağılım Hacmi (Vd )
Dağılım HacmiKlirens
38 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Kararlı Durum Konsantrasyonu (Css)
Doz X Biyoyararlanım (F) / Doz intervali X Klirens
DozBiyoyararlanımDoz İntervaliKlirens
Kararlı Durum Konsantrasyonuna Ulaşma Süresi
4 X Eliminasyon yarı ömrü( t1/2)
Eliminasyon Yarı Ömrü
Sanal Dağılım Hacmi (Vd)
Vd= Vücuttaki ilaç miktarı / İlaç Konsantrasyonu (C)
İlaç Miktarı (Doz)Konsantrasyon
Yükleme Dozu Dağılım Hacmi (Vd) X Hedef Plazma Konsantrasyonu / Biyoyararlanım
Dağılım HacmiHedef Plazma KonsantrasyonuBiyoyararlanım
İdame Dozu Klirens X Hedef Plazma Konsantrasyonu / Biyoyararlanım
Klirens Hedef Plazma KonsantrasyonuBiyoyararlanım
Klirens İnfüzyon Hızı / Kararlı Durum Konsantrasyonu
İnfüzyon HızıKararlı Durum Konsantrasyonu
112. Bir ilacın reseptör yakınında bir yere bağlanarak
reseptörün etkisini değiştirmesi aşağıda verilen
tanımlardan hangisiyle açıklanır?
A) Allosterik etki
B) Heteroreseptöre bağlanma
C) Otoreseptörü uyarma
D) Parsiyel agonist etki
E) İnvers agonist etki
Cevap A
Genel farmakolojinin en önemli konusu temel kavramlar
ve terminolojidir!..
Heteroreseptör: Presinaptik lokalizasyonu olan
heteroreseptörler; komşu nöron ve diğer hücrelerden salınan
nörotransmitterler, nöromodülatör veya nörohormonlara yanıt
veren reseptörlerdir. Örneğin presinaptik adrenerjik reseptörler
üzerinde bulunan asetilkolin M2 ve M4 reseptörlerinin asetilkolin
tarafından uyarılması sempatik sinirlerden noradrenalin
salınmasını etkileyebilir.
Otoreseptör: Presinaptik yerleşimli olan bu reseptörler
nörotrasmitteri veya ligandı tarafından uyarılınca sinaptik aralığa
nörotransmitter salınımının azalmasına yol açarlar. Adrenerjik
reseptörlerden alfa–2, Muskarinik reseptörlerden M2, Gaba
reseptörlerinde GABA – B, Serotonin reseptörlerinden 5 – HT 1b
ve Dopamin reseptörlerinden D2 otoreseptör örnekleridir.
Yedek Reseptör: Reseptörlerin tamamını uyarmaya gerek
kalmadan çeşitli dokularda maksimum yanıtın elde edilebildiği
gösterilmiştir. İşte agonist tarafından uyarılmayan geriye kalan
bu fazla reseptörlere yedek reseptörler denir.
• Yedek reseptörlerde agonist tarafından uyarıldıklarında
normal reseptörler gibi etki oluştururlar.
• Ancak dokuda yedek reseptörün varlığı agonist
tarafından oluşturulan maksimum etkiyi değiştirmez.
• Non kompetetif antagonist uygulandıktan sonra agonist
uygulanmaya başlanırsa ancak yeterli miktarda yedek
reseptörün varlığında maksimum etki elde edilebilir.
• Yedek reseptörler agonistin reseptöre olan duyarlılığını
değiştirirler.
Metabotropik Reseptör: G proteini kenetli reseptörlere
verilen genel isimdir.
İyonotropik Reseptör: İyon kanalı kenetli reseptörlere verilen
genel isimdir.
Allosterik Etki: Reseptör yakınında bir yere bağlanarak
reseptörün etkisinin değiştirilmesine allosterik etki, bu
şekilde etki gösteren ilaçlarada allosterik modülatör denir.
Farmakolojideki en güzel örneği GABA–A reseptörlerini allosterik
etki ile uyaran benzodiazepinlerdir.
113. Daptomisin ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru
değildir?
A) Bakteri hücresinde depolarizasyona neden olarak
bakteristi özellik gösterir
B) Lipopeptid yapıdadır
C) En önemli endikasyonu MRSA’ dır
D) Pnömokok Pnömonisi tedavisinde de kullanılır
E) Renal eliminasyona uğrar ve günde tek doz intravenöz
kullanılır
Cevap D
Soru değeri taşıyan özel bir antibiyotik..
DAPTOMİSİN
• Lipopeptid yapılı bir antibiyotiktir. İntravenöz ve günde
tek doz kullanılır.
• Etki mekanizması çok farklıdır.
• Bakteri hücre membranında delikler oluşturarak
hücreden potasyum çıkışını hızlandırır ve membran
depolarizasyonuna neden olarak bakterisit özellik
gösterir.
• Etki spektrumu vankomisine benzer. En önemli
endikasyonu; MRSA ve VRE tedavisidir..
• Akciğerde sürfaktan etkisini engellediği için pnömoni
tedavisinde kullanılmaz.
• Daptomisin böbrekten atılır
39DENEME SINAVI – 42
114. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi Balantidium coli tedavisinde
ilk tercihtir?
A) Tetrasiklin
B) Paramomisin
C) Kotrimoksazol
D) Metronidazol
E) Albendazol
Cevap A
Protozoal enfeksiyonların tedavisinde ilk seçenek olarak
kullanılan ilaçlar
Balantidium coli: T etrasiklin
Cryptosporidium : Paromomisin
Cyclospora: Kotrimoksazol
Pneumocystis
jiroveci/carinii: Kotrimoksazol
Babesia: Klindamisin +Kinin
İsospora belli: Kotrimoksazol
Giardia lamblia: Metronidazol,
Trichomonas vaginalis: Metronidazol
Dientamoeba fragilis: İyodokinol
Microsporidia: Albendazol
Trypanosoma cruzi: Nifurtimoks,
Trypanosoma brusei: Suramin
Toxoplasma gondii: Primetamin+Klindamisin+Folinik asit,
gebelerde ise spiramisin.
Leishmaniasis Sodyum stiboglukonat
115. Aşağıdakilerden hangisi ALL tedavisinde kullanılan
dihidrofolat redüktaz inhibitörüdür?
A) Siklofosfamid
B) 5–Florourasil
C) Metotreksat
D) Pentostatin
E) Gemsitabin
Cevap B
Metotreksat bir TUS sorusu klasiğidir!.. iyi bilinmelidir
METOTREKSAT
• Dihidrofolat redüktaz inhibitörü antineoplastik ve
immünsupresif ilaçtır.
• Folik asit antimetabolitidir.
• En geniş spektrumlu antineoplastik ilaçlardan biridir.
• Özellikle ALL ve Koriokarsinoma tedavisinde kullanılır
• Ayrıca SLE, RA ve Psöriyazis gibi otoimmün hastalıkların
tedavisinde de immünsupresif amaçla kullanılır.
• Oral biyoyararlanımı iyidir.
• Santral sinir sistemine geçmez. Bu yüzden örneğin ALL
tedavisinde intratekal kullanılır.
• Böbreklerden itrah edilir ve nefrotoksik bir ilaçtır.
• Mukozit ve stomatit yapar.
• Karaciğerde fibrozise bağlı hepatotoksik etki gösterir.
• Pulmoner fibrozis yapar.stomatit,akciğerde fibrozis
Toksik etkileri önlemek için folinik asit(lökoverin) kullanılır.
Bu tedaviye lökovörin rescue (kurtarma) tedavisi denir
116. Aşağıdaki toksinlerden hangisi nöronlarda bulunan voltaj
bağımlı Na kanalını güçlü bloke ederek etki gösterir?
A) Latrotoksin
B) Batrakotoksin
C) Bungarotoksin
D) Tetradotoksin
E) w–Konotoksin
Cevap D
Ne çektik be !...Bu toksin muhabbetinden..
Farmakolojide soru değeri taşıyan bazı toksinler ve etki
mekanizmaları güzel bir tablo halinde aşağıda verilmiştir.
Botulinum Toksini Presinaptik nöronlardan Asetilkolin salınımını bloke eden clostiridyum botilinum bakterisinin toksinidir..
Latrotoksin Nöreksine bağlaranarak sempatik ve parasempatik sinir uçlarından masif nörotrasmitter salınmasına neden olan karadul örümceği toksinidir
Bungarotoksin Hem Çizgili kas sinir kavşağındaki NM (alfa) hem gangliyonlardaki NN (kappa) tip nikotinik reseptörleri bloke eden kobra toksinidir.
Tetradotoksin / Saksitoksin
Nöronlarda bulunan voltaj bağımlı Na kanalını güçlü bloke eden balon balığı toksinidir.
Batrakotoksin Voltaj bağımlı Na kanallarını açan kurbağa toksinidir.
w–Konotoksin Presinaptik N tip kalsiyum kanallarının blokajına bağlı analjezik özelliği bulunan deniz koni salyangozu toksinidir.
40 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
117. Aşağıdakilerden hangisi ergot alkoloidlerinin klinik
endikasyonlarından değildir?
A) Akut migren krizi
B) Migren profilaksisi
C) Post partum hemoraji
D) Hiperprolaktinemi
E) Doğum indüksiyonu
Cevap E
Dört tanesi endikasyon doğum indüksiyonu ise Ergonovin
için kontrendikasyondur..
ERGOT ALKOLOİDLERİNİN KLİNİK ENDİKASYONLARI
Klinik Endikasyon Kullanılan Ergot Türevi
Migren Ergotamin (Akut Migren)
Metiserjid (Migren Profilaksisi)
Hiperprolaktinemi Bromokriptin, Kabergolin, Pergolid
Postpartum
Hemoraji
Ergonovin
Vazospastik Anjina Tanısı
Ergonovin
Senil Serebral Yetmezlik
Dihidroergotoksin (Yararı net değildir)
118. Nitrik Oksit Sentetaz (NOS) enzimi ile ilgili aşağıdaki
verilenden hangisi doğru değildir?
A) Nitrik Oksit Sentetaz enziminin 5 alt izoformu vardır..
B) NOS–3, endotel hücrelerinde yoğun olarak bulunur
C) NOS–1’ i kodlayan gen 12. Kromozom üzerindedir
D) NOS–2 ‘ in açığa çıkma şekli indüklenebilir özellik
taşımaktadır
E) NOS–1’ in kalsiyuma bağımlılığı vardır
Cevap A
Seçenekler soruyu zora da kalibre edebilir… kolaya da
kalibre edebilir.
NO; TUS farmakolojisinin gediklilerindendir. iyi
bilinmelidir…
Diğer seçenekler bizi zorlasada , halbuki NOS 3 çeşittir.
Nitrik Oksit Sentetaz (NOS) Enziminin Alt İzoformlarının
Önemli Özellikleri
Özellik NOS–1 NOS–2 NOS–3
Diğer İsimleri nNOS (nöronal)
iNOS (indüklenebilir)
eNOS (endotelyal)
Bulunduğu Doku
Nöronlar, İskelet Kasları
Makrofajlar, Düz Kas Hücreleri
Endotel Hücreleri, Nöronlar
Kodlayan Kromozom
12. Kromozom 17. Kromozom 7. Kromozom
Açığa Çıkma Şekli
Yapısal İndüklenebilir (Transkripsiyonel İndüksiyon)
Yapısal
Kalsiyuma Bağımlı Olması
Var Yok Var
119. Aşağıdaki antidepresanlardan hangisi Sinaptik aralıktan
serotonin geri alınımı artırarak etki gösterir?
A) Fluoksetin
B) Venlafaksin
C) Bupropion
D) Tianeptin
E) Atomeksetin
Cevap D
Dikkat serotonin geri alınımını inhibe ederek değil artırarak
etki göstereni soruyor!..
Tianeptin bu özeliği ile beklenen TUS sorusudur!..
Tianeptin; Etki mekanizması açısından ilginç bir ilaçtır.
Sinaptik aralıktan serotonin geri alınımı artırarak antidepresan
etki gösterir.
41DENEME SINAVI – 42
120. Bir kutu metoprolol süksinat içerek acil servise başvuran
42 yaşındaki erkek hastaya aşağıdaki antidotlardan
hangisi uygulanmalıdır?
A) N–asetil sistein
B) Glukagon
C) Digibind
D) Hidroksokobalamin
E) Naloksan
Cevap B
Bir TUS klasiği beta blokör zehirlenmesinde glukagon
kullanılır!..
BAZI ÖNEMLİ İLAÇ ZEHİRLENMESİNDE KULLANILAN SPESİFİK ANTİDOTLAR
İNTOKSİKASYONA YOL AÇAN İLAÇ
KULLANILAN ANTİDOT
Asetaminofen N–asetil sistein
Beta blokör Glukagon
Kalsiyum kanal blokörleri %10’luk kalsiyum glukonat
Teofilin Esmolol
Digoksin Digibind
Metanol Etanol
Banzodiazepin Flumazenil
Siyanür Hidroksokobalamin
Narkotik türevleri Naloksan
Organofosfat Atropin + Pralidoksim / Obidoksim
ZEHİRLENMEYE YOL AÇAN ELEMENT
KULLANILAN ANTİDOT
Demir Deferoksamin
Bakır D–penisilamin/ Trientin
Kurşun Kalsiyum disodyum – EDTA
Civa Dimerkaprol/Succimer
Arsenik Dimerkaprol/Succimer
Talyum/Nikel Ditizon
Kadmiyum Kalsiyum disodyum – EDTA
LOKAL ANTİDOTLAR
TOKSİK MADDE KULLANILAN LOKAL ANTİDOT
Baryum klorür Mg sülfat
Na hipoklorit Na tiyosülfat
Gümüş nitrat Yemek tuzu
İyot Nişasta
Fenol Zeytinyağı
Striknin, fizostigmin ve morfin gibi alkaloidler
Potasyum permanganat solüsyonu
Formaldehit Amonyaklı su
42 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
43DENEME SINAVI – 42
1. Altmış üç yaşında erkek hasta 7 gün önce yapılan koroner
by–pass operasyonu sonrası yoğun bakımda takip edilirken,
ani başlayan nefes darlığı nedeni ile değerlendiriliyor.
Yapılan fizik muayenesinde tansiyon arteryel 80/60 mmHg,
kalp sesleri derinden geliyor ve boyun venöz dolgunluğu
saptanıyor. Çekilen elektrokardiyografisinde voltaj düşüklüğü
görülüyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Konstriktif perikardit
B) Akut perikardit
C) Tamponad
D) Akut akciğer ödemi
E) Akut koroner sendrom
Cevap C
Akut gelişen, operasyondan sonra olan, nabız basıncını
düşüren basşka ne olabilir ki? Voltaj düşüklüğü ve kalp seslerinin
derinden gelmesi de tanıya ek fizik muayene bulguları.
• Göğüs radyografisinde görülebilmesi için gereken
perikardiyal efüzyon miktarı 250 mL’dir.
• Tamponad küçük miktarlarda sıvı ile oluşabilir.
• Tamponad oluşumu için önemli olan şey ne kadar
sıvının biriktiği değil ne kadar sıvının ne kadar sürede
biriktiğidir.
• Tamponad ventriküllere giren kanı sınırlar ve ventriküler
hacmi azaltır.
Klinik Özellikler
Tamponad ciddiyetine bağlı olarak klinik özellikler gösterir.
Kan basıncı düşüktür, kalp küçük ve sessizdir, taşikardi
bulunabilir, juguler venöz basınç artmıştır ve pulsus paradoksus
gelişir (inspirasyon sırasında sağ kalbe artmış kan akımı, sol
kalbe azalmış akım) yoksa nadirdir.
En önemli özellikleri,
• Genelde malignite ile beraber olması
• Kalp seslerinin derinden gelmesi
• Pulsus paradoksus
• EKG’de düşük voltaj
• Tele’de çadır kalp
Tedavi
Direkt ekokardiyografinin yol göstericiliğinde acil
perikardiyosentez yapılır.
2. İnfektif endokardit için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Tanıda transösefageal ekokardiyografi önemli bir yer tutar
B) Tedaviye dirençli olgularda operasyon düşünülebilir.
C) Etken olarak Streptokoklar ve S. Aureus ön planda
mikroorganizmalardır.
D) Nativ kapak endokarditi en sık aort kapağı tutar.
E) İntravenöz ilaç bağımlılarında özellikle sağ kapak tutulumu
tipiktir.
Cevap D
Nativ kapak endokarditi en sık mitral kapağı tutar. İV
ilaç bağımlısında en sık trikuspit kapak tutulur, protez kapak
endokarditinde en sık aort kapağı tutulur.
3. Altmış beş yaşında erkek hasta 2 saatir devam eden göğüs
ağrısı nedeni ile acil serviste görülüyor. Fizik muayenesinde
tansiyon 145/95 mmHg ve nabız 103 atım /dk saptanıyor.
Dinlemede S4 olan hastanın EKG ‘sinde V1– V4 ST
elevasyonları saptanıyor.
Bu hasta için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Tedavide primer koroner girişim ilk tercih olmalıdır.
B) Acil Ekokardiyografi yapılmalıdır.
C) Tanı Akut anterior MI’dır.
D) Tedavide aspirin ve klopidogrel verilmelidir.
E) ACE inhibitörleri erken dönemde başlanmalıdır.
Cevap B
Myokard İnfarktüsü
Klinik: Asemptomatik formdan, ciddi göğüs ağrısı ve ölüm
korkusu ile seyreden bir klinik tabloya kadar farklı seyirlerde
olabilir. Tipik bir vakada genellikle prodromal semptomlar vardır
(yorgunluk, göğüste rahatsızlık). Genellikle sabah erken saatlerde
olur (katekolamin artışı nedeniyle). 30 dk’dan uzun süren, ciddi,
sol kola ve ulnar bölgeye yayılan, boyuna, diş ve çeneye vurabilen
bir ağrı vardır. Ağrı nitratlara cevap vermeyebilir. Birlikte terleme,
solukluk, ajitasyon, hıçkırık, bulantı, kusma, çarpıntı olabilir.
Muayenede; taşikardi veya bradikardi, S3 galo, yumuşaması,
S2 paradoks çiftlenmesi, papiller adale iskemisine bağlı sistolik
üfürüm ve gelişilebilen komplikasyonlara ait bulgular vardır.
Anterior MI’da genellikle sempatik aktivasyonla taşikardi,
inferiyor MI’da vagal uyarı ile bradikardi olur. Ayrıca anterior
2015 ŞUBAT TUS 42. DENEME SINAVIKLİNİK BİLİMLER TESTİ SORU ve AÇIKLAMALARIBu testte sırasıyla Dahiliye Grubu, Pediatri, Cerrahi Grubu ve Kadın Hastalıkları ve Doğum
soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.
44 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
MI’da infarktın yaygınlığı ile orantılı olarak kalp yetmezliği
semptomları, inferior MI’da ise ileti sisteminin tutulmasına bağlı
ritm problemleri daha ön planda görülür.
Derivasyonlar: Çeşitli EKG derivasyonları kalbin en iyi
gördükleri bölgelerinde meydana gelen iskemik değişiklikleri
yansıtırlar. Böylece kalbin tutulan bölgeleri, iskeminin yaygınlığı
ve tıkanan damarlar yaklaşık olarak saptanabilir.
V1 – 2: septum V3 – 4: ön duvar
V5 – 6: lateral duvar V1 – 6: yaygın ön duvar
D2 – 3 ve aVF: inferior duvar D1 – aVL – V6: yüksek lateral
V1, V2 – 4R: sağ ventrikül
Standart derivasyonlar kalbin arka bölgesini görmez. Bu
nedenle kalbin arka duvarında meydana gelen değişiklikler bu
bulguların resiprok olarak yansıdığı karşı derivasyonlardan yani
V1 ve V2’den farkedilebilir.
Tedavi:
İLK VERİLECEK FARMAKOLOJİK AJAN ASETİL SALİSİLİK
ASİT UNUTMA
Günümüzde AMI tedavisinde erken dönemde tıkanmayı
açmaya yönelik coroner PTCA/stent esas tedavidir. AMI sonrası
ilk 4 – 6 saat içerisinde veya ağrısı devam eden hastalarda 24
saate kadar yapılabilir. Ancak bu işlem katater laboratuvarlarının
bulunduğu belli merkezlerde uygulanabilir. Bunun dışında
yapılması gereken tedavi basamakları şu şekilde özetlenebilir:
1. Kalbin işinin azaltılması ve diğer önlemler: Oksijen,
devamlı monitorizasyon, istirahat, sıvı diyet, kabızlığın
önlenmesi, sedasyon [Morfin (anterior MI) veya
meperidin (inferior MI) ], ACE inhibitörleri, beta blokerler
(kalbin işini azaltır ve iskemiyi azaltırlar, antiaritmik ve
antitaşikardik etki gösterirler).
2. Koroner kan akımının artırılması: Nitratlar ve kalsiyum
kanal blokerleri kullanılır (kalsiyum kanal blokerleri
özellikle non – Q MI’da tercih edilir, nifedipin refleks
taşikardi nedeniyle verilmez).
3. Trombolitik tedavi ST segment yükselmesi olan ve
komplikasyonu olmayan hastalarda bu durum ağrının
başlamasından sonra 12 saat içinde kesinlikle endikedir.
Eğer hasta 90 dakika içinde primer PTCA yapılan bir
merkeze sevk edilemiyorsa kontrendike değilse hemen
başlanmalıdır
Kullanılan Ajanlar;
• Streptokinaz (IV infüzyon)
• Doku plazminojen aktivatörü (tPA) (IV infüzyon)
• Anistreplaz (APSAC) (IV bolus olarak verilebilir)
Primer PTCA: Acil PTCA hastalarda şu durumlarda
kullanılabilir;
1. İntravenöz tromboliz için kontrendikasyon
2. Kardiyojenik şok
3. Trombolitik tedavi sonrası iskeminin (ağrının) devam
etmesi veya
4. Yüksek dereceli bir kateterizasyon laboratuarına acil
ulaşabilenler.
4. Antiagregan ve antikoagulan tedavi. Her hastaya 1 tablet
aspirin hemen verilmelidir.
Trombolitik tedavinin verilemediği durumlarda koraner
trombusün ilerlemesini azaltmak, ventrikül içinde diskineziye
bağlı trombüs gelişimini engellemek ve derin venlerde
hareketsizliğe bağlı trombüs gelişimini engellemek için heparin
verilebilir. Trombolitik tedavi sonrası verilmesi reoklüzyon
ihtimalini azaltır.
Bu tedavi yaklaşımlarından trombolitik tedavinin, b
– blokerlerin, ACE inhibitörlerinin ve aspirinin MI sonrası
mortaliteyi azalttığı gösterilmiştir. Klasiyum antagonistleri ve
nitratlar semptomları düzeltmede etkilidir ancak uzun dönem
mortalite üzerindeki olumlu etkileri net değildir.
5. Komplikasyonların tedavisi: BÜTÜN MEKANİK
KOMPLİKASYONLARDA KESİN TANI EKOKARDİYOGRAFİ
ve TEDAVİ CERRAHİDİ
Hastada şu aşamada mekanik komplikasyonu düşündürecek
bir bulgu ve semptom yok. O açıdan hastaya acil ekokardiyografi
yapılmasını gerektirecek bir durum mevcut değildir.
4. Preeklampsi gelişmiş bir gebede aşağıdakilerden hangisi
antihipertansif olarak seçilmemelidir?
A) Alfa metil Dopa
B) Hidralazin
C) Tiazidler
D) Labetolol
E) Nifedipin
Cevap C
Gebelerde diüretikler (volüm kısıtlanması derinleşir) ve
ACEI (fetal hipokalvariya, renal yetmezlik, oligohidramnios,
fetal–neonatal ölüm) kullanılmaz.
45DENEME SINAVI – 42
5. Progresif sistemik skleroz tanısı ile izlenen bir hasta
yüksek ateş ve kötü kokulu pürülan balgam yakınmalarıyla
başvuruyor. Akciğer grafisinde kavite içeren pnömonik lezyon
saptanıyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nekrobiyotik nodül
B) Aspirasyon pnömonisi
C) Aspergilloz
D) Nozokomial pnömoni
E) Akciğer tüberkülozu
Cevap B
Kliniğin içine gizlenmiş güzel bir soru oldu. Hastanın
pnömoni ile başvurduğu görülüyor.
Sistemik skleroz sıklıkla özafagus tutulumu ile giden bir
hastalıktır, Reflü ise bu tutulum sonrasında görülür. Aspirasyon
pnömonisi bu kliniği en güzel açıklar
6. Bruselloz tanısı alan bir hastada aşağıdakilerden hangisinin
görülme olasılığı en yüksektir?
A) Miyeloradikülonörit
B) Paravertebral apse
C) Sakroileit
D) Orşit
E) Endokardit
Cevap C
Brusellozun en sık komplikasyonu osteartikuler
komplikasyonlardır. (Spondilodiskit sıktır) Bu nedenle sinoviyal
sıvıda bakteri izole edilebilir. Böbrek tutulumuyla seyreden
hastalarda özellikle de 2. Haftadan sonra idrardan izole edilebilir.
Bruselloz Tanısında: Kan ya da kemik iliği kültürü “altın
standarttır.” Kültürler, bakterinin yavaş üreyebilme yeteneği
nedeniyle, (30 gün) gibi uzun süre izlenmelidir.
7. Aşağıdakilerden hangisi kolşisin tedavisi sırasında
gelişebilen ve dozun azaltılmasıyla giderilebilen bir yan
etkidir?
A) Özofajit
B) Diyare
C) Malabsorpsiyon
D) Amiloidoz
E) Hipotansiyon
Cevap B
Kolşisin FMF in ana ilacı, en sık görülen yan etkisi ise ishaldir.
İshali engellemenin yolu ise yavaş doz artırılması ile başlanması
ya da ishal olunca hafif doz azaltılmasıdır.
Diğer yan etkileri:
Karın ağrısı, bulantı–kusma.
Kemik iliği baskılanması
kas güçsüzlüğü ve CK’da yükselmeye.
Sperm motilitesinin bozulması
8. Bronkoalveoler lavaj incelemesinde bakılan T4/T8 oranı
yüksekliğinin, klinik ve radyolojik bulgularla uyumlu
olduğunda tanı koydurucu olduğu hastalık aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Ekstrensek allerjik alveolit
B) Bronşiolitis obliterans organize pnömoni
C) Silikozis
D) Sarkoidozis
E) İlaçlar
Cevap D
Bilinmeyen bir antijenik uyarıya karşı T – lenfositlerin
fonksiyon bozukluğu [CD4/CD8 (T – helper/T – süpresor)
oranında artma] ile giden bir immün bozukluk patogenezde en
çok suçlanmaktadır. Tutulan dokularda T – helper birikmesi
saptanırken diğer dokularda ve kanda T – helper düzeyi normal
veya azalmıştır.
SARKOİDOZ’da diğer lab bulguları:
Sedimantasyon artışı, hiperglobulinemi,
bronkoalveolar lavajda T – lenfosit artışı (CD4),
ACE aktivitesinde artış (granulomatöz dokudan kaynaklanır),
hiperkalsemi ve hiperkalsiüri görülebilir.
Kveim – Siltzbach deri testi (sarkoidli – dalak ekstresinin
intradermal injeksiyonu sonrası deri lezyonu) tanıda yardımcıdır.
Bu bulgular aynı zamanda hastalığın aktivite kriterleri olarak
kabul edilir.
Sarkoidozusun akut klinikle seyreden iki formu vardır, bunlar:
Löfgren sendromu:
– Artralji
– Eritema nodozum
– Bilateral hiler LAP
Heertfordt sendromu:
– Anteriyor uveit
– Parotis tutulumu
46 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
– Fasiyal paralizi
– Ateş
Tanı: Kesin tanı transbronşial biyopside non – kazafiye
granulomların gösterilmesiyle konulur.
Tedavi: Progresif veya semptomatik tip 2 ve 3 hastalık, oküler
sarkoidoz, persistent hiperkalsemi veya hiperkalsiüri, progresif
deri lezyonu, nörosarkoidoz ve myokardial sarkoidoz tedavi
endikasyonudur. Tedavide steroidler kullanılır.
9. Aşağıdakilerden hangisinde taşma (overflow) proteinürisi
görülür?
A) Glomerülonefrit
B) Kalp yetmezliği
C) Paraproteinemiler
D) Ateşli hastalık
E) İnterstisiyel nefrit
Cevap C
Proteinüri Mekanizmaları ve Nedenleri
Mekanizma Miktar Neden
Over–flow (taşma)
Normal glomerülden düşük molekül ağırlıklı proteinlerin aşırı filtraysyonu
Değişken Bence–jones (MM) Miyoglobinüri
Glomerüler Normal plazma proteinlerinin defektif glomerülden filtrasyonu
>2gr Nefritik sendromNefrotiksendrom
Tübüler Normal filtre edilen plazma proteinlerinin reabsorbe edilememesi
<2gr İnterstisiyel nefritlerAntibiyotikhasan
Hemodinemik(Fonksiyonel)
Filtrasyonun artıp, reabsorbsiyonun göreceli olarak azalması
<2gr Ortostatik proteinüri ateş, egzersiz, epilepsi, KKY
10. Aşağıdakilerden hangisi Renal Akut Böbrek Yetmezliği
nedeni değildir?
A) Glomerülonefritler
B) Akut tubuler nekroz
C) Trombotik trombositopenik purpura
D) İnterstisyel nefrit
E) Retroperitoneal fibrozis
Cevap E
Retroperitoneal fibrozis etyolojisinde çoğunlukla geçirilmiş
granülomatöz bir hastalık, lenfoprolifaratif hastalıklar ya da
radyoterapi rol alır. Üreter geçiş trasesi etkilendiğinden tablo
genellikle hidroüreteronefroz ile prezente olur, yani postrenal bir
ABy söz konusudur.
11. Aşağıdaki Herpes grubu viruslardan hangisi, kök hücre
naklinden 1–4 ay sonra hastalarda gelişen ve mortalitesi
yüksek olan interstisyel pnömoniye en sık neden olur?
A) Herpes simpleks tip 1 virusu
B) Herpes simpleks tip 2 virusu
C) Varicella–zoster virusu
D) Sitomegalovirus
E) Epstein–Barr virusu
Cevap D
Kemik iliği transplantasyonu ve kök hücre, renal
transplantasyon, kalp transplantasyonu ve karaciğer
transplantasyonlarından sonra infeksiyonlar sık görülür.
İnfeksiyon nedeni hastanın aldığı kemoterapi, radyoterapi ve
immünsüpresif tedavilere bağlıdır. İlk 100 günde: Enfeksiyon
(bakteriyel enfeksiyonlardan gram pozitifler daha sık,
mantarlardan kandida ve aspergillus sık, virüslerden özellikle
sitomegalovirüs sık infeksiyon yapmaktadır.
Özellikle CMV pozitif donörlerden transplantasyon
yapılanlarda bu oran daha sıktır. CMV infeksiyonuna bağlı
hastalarda ateş, kemik iliği süpresyonu, hepatit, gastroenterit
ve pnömoni gelişebilir. Pnömoni yaygın viral intertisiyel
pnömonidir. CMV mortalitesi yüksektir Bu yüzden bir çok
merkez transplantasyon yapılan hastalara profilaktik olarak
gansiklovir başlamaktadır.
CMV infeksiyonu gelişen hastaların da tedavisinde de
gansiklovir kullanılmaktadır.
47DENEME SINAVI – 42
12. Aşağıdakilerden hangisinde HBV enfeksiyonunda
viral replikasyonu ve bulaş riskini yansıtan en önemli
parametreler birlikte verilmiştir?
A) HBe Ag–HBV DNA
B) HBeAg–Anti HBcIgM
C) HBV DNA–Anti HBe
D) HBsAg–Anti HBcIgG
E) AntiHBe–Anti HbcIgG
Cevap A
Yazılı sınav olursa aşağıdaki gibi tek kelime açıklamaları
isterler.
Viral replikasyonu ve bulaştırıcılığı gösteren markırlar, HbeAg
ve HBV DNA dır. En erken tanı markırı HBV DNA’dır.
13. Aşağıdaki moleküllerden hangisinin sentezinde rol
alan genlerin homozigot mutasyonunda herediter
hemokromatozis gelişir?
A) Ferritin
B) Transferrin
C) Hepcidin
D) Defensin
E) Prealbumin
Cevap C
Yine spot bilgi sorusu herediter hemokromatozis= hepsidin
mutasyonu.
HH’de aşırı demir yüklenmesine rağmen hepsidin eksikliği ile
karakterizedir ve HFE, TfR2 ve HJV’nin homozigot bozukluğuna
bağlı olarak oluşur. Bu da bu moleküllerin direkt veya indirekt
olarak hepsidin regülasyonunda etkili olduğunu göstermektedir.
Bunlardan hepsidin regülasyonun da en etkilisi HJV’dir. HH’
de aşırı demir yüklenmesine rağmen hepsidin eksikliği ile
karakterizedir ve HFE, TfR2 ve HJV’nin homozigot bozukluğuna
bağlı olarak oluşur. Bu da bu moleküllerin direkt veya indirekt
olarak hepsidin regülasyonunda etkili olduğunu göstermektedir.
Bunlardan hepsidin regülasyonun da en etkilisi HJV’dir.
14. Şikayeti olmayan 61 yaşında erkek hasta kontrol için
polikliniğe başvuruyor. Yapılan tetkiklerde beyaz küresi
42000/mm3 ve %55’i lenfosit olarak saptanıyor. Fizik
muayenesinde boyunda sağ üst servikal zincirde 3 adet 3x3
cm lik lenfadenopati ve splenomegali saptanıyor. Laboratuvar
incelemelerinde hemoglobin düzeyi 10.1 g/dL ve trombosit
sayısı 152 000/mm3 olarak bulunan hastanın kemik iliği ve
periferik yaymasında çok sayıda küçük lenfositler saptanıyor
başkaca bir patoloji görülmüyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akut lenfoblastik lösemi
B) Akut myeloblastik lösemi
C) Kronik myeloblastik lösemi
D) Kronik Lenfoblastik lösemi
E) Büyük B Hücreli Lenfoma
Cevap D
Kronik Lenfoblastik lösemi sinsi bir hastalıktır, genellikle B
kökenli lenfositlerin (%95) aşırı çoğalması ve lenfadenopati ile
karakterizedir. Çoğalan lenfositler olgun lenfositlerden ayırd
edilemez. Periferde (>5.000) ve Kİ’de (> %40) lenfositoz, anemi
ve trombositopeni hastalığın karakteristik özelliğidir. Otoimmun
hemolitik anemi sıktır. Hastaların yarısında yaygın lenfadenopati
ve splenomegali görülür.
15. Hodgkin lenfoma tanısı ile kemoterapi ve radyoterapi
alan hastalarda en sık gelişen sekonder malignite
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akciğer kanseri
B) Mide kanseri
C) Lösemi
D) Malign melanom
E) Pankreas kanseri
Cevap C
Bu soruda onkolojinin basit sorularından aslında hodgkin
yine hikaye, hasta KT ve /veya RT alıyorsa sekonder malignite
gelişirse lösemi düşünülmelidir. Özellikle alkilleyiciler bu ilaç
grubunda ilk sıraya yerleşir.
48 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
16. Yirmi beş yaşında erkek hasta bacaklarında şişlik ve ağrı
nedeniyle başvuruyor. Yapılan dopler ultrasonografide
Femoral ven ve tibial arterde tromboz saptanıyor.
Öyküsünden 1 yıl önce benzer şikayetleri olduğu öğreniliyor
Yapılan trombofili panelinde anormal bulgu saptanmıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Faktör V Leiden mutasyonu varlığı
B) Antitrombin III eksikliği
C) Marfan Sendromu
D) Behçet hastalığı
E) Hemofili A
Cevap D
Gerçek hayatta karşılaştığımız zor kliniklerden birisi. Genç,
erkek hasta DVT ile başvuruyor. Tekrarlaması ve trombofili
panelinin negatif olması kritik. Behçet’in hem arter hem venöz
tromboz yapabildiğini hatırlatmak istedim. Diğer şıkları eleyerek
de soruyu yapabilirdiniz.
BEHÇET HASTALIĞI
Oral ve genital ülserler, üveit, sinovit, kutanöz vaskülit,
meningoensefalitle hastalar başvurabilirler. Paterji testi (derinin
hiperreaktivitesi) pozitifliği görülür. Migratuar süperfisyel
tromboflebit ve eritema nodozumda görülebilir. Rekürren
aftöz dermatit (genital bölgedeki ülserasyonlara benzer
şekilde) ve üveit görülebilir. Tedavide kortikosteroidler ve diğer
immünsuprese ajanlar kullanılır.
• Rekküren genital ve oral ülserler deride hiperreaktivite,
eklem ve göz bulguları vardır.
• Derinin hiperreaktivitesi iğne batması yada bir tahrişle
deride oluşan aseptik papüllerdir.
Majör bulgu: Tekrarlayan oral ülserler (en sık görülen
bulgudur), genital ülser, göz tutulumu (üveit, vb), cilt tutulumu
(eritema nodosum, akne, vb), tromboflebit.
Minör bulgular: Büyük damar vasküliti, artrit, flebit,
meningoensefalit, GİS tutulumu.
Ayrıca paterji pozitifliği de patognomoniktir.
Klinik:
Mukoza: Oral ülserler ağrılı, yuvarlak, oval ve birden çoktur.
Genital ülserler olabilir ancak şart değildir.
Deri: Eritema nodozum, travmaya püstüler reaksiyon (paterji),
fotosensitivite olabilir.
Göz: Üveite ek olarak, sekonder glokom, katarakt, vitreus
kanaması, retinal ven trombozu olabilir.
Vasküler: Hastaların % 25’inde flebit ve arterit olur.
Anevrizmalar olabilir (pulmoner arter anevrizmasına yol açan tk
vaskülittir). Pulmoner vaskülit ve buna bağlı hemoptizi olabilir.
SSS: Tutulum en sık aseptik menenjit olarak kendini gösterir.
Ensefalit, konvülziyonlar, transvers myelit, ataksi, psödotümör
serebri olabilir.
Tedavi: Etkin bir tedavisi yoktur. Çeşitli ilaçlar
kullanılmaktadır (steroid, colchicine, siklosporin, azotioprin,
interferon alfa gibi).
17. Altmış beş yaşında kadın hasta nefes darlığı ve el–ayaklarda
uyuşma yakınmaları ile başvuruyor. Astım tanısı konulan
hastanın yapılan tetkiklerinde Akciğer grafisinde bilateral
yamasal infiltratlar, serum kreatininde yükseklik ve 2+
hematüri tespit ediliyor.
Bu hastada aşağıdakilerden hangisinin görülme olasılığı en
fazladır?
A) pANCA pozitifliği
B) cANCA pozitifliği
C) Kanda hipereozinofili
D) ANA pozitifliği
E) ASCA pozitifliği
Cevap C
Churg Strauss Sendromu; İlk evrede alerjik rinit, nazal polip
ve astım kliniği görülürken ikinci, evrede ise periferik damar ve
dokuda eozinofili görülür. IgE yüksek saptanabilir.
6tanı kriterinden en az 4’ü aynı anda bulunması tanı
koydurucudur.
1. Astım
2. Periferal eozinofili >%10
3. Mononöropati, mononöritis multipleks ya da
polinöropati
4. Pulmoner infiltrasyon
5. Paranasal sinüs anormalliği
6. Ekstravasküler eozinofil içeren kan damarı biyopsi
örneği
49DENEME SINAVI – 42
18. Kırk altı yaşında erkek hasta dört yıldır olan aralıklı disfaji
şikayetine, son altı aydır regurjitasyon, halitozis ve kilo
kaybı şikayetlerininde eklendiğini belirtiyor. Posteroanterior
akciğer grafisinde mediastinal genişleme ve özefagusta gıda
artıklarını düşündüren görünüm, özefagus grafisinde gövdede
dilatasyon ve distalde kuş gagası görünümü saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özefagus adenokanseri
B) Özefagus yassı hücreli kanseri
C) Skleroderma
D) Diffüz özefageal spasm
E) Akalazya
Cevap E
Akalazya gastroenterolojinin önemli konularından birisidir!!!
En sık görülen primer motilite bozukluklarından biri olup,
özefagusun gövdesinde kontraksiyonların amplitudunun azalması
(hipo veya aperistalsis) ve alt özefagus sfinkterinin yetersiz
gevşemesi ile karekterizedir. Auerbach (myenterik) pleksusta
nöron kaybına bağlıdır. VİP ve NO içeren inhibitör nöronlar azalır,
ilerlemiş vaka–
larda kolinerjik nöronlarda etkilenir.
• Primer (idiyopatik) akalazya en sık görülür, otoimmün
olduğu düşünülmektedir,
• Sekonder akalazya ise karsinoma (mide...), lenfoma,
Chagas hastalığı gibi nedenlere bağlıdır.
Klinik:
Genç–orta yaşlı (20–45 yaş) erişkinlerde daha sıktır. En sık
semptom disfajidir ve hem katı hem sıvı gıdalara karşı oluşur
(paradoksik disfaji). Disfaji zamanla progresyon gösterebilir
(progresif disfaji). Substernal ağrı, rejurjitasyon, kusma,
rejurjitasyona bağlı öksürük ve aspirasyon görülebilir. Akalazyada
özefagusta skuamöz kanser riski artmıştır.
Tanı:
İlk seçilecek test baryumlu özefagus grafisi’dir. Özefagus
alt ucunda düzgün sınırlı daralma (kuş gagası veya kalem ucu
görünümü), darlığın proksimalinde genişleme (megaözefagus
veya sigmoid özefagus), hava–sıvı seviyesi saptanabilir. Akciğer
grafisinde çift kontur ve ve gastrik hava odacığının kaybı görülür.
Endoskopide özefagus lümeninde genişleme, ağır olgularda
gıda artıkları, erozyonlar, kandida plakları görülebilir; AÖS’te
herhangi bir organik lezyon yoktur. Akalazyada endoskopi,
malign bir hastalığı ekarte etmek (sekonder veya psödoakalazya
nedenlerini) veya tedavi için yapılır (dilatasyon, injeksiyon gibi).
Şüpheli vakalarda kesin tanı özefageal manometri ile
konulur. AÖS’inde gevşeyememe; özefagus distal 2/3’ünde düz
kas kontraksiyonlarının amplitudunde azalma izlenir. Bazal AÖS
basıncı normal veya art mış olabilir.
Tedavi:
Myenterik pleksustaki patolojiyi düzelten bir tedavi olmadığı
için, amaç AÖS basıncını azaltmaktır.
Medikal tedavi: Kalsiyum kanal blokeri veya nitrat (isordil)
kullanılır. Etkinliği düşüktür, yaşlı, endoskopiyi tolere edemeyen
hastalarda seçilebilir.
Endoskopik tedavi: Endoskopi aracılığıyla “AÖS’ün balonla
dilatasyonu” akalazya tedavisinde ilk seçilecek yöntemdir.
Endoskopik olarak botulismus toksini enjeksiyonuda yapılabilir,
sfinkterdeki kolinerjik uyarımı inhibe eder. Etki süresi kısa olup,
fibrozise neden olabilir.
Cerrahi tedavi: Diğer yöntemlere Cevap vermeyen hastalarda
miyotomiler (Heller myotomisi+Nissen fundoplikasyonu) yapılır.
19. Primer sklerozan kolanjit tedavisinde klinik etkinliği
kanıtlanmış ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kolşisin
B) D–penisilamin
C) Siklosporin
D) Ursodezoksikolik asit
E) Azatioprin
Cevap D
Ursodeoksikolik asit hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı için
yaygın olarak kullanılmaktadır.
20. Aşağıdakilerden hangisi sirozlu bir hastada hepatik
ensefalopati tablosunu kolaylaştırabilecek faktörlerden biri
değildir?
A) Gastrointestinal kanama
B) Konstipasyon
C) Hipokalemi
D) Enfeksiyon Varlığı
E) Düşük protein alımı
Cevap E
Heptaik Ensefalopatiyi Presipite Eden Durumlar
Azot yükünde artmaGastrointestinal kanamaAşırı diyet proteiniAzotemiKonstipasyon
İlaçlarNarkotikler, trankilizanlar, sedatifler,aşırı diüretik kullanımı
50 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Elektrolit ve Metabolik ImbalansıHipokalemiAlkalozHipoksiHiponatremi
Diğerİnfeksiyon (İYE, SBP, Pnömoni)CerrahiAkut karaciğer hastalığı süperpozisyonuİlerleyici karaciğer hastalığı
21. Aşağıdakilerden hangisi kolorektal kanser için risk
faktörlerinden biridir?
A) B vitamini eksikliği
B) APC gen mutasyonu
C) İrritabl bağırsak hastalığı
D) Hiperplastik polipler (< 2cm)
E) Divertiküler hastalık
Cevap B
kolorektal kanser için risk faktörleri
1. Yaş: Yaşla görülme sıklıkları artar, 60–70 yaş döneminde
en yüksek düzeye ulaşır.
2. Besinlerin kalori içeriğinin yüksek olması riski arttırır
3. Sebzeden fakir diyet risk artışı yapar.
4. Yüksek oranda karbonhidrat alımı kanser riskini arttırır.
5. Koruyucu besin maddelerinin az alınması (A,E,C
vitaminleri) risk artışı yapar.
6. Kalıtım: (özellikle APC gen mutasyonu) Familyal
polipozis koli sendromu (FPK)
Kolorektal Kanserlerin çoğu daha önceden bulunan
adenomatöz polip zemininde gelişmiştir.
22. Barrett özofagusunun gelişim süreci aşağıdakilerin
hangisinde doğru sırayla verilmiştir?
A) İntestinal metaplazi – gastroözofageal reflü – displazi –
adenokanser
B) Gastroözofageal reflü – displazi – intestinal metaplazi –
adenokanser
C) Gastroözofageal reflü – gastrik metaplazi – displazi –
adenokanser
D) Gastrik metaplazi – displazi – gastroözofageal reflü –
adenokanser
E) Gastroözofageal reflü – intestinal metaplazi – displazi –
adenokanser
Cevap E
Kolay soru..
Reflü metaplaziye, o da displaziye döner. Sonraki adım
adenokanserdir.
23. İki yıldır tip 2 diyabet tanısıyla 2x1 g/gün metformin
kullanmakta olan 40 yaşındaki obez kadın hastanın HbA1C
değeri % 7,8 olarak ölçülüyor.
Tedaviden dolayı kilo almaktan endişe eden bu hasta için en
uygun yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
A) Günde tek doz insülin glargin
B) Günde 2 doz NPH insülin
C) Gliklazid
D) Eksenatid
E) Glimepirid
Cevap D
Klasik yeni jenerasyon sorulardan birisi GLP agonistleri Tip 2
DM de özellikle kilo vermek isteyen hastalara önerilmelidir.2009
ADA tedavi algoritmasında metformin ve yaşam tarzı değişikliği
ile regüle olmayan Tip 2 DM hastalarına GLP –1 agonistleri
önerilir.
24. Otuz sekiz yaşında bir kadın hasta 20 gündür süren
halsizlik, çarpıntı, ateş, terleme ve boynun ön bölgesinde
kulağa vuran ağrı şikâyetleriyle başvuruyor. Yapılan fizik
muayenede kan basıncı 125/65 mmHg, nabız 115/dakika,
cilt sıcak–nemli, tiroid palpasyonda hafif büyümüş, nodüler,
sert ve ağrılı olarak bulunuyor. Laboratuvar incelemelerinde
sedimentasyon hızı 110 mm/saat, serbest T4 düzeyi yüksek,
TSH düzeyi baskılanmış ve radyoaktif iyot uptake’i düşük
olarak saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı ve tedavi yöntemi aşağıdakilerin
hangisinde birlikte verilmiştir?
A) Toksik diffüz guatr – propiltiourasil ve beta blokör
B) Toksik nodüler guatr – radyoaktif iyot ve beta blokör
C) Subakut tiroidit – beta blokör ve analjezik
D) Sessiz tiroidit – beta blokör
E) İyoda bağlı tirotoksikoz – propiltiourasil ve beta blokör
Cevap C
Subakut granülomatöz tiroidit: (De–Quervain Tiroiditi)
En kolay atlanan hastalıklardandır. Genelde bir üst solunum
yolu infeksiyonunu takiben gelişir. Boğaz veya yaygın boyun
51DENEME SINAVI – 42
ağrısı beklenir. Bazen yalnız yutkunma zorluğu da olabilir. Tanısı
kolaydır. Anamnez öncelikle tanıyı akla getirir. Beraberinde
tirotoksikozun tüm klinik bulguları mevcuttur. Hastalık kendi
kendisini sınırlar ve genelde söner. Zira dekstrüktif tiroiditlerden
olup tirositlerin parçalanması ve depodaki tiroid hormonlarının
perifere salınmasıyla gelişen bir durumdur. Yeni hormon sentezi
yoktur. Aktif dönemde serbest tiroid hormonları artar, TSH düşer.
Dekstrüksiyon sona erince kısa süreli ötiroidizm ve bunu takiben
hipotiroidi safhaları görülür. Bez tekrar yenilenince hastalık
kürle sonuçlanır ve hasta tekrar ötiroid kalır. Vakaların %10’unda
kalıcı hipotiroidi gelişebilir. Bu nedenle hastalar izlenmelidir.
Tipik laboratuar bulgularından biri de yüksek sedimentasyon
hızıdır. Tiroid sintigrafisinde tiroid kelebeğinin gözlenmemesi ve
düşük uptake dikkat çekicidir. Tedavisinde tirotoksikoz safhasında
semptomatik tedavi amacıyla beta blokerler kullanılabilir.
Antitiroid tedavi endikasyonu yoktur. Ağrıyı gidermek için ve
inflamasyonu azaltmak için hastaya antiinflamatuar ilaçlar
(asetil salisilik asid 4–6 gr/gün) verilebilir. Ciddi vakalarda
glukokortikoidler de kullanılabilir (60 mg/gün). Hipotiroid
safhada geçici olarak hastaya L–T4 verilebilir.
25. Yaşlılarda hipotiroidizmin en sık görülen nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kronik otoimmün tiroidit
B) Tiroidektomi
C) Radyoaktif iyot tedavisi
D) İlaçlar
E) Hipofizer yetmezlik
Cevap A
Bu aralar geriatrik soruları populer, hipotiroidizm yaşlılarda
kronik otoimmün tiroidit sonrası en sık görülür.
Yaşlılık ve üriner bulgular
Yaşlanmayla birlikte nefron kaybı, böbrek kitlesinde ve
böbreğin idrarı konsantre etme yetisinde azalma görülür.
80’li yaşların sonunda böbrekler %20–30 oranında
küçülmekte ve renal kan akımı %50 azalmaktadır. Ancak daha
çok su atılımına neden olarak dehidratasyona da neden olurlar.
Glomerüler filtrasyon hızı azalır ve protein atımı olur.
Yaşlılıkta görülen diğer bulgular
Kardiyovasküler Sistem:
Myokard ve kan damarlarında sertleşmesi,
betaadrenoreseptör tepkide azalma ve kalp hızında otonomik
refleks kontrolünde bozulma Kalbin pompalama gücünde,
kardiyak out–put ve ejeksiyon fraksiyonunda azalma
Solunum Sistemi:
Akciğerlerde, torasik kafesde, solunum
kaslarında ve solunum merkezinde değişiklikler ve
fonksiyonlarında gerileme Asit–baz regülasyonu bozulabilir,
gögüs kafesi esnekliği azalır, postür değişikliği (skolyoz),
Alveolar membranda kalınlaşma
Endokrin Sistem:
Yaşlanmayla birlikte tiroid bezinde bir miktar atrofi ve iyot
düzeyinde azalma
Yaşla birlikte pancreas hormonları etkilenmemekle birlikte
insülin direnci gelişebilmektedir, (Tip 2 Diyabet!)
Sindirim Sistemi:
Ağızda kuruluk, tükrük salgısında azalma,
Tat değişiklikleri, tat ve koku reseptör duyarlılığında azalma
gibi değişimler yaşlılarda iştahsızlığa ve yetersiz beslenme
sorunlarına yol açmaktadır.
Özefagus ve mide yapısındaki değişimler reflü ve mide
sorunlarının gelişmesine yol açmaktadır.
Yaşlılarda mide motilitesi, volümü bikarbonat ve mukus
sekresyonları azalmaktadır İntrensek faktör salınım sorunu ile
birlikte B12 vit. eksikliği yaşanabilmektedir.
Sinir Sistemi:
Yaşa paralel olarak entelletüel kapasitede azalma, bellek
zayıflığı,
Sempatik ve parasempatik fonksiyonlarda azalma
Hematopoetik ve Bağışıklık Sistemi:
Yaşlanmayla birlikte kemik iliği ve lenfoid doku fonksiyonu
azaldığı için anemi ya da pıhtılaşma sorunları yaşanabilmektedir.
Antikor cevabı azalır iken otoantikor cevabı arttığından dolayı
otoimmün hastalıklar bu grupta daha sık görülmektedir.
26. Aşağıdaki kemoteropatik ilaçlardan hangisinin anafilaksi
yapma yan etki riski vardır?
A) Bleomisin
B) Busulfan
C) 5–Florourasil
D) Sisplatin
E) L–asparajinaz
Cevap E
Kemoteropatik ilaçlar ve yan etkileri her zaman onkoloji
sorularının içine yarleştirilebilir.
52 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Kemoterapi İlaçlarının Yan Etkileri
Kemik iliği supresyonu Hepsi yapar ama en ciddi
alkilleyici ajanlar yapar
[lökopeni, trombositopeni) (L-asparaginaz, sisplatin,
vinkristin, bleomisinln
myelosüpresif etkisi zayıftır)
Bulantı ve kusma Sisplatin en sık olmak üzere
birçoğu, en az vinkristin
Nefrotoksisite Sisplatin, metotreksat, mitomisin
Kardiyotoksisite Antrasiklinler (adriamisin..)
Alopesi Antrasiklinler (adriamisin..),
sikbfosfamid (genelde çoğu ilaç
yapar)
Vezikan (flebit) Antrasiklinler (adriamisin..)
Hepatotoksisite Metotreksat, 6-merkaptopurin
Mukozit Antimetabolitier (Metotreksat,
5-FU..)
Pulmoner fibrozis Bleomisin, busulfan
Nörotoksisite Vinka alkabidleri, taksanlar,
platinum bileşikleri
Anaflaksi L-asparajinaz, taksanlar
Pankreatit L-asparajinaz
Kısırlık (sterilite) Alkilleyici ajanlar
Sekonder malignite Alkilleyici ajanlar (AML en sık),
etoposid (ALL)
27. Akut böbrek yetersizliğinin en sık nedeni aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Prerenal
B) Renal
C) Postrenal
D) Otoimmün
E) Enfeksiyonlar
Cevap A
Her sınavda biri soru bizden:)
Prerenal ABY: Prerenal nedenler ABY’nin genel olarak en
sık nedenleridir (%60–70). Böbrekte yapısal hasar yoktur, renal
perfüzyon bozulmuştur. Ancak prerenal nedenler devam ederse
gelişen iskemi sonucu renal yetmezlik tablosu ortaya çıkar.
Prerenal nedenler:
1. Hipovolemi:
Kanamalar (travma, cerrahi, gastrointestinal),
Gastrointestinal kayıplar (kusma, ishal),
Renal kayıplar (diüretikler, adrenal yetmezlik, tuz kaybettiren
nefropatiler),
Deri yoluyla kayıplar (ateş, yanıklar)
Üçüncü boşluğa olan kayıplar (barsak tıkanıklığı, peritonit,
pankreatit).
2. Kardiovasküler bozukluklar:
Konjestif kalp yetmezliği,
Perikardiyal hastalıklar,
Pulmoner emboli,
Pulmoner hipertansiyon.
3. Sistemik vazodilatasyon ve/veya renal vazokonstrüksiyona
sebep olan hastalıklar:
Sepsis,
Karaciğer yetmezliği,
Anafilaksi,
Hiperkalsemi,
İlaçlar (ACE inhibitörleri, NSAİİ, siklosporin A).
Renal sebepler: Tüm ABY vakalarının %30–35’ini oluşturur.
1. Akut tübüler nekroz (ATN): Renal ABY vakalarının % 90’ı
ATN’a bağlıdır.
Nefrotoksik: Ekzojen toksik maddeler (asiklovir, aminoglikozid,
amfoterisin B, sisplatin, NSAİİ, siklosporin, radyokontrast
maddeler) veya endojen toksinler (miyoglobinüri, hemoglobinüri,
hiperürisemi, hiperkalsemi, hafif zincirler, kristalüri)
Hipoksik: Prerenal azotemi yapan faktörlerin tümü
2. Böbreğin arter veya venlerini tutan hastalıklar
Tromboembolik hastalıklar, diseksiyon
3. Glomerüler yumağı ve mikrovasküler sistemi tutan
hastalıklar:
Glomerülonefritler,
Vaskülitler, kollajen doku hastalıkları,
Malign hipertansiyon, eklampsi,
Hemolitik üremik sendrom, trombotik trombositopenik
purpura.
4. Tübülointerstisyel hastalıklar:
İnterstisyel nefrit, piyelonefrit, infiltratif hastalıklar.
Postrenal sebepler: Tüm ABY vakalarının % 5–10’unu
oluşturur. Tüm toplayıcı sistem boyunca obstrüksiyona neden
olan her türlü;
Ekstrinsik (dışarıdan tümör veya hematoma bağlı bası,
retroperitoneal fibrozis, prostat hipertrofisi, cerrahi ligasyon) bası,
İntrinsik (taş, pıhtı, kristal, fungal top) patoloji ABY’ne neden
olabilir.
53DENEME SINAVI – 42
28. Diyabet tedavisinde hangisi insülin direncine yönelik bir
tedavidir?
A) Pioglitazon
B) Repaglinid
C) Glipizid
D) Exenatide
E) Sitagliptin
Cevap A
Etki mekanizmalarına göre 3 grup ilaç vardır.
1. İnsülin sekresyonunu uyaranlar (Oral hipoglisemik ilaçlar)
a. Sulfonilüreler
b. Meglitinid analogları (repaglinid, nateglinid)
c. İnkretinler
3. GLP–1 analoğu (exenatide, liraglutid):
4. DPP–4 inhibitörü (sitagliptin, vildagliptin, saxagliptin)
2. İnsülin duyarlılığını arttıranlar
a. Biguanidler (metformin)
b. Tiazolidinedionlar (pioglitazon)
3. Glukoz absorbsiyonunu azaltanlar
a. Alfa glukozidaz inhibitörleri (acarbose, miglitol)
Tiazolidinedionlar (pioglitazon, siglitazon, englitazon,
troglitazon)
Bu grup ilaçlar insülin etkisini artırarak ve periferal
dokularda glukoz kullanılımını sağlayarak (kasta nonoksidatif
glukoz metabolizmasını uyararak, karaciğerde ise
glukoneogenezisi inhibe ederek) etkili olurlar. İnsülin sekresyonu
üzerinde etkileri yoktur.
Bu grupta iyi bilinen ajanlar pioglitazon, siglitazon,
englitazon, troglitazon ve BRL 49653’dür
Peroksisom proliferatör aktivatör reseptörleri (PPARgama)
aktive ettikleri düşünülmektedir. (lipid homeostazının, adiposit
diferansiyasyonunun ve insülin etkisinin düzenlenmesi)
Tiazolidinedionların etkili olabilmesi için ortamda insülin
varlığı gereklidir.
Tiazolidinedionlar trigliserid ve nonesterifiye yağ asitlerinin
plazma seviyelerini azaltırlar. Kolesterol seviyesini düşürebilirler.
Troglitazon ile ilgili ciddi hepatotoksisiteye, anemiye, kardiyak
hipertrofiye neden olabilirler.
29. Altmış dokuz yaşında şuur bulanıklığı ile müracaat eden
erkek hastanın fizik muayenesinde splenomegali ve
lenfadenopati dikkati çekmektedir. Serum kalsiyumu normal
olan hastanın kemik iliğinde küçük plazmasitoid lenfositler
dikkati çekmektedir.
Hastanın tanısında ilk olarak aşağıdakilerden hangisi
düşünülmelidir?
A) Hairy cell lösemi
B) Multipl miyelom
C) Prolenfositik lösemi
D) Kronik lenfositer lösemi
E) Waldenström makroglubinemisi
Cevap E
Waldenström Makroglobunemisi
Tanım ve klinik: Lenfosit ve plazma hücrelerinin anormal
artışı ve IgM tipi monoklonal M proteini (çoğunlukla kappa)
ile karekterize, yaşlı ve erkeklerde sık olan bir hastalıktır.
Lenfoplazmositik hücrelerin kemik iliği, kan ve lenfoid dokuda
artışı yanısıra anemi, lenfadenopati, hepatosplenomegali,
makroglobulinemi, nöropati ve hipervizkozite bulguları ile kliniğe
gelir.
Burundan ve dişetinden sızıntı şeklinde kanama tipiktir.
Halsizlik, yorgunluk sıktır. Görme bozukluğu, diplopi gibi
hiperviskozite semptomları sıktır. Kemik lezyonları ve amiloid
gelişimi nadirdir.
Fizik muayenede; solukluk, HSM, LAP, sosis benzeri retinal
damarlar, periferik nöropati saptanabilir. NN bir anemi vardır.
Kİ aspirasyonu başarısız olabilir (dry tap). Biyopside lenfo–
plazmositer proliferasyon izlenir. Sedimantasyon artar ve PY da
eritrositlerde rulo formasyonu izlenir. Rulo formasyonu multipl
myelomada nadirdir.
Tedavi: Asemptomatik olanlar tedavisiz izlenebilir.
Klorambusil tercih edilen tedavidir. Fludarabin ve 2–
deoksiadenozin alternatif ilaçlardır. Hipervizkosite için
plazmaferez kullanılabilir.
54 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
30. Sağ dizinde 3 gün önce kızarıklık ve ağrı şikayeti başlayan
hastada, fizik muayenede eklem üzerinde ısı artışı tespit
ediliyor. Hastanın yapılan eklem sıvısı aspirasyonunda
mm3’de 120.000 lökosit saptanıyor ve alınan aerob kültürde
katalaz pozitif, Gram yöntemiyle pozitif boyanan bakteriler
ürüyor.
Bu hastaya aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi tedavi
amacıyla verilmez?
A) Klindamisin
B) Sefazolin
C) Penisilin G
D) Ampisilin sulbaktam
E) Vankomisin
Cevap C
Hasta septik artirit ve dört dörtlük S. aureus anlatılmış.
(katalaz pozitif ve gram (+),septik artiritin en sık nedeni)Soru
sadeleşirse S. aureus’a hangisi verilmez.
S. aureus; Penisilin G ‘ ye karşı %95 civarında dirençlidir.
31. Aşağıdakilerden hangisi deri eklerinin hastalıklarından
değildir?
A) Akne vulgaris
B) Seboreik dermatit
C) Akne Rosea
D) Pitriazis Rosea
E) Hidroadenitis süpürativa
Cevap D
Pitriazis Rosea papüllü skuamlı hastalıklar grubundandır.
Deri eklerinin hastalıkları;
Akne vulgaris: Pilosabese biriminin inflamasyonudur.
Seboreik dermatit: Saclı, kıllı bolgeleri eritem ve
squamasyonla giden hastalıklarıdır.
Akne Rosea: Yuzde eritem ve telenjiektaziler ustunde papul ve
pustul gelişimi ile karakterize bir hastalıktır.
Hidroadenitis süpürativa: Aksilla ve anogenital bolgedeki
apokrin glandlarm enfeksiyonunu tanımlar; en sık etken
stafilokoklardır.
32.“Munro mikroabseleri” hangi hastalıkta gözlenen bir
bulgudur?
A) Liken Planus
B) Psöriazis
C) Mukozis Fungoides
D) Pitriazis rosea
E) Parapsöriazis
Cevap B
Munro mikroabseleri: Psöriaziste görülen Stratum
korneumda ya da hemen altında yerleşen nötrofil küçük
agregatların oluşturduğu epidermal mikroabselerdir.
Dikkat! Pautrier mikroabseleri ise Mukozis Fungoides’de
gözlenir (TUS).
33. Yetmiş yaşında bayan hasta, 10 gündür günde 2–3 kez ortaya
çıkan, yaklaşık 5 dakika süren konuşamama atağı ile sol
gözünde geçici görme kaybı şikayetleri olduğunu söylüyor.
Anamnezinde 20 yıldır Diabet ve Hipertansiyon hikayesi olan
hastanın nörolojik muayenesi ve kranial BT si normal olarak
bulunuyor.
Bu hastada etiyolojiye yönelik olarak ilk istenmesi gereken
görüntüleme yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kranial MR
B) Direkt kafa grafisi
C) Vertebrobaziller doppler USG
D) Karotis sistem doppler USG
E) Kranial Sintigrafi
Cevap D
Yukarıdaki vakada beyin embolileri sonrası gelişen
transient (geçici) iskemik atak tablosu sorgulanmış..
Beyne atılan embollerin 1/3’ü (en sık) karotis sistemindeki
aterom plaklarından kaynaklanır. Dolayısıyla etiyolojiye yönelik
olarak ilk istenmesi gereken görüntüleme yöntemi karotis
sistem doppler USG dir.
En sık MCA(orta cerebral arter) embolilere maruz kalır.
55DENEME SINAVI – 42
34. Serebellar sendromda aşağıdaki klinik bulgulardan hangisi
görülmez?
A) Disdiadokokinezi
B) Dismetri
C) Ataksi
D) Disartri
E) Spastisite
Cevap E
Serebellar Sistem:
Serebellar lezyonların klinik belirtileri:
Dissinerji veya asinerji: Parmak burun deneyinde ön kola
fleksiyon yaptırılırken zamanında gevşemezse, önkol hedef
(buruna) yaklaşırken duraklar, kişi kendini zorlayıp tekrar
harekete başlar, böylece ön kol hedefe düzenli bir şekilde
varacağına kesik kesik yaklaşmaya başlar. Bu senkronizasyon
bozukluğuna “dissinerji” denir.
Dismetri: Mesafenin, hızın veya hareketin gücünün
saptanması yeteneğinin yitirilmesidir.
Disdiyadokokinezi veya adiyadokokinezi: Birbiri ardınca
gelen birbirine zıt hareketleri yapmakta güçlük çekmeğe veya
yapamama durumuna denir.
Tremor: Serebellar lezyonlarda görülen tremor daha çok
kinetik özelliktedir (intensiyonel tremor). İstirahat sırasında
görülmez, istemli hareket sırasında ortaya çıkar ve hareket hedefe
yaklaştıkça bu aktif tremorun amplitüdü de artar.
Disartri: Konuşma yavaş, ataksik, patlayıcı tiptedir. Sesde
zaman zaman gereksiz yükselmeler, alçalmalar, titremeler ve
arada duraklamalar olur.
Yürüme ve postür bozuklukları (Ataksi): Hasta bacaklarını
açarak geniş yüzeye dayanarak, düzensiz adımlarla ve iki yana
sendeliyerek yürür. Serebellar lezyonu olan hasta düz çizgi
üzerinde parmak–topuk şeklinde yürüyemez.
Tonus bozukluğu: Çoğunlukla hipotoni görülür. Eklem
etrafında aşırı fleksiyon veya ekstansiyon yaptırılabilir.
Spastisite üst motor nöron lezyonunun bulgusudur…
35. Manyetik Rezonans Görüntüleme aşağıdaki durumların
hangisinde kontraendikedir?
A) Gebelik
B) Yetmiş yaş üstü
C) Psödotümör serebri
D) Migren
E) Kardiak pacemaker varlığı
Cevap E
Nörolojide MR:
• Demyelinizan hastalıklarda ilk tanı yöntemidir.
(Örneğin; multipl skleroz)
• Akustik nörinom tanısı MR ile konur .
• Erken safhadaki enfarktlarda tercih edilir. BT enfarktı ilk
24 saatte göstermeyebilir
• İntraspinal lezyonlarda ve siringomyelide kullanılır
• Gelişimsel merkezi sinir sistemi anomalilerinde önemli
bir tanı yöntemidir.
• Non invazif anjiografi yapma imkanı verir.
• MR kardiak pacemaker veya intrakranial metal
kliplerin varlığında mutlak kontrendikedir.
36. Bir ay öncesi GIS enfeksiyonu geçiren elli yaşında erkek
hasta, 4 gün içinde yavaşça ilerleyerek yerleşen distalden
proksimale ilerleyen simetrik kuadriparezi nedeniyle
getiriliyor. Hastanın derin tendon refleksleri alınamıyor ve iki
yanlı fasiyal parezisi olduğu saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gullian–barre sendromu
B) Servikal medulla basısı
C) Pons hematomu
D) Atlanto axial subluksasyon
E) Baziller arter trombozu
Cevap A
Gullain barre (inflamatuar demiyelinizan polinöropati):
Hastaların çoğunda semptomlardan 1 ay önce üst solunum
yolu veya gastrointestinal sistem enfeksiyonu (C. jejuni) yada
cerrahi girişim veya aşılanma öyküsü mevcuttur. Başta duyusal
semptomlar hakimdir. İlerleyen dönemlerde distalde başlayıp
assendan ilerleyen paraliziler olur. Şiddetli vakalarda solunum
kasları tutulur, 1/3 vakada mekanik vertilasyon gerekebilir.
Otonomik disfonksiyon olursa taşikardi, idrar retansiyonu ve
kan basıncı dalgalanmaları olur.. Tanıda çoğu vakada BOS da
protein artmıştır. BOS gammaglobulin fraksiyonu artar. BOS‘da
protein artışına rağmen hücre görülmez (Albuminositolojik
dissosiyasyon) Plazmaferez ilk tercihtir. İntravenöz insan Ig G (IV
IG) iyileşmeyi hızlandırır Kranial sinir tutulumu görülebilir. En sık
kranial çift tutulumu bilateral olabilen fasyal paralizidir. Derin
tendon refleksleri tipik olarak yoktur.
56 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
37. Bir araştırmacı basketbol oynamanın boyu uzatıp uzatmadığını
incelemek için, basketbol oynayan 50 ortaokul öğrencisi ile
basketbol oynamayan 50 ortaokul öğrencisinin boylarını
ölçerek karşılaştırıyor.
Bu araştırmada verilerin karşılaştırılmasında hangi
önemlilik testine başvurulmalıdır?
A) Mann–Whitney U testi
B) Wilcoxon testi
C) İki bağımsız ortalama arasındaki farkın önemlilik testi
D) İki eş arasındaki farkın önemlilik testi
E) Ki–kare testi
Cevap C
ORTALAMA KARŞILAŞTIRMALARINDA ÖNEMLİLİK
TESTLERİ
İki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi = independent
samples (bağımsız örneklem) t testi/ eşlenmemiş student t test
Bağımsız iki grup parametrik ortalamalarının arasındaki farka
bakılır.
Non parametrik karşılığı Mann–Whitney U’ dur.
İki eş ortalama arasındaki farkın önemlilik testi =’bağımlı
örneklem t testi’/ student t testi/ paired t testi
Aynı bireylerin (bağımlı=eş) değişik zaman ve durumdaki
parametrik ortalamalarının arasındaki farkına bakılır.
Non parametrik karşılığı ‘Wilcoxon testi’ dir
Bağımsız iki grup oran/yüzde karşılaştırılmasında ‘z– testi’
veya ‘ki–kare testi(X2)’ kullanılır.
38. Aşağıdaki araştırma yöntemlerinden hangisinde prevalans
saptanır?
A) Olgu–kontrol
B) Kohort
C) Olgu–kohort
D) Deneysel
E) Kesitsel
Cevap E
Kesitsel: belli bir zaman diliminde ( sonuç <=> neden)
Prevalans Çalışmaları
Belirli bir zaman kesitinde yapılan bir toplumun taramasıdır.
hastalık sıklığı (prevalans) araştırılır. Herhangi bir zamanda
hem hastalık hem de neden olduğu düşünülen bir yada birden
fazla faktör birlikte değerlendirilir.
Avantajları:
• Toplumun sağlık sorunlarını belirlemek, sağlık
hizmetlerini planlamak için uygundur
• Sonuçlar topluma genellenebilir, çünkü toplumun tümü
yada toplumu temsil eden bir örnekte çalışılmıştır.
• Birden fazla sorun saptanabilir, çok amaçlı bir çalışma
daha az masrafla yapılabilir.
Dezavantajları:
• İnsidans, risk (rölatif, atfedilen) hesapları yapılamaz
39. 1000 kişilik bir grupta yapılan diabetes mellitus taraması
sonucunda test, 120 kişiyi diyabetik olarak değerlendirmiştir.
Gerçekleme testi sonuçlarına göre ise 1000 kişiden 100 üne
diyabet tanısı konmuştur. Tarama testinin diyabetik bulduğu
120 kişinin 80’i gerçekleme muayenesinde diyabetik olarak
saptanmıştır.
Bu bilgilere göre, tarama testinin duyarlılığı aşağıdakilerin
hangisine eşittir?
A) 80/100
B) 80/120
C) 80/1000
D) 100/900
E) 100/1000
Cevap A
Referans test ile hasta tanısı alanlara, yeni yöntem ile
hasta tanısı koyma oranı SENSİTİVİTE–duyarlılıkdir. Yani testin
duyarlılığı toplumdaki gerçek hastaları ortaya çıkarma özelliğidir.
Yeni testin saptadığı hastalar
Gerçek hastalar (referans teste göre)
Referans test de sağlam çıkanlara, yeni yöntem ile sağlam
tanısı koyma oranı SPESİTİVİTE–seçicilik (özgüllük) dir. Yani
testin seçiciliği ise toplumdaki gerçek sağlamları ortaya çıkarma
özelliğidir.
Yeni testin saptadığı sağlamlar Gerçek sağlamlar(referans
teste göre)
False (+) lik: Testin hasta dediği tüm kişilerin gerçekten hasta
olan kişilerden farkıdır.
False (–) lik: Testin sağlam dediği tüm kişilerin gerçekten
sağlam olan kişilerden farkıdır.
Pozitif prediktif değer: Yeni tanı testinde pozitif (hasta) çıkan
tüm kişilerin, hangi oranda gerçekten hasta olduğunu gösterir.
: Tanı testinin gerçek yakaladığı pozitifler / tanı testine göre
tüm pozitifler x 100
57DENEME SINAVI – 42
Negatif prediktif değer: Yeni tanı testinde negatif (sağlam)
çıkan tüm kişilerin, hangi oranda gerçekten sağlam olduğunu
gösterir.
: Tanı testinin gerçek yakaladığı negatifler / tanı testine
göre tüm negatifler x 100
40. Lomber 5 (L5) sinir kökü basısında aşağıdaki nörolojik
bulgulardan hangisi görülür?
A) Patella refleksinde kayıp
B) Ayak dorsifleksiyonunda zayıflama
C) Baldır arka yüzünde ağrı ve uyuşma
D) Aşil refleksinde kayıp
E) Kuadriseps kasında atrofi
Cevap B
LOMBER DİSK HERNİLERİ
Seviye
Özellik L3–L4 L4–L5 L5–S1
Sıklığı (%) %5 %40–45 %40–45
Bası L4 L5 S1
Refleks kaybı Patella Medial hamstring
Aşil
Etkilenen kasQuadriceps femoris
Tibialis anterior
Gastrokinemius
Motor güç azlığı
Diz ekstansiyonunda
Düşük ayak Plantarfleksiyonda
Ağrı yayılımı Uyluk ön yüzü Bacak önü Bacak arkası
Duyu değişikliği
Medial malleus1.–2. parmak arası
Ayak dış kenarı
41. Aşağıdakilerden hangisi Major Depresyon tanı
kriterlerinden biri değildir?
A) Kilo artışı
B) İştah azalması
C) Anhedoni
D) Ekolalı
E) İntihar düşünceleri
Cevap D
DEPRESSİF BOZUKLUK
Yaşam boyu görülme sıklığı yaklaşık olarak %10–15
civarındadır. En sık 20–45 yaşları arasında görülür. Kadınlarda,
erkeklere oranla iki kat daha sıktır.
Depresyonda, norepinefrin, seratonin azaldığı gözlenmiştir.
Tanı kriterleri (DSM IV)
1. Depresif duygudurum
2. Anhedoni (Zevk alamama)
3. İştah kaybı+Kilo kaybı (veya tersi)
4. İnsomnia veya hipersomnia
5. Psikomotor ajitasyon veya retardasyon
6. Anerji (Enerji azlığı)
7. Suçluluk–değersizlik düşünceleri
8. Dikkat ve konsantrasyonda bozulma
9. İntihar düşünceleri
Major depresif epizod demek için yukarıda sayılan 9
semptomdan en az 5’i olmalıdır. Bu 5 semptomdan da en az biri
depresif duygudurum (mutsuzluk, umutsuzluk, karamsarlık)
ve/veya anhedoni (hiçbirşeyden tat almama hali) olmalıdır.
Bu semptomlar en az iki hafta hemen hergün ve gün boyu
sürmelidir. Ayrıca bu hastanın sosyal ve mesleki işlevlerinde
bozulmaya yol açmalıdır.
Ekolali, şizofrenide görülür..
42. Mutizm, negativizm, stupor ve balmumu katılığının tabloya
hakim olduğu şizofreni tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Rezidüel
B) Katatonik
C) Paranoid
D) Hebefrenik
E) Ayrışmamış
Cevap B
Şizofreninin klinik alt tipleri:
1– Paranoid: Daha geç yaşta başlar. En sık görülen tiptir.
• Düşünce içeriği bozukluğu hakimdir.
• Sanrılar ve işitsel halüsinasyonlar tabloya hakimdir.
• Persekütif, büyüklük, kıskançlık, kuşkuculuk–alınganlık
sanrıları vardır.
2– Heberfrenik (dezorganize) : Daha erken yaşta başlar.
• Kişilik dağılması ve yıkım hızlıdır.
• Tabloya “dağınıklık” hakimdir. Düşünce ve duygulanma
bozuklukları, Dezorganize konuşma ve davranış, Künt–
donuk yada uygunsuz affekt temel özelliğidir.
• Çocuksu davranışlar, ekolali, ekopraksi, görülür.
• Prognozu en kötü, tedaviye en az yanıt veren tiptir.
3– Katatonik: Şu belirtilerinin biri veya birkaçının tabloya
hakim olduğu tiptir
• Motor hareketsizlik (katatonik postür–rijidite (katılık),
stupor, balmumu katılığı – hastanın bedeni istenilen
58 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
postüre getirilebilir, bırakıldığında da bir süre bu duruş
korunur.
• Negativizm (hareket ettirmeye yönelik tüm çabalara
direnç gösterir, yemez, içmez, uyumaz, uyarılara
tepkisizdir veya konuşmaz (mutizm)
Tek EKT endikasyonu olan ve EKT’ye en iyi yanıt veren tiptir.
4– Ayrışmamış (undiferantieted): Birden fazla tipin özelliğini
taşır, ancak hiçbir belirti baskın değildir. (paranoid, dezorganize
ya da katotonik tipe uymaz.) 2. En sık görülen tiptir.
5– Rezidüel: Bir yada birkaç atak sonrası, (+) belirtilerin
kaybolduğu remisyon dönemi ve (–) bulguların (künt
duygulanım, sosyalekilme gibi) tabloya hakim olduğu tiptir.
43. Arı soktuktan 10 dakika sonra tüm vucudunda yaygın
kızarıklık, kaşıntı olan hasta acil servise getirildiğinde;
solunum arresti ve kardiyojenik şok tablosunda olduğu tespit
edilmiştir.
Bu hastanın en uygun ilk tedavisi aşağıdakilerden hangisi
olmalıdır?
A) Kalp dekompresyonu
B) İV damar yolu açılması
C) İM Adrenalin
D) Endoktrakeal entübasyon
E) İnterosseöz damar yolu açılarak sıvı + metil predinolozon
ve antihistaminik verilmesi
Cevap C
Arı sokması sonrası anafilaksi ile getirilen bir hastanın
tedavisinde; yapılacak işlemler Adrenalin yapılmasını
engellememelidir. İlk basamak tedavi İM Adrenalin olmalıdır.
Ancak hazırda İV yol varsa, bu hasta için İV (1/100 000) Adrenalin
de yapılabilir.
Anafilaksi
Hayatı tehdit eden sistemik aşırı duyarlılıktır. Patogenez çoğu
IgE aracılığı ile olur. Daha önceden duyarlaştıkları alerjen ile
temas edilince mast hücre ve bazofil degranülasyonu meydana
gelir. Besin, penisilin, lateks vb.
IgE aracılı olmayan (anaflaktoid): Aspirin, radyokontrast, IVIG,
opioid
Anafilaksi nedenleri:
• Hastanede en sık neden: İlaçlar ve lateks. Hastane
dışında gıdalardır.
• Sık görülen gıda alerjileri fındık/fıstık süt, yumurta,
balıktır.
• Ölüme yol açan en besin fıstıktır.
• Lateks alerjisi spina bifidalı çocuklarda sıktır, lateks ile
çapraz reaksiyonu olan gıdalar: Muz, avakado, kestane,
kivi.
Sıklık sırasına göre anafilaksi nedenleri
• Gıdalar: Fıstık– fındık, süt, yumurta, balık, kabuklu deniz ürünleri, tohumlar, meyveler (elma, muz, kivi, kavun), tahıllar (buğday)
• İlaçlar: penisilin, sefalosporin, sulfonamidler, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, opiatlar, kas gevşeticiler, vankomisin, dekstran, tiamin, vitamin B12, insülin, tiopental ve lokal anestezik maddeler.
• Arı venomları
• Lateks: Özellikle meningomyelosel gibi nörolojik sorun nedeni ile temiz aralıklı kataterizasyon yapmak zorunda kalan çocuklarda ciddi risktir.
• Allerjen immünoterapisi
• Egzersiz: Gıda spesifik ve post prandial
• Aşılar: Tetanoz, kızamık, kabakulak ve influenza aşıları.
• Diğer nedenler: radyokontrast maddeler, gamaglobulinler, soğuk, kemotörapötikler ( özellikle L– asparajinaz, siklosporin, vinkristin, metotreksat), kan ürünleri, inhalen allerjenler ( polen, ev tozu)
• İdyopatik
En sık semptom: Deri bulguları (ürtiker, anjioödem)
onu solunum semptomları (bronkospazm, hışıltı) izler. Deri
semptomları olmadan da anafilaksi görülebilir.
En sık ölüm nedeni: Üst solunum yolu tıkanıklığıdır.
En yararlı laboratuvar testi: Plazma beta triptaz ölçümüdür.
Tedavide ilk seçenek 1/1000’lik adrenalinden 0.01 ml/kg İM, max.
0.3 ml. yapılması önerilen yer uyluk dış yan yüzüdür.
Geç faz reaksiyonu görülür ise bifazik anafilaksi denir. Geç faz
4 saat içinde görüleceğinden en az 4 saat acilde gözlem altında
tutulmalılar.
Ağır olan ve tedavide gecikilenlerde sıktır.
Adrenalin otoenjektörü önerilmelidir.
Anafilaksi tedavisi
Adrenalin 1/1000 0.01 ml/kg IM. Temel tedavidir.
H1 ve H2 blokerler (setirizin,difenhidramin/ranitidin, simetidin)
Steroid
Oksijen, IV kristalloidler– kolloid, inhale salbutamol,
dopamin – dobutamin diğer kullanılabilen ilaçlardır. Betabloker
kullananlarda glukagon da tedavide kullanılabilir.
59DENEME SINAVI – 42
44. Herediter anjioödem düşünülen bir hastada ilk basamakta
yapılması gereken tetkik hangisidir?
A) C3 düzeyi
B) C1 düzeyi
C) C1q esteraz inhibitör düzeyi
D) C1q esteraz inhibitör fonksiyonu
E) C4 düzeyi
Cevap E
Herediter Anjiyoödem
Otozomal dominant geçer. C1 esteraz inhibitör eksikliği (tip I)
veya fonksiyon bozukluğu (tip II) vardır. Ürtiker olmadan sadece
anjioödem görülür. Barsak ödemi sonucu akut apandisiti taklit
eden karın ağrısı görülür.
C1 esteraz inhibitör eksikliği (tip I) en sık görülen tiptir.• Tip II daha az görülü (%15–20)• C1 inh. ↔, ↑• Mutant protein• Disfonksiyonel
En sık laringeal ödeme bağlı solunum yetersizliğinden
ölürler.
Tarama testi C4 ile yapılır. Ataklar arasında da düşüktür.
Akut atak tedavisi: C1 esteraz inhibitör konsantresi veya taze
donmuş plazma.
Adrenalin, antihistaminikler ve steroidlere yanıt kötüdür.
Profilaksi: (cerrahi müdahaleler öncesi) C1 inhibitör sentezini
artıran androjenler (stanazolol, danazol) ya da epsilon–
aminokaproik asit ve traneksamik asit ile yapılabilir.
45. Aşağıdaki immün yetmezlik–bulgu eşleşmelerinden hangisi
doğru değildir?
A) DiGeorge’s sendrom – Hipoparatiroidizm
B) Mukokutanöz kandidiazis – Hipoparatiroidizm
C) X–linked agammaglobulinemi – Growth hormon eksikliği
D) Chediak–Higashi sendromu – Okülokutanöz albinizm
E) Ataksi Telenjiektazi – Egzema
Cevap E
İmmun Yetmezliklerde Görülen Spesifik Muayene Bulguları
Deri bulguları
Ekzema: Wiskott–Aldrich sendromu, IPEX,
Seyrek ve hipopigmente saçlar; Cartilage hair hipoplazi, Chediak–Higashi send, Griscelli’s sendromu
Okular telanjiektazi; Ataxia–telangiectasi
Okulokutanöz albinizm; Chediak–Higashi syndrome
Ağır dermatit; SCID –Akut GVHD, Omenn sendromu
Tekrarlayan apseler; Hiper–IgE sendromu ve KGH
Peridontit, jinjivit stomatit; Nötrofil defekti, hiper–IgM
Oral – tırnak kandidiazı: T–cell defekti, kombine defektler, mukokutanöz kandidiasis, hiper–IgE sendromu
Vitiligo ve alopesi; B–cell defekti, mukokutanöz kandidiasis
Endokrin bozukluklar:
Hipoparatiroidizm DiGeorge’s sendrom, mukokutanöz candidiasis
Endokrinopati (otoimmün) Mucocutaneous candidiasis
Growth hormon eksikliği X–linked agammaglobulinemi
Gonadal disgenezi Mukokutanöz candidiasis
İskelet anomalisi
Kısa ekstremiteli cücelik Short–limb dwarfizm ve T–/ B– hücre defekt
Kemik displazisi ADA eksikliği, SCID
46. 21–OH enzim eksikliği için verilen bilgilerden hangisi
doğrudur?
A) Otozomal resesif bir hastalıktır
B) Erkeklerde yaygın hiperpigmentasyon görülür
C) Hipernatremi ve hiperkalemi görülür
D) Erkek çocuklarında ambigus genitalya görülür
E) Kız çocuklarında 1 aylıktan sonra adrenal kriz gelişir
Cevap A
Konjenital Adrenal Hiperplazi (KAH)
• En sık görülen tipi 21 hidroksilaz eksikliğidir (%90).
• kalsik tuz kaybı ile giden tip ( en sık olur)
• Basit virilizan
• Geç ortaya çıkan tip (erken koltuk altı kıllanması,
adölesanda; hirsutizm, amenore, adet düzensizliği)
• İkinci en sık tip 11 betahidroksilaz eksikliğidir.
21 OH eksikliği: Klasik olarak ikinici haftada başlar.
• Kusma, ishal, dehidratasyon, hiperkloremik metabolik
asidoz, hipotansiyon, şok tablosuyla kendini gösterir.
• Hastalarda hipoglisemi, hiponatremi, hiperkalemi ve BUN
yüksekliği saptanır.
• Tedavisiz bırakılırlarsa ölürler.
• Kızlarda dış genitalyada anomali olduğu için daha
kolay tanınır. Erkeklerde skrotum– meme başı
60 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
hiperpigmentasyonu ve penis büyüklüğü olur. Tanınması
daha zordur.
21 OH Eksikliğinde Tarama: İkinci haftada gelişecek
adrenal krizden önce bebekleri yakalamak için önemlidir.
Gelişmiş ülkelerde rutin tarama programındadır. Bizim gibi
ülkelerde ise en azından meme başı hiperpigmentasyonu ve
skrotal hiperpigmentasyon görülmesi anlamlıdır ve bakılması
gerekir. Yalancı pozitifliği yüksektir. Etkilenmiş olanlar tekrar
çağırılmalıdır.
• Aldosteron yetersizliği nedeni ile şiddetli kusmalar,
ishal, kas yorgunluğu, hiponatremi, hiperpotasemi ve
metabolik asidoz gelişir (aldosteron sodyumu tutar,
potasyum ve hidrojeni atar).
• Kortizol yetersizliği hipoglisemiye neden olur.
KAH kız bebekler: Dişi dış genital yapılarda (labialar, klitoris,
vajinanın 2/3 alt kısmı) virilizasyona neden olur. Bazen tamamen
erkek görünümünde olacak kadar ağır olabilir. kromozom analizi
ile erkeklerden ayrılabilirler.
İç genitaller (over, uterus, vajinanın 1/3 üst kısmı) steroid
hormon yapımındaki bozukluktan etkilenmeyip normal olarak
gelişir.
Bazı durumlarda dişi de (17 hidroksilaz eksikliği) infantil
görünüm olur.
47. Aşağıdakilerden hangisi hiperkortizolimde görülen
bulgulardan biri değildir?
A) Obezite
B) Hiperglisemi
C) Eozinopeni
D) Nötrofili
E) Lenfositoz
Cevap E
Hiperkortizolemi Laboratuar Bulguları
• Kortizolün kan seviyesi artar
• Normal diürnal salgılanım ritmi bozulmuştur
• İdrarda 17–hidroksikortikosteroid ve serbest kortizol
atılımı ( kortizol atılımı için en iyi yol 24 saatlik idrada
kortizol– kreatinin oranıdır)
• Kan sayımunda eosinopeni, lenfopeni, eritrositoz, nötrofili
ve trombositoz olur.
• Hiperglisemi, bozuk OGTT
48. Aşağıdakilerden hangisi kronik böbrek yetmezliği olan
çocuklarda görülmez?
A) Hiperkalemi
B) Metabolik alkaloz
C) Anemi
D) PTH artışı
E) Büyüme hormonu rezistansı
Cevap B
Kronik Böbrek Hastalığının Patofizyolojisi
Asidoz Asit atılımı, amonyum sentezi,
bikarbonat emiliminin ↓
Na retansiyonu Renin üretiminin↑, oligüri
Na kaybı ve
konsantrasyon defekti
Tubuler hasar, solüt diürezi
Hiperkalemi GFH↓, alım↑, met. Asidoz
Renal osteodistrofi Dvit yapımında↓, hiperfosfatemi,
hipokalsemi, hiperparatoidi
Büyüme geriliği ↓ kalori alımı, BH rezistansı, anemi,
renal osteodistrofi,
Metabolik asidoz
Anemi Eritropoetin, demir, folik asit, vit.
B12 ↓, eritrosit ömründe kısalma
Perikardit /
kardiyomyopati
Sıvı yükü, üremi, hipertansiyon
Nörolojik bulgular Üremi, Al toks., HT
49. On iki yaşında erkek hasta hematüri nedeniyle başvuruyor.
Öyküsünden yılda 6–8 defa birkaç gün devam eden hematüri
ataklarının olduğu öğreniliyor. Fizik muayenesi normal olan
hastanın; tam idrar dansitesi:1010, idrarda protein (+), serum
kreatinin:0,6 mg/dL, üre: 42 mg/dL, idrar mikroskopisinde
20–25 adet eritrosit saptanıyor. Soy geçmişinde ağabeyinin
son dönem yetmezliği nedeniyle diyalize girdiği öğreniliyor.
Bu hastada olası tanınız aşağıdakilerden hangisidir?
A) IgA nefropati
B) Alport sendromu
C) Akut poststreptokokakl nefrit
D) Fokal segmental glomerülonefrit
E) Membranoproliferatif glomerülonefrit
Cevap B
61DENEME SINAVI – 42
50. Bir önceki soruda tanımlanan hastanın tanısı koymak için
en uygun test aşağıdakilerden hangisidir?
A) Serum C3 düzeyi
B) Serum IgA düzeyi
C) Böbrek biyopsisi
D) CH50 düzeyi
E) ASO yüksekliği
Cevap C
Alport Sendromu (AS)
XD kalıtım gösterir. OR veya OD geçiş de görülebilir.
Erkeklerde daha ağır seyreder. Bazal mebranın ana komponenti
olan tip IV kollajende defekti vardır.
Hastalık ilerleyicidir. Erkek hastalarda 20–30 yaşlarında son
dönem böbrek yetmezliği görülür.
ÜSYE’den 1–2 gün sonra görülen asemptomatik mikroskopik
hematüri en sık bulgudur.
Alport sendromunda görülen ekstrarenal bulgular:
•• Bilateral nörosensoryal işitme kaybı, asla konjenital
başlamaz, ilerleyicidir.
•• Göz bulguları; lentikonus (lensin ön kısmının ön
kamaraya bombeleşmesi) patognomonik bulgudur,
makuler çillenme ve korneal erozyon da görülebilir.
•• Diğer ekstrarenal bulgular leiomyomatozis ve trombosit
anomalileridir.
Tanısal yaklaşım:
• Ailesel hematüri (en sık herediter nefrittir)
• Sensorinöral işitme kaybı (İndeks olgu ya da
etkilenen akrabalardan birinde)
• Etkilenen akrabalardan en az birinde KBY gidiş
• Göz bulguları ya da GBM değişikliklerinin gösterilmesi
ile konur.
Böbrek biyopsisi bulguları: İlk dekadda ışk miroskobu
bulguları minimaldir. Elektron mikroskopide bazal membranda
kalınlaşma, ayrışma ve laminasyon saptanır. Mesengiyal
prolifeasyon ve kapiller kalınlaşma, progresif glomerülosklerozis
görülebilir. Tübüler atrofi, interstisyel inflamasyon ve fibrozis
hastalık ilerledikçe meydana gelir. İmmunopatolojik tetkikler
negatiftir. Hastalığın prenatal tanısı konulabilir.
Prognoz: Tüm erkek hastalarda son dönem böbrek yetersizliği
gelişir. Kadın hastalarda yavaş ilerleme olur, bazılarında son
dönem böbrek yetersizliği gelişebilir.
İşitme kaybı sıklıkla ilerleyicidir. Aynı zamanda, göz bulguları
ilerleyicidir (özellikle erkek hastalarda)
51. Çocuklarda psöriatik artrit ile ilgili olarak aşağıda verilen
bilgilerden hangisi doğru değildir?
A) Juvenil idiopatik artrit tiplerinden biridir
B) %50 oranında psöriasiz ile birlikte görülür
C) Pitting görülür
D) Genellikle büyük eklem tutulumu görülür
E) ANA pozitifliği olabilir
Cevap D
Psöriatik Artrit
Çocuklarda psöriasiz ilişkili olarak görülen artrittir. Bazen
psöriazis olmadan görülebilir. Küçük–orta eklem tutulumu
görülür. El ve ayak bileği sıktır. % 50 hasta psöriazis görülür. %
%50 ANA (+). Az bir kısmında üveit görülür.
En önemli klinik bulgusu; daktilit ve tırnak yenikleridir
(pitting).
52. Vital kapasite aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru olarak
tanımlanmıştır?
A) Maksimum inspirasyondan sonra zorlu ekspirasyonla
çıkabilen gaz hacmi
B) Normal soluk almada akciğere giren veya çıkan gaz miktarı
C) Normal inspirasyondan sonra inspire edilebilen maksimum
gaz hacmi
D) Maksimum inspirasyon sonrası akciğerlerin içerdiği gaz
miktarı
E) İstirahatte ekspiryum sonrası akciğerde kalan hava
Cevap A
Solunum süreci; ventilasyon, perfüzyon, difüzyondan oluşur.
Akciğer volümleri ve kapasiteleri: Spirometre ile ölçülür.
Başlıca AC volümleri ve kapasiteleri:
•• Tidal volüm: Normal soluk almada AC’e giren veya çıkan
hava miktarıdır.
•• İnspiratuar Rezerve Volüm: Normal inspirasyondan sonra
inspire edilebilen maksimum hacimdir. •• Ekspiratuar Reserve Volüm: Normal ekspirasyondan
sonra ekspire edilebilen maksimum hacimdir.
•• Rezidüel kapasite: Maksimum ekspirasyon sonrası
AC’lerde kalan hacimdir.
•• Total AC kapasitesi: Maksimum inspirasyon sonrası
AC’lerin içerdiği gaz miktarıdır.
•• Vital kapasite: Maksimum inspirasyondan sonra
zorlu eksp. ’la çıkabilen gaz hacmidir.
•• İnspiratuar kapasite: istirahat halindeki ekspiratuar
62 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
seviyeden sonra inspire edilebilen maksimum
hacimdir.
•• Fonksiyonel rezidüel kapasite: İstirahattaki
ekspiryum sonrası AC’de kalan havadır.
•• Residüel hacimler pletismografla ölçülebilir.
53. Aşağıdakilerden hangisi rekürren sinüzit nedenlerinden biri
değildir?
A) Gastroözofageal reflü
B) Alerjik rinit
C) Kistik fibozis
D) Nazal polip
E) Marfan sendromu
Cevap E
Sinüzit
Doğumda etmoid ve maksiler sinüsler vardır. Ancak tek
havalanan etmoid sinüstür.
Maksiller 4 yaşta havalanmaya başlar. Sfenoid sinüs 5 yaşta,
frontal sinüs 7–8 yaşta havalanmaya başlar.
Etyoloji: Akut sinüzitte en sık bakteriyel etken S.
pneumonia’dır. %25 penislin dirençlidir. Bunu tiplendirilemeyen
H. influenza ve M. catarrhalis ( tamamı β laktamaz yapar) izler.
Kronik sinüzit semptomlar > 90 gün devam etmesidir.
Sinüzite eğilimi arttıran durumlar:
• Viral enfeksiyon (yuvada kalma, okula giden kardeş)
• Allerjik rinit
• Sigara maruziyeti
• İmmun yetersizlik
• Kistik fibroz
• Silyer disfonksiyon
• Yabancı cisim, nazal polip
• Gastroözofageal reflü
İmmun supresyon, lenfopeni ve nötropeni fungal sinüzite
(mukor ve aspergillus) zemin hazırlar.
Klinik Bulgular:
•• Pürülan burun akıntısı ve tıkanıklık
•• Ateş ve öksürük
•• Ağız kokusu, koku almada bozulma periorbital ödem
daha az görülür.
•• Baş ve yüz ağrısı çocuklarda nadirdir
Tanısı klinik olarak konulur.
•• 10– 14 öksürük, burun akıntısı veya
•• 39 0C ateş, 3–4 gün süren pürülan burun akıntısı
varlığında konulur. Sinüs aspirat kültürü etkeni belirlemede tek uygun yöntem
olmasına rağmen rutin kullanılmaz.
BT, düz grafide mukozada kalınlaşma, opasite ve hava sıvı
seviyesi saptanır.
Tedavi:
•• İlk seçenek amoksisilindir
•• Yüksek doz amoksisilin+klavulanik asit kullanılması
gerekenler:
•• Son 3 ay içinde antibiyotik kullanan
•• < 2 yaş
•• kreşe gidenler
•• 3 günlük amoksisiline Cevap vermeyenlerde
•• Tedaviye semptomlar düzeldikten sonra 7 gün daha
devam edilmelidir
•• Frontal sinüzit hızla ilerlemesi ve intrakraniyal
komplikasyonları nedeni ile başlangıç tedavisi klinik
düzelme olana kadar seftriakson ile yapılmalıdır
Komplikasyonları:
•• Orbital selülit (proptozis, göz hareketlerinde bozuma,
kemozis, görmede bozulma ve ağrı)
•• Periorbital selülit etmoid sinüzitine bağlı gelişirler.
•• İntrakraniyal komplikasyonlar; epidural– subdural apse,
menejit, beyin apsesi, kavernöz sinüs trombozu
•• Frontal kemiğin osteomyeliti (Pott puffy tümör, alında
ödem ve şilik) ve mukosel diğer komplikasyonlardır.
63DENEME SINAVI – 42
54. Aşağıdakilerden hangisi yenidoğanda hiperbilirübinemi
tedavisinde kullanılmaz?
A) Fenobarbital
B) İntravenöz immünoglobulin
C) Mezoporfirin
D) Fototerapi
E) İV hidrasyon
Cevap E
İndirek Hiperbilirunemi Tedavisi
Tedavi fototerapi, farmakolojik tedavi ve kan değişimini içerir.
Bilirubin düzeyleri saat olarak bakılan bilirubin nomogramlarına
göre yorumlanmalıdır. Yüksek risk > 95 persantil, düşük risk < 40
persantil. 40– 75 p arası orta düşük riktir.
Fototerapi (FT): En etkili olan mavi (420– 470 nm) ışıktır.
FT ile indirekt bilirubin 4Z, 15Z formunda konjuge edilmeden
safra ile atılan 4 Z, 15E izomerine (reversbl) ve böbrekten atılan
lumirubine döner (irreversbl). Fototerapi etkinliğini belirleyen
faktörler; dalga boyu, bebeğe uzaklığı, uygulandığı yüzey alanı
(bebek giyinik ise etkisiz.), hemoliz ve bilirubinin atılma hızıdır.
Cilt rengi etkisizdir. FT sınırı gestasyon haftasına, gününe, altta
yatan hastalık veya uyuşmazlık olup olmamasına göre değişir.
FT porfiride kontrendikedir. Direkt hiperbilirubinemide bronz
bebek sendromu görülse de kontrendike değildir.
Intravenöz immun globulin izoimmün hemolitik hastalıkta
(ABO, Rh) kullanılır.
Fenobarbital enzim indüksiyonu ile bilirubin atılımını arttırır.
Crigler Najjar tip 2’de ve Gilbert’te kullanılır.
Metalloporfirinler hem biliverdine dönüştüren hemoksijenazı
(hız kısıtlayıcı basamak ve tek CO oluşan basamak) inhibe ederler.
Sn mezoporfirin kullanılır. Hemoliz olduğu G6PDH eksikliği ve
ABO uyuşmazlığında kullanılırlar.
Kan değişimi FT ile güvenli sınıra düşmemesi veya
kernikterus klinik bulguları varlığında yapılır.
55. Aşağıdakilerden hangisi, yenidoğan sarılığı için majör risk
faktörlerinden biridir?
A) 2.günde başlayan sarılık
B) Önceki kardeşte fototerapi alma öyküsü olması
C) Erkek cinsiyet
D) Diyabetik anne bebeği olmak
E) Gebelik haftasının 37 – 38 olması
Cevap B
İHB Risk Faktörleri
Majör Minör
•Taburculuk öncesi TB yüksek zonda olması (en önemlisi)
•İlk 24 saatte sarılık gözlenmesi
•Kan grubu uyuşmazlığı (D. Coombs pozitif) ve diğer hemolitik hastalıklar G6PD eksikliği
•GH 35–36 olması
•Kardeşte FT alma öyküsü
•Sefal hematom ve aşırı ekimoz
•Anne sütü ile beslenme ve tartı kaybı
•Asya ırkı
•Taburculuk öncesi TB yüksek–orta zonda olması
•GH 37–38 olması
•Taburculuk sırasında sarılık gözlenmesi
•Kardeşte sarılık öyküsü
•Makrozomik bebek, DAÇ
•Anne yaşı > 25
•Erkek cinsiyet
Sarılık görülmesinde koruyucu faktörler
• Taburculuk öncesi TB düşük risk zonunda olması
• İlk 72 saatten sonra taburculuk
• GH > 41 olması
• Biberonla beslenmek
• Siyah ırkı
56. Aşağıdakilerden hangisi ikiz gebeliklerde ikizden ikize
transfüzyonu sendorumda bebeklerde görülmez?
A) İkiz eşlerinin doğum ağırlıkları arasında % 20’den fazla
fark olması
B) Prematüre olması
C) Maternal polihidramnioz
D) Haftasına göre ağırlığın fazla olması (LGA)
E) Geçici takipne
Cevap E
ÇOĞUL GEBELİKLER
Birleşik ikizler (siyam ikizleri): Bağlantı yerine göre en sık
torakoomfalofagus şeklindedir. En az kraniyofagus şeklinde
olurlar.
İkiz gebelikte görülen problemler: Polihidroamnios,
erken membran rüptürü, prematürite, hipremezis gravidarum,
preeklampsi, anormal gelişler (makat), vasa previa, intrauterin
gelişme geriliği, ikizden–ikize transfüzyon, konjenital anomali.
İkinci doğanda asfiksi ve RDS riski artmıştır. Konjenital
anomaliler (DKÇ, ileal atrezi, porensefali, cutis aplasia, akardiak
ikiz, anensefali, meningomyelosel, birleşik ikiz)
Plesental vasküler anastomozlar monokorionik ikizlerde daha
sık görülür. Arteriovenöz anastomoz sonucu fetal transfüzyonu
64 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
sendromu gelişir. Hemoglobinde 5 gr/dl, vücut ağırlığında %20
farklılık olur. Anastomoz ablasyonu yapılır.
Arter tarafı–Verici– Ven tarafı–Alıcı–
•Oligohidroamnios
•SGA prematüre
•Malnütrisyon
•Solukluk, anemi
•Hipovolemi
•Mikrokardia
•Hipoglisemi
•İnce duvarlı arterioller
•Küçük veya normal
glomerüller
•Polihidroamnioz
•LGA, prematüre
•Hidrops
•Pletore, polisitemi
•Hipervolemi
•Kardiak hipertrofi, Miyokard
disfonksiyonu, sağ ventrikül çıkış yolu
obstriksiyonu, Triküspit yetmezliği,
•Kalın duvarlı arteriol
•Büyük glomerüller
Her iki bebekte preterm olur. Polihidramniyoz, polisitemi ve
kalp yetersizliği sonrası hidrops fetalis alıcı taraftaki bebekte olur.
57. Prematüre bebeklerde intrakraniyal kanamalar ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Preterm bebeklerde genellikle subaraknoid bölgede
kanama olur
B) Prematüre bebeklerden en sık 2–3 günde olur
C) Transfontanel USG ile saptanabilir
D) Asemptomatik olabilirler
E) Subepandimal germinal matriksten kaynaklanır
Cevap A
İNTRAKRANİAL KANAMALAR (İKK)
Term ve preterm bebeklerde olabilir. Term bebekte doğum
travması, asfiksi ve koagülasyon bozukluğuna bağlıdır.
Subaraknoid, subdural ve subtentoryal olur. Pretermdeki IKK ise
periventriküler– intraventriküler olur ve subepandimal germinal
matriksten kaynaklanır.
Travmatik epidural, subdural ve subaraknoid kanamalar
kafanın anne pelvisine göre büyük olduğu durumlarda, uzamış
doğumlarda, makat gelişlerinde ve alet kullanımlarında ortaya
çıkabilir.
İntrauterin kanamalar daha çok alloimmun trombositopeniye
bağlıdır. Porensefalik kist oluşumuna neden olabilir.
Kanama diyatezleri ve vasküler anomaliler daha çok
intarserebral ve subaraknoid kanamaya neden olur.
Subdural kanamalar: Term veya terme yakın bebeklerde olur.
Masif olanlar tentoryum serebelli daha az falks serebri yırtığına
bağlı oluşur. Geç dönemde (subdural efüzyon ve hematoma)
intrakranyal basınç artışına neden olabilir. Baş çevresi artışı,
fontanelde bombeleşme ve nadiren nöbet görülür. Doğum
travmasına bağlı olanlar dışında her yaşta çocuk istismarı
düşünülmelidir. Tanıda BT/ MR (posterior fossa için en iyi)
kullanılır. USG göstermez.
Subaraknoid kanama (SAK): Araknoid ve pia arasında kan
toplanır. Yetişkinlerin tersine venöz kaynaklıdır. Köprü venlerinin
yırtılmasından kaynaklanır. Çoğu asemptomatiktir. İkinci gün
nöbet şeklinde bulgu verebilir. Ciddi nörolojik bulgu varlığında
arteriyovenöz malformasyon düşünülmelidir. Tanıda BT veya
MR yapılır. USG göstermez. Ponksiyonda BOS’ta artmış eritrosit
kanama bulgusu olabilir. Bebekler uygunsuz ADH ve hidrosefali
açısından izlenmelidir.
İNTRAVENTRİKÜLER KANAMA (İVK)
Prematürelerde İVK jelatinöz subepandimal germinal
matrixte oluşur. Bu alan kortekse göç eden embriyonal nöron ve
fetal glial hücrelerin kaynağıdır. Terme doğru involusyona uğrar
ve damar olgunlaşması artar.
İVK için predispozan faktörler: Prematürite (en önemlisi),
RDS, hipoksi–iskemik ve hipotansif hasar, reperfüzyon, artmış
veya azalmış serebral kan akımı, azalmış vasküler bütünlük,
artmış venöz basınç, pnömotoraks, hipervolemi, hipertansiyon.
En sık 2– 3 günde olur. İki– dördüncü haftalarda geç
kanama olabilir. Birinci aydan sonra nadirdir. Otuz dört haftanın
altında tarama amaçlı 3–5 gün USG önerilir. Klinik bulgular
değişkendir. Asemptomatik veya veya hemotokritte ani düşme,
apne, bradikardi, asidoz, nöbet görülebilir. Yaşamın 2–3.günü
genel durumu bozulan bir prematürede hematokritte ani düşme
veya transfüzyona rağmen yükselmeme, sarılık durumunda İVK
düşündürmelidir.
İVK tanısında subdural ve subaraknoid kanamalardan farklı
olarak USG kullanılabilir.
İKK–Evrelemesi
Evre I: Subependimal kanama veya ventriküle %10’dan az kanamaEvre II: İntraventriküler kanama, ventrikülün %10–50’si dolu, dilatasyon yokEvre III: Ventrikül dilatasyonla birlikte %50’den fazla kanamaEvre IV: İntraparenkimal kanama
Kanamaların önlenmesi için; preterm doğumlar, travmatik
doğumlar önlenmeli, antikonvülzan alan annelere K vit
verilmelidir. 24– 34 GH doğacak bebeklere tek kür steroid
yapılması ölümü ve ağır kanamaları önler, PVL’yi sadece
betametazon önlediği için betametazon kullanılır.
65DENEME SINAVI – 42
58. Ventriküler septal defekti olan bir çocuğun semptomları
neden doğumdan sonraki ilk günlerde hemen başlamaz?
A) Ventriküler septal defekt zamanla oluştuğundan
B) Siyanotik bir hastalık olmadığından
C) Hayatın ilk günlerinde sistemik kan basıncı ile pulmoner
basınç eşit olabileceğinden
D) Yenidoğanların kalp atım hızları düşük olduğundan
E) Sistemik kan basıncı zaman içerisinde düştüğünden
Cevap C
Zor bir soru olduğunu düşünmüş olabilirsiniz! Dikkat
gerektiren bir soru…
Pulmoner kan basıncı düştükçe solda–sağa şant artışı ile
semptomlar genellikler >1 aydan sonra başlar.
VSD
En sık görülen KKH‘dır. Ventriküler septum mebranöz ve
müsküler olmak üzere iki kısımdan oluşur. VSD’lerin çoğunluğu
membranöz kısımda görülür. Bir miktar muskuler dokuda
etkilendiği için perimebranöz olarak adlandırlırlar. VSD şantın
büyüklüğü ve yönü deliğin büyüklüğüne ve pulmoner direncin
derecesine bağlıdır.
Küçük defektlerde (<0.5 cm2) sol ventrikül basıncı yüksektir,
şantın yönü soldan sağadır ve sağ ventrikül basıncı normaldır.
Büyük defektlerde (>1 cm2) sağ ve sol ventriküllerin
basınçları birbirine eşitlenir. Şantın yönünü pulmoner damar
direnci belirler.
Klinik:
Küçük VSD’lerde:
- Hemodinami çok etkilenmez.
- Üfürüm şiddetlidir, enfektif endokardit riski yüksektir. P2
set değildir.
- Çoğunlukla asemptomatiktirler ve rutin fizik muayenede
saptanırlar.
Büyük VSD:
Artmış pulmoner kan akımı ve pulmoner hipertansiyonun
gelişmiştir. Dispne, beslenme güçlüğü, yetersiz büyüme, aşırı
terleme, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları ve kalp yetersizliği
erken süt çocukluğu döneminde görülür.
Üfürümün şiddeti küçük VSD‘ ye göre daha hafiftir. S2’nin
pulmoner komponenti pulmoner hipertansiyon sonucu artmıştır.
Mitral kapaktan geçen aşırı kan akımına bağlı middiyastolik
rulman duyulur.
- Büyük VSD’lerde röntgende her iki ventrikülde, sol
atriyumda ve pulmoner arterde belirginleşme sonucu
büyük bir kardiyomegali görülür.
Röntgen: Budanmış ağaç manzarası; Pulmoner hipertansiyon
gelişenlerde hiler pulmoner arter dalları genişler, periferik
akciğer alanlarında vaskülarite azalır .
EKG’de biventriküler hipertrofi, p dalgalarında çentikli veya
sivridir.
Prognoz: Bir VSD’nin doğal seyri büyük ölçüde defektin
büyüklüğüne bağlıdır.
- Küçük defektlerin %30–50’si sıklıkla yaşamın ilk 2 yılında
kapanır. Defeklerin çoğunluğu ilk 4 yaşında gerçekleşir.
Müsküler VSD’ler membranöz VSD’lere göre kapanma
şansı daha yüksektir.
- Orta ve büyük VSD’lerin kendiliğinden kapanma şansı
nadirdir. Fakat kalp yetersizliği yapabilecek kadar
büyüklükteki bir geniş VSD de spontan kapanabilir (şansı
%8’dir.)
Komplikasyonlar:
- Konjestif kalp yetersizliği (en sık görülen komplikasyon,
büyük delikte daha fazladır)
- Pulmoner vasküler hastalık (en önemli komplikasyon,
geri dönüşümsüzdür, deliğin çapı arttıkça riski artar).
- İnfektif endokardit (deliğin çapı küçüldükçe riski artan
komplikasyon)
Tedavi:
- Büyük VSD’lerde amaç kalp yetersizliğini kontrol etmek ve
pulmoner damar hastalığı gelişimini önlemektir. Medikal
tedavi ilk yıl içinde denenebilir fayda görülmezse erken
cerrahi yapılmalıdır. Pulmoner hipertansiyon ve gelişme
geriliğini önlemek için erken cerrahi yapılmalıdır.
VSD’lerde cerrahi endikasyonları:
- Herhangi bir yaşta olup klinik semptomları ve büyüme
geriliğin tıbbı olarak kontrol edilemediği büyük defektler
- Semptomlar medikal tedavi ile kontrol altına alınmış olsa
bile, pulmoner hipertansiyon gelişen 6–12 ay bebekler ve
Qp/Qs>2:1 olan 2 yaşından büyük çocuklar
- Tüm suprakristal VSD’ler
- Ciddi pulmoner vasküler hastalık VSD kapatılması için bir
kontrendikasyondur.
66 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
59. Belirgin yakınması olmayan 3 yaşındaki erkek çocuğun
muayenesinde sternumun sol üst kenarında 2°/6° şiddetinde
sistolik üfürüm, 2. kalp sesinde sabit ikilenme duyuluyor.
EKG’de frontal düzlemde QRS aksının (–) 60° olduğu
görülüyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sinüs venosus tipte atrial septal defekt
B) Perimembranöz ventriküler septal defekt
C) Pulmoner kapak darlığı
D) Ostiyum sekundum tipte atrial septal defekt
E) Ostiyum primum tipte atrial septal defekt
Cevap E
Atriyal Septal Defekt (ASD)
ASD tipleri:
Primum ASD:
• Septumun ventiküle yakın kısmında yerleşir ve AV kanal
defekti( endokardiyal yastık defekti) ile birlikte olabilir.
• Çoğunlukla mitral kapağın anterior yaprakcığında yarık
görülür.
• Erken dönende pulmoner vasküler hastalık gelişebileceği
için kapatılmalıdır.
• Down sendromu ile beraberdir.
• EKG ‘de sol aks görülür
Ostium sekundum tipi ASD
• ASD‘nin en sık görülen tipi olup, fossa ovalis
bölgesindedir.
• Atrioventriküler kapaklar yapısal olarak normaldir.
• Kızlarda 3 kat daha sık görülür.
• Enfektif endokardit profilaksisi gerekmez.
Sinus venozus tipi;en az görülen tiptir. Genellikle VCS açıldığı
yerde olur ve parsiyel pulmoner dönüş anomalisine eşlik eder.
Klinik bulgular:
• Çocukluk çağında çoğunlukla asemptomatiktirler. İleri
derece büyük ASD‘lerde bile kalp yetersizliği nadir
görülür.
• S1‘de şiddetlenme, S2‘de geniş ve sabit çiftleşme olması
tipiktir.
• Pulmoner kapaktan geçen artmış kan akımına bağlı
pulmoner sistolik ejeksiyon kliği en iyi sol üst sternal
kenarda duyulur.
• Triküspit kapaktan geçen artmış kan akımına bağlı
middiyastolik rulman en iyi alt sol sternal kenarda
duyulur. Middiyastolik rulmanın duyulması Qp/Qs=2:1
olduğunu gösterir.
Tanı:
• Göğüs röntgeninde şantın büyüklüğüne göre sağ atriyum
ve ventrikülde genişlemeye bağlı kardiyomegali görülür.
• Pulmoner arterde genişleme vardır ve pulmoner
kanlanma artmıştır.
• Kardiyak büyüme lateral grafide daha iyi değerlendirilir.
• EKG’de sağ ventrikül volum yüklenmesi görülür. QRS aksı
normal veya sağ aks sapması gösterir.
• Hafif derecede sağ ventrikül ileti gecikmesi görülebilir
(V1‘de rsR‘ paterni).
• EKO ile tanı konulur.
• Pulmoner damar hasarından şüpheleniliyorsa
kateterizasyon yapılarak tanı kesinleştirilir.
Prognoz ve komplikasyon:
Semptomlar sıklıkla 3. dekattan sonra ortaya çıkar.
Pulmoner hipertansiyon, atriyal disritmiler, triküspit veya
mitral yetersizlik ve kalp yetersizliği geç belirtileridir.
İzole sekundum ASD için İnfektif endokardit profilaksisi
önerilmez.
Solunum yolu enfeksiyonu sıklığı artmıştır.
Paradoksal embolizasyon nadirdir.
Tedavi;
• İlk 4 yaşında %40 hastada ASD spontan kapanır.
• Defekt çapı 3 mm‘den küçükse genellikle kapanırken, 8
mm‘den büyük olanlar nadiren kendiliğinden kapanır.
• Bu çocuklarda egzersiz kısıtlaması gereksizdir.
• Cerrahi kapatma işlemi semptomatik ve Qp/Qs >2
olanlarda yapılmalıdır.
• Elektif kapatma zamanı 1 yaşından sonra ve okul öncesi
dönemdedir (3–4 yaş).
• Geç cerrahi girişm yapıldığında komplikasyonlar sık
görülür (Atfial fibrilasyon, KKY).
67DENEME SINAVI – 42
60. Aşağıdakilerden hangisi ilk 6 ayda akut karaciğer
yetmezliği klinik tablosuna yol açmaz?
A) Biliyer atrezi
B) Tirozinemi tip 1
C) Neonatal hemokromatozis
D) Klasik galaktozemi
E) Tirozinemi tip 2
Cevap E
Tip 2 TİROZİNEMİ (RİCHNER–HANHART SENDROMU–
OKULOKÜTANÖZ TİROZİNEMİ:
Tirozin aminotransferaz (TAT) eksikliği sonucudur. Gözde
bilateral herpetik ülserler, palmoplantar hiperkeratoz ve mental
retardasyon ile karakterizedir.
İlk bulgu: Gözlerde aşırı sulanma, kızarıklık, ağrı ve fotofobi,
bilateral herpes benzeri korneal ülserasyonlardır. Deri bulguları
daha sonra çıkar.
Tirozinemi tip 1’den farklı olarak karaciğer, böbrek
fonksiyonları ve diğer aminoasitlerin serum konsantrasyonları
normaldir.
Tedavi: Tirozin ve fenilalaninden kısıtlı diyet (bir haftada göz;
birkaç ayda deri bulguları; uzun vadede MR geriler)
61. Kırk beş günlük erkek bebek kusma, sarılık ve gelişme
geriliği ile hastaneye getiriliyor. Fizik muayenede kilo
düşüklüğü ve hepatomegali saptanıyor. Tetkiklerinde
hipoglisemi, hiperbilirübinemi, hipofosfatemi, metabolik
asidoz, hipoproteinemi, transaminazlarda artma ve idrarda
süksinilaseton atılımı saptanıyor.
Bu hasta için en uygun tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tirozinemi tip 1
B) Dev hücreli Hepatit
C) Hemokromatozis
D) Klasik galaktozemi
E) Herediter fruktoz intoleransı
Cevap A
Tirozinemi– tip 1
Otozomal resesif geçer.
Tirozinoz, fumaril asetoasetat hidrolaz eksikliği,
hepatorenal tirozinemi de denir.
Karaciğer, böbrek periferik sinir sistemi en sık tutulan
yerlerdir.
Nadir bulgusu hipertrofik kardiyomyopatidir.
Kan tirozini orta derecede yüksektir.
Hastalık akut, subakut ve kronik formda olabilir.
Bulgulardan sorumlu olan tirozin metaboliti süksinil
asetondur.
İlk 2– 6ayda asemptomatik olur. 2 haftadan önce ve 1 yaştan
sonra nadirdir. Erken başlayanda mortalite daha yüksek olur.
Karaciğer tutulumu;
• Çoğunlukla araya giren enfeksiyonlarla akut hepatik
krizle gelirler.
• Kusma, ateş, karaciğer enzimlerinde artma, sarılık
hipoglisemi, kanama bozukluğu sıktır.
• Metionin artışına bağlı çürük lahana kokusu olur.
• Çoğu hepatik kriz kendiliğinden çözünür.
• Aralarda büyüme geriliği, kanama bozukluğu,
hepatomegali devam eder.
• Karsinom riski artmıştır.
• Hepatoselüler karsinom 2 yaştan önce nadiren gelişir.
Böbrek tutulumu:
Renal tubüler fonksiyon bozukluğu (Fankoni sendromu),
nefromegali, nefrokalsinoz ve vitamin D dirençli raşitizm görülür.
Normal anyon açıklı metabolik asidoz, hipofosfatemi ve
hiperfosfatüri olur.
Periferik nöropati: Porfiri benzeri krizlere neden olur. ALA
dehidratazın süksinil aseton tarafından inhibisyonu nedeni ile
olur. Ataklar 1– 7 günde geçer.
• Bacak ağrıları, paralitik ileus, kusma, karın ağrısı
• Baş ve gövdede hipertonik postür
• Nadiren self mutilasyon görülür.
Laboratuvar bulguları:
• Serum bilirubininde (direkt + indirekt) artış
• Karaciğer enzimlerinde yükselme, koagülasyon
fakörlerinde azalma
• Alfa–fetoprotein düzeyinde artış. Kord kanında bile yüksek
(intrauterin hasar göstergesi). malignite gelişiminde daha
da artar.
• ALA düzeyinde artış
• Plazma tirozin, metionin ve p–hidroksifenil pirüvikasit
artışı
• Generalize aminoasidüri, glukozüri, fosfatüri
• Serumve idrarda süksinil aseton artışı tanısaldır.
• Süksinilaseton yüksek olmayan ogularda karaciğer
biyopsisi ile enzim tayini
Tedavi:
Nitisinon (NTBC, 2–(nitro–4–trifluoromethylbenzoyl)–1,3–
cyclohexanedione) kullanılır.
68 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Tirozinemi tip 1 taklit eden hastalıklar:
Galaktozemi,
Herediter fruktoz intoleransı
Sitrülinemi tip–2
Hemokromatoz
Bilier atrezi
Dev hücreli hepatit.
62. Çocuklarda aşağıdaki durumlardan hangisi, geniş ön fontanel nedenlerinden biri değildir?
A) Hidrosefali
B) Hipertiroidi
C) Osteogenezis imperfekta
D) D vitamini eksikliğine bağlı raşitizm
E) Akondroplazi
Cevap B
Başla İlgili Anomaliler
Geniş ön fontanel
• Akondroplazi
• Osteogenezis imperfecta
• Cleidocanial dizostoz
• Piknodizostoz
• Russel–Silver sendromu
• 13–18–21 trizomiler
• Apert sendromu
• Hallermann–Streiff send.
• Prematürite
• İntrauterin gelişme gerliği
• Hiptoridi
• Hidrosefali
• Konjenital rubella sendromu
• D vit eksikliğine bağlı raşitizm
• Hipofosfatazya
Küçük ön fontanel görülen durumlar:
• Kraniosinostoz,
• Mikrosefali
• Konjenital hipertiroidizm
• Wormian kemik anomalisi
Kraniyotabes: İlk 3 ayda fizyolojiktir.
• Osteogenesis imperfekta
• Raşitizm
• Kretenizm
• Kleidokraniyal disostoz
• Lakuner kafatası
• Down sendromu
Primer mikrosefali
• Ailevi (OR, OD)
• Down send.
• Edward send.
• Cri–du–chat send.
• Cornelli de Lange send.
• Rubistein–Taybi send.
• Smith–Lemli–Opitz send.
Sekonder mikrosefali
• Radyasyon
• TORCH enfeksiyonu
• Fetal alkol/ hidantoin
• Menenjit/Ensefalit
• Malnutrisyon
• Metabolik(Hiperfenilalaninemi)
• Hipertermi
• Hipoksik iskemik ensefalopati
69DENEME SINAVI – 42
63. Çocuklarda süt gelişimi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Süt dişlerinin ilk çıkma zamanı 5–7 ay, en geç çıkma zamanı 13–15 aydır.
B) Süt dişlerinin çıkma sırası santral kesiciler – lateral kesiciler –1. premolar – köpek dişleri – 2. premolar dişlerdir
C) İlk düşen süt dişleri santral kesicilerdir.
D) Kalıcı dişlerinin çıkma sırası santral kesiciler–1. molar –lateral kesiciler – 1. premolar – 2. premolar – köpek dişler – 2. molar – 3.
molar dişlerdir
E) Toplam süt dişlerinin sayısı 20, kalıcı dişlerinin sayısı 32’dir.
Cevap D
Süt dişleri;
• ilk çıkan dişler alt santral kesicilerdir, 5–7 ayda çıkar, Bazen 13–15 aya kadar geçikebilir.
• SIRA: Santral kesiciler – Lateral kesici –1. premolar – Köpek – 2. premolar
• ilk düşen süt dişleri de bunlardır, 6–7 yaşlarında düşerler.
• Süt dişleri 20 tanedir.
• 2,5 yaşında 20 süt dişi tamamlanır .
• Kabaca bebekte diş sayısı= Ay yaşı – 6
• Dişlerin çıkmasında GenetikveTiroid hormonu etkilidir.
Kalıcı dişler:
— İlk birinci molarlar, 6–7 yaşlarında çıkar,
— SIRA :1. molar – santral kesiciler –lateral kesiciler – 1. premolar – 2. premolar – köpek – 2. molar – 3. molar
— En son çıkan kalıcı dişler üçüncü molarlardır (akıl dişi) ve 17– 22 yaşlarında çıkarlar.
— Kalıcı dişler 32 tanedir
64. Çocuklarda nöromotor gelişim basamakları için verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) 2 haftalık bebek başını bir taraftan diğer tarafa çevirebilir.
B) 2 aylık bebek yüz üstü pozisyonda iken omuzlarını kaldırabilir.
C) 4 aylık bebekte sırtüstü durumdan oturma pozisyonuna çekildiğinde başında düşme olmaz.
D) 12 aylık bir bebek yürüyebilir.
E) Bebekler “mama”, “dada” gibi kelimeleri en erken 15 aylıkken söylerler.
Cevap E
70 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Yaş KABA MOTOR İNCE MOTOR KİŞİSEL SOSYAL DİL
2 hafta Başını bir yandan diğer yana çevirir
Yüze bakar Çan sesine allet olur
2 ay Yüz üstüyken omuzlarını kaldırır
Rayları orta hattı geçer
Tepkiye gülümser MırıldanırGözleriyle sesi arar
4 ay Ellerinin üzerinde kalkar,Önden arkaya yuvarlanır, Sırtüstü durumdan oturma pozisyonuna çekildiğinde başında düşme olmaz
Objeye uzanırTarağı yakalar
Ellerine bakarOyuncaklarla oynamaya başlar
Güler ve bağırır
6 ay Yardımsız oturur Bir objeyi bir elinden diğerine transfer eder
Kendi beslenirBiberonu tutar
Anlaşılmaz sesler çıkarır
9 ay Çekince ayakta durma pozisyona gelir,Oturma pozisyonu gelir
Cımbız gibi iki parmak ile tutmaya başlar,İki küpü birbirine vurur
Bay bay yapar,Pat–a–cake oynar
Dada, mama söyler, fakat spesifik iki heceli söyleyemez
12 ay Yürür,Durur ve bekler
Fincana blokları koyar
Fincandan içer,Tatklit yapar
Dada, mama söyler ve spesifik bir veya iki kelime söyler.
65. Aşağıdaki vitaminlerden hangisinin toksisitesinde özellikle tibia ve femur gibi kemiklerde hiperostozis görülür?
A) A vitamini
B) B1 vitamini
C) B2 vitamini
D) C vitamini
E) D vitamini
Cevap A
HİPERVİTAMİNOZİS A
***Günde 50 000 IU den fazla uzun süre kullanımı toksisiteye neden olur.
• İntrakranial basınç artışı olur. (hem EKSİKLİKhem TOKSİSİTE)
• Bulantı, kusma, baş ağrısı, diplopi, ön fontanelde kabarıklık, papil ödem, kraniyal sinir felçleri
• Subakut veya kronik toksisitede kemikte HİPEROSTOZ görülür. En belirgin uzun kemiklerin gövdesindedir.
• Kemik ağrıları
• Seboreik dermatit, el ve ayak derisinde soyulma, ağız etrafında çatlaklar.
• Mukozalarda kuruluk
• Alopesi, saçta kabalık
• Hepatosplenomegali, karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma, siroz.
• Hiperkalsemi
• Fetal anomaliler
71DENEME SINAVI – 42
66. Emziren bir anne için aşağıdaki ilaçlardan hangisinin verilmesi kesin kontrendikedir?
A) Metimazol
B) Amiadaron
C) Propranolol
D) Haloperidol
E) Furosemid
Cevap A
Emziren annelerin kullanması ve kullanmaması gereken ilaçlar mutlaka bilinmelidir. Özellikle kontrendike olan ilaçlar mutlaka
bilinmelidir.
Anne Sütüne Geçen ve KONTRENDİKE OLAN İLAÇLAR
Amfetamin Kokain Altın tuzları Metimazol
Antineoplastikler Siklofosfamid Eroin Metilamfetamin
Bromokriptin Dietilstilbestrol (DES) İmmunsupresifler Fensiklidin (PCP)
Kloramfenikol Doksorubisin İyot Radyonukleitler
Klozapin Ergotlar Lityum Tiourasil
KAÇINILMASI GEREKEN veya VERİLİRKEN DİKKATLİ OLUNMASI GEREKEN İLAÇLAR
Alkol β–blokerler Siprofloksasin Metoklopromid Psikotroplar
Amiadaron OKS Dantron Metronidazol Reserpin
Antrakinonlar (Laksatif) Bromid Dihidrotakiestrol Meperidine Sülfosalazin
Aspirin (salisilat) Kalsiferol Domperidon Fenobarbital
Atropin Cascara Östrojenler Pirimidon
MUHTEMELEN GÜVENLİ OLAN İLAÇLAR
Asetoaminofen Klorpromazin Haloperidol Paroksetin
Asiklovir Kodein Hidralazin Prednizon
Aldomet Siklosporin İndometazin ve NSAİ Propranolol
Anestezikler Depo–Provera Haloperidol Propiltiourasil
Antibiyotikler
(Kloramfenikol hariç)
Digoksin Düşük moleküllü heparin Sedatifler
Antiepileptikler Fenitoin Metformin Sertralin
Antihistaminikler Diüretikler Methadon TeofilinAntitiroidler
(Metimazol hariç))
Fluoksetin Morfin Vitaminler
Bishidroksikumarin Furosemid Kas gevşeticiler Varfarin
72 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
67. Üç yaşında erkek hasta tüm vücutta yaygın makulopapüler
döküntü ile başvuruyor. Öyküsünde iki gün önce yüksek
ateş ve boğaz ağrısı şikayeti ile başvurduğu ve o dönemki
fizik muayenesinde tonsillerin hiperemik ve yaygın kritik ve
servikal bölgede lenfadenopatilerinin olduğu saptanıyor.
Tedavi olarak ampisilin reçete edilen hastanın, antibiyoterapi
tedavisinden sonra tüm vücutta başlayan makülopapüler
döküntüleri olduğu ifade ediliyor.
Bu olguda en olası tanı ve etiyolojik neden aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Streptokoksik tonsillofarenjit – S. Pyogenes
B) Streptokoksik tonsillofarenjit – Grup B streptokok
C) Viral tansillofarenjit – Adenovirus
D) Viral tansillofarenjit – Epstein–Barr virus
E) Difteri tonsillofarenjiti – Corynebacterium diphtheriae
Cevap D
Kriptik tonsillofarenjitte bakteriyel ajanlardan Grup A
streptokok (S. pyogenes), Difteri. Viral nedenlerden özellikle
EBV ve Adenovirus önde gelir. Küçük çocuklarda kriptik
tonsillofarenjitte önde gelen nedenler virüslerdir. Viruslerden
EBV ye bağlı tonsillofarenjitte antibiyoterapiden sonra özellikle
antibiyotik olarak ampisilin verildikten sonra tüm vücutta yaygın
döküntünün görülmesi önemli bir klinik özelliktir.
68. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda görülen akut bakteriyel
menenjitte kötü prognositik kriterleriden birisi değildir?
A) Küçük yaşta görülmesi (özellikle < 6 ay)
B) Etkin antibiyotik tedavisi öncesindeki hastalık sürecinin
uzun olması
C) BOS’un gram boyamasında bakteri görülmesiyle birlikte
lökosit olmaması veya azlığı
D) Erken dönemde başlayan nöbetlerin görülmesi
E) Pnömokoksik veya gram negatiflere bağlı menenjit olması
Cevap D
Çocukluk çağında akut bakteriyel menejitte kötü prognositik
kriterler;
1. Küçük yaş < 6 ay
2. Etkin antibiyotik tedavisi öncesindeki hastalık sürecinin
uzun olmasına***
3. Pnömokok ya da gram negatif enterik bakteri varlığına
4. BOS’da çok miktarda organizma ve/veya bakteri
antijeninin bulunmasına
5. Geç–başlayan nöbetlere
6. Koma varlığına
7. Şok
8. BOS’un gram boyamasında bakteri görülmesiyle birlikte
lökosit olmaması veya azlığına
**** BOS ne kadar bulanıksa prognoz o kadar iyidir. Çünkü
immunite iyi olduğunu gösterir.****
9. İmmünitenin baskılanması
69. Konjenital pilor stenozunda aşağıdaki laboratuar
bulgularında hangisi görülür?
A) Metabolik asidoz
B) Paradoksik asidüri
C) Hiperkalemi
D) Hiperkloremi
E) Hipokalsemi
Cevap B
HİPERTROFİK PİLOR STENOZU
• Midenin yenidoğanda en sık rastlanan hastalığıdır.
Etiyoloji: multifaktöriyel
• İlk Erkek çocuklarda daha sık görülür ve pozitif aile
öyküsü
• O ve B kan grubu
• Bazı sendromlar İle birliktedir (Apert, trizomi 18, zelweger,
Smith–Lemli opitz sendromu)
• Neonatal eritromisin kullanımı, prostoglandin yüksekliği,
NO düşüklüğü
Klinik :****Doğumumdan sonra 2–4. hafta içinde başlayan
safrasızprojektil kusma, (Doğumda normadır)
• Kabızlık, dehidratasyon, tartı kaybı diğer klinik
bulgulardır.
• Bazen uzamışsarılık (İB) görülebilir.
• Fizik muayenede;
– Midenin soldan sağa hareket eden peristaltik
dalgalarının görülmesi tipiktir
– Hipertrofik pilor, zeytin çekirdeği büyüklüğünde
hissedilir.
– Karın çöküktür.
73DENEME SINAVI – 42
Tanı:
• Hipopotasemi, hipokloremik metabolik alkaloz gözlenir
• Paradoksal asidüri (Distal tübülde H, K değişimi) ve dehidratasyon vardır.
– Ancak normal serum elektrolitleri pilor stenozunu ekarte ettirmez.
• Kesin tanı USG ile konulur
– Pilor kas kalınlığı (>4 mm) veya pilor bölge uzunluğunun (>16 mm) artması.
Tedavi:
• Ramsted ameliyatı (piloromiyotomi)
70. Aşağıdaki makrositer anemilerden hangisinde retikülosit sayısında artış görülür?
A) Orotik asidüri
B) Folik asit eksikliği
C) B12 vitamin eksikliği
D) Hipotiroidi
E) Diseritropoetik anemi
Cevap E
Retikülosit sayısın artışı hemolitik anemilerde artar, oysaki kemik iliğinin baskılanması veya yetersizliği durumlarında ise
retikülosit sayısında düşme görülür.
Retikülosit sayısına göre anemiler morfolojik olarak sınıflandığında;
71. Alfa fetoprotein (AFP) yüksekliği nedeniyle tetkik edilen iki yaşındaki bir erkek çocukta karaciğer sağ lobunda 2x3 cm çapında tek
soliter bir kitle saptanıyor.
Bu çocukta en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hepatoselüler karsinom
B) Hemanjiom
C) Hepatoblastom
D) Nörobalstom
E) Anjiosarkom
Cevap C
74 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Çocukluk çağı karaciğer maligniteleri çoğunlukla
maligndirler.
HEPATOBLASTOMA HEPATOSELÜLER KARSİNOMA (HCC)
Başlangıç yaşı 1 yaş (0–3 yaş) 12 yaş (5–18 yaş)
Eşlik edenler Hemihipertrofi, Beckwith–Wiedemann sendromu, FAP, SGA doğum
Hepatit B enfeksiyonu, herediter tirozinemi,Von–Gierke, hemokromatozis, biliyer siroz, alfa–1 antitripsin eksikliği
Soliter lezyon %80 (özellikle sağ lobda)
%20–50
Laboratuvar özellikleri
AFP artışı %60–70 %50
KCFT boz. %15–30 %30–50
Paraneoplastik
İzoseksüel puberte prekoks
Polistemia
72. Aşağıdakilerden hangisi üçlü tekrar artışı ile giden
sendromlardan birisi değildir?
A) Prader–Willi sendromu
B) Frajil X sendromu
C) Fredrich ataksisi
D) Huntington köresi
E) Myotonik distrofisi
Cevap A
Üçlü tekrar artışı (=Allelik ekspansiyon) sendromları
• Bu hastalıklarda;
— Premutasyon (hastalığın görülmesi için gerekli tekrar
sayısından daha az sayıda üçlü tekrar taşınması)
— Genetik antisipasyon (hastalığın aktarıldığı kuşaklar
boyunca şiddetinin artması ve hastalığın daha erken yaşta
görülmesi) gözlenir
ÖRNEK
•• Frajil X sendromuà CGG
•• Huntington koresià CAG
•• Myotonik distrofià CTG ve CCTG
•• Friedrich ataksisià GAA
•• Spinoserebellar ataksi 1,2,3à CAG (kennedy hastalığı)
•• Spinal–bulber muskuler atrofi (SBMA)
73. Aşağıdakilerden hangisi adrenal bezdeki kistlerin cerrahi ile
çıkarılması için bir endikasyon değildir?
A) Kistin hormonal olarak aktif olması
B) Feokromasitoma şüphesi
C) Aspirasyondan sonra kistin yinelemesi
D) Tomografi eşliğinde yapılan aspirasyonda kist içeriğinin
kanlı olması
E) Aspirasyon sonrası kist duvarının düzensiz olması
Cevap C
Adrenal kistler nadir olarak görülen ve daha çok insidental
saptanan lezyonlardır. Tanı USG, BT ve MR ile konulur. Bu
görüntüleme yöntemleriyle düşük dansiteli, ince ve düzgün
kenarlı kistler olarak tanımlanırlar. Sürrenalde kist varsa
bu kistin fonksiyonel olup olmadığı araştırılmalıdır. Bunun
için 24 saatlik idrarda Metanefrin düzeyi testi ve düşük doz
Dexamethazon baskılama testi uygulanabilir. Eğer kist
fonksiyonel ise cerrahi tedavi uygulanır. Fonksiyonel olmayan ve
6 cm.den küçük kist İİAB ile benign tanısı konuluyorsa hastanın
takibi önerilir. Ancak kist 6 cm.den büyükse cerrahi rezeksiyon
önerilir. BT eşliğinde yapılan aspirasyonda kanlı sıvı gelmesi ve
aspirasyon sonrası kistogramda kist duvarının düzensiz olması
cerrahi endikasyonudur.
74. Aşağıdakilerden hangisi sekonder hiperparatiroidizmde
cerrahi endikasyonu değildir?
A) Kemik ağrısı, kaşıntı sikayeti olan hastalarda kalsiyum–
fosfat çarpımının ≥ 70 olması
B) Belirgin ölçüde yüksek PTH ile birlikte kalsiyum düzeyinin
>11mg/dl olması
C) Kalsifilaksi varlığı
D) 24 saatlik idrarda kasiyumun atılımında belirgin artış
(>400mg/dl)
E) İlerleyici böbrek osteodistrofisi, yumuşak doku
kalsifikasyonu ve tümöral kalsinozis bulunan hastalar.
Cevap D
Sekonder Hiperparatiroidizmde Cerrahi Endikasyonları
1. Kemik ağrısı, kaşıntı sikayeti olanlarda kalsiyum–fosfat
çarpımının ≥ 70 olması
2. Belirgin nölçüde yüksek PTH ile birlikte kalsiyum
düzeyinin >11mg/dl olması
3. Kalsifilaksi varlığı
75DENEME SINAVI – 42
4. İlerleyici böbrek osteodistrofisi, yumuşak doku
kalsifikasyonu ve tümöral kalsinozis bulunan hastalar.
•• Sekonder HPT’de cerrahiden sonra yaklaşık %75
hastada kemik ve eklem ağrıları, kaşıntı ve halsizlik
sikayetleri düzelir.
75. Aşağıdakilerden hangisi abdominal aort anevrizması için
rüptür riskini artıran faktörlerden değildir?
A) Anevrizmanın çapı
B) Anevrizmanın tipi
C) Hastanın cinsiyeti
D) Hastada KOAH varlığı
E) Hastada DM varlığı
Cevap E
Abdominal aort anevrizmaları için rüptür riskleri
Risk faktörü Düşük risk Orta risk Yüksek risk
Çap <5 cm 5–6 cm >6 cm
Genişleme <0,3 cm / yıl 0,3–0,6 cm / yıl >0,6 cm yıl
Sigara, KOAH Yok veya hafif Orta Ciddi / Steroid kullanımı
Aile öyküsü Yok Bir yakını Birden çok yakını
HT Normal KB Kontrollü Kontrolsüz
Şekil FUziform Sakküler Dış merkezli
Cinsiyet Erkek Kadın
76. Splenik arter anevrizması ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?
A) En sık görülen visseral anevrizmadır
B) 2 cm’den büyük olduğunda asemptomatik olsa bile tedavi
edilmelidir
C) Multipar kadınlarda görülme olasılığı en yüksektir.
D) Rüptür olasılığı çok düşüktür
E) Tedavisi splenektomidir
Cevap E
Splenik arter anevrizmaları visseral anevrizmalar içerisinde
%71 oranında en sık görülendir.
Splenik arter anevrizmalarının en az üçte biri multipldır.
Kadınlarda 4 kat daha fazla splenik arter anevrizması görülür.
En sık sakküler formda ve dejeneratif ateroskleroz zemininde
gelişir.
Yüksek splenik arter akımı önemli bir etiyolojik nedendir.
Portal hipertansiyonun sık bir sonucu olarak karşımıza çıkar.
Renovasküler hipertansiyonla birikte medial fibroplazi ve
poliarteritis nodoza diğer sebepleri olarak gösterilebilir.
Vakaların çoğunluğu 6 veya daha fazla doğum yapmış
kadınlardır.
Ortotropik KC transplantasyonu ve splenomegalisi olan
hastalarda da sık görülür.
Hamile hastalar en yüksek rüptür riskine sahip gruptur.
Hamilelikte rüptür %75 maternal ve %95 fetal mortaliteye
neden olur.
Transplantasyon hastalarında mortalite %50’dir.
Tüm hastalar göz önüne alındığında rüptürde mortalite %20’dir.
Perkütan embolizasyon en sık yapılan tedavi yöntemidir.
Semptomatik anevrizmalar, 2cm’den büyük anevrizmalar veya
reprodüktif çağda herhangi bir çapta tüm splenik anevrizmalara
tedavi edici işlem yapılmalıdır.
77. Malign nöroendokrin tümörlerin metaztazlarında en sık
izole edilen genetik mutasyon aşağıdakilerden hangisidir?
A) STK–11 mutasyonu
B) P53 mutasyonu
C) P16 mutasyonu
D) PTCH gen mutasyonu
E) N–CAMs adezyon kaybı
Cevap E
N–CAMs adezyon kaybı nöroendokrin tümörlerin
metaztazlarında en sık izole edilen genetik mutasyondur.
78. Elli yasında bayan hasta şiddetli kusma sonucunda
retrosternal ağrı ve solunum sıkıntısı nedeniyle acil servise
başvuruyor. Fizik muayenede taşikardi ve sol akciğerde
havalanma azlığı tesbit ediliyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mallory weis yırtığı
B) Zenker divertikül perforasyonu
C) Epifrenik divertikül perforasyonu
D) Parabronşial divertikül perforasyonu
E) Boerhave sendromu
Cevap E
Boerhave sendromunda perforasyon genellikle özefagogastrik
bileşkenin hemen proksimalınde torakal özefagusta,distal
özefagusun sol posterolateral duvarda olup perforasyon
longitudinaldir. Eger yırtık sadece mukoza ve supmukozada ise
buna mallory weis sendromu denir.
76 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
79. Akalazya tanısını doğrulayıcı en iyi yöntem aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Baryumlu özefagus grafisinde kuş gagası görünümü
B) Servikal özefagusta aperistaltizm
C) Alt özefagus sfinkterinin yutma esnasında tam olarak
gevşeyememesi
D) Alt özefagus sfinkter basıncının 5mmhg’ den düşük olması
E) Endoskopik biyopside özefajit saptanması
Cevap C
Primer AÖS bozukluğudur . Sıklıkla özefagusun tümünde,
nadiren düz kas ihtiva eden 2/3 distal kısımda aperistaltizm
ve peristaltizm ile senkron çalışan AÖS (alt özefageal sfinkter)
relaksasyon bozukluğu sonucu ortaya çıkan klinik bir durumdur.
Erkeklerde ve kadınlarda eşit sıklıkla görülür. Her yaşta
görülebilir ancak en sık 30–50 yaş arasında görülür.
Disfaji başlangıcında intermittan olabileceği gibi zamanla
sürekli bir hal alır. Kural olarak başlangıçta özellikle soğuk ve
sulu gıdalar ile disfaji daha fazladır, paradoksik disfaji de denir.
Göğüs ağrısı sık görülür. Ağrı hastalığın başlangıcında daha
fazladır, dilatasyon arttıkça azalır. Hasta pnömoni ile gelebilir.
AC grafisi (dilate olmuş özefagus ile mediastende genişleme),
özefagus sineradyografisi (aperistaltizm, AÖS’de relaksasyon
eksikliği), özefagus manometrik çalışmaları (özefagus gövdesinde
ve AÖS’de basıncın normale göre artması, ortalama basınç
genelde 26 mmHg’nin üzerine çıkmaz) ve endoksopi (özellikle
dar segmentteki mukozanın normal olması) tanıda yardımcı
yöntemlerdir. Baryumlu grafide kuş gagası görünümü veya kolon
halini almış tortüöz görünüm tipiktir. Kronik belirgin bir hastalık
olmasına rağmen, akalazya gastroözefageal bileşkeyi tutan bir
malignitenin belirtisi de olabilir.
Komplikasyonları aspirasyon pnömonisi, kandida özefajiti
ve özefagus karsinomudur. Kanser gelişme riski, normal kişilere
göre 7 kat fazladır.
Tedavide yöntemlerinin hepsi, özefagus motilitesini ve AÖS
relaksasyonunu geri getiremediği için palyatiftir.
Tedavinin amaçları, AÖS basıncını azaltarak özefagusun
boşalmasını kolaylaştırmak, semptomları azaltmak ve staza bağlı
komplikasyonları azaltmaktır.
Tedavide en sık kullanılan iki yöntem dilatasyon ve
özefagomyotomidir.
Distasyon, mekanik, pnömatik ve hidrostatik olarak yapılabilir.
Özefagomyotomi, Heller’in tarif ettiği yöntem ile yapılır.
Özefagusun dar distal segmentinin ön yüzünden 7–8 cm’lik
tek bir myotomi yapılır.
80. Gastrointestinal sistemde hamartomatöz polipler,
mukokutanöz lezyonlar, tiroid patolojisi ve meme kanseri
nedeniyle takip edilen bir hastada aşağıdaki genetik
mutasyonlardan hangisinin olması en muhtemeldir?
A) RET
B) STK–11–LKB–1
C) p16
D) p53
E) PTEN
Cevap E
Yukarıda tarif edilen özellikler Cowden sendromuna aittir.
Cowden sendromu O.D. kalıtılır, PTEN mutasyonu mevcuttur.
Bağırsak polipleri dışında meme, tiroid kanseri, fasiyal
trişilemmomalar, akral keratozis, oral mukozal papillomlar görülür.
Cowden sendromunda polipler hamartomatöz olup malignite
gelişme riski düşüktür.
81. En iyi prognozlu meme kanseri, en kötü prognozlu meme
kanseri, en az aksiller metastaz yapan meme kanseri,
BRCA–1 pozitifliğinin en çok eşlik ettiği meme kanseri, serözal
yüzeylere ve peritona en çok metastaz yapan meme kanseri,
DCIS zemininden en çok gelişen meme kanseri, E–kaderin gen
mutasyonu ile ilişkili olan meme kanseri;
Yukarıda bilgileri verilen meme kanserleri aşağıdakilerden
hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?
A)Tübüler invaziv duktal karsinom, İnflamatuar meme
kanseri, Papiller invaziv duktal karsinom, Meduller invaziv
duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Meduller
invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsinom
B) Tübüler invaziv duktal karsinom, Müsinöz invaziv duktal
karsinom, Papiller invaziv duktal karsinom, Papiller
duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Meduller
invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsinom
C) Tübüler invaziv duktal karsinom, İnflamatuar meme
kanseri, Pleomorfik meme karsinomu, Meduller invaziv
duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Meduller
invaziv duktal karsinom, İnvaziv duktal karsinom
D) Tübüler invaziv duktal karsinom, İnflamatuar meme
kanseri, Papiller invaziv duktal karsinom, Meduller invaziv
duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Papiller invaziv
duktal karsinom, İnvaziv duktal karsinom
E) Papiller invaziv duktal karsinom, İnfiltratif invaziv duktal
karsinom, Papiller invaziv duktal karsinom, Meduller
invaziv duktal karsinom, İnvaziv lobüler karsiom, Meduller
invaziv duktal karsinom, İnvaziv duktal karsinom
Cevap A
77DENEME SINAVI – 42
En iyi prognozlu meme kanseri, en kötü prognozlu meme
kanseri....Tübüler invaziv duktal karsinom,
En az aksiller metastaz yapan meme kanseri.... İnflamatuar
meme kanseri,
BRCA–1 pozitifli°inin en çok eÎlik etti°i meme kanseri....
Papiller invaziv duktal karsinom,
Serözal yüzeylere ve peritona en çok metastaz yapan meme
kanseri.... Meduller invaziv duktal karsinom,
DCIS zemininden en çok geliÎen meme kanseri.... İnvaziv
lobüler karsiom,
E–kaderin gen mutasyonu ile iliÎkili olan meme kanseri....
Meduller invaziv duktal karsinom, Ðnvaziv lobüler karsinom
82. Laparotomi sonrasında gastrointestinal motilitenin
normale dönme sırası aşağıdakilerden hangisinde doğru
olarak verilmiştir?
A) İnce bağırsak, mide, kalın bağırsak
B) Mide, ince bağırsak, kalın bağırsak
C) Kalın bağırsak, ince bağırsak, mide
D) Kalın bağırsak, mide, ince bağırsak
E) Mide, kalın bağırsak, ince bağırsak
Cevap A
1. İnce bağırsak
2. Mide
3. Kalın bağırsak
Çünkü ince bağırsak operasyon sırasında ve sonrasında
fonksiyonlarına devam etmektedir.
Kolon ileusu 3–5 gün kadar sürebilir.
Gastrik ileus ise 24–48 saat kadar sürebilir.
83. Karsinoid tümörleri lokalizasyonuna göre metastaz
oranlarını sıraladığımızda en yüksekten en düşüğe doğru
sıralama aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak
verilmiştir?
A) Kolon, İleum, Apendiks, Duodenum, Rektum, Mide
B) Kolon, Duodenum, Mide, İleum, Rektum, Apendiks
C) Kolon, İleum, Mide, Duodenum, Rektum, Apendiks
D) Apendiks, Rektum, Dudodenum, Mide, Kolon, İleum
E) İleum, Kolon, Mide, Apendiks, Rektum, Duodenum
Cevap C
Karsinoid tümörlerde lokalizasyona göre metastaz oranları
Kolon %60
İleum %35
Mide %23
Duodenum %20
Rektum %18
Apendiks %3
84. Sigmoid divertikülü olan hastada pelvik veya
retroperitoneal apse tespit ediliyor. Bu hasta Hinchey
sınıflamasına göre evre kaç olarak değerlendirilmelidir?
A) Evre 1
B) Evre 2
C) Evre 3
D) Evre 4
E) Evre 5
Cevap B
Evre 1: Perikolik veya mezenterik apse
Evre2: Uzak apseler; pelvik veya retroperitoneal apseler
Evre3: Yaygın pürülan peritonit (Barsak lümeni ile ilişkisi
olmayan peritonit)
Evre4: Yaygın fekal peritonit (Bağırsak lümeni ile ilişkili
peritonit)
85. Ailesel adenamatöz polipoziste proflaktik kolektominin ne
zaman ve hangi işlemin yapılacağını belirleyen en önemli
değişken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hastanın yaşı
B) Diğer aile üyelerinin kolektomi oldukları yaş
C) Genotip
D) Sülindak tedavisine yanıt
E) Polip yükü
Cevap E
FAP O.D. olarak kalıtılır.
Kolorektal adenokarsinomların %1’ini oluşturur.
FAP’lı hastalardaki genetik mutasyon 5. Kromozomun q21
lokusunda yer alan APC genindeki mutasyondur.
Olguların %75’inde APC mutasyon testi pozitiftir.
FAP’ın teşhis edildiği ortalama yaş 29, kolorektal karsinomun
teşhis edildiği ortalama yaş 39’dur.
FAP’lı hastaların çoğunda (%75) bilinen aile öyküsü
mevcuttur.
FAP’lı hastalarda yaşam boyu kolorektal kanser riski 50
78 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
yaşında %100’e ulaşır.
APC’li ailelerde tarama yöntemi olarak DNA analizi
yapılmaktadır.
İndirekt oftalmoskopide FAP hastalarının %70–80’inde retinal
pigment epitelinde konjenital hipertrofi (retinal freckle) saptanır.
FAP’lı hastalar özellikle duodenumda olmak üzere GİS’te
herhangi bir yerde adenom gelişimi açısından yüksek risk altındadır.
Periampuller kanser gelişim riski artmıştır.
Cerrahi seçimini etkileyen faktörler arasında hastanın yaşı,
semptomların varlığı ve ciddiyeti, rektal polipozis yaygınlığı,
kanser veya dezmoid tümörün varlığı ve lokalizasyonu.
Antienflamatuar bir ilaç olan Sülindak düzgün kullanıldığında
poliplerde spontan regresyona neden olabilir.
86. Aşağıdakilerden hangisi gastorintestinal sistemde yer alan
fistüllerin spontan kapanmasını kötü etkileyen anatomik
değişkenlerden değildir?
A) Distalde obstrüksiyon varlığı
B) Fistül traktının 2 cm’den kısa olması
C) Fistül defekt alanının 1 cm’den büyük olması
D) Fistüle komşu bağırsak hastalığının varlığı
E) Fistülün duodenal güdükten kaynaklanması
Cevap E
Fistülün spontan kapanma oranlarını etkileyen anatomik özellikler
İyi prognoz Kötü prognoz
Bağırsak devamlılığının
sağlanmış olması
Bağırsak devamlılığının bozulmuş
olması
Uç fistül Lateral fistüller
Apse varlığı Apsenin olmaması
Tek traktus Multiple traktus
Başka fistülün olmaması Başka internal fistüllerin varlığı
Komşu bağırsak ansının
sağlam olması
Fistüle komşu bağırsak segmentinin
hastalıklı olmas
Fistül traktının epitelize
olmaması
Fistül traktının epitelize olması
Distalde akımın serbest olması Distalde obstrüksiyonun varlığı
Özefagial, jejunum, kolon,
duodenal güdük ve
pankreatikobilier fistüller
Gastrik, lateral duodenum ve ileum
fistülleri
Duodenal güdükten
kaynaklanan fistüller
Lateral duodenal güdükten
kaynaklanan fistüller
Jejunal fistüller İleal fistüller
Traktın 2 cm’den büyük olması Traktın 2cm’den küçük olması
Defektin 1cm’den küçük olması Defektin 1cm’den büyük olması
87. Aşağıdakilerden hangisi Crohn için yanlıştır?
A) Mikroskobide lenfoid kümelenmeler görülü
B) Tedavisi total proktokolektomidir
C) Granülomların görülme olasılığı artmıştır
D) Kolonoskopide kaldırım taşı manzarası görülür
E) Post op. rekürrensi sıktır.
Cevap B
Ülseratif kolit ve Crohn hastalığının komplikasyonlarının karşılaştırılması
Ülseratif kolit Crohn
Makroskopik görünüm
Duvar kalınlaşması 0 4+
Mezenter kalınlaşması 0 3+
Serozal yağ yürümesi 0 4+
Segmenter hastalık 0 4+
Mikroskopik görünüm
Transmural 0 4+
Lenfoid kümelenmeler 0 4+
Granülomlar 0 3+
Klinik özellikler
Kanama 3+ 1+
Diare 3+ 3+
Obstruktif semptomlar 1+ 3+
Anal/perianal hastalık Nadir 4+
Karsinom riski 2+ 3+
İnce bağırsak hastalığı 0 4+
Kolonoskopik özellikler
Yayılım Devamlı Aralıklı
Rektal hastalık 4+ 1+
Mukozal kolay dağılma 4+ 1+
Aftöz ülserler 0 4+
Derin doğrusal ülserler 0 4+
Kaldırım taşı görünümü 0 4+
Psödopolipler 2+ 2+
Ameliyat ile tedavi
Total proktolektomi Küratif Kolon ve rektumun beraber tutulumu
Segmental rezeksiyon Nadir Anorektal hastalık varlığında
İleal poş Birçok hasta tarafından tercih ediliyor
Kontraendike
Komplikasyonlar
Post operatif rekürrens 0 4+
Fistüller Nadir 4+
Sklerozan kolanjit 1+ Nadir
Kolelitiazis 0 2+
Nefrolitiazis 0 2+
79DENEME SINAVI – 42
88. Kolon divertikülitleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden
hangisi doğrudur?
A) Hastalıklı kolon kısmının düzeyine ve divertiküllerin
sayısına bakılmaksızın, rezeksiyonun distal sınırı rektumda
olmalıdır.
B) Görünen bütün divertiküller rezeksiyon sınırı içinde
olmalıdır.
C) Çekirdekli besinlerden uzak durulması akut divertikülit
riskini azaltır.
D) 50 yaşından genç bir hastada divertikülit oluşursa bu
hastaya sonrası için elektif sigmoidektomi önerilmelidir.
E) Divertikülitlere bağlı büyük apseler laparotomi ile drene
edilmelidir.
Cevap A
Kolonik divertiküllerin çoğu yalancı divertiküllerdir.
Bu durumda kolon duvarından mukoza ve submukozanın
herniasyonu söz konusudur.
Bu divertiküller tenia kolide ana kan darmarlının kolonik
duvara penetre olduğu noktada görülür.
Bu pulsiyon divertikülleri intraluminal basıncın arttığı
durumlarda görülür.
Gerçek divertiküller kolon duvarının tüm katmanlarını içerir
ve nadirdir, konjenital orijinlidir.
Divertiküller 50 yaşından büyük popülasyonun yaklaşık
yarısında görülür.
Sigmoid kolon, divertikülozisin en sık görüldüğü yerdir.
Divertikülozis akkizdir.
Divertikülozis etiyolojisinde en çok suçlanan mekanizma
diyetsel liflerin az olması sonucunda oluşan az miktarda gaitanın
atılabilmesi için yüksek kolonik basınç gerektirmesidir. Bu sayede
oluşan yüksek basınç duvara doğru itici bir kuvvet oluşturur ve bu
kuvvet pulsiyon divertiküllerinin oluşmasına neden olur.
Divertikülozis olan hastaların %25’inde divertiküllerin
inflamasyonu görülür ve buna divertikülit denir.
BT perikolik inflamasyon, flegmon ve apsenin tanısında
kullanılır.
Elektif divertikülektomilerde sigmoid kolektomi ve primer
anastomoz önerilen bir tedavi yöntemidir. Rezeksiyon her
zaman rektuma kadar uzatılmalıdır çünkü kalabilecek sigmoid
parçasından rekürrens oranı çok fazladır.
Proksimal uzanım tüm kalınlaşmış veya inflame kalın
bağırsak segmentlerini içermelidir.
Tüm divertiküllerin alınması gerekli değildir.
2 cm’den küçük apseler parenteral antibiyotiklerle tedavi
edilebilir.
Büyük apseler en iyi BT eşliğinde peruktan drenaj ile tedavi
edilir.
Acil laparatomi perkütan drenaj için uygun olmayan büyük
apseler için endikedir.
Hinchey 1 ve 2’de sigmoid kolektomi ve primer anastomoz
yapılabilir.
Daha ilerlemiş vakalarda sigmoid kolektomi sonrasında
Hartman poşu prosedürü ve uç kolestomi en sık uygulanan
yöntemdir.
89. Portal hipertansiyonda görülen vasküler değişikliklerden
hangisi karaciğerden perifere doğru olan
değişikliklerdendir?
A) Derin sistik ven
B) Hepatokolik ven
C) Hepatorenal ven
D) Diafragmatik ven
E) Kısa gastrik venler
Cevap E
Hepatopedal akımlar (Periferden karaciğere):
Derin sistik ven
Hepatokolik ven
Hepatorenal ven
Diafragmatik ven
Sappey’in aksesuar venleri
Süspansuar ligaman venleri
Hepatofugal akımlar (Karaciğerden perifere) :
Koroner ven (Sol gastrik ven)
Kısa gastrik venler (Vaza brevia)
Süperior hemoroidal venler
Umblikal ve paraumblikal venler
Retzius venleri
80 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
90. Hepatoselüler karsinom prognozunun belirlenmesinde
kullanılan skorlama sisteminde (clip) aşağıdaki
kriterlerden hangisi yoktur?
A) Child–Pugh evresi
B) Tümör morfolojisi
C) AFP düzeyi
D) Meld skoru
E) Portal ven trombozu
Cevap D
HCC Prognoz Skorlama SistemiKlinik parametreler Değer Puan
Child–Pugh evresi
A 0B 1C 2
Tümör morfolojisi
Tek nodül, yayılım <%50 0Multinodüler, yayılım <%50 1Masif veya yayılım >%50 2
AFP (ng/ml) <400 0>400 1
Portal ven trombozu Hayır 0Evet 1
Skor 0–6 arasında değişir. Skor 4–6 ileri hastalık, 0–3 ise uzun
dönem sağkalımı gösterir.
91. Koledok kist tiplerinden hangisinin ya da hangilerinin
tedavisinde KC transplantasyonu endikasyonu vardır?
A) Tip 1 – Tip 2
B) Tip 2 – Tip 3
C) Tip 3 – Tip 4a
D) Tip 4a – Tip 4b
E) Tip 4a – Tip5
Cevap E
En sık görülen koledok kisti Tip1, en az görülen koledok kisti
Tip5’dir.
Sfinkterotomi ile tedavi edilen koledok kist tipi Tip3.
KC transplantasyonu ile tedavi edilen koledok kistleri Tip4a ve
Tip5’tir.
Tip1 ekstrahepatik safra yollarının kistik, segmental, fuziform
dilatasyonu.
Tip2 ekstrahepatik safra yollarının divertiküler dilatasyonu
Tip3 koledok’un intraduodenal kısmının kistik dilatasyonu
(Koledokosel)
Tip4a intrahepatik ve ekstrahepatik safra yollarının
dilatasyonu
Tip4b ekstrahepatik safra yollarının multiple kısmında
dilatasyon
Tip5 intrahepatik safra yollarında dilatasyon (Caroli hastalığı)
92. Akut kolesistit tanısında en güvenilir yöntem
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Direkt karın grafisi
B) Üç boyutlu USG
C) Oral kolesistografi
D) BT
E) Teknestum Tc 99m perteknetat iminiodiasetik asit
sintigrafisi
Cevap E
Akut kolesistit tanısında en kullanışlı ve en erken yapılan
tetkik USG’dir.
%80–90 sensitivite ve spesifitesi vardır.
Sintigrafide radyoaktif madde verildikten 4 saat sonra safra
kesesinin dolmaması, sistik kanal obstrüksiyonunu düşündürür
ve bu durum akut kolesistit için en duyarlı ve en özgül yöntemdir.
93. Her iki intrahepatik kanala uzanan bifurkasyon tümörü tip
kaç kolanjiokarsinomdur?
A) Tip1
B) Tip2
C) Tip3a
D) Tip3b
E) Tip4
Cevap E
Morfolojik olarak nodüler kolanjiokarsinom en sık görülendir.
En iyi prognozlu olan kolanjiokarsniom, papiller karsinomdur.
Primer sklerozan kolanjit varlığında gelişen kolanjiokarsinom
sıklıkla multisentriktir ve sıklıkla altta yatan KC hastalığı vardır.
Benign darlıklarının büyük bir kısmı distal, malign darlıkların
büyük bir kısmı ise proksimal yerleşimlidir.
Tip1: Duktus hepatikus komminusa sınırlı tümörler
Tip2: Sekonder intrahepatik kanallara uzanmayan bifurkasyon
tümörü (En sık)
Tip3a: Sağ intrahepatik kanala uzanım gösteren bifurkasyon
tümörü
81DENEME SINAVI – 42
Tip3b: Sol intrahepatik kanala uzanım gösteren bifurkasyon
tümörü
Tip4: Her iki intrahepatik kanala uzanan bifurkasyon tümörü
94. Primer sklerozan kolanjit ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
A) Kolanjiokarsinom için risk faktörüdür.
B) Beraberinde Crohn hastalığı Ülseratif kolitten daha sık
görülür.
C) Erkeklerde daha sık görülür.
D) Vakaların çoğunda intrahepatik ve ekstrahepatik tutulum
birliktedir
E) Bazı vakalar tamamen asemptomatik olabilir.
Cevap B
Ülseratif kolitin en korkulan bağırsak dışı bulgusu Sklerozan
kolanjit olup, bu bulgu kolektomiden sonra da düzelmez.
Sklerozan kolanjit intrahepatik ve ekstrahepatik safra
yollarının tamamını veya bir kısmını tutan fibotik striktürlerle
karakterize kolestatik bir hastalıktır.
Siroza kadar ilerleyebilir.
Primer sklerozan kolanjit en sık görülen tipidir ve idiopatiktir.
2/3 oranında ülseratif kolit ile birlikteliği mevcuttur.
Patogenezinde genetik ve immünolojik faktörler rol
oynamaktadır.
Erkeklerde daha sık görülür.
95. 38 yaşındaki bir bayan hastada kolelitiazis ön tanısıyla USG
yapılıyor. USG raporunda safra kesesi duvarında hareket
etmeyen ya da gölge vermeyen 5mm’lik hiperekoik bir odak
saptanıyor. Saptanan odağın arkasında kuyruklu yıldız eko
paterni olduğu bildiriliyor.
Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Adenamatöz polip
B) Kolesterol polipi
C) Safra taşı
D) Adenomiyomatozis
E) Fİbroksantogranülamatöz inflamasyon
Cevap B
Safra kesesindeki benign polipoid lezyonlar; benign
psödotümörler, kolesterol polipleri, adenomiyamatozis ve
adenomlardır.
Kolesterol polipleri safra kesesinin en sık görülen benign
kitleleridir.
USG’de kuyruklu yıldız şeklinde uzanım gösteren ekojenite
gösterir ve genellikle 10mm’den küçüktür.
Adenomiyamatozis sesil polip olarak görülür, 10mm’den
genellikle büyüktür.
96. En sık görülen pankreas endokrin tümörü, en nadir görülen
pankreas endokrin tümörü, kolelitiazis ile en sık birliktelik
gösteren pankreas endokrin tümörü, ekstrapankreatik
olma olasılığı en yüksek olan pankreas endokrin tümörü,
birden çok olma olasılığı en yüksek olan pankreas endokrin
tümörü, MEN–1’de en sık görülen nöroendokrin tümör
aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?
A) İnsülinoma, Somatostatinoma, Somatostatinoma,
Glukagonoma, Gastrinoma, Vipoma
B) İnsülinoma, Glukagonoma, Somatostatinoma, Gastrinoma,
PPoma, Gastrinoma
C) İnsülinoma, Somatostatinoma, Somatostatinoma,
Gastrinoma, Gastrinoma, Gastrinoma
D) İnsülinoma, Somatostatinoma, İnsülinoma, Gastrinoma,
Glukagonoma, Gastrinoma
E) İnsülinoma, PPoma, Somatostatinoma, Gastrinoma,
Gastrinoma, Glukagonoma
Cevap C
En sık görülen pankreas endokrin tümörü.... İnsülinoma,
En nadir görülen pankreas endokrin tümörü...
Somatostatinoma,
Kolelitiazis ile en sık birliktelik gösteren pankreas endokrin
tümörü.... Somatostatinoma,
Ekstrapankreatik olma olasılı°ı en yüksek olan pankreas
endokrin tümörü .... Gastrinoma,
Birden çok olma olasılı°ı en yüksek olan pankreas endokrin
tümörü .... Gastrinoma,
MEN–1’de en sık görülen nöroendokrin tümör.....
Gastrinoma,
97. Strangüle olabilen ama obstrükte olmayan fıtık tipi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Pantolon herni
B) Richter hernisi
C) Littre hernisi
D) Spigel hernisi
E) Lumbar herni
Cevap B
82 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
Bağırsak lümeninin tam çevresinden daha az bir bölümünün
herni defektinden çıkması sonucu oluşur. Bağırsağın sadece
antimezenterik tarafı kese içerisindedir. Bundan dolayı strongüle
olur ama obstrükte olmaz.
Richter hernisi en sık femoral hernilerde görülür.
98. Edinsel kalça çıkığının en uzun süreli tespit edilebilen
muayene bulgusu aşağıdakilerden hangidir?
A) Ortolani bulgusu
B) Cetvel belirtisi
C) Trandelenburg bulgusu
D) Abduksiyon kısıtlılığı
E) Piston belirtisi
Cevap D
Edinsel kalça çıkığında en erken ortaya çıkan ve tüm
dönemlerde gözlenerek giderek artan bulgu abduksiyon kısıtılığı
olup bu duruma “Hert belirtisi’ denir.
99. Frontal baş ağrısından yakınan hastanın çekilen paranasal
sinus BT sinde sağ frontal sinüs içinde kemik dansitesinde
düzgün sınırlı, etraf kemiklerde itilmeye yol açan lezyon tespit
edilmiştir.
Bu hasta için ön tanı aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Osteoblastom
B) Kondroblastom
C) Osteom
D) Hemanjiom
E) Osteosarkom
Cevap C
Osteoma: 3., 4. dekadlarda kafa kemiklerinde, ozellikle
paranazal sinuslerde, iyi sınırlı ve yuvarlak yoğun kemik
kitlesidir. Gartner sendromunda iskelette yaygın osteomlar
görülür.
100. İnkontinanslar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
A) Üreterovajinal fistülde devamlı inkontinans görülür.
B) Pelvik relaksasyonda stress inkontinansı görülür.
C) Urge inkontinans tedavisinde antikolinerjikler kullanılır.
D) Overflow (taşma) inkontinansına paradoksik
inkontinansda denir.
E) Detrusor instabilitesinde devamlı inkontinans görülür.
Cevap E
Detrusor instabilitesinde urge inkontinans görülür. Diğer
şıklarda yazılanlar doğrudur.
İnkontinans
1– Devamlı–total inkontinans
Sfinkter tamamen devre dışıdır.
Sfinkterik enfeksionlar en sık nedendir.
Diğerleri; uretrovaginal veya vezikovaginal fistuller, ektopik
uretra ve ureterdir.
2– Urge inkontinans
Mesanenin dolum fazında uygunsuz detrisor kasılımı vardır,
tuvalete giderken kacırır.
En sık neden sistitdir.
Hiperrefleks tip norojenik mesane de gorulur ve
antikolinerjikler verilir.
3– Stres inkontinans
Abdominal basınc arttığında kacırır.
Kadında pelvik relaksasyon, erkekte prostat cerrahisi en sık
nedendir.
4– Taşma (paradoks–overflow) inkontinansı
En sık infravezikal obstruksiona (BPH–Prostat CA) bağlıdır
DM’a bağlı otonom noropatide
S2–4 spinal kord lezyonunda (arefleksik mesane) olabilir.
Tanıda; Video urodinami, dolma sistometrisi gibi urodinamik
calışmalar yapılır.
101. Inguinal herni tanısı konulan 3 aylık bir bebek ne zaman
ameliyat edilmelidir?
A) Tanı konulur konulmaz
B) Uygun ameliyat koşulları sağlamak şartıyla en kısa
zamanda
C) Prosesus vaginalis spontan olarak kapanabileceğinden
2–3 yıl bekledikten sonra
D) Ilkokula başlamadan önce
E) Fıtık bağı tatbiki ile sonuç alınamazsa
Cevap B
Cerrahi zamanlama TUS adına çocuk cerrahisinde önemlidir.
Inguinal Herni: Uzun sureli erteleme yapılmadan elektif
şartlarda cerrahi yapılmalıdır.
83DENEME SINAVI – 42
102. Aralıklı kolik tarzı karın ağrısı, kusma ve rektal kanama
şikâyeti olan 10 aylık bir bebekte akla ilk gelmesi gereken
tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnvajinasyon
B) Sigmoid volvulus
C) Ülseratif kolit
D) İntestinal duplikasyon
E) Meckel divertikülü
Cevap A
Yakın tarihte sorulmuş bir Yandal Uzmanlık sınavı sorusu.
Invajinasyonda periyodik ve kolik tarzda ağlamalar tipiktir.
Ayrıca çilek jölesi tarzı rektumdan kanamalar gözlenir.
İnvaginasyon (İntusepsiyon):
5–9 aylık bebeklerde sıktır. 2 yaş altında en sık akut karın
nedenidir.
Sıklıkla terminal ileumdan başlayarak (TUS) kolona ilerler.
Mukuslu açık pembe renkli (çilek jölesi) kanama
semptomuna çığlıklar ve periyodik olarak ağlama belirtileri
eklenir (TUS).
Sağ alt kadranda sucuk şeklinde Kitlenin palpe edilmesi
(TUS) ve radyolojik incelemeler yapılması sonucunda tanı
konulabilir.
Erken donemde uygulanan hidrostatik basınclı lavmanla
reduksiyon olmazsa cerrahi girişim yapılır.
103. LP (Lomber Ponksiyon)’nin en sık görülen komplikasyonu
hangisidir?
A) Medulla spinalis yaralanması
B) Baş ağrısı
C) Transtentorial herniasyon
D) Epidural hematom
E) Anestezi maddesine reaksiyon
Cevap B
Hepsi LP’nin komplikasyonu olmasına rağmen en sık
rastlanan komplikasyon baş ve sırt ağrısıdır. Baş ağrısı
hastaların % 25’inde görülür, 2–7 gün sürer. Dural delikten BOS
sızıntısına bağlı BOS basıncının düşüklüğünden kaynaklanır.
Ayaktayken ve öksürmekle artar. Basit analjezikler verilebilir.
Hastaya yatması ve bol sıvı alması söylenir.
104. Aşağıdakilerden hangisi Bronşiektazi’de gözlenen
radyolojik bulgulardan değildir?
A) Kerley Çizgileri
B) Perihiler lineer dansite artışı
C) Bronş duvarında yüzük tarzı gölgelenme
D) Bal peteği görünümü
E) Tren rayı paralel görünümü
Cevap E
Bronşektazi kıkırdak içeren havayollarının veya bronşların,
lokalize, geri dönüşümsüz genişlemesidir.
Bronşiektazide gözlenen sık radyolojik bulgular;
• Kerley Çizgileri
• Perihiler lineer dansite artışı
• Bronş duvarında yüzük tarzı gölgelenme
• Tren rayı paralel görünümü
Bal peteği görünümü ise Son donem intertisyel fibrozis
bulgusudur.
105. Trahomda aşağıdaki bulgulardan hangisinin görülmesi
beklenmez?
A) Herbert çukurları
B) Arilt çizgisi
C) Pannus
D) Korneal lökom
E) Retinit
Cevap E
Trahom
Clamidia trachomatis A–C etkendir.
Üst kapak konjonktivasında; folliküller saptanır.
Daha sonra hastalığın özelliği olan konjuktival follüküllerin
84 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
nekrozu ve skarlarının sıralanmış görüntüleri olan (subepitelial
beyaz skatrizan çizgiler) Arilt çizgileri saptanır, limbusta keskin
sınırlı çöküntüler Herbert çukurlarını oluşturur.
Fibrovasküler dokunun (pannusun) ilerleyerek korneal
lökom oluşturması körlük nedenidir.
Trahomun komplikasyonları: trikiazis (kipriklerin içe
dönmesi), entropion, xserozis (kuruma), semblefarondur. (kapak
ve bulber ülserlerin birbirine yapışarak göz kapağının göze
yapışmasıdır)
106. Bir hafta önce akut sinüzit atağı geçiren 20 yaşında erkek
hastada tek taraflı üst göz kapağında şişlik ve kızarıklık
gelişmiştir. Muayenesinde görme keskinliği ve göz
hareketleri normal saptanmıştır.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakikerden hangisidir?
A) Orbital abse
B) Orbital selülit
C) Preseptal selülit
D) Subperiosteal abse
E) Kavernöz sinüs trombozu
Cevap C
Soruda sinüzitin en sık görülen komplikasyonu olan
preseptal selülit sorgulanmıştır.
Sinüzit komplikasyonları: Orbital komplikasyonlar
(Periorbital selülit (en sık), abse) (etmoid sinüzitte sık) Kavernöz
sinüs trombozu (etmoid sinüzitte sık). Menenjit,⇐ epidural,
subdural, intraserebral abse, Osteomyelit. (frontal sinüzitte sık)
107. Temporal kemik kırıkları hakkında aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
A) Temporal kemik kırıklarının %80 i longitidunal kırıklardır.
B) Transverse kırıklarda sensörinöral işitme kaybı görülür.
C) Longitidunal kırıklarda, kırık hattı en sık orta kulaktan
geçer.
D) Longitidunal kırıklarda, transverse kırıklara göre fasiyal
sinir hasarı riski daha fazladır.
E) Ransverse kırıklar oksipital veya frontal bölgeye gelen
darbelerle oluşur.
Cevap D
Temporal Kemik Kırıkları:
Longitudinal Kırıklar:Tüm temporak kemik kırıklarının % 80
ini oluştururlar. Bilinç kaybı, dış kulak yolunda kanama ve iletim
tipi işitme kaybı üç önemli bulgudur. % 30’unda fasiyal sinir
yaralanması olur.
Transvers Kırıklar: Kırık genelde juguler foramenden başlar.
İç kulak yaralanabilir.
Bu nedenle bu kırıklarda sen soryal işitme kaybı ve vestibuler
fonksiyon bozuklukları görülebilir. Baş dönmesi eşlik edebilir. %
50 sinde fasiyal paralizi gelişir. Hemotimpanium ve BOS otoresi
longitudinal kırıklardan daha fazladır.
108. Elli yaşında bir erkek hasta, giderek artan işitme kaybı
ve yürürken sağa doğru düşme eğilimi şikayetleriyle
başvuruyor. Hastanın öyküsünden yıllardır zaman zaman
ortaya çıkan baş dönmesi olduğu öğreniliyor. Fizik
muayenede hafif sağ santral fasiyal parezi, yüzde duyu
kaybı, sağda serebellar testlerde orta derecede bozukluk ve
sağ tarafta sensörinöral işitme kaybı saptanıyor.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Serebellar kanama
B) Serebellar infarkt
C) Pontin enfarkt
D) Serebellopontin açı tümörü
E) Olivopontoserebellar atrofi
Cevap D
SEREBELLOPONTİN KÖŞE TÜMÖRLERİ
Köşe tümörlerinin % 90’ın akustik nörinom ve meningiomdur.
Semptomlar köşede yer alan nörovaskuler yapılardaki (CN 5–6–
7–8–9–10–11) basıya bağlıdır.
Semptomlar (Serebellopontin köşe sendromu)
Tek taraflı sensörinoral işitme kaybı
Tinnitus
Vertigo dengesizlik
Fasiyal ağrı, fasyal paralizisi
Disfaji
Diplopi
VESTİBULER SCHWANNOMA (AKUSTİK NORİNOM)
En sık görülen köşe tümörüdür. % 95 vaka sporadik, % 5’i
nörofibramatozis tip 2 ile birliktedir. Vestibuler sinir schwann
hücrelerinden kaynaklanır. Histolojisinde Antoni A ve Antoni
B alanları vardır. İyi kapsüllüdür. Yavaş büyüdüklerinden geç
semptom verirler. Ölüm solunum yetmezliğine bağlı gelişir.
Teşhisde altın standart godolinyumlu MRI’dır. Tedavi cerrahi
eksizyondur.
85DENEME SINAVI – 42
109. Overi ve tubayı pelvis yan duvarına asan ligaman
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ligamentum suspensorium ovarii
B) Ligamentum ovarii proprium
C) Ligamentum rotundum
D) Ligamentum cardinale
E) Ligamentım latum
Cevap A
Overin bağları:
• Mezovaryum:
• Broad ligament arka yaprağının uzantısıdır.
• İçinde ovaryan ve uterin artere ait dallar, sinir
pleksusları ve pampiniform ven pleksusu bulunur.
• Overe tutunduğu bölge Farre–Waldeyer hattı adını alır.
• Lig. suspansoryum ovarii (infindibulopelvik ligament):
• Overleri ve tubayı pelvis yan duvarına asar.
• İçinden ovaryan arter, ven ve sinirler geçer.
• Ligamentum Ovari Proprium:
• Overin uterin kenarını uterus yan duvarına bağlar.
• Bu bağ da round gibi embriyonel hayattaki
gubernakulumun artığıdır.
110. Anovulatuar tipteki kanamalar hangi disfonfksiyonel
kanama bozukluğuna dahil edilebilir?
A) Progesteron çekilme kanaması
B) Progesteron kırılma kanaması
C) Atrofi kanaması
D) Östrojen çekilme kanaması
E) Östrojen kırılma kanaması
Cevap E
DUK 5 grupta incelenir:
1. Östrojen çekilme kanaması: Östrojenle uyarılmş
endometriumda östrojen seviyesinin aniden düşmesi
sonucu endometriumun dökülmesiyle oluşan
kanamalardır. fiu durumlarda görülür:
• Folliküler dönemde matür folliküllerin radyasyona
maruz kalması
• Eksojen östrojen tedavisinin aniden kesilmesi
• Mensturasyon ortasında görülen ovulasyon kanaması
2. Östrojen kırılma kanaması: Ortamda progesteron
yokluğu ile beraber artmış östrojen düzeyinin prolifere
endometrial doku artışı karşısında rölatif olarak düşük
kalması sonucu oluşan kanamalardır. Anovulatuar
disfonksiyonel kanamalar bu gruba girer.
3. Progesteron çekilme kanaması: Progesteronun
ortamdan aniden çekilmesi sonucu progesteron etkisi
altındaki endometrium dokusunun dökülmesidir.
Ortamda östrojen etkisi yoktur. Normal menstruel
kanama ve eksojen alınan projestinlerin kesilmesiyle
oluşan kanamalar bu gruba girer.
4. Progesteron kırılma kanaması: Artmış progesteron
etkisi altında kitlesi artan endometrium karşısında
progesteronun göreceli olarak düşük kalması
sonucu oluşan kanamalardır.Halban Sendromu
ve kontrasepsiyon amacıyla kullanılan uzun etkili
progestinlerin (norplant ve depoprovera) kullanımı
sonucu oluşan kanamalardır.
5. Atrofi kanaması: Östrojen ve progesteronun ortamda
yeterli düzeyde olmaması sonucu oluşan kanamalardır.
Postmenopozal kanamaların bir kısmı bu gruba girer.
111. Tekrarlayan gebelik kayıpları olan bir hastada aşağıdaki
myomlardan hangisinin görülme olasılığı daha fazladır?
A) Pedünküle
B) Subseröz
C) Submüköz
D) Intramural
E) Parazitik
Cevap C
Myomlar uterus içinde yerleşimlerine göre sınıflandırılırlar:
•• İntramural (en sık): Myometriumun derinliklerine
yerleşmiş myomdur. Uterusu simetrik olarak büyüten tek
bir myom varsa buna Kugel myomu denir.
•• Submuköz: Endometriumun hemen altında yerleşir.
Anormal uterin kanama ve gebelik problemleri
submukozal myomlarda sıktır.
•• Subseröz: Myom uterus serozasının hemen altına
yerleşmiştir.
•• İntraligamanter: Subseröz myom broad ligaman içine
büyürse bu adı alır.
•• Servikal
86 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
112. Aşağıdakilerden hangisi follikül uyarıcı hormonun (FSH)
fonksiyonları arasında yer almaz?
A) Teka internanın uyarılması
B) Follikül hücrelerinin uyarılması
C) Androjenlerin östrojenlere dönüştürülmesinin artırılması
D) Aromataz enzim aktivasyonu
E) LH reseptörlerinin artırılması
Cevap A
Gonadotropinler (FSH, LH)
• Glikoprotein yapısındadırlar. Ovaryan folliküler
stimulasyon yaparlar. FSH, LH, TSH ve hCG’nin a alt–
üniteleri ortaktır. Farkı yaratan ß alt–ünittir.
FSH
• Granüloza hücrelerinde proliferasyona ve östrojen
üretimine neden olur.
• Granüloza hücrelerinde FSH ve LH reseptör sayısını
arttırır.
• Aromataz ve 3ß hidroksisteroid dehidrogenaz
enzimlerini aktive eder.
LH
• Teka hücrelerinde androjen sentezini arttırır.
• Granüloza hücrelerinde yeterli LH reseptörü oluflunca
lüteinizasyona ve progesteron üretimine yol açar.
• Ovulasyonu tetikler, oosit maturasyonunu sağlayan
mekanizmaları aktive eder.
• IGF–1 (insülin Benzeri Büyüme Faktörü–1) granüloza
hücre proliferasyonunu, aromataz aktivitesini ve
progesteron, oksitosin, inhibin ve proteoglikan sentezini
stimüle eder. Gonadotropinler IGF yapımını stimüle eder.
İnsan follikülünde en yoğun bulunan IGF–2’dir.
• FSH, IGF–BP (IGF–Bağlayıcı Protein) sentezini inhibe
ederek serbest IGF’in maksimal etki yapmalarına olanak
sağlar.
• EGF (Epidermal Büyüme Faktörü), FSH’yı inhibe edici en
önemli intraovaryan büyüme faktördür.
113. Alev hanım 4 yaşındaki kızını aksiller, pubik kıllanma ve
meme gelişimi şikayeti ile hastaneye getiriyor. Yapılan
muayenesinde küçük kızın Tanner evre 4 meme, evre 3 pubik
kıllanması var ve henüz mensturasyon olmadığı öğreniliyor.
yapılan MRI’da 3. ventrikülde yer kaplayan lezyon tespit
ediliyor.
Bu hastada aşağıdaki laboratuvar bulgularından
hangisinin tespit edilmesi en olasıdır?
A) Artmış bazal FSH/LH, yükselmiş östradiol seviyesi,
artmış gonad büyüklüğü
B) Artmış bazal FSH/LH, azalmış östradiol seviyesi, artmış
gonad büyüklüğü
C) Azalmış bazal FSH/LH, yükselmiş östradiol seviyesi,
artmış gonad büyüklüğü
D) Artmış bazal FSH/LH, yükselmiş östradiol seviyesi, tek
taraflı gonadal atrofi
E) Azalmış bazal FSH/LH, Azalmış östradiol seviyesi,
artmış gonad büyüklüğü
Cevap A
Gerçek Puberte Prekoks
• Hipotalamus–hipofiz–over aksının erken
aktivasyonuna bağlıdır.
• İleri evrede reprodüktif fonksiyonları etkilemez,
prematür menopoza neden olmaz.
• Artmış büyüme, IGF1 düzeyleri ile ilişkilidir.
• GnRH sekresyonunun inhibisyonu ile pubertal
gelişim durdurulabilir.
• 4 formu tanımlanmıştır:
a. İdiopatik gerçek puberte prekoks
•• En sık gerçek puberte prekoks sebebidir.
•• İdiopatik prekoksiste ailesel geçiş göstermez ve
daha çok erken çoçukluk döneminde bulgu verir.
•• Puberte evrelerinin gelişim sırası genellikle
değişmiştir.
•• Seksüel prekoksisite olgularında normal reprodüktif
yaşam izlenir ve erken menopozla ilişkili değildir.
b. Ailevi konstitusyonel gerçek puberte prekoks
•• Nadir gelişir.
•• Seks kromozomuna bağlı dominant geçişlidir ve
sekiz yaş civarında görülür. Konstitusyonel seksüel
prekoks bulguları hipotalamo–hipofiz–over aksının
erken matürasyonu sonucu artan gonadotropin
ve seks steroidleri ile ortaya çıkar. Bu olgularda
büyüme hızlanır ve IGF–1 pubertal seviyelerdedir.
87DENEME SINAVI – 42
c. Travma, infeksiyon veya tümör nedenli gerçek puberte
prekoks
•• Kafa travması, ensefalit, menejit, hidrosefali, tümörler
(hamartoma, glioma, von Recklinghausen hastalığı,
epandimoma, kraniofaringioma), septooptik displazi,
beyin cerrahisi puberte prekoks nedeni olabilir.
•• Ektopik hCG üretimi: Koryoepiteliyoma,
disgerminoma, karaciğerde hepatoblastoma
d. Sistemik hastalığa bağlı gerçek puberte prekoks:
•• Tubero–sklerosis ve von Recklinghausen hastalığı:
Her iki patoloji de otozomal dominant geçişlidir.
•• Silver sendromu: Karakteristik yüz görünümü,
klinodaktili ve hemihipertrofi vardır.
•• Hipotiroidi: Nadiren sebeptir. Meme gelişimi vardır
ancak pubik ve aksiller kıllanma zayıftır. Menstruasyon
olur, galaktore gelişebilir. Sella tursika genişlemesi
sık izlenir. Lineer gelişme yavaşlamıştır (kemik yaşı
kronolojik yaşın gerisindedir).
114. Aşağıdakilerden hangisi kombine oral kontraseptiflerin
kesin kontendikasyonlarından biri değildir?
A) Vasküler hastalıklı diabetes mellitus
B) Nedeni belirlenemeyen vajinal kanama
C) Auralı migren
D) Epilepsi
E) Ciddi hiperkolesterolemi
Cevap D
KOK kesin kontrendikasyonları
•• Tromboflebit, tromboembolik hastalıklar (yakın aile
öyküsü dahil), serebrovasküler hastalıklar, koroner
hastalıklar ya da bunlara ait anamnez
•• Ciddi karaciğer fonksiyon bozuklukları (hepatit geçiren
olgular karaciğer fonksiyon testleri normale dönene
kadar steroid hormonları kullanmamalıdır) ve karaciğerin
akut ve kronik kolestatik hastalıkları
•• Auralı migren
•• Vasküler hastalıklı diabetes mellitus
•• Meme kanseri veya şüphesi
•• Nedeni bilinmeyen vajinal kanama
•• Gebelik veya gebelik şüphesi
•• Ciddi hiperkolesterolemi ya da hipertrigliseridemi
•• Kontrol edilemeyen hipertansiyon
•• >35 yaş olup sigara kullananlar
KOK göreceli kontrendikasyonları:
•• Emzirenler (süt miktarını azaltabilir, kalitesini
etkileyebilir)
•• Aurasız migren başağrısı
•• Kontrollü hipertansiyon (35 yaş altında düşük doz KOK
kullanılabilir)
•• Uterin leimyomlar
•• DM ve gestasyonel DM (vasküler tutulum varsa kesin
kontrendikasyondur)
•• Elektif cerrahi (postoperatif tromboemboli riski nedeniyle
operasyondan 4 hafta önce kesilmeli)
•• Epilepsi
•• Gebelikte tıkanma sarılığı öyküsü
•• Safra kesesi hastalıkları
•• Orak hücre anemisi ve ya sickle C hastalığı
•• Mitral kapak prolapsusu
•• SLE
•• Konjenital hiperlipidemi
•• Karaciğer hastalıkları
•• <35 yaş sigara kullananlar
115. Yirmi beş yaşında epilepsi rahatsızlığı nedeniyle valproik asit
kullanan 17 haftalık gebeliği bulunan hastada 4’lü testte
AFP değeri yüksek olarak saptanıyor.
Bu hastada AFP yüksekliğine sebep olabilecek durum
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Trizomi 21
B) Tek umblical arter
C) Sindaktili
D) Potter sendromu
E) Spina bifida
Cevap E
Epilepsi:
• Epilepsili kadınların bebekleri hasta olmayan kadınlar ile
karşılaştırıldığında yaklaşık 2–3 kat daha fazla yapısal
anomaliye sahiptir.
• Gebelik öncesi danışmanlık, genellikle ilaç seçiminde tek
ve en az teratojenik olan ilacı önerir.
• Lamotrigin monoterapisi ile alınan major komplikasyon
riski genel populasyonun sahip olduğu risk ile benzerdir.
• Gebelik öncesi dönemde folik asit başlanması ve daha
az teratojenik olan (lamotrigin) antikonvülzan seçimi
88 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES
düşünülebilir. Ancak konvülzyon atakları ile oluşan
hipoksi ve hipotansiyon geçici fetal hipoksi ve fetusta
konvülzyonların gelişimine neden olabilir.
• Gebelikte olguların 1/3’de konvülzyonlarda artış izlenir.
• Valproik asit kullanımı spina bifida gelişimi riskini
arttırır.
Tedavi Seçeneği Majör Konjenital
Malformasyon Oranı (%)
Herhangi bir antiepileptik 7.9
Lomotrijin monoterapisi 2.1–2.9
Karbamazepin monoterapisi 2.0–5.2
Fenobarbital monoterapisi 4.7–6.5
Fenitoin monoterapisi 3.4–10.5
Valproik asit monoterapisi 8.6–16.7
Tedavisiz 0.8–5.0
Genel popülasyon 1.6–2.2
116. Kırk hafta 3 günlük gebe sancı ve suyunun gelmesi
şikayeti ile hastaneye başvurmuş ve doğum için yatışı
yapılmıştır. Takiplerinde fetal taşikardi saptanan hastada
bu duruma sebep olabilecek en olası tanı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Fetal uyku hali
B) Baş basısı
C) Oligohidroamnios
D) Koryoamnionit
E) Surmaturasyon
Cevap D
Fetal taşikardinin en sık sebebi maternal ateş ve annenin ilaç
kullanımıdır. Bu olguda seçenekler arasında fetal taşikardinin en
sık sebebi korioamnioittir.
117. Son adetine göre 38 haftalık gebeliği olan hastanın yapılan
sonografisinde fetusun 34 haftalık gelişimde olduğu ve
amnion sıvısının normalin altında olduğu saptanıyor.
Bu durumda en uygun yaklaşım aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Doğum için oksitosin indüksiyonu
B) Sezaryan ile doğum
C) Biyofizik profil ile takip
D) Servikal prostoglandin F2α uygulaması
E) Akciğer maturasyonu için steroid enjeksiyonu
Cevap B
IUGR YÖNETİMİ
• Olgular haftalık olarak takip edilmeli, fizik muayeneye
NST eklenmelidir. Fetal akciğer maturitesi, fetal hayatı
tehdit eden bir durum veya ≥34 haftalık gebelik +
oligohidramnios söz konusu ise doğum gerekir.
• Prematür (<34 hafta) + oligohidramnios yok ve/veya
pulmoner matürite gösterilememişse NST+Biofizik
profil+Doppler ile takip edilir ve koşullar uygunlaşınca
doğum gerçekleştirilir.
• IUGR’de sezaryan sıklıkla uygulanmaktadır ancak
koşullar uygun ise vajinal doğum denenebilir. Anestezi
için epidural anestezi uygun bir alternatiftir.
118. Uterin homolog sarkom tiplerinden en sık görülen
hangisidir?
A) Leimyosarkom
B) Liposarkom
C) Anjiosarkom
D) Kondrosarkom
E) Rabdomyosarkom
Cevap A
UTERUS SARKOMLARI
• Nadir görülen tümörlerdir.
• Biyolojik davranış olarak agresiftirler.
• Prognozları genellikle kötüdür.
• En önemli predispozan faktör pelvik radyasyon
öyküsüdür.
• Saf sarkomlar mesoderm kaynaklı; mikst sarkomlar
mezodermal ve epitelyal kaynaklıdırlar.
• Homolog sarkomlar sadece uterusa ait dokulardan
kaynaklanırken, heterolog sarkomlar çizgili kas, kemik,
kıkırdak, yağ gibi uterus dışı dokulardan kaynaklanır.
• 40–60 yaş arasında görülürler.
• En sık görülen uterin sarkom mikst mezodermal
sarkomdur (MMS).
• En sık görülen homolog uterin sarkom
leimyosarkomdur.
• Uzak organ metastazları genellikle hematojen yol ile
olur ve en sık akciğere metastaz yaparlar.
• MMT ve ESS’da lenfatik metastaz daha belirgindir.
• LMS varyantı olan intravenöz leiomyomatozis vena cava
inferior ve kalbe metastaz yapabilir.
89DENEME SINAVI – 42
UTERUS SARKOMLARININ HİSTOPATOLOJİK SINIFLAMASI
TÜMÖR TİPİ HOMOLOG HETEROLOG
SAF LEOİMYOSARKOM (LMS) ve varyantları
ENDOMETRİAL STROMAL TÜMÖRLER (EST)
ANJİOSARKOM
FİBROSARKOM
RABDOMYOSARKOM
KONDROSARKOM
OSTEOSARKOM
LİPOSARKOM
MİKST KARSİNOSARKOM MİKST MEZODERMAL SARKOM (MMS)
119. Aşağıdaki over kanserleri tiplerinden hangisi
karşılanmamış östrojen tedavisi ile birlikte daha sık
görülür?
A) Granüloza hücreli over tümörü
B) Endometrioid tipte over tümörü
C) Berrak hücreli over tümörü
D) Seröz kistadenokarsinom
E) Müsinöz kistadenokarsinom
Cevap B
ENDOMETRİOİD TÜMÖR
• Histolojik olarak uterus endometrium kanseri ile aynı
özelliktedir.
• %5–10 ipsilateral overde endometriozis veya %30
endometrium kanseri ile birliktedir.
• Fibromatöz komponent içeren borderline endometrioid
tümörler adenofibroma olarak adlandırılır.
120. Koryokarsinom en sık intrapelvik metastazını nereye
yapar?
A) Akciğer
B) Vajina
C) Serviks
D) Rektum mukozası
E) Mesane mukozası
Cevap B
• Koryokarsinom en sık metastazını Akciğer yapar.
• En sık intrapelvik metastaz Vajinayadır.
• Karaciğer ve Beyin metazları kötü prognoz göstergesidir.
90 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES