sonlu elemanlar metoduyla karacaÖren i ...sap 90 ve sap 2000 programlarından elde edilen...

28
1 SONLU ELEMANLAR METODUYLA KARACAÖREN I TOPRAK DOLGU BARAJINDA GERİLME VE DEPLASMANLARIN HESAPLANMASI Nuri Seçkin KAYIKÇI İnş.Yük.Müh. Antalya,Türkiye ÖZET Bu araştırmada Karacaören I toprak dolgu barajının sonlu elemanlar metodunun kullanılmasıyla stabilite (denge) analizi gerçekleştirilmiştir. Analizler iki farklı bilgisayar programının kullanılmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu bilgisayar programları sap 90 (1992) ve sap 2000 (2001)’dir. Elde edilen neticeler karşılaştırılmış ve 1976 yılında meydana gelen Çaldıran depreminin spektrum değerleri simülasyon da kullanılmıştır. İki boyutlu analizlerde dört düğüm noktalı izoparametrik elemanlar, üç boyutlu analizlerde sekiz ğüm noktalı izoparametrik elemanlar oluşturulmuştur. Bu araştırma, barajın Çaldıran depremi spektrum değerlerine eşdeğer bir depreme maruz kaldığında yapının davranışını anlamak için gerçekleştirilmiştir. Anahtar Kelimeler : Sonlu Elemanlar Metodu, Deplasman, Gerilme

Upload: others

Post on 10-Feb-2021

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 1

    SONLU ELEMANLAR METODUYLA KARACAÖREN I TOPRAK DOLGU

    BARAJINDA GERİLME VE DEPLASMANLARIN HESAPLANMASI

    Nuri Seçkin KAYIKÇI

    İnş.Yük.Müh.

    Antalya,Türkiye

    ÖZET

    Bu araştırmada Karacaören I toprak dolgu barajının sonlu elemanlar metodunun

    kullanılmasıyla stabilite (denge) analizi gerçekleştirilmiştir. Analizler iki farklı bilgisayar

    programının kullanılmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu bilgisayar programları sap 90 (1992)

    ve sap 2000 (2001)’dir. Elde edilen neticeler karşılaştırılmış ve 1976 yılında meydana

    gelen Çaldıran depreminin spektrum değerleri simülasyon da kullanılmıştır. İki boyutlu

    analizlerde dört düğüm noktalı izoparametrik elemanlar, üç boyutlu analizlerde sekiz

    düğüm noktalı izoparametrik elemanlar oluşturulmuştur. Bu araştırma, barajın Çaldıran

    depremi spektrum değerlerine eşdeğer bir depreme maruz kaldığında yapının davranışını

    anlamak için gerçekleştirilmiştir.

    Anahtar Kelimeler : Sonlu Elemanlar Metodu, Deplasman, Gerilme

  • 2

    CALCULATIONS OF STRESSES AND DISPLACEMENTS IN KARACAÖREN I

    EARTH-FILL DAM USING FINITE ELEMENTS METHOD

    Nuri Seçkin KAYIKÇI

    Civil Engineer (M.Sc.)

    Antalya, Turkey

    ABSTRACT

    In this thesis research, stability analysis for Karacaören I earth-fill dam has been

    realised using finite elements method. Analysis have been performed supported by two

    different computer programs which are sap 90 (1992) and sap 2000 (2001). Results have

    been compared and occured in 1976 Çaldıran earthquake’s spectrum values have been used

    in simulation. In two dimensional analysis four noded isoparametric elements, in three

    dimensional analysis eight noded isoparametric elements were used. This research have

    been performed in order to understand the structure’s behaviours while the dam is

    subjected to an earthquake which is comprised equivalent spectrum values with Çaldıran

    one.

    Keywords : Finite Elements Method, Displacement, Stress

  • 3

    GİRİŞ

    Amaç

    Karacaören I toprak dolgu barajı Antalya Isparta karayolu üzerinde Antalya’dan 60

    km mesafede Burdur il sınırları içerisinde Aksu nehri üzerinde inşa edilmiş iki barajdan

    birincisidir. Aksu nehri Isparta’nın Aksu kasabasından doğar ve Antalya il sınırları

    içerisinde Akdeniz’e dökülür. Dolayısıyla baraj Akdeniz bölgesindedir. Diğer metotlarla

    karşılaştırıldığında sonlu elemanlar metodundan ve analizinden daha gerçeğe yakın ve

    belirli neticeler elde edilmektedir (1). Simûlasyonda 1976 yılında meydana gelmiş

    Çaldıran depreminin spektrum değerleri kullanılmıştır. Bu araştırma, Çaldıran depreminin

    spektrum değerlerine eş değer bir olası depremin meydana gelmesi durumunda Karacaören

    I toprak dolgu barajının davranışını araştırır. Çalışmada sonlu elemanlar metodunu

    kullanarak iki ve üç boyutlu analizler gerçekleştirildi. Elde edilen neticeler değerlendirildi.

    Daha önceleri çeşitli araştırmacılar tarafından elde edilmiş neticelerle karşılaştırıldı ve esas

    neticeler analiz edildi. Alttaki belli sebeplerden dolayı toprak dolgu barajlardaki

    deformasyonların belirlenmesi zaruridir (1).

    1) Aşırı kret oturmaları hava payını düşürür.

    2) Dolgu malzemesinin aşırı ayrışması boyuna çatlakları oluşturur. Böyle çatlaklar kil

    temeller üzerine inşa edilmiş toprak dolgu barajlarda gözlemlenmiştir.

    3) Kesitler arasındaki farklı oturmalar baraj kreti boyunca çatlakların gelişmesine sebep

    olabilir.

    4) Eğer çekirdek içerisindeki oturmalar, kabuk zonlarındaki oturmalardan fazla ise

    çekirdek içerisinde hidrolik kırılma meydana gelecektir. Çekirdek zonunda fiziksel ayrışma

    olacak, üst kısım alt kısımdan ayrılacak, borulanma kanalı meydana gelecektir.

    METOT

    Köşe noktalarından birbirine bağlı farklı elemanların birlikteliğini bu metot dikkate

    alır. Sonlu elemanlar metodunu kullanarak oldukça iyi bir şekilde doğru sonuca

  • 4

    yakınsamalar görülür. Aynı şekilde, bu metodu kullanarak en gerçekçi yaklaşımlar birçok

    problemin çözümünde elde edilir. Hesaplamalar farklı kesit uzunlukları dikkate alınarak

    doğrusal olarak gerçekleştirildi. İki boyutlu analizlerde kabuk (shell) elemanları, üç

    boyutlu analizlerde katı (solid) elemanları kullanıldı. İki boyutlu analizlerde kabuk (shell)

    elemanı kalınlıkları 1 m, 10 m ve 20 m alınırken üç boyutlu analizlerde kesit uzunluları 40

    m, 60 m ve 120 m alınmıştır. Böylece analizlerden elde edilen neticeler değerlendirilmiştir.

    İki boyutlu sonlu elemanlar modelinde yapı uygun üçgen veya dörtgen elemanlara bölünür.

    Bu şekilde bölünmüş elemanların köşeleri düğüm noktaları ismini alır. Her elemana

    uygulanmış gerilmelerden dolayı düğüm noktalarındaki deplasmanlar elemanın

    geometrisinin ve malzeme özelliklerinin fonksiyonudur. Gövde üzerinde meydana gelmiş

    deplasmanlar önceden programa tanıtılabilir. Elemanın deplasmanı ile ilgili katsayılar

    matrisine uygulanmış yük elemanın kendi katılar (stiffness) matrisidir. Global katılar

    (stiffness) matrisini oluşturmak için katılar matrislerinin hepsi birleştirilir. Her düğüm

    noktasındaki mevcut yük belirlenir. Katılar katsayıları ile mevcut yükler neticesinde

    deplasmanların ilişkileri belli sayıda denklem üretir. Kapsamlı katsayılar matrisi simetrik

    olarak oluşur. Denklemler nümerik yöntemlerle çözülür (2). Düğüm noktalarındaki

    bilinmeyen deplasmanlar, zorlamalar, gerilmeler nümerik yöntemlerle çözülür. Düğüm

    noktaları arasında doğrusal deplasman dağılımı iki boyutlu doğrusal analizde oluşturulur.

    Eğri düzlemler yaklaşık düz doğru olarak dikkate alınır. Benzer şekilde üç boyutlu

    analizde gövde elastik yapı olarak dikkate alınır.

    TARTIŞMA VE SONUÇ

    Hesaplanmış gerilme dağılımlarının kabuklardan çekirdeğe uygun yük transferini

    göstermesi hidrolik kırılmaya ve dolayısıyla içsel erozyona karşı emniyet teşkil eder (3).

    Bu araştırmada böyle bir duruma rastlanılmamıştır. Maksimum gerilmeler çekirdek

    içerisinde meydana gelirken deformasyonlarda maksimum değerini alır. Yük transferi

    çekirdekten kabuklara doğru gerçekleşmiştir.

    Hidrolik kırılmayı önlemek için filtre zonlarının oluşturulması ve çekirdekte eğimli

    memba ve mansap yüzlerinin teşkil edilmesi gereklidir.

  • 5

    Krette maksimum oturma 11-13 cm olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, Justo’ya göre

    sıkışmış kuru zeminlerde çatlak oluşum ihtimali vardır (1).

    Gerilme ve deplasman değerleri çekirdek ile kabuk zonlarının birleştiği noktalarda

    veya bölgelerde ve çekirdek hendeğinin üst köşe noktalarının kabuk zonuyla birleştiği

    bölgelerde meydana gelmiştir. Geçmişte yapılan çalışmalarda bunu doğrulamaktadır. Fakat

    farklı sonlu elemanlar analizlerinin farklı en kesit ve boyutlardaki farklı barajlar içinde

    yapılması gerekir.

    Analizlerde her zon için malzeme özellikleri sabit olarak alınmıştır.

    Sap 90 ve sap 2000 programlarından elde edilen neticeleri karşılaştırırsak sap 2000

    programından elde edilen neticelerin daha hassas ve gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz. Zira

    üç boyutlu analizler sap 2000 programıyla gerçekleştirilmiştir.

    Temel üzerine etkiyen yükler emniyet gerilmesinin altındadır ve güvenlik faktörünü

    temin eder.

    Maksimum gerilmeler ve deplasmanlar hem x hem de y yönünde çekirdek hendeğinin

    kabuk zonlarıyla birleştiği noktalarda, z yönünde ise krette gerçekleşmiştir. Olası bir

    deprem anında en çok deplasmanın gerçekleşeceği bölgenin genel bir ifadeyle kret bölgesi

    olduğunu söyleyebiliriz.

    Çaldıran depremi spektrum değerlerinin uygulanması ile elde edilmiş deplasman

    değerleri düşük gerçekleşmiştir. Bu nedenle elde edilen neticelere göre tehlikeli sonuçlara

    varacak deplasman değerleri gerçekleşmemiştir.

    Deformasyonları azaltmak için veya düşük oranlarda deformasyon elde etmek için

    bazı prosedürler yapıya uygulanabilir. Bu yöntemler uygun kompaksiyon metotları ve

    ekipmanları, oldukça yoğun malzeme elde etme, uygun malzemeyi uygun su içeriği ile

    birlikte kullanmaktır.

  • 6

    Haznedeki su seviyesini maksimum su seviyesinin yarısına düşürmek sistem üzerinde

    önemli bir etki yaratmamıştır. Bu durum gerilme ve deplasmanlar üzerinde önemli bir

    çeşitliliğe, değişime neden olmamıştır.

    Konglomera kayasının rijitliğinden dolayı temelde deplasman ve gerilme değerleri

    sıfır olmuştur. Fakat az miktarda deplasman ve gerilme üç boyutlu hesaplamalarda kesit

    kalınlığının 120 m alındığı durumda temelde gelişmiştir. Eğer temel sınır durumunda bir

    değişiklik olursa veya eğer temel malzemesi kaya formasyonları içermezse, gerilme ve

    deplasman değerlerinde de bir takım değişiklikler oluşabilecektir.

    80.00 m

    kabuk çekirdek kabuk 00.00

    temel

    Şekil 1: Maksimum deplasman ve gerilmelerin meydana geldiği bölgeler.

    Orijinal yer yüzeyi (veya talveg seviyesi) 00.00 olarak alınmıştır. Çekirdek hendeğinin

    tabanı –20.00 m’dir. Talveg seviyesine göre kret kotu +80.00 m’dir. Bu durum gövde en

    kesitinin modellenmiş biçiminde görülür. Çekirdeğin taban genişliği talveg seviyesinde 80

    m’dir. Deformasyon değerleri genellikle çekirdek içerisinde yüksek seviyelerden orta

    seviyelere yakınlaşır. Üç boyutlu analizlerde x yönü boyunca deplasman çekirdek

    hendeğinin üst köşe noktalarında maksimum civarında ve çekirdek hendeğinin kabuk

    zonlarıyla birleşim noktalarında 20.00 m kotunda yine maksimumdur. Benzer şekilde y

    yönü boyunca deplasman çekirdek hendeğinin üst köşe noktalarında hemen hemen

    maksimum ve çekirdek hendeği ile kabuk zonlarının birleşim noktalarında +20.00 m

    kotunda maksimumdur. Bu durumlar şekil 1’de gösterilmektedir. Z yönündeki maksimum

    deplasman kret üzerinde gerçekleşmiştir. Özellikle negatif gerilme değerleri maksimum

    deformasyonların oluştuğu noktalarda maksimum veya maksimuma yakındır.

  • 7

    Kesit uzunluğunun 120 m alındığı üç boyutlu analize göre kret profili baraj aksı

    boyunca iç bükey olarak gerçekleşmiştir. Pozitif gerilme değerleri x=60 m noktasında kret

    üzerinde gerçekleşmiştir. Benzer şekilde kret en kesiti de iç bükey olarak gerçekleşmiştir.

    Dolayısıyla düşey deplasman çekirdekte kret merkez çizgisi ile kesişim noktasında yüksek

    değer almıştır. Yamaçlardan baraj aksı orta noktasına doğru gidildikçe düşey deplasman

    değerleri artmaktadır.

    Genellikle, gövde içerisine yerleştirilmiş cihazlardan elde edilen okumalar ile

    hesaplanan deformasyon değerleri arasında farklılıklar olabilir. Hesaplanmış değerler

    ölçülmüş değerlerle kıyaslandığında düşük veya yüksek olabilir. Bu farklılığın sebebi

    malzeme özellikleri ile ilgili yapılan hatalar (malzemenin elde edildiği arazideki orijinal

    özellikleri hesaplamalarda kullanılmalıdır), cihazın bulunduğu noktanın koordinatı ile

    maksimum değerlerin elde edildiği modeldeki koordinatının aynı olup olmaması, yapıda

    kullanılan kompaksiyon teknikleri ve kompaksiyon derecesidir.

    İki boyutlu analizlerde deplasman değerleri kret üzerinde maksimum olarak

    gerçekleşmiştir. Genelde kabuk (shell) elemanı kalınlığı azaldıkça sap 90 (1992)

    programının kullanıldığı iki boyutlu analizlerde netice değerlerinde artışlar gözlenmiştir.

    Çok küçük kabuk (shell) kalınlığı değerlerinde neticeler (özellikle deplasmanlar) oldukça

    büyük gerçekleşmiştir. Gerilme dağılımları dikkate alındığında kabuk (shell) kalınlığı

    arttıkça gerilme değerleri azalmıştır. Yük transferi çekirdekten kabuk zonlarına doğru

    gerçekleşmiştir. Çekirdek hendeğine gelen yükler talveg seviyesinde maksimum olmuştur.

    En düşük deplasman ve gerilme değerleri barajın memba topuğunda ve mansap burnunda

    oluşmuştur. Çeşitli araştırmalara dayanarak şiddetli depremler neticesinde eğimler

    üzerinde meydana gelmiş çatlaklar maksimum pozitif gerilmelerin oluştuğu yerlerde,

    bölgelerde görülmüştür (1). Sap 2000 programından elde edilmiş hesaplamalara göre üç

    boyutlu analizlerde kesit kalınlığı arttıkça düşey deplasman değerlerinde 5 mm civarında

    azalmalar oluşmuştur.

    Vadi genişliğinin baraj yüksekliğine oranı 4.5’den fazla ise (400/80=5), üç boyutlu

    analizlerden daha doğru neticeler alınmaktadır (1).

  • 8

    Şiddetli depremlere dayanmada birtakım tedbirler alınabilir. Kret kısmı daha kalın inşa

    edilebilir. Daha yassı memba ve mansap şev eğimleri temin edilebilir.

    Piezometreler, gerilme-zorlama metreleri, deplasman ve boyut ölçüm cihazları baraj

    gövdesi ve yamaçlar içerisine yerleştirilmeli, şiddetli taşkınlar, yağışlar, depremler

    boyunca veya sonrasında veya sistematik periyotlar halinde okumalar ve ölçümler

    yapılmalı ve barajın emniyeti açısından herhangi bir tehlikeli durumun varlığı

    araştırılmalıdır.

    TEŞEKKÜR

    Üstün sabır ve destek gösteren aileme teşekkür ederim.

    KAYNAKLAR 1. Singh, B., Varshney, R.S., “Engineering for Embankment Dams”, A.A. Balkema,

    Rotterdam, Brookfield, 1995, 732 p.

    2. Bureau of Reclamation, “Design of Arch Dams”, United States Department of Interior,

    1977, 872 p.

    3. Naylor, D.J., Maranha, J.R., Maranha das Neves, E., Veiga Pinto, A.A., “A Back-

    Analysis of Beliche Dam”, Geotechnique, 47, No:2, 1997, pp. 221-233

    4. Bureau of Reclamation, “Design of Small Dams”, United States Department of Interior,

    1973, 816 p.

    5. Orhon, M., “Baraj Tipleri ve Yapım Kriterleri”, TMMOB İnşaat Müh. Odası Yayını, Yıl

    42, sayı 391, Barajlar I, 1997, s. 12

  • 9

  • 10

  • 11

  • 12

  • 13

  • 14

  • 15

  • 16

  • 17

  • 18

  • 19

  • 20

  • 21

  • 22

  • 23

  • 24

  • 25

  • 26

  • 27

  • 28