sınırların zorlandığı bir yolculuk! -...

6
SPOR İZMİRLIFE EYLÜL 2017 YELKEN H 90 [ Raşel Rakella Asal ] Hiç tropik güneş ışınları altında hızını almış bir rüzgârda dümen tuttunuz mu? Hiç doğanın enerjisinin üzeri- nizden akıp geçerken bütünün parçası olduğunuzu hissettiniz mi? Aldığınız derin nefesin, güneşin yüzünüze yansıyan parıltıları ve rüzgarın tatlı uğul- tusu sizi tarifi mümkün olma- yan bir boyuta ulaştırdı mı? Bedeninizden akan suyu sesi tüm dertlerinizi, tasalarınızı alıp götürdü mü? Bu sorulara hayır yanıtını veriyorsanız, o zaman sizi yelken sporuyla tanıştırma vakti gelmiştir. Yelken öyle bir spor ki, her spor dalı gibi bir tanıştınız mı, hele bir de hayatınıza dâhil etti- niz mi, artık onun tutkunu olmaktan başka bir seçeneğiniz kalmıyor. Bir düşünün, siz tek- nede seyir halindesiniz, arka- nızda kalan kara parçası hızla küçülüyor. Tekneniz su üzerin- de kayar gibi yol alıyor, süratiy- le çelişen bir sessizlikle... Hele üç tarafı denizlerle çevrili ülke- miz için yelken sporu hayata bakış açınızı tamamen değişti- rebilir. Yelken yaş sınırı olmadan her- kesin başlayabileceği bir spor. Eğer ilgi duyuyorsanız 7 ya da 77, kaç yaşında olursanız olun bu spora başlayabilirsiniz. Yelken belirli bir kondisyon da gerektirmiyor başta. Zamanla ihtiyacınız olan kondisyon ve güç de bu spordaki tecrübeniz- le birlikte gelişiyor. Yelkencilik sporunu amatör ya da profes- yonel olarak yapmayı düşünen hatta yarışçı olmak isteyenler için yelken kulüplerinde ve okullarında eğitimler veriliyor. Hemen akla şu soru geliyor. Her isteyen yelken yapabilir mi? Tabii ama çok sevmeyen devam edemez. Çünkü yelken bir felsefe. Yelken ne gerektiri- yor? Bir kere büyük bir kabukla denizin ortasındasınız. O nedenle tehlikesi yok denemez. Çok fazla güç istediği zamanlar oluyor. Çünkü rüzgar halatla- rın üzerinde büyük baskılar yaratabiliyor. Yeni başlayanlar o nedenle iyi öğrenmeli ve dik- katli olmalı. Bazı yelken okulla- rının metoduna göre ilk ders teknede alınmalı, yani dümeni tutmalısınız. Sonra tıpkı, kısa zamanda kaptan olmaya hevesli bir miço gibi başlıyorsunuz her şeyi yaşayarak, deneyerek öğrenmeye. Hem çok zevkli, hem de çok etkili bir metod. Evet, yelken her yaştan herke- sin yapabileceği en zevkli spor- lardan biri. Belki, siz de bir gün bu spora başlamak, rüzgarın sesi kulağınızda, denizin koku- su burnunuzda, dalgaların üze- rinde özgürce yol almak istersi- niz. Sınırların zorlandığı bir yolculuk! Atlantic Rally for Cruisers yarışına katılan denizciler yaklaşık üç gruba ayrılıyor. İlki emeklilik yaşına gelmiş olup, ‘bende hâlâ iş bitmedi’ diyen maceraperestler. İkinci grup, kariyerlerinde geçiş döneminde olup iki aylığına kendileri için zaman ayırma lüksüne sahip arayışçılar. Üçüncü grup ise üniversiteyi yeni bitirmiş, hayata atılmadan önce araya bir macera sıkıştırmak isteyen gençler.

Upload: others

Post on 05-Sep-2019

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sınırların zorlandığı bir yolculuk! - saltwhistler.comsaltwhistler.com/wp-content/uploads/2017/09/Izmir-Life-Sep-2017.pdf · dengenizi kaybedip hatıra olarak isten-meyen bir

SPOR

İZMİRLIFE EYLÜL 2017

YELKEN

H

90

[ Raşel Rakella Asal ]

Hiç tropik güneş ışınları altında hızını almış bir rüzgârda dümen tuttunuz mu?

Hiç doğanın enerjisinin üzeri-nizden akıp geçerken bütünün parçası olduğunuzu hissettiniz mi? Aldığınız derin nefesin, güneşin yüzünüze yansıyan parıltıları ve rüzgarın tatlı uğul-tusu sizi tarifi mümkün olma-yan bir boyuta ulaştırdı mı?

Bedeninizden akan suyu sesi tüm dertlerinizi, tasalarınızı alıp götürdü mü? Bu sorulara hayır yanıtını veriyorsanız, o zaman sizi yelken sporuyla tanıştırma vakti gelmiştir. Yelken öyle bir spor ki, her spor dalı gibi bir tanıştınız mı, hele bir de hayatınıza dâhil etti-niz mi, artık onun tutkunu olmaktan başka bir seçeneğiniz kalmıyor. Bir düşünün, siz tek-nede seyir halindesiniz, arka-nızda kalan kara parçası hızla

küçülüyor. Tekneniz su üzerin-de kayar gibi yol alıyor, süratiy-le çelişen bir sessizlikle... Hele üç tarafı denizlerle çevrili ülke-miz için yelken sporu hayata bakış açınızı tamamen değişti-rebilir.

Yelken yaş sınırı olmadan her-kesin başlayabileceği bir spor. Eğer ilgi duyuyorsanız 7 ya da 77, kaç yaşında olursanız olun bu spora başlayabilirsiniz. Yelken belirli bir kondisyon da gerektirmiyor başta. Zamanla ihtiyacınız olan kondisyon ve güç de bu spordaki tecrübeniz-le birlikte gelişiyor. Yelkencilik sporunu amatör ya da profes-yonel olarak yapmayı düşünen hatta yarışçı olmak isteyenler için yelken kulüplerinde ve okullarında eğitimler veriliyor. Hemen akla şu soru geliyor. Her isteyen yelken yapabilir mi? Tabii ama çok sevmeyen devam edemez. Çünkü yelken

bir felsefe. Yelken ne gerektiri-yor? Bir kere büyük bir kabukla denizin ortasındasınız. O nedenle tehlikesi yok denemez. Çok fazla güç istediği zamanlar oluyor. Çünkü rüzgar halatla-rın üzerinde büyük baskılar yaratabiliyor. Yeni başlayanlar o nedenle iyi öğrenmeli ve dik-katli olmalı. Bazı yelken okulla-rının metoduna göre ilk ders teknede alınmalı, yani dümeni tutmalısınız. Sonra tıpkı, kısa zamanda kaptan olmaya hevesli bir miço gibi başlıyorsunuz her şeyi yaşayarak, deneyerek öğrenmeye. Hem çok zevkli, hem de çok etkili bir metod.

Evet, yelken her yaştan herke-sin yapabileceği en zevkli spor-lardan biri. Belki, siz de bir gün bu spora başlamak, rüzgarın sesi kulağınızda, denizin koku-su burnunuzda, dalgaların üze-rinde özgürce yol almak istersi-niz.

Sınırların zorlandığı bir yolculuk!

Atlantic Rally for

Cruisers yarışına

katılan denizciler

yaklaşık üç gruba

ayrılıyor. İlki

emeklilik yaşına

gelmiş olup,

‘bende hâlâ iş

bitmedi’ diyen

maceraperestler.

İkinci grup,

kariyerlerinde geçiş

döneminde olup iki

aylığına kendileri

için zaman ayırma

lüksüne sahip

arayışçılar. Üçüncü

grup ise üniversiteyi

yeni bitirmiş,

hayata atılmadan

önce araya bir

macera sıkıştırmak

isteyen gençler.

Page 2: Sınırların zorlandığı bir yolculuk! - saltwhistler.comsaltwhistler.com/wp-content/uploads/2017/09/Izmir-Life-Sep-2017.pdf · dengenizi kaybedip hatıra olarak isten-meyen bir

İZMİRLIFE EYLÜL 2017 91

Ancak bu spora nasıl, nerede başlanır, kolay mıdır, zor mudur yoksa çok mu maliyetli-dir gibi soruların cevaplarını Atlantik Okyanusu’nu yelken-liyle geçmiş, yelkenciliğe gönül vermiş Enis İzmiroğlu’na sor-duk, o da bizi aydınlattı.

İzmir Amerikan Lisesi ve Boğaziçi Ünversitesi İşletme Bölümü’nden mezuniyet sonra-sı Northwestern University Kellogg School of Management’da MBA yapan, Seattle’da T-Mobile’da ve Deutsche Telekom ana merke-zinde pazarlama, strateji ve ino-vasyon alanlarında yönetici ola-rak görev yapan, 2015 yılında kurumsal hayattan ayrılarak kendi işini kuran, halen Almanya’da Köln şehrinde yaşayan Enis İzmiroğlu’nun en önemli özelliği seyahat etmeye ve doğaya olan tutkusu. Bu tutkusu onu geçmişte amatör bir ruhla başladığı yelkenciliği meslek olarak seçmeye yönlen-

dirmiş. Onun yelkencilik mace-rası kendi anlatımıyla şöyle başlıyor: “Yaklaşık on yıl önce Seattle’daki Lake Washington’ın korunaklı sularında küçücük bir tekne ile yelken yapmaya başladığımda bir gün okyanusu bir yelkenliyle geçeceğimi hiç düşünmemiştim. Amatörce yorgunluk gidermek için başla-dığım bu heves yıllar geçtikçe tutkulu bir hobi haline dönüş-tü. Özellikle Almanya’ya taşın-dıktan sonra iş yoğunluğundan fırsat buldukça haftasonu ve tatillerde arkadaşlarla yelken gezilerine gittim. Bu arada kıyı kaptanlığı bilgi ve tecrübemi arttırmak yanında dünya seya-hatine çıkan denizcilerin hatı-ralarını okumaya başladım. Bu okumalar o kadar ilham veri-ciydi ki 2016 yılının Kasım ayında Atlas Okyanusu’nu Atlantic Rally for Cruisers (ARC) organizasyonu bünye-sinde güvenli bir ortamda deneyimlemeye karar verdim”

Atlantic Rally for Cruisers (ARC) her yıl 200’den fazla yelkenli teknenin katıldığı dün-yanın en büyük transatlantik yelken rallisi. Rallinin yarıştan farkı her ne pahasına olsun kazanma amacı yerine seyir güvenliğinin, sosyal ortamın ve denizcilerin dayanışmasının öne çıkması. Enis’e okyanus geçişi için en önemli faktörün ne olduğunu sorduk;“Okyanus geçişinin kıyı seyrin-den en büyük farkı bir prob-lemle karşılaştığınızda yakın bir limanda size yardımcı olabile-cek bir ustanın olmaması. Çözüm için kendi bilgi, tecrü-be, ön hazırlık ve yaratıcılığını-za bağımlısınız. Onun içindir ki bütün tekneler ralliye ancak aylarca süren hazırlık sürecin-den ve sıkı bir güvenlik testin-den geçtikten sonra katılabili-yorlar. Tabii kaptan ve en az bir mürettebatın da denizcilik bil-gisinin çok yüksek düzeyde olması şart. İşte bu nedenle ben de ilk okyanus geçişimi profes-

yonel bir kaptanın teknesinde çoğunluğu İngiliz ve İskoçlardan oluşan toplam 14 kişilik bir ekiple gerçekleştir-dim.”

Bu organizasyona kimler katılıyor? ARC’a katılan denizciler yakla-şık üç gruba ayrılıyor. İlki emeklilik yaşına gelmiş olup, ‘bende hâlâ iş bitmedi’ diyen maceraperestler. Benim de dahil olduğum ikinci grup, kariyerlerinde geçiş döneminde olup iki aylığına kendileri için zaman ayırma lüksüne sahip arayışçılar. Üçüncü grup ise üniversiteyi yeni bitirmiş, haya-ta atılmadan önce araya bir macera sıkıştırmak isteyen gençler. Ancak keyifli bir geçi-şin en önemli unsurlarından biri de birbiriyle iyi anlaşabilen bir ekip. Tekneye katılım için herhangi bir yelken tecrübesi şart olmasa da bizim mürette-batta bir kişi hariç herkes yel-kencilikten değişik derecelerde

Page 3: Sınırların zorlandığı bir yolculuk! - saltwhistler.comsaltwhistler.com/wp-content/uploads/2017/09/Izmir-Life-Sep-2017.pdf · dengenizi kaybedip hatıra olarak isten-meyen bir

SPOR

İZMİRLIFE EYLÜL 2017

YELKEN

92

anlıyordu. Çıkış limanımız olan Las Palmas’daki son hazırlıkları-mız yaklaşık bir hafta sürdü. Bu süre boyunca teknede yapılan ufak tamiratlar esnasında, eği-tim seminerlerinde, kumanya-ların tedariğinde, akşam yemek-lerinde ve şehir turlarında birbi-rimizi tanıma imkânı bulduk.

Sonunda beklenen an geldi ve toplam 22 gün ve 3100 deniz mili (yaklaşık 5700 kilomet-re) sürecek maceranın ilk ayağı için diğer teknelerle bir-likte Las Palmas limanından ayrılıp Cape Verde’ye doğru yelken açtınız. Okyanustayken günler nasıl geçti? Yola çıkar çıkmaz tayfalar üç takıma ayrılıp nöbetlerine baş-ladı. Okyanus seyrinde gece gündüz yol alındığı için bu işi nöbetleşe yapmak zaruri. Güvertede her ne kadar kısıtlı miktarda efor sarf edilse de açık deniz havası insanı yoruyor ve acıktırıyor. Aç ve yorgun bir mürettebat da dikkati dağılacağı için bir güvenlik zaafiyeti oluş-turuyor. Bunu önlemek adına nöbetlerimiz arasında uyku, beslenme ve dinlenme için sekiz saatlik molalar veriyor-duk. Bir takım nöbetteyken diğer iki takım dinlenmeye çekiliyordu. Bu sayede dur durak demeden gece gündüz yol alabildik.İlk günlerde tavan yapan heye-can ilerleyen günlerde yavaş yavaş kendini rutine bırakmaya başladı. Nöbete kalk, giyin, dümen tut, yelkenleri trim et, ufku kolaçan et, nöbet bitimin-de temizlik yap, dinlenmeye çekil, bir şeyler ye, sonra tekrar nöbete kalk derken tekne haya-tı ritme girdi ve günler birbirini kovalamaya başladı. Boş zaman-

larımızda kapalı mekânda kitap okuyor, diğer arkadaşlarla laflı-yor veya ön güvertede oturup ufku seyre dalıyorduk. Hatta bazen can sıkıntısından kurtul-mak adına yapılacak işler için gönüllü oluyorduk. Arada bize eşlik eden yunus sürüleri ve uzaktan su fışkırtan balinalar anlık heyecan zirveleri yaratıp seyrimizi renklendiriyordu. Sadece önemli ve acil yazışma-lar için kullanılan uydu telefonu haricinde dünyadan bi haber-dik. Bizim dünyamız artık 18 metrelik tekneden ibaretti.

Okyanusta yelken deyince birçok kişinin aklına fırtına geliyor. Peki, hiç kötü havaya denk geldiniz mi? ARC‘ın Kasım ayında başlayıp Aralık başında sona ermesinin nedeni bu sürenin açık denizde fırtına olasılığının en düşük olduğu dönem olması. Bizim seyirimiz de okyanus koşulları için sakin denilebilecek hava koşullarında gerçekleşti. Hatta birkaç gün rüzgarın kesilmesi nedeniyle yolumuza motorla devam etmek zorunda kaldık.

Gran Kanarya adasından ayrıldıktan kaç gün sonra Cape Verde’ye ulaştınız. Orada neler yaptınız? Kıçtan gelen ve boyumuzdan büyük dalgaların da yardımıyla 6 günlük bir geçiş sonrası Cape Verde’ye ulaştık. Tüm mürette-bat karaya ayak basar basmaz kendisini otele attı. Adada ver-diğimiz birkaç günlük molada teknedeki ufak tefek tamiratları hallettik, yerel yemekleri tattık ve etrafı gezme fırsatı bulduk. Bu arada iki tayfanın teknemiz-den ayrılma kararı aldığını öğrenmemiz biraz süpriz oldu. Dar alanda yaşanan trafik sıkış-maları, tekne yalpaya düşüp bizi sağa sola savurdukça vücu-dumuzda beliren morluklar, uykudan uyandıran sıcak ve nemli kabin havası ve haftada sadece bir kez duş alma izni arkadaşların tadını kaçırmış olsa gerek…

Cape Verde’deki birkaç günlük nefeslenmeden sonra Kasım 2016 ortasında ikinci etap için Karayipler’e doğru yelken açmışlar. Buraya kadar olan

n Tüm yolculuk süresince Enis İzmiroğlu’nu en zorlayan şey... Hiç tanımadığı insanlarla uzun bir süre aynı mekanı paylaşmak zorunda kal-mak olarak yanıtlıyor...

“Kafanız bir şeye ya da birisi-ne bozulduğunda, ‘hop kap-tan durdur bu tekneyi, inecek var’ diyemiyorsunuz.

Mürettebatın büyük çoğunlu-ğu ılımlı insanlardı ancak grup büyük olunca birkaç çürük elmanın olmaması mümkün değil. İnsanların gelirken tekneye getirdikleri psikolojik sıkıntılar, mekanın darlığı ve big brother evinde-ki gibi her hareketinizin göze-tim altında olması bir süre sonra anormal davranışları tetikliyor. Birisi hiç bekleme-diğiniz bir anda sudan bir sebepten ya da yanlış anlaş-madan dolayı size parlayıp sözlü veya fiziksel saldırıda bulunabiliyor.

Egolar birden kabarıp tamiri mümkün olmayan yaralar açabiliyor. Bazı kişiler ise anlaşmazlık durumunda ses-siz kalıp daha sonra başkala-rının ardından dedikodu yap-mayı seçiyor.

Bizim teknede de birkaç kişi arasında tatsızlıklar oldu. Ralliye katılan diğer tekneler-den de benzer hikayeler duy-dum. Hatta ilk etabın sonun-da mürettebatın dağıldığı tekneler bile olmuş. Uyum içerisinde çalışabilen, birbir-lerine güvenen, birbirlerinin sınırlarına saygılı, toleranslı ve aynı zamanda pozitif düşünceli bir ekip keyifli bir seyir için şart.”

Page 4: Sınırların zorlandığı bir yolculuk! - saltwhistler.comsaltwhistler.com/wp-content/uploads/2017/09/Izmir-Life-Sep-2017.pdf · dengenizi kaybedip hatıra olarak isten-meyen bir

tüm macera, bu seyir için yapılan hazırlık kısmıydı tabii. Ama maceranın zahmetli kısmının yanında keyifli kısmını da şöyle anlatıyor Enis İzmiroğlu:“Okyanusta yelken yapmanın en keyifli anlarından birisi ufkun güneş batımında usta bir ressamın tuvalini andırarak turuncu ve morun farklı tonlarına bürün-mesini izlemek. Renkten renge giren bulutlar sahneyi güneş batımından sonra önce parlak gezegenlere, sonra da uzak-lardan göz kırpan yıldızlara bırakıyorlar. Kutup yıldızı, samanyolu, büyükayı der-ken binlerce yıldız gökyüzünü dolduru-yor ve muhteşem bir gösteri başlıyor. Hele gökte hiç bulut yoksa ve ay da o gece saklanıyorsa bu seyre doyum olmu-yor. Bazen ufuk çizgisinin hemen üzerin-de bir kırmızı ışık beliriyor. Acaba bir gemi üzerimize mi geliyor diye telaşlanıp radarı açtığımızda bu ışığın doğmakta olan bir gezegen olduğunu anlayıp rahat-lıyoruz.”

Bu kadar keyif veren seyir sırasında canınızı sıkan olaylar da oldu mu?Tabii ki. Yola çıktığımızın ikinci günü tuvaletimizin tıkanması herkesin yüreğini ağzına getirdi. Neredeyse tüm boruların sökülüp temizlenmesiyle rahat bir nefes alabildik. Derken jeneratörümüz çalışma-maya başladı. Bu da su yapıcımızı kulla-namayacağımız anlamına geliyordu. Eyvah, yoksa yolda susuz mu kalacaktık? Neyse ki yedek parçamızın olması saye-sinde bu badireyi de atlattık. Bunun yanı-sıra ben de dahil olmak üzere müretteba-tın ihmali yüzünden ufak tefek kazalar atlattık. Dökülen kaynar sular mı istersi-niz, dik merdivenden kaymalar mı ya da bir arkadaşımızın boynuna dolanıp onu sağdan sola savuran ana yelken iskotası mı? Kamaradayken ters gelen bir dalgayla dengenizi kaybedip hatıra olarak isten-meyen bir mor dövmeye kavuşmanız işten bile değil. Sanırım Neptün ihmalkâr denizcileri hiç sevmiyor ve onlara dersini anında veriyor. Neyse ki seyahatimizi, biraz da şansımız sayesinde ciddi bir vukuat olmadan tamamlayabildik.

Page 5: Sınırların zorlandığı bir yolculuk! - saltwhistler.comsaltwhistler.com/wp-content/uploads/2017/09/Izmir-Life-Sep-2017.pdf · dengenizi kaybedip hatıra olarak isten-meyen bir

SPOR

İZMİRLIFE EYLÜL 2017

YELKEN

94

Monotonluğu kırmak moral-leri yükseltmek adına attığı-nız adımlar nelerdi?Bir arkadaşımızın önerisiyle yarı yolda alkolsüz meyve punch eşliğinde bir parti verdik. Takımlar arasında quiz show, düğüm bağlama, ağızla elma yakalama yarışmaları düzenle-dik, saklambaç oynadık. Evet, okyanusun ortasında saklam-baç. Kulağa inanılmaz geliyor değil mi? Yine de bir kişi öyle iyi saklandı ki sınırlı zamanda onu bulamadık. Bu keyifli akşamüs-tü, moralleri tekrar yükseltip yolun geri kalanı için bize güç verdi. Kaptan tarafından seya-hatin başında dolaba kilitlenmiş rom şişesi de sabırla karaya varacağımız günü beklemeye devam etti.

St. Lucia’ya varışınız nasıl oldu?17 gün ve 2200 deniz mili süren ikinci etabı da arkamızda bırakıp sabahın ilk ışıklarıyla pruvamızda St.Lucia’nın silueti-ni gördük. Herkesi aldı bir heyecan. Artık yorulan tekne-miz, yerleştirdiğimiz usturma-çaları bordasında hissedince birden canlanıp bitiş çizgisine doğru son bir hamle yaptı. Alkışlar eşliğinde yarışı bitirip iskeleye yanaştığımızda ARC ekibi ellerinde taze meyve sepe-ti ve (bu kez alkollü) rom punch ile bizleri bekliyordu. Karaya ayak bastık, karşılama ekibi ve diğer teknelerdeki arkadaşları-mızla kucaklaştık. Rom punch’ın da etkisiyle gittikçe uzayan varış kutlamalarımız mürettebatın ayırttıkları otel için tekneden ayrılmasıyla son buldu. Artık sıcak bir duşu, sallanmayan bir yatağı ve huzur içinde bir uykuyu haketmiştik.

ARC’a katılmanın avantajları dersek? ARC’a katılmanın bir avantajı normalde yolunuzun düşmedi-ği coğrafyaları ziyaret edebil-mek. Kanarya Adaları’ndaki Las Palmas Limanı’nda Kristof Colomb’un evini görmek, Cape Verde’nin Sao Antao Adası’nda derin uçurumlu yeşil vadilerin arasından süzülmek, St. Lucia adasındaki şelalelerde yıkanıp sülfürlü volkan havuzlarında ağrılarımıza derman bulmak, mavi serüvenimize yeşil ve kah-verenginin tonlarını katan anlar oldu. Tabii yolculuk öncesinde ve sonrasında diğer teknelerin mürettebatıyla kurduğumuz dostluklar da cabası.

Enis İzmiroğlu geçiş hikayesini noktalarken şu sözlere yer veri-yor: “Okyanus geçişi denince akla her ne kadar uçsuz bucak-sız denizler ve fırtınalar gelse de paralel bir yolculuğu içinizdeki derinliğe doğru yapıyorsunuz. Konfor alanınızdan çok uzak-

laştığınız, sınırlarınızın zorlan-dığı, kendinize hâkim olmanın sınandığı bir yolculuk bu. Düşünmek, hayatı sorgulamak ve hayal kurmak için bol bol zamanınızın olduğu bir yolcu-luk. Etrafınızda sizi seven insan-ların değerini fark ettiğiniz, sab-rın sonunun selamet olduğunu ve güzel şeylerin zaman aldığını idrak ettiğiniz bir yolculuk. Tüm yaşananların sonunda kendinizi daha iyi tanıyıp, hayattan beklentilerinizi daha iyi kavrayıp, bu seyahatten hayata karşı daha müteşekkir olarak dönebilmek ise alabilece-ğiniz en güzel mükâfat.”

Eğer okyanus geçişi için sizi heveslendirebildiysek www.oceancrewlink.com sayfasından gelecek yılki ARC organizasyo-nu için uygun bir tekne arayışı-na hemen şimdi başlayabilirsi-niz. Birçok amatör kaptan geçiş için ortak masrafları paylaşmak kaydıyla teknesine mürettebat arıyor. İkinci bir alternatif de

profesyonel kaptan yönetimin-deki bir tekneye ücret ödemek suretiyle katılmanız.

Enis İzmiroğlu’nun tercihi ikin-ci alternatif olmuş. Toplam bir ay on gün süren seyahatin mali-yeti ulaşım ve yemek masrafları da dâhil yaklaşık 3000 Euro’yu buluyor. Tabii yaşanılan keyif, macera ve tecrübenin değerini parayla ölçmek mümkün değil. Eğer ben bu işi kendi teknemle yapacağım derseniz sizi yoğun, uzun ve maliyetli bir hazırlık dönemi bekliyor. Şimdiden kolay gelsin.Eğer, okyanus boyumu aşar, ben şimdilik kıyılarda biraz tec-rübe edineyim diyorsanız size bir haberimiz var. 2016 yılında-ki Atlantik geçişinden sonra deniz ile bağı iyice kuvvetlenen Enis Izmiroğlu ‘en iyi yapaca-ğın iş, sevdiğin iştir’ mottosuyla 2017 yazından itibaren Avrupa’nın Akdeniz kıyılarında profesyonel kaptan olarak haf-talık yelken gezileri düzenleme-ye başladı. Dalmaçya kıyıları, Sardinya ve Yunan Adaları (Cyclades) Enis’in en favori rotalarından bazıları. Yelken keyfini kendi arkadaş grubu-nuzla veya ailenizle sizin bek-lentilerinize özel tasarlanabile-cek bir gezide onunla yaşayabi-lir ya da önceden planlanmış bir geziye katılıp yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Mavinin binlerce tonunun, gizemli tarihin, eşsiz lezzetlerin, keşif ve macera duy-gularının iç içe geçtiği dolu dolu bir hafta sizi bekliyor olacak. Enis’in gezilerini Salt Whistler adlı Facebook sayfasını beğene-rek takip edebilir, kendisine [email protected] adresin-den ulaşabilirsiniz.Pruvanız neta olsun!

Page 6: Sınırların zorlandığı bir yolculuk! - saltwhistler.comsaltwhistler.com/wp-content/uploads/2017/09/Izmir-Life-Sep-2017.pdf · dengenizi kaybedip hatıra olarak isten-meyen bir

"Kadınlar daha iyi bir dünya için farklılık yaratabilir"

sloganıyla yola çıkan ve geçtiği-miz yıllarda meme kanseri, kadına şiddeti ve organ bağışı gibi toplumun daha fazla ilgi göstermesi gereken konulara dikkat çekerek "Uluslararası" organizasyonlara imza atan Kadınlar Yelken Okulu, 8. Uluslararası Kadınlar Yelken Haftası etkinliğini bu yıl “çocuk istismarına karşı” dikkat çekmek amacıyla düzenliyor.

Etkinlikte, 6 ayrı ülkeden 60 kadın yelkenci, 16-23 Eylül 2017 tarihleri arasında Marmaris-Hisarönü rotasında bir hafta boyunca "Mavi Yelken"le denizde yol alacak. 9 teknelik filo, 16 Eylül günü Netsel Marina’dan denize açıla-cak. Her akşam Marmaris ve Fethiye Körfezi’nin farklı koyla-rında demirleyerek, bir hafta boyunca "çocuk istismarına" dikkat çekecek.

Kadınlar Yelken Okulu kurucu-su Neslihan Karayel yaptığı açık-lamada şunları söyledi:"Sadece ülkemizde değil dünya-nın genelinde çocuk işçiliği, tica-reti ve her türlü bedensel istis-mar tüm insanlığın yüzleşmesi gereken çok ciddi bir problem. BM raporuna göre dünya da sadece tüm çocukların yüzde 2,7’si tam anlamıyla kanunen koruma altında. Bu oran bize durumun ne kadar kötü olduğu-nu gösteriyor. Özellikle çocukla-rına dünyada ilk ve tek resmi bayramını hediye eden bir ülke olarak, bizim bu konuda tüm dünyaya örnek olacak projelere

liderlik etmemiz gerekiyor. Bizler hafta boyunca daha güzel bir dünyanın, çocuklara kendi geleceklerini sağlıklı kurmaları-nın sağlanarak mümkün olacağı-nı vurgulayacağız.Dil, din, ırk, statü gözetmeksi-zin, birbiriyle el ele veren arka-daşlarımızla başlattığımız gele-neksel hale gelen etkinliğimizde, her geçen gün çoğalmaktayız."

Kadınlar Yelken Okulu'nun "Mavi Yelken" etkinliğini; Netsel Marina, Yüksel Yatçılık, Pusula Psikoloji ve Lori Jewellery Design firmaları sponsor olarak destek-liyor

60 kadın yelkenci, çocuk istismarına "Mavi Yelken"le hayır diyecek...

Kadınlar Yelken

Okulu; 6 ülkeden

gelen kadın

yelkencilerle

Marmaris-Fethiye

rotasında yelken

açacak. "Mavi

Yelken Aç / Sail

Blue" sloganıyla

denizlerde

dolaşacak 60 kadın

yelkenci, çocuk

istismarına karşı

farkındalık

yaratacak.

İZMİRLIFE EYLÜL 2017 95