sömürülen, zulme uğrayan halkın en büyük gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz....

58
www.yuruyus-info.org www.yuruyus-info.org [email protected] [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 544 23 Ekim 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Hakan İnci Maltepe Çocuk Hapishanesi’nde Ayakta Sayım Vermediği İçin İşkence Görmeye Devam Ediyor... Hakan İnci İçin Kardeşi Destek Eylemi Yapıyor... Annesi Destek Eylemi Yapıyor... DEV-GENÇ’liler Hakan İnci’nin Taleplerinin Kabul Edilmesi İçin Okmeydanı Anadolu Parkı’nda Açlık Grevi Yapıyorlar... Maltepe Çocuk Hapishanesi Müdürü: “Sen Teröristsin” Hakan İnci: “Asıl Terörist Sensin Yaşım Kadar Gardiyanla Saldırdınız Asıl Terörist Kimdir?” Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü, Savaşabilmesidir AKP FAŞİZMİ, OHAL VE YASAKLARLA AKP FAŞİZMİ, OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ! 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ! FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA! FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA! ZULÜM VARSA DİRENİŞ DE VARDIR... Direnmek, Savaşmak Haktır Direnme ve Savaşma Hakkımızı Kullanıyoruz!

Upload: others

Post on 21-Aug-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

ww

w.yu

ruyu

s-in

fo.o

rg

www.yuruyus-info.org

[email protected]

yuruyus.biz@

gm

ail.com

Haftalık Dergi / Sayı: 54423 Ekim 2016

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

Hakan İnci Maltepe Çocuk Hapishanesi’nde Ayakta Sayım Vermediği İçin İşkence Görmeye Devam Ediyor...

Hakan İnci İçin Kardeşi Destek Eylemi Yapıyor...Annesi Destek Eylemi Yapıyor...

DEV-GENÇ’liler Hakan İnci’nin Taleplerinin Kabul Edilmesi İçin Okmeydanı Anadolu Parkı’nda Açlık Grevi Yapıyorlar...

Maltepe Çocuk Hapishanesi Müdürü: “Sen Teröristsin”

Hakan İnci: “Asıl Terörist Sensin Yaşım Kadar Gardiyanla Saldırdınız

Asıl Terörist Kimdir?”

Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü, Savaşabilmesidir

AKP FAŞİZMİ, OHAL VE YASAKLARLA AKP FAŞİZMİ, OHAL VE YASAKLARLA

80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!

FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

ZULÜM VARSA DİRENİŞ DE VARDIR...Direnmek, Savaşmak Haktır

Direnme ve Savaşma Hakkımızı Kullanıyoruz!

Page 2: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

[email protected]: (0-212) 251 94 35

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Şiddeti seçen, hiç bir zaman halklar olmamıştır.Devrimciler olmamıştır. Şiddeti dayatan emperyalizmin

kendisidir. Bu uluslararası anti-emperyalist direnişnezdinde baktığımızda da ilk kurşunu yine onlar

sıkmıştır. Ama zaten, emperyalizm yüzyılı aşkın süredirdünyaya şiddetle hükmediyor ve halklara da şiddete,

silahlı mücadeleye başvurmaktan başka yol bırakmıyor. Türkiye’nin bağımsızlığını isteyen, halkın

özgürlüğünü isteyen, demokrasi ve adalet isteyen,sosyalizm isteyen herkesin cevaplaması gereken soru

budur. Kimse kendini kandırmasın. Hak veözgürlüklerin her an rafa kaldırılabildiği, en basit hak

arayışlarının “terör” diye mahkum edilip, hakarayanların F Tiplerinde susturulmaya çalışıldığı, yasal

örgütlenmelerin adeta nefessiz bırakıldığıhukuksuzlukla, kan dökerek yönetilen bir ülkede,

bağımsızlık için, demokrasi için, devrim için, illegalörgütlenmeden ve silahlı mücadeleden başka yol yoktur.

Bu, mevcut, olanaklı başka mücadele biçimlerininkullanılmaması demek değildir. Ama faşizmin zulmüne

karşı, bu düzene karşı olan herkesin asıl olarakyaşayacağı yer, düzene karşı gizliliği sağlanmış

örgütlenmelerdir. Halka karşı şiddetin sürekli vesistemli uygulandığı bir yerde, halk düzene karşı

muhalefetini, ancak gizliliğini sağlayarak ve şiddetebaşvurarak sürdürebilir.

Kürt Halkının Onurlu Evlatlarından Mahsun Gürkan, Diyarbakır Sur’da 13 Mart 2016 tarihinde katledildi.

Katiller, üzerinden tankla geçtikten sonra fotoğrafını çekerek internette yayınladılar.

“Kan Kokusuna Şartlanmış Vampirlere Benzer Onlar… Dişleri İnsan Etinden, Burunları Kan ve İrinden Çıkmıyor”

DÖKTÜKLERİ HER DAMLA KAN, SINIF KİNİMİZDİR!KİNİMİZ İSE HALK ve VATAN SEVGİMİZ, İKTİDAR İDDİAMIZ KADAR BÜYÜKTÜR!

Page 3: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

İİ ç i n d e k i l e r

26 TAYAD’lı Ailelerden:TAYAD’lı Ailelerden faşizme

karşı mücadele çağrısı

28 Hayatın Öğretikleri: Anadoluhalkı ve halkın çocukları,devrimimizi sonuna kadarhak ediyor

29 Savaş ve Biz: Savaşçıdüşmanını tanır

30 Devrimci İşçi Hareketi:Tarihimizden öğrenerek,bugün de direnişin tarihiniyazmaya devam ediyoruz

31 Kamu Emekçileri Cephesi:AKP’nin faşist politikalarını,devrimci politikalarımızlaboşa çıkaracağız!

32 Halkların Katili Amerika:Suriye halklarını “ucuz işgücü” kaynağı haline getiren,onları sömürerek köleyeçeviren emperyalizmdir

33 Gençlik Federasyonu’ndan:...

34 Liseliyiz Biz:...

35 İçimizden Birinden: Kendinidünyanın merkezi sanırken,sadece bir insan olduğu

gerçeğine çarpmak

36 Halkın Hukuk Bürosu:Halkın Hukuk Bürosu’na

8 DHKC Dersim İbrahim ErdoğanKır Gerilla BirliğiKomutanlığı açıklaması

11 Devrimci Şiddet, DHKC KırGerillaları eliyleDiyarbakır'da halk

düşmanlarını vurdu

12 Amed’te savaşan gerillaya binselam!

13 Amerika’nın kara gücü…

14 17 yaşındaki Hakan İnci,Maltepe ÇocukHapishanesi’nde işkence

gördüğü için açlık grevinde!

15 İhtilal için savaşmak, ihtilalci

örgüt olmak

19 Cephe Milisleri haberleri

20 6 Kasım’da Boykota!

23 Biz Diyoruz ki: Faşizminzulmüne karşı susmak, teslim

olmaktır

24 Halk Meclisi: Açlık grevikendine güvendir, halka

güvendir!

4 Direnmek, savaşmak haktır

DİRENMEK, SAVAŞMAKHAKTIR!

yönelik saldırılar, meşrulukbilincimizi köreltmeyeyöneliktir

39 Ülkemizde Gençlik: Halkın

onurlu evlatlarına yapılanişkencelerin hesabınısoracağız!

43 47 yıldır bir Dev-Genç’imiz

var! -2-

46 Tutsak ailelerine saldıran, katil

polislerden hesap soracağız

47 Adalet Bakanlığı’na zorunlu

cevap: Hapishanelerde işkencevar!

48 Yürüyüş dergisi haberleri

49 Bataklığı Kurutacağız

50 Katliamlar kararşısında anti-

emperyalist Cephe’yi

büyüterek direneceğiz!

51 Avrupa’daki Biz: Heyet

çalışması, enternasyonalist birdireniştir

54 Avrupa’da Yürüyüş: AKP

faşizmi; Mulla Zincir’densonra Ayşen Çetintaş’ı darehin tuttu!

58 Yitirdiklerimiz

Page 4: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Mahallesinin bir sorununa sahip çı-kan, hakkını arayan bir insan devletinyasalarına göre suçlu.

Gazi halkı, katliama karşı meşrudirenme hakkını kullanıp ayaklandığıiçin devlete göre suçludur.

Bunun için her gün evleri basılır,insanlar gözaltına alınıp işkencedengeçirilir.

Halk meclisi üyesi olmak suçtur.Devletin kendi dışındaki her şeyi suçtur,suçludur.

Kısacası suçluyuz. Suçumuz HALKolmaktır.

Saldırılarının nedeni budur. Halkolduğumuz için saldırıyorlar.

Tek gerçek neden budur. Yani suçsuzolduğumuz için “suçlu”yuz. Suçsuz ol-duğumuz için emperyalizmin, oligar-şinin saldırılarının hedefindeyiz.

Halkı sömürmüyoruz, dünyanın enbüyük suçluları; milyonları açlıktan vekatliamlarla öldürenlerdir. Onlardandeğiliz.

Suçumuz aynı zamanda dünyanınen büyük suçlularına karşı savaşıyoroluşumuzdur.

Emperyalizm ve AKP iktidarı, halkolduğumuz için saldırıyor bize… Halkolan herkese saldırıyor. Öyle ki, suçtanımlarına bakalım, AKP iktidarınıdesteklememek suç sayılıyor. İşten at-malarda kıstas tümüyle budur; tutuk-lamalarda, yasaklamalarda kıstas buolmuştur artık. İktidar emperyalizminişbirlikçisi oligarşik düzene, AKP ikti-darına destek vermeyen kimseye ta-hammül edemiyor. Neden?

Bunun tek nedeni, emperyalizminve oligarşinin krizidir.

Krizleri ekonomik krizdir. Emper-yalizm kriz üretiyor ve bizim gibi yenisömürge ülkeler bu krizin boyutlarınıçok fazlasıyla yaşıyor. Anadolu'da, hergün sokaklarını adımladığımız gece-kondu mahallelerindeki işsizlik ve yok-

sulluk düzeyi krizin somut göstergesi-dir.

Siyasal kriz üretiyorlar. Ülkeleresaldırıyorlar, işgal ediyorlar. Emperyalistişgal ve paylaşım savaşlarına giriyorlar.Dünya, emperyalizmin yarattığı busavaş ortamının, saflaşma ve çatışma-larının sonucu oluşan siyasal krizin et-kilerini yaşıyor. Türkiye bunu birebiryaşayan ülke durumundadır.

Bu krizin sonucu olarak, oligarşiiçi çelişki ve çatışmalar derinleşiyor,öyle bir tablo ortaya çıkıyor ki, düzenpartileri bir araya gelemiyorlar. Hatır-layalım, AKP’nin kurduğu geçici hü-kümete oligarşinin iki partisi MHP veCHP bakan bile vermek istemiyordu.Emperyalizmin ve oligarşinin krizinikendine dert edinen, krizlerini engel-lemek için elinden geleni yapacağınıtaahhüt eden HDP de, bunun gereğiniyerine getirip, geçici hükümetin kabi-nesine iki bakan vermişti.

Sosyal kriz yaşanıyor. Ekonomikve siyasal krizin sonucu açlık, baskıve zulümdür. Bunun sonucu halk dü-zende eski sosyal konumunu bile kay-betmekte ve oligarşik sınıflarla arasın-daki toplumsal kopuş büyümektedir.Bunun sonucu, sınıflar mücadelesinin,halkın emperyalizm ve oligarşiye karşısaflaşmasının büyümesidir.

Ekonomik, siyasal, sosyal krizin so-nucu, MİLLİ KRİZ'dir. Ki, bunlar AKPiktidarının ve oligarşik sınıfların devrimkorkusunu büyüten gelişmelerdir.

Saldırıları bu krizin sonucu, ikti-darlarını kaybetme korkusudur. Saldı-rıları devrim korkusu yaşamalarınınsonucudur.

Korkuları büyüdükçe daha da sal-dırganlaşıyorlar. Korkuları büyüdükçe,kendilerini bekleyen ölümcül sondankurtulmak ve tükenmiş ömürlerini uzat-mak için daha çok saldırganlaşıyorlar.

Nedir bu korkularının anlamı?

Direnmek, Savaşmak HaktırDirenme ve Savaşma

Hakkımızı Kullanıyoruz!AAçmaz, açamaz deme

hiç bir zaman bu nar çiçeğiaçacaktır elbet

bizim caddelerimizde debayram olacak

halkın üstüne böyle kalksada faşist namlular

namert ellerdir en sonda birbir kırılacak

Enver Gökçe

Ülkemizde devrim somutelle tutulur bir gerçektir.

Bunun sonucudur ki,egemenler o kokuşmuş

saltanatlarınısürdürebilmek için,

aksırana tıksırana kadaryemek için, onmilyonları

karınca gibi ezmeyi,onmilyonların emeğinisömürüp, aç bırakmayı,böcek yemeye mahkumetmeyi kendilerine hakgörüyorlar. Açlığımız veölümlerimiz pahasına

iktidarlarını sonsuza kadarsürdürmenin rüyasınıgörüyorlar. Rüyalarını

kabusa çevirmekboynumuzun borcudur. İşte

bizim en küçük birdirenişimiz onların tatlı

rüyalarını kabusaçevirmeye yetecektir.

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!4

Page 5: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Ülkemizde devrim somut elle tu-tulur bir gerçektir.

Bunun sonucudur ki, egemenlero kokuşmuş saltanatlarını sürdüre-bilmek için, aksırana tıksırana kadaryemek için, on milyonları karıncagibi ezmeyi, on milyonların emeğinisömürüp aç bırakmayı, böcek yemeyemahkum etmeyi kendilerine hak gö-rüyorlar. Açlığımız ve ölümlerimizpahasına iktidarlarını sonsuza kadarsürdürmenin rüyasını görüyorlar. Rü-yalarını kabusa çevirmek boynumuzunborcudur. İşte bizim en küçük bir di-renişimiz, onların tatlı rüyalarını ka-busa çevirmeye yetecektir.

Krizleri derindir, bunun sonucugüçsüzdürler. Oligarşi korktuğu içinsaldırır denmesi bundandır. Bir ipinüzerindeki cambaz gibi dengesiniher an kaybetmeye hazırdırlar. Okuru gürültüleri, saldırıları, sindirmeçabaları bundandır. Biz boyun eğ-meyeceğiz. Ve bilinmelidir ki, belir-leyici olan biz olacağız. Kazanan bi-zim başeğmezliğimiz, bizim savaşı-mız olacak.

Dünya sınıflar mücadelesi birbi-rine benzer örneklerle dolu. Sınıflarmücadelesinin mantığının aynı ol-masından kaynaklı olmalı bu durum.

İskoçların, İngilizlere karşı ba-ğımsızlık mücadelesini anlatan CesurYürek filminde bir sahne vardır.İskoç halkı, eğitimli İngiliz ordularınınkarşısına ellerinde sopalarla, tarımaletleri ile, kendi ürünleri kılıçlarla,yani donanımsız olarak çıkarlar. Veönemli bir kısmı, İngilizlerin büyükve donanımlı ordusu karşısında kor-karlar. Orada İskoçların ayaklanma-sının önderi bu halk ordusuna hitapeder, der ki: “Bugün buradan dönüpevlerinize gidebilirsiniz. Ama bugünburada İngiliz ordusuna karşı sa-vaşmadan dönüp evlerinize giderse-niz, yaşadığınız tüm ömrünüzü bu-günle takas edebilmek için tanrıyayalvaracaksınız.”

Sömürülen, Zulme UğrayanHalkın En Büyük Gücü;Savaşabilme Gücüdür!

Bir halk her şeyini yitirmiş bileolsa, elinde savaşabilme gücü varsa,halen en büyük değere sahip de-

mektir. Savaşabilme gücü, halka kay-bettiği her şeyi yeniden kazanmaolanağı verir. Ancak halk savaşabilmegücünü, olanağını kaybettiğinde ger-çekten her şeyini, hem de onurudahil, kişiliği dahil, kimliği dahil,benliği dahil, kendine ait her şeyinikaybetmiş olur.

Faşizmin gücünün karşısına halkıngücünü çıkaracağız. Ve bileceğiz ki,en koyu ve azgın faşizmin gücü bilehalkın örgütlü gücü karşısında çaresizve acizdir.

Biz bu güce, halkın örgütlü gü-cüne, halkın savaşabilme gücüne sa-hibiz. Oligarşinin saldırılarını bunadayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız.

Emperyalizm saldırdığında, oli-garşi saldırdığında, revizyonizmin,oportünizmin politikası kaçmaktır.Devrimcilik ve oportünizm ayrımıböylesi anlarda daha belirgin olarakortaya çıkar. Oportünizm ve refor-mizm, teslimiyetin, halkı egemen sı-nıflara kurbanlık koyun etmenin po-litikasını yaparken, devrimci politikahalkın savaşını örgütlemek ve iktidarayürümesine önderlik etmektir.

Biliyoruz ki, emperyalizmin, fa-şizmin saldırıları göğüslenmez de-ğildir, emperyalizm, faşizm yenilmezdeğildir. Öyle olsaydı, bugüne kadargerçekleşen hiçbir devrimin gerçek-leşmemesi gerekirdi. Çünkü, sınıflarsavaşı tarihi boyunca tüm ülkelerdede egemen sınıflar iktidarlarını teh-likede gördüklerinde, halkların mü-cadelesi büyüdüğünde tüm güçlerinikullanarak, tüm vahşet ve katliam-cılıklarıyla saldırmışlardır. Büyük,kitlesel katliamlara girişmişlerdir.Ama bu onların ömrünü uzatmamıştır.Tersine sonlarını getirmiştir. Buradabelirleyici olan nedir? Belirleyiciolan, halkın bu saldırı ve katliamlarkarşısında susup sinmesi ya da di-renmesi ve savaşmasıdır.

Biz direniyoruz ve savaşıyoruz,direneceğiz ve savaşacağız.

Sadece iyi kötü bir yaşam sürdü-rebilmek için değil, sadece hak veözgürlüklerimiz için değil, onuru-muzla yaşayabilmek için de direniyorve savaşıyoruz.

Sinmiş, ezilmiş, yoksulluğa mah-

kum edilmiş bir halkın ruhuna, bilin-cine, hücrelerine kadar; açlık, yok-sulluğun yanısıra korkular ve süreklimutsuzluk, huzursuzluk siner. Öyleki bunlar karakter, kişilik haline gelir.Kendini ve yaşamını değersiz görmeyebaşlar. Bugünkü tablo bunun da so-nucudur. Halkın kendi yoksulluğunarazı gelmesi, kendi yaşamını bir avuçburjuvanın, oligarşik sınıfların yaşamıile kıyaslamaması ve adaletsizliğetepkisizliği, kendini onların dengi birinsan olarak görmemesi; bir kültür,bir kişilik halini almıştır. Bunun sonucukendi sınıfsal çıkarları yerine bir avuçzenginin çıkarlarını savunan tavırlar,bilinçsizlik ötesi düşünce ve davranışbiçimi görülmektedir.

Biz, bu onursuzluğa son vereceğiz.Yeni insanı yaratacağız. Yeni insanınkişiliğini geliştireceğiz. Yeni insanaynı zamanda; kendi sınıfına saygıduyan, değer veren, kendine saygıduyan, değer veren; onurlu insanolacaktır. Bu onurlu insan, bu savaşıniçinde yaratılacaktır. Bu onuru kimsebize vermeyecek, bahşetmeyecek.Bu onuru kimse halkımıza bahşet-meyecek. Savaşarak ve savaştırarak,savaş içinde kazanacağız. Savaş için-de kendi kimliğimizi, kişiliğimizibulacağız. Halkın burjuvaziden dahagüçlü ve üstün olduğunu görerek,yaşayarak anlayacağız. Kendi sını-fımızın değerini, erdemlerini göre-ceğiz ve bilincimize kazıyacağız.

Direnmek, SavaşmakHaktır;Direnme ve SavaşmaHakkımızı Kullanıyoruz

"Faşizm bir mikroptur" Dr.Bethunde

Belçika'lı doktor Bethunde böylediyor. Ne kadar kısa bir cümleyle veözlü tanımlıyor faşizmi. Faşizm birmikroptur. Bu mikroptan dünyamızıtemizleyeceğiz. bu mikrobu üretenemperyalist sistemdir, oligarşik dü-zendir. Bu mikrobu, kaynağını yokederek, kaynağından yenerek temiz-leyeceğiz.

Ezilen, sömürülen, baskı altındatutulan, haksızlığa uğrayan her halksömürü ve zulüm düzenlerine karşı

55FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

Page 6: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

direnme hakkına sahiptir. Bu tarihsel,sınıfsal haklılıktan kaynaklanır vezulme karşı silahlanmayı da, zulümdüzenini yıkmayı da, baskı ve teröraltında tutulmadan, sömürülmeden,köleliğe mahkum edilmeden yaşa-yacağı yeni bir düzeni kurmayı daiçerir.

Dünya kurulalı beri hiçbir kral,bey, faşist diktatör ve iktidar, halklarındirenme hakkını yok edememiştir.Yasalar çıkarmışlar; bugünkü gibi,direnenleri kurşunlara dizmişler amadirenişleri yok edememişlerdir.

O halde tarihten ne öğreniyoruz?Faşizmin saldırıları halkları teslimalamaz. Faşizmin saldırıları var diyegeri adım atılamaz. Faşizmin saldı-rıları, eğer karşısına halkı çıkarabi-lirsek, zafere giden yolun açılmasıiçin olanak yaratır.

Faşizme Karşı DirenmeninOnuru Devrimcilerindir!

Emperyalizmin dünya halklarınındirenme hakkını, kurtuluş umudunuyok etmeyi amaçlayan politikalarınateslim olmadık. Şehitlerimizin kan-larıyla oluşan kan göllerinin ortasındadoğrulup, küllerimizden yeniden do-ğup, "devrim yürüyüşünü sürdürü-yoruz" dedik. Direnişlerimizi tarihekanlarımızla yazan bir geleneğe sa-hibiz.

Nedir bunun anlamı?Bunun anlamı, bir tek biz dire-

nebilecek güce sahibiz. İdeolojikgüce sahibiz. Geleneklere sahibiz.Değerlere sahibiz. Savaşan bir savaşörgütüne sahibiz.

O halde, faşizme karşı direnmemisyonu bizimdir.

Bu misyonu layıkıyla taşıyacak,devrim yürüyüşümüzü, faşizmin yenisaldırıları karşısında da büyütece-ğiz.

AKP iktidarının devrim korkusunubüyüteceğiz.

ABD emperyalizmi ve AKP ikti-darına, Avrupa emperyalizmine Par-ti-Cephe’yi yenme mutluluğunu tat-tırmayacağız.

Onlar saldırdıkça, karşılarındabüyüyen ve halkı daha çok örgütleyen,büyüyen ve halkı daha çok savaştıranbir Parti-Cephe görecekler.

Bunun için halktan tek bir insanıbile kaybetmemek için savaşacağız.

Halkın her ferdini devrim safla-rında örgütlemek için savaşacağız.

Faşizmin konuştuğu tek dil silahtırve anladığı tek dil de silahtır. Faşizmekarşı anladığı dilden konuşup, ka-busları olmaya devam edeceğiz.

Tüm Dünya VazgeçDediğinde Umut Fısıldadı:Diren... Bu Fısıltıyı SavaşÇağrısına Dönüştüreceğiz

Direniyor ve savaşıyoruz. Ama-cımız HALKIN UMUDUNU büyüt-mektir. Umut, halk için her şeydir.Halkın umudu bittiğinde, geleceğiiçin savaşma, mücadele etme dina-miklerini de yitirir. Biz halkın içindekiumudun sesiyiz.

Tarihimizde, çok kez sınavlardangeçtik. Çok kez halkın umudunu yoketme saldırılarıyla karşılaştık. Tümdünya, kazanamayacağımızı, vaz-geçmemizi öğütlüyordu. Tarihin sı-navlarından hep direnerek geçtik.Teslimiyet seslerini yüzlerce gün açkalan bedenlerimizin sesleriyle, ce-nazelerimizdeki slogan sesleriylebastırdık. Teslimiyet ölü ve solgunbir sesti, direnmenin gür sesini hay-kırdık. Şehit bedenler bizimdi, amagür sesle haykıranlar da yine bizdik.Çünkü, direnmeyenlerin üzerineumutsuzluğun ölü toprağı örtülmüştü,umudu ayakta tutan bizdik, gür sesi-mizde Umut vardı.

Hedef Daha Yaygın veDaha Güçlü MilisÖrgütlenmesi

Çünkü, bu süreçte devrimi bü-yütmenin yolu milis örgütlenmesini,yani halkın devrimci şiddetini bü-yütmekten geçiyor.

Oportünizm, reformizm, Kürt mil-liyetçiliği uzun zamandır Türkiye’desiyasal olarak bitmiş güçlerdir. Dikkatedin, politika üretemez durumdalar.Oligarşi saldırıyor, onlar “barış” ke-limesinden başka bir cümle kuramı-yorlar.

Bunun tek bir anlamı vardır. Halkaoligarşik düzen dışında sunabilecek-leri bir şeyleri yoktur. Hedefleri yok-

tur. Burjuva ideolojisi dışında birideolojileri yoktur. Bu nedenle dehalkın önüne bir hedef koyamıyorlar.Emperyalizm ve oligarşik düzeninyarattığı sorunları çözebilecek birideolojiden, politikadan, strateji vetaktiklerden yoksundurlar. Bu halle-riyle ikide bir “Barış”, “Barış” diyeçırpınmaları da anlamsızdır aslında,emperyalist sistemle, oligarşik dü-zenle barışıktırlar zaten.

Hedefsiz olanların halk savaşınıbüyütmek için de bir nedenleri yoktur.Halka önerdikleri tek şey, oligarşive emperyalizmle masaya oturup,savaşarak elde ettiği tüm gücü, ola-nakları, kazanımları yok etmesidir.

Papağan gibi “barış” “barış” diyetekrarlayıp durmalarının nedeni bu-dur.

Değilse, emperyalizm ve oligarşiile halklar adına yapılacak bir “barış”yoktur. Emperyalizm ve oligarşilerinhalklarla barışması diye bir şey sözkonusu değildir. Sömürenle, sömü-rülenlerin çıkarlarını bir masada ay-nılaştırmak mümkün değildir. Sö-mürenle sömürülenin savaşı bin yıl-lardan bu yana süre gelmektedir. Sö-mürenler dünyadan silinmediği sürecede devam edecektir.

Reformizm, oportünizm, Lafon-tain masallarında bile olmayanı olurkılacaklarını iddia ediyorlar. Kurtlakuzunun aynı masada yemek yiye-bileceğine inanmamızı istiyorlar. Kurtiçin o masanın üzerindeki yemek,kuzunun kendisidir.

Böyle olduğu içindir ki, biz poli-tikamızı; emperyalizmin işbirlikçisioligarşik iktidarı yıkmak, emperya-lizmi ülkemizden atmak ve halkıniktidarını kurmak üzerine şekillen-diriyoruz.

Halkın iktidarını istemenin anlamı,Halk Savaşını büyütmektir. Halk Sa-vaşını büyütmek için daha yaygınve daha güçlü milis örgütlenmesiyaratmak hedefimizdir. Ve görevimizbu hedefimize ulaşmaktır. Hedefimizeulaşmak için görevlerimize çok dahasıkı sarılmalıyız.

Hedefimize Ulaşmak İçinKavganın Ustası OlmalıyızDaha Büyük Kavgalara

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!66

Page 7: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Hazır Olmalıyız...Biliyoruz ki, hedef belirlemek

kadar bu hedefi programlamak vebizi bu hedefe ulaştıracak o programıhayata geçirmek de önemlidir.

Bunun için, kavganın ustası ol-malıyız.

Kavganın ustası olmak ne de-mektir? İleriye bir adım daha atmak,sonra bir adım daha atmak ve sonrabir adım daha atmak demektir. Yanidurmamak, yürümek demekir. Fakat,faşizmin azgınca saldırısı altında, biradım daha ileri atmak için bekleye-bilecek fazla zamanımız da yoktur.Bu ileri adımları faşizmin saldırısınadenk düşen bir hızda atmalıyız.

Her an faşizm, yoldaşlarımızı tut-sak ediyor, halk örgütlenmelerini da-ğıtıp, etkisizleştirmeye çalışıyor. Dev-rimci mücadeleyi tutuklama terörüyleboğmak istiyor.

Öyle hızla ileri adımlar atmalıyızki, oligarşinin tutuklama terörü sonuçyaratamasın. Oligarşinin tutuklama,saldırı hızından daha hızlı olmak du-rumundayız. Kavgada ustalaşmak budemektir. Milis savaşçısı mıyız? Miliskomutanı olmalıyız.

Milis komutanı mıyız? Kendimizeyeni bir milis ekibi kurmalıyız. Yenimilis komutanları yetiştirip, onlarayeni milis ekipleri kurmalıyız. Birkeniki olmanın, milis alanında uygulanmabiçimini böyle kavramalıyız.

Halk Meclislerinin yönetimindemiyiz? Hemen alternatiflerimizi ya-ratmalıyız. Hemen sokak sokak, HalkMeclislerini örgütleyip, tüm halkınkatıldığı, tüm halkı örgütlü hale ge-tiren bir güce dönüştürmek için evev çalışmaya başlamalıyız.

Halk Komiteleri kurmalıyız. Hal-kın tüm sorunlarını, halkı komitelerdeörgütleyerek çözmeliyiz.

Ancak bu şekilde faşizmin saldı-rılarını göğüsleyebilir, faşizmi geri-letebiliriz. Moral ve psikolojik üs-tünlüğümüzü koruyabiliriz. Politikabelirleme üstünlüğüne sahip olabiliriz.Ancak bu şekilde, biz oligarşininpolitikalarının peşinden sürüklenmekyerine süreci belirlemeyi başarabili-riz.

Ayakta Kalmak İçin Daha

Çok Teröre Başvuran BuDüzeni Değiştirmek İçin,Daha Güçlü Vuralım

Halk Savaşını büyütmenin yolu,düşmana darbeler vurmaktır. Düşmanısaldıran durumundan, saldıramazhale getirmek, kendini savunmayazorlamaktır. Bunun için, düşmanadaha etkili ve güçlü vurmamız gere-kir.

Kavgada ustalaşırken, hedefimizdüşmana daha güçlü vurmak olacaktır.Düşmana vurmada ustalaşacağız. Hertürlü aleti düşmana vurmak için silahaçevirmeyi öğreneceğiz. Basit araçlarlaetkili vurmayı öğreneceğiz. Kavgadaolanaklarımız, silah gücümüz her za-man düşmanın silah gücünden zayıfolacaktır. Fakat, kavgada düşmandandaha usta olabiliriz. Silah gücünedeğil, yaratıcılığımıza dayanarak sa-vaşacağız. Yaratıcılığımıza dayanarak,düşmanın güçlü silahlarını basit araç-larla etkisizleştirecek, silah üstünlü-ğünü işlevsiz hale getireceğiz. Yara-tıcılığımızı kullanarak, savaş alanımızıçok ustaca tanıyarak, halkımızı ta-nıyarak hiçbir silah gücünün ulaşa-mayacağı, halkın büyük savaşma gü-cünü ortaya çıkaracağız.

Düşmanın silah gücünün karşısınahalkın sınırsız örgütlü gücünü çıka-racağız.

Süreçten Daha GüçlüÇıkmalıyız

Hedefimiz çatışmadan güçlenerekçıkmak olacaktır. Eğer, çatışmadangüçlenerek çıkmayı başarırsak, oli-garşi kendi elleriyle bize güçlenmefırsatı vermiş olacaktır.

Güçlenerek çıkmaktan ne anla-malıyız?

İdeolojik olarak güçlenmeyi an-lamalıyız. İdeolojik olarak güçlenmek;ideolojimize, devrime inancımızı bü-yütmek, halkın devrime, Marksist-Leninist ideolojiye inancını büyütmekdemektir.

Örgütsel olarak güçlenerek çık-malıyız. Daha yaygın ve daha güçlümilis ekipleri kurmak, savaştan güç-lenerek çıkmamızın en somut örgütselifadesi olacaktır. Bunun için önceli-ğimiz yeni yeni milis ekipleri oluş-

turmak olmalıdır.Savaşta yetkinleşmek, ustalaşmak,

faşizmin azgın saldırı koşullarındapolitika üretebilen, faşizmi gerilete-bilen, halkı her koşulda örgütleyebilenkadro ve savaşçılar olarak kendimiziyetiştirmek, savaşımızda örgütselolarak da güçlenmemizin diğer birboyutu olacaktır.

Politik olarak güçlenerek çıkma-lıyız. Bu süreçte oligarşiye karşı halkörgütlenmelerimizi, halk savaşımızıbüyütürken, tüm halkımıza emper-yalizm ve oligarşi karşısında tek al-ternatif olduğumuzu da bir kez dahagöstermiş olacağız.

Süreçten, halk içinde daha yay-gınlaşmış, ideolojisine, politikalarına,pratiğine, örgütsel ve kadro yapısınageçmişe göre daha fazla güven du-yulan bir hareket olarak çıkabiliriz.Hedefimiz bu olmalıdır.

Savaştan güçlenerek çıkmak, dev-rim yürüyüşümüzü büyütmek de-mektir. Devrim, oligarşi ve emper-yalizmle bir dizi savaş, çatışmadangeçerek büyüyor. Her çatışma, biziideolojik, politik olmanın yanındaörgütsel olarak da büyüttüğünde,bunu başardığımızda, devrim hede-fimizi de yakınlaştırmışız demektir.

Sonuç Olarak;Dilene dilene değil; direne direne,

savaşa savaşa kazanılırFaşizmin saldırılarının nedeni,

Yaşadıkları Milli Kriz’dir. Milli Krizekonomik, siyasal, sosyal kriz’dir.

Sömürülen, Zulme UğrayanHalkın En Büyük Gücü; Savaşa-

bilme GücüdürDirenmek, Savaşmak Haktır;Direnme ve Savaşma Hakkımızı

KullanıyoruzFaşizme karşı direnmenin onuru,

devrimcilerindir. Hedef Daha Yaygın ve Daha Güç-

lü Milis ÖrgütlenmesiHedefimize Ulaşmak İçin Kav-

ganın Ustası OlmalıyızDaha Büyük Kavgalara Hazır

OlmalıyızAyakta Kalmak İçin Daha Çok

Teröre Başvuran Bu Düzeni Değiş-tirmek İçin, Daha Güçlü Vuralım

Süreçten daha güçlü çıkmalıyız.

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

77FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 8: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

ABD emperyaliz-minin ülkemizdeki uşa-ğıdır AKP iktidarı.AKP ve emperyalizmhalklara düşmandır. Budüzen onların düzenidirve halkın sömürüsüüzerine kurulmuştur.Onlar ancak sömürü vekatliamlarıyla ayaktakalabilirler, kan ve zu-lümle bu düzenlerinikoruyabilirler.

Onlar sömürü dü-zenlerini koruyabilmek için yüzyıllarboyunca halkı katletmiş, sömürmüş-lerdir.

Devletin, işbirlikçelerin zulmü bu-gün de hız kesmeden devam ediyor.Halklarımız bir avuç sömürücünün,işbirlikçinin zulmü altında kan ağlıyor.Her gün katlediliyor, gelenekleri, kül-türü yok sayılıyor.

Katil AKP iktidarı; “benden de-ğilsen düşmanımsın” diyerek, saldı-rıyor. Saldırısında, sömürüsünde sınırtanımıyor.

Tüm bir halka saldırıyorlar. Saldırıyorlar, çünkü; halkı korkutup

sindirmek istiyorlar. Saldırıyorlar, çünkü; katliamlarını,

sömürülerini bu şekilde gizlemeyeçalışıyorlar.

Saldırıyorlar, çünkü; yönetemi-yorlar. Yönetememe krizini bu şekildegizliyorlar.

Saldırıyorlar, çünkü; halkın ör-gütlenmesinden, birlik olmasındankorkuyorlar.

Halkımız, Kürt Halkı! Bu devlet yüzyıllardır bize saldı-

rıyor. Toplu mezarlar, toplu katliamlar,köy yakmalar, zorla göç ettirmeler,

yasaklar, baskılar, işkenceler... bugünekadar hep bize yaşatıldı. Ve bu yaşa-dıklarımızı “kaderimizmiş” gibi ses-sizce kabul etmemiz istendi.

Türk, Kürt, Laz, Arap... ezilen halk-ları birbirine düşürerek bizi birbirimizedüşmanlaştırmaya çalışıyorlar.

Halkımız! Unutmayalım, bizim düşmanımız

ezilen halklar değildir, düşmanımızbir ve aynıdır. Düşmanımız baştaABD emperyalizmi olmak üzere onunişbirlikçisi iktidarlardır. Ülkemizdebugün iktidar AKP’nin elindedir. Yanidüşmanımız AKP iktidarıdır.

Düşmanımız Sabancılar, Koçlar,Zorlular, Albayraklar... gibi işbirlikçitekellerdir. Düşmanımız ABD’nin veAKP’nin bekçiliğini yapan; ordusundanpolisine, MİT’ten JİTEM’e, mahke-melerinden bürokrasisine kadar halkısömüren, soyan tüm devlet kurumlarıdır.

Bu kan emici katillere karşı sa-vaşmak, savaşı büyütmek görevi tümhalkın ve halk çocuklarınındır.

Savaşmalıyız, çünkü; yüzyıllardırezilen ve yok sayılanlarız.

Savaşmalıyız, çünkü; Kürdistan’dakatledilen bizleriz. Cizre, Şırnak, Mar-

DHKC Dersim İbrahim Erdoğan Kır Gerilla Birliği Komutanlığı:TÜM DÜNYA HALKLARININ BAŞ DÜŞMANI ABD’DEN,

ONUN ÜLKEMİZDEKİ İŞBİRLİKÇİSİAKP’DEN HESAP SORMAYA

DEVAM EDECEĞİZ! Savaşmalıyız,

çünkü; yüzyıllardır ezilen veyok sayılanlarız.

Savaşmalıyız,çünkü;

Kürdistan’dakatledilen bizleriz.

Cizre, Şırnak, Mardin,Diyarbakır, Hakkari,

Sur gibi Kürdistan’dakişehirlerde sokağa çıkmayasakları ile evlerimizehapsediliyoruz. Sokağa

çıkma yasakları,güvenlikli bölgegerekçeleriyle

köyümüzden, evimizdenadım atamaz hale

getiriliyoruz. Evlerimiz,sokaklarımız kurşunyağmuruna tutuldu,üzerimize bombalar

atıldı. Mahallelerimiz,şehirlerimiz savaş alanı

haline getirildi.Gözlerimizin önünde

akrabalarımız,çocuklarımız katledildi.İnsanlarımız bodrum

katlarında yaralıhaldeyken aç, susuzölüme terk edildi.

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!8

Page 9: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

din, Diyarbakır,Hakkari, Surgibi Kürdis-tan’daki şehir-lerde sokağa çık-ma yasakları ileevlerimize hap-sediliyoruz. So-kağa çıkma ya-sakları, güven-likli bölge ge-rekçeleriyle kö-yümüzden, evi-mizden adımatamaz hale ge-tiriliyoruz. Ev-lerimiz, sokak-larımız kurşunyağmuruna tutuldu, üzerimize bom-balar atıldı. Mahallelerimiz, şehirle-rimiz savaş alanı haline getirildi.Gözlerimizin önünde akrabalarımız,çocuklarımız katledildi. İnsanlarımızbodrum katlarında yaralı haldeykenaç, susuz ölüme terk edildi.

Cizre’de katledilen çocuklarımızncesetlerini günlerce derin donduru-cuda saklamak zorunda bırakılanlarızbizler. Sokağa çıkma yasakları ne-deniyle cenazelerimizi gömemeyen-leriz biz. Tüm bu nedenlerden dolayısavaşmalıyız.

AKP faşizmi Kürdistan’da taş üs-tünde taş bırakmayarak, gözü dönmüşbir şekilde saldırıya geçmiş ve hergeçen gün saldırılarını artırmanınhesabındadır.

Kürt Halkımız! Hergün bizi daha fazla katletme-

nin, yok etmenin hesabını yapan buiktidarla barış olur mu? Bir halk,evlatlarını katledenlerle, geleceğiniyok edenlerle barışabilir mi?

Onlar barış diyerek, çözüm diye-rek bize teslimiyeti dayatıyorlar.

Barış adı altında katillerimizi af-fetmemizi istiyorlar.

Barış diyerek, dağlarda katledilençocuklarımızı, cesetlerine bile işkenceyapılan gerillalarımızı unutmamızısöylüyorlar. Barış diyerek, çocukla-rımız Uğur Kaymaz, Medeni Yıldı-rım, Ceylan Önkol ve daha katledilennice evladımızın katilleri ile aynısofraya oturmamızı istiyorlar.

Roboski’de üzerimize kurşun,bomba yağdıranlarla el sıkışalım di-yorlar. Hacı Lokman Birlik’in boy-nuna ip takıp sokak ortasında sürük-leyenleri unutmamızı istiyorlar barışdiyerek.

Kürt Halkımız! Tüm bu nedenlerden dolayı, yani

katillerimizle aynı sofraya oturma-mak, katledilen çocuklarımızı unut-mamak için bize anlatılan “barış”hikayelerine inanmayalım.

Kürt halkının kurtuluşu katilleriile barışta değil; kurtuluşumuz, bizikatledenlere, üzerimize bomba yağ-dıranlara, evlerimizi, köylerimizi ya-kanlara karşı savaşmaktadır.

Biz DHKC gerillaları olarak di-yoruz ki:

Sorulmadık tek bir hesabımız kal-mayacak! Halklarımıza, yoldaşları-mıza yaşatılan tüm acıların hesabınıtek tek soracağız. Katledilen çocuk-larımızın hesabını soracağız. Robos-ki’de katledilen 34 canın hesabınısoracağız. Toplu mezarlara atılan ke-fensiz ölülerimizin kanını yerde bı-rakmayacağız. Suruç’ta, Ankara’dabombalarla katledilen insanlarımızınhesabını soracağız. Cesetleri derindondurucuda bekletilen minik be-denlerimizin; bodrum katlarında ha-vasız, aç-susuz bırakılan insanları-mızın hesabını soracacağız.

Bu eylem, halkımızın adalet öz-lemini yerine getirmek içindir, ada-letsiz kalmayacağımızı göstermekiçindir, kurtuluşumuzun silahlı savaşı

büyütmekten geç-tiğini göstermekiçindir, umudumu-zu büyütmek için-dir...

Ve biz DHKCgerilaları olarakdiyoruz ki, bu ey-lem savaşı yaydı-ğımızın ilanıdır.Halk savaşımızıyayacak, halk or-dumuzu kuraca-ğız. AKP İstan-bul’da mahallele-ri, Kürdistan’dakigibi yakar yıkarımdiyerek halkın

üzerinde terör estiriyor. Siz İstanbul’uKürdistan yapamazsınız ama biz Kür-distan’ı İstanbul’daki mahalleler gibidireniş alanına çevireceğiz. BuradanAKP’ye meydan okuyoruz.

Bu eylem savaşı büyütüp tüm ül-keye yayacağımızın, halkı savaştı-racağımızın ilanıdır. Kürdistan’danEge’ye, Trakya’ya, Karadeniz’denAkdeniz’e ülkemizin tüm dağlarındave şehirlerinde DHKC gerillaları vesavaşçıları olacak. Tüm halkımızDHKC saflarında savaşacak ve halkıniktidarını kuracağız.

Halkımız; Katillerimizden hesap sormak için

eşit, özgür, adil bir düzen için DHKCsaflarında savaşalım, DHKC geril-lalarına katılalım.

Gerilla savaşını destekleyelim bü-yütelim, halkın ordusunu kuralım.Bunun için tüm halk düşmanlarının,,katillerin yerini DHKC gerillalarınabildirin gerillaya silah, cephane ge-tirin. Analar, babalar, kadınlar, genç-ler; DHKC gerillalarına katılın, ço-cuklarınızı gerillaya yollayın.

Hiçbir halk düşmanı, işkenceciköpek halkın adaletinden kaçama-yacak.

Halk Düşmanları! Halkın adaleti olan DHKC geril-

lalarından korkmaya devam edin.Çünkü sizi ne kalekollarınız ne gü-venlikli karargahlarınız ne de sonmodel teknolojiniz koruyamayacak.Halkın adaleti karşısında, o çok gü-

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

9FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 10: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!110

vendiğiniz, heronlarınız, he-likopterleriniz, savaş uçak-larınız, halkın üzerine yağ-dırdığınız bombalarınız dasizi koruyamayacak tuzla buzolacaktır.

Hiçbir güvenlik önleminizhalkın adalet uygulayıcısıDHKC gerillalarını durdura-mayacaktır. Bekleyin bizidünyanın öbür ucuna da git-seniz sizi bulacağız, bekleyinköpekler!

Halka zulmetmeye, halkınevlatlarını katletmeye devamettiğiniz sürece sonunuz ölümolacaktır. Bu topraklar üzerinde ol-duğumuz sürece hiçbir halk düşma-nını cezasız bırakmayacağız.

Birkez daha ilan ediyoruz. AKPve ona hizmet eden valiler, kayma-kamlar, onun katil köpekleri, polisi,MİT’i, jandarması, bürokratı,AKP’nin katliamlarını aklayan hakimve savcıları, halkına ihanet eden ajan,muhbirler, itirafçılar, korucular vebu faşist düzenin sürmesini sağlayantüm kurumlar ve kişiler hedefimizdir.

AKP’nin köpekliğini yapan valiler,kaymakamlar, polisler, paralı askerlerve tüm rütbeliler, hakim ve savcılar,

milletvekilleri... AKP’nin uşağı ol-maktan, ona köpeklik yapmaktanvazgeçin. Vazgeçmediğiniz sürecehedefimizdesiniz.

Evlerinizde, işyerinizde, yolda,sokakta, kendinizi en güvende his-settiğiniz yerde, karargahlarınızdaadalet savaşçıları DHKC gerillalarınınsoluğunu ensenizde duyacaksınız.

Hesap Soruyoruz! Halkın Adaletini Uyguluyoruz!

Hiçbir halk düşmanı hesap ver-mekten kurtulamayacak.

Hesap soruyoruz! Binlerce kez kan kustu-

rulan halklarımız için. Kürdistanda katledilen,

bombalar altında yaşatılanKürt halkımız için, köyün-den, yurdundan kovulanla-rımız için, daha gün yüzügörmeden katledilen çocuk-larımız için... HESAP SO-RUYORUZ! Sanmayın kiyaptığınız zulüm yanınızakalacak.

Bu topraklarda soluk alıpverdiğimiz sürece, tek kişide kalsak hesap soracağız!

ABD’yi bu topraklardan kovacak,faşizmi yıkacak, Devrimci Halk İk-tidarını kuracağız!

YAŞASIN HALKIN ADALETİ! DHKC SAFLARINDA SAVAŞI

BÜYÜTELİM, HALK ORDUMU-ZU KURALIM!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ! YAŞASIN ÖNDERİMİZ DUR-

SUN KARATAŞ! YAŞASIN DEVRİMCİ HALK

KURTULUŞ CEPHESİ!

DHKC KIR GERİLLA BİRLİKLERİ KOMUTANLIĞI

Devrimcilere Yapılanİşkencelerin HesabınıSoracağız

Sarıgazi FKME Cephe Milisleri4 Ekim'de katil polislere karşı yap-tıkları eylemle ilgili 14 Ekim'de biraçıklama yaptı. Açıklamada: "15Temmuz’dan bu yana OHAL baha-nesiyle halka ve devrimcilere saldı-rarak teslim almak isteniyor. En sonCafer Koç adlı devrimci işkenceylekaçırılmış, mahalle halkına küfürleryağdırarak insanlar tehdit edilmiştir.İki gencimizi sokak ortasında zırhlıaraçlarıyla kaçırıp işkence yapıp so-kağa atmışlardır. Bizler Cephe/FKMEMilisleri olarak bu yapılanların he-sabını sorduk soracağız. Onların kor-kulu rüyası olacağız. Her fırsattaelimizde ne varsa, ne geçerse onusilaha çevirip onları vuracağız.

4 Ekim'de 21.00 sularında Sarı-

gazi Sancaktepe Belediyesi’nin önün-de bekleyen polis kontrol noktasındazırhlı araçlarını ve sivil araçlarınımolotoflarla vurduk… Neye uğra-dıklarına şaşıran AKP’nin eli kanlıkatil polisleri şaşkınlığını üzerindenatamadan belediye binasına kaçmış-lardır" denildi.

MahallelerimizdeYozlaşmayaUyuşturucuyaİzin Vermeyeceğiz

Alibeyköy Cengiz Topel Mahal-lesi'nde 13 Ekim'de Cephe/FKMEmilisleri uyuşturucuya ve yozlaşmayakarşı devriye attı. Devriye esnasındadaha önceden de içici olduğu bilinentedavi olmayı kabul etmeyen birgenç, milisleri görünce ne yapacağınışaşırıp kaçtı. Ancak kaçışı fazla uzunsürmeden yakalandı. Kaçarken yere

bir fiş eroin atan genç milisler tara-

fından mahalleye bir daha uyuşturucu

sokmaması konusunda sert bir şekilde

son kez uyarıldı. Uyuşturucuyu ne-

reden ve kimlerden temin ettiği öğ-

renildikten sonra tedavi için tekrar

konuşulan genç tedavi olmayı gene

kabul etmedi. Yapılan uyarıdan sonra

yakalanan genç serbest bırakıldı.

Page 11: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Devrimci Şiddet DHKC Kır Gerillaları Eliyle Diyarbakır'da Halk Düşmanlarını Vurdu:

“İŞKENCECİ KATİLLERİ UYARIYORUZ:Bir daha TOMA’nın kapısını açık bırakıp uyumayın!

Bize ölüm, size uyku yok!Kendinizi en güvende hissettiğiniz yerde, anda, zamanda

yine geleceğiz”

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

11FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 12: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Okmeydanı’nda Cephe Milisleri13 Ekim Perşembe günü 21.00 sı-ralarında Okmeydanı Mahmut Şev-ket Paşa Caddesi Sağlık Ocağı önün-de “DHKC” pankartı açarak silah-larla, ajitasyonlarla, sloganlarla Di-yarbakır’da DHKC Gerillalarınınyaptığı eylemi halkımıza anlattık.

Gerilla halktır!Gerilla halkın umududur!5 Ekim günü Diyarbakır’da

DHKC Gerilla Birliği, Valilikönünde bekleyen TOMA’nın için-deki polisi cezalandırdı. Diyarbakırvaliliği önünden güvenli bir şekildegeri çekildi.

Bekleyin halk düşmanları yinegeleceğiz!

DHKC Gerillalarımız, burnunuzundibine kadar girdi ve beyninizde pat-ladı. Haberiniz bile olmadan yanınızayanaştı, hesap sorduktan sonra ka-rargahlarınızdan geri çekildi.

Bütün dağlar bizim olacak!Bütün yoksul mahalleler bizim

olacak!Şehirlerden kırlara savaşı büyü-

tüyoruz!

Bizler Cephe Milisleri olarakDHKC Gerillalarını bugünkü yaptı-ğımız eylemle selamladık. Geri çe-kildikten sonra katil polisler, akrep-lerle mahalleye girmiş ve eli boş birşekilde geri çekilmiştir. Aynı zamandaCephe Milisleri 11 Ekim Salı günüakşam saatlerinde MOBESE altındabekleyen TOMA’yı Molotoflarla, ha-vai fişeklerle vurmuşlardır.

BİZE ÖLÜM, SİZE UYKUYOK!

Yaptığınız her katliamın, baskı-ların, işkencelerin hesabını soracağız.

OHAL nedeniyle gözaltı süreleriniuzattınız, işkencelerinizi arttırdınız.Bizler de öfkemizi arttırdık. Bu he-defle, bu kararlılıkla, iktidar iddia-mızla geliyoruz. Devrimci tutsaklarayaptığınız işkencelerin de hesabınımisliyle soracağız.

Selam Olsun Dağların Şahanla-rına!

Selam Olsun DHKC Gerilla Bir-liğine!

Yaşasın Halkın Adaleti!Gerillaya Katıl, Savaşı Destekle!

Okmeydanı Cephe Milisleri

AMED’TE SAVAŞAN GERİLLAYA BİN SELAM!İŞKENCECİLERDEN HESAP SORDUK,

SORACAĞIZ!

‘Werîn cengê şerre bilind kir- Gelin kavgaya umudu buyutunŞerra welat serfıraskın - Ülkenin savaşını başarıya ulaştırınWerîn şerre werîn enîy -Gelin savaşa, gelin cepheyeDike win cenge dibim hevîya gelan - Tutuşurum kavgaya halkların umudu olurum

Yine geleceğiz dediler ve geldiler.5 Ekim gunu AMED’in Yenişehir ilçesinde bulunan

valiliğe bağlı polis bekleme noktasına DHKC Gerilla-ları tarafından eylem duzenlendi. Kurdistan’ın şehirleridağları artık Şahanların ayak sesleriyle yankılanıyor.Amed’in eli kanlı polisleri artık size rahat uyku yok.Rahat rahat belinizde silah çarşıda parklarda dolaşa-mayacaksınız. 1 yıldır Amed halkına yaptığınız katli-amlar, zulumler, zorla göçlerin hesabı tek tek sorula-

cak.“Dersimde doğan guneş Amed’in burçlarına çarpı-

yor.” Şahanların eylem yaptığı yer Yenişehir Polis Ka-rakolu uzman işkencecilerin merkezlerinden biridir. Okarakol Cephelileri yeni tanımıyor. Geçmişte gözaltınaalıp feci şekilde işkence yaptıkları Cephelilere, “SultanIşıklı’yı çağır da gelsin” diyebiliyorlardı.

Siz davet edersiniz de Şahanlar davete icabet etmezmi?

Kurt, Turk Halkımız!Gelin AKP’nin zulmune karşı birlik olup aynı cep-

hede mucadele verelim. Dunya halkları kardeştir diyo-ruz. Bu kavgada birlik olup, AKP iktidarını yıkalım.

Faşizm halklara bunu zorunlu kılıyor.

BİRLEŞELİM, SAVAŞALIM, KAZANALIM.AMED HALK CEPHESİ

KÜRDİSTAN FAŞİZME MEZAR OLACAK!

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!12

Page 13: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Amerika’nın kara gücü…Clintonların, Obamaların “en iyi ortağı”…

Amerikan silahlarının ve Amerikan üslerinin sahibi...Bu ortaklıktan Kürt halkına özgürlük değil, daha fazla kölelik doğar.

Emperyalizmin ideolojik ve siyasi önderliğini yaptığı teslimiyet,uzlaşma ve tasfiye politikaları

Kürt milliyetçilerini bu noktaya getirmiştir.

Birleşmiş Milletler (BM) poşetleri içindetaşınan ve saklanan silahlar…

Kürt milliyetçilerinin tonlarlarla, binlerle ölçülen

miktarlardaki ancak spor salonlarına

sığdırılabilen silahları…Rojova’ya Amerikalıların yaptıkları

karargah ve havaalanı

Hillary Clinton “Kürtleri silahlandırmayı değerlendiririm.Kürtler Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de

en iyi ortaklarımız oldu” diyor

Page 14: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

2 Eylül gününden beri MaltepeÇocuk Hapishanesi’nde tutsak LiseliDev-Genç’li Hakan günlerdir insanlıkonuru için direniyor. Ayakta sayımvermediği için dövüldü, işkence gördüve şu an tek başına pis bir hücredekalıyor. Hakan daracık bir hücredetecrit altında onuru için direniyor.Bunun için koğuşa geçme ve keyfiuygulamalar, işkenceler son bulsuntalepleriyle açlık grevine başladı.Avukatı Günay Dağ, Hakan’ın gö-rüşüne gittiğinde bizzat hapishanemüdürü Uzay Kırılmaz’ın emriylesaldırıya uğradı. Avukatın parmak-larını kıran, kafasında sıyrıklar oluş-turan gardiyanlar, Hakan’a günlerdirişkence yapmaktadır. İşkencelerleamaçladıkları Hakan’ı yıldırmak, dü-şüncelerinden vazgeçirmektir.

AKP’ye sırtını yaslayan veOHAL’e güvenen işkenceciler yüz-süzce ve acizliklerini kanıtlar gibiaçıklamalar yaparak gülünç durumadüşmekte halkın öfkesini arttırmak-

tadır. “ Hapishaneleri-mizde işkence yapılmı-yor “ diye açıklamalaryapanlar bu dediklerinikanıtlamalıdır.

Suçlular! Hakan vebir sürü insana işkencesuçuyla karşı karşıyalarve bunu öğrenen-öğre-necek insanlardan kor-kuyorlar. Açıklamalaryapmaları bundandır.

Liseliler! Hakan’da bizim gibiydi.Ülkemizde yaşanan adaletsizliklerekarşı duyarlı olması sonucu tutsakdüştü. Adalet yok, istiyoruz; diyen-lerden korktukları için bu yaşındatecrit işkencesine maruz kalıyor.Eda’yı, Mehmet’i nasıl çekip aldıysakzulmün elinden Hakan’ı da almalıyız.Hakan için bulunduğumuz yerlerdebizde açlık grevine başlayalım. Vi-deolar çekip Hakan’ın serbest bıra-kılmasını isteyelim. Ailesini arayıpdestek olalım. Maltepe Çocuk Ha-

pishanesi’ni arayıp Hakan için işkenceyapıyorsunuz yapmayın diyelim. Ha-kan’ın tek başına olmadığını mek-tuplarımız, videolarımız, yazılama-larımız, hapishaneyi aramalarımızlagösterelim.

HAKAN İNCİ ONURUMUZ-DUR!

İŞKENCE YAPMAK ŞEREF-SİZLİKTİR!

KAHROLSUN FAŞİZM YAŞA-SIN MÜCADELEMİZ!

LİSELİ DEV-GENÇ

17 YAŞINDAKİ HAKAN İNCİ MALTEPE ÇOCUK HAPİSHANESİ’NDE

İŞKENCE GÖRDÜĞÜ İÇİN AÇLIK GREVİNDE!

Selam Olsum Mahirler’den Çiğdemler’eBernalar’a Bu Geleneğin Yaşatıcısı

Dev-Genç’lilere!Armutlu Halk Cephesi Boğaziçi

Üniversitesi’nde Dev-Genç'in 47.yıl şenliğini yapmaya çalışan Dev-Genç'lilerin gözaltına alınmasıylailgili aynı gün bir açıklama yaptı.Açıklamada: "18 Ekim günü Bo-ğaziçi Üniversitesinde Dev-Genç’in47. Yıl şenliğini yapmak isteyen 6Dev-Genç'li katil polislerce işken-ceyle gözaltına alındı. Baksın dagörsün katil AKP OHAL'ine rağ-men Dev-Genç hala ayakta ve mey-danlarda. Gençliğin en haklı en

meşru taleplerini haykırmasını engelleyemeyecek. 47yıldır her yeri savaş mevzisine çeviren Dev-Genç'lilerbugünde bunca baskıya rağmen 47. yılının coşkusunuüniversitelerde haykırmaya devam ediyor. Bu sesin üni-versitelerden başlayıp Bayrampaşa’ya, Vatan’a, Çağlayan’ave dağların doruklarına yayılmasını engelleyemeyecekler.Gözaltına alınan Dev-Genç'liler tarihlerine yaraşır birşekilde direniyorlar. Gözaltına alınan Dev-Genç'lilerserbest bırakılsın!

Dev-Genç'liler Düzeninizin Sonu Olacak!

Adana Halk Cephesi 19 Ekim'de açıklama ya-parak Dev-Genç'lilere yönelik saldırıların Dev-Genç'lileri bitiremeyeceğini belirtti. Açıklamada:"47 yıldır Anadolu topraklarında onuruyla namusuylaemperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşıkan can bedeli ödeyerek mücadele eden Dev-Genç’imizin bugün Boğaziçi Üniversetesi’nde 47.Yılını kutlamak için bir araya gelen Dev-Genç’lilerişkencelerle gözaltına alındı. Gözaltıların nedenibellidir. Şafaklar’ın, Çiğdemler’in öğrencileriniverdikleri onurlu mücadeleden alıkoymak.

Bitirmeye yıldırmaya çalıştıkları Dev-Genç’lileronların sonu olacak. Katillerin yargılanmadığı, dev-rimcilerin komplolarla sokak ortasında kaçırıldığı-tutuklandığı bu düzeninizi başınıza yıkacaklar. Kor-kunuz bundan sizin, 7 Dev-Genç’liye onlarca polislegelmeniz bundan.

Halk Düşmanı AKP ve Eli Kanlı Katil polisisizin bitirmeye çalıştığınız Dev-Genç ve Dev-Genç’liler Dersim'den Amed'den besleniyor. HalkınÇocukları olan ve her seferinde halkın bağrınabastığı Dev-Genç’i bitiremeyeceksiniz!" denildi.

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!14

Page 15: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

“Kağıttan Kaplan”ların iktida-rı…

Komünist ve İşçi Partileri Mos-kova buluşmasında Mao şöyle di-yordu;

“Tum sözde guçlu gericilerin sa-dece kağıttan kaplan olduklarını söy-lemiştim. Bunun nedeni onların halk-tan kopuk olmasıdır. Bakın! Hitlerkağıttan bir kaplan değil miydi?Hitler devrilmedi mi? Yine Rus Ça-rı’nın, Çin İmparatorunun ve Japonemperyalizminin de kağıttan kaplan-lar olduklarını da söyledim. Hepsinindevrildiğini biliyoruz. ABD emper-yalizmi henuz devrilmedi ve atombombasına sahip. İnanıyorum ki, oda devrilecek. O da bir kağıttan kap-lan.”

Emperyalizm ve işbirlikçileri de-vasa güçlerine rağmen “kağıttan kap-lan”dırlar. Onların bu zayıflıklarınıancak iktidar iddiasına sahip olanlargörebilir.

Oligarşiler de kağıttan kaplandır,Pinochet’ten, Evren’lere, bugün AKPiktidarına kadar diğer kağıttan kap-lanlar gibi onlar da yıkılacaktır.Çünkü proletarya ideolojisi tarihi birzorunluluk olarak kapitalizmi, sos-yalizmin takip edeceğini söyler.

Sosyalizme geçiş süreci kendili-ğinden olmayacak, sınıf mücadele-siyle kapitalizm alt edilecektir ve ik-tidar, çoğunluğun yani halkın elinegeçecektir.

Emperyalizmin En Büyük Silahı, Halkın Örgütsüzlüğüdür

Emperyalizm ve oligarşinin elle-rindeki tüm güçleriyle halka tehditve gözdağlarının sebebi, onların ör-gütlenmesini engellemeye yöneliktir.Kendileri kağıttan kaplandır. Çünküher zaman halktan uzak olacaklar.Çünkü, onların çıkarları ile halkınçıkarı birbirine taban tabana zıttır.Çünkü halkın örgütlenmesi iktidarayöneldiğinde, emperyalizmin çıkar-larını sarsacaktır. İktidara yönelikmücadele, iktidar bilinci ve devrim

iddiasını güçlen-direcektir. İşte bu-nun için; emper-yalizm halkın ör-gütlenmesini ba-şından itibaren şid-detle yok etmeyeçalışır. İktidar id-diası emperyaliz-min korkulu rüya-sıdır.

İktidar bir top-lumu şekillendir-me gücüdür. Altyapı ve üstyapı ku-rumlarıyla o top-lumun baştan sona inşa edilmesidir.Ve iktidar kimin elindeyse her şeyiktidar sahibinin çıkarlarına göre dü-zenlenir.

İktidarı elinde tutan egemenleryönetim mekanizmalarıyla, imkanve olanaklarıyla, askeri gücüyle de-vasa savaş araçlarıyla, ittifaklarıylaalt edilemeyecek bir güç olarak kit-lelerin karşısına çıkar, halkın yüreğinekorku tohumları saçmaya çalışırlar.

Egemenlerin “gücü” baskı vezorla elde edilmiş, baskı ve zorlaişler kılınmıştır. Onların çıkarlarınıise bir avuç asalak güruhu ve iş bir-likçi çanak yalayıcıları savunur.

İstanbul Kalkınma Dialogları pa-nelinde bu gerçek şöyle ifade ediliyor.“Dünyanın %1’lik nüfusuna denkgelen 70 milyon kişi, dünyanın gerikalan %99’undan (yaklaşık 7 milyarinsan) daha fazla servete sahiptir veeşitsizlik artarak devam ediyor. (10Şubat 2016, Cumhuriyet)

70 milyon zengin, dünyadaki 7milyar halkı yönetmek için zayıflık-larını, iktidarı elinde bulundurmanıntüm avantajlarından da yararlanarak;yalanla, baskıyla, zulümle örter vekitlelerin önüne “kaplanlar” olarakçıkarlar. Kaplanlıkları kağıttandır.Çünkü çıkarları için kullanacaklarıtüm güçleri parayla satın alır, maaşlaçalıştırırlar. Kar ve sömürü düzenlerinihalk olmadan ayakata tutamazlar,

çünkü iktidaralarını korumak içinyaptıkları tankları, uçakları, gemileridahi kullanmak için halkın çocukla-rına ihtiyaçları vardır. Hatta o kadaraciz ve asalaklardır ki plazalarındakendi çaylarını demlemek için bilehalkın çocuklarına muhtaçtırlar.

Egemen sınıfın zayıf noktası datam budur. Halk olmadan çarkınıdöndüremez, yediği yemekten içtiğiçaya kadar halka muhtaçtır. Halkındüzene uyum sağlaması için de, kor-kunun yetmeyeceğini bilir ve hedefitek tek insanların beyinlerini teslimalmaktır. İnsanın insanı kullandığıüretimden-emekten uzak hasta be-yinler, insanın kendine yabancılaş-masını da beraberinde getirir. Bu ya-bancılaşma sadece yaşadığı toplumave onun değerlerine yabancılaşmadeğildir. Yabancılaşma kişinin ken-dine, halkına ve değerlerine yaban-cılaşmasıdır.

Kendine yabancılaşan insan ken-dini nasıl algılıyorsa başkalarını daöyle algılar ve kapitalizmin eşyaya-nesneye odaklı dünyasında varlığınıkoruyamaz, çünkü birlik olamaz, ör-gütlü olamaz.

İktidarı sömürücü sınıfın elindenalmak isteyen her güç, sömürücü sı-nıfa karşı savaşta halkı örgütlemekzorundadır. İdeolojik sağlamlık ol-madan, kendi gücüne güvenmeden,halkı örgütlemeden, bu iktidar sava-şını başarma şansı yoktur.

İHTİLAL İÇİN SAVAŞMAK İHTİLALCİ ÖRGÜT OLMAK...

Hasan Ferit Gedik’in cenazesi

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

15FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 16: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

İktidar İçin SavaşmakUzak Bir Hayal Değildir...

Dünya halklarının tarihinde dev-rimci hareketler defalarca yenilmiş,hatta bütün örgütsel varlıkları yokolmuştur, ama devrim ve iktidar id-diasını koruyanlar yenilgilerden so-nuçlar çıkarmış, ayağa kalkmış vedevrime yürümüşlerdir.

Emperyalizmin dünyayı kendi is-tediği gibi şekillendirme planlarınıişletememesinin özünde de bu vardır.Emperyalizm girdiği her ülkede halk-ların direnişi ile karşılaşmış, bataklığasaplanmıştır. Irak, Afganistan, Suriyebunun yakın örnekleridir.

Emperyalizm; baskıcı, katliamcıve sömürgen politikalarının yol aça-cağı sonuçları ve halkların ilelebetzorbalıkla yönetilemeyeceğini, zulümgörenlerin bir gün mutlaka isyanedeceğini iyi bilir.

Ülkemizde AKP iktidarının yö-netememe krizinin derinleşmesi deemperyalizmin var olan tablosundanayrı değildir. Kısacası, faşizm kendidoğasına uygun olarak kendi sonunuhazırlar. Çünkü, AKP iktidarını,OHAL uygulamaları, KHK’lerleayakta tutmaya çalışsa da, halk nez-dinde maskesi düşmüş, kendi içindekiçatlaklar daha da büyümüştür.

Oligarşinin yönetememe krizinerağmen kitlelerin yoğun bir biçimdesaflarımıza aktığını söyleyemeyiz,çünkü devrim cephesi fiziken düşmanıalt edecek bir güç durumunda değildirhenüz.

Bu koşulları değiştirmek; iktidariddiasını sürdürmek, devrimci ör-gütlülüğü ve devrimci düşüncelerin

meşruluğunu savunmak ve hayatageçirmekle mümkün olacaktır.

Dünyada ve ülkemizde her günyeni gelişmeler yaşanıyor. Halklar,emperyalizmin ve işbirlikçilerininyol açtığı zulüm ve sömürü düzeninekarşı ayaklanıyor, şu ya da bu sebepleegemenlere öfkesini dile getiriyor.

Ülkemizde artan kitlesel direniş-lerin kaynağında da emperyalizminve işbirlikçilerinin sömürü düzenivardır. Haziran Ayaklanması iktidarhedefli olmamasına rağmen, kitlelerinöfkesini ve gücünü oligarşiye gös-termiş ve onları titretmiş, iktidarıkaybetme korkusu yaşamış ve kor-kusu onu daha da saldırgan yapmıştır.Kitlelerse kendi gücünü görmüş,ayaklanma hızla yayılmış ve bütünülkeyi etkisi altına almıştır.

İktidar için savaşmanın koşullarıher zamankinden daha fazla olgun-laşmıştır. Bütün mesele inanç ve ka-rarlılıkla savaşı büyütmektir.

Protesto Hareketi Olmak,Muhaliflik ve Barış Aldatmacası

Parti-Cephe 1970’lerde solda ik-tidar alternatifi bir örgütlenmenin ilktemellerini attı. O günden bugünepek çok badireler atlattık. Düşmanokları sürekli üzerimizde oldu. Sos-yalizmin prestij kaybettiği yıllardainancımızı koruduk. Teslimiyet da-yatmalarına karşı ağır bedeller ödedikancak devrim inancımızdan vazgeç-medik.

Salt protesto hareketi olmadıkhiçbir zaman. Reformlarla yetinme-dik, kendimizi muhaliflikle sınırla-madık. Devrim yolundan sapanlarsa

mücadelelerini bunlarla sınırladılar.Kendilerini oyalayacak çeşitli plat-formlarda varlık gösterebilecek uğ-raşlar buldular. Muhaliflikle yetindiler,protesto hareketi oldular. İktidar içinsavaşacak kararlılığa sahip değillerdi,ulaşabilecekleri bir hedefleri yoktu.

Lenin şöyle der; “Sosyalist ideo-lojinin her küçümsenişi ondan heruzaklaşması aynı zamanda burjuvaideolojisinin güçlendirilmesi demek-tir” (Lenin, Seçme Eserler, 2 CiltSyf 70)

Sol da tarihi boyunca burjuvazinindeğirmenine su taşıdı.

Zayıf ve güçsüzlerdi. Bunu ka-patmak için söylemde en keskin ol-dular. İktidar için savaşmayanlarınkeskinlikleri söylemde de olsa devamettirilemedi, çark ettiler. Güç olarakgördükleri Kürt milliyetçilerine gözyumdular ve hep beraber düzen yo-lunda soluk aldılar.

Sol, Kürt milliyetçilerinin peşinetakılıp “barış” isteyip dursa da faşizmbarışmadı. Gücünü göstermeyi ken-dine karşı olan herkese “haddini bil-dirmeyi” uygun buldu. Düşmanına“barış” adına gül sunan eller, şimdiacımasızca bombalanıyor.

Kürt milliyetçileri bugün savaşı-yor. Ne için savaşıyorlar sorusununcevabı “barış için”dir. Yani iktidarhedefleri yoktur. Emperyalizmle veişbirlikçi burjuvaziyle çelişkileri, ça-tışmaları bulunmamaktadır. Düzeniçinde varlık göstermek istiyorlar.

Oysa faşizmin her türden oyununubozmak iktidar için savaşmakla müm-kündür. Bu savaşım protestoyu, mu-halifliği de kapsayarak bunların öte-sine geçmeyi gerektirir.

Bugün düşman karşısında tek ba-şımıza kaldık. Ancak savaşımızı sür-dürüyoruz. 1970’lerden bu yana inan-cımızı ve iddiamızı koruyoruz. Dayı“gerçek anlamda zafer ve yenilgidüşmanın iradesini kabul edip etme-mekte düğümlenir” demiştir. Bu an-lamda zafer bizimdir.

İktidar İddiasına SahipOlmak, Alternatif Oldu-ğumuzu Göstermektir

Devrim yürüyüşümüzde sağlamadımlarla ilerlemek için iktidar pers-

Berna Yılmaz ve Çiğdem Yakşi

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!16

Page 17: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

pektifine sahip olmak gerekir. Yapa-cağımız her işi bu bakış açısıyla elealmalıyız. Ancak o zaman stratejikadımlar atabilir, alternatif olduğumuzukitlelere gösterebiliriz.

Alternatif olmak sadece belli birideolojiyi savunmak değildir. Ya daparti programında iktidardan sözeden maddelere yer vermekle tekbaşına parti olmakla gerçekleşecekbir durum değildir. Alternatif olmak;politik, ideolojik, örgütsel bir bü-tünlüğü ve bunlara eşlik eden bellidüzeydeki bir partiyi ifade eder. Bubütünlük sağlanmazsa düzene alter-natif olmak soyut bir hedef olarakkalır.

Kendimizi güçlü bir biçimde or-taya koyabilmeliyiz. Bunu başara-biliriz. Aksi taktirde bu gücü hisse-demeyen kitleler çözümü düzen par-tilerinde aramak zorunda kalır..

Alternatif olduğumuz gerçeği;kitle çalışmamızda, geleneklerde,kültürde ve kadrolarda somutlanır.Geleneklerimiz köklüdür ve zenginbir mirasa sahibiz. Halklarımıza değerverir, sorunlarına somut çözümlerüretiriz. Bu topraklarda teslim ol-mama geleneğinin yaratıcısıyız. Düş-manla girdiğimiz irade çatışmasındakararlılığımız bilinir. Emperyalizmve oligarşiyle uzlaşmazlığımız tartı-şılmaz bir gerçektir.

Devrimci ahlak ve devrimci kültürkonusunda parmakla gösterilecek biryapıyız. Ne söylediysek yaptık, neyaptıysak savunduk. Hedeflerimizeadım adım yürüdük. Bu adımlar yerigeldi küçük ve mütevazı oldu, amabiz hep ileri gittik.

“Sosyalizm yok oldu” iddialarıkarşısında, biz sosyalizm için savaştık,öldük ve öldürdük.

Hiç bir düşünce ölmeye değmezdiyerek halka sırtını dönenlere rağ-men, biz halkımızın yanında olduk,düşüncelerimiz için öldük.

Emperyalizm hapishanelerde be-yinleri teslim almak için tecrit poli-tikalarını hayata geçirmek istediğindekarşısında bizi buldu. 7 yıl sürenBüyük Direniş’imizde 122 defa dev-rimcilerin beyinlerinin teslim alına-mayacağını haykırdık.

Yoldaşlarımızın cenazelerini ge-

leneklerimize uygun gömebilmekiçin barikat savaşları verdik...

Yarattığımız devrimci geleneklerelbette halk kitlelerini etkileyecektir,halkımızın pek çok yerde devletekarşı koyma, onunla çatışma cesa-retini gösterdiği örnekler yaşanmıştır.Halkımız bu direniş yöntemlerinidevrimcilerden almış, devrimcilerinyarattığı geleneklerin sürdürücüsüolduğunu göstermiştir. 12 Eylül son-rası ilk işçi ve gençlik eylemleri degrev ve boykot gibi eylemler değil;devrimcilerden gördükleri açlık grev-leri eylemleri olmuştur. Gezi Direnişisırasında da örgütsüz çevreler de,yıllardan beridir vatan topraklarımızdasüren devrimci geleneklerden etki-lendiklerini ve devrimci eylemleriörnek aldıklarını pratikte gösterdi.

Fakat buna rağmen halkımızınbüyük çoğunluğu faşizm karşısındaörgütlü değildir. Çünkü kitlelerindevrime katılmaları, iktidar müca-delesinin bir parçası olması sadecebakarak, görerek öğrenilecek ve dev-rimin bir parçası olması için yeterliolunacak bir süreç değildir. Kitlelerinörgütlenme süreci iradi olarak, tektek, insandan insana emek vererekörgütlenmesi gereken bir süreçtir.

Bizim hedefimiz iktidardır ve ik-tidar hedefli bir örgütlenmenin in-sanları olarak, yeterince kitle çalışmasıyapabiliyor muyuz, istediğimiz verimielde ediyor muyuz, alternatif oldu-ğumuzu bilince çıkaran ve süreci ör-gütleyecek nitelikte kadro birikiminesahip miyiz, sorularına vereceğimiz

cevaplar iddiamızın neresinde oldu-ğumuzun da göstergesi olacaktır.

Unutmayalım ki gözlerimiz sadeceyaptığımızı görür. Ancak beynimizyaptıklarımızdan çok daha ötesinidüşünebilir. Biz büyük düşünecek,iktidarı hedefleyen bir örgütlenmenininsanları olarak ona göre hareketedeceğiz. Yarını düşünerek bugünüörgütleyeceğiz ve savaşacağız.

İhtilalci Örgüt İnsanı Olmak

Tarihte sıkça görüldüğü gibi di-renme ve savaşma dinamiğini yitirenörgütler mutlaka bir gün kitleleringerisine düşerler. Biz o yapılar gibiküçük zaferlerle yetinemeyiz. İktidariçin savaşmanın getirdiği ciddi so-rumluluklar vardır. Bunu taraftarla-rımızdan sempatizanlarımıza, kad-rolarımıza kadar bilince çıkarmalıyız.

Ancak ihtilalci bir örgüt kitlelerlebütünleşebilir. Kitlelere hitap ede-meyenler ne kadar doğru politikalarasahip olurlarsa olsunlar yalnızlaş-maktan kurtulamazlar. Atalarımızboşuna “yalnız taş duvar olmaz” de-memiştir.

Kitlelere hitap edecek, onları ör-gütleyecek kadronun düşüncelerininher zerresinde halk ve vatan sevgisiolmalıdır. Beynimizde ve bulundu-ğumuz yer neresi olursa olsun, devrimiddiamızı her zaman diri tutmalıyız.Hiç kimsenin olmadığı, tek başınatecrit edildiğimiz hücrelerde boyuneğmeyerek, yarattığımız geleneklere,devrim iddiamıza bağlı kalarak, be-

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

17FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 18: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

yinlerimizin teslim alınmasına izinvermeyecek bir tarih ve sınıf bilincinesahipiz. Bu bilinç o kadar sağlam vegüçlüdür ki 17 yaşında liseli bir ar-kadaşımıza bile boyun eğdiremiyorlar.

Yaratıcılık ve cüret, devrim id-diasının doğrudan bir sonucudur.Emperyalizmin, oligarşinin önüneçıkardığı engelleri aşacak bir iradeningösterilmesidir. Tek başına da olsakdergi dağıtmaktır, bir komite gibihareket etmektir. “Ben varsam, örgütvar” geleneğimiz, her şart altındadevrimci harekete ve halka yöneliksorumlulukların üstlenmesini, somutbir gerçeklik haline dönüştürmüştür.

Her anında devrim iddiasını taşı-yan, her adımında iktidar perspekti-fiyle düşünen devrimci, en önemliişinin bunları gerçekleştirmek oldu-ğunu bilir. Günlük koşturmacalarınçoğu kez bunlara izin vermediğini,bizi hedefimizden uzaklaştırdığınısöyleriz. Bu mazeret devrim iddia-sının, iktidar perspektifinin zayıflı-ğıdır. Bugün devrimi geliştirmek, bumazeretleri aşıp devrim hedefimizekilitlenmektir.

Her alanda, herhangi bir yerdeyürüttüğümüz kitle çalışması, yasalalanda oluşturulan bir örgütlenme,

sürdürdüğümüz her faaliyetle ama-cımız devrimi geliştirmektir. Bu aslaunutulmaması gereken bir noktadır.İktidar perspektifi, devrim iddiasıdediğimiz şey esas olarak budur.

Çünkü devrim hedefinin olmadığı,devrimci bir çalışma ve örgütlenmefaaliyetinin, devrimci propagandanınolmadığı yerlerde, kitle hareketlerive örgütlenmeleri ne kadar büyükolsa da, geriye fazla bir şey bırak-madan sönüp gider.

İhtilalci bir örgüt her zaman düş-manın oklarını üzerine çekecektir.Büyük saldırılara ve katliamlara damaruz kalabilir. Ancak zafere kilit-lenenleri hiçbir güç durduramaz.Kurtuluş Savaşımız buna örnektir.Ya da Cezayir’in Fransız faşizminekarşı savaşı...

Cezayirli Manni Abdullah şöylediyor; “Biz ailelerimizle dağlardasaklanmıştık. Çünkü Fransız askerleritoplu haldeki halkın arasına dalıyor,rastgele 50-60 kişiyi alıyor ve bunlarıelleri kolları bağlı olarak sıraya di-ziyordu. Sonra da üzerlerine gaz dö-küp diri diri yakıyorlardı.” (Ceza-yir’de Fransız Vahşeti ve Ötesi, KenanAkın, Syf 17)

Fransa’ya karşı mücadele eden

pasifistler hep yenilgiye uğratılırlar.Ancak Bin Bella önderliğindeki savaş,halkı 7’den 70’e örgütler ve savaştırır.Cezayir halkı büyük kahramanlıklaryaratır. “Ya istiklal ya ölüm” diyerekçarpışırlar. 10 Aralık 1960’da birçokbüyük şehirde aynı anda başlayanayaklanmalar Cezayir’in bağımsızlığıiçin çarpışan örgütlenmelere yönlen-dirilirler ve zafere ulaşırlar. Tam 130yıl mücadele edilmiş, sonunda ihtilalcibir ruhla amaca ulaşılır.

Sonuç olarak; Tarihimiz direnişler, kahraman-

lıklar, yeni geleneklerle doludur. Bizne pahasına olursa olsun devrim id-diasından, sosyalizm iddiasından aslavazgeçmeyeceğiz. Kapitalizme, em-peryalizme ve onun işbirlikçilerinekarşı sonuna kadar direneceğiz. Çün-kü biz devrimciyiz ve ancak devrimiddiasına, iktidar hedefine sahip olan-lar, bu kavgada halka ve kendi gücünegüvenenler, sonuna kadar kararlı ola-bilirler. Kararlılığımız halk ve vatansevgisiyle büyür. Halk ve vatan sev-gisi, tarih ve sınıf bilincidir. Bizi za-fere ulaştıracak olan da tarih ve sınıfbilinciyle yürüteceğimiz savaştır.

Çocuklarımızın Uyuşturucu BatağınaSürüklenmesine İzin Vermeyeceğiz

Gazi Halk Meclisi 16 Ekim’de saat 16.00-18.00saatlerinde uyuşturucuya karşı duyarlı insanlar veuyuşturucuya düşmüş gençlerin aileleri ile birlikte2 saatlik oturma eylemi yaptı. Oturma eylemininolduğu köşe durağında saatler öncesinden zırhlıaraçlarıyla, tomalarıyla polisler konuşlanıp alanıabluka altına aldılar. Bu şekilde yaparak insanlarıkorkutup kaçıracağını, eylemi yapmaktan vazgeçi-rebileceğini düşünen polisler, ailelerin kararlı du-ruşlarıyla müdahale edememişlerdir… Polisinonlarca zırhlı araçla etraflarında gezmesine ve dur-masına rağmen eylem büyük bir destek görmüştür.Oturma eylemi yapanların yanında destek içinduran halktan insanlar olmuştur. Arabalarıyla geçenlerdiplerinde polis olmasına rağmen kornalarıyla destekvermiştir. Çevre esnaflar ise oturanlara sürekli çayikramı yapmıştır. Sabit olarak 20 kişinin oturduğu,yüzlerce insanın ziyaret edip destek olduğu eylem2 saatlik oturma eyleminin ardından haftaya yineaynı yerde ve saatte görüşmek dileğiyle bitirildi.

Yozlaşmaya Karşı MücadeleyiBüyütmemizin Yeri Halk MeclisleridirMeclislerimizi Büyütelim

Gazi Halk Meclisi 15 Ekim'de “Uyuşturucu ve KumaraKarşı Halk Meclislerinde Birleşelim” adlı kampanyanıntoplantısını yapmak için Gazi Cemevi konferans salonundabir araya geldi. Toplantı açılış konuşmasıyla başladı. Ardından10 dakikalık uyuşturucu içerikli sinevizyon hep beraberizlendi. Daha sonra uyuşturucunun ne olduğu ve nasılmücadele edileceği konuşuldu. Bu konuşma sonrası bir elinparmakları gibi çalışılırsa, ortak ve etkili sonuçlar alınabile-ceğinde hem fikir olundu. Ardından merkezi olarak başlayan“Uyuşturucu ve Kumara karşı Halk Meclislerinde Birleşelim”kampanyasıyla ne olacağı ve ne hedeflendiğini bir kişianlattı. Çeşitli önerilerin alınmasının ardından bu kampanyadahilinde gönüllü çalışma yapacak insanlardan mahallenin5 farklı bölgesinde 5 ayrı komiteler kuruldu. Komitelerin bukonuyla ilgili toplantı yapmaları gerektiği ve bundan kaynaklıtoplantı gün ve saatlerini belirlemeleri istenildi. 5 bölgedegün ve saatlerini verdikten sonra ertesi gün başlatılacakolan oturma eylemine çağrı yapılarak toplantı bitirildi.Toplantı bir buçuk saat sürdü. Toplantıya 55 kişi katıldı.

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!118

Page 19: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Cephe Milisleri zulme, baskıya, iş-kencelere ve operasyonlara karşı halkınadaletini yerine getirmeye devam edi-yor. Yaptıkları eylemlerle halk düş-manlarına korku salarken karanlıktahalka yol göstermeye halkın yanındayer almaya devam ediyorlar.

1 Mayıs Cephe Milisleri katil pol-islerin mahallelerde GBT aramalarınave yaptığı baskılara karşı bir açıklamayayınladı. 13 Ekim'de yayınladığı açık-lamada şunlara değindi: "1 Mayıs Ma-hallesi'nde AKP’nin eli kanlı katil pol-isleri kurdukları karakolla, MOBE-SE’lerle, mahalle girişlerinde yaptıklarıGBT'lerle halkı ve devrimcileri sin-dirdikleri zannedip, halka korku salmakistiyorlar. Başaramayacaklar bizler İb-rahim Çuhadar'ların yoldaşlarıyız.Ölümle korkutmaya çalıştığınız dev-rimciler fedayı kuşanıp sizin beyninizdepatladı patlamaya devam edecek. İş-kence hanelerinizde en güvenlikli sa-raylarınızda beyninizde patlamaya de-vam edeceğiz. Kurduğunuz karakolu-nuzu, MOBESE’lerinizi başınıza yı-kacağız.

Halkımız!Bizler halkın malına ve canına

zarar gelmemesi için şehit düşen Cep-heli devrimcileriz. Karakoldan, akrepdenen zırhlı araçların etrafından veGBT noktalarından uzak durun. Cephemilisleri olarak savaşı 1 Mayıs Ma-hallesi’nde daha da büyüteceğiz bukatil köpeklerin korkularını daha dabüyüteceğiz. Mahallemizde rahat rahatgezemeyecekler."

1 Mayıs Cephe Milisleri ayrıca Di-yarbakır Valiliği önünde bekleyen TO-MA'da nöbet tutan işkenceci katillereyönelik eylemi 17 Ekim'de bir açıkla-mayla selamlandır. Açıklamada: "...Çağlayan’da Şafak ve Bahtiyar, İşken-cehanelerde Elif Sultan, Bayrampaşa’daÇiğdem ve Berna ile umudu büyütü-yoruz. Bizler Cephelileriz, katillerinkorkuları olmaya devam ediyoruz. Kocakoca örgütler silah bırakıp düzen içi-leşmek isterken, halkın katillerinin el-lerini sıkma hesapları yaparken, bizlerhalkımızın dökülen her damla kanınınve gözyaşının hesabını sorduk. 1 MayısCephe milisleri olarak Amed’te DHKC

gerillalarının yaptığı eylemi selamlıyorbizlerde savaşı 1 Mayıs mahallesindenbüyütüyoruz" denildi.

Gazi Cephe Milisleri: Gazi CepheMilisleri tarafından Son Durak bölgesiCumartesi Pazarı’na saldırılara karşılıkpankart asıldı. Yollardan, parklardan,otobüslerden devrimcileri kaçırarakmücadeleyi bitireceğini düşünen AKPve halk düşmanı polislerine bir cevapolarak Cephe Milisleri tarafından“Bizi Bitiremezsiniz” yazılı DHKCimzalı pankart asıldı. Ardından “Ha-pishanelerde, sokakta yaşanan bütünsaldırıların hesabını faşizmden sora-cağız. Onlar bizi bitireceklerini dü-şünüyorlar. İşte biz buradayız. Bizibitiremezsiniz” diyerek Cephe Mil-isleri havaya ateş açarak bölgedençekildi.

Aynı gün Son Durak bölgesi tuzdeposuna, mahallede yaşanan polissaldırısı ve halka yapılan saldırılariçin bomba süslü pankart asıldı. CepheMilisleri tarafından “Bekleyin biziGeleceğiz, Kalekollarınızı Yıkacağız”Cephe imzalı bir adet bomba süslüpankart asıldı. Pankartın asılmasındansonra yolu zırhlı araçlarla kapatanhalk düşmanı polis, pankarta asılıbomba süsünü fünyeyle patlattı. Pat-lama nedeniyle etrafa saçılan kırmızıboya, bomba imha ekibini kırmızıyaboyadı. Geçtiğimiz günlerde AKP’ninkatil polisleri tarafından yoldan ka-çırılarak işkenceyle gözaltına alınanSelda Karataş için iki adet yazılamayapıldı.

Sarıgazi Cephe Milisleri: Halkdüşmanı polisler Sarıgazi İnönü Ma-hallesinde sürekli devriye atarak, ma-halle gençlerini tehdit ederek baskıuygulamış terör estirmiştir. Bu durumasessiz kalamayan Cephe Milisleri 13Ekim gecesi devriye atan Z13 S76zırhlı aracına Molotof ve havai fişek-lerle eylem gerçekleştirmişlerdir.

Sarıgazi Cephe Milisleri ayrıca Di-yarbakar'da DHKC Gerillalar, tarafındayapılan eylemi selamlayan açıklamadayayınlamıştır. Açıklamada: "...Diyar-bakır’da halk düşmanı polise yönelikyapılan cezalandırma eylemimizi Sa-

rıgazi’de halkı-mıza duyur-duk, duvar ya-zılamalarıylasahip çıktık veonların izindeyürüyeceğimiziilan ettik. Di-renecek, sava-şacağız ve za-feri mutlaka bizkazanacağız.Ders im’denDiyarbakır’asavaşan gerillalarımıza bin selam!"denildi. Cephe Milisleri 16 Ekim'deise saat 21.45 sularında Sarıgazi Kay-makamlığı’na konumlanan AKP’ninkatil polislerine havailerle eylem ger-çekleştirdi.

Bahçelievler Cephe Milisleri:Zafer Mahallesi'nde, 17 Ekim'deAKP’nin katil polisleri tarafından si-linen yazılamalar Bahçelievler CepheMilisleri tarafından tekrar yazıldı.Aynı zamanda faşistlerin yazmış ol-duğu yazılamalar silinip yerine “Fa-şizme Geçit Yok” ve “DHKP-C” ya-zılamaları mahallenin birçok yerlerineyazıldı.

Zulme Çanak TutanlarıAffetmeyeceğiz

İstanbul, Alibeyköy’de Cephe veFKME (Faşimze Karşı Mücadele Ekip-leri) milisleri son zamanlarda yapılansaldırılar ve Gazi’de yaşanan polis te-rörünün hesabını sormak için 2 Ekim'deAKP’ye yakınlığıyla bilinen bir dergahıiki koldan parça tesirli bombalar vemolotoflarla vurdu.

Çayan DHKC/FKME Milisleri: Ça-yan’da, 30 Eylül'de Sokulu Caddesiüzerine bombalı pankart asıldı. Bununlailgili Cephe Milislerinin yaptığı açık-lamada şunlara değindiler: " TayyipErdoğan’ın damadı Berat AlbayrakGazi’yi bitirin talimatı vermiş… Sizkimsiniz ki Gazi’yi bitiriyorsunuz? GaziCephe’dir! Gazi halktır! Gazi devrimdir!Sümüklü Berat’a Çayan’dan mesajımızolsun; Berat seni ve kayınpederini uya-rıyoruz Gazi’den ve devrimci mahal-lerden kanlı elinizi çekin."

Katilleri Mahallelerimizde Barındırmayacak Korkularını B+y+tmeye Devam Edece2iz

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

449FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 20: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Dev-Genç’lilik inançtır, ölümünebağlılıktır.

Dev-Genç’lilik onurdur, cürettir,kararlılık, geri adım atmamaktır. Ta-rihsel ve siyasal haklılığından aldığıgüç ve inançla 47 yıldır halk kurtuluşsavaşımızın içinde, en önünde yeralıyorlar. Ne mutlu bize, ne mutluDev-Genç’lilere!

Gençlik toplumun nefes borula-rıdır. Faşizm bu boruları keserek tümtoplumu teslim almak istiyor. Biliyorki, gençlik gibi ilerici, devrimci, di-namik bir potansiyeli baskı ve terörlesindirir, sustururlarsa geleceklerinide güvenceye alırlar.

Oligarşi bunu bildiği için gençliğeçeşitli biçimlerde saldırmaktadır. İş-kenceler, tutuklamalar, katliamlar onyıllardır gençliğe yaşatılan saldırı-lardan sadece bir kısmıdır.

İstiyorlar ki, gençlik düşünmesin,sorgulamasın, örgütlenmesin, söyleneniyapsın. Kendi sorunlarına, kendi ge-leceğine bile sahip çıkmasın. “Babasınabile güvenmeden” kendini kurtarmaya,gününü gün etmeye çalışsın.

İstiyorlar ki, gençlik tarihini, geç-mişini unutsun. İçinde yaşadığı toplumasırtını dönsün, kendini inkar etsin!

Baskı ve zulmün yetmediği yerdeyalan ve demagojiyi devreye sokarlar.Özellikle de bir dönem gençlik ha-reketleri içinde yer almış, mücadeleetmiş yılgınları, dönekleri, aydınlarıdevreye sokarak “Gençtik, heyecan-lıydık. Biz yaptık, olmadı. Boşuna

ömrünüzün en güzel yıllarını hebaetmeyin!” diyerek yılgınlığı, tesli-miyeti öğütlerler. Kuşkusuz bu de-magojinin, yalan ve karalamanın he-defi gelecekleri için örgütlenen genç-lik, hak ve özgürlükleri için mücadeleeden halktır. Çünkü mücadelede sa-dece gençlik yoktur. Kadın-erkeğiyle,genci-yaşlısıyla omuz omuza savaşanbir halk vardır karşılarında.

Hayır! Bu toprakların onurlu ev-latlarını hiç bir zaman teslim alama-dınız, alamıyacaksınız. Gençlik, Dev-Genç önderliğinde 68’lerden bu yanabağımsızlık, demokrasi ve sosyalizmsavaşının bizzat içinde ve en önündeyer aldı. Ögrencisi, işçisi, işsizi, ma-halleli, köylüsüyle gençlik Dev-Gençönderliğinde birleşerek, örgütlenerek,emperyalizme ve faşizme karşı sa-vaşmaya devam edecek.

Dev-Genç’liler; 6 Kasım’daBoykot’a!

Gençliğin coşku ve dinamizmini,inanç ve kararlılığını halkımızın tümkesimlerine taşımak için,

Gençliğin sorunlarının, halkın so-runlarından ayrı olmadığını anlatmakiçin,

Ortak sorunlarımıza karşı birleşe-rek, örgütlenerek mücadele edilmesigerektiğini pratik olarak da göstermekiçin 6 Kasım’da Boykot’u örgütleye-lim, çalışmalarımızı her yere yayalım.

6 Kasım Boykot’u sadece okul-larda, öğrenci gençliğin akademik-

demokratik taleplerinin dile getirildiğibir boykot değildir.

Evet, 6 Kasım’lar; Gençliğin, pa-rasız, bilimsel, demokratik bir eğitimtalebiyle YÖK’e ve tüm sonuçlarınakarşı mücadelesinin önemli bir par-çasıdır. İşte tam da bu nedenle ta-leplerimiz ve mücadelemiz halkımızıniş, ekmek ve adalet mücadelesindenayrı değildir. Vatanımız bağımsız,halklarımız özgür olmadan, parasızve bilimsel bir eğitimin olmayacağınıda biliyoruz. Ya da gençliğin bugünokullardaki eğitim-öğretim ve okumakoşullarına ilişkin akademik müca-delelerinin ekonomik-demokratikmücadeleden ayrı olmadığını. Buyüzdendir ki taleplerimiz ve müca-delemiz halklarımızın geleceği vekurtuluşu için verilen mücadelesindenayrı değildir.

YÖK (Yüksek Öğrenim Kurulu)12 Eylül faşist darbesiyle gündemi-mize girmiş ve bugüne kadar faşisteğitim sisteminin önemli bir kurumuve simgesi olarak mücadelemizinhep hedefi olmuştur. Bu yüzdendirki YÖK’ün kuruluş yıl dönümü olan6 Kasımlar; YÖK’e, faşist, gericieğitim sistemine karşı gençliğin mü-cadelesinin ivme kazandığı protes-toların, işgallerin yapıldığı günleredönüşmüş ve gelenekselleşmiştir.

YÖK kurumsal olarak kalkar veyaişlevi değişebilir ama bu faşist eğitimsisteminin değişeceği ve bizim mü-cadelemizin biteceği anlamana gel-

Bu toprakların onurlu evlatları, emperyalizme ve faşizme karşı 47 yıldır direnen,savaşan, teslim olmayan Dev-Genç’liler;

İşçiler, Memurlar, Mahalleliler, Esnaflar, İşsizler, Kadınlarımız, Halkımız;

6 KASIM’DA BOYKOTA!OOHAL’i, KHK’leri tanımıyoruz demek için,

Baskı, gözaltı, işkence ve tutuklamalara karşı,

Katledilen insanlarımızın katillerinin cezalandırılması için,

Parasız, bilimsel, demokratik, halk için bilim, halk için eğitim

istemek için,

Halkı örgütlemek ve savaştırmak için,

Herkese iş, ekmek, adalet ve özgürlük istemek için,

Hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmak, geleceğimizi ve kurtuluşumuzu

sağlamak için BOYKOT’a!

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!20

Page 21: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

mez. Ülkemizdeki eğitim sistemininsınıfsal niteliği burjuva eğitim siste-midir. Dolayısıyla eğitim sisteminindeğişmesi bugünkü herhangi bir ku-rumun değişmesi, kalkması veya gö-rece demokratikleşmesiyle olamaz.İşbirlikçi oligarşiyi yıkıp, bağımsız,demokratik bir düzen kuruncaya ka-dar, faşist eğitim sistemine ve tümkurumlarına karşı da mücadelemizsürecektir.

6 KASIM’da BOYKOT’uÖRGÜTLEMEK için BOYKOTKOMİTELERİ’ni kuralım

Boykot Komitelerimizi sadeceokullarda değil; mahallelerde, evlerde,iş yerlerinde, esnaflar arasında... hal-kımızın olduğu her yerde kurabiliriz,kurmalıyız. Bu komitelerde yer ala-cakların genç ya da yaşlı olması farketmez; anne babamızı, mahalle bak-kalını, pazarcıyı, işçi, memur ya daişşizi herkesi katabiliriz, katmalıyız.

Ama elbette gençliğin coşku vedinamizmini ortaya çıkartabilmek,bunu bir güce dönüştürebilmek içinönce gençleri seferber etmeyi tercihetmeliyiz. Biliyoruz ki gençlik, pat-lamaya hazır bir dinamit gibidir. Ohalde fitili ateşleyelim!

İnsanlarımızı bu çalışmalara ka-tabilmek için öncelikle “Ne için boy-kot yapıyoruz? Nasıl yapacağız?”sorularının cevabını vermeliyiz. Ya-pılan boykotun kendi taleplerini vegeleceğini ilgilendirdiğini bilen biriniboykota katmak zor olmayacaktır.

Yeterki anlatalım, ikna edelim. Boykot çalışmalarımızı halka an-

latmak, halkı boykota katmak kitleleripolitikleştirmekten, devrimcileştir-mekten geçer.

Bir esnaf ya da ev kadını pekala“bana ne YÖK’ten, banane boykot-tan” diyebilir. Ya da bunca yıldır“boykot boykot deyip duruyorsunuz,devlet bize saldırıyor, zararı biz gö-rüyoruz...” diyebilir. Boykotumuzuntaleplerini, hayatla bağını, esnafınya da bir ev kadınının çıkarını, buncayıldır süren ısrarımızı ve kararlılığı-mızı anlatabilmeliyiz.

Devrimcileştirmek, nasıl bir ül-kede ve dünyada yaşadığımızı, neistediğimizi, nasıl yapacağımızı an-latmakla, kavratmakla, kitleleri eğit-mekle başlar.

Gençliğin akademik-demokratikmücadelesinin emperyalizme ve oli-garşiye karşı bağımsızlık, demokrasimücadelesinden ayrı olmadığını an-latmadan onları bu mücadelenin birparçası haline getiremeyiz. Bunu daen iyi pratiğin içinde yapabiliriz.Yani boykot çalışmalarına, boykotkomitelerine katarak, istendiğindeneler başarabileceğimizi gösterdiğimizbir boykotu örgütleyerek yapabiliriz.Ki işte tam da bu yüzden BoykotKomitelerimiz kitleleri eğiten, pratiğiörgütleyen bir okul olacaktır.

Bugün halkımızın yaşadığı so-runların başında, kendi sorununasahip çıkamaz duruma getirilmesi,apolitikleştirilmesidir. Burjuva kül-türünün etkisi altında, gerçeklerdenuzak, bilinçsiz ve eğitimsiz bırakılankitlelerin örgütsüzlüğü sayesinde bukokuşmuş, çürümüş düzen ayaktadurabiliyor. Bu yüzden halkın uyan-masını, örgütlenmesini, mücadele et-mesini istemez, engellemek için elin-den geleni yapar. Bu sorunu biz çö-zeceğiz. Zor ve devrimci şiddetintemel alındığı, silahlı ya da silahsızeylemlerimizle, siyasi gerçekleri an-latmak, halkı örgütlemek, halkı savaşakatmak ve savaştırmak bizim gör-evimizdir.

6 Kasım Boykotu’nu bu temeldedeğerlendirebiliriz, değerlendirme-liyiz. Berkin’in cenazesine milyonlarıkatarak, Cumhuriyet tarihinin en bü-

yük, en görkemli cenaze törenini dü-zenledik. Kuşkusuz bu bir anda ol-madı, gün gün, saat saat, emekle,bedelle örgütlendi bu süreç.

Bağımsız Türkiye Konserlerinemilyonları kattık. Adım adım, kapıkapı örgütlendi bu konserler. Elbettebütün bunlar bir sonuçtu, 47 yıllıktarihin, kan ve can bedeli yaratılandeğerlerin bir ürünüydü hepsi.

Dev-Genç’imizin de onurlu tari-hinde sayısız örnek vardır; herkesinsustuğu, sesini çıkartamadığı zaman-larda Dev-Genç’lilerimiz vardır mey-danlarda, düşman karşısında. Günolmuş gürül gürül akmıştır, çaprazsilah kuşanıp vurmuş kendini dağlara,gün olmuş yalın kılıç çıkmıştır düş-man karşısına. Gün olup sessiz, si-temsiz yatmıştır ölümlere. Can verip,Canan olmuş yoldaşlarına. Elif, Safak,Bahtiyar, Çiğdem, Berna... olup dal-mışlar zulmün saraylarına.

Biz, bu tarihi yaratan yoldaşları-mızın ayak izlerini takip ediyoruz.Daha büyük kahramanlıklar yarata-cak, daha büyük direnişler örgütle-yeceğiz. Hareketimize, halkımıza,yoldaşlarımıza layık olabilmek içinbunu başarmalıyız.

Öğrenciler, Kamu Emekçileri, İs-çiler, İşsizler, Mahalleli’ler, Esnaflar,Halkımız...

6 KASIM’da; OHAL’i, KHK’leri tanımıyoruz

demek için, Baskı, gözaltı, işkence ve tutuk-

lamalara karşı, Katledilen insanlarımızın katille-

rinin cezalandırılması için, Parasız, bilimsel, demokratik, halk

için bilim, halk için eğitim demekiçin,

Halkı örgütlemek ve savaştırmakiçin,

Herkese iş, ekmek, adalet ve öz-gürlük istemek için,

Hak ve özgürlüklerimize sahipçıkmak, geleceğimizi ve kurtuluşu-muzu sağlamak için BOYKOT’a!

6 Kasım Boykotu için BoykotKomitelerini kuralım,

07 Kasım, Pazartesi günü hayatıdurduralım!

İstersek başarırız, isteyelim, ka-zanalım!

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

21FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 22: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Komiteler Ne Yapacak?

1- Öncelikle genel bir BoykotKomitesi kurulmalıdır. Boykot ça-lışmalarını örgütleyecek, denetle-yecek olan bu komitedir.

Bu komiteye gençliğin dışındadiğer alanlardan da katılanların ol-ması iyi olur. Çünkü boykotu diğeralanlarla birleştirebilirsek ve bununiçin de önce bu alanları ikna ede-bilirsek sonuç alıcı oluruz.

- Boykot Komitesinin; her şehir,bölge, okul, sınıf, mahalle, sokak,ev, iş yeri, işçiler, memurlar, ma-halleliler, hukukçular, sanatçılar,ailelere... göre bir programı olmalı.

- Boykot çalışmaları çerçeve-sinde yapılacak etkinlikler, görevdağılımları bu komite tarafındanprogramlanmalı, denetlenmelidir.

- Boykot Komitelerinin örgüt-lenmesi, denetlenmesi, kimlerin ne-relerde, ne zaman, ne yapacaklarıbelirlenmelidir.

2- Genel Boykot Komitesinebağlı olarak kurulacak Boykot Ko-mitelerine ilişkin bir eğitim prog-ramımız olmalıdır. Her komite üye-sinin kafasında “Neden Boykot ya-pıyoruz?” sorusunun cevabı net-leşmelidir. Bunun için çıkan bildiri,broşür vb. hızla okumalı, anlaşıl-mayan yanlar netleştirilmelidir. Ön-celikle komite üyesinin boykotungerekliliğine ve nasıl yapılabilece-ğine ikna edilmesiyle başlanmalıdır.

3- 6 Kasım Boykotumuzun temelgücü gençlik, motoru Dev-Genç’li-ler olacak. Ancak kesinlikle öğrencigençlikle ve okullarla sınırlı kalın-mamalıdır.

4- Her alanın -komitenin çalışmayerleri belirlenmeli, bu çerçevedekimlerin nerelerde çalışma yapacağıdüzenlenmelidir. Örneğin bir ma-hallede; hem mahalle örgütlenme-leri, hem aile örgütlenmeleri, hemdegençliğin çalışma yapması yerinemahallenin sokakları, esnafları, ev-leri-aileleri paylaştırılabilir.

5- Boykot ile ilgili afiş, bildiri,pankartlar hızla hazırlanmalı veyaygın bir ajitasyon-progapandayapabilmeliyiz. Her mahallede, herokulda, her sokakta “6 Kasım’dahayatı durduracağız” düşüncesi ha-kim olmalı, buna inandırmalıyız...

6- Komiteleri kurarken; Boy-kot’u anlattığımız, katılmaya iknaettiğimiz her insanı boykot komi-tesine katabiliriz. Bunun için anne-baba-kardeşlerimizden, akrabaları-mızdan başlamalıyız. Sonra dalgadalga dışarıya yayılmalıyız. Ger-çekten de her insanımız kendi ai-lesini ikna edip aktif olarak boykotakatarsa kesinlikle başarılı oluruz.

7- Herkese görev vermeliyiz.Örneğin evdeki bir yaşlı ninemize,annemize komşularını, arkadaşlarınıtoplayıp çocuklarına sahip çıkma-larını, saldırılara karşı çocuklarınınyanında yer almalarını örgütlemesiniisteyebiliriz. Ya da çocuklarıyla bir-likte okullarının önünde bekleyip,derselere giriş çıkışları engelleme-lerini örgütleyebiliriz. Ya da sokağıngiriş çıkışlarında beklemelerini, nö-bet tutmalarını, gelişmelerden ha-berdar etmelerini isteyebiliriz. Kiözellikle esnafları gezerken bir gen-cin yanında bir büyüğün olmasıdaha ikna edici olacaktır.

8- Boykot’a katılanlardan o günkırmızı bir fular, kırmızı bir kurdelaya da bir kokart takmalarını iste-yebiliriz. Bunlarda BOYKOTTA-YIZ! yazıları olabilir. Yine dük-kanlara, evlerin camlarına olabil-diğince çok “taleplerimizin yazılıolduğu “...... için boykottayız” dö-vizleri astırabiliriz.

- OHAL’i tanımıyoruz: BOY-KOTTAYIZ!

- YÖK’ü tanımıyoruz: BOY-KOTTAYIZ!

- Darbelerinizi, OHAL’i,KHK’lerinizi Başınıza Çalmak içinBOYKOTTAYIZ!

- Mahallemizde karakol istemi-yoruz: BOYKOTTAYIZ!

- Hak ve Özgürlüklerimiz için

BOYKOTTAYIZ! - Uyuşturucuya karşı mücadele

merkezimizi geri almak için BOY-KOTTAYIZ!

- Uyuşturucuya, yozlaşmayakarşı BOYKOTTAYIZ!

- Dilek Doğan’ın katillerinin tu-tuklanmasi için BOYKOTTAYIZ!

- Hasan Ferit’in Katillerinin Ce-zalandırılması için BOYKOTTA-YIZ!

- Adalet için BOYKOTTAYIZ! - Çetelere karşı BOYKOTTA-

YIZ! - 17 Yaşında Hakan İnci’ye iş-

kence yapan Katil AKP’den hesapsormak için BOYKOTTAYIZ!

- Parasız, demokratik, halk içinbilim, halk için eğitim istiyoruz.Gerici, faşist eğitime karşı BOY-KOTTAYIZ!

- İşkenceye, tutuklamalara, ka-çırmalara karşı BOYKOTTAYIZ!

- Devrimci Tutsaklara Özgürlükistiyoruz: BOYKOTTAYIZ!

- Hapishanelerdeki işkencelereson vermek için BOYKOTTAYIZ!

- Kamu emekçilerine yapılansaldırılara karşı BOYKOTTAYIZ!

- İşsizliğe, güvencesiz çalışmakoşullarına karşı BOYKOTTAYIZ!

- KHK’lere karşı BOYKOTTA-YIZ!

- AKP’nin faşist terörüne karşıBOYKOTTAYIZ!

- AKP’nin ABD’nin Korkularınıbüyütmek için BOYKOTTAYIZ!

- Ortadoğu’da dökülen kana durdemek için BOYKOTTAYIZ!

- Katillerin korkulu rüyası olmakiçin BOYKOTTAYIZ!

- Emperyalizmin Celladı olmakiçin BOYKOTTAYIZ!

- Bağımsızlık, demokrasi ve sos-yalizm için BOYKOTTAYIZ!...

şeklinde dövizler yazılabilir, her-yere yaygın olarak asılabilir.

Boykotun başarılı olabilmesi içinönce inanacağız, sonra gerekli emeğiharcayacağız. Bugünün koşullarındahalkı mücadeleye katmanın, birleş-tirmenin ve örgütlenmenin, başar-manın yolu inanmaktan ve halkagitmekten geçiyor. İstersek başarırız.

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!22

Page 23: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

��Biz diyoruz ki; faşizmin zulmüne karşı susmamak; ona göre örgütlenmeyi,

mücadele etmeyi, savaşmayı gerektirir. Faşizmin terörüne karşı silahlı mücadelede

ısrar, uzlaşmamak onun zulmüne teslim olmamaktır.

�Biz diyoruz ki; faşizmin baskı, yasak ve zulmüne karşı savaşmak hiçbir

zaman kör bir inatlaşma değildir. Faşizmin hak gasplarına karşı direnme hakkını

kullanmak, faşist yasaklara boyun eğmemek meşrudur.

�Biz diyoruz ki; AKP faşizminin OHAL ile hayata geçirdiği saldırıların

hedefi devrimcilerdir, halktır. Halka sokakları yasaklayan, en küçük bir hak

talebi karşısında baskı ve zoru hayata geçiren AKP'nin halka karşı açtığı savaşa

karşı direnecek ve halkın savaşını örgütleyeceğiz.

�Biz diyoruz ki; ülkemizin bağımsızlığını, halkın özgürlüğünü, demokrasiyi

ve adaleti isteyen herkes, hak ve özgürlüklerin her an rafa kaldırılabildiği, en

basit hak arayışlarının terör diye mahkum edilip F Tiplerinde susturulmaya,

yasal örgütlenmelerin adeta boğulmaya çalışıldığı, kan dökerek yönetilen bir

ülkede, faşizmin zulmüne karşı susmamalıdır.

�Biz diyoruz ki; faşistler halk bilincinden ve halk onurundan yoksundurlar.

Bu gerçeğe göre savaşacağız faşizmle. Faşizmin zulmüne, yalanına karşı

halkların dayanışmasını, adaletini örgütleyeceğiz

�Biz diyoruz ki; baskı yasaları, işkenceler, kaçırmalar AKP’nin büyüyen

halk korkusunun göstergesidir. AKP’nin kendini korumak için çıkardığı baskı

yasaları halka adalet getiremez. Halka adalet, halkın kendi yasalarıyla gelecektir.

Faşizmin zulmünün arttığı yerde direniş de büyür ve halk kendi yasalarını kendi

yapar.

�Biz diyoruz ki; faşizmin zulmüne karşı herkesin asıl olarak yaşayacağı,

savaşacağı yer Cephe örgütlenmeleridir. Halka karşı şiddetin sürekli ve sistemli

uygulandığı bir yerde, halk taleplerini ancak Cephe saflarında direnerek,

savaşarak sağlayabilir.

FAŞİZMİN ZULMÜNE KARŞI SUSMAK

TESLİM OLMAKTIR!

Biz Diyoruz ki;�

23

Page 24: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Gazi Mahallesi’nde faşizmin sal-dırılarına karşı direnişimiz AçlıkGrevi direnişiyle sürüyor.

Açlık Grevi Direnişimiz, faşizmiyenme kararlılığımızdır.

Açlık grevi haksızlığa uğrayan,temel hak ve özgürlükleri için mü-cadele edenlerin en meşru direnişsilahlarından biridir. Zafere kilitlenmişbu silah doğru kullanıldığında zaferinkazanılması kaçınılmazdır. Açlıkgrevi direnişimiz bu nedenle zaferkazanma kararlılığımızın ifadesidir.

Faşizmi yeneceğiz.Bugünümüz ve geleceğimiz için

faşizmi yenmek zorundayız.Açlık grevi direnişimiz, faşizmi

yenme zorunluluğumuzun ifadesidir.Faşizmi yenmek zorundayız. Çün-kü;

Faşizmi yenmemek demek, Ana-dolu halkı olarak Kürt Türk diyesaflaştırılmak, birbirimizle savaştı-rılmak demektir.

Faşizmi yenmemek demek, Ana-dolu halkı olarak Alevi Sünni parça-lanmak, birbirimizle savaştırılmakdemektir.

Faşizmi yenmemek demek, ya-

şamımızı bugünümüzü arayacak öl-çüde yoksullukla, baskı ve zulümaltında geçirmek demektir.

Faşizmi yenmemek demek, ülkemiztopraklarında emperyalist tekellerinyağmasının sürmesi, Amerikan pos-tallarıyla vatan topraklarımızın çiğ-nenmeye devam etmesi demektir.

Faşizmi yenmemek demek, çocuk-larımızın emperyalist çıkarlar için kom-şu ve dost halklarla savaşa gönderilmesi,Anadolu ve Ortadoğu halklarının bir-birine kırdırılması demektir.

Faşizmi yenecek, halk olarak dev-rim yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Bu-nun için bedenlerimizi bir kez dahayatırıyoruz Açlık Grevine.

Tarihimizde kim bilir kaçıncı kez,bir gerçeği anlatmak için yatırıyoruzbedenlerimizi açlığa.

Büyük medya olanaklarımız yok.Önemi yok.Devasa propaganda aygıtlarımız

yok.Önemi yok.Faşizmin karanlığına teslim ol-

mayan irademiz var.

Bugüne kadar hep bu iradeylesöyledik sözlerimizi. Bugün bir kezdaha aynı iradeyle konuşuyoruz.

Diyoruz ki,Ey halkım!Teslim olmak yok!Faşizmin karşısında sinmek, sus-

mak, korkup kaçmak yok!Faşizmi yenmekten başka yolu-

muz yok!Yenmek için örgütleneceğiz!Yenmek için savaşacağız!Bunu tek başına belirli sayıdaki

devrimcinin yapmasını beklemeyelim.Asıl güç, devrimci ideolojiyle ayağakalkan halkın gücüdür. Ayağa kal-kalım.

Bunu birlikte başaracağız. Halkolarak gücümüzün farkına varalımve ayağa kalkalım!

Aç bedenlerimizle size, tüm Ana-dolu’ya bunu anlatmak istiyoruz. Se-simizin bin yılların direniş gelenek-lerine, değerlerin, bin yıllar içindeolgunlaşmış kültürüne sahip halkı-mızda karşılık bulacağını biliyoruz.

AÇLIK GREVİ KENDİNE GÜVENDİR,HALKA GÜVENDİR!

FAŞİZMİ YENME KARARLILIĞIDIR!

TARİH: 02.12.2012“AKP’nin Korkularını Daha da

Büyüteceğiz. Biz Halkız Milyonla-rız!”

“Milyonları Örgütleyeceğiz!” şia-rıyla, zama, zulme karşı çalışmalarınısürdüren Halk Cepheliler mahallelerdeyaptıkları tencere-tavalı eylemleriniİstanbul’da Taksim’e taşıdılar. 2 Ka-sım günü yapılan eylem önce HalkCepheliler önlüklerini giyerek TaksimMeydanı’nda halay çekip sloganlarınıhaykırdılar. Ardından “AKP ZulmüneKarşı İşçi, Memur, Gençlik TümHalk Birleşeceğiz, Milyonları Ör-gütleyeceğiz” pankartı arkasında kor-

tej oluşturuldu. Kortejin en arkasınaise “Halk Cephesi” yazan pankartaçıldı.

Meydandan Galatasaray Lisesi’neyapılan yürüyüş sırasında konuşmalaryapıldı. AKP’nin yoksullaştırdıkçazulmünü artırdığı, korktukça saldır-ganlaştığı belirtilerek, “AKP’nin kor-kularını daha da büyüteceğiz. Bizhalkız. Milyonlarız!” denildi.

“Hesap Soralım Birlik Olup Vu-ralım!”, “Zam Zulüm İşkence İşteAKP!”, “AKP Zulmüne Direnece-ğiz!”, “Halkız Haklıyız Kazanacağız!”sloganları atılan eylemde, “Zafer Ya-kında” marşı söylendi.

O Gün Taksim Bizimdi Elimizde Tencere ve Tavalarımızla

Gazi

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!24

Page 25: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Halkla oligarşik düzen arasında çelişkilerin derinleştiğiböylesi dönemlerde küçük gibi görünen bir eylem bilesınıf çelişkilerinin, sınıfsal saflaşmanın ve çatışmanınifade edildiği bir zemine dönüşebilir.

Küçük bir esinti, böylesi dönemlerde fırtınalar yara-tabilir. El Salvador’dan bir örnek:

"Böyle bir ortamda, ücret artışı için yapılan enküçük bir eylem bile bir anda büyük sosyal çelişkileredönüşebiliyor."

El Salvador tarihinde çelişkilerin ve çatışmanın öy-lesine yoğun olduğu koşullar yaşanıyor ki, “Sokağaçıkmak bile başlı başına bir risk. Hemen hemen biraskeri eylem sayılır...” diye tanımlanıyor.

El Salvador halkı, faşizmin bu azgın saldırılarınakarşı örgütleniyor, mücadele ediyor. Sessiz anlaşmayöntemleri geliştiriyor.

Kimi zaman eylemleri, önemli ya da önemsiz diyeayırdığımız oluyor. Faşizme karşı mücadelemizi geliştirenen küçük bir eylem bile önemlidir. Faşizme karşı halkınharekete geçmesini, bazen halkın kendisini meşru his-settiği, korkusuzca katılabildiği eylemler sağlayabilirler.

Haziran Ayaklanması böyle oldu örneğin. Halkın faşizmekarşı birikmiş öfkesi, kendisini en meşru hissettiğizeminde sokaklara taştı, sele dönüştü. İlk ortaya çıktığıandaki gündemiyle kendini sınırlamadı, Gezi Parkı’nınsahiplenilmesi ile yola çıktı, faşizme karşı tüm ülkeyeyayılan büyük bir ayaklanmaya dönüştü.

Tencere tava eylemlerimiz de böyledir. Bugün faşizminyoğun saldırısı altında, halkın sokaklara çıkmak içinkendini meşru gördüğü, diğer yandan biçimleri doğruhayata geçirildiğinde, iyi bir kitle çalışması yapıldığında,etkili olan bir eylem biçimidir.

Tüm sokaklarda tencere-tava sesleri, slogan sesleriyleinletmenin mümkün olduğu bir eylem biçimidir. Sokaklarainmeye çekinen halkın, pencerelerinden, bolkonlarındantencere-tava çalarak katılabileceği, hızla tüm mahalleyeyayılma gücü olan eylem biçimidir.

Önemsemeliyiz. Özenle, halkın katılımı için halkagiderek, halkı, bu direnişin önemini anlatarak örgütle-meliyiz.

ZZAMANI GELİNCE FIRTINALAR,

KÜÇÜK BİR ESİNTİDEN DOĞAR

- Açlık Grevi direnişimizi büyütelimAKP Faşizmi OHAL’le Yasaklarla 80 Milyon

Halkı Teslim AlamazFaşizme Karşı Omuz Omuza demek için Gazi

Mahallesi’nde açlık grevi direnişi başlattık. Faşizmdenkorkmayalım... Faşizme teslim olmayalım... Dünyatarihi bize faşizmi halkların yendiğini öğretiyor.

Çok kez yendik faşizmiFaşizmin tarihin gördüğü en güçlü ordusunu Stalin-

grad’da yendikKüba’dan Nikaragua’ya pek çok ülkede yendik.Faşizmin halkları yendiğini yazamadı tarih. Faşizm

çok katletti, işkence yaptı, zindanları halk çocuklarıyladoldurdu ama halkları yenemedi... Kendimize güvenelim,faşizme karşı omuz omuza sloganımızı büyütelim.

- Saldırıyorlar, gözaltına alıyor, tutukluyorlar...Gözaltına Alınan Tutsak Edilen Halk Çocuklarına

Sahip çıkalım...Tutsak edilenler sizin çocuklarınız, bu halkın ço-

cuklarıdır. Onlar kötü bir şey yapmadılarEkonomik yaşamda adalet istedilerToplumsal yaşamda adalet istedilerHukuksal yaşamda adalet istedilerSiyasal yaşamda adalet istediler.

- DEV-GENÇ: Hakanİnci İçin Açlık GrevineGiriyoruz!

17 yaşında Hakan İnciMaltepe Çocuk Hapisha-nesi’nde işkence görüyorve keyfi uygulamalar da-yatılıyor.

17 yaşında Hakan İnci,sizin çocuğunuz işkenceyeonuruyla direniyor. Hüc-rede tecriti kabul etmeyerekaçlık grevi yapıyor. Dev-Genç’liler Hakan İnci için, Hakan’ın talepleri kabuledilene kadar açlık grevine başladı. Destek verelim!

Hakan, hapishane idaresine diyor ki; “yaşımkadar gardiyanla saldırdınız, asıl terörist kim?”

- AKP, uyuşturucuyla çocuklarımızı zehirliyor.Halk Meclislerinin Uyuşturucuya Karşı Savaşına destekverelim. Uyuşturucuya karşı Halk Meclislerinde Ör-gütlenelim!.. Çocuklarımızın geleceğini başkası kurtar-mayacak, kendimiz kurtaracağız.

- Halkız Biz, Birlik Olmalıyız... Halk MeclislerindeBirlik Olalım!

HAFTANIN ÇAT KAPI GÜNDEMİÇaldığımız Her Kapıda Anlatalım

Gazi

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

25FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 26: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Sevgili Ailemiz Merhaba...Öncelikle halinizi hatırınızı so-

ralım. Umarız ki iyisinizdir. Bizlerde iyiyiz ve bir direnişin içindeyiz…Sizin de bildiğiniz ve yaşadığınızgibi AKP, OHAL’i bahane ederekevlatlarımız üzerindeki saldırılarınıartırdı... “Darbecilere, Fetullahçılarakarşı OHAL’i çıkardık” diyen AKP,gerçek amacını ortaya koydu…OHAL ile yapılan saldırı darbecileredeğil, halka karşıdır... Bu saldırılarınhedefi devrimciler nezdinde, halktır.AKP de kendisinden önceki ikti-darların yaptığı gibi halkı teslim al-manın yolunun, hapishanelerdekitutsakları teslim almaktan geçtiğinibildiği için, tutsak olan evlatlarımızasaldırıyor… Çünkü bizim evlatlarımızhalkın direnişçi, teslim alınamayandamarıdır... Evlatlarımız iktidarlarınher dönem uyguladığı bu teslim almasaldırılarını direnişleriyle püskürttü-ler… Bugün de yaşananlar aynıdır…Evlatlarımız dört duvar arasında ha-yatlarını ortaya koyarak onuru, na-musu, adaleti savunurken; ana ba-baları olarak bizler neler yapacağız?Elimiz kolumuz bağlı deyip bekle-yecek miyiz yoksa evlatlarımızın se-sine ses, soluğuna soluk mu olaca-ğız?

Tutsaklarımız için TAYAD sahip-siz bırakılmamaktır, seslerinin dışarıyaulaşmasıdır… İşkence edildiklerinde,karşılarına dikilen, peşlerini bırak-mayan, yakalarına yapışan en güçlüellerden birisidir TAYAD… Yani TA-YAD tutsaklarımız için gerçek birailedir... Bu ailenin hikayesi, öyküsüişte burada başlıyor…

Evlatlarına yönelen zulme karşısiyasi şube önlerinde, polis-jandarmakarakollarının kapılarında başladı di-renişimiz TAYAD’lı aileler olarak...Anaydık, babaydık, ağabey, abla, bü-yükanne, amca, dayı ya da eştik.Yıllarca anlatılsa anlaşılmayacakolanı yaşayarak gördük, direnerekkavradık... Sıradan insanların küçük

dünyalarına sahiptik.... Kazanılacakbüyük bir dünyaya açılan penceredengeçerek, davayı sahiplenenlerin vaz-geçilmez desteği, ayrılmaz parçasıolduk. Her tür zorluğu beraber gö-ğüsledik... Hep beraber önce acıyıtanıdık sonra da o acıyı hep beraberyendik... Böylece 3 Eylül 1986 yılındaTUTUKLU VE HÜKÜMLÜ AİLE-LERİ YARDIMLAŞMA VE DAYA-NIŞMA DERNEĞİ (TAYAD)’ni kur-duk.

TAYAD yalnızca tutsak ailelerininderneği değildir. Şehit ailelerinin,kayıp ailelerinin, hak arayan tümemekçi kesimlerin mücadelelerininiçinde olmuştur. Tüm halkın acılarınıacıları bilip, yüreklerini öfkeyle si-lahlandırmışlardır.

Kuruluşundan bugüne TAYAD’ınüzerindeki baskılar hiç bitmedi. Amabuna rağmen TAYAD’lı ana babalarınmücadelesi de kesintisiz devam etti.Her ev, her kahve, her sokak TAYADoldu. Farklı isimlerle dernekler açıpmücadeleye devam ettik.

12 Eylül 1980 cuntasının sokak-larda, hapishanelerde, darağaçlarında,işkencelerde devrimcileri katlettiğiyıllardır. Halk muhalefeti bastırılmış,dışarıda yaprak dahi kımıldamamak-tadır. Tutsak yakınları, aileler, analar,babalar hapishane önlerindeki kah-velerde bir araya geldik, konuştuk,dertleştik, evlatlarımızın sorunlarınaçözümler aradık. “ Zulme dur de-menin yollarını bularak içeride dire-nen evlatlarının sesi, soluğu olduk”Benden bize, bizden örgütlü hakalma mücadelesine ulaştık.

İlk eylemimizi Taksim Meyda-nı’na çelenk koyarak yaptık. Gözal-tına alındık, dayak ve işkencelerdensonra tutuklandık. Ama yine de hakalma mücadelesinde hep ısrarlı olduk.Haksızlıklara boyun eğmedik. Di-renmeyi öğrenerek büyüdük.’90’lıyıllara damgasını vuran faili meçhulcinayetler, işkenceler, katliamlar sü-recinde mücadelemizi sürdürdük…TAYAD’lılar olarak ’96 yılında tut-

saklara dayatılan hücre tipi hapisha-nelere karşı yaptığımız ölüm orucudirenişiyle, hücre tipi hapishane sal-dırısını evlatlarımızla birlikte püs-kürttük. Faili meçhul cinayetlerekarşı yürüttüğümüz teşhir kampan-yaları ile faşizmin saldırılarına karşımevziler oluşturduk.

2000’li yıllara gelindiğinde ise19 Aralık Katliamı ile dayatılan FTipi hapishaneler saldırısına karşıbu kez TAYAD’lılar olarak destekçideğil, bizzat ölüm orucu eyleminingönüllüleri olduk. 122 devrimcininşehit düştüğü direnişte 9 şehit verdiTAYAD…

Şenaylar’ın, Gülsümanlar’ın,Hülyalar’ın... Canlarıyla yarattıklarıdirenişle, TAYAD, geleneklerine yenigelenekler ekliyor, faşizme karşı di-renişte evlatlarımızla birlikte yanyana, omuz omuza dövüşüyor, birliktetoprağa düşüyorduk… “Önce Evlat-larımızı Sonra Düşüncelerini Sahip-lendik” diyen bizler, bugün 30 yıllıkbir geleneğe sahip bir kurum olarakfaşizme karşı onurlu bir mücadeletarihine sahip olduğumuzu görüyo-ruz…Ve hala demokrasi mücadelesivermeye devam ediyoruz TAYADolarak… Geçtiğimiz günlerdeAKP’nin katil polisleri tarafındanyoldan kaçırılarak işkenceyle gözal-tına alınan Selda Karataş’ı, 10 Ekim2016 tarihinde, Bakırköy Kadın Ka-palı Hapishanesi’nden direnme hak-larını kullandıkları için Silivri 9 No’luKapalı Hapishanesi’ne sürgün edilenkadın tutsaklarımızın hakkını, onu-runu ve direnişlerini korumaya devamediyoruz…

Slogan attığı için, havalandırma-dan içeriye kendi rızasıyla girmekistemeyen Sevcan Adıgüzel’in kafasıduvara vurulmuş, bu esnada tutsağı-mızdan kan gelmiş, göğüs ucundansıvı gelinceye kadar sıkılarak işkenceedilmiştir… Yine hücre içinde bulu-nan dikiş iğneleri batırılarak SevcanAdıgüzel’e acı çektirilmek isten-miştir… 17 yaşındaki Hakan İnci’yi

TAYAD’lı Ailelerden Faşizme Karşı Mücadele Çağrısı TAYAD’LI OLMAK BİR ONUR,TAYAD’I DESTEKLEMEK BİR GÖREVDİR!..

Tayad’lı Aileler

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!26

Page 27: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

ziyarete gittiği Maltepe Hapishane-si’nde; evlatlarımızın avukatlığınıyapan devrimci avukat Günay Dağ’agardiyanlar tarafından, katil iktidarınisteği üzerine saldırılmıştır… GünayDağ devrimci bir avukattır… Hakan,Sevcan, Selda ve daha başka niceevladımız halkı için direniyor, mü-cadele ediyor … Onların yanındaolmak onlar için mücadele etmekbir onurdur bizim için…Bu onur vegururla beraber sizlere sesleniyoruz:TAYAD’ı sahiplenmek onları sahip-lenmektir. Onları sahiplenmek, anı-

larımıza sahip çıkmak, zalimden he-sap sormaktır. Zalimden hesap sormakboynumuzun borcudur. İşkencelere,zorbalığa, baskılara karşı olan herkesesesleniyoruz: TAYAD’ı büyütmek,demokratik mücadeleyi büyütmek,işkenceleri durdurmaktır. Tecrit veişkenceler tüm vahşetiyle sürmektedir.Tecritte ve işkencelere karşı mücadelede tüm kararlılığıyla sürmektedir.Mücadelenin ihtiyaçları sınırsızdır.Herkesin yapabileceği bir şey, kata-bileceği bir pay mutlaka ama mutlakavardır.

TAYAD’ı destekleyelim, TAYAD-

lılar’ı çoğaltalım.

TAYAD’LI OLMAK BİR ONUR,

TAYAD’I DESTEKLEMEK BİR

GÖREVDİR!

ANILARIMIZ, DENEYİMLE-

RİMİZ, ÖFKEMİZ MÜCADELE

GÜCÜMÜZDÜR!

GELİN HEP BERABER ÇOĞA-

LIP BU GÜÇÜ BÜYÜTELİM…

EVLATLARIMIZA SAHİP ÇIKA-

LIM…

KKanser Hastası Tutsak Mesude Pehlivan’dan Mektup:

“Tıpkı Güler Zere Gibi Benim de Bilinçli Olarak Sevkim Çıkarılmadığı İçin,Samatya Hastanesi’ne Gidip Kaldığım Yerden Tedavimi Devam Ettiremiyorum”

Sevgili TAYAD’lı Ailelerimiz : Merhaba,30 yıldır hapishanelerde devrimci tutsakların sesi

soluğu olan TAYAD’lı Ailelerimizi direnişimizin coş-kusuyla selamlıyorum.

Bugünde hapishanelerde devrimci tutsaklar, sohbetve kitap hakkı için direniyorlar. TAYAD’lı Ailelerimizyine onurlu direnişiyle tutsaklarla omuz omuzalar…Sizlerki bugüne kadar hapishanelerde nice katliamlara,nice işkencelere, nice vahşetlere tanık olmuşsunuzdur.Bir de hapishanelerde bilinçli bir politika olarak gecik-tirilen tedavileri sonucu ölümlerinin hızlandırıldığınıçok yakından yaşayanlarsınız.

Birinin adı Güler Zere’ydi. 37 yaşında, devrimci birtutsak ve kanser hastasıydı. Sizlerin tüm mücadelelerinizerağmen ölümüne iki ay kala tahliye edildi. Tedavisi ya-pılmasın diye tahliyesi geciktirildi ve ölümüne nedenolundu.

O gün iktidar Güler Zere’yi ölüme mahkum etti…Bugün ise aynı saldırıyı bana yapmaya çalışıyor… 51yaşında devrimci bir tutsak ve aynı zamanda kanserhastasıyım... Silivri Kapalı Hapishanesi’nin hücrelerindensizlere sesleniyorum… Siz analarımız, babalarımız hergün F Tiplerine evlatlarınızın yanına gidiyorsunuz. Hüc-relerin, tecritin tutsakları nasıl gün gün öldürdüğünüyaşayarak görüyorsunuz. Hele ki, bir kanser hastasınınhücrelerde insansız, sağlıksız koşullarda yaşam şansınınolmadığı çok açıktır...

Sevgili TAYAD’lı Ailelerimiz; tıpkı Güler Zere gibibenim de bilinçli olarak sevkim çıkarılmadığı için, Sa-matya Hastanesi’ne gidip kaldığım yerden tedavimidevam ettiremiyorum. Hapishane müdürünün söylediğinegöre, “bayram tatili sonrası ilgilenilecek”miş… Bunuda yaşam ortaya koyacaktır. En önemlisi de, kanserimgün gün ilerliyor ama buna denk bir ortamda bulunamı-

yorum. Bu imkasızlıklara, hücre gerçeğine, tecrite vekansere teslim olmayacağım. Benim bu mücadelemdeyanı başımda olduğunuzu bilmek bana büyük bir güçtür,moraldir. Ben bir devrimci tutsak ve kanser hastasıolarak hücrelerde sizlerin sevgisini, desteğini solumanınonuruyla yaşıyorum..

Sevgili Ailelerimiz, birde TAYAD deyince hep aklımadüşer Nilüfer Alcan. Nilüfer’de TAYAD’lıydı. Ve 2000yılında Bayrampaşa Hapishanesi’nde kimyasal gazlarladiri diri yakılan altı kadından biriydi.Yanı başımda şehitdüştü. İşte diri diri yakan o kimyasal gazlar (canlınınolduğu yere atılmaz yazıyordu o gazların üzerinde)bugün benim de kanser olmama neden oldu. Kanserolma nedenim faşizmdir. Şimdi de dışarıda tedavi olmamengelleyerek kanser nedeniyle hapishanede ölmemi is-tiyorlar.

Yani bizlere yeni Güler Zereler yaşatmak istiyorlar. Sevgili TAYAD’lı ailelerimizin onurlu mücadelesine

kendine insanım, aydınım, demokratım, haklıdan yanayımdiyen herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. Destek sun-manızı bekliyorum.

Çok geç olmadan dışarının sağlıklı koşullarındatedavi olmam için tüm duyarlı insanları, verdiğim bumücadelede yanımda olmaya çağırıyorum.

TAYAD’lı ailelerimizin, benim ve benim gibi kanserhastası tutsakların tahliye olabilmesi için omuzladıklarıyüke ortak olmaları onların onurlarını ve değerlerinibüyütecektir.

Değerli TAYAD’lı Ailelerimiz, sizler her şeyin engüzelini hak edenlersiniz. Sizlerle, mücadelelerinizleonur ve gurur duyuyorum... Her birinizin tek tek elleri-nizden öpüyorum. Her zaman sizinleyim. Sesiniz sesim,soluğunuz soluğumdur.

Umutla kalın...Mesude Pehlivan

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

27FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 28: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Uzun bir eğitim sürecinden sonra yeniden Anadoluörgütlülüğündeydim. İlk görev yeri ise Karayılan'ın Meh-met Sait'in, uçan turnayı kanadından, kaçan tavşanı ardayağından vuranların memleketi Antep'ti.

Düşmana boyun eğmemiş tankıyla topuyla gelenFransızı, dede yadigarı martinleri ile püskürtenlerin şeh-riydi. Bu yüzden burayı topla tüfekle teslim alamayacağınıanlayan düşman, bu sefer yozlaşma silahıyla girmişti.Ya-pılan araştırmalarda uyuşturucu kullanım ve satışının enyoğun olduğu listenin başlarında geliyor bu güzelimAnadolu kenti.

Ailelerimizi gezmeye çıkmıştık. Yol güzergahımızdaise Çamlık Parkı denilen bir park vardı. Bu park uyuştu-rucunun ve fuhuşun kol gezdiği bir parktı.

Bu parktan geçip derneğe doğru giderken oturangençlere selam verdik. İçlerinden bizi tanıyan bir gençlede ayak üstü sohbet ettik.

Bu sırada bir diğeri ise iki bardak gazoz bir avuç çe-kirdekle yanımıza gelip elindekileri uzattı"buyur rafıkduzumuz, ekmeğimiz olsun, bir daha selam vermeye yü-zümüz olsun" dedi o an o gencin söyledikleri o kadarçok etkiledi ki beni, uyuşturucuyla yozlaşmayla kirletil-meye, örfünden adetlerinden uzaklaştırılmaya çalışılanbu gençlerin kültürel olarak yozlaşmamaları, onların bupis düzene terk edilemeyeceğini, onların her birindenyeni Engin Ceberler yaratabileceğimizi gösterdi.

Aklımdaki nasıl başaracağız sorusunu bir çırpıdasildi attı. Çünkü o genç bana tutulacak temiz yanlarınınolduğunu gösterdi. Sadece bu gençte değildi benim böyledüşünmemi sağlayan. Hatay’da misafiri olduğumuz birailenin 4 ve 7 yaşlarındaki kızlarının Grup Yorum şarkı-larını, Arapça halk türkülerini gerçek bir halk sevgisiylesöylemesi de beni etkilemişti.

Kısacası Anadolu halkı ve bu halkın çocukları Anadoluihtilalimizi sonuna kadar hak ediyor.

Yezidlere Karşı DirenenlerHep Var OlacakElazığ’da 16 Ekim’de Pir Sultan Ab-dal Kültür Derneği’nde aşure dağıtımıyapıldı. Fevzi Çakmak Mahallesi’ninkadınları hep beraber çalışarak aşu-reye yardım ettiler. Yeni dernek yerinigören mahalleliler derneği çok be-ğendiklerini, her zaman böyle güzelfaaliyetlerde buluşmak istediklerinidile getirdiler. Program, Pir’in aşureduasıyla başladı. Daha sonra PSDKve Halk Cephesi adına konuşma ya-pıldı. Alevilerin Kerbela’yı sadece1400 yıl önce değil zulmün saltanatsürdüğü her zamanda yaşadığı vur-gulandı. Tarih boyunca Yezid’lerinsadece isimlerinin değiştiğini bazen

Yezid, Hitler, Mussolini, Tayyip vb.bunlara karşı direnenlerin ise Hüseyin,Şeyh Bedrettin, Mahir vb. olmasıtesadüfi bir şey olmadığı vurgulandı.Bize de direnenlerin mazlumun ya-nında saf tutanların yolunda gitmekdüşer denildi. Programda tutsak ürün-leri ve kitaplar da sergilendi. 5 saat

süren programa 200 kişi katıldı.

����

Ölümlere Yatarım da,Baş Eğmem ZindanlaraDuvarları Kale Olsa,Esir Olmam Yine Sana …Antep Halk Cepheliler 16 Ekim’deson dönemde Özgür Tutsaklar üzerindeartan baskı ve işkenceye karşı ÖzgürTutsakların yalnız olmadığını göstermekiçin toplu mektup yazarak gönderdiler.Toplamda 17 mektup yazılarak ÖzgürTutsaklara gönderildi.

���

Doğançay HalkFestivalinde BuluşalımBu yıl 6. düzenlenecek olan DoğançayHalk Festivali için Halk Cepheliler,çalışmalara devam ediyorlar. 16Ekim’de Doğançay Halk Korosu,

Doğançay Halk Bahçesi’nde bir arayagelerek program çıkardılar ve tür-külere çalıştılar. Aynı gün festivalinduyurusu için kapı kapı dolaşılarak30 Ekim’de yapılacak olan festivalinduyurusu yapıldı.

���

OHAL'inizi TanımıyoruzBir Araya GelmeyeÖrgütlenmeye Devam EdeceğizHatay Samandağ ilçesinde Umut Ve-ren Asi Gazetesi’nde 15 Ekim’de biraraya gelen Halk Cepheliler saat10.00'da başlayan kahvaltıda son dö-nemde artan baskılar ve tecrit hak-kında sohbet ettiler. 6 kişinin katıldığıkahvaltı saat: 14.00’da sona erdi.

Hayatın Öğrettikleri

ANADOLU HALKI VE HALKIN ÇOCUKLARI

DEVRİMİMİZİ SONUNAKADAR HAK EDİYOR

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!28

Page 29: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Düşmanımızı tanıyor mu-yuz? İdeolojik olarak tanıdığımız

düşmanı fiziken de tanıyor muyuz?Hobilerini, işini, boyunu, kilosunu,giyim tarzını biliyor muyuz?

Evet, düşmanı sadece ideolojikolarak tanımak yetmez. Bu bir yanıdır.Biz bir savaş örgütüyüz, askeri an-lamda da kendimizi geliştirmek, bil-gilenmek zorundayız.

Azılı halk düşmanlarını sokaktagörsek tanır mıyız? Hatırlamakta zorlanırve geçer gider miyiz? Gözümüzde sonhalleri, boy ve kiloları canlanıyor mu?Hep takım elbise mi giyinir, yoksa spormu giyinir, hangi marka araçları sever,gitmeyi sevdiği bir restoran var mı?Spor vb. hobileri var mı, çalıştığı başkabir iş var mı, çocuklarını, torunlarınıokula bırakır mı?..

Tanıyor muyuz düşmanımızı? Biryere bir halk düşmanının geleceğiniduyduk, gidip resimlerine bakmadan,yani önceden tanır mıyız, onlarca ko-ruması arasında, onun gibi bir sürütakım elbiseli arasında seçebilir miyiz?Biz düşmanımızın yüzünü de bilmek

zorundayız.Elbette planlı bir eylemde savaş-

çılar düşmanı fiziken de tanıyarakeyleme giderlar. Anlık gelişen du-rumlarda tanımalıyız düşmanımızı...

Her Cephelinin, her savaşçının,bunu yaşamaması için katillerimizitanımamız gerekir. Savaş içinde ka-tilleri görüp de tanımama lüksümüzyoktur! Her gün katlediliyor halkımız,evlerimize girip infaz ediyorlar, 19Aralık Katliamı’nın sorumluları halayaşıyor, hala nefes alıyorlar. Bizimyoldaşlarımızı genç yaşlarında diridiri yakarak katlettiler, kimi mezarsızsular altında. Bizim yoldaşlarımıztoprak altındayken, onlar gününü günediyor, eğleniyor ve hala halkımızıkatletmeye devam ediyor. Biz yol-daşlarımızla değerli anlarımızı pay-laşamaz, birlikte gülemezken katil-lerimiz gülüyor, TV’lerde “uzman”olarak konuşmalar yapıyor, hatta hak-kımızda atıp tutuyor.

Düşman affetmediğimizi bilir. Buyüzden yüzlerini gizlerler, maskelerler.Biz o yüzleri bir kere gördük mü

korkarlar, yüzlerini bir kerede bileezberleyebileceğimizi bilirler. Bu yüz-den bu özelliğimizi kaybetmemeli-yiz.

Örneğin Tarık Akan’ın oynadığıSes filmini düşünelim, gözleri bağlıolduğu halde işkencecisini dışarıdasesinden tanıyor ve işkencecisini ka-çırarak –yanlış bir tarzda da olsa-hesap soruyor.

Elbette bu, tanımanın maddi yö-nüdür. Düşmanı ideolojik olarak datanımamız gerekir. Onların uyanıkdavranacağını, amaçlarına ulaşmakiçin her yolu deneyeceklerini, alçak-lıklarını, hangi işlere, katliamlara ka-rıştıklarını bileceğiz. Nasıl düşün-düklerini ve çalıştıklarını bileceğiz.Düşmanı her yönüyle tanıyıp bunusavaşta avantaja çevireceğiz.

“Düşmanı ve kendini tanırsan ye-nilgi tehlikesi olmaksızın yüzlercesavaş verebilirsin” diyor savaş ustasıSun Tzu.

Düşmanı tanımak güçtür ve herdevrimci eylemin, savaşın parçası-dır.

SAVAŞÇI DÜŞMANINI TANIR

Polislerin KeyfiUygulamalara SessizKalmayacağız

Çayan Halk Cephesi BerdanUlaş Dilsiz'in Dilek Doğan Mah-kemesi'nde gözaltına alındıktansonra savcılık tarafından bırakıl-masına rağmen polisler tarafındankeyfi bir şekilde tutulmasıyla ilgili12 Ekim'de bir açıklama yaptı.Açıklamada: “İstanbul ÇağlayanAdalet Sarayı’nda gözaltına alınanarkadaşlarımızdan Berdan UlaşDilsiz savcılık tarafından serbestbırakıldı ama eli kanlı katil polislerellerinde video oldugunu gerekçegöstererek Berdan’ı hala serbestbırakmak istemiyorlar ve bu açıkçabiz savcıları tanımıyoruz, bizimsözümüz geçer demektir. AKP’nin

katil köpeklerine sesleniyoruz; bi-zim daha 17 yaşına yeni basmışarkadaşımızın kılına zarar gelirsebu dünyayı başınıza yıkarız." de-nildi.

Çayan Halk Cephesi ayrıca katilpolislerin her gün mahalleye yap-tıkları operasyonlarla ilgili yaptığıaçıklamada şunlara değindi:“AKP’nin katil kolluk güçleri gün-lerdir insanlarımızı kaçırıyor çeşitlisuçlamalar, gizli tanıklar derken yıl-lardır devrimcilik yapan insanlarıkanıtsız bir şekilde sadece suçlamaile gözaltına alıyor, tutukluyor. Amabiz yılmadık yılmayacağız... Onlarher ne kadar helikopter getirmeseler,sessiz sedasız işlerini halletmeyeçalışsalar da biz düşmandan dahaakıllı olacağız. Onların bize kurduğuplanları onların başına yıkacağız..."

“Devrimci mücadele ve savaşta belirleyici olan kadrolar ve siyasi çizgidir. Tayin edici güç halk kitleleridir”

Savaş ve

Biz

Sorunlarımızın ÇözümüBirliktir, Örgütlü Mücadeledir

Gazi Mahallesi Düz bölgesinde 15Ekim'de yapılacak olan halk toplantısınaçağrı niteliğinde, 150 adet bildiri kapı ça-lışması sırasında dağıtıldı. Ayrıca 6 tanekahvede bildiri dağıtılıp ajitasyon çekildi.Sokak çalışması kapsamında pilot bölgebelirlenen 2 sokakta evlerin zillerine bası-larak cama ve balkona çıkan insanlarasesli duyurular yapıldı. Düz bölgesindenDörtyol’a kadar caddede toplu bildiri da-ğıtımı yapıldı.

���

Halkın Ekmeğidir Adalet, Sahip Çıkacağız

Yenibosna’da 13 Ekim'de Zafer Ma-hallesi ve Dereyolu tarafına adalet kam-panyası için 100 adet pullama yapıştırdı.

29

Page 30: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

TARİHİMİZDEN ÖĞRENEREK BUGÜN DEDİRENİŞİN TARİHİNİ YAZMAYADEVAM EDİYORUZ

Bizi en zor anlarda dahi ayakta tutan, yıkılmaz ve ye-nilmez yapan moral değerlerimizdir. Bu değerlerin başındada tarih bilinci gelir. Burjuvazi güçlü bir tarih bilincinesahiptir. Bu bilinçle politikalar üretip halka yönelik saldırılargerçekleştirir. Bizim de güçlü bir tarih bilincine sahipolmamız sınıflar mücadelesine ivme kazandırmamız açı-sından olmazsa olmazdır. Mücadele açısından hem kenditarihimiz hem de dünya halklarının tarihine baktığımızdaoldukça zengin deneyimlere sahip olduğumuzu görürüz.

Tarihimizi incelemek kendi deneyimlerimizin sınır-larını aşmak bugünü ve geleceği görebilmek için birbakış açısına sahip olmaktır. Bundan sonra neler yapa-cağımızın cevabı, bundan önce neler yapıldığındadır.

Hiçbir hak kolay, bedel ödemeden kazanılmamıştır.Oligarşi tüm haklarımızı gasp etmek için her zamanfırsat kollamaktadır. Bugün de AKP iktidarı OHAL ilesaldırılarını meşrulaştırmaya ve en temel haklarımızıgasp etmeye çalışıyor.

Bedel ödeyerek kazandığımız hiçbir hakkımızı kolayteslim etmeyeceğiz. Bilakis var olan haklarımızı ka-zandığımız gibi yeni kazanımlar elde etmenin mücadelesiiçinde olacağız.

Mahir Çayan; “Geçmişin mirasçısı, geçmişteki kararlıve uzlaşmaz mücadelenin mirasçısı olmak isteyen kimsebugün doğru devrimci çizgide proletaryanın devrimcibayrağını yükseklerde tutmak zorundadır” diyor.

Söz konusu olan hem işçi sınıfının hem de tüm halkı-mızın sömürü ve zulümden kurtuluş kavgasının bayrağıdır.

Bizim için tarihimiz ne kadar öğreticiyse bugündetarih yazacağız. Bizim mücadelemiz, örgütleyeceğimizdirenişlerle geleceğe sağlam adımlar atabiliriz. AKPbizi yıldırarak hareket edemez hale getirmek istiyor.

Çağımızın ilerici sınıfı proletaryadır. Dünyayı değişti-recek olan güç bizim elimizdedir. Kapitalistler sonlarınıgeciktirmek için türlü oyunlar oynuyorlar. Kimi zamandemokrasicilik kimi zaman şu anda ülkemizde olduğugibi açık faşizm uyguluyorlar. Ancak ne yaparsa yapsınlarkaçınılmaz olarak işçi sınıfı iktidarı alacaktır. Bu tarihselve bilimsel bir gerçektir. Bizler bu gerçeği uygulayacakolanlarız. Bilimsel olarak baktığımızda düzen Mao Ze-dung’un dediği gibi, “ağaç ne kadar çürük olsa da tekmevurmadan devrilmez” Çürümüş ve kokuşmuş düzeniyıkacak olan son tekmeyi vuracak olan biziz. O haldebunu kendiliğine bırakmayacak, iradi olarak hareket ede-ceğiz.

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!330

“Zulümden Soracak Hesabı Olan HerkesYarının Savaşçısı Olabilir”

Köroğlu diyor ki; “haklı bir davası varsa eğer, herkesyürekli bir savaşçı olabilir. Hesap sorma isteği ve adaletözlemi günlük yaşam gailesinin üzerindedir. Adaleti yerinegetirmek için yılların savaşçısı olmaya gerek yok, zulümdensoracak hesabı olan herkes yarının savaşçısı olabilir”

Köroğlu ve diğer halk kahramanlarının şahsında Anado-lu’nun isyan tarihinin günümüze ulaşan mesajı budur. Tarihbilinci, işte bu tarihsel mesajın bilincinde olmak ve bunauygun davranmaktır.

Tarih bilinci, halkın tarihsel gücünün bilincinde olmaktır.Halk bu gücünün farkına vardığında hakkını ister, bu uğurdaharekete geçip hesap sorar. Evet, halk, Köroğlu olur. Tarihiçinde birçok kez olmuş ve sayısız kez isyan etmiştir. Köroğlu’nunkendisi de bir deyişinde bunu vurgulayıp şöyle der “Nice kihan, bey, paşa var, Men Köroğluluğu elden koyan değilim.”

Sömürü ve zulüm oldukça, Köroğlular... Yani halkın is-yanları olacaktır.”

DİRENME HAKKI MEŞRUDUR,DİRENMEYEN ÇÜRÜR

Biz diyoruz ki; direnme hakkı kutsaldır, yokedilemez.“Baskıya karşı direnme hakkı”, insanın en doğal, vazgeçil-

mez, yasaklanamaz hakkıdır. Direnme hakkını dünya veTürkiye halkları olarak direnerek kazandık,

direnerek koruyacağız.�

Direnme hakkı herkese lazım! Direnmenin biçimi deği-şebilir, bedeli az veya çok olabilir, biri basit bir eylemle

herhangi bir devlet politikasına tepkisini dile getirebilir, birtalebi olabilir, kimisi alev alev tutuşturur bedenini.

İşçiler direnme hakkının nasıl korunması gerektiğinidevrimci tutsaklardan, dışarıda kararlı bir mücadelenin yü-rütücüsü olan devrimcilerden, DİH’lilerden öğrenmelidir.İşçiler, onların kararlılıkları, geri adım atmama ve dayatı-

lan teslimiyetle uzlaşmama tavırlarını rehber almalı vekendi eylem biçimleriyle, genel direnişlerle, işgallerle, fiili

grevlerle yaşama geçirmelidirler.�

Hak ve özgürlüklerimizi kazanmanın tek yolu direnmektir.

Beklemek ölümdür. Sonuna kadar direnme kararlılığıolan herkes zaferi kazanabilir.

Bedel ödemeden ve direnmeden hiçbir hak kazanılamaz

Page 31: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

AKP’NİN FAŞİST POLİTİKALARINI, DEVRİMCİPOLİTİKALARIMIZLA BOŞA ÇIKARACAĞIZ

AKP fa-şizmi kamu

emekçilerineyönelik yıllardır

hep hayalini kurduğusaldırılara bugün OHAL bahanesiylezemin hazırlayarak hayata geçirmeyebaşladı. On binlerce memur iştenatıldı, yetmedi şimdi yeni yasalarhazırlayarak tüm haklarımızı elimiz-den almaya, esnek çalışma adı altındamemurlara, ya benim istediğim me-mur olacaksın, ya da seni sokağaatarım diyebileceği yasaları hayatageçirmeye başladı.

Hak verilmez alınır sözü ülke-mizde en gerçekçi sözlerden biridir.Çünkü yıllardır iktidarlar hiçbir hakkıbize kendiliğinden bahşetmediler.Her hakkımızı mücadele ederek, be-deller ödeyerek kan can pahasınakazandık. AKP iktidarı şimdi bu ka-zanımlarımızı birer ikişer gasp etmeyeçalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz.

Onların saldırı politikaları varsa bizimde direniş politikalarımız bugüne ka-dar hep olduğu gibi bundan sonradaolacaktır.

Politikalarımızı güçlü bir şekildehayata geçirebilmemiz için onun po-litik içeriğini anlamalı, içselleştir-meliyiz. Politikalarımız bizimle canbulur, hayata karışarak etkili olur.Biz anlamazsak kimseye anlatamayız,biz içselleştirmezsek kimseyi iknaedemeyiz. Biz adım atmazsak kim-senin kendiliğinden hareket etmesinibekleyemeyiz. Kendimizi odak nok-tası olarak kabul edip, politikaları-mızın hayata geçirilmesinde yönlen-dirici olmalıyız.

Bulunduğumuz iş yerlerimizdebelirleyici olan bizizdir. Bizim kararlıtutumumuz, göstereceğimiz dirençve direniş kitleleri harekete geçire-cektir. Nasıl ki bir tutam ateş tümbozkırı tutuşturursa, bir kişinin dahibaşlatacağı direniş tüm kamu emek-

çilerine moral güç olup harekete ge-çirecektir.

Belirleyici olan kaç kişi olduğu-muz değil, göstereceğimiz direniştir.KESK bugün yüz binlerce üyeye sa-hip olmasına rağmen onca saldırıyakarşı adım atamaz durumdadır. Politikolarak kendi kendisini kilitlemiştir.

Bugün bu kilitlenmişliği açacakolan bizim devrimci politikalarımızdır.

Biz varsak direniş vardır. Biz varsak umut vardır. Biz varsak sonuç almak, kazan-

madan peşini bırakmamak vardır. Bugün için belirleyici olan baş-

kalarının ne yaptığı değil, bizim neyaptığımızdır. Biz politikalarımızınönemini ne kadar kavrarsak, o kadarhayata geçirir ve saldırılara karşıgüçlü bir direniş barikatı örgütleriz.

Bu bilinçle her iş yerinde meclis-lerimizi hayata geçirecek, küçük bü-yük demeden her saldırıya karşı di-reniş örgütleyeceğiz.

Yıl 25 Ağustos 1992Diyarbakır’da Sağlık-Sen’li

ve Eğit-Sen’li memurun sürgünedilmesi. Tüm Haber-Sen’denüç,

Sağlık Sen ve Tüm SağlıkSen’den de on bir memurun sür-günlerinin kesinleşmesi üzerine;

Diyarbakır Eğit-Sen binasındayaklaşık 200 memurun katılı-mıyla “İnfazlara KontrgerillaKatliamlarına ve SürgünlereKarşı” açlık grevi başlatıldı.

Bütün bir halk gibi kamuemekçileri de potansiyel suçluilan edilmiş, baskı ve sürgünlertırmandırılıyordu. Sessiz kalına-mazdı. Başta devrimci mücadeledesağlık emekçileri ve Devrimcimücadelede öğretmenler olmaküzere Devrimci Memur Hareketibulunduğu her yerde sürgünlerekarşı eylemler örgütledi.

Eylem kısa sürede diğer illereyayıldı. Kamu Emekçileri İz-mir’de 22-23 Ağustos’ta, iki gün-lük açlık grevi yaptılar. Bir yü-

rüyüş düzenleyerek Demirel’eprotesto mektupları gönderdiler.Yürüyüşe polisin saldırması so-nucu gözaltına alınan kamu emek-çileri direnişlerini sürdürüp “ifadevermeyip Açlık grevi” yaptılar.

Açlık grevleri Malatya, Elazığ,Bursa, Manisa ve Ankara’ya ya-yıldı. Memurlar hem sürgün edil-meye çalışılan emekçilere sahipçıkıyor, hem de tüm halka yönelensaldırıların karşısına dikiliyordu.

Saldırılara karşı gerek açlıkgrevi eylemi örgütlenmesi, 200emekçinin katılması, sendika-larımızda, yürüyüşlerde, eylem-lerde, gözaltında bulunduğumuzher yerin direniş alanına çev-rilmesi, polisin eylemlere sal-dırması üzerine açlık grevinindiğer illere yayılması... Öğreti-cidir, örnek alınmalıdır. Polisyıldırmak için, sindirmek içinsaldırdıkça direnişle karşılıkvermek... Direnişlerde militanolmak... İşte bu bizim KamuEmekçilerinin Tarihidir.

TARİHİMİZDEN ÖĞRENMELİYİZ Reformizm, Oportünizm ve KürtMilleyetcileri ile İdeolojik

Mücadeleyi Sürekli KılmalıyızDirenme hakkı, fiilen ve beyinlerde yok edilmek

isteniyor. Oligarşinin dayattığı, reformizmin kö-rüklediği “direnmeme” kültürünü, uzlaşmacı, ica-zetçi anlayışı, çaresizliği kabul etmemeli ve heralanda bu dayatmayla ve anlayışla mücadele et-meliyiz.

Kamu Emekcileri, UzlaşmacıSarı Sendikacılık Barikatını Aşarak

Mücadelesini YükseltecektirTarih mücadelenin en berrak aşaması, halk-

larımız da bu aynanın canlı tanıklarıdır. Me-murların ekonomik, demokratik hak almamücadelesi de bu tarihin bir parçasıdır. Buhak alma mücadelesi iki çizgi üzerine şekil-lenmiştir. Bir tarafta haklılığından aldığı güçlemeşruluk temelinde yükselen mücadele vedevrimci önderlikler; diğer tarafta yaşadığın,icazet sınırlarını aşamayan oportünist-reviz-yonist mücadele çizgisidir.

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

31FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 32: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Suriye halkları, vatan toprakla-rından uzakta yaşamaya çalışıyor!Her gün yarı aç yatağa giren binlerceSuriyeli var. Saatlerce çalışıp karşı-lığında ise üç kuruş para alıyorlar.Kısacası, Suriye halkları ölüm veyaşam arasında her gün ölüyorlar.

Suriye halkları, vatan topraklarınıkurşunlar, bombalar altında ölmemek,çocuklarını geleceklerini kurtarmakiçin terk etmişlerdi! Kimisi yolda em-peryalistler ve işbirlikçilerinin besle-mesi olan çeteler tarafından kurşunlar,bombalar, işkencelerle öldürülürken,kimisinin mezarı denizinaltı, kıyılar,kimsesizler mezarlıkları olmuştur.

Kimisi de gidebildiği ülkede ucuzişgücü olarak iliğine kadar sömürü-lüyor, iş kazalarında katlediliyor.

Suriye halklarına bunları ve dahada fazlasını yaşatan emperyalizmdir.Suriye’de köyleri, ilçeleri, illeri hari-tadan silen, taş üstünde taş bırakmayanemperyalizmdir. IŞİD vb. çeteleri ya-ratan, Suriye halklarını bu çetelereboğazlatan, kafa kesen, tecavüz edenemperyalizmdir. Emperyalizm Suriyetopraklarını sömürüye, yağmaya aç-mak, Suriye halklarını köleleştirmekiçin işbirlikçileri aracılığıyla IŞİD, ElNusra vb. çeteleri yaratmıştır. Onlarısilahlandıran, ekonomik desteği sunan,yetiştiren, koruyan, himaye eden em-peryalizm ve işbirlikçileridir.

Suriye halkları vatanlarından uzak-ta yaşamaya çalışırken de hergünölüyorlar. Aileleri dağılıyor. Ço-cukları, kadınları, kızları, hırsız,madde bağımlısı, fuhuşa, 2. 3. eş(kuma) olmaya zorlanıyorlar. Ya-şayabilmek için köle gibi çalışı-yorlar. Hem de iş güvencelerinin,iş sağlığı ve iş güvenliğinin olmadığıkoşullarda çalışıyorlar.

Suriyeliler Ucuz İş Gücüne

Dönüştürülmüştür Ülkemizde

“Avrupa Birliği Sivil Düşün” des-teği ile “Yaşama Tutunmak” adlı ça-lışmayı yapan Ayrımcılıkla MücadelePlatformu’nun çadır kentlerde yaşa-yan insanlarla ilgili hazırladıkları ra-porda Suriyeli göçmenlerin çalışmakoşulları-şartları şöyle anlatılıyor;

“Raporda özellikle Suriye’den gelensığınmacıların hiçbir hayat güvenceleriyok. O insanların yangın korkusu var,zehirli hayvan korkusu var, devlet bas-kısı, jandarma korkusu var. Ucuzişgücü olarak çalışıyorlar. Aile boyusabahtan akşama kadar 30-40 TL ve-riliyor. Elli ile yüz işçiyi bir araya ge-tiren elçi parayı kendisi alıyor. Kendipayını alan elçi geriye kalan ücretiçalıştırdıkları işçilere dağıtıyor” ÖzgürGündem. (15 Mayıs 2016)

Suriye’de evi, işi, mesleği, gele-ceği olan ve gece yatağa aç girmeyenSuriye halkları ülkemizde ucuz iş-gücüdür. Çalışma koşul ve şartlarıkölelik düzeninde farksızdır.

Sabahtan akşama kadar ailecekemekleri sömürülüyor. Asıl parayı on-ları biraraya getiren, onlara iş bulanelçi-dayı başları alıyor. Onların istediğiişte, istedikleri süre çalışabilmekteler.

Suriyelilerin korkuları; işsiz, açkalmak, Suriye’ye geri gönderilmek,emperyalizmin katil, sapık çetelerinineline düşmektir. Ülkemiz zaten ucuz

iş cennetiydi. Çalışanların aldığı gün-lük yevmiye-aylıklar düşüktür. Su-riyeliler daha da az bir ücrete çalış-tırılıyorlar. Sigortasız, kayıt dışı, ça-lıştırılan yüz binlerce Suriyeli üze-rinden bir avuç asalak kar ediyor.

Hiçbir iş güvenceleri yoktur Suri-yelilerin. Onlara iş bulan elçinin ikidudağı arasındadır ikinci gün iş bu-labilmeleri. Çalıştıkları yerlerde tekmuhatapları elçidir. Patronlar, işve-renler için en uygun işçidirler.

Sahipsiz, örgütsüz, hakkını ara-yacağı bir devlet kapısı, herhangi birörgütlenmenin olmadığı tamamıylakayıt dışı, ucuz iş gücüdürler. İşçiölümlerinde göçmen işçilerin de sayısıartmaktadır. Ki rakamlara yansıyanlarbunların sadece bir bölümüdür. Sakatkalan, ölen Suriyeli işçilerle ilgili tu-tulan bir “istatistik” yoktur!

Ucuz işgücü olmak Suriyeli halk-ların kaderi değildir.

Onları ucuz işgücüne çeviren, ül-kelerinden koparan, emeklerini, alınterlerini çalan emperyalizmdir.

Ailece gün boyu çalıştırılan, ellerinegeçen üç kuruşla karınlarını bile do-yuramayan, işçi katliamlarında ölenSuriyelilerin sorumlusu emperyalizmdir.

Kölelik kalkalı yüzyıllar olmuştur.Ama günümüzün modern köleleridirSuriye halkları ve başka topraklardangetirilen halklar... Köle gibi tarlalarda,bahçelerde, fabrikalarda, inşaatlarda…

her yerde çalıştırılmaktadırlar...Suriye halkları kölelik zincirlerini

ancak vatanları için savaşarak kıra-bilirler. Vatanlarından ayrılmalarınaneden olan emperyalizm ve işbirlikçiçetelere karşı, vatan topraklarındasavaşarak, çeteleri kovarak, vatan-larını özgürleştirerek geleceklerinikurtarabilirler. Ve kölelik zinciriniancak böyle kırabilirler.

Emperyalizm YenilecekDirenen Halklar Kazanacak!

SSURİYE HALKLARINI “UCUZ İŞ GÜCÜ”KAYNAĞI HALİNE GETİREN, ONLARI SÖMÜREREK KÖLEYE ÇEVİREN, EMPERYALİZMDİR

HALKLARIN KATİLİ AMERİKAEMPERYALİZMİN KURBANI DEĞİL CELLADI OLACAĞIZ!

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!32

Page 33: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

47 yıldır Türkiye halklarının bir Dev-Genç'i var!Dev-Genç’liler olarak, 47 yıldır kesintisiz bir şekilde

bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizisürdürüyoruz.

DEV-GENÇ; * Faşist saldırılar karşısında kendimizi savunabi-

leceğimiz bir KALE* Sözümüzü söyleyebileceğimiz bir KÜRSÜ* Gençliğin birliğini sağlayabileceğimiz bir ÇATI* Gençliği bir güç haline getirebilecek tek ÖR-

GÜT’tür.Tüm Dev-Genç’liler olarak bulunduğumuz her

yerde, Dev-Genç'imizin 47. yılını pankartlarla, bildi-rilerle, yazılamalarla, kuşlamalarla duyuralım!

ANFİ ANFİ, KANTİN KANTİN, SINIF SINIF,OKUL OKUL, ÜNİVERSİTE ÜNİVERSİTE, ÜNİ-VERSİTE GİRİŞLERİNDEN, ÜNİVERSİTELİLERİNGİTTİĞİ KAFELERDEN, YURTLARDAN... MA-HALLE MAHALLE, MEYDAN MEYDAN... KİŞİDENKİŞİYE, KULAKTAN KULAĞA 47. YILIN HEYE-CAN VE COŞKUSUNU TAŞIYALIM!

48. yılımıza girerken görevimiz;* Birken iki olmak, en yakınımızdakilerden başla-

yarak halka halka örgütlenmek,* Bulunduğumuz her yerde okuma grupları, komi-

teler oluşturmak, * Dev-Genç irtibat büroları kurmak, * Vatanımızın halkımızın kurtuluşu için örgütlenmek

ve tüm ülke gençliğini Dev-Genç çatısı altında topla-maktır!

ÜLKEMİZ GENÇLİĞİ BİZİ BEKLİYOR!EZİLEN, KÜÇÜK GÖRÜLEN, İTİLİP KAKILAN,

ADAM YERİNE KONMAYAN, GELECEĞİ KARAR-TILAN GENÇLİĞİN TEK UMUDU DEV-GENÇ'TİR!

47. YILINDA UMUDU ÜLKEMİZİN DÖRT BİRYANINA YAYALIM!

Bizde, devrimin partisinde, gençliğin ağırbasması doğal değil midir? Biz geleceğin

partisiyiz ve gelecek gençliğindir. Yenilikçi-lerin partisiyiz, gençlik ise yenilikçilere herzaman severek taraftarlık eder. Biz eskiye,çürümüşlüğe karşı amansız bir savaşın par-

tisiyiz; amansız savaşa ise her zaman ilkolarak gençlik hazır olacaktır "

(Lenin)

Direnmek, Özgürlüğün Bilincine VarmaktırZulme karşı direnmek bir insan hakkıdır. Bunun

için zulme karşı olmakta herkes özgürdür. Çünküzulmü yenmek zorunludur. Ama kıyısından yürü-

yerek ya da yanından geçerken ıslık çalarak değil.Nasıl mı? Nasılını Ahmet Arif’ten dinleyelim:

“Yürü üstüne üstüneTükür yüzüne celladın

Fırsatçının, fesatçının, hayının...Dayan kitap ile

Dayan iş ileTırnak ile diş ile,

Umut ile, sevda ile , düş ileDayan rüsva etme beni...”

DEV-GENÇ’Lİ OLMAK-Dev-Genç’li olmak anti-emperyalist, anti-fa-

şist, anti-oligarşik çizgimizden sapmadan militan birşekilde gençliğin mücadelesini örgütlemektir.

DEV-GENÇ’Lİ OLMAK-Dev-Genç'in tarihine sahip çıkmak, bağımsızlık, de-mokrasi, sosyalizm için asla uzlaşmadan savaşmak

ve savaştırmaktır.DEV-GENÇ’Lİ OLMAK

her zaman her yerde inisiyatifli ve dinamik olmaktır. DEV-GENÇ’Lİ OLMAK

Ülkemiz gençliğini örgütleme iddiasına; devrimcimücadeleyi büyütme ve zafere ulaşma kararlılığına

sahip olmaktır

Çünkü; bu ülkede yüzbinlerce çocuk çalışmakzorunda bırakıldığı için eğitim göremiyor.

Eğitim-Sen'in raporuna göre; Türkiye’de yarısıtarım sektöründe olmak üzere aile geçimine katkısağlamak için çalıştırılan 1 milyona yakın çocuk işçivar. Yine aynı şekilde ücret almadan ev işlerinde ça-lıştırılan çocuk sayısı ise 7.5 milyonu buluyor.

Okula gidemeyen çocukların yüzde 15'i günde12-14 saat çalıştırılıyor, 14 yaş üstü çocuklar ise işyerlerinde işkence ve tacize maruz kalıyor.

Zorla çalıştırılan, açlık ve yoksulluk nedeni ileçalışmak zorunda kalan tüm genç arkadaşlarımızınve çocukların geleceği için, parasız, bilimsel ve de-mokratik eğitim hakkı için bu ülkede devrimcilikyapmak zorunludur.

devrimcilik neden zorunluluktur

Ünlü ressam Nicholas Paussin,başarısının sırrını şöyle açıklar:

Bir arkadaşı, ona, İtalyan ressamları arasındakibüyük şöhreti nasıl yakaladığını sorduğunda Paussinşu cevabı vermiştir:

- Çünkü, ben yapılması gereken hiçbir şeyi ihmaletmedim.

BİZ DE YAPTIĞIMIZ İŞLERDENSONUÇ ALMAK İSTİYORSAK GECEMİZİGÜNDÜZÜMÜZE KATARAK,YAPILMASI GE-REKEN HİÇBİR ŞEYİ ATLAMADAN ÇALIŞMALIVE EMEK VERMELİYİZ.

kıssadan hisse

ÖZLÜ SÖZ

Ülkemizde Gençlik

Gençlik Federasyonu’ndan

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

33FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 34: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Liseliyiz BizBu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

“Gençlik, devrimci yığınlarınpolitik bilince ulaşamadıkları

yarı-sömürge bir ülkede, bağımsızlıkmücadelesinde toplumun devrimci sınıf vetabakalarını harekete geçiren bir dinamit

fitilidir." (Mahir Çayan)

ÖZLÜSÖZ

HAKAN İNCİ DİRENİYOR ARKADAŞLAR

TÜM EZİLEN DÜNYA HALKLARININ ONURUNU ALIP SIRTINA, YÜKLENİP

47 YILLIK TARİHİNİN MİRASINI FAŞİZMİNHÜCRELERİNDE ONURSUZLUĞA, İŞKENCEYE,

TECRİTE DİRENİYOR.HER SINIFA, HER TAHTAYA, HER BOŞ DUVARA

HAKAN’I YAZALIM. İŞKENCEYE DİRENEN

AÇLIK GREVİNDE OLAN HAKAN İNCİONURUMUZDUR! İŞKENCE YAPMAK

ŞEREFSİZLİKTİR! MALTEPE HAPİSHANESİ’NDE

İŞKENCE VAR!

YOKSULLARIN MATBAASIBU HAFTA DUVARLARA NE YAZALIM:

LİSELİ HAKAN’A İŞKENCEYAPANLAR CEZALANDIRILSIN!

LİSELİ HAKAN’A ÖZGÜRLÜK!

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!34

Page 35: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

“Sen özelsin, eşsizsin ve çok de-ğerlisin. İstediğin her şeyi olabilirsin.Hayallerinden asla vazgeçme. Kendinisev, kendine inan; o zaman her şeymümkün olur...” Son yıllarda anne-babalar, eğitimciler ve psikologlartarafından çocukların beynine işlenenve popüler kültürün her köşesindede tekrarlanan bu sözler günümüzedamgasını vuran yeni neslin temel-lerini oluşturuyor.

Kısaca, kendini her şeyin üzerindekonumlandıran, kendini seven, kendineinanan, özgüvenli ve iddialı bir nesil.Ama aynı zamanda da bu içi boşinanç yüzünden büyük beklentilerekapılıp hayatın gerçekleri karşısındaciddi bocalayan, kaygı ve depresyonasürüklenen bir nesil. Bu nesil her şey-den önce kendini sevmesi, kendineinanması ve kendini her şeyin önündetutması öğretilerek büyütüldü. Buyüzden özgüvenli, iddialılar; büyükhayalleri var ve her şeyi yapabile-ceklerine inanıyorlar. Ünlü, başarılıve zengin olmayı bekliyorlar.

Yeni neslin bu denli ben merkezciolmasında en önemli sebep ’80’lerdeortaya çıkan bireye odaklı eğitim sis-temi. Zira bu dönemde hem anne-ba-balar, hem çocuk psikologları hemde eğitimciler özgüvenin başarıylaeşdeğer olduğu inancında hemfikiroldu ve bu çocuklara yıllar boyuncaailede, okulda, şarkılarda, filmlerde“özel” ve “değerli” oldukları anlatıldı.Güvenleri kırılmasın diye hataları dü-zeltilmedi, yarışmalarda kazananınyanında kaybedenler de ödüllendirildi,herkesin kendini birey olarak ortayakoyması teşvik edildi. “Her birinizdeğerlisiniz” söylemi o günden buyana hala sürekli olarak tekrarlan-makta. Öyle ki, yankılarını son yıllardapopüler kültürde de görmek mümkün:Tarkan “Başkası olma kendin ol, böyleçok daha güzelsin” diyor, Madonna“Express Yourself” şarkısında “kendinidışa vur” diye öğütlüyor. Son dö-nemdeyse Nil Karaibrahimgil “Tektaşımı kendim aldım”dan “Kendimibunun için mi yorucam ben / Kalbimi

bunun için mi kırıcam ben”e pek çokşarkısında bireycilik vurgusu yapıyor.Burjuva ideolojisinin düzene uygunkafalar, düzene uygun bireyler yetiş-tirme politikası. Bu şekilde yetiştirilenkişiler dünyanın kendi çevresindedöndüğüne çoktan inanıyor. Bu yüzdenkimsenin sorunlarıyla ya da toplumsalmeselelerle ilgilenmeyen ülkenin yada dünyanın içinde bulunduğu durumudeğerlendiremeyen, değerlendirse bileilgilenmeyen bir nesil hedefleniyor.Günümüzün tüketim çılgınlığı, pier-cing ve dövme yaptırma modası gibipek çok şey de “birey olma konusunafena halde odaklanmış bir neslin”kendini ortaya koyma arzusunun so-nuçları.

Kendilerini hayatın merkezine al-mak beraberinde yalnızca kendisiiçin doğru olanları yapma isteğinigetiriyor. Bu sebeple toplum kural-larını, başkalarının ne düşündüğünü,toplumsal sorumlulukları da hiçe sa-yıyor. Sonra birbirini düşünmeyenherkesin isteğinin ağır bastığı “ bencil,ben bilirimci” bir nesil oluyor.

MySpace, Facebook gibi internetsitelerinde “ben”ler sergileniyor, bloglararacılığıyla tüm kişisel duygu ve dü-şünceler dünyaya anlatılıyor; YouTubegibi paylaşım siteleri ise bu nesle tamaradığı şeyi sunuyor: Kendilerini tümdünyaya gösterme ve şöhreti yakalamaşansını! Zengin ve ünlü olmak da çokbüyük önem taşıyor. Araştırmalaragöre bugünün üniversite öğrencileriarasında her 20 kişiden biri oyuncu,müzisyen ve sanatçı olmak istiyor!Hepsi iyi eğitim görmeyi, sağlam birkariyer yapmayı ve zengin olmayı he-defliyor. Bu hayallerine ulaşacaklarınada gerçekten inanıyor. Yetenekli olupolmamak önemli değil, çok çalışıpbaşarmak gibi değerler anlamlı değil.Birer yıldız olmak için doğduklarınainandırılan bu kendini beğenmiş neslinçocukları yeterince iyi olduklarındanşüphe bile etmiyor. Tv dizileri, filmleriile gösterişli kolay yoldan para kaza-nılan hayatları işliyor.

Tüm hayallerini gerçekleştirebi-

leceğine inanan gençler, hayatın ger-çekleriyle yüzleştiğinde duvara çarpmışgibi oluyorlar. Ailelerin pamuklarasardığı, dizisiyle, filmiyle şarkılarıyladünyanın merkezinde kendinin oldu-ğunu aşıladığı gençlik, gerçeklerlekarşılaştığında kafa göz yara bereiçinde hayattan. Hayatın gerçeklerin-den uzak ve sorumsuz, sorgulamayanbir nesil isteyen kapitalizmin eseri.

İstedikleri üniversiteye gireme-diklerinde, hayallerindeki işi bula-madıklarında, başarısızlıkla karşı kar-şıya kaldıklarında olan oluyor; bunesil büyük bir hayal kırıklığı ve çö-küş yaşıyor. Bu da onları depresyonasürüklüyor. Araştırmalara göre;1990’ların genç neslinde kaygı oranı50’li, 60’lı yıllara göre yüzde 85 dü-zeyinde artıyor. Dahası, yeni nesildeintiharlar da ikiye katlanıyor!

Genç nesil herkesin ünlü ve zenginolmak için doğmadığını anlamalı;hayatta iyi yerlere gelebilmenin, ba-şarılı olabilmenin kolay olmadığınıöğrenmeli. Ve daha da önemlisi bi-rileri onlara başarısızlıklardan da çokşey öğrenebileceklerini anlatmalı.Kurtuluş hayal aleminden sıyrılıpgerçekleri görmekten geçiyor. Top-lumu sürekli parçalara ayıra ayıraen küçük parçaya, bireye kadar in-dirgeyen ve sonunda depresyona sü-rükleyen ve anti-depresandan başkabir çözüm sunmayan, bu düzenin takendisidir. Tüm bunlarla mücadeleetmekte, bunlardan kurtulmak vedaha iyi nesiller yetiştirmek de budüzene alternatif olmaktan geçer.“Ben” yerine “bizi” koyabildiğimizde,dünyanın merkezinde kendimizin ol-madığını kabul ederek topluma dahaobjektif olarak bakarak, sorunlarıöyle kavradığımızda küçük dünya-mızın küçük sorunları bize büyükgelmeyecektir. Sorunları değil, çö-zümleri konuşur olduğumuzda so-runlarımızı çözebilir ve mutlu ola-biliriz. Başarı da ancak böyle sağlanır.

Kurtuluş ben olmakta, muhteşemolmakta değil, sosyalizmde… Büyükailenin bir parçası olmaktadır.

KKEND�N� DÜNYANIN MERKEZ� SANARKENSADECE B�R �NSAN OLDUĞU GERÇEĞ�NE ÇARPMAKiçimizden birinden

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

35FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 36: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Büromuz kurulduğu 1989 yılın-dan beri halkın, hak ve özgürlükmücadelesi verenlerin safında de-mokrasi ve adalet mücadelesini sür-dürmüş ve 27 yıllık tarihinde, içindeölüm de olmak üzere sayısız bedelödeyerek bugünlere gelmiştir.

Bu bedeller, mücadele ettiğimizsistemin karakteri ve bu sistemekarşı cepheden yürüttüğümüz uz-laşmaz mücadele ile ilgilidir. Sadeceson birkaç ay içinde teşhir ettiğimizişkence vakası, takip ettiğimiz gözaltısayısı, savunduğumuz hak ve öz-gürlük mücadelesi değerlendirildi-ğinde neden bu saldırıların muhatabıolduğumuz kendiliğinden anlaşılır.

Bakın sadece son bir haftanındökümünü veriyoruz;

-10 Ekim 2016 Pazartesi günüSilivri Hapishanesi’nde işkenceyeuğradığı bilgisi verilen Sevcan ADI-GÜZEL ve Kübra SÜNNETÇİ hak-kında verilen bilgileri paylaştık.

-11 Ekim 2016 Salı günü yaniolayın hemen ertesi gününde hapis-haneye giderek, söz konusu bilginingerçekliğini araştırdık. İşkenceyeuğrayan müvekkillerimizden ve ar-kadaşlarından olay anlatımlarını din-ledik... Yine aynı gün Tekirdağ 1No’lu F Tipi Hapishanesi’ne gidereksosyal medyada işkence ile kafasınınkırıldığına dair bilgilerin paylaşıldığıAli Osman Köse ile görüştük, ya-şadığı işkenceyi kendisinden dinle-dik.

-12 Ekim 2016 Çarşamba günü,durumu derli toplu bir biçimde an-latan ve Adalet Bakanlığı’na so-rumluluğunu hatırlatan, işkencelerincezasız kalmayacağını ifade edenbir açıklama yayınladık. Sevcan

Adıgüzel’e iğne batırılarak, memelerisıkılarak yapılan işkenceyi; KübraSünnetçi’nin kolundaki şişme veağrıyı, bunun nedeninin kırık ola-bileceğini anlattık.

-Aynı gün Armutlu’da evininiçinde özel harekat polisi YükselMOĞULTAY’ın tek kurşunuyla kat-ledilen Dilek DOĞAN’ın katilininyargılandığı davanın duruşmasın-daydık. Görüntülerin kesildiği vedelillerin yok edilmeye çalışıldığınıtespit ettik ve bu bilgileri basınlapaylaştık. Anahaber bültenlerinde,gazete manşetlerinde paylaştığımızbu bilgiler yer aldı.

-Aynı gün 12 Ekim 2016 Çar-şamba günü Maltepe Çocuk Hapis-hanesi’nde tutuklu bulundurulanmüvekkilimiz Hakan İnci’nin sa-yımda ayağa kalkmadığı gerekçesiyleişkenceye uğradığı, bu nedenle teklihücreye konulduğu, buna karşılıkmüvekkilimizin de açlık grevinebaşladığını öğrendik. Öğrenir öğ-renmez Maltepe Çocuk Hapishane-si’ne giderek hapishane idaresiylegörüştük ve müvekkilimizin uğradığıişkencelerin son bulması için giri-şimde bulunduk. İşkenceyi önlemekisteyen meslektaşımız Günay DAĞ,aynı işkencelere maruz kaldı.

- Yaşanan bu durumları teşhireden ve işkenceyle, dava tehdidiyle,tutuklamayla, gözaltılarla bizi yıl-dıramayacaklarını kaleme alan biraçıklama yayınladık.

-Aynı gün mensubu olduğumuzÇağdaş Hukukçular Derneği’ne üyemeslektaşlarımız, durumu teşhir edenve işkenceyi mahkum eden yazılıaçıklamalar yayınladılar. Baro yö-

netim kurulundan üç avukat ve ÇHDİstanbul Şubesi üye ve yöneticilerininolduğu on kadar avukat meslektaşı-mız akşamın geç saatleri olmasınarağmen Maltepe Hapishanesi’ne gi-derek hapishane idaresiyle ve Hakanİnci’yle görüştüler.

-13 Ekim 2016 Perşembe günü,Kartal Adliyesi’nde bu saldırıylailgili basın açıklaması ve suç duyu-rusu yapıldı. Durum protesto edildi.Yine aynı saatlerde Ankara Adliyesiönünde, meslektaşlarımız kitleselbasın açıklamaları yaptılar.

-14 Ekim 2016 Cuma günü,Maltepe Hapishanesi önünde işken-ceyi protesto ve oturma eylemi ya-pıldı. ÇHD Gaziantep ve Bursa Şu-beleri de benzer basın açıklamalarıorganize ettiler. Türkiye Barolar Bir-liği ve İstanbul Barosu da açıklamayaparak meslektaşımıza yönelik sal-dırıları kınadılar.

- Adalet Bakanlığı bu derece teş-hir olmuş avukata işkence vakasıkarşısında ilgililer hakkında soruş-turma açıldığını duyurdu. Ancakdört duvar arasında yaşanan ve bizimteşhir ettiğimiz işkenceleri inkâretme yoluna gitti. İnkar ederken bilesuçlarını ele veren gerçek dışı açık-lamalar yaptı. Adalet Bakanlığı’nınbu açıklamalarına da yazılı olarakcevap verdik. İşkenceyi yaptıklarıbu açıklamalarla meşrulaştırdıklarınıilan ettik.

-14 Ekim 2016 Cuma günü, Si-livri Hapishanesi’nden müvekkille-rimiz, aileleriyle yaptıkları telefongörüşmesinde saldırıya uğradıklarınıve yapılan işkenceleri anlatmak is-temişler, bu nedenle telefon görüş-

HALKIN HUKUK BÜROSU’NA YÖNELİK SALDIRILARMEŞRULUK BİLİNCİMİZİ KÖRELTMEYE YÖNELİKTİR

HALKIN AVUKATLIĞINI AHLAKİ, KÜLTÜREL, İDEOLOJİK, SİYASİSALDIRILARINIZ ALTINDA SÜRDÜRMEYE DEVAM ETTİK, EDECEĞİZ!

FAŞİZM YIKILANA, İNSAN ONURUNA UYGUN BİR SİSTEMİNŞA EDİLENE KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK!

Halkın HukukBürosu

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!336

Page 37: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

meleri kesilmiştir. Bu durumun öğ-renilmesi üzerine aynı gün meslek-taşımız Silivri Kapalı Hapishanesi’negitmiş, saatler süren uğraşlar sonucukasığına tekme atılarak, kanama ya-şamasına yol açılan MüvekkilimizAysu Baykal’ın durumu ile ilgilibilgi edinilebilmiştir. Hapishanedenhücre arkadaşının verdiği bilgiyegöre kanaması hala devam etmek-teyken, müvekkilimiz Aysu Baykalhastaneden hapishaneye geri gönde-rilmiştir.

-Aysu Baykal nakil yoluyla ka-zandığı tek böbrekle yaşayan hastabir tutsaktır. Bu nedenle kanama ya-şaması hayatını kaybetmesine yolaçıp geri dönüşü olmayan sonuçlardoğurabilecektir. Bu nedenle durumuteşhir eden bilgiler paylaştık. Bukonu üzerinde bu kadar hassasiyetledurmak zorunda oluşumuz, onurluyaşam hakkını koruma sorumlulu-ğumuz nedeniyledir.

- 15 Ekim 2016 Cumartesi günü,Aysu Baykal’ın annesinin Ankara’dangelişiyle beraber, durum Tutuklu veHükümlü Aileleri Derneğince (TA-YAD), Galatasaray Lisesi önündeyapılan basın açıklamasıyla teşhiredilmiş, basın açıklaması sonrası bü-romuzdan üç avukat ve anne, AysuBAYKAL hakkında bilgi almak içinSilivri Hapishanesi’ne gitmiştir. AysuBaykal hükümlü statüsündedir ve bunedenle tutuklu statüsünde bulunanhücre arkadaşından bilgi alınmak is-tenmiş ancak, saat 22.00’de hapis-haneye giriş yapmadınız bahanesiyleyasa dışı bir biçimde tutuklu statü-sündeki müvekkilimizle görüşmeyapmamız engellenmiştir.

-Meslektaşlarımız saat 22.00’danönce görüş kabul mahallinde olduk-larını, öyle olmasa bile bu sınırla-manın hukuka ve yasaya aykırı ol-duğunu belirtmişlerdir. Ancak verilencevap değişmemiş, gardiyanlar, ka-nuna aykırı emir veren baş savcınıntalimatına uyduklarını söylemişler,saat 24.00’dan sonra da bekleme sa-lonunda bekleyemeyecekleri kendi-lerine söylenmiştir. Avukatlarımızise avukatlık yapma haklarının gasp

edildiğini, hak gaspının başladığıyerde direnme hakkının doğacağınıbelirterek, kendi ayaklarıyla ayrıl-mayacaklarını, hukuk dışı uygula-malara direneceklerini söylemişler,24.00’dan sonra da jandarma mari-fetiyle yerlerde sürüklenerek hapis-hane kampüsünün dışına atılmışlardır.Bu müdahale sonrası Av. Oya As-lan’ın sol gözünde ve kollarında,Barkın Timtik’in kollarında morlukve ağrılar mevcuttur.

-16 Ekim 2016 tarihinde Av. Gü-nay Dağ ve ÇHD Genel Merkez yö-neticisi Av. Güray DAĞ, Aysu Bay-kal’ın durumunu netleştirmek içinyeniden Silivri 9 No’lu Kapalı Ha-pishanesi’ne gitmişlerdir. Aysu Bay-kal’ın tutuklu durumdaki hücre ar-kadaşı ile görüşmek için, bir buçuksaat boyunca tartışma yürütmüşler,Av. Günay DAĞ görüştürülmeyeceğişeklindeki cevap üzerine, kayıt iş-lemlerinin yapıldığı banko üzerineçıkıp oturarak durumu protesto et-miştir. Bu protestolar üzerine mü-vekkilimizle görüşme yapması müm-kün olmuştur.

-16 Ekim 2016 günü Ankara Ba-rosu Genel Kurulu’nda bizzat işken-celere katılıp işkence talimatları verensavcı eskisi Nuh Mete YÜKSEL,avukat kitlelerine kimliği açıklanarakteşhir ve protesto edilmiştir.

Yine bu hafta boyunca haklar veözgürlükler ve adalet için halktanyana bir baro isteğiyle bildiri dağı-tımlarımız, avukatlarla sohbetler, ba-sın açıklamaları, büro ziyaretlerimizsürmüş, mesleki faaliyetlerimiz dedevam etmiştir.

Yukarıda sadece geçtiğimiz birhafta içinde basına ve halka yansı-maları olan faaliyetlerimiz, devletgörevlilerin işlediği suçların teşhirve engellenmesi çalışmalarımızın birbölümünü paylaştık.

Uzun gözaltı sürelerini savcılıkkatında oturma eylemi yaparak pro-testo eden avukatlar da biziz.

İşkenceyi, avukat yasaklarını ağ-zını, gözlerini kollarını bağlayarakalkış ve sloganlarla protesto ederekadliye koridorlarını inleten de biziz.

İşte bu nedenle yasadışı örgütüyeliği suçlamasıyla davaların sa-nıkları, terörle mücadele albümlerininteşhis nesnesi, gizli tanıkların ağız-larına sakız yapılıyoruz.

İşte bu nedenle, İstanbul EmniyetMüdürlüğü, Siyasi Şube polisleri,müvekkillerimizin gözaltına alındı-ğına dair bilgi paylaşımları yaptığımıztwitter hesabımıza üstlenme 1- üst-lenme 2 şeklinde başlıklar vererek“terör örgütünün fikir ve ideolojisidoğrultusunda sosyal paylaşım sitesiolan www.twitter.com isimli internetsitesinde Halkın Hukuk Bürosu kul-lanıcı adı ile yayın yapan kullanıcıhesabında yapılmış paylaşımda ….isimli şahısların gözaltında olduğunadair yayın yapılmaktadır” biçimindesorular yöneltilmektedir.

Daha önce cemaatin polislerincehedef haline getirilen ve 18 Ocak2013 tarihinde kapıları kırılarak sal-dırıya uğrayan büromuz ve 14 ayboyunca tutsak edilen büro avukat-larımız yine aynı saldırı tehdidi al-tındadır. Biz hep bu tehditler altındasürdürdük faaliyetlerimizi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Si-yasi Şube polisleri, büromuzu, avu-katlık faaliyetimizi kriminalize etmeyeçalışmakta, meşru mücadele sınırla-rımızı daraltmaya zorlamakta, kendikendimize sınırlar çekmemiz için sı-kıştırmaktadır. Bu ayak oyunlarını,yıldırma politikalarını iyi tanıyoruz.Şaşırmıyoruz ama tüm halkımızındevrimci demokratların bilmesini is-tiyoruz ki; insanlık tarihinin öğrettiğitarihsel ve siyasal haklılık bilincininverdiği meşrulukla direnmeye, haklarve özgürlükler, adalet mücadelesinibüyütmek için adımlarımızı hızlan-dırmaya devam edeceğiz.

BASKILAR BİZİ YILDIRA-MAZ!

İŞKENCE İNSANLIK SUÇU-DUR, İŞKENCELERE SON!

DEVRİMCİ TUTSAKLARONURUMUZDUR!

HALKIN ADALET VE HAK-LAR VE ÖZGÜRLÜKLER MÜ-CADELESİNİ BÜYÜTECEĞİZ!

HALKIN HUKUK BÜROSU

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

337FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 38: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

MüvekkillerimizinSavunma HakkıEngellenemez

Amed Halkın Hukuk Bürosu 15 Şubat 2016 tari-hinden beri tutuklu olan ve duruşmalara çıkarılmayanmüvekkilleri Dilek Kaya ile ilgili 18 Ekim’de biraçıklama yaptı. Açıklamada şunlar ifade edildi: “Mü-vekkilimiz Dilek Kaya’nın 3 duruşmadır tutuklu olarakyargılandığı davanın duruşması 19 Ekim 2016 Çarşambagünü saat 09.20’de Şanlıurfa 2. Ağır ceza mahkemesindeyapılacak. “Canlı bomba” denilerek komplo ile gözaltınaalınıp tutuklanan müvekkilimiz 3 duruşmadır ifadesiniveremedi, savunmasını yapamadı ve tutuklu.

Müvekkilimiz Dilek Kaya 15 Şubat 2016 tarihindeŞanlıurfa’da gözaltına alındı. Hemen basında “canlıbomba” olarak arandığı haberleri çıktı. Haberin kaynağınedir? Delili nedir sorgulamayan burjuva basın bu şe-kilde haberler yaptı. Ertesi gün de müvekkilimiz tu-tuklandı. Yasadışı örgüt üyeliği iddiasıyla dava açıldı.Ama iddianamede “canlı bomba” iddiası yer almadı.Anlaşılan birileri basını kullanarak bir komplo kur-muştu.

Tutuklu olarak Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkeme-si’nde yargılanan müvekkilimiz 3 duruşma yapıldığıhalde ne ifadesini verebildi ne de tahliye oldu. İlk ikiduruşmada mahkeme heyeti Yargıtay kararlarınarağmen müvekkile SEGBİS’i dayattı. SEGBİS cezayargılamasının yüz yüzeliği ilkesine aykırıdır. AyrıcaYargıtay yargılanan kişilerin taleplerinin ve tercihlerinindikkate alınması gerektiğine hükmetmiştir. Müvekki-limizin tercihi ve talebi direkt duruşmaya katılarakifadesini vermektir. Mahkeme ve Adalet Bakanlığımüvekkilin bu talebini yerine getirmekle yükümlü ol-duğu halde önce mahkeme heyeti müvekkile SEGBİSdayatmış, ardından da getirilmesi gereken duruşmayada Adalet Bakanlığınca getirilmemiştir. Bakanlık “gü-venlik” gerekçesiyle müvekkilin duruşmaya getiril-mediğini içeren bir yazı göndermiştir. Müvekkil çeşitlihapishaneler arasında sürekli sürgüne gönderilirkengüvenlik sorunu yok da duruşmasına geleceği zamanmı güvenlik sorunu ortaya çıkıyor. Üstelik yargılanankişinin haklarını korumakla yükümlü mahkeme heyetibu güvenlik gerekçesini sorgulamıyor bile.

Yani müvekkilimizin tutukluluğu savunma hakkınıkullanmasına engel olmaktadır. Bir türlü mahkemeyeçıkartılıp ifadesi alınamamıştır. Son duruşmasındamahkeme heyeti yeniden duruşmaya getirilmesi içinkarar alarak duruşmayı 19 Ekim 2016 Çarşambagününe ertelemiştir.

Halkımızı ve basını duruşmayı izlemeye davet edi-yoruz. Özellikle basını davet ediyoruz. Yaptıklarıyalan – dolan haberlerin kime hizmet ettiğini ve so-rumluluklarını gözleriyle görmeleri için davet ediyoruz”.

Baskılar Bizi Yıldıramaz!TAYAD’lı Aileler, 17 Ekim’de Silivri Hapishanesi’ndeki

işkenceleri teşhir etmek için Silivri Hapishanesi önündebasın açıklamasını okurken askerler tarafından saldırıyauğradı. Saldırı anında tüm TAYAD’lı aileler gözaltınaalınıp karakola götürüldü. Siyasi şube polisleri karakolagelerek Barış Önal’ı sordular. Orda cevap alamadıklarındandolayı karakolda gözaltına alamamışlardır. TAYAD’lıAileler hastane çıkışında Barış Önal’ın serbest bırakıldıktansonra siyasi şube polisleri tarafından tekrar gözaltınaalınarak siyasi şubeye götürüldüğünü öğrendi. TAYAD’lıAileler ise hastane kontrolünden sonra serbest bırakıldı.

���

Hapishanelerde YaptığınızZulmü ve İşkenceleri

Anlatmaya Devam EdeceğizTAYAD’LI Aileler olarak her hafta yaptıkları basın

açıklamasında bu hafta 15 Ekim'de “Hapishanelerdeişkence yok” diyen Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanınacevap verildi. Yapılan açıklamada: “Maltepe Hapishane-si’nde 17 yaşındaki Hakan İnci’ye yapılan işkencenin ar-dından avukat Günay Dağ’a da bizzat hapishane 2. mü-dürünün talimatıyla işkence yapılan Maltepe Çocuk Ha-pishanesi’nde işkence yok mu? Havalandırma kapısınıkapatmak için girdikleri hücrede Sevcan Adıgüzel’ingözünü morartan, göğsünü sıkan gardiyan Türker’inyaptığı işkence değil mi? Telefon görüşünden zorlahücresine götürülen Aysu Baykal’ın kasıklarına tekmeatan Başgardiyan Mustafa’nın Silivri No’lu Hapishane-si’nde yaptığı işkence değil mi? Kanser Hastası MesudePehlivan’ın tedavisini bilerek geciktiren Silivri 9 No’luHapishanesi’nin yaptığı işkence değil mi? ” denildi. Açık-lamadan sonra kasıklarına tekme atıldığı için kanamasıolan böbrek hastası Aysu Baykal’ın annesi kızının durumuhakkında bir bilgi alamadığını sağlık durumundan endişeettiğini anlattı. Açıklamanın bitiminde TAYAD’lı Aileleritaciz etmek için GBT kontrolü yapan AKP’nin işkencecipolislerinin Aysu Baykal’ın annesiyle saygısız ve seviyesizcekonuşması gerginliğe ve ailelerin tepkisine neden oldu.

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!38

Page 39: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Ülkemizde Gençlik

Alibeyköy Liseli Dev-Genç: "AKP’nin işkence ve baskı pro-

pagandalarını protesto etmek için ar-kadaşımız Hakan İnci bedenini açlıkgrevine yatırdı. Hakanın sağlık duru-munu öğrenmeye giden avukatımızdandahi haz edemeyen işkenceci köpekleravukatımızın kafasını yardı ve par-maklarını kırdı. İşkenceci işbirlikçiyönetimi uyarıyoruz! Arkadaşımızınbaşına gelecek tek bir toz yumağınınbile bedelini çok ağır ödersiniz!"

Armutlu Liseli Dev-Genç: Bizler Hakan’ın Yoldaşlarıyız Biz-

ler Liseli Dev-Genç’lileriz!"Biz Liseli Dev-Genç'liler olarak

şunu belirtelim ki Hakan yoldaşımızındirenişini ve kararlığını selamlıyoruz.Hakan yoldaşımıza kalkan ellerinhepsini kıracağımızı söylüyoruz".

Okmeydanı Liseli Dev-Genç: OkmeydanıLiseli Dev-Genç 14 Ekim’de Mal-tepe Hapishanesi’nde işkence görenve hak gasplarına karşı açlık greviyapan Hakan İnci için 4 adet “17yaşındaki Hakan İnci Maltepe ha-pishanesinde işkence görüyor, 17yaşındaki Hakan İnci Maltepe Ha-pishanesi’nde açlık grevi yapıyor”şeklinde yazılama yaptı.

Anadolu Dev-Genç: "Pir Sultan,Bedrettin, Mehmet Sait, Karayılan,Demirci Mehmet Efe, Çakırcalı Efeve daha niceleri… Biz, size Anadoluhalkının yumruğunu öyle bir tattıracağızki, o işkence yaptığınız elleri öyle birkıracağız ki, dünya üzerindeki o soysuzsoydaşlarınız da titreyecek. Şimdi Liseli

Dev-Genç’li yoldaşımız Hakanİnci için açlık grevi direnişindeyiz.En pasif direniş biçiminden enaktif direniş biçimine kadar hertürlü yöntemi kullanacağız. İşken-cecilere diz çöktüreceğiz, bize,halka hesap verecekler. Bundanherkes emin olsun"

Eskişehir Liseli Dev-Genç: "16 Yaşında bir yiğitbir Liseli Dev-Genç’li karşısında zul-mün cellatları. Hakan İnci'ye ayaktasayım vermiyor diye işkence yapı-yorlar. Hakan İnci kendine yapılan iş-kenceye karşı açlık grevine başladı.Hakan bu cüreti bu onuru tarihimiz-den alıyor kahraman 122’lerimizdenalıyor bir kez de Hakan dize getire-cek zulmün cellatlarını Hakan İnci'yeişkence yapan alçaklar avukatı Gü-nay Dağ'a da işkence yaptılar. Hakanİnci, Günay Dağ onurumuzdur."

Biga Dev-Genç: İşkencecilerHalka Hesap Verecek! Devrimci Tut-saklar Onurumuzdur!

10 Ekim tarihinde Silivri 9 No’luKapalı Hapishanesi’nde havalandır-madan kendi rızasıyla girmek iste-meyen Sevcan Adıgüzel’e kafasınıduvarlara vurarak göğüs uçlarındansıvı gelinceye kadar işkence yapıl-mıştır. Kadınlık onuru aşağılanmışpsikolojik olarak çökertilmeye çalı-şılmıştır. Kübra Sünetçi’nin de kollarıarkaya doğru çevrilerek bileğinin kı-rılmasına yol açan işkenceler yapıl-mıştır.

Kısa süre önce ameliyat olan halasağlık sorunları devam eden Aysu Bay-kal darp edilmiştir. Bunun üzerine bazı

Özgür Tutsaklar hücrelerini yakmıştır.Zulmün olduğu yerde direnmek meş-rudur artık. Adalet Bakanı Bekir Bozdağhapishanelerde işkence yoktur diyorhalka yalanlar söylüyor. Alın size iş-kence, bırakın artık halkı kandırmayı!

İyi tanırsınız Sevgi Erdoğanları,Fidan Kalşenleri, Ayçe İdiller’i…Tarih bizim kadınlarımızın cüretinive direnişini yazmıştır inancımızıideolojik netliğimizi, tarihimizdenalıyoruz; faşizmin hiçbir işkencesineteslim olmayız! Yoldaşlarımızın ba-şına gelecek her türlü şeyden hapis-hane yönetimi ve gardiyanlar so-rumludur.”

Muğla Dev-Genç: “Faşist Mal-tepe Hapishanesi idaresi ve müdürü17 yaşındaki Hakan İnci’ye yaptığıişkencenin hesabını verecek. SizlerDev-Genç’lileri ayakta sayımlarla,işkenceyle, tecritle sindiremezsiniz.47 yıllık mücadele cüretini, onurunuhapishanelerinizle yıkamayacaksınız.Bizler Ölüm Oruçlarında tecriti nasılyendiysek bu gün aynı şiarla hapis-hanelerinizi size dar edeceğiz, biz,size diz çöktüreceğiz o gün sizi ko-ruyacak polisiniz, OHAL yasalarınızolmayacak halkın adaletinden kaça-mayacaksınız..”

Halkın Onurlu Evlatlarına Yapılan İşkencelerin Hesabını Soracağız!

Dev-Genç'lilerin bu hafta farklı konularda yaptıklarıaçıklamaları yayınlıyoruz.

Sakarya Dev-Genç “… Arkadaşlarımızı Üniversite’de çay içmekle suç-

luyorlar, bunlar halkın aşına düşman! Üniversite gençleriniçay bile içemeyecek hale getirmeye çalışıyorlar! Çünkü

geleceği belirleyen Gençliktir, Halk düşmanı AKP gele-cekten de korkuyor!

Suyumuzu dahi İngiliz emperyalist şirketlerine satanbunlardır, Milyonlarca metrekare toprağımızda Amerikanaskerleri varken, Halkımızı evsiz bırakan bunlardır!

Sakarya Halkımız! Bizleri 7.2 Depremler yıkamadı,

Önemli Olan Yaşımız, Başımız, Boyumuz, Posumuz Değildir, Düşmanımıza Olan Kinimizdir

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

339FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 40: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Ülkemizde Gençlik

şehrimizi terk etmedik! Zenginler sağlam evde otururkenbizim evlerimizi deniz kumundan yaptılar, katledildik!Üniversite yerleşkesinde Sapanca Gölü manzaralı yerleribile emperyalist şirketlere pazarladılar! Şu anda ülkemizdemilyonlarca genç parasızlıktan eğitim göremiyor, kitaplarücretli, ulaşım ve yurtlar ücretli! Gençler uyuşturucuyabağımlı hale getirilmeye çalışılıyor, izin vermeyeceğiz!Biz birlik olunca ekmeğimizi, emeğimizi paylaşıncabütün yozlaşmayı ve ülkemizi işgal edenleri silip atacağız!8 aydır Özgür Tutsak arkadaşlarımızı yalnız bırakmayanher yardıma koşan Sakarya Halkımıza teşekkür ediyoruz.Mahkemelerdeki Adaletsizliği görüp, her koşulda Adaletisteyen ve ‘Bu Ülkenin Evlatları Dev-Genç’lileri YalnızBırakmayacağız’ deyip mahkeme mahkeme koşan herkesetekrardan çok teşekkür ediyoruz. Onurlu bir yaşam vebağımsız bir Türkiye için Dev-Genç’e katılın! Yoksulhalkımız için ‘Parasız Eğitim İstiyoruz’ Alacağız! ‘De-mokratik Üniversite İstiyoruz’ Alacağız! Vatanımız için‘Bağımsız Türkiye İstiyoruz’ Alacağız! Baskılar BiziYıldıramaz! Amerika Defol Bu Vatan Bizim!” (16 Ekim2016)

Muğla Sıtkı Kocman Üniversitesi’nde İşbirlikçi ÖGB Tacizi

Muğla Üniversitesi’nde 47.Yıl Dev-Genç şenliği içinçalışma yapan öğrencilere karşı işbirlikçi ÖGB’ler veAKP’nin katil polisleri 13 Ekim’de taciz girişimindebulunmuş, bildiri dağıtan öğrencilerin resimlerini çekmeyeçalışıp katil polislere resimleri göstermişlerdir.

Muğla Dev-Genç: “Uyarıyoruz! Bizler 47 yıllıktarihimizde faşizmin hiçbir taciz ve saldırısına boyuneğmemiş Dev-Genç’lileriz. Dev-Genç’lilere karşı takipetme, tehdit etme ve katillerle işbirliği yapmaktanvazgeçin. Yarın sizleri ve çocuklarınızı evlerinizde, ma-

hallenizin ortasında katledecek olan halk düşmanı katilpolislerdir. İşbirlikçilik ve muhbirlik yapmaktan vazgeçin.” uyarısında bulundu.

Polis Terörüne Son!Malatya Dev-Genç 15 Ekim’de bir açıklama yaparak

polisin tacizlerinin kendilerini yıldıramayacağını belirtti.Açıklamada şunlar ifade edildi: “Bugün iş arabasıylaişine gitmekte olan Dev-Genç’li arkadaşımızın önüAKP’nin eli kanlı polisleri tarafından kesilerek, hiçbirgerekçe gösterilmeden arabaya el koymaya çalışmışlardır.Bununla yetinmeyip sözlü tacizde bulunmuşlardır amayine ideolojik haklılığımızla karşılaşmışlar, gerçekliğimizduvar gibi yüzlerine çarpmıştır. AKP’nin katil polislerineuyarımızdır; devrimci arkadaşlarımızı rahat bırakın, ta-cizlerinize işkencelerinize son verin. Bu size uyarımızdır.Bizden korkuyorsunuz, bu korku iliklerinize işledi 47yıldır, daha da büyüteceğiz korkunuzu. Polis olmaonurunla şerefinle simit sat!”.

Dev-Genç’ten Ödünüz Kopuyor!İstanbul Boğaziçi Üniversitesi’nde 18 Ekim’de Dev-

Genç’in 47. Yıl Şenliği için hazırlık yapmaya gidenDev-Genç’liler işkenceci katil polis ve işbirlikçi ÖGBtarafından gözaltına alındı. Aynı zamanda gözaltınaalınan Dev-Genç’lileri sahiplenen öğrencilerde işkenceile gözaltına alındı. Bu olay üzerine yazılı açıklamayapan Dev-Genç kısaca şu sözlere değindi; “ OHAL'debile herkes sinerken biz 47. yılımızı kutluyoruz. Amaiktidarın korkusunu büyüteceğiz. Yoksul emekçi halkımızıörgütleyeceğiz. Mücadelemizi büyütecek. Demokratiküniversite, Parasız eğitim istemeye devam edeceğiz. İş-kenceci katil polisleri uyarıyoruz arkadaşlarımızın başınagelecek her şeyden siz sorumlusunuz. Yaptığınız işken-celerin hesabını soracağız!

Tüm baskı ve gözaltılara rağ-men Dev-Genç'liler Yürüyüş der-gisi'ni halka ulaştırıyor...

Kadıköy Dev-Genç: KadıköyDev-Genç’liler, 12 Ekim'de çar-şının esnafına ve Kadıköy halkınaYürüyüş dergisinin 462. sayısınındağıtımını yaptılar. Saat 15.00’dabaşlayan ve 20.00’a kadar sürendağıtımda 3 Dev-Genç'li 109 Yü-rüyüş dergisini dağıttı. Dergi da-ğıtımı sırasında sabit okurlarlave dergiyi ilk defa alan insanlarlasohbetler edildi.Liseli Dev-Genç: Liseli Dev-

Genç’liler 14 Ekim’de Tuzla Bin-göl Mahallesi’nde 38 adet Yürü-yüş dergisini halka ulaştırdı. Dergidağıtımında sohbet edildi. Halktanbiri “iyi ki de geldiniz” diyerekiçtenlikle karşıladı. Parkta oturanliselilerle sohbet edildi. Bir liselidağıtmak için 32 adet dergi aldı.

Liseli Dev-Genç’liler 15Ekim’de Hacıahmet esnaflarına36 adet Umudun sesi Yürüyüşdergisi dağıttı. Dergi dağıtımındahalka 5 Ekim günü DHKC KırGerilla Birliği’nin Diyarbakır’dayaptığı eylem anlatıldı.

Dev-Genç'liler Umudun Sesi'ni Halka Ulaştırmaya Devam Ediyor

Sarıgazi Liseli Dev-Genç:Sarıgazi Liseli Dev-Genç'liler 16

Ekim'de Hakan İnci'ye yapılan işkenceyivideo çekimi ile halka teşhir etti. 2 Eylül2016’dan beri Maltepe Çocuk Hapisha-nesi’nde tutuklu bulunan Liseli Dev-Genç'liHakan İnci, hapishanedeki keyfi ve insanlıkonurunu çiğnemeye yönelik uygulamalarıprotesto ettiği için defalarca saldırıyauğradı. Bu saldırılarla Hakan’ı yıldıramayanidare onu daracık bir hücreye atarak, in-sanlardan yalıtarak saldırılarını boyutlan-dırdı. Hakan insanlık dışı saldırılar karşı-sında hapishanedeki tek silahını bedeniniaçlığa yatırdı 8 gün önce. Açlık Grevinegirdi.

http://halkinsesitv.org/sarigazide-li-seli-dev-gencliler-hakan-inci-videosu/

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!440

Page 41: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Ülkemizde Gençlik

Dev-Genç’in 47. Yıl Çalışmaları Devam Ediyor

İSTANBULKadıköy: Dev-Genç'liler 22 Ekim günü Ok-

meydanı Sibel Yalçın Direniş Par-kı’nda düzenlenecek şenliğin afişleriniastı. 12 Ekim'de Yeldeğirmeni veBahariye bölgelerinde toplamda 200adet şenlik afişi yapıştırıldı.

Kartal: Dev-Genç'liler Sibel Yalçın Di-

reniş Parkı’nda düzenlenecek olanDev-Genç’in 47. Yıl Şenliğine çağrıafişlerini astı. 13 Ekim'de Cumhuriyet( Erzincan) Mahallesi olarak bilinenmahallemizde toplamda 50 şenlikafişi astılar.

Okmeydanı: Dev-Genç’liler 16 Ekim'de Yo-

lağzı/FSM bölgesinde 125 adet Dev-Genç’in 47.Yıl Şenliği için afiş astı.Dev-Genç Milisleri ise Dev-Genç’in47.yılı silahlarla, sloganlarla, ajitas-yonlarla, kuşlamalarla, ozalitlerle se-lamladı. Dev-Genç milisleri ozalitleriasıp kuşlamaları yaptığı sırada halkınalkışlarını aldılar.

Alibeyköy:Karadolap Mahallesi’ndeki İMKB

Lisesi’nde ve Alibeyköy Meslek Li-sesi’nde 12 Ekim'de Dev-Genç’in47.Yıl Şenliğine çağrı amaçlı 100adet bildiri dağıtılıp kuşlama yapıl-dı.

Armutlu:Liseli Dev-Genç'liler Mehmet Ali

Büyükanlı Lisesi'nde 12 Ekim'de47.Yıl Dev-Genç Şenliğinin 25 taneafişini astı. Okulun içine ve önüne47.Yıl şenliğine çağrı yapan kuşla-malarda yaptı. Ayrıca Büyük Armut-lu’ya ve Etiler’e kuşlamalar atıldı.17 Ekim’de ise Dev-Genç’in 47.inciyıl şenliği çalışmaları kapsamındamahallenin çeşitli yerlerine 25 adetşenliğe çağrı afişi astılar.

ANADOLUAnkara: ODTÜ’de 14 Ekim'de Fizik Bö-

lümü önünde 11.00-16.00 arası 47.Dev-Genç Şenliği için masa açıldı.

Grup Yorum şarkılarının da dinletil-diği masada Dev-Genç ve Yürüyüşdergisi tanıtımı da yapıldı. Ayrıca 13ve 14 Ekim tarihlerinde fizik bölümüçatısından tüm gün pankart sallan-dırıldı.

Antalya:Akdeniz Üniversitesi’nde Dev-

Genç’liler tarafından 10 Ekim'de"Üniversitelerimizde Okuldan Atmave Uzaklaştırma Terörüne Son" bil-dirisini Hukuk Fakültesindeki amfi-lerde dağıtıldı. Çalışmada 50 bildiridağıtılırken ayrıca 47. Dev-GençŞenliğine çağrı yazılamalarından 5tane yazıldı. Bir sonraki gün ise Dev-Genç Şenliği için yaptıkları bildiridağıtımında 100 bildiri öğrencilereulaştırıldı.

Muğla:Dev-Genç’liler 13 Ekim'de Üni-

versitede derslikler ve kampüs içe-risinde "Uzaklaştırma Terörü" ve"47. Yıl Dev-Genç şenliği"ne çağrıiçin bildiri dağıtımı yaptı. Çalışmadaöğrencilerle gençliğin genel sorunlarıüzerine sohbet edildi. Öğrencilereçalışma sonunda 70 adet bildiri ulaş-tırıldı.

Halkın Matbaası Duvarlara Öfkemizi,Tarihimizi İşlemeye Devam Ediyoruz

Gülsuyu’nda Halk Cepheliler veLiseli Dev-Gençliler 11 Ekim’dedevrimci tutsaklar ve Dev-Genç 47.Yılı için yazılama yaptı. “DevrimciTutsaklar Onurumuzdur- Halk Cep-hesi ” ve “Adalet İçin 47.YılındaDev-Genç Saflarında Savaşalım” ya-zılamaları yapıldı.

Halkımız, Gençler;

Onurlu Bir Yaşam ve

En Önemlisi Geleceğiniz

İçin 47. Yılında

Dev-Genç Saflarında

Faşizme Karşı Demokrasi,

Emperyalizme Karşı

Sosyalizm İçin

Savaşa Katılın

Dev-Genç'liler ülkenin her yerinde

yaptıkları çalışmalarla umudu bü-yütmeye devam ediyor.

Mimar Sinan Güzel SanatlarÜniversitesi Dev-Genç:

MSGSÜ’de Dev-Genç’lilerAmed’deki Gerillaları Selamladı!

MSGSÜ Üniversitesi’nde Dev-Genç’liler 14 Ekim'de, Amed’de Kür-distan’da halka karşı yapılan katlia-mın, katledilen çocukların hesabınısormak için katillere “Size Uyu, BizeÖlüm Yok" diyerek 5 Ekim’de Di-yarbakır Valiliği önünde TOMA’dabekleyen polislerden birini cezalan-dıran ve kayıp vermeden geri çekilenDHKC Gerillalarını selamlamak için“Amed'te Savaşan Gerillaya Bin Se-lam!" yazılaması yaptı.

Dev-Genç’liler aynı gün, MSGSÜBomonti Yerleşkesi’nde, Dev-Genç’in47. Yıl Şenliği için afiş çalışmasıyaptı. Toplam 30 afiş okul koridor-larına ve dersliklerine asıldı. YÖKtarafından 1 ay okuldan uzaklaştırılanbir Dev-Genç’li için “Keyfi Uzak-laştırma Terörüne Son!" yazılamasıyaptı. “Keyfi Çanta Aramasına Son!",“Polis, ÖGB Terörüne Son!" yazılıkuşlama yaptı.

Bahçelievler Liseli Dev-Genç:

Bahçelievler’de Akrep AracınaBoya Atıldı

Bahçelievler Yenibosna Zafer Ma-hallesi’nde 4 Ekim'de AKP’nin uşak-ları polislerin 3 gündür pankart astığıyeri terk etmemesinden dolayı zırhlıaraca Liseli Dev-Genç’liler tarafındanboya ile vuruldu. Daha önce uyarıdabulunan Liseli Dev-Genç'liler: "Hal-kımıza ve devrimcilere saldırmaktanvazgeçin. Yaptığınız alçaklıkların he-sabını sormaya devam edeceğiz" uya-rısında bulundu.

Bahçelievler Liseli Dev- Genç’liler13 Ekim'de bir araya gelip belirle-dikleri kitap ve dergiden yazı okudu.

Kartal

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

441FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 42: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Ülkemizde Gençlik

Her hafta Perşembe günü liselilerbir araya gelip kitap okuyacak. 1saat süren okumaya 3 kişi katıldı.

İzmir Dev-Genç:“ AKP iktidarı ve onun köpekliğini

yapan katil polisler unutmasın kiBizler Dev-Genç’liyiz göz altılarla,işkencelerle bizleri yıldıramazsınız.Yaptığınız işkencelerin hesabını so-rarız. Derhal gözaltına alınan Dev-Genç’liler serbest bırakılsın!”

Ankara:Dev-Genç’liler 18 Ekim’de, 19

Ekim’de ÇHD Genel Başkanı SelçukKozağaçlı’nın ODTÜ’de sunduğusöyleşinin çalışmalarını yaptı. Ça-lışmalar kapsamında okulda stantaçıldı, 1 adet büyük ozalit ve birçokyere 30 adet söyleşiye çağrı amaçlıafiş asıldı. Ayrıca açılan masada Yü-rüyüş ve gençliğin sesi Dev-GençDergisi ve el ilanları dağıtıldı.

Antalya:Liseli Dev-Genç’liler 12 Ekim’de

Murat Paşa Anadolu Lisesi’nde kuş-lama çalışması yaptı. Okulun B Blokmerdivenlerinde üzerinde “Demo-kratik Lise” ve “Parasız Eğitim” ya-zan 100 adet kuşlama okul öğrenci-lerine dağıtıldı.

Öğrenci MeclisleriyleSorun Varsa Çözümde Var:"Umut UmutYayılmayaDevam Edeceğiz"

Elazığ Dev-Genç:Yaşasın Direniş Yaşasın Zafer! Elazığ Fırat Üniversitesi’nde Dev-

Genç'lilerin başlattığı imza kampan-yası sonuç verdi. Öğrenci meclislerintemel sorunları arasında yer alan ula-şım sorunu F.Ü. iletişim fakültesindede yaşanmaktaydı. Dev-Genç'lilerbu sorunun böyle sürüp gidemeye-ceğini bilerek adım atmanın zama-nının geldiğini düşünerek imza kam-panyası başlattılar. İlk başta 3. ve4.sınıfların olmazlarıyla karşı karşıyageldiler “imza bir şey değiştirmiyor,bizde yaptık bir şey olmuyor veyabazıları gibi imza toplayarak yasadışıfaaliyet yürütüyorsunuz” laflarına

kulak tıkayarak 500 imzayı toplayıpElazığ Belediyesinin yolunu tuttular.Gerekli mercilerle görüşüp ısrarlı ol-duklarını belirten Dev-Genç'liler ula-şım sorunun çözdük. 13 Ekim'deulaşım sorunun çözüldüğünü görenöğrenciler Dev-Genç'lilere teşekkürettiler. Görünürde küçük gibi görünenbu sorunlar öğrencilere aslında bir-leşince başarılamayacak hiçbir şeyolmadığını gösteriyor.

Ankara Dev-Genç:ODTÜ’de Hapishanelerde yaşa-

nan işkenceleri teşhir amaçlı 13 ve14 Ekim günü A0 boyutunda toplam9 ozalit asıldı. Ozalitte İngilizce veTürkçe yapılan açıklamada Bakırköyhapishanesinde kadın tutsaklara ya-pılan taciz ve saldırılar, hapishanelerdeOHAL’le beraber getirilen hak gasp-ları ve 17 yaşındaki Hakan İnci’yeyapılan işkenceler teşhir edildi. Hakanİnci’ye yapılan işkencelere dur demekiçin de Maltepe Çocuk hapishanesininiletişim numarası ozalitlerin üstüneyazıldı.

ODTÜ’de 19 Ekim'de ÇHD Baş-kanı Selçuk Kozağaçlı’nın katılacağıOHAL söyleşisi için 14 Ekim'de 12afiş asıldı. Öğrencilere söyleşininOHAL nedir? OHAL ile AKP neyapmak istemektedir? Biz ne yap-malıyız? Soruları üzerinden karşılıklısohbet şeklinde olunacağı anlatıldı.

Dersim Dev-Genç:"Söylediğimiz Türkülerde Senin

de Sesin Olmalı!"Munzur Üniversitesi’nde 12

Ekim'de Grup Yorum Dersim Korosukayıtları için afiş asıldı ve bildiri da-ğıtıldı. Kantinler, yemekhane ve üni-versitenin çeşitli yerlerine 10 afişasıldı ve 40 bildiri dağıtıldı. GrupYorum Dersim Korosu çalışmalarıdevam ediyor.

Hatay Dev-Genç: Hatay Mustafa Kemal üniversi-

tesinde 14 Ekim'de Dev-Genç semi-nerine çağrı için bildiri dağıtımı ya-pıldı. Öğrencilere Dev-genç tarihihakkında bilgi verildi, gündem hak-kında sohbet edildi. 4 kişinin katıldığıçalışmada 25 bildiri dağıtıldı.

Hatay'da işkenceyle gözaltına alı-

nan 6 gün gözaltında tutulan, bu süreboyunca çeşitli işkenceler gören ve4 Ekim’de tutuklanan Halil Yakutiçin 16 Ekim’de yazılama yapıldı.Dev-Genç’liler yaptıkları açıklamada:“Bizler Dev-Genç’liyiz sömürüsüzgelecek, parasız ve bilimsel eğitimistiyoruz. Uyuşturucu bataklığındayaşamak istemiyoruz. AKP’nin faşistOHAL baskı yasalarını tanımıyoruztanımayacağız. Gençliğin üzerindenpis ellerinizi çekin. Bizler umut umutyayılmaya devam edeceğiz!” dedi.

Eskişehir Liseli Dev-Genç:Salih Zeki Anadolu Lisesinde

KuşlamaSalih Zeki Anadolu Lisesi önü

ve çevresinde 14 Ekim sabahı “Öğ-renciyiz Haklıyız Kazanacağız”, “Pa-rasız Eğitim Demokratik Lise İsti-yoruz”, “AKP Faşizmine Karşı De-mokratik Lise Bağımsız Türkiye İs-tiyoruz” kuşlamaları yapıldı. Sabahokula gelen öğrenciler kuşlamalarile karşıladı.

Ankara:Dev-Genç’liler 18 Ekim’de, 19

Ekim’de ÇHD Genel Başkanı SelçukKozağaçlı’nın ODTÜ’de sunduğusöyleşinin çalışmalarını yaptı. Ça-lışmalar kapsamında okulda stantaçıldı, 1 adet büyük ozalit ve birçokyere 30 adet söyleşiye çağrı amaçlıafiş asıldı. Ayrıca açılan masada Yü-rüyüş ve gençliğin sesi Dev-GençDergisi ve el ilanları dağıtıldı.

Antalya:Liseli Dev-Genç’liler 12 Ekim’de

Murat Paşa Anadolu Lisesi’nde kuş-lama çalışması yaptı. Okulun B Blokmerdivenlerinde üzerinde “Demo-kratik Lise” ve “Parasız Eğitim” ya-zan 100 adet kuşlama okul öğrenci-lerine dağıtıldı.

Muğla Dev-Genç:Muğla’da 13 Eylül'de, saat

19.00'da okuma grubu toplandı. Prog-rama 3 kişi katılım sağladı. Programakatılan gençler, bireysel olarak edin-dikleri kitapları okurken ayrıca çiz-gilerle Anadolu tarihi kitabından ke-sitler okunarak üzerine tartışıldı.Program, 1 saat sürdü.

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!442

Page 43: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

FKF’yi EtkileyenSiyasi Hareketler...

FKF’nin Dev-Genç’e nasıl dön-üştüğünü anlamak için, FKF içindeyer alan siyasi anlayışlara ve bu an-layışlara karşı yürütülen ideolojikmücadeleye bakmak gereklidir.

Gençlik mücadelesi Marksizm-Leninizmin önderliğinde devrimci birrotaya oturtulmadan önce fikir ku-lüplerinde o dönem, mücadele içindeyer alan çeşitli kesimlerin ideolojileribulunuyordu. TİP revizyonistleri, sos-yalizmden etkilenen ama ufukları darküçük burjuva milliyetçisi YÖN'cüler,Kemalist küçük burjuva aydınlar,MDD'ciler bunlardan bazılarıdır.

1965’den 1968’e, FKF’nin ikincikongresine kadar FKF, TİP’in etkisialtındaydı. TİP’in oportünist yönetimigençlik hareketini pasifist bir çizgidetutmaya çalışsa da bunda başarılıolamadı. Gençlik FKF yönetiminide aşarak anti-emperyalist, anti-faşistmücadelesini yükseltti. Toprak işga-lerinde, grevlerde yer alarak gençlikmücadelesini halkın mücadelesiylebirleştirdi.

O yıllarda Mahir Çayan, DenizGezmiş, FKF içinde TİP’e karşı mu-halefet ediyorlardı.

FKF'nin 10 Ekim 1969'daki Ola-ğanüstü Kurultayı’nda FKF ismi,Türkiye Devrimci Gençlik Federas-yonu (Dev-Genç) olarak değiştirilir.Bu sadece bir isim değişikliği değildir.Gençliğin mücadelesine yön verenanlayış değişmiştir. Fiili olarak gençlikmücadelesinin öncülüğünü yapandevrimciler, artık gençlik örgütlen-mesinin yöneticileridirler. Bu Türkiyedevrim mücadelesinde bir dönümnoktası olmuştur. Geleceğin devrimciönderleri işte bu mücadele içindeoluşuyor. Pratiğin ve ideolojik mü-cadelenin içinde kendilerini kanıtlı-yorlar. Dev-Genç de geleceğin dev-rimci örgütünün, kadro kaynağı halinegelecektir. THKP-C'yi oluşturan kad-roların önemli bir kısmı Dev-Genç'inönder yönetici ve kadrolarıdır.

Dev-Genç Asla Sadece

Bir Gençlik ÖrgütlenmesiOlmamıştır

Gençlik halkın mücadelesini kendimücadelesinden ayrı görmemiş vehalkın hak arama mücadelelerindeişçilerin, emekçilerin yanında olmuş-tur. Bunun ilk örneklerinden biri

1965 yılındaki Kozlu Maden Oca-ğı’nda katledilen iki işçi için düzen-lediği protesto yürüyüşüdür. 16-17Haziran işçi direnişlerinden, köylü-lerin toprak işgallerine kadar halkınher kesimiyle birlikte omuz omuzamücadele etmiştir. Kitlesel direnişlerinyaratıcısı ve yöneticisi olmuştur.

Kocamustafapaşa Direnişi’nde onbinleri yönetmiş, 77 1 Mayıs’ındadisiplinli ve örgütlü tavrıyla devletindaha büyük bir katliam yapmasınınönüne geçmiştir. Gençliğin bu anlayışızamanla bir gelenek haline gelecekve halkının her alandaki mücadele-sinin yanında olacaktır gençlik.

Anti-Emperyalist MücadeleGeleneği Yaratılıyor:

6. Filoya Hayır!... ODTÜ’de Kommer’in Arabası

Yakıldı… 1968’in Temmuz’unda 6. Filo’nun

İstanbul’a gelmesiyle birlikte Dol-mabahçe’de Amerikan askerlerinindenize dökülmesi, anti-emperyalistmücadeleye damgasını vuran en önem-li direnişlerden biri olarak tarihe geçti.Bu eylemler sırasında Vedat Demir-cioğlu ve Atalay Savaş katledildi.

Anti-emperyalist mücadele dahageniş kesimlere yayılırken, ülke gün-demini belirleyen bir niteliğe erişti.

Amerikan Haber Merkezi’ne veAmerikan bankalarına yönelik ey-lemler düzenlendi. 6. Filo İzmir’egittiğinde orada da kitlesel olarakprotesto edildi. Gençliğin anti-em-peryalist mücadele geleneğinin hızlayeşerecek olan tohumları bu dire-nişlerle atılıyordu.

“Vietnam kasabı” olarak bilinenCIA ajanı Robert Kommer’in Tür-kiye’ye Büyükelçi olarak atanmasıüzerine, daha havaalanından iner in-mez protesto edilmeye başlandı. OD-

TÜ’yü ziyaret etme cüretini gösterenKommer’in arabası devrimci öğren-ciler tarafından yakıldı. Bu eyleminhaklılığını ve meşruluğunu savunmakamacıyla ODTÜ’de büyük bir mitingdüzenlendi. Anti-emperyalist müca-deleye yeni bir direniş daha ekleyenFKF içindeki devrimci gençlik, bueylemle reformist anlayışla arasındakiayrımı daha da derinleştirdi.

Kommer’in arabasının yakılması,Kanlı Pazar, Tütün Mitingi, Ankara,İzmir, Adana, Samsun, Trabzon, Ma-latya’da yapılan büyük anti-emper-yalist mitingler, gençlik mücadelesinindaha da militanlaşmasını sağladı.

Bu eylemlere paralel olarak FKFiçinde TİP’in etkisi tamamıyla ortadankalkıyor ve mücadeleye ve örgüt-lenmeye devrimci bir anlayış hakimoluyordu.

70'li Yıllar Anti-Faşist Mücadelenin Öne ÇıktığıYıllardır!

Anti-Faşist Mücadelenin EnÖnündedir Dev-Genç!

Ülkemizde yükselen devrimcimücadele 12 Mart ‘71 cuntası ilekesilmek istendi. Birçok demokratikörgüt gibi Dev-Genç de kapatıldı.Birçok yöneticisi ve üyesi tutuklandı.Birçok kişi ve örgüt düzene dönerken,yılgınlaşırken, mücadele alanını terkeden değil, faşizme karşı direnişi ör-gütleyen oldu Dev-Genç. THKP-C'nin çağrısı ile bulunduğu her yerdedirenişleri örgütledi.

Bu dönemin öne çıkan özelliğicuntanın baskısının yanında, sivil fa-şist hareketin de halka karşı saldırı-larını arttırmasıydı. Sivil faşistlerdevlet eli ile örgütlendirilmiş vehalkın üzerine salınmıştı. Çıkarılansıkıyönetim yasaları, polis yasası,devlet güvenlik mahkemeleri yasasıgibi yasalarla halkın mücadelesi bas-tırılmak isteniyordu. Halkın can gü-venliği kalmamıştır. Yapılması ge-reken doğru bir anti-faşist mücadelehattının yaratılması ve faşizme karşımücadelenin örgütlenmesiydi.

Devrimci gençlik militan bir mü-

47 Yıldır bir Dev-Genç’imiz var! -2-

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

443FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 44: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

cadele anlayışıyla gençliğe yol gös-teriyordu yine. İstanbul Dev-Genç’li-ler bu dönemde anti-faşist mücadeleyiyükselterek, bu mücadeleyi genişkitlelere yaymayı başarabilmişlerdir."Faşist İşgalleri Kıralım" kampanyasıile birçok yerde, okulda ve bölgedefaşist işgaller militan mücadele ilekırılmıştır.

Gençlik KapatılanÖrgütlülükleriniTekrar Kuruyor!

Cunta 30 Mart 1972’de Kızılde-re'de THKP-C'nin önder kadrolarınıkatleder. Devrimci hareket fiziki ola-rak yok edilmiştir. Geride, onunsilahlı mücadele ile yarattığı müca-deleye sempati duyan, büyük birkitle bırakmıştır.

Fakat örgütsüzdür bu kitle. Enönemli sorun bu kitlenin örgütlen-mesidir. Dev-Genç’liler bu göreviomuzlarlar. Cephe potansiyelini ör-gütleyen genç Cephe’lilerin arasındadır

Dev-Genç'liler bir yandan faşizmekarşı mücadeleyi sürdürürken diğeryandan da cunta ile dağıtılan örgüt-lülüklerini tekrar kurma göreviylekarşı karşıyadır. İkisini birarada yü-rütür Dev-Genç’liler. Tekrardan ku-rumlaşmalarını faşizme karşı müca-delenin içinde gerçekleştirirler. Ve12 Mart cuntası sonrası gençliğinilk merkezi örgütlülüğü olan İYÖKD(İstanbul Yüksek Öğrenim KültürDerneği) Cepheliler’in önderliğindekurulur. İlk kurulan bu örgütlülüğüniçinde Cepheliler’in dışında diğer si-yasi gruplar da vardır. Mücadelebedel gerektiriyordu.

Faşizme karşı sa-vaşmak bedel ödeme-yi gerektiriyordu. Bubedeli ödemeye ce-saret edemeyen, re-formist, oportünistgruplar bu birliği da-ğıtmak isteyecek, da-ğıtamadıkları noktadada birlikten çekip gi-decektir. Birliğin zo-runlu bir ihtiyaç ol-duğu bu dönemde re-formizm ve oportü-nizm yine birliği bal-

talayacak ve güçlü bir örgütlülüğünoluşmasına engel olacaktır. Diğeryandan da faşizm; kurulan dernekleribasıyor ve kapatma kararları alıyordu.Dev-Genç’liler gençliğin merkezi ör-gütlülüklerini kurma çabasını bırak-mazlar. 80 cuntasına kadar İYÖKD,İYÖD, İYÖ-DER gibi derneklerlegençliğin mücadelesini örgütlemeyedevam eder.

12 Eylül 1980... Amerikancı Faşist Cuntaİktidarda

Artan devrimci mücadelenin önü-nü kesmek isteyen oligarşi çözümüyine askeri darbede bulur. Darbe ileülkemizde yeni bir dönem başlamıştır.Bütün demokratik kitle örgütleri,sendikalar, düzen partileri kapatıldı,faaliyetleri yasaklandı. Yüz binlerceinsan gözaltına alındı, tutuklandı, iş-kencelerden geçirildi. 12 Eylül cuntasıgençliği apolitikleştirmeyi ve düzeniçin bir tehdit unsuru olmaktan çı-karmayı en temel hedeflerden birisiolarak önüne koyar.

Gençliğin teslim alınabilmesi içinruhunun, dinamizminin yok edilmesi,devrimci kimliğinin yok edilmesigerekiyordu.

Bunun içinde örgütsüzleştirilmesi,kişiliklerinin faşizmin zulmü altındaezilmesi gerekiyordu. Devrimci dü-şüncelerden arındırılması gerekiyordugençliğin. Mücadele içinde devrimcibir kültür gelenek yaratan, halkıniçinde kökler salan, anti-emperyalistbir gençlik yaratan Dev-Genç olduğumüddetçe amaçlarına ulaşmalarımümkün değildir. Gençlik ve onun

örgütlü gücü olan Dev-Genç yokedilmeliydi. Azgınca bir tutuklamafuryası, saldırılar ve baskılar başlarDev-Genç'e karşı. Çok yönlü gelişircuntanın gençliğe saldırısı. İdeolojik,politik, kültürel açıdan gençlik teslimalınmaya çalışılır. Bir yandan geri-ci-faşist düşünceler ile şovenizmlegençliğin beyni iğdiş edilirken, biryandan da kendi kültüründen gele-neklerinden uzaklaştırmak için yozAmerikan kültürü aşılanmaya çalışılır.Her yerde mantar gibi diskolar açılır.Dizginsiz bir cinsellik propagandasıyapılır. O günden bugüne iktidarlarıngençliği teslim almaya çalışmalarıdeğişmemiştir. Gençlik sürekli gün-demindedir onun. Ve sürekli bir so-rundur kendi iktidarları için. Cuntanınsaldırıları karşısında direnebilmekgüçlü bir halk ve vatan sevgisi duy-gusuna, politik cürete ve devriminancına sahip olmayı gerektiriyordu.O yürek de, o cüret de Dev-Gençli-ler'de vardır.

Amerikancı CuntanınÜniversite GençliğineSaldırısının Karargahı:YÖK

Cunta sonrası kurulan YÖK'ün(Yüksek Öğrenim Kurumu) işlevi,gençliğin mücadelesini engellemektir.Cuntanın sivilleşip, sömürge tipi fa-şizmin kurumsallaştırılması ile bir-likte, YÖK de faşizmin üniversite-lerdeki kurumlaşması haline gelir.YÖK'ün kurulmasının hemen ardın-dan, üniversitelerin yönetim kurumlarılağvedildi ve yerlerine cuntanın seçtiğirektörler atandı.

Çıkarılan yasalarla üniversite ku-rumlarından ilerici, demokrat öğretimüyeleri atıldı; gençliğin örgütlenmesi,politik faaliyetlerin içinde yer alması,kendi sorunlarını dile getirmesi bileyasaklandı. ‘80 cuntasının ürünü olanYÖK, bugün de gençliğin devrimcimücadelesinin karşısındaki engeller-den biridir.

Baskı varsa direniş de vardır.Gençliğe karşı bu saldırı, karşılıkbulmalıydı. Gençlik gelecek demekti.Gelecek de faşizme teslim edilemezdi.Dev-Genç her koşulda direnme ge-

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!444

Page 45: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

leneğini cunta yıllarında da devamettirir ve YÖK kurulur kurulmaz onakarşı mücadeleyi de örgütlemeyebaşlar.

"YÖK'E HAYIR" kampanyalarıcuntanın ilk yıllarından itibaren he-men her yıl Dev-Genç’in en büyükkampanyalarından biri olmuştur. Heryıl YÖK'ün kuruluş tarihi olan 6 Ka-sım'da YÖK'e karşı mücadele örgüt-lenir. İşgallerden, protesto gösterile-rine, YÖK binasının bombalanma-sından, taranmasından boykotlarakadar tüm eylem biçimleri ile YÖKteşhir edilmiştir. Yapılan kampanyalarile iktidarların gençliği apolitikleş-tirme, yozlaştırma çabalarının önünegeçilmiştir. Bu konuda tam bir başarıkazanmasının önüne geçilmiştir.

Ne Cuntalar, Ne YÖKGençliği Teslim Alamadı!

12 Eylül'ün halkın üzerine attığıölü toprağını, üzerinden ilk atanlarDev-Genç’lilerdir. Tek tip öğrenciderneği yasasına karşı yapılan NisanDirenişleri 12 Eylül sonrasının enkitlesel, en radikal ve doğrudan ikti-darla çatışan eylemleri oldu. Bu ya-nıyla Nisan Direnişleri gençliğin mü-cadelesinde önemli bir dönüm noktasıoldu. Binlerce öğrencinin katıldığıyürüyüşler, kitlesel açlık grevleri ör-gütlendi Dev-Genç'in önderliğinde.Ve faşizm geri adım atmak zorundakaldı. Bu direnişler gençliğe büyükbir moral ve kendine güven sağlarkenfaşizmin, gençliğin dinamikleriniezme, yok etme saldırılarının da ba-şarısız olduğunu gösterdi.

Dev-Genç, Gençliğin ÖnderGücüdür!

Önder gücüdür çünkü tüm saldı-rılara rağmen hiçbir dönem gençliğiörgütsüz bırakmadı. Liselerde, üni-versitelerde gençliği örgütleme mü-cadelesinin içinde oldu. ‘80 cuntasıgençliğin tüm dinamiklerini yok et-meyi amaçladı. Direnişleriyle onunplanlarını bozdu. İdeolojik, politiktüm saldırılarını artırdığı 90'lı yıllardadevrimci hareketin çağrısı ile atılımıörgütlediler. F Tipleri ile devrimcidüşüncelerin teslim alınması saldı-rısına, Ölüm Orucu’ndaki şehitleri

ile cevap verdiler. Dernekleri kapatıldığında yeni-

lerini açtı. Örgütlenmenin birçok yolve yöntemini buldu. Hiçbir zamankendini yasallıkla sınırlamadı. Meş-ruluğuna inanarak hareket etti ve ör-gütlülüğünü sürdürdü.

Reformist ve oportünist solun"kitleselleşme" adına, kitlelerin geriyanlarına prim vermedi, Avrupa’nınsivil toplumcu örgüt tarzını benim-semedi hiçbir zaman. Devrimci ha-reketin gençlik örgütlenmesi oldu-ğunu, onun en büyük kadro kaynağıolduğunu unutmadı. Devrimci ideolojiile doğru eylem çizgisiyle örgütlen-meyi ve kitleselleşmeyi hedefledi.

Yöneticileri katledildiğinde, tu-tuklandığında arkasından gelenleronun yerini doldurdu, örgütlülükteısrar edildi.

Örgütlenme açısından zengin birpratiğe sahiptir. Bu yanıyla da de-mokratik kitle örgütlerinin nasıl ol-ması gerektiğini gösterir Dev-Genç’inörgütlenmesi.

İdeolojisi, devrimci eylem pratiği,çalışma tarzı, gelenekleri, şehitlerive tarihiyle gençliğin tek ve öndergücüdür. Bu öncülüğü mücadelesiile kazanmıştır. Faşizm bugün gençliğiteslim alamadıysa, devrimci bir genç-lik varsa, yozlaştırma-apolitikleştirmepolitikalarında tam olarak bir başarısağlayamamışlarsa bu Dev-Genç'inbaşarısıdır.

Dev-Genç, DüzeninYarattığı GençliğinKarşısındaki Alternatiftir!

Bu düzenin ülkemiz gençliğineverebileceği hiçbir şey yoktur. Onabir gelecek sunmuyor.

Açlık yoksulluk ve sömürüdenbaşka bir şey beklemiyor ülkemizgençliğini. Ayrıca faşizm her yerdeve alanda saldırılarını sürdürüyorgençliğe.

Kendinden başka bir şey düşün-meyen, bencil, ülkenin ve kendi so-runlarına duyarsız, apolitik bir gençlikistiyor. Bu tablonun karşısında gen-çliğin tek alternatifi Dev-Genç’tir.Yaşam tarzıyla, düşünüşüyle, oturupkalkmasıyla, hayata bakış açısıyla,halk ve vatan sevgisiyle alternatiftir.

Dev-Genç’li olmak devrimci kültürve ahlakla donanmaktır.

Bağımsızlık, Demokrasi,Sosyalizm Mücadelesinde,Dev-Genç 47 Yaşında!

Neredeyse yarım asırdır müca-delesini sürdürmesinin sırrı ideolojiknetliğinde ve siyasal cüretindedir.Emperyalizme ve faşizme karşı mü-cadelede teslim olmayarak yeni ge-lenekler yaratmasını sağlayan bun-lardır. Zorlu süreçlerde savrulmadıysa,bugün de dahil faşizmin saldırılarıkarşısında en büyük bedelleri öde-yenler yine Dev-Genç’liler ise ideo-lojik netliği sayesindedir bu.

Ve yine bunlarla mücadele büyü-yecektir. Devrimci ideoloji ve cüretledonanan yeni Şafaklar, Bahtiyarlar,Elifler, Bernalar, Çiğdemler çıkara-caktır içinden.

Faşizm başta gençlik olmak üzerehalka saldırılarını sürdürüyor. Sal-dırıları korkularındandır. Bugün genç-lik içinde faşizme tepki duyan, dü-zenden memnun olmayan, mücadeleetmek isteyen büyük bir kitle var.

Biz örgütlemezsek bu öfkeleri yayanlış yerlere kanalize olacak ya dadüzen bu öfkeyi bir şekilde sönüm-lendirecektir.

Biz örgütlemezsek faşizmin bas-kısı ve zoru karşısında kendini güçsüzhissedecektir. Her zamankinden dahafazla çalışarak gençliği örgütlemeninyol ve yöntemlerini bulacağız.

Bu konuda 47 yıllık büyük birtarih bizimledir. Bu tarihten öğrene-ceğiz, şehitlerimizden öğreneceğiz.

Gençlik içinden çıkardığı kadro-larla devrimci hareketi yaratmıştır.Devrimci hareketin en büyük kadrokaynağı olmuştur her zaman.

Stalin'in dediği gibi “devrim kadrosorunudur”.

Kendimizden başlayarak kadro-laşarak, bulunduğumuz alanda dev-rimin kadrolarını yaratacağız.

Şehitliklerle, ödenen sayısız be-dellerle yaratılan bu tarihi büyütmekbugün bizim elimizdedir.

Bu tarih ideolojik netlik ve siyasicüretle büyütüldü. Biz de bunlarladonanacağız.

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

445FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 46: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!446

Evlat Sevgisinin, Anne-BabaSevgisinin, Kardeş Sevgisinin NeOlduğunu Öğretiyor Devrimci Tut-saklar ve Aileleri

Hakan İnci; 17 yaşında bir liseliDev-Genç’li. Faşizmin hapishanele-rinde tutsak. Çocuk yaşına bakmadanona işkence yapan gardiyanlara veişkence talimatını veren hapishanemüdürlerine direniyor. Ve onlar LiseliDev-Genç’li Hakan’ın karşısında dizçökecekler! Çünkü Hakan, teslim ol-mamayı gelenek haline getirmiş birhareketin çocuğu.

Ulaş İnci; Hakan’ın abisi. Kar-deşine bile sahip çıkmasın diye dev-letin korkuttuğu, “işinden, kariye-rinden olursun” tehditleriyle karde-şinin görüşüne bile gitmesin, mektupbile yazmasın diye aileleri tedirginettiği bir zamanda kardeşi için açlıkgrevine başlıyor.

Aysu Baykal; Yıllarını devrimmücadelesi içinde geçirmiş ve buuğurda tutsaklıklar yaşamış, hasta-lıklar geçirmiş bir devrimci tutsak.Hasta olduğuna bakmadan böbreğinetekme atan işkenceciler karşısındadireniyor. Aysu Baykal’a boyun eğ-diremeyecekler ama ona işkence ya-pan ahlaksızlar eninde sonunda geriadım atacaklar.

Şadiye Baykal; O da senelerinievladının peşinden koşarak geçirmiş,hapishane hapishane, şube şube gezipkızına sahip çıkmış bir anne. Faşizmiiyi tanıyor yani. Kızının başına ge-lecekleri engellemek için Silivri Ha-pishanesi önünde TAYAD’lı Aileler’lebirlikte basın açıklaması yaparkengözaltına alındı.

Okmeydanı Anadolu Parkı’ndaHakan İnci için Açlık Grevi eylemiyapan Dev-Genç’lilere ve abisi Ulaşİnci’ye katil polisler plastik mermi,biber gazı ve tazyikli su ile saldırdı.

Silivri hapishanesi önünde hastatutsak Aysu Baykal ve işkence görentüm kadın tutsaklar için basın açık-laması yapan TAYAD’lılar ve AysuBaykal’ın annesi Şadiye Baykal göz-altına alındı.

Adalet Bakanı Diyor ki; “İş-kence Yok”

Şu Açıklamaya Bakın;“Kime yapıldı kötü muamele veya

işkence, kim tarafından, nerede, nezaman ve nasıl yapıldı. Bunları açıkaçık söylemeleri lazım... Uluslararasıve başka devletlerin de bunu söylemesilazım. Gelen ifade, Türkiye’de kötümuamele ve işkence yapılmış. Kimeyapılmış kardeşim? İsim yok. Kimyapmış? İsim yok. Nerede yapılmış?Adres yok. Hem bunları söyle-miyorlar, hem de Türkiye’yi suç-luyorlar. Söyleyin, biz doğru mudeğil mi inceleyelim, bakalım.Eğer doğruysa gereğini yapalım,eğer eğriyse de işin iftira olduğuortaya çıksın. Türkiye ceza vetutuk evlerinde kötü muamele veişkence iddiaları, televizyonlarda,gazetelerde, haber sitelerinde ne-rede çıkarsa çıksın hemen konuyuaraştırıp bunlarla ilgili basınaçıklamaları yapma konusundatalimat verdim ve görevlendirmeyaptım.”

Adalet Bakanı Yalan Söylü-yor İşkence Her Yerde…

Hücrede, Adliyede, Karakolda,Parklarda, Meydanlarda, HalkınSoluk Alıp Verdiği Her Yerde…

Çünkü İşkence, Faşizmin Ka-rakteridir.

Çünkü Faşizm Halktan Kor-kar ve Zulüm Başlıca YönetimAraçlarından Biridir.

Halkımız;Evlatlarımıza sahip çıkmanın

yolu, faşizme karşı mücadeledengeçiyor.

Her koşulda faşizme karşısavaşma iradesini gösteren, zorzamanlarda halkını yüzüstü bı-rakıp kaçmayan Cepheliler ol-duğu sürece faşizm halkımızıteslim alamayacak. Çünkü dev-rimciler halkın öncüsü, halkıniradesidir.

Hepimiz birimiz için, birimizhepimiz için şiarıyla dayanış-mamızı büyütecek, işkence al-tındaki hiç bir yoldaşımızı sa-hipsiz bırakmayacağız.

Kahrolsun Faşizm YaşasınMücadelemiz! Faşizme Karşı

Omuz Omuza!Tutsaklarımıza Uzanan Elleri Kı-

racağız!Gözaltına alınan TAYAD’lıların

isimleri: Şadiye Baykal, Turgay Bay-kal, Eda Kaya, Cennet Güneş, BarışÖnal, Adil Kayam, Nesimi Özcan,Birgül Bozdağan, Elif Bozdağan,Kemal Bozdoğan

HALK CEPHESİ

Gizlemeye Çalıştığınız İşkenceleriBir Bir Halka Anlatacakİşkencelerin Hesabını Soracağız!

Silivri 9 No’lu F Tipi Hapishanesindekikadın tutsaklara yapılan işkencelerin gündemegetirilmesi ve buna karşı haklı olarak doğanhalkın öfkesi işkencecileri, işkence emri ve-renleri korkutmaya başladı. Bakırköy KadınHapishanesi’nden işkenceyle sürgün edilentutsaklarımız sürgün edildiği Silivri 9 No’luF Tipi Hapishanesi’nde de işkenceye maruzkalmıştır. Tutsakların talepleri adalet bakan-lığının ve hapishanenin karşılayabileceği ta-leplerdir hatta daha öncesinde hakları olanlarıgeri istemeye yönelik taleplerdir. Bu haklarıkazanmak için direnmekten başka yolumuzyoktur ve bunun üzerine de genel direniş baş-latılmıştır. Taleplerimiz;

–Kitap yayın sınırlamalarına son verilme-si

–122 insanın hayatı pahasına kazanılan 10saatlik sohbet hakkının uygulanması

–Sürgün sevklere son verilmesi–Kanser hastası devrimci tutsak Mesude

Pehlivan’ın ve onun gibi hasta olan devrimcitutsakların tedavisinin sağlanması ve tahliyeedilmesi.

–Keyfi muamelelerin ve insanlık dışı iş-kencelerin son bulması.

(...)Kamera kayıtları var diyor Adalet Bakanı

Bekir Bozdağ hadi gösterin o zaman o kayıtları.Orantılı güç diyor, peki ya tutsaklardaki işkenceizleri bu güç sonucu oluşmadı mı? Açıklayınbakalım halka gerçekleri! Açıklayamazlar…17 yaşındaki Liseli Dev-Gençli Özgür TutsakHakan İnci’nin neden açlık grevine başladığınıve avukatı Günay Dağ’ın neden görüşe gitti-ğinde işkence gördüğünü açıklayacaksınız!Hesabını da vereceksiniz bize!

İşkence İnsanlık Suçudur!İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek!Halk Cephesi

Tutsak Ailelerine Saldıran Katil Polislerden Hesap SoracağızAnne-Evlat İlişkisi, Abi-Kardeş İlişkisi Faşizm Koşullarında Devrimci Bir Hal Alıyor

Page 47: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Silivri 9 No’lu F Tipi Hapisha-nesi’nde kadın tutsaklara uygulananişkence ile ilgili olarak Adalet Ba-kanlığı’nın 14.10.2016 tarihinde yap-mış olduğu açıklamayı okuduk.

Bakırköy Hapishanesi’nden Silivri9 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne işkenceile sürülen müvekkillerimiz, sürgünedildikleri 2 Ağustos 2016 tarihindenbu yana, halen bulundukları Silivri9 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde sis-tematik işkence görmektedir.

Hapishane idaresinin işkence yap-masının nedeni, tutsakların hak talepetmesidir. Adalet Bakanlığı OHAL’-den önce yayınlamış olduğu gizligenelgelerle, tutsakların temel yaşameşyalarını (kova, leğen, çamaşır ipivb.) ellerinden almış, kitaplarını ya-saklamış, dergilerini vermemeye baş-lamış ve tutsaklar üzerinde baskılarınıgün be gün arttırmıştır. Adalet Ba-kanlığı’nın bu haksız politikalarınıkabul etmeyen tutsaklar 10 Temmuztarihinden bu yana protesto eylemleriyapmaktadır. Tutsaklar Adalet Ba-kanlığı’nın bu politikalarını kapı dö-verek, slogan atarak, oturma eylemiyaparak ve hücrelerini yakarak pro-testo etmektedir.

Adalet Bakanlığı bu protestoyuve direnişi, dinlemek ve anlamayaçalışıp çözüm üretmek yerine tut-sakların seslerini bastırmaya çalış-maktadır. Çünkü uygulanan politikalarhaksızdır. Sistematik olarak uygulananişkence de bu protestolarla birliktemerkezi bir talimatla başlamıştır.Hapishanelerde açık ve sistematikişkence vardır. Silivri 9 No’lu F Tipihapishanesi bu işkencelerin merkezihaline gelmiştir. Daha önce rapor-laştırdığımız ve suç duyurusunda bu-lunduğumuz birçok örnek vardır.Müvekkillerimizin ailelerinin birebir tanıklıkları vardır. En önemlisitutsakların ailelerinin ve avukatlarınınbire bir gözlemleridir.

Gerçek bu olmasına karşın AdaletBakanlığı açıklamasında utanmadanşöyle demektedir: “özellikle bir terörörgütüne mensup bayan tutuklular”Buradan Adalet Bakanlığı’nın gerçekdüşüncesini anlayabiliyoruz, örgüt

üyesi olan tutuklulara işkence yapmakonların nazarında meşrudur. Yineaynı açıklamanın bir başka yerindeise: “erkek infaz koruma memurla-rından destek alınmak ve orantılıgüç kullanılmak suretiyle odalarınaalınarak kapının kapatılması sağlan-mıştır” denilmektedir. Orantılı güçgörece bir kavramdır ve bunu uygu-ladıklarını söyleyenler için tutsaklarınkolunu bacağını ezmek, kırmak, adamyaralamak orantılı güçtür. Soruldu-ğunda Adalet Bakanlığı nasıl birorantılı güç kullanıldığını tarif ede-bilecek midir? Sanmıyoruz. Yine ya-lan ve demagoji ile üzerini örtmeyeçalışacak ve işkenceye ortak olacaktırkanımızca.

(......)Soruyoruz, “Fiziksel bir mü-dahale olmaksızın” ve “zor kullanmayetkisi aşılmadan” yapılan bu “orantılımüdahale” nasıl olmuştur, müvekkilinüzerindeki ciddi izler nasıl bırakıl-mıştır? “Orantılı müdahale” sonu-cunda müvekkilimiz Kübra Sünnet-çi’nin parmağına atel takılmıştır.

Bizim tanıklığımız ve gözlemle-rimiz bir yana, bütün bu iddialarıngerçek dışı olduğunu iddia eden Ada-let Bakanlığı sadece 4 gün içerisindenasıl bir araştırma yaparak bu sonucavarmıştır? Gerçekte hapishane idaresihakkında soruşturma yürütülmüş yada soruşturma bu kadar kısa zamandatamamlanabilmiş midir? Hızla hare-kete geçilip işkence gördüğünü söy-leyen Sevcan Adıgüzel’in ve diğertutsakların fiziki durumu gözlem-lenmiş ve anlatımları bizzat dinlenmişmidir? 4 günlük kısa sürede, AdaletBakanlığı hangi araştırma ve soruş-turmayı sonlandırmış ve iddialarıngerçek dışı olduğu sonucuna var-mıştır? Adalet Bakanlığı’nın vardığıkesin hüküm hangi delil ve bilgileredayanmaktadır?

(.......)Hapishanede yapılan işkenceyi

gizlemeye çalışan Adalet Bakanlığıaçıklamasında gerçekleri halka ulaş-tırmaya çalışan gazetecileri “asılsıziddiaların gündeme getirilmesiningazetecilik etik ve ahlak ilkeleri ilebağdaşmadığını vurgulamak isteriz.”

diyerek tehdit etmektedir. Hangisigazetecilik etiğidir; işkence yapmakve bu işkenceyi halktan gizlemekmi? Yoksa her türlü baskıya rağmengerçekleri halka ulaştırmak mı? Cevapaçıktır.

İşkence iddialarının yalan oldu-ğunu iddia eden Adalet Bakanlığı’nıbağımsız bir heyet kurmaya çağırı-yoruz. Bizim de içinde bulunduğumuzbir heyet ile Silivri 9 No’lu F TipiHapishanesi’ne gitmeyi ve incele-melerde bulunmayı istiyoruz. Bu in-celemeler sırasında kameraların hazırbulunmasını ve işkence yapılıp ya-pılmadığının araştırılıp kayda geç-mesini istiyoruz. Biz hazırız hiçbirkaygımız çekincemiz yok, çünkü iş-kence ve tecrit gerçeğini biz yaşıyo-ruz, biliyoruz. Peki ya siz, işkenceninortaya çıkmasına ve neden işkenceyapıldığını açıklamaya hazır mısı-nız?

İşkencenin sistematik hale gel-mesini engellemek için duyarlı tümkamuoyunu bu meselenin takipçisiolmaya ve bir heyet kurularak ince-leme yapılmasını sağlamaya çağırı-yoruz.

Adalet Bakanlığı Gerçeklerin Üze-rini Örtmeye, İşkenceyi Halka Ka-bullendirmeye Çalışıyor! İzin Ver-meyeceğiz!

İşkence Yoksa Adalet BakanlığıBunu Kanıtlamalıdır!

İnsanlık Onuru İşkenceyi Yene-cek!

İşkenceciler Halka Hesap Vere-cek!

Halkın Hukuk Bürosu14.10.2016

Okuma GruplarındaBilincimizi, İnancımızı

BüyütüyoruzHatay’da okuma grubu çalışmaları

sürüyor. 16 Ekim’de 5 kişinin katıldığıçalışmada ülke gündemi tartışıldı,okumalar yapıldı.

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

447FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Adalet Bakanlığına Zorunlu Cevap: Çünkü Adalet Bakanlığı Yalan Söylüyor!

Hapishanelerde İşkence Var!

Page 48: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!448

Halka Meşale Olan Umudun SesiYürüyüş Dergisini Daha Büyük BirEmek ve Özveriyle Ulaştırmaya De-vam Ediyoruz.

İSTANBUL1 Mayıs:Mahalle’de 12 Ekim günü, 3 Halk

Cepheli 50 Yürüyüş Dergisi’ni To-katlı’lar bölgesinde halka ulaştırdı.Yapılan dergi dağıtımında son dö-nemdeki gözaltılar, işkenceler ve tu-tuklamalar üzerine halka bilgi verildi.

Sarıgazi: AKP’nin katil polislerinin tüm

baskılarına, işkencelerine, tutuklama-larına rağmen devrim inancını halkaulaştırmak için 13 Ekim'de mahalledetoplu dergi dağıtımı yapıldı.

Nurtepe: TAYAD’lı Aileler 9 Ekim'de Nur-

tepe Mahallesi'nde dergi dağıtımınaçıktı… Halkla sohbet edildi, Dilek

Doğan’ın mahkemesine çağrı yapıl-dı… 36 dergi halka ulaştırıldı… 11Ekim'de 3 kişinin yaptığı dağıtımdaise 24 dergi halka ulaştırıldı.

Armutlu:Mahallede 5 Ekim günü Diyar-

bakır’da yapılan eylemi halka anlat-mak için 13 Ekim'de kapılar çalındı.Eylemin politik ve askeri boyutuüzerine sohbet edildi. Halkın halkdüşmanlarına biriken öfkesi sohbet-lerde dile geliyordu. Yapılan çalış-mada 150 dergi dağıtıldı ve 100kişiye eylem anlatıldı.

ANADOLUİzmir:15 Ekim’de 5 Halk Cephelinin

yaptığı dergi dağıtımında 46 dergihalka ulaştırıldı. AKP faşizminin ka-tilleri Halk Cephelileri taciz ederkenhalk ise "ne ihtiyacınız varsa gelin,kapımız size her zaman açık" dediler.

Menemen – Asırlık Mahallesi’nde

4 Cepheli 16 Ekim’de Yürüyüş der-gisinin dağıtımını yaptı. Kürt halkı-mızın yoğun olarak yaşadığı mahal-lede, dergimizi alan bir yurtsever,“Ben yurtseverim. Her ne kadar biziçok eleştirseniz de destek olmak içinalacağım dergiyi. Çünkü Halk Cep-hesini pratikte daha çok beğeniyorum”dedi. Bir süredir Yürüyüş alamayandergi okurları da sitemlerle karşıladıdevrimcileri. 2 saat süren dergi dağı-tımında 80 dergi halka ulaştırıldı.

Antep:Halk Cepheliler tarafından 16-17

Ekim'de Düztepe Mahallesi'nde dergidağıtımı yapıldı. Yapılan dergi dağı-tımı boyunca halkla sohbet edildi.Yapılan sohbetlerde ise son dönemdeAntep’te artan IŞİD saldırıları vecemevi bölgesinin Polis ablukasınaalınarak estirilen terör üzerine ko-nuşuldu. Dağıtım sonunda 55 dergihalka ulaştırıldı.

AÇIKLAMA 1:Yine Yalan Haber… Yine San-

sür… Yine Ahlaksızlık… Ve İşteYine Burjuva Medya…

Bir haber daha okuduk “örgütebüyük darbe” , “elebaşı yakalandı”vs. başlıkları altında… Habere görepolisin muhteşem bir organizasyo-nuyla Yaprak Yılmaz adında biriyakalanmış. Ufak bir araştırma ya-pınca sanal medyadan Yaprak’ın ya-sal derneklere giden devrimci-de-mokrat kimlikli, duyarlı bir kişi ol-duğunu öğrendik. Bu ülkede polisindaha dün beraber kahvaltı yaptıklarısuç ortakları meslektaşlarını da “te-rörist, vatan haini” ilan edip tutuk-ladıklarını da biliyoruz. Bu da dev-letin yapısıyla hiç de çelişmiyor.

Halka doğru haber götürmedi-ğiniz sürece sizlerin de bu hukuk-suzluklarda, işkencelerde parmağınızolduğunu, olacağını unutmayın!AÇIKLAMA 2:Susmayacağız!

Biz Kazanacağız!14 Ekim tarihinde Alibeyköy’de

Şirin Ayaz, bindiği belediye otobüsüdurdurularak, işkenceyle kaçırılıp,gözaltına alındı.

Avukat Günay Dağ, Maltepe Ço-cuk Hapishanesi’nde işkence gören17 yaşındaki müvekkili Hakan İn-ci’yi görmeye gittiğinde gardiyanlartarafından saldırıya uğradı.

Ne sokak ortasından kaçırmalar,ne dört duvar arasındaki tutsaklarayönelik saldırılar, ne devrimci avu-katlara yönelik saldırılar devrimcileregeri adım attırır. AKP faşizmininkorkusunu büyütmeye devam ede-ceğiz… Susmayacağız!

Faşizme karşı direnerek, müca-delemizi büyüterek cevap verece-ğiz!

Şirin Ayaz Serbest Bırakılsın!Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!Devrimci Avukatlar Onurumuzdur!

Yürüyüş Dergisi15.10.2016

Zulmünüze Sessiz Kalmayacağız

Baskılarla Kaçırmalarla Bizleri

Sindiremezsiniz!İstanbul Alibeyköy’de 14

Ekim'de otobüsün içinden Devrimciİşçi Hareketi'nden Şirin Ayaz arka-daşının yanından zorla kaçırılarakgözaltına alınmıştır. Akşam 49-Gotobüsü hareket halinde iken Ali-beyköy’de otobüsten kaçırılan ŞirinAyaz işkence ile karakola götü-rülmüştür. Devrimci İşçi Hareketi15 Ekim'de bununla ilgili yaptığıaçıklamada şunlara değindi: " KatilAKP’nin polislerinin bu ilk kaçırmaolayı değildir. Günlerdir aynı yön-teme başvuran faşist iktidar dev-rimcileri kaçırarak korkutacağınısanıyorsa yanılıyor. Korkmayacağız.Haksız yere gözaltına alınan, gün-lerdir gözaltında tutulan devrimcilerserbest bırakılsın. Şirin Ayaz serbestbırakılsın."

Yürüyüş Dergisi Halkın Meşalesidir

Yalan Haber Yapmak, Halkı Kandırmak Ahlaksızlık ve Şerefsizliktir!

Page 49: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Hasan Ferit Gedik Uyuştu-rucu ile Savaş ve Kurtuluş Mer-kezi 15 Ekim’de bir açıklamayayınlayarak, duyarlılık çağrısıyaptı. Açıklamada şunlar ifadeedildi: “…Hasan Ferit GedikUyuşturucu ile Savaş ve KurtuluşMerkezi, uyuşturucuya ve yoz-laşmaya karşı verdiği mücadelebir binadan ibaret değildir. Birbina işgal edilerek, tedavi amaçlıkullanılması (geçici olarak birsüreliğine) engellenerek bu mü-cadele engellenemez. 2 yılı aşkınbir süre hizmet veren TedaviMerkezi halkımızla güçlü ve ko-parılamaz bağlar kurmuştur. Mü-cadelesine her türlü uygun yolve yöntemi kullanarak devamedecektir. Elbette bu mücadelebirkaç kurum çalışanı ile sürdü-rülebilecek, kazanılabilecek birmücadele değildir. Halkımızınkatılımı, desteği olmadan böylebir mücadele yürütmek mümkündeğildir. Asıl olarak uyuşturucu,yozlaşma sorunu halkın tüm ke-simlerinin ortak sorunudur. Bunedenledir ki bu sorunun çözümüancak ve ancak halkın tüm ke-simlerinin birlikte mücadelesi,

desteği ve dayanışmasıyla çö-zülebilir.

Tüm halkımızı uyuşturucuve yozlaşma ile mücadeleye,Hasan Ferit Gedik Uyuşturucuile Savaş ve Kurtuluş Merkezi’nedesteğe çağırıyoruz. Ekonomikyardımlardan ihtiyaçların karşı-lanmasına, kültür sanat faaliyet-lerinden el işi-atölye çalışmala-rına katkıya, dahası bir dost soh-betine kadar her meslekten in-sanımızın sunabileceği bir katkımutlaka vardır.

Tedavi Merkezi olarak kul-landığımız Gazi Mahallesi BüyükŞehir Parkı içindeki Eski Nikahsalonunu geri istiyoruz. Burayıgeri alana kadar geçici olarakbaşka bir yerde faaliyetlerimizisürdüreceğiz. Yeni yerimizi aç-mak ve kalekola çevrilen mer-kezimizi geri almak için herkesinkatkı ve yardımlarını bekliyo-ruz.

TEL: 0506 064 6533E MAİL:[email protected] FACE-BOOK: Hasan Ferit GedikUyuşturucu ile Savaş ve Kurtu-luş Merkezi-Gazi”

Zulme Çanak TutanlarıAffetmeyeceğiz

İstanbul, Alibeyköy’de Cephe veFKME(Faşimze Karşı Mücadele Ekipleri)milisleri son zamanlarda yapılan saldırılarve Gazi’de yaşanan polis terörünün hesabınısormak için 2 Ekim'de AKP’ye yakınlığıylabilinen bir dergâhı iki koldan parça tesirlibombalar ve molotoflarla vurdu.

Çayan DHKC/FKME Milisleri: Çayan’da,30 Eylül'de Sokulu caddesi üzerine bombalıpankart asıldı. Bununla ilgili Cephe Milis-lerinin yaptığı açıklamada şunlara değindiler:" Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat AlbayrakGazi’yi bitirin talimatı vermiş… Siz kimsinizki Gazi’yi bitiriyorsunuz? Gazi Cephe’dir!Gazi halktır! Gazi devrimdir! Sümüklü Be-rat’a Çayan’dan mesajımız olsun; Berat senive kayınpederini uyarıyoruz Gazi’den vedevrimci mahallerden kanlı elinizi çekin."

Geleneksel Halk FestivallerimizleYozlaşmaya Barikat Olacağız

İzmir Doğançay’da 17Ekim günü 6.GelenekselHalk Festivali afişleri du-varlara ve duraklara asıldı.Halkla sohbet edildi. Ya-pılan çalışmaya 1 Dev-Genç’li ve 2 Halk Cephelikatıldı.100'e yakın afişasıldı. Çalışma devamederken köylülerin gelipHalk Cephelilere "köydepolis dolaşıyor afişlerin resimlerini çekti" diyerek haber vermişdaha sonra ise bir aileyi taciz ettiği öğrenilmiştir. Bir sonraki günise Çiğli Güzeltepe Mahallesi'nde festival afişlerinden 300 taneasıldı. Çalışmada halkla sohbet edildi. Halk konserlerin yasaklan-masına AKP'ye lanetler yağdırarak tepkilerini dile getirdi. Afiş ça-lışmasına bir teyzemiz de destek verdi. Devrimcilerin halkınçocukları olduğunu söyleyerek çay içmeye davet etti.

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

449FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Bataklığı Kurutacağız!Uyuşturucuya Karşı Gücümüz Birliğimizdir!

Operasyonlarla Gözaltı ve Tutuklamalarla UyuşturucuyaKarşı MücadelemizeEngel Olamayacaksınız

HGF Uyuşturucu ile Savaş Merkezi çalı-şanları Veysel Şahin'in 20 Eylül'den biri göz-altına alınmasıyla ilgili 13 Ekim'de bir açık-lama yaptı. Açıklamada: “Hasan Ferit GedikUyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkeziçalışanı Veysel Şahin 29 Eylül 2016'dan beriYeşilpınar’da bir AVM önünden kaçırılarakgözaltına alınmıştır. 14 gündür gözaltındatutulmaktadır. Hala hakkındaki suçlama ileilgili bir bilgi verilmediği gibi mahkemeyede çıkarılmamıştır. Ancak biliyoruz ki, AKPiktidarına muhalif olmak bile artık gözaltınaalınmak, kaçırılmak, işkenceye maruz kalmakiçin yeterli sebeptir. (.....)

İşte Veysel Şahin de büyük suçunu (!) bunoktada işliyor. Uyuşturucuya ve yozlaşmayakarşı mücadele ediyor, gençlerimizi, halkımızıbilinçlendiriyor, bataktan çıkmaları için onlaraelini uzatıyor. Bu büyük suçları (!) işleyip defaşist AKP’nin hedefi olmamak ne mümkün!

Gözaltılarınızla, işkencelerinizle, tutuk-lamalarınızla, tedavi merkezlerini işgal et-menizle bu mücadeleyi durduramayacaksı-nız..." denildi.

Page 50: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!550

12 Ekim 2016Sabah erken kalkıp yola koyulduk.

Antep Amed arası 3,5-4 saat…Amed’e girerken tüm araçları çevirenakrepleri, özel hareket polislerini gö-rünce, hepimiz daha çok hissettikKürdistan’da olduğumuzu. Antep’tekipatlamayı konuştuğumuz ailelerinanlatımları aklımızda… Bir katliambölgesine daha giriyoruz… Şehirmerkezine gelince Av. Behiç Aşçıbizleri karşıladı. İlk görüşmemizeyarım saat var, çaylarımızı içeceğimizsohbet edebileceğimiz bir yere otu-ruyoruz. Behiç Abi bize önce SurDirenişi’ni, 150 gerillanın 108 günsüren direnişi ve karşısında devletindeniz kuvvetleri dışındaki tüm teş-kilatlarını seferber etmesine rağmeniçine düştüğü yenilgiyi anlattı. Sur’unşimdi bir tarafı beton bloklarla ka-patılmış, yıkılmış. Bir tarafı umur-samaz turistik eşya satan hanlar, ha-mamlar… Yani karşımızda tüm çe-lişkileriyle duran bir Amed…

Baroya gittiğimizde adalet okuluöğrencileriyle tanıştık beklerken…Her yerde Tahir Elçi’nin resimlerivar, gelen heyete daha ayrıntılı an-latıyoruz Tahir Elçi’yi.

Yeni seçilen Baro başkanı ve Me-zopotamya Hukukçular Birliği’ndenSerhat Karaşıh bize sokağa çıkmayasağında yaşanan hak gasplarınıanlattı. Sur’daki evlerin %80’ininkamulaştırıldığını, sokağa çıkma ya-sağıyla halkın göçe zorlandığını söy-ledi. Anti-emperyalist Cephe heye-tindekilerin Avrupalı olmasından ha-reketle de Avrupa devletlerinin AKPkarşısında durmadığından yakındı-lar… Heyetteki İtalyanlar ise TayyipErdoğan’ın 6.000 teröristin öldürül-düğü söyleminin İtalya başkanı ta-rafından alkışlandığını, katliamlarınkarşısında yalnızca halkların dura-bileceğini söylediler.

Daha sonra DTK’yı ziyaret ettik.Buradaki görüşmelerimizde ziyareti-mizin onlara güç verdiğini belirttiler.

2 gün içinde yüzlerce üyeleriningözaltına alındığını vurguladılar.Buradaki ziyaretimizin asıl amacıkatliamlar karşısında dayanışmayıbüyütmek olmasına rağmen Anti-Emperyalist Cephe heyetinin ABtarzı bir örgütlenme gibi algılanıp,DTK’lıların Avrupa devletlerindendaha çok destek beklediklerini söy-lemeleri üzerine bu kez de Yunandostlarımız devlet düzeyindeki söy-lemlerin hem kendi halkına, hem deKürt halkına propaganda amaçlı ol-duğunu, SYRIZA’nın da Tayyip Er-doğan ile Kürt halkına yapılan katliamkonusunda herhangi bir etkisinin ol-madığını, emperyalistlerin karakterininasla değişmeyeceğini anlattılar.

Ardından Bağlar ilçesindeki es-nafları ziyaret ettik. 1 hafta sürensokağa çıkma yasağı ve polisin yaptığıkatliamları anlattılar. Tarihi geçmişgazlar, “teknik arıza” bahanesiylegüpegündüz katledilen insanlar, PKKmilitanı olduğu gerekçesiyle oracıktakatledilen köylüler… Amed’de ya-şananların en somut halini biz es-naflardan, mahallenin insanlarından,ters çevrilmiş boya kutularının üze-rinde otururken dinledik. Katliamınyarattığı izler çok derin, ama öfkedenhesap sormadan çok Avrupa’dan yar-dım beklenmesi, katliamı birebir ya-şayan bir halkın hala Avrupa ve BMemperyalistlerinden Tayyip Erdoğan’abaskı yapılmasını beklemeye itilmesibu halka yapılabilecek en büyük hak-sızlık…

En son Amed Halkın Hukuk Bü-rosu’na geçtik. Herkeste yorgunluğunüzerine eve gelmiş olmanın mutlu-luğu… Behiç Aşçı bizlere HalkınHukuk Bürosu’nun neden özellikleBağlar’da kurulduğunu ve AdaletOkulunu anlattı. Yemeğin ardındanAdalet öğrencileriyle sohbet başladı.

13 EkimAynı gün içinde iki şehir değiş-

tirdiğimiz bu sıkıştırılmış ziyaretlerinen sonunda Gazi’deydik. Gazi’de

önce 7. Eyüp Baş Sempozyumu’naev sahipliği yapan Hasan Ferit GedikUyuşturucu ile Savaş ve KurtuluşMerkezi’ndeydik. Burada bize Gaziüzerinde yoğunlaşan saldırıları veegemenlerin ortadan kaldırmaya ça-lıştığı değerlerin önemini anlattılar.Uyuşturucu emperyalizmin en büyükyozlaştırma silahı… Bu sorunla nasılsavaştığımızı, halkla kurduğumuzbağları anlattı Hasan Ferit çalışanla-rı… Buradan ayrılırken Hasan Feritçalışanları, bugün katliam karargahınaçevirmeye çalıştıkları binalarındanasla vazgeçmediklerini, ancak ala-cağımız güne kadar da kendi alter-natiflerini yaratacaklarını anlattılar.Anti-emperyalist Cephe heyeti iseülkelerine döndüklerinde orayı gerialmamız için kendilerinin de sava-şacakları sözünü verdiler.

Hasan Ferit çalışanları ve ailele-riyle yaptığımız toplantının ardındanyıkılan yerleri tek tek gezdik. HalkMeclisini, çay bahçesini ve taksi du-rağını ziyaret ettik. Halk Meclisininçalışma biçimini, yıkımla çalışma-larının durdurulamayacağını anlattık.Yenilen yemeğin ve Amed için ye-nilen tatlının ardından Gazi mezar-lığını ziyarete gittik. Dayıyı ve diğerşehitlerimizi ziyaret ettik. Mezar zi-yaretinin ardından ise Çayan Ma-hallesi’ne ve TAYAD’a gittik. Gitti-ğimiz her yerde tarihimiz ve değer-lerimizi anlattık. Tarihimizden, şe-hitlerimizden aldığımız güçle em-peryalizme karşı Anti-Emperyalistmücadeleyi büyütmeye devam ede-ceğiz!

Dillerimiz Ayrı da Olsa Acımız, Öfkemiz Ortak,Yüreklerimiz Her bir Kıtadan Birlikte Atar!

Katliamlar Karşısında Anti-emperyalist CepheyiBüyüterek Direneceğiz!

Page 51: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Heyet çalışmaları, devrimci ha-reketlerin, faşist rejimlerin baskısıaltındaki halklarla dayanışmak içinyarattığı geleneksel bir eylem biçi-midir.

Heyetler; koyu sansür ve baskı-ların olduğu ülkelerdeki gerçekliğiyerinde tespit edip, uluslararası plandabunları gündeme sokup, baskı veterör rejimlerinin teşhirini olanaklıhale getirmenin bir yoludur.

Bu heyetlerin tespitlerinin dahaetkili olabilmesi için, heyetlere doktor,avukat, politikacı gibi üyelerle hakve özgürlük mücadelesi veren ku-rumları temsilcilerini vs katarak; sözkonusu baskıcı rejimin insanlar üze-rindeki işkence ve hak ihlallerininuzman bir yaklaşımla açıklanmasıhedeflenmiştir.

Günümüzdeki sansür ile geçmiş-teki sansür uygulamalarının arasındaşüphesiz büyük farklar vardır. Geç-mişte bilgiye erişim sorunu varken;bugün ise “Ana Akım” diye adlan-dırılan ve geniş kesimlere ulaşantüm basının, devletin belirlediği po-litikalar çerçevesinde yayın yapma-sından kaynaklı olarak, gerçek bil-gilerin geniş kesimlere ulaşması açıkşekilde engellenebilmektedir. Yani,günümüzde de heyetlerin sansürekarşı gerçek bilgiye ulaşma rolü ge-çerlidir.

Geçmişte, faşist rejimlerin halkdüşmanı politikalarına karşı, dünyailerici ve devrimci güçleri de çokhızlı bir şekilde organize olabilmek-teydi. Ancak, artık dünya eski dünyadeğildir. Ve birçok ülkede de artıkilerici, demokratik örgütlenmeler birvarlık sorunu yaşamaktadırlar. Onuniçin, uluslararası dayanışma, bugünher zamankinden daha acildir.

Heyet çalışmaları, sadece daya-nışmada bulunulan halkların zulmekarşı direnişini desteklemek değildir.Günümüz koşullarında özellikle Av-rupa’da ilerici güçlerin büyük güç

kaybından dolayı, artık destek ilişkiside değişim göstermektedir. Örneğingeçmişte Türkiye’ye yönelik heyetçalışmaları asıl olarak Türkiye’dekidevrimci muhalefete somut bir des-tekte bulunmaktayken; bugün, bunaek olarak, zulüm altındaki halkların,heyet olarak gidenlerle ideolojik da-yanışması söz konusudur. Yani artıksadece heyette bulunan delegelerinTürkiye halkları ile dayanışması yok-tur. Aynı şekilde Türkiye devrimcihareketi de heyete katılan delegelerinönlerini ideolojik olarak açmaya yar-dımcı olmaktadır.

Heyet çalışmaları, esas olarak fa-şist rejimlerin siyasi ve ekonomikilişkisinin olduğu ülkelerdeki, hü-kümet dışı güçlerin, faşist baskı al-tındaki halklarla dayanışmadır. Ül-kemizdeki faşist rejimin de AB ku-rumları ve ülkeleri ile ciddi çıkarilişkileri vardır. Onun için, faşist re-jimin AB ülkelerindeki teşhiri çokönemli bir rol üstlenmektedir.

Heyetin amacı AB kurumlarınıve Avrupa ülkelerinin yönetimleriniikna etmek değildir. Heyetin amacıAvrupa ülkelerindeki halkı ikna et-mektir. Ve Avrupa halklarının, faşistrejimi desteklememesi için kendi yö-netimlerine baskı yapılmasını sağla-mak ve ilerici-demokrat kamuoyunu,ülkemizdeki devrimin dolaysız birmüttefiki haline getirmektir.

Cephe Gerisi Olmadan,Cephede ZaferKazanılamaz

Türkiye’deki faşist rejim, Türkiyehalklarına karşı açık bir savaş ilanetmiştir. Bugün faşizme karşı direnişcephesinin desteğini sağlamak, her-zamankinden daha önemlidir. Çünkübaskıların, demagojilerin ve hukuk-suzlukların en üst düzeye ulaştığı busüreçte, direniş cephesini destekle-mek, Avrupa’daki kamuoyuna yönelik

örgütlenmeyi somut bir güce dönüş-türebilmeliyiz. Yani faşizme karşıdireniş cephesinin, cephe gerisiniyaratmalıyız.

Cephe gerisinin alanı, Avrupahalklarıdır, Avrupa’nın ilerici-de-mokrat-aydınları ve devrimcileridir,kamuoyudur.

Cephe gerisi aynı zamanda Av-rupa’da beş milyonun üzerinden ya-şayan emekçi Türkiye halkımızdır.

Cephe gerisi aynı zamanda dev-rimimizin lojistik, teknik ve insandesteğidir.

Güçlü bir cephe gerisi yaratmakiçin, güçlü bir dayanışma ve destekhareketi oluşturulmak zorunludur.Heyet çalışması da bunun bir parça-sıdır.

Avrupa’da güçlü bir dayanışmave destek hareketi oluşturmak içindayanacağımız güçler; Avrupa’nınilerici-demokrat ve devrimcileridir.İnsan hakları ve temel haklar ku-rumlaşma ve örgütlenmeleridir. Veen önemlisi de beş milyonun üze-rindeki Türkiyeli emekçilerdir. Buyönüyle, devrimimiz dünyada eşibenzeri bulunmaz bir destek gücünesahiptir. Böylesi bir güce sınırlı olarakYunanlılar ve Cezayirliler sahipti.Yunanistan’da ‘67’deki Albaylar Cun-tasının teşhirinde, Avrupa’da yaşayanYunanistanlı emekçilerin rolü bü-yüktür. Cuntanın ilk yılında, dahaAvrupa’da ne olup olmadığının bi-linmediği bir süreçte, İtalya’da Yu-nanistan milli takımının katıldığı birfutbol karşılaşmasında sahaya inenon binlerce insanın sloganları, Al-baylar Cuntasının katliamlarını teşhireden en etkili eylemlerden biri ol-muştur.

Yine Ceyazir Kurtuluş savaşında,Fransa’da yaşayan Cezayir’lilerinkurtuluş savaşının zaferindeki rolüçok belirleyici olmuştur.

Biz Türkiyelilerin durumu ise,hem Yunanistanlılardan ve hem de

HEYET ÇALIŞMASI,ENTERNASYONALİST BİR DİRENİŞTİR

AVRUPA’dakiBİZ

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

551FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 52: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Cezayirlilerden çok daha ileridir.Tüm Avrupa’ya yayılan ve on yıllardırbir şekilde örgütlü olarak varlığınısürdüren bir güç durumundadır. Buyönüyle imkanlar, olanaklar ve iliş-kiler açısından çok daha yerleşik veyaygın bir nüfus durumundadır. Em-peryalizmin her türlü asimilasyonpolitikasına rağmen halk tarih bilinciyüksek bir kitledir ve vatan bağlarıileri düzeydedir.

Heyet çalışmalarımızda yerala-bilecek insanlar çok geniştir. Faşizmeve adaletsizliğe karşı olan, demokratikhak ve özgürlüklerden yana olanherkesin yer alabileceği bir çalışmadır.

Heyetlerin Gündemi:Ülkemizin Gerçekliği

Oligarşi ve emperyalizm özellikleOHAL sonrası, ülkemizde tüm de-mokratik hak ve özgürlükleri ortadankaldırıp, tüm demokratik talepleriyasaklamaktadır.

AKP’nin halk düşmanı politika-ları, hergün onların işbirlikçi-uşaksözcüleri tarafından halka empozeedilmeye çalışılmaktadır. Göbelsözentisi Erdoğan, yeminli bir halkdüşmanı olarak coştukça coşmaktadır.Neredeyse, her yerde o ve halk düş-manı yasaklar hüküm sürmektedir.Ama bir yandan da hakkını vermekgerekli: Göbels’i çok iyi incelemiş.Ama uşaklık ruhuyla da bazen traji-komik duruma düşmektedir.

Göbels Erdoğan, 3 Ekim’de efen-disi ABD’ye adeta yalvarıyor: “Bizeniye FETÖ’yü vermiyorsunuz? Sizistediğinizde biz hemen teröristleri‘paketleyip’ size veriyoruz. Siz bizimstratejik ortağımız değil misiniz.Şimdi niye buna mahkeme karar ve-recek diyorsunuz. Biz size teröristleriverirken mahkeme karar verecek di-yor muyuz?...” Ama bir cevap ala-mıyor.

Göbels Erdoğan, 13 Ekim’de efen-disine yine uşak bir kedi gibi yalva-rıyor, bu sefer kuyruğunu da birazdik tutmaya çalışıyor: “Siz bize ‘te-rörist başını’ mahkeme kararıyla ver-mediniz ki, ‘paketleyip’, bir teröristörgütün liderine karşılık verdiniz.Bunları basın karşısında konuşmayındiyorsunuz, daha bildiklerimiz de

var, onları da sırası gelince anlata-cağız...” diyor ama yine cevap ala-mıyor.

Göbels Erdoğan, İstanbul’da dü-zenlenen “Uluslararası HukukçularKonferansı’na” katılıyor ve işbirlikçihukukçulara “Siz uluslararası hukukkonusunda akademik, bilimsel su-numlarınızı yapın” diyor ama hukuktanne anladığını da yine “paketleme hu-kuku” için ikna etmeye çalışıyor.

Yetmiyor... Akademisyenler top-lantısına katılıyor ve orada da “FE-TÖ’yü paketleyip versinler, biz dezaten onlar kimi istiyorsa paketleyipveriyoruz” diyebiliyor...

Göbels Erdoğan ve faşist AKP’ninhukuktan, akademik ve bilimsel çö-zümlerden ne anladığı işte bu kadaraçıktır.

Üniversitelerde açıklama yapar.Üniversiteli gençliğin örgütlenme vedirenme hakkının yasak olduğunuanlatır.

Darbeciliğe karşı mücadele de-magajisiyle mahallelere yönelik sal-dırıları gündeme getirdiler. Kürdis-tan’da birçok Sur, Cizre, Nusaybinvs. birçok mahalle ve şehri kana bu-ladılar. Binlerce genci katlettiler. Ku-şattıkları mahallelerin bodrumları iş-kenceli katliamların tezgahı halinegetirildi. İstanbul’da da halkın ma-hallelerine saldırarak, bir sindirmeoperasyonu başlattılar. Hedefleri HalkMeclislerini yok etmek ve devrimcimahalleleri yozlaştırmaktır. Bugünhalen bu politikayı yürütüyorlar. HalkMeclisleri binalarını yerle bir edip,HFG binasını işgal ederek karakolyaptılar . Mahallelerde devrimci mü-cadelenin yükselmesini engellemekiçin, yaygın gözaltılar yapıyorlar.Zaten OHAL’e dayanarak her gözaltı,bir aylık bir işkence süreci halinegetirildi. Ki, gözaltına alınanlarınçoğu da tutuklanmaktadır.

Sözde darbeye karşı mücadelediye, işkenceleri yeniden sistematikhale getirdiler. 12 Eylül darbe süre-cinde bile olmayan yasaklamalar,günlük uygulama haline getirildi.Hapishanelerde tutsaklara yönelikkitap saldırısıyla, onlarca yıldır iş-kencelerle sindiremedikleri devrimcitutsakları sindirmeye çalışıyorlar.

Sevcan’a ve Hakan’a yaptıkları iş-kenceler sadece küçük bir örnektir.Müvekkillerini savunan avukatlarınparmaklarını kırdırma, devrimci mü-zisyenlerin parmaklarını kırıp, kol-larını sakatlayarak işlerini yapamazhale getirmek... ve benzeri uygula-malar artık günlük yaşanan olaylarhaline gelmiştir.

Avrupa’daki DevrimciGençliğin Onur Kavgası

Sevcan Adıgüzel, Avrupa’dan Tür-kiye’ye giden ve orada Özgür Tutsakdirenişinde yer alan gençlerimizdenbiridir. Sevcan Avrupa’daki Türkiyeligençliğin örgütlenmesinde yer almışve halklarımızın bağımsızlık müca-delesine katılma kararı almış bir ar-kadaşımızdır.

Faşist AKP hükümetinin, tutsak-lara kitap saldırısına karşı, F Tipihücreleri yakan Özgür Tutsaklardanbiridir. Sevcan’a yönelik saldırılarve işkenceler; aynı zamanda Avru-pa’da mücadele yürüten gençliğe yö-neliktir.

Sevcan, dün kimsenin NSU mah-keme salonunun yakınına giremediğiortamlarda, insanlarımızın katili olanNeo-Nazilerden ve onların koruyu-cusu olan Alman emperyalizminekarşı sloganlarıyla halen, hepimizinhatırındadır. Şimdi de OHAL’in kitapsaldırısına karşı direniyor.

Sevcan’a sahip çıkmak, Avru-pa’daki devrimci gençliğin bir onursorunudur. Sevcan’a sahip çıkmak,kendine ve düşüncelerine sahip çık-maktır. Özgür Tutsaklarımız diren-dikleri için günlerdir işkence görüyor.Tutsaklarımız hemen hemen her günçeşitli keyfi uygulamalar yüzündentehdit edilip dövülmektedir. İşkencesistematik bir hale gelmiştir. Kadıntutsakların taciz edilmesi, göğüsle-rinden sıvı akacak derecede sıkılması,vücudunun çeşitli yerlerine iğne ba-tırılması, fiziksel ve insanlık onurunakarşı yapılan tacizler, kol bilek kır-malar, temel ihtiyaçların verilmemesigibi işkenceler yapılıyor. Sevcan buişkencelere maruz kalıyor. Ama di-reniyor.

Hakan İnci isimli 17 yaşındakitutsağa diz çöktürmek için olmadık

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!552

Page 53: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

işkenceler yapıyorlar. Hakan ise 17yaşındaki yüreğiyle zalime karşı 80milyonun direngenliğini temsil ediyor.Hakan’a diz çöktüremediler, halendimdik ayakta. Hakan’a yapılan iş-kencelere karşı avukatı Günay Dağ’aziyaret yerinde saldıran gardiyanlar,işkencelerle yerlerde sürükleyerekkafasını darp edip, parmaklarını kır-mıştır. Ama avukatlarımız da dire-niyor.

F Tiplerinde yalnızlaştırılıp dört

duvar arasındaki insanlarımıza iş-kence yapıyorlar. 17’sindeki genç-lerimize diz çöktürmeye çalışıyorlar.Bunun için yapmadıkları işkence vetaciz kalmıyor. Ama kendine AdaletBakanı diye bir şahıs “Artık hapis-hanelerde işkence var duyurularınıdikkate almayacağız” diyerek, iş-kenceye açık destek veriyor. Avu-katlara saldırarak işkence yapıyorlar.Savunmayı da yok etmeye ve halkı-mızı işkencecilerin tezgahlarına mah-

kum etmek istiyorlar. Sevcan ve Hakan’a yönelik sal-

dırılar ve avukatlarına yönelik iş-kencelere karşı uluslararası bir heyetçalışmasıyla karşılık verebiliriz. Av-rupa’daki tüm gençlik örgütleri, de-mokratik örgütler, hukukçular, iş-kenceleri tespit edecek doktorlar,hak ihlallerine yönelik kurumları vefaşizme karşı, Sevcan ve Hakan’ısavunan herkesi bu heyetlere katmayaçalışmalıyız.

AVRUPA’DA HEYET

ÇALIŞMALARI DENEYİMLERİ 12 Eylül cuntacılarının işkence ve baskılarını örten

sansür duvarları heyetlerin de çalışmalarıyla yırtılmıştır. Devrimci Sol Ana davası, ülkemizde en çok bağımsız

heyetin ziyaret ettiği bir direniş alanı olmuştur. Ülkemizgerçekleri, onların kamera ve fotoğraf makinalarının kare-leriyle bugüne taşınmıştır. Dayı’nın Metris Baştabya’dakisıkıyönetim mahkemesinde heyetlerle tutsaklar arasındakibariyerleri vurup yıkışı, ülkemize ve direnişimize bakışaçısını değiştirmiştir. Evet; Türkiye bir işkenceler ülkesidirama aynı zamanda bir direniş ülkesidir. Ve bu direnişinbaşında da Dayı var. Dayı’nın yarattığı Özgür Tutsaklık ge-leneği var.

Birinci Körfez Savaşı sırasında emperyalizm en büyükdarbeyi savaş alanında değil, ülkemizde yemişti. KamuoyunaN.A Mahkemesi diye yansıyan davada Nermin Alkan vearkadaşları duvarlara ve okul sıralarına “Savaşa Hayır” slo-ganları yazmaktan dolayı ağır hapisle cezalandırılmak iste-niyordu. Devrimci avukatlar her şekilde savunma içindeydi.Enternasyonal heyetler de mahkemenin her duruşmasındayeralıyordu. Avukatların savunmaları engellendiğinde ise,hep birlikte cüppelerini hakimlerin üzerine atıp, işkencecilerinsaldırısına karşı da yumruklarıyla direnmişlerdi. Bu direnişde enternasyonal heyetlerin kameraları ile dünyanın basınınaulaşmış ve N.A nezdinde mahkum edilmek istenen direniş,tüm dünyaya meşruluğunu kabullendirmişti.

Küçükarmutlu mahallesinin yıkılması için yaşadığı enbüyük tehlikeyi de yine yaygın şekilde örgütlenen heyetlerinde içinde yer aldığı direniş bertaraf etmiştir. Haftalar boyuncaKüçükarmutlu direnişinde zincirleme şekilde arka arkayaörgütlenen heyetler de direnişin bir parçası haline geldi.Heyetler, sadece sorunları tespit edip, kendi ülkelerindeteşhir etmenin yanısıra, bizzat Küçükarmutluya karşısaldırılara da canlı kalkanlar olmuştur.

Tüm bu heyetlerde yer alanlar dünyada umudun halenolduğunu, umudun adının da direnenler olduğunu, kendilerininde bundan öğrendiklerini defalarca teslim etmişlerdir. Onlar,moral vermek için gittikleri vatan topraklarından moral vemotivasyon dolu olarak dönmüşlerdir.

BİR HEYET ORGANİZE ETMEKÇOK KOLAYDIR

Çünkü, ülkemizdeki zulmü kabullenmeyenmilyonlarca insan vardır. Sorun, bu insanlaraulaşmak ve organize etmektir.

Bunun için tüm ilişkilerimizi bilgilendir-meliyiz. Heyeti ne için gönderdiğimizi anlat-malıyız.

Karşımıza çıkacak sadece iki sorun vardır: Birincisi; yol ve ülkede yapılacak olan mas-

raflar. İkincisi; gidecek kişilerin birbirlerine ortak

bir tarih belirlemektir. Çözümler: Yol ve ülkede kalma masrafları her halukarda

çözülebilecek bir sorundur. Ülkede de heyeti-mize kapısını açacak onlarca ailemiz var. Çokaz bir masrafla ve dayanışma ile ihtiyaçlarkarşılanabilir.

TEK YAPMAMIZ GEREKEN: İkna ettiği-miz insanlarla bir toplantı yapıp, plan veprogram çıkarmak ve bunun takipçisi olmaktır.

Sanatımızla OHALKarşında DurmayaDirenmeye Devam

Edeceğiz Fotoğraf ve Sinema Emekçileri tarafından 13-14Ekim'de Kadıköy’de ve Beşiktaş’ta ‘4. Sanat Bu-luşması’ afişlerinden 50 tane asılırken festival bil-dirilerinden 600 tane dağıtıldı. Yapılan çalışmadahalkla OHAL ve sanat üzerine sohbet edilip halkfestivale çağrıldı.

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

53FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 54: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Av ru pa’da

Akp Faşizmi Ülke’ye Giden Türkiyeli Göçmenleri veYakınlarını Ülkeden Göndermeyip Rehin Tutuyor! AKP FAŞİZMİ; MULLA ZİNCİR’DEN SONRA AYŞENÇETİNTAŞ’I DA REHİN TUTTU!

Fransa Nancy’den yaz aylarında ailesi ve çocukları ileMaraş- Nurhak’a giden MULLA ZİNCİR isimli Türkiyeli birgöçmen, pasaportu elinden alınarak haftalardır ülkede zorlatutuluyor…

Eşi ve çocuklarının yaşadıkları Fransa-Nancy’e dönmesineizin verilen MULLA ZİNCİR gerekçesiz bir biçimde Fransa’yagönderilmiyor…

MULLA ZİNCİR’den sonra bu kez de eşi ve çocuğu ileFransa- Paris’te yaşayan AYŞEN ÇETİNTAŞ’ın da İstanbul’dançıkışı engellendi…

Eşi politik göçmen olan AYŞEN ÇETİNTAŞ, 11 EkimSalı günü 8 aylık çocuğu ile havaalanına Paris’e gelmek içingeldiğinde polisin sorgusu ile karşılaştı. Eşinin ne iş yaptığını,arkadaşlarının kimler olduğunu vb. soran polis, çocuklu biranneyi saatlerce gözaltında tuttu…

AKP faşizmi hemen her gün halklarımıza saldırmakta yenikatliam planları yapmaktadır. Öyle ki, bizleri “Ülkemize gide-meyecek” hale getirmeye çalışıyorlar… Tutuklayarak, pasaport-larımızı zorla elimizden alarak bizi korkutmaya çalışıyorlar…

AKP FAŞİZMİNİN SALDIRILARI KARŞISINDA YIL-MAYACAK VE MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECE-ĞİZ!

– MULLA ZİNCİR VE AYŞEN ÇETİNTAŞ’ın pasaportlarıgeri verilsin!

– MULLA ZİNCİR VE AYŞEN ÇETİNTAŞ’ın çıkış ya-sakları kaldırılsın!

– Kahrolsun Faşizm! Yaşasın Mücadelemiz! FRANSA ÖZGÜRLÜK KOMİTESİ

Paris Halk Cephesi OHAL’e Karşıİmza Kampanyasını Sürdürüyor!

15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek OHALilan edip AKP’ye karşı olan herkese savaş açan AKP fa-şizmi, asıl olarak halkı ve devrimcileri hedef alıyor.OHAL ile kamu emekçilerinden işçilere, öğrencilere,öğretmenlere, mahallelerimize, derneklerimize saldırıyor.İnsanlarımızı sokak ortalarında kaçırıp günlerce, haftalarcagözaltında tutup işkencelerden geçiriyor ve işkenceleriniartık açıktan savunuyor faşizm.

Biz devrimciler, faşizmin teslim alma yok etme da-yatmalarına karşı dişimizle tırnağımızla direnecek, sila-hımızla, taşımızla, barikatlarımızla, Halk Meclislerimizlefaşizme karşı örgütlülüklerimizi büyüterek savaşacağız.

Paris Halk Cephesi olarak OHAL’e karşı topladığımızimzalarımızla halkımızı mücadele etmeye çağırıyoruz.

14 Ekim Cuma günü TBMM’ye 114 imza gönderdik.İmzalarımızı toplamaya ve halkımızı OHAL’e karşı yü-rüttüğümüz mücadeleye çağırmaya devam edeceğiz.

OHAL’E SON! OHAL’İ TANIMIYORUZ! KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN MÜCADELE-

MİZ! PARİS HALK CEPHESİ

NRW Dev-Genç Devrimci Tutsaklara YönelikSaldırıları Protesto Etmek İçinEylem Düzenledi

14 Ekim günü saat 11.00’de başlayan protesto eylemiEssen Türkiye konsolosluğu önünde yapıldı. Okunan açıklamaile başlayan eylem ardından Almanca ve Türkçe sloganlarile devam etti.

Eyleme toplam 6 kişi katıldı. NRW Dev-Genç

GERÇEĞİN SESİ YÜRÜYÜŞ DERGİSİDOSTLARIMIZIN DÜĞÜNÜNDEYDİ!

Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ekim Pazar günü dost-larımızın en mutlu günü olan düğününlerinde, gerçeğinsesi Yürüyüş dergisi standını açtık…

Açılan stantta gerçeğin sesi Yürüyüş dergisi ve ki-taplarımız vardı.

Düğünde masa masa gezilerek Yürüyüş dergisi dağı-tıldı. Toplam 11 dergi ve 2 kitap satıldı. Stantta dostlarımızile çeşitli konularda sohbet edildi..

Fransa YÜRÜYÜŞ Dergisi Okurları

Dev-Genç’liler Hollanda’da

Yazılama Yaptı10 Ekim Pazartesi günü Hollanda’nın Rotterdam şehrinde

Dev-Genç’liler faşist AKP iktidarının OHAL bahanesiyleher yerde devrimcilere karşı yaptığı baskıları, işkencelerive kaçırmaları teşhir etmek için yazılama yaptı.

Duvarlara: “Baskılar Bizi Yıldıramaz – Cephe”, “Gazi’ninHesabını Soracağız – Cephe”, “Gazi CEPHE’dir”, “OHAL’iTanımıyoruz”, “Sümüklü Damat, Gazi CEPHE’dir Bitire-mezsiniz – Cephe”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz –Cephe”, “Gecekondulardan Gelip Saraylarınızı Yıkacağız– DHKC SPB”, “Umudun Adı DHKP-C”, “DHKP-C”,“DHKC SPB”, “DEV-GENÇ” yazıldı.

Baskılar Bizi Yıldıramaz!

Dortmund Gençlik Korosuna Çağrı Dortmund Aile ve Gençlik Dayanışma Evi (DayEv)

Gençlik korosu kuruluyor. Sesimize ses katın, gelin türküle-rimizi birlikte söyleyelim…

Yürüyüş

23 Ekim2016

Sayı: 544

AKP FAŞİZMİ OHAL VE YASAKLARLA 80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ!54

Page 55: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

DayEv Emekçisi Müslüm İbiş’i Kaybettik DayEv’in emekçilerinden, yıllardır derneğimizi sahip-

lenen, emek veren arkadaşımız Müslüm İbiş’i 14 Ekim2016 gecesi saat 23.00’te bir kalp krizi sonucu kaybettik.Kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Ailesine, dostlarınave tüm DayEv çevresine ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz.

Dortmund DayEv (Aile ve Gençlik Dayanışma Evi)

NRW Dev-Genç’den Açıklama: İşkence Yapmak Şerefsizliktir! SevcanAdıgüzel ve Hakan İnci Onurumuzdur!

Silivri Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Sevcan Adı-güzel ve Maltepe Çocuk Hapishanesi’nde tutuklu bulunanHakan İnci’ye AKP´nin paralı köpekleri tarafındanişkence yapılmıştır. Özgür Tutsak Sevcan Adıgüzel’ingözüne tekme atılmış ve gözünden beyaz bir sıvı akmıştır.

Ayrıca ismi Türker olan ahlaksız, köpek bir gardiyantarafından taciz edilmiştir. Dev-Genç’li Hakan İnci ise 7Ekim Cuma günü Maltepe Çocuk Hapishanesi’nde ayaktasayım vermediği için gardiyanlar tarafından saldırıyauğramış, işkence yapılmış ve hücreye atılmıştır.

Yoldaşlarımızın başına gelecek her şeyden hapishaneyönetimleri ve gardiyanları sorumludur. İşkence yapmaktanvazgeçin. Devrimci tutsaklara uzanan o kirli elleri kıracağız.

Sevcan Adıgüzel ve Hakan İnci Onurumuzdur! Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur! İşkence Yapmak Şerefsizliktir! NRW Dev-Genç

Almanya Mannheim’da9 Ekim Pazar Günü Kahvaltı

ve Panel GerçekleştirildiYaz sezonunun bitmesinden sonra ilk defa bir etkinlikte

bir araya gelinmesinden dolayı sıcak sohbetler edilerekhasret giderildi. Herkesin kolektif bir şekilde hazırlayıpgetirdiği kahvaltılıkların hazırlanmasından sonra hoşgeldin konuşması ile birlikte kahvaltıya geçildi.

Panelde ilk önce oğlu Hasan Ferit Gedik UyuşturucuyaKarşı Savaş ve Kurtuluş Merkezi’nde tedavi gören veuyuşturucuyu çok kısa bir sürede bırakan bir anneninanlatımlarının yer aldığı sinevizyon izlendi. Sonrasındaise kahvaltıya katılan konuğumuz, egemenlerin uyuştu-rucuyu, kumarı, fuhuşu kullanarak insanlığı nasıl yoz-laştırdıklarından; onları düşünemeyen, hareket edemeyenumutsuz insanlara nasıl dönüştürdüğünden ve bununkarşısında direnen devrimcilerin varlığından bahsetti.

Saat 11.00’da başlayan ve 16.00’da sona eren kahvaltıve panele yaklaşık 50 kişi katıldı.

Londra’daYürüyüş DergisiStandı

3 yıldır her Cumartesiolduğu gibi bu Cumarteside 14.00 – 16.00 arası Wo-odgreen Kütüphanesiönünde açılan Yürüyüş dergisi standıyla tüm baskılara vesaldırılara rağmen halklarımıza gerçekleri anlatmaya vedergimizi sahiplenmeye devam ediyoruz ve edeceğiz!

Yağmura rağmen açılan standımızda 7 Yürüyüş dergisi,1 Ahmet Kulaksız’ın “Her şeyin Başladığı Yerden” kitabı,6 “Bizim Gençlik Dergisi”, ve tutsaklarımızın direnişinianlatan bildiriler halkımıza ulaştırıldı.

İngiltere Yürüyüş Dergisi Temsilciliği

Köln Merkez Tren İstasyonu Önünde TürkiyeHapishanelerindeki Devrimci Tutsaklar Üzerindeİşkence, Baskı Uygulamalarını Ve Hak GasplarınıProtesto Eylemi Yapıldı

Almanya Anadolu Federasyonu tarafından yapılan pro-testo eylemi, saat 18.00’de başladı. Eylem boyuncaAlmanca ve Türkçe konuşmalar yapıldı. Bildiriler dağıtıldı.Sloganlar atıldı. İkili üçlü bilgilendirmeler yapıldı.

Yaklaşık bir saat süren eylem saat 19.0’da alkışlarlasona erdirildi.

Essen Türkiye Konsolosluğu ÖnündeNrw Dev-Genç Tarafından DevrimciTutsaklar İçin Destek Eylemi Yapıldı

Eylem boyuncu faşistler kitleyi provoke etmeyeçalıştı.

İşte kitleye hakaret eden küfürler eden faşistlerdenbiri: Helmut Reiter GmbH´da çalışıyor. Plakası: E-HR-2130

NRW Dev-Genç

İsviçre’de Ohal’e Karşı Pankart Açma EylemiYapıldı

İsviçre’nin Basel şehrinde Türkiye’de uygulananOHAL’e karşı pankart açma eylemi yapıldı.

Basel Boran Kültür Merkezi’nin yaptığı eylem, şehrinçeşitli yerlerinde gerçekleştirildi. Olağanüstü hal uygu-lamalarını protesto etmek ve İsviçre’de yaşayanları bil-gilendirmek amaçlı yapılan eylem, Basel`in üç ayrımerkezi yerinde gerçekleştirildi.

İsviçre Zürich’te Eğlence Gecesi Düzenlendi İlk kez düzenlenen eğlence gecesi bundan sonra iki

ayda bir düzenli olarak yapılacak. İki ailenin bütün programı üstlendiği eğlence gecesine

yaklaşık 50 kişi katıldı. Düzenin yoz kültürüne alternatifolarak hazırlanan eğlence gecesi aynı zamanda ailelerinyakınlaşmasına ve dostluğun gelişmesine de hizmetediyor.

23 Ekim2016

Yürüyüş

Sayı: 544

55FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

Page 56: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

... emperyalizm ve işbirlikçileri asla ama asla halkın kurtuluşmücadelesini boğamayacaktır. Asla ama asla sosyalizm idealiniyok edemeyecekler...” Eyüp Samur

31 Ekim - 6 Kasım

Numan KAYGUSUZ:1956 doğumludur. Yıldız DMMA'da

Dev-Genç saflarında mücadele ediyordu. 4Kasım 1978'de İstanbul Şehremini'de faşistlertarafından kaçırılıp işkenceyle katledildi.

Numan Kaygusuz

Hikmet KURU, Alaattin GENÇ,Ahmet ÇOBAN, Kadir DOĞAN:Karadeniz’in yoksul köylü ailelerinin çocuklarıydı.

Devrim mücadelesine gönül vermiş, devrimci hareketinmücadelesine katılmışlardı. Halkın devrimci uyanışınıfaşist terörle boğmak isteyenler tarafından Kasım 1979’daOrdu Aybastı’da faşistler tarafından katledildiler.

Hikmet Kuru

Ahmet ARIÖZ,Orhan Veli SAYDEMİR:Vatan dergisinin dağıtımcısı

ve aynı zamanda bir tutsak yakınıolan Ahmet ile Vatan okuru olanOrhan, devrimci düşüncelerinyayılması için çalışan devrimci-lerdi. 3 Kasım 1999'da Isparta'da

geçirdikleri trafik kazasında yaşamlarını yitirdiler.Ahmet Arıöz, Isparta’da halkın devrimci mücadelesini ör-

gütlemeye, halka devrimci düşünceleri taşımaya çalışan bir ta-raftardı. Aynı zamanda bir tutsak yakınıydı.

Orhan Veli Saydemir, devrimci hareketin taraftarıydı. Geri-ciliğe, faşizme karşı devrimci düşüncelerin yayılması içinçaba gösteren bir devrimciydi.

Ahmet Arıöz Orhan Veli Saydemir

Arzu GÜLER, Sultan YILDIZ, Bülent DURGAÇ,Barış KAŞ:

5 Kasım 2001’de, oligarşinin Küçükarmutlu’daki direnişevine gerçekleştirdiği katliamda şehit düştüler.

8 Mart 1978 Tunceli Hozat doğumlu olan Arzu, 1992’demücadeleye katıldı. İstanbul Bahçelievler’de Devrimci HalkGüçleri içinde mücadelesini sürdürürken, F Tiplerinin gündemegelmesi üzerine, 4 Haziran 2001’de TAYAD’lıların İkinci ÖlümOrucu Ekibi’nde taktığı kızıl bandını, şehit düşene kadar onurlataşıdı.

20 Şubat 1973 Sivas-Kangal’ın Topardıç Köyü’nde doğanSultan, Kırşehir’de Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğren-cisiyken mücadelede yer aldı. 1999'da İstanbul’da Kurtuluşgazetesinde çalışmaya başladı. 2000’de ise, F Tipi hapishanelerekarşı TAYAD’lıların içindeydi. Küçükarmutlu’nun ölüm oruç-larının sürdürüldüğü bir direniş mahallesi olmasıyla, onun mü-cadele alanı da Küçükarmutlu oldu.

25 Eylül 1974, Kahramanmaraş, Afşin, Çomudüz Köyü’ndedoğan Bülent, 1991’de mücadeleye katıldı. Mersin’de 1993’tetutsak düştü. 1996 Ölüm Orucu’nda Birinci Ekip’te yer aldı. 19Aralık 2000 Katliamı’nda Bursa Hapishanesi’ndeydi. 13 Ekim2001’de Adli Tıp raporuyla Edirne F Tipi’nden tahliye edildi.Küçükarmutlu’da katledildiğinde tahliye edileli henüz iki haftaolmuştu.

1981 Dersim Pertek Doğrultay Köyü’nde doğan Barış, ço-cukluğundan itibaren devrimcileri, gerillaları tanıdı. Akrabala-rından tutsaklar vardı, kendisi de mücadele içinde iki kez kısasüreli tutsaklıklar yaşadı. 2000 Ölüm Orucu Direnişi sürecinde,Küçükarmutlu’daki direnişçilere destek olmak için Dersim’denKüçükarmutlu’ya gelmişti. İnandığı değerler uğruna ölümsüz-leşti.

Arzu Güler

Necdet PİŞMİŞLER:1955 Bursa doğumlu olan Necdet, dev-

rimci düşüncelerle lise yıllarında tanıştı.1974-75 yıllarında İstanbul’da Cepheliler’insaflarında mücadeleye katıldı. Liseli Dev-Genç ve Bursa mahalli alan sorumluluğunuüstlendi. 1980’de tutsak düştü. Tutsaklığınafirar eylemi ile son verdikten sonra, kır ör-

gütlenmesinde görevlendirildi. Devrimci hareketin kır ge-rillası geleneğinin yaratıcılarından biri olarak, 5 Kasım1981’de Ordu Aybastı’da jandarmayla girdiği çatışmadaşehit düştü.

Necdet Pişmişler

Birol KARASU:1966 Giresun Şebinkarahisar doğumlu.

İstanbul’da büyüdü. 1988'de devrimcilerletanıştı ve 1990'lı yılların ikinci yarısındaçeşitli örgütlülükler içinde yer aldı. 6 Kasım2006’da, yozlaşmaya karşı mücadeledeölümsüzleşti. Birol Karasu

Alaattin GençSultan Yıldız Bülent Durgaç Barış Kaş

Ahmet Çoban Kadir Doğan

Page 57: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

Resmi duruyor hemen yanıbaşımda, gülen gözleriyle ba-kıyor bana. Diğer resimde ise Zehra'nın cenazesinde, Zehra'nınresmini taşıyor, alnında kızıl bandı, üzerinde kırmızı tişörtü,slogan atarken çekilmiş... Ona bakıyorum yorulduğumda,ya da dinlenirken... Resimler bu kadar mı canlı olur? Gözleri,sanki sürekli parlıyor. Gözleri bizim üzerimizde, gülümsüyor...Radyodaki türkü sanki bu anı bütünleştiriyor;

"İsterim ki sendenİsterim kiYılgınlıkta inançZulme karşı direnç olasınYürüyesin gönlümün yollarındaSarasın beni sarasın"

Ömür dediğin gelip geçiyor bir su gibi... Önceleri gençölümlere çok içerlerdim, daha yaşayacağı günler var derdim,ayak uçlarımdan başıma kadar bir titreme alırdı beni. Dev-rimcilik sonrası ise her ölümde bu duyguyu yine dolu doluhissettim. Ama bu kez "daha yapacakları vardı" diye düşün-müyorum.

Arzu bir solukta yaşadı hayatı, kavgayı... Önemli olan çokyaşamak değil, mutlaka yaşarken yaptıklarında giderken geridebir şeyler bırakmaktı önemli olan. Yaşamını, karşılık bekle-meksizin kavgaya sunabilmekti. Hem de hesap-kitap yapmadan,mertçe, fütursuzca dalmak kavganın içerisine... Geriye dönüpbaktığımda; "bunu Arzu'da başardı" diyorum.

8 Mart 1978'de Dersim’in Hozat ilçesinde doğdu Arzu...Ailesi yoksuldu. Bu nedenle Dersim’de ortaokula kadarokuyabildi. Bu yıllar, Dersim’de devletin halk üzerindekibaskı ve şiddetini arttırdığı yıllardır... Hem çevresinde, hemde akrabalarının arasında devrimcilik yapanlar bulunduğundan,genç yaştan itibaren devrimcileri tanıdı. İlk gözaltısını daHozat'ta yaşadı. Arzu artık devrimci mücadeleyi evindenizleyen değil, bizzat içerisinde yer alan duruma gelmeyebaşlamıştır... Bu yıllarda akrabalarından şehit düşenler ol-muştur. Bunlar, Arzu'da, devrimcilik konusunda büyük etkiyaratmıştır.

Aynı yıllarda önce Mersin'e, ardından İstanbul Bağcılar'ataşınırlar. Arzu'nun devrimcilik yaşamında aktif olarak yeralması 20 yaşında başlar ve devrimcilikte iddialıdır. 96 yılında,84 Ölüm Orucu Şehitlerini Anma Etkinlikleri'nde ve 96 ÖlümOrucu Şehitleri Anması'nda iki defa gözaltına alınır. 98 yılındamahallesinde bir başka gruptan biri ile evlenir. Bu süreiçerisinde kısa bir dönem örgütlü yaşamdan kopar. Eşinin

tercihi farklıdır, eşi düzeni tercih etmektedir; Arzu ise dev-rimcilik yapmak istemektedir. Evlilikleri fiili olarak biter.Arzu tercihini tamamıyla devrimcilikten yana yapmıştır...Bahçelievler'de mahalli alanda örgütlenme ile uğraşır.

Dergi dağıtır, afiş yapıştırır, eylemlere koşar, yazılamalaraçıkar, korsanlara katılır Arzu… F tiplerine karşı dışarıdamuhalefeti örgütlemekte görevler alır. Bu süre içerisindekardeşi kısa bir tutsaklık yaşar...

Sessiz ve sakin bir yoldaşımızdı Arzu. Ama geleceğeyönelik duygu ve düşüncelerini açık-samimice paylaşırdı.Sadeliği, yalınlığı ile anlatır, gösterişe kaçmaz, abartmazdı.Doğaldı yani. Eksikliklerini kapatmak için hızlı bir uğraş içe-risinde olur sorar, araştırır, tartışırdı, kavramaya çalışırdı.

Birgün sorumlu yoldaşıyla buluşup, eğitim çalışmasınıyapacakları eve doğru epey uzun bir yol yürümüşler. O günhastalanmış olmasına rağmen bunu kendine bir engel olarakgörmeyip çalışmaya daha fazla önem vermişti... Eğitim ça-lışmasındaki ısrarı, çabası onu çok geliştirmiş, kısa zamandaazımsanmayacak adımlar atmıştı. Oldukça zeki bir yoldaşı-mızdı. Çok çabuk kavrıyordu.

İlişkilerinde oldukça titiz-özenli bir yoldaşımızdı Arzu.Mütevaziliği, emekçiliği ile mahalle halkının kalbinde yeredinmişti kendine. Gittiği evlerde çocuklarla oynar, şakalaşır,ev sahipleriyle sohbet eder, bir diyalog yakalamaya çalışırdı."Bu gençtir, anlamaz" demezdi hiç kimse. Olgunluğuyla ağır-lığını koyuyordu ortaya Arzu. Yani, kimseye sorunlarını an-latması konusunda ısrarcı olmuyor, tavır ve yaklaşımlarıylakarşısındakini buna mecbur kılıyordu. Bir nevi "abla" olarakgörülüyordu. Konuştuğu kişiye olan saygısını, ona değer ver-diğini tavır ve konuşmasından anlamak mümkündü...

20 Ekim 2000'de tutsaklarımız Ölüm Orucuna başlamıştı.Arzu ile bu süre içerisinde birçok defa gözaltına alındık.Tavrı çok iyiydi her seferinde. Çevik kuvvet polisleri tarafındangözaltına alındığımızda dayatmalar arabada başladı. "...ellerinibirleştir... kafanı eğ... sağa bakma... sola bakma... sloganatma..." küfürleri, hakaretleri tarafımızca karşılıksız bırakılmıyor,cevapları veriliyordu. Polis gözaltında süren bu dayatmalarzincirine verilen cevap aynı zamanda o kişinin aynasıydı.Arzu da gözükara, militan bir yoldaşımızdı. Birçok defagözaltına alındı, destek açlık grevlerine katıldı...

Yine bir destek açlık grevi için toplanmıştık. Bahçelievler,Esenler ve Esenyurt CHP'de 3'er günlük sürelerle sürecek 9günlük açlık grevimiz ölüm orucunun 52. gününde başlamıştı.Ziyaretçilerimizden biri de Arzu'ydu. İlk grupta kardeşi deaçlık grevindeydi, ondan 3 gün sonra da Arzu katılacaktıaçlık grevine. Arzu'nun kitle içerisinde çok ön plandadurduğu olmazdı. Yaşamın tümünde vardı ama öne çıkmamayıbaşarırdı... Uzaktı bunlar Arzu'ya. Kendisine sorsak bununfarkında bile değildi belki. Mütevazilik yaşamının doğal birparçası haline gelmişti onun.

Açlık grevimiz 55. günde Esenler'e taşındığında bu kezalnında kızıl bandı ile Arzu da vardı. Ben yine devam edi-yordum ve kendimi bu konuda çok şanslı hissediyordum.Zira Arzu ile tüm sohbetlerimiz bu 3 günlük açlık grevisüresi içinde olmuştur. Yeni yerimize sabah geldiğimiz içinziyaretçilerimiz gelmemişti daha. Arzu ile karşılıklı oturupsigara ve kuşburnu eşliğinde sohbete başladık. o suskun,

Arzu Güler’i Bir yoldaşı anlatıyor:

"Şehit mi düşeceğiz?"

Anıları Mirasımız

Çetin GENÇDOĞAN:1965 Dersim doğumlu. 1992 yılında

gittiği Almanya'da mücadeleye katıldı. Dar-beci kontralar tarafından 6 Kasım 1994’te,Köln’de katledildi.

Çetin Gençdoğan

Page 58: Sömürülen, Zulme Uğrayan Halkın En Büyük Gücü ...yuruyus.biz/pdf/pdf/544.pdf · hibiz. Oligarşinin saldırılarını buna dayanarak zafer gerekçemiz yapa-cağız. Emperyalizm

sessiz Arzu gitmiş, oldukça güzel sohbetli bir Arzu gelmiştisanki. Sıkmadan, olayları abartmadan anlatan, kendindenneredeyse hiç bahsetmeyen bir Arzu vardı karşımda. Devamlıkardeşini, yaşadıkları anıları anlatıyor. Kardeşini çok seviyorve değer veriyordu... Konuşurken sık sık da alnındaki kızılbandı düzeltmeyi ihmal etmiyordu.

Akşam olduğunda, ziyaretçilerin de kalabalık olduğubir sırada, aralarında Arzu'nun da olduğu bir grup tiyatrooyunu sergilemek için hazırlık yapmaya başladılar. Biz debu hazırlık süresinde ziyaretçilerle konuşuyorduk. EsenlerCHP'nin odası hınca hınç dolmuştu. Bir süre sonra görevliarkadaş tiyatro oyununun sahneleneceğini haber verdi. He-pimiz yerlerimizi aldık. Konu; Ölüm Orucu idi... Ne gibibir performans sergileyeceklerdi merak ediyorduk doğrusu.Arzu; bir anayı canlandırıyordu. Kızı tutsak düşüyor. Ka-binlerde bir de erkek arkadaş var, 3 kişi arasında oyun sü-rüyordu;

Arzu rolünü çok doğal oynamıştı…19 Aralık sonrası Arzu'yla yine karşılaşmıştık Bağcılar'da.

Ana caddelerden birinde kitlesel bir korsan gösteri gerçek-leştirilmişti. Arzu'yu, yolu trafiğe kapatan, molotof şişeleriniatarken görmeliydiniz. Bir sanatçı titizliği ile yatay vuruyorduşişeleri yola. Cadde boydan boya alev içinde kalıyordu.Sonra aldığı diğer şişeleri cadde üzerindeki hedeflere fırla-tırken de tıpkı tiyatroda olduğu gibi görevini en iyi şekildeyerine getiriyordu.

Direniş F tiplerinde yeni ekiplerle sürerken, dışarıda 2.

ekiplerin çıkacağını duyduğunda Arzu kardeşi ile birlikteölüm orucuna gönüllü olur. Ve 2. ekipte yer alırlar. Zehrave Canan'dan sonra iki kızkardeşin daha ölüm orucuna baş-laması medyanın ilgisini de onlara çevirmiştir bir süre.

Ama başlarken verdikleri sözü bir tek Arzu yerinegetirdi... Kardeşi bırakacağını söylediğinde önce uzun uzunkonuşmuş, ona ihaneti-ailemizi-halkı-yeniden yeniden an-latmış, bu düşüncesinden geri döndürmeye çalışmıştır...Ama kardeşi artık midesi ile düşünür olduğundan "Benimsenin gibi bir kardeşim yok" demiş, ve "Benim ailem Parti-Cephe'dir" diyerek ihaneti lanetleşmişti.

Ölüm orucuna kararlılıkla devam etti ondan sonra da. 5 Kasım günü Armutlu Katliamı’nda yatağından kalka-

mayacak kadar durumu ağırlaşmıştı... Ölüm Oruçcularınıvermemek için bedenlerinden barikat kuran Sultan, Bülentve Barış'ın katledilmesiyle birlikte Arzu şehitliği o kadararzulamaktadır ki, son sözleri bile "Şehit mi düşeceğiz..."olmuştur. Ölüm onun ellerinde bu kadar sıradanlaşmış vesadeleşmiştir.

Armutlu Katliamı’nı protesto için bedenini meşaleyeçeviren Nail Çavuş yoldaşımızın bir sözü vardı, "Alnımızdakikızılbandı apolet, ölümü tiyatro oyunu sananlardan değiliz"diyordu... Arzu açlık grevi yaptığımız binadaki tiyatro ro-lündeki kadar doğal, sade, yalın, gösterişsiz gitti ölüme vebir tiyatro oyunu olmadığını gösterdi kavganın... Ve Anadolutopraklarına düşen bereketli bir tohum olarak ölümsüzleş-ti...

Tecrit'e Karşı Ailelerin BirliğiKurultayına Herkesi Bekliyoruz

30 yıldır hapishanelerdeki faşist uygu-lamalara, işkencelere, hak gasplarına karşıevlatlarıyla birlikte omuz omuza mücadeleeden TAYAD’lı Aileler, Sevgi ErdoğanVefa Evi’yle büyüttükleri mücadelelerinidaha da ileri taşıyorlar. AKP’nin hapisha-nelerde baskıyı giderek artırdığı süreçtehapishanelerdeki Özgür Tutsaklar 15 Tem-muz’da bir direniş başlatmıştı, bu direnişkapsamında tüm hapishanelerde yüzlerceeylem yapıldı. Hücreler direnişin ateşiyleyakıldı. Tutsaklar taleplerini elde edinceye

kadar mücadeleye devam ede-cekler. Tutsak aileleri evlatla-rının gördüğü işkence ve hakgasplarına karşı 30 Ekim’deKüçükarmutlu Cem ve KültürEvinde bir araya geliyorlar.

TAYAD’lı Aileler, ÖzgürTutsakların onurlu direnişinedestek olmak isteyen, söyle-yecek sözü olan tüm aileleri,tüm dostları, eski tutsakları

“Tecrite Karşı Ailelerin Birliği Kurultayına” KüçükarmutluCem ve Kültür Evine bekliyor.

TAYAD’lı Aileler

���

Sevgi Erdoğan Vefa Evi’nde

Kalan Aileler Tutsak Ürünleri

Standı Açtı

İstanbul Armutlu Mahallesi’nde Vefa Evinde kalan aileler16 Ekim’de Armutlu Meydanı'nda tutsak ürünleri standıaçtı. 11.00- 17.30 arası açık kalan standa halkın ilgisiyoğundu. Standa gelen insanlara Vefa Evi, kuruluş amacıanlatıldı.

���

İşkencecileri Teşhir Etmeye Devam Edeceğizİzmir TAYAD’lılar, 16 Ekim’de Asarlık ve Doğançay

mahallelerinde halk düşmanı Şakran Hapishanesi 2. MüdürüMehmet Davarcıoğlu’nu teşhir eden pullamaları yapıştırdılar.Bazı insanlar sticker isteyerek bu halk düşmanını hafızasınakaydetti.

Zalimin Zulmüne Karşı DirenenleriAnmaya, Sahiplenmeye Devam Edeceğiz

Avcılar Yeşilkent Halk Meclisi tarafından 16 Ekim'de Mu-harrem ayı dolayısıyla aşure dağıtımı yapıldı. 2 TemmuzParkı'nda ailelerin yardımıyla pişirilen aşure parkın çevresine,esnaflara ve ailelere dağıtıldı. Sonrasında Pazar girişine depankart asılarak aşure dağıtıldı. Yapılan faaliyette 1500 kişilikaşure dağıtıldı. Yapılan çalışma yoğun ilgi ile karşılandı.