kadinlar! emperyal‹zme irkÇili⁄a brtan altunbafi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0...

50
Haklar ve Özgürlükler Cephesi: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A SÖMÜRÜYE KARfiI B‹RLEfiEL‹M! BRTAN ALTUNBAfi DAVASI, FAfi‹ZM‹N AYNASIDIR! 1991-2007; 16 y›lda hükümetler de¤iflti. ‹flkencecileri koruma politikas› de¤iflmedi... Birtan Altunbafl 16 Ocak 1991’de iflkencede katledildi. Dava halen sürüyor... www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 93 25 fiubat 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected]

Upload: others

Post on 10-Sep-2019

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Haklar ve Özgürlükler Cephesi:

KADINLAR!EMPERYAL‹ZME

IRKÇILI⁄ASÖMÜRÜYE KARfiI

B‹RLEfiEL‹M!

B‹RTANALTUNBAfi DAVASI,

FAfi‹ZM‹NAYNASIDIR!

1991-2007; 16 y›ldahükümetler de¤iflti.‹flkencecileri korumapolitikas› de¤iflmedi...

Birtan Altunbafl16 Ocak 1991’deiflkencede katledildi.Dava halen sürüyor...

www.yuruyus.comH a f t a l › k D e r g i / S a y › : 9 3

25 fiubat 2007F i y a t › : 1 Y T L( k d v d a h i l )

[email protected]

Page 2: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

"Dostlar Yoldafllar,

20 Ekim 2000'de F Tipi politikas› ve tecritekarfl› bafllad›¤›m›z ölüm orucu direniflimiziny›ldönümünde yola ç›kmaktan ve GültekinKoç Ölüm Orucu Ekibi’nin bir neferi olmaktangurur duyuyorum.

Direniflimiz bugün 4. y›l›na evriliyor ve biz-ler 10. Ekibimiz’le kararl›l›¤›m›z› bir kez da-ha hayk›r›yoruz. Bu ayn› zamanda zzafer inan-c›m›z›n bir göstergesidir. Ve hher flehidimiz za-ferin somutlu¤udur.

Dünya devrim tarihleri göstermifltir ki zafer öl-me-öldürme kararl›l›¤›ndad›r. Gültekin Koç dabedenini zulmün beyninde patlatabilmenin, bom-ba olabilmenin, hesap sorabilmenin ad›d›r. 107can›m›zla bugüne kadar katetti¤imiz yolda tecritpolitikas› ilk günden itibaren iflas etmifltir. BB u n-dan sonras›nda ise al›nacak zafer ve sorulacak he-sab›m›z kalm›flt›r. Art›k verdi¤imiz her can da öl-mek kadar öldürücü gücü de içinde bar›nd›r›r. Veart›k bugünden itibaren ödedi¤imiz bedellerin he-sab› içinde ilerleyece¤iz. Bedel ödetecek olman›nmutlulu¤uyla ç›k›yorum yola.

Yoldafllar, sizleri .... seviyorum. Devrimcilikdünyan›n en güzel ifli. ... ‹deolojik oldu¤u ka-

dar kuflkusuz can bedeli yarat›lan tarihi vekültürüyle daima sayg› ve hayranl›k duydu-¤um bu ailede hele de böyle bir zaferde veri-lecek can ufakt›r. Bu yine de omuzlar›mdakisorumlulu¤u hafifletmez. Bu sorumlulu¤una¤›rl›¤›n›n, öölüm orucu zaferimizin ülkemizdevrimindeki yerinden geldi¤inin b i l i n c i n d e-yim. Bu bilinçle Partimin, yoldafllar›m›n vehalk›m›n sorumlu¤unu Gültekince patlayaraksomutlayaca¤›ma bir kez daha söz veriyorum.

... Ya Zafer Ya Ölüm!00'de F tipi politikas› vetecrite karfl› bafllad›¤›m›z Ölüm Orucu direniflimi-zin y›ldönümünde yola ç›kmaktan ve GültekinKoç Ölüm Orucu ekibinin bir neferi olmaktan gu-rur duyuyorum.

Dreniflimiz bugün 4. y›l›na evriliyor ve bizler10. ekibimizle kararl›l›¤›m›z› bir kez daha hay-k›r›yoruz. Bu ayn› zamanda zzafer inanc›m›z›nbir göstergesidir. Ve hher flehidimiz zaferin so-m u t l u ¤ u d u r.

Dünya devrim tarihleri göstermifltir ki zaferölme-öldürme kararl›l›¤›ndad›r. Gültekin Koç dabedenini zulmün beyninde patlatabilmenin, bom-ba olabilmenin, hesap sorabilmenin ad›d›r. 107can›m›zla bugüne kadar katetti¤imiz yolda tecritpolitikas› ilk günden itibaren iflas etmifltir. BBun-dan sonras›nda ise al›nacak zafer ve sorulacakhesab›m›z kalm›flt›r. Art›k verdi¤imiz her can daölmek kadar öldürücü gücü de içinde bar›nd›r›r.Ve art›k bugünden itibaren ödedi¤imiz bedellerinhesab› içinde ilerleyece¤iz. Bedel ödetecek olma-n›n mutlulu¤uyla ç›k›yorum yola.

Yoldafllar, sizleri .... seviyorum. Devrimcilikdünyan›n en güzel ifli. ... ‹deolojik oldu¤u ka-dar kuflkusuz can bedeli yarat›lan tarihi vekültürüyle daima sayg› ve hayranl›k duydu-¤um bu ailede hele de böyle bir zaferde veri-lecek can ufakt›r. Bu yine de omuzlar›mdakisorumlulu¤u hafifletmez. Bu sorumlulu¤una¤›rl›¤›n›n, öölüm orucu zaferimizin ülkemizdevrimindeki yerinden geldi¤inin b i l i n c i n d e-yim. Bu bilinçle Partimin, yoldafllar›m›n vehalk›m›n sorumlu¤unu Gültekince patlayaraksomutlayaca¤›ma bir kez daha söz veriyorum.

... Ya Zafer Ya Ölüm!

Onlardan

Günay Ö⁄RENER’in Tören Konuflmas›ndan

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:Sevtap TÜRKMEN

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah. ‹stiklalCad. Büyükparmakkap› Tel Sok. No:4

Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBULTelefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kAdres: Merkez Mah. Abidei Hürriyet Cad.

Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14fiiflli/ ‹STANBUL

T e l : 0212 241 26 41-F a k s : 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.com

Mail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 Sevtap TürkmenTürkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.Bask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah. GülbaharCad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: 0 212 655 88 64Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m Pazarlama San. ve Tic.A.fi. Tel: 0 212 354 37 67Fiyat›: 1 YTL

Haftal›k Süreli Yerel Yay›n

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 1 Mart

7 Mart

�Ç a ¤ r ›‹ l a n

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Büyük Dire-nifl’in 109. flehidiydiGünay. 18 Kas›m1973’de Mersin'dedo¤du. Aslen Burdur-

lu’dur. Babas› polis-ti. Bu mesle¤i nede-niyle 1980'de Mer-sin'de cezaland›r›l-d›. Bu olay, aileleri-ni çok sarst›; amaGünay Ö¤rener’inbirçok gerçe¤i gör-mesine de vesile ol-du. Adaletin temsil-cisi devlet ve onun

polisi de¤il, devrimcilerdi. Günay da devrimcioldu.

O günden bu yana adalet için mücade-le etti Günay. Ege Bölgesinde illegal alandagörevler ald›. Defalarca gözalt›na al›n›p,devlet ve polis gerçe¤ini iflkencelerde tan›-d›. 1995 y›l›nda tutukland›. 9 y›ld›r tutsak-t› 31 yafl›ndaki Günay. 1999'a kadar BucaHapishanesi'nde kald›. Üç yoldafl›n›n katle-dildi¤i Buca Katliam›’na tan›k oldu. 19 Ara-l›k 2000'deki hapishaneler katliam›ndaUflak Hapishanesi'ndeydi. Yasemin ve Ber-rin’i yan›nda flehit verdi. Ve Günay da ayn›hapishanede, tahliye olmas›na k›sa sürekalm›flken, aln›na k›z›l bant› tak›p, 4 Mart2 0 0 4’ d e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti.

Devrimin emekleme y›llar›nda bir örgütçü, sürgünlerden y›l-mayan bir direniflçi, iktidar›n devral›nmas› kavgas›nda BofllevikParti yönetiminde yeralan bir önder, devrimin ard›ndan sosyaliz-min inflas›n›n mimar›, Nazi sald›rganl›¤› karfl›s›nda iradesi k›r›lma-yan bir komutan... Stalin’in yaflam› ve dünya halklar›n›n mücade-lesinde yüklendi¤i roller bu sözlerle özetlenebilir.

Stalin, yani as›l ad›yla Josef Vissarionoviç Cugaflvili, 1879'daTiflis‘te do¤du. 15 yafl›nda mücadeleye kat›ld›. 1898'de Rus SosyalDemokrat ‹flçi Partisi Tiflis Örgütü'ne üye oldu. Bundan sonras› herdevrimcinin yaflad›¤› aflamalardan, tutuklanmalardan, sürgünler-den geçti. 1902'de Kafkasya Birli¤i Komitesi'ne seçildi. Partide ya-flanan Bolflevik-Menflevik ayr›flmas›nda saf›n› Bolflevikler’in içindebelirledi. Stalin, 1910'dan itibaren partinin Merkez Komite üyesiolarak sürdürdü faaliyetlerini.

Devrimin hemen ard›ndan K›z›l Ordu’da, ulusal sorunun çözü-münde görevler üstlendi. Lenin'in önerisiyle 3 Nisan 1922'de Mer-kez Komitesi Genel Sekreterli¤i'ne seçildi. Stalin bu görevi ömrü-nün sonuna kadar lay›k›yla yerine getirdi.

Bu dönemde en önemli s›nav›n› Hitler faflizminin sald›r›s› kar-fl›s›nda verdi Stalin. Faflizme karfl› sosyalizmi savunma kararl›l›¤›y-la Sovyet halklar›n› seferber etti.

Emperyalistler aras› bir paylafl›msavafl› olarak bafllayan savafl›n rotas›de¤iflmifl, savafl Nazi Almanyas› veSovyetler Birli¤i nezdinde, halklar veemperyalizm aras›nda bir savafl halinedönüflmüfltü ve bu savafl, sosyalizmingelece¤i aç›s›ndan belirleyici olacakt›.Stalin önderli¤indeki K›z›lordu ve Sov-yet halklar› iflte bu dönemde "AnayurduSavunma Savafl›"nda destanlar yaratt›-lar. K›z›lordu Sovyet topraklar›ndan Na-ziler’i atmakla kalmay›p, onlar› Avrupa içlerine kadar sürüp boz-guna u¤ratt›.

Büyük ölçüde y›k›lm›fl, tahrip olmufl Sovyetler Birli¤i'ni yeni-den infla edip ekonomide, sanayide dünyan›n en ileri ülkelerindenbiri haline getirmek yine Stalin'in önderli¤iyle baflar›ld›.

Önce Devrimi, ard›ndan sosyalizmi savunma kararl›l›¤› ve uz-laflmazl›¤›, yaflarken de, öldükten sonra da Stalin'e çok say›da düfl-man kazand›rd›. Ama düflmanlar›n›n ço¤u tarihin çöplü¤ündelerflimdi. Geride kalanlar› bekleyen ak›bet de ayn›. Stalin ise, dünyahalklar›n›n sosyalizm mücadelesinde yaflamaya devam ediyor.

BüyükDireniflte fiehit

Düfltüler

G ü n a yÖ ⁄ R E N E R

Yoksul bir Kürt aile-sinin çocu¤uydu. Gençyafl›nda devrim mücade-lesine kat›ld›. Cunta y›l-lar›nda mücadelesini birtutsak olarak sürdürdü.3 Mart 1983’te Elaz›¤Hapishanesi’nden tahli-

ye edilmesi gerekirken ifl-kencede katledildi.

Liseli DEV-GENÇ içerisindefedakâr çal›flma-lar›yla tan›nanbir devrimciydi.1980 Mart’›n-da ‹stanbul Kufl-tepe’de jandar-

ma taraf›ndan kat-ledildi.

1 9 7 9 ’ d am ü c a d e l e y ekat›lan Ç›nar,M a r t1980’de mü-cadelesini sür-d ü r d ü ¤ üKars’ta bir ev-

de ölü olarakbulundu.

Antalya'da her hafta oldu¤u gibi bu hafta da Yü-rüyüfl okurlar›, derginin tan›t›m ve sat›fl›n› yapmakiçin mahallelerdeydiler. 13 fiubat’ta Bar›fl Mahalle-si’nde 2 saat süren tan›t›m ve sat›flta 18 aileye dergiyiulaflt›rd›lar. Okurlar›m›z 20 fiubat’ta da Alt›nova Dü-den Mahallesi’nde sürdürdüler tan›t›m›. ‹ki saat sürentan›t›m ve sat›flta Yürüyüfl 30 aileye ulaflt›r›ld›.

*

10 fiubat'ta BBüyükçekmece'ye ba¤l› KK›raç belde-sinde Yürüyüfl Dergisi da¤›t›l›rken 11 okurumuz gö-zalt›na al›nd›. Okurlar›m›z, K›raç Merkez Mahalle-si’nde derginin bafll›klar›n› anons ederek, son dönem-deki y›k›mlar›, derin devlet tart›flmalar›n›, Susurlukdevletinin devam etti¤ini vurgulayan anonslarla dergi-mizi tan›t›rken, jandarma "yasad›fl› dergi da¤›t›ld›¤›,yasad›fl› sloganlar at›ld›¤›" gerekçesiyle dergimizin

da¤›t›m›n› engellemeye çal›flt›. Dergi sat›fl›n› yapanlar yasad›fl› herhangi bir fley olma-d›¤›n› söylemeye çal›fl›rken apar topar gözalt›na al›nd›lar..

K›raç Merkez Jandarma Karakolu’na götürülen 11 okurumuz, kimlik tespitleriyap›ld›ktan sonra serbest b›rak›ld›lar.

*D e rgimiz, BBursa' da Santral garaj bölgesinden bafllayarak, heykele kadar yap›lan

tan›t›m ve sat›flla halka ulaflt›r›ld›. 17 fiubat’ta okurlar›m›z taraf›ndan kitlesel olarakYürüyüfl önlükleriyle yap›lan sat›flta, halka; hapishanelerde 7y›ld›r süren mücadelenin ard›ndan kazan›lan zafer anlat›ld›.Çok olumlu tepkilerle karfl›laflan Yürüyüfl okurlar› dergi sat›fl-lar›n› her Cumartesi daha kitlesel bir flekilde gerçeklefltirecek-lerini ve sat›fllar› Bursa'n›n geneline yayarak daha fazla insa-na ulaflacaklar›n› belirttiler.

*18 fiubat Pazar günü ‹stanbul ÜÜ s k ü d a r'a ba¤l› EE s a t p a fl a

Mahallesi'nde okurlar›m›z dergimizi tan›tt›lar. Da¤›t›m s›ra-s›nda mahalle sakinleri Yürüyüfl da¤›t›mc›lar›na lokma ikrametti. Halk›n ilgisinin yo¤un oldu¤u da¤›t›mda, 1,5 saat içinde

100 dergi sat›fl› yap›ld›.*‹ z m i r’ d e her Cumartesi-Pazar oldu¤u gibi bu hafta sonu da di-

renen, ezilen, sömürülen halklar›n sesi Yürüyüfl Dergisi mahalleler-de ve semtlerdeydi. 17-18 fiubat’ta okurlar›m›z›n kitlesel kat›l›m›y-la önlükleri ve megafonlar› ile dergimizin da¤›t›m› yap›ld›. GG ü l t e-pe, Ya m a n l a r ve KKonak Kemeralt› giriflinde yap›lan dergi sat›fl›n-

da derginin içindeki yaz›lar hakk›nda bilgi verildi, 109 dergi halka ulaflt›r›ld›.

*Okurlar›m›z, KK a r s ’ t a da dergimizin toplu sat›fl›n› gerçeklefltirdi. 19 fiubat günü

Kars’›n Bayramtepe Mahallesi’nde yap›lan da¤›t›m bir saat sürerken 23 dergi halkagerçeklefltirildi.

‰ Antalya’da,‰ K›raç’ta,‰ Bursa’da,‰ Üsküdar’da,‰ ‹zmir’de,‰ Kars’ta...

Haklar ve Özgürlükler Cephesi:Dünya Emekçi Kad›nlarGünü’nde Kad›köy’de

Mitingdeyiz!

Emperyalizme, ›rkç›l›¤a, sömürüye karfl›,kad›n erkek tüm halk›m›z birleflelim!

Yer: KKad›köy, Saat: 111.00Tarih: 004 Mart 2007

Toplanma Yeri: TTepe Nautilius

Haklar ve ÖzgürlüklerCephesi:

Irak iflgaline bir kez daha hay›rdemek, emperyalizme karfl›ba¤›ms›zl›k bayra¤›n› dalgalan-

d›rmak için anti-emperyalist güçler-le birlikte Dolmabahçe’ye yürüyoruz

Tarih: 11 Mart 2007Saat: 119.00

Toplanma: TTaksim AKM önü

l 19 Aral›k Katliam›Davas›

Tarih: 2 Mart 2007Saat: 10.00Yer: Üsküdar 2. ACM

l Grup Yorum KonseriTarih: 4 Mart PazarSaat: 17.00Yer: Bostanc› Gösteri Merkezi

l Art› ‹VMEDergisi’nin3. Say›s› Ç›kt›!

l ‹KM EtkinlikleriHakan Yeflilyurt Konseri

Tarih: 25 fiubat PazarSaat: 18.00Yer: ‹dil Kültür Merkezi

Josef STAL‹N6 Mart 1953

MazlumGÜDER

MevlütÇINAR

KadriGÜLDÜ

Page 3: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Ortada bir ölü var. O, ““ d e v l e t i nelinde” iken öldü. Gerçe¤in

üstünü örtbas etmek için baflvurulantüm yöntemlere ra¤men, devletinmahkemesi, onun iflkencede öldü-¤ünü resmi karar› haline getirdi. Vefakat... iflkencede ölüm bu kadaraleniyken, devlet iflkencecisini ce-z a l a n d › r a m › y o r. Ortada bir ölü var-ken, devlet birkaç iflkencecisini,göstermelik olarak da olsa, kamu-oyunu tatmin için de olsa, “kurban”e t m i y o r. Bir devlet, bu kadar teflhirolmay› göze alarak iflkencecileri ce-zaland›rm›yorsa, o devlet, BirtanAltunbafl’a ve tüm Birtan A l t u n b a fl-l a r’a iflkence yap›lmas›n› ve onuniflkencede katledilmesini onayl›yord e m e k t i r. Birtan Altunbafl davas›n›nhukuki boyutlar› üzerine çok fleys ö y l e n e b i l i r, ama davan›n 16 y›ll›ksüresinin politik anlam› budur.

Davan›n seyrini kabaca da olsainceleyen herkes görecektir ki,

Altunbafl Davas›’nda korunan üç-befl iflkenceci de¤il, devletin ken-disidir! Birtan Altunbafl davas›nda

san›k sandalyesindekiler de üç-befliflkenceci de¤il, devlettir. Bu davadaas›l sorulmas› gereken iki soru hiçtelaffuz edilmemifltir: BBir; iflkence-cilere emri kim verdi? ‹‹ki; iflkence-cileri bugüne kadar kim korudu?..‹flte bu iki sorunun cevab›n› bulmakiçin “gitti¤i yere kadar” gidilecekolunursa, karfl›m›za ç›kacak olanbellidir: Devlet.

‹flkence, hemen hemen bu devletley a fl › t t › r. ‹flkencenin yöntemleri,

mekanizmalar› dönemlere görefarkl›l›klar arzetse de, iflkenceninbir devlet politikas› olmas›, hemenhemen hiç de¤iflmemifltir.

fiu anda Tayyip Erdo¤an’›n bafl›n-da bulundu¤u A K P h ü k ü m e t i ,

Türkiye Cumhuriyeti’nin 59. Hükü-m e t i d i r. 1991’de Birtan A l t u n b a flkatledildi¤inde 48. Hükümet iflba-fl›ndayd›. 1991’den bu yana 11 Hü-kümet geçmifltir. Bu hükümetlerinherbirinin ssa¤, sol, milliyetçi, libe-ral, AB’ci gibi s›fatlar› vard›; amahiçbirinde davan›n seyri de¤iflmedi.‹flkencenin bir ““devlet politikas›”

oldu¤u bu davada tart›flma götür-mez biçimde kan›tlanm›flt›r. AKPiktidar›nda da bu durum de¤iflme-mifltir. Bu dava AKP’nin “s›f›r tole-rans” politikas›n›n da iflas›d›r.

Bugünkü ‹çiflleri Bakan› Abdül-kadir Aksu, ne ilginçtir ki, Bir-

tan’›n katledildi¤i 1991 Ocak’›n dada ‹çiflleri Bakan›’yd›. Birtan Altun-bafl’›n iflkencede katledilmesinin bi-rinci dereceden siyasi sorumlusuAksu’ydu. Ne o gün, ne de ondansonra ve ne de bugün, elbette bu so-rumlulu¤a iliflkin herhangi bir so-ruflturma aç›lmad›. Tam tersine, ba-kanl›k koltu¤unda gayet rahat otur-maya devam eden Aksu, koltu¤un-dan ald›¤› gücü, o gün de, bugün deiflkencecileri koruyup kollamak içinkullan›yor.

Her fleyin tan›klar›yla, kan›tlar›y-la, belgeleriyle ve sonuçlar›yla

bu kadar aleni oldu¤u bir iflkencedavas›nda bile iflkencecileri ceza-land›rmayan bir devlet, adaletten,hukukun üstünlü¤ünden, insan hak-lar›ndan, hayat›n kutsall›¤›ndan sö-zedemez. AKP’nin de hukuktan,adaletten sözetmeye hakk› yoktur.A K P iktidar›ndaki Türkiye’de ifl-kenceciler korunmaya devam edil-di¤i gibi, iflkence tezgahlar› da ça-l›flmaya devam etmifltir.

‹flkence sadece siyasi flubelerle s›-n›rl› bir olgu de¤ildir. Tüm polis

karakollar›nda, jandarma karakolla-r›nda yayg›n bir uygulama halinde-

San›k SandalyesindeOturan Devlet’tir!

Birtan Altunbafl’›n katillerinin cezaland›r›lmas› demek, iflkencecilerikoruyan ve kollayan devletin ve 16 y›ldaki tüm iktidarlar›n cezaland›-r›lmas› demektir. Adaletin tecellisi, ancak böyle mümkün olacakt›r.

3 San›k sandalyesinde oturan devlettir!

5 Birtan Altunbafl davas› faflizmin aynas›

9 ‘Makul milliyetçilik’ tuza¤›

11 Milliyetçili¤in savurdu¤u ayd›n

15 Adak ve anma yemeklerinin kat›¤› direnifl

ve zafer

16 ‘Muhafazakâr’ düzen ve kad›n›n

‘Muhafazas›’

18 Ankara’da 8 Mart’a ça¤r›

19 Kad›nlar! Emperyalizme, Irkç›l›¤a,

Sömürüye Karfl› Birleflelim!

21 Bask› ve sald›r›lar Temel Haklar

Dernekleri’ni y›ld›ramayacak!

22 Anti-emperyalizmden flovenizme savrulufl

26 Hayat›n ‹çindeki Teori: Faflizm ve

milliyetçilik -2

30 Sansür ve liberal ikiyüzlülük

32 Emek: Antalya Temel Haklar’dan

Nowamed iflçilerine destek

34 Fethullahç› kafa ‘kuvvac›lar’›n a盤›n›

yakalad›!

35 Çeteler bir gencimizi katletti

36 Gençlik: Bu ittifak gençli¤imize karfl›

38 Linç güruhunun TCK’daki izdüflümü:

301. madde

40 Yeni bir Ayd›nl›k

41 Düzen her yan›ndan dökülüyor

42 Yurtd›fl›: Senatör Dubie: Belçika hükümeti

suç iflledi

44 Dünya: ‘Zeytin Dal›’ hükümeti Amerika’ya

kucak açt›, ‹talyan halk› lanetledi

46 Tarihte benzeri bir direnifl yok!

47 Kurtulufla kadar savaflaca¤›z

48 Cepheye giden yol

50 Not düflüyoruz

‹ ç i n d e k i l e r

Page 4: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

d i r. Keza, son birkaç y›ld›r,AKP’nin yönetti¤i Türkiye’de “ res -mi olmayan” mekanlarda iflkenceuygulamas› da yayg›nlaflt›r›lm›flt›r.Elbette iflkenceyi yapanlar yine“ resmi” g ö r e v l i l e r d i r. Falakaylaayaklar›n alt›n›n patlat›ld›¤›, vuru-lan her sopan›n, vücuda de¤dirilenmanyetolar›n izlerinin kald›¤› ifl-kence biçimi yerini yavafl yavafl da-ha az iz b›rakan yöntemlere b›rak-m›flt›r. Emperyalizm bu konuda daülkemize “teknoloji” ihraç etmekte,emperyalistlerin uzmanlar›, T ü r kpolisini e¤itmektedir. Kald› ki ifl-kencenin varl›¤›, yoklu¤u sadece bukapal› mekanlardaki uygulamalarlas›n›rl› de¤ildir. Yürüyüfllerde, göste-rilerde herkesin gözlerinin önündekullan›lan polis copu, panzer, gazbombas› da iflkencenin bir baflka bi-çimi de¤il mi?

Birtan Altunbafl’›n iflkencede kat-ledilmesinin “münferit” bir ha-

dise olmamas› gibi, bu davadaki ge-liflmeler de münferit de¤ildir. Tümiflkence, infaz davalar›na bak›ld›-¤›nda, davalar›n seyrinin adeta kop-ya ka¤›d› konulmuflcas›na birbirinebenzedi¤i görülür. Benzerlik, iflken-cecilerin, infazc›lar›n aklanmas›noktas›nda bir benzerliktir.

En yak›n örnekler olarak fiemdin-li davas›na bak›n, K›z›ltepe da-

vas›na bak›n, 19 Aral›k katliam›ylailgili davalara bak›n. Mahkemeler,Ya rg›tay daireleri “görevsizlik” ka-rarlar›yla süreci uzatt›kça uzat›yor-lar; infazc›lar›n, bombac›lar›n, diridiri yakanlar›n tutuklanmas› taleple-ri, mahkemelerce hiçbir hukuki öl-çüye dayanmaks›z›n direkt reddedi-l i y o r. Her fleye müdahale eden veedilmesini savunan Adalet Bakanl›-¤›, iflkence, infaz davalar›nda, kontrgerilla çetelerinin davalar›nda “ y a r -g› ba¤›ms›zd›r, yarg›ya kar›flama -y›z” demagojileriyle, iflkencecilerin,katillerin aklanmas›, beraat ettiril-mesi, olmuyorsa zaman afl›m›ylakurtar›lmas› politikas›n› sürdürüyor.Susurlukçular için “onlar› deflifre et-memeliydik, bir daha laz›m oldu-¤unda ne yapaca¤›z” diyen bir A d a-let Bakan›’n›n oldu¤u bir ülkedebaflka da ne beklenebilir ki?

Altunbafl davas›nda yarg › l a n a niflkencecilerden fiadi Çayl›, son

duruflmada yapt›¤› konuflmada fluezberlenmifl sözlerle savunuyordukendini: “Onlara elimizi sürsek ifl -kence yapt›n›z diyorlar’. 8 y›l PKKile mücadele ettim. Ülkemi seviyo -rum, topra¤›m› ve bayra¤›m› sevi -yorum. Vatan›m›n bölünmesini iste -miyorum.”

‹flkencenin meflru ve normal gö-ründü¤ü bir zihniyeti ortaya ko-

yuyor iflkenceci polis. Peki bu onunkiflisel düflüncesi mi? Hay›r. Bu onaverilen ddevlet e¤itiminin bir sonu-cudur. “Elini sürmeyi”, yani daya¤›normal gören, dahas› “vatan›n bö-lünmesini önlemek” ad›na her türlüiflkenceyi, katliam› meflru görenzihniyetin tezahürüdür bu sözler. Buülke, iflkencede copla tecavüz iddi-alar›n› “ tafl gibi delikanl›lar›m›zvar” sözleriyle “çürüttü¤ünü” sa-nanlar›n ony›llarca general rütbe-siyle, parti lideri ve milletvekili s›-fat›yla yönetebildi¤i bir ülkedir. Buülke, bakanlar›n infazlar› yerindeizledi¤i bir ülkedir. Bu ülke bizzatbaflbakanlar›n, iflkence, yarg›s›z in-faz elefltirileri karfl›s›nda ““polisimi-zin elini so¤utmay›n” dedi¤i bir ül-kedir. Ve bu ülke, ölüm mangalar›-n›n kurucusu bir kontrgerilla flefininönce milletvekili, ard›ndan AdaletBakan› yap›ld›¤›, ayn› kiflinin dahasonra da bir partinin lideri olup, ül-keyi “demokratiklefltirmeye” soyu-nabildi¤i bir ülkedir. Politik atmos-feri böyle flekillenmifl olan bir ülke-de, üç-befl iflkencecinin cezas›z kal-mas›nda flflafl›lacak bir fley yoktur.Ülkemizde ““istisna” olan tam tersi-dir; yani iflkencecilerin, infazc›lar›nceza almas›d›r. Ki bu da son dereceender rastlan›r bir istisna olup, dahaçok “ülkemizin d›flar›daki itibar›”sözkonusu oldu¤unda baflvurulanbir fleydir.

‹flkenceci Çayl›, “savunmas›”n›nbir yerinde de flöyle diyor:

“DHKP-C’nin as›l amac›, bölücü -lük, y›k›c›l›k ve devleti y›karakMarksist-Leninist, komünist bir dü -zen kurmakt›r. Bizim amac›m›z gö -revimizi yapmakt›r. Biz devletimizikorumak için yapt›k.”

Bunlar da son derece karakteris-tik sözlerdir ve asl›nda oligarfli-

nin faflist devletinin niteli¤ini gös-termektedir. Bu devlet o hale düfl-müfl bir devlettir ki, kendini koru-mak için iflkence yapmak zorunda-d›r. Kendini ancak iflkenceyle, kay-betmelerle, katliamlarla koruyabi-len bir devlet ise, politik olarak çök-müfl, ahlaken çürümüfl bir devlettir.Ki bu tespitler, oligarflinin devletinitarif etmektedir.

Köle sahiplerinden fedoal beyle-re ve burjuvaziye kadar, tüm

sömürücü egemen s›n›flar, iflkence-yi çeflitli biçimde savunmufllard›r.Haklar ve özgürlükler mücadelesi-nin geliflmesiyle birlikte ise, iflken-ceyi aç›kça savunamaz hale gelmifl,iflkence uygulamas›n› sürdürmeklebirlikte görünürde “iflkencenin in-sanl›k suçu” oldu¤unu kabul etmekdurumunda kalm›fllard›r. Son y›llar-da ise, özellikle emperyalist ülkeler-de tekelci burjuvazinin sözcüleri,“iflkenceye flu flu durumlarda bafl -vurulabilir” tarz›nda ç›k›fllarla, ifl-kenceye meflruluk kazand›rmayaçal›flmakta, ABD’de oldu¤u gibi,yasalarda da iflkenceye cevap verendüzenlemeler yaparak, dünya halk-lar›na karfl› yeni bir pervas›zl›k po-litikas›n› uygulamaktad›rlar.

‹flte bu yüzdendir ki, iflkencelere,infazlara, katliamlara karfl› adalet

için mücadele, dün oldu¤undan dahafazla bir “sistem sorunu” haline gel-m i fl t i r. Emperyalistler ve iflbirlikçioligarfliler taraf›ndan, iflkenceninalenen savunuldu¤u ve iflkencecile-rin aç›kça korundu¤u bir dünyada,art›k, iflkencenin olmad›¤› bir burju-va demokrasisinin hayalini kurmakda, mevcut iktidarlar de¤iflmeden,hak ve özgürlüklerin asgari düzeydeuygulanmas›n› ummak da mümküno l m a y a c a k t › r. Birtan Altunbafl’› kat-leden devlet, onlar›n katillerini dekorumaya devam ediyor. Devlet,kendi faflist niteli¤ini anlat›yor asl›n-da. Birtan Altunbafl’›n katillerinincezaland›r›lmas› demek, iflkenceci-leri koruyan ve kollayan devletin ve16 y›ldaki tüm iktidarlar›n cezalan-d›r›lmas› demektir. Adaletin tecelli-si, ancak böyle mümkün olacakt›r.

4

25 fiubat 2007 / 93

Page 5: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

17 y›ld›r so-nuçlanmayan Bir-tan Altunbafl dava-s›, en özet haliy-le, devletin ka-tillerine kol ka-nat germesininh i k a y e s i d i r. . .Bu dava ayn›

zamanda “Yar-g›”n›n iflkenceci-

lerin yarg›s› oldu-¤unun niflanesidir.Faflizmin huku-

kunun ne olupolmad›¤›na dair, ki-

taplar dolusu bilgiyle eflde¤er birgöstergedir.

Birtan Altunbafl, Hacettepe Üni-versitesi’nde ö¤renciydi. Günler-den bir gün, -ki o gün 9 Ocak’› gös-teriyordu takvimler- Beytepe Kam-püsü’nün ç›k›fl›nda polis taraf›ndangözalt›na al›nd›. Ankara’n›n iflken-celeriyle ünlü Derin Araflt›rma La-boratuvar›’na yani k›saca DAL d i y ebilinen iflkencehaneye götürüldü.

Birtan gözalt›na al›nd›ktan 7gün sonra, 16 Ocak’ta Gülhane As-keri T›p Akademisi’ne kald›r›ld›.Hastaneye kald›r›ld›ktan hemensonra yaflam›n› yitirdi. Polis, BirtanAltunbafl’›n ölümünü, ancak 22Ocak'ta aç›klad›.

Adli T›p taraf›ndan haz›rlananotopsi raporunda ‘‘eceliyle’ öldü¤üyazd›. ‹flkencenin örtbas edilmesive iflkencecilerin himayesi daha ogün bafllam›flt›. Ve sonra 17 y›l bo-yunca da devam edecekti.

Ta n › k l a r v a r d › : Ad› MuratBöbrek’ti. Birtan Altunbafl’la ayn›günlerde gözalt›na al›nm›flt›. Bir-tan’a elektrik verildi¤ini, ask›yaal›nd›¤›n›, dövülürken gördü¤ünü

söylüyordu.

Ankara Cumhuriyet Savc›l›¤›tüm bu kan›tlar karfl›s›nda, iflken-cede ölümü örtbas edememenin zo-runlu sonucu olarak 1991’de iflken-ceci polisler hakk›nda soruflturmabafllatt›.

Sonras›, ““devlet iflkenceci me-murunu nas›l korur?” bafll›kl› birkitab›n konusu olabilir ancak.

Dava, önce “san›klar›n memurolmas›” nedeniyle mahkeme tara-f›ndan reddedildi.

Ard›ndan Ankara ‹l ‹dare Kuru-lu’na gönderildi. Dosya uzun sürebekledi bu kurulda. Bu kuruldan day a rg›laman›n yap›laca¤› yönündebir karar ç›karmak zorunda kald›lar.

Sonra, davan›n nas›l yürütüle-ce¤i konusunda ç›kan anlaflmazl›kgerekçesiyle Yarg›tay’a gönderildi.

Dosya, tam 8 y›l Yarg›tay’dabekletildi. Dava, ‹l ‹dare Kurulu,Yarg›tay derken, ancak 8 y›l sonrabafllayabildi. Bu defa da savc›lar vehakimler, tüm hukuk bilgilerini vehukuki ayak oyunlar›n› kullanarak“ i fl k e n c e c i l e r nas›l kur tar ›l›r ?”sorusuna cevap vereceklerdi.

Birtan ‘münferit’ de¤ildiBirtan Altunbafl, hiç kuflku yok

ki, iflkencehanelerde katledilen tekdevrimci de¤ildi. Ve yine flüphesiz,iflkencecilerin cezas›z kald›¤› tek ifl-kence olay› da de¤ildir. Ama simge-sel önemi büyüktür; hem faflist dev-let aç›s›ndan, hem halk aç›s›ndanböyledir bu.

Birtan Altunbafl davas›n›n gelifli-mi, faflist devlet aç›s›ndan “polisinelini so¤utmama” politikas›n›n birparças› oldu. ‹flkenceciler, çok daha

pervas›zlaflt›lar. Dönem, 1990’lar›nilk yar›s›, iflkencelerin, infazlar›n,faili meçhullerin, kaybetmelerinTürkiye tarihinde en yo¤un yaflan-d›¤› bir dönemdir. Öyle ya; hesapsoran, “‘sa¤’ ele geçirdi¤iniz zanl›nas›l ve neden öldü?” diyen yoktu.Tam tersine, amirlerinden, devletyetkililerinden, hükümet üyelerin-den gizli ve aç›k takdirler al›yorlar-d›. Tüm bu mülki amirler ve siyasisorumlular›n onay›yla, düzmeceotopsi raporlar› haz›rlat›l›yor, “inti -har etti”, “kafas›n› çarpt›” gibi ge-rekçeler uydurulup ölümler örtbasediliyordu.

Peki sonra?

Birtan Altunbafl davas›n›n 17y›ld›r so-n u ç l a n -d › r › l m a-m›fl ol-mas›, ifl-k e n c e c i-

lerin 17 y›ld›r korunmaya devamedilmesi, asl›nda o politikan›n hiçde¤iflmedi¤ini göstermiyor mu?Evet, davan›n gösterdi¤i gerçek bu-dur. Ve bu gerçek, o günden bu ya-na yafland›¤› iddia edilen tüm “de-mokratikleflme” aflamalar›n›n birmasaldan ibaret oldu¤unu da kan›t-lamaktad›r. “Polisin elini so¤utma-ma” politikas›na, o günün infazc›,katliamc› iktidarlar› ne kadar gerekduyuyorsa, sonras› iktidarlar da ay-n› ihtiyac› duyduklar› içindir ki,Birtan Altunbafl davas› bugüne ka-dar bu flekilde sürüp geldi.

Mahkemede ilk karar:8 y›l Yarg›tay’›n raflar›nda bek-

letildikten sonra görülmeye baflla-nan dava, yine akla gelmeyecek en-gellemelerle y›llarca sürdü.

Ortada bir ölü vard›. Fakat hiç-bir iflkencecinin tutuklanmas›nagerek görmüyordu yarg›. ‹flkence-cilerin hepsi, ““görevlerine” devamediyorlard›.

Y›llarca duruflmalara kat›lmad›iflkenceciler. Y›llarca adresleri bu-lunamad›, gönderilen belgeler tes-lim edilemedi, ifadeleri al›nama-d›... ‹flkencecilerin tutuklanmas› ta-

5

25 fiubat 2007 / 92

17 y›ll›k bir davan›n anatomisi

Faflizmin Aynas›

Bir tan Altunbafl Da v a s ›

Page 6: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

lebi her defas›nda reddedildi.

Ama bunlar da bir yere kadard›.Ankara 2. A¤›r Ceza Mahkemesisonunda bir karar verdi. “Hukuken”iflkencecileri “beraat” ettirmeninimkans›z hale geldi¤i bir davada,mahkeme, iflkencecileri himaye po-litikas›n›, en hafif cezalar› verereksürdürdü.

‹brahim Dedeo¤lu, fifiadi Çayl›,Süleyman Sinkil ve HH. Cavit Or-han adl› polisler, 4 y›l 5'er ay 10'argün a¤›r hapse mahkûm edildi. As-l›nda verilen ceza 10 y›l’d›; ama ifl-kencecilere “iyi hal” ve “faili meç-hul” gerekçeleriyle yar› yar›ya indi-rim uyguland›. Birtan A l t u n b a fl ’ ›kimlerin sorgulad›¤› belliydi; amayine de “faili meçhul” denilmesinintek amac›, iflkencecilerin cezas›n›hafifletmekti. “‹yi hal” ise bugünekadar ki tüm iflkence, katliam dava-lar›nda, e¤er bir ceza verilmek zo-runda kal›nm›flsa, bütün devlet me-murlar›na uygulanm›flt›r zaten. On-lar iflkence de yapsalar, ›rza tecavüzde yapsalar, mutlaka “iyi halli”dir-ler. zaten tüm katil polislere mutla-ka uygulan›r. Mahkemede her türlüyalan› söyler, inkar ederler ama “iyihallidirler”.

Adam öldürmenin cezas›n›n 4,5y›l oldu-

¤u bir hukuk gara-beti iflte böyle ç›kt›ortaya. Gerekçelikararda flöyle di-yordu mahkeme:

“ Maktul Bir -tan'›n sorgulama ti -minin amiri olan san›k Dedeo¤ -lu'nun emriyle nezarethaneden al› -n›p sorgu odas›na götürülerek sa -n›klar ‹brahim Dedeo¤lu, fiadi Çay -l›, Ahmet Tafltan, H. Cavit Orhan veSüleyman Sinkil taraf›ndan sorgu -land›klar›, sorgulama s›ras›nda su -çunu itiraf ettirmek amac›yla öldür -mek kast› tafl›maks›z›n cebir ve flid -dette bulunduklar›, Adli T›p Kuru -mu'nun raporuna göre, Birtan'›nsorgulama timine dahil san›klar›nmeydana getirdi¤i travmatik lez -yonlar, bulundu¤u flartlar ve olay›nstresi sonucu kald›r›ld›¤› GülhaneAskeri Hastanesi'nde öldü¤ü topla -nan delillerden anlafl›lm›flt›r..."

Ayr›nt›lar›n ötesinde esas veönemli olan fluydu: Mahkeme, ifl-kencecilerin ileri sürdü¤ü “kendisi -ni sa¤a sola vurarak yaralad›, ka -çarken duvardan düfltü, açl›k gre -vindeydi, zaten baflkalar› suçu itirafetmiflti, sorguya gerek yoktu. Sorgu -lamaya biz kat›lmad›k” fl e k l i n d etekrarlay›p durduklar› iddialar›n ya-

lan oldu¤unu da belgelemifl oluyor-du. Birtan Altunbafl iflkence yap›la-rak polisler taraf›ndan katledilmiflti:"Birtan Altunbafl’›n ölümü, vücudu -na direk darbeler vurulmas› ve ko -nuflturmak amaçl› iflkence yap›lma -s› sonucu olmufltur."

Mahkeme, “öldürme kast› tafl› -maks›z›n” ve benzeri ifadelerle su-çu hafifletmeye çal›flm›fl olsa da su-çun kendisini ortadan kald›rama-m›flt›. Fakat ilginçtir; mahkeme ifl-kencecilere “asgariden” de olsa ce-za vermifl olmas›na ra¤men, yine tu-tuklam›yor hiçbirini. “Kaçma ihti -malleri yok” da diyemez, çünkü bukarar›n verildi¤i s›rada iki iflkencecipolis, zaten “firari” durumdad›r.

Davan›n bafl›ndan itibaren hiçbiriflkenceci polis hakk›nda “idari di-siplin cezas›” verilmemesi, hiçbiriflkenceci polisin görevden uzaklafl-t›r›lmamas›, iflkencecilerin devlettaraf›ndan, bürokrasisiyle, yarg›s›y-la devletin tüm kurumlar› taraf›ndannas›l alenen korundu¤unun da gös-tergesidir.

Devletin yarg›lamayaniyeti olmay›nca...Dava sürerken ‹brahim Dedeo¤-

lu emekli olmufltu. MahkemeninDedeo¤lu’nun bulunmas› için poli-se yazd›¤› tebligatlar, “adresindenb u l u n a m a m › fl t › r ” ve benzeri tuta-naklarla cevaplan›yordu.

Devletin yarg›lamaya niyeti ol-may›nca, elbette san›¤› aramaz, ara-

6

25 fiubat 2007 / 93

“Ba¤›ms›z yarg›”n›nböyle bir karar vermiflolmas› da, iflkencecilerincezaland›r›lmas› için yet-medi. Oyunlar bitmedi.Osmanl›’da oyun çoktuve oyunlar elbette zalimikurtarmak içindi.

Y›lmayan,yorulmayan,b›kmayan ada-let mücadelesi!

Yarg›tay’›n 8 y›lraflar›nda beklet-mesinin ard›ndangörülmeye

baflland› dava. 8y›lda onlarcaduruflma yap›ld›.Ve onlarca durufl-man›n hepsinde,Ankara Adliye-si’nin önünde Bir-tan’›n resimleriylebir grup vard›.‹çlerinde Birtan’›nbabas›, annesiyafl›nda olanlarvard›. ‹çlerinde,Birtan iflkencedekatledildi¤indehenüz emekleyen-ler vard›.Ço¤u TAYAD’l›yd›.Ve TAYAD’l›lar,haklar ve özgürlü-

kler mücadelesin-de ›srar›n,kararl›l›¤›n birörne¤inedönüfltürmüfllerdiBirtan Altunbafldavas›n› da. ‹flken-cecilerin hamileri,yani faflist devlet,iflkencecileri kur-tarmakta, nekadar kararl›ysa,TAYAD’l›lar veHÖC’lüler deiflkencecilerdenhesap sormakta,adalet içinmücadeleyi kesin-tisiz sürdürmekteo kadarkararl›yd›lar.

Page 7: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

sa da bulmazd›.

‹lginçtir, devletin 81 ildeki polisve jandarma teflkilat›n›n bulamad›¤›‹brahim Dedeo¤lu’nu gazetecilerbuldu. Ve iflkencecinin yeri mahke-meye bildirildi.

Fakat dava boyunca benzeri okadar çok geliflme yafland› ki; da-vayla ilgili her bürokratik ifllem, ya-z›flma, aylar de¤il, y›llarca sürdü.Daha do¤rusu sürüncemede b›rak›l-d›. Her fley aleniydi. ‹flkencecilerinbaz›lar› emekli olmufltu, d e v l e temekli maafllar›n› t›k›r t›k›r ödüyor-du, emekli maafl›n› ödenek için po-lisi bulan devlet, mahkemeye getir-mek için onlar› bulam›yordu!!!Devletten emekli maafllar›n› alan 2iflkenceci san›¤a 6 y›l boyunca hiçtebligat yap›lamam›flt› güya... Dev-letin polisiyle, jandarmas›yla iflken-cecileri korudu¤u bazen o kadar tefl-

hir oluyordu ki, güya “san›klar›nduruflmalara kat›lmalar›n› ve yaka -lanmalar›n› sa¤lamak” için, ‹çiflleriBakanl›¤› taraf›ndan genelge üstünegenelge yay›nlan›yordu. Belki debir davadaki san›klar›n kat›l›m›n›nsa¤lanmas› için bakanl›k genelgesiyay›nlanan ender davalardan biriydibu dava... Asl›nda iflkencecilerinavukatlar›n›n ve polis teflkilat›n›nbütün amac› davay› zaman afl›m›nau¤ratmakt›. Ve savc›s›ndan yarg›c›-na kadar hepsi bu oyunun bir parça-s› oluyordu.

“Ne yapt›ysak devlet içinyapt›k”; –iflkence dahil–Polis, Ahmet Bafltan, bir ifade-

sinde, “iflkenceyi 'iz b›rakmadan'y a p t › k l a r › n › ” söylemiflti. Normalkoflullarda bu söz tek bafl›na bir suçitiraf mahiyetindeydi. Ama mahke-me heyeti duymazdan geldi.

Hiçbir mahkeme, hiçbir iflkencedavas›nda, iflkencenin yöntemlerini,bu iflkenceler için kullan›lan araçla-r›, iflkencecilere emir verenleri,araflt›rmam›flt›r. Çünkü o zaman ifliniçine “devlet” mefhumu girecek,devleti yarg›lamak gerekecektir.Oysa, suç, yani iflkence, zaten “dev-leti savunmak” için ifllenmifltir.

‹flkenceci polislerin avukatlar›,davada iflte bu savunmay› yapt›lar:

"Maktul de Türkiye Cumhuriye -ti'nin evlad›. O yüzden elbette hakgasb› söz konusuysa, bunun ortayaç›kar›lmas› gerekir. Di¤er taraftasuçlanan polis memurlar› var. Bukifliler, kkendi nefisleri için de¤il, neyapm›fllarsa devletin ç›karlar› içiny a p m › fl l a r d › r. Ya p › l a n l a r, hukukaayk›r› olarak de¤il, TTürkiye Cum -huriyeti Devleti'nin varl›¤› için ya -p›lm›flt›r."

Türkiye’nin faflist katillerin,uyuflturucu kaçakç›lar›n›n, mafyac›-lar›n, ölüm mangalar›n›n a¤z›ndandefalarca duydu¤u bu söz, bu defada bir iflkencecinin a¤z›ndayd›.

Ve ifl, “devlet için kurflun atan -lar da, cop sallayanlar da, manye -toyu çeviren de...” noktas›na gelipdayand›¤›nda, orada, akan sular da,mahkemeler de duracakt›!

‹ fl k e n c e c i l e re takdir ve terfiBirtan Altunbafl’a iflkence yapa-

rak öldürmek suçuyla hakk›nda da-va aç›lan ve ceza verilen san›klar-dan Grup Amiri Komiser ‹‹brahimDedeo¤lu, 18 Nisan seçimlerindehalk›n karfl›s›na MM H P K a r a m a nMilletvekili aday› olarak ç›kt›.

Velidedeo¤lu, milletvekili seçi-lemedi. Ama MHP, bu iflkenceciyiTBMM’ye tafl›maya kararl›yd›.

Dedeo¤lu, MHP’li devlet bakan›Faruk Bal’›n dan›flman› yap›ld›.

Düflünebiliyor musunuz, iflken-cecili¤i tescilli biri bu ülkede peka-la bir bakan›n dan›flman› olabiliyor.Bu noktada sistem aç›s›ndan iki ha-yati soru geliyor gündeme:

1) Bir devlet bakan›, bir iflkence-ciye ne dan›fl›r? Bir iflkencecinindüflünce ve önerilerinin hukuka uy-gun olmas› beklenebilir mi?

2) ‹flkencecilerin hükümete da-n›flman yap›ld›¤› bir ülkede; savc›-lar, hakimler iflkencecileri yarg›la-y›p cezaland›rabilir mi?

Cevab›, Birtan Altunbafl davas›-d›r.

Burada bir iflkencecinin “bakandan›flman›” yap›lmas› kadar önem-li ve o kadar vahim bir baflka olguda kimsenin, Faruk Bal’a, “sen na -s›l bir iflkenceciyi kendine dan›flmanyapars›n?” diye sormamas›d›r. Neyarg› kurumlar›, ne burjuva medya,ne düzen partileri, bu soruyu sorma-d›lar.

‹flkence emrini veren ‹brahimDedeo¤lu bakan dan›flman› yap›l›r-ken, iflkencecilerden fifiadi Çayl› daterfi ettirilerek Siirt Özel Tim Hare-kât Baflkanvekilli¤i'ne atand›. Bir-

7

25 fiubat 2007 / 93

‹flkenceciler, küçük beyin-leriyle önce “devletimiziçin yapt›k” diyerek y›rt-mak istediler. Sonra, bak-t›lar ki, m›zrak çuvala s›¤-mayacak, bir plan yapt›lar:‹flkence suçunu SüleymanSinkil ve Ahmet Bafltanüstlenecek ve di¤er iflken-ceciler tamamiyle aklana-caklard›. Sinkil, ve Bafltan,Denizli A¤›r Ceza Mahke-mesi arac›l›¤›yla gönder-dikleri ‘itiraf’ dilekçesindevicdan azab› duydu¤unu,Altunbafl’›n öldürülmesin-den kendilerinin sorumluoldu¤unu söyledi.Yukar›daki küpür, iflkence-cilerin bu “uyan›kl›¤›”n›nbelgesi olarak dava dosya-s›na girdi.

Page 8: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

tan Altunbafl’a yap›lan iflkenceyiyönlendirenlerden biri oldu¤u ta-n›klar taraf›ndan belirtilen komiseryard›mc›s› TTansel Kaya EmniyetAmirli¤i’ne yükseltildi.

Davaya ‘ABD M ü d a h a l e s i ’Türkiye’nin en uzun süren iflken-

ce davalar›ndan biri olarak flimdidensiyasi tarihin bir parças› haline gelendavaya, zaman zaman çeflitli ulusla-raras› kurumlar›n ve emperyalistle-rin temsilcileri de kat›ld›lar.

Bunlar›n içinde en flafl›rt›c› olan›hiç kuflkusuz, ABD’nin bu davayamüdahil olup, iflkencecilerin bir anönce cezaland›r›lmas›n› istemesiy-di. Üstelik de ABD bunu, Irak’ta,Guantanamo’da iflkencecili¤ininayyuka ç›kt›¤› bir zamanda yap›yor-du. ABD D›fliflleri Bakan› Colin Po-well, mahkeme nedeniyle T ü r k i-ye'ye mektup yaz›yordu. Av r u p aBirli¤i’nin “Manisa davas›”na mü-dahil olmas›n›n bir benzeriydi buda. Bu müdahalenin konjonktürelnedenlerle yap›lm›fl bir “insan hak-lar› flovu” olman›n ötesinde bir an-lam› yoktu.

‹lginç olan, dava böyle “ulusla-raras›laflm›fl” olmas›na, yani asl›ndaTürkiye devletinin iflkencecili¤idünya çap›nda teflhir olmufl olmas›-na ra¤men, iflkencecileri koruma vekollama politikas›nda hiçbir de¤i-fliklik olmamas›d›r.

Bir baflka çarp›kl›k ise, iflkence-cilerin davaya ABD müdahalesinekarfl› ç›kmalar›yd›. ‹flkencecilerdenHasan Cavit Orhan'›n avukat› Meh-met Emin Ba¤c›, ABD D›fliflleri Ba-kan› Powell'›n mahkeme nedeniyleTürkiye'ye yazd›¤› mektubu elefltir-mifl ve “d›fl güçlerin yarg› üzerindebask› oluflturmak istedi¤ini” ö n esürmüfltü.

Bu avukata flunu sormak gereki-yor: PPeki senin müvekkilin olaniflkenceciler, Birtan’› kimin ç›kar-lar› için öldürmüfltü san›yorsun?

Faflizmin demagojileriylegeçen son duruflmaBirtan Altunbafl davas›nda, mah-

keme iki kez karar verdi. Karar iki-sinde de Yarg›tay taraf›ndan bozul-du. Halen üçüncü yarg›lama sürü-yor.

16 y›ld›r sonuçlanmayan BirtanAltunbafl davas›n›n üçüncü aflama-s›na, 16 fiubat 2007 günü Ankara 2.A¤›r Ceza Mahkemesi’nde devamedildi. Ve dava bir kez daha ertelen-di.

Mahkeme, “uzun aflama ve has -sasiyet içinde olmay› göz önünealarak” (her ne demekse!!!) dosya-n›n incelenmeye al›nmas›na ve da-van›n 23 Mart 2007 tarihine ertelen-mesine karar verdi.

‹flkencecilerin avukatlar›, davay›uzatmak için yine ellerinden geleniartlar›na koymad›lar. Yapt›klar› sa-vunma ise, faflist zihniyetin örnekbir ifadesi olarak adeta belgesel ni-teli¤indeydi.

Düzenin devrimcilere karfl› bu-güne kadar kullanageldi¤i tüm de-magojiler, bir kez daha tekrarland›.Ki bu ucuz ve bayat demagojileriburada de¤inmek bile gereksiz.

16 fiubat’taki duruflman›n ençarp›c› noktalar›ndan biri de iflken-cecilerden birinin avukat›n›n kimli-¤i idi.

‹brahim Dedeo¤lu’nun avukatl›-¤›n› yapan Recep Onaran’›n, MetinGöktepe’yi döverek öldüren polis-lerin amiri SSeydi Battal Köse hak-k›nda son karar› veren hakimlerdenbiri oldu¤u ortaya ç›kt›.

Hakimlik cüppesiyle iflkenceci-leri korumufltu, flimdi avukatl›kcüppesiyle ayn› ifli yapmaya devamediyordu.

AKP’nin politikas›:‹flkenceciye s›n›rs›ztoleransHiç kuflku yok ki, Birtan Altun-

bafl davas›, önceki iktidarlar için ol-du¤u kadar AKP için de bir turnusolifllevi görmüfltür. Bu dava, AKP Ge-nel Baflkan› ve Baflbakan Tayyip Er-do¤an’›n “iflkenceye s›f›r tolerans”sözünün TTEKZ‹B‹D‹R.

Birtan Altunbafl davas›n›n sondört y›l› AKP iktidar› dönemindedirve davan›n gidiflat›nda 16 y›ll›k sey-rin aynen sürmesi de, AKP’nin di-¤er iktidarlardan farks›zl›¤›n›n birbaflka göstergesi olsa gerek.

Ad›nda “adalet” olan bir partininiktidar›nda, adaletin alenen engel-lendi¤i bir dava olarak Birtan Al-tunbafl davas›, AKP’nin adaletsizli-¤inin de belgesidir. ‹flkencecilerincezas›z kald›¤› bir ülkede, iktidar-daki partinin ad›nda “Adalet” olsane yazar! Bu ülkeyi onlarca y›lDemirel’in Adalet Partisi’nin ada-letsizli¤i yönetti, bugün de Adaletve Kalk›nma Partisi’nin adaletsiz-li¤i yönetiyor... Devran ayn› devran.

Ve bu devran, elbet de¤iflecekbir gün. Elbet Birtanlar’›n katillerihesap verecek.

8

25 fiubat 2007 / 93

Birtan Altunbafl; o bir devrimciydi.Halk›n›n özgürlü¤ü için mücadele edi-yordu.

‹flkenceciler, ilgisinin olmad›¤› bireylemi ona kabul ettirmek istediler.

‹flkencelere ra¤men, etmedi. ‹flken-cecilere boyun e¤medi. Zaten iflkence-cilerle ilk karfl›laflmas› de¤ildi. Okulun-da akademik talepleri için mücadeleederken, anti-emperyalist mücadeleninbayra¤›n› dalgaland›r›rken de gözalt›naal›nm›fl, iflkencelerden geçirilmiflti.

Onu iflkence tezgah›nda yenemeyen-ler, katlederek yoketmek istediler. Amayokedemediler. O direnifliyle, adalet için mücadelenin simgesiolarak, hâlâ aram›zda, hâlâ saflar›m›zda.

Page 9: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Milliyetçili¤in ipli¤i pazara ç›k-t›kça, kendi milliyetçiliklerininfarkl› oldu¤unu kan›tlamaya çal›-flanlar, milliyetçili¤in sistem aç›s›n-dan ifllevini bilerek onu yeniden y›-kay›p ar›tmaya çal›flanlar ço¤al›yor.

Örne¤in, kendini milliyetçi ola-rak tan›mlayanlar, “hepimiz OgünSamast›z” diyenlerle ayn› tür milli-yetçi olmad›klar›n› kan›tlamaya ça-l›fl›yorlar. Kemalist sol, faflist milli-yetçilikle zinhar bir akrabal›klar›bulunmad›¤›n›, “bizim ki ulusalc›-l›k” diye izah etmeye çal›fl›yorlar.Örne¤in Cumhuriyet yazar› ErolManisal›, ulusalc›l›¤›n ne oldu¤unuanlatma ihtiyac› duyuyor, bir baflka-s› “katil ulusalc›l›k” tan›m›na flid-detle karfl› ç›k›yor. Ancak gelin gö-rün ki, ‘ulusalc›l›k’ ad›na pefline ta-k›ld›klar› ordudan emekli olmufl ge-nerallerin ‘ulusalc›’ d e r n e k l e r i n i nkontra yüzü a盤a ç›kt›kça da sus-maktan baflka bir yol bulam›yorlar.

Kendini “liberal milliyetçi” diyeniteleyenler ise bir baflka çizgi ola-rak “farklar›n› koyma” ihtiyac› du-yuyorlar. Örne¤in kendi milliyetçi-liklerini “pirupak” gösteren liberalmilliyetçilerden Hasan Celal Güzel,bugünlerde yine izaha giriflti¤i gibi,Atabeyler Çetesi sonras›nda da ayn›s›k›nt› içine düflmüfltü. Sanki hepböyle de¤ilmifl gibi, “‹llegal gladyotipi örgütler kuranlar da çetelerine'Ergenekon' ismi vermezler mi; birmilliyetçi olarak kahrolas›m geli -yor.” (11/06/2006 Radikal) diyenGüzel’in vb.’lerinin “milliyetçili¤i”ise tam anlam›yla içi bombofl veemperyalizmin istedi¤i bir milliyet-çilik. Yine Güzel’den al›nt›larsak,“AB'ye, Tezkere'ye evet” diyen, “li -beralizme ve piyasa ekonomisinekarfl› olmayan”, “demokrasiye ina -nan”; bu anlamda da “devletçi” ol-mayan bir milliyetçilik. K›saca mil-liyetçilik anlay›fllar› flu; biz hememperyalizmle her türlü iflbirli¤iniyapal›m, hem de halk›n milli duy-gular›n› sömürebilmek için milli-yetçi geçinelim.

Bizim as›l olarak dikkat çekmekistedi¤imiz, k›smen de olsa tart›fl›l-maya bafllanan milliyetçili¤i yeni-den “sihirli” bir örtüyle örterek, kut-sallaflt›rma giriflimleri. Bunu yapar-ken de “makul milliyetçilik”, “de-mokratik milliyetçilik” gibi kav-ramlara baflvuruluyor.

Sisteme zarar veren yanlar›n›törpülemek, as›l olarak da sisteminbekas› aç›s›ndan milliyetçili¤i diritutma amaçl›d›r bu tart›flmalar.

Çarp›tma bu kesimlerin milliyet-çili¤i tan›mlay›fl›nda bafll›yor:

“Milliyetçilik; insan tabiat›na enuygun ve en do¤al bir duygudur.'Aidiyet' hissi olmadan yaflayamazinsan. Milliyetçilik do¤up büyüdü¤ütopraklar›, yurdunu, vatan›n›, mille -tini sevmektir, böyle bir duygu veruh halidir!”

Yalan! En iyimser deyiflle yan-l›fl! 'Aidiyet' duygusu olabilir, yurtsevgisi olabilir... Ancak tüm bunlarmilliyetçili¤i tan›mlamaz. Bu ta-n›mlar bilimsel olmaktan öte, milli-yetçili¤i kitleler nezdinde günlükyaflam›n bir parças› haline getir-mek, onu di¤er ideolojilerin üzerineoturtmak, adeta do¤ufltan kazan›lanbir duyguymufl gibi sunma amac›-n›n söylemidir. Böylece, baflka ya-z›larda ele ald›¤›m›z gibi, milliyet-çilik toplum üzerindeki denetim,yönlendirme ifllevini daha rahat gö-recektir.

Milliyetçilik her fleyden önce birideolojidir. Her kavram gibi, kulla-nan s›n›f ve katmanlar taraf›ndaniçeri¤i dönemsel olarak farkl› bi-çimlerde doldurulmufl olsa da, ta-

rihsel olarak flekillenmifl, burjuvazi-ye ait siyasal bir ideolojidir. En ge-nel deyimle, devletle milletin birli-¤ini savunarak farkl›l›klar› “tek birmillet içinde yok etmeyi” hedefler.Bu yan›yla demokratik de¤ildir.

Kemalist sol kesimlerce kullan›-lan ulusalc›l›¤›n da anlamsal olaraktemel bir farkl›l›¤› yoktur. Çünkübeslendikleri kaynak, ç›k›fl noktala-r› ayn›d›r. Ülkemizde milliyetçiliktarihsel olarak devletçidir ve onunlabütünleflen, tarihin her dönemindeonun kontrolünde olan bir siyasali d e o l o j i d i r. Hatta anayasada dahidevletin resmi ideolojisi olarak mil-liyetçilik tan›mlan›r.

Kendini milliyetçi olarak nitele-yenlerin devletle iliflkilerinin çeflitlidönemlerde farkl›laflm›fl olmalar›bu gerçe¤i de¤ifltirmemektedir. Buanlamda ulusalc›lar›n kendilerinimilliyetçilerden, milliyetçilerin dekendilerini ulusalc›lardan ay›rmaçabalar› tamamiyle politik hesaplar-la ilgili bir tutumdur.

*Bu hat›rlatmalar› flunun için ya-

p›yoruz.

Milliyetçi, ›rkç› kabar›fl karfl›s›n-da pani¤e kap›lan liberal sol kesim-lerde daha s›k görülen, ancak onlar-lada s›n›rl› olmayan bir yanl›fl de-¤erlendirme sözkonusu. U l u s a l c ›çeteler, sokaklar› zaptetmeye çal›-flan ›rkç› milliyetçiler karfl›s›ndaMHP’yi “dalgak›ran” olarak gören,ona böyle bir misyon yüklemeyeçal›flan tutumdur bu. Bu tutum biryan›yla MHP’nin iktidar orta¤› ol-du¤u seçimler öncesinde “de¤ifltimi de¤iflmedi mi” tart›flmalar›n› an-d›rmaktad›r. fiimdi de MHP’de ifa-desini bulan milliyetçili¤in “öldü-rem yeminleri eden, farkl› olan›,farkl› düflüneni katleden milliyetçi-lik olmad›¤›” kan›tlanmak isteniyor.

Bu tutumun bir yan›n› liberalle-rin çaresizli¤i, korku ve pani¤i olufl-tururken, bir yan›n› da burjuvazininMHP’yi istedi¤i kal›ba dökme ve elalt›nda tutma hesab› oluflturuyor.

Örne¤in, ‹smet Berkan, ‘Kuvay›Milliye’, ‘Vatansever Güç Birli¤i’gibi kelimelerle dolu örgütlenmele-

9

25 fiubat 2007 / 93

‘Makul Milliyetçilik’ Tuza¤›

Irkç›l›k, ‘ulusalc›’ kon-tra çeteler ya da faflisthareket dün de bugünde devletten ba¤›ms›z

de¤ildir. Tek yol, anti-fa-flist mücadele!

Page 10: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

ri ele ald›¤› (14 fiubat, Radikal) ya-z›s›nda, bunlar›n milliyetçi yükseli-fli kullanan özel harpçi örgütlenme-ler oldu¤unu sorguluyor, elefltiriyor.Devam›nda ise flöyle diyor:

“Öyle bir milliyetçi-›rkç› yo¤un -laflma var ki MHP bile durumdantedirgin.”

Hiç de öyle de¤il, tersine MHPbu durumdan memnun. Bu bir yana,Trabzon’daki linç girifliminde de bumant›¤› görmek mümkündür. Dev-let Bahçeli’nin ‘ülkücüler soka¤aç›kmayacak’ sözlerini referans ka-bul edip, linç güruhunun aleni ola-rak ortada olan kimli¤inin üzeriböylece örtülmeye çal›fl›lm›flt›. Bu-gün de ›rkç›, faflist milliyetçilik kar-fl›s›nda “makul milliyetçilik” tutu-nacak dal olarak görülmektedir.

MHP ile, onu bile tedirgin etti¤isöylenen milliyetçilik, ulusalc›l›karas›nda, devletin temel politikalar›,bu politikalar içinde konumlan›fllar›aç›s›ndan temelde hiçbir fark yok-tur, fark yukar›da and›¤›m›z gibi bi-çimseldir. Kürt sorununda kapitaliz-me, Ermeni meselesinden Ameri-kan emperyalizmiyle iliflkilere ka-dar aralar›nda hiçbir fark yoktur vedevletin resmi bak›fl›yla bütündür-ler. Fark gibi görülenler, milliyetçi-li¤in rant›n› yeme hesaplar›d›r.

*Milliyetçilik üzerine yap›lan tar-

t›flmalardan daha bafltan rahats›zolan ve Ogün Samast ile “empati”kurmay› önererek, Hrant D i n kcinayetini “varofl lümpenleri” ileaç›klamaya çal›flan Ertu¤rul Öz-kök’ün milliyetçili¤i savundu¤uyaz›s›n› hat›rlayal›m.

Milliyetçilik ideolojik olaraksorgulanmamal›yd›. Tart›flman›nyönünü ‘makul milliyetçili¤e’ çe-virme girifliminin alt›nda bunun-la birlikte baflka hesaplar da yat›-yordu. Devlet partisi MHP’ninvitrinini ‘makul milliyetçilerle’süsleme çabas› ve söyleminde de budile yönelmesi, çeteci yüzleri a盤aç›kan ‘ulusalc›larla’ farklar›n› koy-ma giriflimleri (Bkz: MHP MKYKÜyesi Doç. Dr. Vedat Bilgin ile Za-man Gazetesi’nde yay›nlanan,

‘Ulusalc›l›k, milliyetçili¤e tehdittir’bafll›kl› röportaj) de bu hesaplarlaörtüflmektedir. ‘Makul milliyetçilik’söylemiyle, faflist hareketin de¤ir-menine su tafl›n›yor, Bahçeli yöneti-mindeki MHP’nin uzun süredir he-defi olan “merkez partisi” kimli¤inekavuflmas›na destek sunuluyor.

Ertu¤rul ÖZKÖK’ün 8 fiubat ta-rihli yaz›s›nda, bu niyet çok dahaaç›k ortaya konmufltu.

Alparslan Türkefl’in Ermenistandevletinin yetkilileri ile görüflmesive Devlet Bahçeli’nin "meflruiyet"ve "sorumluluk" gelene¤ini daha dakuvvetlendirdi¤ini söyleyen Özkök,bunlar› neden hat›rlatt›¤›n› ise flöyleaç›kl›yordu: “Türkiye'de "milliyet -çilik" anlay›fl›n› toptan karalamak,onun yerine eski sol jargonun "va -tanseverlik" anlay›fl›n› koymak iste -yenlere bir gerçe¤i göstermek için.

Türkiye'nin derin ve meflru bir"milliyetçi" damar› vard›r... Bu duy -gunun nas›l terbiye edilece¤ini dü -flünmeliyiz... "Milliyetçi demokrat"kavram›n› ele al›p, buradan nas›lgenifl bir siyasi meflruiyet zeminiyaratabiliriz ona bakmak laz›m. Butart›flman›n en etkili biçimde yap› -labilece¤i platform MMHP'dir.”

MHP’nin ›rkç›l›kla, mafyalaflmaile ilgisi olmad›¤›n›, ulusalc›l›klaaras›n› açt›¤›n› belirten Özkök’e gö-re geriye kalan tek fley flu: “Milli -yetçi gençli¤e ayn› zamanda de -mokratik ruhu da vermek.”

Kim yapacak bunu? "Demokra -tik gelenekleri yerlefltirece¤iz diyekamu düzenini feda edemeyiz" di-yen Bahçeli mi? Devleti kutsayaraktebaal›k bilinci oluflturan ve varl›kkoflulu sürekli savafl, çat›flma üret-mekle mümkün olan milliyetçilikmi demokratikleflecek! Demokratikher türlü hareketi kanla bast›ranlarm› demokrat olacaklar!

‘Demokratik milliyetçilik’ tan›-m›n› neredeyse yüz y›l önce, YusufAçura’lar da yapm›flt›. Ancak Türkmilliyetçili¤inin tarihsel olarak fle-killenifli ve beslendi¤i damar böylebir fleyin önünde de engeldi.

Milliyetçili¤i sistemin ihtiyaçla-r› do¤rultusunda törpülemeye çal›-flan Özkök’ün, ba¤›ms›zl›k duygu-sunun milliyetçilik potas›nda zehir-lenmeden sol, devrimci saflardagüçlü bir vatanseverli¤e dönüflme-sinden duydu¤u korkuyu gizleme-mesi dikkat çekicidir. Ve bu noktadamedet umdu¤unun MHP olmas› dado¤ald›r.

Bugün ‘ulusalc›’ maskesi ilekontra faaliyet örgütleyen emekligeneralleri, albaylar› “daha tehlike-li” görerek, MHP’nin milliyetçili¤i-ni “imdada” ça¤›ranlar siyasal ola-rak büyük bir yanl›fl içindedirler.Albaylar›n “öldürme öldürme” ye-minlerine panikleyenler, faflist hare-ketin bu sistem içindeki yerlerini yayanl›fl de¤erlendirmekte ya da yafla-nan bunca geliflmeye karfl›n “de¤ifl-ti¤ine” inanmaktad›rlar.

Bir de, psikolojik harp daire-since haz›rlanan bilinçli bir tu-za¤a, “ölümü gösterip s›tman›n”pefline takma tuza¤›na düflmü-yorlarsa!

Irkç›l›k, ‘ulusalc›’ kontra çe-teler ya da faflist hareket hiçbirzaman devletten ba¤›ms›z olma-d›, bugün de de¤ildir. Faflizme,›rkç› floven milliyetçili¤e karfl›anti-faflist temelde örgütlenmek-

ten, mücadele etmekten baflka hiç-bir yöntem bu dalga karfl›s›nda tutu-nacak do¤ru ‘kaya’ de¤ildir. Bu dal-gan›n karfl›s›na ancak, solun tümrenkleri ile antifaflist barikat›m›zlaç›kabiliriz.

10

25 fiubat 2007 / 93

Tokad›n ac›s› böyle ç›kmaz

Türkiye Cumhuriyeti savc›l›¤›‘Hepimiz Ermeniyiz’ slogan›ylailgili olarak soruflturma bafllatt›.Bofl çaba; o sloganda, o kitledeifadesini bulan, flovenist politi-

kalar›n›za vurulmufl tokad›n ac›-s›n› böyle hafifletemeyeceksiniz!

Page 11: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

AB süreci ve beraberinde yafla-nan ‘milliyetçilik’ gibi birçok olguve olay ayd›nlar› da saflaflt›ran birrol oynad›. Bir yanda, küresellefl-meyi savunan, faflizmin ortaya ç›-kard›¤› sorunlar›n çözümünü AB’dearayan, bu anlamda da milliyetçiyükselifli AB önünde engel olarakgörerek tav›r alan ayd›nlar var. Elealaca¤›m›z flovenizmin pençesinde-ki ayd›n nas›l ki gerici bir pozisyon-da duruyorsa, bu ayd›nlar›m›z da birbaflka gericili¤in pompalay›c›s› du-rumundad›rlar. Milliyetçilik eleflti-risi üzerinden ba¤›ms›zl›k düflünce-sinin reddine uzanmaktad›rlar.

Faflizmin bask› politikalar›nakarfl› ç›kma ad›na emperyalistlerinTürkiye üzerindeki politikalar›n›nkuyru¤una tak›lan, AB’cili¤i ayd›nolman›n “temel kriteri” olarak alg›-layan, vatanseverlik gibi ayd›n kim-li¤inin en temel de¤erlerini faflistle-rin kuca¤›na terk eden, emperyalisthegamonyay› ‘kendi iç dinamikle -riyle de¤iflmeyenlere d›fl bask› flart’diye meflrulaflt›rabilen bu ayd›n tipi-ni elbette kendi içinde ayr›flt›rmakda mümkün. Tart›flmam›z as›l ola-rak bu ayd›nlar olmad›¤› için, deta-y›na girmeyece¤iz. Ancak bu ke-simlerin bütün argümanlar›n›n sontahlilde ç›kt›¤› nokta, AB projesininbaflar›s›d›r! Orhan Pamuk’un “yaAvrupa Birli¤i ya barbarl›k” sözle-ri ortak referans kabul edilebilir.

Saflaflman›n di¤er cephesindeise, AB’ye çok çeflitli aç›lardan kar-fl› ç›kan ayd›nlar var. Bunu sosyalistbir anlay›fla oturtanlar› bir yanda tu-tuyoruz, as›l konumuz, AB ve fleriatkarfl›tl›¤› üzerinden gerici bir zemi-ne, flovenizme, milliyetçili¤e savru-lan ayd›nlard›r. Bugün hiç de az›m-sanmayacak bir ayd›n grubu, flove-nizmin flu veya bu düzeyde etkisialt›ndad›r, flovenizm zehirinden pa-y›na düfleni almaktad›r. Ö z e l l i k l eAB sürecinin de tetikledi¤i flovenistmilliyetçilik, sol, sosyalist gelenek-ten gelen, en az›ndan kendini böyletan›mlayan bu ayd›nlar› ciddi olaraksavurmufltur. Yükselen milliyetçili-

¤i “yurtseverlik” olarak de¤erlen-dirmekte, daha çok da “ulusalc›l›k”kavram›n› kullanarak kendilerini fa-flist milliyetçilerden ay›rmaya çal›fl-maktad›rlar. Özellikle Dink’in kat-ledilmesi ile bu çabalar› daha da yo-¤unlaflsa da ço¤unlu¤u ‘hepimiz Er-meniyiz’ slogan›na dahi tahammüledemeyerek, beyinlerinin ne denliteslim al›nd›¤›n› göstermifllerdir.Durduklar› yerin burjuva ideolojisiolmas›n›n do¤al sonucu olarak geri-ci bir zemine oturmakta, hatta milli-yetçilik maskesini kullanan Susur-lukçular’›, faflist orduyu savunmayakadar uzanmaktad›rlar. Cumhuriyetyazarlar›, Ataol Behramo¤lu, ServerTanilli, Melih Afl›k, Özdemir ‹nce,Öner Ya¤c›, Turhan Feyizo¤lu, Ha-san Pulur gibi isimler, bu kapsamdade¤erlendirilebilir.

Öte yandan bugün güçlü bir da-mar› oluflturmasa da, üçüncü yololarak; AB’ye yedeklenmeyen, flo-venizme karfl› duran, ba¤›ms›zl›¤›,d e m o k r a s i y i, sosyalizmi savunanayd›nlar›m›z› da belirtmeliyiz.

fiovenizmin zehirledi¤iayd›n, devlet cephesinead›n› yazd›r›yor

Bugün flovenizmin yükseltilme-sinde kullan›lan malzemeler, Kürtsorunu, Ermeni soyk›r›m›, az›nl›k-lar›n haklar›, K›br›s gibi konulard›r.Sol, demokrat ayd›nlar›n, demok-ratl›klar›n› unuttuklar› ve flovenistpolitikalara yedeklendikleri örnek-ler de, daha çok bu konular üzerin-den görülmektedir. Özellikle Kürtsorunu, Ermeni k›r›m› tam anlam›y-la pusulalar›n› flafl›rd›klar›, ony›llaradayanan inkar, imha ve asimilasyo-nu savunur konuma düfltükleri ko-nulard›r. Yükselen milliyetçili¤e ba-k›fllar›na da bu çarp›k flekilleniflleriyön vermektedir.

‹srail’in Lübnan’› kan gölüne çe-virdi¤i günlerde ülkemizde de,PKK’ye yönelik ‘s›n›rd›fl› operas-yon’ tart›fl›lmaktayd›. Daha sonra

hükümet taraf›ndan da dillendirile-cek olan “‹srail gibi olma” özlemi,öncesinde Hasan Pulur taraf›ndanyaz›ld›. ‹srail’i elefltirdikten sonra,“ama, gerçe¤i görmekten geri kala -mazs›n›z” diyen Pulur, en katliamc›kafan›n savunabilece¤i görüflleriflöyle ifade etti: “PKK’nin silahs›zMehmetçikleri kaç›rd›¤› zaman ne -ler yap›ld›¤›n› hat›rlasan›za... Birde bugün, ‹srail’in ‘onbafl›’ i ç i nyapt›klar›na baksan›za...” (5 Tem-muz 2006, Milliyet)

Biz de öyle yapal›m diyen Pu-lur’a destek, ayn› gazetede ertesigünü Do¤an Heper’den geldi. He-per daha aç›k ifade ediyordu: “‹sra -il bunlar› bir asker için yap›yor da.Türkiye bundan ders alm›yor ola -maz... Peki Ankara ‹srail’in yapt›¤› -n› neden yapm›yor...”

Biz de Kürt sorununda ayn›s›n›yapal›m diyen Türk ayd›n› aç›s›n-dan bu trajik tablo, asl›nda bir so-nuç. Uzun süredir yaflad›klar› sav-ruluflun vard›¤› yerin, ‹srail özentisiolmas› flafl›rt›c› de¤ildir. Faflizmleyata¤a giren, ‹srail ile uyan›r!

ABD elefltirisi ad›na ‹srailleflmesavunucusu sadece burjuva bas›n›n“demokrat” ayd›nlar›na da özgü de-¤ildir. Ony›llarca sosyalizmi savu-nan, bu yüzden faflistlerin silahl›sald›r›s›na u¤ram›fl ayd›n›n da, Ke-malizm’deki ilerleyiflinin geldi¤iyer ayn› olmaktad›r: “‹srail, üç as -kerinin kaç›r›lmas›n›n ard›na düfl -müfl Lübnan'› roketlerle alt-üst edi -yor; kentler çökertiliyor, yüzlerceinsan›n hayat› söndürülüyor... Peki,üç can karfl›l›¤›nda, s›n›r ötesi ope -rasyon hakk› var m› ‹srail'in? Evetdiyor ABD...

Ya Türkiye'nin, Kuzey Irak'taPKK'ye karfl› askeri bir operasyo -nuna? Koskoca bir hay›r!...” (Ser-ver Tanilli, Cumhuriyet 21.07.2006)

Dile dikkat edin; ABD karfl›tl›¤›,elefltirisi ile nas›l bir flovenizmesavruluyor ayd›n?

28 fiubat sürecinde çeflitli refor-mist sol partiler gibi, ayd›nlar da“fleriat karfl›tl›¤›” ad›na, Genelkur-may politikalar›na yedeklenmifl,hatta onun teorisyenli¤ine soyun-

11

25 fiubat 2007 / 93

Milliyetçili¤in savurdu¤u ayd›n

Page 12: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

mufl, 28 fiubat politikalar›n›n kitle-ler içinde karfl›l›¤›n› bulmas›ndaönemli bir tafl›y›c› rol oynam›fllard›.Böylece oligarflik devlet, sadece is-lamc›lara karfl› de¤il, tüm muhale-fete karfl› bask›lar›n› meflrulaflt›rm›flve en önemlisi de, -bu ayd›nlar›n daelefltirdi¤i- Susurluk’un üzerini ka-patma f›rsat› bulmufltu.

fiovenizmin k›flk›rt›lmas›nda dabenzeri bir rol oynamaktad›rlar. Ya-ni sadece flovenizmin rüzgar›na ka-p›lan de¤il, ayn› zamanda onu kö-rükleyen, meflrulaflt›ran ve yer yerteorisyenli¤ini yapan durumunda-d›rlar. Kürt halk›n›n dilinin, kültü-rünün yasaklanmas›na, terör dema-gojisi alt›nda bask› uygulanmas›na,katliamlar düzenlenmesine onay ve-ren bu ayd›nlar›n, AB’nin istekleri-ne karfl› ç›k›yor gibi bir tutumdabunlar› sergilemesi, onlar› ““ba¤›m-s›zl›ktan yana” yapm›yor. Tersine,ülkemizin sömürg e l e fl t i r i l m e s i n d een önemli rolü oynayan ordu/devletbürokrasisi cephesinin yan›na f›rla-t›yor, muhalif kimli¤ini yokediyor.Bugün için ordu/devlet bürokrasisicephesinin AB’ye karfl› ç›k›yor,ABD ile sorun yafl›yor olmalar›n›ntek nedeni oligarfli içi iktidar kavga-s› ve Kürt düflmanl›¤›d›r. Ba¤›ms›z-l›kç› hiçbir yanlar› yoktur. Son ABDziyaretinde de vurguland›¤› üzere“Genelkurmay Baflkan› Büyükan›tile D›fliflleri Bakan› Gül, ABD’yekarfl› ayn› çizgide” durmaktad›rlar.

‹çte k›ran k›rana iktidar kavgas›olsa da iflbirlikçilikte ayn›laflmalar›kaç›n›lmazd›r, çünkü sömürge ülke-de kimin iktidar olaca¤›, en iyi ifl-birlikçi k›stas› ile ölçülüyor.

Bu konuda yanl›fl de¤erlendir-meler yapan ayd›nlar, yine bu ikti-dar kavgas›n›n arac› olan “laik-fleri-atç›” sünni saflaflt›rmas›nda da çar-p›k olarak konumlanmaktad›rlar.

Denize düflen ayd›n›m›ziflbirlikçi ve katliamc›ordu y›lan›na sar›l›yor

Melih Afl›k’›n birçok konuda,bask›ya, anti-demokratik uygula-malara karfl› demokrat tutumu bili-

nir. Bak›n ayn› Afl›k, Dan›fltay sald›-r›s› vesilesiyle neler söylüyor: “Sal -d›r›n›n ‘Türk-‹slam sentezi’nin, ‘K› -z›lelmac›’lar›n, ‘Milliyetçi’lerin iflioldu¤unu ilan edenler... Emekli yüz -bafl› Muzaffer Tekin’i kilit isim ilanederek sald›r›y› askerlerin s›rt›nayüklemeye çal›flanlar. ‘Ulusal Çe -te’ye fatura edenler. Ve olay›n ar -d›ndan tarikatç›lar ç›k›nca bu defasusup saklananlar. Bir özür bile di -lemeyenler. Kendi ordusuna ve ulu -salc›l›¤a (yurtseverli¤e) bu kadarflehvetle sald›ran bir okuryazar ta -k›m›yla. Bu ülke nereye gider?” (4Temmuz 2006, Milliyet)

Sahip ç›kt›¤› TSK’n›n 1950’ler-den itibaren iflgal ordusuna dönüfl-mesi bir yana, savunduklar›na ba-k›n: ‘Türk-‹slamc› faflistler, ‘K›z›-lelmac›’, ‘Milliyetçi’ faflistler, K›b-r›s’tan Türkiye’ye kontra iliflkileriçinde oldu¤u a盤a ç›kan emeklibir yüzbafl›, ulusalc›l›¤› kullanançeteler ve “yurtseverlik” ad›yla fa-flizmin sürdürülmesi... Örne¤in sa-vundu¤u yüzbafl›, ayn› gün Sabah’taflöyle diyor: “Sedat Peker (faflistmafya) çok okuyan, vatansever, kül -türlü bir çocuktur.. Veli Küçük’ü(Susurlukçu general) ulusalc› birpanelde tan›d›m.. ‹brahim fiahin(mangalar› e¤iten katil) benim içinözeldir, bir kahramand›r o.”

AKP’ye karfl› olmak ve ulusalc›-l›k ad›na savundu¤u “ulusalc›lar”kimdir, bir ayd›n bu cendere içindenerelere savrulur, çarp›c› bir örnek.

AB’ci cephe karfl›s›nda iktidar›-n› koruma savafl› vermekten baflkahiçbir meziyeti bulunmayan, b›ra-k›n ba¤›ms›zl›¤›, tarihsel olarak ifl-birlikçili¤in en önemli tafleronuolan orduyu savunabilmek bir ayd›naç›s›ndan netameli bir konudur. Su-surluk, katliamlar, iflkenceler, fiem-dinliler, cuntalar ortada dururken,çok daha zordur. Bu yüzden kendi-leri de içinde bulunduklar› çeliflki-nin fark›ndad›rlar. Melih Afl›k’›n,orduya yönelik ayd›nlar cephesin-den gelen elefltirileri gö¤üsleyebil-mek için, ““TSK’n›n 12 Eylül rruhu -nu ve zihniyetini terk etti¤ine ilifl -kin bir iimaj kampanyas›” önerme-si, bu s›k›nt›n›n aç›k bir yans›mas›y-

d›. (11 Temmuz ‘06 Milliyet)Evet s›k›nt›l› bir durum böyle bir

orduyla ayn› safta durmak! Ama çö-züm “imaj kampanyalar›” olabilirmi, bir ayd›n bu kadar yüzeysel ba-kabilir mi? Nedir imaj kampanyas›?Halk› aldatman›n öteki ad›. Kald›ki, ne 12 Eylül ruhu terk edilmifltir,ne de bu ordunun tarihinde, katli-amlar›ndan, cuntalar›ndan dolay›bir tek sat›r özelefltiri vard›r. Aksi-ne, daha dün, fiemdinli’ye sahip ç›-kan da onlard›r. Benzeri bir s›k›nt›-y› asl›nda CCumhuriyet Gazetesi veonun yazarlar› da yaflamaktad›rlar.Ataol Behramo¤lu’nun ne kavram-sal ne de içerik olarak alakas› bu-lunmayan flekilde, orduyu “ s i v i ltoplum örgütü”, “demokrasi gücü”ilan etmesi, çarp›k bak›fl›n yan›s›ra,bu s›k›nt›n›n da bir tezahürüdür.Cumhuriyet’in merkezi politikalar›-na bak›ld›¤›nda da, cunta yapan or -duyla bugünkü ordu farkl› teorisiüzerinden, kendi konumlar›n› mefl-rulaflt›rma çabas› görülür.

Katalanya’ya daha fazla özerkli-¤e karfl› ç›karak ‘darbe yapar›z’ di-yen generalin ç›k›fl›n›n ard›ndan tu-tuklanmas›, kimi ayd›nlarca “dar›s›bafl›m›za” diye alk›fllanm›flt›. Cum-huriyet’in çizgisini belirleyen ve birk›s›m ayd›nlar›n milliyetçili¤e sav-ruluflunda, orduya yedeklenmesindeetkide bulunan ‹lhan Selçuk, bu ke-simleri elefltirdi¤i yaz›s›nda flöylediyordu: “‹spanyol askeri bizimkinehiç mi hiç benzemez... ‹spanya'daordu sömürgeci ve faflist tarihiyleün yapm›fl; geçmiflinde hep kiliseninve kral›n yan›nda yeralm›flt›r... As -ker bizde sivil ayd›nlarla birlikteAyd›nlanma devriminin mimarl›¤›n›üstlendi” (21 Ocak 2006)

Bu ordunun tarihinde kaç darbevar acaba? ABD, o darbeleri “bi-zimkiler baflard›” derken kimdensöz ediyordu? TÜS‹AD patronlar›“flimdi gülme s›ras› bizde” derken,s›rtlar›n› emekçilere karfl› kime yas-lam›fllard›? Kürt köylerine helikop-terlerden Kur-an’dan ayetlerinyerald›¤› bildirileri atan, Hizbul-lah’› besleyip büyüten, din dersleri-ni zorunlu hale getiren, tarikatlarlaoturup ‘bize destek verin örgütlen-

12

25 fiubat 2007 / 93

Page 13: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

menize izin verelim’ p a z a r l › k l a r ›yapan, Diyanet ‹flleri arac›l›¤›yla di-ni toplumu denetleme arac› olarakkullanan ordu, büyük ayd›nlanmadevrimini mi sürdürüyordu?

Kafa 1923 ile donup kalm›fl. Ba-¤›ms›zl›k ordusunun faflizmin veemperyalizmin gizli iflgal ordusunadönüfltü¤ünü kabullenemiyor. Tari-hi dondurup teori üretme mant›¤›yükselen milliyetçilik konusunda dageçerli. Onlara göre yükselen ›rkç›faflist milliyetçilik de¤il yurtsever-liktir, Atatürk milliyetçili¤idir. Bumilliyetçili¤in AB ve ABD karfl›t›söylemlere baflvurmas› da baflkaamaçla de¤il “anti-emperyalist” birtutum al›flt›r. Böyle olunca da milli-yetçili¤in yükselmesinden rahats›zolanlar, sadece mandac›lard›r, em-peryalizmin izinden yürüyenlerdir.AB’ci çevrelerin liberalizm cephe-sinden milliyetçili¤e yöneltti¤i elefl-tiriler k›stas al›narak, ona karfl› ç›k-ma ad›na, milliyetçili¤in toplumuzehirlemesine, halk›n mücadelesi-nin üzerini örtmesine, faflist politi-kalar›n linç vb. tarzda s›radanlaflt›r›-larak muhalefetin ezilmeye çal›fl›l-mas›na do¤rudan ya da dolayl› ola-rak çanak tutabilmektedirler. Oysa,Kurtulufl Savafl›’nda ilerici bir roloynayan milliyetçilikle bugün yük-seltilen milliyetçilik aras›nda hiçbirbenzerlik yoktur. Biri devrimci öte-ki tümüyle tutucu ve gericidir.

Ordunun ise, yurtsever nitelikle-ri çoktan tasfiye edilmifltir. Ötedenberi s›rt›n› orduya yaslamay›, sos-yalizmi cuntac›l›kla ayn›laflt›rmay›teorilefltiren, Do¤an Av c › o ¤ l u ’ n u nYÖN hareketinden gelen ayd›nlar,bu gerçe¤i görmek istememektedir-ler. Ancak, bu çizgiden beslenen ay-d›nlar de¤ildir sadece, ordu peflindemilliyetçili¤in rüzgar›na kap›lanlar.

Ba¤›ms›zl›k isteklerini tümüyleyanl›fl bir temelde ordu cephesindearayarak, denize düflenin y›lana sa-r›lmas›na benzeyen durumda olançok say›da ayd›n mevcuttur. Zira,küreselleflme süreci ülkelerin ba-¤›ml›l›¤›n› meflrulaflt›ran, teorileflti-ren ve bu yönde siyasi, ekonomikboyutlar›yla büyük bir sald›r›d›r. Buayd›nlar›m›z, küreselleflme süreci-

nin yaratt›¤› tahribatlar›n, AB teme-lindeki dayatmalar›n demokratik-leflme aflk› olmad›¤›n›n, sürecin Av-rupa emperyalizminin sömürgecilikiliflkilerini derinlefltiren bir nitelikgösterdi¤inin fark›ndalar. A n c a k ,küçük-burjuva ayd›n karakterleri,kendi güçlerine güvensizlikleri, hal-k›n gücüne inanmamalar›, onlar›dayanacaklar› güç aray›fl›na itmek-tedir. Emperyalizmin sald›r›lar› veAKP karfl›s›nda bulduklar› dayanakise, ordu. Devrimci hareketin güçoldu¤u koflullarda, bu tür unsurlar›nbir biçimde devrimci mücadeleninçevresinde ba¤›ms›zl›k, demokrasive sosyalizm kavgas›nda kendileri-ni ifade etmeleri beklenendir. An-cak bugün için böyle bir durumunolmamas›, “y›lana” sar›lmay› ko-laylaflt›rmaktad›r.

Milliyetçi yükselifli de¤erlendir-meleri de yine bu çarp›kl›k içindeolmaktad›r. Bu ülkenin sömürgelefl-tirilmesinde tarihsel olarak en bü-yük rolü oynayan ordu merkezli flo-venist kesimlerce manipüle edilenmilliyetçili¤i, “ekonomiyi IMF, si -yaseti AB, d›fl politikay› ABD yön -lendirirken baflka ne yükselecekti”diye izah edip, memnuniyet duy-m a k t a d › r l a r. Cumhuriyet’in milli-yetçi yükseliflten rahats›z olanlar›elefltirdi¤i bafl yaz›s›n›n tam daTrabzon’daki linç giriflimlerinin er-tesine denk getirilmesi, linci de bu“kutsal yükselifl” içinde gördükleri-ni ortaya koymaktayd›.

Kürt sorununun bu ayd›n tipiiçin pusulan›n flafl›r›ld›¤› noktalar›nbafl›nda yerald›¤›n› belirtmifltik. Ya-flar Kemal, bir üniversitede yapt›¤›konuflmada, Türkiye’nin çok kültür-lü yap›s›ndan sözederek, bir gün herhalk›n kendi anadilinde e¤itim gö-rece¤ini söyledi¤inde, itiraz edenle-rin bafl›nda Özdemir ‹nce yer ald›.Hürriyet’teki köflesinde iki yaz› ya-zan ‹nce, “Kendi anadilinde e¤i -tim”in ancak devletin resmi dilindemümkün oldu¤unu söylerken, bunadayanak olarak da, bugünkü Anaya-sa’n›n ilgili maddesini gösterdi. ‹n-ce’nin ulaflt›¤› nokta ise flu: “Ana -dolu e¤er çokkültürlü ise ve Türk -çe’den baflka bir dil e¤itim ve ö¤re -

tim dili olacaksa bu ancak ‘bölün -me’ ile gerçekleflebilir. Demek ki te -menni baflka gerçekler baflka.”

Özdemir ‹nce’nin mant›¤›ndanhareket edildi¤inde; “gerçekler” 12Eylül Cuntas›’n›n ürünü olan Ana-yasa’da ifadesini buluyor. Daha dü-ne kadar karfl› ç›kt›klar› cunta ana-yasas›n› savunur duruma düflmeleri,flovenizmin ayd›n› zehirlemesininçarp›c› bir örne¤idir. T›pk›, yine ay-n› ayd›nlar›n fleriatç›l›¤a karfl› ol-mak, AKP karfl›s›nda saf tutmakad›na, cuntan›n üniversiteleri zaptu-rapt alt›na almak için kurdu¤uYÖK’ü savunur pozisyona düflme-leri gibi. Yaflar Kemal’i dolayl› ola-rak “bölücülükle” itham eden ‹nce,sol, sosyalist gelenekten gelen ay-d›nlar›n büyük bir kesiminin bak›fl›-n› özetlemektedir. AB’nin Kürt so-rununa çözüm de¤il, düzen içindebo¤ma politikas› bir yana, demokratbir ayd›n AB istedi¤i için bu hakla-r›n karfl›s›nda konumlanabilir mi?Tutal›m ki, AB’nin “niyeti” baflkaolsun. Demokrat bir ayd›n halklar›nkardeflli¤i ve birlikte mücadelesini,bütün ulus ve milliyetlerin haklar›n›savunmaz m›? Ama böyle olma-makta, Türk ayd›n›n›n damarlar›n-daki kan› zehirleyen “Sevr sendro-mu” ya da “bölünme korkusu” hemde “AB istedi” diye faflizmin ony›l-lard›r sürdürdü¤ü inkar›, imhay›,asimilasyonu savunmaktad›rlar. Buanlamda da devlet cephesine adlar›-n› yazd›rmaktad›rlar. 2006 Hazi-ran’›nda 140 ayd›n›n PKK’ye yöne-lik tasfiyeci ça¤r›lar›n›, “baz› ay-d›nlar bu otomatik devlet düflmanl›-¤›ndan vaz m› geçiyor?” diye se-lamlayan Ertu¤rul Özkök, ayd›nlarcephesinde yaflanan kimlik k›r›lma-s›ndan memnun bir flekilde alk›fll›-yordu. fiovenizmin pençesine düflenayd›nlar ise, çoktan bu safa adlar›n›yazd›rd› ya da bu yolda ilerledikleriiçin Özkökler “devlet ayd›n›” ta-n›mlamalar› yapabilmektedirler.

Kuflkusuz ki, Kürt sorununa ba-k›flta, bu ayd›nlar›n büyük bir k›s-m›n›n flekilleniflini tarihsel olaraketkileyen, -eski- TKP’nin sosyal flo-ven bak›fl›n›n da etkisi bulunmakta-d›r. T‹P gelene¤inden gelen ayd›n-

13

25 fiubat 2007 / 93

Page 14: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

lar k›smi bir farkl›l›k gösterse de, bufarkl›l›k ideolojik temellerine otur-tulmufl de¤ildir.

Art›k Kürt sorununda gelinenaflama itibariyle inkar ve asimilas-yon kaba haliyle savunulmuyor el-bette. “Kürt vard›r ama...” bafllayançeflitli teorilerle yap›l›yor bu. Özet-le söylenen ise, Kürt kimli¤ininTürk kimli¤i içinde ifadesi. Örne-¤in, sosyalist ayd›nlar›m›zdan AtaolBehramo¤lu, 19-22 Nisan ‘06 tarih-lerindeki üç yaz›s›nda, 'TürkiyeTürklü¤ü'nü anlatt›. Söyledi¤i flu:“Yaflad›¤›m›z ülkede say›s›z etnisi -tenin, bir ›rk ad› de¤il bir sentezinad› olan 'Türkiye Türklü¤ü'nü olufl -turdu¤unu, Kürt etnisitesinin de busentezin temel ö¤elerinden biri ol -du¤unu düflünüyorum.”

Belki flovenist ›rkç›l›¤›n karfl›-s›nda bir tutum sergilemeye, bir çö-züm üretmeye çal›fl›yor. Ancak bu-rada ortaya at›lan teori, alt-üst kim-lik tart›flmalar›n›n bir versiyonudursadece. Ve bu tart›flma, Kürt ulusu-nun kendi kaderini tayin hakk›n›reddetmenin bir baflka biçimidir.

Bugün kendini “ulusal sol” ola-rak nitelendiren ayd›nlar için alt› çi-zilecek bir baflka nokta ise; Kürt so-rununun, bir “terörizm ve bölücü-lük” sorununa indirgenmesi, onlar›sadece devlet cephesine de¤il, ayn›zamanda da (islamc›lar›n 1994-95seçim baflar›lar›n›n da getirdi¤i‘korku ve pani¤in’ etkisi ile de)MHP ile ayn› cepheye getirmifltir.Böyle bir yanyanal›k, ortakl›k ise,faflist, flovenist söylemi s›radanlaflt›-ran, meflrulaflt›ran bir ifllev görmek-te, muhalif olmas› gerekenin milli-yetçili¤e yatk›nl›¤›, faflizme ve flo-venizme karfl› mücadele konusundaciddi bir zaaf yaratmaktad›r.

Ayd›nlar›m›za ça¤r›m›z:Ba¤›ms›zl›k, DemokrasiSosyalizm Saflar›na!

Ayd›nlar›m›z; ba¤›ms›z Türkiyemücadelesi, Avrupa, Amerika em-peryalizmine karfl› mücadele bulun-du¤unuz saflardan verilemez. Niyetne olursa olsun, tam da iflbirlikçili-

¤in güçlenmesine hizmet ediyorsu-nuz, faflist politikalar›n ‘ulusalc›l›k’ad›yla meflrulaflt›r›lmas›na çanak tu-tuyorsunuz.

Bugünün dünyas›nda ve Türki-yesi’nde ba¤›ms›zl›k çizgisini sade-ce biz, devrimciler temsil etmekte-

dir. Emperyalizme karfl› tutarl› birmücadele sadece bu çizgi ile müm-kündür. Ne içinde ba¤›ms›zl›k ol-mayan gerçek bir demokrasi müca-delesi, ne de halk›n demokrasisininsavunulmad›¤› bir ba¤›ms›zl›k mü-cadelesi halk›n kurtuluflu olamaz.

14

25 fiubat 2007 / 93

Sözünün arkas›ndaduramayanlaremperyalizminkarfl›s›nda nas›l duracak?

‹ddialar›, söylemleri bu; anti-emperyalistiz diyorlar. Vatan›n iflgaline,parsel parsel sat›lmas›na karfl› örgütlendiklerini söylüyorlar. Vatanseverli-¤i dillerinden düflürmüyorlar. Hatta kendileri d›fl›nda baflka vatansever detan›m›yorlar!

Böyle olmad›¤›n› kan›tlayacak binlerce örnek vermek mümkün. Herfleyden önce, 1950’lerden bu yana sömürgeleflmenin teminat›, iflbirlikçili-¤in bekçisi olan orduya hizmet etmifl olmak bile yeterlidir.

Bugün orduyu karfl›s›na almayan hiçbir gücün ba¤›ms›zl›kç› olamaya-ca¤› aç›kken, kendini ‘ulusalc›’ diye tan›mlayanlar›n b›rak›n böyle bir ça-t›flmaya girmeyi, ideolojik olarak, politik konumlan›fl olarak TSK ile ayn›yerde durduklar› aç›kt›r. Bunun da ötesinde, bizzat ordu taraf›ndan örgüt-lenmifl, donat›lm›fl ve nerede ihtiyaç duyuluyorsa (örne¤in Mersin, ‹zmirgibi Kürt göçünün yo¤un oldu¤u yerler) orada yo¤unlaflt›r›lm›fl örgütlen-meler olmas›, güçlü bir olas›l›kt›r.

Geçen hafta “Ölmeli öldürmeli” yeminleri eden, soyunda dönme olma-yan öz Türkler’i üyeli¤e kabul eden Kuvayi Milliye Derne¤i Baflkan›Emekli Kurmay Albay Fikri Karada¤, bu yeminin “Atatürk taraf›ndan Er-zurum Kongresi'nde yap›ld›¤›n›” söyleyerek savunmufltu.

Kat›ld›¤› '32. Gün' program›nda da kendini böyle savunmaya kalk›flt›.Ancak programa telefonla ba¤lanan gazeteci Taha Akyol’un, Atatürk'ünböyle bir yemin etmedi¤ini ve ettirmedi¤ini, an›lar ve yaz›l› kaynaklardaböyle bir olay›n geçmedi¤ini söylemesinin ard›ndan çark etti.

Karada¤, bunun üzerine, "Ben 'Atatürk yemin ettirdi' demiyorum. Ata-türk, gidiflin tehlikeli oldu¤unu anlatm›flt›r. Biz o konuflmalardan mealenbunu söyledik" dedi.

Bak›n flimdi! Yeminlerinin arkas›nda duracak cesareti bile gösteremez-ken, bu “kuvvac›lar” nas›l emperyalizmin karfl›s›nda duracaklar?

As›l olarak al›flm›fllar ““Atatürk” denilince akan sular›n durmas›na.“Bu sözler Atatürk’ün” diyerek kontra örgütüne meflruluk kazand›rmayaçal›flt›. Birileri de surat›na çarp›nca da tüm düzeniçilikleri, korkakl›klar›a盤a ç›kt›.

Kendilerine çok çeflitli vesilelerle “Atatürk”ü siper edenler elbette sa-dece bunlar de¤il. Bu konuda en köklü gelenek orduya aittir. Bütün dar-beler “Kemalistlik” kisvesi alt›nda yap›lm›fl, onunla meflrulaflt›r›lmak is-tenmifltir. Halka karfl› iflledikleri suçlar deflifre oldukça, örne¤in Susurluk-lar’da, fiemdinliler’de hep “Atatürk” ipine sar›lm›fllard›r.

Page 15: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Büyük Direnifl’in kazan›mla so-nuçlanmas›n›n ard›ndan, zafer kut-lamalar› sürerken, direniflin bugün-lere tafl›n›p sonuca ulafl-t›r›lmas›n› sa¤layan fle-hitler sayg›, minnettarl›kve onurla an›l›yor.

SARIGAZ‹’de ölümorucu flehitlerimizin ai-lelerinin adak kurban›n›temsili olarak kesen Sa-r›gazi Temel HaklarDerne¤i, 16 fiubat günücemevinde yemek verdi.

Sar›gazili kad›nlar, 7y›lda çekilen tüm ac›lar›sevinçleri kat›k ederekpiflirdiler yemekleri. 250kifli flehitler için dua etti.Herkes bir ucundan tu-tup, herkes bir parças› oldu verilenadak yeme¤inin. Kat›¤› sevgiydiyeme¤in, kat›¤› kazan›lan zafer.

O K M E Y D A N I Temel HaklarDerne¤i’nde de adak kurban› kesi-lip yemekler da¤›t›ld›. 17 fiubat gü-nü cemevinin de katk›lar› ile düzen-lenen adak yeme¤i s›ras›nda, derne-¤in ön cephesine “Ölüm Orucu fie-hitlerimizin An›s›na Yemek Veriyo-ruz” pankart› as›ld›. Halklar›n gele-ne¤i olan adak adama ve kurban ke-simi Büyük Direnifl’in flehitleri nez-dinde emekçi halk›m›z taraf›ndanyaflat›ld›.

ARMUTLU’da ise, TAYAD’l›Aileler taraf›ndan Büyük Direnifl’inkahramanlar› an›s›na 18 fiubat günücemevinde anma yeme¤i verildi.

450 kiflinin kat›ld›¤› anma sayg›duruflu ile bafllad›. ‹lk sözü alan ‹s-mail Kara, “Bizlerin bugün buradabuluflmam›zda eme¤i geçen bizeyol gösteren, bize güç veren ve be-del ödeyen 122 flehidimize, sakatkalan 600’den fazla evlad›m›za veonurlu bir flekilde F Tipinde müca-dele veren tutsak evlatlar›m›za, can-lar›m›za selam olsun!” diye bafllad›-¤› konuflmas›nda, 7 y›ld›r TAYAD’l›Aileler olarak yaflad›klar›n› anlatt›.Ölüm orucunun zaferle sonuçlan-mas› ve tecrite karfl› bir ad›m at›l-mas› nedeniyle önceden vaat ettik-leri adaklar› kestiklerini belirten

Kara’dan sonra Niyazi A¤›rman ko-nufltu.

“Bu büyük direniflte ONLAR;122’ler kazand› biz kazand›k” di-yen A¤›rman konuflmas›n› flöylesürdürdü:

“Belki sokaklara dökülüp avaz› -m›z ç›kt›¤›nca ba¤›r›p zafer 盤l›k -lar› atmad›k. Ancak halk›m›zdanö¤rendi¤imiz örf ve adetlerimizi ge -leneklerimizi yerine getire re k122’lerimizle bu zaferin heyecan›n›ve coflkusunu yaflamay› tercih ettik.Onlar› böyle sahiplenmek istedik.Onlar› anarak yaflatmak istedik.

‹flte bugün ailelerimizin dileklerikabul oldu. Çok evlad›m›z› yitirdikama “B‹Z‹M ÇOCUKLAR KAZAN -DI” ... Tek mutlu oldu¤umuz fleyuzun soluklu direnifl içinde yalpala -madan tereddüte düflmeden yolu -muza devam edip 123. 124. ölümlerolmadan direnifli zaferle sonuçlan -

d›rm›fl olmam›zd›r. ”Konuflmalar›n ard›ndan fliirler ve

semahlarla süren anmaverilen yemekle sonbuldu.

F‹L‹ST‹N Mahalle-si’nde de 122 kahramaniçin adak yeme¤i vard›.Küçükçekmece'ye ba¤l›Alt›nflehir Bayramte-pe'nin Filistin Mahalle-s i ' n d e, 122 flehidi an-mak için 17 fiubat günüadak yeme¤i verildi.Bin kifliye da¤›t›lan ye-m e¤e halk yo¤un ilgigösterirken, ada¤›n ne-denleri, direnifl, flehitlerüzerine konuflmalar ya-p›ld›.

‹ZM‹R’de de direniflin zaferi biretkinlikle kutland›. TAYAD’l› Aile-ler, 18 fiubat günü Ege Temel Hak-lar binas›nda zafer kutlamas› ve an-ma etkinli¤i yapt›lar. ‘Yaflas›n Dire-nifl Yaflas›n Zafer’ pankart› ve 122flehidin resimlerinin as›ld›¤› anma,sayg› duruflu ile bafllad›.

Ege Temel Haklar Baflkan› Nur-han Y›lmaz, Büyük Direnifl’e iliflkink›sa bir konuflma yaparken, ‹z-mir’de içeride ve d›flar›da flehit dü-flenleri hat›rlatt›. “Bahri Yusufo¤lu,Erdo¤an Güler ve Canan Kulaks›zb i z l e re çok fley ö¤re t t i l e r ” d i y e nY›lmaz’›n ard›ndan direnifli anlatanfilm gösterimi yap›ld›. fiiirler veGrup Gün›fl›¤› ile devam eden kut-lama Hakl›y›z Kazanaca¤›z marfl›-n›n hep birlikte söylenmesiyle sonbuldu.

15

25 fiubat 2007 / 93

Adak ve anma yemeklerinin

Kat›¤› direnifl ve zafer

Tutsak ve flehit aileleri bu direnifl boyun-ca büyük ac›lar›, büyük onurlar› yanyanayaflad›lar. Yürekleri yand›¤› gibi, bafllar›dik al›nlar› aç›k bir flekilde u¤urlad›larevlatlar›n›. Ve ac›n›n, onurun en üst bo-yuta ç›kt›¤› bu anlarda, flehitlerin ard›n-dan sözler verdi analar, adaklar adad›lar;“ölümler bitti¤inde, bizim çocuklar ka-

zand›¤›nda kurban kesece¤im." diye. fiimdi sözler yerine geti-riliyor, ailelerin adak yemeklerinde halk›n gelene¤iyle, Anado-

lunun kurtuluflu için ölümsüzleflenler selamlan›yor.

Page 16: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Kad›n haklar›yla, kad›n sorunla-r›yla ilgili “yetkililerin” aç›klama-lar›na, burjuva televizyonlardakiprogramlara bak›l›rsa, sorunlar nekadar çok olursa olsun, yine de ka-d›nlar›n durumunun iyileflmekte ol-du¤unu söyleyerek bitirirler sözleri-ni. Gerçekten öyle mi? Gerçekten,ekonomik, siyasi, kültürel aç›lardankad›nlar›n durumu, düne göre daham› iyi?

Düzenin vitrinindeki kad›nlar›nço¤almas› veya baflka bir deyiflle,düzenin vitrininde kad›nlara dahaçok yer verilmesi böyle bir imaj ya-rat›yor olsa da, gerçek bu de¤il.

‹sterseniz önce kad›nlar›n duru-mundaki ilerleme veya gerilemenin“dünya çap›nda”ki yans›mas›na birbakal›m.

21. yüzy›l›n bafl›nda diyebilirizki, birkaç istisna d›fl›nda hemen tümülkelerde kad›nlar›n seçme-seçilmehakk› var ve yine istisnalar d›fl›nda,kad›nlar üretimde daha çok yeral›-yorlar.

Fakat, çal›flan kad›nlar›n say›s›-n›n artmas›, tek bafl›na bir iyileflme-yi göstermiyor. Uluslararas› HürSendikalar Konfederasyonu’nungeçen y›l aç›klad›¤› bir rapor, dün-yada yoksulluk içinde yaflayan in-sanlar›n yyüzde 70'inin kad›n oldu-¤unu gösterdi. Dünyada çal›flan 22.8milyar insan›n 11.1 milyar›, yaniyüzde 39'u kad›nlardan olufluyor.Ama, kad›nlar›n kapitalizmin dün-yas›nda maruz kald›¤› eflitsizlik bo-yutlanarak sürdü¤ü için, dünyadayoksulluk içinde yaflayan 1.3 milyarinsan›n da yüzde 70'ini kad›nlaroluflturuyor.

“Düzenli bir maafl› bulunmayan,eflit ifl karfl›s›nda erkeklerden dahaaz kazanan ve sosyal korumas› bu -lunmayan” kad›nlar, dünyan›n enyoksul iflçilerinin yüzde 60'›n› (330milyon) oluflturuyorlar...

Evine hapsedilmifl kad›n›n ise,ne yoksullu¤u, ne ezilmiflli¤i istatis-

tiklere giremiyor zaten.

fiunu da belirtelim ki, burjuvayaklafl›m, kad›nlar›n sorunlar›n› da,kad›n sorununun çözümünü de bir-kaç noktaya –mesela seçme seçilmemeselesi ve çal›flan say›s›na– s›k›fl-t›rm›flt›r. Dolay›s›yla, kad›n hakla-r›yla ilgili tart›flmalar da bu konularetraf›ndaki biçimsel düzenlemeler-den ibaret kalmaktad›r. Ama kendiçizdikleri bu çerçeveden bak›ld›¤›n-da bile, burjuvazinin kad›n sorunu-nu çözmekten aciz ve uzak oldu¤ugörülüyor.

‘Kad›n›n yeri’:Yüzde dörtbuçukÜlkemizde ne zaman kad›n soru-

nu aç›lacak olsa, Türkiye’nin kad›n-lara seçme seçilme hakk›n› birçokAvrupa ülkesinden daha önce verdi-¤i nakarat› tekrarlan›r. Gerçektenböyledir, ama sonra ne olmufl? Ohakk›n içi gerçekten doldurulmuflmu, ona da bakal›m.

Araflt›rmalar, ülkemizde özellik-le '50' li y›llardan bu yana, kad›nhaklar›nda, kad›n erkek eflitli¤indebir gerileme oldu¤unu gösteriyor.

Ülkemizi, 50’lerden bu yana yö-neten sa¤, milliyetçi, islamc› iktidar-l a r, kad›n›n evinde oturmas› gerekti-¤ini düflünen bir kültüre sahip ol-duklar› için, bu sonuç da normaldir.

5 Aral›k 1934’te ülkemizde ka-d›nlara milletvekili seçme ve seçil-me hakk› tan›nd›. Bu yasal düzenle-meden k›sa süre sonra yap›lan ilkseçimlerde, 8 fiubat 1935 seçimle-rinde, 18 kad›n milletvekili seçildi.400 üyeli TBMM’nin üyelerinin

yüzde 4.51’i kad›nd›. K›sa süre ön-ce fleriat düzeni alt›nda yaflayan birülke için o günkü koflullarda “ileri”bir sonuç say›labilirdi bu. Ama bili-yor musunuz, bu oran, ggeçmifle gö-re de¤il, bbugüne göre de hâlâ “ile-ri” bir oran olma özelli¤ini tafl›yor.

Kad›n haklar› konusunda 80 y›l-d›r ne büyük geliflmeler oldu¤u ko-nusunda mangalda kül b›rakmayan-lar, asl›nda zaten çok düflük olan buoran›n bile, tüm cumhuriyet tarihiboyunca bir daha yakalanamad›¤›n›bilmiyorlar m›? Yoksa bilmezdenmi geliyorlar?.. Biliyorlar, ama iflle-rine gelen bu zaten. Kad›n›n evindeoturmas›, muhafazakâr düflünceyeen uygunu zaten.

Evet, düflünün ki, bu ülkeninparlamentosunda kad›nlar hiçbir za-man yüzde 4.51’in üzerine ç›kama-m›fllard›r. Gerisi hikayedir. Gerisikad›n haklar› üzerine bofl laflard›r.

Dünyada kad›n parlamenterlerbak›m›ndan yap›lan bir s›ralamadada Türkiye, 173 ülke aras›nda160'›nc› s›radad›r. ““Kad›n›n yeri”bu kadar demek ki?!

Ülkemizde “gerili¤in” bir sim-gesi olarak kullan›lan Mozambik,Tanzanya, Uganda, Etiyopya, Bang-ladefl, Kongo gibi ülkelerin kad›nmilletvekili oranlar› T ü r k i y e ’ d e ndört-befl kat daha fazla...

Yukar›da da belirttimiz gibi,meclislerdeki kad›n oran›, tek bafl›-na bir ölçü olarak ele al›namaz, amaülkemizde kad›nlara ne büyük hak-lar tan›d›klar›n› ileri sürenlerin sah-tekârl›¤›n› sergiliyor bu rakamlar.

Ya eve hapis, ya tarlada›rgat, ya da sekreter!Sosyologlar›n katk›s›yla gerçek-

leflen bir araflt›rmada bu olgu flöyled e ¤ e r l e n d i r i l i y o r : ''‹slamc›lar ilemuhafazakâr sa¤ aras›nda baz› te -mel ayr›l›klar olmakla birlikte, heriki kesim de kad›n› geleneksel konu -ma indirgeyen erkek egemen flablo -nu benimsiyor...'' (Türk Kad›n› ‹ma-j›n›n Çözümlenmesi, syf. 196, akta-ran Nilgün Cerraho¤lu, Cumhuriyet23.05.2005)

16

25 fiubat 2007 / 93

‘ M u h a f a z a k âr’ Düzenve Kad›n›n ‘Muhafazas›’

Bir yandan kapitalizmvuruyor, bir yandan

islamc›l›k. Her ikisi de,farkl› biçimler ve

yöntemlerle de olsa,kad›n› afla¤›l›yor.

Page 17: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Ayn› araflt›r-madan dikkat çekici baz› tespit verakamlar da flöyle:

Kad›n›n iflgücüne kat›l›m oran›,y›llar içinde san›ld›¤›n›n aksine art -m›yor, sistemli olarak düflüyor.

Çal›flan kad›nlar›n yüzde 75'i ta -r›mda. Tar›m sektöründen sonra ka -d›nlar›n en çok faaliyet gösterdi¤ialan sekreterlik gibi yard›mc› gö -re v l e r. Yöneticilerin yaln›z yüzde6's› kad›n... Yasadaki ''eflit ifle eflitücret'' pratikte uygulanm›yor.

Keza, hat›rlanacakt›r, 2005 y›-l›nda ''Dünya Ekonomik Forumu''taraf›ndan haz›rlanan bir raporda daTürkiye’nin ““kad›n-erkek eflitsizli-¤i”nin en uç düzeyde yafland›¤› ül-kelerden biri oldu¤u tespiti yap›l›-yordu. Ki bu da ülkemizi ony›llard›ryönetenlerin niteli¤i gözönüne al›n-d›¤›nda “normal” say›lmas› gerekenbir sonuçtur.

‹slamc›, ›rkç› partilerin iktidardakalma süreleri artt›kça, bu eflitsizlik,kad›nlara yönelik afla¤›lama hiç kufl-ku yok ki daha da boyutlanacakt›r.

AKP’nin “pozitifayr›mc›l›k” korkusu2004’te AB’ye uyum yasalar› ç›-

kar›l›rken AKP’nin yüzü de a盤aç›km›flt›. Kad›nlar›n aleyhine varo-lan dengesizliklerin, haks›zl›klar›ngiderilmesine yönelik düzenleme-ler, AKP’lilerin oylar›yla reddedil-di. Her alanda demagoji yapmayaal›flm›fl A K P, kad›nlar›n tarihselezilmiflliklerini, geri b›rak›lm›fll›k-lar›n› telafi etmeye yönelik düzenle-melere de ‘cinsiyet ayr›mc›l›¤› yap -mama’ bahanesiyle karfl› ç›k›yordu.

Yüzy›llard›r süregelenbir sorun elbette “kad›n er-kek eflittir” demekle çözül-müyor. Bunun ötesinde ka-d›nlar›n iki kez ezilmesineyolaçan ekonomik, sosyalve siyasal koflullar› de¤ifltir-mek gerekiyor.

Bu do¤rultudaki düzen-lemelerin bir k›sm›, kad›nhareketleri taraf›ndan “pozi-tif ayr›mc›l›k” olarak adlan-d›r›l›yor. Kad›nlara “pozitif

ayr›mc›l›k” ilkesinin uygulanmas›n›önerenlere Adalet Bakan› Cemil Çi-çek’in verdi¤i cevap, sorunlar›n na-s›l demagoji içinde bo¤ulmaya çal›-fl›ld›¤›na unutulmayacak bir örnekteflkil ediyor: ''Bu ülke ayr›mc›l›klaf›ndan ürperir. Pozitif laf›ndanhalk›m›z anlamaz.''

Bir yandan kapitalizm,bir yandan islam vuruyorPeki Cemil Çiçekler hangi laf-

lardan ürkmüyor? Hangi laflardananl›yor?

AKP’nin islamc› kültürünün ka-d›na neleri reva gördü¤ü ortadad›r.Bakan olarak, bürokrat olarak bir-kaç kad›n› zoraki vitrinde tutmakta-d›rlar. Ancak onlar›n gerçek düflün-cesini herkes biliyor. E¤er onlar el-lerinden gelse, kapitalizm izin ver-se, kad›nlar› türbanlay›p evlerinekapatacaklar.

‹slamc› anlay›fla uygun olan dabudur asl›nda. Bugün kimileri, Orta-d o ¤ u ’ d a fleriatla yönetilen baz› ülke-lerin devlet baflkanlar›n›n efllerinintürbans›z olmas›n› örnek gösteripAKP’yi elefltiriyor, asl›nda islam›nörtünmeyi emretmedi¤ini kan›tlama-ya çal›fl›yorlar. Bunlar fleriatç›l›¤akarfl› bofl çabalard›r. ‹slam›n kad›nanas›l bakt›¤› s›r de¤ildir, Kur’ a n ’ a ,veya islam yorumcular›na kabacagöz gezdiren biri bunu görebilir.

"Allah'›n insanlardan bir k›sm›n›di¤erlerine üstün k›lmas› sebebiyle... erkekler kad›nlar›n yöneticisi vek o r u y u c u s u d u r. Onun için sâlihakad›nlar itaatkârd›r. ... Bafl kald›r -mas›ndan endifle etti¤iniz kad›nlaraö¤üt verin, onlar› yataklarda yaln›z

b›rak›n ve (bunlarla yola gelmezler -se) dövün...” (Nisa/4/34) suresiylee¤itilen bir erkek beynine “kad›n-erkek eflitli¤i”ni nas›l anlatabilirsi-niz.

Hz. Aifle Radiyallahu Anha anla-t›yor: "Resulullah aleyhissalatu ves-selam buyurdular ki: "E¤er bir kim -senin bir baflkas›na secde etmesiniemretseydim, kad›na, kocas›na sec -de etmesini emrederdim."

Böyle bir itaatin oldu¤u yerdeeflitlik olur mu, eflitlik düflüncesi buinanç sistemi içinde kendine yaflamalan› bulabilir mi?

Kad›n› dövmeyi meflru gören,kad›ndan “mutlak itaat” isteyen biranlay›fl›n kad›n haklar›n› gelifltirme-si, kad›n› özgürlefltirmesi mümkünde¤ildir elbette.

Bu kültürde, iki kad›n›n flahitli-¤i, bir erke¤in flahitli¤ine denktir.Miras’ta erkek ayr›cal›kl›d›r. Er-kek, yarg›ç olur ama kad›n olamaz.Erkek, kad›n›n üzerine cariye, kumaalabilir, evlenebilir. Kad›n için böy-le bir hak hiçbir zaman olmam›flt›r.Erkek kad›n› boflayabilir; buna kar-fl›l›k kad›n erke¤i boflayamaz. Erke-¤e kad›nlar› dövme hakk› ve özgür-lü¤ü tan›nm›flt›r. Tersi geçerli de¤il-dir; vs. vs.

Bir yandan kapitalizm vuruyor,bir yandan islamc›l›k. Her ikisi de,farkl› biçimler ve yöntemlerle de ol-sa, kad›n› afla¤›l›yor. Biri cinsel me-ta haline getiriyor, öteki kocas›n›neve hapsedilmifl mal›na dönüfltürü-yor. Biri iflyerinde patrona itaat isti-yor, öteki evde kocaya... Bu sömü-rücü, gerici toplumsal yap› içinde,kad›nlara bir ad›ml›k özgürlük alan›kalm›yor. Kad›n sorunun çözülme-si, kad›n haklar›n›n genifllemesi, da-ha köklü çözümleri gerektiriyor.

Ve tam bu noktada “ so r u n u nkökten çözümü ise Meclis'te kad›n›noran›n›n yükselmesi” diyor bir ay-d›n. Yan›l›yor. “Kökten çözüm”denbahsederken, asl›nda kad›n sorunu-nun en kaba ve en biçimsel yanlar›-n› gören bir yüzeysellik içindedir.Çünkü kad›n sorunun kökten çözü-mü, en baflta o meclisin niteli¤ininde¤iflimi demektir.

17

25 fiubat 2007 / 93

Ac›s›,çilesibitme-di hiçAna-dolukad›n›-

n›n.Ama

kaderde¤il bu,

bitecek!

Page 18: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

18

Ölüm orucu direnifli karfl›s›ndageri ad›m atan Adalet Bakanl›-¤›'n›n yay›nlad›¤› genelgenin F Ti-pi hapishanelerde uygulanmas›nailiflkin tek tek hapishaneler özgü-lünde çeflitli sorunlar yafland›¤› bi-linmektedir.

Ancak ortaya konulan türlü ba-hanelere ra¤men, birçok yerde ya-flama geçirme noktas›nda ad›mlarda mevcuttur. Hapishane idareleri-nin baflka bir tasarruf yapma, ge-nelgeyi uygulamama gibi bir lüksüde bulunmamaktad›r.

Buna ra¤men Türkiye gerçe¤i,tersi örneklerle doludur, keyfilik,yasaya ra¤men fiili uygulamalardaha ön plandad›r neredeyse.

Buca K›r›klar 1 No'lu F TipiCezaevi'nde de bunun bir örne¤iyaflanmakta.

‹HD Merkez Yürütme KuruluÜyesi Necla fiengül’ün aç›klama-s›na göre; F Tipi cezaevlerinde or-tak alanlar›n kullan›labilece¤ininaç›k olarak belirtildi¤i Adalet Ba-kanl›¤› genelgesine ra¤men K›r›k-lar 1 No'lu F Tipi Cezaevi Müdürü

u y g u l a m a y ›e n g e l l i y o r.Edinilen bil-giye göre, ha-pishane mü-dürü aç›kça

tutsaklara, genelgede yeralan 10kiflinin biraraya getirilmesini ön-gören maddeyi “uygulamayaca¤›-n›” belirtiyor.

Yani, “ben yasalara, bakanl›¤›ngenelgelerine uymam, buras› ayr›bir Cumhuriyet” mi demek istiyor?

Peki Adalet Bakanl›¤›, Cezaev-leri Müdürlü¤ü bu durumu bilmi-yor mu? Elbette biliyor. Keyfiliklerzaten hiçbir zaman üst makamlar›nbilgisi d›fl›nda olmaz, uygulamateflhir oldu¤unda haberleri yokmuflgibi yaparlar sadece.

Adalet Bakanl›¤›, tutsak ailele-rine, 'Kim gelirse gelsin ben bumaddeyi kesinlikle uygulamam' di-yen Cezaevi Müdürü h a k k › n d aherhangi bir ifllem yapmay› düflü-nüyor mu?

Ortak sosyal alan için “yerimizyok” bahanesi, “kendi oda ve ko-¤ufllar› kulland›r›labilir” hükmü ileortadan kalkm›fl durumda.

Halen ortada varolan ise hapis-hane yönetimlerinin genelgeyi uy-gulamama konusundaki keyfi tu-tumlar›.

Kad›köy’e Ça¤r›:‹flçi, memur, emekçi kad›nlar, gecekondulu,üniversiteli, liseli genç k›zlar›m›z ve bu kavga-

y› omuzlayan tüm halk›-m›z; Emperyalizme, ›rk-ç›l›¤a, sömürüye karfl›mücadeleyi büyütmekiçin birlikte olal›m.Kad›köy’de Al›nteri,BDSP, DHP, Demokra-tik Kad›n Hareketi, Div-ri¤i Kültür Derne¤i,Emekçi Kad›nlar, EKD,EHP’li Kad›nlar, ESP,HÖC’lü Kad›nlar,HKM, Kald›raç,Odak, Partizan, Pro-leter Devrimci Durufl

ve Tekstil-Sen’in kat›l›m›yla yap›lacak miting-te birlikte olal›m.

Yaklaflmakta olan 8 MartDünya Emekçi Kad›nlar Günüiçin bir ça¤r› eylemi de Anka-ra’da yap›ld›. Devrimci de-mokrat birçok grubun birarayagelerek gerçeklefltirdikleri ey-lemde, halk›m›z 8 Mart eylem-lerine ça¤r›ld›. Aka-Der, Al›n-teri, BDSP, ÇHD Ankara fiube-si, DHP, ESP, HÖC, Kald›raç,Odak, SGD ve Partizan tara-f›ndan 17 fiubat’t a Y ü k s e l

C a d d e s i’nde ya-p›lan eylemdeortak aç›klamadaülkemizdeki ka-d›nlar›n durum-lar›na iliflkin so-mut örnekler ve-rildikten sonraflöyle denildi:

“ Biz devrimci ve ilericigüçler olarak bu y›lki 8 Mart’›emperyalist sald›rganl›¤a, flo -venizme, devlet terörüne sos -yal y›k›m sald›r›lar›n› ve hertürden gericili¤e karfl› iflçi veemekçilerin birli¤i, halklar›nkardeflli¤i çerçevesinde emekçikad›nlar› mücadele alanlar›naça¤›ran bir alanda örgütleye -ce¤iz.”

Ankara’da 8 Mart’a Ça¤r›:

K›r›klar F Tipi Ayr› BirBakanl›¤a M› Ba¤l›?

Zavar’a Özgürlük!Odak Dergisi Eski Yaz› ‹flleri

Müdürü Erol Zavar’›n, kanser ol-mas›na karfl›n F Tipi cezaevinde tu-tulmaya devam edilmesi, ‘Erol Za-var’a Yaflam Hakk› Koordinasyonu’taraf›ndan 18 fiubat günü Ekin Sa-nat Merkezi'nde yap›lan bir etkin-likle protesto edildi. Efli Elif Zavar,dayan›flman›n tüm hastal›klar›n, il-letlerin, zulümlerin önüne geçebile-ce¤ini dile getirerek, alt› y›ld›r zorkoflullarda tedavisini sürdürmeyeçal›flan Zavar’›n, umudunu yitirme-di¤ini söyledi.

Panelle devam eden etkinliktesözalan ÇHD Ankara fiube Baflkan›Hüseyin Biçen, tutsaklar›n d e ¤ i l ,as›l olarak düzenin hasta oldu¤unuve bu yüzden daha sald›rgan, ac›ma-s›z oldu¤una dikkat çekti. T ‹ H VGenel Sekreteri Metin Bakkalc› da,meselenin, bir insan›n sa¤l›k hizme-tine ulaflma hakk› gibi son dereceaç›k oldu¤unu belirtti. Sevgi Say-maz’›n babas› Müzekkir Saymaz’›nda bulundu¤u panelde Bakkalc›,Saymaz’a dönerek “iyiki sizler var-s›n›z iyiki sizin evlatlar›n›z var” de-di. ÇHD Genel Sekreteri SelçukKoza¤açl› da Zavar’›n, cezaevindebile düflüncelerini terk etmedi¤i içinhâlâ tahliye edilmedi¤ini söyledi.

25 fiubat 2007 / 93

Page 19: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

19

25 fiubat 2007 / 93

150 y›ld›r oldu¤u gibi, bu senede 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlarGünü’nde meydanlarda ve mücade-lenin içindeyiz.

150 y›ll›k bir gelene¤in sahibiolmaktan onur ve gurur duyuyoruz.Bize bu günü kazand›ran NewYorklu dokuma iflçilerini ve emekçikad›nlar›n mücadelesini dünyan›ndört bir yan›nda sürdürerek bugün-lere getiren Sovyet kad›nlar›n›,Çinli, Nikaragual›, Kübal› kad›nla-r›, Filistinli, Irakl› direnen kad›nlar›,ülkemizin devrimci kad›nlar›n› say-g›yla selaml›yoruz ve onlar›n dalga-land›rd›¤› bayra¤›, Haklar ve Öz-gürlükler Cepheli Kad›nlar olarakdalgaland›rmaya devam ediyoruz.

*8 Mart 1857’de New York’un

nemli, havas›z, tozun insan›n nefesalmas›n› bile zorlaflt›rd›¤› dokumaatölyelerinde “vahfli kapitalizm” ta-raf›ndan sömürülen kad›n iflçiler,“yeter art›k” dediler, “yeter!”

Yeter demek, burjuvaziyle kavgademekti, çünkü eyleme dönüflme-yen sözün hükmü yoktu. Çal›flmakoflullar›n›n iyilefltirilmesi için gre-ve bafllad›lar.

Meflru, demokratik haklar› içinmeydanlara ç›kan kad›n yoldafllar›-m›z, bir kan deryas›nda buldularkendilerini. Amerikan burjuvazisi-nin devleti, 111 kad›n iflçiyi katlede-rek, yüzlercesini yaralay›p tutukla-yarak grevi bast›rmaya çal›flt›.

Peki bast›rabildiler mi?150 y›ll›k tarih ve 8 Mart’›n 150.

y›l›nda meydanlar› dolduracak iflçi-l e r, burjuvazinin dokuma iflçilerininkavgas›n› bast›ramad›¤›n›n kan›t›d›r.

*150 y›l geçti. Haklar ve özgür-

lükler geniflledi, teknoloji geliflti,ama biz kapitalizmin yürürlükte ol-

du¤u ülkelerin sömürülen emekçikad›nlar›n›n, New Yorklu dokumaiflçilerinden çok daha iyi durumdaoldu¤umuz söylenemez.

Sömürü amans›zca ve dizginsiz-ce sürüyor. Haklar›m›z›n yayg›n veyo¤un bir flekilde gasbedildi¤i birdönem yafl›yoruz.

Irkç›l›k, mezhepçilik, emperya-list iflgaller, her fley kad›nlar üzerin-deki bask›lar› daha da katmerlefltiri-yor, kad›nlar›n kendilerine özgü so-runlar›n› kangrenlefltiriyor.

Mücadeleye ve örg ü t l e n m e y e ,meydanlara ç›kmaya, eme¤imizin,onurumuzun, namusumuzun kavga-s›n› vermeye iflte bu yüzden dahaçok ihtiyac›m›z var.

‹flçi kad›nlar, memur kad›nlar,gecekondulu kad›nlar, üniversite-li, liseli genç k›zla r›m›z, kad›nmühendisler imiz, doktorlar ›m›z,avukatlar›m›z, bugün bizim kav-ga günümüz. Bugün sömür üyekarfl› olan erkek yoldafllar›m›zlaomuz omuza durma günümüz.

*

Sosyalist Enternasyonal, 1910y›l›nda yapt›¤› toplant›da, NewYorklu iflçilerin an›s›na, 8 Mart’›,

Dünya Emekçi Kad›nlar G ü n üolarak ilan etti. Ve o günden itibaren8 Mart, sosyalist kad›nlar›n öncülü-¤ünde kavgan›n bayra¤›n›n yüksel-tildi¤i bir gün oldu.

Sonra, aradan 67 y›l geçtiktensonra, 16 Aral›k 1977'de BirleflmiflMilletler’de al›nan bir kararla, 8Mart, "" Dünya Kad›nlar G ü n ü "olarak de¤ifltirildi.

Bu karar› alanlar›n önemli birbölümü, 8 Mart 1857'de emekçi ka-d›nlar›n kan›n› ak›tanlard›. Onlar›no emekçi kad›nlar›n an›s›n› yaflat-mak gibi bir amaçlar› olamayaca¤›-na göre, bu “kabul”de bir bit yeni¤iolmal›yd›.

Dünya Emekçi Kad›nlar Gü-nü, s›rf BM karar ald› diye, "DünyaKad›nlar Günü"ne dönüflür müydü?

Burjuvazinin bas›n yay›n kuru-lufllar› da 8 Mart'tan sözederken,BM’nin kabul etti¤i bu isimlendir-meyi kullan›yor. Adeta Enternasyo-nal'in karar›n›n karfl›s›na BM karar›ç › k a r t › l › y o r. ‹kisi aras›ndaki fark,sadece bir kelimeden ibaret de¤ildirve ikisi aras›nda yap›lan tercih, birbak›ma ss›n›fsal bir tercihtir.

8 Mart'›n eemekçi niteli¤ini yad-s › y a n l a r, emekçi niteli¤inden vekavgadan soyutlan›p yaln›z "kad›n -l›¤a" indirgenmifl bir Kad›nlar Gü-nü kutlayanlar, s›n›fsall›¤› da redde-diyorlar. Bu kafa yap›s›, s›n›fsal ni-teli¤ine bakmadan, mesela ülkele-rin, kurumlar›n, örgütlerin yönetim-lerine kad›nlar›n gelmesini tek bafl›-na bir olumluluk olarak de¤erlendi-riyor. Oysa, Tansu Çiller de, Condo-leezza Rice da kad›n de¤il mi?‹melda Markos da kad›n de¤il miy-di?.. Bu fikrin saçmal›¤› binlercekez kan›tlanm›fl olsa da, burjuvazi-nin empoze etti¤i bu anlay›fl savu-nulmaya devam ediliyor hâlâ.

Kimin ne yapt›¤›n›, yapmaya ça-l›flt›¤›n› görmezden gelmek, bu vebenzeri günleri anlams›zlaflt›rmamanevralar›na ortak olmakt›r.

Burjuvazi do¤al olarak halklar›ntarihsel kazan›mlar›n›n devam›n-dan, halklar› kavgaya davet eden ta-rihsel günlerin hat›rlanmas›ndan veyaflat›lmas›ndan hoflnut de¤ildir. YYa

Kad›nlar! Emperyalizme,Irkç›l›¤a, Sömürüye Karfl›B i r l e fl e l i m ! . .

Page 20: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

unuttur acak, ya yasaklayacak;ikisinden de sonuç alam›yorsa, içiniboflaltacakt›r.

Dünyan›n ilerici, devrimci, de-mokrat kad›nlar›, yüzelli y›ld›r sa-hip ç›kt›lar bugüne. Bu tarihsel vedevrimci gelene¤i bugünlere tafl›ya-bilmek için büyük bedelleri göze al-d›lar. Hat›rlay›n, daha evvelki y›l,Beyaz›t'ta vahflice sald›rmad›lar m›8 Mart Emekçi Kad›nlar Günü’nükutlamak isteyenlerin üzerine...

Evet, o gün kad›nlara böyle vah-flice sald›ranlar, flimdi utanmadan"Kad›nlar günü" üzerine demeçlerv e r e c e k l e r. Onlar›n demeçleriniokurken, dinlerken, her fley bir ya-na, sadece o gün kad›nlara vahflicesald›r› emrini veren Çevik KuvvetMüdürü Mustafa K›z›lgünefl’in,AKP iktidar› taraf›ndan terfi ettirile-rek ‹stanbul’un asayiflten sorumluEmniyet Müdür Ya r d › m c › l › ¤ › ’ n aatand›¤›n› hat›rlay›n.

Bu atamay› yapanlar›n kad›nlarüzerine söyleyebilecek tek bir sözüolabilir mi? Var diyorlarsa, yalansöylüyorlar. Var diyor ve demeçlerveriyorlarsa, demagoji yap›yorlar.

*

Kad›n sorunu, esas olarak halk›nsorunudur. Kad›n sorununu "aile içifliddet"e, "töre cinayetleri"ne indir-gemek, kad›nlar›n özgürlük müca-delesini "geceleri de sokaklara ç› -k a b i l m e "yle ifade etmek, tarihselezilmiflli¤in hesab›n› sormak ve buerkek egemen düzeni de¤ifltirmekiçin mücadele yerine "erkek düflma -n›" bir bak›fl aç›s›n› gelifltirmek, ka-d›nlar›n özgürlük mücadelesine hiz-met etmiyor.

Tüm bu yaklafl›mlar›n çak›flt›¤›nokta tektir; bunlar›n hepsinde ""sis-tem" gözard› edilmektedir. Sorun-lar›n kayna¤›nda sistemin yerald›¤›-n› gözard› eden herhangi bir yakla-fl›m›n ise kad›n sorunlar›n› k›smende olsa çözme imkân› yoktur.

Kad›n sorununun kayna¤›n› per-deleyen, çözümünü imkans›zlaflt›-ran ve ggeçici ve ggöstermelik kimi"projeleri" kad›n sorununun çözü-mü gibi gösteren bu anlay›fl burju-

vazi taraf›ndan empoze edilmekteve yine burjuvazi taraf›ndan finanseedilmektedir.

Burjuva medya bu anlay›fl›n vebu anlay›fl do¤rultusunda yap›lan ifl-lerin propagandisti durumundad›r.

Ço¤u emperyalizmin fonlar›ylafaaliyet yürüten bu tür “kad›n kuru-lufllar›”n›n burjuva bas›n yay›n ku-rulufllar› taraf›ndan nas›l reklamedildi¤ini gözönüne getirin. T ü mdemokratik kurumlara kapat›lan ek-ranlar ve sütunlar, neden bunlaracömertçe aç›lmaktad›r? Sorunun ce-vab› yüklendikleri bu misyondad›r.

*

Kad›n sorununun günümüzdekiana kayna¤› kkapitalizmdir. Elbettebunu söylerken, kad›nlar›n ezilme-sinin köleci ve feodal topluma uza-nan tarihsel geleneksel kökleriniyads›yor de¤iliz. Keza, bunu söyler-ken, kad›n›n feodalizmde insan ye-rine bile konulmazken, kapitalizmlebirlikte toplum içinde üretkenli¤i-nin ve mücadelelerle birlikte hakla-r›n›n artt›¤›n› da yads›yor de¤iliz.Ama bu yine de bugün sorunun gü-nümüzdeki kayna¤›n›n kapitalizmoldu¤unu de¤ifltirmiyor.

Kad›na iflgücü olarak ihtiyaç du-yan ve bu nedenle onu evinden ç›-kar›p fabrikaya sokan kapitalizm,ona toplumsal üretim içinde bir yerverirken, sömürünün de en a¤›r›n›v e r m i fl t i r. Erkeklerden daha ucuzbir iflgücü olarak istihdam etmifltir

kad›nlar›. Erkek egemen kültürünazami kâr dürtüsüyle birleflti¤i nok-tada "Eflit ifle eflit ücret" hakk›n›gasbetmifltir kapitalizm.

Evde erke¤in, iflyerinde patro-nun bask›s› ve sömürüsüdür kad›n-lar için hayat› bu kadar dayan›lmazhale getiren. Ve patron da zulmeden“erkek” de gücünü, düzenden al-maktad›r. Ve iflte bu yüzden, kad›-n›n kurtuluflu, bu düzenin y›k›l›fl›y-la özdefltir.

Haklar ve Özgürlükler CepheliKad›nlar olarak, kurtuluflumuz içindevrim yolunda yürüyoruz. Çünkübiliyoruz ki kurtulufla götüren yol,yaln›z bu yoldur. Ve o tarihsel ger-çe¤in –kkad›nlar olmadan devri-min, devr im olmadan kad›n›nkurtuluflunun mümkün olmaya-ca¤›n› söyleyen o gerçe¤in– bilin-ciyle sar›l›yoruz New Yorklu iflçile-rin an›s›na.

Kavga ve kurtulufl y o l u m u z ,dünden daha aç›k, dünden daha ay-d›nl›kt›r. Çünkü art›k önümüz s›rayürüyüp bize ›fl›k olan Gülsüman-lar, fienaylar, Zehra ve Canan kar-defller, Sevgiler, Sergüller, Fatmalarda var...

Hayat›n her alan›nda, her mevzi-de kavgaya giren Haticeler’le Sabo-lar’›n, ‹diller’le Adaletler’in, fien-g ü l l e r’le Songüller’in yanyana,omuz omuza yürüdü¤ü kalabal›k biröncü birli¤i bu. Öncülerimizin yo-lundan kurtulufla ulaflaca¤›z.

20

25 fiubat 2007 / 93

Merhaba Dostlar,Boranlar uçuruyoruz mavi gökyüzüne.Alev topu olup ayd›nlat›yoruz karanl›klar›.Al›nlar›m›za kufland›¤›m›z k›z›l band› namusumuz biliponurla tafl›yoruz.Hergün gelece¤imiz, kurtulufl umudumuz, evlatlar›m›z için alanlaraç›k›p hayk›r›yoruz öfkemizi. Her yerde erkek yoldafllar›m›zla omuz-luyoruz güçlükleri.Eme¤imizle, hayk›ran öfkemizle, içimize ak›tt›¤›m›z gözyafllar›m›zla,flefkatimiz ve ba¤l›l›¤›m›zla her yerdeyiz. Kavgan›n tam ortas›nda,tafl çatlatan sab›rda, oya gibi ifllenen emekte... Biz kad›nlar›z.Kurtuluflumuzun yolunu biliyoruz, bu yolda yürümeye devam ediyo-ruz. Sabo, Sibel, ‹dil, Fidan olma yolunda ilerliyoruz.Hepinizin Dünya Emekçi Kad›nlar Gününü, ölüm orucu direniflimiziniçinden kutluyorum.

Hülya Tumgan (ölüm orucunda flehit düfltü)

Biz kad›nlar kurtuluflumuzun yolunu biliyoruz

Page 21: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

21

25 fiubat 2007 / 93

Haklar ve özgürlükler mücadelesinde yerlerini ald›klar› günden itibarensürekli olarak çeflitli bask›lara maruz kalan Temel Haklar ve ÖzgürlüklerDernekleri, bu bask›lar›n hiçbir ifle yaramayaca¤›n› mücadelesini kesintisizsürdürerek gösteriyor. Ancak buna karfl›n AKP iktidar›n›n polisinin bask› vesald›r›lar›, özellikle yozlaflmaya karfl› mücadeleden rahats›z olan polis dene-timindeki çetelerin provokasyonlar› bitmek bilmiyor.

ANADOLU T E M E L H A K L A RD E R N E ⁄ ‹, mahallede bir grubunyapt›¤› eylemi bahane eden polisinsald›r›s›na u¤rad›. Daha önce de yinebir baflka grubun eylemi nedeniylederne¤e sald›ran, camlar›n› k›ran po-l i s l e r, 18 fiubat günü de yine Te m e lHaklar Derne¤i’nin camlar›n› k›rd›-l a r, derne¤e sald›rd›lar. Polisin sald›-r›s›, 20 fiubat’t a dernek önünde y a p ›-lan aç›klamayla protesto edildi. ‘B a s-

k›lar Bizi Y›ld›ramaz, Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Polis Terörüne Son’ s l o-ganlar› at›lan eylemde, ‘Polis Sald›r›lar›na Karfl› Gücümüz Birli¤imizdir’pankart› tafl›nd›. Aç › k l a m ay› yapan ‹brahim Ça¤lar, son 4 ay içerisinde poli-si n mahallede yap›lan gösterileri bahane ederek sadece demokrat kurumlarade¤il esnaflara, yoldan geçen halka, kad›n, erkek, genç, yafll›, çocuk deme-den hedef gözetmeden plastik mermileriyle, gaz bombalar›yla, sözlü ve fizi-ki tacizleri ile sald›rd›klar›n› hat›rlatt›. Ça¤lar, “Biz Anadolu Temel Haklarve Özgürlükler Derne¤i olarak polisin bu keyfi sald›r›s›na karfl› sessiz kal-mayaca¤›z. Demokratik haklar›m›z›n sonuna kadar takipçisi olaca¤›z” dedi.

MALATYA TEMEL HAKLAR DERNE⁄‹ üyeleri, son süreçte yafla-nan bask›lar› 18 fiubat Postane önünde protesto ettiler. “Bask›nlar Gözalt›-lar Bizi Y›ld›ramaz, Ajanlaflt›rma Politikalar›na ‹zin Vermeyece¤iz” gibidövizler tafl›nan eyleme, ESP ve Partizan da destek verdi. Aç›klamay› yapanNurcan Hanbayat, bir itirafç›n›n ifadeleri bahane yap›larak Dersim TemelHaklar’a yönelik komplo ile tutuklama kampanyalar›n› hat›rlatarak, Malat-ya’da da ajanl›k-iflbirlikçilik dayatmalar›n›n oldu¤unu söyledi. Hasan Utufl,Birgül Ceyran, Mehmet Türker, Bahad›r Demirci adl›, dernek çal›flan› ya damisafir olarak gelen kiflilere iflbirlikçilik dayat›ld›¤›n› belirten Hanbayat,derne¤in polis taraf›ndan “yasad›fl›” gibi gösterilmeye çal›fl›ld›¤›n›, para, iflgibi vaatlerle, olmad›¤›nda tehditle insanlar›n ahlâks›zl›k bata¤›na çekilme-ye çal›fl›ld›¤›n› söyledi. Hanbayat, “Bu ülkede halk›n sorunlar›n› çözmek,yozlaflmaya karfl› mücadele etmek, geleneklerini yaflatmak, ba¤›ms›zl›k,adalet, insanca yaflam istemek suç say›l›yor” diye konufltu.

GEML‹K T E M E L HAKLAR DERNE⁄‹ de sald›r›lardan nasibini al-d›. Yozlaflmaya, uyuflturuc uya karfl› çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›ran derne¤incamlar› 18 fiubat günü tafllanarak k›r›ld›. Mahalle halk› derne¤e yapt›¤› zi-

yaretlerle sald›r›ya karfl› tav›r al›rken, Te m e lHaklar üyeleri de 19 fiu b a t’t a Eski Garaj’d ayapt›klar› aç›klamada, sald›r›n›n yozlaflmayakarfl› mücadele nedeniyle yafland›¤› belirtildi.Dernek Baflkan› Tuncel Ay a z, “hiçbir bask›yo z l a fl m a y a , uyuflturucuya karfl› sürdürdü¤ü-müz mücadeleyi e n g e l l e y e m e y e c e k t i r”dedi.

Bask› ve Sald›r›lar Temel HaklarDerneklerini Y›ld›ramayacak!

Hak verilmez al›n›r!‹flbirlikçi iktidar›n polisi, ba¤›m-

s›z-demokratik bir ülke için ç›kanher sesi susturmaya çal›fl›yor. Ka-radeniz Bölgesi’nde yay›nlananÖzgür Karadeniz'in Sesi üzerinde-ki bask›lar da ayn› amaçla sürdü-rülüyor. Karadeniz Temel Hak-lar’›n ayl›k yay›n› olan Özgür Kara-deniz'in Sesi, daha önce de defa-larca polis taraf›ndan engellenme-ye çal›fl›lm›fl, da¤›t›mc›lar› gözalt›-na al›nm›fl, "terörist" ilan edilmiflti.

Bu bask›lara bir yenisi dahaÜnye polisi taraf›ndan eklendi. 14fiubat günü Ünye'de gazeteninda¤›t›m›n› yapan dernek üyelerinidurduran resmi polis, keyfi flekilde“da¤›tma izni” sordu. Dernek çal›-flanlar›, her ay bölgedeki birçok il-de oldu¤u gibi Ünye'de de gaze-tenin da¤›t›ld›¤›n›, böyle bir izninde yasal olmad›¤›n› söylediler.

Polis "kimlik kontrolü" yapar-ken, Murat Aktafl eski bir davadaifade vermek üzere alt› saat adli-yede tutuldu. Polisin gazete sat›-fl›n› engelleme, insanlar› tedirginetme giriflimine, yoldan geçenle-rin polisin yan›nda gazete alarakcevap vermeleri baflar›l› olamaya-ca¤›n› gösteren bir örnekti. Sonra-ki gün devam eden da¤›t›mda,Ünye halk›na 110 gazete ile ula-flan dernek üyeleri, demokratikhaklar›n›n engellenemeyece¤ini,gazetenin manfleti ile hayk›r›yor-lard›: HAK VER‹LMEZ ALINIR!

Jandarma CopununGölgesinde Y›k›mBursa’da 14 fiubat günü 38 ev

jandarman›n da kat›ld›¤› bir ope-rasyon ile y›k›ld›. Osmangazi Be-lediyesi’ne ba¤l› Panay›r Mahalle-si'ne y›k›m için gelen ekipler dire-niflle karfl›lafl›rken, iki kifli bibergaz› kullanarak gözalt›na al›nd›.Yoksullar›n gözyafllar› ve yakar-malar›na jandarma ald›rmazken,taflla direnen iki kifliye zor kullana-rak müdahale etti. Evleri y›k›lan in-sanlar hakk›nda bir de "Görevlimemura mukavemet ve küfür" id-dias›yla ifllem yap›ld›.

Page 22: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Osmanl›’n›n sömürgeleflmesine kar-fl› bir savunma refleksi ve imparatorlu-¤a ba¤l› topraklarda ortaya ç›kan ulusalba¤›ms›zl›k mücadelelerine karfl› ‘tep-kisellikten’ beslenen, Jöntürkler ve ‹tti-hat ve Terakki’de ifadesini bulan milli-yetçilik/Türkçülü¤ün ilk uluslaflma de-nemesi, 1. Emperyalist Paylafl›m Sava-fl› sonunda yenilgi ile sonuçlanm›flt›.

Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun 1. Pay-lafl›m Savafl›’na giriflinin temel ideolo-jik motivasyonunu Pantürkizm (Turan-c›l›k) oluflturuyordu. Savafl›n sonunda‹mparatorluk da¤›l›rken, Pantürkizm deideolojik olarak yenilmifl oldu. Bu ide-olojinin fikir babalar› olan Yusuf Akçu-ra ve Ziya Gökalp’in düflüncelerindekide¤iflimin dönüm noktas› da bu olmufl-tur. 1917 Ekim Devrimi’nin ard›ndanYusuf Akçura’da iki ayr› milliyetçiliktan›m› vard›r. Bunlardan birincisini“Demokratik Milliyetçilik” olarak ta-n›mlayan Akçura, o güne kadar savun-

du¤u Turanc›l›¤›n da “Emperyalist Mil-liyetçilik” oldu¤unu söyler. Türk milli-yetçili¤inin “babas›” kabul edilen veCumhuriyetin biçimlenmesinde etkisibulunan Gökalp ise, Türkçülü¤ün bir“ideal” olmaktan ç›k›p siyasal-resminitelik kazanmas›n›n nas›l mümkünolaca¤› konusunda; Turanc›l›¤› “ger -çekleflmesi çok uzak bir ideal” olarakkabul eder; "Bugün fleniyet (gerçeklik)sahas›nda yaln›z Türkiyecilik vard›r. ”(Türkçülü¤ün Esaslar›, syf. 25).

Ulusal Kurtulufl Savafl› veKemalist Milliyetçilik

Tüm zaaflar›na karfl›n; Kurtulufl Sa-vafl›’na “hakim olan ideolojik motifmilliyetçilik, ulusal kurtuluflçuluktu.”Ve Kemalizm’in siyasal niteli¤ini belir-leyen de bu yan›d›r; “küçük-burjuvakesimlerin milliyetçilik temelinde dev -rime öncülük etmesi ve emperyalizmekarfl› ald›¤› radikal politik tav›rd›r.”

Türk milliyetçili¤inin uluslaflma ha-

reketinin ikinci dönüm noktas› olanKurtulufl Savafl›’n›n baflar›yla sonuç-lanmas›, Türkçülü¤ün yeni ulus devle-tin ideolojisi olarak resmiyet kazanma-s›, Türklü¤ün ise, “etnik” olmaktan ç›-k›p siyasallaflarak “millet” olmas› de-mekti ayn› zamanda.

Kemalistler’in milliyetçili¤i o günekadar ki milliyetçilik anlay›fllar›ndanda etkilenmekle birlikte, esas olarakmilliyetçili¤in Bat›’da gördü¤ü ifllevleyüklenmek istenecek, “modern bir ulusdevlet” yaratma hedefiyle hareket ede-cekti. Ancak, bu hiç de kolay de¤ildi.Zira, milliyetçi düflünceler sadece Os-manl› ayd›nlar› aras›nda tart›fl›lm›fl,köylü y›¤›nlar “ümmet” fikri d›fl›ndabir düflünceyle tan›flmam›flt›r. Savaflakat›l›mlar› da, Kemalistler’in örgütlen-mesiyle de¤il, ba¤›ms›zl›kç› ve anti-emperyalist bir özellik tafl›mayan, teksorunlar› “can›n› mal›n› kurtarma” kay-g›s› olan toprak a¤alar›n›n ve mahallieflraf›n yönlendirmesi ile olmufltur.1923 Devrimi’nin bu yap›s›, reform ha-reketlerinin de güdük kalmas›n›, örne-¤in anti-feodal yan›n›n c›l›z olmas›n›,beraberinde getirmifltir.

‹flgalcilerin kovulmas›n›n ard›ndanlaik bir ulus devlet olufltur may›amaçlayan Kemalist ideolojinin özünülaiklik ve milliyetçilik teflkil eder. Bumilliyetçilik Turanc›l›ktan farkl› olarak,“misak-› milli” ile s›n›rlan›r, “d›fl Türk-ler”e yönelik faaliyetler son bulur.Mustafa Kemal, Pantürkizm ve Panis-lamizmi aç›kça reddeder. Örne¤in,1923 Eskiflehir konuflmas›nda, "Bizimiçin ne ittihad-› ‹slam ve ne de Tura -nizm mant›ki bir siyaset olamaz” der.Bir baflka konuflmas›nda da “Türk ink›-lab› nedir” sorusunu flöyle cevaplar:“Ulusun, varl›¤›n› sürdürmek için bi -reyleri aras›nda düflündü¤ü ortak ba¤yüzy›llardan beri gelen biçim ve niteli -¤ini de¤ifltirmifltir, yani ulus dinsel vemezhepsel ba¤› yerine Türk ulusall›¤›ba¤› ile bireylerini toplam›flt›r. ” (TekinAlp, Kemalizm, Toplumsal DönüflümYay. Syf:35)

Kemalistlerin Turanc›l›¤› mahkumetmelerinde önemli bir d›fl etken de,Bolflevikler’in deste¤ini almakt›r. Bat›-l› emperyalistlerin paylaflmak istedikle-ri Anadolu’nun kurtuluflu için Kema-listler’e silah, para vb. destek veren tek

22

25 fiubat 2007 / 93

Anti-emperyalizmdenfiovenizme Savrulufl

Türk milliyetçili¤inintarihi geliflimi

2. bölüm

u Anti-emperyalisttemelde ilericiolan küçük-bur-juva Kemalistmilliyetçili¤i,egemen olduktansonra flovenistbir konuma dü-flerek burjuvamilliyetçili¤inintakipçisi olmufl,halklar› yok say-may›, asimile et-meyi politika ola-rak belirlemifltir.

Page 23: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

ülke, Bolflevik Rusya’d›r. Yusuf Ak-çuralar’›n ayr›larak Türkçülük hare-ketini bafllatt›klar› Çarl›k Rusya-s›’n›n Panslavizm siyasetini de red-detmektedir Bolflevikler. Kemalist-ler’in Türkçülü¤ün referanslar›n›bu gerçeklere ba¤l› olarak belirle-meleri, Bolflevikler’e, ‹ttihatç›largibi, “Turanc›, yay›lmac› bir Türk -çülü¤ü” benimsemediklerinin me-saj›n› vermeleri gerekir. ‘Yurtta Ba-r›fl Cihanda Bar›fl’ sözleri bir anlam-da bu mesaj› içerir. Kemalistler, d›-flar›ya karfl› sald›rgan de¤il savun-mac› yaklafl›mla karakterize olanbir milliyetçili¤i temsil eder. Akçu-ra ve Gökalp’in, Enver Pafla’n›nKafkaslar ve Orta Asya’daki Turandüflü siyasetini hayal olarak nitele-meleri de bu geliflmelerden ba¤›m-s›z de¤ildir.

Kurtulufl Savafl›’nda ilerici birrol oynayan milliyetçilik, henüz re-formlarda da sa¤lad›¤› motivasyon-la bu rolünü sürdürür. Öte yandan,hedefini ‘Türk ulusunu ça¤dafl uy -garl›k-muass›r medeniyetler düzeyi -ne ç›karma’ olarak belirleyen Ke-malist milliyetçili¤in halka yabanc›-laflmas›n›n temel kaynaklar›ndanbirini de yine buras› oluflturur. Çün-kü tümüyle ttepeden dayat›lan birp ro j e olmas› bir yana, “ça¤dafl-l›k”tan anlafl›lan “Bat›”d›r. Bu du-rum Kemalizm’i, topraklar›m›zdanatt›¤›m›z Bat›’ya kültürel, düflünselolarak her düzeyde yaklaflt›r›rken,Türkiye halk›n›n de¤erlerine, kültü-rüne yabanc›laflmaya ve daha daötesi reddetmeye sürüklemifltir. Bude¤erlere sahip ç›kanlar›n gericilerolmas› ise, Kemalizm’in dinin top-lum üzerindeki etkilerini k›rma pro-jesinin baflar›s›zl›¤›n›n temel etken-leri aras›nda yeralm›flt›r.

Kemalist ‹ktidar›n‘Türklefltirme’ Siyaseti

‹ktidar› ele geçiren Kemalistlerk›sa sürede gericileflir. Bu toprak-larda yaflayan tüm halklar› ““Türk-l e fl t i r m e ” temeline dayanan bir“ulusal bütünleflme” sa¤lamay› te-mel hedef olarak benimser. Bu,Kürt’ü, Arap’›, Laz’›, Rum’u... in-

kar ve asimile etmek anlam›na gele-c e k t i r. Osmanl›’n›n son y›llar›ndayaflanan geliflmelerle bilinçlere yer-leflen “bölünme” korkusu farkl›l›k-lar› yok etmeyi motive ederken, bu-nun için; e¤itim vb. yolla asimile et-me, katliam düzeyine ulaflan zorkullanma, sürgün etme gibi her yold e n e n i r. “S›n›fs›z, imtiyazs›z, kay -naflm›fl bir toplum (yani Türk kimli-¤ i )” yaratma slogan›yla yola ç›kanCumhuriyet, sadece Kürt ulusununve az›nl›k milliyetlerin haklar›n› yoksaymakla, bask› alt›nda tutmaklakalmam›fl; ayn› zamanda s›n›flararas›ndaki uçurumu da büyütmüfltür.

Ulusal bütünleflmeyi sa¤lamakiçin öncelikle, -Turanc›l›ktan farkl›olarak- etnik kökeni ne olursa olsunbu topraklarda yaflayan tüm halklar›“dili, kültürü, hedefi ortak olanher yurttafl Türktür" ilkesiyle ta-n›mlayan, Kurtulufl Savafl› boyunca,Anadolu’da yaflayan halklar› kaza-nabilmek için “Türkiye Halk›” kav-ram›n› kullanan, Cumhuriyet’in ilky›llar›nda da bu tavr›n› sürdürenMustafa Kemal ve arkadafllar›,“Türkiye halk›”n› “Türk” olarak ta-n › m l a d › l a r. (1924 A n a y a s a s › )“Türk-Müslüman” ve “Osmanl›-Müslüman” halklar›ndan ve “Türk-Kürt dayan›flmas›”ndan dem vuranmilli mücadele döneminin bask›nsöylemi bir gecede terkedilmiflti.Örne¤in, Lozan’da “milli davalar› -m›z› ‘biz Türkler ve Kürtler’ diyesavunduk” diyen ‹smet ‹nönü, Lo-zan dönüflünde “Türklerden baflkabir unsur yoktur. Kürt yoktur” diye-bilmifltir. (Ömer Vehbi Hatipo¤lu,Bir Baflka Aç›dan Kürt Sorunu, Sf.36) “Halk F›rkas›’n›n 1927 ve 1931tarihli programlar›n›n da belirtece -¤i üzere, yeni milli devlet Türk’tü veTürk kimli¤i dil, hars ve mefkure’yed a y a n › y o rd u . ” (Erik–Jan Zürcher.Modern Türkiye'de Siyasi Düflünce:Kemalizm, Cilt 2, ‹letiflim Ya y. )Türk milliyetçi söyleminin içeri¤isanki herkese aç›km›fl gibi (ki de¤il-dir!) tart›fl›lmadan 1923’te kabuledildi. Ancak 1938’de Türk milli-yetçili¤inin do¤as›n› tart›flmaya yö-nelik bir teflebbüs görüldü. (TekinAlp’in ‘Kemalizm’ eseri)

Resmi milliyetçili¤in 1930’larlabirlikte etnik vurguyu ön plana ç›-karmas›, “yukar›dan afla¤›ya Türkulusu yaratma”, farkl›l›klar› yok et-me/yok sayma anlay›fl›n›n sonucuy-du. GGünefl Dil Teorisi ve Anadolutopraklar›ndaki bütün uygarl›klar›nTürk kökenli oldu¤u fleklindeki anti-bilimsel teoriyi ileri süren TTürk Ta-rih Tezi bu dönemde gelifltirildi.Kürt ulusunun, “dillerini kaybetmiflTürk as›ll›” olduklar› da bu süreçteortaya at›ld›. fioven milliyetçili¤inbugün hâlâ kulland›¤› ‘Onuncu y›lmarfl›’ ve 'Onuncu Y›l Nutku'; bumilliyetçi geliflimin özlü bir ifadesiolarak Türkler’in “yüksek meziyet-leri” ile doludur örne¤in. Bu gelifli-min do¤al sonucu olarak bir y›l son-ra ç›kar›lan ‹skân Kanunu’nda ›rk-ç›-floven yaklafl›m kendini dahaaç›k olarak ortaya koydu. Kanun,bu topraklarda yaflayan halklar›;“Türkçe konuflmayan ve Türk kültü -rüne ait olmayanlar”, “Türkçe ko -nuflan ve Türk etnisitesinden olan -lar”, “Türkçe konuflmayan, ancakTürk kültüründen say›lanlar” ola-rak üçe ay›rd›. ‹lk kategoride kimle-rin kastedildi¤i zaten Lozan’da ka-bul edilen “az›nl›klar” tan›m› ile or-tadayd›. ‹kincisi keza Türk ulusu-nun kendisiydi. Üçüncüsü ise, aç›k-ça belirtilmemifl olsa da Kürtler’di.Nitekim bu anlay›fl kanunun yay›n-lanmas›ndan iki y›l sonra ve onuntemel hedefleri aras›nda yeralanDersim’de dillendirildi. Döneminaskeri Dersim Valisi, Kürtler’ i n“özünde da¤ Türkler’i” oldu¤unuveciz bir flekilde ifade etti. Sonrakiy›llarda ayn› sözleri faflist hareketve “devlet adamlar›” s›kça kulland›-lar. Örne¤in, Türkefl bir konuflma-s›nda “Kürtler’in de Türklerin birboyu oldu¤unu” söyleyerek, “onlarda Turani kavimlerdendir” diyordu.Egemen anlay›fla göre; A n a d o l u ’ n u n“yegane efendisi ve sahibi” Türk-lerdi; “Saf Türk soyundan olmayan -lar›n bu memlekette bir tek haklar›vard›: Hizmetçi olma hakk›, köle ol -ma hakk›...” (Dönemin Adalet Ba-kan› M. Esat Bozkurt. Akt: Ö. Veh-bi Hatipo¤lu, age. sf. 25)

Bugün flovenizmin gerçek yüzü-

23

25 fiubat 2007 / 93

Page 24: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

nü gizlemek için, Türklü¤ü “vatan-dafll›k” temelinde yap›lan bir tan›molarak gösterme gayretinin bir de-magojiden ibaret oldu¤u, bu y›llar-da ‘Varl›k Vergisi’ örne¤iyle de gö-rülmektedir. Savafl y›llar›nda afl›r›kazanç sa¤layanlara uygulanan buv e rginin muhatab› sadece gayri-müslimler olmufltur. Oysa, ayn› y›l-larda, yeni yetme Türk burjuvaziside büyük servetler elde etmifllerdi.‘Varl›k Vergisi’ örne¤i, Türk burju-vazisinin milliyetçili¤i ç›karlar› içinyönlendirip kullanmas›ndaki örnek-lerden biri olarak kaydedilirken, tekörnek olmayacakt›. Tarihe 6-7 EylülOlaylar› olarak geçen, az›nl›klar›nmallar›n› ya¤malama, el koyma vetalan olaylar› çok daha çarp›c› ve“kanl›” bir örnek teflkil etmektedir.

‘Günefl Dil Teorisi’ veTürk Tarih Tezi

Resmi Türk milliyetçili¤ini ve ogünün politikalar›n› kavramak aç›-s›ndan, Günefl Dil Teorisi ve TürkTarih Tezi’ne daha yak›ndan baka-l›m. Türkçülük ideolojisinin veCumhuriyetin homojen bir ulusdevlet oluflturma politikas›n›n dü-flünsel dayana¤› olarak kullan›lanbu iki tez birbirine ba¤l› olarak biz-zat Mustafa Kemal’in iste¤i ve kat›-l›m› ile gelifltirildi.

Günefl Dil Teorisi: ‘Türkçecilik’hareketinin tasfiyecili¤e dönüflme-sine karfl› gelifltirilmiflti. Tüm dille-rin kayna¤›n›n Türkçe oldu¤undanhareketle, yabanc› kelimeleri dili-mizden ç›karmadan bunlar›n kayna-¤› Türkçe’yle aç›klanmaya çal›fl›l›-yordu. Örne¤in; elektrik sözününyalt›r›k sözünden, termal sözününter sözünden geldi¤i söylenir.

Türk Tarih Tezi: Ulusal kimlikyarat›lmas›na katk›da bulunmakamac›yla, tarihi Türk ulusunu odakalarak yeniden yazar. Yeni ulus-devlete tarihsel bir referans olufltur-mak hedeflenir. Türkiye Cumhuri-yeti'nin meflruiyetinin tarihsel olgu-larca do¤ruland›¤›n› göstermekiçin, Türkler’in dünya uygarl›klar›-n›n gelifliminde önemli bir yere sa-hip oldu¤u tezi kan›tlanmaya çal›fl›-

l›r. Ayn› mant›¤› bugün de görme-mizin mümkün oldu¤u bu tezin te-mel kabulleri flöyledir: 1) Türkler,brakisefal (bir kafatas› flekli) ve be-yaz ›rktand›r. Beyaz ›rk›n anayurduOrta Asya’d›r, 2) Medeniyetin befli-¤i Türkler’in anayurdu olan OrtaAsya’d›r, 3) Göçler sonucu Türklerbirçok yere yay›lm›fl ve uygarlafl-may› tetiklemifltir, 4) Anadolu’nunilk yerli halklar›, Hititler vs. dahil,Türklerdir; 5) Kürtler da¤ Türk’ü-dür. 6) ‹talya’da yaflam›fl EtrüsklerT ü r k ’t ü r, 7) Sümer uygarl›¤›n›Türkler kurmufltur, 8) M›s›r mede-niyetinin ilk kurucular› Orta Asyal›brakisefal Türkler’dir, 9) Maya, Az-tek ve ‹nka Amerika uygarl›klar›n›Türkler kurmufltur, 10) 70 bin y›lönce Asya ve Amerika k›tas› aras›n-dan batm›fl Mu k›tas›nda konuflul-mufl olan Mu dili Türkçe’dir, 11)Hz. Nuh Türk’tür.

Görüldü¤ü gibi, neredeyse Dün-yan›n yar›s›n› “Türk” sayan resmimilliyetçilik bizzat Mustafa Kemaltaraf›ndan savunulan milliyetçilik-tir. Bugün Kemalist milliyetçili¤in“›rkç› olmad›¤›n›” söyleyenler, butarihi bir yana b›rakmaktad›rlar.Oysa, Mustafa Kemal 1930'lu y›llarboyunca konuflmalar›nda Türk Ta-rih Tezi'ni ifller. Örne¤in, "Bu mem -leket tarihte Türk’tü, o haldeTürk’tür ve ebediyen Türk olarakyaflayacakt›r" sözüyle Anadolu’nuntarihini çarp›t›r. Ona göre; TürklerMalazgirt Savafl›'ndan çok önceleriyerleflmifllerdi bu topraklara; “Ana -dolu 7000 y›ll›k Türk befli¤iydi”!!!

"Diyarbak›rl›, Vanl›, Erzurumlu,Trabzonlu, ‹stanbullu, Trakyal› veMakedonyal›, hep bir ›rk›n evlatla -r›, hep ayn› cevherin damarlar›d›r."(Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikirve Düflünceleri, s.206) sözleriyle,Kürtler, Rumlar, Bulgarlar, Make-donlar vd. halklar›n Türk oldu¤unuöne süren de yine Mustafa Ke-mal’dir.

“Millet” YaratmaktaDinin Kullan›lmas›

Anadolu’yu “Türk yurdu”, butopraklarda yaflayanlar› “Türklefltir-

me” politikas› art›k rresmi devletpolitikas› haline gelmiflti. Bu ›rkç›,floven tezler bizzat devlet taraf›ndansahiplenilirken, EErgenekon Efsa-nesi'nin diri tutulmas› kadar, dineolan gereksinimi de art›rd›. Cumhu-riyet’in ilk y›llar›nda uluslaflmadatemel motiflerden biri olarak görü-len “laiklik” anlay›fl› bu anlamda,tavsat›ld›. Mustafa Kemal’in Kurtu-lufl Savafl› sonras› laik ulus devletyaratma projesinin temel amaçlar›n-dan biri, dinin etkinli¤ini k›rmakt›.Ancak topluma yukar›dan dayat›lanbu yeni kimli¤in varolan toplumsalyap›yla (dini de¤erlere dayal›) çat›fl-mamas› düflünülemezdi. Bu çat›flma“modern, bilime dayanan ulus dev-let” yaratma gayesi ile yola ç›kanKemalist iktidar›n, toplumu dene-tim alt›nda tutma araçlar›na yönel-mesi sonucunu do¤urdu. Bask›araçlar›n›n yan›s›ra, toplumu dene-tim alt›nda tutman›n tarihsel olarakispatlanm›fl en sonuç al›c› yolu ise,dindi. Ve elbette din, ancak iktidar›nkontrolünde oldu¤unda bu politika-ya hizmet edecekti. Diyanet ‹flleriBaflkanl›¤› bu amaçla kuruldu. Birbak›ma, Osmanl›’n›n fieyhülislamarac›l›¤›yla izledi¤i politikay›, Ke-malistler Diyanet arac›l›¤›yla izli-yordu. Birinin islami devlet, di¤erimodern ulus devlet olsa da, nihaye-tinde dine yükledikleri misyon ayn›olmufl, Kemalistler reddiyesi üzeri-ne oturdu¤u Osmanl›’n›n miras›n›bir anlamda devralm›flt›.

M ü s l ü m a n l › k , ayn› zamandaulusal bütünleflmede önemli bir ma-ya olarak görüldü. Osmanl›’n›n sony›llar›nda bürokrasinin “H›ristiyanuluslar›n ba¤›ms›zl›k taleplerinekarfl› müslüman uluslar› birlefltire -rek Osmanl›’n›n kurtar›lmas›” flek-linde ifadesini bulan anlay›fl, Cum-huriyet y›llar›nda bir baflka biçimiy-le, tüm halklar›n Türklefltirilmesin-de tezahür ediyordu. Milliyetçili-¤in; dinin toplumu tektiplefltirmede,kontrol alt›nda tutma ve bölünmepotansiyeli olarak görülen ulusalfarkl›l›klar› yoketmede kullanmas›,Türklü¤ün müslümanl›kla içiçegeçmesini beraberinde getirirken,gayri-müslim az›nl›klar bu anlay›flla

24

25 fiubat 2007 / 93

Page 25: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

parça parça bu ülkeden sökülüp at›-lacakt›. Elbette ki, kimli¤in Türklükkadar bir parças› haline getirilenMüslümanl›k, Sunni mezhebini ifa-de ediyordu. Müslümanl›¤›n di¤ermezhep ve kollar› da asimile edil-mesi gerekenler kapsam›ndayd›.Kuruluflunda Osmanl› toplum düze-ninin etkisi ile büyük bir güce sahipolan tarikatlar›n, fleyhlerin, yani birbütün olarak “fleriatç› güçlerin” di-rencini k›rmada önemli misyonyüklenen laiklik bir kenara at›l›r-ken, ayn› devlet laikli¤i koruma ad›-na, d›fllad›¤› Alevi halk› kendine ye-deklemekten de vazgeçmeyecekti.

Türk milliyetçili¤inin ideologla-r›ndan Yusuf Akçuralar, Ziya Gö-kalpler de ""‹slam dininin Türkmilletinin teflekkülünde mühimunsur” olabilece¤i üzerine Türkçü-lük anlay›fllar›n› kurarken, CHP’ninMilli E¤itim Bakanlar›’ndan HasanAli Yücel, "Din de milliyet içinesasl› bir temeldir, toplumda dinbirli¤i bu iflte baflta gelir” sözleriy-le 1930’larda bafllayan ‘40’l›, ‘50’liy›llarda kökleflen resmi anlay›fl› öz-lü bir flekilde ifade etmifltir.

Cumhuriyet rejimi, Diyanet ‹flle-ri arac›l›¤›yla bir yandan “fleriatç›l›-¤›n” elindeki “din silah›n›” kendidenetimine almak isterken, öte yan-dan dini ulusal özellikleri asimileedici, toplumu denetim alt›nda tutanbir unsur olarak kullanmaya çal›fl-m › fl t › r. Diyanette somut ifadesinibulan ve tarikatlar›n da büyük ço-¤unlukla ayak uydurdu¤u bu du-rum, “siyasal ‹slam” temelindekiyap›lar› da flekillendirmifltir. Örne-¤in, islamc› çizgi teorik olarak üm-metçili¤i savunsa da, pratik olarakfloven milliyetçi bir çizgiye otur-mufltur. SP, AKP, Kadiriler, Fethul-lahç›lar vb. parti ve tarikatlarda ol-du¤u gibi.

Emperyalizmin ihtiyaçlar› temelin-de, faflizmin resmi devlet ideolojisi ka-t›na yükselen Türk-islam sentezininkayna¤›n› da, izlenen bu politikalardaaramak gerekir. Ki, Türk-islamc› milli-yetçi ideoloji y›llarca toplumu denetimalt›nda tutmak için egemen k›l›nmayaçal›fl›lm›flt›r.

Görülece¤i gibi; bugün kendini

AKP karfl›s›nda laik cephe ola-rak ifade eden Kemalistlerin,ulusalc›lar›n, “ dini kamusalalan d›fl›nda tutma” söylemle-ri riyakarcad›r. Sünni din dev-letinin temelleri Kemalizm ta-raf›ndan at›lm›flt›r. S›k›nt›lar›,dinin kendi kontrolünden ç›k-mas›, baflka güçler taraf›ndaniktidar hesapl› kullan›lmas›d›r.

Anadolu’da yaflayan tümhalklar› Türklefltirme, dillerinive kültürlerini unutturup kendidilini ve kültürünü dayatma politi-kas›, bugüne kadar çeflitli biçimler-de sürdürülegelmifltir. Dönemselolarak uygulama biçimleri de¤iflmiflolsa da, öz ayn› kalm›flt›r. Dilleriyasaklamaktan “Vatandafl T ü r k ç eK o n u fl ! ” kampanyalar›na, katliam-lardan inkara uzanan resmi devletpolitikas›; kimi az›nl›k milliyetlerüzerinde k›smi baflar›lar elde etmiflolsa da, özellikle Kürt halk› nezdin-de baflar›s›z kalm›fl, birbiri ard›s›raisyanlar›n geliflmesini önleyeme-mifltir.

Bugün, Avrupa Birli¤i’nin “KürtSorunu”nu sömürü düzenine halelgelmeden “çözme” anlay›fl› çerçe-vesinde oligarfliye dayatt›¤› dil, kül-türel haklar çerçevesindeki yasala-r›n ka¤›t üzerinde kalmas›n›n alt›n-da da ayn› politika vard›r. Yani ki-milerinin iddia ettikleri gibi, bir k›-s›m “ulusalc›n›n, milliyetçi” çevre-nin direnci de¤ildir söz konusuolan, devletin kendisidir. Korku vebu topraklarda yaflayan halklaradüflmanl›k öyle boyuttad›r ki, “Tvyay›nlar› yar›m saat mi k›rkbefl da-kika m› olsun” tart›flmalar› büyükgürültüler koparabilmektedir.

Anti-emperyalist temelde ilericiolan küçük-burjuva milliyetçili¤i-nin, egemen olduktan sonra flove-nist bir konuma düflmesi, Kemalist-ler’in Ulusal Kurtulufl Savafl›’n›nzafere ulaflmas›n›n ard›ndan, "bur-juva milliyetçili¤i"nin takipçisi ola-rak, Kürtler’e yönelik ulusal bask›-n›n yeni sosyal temeli olmalar› veKürtler’i jenosit ve asimilasyona ta-bi tutmalar›, bir “çeliflki” gibi görü-lebilir. Ama de¤ildir, aksine onuns›n›fsal karakterlerinden ileri gelen

bir gerçekliktir. Çünkü, kapitaliz-min emperyalizm aflamas›nda milli-yetçilik konusunda en ba¤naz s›n›fküçük-burjuvazi olmufltur.

*

Milliyetçilik; Osmanl› toprakla-r›na ‘din eksenli’ düflmüfltü. Aka-binde milliyet temelli düflünceleringeliflmesiyle birlikte din eksenli an-lay›fl ‘ümmetçilik’te ayr› bir çizgiolarak varolmufltu. Cumhuriyet’lebirlikte ise milliyetçilik Bat›’dakinebenzer bir tan›mla ele al›nsa da, pra-tikte karfl›l›¤›n› bulamad›, dini refe-rans etkin oldu. 1923 y›l›nda Lo-zan'da imzalanan zorunlu mübadelesözleflmesi, mübadeleye tabi olankesimleri tan›mlarken bu tan›mla-may› (biraz da zorunluluktan dola-y›) millet ekseninde de¤il de, dinekseninde yapar. “Anadolu'nun H› -ristiyan Türkleri Yunanistan'a gön -derilirken, Yunanistan’dan Türk ol -mayan Müslümanlar getirilir. Örne -¤in; Türkçe yaz›p konuflan Kara -manl›lar, Ortodoks inançl› oldukla -r› için göç etmeye zorunlu b›rak›l -m › fl l a rd › r. Ayn› flekilde H›ristiyanTürk olan Gagavuzlar›n Türkiye'yegelme istekleri olumsuz karfl›lan -m›fl, buna karfl›l›k Türk olmayan,Türkçe bilmeyen Boflnak ve Pomak -lar Türkiye'ye getirilmifllerdir.” (E.Ayd›n, Milliyetçilik T ü r k i y e ’ n i nÇ›kmaz›) Kemalist devrimlerle bir-likte seküler bir anlay›fl› getirecekolan milliyetçilik, dini baflka alan-larda kullanmaya devam ederkenulus kimli¤i oluflturmada terk eder.Tek parti iktidar› ve dönemin ayd›n-lar›nca da desteklenen bu anlay›fl,1930’lu y›llarda TTuranc› bir yakla-fl›mla ›rkç› çizgiye savrulacakt›r.

25

25 fiubat 2007 / 93

Kemalistlerin yeni‘millet’ anlay›fl›n› ‹s-

met ‹nönü, “VazifemizTürk vatan› içinde bu -lunanlar› behemehal

Türk yapmakt›r. Türk -ler ve Türkçülü¤e mu -halefet edecek anas›r›kesip ataca¤›z”. (Vakit

Gazetesi 25 Nisan1925) sözleriyle aç›kflekilde ortaya koydu

Page 26: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Sevgili Yürüyüfl okurlar›; hepi-nizi sevgiyle selamlayarak bafll›yo-ruz sohbetimize. Milliyetçili¤e de-vam ediyoruz. Zaten konu ülkegündemindeki yerini de koruyor.Öte yandan, yine geçen hafta HrantDink’in katledilmesi ve cenaze tö-reni üzerine “sol” cenahtan yay›nla-nan kimi yaz›lar, flovenizme de¤i-nirken ssosyal flovenizm meselesinide atlamamak gerekti¤ini gösteri-yor.

Sohbetimizin bafl›nda flunu dabelirtmek istiyorum. fiimdi biz“Türk milliyetçili¤i faflizmdir” de-di¤imizde, “milliyetçiler, emperya -lizme hizmet ediyor” dedi¤imizde,bu düflüncelerin etkisi alt›nda kal-m›fl kiflilerin ço¤u, bu gerçe¤i gör-mekte güçlük çekiyorlar. Kabul et-miyorlar. fiimdi Ogün Samast gibibir tipi düflünün. O “Türklü¤e” hiz-met etti¤ini düflünüyor yapt›klar›y-la. Emperyalizme hizmet etti¤ini,faflizmin maflas› oldu¤unu akl›n›nkenar›ndan bile geçirmiyordur. Me-sele Ogün Samast’›n cahilli¤i,gençli¤i de¤il elbette. Mesela TürkSolu adl› dergide yaz›p çizen kiflile-re bak›n, içlerinde bilim adamlar›var, birikimli ayd›nlar var ve maale-sef onlar da bu milliyetçili¤in niteli-¤ini, neye hizmet etti¤ini, nereye te-kabül etti¤ini görmekten uzaklar.Bu anlamda da bu konular, çok cid-di ideolojik mücadele yürütmemiz,bulundu¤unuz her alanda insanlarab›kmadan, usanmadan, tekrar tekraranlatmam›z gereken konulard›r.

Evet, bunu vurgulad›ktan sonrailk sözü Mazlum arkadafla vereyimve konumuza, milliyetçilikle faflizm

aras›ndaki iliflkiyi somutlayarak de-vam edelim.

M a z l um : Türk milliyetçili¤i-nin geliflim ve flekilleniflini üç döne-me ay›rabiliriz. Osmanl› dönemi,Kurtulufl Savafl› sonras›ndaki dö-nem ve yeni-sömürgecilik dönemi...Her üç dönemde de geçerli olan un-surlar oldu¤u gibi, elbette farkl›l›k-lar da var. Bu tarihi geliflim, dergi-mizdeki “Türk milliyetçili¤inin tari-hi geliflimi” yaz› dizisinde anlat›l-makta. Bu anlamda onlar› buradatekrar etmemize gerek yok.

Türk milliyetçili¤inin faflizmleözdeflleflti¤i süreç aç›s›ndan biz flu-nu belirtelim: Önce 2. Paylafl›m Sa-vafl› y›llar›nda, ard›ndan yeni-sö-mürgecilikle birlikte sivil faflist ha-reket, faflizmin yeni kitle taban› ola-rak örgütlenmifl, Türk milliyetçili¤ide faflizmin ve onun kitle taban›n›nana ideolojisi haline gelmifltir... Buanlamda flflovenizmle yeni-sömür-gecilik birbirini tamamlayan olgu-lar olmufltur.

Yeni-sömürgecilikle milliyetçili-¤i buluflturan bir baflka unsur dahavar: O da her ikisinin ““düflman” ta-n›m›d›r. Bilindi¤i gibi, yeni-sömür-gecilikle birlikte devlet yap›s› veözellikle ordu, iiç savafla göre flekil-lendirilir. O günden bu yana da ç›-kar›lan yasalar, yap›lan kurumsaldüzenlemeler “oligarflinin iç sava -fla haz›rlanmas›”na hizmet etmifltir.Oligarflinin “iç savafla” göre örgüt-lenmesi esprisi, bir ““iç düflman›n”varl›¤›n› flart koflar... Anti-emperya-list özelli¤ini kaybetmifl milliyetçi-lik de, ülkemizde kendini bir ““içdüflman” üzerinden varetmektedir.Bu noktada devletin ihtiyaç duydu-¤u olgularla, flovenizmin karakteris-tik olgular› çak›fl›r. Oligarflinin dü-zenin bekas› için ihtiyaç duydu¤u

“iç düflman”, flovenizm arac›l›¤›ylasa¤lanm›fl olur. Bu “çak›flma” neti-cesindedir ki, ülkemizin emperya-lizmin sömürgesi haline, ordununemperyalizmin ordusu haline dö-nüfltürülmesinde, faflizmin yukar›-dan afla¤›ya infla edilmesinde “Türkmilliyetçili¤i”nin büyük katk›lar›olmufltur. ‹lk bak›flta bu bir para-doks gibi görünmektedir ama ger-çek böyledir.

K e m a l: Burada bir ek yapa-y›m. Milliyetçili¤in faflizme ve em-peryalizme hizmet etti¤ini görmek,genifl kitlelere göstermek, zamanzaman oldukça güçtür. Bu güçlü¤üyaratan nedenlerden biri, floveniz-min kendine yoksullar içinde tabanbulmas›d›r.

Bu sadece ülkemizdeki floveniz-me, daha genel anlamda faflizme öz-gü bir durum de¤ildir. Mussolini,Hitler faflizmlerinin kendine iflsiz,yoksul kitleler içinde taban bulmuflolmas›, faflizmin niteli¤inin kavran-mas›nda da ayn› güçlü¤ü yaratm›fl,buna ba¤l› olarak faflizmi yanl›fltahlil eden çarp›k anlay›fllar ortayaç›km›flt›r.

Dimitrov, faflizmin “burjuvazi -nin ve proletaryan›n üzerinde birdevlet iktidar› biçimi” oldu¤unu ve“devlet ayg›t›n› ele geçiren baflkal -d›rm›fl küçük burjuvazinin iktidar›”oldu¤unu ileri süren yanl›fl ve çar-p›k görüfllere karfl› flöyle demekte-dir:

“Faflizm, finans kapitalin iktida -r›n›n ta kendisidir. Faflizm, iflçi s›n› -f›n›n ve köylülü¤ün devrimci kesi -minin ve ayd›nlar›n fliddetle ve kan -la ezilmesinin örgütlendi¤i düzen -d i r. Faflizm, d›fl siyasette, di¤erhalklara karfl› hhayvanca nefreti kö -rükleyen flflovenizmin en vahfli biçi -midir.

26

25 fiubat 2007 / 93

h a y a t › niçindekit e o r i

FAfi‹ZM VEM‹LL‹YETÇ‹L‹K -2

Milliyetçilik, bir burjuvaideolojisidir ve halka

hizmet etmez!

Page 27: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Faflizmin bu gerçek karakteriniözellikle a盤a ç›karmak gere k i r.Çünkü sosyal demagoji maskesi, fa -flizme, baz› ülkelerde bbunal›mdandolay› ne yapaca¤›n› flafl›ran kü -çük burjuva kitlelerini ve hattaproletaryan›n en geri tabakalar› -n›n baz› kesimlerini peflinden sü -rükleme imkân› vermifltir. Oysab u n l a r, gerçek s›n›f niteli¤ini vegerçek özünü kavrasalard› faflizminpefline tak›lmazlard›. (FKBC, syf.59)

Ö z l em : Evvelki hafta günde-me gelen “MHP-TÜS‹AD kavgas›”bu duruma çarp›c› bir örnek olsa ge-rek. Gazetelerin de yazd›¤› gibi bukavga, MHP taban›nda, daha do¤ru-su MHP’nin yoksul, lümpen taba-n›nda “sempati”yle karfl›lan›yor,ama bu “kay›kç› dövüflü”! aras›ndaMHP, ony›llard›r iflbirlikçi tekelciburjuvaziye hizmetini sürdürüyor.Milliyetçilik konusundaki ideolojikmücadelemiz, Dimitrov’un da dedi-¤i gibi, bu demagojik maskeyi ala-fla¤› etmek için çok önemli gerçek-ten de.

K e m a l: Burada MHP y ö n e t i-minin, yani faflist kadrolar›n riya-kârl›¤› kadar TÜS‹AD’›n riyakârl›-¤› da önemli. Yani milliyetçilik ko-nusunda MHP ne kadar riyakâr ise,TÜS‹AD da o kadar riyakard›r.fiöyle ki, özellikle AB üyeli¤i süre-ciyle birlikte, AB üyeli¤inin bafl sa-vunucusu durumundaki T Ü S ‹ A D ,sanki “milliyetçili¤e” karfl›ym›fl gi-bi bir imaj veriyor. Oysa bu imaj al-dat›c›. Onlar, sadece flovenizminkendi denetimleri d›fl›na ç›kacakboyutlara ulaflmas›n› istemiyorlar.De¤ilse, toplumun milliyetçi, flove-nist düflünceler alt›nda olmas›n› herdönem istediler, bunu sa¤lamak içinher türlü yönteme baflvurdular.Çünkü oligarflinin K›br›s meselesin-de, Kerkük meselesinde, Kürt me-selesinde, Ermeni meselesinde vebütün olarak halk›n sindirilmesi,susturulmas› meselesinde floveniz-me ihtiyac› vard›r.

Kapitalizm, tekelci dönemde,serbest rekabet yerine tekeli,, milli-

yetçilik yerine kozmopolitizmi vvedemokratik yönetim ilkeleri yeri-ne de oligarflik diktay› ikame etmifl-tir. Fakat kitleler nezdinde “milli-yetçili¤i” elden b›rakmam›flt›r bur-juvazi. Kullanmaya devam etmifltir.

Bundan sonra da edecektir. Çün-kü, milliyetçi duygular›n körüklen-mesi, emekçilerin s›n›f bilinciningeliflmesini engellemektir, milliyet-çilik ve “milli” duygular, s›n›fsalfarkl›l›klar›, çeliflkileri en etkili veen k›sa yoldan örtbas etmek arac›-d›r.

‹lerici rol oynad›¤› dönemler dedahil, burjuvazi her zaman milliyet-çili¤i kendi ç›karlar› do¤rultusundakullanm›flt›r. Burjuvazinin ulusal ç›-kar olarak gösterdi¤i kendi ç›karla-r›d›r. Ayn› flekilde, ““egemenlik ulu-sundur” sözü de, s›n›fsal anlamdaburjuvazinin eegemenli¤i anlam›nagelmifltir. Emperyalizm dönemiylebirlikte ise, milliyetçili¤in kullan›-m›, esas olarak flovenizme dönüfl-müfl ve halklar aç›s›ndan daha y›k›-c›, tehlikeli hale dönüflmüfltür.

Mazlum: Dikkat edilirse, mil-liyetçilik, flovenizm üzerine tümtart›flmalarda sorun hep halka karfl›muhtevas›yla ç›k›yor karfl›m›za.Böyle olmas› onun s›n›fsal niteli¤i-nin bir sonucudur. Bunu daha netifade edersek: BBir; milliyetçilik birburjuva ideolojisidir. ‹‹ki; emperya-lizm dönemiyle birlikte burjuvamilliyetçili¤i gerici ve flovenist birmuhteva kazanm›flt›r. ÜÜ ç ; bu dö-nemde milliyetçilik bayra¤›n› yeryer küçük-burjuvazi devralm›fl,bunlar ilerici bir rol oynam›fl, amasosyalizme yönelmeyip kapitalizmeyönelen küçük-burjuva milliyetçi-likleri de kaç›n›lmaz olarak gerici-leflmifltir.

Egemen s›n›flar, hiç durmaks›-z›n milliyetçiliklerinden dem vuru-yorlar, ama bu milliyetçilik, art›ksadece demagojik anlam› olan birmilliyetçiliktir. “Oligarflinin ‘milli -yetçilik’ dedi¤i bu politika, gerçektemilliyetçilik de¤il uluslar aras›ndadüflmanl›k tohumlar› eken burjuvaflovenist bir politikad›r. Oligarflinin

emperyalizme yaklafl›m›ysa ‘milli -yetçilik’ de¤il, yardakç›l›kt›r. ... Oli -garfli, uluslararas› iliflkilerde, ulu -sal onuru ayaklar alt›na almakta,kifliliksiz, afla¤›l›k bir politika yü -rütmektedir.

Oligarfli, emperyalizmin yoz,kozmopolit kültürüne bütün kap›lar›açm›flt›r. Emperyalist kültür, bas›n-yay›n, TV programlar›, radyo ya -y›nlar› vb.. pek çok yolla, Türkiyehalklar›n›n kültürel yap›s›n› kendi -ne göre biçimlendirmeye çal›flmak -tad›r.” (Hakl›y›z Kazanaca¤›z)

Özlem: Tarihte çeflitli olgula-r›n ortaya ç›k›fl biçimleriyle sonraald›klar› biçimler veya ortaya ç›k›fl-taki amaçlar›yla vard›klar› yer ara-s›nda çok çeflitli farklar olabilir.Teori ve kavramlar, biraz da bufarkl›l›klar temelinde flekillenir.Özellikle Kemalist olma iddias›nda-k i l e r, Kemalist iktidar taraf›ndangelifltirilen politikalar›n bugünkü›rkç›l›¤a da kaynakl›k etti¤ini ka-bullenmekte zorlan›yorlar.

Oysa, sürece nesnel olarak ba-k›ld›¤›nda, bunu görmek zor de¤il-dir. Kemalistler’in iç politikadakigerici yan› ile, uluslararas› plandakiilerici yan›, belli bir dönem için ay-n› süreçte bir arada varolmufltur.

Anadolu’nun büyük bölümü em-peryalizm taraf›ndan iflgal edildi-¤inde küçük-burjuvazi, KurtuluflSavafl›’nda öncülü¤ü üstlendi. Vesavafl sürecinde çeflitli milliyetler-den halklar› emperyalizme karfl›birlefltirme ve savaflt›rma anlay›fl›y-la hareket etti. Bu çerçevede Kürt-ler’in, Lazlar’›n, yer yer Araplar’›n

27

25 fiubat 2007 / 93

apitalizm, tekelci dönemde, mil-liyetçilik yerine kozmopolitizmi ikameetmifltir. Fakat kitleler nezdinde “milliyet-çili¤i” elden b›r akmam›flt›r bur juvazi.Kullanmaya devam etmifltir.

Bundan sonra da edecektir. Çünkü,m illiyetçi duygular ›n › körüklenmesi,emekçilerin s›n›f bilincinin geliflmesiniengellemektir, milliyetçilik ve “milli” duy-gular, s›n›fsal farkl›l›klar›, çeliflkileri enetkili ve en k›sa yoldan örtbas etmek ara-c›d›r.

K

Page 28: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

ileri gelenleriyle iliflkiler kurdu.Ama sonras›n› biliyoruz.

Sonras›nda do¤ru olan ne, yanl›flolan ne, onu ayr›flt›rmak gerek.Türkler ulusal bir devlete sahip ol-mak istiyordu. Bu tarihsel ve siyasalolarak Türkler’in hakk›yd› elbette.Ama yanl›fl olan, bu hakk›n sadeceTürkler’e ait” bir hak olarak görül-mesi ve di¤er halklar›n iradesinin,varl›¤›n›n yads›nmas›, onlar›n kendikaderini tayin hakk›n›n gasbedilme-siydi. Kemalist politika, iflte bunoktada flovenistleflti. A n a d o l u ' d asadece T ü r k l e r’in egemenli¤indebir devlet yaratma politikas› çerçe-vesinde, Laz, Kürt, Çerkes, Arap,Gürcü ve baflka tüm milliyetlerdenhalklar›n varl›¤› inkar edildi. Türki-ye devleti s›n›rlar› içinde yaflayanherkesin "Türk" oldu¤u dayat›ld›.

Bundan sonra e¤itimden kültürpolitikalar›na, “Atatürk devrimle-ri”ne kadar birçok uygulama, flove-nist politikaya hizmet edecekti. Da-ha sonralar› ise bilindi¤i gibi dil ya-saklar›, ulusal talepli her mücadele-nin terörle, katliamlarla bast›r›ld›¤›bir dönem yafland›.

Bu döneme iliflkin de¤erlendir-melerde kar›flt›r›lan fludur: K ü ç ü kburjuvazi tarihin bir kesitinde ilericibir rol oynayabilir; ama bu her za-man öyle kalaca¤› anlam›na gel-mez. Küçük-burjuvazinin ideolojiside politikalar› da asl›nda hep “ara-da”d›r. Tarihi olarak o “arada” uzunsüre duramaz; oradan ya sosyalizmeyönelecektir, ya da burjuva ideoloji-si hükmünü sürdürecek ve kendimant›ki sonuçlar›na ilerleyecektir.Kemalizm’de de olan budur. Em-

peryalizm karfl›s›nda ilerici bir roloynayan Kemalist milliyetçilik,kendi içinden flovenizmi üretmifl ve“Türk” olmayan halklara karfl› birulusal bask› siyasetine dönüflmüfl-tür. Dönüflüm orada da kalmam›flt›r;2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› dö-nemindeki Hitler destekçisi faflisthareketler de, 1960’larda ABD em-peryalizmi ve oligarfli taraf›ndan ör-gütlendirilen sivil faflist hareket de,flovenist görüfllerini ayn› ideolojikzemin üzerinde üretmifllerdir.

M a z l um : Türk milliyetçili¤i-nin veya kimilerinin deyifliyle “Ata-türk milliyetçili¤i”nin flovenist ol-du¤u konusunda hiçbir tart›flmayayer yoktur. E¤er bir ulus, egemenli-¤i alt›nda tuttu¤u baflka bir ulusunbu hakk›n› kullanmas›n›n önündeengel oluyorsa orada ezen ulus mil-liyetçili¤i, yani flflovenizm vard›r. Veelbette ayn› zamanda bu milliyetçi-lik “››rkç›”d›r. “Türk”ü üstün görenbir düflüncenin baflka türlü adland›-r›lmas› da mümkün de¤ildir.

Asl›nda sohbetimizin ilk bölü-münde de bir yan›yla de¤inmifltik.Bu ›rkç›l›k meselesinde flöyle de biryan var. Hitler Almanya’s›nda flove-nizmin en üst noktas›nda, saf bir"Alman ›rk›" yaratma çabas›na gi-rilmiflti. Yani Hitler faflizmi, sadece“ beyaz ›rk üstündür” d e m i y o r,onun bir ad›m ötesine geçiyor vebeyazlar içinde de en üstünü “Al -man ›rk›”d›r diyor. Ne var bunda di-yeceksiniz. fiunu soral›m önce:

Peki “Alman ›rk›” diye bir fleyvar m›? Yok!.. Zaten Türk ›rk› veya‹ran ›rk› veya ‹ngiliz ›rk› diye birfley de yok... Çünkü; bilimsel olarakinsanlar deri renklerine göre bbeyaz,sar› ve siyah olmak üzere üç ›rkolarak s›n›fland›r›lm›flt›r. Bu sadeceinsan türlerini biçimsel görünüflleriitibariyle grupland›rmak için yap›l-m›flt›r ve bilimsel olarak herhangibirinin di¤erine bir üstünlü¤ü kan›t-lanmam›flt›r.

“Irkç›” olarak adland›rd›¤›m›zp o l i t i k a l a r, her zaman kafatas›n›ölçmüyor, renkleri ölçü alm›yorlar.Mesela, Hitler’in faflist ideolojiyi

gelifltirirken feyz ald›¤› isimlerdenbiri olan Nietzche’ye göre “güçsüzi n s a n l a r, üstün insanlar›n zaferiiçin yok olmal›d›r”. Bu da bir tür›rkç›l›kt›r. Yani politik anlamda ›rk-ç›l›k terimi, sadece ten rengine göre›rkç›l›kla s›n›rl› olmay›p, kendi ›rk›içinde bilimsel temeli olmayan ›rk-lar yaratm›flt›r...

ABD'de beyazlar›n siyahlar vesar› ›rktan say›lan K›z›lderililer,Güney Afrika'da yine beyazlar›n si-yah ve melezler üzerinde uygula-d›klar› politikalar, kelimenin düzanlam›yla ›rkç›l›kt›r. Ama farkl› tür-den de olsa Hitler faflizminin ki debir ›rkç›l›kt›r. MHP’nin anlay›fl› da›rkç›l›kt›r. Türk milliyetçili¤i de ›rk-ç›l›kt›r. Irkç›l›k için illa Güney Afri-ka’daki gibi aleni bir beyaz-siyahayr›m› aramak, ›rkç›l›¤›n hayat›nde¤iflik alanlar›nda ifadesini bulanbiçimlerini yok saymak, dolay›s›ylafaflizme zemin oluflturan ›rkç›l›k be-las›n› küçümsemek demektir.

Özlem: ‹ttihat ve Terakki, ta1909 y›l›nda ç›kard›¤› CemiyetlerKanunu ile “amaç ya da ad›n› bir›rk ya da milliyetten alan dernek -l e r ” kurulmas›n› yasaklam›fl.Elbette tahmin edilece¤i gibi, bu,ad›n› “Türk”lükten alan derneklerharicinde bir yasakt›r. Bu yasak,yüzy›ld›r, yani bir as›rd›r bu toprak-lar üzerinde uyguland›. Bir as›r bo-yunca bu topraklar›n Kürt’ü, Laz’›,Arap’›, Çerkez’i yok say›ld›.

Bu politika, o günden bu yanatüm düzen güçleri taraf›ndan be-nimsenip sürdürülen bir politikad›r.Faflizmin hizmetindeki “Türk milli-yetçili¤i” sadece MHP’yle, BBP’yes›n›rl› bir milliyetçilik de¤ildir.DYP, ANAP gibi düzen partileri de,CHP, DSP gibi “sol” görünümlü dü-zen partileri de, Genelkurmay da,yarg› da esas›nda bu milliyetçili¤insavunucusudur. Demirel’in “Adri-yatik’ten Çin Seddi’ne” deyiflindeTuranc›l›¤›n kal›nt›lar›n›, Genelkur-may’›n “sözde vatandafl” tan›mla-mas›nda aç›k bir ›rkç›l›¤›, CHP’nin“Türklü¤e hakareti serbest b›rak -may›z” hezeyan›yla 301. maddeyesahip ç›k›fl›nda aç›k bir flovenizmi

28

25 fiubat 2007 / 93

ttihat ve Ter akki, ta 1909 y›l›nda“amaç ya da ad›n› bir ›rk ya da milliyettenalan dernekler” kurulmas›n› yasaklam›fl.Tahmin edilece¤i gibi, bu, ad›n› “Türk”lük-ten alan dernekler haricinde bir yasakt›r.Bu yasak, bir as›rd›r bu topraklar üzerindeuyguland›. Bu, o günden bu yana tüm dü-zen güçleri taraf›ndan benimsenip sürdü-rülen bir politikad›r. Faflizmin hizmetinde-k i “Türk m ill iyetçili¤i” sadece MHP’y le,BBP’ye s›n›rl› bir milliyetçilik de¤ildir...

Page 29: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

görmek mümkündür.

Ya da flöyle söyleyim. Asl›ndabu düzen içinde “milliyetçi” oldu-¤unu söylemeyen tek bir kurumyoktur. Burjuva partilerinden, ordu-ya, polise, maliyeden devlet su iflle-rine, TÜS‹AD’dan Türk-AmerikanDerne¤i yöneticilerine kadar hepsimilliyetçi olduklar›n› söyler. Milli-yetçili¤in bu flekilde ele al›n›fl›, ayn›zamanda tüm topluma, halka karfl›bir dayatma ve kuflatmad›r. “Milli-yetçi” olmamay› adeta “suç” halinegetirme dayatmas›, toplumun geniflkesimlerini faflizme bir flekilde suçorta¤› yapmay› amaçlayan bir da-yatmad›r.

Zaman zaman “bunlar›n milli -yetçili¤i sahte” diyoruz. Çok tercihetmesek de, sonuç da bu da denile-bilir. Çünkü milliyetçili¤in tarihselve kavramsal anlam›yla ilgisi yokbunlar›n milliyetçili¤inin.

Emperyalizme karfl› olunmadan“milli” ç›karlar savunulamaz. Em-peryalizme karfl› olunmadan bir“ulus”un onuru korunamaz.

Milliyetçilere bakt›¤›m›zda negörüyoruz; hem milliyetçi, hem ül-keyi emperyalizme peflkefl çekiyor-lar; hem milliyetçi geçiniyor, hememperyalizmin iflbirlikçili¤ini yap›-yorlar. Emperyalizmin ç›karlar› vehükümranl›¤› için kendi halk›nazulmediyorlar.

‹flte bu anlamda bir sahtekarl›ksözkonusudur. Yani flöyle de tasviredebiliriz: Hiçbir milli de¤eri olma-y a n l a r, ulusal onuru olmayanlar,milliyetçilik yap›yor, milliyetçilik-ten sözediyorlar.

Mazlum: Bunu flöyle tamam-layal›m isterseniz. Günümüzde as-l›nda “milliyetçi” olmaktan ç›km›flbir milliyetçilikten sözediyoruz.

Bu hem ezen ulus milliyetçili¤i,hem ezilen ulus milliyetçili¤i aç›-s›ndan böyledir... Bugün yeryüzün-de art›k ne tarihsel anlam›yla, ne 20.yüzy›lda emperyalizme karfl› birmevzi olan ulusal kurtulufl savaflla-r›ndaki anlam› ve iflleviyle bir milli-yetçilikten sözedilemez. (fiu veyabu ülkede bir istisnas› varsa da, is-

tisnalar kaideyi bozmaz.)

Milliyetçili¤in tarihsel anlam›ortadan kaybolmufl, o zeminindenkaym›fl durumdad›r. EEkonomik, si-yasi, asker i, kültürel anlamdaemperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›¤›savunmayanlar ›n, m i l l i y e t ç i l i k ,ulusalc›l›k ad›na söyledikleri herfley sahtekarca ve riyakârcad›r. Mil-liyetçili¤in toplum üzerindeki etki-sini k›rmak, faflizmi güçlendiren flo-venist zemini daraltmak için bunla-r› a盤a ç›karmal›y›z.

Kemal: Mazlum arkadafl ma-dem milliyetçili¤e karfl› tav›r konu-suna girdi, ben de sohbetimizin sonnoktas›n› oradan devam ederek ko-yay›m. Faflizmin hizmetindeki mil-liyetçilik, do¤al olarak halka, dev-rimcilere yöneltilmifl sald›rganl›¤›nda en önemli motivasyon arac›d›r.Bu anlamda da Mazlum’un belirtti-¤i gibi, milliyetçili¤e karfl› mücade-le sol aç›s›ndan son derece büyükbir önem kazanm›flt›r. Esas›nda bumücadelenin nas›l ele al›naca¤› ay-r›ca ele al›p ifllenebilecek bir konuolmakla birlikte, ben k›saca flunubelirteyim.

Bu mücadelenin bir yan›, milli-yetçilerin sahtekârl›¤›n›, riyakarl›-¤›n›, “milli” de¤il iflbirlikçi oldukla-r›n› a盤a ç›karmak, genifl kitlelernezdinden teflhir etmektir. Bu, dedi-¤im gibi bir yan›d›r. Bir di¤er yan›ise, ulusal onurun savunulmas›ndanulusal sorunlar›n çözümüne kadarmilliyetçili¤in kulland›¤› manevraalanlar›n› mücadelemizle ortadankald›rmakt›r. Ulusal sorunlar›, ulu-sal de¤erleri, ve kitlelerin ulusalduygular›n› yok sayan bir politikaeksiktir. Dimitrov, faflizmin flove-nist politikalar›ndan sözederken bunoktada bak›n ne diyor:

“Bütün bunlar›n iflçi s›n›f› dava -s›n› hiç ilgilendirmedi¤ini sanan veemekçi kitleleri kendi halk›n›n geç -mifli konusunda tarihe sad›k ve ger -çekten Marksist, Marksist-Leninistbir ruhla ayd›nlatmak için ve bu -günkü mücadeleyi kendi halk›n›ngeçmiflteki devrimci gelenekleri ilebirlefltirmek için hiçbir fley yapma -yan komünistler, milletin tarihi geç -

miflindeki de¤erli olan her fleyi, kit -leleri kand›rmalar› için faflist sahte -karlara kendi elleriyle teslim etmiflolurlar.” (FKBC, syf. 122)

Türkiye solu bir bak›ma bu ek-sikli¤e düflmüfltür. Vatan kavram›baflta olmak üzere, milletin tarihigeçmiflindeki de¤erli olan fleyler defaflist sahtekarlara teslim edilmifltir.

Dimitrov’un yukar›daki sözleri-nin devam›n› da aktaray›m:

“Biz komünistler, burjuva milli -yetçili¤inin bütün biçimlerinin, ilke -lerine ba¤l› ve uzlaflmaz düflmanla -r›y›z: Ancak biz, milli nihilizmin ta -raftarlar› de¤iliz ve hiçbir zamanbu flekilde ortaya ç›kmamal›y›z. ‹fl -çileri ve bütün emekçileri proleterenternasyonalizm ruhu ile e¤itmekher komünist partinin temel görev -lerinden biridir. Ama bunun, kendi -sine, emekçi kitlelerinin bütün milliduygular›n› hor görme hakk› tan›d› -¤›n› veya hor görmeye zorlad›¤›n›sanan bir kimse, gerçek Bolflevizm -den çok uzaklardad›r. ”

Evet, mesele, Türk milliyetçili-¤inin faflizme hizmet etti¤ini söyle-mekle bitmiyor. Ama bu önemli birb a fl l a n g › ç t › r. fiovenist kuflatmayateslim olmadan, sosyal flovenizmedüflmeden bu gerçe¤i aç›kça ortayakoymak önemlidir. ‹kinci olarak, bugerçe¤i en genifl kitlelere, özelliklede flovenizmin etkisi alt›ndaki ke-simlere gösterebilmeliyiz. Üçüncüolarak, politikalar›m›zla, propagan-dam›zla, mücadelemizle, floveniz-me ulusal de¤erler ve talepler nok-tas›nda demagoji ve manevra alan›b›rakmamal›y›z.

Sevgili Yürüyüfl okurlar›, “fa-flizm ve milliyetçilik” sohbetimiziburada noktal›yoruz. Haftaya gö-rüflmek üzere hoflçakal›n.

29

25 fiubat 2007 / 93

ünümüzde asl›nda ‘m illiyetçi’ ol-maktan ç›km›fl bir milliyetçilikten sözedi-yoruz. Bu hem ezen ulus milliyetçili¤i, hemezilen ulus milliyetçili¤i aç›s›ndan böyle-di r... Bugün yeryüzünde art›k ne tarihselanlam›yla, ne 20. yüzy›lda emperyalizmekarfl› bir mevzi olan ulusal kurtulufl savaflla-r›ndaki anlam› ve iflleviyle bir milliyetçilik-ten sözedilemez.

G

Page 30: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Ayn› günlerde; Kurtlar Vadisidizisi yay›ndan kald›r›ld›. ‘Ulu-salc›’ çizgisiyle bilinen KanaltürkTelevizyonu’na ‘vergi incelemesi’ad›yla gözda¤› verildi. AnadolununSesi Radyosu’nun tümden susturul-mas› anlam›na gelen "frekans ipta-li" yafland›.

Kurtlar Vadisi ve Kanaltürk üze-rine yo¤un bir flekilde “sansür” tar-t›fl›ld›. Kanaltürk’e yönelik uygula-maya neredeyse tüm köfle yazarlar›,bas›n kurulufllar› karfl› ç›karken,Kurtlar Vadisi konusunda ‘liberaliz-min s›n›rlar› nereye kadar?’ gibi,daha farkl› bir tart›flma da gündemegeldi ve ‘sansüre karfl› olduklar›n›’söyleyenler de ikiye bölündüler!

Bu iki örnek üzerinden özgür-lüklerin k›s›tlan›p k›s›tlanmad›¤›n›,"Kurtlar Vadisi-Terör" dizisinin ya-y›ndan kald›r›lmas›n›n sansür olupolmad›¤›n› tart›flanlar, kuflkusuz ki‹stanbul’dan yay›n yapan bir radyo-nun kapat›ld›¤›ndan da haberdard›-lar. Ancak bir iki istisna d›fl›nda hiç-birinin gündemine böyle bir sorungiremedi. Kimse bunun nedeninis o rgulamad›. “Devletin bölünmezbütünlü¤ü, halk aras›nda kin ve nef -ret uyand›rmak” gibi her bask›da

karfl›m›za ç›kan kli-fl enin arkas›nda,

muhalif bir sesin,üstelik hukuku,akl› ve mant›¤›zorlayarak sus-

turulmas› “öz-g ü r l ü k ç ü l ü k l e r i-

nin”, kendi deyiflleriile liberalliklerinin s›n›rlar›na dahilde¤ildi.

Bu çifte standartç› tutum dev-rimci bas›n sözkonusu oldu¤undaher zaman karfl›m›za ç›km›flt›r. Ba-s›n kurulufllar›n›n istatistikleri ara-s›nda dahi, devrimci yay›nlar›n u¤-rad›¤› bask›lara, kaç say›lar› topla-t›lm›fl, kaç dergi kapat›lm›fl... yerverilmez. Tutuklanan çal›flanlar› ço-¤u kez bas›n emekçisi dahi kabuledilmez, “tutuklu gazeteciler” ara-s›nda adlar› say›lmaz. Asl›nda genelolarak devrimcilerin haklar› ve öz-gürlükleri konusunda tak›n›lan tutu-mun bir yans›mas›d›r bas›n alan›ndayaflanan da. Oysa tutarl› bir özgür-lük savunuculu¤u, en baflta muhalifolan›n, devletin bask›s›na, hem desistematik flekilde maruz kalan›nözgürlüklerine sahip ç›kmaklam ü m k ü n d ü r. Bunun ülkemizdekibiçimlenifli ise, devrimcilerin hakla-r›na sahip ç›kmakt›r. Çünkü, sub-jektif bakmayan herkes, bu ülkedekimlerin bask› alt›na al›nd›¤›n›,kimlerin sesinin her yöntemle sus-

turulmak istendi¤inipekâla bilir. Dönemselolarak çok çeflitli ke-simler bask›yla karfl›-laflsalar da, hiçbiri dev-letin, hiçbir iktidar dö-neminde de¤iflmeyensistemli bask›s›na ma-ruz kalmazlar.

Liberal ayd›nlar› isebu konuda tutars›z biryap›ya sahiptirler.Devletin netameli ilanetti¤i alanlarda onlarda suspus olur ve bususkunluklar›yla bask›-n›n objektif destekçisihaline gelirler. Dev-rimci, yurtsever bas›nayönelik bask›lardan

çok, iktidarlar›n tavr›na göre dö-nemsel olarak bask› ile karfl›laflan,RTÜK’ün yönetimine göre sansüremaruz kalan kesimlerin haklar›n›savunmay›, “özgürlükçülük” olaraksunarlar. Bugün "Kurtlar Vadisi-Te-rör" ve Kanaltürk özelinde yaflananböyle bir durumdur. Elbette onlar›nhaklar›n› da savunabilirler, ancaksistemle temelde sorunu olmayanla-r›n özgürlüklerini savunarak özgür-lük savunucusu olamazlar.

Trabzon’da linç giriflimi günde-me geldi¤inde, kendini liberal ayd›nolarak tan›mlayanlardan bir köfleyazar›, TAYAD’l›lar›n ifade özgür-lü¤ü hakk›na nas›l da devlet gibibakt›¤›n› çok veciz flekilde anlatm›flve linççilerle devrimcileri ayn› ke-feye koymaya çal›flm›flt›. Sisteminempoze etti¤i, 11 Eylül’le birlikteAmerikan ve Avrupa emperyalizmitaraf›ndan pompalanan “teröristinhiçbir hakk› yoktur” demagojisininbir yans›mas›yd› o örnek. Ötedenberi “terör” retori¤inin meflrulaflt›r›-c› etkisi ile faflist iktidarlar taraf›n-dan uygulanan bir yöntemin liberalayd›n› nas›l teslim ald›¤›n›n göster-gesiydi.

Bugün Anadolunun Sesi nezdin-de yaflanan sessizlik de ayn› kay-naktan beslenmektedir. RT Ü K ’ ü nböyle bir karar verirken keyfi, hu-kuk d›fl› davranmaktaki pervas›zl›¤›da bu sessizlikten güç almaktad›r.

En ucuz gerekçedenen a¤›r ceza

Bu pervas›zl›¤a iliflkin birkaç ör-nek verece¤iz:

RTÜK Baflkan› Zahit A k m a nimzal› kararda, "Kuruluflunuzun sa-vunmaya konu yay›nda zikredilenAnayasa Mahkemesi karar›nda ge-çen deyim ile anayasan›n özüne veruhuna ayk›r› yay›n yapt›¤›, toplu-mu etnik ayr›mc›l›¤a sevk eden,halk› s›n›f, ›rk, din, dil, mezhep vebölge fark› gözeterek kin ve düfl-manl›¤a tahrik eden veya toplumdanefret duygular› oluflturan yay›n ni-teli¤inde olmas› sebebiyle..” diyedevam ederek Anadolunun Sesi’nin

30

25 fiubat 2007 / 93

SANSÜR ve L‹BERAL‹K‹YÜZLÜLÜK

Özgür-Der’den k›namaÖzgür-Der yapt›¤› yaz›l› aç›klama ile, Anadolu-

nun Sesi Radyosu’nun kapat›lmas›n› k›nad›.Aç›klamada karar hat›rlat›larak, “Reyting rekorlar›k›ran ve içerisinde gayri ahlaki unsurlardan flove -nizmin k›flk›rt›lmas›na; yoz kültürün afl›lanmas›n -dan toplumsal dejenerasyonu evlerimizin içine so -kan yay›nlara gücü yet(e)meyenler insanca bir ya -flam, adalet ve özgürlükleri talep eden muhalif ya -y›nlara pençelerini göstermektedirler” denildi. Za-hid Akman’›n bir zamanlar Kanal 7’de görevyapt›¤›n› hat›rlatan Özgür-Der, kendisi muhalifkenbask›y› tan›yan birinin, flimdi muhaliflere bask›uygulamas›n›n “manidar” oldu¤unun alt›n› çizdi.

“Sansürün tahkim edilmesine son verilmesi”istenen aç›klamada, “RTÜK’ü adalet ve özgürlüktaleplerini susturmaya de¤il, yozlaflmaya ve deje -nerasyona yol açan yay›nlar› takip etmeye davetediyoruz” denildi.

Page 31: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

susturuldu¤u belirtiliyordu.

Radyodan savunma isteniyorduama savunma istenen konu ayr›nt›l›ve net olarak belirtilme gere¤i dahiduyulmuyordu. Böylece savunmahakk› engellenirken, “cezaland›rmatalep edilen konunun belirli ve nets›n›r›n›n çizilmifl olmas›” gibi birhukuk kural› hiçe say›l›yordu.

30.06.’06 tarihli program kapat-ma gerekçesi yap›l›yor, ama buprogram›n ad› nedir, içeri¤i nedir,ne suç ifllemifltir; tüm bunlar belir-sizdir!

22.03.’06 tarihli günlük gazete-lerin okunup yorumland›¤› sabahprogram›nda, Özgür Gündem Gaze-tesi’nde ç›km›fl bir haberin verilme-si, RTÜK taraf›ndan cezaland›rma-ya konu edilmektedir. Gazete topla-t›l›p toplat›lmad›¤› dahi belli olma-dan, o habere iliflkin savc›l›klarcabir soruflturman›n sözkonusu olupolmad›¤› belli olmadan, kald› kibunlar olsa dahi, bu haberi sadeceokuyan ve hiçbir yorum yapmayanprogram›n cezaland›r›lmas›, “biz buradyoyu susturmak için f›rsat kollu-yoruz, gerekçe bulamaz isek böyleyarat›r›z” demek de¤ilse nedir?

fiiirler, tan›nm›fl sanatç›lar›n flar-k›lar› gibi, buna benzer pek çok ör-nek vard›r kapatmaya gerekçe yap›-lan programlara iliflkin.

Radyonun avukatlar› savunma-lar›nda örnekleri s›ralad›ktan sonraflunlar› belirtiyorlar:

"Radyonun yay›nlar› dikkateal›nd›¤›nda kamuyu bilgilendirmeamac› d›fl›nda bir amac›n›n olmad› -¤› görülecektir. Yine söz konusu ga -zete haberlerinin verilmesi ve içeri -¤i dikkate al›nd›¤›nda son derecegenifl kapsaml› ve a¤›r ceza gerekti -ren madde hükmünün uygulanmas› -n›n demokratik gerekliliklere uyma -d›¤› da görülecektir. ”

‘Kurtlar Vadisi’tart›flmalar›

Yukar›da "Kurtlar Vadisi-Terör"tart›flmas›n›n liberal ayd›nlar›, san-süre karfl› oldu¤unu söyleyenleri

ikiye böldü¤ünü belirtmifltik.

Her fleyden önce flu ayr›m› yap-mal›y›z: Dizinin yay›nland›¤› ShowTV’nin ba¤l› oldu¤u yay›n grubu-nun gazetelerinin (Akflam, Tercü-man) s›k› bir sansür karfl›t› kesilme-si ne denli riyakarca ise, rakip med-ya gruplar›n›n patronlar›n›n sesiolarak birden Kurtlar Vadisi karfl›t›kesilmeleri o kadar riyakarcad›r.Bunlar tart›flmam›z d›fl›d›r.

Sansürü tart›flanlar›n bir kesimi,bugüne kadar liberalizmi yanl›fl yo-rumlad›klar›n›, s›n›rs›z özgürlük an-lay›fl›n›n yanl›fl oldu¤unu belirterek,dizinin yarataca¤› toplumsal sorun-lar nedeniyle yay›ndan kald›r›lmas›-na destek verdiler.

Bir kesim ise, yasakç›l›kla de¤il,“Linç kültürü ve düflman yaratmakültürü pompalayan yap›m, yay›nve programlar karfl›s›nda bar›fl vedemokrasi fikrini kendi aram›zda nekadar çok ciddiye al›rsak, demokra -siye o kadar çok yaklaflm›fl oluruz.”diyerek yasaklamaya karfl› ç›kt›. (H.Cemal, 20 fiubat, Milliyet)

Yaz›m›z›n konusu, siyasal birçizgi olarak liberalizm olmad›¤›için bunu tart›flmayaca¤›z. Ancak,Liberalizmin, “ahlâk›, ahlâkd›fl› ol -may› öven bir düflünsel sistem ol -m a d › ¤ › n › ” ve “Özgürlük fikrininkendisinin, bireysel de¤il toplumsalbir özgürlü¤ü hedefledi¤ini, bütüntoplum için 'iyi' olan› hedefledi¤i -ni” söyleyenler, burjuvaziye ait budüflünce ak›m›n› sosyalizmle kar›fl-t›r›yorlar. Zira, liberalizmde “top-lumsal özgürlük” fikri yoktur. Ç›k›-fl› itibariyle olmasa da bu ak›m›n sa-vunucular›n›n kapitalizmin ihtiyaç-lar›na paralel olarak pekâla ahlâkd›-fl›l›¤› övdükleri de bilinen bir ger-çektir.

Diziye dönersek; neyin propa-gandas›n› yapt›¤›, neye karfl› , neyinyan›nda yerald›¤›n› geçen hafta elealm›flt›k. Böyle bir gerici, halklar›birbirine karfl› düflmanlaflt›ran pro-paganda elbette ki, hofl görülemez.Ancak bu tart›flmada tehlikeli bir-kaç noktan›n alt›n› çizmeliyiz.

Birincisi; ‘özgürlüklerin de s›n›-r› var’ söyleminin meflrulaflt›r›lma-

s›n›n, her zaman görüldü¤ü gibi as›lolarak sola karfl› kullan›laca¤›d›r.‹kincisi; Kurtlar Vadisi’nin yayd›¤›flovenizme, ›rkç›l›¤a, fliddete karfl›oldu¤unu söyleyenler, adeta bugünyaflanan gericilik dalgas› PolatAlemdar’›n eseriymifl gibi davran-maktad›rlar. Etkisi yads›namaz amaböyle bir bak›fl, flovenizmin öylekendili¤inden, flu bu olayla ya da di-ziyle yükseldi¤ini varsaymaktad›r.Oysa flovenist milliyetçilik bilinçlibir flekilde (baflka yaz›larda ele ald›-¤›m›z amaçlar do¤rultusunda) oli-garflik devlet taraf›ndan ‘kontrollü’bir flekilde k›flk›rt›lmaktad›r.

Yine dizinin yay›ndan kald›r›l-mas› üzerinde yap›lan yanl›fl de¤er-lendirmelerden biri de soldan gel-mektedir. Böyle bir durumu; “Kar-defllik Kurtlara galip geldi” (17 fiu-bat Evrensel) manfletleri ile sun-mak, bu sonucu “toplumsal muhale-fetin” yaratt›¤›n› iddia etmek, hattaburadan flovenizme karfl› siyasaltahliller yapmak da do¤ru bir yakla-fl›m de¤ildir. Zira, 20 bin kiflinin ya-y›ndan kald›r›n demesinden siyasalsonuçlar ç›kar›rsan›z, Hürriyet’inanketine kat›lan bir milyondan fazlakiflinin yüzde 80’den fazlas›n›n ya-y›ndan kald›r›lmas›n› elefltirmesinianlayamaz, tersinden tahliller yap-mak durumunda kal›rs›n›z. Dizininyay›ndan kald›r›lmas›nda toplum-sal muhalefetin belirleyici ola-cak düzeyde bir tepkisi olma-m›flt›r. Mesele, iktidar›n flove-nist yükselifli bu aflamadakendi iktidar›na karfl› da riskgörmesi ve bunu s›-n›rland›rmaya ça-l›flmas›d›r.

31

25 fiubat 2007 / 93

Halklar› birbiri-ne karfl› düfl-manlaflt›ranpropagan-da elbetteki, hoflgörüle-mez.

Page 32: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

32

25 fiubat 2007 / 93

Antalya Temel Haklar’danNowamed ‹flçilerine Destek

Antalya Serbest Bölge’de bulunan NowamedFabrikas›’nda çal›flan iflçiler direnifllerini sürdü-r ü y o r. 16 fiubat günü direnifllerinin 144. günündeolan Nowamed iflçilerine destek veren A n t a l y aTemel Haklar, bu amaçla bir etkinlik düzenledi.

Petrol-‹fl binas›nda yap›lan etkinlikte dernekad›na konuflan Züleyha Kurt, iflçileri kararl› tu-tumlar›ndan dolay› tebrik ederek, “bizler direni-flin bafl›ndan beri hep Nowamed iflçilerinin ya-n›nda olduk. Bunun nedeni Nowamed iflçilerinin

hakl›l›¤› ve direnenlerin kazanaca¤›na olan inanc›m›zd›r. Sizin de kazanaca-¤›n›za inan›yoruz” dedi. Bu ülkenin direnenlerin kazanaca¤›na daha çok ta-n›k olaca¤›n›n alt›n› çizen Kurt, Nowamed iflçilerinin de uzun soluklu bir di-renifle imza att›¤›n› söyledi.

Kurt’un ard›ndan konuflan Petrol-‹fl Antalya Temsilcisi Fatma Özüm ise,Antalya Temel Haklar’›n direniflin bafl›ndan beri desteklerini her zaman his-settirdiklerini belirterek, teflekkür etti.

Konuflmalar›n ard›ndan iflçi ve emekçi kad›nlar›n mücadelesi üzerine birsinevizyon gösterimi yap›ld›. Gösteriminin devam›nda ise, Grup Seslenifltürkülerini iflçilerle birlikte söyledi.

E¤itim-Sen, 6-9 fiubat tarihleri aras›nda gerçeklefltir-di¤i 'Program Kurultay›'n›n sonuç bildirgesini aç›klad›."Emekçilere yönelik sald›r›lar›n artt›¤› ve çal›flma ha -yat›nda emekçiler aleyhine düzenlemelerin h›z kazan -d›¤›” belirtilen bildirgede, “ifl güvencesi ve çal›flmahakk› gibi kavramlar giderek ortadan kalk›yor. Kamuemekçilerinin grev ve toplu sözleflme haklar› yok say›l› -y o r ” ifadelerine yer verildi. Emekçilere yöneliksald›r›lar›n yan›s›ra, yükselen milliyetçili¤e, emperya-lizme karfl› mücadelenin de ele al›nd›¤› bildirgede baz›maddeler flu flekilde:

- Çal›flma hayat›n›n demokratiklefltirilmesi için ortakbir çal›flanlar yasas›n›n ç›kar›lmas› ve tüm emekçileringrevli-toplusözleflmeli sendikal haklar›n›n sa¤lanmas›do¤rultusunda mücadele etmektedir.

- Eflitlikçi ve özgürlükçü bir Türkiye'nin ilk koflulu-nun ülkemizin kapitalizme olan ekonomik, siyasal, kül-türel ba¤›ml›l›¤›n›n ortadan kald›r›lmas›ndan geçti¤ineinanarak, bu do¤rultuda emekçilerin birleflik mücadele-sini savunmaktad›r.

- Kürt sorununda bar›flç›l bir çözümün mümkün ol-du¤una dair inanc›nda ve yükselen bar›fl talebine güçverme do¤rultusunda 'Türkiye Bar›fl›n› Ar›yor Konfe-

rans›’n›n sonuçla-r›n›n gerçeklefl-mesi için mücade-leye devam et-mektedir.

- A n t i - e m p e r-yalist gelene¤inindevam› olarakTürkiye'nin d›flaba¤›ml›l›¤›na ne-den olan anlaflma-lar›n ve d›fl borç-lar›n reddedilmesiiçin mücadele etmektedir.

- ‹nsanca bir yaflam›n eflitlikçi, özgürlükçü, demok-ratik, ba¤›ms›z bir Türkiye'de mümkün oldu¤una dairinançla, anti-demokratik uygulamalara kaynakl›k edendarbe anayasas›n›n kald›r›lmas›, darbecilerin yarg›lan-mas› ve eme¤in de¤erlerini esas alan, çok kültürlülü¤üzenginlik sayan bir anayasa için mücadele etmektedir.

- Ülkemizin enerji ve çevre politikalar›n›n, emperya-lizme ba¤›ml›l›¤› ve bunun do¤al sonucu olan çevre tah-ribat›n› reddeden bir eksende yeniden oluflturulmas› içinçaba sarf etmekte(dir.),

- Hayat›n her alan›nda kad›nlar› ikinci plana atan ay-r›mc› pratiklere karfl› mücadele ederken, e¤itim alan›n-daki benzer uygulamalara karfl› durmakta ve kendi için-deki örgütsel iflleyiflte kad›nlar›n kat›l›m›n› art›rmak içinolumlu eylem politikalar›n› hayata geçirmektedir.

' P rogram Kurultay›' Sonuç Bildirgesi:

Kapitalizme Karfl› BirleflikMücadele Ça¤r›s›

emek

Sendikal hak aramayaiflten atarak cevap

Binden fazla iflçinin çal›flt›¤›Dandy Fabrikas›’nda iflten at›laniflçilerin say›s› 55’i buldu.

Haklar›n›n dibe vurmas›, maafl-lar›n›n asgari ücretin de alt›na düfl-mesi karfl›s›nda sendikal örgütlen-me çal›flmas›na bafllayan ve TekG›da-‹fl’e üye olan iflçiler, sendikalçal›flmaya bafllad›klar› 15 Aral›k2006 tarihinden itibaren parça par-ça olmak üzere toplam 55 iflçi ifl-ten at›lm›fl durumda.

Geride kalan iflçiler, sendikahaklar›n›n tan›nmas› ve arkadaflla-r›n›n ifle al›nmas› için eylemler bafl-latt›lar. Fabrika içinde alk›fll› pro-testolar, yemek boykotu, fabrikad›fl›nda yürüyüfller ve her gün var-diya de¤ifliminde aç›klamalar ya-parak patronlar› protesto eden ifl-çilerin eylemleri sürüyor.

Patronla yap›lan bir görüflme-den sonuç al›namazken, iflçiler di-renmekte kararl›lar.

Page 33: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

33

25 fiubat 2007 / 93

emek

‹ k t i-dar emek-

lilerin sendi-kal haklar›n› ta-n›mamakta dire-

nirken, Emekli-Sen Genel Merke-zi, tasfiyeci tutu-mu ile, emeklile-rin mücadelesine‘ i ç e r i d e n ’ d a r b e

vurdu. Sendikan›nen faal flubelerindenbiri olan Beyo¤lufiubesinin Baflkan›Hasan Kaflk›r ileKartal fiube Baflkan›Emir Babakufl, üye-likten bir y›l uzaklafl-t › r › l d › l a r. DisiplinKurulu uzaklaflt›rma

nedenini, Kaflk›r veBabakufl’un, “sendika

merkezini tan›mamalar›, üyeleri yö -neticilere karfl› k›flk›rtmalar›, kendibafllar›na hareket etmeleri” olarakaç›klarken, Evrensel’e konuflan Ge-nel Baflkan Veli Beysülen de benze-ri iddialar› yineledi.

Muhalefete Gözda¤›

Kaflk›r ve Babakufl bu cezalan-d›rman›n alt›nda yatan›n, sendikamerkezinin politikalar›na ve ald›kla-r› kararlara muhalefet etmeleri oldu-¤unu dile getirdiler. Son olarak 7Ekim’de yap›lan “Yeter art›k, b›çakkemi¤e dayand›” mitinginde yöneti-cilerle tart›flmalar›n›n ard›ndan di-sipline verildiklerini ve ceza ald›kla-r›n› söyleyen Hasan Kaflk›r, son bafl-kanlar kurulu toplant›s›nda Haziranay›nda yap›lacak kongrede aday ola-caklar›n› aç›klad›klar›n› belirterek,bunun ard›ndan verilen cezan›n mu-

halefete gözda¤› vermeyi amaçlad›-¤›n› dile getirdi.

Gerekçe ve Gerçek

Beysülen, Evrensel’e yapt›¤›aç›klamada, do¤al olarak “muhale-fete karfl› olmad›klar›n›” söylüyor.Ancak tam da asl›nda muhalefete ta-hammül edemeyen burjuva politika-c›lar›n› and›r›rcas›na, “ama yerindeve zaman›nda yap›lmal›” diyerekdevam ediyor. “Biz flube ve temsil-cilik açt›k, onlar üye yapmad›lar sa-dece muhalefet yapt›lar”! Beysü-len’in “zaman›nda” görmedi¤i mu-halefete iliflkin elefltirileri bu! Böy-lece de “sendikaya zarar vermifller”!

Sendikalardaki tasfiyelerde hepbu tür “mazeretler” duyars›n›z ve -istisnalar› d›fl›nda- aç›kça “muhale-fet etti susturduk” diyememenin ma-zeretleridir bunlar. Reformist sendi-kac›l›k, karfl›s›nda devrimci bir mu-halefet gördü¤ünde baflka da yol bil-mez zaten.

“YETK‹N MÜHEND‹SL‹⁄EHAYIR” KAMPANYASIK›sa süre önce, mimarlar, mühendisler ve flehir planc›lar›na yö-

nelik yay›na bafllayan ‘Art› ‹vme’ Dergisi, ilk say›s›nda da kapak-tan yer verdi¤i “Yetkin mühendisli¤e” karfl› kampanya bafllatt›.

18 fiubat günü ‹stanbul’da Semiramis Dü¤ün Salonu’nda düzen-ledi¤i geceyle start›n› verdi¤i kampanya kapsam›nda; ‹stanbul, Ankara, ‹z-mit, Adana, Antalya, ‹zmir, Gaziantep, Bursa, Samsun, Tekirda¤, Sakarya,Edirne, Eskiflehir ve Kayseri’de yetkin mühendisli¤e iliflkin paneller verile-cek ve çeflitli etkinliklerle sürerek Ekim ay›nda kurultayla son bulacak.

18 fiubat’ta düzenlenen ve 200 mühendisin kat›ld›¤› gece, ayn› zamandakampanyan›n da ilk etkinli¤iydi. Salon giriflinde ‘Yetkin Mühendisli¤e Ha-y›r-Art› ‹vme’ imzal› pankart yeral›rken, ‹vme Dergisi’ne ait stand da mü-hendis ve flehir planlamac›lar›n›n ilgisini çekti.

‹vme ad›na Mustafa Arol’un yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›nda kampanyan›niçeri¤i hakk›nda bilgi verilirken, “üniversitelerin e¤itim düzeydeki düflme-

nin, üniversite d›fl› bir belgelendirme sistemiolan yetkin ya da yetkili mühendisli¤in gerek-çesi olarak gösterilemeyece¤i, do¤ru olan›nüniversite e¤itiminin ihtiyaçlar temel al›narakyeniden düzenlenmesi oldu¤u” belirtildi.

Grup ‹vme ile devam eden yemekli gecedeson olarak sahneye ç›kan Grup Yorum türkü vemarfllar› ile kitleyi coflturdu. Üç saat süren ge-ce, hep birlikte söylenen Hakl›y›z Kazanaca-¤›z marfl› ile saat 23.00’de sona erdi.

Sa¤l›kç› g(ö)reve ç›k›yorHekimlerin AKP hükümetinin

sa¤l›k politikalar›na yönelik protes-tolar› sürüyor. TTB, 14 Mart T›pBayram› günü g(ö)reve ç›kma karar›ald›. ‹fl b›rakma ve ifl yavafllatmafleklinde yap›lacak eyleme iliflkin ba-s›n toplant›s› düzenleyen TTB 2’nciBaflkan› Prof. Dr. Sinan Ad›yaman,torba yasaya iliflkin Sa¤l›k Bakan›Recep Akda¤’a hekimlerin itirazlar›-n› ilettiklerini ancak yasan›n Mec-lis’te kabul edildi¤ini söyledi. Ad›ya-man, hükümetin sa¤l›¤› özellefltirmeçal›flmalar› ve torba yasaya itirazedeceklerini vurgulad›.

Öte yandan, 17-18 fiubat’ta top-lanan SES Merkez Temsilciler Kuru-lu, TTB ile eylemlerini ortaklaflt›rd›.SES Baflkan› Köksal Ayd›n’›n aç›k-lad›¤› eylem program›na göre; 1Mart’ta illerde sa¤l›k ocaklar›n›n ka-pat›lmas›na ve aile hekimli¤ine kar-fl› sa¤l›k ocaklar›na sahip ç›k›lacak.11 Mart’ta Ankara’da merkezi mi-ting. 14 Mart’ta, ‘Herkese eflit, üc-retsiz, nitelikli, baflka bir sa¤l›k siste-mi mümkün’ fliar›yla g(ö)rev!

Emekli-Sen’de tasfiye

Page 34: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

34

‹t dalafl›nda, iktidar savafl›nda atizi it izine kar›flt› yine, toz dumaniçinde kim kimi ›s›r›yor, tekmelernereden geliyor belli de¤il. Ya¤l›kemikte gözü olan bütün koltukdüflkünleri, kumpasla, hile ve desiseile, ya¤c›l›k ve riyakarl›k ile iktida-r›n sahibi olmak isteyen ve müm-kün oldu¤unca her iktidara yak›ndurmay› beceren Fethullahç›lar daelbette bu çat›flmada kendilerince“taraf” durumundalar. Çat›flman›nöte yan›nda ise malum “ulusalc›”kisvesi ile Genelkurmay saf›ndansavaflanlar yeral›yor.

‹flte Zaman’da bbu it dalafl›n›nür ünü bir haber: ‘Taner Ünal,DHKP-C’yi saflar›na ça¤›rd›’. Ha-berin iç sayfas›ndaki bafll›kta da se-kiz sütuna kocaman puntolarla“Ulusalc› baflkan, DHKP-C’yisaflar›na ça¤›rd›” diyor. Haberiniçinde ise geçen sadece flu cümle:“Bizim hareketimizin içinde yüre -¤inde vatan sevgisi olan, Türklükaflk› olan, Allah’›n›, kitab›n›, bayra -¤›n› seven herkes yeralabilir. Bu ki -fli DHKP-C’li de olabilir, CHP’li deolabilir, MHP’li de olabilir, baflkabir partili de olabilir.” (17 fiubat)

Vatansever Kuvvetler Güçbirli¤i

Hareketi ve benzeri kontrgerilla ör-gütlenmelerine yönelik kasetler, ha-berler ço¤ald› ya; Zaman da “bak›nterör örgütüne de ça¤r› yap›yorlar”diyerek akl›nca vurufl yapacak!

Hat›rlay›n, Cumhurbaflkan› Se-zer’e yönelik her vurufl yapmak is-tediklerinde de “Sezer’in affetti¤iteröristler diye” durmadan ayn› lis-teleri yay›nlar dururlar. Amerikanemperyalizmi ve oligarfli kirli vekârl› amaçlar› için nas›l terör dema-gojisini kullan›yorsa, islamc› kafada ayn› pervas›zl›k ve çirkefliktekullan›yor.

O kontra örgütlerle devrimcile-rin birlikte olmas› meselesine gelin-ce; tarihe bakmak dahi yeterlidir.Faflistlerle ve bugün çat›fl›yor gö-ründükleri devletin kontra güçleriile birlikte devrimcilere sald›ran,ba¤›ms›zl›k mücadelesini bo¤mayaçal›flanlar kimdi? Cuntan›n flefine“ c e n n e t l i k ” diyen bir pragmatistzihniyetin ç›karlar› için kolkola gi-remeyece¤i hiçbir güç yoktur.

Din, iman önemsiz; Irak’ta kat-leden, Filistin’i yokeden ‹srail’inarkas›nda duran Amerikan emper-yalizminin kuca¤›nda oturmak bafl-ka türlü nas›l aç›klanabilir.

Devletin gazetesi Hürriyet’ininternet sayfas›nda birbiri ard›s›-ra yap›lan anketlerden biri de,“Asker Irak’a girsin mi?” bafll›-¤› ile düzenlendi. Anketin yap›-l›fl flekli, amac› da ortaya koyu-

yordu. “Girsin, Girmesin, Diplomasiyle çö-zülsün” fleklinde üç fl›k sunuluyordu, ancak kat›l›mc›lar“ek yaz›lar” ile bir fl›kka yönlendiriliyordu: “Girsin!”

Çünkü oligarflinin, Do¤an Medya’n›n ç›karlar› bunugerektiriyordu. Askerin Kuzay Irak’a girmesinin zorun-lulu¤una ikna etmek için “terör” ve “ulusal ç›karlar” de-magojileri g›rla gidiyor. Ve Hürriyet bir kez daha gaze-tecilik ad› alt›nda savafl k›flk›rt›c›l›¤›n›n nas›l yap›laca-¤›n› kan›tl›yor herkese.

Örne¤in daha anketin sunuluflunda flöyle deniliyor:

“Kuzey Irak’taki PKK varl›¤› üzerine yapt›¤›m›z ha -berler inan›lmaz etki yaratt›. Özellikle Talabani ve Bar -zani’nin Türkiye’ye karfl› gösterdikleri ‘küstah’ tav›rla -ra yönelik haberlere karfl› sizlerden müthifl yorum vetepki geldi. Son olarak Türk güvenlik ve istihbarat bi -rimlerinin belirledi¤i PKK kamplar›n›n yerleri bütünç›plakl›¤›yla ortaya ç›kt›. Bunu da sizlere duyurduk...Bu sorunun cevab›n› vermeden önce, çok önemli birstratejik kurum taraf›ndan haz›rlanm›fl bu bilgi notunuokuyun ve sonra oyunuzu kullan›n.”

O bilgi notun u n i çeri¤i zaten bu giriflten belli. Hürri-yet’in sadece, “ad› anket olsun diye üç seçenek sunuyo-ruz ama siz ‘girsin’i iflaretleyeceksiniz” demedi¤i kalm›fl.

Buna ra¤men “girmesin” diyenlerin ço¤unlukta ç›k-mas›, kendi okurunu aptal yerine koyan Hürriyet’e vebütün savafl k›flk›rt›c›lar›na at›lm›fl bir tokat.

Fethullahç› Kafa‘Kuvvac›lar’›n A盤›n› Yakalad›!

Fethullahç› zeka!Yine 17 fiubat tarihli Zaman’danbir haber: “DTP’ye tepki gösterenesnaf kepenkleri açmad›.”Devamla haberin içeri¤ini okuyo-ruz: “Olaydan sonra, DTP ve ‘ke -penklerin kapat›lmas›n›’ isteyenkesimlere tepki gösteren esnaflar,emniyetin anonslar›na ra¤mendün kepenk açmad›.”Çarp›tman›n, yalan›n bu kadar› olurmu diyorsunuz ama oluyor. EkremDumanl› acaba okumuyor mu buhaberleri? Bu cahil saçmal›klar›n›okumuyor mu yoksa Fethullah poli-tikalar›n› hayata geçirmenin yoluyalandan, demagojiden geçti¤i içinbaflka çare yok mu?

Esnaf “kepenk kapat›n” diyenDTP’lilere tepki olsun diye, polisin“aç›n” demesine ra¤men açmam›fl!

Neresini düzelteceksiniz! Muhabirne yaps›n, kafas›na sokulan, önünekonulan klifle belli: “Halk örgütetepki gösterdi” denilecek! O daböyle bir haberi bu kal›ba sokabil-mek için saçmal›yor. Dikkat edin;kepenkleri kapatt›ran tam da oli-garflinin iste¤ine uygun olarak yasalbir parti! Ki bu tür haberler DTP’li-ler hakk›nda aç›lan davalara “delil”olarak sunuluyor. Kontra bas›n ara-c›l›¤›yla kendi delilini kendin yarat!

Yalan›n, çarp›tman›n, oligarfliye ya-lakala¤›n bu kadar›n› ancak Fethul-lahç›lar’›n becerebilece¤ini de buarada belirtelim.

Savafl k›flk›rt›c›l›¤›

25 fiubat 2007 / 93

Page 35: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

35

25 fiubat 2007 / 93

Bir gencimiz daha çetelerin sald›r›s› sonu-cu hayat›n› kaybetti.

Ba¤c›lar’da 16 fiubat günü saat 01.00 su-lar›nda evine giderken kimli¤i belirsiz dörtkiflinin sald›r›s›na u¤rayan U¤ur Korkulu ha-yat›n› kaybetti.

Yedi yerinden b›çaklanan ve kafas›nda fli-fle darbelerinden dolay› büyük bir oyuk olu-flan U¤ur’un ölümünün sabah saatlerindenitibaren duyulmas› ile birlikte, Haklar ve Öz-gürlükler Cephesi’nin ça¤r›s› ile yüzlerce ki-fli cemevi önünde topland›.

Akflam saatlerinde yap›lan yürüyüflte olay protesto edilirken, “ÇetelerHalka Hesap Verecek” pankart› aç›ld› ve s›k s›k “Mahallemizde Çete ‹stemi-yoruz, Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z” sloganlar› at›ld›. 1. Sokak’tan Yenima-halle’ye, ard›ndan Ahmet Kabakl› Caddesi’ne kadar süren yürüyüflün ard›n-dan yap›lan aç›klamada, çetelere ve yozlaflmaya karfl› daha ciddi bir müca-dele verilmesi gerekti¤ine dikkat çekilerek, “bu konuda mücadele edenlerinyan›nda sürekli olarak bulunmal›y›z” ça¤r›s› yap›ld›. Bugün U¤ur yar›n s›rabaflkalar›n›n çocuklar›na gelece¤ine vurgu yap›lan aç›klamada “Art›k U¤ur-lar›m›z’› kaybetmeyelim, çetelere izin vermeyelim” denildi.

18 fiubat günü ise Ba¤c›lar Cemevi’nde düzenlenen törenin ard›ndanU¤ur Korkulu Habipler Mezarl›¤›’nda topra¤a verildi.

Ba¤c›lar Cemevi’nden sloganlarla yürüyen yaklafl›k 1000 kifli, fiaflk›nCaddesi, Çiftlik Meydan›, Yeni Mahalle güzergah› boyunca hiç susmad›. Ye-ni Mahalle’de U¤ur’un evinin önünde yap›lan konuflmada da, amcas›,“U¤ur’un katillerinin cezas›z kalmamas›n›n tek yolu birlik olmakt›r. Ka -tillerden hesap sormal›y›z. Baflka U¤urlar ölmesin” dedi. Daha sonra me-zarl›¤a hareket eden kitle, U¤ur’u son yolculu¤una u¤urlad›.

fiakirpafla Temel Haklar, 17 fiu-bat günü Trafo önünde yapt›¤› aç›k-lama ile, ““ Yozlaflmaya Hay›r !Uyuflturucuya, H›rs›zl›¤a ve Çete-lere Karfl› Birleflelim” kampanyas›bafllatt›.

Aç›klamay› yapan Ali Taflk›ranuyuflturucunun h›rs›zl›¤›n, çetelerin,

y o z -l a fl m a-n › ny a y -g › n l › -¤ › n ad i k k a tç e k e -r e k ,s o no l a r a k

bir marketin uyuflturucu rant› nede-niyle taranmas› sonucu, al›flveriflyapmakta olan Gazi Öztürk isimlimahalle sakininin hayat›n› kaybetti-¤ini hat›rlatt›. Baflka Gaziler ölme-sin, halk›m›z zehirlenmesin, mahal-lemiz temiz olsun diyerek yola ç›k-t›klar›n› kaydeden Taflk›ran, tümmahalle halk›na bu mücadeleye ka-t›lmalar› ça¤r›s› yapt›.

Gazi Öztürk’ün abisi Aytaç Öz-türk de sözalarak hep beraber birfleyler yap›lmas› gerekti¤ini, uyufl-turucu satanlar› polisin de bildi¤inibuna ra¤men bir fley yapmad›¤›n›ifade etti. 50 kiflinin kat›ld›¤› eylem-de “Halk›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z”,“Çeteler Halka Hesap Verecek” slo-ganlar› at›ld› ve bildiriler da¤›t›ld›.

Ankara’da Dikmen Temel Hak-lar taraf›ndan 18 fiubat’ta fiamdanDü¤ün Salonu’nda düzenlenen aflu-re günü etkinli¤ine 500’ün üzerindeinsan kat›ld›. Kerbela ve ölüm oru-cu direnifli flehitlerinin yan› s›ra za-lime karfl› direnerek yaflam›n› yiti-renler için yap›lan sayg› duruflununard›ndan söz alan Dernek Baflkan›Mehmet Yaflar, Kerbela’n›n, zalimne kadar da güçlü olsa onun gücü-nün k›r›labilece¤ini gösteren bir di-renifl oldu¤unu, ‹mam Hüseyin’insözleriyle aktard›. Aflure da¤›t›m›yap›lan etkinlikte s›ras›yla; ‹dilcanMüzik Toplulu¤u, Halil Ya l ç › n e r,Dikmen Temel Haklar Semah Ekibive Vedat Ülger türkü ve flark›lar›n›direnenler için söylerken, bir de PirSultan adl› oyun sergilendi.

Ayn› gün Bursa Temel Haklar da50 kiflinin kat›ld›¤› bir etkinlikleKerbela flehitlerini and›

Sultanbeyli’deSa¤l›k Taramas›Sultanbeyli Pir Sultan A b d a l

Kültür Derne¤i, Sultanbeyli T › pMerkezi’nin katk›s›yla, 17 fiubat’taücretsiz sa¤l›k taramas› yapt›. Üçdoktor ile dört hemflirenin kat›ld›¤›sa¤l›k taramas›nda, göz ve difl kon-trolünün yan› s›ra kan grubu tespitive tansiyon ölçümü de yap›ld›. Saat15.00’e kadar süren taramada, 216kifliye kan grubu tespiti, 100 kifliyegöz, 200 kifliye difl kontrolü yap›ld›.

Ayr›ca, sa¤l›k taramas›na kat›lanherkesin Sultanbeyli T›p Merke-zi’nde indirimli tedavi olabilece¤ibelirtildi.

Aflure GünüEtkinlikleri

fiakirpafla: Çetelere karfl› birleflelim!

Page 36: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

36

25 fiubat 2007 / 93

Faflistler polis eflli¤inde sald›r›-yor, iktidar›n polisi eli sat›rl› sald›r-gan› de¤il direneni gözalt›na al›yor,yarg› onlar› tutukluyor, rektörlükleronlara soruflturma aç›yor ve bu kut-sal faflist ittifak her geçen gün sald›-r›lar›n› yo¤unlaflt›r›yor.

Olay 1- Kar MaskeliFaflistler Ö¤renci Av›nda

Konya’ya ba¤l› Beyflehir’de bu-lunan Meslek Yüksek Okulu ö¤ren-cisi Mahmut Yelli, bir ay içinde ikikez faflistlerin sald›r›s›na u¤rad›.

Daha önce kaç›r›larak tehdit edi-len Yelli, 15 fiubat günü akflam saat-lerinde arkadafl›n› otogardan almakiçin evinden ç›kt›¤› s›rada, bir araç-tan inen kar maskeli faflistler tara-f›ndan kaç›r›larak tehdit edildi. Sal-d›r› sonras› 5 gün ifl göremez raporualan Yelli yaflad›klar›n› flöyle anlat›-yor: “Benzin istasyonunu geçtiktensonra uzun farlar› yanan bir araçarkamda durdu. Arkama bakmayaf›rsat kalmadan sopa ve tekmelerlevurmaya bafllad›lar. Ald›¤›m darbe -ler üzerine bayg›nl›k geçirmiflim.”

Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na suçduyurusunda bulunan Yelli, bir ayönce de “reis” diye tan›nan MeslekYüksek Okulu ö¤rencisi A.K. veberaberindeki kar maskeli kiflilercezorla kaç›r›l›p silahla tehdit edildi-¤ini ve feci flekilde dövüldü¤ünüanlatt›. Kar maskesini ç›karan birkiflinin, kentte esnafl›k yapan G.U.oldu¤unu belirten Yelli, kar maske-

sini ç›karmayan bir baflkas›n›n kafa-s›na silah dayayarak, ‘Ak›ll› ol, Ev-rensel ve Cumhuriyet gazeteleriniokuma, seni öldürürüz’ dedi¤ini vekar maskesini kafas›na geçirerek as-keri alan›n arkas›nda bir yere b›rak-t›klar›n› anlatt›.

Olay 2- Faflist Sald›r›yaDirenme Suçu ‹fllediler

Mersin Üniversitesi'nde geçti¤i-miz y›l Aral›k ay›nda faflistlerin sa-t›rl›, sopal› sald›r›s›na direndikleriiçin yarg›lanan 13'ü tutuklu 37 ö¤-rencinin ilk duruflmas› 19 fiubat’tagörüldü. “2911 say›l› toplant› vegösteri kanununa muhalefet, kamumal›na zarar vermek ve polise mu-kavemet” suçlamalar› ile haklar›nda1 ila 3 y›l aras›nda hapis cezas› iste-nen ö¤rencilerin akflam saatlerinekadar süren duruflmalar› neticesinde3 ö¤renci tahliye edilirken, 10'nuntutukluluk hallerinin devam›na ka-rar verildi.

Duruflma sonunda, aralar›ndaÇukurova Üniversitesi'nden ö¤ren-cilerin de yerald›¤› 100 kiflilik grup,adliye binas›ndan ›sl›k ve z›lg›tlarlabelediye binas›na do¤ru yürüyerekfaflist sald›r›y› ve mahkemenin fa-flist teröre sahip ç›kmas›n› protestoetti. Polisin engelleme giriflimlerinekarfl›n belediye önüden ulaflan grupad›na aç›klama yapan Derya K›l›ç,tutuklu ö¤rencilerin serbest b›rak›l-mas›n› istedi.

Ö¤rencilerin da¤›ld›¤› s›radap r o v o k a-tör polis,“ a d l i y eö n ü n d ep o l i s l e r l et a r t › fl t › ”d i y e r e k( s u ç -m u fl ! )Ü.G. adl›ö ¤ r e n c i y i

gözalt›na almak isteyince yenidenarbede yafland›. Arkadafllar›na sahipç›kan baz› ö¤renciler de zorla aracabindirilerek gözalt›na al›nd›lar.

Olay 3- Yarg› GençlerimizeDüflmanl›k KustuYarg›n›n ö¤renci gençli¤e karfl›

k›l›çlar›n› çekti¤i bir baflka örnekde, Trakya Üniversitesi’nde 2004y›l›nda düzenlenen bahar flenli¤indeç›kan olaylar›n duruflmas›yd›.

Jandarma 2004 y›l›nda baharflenliklerinde ‘Öcalan posterlerivar’ bahanesi ile, NATO’yu protes-to eden ö¤rencilere azg›nca sald›r-m›fl, bir ö¤renci bu sald›r›da a¤›r fle-kilde yaralan›rken 120 kifli gözalt›-na al›nm›flt›. 89 kifli hakk›nda aç›landavada 20 ö¤renci 76 gün tutukluy a rg›lanmas›n›n ard›ndan serbestb›rak›lm›flt›. Geçen hafta sonuçla-nan davada, 56 ö¤renci beraat eder-ken 33 ö¤renci hakk›nda “kamumal›na zarar ve kamu görevlisinemukavemet” suçlamas› ile 3 y›l 9’ay hapis cezas› verildi. Ö¤rencilerolaylar›n ard›ndan da okul yönetimitaraf›ndan 1 aydan 1 y›la varan sü-relerle okuldan uzaklaflt›r›lm›fllard›.

Ya rg›n›n devrimci demokratikgençli¤e yönelik düflmanca tutumu-nun klasik bir örne¤idir bu cezalar.Tescilli iflkencecilerin “bir daha suçifllemeyeceklerine kanaat getirip”cezalar›nda olabilecek bütün indi-rimleri yapan yarg›n›n, gençlerimizsözkonusu olanca verilebilecek ce-zan›n en üst s›n›r›n› uygulamalar›ibretlik bir tablodur.

Olay 4- Isparta’da PolisTalimatl› SoruflturmaGüya bilim yuvas›n› yönetenle-

rin yani “bilim insanlar›n›n” iflken-cecilikten baflka hiçbir meziyetleribulunmayan polislerin talimatlar›ile kendi ö¤rencilerine soruflturmaaçmalar›, cezaland›rmalar› neredey-se art›k s›radan bir durum halinegeldi. Vahim olan; bilim ad›na, e¤i-tim ad›na büyük utanç olan bu türolaylar›n bilim ve e¤itim camias›n-da tart›fl›lm›yor olufludur. Bu yap›l-

Hatay’da Metin Kurt adlı gencinırkçı fa�istlerce katledilmesi An-kara ve �stanbul’da gençlik ör-gütleri tarafından protesto edil-di. 19 �ubat’ta Taksim TramvayDura�ı’nda bir araya gelen çe-�itli gençlik örgütleri, Kurt’unasıl katilinin ‘devlet’ oldu�unubelirterek, fa�izme kar�ı birliktemücadele ça�rısı yaptılar.

Polis-Yarg›-Faflistler-Rektörler

Bu ittifak gençli¤imize karfl›

Page 37: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

mad›kça da, YÖK’ten yönetici olmaonay›n› gençlik üzerinde en iyi bask›-y› kurma referans› ile alan okul yöne-timleri daha pervas›zca hareket edi-yorlar.

Isparta Gençlik Derne¤i üyesi Sel-da Bulut hakk›nda, okudu¤u Süley-man Demirel Üniversitesi Isparta Sa¤-l›k Yüksekokulu Müdürlü¤ü’nce “FTipi Cezaevleri uygulamalar›n› protes-to etmek ve açl›k grevine kat›lanlar›desteklemek amac›yla yap›lan gösteri-ye kat›lmak” suçlamas›yla soruflturmaaç›ld›. ‹fle bak›n ki, sözü edilen eylemb›rak›n okul s›n›rlar›n›, Isparta s›n›rla-r› içinde dahi de¤il, Antalya’da ger-çeklefliyor. 3 Ocak tarihinde K›fllahanMeydan›’nda TAYAD’l› Aileler tara-f›ndan düzenlenen meflru demokratikbir eylem; hakk›nda ne soruflturmaaç›lm›fl ne bir cezaland›rma sözkonu-su. Ancak Antalya’da “antenleri” bu-lunan okul yönetimi an›nda sorufltur-ma terörünü estirmeye bafll›yor. Kimveriyor bu talimat› malum; bu ülkedehalk›n hak ve özgürlükler mücadelesi-ni nas›l bast›r›r›z, gençli¤i nas›l sindi-ririz diye ç›rp›nan, bunun için hiçbirhukuk, yasa kural tan›mayan polis.

Üç y›ld›r ö¤renciler üzerinde antidemokratik uygulamalar›n› art›ran Sü-leyman Demirel Üniversitesi yöneti-mi, e¤itim ve bilimsel yay›n s›ralama-s›nda sonlarda yeral›rken aç›lan sorufl-turmalarda ilk s›ralarda bulunuyor. Po-lisin talimat› ile aç›lan soruflturmalar›nbirço¤unda oldu¤u gibi, Bulut’a aç›lansoruflturmada da, kendisinin hukuk-suzlu¤u bir yana birçok yalan yanl›flbulunuyor. Örne¤in TAYAD’l›lar›n aç-l›k grevini Antalya Temel Haklar ola-rak yazmas›, açl›k grevine kat›lmayanancak ziyarette bulunan Bulut’u açl›kgrevine kat›lm›fl gibi göstermesi bun-lardan baz›lar›.

Konuyla ilgli aç›klama yapan Sel-da Bulut, sa¤l›k bölümünde okuyanbir ö¤renci olarak insanlar›n tecrittetutulmas›na karfl› ç›kmas›n›n bir so-rumluluk oldu¤unu belirtirken, de-vamla flunlar› belirtiyor: “Tecrite kar -fl› mücadele edenleri desteklemek ge -rekir. Bu bizim aç›m›zdan mesleki birzorunluluktur. Tecrite karfl› bir sa¤l›k -ç› olarak mücadele etmeye devam ede -ce¤im.”

37

25 fiubat 2007 / 93

Yozlaflmaya Karfl› Mücadele EdenLiseli Gençlik’e Jandarma Sald›r›s›!

Öyle olaylar, haberler vard›r ki, bir konudasistemin bütün kafa yap›s›n›, politikas›n› ortayakoyar, baflkaca bir yoruma gerek b›rakmaz. ‹fltebu da böyle bir haber.

Sar›gazi Liseli Gençlik’in, yozlaflmaya karfl›protestosu jandarman›n sald›r›s›na u¤rad›. 20 fiu-bat günü Merkez Mahallesi Muhtarl›¤› önündetoplanarak ‘‘ U Y U fi T U R U C U YA K U M A R AF U H U fi A VE ÇETELEfiMEYE KARfiIONURUMUZA VE GELECE⁄‹M‹ZE SAH‹P ÇIKALIM-Sar›gaziLiseli Gençlik" pankart›yla Ticaret Meslek Lisesi önüne kadar yürüyenö¤rencilere veliler ve di¤er ö¤renciler de destek verdiler. Yürüyüfl esnas›n-da yozlaflmaya, çeteleflmeye karfl› sloganlar atan Liseli Gençlik, okulönünde bas›n aç›klamas›n› okumaya bafllad›¤› s›rada jandarma hiçbir uya-r› yapmadan sald›r›ya geçti.

Kültürünü, de¤erlerini savunan liseliler jandarma sald›r›s›na tafllarlakarfl›l›k verdiler. Bir jandarma ekip otosunun tahrip edildi¤i eylem sonra-s› Sar›gazi Liseli Gençlik halka, eylemlerinin amac›n› anlatan ve jandar-may› teflhir eden konuflmalar yapt›lar. Daha sonra pankart› lise önüne asangençler, "Yozlaflmaya Geçit Vermeyece¤iz, Çetelerden Hesap Sorduk So-raca¤›z, Kurtulufl Kavgada Zafer Cephede" sloganlar›yla eylemlerine sonverdiler.

Jandarman›n, yozlaflmaya karfl› mücadele eden gençlere yönelik ta-hammülsüzlü¤ü bitmemiflti. Çünkü onlar, çeteleflmifl, düflünmeyen, örgüt-lenmeyen bir gençlik istiyorlard›. Eylem sonras› jandarma kafelerde yap-t›¤› aramalar›nda Sar›gazi Liseli Gençlik’ten 1 kifliyi gözalt›na ald›.

Liseli Gençlik bir hafta önce de Sar›gazi Ticaret Meslek Lisesi önündeuyuflturucu kullanan ve satan serserileri döverek cezaland›rm›flt›.

Gazi Liseli Gençlik de 21 fiubat’ta fiair Abay Kunanbay Lisesi’nde'Uyuflturucuya, Çeteleflmeye, Yozlaflmaya ‹zin Vermeyece¤iz' pankart› as-t›. Saatlarce as›l› kalan pankart liseliler taraf›ndan ilgiyle karfl›land›.

L‹SELERDE fi‹DDETE SON!16 fiubat’ta Ankara Atatürk Lisesi’nde okul müdürü bayrak töreni s›ra-

s›nda bir ö¤renciyi “gömle¤i d›flar›da” diye bütün ö¤rencilerin ortas›ndadövdü. Di¤er ö¤rencilerin yuhalayarak protesto etmeleri üzerine müdürbir k›z ö¤renciyi de küpelerinden tutarak sürükledi.

Olaya iliflkin bir aç›klama yapan Ankara Gençlik Derne¤i Lise Komis-yonu, “bu olay liselerde yaflanan fliddetin ilk örne¤i de¤ildir” dedi. Böylebir e¤itimcilik anlay›fl›n›n olamayaca¤› belirtilerek as›l sorunun e¤itimsistemi olmas›na dikkat çekildi. Lise Komisyonu flunlar› kaydetti: “Okulönlerinde sat›lan uyuflturucularla madde ba¤›ml›s› haline getirilen, sabah-tan akflama kadar internet bafl›nda oyun oynamaya mahkûm edilen, okul-da kameralarla izlenerek her davran›fl› kaydedilen, medyan›n yaratt›¤›kahramanlara özenip ayn› fleyleri giyen ve yürüyüflüne kadar her hareketibirbirine benzeyen tipler yaratan, bu düzenin e¤itim politikas›d›r. Çünküe¤itmekten anlad›¤› denileni yapan robotlaflm›fl, insan› insan yapan bütünözelliklerden soyundurulmufl tek tip bireyler yaratmakt›r. Bunun için söy-leneni yapmad›¤› an dayak atmak da meflrudur onlar›n gözünde.”

gençlik

Page 38: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

38

25 fiubat 2007 / 93

301. madde üzerine tart›flmalarsürerken, savc›lar›n bu tart›flman›nbitmesini beklemeye de tahammülüyok anlafl›lan ki, durmaks›z›n yeni da-valar aç›l›yor. Son olarak geçen haftad e rgimizde de okumufl olaca¤›n›z gi-bi, Trabzon’daki TAYAD’l›lara 301.maddeden dava aç›ld›. Linç güruhu-nun yar›m b›rakt›¤›n› tamamlamak is-tercesine... TAYA D ' l › l a r, her nas›l ol-muflsa, "Adliye önünde linç olay›n›p rotesto ederken” ifllemifller bu suçu.

"Medya Özgürlü¤ü ve Ba¤›ms›zGazetecilik ‹zleme ve Haber A¤›" ta-raf›ndan haz›rlanan bir raporda,TCK'n›n 301 veya 159. maddelerin-den 2005 y›l›nda 229 kifli y a rg › l a n › r-ken, bu say›n›n 2006 y›l›nda 77 2 ' y eç›kt›¤› ortaya konuyor.

Demek ki, “demokratikleflme”yle,insanlar› sindirmek için aç›lan davalararas›nda ters bir orant› var. Demokra-tiklefltikçe, bask›lar, yasaklar, cezalara r t › y o r... Ülkemizin 50 y›ll›k “demok-ratikleflme” maceras›nda hep böyle ol-mufltur zaten.

Katledilen Hrant Dink hakk›nda,19 Ocak'ta katledilmeden önce Reu-ters Ajans›'na "Ermeni Soyk›r›m›'n›kabul etti¤ini aç›klad›¤›" ve " 3 0 1 ' eKarfl› 1 ‹mza" bafll›kl› bir habere yerverdi¤i gerekçesiyle de 3301. madde-den yeni bir dava daha aç›lm›flt›.

Dink öldürüldü ama dava bitmedi,Gazetenin sahibi Sarkis Seropyan vesorumlu müdürü Arat Dink de bu söz-lerden dolay› yarg › l a n a c a k l a r. 301’in

pençesinden kurtulmak öyle kolayde¤il yani.

Yukar›da sözünü etti¤imiz rapor-da, halen 301. maddeden yarg › l a n a n-lar flunlar:

- Doz Yay›nevi Sorumlusu Ali R›-za Vural, 'Barzani ve Kürt Ulusal Öz-gürlük Hareketi' adl› kitab› yay›nlad›-¤› için...

- Yazar Osman Tiftikçi ve yay›nc›S›rr› Öztürk. Osmanl›'dan GünümüzeOrdunun Evrimi adl› kitap nedeniyle.

- Diyarbak›r KÜRT-DER Sö z c ü s ü‹brahim Güçlü ile onunla röportaj ya-pan Tempo De rgisi muhabiri EnisMazhar Tayman ve Sorumlu Yaz› ‹fl-leri Müdürü Neval Barlas.

- "‹ncirlik'ten Dolmabahçe'ye yü-rüyoruz, ABD defol, bu memleket bi-zim" ad› alt›nda yürüyüfle kat›lan Mu-rat Papuç.

- Kanal Türk'te yay›nlanan prog-ramda “Türk askerini afla¤›lad›¤›” ge-rekçesiyle Tuncay Özkan ve CüneytA r c a y ü r e k .

- Ülkede Özgür Gündem'de 'Bas›nyolu ile devletin askeri teflkilat›n› afla-¤›lad›¤›' ileri sürülen gazeteci SinanK a r a .

- ‹smail Beflikçi'nin Esmer Derg i-si'nde yer alan "Konuflmad›k, Bast›r-d›k" bafll›kl› yaz›lar›ndan dolay› derg i-nin yöneticisi Ferzende Kaya ile gaze-teci Mehmet Ali ‹zmir.

- "Ordu ne ifle yarar" yaz›s› nede-niyle Erol Özkoray.

- "301 numara" adl› makalesindendolay› eski Gündem Gazetesi GenelYay›n yönetmeni ‹rfan Uçar.

- Son olarak da bu listeye Tr a b z o nTAYAD’l›lar eklendi.

Listeye bak›ld›¤›nda aç›kça görü-lüyor ki, 301. madde, farkl› düflünenherkesi, tüm muhalif güçleri sindir-menin bir arac›d›r.

Bu anlamda, sözkonusu maddeninkelimeleriyle oynayanlar, faflist bask›yasalar›n›n meflrulaflt›r›lmas› suçunui fl l e m e k t e d i r l e r.

Demokratl›¤a yarafl›r tek tav›r, bumaddenin tümden kald›r›lmas›n› iste-m e k t i r.

Ayd›nlardan 301. Maddenin

Kald›r›lmas› ‹çin Ça¤r›:

Devrimci, demokrat ayd›nlar,301. madde üzerinde hükümet güdü-mündeki çeflitli sendika ve dernekle-rin sürdürdü¤ü manevray› bozacakbir ç›k›fl yaparak, 301. ma d d e n i ntümden kald›r›lmas›n› talep ettiler.

Aralar›nda Vedat Türkali, SennurSezer, Celal Bafllang›ç, Av. TaylanTanay, Ak›n Birdal, Bilgesu Erenus,Grup Yorum üyeleri gibi çok say›daayd›n, sanatç› ve hukukçunun bulun-du¤u ayd›nlar, 20 fiubat’ta TaksimHill Otel’de yapt›klar› bas›n toplant›-s›yla taleplerini ve gerekçeleriniaç›klad›lar.

Aç›klamada, A K P h ü k ü m e t i n i nsorumluluktan kaçt›¤›, bunun içinmanevralar yapt›¤› belirtilerek, günükurtarmaya çal›flmak yerine, sorunakal›c› çözüm aranmas› gerekti¤i vur-guland›.

Linç güruhunun TCK’daki izdüflümü:301. Madde

fi›rnak'›n Silopi ‹lçesi’nde 21 Ka-s›m 2005'te Emniyet Müdürlü¤ü'nebomba at›lm›flt›. Kontrgerillan›n or-tam› buland›rmak için gerçeklefltir-di¤i bu bombalamay›, aralar›nda kk o-rucu ve itir afç›la r›n bulundu¤u 7kiflinin gerçeklefltirdi¤i tespit edil-m i fl t i .

Silopi Cumhuri-yet Baflsavc›s› haz›r-lad›¤› iddianamedebu 7 kifliyi, “çete”olarak niteledi. AmaDiyarbak›r Cumhu-

riyet Baflsavc›s›’na göre, onlar 'çete’de¤il!

Diyarbak›r Cumhuriyet Savc›s›haz›rlad›¤› mütalaada, iddianamedebelirtildi¤i gibi bir 'çete' oluflumu-nun sözkonusu olmad›¤›n› öne süre-rek, san›klardan 6's›n›n beraat›n› is-

tedi.

Ne de olsa davan›n san›klar›“devletin adamlar›”yd›lar. Devletinhakimi, savc›s›, onlara ceza verecekde¤ildi ya. Bombalamay› 7 kiflidenbiri üstlenirdi, böylelikle ortada ör-güt de, çete de kalmazd› ve alt›s› bir-den d›flar› sal›verilirdi.

Öyle ya, hepsine ceza verilirse,kontra faaliyetler için her zamanadam bulmak mümkün olmazd› son-ra...

Hukukun Çifte Standard›:Sald›ranlar “devlet eleman›” olunca çete yok,

örgüt yok!

Page 39: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

39

25 fiubat 2007 / 93

Dan›fltay'a ve Cumhuriyet Gazetesi’ne düzenlenensald›r›larla ilgili Ankara 11. A¤›r Ceza Mahkemesi'ndegörülen davada, san›klardan Süleyman Esen'in avukat›Mehmet Ener, Cumhuriyet Gazetesi’ne at›lan bombala-r›n “nereden ve nas›l temin edildi¤inin araflt›r›lmas›”talebinde bulundu.

Ancak mahkeme, bu talebi reddederek dosyan›nmütalaa haz›rlanmas› için savc›l›¤a gönderilmesini ka-rarlaflt›rd›.

Mahkeme Baflkan› Orhan Karadeniz’in talebin ne-den reddedildi¤ine iliflkin bir aç›klamas› yoktu; amadava dosyas›ndaki kimi bilgiler, talebin neden reddedil-di¤i hakk›nda az çok bir fikir veriyor.

Dosyadaki belgelere göre, Cumhuriyet Gazetesi’ne5 May›s, 11 May›s ve 12 May›s 2006'da at›lan üç ayr›el bombas›n›n parçalar› üzerinde yap›lan incelemeleregöre, bombalar MKE yap›m›d›r.

Ama dosyada daha önemli olan bilgi flu: Sözkonusubombalarla ilgili MKE Genel Müdürlü¤ü taraf›ndangönderilen resmi belgelerde, her üç bomban›n da KKaraKuvvetleri Komutanl›¤›'na verildi¤i belirtilmektedir.

MKE’nin, 17 May›s 2006 tarihinde Emniyet GenelMüdürlü¤ü'ne yazd›¤› B042MKE760003/2339 say›l›,"El bombas› tapalar›" konulu yaz›, bunu belgeliyor.

Peki, bu bombalar KKara Kuvvetleri Komutanl›-¤›'ndan nas›l ç›km›fl ve hangi eller arac›l›¤›yla Cum-huriyet’i bombalayanlar›n eline geçmifltir?

‹flte bu sorunun cevab› yoktur dava dosyas›nda vemahkeme, verdi¤i kararla, bu sorunun cevab›n›n bulu-nulmas›n› da engellemifl olmaktad›r.

Yani, bir eylem daha “karanl›kta” b›rak›lm›fl olacak.

Mahkeme “gitti¤i yere kadar gitsin” diyemiyor.Çünkü gitti¤i veya gidebilece¤i yerler, belli ki netame-li...

“Derin devlet” mi dediniz?

Yok can›m, olaylar›n ““üstünü örten devlet” var.

OligarflininHukuku’ndanManzaralar

› Agos Gazetesi Genel Yay›n Yö-netmeni Hrant Dink'in katledilmesiniprotesto etmek için yürüyüfl düzenleyenTrakya Üniversitesi'nden 35 ö¤rencihakk›nda, Edirne Cumhuriyet Savc›l›¤›taraf›ndan soruflturma bafllat›ld›.

*

› DTP K›z›ltepe ‹lçe Baflkan› hak-k›nda, Öcalan'›n Türkiye'ye getirilmesi-ni protesto etmek amac›yla düzenledi¤ibas›n aç›klamas›nda yapt›¤› konuflmanedeniyle 'örgüt propagandas› yap-mak'tan soruflturma aç›ld›.

*

› ‘Ben Kürdüm’ sözüne 1 y›l 8 ay

cezaBir televizyon program›nda “ B e n

K ü rdüm. PKK bir neden de¤il sonuçtur”dedi¤i için hakk›nda ‘örgüt propaganda-s › ’ davas› aç›lan ‹letiflim Fakültesi ö¤ren-cisi Mehmet Emin Demir’e 1 y›l 8 ay ha-pis cezas› verildi.

Av u k a t l a r, gerek CezaMuhakemeleri Kanunu(CMK) yönetmeli¤ini, gerek-se de yeni Avukatl›k Yasa Ta-sar›s›’n› protesto için eylem-ler yap›yorlar.

Avukatlar taraf›ndan yap›-lan aç›klamalarda, bu düzen-lemelerle “avukatlar› uluslararas› tekellere yem etmek, avukatlar ara -s›nda kast yaratmak, zorunlu olarak ba¤›ml› çal›flan avukatlar›n seç -me seçilme haklar›n› ellerinden almak gayreti içine girildi¤i”, “Ba-rolar›n devre d›fl›nda b›rak›larak, savunman›n bask› alt›na al›narak et-kin müdafili¤in yokedildi¤i” belirtiliyor.

ÇHD ‹stanbul fiubesi üyeleri, 15 fiubat’ta Sultanahmet Adliyesiönünde biraraya gelerek TBB'nin önerdi¤i AAvukatl›k Yasa Tasar›-s›'na tepki gösterdi.

ÇHD ad›na aç›klamay› okuyan Av. Fatmagül Yolcu “mesleklerineyönelik sald›r›lara karfl› mücadele edeceklerini” söyledi.

ÇHD ‹zmir fiubesi avukatlar› da Bayrakl› Adliyesi önünde yapt›k-lar› eylemle, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) yönetmeli¤ini pro-testo etmek için temsili olarak, cübbelerini Adalet Bakanl›¤›'na gön-derdiler. Avukatlar ad›na konuflan Av. Özkan Yücel "Barolar Birli¤i'nisözkonusu tasla¤› geri çekmeye ça¤›r›yoruz. Taslak geri çekilinceyekadar eylemler tüm ülke çap›nda sürdürülecektir" dedi.

7

Bir Garip Hukuk Karar›:Bombalar›n kayna¤›n› aramayagerek yok!

Page 40: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

40

Halk›n Kurtuluflu Partisi’nin ya-y›n organ› ‘Halk›n Kurtulufl Yolu’Dergisi’nin 8 fiubat tarihli 24. say›-s›nda ““Bu cinayetlerin sebebiniyaratan ABD ve AB emperyalist-leridir!” bafll›kl› bir yaz› yerald›.

Yaz›da Hrant Dink’in neden kat-ledildi¤i ele al›n›yor ve HKP’ninErmeni Soyk›r›m› konusundaki ‘dü-flüncelerine’ yer verilirken, Dink’incenazesi de de¤erlendiriliyor.

Ermeni meselesine iliflkin görüfl-lerini uzunca elefltirmeyi gereksizbuluyoruz. Çünkü Ermeni Soyk›r›-m›na iliflkin söylediklerinin neredey-se tamam› egemen güçlerin düflünce-l e r i d i r. Bunu “sol” bir dil kullanarakifade etmek, bu gerçe¤i de¤ifltirme-m e k t e d i r. Elbette Hrant Dink’in dü-flüncelerini elefltirebilir HKY, cina-yetin nedenine iliflkin istedi¤i komp-lolar› da üretebilir, dünyay› bir sat-ranç tahtas› olarak tasarlay›p,ABD’nin piyonlar›, kaleleri, oynat-t›kça ‘flah-mat’ yapt›¤›n› ve bütünpolitik kesimlerin de bu oyunun ku-rallar›na uydu¤unu varsayabilir. Yo-lundan yürüdü¤ü Perinçek gibi bir‘süper NATO ’ kliflesi de uydurabilirmesela! Hiçbir sak›ncas› yok!

Ancak HKY bununla kalm›yor.

Bu faflist, flovenist devlet cinaye-ti karfl›s›nda tav›r gösterenlerin tü-münü ““Sevrci güçler” olarak niteli-yor, egemen s›n›flar›n diliyle “vatanhaini” diyor. Cinayete tepki göste-ren eylemlere kat›lanlar olarak,“ Ö D P, ‹. Kaypakkayac› Gruplar,ESP, EMEP, HÖC, SDP, DTP vebunlarla birlikte hareket eden bir -kaç küçük grup yerald›. Tabiî yerliyabanc› Parababalar›n›n her kesi -minden temsilcileri ve taraftarlar›da” sayan HKP, flunlar› söylüyor:

“Bu cephe Sevrci Karfl›devrimCephesi'ydi ya da EmperyalizmCephesi'ydi. Burada bulunan "sol,

sosyalist, devrimci, Maocu" ve da -ha bilmem neci gruplar da asl›ndatafl›d›klar› adlar›n tam tersini temsiletmektedirler pratikleriyle. Bunla -r›n yaln›zca adlar› soldur, sosyalist -tir, devrimcidir. Kendileri de¤il. Oyüzden biz bunlara, gerçek siyasikimliklerine en uygun düflen bir ad -la hitap ediyoruz: "Sevrci SahteSol" diyoruz bunlara...

....Çok aç›k biçimde görüldü¤ügibi "bu cenaze törenine kat›lan onbinlerce kifli", "ABD yönetimi" için"umut kayna¤›"d›r. Böyle "ilan"ediyor ABD, bu törenin kat›l›mc›la -r›n›... Gördünüz mü bizim hakl›l›¤› -m›z›? ABD'nin "umut kayna¤› ilanetti"¤i insanlar hiç sol ya da dev -rimci olabilirler mi?..”

*

Bir toplumsal olay›, gösteriyi,cenazeyi her güç kendi ç›karlar›do¤rultusunda elbette kullanmak is-teyecektir. Devlet de Dink’in cena-zesini kendi ç›karlar› için kullan-mak istemifltir, slogans›z yürüyüflbu duruma zemin haz›rlam›flt›r. Ke-za ABD ve AB de kendi hesab›n›yapacakt›r. Ama bu güçlerin cena-zeye iliflkin de¤erlendirmeleri, ora-ya kat›lanlar› ABD’nin ‘umudu’yapmaz. Böyle olsayd›, Susurluksonras› düzenlenen protestolara ka-t›lan bütün sol, Genelkurmay’›n“maflas›” olurdu. O gösteriler Ge-nelkurmay’›n kendini aklama ve fa-flist düzeni yeniden tahkim etmektekullan›ld›. Mesele güç meselesidir.Sen do¤ru politika belirliyor, müda-hale edebiliyorsan, egemen güçlerinkullanmas› zorlafl›r.

Toplumsal olaylar› uzaktan sey-rederek, aman ben steril kalay›m di-yerek devrimci politika yap›lamaz.

*

Ancak HKP’nin sorunu bunlarde¤il. Karfl›m›zda kafa yap›s›yla,

diliyle ve solayönelik yakla-fl›mlar› ile “ye-ni bir Ay d › n-l›kç› grup” var.

Sosyal flo-venizmle ad›matt›¤› bu yol-

daki yürüyüflünü burjuva milliyetçi-li¤ine evrilerek sürdürmesi kimseiçin flafl›rt›c› olmas›n.

Belirtti¤imiz gibi Ermeni mese-lesine iliflkin çal›nt› düflünceleri tar-t›flmaya de¤mez. fiovenizmin tezle-rini as›l sahipleri üzerinden eleflti-ren yaz›lar›m›z yeterli bir cevapt›r.

Bu paralelde Sevrci sahte solfleklindeki düflünceler de Ayd›nl›k-tan çal›nm›fl olup oligarfliye yaran-mak için yap›lan tespitlerdir.

Bu tür gruplar›n oligarflinin pro-poganda gruplar› olarak hareket et-tikleri aç›kt›r. Sahte olan, devrimciolmayan; bu tür de¤erlendirmeleryapan Ayd›nl›k ve HKP gibi grup-lard›r.

“Sol” ad›na burjuva milliyetçili-¤e, sola düflmanl›¤a, flovenizme izinverilemez. Geçmiflte karfl›-devrimciAyd›nl›k çizgisinin niteli¤ini gör-mek istemeyen, yanl›fl tahlil eden,pragmatist davrananlar oldu, bu sa-yede bir süre sol içinde bar›nabildi.Bu da bir tecrübeydi belki kimi solgruplar için, bugün bu tecrübe yine-l e n m e y e c e k t i r. Ayd›nl›k’›n bugüngelip dayand›¤› yer bellidir; kat-liamc› ‘paflalar’›n koltu¤unun alt›!Bugün Ayd›nl›k çizgisinin halk nez-dindeki görünümü, faflist düzeninflovenist politikalar›n›n savunuculu-¤unu yapman›n ötesinde de¤ildir.Ve sol içinde tümüyle lanetlenmifl,devrimci saflardan tecrit edilmifltir.

HKP de bu anlay›fltan vazgeç-mezse; Ayd›nl›k’›n geldi¤i lanetlison onu da beklemektedir. “Ulusal-c›, milliyetçi” yükseliflten nemalan-mak, kendini ispatlamak, meflrulafl-t›rmak istiyorsa yan›l›yor; asl› var-ken suretine kimse dönüp bakmaz,ama sola yönelik kullanmaktan dageri durmaz oligarfli. Bu konuda daAyd›nl›k “ibretlik” olarak oradadurmaktad›r.

Yeni birAyd›nl›k!

25 fiubat 2007 / 93

Page 41: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

41

25 fiubat 2007 / 93

Kariyer S›nav›Kald›r›ls›n

E¤itim-Sen Adana fiu-besi üyeleri, ö¤retmenleraras›nda eflitsizlik olufltu-ran Kariyer S›nav› uygula-mas›n› 17 fiubat günü pro-testo ettiler.

Sendika önünden Mer-kez PTT önüne kadar, "Fa-flist Gerici E¤itime Son Pa-ras›z Sa¤l›k, Paras›z E¤i-tim" sloganlar›yla yürüyene¤itimciler ad›na buradaaç›klama yapan fiube Bafl-kan› Güven Bo¤a, bu uygu-laman›n örgütlenme kültürüile ba¤daflmad›¤›n›, ö¤ret-menler aras›ndaki dayan›fl-may› ortadan kald›ran, re-kabeti art›rarak aralar›ndakigüven iliflkisini zedeleyecekbir uygulama oldu¤unusöyledi. Emekçiler dahasonra Baflbakanl›k'a faksçektiler.

Adana'da Doktor Ekrem Tok Ruhve Sinir Hastal›klar› Hastanesi'nde,tedavi gören hastalara personel tara-f›ndan uygulanan fliddet ve kimisi‘uyuflturucu tedavisi’ için orada bu-lunan hastalara uyuflturucu sat›ld›¤›ortaya ç›kt›.

Olay burjuva bas›nda da genifl fle-kilde yerald›. Ancak üzerinden atla-d›klar› ya da çarp›tt›klar› bir gerçekvard› ki, mesele üç befl hasta bak›c›meselesi de¤ildir. Malatya’daki ço-cuk yuvas›nda da sorun bak›c›larüzerine havale edilerek küllenmiflti.

En basitinden kim e¤itiyor bunla-r›? Kim neden denetlemiyor? Nas›lbir çürümüfllük ki, hastalara dahi ifl-kence yap›labiliyor.

Sa¤l›k Bakanl›¤› soruflturma bafl-latt›klar›n› duyurdu. Yeni haberi ol-mufl, gazeteler yaz›p TV’ler göste-rince ö¤renmifller!

Yalan! B›rak›n denetimin kendi

görevleri olmas›n›, bas›ndan önceonlar›n bilmesi ve sorunu çözmesi-nin gereklili¤ini, Avrupa ‹flkenceyiÖnleme Komitesi CPT, tam iki y›lönce burada iflkence olaylar›n›n ya-fland›¤›n› ve önlenmesi gerekti¤inirapor haline getirerek bu hükümetinve bakanl›¤›n önüne koymufl!

Sonuç, ortada!

Burada oligarflinin bürokratikmekanizmas›n›n partilerle s›n›rl› ol-mayan bir çal›flma tarz› da ortaya ç›-k›yor. Özellikle bu tür sa¤l›k, sosyalkurumlarda hiçbir sorun teflhir olma-d›kça, bas›n›n gündemine gelmedik-çe bürokratlar›n, bakanlar›n da gün-demine gelmez. Çünkü sistem insanüzerine kurgulanmad›¤› için, bürok-rat›n›n zihniyeti de buna göre flekil-lenir.

Adana’ya soruflturma aç›l›r, yar›nbir baflka yer ç›kar ve sistem sorgu-lanmad›kça bu k›s›rdöngü de¤iflmez.

Hastanede iflkence!Düzen her yan›ndan dökülüyor

Kumarhaneler Yasak;

Ama memleketkumarhaneler cenneti

Geçen hafta, Etiler'deki Dalmaz Center adl› kumar-hane iflletilen bir yer 6. kez bas›ld›. Bak›n, bas›l›yor, ar-d›ndan ayn› yerde, ayn› kumar araçlar›yla yine kumar-hane iflletilmeye devam ediliyor.

Nas›l oluyor bu?

Kim göz yumuyor, kimin ifline geliyor böyle olmas›?

Kumarhaneler yasal iken, belki iki elin parmaklar›-n›n say›s›n› geçmiyordu kumarhaneler... Çünkü yasalkumarhane açman›n pek çok koflulu vard›... Sonra ku-marhaneler yasakland›, ama sanki yasak “özgürlefltir-me” anlam›na geliyormufl gibi, Türkiye, özellikle de ‹s-tanbul bir kumarhaneler cennetine dönüflmüfl durumda.Gazetelerin yazd›¤›na göre, bodrum katlarda oynanankumar, geçen süre içerisinde villalara, rezidanslara, yat-lara tafl›nm›fl.

Bunu rakamlar söylüyor.

‹stanbul polisinin bask›nlar›nda, bine (rakamla

1000’e) yak›n kumarhane ortaya ç›kar›lm›fl. Düflünün,rulet masalar›n›n, blackjack masalar›n›n, kollu kumaraletlerinin dizi dizi dizildi¤i bir yerden sözediliyor; bucebinizde, evinizde gizleyebilece¤iniz bir fley de¤il mu-hakkak ki. Ama her ne hikmetse, ‹stanbul polisindengizlenebiliyor kumarhaneler...

Sözü edilen 1000 kumarhane bask›n›nda, 40 ruletmasas›, 25 blackjack masas› ele geçirilmifl, 3 bin 800 ki-fli de yakaland›. Yani öyle dar gruba hizmet veren birkumar sektöründen de¤il, binlerce müflterisi olan birsektörden sözediliyor burada. Ancak bu binlerce kifli, ifl-letmeciler dahil, her seferinde serbest b›rak›l›yor. Üste-lik, polis el koydu¤u kumar araçlar›n› da iade ediyor,çünkü yasalar öyleymifl güya...

Bu kadar bask›na, bu kadar izinsiz, yasad›fl› kumar-hane a盤a ç›kar›lm›fl olmas›na karfl›n, bbugüne kadarbundan dolay›, bir gün bile hapis yatan olmad›.

Halk muhalefetini bast›rmak için her türlü yasay›,ezay›, cezay› yapanlar, kumarhaneciler, kerhanecileriçin yasalar ç›karmay› unutmufl olmal›lar. Ya da onlariçin ç›kard›klar› yasalar, alabildi¤ine yumuflak...

Polis derseniz, zaten onun da ifli gücü halk›, muhalifgüçleri izlemek, gözlemek, Böyle bir ülke kumarhanecenneti olmas›n da ne olsun.

Page 42: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

42

25 fiubat 2007 / 93

Belçika’daki DHKC Davas›’ndahukuksuzluklar›n Belçika hükümetiiçin bir skandala dönüflerek tart›fl›l-mas› gündemdeki yerini korurken,Cephe tutsaklar› ile dayan›flma ey-lemleri de devam ediyor.

13 fiubat günü, Brüksel’de bulu-nan ‹nsan Haklar› Birli¤i’nde(LDH) biraraya gelen CLEA Sözcü-sü Daniel Flinker, LDH SözcüsüManu Lambert, temsilcileri, Yeflil-ler Partisi Senatörü Josy Dubie vetutsak yak›n› Deniz Demirkap›,Belçika hükümetini elefltirdiler.

Dubie: Suçluyorum!

Bahar Kimyongür’ün Hollan-da’da tutuklanmas›ndan bu yana ge-liflmeleri izleyen Senatör Dubie, ko-nuyla ilgili yeni aç›klamalarda bu-lundu. Kimyongür’ün Nisan2006’da Türkiye’ye iadesi için Hol-landa’da tutukland›¤›n› ve ard›ndanHollanda mahkemesinin yeterli ne-den görmemesinden kaynakl› ser-best b›rak›ld›¤›n› hat›rlatan Dubie,“Kimyongür’ün tutuklan›fl›n›n Bel -çika taraf›ndan organize edildi¤inidile getirmifltim ve elimde bunu ka -n›tlayan gizli bir toplant› raporu -nun oldu¤unu söylemifltim. Bununüzerine Adalet Bakan› Onkelinx ba -na ‘saçmalamay›n’ demiflti. Bas›n›nolay›n üzerine gitmesinin ard›ndanise, ‘o rapor bir karalama’ aç›kla -mas›nda bulunmufltu. Devam›nda

ise Belçika Senatosu ‹stihbarat Ser -visi ‹zleme Komitesi (Comite R) biraraflt›rma yaparak Senato’ya birrapor sundu” diye konufltu.

Bu raporun 2 haftad›r senatodaolmas›na ra¤men, özel bir uygula-ma ile sadece Comite P ve R üyele-rince incelenebildi¤ini dile getirenDubie, ayr›ca bu üyelere de, not al-man›n, fotokopi yapman›n da yasakoldu¤unu, kaydederek, Belçika Se-natosu’nda birçok partinin milletve-killerinin bu duruma karfl› ç›kt›kla-r›n› belirtti.

“Suçluyorum, gizli bir toplan-t›yla yasalara ayk›r› olarak hare-ket edildi ve büyük bir suç ifllendi.‹flte bunu saklamak istiyorlar” di-yen Dubie, 26 Nisan tarihinde yap›-lan sözkonusu toplant›ya kat›lan 20kiflinin isimlerini aç›klayaca¤›n› dasözlerine ekledi.

Ard›ndan sözalan Demirkap›,Cephe tutsaklar›na iliflkin bilgi ver-di. 28 fiubat günü tutuklanmalar›n›nbirinci y›l›nda Brüksel’in BourseMeydan›’nda saat 18.00’de bir gös-terinin düzenlenece¤i ve yine 3Mart’ta Brugges Hapishanesi önün-de ikinci bir gösterinin yap›laca¤›n›duyurdu.

CLEA Sözcüsü Flinker ise, anti-terör yasalar›n›n tart›flmaya aç›lma-s›na, DHKC Davas›’n›n iptaline,tutsakl›k koflullar›n›n daha da dü-zeltilmesine yönelik kampanyalar›-

n›n sürece¤ini belirterekbilgi verdi. Flinker bunla-r›n yan›nda, Belçika’da birsembole dönüflen ‘BaharKimyongür'e özgürlük’

ça¤r›s›n›n yap›laca¤›n› belirtti ve 27M a r t ’ta Brüksel’de görülecekDHKC Davas›’n›n Yarg›tay Mahke-mesi nedeniyle, o gün Adalet Saray›önünde bir gösterinin yap›laca¤›n›da duyurdu.

Danimarka’da DestekÖte yandan DHKC tutsaklar› ile

dayan›flmak amac›yla, Danimar-ka’n›n baflkenti Kopenhag’da, En-ternasyonal Forum ve Opror (‹syan)örgütleri taraf›ndan bir gösteri dü-zenlendi. 16 fiubat günü BelçikaBüyükelçili¤i önünde yap›lan ey-lemde “Belçika’daki Siyasi Tutsak-lara Özgürlük” ve “Terör Yasalar›ve Terör Listeleri ‹ptal Edilsin” flek-linde sloganlar at›ld›. Opror ve En-ternasyonal Forum temsilcilerininkonufltu¤u aç›klaman›n ard›ndanbüyükelçili¤e bir protesto metni ve-rildi.

Bu arada Opror, Sözcüsü PatrickMac Manus nezdinde, AB’nin karalistesinde yeralan baz› ulusal vehalk kurtulufl hareketleriyle daya-n›flma gös-t e r d i ¤ i i ç i nD a n i m a r k adevleti tara-f›ndan hak-k›nda davaaç›larak sus-t u r u l m a y açal›fl›l›yor.

Senatör Dubie: BelçikaHükümeti Suç ‹flledi!

yurtd›fl›

Belçika bas›n›nda yeralan bir haber, Avrupa burjuvazisi-nin, dünyay› kana bulayan Naziler’le iflbirli¤ine “yeni” ol-mayan ancak belgelenmifl bir sayfa daha ekliyordu. Belçi-ka Senatosu'nun talebiyle, Savafl ve Ça¤dafl Toplum Üzeri-ne Tarihi Araflt›rma Merkezi’nce haz›rlanan bir rapor Bel-çika'n›n II. Dünya Savafl› ve öncesinde AAlman Nazi rejimiile gönüllü iflbirli¤i içine girdi¤ini ortaya koydu.

‘Uysal Belçika’ ad›n› tafl›yan 1114 sayfal›k rapor, ülke-nin önde gelen tarihçilerince 3 y›lda haz›rland›. Belçikadevletinin Nazi Almanyas›'na YYahudiler’in tespit edilip

tutuklanmas› ve ülke d›fl›na gönderilmesinde "aktif"destek sa¤lad›¤›na hatta zaman zaman Nazi Almanyas›'n›nbeklentilerinin üzerinde destek verdi¤ine dikkat çekiyor.Belçika'n›n Nazi Almanyas›'ndan kaçan Yahudiler’e de ka-p›lar›n› kapatt›¤› belirtilen raporu kaleme alanlardan RudiVan Doorslaer, bas›na yapt›¤› aç›klamada Belçika halk›n›ndönemin idarecileri taraf›ndan psikolojik olarak Yahudile-r’in tehcir edilmesine haz›rland›¤›n›, yabanc› düflman› vezaman zaman anti-semitik devlet propagandalar› yap›ld›¤›-n› söyledi. Belçika'n›n “azami derecede idari iflbirli¤i” te-

‘Faflizmle gönüllü iflbirli¤i’; tarih tekerrür mü ediyor?

Page 43: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

43

25 fiubat 2007 / 93

7 y›la yak›n bir zamana yay›lanBüyük Direnifl’in direniflçilerininyan›s›ra yurt içi ve d›fl›nda da çeflit-li biçimlerde destekleyenleri, enter-nasyonalist dayan›flmac›lar› oldu.Enternasyonalizm kimi zamanBaby Sands’in ülkesinin duvarlar›-na as›lan Sevgi Erdo¤an’›n resimle-rinde ifadesini buldu, kimi zamanda ‹talya’n›n anti-faflist direniflçile-rinin solu¤unda canland›.

Almanya’n›n Lübeck Hapisha-nesi’nde tutuklu bulunan RainerDittrich de onlardan biri. Büyük Di-renifl’in bafl›ndan bu yana, yani 6 y›l3 ay boyunca düzenli olarak, hafta-n›n befl günü açl›k grevi yap›p ikigün ara vererek destekleyen Dit-trich, eski Do¤u Alman vatandafl›.

Direniflin kazanmas› ile birlikte25 Ocak günü eylemine son verenRainer, 20 y›ld›r hapiste. Do¤u Al-man vatandafl› ikin Bat› Almanya'yayapt›¤› bir seyahat esnas›nda adlibir davadan tutuklan›p ömür boyuhapse mahkum oldu. Ancak ceza-land›r›lmas›n›n as›l sebebi, Bat› Al-manya'n›n ispatlayamad›¤›, Rai-ner'in Do¤al Alman gizli servisininbir ajan› olarak suçlanmas›yd›.

Rainer komünist bir aileden geli-yor. Babas› Hitler döneminde fafliz-me karfl› savaflm›fl ve Berlin'e girenilk K›z›l Ordu Birli¤i’nde yeralm›fl.Savafl sonras› anne ve babas› uzunsüre Sovyetler'de sosyalizmin yeni-

den inflaas›nda yeralm›fllar. RainerMarksist-Leninist ideoloji ve kül-türle büyümüfl bir komünist. Tümtutsakl›¤› direniflle geçmifl. BüyükDirenifl’in ça¤r›s›n› dünyadaki tümkomünistlerin içinde yeralmak zo-runda oldu¤u bir eylem olarak de-¤erlendirmifl, tecrit karfl›t› direniflinemperyalizme karfl› evrensel bir sa-vafl oldu¤unu ve bir komünist ola-rak içinde yeralman›n, bir dayan›fl-ma de¤il devrimci bir görev oldu¤u-nu savunarak, 20 Ekim ‘00-25 Ocak‘07 aras›nda "iradem Türkiye'dekiÖzgür Tutsak yoldafllar›m›z›n ira -desine ba¤l›d›r" diyerek kesintisizbir flekilde direniflte yeralm›flt›r.

Direnifl süresince vücudunda bü-yük tahribatlar olufltu. Yar› felçli birduruma gelmesine ra¤men hapisha-ne ve Alman Savc›l›¤›, doktor ve te-davi talebine "açl›k grevi yapma -sayd›, bu arazlar oluflmazd›. Kendisuçudur onun için biz de tedavisin -den sorumlu de¤iliz" cevab› vere-rek emperyalist ahlâks›zl›¤› bir kezdaha sahneledi.

Rainer eylemi bitirmesinin ar-d›ndan aç›klamas›nda flöyle dedi:

“Alt› y›l üç aydan bu yana sürenhapishane direniflleri tarihinin ensert çarp›flmalar›n›n yafland›¤›, enuzun süreli direnifli baflar›yla so -nuçland›. Ben de 2000 Ekim’indenberi sürdürdü¤üm dönüflümlü A.Geylemime ara veriyorum. fiu an tüm

duygu ve düflüncelerimle flehit dü -flen 122 yoldafl›m›z›n ve biz tutsak -lar› tüm direnifl boyunca duygular›ve eylemleriyle bir an bile yaln›z b› -rakmayan say›s›z insanlar›m›z›nmutlulu¤unu paylafl›yorum.

Her flart alt›nda dire n m e n i nmümkün oldu¤unu ispatlad›k. Yaniumut ve cesaretimizi kaybetmemeli -yiz. fiimdi tüm gücümüzle yeni gö -revlerimizi s›rtlamal›y›z.

Bu sürecin üstümüze yükledi¤ibir görev de direnifl boyunca, dire -niflin d›fl›na düflenlerin yaflad›¤›kendine yabanc›laflman›n da afl›l›p,ortak amaçlar›m›z do¤rultusunda,daha güçlü bir flekilde mücadeleninbirli¤ini sa¤lamakt›r. ”

Büyük Direnifltebir enternasyonalist

BAHKEM 2 YA�INDA!Belçika’da 13 �ubat 2005 tarihinden buyana faaliyet yürüten Belçika AnadoluHalk Kültür E�itim Merkezi, ikinci yılını 18�ubat’ta düzenledi�i bir etkinlikle kutladı.

Dernek ba�kanı tarafından yapılan konu�-mada, iki yılın de�erlendirmesi yapılırken,etkinli�e katılan Belçika Komünist Partisi,‘Komünist Manifesto’nun orijinal baskısı-nın bir kopyasını hediye etti.

Atılım okurlarının da mesajlarıyla destekverdikleri gecede, �iirler okundu, mar�larsöylendi, omuz omuza halaylar çekildi.

�ilili bir sürgün olan CLEA Temsilci’sinin gi-tarıyla Latin ezgilerini, dünya devrimmar�larını seslendirdi�i etkinli�e 80 ki�ikatılırken, 24 Subat'ta Köln'de yapılacakzafer yürüyü�üne katılım ça�rısı yapıldı.

yurtd›fl›

min etti¤ini vurgulayan rapor, Brüksel d›fl›nda hemen bü-tün Belçika'da Yahudiler’in sar› y›ld›zlar› elbiselerine ilifl-tirmek mecburiyetinde b›rak›ld›klar›na iflaret ediyor. Fa-flistler 1940'ta Belçika'y› iflgali ettiklerinde, 16 bin Yahuditutuklanm›fl, Auschwitz'e gönderilen 5835’i katledilmiflti.

Faflizmle iflbirli¤i tarihten gelen bir “gelenek” de¤il bel-ki ama, burjuva hükümetleri aç›s›ndan ç›karlar u¤runa fa-flizmle kol kola girmenin dünden bugüne de¤iflmeyen birs›n›f tavr› oldu¤u ortada. Yahudiler’i Naziler ad›na takip,tutuklama, fifllemeye tabi tutan iflbirli¤i ile, Türkiye fafliz-mi ad›na devrimci av›na ç›kmas›, uluslararas› komplolarkurarak faflizme teslim etmeye çal›flmas› aras›nda özde birfark yoktur. Dün antisemitik propaganda ile toplumu haz›r-

layanlar, bugün ayn› fleyi “terörizm” propagandas› ile yap-maya çal›fl›yorlar.

Naziler’in tarihsel teflhir olmufllu¤u nedeniyle bu iflbir-li¤i lanetleniyor. Bugün yap›lan iflbirli¤i ise, “teröre karfl›uluslararas› mücadele” ad›yla flimdilik meflru gösteriliyor.Oysa bu adla CIA’n›n kurdu¤u iflkence kamplar› konusun-da Avrupa’n›n verdi¤i destek bugünlerde tart›fl›l›yor. Dü-nün Nazileri’nin yerine bugünün ABD’sini koyun! Hiçbirfark› yoktur gerçekte.

Kimsenin kuflkusu olmas›n, Türkiye faflizminin de bek-lentisinin üzerinde, kendi yasalar›n› çi¤neyerek devrimcile-re karfl› savaflan Belçika’n›n bu tavr› da tarih içinde lanetliyerini alacakt›r. O zaman, “özür” de yeterli olmayacak!

Page 44: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

44

25 fiubat 2007 / 93

‹flgalcilerin zulmü, mezhep çat›fl-malar›, iflsizlik, sefalet Irakl›lar’› ül-kelerinden kopar›p mülteci durumu-na düflürüyor. Bir baflka deyiflle ifl-galciler “Irakl›lar’› özgürlefltirmekiçin” iflgal ettikleri ülkeden Irakl›la-r› kaç›r›yorlar. Bir baflka kaç›fl ise,tersinden yaflan›yor. Giderek gücüartan direnifl, iflgalcileri kaç›r›yor.

2 milyon Irakl›ülkesinden kopar›ld›

BM Mülteciler Yüksek Komi-serli¤i, iki milyon mültecinin ülkeyiterk etti¤ini aç›klad›. BMMYK, ay-r›ca Irak içinde de 1,7 milyon kifli-nin evinden ayr›ld›¤›n› bildirdi. Heray yaklafl›k 50 bin Irakl›’n›n eviniterk etmeyi sürdürdü¤ü bildirilir-ken, flimdiye dek Suriye'nin bir mil-yon, Ürdün'ünse 750 bin kifliye ka-p›lar›n› açt›¤› tahmin ediliyor.

‹ngiltere asker çekiyorDanimarka kaç›yor

ABD ile birlikte Irak’› iflgal eden‹ngiltere, batakl›ktan kurtulmak için

ad›m atmaya bafllad›.ABD’nin takviye askergönderdi¤i bir dönemde,

‹ngiltere Baflbakan› Tony Blair, 21fiubat günü Avam Kamaras›’ndayapt›¤› konuflmada asker çekecekle-rini aç›klad›. fiu an 7 bin 100 olanasker say›s›n› 5 bin 500’e düflüre-ceklerini, birkaç ay içinde 1600 as-kerin çekilece¤ini belirten Blair,yaz sonuna kadar da asker say›s›n›n5 binin alt›na indirilece¤ini belirtti.

Dünyan›n gözünün içine baka-rak yalan söylemeyi al›flkanl›k hali-ne getiren ve daha da önemlisi dire-nifl karfl›s›nda baflkaca bir argüman-lar› da olmayan ABD’nin bu karar›yorumlamas› ise evlere flenlikti! Be-yaz Saray Sözcüsü G. Johndroe, bukarar›n bölgedeki ilerlemenin iflare-ti oldu¤unu ifade ederek, “Biz, bu -nu baflar› olarak görüyoruz” dedi.

Bu arada iflgal koalisyonu içinde460 askeri bulunan Danimarka ise,A¤ustos’a kadar Irak’tan tüm asker-lerini çekme karar›n› aç›klad›.

‹dam› bekleyen üçkad›n ve kuklalar

‹flgal hükümeti flimdi de üç ka-

d›n direniflçiyi idam etmeye haz›rla-n›yor. 3 Mart'ta idam edilecek olan,Vassan Talip'in (31), Zeynep Fad›l(25) ve Lika Ömer Muhammed (26)için uluslararas› kampanyalar dü-zenlenirken, yarg›lama da bafltansona hukuktan yoksun bir flekildegerçeklefltirildi. Üç kad›n›n avukattutmalar›na izin verilmedi, bu ne-denle davalar›n› da temyiz edeme-diler ve halen de bir avukatla görüfl-melerine izin verilmiyor.

Kukla hükümet askerlerine yö-nelik eylemle suçlanan üç kad›n, busuçlamalar› reddederken, suçlan-d›klar› madde ise hayli ilginç: "Ül -kenin ba¤›ms›zl›¤›na, birli¤ine veyaülke topraklar›n›n güvenli¤ine halelgetirmek kast›yla kendi iradesiyleeylemde bulunan herkes, bu eylemdo¤as› gere¤i böyle bir ihlale yolaçt›¤›nda, ölümle cezaland›r›l›r."

Ülkenin ba¤›ms›zl›¤›n›, birli¤i-ni, güvenli¤ini yok edenler kim? ‹fl-gal eden, mezhep çat›flmalar› ç›ka-ran, ölümü günlük ola¤an hale geti-ren iflgalciler ve onlar›n kuklalar›de¤il de bu üç kad›n m›? Ülkeninonurunu o üç kad›n, direnifl temsilederken, iflgalin iflbirlikçileri onur-suzlu¤un en dip noktas›ndalar.

Irak’ta havada duramaz hale gelen iflgalcihelikopterleri bir darbe de Afganistan’dayedi. NATO komutas›ndaki Uluslararas›Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF) ad›yla ifl-gali sürdüren Amerikan ordusuna ait birhelikopterin 18 fiubat’ta düflmesi sonucu8 Amerikan askeri öldü, 14'ü yaraland›.‹flgalcilerin Sözcüsü Albay David Accetta,tüm bu tür olaylarda oldu¤u gibi, “Heli-kopterin, motorundaki bir ar›za nedeniyledüfltü¤ünü” kaydetti. Hat›rlanaca¤› gibi,Irak’ta da neredeyse tüm helikopterleriçin bu aç›klamalar yap›lm›fl ancak dire-niflçiler birço¤unun vurulma an›n›n görün-tülerini yay›nlayarak Amerikan yalanlar›n›deflifre etmiflti.

Bu arada iflgalcilerin, direniflin yükselme-si karfl›s›nda panikleri daha da artt›. ‹kiayr› olayda 2 sivil, ‘intihar eylemcisi’ diyekatledildi.

Afganistan’da da iflgalcihelikopteri düflürüldü

Filistinli Tutsaklar Açl›k Grevinde‹srail'in Etzion Hapishanesi'nde bulunan

Filistinli tutsaklar, uygulamalar› protesto et-mek için açl›k grevine bafllad›lar.

Filistinli Tutsaklar Derne¤i (PPS) yetki-lisi Avukat Hussein Sheikh, askerlerin vegörevlilerin afla¤›lay›c› kötü muamelelerineve tecrit uygulamas›na karfl› 10 fiubat’tanitibaren 50 tutsa¤›n açl›k grevi bafllatt›klar›-

n› bildirdi. Aç›klamada tutsaklar›n tecrit edilmelerinin ve daya¤amaruz kald›klar›n›n alt› çizildi. Hapishanede yemeklerin yenilme-yecek durumda oldu¤unu, yeterince battaniyenin olmad›¤› ve za-man zaman banyo yapmalar›n›n da engellendi¤i belirtildi.

Tutsaklar üzerinde deney!Bu arada Filistin Meclisi üyesi ‹sa Qaraqa, ‹srail hapishanelerin-

de tutsaklar üzerinde t›bbi deneyler yap›ld›¤›n› duyurdu. PPS’nineski baflkan› ve meclisin tutsaklar komisyonu görevlisi olan Qara-qa yedi y›l süresince 14 tutsa¤›n t›bbi deneyler yüzünden öldü¤ünübildirdi. ‹srail Meclisi Knesset'in bu uygulamalardan haberdar ol-du¤u ve hükümetin destek verdi¤i de dile getiriliyor.

IRAK’tan kaç›fl!

4

44

dünya

Page 45: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

45

25 fiubat 2007 / 93

dünya

Amerikan emperyalizminin Av r u p atopraklar›nda bulunan en büyük üslerin-den biri olan, ‹talya'n›n Vicenza fiehri’n-deki üssün geniflletilmesi karar›, ‹talyanhalk› taraf›ndan dev bir gösteriyle pro-testo edildi.

Amerikan ordusuna ait askeri üssün

geniflletilmesine karfl› 16 fiubat’ta sokaklar› dolduran 100 bine yak›n kifli,"Savafl Üslerinin Olmad›¤› Bir Dünya ‹stiyoruz" yaz›l› pankartlar tafl›d›.ABD Elçili¤i, Amerikan vatandafllar›na "Anti-Amerikanc› göstericilerin he-defi olmamak için Vicenza flehri ve çevresine gitmemeleri” ça¤r›s›n› yapar-ken, ‹talya'n›n çeflitli bölgelerinden gelen anti-emperyalist parti ve örgütler,sendikalar s›k s›k "Yankee Go Home" sloganlar› att›lar.

Halen 2.750 asker bulunan üsse, 2 binden fazla daha ABD askerinin ge-tirilmesi karar›, ülkemizde kimi sol parti ve gruplar›n “‹talyan zeytin dal›”örne¤i diyerek taklit etmeye çal›flt›klar›, “sol” ittifak›n baflbakan› RomanoProdi taraf›ndan onaylanm›flt›. Bunun üzerine, Prodi’nin Amerikan istekle-rine boyun e¤mesini elefltiren, hükümet orta¤› olan Yeniden Kurulufl Komü-nist Partisi (PRC), ‹talyan Komünistler Partisi (PdCI) ve Yefliller (Verdi)Partisi de gösteriyi düzenleyen örgütler aras›nda yerald›lar.

Yüz bin kifli ABD üssünüp rotesto etti

‘Zeytin Dal›’ Hükümeti Amerika’yaKucak Açt›, ‹talyan Halk› Lanetledi

Haziran 2006’dan bu yana e¤itimin özellefltirilme-sine karfl› mücadele eden Yunanistan gençli¤i ve e¤i-timcileri, ilk sonucu elde ettiler. Bask›lara, sald›r›larakarfl› direnifllerinde kararl›l›k gösteren gençlik, Yunan

halk›n›n deste¤ini de arka-lar›na alarak burjuva politi-kac›lar üzerine bask› olufl-turdular.

Bu bask›lar›n sonucun-da, daha önce özellefltirme-yi destekleyen ana muhale-fet partisi PASOK yasa de-¤iflikli¤ine destek vermeye-ce¤ini aç›klad›. Böylece,

de¤iflikli¤in meclisten geçme flans› ortadan kalkt›.Ancak iflgal ve eylemlerin mecliste oylama yap›l›nca-ya kadar sürece¤i duyuruldu.

Paral› e¤itimin gündeme gelmesiyle birlikte ülkegenelinde üniversiteler, ortaö¤retim kurumlar› iflgaledildi, çok say›da yürüyüfl düzenlendi, sendika veDKÖ’ler eylemlere destek verdiler.

14-15 fiubat günlerinde de Atina, Selanik bafltaolmak üzere birçok yerde düzenlenen eylemlere ge-nifl kat›l›m oldu. Atina’da meclise yürüyen kitle, bura-da polisle çat›flt›. Olaylarda 6 ö¤renci yaralan›rken,iflgalde nöbetçi olan ö¤renci ve ö¤retmenler eyleminard›ndan iflgaldeki okullar›na geri döndüler. Sela-nik’te de ‹sçi Merkezi’nin ça¤r›s› ile 1 günlük grevgerçekleflti. Orta dereceli okullardaki ö¤retmenler vedevlet memurlar› da federasyonlar›n›n karar› ile 4 sa-atlik ifl durdurma eylemi yapt›lar.

ABD Baflkan Yard›mc›s› DickCheney'nin Japonya'ya yapaca¤›ziyaret öncesinde, 17 fiubat günübaflkent Tokyo yak›nlar›ndakiAmerikan üssüne bombal› sald›r›düzenlendi. Eylemi, üstlenen Dev-rimci Ordu Örgütü, bas›na gönder-di¤i bildiride, “ABD'nin Irak'takiaskerlerini artt›rma planlar›na kar-

fl›, ‘demir-den çekicin

öfkeli darbesi’ oldu¤u” belirtildi.Bildiride, ABD’nin “önleyici vu-rufl” sald›rganl›¤›na atfen, ““Bu sal-d›r›, Cheney'nin ziyaretini engel-lemeye yönelik önleyici vurufl-tur” denildi.

ABD’nin Japonya’da 2. dünyaSavafl›’ndan bu yana 40 bindenfazla askeri bulunuyor.

Japonya’da ABD üssüne bomba

Paral› e¤itime karfl› ilk zafer

Tekellerin devasaiflçi k›y›m› sürüyor

Dünyan›n belli bafll› otomotiv te-kellerinden biri olan DaimlerChr-ysler, iflçi k›y›m› kervan›na kat›l›yor.

Avrupa tekellerinin büyük iflçi k›-y›mlar›n›n ard›ndan, A m e r i k a n - A l-man ortak sermayeli otomotiv tekelide, ABD ve Kanada tesislerinde top-lam 13 bin kiflinin ifline son verece¤i-ni aç›klad›.

Sadece geçen seneki net kâr› 3.2milyar Avro’yu bulmas›na karfl›n, ifl-ten ç›karma karar›n› “zarar ediyoruz”gerekçesine dayand›ran tekelin tümdünya çap›ndaki fabrikalar›nda 80binden fazla iflçi çal›fl›yor.

Mercedes-Benz, Dodge, Jeep gibimarkalar› üreten DaimlerChrysler te-kelinin bu karar›, sermayenin doy-mak bilmez kâr h›rs›n›n bir yans›ma-s›. Bu hiçbir zaman da doyuma ulafl-m a y a c a k t › r. Kapitalizmin do¤as›böyledir; sermaye hep daha fazla bü-yümeyi hedefler, bunun somut karfl›-l›¤› ise, daha fazla sömürü, daha dü-flük ücret, daha az iflçi ile daha fazlaüretim ve emek ucuz ülkelere kaç›flfleklindedir.

DaimlerChrysler gibi dev otomo-tiv tekellerinden Amerikan Ford veGeneral Motors da, “tasarruf” ve “re-kabet ortam›nda güçlenebilmek” ge-rekçeleri ile binlerce emekçiyi kap›önüne koyma karar› alm›flt›.

Page 46: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

46

G a z e t e c iAlper Turgut,“ s e s s i z l i ¤ ekarfl›” bir ses verdi kitab›yla. Ses-sizli¤in en koyu oldu¤u zamandabafllam›flt› kitab›n› yazmaya. Sözü-nün bafl›nda flöyle demiflti:

“Bu kitap vicdana övgü için ya -z›ld›. Kanayan ruhlar›n sessiz 盤l› -¤› duyulsun diye... Bence vicdan,umut kadar, paylaflmak kadar kutsalbir kavram... Bir Frans›z Atasözü,‘Temiz bir vicdan kadar yumuflakhiçbir yast›k yoktur.’ der... ‘Vicdan›olan umut etsin, gerisini koy ver git -sin’ diye kestirip atam›yorsam e¤er,‘Her yürek devrimci bir hücredir’sözüne inananlara haks›zl›k etme -mek içindir, bafll› bafl›na...”

Yar›na inanmayanla r›n dünya -s›nda yafl›yoruz oysa... Solaryum ç› -k›fll› robot renkli insan evlatlar› sa -rarken bugünümüzü... "An›n› yafla"saçmal›¤›n› rehber edinen neslimizde iyiden iyiye s›y›rd›. Varsa yoksayüz gerdirme, ya¤ ald›rma, kafl kal -d›rma ve silikon. Tam tekmil inorga -nik... Asl›nda bu bir enfeksiyon. Üs -tüne üstlük böyle giderse hormonma¤duru koca k›çl› bir gelecek debizleri bekliyor...”

Bu giriflten sonra, dünyay› ve ül-kemizi ve insan›m›z› sar›p sarmala-yan bireycilikleri, inançs›zl›klar›,‘an›n› yaflamay›” rehber edinenlerianlat›r uzun uzun Alper Turgut. Ga-zetecili¤inin kazand›rd›¤› çarp›c›gözlem ve izlenimleriyle anlat›rhem de. 17 A¤ustos Depremleri’n-den, asr›n felaketi denilen tsunami-den girer söze ve 19 Aral›k’tan ç›-kar... Orada ac›lar vard›r, orada vah-flet vard›r, orada ölümler vard›r.

Ölümün rutinleflmesi, ölümlerinistatistik olmas›d›r onun sessizli¤e

karfl› isyan›n›n nedenlerinden biri de.

O salt bir gazeteci de¤ildir. Kita-b›n›n bir yerinde dedi¤i gibi, “gaze -teciden önce insan›m ben.” O yüz-den ac›lar, onun için yaln›z bir ha-ber de¤ildir: “Meslek hayat›mdakaç devrimci gömdüm belki say›s›z.Ya da kaç anma töreni y›llar y›l›.Kentin mezarl›klar› ezber olur birsüre sonra...”

Onun için y›llard›r süren ölümorucu direnifli sadece bir haber de-¤ildir. O direniflin nedenleriyle de,sürdürülüflüyle de, bitirilifliyle de il-g i l i d i r. Direnenlerin cephesindenduyar, düflünür ve öyle de yazar.Sessizli¤e Karfl›, bu cepheden yaz›l-m›fl bir kitapt›r.

*

Alper Turgut, kitab›na yazd›¤›girifli flöyle bitirir, daha do¤rusu bi-tirmeye niyetlenir:

“‘‹nsanl›k asla kaybetmez’ diyenAvukat Behiç Aflç›'n›n eylemi, san -sür duvar›n› y›kt› ve suskunlar cep -hesinde ses getirdi. Bunca ac›n›nortas›nda sevindirici bir geliflme.

Dilerim, ‘123. ölüm yaflanma -s›n’ 盤l›¤› yerini bulur. ... Tecritkarfl›tlar›n›n umudu bu... Hem nedemifl flair, ‘Daha gelmeyecek mibahar, daha gülmeyecek mi a¤la -yanlar...’”

Elbette gelecekti bahar. Bu yüz-den kitab›n girifli bu kadarla kalma-yacakt›.

Ant Yay›nlar›’ndan yay›nlanankitap, tam bask›ya girmek üzerey-ken, tecritte bir gedik açan genelge-nin yay›nlanmas›yla direnifle ara ve-rildi. Alper Turgut, bask›dan önce,kitab›n›n girifl bölümüne bir ek dahayapt›. Kitab›na ve direnifle dair duy-gular›n› özetleyen, girifle yapt›¤› ek-teki flu tek kelimeydi asl›nda:“Bahtiyar›m”.

“ 122 insan› aram›zdan alan600'ü aflk›n sakata yol açan tecritkarfl›t› eylem tam› tam›na 2285 gü -

ne yay›ld›. Bu, milyonlarca canamal olan 2. Dünya Savafl›'ndan da -ha uzun bir süreye denk geliyor. Di -renifl bafllarken do¤anlar bugün il -kokul ö¤rencisi... Tarihte benzeribir direnifl yok. Ne eski ça¤larda nede asri zamanlarda...

“Benim duygular›m ise karma -kar›fl›k. ‹lk kitab›m yaflama dair birmufltu gibi. Yazmak için uzun zamanu¤raflt›m ve kitap raflardaki yerinialmadan eylem bitti. Kazanan çö -züm oldu. Bahtiyar›m.”

Direniflin somut kazan›m›n›ncoflkusunu duydu¤u sat›rlar›ndanokunan Alper Tu rgut, kitab› için“Ona bundan böyle 'u¤urlu kitap'diyece¤im.” diyor. Deriz ki; u¤ur, osat›rlar› yazan, o duygular› hisse-den, direniflin kazan›m›yla bahtiyarolan, zulme cepheden direnen yü-reklerdedir.

*

Alper Turgut, kitab›nda 7 y›ll›kdirenifl sürecini bir kurgu içinde ak-tar›yor. Kitab›n sonunda ise, hapis-hanelerin k›sa tarihçesi var. Turgut,okurlar›na kitaba sondan bafllamala-r›n› öneriyor. Yerinde bir öneri;çünkü asl›nda, bu tarihçeyi bilme-den, direniflin tarih içindeki önemi-ni, yerine oturtmak kolay de¤il.

Alper Tu rgut, daha olaylar›niçindeyken, “Dünya böyle bir olayg ö r m e d i . ” diyerek direniflin çap›n›ortaya koyuyor. Kitaba iliflkin Gül-flen ‹fleri’nin kendisiyle yapt›¤› rö-portajda da flöyle diyor Tu rgut: “ Ya -z›lan Türkiye'nin yak›n tarihi, flimdisöylenmiyor belki ama bir süre son -ra eylemin büyüklü¤ü ortaya ç›ka -cak. Biliyorum ki cezaevi gerçe¤i10-15 y›l sonra anlafl›lacak. Bu ger -çekle daha sonra hesaplaflacaklar. ”

“Sessizli¤e Karfl›”, bir yandansessizli¤e karfl› bir ses olmay›amaçlarken, bir yan›yla da direniflin“ bir süre sonra ortaya ç›kacakolan” büyüklü¤ünü yans›tmaya ça-l›fl›yor kitab›nda.

Tarihte benzeri bir direnifl yok!Ne eski ça¤larda ne de asri zamanlarda...

25 fiubat 2007 / 93

Page 47: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

47

25 fiubat 2007 / 93

THKP-C önderlerinden Ulafl Bardakç›, Ankara HÖC Temsilcili¤i taraf›ndan 19 fiubat’ta Karfl›yaka Mezarl›¤›’ndaan›ld›. ‘Ulafl Bardakç› Ölümsüzdür, Mahir Hüseyin Ulafl Kurtulufla Kadar Savafl, Kurtulufl Kavgada Zafer Cephede’sloganlar› ile yürüyüfle geçen HÖC’lüler, Ulafl’›n mezar› bafl›nda konuflmalar yapt›lar, devrim and› içtiler. Ayr›ca ayn›yerde bulunan Mahir Çayan, Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nan’›n mezarlar› da ziyaret edildi.

Yi¤itlik ve mertlik orman›n›n yi¤itleri ya¤mur damlalar› gibi düflerken ye-re, nehirler taflt› bire r bire r, toprak kabard› çatlad› bereketinden.

Bizimkiler ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm için can vermekte bir günbile tereddüt etmediler. Arnavutköy’de yarat›lan direnme gelene¤i K›z›l-dere’de ‘Biz buraya dönmeye de¤il, ölmeye geldik!’ sözlerinde ete kemi¤ebüründü. Cuntan›n hapishanelerinde, 12 Temmuz’da, 16-17 Nisan’da, so-kak ortas›nda, da¤larda, hapishanelerde infaz mangalar›n›n karfl›s›nda,hep bu direnme gelene¤i vard›. Umudu teslim almay› hedefleyen hücre-tecrit sald›r›s›na karfl› 122 flehitle yarat›ld› Büyük Direnifl. Ba¤›ms›zl›k, de-mokrasi ve sosyalizm mücadelemiz bu tarihten ald›¤›m›z güçle sürecek.

Belçika’da geç-ti¤imiz senegörülen DHKP-C Davas›’ndayarg›lanan Ne-bi Albayo¤lu,20 fiubat günüsaat 22.00’detedavi gördü¤ühastanede yafla-m›n› yitirdi.Nebi Albayo¤-lu’nun yaflam›-n› yitirmesineiliflkin BAH-

KEM taraf›ndan yap›lan yaz›l›aç›klamada, 1965 Zonguldak Çay-cuma’da emekçi bir ailenin çocu¤uolarak dünyaya gelen Nebio¤-lu’nun yoksullu¤un gurbete savur-du¤u bir insan oldu¤u belirtildi.Aç›klama flunlar belirtildi:“1989 y›l›nda devrimcilerle tan›fl -m›flt›r. Devrimci kiflili¤i ve dürüst -lü¤ü, ahlakl›, namuslu, paylafl›mc›olmas›, yaflad›¤› çevredeki her ke -simden insanda sayg› ve sevgiuyand›rm›flt› ve kendini böyle ka -bul ettirmiflti. De¤erli bir insan›,arkadafl›m›z›, kardeflimizi kaybet -

tik. Yaflad›¤› bu a¤›r hastal›¤a ra¤ -men, bir yandan tedavi olurken di -¤er yandan da BAHKEM olarakyapt›¤›m›z hiçbir etkinlikten gerikalmamaya, dostlar›yla, yoldaflla -r›yla birlikte olmak için her yerdebulunmaya gayret ediyordu.BAHKEM ailesi olarak üzüntümüzbüyük. Çünkü O gerek dernek ça -l›flmalar›m›zda, gerekse demokratikmücadelede aktif olarak yer alm›fl,derne¤imize ve devrimci mücadele -ye birçok insan kazand›rm›flt›r.An›s›n› yaflataca¤›m›z› belirtirkenailesinin, yak›nlar›n›n ac›s›n› pay -lafl›yor ve baflsa¤l›¤› diliyoruz.BAHKEM ailesi olarak bafl›m›z sa -¤olsun diyoruz.”

Nebi Albayo¤lu Yaflam›n› Yitirdi

Page 48: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Gecenin karanl›¤›nda a¤›r a¤›rilerliyordu eski kamyonet. Ifl›k yak-m›yordu hava sald›r›lar›n›n hedefiolmamak için. Ifl›k ne kelime, yolundüflman karargahlar›na yak›n geçenbaz› bölümlerinde, kamyonetin mo-torunu da susturup, iteleyerek de-vam ediyorlard› yola.

Bu yol, “Cepheye giden yol”du.Herkes böyle diyordu ona. Sonraad› de¤iflecekti ama flimdi böyleydi.Cepheye giden yol... O yoldan tafl›-

nan cephane, yiyecek, ilaç, giysi,daha baflka yollar da katederek, bafl-ka omuzlarda, baflka araçlarda tafl›-narak Güney Vietnam’›n dört biryan›nda Amerikan iflgalcilerine veiflbirlikçilerine karfl› direnen gerilla-lara ulaflacak.

Ülkenin Kuzeyi kurtulmufltuama, Güneyi hâlâ iflgal alt›ndayd›.Ve Kuzey halk›, Güney kurtulmadankendilerini de kurtulmufl sayamaz-lard›. Kuzey Vi e t n a m l › l a r, ne yap›pedip Güney’de kurtulufl savafl›n›sürdüren gerillalar› desteklemeliydi-l e r. Merkezden yüzlerce kilometreuzakta savaflan birliklere silah, araç-gereç, yiyecek, ilaç gibi malzemelernas›l ulaflt›r ›lacakt› peki?

Kuzey Vietnam Ordusu Komuta-n› Giap, bunu sa¤lamak için y›llar-dan beri kullan›lan bir yolu devreyesoktu. Yol, da¤larda oturanlar›n vegöçebe kabilelerin geleneksel yo-

luydu ve da¤lar ve vadiler boyuncaLaos s›n›r›ndan geçerek Kampuç-ya'ya ulaflan bir do¤al yollar ve pati-kalar dizisinden olufluyordu. A m abu yolun as›l özelli¤i, y›llar boyu si-lah ve afyon kaçakç›lar› taraf›ndankullan›lm›fl bir güzergah olmas›yd›.K a ç a k ç › l a r, iktidar›n ya da sömürg e-ci yönetimin kontrolünden kaçabil-mifllerdi bu güzergahta. Yolun geril-lalara destek için kullan›labilir halegetirilmesine, yani “Cepheye giden

yol”a dönüfltürülmesine 1956'dab a fl l a n d ›. ‹kinci Çin Hindi Savafl›süresince “ o n b i n l e rce asker, binler -ce kamyon, yüzbinlerce ton silah,malzeme ve ilaç” iflte bu yoldan ge-çirilerek Güneye ulaflt›r ›ld›.

Amerikan emperyalizmi, bu yo-lu farkeder etmez, ak›fl› durdurmakiçin yo¤un bir sald›r› bafllatt›. Cep-heye Giden Yol, defalarca napalmbombalar›yla bombaland›. Herbombalamada koca çukurlar aç›l›-yordu yol boyunca. Kimyasal silah-lar yolun birçok bölümünü günlercegeçilemez hale getiriyordu. ‹flgalci-lerin savafl uçaklar› ve kara birlikle-ri de, gerek yola, gerekse de seyirhalindeki konvoylara defalarca sal-d›r›lar düzenlediler... Hatta, Ameri-kan Savunma Bakanl›¤›, tüm tekno-lojik yenilikleri de kullan›p “elek-tronik barikat” oluflturarak yolu ge-çilemez hale getirmeye çal›flt›. Amabu yo¤un sald›r›lara ra¤men Cephe-

ye Giden Yol'u imha etmeyi ve bumalzeme ak›fl›n› durdurmay› bafla-ramad›lar.

Cepheye Giden Yol'u aç›k tut-mak, Vietnam devrimi için adeta birirade çat›flmas›yd›. Diyelim ki, yo-lun bir bölümü bombard›man sonu-cu imha edildi, imha edilen bölü-mün yerini k›sa sürede ortaya ç›kanona paralel yeni bir yol al›yordu.Yol boyunca gizli malzeme ve yak›tdepolar›, hatta araçlar için yeralt›

parklar› infla edilmiflti.

Cepheye Giden Yol, “y›llar bo -yunca üzerinde gece gündüz harekethalinde olan binlerce insan ve araç -la, tamirhaneleri, kantinleri, bom -balanan yereri tamir eden buldozer -leri ile upuzun bir inflaat yeri” gö-rünümünde oldu.

Bazen bombalamalar o kadaryo¤undu ki, art›k buldozerler gire-mez, çal›flamaz oluyordu... ‹flte ozaman, onlarca, yüzlerce ve bazengerekti¤inde, sald›r› çok çapl› oldu-¤unda binlerce kad›nl› erkekli köy-lü, çamurlar içinde bambu kam›fl-larla yolun bir parças›n› geçilebile-cek hale getirmek için durmaks›z›nçal›fl›yorlard›. Malzemeleri gerilla-lara ulaflt›ramad›klar› durumlar içindepolar infla etmifllerdi, gizli. Amasavaflt› bu, bazen a盤a ç›k›yordudepolar, bazen ya¤mur gibi ya¤anbombalar›n hedefi oluyordu. Fakatönemli de¤ildi, biri a盤a ç›kt›¤›n-

cepheye giden yolcepheye giden yol

Page 49: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

da, orman›n derinliklerinde hemenbir yenisi infla ediliyordu.

Öyle 3-5 kilometrelik bir yoldansözetmiyoruz. Yüzlerce kilometreuzanan uzun bir yoldu bu. Say›s›zç›k›fl› vard› yolun ve her yöne uzu-yordu; Güneyin neresinde gerillalarçarp›fl›yorsa, oraya kadar...

Askeri tarihçiler, bu yolun aç›ktutulmas›n›, Giap’›n en önemli vesonuç üzerinde en etkili stratejik ba-flar›lar›ndan biri oldu¤unu belirtir-ler.“Bu mekanizman›n y›llar boyun -ca ifller halde ayakta tutulabilmesi,ancak hem Kuzey hem de Güney Vi -etnam'da halk›n kitlesel bir biçimdemobilize edilmesiyle mümkün ola -bilmiflti.”

Cepheye Giden Yol, bir süresonra ““Ho Chi Minh Yolu” olarakan›lmaya baflland›.

Yol, Vietnam’›n tümünün kurtu-lufl savafl›n› sürdürme kararl›l›¤›n›n,kurtulan Kuzeyin Güneyi her türlüimkan› kullanarak destekleme ka-rarl›l›¤›n›n, Vietnam halk›n›n em-peryalist iflgalle çizilen suni s›n›r vebölünmeyi kabul etmeyece¤inin desiyasal sembolüydü bir bak›ma.

*

Cepheye Giden Yol, azimdi, ka-rarl›l›kt›, Cepheye Giden Yol, hede-fe varmak için büyük bedelleri gözealmakt›, Cepheye Giden Yol, yolkesilse de, yeni yollar yaratarak yü-rümeye devam etmekti; yani, ayn›Büyük Direnifl gibi...

7 y›l boyunca her fleye ra¤mensüren tecrite karfl› Büyük Direnifl,bir anlamda Türkiye devriminin“cepheye giden yol”uydu. Çünkübir yerde, sosyalizm mücadelesininyolunu aç›k tutmakt› bu direniflinmisyonu. Çünkü, Cepheye GidenYol gibi kesilmek istendi Büyük Di-renifl’in de önü. Cepheye GidenYol’un gerillaya cephane tafl›mas›gibi, Büyük Direnifl de, halk›n yüre-¤inin ve bilincinin cephanesini tafl›-yordu. Her fleye ra¤men direnilebi-lece¤ini gösteriyor, karfl›-devriminasla zafer kazanamayaca¤›n› göste-riyordu... Cepheye giden yol gibikuflat›ld› Büyük Direnifl, ç›k›fls›z b›-

rak›lmak istendi. A¤›r bombard›-m a n l a r l a, en büyük katliamlarla,rüflvetlerle ve sansürün koyu karan-l›¤›yla direniflin güzergah› ortadankald›r›lmak istendi.

Cepheye Giden Yol’da kamyon-lar› kullanan floförler, özel olarake¤itilmifllerdi. Onlar birer savaflç›y-d›; feda savaflç›s›. Bombal› sald›r›-lar s›ras›nda bile durmadan yollar›-na devam etme talimat› alm›fllard›.Hedef, “ne olursa olsun” ilerlemekve “ne olursa olsun” yolu ulafl›maaç›k tutmakt›. Onlar›n üstlendi¤imisyon da ölüm orucu direniflçileri-nin üslendi¤i misyona ne kadar ben-ziyor. Ne zaman biterdi, nas›l biter-di önemli de¤ildi, önemli olan o an,o süreçte direniflin sürdürülmesiy-di... Devrim kervan›n›n en bafl›nda-ki araçlar›n direksiyonunda oturanfloförler gibiydiler onlar. Yolu aç›ktuttular 7 y›l boyunca. Yol bir günbile ulafl›ma kesilmedi. Bir gün bileya zaferi kazanamazsak diye düflün-mediler. “Biz görmesek de” diyegirmifllerdi zaten kavgaya. Yo l uaç›k tutmal›yd› onlar. Er geç onlar›nyoldafllar›, yoldafllar›n›n yoldafllar›,o yolun sonuna varacaklard›. Yolunsonu zaferdi. Bunu aç›k, net olarakgörüyorlard›. Çünkü onlar, en uzakmesafeleri bile gösteren tarihin ve

Marksizm-Leninizm’in fene-riyle bak›yorlard›.

Sab›rla, kararl›l›kla örülübir yol. Her kilometresi yüzler-ce Vietnaml›’n›n kan›yla sulan-m›fl, her kilometresinde yüzler-ce Vietnaml› kolunu baca¤›n›b›rakm›fl... Yol, y›llarca bu be-dellerle aç›k tutulmufl. Cephe-ye Giden Yol, “Ho Chi MinhYolu”, devrim yolunun bir öze-ti sanki. Yani, ayn› bizim yolu-muz gibi. Ayn› K›z›ldere-ler’den, Çiftehavuzlar’dan, 19Aral›klardan beri yürüyüp gel-di¤imiz yol gibi...

1975’in May›s’›nda, Vi e t-nam, geride 13 milyon 457.822ölü, yaral› ve kayb›yla, büyüky›k›ma ve yaralar›na ra¤men,dünyan›n en güçlü ve en vahfliemperyalistini dize getirmifl ol-man›n onuru ve gururuyla yeni

bir gelece¤e do¤ru yürüdüler hiçkapanmayan yoldan... Biz de 122flehidimizle yeni ve daha büyükkavgalara yürüyoruz. Direnifle dairduygular›n› anlatan bir genç, “dev -rimci olmamdan bu yana ilk defabir zafer yafl›yorum” diyordu... Sa-b›rl› ve ama bir o kadar da kararl› olgenç arkadafl›m›z; Cepheye GidenYol’un kapanmas›na asla izin ver-me. Yapaca¤›n ifl sadece bu. Enge-beli, dolambaçl› ve sarp bir yoldangeçen devrim yürüyüflünde gelece¤ibelirleyecek en önemli fleylerdenbiri bu. Yol kapanmamal› asla. Yolyolcusuz kalmamal›. Yürüyüfl dur-mamal›. O yol kapanmad›¤› sürecebil ki, daha çok zaferler yaflayaca-¤›z, daha büyük zaferler yaflayaca-¤›z.

Ve iflte ben de,

o en uzun yola ç›k›yorum.

Hani sonunda güzel günlerin

var oldu¤u o en güzel yola.

Bilirsin yola ç›kan yolcu

dönmez yolundan.

Yolu yokufl olsa da...

Ve bilirsin,

flehitlerle aç›lan yol,

yolcusuz kalmaz...

Çok uzak birliman kentindeyiz

Çok uzaklardan geldikÇok uzaklara gidece¤izVe fakatBu bir liman öyküsü de¤ilDenizlerin ve

serüvencilerin türküsü"Yar›n bizimdir"diyenlerin öyküsüBu bizim öykümüzGerçe¤inGerçe¤in yal›n k›l›nç öyküsü

Mart 2004Ümit Günger

Page 50: KADINLAR! EMPERYAL‹ZME IRKÇILI⁄A BRTAN ALTUNBAfi …yuruyus-info.org/pdf/pdf/093.pdf · 2 0 0 4 d’ e zulme karfl› bedenini tutufltura-rak ölümsüzleflti. Devrimin emekleme

Geçen hafta gerçekleflen ‹srailBaflbakan› Ehud Olmert'in Türkiyeziyareti, birçok flehirdeki eylemler-le protesto edildi. Öncekisay›m›zda aktard›¤›m›z eylemlerin-den daha sonra dergimize ulaflanprotesto eylemleri flunlard›r.

Ankara Yüksel Caddesi'nde 15fi u b a t ’ta önce MAZLUM-DERüyeleri, ard›ndan da D‹SK, KESKAnkara fiubeler Platformu,TMMOB Ankara ‹l KoordinasyonKurulu ve Ankara Tabip Odas› ileÖDP üyeleri Olmert'in Türkiye zi-yaretini protesto ettiler. Gösteridehükümetin ‹srail'le yap›lan tüm an-laflmalar› iptal etmesi istendi.

*

‹zmir Emperyalizme ve Siyo-nizme Karfl› Birlik, 16 fiubat’t ayapt›¤› eylemle ‹srail Baflbaka-n›'n›n Türkiye’ye geliflini protestoetti.

E S P, Al›nteri ve Partizan’›n d adestek vererek kat›ld›¤› eylem, Ko-nak Kemeralt› giriflinde yap›ld› ve“Katil Olmert Ülkemizden DefolEmperyalizm Yenilecek DirenenHalklar Kazanacak” pankart› aç›ld›.

Cihan Taflk›n taraf›ndan okunanaç›klamada ‹srail siyonizminin1948’den bu yana Filistin halk›nabinlerce suç iflledi¤i vurgulanarak“emperyalistleri ve iflgalcileritopraklar›m›zda istemiyoruz”denildi.

50

“Aza Tam ah Et meyen” Diyane tHalk›n tepkisine ra¤men cami minarelerine kurulan baz istasyonlar›,Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’na tam 8 milyon YTL k a z a n d › rm›fl. Diya-net, Türkiye genelinde 405 adet camide bulunan baz istasyonlar›n-dan y›ll›k 5 bin ABD dolar› kira al›n›yormufl...

Diyanet, tepkileri, “Hizmet lerimizin devam› için mali kayna¤a iht i -yac›m›z var. Devlete yük olmadan, bütçe d›fl›ndan kaynak bu l -mak maksad›yla bu yola gird i k ” diye aç›kl›yor.

Birkaç› hariç, tüm bakanl›klardan daha fazla bütçesi olan Diyanet’e buda yetmemifl anlafl›lan... Halbuki “aza tamah etmek, olanla yetin -mek” müslümanl›¤›n gere¤i de¤il mi?..

Tr abzonl ular’ ›n yan l›fl güzerg a h › !Trabzon Dernekler Birli¤i Platformu, “Trabzon’un imaj›n› düzeltmekiçin” 24 fiubat’ta An›tkabir’e yürüyüfl karar› alm›fl. Platform, yürüyü-flü de “Trabzon’un düflman iflgalinden kurtuluflunun 89’uncu y›l›na”denk getirmifl.

An›tkabir’e her zaman yürüyebilirler. Ama e¤er Trabzon’un imaj›yla il-gili bir sorunlar› varsa, yanl›fl yere yürüyorlar. Trabzon’un imaj›n› bo-zan “ TAYAD’l› lara l inç giriflimi, Rahip Santoro cinayet i ve HrantDink’in öldürülmesi” ise, o zaman Tr a b z o n l u l a r, AAn›tk ab ir’e d e-¤il, f afl is t çet elerin, l inç gü ruhunu n ü zerine yü rümelid ir le r.

Atatürk’ten de¤il, faflist güruhun zarar verdi¤i kesimlerden özür dile-m e l i d i r l e r. ‹maj ancak o zaman düzelir.

Yalan›n bu kadar ›!“Kuzey Kore Lideri Kim Jong-‹l 'in Japon yap›m› bir araban›n yolut›kad›¤›n› görmesinin ard›ndan, tüm Japon yap›m› arabalara elkonu lmas› talimat›n› verdi¤i bi ld iri ldi.”

Belli ki bir emperyalist ajans servise koymufl. Biz Cumhuriyet’te rast-lad›k. Muhtemeldir ki baflkalar› da kullanm›flt›r.

Ak›l var, mant›k var... Yoksa yok mu? Evet hakl›s›n›z, bu haberi “ha-ber” diye gazetesine koyan›n gazetecili¤inden de, akli melekelerin-den ve mant›k yürütebilme yetene¤inden de flüphe etmek gerek.

Kat l iama haz›r l ›k !Yine Cumhuriyet Gazetesi’nden bir haber. “PKK kamplar›na 'sivil ka-muflaj'” bafll›¤› var. Devam›nda flöyle deniyor:

“TSK'nin kamplar› hedef almas› durumunda "Türkiye masum si -vi lleri öldürüyor" propagandas› yapmak için... PKK’nin, s›n›r›nIrak taraf›nda bulunan kamplar›na ‘sivi l kamuflaj’ yapmak içinh a rekete geçti¤i ve bu kamplar› köye dönüfltürdü¤ü belirlendi.”

ABD’nin Irak’ta, Afganistan’da uygulad›¤› taktiklere ne kadar da ben-z i y o r. Köyleri vuracak, ama önce o köylerin “terörist kamp›” oldu¤uyalan›n› yay›yor. Ve birileri de gazetecilik ad›na bu katliam haz›rl›¤›-na, bu yalana alet oluyor.

not düflüyoruz

25 fiubat 2007 / 93

Olmert Defol!