selÇuk Üniversitesi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d00198/1991_4/1991_4_filizs.pdf ·...

7
t - -- ··· --- ·- .1 Tasnif Ho. SELÇUK _ ÜNIVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi' DERGiSi : 1991 : 4

Upload: others

Post on 20-Apr-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

----...__.._--~

-~:.0::;;-;-.:~--T 12~3 t - --···---·- .1 ---~ ·--- ·· - -~·--

Tasnif Ho. ---.J..·------~-

SELÇUK_ ÜNIVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi'

DERGiSi

Yıl : 1991 Sayı : 4

MUHASi1Bi VE BAZI TASAVVUFi PROBLE·MLER

Arş. Grv. Şahin FiLiz (*)

Hôris b. Esed ·ei.~Muhôs,rbi, Hi-eri ll. yüzyılın 1boşı ile lll. yüzyılın başın­da ya.şo:mış olıaın H•k dönem muta·oo·wıf, ·mürtekellıi:m ve .muhoddisleri·nden­dir.~>Pek cok tasovvufi eserler~ · va.rd~r. -Bunla:r orasında en meşhuru "er­Riôye •i HukOkıj.fıloıh" adh eseridiir. Mı.Jhôs~bi, ta,sa•wufun bir dokt·ri·n ha.Hne getirilme·si·nde büyük paya sahiptir. Sünni tosa.vvufun ôdeta· il-kelerini dik­te eden bu büyük ımütefekkir, aynı zamanda ünlü sOfi Cüneyd-L Ba·ğdodı'

(v. 910 mHadii)ni,n de bizzat hocasıdır. Tasa•vvuf konusunda ehl-iı sünnet yolundan ayrıf·madığı ·g·ibi., sünni b~r tcsa·wuf düşüncesinin no:sıl ol:ması

gerekNğiıni de - ·heterodoks fı·rka·larla ·mücadele ederek- ·uzun uzun •zah e"tmektedir. Nassıo~ro bağhhğı; deruni ·tecrübenin, hayatınt şekiıl·lendi{me­si, ktSO:OO·, eh~ ... i sün·net'e bağlı ika•l .aıraık sOHyôn·e bi'r yaşayışa ·sdhiıp of;ma­sı ve bunun felsefes~nı~ yapması, tasavvuflo :jıJ.gm mes-afelerde isobetlıi gö­rüşler ortaya -koyobUmes~nde •büyük ırol oynomıştır. işte tas<lvvuta ve er­ooıbı·na yönel~iılen b~r :takım tenıkıj,tferi·, onun dUiyle (]çıklığo kavu_şturup ve­vaplomanın, zihi.~deki :bozı 'istifihamları ortodan •koldı·racağına ·inanıyoruz.

1Bazı t'Csa:vvufi problemleri ele olmada;n önoe, ıbun-lorlo direkt ala,kqlı oJa;n "insanın netsi'' hak·kında Mu'hôs;bbi'n'i·n ne düşündüğünü ve onu na­~ı~ tavsir et·tiğinıi 'bel'irlemek yeriınde ola·ooktır.

MuhôsLbi. •insonm va·rlfk- tarzını ·b~r bütün ola·raık ·kabul. eder. insanın ·nefsin·i de bu bütünlük ;oeriısine yerleşth·:tr (1). O, ~nsan ın nefsi·n:irn, ohioıki ·kötüfü:kferln 'nominol btr toplaımı ol·madığtnı acı-kco tesbit eder: "(Nefsiyle ·mücôdefe eden) 'bir k-ula düşen, ·kendini ·(nefsini) şehvet ve hevôdan, olı­koymaıktır. Bu. ıi.nsonın benHği-nıi, yani nefsi·nl ımeleği;n yetkin fı:tratmo dö­nüştür,me •külfietini ono yüklemez. Böyle bi-r şey zaten ·gereknlez. Onun yopa·cağı (tek şey), tobia·tının (nefs~niın) ·ooğı·rdığı f·kötülük)'den kend&ni obkoymasıdır." (2). Öyleyse nef.is, nominal bir va·rJ.ıik değH, talbii ıbiır cev­herdi•r. insa.nın nefistıen ayrı düşünülmesi veya, nefsı~n'tn gercekHği olmo.­va·n odsa·l bi·r tanrmdon ·iıboret görülmesi, onun taıbii haiki·ko•ti:ni i·nkar et­·mek deme·kti-r. Ne·fts şu ıho·lde ci.ft ··kutupl:u olup hem W·iye h~m de kötüye

<*> s. tt trMılyat ·Fa;kültesi Araştırma Görevlisi. {1) MullAsibi, el-Kasd · ve'r-Rücü Hallah, s. 7.6 -77, th. A. A. Ata, Beyrut 1976.

(2) Muhasibi, er-Riaye li HukQkillah, s. 250, th. A. A. Ata, Beyrut 1989.

l82 Muhasibi ve Bazı Tasavvufi Problemler ---·---·- - - --·-·· -------- --------

mütemôy· i, Jdiır. Muhôsrbi, bu temôyülü ·iy+ ve doğruya yönlendi·rmeni·n, in· saın ~irıaıde ve ımücahedesine bağlı olduğunu bi.Jdirir. .Muhôsıibl, -insanın

nefs'i.n·i tıO'bii biır ha-ki;kat olaırıO·k ·kabul ettiği i·c~n bizi, riyôzet ve mücahe. den·in. nefsıin bi·zza1 ·kendis·ine değ·il, onun ·kötü ·arzu ve heveslerine vö­

· nelıi•k olduğu sonucuno götürür. Öyleyse nefsiın kendisi değil, onun fi;iJ ve dovranışla.rı ıslah edi~lmeH. düzelti.Jmelidir.

·Mü.tef.ekkiri~mıi.zıi~n ins-a.nın nefsi ha;kikındaki görüşünü 'böylece ·incele­dik·ten sonro ta•savvufun ba:zı probl~emle.riıni· sırasıyl-a el·e alabHiri.z.

1 - Riyôzet ve Mücôhede

Tosav~vuf ıstıla1hında riyôzet ve ımücôhedıe, ahl:aki terbiye He a:/ıa·kolı

:muaımeleleri ·i·fade eder. Riyôz.et. terıbive ettiırmek. ·it-a.a:t e-tme~k; .mücôhe­de Ise, ·ice dônü•k mücadele oJ.mo:ktadır. Dolayısıyl·a· bu ·i·ki .. mua~mel·e o·hlak ·meselesi içerisinde ·mütolan -edi;len probJe.mlerdendiır.

Bu probJeım,i şöyle aroabi.fiıriz :

Tosavvu.fta nefis v~e nefs'in ohioıki haf.le·ri. •ile ilgif.i muamelelerden olan riyôz·et ve :mücôhede, bedene ve akl-a zaroır verdi.rici biır ta•kım uygulama­

:Jordaın ımı ·i'barettir? Eğer böyleyse aıynı şeyi ruhbanlar da tatbik etme·kıte4

d-ir. Şu halde rböyl·e biır ımuaıme-l·e· veya terbiıy;e yolu, Şeriat'e aykırı değ.il

midi·r?

Daha önce de ifade ettıiğ:i:miz g.J'bl ·Muhôsiıbl, insnnın ne·fs•ini· tabii bir vaırlı'k olarcık gör.meıkteydi. Bu cevher, hem iy.iJ:iğe, hem de .kötülüğe a•kı­

vereoek çift ·karaıkterlıi ibiır yapıya -sahiıp bulunmaktadır. Böyl•e olunca, Mu­hôsibi'ye göre, insanın varl,ık bütünlüğünde bizatihi yer al·an ·nefis değil, onun ·Oihla·ki ol·may.an fiilieri a~ncaık ri:yôze•t ve mücôhedeye konu oıa.oo'k­

tır. Müıtefie:kk1iri·miz şöyl·e der: ":Mü'·m,i·ni:n dini hususlarda -kend·ini tedavi ettiği en tesirH şey, ka·lbinden dünya sevgi-sini a:t'm·a·ktır. Bunun yolu, faıkr, · bi:r şeyi·n azlığı veya az şeyle yeHnmek, 'COk oruc tutma·k • .çök namaz i<ıl­

ma~k. cok ha:cc ve cihad etme'k deği.!dir. Aksi.ne bu yol, te·fekkür etmek, emel i ıkısa1ltr:nak, tevbe ve tohaırete .yönelıme·k, •ka ılpten büyüklük duygusu­nu cııka·rıp aıtımnk, tıevôzua. sanı~ma!k ... tır. " (3).

Muhôsiıbl bu .Jfodeler.ind~ ahlaiki te·rbiy·e maks·adıylıa bedene fizi.ki muamele·lerin gerekli ol.madığını i:mo etme·k·ted•ir. Bununla- beraber riyôzet ve ·mücôhedeyr biır :baş'ka verde şöyle a·nlıOtı·r: "Nefis. ~bedeni ·haz ve lez­zeUere düşkündür. ıBurado yaıpıla!ook 1iŞ. onu are bı'({ıkarak fr·enlemekitiır. Çünkü tokl·uk. deneti·m v~e kontrolü güoleşNrıir, coş-kunluğu ve serkeşli,ği tevliıt eder. Açlıkta ıise, üzüntü ve endişe vardır. Üzüntü ve endişe ise ıki·­Ş'i)"i aclığo ka•rşı dayanıklı ·kıiar. DolıayısıyJıa bu iiki terbiye yolu, şehvet ·,ve

(3) Muhasibi, Adabu'n-~üfOs, s. 100, th. A. Ahmet Ata, Beyrut 1988.

- '~

. _ ....

. :_.Jı ·-.Id

Arş. Grv. Şahin FİLİZ 183

tutkunluğu ortadan 'kaıldırır." (4). Bu son .ifadesi bir önceki.yle çel'işiyor gi­bidir. Ancaık d· i ıkkat/e i:noeleneoek olurso burada Muhösibi "sırf a.çlık"tan değil, tefek•kür ve ·ko:lp i·manyla· bütünleşen bir "aclı·k"ta·n söz etmektedir. Yani ona göre, nefsin riyözet ve mücöhede yoluyla- t•erbi.yes'i, bedene fi­zi·kl ~şkenceler uygulavara.k gerçe!kleşmez. Nefsin oc bıra.kıl·ması, bi:yolo­ji.k yapıyı yıpraıtma:k ioin değit aıhlo'ki ol·gunluğu, t:efekkür ve ka.J.p ·i•marı­

·nı sağlaırnak ioindi.r. Bu durumda, a·c kaılıma•k, aıh/aki olan'a· uloşmovı ko­lay,Ja·ştır·a.caık bir üsOI o/ıma·ktoıdı:r. ·Muhasibi, n·efsi, o·h/:a•ki davronışla·ra

sevketmek •i;oi•n da'imi bi~r .muhasebeyi şaırt ıkoşaır. insa·n nefi<s ·muhasebesi-ni bir an olsun elden bırokmamalıdrr. · ·

2 - Mutla,k Günahsizlık Problemi:

Mutla·k günahsızıbir ki·mse, ·Muhas.ibi.'ye göre ma,k·bul deği.fdir. Çün'kü böyle bir ku!, nefsi:yl·e muhoısebe e·tımeyi ·artık bırhka-caık bir m·akama· eriş­tiğini kaıbul etmektedir. Ha•lbuki Muhôsıi.b'i iınsa·nm nefs'ini·n c·ift ·kutuplu ol­duğunu, onu deva-mlı i.yi v-e a·h ·laıkl olan'a yönlendirmek icin rıiyöze-t v-e mü­cöhedeyi elden bırakimamak gere·ktiğini beliortmekteydi.

ProbJ.emıin aslı şudur: mutlaık günahsızJ.ıık hali, ~insanın her türlü ma­sivadaın s ı yrıla.mık taıma.men ·günahsız bir duruma- gel·ebi:l·eceği iddi:asıdır.

Acaba· •insan "masivadan jkül/iyye·n sıyrılabil.iır mi.? Eğer h,er türlü ma­sivadan sıynlaıbiHyors-o, mutlaık bi·r gün-ahsızlık haıli-ne hürünebil·i-r mi?

·Muhasibt-'nin insa·n·ın nefsini nasıl ta.svıi.r etti.ğiın.i ·görımüştük. Haıtırla­

ya·ooık olursa·k, ona göre nefis, taıbil bir varlık olup h:em iyi'l·ik ve hem de kötülük yapabilir. Şehvet ve h evanın peşinden gidebildiği. gibi, ahlaki ve er­dehıJ:i olan şeyl·eriın ·emrine de verH,ebi;fıir. Bu manada ol·maik üzere Müte­fek'kiri·m•iz söz ·konusu proble·mi, herşeyden önce, insanın varılık-taırzına

yönelttiği ·küiH baıkışla çözmeye çalışır. Muhösiıbi. insa·nın nefsini bütün fonksiyonları ve tabii ho,ki·ka11iyle göz önüne a·ldığı ic·in, nefsi bir ·real;i.te olor·aık kabul ·etmektedir. insanın ~ne·fsıi mele,ki fıtn:ııtto·n fa:rklıdır. Çünkü ·melekl·er- ·ins:anl•ari·(J·, a~kı·l ve bas·i-ret üzere yaıratıln~adıa müşterek olsal·aır

do ·arzu, şehvet ve diğer caniılaıra zo•ror veren nöhoş ·meşguHye.Uerdıen,

daha önemHs.i. isyanka.rJ.ı'kta•n uzaktırloır. "Çünkü onlarda ne şehvet ne taıbi-i aırzu bulunmaz." (5). Halbuki insan böyle değHdir: "Nasıl yaratıldığı­nı ve neyle emrolunduğunu aıkl·e·t; fıtratı·nı aynen ~mele1k fıtrotınao oevitiıp,

onun bu tabii hal·inin değişmes·ini bekleyere-k i;taa•t'i e·lden bırakma. Düş­man (-şeyta.n ve nefs i hazlıa·r) 'm, (düşma·nlığındıa.n) vazg,ecNğ·ini, (-a:rtık ·bi·r daha) vesvese vermeyeceğ.ini sanma. Cünkü ·o, s·eni Habb'ine itaatten a:lıkor." (6}.

(4) A.g.e., s. 87. (5) Muhasibi, er-Riaye li Hukükillah, ~- 251. (6) Muhasibi, er-Riaye li Hukükillah, s. 251 - 252.

184 Muhasibi ve Bazı Tasavvufi Problemler ------------------ ----------------

Muhôsiib~ şu ha:lde. ·insanın pstkoloji·k. bi:yoloj~k v.e ohioıki fonks·iyon­lorrının kaynağı ola:n "hen, nefi·s veya. fıtrat"tan sıyrıJımanın . im'kaını olma·- ­dığına ina.nımo·k·tadır. Cün'kü o, · i·n-sanın nefs)yle ·meleğin fı!ratının aıyrı ayrı özel/ıilklerle ya·ratıldığıını. söylıeınıekteyd•i. Öyleyse Mutaısav·vıfı.mızo göre in­sa-n. k-endi özünde'ki mosi-va ol·a·n ·nefls ve onun fon,ksiyonlaınnda;n ~küiJıiy~

yen fan• ol·omoıma'ktadır.

Acaba 'i ·nsaın, kendi nefsi yada bedeni va·rlığı dışında·ki mosivadan ta·mcr.men sıyrıla:biHr ımi?

·Mütefekkiır·i•miz·in bilg·i problemini ·nasıl değerlend-irdiğini kısoco ele olalım: Ona ·göre, iıoinde yaşadığımız maddi ôlemin belf'i. bir geroeklliği va•rdır. Bit:g,i·mizin !konusun.u Hk olo:raık "ayôn-ı zöhir ve naslaır" (7), :insa­n-ın bizzaıt ·kendisi. anne.lba:bası, yer ve -gök (8) oluşt-urmolk,todır. Tosovvu­fi bilgiye, bu maddi ô·lemden "itrbar" yol-uyla: -ulaşan .Mutasavvıfımız, tabie­tiyle fnsa·nın "ben"i- ile, "ben"i dışındo'k·i şeylerden ·meydana, gelen fizi'k ö-l:emden müsta.ğ·n'i _ ık,alımomaıkta, mosıivadaın ta:moım·en bigô-ne olıunobi;le­

ceği problemi·ne pek olumı.u ıba'kıma:malktodı-r. Anoa·k şunu h~men bel-irte­!ıim: Onun nefse ve maddi ôlen're oJıaın :Hgisi., "ne-fsin bütün a:rzuloınna uy­mak ve fi.zlk aleme bağlanmaık" nokta'sında görülımemelidir. Niltek'i'm onun molı, " -en büyü-k fesaıd S·ebeb~" saydığını (9) gözden uzo'k tutma·malıdır.

Hatta o, .ma. l · ı terık-etmen:i•n, bi,t'ıiktiırmekten daha faziletli olduğunu SOIVU­

nur (10). Nefse ge·l-ince, ,Muhô&ibi, değ-Ll ·nefıse·uymo•k, onun -bi·r an bile ıboş bı-ro1krfmosını hoş görımez (11}.

Aoaıba Muhôsibi ·masivo 'ile 1ha:ng~ an;la·mda bir j,!ıişki kurıma'k istem-ek­tedir?

Başta da belirt-tiğ-iımiz gıibi, o, tosavvufi h!· l ıg·iyıi fizi'k ôlemden ko·l-ka-ra,k elde eıtmek,teydi. Diğe-r ta·rıa1ftaın, nefsi.n tohH ~eaıli~tesıini kabul ed-işi -de, ":insa'n yarotılışı"nın dünye,vi ·ih·riyaç·fa,rfa ımecburi if.iışk•i·&inden ilert. ·gel-iır.

Kısacaısı, insaın ve nefsi, rmasivo ile "bj,l:gL ve jtaıbii-zorunl·u iıl•iŞiki·ler" iıçeri­

sinde bulıunmaık zorundadır. Bu onun ·maddi va-rlığının devamı i·oi-n zorun­lu biır mün6sebet olduğundan. ·maddi dle·mle i·l :iş•k'is· ini bütünüyle ;kopa:ro­maz.

M-ulıôsVbi'ye göre, insa-n ta:bio,tr şehvet, ne·f-si arzu ve i.şt·iıyaıkfo·rda•n

onn~mış melek toıbiotıno dönüşemeyeceğ•i:ne göre, onun düşünce siste-

(7) Muhasibi, Maiyyetü'l-Akl ve Manahu, s. 206 vd., H. Kuvvetli Neşri, Beyrut 1971.

(8) Muhasibi, Amalü'I-Kulub v€:'1-Cevarih, v. '27b vd. (9) Muhasibi, en-Nasayıh, s. ll - 36, th. · A. A. Ata, Beyrut 198'2. (10) A.g.e., ·s. 29. {ll) Muhasibi, Adab,. s. 55, 62- 72; el-Kasd, s. ll- 16; Risaletü'I-Müsterşidin,

s. 34- 51, th. A. Ebt1 Gudde, Halep 11}64. < 12) Muhasibi, er-Riaye, s. 2!>0- 2'52.

Arş. Grv. Şahin FİLİZ 185 - ----------·---------

m-inde "mutla•k -günahsızfı•k" probl·emine rostlıaımok (12) müm'kün gorun­memeıktedir. Cünikü nefis, deva·mlı 'bir muhasebe ve ımücôhedey.e tô1bi ol­malıdır. Muhô~iıbi ıbu hususu ·şöy-J.e dHe ·ge~ir+r: "K-a·lbiın bozuk alımasının temeli, nefis ·muhôsebesini terket-m-ek ve ·uzun emellerle aldanmaık:tı-r.'" (13).

3. - Arnelin irade· ve Şevksiz Yapilmasi Problemi:

SOfi.ler mahaıbbetuHahla meşgul -olup, ·kendilerin-i ta·maımen Mahbub'a ve·rdi ·klerıi icin, fiıi-1 ve dav-ranışlannda -irade ve şev-klerini kaybettiıkierini

öne sürmeleri sebebiyle tenk·ide uğr-aımışlordı-r. ·

Acoba •kul, i-radesiz bir da-vro-nışta bu~una-biltr m•i? Kulun olgunluğu, hiç bir kodeye sahip ol-ma-masına -mı :bağlıdı-r? irade ve şevk yoksa Mah­

. bub'tm sevg·i-s:i nasıl kazanılobi-Hr?

·Mutıa-sa.vvıfımız, bir a•meN·n "irade ve_ şevksiz" yapılacağı fikr-ine ·ka­tı- l :maırna!k·tadr·r. Ona göre. "-her fiıi-lden önoe ni.yet ve ıi·rôde gelmekte­diır (14}. Ahıla1k felsefesiın-in nirengl noktasını insan ·i:radesi•ni·n oluşturduğu­n-u sa,vunon M'Uhôsıilbi .içi-n, •herhangi bir o·me·l veya f.iil~ın iıradesiz meydana gel-eceği elbette düşünülemez (15). Şaıyet Mutasavvıfımız, irade ve niyeti kulun da:vranışlarına ıbir temel olo:ra;k a·l·masa.ydı, "eğer maırıifeden önce bir şey -gelecek olsaydı, bu, j,rode olurdu." (16) demezd~.

Acaba -insa-n, herşeyi Allah'o t-efvi-z ed~p O'nun ka-zasına. rıza göster­diği a·nda do mı 'keın·di i-radesini· kulılanmaıktodır? :Muhôsiıbi. tefvi:z ve -rıza oşa-masında kulun •mariıfete ulaştığını ve bu yüzden ondar ne bir ijrade ne de .n;iyet koilımodığını söyler (17). Burada insan ·kendiıni ta·ma·men Mah­bub'a verm·iştir. Cün-kü !marr-ifet mo·kaniına uloşıncaıyo. kadar hep iıradel·i ve ntyetııi •fi:i=l-l-eriy.le ha·reket etmişNr. Marifet .ma,kaımına ulaştığı-nda da "i·rade ve -n~yeHni:n yok ol-ması", ıAI-Iah'ın burıla-rı kuldan oek-iıp afımasıyla

değbl., "-Kulun, Al ·la'h'ın rka:ıası-nı kalıp huzuruylo ka·rşılo·ması" (18) sebebiy­lecHr. Yani k-ul, Maıh'bub'a- ·kendi isteğ-iyle ~tesl·i-m olup, h·erşey-i-nıi O'na tef­viz (hava:le) etm:işUr (19}. Anlaşıldığına. göre .Mütefek-k'i!rimiz, ·irade ve iş­

ti-ya•ksız -olaroık bir fiii'i1n g·erce·kleştıir-ilebileceğ·ine kôni- deği-ldir. A-ncoik, böy­le bir •maka-mda', kulun vecd ve is·tiğ-ra·k ha·li yaşavıp yaşa·madığı ·kon-usun­da -Muhôsıiib'i herhaıngi bi·r oçı·k•lama~a git·me·mektedir.

4 - Rtza Problemi :

i-rade -hürriyeN He ya-kından a;la•kal-ı olan "rızô'' hususundaı da -bir ta-

(13) Muhılsibi, Risaletü'l-Müsterşidin, s. 63. (14) Muhasibi, er-Riı\ye, s. 241. (15) Msl. bkz. Adab, s. 104- 105. (16) A.g.e., s. 1'20 - 121. (17) ·Muhasibi, Şerhu'l-Marife ve Bezlu'n-Nasiha, v. 2-a, Ş. Ali Paşa, nr. 1345/9. (18) MuhAstbt, el-Kasd, s. 58. (19) Mu-hasibl, Risı\letü'l-Müsterşidln, s. 64.

186 Muhasibi ve Bazı Tasavvufi Problemler ~------------------------------------------------

kım tartışmala·r yapılmaıktadır. SGtHer. Allah'tan gel,en herşe·ye rıza göste­ri·lmesi gereıktiğini ifade eder/erken, onla-rın, rrz·a'yı yanlış te'vil ettikleri· iddia edilımektedir. Ş·i·mdıi bu probl·emi ·Muhôsibi'nin kana·ati etrafında toh~ f.iJ et·mey.e co·J.ışohm:

Rızô nedir? Rızô, AHah'ın takdir ·~t·ti ·ği herşeyi koliben kabul edip be­nimsemek midi:r? Aco·ba "·AIIaıh'ın takdir ettıiği "herşey"den k·asıt nedir? O'nun -kaz.ası i·certs'i·nde, birbirine zıt olav ve durumlar da söz·konusu mu­dur? Eğ·er böyleyse, Allarh'ın "Takdir ve . hÜikmettiği." küfür, fısk ve isya­na da "rıza" göstermek ·mi· gereki;r?

Muhôsibi"ye ·göre nzo, "oereyaın eden kazayı kalp sev·i:nciyle ·karşı·lo­

ma,ktır. Bunun zıddı ,ise, "öfke"diır. Yani. Al ·la'h'ın ta-kdk ettiği şeylerin vu­kOuna karşı cık·maktır (20}. Rıza ma:komına ul ·aşmanın yol.u küfre ve fıska

rdzı olma1k değil, Mutasa·vvrfr·mıza göre, kalbin, Allah'ın yarattığı kazasın­do ôdil olduğunu ·bilmes·idi.r. Bu da, "aikıllıların bas~iret gözüy·le gördüğü, kalpler.in ya·kinen · inandığı, ne·fislerin idrakine vardığı ve bütün bunlara­"iHmler"in şdhidJ.irk e.ttiği za,man olur. Bu ne deımektir: Akıl, ka·lp, nefi-s ve .iHmler. A•llah'ın maha:öbet ve ihtiyarında ·mahiOku ic·in hayırlı olduğunu .

bi·ldiği şeylerde meşi;etiıni (.irades·ini) icrö ettiğine, inanıp bil·irler. Ve (bil~- ·

hassa) •ka·fpler de, "·adôletin başk·a· bi.r eşi oJ.mayan tek bir ·ila·htan tecelN etti·ğ'ini bil·i·r. Organl·ar is·e, All ·ah'ın ka:z.asındo ôdi!l olduğunu bıilen bir kulo kaırşı dilsi·Z kaılırla-r." {21).

nemek oluyor ·ki · Mutasa,vvıfımız rızöyı, şi·rk ve ·küfre razı ol;ma·k anio­mında kullonma•m{]ktadır. Bu sebe'ble, tasav-vuf ·erbabının rıza kavramıyla

:kastetıtikler· t ~inkıyôd ve tesl•imiyetin, isyan ve 'küfürle h~çb·ir ilişkiris bulun­mamak~adır. işte bunun en net acı·kla·masını da Muhôsibi'de görmekte­yiz.

(20) Muhasibi, el-Kasd, s. 58. (21) Muhasibi, el-Kasct, · s. 57.