sayı.docx · web viewdiğer batı afrika ülkelerinden olan nijerya ve senegal kendi ülkelerinde...

51
0

Upload: others

Post on 18-Feb-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

0

Page 2: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

KÜNYE

1

Page 3: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………………2

TÜRKİYE, AB VE KIBRIS SORUNU ……………………………….………..………..3

AMERİKA HABER ANALİZ………………………………………….………………...6

GÜNEYDOĞU ASYA HABER ANALİZ……………………………….……………...12

ORTADOĞU HABER ANALİZ…………………………………………………………13

AFRİKA HABER ANALİZ……………………………………………………………….18

AVRUPA HABER ANALİZ………………………………………………………………21

AVRASYA HABER ANALİZ……………………………………………………………27

2

Page 4: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

TÜRKİYE, AB VE KIBRIS SORUNU

Hakan Özkan1

[email protected]

Kıbrıs meselesi Avrupa politikasında uzun süredir tartışılan bir siyasi sorun haline gelmiştir

ve sayısız görüşmelerde uluslararası yardımlarla, Türkiye ve Kıbrıs tarafları arasındaki kavga

düzeltilmeye çalışılmıştır, fakat farklı görüşler grupların kafasına iyice yerleşmiştir.

Görünüşe göre Türkiye’nin AB-müzakerelerinin beraberinde Kıbrıs anlaşmazlığı görüşme

konularının merkezi haline gelmiştir. Kesin olan ise, bugünkü zamanda Kıbrıs sorunu

çözülmeden Türkiye’nin Avrupa’nın kalbinde bir tam üyeliğin gerçekleşemeyeceğidir.

AB’nin birleştirici ve tarafsız bir rol üstleneceğini hesap edenlerin çok kısa sürede gözleri

açılmıştır: Avrupa Heyetlerinin Türkiye’nin aleyhine belirgin olarak taraf tuttukları çok çabuk

açığa çıkmıştır. Ancak bu anlaşmazlığın esas nedenleri nelerdir ve tarafların tutumları nasıl

açıklanabilir ?

Tarihsel olarak bakacak olursak bilhassa gerek etnik gruplara ayrılma, gerekse de Kuzey ve

Güney Kıbrıs arasındaki ekonomik dengesizlik on yıllar boyunca süren anlaşmazlığın bir

ifadesidir. 60lı yıllarında Kıbrıs’ın bağımsızlığı konusunda İngiltere, Yunanistan, Türkiye ve

Kıbrıslı uyuşamayan tarafların temsilcileri arasında başlatılan görüşmeler diplomatik tanıma

ile sonlanmıştır.

Kıbrıslı Türklerin ilk darbe anlamında hiç bir saldırgan davranışta bulunmadıkları dikkate

alındığında, Kıbrıs anlaşmazlığının tarihi nedenleri birinci derecede Yunanistan’ın ve

Garantör ülke İngiltere’nin politik motiflerinde aranmalıdır. Bu teori için en iyi örnek Taksim

ve Kıbrıslı Türklerin gösterdiği giderek daha güçlenen Enosis çerçevesindeki birleşme

çabalarına karşı savunma reaksiyonudur. Türk Müdafaa Teşkilatı TMT’nin kurulması da

sadece yeraltı örgütü EOKA’nın giderek artan terörist faaliyetlerine karşı kendi halkını

koruma niyetinde olmuştur.

Rumların ve Türklerin Kıbrıs’ta barış içinde beraber yaşaması ilk etapta Büyük Britanya’nın

stratejik çıkarları ve Kıbrıs-Rum-Birliği ile Yunanistan’ın içindeki nasyonalist akımları

nedeniyle bilinçli tehlikeye atılmıştır. Yunanistan’ın güney kısmı ile Türkler tarafından

koruma altına alınan kuzey kısmı arasındaki çatışmalar ilk olarak, Büyük Britanya’nın o

zamana kadar oldukça barış içinde birlikte yaşayan etnik grupları jeostratejik çıkarları

1 Yrd.Doç.Dr., Karabük Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü

3

Page 5: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

nedeniyle birbirine düşürmesiyle tırmanmıştır. Ama Büyük Britanya için adaların giderek

azalan önemiyle birlikte şimdilerde artık Kıbrıs’ta çatışma tarafları arasında kurulan

bağımsızlık hareketleri savaşı, her birinin Anavatanları olan Yunanistan ve Türkiye’nin askeri

desteğinden emin oldukları bir kaba kuvvete dönüştürmüştür. Yeraltı örgütü EOKA’nın

yanında düzenli silahlı kuvvetler ENOSIS-fikrinin yeniden güçlenmesine katkıda

bulunmuştur ki, bu da 1974 yılındaki ulusal muhafızlar ordusu aşırı sağcı subaylarının yaptığı

bir darbeyle zirveye çıkmıştır.

Kıbrıs anlaşmazlığı zamansal açıdan bakıldığında Birleşmiş Miletlerin en uzun görev alanıdır,

bu arada müzakere ve arabuluculuk denemelerinin yanı sıra Kuzey ve güney Kıbrıs arasında

tampon bölgenin kuruluşuyla birlikte askeri opsiyonlardan da faydalanılmıştır. Ancak bu

görüşmeler çok ağır yürümüştür ve birbirinden çok uzak çıkarlar nedeniyle müzakerelerde

nihai bir karar elde edilememiştir. Bugüne kadar uluslararası ülkelerin büyük bir bölümü

KKTC’ye politik kabul göstermekten kaçınmaktadırlar. Bu nedenle KKTC dış politika

açısından Anavatan Türkiye ile olan ilişkileri dışında tamamen izole edilmiştir.

Kıbrıslı Rumların çoğunluğu 2004 yılında adayı birleştirme içeriği olan annan planına karşı

oy vermiştir. Bu plan esasında adaya Kıbrıs Cumhuriyeti AB’ye girme müzakereleri

çerçevesinde kesin olarak barış getirecekti, ancak bu çabalar sonuçsuz kalmıştır. Bütün

katılımcıları şaşırtıcı bir şekilde şimdiye kadar bunu bloke eden Kıbrıslı Türkler Annan

Planını onaylamışlardır.

Şimdiye kadar hem Kıbrıslı Türk halkı hem de bunların siyasi temsilcileri referandum öncesi

ve referandum esnasında müzakere için çok büyük istek göstermişlerdir. Birleşik bir Kıbrıs

gelmesi ümidiyle sürdürülen barış müzakerelerinin kesin olarak başarısızlığa uğraması bu

nedenden dolayı Kıbrıslı Rumların hatalı davranışı olarak yorumlanmak zorundadır, zira bu

tarafın yıllarca süren iddialarının aksine, gerçekten bir birleşmeyi kabul etme istekleri

olmamıştır. Gerek uluslararası birlik, gerekse de Türkiye Kıbrıslı Rumların davranışlarından

dolayı kendilerini kandırılmış görmüşler ve şimdilik diğer adımları dondurmuşlardır.

Ancak Türkiye ile AB’ye giriş müzakerelerinin başlamasıyla birlikte tekrar bu görünüşe göre

sabit olan yapılara yeniden hareket gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, on yıllar içerisinde

Avrupa Birliği ile giderek daha sıkı ekonomik ve siyasi ilişkiler kuran¸ tam üyelik çabası

içerisindedir. Ancak bunun için ilk etapta yurt içi reformlar ile Kıbrıs sorunun çözüm şartı ön

planda gözükmektedir. Bu yönde Türk Hükümetine iç politikada, AK Partinin şimdiye kadar

olan müzakere stratejilerini yetersiz olarak eleştiren muhalefetin baskıları giderek artmaktadır.

4

Page 6: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Sorun olan, AB’nin Kıbrıs gibi bölünmüş bir ülkeyi, gelecekte bir tekrar birleşme çözüm

seçeneğini dikkate almadan üye olarak Avrupa Birliğine kabul etmesidir. Bunun altında

özellikle uluslararası ekonomik yaptırımlar ve siyasal izolasyonlar yüzünden Kuzey Kıbrıs

Türk Cumhuriyeti ezilmektedir. Adadaki tekrar birleşme ile ilgili bakış açılarındaki

farklılıklar nedeniyle birçok AK-Parti politikacıları Kıbrıs sorununun AB-Müzakerelerinden

çıkarılması için uğraşmaktadır, ancak AB hala öncelikli olarak Kıbrıs Cumhuriyetinin Türkiye

tarafından tanınması ve Kıbrıs’taki Türk Limanlarının uçaklar veya gemilere açılması

talebinde ısrar etmektedir.

Türkiye Cumhuriyetinin güçlü ekonomi ve siyasi istikrar nedeniyle giderek artan öz güveni

sayesinde AB’nin Türkiye üzerinde baskı oluşturması zorlaşacaktır. Kıbrıs uyuşmazlığı

kuşkusuz Türkiye’nin tam AB üyeliği önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Bu sadece

gereksiz gerilimlere yol açmaktadır ve burada kaçınılmaz olarak AB’nin Türkiye’yi sadece

“ikinci sınıf üye” olarak kabul etmek istediği izlenimi oluşmaktadır. Ancak hafife alınmaması

gereken diğer bir olasılık da Türkiye’nin AB‘deki ekonomik krizler nedeniyle müzakere

masasından tek taraflı olarak geri çekilmesidir.

5

Page 7: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

AMERİKA HABER ANALİZ

Bush İşkencecileri Vatansever Olarak Tanımladı (15 Aralık 2014)

Eski ABD Başkanı George W. Bush, 11 Eylül saldırılarından sonra terör şüphelilerine yönelik

uyguladıkları gözaltı ve işkence yöntemleriyle eleştirilen ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı

(CIA) yetkililerini savunarak, "Onlar vatanseverler" dedi. Bush, "Bizim adımıza CIA’da sıkı

bir şekilde çalışan insanlara sahip olduğumuz için şanslıyız. Bu insanlar vatanseverler.

Senatonun raporu ne söylerse söylesin, eğer onların ülkemize olan katkılarını azaltırsa, (rapor)

hedeflenen asıl amacından uzakta demektir" ifadesini kullandı. Bush, "Ben yöneticileri,

yönetici yardımcılarını biliyordum. Birçok operatörü biliyordum. Bunlar iyi insanlar,

gerçekten iyi insanlar ve bizler millet olarak onlara sahip olduğumuz için şanslıyız”

değerlendirmesinde bulundu. 

100 Somali'ye Bedel Savunma Bütçesi (13 Aralık 2014)

ABD Kongresi, Başkan Barack Obama’ya Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı mücadele

kampanyasını genişletme yetkisi de tanıyan, 2015 yılı için 585 milyar dolarlık savunma

bütçesini onayladı. Bu yasa tasarısında, IŞİD’e karşı hava saldırıları için 5 milyar dolarlık

bütçe öngörülüyor. Irak’a bin 500’e kadar ek Amerikan askeri gönderilebilmesinin yolu açılan

tasarıyla yine Irak'a eğitim ve ekipman yardımı için 1,6 milyar dolar ayrılıyor. Tasarı ayrıca,

Obama ve Pentagon’a Suriye’deki ılımlı muhaliflere eğitim ve ekipman temin edilmesi

planını yapma yetkisi de sağladı. Genel anlamda tasarı, Amerikan ordusu için 521,3 milyar

dolar, Afganistan ve Irak’ta yurt dışı operasyonlar için de 63,7 milyar dolar bütçe öngörüyor.

ABD'nin savunmaya ayırdığı miktar, 5,8 milyar dolarlık bütçeye sahip olan Somali'den yüz

ülkeye bedel geliyor.

ABD Elçiliği Gaziantep'e Bir Saldırı Olacağı Yönündeki İstihbarat Bilgisini Türkiye İle

Paylaştı (4 Aralık 2014)

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, Gaziantep'te aşırı uçlardan grupların saldırı planladığına

ilişkin duyumlar aldıklarını belirterek Amerikan vatandaşlarını, başta Gaziantep olmak üzere,

Suriye sınırı yakınlarındaki kentlerden uzak durmaları konusunda uyardı. Açıklamada, ABD

Büyükelçiliği, 'Amerikan vatandaşlarına anımsatmak isteriz ki Türkiye'nin Güneydoğusu

genel olarak sakin, ancak bu durum herhangi bir uyarı olmaksızın değişebilir. Amerikan

vatandaşlarını Suriye sınırı yakınlarına seyahat etmemeleri konusunda uyarıyoruz' denildi.

6

Page 8: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Kanada'dan Ebola İle Mücadeleye 21 Milyon Dolar Bağış (27 Kasım 2014)

Kanada, Ebola salgının etkili olduğu 3 Afrika ülkesindeki çalışmalara destek için 20.9 milyon

dolar daha yardımda bulunduğunu açıkladı. Yapılan 20.9 milyon dolarlık yardımın, Gine,

Sierra Leone ve Liberya’da organize olan 10 yardım kuruluşuna verileceğini kaydeden Rona

Ambrose, ülkesinin bugüne dek Ebola ile mücadele için 113.5 milyon dolar yardımda

bulunduğunu bildirdi.

Sınır Dışı Edilen Göçmen Sayısı ABD'de Arttı (3 Ekim 2014)

ABD'de, Barack Obama yönetiminin 2013'te sınır dışı ettiği göçmen sayısının 438 bin 421

kişiyle rekor seviyeye çıktığı bildirildi. ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın açıkladığı göçmen

istatistiklerine göre, Obama yönetiminin göreve gelmesinden bu yana, sınır dışı edilen yasa

dışı göçmen sayısının 2 milyonu geçtiği belirtildi. Geçen yıl sınır dışı edilenlerin sayısı

2012'ye göre 20 bin, 2011'e göre ise 51 bin arttı. 2013 yılında 438 bin 421 kişi sınır dışı

edildi. Bu sayıyla, bir yıl içinde gerçekleştirilen sınır dışı işleminde rekor rakama ulaşılmış

oldu. 2013'te sınır dışı edilenlerin yüzde 44'ü, sınırda yakalandı ve mahkemeye çıkarılmadı.

Sınır dışı işlemlerinin yüzde 40'ını ise haklarında sınır dışı kararı olanlar oluşturdu.

IŞİD Koalisyonunda Artık Kanada da Var (9 Ekim 2014)

Önceki gün federal mecliste oylanarak kabul edilen IŞİD tezkeresinde öngörülen Kanada

askeri varlıkları, ABD öncülüğünde yürütülen operasyonlara katılmak üzere bölgeye ulaştı.

Kanada Savunma Bakanı Rob Nicholson yaptığı yazılı açıklamada, Cold Lake Askeri

Üssü’nden kalkan 6 CF-18 savaş jeti Kuveyt’e, Trenton Askeri Üssü’nden kalkan 1 CC-150

Polaris tanker uçağı ve Greenwood Askeri Üssü’nden kalkan 2 CP-140 Aurora gözetleme

uçağı ve 1 özel hava ikmal uçağının da Bahreyn’e vardığını duyurdu. Açıklamasında IŞİD’in

sadece bölge için değil, Kanada için de ulusal bir tehdit haline geldiğini kaydeden Bakan

Nicholson, askeri uçaklarla birlikte giden 600 askere de cesaretlerinden dolayı teşekkür etti.

Kanada Ordusu’na ait askeri birlikler, Bahreyn’deki Koalisyon Hava Operasyon Merkezi

tarafından komuta edilecek.

ABD'de Çocukların Üçte Biri Yoksul (3 Kasım 2014)

Dünyanın en zengin ülkesi olan ABD'de yaşayan çocukların üçte biri yoksulluk sınırının

altında yaşıyor. UNICEF tarafından yayınlanan bir raporda, ABD'de yaşayan çocukların üçte

birinin ülkenin kişi başı milli geliri olan 31 bin doların yüzde 60'ından daha az gelire sahip

7

Page 9: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

oldukları belirtiliyor. ABD'de yaşayan çocukların yüzde 32,2'si yoksulluk sınırı altında

yaşıyor. Bu oranla birlikte ABD, UNICEF raporunda yer alan 41 ülke içerisinde 36'ıncı sırada

bulunuyor. ABD'nin zıddına Norveç'te yaşayan çocukların yüzde 5,3'ünün açlık sınırı altında

yaşadığı belirtiliyor.

Obama: Çin Üzerinde Tahakküm Kurma Amacımız Yok (11 Kasım 2014) 

ABD Başkanı Barack Obama Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (APEC) sırasında

yaptığı açıklamada , ''Çin'i zapt etmeye çalışmıyoruz. Müreffeh Çin'in yükselişinden

memnunuz" dedi. Obama, "İstikrarlı ve müreffeh bir Çin'in, tüm dünyanın güvenliği ve refahı

için önemli olduğunu" vurguladı. Obama, ABD ile Çin arasındaki büyük ticaret hacminin hem

iki ülke için istihdam ve hem de küresel ekonomik büyümeye katkı sağladığının altını çizerek,

Ar-Ge alanındaki ikili işbirliğinin de birçok bilimsel keşif ve buluş getirdiğini söyledi. Kore

Yarımadası ve İran meselesi gibi birçok uluslararası konuda dünya barışı ve güvenliği için

Çin ile ortak hareket ettiklerini aktaran Obama, iklim değişikliği ve Ebola virüsü gibi

problemlerde de sonraki nesillere daha iyi bir gelecek bırakmak adına yine Çin ile ortak

mücadele halinde olduklarına işaret etti. Obama, ABD ve Çin arasında halen "bazı fikir

ayrılıkları" olduğunu dile getirerek, Şi Cinping ile "açık ve samimi" bir şekilde görüşmeyi

beklediğini belirtti. "ABD'nin, Çin'i yavaşlatarak zapt altında tutmaya çalıştığı" yönündeki

iddiaları kesin bir dille yalanlayan Obama, "Kalkınan, barışçıl ve müreffeh bir Çin'in

yükselişinden memnuniyet duyuyoruz" diye konuştu. Obama, IŞİD ve siber tehditler gibi

konularında da Çin ile ortak mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Arjantin'de 15 Cuntacıya Müebbet Hapis (25 Ekim 2014)

Arjantin’de aralarında eski polis, asker ve sivil güvenlik memurlarının bulunduğu 15 zanlı

çıkarıldıkları mahkeme tarafından ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Dava başkent Buenos

Aires’in 40 kilometre güneyinde bulunan La Plata eyaletindeki Federal Mahkeme’de görüldü.

Zanlılar 1976 ile 1983 yılları arasındaki askeri rejim boyunca yaklaşık 100 kişiye işkence

edip, muhalifleri öldürmekle suçlanıyordu. Ömür boyu hapis cezası alan zanlılar, mahkemeye

katılan vatandaşlar tarafından ‘katiller’ sloganları ile protesto edildi. Mahkeme salonunda

insan hakları savunucusu Estela de Carlotto da bulunuyordu. Carllotto’nun annesi 1978

yılında çıkan olaylarda öldürülmüş ve uzun yıllar ailesinden uzak kalmıştı. Bugün 36 yaşında

olan Carlotto, mahkemeye yapılan DNA testleri sonrası kavuştuğu annanesi ile katıldı.

Mahkemede ayrıca dört sanık 12 ile 13 yıl hapis cezası alırken, diğer iki sanık beraat etti. 15

zanlıların suçlarını Buenos Aires şehrinin kırsal kesiminde bulunan La Cancha Tutuklu

8

Page 10: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Evi’nde işlediği öğrenildi. Yaklaşık 7 yıl süren askeri rejim boyunca Arjantin’de yaklaşık 13

bin kişi yasa dışı yollarla tutuklandı. Bu kişilerden birdaha haber alınamazken, diktatörlük,

yüzlerce muhalif ailenin bebeklerini çalarak, bu çocukları kendi sempatizanlarına verdi.

Brezilya'da Rousseff Yeniden Devlet Başkanı Seçildi (27 Ekim 2014)

Brezilya'da yaklaşık 143 milyon seçmenin büyük bölümü, ilk turu 5 Ekim'de yapılan devlet

başkanlığı seçimlerinin ikinci turu için sandık başına gitti. Seçimlerde mevcut Devlet Başkanı

ve İşçi Partisi'nin adayı DilmaRousseff ve merkez sağın adayı AecioNeves yarıştı. Rousseff,

yaklaşık yüzde 99'u sayılan oyların yüzde 51,5'ini alırken, rakibi Neves ise 48,5'te kaldı.

Rousseff'in zaferi, 12 yıl önce iktidara gelen İşçi Partisi'ni 2018'e kadar yönetimde tutacak. İki

aday da Güney Amerika'nın en büyük ekonomisi olan Brezilya'yı daha da geliştireceklerini ve

ülkeyi daha rekabetçi bir konuma getirecekleri vaadinde bulunmuşlardı. Seçimlerin ilk

turunda Rousseff oyların yüzde 41'ini, Neves yüzde 33,8'ini, Sosyalist Parti'nin adayı ve eski

Çevre Bakanı Marina Silva ise oyların yüzde 21'ini almıştı. Silva, ikinci turda merkez sağın

adayı Neves'i destekleyeceğini açıklamıştı.

General Kaçırıldı, Barış Görüşmeleri Askıya Alındı (17 Kasım 2014)

Kolombiya yönetimi, bir ordu komutanının kaçırılmasının ardından Kolombiya Devrimci

Silahlı Güçleri (FARC) ile yürüttüğü barış görüşmelerini askıya aldı. Askeri yetkililer, Tugay

Komutanı General RubenDarioAlzate'nin pazar günü Choco'da FARC militanları tarafından

kaçırıldığını bildirdi.  Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, kaçırılan

General Alzate'nin "sağ salim" serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Santos, Alzate serbest

bırakılana kadar örgüt ile yürütülen barış görüşmelerinin durdurulduğunu ifade etti.

Kolombiya hükümetiyle FARC arasındaki barış süreci Kasım 2012'den bu yana zaman zaman

kesintiye uğrayarak da olsa sürüyordu. Barış görüşmeleriyle 220 bine yakın kişinin hayatına

mal olan 50 yıllık anlaşmazlığa son verilmesi amaçlanıyor.

FARC'tan 'Süreç Bitmesin' Adımı...(20 Kasım 2014)

Kolombiya'da hükümetle barış görüşmelerinin devam etmesini isteyen marksist Kolombiya

Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) kaçırdıkları generali serbest bırakacaklarını duyurdu.

Kolombiya'da FARC temsilcileriyle barış müzakereleri yürüten, Kolombiya hükümeti FARC

gruplarının geçtiğimiz haftasonu General RubenDarioAlzate ve yanındaki iki kişiyi

kaçırmasının ardından barış görüşmelerine ara vermişti. Görüşmelere ara verilmesini

şaşkınlıkla karşıladığını açıklayan FARC, Norveçli yetkililerin arabuluculuğuyla

9

Page 11: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda rehineleri serbest bırakma karar aldı. Bunun

karşılığında Kolombiya hükümetinin de barış görüşmelerine yeniden başlama kararı aldığı

belirtiliyor. Taraflar arasındaki uzlaşmayı Küba'nın başkenti Havana'dan duyuran Norveçli

arabuluclar rehinelerin en kısa sürede bırakılacaklarını söyledi. General Alzate 50 yıldır

devam eden çatışmada kaçırılan ilk general oldu. FARC, general ve beraberindekilerin barış

görüşmeleri devam ederken Kolombiya Ordusu'nun giriştiği askeri faaliyetler nedeniyle

kaçırıldığını açıklamıştı. FARC Örgütünü'nün müzakerecisi Pablo Catatumbo daha önce

ateşkes çağrısında bulunmuştu. Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos da barış

görüşmelerine devam edilmesi için rehinelerin serbest bırakılmasını talep etmişti. Uzlaşmayı

Kübalı diplomat RodolfoBenitez ve Norveçli yetkili RitaSandberg duyurdu. Ancak

rehinelerin serbest bırakılması için varılan uzlaşmadaki koşullar ve bu koşulların ne zaman

yerine getireleceği konusunda ayrıntı vermediler. Kolombiya'da 50 yıldır devam eden

çatışmalarda 220 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor.

Meksika'da Göstericiler Başkanlık Sarayını Kuşattı (21 Kasım 2014)

Meksika'nın başkenti Meksiko'da binlerce kişi, iki ay önce ülkenin güneyindeki Guerrero

eyaletinde kaçırılan 43 öğrencinin hala bulunamamasını protesto etmek için gösteri düzenledi.

Göstericiler, öğrencilerin bulunması için yeterli çaba harcamamakla suçladıkları Devlet

Başkanı Enrique Pena Nieto'nun istifasını istedi. Pena'nın kuklasını ateşe veren göstericiler ile

güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Justo Sierra Üniversitesi'nden bir öğrenci, hükümetin

demokratik olmayan tutumu ile polisin yasa dışı eylemlerini protesto ettiklerini söyledi.

Kendisini Aurora olarak tanıtan öğrenci, "Gösteri yaparken bile kendimizi güvende

hissetmiyoruz. Ama tepkimizi göstermek zorundayız çünkü sadece 43 kişi kayıp değil.

Aslında, yüzlerce, binlerce kişi kayıp" diyerek tepkisini dile getirdi. Meksika'nın diğer

eyaletlerdeki 200'den fazla kent ile ABD'deki yaklaşık 40 kentte de kayıp öğrenciler için

gösteriler düzenlendi. Guerrero'da 26 Eylül'de öğretmenlerin çalışma koşullarını protesto eden

öğrenciler ile polis arasında çatışma çıkmıştı. Polisin öğrencileri taşıyan araçlara ateş açması

sonucu 6 kişi yaşamını yitirmiş, 25 kişi yaralanmıştı. Çatışmaların ardından öğrenciler, son

kez 27 Eylül'de kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından zorla araçlara bindirilirken

görülmüştü. Öğrencilerin bulunması için düzenlenen operasyonlar sırasında bölgede 11 toplu

mezar bulunmuş ve mezarlardan yaklaşık 40 kişinin cesedi çıkarılmıştı. Yapılan testler,

cesetlerin kayıp öğrencilere ait olmadığını ortaya çıkarmıştı. Iguala'nın eski Belediye

Başkanı JoseLuisAbarcaVelazquez ve çok sayıda yerel polis gözaltına alınmıştı. 

10

Page 12: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Kolombiya'da da 'Çözüm Süreci' Tekrar Başlıyor (4 Aralık 2014)

Kolombiya hükümeti ile Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasında bir generalin

kaçırılmasının ardından ara verilen barış görüşmelerine 10 Aralık'ta tekrar başlanacağı

bildirildi.

İki gündür devam eden basına kapalı toplantıların ardından tarafların yaptığı ortak açıklamaya

göre, yeniden başlayacak görüşmelerin 50 yıldır süren "anlaşmazlıkları azaltma" yönünde

ilerleyeceği belirtildi. General RubenAlzate ve Alzate'ye refakat eden bir onbaşı ve bir

avukatın kaçırılması üzerine hükümet ile örgüt arasındaki barış görüşmeleri üç hafta önce

durdurulmuştu. Kaçırılan kişilerin iki hafta rehin tutulduktan sonra pazar günü serbest

bırakılmaları, iki yıl önce başlayan barış görüşmelerinin tekrar başlamasının yolunu açmıştı.

Tedavi gördüğü askeri hastanede dün bir basın toplantısı düzenleyen Alzate istifa ettiğini

açıklamış ve "Bu olaydan etkilenen Kolombiya Silahlı Kuvvetleri'ne sevgim ve saygım

nedeniyle hükümetten beni aktif hizmetten alması talebinde bulundum" demişti. Alzate, 50

yıldır eylemler düzenleyen FARC tarafından kaçırılan en yüksek rütbeli asker olmuştu. Devlet

Başkanı Juan Manuel Santos, Alzate'nin kaçırılmasının ardından FARC ile Kasım 2012'den

bu yana devam eden barış görüşmelerini askıya almıştı. 

Meksika'da Kaçırılan 43 Öğrenciden Birinin Kimliği Tespit Edildi

Meksika'nın güneyindeki Guerreo eyaletinde iki aydan fazla zamandır kaçırılan 43 öğrenciden

birinin kimliğinin tespit edildiği bildirildi. Geçen ayın başında gözaltına alınan üç şüphelinin

öğrencileri öldürdüğünü itiraf etmesinin ardından, Cocula bölgesinde bulunan çok

sayıda ceset kalıntısının öğrencilere ait olup olmadığının tespit edilmesine devam ediliyor.

Ülke kamuoyunu uzun süredir meşgul eden olayla ilgili soruşturmada, adli tıp uzmanlarının,

öğrencinin ailesine cesetle ilgili bilgiler sunduğu, ailenin de cesedin öğrenciye ait olduğunu

söylediği ifade edildi. Hükümetin, öğrencilerin bulunması için yeterince çaba

göstermediğini düşünen binlerce kişi, ülke genelinde protestolar düzenliyor. Guerrero'da 26

Eylül'de öğretmenlerin çalışma koşullarını protesto eden öğrencilerle polis arasında çatışma

çıkmıştı. Polisin öğrencileri taşıyan araçlara ateş açması sonucu 6 kişi yaşamını yitirmiş, 25

kişi yaralanmıştı. Çatışmaların ardından öğrenciler, son kez 27 Eylül'de kimliği

belirlenemeyen kişiler tarafından zorla araçlara bindirilirken görülmüştü. Öğrencilerin

bulunması için düzenlenen operasyonlar sırasında bölgede 11 toplu mezar bulunmuş ve

mezarlardan 38 kişinin cesedi çıkarılmıştı. Yapılan testler, cesetlerin kayıp öğrencilere ait

olmadığını ortaya çıkarmıştı. Soruşturma kapsamında kasım ayının başında gözaltına alınan

11

Page 13: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

üç kişi, Cocula bölgesinde öldürdükleri öğrencileri yakarak bir nehre attıklarını itiraf etmişti.

Adli tıp uzmanlarının, bölgede yapılan aramalarda bulunan cesetler üzerindeki incelemeleri

devam ediyor.

İşkence Mağduru Devlet Başkanının Zor Anları (12 Aralık 2014)

Brezilya Devlet Başkanı Dilme Rousseff, 1964-1985 arasındaki askeri diktatörlüğün suçlarını

araştıran Hakikat Komisyonu'nun raporunu açıkladı. Kendisi de eski bir gerilla olan ve askeri

diktatörlük döneminde işkenceye maruz kalan Rousseff, açıklama sırasında gözyaşlarını

tutamadı. Üç yıllık bir çalışmanın ürünü olan rapora göre, askeri diktatörlük döneminde 191

kişi öldürüldü, 243 kişi ise "kayboldu." 2 bin sayfalık rapor, sistematik cinayet, işkence ve

diğer kötü muamelelerden sorumlu 377 yetkilinin ismini de yayımladı. Rapor, 1979 yılında

ilan edilen Af Yasası'nın da değiştirilmesini tavsiye etti. Bu değişiklik, işkencecilerin

yargılanmasının önünü açacak.

Rapor, orduya da çağrıda bulunarak, bu dönemdeki ihlallerde bulunan sorumluluğunu kabul

etmesini istedi. Raporda, belge ve materyal paylaşımı hususunda, ordunun hala işbirliği

yapmakta gönülsüz davrandığının da altı çizildi. 1970'li yıllarda Tiradentes hapishanesinde 3

yıl kalan Roussef de, askeri yetkililer tarafıdnan darp edilmiş ve vücuduna elektrik verilmişti.

"Brezilya gerçeği hak ediyor" diyen Rousseff, ancak gerçek sayesinde insanların kendileriyle

ve geçmişleriyle uzlaşabileceğini söyledi.

Rapor, Brezilya'daki işkence tekniklerinin öğretilmesi hususunda da, ABD ve İngiltere'yi

suçladı.

Brezilya'daki askerler, ABD'nin Latin Amerika'daki kontrgerilla yetiştirme kurumu olarak

bilinen, Panama'daki School of Americas'ta eğitim gördüler. Burada, isyan bastırma

teknikleri, istihbarat ve karşı-istihbarat, psikolojik savaş teknikleri ve sorgu teknikleri

eğitimleri alıyorlardı.

ABD Dışileri Bakanlığı, okulda kullanılan gizli eğitim el kitaplarının gizliliğini 90'lı yıllarda

kaldırmıştı. Bu el kitaplarında, işkence teknikleri de anlatılıyordu.

GÜNEYDOĞU ASYA HABER ANALİZ

Putin Hindistan'a 10 Yeni Nükleer Reaktör Kurma Sözü Verdi

Hindistan Başbakanı Narendra Modi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya

gelerek Rusya ve Hindistan arasında bir dizi enerji anlaşması imzaladı. Narendra Modi

Rusya'nın Hindistan'ın en güçlü savunma partneri olmaya devam edeceğini dile getirirken

12

Page 14: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

imzalanan anlaşma ile 20 yıl içerisinde, en az 10 yeni reaktörün inşa edileceğini açıkladı. Rus

petrol üreticisi Rosnef ise Hindistan'a her yıl 10 milyon ton petrol vermek için anlaşma yaptı.

Rusya'nın Avrupa'ya götüreceği doğalgaz boru hattı projesinin AB rekabet kurallarını ihlal

ettiği gerekçesiyle iptal edilmesi ve Rusya'nın Avrupa pazarında yaşadığı sorunlar sebebiyle

Putin Asya'ya daha fazla petrol ve doğalgaz ithal etmek istediğini daha fazla dile getirmeye

başlamıştır. Öte yandan Rusya'nın ABD ve Avrupa'yla yaptığı birçok savunma anlaşmasının

iptal edilmesine rağmen bu konuda Hindistan'nın en önemli tedarikçisi olmaya devam

etmektedir. http://www.bbc.com/news/world-asia-india-30408274

ORTADOĞU HABER ANALİZ

Bahreyn Genel Seçimleri

Bahreyn'de 29 Kasım 2014'te genel seçimler yapıldı. İkinci turu yapılan genel seçimlerde

Selefiler 2, Müslüman Kardeşler Hareketi'nin Bahreyn'deki kolu olan Islah Hareketi 1

sandalye kazandı. Bağımsız adaylar ise yüzde 40 oranında bir oy aldı.

Genel seçimlere katılım oranı, Şiilerin seçimlere katılmaması nedeniyle yüzde 52 civarında

gerçekleşti. Bahreyn'de 2011 yılında Arab Baharı isyanlarının yaşandığı dönemden bu yana

yapılan ilk seçim olma özelliğine sahip olan bu seçimlerde yaklaşık 350 bin seçmen 39

milletvekili seçebiliyor. Söz konusu ayaklanmalarda hükümetin Şiilere yönelik müdahalesi

nedeniyle muhalif milletvekilleri olan Vifak üyeleri vekillikten istifa ettiklerini açıklamıştı.

Tunus Genel Seçimleri

Tunus'ta 26 Ekim 2014 pazar günü yapılan seçimlerde resmi sonuçlara göre Tunus'un Sesi

(Nida Tunus) partisi 85 milletvekili çıkarırken Nahda Hareketi partisi 69 sandalye kazandı.

Tunus'un Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu'nun yaptığı açıklamaya göre Nida Tunus Partisi

geçerli oyların yüzde 39'unu alarak birinci parti oldu.

Seçim sonuçlarını yorumlayan Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, Tunus'ta eskiden

olduğu gibi tek parti ve tek lider yönetiminin tekrar ülkeyi yönetmesine müsaade

etmeyeceklerini; Tunus'un polis devletine dönmeyeceğini belirtti.

Mısır, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Üçlü Zirvesi

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos

Anastasiadis ve Yunanistan Başbakanı Andonis Samaras, 7 Kasım'da Kahire'de bir araya

13

Page 15: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

geldiler. Toplantı sonunda sunulan bildirgede üç ülkenin, bölgesel gelişmeleri ele aldığı ve

karşılıklı çıkarlarının gözetilmesi için işbirliği yapacakları ifade edildi.

Toplantının esas yapılış amacı, Doğu Akdeniz'deki doğal gaz rezervlerinin çıkarılması ve

paylaşılması olmasına rağmen, toplantı sonrası liderlerin konuşmalarında bu konudan çok az

bahsetmeleri dikkatlerden kaçmadı. Rum yönetimi başkanı Anastasiadis, söz konusu

toplantının herhangi bir ülkeye karşı olmadığını savunup Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki

uygulamalarını kınadı. Anastasiadis, Türkiye'nin uygulamalarının Doğu Akdeniz'de güvenliği

kısıtladığını savundu. Yunanistan ise, Türkiye'yi by pass ederek doğal gazı Girit üzerinden

ülkesine aktarmayı hedefliyor.

Mısır, tarihindeki en büyük doğal gaz krizini yaşıyor. 2008'de İsrail'e doğal gaz satan ülke

şimdilerde İsrail'den doğal gaz almaya başladı. Mısır için GKRY'den alacağı sıvılaştırılmış

doğal gaz (LNG), bu nedenle çok önemli. İhvan-ı Müslimin ise ekonomik kriz içerisindeki

Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Mısır'a herhangi bir katkısının olamayacağını, bu

zirvenin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan'ı kızdırmak amacıyla yapıldığını iddia etti.

Hüsnü Mübarek Beraat Etti

Mısır'ın devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, 29 Kasım 2014 tarihinde hakkındaki

suçlamalar nedeniyle yargılanmaya başladı. Mübarek, Arap Baharı olarak adlandırılan Tahrir

Meydanı'nda yapılan gösterilerde sivillerin öldürülmesine yönelik emir verdiği iddiaları

nedeniyle suçlanıyordu. Mübarek'i yargılayan mahkeme ise, onun suçsuz olduğu hükmüne

vararak beraat kararı verdi.

Beraat kararı sonrası Tahrir Meydanı, araç ve yaya trafiğine kapatıldı. İsyanlar sırasında

ölenlerin yakınları ise Mübarek'in beraat kararına tepki gösterdi. Mübarek'in beraat kararı

hakkında konuşan Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ise yargı kararının eleştirilmesini doğru

bulmadığını, Mısır'da güçler ayrılığı ilkesinin var olduğunu ve yargının bağımsız olduğunu

dile getirdi.

İsrail Bakanlar Kurulu, Yahudi Devleti Tasarısını Onayladı

İsrail Bakanlar Kurulu, 23 Kasımda toplanarak Arap vatandaşlarından tepki çekecek bir

kanun tasarısını onayladı. Bu tasarıda İsrail'in Yahudilerin ulus devleti olduğunu ifade eden

cümleler var. İsrail'i Yahudi ulus devleti olarak tanımlayan tasarı, İsrail genel meclisi

Knesset'te oylamaya sunulacak. Söz konusu tasarıda, İsrail devletinin Yahudilere ait olduğu

14

Page 16: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

ve Arapların ikinci sınıf vatandaş statüsüne düşürüleceği gerekçesiyle Tzipi Livni gibi siyasi

liderler tarafından eleştiriliyor.

İsrail'de Erken Genel Seçimler 2015'te.

İsrail'de yaşanan hükümet krizi, erken genel seçim kararı alınmasına neden oldu. Knesset

Meclis Başkanı Yuli Edelstein'in ev sahipliğini yaptığı bir toplantıya katılan Knesset'te yer

alan partilerin grup başkanları yaptıkları istişarelerden sonra erken genel seçimlerin yapılması

yönünde mutabakata vardılar. Toplantının ardından bir araya gelen Knesset milletvekilleri,

Temmuz 2015'te erken genel seçimlerin yapılması kararını aldı ve meclisi feshettiler.

İran: Nükleer Müzakerelerde Görüşmelere Devam

İran'ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney, Kasım ayında sona erecek olan nükleer

müzakerelerin ertelenmesine karşı olmadığını ifade etti. Vienna'da toplanan P5+1 ülkelerinin

temsilcileri ve İran'ın temsilcileri, müzakerelerin 7 ay daha uzatılması kararını aldılar.

Hamaney'in müzakerelere ilişkin görüşleri çok önemli çünkü İran'ın nükleer programında son

sözü söyleyeme yetkisi Hamaney'e ait. Hamaney'in nükleer müzakerelerinin devam ettirilmesi

yönündeki beyanları, Nükleer müzakerelerin devam etmesine şiddetle karşı çıkan İran'ın

şahin politikacıları için açık bir anlam ifade ediyor. Hamaney'in müzakerelerin devam

ettirilmesi yönündeki sözleri, İran'daki şahin politikacıların müzakerelere yönelik daha ılımlı

bir tutum takınmasına ve süreç konusunda eleştiri yapmayacakları garantisi anlamına

gelmektedir.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEA) direktörü Yukiya Amano, İran'ın nükleer

faaliyetleri konusunda Batı'nın talep ettiği güvenceleri sunmaması nedeniyle, "İran'ın nükleer

çalışmalarının tümünün barışçıl amaçlar için olduğunu belirtmelerinin mümkün olmadığını"

açıkladı. Amano, 2 Aralık'ta Kuveyt'te verdiği demeçlerde, İran'ın ve P5 + 1 ülkeleri ve İran

arasında devam eden müzakerelerin önemine vurgu yaparak sürecin devam etmesinin ve bu

konuda İran ile işbirliği yapmanın gerekliliğine vurgu yaptı. Tahran, nükleer programının

barışçıl amaçlar için sürdürüldüğü konusunda ısrar ederken Batı ise İran'ın nükleer silah elde

etme konusunda bunu bir bahane olarak kullandığını iddia ediyor.

İran Askeri Bütçesini Yüzde 32,5 Artıracak

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran takvimine göre Mart 2015'te başlayacak olan yeni yıl

için hazırladığı bütçe tasarısında 293 milyar dolarlık bir bütçe yer alıyor. Ruhani'nin sunduğu

15

Page 17: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

bütçe teklifinde İran'ın askeri harcamalarını yüzde 32,5 artırmaya ilişkin bir madde de yer

almakta. İran'ın 2014 yılında savunmaya ayırdığı bütçe 7,5 milyar dolar. Bu rakamın 2015

yılında 10milyar dolar olması bekleniyor.

IŞİD ve Petrol Muamması Netleşti

IŞİD’in en önemli gelirleri arasında yer alan ve günlük getirisinin 1 milyon dolar civarında

olduğu tahmin edilen petrol satışı üzerine yürütülen tahkikat tamamlandı. Mesut Barzani

tarafından kurulan “Tahkikat Komisyonu”nun elde ettiği bilgilere göre IŞİD’in kontörlündeki

Irak ve Suriye petrol havzalarından elde edilen petrolün kayda değer bir bölümü Esad’a yakın

unsurlara satılıyor. Washington kaynaklarının da doğruladığı bilgiler bir diğer yandan da

muammanın ortasında kalan Türkiye için olumlu veriler içermekte. Esad ile IŞİD arasında

petrol alım anlaşması yapıldığına dair istihbarat verileri, aynı zamanda Türkiye’nin IŞİD’den

petrol almasının olanaksızlığını vurgulamakta.

Türkiye ve ABD’nin Ortak IŞİD Stratejisi

IŞİD ile mücadele adına eylemsel konseptin hava müdahalesi ile sınırlı kaldığı ve acilen

strateji genişlemesi gereğinin hasıl olduğu bir düzlemde IŞİD’e karşı kurulan koalisyona dahil

60 ülkenin katılımıyla NATO merkezinde düzenlenen toplantı, mücadelenin akıbeti adına son

derece kritik bir gelişme olarak kaydedildi. Havadan müdahaleye ek olarak güvenli bölge,

uçuşa yasak bölge gibi konular tartışıldığı toplantı sonunda açıklama yapan Türkiye Dışişleri

Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, birçok temsilcinin tartışılan strateji gündemlerinden bihaber

olmasına karşın Türkiye ile ABD’nin ana hatlarda yakaladığı mutabakatın sürece açıcı katkı

yapacağı yönünde bir beklenti içinde olduklarını ifade etti. Türkiye ile ABD, daha önce de

IŞİD ile mücadelenin karasal boyutunu karşılayan peşmergelere yönelik “eğit-donat” stratejisi

üzerinde uzlaşma sağlamışlardı.

Kobani Cephesi

Irak’ın Enbar eyaletinde kaybettiği 15 köyü geri alan IŞİD, Suriye’deki en kritik ve yorucu

cephe mahiyetindeki Kobani’de de askeri varlığını kayda değer bir biçimde korumaya devam

ediyor. Peşmerge ve YPG birliklerinin tüm uzun menzil silah ve ağır bombardıman

yeteneğine karşın Kobani’nin halen %50’si IŞİD’in elinde. Her ne kadar peşmerge

komutanlarından Farhat Abdullah, IŞİD’in mühimmat sıkıntısı çektiğini ve kısa bir süre

içinde peşmerge ve YPG ittifakının zafere ulaşacağını inandığını belirtse de IŞİD’in Kobani

cephesini sürekli takviye birlikler ve askeri mühimmat ile beslediği bilinmekte. IŞİD karşıtı

16

Page 18: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

koalisyonun hava bombardımanına rağmen kış şartlarının da avantajını arkasına alan IŞİD’in

Kobani’den çekilmesi gibi bir durum kısa vade için olanaklı görünmemektedir.

Kürt Siyasetinin Rojova Sınavı

Irak Kürdistan Parlamentosu, PYD tarafından Rojova’da kurulan Kobani, Efrin, Hasakah

kantonlarını tanıma kararı aldı. kantonları tanıma kararı aldı. Yasamanın bu kritik tanıma

kararına karşın Irak Kürdistan hükümeti, Barzani refleksi ile hareket etmeye devam ederek

Rojova’daki PYD etkinliğine karşıt tavrını sürdürüyor.

Esad’ın Kimyasal Depoları

BM yetkililerinin aktardığı bilgiye göre Suriye’de Esad rejiminin kontrolünde 4 yeni kimyasal

deposu daha ortaya çıktı. Üç tanesi geliştirme amaçlı; bir tanesi ise üretim amaçlı bu depoların

bildirilmesinin BM heyetinin Suriye’deki gözlem süresinin dolmasının ardından

gerçekleşmesi dikkat çekici bir gelişme olarak kaydedildi. Birtakım çevreler bu bildirimin bir

kandırmacadan ibaret olduğu; Esad rejiminin baskıyı kırmak ve diğer kimyasal depoların

elinde kalmasını sağlamak amacıyla bu dört kimyasal deposunu av olarak kullandığı yönünde

görüş bildirdi.

Mistura Planı Çalıştırılabilir

BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın geliştirdiği ateşkes planı Suriye rejimi

tarafından kabul edilebilir olarak değerlendirildi. Özellikle plan içindeki “Halep’te

dondurulmuş bölge” aşaması Esad rejiminin önem listesinin başında geliyor. Keskin ve genel

bir ateşkes yahut çözümün olanaksız göründüğü iç savaş sürecini kademe kademe bölgesel

dondurma metodu ile rahatlatmayı amaçlayan plan şimdilik bir ara çözüm olarak görünse de

pek çok uzman çözümün ancak bu denli realistik yaklaşımlar ile mümkün olabileceği

üzerinde hemfikir durumda.

Esad’dan IŞİD’e Karşı Uluslararası İşbirliği Çağrısı

ABD’nin IŞİD ile mücadelede Esad rejimini denkleme katmayacağını deklare etmesinin

hemen ardından Baas Partisi tarafından düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan Esad,

Ortadoğu bölgesinin içinden geçtiği kırılgan ve belirleyici dönemden sağlıklı bir biçimde

geçebilmesi için bilhassa IŞİD gibi terör örgütlerine karşı uluslararası katılımın olacağı bir

işbirliği şartını vurguladı.

17

Page 19: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

AFRİKA HABER ANALİZ

Mısır: Yaşları 13- 17 Arasında Değişen 78 Gence Beş Yıla kadar Hapis İstemi

Geçtiğimiz günlerde Mısır’da hükümetle İhvan arasında gerçekleşen olaylardan sonra

Hükümet, İhvana destekten dolayı yaşları 13-17 arasında olan gençlere tutuklama emri verdi.

Hükümete karşı kargaşa çıkartan gençler, Müslüman Kardeşler hareketinin, geçen sene

darbeyle devrilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin göreve iadesi için düzenlediği

protesto gösterilerine katılmaktan dolayı suçlu bulunarak hükümet tarafından tutuklandılar.

Mursi'yi destekleyen kişilerin yargılandığı davada, 2014 Mart ayında 528 kişi ile ilgili "idam

cezası" verilmişti. Aynı şekilde, Mart ayında, 919 İslamcı görüşe sahip kişiler hakkında

yetkililer soruşturma açılmasını talimat vermiş ve bu kişiler iki ayrı duruşmaya çıkarılmıştı.

Birleşmiş Milletler' in tavrı ise, Mısır'daki toplu mahkumiyetleri ve haksız uygulamaları "daha

önce görülmemiş bir uygulama" olarak nitelendirmiş ve eleştirmişti. Mısır hükümetinin

27.11.2014 tarihinde onayladığı yeni bir uygulamayla "Terörle Mücadele Kanunu" yasalaşırsa

hükümet karşıtı muhalif gruplar çeşitli nedenlerden dolayı kısıtlamalara tabi tutulabilecek ve

gereken işlemler yapılacak...

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/11/141127_misir_gencler

Batı Afrika’nın Gündemi : “Boko haram”

Nijerya'da etkin olan Boko Haram Örgütü'nün saldırı faaliyetlerinin azaldığını söylemek

mümkün değil. İsmi yerel olarak daha doğrusu yerel dilde "Batı Eğitimi Günahtır", anlamını

taşıyan Boko Haram Örgütü'nün 2009 yılında belirlemiş olduğu bir stratejik yolla Nijerya'nın

kuzey bölgesinde bir İslam Devleti kurmayı amaç edindiklerini dile getirerek bölgeye

duyurmuştu. Boko Haram Örgütü 14 Nisan'da Chibok'ta bir okula yapmış olduğu saldırı

sonucu 200'den fazla kız öğrenciyi kaçırmıştı. Chibok'ta etkili olan Örgüt daha sonraları

saldırı ve baskınlarını artırarak Chibok etrafındaki köy ve kasabalara saldırılar düzenledi.

Artan bu saldırılarla güvenlik güçlerinin zayıf kalması ve geri çekilmesi sonucuyla Chibok

bölgesi Boko Haram Örgütü tarafından kontrol altına alındı. Boko Haram Örgütü Chibok'la

beraber birkaç yerin hakimiyetini de ele geçirince Nijerya ordusu harekete geçerek, Örgütün

Ekim ayında ele geçirdiği ve adını İslam Kenti olarak andığı Mubi bölgesinin kontrolünü geri

kazanarak az da olsa Boko Haram Örgütü'nün faaliyetlerini durdurmayı başardığı

söylenebilir.http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/11/141114_boko_haram_chibok

18

Page 20: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Batı Afrika’nın “Ebola”Felaketi

Afrika'da özellikle de Batı Afrika'da bulunan; Gine, Liberya ve Sierra Leone gibi ülkelerde

Mart 2014'te gündeme gelen salgından en fazla etkilenen yerler olduğu tespit edilmiştir. Ebola

salgını yoluyla bulaşan hastalık daha önce hiçbir zaman bu virüsten/salgından etkilenmemiş

olan Gine'de başladı ve hızla kentsel alanlara yayılarak büyüdü. Bu Ebola salgını, Gine'nin

güneydoğusunda sapa bir alan olarak bulunan Nzerekore'den başkent Conakry' ye ve komşu

ülkelerden Liberya ile Sierra Leone'ye kadar yayıldığı görüldü. Diğer Batı Afrika ülkelerinden

olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise

şuana kadar iki vakanın olduğu tespit edildi. Ekim ayında ise, İspanya'da bir hemşire Batı

Afrika dışında virüsü kapan ilk kişi olmuştur.

1) Ebola nedir? Ebola günümüzde önemli bir hastalık türü olmuştur. Ölümcül olması

hasebiyle ciddiyet gerektiren bir tedavi yönteminin yapılması gerektirir.Kökü, meyve

yarasalarına dayandığı ileri sürülen bu virüs salgını ilk olarak 1976'da, bugünkü Kongo

Demokratik Cumhuriyeti'nin sınırları içinde var olan Ebola Nehri'nin yakınlarındaki bir salgın

sırasında keşfedilmiştir.

2) Virüse nasıl yakalanılıyor ve virüs nasıl yayılıyor? Ebola virüsü taşıyan kimsenin

öncelikle; kanı, dışkısı ya da beden/vücut sıvısıyla; yaralı cilt, ağız ya da burun üzerinden

doğrudan bir temas halinde olanlara/gerçekleştirenlere virüs bulaşıyor. Virüs, sadece ağız ya

da burunda değil, aynı zamanda idrar veya menide de bulunduğu söylenmektedir. Virüs

salgını, o kadar hassas ve hiç akla gelmedik yerlerden bulaşabilmektedir ki bu konuda, çok

titizlik gerektiren bir davranış/tutum sergilenmesi gerekir. Daha çok yaralı ciltler kanadıyla;

mikrop bulaşmış yatak takımı ve özellikle de giysiler üzerinden de yayılabiliyor.

3) Hastalığın belirtileri neler? Ebola hastalığının erken belirtilerine baktığımızda;

beklenmedik ani ateş, kas ağrısı, aşırı yorgunluk, baş ağrısı ve bunun yanında boğaz ağrısı

gibi etkilerin yaşandığı görülür. Bu etkileri kusma, ishal ve özellikle de kanama takip ediyor.

Bu takiple, kanamanın tükürükte, gözlerde, burunda ve dışkıda görülme tehlikesinin de

mevcut olduğu söylenebilir.

4) Nasıl tedavi ediliyor? Ebola Salgınının kanıtlanmış/ispatlanmış herhangi bir tedavisi

mevcut değildir. Bu hastalığa yakalananların hızlı bir şekilde tedavi yoluyla damardan sıvı

alarak tekrar normal vücut sıvılarına kavuşmaları gerekiyor. Bu Ebola salgınına

19

Page 21: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

yakalananların en kısa sürede tecrit edilmeleri ve tıp uzmanları tarafından yoğun bakıma tabi

tutulmaları gerekir.

5) Kimler risk altında? Ebola salgınına yakalanmış kişilerle yakın temastaki herkes risk

altındadır denilebilir. Ebola salgınına karşı Sağlık çalışanları tarafından koruma amaçlı özel

giysiler ve gözlükler kullanılsa da şuana kadar yüzlercesi hayatını kaybetmiştir. Ebola

salgınına yakalananların özellikle aile fertlerinin de risk altında olduğu görülür. Batı Afrika'da

meydana gelen bu salgın Batı Afrika ülkelerini ciddi manada endişelendirmektedir. Batı

Afrika ülkeleri açısından çok büyük bir risk teşkil eden bu durum sadece Batı Afrika'yı değil,

tüm Afrika ülkelerinin yanında birçok dünya devletlerini de endişeye teşkil ettiği söylenebilir.

6)Hangi tedbirler alınabilir? Uluslararası Örgütlerden biri olan WHO (Dünya Sağlık

Örgütü), Ebola salgınına yakalanmış kişilerin vücut sıvılarıyla temastan kaçınmak gerektiğini

dile getiriyor. Genel olarak; iş yapılırken eldiven takılması, maske gibi koruyucu donanım

kullanılması ve düzenli olarak ellerinin yıkanması gerekir. WHO, ayrıca çiğ olarak hayvan

etinin tüketilmemesi konusunda şiddetle uyarılarda bulunuyor ve bu yanında özellikle de

enfeksiyon kapmış yarasalar ya da maymunlarla temas edilmemesi gerektiği konusunda da

önemli uyarılarda bulunuyor.

Fakat, Afrika bölgesinde meyve yarasaları salgınının ortaya çıktığı Gine bölgesinde meyve

yarasaları, lezzetli bir yiyecek olarak görülüyor. Bu durumunda birçok insan hayatının tehlike

altında olduğu söz konusu. WHO, ayrıca erkeklerin Ebola salgınından kurtulduktan sonraki

aşamada yani 7 haftaya kadarki zaman dilimi içerisinde ebola virüsünün menileri üzerinden

başkalarına bulaştırabileceğini dile getirmektedir.

7) Neden bu salgın özellikle kötü? Ebola salgını dediğimiz bu virüs, geniş kentsel alanları

da içine alarak hızlı bir şekilde yayılım gösterdi. Bu geniş yayılımdan dolayı, salgından ciddi

anlamda etkilenen ülkelerde, kendi sağlık sistemlerinin zayıf olduğu kanaatine ulaşılarak bu

salgının kötü sonuçlar doğurduğu anlaşıldı. Ayrıca, bu ülkelerde nitelikli sağlık alt yapının

olmaması ve yeterli sayıda doktor ile hemşirenin bulunmaması Ebola salgın virüsüne karşı

mücadelenin tam olarak yapılmamasına da neden olduğu için özellikle de kötü sonuçlar

doğurduğusöylenebilirhttp://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/10/141016_8_soruda_ebola

20

Page 22: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

AVRUPA HABER ANALİZ

AB Hamas’ı Terör Listesinden Çıkardı

Avrupa'nın en büyük ikinci mahkemesi olan Lüksemburg merkezli Avrupa Adalet Divanı,

Hamas'ı terör örgütü listesinden çıkarma kararı aldı. Mahkemenin Hamas'ı listeden çıkarma

gerekçesi olarak, Hamas'ı terör örgütü olarak suçlayacak yeterli delilin bulunmaması

açıklandı.

Ancak mahkeme, Hamas'a uygulanan tedbirlerin üç aylık geçici bir süre ya da temyiz süresi

sonuna kadar sürmesine karar verdi. Mahkeme, tedbirlerin uygulanmaya devam etmesinin

Hamas'ın faaliyetlerine değil, medyada Hamas'la ilgili çıkan suçlamalara dayandığını

kaydetti. Mahkeme yine, tedbirlerin ileride Hamas'a yapılabilecek mali yardımları dondurma

etkisine sahip olduğunu da bildirdi.

AB, Güney Akım’a Alternatif Planlıyor

Rusya'nın Güney Akımı doğal gaz boru hattı inşaasını durdurarak, Türkiye üzerinden

geçirmeye karar vermesinden sonra AB, alternatif kaynak olarak Azerbaycan'dan aldığı

miktarı artırmak istiyor. Haftalık dergi 'Spiegel'in bildirdiğine göre 2019 yılına kadar

Azerbaycan'dan alınacak doğal gaz miktarı iki misli artırılacak.

Bununla ilgili olarak geçen hafta AB Başkan Yardımcısı Maros Sefcoviç'in Azerbaycan

Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız'la anlaştığı bildirildi.

Azerbaycan'da Hazar Denizinden çıkarılan doğal gaz, Türkiye üzerinden bir boru hattı ile

Orta Avrupa'ya gönderilecek.

AB tarafından planlanan ve 'Trans Adriatic Pipeline' TAP adı verilen doğal gaz boru hattı

yılda 10 milyar metreküp gaz nakliyesi sağlayabilecek ve Avrupa'da 7 milyon evin gaz

ihtiyacını giderecek. Kapasitenin 20 milyar metreküpe de çıkarılabileceği kaydedildi. Yeni

boru hattının hizmete girmesiyle Güney Avrupa'nın ve Almanya'nın doğal gaz konusunda

Rusya'ya bağımlılığı sürecek.

Ruslar "Güney Akım"ı Resmen Kapattı

Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Güney Akım doğalgaz boru hattı projesinin resmen

kapandığını AB'ye iletti. Rusya Enerji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Novak

21

Page 23: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic ile telefon görüşmesi yaptı. Novak,

görüşmede Güney Akım boru hattı inşaatının durdurulduğunu Sefcovic'e resmen bildirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye'ye 1 Aralık'ta yaptığı ziyarette Rusya'dan

Avrupa'ya Bulgaristan üzerinden gaz götürmesi planlanan Güney Akım projesinin

kapatıldığını açıklamıştı. Aynı gün Gazprom Başkanı Aleksey Miller, kapatılan Güney Akım

projesinin yerine Türkiye'ye yeni bir boru hattı inşa edileceğini belirtmişti.

Gazprom yetkilisi Sergey Kupriyanov ise 9 Aralık'ta yaptığı açıklamada, Karadeniz'den

geçerek Türkiye'ye ulaşacak boru hattını inşa edecek "Gazprom Russkaya" şirketinin tescil

ettirildiğini bildirmişti.

KIBRIS

Kıbrıs Rum Yönetimi Müzakere Sürecinden Çekildi

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri, Türkiye'nin, doğalgaz araması yapılan bölgeye savaş

gemilerini göndermesi nedeniyle müzakere sürecinden çekildiğini açıkladı.

Müzakere sürecinden çekilmekle kalmayan Güney Kıbrıs Rum yönetimi Doğu Akdeniz’de

sismik araştırmalara başlayan Türkiye’ye  karşı misilleme başlattı. Kıbrıs Rum Yönetimi,

Türkiye’nin Rum doğalgaz sondaj bölgelerinde sismik araştırmalara başlama kararına

karşılık, yakın ilişkide olduğu Rusya ve İsrail’le ortak askeri tatbikat düzenliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşen Rum lider Anastasiadis, Rus donanmasının

Kıbrıs civarında askeri tatbikat yapması konusunda Putin'i ikna etti. İsrail’le yakın ilişkilerini

de devreye sokan Rum lider, Rum-İsrail ortak deniz ve hava tatbikatlarına da onay aldı.

‘Türkiye’ye misilleme’

Tatbikatlar pazartesi günü başladı, 6 savaş gemisiyle Kıbrıs etrafında bulunan Ruslar,

denizden havaya füze fırlatacak, İsrail savaş uçakları da Kıbrıs hava sahasında uçacak. Rum

Milli Muhafız Ordusu da İsrail'le ortak deniz ve kara tatbikatı yapacak. İki gün sürecek ve

adada zaten varolan askeri gerilimi daha da tırmandıracak tatbikatlar, Türkiye’nin bölgedeki

hareketlerine misilleme olarak değerlendiriliyor ve endişeyle izleniyor.

Türkiye, Rumların Kıbrıslı Türkleri yoksayarak tek yanlı ilan ettiği doğalgaz bölgelerine

yönelik bir Navtex, yani seyrüsefer talimatı yayımladı. Bölgedeki deniz trafiğini kontrol eden

talimat pazartesi günü yürürlüğe girdi. 2 ay yürürlükte olacak talimatlarla bağlanan

22

Page 24: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

bölgelerde, Türkiye’nin yayımladığı Navtex’e uyma zorunluluğu var. Bu bölgeler Rumların

tek yanlı ilan ettiği “münhasır ekonomik bölge” içinde yer alıyor.

Türkiye, yeni satın aldığı yüksek donanımlı sismik arama gemisi Barbaros Hayreddin Paşa’yı

pazartesi sabahı Rumların sondaj yaptığı bölgelere gönderdi. Barbaros Hayreddin Rum sondaj

alanları içinde Türk parselleriyle çakışan 3. parselde göreve başladı. Barbaros Hayreddin Paşa

sismik araştırma gemisi, donanmaya bağlı 3 savaş gemisinin refakatinde görev yapıyor.

Kıbrıslı Türklerin Hakları

Uluslararası hukuka göre, Rumların ilan ettiği sondaj bölgelerinde Kıbrıslı Türklerin de hakkı

bulunuyor. Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile varılan anlaşma uyarınca ada

etrafında sismik araştırmalar yapıyor. Rumların tek yanlı ilan ettiği parseller, yer yer Türk

parselleriyle çakışıyor.

Rusya ve İsrail’in askeri tatbikatları ile Türk savaş gemileri eşliğinde parsellerde başlatılan

sismik çalışmalar, Rum parsellerinde sondaj yapan İtalyan-Güney Kore konsorsiyumunu

tedirgin ediyor. Yabancı şirketler bölgede artan gerilimin tırmanması durumunda izleyecekleri

stratejileri planlıyor.

Rum Tarafından sert açıklamalar

Doğu Akdeniz’deki gerilimin, Türkiye’nin atacağı karşı adımlarla nasıl şekilleneceği

bilinmiyor. Türkiye’nin Navtex yayımlaması ve gemileri bölgeye göndermesi üzerine barış

görüşmelerinden çekilen Nikos Anastasiadis, Rum siyasilerin yaptığı sağduyu çağrılarına

rağmen Türkiye’yi hedef alan sert açıklamalarını sürdürüyor.

Anastasiadis son olarak, Kıbrıs sorunu çözülmeden, doğalgaz yataklarında Türklerin varolan

haklarını konuşmayı reddettiğini açıkladı. Türkiye'nin tahriklerine boyun eğmeyeceklerini

belirten Rum lider, tehditlere karşılık müzakerelerden çekildiğini zira halkın kendisine verdiği

görevin bunu gerektirdiğini söyledi.

Rum kamuoyu da gelişmeleri endişeyle takip ediyor. Sondaj bölgelerinde suların ısındığını

yazan Rum medyası adanın güneyini kaynayan kazana benzetiyor. Rum gazeteleri, “Türkler

meydan okuyor, karşılık olarak Rusya, İsrail ve Rum askeri tatbikatları başladı, Ulusal

Konsey Türkiye’ye yönelik karşı adımlar için ne yapılacağını görüşüyor” ifadelerini

kullanıyor.

23

Page 25: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Üç ülke Güney Kıbrıs’ta Türkiye’ye Karşı İttifak Kurdu

Güney Kıbrıs Rum tarafında, Mısır, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bir araya

gelerek gerçekleştirdikleri üçlü görüşmenin ardından Türkiye'ye karşı bir bildirge yayınladı.

Rum, Yunan ve Mısır Dışişleri bakanları Yoannis Kasulidis, Evangelos Venizelos ve Semih

Şükrü Türkiye’den, Doğu Akdeniz’deki sismik araştırmalarına son vermesini ve gelecekte bu

tür faaliyetlerde bulunmamasını istedi.

Basın toplantısında konuşan Rum Dışişleri Bakanı toplantıda mevkidaşlarına, Türkiye’nin

Doğu Akdeniz’deki faaliyetleriyle ilgili bilgi verdiğini ve "keyfi ve tek taraflı faaliyetlerin

halen ciddi tahriklere sahne olan Doğu Akdeniz’deki güvenliği ve istikrarı daha da erozyona

uğrattığı" konusunda görüş birliğine vardıklarını anlattı.

‘İşbirliğimiz Bölgedeki Kimsenin aleyhine Değil’

Güney Kıbrıs Yönetimi Yunanistan ve Mısır’la aralarındaki işbirliğinin "bölgedeki hiçbir

ülkenin aleyhine olmadığını aksine, bölgesel diyalog örneği olarak işleyip bölgedeki barış ve

istikrara katkı koyabileceğini" iddia etti. Rum Dışişleri Bakanı Yunan ve Mısırlı dışileri

bakanlarıyla, aralarındaki diyalogu, uluslararası örgüt ve konferanslarla sıkı işbirliği de dahil

bütün düzeylere genişletme kararı aldıklarını da açıkladı.

Basın toplantısında konuşan Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos "üçlü

işbirliklerinin saldırganlık rolü olmadığını" iddia etti. Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerinin

uluslararası hukuka ve deniz hukukuna hakaret demek olduğunu ve derhal sonlanması

gerektiğini ileri sürdü. Venizelos Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine son

vermesinin Kıbrıs müzakerelerinin devamına ve Türkiye’nin AB üyelik sürecine yardımcı

olacağını da öne sürdü.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Yunanistan Başbakanı Andonis Samaras ve Mısır

Cumhurbaşkanı Abdulfettah El Sisi’nin 8 Kasım’da Kahire’de gerçekleşecek görüşmesinin

hazırlıklarını yapmak üzere bir araya gelen Rum, Yunan ve Mısır Dışişleri Bakanları, bugün,

turizmle ilgili bir de anlaşma imzaladı. Anlaşma üç ülke arasında deniz bağlantısı kurulmasını

da kapsıyor.

24

Page 26: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

BM Kıbrıs’ta Tansiyonun Düşürülmesini İstedi

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth

Eide ile biraraya geldi. BM Genel Sekreterliği'nden görüşmeye ilişkin verilen bilgiye göre,

toplantıda Eide, Kıbrıs ve yakın çevresindeki son gelişmeleri Genel Sekreter'e aktardı.

Genel Sekreter Ban da, Kıbrıs'ta hidrokarbonla ilişkili konular nedeniyle gerginliğin artması

ve müzakerelerin kesintiye uğramasından duyduğu endişeyi vurgulayarak, "Konuya taraf tüm

kesimlerin, zaten istikrarsız olan bölgenin daha da istikrarsızlaşmasını engellemek amacıyla

tansiyonu düşürmesi gerekiyor" dedi.

Tarafların gecikmeden müzakere masasına dönmesini isteyen Ban, bölgedeki ülkelere de

yapıcı müzakereler için elverişli bir ortam oluşmasına katkı verme çağrısı yaptı.

Eide'nin Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan'a ziyaretler gerçekleştireceğini kaydeden Ban, tüm

tarafların Eide ile yapıcı bir çalışma içinde olmasını umduğunu belirtti.

Ban, Eylül ayında Kıbrıslı liderlerin müzakereleri hızlandırma taahhüdünde bulunduklarını da

hatırlattı.

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs müzakere sürecindeki son gelişmelere ilişkin,

geçen hafta BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a gönderdiği mektupta, "İyi niyet yetkilerinizi

kullanarak, Kıbrıs Rum tarafının adil, sürdürülebilir ve müzakere edilmiş bir çözüme varmak

adına, ön şartsız müzakere masasına dönmesini sağlamanız için ekselanslarının yardımını

istirham ederim" ifadelerini kullanmıştı.

Rusya da Doğu Akdeniz’e Müdahil Oluyor

Rusya'nın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile savunma anlaşması imzalamaya hazır olduğu,

Yunanistan’ın da Doğu Akdeniz’e bir fırkateyn göndermeye niyetli olduğu bildirildi.

Rusya'nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Stanislav Osadchiyin dün Vatandaşlar İttifakı�

Başkanı Yorgos Lİllikas ile görüşmesinin ardından, Rusya'nın Güney Kıbrıs'la askeri anlaşma

imzalamak istediği duyuruldu.

Rus büyükelçisi, "Elbette Güney Kıbrıs'la olabildiğince çok anlaşma imzalamak istiyoruz. Şu

anda Rusya'nın bölgedeki rolü yenileniyor. Rusya önemli bir rol oynuyor ve Rusya Devlet

Başkanı Vladimir Putin'in de söylediği gibi, (bu rol) gelecekte daha da güçlü olacak.

Bölgedeki durum karmaşık. Rusya gerilimin azalması için elinden gelen her şeyi yapacak."

ifadelerini kullandı. �

25

Page 27: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Osatchiy, Lillikas ile görüşmeleri sırasında gerek uluslararası gerek ikili nitelikte birçok

konuyu ele aldıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı: Bu görüş alışverişinin büyükelçilik

açısından çok ilgi çekici olduğunu ve ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini

arzuladığımızı vurgulamak isterim. Özellikle durumun bu kadar karmaşık olduğu bu bölgede

bu yönde çalışacağız. Bildiğiniz gibi Rusya bu durumun kolaylaştırılması için her şeyi

yapıyor. Güney Kıbrıs ve Rusya'nın, ilişkilerini daha da geliştirmeleri için birçok olanak

bulunduğu genel izlenimine sahibiz ve Sayın Lillikas ile bu izlenimlerimizi görüştük.

Güney Kıbrıs ve Rusya’dan Askeri İşbirliği Anlaşması

Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Anastasiadis'in yakın bir zamanda Moskova'ya bir ziyaret

düzenlemesi planlanıyor. Ziyaret sırasında taraflar askeri bir işbirliği anlaşması imzalayacak.

Güney Kıbrıs Rum kesimi ile Rusya arasında son günlerdeki yakınlaşma dikkat çekiyor.

Taraflar arasında askeri işbirliğinin de dâhil olduğu birden fazla alanda işbirliği anlaşmaları

yapılacağı ifade ediliyor.

Fileleftheros gazetesinde yer alan habere göre, Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos

Anastasiadis’in Moskova’ya gerçekleştireceği ziyaret esnasında, ortak bir askeri işbirliği

anlaşması da dahil olmak üzere Rusya ile Güney Kıbrıs arasında toplam 4 anlaşmanın

imzalanabileceği belirtildi.

Güney Kıbrıs Rum kesimi tarafından yapılan açıklamada da Anastasiadis’in Moskova’ya

gerçekleştireceği ziyaretin detaylarını Rusya Büyükelçisi Stanislav Osadçiy ile Lefkoşa’da

görüştüğü, ancak kesin tarihin henüz belli olmadığı ifade edilmişti.

Anastasiadis'in Rusya'ya yapacağı ziyaret sırasında imzalanması planlanan 4 anlaşmadan en

çok dikkat çekeni askeri işbirliği anlaşması olarak ifade ediliyor. Anlaşma çerçevesinde Güey

Kıbrıs tarafının Rusya'ya bölgede imtiyaz tanıması ön görülüyor. Bu da Rusya'nın Doğu

Akdeniz'de daha fazla etkinlik göstereceği şeklinde yorumlanıyor. Diğer üç anlaşma üzerinde

ise taraflar arasındaki görüşmelerin, Anastasiadis'in ziyaretine kadar netleştirileceği

kaydediliyor.

İsrail’den Güney Kıbrıs’a Petrol Desteği

İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman Güney Kıbrıs'ın kendi kıyılarında gaz sondajı

yapma hakkının olduğunu ve Türkiye de dahil bütün ülkelerin saygı duyması gerektiğini

söyledi. Avigdor Lieberman Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ile Güney Lefkoşa'da

bir araya geldi. İki bakan, Rum Dışişleri Bakanlığı'nda ortak bir basın toplantısı düzenledi.

26

Page 28: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Liberman bugün Kıbrıslı mevkidaşı Yannis Kasulides ile yaptığı toplantıda, "Bütün ulusların

komşularının egemenliğine saygı duymalı. Anlaşmazlıkların olduğu bölgeler için de

tartışmaların son derece gereksiz olduğunu ifade etmek isterim" dedi. Lieberman, burada

yaptığı açıklamada Güney Kıbrıs'ın Filistin dahil olmak üzere bölgede izlediği politikalardan

dolayı memnuniyetini belirtti. Ortadoğu'da son dönemde yaşanan sorunların diğer ülkelere de

sıçradığına vurgu yapan Lieberman, Akdeniz ve Avrupa ülkelerinin de bu sorunlardan

nasibini aldığını vurguladı. İsrail ile Güney Kıbrıs arasındaki işbirliğinin iki ülke için de son

derece önemli olduğunu aktaran Lieberman, ilişkilerin daha da güçlenmesinden dolayı mutlu

olduklarını dile getirdi.

AVRASYA HABER ANALİZ

Rus Ekonomisinde Kriz

1998’de büyük bir finansal kriz yaşayarak borçlarını ödeyemez hale gelen, 2008 küresel

krizinden de büyük ölçüde etkilenen Rus ekonomisi şimdi de Batılı ülkelerin Ukrayna Krizi

sonrası Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, petrol fiyatlarındaki düşüş ve merkez bankasının

paraya desteğini azaltması nedeniyle Rus ekonomisi zor bir dönemden geçiyor. Ruble 1998

yılındaki yeniden yapılandırmadan bu yana en düşük seviyesini görürken, Rus yönetimi

rublenin değer kaybetmesini daha çok spekülatif faktörlere bağlıyor.

Merkez Bankası Rus Rublesindeki hızlı değer kaybı ve enflasyonla mücadele amacıyla

politika faizini 11Aralık’ta bir puan artırarak yüzde 10,5'a, 15Aralık’ta da 10,5'ten yüzde

%17'ye yükseltti. Öte yandan Rusya Ekonomi Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada özellikle

inşaat ve hizmet sektörleri ile tarımdaki iş yaşamındaki yavaşlamanın ekonomide daralmaya

yol açtığı ve Rus ekonomisinin kasım ayında 5 yıl aradan sonra ilk kez daraldığı açıklandı.

Ülke ekonomisi Kasım ayında yıllık bazda yüzde 0,5küçüldü.

Ekonomi uzmanları da, petrol fiyatlarının düşük seyretmesi ve yaptırımların sürmesi halinde,

ülkede daralmanın bir trende dönüşebileceği ve rublenin daha da değer kaybedeceğini

söylüyor. Petrol ve doğalgaz Rusya’nın toplam ihracatında yüzde 68’lik paya sahip. Petrolün

varil fiyatı Mayıs ayında 115 dolar civarına kadar yükseldikten sonra yüzde 50’ye varan

düşüşle yılsonunda 60 dolar seviyesine kadar geriledi.

Petrol fiyatlarındaki düşüş ve Batı’nın uyguladığı yaptırımların etkisiyle Rus ekonomisinin

bu yılki ekonomik kaybının 140 milyar dolara ulaştığı söyleniyor. Putin’in açıkladığı

ekonomik tedbir paketi ise “sadece bir yara bandı” olarak değerlendiriliyor.

27

Page 29: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

Öte yandan son dönemde yaşanan gerginlik aslında uzun zamandır bölge ülkelerini de

zorluyor. Rublenin hızlı düşüşü, Rusya'nın komşularını da olumsuz etkiliyor. En fazla etkiyi

gören ülke ise Ukrayna oluyor. Parası %85 değer kaybeden bu ülke, Rusya ile yaşadığı

sorunlar dışında, yüksek faiz ve Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile de boğuşuyor. Gürcistan, ve

Rusya’nın en büyük ticaret ortaklarından Kazakistan da durumdan etkilenen ve para biriminin

değer kaybına uğradığı ülkeler arasında. Moldova, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan ve

Belarus durumdan kötü etkilenen eski Sovyet ülkelerinden. Analistler, Rusya ekonomisinin

resesyona sürüklenmesinin Türkiye’ye faturasının ise 6 milyar dolara kadar çıkabileceğini

hesaplıyor.

Rusya- Abhzya Ortaklık Anlaşması

Kasım ayında Soçi’de bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Abhazya

Özerk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Raul Hacimba iki ülke arasında güvenlik, sosyal ve

ekonomik alanlarda işbirliğini kapsayan bir anlaşma imzalandı.

Bu anlaşmayla  Rusya Abhazya'nın uluslararası ilişkilerini güçlendirecek, uluslararası

kuruluşlara üye olabilmesi için faaliyetlerde bulunacak ve özerk cumhuriyeti resmen tanıyan

ülke sayısını artırmaya çalışacak. Anlaşmayı imzalayan taraflardan birine karşı herhangi bir

devlet ya da grup tarafından saldırı (silahlı saldırı) olursa diğer taraf bu saldırıyı kendine

yapılmış kabul edip, askeri güç dahil, gereken tüm yardımı sağlayacak. 

Anlaşma ayrıca, Rusya ve Abhazya ordularının  en geç bir yıl

içinde "ortak savunma birliği" oluşturmasını, Abhazya ordusunun en geç 3 yıl içinde tüm

masrafları Rusya tarafından karşılanarak modernize edilmesini, Abhazya-Gürcistan sınırının

korunmasının ortak olarak yapılmasını, Rusya’nın Abhazya’ya finansal desteğini ve

Abhazların Rus vatandaşlığına geçme prosedürünün kolaylaştırılmasını içeriyor. Anlaşmanın

süresi 10 yıl olarak öngörülürken, bu süre 5'er yıllık dönemler halinde uzatılabilecek. 

Gürcistan Başbakanı Irakli Garibaşvili ise söz konusu anlaşmaya tepki gösterirken,

"Rusya'nın bu davranışı Gürcistan Anayasası’na, Rusya’nın verdiği uluslararası taahhütlere,

2008'de sağlanan ateşkes anlaşması şartları ile uluslararası hukuk ilkelerine aykırıdır" dedi.

ŞİÖ Hükümet Başkanları Konseyi Toplandı

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Hükümet Başkanları Konseyi 15 Aralık’ta Kazakistan'ın

başkenti Astana'da toplandı. Kazakistan Başbakanı Karim Massimov , toplantının ardından

28

Page 30: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

düzenlenen basın toplantısında, örgüt içindeki ticaret, ekonomi ve insani işbirliği konularını

geniş yelpazede tartışma imkanı bulduklarını, Ukrayna krizi dahil küresel ve bölgesel

konularda samimi görüş alışverişi gerçekleştirdiklerini belirtti. Ayrıca toplantıda ŞİÖ'nün bir

parçası olarak iş konseyi ve bankalar arası derneğin oluşturulması önerilerinin ele alındığını

aktardı. Massimov, ŞİÖ'nün, eylül ayında Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de düzenlenen 14.

Başkanlar Konseyi Zirvesi'nin ardından yayımladığı ortak deklarasyondaki düzenlemelerin bu

toplantıdaki sonuç bildirisinde yer aldığını söyledi.

Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından 1996 yılında kurulan ŞİÖ'ye

Özbekistan 2001 yılında katıldı. İstikrar ve güvenliğin güçlendirilmesi, terörizm, bölücülük,

aşırıcılık ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele, ekonomik işbirliği, enerji ortaklığı, bilimsel

ve kültürel işbirliği konuları örgütün ana hedefleri arasında yer alıyor.

Dünya petrol üretim ve kullanım pazarının yarısından fazlasını elinde bulunduran ülkelerin

üye olduğu örgütte Hindistan, İran, Moğolistan ve Pakistan'ın gözlemci sıfatıyla yer alıyor.

Bununla birlikte, Duşanbe'de düzenlenen 14. Başkanlar Konseyi Zirvesi'nde örgüte kabul

tüzüğünde değişikliğe gidilmiş, gözlemci ülke statüsündeki Hindistan, İran ve Pakistan'ın

gelecek yıl ŞİÖ'ye katılabilmesinin önü açılmıştı. Bir sonraki ŞİÖ Hükümet Başkanları

Konseyi Toplantısı ise 2015'te Çin'de yapılacak.

Ukrayna’da Son Durum

Ukrayna’nın doğusunda yaşanan kriz 5 Eylül’de Belarus’un başkenti Minsk’te imzalanan

ateşkes anlaşmasına rağmen henüz çözümden uzak görünüyor. Luhansk ve Donetsk

bölgelerinde yoğunlaşan çatışmalarda bugüne dek en az 4.700 kişi yaşamını yitirdi. Yüz

binlerce insan da evlerini terk etmek zorunda kaldı. BM verilerine göre, 5 Eylül'deki

anlaşmadan bu yana da 1357 kişi öldü.

Doğuda ateşkesin sağlanması için ilk defa 5 Eylül'de, Belarus'un başkenti Minsk'te bir araya

gelen taraflar arasında, ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması konusunda mutabakat

sağlanmıştı. 15 Eylül’de de Ukrayna parlamentosu ülkenin doğusunda Donetsk ve Luhanks

bölgelerinin bazı kısımlarına üç yıl boyunca özerk yönetim hakkı tanıyan ve isyancılara af

getirilmesini öngören bir yasayı onayladı.

19 Eylül'de ikinci kez toplanan "Ukrayna-Rusya-AGİT Üçlü Temas Grubu", ise ateşkes

sürecinin hayata geçirilmesine ilişkin dokuz maddeden oluşan memorandumu imzaladı.

Dokuz maddelik anlaşma 30 km’lik tampon bölge oluşturulmasını, bunun için her iki tarafın

ağır silahlarını cephe hattından 15 km uzağa taşımasını, Ukrayna’nın doğusundaki bazı

29

Page 31: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

bölgelerin askeri uçuşlara yasaklanmasını ve ‘yabancı paralı askerlerin’ her iki taraftan da

çekilmesi şartlarını da içeriyor. Buna rağmen, ayrılıkçılarla hükümet güçleri arasında sık sık

silahlı çatışmalar çıkarken, taraflar ateşkes ihlallerinde birbirlerini suçluyor.

Bu süreçte Batılı güçler Kremlin’i ayrılıkçı militanlara silah ve asker desteği sağlamakla ve

Ukrayna’daki krizi körüklemekle suçlasa da Rusya bu iddiaları reddediyor. BM İnsan Hakları

Yüksek Komiserliğinin hazırladığı raporda Ukrayna'nın doğusundaki durumu daha da vahim

hale getiren şeyin başta Rusya'dan olmak üzere yabancı ülkelerden gelen militanların

çatışmalara katılması olduğu savunuluyor. BM raporu Ukrayna ordusunu ve gönüllülerini de

eleştiriyor. Kiev yönetimi sivil yerleşim yerlerinde ağır silahlar kullanmakla suçlansa da

hükümet ve ordu bu iddiaları reddediyor.

Diğer yandan, Ukrayna’da Rusya yanlısı ayrılıkçılar, kendi kontrolleri altındaki bölgelerde

liderlerini seçmek için 20 kasım’da sandık başına gitti. Batı ve Kiev seçimlerin geçersiz ve

"gayri meşru" olduğunu söylerken, Rusya ise seçimlere destek çıkıp, sonuçları tanıyacağını

açıkladı. Seçimlerin ardından Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde Aleksandır Zakharçenko,

Luhansk Halk Cumhuriyeti'nde ise Igor Plotnitsky cumhurbaşkanı seçildi. Bu iki bölge Ekim

sonunda yapılan Ukrayna parlamento seçimlerinde oy kullanmamıştı.

Taraflar (Ukrayna hükümeti ile ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçılar) son olarak 24

Aralık’ta Belarus’ta yeniden bir araya geldi. Ancak Rusya ve AGİT temsilcilerinin de

katıldığı görüşmeler 26 Aralık’ta kesildi. Görüşmelerin kesildiği yönündeki açıklama ise

Belarus Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılırken kararın nedeni açıklanmadı. Belarus Dışişleri

Bakanlığı Sözcüsü Dimitri Mirnçik, Fransız haber ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada "Bugün

iletişim grupları arasında toplantı olmayacak... Ancak Belarus her zaman Minsk'i müzakere

mekânı olarak sunmaya hazırdır" dedi.

Tarafların hafta başında Minsk'te yaptığı müzakereler sırasında uzlaşıya varılan tutsak

değişimi de başladı. Anlaşma uyarınca 150 Ukrayna askeri, 220 Rusya yanlısı ayrılıkçı

karşılığında serbest bırakıldı.

‘Rusya için En Büyük Tehlike NATO’

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yeni askeri doktorini imzaladı. Askeri doktrinde,

NATO'nun Rusya'ya komşu ülkeleri kapsayacak şekilde genişlemesi en büyük tehlike olarak

30

Page 32: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

yer aldı. Kremlin'den yapılan açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ülkenin

yeni askeri doktrinini imzaladığı belirtildi.

Putin'in imzaladığı askeri doktorinde, NATO askeri kabiliyetinin eski Doğu bloku ülkelerini

kapsayacak şekilde genişlemesi Rusya için en büyük tehlike olduğu belirtildi. Putin'in imza

koyduğu askeri doktrinde bölgedeki istikrarsızlık ve terörist faaliyetlerin Rusya için önemli

bir risk oluşturduğu da ifade edildi.

Rusya Ukrayna’ya Yeniden Gaz Sevkiyatına Başlıyor

Rusya, Avrupa Birliği'nin girişimiyle Ekim sonunda varılan anlaşmayla Ukrayna'ya doğal gaz

sevkiyatına yeniden başlayacak. Anlaşma, Ukrayna üzerinden Avrupa ülkelerine gaz

sevkiyatının sürmesini de güvence altına alıyor. 4.6 milyar dolarlık anlaşma, Avrupa Birliği

ve Uluslararası Para Fonu IMF tarafından finanse edilecek. Anlaşmayla, Avrupa Birliği,

Rusya'dan alacağı doğal gaz için Ukrayna'ya kefil olacak. Avrupa Birliği Ukrayna'nın

Rusya'ya borçları konusunda da yardımcı olacak.

Avrupa Komisyonu'nun enerjiden sorumlu üyesi Günther Öttinger de Ukrayna'nın ihtiyacı

olan doğal gazın parasını ödeyebileceğine inandığını söyledi. Öttinger, doğal gaz

anlaşmasının, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin düşürülmesi için bir "umut ışığı"

olabileceğini belirtti. Rusya, borçları nedeniyle Ukrayna'ya gaz sevkiyatını durdurmuştu.

Özbekistan’da Seçim

Özbekistan 21 Aralık’ta genel seçimler için sandık başındaydı. Senato ile Yasama

Meclisi'nden oluşan Özbekistan parlamentosunun alt kanadı Yasama Meclisi'ndeki 150

sandalye için yapılan genel seçimde, dört siyasi partiden 535 aday yarıştı. Seçim yasasında

yapılan son değişiklikle ilk kez en çok oy alan parti, başbakan adayını belirleyerek devlet

başkanına takdim etme hakkını elde edecek.

Katılımın yüzde 88 olarak açıklandığı seçimlerde Liberal Demokrat Parti 47, Milli Diriliş

Partisi 28, Halk Demokrat Partisi 21 ve Adalet Sosyal Demokrat Partisi 17 milletvekilliği

kazandı. 15 milletvekili ise Özbekistan Ekoloji Hareketi'ne ayrılan kontenjandan seçildi.

Adayların hiçbirinin yüzde 50'den fazla oy alamadığı 22 seçim bölgesinde ise en çok oyu

alan iki aday arasında iki hafta içinde ikinci tur seçim yapılacak.

Seçimlere gözlemci olarak katılan AGİT Sınırlı Gözlem Misyonu Başkanı Daan Everts,

Taşkent'te düzenlediği basın toplantısında, seçimin iyi organize edildiğini ancak sürecin renkli

31

Page 33: sayı.docx · Web viewDiğer Batı Afrika ülkelerinden olan Nijerya ve Senegal kendi ülkelerinde az sayıda vaka olduğunu tespit ederken ABD'de ise şuana kadar iki vakanın olduğu

geçmediğini ve siyasi tartışmaların olmadığını vurguladı. Everts, seçime katılan dört siyasi

partinin birbirine rakip olmadığını, belki de birbirini tamamladığını kaydederek ülkedeki

siyasi ortamın farklı görüşlerin oluşmasına katkıda bulunmadığını ifade etti. Everts, başkaları

adına oy kullanma gibi bazı eksiklik ve seçim ihlallerinin gözlendiğini de vurguladı.

 

32