osyal bilimler enstitüsü dergisi -...

44
T.C. Erciyes Üniversitesi osyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Erciyes University Journal of the Institute of Social Sciences Cumhuriyetin 80. Kayseri Özel 2004/2 17

Upload: others

Post on 25-Feb-2020

49 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

T.C. Erciyes Üniversitesi

osyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Erciyes University Journal of the Institute of Social Sciences

Cumhuriyetin 80. Yılında Kayseri Özel Sayısı

Yıl: 2004/2 Sayı: 17

ŞÜKRİ-i BİTLİSİ SELİMNAMESi MİNY ATÜRLERi*

Dr. Yıldıray ÖZBEK Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

Sanat Tarihi Bölümü-Öğretim Görevlisi

Özet

Kanuni döneminde hazırlanmış olan Şükrl-i Bitlis! Selimnamesi, Yavuz Sultan Selim'in hayatını ve zamanının olaylarını anlatan 24 minyatürü içermektedir. Belirli resim­Ierde Herat, Şiraz ve Tebriz Türkmen minyatür okullarının etkilerini taşıyan eser, Osmanlı Saray üslı1bunun oluşum aşamasındaki örneklerden biridir. Pir Ahmet bin İskender adında Tebriz'den getirilmiş olduğu bilinen bir nakkaş tarafından yapılmış olduğunu düşündüğü­müz bu resimler, Osmanlı şehnamelerinin eklektik üslupta oluşturulmuş ilk örneğidir.

Anahtar Kelimeler: Şükrl-i Bitlis!, Selim-Name, minyatür, resim, Osmanlı, Yavuz Sultan Selim.

Abstract

Şükri's Selimname, which dates to the era of Süleyman the Magnificient, contains 24 miniatures, narrating the time and life of Selim I. The book is one of the maturing examples of Ottoman court style. Certain pictures present the influence of Herat, Shiraz, Tabriz and Turcoman miniature schools. It is proposed that these pictures were painted by Pir Ahmet bin İskender who was brought from Tabriz. Selimname of Şükr-i Bitlisi is the earliest known shiihnama having this eclectic styled miniatures.

Key Words: Şükri-Bitlisl, Selimname, painting, miniature, Ottom~n, Selim I.

1. Giriş

Osmanlı tarih yazıcılığının genel olarak saray hamiliğinde, II.Bayezıd dö­neminde başladığı kabul edilmektedir1

• Buna karşılık Osmanlı tarihjni konu alan resimli elyazmalarının Kanuni Sultan Süleyman döneminde üretilmeye başlandığı bilinmektedir2

• Tarih konulu el yazmalarının bir bölümünü Selimnameler oluştu­m?.

Makale çerçevesinde tanıtmaya çalışacağımız minyatürler, Şükrf-i Bitli­si'nin Selimname adlı eserinde yer almaktadır. Eser Topkapı Sarayı Müzesi Kü­tüphanesinde H.1597-98 nurnarada kayıtlıdır4• Kitap mesnevi tarzında ll satır ha­linde ta'lik hatla yazılmış 277 sayfadan oluşmaktadır. Ön kapağı, şemseli, köşe­bendi kahverengi bir cilde sahiptir. Köşebent ile şemse arasındaki yüzey lake tek­niğinde yapılmış rumller, kıvnmdallar, şakayıklarla süslenmişti~. Bezemede siyah renkle beraber mavi renk ve altın yaldız kullanılmıştır. Arka kapak sonradan ya-

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

pılrnış siyap renk deriyle ciltlenmiştir. Kitapta Yavuz Sultan Selim döneminde meydana gelmiş olayların tasvir edildiği 24 minyatür bulunmaktadır. Eserin te'lif veya istinsah tarihi yoktur. Ancak Kanuni'nin saltanatının ilk yıllarında muhteme­len vezir İbrahim Paşa'nın sağlığında hazırlandığı kabul edilmektedir.

Şükri-i Bitlis! Selirnııamesinin Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesinde yer alan nüshasının metinleri British Museum ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Kütüp­hanesindeki nüshalardan örneklerle Mustafa Argunşah tarafından latin harfleriyle yayınlanrnıştır6• M.Argunşah, eserin muhtelif tarihlerde kopyalanmış sekiz nüsha­sının olduğunu belirtirken7

, Z.Tanındı içerdiği on dört minyatürü Topkapı Sarayın­daki örnekle aynı üslubu yansıtan H.933/M.l527 tarihli bir diğer nüshanın Kudüs National Library'de bulunduğunu kaydeder8

• Zeren Akalay (Tanındı), eserin !.Süleyman devrinde hazırlanmış tarih konulu resimlere sahip ilk çalışmalardan biri olduğunu ve daha çok Türkmen ve erken Safevi devri minyatürlerinin üslllp özel­liklerini taşıdığını belirtmekle9 birlikte makalesinde, Şükri-i Bitlisi'nin eserinden herhangi bir minyatürü anlatmarnıştır. Öte yandan Şükri-i Bitlis! Selimname'sinin bazı minyatürleri çeşitli çalışmalarda yayınlanrnıştır10•

· 2. Selimname Minyatürleri

Selirnııame'nin ilk üç yaprağında (la, lb, 2a) 16.yüzyıl özellikleri gösteren tezhipler görülür. Kenarları tığlarla bezeneo çerçeve tezhibinde, küçük kartuşlar etrafına işlenmiş rumili kıvnmdallar, şakayık ve küçük çiçekler gözlenir. Metin . · kısmı; altın yaldızlı düz bir cetvelle çerçeveden aynlrnış olup levha ve koltuk tez­hipleriyle süslenmiştir. Metinde satır araları kırmızı, mavi ve mor renkli çiçeklerle süslenmiştir (Foto:l). İki sayfanın (lb, 2a) tezhibinde boşluklann daha çok laci­vertle, kartuşların ise altın yaldızla renktendirildiği dikkati çeker. Tezhipleri bakı­rnından eser II.Bayezıd döneminde görülen özellikleri11 16.yüzyıla taşıyan örnek­lerden biri olarak kabul edilebilir.

Selirnııame 24 minyatür içermektedir. Sayfa ebadında yapılan minyatürler çerçeve içine alınmışlardır ve alt ve üstlerinde yine çerçeve içine alınmış konuyla ilgili rnısralar bulunmaktadır. Bazen sayfa 1 1.3a 'da olduğu gibi, resimlerin yapıl­ması düşünülen yüzeyden daha geniş bir yüzeye işleneceği anlaşılınca çerçevenin silinerek genişletildiği gözlenmektedir. Resimler kendisinden önce gelen metni açıklayacak şe~ilde yerleştirilmişlerdir ve neredeyse her resimde sancaklar, kılıçlar veya ağaçlarla çerçevenin dışına taşılrnıştır. Eserdeki minyatürler genel olarak ka­bul ve savaş sahneleri olarak gruplanabilir. Ancak bu gruplamanın dışında kalan birkaç resim daha vardır.

2a)Takdiın minyatürü:

Selirnııame'nin takdim sayfasında (la), çerçeve tezhibiyle süslenmiş bir yüzey içine eseri hazırlayan ekibin resmi yapılmıştır. Sayfanın çerçeve tezhibinin üst bölümünde toplam dört satır halinde "tuhfetü's salikin ve' s selatİn musavver-i

152

Sosyal BUimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 2004/2 (151-193 s.)

türki" (sultanlara ve meslek ehline hediye Türkçe suret) şeklinde muhtemelen son­radan eklenmiş bir ibare bulunmaktadır. Çerçeve tezhibinin alt bölümünde ise muhtemelen orijinal olarak yazılmış "Selimname-i Şükrl" ifadesi 12 okunmaktadır. Metin And'ın çift sayfa olarak hazırlanmış olması gerektiğini belirttiği 13 takdim sayfası minyatüründe, mavi rengin egemen olduğu ruıni ve palmet desenli oldukça sade bir çadır içinde eseri hazırlayan üç kişi resmedilmiştir. Kompozisyonun mer­kezine, bağdaş kurarak oturmuş şekilde ve bir elinde kalem diğerinde üzerinde Farsça olarak "şah-ı şlr-efgen Selim-i nam-dar hem zamane-küşad-ı ebedl hem şehriyar" 14 ibaresinin yazıldığı kağıdı tutan müellif Şükrl-i Bitlist resmedilmiştir. Sağ tarafta ise diz üstüne oturarak yazı yazan hattat resmedilmiştir. Metinden adını bilmediğimiz bu hattatın, kıvnmları kabaca işlenmiş siyah bir elbise giydiği ve elindeki kağıtta "katib-i selim-name" yazısıyla eseri kayda geçiren kişi olarak belir­tildiği anlaşılmaktadır. Hattatın diğer figürlerden farklı olarak gözlükle resmedildi­ği dikkati çekmekte ve önündeki kitapta da Selimname'nin ilk mısrası olan "Başlayalum sözni hismillah ile'\ ibaresi okunabilmektedir. Sol tarafta, sağ taraftaki fıgürle aynı oturuş biçiminde, beyaz elbiseli ve sarıldı olarak eseri resiroleyen nak­kaş betimlenmiştir. Elinde tuttuğu kağıt üzerinde "nakkaş-ı selim-name" ibaresi yazılı olan figür, profilden resmedilmiştir ve dizinin dibinde cildi bir kitap durmak­tadır. Çadınn ve elbiselerin neredeyse hiç detaylandınlmadığı takdim minyatürün­de, 16.yüzyılın son çeyreğinde hazırlanmış eserlerin bazılarında15 örnekleri görüle­bilec~ği gibi eseri hazırlayan ekip betimlenmiştir. Üç figüründe birbirinden farklı başlıklarla resmedilmiş olması ilginç bir detay olarak dikkati çekmektedir (Foto:2).

2b) Eğlence ve içki meclislerinin minyatürleri:

Eserde savaş ve kabul sahnelerinin dışındaki resimlerden ikisini içki ve eğ­lence meclislerinin tasviri oluşturur. Kanuni için oldukça sanatlı bir dille yazılan kasidenin sunulduğu içki meclisi eserin 9b sayfasında bulunmaktadır. Mimari bir mekanın avlusunda düzenlendiği anlaşılan içki meclisi sahnesinde, kompozisyon merkezinde henüz yeni padişah olan Kanuni taht üzerinde bağdaş kurarak oturur vaziyette resmedilmiştir. Sultan çok belirgin olmasa da sol elinde hükümdarlık simgesi olarak kabul edilebilecek bir mendil ~tmaktadır. Tahtın sol tarafında Ka.:. nunl' ye içki sunan bir saki, sağ tarafında da iki saray görevlisi yer almaktadır. Resmin sağ alt bölümüne def ve ceng (çenk) çalan iki müzisyen, sol alt bölümünde de kendilerine içki sunulan iki figür resmedilmiştir. Takdim sayfası minyatüründen farklı olarak Kanuni ve saray görevlilerinin bulunduğu bölümde zemini kaplayan halıdaki nakışlar ve figürlerin giysilerindeki desenler detaylandınlarak mekanın saray, kişilerinde saray görevlileri olduğu belirtilmeye çalışılmıştır. Öte yandan resimde, yeni padişah olan Kanuni betimlemesinin bu eserden dııJıa sonra resimle­necek olan Süleymanname'deki16 tasvirine kaynaklık etmiş olabileceğini gösteren benzerlik dikkati çeker (Foto:3).

Eserin 64b sayfasına Yavuz Sultan Selim'in .bahar mevsiminde musahibleriyle birlikte betimlendiği eğlence meclisi resmedilmiştir. Konu, bir mi-

153

Sosyal Büimler E1ıstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 2004/2 (151-193 s.)

mari mekanda değil, bahçe içinde tasvir edilmiştir. Sayfanın üstünde bir, altında ise iki beyit yazılıdır. Sahnenin merkezine, üzeri rumili, şemseli bezemelerle süslenmiş sivri kubbeli, dilimli kemerli bir pavyon içine bağdaş kurmuş şekilde oturan sultan resmedilmiştir. Pavyonun kemer köşelikleri ve arka duvarı kıvnmlar yapan rumili dallada bezenmiştir. Sultanın üzerine oturduğu halı, desenleriyle detaylandırılarak işlenmiştir. Sultan elindeki kadehi sağındaki sakiye uzatmaktadır. Sahnenin sağın­da iki figür aynı oturuş ve duruş biçimleriyle içki içer şekilde betimlenmiştir. Sah­nenin sol tarafında biri def, diğeri ceng çalan iki figür görülmektedir. Figürlerin oturuşlannda ve elbise kıvnmlannın işlenişinde gerçekci bir gözlemden söz edile­bilir. Resmin sol tarafında içki içen figürlerin arkasına işlenen ve resmin üst tara­fında çerçeveden taşınlan bir selvi ağacı dikkati çekerken, sol tarafta eğlence mec­lisinin bahar mevsiminde olduğunu destekleyen beyaz çiçekli ağaç tasviri yer alır. Zeminin işlenişinde, çimen ve otlann betimlenişinde sert fırça darbeleri gözlenir (Foto:4). Metinde, sultanın eğlence meclisinde neşe içinde muhabbet ederken kar­deşi sultan Ahmet'in tahtta hak iddia ettiği haberini aldığı belirtilmektedir17

2c) Kabul sahnelerinin anlatıldığı minyatürler:

Selimname'de resimlenmiş kabul sahnelerinden biri, eserin 32 a sayfasında yer alır. Resmin çerçeve dışına taşınlmadığı düzenlemede, sayfa üçe bölünmüş olup, üste iki, alta bir mısra şiir yazılmış, aradaki geniş yüzeye de metni açıklayan resim işlenmiştir. Resim Yavuz Sultan Selim'in saltanat mücadelesinde kardeşleri­ne karşı desteğini almak istediği Kınm Hanı Mengli Giray ile görüşmesini 18 anlat­maktadır. Takdim minyatüründeki çadıra benzeyen bir mekan içinde, çadır direği­nin iki yanına Yavuz Sultan Selim ve Mengli Giray ile adamlan resmedilmiştir. Çadır işlemelerinin ve zemindeki halı desenlerinin gösterilmeye çalışıldığı resimde, figürlerin kumaş desenlerinin de verilmeye gayret edildiği, Mengli Giray ve adam­lannın çekik gözlü ince, uzun yüz biçimleri ve Tatar kalpaklanyla Yavuz ve adam­lanndan farklı biçimde tasvir edildikleri dikkati çekmektedir. Bağdaş kurarak otu­ran Yavuz Sultan Selim'in kendisini dinleyen Mengli Giray Han'a el hareketiyle bir şeyler anlattığı, GirayHan'ın adamlarından birinin Yavuz Sultan Selim'in an­lattıklanm önemli bulduğunu gösterir şekilde, durağanlıktan uzak bir tavır içinde resmedildiği gözlenmektedir (Foto:5).

Yukanda anlatılan resmin sayfa düzenine benzer bir anlatım

Selimname'nin 52b sayfasında bulunmaktadır. Sultan II. Bayezıd'ın, oğulları ara­sındaki kavgayla ilgili olarak paşalanyla yaptığı toplantıyı anlatan resim 19

, Kanu­ni'ye kasidenin söylendiği içki meclisindeki mekana benzer bir mekan içinde geç­mektedir. Ancak bu defa, mekan altıgen şeklinde bir havuzla zenginleştirilmiştiL Resmin merkezinde, taht üzerine bağdaş kurarak oturan ve beyaz sakahyla yaşlıhğı ve dindarlığı vurgulanan sultan II. Bayezıd yer almaktadır. Sahnenin iki yanına simetrik olarak yerleştirilen dört paşa ise renkleri birbirinden farklı giysilerle tasvir · edilmiştir. Vezirlerin sultam dinleyen bir tavırdan çok, hepsinin aynı anda görüşle­rini açıklayan bir tarzda resimlendikleri görülmektedir. Sultanın giysisinin sade

154

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

olarak resimlenmesine rağmen, vezirlerin giysilerindeki desenierin belirgin şekilde · detaylandırılnuş olması·ilginçtir (Foto:6).

Eserde görülen kabul sahnelerinden bir diğeri ise sayfa 140a da yer almak­ta olup, Yavuz Sultan Selim'in Tebriz'i fethinden sonra, metinde Horasan şahı olduğu belirtilen Bediüzzaman'ı 20 kabulünü anlatmaktadır. Sol taraftaki figürler­den birinin sarığının çerçeve dışına taşınldığı resimde, mekanın ahşap paravanlada bölünen ve zemini desenleri işlenmiş bir halıyla kaplannuş otağ içi olduğu anlaşıl­maktadır. Otağ kubbesindeki işlemeler renk ve biçim itibariyle İstanbul Yavuz Selim Camii pencere alınlıklarındaki çini süslemelere benzemektedir. Selimname'nin metninde, Bediüzzamıin'ın I.Selim'in tahtının yanına koydukları murassa bir kürsüye oturduğu ve I. Selim' e bir şehname sunduğu belirtilmektedir21

Resimde sultanın tahtının karşısında geometrik desenlerle süslenmiş bir kürsü üze­rinde, desenleri belirtilmemiş oldukça sade giysisiyle Bediüzzaman oturmakta ve Yavuz Selim ile konuşmaktadır. Resimdeki diğer figürler, kumaşları deseniendi­riimiş giysileriyle bir dervişten çok Yavuz'un otağındaki görevlileri çağrıştırmak­tadır. Gerçekten de resimde sol tarafta oturan iki figür ile sağ tarafta elinde sopa tutan kaftanı işlemeli tek figürün, eserin 156a sayfasında Yavuz'un vezirleriyle Azerbaycan' a düzenlenecek ikinci sef~ri müzakere ettiği sahnedeki figürle aynı

kişi olduğu anlaşılmaktadır. Metinde Bediüzzaman'ın Yavuz'un divanına bir alay abdal (Kalenderi dervişleri) ile geldiği belirtilmekle birlikte, dervişlerin görüşmeye alınmadığı resimden anlaşılmaktadır (Foto:?).

Yavuz Sultan Selim'in Azerbaycan'a yapacağı ikinci seferi vezirleriyle gö­rüşmesi22 eserde resimlenmiş bir diğer kabul sahnesidir (156a). Resmin alt ve üs­tünde birer beyit yer almaktadır. Bir bahçe ortasına yerleştirilen sultanın pavyonu, halıdaki desenler ve birkaç küçük detay dışında 64b'deki tasvirle benzer şekilde tasarlannuştır. Açık yeşil tonda bir halı üzerine bağdaş kurarak oturan sultanin bulunduğu mekanın duvarlarının zemine yakın kısnu altıgen çinilerle kaplanmıştır. El hareketlerine bakılırsa Yavuz, birinci veziriyle }s:onuyu tartışır -biçimde betim­lenmiştir. Sahnenin sol tarafına bir divanüzerine yan yana oturmuş dört figür res­medilmiştir. Figürlerin üçü, renkleri farklı ve gösterişli kaftanlar içinde sakallı ve sarıklı olarak betimlenen vezirlerdir. Vezirlerin yanında, sahnenin sol başında,

sakalsız ve bıyıksız genç biri olarak tasvir edilen kişinin şehzade olduğu kabul edilebilir. Sahnenin sol tarafında ise, tıpkı Bediüzzaman'ın kabulü sahnesindeki gibi, elinde sopa tutar şekilde ayakta olarak resmedilmiş saray görevlisi yer alır. Olayın geçtiği bahçe tasviri, eserin 64b sayfasındaki bahçeye benzer şekilde tasar­lannuş olmakla birlikte, sultanın köşkü önündeki havuz ve köşkün iki yanına simet­rik işlenmiş selvilerle zenginleştirilmiştir (Foto: S).

2d) Cenaze ve ölüm sahnelerinin anlatıldığı minyatürler: Şükrl-i Bitlis! Selimname'sindeki 24 minyatürden ikisine II.Bayezıd'ın ce­

nazesinin taşınması ve Yavuz Sultan Selim'in ölümü konu olmuştur. Eserin 62a sayfasında II.Bayezıd'ın cenazesinin İstanbul'a doğru götürülüşü resmedilmiştir. Bitlisl'nin ifadesiyle Dimetoka'ya varmadan yolda vefat eden II.Bayezıd'ın cena-

155

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

zesi İstanbul'abaşlar üstünde götürülmüştür. Yine Bitlis1'nin ifadesiyle ·beyler de cenazeye yaya olarak eşlik etmiştir. Resmin ön tarafında II.Bayezıd'ın işlemeli

siyah örtülü tabutunu taşıyan iki figürle onlara eşlik eden üç figür yer almaktadır. II.Bayezıd'ın tabutunu taşıyan ve onlara eşlik eden figürlerin sarıkiarı ve giysileri matem simgesi olarak mavi, siyah ve mor renkte düzenlenmiştir23 . Arka planda ise iki katlı bir konağın pencere ve cumbasından cenaze alayını ağlayarak seyreden üç kadın figürü ile diagonal olarak tasarlanmış tepe arkasında duran üç figür görül­mektedir. Çatık kaşlı ve göz yaşını silen figürler ölüm karşısındaki üzüntülerini belli edecek gerçeklikte ve metne bağlı kalınarak resmedilmişlerdir. Figürlerin giysilerinde desen detaylandınnalan ve renk çeşitliliği göze çarparken, cumba gibi mimari unsurlarda derinlik verme çabalan izlenebilmektedir. (Foto:9).

Selimnarnede ölüm konulU ikinci resim Yavuz Sultan Selim'in ölümünün işlendiği sahnedir. Kitabın 267a sayfasında yer alan resim, konu olarak mimari bir mekan içinde geçmekte olup .. üst tarafta alınlık bezemesiyle çerçeve dışına taş ıni­mıştır. Keınerli ve zemini mavi renkli altıgen çinilerle döşeli bir mimari mekan içinde, yatakta Yavuz Sultan Selim'in cenazesi yer almaktadır. Mekan içinde şam­danlara yerleştirilmiş birer mum ve tavandan sarkan bir kandil göze çarpmaktadır. Resmin ön tarafında ikisi sağda üçü solda toplam beş f1gür bulunmaktadır. II.Bayezıd'ın. cenazesinde olduğu gibi, kaşlan çatık ağlamaklı figürler öjüm karşı­sındaki üzüntülerini belli etmektedir. Figürler oldukça sade giysilerle betimlenmiş­tir. Yavuz Sultan Selim'in tül benzeri gömleğinin şeffaflığı belirtilecek şekilde ustaca resimlendiği dikkati çekmektedir. Gerek Şükri'nin eserinde, gerekse diğer tarihi kaynaklarda Yavuz Sultan Selim'in Edirne'ye giderken sırtındaki bir çıban yüzünden Çorlu'da vefat ettiği belirtilmektedir24. Cenazenin yıkanması ve kefen­lenmesi işlemlerinden sonra İstanbul'a doğru yola çıkarıldığı, öğle vakti İstanbul'a getirildiği ve Zembilli Ali Efendi tarafından kıldırılan cenaze namazından sonra Mirza Sarayı denilen yüksek bir yere defnedildiği çeşitli kaynaklarda ifade edil­mektedir25. Dolayısıyla Yavuz Sultan Selim'in ölümünü konu alan resimde metne bağlı kahnmadığı gözlenmektedir (Foto: 10).

2e) Savaş ve kuşatma sahnelerinin anlatıldığı minyatürler:

Selimnamenin diğer resimlerinde Yavuz Sultan Selim'in babası, kardeşleri, Safeviler ve.Memlfiklular ile yaptığı savaşlar konu edilmiştir. Ayrıca Yavuz Sultan Selim döneminin önde gelen vezir ve askerlerinin Dulkadırlılar ve Şah Kulu isya­p.ıyla ilgili savaşlan da resimlenmiştir.

I. Selim'in şehzade iken Erzincan ve Bayburt'u kızılbaşlardan geri alması, eserdeki ilk savaş sahnesidir (23b). Sayfanın alt ve üstünde birer beyit vardır. Sah­nenin iki yanına düşey bir düzlemde üst üste di"zilerek yerleştirilen askerler, birbir­lerine saldım şekilde resmedilmişlerdir. Resmin sağ tarafındaki grup Yavuz ve askerleridir. Figürler yüz işlenişleriyle birbirine benzer şekilde tasvir edilmiş ol­makla birlikte, kızılbaş ordusundaki askerlerin sarıkiarı kırmızı bir çubuğa dotan­mış şekilde resmedilmiştir. Her iki tar!lfta da gerek askerlerin giysileri gerekse atların örtülerindeki desenierin detaylarİyla gösterilmeye çalışıldığı gözlenmekte-

156

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

dir. Zeminde, sarığı düşmüş, başı kesilmiş figürler savaşın şiddetini anlatan detay­lar olarak dikkat çekicidir. Resmin Erzincan ve Bayburt'un kızılbaşlardan geri alınışını aniatmasına rağrnen26, savaşın bu kentlerde geçtiğini gösteren kale, ev vs. gibi kent imgeleri resme dahil edilmemiştir. Zemindeki ot ve çayırların işlenişi

eğlence meclisi ve kabul sahnesindekilerle aynıdır. İki taraftan bayraklarla çerçeve dışına çıkılınıştır (Foto: I I).

Yavuz Sultan Selim' in, babası II.Bayezıd ile Çorlu'da savaşmasını anlatan resim kitabın 44a sayfasında yer almaktadır. Resmin yer aldığı sayfanın üst tarafın­da iki, alt tarafında da bir beyit yer almakta olup, askerlerin taşıdığı üç bayrak res­min üst tarafından çerçeve dışına taşınlrnıştır. Yavuz Sultan Selim'in kaybettiği bu savaşta, her iki tarafın askerleri karşılıklı iki grup olarak resimlenmiştir. Resmin sağ tarafında, savaşı bir araba içinden izleyen II.Bayezıd ve askerleri, sol tarafında ise Yavuz Sultan Selim'in yandaşlan betimlenmiştir. II.Bayezıd bir atın çektiği araba içinde profilden resmedilmiştir. Önde üç yeniçerinin Yavuz'un ·yandaşlarına doğru diz çökmüş vaziyette nişan aldıklan izlenebilmektedir. Sol tarafta elinde kalkanıyla yandaşlannın başında Yavuz resmedilmiştir. Şükri'nin ifadesiyle gürz, kılıç, mızrak ve tüfekle yapılan ve çok şiddetli geçen bu savaşın27 tüm silahlarını resimde görmek mümkündür. II.Bayezıd'ın ordusunun sayıca fazlalığı, resmin sağ tarafındaki figür grubunun kalabalıklığından da anlaşılmaktadır. Atların üzerine giydirilmiş örtülerin ve bazı askerlerin elbiselerinin desenlerinin detaylandırılarak resmedildiği gözlenmektedir (Foto:I2).

Selimname'nin 83b sayfasında Yavuz'un şehzade Ahmet'le savaşı konu edilmiştir28 . Sayfanın alt ve üstünde çerçeve içine alınmış birer beyit bulunmakta­dır. Şehzade Ahmet ve Selim'in ordulan zemini maviye boyanmış bir tepenin ya­macına iki taraflı olarak yerleştirilmiştir. Resmin sağ tarafında daha fazla askerle Selim'in ordulan resmedilmiştir. Askerler birbirlerine ok atar, kılıç ve mızrakla hamle yapar şekilde betimlenirken, Selim'in ordusunun ön safında tüfekli üç yeni­çeri dikkati çeker. Yavuz'un Bayburt ve Erzincan' ı kızılbaşlardan geri aldığı sah­nede görünmeyen ve babasıyla savaşında II.Bayezıd'ın safında yer alan yeniçeriler bu defa Yavuz'un safında gösterilerek artık sultan olduğunun algılanması pekişti­rilmiştir. Ayrıca Yavuz'un ordusunda yer alan beyaz kalpaklı çekik gözlü iki figür, Yavuz'un Mengli Giray Hanla görüşmesinden sonra Kınm Tatarlarının desteğini aldığını gösteren detaylar olarak önemlidir ki; sayfa 44a'daki resimde de bu figür­lerden birini gözlemlemek mümkündür. Figürlerin giysilerindekinden ziyade atla­rın örtüsündeki desenierin detayiandınidığı dikkati çeker. Öte yandan tepe yama­cında, iki orduyu ikiye ayıran düşey ekseni vurgulayan ağaç, ince fakat sert sayıla­bilecek fırça dokunuşlanyla betimlenmiştir. Diğer savaş sahnelerinde olduğu gibi burada da bayraklar ve mızraklar üst ve yan çerçeveden taşınimıştır (Foto: 1 3).

Yavuz Sultan Selim'in Şah İsmail'le yaptığı savaşlar birden fazla resimle anlatılmıştır. Eserin 1 I3a sayfasında bulunan resimde Safevi ve Osmanlı orduları­nın Çaldıran'da karşılaşması tasvir edilmiştir29 . Bu sahnenin tasarlanmış yüzeyden daha geniş bir yüzeye resmedildiğini gösteren ipucu olarak, çerçevenin sol kenarı­nın silinerek genişletildiği gözlenir. Sayfanın alt ve üstünde birer beyit bulunur. İki

157

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 2004/2 (151-193 s.)

ordunun savaşa hazır halde karşılaşmasının tasvir edildiği resimde, Safevi ordusu sahnenin sol tararına açık mavi bir zernin üzerine, Osmanlı ordusu ise sağ tarafta açık yeşil bir zernin üzerine işlenmiştir. Safevi askerleri, kırmızı çubuğa dalanmış sarıklar, miğfer ve zırhla betimlenrnişken, Osmanlı ordusu önde tüfek ve mızraklı dört yeniçeriyle zırhsız ve miğfersiz olarak tasvir edilmiştir. Sahnenin ortasına yüzü Safevi ordusuna dönük olarak resmedilen tek figür, metinde belirtildiği şek­Iiyle30, Şah İsmail'in Osmanlı ordusu hakkında bilgi almak istediği "Rumiyan" dan (Anadolulu) bir kişi olmalıdır. Bu sahne, Çaldıran'da iki ordunun karşılaşmasından ziyade, savaş öncesi durumlannın tasvir edildiği sahnedir. Zira askerlerin birbirine hamle yapmaması bir yana iki ordunun yç::rleştirildiği zeminierin de farklı renkte oluşu bu yaklaşımı desteklemektedir (Foto: 14).

Çaldıran savaşıyla ilgili olarak eserin 124 b sayfasında yer alan resim, Şah İsmail'in ordusunu tasvir etmekle birlikte nakkaşın metne ne kadar bağlı kaldığını da gösteren ömeklerdendir. Sayfanın üst ve altında birer beyitin bulunduğu resim­de, üst kısımda bir bayrak ile çerçeve dışına taşılmıştır. Şah İsmail'in zırh giymiş askerleriyle tasvir edildiği bu resimde, oldukça şematik bir üslupta sadece bir ağa­cın tasvir edildiği tepe yamacında ilerleyen ordu ve ordunun önündeki iki kişinin askerlere şarap sundukları görülmektedir. Şah İsmail'in askerlerinin zırhlarla re­simlenrniş olması tarihi gerçeklerle bağdaşırken3 ı, askerlere şarap sunulması res­min altındaki beyitte ifade edilmektedir32 (Foto: 15). Çaldıran savaşının işlendiği resimde de (sayfa 131b), bayrak ve mızraklarla çerçeve dışına taşılmış, resmin alt ve üst taraflarına birer beyit,yazılmıştır. Safevi askerleri demirden rniğferleri, zırhlı giysileri, kılıç ve mızraklarıyla resmin sol tarafına işlenrnişken, Osmanlı ordusu resmin sağ tarafında, bir ikisi istisna, zırhsız ve miğfersiz askerlerle betimlenmiştir. Osmanlı ordusunun önünde tüfekleri, geriye kıvnlmış başlıklanyla yeniçeriler. rniğferinden hareketle Safevi olduğu anlaşılan ölü bir asker, kılıcıyla bir Safevi askerinin zırhını delerek vücudunu kanatıp yaralayan Osmanlı askeri ve birbirleriy­le kılıç ve mızrakla muharebe eden askerler, savaşın metinde anlatıldığı kadar deh­şetli olduğunu33 yansıtacak kadar gerçekçi bir sahne içinde resmedilmişlerdir (Fo-to: 16). '

Yavuz döneminde yapılan savaşları konu alan bir başka resim ise Selimname'nin 164b sayfasında yer almaktadır. Resim, Sinan Paşa'nın Dulkadır oğlu Alaüddevle ile yaptığı savaşı anlatmaktadır. Yavuz Sultan Selim. Selimnameye göre Çaldıran savaşında kendisine katılmayarak destek veımeyen 3~, savaştan sonra da zaferini kutlamayan ve savaş esnasında Osmanlı mülküne saldı­ran Dulkadırlı beyini Sinan Paşa'nın yönettiği bir orduyla ortadan kaldırmak ve topraklarını Osmanlı ülkesine katmak istemektedir35

• Resmin sol tarafında tamamı yaya olarak ve ok atar vaziyette Dulkadırlı askerleri ve ortalarında uzun beyaz sa­kah ile Alaüddevle betimlerirniştir. Metinde ifade edildiği şekliyle Alaüddevle, doksan yaşında bir ihtiyar olduğunu ileri sürerek Çaldıran savaşına katılmamıştır. Resmin sağ tarafında atlı Osmanlı askerleri, önde tüfekli yeniçerilerle birlikte res­medilrniştir. Osmanlı askerleri atlı olarak tasvir edilmelerine ilaveten, Dulkadırlı askerlerine nazaran oldukça gösterişli elbiselerle de betimlenmiştir. Resmin nere-

158

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

deyse ortasında Osmanlı askeri tarafından başı kesilen bir Dulkadırlı askeri tasvir edilmiştir ki, resn:lln altındaki beyitin son mısrasında belirtilen "Kan döküldi göv­deden ayrıldı baş"36 ifadesini pekiştiren bir sahne olarqk: kaydedilebilir. Özellikle Osmanlı askerinin giysilerinin en ince ayrıntısına kiı.dar resmedilmiş olması dikkat çekicidir (Foto: ı 7).

Bıyıklı Mehmet Paşa'nın komuta ettiği Osmanlı ordusuyla Safevi ordusu­nun Kemah savaşı37 eserin i 76b sayfasında yer almaktadır. Sayfanın alt ve üstün d~ birer beyit yer alır. Diğer savaş salınelerindeki kadar fazla askerin resmedilmediği bu sahnede ordular mavi bir zemin üstüne işlenmişlerdir. Orduların yerleştirildiği tepenin üst bölümleri diagonal çizgilerle hareketlenditilerek sahne gerisinde belli belirsiz bir derinlik etkisi uyandmimaya çalışılmıştır. Atların öı:tüleri ve figürlerin giysileri desenleriyle işlenmişken, sahnenin önünde, bir Safevi askerinin boynunu kesen yeniçeri tasvir edilmiştir. Bayraklar resmin üst çerçevesinden taşmlmıştır (Foto: ıS).

BıyıklıMehmet Paşa'nın Şah İsmail'in komutanlarından Karahan ile yap­tığı savaş38 eserde resimlenmiş (193 b) Osmanlı-Safevi savaşlarından biridir. Ön­ceki sahnede olduğu gibi, üst kısımları kademelendirilmiş ve maviye boyanmış bir tepe üzerine Osmanlı ve Safevi ordusu resmedilmiştir. Sayfanın alt ve üstünde birer beyit bulunmaktadır. Sahnenin ön tarafında boynu kılıçla vurolan ve mızraklanan bir Safevi askerinin yanı sıra, kol ve hacakları gövdesinden kopmuş bir ölü asker daha resmedilmiştir. Gerek askerlerin giysileri ·gerekse atların örtülerindeki desen ve ayrıntılar diğer resimlerdekilerle aynıdır. Bu resimde diğerlerinden farklı olarak nakkaşın, sarı boyayla iç içe kıvrımlar ve büklümlerle biçiı;nlendirdiği mavi bulut­larla dolu bir gökyüzü tasviriyle resmi zenginleştirmiş olduğu gözlenir (Foto: I 9).

Selimname'de (216a) resimlenmiş bir başka savaş sahnesi Memlilklularla Osmanlılar arasında geçen Mercidabık savaşıdır39• Diğer savaş sahneleri gibi iki ordunun askerleri karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Memluk askerlerinin kızıl baş­lıklar ve Osmanlıdan farklı dalanmış sarıklarıyla belirtilmeye çalışıldığı gözlenir. Sayfanın alt ve üstünde birer beyit yer alırken, üst ve yandan çerçeve dışına taşıldığı dikkati çeker (Foto:20). Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferine giderken Birket'ül-Hac denilen mevkide bedevi Arap kabilelerinin saldırısına uğradığını

gösteren resim (23 ı b), daha önceki savaş sahneleriyle aynı olmakla birlikte, bedevi Arapları yerel kıyafetleri içinde betimlemekle belgesel bir nitelik taşır. Bedevi Araplar metinde anlatıldığı gibi40 ellerinde kargılarla (mızrak) resmedilmişlerdir. Sayfanın altında ve üstünde ikişer beyit yazılıdır (Foto:21).

Şam'ın kuşatılmasını41 anlatan resimde (235a) daha önceki savaş sahnele­rinden farklı olarak Osmanlı ordusu sayfanın sol tarafında tasvir edilmiş ve sağ tarafta Memluk ordusunun arkasında savaşın bir kent kuşatması olduğunu anlatmak için mimari eser (kale) betimlenmiştir. Kale önünde şematik olarak betimlenmiş toplar ve kale içinde kuşatma hakkında birbirleriyle konuşan beş kadın figürü dik­kati çeker. Bu resimde diğerlerinden farklı olarak resmi açıklayan beyitler sayfanın

Q ı59

Sosyal BiJimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

genel çerçevesinin dışına yazılmıştır (Foto:22). Kale penceresinde betimlenen ka­dınlar, II.Bayezıd'ın cenazesi resmindeki kadınlarla aynıdır.

Eserde yer alan savaş konulu son resim (264a), Yavuz Sultan Selim'in sal­tanatının son yıllannda vuku bulan Bozoklu Celal isyanının bastırılmasıdır.ı2 . Meh­dilik iddiasında bulunarak etrafına topladığı kalabalıkla halka zulüm eden Bozoklu Celal'in isyan teşebbüsü Şehsuvaroğlu Ali Bey tarafından bastınlmıştır. Resmin sağ tarafına yerleştirilen atlı Osmanlı askerleri isyancılardan birinin başını keser­ken gösterilmektedir. Eflatun renkli zemin üzerine betimlenen isyancılar arasında kadınların ve çocuklann da resmedilmiş olduğu gözlenir. Bu halktan kişilerin ol­dukça basit elbiseler içinde betimlendikleri ve özellikle kadınların hem ll.Bayezıd'ın cenazesine ağlayan, hem de Şam'ın kuşatılmasında tasvir edilen ka­dınlardan farklı yÜz hatlarıyla resmedildikleri dikkati çekmektedir. Tepe yamacına resmedilen ağaç da önceki tasvirlerden farklı olarak tek bir kütle halinde değil, dallan ve budaklan işlenmiş şekilde gösterilmiştir (Foto:23).

Selimname içindeki iki resim, takdim minyatürüyle birlikte herhangi bir metin içerrnezler (254a-254b) ve konu itibariyle de diğerlerinden farkhdırlar. Bun­lardan sayfa 254a'dıı. yer alan resimde, Şükrl'nin ifadesiyle pek çok zorluktan sonra İskenderiye lİmanına ulaşan Osmanlı donanması43 konu edilmiştir. Denizin ve dal­gaların içindeki balıklarla birlikte, balık pulu biçiminde düzenlenmiş fırça darbele­riyle betimlendiği resimde, Osmanlı donanınası içlerinde insan figürü bulunan üç gemiyle anlatılmıştır. İskenderiye limanını kuşatan surlar üzerinde Şükrl'nin ifade­siyle, Osmanlı donanmasının görünce fethedildiğini anladığı Osmanlı bayrakları yer almaktadır. Ayrıca sudara açılan kapı içinde elinde bir sopayla, neye oturduğu. belirsiz şekilde Yavuz Sultan Selim resmedilmiştir (Foto:24). Bu sayfanın arkasın­da yer alan resimde bir göl veya ırmakta ağ ile balık yakalayan dört kişi resmedil­miştir. Figürlerden biri balık dolu ağı çekerken, diğer ikisi balıkları göstermekte, diğeri ise ava sevinir tarzda el çırpar şekilde betimlenmiştir. Figürler sakalsız ola­rak tasvir edilmişlerdir ve askeri kişiliklerden ziyade sıradan insanları hatırlatmak­tadır. Balık avianan ırmak veya gölde suyun anlatımı arka sayfadaki resimle aynı­dır. Çiçek açmış birer ağaç ve resmin üst tarafına koyu mavi boyayla işlenen iki bulutla kompozisyon tamamlanmıştır. Bu resim, Selimname'nin sonlarında müellif Şükrl-i Bitlis!' nin kendisinden bahsederken geçen "Ağ ile suda av lararn balık/Balık· er bilmese bilür Halik"44 mısralannı anlatan bir tasvir olmalıdır (Foto:25).

3. Değerlendirme ve Sonuç

Minyatürlerinin hepsini tanıtmaya çalıştığımız Şükrl-1 Bitlis! Selimname'sinin hattatı, nakkaşı, müzehhibi, mücellidi hakkında metin içinde ve­rilmiş herhangi bir bilgi yoktur. Eserin kolofon sayfası olmadığından telif veya istinsah tarihi hakkında da bilgi yoktur. Esasen eserin müellifı Şükrl Bitlis! hakkın­da da fazla bilgi bulunmamaktadır. Bitlisli olan Şükrl, Yavuz Sultan Selim'in tahta çıkmasıyla İstanbul'a gelmiş ve ona bir kaside sunmuş ve Yavuz'un özel meclisine girmiştir. Bu kasideden dolayı padişah tarafından Diyarbakır havalİsinde bir zea-

160

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 2004/2 (151-193 s.)

metle ödüllendirilrniştir. Dulkadirli beyliğinin ele geçirilmesinden sonra beyliğe tayin edilen Şehsuvaroğlu Ali Bey'in hizmetine girmiş, ve kendisine hocalık yap­mıştır45. Şair Şükri'den Yavuz Sultan Selim'in hayatını İı;kendername tarzında nazm etmesini isteyen Şehsuvaroğlu Ali Bey, babasının Memlilklularca Kahire'de öldürülmesinden sonra II.Bayezıd'a sığınmış, Yavuz'un.cülilsunu izleyen yıllarda da Trakya'da Çirmen sancakbeyliğine tayin olmuştur. Yavuz Sultan Selim'in ya­nında Çaldıran savaşına katılan Ali Bey gösterdiği kahramanlıktan dolayı 3000 filori para ve Hersekzade Ahmed Paşa'nın hazinedeki kılıcıyla ödüllendirilmiştir. Çaldıran zaferinden sonra Yavuz tarafından Dulkadirli beyliğinin başına getirilmiş, Mercidabık ve Ridaniye seferlerine iştirak etmiştir. Bozoklu Celal ve Canberdi Gazali isyanlarının bastınlmasında önemli rol oynayan Ali Bey, Kanuni' döneminde halkına zulüm ve baskı yaptığı gerekçesiyle ve Ferhat Paşa'nın aleyhindeki kış­kırtmalarıyla çocuklarıyla birlikte 1522 yılında Tokat/Artova'da öldürülmüştür46 . Şükrl'nin Selimııameyi yazmaya 1521 yılında başladığı kabul edilmektedir47. Şükr1, Ali Bey'in ölümünden sonra onun yerine atanan Koçi bin Halil'e yazmış olduğu Selimııame nüshasını okur. Ancak, Koçi bin Halil eserde çok yanlışlıklar olduğunu, Şehsuvaroğlu Ali Bey'in şahı kendisi kadar iyi tanımadığını ileri süre­rek, eseri kendi anlattıkları doğrultusunda yeniden yazmasını ister. Şükr1 1524 yı­lında Selimııameyi yeniden yazar ve eski Selimııameyi yok ettiğini belirtirse de, M.Argunşah eski nüshadan düzenlenen bir kopyanın Viyana Kütüphanesinde bu- · lunduğunu ileri sürer48

• M.Argunşah, Latifi'nin notlarına dayanarak, Koçi· bin Ha­Iil'in aniattıklarından hareketle yazılan Selimııamenin 1530 yılında dönernin veziri Damat İbrahim Paşa (1523-36) aracılığıyla Kanuni'ye takdim edildiğini belirtir49

._

Zeren Tanındı'nın Kudüs National Library'de bulunduğunu belirttiği 1527 tarihli Selimııame'nin de Topkapı'daki örnekle aynı üslupta yapılmış 14.minyatür içerme­sine bakılırsa50, yazımından hemen sonra eserin resimlenrniş olduğunu kabul edebi­liriz. Ancak Kudüs'teki nüsha belki resim sayısının azlığı nedeniyle sultana takdim edilmeye değer görülmemiş veya belki de İbrahim Paşa'nın beğenisine hitap et­memiş olma\ıdır.

Kanuni'nin hükümdarlığının ilk yıllarını kapsayan bir İn'amat defterinde, şair Şükrl'ye yazdığı kitap karşılığında H.936 (M.1529-30) senesinde 15.000 akçe caize ödendiği5 ı belirtilmektedir. Bu rakam defterdeki en yüksek meblağlardan biridir. Hatta sultanın eseri bu meblağda caize verecek kadar beğenmesi, İbrahim Paşa'nın da hoşuna gitmiş ve o da şairi 15.000 akçe ile ödüllendirmiştir52 .

16.yüzyıl Osmanlı edebi' muhitinde önemli bir isim olan bürokrat ve ente­lektüel Gelibolulu Mustafa Ali53

, 1596 yılında Kayseri valiliği sırasında bir Dülkadir emirioden duyduklarını naklederken, Şükri'nin Selimııamesinin beğenii­mesi üzerine kendisinden bir de Süleymanname yazmasının istenmiş olduğunu, hatta Kanuni'nin cülilsuna kadar olan hayatını yazıp sultana sunduğunda kendisine bitirmesi halinde sancak tevcih edileceğinin taahhüt edildiği ama şairin eseri ta­mamlayamadan vefat ettiğini belirtir54

.

Buraya kadar değerlendirdiğirniz kaynaklardan hareketle, rninyatürlerini tanıttığımız Selimııame'nin 1529-30 yıllarında resimlenrniş olduğunu kabul edebi-

161

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

liriz. Ayrıca metin ile resimlerin neredeyse bire bir örtüşmesi, eserin takdim minya­türünde de betimlendiği gibi müellifin de dahil olduğu bir ekip tarafında~ hazır­lamınş olduğunu gösterir. Muhtemelen ağla balık aviayanların gösterildiği sahne de (Foto:25) Şükrl'nin isteğiyle esere yerleştirilmiş olmalıdır.

16.yüzyılın başları İstanbul'da Osmanlı sarayında bir nakkaşhane oluştur­maya çaba sarfedildiği dönemdir. Bu nakkaşhanede imparatorluğun genişlemesine· paralel olarak Halep'ten, Tebriz'den, Mısır'dan, Rumeli ve Balkanlardan farklı zanaatlarla uğraşan pek çok sanatçı toplanmıştır. Öte yandan Yavuz döneminde Edirne sarayındaki nakkaşhaneden bazı sanatçıların İstanbul sarayına getirildiği bilgisinden hareketle55 bu tarihlerde Edirne sarayında da bir nakkaşhanenin varlığı­nı kabul edebiliriz. Ayrıca saray nakkaşhanesine savaş ganimeti vs. gibi değişik yollarla getirilen sanatçıların yanı sıra, yine ganimet veya hediye yoluyla saray kütüphanesine intikal etmiş çoğu Timurlu, Türkmen Okulu veya Safevi üslubunda resimlenmiş el yazma eser de vardır. Bu sanatçı ve elyazmaları, Osmanlı saray atöl­yelerinde hazırlanan el yazmalarının resimiei-ini doğrudan veya dalaylı olarak etki­lemişlerdir. Örneğin Fatih zamanında Edirne sarayında resimlenmiş olduğu kabul edilen Külliyat-ı Katibi'de figürlerin ifade edilişinde Ş iraz Türkmen üslubunun56

,

1495 yılında. İstanbul'da hazırlanan Kelile Dirone ve 1498 tarihli Emir Hüsrey Dehlevi Haruse'sinin Şiraz üslubuyla birlikte Memluk etkilerini de57 yansıttığı bilinmektedir. Ayrıca 1515 yılında İstanbul'da hazırlanan Ferideddin Attar'ın Mantıkü't-Tayr adlı eserinde, kompozisyon şemalannın da 16.yüzyıl Tebriz ve Şiraz ekallerinden alındığı ileİi sürülür58

. Bu dönem pek çok üslubun birbirine geçtiği bir dönemdir. Örneğin 1515 tarihli Mantıkü't-Tayr aynı zamanda 15.yüzyılın sonlannda Herat'ta hazırlanan Divan-ı Hüseynl'den de izler taşır59 . Hatta elyazmcı.lannın taşınabilir objeler olmasından dolayı, bir sarayda başlanan bir eserin birkalc farklı üslupla resimlenip Osmanlı saray atölyesinde tamamlanmış örnekleri de 0 vardır.

Şükrl Selimnamesi konu itibariyle yukarıda bahsettiğimiz eserlerin çoğun­dan farklı olmakla birlikte resim üslubu açısından Herat ve Tebriz okullarının etki­lerini yansıtır. Ancak özellikle mimari tasarımlar açısından bakıldığında, örneğin II.Bayezıd'ın cenaze alayının betimlendiği sahnede resimlenen konağın çok benzer örneklerinin 1492 tarihli Divan-ı Hüseyni'de de yer aldığı gözlenir. Divan-ı Hü­seyni'nin etkilerinin figürlerin yüz hatlannın betimlenmesinde baskın olduğunu söylemek zordur. Divan-ı Hüseyni'nin dolayısıyla Herat okulunun etkileri, Selimnamedeki eğlence sahnesinde (Foto:3) daha yalın bir üslupla gözlenirken, 52 b sayfasında yer alan mimari mekan anlatımında gözlenen havuz tasviri 16.yüzyılın

·ikinci yarısındaki örneklere öncülük edecek tarzdadır. Özellikle savaş sahneleri nde, I.Stchoukine6 ı ve N.Atasoy-F.Çağrnan62 tarafından yeniçerilerin g1ydiği kostümler dışında Osmanlıya özgü bir şey olmadığı ifade ediliyorsa da, gerek Çaldıran gerek­se Mercidabık savaşı sahnelerinde (Foto:16-20), Safevi ordusunun zırhlı, Memluk ordusunun kızıl başlıklı ve Osmanlıdan farklı dalanmış sarıklarıyla olayların ger­çekliği içinde belgeleyici bir tarzda resimlendiklerini söylemek mümkündür. Savaş sahnelerinde çok fazla ağaç, çiçek gibi tabiat unsurlarına yer verilmeden betimlen-

162

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

miş sarı, mavi, mor tepeler Osmanlı karakteri taşırlar. Ayrıca bu metinde isimlerini verdiğimiz Herat, Şiraz, Safevi Türkmen yazmalarındaki minyatürlerin hiç birinde kalabalık figürlü savaş sahnelerinin resimlenmediğini de belirtebiliriz. Selimname'deki minyatürlerin büyük bölümünü oluşturan savaş sahnelerinde ese­rin nakkaşının, ordulan. düşey bir düzlem üzerine sayfanın sağ ve soluna yerleştir­diğini belirtebiliriz. Böyle bir tasarım veya düzenleme yukarıda bahsedilen eserler­de görülmez.

Selimname nakkaşının _eğlence meclislerinde ve savaş sahnelerinde belli bir tasarım şablonuna bağlı kaldığını gözlemlemek mümkündür. Hatta bu şablon, askerlerin giysilerinde ve atların örtülerinde aksatılmadan tekrarlanmıştır. Zengin doğa betimlemelerinin ve mimari tasvirterin görülmediği eserde, figürlerin yüzleri­nin işlenişinde Divan-ı Hüseynl'ye göre daha ince çizgilerin benimsendİğİ dikkati çeker. Özellikle II.Bayezıd'ın cenaze sahnesinde ve Şam'ın kuşatılması sahnesin­deki kadın figürlerinin yüz hatları ve başlıkları Divan-ı Hüseynl'dekilerle çok ben­zerlik göstermesine rağmen, Bozoklu Celal'in isyanının bastırılması sahnesinde halktan kadınların gösterimi oldukça başarılı ve diğerlerinden farklıdır. Sultan Se-: lim'in hayatını anlatan bu eserdeki minyatürler metne sadık kalınarak yapılmıştır. Dolayısıyla Osmanlı tarihi için belgeleyici niteliktedirler.

Öte yandan çeşitli üslfipların etkileriyle birlikte birkaç detayda Osmanlı ka­rakterini de izieyebildiğimiz bu eser, dil bakımından da Anadolu dışı çevrelerden etkiler taşır. Resimlerde görülen Herat, Şiraz, Tebriz Türkmen üslübunun etkileri yanında, Ali Şir Nevayi'nin Çağatayca şiirlerinin de dil olarak eseri etkilediği ka­bul edilebilir63

.

Eserde çalışan sanatçılarla ilgili olarak elimizde herhangi bir belge yoktur. I 6. yüzyıl Osmanlı sarayında çalışmış sanatçılara yönelik kayıtlar64 onların hangi iş kolunda uzman olduklarını ve nereden geldiklerini bildirmekle birlikte hangi eser­lerde çalıştıkları hakkında bilgi vermezler. Ancak Selimname ile aynı yıllarda yapı­lan Ali Şir Nevayi Hamsesinin (Topkapı Sarayı Müzesi H.802) kolofonunda eserin hattatı, nakkaşı ve mücellidi olarak adı· geçen Pir Ahmed bin İskender~in65

Selimname'de de hat dışında çalışmış olabileceğini kabul edebiliriz. Pir Ahmed bin İskender'in Tebriz'in fethinden sonra Yavuz tarafından İstanbul'a getirilmiş sanat­çılar arasında olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla eserde görülen Şiraz, Tebriz Türkmen üslfibu etkileri bu sanatçıdan kaynaklamtuş olmalıdır. Selimname'de de tıpkı Nizarn! Haruse'sinde olduğu gibi eklektik tarzda yapılmış resimlerin yanı sıra Osmanlı tarzında yapılmış cilt ve tezhiple karşılaşılmaktadır.

Sonuç olarak Şükr! Bitlis! Selimnamesi, dönemin pek çok eserinde olduğu gibi Herat'tan Şiraz'a değişik üslüpların etkilerini taşır. Şimdilik, Pir Ahmed bin İskender tarafından resimlenmiş, tezhiblenmiş ve ciltlenmiş olduğunu kabul ettiği­miz, resimlerle metin arasında sıkı bir yakınlığın gözlendiği bu eseri, Osmanlı sul­tanlarının hayatını resimlerle anlatan şehnamelerin Osmanlı sarayında hazırlanmış ilk örneği olarak kabul edebiliriz.

163

Sosyal Bilimler Enstitüsil Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

KAYNAKLAR

AKA, İsmail, Timur ve Devleti, Ankara 1991.

AKALAY (TANINDI), Zeren, "Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine 753 No.lu Nizarnİ Hamsesinin Minyatürleri", Sanat Tarihi Yılhğı, c.V, İs­tanbul1973, s.389-409.

AKALAY (TANINDI), Zeren, "Tarihi Konuda İlk Osmanlı Minyatürleri", Sanat Tarihi Yıllığı, c.II, İstanbul1969, s.102-115.

AKALAY (TANINDI), Zeren, "Tarihi Konularda Türk Minyatürleri", Sanat Ta-rihi Yıllığı, c.III, İstanbul1970, s.151-165.

AND, Metin, Osmanlı Tasvir Sanatları:l Minyatür, İstanbul2002.

ATASOY,N-F.ÇAGMAN, Turkish Miniature Painting, İstanbul ı 974.

ARGUNŞAH, Mustafa "Şükrl-i Bitlisl, Selim-namesi ve Eserin Dili", Türk Dün-yası Araştırmaları, S.55 (1988), s.51-70.

ARGUNŞAH, Mustafa, Şükri-i Bitlisi Selim-name, Kayseri 1997.

ATIL, Esin, Süleymannam e. The Illustrated History of Süleyman the Magnificent, Washington 1986.

BAGCI, Serpil, "İslam Toplumlarında Matemi Simgeleyen Renkler: Mavi, Mor ve Siyah", İslam Dünyasında Mezarlıklar ve Defin Gelenekleri, c.IL An­kara 1996, s.l63-168.

ÇAGMAN, Filiz, "Şehname-i Selim Han ve Minyatürleri", Sanat Tarihi Yılhğı, c.V, İstanbul1973, s.411-443.

ÇAGMAN, Filiz, "Sultan Mehmet II Dönemine Ait Bir Minyatürlü Yaz­ma:Külliyat-ı Katibl, Sanat Tarihi Yıllığı, c.VI, İstanbul 1974- ı 975, .s.333-346.

ÇAGMAN, ·Filiz, "The Miniatures of the Divan-ı Hüseyni and The Influence of Their Style", Fifth International Congress of Turkish Art, (Ed.G.Feher), Budapest 1978,s.231-259.

ERÜNSAL, İsmail "Türk Edebiyatı Tarihinin Arşiv Kaynakları II. Kanun! Sultan Süleyman Devrine Ait Bir İn'amat Defteri", Osmanlı Tarih Araştırma­ları, SA (1984), s.l-17.

FLEİSCHER, Cornell, Tarihçi Mustafa Ali, Bir Osmanlı Aydın ve Bürokratı, (Çev:A.Ortaç), İstanbul 1996.

GELiBOLULU MUSTAFA ALi, Hattatların ve Kitap Sanatçılarının Destanlan (Menakıb-ı Hünerveran), (Haz:M.Cunbur), Ankara 1982.

164

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

iNALCIK, Halil, "Osmanlı Tarihçiliğinin Doğuşu, Söğüt'ten İstanbul'a Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu Üzerine Tartışmalar, (Derleyenler:O.Özel­M.Öz), Ankara 2000, s.93-117.

iSEN, Mustafa, Künhü'l-Ahbar'ın Tezkire Kısmı, Ankara 1994.

KARAMAÖARALI, Beyhan, Muhammed Siyah Kalem'e Atfedilen Minyatür­Ier, Ankara 1984.

KARATAY, Fehmi Edhem, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yaz­malar Kataloğu, İstanbul1961.

MAHİR, Banu, "II.Bayezid Dönemi Nakkaşhanesinin Osmanlı Tezhip Sanatına Katkıları", Türkiyemiz, S.60, (Şubat 1990), s.4-13.

MENAGE, V.L., "Osmanlı Tarihyazıcılığının İlk Dönemleri", Söğüt'ten İstan­bul'a Osmanlı Devleti~ııin Kuruluşu Üzerine Tartışmalar, (Derleyen­ler:O. Özel-M. Öz), Ankara 2000, s.73-91.

MERİÇ, Rıfkı Melül, Türk Nakış Sanatı Araştırmaları I. Vesikalar, Ankara 1953.

MERİÇ, Rıfkı Melül, "Bayezıd Camii Mimarı, II.Sultan Bayezıd Devri Mimarları ile Bazı Binaları, Beyazıd Camii ile Alakah Hususlar, Sanatkarlar ve Eserleri", Yıllık Araştırmalar Dergisi, S.II (1958), s.4-76.

STCHOUKİNE, ivan, La Peinture Turque D' Apres Les Manuscrits lllustres, vol: 1, Paris 1966.

T ANINDI, Zeren, "Rügan! Türk Kitap Kaplarının Erken Örnekleri", Kemal Çığ' a Armağan, İstanbul 1984, s.223-253.

TANINDI, Zeren, "Tezhip Sanatı", Başlangıcından Bugüne Türk Sanatı, Ankara 1993, s.397-406.

TANINDI, Zeren, Türk Minyatür Sanatı, Ankara 1996.

TANINDI, Zeren, "Additions to lllustrated Manuscripts in Ottoman Woikshops", Muqarnas, vol:17 (2000), s.147-161.

UÖUR, Ahmet, "Selim-nameler", A.Ü.İlalıiyat Fakültesi Dergisi, c.XXII, Ankara 1978, s.367-379.

UÖUR, Ahmet, Yavuz Sultan Selim, Kayseri 1992 (2.Baskı).

UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı, "Osmanlı Sarayı'nda Ehl-i Hiref (Sanatkarlar) Defterleri", Belgeler, XI/15 (1986), s.23-76.

YİNANÇ, Refet, Dulkadir Beyliği, Ankara 1989.

YOL TAR-YILDIRIM, Ayşin, "An Accomplished Artist of the Book at the Otoınan Court:1515-1530'\ M.Uğur Derman 65 Yaş Armağanı, (Ed.I.C.Schick), İstanbul 2000, s.603-616.

165

2

4

9

lO

ll

12

13

14

15

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 2004/2 (151-193 s.)

DiPNOTLAR

Eseri Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, British Museurn ve Erzurum Atatürk Üni­versitesi Kütüphanesindeki nüshalardan örneklerle metin olarak yayıniayan ve resiın­lerden beni haberdar ederek yayınlarnama teşvik eden Prof. Dr. Mustafa Argunşah' a teşekkür ederim. Osmanlı tarih yazıcılığıyla ilgili olarak şu iki çalışmaya bkz. V.L. Menage, "Osmanlı Tarihyazıcılığının İlk Dönemleri", Söğüt'ten İstanbul'a Osmanlı Devleti'nin Kuru­luşu Üzerine Tartışmalar, (Derleyenler:O. Özel-M. Öz), Ankara 2000, s:73-9 1. : H.İnalcık, "Osmanlı Tarihçiliğinin Doğuşu, Söğüt'ten İstanbul'a Osmanlı Devle­ti'nin Kuruluşu Üzerine Tartışmalar, (Derleyenler:O.Özel-M.Öz), Ankara 2000, s.93- 1 17. Z.Akalay, "Tarihi Konuda İlk Osmanlı Minyatürleri", Sanat Tarihi Yıllığı, c.II, İstan­bul 1969, s.102.; Z.Akalay, "Tarihi Konularda Türk Minyatürleri", Sanat Tarihi Yıl­lığı, c.III, İstanbul 1970, s. ISI. Selirn-narnelerle ilgili olarak bkz. A.Uğur, "Selim-narneler", A.Ü.İlahiyat Fakültesi Dergisi, c.XXII, Ankara 1978, s.367-379. Fehrni Edhern Karatay, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu, İstanbul 1961, c.I, s.210, no:639. İ.Stchoukine, La Peinture Turque D' Apres Les Manuscrits lllustres, vol: ı, Paris ı966, s.51, Pl.VI,VII,VIII.

Z.Tanındı, "Rfigan! Türk Kitap Kaplarının Erken Örnekleri", Kemal Çığ'a Armağan, İstanbul 1984, s.227, resim:8. M.Argunşah, Şükri-i Bitlisi Selim-name, Kayseri ı997. M.Argunşah, a.g.e., s.20-25. Z.Tanındı, "Additions to Illustrated Manuscripts in Ottornan Workshops", Muqarnas, c. ı 7 (2000), s. ı 60. Z.Akalay, "Tarihi Konularda Türk Minyatürleri", Sanat Tarihi Yıllığı, c.III, İstanbul 1970, s.151. Selimname'deki rninyatürlerin bazılarının yayınlandığı eserler le ilgili olarak bkz. İ.Stchoukine, La Peinture Turque D' Apres Les Manuscrits lllustres, vol: 1, Paris 1966, s.51, Pl.VI,VII,VIII.; S.Bağcı, "İslam ToplumlarındaMatemi Simgeleyen Renk­ler: Mavi, Mor ve Siyah", İslam Dünyasmda Mezarlıklar ve Defin Gelenekleri, c.II, Ankara 1996, s.166, resirn:7.; M.And, Osmanlı Tasvir Sanatları:l Minyatür, İstan­bul 2002, s.47, 2ı9, 234. ; Osmanlı Uygarlığı (Yayma Hazırlayan: H.İnalcık-G .Renda), c .I, Ankara 2002, s.l O 1. II.Bayezıd dönemi tezhipleri ile ilgili olarak bkz. B.Mahir, "II.Bayezid Dönemi Nakkaşhanesinin Osmanlı Tezhip Sanatına Katkıları", Türkiyemiz, S.60, (Şubat

1990), s.4-13. ; Z.Tanındı, "Tezhip Sanatı", Başlangıcından Bugüne Türk Sanah, Ankara 1993, s.402-403. Bu ibareleri okuyan Doç.Dr.Atabey Kılıç'a teşekkür ederim. M.And, Osmanlı Tasvir Sanatları:l Minyatür, İstanbul 2002, s.48'de eseri hazırla­yan ekibin yer aldığı sayfanın karşısına gelen sayfanın kayıp olduğunu, bu sayfadaki minyatürde büyük ihtimalle I.Selirn'in portresinin yer aldığını ileri sürer. M.Argunşah, Şükri-i Bitlisi Selim-name, Kayseri 1997, s.20. 16.yüzyılın sonlarında hazırlanmış iki eserde, eseri hazırlayan ekibin resirnlenmiş ol­duğu görülür. Sultan II.Selim'in hayatının anlatıldığı Şehname-i Selim Han adlı eserde eseri hazırlayan ekipten Şehnarneci Lokman b. Seyyid Hüseyin, Alim Şemseddin

166

)6

17

ıs

19

20

21

12

23

24

25

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

Ahmed Karabağl, hattat İlyas Katib, Nakleaş Osman ve nakkaş Ali'nin bir mimari me­kan içinde (belki de nakkaşhanenin bir bölümünde) betimlendikleri gözlenir. Bkz. F.Çağman, "Şehname-i Selim Han ve Minyatürleri", Sanat Tarihi Yıllığı, c.V, İstan­bul 1973, s.432, resim: I. ı598 yılında hazırlamin Eğri Fethi Tarihi adlı eserde de, Şeh­nameci Tallk!ziide, Nakleaş Hasan ve bir hattat bir mekan içinde, eser üzerinde çalışır-larken resmedil miştir. Bkz. Z.Tanındı, Türk Minyatür Sanatı, Ankara ı 996, s.5l. Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatının ı558 yılına kadar olan kısmını anlatan ve Şir­

vanlı şair Fethullah Arif Çelebi tarafından beş cilt olarak kaleme alınıp, Katip Şirvanlı Ali tarafından nestalik hattıyla yazılan ve saray nakkaşhanesinden pekçok nakkaşın bir­likte çalışarak resimiediği şehnamenin beşinci cildi olan Süleymanname ve Kanuni tasviri için bkz. E.Atıl, Süleymanname. The Illustrated History of Süleyman the Magniflcent, Washington ı986, s.2ı6. M.Argunşah, a.g.e., s. ı 10- ı ı ı.

A.Uğur, Yavuz Sultan Selim, Kayseri 1992 (2.Baskı), s.21-22. ; M.Argunşah, a.g.e., s.n.· Resmin yer aldığı sayfadaki şiirde II.Bayezıd'ın oğulları arasındaki kavgadan üzüntü duyduğu, daha sonraki sayfada ise tahta Selim'i layık gördüğü belirtilmektedir. Bkz. M.Argunşah, a.g.e., s.98-99. A.Uğur, a.g.e., s.80-81.; M.Argunşah, a.g.e., s.185.; Bediüzzaman Mirza, Timurlular­dan hükümdar Hüseyin Baykara'nın oğlu olup, babasının ölümünden sonra hükümdar olmuş ve Şeybanilerin ı507 yılında Herat'ı istilasından sonra Tebriz' e kaçmıştır. Teb­riz'in Osmanlılarca fethinden sonra Yavuz Sultan Selim ile istanbul'a gelen Bediüzzaman Mirza'nın ı5ı7 yılında İstanbul'da vebadan öldüğü ileri sürülür. Bkz. İ.Aka, Timur ve Devleti, Ankara ı991, s. l03-ı04. · M.Argunşah, a.g.e., s. ı 85. B.Karamağaralı, Bediüzzaman Mirza'nın Yavuz Sultan Selim'e. sunduğu Şehname'nin bugün Topkapı Sarayında bulunan ve Muhammed Si­yah Kalem imzalı resimleri içeren albüm olabileceğini belirtir. Bkz. B.Karamağaralı. Muhammed Siyah Kalem'e Atfedilen Minyatürler, Ankara 1984, s.74. M.Argunşah, a.g.e., s.201. · S.Bağcı, "İslam Toplumlarında Matemi Simgeleyen Renkler: Mavi, Mor ve Siyah''. İslam Dünyasında Mezarlıklar ve Defin Gelenekleri, c.II, AnKara 1996, s.l66. M.Argunşah, a.g.e., s.303-304; A.Uğur, a.g.e., s. ı 19-ı20. Bkz. A.Uğur, a.g.e., s. ı20.

26 M.Argunşah, a.g.e., s.69-70. 27

M.Argunşah, a.g.e., s.89-90. M.Argunşah, a.g.e., s.130. M.Argunşah, a.g.e., s. ı 61.

28

29

M.Argunşah, a.g.e., s. ı 62. A.Uğur, a.g.e., s.71. M.Argunşah, a.g.e., s. ı 72. M.Argunşah, a.g.e., s.l77-ı78. M.Argunşah, a.g.e., s.ı48. M.Argunşah, a.g.e., s.207. M.Argunşah, a.g.e., s.209, M.Argunşah, a.g.e., s.220 vd .. M.Argunşah, a.g.e., s.233 vd. M:Argunşah, a.g.e., s.255.

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

167

40

41

42

43

44

45

46

47

48

49

50

51

52

53

54

55

56

57

58

59

60

61

62

63

64

65

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı: 17 Yıl: 200412 (151-193 s.)

M.Argunşah, a.g.e., s.270. M.Argunşah, a.g.e., s.273. M.Argunşah, a.g.e., s.297vd. M.Argunşah, a.g.e., s.291-295. M.Argunşah, a.g.e., s.313. M.Argunşah, a.g.e., s.4 R.Yinanç, Dulkadir Beyliği, Ankara 1989, s.99 vd. M.Argunşah, a.g.e., s.S. M.Argunşah, a.g.e., s.6. M.Argunşah, a.g.e., s.6. Z.Tanındı, "Additions to Illustrated Manuscripts in Ottoman Workshops", Muqarnas. c.17 (2000), s.160. İ.Erünsal, "Türk Edebiyatı Tarihinin Arşiv Kaynakları II. Kanuni Sultan Süleyman Devrine Ait Bir İn'amat Defteri", Osmanlı Tarih Araştırmaları, SA (1 984), s.9. M.Argunşah, a.g.e., s.7. Mustafa Ali için bkz. C.Fleischer, Tarihçi Mustafa Ali, Bir Osmanlı Aydın ve Bü­rokratı, (Çev:A:Ortaç), İstanbul 1996. M.İsen, Künhü'l-Ahbar'ın Tezkire Kısmı, Ankara 1994, s.234. R.M.Meriç, Türk Nakış Sanatı Araştırmaları I. Vesikalar, Ankara 1953, s.4-5. F.Çağman, "Sultan Mehmet II Dönemine Ait Bir Minyatürlü Yazma:Külliyat-1 Katibl. Sanat Tarihi Yılhğı, c. VI, İstanbul 1974-1975, .s.338. N.Atasoy-F.Çağınan, Turkish Miniature Painting, İstanbul 1974, s.19. N.Atasoy-F.Çağman, a.g.e., s.20. F.Çağman, "The Miniatures of the Divan-ı Hüseyni and The Influence of Their Style", Fifth International Congress of Turkish Art, (Ed.G.Feher), Buda pe st 1978, s.237. Z.Akalay (Tanındı), "Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine 753 No.lu Nizami Hamsesinin Minyatürleri", Sanat Tarihi Yıllığı, c.V (1973), s.389-409. ; Z.Tanındı. "Additions to Illustrated Manuscripts in Ottoman Workshops", Muqarnas , vol: I 7 (2000), s.147-161. İ.Stchoukine, La Peinture Turque D'Apres Les Manuscrits lllustres, vol: 1, Paris 1966, s.51. N.Atasoy-F.Çağınan, Turkish Miniature Painting, İstanbul 1974, s.26. F.Çağman, "The Miniatures of the Divan-ı Hüseyni and The Influence of Their S tyle'·. Fifth International Congress of Turkish Art (Ed.G.Feher), Budapest 1978, s.241 : M.Argunşah; "Şükri-i Bitlis!, Selim-namesi ve Eserin Dili", Türk Dünyası Araştır­malı;ırı, S.55 (1988), s.51-70. Bu kayıtların yayınlandığı bazı çalışmalar hakkında bkz. Gelibolulu Mustafa Ali, Hat­tatların ve Kitap Sanatçılarının Destanları (Menakıb-ı Hünerveran), (Haz:M.Cunbur), Ankara 1982.; R.M.Meriç, Türk Nakış Sanatı Araştırmaları I. Ve­sikalar, Ankara 1953.; R.M.Meriç, "Bayezıd Camii Mimarı, II.Sultan Bayezıd Devri Mimarları ile Bazı B inaları, Beyazıd Camii ile Alil.kalı Hususlar, Sanatkarlar ve Eserle­ri", Yıllık Araştırmalar ·Dergisi, S.II (1958), s.4-76. ; İ.H.Uzunçarşılı, "Osmanlı Sa­rayı'nda Ehl-i Hiref (Sanatkarlar) Defteri eri", Belgeler, XJ/15 (1986), s.23-76. A.Yoltar-Yıldırım, "An Accomplished Artist of the Book at the Otoman Court: 1515-1530", M.Uğur Derman 65 Yaş Armağanı, (Ed.I.C.Schick), İstanbul 2000, s.604-60S.

168

Foto 1: Şükrf-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H. 1597-1598), tezhiplenmiş sayfa (1b). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle)

' '

Foto 2:. Şii!~&-i Bitlist S:eJ.imnanıes((T.S.M. 'H~lŞ97-.J5~8), takdim, sayfası f!linytitürü (la) ..... (Topk.apı Scırayı Müz~si'1Zin izniyle) • - - ' ,_ ' _,

Foto 3: Şükrf..i Bitlist Selimnamesi (T.S.M. H.l597-1598), Kanuni'nin eğlence sahnesi (9b). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle) ·

Foto 4: Şükd' .. iBitlisfSelimniimesi (T.S.M. H.1597-1598), Yavuz Selim'in eğlence sahnesi (64b). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle) -

v'J ı.;~ )J ~ f ,.tL.-.. ~ ,, .1

,!;-J,jı:;,~;, (''·Ycr--t L:";.--;,_;v ;;:::!!=~

Foto 5: Şükrf..i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597al598), Yavuz'un Kırım Han'ı Mengli Giray ile görüşmesi (32a). (Topkapı Sarayi Müzesi'nin izniyle) ·

Foto 6: Şükrf-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597-1598), Il. Bayezıd'ın paşalanyla görüşmesi (52b). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle)· ·

Foto 7: Şükrı''-i Bitlist Selimnamesi (T.S.M. H~1597-1598), Yavuz Sultan Selim'in Tebriz' de Bediü:a:anian Mirm'yı kabulü (140a). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle) · · ·

Foto 8: Şiikrf-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597-1598), Yavuz'un vezirleriyle ikinci Azerbaycan seferini tartışması (156a). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle)

Foto 9: Şükrf-i Bitlisf S~limnamesi (T.S.M. H.l597-1598), II. Bayezıd'ın cenazesinin Istanbul'dgötürülmesi(62a)~ (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle) · ·

q Jf;l\, .. ~t

'

' ı,.,

~ . '

.-' ---

Foto 10: Şükri-iBitlisfSelimnlimesi (T.S.M. H~1597-1598), _ Yavuz SultanSelim'in ölümü (267 a). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle) · -

Foto ll: Şükrf-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.l597-1598), Yavuz Sultan Selim'in Erzincan ve Bayburt' u Kızılbaşlardan geri alması (32b). (Topkap.ı Sarayı Müzesi'nin izniyle)

Foto 12: Şükrf-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597-1598), Yavuz'un babası II. Bayezıd ile savaşması ( 44a). (Top kapı Sarayı Müzesi'nin izniyle)

Foto 13: Şükrf-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597~1598), Yavuz'un kardeşi şehzade Ahmet ile savaşması (83b ). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle)

Fiito 14: Şükrf-i Bitlist Selimnamesi (T.S.M. H.1597-1598), Osmanlı ve Safevf ordulannın karşılaşması (113a). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle)

/

/ ;~)J!;(o,~.f. =::!:':::=::!!:=-=

.~ ··. ,•,,. .

·_ld!i_~,k~~- _,_}. __ : ____ _ Foto 15: Şükrf-i BitlisfSelimlllimesi (T.S.M. H.1597-1598), Şah İsmail'in ordusunun tasviri (124b). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin i~niyle) ·

Foto 16: Şükri-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597-1598), Çaldıran S,avaşı (13lb). (Topkapı Sarayı Müzesi'-nin izniyle)

Foto 17: Şükn~i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597-1598), Sinan Paşa'nın Alaüddevle ile savaşı (164b ). (Top kapı Sarayı Müzesi'nin izniyle) ·

<'--:ı-.~

$;~\ (_·.

J.

. .. J,J(('zj ~f!'.IJ'

. 'c.J}jjlç1JJ~:ld:f Foto 18: Şükri-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597-1598), BıyıklıMehmet Paşa'nın Safevflerle Kemah savaşı (176b). (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle)

- f

Foto 20: Şükn~i Bitlisf Selimnamesi (T.S~M. H.1597-1598), Yavuz Sultan Selim'in Memluklularla Mercidabık Savaşı (216a). · (Topkapı Sarayı Müzesi'nin izniyle)

Foto21: Şükrf;.iBitlisf Selimıuzmesi(T.S.M. H.1597-1598), Osmanlı ordusunun Birket'ül-Hac'da bedevilerin saldınsına uğraması (231b). (Topkapı Sarayı Müzesi'niiı· izniyle)

, __ -.;(.o

Foto 22: Şükrt-i Bitlist Selimnamesi(T.S;M. Osmanlı ordusunuh Şam'ın kuşatması (2~5a)~ ~ üzesi'nin izniyle)

~::~ ""

Foto 23 :/Şükri:i BitlisJSelimnfimesi (T.$.M. H.J:527 -l-S!i[J{,,;t~;L Bozoklu Çelallsyanıiıın bastinlf1lası. (264a). · (TopkqpıŞdi~ayı~tc " Miitesi'nin izniyle) · .. ·· ·· · ·· · .· · · · · ... · ·

""" ~::~?-:

Foto 24: Şükrf-i Bitlisf Selimnamesi (T.S.M. H.1597-1598), Osmanlı do nanması İskenderiye' de (254a). (Top kapı Sarayı Müzf!Si'nin izniyle)

F_oto25: Şükrf-i Bitlist Selimnamesi (T.S.M. ]J.l597-1598), Gölde balık aviayanlar (254b). (Topkapı $arayı Müzesi'nin izniyle) · · ··