onair magazine march 2012 issue 93

148
26 Hayatın Renkleri / Colors of Life Ağlayan Gelin / Crown Imperial 28 Dünden Bugüne / From Past to Present Kol Düğmeleri / Cufflinks 36 İstanbul / Kadıköy 60 Söyleşi / Interview Dilek Serbest 66 Nostalji / Nostalgia Eski Sokak Satıcıları / Old Street Vendors 78 Yakın Plan / Close Up Adana 94 Doğanın Mucizesi / Miracle of Nature Kakule / Cardamom 100 Fikirden Ürüne / From Idea to Product / Güngör Baltaoğlu 106 Yöresel Mutfak / Regional Cuisine / Keşkek 112 Sınırların Ötesinde / Beyond Borders / Manchester 118 Adım Adım / Step by Step Tren İstasyonları / Train Stations No:93 Mart / March 2012 Alabilirsiniz / Your Complimentary Copy

Upload: ferhat-gedik

Post on 18-Mar-2016

250 views

Category:

Documents


15 download

DESCRIPTION

ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

TRANSCRIPT

Page 1: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

26 Hayatın Renkleri / Colors of Life Ağlayan Gelin / Crown Imperial 28 Dünden Bugüne / From Past to Present Kol Düğmeleri / Cufflinks 36 İstanbul / Kadıköy 60 Söyleşi / Interview Dilek Serbest 66 Nostalji / Nostalgia Eski Sokak Satıcıları / Old Street Vendors 78 Yakın Plan / Close Up Adana 94 Doğanın Mucizesi / Miracle of Nature Kakule / Cardamom 100 Fikirden Ürüne / From Idea to Product / Güngör Baltaoğlu 106 Yöresel Mutfak / Regional Cuisine / Keşkek 112 Sınırların Ötesinde / Beyond Borders / Manchester 118 Adım Adım / Step by Step Tren İstasyonları / Train Stations

No:93 Mart / March 2012 Alabilirsiniz / Your Complimentary Copy

1-27MART.indd 1 2/25/12 4:37:25 PM

Page 2: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93
Page 3: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

MART 2012MARCH

İçindekiler Contents

Onur Air Adına İmtiyaz Sahibi / Publisher Yönetim Kurulu Başkanı / Chairman Cankut BaganaYonca Bagana

Yönetim Yeri: Atatürk Havalimanı B Kapısı, Teknik Hangar Yanı 34149 Yeşilköy / İstanbul

Genel Müdür / General ManagerFaik Akın

Kurumsal İletişim Direktörü Institutional Communication DirectorRauf Gerz [email protected]

Reklam Koordinatörleri / Advertising Coordinators Cem Ünlü [email protected] Akaslan [email protected] Ayvaz [email protected] Sülükçü [email protected] Yasemin Bölükbaş [email protected] Bölge Sorumlusu / Regional ManagerArif Coşkun [email protected] Deniz Koç [email protected]

Medya Koordinatörü / Media CoordinatorYasin Zengin [email protected]

Atatürk Havalimanı B Kapısı, Teknik Hangar Yanı

34149 Yeşilköy / İstanbul

Tel: 0 212 468 67 70 (pbx) / Faks: 0 212 468 67 85

www.onuriletisim.com.trOnur Air Magazin (On Air), Onur Air’in yolcularına ücretsiz armağanıdır.

Onur İletişim tarafından aylık olarak yayımlanmaktadır.

Onur Air Magazin (On Air) is a complimentary publication for Onur Air

passengers. Published monthly by Onur İletişim.

04 SunuşPresentation

06 Ajanda Agenda

10 MartGünlüğüMarch Diary

14 YaşamaRehberiLiving Guide

18 Sinema Cinema

20 DVD DVD

22 Müzik Music

24 Kitap Books

26 HayatınRenkleri Colors of Life

28 Dünden Bugüne FromPastto Present KolDüğmeleriCufflinks

36 İstanbul Kadıköy

48 SırtÇantamMy Backpack Saklıkent-Olympos

60 SöyleşiInterview DilekSerbest

66 Nostalji Nostalgia EskiSokakSatıcılarıOldStreetVendors

78 YakınPlanClose Up Adana

88 Portre Portrait NihatSırdar 94 DoğanınMucizesiMiracle of Nature Kakule Cardamom 100 Fikirden Ürüne FromIdeatoProduct GüngörBaltaoğlu 106 YöreselMutfakRegionalCuisine Keşkek

112 SınırlarınÖtesindeBeyond Borders Manchester

118 AdımAdımStepbyStep TrenİstasyonlarıTrain Stations

124 Ayna Ayna Mirror Mirror SunaDumankaya 128 Neden Why

129 MeraklıFor Your Info

130 Vitrin Showcase

136 OnurAirInfo

146 Bulmaca

Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu) / Editor-in-ChiefAykut Aykanat [email protected]ıcı Yönetmen / Creative DirectorLalehan UysalEditörlerHaldun Yazar, İlke Kamar, Uğur BektaşSanat Yönetmeni/ Art DirectorFerhat Gedikİngilizce Editör/ English EditorÇiğdem SuarFotoğraflar / PhotographsEren Aytuğ, Ozan Akgün, Murat Düzyol, Barış Hasan Bedir, Gökhan Değirmenci

İçerik ve Tasarım

Yapım

Baskı-Cilt / Printing-Binding

Boyut Matbaacılık A.Ş.Matbaacılar Sitesi 1. Cadde No: 115 Bağcılar/İstanbulTel: 0 212 413 33 33 / Faks: 0 212 413 33 34

Reklamlar, reklam veren şirketlerin sorumluluğundadır. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar, yayıncının izni alınarak, kaynak belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir. / On Air magazine cannot be held responsible for the content of advertisements and commercials appeared in the magazine. Texts and photos published in the magazine may be reproduced partially or fully by the third parties on the conditions that prior permission of the publisher is obtained and the source is openly acknowledged.Yayın Türü: Yerel süreli aylık dergi

Perpa Tic.Merkezi B Blok Kat 8 No: 1098 Okmeydanı - Şişli \ İST.Tel: 0212 221 90 54 • Faks: 0212 221 88 54

NOOF İLETİŞİM

36

60

140

94

28

48

124 Suna

112

1-27MART.indd 3 2/25/12 4:37:32 PM

Page 4: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

4

MA

RT M

AR

CH

201

2Sunuş Presentation

Planlı seyahatin önemiThe importance of planned travel

Geçen ay yoğun kış şartlarında günlük yaşantımız içerisinde hava-yolu seyahatinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Zaman zaman ülkemizin belli bölgelerine karayoluyla ulaşılamaz-ken havayolu kolaylığı, teknolojinin yaşantımıza kattığı belirgin örneklerden biri olarak tekrar karşımıza çıktı. Elbette yoğun kış şartları içerisinde havayolu işleticisinin hiçbir zaman gerçekleşmesini istemediği, ancak hava muhalefeti ve uçu-şun yapıldığı ya da yapılacağı havalimanına bağlı olarak gecikme-ler olabiliyor. Kar operasyonları havayolu şirketleri için neredeyse her zaman büyük zararlar anlamına gelmektedir. Aslında bu gibi durumlarda seferi iptal etmek ticari işletmenin kârlılık beklentisi içerisinde normal bir uygulamadır. Yaşayacağınız zarar gerçekleş-memiş olur ve yolcunun rötarlı uçak memnuniyetsizliği yaşanmaz. Bu arada iptal nedeniyle yaşanan memnuniyetsizlik ise medyatik hale gelmez. Ama burada unutulmaması gereken en önemli un-sur yolcunun iptal nedeniyle yaşayacağı ağır mağduriyettir.

Onur Havayolları olarak prensibimiz, mecbur kalmadıkça bu gibi durumlarda iptallerle yolcumuzun içinden çıkılamaz bir mağ-duriyet yaşamasına engel olmaktır. Bu süreçte gelebilecek tüm eleştirileri göğüslemek, zararı karşılamak o uçakta bulunmayı planlamış yolcularımıza olan bir borcumuzdur. Ancak gerek kal-kış yapılacak havalimanı gerekse inilecek havalimanındaki hava şartlarına ve meydan işletmesinin planlama hızıyla birlikte uçak trafik yoğunluğuna bağlı olarak beklenti ötesinde rötarlar yaşa-nabilmektedir. Siz değerli yolcularımızın havacılık sektörünün bir gerçeği olan bu duruma hazırlıklı olması ve planlamalarını buna göre yapması büyük önem taşımaktadır.

SaygılarımızlaOnur Air

During unfavorable winter conditions last month, we saw once

againjusthowimportantairtravelisinourdailylives.Theease

ofairtravel,whichbecomesmoreapparentwhenit’sdifficultto

gettoplacesbyroad,appearedbeforeusasadistinctexampleof

thebenefitsoftechnologyinourlives.

There’s no doubt that delays may occur due to bad weather

conditions, or due to the airport thatwe’re going to fly to and

thisisasituationthatnoairlinedesires.Snowoperationsnearly

always mean great losses for airline companies. Cancelling a

flightinthesesituationsisactuallyanormalpracticewithinthe

profit expectation of a commercial business. The losswon’t be

realized and passengers won’t be dissatisfied with an aircraft

that’s delayed. The dissatisfaction regarding cancelled flights

will not becomeworthy ofmedia attention either. But there is

something that shouldn’t be forgotten and this is the suffering

thatapassengerwillexperiencefromacancelledflight.

AsOnurAirlines,ourprinciple,ifnotcompletelynecessary,isto

prevent our passengers from suffering due to cancellations. It

isourresponsibilitytoourpassengerstobreastallthecriticism

thatmaywemayreceiveduringthistime,andcoverthelossofa

passengerwhohasplannedtobeonthatplane.However,delays

may still be experienced due to the weather conditions at the

starting point and at the landing point, aswell as the planning

speed of airport administration and air traffic intensity. It’s of

greatimportancethatyou,ourvaluablepassengers,areprepared

for this realityof theaviation industryand thatyoumakeyour

plansaccordingly.

Withrespects.Onur Air

Sevgili Yolcularımız, Dear Passengers,

1-27MART.indd 4 2/25/12 12:09:09 AM

Page 5: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 5 2/25/12 12:09:11 AM

Page 6: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

6

MA

RT M

AR

CH

201

2

AJANDA/AGENDA

ComprisingDeryaKöroğlu,ZerrinYaşarand

SelimAtakan,YeniTürkü,thebandthatwas

establishedin1977,hascontinuedtoshedlight

onthemusicofTurkeyeversince.

Theband’sfirstmusicalstint‘Buğdayın

Türküsü’;theiralbumscontainingoriginalmusic

forAtıfYılmaz’s‘DeliKan’film;someofthe

bestexamplesof80sand90smusicwithVira

Vira,Günebakan,andTelliTelli,themusicfor

theunforgettableTurkishTVserialSüperBaba

andmore…YeniTürkü,withallitsmusic,isno

doubtoneofthebestactsofTurkishmusic.

Whetherit’sbeenforfilmmusicorlyrics,

YeniTürkühasbeenrewardedbythecinema

industrycountlesstimesandisgivingfansthe

opportunitytosay‘hi’toAprilwithaconcert.

ThebandthatwillperformliveatJollyJoker,

whichisastageforsomeofthemostimportant

musicalacts,willbesinginglegendarysongs

like‘OlmasaMektubun’,‘Fırtına’and‘ViraVira’

thatevening.

Increasingitsqualityeachyear,YeniTürkü

makesmusicbetteryearafteryear,justlike

wine.YeniTürküuniteswithfansatJollyJoker

inIstanbulon31March.

Derya Köroğlu, Zerrin Yaşar ve Selim Atakan’ın 1977 yılında kurduğu Yeni Türkü grubu o yıllar-dan bugüne müzik dünyamıza ışık tutuyor. İlk çalışmaları ‘Buğdayın Türküsü’; Atıf Yılmaz’ın ‘Deli Kan’ filminin özgün müziklerini içeren al-bümleri; Vira Vira, Günebakan, Telli Telli gibi 80’ler ve 90’lar müziğinin en güzel örnekleri, unutulmaz dizi Süper Baba’nın müzikleri ve daha niceleri… Tüm çalışmalarıyla Yeni Türkü şüphe-siz Türk müziğinin en iyi grupları arasında yer alıyor.Gerek müzik alanında gerekse de şarkılarının yer aldığı filmleriyle sanat camiasının pekçok kez ödüle lâyık gördüğü Yeni Türkü, Nisan ayına harika bir geceyle merhaba deme şansı veriyor. Müzik dünyasının önemli isimlerini sahnesinde ağırlayan Jolly Joker’de hayranlarıyla buluşacak olan grup, ‘Olmasa Mektubun’, ‘Fırtına’ ve ‘Vira Vira’ gibi yıllardır dillerden düşmeyen, efsaneleş-miş şarkılarını seslendirecek o gece.Her geçen yıl müziğinin kalitesini artırarak dinle-yicileriyle buluşan Yeni Türkü, müziğini adeta bir şarap gibi yıllar geçtikçe daha da güzelleştiriyor. Dev grup, 31 Mart’ta İstanbullu hayranlarıyla Jolly Joker’de kucaklaşıyor.

Yeni Türkü, All Over AgAIn… Mart March

Tarih/Date:

31 Mart 31 March

Yer/Venue:

Jolly Joker

Yeni Türkü’Yle Yeniden...

1-27MART.indd 6 2/25/12 12:09:15 AM

Page 7: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Yeni Türkü, All Over AgAIn…

1-27MART.indd 7 2/25/12 12:09:17 AM

Page 8: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

8

MA

RT M

AR

CH

201

2

AJANDA/AGENDA

Newold,whichoperatesfroma300-year-old

buildinginBodrum,invitesgueststoenjoya

concertbyHootConcertProductions.Three

different concerts await audiences who will go on

ajourneyintoclassicalmusic,acousticsandworld

music.TheprogramthatwillkickoffwithEge

BrasswillfeatureHaendel,Bach,Vivaldi,Mozart

andPiazzollacompositions.Thegroupcomprising

fivewindinstrumentswillplayLatin,jazzand

ethnicsounds.

The second part of the concert will host Ceylan

ErtamfromAnimawhichmadeanameforitself

withthealbumAnimasalin2006.Theartist

whoin2010releasedhisfirstsoloalbum,Soluk,

followingthebreakupoftheband,iswellknown

inEuropeaswell.Meanwhile,thelastpartofthe

concertisdedicatedtoNatachaAtlas,apopular

nameofworldmusic.She’llbeaccompaniedby

trumpetvirtuosoIbrahimMaalouf,sazplayer

CemYıldız,percussionistHogirGöregen,pianist

RustamMahmudov,andGürkanÖzkanonbongos.

Bodrum’un 300 yıllık hanı Newold, konuklarını Hoot Konser Prodüksiyon tarafından organize edilen konsere davet ediyor. Klasikten akustiğe, akustikten dünya müziğine yolculuğa çıkacak olan dinleyicileri üç farklı konser bekliyor. Ege Brass ile başlayan programda Haendel, Bach, Vivaldi, Mozart ve Piazzolla’nın parçaları çalı-nacak. Beş nefesli enstrümandan oluşan grup; programlarında Latin, caz ve etnik müziklere yer veriyor. Konserin ikinci bölümünde ise sahneye Anima grubunun 2006 yılında çıkardığı Animasal albümü ile adını duyuran Ceylan Ertem çıkıyor. Grubun dağılmasının ardından 2010 yılında So-luk adlı ilk solo albümünü çıkartan sanatçı, ba-şarılı Avrupa turnelerinden dolayı Avrupa’da da iyi biliniyor. Konserin son bölümünde ise dünya müziğinin büyük ismi Natacha Atlas bulunuyor. Gecenin finalini yapacak olan isme, trompet virtüozu İbrahim Maalouf, sazcı Cem Yıldız’ın yanı sıra perküsyonda Hogir Göregen, piyanoda Rustam Mahmudov, tablada ise Gürkan Özkan eşlik ediyor.

newOld TAkes BOdrum On A musIcAl jOurneY

Mart March

Tarih/Date:

4 Mart 2012 4 March 2012

Yer/Venue:

Newold - Bodrum

newOld, BOdrum’u müzik YOlculuğunA çIkArIYOr

1-27MART.indd 8 2/25/12 12:09:18 AM

Page 9: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

newOld, BOdrum’u müzik YOlculuğunA çIkArIYOr

1-27MART.indd 9 2/25/12 12:09:20 AM

Page 10: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

10

MA

RT M

AR

CH

201

2

www.iksev.org

09.03 11.03

Bursa’da Pinhani 2003 yılında Sinan Kaynakçı ve Zeynep Eylül Üçer kuzenler tarafından kurulan Pinhani, Bursa Resimli Bar’da hayranlarıyla bir araya geliyor. Gitarda Akın Eldes’in, davulda Hami Ünlü’nün yer aldığı grup, melodik müzik yapısıyla öne çıkıyor. Türkiye’de önde gelen rock grupları arasında gösterilen Pinhani’ye konserlerde Ceyhun Kaya, Selim Aydın gibi müzisyenler eşlik ediyor.

PinhaniIn Bursa Pinhani,whichwasestablishedbythecousinsSinanKaynakçıandZeynepEylülÜçerin2003,willbeperformingliveatBursaResimliBaron9March.ThegroupthatismadeupofAkınEldesonguitarandHamiÜnlüondrumsstandsoutforitsmelodicmusic.NameslikeCeyhunKayaandSelimAydınaccompanythegroupthatisoneofTurkey’sleadingrockbands.

www.biletix.com www.filmmor.org

04.03

www.biletix.com

Kozyatağı Kültür MerKezi’ndezeKi Kayahan CoşKunRadyoculuk hayatında 11’inci yılını geride bırakan Zeki Kayahan Coşkun, beğenilen gösterisi Matrax’ın ardından ‘Kafanız Hayrolsun’ ile sevenleriyle buluşuyor. Uzun süredir devam eden ve büyük bir dinleyici kitlesine sahip olan radyo programı Matrax’ın da sunuculuğunu yapan Coşkun, 4 Mart’ta KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi’nde. Zeki Kayahan CoşkunAt Kozyatağı Cultural Center With11yearsofradioexperience,ZekiKayahanCoşkunisnowappearingbeforeaudienceswithashowcalled‘KafanızHayrolsun’.Thehostofthelong-runningpopularradioprogramMatrax,Coşkun’sshow‘KafanızHayrolsun’willbestagedatKKMGönülÜlküveGazanferÖzcanStageatKozyatağıCulturalCenteron4March.

Mart Günlüğü March Diary

istanBul’da FilMMorFilmmor Kadın Filmleri Festivali, sinemaya yüz yıldan fazla emek vermiş kadınların sinemasına ışık tutmaya devam ediyor. 10’uncu yılını kutlayan festival bu yıl 20’yi aşkın ülkeden, 70 filmi ve farklı ülkelerden gelen konukları ağırlıyor. 9 - 19 Mart tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek festival daha sonra prefabrikler ve çadırkentlerin bulunduğu Van’a, oradan Hakkari’ye ve son olarak Çanakkale’ye gidecek.

Filmmor In Istanbul TheFilmmorWomen’sFilmsFestivalcontinuestoshedlightonwomen’sfilms.Celebratingits10th anniversary thisyear,thefestivalwillbescreening70filmsfromover20countriesandguestsfromaroundtheworld.ScreeninginIstanbulbetween9-19March,thefestivalwillthentraveltotheearthquake-affectedVan,thenHakkariandfinally,Çanakkale.

1-27MART.indd 10 2/25/12 12:09:22 AM

Page 11: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 11 2/25/12 12:09:24 AM

Page 12: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

12

MA

RT M

AR

CH

201

2

18.03 23.03

Pera Müzesi’ndesultanlar, tüccarlar, ressaMlarPera Müzesi’nde dört yüzyıllık geçmişe sahip Türkiye - Hollanda ilişkilerini anlatan bir sergi var. İki ülke arasındaki tarihe sanat eserleri aracılığıyla bakan sergi, daha sonra Amsterdam Müzesi’nde sanatseverlerle buluşacak. 1 Nisan’a kadar devam edecek olan ‘Sultanlar, Tüccarlar, Ressamlar’, Türk ve Hollanda tarihlerinin bağlantısını ortaya koyup iki kültürü anlamaya yönlendiriliyor bizi.

Sultans, Merchants, Painters At Pera Museum Pera Museum is a hosting an exhibition that describes the 400-year relationship between Turkey and Holland. The exhibition that looks at the history between the two countries through art will later be shown at the Amsterdam Museum. “Sultans, Merchants, Painters”, which will be open to the public until 1 April, urges us to understand the two cultures by highlighting the connection of Turkish and Dutch history.

OOze Venue’de duMan Vokalde Kaan Tangöze, bas gitarda Ari Borakas ve gitarda Batuhan Mutlugil’in birlikteliğiyle 1999 yılında çıkan ‘Eski Köprünün Altında’ albümünden bu yana geniş bir hayran kitlesine ulaşan Duman, İzmir’deki sevenleriyle buluşuyor. Türkiye’nin ünlü isimlerini ağırlayan Ooze Venue’de gerçekleşecek konser, saat 23.00’da başlayacak.

Duman At Ooze Venue Duman, featuring Kaan Tangöze as singer, Ari Borakas on bass guitar, and Batuhan Mutlugil on guitar, has built up a huge fan base since its first album “Eski Köprünün Altında”, released in 1999, and is now going to perform in Izmir. The concert at Ooze Venue, which hosts Turkey’s most famous names, will kick off at 23:00.

www.ooze-venue.comwww.peramuzesi.org.tr

29.03

3 nO’lu antrePO’daVan GOGh alIVe serGisi 100’üncü yılında değişik bir projeye imza atmak isteyen Türkiye’nin ilaç sektöründeki önemli ismi Abdi İbrahim, Van Gogh’u Türkiye’ye getiriyor. Dünyanın en büyük ressamlarından Van Gogh’un eserlerini yepyeni bir formatta sunan Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi, 3 bini aşkın imaj ile usta ressamın eserlerini çerçeveden çıkararak izleyicilerine klasik müze gezisinin çok ötesinde bir deneyim yaşatıyor.

Van Gogh Alive ExhibitionAt No. 3 Antrepo With the desire to sign its name to a unique project on its 100th anniversary, the pharmaceutical company Abdi Ibrahim is bringing Van Gogh to Turkey. The Van Gogh Alive Digital Art Exhibition that presents Van Gogh’s masterpieces in a completely new format moves out of frames with more than 3000 images making the experience much more than just a classic visit to the museum.

www.biletix.com

Mart Günlüğü March Diary

1-27MART.indd 12 2/25/12 3:34:54 PM

Page 13: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 13 2/25/12 12:09:29 AM

Page 14: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Yaşama Rehberi Living Guide

İlkbahara geçiş ayı olan mart, uzmanlarca vücudumuzun en dirençli olması gereken ay olarak gösteriliyor. Bu yüzden mart boyunca vücuda direnç

veren besinlerin tüketilmesi şart. Pazar tezgâhlarında şu sıralar çok sık göze çarpan turp, bu sebzelerden biri. Kalp ve damar hastalıklarının yanı sıra

kanser tedavisinde de kullanılan turp, tam bir karaciğer dostu.

March,themonththattransitionsintospring,isregardedbyexpertsasthetimewhenweshouldbuildupthemostresistance.That’swhywehavetoconsumefoodsthatprovidethis.Turnip,whichiswidelyavailablerightnow,isoneofthesevegetables.Asidefromtreatingcoronaryandarterial

illnesses,turnipisusedtotreatcancerandisgoodfortheliver.

daısıes ın the Fıelds Karların erimesiyle kırlarda görünmeye başlar sarı beyaz çiçekleriyle... Yaz mevsiminin ortasına kadar çiçek açar. Anavatanı Orta Avrupa olan papatya masumiyetin simgesi olarak bilinir. İngilizcede ‘day’s eye’ (günün gözü) ifadesinden türetilerek ‘daisy’ olarak adlandırılan çiçek, yeni başlangıçlara işaret eder.

They start to appear with their yellow and white flowers when the snow

meltsawayandtheyfloweruntilthemiddleofsummer.Originatingin

CentralEurope,daisiesareregardedasthesymbolofinnocence.Thedaisy

representsthestartofnewbeginnings.

Kırlarda Papatya

Çoğu balıkseverin en sevdiği balıklardan biri olan ancak pahalılığı sebebiyle fazla tüketilemeyen kalkanın en çok tutulduğu döneme giriyoruz. Mart ayının gelmesiyle birlikte avlanan kalkan balığı sofralardaki yerini alıyor. Uzmanlar tarafından haftada üç kez tüketilmesi önerilen balık için bu ay en iyi seçenek kalkan.

Turbotislovedbymostfishloversbutduetobeingexpensive,isnothighlyconsumed.However,Marchisthetimewhenturbotiswidelyavailableandasaresult,ischeaperthannormal.Turbotisthebestchoicethismonthforfeastsoffishwhichexpertssaywemustconsumeatleastthreetimesaweek.

Sofrada Kalkan Balığı

14

MA

RT M

AR

CH

201

2

Pazarda Turp

turBot on taBles

turnıPs at the GroCer

1-27MART.indd 14 2/25/12 12:09:36 AM

Page 15: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 15 2/25/12 12:09:38 AM

Page 16: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

8 MarCh ınternatıonal WoMen’s day ın Calendars

8 Mart 1857’de ABD’de daha iyi çalışma koşulları istedikleri için grev başlatan dokuma işçileri fabrikalara kilitlendiler ve çıkan yangında polis barikatı yüzünden kaçamayan

yüzlerce kadın hayatını kaybetti. Bu günü anmak amacıyla 1910 yılından bu yana 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. Tüm kadınların günü kutlu olsun!

WomenwhowentonstrikeforbetterworkingconditionsinAmericaon8March1857got

lockedinthefactoriesandhundredsofthemlosttheirlivesbecauseofapolicebarricadethat

theycouldn’tescapeduringafirethatbrokeout.That’swhy8Marchhasbeencelebrated

aroundtheworldasInternationalWomen’sDayeachyear.HappyWomen’sDay!

Martın gelmesiyle her ne kadar güneş yüzünü daha sık gösterse de, bahar aylarının genel özelliği havaların bir soğuk bir sıcak olması. Mevsim geçişlerinde

ısı değişikliğinin vücudun savunma mekanizmasını olumsuz etkilemesinden dolayı nezle ve gribe dikkat etmekte fayda var. Atalarımız boşuna dememiş: Mart kapıdan

baktırır kazma kürek yaktırır...

DespiteseeingthesunmoreandmoreasMarchsetsin,springisatimewhenitcanbecomehotandcold,suddenly.Asseasonaltransitionsimpactourresistancenegatively,

itiswisetotakecautionagainstcoldsandflu.

Havada Mart Soğuğu

16

MA

RT M

AR

CH

201

2

don’t ForGet to Wınd your CloCKs ForWard! Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla I. Dünya Savaşı sıralarında pek çok ülke yılın belli aylarında saatlerini ileri ya da geri almaya başladı. Enerjiden tasarruf sağlayan bu uygulama bugün de devam ediyor. Sonbaharda geriye alınan saatler bu yıl Mart ayının 25’inde bir saat ileri alınacak. Siz de yaz saati uygulamasına geçmeyi unutmayın.

Inordertobenefitfromdaylightforlonger,anumberofcountriesbegansettingthetimeforwardduring

WWI.Thispracticethatensuresenergyefficiencycontinuestoday.Thetimeissetbackinautumnandset

forwardthisyearon25March.Don’tforgettosetyourclockstodaylightsavingtime.

Takvimlerde 8 MartDünya Kadınlar Günü

Saatlerinizi İleriAlmayı Unutmayın!

Yaşama Rehberi Living Guide

MarCh Coldness ın the aır

1-27MART.indd 16 2/25/12 12:09:42 AM

Page 17: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 17 2/25/12 12:09:44 AM

Page 18: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

18

MA

RT M

AR

CH

201

2

sinemA/cInemA

TOLGA ÇEVİK YENİDEN KARŞIMIZDA

Sen Kimsin?

Yönetmen: Ozan Açıktan Senaryo: Tolga Çevik Yapımcı: BKM Can Tür: Mizah - Macera Oyuncular: Tolga Çevik, Pelin Körmükçü, Köksal Engür, Toprak Sergen, Zeynep Özder Director: Ozan Açıktan Story: Tolga Çevik Producer: BKM Can Genre: Comedy- Adventure Cast: Tolga Çevik, Pelin Körmükçü, Köksal Engür, Toprak Sergen, Zeynep Özder

TOlgA çevIk mAkes A cOmeBAck

Organize İşler filmindeki başrolü ve Komedi Dükkânı adlı televizyon programındaki oyunculuğuyla büyük ba-şarı yakalayan Tolga Çevik’in yeni filmi “Sen Kimsin?” sezonun iddialı yapımlarından biri olarak vizyona girdi. Filmin senaristliğini yapan Tolga Çevik, aynı zamanda başrol oyuncusu. Filmde Tekin rolünü canlandıracak olan usta oyuncunun partneri ise Bana Bir Şeyhler Oluyor’da rol alan Pelin Körmükçü. 2011’in Ekim ayında çekimlerine başlanan ve 6 haftalık geceli gündüzlü çalış-manın ardından izleyiciye sunulan film, İstanbul’un Ye-nikapı, Kuruçeşme, Fatih, Seyrantepe, Karaköy, İstinye, Eminönü, Kasımpaşa ve Kartal gibi semtlerinde çekildi. Yönetmenliğini Ozan Açıktan’ın yaptığı filmin konusu ilginç... Tekin ve emekli trafik polisi yardımcısı İsmail Abi kaybolan bir kızı kurtarmak için güçlerini birleştirir. Hayatları pahasına girdikleri bu mücadele bekledikleri gibi ilerlemez ve işler çığırından çıkar. Sıradan bir ka-yıp kız vakası olarak başlayan hikâye, hesaplaşmaların, oyun içinde oyunların geliştiği bir maceraya dönüşür. Daha önce oyunculuk kariyerine sinemada devam ede-ceğini söyleyen Tolga Çevik’i daha birçok başarılı filmde göreceğiz anlaşılan.

“SenKimsin?”,thenewfilmbyTolgaÇevikwhobecamefamo-usafterhissuccesswithhisleadingroleinOrganizeİşlerandhisTVcomedyshowKomediDükkânı,hashitthebigscreenwithoneof themostambitious filmsof theseason. TolgaÇevikisboththewriterandstarofthefilminwhichheplaystheundercoverdetectiveTekin.Meanwhile,PelinKörmükçufromBanaBirŞeyhlerOluyorplays the leading femalerole.ThefilmforwhichfilmingbeganinOctober2011andcontinu-ednon-stopforsixweekswasshotintheIstanbulsuburbsofYenikapı,Kuruçeşme,Fatih,Seyrantepe,Karaköy,İstinye,Emi-nönü,KasımpaşaandKartal.Thestoryofthefilmthatwasdi-rectedbyOzanAçıktanisratherinteresting…Evenifitmeansriskingtheir lives,Tekin(TolgaÇevik)andretiredtrafficcopIsmail(KöksalEngür)faceallsortsofdangertofindamissinggirl.Thestory,whichbeginswithasimplemissinggirlcase,transforms intoanadventure inwhichaccountsaresettled,andgameswithingamesdevelop.Thesituationgetssooutofhandthatitbecomesunclearastowhoisinnocentandwhoisguilty.However,thereisonesimplemistakethatourdetec-tivesmake–usingtheirownmethods!TolgaÇevikoncesaidthathewouldcontinueactingincinemaandthere’snodoubtthatwe’llbeseeingalotmoreofhimonthebigscreen.

1-27MART.indd 18 2/25/12 12:09:48 AM

Page 19: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 19 2/25/12 12:09:50 AM

Page 20: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

20

MA

RT M

AR

CH

201

2

dvd/dvd

Geçen yılın Kasım ayında vizyona giren Beni Unutma, ulusal ve uluslararası pek çok festivalde ödüle lâyık gö-rülen ‘Takva’ filminin yönetmeni Özer Kızıltan imzası taşıyor. Hiç beklemedikleri anda tanışan ve büyük aşk yaşa-yan iki gencin hikâyesini konu alan filmin başrollerinde “Başka Dilde Aşk” ve “Atlıkarınca” filmlerindeki başarılı oyunculuğuyla dikkat çeken Mert Fırat ile ilk oyunculuk deneyimiyle göz dolduran Açelya Devrim Yılhan var. İş hayatında çok başarılı bir karakter olan Olcay aynı za-manda genç, bekâr ve güzel bir kadındır. Olcay ciddi bir ilişki yaşadığını düşündüğü sevgilisi Hakan tarafından aldatıldığını öğrendiği günün ertesinde Sinan’la tanışır. Bu tanışmanın ardından Sinan ani bir kararla nişanlısı Ebru’dan ayrılır ve bu iki yaralı kalp duygusal bir ilişkiye başlarlar. Birbirlerinden etkilenen ve kısa bir süre son-ra evlenen gençlerin ilişkileri mutlu bir şekilde devam ederken beklenmedik bir şekilde bozulur. Arkalarında bıraktıklarını sandıkları ilişkilerinin onları bir türlü özgür bırakmaması aşklarını yeniden gözden geçirmelerine ne-den olacaktır.

Beni Unutma, which hit the big screen last November,was directed byÖzerKızıltan, the samedirector of themulti-award winning film ‘Takva’. Comprising a famoustechnicalcrew, the filmwaswrittenbyBurakGoralandproducedbyFerzanÖzpetek.BeniUnutmatellsthestoryoftwoyoungpeoplewhomeetandfallinloveleastwhentheyexpectto.ThestarsofthefilmareMertFırat,whodrewattentionforhisexcellentperformances in“BaşkaDilde Aşk” and “Atlıkarınca”, and the beautiful first-time actress Açelya DevrimYılhan. A successful careerwoman,Olcayisatthesametimeyoung,singleandverybeautiful.ShemeetsSinanthedayaftershefindsoutthatherboyfriendHakan is cheatingonher.Sinansuddenlyleaves his fiancée Ebru following this meeting and arelationshipdevelopsbetweenthesetwobrokenhearts.The relationshipbetween thecouplewhogetmarriedashort while later ends up suddenly taking a turn for the worst. Their pasts, which keep catching up with them,endupmakingthemreconsidertheirlove.ThefilmthatpresentsanextraordinarylovestoryalsofeaturesKenanasHakan(Olcay’sex-boyfriend)andTubaÜnsalasEbru.

Buruk Bir AŞk HikÂYesi Beni unuTmA

raFtaKiler IN STOreS NOwn Ateş Topu – Fire Balln Amerikan Menekşesi – American Violetn 02:22n Çim Yaprakları – Leaves of Grass

A sAd lOve sTOrY BenI unuTmA

1-27MART.indd 20 2/25/12 12:09:54 AM

Page 21: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 21 2/25/12 12:09:55 AM

Page 22: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

müzik/musIc

raFtaKiler / IN STOreS NOwn Old Ideas - Leonard Cohenn Bende Bi’aşk Var - Gökseln Zamansız Şarkılar - İskender Paydaşn 21 - Adele

22

MA

RT M

AR

CH

201

2

ArŞivinizde Yer AçIn...kOnserler

Teoman, who disappointed fans when he announced hisdecisiontostopproducingmusiclastyear,hasjustreleasedanalbumsetcalledKonserler.ThealbumcontainsfourCDsandconcertversionsoflegendaryTeomantracks.The set contains the CDs ‘Son Konserim’ from the lastconcertofhiscareeratÇeşmeBabylonlastSeptemberand‘Büyük Istanbul Konseri’ as well as the CDs ‘ParamparçaSenfoni’and‘Teoman&BülentOrtaçgil’.The first two CDs of the archival set contain songs for which both the lyrics and music and vocals belong to Teomanhimself.Meanwhile,allthesongsandmusicin‘ParamparçaSenfoni’belongtoTeoman.ThemostinterestingCDintheset isnodoubt ‘Teoman&BülentOrtaçgil’.Ortaçgil singsTeoman classics like ‘Paramparça, Rüzgar Gülü, Yağmur,andİstasyonİnsanları’whileTeomansingsOrtaçgilclassicslike ‘Değirmenler, Aşk Nereye Kadar, Sensiz Olmaz, andYüzünüDökmeKüçükKız’.ProducedbyCengizErdemandDenizErdem,thealbumisalimitededitionsogetinfast.

Geçen yıl müziği bıraktığını açıklayarak hayranlarını üzen Teoman, Konserler adlı albüm setiyle tekrar sevenleriyle buluştu. Prodüktörlüğünü kendisinin yaptığı bu set, dört ayrı CD’den oluşuyor ve efsaneleşmiş Teoman parçalarının konser versiyonlarını içeriyor.Sette, ‘Son Konserim’ ve ‘Büyük İstanbul Konseri’ CD’lerinin yanı sıra ‘Paramparça Senfoni’ ve ‘Teoman & Bülent Ortaçgil’ CD’leri de bulunuyor. Arşiv niteliği taşıyan setin ilk iki bölümünde hem söz ve müziği Teoman’ın kendisine ait olan hem de Teoman’ın sesiyle hayat bulan parçalar yer alıyor. Setin en dikkat çeken kısmı ise şüphesiz ‘Teoman & Bülent Ortaçgil’ bölümü. Birbirlerinin şarkılarını söyledikleri bölümde ‘Paramparça, Rüzgar Gülü, Yağmur, İstasyon İnsanları’ gibi Teoman şarkılarını Ortaçgil seslendirirken; Teoman da klasik Ortaçgil şarkılarından ‘Değirmenler, Aşk Nereye Kadar, Sensiz Olmaz, Yüzünü Dökme Küçük Kız’ gibi şarkıları seslendiriyor.Yapımcılığını Cengiz Erdem ve Deniz Erdem’in yaptığı albümün diğer bir özelliği ise limitli sayıdaki üretimiyle hayranlarıyla buluşması.

mAke rOOm In YOur musIc lIBrArY fOr kOnserler

2004 yılında Bülent ortaçgil ve teoman’ın birlikte verdikleri konser dizisinden oluşturulan ve birbirlerinin şarkılarını seslendirdikleri “teoMan & Bülent ortaÇGil” albümü, bu özel koleksiyonda tekrar yayımlanıyor.

“TeOMAN & BÜLeNT OrTAÇGİL”, which contains songs from the concert series by Bülent Ortaçgil and Teoman in 2004, are being published again in this special collection.

1-27MART.indd 22 2/25/12 12:09:58 AM

Page 23: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 23 2/25/12 12:10:00 AM

Page 24: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

24

MA

RT M

AR

CH

201

2

kiTAP/BOOks

ZULUCARYL FEREYİTHAKİ / İTHAKİPublishingFiyatı / Price: 21 TL

THe mAgIc Of THe ‘BlAck nOvel’…

kArA rOmAnIn BüYüsü...

Polisiye zor bir türdür. Kurguyu abartırsanız sırıtır, çok basite kaçarsanız okur sizi küçümser. O nedenle polisiye yazarının kahramanının içine girmesi, onu iyice özümseyip romana dönüştürmesi gerekir. 45 yaşındaki Caryl Ferey böyle bir yazar ve “kara roman” denen türün ustalarından biri olmaya aday.“Haka ve Utu” adlı kitabının yayınlanmasından sonra polisiye-gerilim yazarı olarak kendini kanıtlayan Ferey 2008’de Fransız Polisiye Edebiyatı Büyük Ödülü’nü aldı. Ferey, “Zulu” romanıyla da eleştirmenlerin övgüsünü topladı. Gelelim romanın konusuna...Ali Neuman vahşetin ne olduğunu henüz küçük bir çocukken öğrenir. Güney Afrika’nın vitrini Cape Town’ın ağır suçlar departmanında polis şefi olduğunda ise toplumu saran şiddet ve AIDS’le boğuşmak zorunda kalır. Ürkütücü sonuçlara sahip yeni bir uyuşturucunun etkisi altındaki beyaz bir genç kızın cesedinin bulunmasıyla birlikte işler iyice karışır. Ali artık hayal bile edemeyeceği tehlikelere bulaşmıştır. Apartheid dönemi sona ermiş olsa da, eski düşmanlar karanlıkta beklemektedir...

Crimeisadifficultgenre.Ifyouexaggeratethestory,itwon’tgounnoticedandifyouleaveitsimple,thenthereaderwillonlylookdownonyou.That’swhytheauthorofacrimenovelhastobecomeonewithandinternalizetheherotomakeittransformintoagoodnovel.Forty-fiveyearoldCarylFereyisawritersuchasthisandhe’ssettobecomeamasterofthe“blacknovel”genre.Fereyprovedhimselfasacrime-thrillerwriterfollowinghisbooks“Haka-Utu”andwontheGrandPrixdeLittératurePolicièreinFrancein2008andalsoreceivedhugecriticalacclaimforhisnovel“Zulu”.ThestoryisbasedonAliNeumanwholearnswhatsavageryisasachild.AsapolicechiefinCapeTown,thewindowtoSouthAfrica,heendsuphavingtofacetheviolencethatenvelopesthepeople,andfightagainstAIDS.Thingsgetoutofhandwhenawhiteyouthwhohasusedadeadlynewdrugisfounddead.,Alifindshimselffacingdangersthatevenhecouldnotimagine.DespitetheApartheid’sdemise,oldenemieswaitinthedarkness…

n Onlar,AdamBlake(Can)n KırmızıBaşlıklıKızAğlıyor,BeateTeresaHanika(On8)n BirAvuçMazi,FügenÜnalŞen(Everest)

n SonOkur,DavidToscana(KırmızıKedi)n ÇobanveKral,H.BahadırTürk(İletişim)

raFtaKiler / IN STOreS NOw

1-27MART.indd 24 2/25/12 12:10:01 AM

Page 25: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

1-27MART.indd 25 2/25/12 12:10:06 AM

Page 26: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Hayatın Renkleri Colors of Life

26

MA

RT M

AR

CH

201

2

1-27MART.indd 26 2/25/12 12:10:08 AM

Page 27: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

AğlAYAn gelin, ters lale, kral lalesi... Kış mevsi-minin sonuna doğru mahmur açar göz-

lerini dünyaya; soğuk yerlerde yetiştiğinden karın, kışın ağırlığı çökmüştür herhalde üzerine. Mahzunluğuna rağmen çok daya-nıklı bir çiçektir ağlayan gelin. Türkiye’de Hakkâri, Adıyaman gibi soğuk ve yüksek yerleri mesken edinmiştir kendine. Sonbaharda dikilen soğanı mart ayının başında çiçek açmaya başlayan bitki, mevsimin çetinliği-ne inat azıcık güneş görse büyümeye, gelişmeye devam eder. Her bir dalında altı - sekiz çiçeğin bulunduğu ağlayan gelinin boyu ortalama 70 santimetredir. Bitki özünü toprağa döktüğü için ‘ağlayan gelin’ adını alan dünyanın en güzel ve zarif çiçek-leri arasında yer alan bitki, efsanelerin de konusudur. Ferhat ile Şirin’in aşkında adı geçer, Aşık Veysel’in şiirlerinde zikredilir. Hıristiyanlar ise onun, çarmıha gerilen İsa için ağlayan Meryem Ana’nın gözyaşlarından yetiştiğine inanır. Park ve bahçelerinin birincil süsleri arasında yer alan ağlayan geline son zamanlarda rağbet arttığı için kültüre alınarak yetiştirilmektedir.

crOwn Imperial,Kaiser’sCrown…Itopensitssleepyeyestotheworldtowardstheendofwinter;theweight of snow andwinter has probably has set in due togrowingincoldclimates.Despiteitssleepiness,theCrownImperialisaverystrongflower.InTurkey,ithasmadecoldandmountainousplaceslikeHakkariandAdıyamanitshome.TheplantforwhichthebulbisplantedinautumnbeginstoflowerinthebeginningofMarch,continuestogrowanddevelopevenwithjustalittlesunlight.ThelengthoftheCrownImperialwhichhassix-eightflowersoneachstemisroughly70centimeters.CalledCrownImperialbecause it’stoppedbyacrownofleaves,isoneoftheworld’smostbeautifulandelegantflowers.It’salsothesubjectofmanyalegend.It’smentionedintheromancebetweenFarhadandShirin,andinthepoemsofAşıkVeysel.Meanwhile,ChristiansbelievethatitgrowsfromthetearsoftheVirginMarywhocriedforJesuswhenhewascrucified.Oneofmanyprimarydecorativeflowersofparks,theCrownImperialiscultivatedhighlyduetoincreasingrecentdemand. M

ART

MA

RC

H 2

012

27

Diğer çiçeklere inat, gözleri yeryüzüne bakıyor

TO sPITe OTHer flOwers, IT lOOks dOwn TOwArds THe eArTH

Ağlayan Gelincrown Imperial

1-27MART.indd 27 2/25/12 12:10:12 AM

Page 28: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Bileklerdeki Zarafet

Kol DüğmeleriCUFFLINKS

Erkeklerin taktığı az sayıdaki aksesuardan biri olan kol düğmeleri, gömleğin bir tamamlayıcısı olmakla kalmıyor, takan kişiye ayrı bir şıklık da kazandırıyor.

One of the few accessories worn by men, cufflinks not only complete a shirt, but they also add class to the person wearing them.

28

ma

rt m

ar

ch

201

2

The elegance on WrısTs

By UĞUR BEKTAŞ

dünden Bugüne From Past to Present

DUNDENBUGUNE.indd 2 2/25/12 12:11:15 AM

Page 29: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

30

Cufflınks, which have been used for years as a symbol of elegance

and class, have a really old history. Adding finesse to an outfit and highlighting one’s personality, cufflinks were first used roughly 800 years ago. When the foundations of today’s cufflinks were first laid, buttons were regarded purely as an accessory. Men would connect their cuffs with pins, ties or straps. The cufflinks closest to the ones used today were seen in the early 17th century. Back then, men would wear cufflinks when they wore lacy and elaborate cuffs. Nevertheless, they still aren’t completely equivalent to the cufflinks of present day. Cuffs that were connected with bows or string were soon after replaced with chains with silver and gold buttons on either side. These chains are regarded as the first stage of today’s cufflinks. OnlY THE nOBılıTY WORE THEM Chains were replaced with more valuable accessories by the end of the 17th century. Cufflinks made up of valuable metals, valuable stones and crystals were seen on cuffs. The cufflinks for which production had just begun were much more stylish and elegant than the old chains and bows. What’s more, they were very expensive because they were all handmade. The valuable stones used on the cufflinks

uzun yıllardır zarafetin ve şıklığın göstergesi olarak kullanılan kol düğmelerinin tarihi bir hayli eski.

İngilizce’de, gömleğin kolundaki iki yakaya verilen ad olan ‘cuff’ ile ‘birleştirmek’ anlamında kullanılan ‘link’ kelimeleri-nin bir araya gelmesiyle oluşan ‘cufflink’, Türkçe’de ‘kol düğ-meleri’ demek. Kullanan kişinin kıyafetine ışıltı veren ve bir anlamda kişiliğini vurgulayan şık ve zarif aksesuarlar olarak nitelendirilen kol düğmeleri yaklaşık 800 yıl önce kullanılmaya başladı. Günümüzdeki kol düğmelerinin temellerinin atıldığı yıllarda; düğme, terziler tarafından yalnızca aksesuar olarak değerlendirilirdi. Erkekler, gömleklerinin manşetlerini iğne, bağcık ya da kayış gibi maddelerle birleştirirlerdi. Bugüne en yakın kol düğmeleri ise 17’nci yüzyılın başlarında ortaya çıktı. O yıllarda erkekler kol düğmelerini dantelli manşetleri ve süslü fırfırları olan gömlekler giydikleri zaman kullanıyordu. Ancak bu da tam anlamıyla günümüz kol düğmeleriyle eşdeğer değil-di. Kurdele ve iplerle bir araya getirilen manşetler yerini kısa bir süre sonra her iki ucunda gümüş ve altın düğmeler olan zincirlere bıraktı. Bu zincirler bugünkü kol düğmelerinin ilk hali olarak nitelendiriliyor. YAlnızCA sOYlulAR kullAnıYORDu17’nci yüzyılın sonunda zincirler yerlerini daha kıymetli ak-sesuarlara bıraktı. Artık manşetlerde değerli metallerin, pahalı

1900’lerde kol düğmesi üretiminde mineleme yöntemi kullanılmaya başlandı. Bu yöntemle kol düğmesi tasarımcıları, yaratıcılıklarını daha özgün bir şekilde sergileyebildi. Enameling was a method that was used in cufflink production from the 1900s. This method allowed designers to display their creativity more freely.

DUNDENBUGUNE.indd 4 2/25/12 4:26:17 PM

Page 30: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

DUNDENBUGUNE.indd 5 2/25/12 4:26:21 PM

Page 31: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

made them even more difficult to purchase and that’s why only noble and wealthy men wore them commonly in Europe, especially in France.

ınDusTRıAl REVOluTıOn lED TO fAsTER PRODuCTıOn Just like everything else, cufflinks were also impacted by the gradual development of technology. Following the Industrial Revolution, mass production kicked off meaning that the manufacturing of all sorts of cufflinks was possible. Meanwhile, the greatest milestone in the history of cufflinks was no doubt the machine that was invented by George Krementz. This machine simplified production and reduced costs. Cufflinks, which were only worn by the rich and famous until then, were now popular with middle class men who made it a priority to look good.

sHıRTs sOlD TOGETHER WıTH BuTTOns…France played the biggest role in the increasing popularity of cufflinks. This country that was an authority in shirt production back then, began to manufacture shirts with French cuffs as opposed to frilly shirts. And it was with this

taşlar ve kristallerle birleştirilmesiyle oluşturulan kol düğ-meleri bulunuyordu. Yeni üretilmeye başlanan kol düğme-leri önceden kullanılan zincirler ve kurdelelerden çok daha şık ve zarifti. Ayrıca yalnızca el işçiliğiyle üretildiği için çok da pahalıydı. El emeğiyle üretilen kol düğmelerinde değerli taşların kullanılması, bunları satın alınmasını güç bir hale getirdi. Avrupa’da, özellikle de Fransa’da yaygın olarak kul-lanılan kol düğmelerini yalnızca soylu ve üst gelir seviyesin-deki erkekler takıyordu.

SANAYİ DEVRİMİ ÜRETİMİ HIZLANDIRDITeknolojinin yavaş yavaş ilerlemesi her şeyi olduğu gibi kol düğmelerini de etkiledi. Sanayi Devrimi’nin ardından seri üretime geçilmesiyle birlikte her çeşit kol düğmesi kolay-lıkla üretilebildi. Kol düğmesi tarihinde en büyük dönüm noktası ise hiç şüphesiz George Krementz tarafından icat edilen makineydi. Bu makine sayesinde hem üretim kolay-laştı hem de maliyet düştü. Maliyetlerin düşüşünün ardın-dan sadece seçkin ve varlıklı sınıfın üyeleri tarafından kul-lanılan kol düğmeleri, orta sınıfta yer alan ve şıklığa önem veren erkeklerin de tercihi olmaya başladı.

Dünden Bugüne From Past to Present

32

ma

rt m

ar

ch

201

2

DUNDENBUGUNE.indd 6 2/25/12 4:26:26 PM

Page 32: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

DUNDENBUGUNE.indd 7 2/25/12 4:26:27 PM

Page 33: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

34

ma

rt m

ar

ch

201

2Dünden Bugüne From Past to Present

change that cufflinks that looked stylish on cuffs became a passion for men. Although cufflinks are worn with shirts with French cuffs today, the shirts that were produced in the 1970s decreased the use of cufflinks because they came with buttons on the cuffs. Cufflinks, which have been preferred only by a small group since then, have not seen the old interest as in its heyday despite their use rising now and again. Used also by women from the 90s onwards, cufflinks are still regarded as the symbol of style and elegance.

GÖMLEKLER KOL DÜĞMELERİYLE BİRLEŞTİ...Kol düğmelerinin popülaritesinin arttırılmasında en büyük paya sahip ülke ise Fransa oldu. O yıllarda gömlek üretiminde söz sahibi olan bu ülke, süslü fırfırlı gömleklerin üretimini bı-rakıp yerine çift manşet olarak da adlandırılan Fransız manşetli gömlekler üretmeye başladı. İşte bu değişimle beraber man-şetlerde şık duran kol düğmeleri erkekler için bir tutku haline gelmeye başladı. Günümüzde Fransız manşet gömleklerde kol düğmeleri kullanılsa da, 1970’lerde üretilen ve manşetlerinde düğmeler bulunan gömlekler, kol düğmelerinin kullanımını azalttı. O günlerden bu yana toplumun küçük bir kesimi tara-fından tercih edilen kol düğmelerinin kullanımı zaman zaman yükselmekle birlikte eski ilgiyi hiçbir zaman göremedi. 90’larda kadınlar tarafından da kullanılmaya başlayan kol düğmeleri bugün hâlâ şıklığın ve zarafetin simgesi olarak gösteriliyor.

Bugün kol düğmeleri platin, altın, gümüş, elmas, inci, oniks, mineden bile yapılıyor. Kol düğmeleri daha çok kravat iğnesiyle tercih ediliyor. Cufflinks are today made with platinum, gold, silver, diamonds, onyx, and enamel. Cufflinks are mostly preferred with tiepins.

DUNDENBUGUNE.indd 8 2/25/12 4:26:35 PM

Page 34: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

DUNDENBUGUNE.indd 9 2/25/12 4:26:36 PM

Page 35: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

DUNDENBUGUNE.indd 3 2/25/12 12:11:16 AM

Page 36: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

By AYKUT AYKANAT Photos GÖKHAN DEĞİRMENCİ

KARŞI’NIN İSTANBUL’UİSTANBUL’UN KARŞI’SI...

By AYKUT AYKANAT Photos GÖKHAN DEĞİRMENCİ

THE ISTANBUL OF THE ‘OTHER SIDE’THE ‘OTHER SIDE’ OF ISTANBUL…

İstanbul

İstanbul’da yaşayanlar bilirler. Avrupa Yakası’ndaysanız ve can sıkıntısı yaşıyorsanız en iyi alternatiflerden biri Kadıköy’e yani ‘Karşı’ya gitmektir...

Those who live in Istanbul would know that if you’re on the European Bank and you’re bored, one of the best things to do is go to Kadıköy, to the ‘other side’…

ISTANBUL.indd 2 2/25/12 12:12:51 AM

Page 37: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

KARŞI’NIN İSTANBUL’UİSTANBUL’UN KARŞI’SI...

ISTANBUL.indd 3 2/25/12 12:12:53 AM

Page 38: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

KADIKöy’E yapılacak bir yolculuk vapurda baş-lamıyorsa baştan kaybettiniz demek-

tir! Boğaz’da yol alırken Haydarpaşa açıklarından Kadıköy’e bakmak; sahilde, bulduğu her hangi bir yerde kendini güne-şe bırakan insanları izlemek garip bir his yaratır. Sanki hayat içinde tüm koşuşturmanızı anlamsız hale getiren bir manzara-dır bu. Hele yolculuk boyunca vapura eşlik eden martı sesleri yok mu... O sesler Kadıköy çarşısında gezerken dahi, şehrin tüm gürültüsüne rağmen kendini duyurabilir. Haldun Taner Tiyatrosu’nun önü Kadıköy’ün buluşma noktasıdır. Onlarca kişi kollarındaki saate bakıp başlarını sağa sola çevirerek rıhtıma inen caddeleri süzer. Biz vapurdan inen yüzlerce kişiyle birlikte önce tiyatroyu son-ra da meydandaki ışıkları geçip Kadıköy’ün kalbine doğru yol alıyoruz. Balık pazarının gürültüsü iki üç sokak aşağıdan duyu-

IF A TRIp to Kadıköy doesn’t begin with a ferry ride, then you’ve already lost from the start!

Looking out to Kadıköy from the sea and seeing people laze in the sun makes one feel strange. This is a view that will make all the stress and chaos of life completely meaningless. And the sounds of the seagulls that accompany you throughout the journey... That sound can make itself heard even when wandering around the Kadıköy marketplace, despite all the noise of the city. The front of Haldun Taner Theater is the meeting spot in Kadıköy. Countless people stand there checking the time and looking left and right as they watch the streets that lead to the water. Together with hundreds of people who alight the ferry, we head past the theater, then the lights at the square and head towards the heart of Kadıköy. The noise of the fish market can be heard two-three streets down. Cries of ‘canlı istavrit’ (live horse mackerel) is the only thing that can

38

ma

rt m

ar

ch

201

2İstanbul

ISTANBUL.indd 4 2/25/12 12:13:02 AM

Page 39: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ISTANBUL.indd 5 2/25/12 12:13:03 AM

Page 40: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

40

ma

rt m

ar

ch

201

2

be deciphered… It’s true. Live horse mackerel swim in huge plastic bowls with the objective of whetting your appetite a little more. Although it’s called the fish market, there are plenty of spice shops, bakeries and clothing outlets here as well. But the fish and spice shops are the popular establishments. We head towards Antikacılar Sokağı (Street of Antiques) immediately near the market. Although the antiques aren’t all that valuable here, it’s the right place to start for people who are just beginning to collect antiques. Akmar Pasajı, which suddenly appears before us, has lost all its energy. The arcade that was once popular with collectors and metal heads longs for its heydays. There’s nothing worth smiling about the small

luyor. ‘Canlı istavrit’ sesi gürültü olmaktan kendini kurtarabilen-lerden… Hakikaten pazarda dev leğenlerin içinde, balık sever-lerin iştahını daha da kabartmak için istavritler suya bırakılmış. İsmi balık pazarı olsa da burada baharatçılar, fırınlar ve giyim mağazaları da yer alıyor. Ama balıkçılar ve baharatçılar gözde.Pazarın hemen yakınındaki Antikacılar Sokağı’na doğru yol alı-yoruz. Burada çok değerli antikalar olmasa da antika biriktir-meye yeni başlayanlar için doğru bir adres. Birden önümüze çıkan Akmar Pasajı eski coşkusunu kaybetmiş. Bir zamanlar ko-leksiyoncuların ve metal tutkunlarının müdavimi olduğu pasaj şimdilerde eski günlerini arıyor. Pasajın içinde kimseyi mutlu

İstanbul

Bahariye’deki Sanatçılar Sokağı’nda küçük tezgâhlar yer alıyor. Tezgâhlarda hediyelik eşyalardan aksesuara ne ararsanız var. Boncuk, cam, tahta el yapımı işler, gümüşler ve birkaç ressamın tablolarının sergilendiği, nargile kafelerin bol bulunduğu bir sokak burası.

the small stalls on Sanatçılar Street stock everything from giftware to accessories. this is a street where there are plenty of beads, glassware, woodwork, silver, and paintings on display, as well as water pipe cafes.

ISTANBUL.indd 6 2/25/12 12:13:13 AM

Page 41: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ISTANBUL.indd 7 2/25/12 12:13:15 AM

Page 42: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

etmeyen bir kalabalık var. Tarihi bir mekânı baştan savma ge-zenler, pasajın bir ucundan girip diğer ucundan çıkıyor. Biz de öyle yaptık. Her taraftan yayılan leziz kokular yemek vaktini biraz daha erkene almamıza neden oldu.

HEpSİ BİR ARADABurada pek çok farklı lezzeti tadabileceğiniz onlarca mekân var. Diyelim canınız kokoreç çekti. O zaman Mercan ya da Şampiyon’a gidin. Gerçekten işi biliyorlar. Ya da Beyaz Fırın’a uğrayıp envayi çeşit simitten ya da çöreklerden seçerek tek-rar yola koyulun. Biz Kadıköy’ün simge mekânlarından Bay-lan Pastanesi’ne oturmayı tercih ediyoruz. Ve meşhur ‘Kup Griye’leri afiyetle yiyoruz. Kadıköy şimdi gerçekten daha gü-zel görünmeye başladı gözümüze. Çarşıyı gezmeye devam et-meden Baylan’ın karşısında yer alan Ali Muhittin Hacı Bekir’e de uğruyoruz. Birkaç lokum alıp Kahveci Mehmet Efendi’nin orada oturuyoruz. Kahve kokusu tüm sokağı ele geçirmiş. Bu kokuya karşı koyamayanlar sokaktaki birkaç taburenin başında sıra bekliyor. Şanslılar çünkü nostaljik tramvayın kalkış saati yaklaştığından kahvemizi içer içmez kalkıyoruz. Bu arada unut-madan söyleyelim: Tüm bu lezzet durakları için bizden adres beklemeyin. Kadıköy çarşısına gittiğinizde hepsinin iç içe oldu-ğunu göreceksiniz.

crowd inside. People who carelessly wander through a historical space enter from one side and exit through the other. That’s what we did too. The delicious smells from every which where made us take an early lunch break.

A SERVING OF EVERyTHING There are tons of places to try different flavors. Let’s say that you craved kokoreç (charcoal grilled seasoned mutton intestines. Then go to Mercan or Şampiyon. They really know what they’re doing. Or, stop by Beyaz Fırın and make a selection from a range of bagels or pastries and continue walking. We prefer to sit at Baylan Pastanesi, one of the symbols of Kadıköy, and devour the famous ‘Kup Griye’. Kadıköy now looks even more beautiful. We stop by Ali Muhittin Bekir just opposite Baylan before continuing our walk through the market. We buy a few Turkish delights and take a seat at Kahveci Mehmet Efendi. The smell of coffee has taken over the whole street. People who are unable to resist the smell queue up next to the stools on the street. They’re in luck because we leave immediately after drinking our coffee purely because we have to get to the nostalgic tramway in time. Let us tell you before we forget: Don’t expect an address for each of these eateries because you’ll see that they’re all nestled in together.

İstanbul

42

İstanbul

Baylan Pastanesi’ne uğrayın ve meşhur “Kup Griye” tatlısını mutlaka tadın. Stop by Baylan Pastanesi and try the famous “Kup Griye”.

Kahveci Mehmet Efendi’de Türk kahvenizi yanında lokumla yudumlayın. Enjoy a turkish coffee with turkish Delight at Kahveci mehmet Efendi.

Lokum ve şekerlerin adresi Ali Muhittin Hacı Bekir’i ziyaret etmeden olmaz. It wouldn’t be fair to not stop by ali muhittin Bekir for turkish Delights and candy.

Ev yapımı reçelleri ve tatlılarıyla Şekerci Cafer Erol’un üstüne yok... there’s no better place for homemade jam and sweets than Şekerci Cafer Erol…

ISTANBUL.indd 8 2/25/12 12:13:27 AM

Page 43: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ISTANBUL.indd 9 2/25/12 12:13:28 AM

Page 44: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

44

ma

rt m

ar

ch

201

2İstanbul

‘KADIKöy’ÜN BOĞASI’Kadıköy-Moda tramvayı; Kadıköy meydanından hareket edip, otobüs özel yolu ve Bahariye Caddesi’ni takip ederek Moda Caddesi üzerinden tekrar Kadıköy Meydanı’na ulaşıyor. Biz de bu deneyimi yaşayıp, tramvaydan Kadıköy’ü seyre dalmak is-tedik. Hem zevkli hem de kolay bir ulaşımı tercih etmek is-terseniz nostaljik tramvay yolculuğunu kaçırmamanızı öneririz. İkinci durakta, Altıyol’da iniyoruz. Karşımızda Boğa Heykeli. Bu heykel Kadıköylüler için adeta bir sembol. Hatta ilçenin takımı Fenerbahçe için Kadıköy’ün Boğası deniyor uzun zamandır.Heykeltıraş Izidor Bonhevr tarafından 1864’te Paris’te yapılan ve II. Wilhelm tarafından 1917’de Türkiye’ye armağan edilen bir heykel bu. Boğa Heykeli bir süre İstanbul Hilton’un bahçesini süsledikten sonra 1969’da Kadıköy’deki kaymakamlık binasının önüne taşındı. 1976’dan bu yana ise Altıyol’da bulunuyor ve Kadıköy’de buluşmak isteyen herkes için tıpkı Haldun Taner Tiyatrosu gibi değişmez adres oluyor.Bahariye Caddesi’nden yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. Burası Altıyol’dan Moda’ya doğru çıkarken çeşitli mağaza ve sinema-ların bulunduğu, trafiğe kapalı bir cadde. Tramvay yolu da bu

‘THE BULL OF KADIKöy’Kadıköy-Moda tramway; Departs from Kadıköy Square and follows the tram line through Bahariye Caddesi and back again to Kadıköy Square. We too wanted to experience this and check Kadıköy out from the tramway. We recommend a ride on the tramway if you want something fun and convenient. We get off at the second stop being Altıyol. The Bull Statue stands before us. For Kadıköy locals, it’s the ultimate symbol. In fact, the football team Fenerbahçe is referred to as Kadıköy’s Bull.This statue was made by sculptor Izidor Bonhevr in Paris in 1864 and was given to Turkey as a gift by Wilhelm II in 1917. After decorating the garden at Istanbul Hilton for a while, the Bull Statue was placed in front of the district governor’s office in Kadıköy in 1969 but has been at Altıyol since 1976. Like Haldun Taner Theater, the bull is an unchanging address for anyone who gets together with their friends in Kadıköy. We continue our walk up Bahariye Caddesi. This is a street that’s open only to pedestrian traffic and is full of shops and cinemas. Moda is at the end of the street. The tramway line operates through here as well. The end of the street is Moda. Süreyya Cinema, Sanatçılar

ISTANBUL.indd 10 2/25/12 12:13:42 AM

Page 45: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ISTANBUL.indd 11 2/25/12 12:13:44 AM

Page 46: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

46

ma

rt m

ar

ch

201

2

KADIKÖY’ÜN TARİHİTHE HISTORY OF KADIKÖYKadıköy’deki ilk yerleşim Haydarpaşa Koyu çevresi ile Moda Burnu’nun oluşturduğu alan içindeydi. M.Ö. 1000 yılları civarında Fenikeliler tarafından Fikirtepe’de çeşitli kaynaklarda Harhadon adıyla anılan bir ticaret kolonisi oluşturuldu. M.Ö. 658’de Sarayburnu’na yerleşerek Bizans şehrinin nüvesini atan Bizans, yörenin güzelliğine hayran kaldı ve bu güzel yer dururken karşı tarafta (Kadıköy’de) yerleşen insanları körlükle vasıflandırıp Kadıköy’ü “Körler Diyarı” olarak adlandırdı. Bu sebeple çeşitli kaynaklarda bu adla da anılıyor. Osmanlı döneminde Kadıköy çevresi Roma ve Bizans döneminde olduğu gibi, üst düzey yöneticilerin rağbet ettiği gözde bir sayfiye ve mesire yeriydi. Bunun yanında önemli bir tarımsal üretim alanı olmaya devam etti. Kadıköy, 1869 yılında o zamanlar daha büyük ve önemli bir merkez olan Üsküdar Sancağı’na bağlandı. Uzun süre Üsküdar’a bağlı olan Kadıköy, 1930’da ilçe yapıldı.

First settlement in Kadıköy was nestled in between Haydarpaşa Bay and moda Cape. Various sources suggest that a trade colony called Harhadon was established in Fikirtepe by the Phoenicians in circa 1000 BC. Byzantinians, who settled in Sarayburnu in 658 BC, fell in love with the area and suggested that people who settled on the opposite bank were blind and hence referred to Kadıköy as the “Land of the Blind”. that’s why this description is common in various sources. Kadıköy and its surrounds were a popular holiday retreat for senior officials during the Ottoman era as was the case during the roman and Byzantine eras. It also continued to be a significant agricultural area. Kadıköy was joined to the district of Üsküdar, a larger and more important center in 1869. In 1930, Kadıköy was declared a district unto itself.

caddeden geçiyor. Tarihi Süreyya Sineması, Sanatçılar Sokağı ve eğlence mekânlarının yer aldığı Kadife Sokak bu cadde üze-rinde. Özellikle de Kadife Sokak hafta sonları çok kalabalık. Sokakta Karga, Arka Oda, Buddha, İsis, Agapia, Zincir, Liman Kahvesi, Masal Evi gibi müdavimleri çok barlar var. Ayrıca Ka-rin, Hera gibi şarap evlerine de ev sahipliği yapan sokak, her zaman renkli ve güzel. Bahariye’den tekrar Kadıköy sahiline, iskelelerin olduğu bölüme inmek için Reks Sineması’nın olduğu sokaktan yürümeye başlıyoruz. Diyeceksiniz ki Moda’ya uğra-mak yok mu? Yok! Çünkü Moda başlı başına gezilecek bir semt. O yüzden en iyisi siz de başka bir gün için Moda’yı gezi prog-ramınıza alın. Şimdi hep beraber sahile inip Tarihi Yarımada’yı seyretmeye gidelim, Kadıköy’e...

Sokağı and Kadife Sokak, which is home to entertainment venues, are all on this stretch of road. Kadife Street is especially busy at the weekends. There are plenty of bars like Karga, Arka Oda, Buddha, İsis, Agapia, Zincir, Liman Kahvesi, and Masal Evi here. Additionally, the street that’s also home to wine houses like Karin and Hera is always colorful and lively. We begin heading back towards the water through the street where Reks Cinema is located. You’re probably wandering why we haven’t stopped by Moda. Well it’s because Moda is a suburb that deserves an entirely separate trip. That’s why you too should dedicate a separate trip to Moda. Now let’s all head towards the water, to Kadıköy, and watch the Historical Peninsula…

ISTANBUL.indd 12 2/25/12 12:13:54 AM

Page 47: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ISTANBUL.indd 13 2/25/12 12:13:56 AM

Page 48: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Sırt Çantam My Backpack

SIRTCANTAM.indd 2 2/25/12 3:42:05 PM

Page 49: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

By NİHAT BAYRAKTAR Photos GÖKHAN DEĞİRMENCİ

Fun ın the Snow ın AntAlyA

AntAlyA’dA Kar Keyfi

Antalya’nın ince kumlu plajlarında denizin keyfini yaşadıktan sonra kayak yapmak isterseniz Saklıkent’in yolunu tutun. Bir saat süren yolculuğun sonunda sonsuz beyazlık gözlerinizi kamaştıracak... Eğer amacınız şehre bulutların arasından bakmaksa rotanızı Olympos Teleferik’e çevirin.

Head to Saklıkent if you want to go skiing after enjoying the sea at the fine sandy beaches of Antalya. The eternal whiteness will leave you in awe at the end of a one hour journey… If your intention is to look down on the city from between the clouds, then make sure to head to Olympos Cableway.

SIRTCANTAM.indd 3 2/25/12 3:42:07 PM

Page 50: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

her yıl mart ve nisan aylarında ajansların geçtiği haberlerin başında gelir: Şehrin kumsalında

güneşlenen, denize giren insanlar ve fonda karlı dağlar... Burası Antalya; aynı günde hem denize girip hem kayak yapabileceği-niz Türkiye’nin şanslı şehirlerinden biri. Antalya’ya bu avantajı yaşatan ise Saklıkent Kayak Merkezi. Burada güneşli bir nisan günü tişörtle bile kaymak mümkün.Saklıkent Kayak Merkezi Antalya’ya 45, havaalanına 60 kilo-metre uzaklıkta. Portakal ve nar bahçelerinin arasından geçip Beydağları’na tırmandıkça Antalya’ya tepeden bakma şansına da sahip oluyorsunuz. Güzel bir dağ yolunun sonunda bulunan kayak merkezinde sezon aralık ayının son haftası başlıyor ve martın son haftasına kadar devam ediyor. Deniz seviyesinden

every year in March and April, news broadcasts feature people sunbathing and swimming

with a backdrop of snowy mountains in the distance… This is Antalya; it’s one of the lucky places in Turkey where you can swim and ski in the same day. Meanwhile, Saklıkent Ski Resort is what makes this possible in Antalya. It’s even possible to ski on a sunny April day in just a t-shirt here. Saklıkent Ski Resort is 45km from Antalya and 60km from the airport. After crossing through orange and pomegranate gardens and climbing the Beydağları Mountains, you get a bird’s eye of Antalya. The season at the resort that’s located at the end of a beautiful mountain road begins in the last week of December and continues

50

ma

rt m

ar

ch

201

2Sırt Çantam My Backpack

SIRTCANTAM.indd 4 2/25/12 3:42:14 PM

Page 51: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

SIRTCANTAM.indd 5 2/25/12 3:42:16 PM

Page 52: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

52

ma

rt m

ar

ch

201

2

until the last week of March. At an altitude of 1850m, it has a chairlift system with a capacity for 800 people per hour and a teleski with a capacity for 400 people – they operate non-stop especially at the weekends. Experience the finest skiing and snowboarding at the facility where you’ll find licensed instructors and equipment and a ski room. There’s also a quaint mountain motel with 11 rooms and 65 beds if you want to stay the night. While Şömine Restoran Bar, Grill Büfe and Fast Food Cafe immediately near the runs offer flavors to suit every budget, Panorama Café & Bar at 2400m leaves you at one with a

1850 metre yüksekte, saatte 800 kişi kapasiteye sahip telesiyej ve 400 kişi kapasiteli teleski özellikle haftasonları durmadan çalışıyor. Lisanslı eğitmenlerin ve her tür malzemeyi bulabile-ceğiniz kayak odasının bulunduğu tesislerde kayak ve snow-board zevkini doyasıya yaşayabilirsiniz. Eğer konaklamak is-terseniz 11 oda ve 65 yataktan oluşan şirin bir dağ moteli de var. Pistlerin hemen başında bulunan Şömine Restoran Bar, Grill Büfe ve Fast Food Cafe, damak zevkinize ve bütçenize uygun lezzetler sunarken, 2400 metre yükseklikte yer alan Pa-norama Cafe & Bar ise sizleri olağanüstü manzarayla baş başa bırakıyor. Saklıkent’te ulaşım ise son derece rahat. Doyran

Sırt Çantam My Backpack

SIRTCANTAM.indd 6 2/25/12 3:42:26 PM

Page 53: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

SIRTCANTAM.indd 7 2/25/12 3:42:27 PM

Page 54: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

İlçesi’nden Saklıkent mevkiine dağ yolunu kullanarak veya Antalya şehir merkezinden tabelaları takip ederek rahatça ula-şabilirsiniz. Antalya şehir merkezinden yaklaşık bir saat süren yol boyunca göreceğiniz manzara ise dönüş yolunda olanlar için iyi bir teselli.

TÜBiTaK ULUSaL GÖZLeMeViSaklıkent’e yapacağınız bir tatilin en güzel taraflarından biri de TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi Yerleşkesi’ni görme imkânı bul-manız. Gözlemevi Bakırlıtepe’de kurulu. Deniz seviyesinden 2500 metre yükseklikteki Bakırlıtepe, Antalya’nın batısında yer alan Beydağları’nın en yüksek zirvelerinden. Bakırlıtepe’ye ulaşım Saklıkent’ten sonra 7 kilometrelik bir dağ yolu ile sağ-lanıyor. Bu dağ yolu genellikle her yıl kasım ayından nisan ayının sonlarına kadar yoğun kar dolayısıyla kapalı ve ulaşım Saklıkent Kayak Merkezi’nden telesiyej ve sonrasında da biraz yürüyüşle yapılıyor. Önceden izin alırsanız, gözlemevinde siz de dev teleskoplarla uzayı seyredebilirsiniz.

spectacular view. Getting to Saklıkent is extremely easy. Take the mountain road from Doyran or follow the signs from Antalya city center. An hour away from Antalya, the view on the way back will cheer you up if you’re heading back home.

TÜBiTaK NaTIONaL OBSerVaTOry One of the best things about going to Saklıkent is that you’ll get the chance to see the TÜBİTAK National Observatory in Bakırlıtepe. At an altitude of 2500m, Bakırlıtepe is to the west of Antalya and is one of the highest peaks of the Beydağları Mountains. You have to take a 7km mountain road from Saklıkent to get there. This mountain road is generally closed due to snow between November and April but can be reached via a chairlift plus a walk from Saklıkent Ski Resort. Call beforehand to watch the sky with giant telescopes.

Sırt Çantam My Backpack

Bakırlıtepe’deki gözlem evinde her yıl temmuz ayında Gökyüzü Gözlem Şenlikleri düzenleniyor. Yurtiçi ve yurtdışından meraklılar burada çadır kurup üç gün boyunca gözlem yapıyorlar.

the Sky Observation Festival is held at the observatory in Bakırlıtepe in July each year. Sky watchers from turkey and around the world set up camp for three whole days to observe the sky.

SIRTCANTAM.indd 8 2/25/12 3:42:32 PM

Page 55: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

SIRTCANTAM.indd 9 2/25/12 3:42:38 PM

Page 56: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

56

ma

rt m

ar

ch

201

2

OLyMPOS TeLeferiKAntalya’da gökyüzüne yakın olacağınız ve bahar aylarında bile kar keyfi yapacağınız bir diğer durak ise Tekirova’daki Oly-mpos Teleferik. Kurulduğu günden bu yana binlerce insanı zirveye taşıyan Olympos Teleferik yaz aylarında da şehrin en turistik yerlerinden. 2365 metre yükseklikteki mitolojik zirveye teleferikle yolculuk 10 dakika sürüyor. Kıyıda plajın keyfini çı-karanlar, kısa süre sonra karlı bir ortama ya da bulutların üstüne yükselebiliyor. Hava açıksa Antalya’nın hemen hemen bütün kıyıları, dağları ve uçsuz bucaksız Akdeniz seyredilebiliyor. Zir-vedeki eşsiz manzaranın keyfi birçok kişiyi buraya çekiyor. İki restoran, iki panorama terası ve bir bistrosu olan tesis, konukla-rına her türlü yiyecek ve içecek hizmetini de sunuyor.

MiTOLOJiK DaĞDaN BOŞLUĞa aTLayIŞOlympos Teleferik’in bir diğer özelliği de bağlı bulunduğu Ke-mer beldesini ekstrem sporlar merkezi haline dönüştürmesi. Her yıl gerçekleştirilen Kemer Hard Enduro yarışları sahilde start alırken, 2365 metre zirvede sonlandırılıyor. 2011 Haziran dan beri devam eden aktiviteler içinde paragliding ise başka bir heyecan. Dünyanın en uzun parkurunun sonunda zirveden atlayışlara, şimdiden dünyanın her yerinden amatör ve profes-yonel yamaç paraşütçülerinin ilgisi yoğun. Mitolojide yer alan bir dağdan atlayış pek çok sporcu için daha en başta farklı bir motivasyon sağlıyor. Eğer bugüne kadar Antalya’da tatilinizi sahilden uzaklaşmadan yaşayanlardansanız işte size iki farklı öneri. Saklıkent ve Olympos tüm görkemiyle sizi bekliyor.

OLyMPOS CaBLeWayAnother place where you can be close to the sky and have fun in the snow in spring in Antalya is Olympos Cableway in Tekirova. Olympos Cableway, which has carried thousands of people since it was first opened, is one of the most popular tourist highlights of the city in summer. A 10-minute ride will take you to the mythological summit at 2365m. People having fun in the water can find themselves in the snow a short while later, or even above the clouds. If the sky is clear, you’ll see just about all the shores and mountains, and an eternal view of the Mediterranean from the cableway. The unique view from the summit however is why people flock here. The facility that comprises two restaurants, two panoramic terraces and one bistro also has all sorts of eating and drinking services.

JUMPING INTO eMPTINeSS frOM a MyTHOLOGICaL MOUNTaIN Another quality of the Olympos Cableway is that it has transformed the town of Kemer, which it’s tied to, to an extreme sports hub. While the annual Kemer Hard Enduro races start at the shore, they come to an end at a peak of 2365 meters. Paragliding, which has been held since June 2011, is another adrenalin rush altogether. Interest by amateur and professional paragliders from around the world is already intense. Jumping off a mythological mountain is motivation in itself for many adrenalin seekers. If you have spent your holidays along the shore in Antalya until now, then here are two different suggestions. Saklıkent and Olympos await you with all their glory.

Sırt Çantam My BackpackNasıl Gidilir?gettıng thereOnur air’in istanbul’dan antalya’ya 1 saat 05 dakika süren seferleri Pazartesi, salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartei, Pazar günleri saat 08:15, 16:40, 20:40, Cuma ve Pazar günü saat 14:50’de. antalya’dan istanbul’a ise Pazartesi, salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi günleri saat 07:00, 10:25, 18:40, Cuma günü saat 16:45, Pazar günü saat 10:25, 16:45, 18:40’da.

Onur Air’s 1 hour and 5 minute flights from ıstanbul to Antalya depart Mondays, tuesdays, Wednesdays, thursdays, Fridays, Saturdays, Sundays at 08:15, 16:40, 20:40, and Fridays and Sundays at 14:50. Flights from Antalya to ıstanbul depart Mondays, tuesdays, Wednesdays, thursdays, Fridays, Saturdays at 07:00, 10:25, 18:40, and Fridays at 16:45, Sundays at 10:25, 16:45, 18:40.

SIRTCANTAM.indd 10 2/25/12 3:42:42 PM

Page 57: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

SIRTCANTAM.indd 11 2/25/12 3:42:44 PM

Page 58: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

SIRTCANTAM.indd 12 2/25/12 12:15:30 AM

Page 59: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

SIRTCANTAM.indd 13 2/25/12 12:15:33 AM

Page 60: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

60

ma

rt m

ar

ch

201

2Söyleşi Interview

SOYLESI.indd 2 2/25/12 4:12:59 PM

Page 61: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Gündemdeki konuyla başlayalım. Fetih 1453 fil-miyle yollarınız nasıl kesişti?2009 Haziranı’nda Aksoy Film’den gelen bir telefonla baş-ladı her şey. Önce telefonda projeden bahsedilmedi, şir-kete çağrıldım. Projeyi duyduğum andaki kalp atışlarımı anlatamam. Böyle büyük bir çalışmanın içinde düşünül-mek tarifsiz bir gurur.

Erkek oyuncuların çoğunlukta olduğu bir filmde rol almak nasıl bir deneyimdi sizin için? Çok keyifliydi, yardımcı oyunculardan ana cast’a kadar tüm oyuncuların, set arkası çalışan tüm arkadaşlarımın nezaketi, ilgileri gerçekten çok hoştu. Benim için değişik bir deneyimdi, çok güzel anılar biriktirdim.

Canlandırdığınız karakterin ismi Era. Nasıl bir karak-ter? Müslüman bir ailenin kızı. Haçlı ordularının Balkanlar’a yaptığı seferde ailesi katlediliyor. Esir pazarına götürülü-yor. Babalığının tüm meziyetlerini, top dökümüyle alâkalı her şeyi öğreniyor ve aynı zamanda babasının sağ kolu oluyor. Öğrenme hevesi, ailesinin intikamını almak için aslında. Genç bir kız olduğunda, Ulubatlı Hasan’ın sev-gilisi oluyor.

“DEVAMLILIĞI KORUMAK ZORDU”Çekimler üç yıl sürdü. Bir sinema filmi için uzun bir süre ama bu filmin prodüksiyonu itibarıyla bu süre normal. Nasıl bir üç yıl geçirdiniz sette?Evet planlı programlı bir üç yıldı. Üç etapta çekildi fil-

Let’s begin with the present. How did you end up in Fetih 1453? It all started with a phone call from Aksoy Film in June 2009. The project wasn’t mentioned on the phone, I was called into the office. I can’t explain the way my heart raced when I heard about the project. The pride I feel to have worked in such a huge production is indescribable.

What was it like acting with a predominantly male cast?It was really pleasurable. The cast and crew were really polite. It was a different experience for me. I have fond memories.

You play Era in the film. Tell us about her. She’s the daughter of a Moslem family who was slaughtered during a raid to the Balkans by the Crusaders. She was taken to a slave market and learned everything about making cannonballs. She’s her father’s right hand. Her desire to learn is actually her way of getting revenge for her family. She becomes the lover of Ulubatlı Hasan when she’s older.

“CONTINUITY WAS DIFFICULT” Shooting took three years. It’s a long time for a cinema film but it is quite normal considering the production of this film. What were these three years like on set? It was a planned and programmed three years. The film was shot in three stages; it was separated into specific months over three years due to seasonal transitions and

THE LEADING FEMALE ACTRESS IN FETiH 1453

FETiH 1453’üN KADIN BAŞROL OYUNCUSU

DiLEK SERBEST

She appeared in a number of TV shows after modeling. Following a part in G.O.R.A. and her ambitious part in the film Büyü, Dilek Serbest now features in Turkey’s biggest-budget cinema film Fetih 1453.

Mankenlik ve fotomodelliğin ardından birçok televizyon projesinde yer aldı. G.O.R.A. ve özellikle Büyü filmindeki iddialı rolünden sonra şimdi de Türk sinemasının en yüksek bütçeli filmi Fetih 1453’te rol alıyor Dilek Serbest.

By NİHAN BORA Photos DİLEK SERBEST ARŞİV / DİLEK SERBEST ARCHIVES

ma

rt m

ar

ch

201

2

61

SOYLESI.indd 3 2/25/12 4:13:02 PM

Page 62: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Söyleşi Interview

62

ma

rt m

ar

ch

201

2

mimiz; hem mevsimsel döngülerden hem hazırlık süresinden üç yıl belli aylara bölündü. Zordu tabii, kendi vücudunuzla, görselinizle alâkalı devamlılıklarınız var. Kilo almamanız ge-rekiyor mesela, saçınızı değiştiremiyorsunuz, diğer oyuncular sakalını kesmemeli. İnanılmaz titiz, programlı çalışıldı.

Can sıkıcı bir kaza geçirmişsiniz çekimlerde. Biraz anla-tır mısınız, psikolojinizi etkiledi mi bu durum?Çıban çıktı yüzümde. İkinci etapta, gece çekilen top atölyesi sahnelerinde makyaj tazelemesi yapılırken yanağımda küçük bir kızarıklık vardı. Üç gün içinde bir anda büyüdü, beze gibi bir şeye dönüştü. İkinci etap bitti, yok olmuyor. Daha sonra doktora gittim ve kesilerek içerideki kitle alındı, dikiş atıldı. Mikrop kapmışım sette.

preparations. You can’t put on weight for example and you can’t change your hairstyle. The other actors were unable to shave their beards. It was an unbelievably thorough and programmed endeavor.

You suffered from an illness on set. Did this affect you mentally? A boil appeared on my face. In the second stage of filming, we noticed redness on my cheek when my makeup was being refreshed in the night scenes at the cannonball workshop. It grew over a period of three days and turned into a lump. I went to the doctor and it was removed and stitched. Apparently I caught an infection on set.

Fetih 1453 Filminden… from the fılm fetİh 1453…Şimdiye kadar çekilmiş en büyük tarihi-kahramanlık projesi olduğu söylenen filmin konusu şöyle: Babası II. murat’ın ölümü üzerine ikinci kez tahta çıkan II. mehmet’in şimdi ilk önceliği Bizans İmparatorluğu’nun son toprağı Konstantinopolis’i Osmanlı Devleti’ne katmaktır. Bu uğurda ne yapılması gerekiyorsa genç padişah hiçbirinden feragat etmeyecektir...

Osmanlı Devleti’ne çağ atlatarak imparatorluğa taşıyan Fatih Sultan mehmet’in 1451 yılında henüz İstanbul’u alma planları yaptığı dönemden başlayan filmde, molla Gürani yani Fatih’i yetiştiren üstâdı ve Fatih Sultan mehmet’in çocukken aldığı bu eğitim süreçleri de yer alıyor. Üç boyut-lu animasyonların yer aldığı filmin yönetmenliğini Faruk aksoy üstlenirken, senaryoyu kaleme alan atilla Engin ve İrfan Saruhan’a Prof. Feridun Emecen, Doç. hülya Tezcan, Doç. Gülgün Köroğlu, sanat tarihçisi massimo Farinelli’den oluşan geniş bir danışmanlar kadrosu eşlik ediyor. Film, Türkiye’nin yanı sıra almanya, hollanda, Belçika, avustur-ya, Fransa, İngiltere, İsviçre ve Kıbrıs Türk cumhuriyeti’nde de gösteriliyor.

This is the story of the film that’s said to be the biggest historical-heroic project shot to date: The first priority of Sultan Mehmet, who ascends to the throne for the second time on his father’s death, is to capture Constantinople, the last land of the Byzantine Empire, and make it a part of the Ottoman Empire. He will do whatever it takes to make this happen.

The film that begins during a time when Fatih Sultan Mehmet was just making plans to capture Istanbul in 1451 also features Morra Gurani, the master who trained Fatih as a child, and the education process he went through. While Faruk Aksoy directs the film that features 3D animations, an excellent team comprising consultants like Prof. Feridun Emecen, Ass. Prof. Hülya Tezcan, Ass. Prof. Gülgün Köroğlu, and art historian Massimo Farinelli’ accompany the writers Atilla Engin and Irfan Saruhan. The film will be screened in Turkey, Holland, Belgium, Austria, France, England, Switzerland and the Turkish Republic of Northern Cyprus.

SOYLESI.indd 4 2/25/12 4:13:06 PM

Page 63: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

SOYLESI.indd 5 2/25/12 4:13:07 PM

Page 64: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

“GÖZLERiMi BAŞKALARI DEĞERLENDiRSiN”Özellikle bakışlarınızın çok farklı olduğu söyleniyor. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz? Bu durumun oyun-culuğunuza etkisi nedir?Gözlerim çok açık mavi, neredeyse buz rengi. Türkiye’de nadir görülen bir renk. Benim açımdan bir etkisi ya da ek-sisi yok gözlerimin. Yapımcı ya da yönetmenin gözlerimi değerlendirmesi daha doğru galiba oyuncu olarak.

Şimdiye kadar altı dizi, dört sinema filminde rol aldı-nız. Hangi projedeki rolünüz sizi en çok etkilemişti?Her proje başka bir keyifti. Ama Fetih bambaşka… Bir dö-nem işinin içinde olmak başka türlü bir deneyimdi.

Modeldiniz ve bir defilede keşfedildiniz. Oyunculuk kanınıza işledi mi yoksa modelliği özlüyor musunuz? Artık oyunculuk benim mesleğim diyebilir misiniz?Özlemiyorum açıkçası. Modacı Aydın Göynü’nün yüzü-yüm sağ olsun. Sayesinde eski günlerimi yaşıyorum ama çabuk sıkılıyorum, bir an önce bitsin istiyorum fotoğraf çekimi…

“LET OTHERS COMMENT ON MY EYES” Everyone says that you’re eyes are unique. Do you agree? How does this impact your acting? My eyes are very light blue, nearly like ice. It’s a rare color in Turkey. From my perspective, there are no ups or downs regarding it. I think it’s more appropriate if a producer or director comments on my eyes as an actor.

You’ve been in six TV serials and four cinema films so far. Which role impressed you the most? Each project was a different pleasure. But Fetih is something else altogether… Being in a period film was a completely different experience.

You were a model and you were discovered at a fashion show. Is acting the be all and end all for you now or do you miss modeling? Can you say that you’re an actor now? To tell you the truth, I don’t miss modeling. I’m the face of designer Aydın Göynü and thanks to him, I’m able to relive my old days. I do get bored really quickly however and want the photo shoot to end as soon as possible…

Söyleşi Interview

64

dileK SeRBeSt KimdiR? Who ıS DıleK SerBeSt?1981’de İzmir’de doğan Dilek Serbest’i ilk olarak Teoman’ın Gönülçelen isimli klibinde rol almasıyla tanıdık. Erberk ajans’ta bir süre fotomodellik yapan Serbest, Yarım Elma, Gümüş, Kaybolan Yıllar, Gur-bet Yolcuları, Dedektif Biraderler, Kanıt ve Şüphe gibi dizilerde rol aldı. Güzel oyuncu, sinemaya cem Yılmaz’ın yönettiği G.O.r.a.’yla adım attı. 2004 yapımı Büyü filmindeki rolüyle epey dikkat çeken Serbest, son olarak Türk sinemasının şimdiye kadar çekilmiş en yüksek bütçeli filmi olarak gösterilen Fetih 1453’te tek kadın oyuncu olarak rol alıyor.

She was born in Izmir in 1981 and made her first screen debut in Teoman’s video clip for the song Gönülçelen. A photo-model for Erberk Agency, she has appeared in the TV serials Serbest, Yarım Elma, Gümüş, Kaybolan Yıllar, Gurbet Yolcuları, Dedektif Biraderler, Kanıt and Şüphe. The beautiful actress debuted in cinema in Cem Yılmaz’s film G.O.R.A. Serbest, who was noticed with her role in the 2004 production Büyü, plays the only female character in Fetih 1453, the biggest-budget film shot to date in Turkey.

SOYLESI.indd 6 2/25/12 4:13:10 PM

Page 65: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

SOYLESI.indd 7 2/25/12 4:13:12 PM

Page 66: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

By İLKE KAMAR

Geçmişin sokak satıcıları...

The sTreeT vendors of The pasT…

“19. Yüzyıl Türkiyesi’nde Sokak Satıcıları” çalışması, günümüzde unutulan sokak satıcılarını görsel ve şiirsel bir anlatımla sunuyor...

“Street Vendors of 19th Century Turkey” presents a visual and poetic depiction of forgotten street vendors…

Nostalji Nostalgia

66

ma

rt m

ar

ch

201

2

NOSTALJI.indd 2 2/25/12 12:18:20 AM

Page 67: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

NOSTALJI.indd 3 2/25/12 12:18:22 AM

Page 68: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

BuGün sokak satıcısı dendiğinde akla ilk simitçi gelir. Bir de mendil, cd, çorap satanlar...

Peki iki yüzyıl öncesinin sokak satıcıları kimlerdi? Antalya Suna - İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitü-sü ve Kaleiçi Müzesi’nin fotoğraf arşivinden oluşturulan 19. Yüzyıl Türkiyesi’nde Sokak Satıcıları çalışması bu soruya cevap veriyor.Çalışma, dönemin Türkiye’sinin toplumsal yaşam serüvenin-de sempatik roller alan, ancak günümüzde çoğu kaybolup unutulan sokak satıcılarını; Basile Kargopoulo, Abdullah Kar-deşler, Pascal Sébah gibi döneminin öncü fotoğraf ustalarının objektifinden gösteriyor. Dondurmacısından oyuncakçısına, salepçisinden macuncusuna, sakasından hamalına, yüzyıllar

‘sımıtçı’, the Turkish bagel vendor, is the first person to come to mind when street vendors are

mentioned today. And of course there are the tissue, CD, and sock vendors… So who were the street vendors of two centuries ago? Antalya Suna - İnan Kıraç Research Institute on Mediterranean Civilizations and Kaleiçi Museum’s initiative Street Vendors of 19th Century Turkey, which was compiled from its photography archive, answers this question. The initiative depicts the mostly forgotten, yet likeable street vendors in the social adventure of the Turkey of the era through photos shot by leading photographers of the time: Basile Kargopoulo, Abdullah Bros, and Pascal Sébah. The memoirs of past centuries are depicted through 130 photographs with ice-cream vendors to toy vendors,

68

ma

rt m

ar

ch

201

2Nostalji Nostalgia

Büyük fotoğrafta görülen maşacı kadınların görevleri fırın küllerini temizlemekti. Küçük fotoğrafta ise dönemin oyuncak satıcısı görülüyor.

The job of the women in the large photo was to clean ash from ovens,The photo below however depicts the era’s toy vendor.

NOSTALJI.indd 4 2/25/12 12:18:27 AM

Page 69: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

NOSTALJI.indd 5 2/25/12 12:18:29 AM

Page 70: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

70

öncesinin hatıraları 130 fotoğrafla anlatılıyor. Geçen Şubat’ta Berlin’de sergilenen çalışma önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelecek. Fotoğraflarda üretim kültürü, yeme-içme alışkanlıkları, gündelik yaşam ve eğlence anlayışıyla dönemin insanlığa mal olmuş izlerini göreceksiniz. Yolunuz Antalya’ya düşerse, ça-lışmadaki fotoğraflardan bir kısmı Antalya Kaleiçi Müzesi’nde sergileniyor. 19. yüzyılda Osmanlı’da fotoğrafın öyküsü, dönemin sosyal, politik ve ekonomik şartları ve fotoğraf tarihine damgasını vur-muş fotoğrafçıların stilleri de bu sergide yeniden canlanıyor. Peki neydi ve kimdi onlar?..

osmanLI’da foToĞrafçILIKOsmanlı, 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğuydu. Giderek genişleyen sınırlar imparatorluğa çok katmanlı bir sosyo-kültürel çeşitlilik kazandırmıştı. Ancak 19. yüzyıldaki sıkıntılı ‘dağılma süreci’ ile bir yandan geniş topraklar hızla kaybedilirken, bir yandan da siyasi, hukuki, ekonomik düzen-lemelerle sosyal değişimlerin ve yeniliklerin yolu açılıyordu.Osmanlı toplumunda yaşanan modernleşme sürecinin so-mut bir örneği fotoğrafla tanışmaktı. İlk yerli stüdyo 1850’de İstanbul’da açıldı. İmparatorluğun şehir panoramalarını, ya-pılarını, günlük yaşam kesitlerini, zengin insan manzaralarını gösteren fotoğrafların yabancılar tarafından yoğun ilgi görmesi nedeniyle pazar giderek genişledi. Yeni stüdyolar açıldı, fotoğ-rafçılık Anadolu’ya taşındı.19. yüzyılın öncü fotoğafçılarının bu ticari kaygılarla oluştur-dukları tematik serilerden biri de çarşılarda, sokaklarda, med-rese kapılarında, cami önlerinde, çeşme başlarında rastlanan sokak satıcılarıydı. Her yaş ve etnik gruptaki bu seyyar es-naflar, işlerini yaparken takındıkları tavırları, jest ve mimikleri, bağırtıları, şamataları, nükteleri ve hazırcevaplıklarıyla günlük yaşamın dinamik bir parçasıydılar. Sokak satıcılarına ilişkin fo-toğraf çekimleri bazen varlıklarıyla tiyatro sahnesine dönüş-türdükleri sokaktaki halleriyle, bazen de stüdyoda kurgulanan enstantanelerle yapılıyordu.

salep (a hot drink consumed in winter) vendors to macun (gum-like candy) vendors, and goldfinch vendors to porters. The exhibition that was displayed in Berlin last February will be opened in Turkey in the coming days. You’ll see the traces of forgotten people through photos of production culture, eating-drinking habits, and their understanding of fun. If you happen to pass by Antalya, you’ll get to see some of the photos in the exhibition at Antalya Kaleiçi Museum. Meanwhile, you’ll also witness the story of photography of the Ottomans of the 19th century, the era’s social, political and economic conditions as well as the style of photographers who made their mark in photographic history come alive with this exhibition. So what was it and who were they?

phoToGraphY durInG The oTToman era The Ottoman Empire was the world’s most powerful in the 16th century. Rapidly extending borders gave the empire a multilayered socio-cultural diversity. However, with the troubled ‘diaspora process’ of the 19th century, extensive land was being rapidly lost, and at the same time, political, legal and economic arrangements were paving the way for social changes and innovations. The introduction to photography was a concrete example of modernization in Ottoman society. The first local studio was opened in Istanbul in 1850. The market gradually grew due to foreign interest in photos depicting city panoramas of the empire, its structures, excerpts from daily life, and views of wealthy people. New studios were opened and photography was moved to Anatolia. And one of the thematic series produced by leading 19th century photographers due to this commercial concern was street vendors at marketplaces, in the streets, outside schools, in front of mosques, and standing by fountains. These mobile vendors of all ethnic groups and ages were a dynamic part of daily life with their familiar attitudes when working, gestures and mimics, song and dance, jokes, and repartees. Photography shoots of street vendors were sometimes shot on the streets or sometimes in studios.

Nostalji Nostalgia

NOSTALJI.indd 6 2/25/12 12:18:34 AM

Page 71: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

NOSTALJI.indd 7 2/25/12 12:18:36 AM

Page 72: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

72

ma

rt m

ar

ch

201

2

iLK YerLi sTüdYoOsmanlı İmparatorluğu’nda fotoğrafçılık öncelikle Hıristiyanlar tarafından benimsendi. İlk yerli stüdyoyu 1850’de, İstanbul’da Rum asıllı Basile Kargopoulo açtı. Özellikle İstanbul panora-maları ve şehir belgelemeciliğinde etkin rol oynayan Kargo-poulo pekçok seyyar satıcının fotoğrafını çekip kartvizit boyu-tunda basarak halk tipleri serisi olarak satışa çıkardı. Bu çalış-malarıyla, imparatorluk tarih ve folklorunun belgelenmesine büyük katkıda bulundu. Kuşkusuz sarayın desteğini almak; hem ticari hem de saygınlık açısından çok önemliydi. Sultan Abdülmecid’den ‘Padişah Hazretlerinin Fotoğrafçısı’ unvanını ilk alan Kargopoulo, Sultan V. Murad’a şehzadeliğinde fotoğraf dersleri verdi. Saray fotoğrafçısı unvanını Sultan II. Abdülha-mid döneminde de korudu.

foToĞrafTa orYanTaLiZmİmparatorluğun yaşamını, geleneklerini, yapılarını gösteren fo-toğrafların yabancılar tarafından kapışılması yeni bir anlayışın yolunu da açtı. Fotoğraflar giderek gerçek Osmanlı yaşamının değil Batılı’nın kafasındaki Osmanlı düşünü yansıtmaya başla-dı. 1857’de İstanbul’da bir fotoğraf stüdyosu açan Pascal Sébah fotoğrafta oryantalizmin en güçlü temsilcisi oldu. 1873’te Viyana’da açılan sergi için Osmanlı İmparatorluğu tarafından hazırlatılan ‘Les costumes populaires de la Turquie en 1873’ adlı albümün fotoğraflarını Pascal Sébah çekti.Teknolojiyi yakından izlemek ve fotoğraflarında bunu uygula-mak konusunda gösterdiği çaba, onun 1870’de Société França-ise de Photographie üyesi olmasını sağladı. Alman İmparatoru

The fIrsT LoCaL sTudIo Photography was firstly adopted by Christians in the Ottoman Empire. The first studio in Istanbul was opened by Greek Basile Kargopoulo in 1850. Kargopoulo, who played an important role in documenting Istanbul panoramas and the city especially, printed photos of many street vendors in business card size and sold them as a character series. These ensured that he played a huge role in documenting the history and folklore of the empire. The support of the palace was important; in terms of business and respect. Kargapoulo, who was the first photographer to receive the title of ‘Photographer of the Sultan’ by Sultan Abdülmecid gave Sultan Murad V photography lessons when he was a child. He maintained his title of palace photographer during the reign of Sultan Abdülhamid II also.

orIenTaLIsm In phoToGraphY The intense foreign interest in the life, traditions and structures of the empire also paved the way for a new understanding. Photographs gradually came to reflect the Westerner’s dream of the Ottoman instead of the real life of the Ottoman. Pascal Sébah, who opened a photography studio in Istanbul in 1857, became the most powerful representative of orientalism in photography. He was the photographer to shoot the photos of the album ‘Les costumes populaires de la Turquie en 1873’ for the exhibition commissioned by the Ottoman Empire in Vienna in 1873. The effort he made to closely follow technology and practice this in his photography guaranteed a membership in Société Française de Photographie in 1870. When the German Emperor Wilhelm II came

II. ABDÜLHAMİDFOTOĞRAFA ÖNEM VERDİABDÜLHAMıD ıı PLACED ıMPORTANCE ON PHOTOGRAPHY

Sultan II. Abdülhamid döneminde fotoğrafla ilgili en önemli karar, kuşkusuz onun tanıtım gücünden yararlanma konusunda alındı. Bu amaçla 1893 yılında, altı ayrı fotoğrafçının gerçekleştirdiği 35 bin görüntüleme arasından yapılan seçim sonucu hazırlanan 51 adet albüm birçok ülkenin devlet başkanına armağan edildi. Bugün bir örneği Washington’daki National Library Koleksiyonu’nda bulunan bu albümler; kent panoramaları, anıtsal dini ve resmi yapıların yanı sıra törenler ve sosyal yaşam kareleriyle 19. yüzyıla tanıklık eder. Bu özellikleri nedeniyle dünyada eşi benzeri olmayan bir hazine niteliğindedirler.

The most important decision regarding photography during the reign of Sultan Abdülhamid ıı was taken inevitably in terms of marketing. With this objective, 51 albums containing a selection from 35,000 images shot by six separate photographers were presented to many heads of state around the world as a gift in 1893. These albums, of which one is on display today in the National Library Collection in Washington, lay witness to the 19th century with city panoramas, monumental religious and official structures as well as ceremonies and social life depictions. They are, in this sense, a unique treasure with no other counterpart in the world.

NOSTALJI.indd 8 2/25/12 12:18:39 AM

Page 73: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

NOSTALJI.indd 9 2/25/12 12:18:41 AM

Page 74: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

74

ma

rt m

ar

ch

201

2

II. Wilhelm 1889’da İstanbul’a geldiğinde, fotoğraflarını çeken Sebah&Joaillier stüdyosuna Photographes de la Cour Royale de Prusse unvanını verdi. Bu unvan, stüdyonun atılım döneminin başlangıcı oldu. Pascal Sébah, şehir panoramaları, günlük ya-şamdan kesitler, esnaf ve sokak satıcıları gibi halk tipleriyle 19. yüzyılın en önemli fotoğrafçılarından biriydi.

ABDULLAH KARDEŞLERAnadolu’da fotoğrafçılığın gelişiminde rol oynayan Abdullah Kardeşler de başarılı sergileriyle unutulmazlar arasında yer aldı. Abdullah Kardeşler (Viçen, Kevork, Hovsep) 1858’de, Al-man kimyager Rabach’ın İstanbul’daki stüdyosunu devraldılar. 1863’te çektikleri Sultan Abdülaziz portresi onlara ‘Sultan Fo-toğrafçısı’ unvanını kazandırdı. Bu üç kardeş yurtdışındaki ilk büyük başarıyı 1867 yılında Paris Uluslararası Sergisi’ndeki fo-toğraflarıyla kazandılar. 1890’da, Galler Prensi tarafından Krali-yet Özel Fotoğrafçısı unvanı ile ödüllendirildiler.Abdullah Kardeşler özellikle, ışığı en doğru biçimde yönlendir-dikleri stüdyo fotoğrafçılığında ustaydılar. Onların çektiği port-reler, poz verenin ‘ruhunun aynası’ gibiydi.Sultan Fotoğrafçısı adı altında çalışan bir başka stüdyo da 1870’te açılan Gülmez Kardeşler Fotoğrafhanesi’ydi. 1887 Flo-ransa ve 1891 Chicago sergilerinde şeref madalyası alan Gül-mez Kardeşler manzara ve sosyal yaşam fotoğrafçılığı temala-rına ağırlık vermişti. Eğer bugün Anadolu’nun geçmişine dair hayallerimiz varsa bu isimlere çok şey borçluyuz.

to Istanbul in 1889, the Sebah&Joaillier studio where his photos were shot was given the title of Photographes de la Cour Royale de Prusse. This title became the beginning of a breakthrough for the studio. Pascal Sébah was one of the most important 19th century photographers with his city landscapes, depictions from daily life, and character series containing the likes of shopkeepers and street vendors.

ABDULLAH BROSThe Abdullah Bros, who played an important role in the development of photography in Anatolia, also became legends with their successful exhibitions. The Abdullah Bros (Viçen, Kevork, Hovsep) took over the German chemist Rabach’s studio in Istanbul in 1858. The portrait they took of Sultan Abdülaziz in 1863 earned them the title of “Sultan Photographer”. Their first significant success abroad was achieved with their photos in the Paris International Exhibition in 1867. In 1890 they were rewarded with the Royal Personal Photographer title by the Prince of Wales himself. Abdullah Bros were especially masters in studio photography where they were able to use light in the best possible way. The portraits they shot were like ‘mirrors of the subject’. Another studio that operated as a Sultan Photographer was Gülmez Kardeşler Fotoğrafhanesi which opened in 1870. The Gülmez Bros received a medal of honor for their exhibitions in Florence (1887) and Chicago (1891) and concentrated on landscapes and social life. If we have dreams pertaining to the past of Anatolia today, then we owe a lot to these names.

19. Yüzyıl Türkiyesi’nde Sokak Satıcıları çalışması geçen Şubat ayında Berlin‘de sergilenmişti. Street Vendors of 19th Century Turkey was exhibited in Berlin last February.

NOSTALJI.indd 10 2/25/12 4:46:31 PM

Page 75: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

NOSTALJI.indd 11 2/25/12 12:18:48 AM

Page 76: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

NOSTALJI.indd 12 2/25/12 12:18:51 AM

Page 77: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

NOSTALJI.indd 13 2/25/12 12:18:54 AM

Page 78: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Yakın Plan Close Up

YAKIN PLAN.indd 2 2/25/12 12:19:28 AM

Page 79: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

By İLKE KAMAR Photos GÖKHAN DEĞİRMENCİ

Güneş AltındA dün ve BuGün...

AdAnAthe PAst And Present ın the sun…

Çukurova’nın verimli ve geniş topraklarını da içine alan köklü tarihi ve nefis yemekleriyle adından çok söz ettiren bir kent. Beş yıldızlı otelleri, palmiyeli geniş caddeleri, iş ve alışveriş merkezleriyle dikkat çeken Adana eksik olmayan güneşiyle de içinizi ısıtacak...

Adana is a city famous for its delicious food and a rooted history comprising the fertile and expansive land of Çukurova. Drawing attention with its five-star hotels, palm-tree decorated roads, and shopping and business centers, Adana will also keep your insides warm with a sun that’s always present…

YAKIN PLAN.indd 3 2/25/12 12:19:30 AM

Page 80: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Antik Çağ’da Kilikyalılar’dan bu yana pek çok uygar-lığa mekân olmuş bir şehir burası. Bu yüzden

kentte görülebilecek öyle çok yer var ki: Büyük Saat Kule-si, Taş Köprü, Yağ Camii ve Medresesi, Hasanağa Camii, Ulu Camii Külliyesi, Yeni Cami, Bebekli Kilise bunlardan sadece birkaçı.Bunların yanı sıra eski mahalleleri ve evleriyle Adana, daha başından büyük ve doyurucu bir şehir olduğunun işaretini ve-riyor. Merkeze vardığınızda ilk dikkatinizi çeken yapılardan biri Büyük Saat Kulesi. Kentle özdeşleşen bu yapı 1882’de inşa edilmiş. 32 metre yüksekliğindeki kule, ihtişamlı görün-tüsüyle zamanı ilk günkü gibi dakika dakika aktarıyor. Büyük Saat Kulesi’ne uzanan yolda sağlı sollu dükkânlar var. Kulenin

thıs ıs a city that has been the home of many civilizations since the Cilicians in Antiquity.

That’s why there’s so much to see here: Büyük Saat Kulesi (Great Clock Tower), Taş Köprü (Stone Bridge), Yağ Mosque and Madrasah, Hasanağa Mosque, Ulu Camii Külliyesi (Grand Mosque and Kulliye), Yeni Cami (New Mosque), and Bebekli (Saint Paul) Church and more. There’s also the old neighborhood and houses that clearly indicate from the onset that Adana is a large and satisfying city. The first thing to attract your attention when you reach the city center is the Great Clock Tower. This structure that’s synonymous with the city was built in 1882. At 32-meters tall, the tower, with all is magnificence, shows the time minute by minute just as it did when it was first built. There are shops on either side of the road that

80

ma

rt m

ar

ch

201

2Yakın Plan Close Up

Seyhan Nehri üzerindeki en dikkat çekici köprülerden Taşköprü yaklaşık 1500 yıllık ve bugün sadece yaya trafiğine açık (altta). Ulu Cami ise (solda) Ortaçağ mimarisine sahip.

Taşköprü, one of the most interesting bridges on Seyhan River, is roughly 1500-years-old and is open to pedestrians only (below). Meanwhile, Ulu Mosque (left) possesses a Middle Age architecture.

YAKIN PLAN.indd 4 2/25/12 12:19:41 AM

Page 81: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

YAKIN PLAN.indd 5 2/25/12 12:19:43 AM

Page 82: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

82

ma

rt m

ar

ch

201

2

leads to the Grand Clock Tower. Ulu Mosque immediately alongside the tower and Tepebağ, containing the oldest neighborhoods, are other beauties worth seeing in Adana. Taking a journey in time especially in Tepebağ is inevitable.

MAGNIFICENT HISTORICAL STRUCTURES The bridge Berekatlan Taşköprü is yet another symbolic structure of Adana. It’s located at the entrance of the city. The historical Roman bridge that connects the narrowest spot of the Seyhan River is roughly 1500 years old. Meanwhile, on the left of the bridge that gives confidence with its strong appearance is Adana Merkez

hemen yanında Ulu Cami ve devamında da en eski mahalle-lerden Tepebağ, Adana’nın görülmesi gereken diğer iki güzel-liği. Özellikle Tepebağ’da zaman içinde yolculuk yapmanız kaçınılmaz.

GÖRKEMLİ TARİHİ YAPILARAdana’nın simge yapılarından bir diğeri ise Taşköprü, kentin hemen girişinde yer alıyor. Seyhan Nehri’nin en dar yerini birleştiren bu tarihi Roma köprüsü yaklaşık 1500 yıllık. Sa-pasağlam görüntüsüyle insana güven veren Taşköprü’nün solunda ise altı minareli Adana Merkez Camii bulunuyor.

Yakın Plan Close Up

GELENEKSEL MİMARİTRADITIONAL ARCHITECTURE

Geleneksel Adana evlerini görmek isterseniz, Sarıyakup, Alidede, Tepebağ, Türkocağı mahallelerini gezmeniz gerekiyor. Geniş saçakları, çıkmalı cumbaları, dikdörtgen ve panjurlu pencereleri, kemerli kapıları ile dikkat çeken bu evler, Akdeniz bölgesinin özel karakteri ile Türk evi plan tiplerinde görülen genel karakterlerin sentezini yansıtıyor.

If you want to see the traditional houses of Adana, you have to go to the neighborhoods of Sarıyakup, Alidede, Tepebağ, and Türkocağı. These houses that draw attention with their wide eaves, protruding bay windows, and rectangular and louvered windows, and arched doors reflect a synthesis of the general character of Turkish-style houses in the Mediterranean.

Ulu Cami

YAKIN PLAN.indd 6 2/25/12 3:59:50 PM

Page 83: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

YAKIN PLAN.indd 7 2/25/12 12:19:52 AM

Page 84: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Bu caminin önündeki seyyar şalgamcılar dikkatinizi çeke-cektir. Taneli, acılı şalgamlarıyla sokağın rengi olan şal-gamcılar, şehrin de olmazsa olmazları arasında yerini al-mış durumda. Sokak lezzetlerinden bici bici ise Adana’nın vazgeçilmez bir tatlısı. Bici bici bir su muhallebisi, boyalı gül şerbeti ve üzerine serpilen pudra şekeriyle sunuluyor. Bu leziz, hafif ve sağlıklı tatlıyı tatmanızı öneriyoruz. Os-manlı döneminde tamir edilen köprünün arkasında ise Sabancı Merkez Camii bulunuyor. Kentin tarihi dokusunu yaşatan diğer eserler arasında 1540 yapımı Ramazanoğlu Medresesi’ni, Türkiye’nin ayakta kalan en eski evlerinden Ramazanoğlu Konağı ve Ramazanoğlu Çarşısı’nı, bir Haçlı kilisesi iken 1501 yılında camiye çevrilen Yağ Camii ve Hasanağa Camii’ni saymak mümkün.

kÖMür Ateşinde keBAP seFAsıAdana’da tarihi bir gezi yapmak mümkün ama burada yemek ve alışveriş de günün her saati tercih edebileceğiniz bir faa-liyet. Büyük Saat Kulesi’nin çevresine yayılan sokakların her biri kalabalık çarşılara açılıyor. Giyimden baharata, oyuncak-tan elektronik eşyaya her türlü ürünün satıldığı Adana çarşı-ları rahat, estetik açıdan da bir o kadar farklı ve otantik bir

Mosque with all its six minarets. The street vendors selling ‘şalgam’ (fermented carrot juice drink) in front of the mosque will draw your attention. The colors of the street, the street vendors with their grainy and spicy juices have become one of the indispensables of the city. ‘Bici bici’, another street flavor, is Adana’s most popular dessert. It’s a water-based pudding and is served with dyed rose syrup and a sprinkling of icing sugar. We highly recommend that you try this delicious yet light and healthy sweet. Sabancı Merkez Mosque is located behind the bridge that was restored during the Ottoman era. Some other structures that keep the city’s historical character alive are the Ramazanoğlu Madrasah (built 1540), Ramazanoğlu Konağı (Mansion), one of Turkey’s oldest houses, Ramazanoğlu Çarşısı (Bazaar), Yağ Mosque, which was built on the ruins of a church in 1501, and Hasanağa Mosque, just to name a few.

COAl Fıre keBAB PleAsure A historical journey in Adana is good and well, but eating and shopping are two activities that can be done at every hour of the day in this city. All the streets that surround the Grand Clock Tower open out to crowded marketplaces. The markets of Adana, where you’ll find everything from spices to clothes, and toys to electronics, are comfortable and in terms of aesthetics, really

O LEzzETLER YANıbAşıNızdA...FLAVORS AT YOUR FINGERTIPS

Adana’da kebabın lezzetine en güzel çarşı içlerindeki küçük kebapçılarda varırsınız. Ayran veya şalgam istemeyi ihmal etmeyin. Müthiş tatlılar da birkaç dükkân ilerinizde olacaktır. Taneli şalgam ve aşlama ( Meyankökü şerbeti) için; halka tatlı, içli köfte ve ciğer kebabı tadın; cezerye ve turunç reçeli alın.

In Adana, the best kebabs are served at the small kebab shops inside the marketplaces. Don’t forget to ask for ‘ayran’ (yogurt drink) or ‘şalgam’ (fermented carrot juice drink). Meanwhile, excellent sweets can be found in the shops just a little further ahead.

Yakın Plan Close Up

YAKIN PLAN.indd 8 2/25/12 12:20:01 AM

Page 85: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

YAKIN PLAN.indd 9 2/25/12 12:20:03 AM

Page 86: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

86

ma

rt m

ar

ch

201

2

görünüme sahip. Bu çarşıların birinde lezzetiyle olduğu kadar sunumuyla da baş döndüren Adana kebabı hazır sizi bekli-yor. Kebapçılardan yayılan kokular karşısında iştahınızın ka-barmaması pek mümkün görünmüyor. Lokanta, şalgamcı ve sokak kebapçılarının sıralandığı Kazancılar Çarşısı, Adana’da yemek ve eğlencenin merkezi konumunda. Kazancılarla ünlü Adana’da bakır kazanlar, tepsilerden tutun da et kıyma bıçak-ları, el yapımı zırhlar, satırlar özellikle de turistlerin ve ziya-retçilerin ilgisini çekiyor. Kazancılar semtinin esnafa hizmet veren seyyar kebapçı tablaları, ciğer kebapçıları da hâlâ ya-şamaya devam ediyor. Lokantalarda sipariş öncesi masanıza gelen ikramlarla bile doymak mümkün. Gavur dağı salatası, yeşillikler, soslu patlıcan, süzme yoğurt, kırma zeytin, acılı ezme, biber turşusu, çıtır pide ve sumaklı soğan tabakları si-parişinizden önce geliyor. Bu kadar çeşitten sonra bile lezzetli kebapların tadına doyum olmuyor.

BARDAKLARDA BEKLENEN AN Adana’da yemeklerin en iyi tamamlayıcısı ise kuşkusuz şal-gam. Nerdeyse her köşe başında ve her lokantada bulabile-ceğiniz şalgam, buradaki sofraların olmazsa olmazı. Şehre dair son bir not el sanatları üzerine. Adana’da, geleneksel el sanatları ürünü birçok şey bulabilirsiniz. Keçecilik, koşum-culuk, at arabacılığı, demircilik ve bakırcılık, yemenicilik, mermercilik, kilimcilik, hasır ve boyra örücülüğü, kentin önemli el sanatları arasında yer alıyor. Bunun yanında, il-ginizi çekerse, Karatepe kilimleri de buraya özgü. Adana’yı ve güzel mutfağını keşfetmek için en kısa zamanda yolu-nuzu bu kente düşürmelisiniz.

unique and authentic. A delicious Adana kebab awaits you in any one of these markets, making it somewhat difficult to resist the mouthwatering smells that ooze from the kebab restaurants. Kazancılar Çarşısı, lined with restaurants, fermented carrot juice drink and street kebab kiosks, is the heart of eating and fun in Adana. Famous for its boilersmiths, Adana’s Kazancılar Çarşısı is a tourist heaven for everything ranging from copper boilers to trays and meat knives, handmade armor plates and chopping knives. The mobile kebab vendors and liver kebab makers who serve the merchants of Kazancılar still are rife and well. In Adana, the appetizers consist of servings of gavurdağı salad (tomato, cucumber, paprika, onion, dry mint, walnut in a bed of pomegranate syrup), green salad, eggplant with sauce, strained yogurt, olives, acılı ezme (tomato dips with pepper and onions), pickled peppers, crispy pide bread, and sumac onions. Don’t worry, you’ll still have enough room for a delicious kebab.

THE MOMENT WE’VE ALL BEEN WAITING FOR (IN A GLASS) There’s no doubt that the best thing to complete a meal in Adana is ‘şalgam’. Available on the streets and in every restaurant, this fermented carrot juice drink is an indispensable of any meal in Adana. A final note on this city regards handcrafts. You’ll find a range of traditional handmade products in Adana. Feltmaking, harnessing, horse cart making, ironworking and coppermaking, hand-printed head scarf making, tile-marble making, carpet making, and wickerwork are among the more significant handcrafts of the region. The Karatepe kilims might also attract your attention. If you want to discover Adana and its delicious cuisine, then make sure to drop by this city as soon as possible.

NASIL GİDİLİR?GETTING THERE?

Onur Air’in İstanbul’dan Adana’ya 1 saat 05 dakika süren seferleri Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe Cuma, Cumartesi, Pazar günleri saat 08:15,16:40; Cuma günü saat 14:50, Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Pazar günleri 20:40’da.Adana’dan İstanbul’a ise Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi günleri saat 07:00, 10:25, 18:40, Cuma ve Pazar günleri 10:25, 16:45’de.

Onur Air’s 1 hour and 5 minute flights from Istanbul to Adana depart Mondays, Tuesdays, Wednesdays, Thursdays, Fridays, Saturdays, Sundays at 08:15,16:40; and Fridays at 14:50, Mondays, Tuesdays, Wednesdays, Thursdays, Fridays, and Sundays at 20:40. Flights from Adana to Istanbul depart Mondays, Tuesdays, Wednesdays, Thursdays, Fridays, Saturdays at 07:00, 10:25, 18:40, and Fridays and Sundays at 10:25, 16:45.

YAKIN PLAN.indd 10 2/25/12 4:49:00 PM

Page 87: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

YAKIN PLAN.indd 11 2/25/12 12:20:10 AM

Page 88: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

88

ma

rt m

ar

ch

201

2

Alem FM’de sabah ve akşam saatlerinde iki radyo prog-ramına imza atan Nihat Sırdar, özellikle o saatlerde

araçlarında olanları müptelası yaptı. Yaklaşık 20 yıllık radyocu Sırdar, sahne gösterileriyle de hayranlarıyla buluşuyor. Bütün bunları kendisi anlatsın isterseniz...

Radyo programcısı deyince akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Nasıl başladınız? Bu kadar popüler olacağı-nızı tahmin etmiş miydiniz?Lise yılları radyo dinleyerek geçti. Öyle özel radyolar falan de-ğil. TRT vardı sadece o zaman. Günaydın Vietnam filmi falan derken radyoya bir ilgi oluştu. Özel radyolar açılınca kapağı oraya attım. Popüler olmak değildi amacım ama başarılı olaca-ğıma inanmıştım.

Bir de akşam kuşağında partneriniz Sivrisinek var. Programı tek başınıza yapmak yerine neden bir ‘sivrisinek’le yapmak istediniz?Bizim yaptığımız aslında ortaoyununun radyoya uyarlanması. Kavuklu ve Pişekar’ı taşıdık radyoya. Sivrisinek değil de hipo-potam da olabilirdi karşımdaki ama pek mantıklı olmazdı. O nedenle Sivrisinek karakterinde karar kıldık.

Radyoculuk Türkiye’de ne durumda? Televizyon çıkacak radyo bitecek dendi ama böyle bir durum söz konusu olmadı. Bir büyüsü var sanki değil mi?Radyo bir kere ciddi bir ihtiyaçtır. Hayatın doğasıdır. Her an televizyon izleyemez, her zaman gazete okuyamazsınız ama radyo her an dinlenebilir. Araba kullanırken, bulaşık yıkarken, çalışırken. Yeter ki siz radyo olarak insanlara ihtiyaçları olanı

Nihat Sırdar hosts two radio programs, one in the morning and one in the evening, on Alem FM and has become

an addiction for everyone who happens to be in the car at those times especially. A radio host for roughly 20 years, Sırdar also performs for fans on stage. Let’s leave it to him to tell us all about it…

You’re one of the first names that come to mind when radio programming is mentioned. How did you start? Did you think you’d become so popular? I spent my high school years listening to the radio. Back then, you only had TRT, there were no private stations to tune in to. My interest in radio began with the film Good Morning Vietnam and when private stations opened, I got my first break. My intention wasn’t to become popular but I did know that I’d be successful.

Sivrisinek (mozzie) is your evening co-host. Why did you prefer to produce a show with a ‘mozzie’ as opposed to doing it alone? What we actually do is a radio adaptation of light comedy. We introduced Kavuklu and Pisekar to the radio. It could have been a hippopotamus instead of a mozzie but it didn’t seem very logical. That’s why we decided on Sivrisinek.

What’s the state of radio in Turkey? Everyone thought the end of radio would come with TV but that didn’t happen. It’s as if radio has a certain magic… Radio is a serious need. It’s the nature of life. You can’t watch TV all the time, or you can’t read newspapers but you can always listen to the radio; when driving, washing the dishes, and working… As long as you give people what they need… This may be music, conversation,

Nihat Sırdar, who keeps us entertained while we’re stuck in peak hour traffic with his morning and evening radio programs, spoke to us about radio programming and his Istanbul.

By NİHAN BORA Photos OzAN AkgüN

Portre Portrait

“BeNi BeN diNliyorsam, Başkaları da diNler”

“ıf ı lısteN to myself, theN others wıll also lısteN”

Sabah ayrı neşeli, akşam ayrı eğlenceli radyo programlarıyla İstanbul trafiğinde nefes almamızı sağlayan Nihat Sırdar, radyoculuğu ve kendi İstanbul’unu anlattı.

Nihat sırdar:

PORTRE.indd 2 2/25/12 12:21:16 AM

Page 89: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ara

LIK

DEc

EmB

Er 2

011

99

PORTRE.indd 3 2/25/12 12:21:20 AM

Page 90: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

90

ma

rt m

ar

ch

201

2

verin. Müzik, sohbet, haber, bilgi neyse işte. Ama iyi şekilde vermek önemli. Bugün işini iyi yapan radyolar ve radyocular ayakta. Hiçbir zaman da televizyon veya başka bir medya aracı bitiremez radyoyu.

“radyoCU GiZemli olUr, hikÂye...”Binlerce insanın işe giderken ve işten dönerken sizi din-liyor olması size neler hissettiriyor?Şimdi o duygu biraz tehlikeli. Yani milyonlar beni dinliyor diye delirirseniz, olduğunuzdan büyük görürseniz kendinizi iyi ol-maz. İnsanların dinliyor olduğunu bilmenin sorumluluğuyla yayın yapmak yeterli. Bir de benim konuştuğumu ben dinler miydim, diye düşünürüm hep. Ben dinliyorsam beni, başkaları da dinler derim.

Bir dönem stand-up da yaptınız. Gizemli olan radyo prog-ramcıları için bu büyük bir özgüven ve cesaret ister. Nasıl oldu da insanların karşısına çıkmaya karar verdiniz?Bu yıl sonu yine başlayacağım gösterilere. 2000 yılında çıkmı-şım ilk kez sahneye. Bu 12 yılda beni sahnede gördükten sonra dinlemeyi bırakana rastlamadım. Demek ki radyocu gizemli olur, yüzünü göstermez falan hikâye. Ben konuştuğumu din-lettikten sonra neye benzediğim önemli değil. Benim sahneye çıkma isteğim Ferhan Şensoy’u sahnede ilk izlediğim günden beri vardı. Yıllarca izledim, kitaplarını okudum. Eğitimini al-mak, Nöbetçi Tiyatro’ya girmek mümkün olamadı. Ama böyle bir teklif gelince kabul ettim hemen. Sahneye çıkabilecek ce-sareti ve bilgiyi Ferhangi Şeyler ve Ferhan Şensoy’a borçluyum diyebilirim.

Program içeriğinizde gündem üzerinden eleştiri yapmak da var, hatta çoğunlukla bu diyebiliriz. Birçok kişi sizi mahkemeye verdi ama tarzınızdan ödün vermiyorsu-nuz. Dinleyicilerinizden gelen tepkiler nasıl?Ben her dönem muhalifim. İktidarın kim olduğu önemli değil.

news, and information, whatever. But it’s important to do this properly. It is radio stations and hosts that do it properly that are still up and running today. TV nor any other communication tool will bring an end to radio.

“ıt’s rUBBısh that radıo hosts are mysterıoUs” How does it make you feel to know that thousands of people are listening to you when they’re driving to work or driving home? Now that feeling’s a little dangerous. In other words, if you flatter yourself because you’ve got millions of people listening to you, you’ll end up thinking you’re better than you are and that’s not wise. All you have to do is broadcast with the responsibility of knowing that you have people listening to you. And, I always think ‘would I listen to what I say’. If I do listen to myself, then others will too.

You also had a stand-up comedy act. This requires great self-confidence and courage for mysterious radio hosts. What made you decide to appear before an audience? I’ll begin doing my comedy acts again at the end of the year. I first appeared on stage in 2000. I haven’t come across anyone who has stopped listening to me after seeing me on stage in the last 12 years. So obviously there’s no such thing as being mysterious for a radio host. It doesn’t matter what I look like if I can get people to listen to me. My desire to appear on stage began the day I watched Ferhan Şensoy on stage. I watched him for years and read his books. Unfortunately I didn’t receive training and wasn’t able to get into the Nöbetçi Tiyatro but when I received this offer, I couldn’t resist. I can say that I owe my courage and what I know to Ferhangi Şeyler and Ferhan Şensoy.

The majority of the content of your program is dedicated to critiquing what’s happening at the time. You’ve been sued a number of times but you still don’t make concessions to your style. What’s the audience reaction like? I’m always in opposition. It doesn’t matter who’s in power. This is

Portre Portrait

PORTRE.indd 4 2/25/12 12:21:24 AM

Page 91: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

PORTRE.indd 5 2/25/12 3:50:27 PM

Page 92: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

Kimi gazetecinin, radyocunun tarzı budur. Elinizdeki mikro-fonu, kalemi yanlış olanları anlatmak için kullanırsınız. Kul-lanmayabilirsiniz de. Bu da bir tarz ama benim tarzım değil. Zaten yapmak zorunda olduğu şeyi yapan yöneticiyi övmek bana manasız gelir. Varsa yanlış, onu uyarmak, topluma anlat-mak daha iyi bir şey bence. Ben de elimden geldiğince bunu yapıyorum.

“ÖNemli olaN BiliNCi harekete GeÇirmek”Birçok kampanyaya imza attınız. En iyi bildiğim emniyet şeridini kullananlarla ilgili. Radyo üzerinden insanlarda bir bilinç yaratmak nasıl oluyor?Bilinç zaten var. Önemli olan bunu harekete geçirmek, o bi-lince sahip olmayanı bilgilendirmek. Emniyet şeridinden git-menin insanların hayatına mal olabileceğini bilmeyen adama bunu anlatıyorum. Anlarsa girmiyor bir daha o şeride. “Bana ne” diyen ve ısrarla o şeritten giden zaten beni dinlemez. Ka-fası kalındır ve ona bu şeridin niye yapıldığını anlatamazsınız. Oradan gitmeyi hak zanneder. Gün gelip bir ambulansın içinde iki seksen can çekişirken ambulans ilerleyemeyince, emniyet şeridinde yaptığını anlar. Bu adama nasıl bilinç vereceksiniz?

Twitter’ı etkin kullanıyorsunuz. Sizce medya sektö-ründeki herkes yeni iletişim teknolojilerine ayak uy-durmalı mı? Sizin sosyal medyayla ilişkiniz nasıl?Teknolojiye ayak uydurmak lâzım. Aksi takdirde ısrarla plak veya CD çalmaya devam etmemiz gerekirdi. Bugün yayınlar bilgisayar programları üzerinden yapılıyorsa o zaman Twitter, Facebook gibi mecraları da takip etmek lâzım. Ben dinleyicilerimle iletişim halinde olmak maksadıyla kullanıyorum sosyal medyayı. Anında mesaj ve bilgi akışı çok işe yarıyor canlı yayında.

the style of some journalists and radio hosts. You use your microphone or pen to explain what’s wrong. Or you may not. This is a style as well but it’s not my style. It doesn’t make any sense to praise someone for doing what he/she has to do anyway. If there is a mistake, then it’s best alerted and explain it to the community. And this is what I try to do as much as I can.

“what’s ımPortaNt ıs to Get awareNess ıN motıoN” You’ve held a number of campaigns. I’m most familiar with the one regarding people who use emergency lanes. How do you create an awareness in people via the radio? Awareness is out there already. What’s important is to get it in motion and inform people who aren’t aware. I try to tell people who are unaware that driving in an emergency lane could cost people their lives. If they understand, they never drive in that lane again. People who continue to say “who cares” will not listen to me anyway. They’re thick and you can’t tell them why that lane was made in the first place. They think it’s a right to drive in that lane. It’s only when they end up in an ambulance that can’t move forward that they understand why the lane’s there. How are you going to make someone like that aware?

You’re an active user of Twitter. Should everyone in media keep up with new communication technologies? What’s your relationship like with social media? Definitely, otherwise we’d all have to continue playing vinyl or CDs. If broadcasts are being done via computer programs then we have to follow things like Twitter and Facebook as well. I use social media to be in contact with my listeners. Instantaneous message and information flow is really useful when you’re broadcasting live.

92

Portre Portrait

KİMDİR?WHO IS HE?1976 İstanbul doğumlu Nihat Sırdar as-lında makine ressamı. ama 16 yaşından bu yana bir şekilde radyonun içinde. Koca mustafa Paşalı Sırdar, alem Fm’de sabah ve akşam saatlerinde “Nihat’la curcuna” ve “Nihat’la Sivrisinek” adlı iki program yapıyor. Sırdar “İyi Uykular Türkiye,” “Siv-risinek Dedin de aklıma Geldi” ve “Bütün Kazlar Toplandık” adlı gösterileri de sah-neye koydu.

He was born in Istanbul in 1976. He’s ac-tually a machine designer but has been in radio broadcasting since the age of 16. Koca Mustafa Paşalı Sırdar has two programs (morning and evening) on Alem FM called “Nihat’la Curcuna” and “Nihat’la Sivrisinek”. He has also staged the comedy acts “İyi Uy-kular Türkiye,” “Sivrisinek Dedin de Aklıma Geldi” and “Bütün Kazlar Toplandık”.

PORTRE.indd 6 2/25/12 12:21:29 AM

Page 93: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

PORTRE.indd 7 2/25/12 12:21:30 AM

Page 94: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

94

ma

rt m

ar

ch

201

2

KAKULECARDAMOM

Lemon Freshness In A sheLL

KabuKların İçİnde lİmon Ferahlığı

By UĞUR BEKTAŞ

Doğanın Mucizesi Miracle of Nature

Bir tür zencefil olan kakule parfüm yapımından kurabiyeye, muhallebiden salatalara, liköre kadar pek çok yerde kullanılıyor. Kabuklu muhafaza edildiğinde hoş kokusunu saklayan bitki, aktarların gözdesi. A type of ginger, cardamom is used in a range of things from perfume to cookies, puddings to salads and liquor. The plant that maintains its scent when stored with its shell is a favorite of herbalists.

DM.indd 2 2/25/12 12:22:31 AM

Page 95: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

DM.indd 3 2/25/12 12:22:34 AM

Page 96: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

96

ma

rt m

ar

ch

201

2Doğanın Mucizesi Miracle of Nature

Turunçgil reçeline KaKule Cardamom In CItrus Jam Mandalina, greyfurt, limondan oluşan turunçgiller, kakuleyle buluşunca ortaya hoş bir aroma çıkıyor. Turunçgil ağırlıklı reçellerinizde kakulenin verdiği koku ve aromadan yararlanabilirsiniz. reçelinize damla sakızı da ekleyebilirsiniz. the citrus fruits mandarin, grapefruit, and lemon combined with cardamom produce a pleasant aroma. use cardamom for citrus-based jams purely for this reason. You can also add gum mastic to the jam if you wish.

KüçüK kabuklu yapısının içerisinde tohumlarını barın-dıran kahverengili sarılı küçük bitki, bataklık or-

manlarda yetişiyor. Türkiye’de iklimin uygunsuzluğu sebebiyle yetiştirilemeyen bitkinin anavatanı Hindistan. Yabani bir bitki olan kakule, özellikle Hindistan’da birçok baharat karışımının temel maddesini oluşturuyor. İsmi, görüntüsü ve tadıyla farklı bir baharat olan kakule, yetiştiği bölge olan Kakule Tepeleri’nin ismiyle anılıyor. Kakulenin seylan, malabar ve siyam gibi çe-şitleri bulunuyor. Şekli ve büyüklüğü mercimeğe benzeyen to-humları, kırmızımsı esmer bir renkte.

ThIs smALL, brown, yellowish plant that contains seeds within its shelled

structure grows in marshy forests. The homeland of the plant that cannot be grown in Turkey due to an unsuitable climate is India. A wild plant, cardamom makes up the main ingredient of many mixed spices in India especially.

A unique spice with its name, appearance and flavor, cardamom is synonymous with the Cardamom Hills, where it grows. Cardamom comes in different varieties. The seeds of

DM.indd 4 2/25/12 12:22:48 AM

Page 97: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

lİmonSu KoKuSu KabuğundanYiyeceklere tat ve koku vermek amacıyla kullanılan kakule, fi-yatıyla da fark yaratıyor. Bitki, fiyat olarak safran ve vanilyayı takip ediyor. Olgunlaştığı zaman toplanıp güneşte kurutulduk-tan sonra yeşilimsi ya da sarımsı kabukları ayıklanarak için-de bulunan tohumları kullanılan kakuleyi kabuklu halde satın almak gerekiyor. Limonsu ve çiçeksi bir aromaya sahip olan baharat, öğütülmüş halde satın alındığı takdirde bu kokusunu yitiriyor. Ağızda ferah bir his bırakan kakule, özellikle meyve salatalarında, meyve sularında, likörlerde ve portakallı - elmalı tatlılarda çok kullanılıyor.

aVruPa’Ya VİKİnGler GeTİrdİHindistan’da 2 bin yılı aşkın süredir üretilen baharatın Avrupa’ya gelişinde Vikingler’in büyük rolü olduğu söyleniyor. Kervanlar aracılığıyla İstanbul’a gelen baharatların Vikingler tarafından İskandinavya’ya oradan da Avrupa’ya getirildiği düşünülüyor. Günümüzde Avrupa ülkeleri arasında kakule tüketimi konu-sunda en çok söz sahibi olan ülkelerin başında İskandinav ül-kelerinin yer alması bu görüşü destekliyor. İskandinavlar kaku-leyi genellikle unlu mamüllerde kullanmayı tercih ediyor. İngilizcesi ‘cardamom’ olan baharat, çaya aroma katmak için de kullanılıyor. Bergamotu andıran bir tada sahip olan kaku-le çayı günümüzde ‘cardamom tea’ adıyla piyasada yer alıyor. Kakule çayının Hindistan için ayrı bir önemi var. Çin ve Tibet

the plant that resembles lentils in terms of size are reddish brown in color.

The Lemon sCenT Comes From The sheLL Used to add flavor and scent to foods, cardamom follows saffron and vanilla in terms of price. When ripe, the fruit is picked, then sun-dried, and then the greenish yellow shells are removed. The seeds inside are what’s used but they should be purchased with their shells because this lemon and floral-scented spice loses all scent when purchased in powder form. Cardamom, which leaves a fresh taste in the mouth, is especially used in fruit salads, fruit juices, liquor and orange – apple based desserts.

VıKınGS ınTroduCed ıT To euroPe The spice that’s been cultivated in India for more than 2,000 years is believed to have been introduced to firstly Scandinavia and then to Europe, by Vikings. This view is supported by the fact that Scandinavia is one of the biggest consumers of cardamom in Europe today. They mainly use it in bakery products. Cardamom is also used to add aroma to tea. Similar to bergamot in taste, cardamom tea is widely available in supermarkets. Cardamom tea has particular importance in India. It has been used for thousands of years in ayurveda which was discovered

KuruTulMuş DoMaTese KaKule DoKunuşu a touCh of Cardamom for sundrIed tomatoes Kurutulmuş domatesleri bir süre sıcak suda beklettikten sonra defne yaprağı, sarımsak, kekik, zeytinyağı, limon suyu, ceviz, tuz ve karabiber ekleyin. ilave olarak da dört-beş kakule koyun. Bu baharatlarla bir süre bekletilen kurutulmuş domates salatası, defne ve kakulenin ferah kokusuyla bir başka lezzetli olacak.

after soaking sundried tomatoes in hot water for a while, add bay leaf, garlic, thyme, olive oil, lemon juice, walnut, salt and black pepper as well as 4-5 cardamom seeds. this sundried tomato salad that’s marinated with these spices will transform into something even more delicious with the fresh scent of bay leaf and cardamom.

97

ma

rt m

ar

ch

201

2

DM.indd 5 2/25/12 12:22:53 AM

Page 98: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

98

ma

rt m

ar

ch

201

2

tıp sisteminde büyük etkiye sahip olan ve Hindistan’ın alt kı-talarında ortaya çıkan ayurveda ya da ayurvedik tıbbın sıklıkla başvurduğu kakule çayı binlerce yıldır kullanılıyor. Hayat ve bilgi kelimelerinin birleşimiyle ortaya çıkan ayurvedik tıp, alter-natif tıpa benzetiliyor.

mİde İçİn bİrebİr Güçlü aromasıyla parfüm endüstrisinde de kakuleden yararlanılı-yor. Tıbben şifalı bitkiler kategorisinde yer alan kakule midevi bir bitki olarak tanımlanıyor, zira midedeki rahatsızlıklara ve mide-den kaynaklanan hastalıklara şifa veriyor. Sadece sindirim sistemi-ni uyarıp sindirimin rahat gerçekleşmesini sağlamakla kalmıyor, sindirim yetersizliği sebebiyle mide ve bağırsakta oluşan gazların da sökülmesini sağlıyor. Ayrıca kakule, bu sebepten dolayı orta-ya çıkan karın ağrısı ve mide bozukluğu sonucu meydana gelen migreni de tedavi ediyor. Kakulenin tıptaki faydaları bilimsel ola-rak da kanıtlanmış durumda. Almanya Sağlık Bakanlığı’nda bitki-sel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E Komisyonu, kakulenin hazımsızlık için kullanabileceğini belir-tiyor. Akciğerler için antiseptik görevi gören baharatın bronşitle mücadelede fayda sağladığı değişik araştırmalarla kanıtlandı. Mi-dedeki gaz dolayısıyla ortaya çıkan kalp rahatsızlıklarının da te-davisinde kullanılan kakule, dövülerek toz haline getirilip buruna çekilirse nezleyi kesiyor. Tüm bu etkilerin sağlanması için yapıl-ması gereken tek şey ise kakulenin tohumlarını satın almak... Bir bardak kaynar suya o anda ezilen bir tatlı kaşığı dolusu kakule tohumu koyup, 10-15 dakika demlendirdikten sonra elde edilen infüzyonu günde üç kez birer bardak içmek... Kakulenin iştah açıcı ya da gaz söktürücü etkisinden yararlanmak içinse, yapılan bu infüzyon yemeklerden yarım saat önce içilmeli.

in the lower section of India. It plays a huge role in Chinese and Tibetan medicine. Ayurveda, a union of the words life and knowledge, is similar to alternative medicine.

PerFeCT For The sTomACh Cardamom is used in the perfume industry for its powerful aroma. A medicinal spice, it is regarded as a gastric plant and heals stomach complaints and illnesses that are caused by the stomach. Not only does it stimulate the digestive system, it also alleviates stomach pain and gas in the stomach and intestines. The benefits of cardamom have been scientifically proven as well. The E Commission, which is responsible for the preparation and licensing of herbal preparations at the German Ministry of Health, states that cardamom can be used to treat indigestion. The spice that acts as an antiseptic for the lungs has also been proven to benefit bronchitis with many researches. Cardamom, used to treat coronary illnesses that arise from stomach gas, stops runny noses when breathed in through the nose in powder form. The only thing that’s required to guarantee all of these is to purchase cardamom seeds. Place a dessertspoon full of cardamom that’s just been crushed in a cup of boiling water, brew for 10-15 minutes then drink a cup three times a day. Meanwhile, if you want to benefit from cardamom’s appetizing effect or relieve gas, then you have to drink this infusion half an hour before meals.

Doğanın Mucizesi Miracle of Nature

DM.indd 6 2/25/12 12:22:58 AM

Page 99: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

DM.indd 7 2/25/12 12:23:00 AM

Page 100: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Fikirden Ürüne From Idea to Product

FIKIRDENURUNE.indd 2 2/25/12 12:23:38 AM

Page 101: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

By FİSUN ALDATMAZ Photos OZAN AKGÜN

Sadekâr GünGör USta

KAPALIÇARŞI’DA BİR USTALIK OCAĞI VE500 YILLIk GeLenek

the JeweLrY-maker

Bütün bir gün dolaşıp istediğinizi bulamadıysanız, bir imalatçı kuyumcudan bahsedeceğiz şimdi size. Güngör Baltaoğlu’na derdinizi anlatın, o hayalinizi tasarlayıp sizi ona kavuştursun…

If you’ve been wandering around in search of something special and have been unsuccessful, then we’re going to tell you about a maker of jewelry. Tell Güngör Baltaoğlu what you want and let him design the piece of your dreams…

İSTAnBUL Kapalıçarşı’nın Mercan Kapısı’ndan çı-kar çıkmaz, sağdaki küçük tarihi çeş-

menin yanından içeri girdiğiniz hanın adı Kızlarağası Han’dır. Osmanlı’nın varlıklı idareci sınıfının çarşıya yaptığı katkılardan dolayı isimlerini aldığı hanlardan biridir bu. Yılların izini ta-şıyan basamaklardan çıkınca tam karşınızdaki küçük ahşap kapı sizi Güngör Baltaoğlu’nun dünyasına götürür. O küçüçük mekândaki eskimiş ahşap tezgâhı, kendinden bir parça haline dönüşmüş aletleri, altın tozlarının dökülüp biriktiği meşin ön-lüğüyle 60 yıldır aynı heyecanla çalışır. Bütün misafirperverliği ve güleryüzüyle sizi buyur eder.

KIzLARAĞASI Han is the name of the building that you enter through the

side of a small historical fountain as soon as you exit from the Mercan Gate of Istanbul’s Grand Bazaar. This is just one of the Ottoman commercial buildings that were named as a result of the contributions of wealthy Ottoman administrators. When you climb up the stairs that carry the traces of the past, you’ll see a small wooden door right opposite which will take you to the world of Güngör Baltaoğlu. He has been working in this tiny space with an old wooden bench, tools that have become a part of him, and a leather

A MASTER’S WORKSHOP AnD A 500-YEAR-OLD TRADITIOn AT THE GRAnD BAzAAR

FIKIRDENURUNE.indd 3 2/25/12 12:23:42 AM

Page 102: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

İşte öyle bir gün, hemen bir çay söyleyip sohbete dalıyor Gün-gör Usta. Kapalıçarşı’nın ve mesleğinin dününü bugününü kı-yaslıyor, esnaflığın yazılı olmayan kurallarını, anılarını anlatı-yor. Bir yandan da yaptırmak istediğiniz takı için yüzük, broş, bilezik kolye gibi örnekler gösterip öneride bulunuyor. Kulla-nılacak taşlar konusunda bilgi veriyor. Tamir edilmesi gereken şeyleriniz varsa mutlaka kaynakla yapılmasının önemli oldu-ğunu, lehimle yapılan tamirlerin altını öldürdüğünü söylüyor.

60 YILDIR BURADA1936 yılında doğmuş Güngör Usta. Okuldan haylazlık yüzün-den atılınca babası onu Kapalıçarşı’da kuyumcu ustalarının yanına çırak vermiş. Avedis ve Gazerus ustalardan mesleği öğrenmiş. Önceleri Zincirlihan’da, 60 yıldır da şimdiki yerinde sanatını sürdürmekte. Sanatının adı “Sadekârlık.”Sadekâr altını işleyip biçimlendiren usta demek. Yüzük, kolye, bilezik benzeri bir takıyı tasarlayıp çizimini yapıyor. Sonra bu çizime göre kullanacağı altın vb. malzemenin üzerine işliyor ve modelliyor. Bunun için eritme, oyma, kabartma, basma, kay-nak gibi tekniklerin hepsini kullanıyor. Teknoloji sadekârlığı da değiştirmiş ama o direniyor. Az sayıda kalan meslektaşları gibi çok sabır isteyen bu işi zevkle yapıyor.

apron on which gold dust has collected, with the same excitement for 60 years. And he welcomes you with sincere hospitality and a smiling face. It was on a day exactly like that that Güngör Usta offered us tea and got lost in conversation. He compared the past and present of the Grand Bazaar and his craft, the unwritten rules of being a merchant, and shared his memories. Meanwhile, he also showed us examples of rings, broaches, and bangles and necklaces for the special piece you want made and offered suggestions. He also told us that welding is a must if you have things that need repairing, and that soldering will only damage gold.

HE’S BEEn In THE SAME SPOT FOR 60 YEARS Güngör Usta was born in 1936. When he was kicked out of school for being naughty, his father handed him over to the jewelry makers in the Grand Bazaar to learn the craft. Avedis and Gazerus taught him everything he knows. He was first located in Zincirlihan and then moved to his current space some 60 years ago. He is a crafted “jewelry maker”. A jewelry maker treats and shapes gold. He/she designs jewelry like rings, necklaces and bangles. Then based on the design, he shapes it in gold or other metals. Techniques like casting, carving, embossing, pressing and melding are used. Technology has impacted the craft but Güngör Usta continues to resist. Like the few true jewelry makers left, he too enjoys his craft that requires great

102

Fikirden Ürüne From Idea to Productm

art

ma

rc

h 2

012

“Ustanın Sırrı” belgeselini Web TV’de izleyebilirsiniz. Bu belgeselde 500 yıllık bir teknik olan “Divanhane Çivisi” ile yapılan yüzüğün hikâyesi anlatılıyor. Kapalıçarşı’nın daracık sokaklarında, küçük imalathanelerinde Ocakçı ile başlayan Sadekar’ın, Kalemkar’ın, Mıhlayıcı’nın ve Cilacı’nın sabırlı çalışması görüntüleniyor.

the documentary “Ustanın Sırrı” (the master’s Secret) can be viewed on Web tV. this documentary features the story of a ring that was made using a 500-year-old technique called “Divanhane Çivisi”. Visions begin in the narrow streets of the Grand Bazaar – in the tiny workshops of jewelry makers.

FIKIRDENURUNE.indd 4 2/25/12 12:23:48 AM

Page 103: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

FIKIRDENURUNE.indd 5 2/25/12 12:23:49 AM

Page 104: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

104

ma

rt m

ar

ch

201

2

patience. An engraver engraves the pattern after the jewelry maker, the stone setter sets the stones, and the polisher polishes the piece that waits for its rightful owner. Güngör Usta is over the moon about making jewelry for the children of his old customers and now their grandchildren. He has made jewelry for a number of famous artists and people from around the world.

“I STILL HAVE A LOT OF DREAMS” A lot of people have passed through his life over the years but it’s only Fedai Atmış who came to him at the age of 13 who is fully trained now. They have been working together for 43 years due to the respect he shows his master and the master taking him in as his own. Güngör Baltaoğlu says patience, desire and curiosity are necessary to become a true master. He feels that you have to try different things, continually renew yourself and make money secondary. “If I was to come back to this world I’d do the same thing. There are still a lot of things I wanted to do,” he says. He also says that jewelry making will continue for as long as there’s an interest in jewels but he doesn’t know whether people will put their hand up for it after being an apprentice. He feels that the TV programs he has been on and newspaper stories and interviews will introduce him to future generations. He hopes that a tradition that’s been continuing for 500 years at the Grand Bazaar isn’t forgotten and that the master’s workshop lives on forever…

Sadekârdan sonra kalemkar deseni yapıyor, mıhlayıcı taşları yerleştiriyor, cilacı da parlattıktan sonra iş artık sahibini bul-mak için hazır oluyor. Güngör Usta eski müşterilerinin çocuk-ları, şimdi de torunları için mücevher yaptığı için çok mutlu. Birçok ünlü sanatçı, tanınmış kişiler, dünyanın uzak köşesin-den gelen müşterileri olmuş.

“DAHA ÇOK HAYALİM VAR” Yıllar içinde yanından çok kişi gelip geçmiş ama sadece 13 yaşında yanına çırak gelen Fedai Atmış yetişmiş. Kendisine gösterdiği saygıyla, onun da çırağını benimsemesi ve ona değer vermesiyle 43 yıldır beraber çalışıyorlar. Ustalığın inceliğinin sabır, heves ve merakta yattığını anla-tıyor Güngör Baltaoğlu. Değişik şeyler denemeyi, devamlı kendini yenilemeyi ve parayı ikinci planda tutmak gerek-tiğini düşünüyor. “Dünyaya bir daha gelsem yine aynı işi yapardım. Hayalimde yapacak daha çok şeyler var” diyor. Mücevher merakı olduğu sürece kuyumculuğun da devam edeceğini söylüyor ama çıraklarından sonra bu işe heves edenler olur mu, bilemiyor. Yeraldığı televizyon program-ları, gazete haberleri ve söyleşilerin onu gelecek kuşakla-ra tanıtacağını düşünüyor. Kapalıçarşı’da 500 yıldır devam eden bir geleneğin unutulmamasını, bu ustalık ocağının yaşamasını diliyor...

ADRESADDRESSGüngör Usta, Mercan Kapısı, Tığcılar, Kızlarağası Han, Kat: 2, No: 2, Kapalıçarşı’da… Tel: (212) 528 58 05

FIKIRDENURUNE.indd 6 2/25/12 12:23:56 AM

Page 105: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

FIKIRDENURUNE.indd 7 2/25/12 12:23:57 AM

Page 106: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Yöresel Mutfak Regional Cuisine

YORESELMUTFAK.indd 2 2/25/12 12:24:54 AM

Page 107: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ŞİMDİ KEŞKEK ZAMANI

Anadolu’da düğün, asker uğurlama, sünnet törenleri gibi toplumsal buluşmalarda ikram edilen keşkek kış aylarının olmazsa olmaz geleneksel lezzetlerinden. Ünü ise sınırları aştı. UNESCO keşkeği “Somut Olmayan Kültürel Miras” listesine ekledi.

‘Keşkek’, the traditional dish of coarsely ground mutton or chicken, is served in Anatolia at social gatherings like weddings and circumcision ceremonies. It’s also a traditional flavor of winter. What’s more, its fame has crossed borders with UNESCO declaring it an “Intangible Cultural Heritage of Humanity”.

BAZI lezzetler vardır ki öyle her köşe başında tadamazsı-nız. Çünkü hem hazırlanması zordur hem de malze-

menin kalitesinden en ufak fire vermeye gelmez. İşte keşkek tam böyle bir yemek. Eti, buğdayı, nohutu en iyisi olmalı. Kazanda, güveçte ve tencerede pişerse ayrı bir tat bırakır da-maklarda; buna dikkat edilmeli. Herkes alıştığı tadı arar du-rur... İşte bu yüzden keşkeğe ulaşmak zordur. Ama bizden size bir öneri: Havaların soğuk gittiği bu günlerde kendinizi zorlayın ve keşkeği kaşıklayın. Bu yemeği bu kadar özel ya-pan tadının yanı sıra tam bir vitamin deposu olması. Binlerce yıldır Anadolu’da sofraların baş tacı olan keşkek, yöreden yö-reye farklı günler için yapılabiliyor. Örneğin Bitlis-Ahlat’ta dü-ğün ve bayram yemeği olan keşkek birçok bölgede ramazan ayının birinci günü iftar için hazırlanır. Yapılışı da yöreden yöreye değişir. Daha çok kuzu boyun ve tavuk eti ile pişirilir. Yapımında aşurelik buğday, et ve yöreye göre az miktarda nohut kullanılır. Anadolu’da genellikle çömlek ve kazanda pişirilir. İşin püf noktası ise buğdayı iyice dövmekten geçer. Şimdi size birkaç lezzetli keşkek tarifi verelim...

ThErE are some flavors that aren’t readily available. Not only are they difficult to make but you also have to

make sure the ingredients are of a high quality. ‘Keşkek’ is one of these flavors exactly. The meat, wheat, and chickpeas must be of the very best. It leaves a different taste when it’s cooked in a boiler, earthenware pot, or a pressure cooker; this is a point to remember. Everyone has their own way of making this dish that’s difficult to make. But here’s a recommendation from us: Push yourself and try keşkek during these times when winter is coming to an end. What makes this dish so special aside from the flavor is that it’s packed with vitamins. A prized dish in Anatolia for thousands of years, keşkek is made for different occasions in different regions. For example, it’s a wedding and celebratory dish in Bitlis-Ahlat but in many other places, it’s made on the first day of Ramadan. Ingredients can change from region to region as well. It’s mostly made with the neck of a lamb or with chicken. It’s made with wheat, meat and depending on the region, a small portion of chickpeas. It’s generally cooked in an earthenware pot or boiler in Anatolia. The tip however is to thoroughly beat the wheat. Here are a few delicious keşkek recipes for you…

107

ma

rt m

ar

ch

201

2

IT’S TIME FOr ‘KEŞKEK’ By ASİYE PINAR Photos OZAN AKGÜN

YORESELMUTFAK.indd 3 2/25/12 12:24:56 AM

Page 108: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

108

ma

rt m

ar

ch

201

2Yöresel Mutfak Regional Cuisine

ETLİ KEŞKEK (4 KİŞİLİK)Malzemeler: 800 gram aşurelik bütün buğday, 1 küçük kase nohut, yarım kilo et, sosu için tereyağı ve salça.

Yapılışı: Keşkeklik buğday geceden yıkanıp üzeri 4 par-mak örtecek kadar su ile akşamdan ıslatılır. Çömlek, kazan ya da düdüklü tencereye et yerleştirildikten sonra buğday, nohut, tuz ve karabiber eklenir. Üzerine 10-15 santimi ge-çecek kadar su ilave edilip ocakta 2-3 saat pişirilir. Bu işlem yöreye göre tahta kaşıkla ezilerek de yapılır. Tabaklara alın-dıktan sonra üzerine et ve salçalı sos dökülerek servis edilir.

LAMB KEŞKEK (SErvES 4)Ingredients: 800gr whole wheat, 1 small bowl of chickpeas, ½ a kilo of lamb, butter and tomato paste for the sauce.

Directions: The wheat has to be washed and soaked in water overnight. After placing the meat in the desired pot, add the wheat, chickpeas, salt and black pepper. Add enough water to cover (10-15cm more than the ingredients) and cook for 2-3 hours. Depending on the region, you can use a wooden spoon to mash the ingredients. Place meat and sauce on top after placing on serving plates.

YORESELMUTFAK.indd 4 2/25/12 12:25:04 AM

Page 109: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

YORESELMUTFAK.indd 5 2/25/12 12:25:06 AM

Page 110: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

110

ma

rt m

ar

ch

201

2Yöresel Mutfak Regional Cuisine

TAvUKLU KEŞKEK (4 KİŞİLİK)Malzemeler: 1 su bardağı aşurelik buğday, 4 adet tavuk butu, 3 yemek kaşığı tereyağ, tuz, pul biber, kimyon.

Yapılışı: Buğday önceden bir kaç saat ıslatılır. Düdüklü tencereye kemikleri ve derisi ayrılmış tavuklarla buğday eklenip tuz eklemeden pişirilir. İyice pişince tahta kaşıkla vurarak ya da el blenderi yardımıyla ezilir. Tavukla buğday iyice karıştırılır. Tuz ve kimyon eklenir. Son bir not: Te-reyağı ve pul biber sosunu yemeğin üzerinde gezdirmeyi unutmayın.

CHICKEN KEŞKEK (SErvES 4)Ingredients: 1 cup wheat, 4 drumsticks, 3 tablespoons butter, salt, red pepper flakes, cumin

Directions: Soak the wheat in water overnight. Place the chicken (without the bones) in a pressure cooker, add the wheat. Beat with a wooden spoon when thoroughly cooked or use a blender. Thoroughly mix the chicken and wheat. Add the salt and cumin. A final note: Don’t forget to pour the butter and pepper flakes sauce on top before serving.

Dârüzziyafe restoran’a teşekkür ederiz. thank you to Dârüzziyafe restaurant.

YORESELMUTFAK.indd 6 2/25/12 12:25:08 AM

Page 111: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

YORESELMUTFAK.indd 7 2/25/12 12:25:14 AM

Page 112: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Sınırların Ötesinde Beyond Borders

Sanayiden bilime pekçok ilkin yaşandığı Manchester hem modern mimarisi hem de tarihiyle uzun bir seyahati hak ediyor. Sanat, moda ve eğlence hayatının canlılığı da cabası...

Manchester, where many a first has been seen in fields from industry to science, deserves a long stay due to both its architecture and its history. Meanwhile, its arts, fashion, and nightlife are just the icing on the cake…

MANCHESTERThe CITy of fIrsTs… By HALDUN YAZAR

İlklerİn Şehrİ...

112

ma

rt m

ar

ch

201

2

Trinity Kilisesi / Trinity Church

SINIRLARIN OTESINDE.indd 2 2/25/12 12:25:54 AM

Page 113: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Bridgewater Kanalı / Bridgewater Canal

Old Trafford Stadı ve Bridgewater Kanalı Manchester’ın simgesi durumunda. Old Trafford Stadium and Bridgewater Canal are the symbols of Manchester.

SINIRLARIN OTESINDE.indd 3 2/25/12 12:26:00 AM

Page 114: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

AslındA bir eğitim ve sanayi kenti Manchester. Ama belki tam da bu yüzden neredeyse

başkent Londra kadar dinamik. Zira bu kentte kültürel hayat da, moda ve sanat da canlılığını sürekli koruyor.İngiltere’nin kuzey batısındaki Manchester, etrafını saran gör-kemli kasaba ve köylerin yanı sıra ziyaretçilerine harika alışve-riş, yemek, içki ve gece hayatı fırsatları sunuyor. Kentteki 100’e yakın müze ve sanat galerisi ile dünya çapında ün yapmış iki futbol takımını da (Manchester United ve Manchester City) he-saba katarsak her yönüyle ‘buradayım’ diyen bir kent portresi çıkıyor karşımıza.

dÖnMe dOlAPTAn kUŞ BAkıŞıManchester’ı gezmeye başlarken çıkış yeri olarak merkez garı Piccadilly’yi seçebiliriz. Çünkü bu gar, havaalanından yola çık-tığınızda sizi kentle buluşturan ilk nokta. Zaten Manchester’ın merkezi de Piccadilly’den başlayan büyük caddeler. Buradaki kafelerde vakit geçirebilir, alışveriş yapabilirsiniz. Yakınlardaki Portico Kütüphanesi ve Galerisi’ne de uğrayın; Dalton ve Witt-genstein gibi ünlü düşünürlerin burada konuşmalar yaptığını unutmayın. Bu bölgede modern mimarinin estetik örnekleri-ni görebilirsiniz. Eğer Exchange Meydanı’ndaki “Manchester

MAnchesTer is actually a city of education and industry and

this may be why it’s nearly as lively as the capital London. The city continuously maintains its energy in cultural life, fashion and the arts as well. In the northwest of England, Manchester offers much more than just magnificent towns and villages surrounding it; excellent shopping, dining, drinking and nightlife. Aside from close to 100 museums and art galleries in the city, and if we include the two world-famous football teams Manchester United and Manchester City, Manchester presents a portrait that says ‘I’m here’ in every sense.

A Bırd’s eYe VıeW FrOM A Ferrıs Wheel Piccadilly is the central terminal and the perfect place to start your tour of Manchester. The large streets of the city begin here in Piccadilly. You can enjoy a coffee at the cafes here or do a little shopping. Stop by the nearby Portico Library and Gallery as well; don’t forget that the famous philosophers like Dalton and Wittgenstein made speeches here. This is the area where you’ll see aesthetic examples of architecture. If you take a ride in the large and tall Ferris wheel, “Manchester Wheel”, you’ll get to see the whole of Manchester from the very first

Sınırların Ötesinde Beyond Borders

114

ma

rt m

ar

ch

201

2

Manchester’in Sergi ve Görsel Sanatlar Merkezi Lowry Manchester’s Exhibition and Visual Arts Center Lowry

SINIRLARIN OTESINDE.indd 4 2/25/12 12:26:04 AM

Page 115: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Sınırların Ötesinde Beyond Borders

115

ma

rt m

ar

ch

201

2

day. This Ferris wheel that resembles London’s London Eye has 42 cabins and is ideal for a bird’s eye view of the city.

Thıs ıs Where TrAın JOUrneYs BeGAn There are two things that will attract you from the Ferris wheel. The first is Castlefield and the other is Salford Quay. The Middle Age Castlefield means ‘field of castle’. A Roman military post was in this area that was surrounded by walls until the 16th century. A rich history and visual wealth intertwined when the Bridgewater Canal and Rochdale Canal which were opened in the 18th century were connected here. The Castlefield area had become so old that it quite nearly lost all its qualities in the 20th century. But with a major attack in the 1990s, it became the most important tourist hub of Manchester. You’ll love the old steel railway bridges and the waterways here. The world’s first passenger train line, Manchester-Liverpool, began here and is located in the Manchester Science and Industry Museum. The museum is also worth seeing for its depot from the 1930s, ancient war planes, automobiles and motorbikes.

cOnTeMPOrArY ArchıTecTUre Salford Quay on the other hand draws attention for its contemporary architecture. A section of the structures near the Manchester ship canal have been designed as offices, and some as apartments. These buildings, most of which were built after the 2000s, look beautiful especially at night with the waterways and bridges surrounding them. The steel white bridge above the large canal has an interesting operation mechanism. It rises on four legs to allow the large cruise ships that come from Liverpool through. Near Manchester United’s stadium, Salford Quay also addresses shopping enthusiasts. Lowry shopping center stocks the best of Manchester brands and famous other brands at discount

Wheel” (Manchester Tekeri) adlı büyük ve yüksek dönme dolaba binerseniz daha ilk günden bütün Manchester man-zarasına hakim olmuş olursunuz. Londra’daki London Eye’a benzeyen bu dönme dolap 42 kapsülden oluşuyor ve kenti kuşbakışı izlemek için ideal.

YOlcUlUk BUrAdA BAŞlAdıOradan baktığınızda iki yer sizi cezbedecektir. Birincisi Castle-field, diğeri ise Salford Quay. Ortaçağ’dan kalma Castlefield, ‘kale sahası’ anlamına geliyor. 16. yüzyıla kadar etrafı surlarla çevrili olan bu bölgede önce-den bir Roma garnizonu vardı. 18. yüzyılda açılan Bridgewater Kanalı ve Rochdale Kanalı burada birleşince zengin tarih ve görsel zenginlik iç içe geçti. Castlefield bölgesi 20. yüzyılda tüm özelliklerini kaybedecek derecede köhneleşmişti. Ama 1990’larda bir atılımla Manchester’ın en önemli turistik merkezi haline geldi. Buradaki eski çelik demiryolu köprülerine ve su-yollarına bakmaya doyamayacaksınız. Dünyada ilk yolcu tren hattı olan Manchester - Liverpool de-miryolu hattının başladığı dünyanın ilk tren garı da buradaki “Manchester Bilim ve Sanayi Müzesi” içinde bulunuyor. Bilim ve Sanayi Müzesi, 1830’lardan kalma ardiyesi, çok eski tarihli savaş uçakları, otomobiller ve motosikletler nedeniyle de gö-rülmeye değer.

MOdern MİMArİden ÖrneklerSalford Quay ise Castlefield’in aksine modern mimarisiyle dik-kat çekiyor. Manchester gemi kanalının yanına öbeklenmiş ya-pıların bir kısmı işyeri, bir kısmı da apartman olarak tasarlan-mış. Çoğu 2000’lerden sonra yapılmış bu binalar özellikle hava kararınca, çevresindeki su yolları ve köprülerle muhteşem bir görüntü sergiliyor. Büyük kanal üzerindeki demir beyaz köprü ise çalışma siste-miyle dikkat çekiyor. Liverpool’dan gelen büyük gezi gemileri

Lowry Köprüsü Lowry Bridge

Manchester’daki panoramik Dönme Domap Manchester Wheel

SINIRLARIN OTESINDE.indd 5 2/25/12 12:26:08 AM

Page 116: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

bu kanalı kullandığı için köprü dört ayak üzerinde yükseliyor ve altından geçişe izin veriyor.Kentin iki büyük kulübünden Manchester United’ın stadyumu-nun yakınında yer alan Salford Quay, alışveriş tutkunlarına da hitap ediyor. Buradaki Lowry alışveriş merkezi Manchester’ın en büyüklerinden ve ünlü firmaların indirimli ürünlerini de satı-yor. Ödüllü ve sıradışı mimariye sahip Savaş Müzesi, Lowry Ti-yatro Binası ve modern İspanyol mimar Santiago Çalatrava’nın tasarımını yaptığı fütürist yaya köprüsü Trinity de civarda gör-meniz gereken yerler.

ATOMUn PArÇAlAndıĞı YerŞehrin diğer tarihi yapıları arasında King Street’teki, 1926’da Art Deco stilinde yapılan Midland Bank binası; Albert Square’de 1877’de bitirilen Neo-Gotik mimariye sahip Manchester Şehir Konağı; 19. yüzyılda dik-Gotik tarzda inşa edilen içinde çok önemli eski yazma eserler barındıran Rylands Kütüphanesi; St. Peters Meydanı’nda, yuvarlak özel kubbesi ve büyük sütunla-rıyla dikkat çeken Şehir Kütüphanesi; Manchester Katedrali, St. Anne Kilisesi ve 1794 tarihli St. Mary’s kilisesi sayılabilir.Tarihe yaptığı tanıklıklar bakımından özel bir bina da Oxford Street’teki Manchester Üniversitesi. Atom ilk defa Rutherford tarafından burada parçalandı; ilk programlanabilir kompüter, radyo astronomi bilimi bu üniversitede kuruldu. Üniversite

prices. The War Museum with its award-winning and unusual architecture, and Lowry Theater Building and the futurist pedestrian Trinity bridge (designed by the contemporary Spanish architect Santiago Çalatra) are other highlights of the city.

Where The ATOM FırsT scATTered Other noteworthy historical structures in the city include the art deco Midland Bank building (built 1926) on King Street; the neo-gothic Manchester City Hall building (built 1877) in Albert Square; Rylands Library, a 19th century horizontal-gothic structure containing extremely important ancient written works; City Library with its circular dome and excellent columns in St. Peters Square; Manchester Cathedral, St. Anne Church and St. Mary’s (dated 1794).

Sınırların Ötesinde Beyond Borders

116

Modayı Manchester’daki kaliteli mağazalarda takip edebilirsiniz. Ama müzik tutkunuysanız Manchester’ın kuzeyindeki müzik dükkânlarına da mutlaka uğrayın.

Follow fashion in the up-market boutiques in Manchester. But if you’re a music lover, then you must stop by the music shops in the north of Manchester.

Triangle Alışveriş Merkezi Triangle Shopping Center

Tower Bridge

SINIRLARIN OTESINDE.indd 6 2/25/12 12:26:13 AM

Page 117: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ayrıca dinozor iskeletleri ve Mısır mumyalarının bulunduğu Manchester Müzesi’ni de barındırıyor. Royal Exchange Tiyat-rosu, Opera Evi, Palace Tiyatrosu, 1996’da açılan ve 5500 bo-rudan oluşan devasa bir orga sahip Halle Orkestrası Konser Salonu, Manchester Güzel Sanatlar Galerisi, Rusholme’daki İn-giliz Giysiler Galerisi en başta bahsettiğimiz, kentin 100’e yakın kültür – sanat mekânından sadece birkaçı.

Ye, seYreT, eĞlen...Manchester, 2008’de yılın spor şehri seçilmişti. Eğer seyaha-tiniz haftasonuna denk düşmüşse, futbolun doğduğu bu top-raklarda yaşanan heyecanı siz de hissedebilirsiniz. Manchester United veya Manchester City’nin bir maçını Old Trafford veya Manchester Şehir Stadyumu’nda izlemeden buradan ayrılma-yın.Peki maçtan sonra ne yapacağız, diyorsanız Manchester’ın kozmopolit gece hayatı tam size göre. Merkezde, Deansga-te ve Peter caddelerinde çok sayıda gece kulübü yer alıyor ve burada her zaman hareket var. Cross Street’teki The Print-works de size uygun bir eğlence merkezi. Dar bir sokağın üstü kapatılmış ve içerisinde barların, restoranların bulunduğu bir merkez yaratılmış. Kentin asıl çok renkli pub, bar ve ku-lüplerinin bulunduğu bölgesi ise Canal Street, ancak buradaki mekânlarda dikkatli olmanızda fayda var.Manchester yalnızca harika bir tarih, mimari, kültür hazinesi sunmuyor, yemek konusunda da hayli iddialı. Bu da, kentin kozmopolit yapısından kaynaklanıyor. 1970’lerde George Stre-et ile Faulkner Street arasında kurulan Chinatown (Çin Şehri), şehirde Çin yemeği ve diğer Doğu Asya ülkeleri yemekleri-ni sunan çok sayıda restoranı barındırıyor. Şehir merkezinin güneyindeki Rusholme’de ise Curry Mile adlı, yaklaşık 1 km uzunluğunda bir sokak var. Burada da leziz Hint yemeklerini otantik bir ortamda tadabilirsiniz...

Manchester University on Oxford Street is also important in terms of what it has witnessed throughout history. The atom was first scattered here by Rutherford; the first programmable computer, and radio astronomy science was established at this university. The university is also home to Manchester Museum where dinosaur remains and Egyptian mummies are displayed. Royal Exchange Theater, Opera House, Palace Theater, Halle Orchestra Concert Hall (built in 1996 and contains a giant piano), Manchester Fine Arts Gallery, and the English Clothing Gallery are just a few of the close to 100 arts and cultural spaces in Manchester.

eAT, OBserVe, hAVe FUn… Manchester was declared the city of sport in 2008. If you happen to be there at the weekend, then you too can experience the excitement of football in this city where football was born. Don’t leave without going to a Manchester United or Manchester City game at Old Trafford or Manchester City Stadium. If you don’t know what to do after going to a game, then Manchester’s cosmopolitan nightlife will keep you entertained. There are plenty of nightclubs on Deansgate and Peter streets in the city center where it’s always lively. The Printworks on Cross Street is another popular haunt. This is a narrow street with an enclosed roof and comprises bars and restaurants. However, it’s Canal Street that’s home to the more popular pubs, bars and clubs. But please take caution. Manchester doesn’t just present an excellent historical, architectural and cultural treasure. It’s quite ambitious when it comes to food too and this is a result of the city’s cosmopolitan makeup. Chinatown, set up between George Street and Faulkner Street in the 1970s, houses a number of restaurants where you can dine on Chinese and East Asian cuisine. Meanwhile, Rusholme to the south of the city center hosts Curry Mile, a street that’s roughly 1km long. This is where you can taste deliciously authentic Indian cuisine.

Salford Quays modern binalarıyla dikkat çekiyor Salford Quays draws attention with its modern buildings.

117

ma

rt m

ar

ch

201

2

SINIRLARIN OTESINDE.indd 7 2/25/12 12:26:16 AM

Page 118: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Adım Adım Step by Step

ADIM ADIM.indd 2 2/25/12 4:08:30 PM

Page 119: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

DEMİRYOLLARININ YOLCU EVLERİ

THE PASSENGER HOMES OF RAILROADS

Yol boyunca ulaşılmak istenen nokta tren istasyonlarıdır. Bazen bir sevgili bekler bizi orada bazen de kollarını açmış bir anne. Demiryollarının nefes alma noktaları olan tren istasyonları, çok uzak mesafeleri birbirine bağlarken bulunduğu bölgenin mimarisi hakkında da önemli bilgiler verir...

Train stations are destinations that we all anxiously wait to get to. Sometimes a lover will be waiting for us, and sometimes a mother. Train stations, the breathing points of railroads, connect great distances and also provide clues about the architecture of the area they’re in…

By UĞUR BEKTAŞ

TREN İSTASYONLARITRAIN STATIONS

Haydarpaşa, known also as the main station of the

Turkish Republic’s State Railways, is in Kadıköy on the

Asian bank of Istanbul. The construction of the terminal

began in light of a project that was prepared by the two

German architects Otto Ritter and Helmuth Cuno during

the reign of Sultan Abdülhamit II. Together with German

and Italian laborers, the terminal was completed in just

two years and has been transporting passengers since

1908. Following a fire in 2010, the terminal was out of

service for a short time. The terminal will be closed for

two years due to high-speed train works.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın ana istasyonu olarak da geçen Haydarpaşa, İstanbul’un Anadolu Yakası’nda, Kadıköy’de. Garın yapımına Sultan II. Abdülhamit döneminde iki Alman mimar Otto Ritter ve Helmuth Cuno tarafından hazırlanan projenin ışığında başlandı. Alman ve İtalyan ustaların işbirliğiyle iki yıl gibi kısa bir sürede tamamlanan Haydarpaşa Garı, 1908’den günümüze yolcularını ağırlıyor. 2010 yılında geçirdiği yangından dolayı kısa bir süre hizmet veremeyen tren istasyonu, hızlı tren çalışmalarından dolayı iki yıl kapalı olacak.

HAYDARPAŞA - İSTANBULHAYDARPAŞA TERMINAL - ISTANBUL

ADIM ADIM.indd 3 2/25/12 4:08:33 PM

Page 120: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Adım Adım Step by Step

SOUTHERN CROSS İSTASYONU - MELBOURNESOUTHERN CROSS STATION - MELBOURNE

120

ma

rt m

ar

ch

201

2

Melbourne’ün en hareketli istasyonu Southern Cross, fütüristik tasarımıyla dünyanın en ilgi çekici istasyonları arasında gösteriliyor. Eski adıyla Spencer İstasyonu, mimarisiyle pek çok ödüle lâyık görüldü. Nicholas Grimshaw tasarımı olan istasyon, dalga şeklinde çatı yapısıyla iç mekânda serin ve ferah bir havanın dolaşımına olanak sağlıyor. İstasyonun ışık almasını da kolaylaştıran tasarımı, şehrin diğer toplu taşıma ağına da bağlanarak şehir içi ulaşımda önemli bir rol üstleniyor. 1859 yılından bu yana hizmet veren istasyon, bugünkü görünümüne 2000’li yıllarda kavuştu.

Melbourne’s busiest station, Southern Cross is one of the world’s most interesting stations with its futuristic design. Known previously as Spencer Station, the terminal has been acknowledged with many awards. Designed by Nicholas Grimshaw, Southern Cross features a wave-like roof allowing cool and fresh air circulation. The design, which also allows sunlight to seep through, plays an important role in inner city transport because it connects with other public transportation. In service since 1859, the station took on its current appearance in the 2000s.

ADIM ADIM.indd 4 2/25/12 4:08:39 PM

Page 121: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

121

BERLIN CENTRAL STATION BERLİN MERKEZ İSTASYONU

Avrupa’nın en büyük tren istasyonu olarak gösterilen ve 1871’de açılan tarihi Lehrter Bahnhof istasyonunun bulunduğu yere kurulan Berlin Hauptbahnhof, 2006 Mayısı’ndan bu yana tüm faaliyetlerini sürdürüyor. 100’ü aşkın mağazanın yer aldığı tren istasyonu Almanya’nın ana demiryolu istasyonu olma özelliği taşıyor. Her gün yaklaşık 1800 treniyle 350 bin yolcuyu taşıyan istasyon, sekizi yer altında olmak üzere 14 peronu bünyesinde barındırıyor. Tren istasyonu aynı zamanda Avrupa’daki en modern istasyonlar arasında gösteriliyor.

The largest train terminal in Europe, Berlin Central Station, known previously as Berlin Hauptbahnhof, was built on the site of the historic Lehrter Bahnhof station which was opened in 1871. Berlin Central was opened to the public in May 2006 and is home to more than 100 shops. Germany’s main train terminal, Berlin Central carries 350 thousand passengers on roughly 1800 trains each days. It comprises 14 platforms eight of which are underground. Berlin Central is at the same time revered as one of Europe’s most contemporary stations.

ADIM ADIM.indd 5 2/25/12 4:08:40 PM

Page 122: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

122

ma

rt m

ar

ch

201

2

GRAND CENTRAL TERMINAL - NEW YORKGRAND CENTRAL TERMİNALİ - NEW YORK

Sahip olduğu 44 tren peronu ve 67 ayrı ray hattı ile dünyanın en büyük tren garı binası olan Grand Central Terminali, New York şehrinin Manhattan Adası’nda yer alıyor. 1871 yılında hizmete giren ve günümüze kadar üç kez restorasyon geçiren istasyon, tarihi dokusunu hâlâ koruyor. Mimari açıdan ABD’nin önemli binaları arasında gösterilen tren garı, içerisindeki mağazalarıyla alışveriş merkezi görevini de üstleniyor. İstasyonu yılda 21 milyondan fazla kişi kullanıyor.

Grand Central Terminal is the largest train station in the world with 44 platforms and 67 separate train tracks. It’s located on Manhattan Island in New York. The terminal was opened to the public in 1871 and has undergone restoration three times since but still maintains its historical character. Revered as one of America’s most important architectural structures, the train terminal also acts as a shopping center. It is used by more than 21 million people are year.

ADIM ADIM.indd 6 2/25/12 4:08:43 PM

Page 123: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

123

CHICAGO UNION STATIONCHICAGO UNION İSTASYONU

Chicago’nun tek şehirlerarası demiryolu istasyonu Chicago Union’un yapım tarihi 1925. Chicago’nun en ünlü mimarı Daniel Burnham tarafından çizilmeye başlanan demiryolu istasyonu projesi Burnham’ın projeyi tamamlayamadan ölmesinin ardından Graham, Anderson, Probst ve bu üçlüye sonradan katılan White’a bırakıldı. Kısa sürede bitirilen istasyon, bugünlerde yolcu taşımacılığının yanı sıra özel davetlere, düğünlere ve film çekimlerine de ev sahipliği yapıyor.

Chicago Union, the only interstate train terminal in Chicago, was built in 1925. Chicago’s famous architect Daniel Burnham began designing the project but passed away before completion leaving it in the hands of Graham, Anderson, and Probster and White, who later joined the team. Completed in a short time, the terminal also hosts special receptions, weddings and film shoots.

ADIM ADIM.indd 7 2/25/12 4:08:49 PM

Page 124: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Ayna Ayna Mirror Mirror

HAYATI KOLAYLAŞTIRAN TÜYOLAR

ÇARPMALARA ÖNLEM...TREATING BRUISES… Bir yere çarptınız, diziniz şişti ve morardı... Panik olmayın. Yapacağınız şey siyah zeytin çekirdeğini bir kase içinde iyice dövmek ve bir tülbent arasına koyup şişen yere sarmak... En az iki saat bekletin ki işe yarasın...

You’ve walked into something and your knee has

bruised… Don’t panic. Crush a black olive seed, place

it in a cloth and wrap it around the bruised area for at

least two hours.

www.sunadumankaya.com.trBy Suna Dumankaya

124

ma

rt m

ar

ch

201

2

TIPS TO SIMPLIFY LIFE

KAYAK YAPANLARA MASKE

A MASK FOR SKIERS Eşit miktarda yulaf, kakao ve yoğurdu karıştırıp cildinize sürün. 20 dakika bekletin ve ovarak çıkarın. Sonra da ılık suyla yıkayın.

Cover your face with equal amounts of oatmeal, cocoa

and yogurt. Let it wait for 20 minutes and rub into your

skin. Then wash off with warm water.

HAZIMSIZLIK ÇEKİYORSANIZ...

RELIEVING INDIGESTIONAkşamdan üç adet hurma ile üç adet kayısıyı ıslatın. Sabah bunları ezip bir çorba kaşığı limon suyu ekleyin ve afiyetle yiyin. Üzerine de bir bardak su için. Rahatlatacaktır.

Soak three dates and three apricots overnight. Then

mash them, add a tablespoon of lemon juice and eat.

Drink a few glasses of water afterwards.

KÜÇÜK YANIKLARA KARŞI...

TREATING MINOR BURNS… Zaman zaman ev kazaları olur, ocağa eliniz değer, küçük yanıklar oluşur... Böyle zamanlarda hemen lahana yaprağını dövün, bir tatlı kaşığı sütle yumuşatın ve yanık yere sürün. Çabucak iyileştiğini göreceksiniz...

Accidents at home are quite common; you may burn

yourself while cooking or the children may touch a

heater… When this happens, mash a cabbage leaf,

soften with a dessertspoon of milk and wipe it over the

burn.

ARKA SABITLERMART.indd 2 2/25/12 12:27:55 AM

Page 125: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 3 2/25/12 12:28:00 AM

Page 126: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 4 2/25/12 12:28:02 AM

Page 127: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 5 2/25/12 12:28:06 AM

Page 128: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

130

ma

rt m

ar

ch

201

2

Dünya’dan bakıldığında yalnızca bir yüzü görünen Ay’ın Güneş ile arasındaki açının mesafesine göre

Dünya’dan görünen şekli değişir. Hilal, ilk dördün, son dördün, yarım ay,

dolunay Ay’ın yeryüzünden görünen şekilleridir.

When looking from Earth, we only see one side of the Moon. How the Moon appears

to us depends on the distance between the Moon and the Sun. A new moon or

crescent, first quarter, last quarter, half and a full moon are the ways the Moon

appears to us on Earth.

WHY IS THE MOON NOT ALWAYS ROuNd?

NEdEN AY’I HER ZAMAN YuvARLAK gÖRMEYİZ?

Biberonların temizliği bebeklerin sağlığı açısından hayati önem

taşır. Bu yüzden biberonların ve emziklerin sık sık kaynar suda yıkanması gerekir. Biberonun

ucunu ya da emziği kaynatarak o noktada toplanan bakterilerin

ölmesini sağlayabilirsiniz.

Bottle hygiene is critical for babies. That’s why bottles and teats must be regularly boiled. Boiling will eliminate

the bacteria that collect in the tip of the teats.

NEd

EN

wH

Y? BİBERONLAR NEdEN KAYNATILIR?WHY ARE BABIES’ BOTTLES BOILEd?

ARKA SABITLERMART.indd 6 2/25/12 12:28:09 AM

Page 129: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

MER

AKLI

FO

R Y

Ou

R IN

FO

! Sarımsak özellikle soyulurken elde bıraktığı koku dolayısıyla her zaman kullanılamaz. Bu yüzden ihtiyacınızın fazlasını soyup bir kavanoza doldurabilirsiniz. Üzerini zeytinyağıyla doldurup kavanozu buzdolabında saklayabilirsiniz.

Garlic leaves an unpleasant smell on hands when

being peeled and that’s why they’re not often

referred to. If you like using garlic, peel more than

you need and store them in a jar together with olive

oil. Store in the fridge.

Soğuk ortamlarda şekerlenen bal ve reçel kristalize bir forma bürünür. Cam bir kap içerisinde muhafaza ettiğiniz bal ve reçelleri 38 dereceyi geçmeyen ılık su içerisinde bekleterek eski haline dönmesini sağlayabilirsiniz.

Honey and jam that’s stored in the cold can crystallize. If you soak an airtight glass jar of honey and jam in warm water (not to exceed 38 degrees), they’ll return to normal.

gARLIc AT YOuR FINgERTIPS SARIMSAKLARINIZ ELİNİZİN ALTINdA

HONEY ANd jAM MINuS cRYSTALLIZATION ŞEKERLENEN BAL vE REÇELİ ESKİ HALİNE gETİRİN

129

ma

rt m

ar

ch

201

2

ARKA SABITLERMART.indd 7 2/25/12 12:28:13 AM

Page 130: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ma

rt m

ar

ch

201

2

vitrin/showcase

130

Uzman doktor kadrosu ve deneyimli personeliyle fark yaratan SkyDent Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, kaliteden ödün vermeden ekonomik fiyatlarla ağız ve diş sağlığı hizmeti sunuyor. Hasta memnuniyetini prensip edinen SkyDent; tedavi, oral diagnoz, periodontoloji, ortodonti, pedodonti, endodonti, protez, çene cerrahisi, lazerli diş tedavisi, implantoloji, dental radyoloji, acil diş hekimliği ve her an kullanıma hazır tam teşekküllü ameliyathanesiyle hastalarına hizmet veriyor.

SkyDent Oral and Dental Health Center makes a difference with its specialist team of doctors and experienced personnel and presents oral and dental health at reasonable prices without making concessions to quality. With patient satisfaction as its principle, SkyDent offers patients treatment, oral diagnosis, periodontology, orthodontic, pedodonty, denture, maxillofacial surgery, laser dental treatment, implantation, dental radiology, and emergency dentistry services and a fully-equipped operating theater that’s ready 24/7. www.skydent.com.tr

SKYDEnt AĞIZ vE DiŞ SAĞLIĞInDA PrOFESYOnEL DEStEK vEriYOr

SKYDENT PROVIDES PROFESSIONAL

ASSISTANCE IN ORAL AND DENTAL HEALTH

Tek ve çift açılım, çift kanat, kapı kilitleri ve farklı sürme sistemlerinin yer aldığı geniş ürün grubuyla inşaat ve yapı sektörüne hizmet veren Vorne, gerek yurtiçinde gerekse de yurtdışında çok iyi biliniyor. Farklı pencere açılımlarıyla müşterilerine konfor yaşatmayı hedefleyen Vorne PVC, şık ve farklı alternatifler sunuyor. Vorne 1 - 4 Mart 2012’de İstanbul Beylikdüzü’nde gerçekleşecek Tüyap 13. Pencere Fuarı’nda, 3 Nolu Salon’da, 308 numarada...

Serving the construction and building industry with a wide product group ranging from turn system, tilt and turn systems (horizontal and vertical), double slash systems, lockable door gears and slide systems and more, Vorne is known very well both in Turkey and abroad. Vorne PVC, whose aim is to ensure that customers experience comfort with its different door sash systems, presents unique and stylish alternatives. Vorne will be at 308 in Hall 3 at the Tüyap 13th Window Expo in Beylikdüzü in Istanbul between 1 - 4 Mart 2012. www.vorne.com.tr

vOrnE, 13. PEnCErE FUArI’nDA ZiYArEtÇiLErini BEKLiYOr

VORNE AWAITS VISITORS AT

THE 13TH WINDOW EXPO

ARKA SABITLERMART.indd 8 2/25/12 4:28:22 PM

Page 131: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin 17 Ocak 2012 tarihinde

Hilton Otel’de gerçekleştirdiği V. Uluslararası Kurumsal Yönetim

Zirvesi’nde dört farklı kategoride Türkiye’nin en iyileri belirlendi.

Bu ödüller çerçevesinde Lider Faktoring, geçen yıl birinciliği

kazandığı “Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu En Yüksek

Halka Açık Olmayan Şirket” kategorisinde tekrar birincilik ödülü

almanın haklı gururunu ve mutluluğunu yaşıyor. Büyümeye

devam ederken adillik, hesap verilebilirlik, şeffaflık ve kurumsal

sorumluluk ilkelerinden ödün vermeden hareket eden Lider

Faktoring, Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu’nu her sene

yükseltiyor.

The best of Turkey were determined in four different

categories at the 5th International Corporate Management

Summit held by the Corporate Management Association

of Turkey at Hilton Hotel on 17 January 2012. Within

the frameworks of these awards, Lider Faktoring is now

experiencing the pride and happiness of winning first

place in the “Non Public Company With The Highest

Corporate Management Rating Score” category for the

second consecutive year. Without making concessions to

the principles of fairness, accountability, transparency

and corporate responsibility as it continues to grow, Lider

Faktoring increases its Corporate Management Rating Score

each year.

www.liderfaktoring.com.tr

LİDER FAKTORİNG YİNE LİDER

LıDER FAKTORıNG ıS THE LEADER YET AGAıN

vİTRİN/shOwcAsE

Ayakkabıda şıklığın yanı sıra konfor ve rahatlığı tercih edenlerin markası olan King Paolo, yeni sezon ürünleriyle görücüye çıkıyor. King Paolo, 139.99 - 169.99 TL arasında değişen fiyatları ve beyaz, gri, açık kahve, lacivert renk seçenekleriyle her yıl olduğu gibi bu yıl da erkek ayakkabı modasına yön veren marka konumunda. Günün yorgunluğunu çeken ayaklar için ürettiği ayakkabılarıy-la erkeklerin rahat yürümesini sağlayan King Paolo ayakkabıları, Türkiye’de 300’ü aşkın King Paolo bayisi ve Ayakkabı Dünyası, Gencallar, Huzur, Erbil Süel zincir mağazalarından temin edile-biliyor.

The brand of those who prefer style and comfort in shoes, King Paolo showcases its new season products. With prices that range between 139.99 and 169.99 TL and white, gray, light brown, and navy color alternatives, King Paolo directs men’s shoe fashion this year just as it has in previous years. King Paolo shoes, which ensure that men walk comfortably in shoes that it produces for tired feet, are available at more than 300 King Paolo distributors, and the Ayakkabı Dünyası, Gencallar, Huzur and Erbil Süel chain stores, in Turkey. www.kingpaolo.com.tr

KING PAOLO YENİ sEZON ÜRÜNLERİYLE KARŞIMIZDAKıNG PAOLO LAUNCHES ıTS NEW SEASON PRODUCTS

131

ma

rt m

ar

ch

201

2

ARKA SABITLERMART.indd 9 2/25/12 3:44:15 PM

Page 132: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ŞUBa

t F

eBr

ua

ry 2

012

vİTRİN/SHOWcASE

132

2007 yılının Haziran ayından bugüne çevreye duyarlı ve kaliteli tasarımlarıyla dünya pazarlarında rekabet edebilecek bir marka ol-mak amacıyla kurulan Anka Seramik, yılda 10 milyon metrekare karo üretimine sahip. Marka, 25 bin metrekarelik kapalı alanı bu-lunan fabrikasında TSE ve Avrupa EN kalite standart ve normlarına uygun olarak üretim yapıyor. İşyeri kurmak için gerekli tüm bel-gelere sahip olan firma, 30x60 cm, 20x60 cm, 24x50, 25x40, 40x40 cm, 33x33 cm ebatlarıyla müşterilerine geniş bir ürün yelpazesi sunuyor.

Established with the intention of becoming a brand that can compete in world markets with environmentally sensitive and superior quality designs since June 2007, Anka Seramik produces 10 million square meters of tiles annually. The brand manufactures to TSW and European EN quality standards and norms in a 25 thousand square meter indoor factory. The firm that possesses all the necessary documentation to set up a business presents its customers a wide product range with dimensions of 30x60 cm, 20x60 cm, 24x50, 25x40, 40x40 cm, and 33x33 cm. www.ankaseramik.com.tr

ANKA SERAMİK’TEN ÇEvREYE duYARLI ESTETİK TASARIMLAR

ENVIRONMENTALLY SENSITIVE

DESIGNS FROM ANKA SERAMIK

Başta Fransa, İngiltere, Hollanda olmak üzere dört kıtada 32 ülkeye ihra-cat yaparak Türkiye’yi gururla temsil eden Bora Plastik, 1963 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürüyor. İstanbul Ambarlı’da 14 bin 500 metrekare-lik alan üzerine kurulu tesislerde yıllık 6 bin ton kapasite ile çalışan Bora Plastik, 450’nin üzerinde değişik model plastik mutfak ve banyo eşyası üretimi yapıyor. Bora Plastik, kolay kullanım, üstün kalite, ergonomik tasarım, ekonomik fiyatlı ürünlerini tüketicilerinin hizmetine sunuyor.

Bora Plastik, which proudly represents Turkey by exporting to 32 countries around the world, primarily France, England and Holland, has been operating since 1963. With an annual capacity of 6 thousand tons in its facilities that cover an area of 14 thousand 500 square meters at Ambarlı in Istanbul, Bora Plastik manufactures over 450 different plastic kitchen and bathroom furniture models. Bora Plastik presents customers with products that are easy to use, of superior quality, that possess ergonomic designs, and are economic. www.boraplastik.com.tr

TÜRKİYE’NİN LİdER FİRMASIBORA PLASTİK

BORA PLASTIK - TURKEY’S

LEADING FIRM

ARKA SABITLERMART.indd 10 2/25/12 12:28:19 AM

Page 133: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 11 2/25/12 12:28:21 AM

Page 134: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 12 2/25/12 12:28:22 AM

Page 135: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Türk misafirperverliğini Dubai’ye taşımak amacıyla yola çıkan

Rixos, dünyanın sekizinci harikası olarak anılan Palmiye

Adası’nın en prestijli bölgesinde 233 oda ve 28 rezidanstan

oluşan Rixos The Palm Dubai’nin kapılarını açtı. Otel, çağdaş

ve lüks mimariye yapılan Türk dokunuşlarıyla dikkat çekiyor.

Hem iş hem de resort otel olarak hizmet verme amacıyla açılan

otel, Rixos Hotels zincirinin Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ilk

halkası. Her odasından görülen deniz manzarası, toplantı odaları,

olimpik yüzme havuzu, özel plajı, spa ve spor aktivitelerinin en

yüksek standartlarda sunulduğu otel, doğu ve batı ruhunu Arap

Körfezi’ne taşıyor.

Setting off to with the mission to carry Turkish hospitality to

Dubai, Rixos has opened the doors to Rixos The Palm Dubai,

a 233-room and 28-residence hotel in the most prestigious

area of the world’s eighth wonder, Palm Islands. The hotel

draws attention for the Turkish touches featured through

contemporary and luxurious architecture. The hotel, which

was opened to serve as both a business and resort hotel,

is the first link of the Rixos Hotels chain in the United Arab

Emirates. With a sea view from each room, meeting rooms,

Olympic swimming pool, private beach, spa and sports

activities at the highest standards, the hotel carries the spirit

of the East and West to the Arabian Gulf.

www.rixos.com

PALMİYE AdALARI’NARIXOS İMZASI

RIXOS MAKES ITS MARK ATPALM ISLANDS

vİTRİN/SHOWcASE

Bisküvi, çikolata ve kek tutkunlarına sıra dışı alternatifler sunan Şimşek, yeni lezzetiyle karşımızda. Türk damak zevkine uygun bir tat oluşturmak amacıyla çalışmalarına başlayan Şimşek, ‘Bien Classic’i yoğurt ve çilekle birleştirerek Bien Classic Yoğurtlu-Çilekli’yi ortaya çıkardı. Çilek ve yoğurdun birleşimiyle oluşan yumuşak ve tatlı doğal lezzet öylesine hafif ki, günün her saati çekinmeden yeme lüksü sağlıyor. Şimşek; Bien markasıyla, lezzet dünyanıza seçkin alternatifler sunmayı hedefliyor.

Presenting biscuit, chocolate and cake lovers with extraordinary alternatives, Şimşek now has a brand new flavor. Endeavoring to create a flavor that suits the Turkish palate, Şimşek has brought ‘Bien Classic’ together with yogurt and strawberry to make Bien Classic Yoğurtlu-Çilekli. The soft and sweet flavor made from the union of strawberry and yogurt is so light that it allows us the luxury of eating at every hour of the day without worrying about added kilos. With its brand Bien, Şimşek aims to present the world of flavor with distinguished alternatives. www.simsek.com.tr

gÜNÜN HER SAATİ SİZİNLE: BİEN cLASSIc YOĞuRTLu–ÇİLEKLİ

WITH YOU AT EVERY HOUR OF THE DAY: BIEN CLASSIC YOğURTLU-çILekLI

135

ma

rt m

ar

ch

201

2

ARKA SABITLERMART.indd 13 2/25/12 12:28:25 AM

Page 136: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 14 2/25/12 12:28:29 AM

Page 137: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 15 2/25/12 12:28:32 AM

Page 138: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Merkez Ofis Head OfficeAtatürk Havalimanı B Kapısı, Teknik Hangar Yanı 34149 Yeşilköy - İstanbul / TürkiyeTel: +90 212 468 66 87 • Faks: +90 212 468 66 13 web: www.onurair.com • e-mail: [email protected]

ARKA SABITLERMART.indd 16 2/25/12 12:28:34 AM

Page 139: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 17 2/25/12 12:28:39 AM

Page 140: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 18 2/25/12 12:28:44 AM

Page 141: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 19 2/25/12 12:28:47 AM

Page 142: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 20 2/25/12 12:28:48 AM

Page 143: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Tarifeli Uçuş Noktaları Scheduled Flight Destinations

ARKA SABITLERMART.indd 21 2/25/12 12:28:50 AM

Page 144: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 22 2/25/12 12:28:52 AM

Page 145: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

ARKA SABITLERMART.indd 23 2/25/12 12:28:53 AM

Page 146: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93

Bulmaca

Hazırlayan: Fulya OMAÇ

Çözümler Sayfa 129’da

ARKA SABITLERMART.indd 24 2/25/12 12:28:55 AM

Page 147: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93
Page 148: ONAIR MAGAZINE MARCH 2012 ISSUE 93