okulgastesi 2013 - boykot Özel sayısı

8
ÖZEL SAYISI MART 2013 Birinci dönem başımızı –ve karnımızı- ağrıtan iki zehirlenme trajedisinin üstüne bu dönem “kurtlu bamya” olayı da eklenince, “sevimli” kurtçuklar ses tellerimizi kemirmeye başlamadan sesimizi çıkarmaya karar verdik! Neler yapabileceğimizi konuşmak için açık toplantı yapabileceğimizi düşündük ama afişlerimiz indirilince açık toplantı yapmanın suç olup olmadığını da sorgulamadık değil… Tüm sıkıntılara rağmen bir araya gelmeyi başaran öğrenciler olarak yemekhaneyi bir günlüğüne BOYKOT etmeye, bunu yaparken de bir bütçe oluşturup kendi kurtsuzsandviçlerimizi yapmaya karar verdik. Bununla da kalmayıp bu hareketi müzikli, danslı, eğlenceli bir ŞENLİK haline getirelim dedik! Boykot için gerekli tüm adımları hep birlikte atıp hep birlikte hazırlayıp, hep birlikte yiyerek -“güvenliğin de gözetiminde”- pek eğlenceli ŞENLİĞİMİZE %95 katılım sağladık! Ama işler burada bitmiyor! Yemekhanede sorun çıktığı sürece ŞENLİK bitmeyecek! Öğrenciler süreci takip etmeye devam edecek! okulgastesi BESLENME SORUNUNUN ARKEOLOJİSİ Sayfa 5 SENLiK Sayfa 2, 3, 4 TALEPLER Sayfa 6 KANTİN BAHARI Sayfa 7 . .

Upload: umut-kocagoez

Post on 31-Mar-2016

239 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Boğaziçi Kilyos'tan öğrencilerin yaptığı boykot ve şenlik sonrası çıkardıkları özel sayı.

TRANSCRIPT

Page 1: OkulGastesi 2013 - Boykot Özel Sayısı

ÖZEL SAYISI

MA

RT

20

13

Birinci dönem başımızı –ve karnımızı- ağrıtan iki zehirlenme trajedisinin üstüne bu dönem “kurtlu bamya” olayı da eklenince, “sevimli” kurtçuklar ses tellerimizi kemirmeye başlamadan sesimizi çıkarmaya karar verdik! Neler yapabileceğimizi konuşmak için açık

toplantı yapabileceğimizi düşündük ama

afişlerimiz indirilince açık toplantı yapmanın

suç olup olmadığını da sorgulamadık değil…

Tüm sıkıntılara rağmen bir araya gelmeyi

başaran öğrenciler olarak yemekhaneyi bir

günlüğüne BOYKOT etmeye, bunu yaparken

de bir bütçe oluşturup kendi “kurtsuz”

sandviçlerimizi yapmaya karar verdik.

Bununla da kalmayıp bu hareketi müzikli,

danslı, eğlenceli bir ŞENLİK haline getirelim

dedik!

Boykot için gerekli tüm adımları hep birlikte

atıp –hep birlikte hazırlayıp, hep birlikte

yiyerek -“güvenliğin de gözetiminde”- pek

eğlenceli ŞENLİĞİMİZE %95 katılım sağladık!

Ama işler burada bitmiyor!

Yemekhanede sorun çıktığı sürece ŞENLİK

bitmeyecek!

Öğrenciler süreci takip etmeye devam edecek!

okulgastesi

BESLENME SORUNUNUN ARKEOLOJİSİ Sayfa 5

SENLiK

Sayfa 2, 3, 4

TALEPLER Sayfa 6

KANTİN

BAHARI Sayfa 7

. .

Page 2: OkulGastesi 2013 - Boykot Özel Sayısı

okulgastesi

SENLiK ÖNCESi . Yemekhanedeki zehirlenmeler, salata ve çorbaları mesken edinen sineklerin varlığı, bamyayı elma zanneden zavallı kurtçuğun görülmesi kafalarımızı kurcalayan büyük problemlerdi. Bu sürprizler (!) her geçen gün biz Kilyoslu öğrenciler tarafından dillendiriliyordu. Bu mide bulandırıcı süreç içerisinde “Abi bir şeyler yapalım artık” sözü günün her saati duyulabilen bir cümle haline gelmişti.

NEDEN YAPTIK? Yemekhanedeki zehirlenmeler, salata ve çorbaları mesken edinen sineklerin varlığı, bamyayı elma zanneden zavallı kurtçuğun görülmesi kafalarımızı kurcalayan büyük problemlerdi. Bu sürprizler (!) her geçen gün biz Kilyoslu öğrenciler tarafından dillendiriliyordu. Bu mide bulandırıcı süreç içerisinde “Abi bir şeyler yapalım artık” sözü günün her saati duyulabilen bir cümle haline gelmişti. “Mademki bu cümleyi günün her saatinde duymaktan sıkıldık, neden hep beraber söyleyip kurtulmuyoruz?” diyerek bir Çarşamba akşamı toplanıp yemekhaneyi çekiştirmeye karar verdik ve bir açık toplantı çağrısı yaptık.

HAY AKSİ! Yapılan çağrıdan kimin, neden rahatsız olduğunu anlayamasak da yurt müdürlükleri tarafından yurtlardaki afişlerimiz toplandı. İlginç bir tesadüftür ki, aynı gün kimsenin ruhu duymadan YADYOK binasındakiler de kaldırılmıştı. Özel Güvenlik Birimi’nin (ÖGB) haberi olmadan afişlerin nasıl indirildiği ise hala merak konusu(!) Saçma sapan bir dernek olduğu adından da anlaşılabileceği gibi, “Afişleri Gizliden Gizliye İndiren Kurtçuk Sevenler Derneği’nden (AGGİ/SEV-DER) şüpheleniyoruz!

O KADAR “TOPLANDIK” BUNA BAŞLIK BULAMADIK! Afişlerimizin indirilmesine rağmen, sanal ortamdan yapılan çağrı büyük bir yankı uyandırınca, toplantıya katılım oranı yüksek oldu. Yemekhane sorunları nedeniyle kampüsümüzde bulunan Kantin ve Kafeteryalar Denetleme Komisyonu Başkanı Engin Ader de toplantımıza katılıp sorularımızı yanıtlamaya çalıştı. Bu katılım, öğrencilerin muhatap alındığının bir göstergesiydi. Toplantıda birçok fikir ortaya atıldı: Bu fikirlerin biri de Çarşamba akşamı (06.03) için planlanan boykottu. Bu konu üzerinde az da kafa patlatmadık değil! Toplantı sonucunda vardığımız ortak düşünce ise “Şenlikli Boykot” yapmak oldu. Ayrıca “Şenlikli Boykot” için Alışveriş Komisyonu ve Öğrenci Bütçesi Komisyonu oluşturuldu. Alışveriş Komisyonu –adından da anlaşılamayacağı gibi- etkinliğimiz için yapılacak olan alışverişten sorumluydu. Öğrenci Bütçesi Komisyonu ise, adını aldığı görevin de dışında kampüsümüzde hala “Şenlikli Boykottan” haberdar olmayan arkadaşlarımızı etkinliğimizin konsepti konusunda bilgilendirmekle görevliydi.

BÜTÇE OLUŞTURULMASI Arkadaşlar şimdi burada bütçemizden bahsetmezsek olmaz. Toplantıda görev paylaşımı sonunda her kattan bize yardım etmeyi kabul eden iki-üç kişilik ekipler katlarındaki odaları tek tek dolaşıp gönlünüzden kopanları topladılar ayrıca bunu yaparken konuyla ilgili bilgilendirme de yaptılar. Bunun sonucunda elimize geçen para 240 lira oldu. Öncelikle bunun için hepinize teker teker teşekkür eder gözlerinizden öperiz. Bunun dışında derdimizi anlayıp bize yardım eden hocalarımıza da çok teşekkür ediyoruz. Onlardan gelen yardımlarla bütçemizi 300 liraya çıkardık. Son olarak da BUKOOP’un yardımından bahsetmek istiyoruz. (BUKOOP’un açılımı Boğaziçi Üniversitesi Tüketici

2

Page 3: OkulGastesi 2013 - Boykot Özel Sayısı

SENL iK ÖNCES i .

okulgastesi

3

Kooperatifi’dir ve 2010 yılında hizmet vermeye başlamış, daha çok yeni bir oluşumdur. Eğer kendi ağızlarından aktaracak olursak amaçları genel olarak: “sağlıklı, lezzetli, doğal çevreyi ve toplumu olumsuz olarak en az etkileyen gıdayı yaygınlaştırabilmek için onu tüketiciler açısından ulaşılabilir kılmak, titiz üreticilerle dikkatli tüketiciler arasında kalıcı işbirliği ve yardımlaşma inşa etmek ”tir.) Kendileri bize 10 kilo kaşar peynir sağlamış ve kendi aralarında topladıkları parayla bunun ücretini ödemişlerdir. Ayrıca artan 20 lirayı da bütçemize eklemişlerdir.

MALZEME TALANI Toplanan paranın ne kadarını neye harcayacağımıza karar vermek için bir araya geldiğimizde önceliğimiz, alacağımız malzemelerin kalitesinden ödün vermemekti. Kaliteli ve kurtsuz olduğu bilinen malzemeleri kullanmanın bütçeyi çok fazla zorlamayacağını da göstermek istiyorduk bir yandan. Şenlik için ihtiyacımız olan ürünlere ve bunlara ne kadar para ayıracağımıza karar verdikten sonra oluşturduğumuz komisyon alışveriş için kolları sıvadı.

4 kişilik komisyon, boykottan bir gün önce salam, domates, sandviç ekmeği ve diğer malzemeleri almak üzere civar köyleri karış karış dolaştı. Belli markalar dışında salam alınmaması yönündeki karar gereğince gittikleri yerlerdeki bahsi geçen markaların salam rezervlerini kuruttukları yönündeki dedikodular almış başını yürürken topluluğumuz, sandviç ekmeklerini Kilyos’taki bir fırında yaptırmak yönündeki çalışmalarına devam ediyordu.

Diğer yandan başka bir arkadaşımız Boğaziçi Üniversitesi Mensupları Tüketim Kooperatifi’nin bize sağladığı taze kaşar peynirlerini ve pankartı boyamak için gerekli malzemeleri almak için Hisarüstü yollarındaydı.

Aldığımız malzemeleri bozulmamaları için kampüse olabildiğince çabuk getirip buzdolaplarına yerleştirdik.

Şenlik günü gelip çattığında anlaştığımız fırından ekmeklerin gelmesini beklerken, toplanan paranın arttığını fark ettik. Bunun üzerine “Ne kadar malzememiz olursa o kadar iyi” diyerek iki arkadaşımızı Arıköy’deki bir süpermarketi talan etmeye göndererek oradaki salam ve kaşar rezervlerini de tüketmeyi kendimize bir borç bildik. Alışverişten sonra kampüse dönen arkadaşlarımız kendilerini 2. Kilyos Yurdu’nun 2. Katındaki mutfakta devam eden “hummalı sandviç yapma çalışmasının” içinde buldular…

SENL iK GÜNÜ . Vee büyük gün gelmiş çatmış, Kilyos’a şenlik gelmiş hoş gelmişti. Şenlik vaktinden birkaç saat önce hazırlıklar için kollarımızı sıvadık. İşin en zor görünen ama aslında en eğlenceli olan kısmı şüphesiz sandviçleri hazırlamaktı. Açıkçası işe başlamadan önce 350 sandviçi kısa bir süre içinde nasıl hazırlayıp muhafaza edeceğimiz konusunda şüphelerimiz vardı; fakat “nerede hazırlıyoruz? Burada hazırlayalım. Yok efendim sen de gel. Ben de geliyorum.” Derken derken bir bakmıştık ki 20 kişi oluvermiştik. Eldivenlerimizi ellerimize geçirip hemen iş bölümü yaptık. 1 saat gibi bir sürede tüm sandviçler hazırlanmış ve kutulara yerleşmişti. Bu arada fotoğraflar çekmeyi de ihmal eder miyiz hiç? Sonuç olarak yemekhaneyi kıskandıracak kadar iyi bir kolektif çalışma örneği gösteriyorduk ve hepimiz için hem eğlenceli hem de önemli bir deneyim oluyordu. Aslında bu işin “profesyonelleri” olmayan bizlerin hazırlayabildiği bu sağlıklı yiyecekleri yemekhanenin de hazırlayabileceğini gösteriyorduk bir yandan.

Bu ön hazırlıktan sonra şenliği yapacağımız yer olan kantine doğru yol almaya başladık, sandviçler elimizde boyalar belimizde. Sandviçleri hazırlamakla işler bitmemişti tabii; kantindeki masaları şenliğe uygun şekilde düzenlemek, müzik sistemini kurmak, çay dağıtacağımız masayı ve malzemeleri düzenlemek… ohoo daha yapacağımız bir sürü iş vardı. Bir de el emeği göz nurumuz; pankartımız. Bezimiz ve renk renk boyalarımız hazırdı da; ya ne yazacaktık biz buraya? Boykot yapıp yemekhanede yemiyorduk ama yemekhaneye bir alternatif koyup eğlenmesini de biliyorduk. O zaman KİLYOS’TA hem ŞENLİK VARdı hem de BOYKOT! Yazdık, çizdik hep beraber. Sonra bir baktık ki bazılarımızın elleri temiz, olmaz öyle dedik; başladık ellerimizi ‘kirletmeye’. Şairin de dediği gibi “Her gün yeniden kodlanan umutlarla kirletiliyor dünya” ve biz de kirlettik ellerimizi umutla ve direnişle; ŞENLİKLİ GÜZEL GÜNLERE.

Page 4: OkulGastesi 2013 - Boykot Özel Sayısı

SENLiK GÜNÜ .

okulgastesi

4

Bir de baktık ki elimizde yemekhanenin kurdunu ifşa eden bir pankart kalmış fazladan; dedik madem yemekhanenin kurdu bu, hak ettiği yerde durmalı; yemekhanede. Pankartı aldığımız gibi koştuk yemekhanenin önüne, alkışlarla, ıslıklarla bir güzel de

amaçlarına ulaşamadılar! Yemekhane çalışanları bu ikramımızı kabul etmişti halbuki! Artık o çalışanların o sandviçleri yemesinden ya da bizim yemekhane de yemememizden kimler rahatsız oldu; orasını pek bilememekteyiz(!). Fakat bu nahoş olay şenliğimize ket

astık en görünür yere ki gelen geçen görsün de “bu yemekhanede yemek YEMEZLER” desin ve bir alternatif olduğunu fark ederek o günlük de olsa kurtlu bamya yemek zorunda kalmasın ya da zehirlenme riskine girmesin diye. Bu işten sonra boyadığımız pankartımızı da kantine gelen herkesin görebileceği bir şekilde 2. Kata astıktan sonra sıra, bestesini ödünç alıp sözlerini de Mimar Sinan’dan bir arkadaşımızın yardımıyla (buradan kendisine bir teşekkürü de borç biliriz) yazdığımız “Kurtlu bamya yiyemem aman” isimli musikimizi icra etmeye. Pek de bir eğlendik açıkçası ve tam da yemek mi yesek diye düşünmeye başlamıştık ki biri bunu dile getirince derin bir "Oh!" çektik. Sandviçlerimizi yeme ve çayımızı içme zamanı gelmişti artık! Çay doldururkenki iş paylaşımımız görülmeye değerdi doğrusu. Kimse ‘çaycı’nın başında dakikalarca ayakta kalmak durumunda kalmadı, oradaki gönüllü görevli arkadaş sürekli değişti, çaycı yeri de hiç boş kalmadı.

Bu sırada başımıza gelen ufak bir tatsızlığı da anlatmazsak olmaz. Arkadaşlarımız yemekhanede çalışanlara sandviç ikram etmek istediler fakat bu

hepsinin sorunu olduğunu göstermiş oldu.

Ve biz öğrenciler olarak yediğimiz yemeklerin özelinde aslında okulda söz sahibi olmak istediğimizi; alanımızda alınan kararlara dahil olmak, dönüştürmek ve değiştirmek istediğimizi pratiğimizle ortaya koymuş olduk.

vurmadı, tıpkı güvenlikler tarafından gözlenmemizin de vurmadığı gibi! Şimdi düşünüyoruz da; sahi o güvenlik de şenliğimizi izlerken bizim kadar eğlenmiş midir? Neyse efendim, orası bizim ilgi alanımız değil pek. Bir yandan sandviçlerimizi yerken bir yandan müzik eşliğinde kurtlarımızı döktük. Bu sırada bazı hamarat arkadaşlarımızın tatlı ikramı şenliğimizin tadına tat kattı. Sınav sonrası Kilyos’taki tenhalığa rağmen şenliğe katılım son derecede yüksekti. Yemekhaneden yiyen sayısı ise sadece 19. Bu durum, yemekhane meselesinin yalnızca belli bir kesimin değil; öğrencisiyle, çalışanıyla, öğret-meniyle; Kilyos Kampüslülerin

Page 5: OkulGastesi 2013 - Boykot Özel Sayısı

okulgastesi

BES LENME SORUNUNUN ARKEO L O J i S i

5

Orta Kantin’in yeniden ama ciddi bir nezihleşme ve pahalılanma ile birlikte açılması, ve bir süre sonra yemekhaneye alternatif olarak düşünülebilecek “Çarşı Kantin”in de yeniden yapılandırılması için kapanmasıyla birlikte yemekhane tek alternatif haline geldi. Çarşı Kantin’in dönüşümü, öğrenciler için gerçek bir felaket oldu: Starbucks Boğaziçi Şubesi.

Starbucks’ın kampüsü işgal etmesiyle birlikte, ve aynı zamanda yemekhane ihalesi sonrası değişen taşeron şirketin yeni yemek politikasının öğrencilerde yarattığı memnuniyetsizlik üzerine, öğrenciler beslenme ve kampüs üzerine söz söylemek adına toplantılar yaptı. Bu toplantılar sonucunda Starbucks karşı-işgalini gerçekleştirdiler.

Karşı-İşgal’in işgal alanı dışına açılma çabalarından en önemlisi, yemekhane önünde yapılan “boykot” ve alternatif öğle yemeği eylemiydi. Bu eylemde, yemekhanede 4.20TL’ye mal edilen yemeğe karşı öğrenciler kendi yemeklerini 2.50tl’ye mal ettiler: hem de 4 çeşit. (Elbette öğrencilerin koskocaman bir yemekhane işletmesiyle “rekabet” etmesini kimsenin beklememesi gerekir. Bu eylem oldukça sembolik olmasına rağmen önemli bir gerçeği açığa çıkarıyordu: hem ucuz hem de nitelikli yemek yapılabilirdi.)

Karşı-İşgal mekanı zaten yemeğin kolektif üretildiği ve paylaşıldığı bir yerdi. Kimse aç kalmıyordu; acıkılan zamanda yemek yenilebiliyordu; parası olmayan da yemek yiyebiliyordu, ve kolektif üretmenin ve paylaşmanın tadıyla her yemek daha lezzetli oluyordu.

Bütün karşı-işgal pratiği, yemekhanede ciddi bir düzenlemenin olması gerektiğini ortaya koymuştu. Dönemin rektörü ve yönetim kurulu bu konuda önemli bir adım atmadı. Lakin, dönem sonunda yapılan rektörlük seçimleri ve sonrasında oluşan yeni yönetim, Starbucks karşı-işgali’nin taleplerinin önemli bir kısmını haklı görerek yeni düzenlemelere gitti. Bir sonraki sene, yani 2012-2013 eğitim dönemi başında yemekhane fiyatları 2.25TL’den 1.5TL’ye indirildi ve böylece İstanbul’daki üniversiteler arasında (İstanbul Üniversitesi’ndeki astronomik zam nedeniyle – 1TL’den 1.65TL’ye çıktı) en ucuz yemekhane olma sıfatını kazandı. Lakin, bu durum yemekhanede üretilen

yemeğin niteliği konusunda bir değişiklik getirmedi. Daha önce de niteliksiz olan yemekler, belki fark edilemeyecek bir oranda daha da kötüleşti. (Eskiden de kötü olduğu için, fark edilemiyordu).

Yemekhaneye alternatif olarak düşünülen “çatı restaurant” ise fiyat politikası nedeniyle yemekhane ile kıyaslanamayacak bir hizmet veriyor. Yemekler görece “nitelikli” olsa da, yemekhane fiyatları yanında öğrencinin cebini yakıyor. Bunun dışında, Güney kampüste bulunan kantinler de yemekhane fiyatlarına göre oldukça pahalı. (Örneğin, yemekhane’de bir öğün 1.5TL iken, Çarşı kantindeki en ucuz yemek olan çorbanın fiyatı 1.50) Bunun dışında, Hisarüstü’nde bulunan kafeler ve/ya lokantalar da yemekhane gibi bir kamusal hizmet mekanının fiyat politikasına yaklaşamıyor.

Beslenme meselesine dair ortaya çıkan iki somut çözüm önerisi öğrenciler ve hatta öğretim üyeleri ve çalışanlar için hala önemli: İlki, üniversitede yemeğin kamusal hizmet niteliklerine bağlı olarak üniversitenin kendisi tarafından üretilmesi. Bu, üniversitenin kendi kadrolu çalışanları tarafından, kar amacı gütmeden ve kamusal hizmet niteliğinde bir beslenme politikası yürütmesiyle mümkün görünmekte. Bunun yanında, öğrencilerin kendilerinin yöneteceği bir öğrenci kooperatifi, yemekhane dışındaki tercihler için, Boğaziçi’nde var olan kantinlere gore bir zorunluluk olarak düşünülebilir.

Kilyos’ta, Güney’de, Kuzey’de, beslenme sorununu ortak bir mesele olduğunu ve geçmişten gelen ve hala daha güncel bir sorun olduğunu söylememiz gerekir. Kilyos kampüste öğrencilerin yaptığı boykot ve şenlik, Boğaziçi’nin genelindeki beslenme sorununu bir kez daha gözler önüne serdi. Hatırlamak gerekir ki, kurtlu bamya çıktığı gün Güney ve Kuzey yemekhanede de aynı bamya yeniyordu, ve öğrencilerin yemekhane dışında gerçek bir alternatifleri de mevcut değildi.

Boğaziçi’nde “yemekhane” meselesi uzun zamandır ciddi bir problem olarak duruyor. Genel olarak üniversitelerin yemekhane meselesinde yaşadığı dönüşüme bağlı olarak, yemekhanelerde üniversitelerin kadrolu çalışanlarının tasfiye edilmesi ve taşeron işletmelerin devreye girmesi, yani “ihale rejimi”nin egemen olmasıyla birlikte, uzun zamandır bir çok yemekhanede ya fiyatlar yükseldi, ya da yemek niteliği ciddi anlamda düştü. Boğaziçi’nde uzun zaman 2.25 TL olan yemekhane fiyatları, ciddi oranda niteliksiz ve diğer üniversitelere göre daha yüksek fiyattaydı. Yemekhanenin alternatifi olabilecek “öğrenci kantini” olan Orta Kantin’in kapanmasıyla birlikte, yemekhane görece ucuz ve “nitelikli” beslenmenin tek adresi olarak görülüyordu.

Page 6: OkulGastesi 2013 - Boykot Özel Sayısı

TALEPLER

okulgastesi

6

Boğaziçi Üniversitesi’nde yemekhane sorunu dünden bugüne süre gelmiştir. Bu sorun hem Hisarüstü’nde hem de Kilyos’ta karşımıza çıktı, çıkıyor. İki zehirlenme ve bir kurtlu bamya vakasından sonra, 6 Mart 2013 tarihinde Kilyos Kampüs’te gerçekleştirdiğimiz yemekhane boykotu ve şenliği sonucunda öğrenciler olarak formüle ettiğimiz aşağıdaki taleplerin, üniversitemizin ilgili kurumlarınca karşılanması ve bu talepler doğrultusunda yeni bir “beslenme” politikası geliştirilmesini umuyoruz.

• Yemeklerin; • 32 km. gibi bir uzaklıktan gelmesi, • Bu nedenden dolayı yemeklerin soğuması ve

bozulmasından dolayı yemeklerin tüketildiği yerde üretilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Bu nedenle: Kilyos Kampüs'e bir mutfak yapılmalı;

• Yemekhanenin görevi kampüsteki öğrencileri yemekhanenin açık olduğu zamanlarda o gün gösterilen menüdeki tüm yemekleri öğrencilerin hizmetine sunmaktır; fakat yemekhaneye ilk gelen ve son gelen öğrencilere verilen menüler çoğunlukla farklı olmaktadır. Bu durumun temel sebebi seçmeli yemeklerdeki adet sıkıntısıdı. Seçmeli yemek problemi giderilmeli;

• Zaman zaman –özellikle haftasonu- yemekler artmaktadır. Üniversiter alan aynı zamanda hayvan haklarına karşı da duyarlı olmalıdır. Artan yemekler çöpe atılmamalı; hayvan barınaklarına gönderilmeli;

• Yemekhane alanının havalandırılmasındaki sıkıntılardan dolayı, yemek saatlerinde YADYOK binasında

ağır bir koku hakim olmaktadır. Binadaki havalandırma sorunu çözülmeli;

• Kilyos yemekhanede meydana gelen zehirlenme olaylarının olduğu gün, Kuzey kampüsteki aynı yiyecekten alınan örnekler üzerinde test yapıldığı ve sorun olmadığı yemekhane yetkilileri tarafından bize bildirilmiştir. Fakat onlarca öğrencinin zehirlendiğini biliyoruz. Bu durum denetimlerin güvenilirliğini sorgulamamıza neden olmaktadır. Yemekhane denetimleri daha düzenli ve tarafsız bir kurum tarafından yapılmalı;

• Kilyos kampüste yemekhane için gerekli olan akbillerin dolumu sadece öğle yemeği sırasında yapılmaktadır. Çoğu öğrenci akbili olmadığı için akşam yemeğine veya kahvaltıyı yiyemiyor. Öğrenciler akbili olmayan arkadaşlarına akbil bastığında 2. basışında 4.5 tl alınıyor. Öğünlerin zaten doyurucu olmamasından kaynaklı; ikinci akbil basımında ekstra ücret alım uygulaması kaldırılmalı;

• Yemekhanedeki taşeron sistemi, öğrencilerin kamusal beslenme hakkından ziyade kar amacı güden bir şekilde uygulamaktadır. Biz öğrencilerin temel haklarından biri olan beslenme hakkının kâr amacıyla değil, sağlıklı, adil, nitelikli ve kamusal bir hak olarak yeniden formüle edilmesi gerekmektedir. Taşeron yemekhaneler ayrıca yemekhane çalışanlarının haklarını da gasp etmektedir. Bu açıdan; üniversitemizin yemekhane sistemi, kamusal bir hizmet olarak yeniden yapılandırılmalıdır.

Page 7: OkulGastesi 2013 - Boykot Özel Sayısı

KANTiN BAHARI

okulgastesi

7

Geçtiğimiz sene, üniversitemizdeki Starbucks işgali sonrası veya eşzamanlı olarak, etkileşim halinde, çeşitli üniversitelerde kantin ve yemekhane boykotları yaşanmış, Radikal gazetesi bir haberde, dünya çapındaki işgal ve boykot eylemlerine bağlanarak “Kantin Baharı” başlığını atmıştı. Memleketteki çeşitli üniversitelerde, öğrenciler kantin baharının devam ettiğini gösteriyor. Nasıl mı?

ODTÜ HAZIRLIK KANTİNİNDE KAZANIM

ODTÜ hazırlık kantininde, fiyatların yüksek olmasına karşı önce bir forum yapıp alternatif liste çıkararak kantin işletmecisiyle görüşen öğrenciler, bir sonuç çıkmayınca boykot yapma kararı aldılar. Boykot'un başarılı geçmesi üzerine, 4. günde, işletmeci öğrencilerin listesini kabul etti ve fiyatlar değişti. Ayrıca, boykot süresince toplanan paralar, yoksul bir okulun kütüphanesinin yenilenmesi için değerlendirilecek.

UCUZ ÇAY ERDAL BAKKAL'DA İÇİLİR Eskişehir Osmangazi Üniversitesi yemekhanesinde dönem başında zam yapılmış, bu durum öğrencilerin tepkisiyle karşılaşmıştı. Yemekhane zammına karşı bir araya gelen ve rektörlüğe yürüyen öğrenciler, rektör tarafından muhattap alınmadı. Bunun üzerine öğrenciler rektörlük önünde bir forum yaparak “boykot” kararı aldı. Üniversitenin çeşitli yerlerinde masalar açıp komiteler kurarak boykotu yaygınlaştırma kararı, geçtiğimiz haftaların bir pzartesi günü öğrencilerin kendi sandviçleriyle alternatif beslenme pratiğine dönüşmek üzereyken, sosyal medyada sıkça paylaşılmış olan, özel güvenliklerin öğrencileri şiddetli biçimde dövmesi sonucunu doğurdu. Rektörlüğün doğrudan talimatıyla çalışan özel güvenlikler, öğrencileri önce dövdü, sonra da gözaltına alarak polise teslim etti. Bunun üzerine, iki sonra, rektörlük önünde yan yana gelen yaklaşık iki bin öğrenci, rektörün istifa etmesi talebiyle bir açıklama yaptı. Yemekhane fiyatlarının artması ve rektörün kendi öğrencisini dövdürmesi olayı, ucuz çayın gerçekten Erdal bakkal'da içileceğini, ya da üniversitenin Erdal bakkalı kendi bünyesine alması gerektiğini ortaya koyuyor.

KENDİ YEMEĞİMİZİ KENDİMİZ

YAPARIZ

Ankara Üniversitesi'nde yemekhane zamlarına karşı boykot yapan öğrenciler, daha sonra boykotu “ücretsiz yemek” eylemine çevirerek yemekhanede fişsiz yemeye başladılar. Fişsiz yemeğin karşısında üniversitenin yemek getirmeme tavrı, öğrencilerin “öğretim üyelerinin yemeklerine el koyma” ve “dağıtma” eylemine dönüştü. Öğrenciler paylaşmayı esas alarak üniversiteye gelen yemekleri hep beraber yediler. Sonrasında ise, yemekhanenin boşalması ve işlememesi üzerine, yemekhane mutfağını işgal edip temizlediler, kendi getirdikleri malzemelerle yemek yapma işine giriştiler. “Kamusal ve kolektif yemek” eylemi devam ediyor.

Page 8: OkulGastesi 2013 - Boykot Özel Sayısı

Kilyos’ta, Güney’de, Kuzey’de, beslenme sorunu ortak, geçmişten gelen ve bu gün hala günceliğini koruyan bir konudur. Kilyos kampüste yaptığımız boykotumuz ve alternatif bir öğrenci sofrası oluşturduğumuz şenliğimizle sadece Kilyos’taki yemekhane sorununa değil, Boğaziçi’nin genelinde var olan bir soruna dikkat çekmek istedik. Hatırlatacak olursak; kurtlu bamya çıktığı gün Güney ve Kuzey yemekhanede de aynı bamya yeniyordu. Ve rivayet odur ki, aynı sevimli (!) kurtçuğumuz Kuzey yemekhane tabaklarında da görülmüş. Biz konuşulanların yalancısıyız. Ama kesin olan şu ki problem Kilyos’un olduğu kadar Hisarüstü’nün de, Boğaziçi’nin olduğu kadar taşeron yemekhane ve kantinlerin olduğu bütün kampüslerin de sorunu. Aslında şu günlerde Türkiye’nin hemen her tarafında bu sorunun öğrenciler tarafından görüldüğünü ve sorunun çözümü adına öğrencilerin müdahil olmaya çalıştıklarını görüyoruz.

Biz; Boğaziçi, Kilyos’tan Öğrenciler olarak;

Boğaziçi’nin bütün kampüslerinde de siz arkadaşlarımızı toplaşmaya, yemekhane üzerine konuşmaya, tartışmaya ve ortak bir inisiyatif oluşturmaya çağırıyoruz!

CAGRI - . CAGRI -

. CAGRI - . CAGRI -

.