Özel eğitimde ailelere Öneriler
TRANSCRIPT
ÖZEL EĞİTİME İHTİYAÇ DUYANÇOCUĞA SAHİP AİLELERE
ÖNERİLER
HAZIRLAYANSHU Ramazan KOCAKAYA
30.11.2014
Özel Eğitim Nedir ?
Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların engel ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitimdir.
Özel Eğitime Kimler Gereksinim Duyar?
• Zihinsel yetersizliği olan bireyler (hafif-orta-ağır)• Yaygın gelişimsel bozukluğu olan bireyler (otizm
asperger sendromu-rett sendromu)• Görme özürlü bireyler• İşitme kaybı olan bireyler• Dil konuşma güçlüğü olan bireyler• Bedensel engelli bireyler• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bireyler• Özel öğrenme güçlüğü olan bireyler • Üstün yetenekli bireyler
Intelligence Quotient (IQ)(Zeka Bölümü)
Zekâ katsayısı, zeka bölümü veya intelligence quotient (IQ) zekayı ölçme amaçlı birkaç farklı standartlaştırılmış testlerden çıkan değerdir.
Mental Retardasyon(Zihinsel Engel-Zeka Geriliği)
Gelişimsel dönemde ortaya çıkan, uyumlu davranışlarda görülen yetersizliğe ilaveten genel zeka fonksiyonları açısından normalin altında olma durumudur.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) önerdiği zekâ sınıflandırması şu şekildedir:
Uluslararası zekâ sınıflandırması
ZK (IQ) Zekâ sınıfı
0-20 Derin zekâ geriliği / zihinsel engel
21-35 Ağır derecede zekâ geriliği / zihinsel engel
36-50 Orta derecede zekâ geriliği / zihinsel engel
51-70 Hafif derecede zekâ geriliği / zihinsel engel
71-79 Sınırda zekâ
80-89 Donuk zekâ
90-109 Normal ya da ortalama zekâ
110-119 Parlak zekâ
120-129 Üstün zekâ
130 ve üstü Çok üstün zekâ
Emotional Quotient (EQ)
Duygusal zekâ veya yaygın İngilizce ifade edilişiyle EQ (Emotional Quotient), bir insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisi, kapasitesi ve becerisinin ölçümünü tanımlamaktadır.
Engelli Sağlık Kurulu Raporu
Yetkilendirilmiş hastaneler tarafından oluşturulan sağlık kurulu tarafından verilen rapordur. Sağlık Bakanlığınca yayınlanan “Engellilik Ölçütü, Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde verilmektedir. Engelli bireyin engel ve sağlık durumunu, yararlanabileceği sosyal hakları ve çalıştırılamayacağı iş alanlarını belirtir. Haklardan yararlanılabilmesi için esas belgedir.
Ram Raporu
Rehberlik Araştırma Merkezlerinin, engelli bireylerin özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden ücretsiz eğitim almaları için düzenlediği rapordur.
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı(BEP)
Her bir engelli çocuk için yazılı olarak, bireyin bağlı olduğu eğitim kurumunda oluşturulan birim tarafından geliştirilmiş olan ve engelli çocukların, öğretmenlerin, ana babaların özel ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulan özel eğitim programlarıdır.
Engelli Çocuğu Olduğunu Öğrenen Ailelerin Verdiği Tepkiler
I. EVRE EVRE II EVRE III1.Şok 4. Karmaşa 7. Pazarlık2. Reddetme 5. Suçluluk 8. Kabul ve Uyum3. Depresyon 6. Kızgınlık
I. EVRE 1.Şok: Doğum sonrası çocuğun durumunun öğrenilmesi sonucunda ortaya çıkan ilk tepki 'şok'tur. Aile birden hiç beklemedikleri ve hazır olmadıkları bir durumla karşılaşmıştır. Bu ilk tepki yoğun bir biçimde ağlama, hissizleşme, çaresizlik, çevreye tepkisiz davranmak, sorulara veya konuşulanlara yanıt vermemek şeklinde kendini belli eder. Şok dönemi kişilerin kendi yapısı, aile içindeki durumu ve yakın akrabalarının etkileri, alınabilecek psikolojik destek doğrultusunda kısa veya uzun sürebilir. 2. Reddetme: Ailenin, çocuğunun gelişimsel yetersizlikleri olduğu gerçeğinden kaçması ve bu durumun olumsuz etkilerinden kendilerini koruma girişiminde bulunmasıdır. Önce çocuğu tümüyle ret ortaya çıkar. . Daha sonra ruhsal çatışmayı, hayal kırıklıklarını ve bunlara bağlı gelişen bunalımları hafifletmek için çocuğun engelinin reddine sıra gelir. Reddetme, olayların farkında olmamaya çalışma olarak da tanımlanabilir. Bu durum, ailenin başka şeylerle çok fazla meşgul olup, çocuğunun sorunlarıyla ilgilenmeye zaman bulamaması şeklinde kendini gösterebilir. Bu dönemde aile böyle bir çocuğu olduğunu kabul etmemekte ve çocuğunun normal olduğuna ilişkin kanıtlar aramaktadır. Bütün uzmanları dolaşarak çareler arar. 3. Depresyon: Aile mükemmel çocuk hayallerinin yıkıldığını düşünerek bir yas duygusu yaşarlar. Aile ‘Artık iş işten geçti, bundan sonra hiçbir şeyin anlamı yok' şeklinde düşünmeye başlar ve çevre ile ilişkilerini en aza indirir. Aileler bu dönemde normal çocuk özlemi de duyarlar.
EVRE II 4. Karmaşa: Gelişimsel yetersizlikleri olan çocuğa sahip olmak ailenin yükünü önemli derecede arttırmaktadır. Çocuklarının neredeyse günün yirmi dört saati bakıma gereksinim göstermeleri, eğitim ve sağlık sorunları aileyi maddi ve manevi yönden yıpratmaktadır. Dolayısıyla anne-babalar, ‘Böyle bir çocuğum olacağına hiç olmasaydı' şeklinde tepki gösterebilmektedir. Bu durum pek çok ailede engellenme duygularına; dolayısıyla çocuklarına yönelik kızgınlık tepkilerine neden olmaktadır. Bir yandan bu olumsuz duyguları yaşarken, diğer yandan çocuklarını sevmekte ve onun için en iyisini yapmak istemektedirler. Bu durum ailede karışıklıklara neden olmaktadır. 5. Suçluluk: Aile çocuğun durumundan kendini sorumlu tutmaktadır. Ailelerin belki de en çok zorlandıkları duygu suçluluktur. Aile sürekli olarak ‘Niçin bu başımıza geldi' sorusunu yanıtlamaya çalışır. Ailenin bulduğu nedenler ise gerçekten çocuğun özür durumuyla ilişkili olmayabilir. Bu nedenle bazen aile çocuklarının durumunu geçmişte bulundukları bir davranışın Allah tarafından cezalandırılması olarak görebilir ve bu nedenle kendisini suçlayabilir. Diğer bir olasılık, ailenin yaşamlarını alt üst eden gelişimsel yetersizlikleri olan çocuklarına duydukları kızgınlıktan dolayı kendilerini suçlu hissetmeleridir. 6. Kızgınlık: Kızgınlık genellikle iki biçimde görülmektedir. İlkinde eşler ‘Neden bana?' sorularını tekrarlar. Bu tür kızgınlıklar genellikle normal olarak değerlendirilmektedir. İkinci tür kızgınlıkta, kızgınlık ya da öfke, problemin kaynağıyla ilişkili olmayan bir başkasına yönelmektir. Kızgınlığın ya da öfkenin yöneltildiği bu kişiler genellikle doktorlar ve eğitimcilerdir.
EVRE III 7. Pazarlık: Pazarlık uyum sürecinin en son evrelerinden birisidir. Aile içi önemli olan çocuğunun normal hale gelmesidir. Aile çocuğunun özrünü ortadan kaldırmanın yollarını arar. Aile bunun gerçekleştirebileceğini umduğu herkesle pazarlığa girebilir. Bu kişi bir doktor, bir uzman, hoca ya da Allah olabilir. Pazarlık çoğu kez çocuğun iyileşmesi karşılığında bir şeyleri vermeyi ya da yapmayı kabul etmektir. Pazarlık genellikle çocuğun iyileşmesi yönünde yapılan en son girişim olarak değerlendirilmektedir. Pazarlık, suçluluk ve çaresizlik duygularının bir yansıması olmaktadır. 8. Kabul ve Uyum: Ulaşılması güç olan fakat engelli çocuk üzerinde en olumlu etkiyi bırakan son aşama kabul aşamasıdır. Bu aşamada aile gelişimsel yetersizlikleri olan çocuğunu tanıma, anlama ve problemlere çözüm bulma yönünde bilinçli çabalarda bulunur. Ancak öteki aşama ya da evrelerdeki olumsuz duygular hiçbir zaman tamamıyla ortadan kalkmaz. Bu aşamada aileler çocuklarını oldukları gibi kabul etmeye çocuğu ailenin bir bireyi olarak görmeye başlarlar. Çocuğun gereksinimleri karşılanmaya çalışılır ve uzmanlarla işbirliği yapılır. Uyum, kabul etme aşamasının eyleme dönüşmüş bir aşamasıdır. Ailelerin birçoğu aşamaların en sonuncusu olan kabul aşamasına erişememektedirler. Bazı aileler red aşamasında takılmakta ve sürekli olarak çocuklarının normale döneceği beklentisi içinde olmaktadırlar. Ancak bazı ailelerin durumla daha kolay baş edebildikleri, aileye (büyüklük, kültürel yapı, sosyoekonomik düzey vb) ve çocuğa (özrün türü, derecesi vb) ait bazı özelliklerle aile bireylerinin kişilik özelliklerinin gelişimsel yetersizlikleri olan çocuğa sahip ailelerde sorunlarla baş etme becerilerini etkileyen etmenler olduğu görüşü de benimsenmektedir. Ailenin gelişimsel yetersizlikleri olan çocuğunu kabul etme süreci ne kadar uzarsa, yetersizliğin aile ve çocuk üzerindeki etkileri de o denli fazla olmaktadır.
Engellilerle İletişimde Ego Geliştirici Dil
• Kör – Görme Engelli• Sağır – İşitme Engelli• Geri Zekalı – Zihinsel Engelli• Sakat – Fiziksel Engelli• Dilsiz – Konuşma Engelli• Otistik - Otizmli
Ailelere Öneriler
• Çocuğunuzun erken teşhis ve tedavisi için gerekli adımları zamanında atın
• Bir an önce kabul ve uyum aşamasına gelin• Çocuğunuzun eğitimin raporlarını takip edin ve eğitim
raporları doğrultusunda evde de eğitime devam edin.• Aşırı koruyucu olmayın, çocuğunuzun bazı şeyleri tek başına
yapmasına izin verin, yaşayarak öğrenmesini sağlayın.• Çocuklarınızı engelli olmayan yaşıtlarıyla kıyaslamayın• Çocuk yetiştirmede aceleci davranmayın, bazı becerileri
yaşıtlarına göre birkaç yıl sonra da öğrenebilir , önemli olan çocuğun örselenmemesidir.
Ailelere Öneriler• Çocuğunuzla ilgili aşırı beklenti içine girmeyin. Aşırı beklenti içine
girmek sizi hayal kırıklığına uğratabilir, çocuğun da kendini yetersiz hissetmesine sebep olacaktır.
• Başaramadığı her şeyin altında engellilik aramayın. Zira her davranışının altında engellilik ile ilgili bir şeyler aramak sizi yıpratacaktır.
• Çocuğunuzun davranışlarına tepki vermeden önce davranışın sebebini anlamaya çalışın. Çocuğunuz, çocuk olduğu için mi, engelli olduğu için mi söz konusu davranışı sergiliyor. Bazen çocuğunuzun sizin sorun olarak tanımladığınız şeyler sağlıklılık göstergesidir.
• Aile üyeleri birbirinin yükünü hafifletmelidir. Herkes sorumluluklarını bilmeli ve görevlerini yerine getirmelidir.
Ailelere Öneriler• Çocuklarınızı eve kapatmadan, hayatın içine katarak
çocuklarınızın uyum kapasitelerini artırmalarına yardımcı olun.• Çocuğunuzun evdeki eğitimi için özel eğitim materyallerinden
yararlanın • Çocuğunuzu uyaransız bırakmayın, evdeki etkinliklerinizi
dillendirin• Kurduğunuz cümlelerin basit ve anlaşılır olmasına dikkat edin.• Çocuklarınızın başarılı davranışlarını pekiştirmek ve kalıcı hale
gelmesini sağlamak için ödüllendirin.• İstenmeyen davranışları için de fiziksel şiddet gibi uygun
olmayan ceza yöntemleri kullanmayın.• Uzman desteği almaktan çekinmeyin.• Son olarak sevgi ve ilginizi hiç eksik etmeyin…
BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER..