Ülkede akan kan 1n ba sorumlusu erdo an d 1r · 2020. 3. 26. · 1: 5 1 p.k. 214 06047 ulus/ankara...

76

Upload: others

Post on 31-Jan-2021

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • Bismillah

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    11

    Bir inanca ya da herhangi birdüşünceye sahip olmak, o inan-cın ya da düşüncenin gerektirdi-ği şekilde hareket etmekle müm-kün olduğundan iddia ile birinanca sahip olunmaz. Örneğin,doktorluğun çok iyi bir meslekolduğunu, doktorların birçokkişinin iyileşmesine sebep olduk-larını, bu nedenle tıbbı ve doktor-ları sevdiğini söyleyip kendisininde doktor olduğunu iddia edenbir kimse, tıp ilmini tahsil edipdoktorluk mesleğini icra etmedi-ği sürece yalan söylemektedir.

    Bir şeyi sevmek, iyi olduğu-nu söylemek ayrı bir şey, o şeyikabul edip hayatında yaşamakbaşka bir şeydir. Bir kimsenin,İslâm’ın iyi ve ideal olduğunu,Allah’tan geldiğini, kendisinin deİslâm’a mensup olduğunu sözelolarak söylemesi onun Müslü-man olduğunu göstermez. Müs-lüman olmak, yüce Allah’tan gel-diği kabul edilen İslâm’ın,düşünce, söz ve davranışlar üze-rinde bir yaşam tarzı olarakuygulanması ile mümkündür.

    Hayatlarının her safhasında,

    bireysel, toplumsal davranışla-rında, sosyal hayatlarındaki iliş-kilerinde, siyasal yaşamlarında,ticari faaliyetlerinde ve hukuksaldurumlarında İslâm’ın gerektir-diği şekilde hareket etmeyenlerinMüslümanlık iddiaları, tıp eğiti-mi görmediği, bu konuda her-hangi bir kitap okumadığı haldedoktor olduğunu iddia eden kişi-nin durumu gibidir.

    Müslüman olan bir kimse,düşünce planında şirk ve küfürolan her türlü gayri İslâmi fikriattıktan, beşeri tağuti sistemlerireddettiğini açıkça ifade ettiktensonra İslâm’ın öngördüğü iba-detlerini tam yapar, beşeri tağutisistemlerin kanunlarından uzakdurur, bu sistemlerin seçimlerineiştirak etmez.

    Beşeri Sistemler de BirerDindirler

    Beşeri sistemler de birer din-dirler; beşeri sistemlere imanedenler, bu sistemin kendilerinebildirdiği kurallara göre hareketetmek durumundadırlar. Bu,onlar için bir itaat ve bir ibadettir.Beşeri tağuti demokratik sistemle-

    bismillahbismillahMüslümanlar ve Demokratik SeçimlerMüslümanlar ve Demokratik Seçimler

  • rin en kutsal günleri, hiç kuşku-suzdur ki seçimleridir. Seçimler,demokratik dinin hayat damarla-rı, yaşamlarını devam ettirmeleri-nin en önemli dönüm noktalarıdır.

    Seçimler, demokratik beşeritağuti sistemlere iman edenlerinbayramları ve ibadetidir. Demok-rasiyi din edinenler, bu önemligünlerinde bir coşku ile ibadetle-rini yerine getirirler. Bu nedenleMüslüman olduğunu iddia edenbir kimse, hiçbir şekilde bu seçim-lere katılmaz; aksi halde İslâmdininden çıkar müşriklerden olur.

    Şu gerçeği açıkça ifadeetmekte yarar vardır, biz Müslü-manlar, "Oy vermek şirk veküfürdür" derken bunu, demo-kratik sistemi bir hayat tarzı vedin edinmiş, bu sistemin öngör-düğü şekilde hareket eden kim-seler için söylemiyoruz.

    Demokratik sistemlerde oykullanmak, Allah'a ve Rasulü’neiman etmiş, İslâm dinini dinedinmiş, Kur'an'a ve Tevhidiesaslara uyan Müslümanlar içinküfür ve şirktir. Hem Müslümanolduğunu iddia edip hem de oykullanan kimse, İslâm noktainazarında müşrik, münafık ya dafasıktır ki İslâm bunları zatenMüslüman olarak kabul etme-mekte, bunların kâfirler oldukla-rını bildirmektedir.

    İslâm'ı doğru dürüst bilme-

    yen, normal yaşantılarında şirkve küfür içerisinde bulunan, kafayapısı olarak da daha demok ra -tik dinden ayrılmamış, İslâm' -dan, İslâmi yönetim biçimindenhabersiz olan kimselere "Oy ver-meyin" demiyoruz, diyemeyizde, buna hakkımız da yok!

    Demokratik dine iman etmiş,parti, vakıf ve dernek gibi şirk veküfür yuvalarına giden ya dabunları destekleyen, tasavvuf şir-kinin içerisinde bulunanlara "Oykullanmayın" demiyoruz, diye-meyiz de! Çünkü bunlar, zatenşirk ve küfür içerisindedirler,bunların, öncelikle Müslümanolmaları gerekir ki, biz onlara"Oy vermeyin" diyebilelim.

    Demokratik sisteme imanetmiş bir kimseye "Oy vermeyin"demek, Hrıstiyan bir kimseye,"Kiliseye gitmeyin" ya da Yahudibirine, "Havraya gitmeyin"demeye benzer. Kişi, Hrıstiyanya da Yahudi olduğu sürece,kendi ibadetini yapmak için kili-se ya da havraya nasıl gidecekse,demokratik dine iman etmiş biri-si de, tabiiki oy kullanmaya gide-rek iman ettiği demokratik dini-nin gereğini yerine getirecektir.

    Demokratik dine mensupolanlar, seçimler bitip destekle-dikleri parti kazandığında doğalolarak demokrasi bayramını kut-layıp sevinecek, seçtikleri kişiler

    BİSMİLLAH

    22

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Bismillah

  • Bismillah

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    33

    BİSMİLLAH

    de, oy verenler adına ilah edin-dikleri sistemin kurucu ilahınagidip tapınmalarını ve kendileri-ne bu günü lütfettiği için şükran-larını sunacaklar.

    Biz Müslümanlar, insanlaraöncelikle Müslüman olmalarınısöylüyoruz ki, Müslüman olma-dan şu anda iman ettikleri demo-kratik dinlerini bırakmaları zatenmümkün değildir.

    Seçiminizi yapın, mensupolduğunuz dine göre hareket edin

    İnsanlara diyoruz ki, seçimi-nizi yapın, kendinizi tanımlayın,hangi dine mensupsunuz.

    - Yüce Allah’a iman eden,müşriklerin tapındığı putlarıyıkıp insanlara en güzel örnekolan Rasulullah (as)‘a tabi olanbir Müslüman mısınız, yoksa!

    - Demokratik dine imaneden, putları kutsayıp önündezillet içerisinde ibadet eden partiliderine tabi olan demokrat birkâfir, müşrik, münafık ve fasıkmısınız?

    - Kur’an’a iman edip onunhükümlerine uyan, İslâm’ınhayata hâkim olması için çalı-şan kimseler misiniz, yoksa!

    - Demokratik sistemin anaya-sasına uyup oy veren, bu demo-kratik dinin partileri için çalışandemokratlardan mısınız?

    - Hakkı ortaya koyupKur’an’da bildirilen Tevhidi

    esasları, şirk ve küfür içerisindebulunan insanlara anlatan,insanları yüce Allah’ı Bir’leme-ye davet eden Müslümanlardanmısınız, yoksa!

    - Putlara tazim edip tapanputperestlere destek olan, onla-rın küfür ve şirklerine ortak olan,Hz. İbrahim (as) ve Hz. Muham-med (as)’ın yıkıp yıktırdığı put-perestliği yeniden canlandırma-ya çalışan demokratik dinin par-tilerine davet eden müşrik put-perestlerden misiniz?

    - Yüce Allah’ın, tağutu red-dedin hükmüne uyup tağuti sis-temleri reddeden, böylece imanedip Müslüman olanlardanmısınız, yoksa!

    - İnsanları, Allah yolundançevirip Demokratik dine oy ver-meleri, tağuti sistemin varlığı içinçalışan, Allah’ın dinine ve Müs-lümanlara karşı mücadele edenkâfirlerden misin?

    Dikkat edin, iki dine birdenmensup olunmaz

    Bir kimse, ya yüce Allah’aiman etmiş, Kur’ani esaslara tabiolmuş, Rasulullah (as)’ı örnekedinmiş, İslâm için çalışan birMüslümandır, ya da demokratikdine iman etmiş, onun anayasasıgereği seçimlere katılan, partiliderini örnek edinen bir demo-krattır. Yani bir kimse, nasıl hemMüslüman, hem de Hrıstiyan ya

  • da Yahudi olamıyorsa, aynı şekil-de bir kimse, hem Müslüman,hem de demokrat olamaz.

    Bir kimse, hem Müslüman,hem de demokrat olmaz, hemKur’an’a iman edip yüce Allah’aibadet ve kulluk edip hem dedemokratik tağuti sistemin ana-yasasına iman edip seçime katıla-rak oy kullanmaz. Böyle birkimse, iki dini birbirine karıştır-mış bir müşriktir.

    Demokratik Sistemlerde SeçimlerSeçimler Demokratik dine

    mensup olanların, kendi arala-rında mensup oldukları dininyönetimini ele geçirme mücade-lesidir. Müslümanları hiçbirşekilde ilgilendirmeyen buseçimler, putperest müşriklerleputperest kâfirler arasındaki biryarıştır. Demokratik dinin seçim-lerine katılanlara bakıldığındabunların birbirlerinden hemenhemen hiçbir farkları bulunma-dığı görülür.

    - Hepsi putperesttir, seçimbiter bitmez, ilahlarının putunagidip tazimde bulunacaklar,

    - Hepsi, İslâm noktai naza-rında küfür olan laik ve demo-kratiktirler,

    - Hiçbirisi Allah’ın hükmü ilehükmetmeyecektir,

    - Hepsi, Allah ve Rasulü’nesavaş ilanı olan faizci, genelevişletmecisi, her türlü pisliği içeri-

    sinde barındıran kumar, içki gibiher türlü melanetin işletmecileri,

    - Hepsi, Batıcı ve Amerikancı, - Hepsi, İslâm ve Müslüman

    düşmanı,- Hepsi, Atatürk ilke ve inkı-

    lapları üzerine yemin eden müş-rik ve kâfir,

    - Hepsi, halkı aldatan yalancı,ikiyüzlü münafık,

    - Hepsi, azgın birer tağut,- Tek farkları, birinin Fir’avn,

    diğerinin Nemrut olması, birininEbû Cehil, diğerinin Ebû Lehebolmalarıdır.

    Demokratik dine oy verenle-rin tümü, istisnasız Allah’a savaşaçan kâfir, müşrik, münafık vefasıktırlar, yerleri de ebedi veacıklı bir azaptır. Hâlâ onlardanbiri misin?

    Ey Müslüman olduğunuiddia eden kişi, sen bunlardanbiri misin, yoksa gerçekten yüceAllah’a iman eden, Kur’ani esas-lara uyan, Rasulullah (as)’ı engüzel örnek edinen bir Müslü-man mısın? Kararını ver, onagöre safını ve yerini belirle!

    Kalbinde zerre kadar imanolduğunu iddia eden bir kimse

    Allah’ın hükümleri ile hük-metmedikleri için kâfir, fasık vezalim, demokratik dini kabulettikleri için müşrik, münafık vemürtet, yüce Allah’ın pis dediği

    Bismillah

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    44

    BİSMİLLAH

  • Bismillah

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    55

    BİSMİLLAH

    putlara taptıkları için putperestmüşrik, İslâmi hükümleri terkedip tağuti demokratik hükümle-ri savunan inkârcı; tüyü bitmeyenyetimin, yoksulun hakkını yüksekmaaş alarak yiyen soyguncu;halkı kamplara ayırarak birbirleri-ne düşüren zalim, dokunulmaz-lık zırhına bürünüp yasaları halkiçin işleten diktatör, insanlarıçeşitli vaatlerle aldatan, sözleriniikide bir değiştiren, sözlerindedurmayan ikiyüzlü yalancı siya-setçileri sevmez, sevemez, oyverip destek olamaz! Bunlara des-tek olan bunlardandır, Müslü-manlardan değildir; onlarıngünahlarına ortak olup ebediacıklı azabı boylar. Rabb’imiz,bunları değil destekleyip sevenin,en küçük bir meyil duyanın ateşteolduğunu bildiriyor. Karar sizin!

    “Zalimlere meyletmeyin, yoksasize ateş dokunur, sizin Allah’tanbaşka dostlarınız yoktur, sonra sizeyardım edilmez.” (Hud, 113)

    Buna göre kararınızı verin“Allah'a davet eden, salih amel

    işleyen ve ‘Şüphesiz ben, Müslüman-lardanım’ diyen kimseden daha güzelsözlü kim vardır!” (Fussilet, 33)

    Buyuran yüce Allah’ın bildir-diği Müslümanlardan mısınız,yoksa tağuti sistem için çalışankâfir, müşrik, münafık ve fasık-lardan mısınız?

    “İman edenler Allah yolunda

    savaşırlar, kâfirler de tağut yolundasavaşırlar; o halde şeytanın dostla-rıyla savaşın, şüphesiz şeytanın hile-si zayıftır.” (Nisa, 76)

    Bütün bunlara göre siz hangidine mensupsun! Demokratikdine mensup olup oy kullanacakdemokrat putperest, müşrik,münafık, fasık ve kâfirlerden mi,yoksa tağutu reddedip o küfürve şirk sandıkları başına gitme-yen Müslümanlardan mısınız?

    Seçim sizin, siz kimsiniz,kendinizi tanımlayın!

    Ey demokratik dini destekle-yen ve kendilerinin Müslümanolduklarını iddia edenler,

    Gelin öncelikle âlemlerinRabb’i yüce Allah’a, Kur’an’a,Tevhidi esaslara, Rasulullah(as)’a iman edip Müslüman olun,kendinizi acı bir azaptan kurta-rın, kendinize yazık etmeyin!

    Biz Müslümanların Tağutisisteme karşı Tevhidi duruşuhep aynıdır, aynı olacaktır

    Müslümanlar olarak 1980öncesi ve sonrasında, sisteminzorbalığında sınır tanımaz birduruma çıktığı 1990 sonrası ve 28Şubat döneminde Kemalistlerekarşı Tevhidi duruşumuz neidiyse bugün putperest demo-kratlara karşı Tevhidi duruşu-muz da aynıdır.

    Biz Müslümanlara göre put-perestin Kemalist ya da Tayyibist

  • BİSMİLLAH

    66

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Bismillah

    olması arasında bir fark yoktur,her ikisi de kâfir, putperest, Allahve İslâm düşmanıdırlar. Şu varki, Kemalistler, İslâm'a karşıküfürlerini açıkça ortaya koyu-yorlardı, Tayyibistler ise haince,gizlice, münafıkça İslâm'ı içtençökertmeye çalışıyorlar. Bunedenle Tayyibistlere olan İbra-him’i kin ve düşmanlığımız,Kemalistlere oranla bir derecedaha fazladır.

    Kemalistler, küfürlerindeaçık ve mert idiler, Tayyibistlerise sinsi, hain, istismarcı ve iki-yüzlü münafıktırlar.

    Yüce Allah (cc), Kemalistleri,İslâm düşmanı olan Tayip veFeto eliyle ayette belirtildiğiüzere zalimlerin bir kısmını birkısmının eliyle çökertti. YüceAllah, Feto zalimini de yine birzalimin eliyle temizledi, şimdisıra asıl zalimde, Allah onu dainşaAllah Müslümanlar eliyleyerle bir edecektir.

    “Böylece kazanmış oldukların-dan dolayı zalimlerin bir kısmınıdiğer bir kısmının peşine takarız.”(En’am, 129)

    Kur'an ayetlerini, tağuti sis-temi desteklemek için istismaredenlere!

    Kur'ani gerçekleri, bulun-dukları konumu düşünmeden,tağuti sistemleri desteklemek içinkullananlar, yaptıkları bu çarpıt-

    maların hesabını yüce Allah'averemezler.

    Ayet ve sureleri, müşrik vekâfir putperestleri desteklemekiçin çarpıtanlar, şayet tevbeetmez, hatalarından dönmezler-se Rab'lerine hesaplarını vere-mezler, kendilerinden öncekile-rin akıbetine uğrarlar.

    Yüce Allah (cc), kim olursaolsun, diniyle oynamalarına,ayetleri çarpıtmalarına izin ver-mez; nitekim Rasulullah (as)'ayaptığı şiddetli uyarı, bunun apa-çık örneğidir.

    “Gerçekten neredeyse seni, sanavahyettiğimizden ayırıp ondan baş-kasını üstümüze iftira atman içinkandıracaklardı, işte o zaman senidost edinirlerdi. Eğer biz seni gerçek-ten sağlamlaştırmamış olsaydık,neredeyse onlara biraz yanaşacaktın,o zaman sana hayatın iki kat ve ölü-mün iki kat(acıs)ını tattırırdık, sonrabize karşı kendine bir yardımcı bula-mazdın.” (İsra, 73-75)

    “Âlemlerin Rabb’inden indiril-miştir. Şayet o, bazı sözleri uydurupbize atfen söyleseydi, Biz de onunsağını alırdık, sonra onun candamarını keserdik, sizden hiçbirkimse de ona engel olamazdı.”(Hakka, 43-47)

    Yüce Allah’ın bu tehditlerinigöze alanlar, buyursunlarKur’ani gerçekleri çarpıtmayadevam etsinler!

  • SamiriSoyluBel’amlarave OnlaraUyanlaraUyarı

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    77

    Tevhidi esasların, insanlaradoğru ve apaçık bir şekildeduyurulması ancak Tevhidiesasları içinde barındıranKur’an’ın, net olarak anlaşılmasıile mümkündür. Kur’an’ın netolarak anlaşılması ise ancakKur’ani kavramların doğru birşekilde açıklanması ve Kur’an’ınönceliğinin ne olduğunun bilin-mesi ile sağlanabilir.

    Toplum bireylerinden özel-likle genç nesil, münferit olarakKur’an’a yöneldikleri ve anlama-ya çalıştıkları 1980 sonrasındaKur’an’ın anlaşılmasını isteme-yen tağuti sistem, basın yayınorganlarında, daha da sonra tel-evizyon kanallarında, Kur’anigerçekleri çarpıtacak, anlaşılma-sını engelleyecek, Tevhidi mesajıgizleyecek bel’amlarını piyasayasürmeye başladı.

    Yaşar Nuri Öztürk ile başla-yan Kur’ani mesajı tahrif etme,Hakkı batılla karıştırarak gerçek-leri gizleme furyası, daha sonrakurulan ve başını Mustafa İsla-moğlu, Abdülaziz Bayındır,Şeyho Duman, Mehmet Pamakgibi bel’amların kurdukları şirkve küfür yuvaları vakıf ve der-

    nekler yoluyla adeta bir virüsgibi yayılmıştır.

    Tağuti sistemin, rektörlük,dekanlık verip üniversitelerdegörevlendirdiği kimi Prof.unvanlı kişiler yanında dahasonra ortaya çıkan ve çıkartılanMehmet Okuyan, BayraktarBayraklı, Ahmed Kalkan gibibel’amlar katılmış, adeta bir yarışiçerisinde Kur’an’ı kullanarakHakkı batılla bulamışlar, Kur’animesajın önceliği olan Tevhidiesasları gizlemişlerdir. Bununsonucunda isminden başka hiç-bir şeyi kalmayan bir İslâmianlayış topluma hâkim olmuş-tur.

    Kur’an’ı parçalara bölüp işle-rine gelmeyen ayetleri hiç gün-demlerine almayan ya da buayetler konusunda kelimeleriyerlerinden kaydırarak uydur-ma açıklama yapan Samiri soylubel’amlar, küfür ve isyanlarındasınır tanımaz bir şekilde yüceAllah’a isyan eden tağuti siste-min işlerliğini sağlamak için elle-rinden geleni yapmışlar, yapma-ya devam etmektedirler.

    Samiri soylu bel’amlar elbet-te direkt olarak tağuti sistemi

    Samiri Soylu Bel’amlara veSamiri Soylu Bel’amlara veOnlara Uyanlara UyarıOnlara Uyanlara Uyarı

    kur’ân’a dâvet

  • yüceltip övmemişler, ancaktağuti sistemin putperest yöneti-cilerinin Müslüman olduklarını,oy vermenin insanı küfre sokma-dığını söyleyerek, iman etmeninve Tevhidi esasların ilk şartı olantağutu reddetmenin esas oldu-ğunu söylemeyerek tağuti siste-min hayatiyetini sürdürmesineyardımcı olmuşlardır.

    Samiri soylu bel’amların top-luma verdikleri İslâmi bilgilerin,Kur’ani gerçeklerle Sünnetullah-taki Nebevi Tevhidi mücadelemetoduyla Risalet önderlerininve Tevhid erlerinin örnek müca-deleleriyle taban tabana zıttır.Samiri soylu bel’amların verdik-leri bu bilgileri İslâm zannedipbunlarla amel edenler, düşün-mekten yoksun, şirk ve küfüriçerisine girmişlerdir.

    Şirk ve küfür, sağlıklıdüşünmeye engeldir

    Samiri soylu bel’amları, dinkonusunda otorite zannedentabileri, kendilerine verilen bilgi-leri araştırma gereği duymamış-lar, böylece şirk ve küfür içerisin-de bocalamışlardır. Şirk veküfür, sağlıklı düşünmeye, olayve olguları değerlendirmeyeengeldir. Bu nedenle Samirisoylu bel’amlara tabi olup onlarıadeta ilahlaştıranlar, Kur’an’ıaraştırıp gerçek dinlerini öğren-me gereği duymamışlardır.

    Sağlıklı düşünme, ancakaklın, her türlü kültürel birikim-lerden, gelenek ve görenekkurallarından, içerisinde yaşanı-lan sosyal ve siyasal etkilerden,çevresel şartlardan kurtularaktamamen özgür bir şekilde, olayve olguları değerlendirilmesidir.

    Sağlıklı düşünme yeteneğinesahip kimseler, karşılaştıklarıolay ve olguları, aldıkları haberve rivayetleri, aklın süzgecindengeçirdikten, üzerinde düşün-dükten, kendisine fayda vezararlarını, gelecekte kendisinenasıl bir faydası olacağını anla-dıktan sonra karar verir. Sağlıklıbeyinler, kendilerine ulaşanhaberleri araştıran, geçmiş olay-lardan ders çıkaran ve aynı hata-yı tekrarlamamak için gayretsarf eden beyinlerdir. Samirisoylu bel’amların verdikleri bil-gileri din zannedenler, sağlıklıbir beyne, düşünen bir aklasahip olmadıkları için araştırma-mışlardır.

    Hastalıklı ve şartlanmışbeyinler, kişileri önceleyen, önyargılarıyla hareket eden, araş-tırma yeteneğinden yoksun olan,sloganlara takılan, geçmiş olay-lardan ders çıkarmayan, kendile-rine ulaşan haberleri araştırmagereği duymayan arızalı beyin-lerdir. Bu tür arızalı beyinleresahip olanlar, sürekli bir buna-

    KUR’ÂN’A DÂVET

    88

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    SamiriSoylu

    Bel’amlarave OnlaraUyanlara

    Uyarı

  • lım ve sıkıntı içerisindedirler vehiçbir zaman Hakka yönelmez,doğruyu bulamazlar. Bu tür kişi-ler, şirk ve küfür hastalığınabulaşma riskleri en fazla olankimselerdir. İşte Kur’an’ın yerdi-ği kimseler de bunlardır.

    Samiri soylu bel’amlar,tağuti sistemin safında Allah’asavaş açmışlardır

    Samiri soylu bel’amlar,Hakkı batılla bulayarakKur’an’ın önceliği ve olmazsaolmazı olan Tevhidi esasları giz-leyip insanları, yüce Allah’ınreddedin buyurduğu tağuta des-tek vermeye davet etmekle yüceAllah’a ve O’nun dini İslâm’asavaş açmışlardır. Bu anlamdaSamiri soylu bel’amlar, tağuti sis-temin safında yüce Allah’a karşısavaşmaktadırlar.

    “İman edenler Allah yolundasavaşırlar, kâfirler de tağut yolundasavaşırlar; o halde şeytanın dostla-rıyla savaşın, şüphesiz şeytanınhilesi zayıftır.” (Nisa, 76)

    Samiri soylu bel’amlar, hakbatıl mücadelesinde sureti Hak-tan görünerek Kur’ani gerçekle-ri, Tevhidi esasları içten yıkma-ya, böylece insanların dinleriniöğrenerek tağuti sisteme karşıonurlu bir mücadele vermesineengel olarak tağutun safındaİslâmi değerlere ve Müslüman-lara karşı mücadele etmektedir-

    ler.Samiri soylu bel’amlar, elbet-

    te yalnızca tağutun inkâr edilme-si ve tağuta karşı onurlu birmücadelenin sürdürülmesiniemreden ayetleri değil, insanla-rın dini duygularını istismaredip maddi çıkar sağlamak içinbu konudaki ayetleri de gizle-mişler, böylece birçok ayeti inkârederek ya da gizleyerek yüceAllah’a karşı savaşlarını sürdür-müşler, sürdürmektedirler. Bunedenle yüce Allah (cc), belamla-ra en ağır şekilde lanet etmekte-dir.

    “Muhakkak ki, açık delillerdenindirdiğimiz hidayeti, biz Kitaptainsanlara açıkça belirttikten sonragizleyenler, işte Allah onlara laneteder ve bütün lanet edebilenler onla-ra lanet eder.” (Bakara, 159)

    “Şüphesiz, Allah’ın indirdiğiKitap’tan bir şey gizleyen ve onu azbir değere satanlar, işte onlar, karın-larına ateşten başka bir şey koymu-yorlar. Allah, Kıyamet günü onlarlakonuşmayacak ve onları temizleme-yecektir. Onlar için acıklı bir azapvardır. İşte onlar, hidayet karşılığın-da sapıklığı, mağfiret karşılığındaazabı satın alan kimselerdir; ateşekarşı ne kadar da dayanıklıdır-lar(!)”(Bakara, 174-175)

    Samiri soylu bel’amlar, elbet-te yalnızca kendilerini değil,kendilerine tabi olanları da bera-

    KUR’ÂN’A DÂVET

    99

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    SamiriSoyluBel’amlarave OnlaraUyanlaraUyarı

  • berlerinde yüce Allah’ın lanetinemaruz bırakmakta, onları dakendileri gibi sapıklık içerisinesürüklemektedirler. Böylece hepberaber yüce Allah’ın yapacağıacıklı azaba, içerisinde süreklikalmak üzere gireceklerdir.

    Tüm belamlaraSizler, yüce Allah’ın redde-

    dilmesini emrettiği tağuti sistemireddetmeyip her vesile ile des-tekliyor, her seçim dönemindeavanenizi toplar onlara tağutisistemi desteklemeleri konusun-da talimatlar veriyorsunuz,ehveni şer mantığı ile hareketediyorsunuz; bu nedenle “Ker-hen” desteklediğiniz söylüyor-sunuz.

    Ey bel’amlar, kimi basitçıkarlarınız için kendiniz küfürve şirki benimsediğiniz, kimlikve kişiliğinizi kaybettiğiniz,tağutun emrine girdiğiniz gibiinsanları da peşinizde sürüklü-yorsunuz ve onların günahlarınıyüklenerek, onlarla berabercehenneme gidiyorsunuz.

    Ey bel’amlar, Hakkı batıllakarıştırarak içine yuvarlandığı-nız küfür ve şirkten tevbe edinve Tevhidi esasları gizlemekten,Kur’ani kavramları bozmaktanvazgeçip dosdoğru Müslümanolun. Kelimelerini yerlerindenkaydırarak çarpıttığınız Kur’anayetlerini bir kere olsun, düşü-

    nün ve sonunuzun ne kadar feciolduğunu görün. Aksi halde bizMüslümanlar, bizden öncekiTevhid erleri gibi size buğz edipnefret etmeye, yüce Allah’ın sizilanetlediği gibi lanetlemeyedevam edeceğiz.

    Ey bel’amlar, sizler, yüceAllah’ın gaybı bilmediğini iddiaederek yüce Allah’a iftira ettiniz,isyan ve azgınlığınızda sınırtanımadınız, Rabb’inize karşıaçık bir şekilde savaş açtınız vekendinize zulmettiniz.

    Okuduğunuz ayetlerde, siz-lerin durumunda olanları yüceAllah (cc), köpeklere benzetmek-te, domuzlardan ve maymunlar-dan daha aşağı bir durumdabulunduklarını bildirmekte velanet etmektedir. Bunları hiç midüşünmüyor musunuz?

    Kendinizi, sizlerden öncegeçen Samiri ve Belam İbn Bahu-ra ile bir kıyaslayınız, zerrekadar fark göremezsiniz, hattasizler, verdiğiniz fetvalar, küfürve şirk içerisinde bulunmanız vetağuta itaat etmeniz nedeniyleçok daha azgın ve sapıklarsınız.

    Dikkat ederseniz Samiri,tağuta itaat ederek değil, kendihevasına hoş gelen bir işi yapa-rak saptı, oysa sizler, hem heva-nızın hoşuna gittiği, hem detağuta itaat ettiğiniz için saptınızve elbette Samiri’den daha

    KUR’ÂN’A DÂVET

    1100

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    SamiriSoylu

    Bel’amlarave OnlaraUyanlara

    Uyarı

  • büyük bir azabı hak ediyorsu-nuz.

    Ey Samiri soylu bel’amlar,Tağuta oy vermemek Kur’an’aaykırı olduğu halde Kur’anihükmün tersini söylediniz, oyvermeyen Müslümanları, aklınızsıra kötülemek maksadıyla, hari-cilikle karalamaya çalıştınız.

    Ankara’daki puthaneyi, hiç-bir ahlaki ve imani değer taşıma-dan, Allah’tan korkmadan, zerrekadar utanma duygusu taşıma-dan, üç kuruşluk çıkarınız için(hâşâ) Kâbe’ye, puta karşı yapı-lan tazim ve ibadeti, Rasulullah(as)’ın Kâbe’de, yüce Allah’a yap-tığı ibadete benzettiniz. Böyleceputperestleri Rasulullah (as)’a,bu putperestlerin yaptıkları şirkve küfür tazimini de Rasulullah(as)’ın Rabb’ine yaptığı ibadetinebenzeterek küfür ve şirke giripzillete düştünüz.

    Yüce Allah’ın, reddetmesiniiman etmenin esası saydığı tağu-tun desteklenmesini takipçileri-nize söyleyerek küfür ve şirki-nizde sınır tanımadığınızı açıkçaortaya koyarak yüce Allah’ameydan okudunuz.

    Ey bel’amlar, tağutu onaylat-mak adına çarpıtmadığınızdeğer, iftira etmediğiniz İslâmbüyüğü bırakmadınız; yazıların-da Kur’an’dan hiçbir delil getir-meyerek, tamamen hevanızı

    ölçü ve ilah edinip, dilinizi eğipbükerek Kur’ani gerçekleri çar-pıtma gayretine düştünüz.

    Tağuti sistemin idarecilerineyaranma, onlardan bir çıkar sağ-lama düşüncesi ile gözlerinizdönmüş bir halde, küfür ve şirküzerine kurulu olan, tamamenbeşeri zanlardan oluşan tağutisistemin yasalarını meşru göster-mekte ve bunları insanlara onay-latmak adına olmadık yalanörnekler vermektesiniz.

    Kur’an’dan hiçbir delil getir-meden -ki, getiremezsiniz,çünkü Kur’an’da küfür ve şirkolan saçmalıklara herhangi birdelil yoktur- dilinizi eğip büke-rek çarpıtmalarınıza devam edi-yorsunuz. Bu nedenle Hakkıbatılla bulamanıza, gerçeklerigizlemenize, içerisinde bulundu-ğunuz bel’amlığa Kur’an’danhiçbir delil getiremezsiniz.

    Bizim Müslümanlar olarakgörevimiz, Rabb’imizin buyur-duğu üzere, yeryüzünde boz-gunculuk yapan küfür ve şirkehline ve gerçekleri gizleyen sizSamiri soylu bel’amlara, Tevhidiesasları ve içerisinde bulundu-ğunuz aşağılık durumunuzuhatırlatarak uyarıda bulunmak-tır. Çünkü Rabb’imiz böyle yap-mamızı emrediyor.

    “Sizden önceki nesillerden baki-ye sahiplerinin, yeryüzünde boz-

    KUR’ÂN’A DÂVET

    1111

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    SamiriSoyluBel’amlarave OnlaraUyanlaraUyarı

  • gunculuk yapmaktan men etmelerigerekmez miydi? Fakat onlar ara-sından, ancak kendilerini kurtardı-ğımız pek az kişi böyle yaptı; zalim-ler ise kendilerine verilen refahınpeşine düşüp şımardılar ve suç işle-yenler olup çıktılar.” (Hud, 116)

    Yüce Rabb’imizin bu uyarı-sından hareketle, üzerimize farzolan davet görevimizi yerinegetirmek için, içerisinde bulun-duğunuz refahın ve tağuti sis-temlerin sunduğu imkânlarınpeşine takılarak Hakkı batıllakarıştırıp gerçekleri gizleyen siz-leri ve peşlerinize takılan bilinç-siz insanları bir kez daha uyar-maya devam edeceğiz. Ta ki,insanların düşünce dünyasında,Hak batıl iyice netleşinceye veherkes safının neresi olduğunubilinceye kadar bu davetimizsürecektir biiznillah.

    Ey Samiri soylu bel’amlar,haydi, bir kere olsun, çıkın bugerçekleri anlatın, kendisindenhesaba çekileceğiniz Kur’an’aiman edin ve teslim olup Müslü-man olun. Şayet gereği gibitevbe edip Müslüman olmazsa-nız, tıpkı eski putperestler veonlara tabi olanlar gibi dünyahayatında helak edilecek, ahiret-te de acı ve sürekli bir azaba gire-ceksiniz.

    Gelin, Kur'an'a hevanızı kat-maktan vazgeçin; bu, size hiçbir

    şey kazandırmayacak, tam aksi-ne çok şey kaybettirecektir. Fark-lı bir şey söyleme adına, Kur'anigerçekleri hevanızın batıl istekle-ri ile karıştırmayın. Kur'an, apa-çık bir kitaptır ve hükümleri,aklıselim sahiplerince net anlaşı-lacak şekilde yüce Allah (cc)tarafından açıklanmıştır.

    Ey âlim, hoca, şeyh, üstaddiye bilinen şeytanın temsilcileri,bu halka Tevhidi gerçekleri giz-leyip anlatmadığınız, uydurdu-ğunuz yalanlarla insanları küfürve şirk içerisine soktuğunuz içinAllah'a, meleklerin ve tüm lanetedebilenlerin laneti üzerinize,acıklı azabınız sürekli olsun.

    Ey bel’amlar, la ilahe illal-lah’ın anlamını, Tevhidi esaslarıaçıklayın, halkı aldatmayın,

    - Allah'a isyan eden tağutidemokratik küfür sistemine des-tek verip şirke ve küfre giripmüşrik ve kâfir olmayın,

    - Putları kutsayan EbûCehil'in günümüz temsilcileriolan yöneticileri desteklemeyin,

    - Allah'ın indirdiği hüküm-lerle hükmetmeyen kâfirleri des-tekleyip küfre ortak olmayın,

    - Faizli kredi almanın Allah'ave Rasulü'ne savaş açmak oldu-ğunu anlatın,

    - Zinayı meşrulaştırıp kadın-ları pazarlayan sistemi ve yöneti-

    KUR’ÂN’A DÂVET

    1122

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    SamiriSoylu

    Bel’amlarave OnlaraUyanlara

    Uyarı

  • cilerini desteklemeyin,- Her türlü melaneti işleye-

    rek ya da izin vererek aşağılıkduruma düşen ve onlara destekolanların durumlarını net olarakanlatın,

    Ey vakıfçı, dernekçi bel'am-lar

    Ey Diyanet ŞebekesininMüftü, vaiz ve hocaları

    Ey tasavvuf şeyhleri,Ey tağuti sistemin Prof. ve

    maaşlı resmi hizmete mahsusçalışan öğretim üyeleri,

    gelin tevbe edip Rabb'inizeyönelin, iman ederek Müslümanolun ve önce kendinizi acıklıazaptan kurtarın, sonra saptırdı-ğınız, kâfir, müşrik, münafık,fasık yapıp ebediyen cehennem-de kalmalarına sebep olduğunuzbu halka Tevhidi esasları anlatın.

    Yoksa kendi pis günahınızlaberaber bu halkın günahlarınınbir kısmını da yüklenip Allah'ınlanetine uğramış kimseler olarakiçinde ebediyen kalmak üzereyeriniz cehennemdir.

    Kur'ani gerçekleri karıştır-mak yerine Rabb'inizi razı etmekiçin çalışın, böylece dünya haya-tında mutlu olun, ahiret hayatın-da kurtuluşa erin. Gelin, tevbeedip yaptıklarınızdan vazgeçin,Kur'an'a gereği gibi yönelin. İştedoğru yol budur ve işte kurtuluş

    bundadır.Ey bel’amları takip edenlerKur’ani gerçeklerden haber-

    siz, Kur’an’ı yalnızca Samirisoylu bel’amların anlattıkların-dan ibaret sananlar, bel’amlarınnamaz kılmalarına, Kur’an’dansöz etmelerine aldanarak yüceAllah’ın lanet edip acı bir azaplamüjdelediği bu Samiri soylubel’amları, âlim ve Müslümanzannedip onlara aldanmayın,sonra Rabb’inize hesabınızı vere-mezsiniz.

    “Sakın zalimlere meyletmeyin,sonra size ateş dokunur; sizinAllah'tan başka dostlarınız yoktur,sonra size yardım edilmez.” (Hud,113)

    Ey zerre miktarı kalbindeiman taşıyanlar, bu bel’amlaradikkat edin ve onlarla aranızamesafe koyun; yoksa onlarlaberaber içerisinde ebediyen kal-mak üzere acıklı ve sürekli birazaba sürüleceksiniz.

    Ey Samiri soylu bel’amlarıtakip edip onların dediklerineinananlar, yüce Rabb’iniz, bubel’amlara inanıp onların peşin-de gidenleri, o bel’amları rabedinmişlerden sayıyor ve onla-rın müşrikler olduklarını bildiri-yor. O halde gereği gibi imanedip bu Allah düşmanı bel’am-lardan uzaklaşın, şirk koşmayadevam edip cehenneme girme-

    KUR’ÂN’A DÂVET

    1133

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    SamiriSoyluBel’amlarave OnlaraUyanlaraUyarı

  • yin. KARAR SİZLERİN!“Hahamlarını ve rahiplerini

    Allah'tan ayrı rabler edindiler, Mer-yem oğlu Mesih'i de öyle. Oysa ken-dilerine yalnız tek İlah olan Allah'aibadet etmeleri emredilmişti.O'ndan başka ilah yoktur. O, onla-rın ortak koştukları şeylerdenmünezzehtir.” (Tevbe, 31)

    Ey Samiri soylu bel’amlarınsözü ile tağuta itaat edenler,yüce Allah (cc), oy vererek ya dabaşka şekillerde tağutu destekle-yenleri şöyle tanımlamaktadır.

    “De ki: ‘Allah katında yeri bun-dan daha kötü olanı size söyleyeyimmi? Allah kime lanet ve gazapetmiş, kimlerden maymunlar,domuzlar ve tağuta itaat edenleryapmışsa, işte onların yeri dahakötüdür ve onlar düz yoldan dahaçok sapmışlardır.” (Maide, 60)

    Bu ayete rağmen tağutu des-teklemeye devam etmeniz, şey-tanın yardımcıları olarak Allah’aaçıkça savaş açmakta olduğunu-zu bilin.

    “İman edenler Allah yolundasavaşırlar, kâfirler de tağut yolundasavaşırlar; o halde şeytanın dostla-rıyla savaşın, çünkü şeytanın hilesizayıftır” (Nisa, 76)

    Tağut, kendisini destekle-yenleri, onun partilerine oyverenleri, İslâm’ın aydınlığındankendi küfür ve şirk karanlıkları-na çekmektedir. Buna razı olan-

    lar, İslâm’dan çıkıp küfür ve şirkkaranlıklarına girdiklerini bilsin-ler.

    “Allah, iman edenlerin dostu-dur; onları karanlıklardan aydınlığaçıkarır; kâfirlerin dostları da tağut-tur; (o da) onları aydınlıktan karan-lıklara çıkarır, onlar ateş halkıdır,orada ebedi kalacaklardır.” (Bakara,257)

    Ey dinleri, inançları, değerle-ri ile alay edilenler, daha nekadar şeytanın bu yardımcıları-na karşı dilsiz şeytanı oynaya-cak, daha ne kadar bu Samirisoylu bel’amların dininize küf-retmelerine seyirci kalacaksınız,daha ne kadar bu şeytanın yar-dımcılarının peşinde gideceksi-niz. Yarın Rabb’iniz size bunlarısorduğunda ne cevap vereceksi-niz!

    Şayet sizler akleder, gelenek-sel kültür kalıplarından sıyrılır,ön yargılarınızı bir kenara bıra-kır, bel’amları yüceltme hastalı-ğından kendinizi kurtarır ve yal-nızca yüce Rabb'inizi razı etmeyigaye edinirseniz, kesinlikleKur'an'ı anlayacak ve doğrularıbulacaksınız.

    KUR’ÂN’A DÂVET

    1144

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    SamiriSoylu

    Bel’amlarave OnlaraUyanlara

    Uyarı

  • Ülkede Akan Kanın Baş SorumlusuÜlkede Akan Kanın Baş SorumlusuERDOĞAN’dırERDOĞAN’dır

    Siyasetini, gerilim ve çatışmaüzerine kuran, bu nedenle desürekli olarak halkta korku uyan-dırmak için kendisine düşmanvar eden Erdoğan, her geçen gündaha çok batmakta, battıkça daülkeye ve ülke insanına daha çokzarar vermektedir.

    İktidarı döneminde, askerler-den başlayarak her konumdakiinsanlara adeta savaş açan Erdo-ğan, önceleri karşısına aldığı kişi-ler silahsız düşmanlar iken çıtayıyükseltmiş, şimdi silahlı düş-manları karşısına çıkartmıştır.Erdoğan, bir taraftan da sözelolarak, beslediği yandan basınvasıtasıyla yalanlar üreterekhalkta gerilim ve korku algısıoluşturmaya çalışmaktadır.

    Kimilerini satın alarak kimi-lerine korku salarak muhalefetisindiren böylece meclisi fiilenfesheden Erdoğan, şimdi de geri-lim politikası üreterek halkakorku salmaya çalışıyor. Erdo-ğan, daha önce halkı “Bana darbeyapılıyor yalanları ile uyuturkenşimdilerde halkı “Bu bir istiklalsavaşıdır” yalanları ile kandıra-rak kendisini desteklemesini sağ-lamaya çalışıyor.

    Gerilim ve çatışma üzerine

    siyasetini kuran Erdoğan, Türki-ye’de ister PKK, ister IŞİD isterseFETÖ tarafından gerçekleştiril-sin, yapılan her terör saldırısının,akıtılan her damla kanın başsorumlusudur. Ülkede akıtılankan konusunda elbette terörörgütlerinin de payı vardır,ancak ülkenin bu duruma gelme-sinin, terörün bu denli pervasız-laşmasının, masum insanlarınkatledilmesinin baş sorumlusuve asıl müsebbibi Erdoğan’ın biz-zat kendisidir.

    Erdoğan, gerek yöneticiolması, halkın güvenliğindensorumlu bulunması gerekseolayları muhaberatı MİT vasıta-sıyla bizzat organize etmesi vegörmezden gelmesi ve terörörgütleri ile daha önceki içli dışlıoluşu nedeniyle ülkede akan herdamla kanın baş sorumlusu vebirinci derecede müsebbibidir.

    ABD ve İsrail’in SadıkAdamı Erdoğan

    ABD ve İsrail tarafındanİslâm’a karşı bir proje olarakkurulan AKP şebekesinin başınaoturtulan Erdoğan, bulunduğumakamda kalabilmek için, Iraksavaşından başlayarak ABD’yevermedik taviz, içerisine düşme-

    gündem

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    1155

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    ÜlkedeAkanKanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

  • dik durum bırakmadı. Irak halkı-nın çektiği acıları hiçe sayarakIrak’ı kana bulayan ABD askerle-rinin, ülkelerine sağ salim dön-mesi için dua ettiğini söyleyecekderecede ABD tapar olan Erdo-ğan, nasıl bir kişi olduğunu orta-ya koymuştur.

    Erdoğan, Amerika’da yayınla-nan Wall Street Journal’e 31.03.2003tarihinde yazdığı yazının içinde şusatırlara yer veriyordu:

    "We further hope and praythat the brave young men andwomen return home with thelowest possible casualties.” yani,“Kahraman genç erkek ve kadınçocuklarınızın mümkün olan enaz kayıpla evlerine dönmeleriiçin dua ediyor ve diliyoruz.”

    ABD’ye bu denli bağımlı, budenli teslim olmuş Erdoğan, eşi ileberaber Siyon tapınağında,Osmanlı İmparatoru Abdülha-mit’in huzurundan kovduğu Siyo-nizm’in kurucusu Theodor Herzlziyaret edip saygı duruşundabulunup çelenk bıraktıktan sonraYahudi ayinine katılmış, İsrail’esadakat yemini etmiş, daha sonra"Beyrut kasabı" Ariel Şaron'u ziya-ret etmiştir. Bütün bunlar, onun nedenli emperyalizme ve İsrail’ebağlı olduğunu gösterir.

    AKP’nin, bir proje olarakABD ve İsrail tarafından kuruluşaşamasında kendisine bu konu-

    da teklif getiren Erdoğan’a Muh-sin Yazıcıoğlu: “ABD’ye eliniveren kolunu kaptırır, bu işegirme” diyerek sanki tam daErdoğan’ın bu duruma geleceği-ni anlatıyordu.

    ABD ve İsrail’e bu denli tavizverip onlara teslim olan Erdoğan,durumuna bakmadan ABD’yekur yapıp Çin ve Rusya ile flörtebaşlayınca ABD’nin şimşekleriniüzerine çekti. Böylece dünyadayapılan her darbenin, her pisliğinaltından çıkan ABD, CİA örgü-tüyle Türkiye’de yeni oyunlarortaya koymaya başladı.

    Gülenci AKP çetesi ve ErdoğanErdoğan, ABD’nin isteği ile

    kendisine yardım etmiş, iktidaragelmesinde kendisine destekolmuş Gülen’e, yıllarca tavizverdi, devletin her kademesineadamlarını yerleştirdi, palazlan-dırıp güçlendirdi. Kendisi vetüm AKP şebekesi Gülen’e, yıl-larca övgüler yağdırarak haketmediği halde Gülen’i, tapınırderecede yücelttiler.

    Gülen ile birlik olup kumpas-lar kurarak askeri vesayeti çöker-ten Erdoğan, içeriye tıktığı bineyakın üst rütbeli askerlerin yerineGülen’in adamlarını yerleştirdi.Erdoğan, bu yaptıkları ile Gülen’i,rüyasında bile göremeyeceği birgüce kavuşturdu. Ancak bir anıbir anını tutmayan Erdoğan, bir

    ÜlkedeAkan

    Kanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    1166

    GÜNDEM

  • ÜlkedeAkanKanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    1177

    müddet sonra Gülen ile arasınıbilinçli bir şekilde açtı.

    Erdoğan, siyasi manevralarıiçinde kendisine bir düşmanpeyda etmek için Gülen’e aitokulları kapattı, bunun üzerineGülen, devlet kademelerindekipolis ve yargı gücü ile Erdoğan’ı,17 ve 25 Aralık 2013 yolsuzluk verüşvet soruşturmaları ile yıkma-ya çalıştı, ancak yüzüne gözünebulaştırdı.

    17 ve 25 Aralık 2013 yolsuzlukve rüşvet soruşturmaları ile tümpislik ve yolsuzlukları ortayadökülen Erdoğan, elindeki muha-beratı MİT, polis ve yargı ileGülen’i saf dışı etmeye çalıştı,ancak inlerine girmeye çalıştığıFeto’culara pek fazla bir şey yapa-madı. Bunun üzerine muhaberatıMİT’i devreye sokup basiretsiz vebeceriksiz Feto’culara, 15 Tem-muz 2016’da bir darbecik yaptırdıve onları böylece daha önce yer-leştirdiği devlet kademelerindenbirer birer söküp atmaya başladı.

    Polis ve özel harekât birimle-rinde yetişen Fetocular, kendile-rine oynana bu oyunları hazme-demeyip Erdoğan’a karşı PKK ilekolkola girdi, ülkede kargaşa vekarışıklık çıkarmaya başladılar,görülen o ki bu daha da devamedecek, daha fazla masun insankanı akacaktır.

    PKK ile anlaşmalar yapan,

    ancak bunu inkâr eden Erdoğanve AKP çetesi

    Kapalı kapılar arkasındaPKK ileri gelenleri ile anlaşmalaryapan Erdoğan, önceleri halkahitap ettiğinde, “AKP hükümetiolarak hiçbir terör örgütü ilemasaya oturmaz, müzakere yap-maz; terör örgütü ile hiçbirzaman masaya oturmadık, otur-mayacağız” demişti. Erdoğan,PKK ile görüşen BDP eş başkanı-nı suçlayıp PKK ile görüşen birkimse ile görüşmeyeceğini, aksihalde şehit ailelerinin yüzünebakamayacağını söylemişti.

    Halka ayrı, kapalı kapılararkasında ayrı konuşan Erdoğan,muhaberatı MİT’İN başındaki enyakın adamı Hakan Fidan’ı ken-disinin özel temsilcisi olarakyanında Müsteşar yardımcısıA.G. ile birlikte 2009 yılı başların-da Norveç’in başkenti Oslo’yagöndererek PKK temsilcileri ilegizli görüşmeler yaptırıyordu.

    Kapalı kapılar arkasında PKKile görüşen Erdoğan, 12 Ağustos2005’te Diyarbakır’da yaptığıkonuşma ile Kürt sorunu diye birçalışma başlattığını söylüyordu.Bu, elbette hükümet ve PKK tara-fından binlerce gencin ölmesininengellenmesi ve yüce Allah’ın,Kürt toplumuna verdiği dillerinikendi dillerini konuşmaları içinsevindirici idi.

    GÜNDEM

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

  • “Ey insanlar, Rabb’inizden kor-kun; O ki sizi, bir tek nefisten yarattıve ondan eşini yaratıp ikisinden bir-çok erkekler ve kadınlar türetipyaydı; Allah’tan korkun ki, O’nunlabirbirinizden dilekte bulunuyorsu-nuz ve yakınlık sağlıyorsunuz. Şüp-hesiz Allah, sizin üzerinizde gözetle-yicidir.” (Nisa, 1)

    “Ey insanlar, elbette Biz sizi, birerkek ve kadından yarattık ve birbiri-nizi tanımanız için sizi milletlere vekabilelere ayırdık. Şüphesiz Allahyanında en üstün olanınız, en çokkorunanınızdır; muhakkak ki Allahbilendir, haber alandır.”(Hucurat, 13)

    “Göklerin ve yerin yaratılması,dillerinizin ve renklerinizin muhtelifolması O’nun ayetlerindendir; doğ-rusu bunda bilenler için gerçektenayetler vardır.” (Rum, 22)

    Erdoğan, PKK ve BDP aleyhi-ne söylediği sözlerden sonra dahaaradan kısa bir süre geçmedenAbdullah Öcalan ile elemanlarıvasıtasıyla görüşmeler yaptığınıve bu görüşmelerin devam ettiği-ni, kendisinin de BDP yöneticileriile görüştüğünü ve artık İmra-lı’dan gelecek haberleri beklediği-ni, bir televizyon programında,anlatıyordu.

    Abdullah Öcalan’a, heyetlergönderen AKP çetesi ve Erdo-ğan, yaptıkları konuşmalarda,tıpkı Gülen’e yaptıkları gibi Öca-lan’ı övüp duruyordu. Toplum-

    da başta canı yanan aileler, dahasonra toplumun tümü, kan dava-sına dönen bu kavganın bitmesi-ni istiyordu.

    19 Ekim 2009’da AbdullahÖcalan'ın çağrısıyla 34 PKK’LİHabur Sınır Kapısı'ndan girişine,gelenleri karşılamak üzere, Şır-nak'ın Silopi İlçesi'nde yaklaşık50 bin kişi toplandı, PKK’lileriyargılamak için çadır mahkeme-ler kuruldu. Tam bir komedi! 23Ağustos 2014 Başbakan Yardım-cısı Beşir Atalay "Kandil'le direktgörüşülmesini arzu ediyorum"sözüyle AKP ve PKK’nin üstdüzeyde görüşmeler yaptıklarınıgösteriyordu.

    Bütün bu gelişmelerdensonra 7 Haziran 2015 seçimlerin-den sonra AKP çetesi, hükümetkuramayacak duruma gelinceErdoğan, asıl karakterine döne-rek o zamana kadar PKK ile yap-tığı anlaşmaları, verdiği sözlerive Barış sürecini askıya alıpPKK’YE karşı açıkça tavır aldı.

    PKK, Barış sürecinin devametmeyeceği konusunda Erdo-ğan’a güvenmediğinden şehirler-de kendine istihkâm mevzilerioluşturdu, çıkabilecek bir savaşakendisini hazırladı. Nihayet öylede oldu, iki sözü birbirini tutma-yan Erdoğan, her zaman yaptığıüzere, Barış sürecini askıya ala-rak ülkenin kan gölüne, şehirle-

    ÜlkedeAkan

    Kanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    1188

    GÜNDEM

  • ÜlkedeAkanKanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    1199

    rin harabeye dönmesine,PKK’DEN ve emniyet birimlerin-den yüzlerce gencin ölmesine,onbinlerce insanın, yerini yurdu-nu terk ederek kendi yurdundaperişan olmasına sebep oldu.

    HDP’NİN mecliste kendisi-nin başkan seçilmesi konusundadestek olmaları için barış sürecinibaşlatan Erdoğan, bu süreçtePKK’NİN dağdan inip şehirlerdehâkimiyet kurduğunun farkın-daydı, üstelik şehirlerde hendekkazan PKK’YE müdahale edecekgüvenlik güçlerinin müdahalele-rini de engellemişti.

    PKK elbette bugüne kadaryaptıkları ile kalmayacak, Erdo-ğan’ın ihtirasları yüzünden dahaçok kan akacaktır. Erdoğan’ınyönetimdeki başarısızlığı, tutku-ları ve hırsı yüzünden Kürt veTürk ailelerinin evlerine dahaçok ateşler düşecektir.

    ABD çıkarlarına hizmetuğruna IŞİD’E düşmanlık

    IŞİD, kurulduğu günden iti-baren Türkiye ile hiçbir sorunuolmamış, hiçbir Türk vatandaşı-na zarar vermemiş, hattaMusul’u aldığında, oradaki Türkkonsolosluğunda bulunan 49tane görevlinin güvenliğini sağ-lamış, onları emniyetli bölgelerenakletmişti.

    Konsolosluk personelinezerre kadar zarar vermeyen IŞİD,

    onları güvenlik içerisinde Türki-ye’ye teslim etmişti. Türkiye’yeteslim edilen personelin kamera-lar karşısında itiraf ettikleri üzereIŞİD, kendilerine oldukça iyidavranmış, her türlü ihtiyaçlarınıda gidermişti.

    Türk sınırına bitişik olan Suri-ye sınırını elinde bulunduranIŞİD, Türkiye’ye hiçbir şekilde birzarar vermemiş, Türkiye tarafınabir tek kurşun atmamıştı. ABD’YEhizmet ve sadakatinden zerrekadar taviz vermeyen, bir isteğiniiki etmeyen Erdoğan, ABD’NİNisteği ile IŞİD’E karşı tavır almış,IŞİD ile arayı açmak için oyunüzerine oyunlar tezgâhlamıştır.

    Erdoğan’ın muhaberatıMİT’İN başındaki Hakan Fidan,Youtube’ye düşen bir ses kaydın-da “Gerekirse Suriye'ye dörtadam gönderirim, Türkiye'ye 8füze attırıp savaş gerekçesi üre-tirim, Süleyman Şah Türbesi-ne'de saldırtırız” derken Erdo-ğan’ın yamağı Davutoğlu da,"2012'de yapmalıydık, cesurkararlar almalıydık" diyerekSuriye'ye girme konusundakiheveslerini dile getiriyordu.

    Bu gözü dönmüş AKP şebe-kesi ve muhaberatı başındakiHakan Fidan, ABD’NİN isteğidoğrultusunda IŞİD ile savaş-mak için bir bahane olsun diyeKilis'in Elbeyli İlçesi yakınlarında

    GÜNDEM

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

  • Suriye sınırındaki Dağ HudutKarakolu'nda görev yapan kendigüvenlik güçlerini, Suriye tara-fından kurşunlatmış, bir astsu-bay’ın ölümüne, bir erin yaralan-masına neden olmuştu. Türki-ye’de yapılan balistik muayene-sinde kurşunun, MKE yapımıolduğu açıklanmıştı.

    Bütün bunlarla yetinmeyenErdoğan ve AKP çetesi, aralıklıolarak Suriye tarafından Türkiyetopraklarına füzeler attırarakkendi halkının ölümüne nedenolmuş, IŞİD sempatizanı diyerekkendi vatandaşlarından yüzler-cesini tutuklamış, Avrupa’yakarakolluk yaparak Avrupa’danIŞİD’E katılmak isteyen yüzlercegenci tutuklayıp ülkelerine iadeetmiştir.

    Ülkeyi savaşa sokmak içinyapmadık düzenbazlık bırakma-yan Erdoğan, muhaberatıMİT’İN başındaki Hakan Fidanve AKP çetesi, nihayetinde 24Ağustos 2016 saat 04.00’de, FıratKalkanı adı altında bir harekâtbaşlatarak Suriye’ye IŞİD ilesavaşmak üzere girmiştir.

    Fırat Kalkanı harekâtınınbaşladığı günden bugüne geçenyaklaşık dört buçuk ay içindeonlarca askerin, ABD çıkarıuğruna pisipisine ölmesine veyaralanmasına neden olan Erdo-ğan ve AKP çetesi, görülen o ki

    daha çok tabutun, içinde Türkaskeri cesedi ile ülkeye girişineneden olacaktır.

    Erdoğan’ın İhtirasları Yüzün-den Türkiye Kan Gölüne Döndü

    Bir anı bir anına uymayan,ihtirasları ve çelişkili tutum vedavranışları ile adeta çelişkileryumağı haline gelen Erdoğan,nihayetinde ABD’Yİ, Gülen’i,PKK’Yİ ve IŞİD’İ karşısına almış-tır. Bu her dört güç, Erdoğan’ınkendilerine oynadığı oyunun,verdiği sözlerinden caymasınınkarşılığında MİT’İN de, adetaolayları görmezden gelerekolmasına sebebiyet verdiği inti-har saldırıları ile ülke vatandaşı-nın canına kast edilmiş, her günbir yerde halkın kanının akması-na sebep olmuşlardır.

    Halen ABD’DE bulunan veonun emrinde olan Gülen’in,Türkiye’de polis ve askeri birim-ler içinde yetişmiş silahlı gücü,Erdoğan’ın kendilerine oynadığıoyunun karşılığında hareketegeçerek Rus elçisinin öldürülme-si gibi, çeşitli terör olaylarınasebebiyet vermişlerdir. Onlar,elbette bununla kalmayacak,Fetö’nün uyuyan hücreleri uyan-dırılarak daha vahim sonuçlarortaya çıkarılacaktır. Olan ise,masum insanlara olacak, onlarınkanları, Erdoğan’ın ihtiraslarıyüzünden heder olacaktır.

    ÜlkedeAkan

    Kanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    2200

    GÜNDEM

  • ÜlkedeAkanKanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    2211

    PKK, bugüne kadar yaptıkla-rının çok daha fazlasını yapmayaçalışacak, asker ve polise uzunnamlulu silahları, el yapımı patla-yıcıları ve döşediği mayınlarla sal-dıracaktır.

    Osmanlı döneminde, Rasu-lullah(as)’a iftira edilerek hadisdiye uydurulan bir yalana daya-narak bugüne kadar Türkiye vehalkına karşı en küçük bir zararıolmayan IŞİD, ülke içinde Gülenve PKK mensuplarının yapacak-ları saldırılarla kıyaslanamaya-cak derecede daha büyük katli-amları gerçekleştirecektir.

    IŞİD, Erdoğan’ın ihtiraslarıve ABD çıkarları uğruna kendisi-ne saldıran Türk askeri gücüne,Irak, Suriye ve İran askerlerine veLübnan Hizbullah çetelerine ver-diği zararın onlarca katını Türkaskeri gücüne verecektir. Şayetbu savaşa son verilmese Türkiye,İran’ın ülkesine tırlarla taşıdığıiçi dolu cesetlerden çok daha faz-lasını taşımak durumunda kala-caktır.

    Erdoğan’ı, bugün yaşanandramlar konusunda iki yıl önceuyarmış, olabilecek vahim duru-mu özetlemiştik. Ancak Erdo-ğan’ın basiretsizliği yanında,oturduğu makamı borçlu olduğuefendilerine verdiği taahhütlerve makam hırsı söylediklerimizianlamasına engel oldu.

    “Siz, sözünden çıkmadığı-nız ABD’yi razı etme adına,Rabb’inizin rızasını hiçe saya-rak savaşa sokacağınız o asker-lerin akacak kanlarındansorumlusunuz ve onları bizzatöldürmüş gibi katil olarak anı-lacaksınız.

    Bu savaşa katılmakla Türki-ye’yi savaşa sokacaksınız veTürkiye’deki Müslümanlar dadoğal olarak içeride size karşısavaşacak ve İslâm toprakların-da devam eden kargaşanınülkede devam etmesine sebepolacaksınız.

    Hem ülke sınırları dışında-ki Müslümanlara karşı savaşasürdüğünüz askerlerinizden,hem de ülke sınırları içindeisyan eden Müslümanlara karşısavaşan güvenlik güçlerinizdenbirçok insanın pisipisine ölme-sine, oluk gibi kanlarının akma-sına neden olacaksınız. Buasker ve güvenlik güçleriniz,Allah’ın dinine ve Müslüman-lara karşı savaştıkları için deşehit olamayacakları için ebedi-yen cehennem azabına girecek-lerdir.

    Ülkedeki kargaşadan onbinlerce masum insan, çolukçocuk, kadın yaşlı ölecek, insan-lar, mülteci durumuna düşecek,ülke, tıpkı Suriye gibi haraphale gelecektir. Tüm bunlar,

    GÜNDEM

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

  • sizin ihtiraslarınız, doyumsuz-luğunuz, ABD ve Batılı efendi-lerinize sadakatiniz nedeniyleolacaktır.”

    Bu gerçeği tüm dünya dabiliyor, ancak emperyalizm, hal-kında Müslümanların da bulun-duğu ülkeleri, Erdoğan gibi işbir-likçi, gözü dönmüş kuklalarınıkullanarak birbirlerine kırdırma-ya çalışıyorlar. Basiretten yoksun,kendisini etten duvarlarla koru-ma altına aldığını zannedenErdoğan bu gerçeği görmüyor yada efendileri ona gördürmüyor-lar.

    Erdoğan bu gerçeği gördüğüzaman, denizde son çırpınışlarınıverdiğinde pişman olduğunusöyleyen Fir’avn gibi son piş-manlığı kendisine fayda verme-yecek, akıttığı kan denizindeboğulup gidecektir. Esen rüzgâr-lar, bu günlerin yakın olduğunumüjdeliyor.

    Kur’an’da Nisa suresi, 135.ayet ışığında bu olaylar sağlıklıve tarafsız bir şekilde değerlendi-rildiğinde, ülke içerisinde yapı-lan canlı bomba ve intihar saldırı-ları ile PKK asker çatışmasındagelinen nokta ve yurtdışındaABD çıkarları uğruna IŞİD ilegirilen savaşın en önceliklisorumlusu Erdoğan, muhaberatıMİT ve AKP çetesi olduğu görül-mektedir. Bu nedenle de akıtılan

    her damla kanın sorumlusu dabaşta Erdoğan’dır.

    Ayrıca Erdoğan, ülkedeyönetici olması dolayısıyla daülke insanının akıtılan kanındansorumludur. Halkı kandırmayagelince : “Fırat kenarında birkurt kapsa bir koyunu, ilahiadalet Ömer’den sorar onu”deyip ülke insanından sorumluolduğunu söylüyordu.

    ABD’de öldürülen üç Müslü-man genç için Obama’ya: “Ame-rika'ya yakın olduğum içinburadan belirtmem gerekiyor;ben Sayın Obama'ya sesleniyo-rum, 'Neredesin Başkan' diyo-rum. Dışişleri Bakanına,Biden'e sesleniyorum 'Nere -desiniz' diyorum. Biz siyasiler,ülkemizde işlenen cinayetler-den sorumluyuz; tavrımızı orta-ya koymak zorundayız, çünkühalk size oylarını verirken'Benim can güvenliğimi, malgüvenliğimi sağlayacaksın' diyeveriyor.”

    Obama’ya bunları diyenErdoğan, Fırat’ın kızıla boyanıpsu yerine kan akmasına, meyda-na gelen onlarca terör saldırısınagöz yumarak ya da bizzat muha-beratı MİT eliyle yaptırarak ken-disinin sebep olduğu sorumlulu-ğunu düşünmüyor, düşünmekişine gelmiyor. Başkan olmahevesi ile halkı kargaşaya sürük-

    ÜlkedeAkan

    Kanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    2222

    GÜNDEM

  • ÜlkedeAkanKanın BaşSorumlusuErdoğan’dır

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    2233

    leyen, sürüklenmesine gözyu-man Erdoğan, bütün bunlarınüzerine Türkiye’yi uzaktanyakından ilgilendirmeyen Suriyesavaşına girdi.

    Amerika’nın, Irak ve Suri-ye’deki çıkarları uğruna Anadoluevlatlarını ateşe atmaktan, ülkeyiyangın yerine çevirmekten çekin-meyen Erdoğan, bu ülkeye veülke insanına en büyük zararıvermiş, estirdiği diktatörlükzulmü ile hâlâ da zarar vermeyedevam etmektedir.

    Bulunduğu yıkılasıcamakam uğruna İslâmi değerleriistismar eden Erdoğan, şimdi deaynı hırsı ve bağlı olduğu ABDçıkarları uğruna toplumu veülkeyi ateşe atmış, yüzlerce, ileri-de belki de daha binlerce masuminsanın kanının boşu boşunaakmasına sebep olmuş, olmakta-dır. Ancak bu tutuşturduğu ateş,kendisini de içerisine alacak vekendisinin sonu olacaktır; ancako son geldiğinde onu, ne ettenduvar ettiği korumaları, nedayandığı ve hizmet ettiği efen-dileri, ne kalabalıklarına güven-diği sürüsü kurtaracaktır. İşteErdoğan ve benzeri zalimlerinakıbetlerini müjdeleyen ayetler:

    “Zalimlerin yaptığı şeylerdenAllah'ı gafil sanma, şüphesiz onları,gözlerin donup kalacağı bir güneertelemektedir.” (İbrahim, 42)

    “O ve askerleri yeryüzünde hak-sız yere büyüklük tasladılar ve kendi-lerinin bize döndürülmeyeceklerinizannettiler. Bu yüzden onu ve asker-lerini yakaladık, denize attık; iştebak, zalimlerin akıbeti nasıl oldu!”(Kasas, 39-40)

    Allah’ın laneti ve azabı,zalimlerden uzak değildir.

    GÜNDEM

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

  • Ev l i l i k Hayat ına, K i ş in in Taş ıd ığ ıEv l i l i k Hayat ına, K i ş in in Taş ıd ığ ıDeğer Yargı lar ı Yön Ver i rDeğer Yargı lar ı Yön Ver i r

    İnsan, düşünce dünyasındataşıdığı değer yargıları ile önce-liklerini belirler, hayatını düzen-ler. Bu, kişinin bireysel hareke-tinden aile hayatına, sosyal yaşa-mından siyasal tercihlerinekadar her şeyi kapsar. Örneğin,küfür ya da şirk içerisinde bulu-nan bir kimsenin yaşamı bu doğ-rultuda seyrederken bu kişinin,yüce Allah’a, Hakkıyla imanederek Müslüman olması iledeğer yargısı, hayatı, sosyal çev-resi ve siyasi tercihi baştanbaşadeğişir, kişi, bambaşka biri olur.

    Evli iken iman eden birkimse, kendisinin önceki taşıdığıdeğer yargısına sahip olan eşi ilearasında sorunlar başlar, sıkıntı-lar yaşar, evlilik hayatını artıkeskisi gibi yürütemez ya eşininde iman etmesine vesile olur yada ayrılma zorunlu hale gelir.Çünkü müşriklerle evlenilmez.

    “Zina eden erkek, zina eden veyamüşrik kadından başkasını nikâhla-yamaz; zina eden kadın da zina edenveya müşrik erkekten başkasınınikâhlayamaz; bu, Mü’minlereharam kılınmıştır.” (Nur, 3)

    Küfür ve şirkten kurtulupiman eden bir kimse, tavırlarınıaçık ve net olarak ortaya koyar,

    ne istediğini açıkça belirtir. Bukimse, kadın ise giyim kuşamınıyeni baştan değiştirir, İslâmi kişi-liğine uygun bir tavır içerisinegirer.

    Aile hayatı, iman edenlerinmedreseleri, eğitim kurumları-dır; bu kurumlarda eşler, birbir-lerini Rab’lerinin rızası doğrultu-sunda tamamlayacakları gibiçocuklarını da, Rab’lerinin rıza-sına uygun aynı duyarlılıklayetiştirirler. Eşlerin birbirleriyleilişkileri, Kur’an’da bildirilen hakve ödevler çerçevesinde devameder.

    Müslümanların evliliklerin-de haklar her şeyden önce gelir,bu haklar ise ancak karşılıklısaygı ile gözetilebilir. Saygınınolmadığı bir yuvada haktan sözetmek mümkün değildir.

    İslâmi değer yargısına sahipolan bir kimse, İslâmi bir duyar-lılıkla eş seçimini yapar ve evle-nir. İslâmi esaslar üzerinde has-sasiyet gösterdikleri sürece eşlerarasında önemli bir sorun oluş-maz; kimi sorunların çıkmasıdurumunda ise, iman ettikleriKitab’ın rehberliğine başvurur-lar ve çözüme kavuştururlar.

    “Şayet aralarının açılmasından

    2244

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    EvlilikHayatına

    KişininTaşıdığı

    DeğerYargıları

    Yön Verir

    yorum

  • YORUM

    korkarsanız, bir hakem erkeğin aile-sinden ve bir hakem kadının ailesin-den gönderin; onlar, gerçekten uzlaş-tırmak isterlerse, Allah, ikisinin ara-sını bulur. Muhakkak ki Allah bilen-dir, haber alandır.” (Nisa, 35)

    İslâm, zaruri bir neden olma-dıkça boşanmayı meşru görmez,ancak meşru bir durumun hâsılolması durumunda da boşanma-yı bir hak olarak görür; Kur’an,hangi şartlarda boşanmanınmeşru olduğunu ve gerçekleşe-ceğini açıkça belirtmiştir.

    Müslüman olan bir kimse,İslâmi duyarlılıkla yaptığı evlilikbağını çözmek istemesi duru-munda bu isteğini, geneldeküfürden imana geçen kişininnetliği ile açıkça belirtmez, ken-disince kimi sebepler ileri sürer,ancak hiçbir şekilde asıl niyetiniaçıklamaz.

    İslâm, boşanmayı üç nedenebağlamış, bunun dışında birboşamayı uygun görmemiştir.

    - Açık Edepsizlik (Zina),- Huzursuzluk Çıkarma ve

    fikri Anlaşmazlık,- Dünya Hayatını ve Süsünü

    Allah’a Tercih Etmek,Rasulullah (as), Kur’an’da

    belirtilen durumlar dışındaboşanmak isteyen kişileri uyar-mış, yüce Allah’ın bunu sevme-diğini, bunlara cennetin kokusu-

    nun haram kılınacağını bildir-miştir. Çünkü keyfi boşanma,yüce Allah’ın bu konuda bildir-diği hükümleri dışındadır.

    “Evlenin ve -ciddi bir sebepolmadıkça- boşanmayın, ziraboşanmada arz titrer.” (EbuDavut ibnül-Humam, FethulKadir. c.2 sh.22)

    “Evlenin, boşanmayın,çünkü Allah, zevkine düşkünerkekleri ve zevkine düşkünkadınları sevmez.” (İbni Adi,Muh-Eha. sh.60)

    “Aile geçimsizliği şiddetle-nip de ayrılık bir zaruret halinegelmedikçe, bir kadın zevcin-den talakını isterse ona cennetkokusu haram olur.” (Tecrid c.2s.376) (Evlilik ve mahremiyetle-ri, sh.256)

    İnsanların Evlenme Düşün-leri ve Ayrılma Nedenleri

    Evlilik, insanlar için bir hak-tır; bu hak, insanın fıtri ihtiyacıolması yanında, insan neslinindevamı, sosyal hayatın düzen-lenmesi için de zaruridir. Rasu-lullah (as), erkek ile kadınındurumunu ve birbirlerine olanihtiyaçlarını şu güzel sözleri ilebelirtmiştir. “Kadın ve erkek,bir elmanın iki parçası gibidir-ler, biri olmadığında diğerieksiktir.”

    İnsanlar, evlilik bağını deği-

    2255

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    EvlilikHayatınaKişininTaşıdığı DeğerYargıları Yön Verir

  • şik düşüncelerle oluştururlar.Bunlar, şu şekilde sıralanabilir.

    - İslâmi duyarlılıkla,- Sevgi, aşk tutkusuyla,- Maddi refah düşüncesiyle,- Yalnızlıktan kurtulma iste-

    ğiyle,- İdeolojik birliktelik duygu-

    suyla,İslâmi Duyarlılıkİnsanlar, İslâmi duyarlılıkla-

    rını devam ettirdikleri süreceevlilik bağları devam eder; ancakevlenmelerini sağlayan İslâmiduyarlılıklarını yitirdikleri vesahip oldukları değer yargılarınıdeğiştirdikleri zaman artık evli-lik bağını çözmeye çalışırlar.

    İslâmi bir duyarlılıkla oluş-turulan evlilik bağı, bu duyarlı-lık eşlerde var olduğu sürece,kimi maddi sıkıntılar ya dabaşka etkenler ortaya çıksa da,evlilikleri etkilenmeden devameder. Bu evlilik oluşumundaevliliğin temel yapısı olan saygı,güven ve sevgi tamdır. Çünkübu temel unsurlar, iman edeneşler için Rab’lerinin bir hükmüve lütfudur.

    Temel unsurlardan olan sev-ginin eksilmesi halinde bile evli-lik devam eder, her üç unsurunortadan kalkması ya daKur’an’da belirtilen boşanmanedenlerinin hâsıl olması halin-

    de evlilik bağı çözülür. İslâmievlilikte Kur’an’da belirtilenboşanma şartlarının temelindeeşlerden birisinin, iman ettiğiesaslardan uzaklaşıp dünyahayatını tercih etmesi yatmakta-dır.

    Şu bir gerçektir ki, İslâmiduyarlılıkla oluşturulan bir evli-lik bağı kolay kolay çözülmez;ancak eşlerden birinin, sahipolduğu İslâmi duyarlılığını yitir-mesi ya da Kur’an’da belirtilenboşanma nedenlerinin hâsılolması durumunda, eşleri birarada tutan neden ortadan kal-kacağından evlilik sona erdirilir.

    Dünya hayatını tercih edipAllah’ın zikrinden yüzçevireneşe yüce Allah (cc), şeytanımusallat eder ve artık o kişi, şey-tanın oyuncağı olur, böylece neyuvada huzur bulur, ne de evli-lik bağını sürdürür. Bunun sonu-cunda hiçbir gerekçesi olmadanda o eş, evlilik bağını çözer.Çünkü yüce Allah (cc), temizipisten ayıracaktır, çünkü eşler-den biri dünya hayatının pislik-lerini, diğeri Rabb’inin rızasınıtercih etmiştir. Bu nedenleMü’min eş ile dünya hayatını ter-cih eden eş artık bir arada kala-mayacaklardır.

    “Allah, temizi pisten ayırıncayakadar, sizin bulunduğunuz şey üze-rinde Mü’minleri bırakacak değil-

    YORUM

    2266

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    EvlilikHayatına

    KişininTaşıdığı

    DeğerYargıları

    Yön Verir

  • dir…” (Al-i İmran, 179)Yüce Allah (cc), dünya haya-

    tını tercih eden eşlere şu uyarıdabulunmaktadır. Bu ilahi uyarı,tüm Müslümanlar için geçerli birkuraldır.

    “Ey Nebi, eşlerine de ki: ‘Eğersiz, dünya hayatını ve süsünü isti-yorsanız, o halde gelin size eşyaları-nızı vereyim ve sizi güzel bir boşamaile boşayayım; gerçekten siz, Allah’ı,Rasulü’nü ve ahiret yurdunu isti-yorsanız, elbette Allah, sizden güzelhareket edenlere büyük bir mükâfathazırlamıştır.” (Ahzab, 28-29)

    Sevgi, Aşk TutkusuSevgi ve aşk tutkusuyla oluş-

    turulan evlilikler, kişiler arasın-da bu faktör sürdürüldüğü süre-ce devam eder. Ancak bu evliliktüründe evliliğin asıl unsuruolan sevgi en üst düzeyde ikengüven ve saygı unsuru daha azve kıskançlık had safhadadır. Bunedenle sevgideki azalma, evli-lik duvarının çatlamasına, sevgi-nin ortadan kalkmasıyla daduvarın yıkılmasına neden olur.

    Maddi Refah Düşüncesiİnsanlardan bazıları, içerisin-

    de bulundukları maddi durum-larını iyileştirmek ya da yaşamstandartlarını yükseltmek içinihtiyaçlarını giderecek biriyleevlilik bağı oluşturur. Bu amaçlabir evlilik gerçekleştiren kimse,genelde olduğu gibi görünmez,

    evleneceği kişinin durumunagöre kendisini değiştirir, onagöre davranır. Bu evlilik, maddidurum devam ettiği sürecedevam eder, ancak maddinedenlerle evlenen kişinin,maddi bir refah düzeyine ulaş-ması ya da evlendiği kimsenindaha sonra yoksullaşması halin-de evlilik bağının kendisi içinfazla bir anlam ifade etmediğinidüşünür ve en küçük bir sorun-da ayrılmak ister.

    Ekonomik bir varlığa ulaşankadın ya da erkekler, daha fazlaevli kalmanın kendileri açısın-dan bir anlam ifade etmediğini,özgür olmak isteğiyle evlilikbağını bitirirler.

    Yalnızlıktan Kurtulma İsteğiGenelde yalnız olan, kimsesi

    bulunmayan kadınlar, kendileri-ne sahiplenecek, kendilerinikoruyacak, yalnızlıktan kurtara-cak bir arkadaş ve eş edinmeduygusuyla evlenirler. Bu türevliliklerde, korunma duygusuile hareket eden kimse, tıpkımaddi refah düşüncesi ile evle-nen kişiler gibi gerçek kişiliğiniortaya koymaz. Korunma duy-gusu taşıyan eş, diğer eşine karşısevgiden çok saygı duyar, onakarşı bir minnet duygusu besler.

    Yalnızlıktan kurtulma isteğiile gerçekleştirilen evlilik bağın-da koruyan konumunda olan

    YORUM

    2277

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    EvlilikHayatınaKişininTaşıdığı DeğerYargıları Yön Verir

  • YORUM

    2288

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    EvlilikHayatına

    KişininTaşıdığı

    DeğerYargıları

    Yön Verir

    eşin, kendisine karşı saygı besle-yen eş üzerinde zulme varansözler sarf etmesi ya da davra-nışlarda bulunması veyahutkorunan eşte herhangi bir gayriinsani durumunun ortaya çık-ması yahut başka koruyucularbulması halinde evlilik bağıçözülür.

    İdeolojik Birliktelik Duygusuİdeolojik birliktelik şeklinde

    oluşturulan evlilikte eşlerinönceliği taşıdıkları ideoloji, evli-liğin temel unsurlarından öncegelir. Bu evlilik bağı, ideolojikhassasiyet devam ettiği sürecesürdürülür, bu hassasiyet yitiril-diğinde eşlerin birlikteliği debiter.

    Aile Yuvasının Kurulmasıve Devamı

    Müslüman eşler, birbirleriyleolan ilişkilerinde, Rab’lerininkoyduğu kuralları gözönündebulundurarak hareket eder, hiç-bir şekilde, hiçbir nedenle bukurallara aykırı hareket edemez-ler. Bu, onların Müslüman olarakkalabilmelerinin şartıdır. YüceAllah (cc), eşleriyle ilgili olarakMü’minlere ne yapmaları gerek-tiğini bildirmiştir.

    “…Gerçekten Biz, eşleri ve elle-rinin altında bulunanlar hakkındaonlara, ne farz kıldığımızı biliyoruzki sana bir zorluk olmasın. Allah,çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”

    (Ahzab, 50)Anadolu'da evlenecek kim-

    seler için “Yuva kurmak” ifadesikullanılır. Bu, aslında oldukçagüzel bir tanımlamadır. Bir yuva,temel direkler üzerine dörtduvar ile kurulur –ki bu direklerve duvarlar eşlerdir- ve eşlerin,kimi unsurları gözeterek kur-dukları yuva, sağlam olur.

    Evlilik, eşler arasında üçunsur gözetilerek sürdürüldüğüsürece o yuvada, huzur ve mut-luluk sürekli olur. Bu üç unsursaygı, güven ve sevgidir!

    Eşler, yuvanın temel direkle-ri ve dört duvarıdırlar; saygı,evin çatısıdır, yuvanın duvarları-nı bir arada tutan harç, dörtduvarı birbirine bağlayan çatı,dış etkiler diye nitelendirilebile-cek olumsuz hava şartlarınakarşı koruyan bir paratonerdir.Yüce Allah (cc), yuvanın korun-ması için eşlerden, birbirlerinesaygı göstermelerini istemekte-dir.

    “…Elbette kadınların, bir hak-ları olduğu gibi; erkeklerin de onlarüzerinde bir hakları vardır ve erkek-ler onlar üzerinde derece fazladır.Allah azizdir, hâkimdir.” (Bakara,228)

    Eşler arasındaki haklar, bir-çok ayette anlatılmakta, eşlerinbirbirlerine karşı nasıl davran-maları gerektiği ortaya konul-

  • maktadır. Eşlerin, birbirlerinesaygı göstermeleri bir gereklilik-tir. Evlilikte en önemli husus,şüphesiz eşlerin birbirlerinesaygı göstermeleridir. Çünküeşlerin, birbirlerinin haklarınasaygı göstermelerini emredenyüce Allah'tır.

    Güven, evin güvenilir vesağlam bir şekilde hayatiyetinisürdürmesini sağlayan kilitlikapı ve penceresidir. Güvenduygusu, eşler arasında bir kilitkonumundadır, birbirlerinegüvenen eşler, diğer eşinin yapıpettiklerine güvenir, kıskançlıkduygusundan uzak olur, böyleceyuvada hiçbir huzursuzlukolmaz.

    “Erkekler, kadınlar üzerindekoruyup gözeticidirler, Allah onla-rın, mallarından infak etmelerinedeniyle bazısını bazısından fazi-letli kılmıştır. Bu sebeple salihakadınlar, itaat eder, Allah’ın koru-masına nedeniyle gizliyi muhafazaederler…” (Nisa, 34)

    Sevgi, evin iç ve dış dekoru,süsü, eşler arasında muhabbet,mutluluk ve huzur, yuvada neşeve güzelliktir. Sevgiden mahrumbir yuva, ısıtıcısı olmayan soğukbir ev gibidir. Yüce Allah (cc),kullarının huzur ve mutluluğuiçin eşler arasına sevgi ve merha-met koymuş, onları birbirlerineısındırmıştır.

    “Kendisiyle sükûn bulmanıziçin eşleri sizin nefislerinizden siziniçin yaratması ve aranıza sevgi verahmet koyması şüphesiz O’nunayetlerindendir. Gerçekten bunda,düşünen bir kavim için ayetler var-dır.” (Rum, 21)

    Eşler arasında sevgi varolduğu sürece Müslüman biryuvada her zaman bahar havasıhâkim olur, çocuklar, bu baharhavasında çiçekler gibi güzellikvererek büyürler. Saygıyı güvenduygusu tamamlar, sevgi isesaygı ve sevgiyi taçlandırır. Akıl-lı, Müslüman eşlere düşen görev,kendilerinin ve çocuklarınınhuzur ve mutluluğu için üçunsuru sürekli kılmalarıdır.

    Evlilik yuvasını sağlamtutan, güzelleştiren saygı, güvenve sevgi, her iki eş tarafındandevam ettirildiği sürece o yuva-yı, hiçbir dış etken yıkamaz.Ancak unsurlarından birinin bireş tarafından gözetilmemesi,yuvanın güzelliğini, güvenini,huzurunu, mutluluğunu azaltır.

    Her üç unsurunda ortadankalkması durumunda ise ancakkuru duvarlar kalır ve o yuvaher türlü dış etkenden etkilenirve artık o yuvanın varlığınınbaşka bir gerekçesi kalmamışsazamanla yıkılmaya mahkûmolur.

    Evlilik, eşler arası bir rekabet

    YORUM

    2299

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    EvlilikHayatınaKişininTaşıdığı DeğerYargıları Yön Verir

  • yarışması değil, eşlerin birbirleri-ni tamamlama bağıdır. Eşini,kendisine rakip gören bir eş,evlilik bağının kutsallığına inan-mamış, yüce Allah'ın bildirdiğihükümleri kabul etmemişdemektir. Bu ise, hem ailedehuzursuzluğa neden olur, hemde sorun çıkaran eşi yüce Allah(cc) indinden sorumlu olur.

    Yüce Allah (cc), evlilik ve

    boşanma hükümlerini bildirdik-ten sonra kadın ve erkeklere şuhükmünü hatırlatmaktadır.Bilen bir toplum için yüceAllah’ın koyduğu hükümlerinsınırlarını gözetmek imandan-dır. Bu sınırları çiğneyenler,iman bağlarını koparmışlardır.

    “…İşte bunlar Allah’ın sınırla-rıdır; bilen bir toplum için açıklı-yor.” (Bakara, 230)

    www.mucahede.comKur’âni

    Dâvetin Gür Sesi

    Her gün birkaç tuğlası düşüyorsa yuvanın,Her yanı delinecek o güzelim tavanın,Üzerinde durulmaz olur sağlam tabanın,Artık bir özelliği kalmaz güzel binanın.

    Çatısı uçmuş evde, insanlar huzur bulmaz,Harap olmuş duvarlar, artık bir sıva tutmaz,Ne badana ne boya artık tamir de olmaz,Kapı pencere kırık, insan güven de duymaz.

    Kırılmışsa kapılar, yolgeçen hanı olur,Böyle bir ev hakkında konuşanlar çok olur,Çiçekler solar gider, çalı çırpı yer bulur,Bülbüller uçar gider, gelir baykuşlar konur.

    Çatısız ve kapısız kalan bütün yuvalar,Fitne rüzgârlarına dayanamaz duvarlar,Birer birer sökülür duvarı tutan taşlar,Yıllarca korusan da artık yıkılma başlar.

    Birer birer yıkılır sapasağlam direkler,Bakmaya dayanamaz yorgun düşmüş yürekler,Fitneci hurdacılar, her fırsatı gözlerler,Dostlar üzülürlerken, hainler sevinirler!

    Bir Yuvanın Yıkılış Süreci

    YORUM

    3300

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    EvlilikHayatına

    KişininTaşıdığı

    DeğerYargıları

    Yön Verir

  • Tefrika, fırka kelimesininişlevsel halidir; fırka ف ر ق kö kharflerinden türemiş, ayırmak, ayı-rım, bölmek, ayırt etmek, dağıt-mak, korku, korkak ْنِم ile bera-ber korkmak, ürkmek, ayrıca bölüm,sınıf, grup, hizip, zümre, manga,tümen ve bozuk para anlamına gel-mektedir. Aynı anlamda ح ز ب kö kharflerinden hizip, türemiş partikurma, grup oluşturma ve خ ل ف kökharflerinden türemiş olan ihtilaf dabölünme, tefrikaya düşme anla-mındadır.

    Tefrika; bölünmek, dağıl-mak, ayrılmak, bölme, dağıtma,tefrikaya düşmektir, ayrı ayrıolmuş, bölünmüş anlamındamüteferrikundur.

    Yüce Allah (cc), iman etme-nin ilk şartı olarak Kendisindenbaşka tüm otorite edinilen ilahla-rın ve bu ilahların sıfatı olantağutun reddedilmesini esasaldığı gibi, iman edenlerin kur-tuluşları için de, İslâm nimetin-den hareketle Kendi ipi olaraksomutlaştırdığı Kur’an’a, Tevhi-di esaslara topluca sarılmayıemretmektedir.

    “Ve topluca Allah’ın ipine yapı-şın, tefrikaya düşmeyin, Allah’ınüzerinizde olan nimetini düşünün;

    o zaman siz, birbirinize düşman idi-niz, kalplerinizi uzlaştırdı. O'nunnimetiyle kardeşler oldunuz, sizateşten bir çukurun kenarında idi-niz, sizi ondan kurtardı. İşte Allahsize ayetlerini açıklıyor umulur ki,hidayete eresiniz.” (Al-i İmran, 103)

    İman edenler, öncelikle üzer-lerinde bulundukları İslâm saye-sinde kardeşler olacaklar, kalple-ri birbirlerine kaynaşacak, hepberaber Rab’lerinin indirdiğiesaslara sarılarak hidayete ere-cekler, böylece iman etmedenönce kenarında bulunduklarıateşten kurtulacaklardır.

    Tefrika, cahiliye toplumları-nın, kavim, kabile, soy sop, ben-lik ve lider taassubunun öneçıkartılması olduğundan ateştenbir çukurun kenarında bulunmanedenidir. Bu nedenle yüceAllah (cc), Mü’minleri sürekliolarak uyarmakta öyle birdurumdan sakınmalarını iste-mektedir.

    Yüce Allah (cc), kurtuluşunyolunu göstermiş, bunun nasılsağlanacağını apaçık bir şekildebildirmiştir. Rab’lerinin gösterdi-ği bu kurtuluş yoluna uyanlar,O’nu razı edebilecek, O’nunmüjdelediği mükâfatlara ve kur-

    kavram

    Tef r ikaTef r ika(Dünya Hayat ında Z i l le t ve Meskenet in , (Dünya Hayat ında Z i l le t ve Meskenet in ,

    Ah i re t te Ac ık l ı Azab ın Neden i )Ah i re t te Ac ık l ı Azab ın Neden i )

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede3311

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    Tefrika

  • tuluşa erecekler, hangi gerekçeile olursa olsun, bunun dışındahareket edenler ise dünya ve ahi-rette helak olacaklardır.

    “İman ettik” demeleri ilekullarını bırakmayacağını, indir-diği esaslara uyup uymadıklarıkonusunda kendilerini nefisleri-ne şahit tutmak için onları dene-yeceğini bildiren yüce Allah (cc),bu esaslara uymayanların nasılhelak edildiklerini, vahye karşıen ufak bir sapma durumunda,rasulleri de olsa, gözlerinin yaşı-na bakmayacağını apaçık birşekilde bildirmiştir.

    Yüce Allah (cc), yarattığı kâi-natta bir başıboşluk, bir düzen-sizlik istememiş, her şeyi birbütünlük içerisinde yaratmıştır.Kâinatta her şey bu bütünlük içe-risinde Rab’lerinin kendilerinebildirdiği görev ve sorumlulukduygusuyla hareket etmektedir.

    Kâinatta uyum yüce Allah’ınüzerinde durduğu en önemlihusustur; bu nedenle kâinattayarattığı her şeye, bu uyumauygun bir fıtrat vermiş, bu uyu-mun sürekliliğinin muhafazaedilmesi ve bunun bozulmamasıiçin insanlara hükümlerinivazetmiştir.

    Kâinattaki tüm varlıklar,yaratılış gayelerine uygun birşekilde kendi içlerinde ve diğervarlıklarla olan ilişkilerini kâi-

    nattaki bütünlük içerisindedüzenlemekte, kendilerini yara-tan Rab’lerinin bildirdiği esaslardoğrultusunda hareket etmekte-dirler. Yüce Allah (cc), insanlarında, aynı şekilde bildirdiği esasla-ra uygun hareket etmelerini iste-miş, aksine hareket edenlerin,dünya ve ahirette helak edilecek-lerini bildirmiştir.

    Tefrika, İslâm’dan Çıkmave Sapıklıktır

    Yüce Allah (cc), doğru yoluapaçık bir şekilde belirtmiş,rasullerini ve son Rasulü’nü, bukonuda en güzel örnek olarakvermiş, ona uyanlarınMü’minler olduklarını, bu yolunesas olduğunu bildirmiştir. Buesasın dışında yol edinmeksapıklık ve sapıkların sonucehennemdir.

    Tevhid dini İslâm, apaçıkhükümleri ile ortaya konulmuş,iman edenlerin bunlara uymala-rı istenmiş, en küçük bir sapma-nın insanı Tevhid dininden çıka-racağı belirtilmiştir.

    Yüce Allah’ın bildirdiğikuralların dışındaki her hareket,sapıklık, Rasul’e karşı gelmek,Mü’minlerin yolundan ve İslâmdininden ayrılmak, şirk dininemensup olmaktır ki, böyleyapanlar, cehenneme girecekmüşriklerdir.

    Yüce Allah (cc), dinini tamam-

    KAVRAM

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    3322

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Tefrika

  • ladığını bildirmiş, tefrikayı yasak-lamış, gruplara ayrılanların, Müs-lüman olmadıklarını, bunların,Rasule karşı gelmiş veMü’minlerin yolundan başka biryola uymuş kimseler olarak cehen-neme gireceklerini bildirmiştir.

    “Kim, kendisine hidayet açık-landıktan sonra Rasul’e karşı gelir,Mü’minlerin yolundan başkasınauyarsa, onu döndüğü yola yöneltirizve cehenneme sokarız; ne kötü birdönüştür!” (Nisa, 115)

    Yüce Allah’a ve Tevhidi esas-lara iman edenler, düşünce, sözve fiillerini Kur’ani esaslar doğ-rultusunda düzenlemeklemükelleftirler. Onlar, her düşün-ce, söz ve fiillerini Kur’an ile testedip konumlarını gözden geçire-rek nerede bulunduklarını çokaçık bir şekilde görebilirler.

    Günümüzde, Tevhididüşündüğünü söyleyen birçokkişi ve grup vardır; ancak bunla-rın söylem ve hareketlerinebakıldığında, Tevhid ilkesi ileuzaktan yakından ilgisi bulun-mayan davranışlar sergilediklerigörülmektedir. İslâm adına orta-ya çıkıp tağutu reddettiklerinisöyleyen bu gruplardan birçoğu,sistem olarak tağutu reddettikle-rini iddia etmelerine rağmenheva ve heveslerini ve gruplarınıönceleyerek sapmaktadırlar.

    Dünyada ve yaşadığımız

    coğrafyada, İslâm adına ortayaçıkan kişi ve grupların birçoğu,Sünnetullahta var olan Tevhidimücadeleden uzak bir şekildegruplarını ve kendi hevalarınıölçü edinip bu doğrultuda hare-ket etmektedirler. Bunlar, birbir-lerinden kopuk tefrika içerisindebulundukları için hem toplumavahyi anlamda Tevhidi esaslarıiletememektedirler, hem debölünmüşlük içerisinde bulun-dukları için toplum bunlara iti-bar etmemektedir.

    Tevhidi esaslara davet yapanya da yapacak olanların, Rab’leritarafından belirlenmiş ilkeler vemetod doğrultusunda hareketetmeleri zorunludur. Kur’an, bir-lik ve beraberliği yani vahdetitavsiye eder; Kur’an’dan hersapma ihtilafı doğurur, sapankimselerde fısk ve küfür içerisin-dedirler. Küfür ve fısk içerisindebulunanların ise birliktelik oluş-turmaları imkânsızdır.

    Yüce Allah (cc) insanlar ara-sındaki tefrikanın kaldırılması,vahdetin oluşturulması, toplum-da barışın, kardeşliğin sağlan-ması için vahyi esaslarını gön-dermiştir.

    Tefrika, İnsanı HelakeGötüren Yoldur

    Yüce Allah (cc), kullarının,tüm sorunlarını çözecekleri Kita-bı’nı indirmiş, her türlü anlaş-

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    KAVRAM

    3333

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    Tefrika

  • mazlığın buna göre çözümekavuşturulmasını istemiştir.Ancak insanlardan bazıları, üze-rinde bulundukları azgınlıkla-rından vazgeçmemiş, Kitabı,kendi azgınlıklarını meşru gös-termek için tevil ederek ihtilafadüşmüşlerdir.

    “İnsanlar, bir tek ümmet idi;böylece Allah, nebilerini, müjdecilerve uyarıcılar olarak gönderdi veonlarla beraber anlaşmazlığa düş-tüklerinde, insanlar arasında hük-metmek için Kitab’ı Hak ile indirdi.Kitap verilmiş olanların ihtilafları,kendilerine apaçık deliller geldiktensonra onların azgınlıklarının açığaçıkmasından başka bir şey değildir.Bunun üzerine Allah, Kendi izniyleiman edenleri, onların o ihtilafa düş-tükleri şeyde Hakka iletti. Allah,dileyen kimseye hidayet eder, doğruyola iletir.” (Bakara, 213)

    Yüce Allah (cc) Mü’minleri,ihtilaf etmekten, tefrikaya düş-mekten sakındırmış, izni ileonları Hakka iletmiş, Hidayetüzere ayaklarını sabit kılmış,onları kurtuluş yoluna iletmiştir.Bunun dışındakiler, cahiliyedönemlerinde kenarında bulun-dukları ateşe yuvarlanacaklar-dır. Tefrika, kâfirlerin vasfıdır,Mü’minler böyle bir durumdankaçınmalıdırlar.

    “Bilakis kâfirler bir gurur veayrılık içindedirler” (Sad, 2)

    Tefrika, birlikteliği emredenayetlere muhalefet etmek oldu-ğundan yüce Allah’a isyan ve kâi-nattaki düzeni de bozmaktır. Bunedenle tefrikaya düşenler, doğruyoldan sapıp küfre düştüklerin-den ateşe girecekleri bildirilmiş,tefrikaya düşmemeleri konusun-da defaatle uyarılmışlar, tefrikayadüşenlerin acıklı bir azaba gire-cekleri haber verilmiştir.

    “Şüphesiz Allah, benimRabb’imdir ve sizin de Rabb’inizdir,öyleyse O’na kulluk edin; bu, doğruyoldur; sonra aralarından hiziplerihtilaf ettiler; artık vay haline büyükbir güne şahit olan kâfirlerin.”(Meryem, 36-37)

    Bu rahmet çağrısına rağmentefrika içerisinde olup Rab’leri-nin bildirdiği vahdeti oluşturma-yanlar, kendilerine zulmetmişkimseler olarak acıklı bir azabıhak etmişlerdir.

    Tefrikaya Düşmek ŞirktirKendini en doğru kabul

    etme, insanı kibir ve gururasürükler; bu kimselere ne anlatı-lırsa anlatılsın, hiçbir şekildefayda vermez. Gurur ve kibiriçerisinde bulunanlar, Rab’leritarafından kendilerine gönderi-len ilahi mesajı da reddederekazgınlıklarında sınır tanımazlar.

    İslâmi daveti üstlenen davet-çilerin, hangi gerekçe ile olursaolsun, kendi hevalarından

    KAVRAM

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    3344

    Nisan-MayısHaz. 2017

    Sayý: 51

    Tefrika

  • metod koyamayacakları, yöntembelirleyemeyecekleri Kur’an’daapaçık şekilde bildirilmiştir. Bil-dirilen bu esaslar dışında hare-ket edenlerin ya da edecek olan-ların çok şiddetli bir şekilde uya-rılacakları, Rasulullah (as)’ayapılan uyarı ile bildirilmiştir.

    “Gerçekten neredeyse seni, sanavahyettiğimizden ayırıp ondan baş-kasını üstümüze iftira atman içinkandıracaklardı, işte o zaman senidost edinirlerdi. Eğer biz seni ger-çekten sağlamlaştırmamış olsaydık,neredeyse onlara biraz yanaşacaktın,O zaman sana hayatın iki kat ve ölü-mün iki kat(acıs)ını tattırırdık,sonra bize karşı kendine bir yardım-cı bulamazdın.” (İsra, 73-75)

    Yüce Allah (cc) indinde hiçkimsenin özel bir konumu yok-tur; kişiler, Rab’lerinin hükümle-rine uydukları oranda Rab’leri-nin yanında bir değere sahiptir-ler, bundan en küçük bir sapma,rasul de olsalar, dünya ve ahiret-te acıklı bir azabı gerektirmekte-dir. İşte Hz. Yunus (as)’ın duru-mu ve Hz. Muhammed (as)’ayapılan şiddetli uyarı bunu açık-ça göstermektedir.

    Tefrika, Kur’an’ın bir bölü-mü almak, arzu ve istekleri tat-min etmek, grup ve lider taassu-bu ile hareket etmektir ki bu,apaçık bir şekilde şirktir. Hangigaye ve gerekçe ile olursa olsun,

    vahye aykırı hareket ederekiman edenler arasında Vahdet’ioluşturmayıp tefrikaya düşmek,Tevhidi bırakıp şirke düşmektir,şirke düşenlerin ise Müslümanolmadıklarını zalim ve müşrikolduklarını yüce Allah (cc) bil-dirmektedir.

    “Bilakis, zulmedenler, bilgisizcekendi hevalarına uydular, Allah'ınşaşırttığına kim hidayet verebilir veonların bir yardımcıları yoktur.Öyleyse sen yüzünü, Hanif dinedoğrult; Allah’ın fıtratına ki, insan-ları onun üzerinde yaratmıştır.Allah’ın yaratması değiştirilemez;işte dosdoğru din odur, fakat insanla-rın çoğu bilmezler. O’na yönelin veO’ndan korkun, namazı kılın vemüşriklerden olmayın. Onlar ki,dinlerinde tefrikaya düştüler ve fırkafırka oldular; her hizip yanında olan-la sevinmektedir.” (Rum, 30-32)

    Hanif dine yüzlerini çevirenMüslümanlar, Kur’an’ın belirle-diği ölçü içerisinde Nebevi örnek-lik doğrultusunda hayatlarınıdüzenler, vahyi esasları her şeyinüzerinde tutar, kişi, grup ve deği-şik düşüncelerin etkisinde kalma-dan Müslümanlarla vahdeti oluş-turmayı esas alırlar. Oysa tefrika-ya düşenler, yüce Allah’ın oluştu-rulmasını emrettiği vahdeti red-detmiş, hevalarına tabi olmuş,Müslüman ismini terk etmiş,müşriklerden olmuşlardır.

    Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

    KAVRAM

    3355

    Nisan-MayısHaz. 2017Sayý: 51

    Tefrika

  • Yüce Allah’ın iman edenlereuygun gördüğü Müslümanlarisminin yanına mensup oldukla-rı mezhep, grup, parti, dernek,vakıf, tarikat ya da cemaat isminiekleyenler, Rab’lerinin kendileri-ne verdiği Müslüman isminiyeterli görmemiş, kabul etme-miş, tef