kemanda yay tekniğinin temel bilgileri ve gelişiminek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/tez/40804.pdf2 1....
TRANSCRIPT
-
T.C.
İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Müzik Anasanat Dalı
Yaylı Çalgılar Sanat Dalı
Keman Programı
Yüksek Lisans Tezi
Kemanda Yay Tekniğinin
Temel Bilgileri ve Gelişimi
Sevil Ulucan
2501020556
Tez Danışmanı Doç. Eser Bilgeman Şakir
İstanbul 2005
-
iii
ÖZ
Bu tez çalışmasında kemancılıkta büyük önem taşıyan ve bir kemancının
düzeyini anlamakta en belirleyici unsurlardan olan sağ el tekniğinin, klasik batı
müziği literatürü içinde kullanım alanı bulan temel hareketleri ele alınmış, bu
hareketlerin icracının hangi temel kas gruplarıyla ve hangi hislerle gerçekleştirildiği;
örnekleme, sınıflandırma vb. bilimsel teknikler kullanılarak incelenmiştir.
ABSTRACT
In this thesis project; “right hand movements” those what constitute the
“right hand technique” which is considered as one of the most important and
characteristic issues in violin playing had been researched. These basic movements
which had found usage ground in contemporary violin music had been taken up and
the relevant muscle groups those control these movements had been investigated
using some scientific research techniques such as illustration, classification etc...
-
iv
ÖNSÖZ
Bir kemancı olarak benim, sağ el tekniğini ve gelişimini kapsayan bu tezi
yazmamın amacı, yakın tarihte yapılan araştırmaları inceleyerek, daha yalın bir dil ile
anlatmaktır.
Sağ el tekniği ve hareketleri bir bütünün parçası olduğundan çalgıcı;
kendine has karakterini ve fikirlerini, bestecinin nota üzerinde belirttiği isteklere
ekleyebilmek için, sağ el hareketlerini kaliteli bir şekilde yapabilmelidir.
Yayınlanan araştırmaları inceledikten sonra, kendi öneri ve açıklamalarımın
da bulunduğu tez’de; müzikal yoruma değinmeden, sadece sağ el bölgeleri ve
hareketleri incelenmiştir.
Bu tezi hazırlamamda bana büyük desteği olan ve benim bir birey ve
kemancı olmamda büyük emeği olan sevgili aileme, hocam Venyamin
Varsawsky’ye, Gülnare Şekinskaya ve arkadaşım Ar. Gör. Aslı Erdal’a, bana her
konuda yol gösteren Doç. Dr. Cihat Aşkın’a ve tez danışmanım Doç. Eser
Bilgeman’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Yoğun sınav dönemine rağmen bana
zaman ayıran sevgili hocam, müzik bölümü başkanı Prof. Emel Çelebioğlu’na ayrıca
teşekkürü borç bilirim.
-
v
İÇİNDEKİLER
ÖZ - ABSTRACT ....................................................................................................... iii
ÖNSÖZ ....................................................................................................................... iv
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ v
KISALTMALAR ....................................................................................................... vii
GİRİŞ ........................................................................................................................... 1
1. YAY TEKNİĞİNİN TANITIMI VE GELİŞİMİ.................................................. 2
1.1. İtalyan ve Fransız Yay Tekniği, 1700 Sonrası Yay Hareketlerinin
Oluşturulması ve Gelişimine Eserleri/Yayınlarıyla Katkıda Bulunan
Kemancı/Besteciler...................................................................................... 2
1.2. Yayın ve Kemanın Tanıtım Şeması............................................................. 5
1.2.1. Yay Bölgeleri ve Dağılımı............................................................... 6
1.3. Yay Tutuşu ve Sürüşü ................................................................................. 7
1.4. Tel ile Yayın Birleştiği Bölge Olan “Temas Noktası”nın Bulunması....... 10
2. YAY HAREKETLERİ ....................................................................................... 16
2.1. Yayın Tel ile Temasının Nota Değeri Boyunca Korunarak
Gerçekleştirildiği Tel Üzeri “Uzun” Hareketler........................................ 17
2.1.1. Son Filé.......................................................................................... 17
2.1.2. Detaché .......................................................................................... 20
2.1.2.1. Detaché Türleri ................................................................ 24
2.1.3. Legato ............................................................................................ 26
2.1.4. Tremolo.......................................................................................... 30
2.2. Yayın Tel ile Temasının Nota Değeri Yarıya İndirilerek (Duyumda)
Gerçekleştirildiği Tel Üzeri “Kısa” Hareketler ......................................... 30
2.2.1. Martelé........................................................................................... 30
2.2.2. Staccato.......................................................................................... 33
2.2.2.1. Uçan Staccato .................................................................. 36
2.2.3. Sautille ........................................................................................... 39
2.3. Yayın Tel ile Temasının Kesilmesiyle ve Nota Değerinin Yarıya
İndirilmesiyle Gerçekleştirilen Telden Ayrı “Kısa” Hareketler ................ 40
-
vi
2.3.1. Spiccato.......................................................................................... 41
2.3.2. Ricochet ve Saltando ..................................................................... 44
2.3.3. Collegno......................................................................................... 46
2.4. Karma Hareketler - Viotti ve Pagannini Yayı ........................................... 47
3. KAS HİSSİYATLARI ........................................................................................ 57
3.1. Detaché ...................................................................................................... 60
3.2. Legato ........................................................................................................ 62
3.3. İki Bağlı İki Ayrı Hareketi ........................................................................ 63
3.4. Üç Bağlı Bir Ayrı Hareketi........................................................................ 64
3.5. Martelé....................................................................................................... 64
3.6. Staccato...................................................................................................... 67
3.7. Spiccato - Sautille...................................................................................... 69
SONUÇ ...................................................................................................................... 73
KAYNAKÇA............................................................................................................. 74
-
vii
KISALTMALAR
Fr. : Fransızca
İng. : İngilizce
İt. : İtalyanca
Tr. : Türkçe
-
1
GİRİŞ
Sağ elde karşılaşılan zorluklar çoğunlukla sağ el hareketlerinin ne
olduğunun ve ne şekilde uygulandığının tam olarak bilinmemesinden
kaynaklanmaktadır. Bu çalışmanın ilk bölümünde yay tekniğine ve gelişimine
katkıda bulunan besteci/kemancılar sıralanmıştır.
Temel yay hareketlerinin evrensel tanımları, bu alandaki en yetkin pedagog
ve kemancıların çalışmalarına dayandırılarak sınıflandırılmıştır. Bu şekilde
okuyucular, evrensel olarak kabul görmüş bu tanımları, bir arada bulabileceklerdir.
Ayrıca keman repertuarının en önemli eserlerinden örnekler kullanılarak, sağ el
hareketlerinin literatürde ne şekilde yer aldığı gösterilmiştir.
Son olarak 3. bölümde kişisel birikimlere ve araştırmaya dayanarak sağ el
tekniğindeki temel ve karma hareketleri, bu hareketlerin gerçekleştirilmesi sırasında
işlev gören kas grupları aktifken, icracının bedensel ve psikolojik olarak neler
hissettiği anlatılmıştır.
-
2
1. YAY TEKNİĞİNİN TANITIMI VE GELİŞİMİ
1.1. İtalyan ve Fransız Yay Tekniği, 1700 Sonrası Yay
Hareketlerinin Oluşturulması ve Gelişimine Eserleri/Yayınlarıyla
Katkıda Bulunan Kemancı/Besteciler
1750’li yıllarda Tourte modern arché’yi (yay) geliştirmiş ve günümüzde
kullanılana çok benzer bir yapı oluşturulmuştur. Bu sayede yay ile sağ el tekniği
gelişimi büyük yol katetmiştir. Ancak Tourté’dan önce de yay ve sağ el tekniği
gelişimine katkıda bulunan kemancı/bestecilerin varlığı bilinmektedir.
Çok eskiden, akıcı ve şarkılı melodilerin anavatanı olarak bilinen İtalya’da;
yay tekniğinin ilk oluşumları sırasında, “yay hareketleri”, yayın tel ile teması
korunarak ve yay köke daha yakın bir bölgede kavranarak sağlanmıştır. Fransa’da ise
saray ve dolayısıyla saray danslarının müzikte yarattığı etki sebebiyle hareketler, yay
telden koparılarak (uzaklaştırılarak) yapılmıştır.
17. yüzyıl sonlarında ve 18. yüzyılın başlarına doğru, sağ elin son
boğumundan faydalanarak eli, yayın topuk kısmından uzağa konumlandıran
Fransızlar “çekerek kuralına” sadık kalmışlardır.
“Keman tekniği üzerine saygın bir çalışması bulunan David Boyden, bu
kuralın köklerinin XVI. yy.’a dayandığını belirtmektedir. Bu kural; genel arché
kullanımından çok Fransız dans müziği archesini karakterize etmektedir. Bununla
birlikte archenin topuğa yakın kısmındaki doğal ağırlık, kemancıların çoğunlukla ilk
vuruşta (kuvvetli vuruşta) yayı çekerek almayı tercih etmelerine yol açar.”1
1 Aslı Erdal, J.S. Bach’ın Solo Keman için Sonat ve Partitalarına Genel Bakış, Sol Min. Sonatın
Analizi ve İcrasıyla İlgili Öneriler, T.C.İ.Ü. Sosyal Bilimler Enst. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Eylül 2003, s.51-52.
-
3
Aşağıda görünen örnekte, çekerek kuralına sadık kalınarak yay yönü
belirlenmiştir.
Bu dönemde hafif ve havalı (kısa) sağ el tekniğinin kullanıldığı Fransa’da,
eserleri ile sağ el hareketlerinin oluşumuna katkıda bulunan bestecilerden bazıları
şöyle sıralanabilir; J.B. LULLY (1632-1687), J.B. ANNÉ (1676-1755), J. AUBER
(1689-1753), J.M. LECLAIR (1697-1764), H. RAMO (1683-1764)...
Sağ el hareketleri ile ilgili ilk detaylı çalışmaları yapan müzisyen olarak
kabul edilen Pietro Antonio Locatelli (1695-1764), 1733 yılında Amsterdam’da
kaleme aldığı “Keman İçin 24 Cappriccio Ad. Lib.” adlı eserinde, sağ el
hareketlerinde büyük önem teşkil eden “ricochet” ve “staccato” hareketlerini ilk kez
kullanmıştır. Leopold Mozart (1719-1787) yay hareketlerini; ciddi veya neşeli, tatlı
dilli ya da küstah, alçak gönüllü veya ulu, ağırbaşlı ya da şen gibi birbirinden farklı
melodileri dinleyicilere duyurmamızı sağlayan yegane araç olarak betimlemiş ve
döneminin yay hareketlerini, özellikle çocuklarla çalışarak geliştirmiştir.
Giuseppe Tartini (1692-1770) ise; “yay tekniğini” önemli ölçüde geliştirmiş
ve farklı bir boyuta taşımıştır. Détaché ve Legato olmak üzere 2 tür yay hareketini
kullanan A. Corelli’den (1653-1713) farklı olarak Tartini; bu iki harekete staccato ve
uçan staccatoyu da eklemiştir. Tartini’nin yay tekniğine ve hareketlerine getirdiği
yeniliklerin ve çeşitliliklerin oluşmasında bestecinin eserlerinde farklı ritm
kombinasyonlarını kullanmasının etkisi büyüktür. “Yay Tekniği Sanatı” adlı eserinde
A. Corelli’nin, Fa M Gavotte’*unun teması** üzerine sağ el tekniği ve hareketleri için
oldukça faydalı çeşitlemeler*** (varyasyonlar) yazmıştır.
* Gavotte (Fr., Alm., İng.): Barok dönem çalgı müziğinde yer alan iki bölmeli dans. ** Tema (İt.): Konu; bir müzik eserinin ana düşüncesi. *** Çeşitleme: Bir müzik fikrinin (temasının), melodik, armonik, ritmik ya da kontrpuantal
değişikliklerle aynı birer küçük parça halinde birbiri ardı sıra yeniden sunulduğu müzik formu.
-
4
Solist* sıfatıyla sahneye ilk çıkan kemancı olduğu düşünülen Avusturyalı
kemancı Johann Smeltzer (1623-1680), 1644 yılında bestelediği “Sonate Umarium
Fidium” adlı keman için 6 sonatında,** Alman ve Avusturya halk danslarından
esinlenerek, kombine yay hareketlerini ilk kez birarada kullanmıştır.
Smeltzer’in öğrencisi olan Heinrich Biber de (1644-1704) keman için çeşitli
eserler bestelemiştir.
P. GAVINIES (1728-1800), G.B. VIOTTI (1755-1824), P.M.F. BAILLOT
(1771-1842), P. KROUTZER (1766-1831), D.F.E. AUBER (1782-1871), N.
PAGANINI (1782-1840), J.F. MAZAS (1782-1849), H.W. ERNST (1814-1865), P.
DANKLA (1817-1907), H. VIEUXTEMPS (1802-1870), J. DONT (1815-1888), H.
WIENIAWSKI (1817-1907) isimli kemancı/besteci ve pedagoglardan Rode, Baillot,
Viotti, Mazas, Dancla, Kroutzer, Dont, Gavinies; daha önce kullanılan sağ el
tekniğini ve hareketlerini inceleyip geliştirerek yeniden oluşturmuş, bu konularla
ilgili alıştırma ve kitaplar yazmışlardır. Keman eğitiminin ilk aşamalarında olan
öğrenciler için bu çalışmalar ve etütler önemli yer tutmaktadır. Yaşadıkları dönem
itibariyle Sanayi Devriminin etkisi, matbaanın gelişmesi ve nota basım evlerinin
çoğalması sayesinde, bahsedilen kemancı/pedagoglar için bu çalışmaları yapmak,
eskiye nazaran daha kolay olmuştur.
Paganini, Wianiawsky, Vieuxtemps, Ernst gibi besteciler (aynı zamanda iyi
kemancılar) yay tekniğini ön plana çıkaran; karma yay hareketleri kombinasyonları
ile artistik ve virtüöz konser parçaları ve konçertolar,*** etüdler**** bestelemişlerdir.
Yine bu dönemde sanatın saraydan çıkarılıp halka indirilmesi çabaları,
keman müziği ve keman tekniğinde de etkilerini göstermiştir.
Yakın tarihte keman ekolü ve sağ el teknikleri, dolayısıyla sağ el hareketleri
konusunda araştırma ve kitap yazan ünlü pedagoglardan bazıları; Ivan Galamian
(1903-1981), Leopold Auer (1845-1930), Carl Fesch (1873-1944)’tir.
* Soliste (Solist) (Fr.): Solo seslendirici, solocu. ** Sonat: (Lat.) Bir yada iki çalgı için yazılmış çok bölümlü, dil zenginliği ve anlatım gücü yüksek
çalgı müziği eseri ve onun yapılanmasını kesinleştiren form. Terim Latince Sonnus “tını, sese” sözcüğünden kaynaklanır. İtalyanca Sonata, Fransızca ve Almanca Sonate, dilimizde Frasızca söylenişiyle Sonat olarak girmiştir.
*** Konçerto: Lat. concertare, İt., Fran., İng. concerto, Alm. Konzert, Is. concierto. Uluslararası sanat müziğinde solo çalgı(lar) ve orkestra için, iki temalı sanat formunda yazılan etkileyici, görkemli eser biçimi.
**** Etüd: “Çalışma”. Müzik eğitiminde belirli zorlukları yenmek üzere hazırlanan çalışma parçası.
-
5
1.2. Yay ve Kemanın Tanıtım Şeması
Yay
Keman
-
6
1.2.1. Yay Bölgeleri ve Dağılımı
Yay 3 ana bölüme ayrılır:
1. Alt yarı
2. Orta yarı
3. Üst yarı
Bu ana bölüm dahilinde 4 ayrı yay kesiti bulunmaktadır.
a) En kök
Sol telinde hızlı détaché ve yerinde staccatonun yapıldığı bölgedir.
b) Geniş kök - geniş orta
-
7
Orta yarı ile kök arasında yer alan, sol telinde ağır tempoda détaché, aksanlı
détaché, karma ritimler ve kısa akorların çalındığı bölgedir.
c) Küçük orta - geniş üst
Yayın geniş orta ile üst yarı arasındaki bölgedir.
d) En uç
Yayın en uç bölgesidir, tremolo için en uygun bölgedir.
1.3. Yay Tutuşu ve Sürüşü
“Joahim birinci parmağı kaldırmış, Ysaye serçe parmağı kaldırmış,
Sarasate ise bütün parmakları bitişik tutmuştur...”2
Yayın tutuluşu, kişisel özellikler, fiziksel yatkınlık, içgüdü, el ve kolun
yapısına göre küçük değişiklikler gösterebilir. Bu değişiklikler farklı ekollerin
oluşturulmasına ve geliştirilmesine zemin hazırlamıştır. Söz konusu ekollerin
ayrıntılı incelenmesi ayrı bir tez konusu olacağından burada sağ el ile ilgili temel
tutuşlardan bahsetmek ve bunların genel geçer tanımlamalarını yapmak daha da
uygun olacaktır.
Yay tutuşu için ilk egzersizlerden biri; kol yere doğru doğal pozisyonda
dururken pedagog tarafından tutulan yayın, topuk ve çıta üzerine, elin acele etmeden
ve tutuş için hiçbir hazırlık yapmadan konulmasıdır. Pedagog bundan sonra;
parmakları yerleştirme aşamasına geçecektir. Başparmağı (5. parmak) yuvarlak
2 Liberman, Mikhail ‘Kemandan Ses Çıkartma Sanatı’, Moskova 1985, s.25.
-
8
bükülmüş şekilde, parmak ucu çıtanın üzerindeki sargılı deri parçasıyla topuk arasına
yerleştirilir. Ardından işaret parmağı (1. parmak) yuvarlak bir şekilde, parmağın
birinci ile ikinci eklemi arasındaki çizgiye yerleştirilir. Bu durumda işaret parmağı
yere doğru bakarken, hafifçe orta parmak yönüne de bakabilir. Orta parmağın (2.
parmak) ilk eklem kıvrımı topuğa temas edecek şekilde yine yuvarlak olarak (çıta
üzerine basitçe konulan el pozisyonu korunarak) parmak yerleştirilir. Bu durumda
başparmak ve orta parmak karşılıklı bakabilir. Yüzük parmağı (3. parmak) birinci
eklem çizgisi üzerinde olmak kaydıyla parmak yere bakacak şekilde topuğa uzatılır.
Son olarak serçe parmak (4. parmak), çıtanın üzerine parmak ucu değecek şekilde
yuvarlak olarak yerleştirilir.
Alınan ilk tutuş pozisyonunda elin doğal duruşu korunarak serbestlik
sağlanmalıdır. Yerleştirilen 4. parmağın yerleştirilmesinden sonra, çıta üzerindeki
diğer parmaklar arasında birbirine değmeyecek kadar mesafe bırakılmalıdır.
Böylelikle parmak, el, bilek, ön kol, dirsek ve üst kol sağlanan serbestlik ile koordine
bir şekilde hareket edebilecektir.
Doğru yatay tutuşu rahat olmalıdır, tüm parmaklar doğal bir biçimde
kıvrılmalı ve çıtayı sıkmamalıdır. Hiçbir eklem sertleşmemeli, parmakların
hareketlerinde esneklik engellenmemelidir.
Sağ elin hareketlerini ele almadan önce; el, kol ve parmakların doğal
hareketlerinin dairesel yapıda olduğunu bilmemiz gerekir. Çizgisel hareketler ise bu
dairesel hareketlerin kombinasyonudur. Parmak hareketleri, küçük ve hassas
hareketler için; kol ve el ise daha geniş ve daha az hassas olan hareketler için
kullanılırlar.
İlk yay sürüşü kökte başlatılmalıdır.
“Kökte ilk hareket üst kolda başlar, yayın ortasına geldikçe dirsek açılır ve
yayın ucuna doğru hareketle ön kol devam eder. Yayı iterken ise hareket ön koldan
başlar, dirsek kapanır, el arka kol yardımıyla köke yaklaşır. Yay köke yaklaştığında
ön kol, bilek ve parmaklar serbest olmalıdır. Uçtan ortaya doğru gelirken dirsek bir
-
9
miktar geriye itilir. Kolun, dirseğin, bilek ve parmakların hareketleri pedagog
tarafından her zaman kontrol edilmelidir.”3
Kökte başlanan yay hareketine yayın ‘tüm’ kılları ile değil, parmaklara
yakın kılların ‘bir kısmı’ ile başlanmalıdır. “Yayın kökte tellere temas ettiği noktada
kol; üçgen oluşturur. Yayın alt yarısında bilek hareketine daha çok ihtiyaç duyulur.
Bilek dayama noktasından kırılır ve dirsek bir yöne, yayı tutan el ve kol da diğer
yöne sarkar. Bu pozisyonda yay ve dirsek birbirilerini dengeler.”4
Alt yarıda üst kol serbest olmalıdır, böylece üst kol rahatlıkla ileri doğru
hareket edebilir. Bileğin alt yarıda fazla kaldırılması ve kolun fazla düşük olması
bileğe dik bir açı kazandıracaktır.
Kol ve dirseğin genel olarak fazla kaldırılması, yayın tel ile olan temasının
kontrolü güçleşecektir.
“Yayın orta yarısında ‘tam’ ağırlık kullanılmasıyla elde edilecek keman
tonunun dolgun ve hacimli yerini bulmak gerekmektedir.”5
Orta yarıda tam kıl kullanımı; kol ağırlığının taşınması ve dolgun ses tınısı
elde etmek için çok önemlidir. Omuzdan parmaklara kadar gelen bir L harfi
oluşmalıdır; dirsek hareketiyle dik açı oluşturarak yay tele değdirilirken dirsek ve
bilek aynı çizgide tutulmalı; ön kol, bilek ve parmakların koordinasyonu
sağlanmalıdır.
Sağ el hareketinin kemancılar için en rahat yapılabildiği bölge, yayın orta
yarısıdır.
Yayın üst yarısında hareket; alt kolun gerilmesi ve üst kolla birlikte ileri
doğru itilmesiyle oluşur. Üst yarıda en önemli parmaklar başparmak ve orta
parmaktır. Üst yarıda ön kol öne uzanmalıdır. Böylelikle köprüye paralel pozisyon
sağlanır.
3 Bahar Biricik, Keman Sağ El Tekniğinin Galamian ve Rus Okullarından Örneklerle İncelenmesi,
İ.Ü.D. Konservatuarı Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Eylül 1998, s.16. 4 Ivan Galamian, Principales of Violin Playing and Teaching, Prentice-Hall. inc. New York, 1962,
s.51. 5 Mikhail Liberman, Kemandan Ses Çıkartma Sanatı Muzika, Moskova, 1985, s.32.
-
10
“İyi ses elde edebilmek için yayın ağırlığının hissedilmesi gerekir. Yayın
topuk kısmı ucuna göre daha ağırdır. Bunun için uca doğru hareket eden yaya bir
basınç uygulamamız gerekir. Kolun doğal ağırlığı ile bu basıncı yakalamak gerekir.
Sadece basınç miktarı değil, basınç kalitesi de önemlidir. Bu tellerin titreşmesini
engelleyecek bir basınç olmamalıdır.”6
“Nitelikli bir ses çıkarma ve perspektif yay geliştirme tekniği için çalgının
doğru yerleşmiş olması gerekmektedir. Eğer çalgı sağlam yerleşmemişse sağ kol
telleri değiştirmede, sol kol ise pozisyon değiştirmede zorlanır. Çalgının sağlam
yerleşmiş olması için dayanak noktasının doğruluğunu hissedecek şekilde çene altına
yerleştirilmiş olması gerekir.”
Günümüzde farklı ekollerin olması ve uygulanması söz konusu olduğundan
sağ el tutuşları değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle bahsedilen tutuş ve yay
sürüşü ile ilgili açıklamalar, farklı ekoller ve kişisel seçimler göz önünde
bulundurulduğunda değişime uğrayacaktır.
1.4. Tel ile Yayın Birleştiği Bölge Olan “Temas Noktası”nın
Bulunması
Tel ile yayın birleştiği bölge olan temas noktasının yeri değişiklik
göstermektedir.
Temas noktasının pozisyonu; esasen, yayı çekerken yayın hızına, yaya
uygulanan basınca ve sol elin bulunduğu pozisyon ve yüksekliğe bağlıdır.
Aşağıda temas noktasının bulunması için alıştırma örnekleri sunulmuştur.
Bu örneklerin tam tersi uygulamaları işaret eden ve yanlış gibi görünen ancak bize
temas noktasının ‘doğru’ bölgesini bulmamızda yön gösterecek örnekler de yer
almaktadır.
Yukarıda bahsedilen temas noktasını daha açık bir dille anlatmak gerekirse;
tuş ile köprü arasında olan tel mesafesini açık bir şekilde bölelim:
6 Bahar Biricik, a.g.e., s.21.
-
11
V IV III II ITuş Köprü
I Köprünün dibinde
II Köprüye yakın
III Tam ortada (telin merkezinde)
IV Tuşa yakın (tuşla tel merkezi arasında)
V Tam tuşun yanında
Yayın tel üzerinde temas ettiği bölgenin bu şekilde bölünmesi; gerçekte
soyut bir kavramdır. Ancak bu kavram ses üretiminin en iyi elde edildiği bölge
olarak kabul edilen bu ‘soyut’ ve ‘aktif’ noktanın bulunması daha da önemlisi
kanıtlanması için iyi bir yoldur. Bu bölüştürme ile telin yumuşak ve gergin
bölgelerinin daha net belirlenmesi mümkündür.
1. Yay Hareketinin Uzunluğu
‘Uzun’ ve ‘geniş’ tüm yay hareketleri için yayın tele temas noktası köprüye
yakın (II) olmalıdır.
Bunun doğruluğunu (temas noktasının) kanıtlamak için aynı örnek; temas
noktası tuşun yanında (V) uygulanarak yapılmalıdır. Sonuç olarak sonorite
değişikliğinin oluşacağı görülecektir.
‘Kısa’ ve ‘hızlı’ tüm yay hareketleri için temas noktası tuşa yakın (IV)
olmalıdır.
Bunun doğruluğunu kanıtlamak için aynı örnek; temas noktası köprünün
dibinde (I) uygulandığında, oluşan sesin boğuk ve gıcırtılı olduğu görülecektir.
-
12
2. Ses Kuvveti
Forte nüansı* için temas noktası köprüye yakın (II) olmalıdır.
Bunun doğruluğunu kanıtlamak için aynı örnek; temas noktası tuşun
yanında (V) uygulanarak yapılmalıdır. Sonuç olarak, sonorite değişikliğinin
oluşacağı görülecektir.
Piyano için temas noktası tuşa yakın (IV) olmalıdır.
Bunun doğruluğunu kanıtlamak için aynı örnek; temas noktası köprünün
dibinde (I) uygulandığında, oluşan sesin; kuvvetli, boğuk ve gıcırtılı olacağı
görülecektir.
3. Pozisyonların Yüksekliği (Sol El)
“Alt pozisyonlar”da çalınırken (sol elde), yayın tele temas noktası, telin
merkezinde (III) köprü ile tuşun tam ortasında olmalıdır.
* Nüans: Sesin kuvvetli yada zayıf olarak duyurulması.
-
13
Temas noktasının doğruluğunu kanıtlamak için aynı alıştırma; köprünün
yanında (I) ya da tuşun yakınında (IV) da yapılır.
‘Üst pozisyonlar’da çalınırken, yayın tele temas noktası, köprünün yanında
(I) olmalıdır.
Üst pozisyonlardaki (yukarı) bu alıştırmanın tersi; tuşun yanında (V) yapılır.
Bunun sonucunda “sonorite” değişikliğinin gerçekleştiği görülür.
Yukarıda açıklananlar bir şema ile gösterildiğinde;
Uzun yay hareketi forte yüksek pozisyonlar
Yayın tele temas noktası köprünün yakınında (II) bulunmaktadır.
Kısa yay hareketi piyano alt pozisyonlar
Yayın tel’e temas noktası tuşun yakınında (IV) bulunmaktadır
Bu egzersizler; yay hareketlerinin, telin hangi noktasında yapılması
gerektiğini algılamamıza yardımcı olacaktır.
Alıştırmaların sonucunda yukarıda varılan sonuçlar kanıtlansa bile,
unutulmaması gereken; bu sonuçların uygulamada kişiye göre değişken
olabileceğidir.
Farklı nota dokularının, birbirinin içine girmiş ya da birbirine zıt olarak
karşımıza çıkması nedeniyle icracı, bu dokuların ilgili temas noktasının, orta yani
dengeli noktasını bulmalıdır.
-
14
Uzun yay hareketi köprünün yanında (I) piyano - tuşun yanında (II)
En iyi sesin elde edilebileceği temas noktası, tam ortada (III) köprü ile tuş arasında bulunur.
Kısa yay hareketi tuşun yanında (IV) forte - köprünün yakınında (II)yüksek pozisyon - köprünün yakınında (II)
En iyi sesin elde edilebileceği temas noktası, köprü ile telin ortasına - (ortasında) kadar olan mesafedir.
Sonorite temizliği (netliği), esasen kulak ile kontrol edilir. Göz ile kontrol,
sadece temas noktasının kontrolünde faydalı olabilir.
Özellikle ‘çok yüksek’ ve ‘uzun’ seslerin icrasında kesinlikle olarak yayı
göz kontrolünde tutmak gerekir. Bu sayede yayın köprünün çok yakınına gelmesini
ya da ötesine geçmesi engellenebilir.
Ses üretiminin; güç olduğu yerlerde göz kontrolü bize çok yardımcı
olacaktır.
Yayın basıncının doğru ayarlandığını varsayarak diyebiliriz ki; net olmayan
sonoritenin teknik sebepleri, temas noktasının yanlış seçilmesinden
kaynaklanmaktadır.
Bazı pedagogların, yayın temas noktasının değişmez olması gerektiği
şeklindeki yanlış fikirlerine rağmen; tüm öğrencilerden çok önemli bir kuralı
gerçekleştirmeleri istenmelidir. Bu kural; yayın köprüden tuşa kadar tamamen
‘serbest’ hareket etmesiyle, sonoritenin her türlü pozisyon yüksekliği ve farklı
nüanslarda temiz (net) duyulmasıdır.
-
15
Temas noktasının ‘sürekli’ değişmesinin gerekliliği, uzun ve forteden
piyanoya (ya da tersi) kadar uzanan geniş nüans paletinde yer alan seslerin icrasında,
daha da büyük önem kazanmaktadır. Örneğin;
* Tuşun sonu ve köprü arasında telin ortasına doğru hareketle
** Telin ortasından köprünün yanına hareketle
* Köprünün yanından telin ortasına doğru hareketle
** Telin ortasında
(Parmakların tuşun üzerinde daha yüksek pozisyonlarda olması durumunda,
yayı köprüye daha yakın kullanmayı tercih etmeliyiz.)
* Tuşun yanında ** Telin ortasından köprünün yanına ***Telin ortasından tuşun yanına doğru hareket
-
16
2. YAY HAREKETLERİ
Yay bölgelerinde gerçekleştirilen ana “yay hareketi” grupları
bulunmaktadır:
1. Yayın tel ile temasının nota değeri boyunca korunarak gerçekleştirildiği
“tel üzeri”
Uzun hareketler;
a) Son filé
b) Detaché
c) Detaché türleri
d) Legato
e) Tremolo
2. Yayın tel ile olan temasında nota değeri (duyumda) yarıya indirilerek
gerçekleştirilen “tel üzeri”
Kısa hareketler;
a) Martelé
b) Staccato
c) Staccato Volante (uçan staccato)
d) Sautille
3. Yayın tel ile olan temasının kesilmesiyle ve nota değerinin yarıya
indirilmesi ile gerçekleştirilen telden ayrı kısa hareketler;
a) Spiccato
b) Uçan spiccato
c) Ricochét ve Saltando
Bunların kombinasyonu ile oluşturulmuş ünlü kemancılardan Viotti ve
Paganini’nin kullandığı karma hareketler;
1) Viotti
2) Paganini
-
17
2.1. Yayın Tel ile Temasının Nota Değeri Boyunca
Korunarak Gerçekleştirildiği Tel Üzeri “Uzun” Hareketler
Bu başlık altında açıklanacak yay hareketlerinin uzun olması tüm yay ile
çalınmalarının zorunluluğu değil, hareket süresinin nota uzunluğu boyunca olması ve
aralarında boşluk bırakılmadan çalınması ile ilgilidir. Yayın geniş bir bölümünün ya
da tümünün kullanıldığı uzun hareketler; sağ kolun ve bölgelerinin ancak bir bütün
olarak çalıştırılması ile gerçekleştirilebilir.
a) Son filé
b) Detaché
c) Detaché türleri:
1- Lancé
2- Porté
3- Collé
4- Fouette
5- Portato
d) Legato
e) Tremolo
2.1.1. Son filé*
Bu terim lirik ve şarkılı bir karakter elde etmek için kullanılan yay
hareketini tanımlamaktadır. Bir ya da tahmini 15 saniye sürebilen hareketin kısa
tutulması, onun détaché kategorisine girmesine neden olabilir. 15 saniyeden uzun
hareketler ise karşımıza genellikle alıştırma ve etütlerde çıkmaktadır.
* Son filé (Fr) The spun note (İng.).
-
18
Son filé’de diğer sağ el hareketlerine nazaran sol elin desteğine daha fazla
ihtiyaç duyulmaktadır. Üretilen sesin “vibrato”* yardımıyla renklendirilerek canlı
veya dingin karaktere bürünmesi sağlanabilir. Notada tersi istenmediği takdirde
hareketin iyi sonuç vermesi için yayı değiştirirken neredeyse işitilmeyecek, mümkün
olduğunca düz ve belirsiz bir hareket gerekmektedir.
Son filé hareketinde temel amaç; yayın “tümünü” kullanabilmek olmalıdır.
Özellikle yayın alt çeyreğini kullanmadan ya da belirli bir kısmını kullanarak
hareketi gerçekleştirmek, ton üretiminin gücünün azalması gibi bazı sorunlara neden
olacaktır. Böyle bir durumda hareketin bütün yay kullanılarak yapılmamış
olmasından dolayı; ses dengesini ayarlamak için yay üzerindeki basıncın arttırılması
kaçınılmaz olacaktır. Bu basınç arttırıldığında ise yukarıda söz edilen düz ve belirsiz
yay değişimini elde etmek mümkün olamayacaktır.
Bir Fransız atasözü şöyle der:
Daha çok yay, daha çok yay ve daha da çok yay...”7
“Son filé birçok kemancıya yay kontrolü ve ton üretimi ile ilgili olarak
alıştırmaların yapılabilmesi olanağını sağlar. Bir şancı için uzun soluklu (nefessiz)
şarkı söyleyebilmek ne ifade ediyorsa, bir kemancı için de ton kalitesini koruyarak
müzikal bir cümleyi yay değiştirmeden çalabilmek aynı şeyi ifade eder.
Son filé öncelikle boş telde, ardından gam ve çift seslerde p’dan f’ye kadar
tüm nüanslar kullanılarak çalışılmalıdır.
* Vibrato: İtalyanca “salınım”. Sesi zenginleştirmek, yumuşatmak, yoğunlaştırmak amacıyla, vokal
müzikte, üflemeli çalgılarda, telli ve yaylı çalgılarda seslendiriciler tarafından uygulanan titreşme (Salınım) tekniği. Ses perdesinin hafifçe dalgalanıp yoğunlaştırılması. Terim, Latince Vibrare: “titreşme” sözcüğünden kaynaklanır.
7 Flesh, Carl; The Art of Violin Playing, Book I., Carl Fischer, New York, 1939, s.46.
-
19
Son filé hareketinin; yay gelişimini ve kontrolünü sağlayabilmek, ton
üretimini de koruyabilmek için; tek hamlede olabildiğince az nota ve az tel değişimi
ile çalışılması; kemancıya büyük yarar sağlayacaktır.”8
Son filé hareketinin etüt içinde çalışılmasına F. Mazas, Op. 36 I. kitap No.1
ile başlanabilir.
* **
Son filé hareketinin tel değişimi içerisinde yapılması sırasında ilk egzersiz
olarak aşağıdaki örnek kullanılabilir.
Bu hareketin klasik keman repertuarında yeraldığı örneklerden biride E.
Chausson keman ve orkestra için Poème’nin 31. ölçüsünde başlayın keman soloyla
örneklendirilebilir.
8 Ivan Galamian, a.g.e., s.103. * Largo (İt.). Tempo terimi: Özenle uygulanan geniş, tutumlu, çok ağır bir hızda. Müzikte hız
derecelerinin en ağırını niteleyen bu terim, ayrıca sonat ve senfoni gibi klasik formlarda bölüm başlığı olarak yer alır.
** Sostenuto (İt.) Ağır, temkinli, tutumlu seslendirme; her sesin değeri ve gücü vurgulanarak. Terim, ayrıca tempo değişimlerinde uyarıcı olarak kullanılır.
-
20
2.1.2. Détaché*
Détaché hareketi, en önemli sağ el hareketlerindendir. İyi bir sağ el
tekniğine sahip olabilmek için yapılması şart olan ‘temel yay’ hareketidir. Détaché
hareketi iki şekilde oluşturulur:
1) Basit détaché
(Tüm yay ile ya da yayın farklı bölgeleri kullanılarak yapılan détaché)
Her hamlede bir nota çalınması ile bir sonraki hamleye kadar sesin
tınlatılması ve ardından hamle ile arasında herhangi bir duraksama veya kesintiye
uğratılmaması şartı ile uygulanan yay hareketinin tel üzerindeki aktivitesidir.
“Tel değişimi söz konusu olduğunda hareket; elin düşey yönelimi ile, ön
kolun yön vermesi ya da ikisinin birlikte kullanımıyla gerçekleştirilir. Bu durum
yayın hangi bölgesinin kullanıldığına göre farklılık gösterecektir.”9
2) Aksanlı détaché
(Küçük ve hızlı)
Basit détaché hareketi kullanılarak yayın devamlılığı ile notalar arasındaki
süreklilik sağlanırken, yay üzerine verilen kol ağırlığı korunur ve her notanın başında
daha da arttırılarak (hafif olmak şartı ile) hareketin; aksanlı bir şekilde tel üzerinde
uygulanması sağlanır. Performans için bu hareketin, yayın orta yarısının biraz
yukarısında yapılması tavsiye edilir.
Détaché egzersizleri, yayın tüm bölgelerinde uygulanmalıdır. Hareket ancak
bu sayede iyi bir sağ el tekniğinin oluşturulmasında yardımcı olacaktır. * Detache (Fr.) 9 Galamian, a.g.e., s.67.
-
21
“Détaché hareketinin yayın alt yarısında çalışmak bu hareket için en
faydalı egzersizlerden biridir.”10
Orta süratte yayın alt yarısında yaptığımız détaché hareketini; üst kolun
yatay (horizontal) yönelimiyle gerçekleştiririz. Yayın orta ve üst yarısında yapılan
hareket içinse ön kolun yatay yönelimi gerekecektir.
Hızlı tempo söz konusu olduğunda ise kolun yatay yönelimi, yerini dikey
kol ve dirsek kombinasyonuna bırakacaktır. Bu sırada dirseğin serbest olarak
hareketi tamamlaması, yay değişimlerinin kusursuz olarak yapılabilmesine yardımcı
olacaktır. Yay değişimlerini zorlaştırmadan ve amacına uygun yapabilmek için,
dirseğin abartılı hareketinden kaçınılmalıdır.
Uzun vadede aksanlı (küçük) détaché hareketinin gereğinden fazla
çalışılması ve kullanılması, sağ elde serbest hareketin kısıtlanmasına neden olabilir.
Çoğunlukla ağrı merkezi saptanamayan ancak biseps kaslarında oluşan sıkışıklığın
sebep verdiği ağrılar nedeniyle kol hareketinde engellenme ve pelteklik oluşabilir.
Bu tip kas sıkışmaları ve kramplar, keman çalmaya yeni başlayan müzisyenlerde
görülebilir. Kasların o anda dinlenmeye alınmasıyla ve zamanla hareketin doğru
yapılabilmesiyle bu tip sorunların varlığı giderilecektir.
Détaché hareketinin boş tel ve gamlarda çalınmasından sonra, çocuklar için
ilk örnek olarak Baklanova ve Dankla çalışmalarında görüldüğü gibi yapılabilir.
10 Yehudi Menuhin, Violin Six Lessons With Yehudi Menuhin, Faber and Faber Ltd., London 1971,
s.88.
-
22
Etütlere geçildiğinde ise Fiorillo’nun 11 numaralı etüdüyle geniş (basit)
détaché hareketi çalışılabilir.
*
Küçük bilek hareketi ve yay kullanım alanı küçültülerek hareketin
çalışılması için, Mazas’ın 21 nolu etüdü çalışılabilir.
**
Aksanlı détaché hareketi için yine Mazas’ın 2 nolu etüdü çalışılabilir.
* Moderato (İt.) Tempo terimi: Ilımlı, orta karar. Örneğin allegro moderato: allegro kadar hızlı değil;
andante moderato: andante kadar ağır değil. ** Allegretto (İt.) Tempo terimi: Hayat dolu, canlı. Hızlıca, ama allegro kadar değil: Metronomda
104 ile 120 arası.
-
23
Aynı hareket Mazas etüd No 4 ile yay miktarı azaltılarak ve tempo
hızlandırılarak çalışılabilir.
Parçalara gelindiğinde ise aksanlı détaché hareketiyle başlayan Fritz
Kreisler’in Prelude ve Allegro adlı keman ve piyano için parçası (konser) örnek
olarak verilebilir.
-
24
J. Brahms keman konçertosu No 1’de belirtilmemiş olsa dahi aşağıda
görülen ölçüler, sıklıkla aksanlı détaché hareketiyle icra edilirler.
2.1.2.1. Détaché Türleri
1) Lancé*
Bu détaché türünde birbirinden farklı notalar belirgin küçük aralıklar ya da
nefeslerle birbirlerinden ayrıştırılırlar. Fransız détachésinin havalı ve gösterişli icraya
yardımcı bir rolü vardır.
Başta daha fazla hız kullanılarak daha sonra sürüşün sonuna doğru azalan
hızla uygulanan daha kısa ve daha çabuk bir sürüş şekli daha vardır. Bu détaché
türüne détaché Lancé denir. Seslerin başlangıcında ne bir vurgu, ne de bir yükselme
vardır.
2) Porté
İlk notaya daha yüksek vurgunun verildiği nota grubunda, diğer notalara
nazaran ilk notanın belirginleştirilmesinin (aksan) ardından, gelen notalar üzerinde
bu belirginlik derece derece azaltılır. Hareketin belli bir süre yapılması, ses tonunda
değişikliğe ve notalar arasında boşluk hissinin oluşmasına yol açar.
3) Collé
Bu harekette; yay tele yerleştirilirken, yayın tel ile temasının
gerçekleştirildiği anda tel hafifçe fakat keskin bir yay sürüşü ile sıkıştırılır. Oluşan
kısa nota tınladıktan sonra yay üzerindeki ağırlık, kıllar tele yapıştırılarak hafifçe geri
çekilir, ardından diğer hareket için yay değişimi hamlesine geçilir.
* Fransız détaché
-
25
4) Fouette*
Bu tür, aksanlı détachéden gelmektedir. Ancak bunda aksan, yayı telden
kaldırdıktan sonra ani bir enerji ile tele vurularak çabuk bir hareketle elde edilir.
Genellikle yayın üst yarısında yayın itme hareketi ile kullanılır. Harekette genel
olarak yapılan hata yayı erken kaldırmaktır. Yay; hareket tamamen bitmeden yeni
hareketin başlamasından önce kaldırılıp, vurma işleminin bir anda olacağı şekilde
kullanılmalıdır.
5) Portato** (İt.) Louré*** (Fr.)
Détachénin legato ile kombinasyonuyla yapılan harekettir. Yay çıtasındaki
kol ağırlığının kıllara aktarılmasıyla, yayın tel ile teması korunarak; söz konusu
ağırlığın bir bağ içinde toplanan détaché notalarının her birine uygulanması ile
oluşturulur.
Portato hareketi içerisinde yer alan notalar, yay ile ayrıştırılarak (her notaya
bir yay hamlesi) tekrarlandığında, détaché porté hareketini oluşturacaktır.
D. Schostakovitch keman konçertosu No 1 Cadenza:
L. Beethoven keman konçertosu 2. bölüm:
* Whipped (İng.) ** Portato (İt.) Louré (Fr.) *** Robert, Gerle ‘The Art of Bowing Practice’ kitabında Porté (Fr.) ve Louré (Fr.) kelimelerinin İt.
karşılığını Portato olarak tanımlamıştır.
-
26
2.1.3. Legato
Legato ile son filé hareketinin ortak özelliği her iki harekette de yay
süratinin yavaşa yakın olmasıdır. Bu iki hareket arasındaki farklılık ise legatoda bir
yay hareketinden sadece bir notanın değil, birden fazla notanın tek bir hamle ile
çalınabilmesidir. Legato hareketinde, farklı notalar birbirlerinden ayrılmadan
yumuşak bir hareketle çalınmalıdır. Buna ek olarak; notaların tuş üzerindeki farklı
tellerde ve pozisyonlarda tınlatılması mümkün olabileceğinden, yay da tuş ve köprü
arasında mutlaka köprüye “paralel” olarak devinmelidir.
“L. Auer’e göre Legato, seslerin yumuşak, yuvarlak, aralıksız çalınması
hususunda gerekli ideal akımı sağlamaktır.”11
En az 2, en çok (yaklaşık) 100 nota, birbirine Legato hareketiyle
bağlanabilir. Böyle bir durumda birden fazla tel kullanılması söz konusu olduğundan,
tel değişiminin farkedilmemesi ve ses yoğunluğunda (tersi belirtilmedikçe) herhangi
bir değişim olmasına izin verilmemelidir.
Legato hareketinin barındırdığı her notanın aynı kalitede tınlatılabilmesi
için; tel ve pozisyon değişimleri sırasında, omuz, ön kol, bilek ve parmakların
koordinasyonu büyük önem taşımaktadır.
“İki faktör; çabukluk ve basınç, dolgun bir sesin elde edilebilmesi açısından
önemlidir. Legatoda tel geçişlerinin sol el parmaklarıyla uyumlu olması aranan bir
özelliktir.”12
Tel değişimlerinde kol hareketi gereğinden fazla olmamalı, sağ el hareketi
köşeli değil, dalgalı olmalıdır.
a) b)
köşeli dalgalı
11 Auer, Leopold, Keman Ekolünde Klasik Eserlerin Yorumu, Moskova, 1965, s.558. 12 Libeman, Mikhail, Kemandan Ses Çıkartma Sanatı, Moskova, 1985, s.71.
-
27
Yay bir telden diğerine aktarılırken, sağ kol pozisyonu diğer tele göre
konumlandırılarak, sesler arasında boşluk bırakılmadan, yay geçilecek tele
yakınlaştırılarak hareket gerçekleştirmelidir.
“Tel değişimi gerçekleştirilirken, yay’a (kol ağırlığı her iki tel’e de etki
edecek şekilde bir baskı uygulandığında farklı tellerdeki notaların birbirine
bağlanması kolaylaştırılmış olacaktır.
“Legato keman çalışında uçların yok edilmesidir. Legatoda yayın her
kısmında aynı sesin elde edilmesine çalışılmalıdır.”13
Yayın alt yarısında yer alan ‘kök’; legato hareketinde tel değişiminin en güç
gerçekleştiği bölgedir. Bu güçlüğü gidermek için sağ el parmakları ön kol’un
yardımıyla tel geçişini gerçekleştirmelidir. Yayın ucunda ise geçiş daha çok, bilek
ağırlıklı sağ el hareketiyle gerçekleşmelidir.”14
Legato hareketi yayın tümünü kapsadığında sağ kolun ağırlığı; yayın tüm
bölgelerinde eşit olarak dağıtılmalı ve yayın sonuna gelen notaların kısa
kalmamasına dikkat edilmelidir.
“Yayın değiştirilmesi sırasında, üst ‘kol’daki ağırlık ‘ön’ koldakine oranla
daha az olacaktır. Bunun nedeni üst kol ve ön kol hareketlerinin farklılığıdır.”
13 Libeman, Mikhail, Kemandan Ses Çıkartma Sanatı, Moskova, 1985, s.69. 14 Ivan Galamian, a.g.e., s.65.
-
28
Ancak kaliteli bir Legato hareketi için, sağ el bölgelerinin doğru kullanımı,
yay sürati ve kol ağırlığının eşit tutulması (yayın her bölgesinde) yeterli değildir.
Hareket sırasında sağ ve sol el koordinasyonu göz ardı edilmemelidir.
Sağ el hareketi, sol eldeki nota adedine göre ayarlanmalı, her nota adedine
eşit yay oranı uygulanmalıdır (nota değeri uzatılarak aksi istenmedikçe).
Ancak bu şekilde legato hareketi içinde yer alan her nota farklı tellerde ya
da pozisyonlarda yer alsa bile; yay kontrollü bir şekilde hareket ettirildiğinde, ses
üretiminde “ton kalitesini” korumak mümkün olacaktır.
Legato hareketi farklı tellerde uygulanırken, tel değişiminin çalışılması
faydalı olacaktır. Buna göre, pasaj içindeki notaların ortadan kaldırılması ile, var
olan değerler kısaltılmadan, hareket sadece boş tellerde uygulanmalıdır.
L. Massart’ın aşağıda görülen çalışmasında çeşitli legato kombinasyonları
görülmektedir.
-
29
Hareketin parça içinde kullanılması, détaché ağırlıklı aşağıdaki parçada
görüldüğü gibi araya konulan sayılı legato hareketiyle başlatılabilir.
Legato hareketinin gittikçe yoğunlaştırılmasıyla, küçük parçalardan büyük
keman yapıtlarına geçildiğinde, örnek olarak uzun soluklu legato hareketi için L.
Beethoven keman konçertosu 1. bölümü verilebilir.
-
30
2.1.4. Tremolo
Yayın uzun hareketlerinden bahsederken, tremoloyu bu kategoriye dahil
etmek belki mantığa aykırı gelebilir. Aslında notaların arasında, yayın tel ile olan
teması korunarak gerçekleştirilen harekette ve duyulan seste duraksama
olmamasından dolayı tremolo; çok hızlı détaché hareketinin, olabilecek en küçük yay
miktarı ile yapıldığı, bilek ve parmakların aktif olduğu, diğer kol bölümlerinin ise
pasif kaldığı bir yay hareketidir.
Genel olarak; daha çok orkestral yapıtlarda karşımıza çıkan tremolo, nadiren
solo ve oda müziği yapıtlarında karşımıza çıkmaktadır.
2.2. Yayın Tel ile Temasının Nota Değeri Yarıya İndirilerek
(Duyumda) Gerçekleştirildiği Tel Üzeri “Kısa” Hareketler
“Birçok kişiye göre martelé gibi hareketlerin ‘kısa’ olmasını sağlayan
hareketin keskin vurgusu ve onun süre olarak kısalığıdır. Ancak kısa ve uzun
hareketlerin arasında gözardı edilmemesi gereken, bu hareketlerin arasındaki
farkın; hareket süresinin ne kadar olduğuyla değil, tam aksine hareket tekrarları
sırasında onların birbirleriyle bağlanıp bağlanmadığıdır.”
a) Martelé
b) Staccato
c) Uçan Staccato (Staccato Volante)
d) Sautille (Sotiye)
2.2.1. Martelé (Fr.)*
Martelé; her notaya tek yay hamlesinin kullanıldığı; keskin ve aksanlı yay
hareketidir. Détachedén farklı olarak martelé hareketinde, notalar arasında yayın
* Martelato (İt.)
-
31
durdurulmasıyla belirgin boşluklar (es) oluşturulmalıdır. Martelé çoğu zaman orta
tempoda kullanılan bir hareket türüdür.
Yay, telin üzerine konumlandırılarak, hareketin ilk saniyelerinde
oluşturulacak aksan için adeta telin içine girmeye hazır tutulur. Ardından, hareketin
ilk anında kol ağırlığının bir miktar arttırılmasıyla ön kol telin yatay hareketi ile
dirsek ekleminden açılarak dirsek dışarı doğru itilir. Kol ağırlığının arttırıldığı ilk
saniyelerin ardından hemen geri çekilmesiyle (doğal ağırlık sabit kalarak) aksan,
yerini itme ile gerçekleşen keskin yay hareketine bırakır. Nota uzunluğu bitmeden
hemen önce yay, durdurularak telin üzerinde bekletilir. Ardından yine ön kol dirsek
ekleminin yardımıyla dirsek; anlatılanlar tekrarlanarak bu kez içeri doğru itilerek
kapanır.
Martelé hareketinde yay değişimi gerçekleştirilmeden önce, basıncın
azaltılması ve yayın durdurulması çok önemlidir. Aksi takdirde üretilen ses kalitesi,
kaba ve zorlama olacaktır. Yayın durdurulması ile seslerin arasında boşluk
oluşturulur. Bu sırada üretilen ses tınlarken, bir sonraki hareket için sağ ve sol el
hazırlanılarak geçiş gerçekleştirilmelidir.
“Marteléyi sağlamak için yayda sağlam bir tutuş geliştirilmelidir. Fakat bu
sağlamlığın bilek yumuşaklığına engel olmasına izin vermemeye dikkat
edilmelidir.”15
Martelé yayın tüm bölgelerinde geniş ve küçük yay ile uygulanabilir.
“Martelé, yaylı çalgılarda détaché ve legato gibi belli başlı temel sağ el
teknikleri arasındadır. Bu teknikle tel atlama gibi bazı teknik sorunlar çözülebildiği
gibi, aynı zamanda elde edilen kendine özgü renk yolu ile yapıtların yorumlarında
önemli bir yer de tutar. Bundan başka, iyi bir martelé tekniği elde eden kemancılar
bu yeni alışkanlıklarının verdiği kolaylık ve alışkanlıkla bazı başka teknikleri de
başarı ile geliştirebilirle. Bunlar arasında détachéyi özellikle sayabiliriz. Martelé
yardımıyla détachénin özellikleri daha iyi bir biçimde gerçekleştirilebilir. Ayrıca
15 Menuhin, a.g.e., s.91.
-
32
daha çabuk détachéde başarı olasılığı artar. Bu arada sol ele olan etkisinden de söz
etmek gerekir. Martelé tekniği yolu ile sol el parmakları teller ile olan ilişkilerini
yoğunlaştırırlar, daha bir güvenle çeviklik kazanırlar.”16
J. F. Mazas Etüt No 3, yapı itibariyle martele hareketinin yayın orta
yarısından ucuna doğru, yay telden ayrılmadan aradaki esler göz önünde
bulundurularak çalışılmalıdır.
Noktalı (Punktir) olarak tanımlanan ritmik martele hareketi aşağıdaki Mazas
Etüt No 9’da görülmektedir.
Burada Etüt No 2’ye nazaran esler daha kısa olup, ardından gelen martele
hareketi de kısalmaktadır.
J. Brahms keman konçertosu No 1:
16 E. Uçan Günay, Çevreden Evreye Keman Eğitimi, Dağarcık Yayınları, Ankara, 1980, s.33.
-
33
a) Jeté (Fr.)*
Kısa ve tek notanın havadan tele vurulması ile çalınmasına denir. Genellikle
ardından gelen ‘legato’ ya da ‘aksanlı détaché’ ile kombine edilir.
b) Collé (Fr.)
Orta süratli martelé hareketinin uygulanması ile oluşturulan bu tür
marteléde, notalar arasında yay telde bekletilmek yerine; telden uzaklaştırılır ve bir
sonraki hamlede tel sıkıştırılarak aksanlı ve keskin ses üretimi sağlanır.
2.2.2. Staccato** (İt.)
Staccato hareketi; kısa, birbirinden net olarak ayrıştırılmış bir grup notanın
vurgularla tek yaya sığdırılmasıdır. Martelé ve legato hareketlerinin karışımı olan
staccatoda grup içindeki her bir notadan sonra yay durdurularak, basınç aynı yönde
hızla tekrarlanır ve sonraki noktaya aynı yay hamlesi içerisinde geçilir.
Hareket sağ el parmaklarının ve bileğin kombinasyonu ile yapılır.
“Martelé genellikle orta tempoda kullanılan bir yay hareketi olduğundan ve
martelé; doğası gereği istenen sonucu vermediğinden tek yayda birden fazla nota
duyurma ihtiyacı doğmuş ve bu sayede staccato hareketi oluşturulmuştur. Staccato
çekerek ( ) ve iterek ( ) yapılabilir.” 17
Orjinal marteléde, vurgu ve basınçlı aksan birbirini takip eder, staccatonun
zorluğu ise; yatay hareket sırasında birden fazla aksanlı basınç uygulamasının
gerekebilmesinde ve icracının bu iki hareketi doğru koordine edebilmesinde yatar.
Ancak bu şekilde icracı; staccato hareketini doğru bir şekilde uygulayabilir. Bu iki
hareketten biri öne çıktığında, sağ el tekniğinin gelişimine zarar verebilecek
istenmeyen rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Hareketin temel mekaniğini kavramak, bu
tür sorunları engelleyecek ve başarılı sonuçlar elde edilebilecektir.
* Whipped note (İng.) ** Stakkato (Tr.) 17 G. Flesh, a.g.e., s.51.
-
34
Staccato, bir plan dahilinde teknik açıdan kolaydan zora doğru gidilerek
çalışılmalıdır. Özünde, yay üzerinde bir sıra marteléden başka bir şey olmadığı için,
icracının staccatoyu orijinal martelé gibi ele alıp çalışması faydalı olacaktır.
Daha sonra, yatay tabir edilen birinci tip bilek hareketi sürdürülerek, orta
tempoda iterek ve çekerek olmak üzere, her bir yay hamlesinde birden fazla nota
olması koşuluyla (nota sayısı giderek arttırılabilir) yayın orta ile üst yarısı arasında
çalışılabilir.
18
18 Biricik Bahar, a.g.e.
-
35
Legato kombinasyonuyla birlikte telden staccato hareketi, Mazas Etüt No
20’de görülmektedir.
L. Massart’ın düzenlediği aşağıda görülen küçük parça, çocukların staccato
hareketini hem çekerek hem iterek öğrenebilecekleri faydalı bir çalışmadır.
F. Kreisler Schön Rosmarin:
-
36
Yayın tel ile sürekli temas halinde olduğu staccato hareketinde, kılların tel
üzerinde hazır bekletilmesi çok önemlidir.
“Staccatoda iki büyük zorluk bulunmaktadır. Bunlardan biri hareketin
uygulanılabilmesi, ikincisi de aynı anda sol el parmaklarının ve tel değişimlerinin
koordinasyonudur. Bu iki problem ayrı ayrı çalışılmalıdır.”19
Staccato tempoya göre küçük veya büyük harekette uygulanabilir.
2.2.2.1. Uçan Staccato*
Uçan staccato, pratik bir bakış açısıyla; martelé staccato ile yayın
sıçratılması arasında bir bağlantıdır. Tek bir yay hamlesinde, bir grup nota duyurulur
ve her notadan sonra yay tel üzerinden kaldırılır.
Hareket mekanik olarak incelendiğinde, yayın tel üzerindeki baskısının
yerini, yayın kaldırılması-düşürülmesi hareketinin aldığı görülür. Müzikal açıdan;
uçan staccato, martelé staccatodan daha az kullanım alanı bulur. Bu harekette vurgu,
(yay vurgusu) daha uygunsuz bir pozisyonda olduğundan, zıplayan (sıçrayan) yay
uçan staccatonun yerini alabilmekte ve daha çok tercih edilmektedir. Virtüöz tekniği
göz önünde bulundurulduğunda uçan staccato; oldukça efektif ve şık bir sağ el
hareketidir.
Uçan staccato çoğunlukla yayın ortasında (yayın en yükseğe fırlayabileceği
nokta ile kökte işlev görebileceği nokta arasında), yalnızca “bir dizi kısa nota”yı
tınlatmakta kullanılır. Uçan staccato uzun notalar için uygun değildir. Yayın
gereğinden fazla yükseğe sıçrama eğilimini azaltmak için, bileği biraz kaldırıp, eli
aşağıya bırakarak (sarkıtarak) hareketi uygulamak faydalı olabilir.
Mazas Etüd no 7 tel ile temas konularak ağır tempoda çalışıldığında telden,
tempo hızlandırıldığında ise uçan staccato hareketi ile çalınabilecektir.
19 Galamian, a.g.e., s.78. * Staccato Volente.
-
37
Sadece uçan staccato hareketi için Yanişinov Etüt no 20 tavsiye edilebilir.
N. Paganini Op. 1. 24 Kapris No: 11 çekerek telden staccato, iterek uçan
staccatonun yer aldığı örneklerden biridir.
-
38
H. Wieniawski Konçerto No 1 Cadenza’da uzun uçan staccato hareketi
görülebilir.
-
39
2.2.3. Sautillé* (Fr.)
Sautille farklı bir zıplatma şeklidir. Spiccatodan; her notadan sonra yayı özel
olarak tele koyma ya da kaldırma hareketine gereksinim duymadan
gerçekleştirilmesiyle ayrılır. Bu hareket, en iyi yayın orta yarısında uygulanır. Tempo
yavaş ve nüans forte ise yayın alt yarısına doğru, tempo hızlı ve nüans piyano ise
yayın üst yarısına doğru uygulanmalıdır. Sautille, çok hızlıdan çok yavaşa kadar
çalınabilir, ancak yavaş tempoda spiccato, daha pratik bir seçim olacaktır. Hareketin,
yayın, yanlış bir bölgesinde uygulanması halinde, yayı zıplatmada eşitsizlikler
oluşabilir. Yay bölgesinin seçimi, yayın elastikiyetine göre değişiklik gösterir.
Uygulama, boş telde küçük ve hızlı détaché ile başlanmalı, tüm kıllar tele değecek
şekilde çıta çevrilmelidir. Ardından hareket küçültülerek ve yayın tel ile teması
korunarak zıplatma (yayın kendinin yaptığı) aşamasına geçilmelidir.
Sautille hareketi için, değişik tellerde kombinasyon çalışmaları yapılmalıdır.
E. Djenkinson Dans bu hareket için örnek olarak verilebilir.
* Sotiye (Tr.).
-
40
Yine bu hareket için Komarovsky’nin aşağıdaki parçası örnek olarak
verilebilir.
Harekette sesin hacmini arttırmak için, üst kolun hareketi biraz
genişletilebilir, tersi sonuç için de küçültülür ve yayın ortaya yakın bölgesinde
hareket sürdürülür.
2.3. Yayın Tel ile Temasının Kesilmesiyle ve Nota Değerinin
Yarıya İndirilmesiyle Gerçekleştirilen Telden Ayrı “Kısa”
Hareketler
Kemancılıkta virtüözite gerektiren eserlerde ya da pasajlarda; “spiccato” ve
“ricochet-saltando” terimleriyle tanımlanan ve “kısa hareketler” olarak kategorize
edilen hareketler, sağ el tekniğinin belki de en kıvraklık gerektiren bölümünü
oluşturmaktadır. Daha önceki bölümlerde incelenen détaché, martelé, legato gibi sağ
el tekniğinin temelini oluşturan yay hareketlerinde mutlak hakimiyet sağlandığı
takdirde başarıyla uygulanabilir.
-
41
1) Spiccato
2) Ricochet ve Saltando
3) Col legno
2.3.1. Spiccato* (İt.)
İtalyanca spiccare (spikkare) fiilinden türeyen ve çarpmak, indirmek
anlamına gelen spiccato; yayı hafif bir darbe ile kullanma eylemini tanımlar.
Spiccato hareketinde üretilen ses ve artikülasyon, martelé hareketini
andırmaktadır. Ancak spiccatonun genel karakteristiği, yayın her notada telin üzerine
düşüp kalkmasıdır. Spiccatonun doğru uygulanabilmesi, yayın düşüşü ve kalkışı
sırasında devinimi yönlendiren birinci parmak (işaret), başparmak ve serçe parmak
yardımı ile olur. Yayın yukarı zıplaması; gergin kıllar, birinci parmak, başparmak ve
serçe parmak ile gerçekleşir. Yayın tel üzerindeki ağırlığı başparmak ile sağlanırken,
serçe parmak sayesinde yukarı zıplayan yayın dengesi korunur. Telin üzerine yapılan
her düşüş için kol ağırlığının kuvveti gerekir.
Spiccato, yumuşak ve keskin olarak hem yatay hem de dikey hareketlerle
uygulanabilir. Yatay kısım daha çok kullanılırsa hareket daha düz, ses kalitesi daha
yumuşak olacaktır. Dikey kısım daha çok kullanıldığında ise hareket daha keskin ve
ses aksanlı olacaktır. Bu şekilde yay, tele ne kadar uzaktan bırakılırsa üretilen ses
daha güçlü ve keskin duyulacaktır. Yavaş ve geniş hareket yayın alt yarısında, kısa
ve hızlı hareket ise yayın ortasında hatta ortanın biraz yukarısında uygulanabilir.
Dolgun ve güzel bir ton için, yayın yönü gözlenmeli, ağırlık ve hız noktası
doğru yerde konumlandırılmalıdır.
Tel değişimlerinde, eşit miktarda yay kılının (her harekette) tele temas
etmesine özen gösterilmelidir. Buna dikkat edilmediği takdirde, spiccatonun eşit
olması sağlanamayacaktır. Hareket, yay tellere yakın tutularak ve gereğinden fazla
yükseğe fırlatılmayarak yapıldığı zaman, ortaya çıkabilecek kontrol kaybı
engellenmesi sağlanacaktır.
* Spikkato (Tr.)
-
42
Güçlü ses üretimi ve hızlı tempoda yapılan spiccato; yayın köke yakın
kısmında çalındığında, parmaklar ve bilek çok esnek olmalıdır. Yapışarak çalınan
spiccatoda da yay devinimine önem verilmelidir. Bu durumda dikkat edilmesi
gereken; yay çıtasının kıllara değmesi ve aynı zamanda yayın yukarı ve aşağı hareket
ettirilebilmesidir.
Mazas’ın 29. Etüdünün ilk 25 ölçüsünde spiccato hareketi için ön hazırlık
olarak orta tempoda esli telden hareket kullanılmıştır. 26. ölçüden itibaren ise tempo
hızlandırılarak yayın ortasında zıplatarak spiccato hareketine geçilmiştir.
Mazas 26. ölçü.
Spiccatonun legato kombinasyonu ile oluşturulan Mazas 28. Etüt bu
hareketin ilerletilmesinde (geliştirilmesinde) faydalı olabilir.
-
43
Triole ritmiyle farklı tellerde çalışmayı sağlayan 4 numaralı Mazas Etüt
ilerleyen aşamalarda faydalı olabilir.
P. Tschaikowsky’nin Op. 42 orkestra ve keman için Scherzosunda solo
tema, spiccato hareketiyle başlamaktadır.
C. Saint Saens keman ve orkestra için “Rondo et Cappriccioso” adlı eserinin
Coda’sında uzun soluklu bir spiccato hareketi yer almaktadır. Seçilen temponun daha
da süratli olması durumunda spiccato hareketi daha da kısalacaktır.
-
44
2.3.2. Ricochet ve Saltando* (Fr.)
Ricochet yay çıtasının doğal sıçrayışının ürettiği bir harekettir. Karakteri
kısa, kesik (bağlantısız) ve kuru olmakla beraber; telli ve mızraplı enstrümanların
tınısını andırmaktadır.
Tek yay hamlesinde birden çok notanın çalındığı hareketin ilk notası için;
yayın tele vurularak oluşturduğu aksanlı sesin ardından gelen notalar ilk vuruluşta
oluşan güç ile zıplatılarak duyurulurlar.
Yayın zıplaması için hiçbir efor ve kontrol uygulanılmamalıdır. Nota
grubunun, hızın ve nüansın miktarına göre, yayın tel ile mesafesi ayarlanır.
Boş telde yapılacak çalışma Ricochet'in yerleşmesi açısından çok faydalıdır.
Saltandoda ise ricocheden farklı olarak; ilk nota tel üzerinden başlatılarak,
aksanın doğal itici gücüyle yayın doğal sıçrayışı gerçekleştirilir. Bu hareketin yaygın
kullanım alanı, genellikle arpeggiato pasajlardadır. Tel değişimleri kol ile yapılarak
tüm kılların tele teması sağlanır ve tahta köprüye doğru döndürülür.
* Rikoşe Saltando (Tr.)
-
45
Bu hareketlerin çalışılması için Ş. Beriot Prelude No 2, No 3 tavsiye
edilebilir.
Özellikle ricochet hareketinin çalışılması için A. Yanişinov’un 27 nolu
Etüdü tavsiye edilebilir.
Saltando hareketinin parça içinde kullanıldığı Manuel de Falla’nın Danse
Espagnole adlı transkripsiyonu Fritz Kreisler tarafından yapılan parçada görülebilir.
-
46
N. Paganini konçerto No 2, 3. bölümde (La Campanella) ricochet kullanımı
görülmektedir.
2.3.3. Col Legno (İt.)
Yay kılları yerine, çıtanın tele vurulmasıyla gerçekleştirilen efektif yay
hareketidir. Genellikle orkestral yapıtlarda kullanılan bu hareket, “col legno”
yazısıyla ya da “x” işaretiyle gösterilir.
H. Berlioz Fantastik Senfoni 3. bölümünde 1. keman partisinde col legno
kullanmıştır.
-
47
S. Prokofief “Peter ve Kurt” adlı orkestral eserinde 1. keman partisinde col
legno kullanmıştır.
2.4. Karma Hareketler - Viotti ve Pagannini Yayı
Yay Hareketleri Kombinasyonları
Çalışmanın bu kısmına kadar, sağ el tekniğinin belli başlı ancak “tanımlı”
hareketleri incelenmiştir. Ancak şüphesiz ki; kontrpuan ve armoni kombinasyonları
ne denli çoksa hareket kombinasyonları da o kadar çoktur. Bu kombinasyonların
tümünü kategorize etmek mümkün olamayacağından, yapabileceğimiz en doğru şey;
onların en önemli ve özellikle başlangıç aşamasındaki kemancılar için en gerekli
örneklerini göstermek olabilir.
Buraya kadar tanımlanan, incelenen yay hareketlerinin sınırsız (sonsuz)
kombinasyonları bulunmaktadır. Bunlardan en çok kullanım alanı bulan ve en çok
tercih edilenleri şunlardır:
Détaché ve geniş yay:
Bu en önemli sağ el yay kombinasyonlarından biridir. Uzun notadan sonra
veya önce (dolayısıyla geniş yay) gelen détaché pasajlar çalınması istenen pasajlarda
karşımıza çıkar. Sözü edilen uzun notadan sonra gelen détaché pasajda, ton kalitesi
açısından herhangi bir farklılık olmamalıdır.
-
48
Staccato ve geniş yay:
Sonra gelen uzun notanın staccato pasaj için yapılacak hazırlığa elverişli bir
zaman hazırlaması açısından bu; çok uygun bir kombinasyondur. Staccato ile uzun
notanın kombine edilmesindeki zorluk aşağıda gösterilen çalışmayla aşılabilir:
Legato ve détaché:
Yukarıda başlık olarak belirtilen bu kombinasyonun sınırsız olasılığı
olabileceği gibi en tipik örnekleri aşağıda gösterilmiştir.
Bu kombinasyonda yayı ekonomik kullanmak ya da yayı biriktirmek çok
önemlidir.
Legato ve uçan staccato:
Bu kombinasyon çalışılırken yay dağılımına dikkat edilmeli ve gereksiz
aksanlardan kaçınılmalıdır.
Eğer tempo hızlandırılırsa, noktalı notalar spiccatoya dönüşebilir.
-
49
Martele ve kısa détaché:
Bu oldukça güzel tınlayan ve eko efekti sağlayan bir kombinasyondur.
Détaché ve uçan staccato:
Spiccato ve uçan stoccato
Saltoto ve uçan staccato:
-
50
Viotti Yayı
“Bu yay tekniğinin başlıca özelliği yayın durması sonucu oluşan eserlerdir.
Zayıf vuruşlara gelen bağlı olmayan notalar bitişik olarak kendinden sonra gelen
aksanlı notaya bağlanmış olur. Diğer bir deyişle, aynı yöne hareketle çalınan
notalarda yayın durması gereklidir. Vurgusuz notalar staccatoya veya detacsheye
benze. Yayın değişmesiyle ses hemen kaybolur. Vurgulu seslerin vurgusuz seslere
bağlantısı ve artikülasyonun keskinliği tempoya bağlıdır. Kısa notanın çalınışının
ardından sağ elin kasları gevşeyecek zaman bulmalıdır.
Viotti yayı özel ve detaylı bir çalışma gerektirir. Yer tekniğinin gelişmesinde
önemli bir yer tutar. Boş telde çeşitli çalışmalar yapılabilir.” 20
Kroutzer, bu hareketin çalışılması için, etütlerinden birini, G. B. Viotti
yayına özel olarak ayırmıştır.
20 B. Biricik, a.g.e., s.37.
-
51
Paganini Yayı
Bu yay tekniği hem kuvvetli hem de zayıf zamanlara denk gelen aksanların,
yayın doğal hareketiyle tınlatılmasında kullanılır.
Çalınan esere farklı bir sonorite ve dinamizm kazandıran bu yay tekniği, ilk
kez Paganini tarafından eserlerinde kullanılmış, daha sonra başka besteci/kemancılar
tarafından da rağbet görmüştür.
N. Paganini Mouses Varyasyonlarından 3. varyasyonda bu hareket
görülebilir.
-
52
Karma yay kombinasyonlarının daha aktif ve de tek bir eserde
çalışılabilmesi için R. Kreutzer tarafından yazılan Etüt No 2 üzerine kombinasyonlar
çalışılabilir.
-
53
R. Kreutzer devamı aşağıda görülmektedir.
-
54
O. Şevçik tarafından yazılan 29 nolu Etüt yine karma yay
kombinasyonlarının çalışılabileceği şekilde yazılmıştır.
-
55
-
56
-
57
3. KAS HİSSİYATLARI
Sağ elin temel hareketlerini inceledikten sonra, bu hareketlerin hangi kas
gruplarıyla gerçekleştirildiğini ve bu söz konusu kas gruplarının hareket sırasında
icracı tarafından nasıl hissedildiğini algılamak oldukça önemlidir.
İcracı sağ el tekniğinde ilerleme (gelişme) kaydetmek istiyorsa; literatürdeki
temel tanımların dışında bu alanda da çalışma yapmak durumundadır. Sağ el
hareketlerinin ne ölçüde başarılabileceği, kişinin fizyonomisi ile yakından ilişkilidir
ve insan fizyonomisi kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Ancak “temel kas grupları”
dediğimiz ve anatomik olarak her insanda bulunan bu kasları doğru kullanmak; son
olarak da hayal gücüne bağlıdır. Aşağıda sağ el tekniğini oluşturan hareketlerin hangi
kas gruplarıyla ve ne tür hissetmelerle yapılabildiği açıklanmıştır.
Bilek Kullanımının “Sağ El Hareketlerindeki” Önemi
“Pedagoglar tarafından en çok tartışılan konulardan biri de; bilek
kullanımının sağ el hareketlerindeki rolüdür.
Ton üretimi ve sağ el hareketlerinin “kusursuz” gerçekleşmesinde bilek
kullanımının çok büyük önem taşıdığı tartışılmazdır. Ancak bu önemli ögeyi tüm kol
hareketlerinden ayırarak, sağ el hareketlerindeki “tek” temel unsur olarak ele
almak; bilek kullanımına gereğinden fazla önem vermek anlamına gelecektir.
Bileği, tüm sağ kolda kullanılan diğer bölgelerden ayırarak, hareket
yalnızca bileğe yüklenerek gerçekleştirildiğinde elde edilecek sonuç; tüm kol
hareketini bir kenara iterek, ton üretiminin bilek baskısıyla oluşturulmasına yol
açacaktır.
Bu durumda kolun tüm bölgeleri kullanarak oluşturulabilecek kaliteli ton
üretimini sağlamak mümkün olmayacaktır.”21
21 M. Tagiev ve A. Parsegov, Keman Eğitimi Sırasında Adale Hissiyatları Problemleri, 1978, Uşir,
Bakü, s.75.
-
58
“Kol ağırlığı” sistemini ve sağ elin serbest hareketini tamamiyle devre dışı
bırakan “bileğin” söz konusu durumu, vücudumuzun başka (diğer) bölgelerinden biri
olan alt bacak (baldır) ile örneklendirilebilir.
Görevi, vücut ağırlığını taşımak olan alt bacağın, adım atmak ve vücudu
dengede tutmak dışında, tüm uzuvlarımızdan ayrı çalışarak; farklı koordinasyonlarda
hareket ettirilmesi, “sağ el” hareketinde bileğe gereğinden fazla görev yüklemekle
aynı anlama gelecektir.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; gereğinden fazla ve dolayısıyla
“yanlış” bilek hareketinden kaçınılmalıdır.
Ton üretimi için gereken “sağ el” hareketini oluştururken; bileği doğal
olarak bu harekete katmamız halinde, “kaliteli” ton üretimi daha kısa yoldan
gerçekleştirilmiş olur.
Ancak; tüm kol kullanımının güç olduğu hafif ve küçük yay hareketi
gerektiren durumlarda, bilek hareketi ön plana çıkabilir.
Sol elde, hızlı kıvraklık gerektiren pasajlarda, bileğin tüm kola nazaran daha
“aktif” olması, sol eli desteklemiş olur. Böyle bir durumda ses kalitesinde elde edilen
sonuç, icracının sağ ve sol el koordinasyonundaki becerisine göre de değişiklik
gösterir.
Hızlı tempolarda bu koordinasyon gerçekleştirilemediğinde, özellikle sürat
söz konusu olduğundan, kaçınılmaz sonuç; koordinasyon bozukluğu sebebiyle
icracının kendini yeteri kadar duyamamasından dolayı, artikülasyondaki bozukluktan
dolayı, ritmin sağlamlığının bozulması ve ses kalitesinin düşmesi şeklinde olacaktır.
Bu tür koordinasyon eksiklikleri, daha sonra yayın bir bölgesinden diğerine
geçişte ve küçük bilek hareketlerinden büyük kol hareketlerine geçiş esnasında, çoğu
icracının sıklıkla karşılaştığı “kaliteli ses üretimi”ni sürekli koruyamama sonucunu
doğurur.
“Klasik dönem bestecilerinden W.A. MOZART'ın eserlerinin seslendirilmesi
söz konusu olduğunda, yalnızca bilek hareketi gerektiren pasajlardan, kolun tüm
bölgelerinin hareketini gerektiren pasajlara ani geçişler kaçınılmazdır.
-
59
Tüm eser boyunca, hareketin büyüklüğü ve kolun hangi bölgeleriyle
yapıldığı hissettirilmeden, ton kalitesi ve zerafeti baştan-sona kadar korunarak icra
edilmelidir.
Bu nedenledir ki “klasik” dönem bestecilerinin eserlerini icra etmenin daha
güç olduğu söylenir.”22
Ton üretiminde; sadece bilek hareketine yoğunlaşarak, üst kolun ve dirseğin
önemli rolü göz ardı edildiğinde, ya da bu bilince sahip olunamadığında, yayın yeni
hareket alanı kısıtlandığından, kalitesiz ve karaktersiz ton üretimi kaçınılmaz
olacaktır.
Ünlü pedagog ve kemancı L. Auer “Benim Keman Tekniğim” adlı kitabında
(20. sayfa) Bach Mi M III. Partita “Prelude”*ünü seslendiren bir öğrencisinden
bahsetmektedir.
Öğrenci; sağ el hareketini kısıtlayarak bilek ile çalmaya çalıştığında, L.
Auer onu bu tip pasajları, daha çok kolu dirsekten açarak ve sağ el bölgelerinin
hareketini kısıtlamadan yapmaya yönlendirir.
Sağ kolu meydana getiren bölgelerin ve kas gruplarının devre dışı
bırakıldığı bir diğer “bölgesel”, kullanım da “Finger Strich” tekniğidir. Bu teknikte
yay hareketi sağ el parmakları ile gerçekleştirilir.
Birçok pedagog tarafından, eğitimin ilk aşamalarından itibaren öğrencilere
aktarılan bu teknik; diğer sağ kol bölgeleri ile kombine edilmeden uygulandığından,
daha önce bahsedilen “gereksiz bilek kullanımı” ile aynı sonucu verebilir.
Finger Strich tekniğini uygulayan kemancıların “yay değişimi”ni esnek ve
serbest hareketle yapmak yerine, yayın kök kısmında uygulanan, parmakların “daha
küçük hareketlerle” öne atılmasıyla ve aksanlarla gerçekleştirdiği görülür.
Sağ elin serbestliğini koruyabilmek için, tek tip “parmak” veya “bilek”
kullanımlarından kaçınılmalıdır. Üst koldan başlayarak, kolun tüm bölgeleri
birbirinin devamı olarak düşünülmeli, parmaklar da bu bölgelerin uyum içindeki
hareketlerini tamamlayabilmelidir.
22 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.76. * Ön parça, giriş parçası. Barok dönemde belli bir formu bulunmayan tek bölümlü bir eser.
-
60
“Yay çekme hareketi yapılabilindiğinde; tüm kol bölgelerinin, akıcı ve
birbirini tamamladığı bir sağ el hareketini elde etmek için aşağıdaki egzersiz
önerilir:
Sağ el tutuşunda; yay çıtası üzerine yerleştirilen 4 parmak (işaret-orta-
yüzük-serçe) normal tutuşun aksine “yumru” yapılarak, başparmağın da yardımı ile
yayın topuk ve çıta kısım kavranır. Ardından yay; telin üzerine konarak, yer ile çıta
arasında 90°'lik açı oluşturulur. Bundan sonra tüm kol bölgelerinin serbest olması
şartı ile hareket başlatılır.
Egzersizin faydalı olması ancak bu şarta bağlıdır.
Amacı gereksiz bölgelerin kullanımını engellemek olan bu egzersiz ve var
olan çeşitleri, her çalgıcıda aynı sonucu vermese de, sağ kol bölgelerinin kombine
bir şekilde işleyebilmesini üst düzeye taşıyabilir.”23
Sağ el egzersizlerinde göz ardı edilmemesi gereken önemli bir nokta da:
Egzersizlerin “serbest” bir şekilde yapılmaması halinde, sağ elde meydana
gelebilecek kasılma ve kramplardır.
Tüm egzersizler boyunca sağ el serbestliğine odaklanılmalı ve olası kas
sıkışmalarından kaçınılmalıdır.
Sağ elde bu tür egzersizler ile elde edilecek esneklik ve serbestlik, gelecekte
uçan staccato (staccato volante) hareketine temel oluşturacaktır.
3.1. Détaché
“Yayın kökten uca ve uçtan köke sürülmesi ile gerçekleştirilen yay
hareketine “détaché” denilmektedir.
Bu hareketi gerçekleştirmek için:
1. Yay tüm kolun devamı gibi düşünülerek el ile bütünleştirilmeli
(kavranmalı) ve elin içine oturtulmalıdır.
23 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.77.
-
61
2. Topuk kısmı; kol ağırlığının güvenle bırakıldığı (bırakılabildiği) ve bu
ağırlığı taşıyabilen bir araç olarak düşünülmelidir.”24
Tagiyev bu sayede sağ kolun basıncını aynı zamanda geriye itebilen topuk
sayesinde, sağ el kaslarında, hiçbir çaba harcanmadan détaché hareketinin akıcı bir
şekilde başlatılabileceğini öngörmüştür.
Sağ el bu şekilde çaba gösterilmeden tele yönlendirildiğinde; kolun
ağırlığını taşıyacak bir merkez bulma ihtiyacı duyacaktır.
Yayın kök kısmında ya da biraz ilerisinde yer alan bu merkez
bulunduğunda; kaslarda rahatlama duygusu oluşur.
Böylece yay telle temasa geçtiğinde; elin doğal ağırlığını taşıyabilecek ve ek
bir güce gereksinim duymaksızın tel üzerindeki hareketine başlayacaktır.
Yayın her bölgesinde (kök-orta-uç) kol ağırlığı aynı olmalıdır. Özellikle
“yay değişimi” söz konusu olduğunda, kol hareketi; bilek ve parmakların dirsek ile
koordine bir şekilde çalışmasıyla yapılmalıdır.
Yay değiştirilirken; sağ kolda gereksiz ya da yayın doğal hareketini
engelleyebilecek her türlü yapay kullanımdan kaçınılmalıdır. Yayın; başka biri
tarafından çekildiği, tarafımızdan da geri itildiği (getirildiği) düşünülmelidir.
Yay değişimi yapılırken, sağ kolda herhangi bir kas boşalmasına izin
verilmemelidir.
Ön kol; bilek ve parmakları aşağıya göndermeli ve aynı şekilde geri
getirmelidir.
Bahsedilen tüm kas hareketlerine ve düşünce hakimiyetine ulaşmak,
çalışmanın ilk aşamalarında bir hayli zordur.
Bu nedenle çalışma sırasında ve etaplarında sabırlı olunmalı ve sağ elde
hissedilen “kas” hareketleri önemsenmelidir. Bu sayede; ton üretiminde de esnek
hale getirilen “sağ el hareketi” ile daha kaliteli sonuç alınabilecektir.
24 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.78.
-
62
3.2. Legato (İt.)
Legato hareketi; birden fazla notanın, tek bir hamlede çalınmasıdır.
Legatonun; özünde “kaliteli” détaché hareketi yatar.
Yeterince özen gösterilmediği takdirde legatonun kalitesini düşünebilecek
sebeplerden biri;
Sağ el hareketinin başlatılmasıyla; sol el parmaklarının değiştirilmesi ve
tele koması sırasında kaslarda hissedilen duraksamalar olabilir.”25 Bunu
engellemek için yapılması gereken; tek yayda iki notayı birbirine bağlayarak (legato)
'ön kol'un kas tepkilerini denetlemek olacaktır.
Legatoyu kusursuz olarak yapabilmek için; çalışma sırasında
gözlemlememiz ve önem vermemiz gerekenler, aşağıda sıralanmıştır. Öncelikle sol
elde parmak değişimi gerçekleştirilirken, doğru kas yapılanması daha kolay
gerçekleştirilebilir ve bilek; aktif olan parmağa adeta asılır. Parmak değişimleri
birbirinden ayrı düşünülmeden bütün olarak ele alınıp, bileğin asılı olduğu varsayılan
parmakla, tele konma (dokunma) işlemini, birbirlerine uyumlu bir şekilde
aktarmalıdır.
Sol elde parmak değişimi yapılırken, sağ el kasları mümkün olduğunca
gevşetilmeli, kaslarda sıkışma hissi oluşturulmadan farklı notalar birbirleriyle tek
hamlede birleştirilmelidir. Bu aşamada sağ eldeki tüm kas grupları da aktif olmalıdır.
Aşağıda maddeler halinde belirtilen yanlış uygulamalardan kaçınıldığı
takdirde, doğru kas yapılanmasına ulaşmak daha kolay olacaktır.
1. Kemanın “boyun” kısmına asılı durumda olan sol elin; iç kısmı (avuç
içi) sapa yapıştırılmamalıdır.
2. Kendinden önce gelen parmak, bir sonraki basıldığında, telden ani
hareketle kaldırılmamalıdır (uzaklaştırılmamalıdır). Bu durum 4. parmak (serçe) için
geçerli değildir.
3. Parmakların birbirine gereğinden fazla yapıştırılması
gerekleştirilmemelidir (Bu durum sol elin serbest hareketini engeller).
25 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.78.
-
63
4. Sol el başparmağının, tutuşa aykırı bir pozisyonda olmaması
gerekmektedir.
Détaché hareketini yaparken belli başlı yanlışlıklar ya da yetersizlikler var
ise; legato sırasında bu yanlışlıklar veya yetersizlikler daha da belirginleşecektir. Yay
hareketinde nota sayısı ve hızı arttıkça, sağ eldeki kas gruplarının tepkileri de bu
artışa göre belirlenmelidir.
Ancak psikolojik olarak; sağ el son filé hareketi yapıyormuş gibi
düşünüldüğünde, sol el parmakları da rahatlatılmış olacağından, kaslarda meydana
gelecek herhangi bir sıkışma gerçekleşmemiş olacaktır.
3.3. İki Bağlı İki Ayrı Hareketi
“Yay hareketinin oluşturduğu müzikal anlamı, yayın 'ayrı' hareketlerinin
'bağlı' notalarla birleştirilmesinin zorluğu etkileyebilmektedir. Bu etki sonucunda bir
grup nota içinde yer alan kuvvetli, orta kuvvetli ve zayıf vurguların bağları
bozulabilir.”26 Bu durumda hissedilmesi gereken kas hassasiyeti, dörtlemelere
(quadruplet) odaklanarak elde edilebilir.
İlk sese esnek sağ kol desteği verildikten sonra, bağlı sesin çalınmasına
geçmeden önce, kasların serbestliği hissedilir. Hareketin yönünü değiştirme anında,
tele olan kuvvetli destek sürdürülmeli, yayın ters yöne olan hareketi sırasında aynı
kas serbestliği hissedilmelidir.
Bu tür hareketlerin oluşturulması sırasında yay bölgesinin yanlış seçilmesi
(yayın bölünmesi) önemli hatalardan biridir. Hareketi uygulamanın (öğrenme) ilk
safhalarında, ayrı notalardan ilkinin yayın üst yarısında, ikincisinin de yayın alt
yarısına doğru çalınmasına dikkat edilmelidir.
Bu hareketi; yayın üst yarısını ve tümünü kullanmayı öğrendikten sonra
(öğrenerek) uygulamak faydalı olacaktır.
26 M. Tagiev ve A. Parsegov, a.g.e., s.80.
-
64
3.4. Üç Bağlı Bir Ayrı Hareketi
“Bu hareketin uygulanışı sırasında, yayın aşağıya doğru olan yöneliminde
elin esnekliğinin önemi çok daha büyüktür. Yeni başlayan ya da öğrenimin ileri
sınıflarında olan öğrencilerde; bağlı olan 3 notanın ardından gelen 4. notanın,
vurguyla ritmik şekle eklenmesi korkusu ile; bağ içindeki 3. notanın kısaltılması
eğ