moğol tarihi tarkanhan

72

Upload: kelebekruya

Post on 25-Dec-2015

264 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Moğol Tarihi Tarkanhan

TRANSCRIPT

.DERyA xirlprviUzun Sokak No: 85Tel 0462 326 85 90Fax: 0462 321 03 94TRABZON

'ISBN ı 9]5-8053-29-9.BASILDIĞI YEREsen ofset MatbaacılıkTel&Fax: 0462 3Zt 6t OOTRABZON

içiNDEKİrpnSLrNUŞ

CARPiNI'NiN HAYATI

CARPiNi'NiN ELÇiLiĞi

........... l0

iıp irciri MEKTUPLAR

PAPA INNOCENTIUS'UN MEKTUBU

GüYüK HAN,IN CEVABI ......20

l8

.. i8

BLZDETARİHi

TATARLAR ADI VERiLEN MOĞOLLARIN

öNSöZ......23

z-t

BEŞINCI BOLUM

ALTINCI BÖLÜM

YEDiNCi BÖLÜM

Zaprgoiı-gN üLKELER .......'........85

1. Moğo\\arındiğer uluslarla antlaşma tarz]arı ...'........"85

2. Moğolların vassa]]arına karşı uyguladıkları baskılar.....-.....'............'87

3. Zaptettikteri ülke]erin zikri.......-..''.. ....-................".""89

4. Moğollara cesaretle karşı koyan ü]keler...'....... ......."'90

5. Savaş esiri olan köle\erin kader]eri....... ........'.'....'.'"'90

SEKiZiNCİ BÖLÜM

5l

76

85

93

MoğoI Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247

2. Si16hlar ve ordu düzeni........... ..'............. 96j. Savaş hileleine karşı alınacak tedbirter.... .''...'''..'... 974. Kale ve kentlerin tahkim edilmesi........ ................ 1005. Esir düşen Moğo]]ara nası] davranılması gerektiği................. 10l

DOKUZLINCU BÖLüM ........l03

CARPiNi,NiN SEYAHATNAı,ıEsi .....'.....l03A. Hakanın Saraylna seyahat......... ......... 1031. Moğolların ilk sınır karako]]arına kadar yolcutuğumuz..'..'.... 1032. MoğoLlar tarafından iLk karşılanışlmu............... .'..... 106j. Corenza tarafından kabul ediLişimiz................... .... 1084. Batu'nun huzuruna çıkışımız'....' .'....... 1105. Batu'dan ayrılışımız. Kuman]ar ve Kangitler ......... 1136. Bİserminen]er ve i]k imparatorluk ,,orda,' sı....'... ........ 1147. Güytik'e vaflşlm1z...... .'''. 116B. Saraydaki durum........... ........................ I 178. Güyük tarafından kabul edİlişimiz...............'... .....'...1179. Güyük'ün tahta çıkması ................... t2110. Taht töreni............ ...'....'.122l 1. Güyük, Baycu ve Batu ............. .......... 12312. Rahiplerin ve elçilerin huzura kabut edi]me.si................... ...'..... 12513. Hakanın annesinden ayrılması. Yaros]aos'un ötümü.'.....,............. 12614. Papanın mektubunun şunulması ve Hakan'ın cevabı '................ l2815 Güyük'ün ahl6kı, yaş ve Hıristiyanlığabakışı.'......................'...13016. Veda...... ....132C. Geriye dönüş yolculuğu................ .....'. 13417. Vakna geri dönüşümüz. Rusya i\e yapı\an müzilkereler..........' l34D. 9on......... .....13618. Seyahatimize tanıklık edenler.......... .............'......... 13619. Sonsöz...

BiBLiyoGRAFyA ................. t39

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247

sUNUŞ

XIII. yüzyılın-keşiş seyyahlarından Plano Carpini veRubruk'un eserleri irk defa tam orarak Richard Fiakluyttarafindan 1598'de basılmıştır. Bu seyahatnömeler daha sonraçeşitli dillerde tenkitli bir şekilde neşr Ve tercüme edilmişlerdir.C-arpini'nin seyahatnAmesinin yazmaları 5 tanedir; .,Corpus,,,"Petau", "Colbert", "London-Lumley (Hakluyt,un transkripiettiği y azma buradadır)",,.Dupuy,,.

I Corpus ,yazmast: Bu yazma Cambridge, Corpus

Christi College Kütüphanesi, codeks nr. l l8,dedi.. öu.pini,ri,yazm.o 278-32l. sayfalar arasında bulunmaktadır. Bu yazmaXIII. Yy. sonu ile XIV. Yy. başında yazılmış olup, Rubiuk,unSeyahatnömesi ile aynı kalemden çıkmıştır.

II. Petau yazmasl: d,Avezac tarafindan lg39,da!|a1is, |ecye!!içinde) yayınlanan bu yazma, şimdi LeydenUniversitesi Kütüphanesinde nr. l04'de bulunmaktadlr. paulPetau imzasını taşıyan bu yazma, Cambridge nüshasınınaynısıdır. Muhtemelen "Corpus"dan birkaç yıl soira yazılmıştır.D' Avezac, bu nüshanın Cambridge

- ntıshasiyla aynl

mükemmelliğe sahip olduğunu belirtmeye çalışır.m. Colbert yazmasl: Paris Milli Kütüphanesi,nde

Latince yazmalar nr. 2477,de kayıtlı oıup, t'IV. Yy.,ınortalarında yazılmıştır. Ancak bu yazma, London-Lumley vep-'puy'dakiler gibi hatalı olup, Corpus ve Petau yazmalarındanfarklıdır. Bazı yerlerde London-iumley'den iyidir ve bazıyerlerde Corpus-Pet au' y a benzerl ikl e r arz e der _

ry. London-Lumley yazmast: British Museumyazmalar nr. 13 A, XlV,dedir. Bu yazma XVI yy.,da LordLumley'in kütüphanesinin hazinelerinden biriydi; İüıı. Yy.,da

Ergin AYAN

Royal Library'ye geçmiş, XVIII. Yy.'da British Museum'da yer

almıştır.

V. Dupuy yazmasl: Bu yazma sadece XVII. Yy.'daHakluyt basımından yapılan bir kopyadır. Jacques Dupuytarafından armağan edilen bu kopya, Fransız Royalkütüphanesinin koleksiyonları arasında nr. 686'da kayıtlıdır'.

Bizim çevirimiz, Dr. Frederich Risch'in 1930'daLeipzig'de yayınladığı Almanca tercümesi eSaS alınarakyapilmıştır. Dr. Risch bu tercümeyi yukarıda sözünü ettiğimizd'Avezac neşrinden yapmış olup, kendi ifadesine göre mümkünmertebe aslına s6dık kalmıştır. Biz de tenkitli çevirimizde bu

üslubu takip ettik. Ayrıca, seyahatnömenin İngilizce ve başka birAlmanca kısaltılmış versiyonlarını da Dr. Risch'in tercümesiylekarşılaştırdık. Metnin değişik tercümelerini karşılaştırırken,diğer taraftan İslöm ve batı kaynak kitaplarındaki bilgilerletenı<it ettik. Bu çalışmayla tarihçi, ilöhiyatçı ve sosyologlara da

faydalı olmayı umuyorum.

Büyük Moğol istilffsı sırasında, Müslüman doğu

dünyasını olduğu kadar, Hıristiyan batı dünyasını da dehşet

sarıyordu. Moğol orduları Macaristan'ı geçip, Adriyatikkıyılarına dayandıkları vakit, başta Papa olmak üzere batı

dünyası bu sel gibi ilerleyen müthiş istila karşısında tedbirler

düşünmeye başladı.

Nihayet i245 yılında Lyon kentinde toplanan sinodda

ilk defa olmak izere Papa İnnocentius (IV.), Moğollara elçileryollanmasını, bu elçilerin ittifak teşebbüsünde bulunmalarınıistedi. Aslında Carpini'den önce de elçiler gönderilmiş ve bunlar

raporlar hazırlamışlardır. Ancak, 1243 l|e |245 arasında böyle

bii rapora rastlanmamaktadır. Bunun nedeni belki de Moğolların|243;de Macaristan'ı terk etmeleri ve Avrupa'nın biraz olsun

l Yazmalar hakkında daha geniş bilgi için bk. C. Raymond Beazley, The Text and Versions

of John P\ano Carpini and Wİtliam de Rubruquış London 1903 (Hakluyt Society), s. VII_XVII.

Moğol Tarihi vc SeyahatnAme |245-1247

rahat nefes alabilmesi idi. Şimdiyıı kııdar gerçi, Moğollaragönderilen elçiler, onlar hakkında rapor mahiyetinde bir takımyazılar yazmışlardır, fakat Carpini'nin eseri bambaşka birözellik taşımaktadır. Carpini, diğer elçilerden farklı olarak,seyahati sırasında edindiği bilgileri kitap haline getirmiş, Moğolsosyal hayatı ile tarihi hakkında da tafsilAtlı bilgiler vermiştir.Ayrıca, seyahati sırasında edindiği tecrübelerin ışığındaMoğollara karşı Avrupalıların nasıl davranmalan gerektiğini de

bir rapor halinde kitabında sunmuştur.

Moğolistan'a kadar gidecek olan elçiler, aynl zamandaMoğolların bundan sonra ne yapmak istediklerine dair bilgilerde edineceklerdi. Papa, gönderilecek elçilik heyetlerininmisyonerlik sayesinde, Moğollara Hıristiyan dinini kabulettirebileceğini ve böylelikle maruz kalabilecekleri feliketleri de

önleyebileceklerini ummaktaydı.

işte bu görevleri yerine getirmek üzere Papa tarafındantayin edilmiş olan Plano Carpini ve beraberindeki heyet, uzun Ve

meşakkatli bir yolculuktan sonra Moğcılistan'a ulaşmışlar veelçilik görevlerini yerine getirerek ğcl'iyt: ılönmüşlerdir. Carpinibu elçilik görevinin sonunda yaıdığı raporunda, sadeceMoğolistan'a giderken nerelerden geçtiğini, kaldığı yerlerdenelerle ve nasıl karşılandığını yazmakla kalmadı. o, Moğollarınörf ve adetleri, yaşayışları, inanç ve ibadetleri, tarihleri,

şecereleri, SaVaş usulleri ve diğer uluslara karşı tavırlarınıyazmlş, ayrıca Moğol tehlikesine karşı batılıların nasıl tedbirleralması gerektiği konusunda da öneriler ileriye sürmüştür. ortaAsya'nın uzak bölgelerinde yaşamakta olan kavimler hakkındaCarpini'nin batıda ilk defa olarak ortaya attığı muhtelif bilgilerinne kadar güvenilir ve sağlam bilgiler olduklarını anlamak ise,

ancak bu bilgileri doğu kaynaklarıyla karşılaştırmaklamümkündür. Biz çalışmamızda bu hususa elimizdeki imkönlarnispetinde dikkat etmeye itina gösterdik.

Ergin AYAN

Plano Carpini'nin seyahatnemesinde anlattığı şaşılacakderecedeki ilginç bilgiler sayesinde, doğu dünyasını özellikle deMoğolları tanıyanlar arttı. Çeşitli tarikatlara mensup rahiplerinbir çoğu, kimi Papa'nın kimisi kralların emriyle ya da kendi özelistekleriyle misyonerlik yapmak uzere doğuya yollanıyorlardı.Bunlardan birisi de Fransa Krah'nın emriyle yola çıkmış olantanınmış seyyah Rubruk'dur. Lombardia'lı Dominicus rahibiAnselmus, Johannes de Monte Corvino, Pardenon'lu OdericusMarignoli, Venedik'li töcir Maffeo Polo buıılarclandır. Busonuncusu bir seferinde yeğeni Marko Polo'yu tla beraberindegötürmüştür ki, orta Asya ve Çin'i dolaşan bu seyyah çokönemli bir eser bırakmıştır.

Bunların aras ında Carpini'nin seyahatn6mesinin önemi,Moğollar hakkında ilk köklü bilgileri kendi tecrübelerine görevermiş olmasındandır. Buna rağmen itiraf etmel iyiz ki Carpini,verdiği coğrafT bilgilerde Zaman Zaman ortaçağın kendine hasefsanevi rivayetlerine yer Verniş, tarihi olayları anlatırken isebir takım hatalara düşmüştür. Bunlar muhtemelen Carpini,ninbaşvurduğu sözlü kaynaklarln, ağızdan ağıza dolaşanrivayetlerden oluşmasından meydana gelen hatalardı. Bunamukabil o, şahsen tanık olduğu olayları gayet doğru bir şekildenakletmiştir. onun naklettiği efsanevi rivayetlerin o dönemindiğer bazı kaynaklarında da yer aldığı görülmektedir, ki bizbunları gerek doğu gerekse batı kaynaklarıyla imkAnlarnispetinde karşılaştırarak tenkit ettik.

Carpini'nin eserinin diğer bir hususiyeti de kendidüşüncelerini ve gözlemlerini çok net ve basit bir dilleaktarmasıdır. Carpini kitabını 9 bölüme ve hcr bölümü deparagraflara ayırmıştır. Bu bölüm Ve paragraflarda verilen herbilgi yerli yerinde okuyucuya akıcı bir dille sunulmaktadır.

Carpini'nin "Moğol Tarihi"ni, Moğolların en önemlizamanları hakkında, birinci el kaynak değerinde bir eser olarakgörüyoruz. Bu eserde aynta Asya ve Avrupa'nın büyük bir

Moğol Tarihi ve Seyahatndıııe 1245-1247

bölümü de kendi zamanlnln şartları içerisinde tasvir edilmiştir.Bu kaynak çevirisinin Moğolların siyasi ve toplumsal tarihiniçalışmak isteyenler için mutlaka faydalı olacağı kanaatlyla,eksiklerimiz hususunda yapılacak eleştiriler için, bizi dahaiyisini yapmaya teşvik edeceği düşüncesiyle, şimdiden teşekkürederiz.

Ordu, 19 Haziran 2000 Yrd. Doç. Dr. ERGİN AYANondokuz Mayıs Üniversitesiordu F en-Edebİy at F akülte s iTaih Bö\ümü Öğretim Üyesi

l0 Ergin AYAN

CARPıNı'NiN HAYATı

Carpini'nin hayatı hakkında yegane kaynakd'Avezac't'.'. o da aynı devirde yaşamış olan yazarlara veFransisken tarikatının tarihçisi olan Wadding' e' dııyıınmaktadır.

Carpini'nin doğum tarihi hakkında D'Avezaco,Wadding'e dayanarak aşağıdakileri aktarmaktadır: "Johann de

Plano Carpini çağdaşı Aziz Franciscus'un bir öğrencisi Ve

|223'te Almanya eyAletinde eski bir tarikatın üyesi idi ". Eğerbiz onun bu sırada 40 veya 41 yaşında olduğunu farz edersek,

1182 yılını yaklaşık doğum tarihi olarak buluruz'.

Daha önceleri kitabındaki bazı anlatımlarındanCarpini'nin Fransız olduğu sonucu çıkarılmaktaydı. FakatD'Avezacu, çağdaşı ve tarikat biraderi olan Salimbene'nin XIII.yüzyılın 2. yarısına ait italya kroniğinde', Carpini'yi Fransa'nınPerugia bölgesinde tanıdığını yazmaktadır. Bir Perugia tarihi(1640'ta) yazan Felix Ciatti, Carpini'nin mensubu bulunduğu

2d'Avezac' Notice sur ]es ancİensvoyages de Taxaie en gEnöral, et sur ce]ui de Jean du PIan

de Carpin en particulier, in Recueil lV,399'602.

3 Wadding, Annales Minorum, XII, Roma l'731'174'7 '

4D'Avezac, a.g.e., 467.

5 Henry H. Howorth, History of the Mongols,ll,London 1880, s. 68.

6 D'Avezac, a.g.e., 468-470.

7 Saıimbene, Chron. Fr. Sa|imbeni Parmensis. In: Monum. Histor' ad Prov. et Placent.

pertinentia, Parma l857; Holder-Egger, Cıonica de Sa]imbene, kit. Ausg. der Mon. Germ. Hist.,

XXXII, l913; Carpini'nin italyan asıllı ve Perugia bölgesinden olduğunu Howorth (History of

the Mongols,ll, s. 68)'da teyid etmektedir.

Moğol Tarihi ve SeyahatnAme |245'|247 lı

ailenin adının del Piane de Carpine' olduğunu belirtmektedir.Diğer bir yazar oldoino'da (i678'de) şunlan okuyoruz: "PlanusCarpenis, Perugia bölgesinde bir yerdir". Perugia'nın Assisiyakınlarında olması bize şunu açlklamaktadır; Carpini, yaşıtıFranciscus'u Assisi'de tantmtş Ve orada onun tarikatınagirmiştir.

Carpini'den ilk defa olarak 1221 yılında söz edilir. St.

Franciscus d'Assisi, birader Caesar de Speier'i, ilk AlmanyaeyAlet reisi olarak tayin ettiği zaman, kendisine işlerindeyardınıcı olmak üzere tarikat biraderleri arasından iki muhteşemvaiz seçti. Bunlar almanca ve Lombardca vazeden Carpini ileBarnabas idiler. Alınan karardan Sonra Caesar de Speier,Franciscus'un izni ile onları Lombardiya'nın değişikmanastlrlarına gönderdi (sükünet içerisinde kendilerinigörevlerine hazır\amaları için). Üç ,y geçtikten sonra, tarikatbölgesine doğru yola çıkarken, Carpini, Barnabas Ve diğertarikat biraderlerini yolu açmaları için önden gönderdi. Bunlarönce Trient'e yöneldiler ve orada verdikleri vaaz sonucundazengin bir kimsenin teveccühünü kazandılar. Bu adam onlarayeni elbiseler verdi ve Fransisken tarikatına girmek için, hemenhemen büttin mal varlığını fakirlere bağışladı.

Fransiskenler buradan Bozen'e gittiler. Trientpiskoposu daha önce burada oturmuştu ve yollarına devametmeleri için gereken masrafları karşlladı. oradan Brixen'egeldiler ve buranın piskoposu da onları aynı şekilde iyi karşıladı.ondan sonra bir dağa vardılar ve öğle yemeğinde Storzing'deoldular. Burada onlara yemek için hiç bir şey sunulmadı vcyemek istemelerine rağmen karşılarındakiler bunu anlamaylnca'akşamleyin kendilerine lütufkar davranacak ve isteklerinikarşılayacak insanlar bulmak ümidiyle yollarına devam ettilcr.

8 Bugünkü adı Piano della Magione olan bu yer Perugia ile Cortona arasıııtliıki 1lıl

üzerindedir. Carpini ailesi XVIII. yüzyılın sonuna kadar burada yaşamıştır: I}k. l)'Aveıııe, ı g ı'

4'70.

t2 Ergin AYAN

Böylece ulaştıkları Mittenwald'da9 açlıklarını gidermek için,sadece iki dilim ekmek ve yedi tane şalgamdan başka yiyecekbir şey bulamadılar ve bu yediklerinin üzerine yakınlardaki birdereden su içtiler. o gün 7 Alman mili (14 saat) yolu geridebıraktılar Ve kendilerini ölü gibi yoğun bir vaziyetteistirahatgöhlarına attılar. Ertesi sabah aç Ve boş bir mideyleyeniden yola koyuldular, fakat henüZ yaİlm Alman mili yolalmadan güçlerinin tükendiğini ve dizlerinin titremekteolduğunu hissettiler. orada durarak bazı yabani meyveleritoplayıp yediklerinde, o günün oruç günlerinden Cumartesiolduğu hiç akıllarına bile gelmemişti. Yavaş bir şekildeyürüyerek ve Zaman zaman dinlenerek bir sonraki şehreulaşmaya gayret ettiler. orada iki merhametli kişi onlara ekmekverdi ama bu bütıın hepsine yetecek kadar değildi. Şanslarındanşalgam zamanl olduğu için, bunları ekmek yerine yiyebildiler.Bu şekilde, kentleri, şatoları Ve manastırları kat ederekAugsburg'a vardılar ve orada çok iyi karşılandılar.

Aynı yılın Gallus gününde (l6 Ekim l22|) Caesar,Augsburg'da 3l tarikat mensubunun katıldığı bir toplantıdüzenledi ve bunların her biri Almanya'nın çeşitli bölgelerinegitmek üzere gönderildiler. Carpini ve Barnabas ta Würzburg'agörevlendirildiler. oradan Mainz, Worms, Speier ve Köln'egidip, her yerde ateşli vaaz|ar vererek, kendilerinden sonragelecek biraderlerinin iyi karşılanmasını sağladılar'

1223 yılında Caesar de Speier Almanyamümessilliğinden alınarak yerine Pisa'lı Albert geçirildi. Bugelir gelmez derhal, kendi vekili Celano'lu Thomas ve PlanoCarpini gibi tarikatın en eski mensuplarıyla, diğer bazı üyelerinitoplantıya çağırdı. Bunların onayl ile, 8 Eylül'de Speier'de birtoplantı yapıldı ve Almanya eyAletinin çeşitli bölgeleri için dörtyönetici seçildi. Bunlardan birincisi Franken, ikincisi Bayern veSchwaben, üçüncüsü Saksonya, dördüncüsü de Alsace

9Yukarı Bayern'de, fakat Brixen'den oldukça uzaktadırr0 D'Avezac, a.g.e.,474 vd; History of the Mongols,lI, s.6g.

Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

bölgesine tayin edildi. Tören vesilesiyle, Speier,de ruhbansınıfının önünde vazetme firsatını yakalayan Carpini, bu sonbölgeyi aldı. o, tarikatı adına Speier piikoposununteveccühünü kazanmak için, bu emri büyük bir mutlulukla yerinegetirdi.

Saksonya memurları olarak, tarikattan güvenilir kişileriHildesheim, Braunschweig, Goslar, Halberstadt ve Magdeburg,agönderdi. l5 Ağustos l224'te kendi bölgesi olan Wtıizburg;dabir toplantı yapıldı ve buradaki vazifesinden alınarak Köln,etayin edildi.

onun ismine tekrar 1228 yılında rastlıyoruz,o.Fransisken reisi Elias de Cortona, Almanya için bir djni vaizolmadığını görünce, Almanya mümessili İngiliz Simon,uvazifesinden alarak, birader Johann de plano carpini,yiAlmanya mümessilliği ve dini vaizliğine tayin etti. Worms,tayapılan bir toplantıda Carpini'nin makamı tasdik edildi Ve onaSt' Franciscus D'Assisi ile ruhani kardeşlik payesi verildi.Selefi İngiliz Simon'u diğer bazı güvenilir v" a.geıl kişilerleberaber vaiz olarak Magdeburg'a gönderdi

Saksonya yıllıkları Carpini,nin yaşamından bazı ilginçbölümler anlatmaktadırlar. Carpini çok şişman birisi olduğuiçinbinek hayvanı olarak eşeğe binmek zorunda kalıyordu. Budurum, insanların adeta az bulunur bir tiyatro sahnesi imiş gibi,ona bakmak için toplanmasına sebep oluyordu. Tarikatınyeniliği ve binicisinin de tevazusu yüzünden eşek şimdiye kadarolduğundan daha faz\a itibar görüyordu. Tarikatin gayretli birmensubu olarak Carpini, Fransisken taraftar|arını Bohemya,Danimarka, Macaristan, isveç ve Norveç'e gönderdi. Tarikatadına Metz'de büyük bir mülk edindi ve tarikatın Lorraine,deyayılmasını sağladı. o, yürekten samimiyetle ve büyük bircesaretle piskoposların Ve kralların önünde tarikatını sivundu.

l3

t4 Ergin AYAN

Tarikat mensuplarını tıpkı bir annenin çocuklartnln üzerinekanat gerdiği gibi korudu. Bu insanların onda buldukları sevgi,barış ve süküneti kelimelerle ifade etmek mümkün değildir.

St. Franciscus D'Assisi'nin cenazesinin nakil töreniiçin 1230'da Assisi'de genel bir Fransisken toplantısı yapıldı.Carpini derhal Almanya'dan oraya hareket etti. Bu törende Eliasde Cortona'nın generallik rütbeleri alınarak, Jean Parente deFlorenz tarafından İspanya mümessilliğinden azledildi. Boş olanispanya mümessilliğine Carpini tayin edildi.

Carpini'nin bundan sonraki on yılda ne gibifaaliyetlerde bulunduğu hakkında herhangi bir rivayet yoktur.Y a|nız D' Avezac", Pupu Gregorius (Ix., |227 - |24 I)' un Tunuskralına yazdığı bir mektupta Barbaria Fransisken reisiJohannes'i kendi elçisi olarak tavsiye ettiğini zikreder. Bu belkide ispanya mümessili olarak Müslüman Araplarla ilişkileribulunan ve daha sonra Moğollara elçi olarak gönderilen bizimJohann de Plano Carpini idi.

Carpini'yi |24I yı|ında yine Köln eyAletinin başındabuluyoruz. Papa Gregorius (IX.) Liegnitz yenilgisinden sonraMoğollara karşı bir Haçlı seferi düzenlenmesi için çağrıyaptırmağa başladığında, Carpini'ye bu hususta Almanya'dagörev verildi. Böylece o, birbiri ardına Saksonya, Almanya,ispanya, belki Barbaria ve nihayet Köln'deki görevlerinde,kilisenin hizmetinde olarak ömrünü geçirdi. Her gittiği yerdeson derece temayiz etti. Carpini 65 yaşında iken yeni PapaInnocentius (IV., |243-|254) onu elçilik göreviyle Moğollaragitmesi için çağırdı. o ilerlemiş yaşına ve çekeceği meşakkatlererağmen bu görevi kabul etti.

ıl F. Risch, Johann de Plano Carpini, Leipzig 1930, s. 38, bu mektup Carpini'nin

memleketi olan Perugia'da l4 Mayıs l235'te yazıImış olup, D'Avezac tarafından neşredilmiştir;

Carnini'nin isnanva mümessilliğine seçilmesi hakkında ayrıca bk. History of the Mongols,lI,68'

Moğol Tarihi ve Seyahatnime 1245-1247

l6 Nisan i245 Paskalya yortusunda, o zamanlarPapa'nın ikametgAhı olan Lyon'dan yola çıktı. Ilık bir iklimealışkın olan ihtiyar italyan, Sibirya'daki şiddetli soğuklar altındageçen zahmetli seyahatini şöyle anlatmaktadır: "Buz çölündeçoğu kez karların üzerinde yattık, ancak ayaklarımızla karlarıaçarak kendimize uyuyabilec eğimiz yerler yapabildik. Sabahlarıuyandığımızda rizgarın sık sık üzerimizi kapattığlnı Ve karlaraltında kaldığımlzı gördük "''. Yolculuk sırasında Dominikentarikatından olan Almanya kardinal legatı Hugo de Santa Caro,elçilere kendi hizmetinde bulunan maiyetinden birkaç adamvererek, seyahatin zorluklarını hafi fl etmek istemiştir.

Seyahat Polonya ve Rusya üzerinden devam etti veCarpini 22 Temmuz |246'da Moğol imparatorluk sarayınaulaştı. Burada hakan seçimi yapılarak, Güyük Han tahta

çıkarıldı. l3 Kasım 1246'da onlara veda ederek Rusya'ya geldive burada önemli bir misyonu tamamlayarak, Lyon'dakipapanln yanlna döndü. Salimbene'nin yazdığına göre'' burayaAziz|er yortusunda geldi; seyahatnömesindeki son tarih ise 8

Haziran |247'dir ki, bu tarih Kiev'e gelişinin tarihidir'a. Buelçilik seyahatinin daha faz|a ayrıntılarına girmiyoruz, çünküCarpini'nin ve yanındaki arkadaşlarlnln seyahatnömeleri bizimasıl konumuzu teşkil etmektedir.

onun hayatının son yılları hakkında D'Avezac'' şunlarınakletmektedir: Papa Innocentius (IV.) birçok zorluklara karşıkoyan ve zahmet çeken bu Fransisken'i, vatanına geri döndüktensonra 3 ay Lyon'da kendi yanında alıkoydu. Bu sırada

l2 F. Risch, a.g.e.,9,17; Karş. History of the Mongols, II,68.

ı3 Batton, Wilhelm von Rubruk, ein Weltreisender aus dem Franziskanerorden und seine

Sendung in das Land der Tafaren, Münster 192l, s. 9; History of the Mongo.lş II, 68.

14 C. Raymond Beazley, The Text and Versions of John Plano Caryini and William de

Rubruquis, London 1903 (Hakluyt SocieŞ), s. l43.

l5 D'Avezac, a.g.e., s. 598-601.

l5

t6 Ergin AYAN

|6 Kİtabı Mukaddes,Mafta, 25, |3.

l7 Louis (IX.) yedinci haçlı seferini yönetti. l248 Ağustos,unda kralın yönetimindeki haçlıorduları, Aigues Mortes'ten gemilere binerek Mısır,ı ele geçirmek üzere yola çıktılar. Ancakşubat l250'de Mansure'de yenildiler ve kral esir düştü. Ağır bir fidye karşılığında serbestbırakılan Louis dört yıl Suriye'de kaldı. Kasım 1252'de yeni bir sefer hazırlamak amacıylaFransa'ya döndü. Sekizinci Haçlı ordusu l Temmuz I270,te Tunus,a doğru denize açıIdı. Tunusiyi bir üs gibi görünüyordu, ancak Kartaca'ya çıkıldlktan kısa bir süre sonra hastalık orduyukasıp kavurmaya başladı. Kral 25 Ağustos l270'de öIdü.

18 Joinvilre' Histoire de saint Louis. Texte oiginal par de wa,ry,paris lg06; D,Avezac,a.g.e., s. 599.

19 D'Avezac, a.g.e., s. 600.

Moğol Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247

verilmiştir. onun birçok meşakkatlerden sonra sağlığına yenidenkavuşmak için Perugia'ya ya da papanın maiyetiyle Lyon'danAssisi'ye, Perugia'ya veya |257'de Roma'ya gitmiş Ve oradaölmüş olması pek ala mümkündür. Carpini ile Moğolistan'dandönüşünde 1247'de Fransa'da karşılaşan çağdaşı biraderSalimbene şunlarl söylemiştir: "o, iyi huylu, akıllı, mükemmelbir hatip Ve dost bir insandı. Birçok konularda tecrübeli veyetenekli idi. Moğollar ve Dünyanın diğer harikaları hakkındabüyük bir kitap yazmlştr. Ben bunu kendi gözlerimle gördüm.insanlar ondan Moğollan anlatmasını istedikleri Zaman' onlara okitaptan okuduğunu birçok defalar gördüm ve işittim "20.

17

Dalmaçya'daki Antivari başpiskoposluğu boş bulunduğu için,Carpini'yi bu makama tayii etti. Soııra onu şöyle takdis etti:"Sen isa'nın Ve onun vekiii olan benim taraflndan takdis edildin.Senin için Kutsal Kitap'ta şu sözler söylenmiştir; .,o haldeuyanık durun, zira sizgünü ve saati bilem ezsiniz,u ,,.

Bundan bir süre Sonra Carpini, o zaman|ar mukaddestopıaklara doğru bir haçlı seferine hizırlanmakta olan St. L";ir;(IX., Fransa kralı 1226-127})'ye elçi olarak gönderildi u. onounDoğu'ya doğru hareketini,'Papa'n,n in,pi."J;. ;.l.a.i.ı, iıı.,Germen imparatoru |Z20-l250İin baskı ve saldırılarından eminolmasına kadar geciktirmesini rica etti. Joinville,in anlattığınagöre, bunun üzerine. St. Louis papayı Lyon'da bizrat ziyaretetmiş ve haçlı seferi için onun elinden takdis edilmişti.]'.

__

- Carpini,nin ölüm günü l Ağustos olarak bizeMartyrologİum Francisrunu-' da nakledllmiş, fakat öiu. yrı,belirtilmemiştir. Ancak bu tarih yine de ııesapıanablıi.. bnunAntivari'deki halefi kendisi iıe biiıitte Moğolistan,u .ıçl oiurukgönderilmiş olan Portekizli Lorenz, ikinci halefi ae prarri*ı..nGottfried idi. Bu ikincisi makamına 12 Nisan l253,te tayinedildiğine göre; C^arpini'nin öIümü 1 Ağustos 1248 ile 1252arasında olmalıdır''. Martyro\ogium'daölüm yeri olarak itaıya

2o D'Avezac, a.g.e., s. 598.

l8 Ergin AYAN

CARPıNi',NıN rı_Çİı_İĞiMEKTUPLAR

İı-e iı_i

Papa lnnocentius'un Mektubu

Tanrı'nın kullarının kulu olan Papa Innocentius'tanMoğol hakanı ve Moğol halkına.

Sadece insanlar değil, hatta akıls ız hayvan|ar bilegökteki ruhların örnek olduğu gibi, Dünya nizamıni ayakta tutandünyev? unsurlarla tabii bir birlik içerisinde blrbirlerinebağlanmışlardır. Kainatı yaratan Tanrı, büttın bu yaratmışolduklarını, muntazam ve bozulmaz bir barış nizamıylailişkilendirmiştir. Hem Hıristiyanların hem de diğer uluslarınülkelerine saldırıp, çok kötü tahribatlara sebebiyei verdiğiniziduyunca, bu yüzden son derece rahatsız oldum. Şimdiye kadarhdlA öfkeniz sona ermediği için, şu anda bile za|im ellerinizidaha da uzaklarda olan ülkelere uzatıp, bütün insanlığıkucaklayan tabii akrabalık bağlarını göz önüne almadan yaşlı,genç, kadın Ve erkek ayırt etmeyerek, kılıçlar lnızlazulmetmektesiniz.

Bizler İsa Mesih'i kendimize örnek alarak, Tanrıkorkusu altında barış ve birlik içerisinde yaşamak arzusundayız.Bu nedenle hepimiz böyle saldırılardan vaz geçmenizi, özellikleHıristiyanları katletmeyi tamamen bırakmanızı istiyoruz. Bunungibi bir çok cürümlerle Tanrı'ya hakaret edip, öfkesini üzerinizeçektiğiniz için artık tövbekör olarak, onun affına sığınmanızırica ve tavsiyede bulunuruz. Ancak bu suretle kendinizi özgürinsanlar olarak görerek, etrafa azgınca saldıramazsınız. Şunu

ILE

Moğol Tarihi ve Seyahatndme |245-1247

iyi biliniz ki; h6kimiyetinize güvenerek ellerinizdeki kılıçlarlabaşkalarına saldırırsanız, şimdiye kadar her şeye kadir olanTanrı, birçok ulusun önünüzde diz çökmesine izin vermiş olsabile, Dünyamdaki böyle mağrur kişileri cezalandırmak için, bugidişata ancak bir süre daha göz yumabilir. Eğer bunu farketmeyip, samimi olarak pişman olmazsanız günün birinde artıkkötülüklerinize müsamaha etmeyecek ve sadece şu andayaptıklarınızı değil, ileride yapacak olduğunuz kötülükleri de enağır şeki lde cezalandır acaktır.

Kutsal Kitab'ı iyi bilen imanlı, namuslu ve hayatındaleke bulunmayan oğlum gibi sevdiğim Johannes'in yanındakiadamlarıyla birlikte bu mektubu size iletmesinin çok iyiolacağını düşündüm. Tanrı'dan korkarak kendisini bizim sizegöstereceğimiz şekilde misafir edin ve ona saygl gösterin.Kendisine inanın ve tarafimızdan ilettiklerinin doğruluğunagüvenin. Aranızda yapacak olduğunuz barışı Ve diğerhususlardaki müzökereleri bir karara bağlayın. Öteı<i uluslarıyerinden yurdundan etmenizin sebeplerini ve ileride neleryapmak istediğinizi açık ve samimi olarak bu elçilerimizebildirin.

Elçilerimizin başına hiç bir belö gelmeden gidiş vedönüşlerini emniyet altına alın ve iAşe için gerekli olan şeyleriverin. Size yollamış olduğumuz elçilerin Kutsal Kitap ve tarikatbilgilerine sahip bulunup bulunmadıklarını çok öncedenaraştırdık. Size elçi sıfatıyla gelebilecek vasıflardabulunduklarrna Ve diğerlerinden daha faydalı olabileceklerinekanaat getirdikten Sonra, onları yola çıkardık. Bunlar isa'nınyolunu tevAzu içerisinde izleyen kullarımızdır. Eğer buelçilerimizden daha başarılı ve sizin tercihlerinize mazharolabileceklerini düşünseydik, kilisemizin daha saygın ve bilgilikişilerini yollardık.

Lyon, Papanın İkinci YıLı, 5 Mart 1245.

19

20 Ergin AYAN

Güyük Han'ın Cevabı''

- Tanrı'nın gücü ve bütün insanların hakanı Güyük Hantarafindan muhterem papay a.

Sen ve Batının büttın Hıristiyan ulusları bizimle birbarış antlaşmasl yapmak fikrindesiniz, bu yüzden elçinle bizegerçek ve güvenilir bir yazı yolladın. Hem ondan bizzatduyduğuma ve hem de yazıda bulunanlara göre, siz bizimlebarış yapmak istiyorsunuz. Eğer bizimle barış yapmak

2l Pıano Carpini'nin elçiliği sonucunda Güyük Han'ın Papa,ya vermiş olduğu cevap uzunzaman ancak mektubun L6tince tercümesinden bilinmekteydi. Zira, bu tercüme uzun yüzyıllarakazasız bir şekilde dayanmış ve yanlışsız olarak zamanımıza kadar kalmıştır. Tatarlarınmemleketine gitmiş olan keşişlerin yazdıkları raporlara şüpheli gözlerle bakmak uzun zamanmoda halinde kalmış olduğundan P]ano Carpini'nin bu mektubun Tatarca bir aslını ve hele bir deSarasence bir tercümesini beraberinde getirmiş olduğuna da inanıImamıştı. Bu hiperkritikbilgiçliğin nasıl aldatıcı yollardan yürütiıldüğünü ise bu meşhur Farsça tercümenin l920 yılındaVatikan evrak hazinesinde bulunmuş olmasından daha iyi hiçbir şey ispatlayamaz. GüyükHan'ın mührüyle mühürlenmiş olan bu yazı gözden geçirilince bu mektubun o zamana kadarsanıldığl gibi Arapça değil' Farsça olduğu da o(aya çıkmıştır. Aynı zamanda Chin_cai, Bala veKadaç'ın keşişlerle iyi iş görmüş oldukları tercümenin çok başarılı olmasından anlaşılmaktadır.Mektubun Moğolca nüshası henüz meydanda değildir, fakat tarihçiler günün birinde onu dabulacak oIurlarsa şaşmamak gcrekir.

Demek ki, bugün Güyük Han'ın Papa'ya ne cevap vermiş olduğunu mektubun Farsça veL;Atince tercümelerinden inceleyebilecek durumdayız. Bu cevap, doğrusu yüksekten konuşantehditkdr bir cevaptır. Papalık mektubunun her satırı ayrı ayrl şerh edilmekte ve her şeyekaçamak yollu bir bahane bulunmaktadır. Papa, Moğol ordularının pek çok Hıristiyan Macaröldürdüğünden mi şikAyet ediyor?. Ceza olarak yapmıştır, çünkü onlar onun cedleriniöldürmüşlerdir. Plano Carpini'nin elçiliğinin ve mektubun kritiği hakkında bk. L. Ligeti,Bilinmeyen İç ASya' çev. Sadreddin Karatay, Ankara l 986, s. l 0 l.

Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

istiyorsanız, Sen yani papa, diğer imparator ve krallar, şehirlerinbütün valileri Ve ulusların temsilcileri derhal bana gelip,cevabımlzl ve isteğimizi duyarak barış şartlarında anlaşmamlzgerekir. Mektubunun bir cümlesinde, hepimizin vaftiz edilerekHıristiyan olmamız gerektiğini belirtiyorsun. Buna kısa olarakcevablmız şudur ki, bunu nasll yapacağ:ımnl anlamadık. Ayrıcamektubunda insanları, özellikle daha çok Macaristan, PolonyaVe Molavya'daki Hıristiyanları kılıçtan geçirmemizin seniüzdüğünü ve hayrete düşürdüğünü yazmaktasın. Buna olancevablmıZ ise, bundan ne demek istediğini anlayamadığımızdır.

Bu sitemimi cevapslz bıraktılar demeyesin diye,aşağıdaki gibi cevap Vermek zorunda olduğumuza inanıyoruz:(Bunu yaptık) çünkü, onlar Tanrı'nın CengizHafın yasalannauymaylp, önceden planladıkları şekilde kötü kalpleriyleelçilerimizi öldürmüşlerdir. Bu nedenden dolayl Tanrl bizeonları ortadan kaldırmayı emretmiş ve kaderlerini ellerimizebırakmıştır. Şayet Tanrı bunun böyle olmasını istemeseydi, oZaman bir insan diğer bir insana ne yapabilirdi ki?. Fakat sizBatılılar Tanrı'ya dua edip Ve sadece kendinizi HıristiyanSayarak diğerlerini (Hıristiyan mezhepleri) küçük görürsünüz.Ama Tanrı katında kimin hiddyete erecek derecede imanlıol duğunu nereden b i l iyorsunu z? . Bizler Tanrı' ya tapanz Ve onungücü ile Doğu'dan Batıya büttın Dünyayı tarumar edeceğiz.Eğer insanda Tanrı'nın gücü olmasaydı (Tanrı'nın gücüinsanlara tesir etmeseydi) o zaman insanlar ne yapabilirdi ki?.

2t

22 Ergin AYAN

Yeni Bulunan Farsça Yazmasına GöreAynı Mektubun Baş Ve Son Bölümleri

Bütün Dünyanın en büyük ulusunun "Denizler Hakanı,,o|anbiz, ebedi gökyüzünün (yani Tanrı) gücüyle şu emri verdik; bu görmesi ve anlaması için muhterem papaya yolladığımızemirdir...... .... Uymamız hususunda bizeiletmiş olduğunuz ricanızı elçinizden öğrendik. Muhterem papa,eğer kendi söylediklerinize mutabık davranmak istiyorsanlz, oZaman bütün krallarla birlikte gelip önümüzde eğilmenizgerekir, ancak bundan sonra size vereceğimiz emirleribildiririz.

Siz şöyle diyorsunuz: Ben bir Hıristiyanlm, Tanrı'yataparım, diğerlerini hAkir görür ve nefret ederim. Tanrı önündekimin haklı olduğunu ve onun kime mağfiret edeceğini buşekilde nasıl bilebi1irsiniz ki?. Nasıl bu şekilde eminkonuşuyorsunuz?. Güneş'in doğduğu ve battığı yer arasındakibütün toprakları Tanrı bize bağışlamıştır. Kim Tanrı'nın emrineaykırı davranabilir?. Bugün açık kalple şöyle söylemelisiniz:Sizin tabileriniz olmak ve kendi gücümüzü de size katmakistiyoruz. Sizden bütün kralların başında olarak bize gelip,boyun eğmenizi ve hizmetimize girmenizi istiyoruz. Ancakbundan sonra bize baş eğdiğinizi kabul edeceğim. EğerTanrı'nın emrini duymaz ve bizim talimatlarımıza karşıgelirseniz, o zaman sizleri düşmanımız olarak göreceğiz. Sizebildireceğim budur. Şayet bize itaat etmezseniz, başınıza nelergelebileceğini bilemem. Bunu ancak Tanrı bilebilir.

Cumada, İkinci Ayın Son Günleri,

H' 644/ M. 11 Kasım 1246.

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme |245-|241

BiZDE TATARLAR ADı VERiLENTARiHıMoĞoLLARıN

Antivari Başpiskoposu Johannes de Plano Carpini

23

öNsÖz

Papa'' taraflndan Moğollarla diğer Doğulu uluslara elçi

olarak yollanan Fransisken tarikatından Plano Carpini, bu

seyuhatnameyielinealıpokuyanbüjünHıristiyaninanç1ılara,dtınyevİ ve uhrevi hayailarında Allah'ın azfrbından merhamet

diler. Peygamberimiz İsa'nın ve Allah'ın düşmanlarına karşı

onlara zafer niYaz eder.

Doğu'da yaşayan Moğollarla diğer uluslara elçi

yollamak dtıştıncesinde olup, bunu bize ve diğer saygıdeğer

tardinallere bildiren PaPo, eiçi olarak gidilecek ulusun tercihini

bize bıraktığından dolayı biz, onun emriyle ilk önce Moğollara

seyahat etm-eye karar verdik. Bunun nedeni yakın bir-gelecekte

üogoııu. tarafindan kilisemize yönelecek olan tehlikelerden

korimamızdır. Moğollar Veya diğer uluslar taraflndan

öldürülmekten, ömür boyu esir kalmaktan, açlıktan, susuzluktan,

soğuktan, sıcaktan, kötü muamele görmekten, gücümüzün ve

,uğı'gr*rrın yetmeyeceğinden korktuğumuz halde yılmadan'

..iur.tı. papanln emrini yerine getirerek, en.ufak bir şekilde de

olsa Hıristiyanlığa faydaiı olmaya çalıştık. Öııımtı ve tutsaklığı

bir tarafa tırakırsak, önümüze çıkan engeller gerçekten de

22 Innocentius (IV., 1243-1254).

Ergin AYAN

inanılmayacak kadar büyüktü. Amacımız en az,ndan Moğollarıngerçek niyet ve planlarını öğrenip, bunları Hıristiyanlarabildirerek, ani bir saldırı durumunda, geçmişte olduğu gibihazırlıksız yakalanmalarını önlemeyi sağlamaktr. çtı.rktıinsanlarımız geçmişte yapmış bulundukları günahlarln cezaslnlçekmek üzere büyük bir yenilgiye Ve insan kaybınauğramışlardı.

onların ülkelerinde bir yıl ve dört aydan daha uzun birsüre bazen ya|nız başımıza, bazen da refakatçıların eşliğindeyolculuk yaptık. Aralarında yaşadığımız kadar kendigöz|erimizle şahit o lduklarım vl Y ey a esir düşerek on ların içindeyaşayan Hıristiyanlardan edindiğimiz güvenilir bilgileri sizlereen gerçek bir şekilde veyazılı olarak aktarıp, uyarıda bulunmakistedik. Sizlerden bu uyarılarlmızl samimi olarak dikkatealmanızı bekleriz. Filhakika her şeyi tam olarak araştırıp,malümat toplamamız için papa bize talimat vermişti. Biz detaikatımızın üyesi olan yol ve kader arkadaşımız tercümanımızBenedict de Polen ile beraber, bu emri en iyi şekilde yerinegetirmeye çalıştık.

B izim memleketimizde bi l inm ey en bazı şeyl eri, sadeceokuyucularlmtzln merağını gidermek için yazmışsak, lütfen biziyalancılıkla itham etmeyin, çünkü size anlattıklarımız ya şahsengördüğümuz veya güvenilir olduğuna kanaat getirdiğimizkişilerin anlattıkları gerçeklere dayanmaktadır. Başkaiarınafaydalı olmak isteyen bir kişinin, onlar taraflndan yerilmesi, okişide üzüntü yaratır.

Moğol Tarihi' ve Seyüatnöme |245-|24'l

Birinci Bölüm

Moğolların Yurdu

1. Ülkenin Coğrafi Konumu

Moğolların ülkesi doğuda ve tam olarak Dünyanın

kuzevdoğusunda bulunur. Üıke, doğuda Kıtayların Ve

S o l arı ge l e-rin" 1Tun guz], güneyde Müslümanl arın, güneydoğuda

25

23 Almanca metinde Solangeler olarak belirtilen kavim veya kabile, Selenga nehri

dolaylarındayaşayanTunguzlariçinkullanılmışolabilir,ziraRubruktaSolangaları,Tibetile

ÇinarasındayaşayanbirTunguzkabilesiolarakzikretmektedir,bk.WilhelmvonRubruk'Reisen zum Groskhan der Mongolen, Alm' terc' H' D' Leicht' Stutgart 1984' s' 112'

Ergin AYAN

Uygurların, batıda Naymanların ülkesi ile sınırdaştır; kuzeyindeise okyanus ile çevrilmiştir'o.

2. Arazinin Durumu

Ulkenin bir kısmı tam olarak dağlık, bir kısmı dadüzdür. Hemen hemen her yerde çakıl taşlarıyla karışık olanzemin, genellikle kumludur [çok azı da killidir]. ülkenin bazıbölgeleri aynı genişlikte ormanlık olmasına rağm en, bazıbölgeler tamamen ağaçsızdır. Hükümdarın, beylerin Vediğerlerinin etrafinda oturarak yemeklerini pişirdikleri ateşi sığırveya at dışkılarıyla yakmaları bu yüzdendir. Bu ülkenin yizdebiri bile bitek değildir ve nehirlerden gelen sularla sulanmadığıtakdirde ürün vermez..Burası su yönünden fakir olup, dere venehirler faz|a değl|dir". Bu nedenle bölgede çok az köy vardırve Kara-Korum dışında hemen hemen başka şehir yoktur.oldukça önemli olan bu şehre doğrusu biz gitmedik, ancakbizim kalmış olduğumuz Sarı-orda bu şehre sadece yarlm

24 Mogolistan'ın coğrafi konumu için ayrıca bk. Gregory Abü'l-Farac, Abu'I Farac Tarihİ,

çev. Ö. R. Doğrul, II' Ankara l987, s. 476; Karş. C. Raymond Beazley, The Text and Versions

of John Plano carpini and william de Rubruquis, s. 108; Arne Eggebrecht, Die Mongolen und

Ihr Weltreich, Mainz 1989, s. 200 vd.

25 Buna benzer bir bilgiyi Radloff [Sibı'rya'dan Seçmeler, çev. Ahmet Temir, ankara l986(2. Baskı), s.3l7]'da bulabilmekteyiz: "ili vadisi rasyonel ve suni sulama ile, çok az gübre

verildiği zaman bile bol mahsul verir. Fakat, münasip miktarda su şartt!r. Bu olmadan ikliminkuraklığı yüzünden hiçbir şey yetişmez. Yaz aylarında yağmur burada seyrek görülen

hadislerdendir. Ne kadar şiddetler yağarsa yağsın, kurak toprak ve şiddetli sıcak altında hiç bir izbırakmadan birkaç saat içinde kaybolur.

Moğol Tarihi ve Seyüatndme 1245-1247 27

günlük mesafede bulunuyordu ve hükümdarın sarayı da buradaidi. oldukça kıraç olan bu ülkede zengin olmayan ama sürülereyetecek kadar otlaklar Vardır.

3. iı<ıım

Ülkenin iklimi belirgin bir şekilde değişkendir (heryerde aynı özelliği göstermez), çünkü genel olarak diğerbölgeler şiddetli Sıcak geçerken, burada yazln ortasındabirdenbire bir çok insanın ölümüne sebep olan şimşek, yıldırımVe gök gürültüsü meydana gelir. Yılın aynt mevsiminde çokmiktarda kar yağar' ayrlca ülkede (yazın) gayet güçlü ve soğukfırtınalar olur. Bazen insanların güçleri, bütün emeklerini sarfetmelerine rağmen bunlara karşı tedbir almaya yetmez. Meseldbiz o'orda"da'u bulunduğumuz sırada -hükümdarın Vekumandanların oturduklarl çadırlara ya da evlere (stationes)deniyordu- birdenbire şiddetli bir firtına çıktlğında, biziyüzükoyun yatmaya mecbur ettiler ve biz yoğun kasırganıntozundan başka bir şey göremez olduk.

Kışın buraya hiçbir Zaman kar yağmaz, fakat yazın sıksık mutlaka ve genellikle de toz|arı ve otların köklerini dahi hiçıslatmayacak kadar az olarak yağar. Ayrıca iri tohumbüyüklüğünde dolu yağdığı da olur.

Biz ordada bulunduğumuz sırada, yeni hükümdarınseçimi Ve tahta çıkış töreni yapılmakta iken, öyle bir dolu yağdı

26orda ya da ordu Han sarayl veya ordu karargöhına deniyordu. Hakan sarayına ayrıca örke

adı da veriliyordu. orda merkez bir karargAhı, örke ise süslü bir çadırı ifade etmektedir, bk. G.

Doerfer, Türkische und MongoLische E]emente im Neupersİchen, Wiesbaden l963, s. 166.

Ergin AYAN

ki, sonradan öğrendiğimize göre bunlar birdenbire eriyinceordada 160 kişiden fazla insan boğulmuş, bunun yanında bir çokyurt ve diğer mallar da sürüklenip gitmiştir.

Burada yazln ani ve şiddetli sıcaklarını, aynı şiddettesoğuklar takip eder. Kışın bazı kesimlerde gayet yoğun karyağmasına mukabil, bazı bölgelerde çok azkar yağar. Kısacasıülke son derece büyük olmakla beraber, 5.5 ay sürmüş olanseyahatimiz esnasında gözlemlerimize dayanarak yaptığımızincelemelere göre son derece fakir ve muhtaçtır.

Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

ikınci Bölüm

Moğol Halkı

1. Moğollarln Dlş Görünüşleri

Moğollar dış görünüşleri itibarı ile diğer kavimlerdenayrılırlar, çünkü yanakları ile gözleri arasındaki mesafe diğerinsanlarınkinden daha geniştir; elmacık kemikleri de çenelerineoldukça uzaktır. Burunları düz ve hayli küçüktür. Aynı şekildeküçük olan gözleri de, göz kapaklarına kadar çekiktir. istisnalardışında belleri incedir ve hemen hemen hepsi orta boylu olup,sakalları da çok yavaş büyür. Bazılarının üst dudaklarının,üzerinde bıyıklarının olduğu yerde, hiç bir Zaman kazımadıklarıtek tük kıllar vardır. Kafalarının üst kısmında, tıpkı bizdekipapaz|ardaki gibi, kazınmış düz bir kel vardır. Genellikle hepsi

29

Ergin AYAN

bir kulaktan öbür kulağa kadar uzanan bir çizgiyi üç parmakgenişliğinde traş ederler ve bu çizgll'er zikredilen kel ile biryizey teşkil eder. Aynı şekilde hepsi de alınlarının üzerinde, ikiparmak genişliğindeki bir çizgiyi traş ederler, fakat bu kazınmışşeritlerle, kellerinin arasında bulunan saçları kaşlarına kadaruzatırlar ve alınlarının her iki tarafını kazıdıkları yerdekisaçl arını,kafalarının ortasındakinden daha faz|a uzatırlar. Geri yekalan saçlarını kadınlar gibi bırakırlar ve bunlardan iki örgüyaparak kulaklarının arkasına düğümlerler". Ayakları narindir.

2. Aile

Erkekler geçimlerini temin edebilecekleri kadar eşalmak hakkına sahiptirler. Bunlardan bazılarının l0, 50 ve hatta100 karısı vardır. Genel olarak bazı istisnalar dışında bütünakrabalarıyla evlenebilirler, ancak öz anneleri, kendi kızları veana bir kız kardeşleri bunun dışındadır. Buna karşılık sadecebaba bir kız kardeşleri ve babalarının ölümünden sonra, (özanneleri dışında) diğer karıları ile evlenebilirler. Bir kardeşinölümünden sonra diğer bir küçük kardeş veya akrabalarındandiğer bir üye, onun karısıyla evlenmek zorundadır. Diğer bütünkadınlarla istisnasız tereddüt etmeden evlenebilirler ve kadınlarıgerçekten de çok pahalı olarak ebeveynlerinden satınalabilirler". Dul kadın kocasının ölümünden Sonra, kolaylıkla

27 Yakın zamanda Altaylıların saçlarından bahseden Radloff [Sibırya'dan Seçmeler,s. |70l

şöyle demektedir: "Saç ve kaşları kapkara, pek sert ve diktir. Muhtemelen kafantn traş edilmesi

de muhtemelen buna sebep olmaktadır. Çünkü, erkekler kafalarının büyük bir kısmınl kazıtarak

ancak tepede yuvarlak bir tutam saç bırakır ve bunu da ince bir belik halinde örerler.

28 Eski Moğoııarın gelin mukabilinde kalın (mehir) ödediklerine, niköh mukavelesinde ise

kızın babasına nişan olarak hediye verdiklerine dair malumat mevcuttur. Bk. B. Y. Vladimirstov,

Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

'ikinci bir evlilik yapamaz, çünkü üvey oğlu kendisiyle evlenmekisteyebilir.

3. Kılık ve Kıyafetleri

Kadınların ve erkeklerin kıyafetleri aynı modeldenyapılmıştır. Mantoları, pelerinleri, kukuletaları ve kürkleriyoktur. Buna karşılık hafif yünden yapılma erguvani Bağdadkumaşından kazak (bukeran) giyerler. Bu giysiler aşağıdakişekildedir: yukarıdan aşağıya kadar yırtmaçlıdırlar ve göğüsüzerinde ikiye katlanırlar. Sol tarafta bir ve sağ tarafta üç bağlabirbirine iliklenirler. Sol yanda bele kadar yırtmaçlıdırlar. Hangicinsten olursa olsun kürk etekler de aynı modelde hazırlanırlar.Ceketlerinin kıllı olan tarafları dışa doğrudur, fakat arkadanaçıktır ve dizlerinin arka kısmına kadar ulaşan bir frak kuyruğubulunur. Evli kadınlar yerlere kadar uzanan ve önden yırtmaçlıolan çok uzun bir gömlek giyerler.

Bu evli kadınlar başlarının üzerinde değnekten ya dakamıştan yapılan ve bir dirsek boyunda olarak yukarıda dörtköşe bir düzlemle son bulan yuvarlak bir şey taşırlar. Bu silindirşeklindeki başlık, aşağıdan yukarıya doğru genişler ve yukarıdauzun Ve ince olan altın, gümüş sopa veya kamıştan yapılan birçubuk vardır; bu omuzlara kadar uzanan bir külaha dikilidir.Zikredilen başlık Ve onun üzerine oturtulan çerçeve hafif yündenpurpur veya Bağdad kumaşı ile örtülmüştür. Kadınlar asla buçerçevesiz insanların araslna girmezler ve bakire kızlardan da bu

Moğolların İçtimaİ Teşkil6tı, Türkçe terc. Abdülkadir inan, Ankara l987, s. 89; Ayrıca, genç

kadının kocasının evine cihAz getirdiğine dair kayıtlara rastlamak da mümkündür. MeselA bk.

Reşidüddin Fazlullah, Cemi' ü'Frcverİh. I, neşr. Muhammed Rüşen_Mustafa Müsevi, Tahran

l373 hş.' s. 703.

3t

32 Ergin AYAN

şekilde ayırt edilirler. Kızlar Ve genç kadınlar erkeklerden çokzor ayırt edilebilirler, çünkü her halükörda hemen hemen aynışekilde giyinirler. Erkeklerin diğer uluslardan tamamen farklıolan ktilAhları vardır ve biz onların giyim kuşamları hakkındadaha ayrıntılı bir tasvir yapacak durumda,değiliz.

4. Çadırları (evleri)

Moğolların ince kamış çubuklardan yapılma yuvarlakçadır biçiminde evleri vardır. Bunların üzerlerinde tamortalarında yuvarlak bir delik bulunur; buradan içeriye ışık girerVe ayrlca içerideki dumanı çeker, zira ateş yakılan yer daimaçadırın tam ortasındadır. Duvarlar ve tavan keçe ile kaplanmıştırve kapılar da aynı şekilde keçeden yapllmıştır. Bu evlerin(stationes) büyüklüğü ve küçüklüğü ev sahibinin rütbesine vesosyal durumuna göre değişir. Yurtların bazıları çarçabuksökülüp, yeniden kurulabilir ve yük hayvanlarına taşıttırılabilir.Buna karşılık bazıları parçalanamaz, aksine bütün halindearabayla taşınabilir. Arabaların üzerindeki daha küçük yurtlarbir öküz tarafindan çekilebi1irler; daha büyükleri içinbüyüklüğüne göre üç, dört hatta daha faz|a ökize ihtiyaç vardır.Savaşa ya da herhangi başka^bir yere nereye giderlerse gitsinler,bu yurtları birlikte götürürler29.

2gYukarıdaki bilgilerden anlaşllıyor ki, Moğollar göçebe-avcı bir kavim idiler. Göçebe

avcıIar ile onnan-avcl kabileler arasında mesken bakımından büyük fark vardı. Göçebe avcılar,dikmesi ve toplaması nispeıen kolay olan keçe ile örtüIü çadırlarda yaşamakta idiler. Bununlabirlikte bugünkü Moğol çadırı, Carpini'nin tarif ettiği çadırdan farklıdır. Bugünkü Moğol

çadırında eski Moğol çadırlnın belirgin vasfı olan bacaya benzeyen boyun yoktur. Ayrıca, eski

Moğol göçebeleri tekerlekli arabalardan da faydalanmışlar, bugünkü Moğollar ise bunu tamamen

unutmuşlardır. Moğotların İçtimaİ Teşkiliıı' s. 68.

Moğol Tarihi ve SeyüatnAme |245-1247

5. Mülkiyet

Moğollar hayvan sürüleri, özellikle de deve, sığır,koyun, keçi ve at bakımından zengindirler. onlardaki kısrakların

çokluğu dünyanın hiçbir yerinde yoktur3o. Buna mukabil domuzVeya diğer hayvanlara sahip değildirler. Hükümdarlar,kumandanlar veya diğer ileri gelenler fazlasıy|a altın, gümüş,ipek ve mücevhere sahiptirler.

30 Eski Moğol kabileleri, mera_yaylaları müştereken kullanmayı bilirlerdi. Fakat, bu ortak

kullanma ancak kabilenin aynı mıntıkada göçmesine, kabileye mensup akrabaların beraber

yaşamalarına yahut bir küren (kamp) olarak bulunmalarına veya birbirinden pek uzakta olmayan

ayil halinde göçmelerine müsait şartlar bulunduğu zaman mümkündİJ. Moğolların içtimai

Teşkil6a' s. 89 vd.; Ayrıca, şunu da kaydetmeliyiz ki, MoğoIlarda hayvanlar üzerindeki mülkiyet

özel bir tamga ile işaretlenirdi. Bu tamga kabilenin bütün mensupları için aynı idi. Bk. C6mı'ü'ıtev6rih,I[, neşr. Muhammed Rüşen_Mustafa Müsevi, s. 2341.

)5

34 Ergin AYAN

Üçüncü Bölüm

Moğolların Dinİ Törenleri (Ritus)

1. Tanrıya Tapınma"

3l Şamanlık hakkındaki tafsildtlı bilgilerin batılı seyyahlar tarafından veritenlerini ilk defa

Carpini, Rubruk ve Marko Polo'nun eserlerinde bulmaktayız. Yakın zamanda ise Şaman dini ve

kültürü hakkındaki en iyi tetkik Radloff (a.g.e.,2l3) tarafından yapılmıştır ki, verdiği bilgilerin

bir kısmı Carpini'ninkilerle uyuşmaktadır. Bu da göstermektedir ki, bu dinin bir çok hususiyeti

zaman içerisinde büyük değişikliklere uğramlştır. Bugün sadece Altaylı Kalmuklar, Teleütler,

Karaorman Tatarlarl, Şorlar, Buryatlar ve Tunguzlar çoğunlukla kendilerini Şaman olarak

tanımlamaktadırlar. Şamanhk, doğudan Budizm, kuzeyden ve batıdan Rus Hıristiyanlığı, batıdan

ise Müslümanlar tarafından sıkıştırılmaktadır; ibn Fazlan (Seyahatn6me, terc. R. Şeşen, İstanbul

l995, s.47) da Başgırd Şamanizmine dair bazı bilgiler vermektedir. Bu mal0mata göre

Başgırdlar, on iki tane iliha süiptirler. Fakat, gökte olan Tanrı bu ilüların hepsinden büyüktür.

o, diğerleri ile anlaşarak hareket eder. Bunlardan her biri diğerinin yaptığına razı olur;

Şamanizm hakkında daha geniş bilgi için bk. A. inan, Tarihte ve Bugün Şamanizm. Ankara

l986; Budizmin tesiriyle orta Asya kavimleri arasında Şamanlık büyük bir kısmıyla ortadan

Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

I.

Görünen Ve görünmeyen bir dünyayı yaratan birTanrı'nın Varlığına, ayrrca bu dünyadaki her şeyin onunadaletiyle yerini bulacağına inanırlar". o'na ya dua ederek, yamethiyeler söyleyerek ya da dini ayinler yaparak tapınırlar.Bununla birlikte, keçeden insan suretinde maketler" de yaparakbu maketleri yurtlarının girişlerinin her iki taraflna yerleştirirler.Bu maketlerin alt kısımlarına, yine keçeden yapılma Ve memeyebenzer bir figür koyarlar'o; kendi inanışlarına göre bunlarsürülerini korur, onların üremesini ve sütlerinin bol olmasınısağlarlar. Yine ipekten başka maketler de yaparlar Ve bunlarabüyük bir saygı duyarlar.

Bazı Moğollar bu maketleri güzelce örtülmüş arabalarakoyarak, yurtlarının kapısının önüne yerleştirirler Ve her kim bu

kalkmıştır. Türk kavimleri üzerinde ise düa büyük tesiri islimiyet göstermiştir. Bu din pek çokyerde Şamanlığı büsbütün silmiştir. Bununla birlikte yukarıda söylendiği gibi bazı Altaylı Türk

boyları arasında bunun izlerine rastlamak mümkündür.

32 Cengiz Han'ın hangi dine mensup olduğu malüm değildir. Herhalde büyük bir itikada

sahip bulunmadığı zannediliyor. ondan dolayı Cengiz Han'ın yasalarında din konusu ihmal

edilmiştir. Umumiyetle "Yeri, göğü yaıadan bütün mevcudatm rabbi olan bir Tanrı'ya inanmayı''

emretmiştir. Deguignes, Hunların, Türk]erin, Moğolların 've Daha Sair Garbİ Tatar]arın T6rİh-i

tJmtımİsi, V, osmanlıcaterc. H. Cdhid, istanbul l924, s. l28, 130; CengizHan'ın Moğolları ve

bunlara iltihak eden kuzeyli Türk kavimleri Şamanist idiler. Moğolistan'daki bazl kabileler

arasına Hıristiyanlık sokulmuş olmakla beraber, bu din ancak sembolik olmakla kalmıştır. Buna

mukabil Cengiz ve oğulları devrinde ilkel Şamanizm'in mümessilleri olarak, kuzey

ormanlarında yaşayan Uryankıtlar sayılmaktadır. Bu kavim Gök Türk yazıtlarındaki

Kurıkanların torunları olup, bugünkü Urenha ve Yakut Türklerinin ataları sayılmaktadır. Bk. A.

inan, a.g.e., s. I l.33 Bu maketlerin keçeden yapıldık|arına dair bir kayda Rubruk (Reıseı zum Groskhan der

Mongolen, s. 44' 109)'da rastlamaktayız.

34 Rubruk (Reisen zum Groskhan der Mongolen, s.44) da Moğolların yurtlarının girişinde

kadınlar tarafında bu tür maketlerin bulunduğunu belirtiyor.

35

36 Ergin AYAN

arabalardan bir şey çalarsa, onu aclmaslzca ölümlecezalandırırlar". Bu maketlerin yapılması şöyle olur: ilgilikabilenin btıttın yaşlı ve saygıdeğer hanımları bir araya gelirlerve onları büyük bir huşu içerisinde tamamlarlar. Bu iş bittiktensonra bir koyun keserler, kemiklerini ateşte yakarken etiniyerler. Aynı şekilde bir çocuk hasta olduğu zaman, daha öncezikredildiği şekilde bir put resmi yaparlar ve bunu yatağınınüstüne asarlar. Noyanlar, binbaşılar ve yüzbaşılar ordugihlarınınorta yerinde, put olarak daima içi doldurulmuş bir tekebulundururlar. Önce bu putların yanlna bütün sürülerinin vekısraklarındın sütlerinden getirirler ve yiyip içmeye başlamadanönce, yiyecek ve içeceklerden onlara sunarlar. Aynı şekilde birhayvan kestikleri Zaman, hayvanın kalbini bir kabın içerisindearabayla putun yanlna getirirler ve ertesi sabaha kadar oradabırakırlar; sonra onu önünden alırlar ve pişirerek yerler.

II.

Ayrıca ilk hükümdarları olan [Cengiz Han'a] hürmetiçin bir put sureti yapar|ar ve bunu saygıyla bir arabanın üzerineyerle ştiri rl e r' Biz bunu bizzat şimdiki hüktimdar [Güyük Han' ın]

ordasında gördük'u. ona birçok hediyeler sunarlar ve ayrıca bir

çok atlar bağışlarlar, ölünceye kadar bu atlara binmeye hiç

35 Kuş. Reisen zum Groskhan der Mongo|en' s. 109.

36 Radloff(a.g.e., s.232)'a göre, Şamanlığı diğer inançlardan aytran en önemli husus, şimdi

yaşayan insanla onun ölmüş cedleri arasında sıkı bir münasebetin mevcut olduğuna dair inanıştır.

Bu bağın kuvvetine olan iman, atalara ardl arası kesilmeden saygı göstermeyi gerekli

kılmaktadır. Bu durum karşısında, ancak kendi atalarıyla sıkı bir münasebet kurabilen bir kimse

rahip veya şaman olabilir demektir. Başka bir deyişle burada ancak, irsi yani ailelere ait genetik

bir şamanlık mümkündür. Böylece şaman, şamanlık için gerekli kudret ve bilgiyi atalarından

alır; o, atalarının sudur kuvvetiyle şaman davulunu kullanmayı, şarkılar söyleyerek atalaıı ve

ruhları çağırmayı ve onların yardımıyla kendi vücudunu ruhundan ayırarak aydınlık ışık

dünyasına veya karanlığa göndermeyi öğrenir.

Moğol Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247

kimse cesaret edemez''. Aynı şekilde ona başka hayvanlar daihsan ederler Ve yemek için bunlardan birini öldürürlerse, onunkemiklerini kırmadan ateşte yakarlar". Bu suretin önündegüneye doğru dönerek tıpkı Tanrı'nın huzurundaymış gibi dizçökerler ve kendilerine t6bi kıldıkları diğer soyluları da onunönünde diz çökmeye zor|arlar.

Buna bir ömek de şudur: Rusların büyük prenslerindenbiri olan Michael, Batu'ya tdbi olmaya geldiği Zaman, onu ikiateşin arasmdan yürüterek geçirdiler. Sonra ona güneye doğruCengiz Han'rn önünde eğilmesini emrettiler' Fakat o, ölmüş biradamın suretinin önünde değil de, Batu'nun ve maiyyetininönünde eğilmek istediğini, çünkü Hıristiyanların böyle birharekette bulunamayacağını arz etti. o, sık sık tekrar edilenemre rağmen eğilmek istemeyince zikredilen Batu han, prensYaroslaos'un oğluna, direttiği takdirde öldürüleceğini bildirdi.Bu sırada o, Hıristiyan|ara yasak olan bir şeyi yapmaktansaölmeyi terçih ettiğini bildirdi. Bunun üzerine Batu,muhafizlarından birini gönderdi. o, topuğuyla prensin kalbineve karnına kendisinden geçene kadar vurdu' o sırada oradabulunan şövalyelerden birisi olan Teodor şunları söyledi:"Dayan, çünkü bu işkence senin için uzun sürmeZ ye hemen

37 Moğottardaki bu geleneğe benzer bir gelenekten bir Çin sülölesi olan Minglerde

rastlandığını Semerkandi (Matl6u's-sa'deyn, neşr. Quatremöre, Paris l843, s. 423)

zikretmektedir: "Bir prenses öldüğünde ona ait olan atları mezarın bulunduğu dağlara, serbestçe

otlasınlar diye salarlar. Bu atları hiç kimse yakalamaz''.

38 Şamanlarda kurban hayvanlarının kemiklerinin kırıImayacağı Radloff (a.g.e., s. 246)

tarafından da belirtilmiştir: "KurbanIık hayvanı öldürdükten sonra parçalama işi büyük bir

ustalıkla yapılmalıdır, çünkü hiçbir kemiğin üzerinde en ufak bir zedeIeme izi bile görünmemesi

!azımdır. Bu yüzden bu işten anlayan biri vazifelendirilir''.

37

38 Ergin AYAN

ardından ebedi mutluluk gelir". Sonra başı küçük bir kılıçlakesildi Ve aynl şekilde zikredilen şövalyenin de başı vuruldu".

u.Bundan başka güneşe, aya Ye ateşe taparlar ve saygı

duyarlar, aynı şekilde Suya ve toprağa da tapar|ar. Özelliklesabah kahvaltısından önce yiyecek ve içeceklerinden önceonlara sunarlar. Tanrı'ya tapınma hususunda belirli kurallarıolmadığı için (kesin dini kuralları yoktur) bizim bildiğimizkadarıyla, şimdiye kadar hiç bir kimseyi kendi dinini ve inancınıinkör etmeye zorlamamışlardır; tabii ki Michael hakkındaanlattıklarlmlzl hesaba katmazsak. Fakat ileride neleryapabileceklerini bilmiyoruz. Bazılarının tahminine göre,[Moğollar] Allah göstermesin mutlak bir hakimiyete sahip olsaidiler, herkesi bu putların önünde eğilmeye mecbur ederlerdi.

Biz onların ülkesine henüz yeni gitmiş olduğumuzsırada, bunu teyit eden şu olay oldu; Rusya'daki Chernoglovebüyük prensi Andreas, Moğol atlarını ülkeden (kendi ülkesi imişgibi) çıkartıp sattığı için, Batu tarafından yargılanmakta idi. Buiddia ispat edilemediği halde, prens idam edildi. Kardeşi bunuöğrenince, maktulun eşi ile birlikte Batu Han'ın huzuruna çıktıve diz çökerek ondan ülkelerini işgal etmemesini istedi. o, gençadama, öz kardeşinin eşi ile evlenmesini söyledi ve kadına daMoğol 6detlerine göre kayınbiraderine nikAhlanmasını emretti.Adam kendi dini kurallarına karşı gelmektense ölmeyi tercihettiğini bildirdi. Bununla birlikte, ikisi de bütün güçleriylemukavemet etmelerine rağmen, adamı kadının üzerine koydular;ikisini birlikte bir yatağa yatırdılar. Kadının bütiın yalvarma veyakarmalarına aldırış etmeden adamı üzerine koydular Ve aynl

39 Michael vakası aslında din gayreti veya dini hoşgörüsüzlük ömeği değildir. Moğolların

uyguladığı bu kötü muameleyi icabettiren şey onun' Batu'nun emrine inatla karşı gelişidir. Bk.

L. Ligeti, BiLinmeyen iç Asya,s. l03.

şekilde, ikisini de sil6h zoruyla tamamen şartsız olarak cinsel

bi.ı.ş*"y" zorladılara..

2. Günah Saydıkları Şeylerin 7ikri

(Moğollar) kendilerine nasıl doğru davranacaklarını ve

günahtan nasıl sakınacaklarını gösteren dini bir yasa kitabınaiahip bulunmadıkları halde, kendiliklerinden ya da atalarının

buldukları belirli gelenekleri vardır ve bunlara göre bazı işlerigünah sayarlar. Örneğin, hançeri ateşe sokmak veya hançerle eti

iazandan dışarı almak ya da ateşin yanında eti doğramak

günahtır. Çünkü ateşin bıçağın kuwetini aldığına inanırlar. Atlariçin kullandıkları kamçıya dayanmak 'zaten mahmuzkuııanmasını bilmezler- kamçıyla oklara dokunmak, kuş

yavrularını kamçıyla yakalamak ve öldürmek, ata yularıylavurmak, süt veya başka bir yiyecek veya içeceği yere dökmek,

çadır içinde işemek günahtır"'. Eğer bu hareketi kasten yapan

olursa ölümle cezalandırırlar. Kanıtsrz olursa, kama büyük birmeblağ ödeyip, bütün çadırda oturanları, çadırdaki bütün

eşyaları ve çadirı da iki ateş arasından geçirerek, temizlenmesini

sa!ıa.lar. Yurt bu şekilde temizlenmeden hiç kimse içeriye girip,

heihangi bir eşyayı a|amaz. Ayrıca, ağzına bir parça et alıp,

bunu çigneyip yutamayan Ve Sonra ağzından dışarı çıkarmak

Moğol Tarihi ve Seyüatndme |245-|247

40 B. Spuler (İran Moğol|an,Türkçe terc. C. Köprülü, Ankara 1987' s- 427 n. l60 ve l6l)'e

göre Carpini'nin zikrettiği ad Andreas değildir. Çünkü, bu isimde bir Grandük o zaman için

bilinmiyor. Acaba l246'da zehirlenen Yaroslaos'un adı ile mi karıştırılıyor ?. Mesele oldukça

karanlıktır. Her şeyden önce bu şartlar altında kardeşinin de evli olup olmadığı tesbit edilemiyor'

4ı Reşidtıddin (C6mi'ü't-tev6rİh. I, neşr. Muhammed Rüşen_Mustafa Müsevi, s. l53), bir

Moğol kavmi olan Uryankitleri (aT-ö90<* : ı ) anlatırken, şunları yazıyor: "inanırlar ki, şarap,

kımız, tatlı veya ekşi süt zemine döküldüğü takdirde dört ayaklı hayvanların, özellikle de atların

üzerine yıldırım düşer. Eğer şarap dökülürse bu daha tesirlidir'''

4140

zorunda kalan kişiyi, çadırın altında bir tünel açarak, oradandışarı çıkartırlar ve hiç acımadan da öldürürler. Bundan başka,bir kumandanın yurtunun eşiğine basan bir kimse de ölümlecezalandırılır. Buna benzer birçok bötıl inanışları vardır. Bunlarsaymakla bitmeyecek kadar çoktur.

Diğer taraftan insanları öldürmek, öteki ülkeleresaldırmak, başkalarının mallarını yağmalam ak, zina yapmak,başkalarının hakkını yemek, Tanrı'nın emir ve yasakıaiını ihıaıetmek onlar için günah sayılmaz. Cennet ve cehennemdeki ebedihayattan onların haberleri yoktur, fakat ölümden sonra başka birdünyada yaşaylp, orada sürülerini güdeceklerine, yiyipiçeceklerine ve dünyevi hayatlarında neler yapmışlarsa ora-da dayapabileceklerine inanırlar.

3. Kehönet ve Günahlardan Arınma

I. Keh6nete, birtakım işaret ve belirtilerden anlamçıkarmağa, kurban edilen hayvanların bağırsaklarını incelemeye,büyüye ve afsuna büyük bir önem verirler. Cinlerle konuşup,onlardan cevap aldıklarında, Tanrı ile konuştuklarını zannederlerve bu Tanrı'ya Moğollarda Itoga, Kumanlarda ise Kam denir.ondan çok korkar Ve onu sayarlar. Kendisine bir çok kurbankurbanlar adar, yiyecek ve içeceklerinden ilkönce ona sunarlar.Bütün davranışlarını da ondan aldıkları cevaba göre düzenlerler.

Herhangi yeni bir sefere çıkacakları Zaman, hilAli veyadolunayı beklerler. Aya Büyük Han derler ve diz çökiipkendilerini kötülüklerden koruması için yalvarırlar. Güneş,i diAy'ın annesi sayarlar, çünkiı Ay parlaklığını ondan alır.

II. Kısacası ateşin her şeyi temizlediğine inanırlar.Kendilerine elçiler, soylu kişiler veya diğerleri gelip hediyeler

Moğol Tarihi ve Seyüatnöme 1245-1247

getirdiğinde, hem bu gelenlerin Ve hem de eşyalarınıntemizlenmesi için, iki ateş arasından geçirirler ve bu suretle

büyü, zehir ve diğer musibetlerden korunduklarına inanırlar. Buülkede sık sık görüldüğü gibi, yıldırlm çarpmurro' ,onu.,hayvanlar veya insanlar öldüğünde veya başlarına bu tarzdabaşka bir felAket geldiğinde, inanışlarına göre kirlendiklerini,günahkör ve beliya uğramış olduklarını düşünerek, aynı şekildekamın liderliğinde temizlenme ayinleri yaparlar. Diyebiliriz ki,bütün ümitlerini bağladıkları böyle bir ayinden Sonra, bu yollakötülüklerden kurtulduklarına inanırlar.

+. Öıu Gömme Adetleri

III. Eğer onlardan biri ölümcül bir hastalığa tutulmuşsa,

çadırına kara keçeye sarılı bir mızrak saplarlar. Bunu gören

herhangi bir yabancı, artık böyle bir hastanın çadırına giremezveya hasta artık son nefesini vermekte ise, hemen hemen bütün

akrabaları hastayı terk eder, çünkü böyle bir hastanın ölümündeyanında kalan kişi veya kişiler, 9. aya kadar hükümdarın otağına

giremezlero'. Soyıu bir hasta öldüğünd.e, onu bozkırda giz|ice

kazdıkları çok sevdiği bir yere gömerler*. Böyle bir soylu otağın

42 Moğoıistan'da Uryankit'lerin ülkesinde, özellikle de Berkucin Tukum ('ı-ox*

-ırI ty5-ı (',) adı verilen viliyette sık sık yıldırım düşmesi olayları olur. Reşidüddin (C6mi' ü't-

tev6rİh,1, s. 153).

43 Hastanın çadırının etrafına mızrak dikilmek suretiyle yabancıların çadırdan uzak

tutulmast sağlanıyordu' Eğer hasta ölüm halinde ise bütün akrabası onu terk ederdi. Karş. B.

Spu|er, İran MoğoL\arı, s. l94.

44 Cengiz Han ölmeden önce Tula, onon ve Kerulen ırmaklarının doğduğu bir yerde

avlanmaktayken, güçlıı ve yalnızbir ağacın gölgesinde dinlenmiş ve şöyle söylemişti "Burasl

Ergin AYAN

42 Ergin AYAN

benimgömülmemelayıkbiryerdir.',.on,n,oyı"offiBurası onun son istirüatini yaptığı yerdi. C6mi' ü,t-tev6rİh, I, s. 542.

45Bu konuda Cami'ü't-rcverİh(I, s. l35, 75)'de iki örnek var: Cengiz Han, Kişin vilayetinizapt ettiği sırada oğIu Ögitay'ın bir oğlu oldu ve bu çocuğa Kdşin adını verdiler. Fakat, bu çocukküçük yaşta öldüğü için, K6şin ismi yasaklandı ve K6şin olan viiAyetin adı Tangkut,a çevrildi.Diğer bir örnek de şudur: Cengiz Han'ın oğullarından Çağatay ölünce, adı ÇağaİayKüçük olanMoğol kumandanı artık bu adı taşıyamaz oldu. Bu yüzden onun adı Sunitay'a çevrildi, çünkü oSunit kavminden idi. Ayrıca, aynı şekilde Cengiz Han,ın en küçük oğlu olan Tuluy,un adı

Moğo| Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

Soylulardan bazılarını başka şekillerde gömdükleri deolur. Önce kimseye görünmeden bozkıra çıkarlar, orada çayırlıkbir yerde büyük bir çukur kazarlar Ve bu çukurun etrafinda birtünel açarlar. ondan Sonra bu tünele ölen kişinin en sevdiğikölesi yatırllarak, ölüyü de onun üzerine koyarlar. Kölehavasızlıktan boğulmak üzereyken, tünelden çekip çıkarırlar,dinlenmesini sağlarlar Ve bu töreni üç defa tekrar ederler.Neticede böyle bir törenden canll olarak kurtulan köleyi azadederler. Bu şekilde azad edilmiş bir köle, ölenin çadırında veakrabalarınln yanlnda çok büyük bir saygınlığa sahip olmuşolurou. Ölenin cenazesini ve eşyalarlnt yukarlda söylediğimiztünele koyarlar, açtıkları çukuru yeniden toprakla örterek,üzerine çayff parçaları döşerler Ve eski haline getirirler, böylecehiç kimse bu mezar yerini bulamaz. Bu töreni yaparken yıkarıdaanlattığımız ayinleri icra ederler, fakat çadırını mezardan uzaktabozkırda kurulmuş bir şekilde bırakırlar.

Ülkelerinde iki tane mezarlıkları vardır. Birindehanlarını, soylularını ve diğer Soylu aile efradlarını gömerler.Böyle Soyluların ölümü yaklaştığı anlaşılınca, mümkün olduğukadar bu mezarlığa götürülür Ve mezarlarına çok miktarda altınVe gümüş koyulur. Diğer mezarlıkta ise Macaristan seferindeölen çok sayıda insan gömülmüştür. Bu iki mezarlığın da

bekçileri vardıro'. Mezarlıklara girmeye yeltenenleryakalandıkları takdirde malları ellerinden alınır, dövülür veişkence edilerek ülkeden kovulurlar. Bizim böyle bir Adettenhaberimiz olmadığı için, Macaristan seferinde ölen askerlerin

Moğolca'da ayna anlamına gelmektedir. Yukarıdaki nedenden dolayı Moğollar, Tuluy'un

ölümünden sonra bu adın yerine Türkçe'de ayna anlamına gelen "gözgü''yü kullanmışlardır (s.

300)

46 Hükümdarlar hususi bir imtiyaz olarak cariyeleri ile birlikte gömülürlerdi. Hülagu da öyle

gömülmüştür. Bk. B. Spuler. iran MoğoIIarı,s. |96.

47 Reşidıiddin (C6mi'ü'rtev6rİh. l, s. 54l)'den Cengiz Han'ın mezarının bekçiliği için 1000

Uryankitlinin görevlendirildiğini öğreniyoruz.

43

jejna9 oturmuş vaziyette, önünde bir masa, masa üstünde birk6se dolusu et ve bir testi kımız, bir kısrak Veya yavnısu, bir at,e-ğer ve üzengileri ile birlikte gömülür. Başka bir at da cenazetöreni.nde (toy) yenir ve derisisamanla ooiar.riu*t, ,^n uı,sopa ile birlikte iki veya dört kazık ayak üzerir. g.çlıı.r"t,mezarın üzerine yerleştirilir. Böylece ölen kişi ita.neietmek içinbir çadıra, kendisine süt verecek bir kısrağa ," iynr-)'u*unouhem damızlık olacak hem de binebileceği bir ata sahip olmuşolur' Törende yedikleri atın kemikleri de ölünün ruhununselömeti için yakılır.

Bizim de gözümüzle şahit olduğumuz ve diğer bazıkişilerden işittiğimiz gibi, daha çok [aaıniu.1opi*u.ut,kocalarının ruhlarının sel6mete erişmesi için kemik yakarlar. Şuandaki hükümdar Güyük Han,ın babasi

"ı;; ö;;;| ı<uun,kendi ruhunun sel^meti iç.in bir çalılık diktirmiŞ ve'bu çaııkümesinin dallarının kesllmesini yasaklam,ştr.. ıl, bunugözlerimizle gördük. Herhangi biri bu çalılıktan bir tane dahikopardığında dövülür, malları elinden alınır ve çot ttıttı ui, ıruı.getirilir ki, 9! böyle bir olaya da şahit olduk. i7attabir ara çokacil bir şekilde atımızı ,-tı...k için bir auıu intly*,m,olduğunda, bu çalı kümesinin bir daiını bile kesme yi uni^rrugetirmedik.

--.- ÖJ, gömüIürken mezarlna altın ve gümüş de koyulur,genellikle hayatında bindiği arabası u. pa.çulunmış çadıriyerıebir edilir ve adını üç nesil boyunca kimse uprrnu ^J;;;r-'.'

'

Ergin AYAN

mezarlığlnln yarundan geçerken, bekçiler bize doğru geldiler vebizim izerimize ok atmak istediler, fakat ülkelerine elçi olarakgelmiş . bulunduğumuzu Ve bizim onların ödetlerinibilmediğimizi öğrenince, bize dokunmadılar ve yolumuzaserbestçe devam etmemizi sağladılar.

5. Yıldırım Çarpması Veya Normalölümlerde Temizlenme

Ölenin çadırında oturan akrabaları ve diğerleri şuşekilde ateşle temizlenme işleminden geçmelidirler; iki kümeateş yakarak, yanlarına iki tane mızrak dikerler ve iki mızrağınuçlarını iple bağlarlar. Bu iplere Bağdad kumaşından yapılmışolan putları takarak bu iki ateş arasından ve ipin altındaninsanları, hayvanları ve portatif çadırları geçirirler. Sağda vesolda iki yaşlı kadın durarak bir takım dualar okurlar Ve suserperler. Bu törende bazı arabalar hasara uğrar ve arabalarınüzerinden yere bir şey düşerse, bunlar ayinleri düzenleyenlerekalır.

Eğer bir kimse yıldırım çarpmasl neticesinde ölmüşolursa, onun çadırında oturan bütün kişiler yukarıdaki gibi ikiateş arasından geçmek zorundadlrlar. Çadırı, yatağı, arabası,keçeden örtüleri ve ölenin diğer eşyaları artık kirlenmişolduğundan dolayı, artık onları herhangi bir kimse ne alabilir, nede dokunmaya cesaret edebiliro8.

48 Reşidüddin (Cemi' ü't&vefih. I, s. l53), bu konuda şunları yazmaktadır: .,Moğol kavmi

olan Uryankitler, yıldırım çarpmış olan bir hayvanı asla yemezler, ayrıca onun yakınlarına

sokulmaya dahi cesaret edemezler.".

Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

Dördüncü Bölüm

Moğolların örf ve Adetleri

f . iyi Taraflan

Bütün dünyada, ne bizdeki sıradan müminlerde, ne detarikat mensuplarında, Moğollardan daha itaatli insanlar yoktur.Hükümdirlarına en fazla Saygıyı onlar gösterirler ve onlarayalan söylemeğe asla cesaret edemezler. Birbirlerine hemenhemen hiç küfiır SaVurTnaZ ve kendi aralarında kavga etmezler.Aralarında kavga, SaVaş, yaralama ve öldürme olayları hiço|maz ve büyük çapta hırsızlık ve gaspçılık yapanlar da yoktur.Bu yüzden servetlerini koymuş oldukları orda ve arabalarında,ne kilit ne de sürgü vardır. Eğer hayvanları sürüden ayrılıp,kavbolup siderse. bunları bulan ya kendi kaderlerine bırakır

46 Ergin AYAN

Veya alıp, böyle durumlarla ilgilenen kişilere teslim eder.Hayvanları kaybolan sürü sahipleri, bu sorumlu kişilerebaşvurur ve herhangi bir sorun çıkmadan hayvanlarını teslimalır.

Moğollar birbirlerine karşı saygılıdırlar, kendileriniaynl ailenin üyesi olarak görürler ve yiyecekleri az olsa bile,bunları başkalarıyla severek paylaşırlar. Ayrıca kanaatkördırlar;bir iki gün hiç bir şey yemeden oruç tutmak zorunda kalsalarbile, neşelerini kaybetmezler ve sanki çok iyi bir yemekyemişler gibi güler oynarlar. At sırtında giderken kuru soğuğaVe aynl zamanda cehennem sıcağına bile dayanırlar. Havalarındeğişmesinden rahatsız olmazlar. Birbirlerine karşı hiçkıskançlık duymazlar ve hemen hemen hiç mahkemelikolmazlar. Hiç kimse kimseye kem gözle bakmaz, birbirlerinekarşı ınümkün olduğu kadar destek ve yardımcı olurlar.

Kadınları terbiyelidir ve onlarln yaşam biçimlerihakkıında hiç bir dedikodu duymadık, fakat şakalaşırken açıksaçık konuşurlar. Moğollarda başkaldırma olayları pek az olurveya lıiç olmaz. Çok içip sarhoş olmalarına rağmen, aralarındane söz:lü münakaşa ne de fiili şekilde kavga vukua gelmez.

2. Kötü Tarafları

Diğer insanlara karşı kibirli olup, herkese tepedenbakarlar. Bunlar ister soylu, ister sıradan insanlar, ne olurlarsaolsunlar yabancı hiç kimseye saygl duymazlar. ömeğin; hakanınsarayına (orda) gelen ve kesinkes saygtn bir kişi olduğubilinmekte olan Rus knezi (grandük) Yaroslaos'a, Gürcüprensine ve Solange prensi gibi daha birçok güç1ü hükümdörlarakarşı gereken hürmeti göstermemişlerdir. Hatta böyle saygtn

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245'1247

3. YiYecekleri

I. Isırabildikleri her şeyi yerler; köpek, kurt, tavşan, at

veya acil durumlarda insan eti. Bir defasında Kuzey Çin'de,içinde imparatorun da bulunduğu Kıtayların bir kentini

kuşatırken, kuşatma çok uzun stırdtığünden dolayı yiyecekleri

tükendi ve her 10 kişiden birini seçip, diğerleri için pişirip

yemek zorunda kaldılar. Hatta kısrakları doğduğu Zaman, onun

annesinin ana rahminden kalanları bile yerler. Biz bizzat

kendimiz bit yedikleri de gördük. Sorduğumuzda; " Niye bunu

41

kişilerin yanlarına refakatçi olarak verilen sıradan Moğollar bile

onlur* dntinde gidip, bir yerde konakladıklarında en yüksek

yerlerde oturuyoilardı ve Saygln kişiler bunların arkalarında

lalmak ror,rndu bulunuyorlardı. Moğollar yabancılara karşı

çabuk öfkelenirler. Yabancılara karşı en büyük yalanları

stıyıeyenıer dünyada Moğollardır ve onların ağızlarından gerçek

bii sdz çıkmaz. Baştan iyi sözlerle yaklaşlr ama Sonunda akrep

gibi sokarlar. Tilki gibi kurnaz olup, diğer insanları gerçek dışı

6lan sozlerle aldatmağa çalışırlar. Eğer başka birine kötülük

yapmak isterlerse, bunu olağanüstü bir yetenekle saklamasını

tilirı.r, böylece onların herhangi bir önlem almasına fırsat

vermezler. Yeme içmede ve diğer işlerinde temizliğe dikkat

etmezler ve sarhoşluk onlar için övünülecek bir durumdur.

İçkiyi faz|a kaçırdıklarında, aynı yerde kusar ama sanki hiçbir

ş.y oı*u*ış gibi içmeğe devam ederler' Aslında aç gözlü ve

cimridirler, herhangi bir şeye sahip olmak istedikleri zaman, rica

ve minnetle almadan bırakmazlar. Mallarına çok sahiptirler,

fakat bir şey Verme konusunda elleri sıkıdır. Başka insanları

öldürmede vicdan azabı çekmez|er. Yani kısacası Moğollarınbütün karakter özelliklerini burada yazmağa kalksam, bunları

yazmağa kağıt yetmez.

48 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

4. Töre ve Yasalarl

|. Zina yapan kadın Veya erkeği, fuhuş yapan bekdrkadını ve fuhuş yaptığı adamı, töre ve yasalarına göre öldürürler.Açıkça hırsızlık Veya gasp yaptığı görü1en bir kişiyakalandlğında, hiç acımadan öldürürler. Savaş planlarınıdüşmana ifşa edenlere, kuvvetli bir kişi tarafindan kalın birdeğnekle kıçına yiz defa vurarak ceza verirler. Emir kulu olanve amirine karşı bir hata yapan kişilere de hiç acımadan iyi birdayak atılır.

Bir metresten doğan oğulla, nik6hlı kadından doğanoğul hukuken eşit sayılırlar. Baba, ister üvey olsun ister öz olsunher oğluna eşit davranlr Ve aynl sevgiyi gösterir. Bir Moğol,uneğer birçok karısı Varsa, her karıslnln kendi çadırı ve kendiiaşesi vardır. Koca her gün başka bir karısına giderek, orada yer,içer ve geceler, fakat bununla beraber kadınlar arasında eşitlikyoktur. Çünkü, koca ilgi gördüğü bir karısının yanındadiğerlerinin yanında olduğundan daha fazla zaman geçirebilir.Aynı erkeğin karıları olan Moğol kadınları, umumiyetlebirbirleriyle pek az kav ga ederler.

II. Erkeklerin oklarıyla uğraşmak, arasıra sürülerebakmak, ava çıkmak ve ok atma talimleri yapmaktan başka biruğraşları yoktur. Büyük küçük hepsi çok iyi ok atarlar. Çocuklar2-3 yaşına gelince ata binmeye başlar ve dört nala bilekoşturabilirler. Yaşlarına göre kendilerine ok ve yay verilir veböylece ok atmasını öğrenirler, çünkü bunlar çok yetenekli vecesaretlidirler.

III. Kızlar ve kadınlar da erkekler gibi aynı şekilde atabinerler. Bunlardan bazılarının ok ve yay taşıdıkları gördük.Hem kadınlar ve hem de erkekler, uzun süre at sırtındakalabilirler. Üzengileri kısa olup, atlarına çok önem verirler.Aslında sahip oldukları bütün eşyaları özenle kullanırlar.

49

yemeyelim, bu da et değil mi?, çünkü bu bitler de benimoğlumun etini yemiş ve kanını içmiştir" cevabını verdi. Kendigözlerimizle hatta fare yediklerini bile gördük. Ne masa örtüsü,ne havlu ve peçete, ne ekmek, ne sebze, ne bakliyat ne de başkabir şey bilirler, bildikleri tek şey ettir. Etten de o kadar az yer|erki, öteki ulusların bu kadar azyiyerekyaşamaslna imkön yöktr.'

II. Yağlı etten elleri yağlanınca, çizmelerinin üzerinesürerek veya et ve diğer şeylerle temizlerler. Sadece aralarındakibazı soylu kişiler, yanlarında bir iki küçük mendil taşırlar veeğer yedikleri et yemeği ise, bu mendille ellerini silerler.Yemekte birisi eti keser, bir diğeri bıçak ucuyla küçük parçalaralır, ötekilere teker teker, birine az ötekine daha fazli olarakdağıtır. Bu şekilde diğerine daha fazla saygı gösterdiğinibelirtmiş olur. Tabaklarını yıkamazlar ve baien_et suyuylaçalkaladıktan Sonra, kazanda pişmekte olan etin yanma koyarlar.Kap kaçak ve diğer yemek takımlarını da aynı şitiıa.temizlerler, çünkü bir lokmayl Veya bir damlayı bile harcamakbüyük günöh sayılır. Hiç bir zaman kemiklerinin ilikleriniboşaltmadan köpeklerine vermezler. Elbiselerini de yıkamaz|arve yıkayacak olduklarında fırtınalı havaların başlangıcındanbitişine kadar olan süre içinde yıkanmasına müsaade etmezler.

III. Eğer at sütüne sahip iseler bunu bol miktardaiçerler; yine koyun, keçi, inek ve develerin sütlerini de içerler.Şarap, bira ve methin ne olduğunu bilmezler, bunları sadecediğer uluslardan gelen elçilerin getirdiği hediyeler olaraktanırlar. Kışln at sütü içme imk6nı olmayanlar, arpayı suylakarıştırır ve bundan bir bulamaç yaparak bunu içerler. Her biribundan sabahları 1-2 bardak içer ve bütün gün boyu başka birşey yemezler. Akşam olunca bir parça et yer vebirazda et suyuiçerler. Yaz gelince at sütü çok bol olduğundan, hediye olarakgelen veya avladıkları hayvanların dışında pek seyrek olarak etyerler.

50 Ergin AYAN

Genellikle bütün işleri kadınlar görür; kürk etek, elbise,ayakkabı, çizme ve deriden ne yapabilirlerse yaparlar ; arabalarıkullanır ve tamir ederler, develeri yüklerler; elleri çabuk veçalışkandırlar. Bütün kadınlar pantolon giyerler ve bazılarıerkekler gibi çok iyi ok atarlar.

MoğoI Tarihi ve Seyahatnöme |245'1247

Beşincİ Bölüm

Moğol imparatorluğu

Buraya kadar Moğolların idetlerinden bahsettik, şimdiise onların İmparatorluklannı anlatmağa geçiyoruz. Bu konuda

şöyle bir sıra takip edebiliriz:

A. imparatorluğun kuruluşu

B. Hakanları

C. oğulları

D. Hakanın ve oğullarının Yönetimleri

5l

52 Ergin AYAN

A. Moğol lmparatorluğu'nun kuruluşu

1. Cengiz Han'ın, Naymanların ve Kara-Hıtaylarıno,ibtidaıarı

I. Daha önce zikretmiş olduğumuz gibi, dünyanın doğukısmında Moğolistan adlı bir ülke vardır. Bu ülkede önceleri şudört kabile oturmakta idi:

l. Yeka (Büyük)-Moğol,

2. Su-Moğol; fakat bunlar ülkelerinde Tatar adlı birnehire izdfeten Tatar diye adlandırılırlar,

3. Merkitler,

4. Mecritler (Kerait).

Bütün bu kabileler aynl dış görünüşe Ve dile sahipolmakla beraber kendi aralarında bölgeleri ve hükümdArlarıayrılıyordu.

49 Kaşgarlı Mümüd'un (Diviln-ı Ltügati't-Türk,I, terc. Besim Atalay, Ankara l986, s. 28),

Türk kabul ettiği Yabahu, Tangut ve Kltayların, yazarln zamannda batıya doğru ilerleyerekTürklerin oturduğu yerleri işgal etmiş olmalarından dolayı bu yargıya vardığını kabul edebiliriz.Johann de Plano carpini (Geschichte der Mongolen und Reisebericht 1245-1247, AIm trc.Friedrich Risch, Leipzig l930, s. lll) de Kıtay veya Kitanların Mançurya'nın güneyinde

oturduklarını, orta Asya'ya göç ettikten sonra başkenti imiI nehrinin kenarında bulunan birdevlet (l l28_l2l8) kurduklarını belirtmektedir. Barthold (,,Kara_HltayIar-, İ.e, vı, s. zıs1,Çinlilerin Kitan dedikleri Kltayları (yahut Hıtay) MoğoI kavimlerinden biri olaıak kabul ediyor.

Bunların menşelerinin tetkiki Uzak Doğu tarihi sınırları içine girdiğinden bizim mevzuumuzu

aşar. Şunu belirtmekle yetinmeliyiz ki, bunlar Çin'i terk edip İslim ülkelerine geldikten sonrabile, Çin kaynakları taraflndan bir Çin süldlesi olarak teldkki ediImişlerdir.

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247

II. Yeka-Moğol ülkesinde Cengiz'o adında birisi ortaya

çıktı". o, yolunda.yürümeğe, hAkimlerin önünde başarılı biravcl olarak başladı". İnsanlar ondan çalmayı, gasp etmeyi Ve

yağmayı öğrendiler. Yabancı ülkelere sefer yaptıkça, sürekliolarak birçok insanı kendisine bağlamayı ve hökimiyeti altınaalmayı tecrübe ediyordu. Fakat, her şeyden önce kendi ulusunukendine bağlamayı çok iyi biliyordu ve böylelikle onlar, hertürlü hareketle liderlerini izlemeye hazır duruma gelmişlerdi.ordusuna omuzdaşlarını alarak çoğaldıktan sonra ilk seferiniTatarlar (ya da Su-Moğollar) üzerine yaptı. Kabile reisleriniöldürdü, birçok Savaşlardan sonra Tatarlan boyunduruğu altınaaldı ve kendi hökimiyetine girmeye zorladl. Böylece yendiğikabilelerin nüfuslarıyla güçlendi; silöhlarını Tatarların komşusuolan Merkitlerin üzerine çevirdi Ve aynl şekilde silAh zoruylaonları da töbi kıldı. ondan Sonra Mecritler (Keraitler) üzerineyürüdü Ve müthiş bi zaferkazandı.

Naymanlar, Cengiz'in gücünün hangi noktaya eriştiğiniişitince çok kıskandılar, çünkü onların güçlü bir hükümdirlarıvardı ve adı geçen kavimler ona Vergi Vermekte idiler. Fakat bu

hükümdAr öldükten sonra, onun halefleri olan oğulları, bir halkıyönetmek için genç, aptal ve yeteneksiz idiler. Üstelik kendiaralarında uyumsuz olup, birlik değildiler. Cengiz bu sıradaböyle yüksek bir noktaya ulaştığı halde bunlar, yukarıda

50 Kalkaşandi, Mes61ikü'1-ebs6r adlı esere dayanarak kendi eserinde asıl adı Temercin

(Temuçin) olan.Cengiz Han'ın nesebini şöyle vermektedir: Cengiz Han b. Yesükey b. Bahadır b.

Tümen b. Bertil Han. Bk. Kalkaşandi, Subhu'I-'aş6, IV, Kahire l334' s. 305.

5l Hamdullah Müstevfi-i Kazvini (Tdrih-i Gi)zİde, ing. terc. E. G' Browne, London l9l 3, s.

l40)'ye göre asll adı Temuçin olan Cengiz Han, 20 Zilkide 549 (=26 ocak l l55)'da doğdu. l3

yaşında öksüz kaldı. 30 yaşında kabilesi üzerinde hdkimiyet sağladı. 40 yaşında Kerait

hükümdörı ong Han ile ittifak kurdu.

52Kitabı Mukaddes' Musa, l0,9: "o Rabbin indinde kudretli avcı idi; bundan dolayı:

Rabbin indinde Nimrud gibi kudretli avcı, denilir.''

53

54 Ergin AYAN

zikredilen ülkelere bir baskın yaparak erkekleri, kadınları veçocukl arı ö ldürüp, mal larını da yağmaladılar.

III. Bu haber üzerine Cengiz, kendisine t6bi olan bütünkuvvetleri topladı. Diğer taraftan Naymanlar ve Kara-Hıtaylarda hemen bütün kuvvetlerini iki dağ arasındaki dar bir geçittetopladılar. Biz bu geçitten Moğol hakanını ziyaret etmek izeregiderken geçmiştik. Burada Naymanların Ve Kara-HıtaylarınMoğollar tarafindan müthiş bir yenilgiye uğratılmış olduğumüthiş bir savaş vuku buldu. Bunların büyük bir kısmıöldürüldü ve geriye kalanlardan kaçıp kurtulamayanlar esiredildiler'3.

Kara-Hıtayların ülkesinde Cengiz Han'ın oğlu ÖgedeyKaan (tahta çıktıktan sonra) omil adında bir şehir kurdu'Güneye doğru buraya yakın olan büyük bir çöl vardır. Aldığımızgüvenilir bilgilere göre, burada hiç bir kelime konuşamayan Veayaklarında eklem olmayan insanlar oturmaktadırlar. Bir kezyere düştükleri vakit, başka birisinin yardımı olmaksızın ayağakalkamazlar. Adetlerine göre, deve yününden keçe yaplp,bunları elbise olarak giyerler ve rüzgdra karşı korunmak içinetraflarına yerleştirirler. Moğollar bir defasında onlara hücumedip, oklarla yaraladıklarında, yaralarını otlarla tıkamış ve bütüngüçleriyle onların önünden kaçmış1ardır.

53 Plano Carpini' Güyük'ün ordasına giderken geçtiği iki dağ arasındaki vadide' evvelce

vuku bulduğunu naklettiği rivayeti, maalesef kendi seyahatini anlatırken değil, Moğol fetihleri

kısmında vennektedir. Bu yüzden burada pek çok yanlışlıklar olabilir. Buna göre, bahis konusu

savaş meydanının nerede olduğunu ve adınl zikrettiği kavimlerin savaşa gerçekten katıllp

katılmadlklarını bilemeyiz. Karş. Barthold \Moğol istildsına Kadar Türkisan, Türkçe terc. H. D.

Yıldız, Ankara 1990, s.427.

Moğol Tarihi ve Seyahatnime |245-1247 55

2. Kıtaylara karşl yaplıan savaşta alınanyenilgi ve kazanı|an Zafer

IV. Moğollar ülkelerine döndükten sonra, Kıtaylarakarşı savaş a hazır|anarak yola çıktılar Ve onlarln Slnlrlarlndaniçeriye girdiler'o. Bu haber üzerine Kltay hanı ordusuylaMoğollara karşı çıktı ve zorlu bir savaş cereyan etti. Moğollarbu savaşta müthiş bir yenilgiye uğratıldılar. orduda bulunanbütün Moğol kumandanlarınln Saylsl' savaş karargöhında yediyekadar düştü. Bu nedenden dolayı herhangi bir kimse Moğolları

şöyle tehdit ederse: "Siz bu ülkeye veya başka bir ülkeyesaldırırsanız, ölülerden olursunuz; çünkü oTada büyük bir kavimoturuyor Ve onlar Savaşçl bir. kavimdir", buna rağmenMoğollardan şu cevap alınabilir: "Ilkin biz de öldürülmüştük ve

bizden sadece yedi kişi hayatta kalmıştı; ve biz buna rağmenyeniden büyük bir ulus olduk. Bu yüzden bu gibi tehditlerden

korkmayız"". Cengiz Han ve diğerleri ülkelerine kaçtılar.

54 Carpini'nin bahsettiği bu seler muhtemelen Cengiz Han'ın, Şa'ban 607 ( :l2l l ocak)'de

Hıtaylar üzerine yaptığı seferdir. Cengiz Han, Konkirat kavminden Tukuçar'l öncü olarak 2-000

askerle Karaulu tarafına göndermiş, kendisi de ihtiyat kuvvetleriyle beraber arkadan gitmiştir.

Bk. C6mi' ü't-tev6rfh, I, s. 44l.

55 Gerçekte Carpini'nin yukarı<ja anlattığl olay mümkün gibi gözükmüyor. ifadeye göre

Moğol ordusu 7 kişiye kadar düşmüş, kısa bir süre dinlendikten sonra yeniden fetihlere

başlamışlar ve Carpini devrine kadar geçen 40 yıl içinde büyük bir kavim olmuşlardır. Biz

yukarıdaki bilginin bir destanla ilgili olduğunu sanlyoruz. Gerçekten de Reşidüddin de

bulduğumuz çok eski devirlere ait bir rivayet bu hususu doğrulamaktadır. Buna göre, diğer

kavimler Moğollara galip geldikten sonra hepsini öldürmüşler ve Moğollardan geriye sadece 2

kadın ve 2 erkek kalmlş. Bu iki hane düşmanlarından kaçıp, dağların arasında ormanlarla çevrili

bir yere gelmişler. Buraya Ergenekon adını vermişler. Bu iki kişinin adı Nukuz ve Kiyan imiş.

Moğollar burada çoğalarak, şubelere ayrılmışlar. Bk. C6mi' ü't-tevdrİh, I, s. 148. Anlaşılan

Carpini veya onun kaynağı, çeşitli şekillerde anlatıIan Ergenekon destanını, Cengiz Han

zamanına taşımışlardır.

56 Ergin AYAN

56 Reşidüddin'e göre (C6mi' ü't-tevArİh, I, s. 52) Uygur, Türkçe,de bir kimse ile ittifak veona yardım eden anlamına gelmektedir. Rivdyete göre, oğuz Han babasıyla harbe giriştiğizaman, kendisine yardım eden bu taifeye Uygur adını vermiştir; Uygurların çoğunun Hıristiyaninancında oldukları hakklnda ayrıca karş. Barthold (Moğo| İstilısına Kadar Türkısfan,.fürkçeterc' H. D. Yıldız, Ankara l990, s. 4l2.

51 Cengiz Han 604 ( =l208)'de oyratların reisi olan Tukta-Biki üzerine yürüdü. Bu kavimkendisinde mukavemet için kudret ve takat bulamadığından, gelip kendi istekleriyle itaat ettiler.Bk. CAmi' ü't-rcverİh,1' s. 422.

58 Carpini'nin burada bahsettiği Kuman, muhtemelen Kuşan'dır. Zira, Reşidüddin (C6mi,ü't-tev6rİh, I, s.297) ong-Han'ın oğlu Sengun'un Cengiz Han'dan kaçarak önce Buri-Tabet,e,oradan da Kaşgar ile Hoten arasında sınır olan Kuşan ülkesine sığındığını belirtmektedir.Kumanların Karadeniz kuzeyindeki ülkelerinin fethi ise çok daha sonraki tarihlere tekabületmektedir.

59 Keza Kazvini (T6rİh-i Güzide,İngterc., s. l40) Cengiz Han,ın Hıtay, Hoten, Hazaı,Saksın, Bulgar, Kırgız, Alan, Tangut ve Rus kavimlerini hdkimiyeti altına aldığınıbeliıtmektedir.

V. Cengiz Han bir süre dinlenip, yeni bir sefer içinhazırlıklarını tamamladıktan sonra, Nesturi Hıristiyaninancından olan Uygurların'u ülkesi üzerine yöneldi Ve yaptlğıbir savaşla onları tamamen mağlup etti. Galipler mağlu;larüdanyazlylöğrendiler, zira Moğolların daha cınce kullandıkları biryaz;Jan yoktu, fakat şimdi aynı bu Uygur ya^SlnaMoğol ya:.ıs|adını vermişlerdir. oradan sefere devam edeĞk, SarıUygurların, Karanitlerin, oyratların57 Ve Kumanların5' ülkelerinegirdi. Bütün bu ülkeleri savaşta yendikten Sonra, kendimemleketine geri döndü".

VI. Kısa bir istirahatten sonra' Cengiz Han bütünordusunu etrafina topladı Ve tekrar Kıtaylarla ,=uuuşu yöneltti.Uzun Süren bir savaş neticesinde, onların ülkesinin biiyük birkısmını zaptetti|er ve hatta hükümdörlarını da kendi başkentindekuşattılar. Kuşatma, ordunun bütün yiyecekleri bitinceye veartık yiyecek hiç bir şeyleri kalmayıncaya kadar uzadl; <ıyıe kl,Cengiz Han her 10 kişiden birinin kesilip, diğer arkadailarına

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme |245-|247

yiyecek olarak verilmesini emretti. Şehir halkı onlara karşısavunma aletleriyle ve oklarla cesurca direndi ve atmak içintaşları bitince, taş yerine gümüş Ve eritilmiş gümüş attılar.Çünkü şehirde bir hazine birikmişti'

Moğollar uzun bir savaş ve düzenli bir kuşatmayarağmen, şehre hökim olamayınca, ordugihtan şehrin ortasınakadar büyük bir yeraltı tüneli kazdılar. Şehrin ortasında anidenbir yer açıldı ve Moğollar, halkın haberi olmadan şehringöbeğine çıktılar. Bunlar aynl zamanda dışarıdakilerle beraberşehir halkına karşı savaşarak, dışarıdakilerin de bu arada şehregirebilmesi için, şehrin kapılarını kırdılar. Hükümdör ve halkınbüyük bir kısmı öldürüldü; şehir işgal edilerek altın, gümüş vebütiin mücevherler götürüldü.

o zamanlar Kıtayların hükümdörına karşı zaferkazandıktan sonra, zikredilen Cengiz Han, ilk defa olarak Kaanunvönını aldıuo. Her şeye rağmen Moğollar, Kıtayların denizkıyısında bulunan bir bölgesini bu güne kadar kendilerine tAbikılamamışlardır.

Kıtaylar şamanisttirler ve özel bir yazıları vardır.Söylendiğine göre, eski ve yeni ahitleri, atalarına ait şecdreleri,keşişleri, bizim kiliselerimize benzeyen Ve içerisinde belirli

60 Kendisinden önceki bir çok göçebe derebeyleri gibi, Temuçin de hükümdir olduktan

sonr4 yeni bir isim almıştır. Kendisine ilk olarak ne zııman Cengiz Han dendiğini ve bu ismin ne

manaya geldiğini Moğol geleneklerinden açık olarak tesbit etmek mümkün olmamaktadır.

Bazılarına göre Temuçin bu unvanı daha küçük bir maceracılar grubunun reisi iken, bazılarına

göre l203'de Keraitler üzerine kazandığı zaferden, diğer bir kısmına göre ise 1206'da

Naymanlar üzerine elde ettiği muzafferiyetıen sonra almlşhr. Bk. W. Barthold, "Cengiz Han'',ja, ııı, s. gı.

Mirhond (Ravzatu's-safr,IV, neşr. Abbis Zerydb, Tahran l358 hş., s. 827)'a göre, Temuçin

Pars Yılı'nda büyük kurultayı toplatmış, Cengiz Han unvanını almıştır. Karş. 'AlAaddin Ata

Melik Cüveyni, T6rİh-i CihAngüşAy, I, neşr. MirzA Muhammed lbn 'AbdülvahhAb_i Kazvini,

Tahran l367 hş., s. 28; T6rİh-i Gİjzide, ing terc., s. l40.

57

58 Ergin AYAN

zamanlarda dua ettikleri yapıları Vardlr. Sadece bir Tanrı'yataparlar, bizim peygamberimiz isa'ya saygı duyarlar ve sonsuzhayata inanırlar. Buna mukabil vaftizin ne olduğunu bilmezlerama kutsal kitabımıza dikkat Ve saygl göstererek, Hıristiyanlarıseverler ve merhamet dolu birçok işler yaparlar. Kısacası çok iyikalpli ve sevgi dolu insanlardır.

Sakalsızdırlar ve yiz yapılarının genişliği dışında,hemen hemen Moğollara benzerler. özel bir dil konuşurlar vebütün zanaat işlerinde dünyanın en becerikli ustalarıdırlar.Ulkeleri hububat, şarap, altın, ipek ve insan yaşamt için gerekliolan tabii her şey bakımından zengindir.

3. Kumanlarla ve Hindistan'la yapılan Savaş

VII. Cengiz Han ordusunu kısa bir müddetdinlendirdikten sonra, onu bir kaç kısma ayırdı ve oğlu Cuciu',yibir ordu ile Kumanlar üzerine gönderdi. Bu onlara karşı birçokmvazzam zafer kazandıktan sonra ülkesine geri döndüu'.

6l Cuci, Kıpçak ülkesini lran'da Tebriz, Hemed6n, MerAga'yı fethetmiştir. Bk. Kalkaşandi,

Subhu'l-'aşA, IV, s. 308 vd.

62 Bizans ve batı kaynaklarında Kuman olarak geçen bu Türk kavmi Rus müellifleritarafından Polovtsi olarak adlandırılmakta idiler. XII' yüzyılda Ruslar tarafindan yenildikten

sonra onların yerini doğudan gelen Kıpçak Türkleri aldı. Kıpçaklar ise tek kabile olmayıp, birkaç

Türk kabilesinden müteşekkildi. Bk. C6mi' ij't-rcverİh, IV, s. 2037; Moğollar l22l'deKafkaslara girdiler 1222'de Derbend'i geçtiler ve bu dağlarda Alanlara rastladılar. Kıpçak veya

Kumanlar Moğollara karşı savaşa girişti. iki taraftan hiç birisi galip gelemedi. Bunun üzerine

Moğollar Kıpçaklara elçi gönderip, aynı kavimden olduklarını ve birbirine taarruz etmemelerini

istediler ve buna karşılık büyük mükdfatlar vadettiler. Kıpçaklarla bu şekilde yapılan anlaşma

neticesinde Moğollar Alanlara karşı zafer kazandılar. Zaferin akabinde katil ve yağmaya

giriştiler. Diğer taraftan Moğollarla yapılan sulh neticesinde Kıpçaklar ayrılarak ülkelerine

' Moğol Tarihi veSeyahatn6me|245-1247 59

Başka bir oğlunu da bir ordunun başında Hindistan'asevk etti. Bu da Küçük Hindistan halkına karşı büyük bir zafere

ulaştı; bunlar Athiophier adı verilen siyah Müslümanlardır. Buordu buradan devam ederek Büyük Hindistan'da yaşayan

Müslümanlarla savaşa yöneldi. Bu haber üzerine o ülkenin kralı

o|an P apaz Johannesu', büttın SaVaş kuvvetleriyle beraber onlara

doğru ilerledi.

o, insan büyüklüğünde ve bakır görünümünde maketler

yaptırdı. Bunları atların üzerindeki eyerlere oturtarak, içlerine

döndüler. Fakat Moğollar beklenmedik bir şekilde Kıpçakların üzerine saldırarak

yakaladıklarınln hepsini kılıçtan geçirdiler. Kıpçaklar ülkelerinin en güzel otlaklarını Moğollara

terk etmek zorunda kaldıIar. Moğollar buradan Karadeniz kıyısındaki Sudak şehrini ele geçirip,

Kıpçakların (Kuman) da bulunduğu Rusya üzerine yürüdüler. Bir süre direndikten sonra

Kıpçaklar ve Ruslar mağIup oldular. Moğollar onlann şehirlerini tahrip ettiler. Bölgenin çoğu

kısmı insandan hali kaldı. C6mi'tj'rtev6rİh, l, s' 524 vd'

63 1ı45 yılında Suriye'deki Gabala piskoposunun Papa III. Eugenius'a bir mektup

yolladığını ve bunda Ermenistan ile İran'ın ötesinde Johannes adlı bir hükümdör bulunduğunu,

bu hükümdarın bundan birkaç yıl önoe Media ve Acemistan ile harbe tutuşarak Ekbatana'yı

aldığını, düşman ordusunu dağıttığını ve Hıristiyanlığa yardım için askerleriyle Arz_ı

Mukaddes'e gitmek niyetinde olduğunu ilk defa Freising'li otto'dan işitiyoruz' Asya'lı Kral

Papaz Johannes kavmiyle beraber Hıristiyan daha doğrusu Nesturi olup, kavminin yalnız

hükümddrı değil, aynı zamanda ruhani reisidir'

PapazJohannesefsanesiböylecedoğmuştur.cabalapiskoposununverdiğihaberin

arkasından bşka haberler türedi ve Asya'lı Hlristiyan kralın masalları hatlrlatan simasını, sıkışık

duruma düşmüş olan batı Hıristiyanları imdada yetişecek bir adam diye, renkli hayal çiçekleriyle

süslediler. Zalen]lI. Haçlı seferi onun muhakkak sayılan yardımına güvenilerek başlamıştı' XIII'

Yüzyılın başında ise batı Hıristiyan dünyası Moğol tehdidi attında kalınca, Papaz Johannes

efsanesi yeniden canlanıyor ve ondan yardım bekliyorlardı. Moğol istilası zamanındaki

seyyahların hepsi de onun kahramanlıkları hakkında bir şeyler bilirler. Fakat, bu bir sürü ifadeyi

birbiriyle karşılaştıracak olursak, taban tabana zıt hükümler ortaya çıkar. Bk. L. Ligeti,

Bilinmeyen İç Asya, s. 303; l253-1255 yılları arasında Moğolistan'a seyahat yapmış ve

Karakurum,a da uğramış olan Rubruk da Plano Carpini'den geri kalmayarak, Papaz Johannes'in

Naymanlar hükümdirı olduğunu söyler. Bk. Reisen zum Groskhan der Mongolen, s. 8l _83'

60 Ergin AYAN

ateş Ve arkalarına da köri.iklü birere adam yerleştirdi. Bu şekildehazırlanmış olan bir çok maket ve at Moğollaia doğru iierledi.Savaş alanına ulaşınca kapalı bir saf düzeninde ,i bi'biriri,yanında olarak atlarını önden gönderdiler, fakat arkadaofurmakta olan adamlar benim adını bilmediğim bir maddeyi bumaketlerin içlerinde yanan ateşe attılar. Sonra da körükleriyleateşi güçlendirdiler. Grek ateşi dolayısıyla düşman askerleriyanmağa başladı ve duman dolayısıyla hava büsbütün karardı.Bu sefer oklarını Moğollara doğru firlattılar ve bir çoğunuyaralayarak öldürdüler. Böylece Moğollar şaşkınlık içeiisinedüştüler ve bu ülkeden kovuldular. Bizim duyduğumuia göre,hiç bir zaman da onlara karşı savaşmak için geri dönmedilera.

g Yukarıdaki hadise aslında ReşidüddTn'in aşağıda anlattığı tarihi rivayettir. HarezmşahCelAleddin b. Muhammed, Cengiz Han'ın önünden güneye kaçtı. Cengiz Han, Karaullardan ŞikiKutuku Noyan'a Sultan CelAleddin'i yakalaması için emir gönderdi. Bamyan yakınlarındabulunan Perv6n civarında iki taraf savaşa başladılar. içerisinde Kanglıların da bulunduğuHarezm ordusu mevcut bakımından hayli kalabalıktı. Kutuku Noyan bu durum karşısında birharp hilesine başvurmayı düşündü. insan suretindeki maketleri atların üzerine yerleştirerek,ordusunun kalabalık görünmesini sağladı. Fakat, buna rağmen CelAleddin bu hilenin farkınavardı ve Moğollara karşı gelip gelmeyi başardı. Bir çok ganimet elde ettikten sonra ülkesindöndü. Kutuku Noyan geri dönüp duruınu izü ettiğinde Cengiz Han Talekan'ın muhasarası ilemeşguldü. Haber üzerine kendisi bizzat _Carpini'nin dediği gibi oğlu değil- CelAleddin,inüzerine gitti ve onunla Indüs nehri kıyısında karşılaştı. Savaş l22l yılının sonlarında cereyan ettive Celileddin mağlubiyete uğradı. Başka çare kalmadığını görünce kendisini nehre atarak karşıkıyıya geçip, kurtuldu. Bu savaş hakkında ayrıntı için bk. C6mi' ü't-tev6rİh,I, s. 524_527; ibnü,l_Esir, eI-KAmi| fi'çT6rİh, XII, Türkçe terc. A. Ağırakça_A. özaydın, istanbuı ı987, s. 356 vd'Carpini ve Reşidüddin'in burada özneleri farklı olmakla birlikte aynı savaş hilesindenbahsetmeleri ilginçtir. Bundan anlaşılıyor ki, bu hileye İndüs bölgesinin hemen her tarafındarastlanmaktadIr' Carpini'nin bahsettiği savaş muhtemelen daha sonraki yıllarda olmuştur. Her ikimüellif de MoğoIların mağlup olduklarını teyit etmektedirler.

Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

4. Köpek (it) başlı insanlaru'Ve Tibet

VIII. Çölden geçmekte olan geri dönüş yollarındagelmiş oldukları ülkede, bazı kadın yüzlü azmanlarlakarşılaştılar; bu rivöyetler bize, hükümdörın Saraytnl ziyaretimizsırasında Rus rahipleri Ve onların arasında uzun Süre bizzatyaşamış olanlar tarafindan teyit edildi. Bazı tercümanlarvasıtasıyla bu kadınlara, ülkede yaşayan erkeklerin neredeoldukları sorulunca şöyle cevap Verdiler: "Bu ülkede yaşayanbütün kadınlar insan yüzlüdür, buna karşılık erkekler ise köpekgörünümüne sahiptirler".

Moğollar bu ülkede bir süre daha kalmakta iken, itbaşlılar nehrin karşı kıyısında toplandılar ve orada o Strada çokSert bir kışın ortasında hepsi birden Suyun içine atladılar.Hemen akabinde de tozun içerisinde yuvarlandılar ve su ilekarışan toz, bütün vücutlarında dondu; bu hareketi vücutlarınınüzerinde sağlam bir kabuk meydana gelinceye kadar tekrarettiler ve Moğollarla savaşmak izere büyük bir şiddetlesaldırdılar. Moğolların bunlara affıkları oklar, ödeta sert taşlara

çarpmlş gibi oldu ve diğer silöhlarla da onlara bir şeyyapamadılar. Bu yüzden it başlılar onların üzerine daha şiddetlibir şekilde saldırdılar ve dişleriyle bir çoklarını yaralayafaköldürdüler66.

65 Plano Carpini galiba oğuz Han'ın kuzeydeki "it-baraklar"a seferi hakkında

oğuzn6me'deki menkıbeyi duymuş ve Tatarların en kuzeyde bulunan "it başlı ve sığır ayaklı''

bir kavim üzerine sefer ettiklerinden bahsetmiştir. Halbuki bu "itbaş sığır ayak kıssası'' bugün

bile Başkırdlar arasında bilinmektedir. Bundan başka aşağıda büsedildiği gibi Cengiz orduları

hiçbir zaman, bu kuzey havalisine kadar gitmemişlerdir. Bk. M. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatı

Tarüı, istanbul 1986, s. 54.

66 Moğoı öncesi döneme ait yukarıdakine benzer bir rivAyete, Reşidüddin (Z. Velidi Togan'

oğuz Destail, Reşideddin oğuznAmesi, Tercüme ve Tahliti, istanbul l982, 24 vd.)'de

rastlıyoruz. "it_barak (ya da Kıl_barak), dünyanın karanlık taraflnda bir ülkedir. Bu kavmin

6l

62

Bu şekilde Moğolları ülkelerinden çıkarttılar Ve ozamandan beri şu söz söylenir olmuştur (birbirlerine alaylasöylerler): "Senin baban ve kardeşin it başlılar tarafindanöldürülmüştür''. Fakat Moğollar zikredilen kadınlardanyakaladıklarını memleketlerine götürdüler ve bunlar ölene kadarorada yaşadılar.

IX. Moğol ordusu oradan geri döndü ve Buri-Tabetu'ülkesine gelerek, onlara karşı savaşıp zafer kazandı, Bunlarputperesttirler ve çok iğrenç idetleri vardır. Bir kişinin babasıöldüğünde, akrabaları toplanır Ve onu yerler; bu bize anlatılarakteyit edilmiştir.

Sakalları yoktur ve bizzat şahit olduğumuz gibi,beraberlerinde daima büyüyen sakallarını kazımak üzere birdemir çekecek taşırlar. Çirkin ve tipsizdirler. Bu ordu oradanülkeye geri dondu.

5. Hazar dağlarında ve Troglodytlerle yapılanSaVaŞ

X. Cengiz Han diğer iki orduyu sefere gönderirken,kendisi debizzat üçüncü ordu ile doğuya Kırgız ülkesine doğru

Ergin AYAN

erkekIeri kara renkli, çirkin yüzlü ve köpek gibi, kadınları ise temiz yüzlüdürler. Bunlarsavaşacakları zaman iki havuzdan birini kara birini de ak tutkal]a doldururlardı. Savaştan öncebu havuzlara girerek çıkarlar sonra da kumların üzerinde yuvarlanırlardı. Böylece bu madde üçdefa vücutlarında kuruduktan sonra, gövdelerine hiçbir silah tesir etmezdi. Böylelikle bunlaroğuz'un gönderdiği askerlere karşı galip geldiler. Sonra oğuz Han bizzat kendisi onların üzerinegiderek, galip gelmeyi başardı'' .

67 I]uri-Tabet, Tibet'tir. Reşidüddin (C6mi' ü'tıev6rih, I, s. 297) ong-Han,ın oğluSengun'un Cengiz Han'dan kaçarak önce Buri_Tibet'e gittiğini bildirmektedir; .,l,'yerine..r',

telaffuz eden ÇinliIer, Tibet yerine BoIi-Tufan derter ki, Tufan Tibet,e verilen addır. Bk. F.Risch, a.g.e., s. 128, n.3.

Moğol Tarihi veSeyahatnöme1245-1247 63

Sefere çfttl. Fakat o, silah Zoruyla buraya hökim olamadı ve bize

anlatlliığına göre, Hazar dağlarına vardı. Bu dağların bir tarafi

mücevher taşlarıyla kaplı olduğundan onların oklarını ve diğer

silahlarını mlknatıs gibi çekti. Hazar dağlarında kuşatılmışbulunan insanlar, ordunun gürülti.isünü işitince muhtemelen dar

bir yol açıp dağlardan çıkmağa teşebbüs ettiler. Moğol ordusu

10 sene Sonra geri dönerken, dağda açllmış olan bu yolu buldu.

Fakat Moğollar, onların ülkelerine girmeyidenediklerinde (10 sene Sonra?) bunu asla başaramadılar, çünküönlerinde bölük bölük bulutlar bulunuyordu ve bu yüzden

ilerleyemiyorlardı. Yüzleri aniden simsiyah olmuştu. Karşıtarafiaki rakipler olayı Moğolların kendilerine doğru

ilerlemekten korktukları şeklinde yorumladılar ve bundan dolayı

onlara saldırdılar. Fakat kendileri de bulutlara Varlnca,

zikredilen sebepten dolayı daha faz|a ilerleyemediler. Moğollar

bu dağlara varmadan önce, çok büyük bir sahrayl kat etmek

zorunda kalmışlardı.

oradan doğuya doğru gittiler ve yolları onları l aylıkmesafeden daha da uzun süren büyük bir çöle götürdü. Bize de

güvenilir kişilerin anlattıklarına göre, hiç bir insan bulamadıklarl

6i. ıık.y. ulaştılar. Burada büti.ın ülkeyi aradılar ve bir adamla

karısını bulunca, onları yakalayıp Cengiz Han'ın huzuruna

çıkardılar. onlara bu ülkenin insanlarının nerede olduklarısorulunca, dağların arasında yeraltında yaşadıklarını söylediler.

Cengiz Han kadını alıkoydu, fakat adamı kendi elçileriyleberaber göndererek, halkın huzuruna gelmesini emretti'

Adam onların yantna gidip te CengizHan'ın buyruğunu

iletince, belirli bir gün tayin edip onun yanlna gideceklerini ve

emirlerine itaat edeceklerini bildirdiler. Fakat bu atada

yeralt1ndaki gizli geçitlerde toplandılar ve Moğollara karşı

iıareket ederek, ani bir saldırı ile onlardan birçoğunu öldürdüler.

üsteıik Moğollar, doğan güneşin olağanüstü gürültüsüne

dayanamayıp, bu olağanüstü gürültüden kurtulmak için, Güneş

doğarken bir kulaklarlnl yere bastırıp tıkamalarına rağmen,b-irçoğu bu güniltüye engel olamayıp hayatını kaybetti. öengizHan ve adamları burada hiç bir şey başaramuyu.akıar,rı, bilökissaldırılar ve gürültü yüzünden adamlarını kaybettiklerinigörünce, kaçarak bu ülkeyi terk ettiler.

Fakat karı kocayı yanlarında götürdüler Ve onlar daölene kadar Moğolların ülkesinde kaldılar. Kendilerineyeraltında yaşamalarının nedeni sorulduğunda, senenin belli birgününde Güneş doğarken, insanların dayanamayacağı birgürültünün ortaya çıktığını ve bundan dolayı

-yeraltında

yaşadıklarını söylediler. Hatta bu gürültüytı bastirabilmek içinkendileri müzik aletleri ve davullarla daha büyük gürültüleryapmak zorunda kal ıyorlarm ı ş.

Ergin AYAN

6a. Cengiz Han'ın yasalarıu've ölümü

Cengiz Han sözü edilen ülkeden geri döndüğündeyiyecekleri bitmiş ve hepsi son derece büyük açlık çekın-işler.Bu sırada tesadüfen bir hayvanın barsaklarını bulmuşlar. Bunlarıalıp içindeki pisliği temizledikten sonra, pişirerek CengizHan,ınönüne koymuşlar. o ve kumandanları bunu yemişler. Bu yıizdenCengiz Han, bir hayvanın pisliği dışında yeniiebilec.k kun,,barsağı ve herhangi bir parçasının atılmamaSlnl yasalaştırmıştır.

XI. Bu olaydan sonra Cengiz Han vatanına geri dönüp,yasalarını ve çok çeşitli olan talimatlarını bildirdi. Moğollar

68 Bilindiği gibi, Cengiz Han zamanında Moğollarda kendi adıyla anılan yasalar meydanageldi. Moğolların sosyal hayatı ve teşkilAtı hakkında önemli ayrıntyıları ihtiva edecek olan buyasalar maalesef orijinal olarak bu güne kadar elimize ulaşmamıştır. istdm müe1liflerinin buyasalar hakkında verdikteri bilgiler ise, eksik ve şüphelidir. Bk' Moğolların İçtimaİ Teşkit6tı,J'ürkçe terc. Abdülkadir inan, s. 25; Cengiz Han'ın yasaları hk. bk. T6rİh-i Cih6ngüş6y,Il, s. l6_25; Ayrıca bk. Abu'] Farac Tarihi' çev. ö. R. Dogrul, ]I, s. 478 vd.

Moğol Tarihi ve Seyahatn6mel245-1247 65

bunlara kesin kes uymaktadırlar. Bu talimatlardan ikisini buradazikretmek istiyoruz. Birincisi şöyledir: Kendisine yetki verilenve bu yetki ile kibirlenip, komutanlar tarafindan seçilmediğihalde hakan olmak isteyen affedilmez ve acımadan idam edilir.Bu yüzden şu andaki hakan Güyük Han'ın seçiminden önce, bumevkiyi elde etmek isteyen Cengiz Han'ın bir torunu (veyayeğeni), hakan olmak istediği için ölümle cezalandırılmıştıru'.

Cengiz Han'ın diğer yasası, dünyaya hökim olup, baştahAkimiyetine girmeyen uluslarla barış yapmamaları hususundaidi. Bu yasa, kendileri yok olana kadar geçerli kalacaktı. Çünkü42 seneden beri savaşmakta olup, daha 18 sene dahaegemenliklerini sürdüreceklerdir. Bir efsaneye göre, sonundabaşka bir ulus tarafindan yenileceklerine inanıyorlar, fakat buulusun hangi ulus olduğunu bilmiyorlardı. Bu yenilgidenkurtulanlarla, kendilerini yenenlerin de bu yasalara uymağadevam edeceklerini söylüyorlardı (bunun anlamı yenen Veyenilenler, Cengiz Han'ın yasalarına uymağa devamedeceklerdir).

Cengiz Han her ı0, l00, 1000 askere Ve tümen(finsternis)'e bir komutan vererek, böylece ordunundüzenlenmesini sağladı ve bütün organizasyonu bu şekildeyaptı'o. Şimdi bunların hepsini anlatmak uzun Zaman ahr, ayrlca

69 Yukarıdaki hadisenin aslı aslında şöyledir: Cengiz Han'ın en küçük kardeşi otçigin,

Ögedey'in ölümünden sonra ve Güyük'ün tahta çıkmasından önce, tahtı ele geçirmeye çalıştı.

Fakat, Turakina Hatun'un dostça davranışları üzerine bundan vaz geçti. Sonra bu hususta bir

araştırma yapıldı ve otçigin'in bazı kumandanları cezalandırıldı. C6mi' ü't-tev6rih, II' s. 802,

806. Aynı şekilde Carpini'nin Moğolistan'dan dönüşünden sonra, Ögedey Han'ın bir torunu olan

Şiramun, Möngke Kaan'ın tahta çıkmasına (l251) karşı çıkmış ve bazı giz|\ planlar yapmaya

girişmiştir. Ancak, onun bu planları duyulunca Karamuran nehrine atılarak cezalandırılmıştır.

Bk. C6mi' ü't-tev6rİh,I, s. 625; kuş. Ravzatu's-safi, IV, s. 875.

70 Moğoı kavim, kibile ve oymakları, onluk, yüzlük, binlik asker çıka(abilecek ayil

gruplarına ayrılmıştı. Bir amirden diğerine izinsiz geçmeler ölüm cezasl tehdidi ile men

66 Ergin AYAN

bazılarını biz de bilmiyoruz. Cengiz Han bütün yasalarınıkoyup, teşkilötını kurduktan Sonra yıldırım çarpması ileölmüştür.

B. Moğolların hükümdArları

6b. Cengiz Han'ın oğulları Ve torunları

I. Ceıgiz Han'ın 4 oğlu vardı: Birincisi ögedey,ikincisi Cuci", üçüncüsü Çağatay, dördüncüsünün isminiöğrenemedik (bu dört oğul o Zaman henüz yaşamakta olan diğerdevlet büyükleri ile birlikte, en büyük oğul ögedey,i kaganseçmişlerdir). işte bütün Moğol hükümdöriarı bu dört oğuldan

1)

turemışlerdır

En büyük oğlu olan Ögedey'in aşağıdaki oğulları vardı:Birincisi olan Güyük şu anda hakandır; ondan sonra Kutan veKuçu, bunlardan başka oğulları var mıydı bilemiyoruz".

edilmişti. Halkı bu şekilde gruplara aylrmasl hususi defterlere kaydediliyordu. Moğollarınİçtİmai Teşki16tı. Türkçe terc. Abdülkadir inan, s. l57.

7lCucihakkındadahagenişbilgi içinbk.Howorth, Historyofthe Mongots,ll's.25-36.72 Carpini Ögedey'in en büyük kardeş olduğunu yazmaslna rağmen bunda yanıldığı

aşikardır. Cami' ü't&veİİh (I, s. 605)'de Cengiz Han'ın en büyük oğlunun Cuci olduğu, ayrıcaikinci oğlunun Çalatay, üçüncü oğlunun ögedey (s. 6|7) olduğu açıkça zikıedilmektedir. Karş.

Subhu'l-'aş6,IV, s. 308; Abu'l Farac Tarihi, çev' ö. n. oogruı, ıı, czs.73 Cemi'ü'ueverİh ( I, s. 62l)'e göre ögedey'in yedi oğlu bulunuyordu. Bunlarln beşi

Turakina Hatun'dan, diğer ikisi ise Kumay Hatun'dan idiler. Adları şöyledir: Cüyük, Kutan,

Kuçu, Karaçar, Kaşin' Kadan oğul, Melik.

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247

Cuci'nin oğullarından birisi Batu'dur ve hakandansonraki en zengin ve kuvvetli şehzadedir'o. şehzadelerin yaşçaen büyüğü ordu'dur; diğerleri ise Siban, Bora, Berke" veTaut'tur. Cuci'nin diğer oğullannln isimlerini bilmiyoruz'u.

Çağatay'ın oğulları ise Burin Ve Kadan olup,diğerlerinin adlarını bilmiyoruz''.

Cengiz Han'ın adını bilmediğimiz dördüncü oglunun"da şu oğulları Vardl: anaslnln adı Surukuteni" olan Mengü.Hakanın anasından Sonra bu hatunun nüfuzu Moğollar arasındaçok büyüktür, çünkü Batu'yu bir tarafa bırakırsak, ondansonraki en kuvvetli şehzöde Mengü'dür. Diğer bir oğlunun adıBudçak olup, diğerlerinin adlarını bilmiyoruz".

II. Şimdiki şehzödelerin adları ise şöyledir: Polonya veMacaristan'da bulunan Ordu; Batu, Kadan, Siban, Burin veBudçak ki, hepsi Macaristan'da idiler. Bundan başka bir de

74 Batu hakkında bk. History of the Mongols,Il, s. 36_92.

75 Berke Han hakkında geniş bi|gi için bk. History of the Mongols,Il, s. l02-l25.

76 Reşidüddin (C6mi' ü't-tev6rih, I, s. 7l0), Cuci'nin l4 oğlundan bahs etmektedir. Bunların

isimleri sırasıyla şöyledir: ordu, Batu, Berke, Berkeçar, Şiban, Tangkut (yukarıda Taut), Buval,

Çilavukut, Singkur, Çimbay, Muhammed, Udur, Tukay-Timur, Şingkum.

77 cemi' ü't-tev6rİh ( l, s. 752 vdd.)'de adı geçen çalatay Han'ın oğulları şöyledir:

Muvatugan, Muçi_Yibe, Bilgeşi, Sarban, Yisungka, Baydar. Bunlardan Muvatugan'ın bir oğlu da

Buri'dir; Subhu'I-'aş6 (IV, s. 309)'da Kaday (muhtemelen Kadan) adlı bir şehzddeden

bahsedilmektedir, ki bunun hikimiyet sahasının Mdverdünnehr olduğu belirtilmiştir.'78 Cengiz Han'ın en küçük oğlunun adı Tutuy idi. C6mi' tj't-rcvarİh,Il, s. 778; Kalkaşandi,

Subhu'I-'aş6,IV, s. 309; Abu'l Farac Tarihi, çev. Ö. R. oogruı, II, s. 478.

79 Surukuteni Bike, aynı zamanda Hulagu Han'ın annesi olup, Kerayit kavminin reisi ong_

Han'ın, Cegembu adındaki biraderinin kızl idi.

80 Cemi' ü't-tev6rih (|1, s.779-783.)'e göre, Tuluy'un oğullarının isimleri şöyledir: Möngke

Kaan, Curike, Kutuktu, Kubilay Kaan, Hulagu Han, Arık-Buka, Buçek, Möge, Sugitay,

Subuktay.

67

Kakodan (Chirpodan) vardır ki, bu şehzide şu anda islömülkelerindeki birkaç hükümdarla ve ay,,ça deniz kıyısındaoturan diğer düşmanlarla savaşmaktadır.

Üıkede kalan şehzöde ve noyanlar şunlardır: Mengü,Kutan, Sibka, Kubildy, Seremum, Taşdemir, Sinokur, Kara-Çay,artık yaşlanmış bulunan Subutay Noyan ki, ona eski askerderlerdi, Bora, Berke, Mauci, Corenza ki, bu aralarındaki en.. 8tonemSız tıgındır

C. Hakanın Ve şehzödelerin yönetimleri

7. Hakanln ve şehzadelerin egemenıikyetkileri

I. Moğol hakanının halk üzerinde mutlak egemenlikhakkı vardır. Hiç kimse ondan özel izin almadan ülkenin birtarafına yerleşmeğe cesaret edemez. Hakan noyanlarınoturacakları yerleri tayin eder, onlar da binbaşılara, binbaşılaryüzbaşılara, yüzbaşılar onbaşılara yerlerini gösterirler8'. Bundanbaşka herhangi bir zamanda ve yerde, ister savaş için (veyabarış), ister ölüm, isterse yaşamak ne için olursa olsun bir emirverirse, itiraz etmeden bu emre uyarlar.

Eğer şahsen herhangi bir kişinin bek6r kızıy|aveyakızkardeşi ile evlenmek isterse, itirazsız bu arzusu yerine getirilir.Hatta her yıl ya da bir kaç yılda bir Moğollardaki bütün bökire

Ergin AYAN

8l L. Ligeti, Bilinmeyen iç Asya, s.93.82 Karş. Moğolların İçtimai Teşkillrr, Türkçe ıerc. Abdülkadir lnan, s. 168.

Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

kızları toplatarak, aralarından hoşuna gidenleri seçip alır,diğerlerini ise kendi arzusuna göre adamlarına dağıtır.

Herhangi bir ülkeye elçi yollandığında, sayıları nekadar olursa olsun, halkın bu elçilere gerekli olan atları ve i0şeyitemin etmesi zorunludur. Aynı şekilde diğer ülkelerden vergigetiren veya elçi olarak gelen kimselere de at, araba ve inşvermek zorundadırlar.

Buna karşılık Moğol soylularına diğer uluslardanelçiler geldiğinde, kendilerine yeterli yiyecek, içecek ve giyeceksunulmamaktadır. Doğrudan hakana elçi olarak gelmeyip,şehz1delerde uzun süre elçi olarak kalanlara çok az ilğigösterilmektedir. Örneğin, 10 kişilik bir gruba 2 kişiye yetecekkadar yiyecek verirler. Hem şehzödelerin konaklarında (saray),hem de yola çıktıklarında kendilerine günde bir kez olmai< izerekendilerine çok az yiyecek yolluk olarak verilir. Elçilerinbaşlarına bir haksızlık geldiğinde, şikdyet etme imkAnları da pekyoktur, daha çok bunları sineye çekmek zorunda kalırlar.

II. KendiIerine böyle davranıldığı halde, konukoldukları şehzAdeler ve kumandanlar elçilerden bir sürühediyeler talep ederler. Hediye Vermeyen elçilere tepedenbakarlar ve hiç iltifat etmezler. Bir elçi eğer ünlü bir hükümdörtarafından yollanmışsa, vasat bir hediye ile tatmin olmazlar ve"sen ünlü bir hükümdArın elçisi olarak geliyorsun, niye bizeböyle basit bir hediye getirdin" diye sitem ederler. Ardından dasunulan böyle bir hediyeyi reddederler. Eğer elçiler başarıyaulaşmak istiyorlarsa, daha faz|a hediyeler vermek zorundakalırlar. Biz bile din kardeşlerimizden, seyahatimizinmasraflarını karşılamak üzere almış olduğumuz paraların büyükbir kısmını zorunlu olarak böyle hediyeler için harcadık.

Herkesin bildiği gibi bu ülkede her şey hakana aittir.Bu yüzden hiç kimse bu buna Veya şu şuna aittir demeye cesaretedemez, çünkü bütün ev eşyalan, hayvanlar ve insanlar hakanın

10 Ergin AYAN

malıdlr83. Bu hususta hakan bir süre önce kesin bir fermançıkartmıştır.

III. Aynı şekilde şehzideler de kendi tabiiyetleri altındayaşayanlar üzerinde mutlak hökimdirler. Bu insanlar isterMoğol, ister başka menşeden olsun, şehzödeler arasında mal gibipaylaşılmışlardır. Şehzade bir yere elçi yolladığında, o yöredeyaşayanlar hem hakanın hem de o bölgedeki şehz1denin kullarıolarak itiraz etmeden bu elçilere, at|ara bakacak uşak vehizmetçiler vermekle kalmayıp, masraflarını da karşılamakzorundadırlar.

Hem şehzideler ve hem de ülkenin diğer insanlarıhakana bir, iki, üç yıllık veya istediği kadar sütündenfaydalanmak üzere kısrakları vergi olarak vermeklemükelleftirıer'o. şehzAdelerin kendi kulları da aynı şekildeşehzödelere vergi verirler. Böylece bu insanların bağımlıoldukları ve hür olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Kısacaözetlersek hakan ve şehzödeler, ülkede yaşayan insanlarınmallannı ve canlarını istedikleri şekilde kullanırlar.

83 Moğoıtara tabi olan bütün topraklar han süldlesine (altan uruğ aitti. onların idarecisi ise

imparator-han idi. Mukataaları bu sülilenin erkek evlAtlarına (köbegün) ve onun sadık

bendelerine (nöker, noyan) tevzi ederek o kendisi tasdik ediyordu. Bk. Moğotların İçtimaİ

Teşkil6tı, Türkçe terc. Abdülkadir inan, s. l69. Moğol istililsına Kadar Türkistan, s. 4l6 vd.)'un

tesbitine göre Cengiz Han, milli geleneğe uyarak hayattayken oğullarına ve diğer yakınlarına

mülkler vermiştir. l207 ve l208'de "orman Milletleri'' itaat altına alınınca Selenga ve Yenisey

arasındaki ülke ile Yenisey havzasını zapt eden Cengiz Han'ın büyük oğlu Cuci ilk hisseyi aldı.

Moğol ananesine göre, babanın esas mülkünün en küçük oğula kalması icap ettiği gibi her

oğulun arazisinin uzaklığının da yaşı ile mütenasip olması gerekiyordu. Cuci en büyük oğul

olması münasebetiyle en uzak bölgeyi aldı.

84 Karş' Moğotların içtimaİ Teşkit6ü, Türkçe terc. Abdülkadir lnan, s. l70.

Moğol Tarihi ve Seyahatnime 1245'|24'7

8. Ögedey'in Kaganlığa seçilmesi ve Batu'nunseferi"

IV. Cengiz Han'ın ölümünd^gn sonra' şehzidelertoplanarak, ögedey,i kaganlığa seçtiler86. Ögedey devlet ilerigelenlerini toplayıp, onlarla müşavere ederek, ordusunu birkaçkr'., aylrdl. Yeğeni olan Batu'yu 1. ordu ile Altı Soldan

ülkesine Ve Biserminenler (yani bunlar Müslümanlar olup,

Kumanca konuşurlardı) üzerine gönderdi. Batu bunlarınülkelerine girdi, onlarla savaştı Ve Silah gücüyle onlara boyun

eğdirdi. Barçin adlı bir kentte oturanlar uzun süre Batu'ya direnç

g6sterdiler. Barçinliler kentin etrafına daire şeklinde bir çukuriurrp, üstünü kap atm ı şl ardı. B atu' nun askerleri kente sal dırırken

bu Çukurlara düştüler Ve ancak bu hendekleri doldurduktan

sonra kenti ele geçirebildiler.

Yenikent"'te oturanlar bunu öğrenince (Moğollaradirenmenin imkönsız olduğunu) kentin kapılarını açarak teslim

oldular. Böylece kent tahrip olmaktan kurtuldu, fakat Moğollarbuna rağmen halkın çoğunu öldürerek, sağ kalanlarl sürgiın

85 Batu'nun seferleri hakkında daha geniş bilgi için bk. Hısfory of the Mongols, s. 82_85.

86 Kalkaşandi, Subhu'1-'aş6, IV, s. 309.

s7 Yengikend (Ditı_j Nev) şehri X. yüzyıldan beri oğuz Yabgu'sunun kışlak merkezi idi.

Hudfıdu'l-'alem(Anonim), İng. trc. V. Minorsky, London 1937 (Ed. by. F. Sezgin, Frankfurt

1993), s. l22'312; Savran suyunun Seyhun'a döküldüğü yerden iki günlük mesafede ve

nehirden bir fersah uzaklıkta olan bu oğuz başkenti, muhtelif Arap müellifleri tarafından sık sık

mevzubal.ıis edilmektedir. Halihazırda bunun harabesi Seyhun'un güneyinde ve Cankend adıy[a

tanınmış olan mevkide görilnmekte olup bu harabe Hive Hanlığı arazisindeki eski Cankale'den

beş kilometrelik bir mesafededir. Yengikend'den Harezm'e kadar on günlük mesafe idi' Buradan

Kimek Türklerinin arazisine de gidilirdi. KöprülüzAde M. F., Türkiy| Tarüı, istanbul l923, s '

l33; Kimek (Yemak) kabilesi hakkında ayrıca bk. Gerdizi, Zeynü'1'ahb6r, neşr. 'Abdülhayy

Habibi,iran |!4'l,s.257vd.;Hududu'l'A]em,s.305-3l0;Dahabk.M.K.Özergin,"Kimek'ler

ve Kimek Devleti'', Atsız Aımağanl, istanbul 1976' s' 371'396'

'71

72 Ergin AYAN

88 Reşidüddin (Cemi' ü't-bverİh, I, s. 576), Barçınlığkent ve Yengikent,in h.617 (l220),deCuci Han tarafından ele geçirildiğini belirtmektedir. Carpini,nin bu oIayda Batu,dan bahsetmesi,onun da bu seferde bulunmasından dolayı olsa gerektir.

Moğol Tarihi Ve Seyüatname D45-|247

Moğolları yenip, neredeyse ülkelerinden kovabilirlerdi. Böylekritik bir anda Batu kılıcını çekerek askerlerine: "Kaçmayın,şayet kaçarsanız hiçbiriniz kurtulamazslnlz' öleceksek hiçolmazsa birlikte ölelim,çünkü Cengiz Han'ın kehinetine göre,kaderimizde hepimizin öldürülmesi Vardlr. Eğer bu vakitgelmişse, hep beraber ölelim" dedi. Batu'nun bu sözleri üzerine,yeni bir cesaretle dayandılar Ve Macaristan'ı yerle bir ettiler.

VI. Macaristan'dan döndükten sonra, bu kez kifiırMorduan (Mordvin) ülkesine geldiler Ve bunları dahAkimiyetleri altına aldılar. Bundan sonra Bilerlere" yani BüyükBulgarya'ya yöneldiler ve orada da her tarafi yakıp yıktılar.ondan sonra daha da kuzeye doğru çıkarak, Bascart yani BüyükMacaristan'a gidip, onları da yendiler. Bu ülkeden sonra dahakuzeye doğru ilerleyip, bu sefer Korossitlerin ülkesine geldiler.Bize anlatıldığına göre, bu halkın mideleri ve ağız|arı çokküçükmüş, bu yüzden yemekleri çiğneyemedikleri için, etlerikaynatarak üzerlerine doğru eğilir, buharını veya kokusunuiçerlerine çekerler ve bu şekilde beslenirlermiş. Bir şeyleryiyebildikleri takdirde de çok az yerlermiş. Bunların ülkesindensonra Samogedenlere sefer yaptılar. Bunlar sadece avcılıklayaşarlarmış; çadırlan ve evleri ise hayvan posfundan imiş.

Buradan sonra daha da ileri giderek neticede Okyanus'aulaştılar. Bize yemin ederek anlatılanlara göre; burada insan

şeklinde, öküz ayaklı ve it başlı canavarlar yaşıyorTnuş. İnsandilinde sadece iki kelime konuşabiliyorlarmış ama üçüncükelimede köpek gibi havlamağa başlıyorlarmış. Konuşurken aravermelerine (yani iki kelimede bir havlamalarına) rağmen, güçte olsa neticede düşündüklerini anlatabiliyorlarmış.

Bu ülkeden sonra Moğollar, tekrar Polonya'ya döndülerve halen bugün dahi Moğolların bir kolu burada bulunmaktadır.

89 Büyük Bulgarya olarak Volga Bulgarlarının ve Küçük Bulgarya olarak da Don

Bulgarlarının ülkesi kasdedilmektedir.

IJ

etti]er. Kenti yağmaladıktan sonra da başka yerlerden insanlargetirterek buraya yerleştirdiler88.

Batu'nun ordusu buradan, zenginbir şehir olan omas,ayöneldi' Bu kentte çoğunlukla Hıristiyan olanHazarlar, Rutenler(Hazar-Rus), Alanlar ve diğer ırkia-rdan insanlarla, Müslümanlarda yaşamakta idi ki, keitin idaresi Müslümanların elindebulunuyordu' Kent Don nehrinin kenarında kurulmuşolduğundan dolavı çok zengin di, ayrıca d,enizkenarında limankenti .o'duğu için, Mtisltıminıurıu'|ogun ticaret yapılıyordu.Moğollar kente hücum edip alamaoikıirınaan aoiJ,,'o-u.,,,içinden geçen nehrin <ındne bir üeno çekip sonra da bunuyıkarak ve kentin binalarını ve halkını da su altında bırakmaksuretiyle başarıya ulaştılar ve kenti zaptettiler.

V. ornas,ı aldıktan sonra' Türklerin ülkesineyöneldiler. Türkler o zamanlar henüz k6fir idiler. onları dayandikten sonra Rusya'ya hücum ettiler ve bütün t.ntı..irl iJkalelerini yerle bir ederek, halkıni da öldürdüler. Uzun birkuşatmadan sonra Rus başkenti olan Kiev,i aldılar ve halkını dakatlettiler. Biz o böIgelerjen g"ç..k.n, öldünilen ,uyrro lrrun,nkafataslarını ve kemiklerini ta-rlalarda ylğılmış oıa.ak g".art. ozamanlar Kiev kenti çok büyük_9lrp, nun ' bakımındin Ja çotkalabalıktı. Şu anda ise uiak bir kasaba halinde, zob tuou,binaya sahiptir ve halkı da çok şiac.tıl bir baskı altındatutulmaktadır. Kiev'den sonra Rusya'nın aıger btıig.i..ln"dağılarak, her tarafi yakıp yıktılar. J

Rusya ve Kumania,dan sonra, Batu,nun ordusuMacaristan'a Ve Polonya,ya saldırdı. P;i;;;; VeMacaristan'daki savaşIarda Moğollar büyük kayıplar verdiler,eğer Macarlar kaçmayıp ta muJafaaya j.uu, l,t.ii oüüurd,

74 Ergin AYAN

9. Cormagan'ın seferi

VII. Ögedey Kagan, Batu ile aynı sırada başka birMoğol ordusunu da Cormagan'ın komutasında Kırgızlara karşıyolladı. Cormagan Noyan Kırgızları mağlup ederek, hikimiyetialtına aldı. Kırgız|ar da kdfir olup sakalsızdırlar. Kırgızlardaşöyle bir yas tutma ödeti vardır: bir aile babası oldtığtınde, aileefradları üzüntülerini göstermek için, bir kulağından diğerkulaklarına kadar derilerini şerit halinde yüzerler. CormaganKırgızlardan sonra, güneydeki Ermenilere doğru yöneldi. Çölügeçerken, yine bize anlatılanlara göre, yerin altında birkaç tanetuhaf yaratığa rastladılar. Gerçi bunlar da insan şeklinde olup,göğüslerinin ortalarından çıkan birer kollarl Varmış ve birerayaklı imişler. Ancak, iki tanesi birbirlerine destek vererek okatabiliyorlaffnış Ve o kadar hızlı koşabiliyorlarmış ki, bir at bileonlara yetişemiyormuş. Bunların koşmaları bir ayak üzerindeslçrama şeklinde imiş. Bir zaman sonra yorulunca da el ve ayaküzerinde bir tekerlek gibi dönerek koşmaya başlarmış. Isidor buyüzden onlara siklop (tekerlek ayaklı) adını vermiştir. Buşekilde koşarlarken yorulduklarında, tekrar diğer şekilde (tekayak üzerinde) koşarlarmış. Buna rağmen Moğollar onlardanbirkaçını yakalayıp öldürmüşler ve birçoğu da elçi olarakhakanın saraylna, barış antlaşması yapmak için geldiler. Buo|ayıbize, hakanın sarayında yaşayan Rus papazları anlattılar.

Cormagan daha sonra Ermenistan'a doğru yöneldi.Ermenileri yendikten sonra, Gürcüler üzerine hücum etti veonları yılda 40.000 hiperper altın haraca bağladı ki, onlar buvergiyi höld ödemektedirler. Moğollar buradan çok saygın vekudretli biri olan Rum sultanının ülkesine yöneldiler ve onu dabir savaşta mağlup ettiler. onu mağlup ettikten sonra bu defa

Moğol Tarihi ve Seyahatnime |245-1247

Savaşa Savaşa Halep hükümdörına doğru ilerlediler ve halen bu

ülkeyi işgal altında tutmakta olup, niyetleri diğer ülkelere

saldırmaktır. Şu anda bu seferden henüz geri dönmediler. Başka

bir Moğol o'irr., ise, halifeye karşı Bağdad'a doğru yola çıktıu. on, yenerek hakimiyeti altına aldı. Bugün bile Bağdad

Moğollaia her yıl 400 Bizans altını, bunun yanında Bağdad

kumaşı ve diğer hediyelerden vermektedir. Buna rağmen

Moğoilar her yıl halifeye elçiler yollayarak, şahşen hakanın

,rrğrru gelip görünmesini emretmektedirler. Halife de haracın

yun*du Jaha zengin hediyeler yollayarak, ziyareİinin daha ileri

tir tarihe ertelenmesini rica etmektedir. Hakan bu hediyeleri

almasına rağmen, emrinde ısrar etmekte ve halifenin şahsengelmesini istemektedir.

76 Ergin AYAN

Altıncı Bölüm

MoğolIarın Harp Sanatı

90 Kendi isteğiyle bir kumandanın maiyetinden diğer bir kumandanın maiyetine geçen asker,ordu huzurunda idam edilirdi. onu kabul eden kumandan da ağır bir şekilde cezalandırılırdı. Bk.T6rih-i Cih6ngüş6y, neşr. Mirzö Muhammed ibn .ebdiııvahneb_i Kazvini, s. 24.

1. ordunun düzeni

Bu hususta baştan şunu belirtelim; Cengiz Han,ınemrine göre her on askerin başına bir onbaş (latincJde dekan),her onbaşıyabir yizbaş (sentenarius), her on yüzbaşa bir binbaş(millenarius) ve her binbaşa bir başkumandan tayin edilecekti,o.Bu son sayı olan onbinin onlardaki karşılığı karaiveya karanlık)anlamına gelir. Bütün ordunun başında iü veya iıç noyan (tugj

MoğoI Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

vardır, fakat komutaya bunların arasından sadece biri tamyetkilidir.

Savaş zamanında bir onluk gruptan l,2,3 veya dahafazlası kaçarsa, kaçanlar ölümle cezalandırılır. Eğer bütün onluktoplu olarak kaçarlarsa ki, bağlı oldukları yüzlük birliğin hepsikaçmasa bile, hepsi ölümle cezalandırılır. Yani bütün ordugenelde ricatte değilse, kaçanların sonu ölümdür. Aynı şekildeonluk gruptan ikisi veya üçü cesaretle düşmana saldırır amadiğer onluktan hiç kimse onlara katılmazsa, katılmayanlar daölümle cezalandırılırlar. onluk bir gruptan bir iki tanesiyakalandığı takdirde, diğerleri bunları kurtarmazsa, bununcezasl da ölümdür.

2. Silah Ve teçhizatları

I. Moğollar en azından aşağıdaki silihları bulundurmakzorundadırlar; iki veya üç yay ya da hiç olmazsa iyi bir yay,okla dolu üç büyük sadak, bir balta Ve SaVaş aletlerini çekmekiçin bir ip, fakat daha zengin olan Moğollar, ucu sivri ve eğriolan bir pala taşırlar.

Atları zırhlıdır ve askerlerin ayakları korumalıdır,aynca miğfer ve zırh taşırlar. Atların bu zırh ve örtülerininbazı|an deridendir ve şu şekilde yapılırlar; öktızlerin veya diğerhayvanların derilerinden, bir avuç genişliğinde şerit parçalarkeserler. Bunlardan üç veya dördünü birbirine yapıştırırlar veayrrca ince kayışlar yada iplerle birbirine bağlarlar. En üstparçaya bağlamış oldukları ipi bir alttakinin ortasından geçmekuzere bağlayarak, böyle devam ederler. Atlı savaşçı atınüzerindeyken öne doğru eğildiği Zaman, bu parçalar iki, tıç katyukarıya birbiri üzerine kayarak binerler.

Atları korumak için takmış oldukları zırh beş parçadır.Atın her iki sağrısına kuyruktan atın başına kadar uzanan birerparça bağlanır ve bu parçalar eğerin altından atın kalçalannı

78 Ergin AYAN

kaplar. İkinci parça atın sırtından aşağıya her iki yanma doğrusarkar ve karın altında sıkıca bağlanır. Üçüncü parça yuvarlakboru şeklinde atın kuyruğuna geçirilir. Dördüncüsü atın göğsünebağlanır. Kuyruğa takılan parça dışındaki diğer deri parçalarıatın dizlerine veya ayaklarına kadar iner. Beşinci parçademirdendir ve atın alnı ile boynunun her iki tarafinı koruyacakşekilde olup göğüs, sırt Ve boyun zırhlarına tutuşturulmuştur.

Binicilerin zırhları da döıt kısımdan ibarettir. Bir parçabaldırlarından boğaza kadardır ve insanın vücut yaplslnauygundur. Önde göğüs üzerinde dar olup, kollardan başlayarak,aşağıya doğru devam etmek izere, binicinin büti.in karın kısmınıkaplar. Diğer parça arkada (omuz üzerinden) enseden aşağıyadoğru karın üzerini örten kısma doğru uzanarak, kalçalarıkaplar. Arkadaki ve öndeki bu iki parça omuzlar üzerindebirleştirilerek, iki demir apolet ile birbirine tutturulur vetokalarla sağlamlaştırılır. Üçüncü olarak her kolda bir kol zırhı(kolluk) bulunur ve bunlar omuzlardan ellere, hatta daha aşağıyadoğru serbest olarak uzanırlar. Nihayet dördüncü olarakayaklarında da birer zırh vardır. Bütün bu ayrı parçalar tokalarlabirbirine tutturulur' Miğfer ise üst kısmında demir veya çeliktenyapılmıştır, fakat ense Ve gırtlağı koruyan kısmı deridendir.Bütün bu parçalar daha önce de belirtildiği şekilde birbirinetutturulmuş el büyüklüğünde deri kayış parçalarındanyapılmışlardır.

II. Bazılarının zikredilen teçhizatları ise demirdendir ve

şu şekilde yapılırlar; her biri bir parmak genişliğinde ve bir eluzunluğunda olan ince demir plakalar yaparlar. Her bir plakayasekiz küçük delik deldikten ve (vücuda dönük ) iç taraflarına üçsağlam kayış yerleştirdikten sonra, bir plakayı diğerinin üzerinekoyarlar ve bu delikler boyunca, balık pulu şeklinde uzaylpgitmesi için, ince kayışlarla birbirine bağlarlar. Böylecekayışların üst kenarları içten ve dıştan birleştirilerek, plakalarısağlam tutmaları sağlanır. Bu demir parçalardan, aynl şekilde birçnriİ (,,a,ıq .ı hii\n'ık]iığiinde bir hanf) vanar-lar ondan sonra hıı

Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247 '79

şeritlerin hepsini (her bir zırh kısmına) daha önce anlatılmışolduğu gibi, biribirine bağlarlar. İnsan zırhları, at zırhlarınınyapllışı için de geçerlidir. Bu zırhları öyle parlatırlar ki, bir aynagibi insanlar içinde yüzlerini görebilirler.

III. Bazılarının demirden yapılmış olan mızraklarınınuçlarında , rakibini atın çekip düşürebilmek için, birer çengeltakılmıştır. okları iki ayak, bir el ve iki parmak uzunluğundadır.Fakat bu ayak uzunluğu her yerde aynı değildir; geometrik ölçüolarak |2 arpa boyu (it dirseği), bir başparmak ("pollicistransversio'') ve 16 başparmak genişliği bir ayak yapar. oklarındemirden yapılma olan uçları çok sivridir ve her iki taraflarında,iki tarafi da keskin kılıçlar gibi kesiciler vardlr. Sadaklarındadaima taşıdıkları bir okla, diğer oklarını bilerler. Bu demir okuçları geriye doğru, okun odun olan kısmını kaplayacak şekildebir parmak uzunluğunda sivri bir kavisle son bulurlar'

Kalkanlarl söğüt dallarından ya da kamışlardanörülmüştür, fakat bunları mutad olarak sadece geceleri hakanın

ve noyanların nöbetçi devriyeleri, ordugöhın etrafinda taşırlar.

Bunlardan başka ayrlca, 3 parmak genişliğinde olan okları da

vardır. Bunları da kuşları, vahşi hayvanları ve silahslz insanları

vurmak için kullanırlar. Kuşları ve vahşi hayvanları vurmak içindaha değişik oklar da bulundururlar.

3. Moğolların SaVaş usülleri

L Moğollar seferden önce bir öncü kıtasını kıl çadır, at

ve silöhla donanmış olarak yollarlar. Bu grup düşmana saldırıda

bulunup, ganimet toplamaz, düşman evlerini yakmaz ve

hayvanlarını öldürmez, sadece yakaladıkları insanları yaralar

veya öldürürler. Rastladıkları insanlara hiç bir şey yapmasalar

bile, en azından onları korkutup kaçırırlar. Fakat korkutup

80 Ergin AYAN

9| Karş, Moğol İstililsına Kadar Türkistan' s.448.92 Karş. Moğol İstililsına Kadar Türkistan, s.446. Moğollar bu torbaları aynı zamanda

bozkırlardaki yürüyüşlerde su için kullanırlar; Yukarıdaki nehir geçme usulüne yakın bir rivayetBizanslı müverrih Niketas Khoniates (Historia, çev. F. Işıltan, Ankara I995, s. 47) tarafındannakledilmektedir.

kaçırmak yerine insanları öldürmeyi daha çok tercih ederler''.Bu öncü grubunu

::-aş ordu takip eder ve ontine ne |'ka.sayağma|ar, ele geçirdikleri insanlaiı da öldürürler. Ayrıca ordukumandanları her tarafa akıncılar yollayarak, oralarda saklanmışbulunan sil6hlı veya silAhsız insanların yerlerini tesbit ettirirler.Bu akıncılar böyle zor işlerde çok tecrübe sahibidirler.

II. Büyük nehirleri bile aşağıdaki anlatac ağımızşekildegeçerler: Bütün komutanların yanında ince derideıiyapılmış birtorba vardır. Bu torbanın içine silAh, elbise ve şahsi .şyuıurrn,koyduktan Sonra, daha önce torbanın ağzına geçirilmiş olanbağlarla ağzını sıkıca bağlarlar. Böylece d-eri torü iişı. ar*.nugelmiş olur. Sonra, atın eğerine bazı büyük .şyu'ıu. koyarak,kendileri de üzerine otururlar. Bu torbayi atlarinın t y.rgrrubağlarlar ve askerlerden birisi öne geçip iıem yüzer hem de atınyularını tutarak karşı kıyıya geçerler. Bazen da atları bir gruphalinde suya sürerJer Ve yanlarına yüzerek onlara yön verenaskerler koyarlar; kendileri de önceden hazırladıklaiı iki kısakürekle torba üzerine oturmuş olarak ve kürek çekerek karşıyageçerler. Diğer atlar da kendiliklerinden onden suya sürülen3tlar1

izleYerek karşıya geçerler. Moğollar bu şekilde iereleri vebüyük nehirleri aşmış olurlar. Askerlirin yanlarında da bu tarzd,aama daha küçük olan birer deri torba bulunur. onlar da sil6hveya diğer eşyalarını içine koyarak ağzını kapatıp, atlarınınkuyruğuna bağlarlar ama torbaları üzerine binilecek kadar büyükolmadığı du^rumlarda, kendileri yüzerek karşıya geçmekzorundadırlar".

oğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247 81

III. Düşmanı gördüklerinde hemen üzerine hücumederler ve her asker, karşısındaki düşman askerine bir ok firlatır.Fakat, bu şekildeki bir hücumda düşman saflarınıgeçemeyeceklerini anlayınca, tekrar kendi saflarına geridönerler. Bu davranışları bir SaVaş taktiği gereğidir, zira şimdikendilerini takip etmekte olan düşman, hazırlanan tuzağa dogruilerlemektedir. Düşman kendilerini takip edip bu tuzağadüşünce, etrafını çevirerek büyük bir yenilgiye uğritırlar.

Karşılarına çok büyük bir ordu çıktığında ise, ondan ikigünlük mesafe kadar uzaklaşırlar. izlendikleri bu bölgeyesaldırır, yağmalar, insanları öldürür ve her şeyi yerle bir ederler.Sonuçta bu yolla başka bir şey elde edemeyeceklerini anlayınca10-12 günlük mesafeye çekilirler, bazen da saklandıkları yerdedurarak, bu büyük ordunun çekip gitmesini beklerler. dndansonra saklandıkları yerden çıkarak, bııttın ülkeyi tahrip ederler.Savaş yaparken çok kumaz ve akıllı hareket ederler, çtınktı onlar40 yıldan fazla bir zamandan beri düşman kavimlerle harphalinde bulunuyorlar.

IV' Bir meydan Savaşl yapmağa karar verdikleri zaman,ordunun her bölümü nasıl savaşması gerekiyorsa, o şekilde saftutar. Beyler Veya noyanlar, düşmanı uzaktan görebilecekleri birnoktada dururlar ve emirlerinde atlı oğlanlar, kız|ar ve kadınlarbulunur. Bazen da insan şeklinde maketleri atlara bindirirler.Bunun nedeni de maiyetlerindeki asker Saytsınl çokgöstermektir.

Düşman hattına karşı önce esirleri ve kendilerinesavaşta yardım etmek zorunda bırakılan diğer kavimlerinaskerlerini sürerler. Bunlar arasında cüzi miktarda Moğol askeride olabilir. Tecrübeli olan diğer esas askerlerini düşmanıngöremeyeceği bir şekilde, çevreden düşmanın sağ ve solkanatlarına yollarlar, böylece düşmanı çeııber içine alarak heryandan üzerine hücum ederler.

82 Ergin AYAN

Düşmanı çember içine aldıklarında, bazen sayıları az

olmasına rağmen, kalabalık gibi görünürler, çünkü beylerin ve

noyanların etrafindaki atlı oğlan]ar, kadınlar ve insan suretindeki

maketler sayılarını daha çok gösterir, böylece düşmanlarınıyanıltır ve korkuturlar. Ama bütün bunlara rağmen düşman

ordusu yılmadan direnç göstermeğe devam ederse, bu sefer

mahsustan düşmana kaçarak kurtulabilecekleri ümidini vermek

için çemberde bir boşluk açar|ar. Düşman ordusu kendi savunma

saflarını bozup, bu gedikten kaçmaya teşebbüs edince de

Moğollar arkalarından takip ederek, eSaS savaştaöldürebi leceklerinden daha fazlasını ö l dürürl er. Mümkün olduğu

kadar göğüs göğüse Savaşa girmezler, daha ziyade uzaktan ok

atarak düşman askerlerini ve atlarını yaralamağa veyaöldürmeğe çalışırlar. Böylece yaralanan ve zayıflayan düşmana

saldınp, göğüs göğüse çarpışırlar.

4. Kale kuşatmaları

Kuşattıkları kaleleri aşağıda anlatıldığı gibi zapt

ederler: Sefer sırasında yolları üzerinde bir kale ilekarşılaştıklarrnda, geçit vermeyen kazıklar çakıp, daha başka

engeller de koyarak kaleyi kuşatma altına alırlar. Bu suretle

kaieye giriş Ve çıkışları önlemiş olurlar. Bundan Sonra

.un.rn,küurla taş atarak ve ok firlatarak gece gündüz durmadan

baskı altında tutarlar. Bu şekilde kaleyi savunanlara bir an bile

olsun dinlenme imk6nı vermezler. Moğolların kendileri ise

orduyu bölüklere aylrıp, bir kısmı hücum ederken diğerleri

dinlenme firsatı bulurlar.

Kaleyi böyle zaptedemedikleri takdirde, içine Grek

ateşi atarlar, hatta bazen öldürdükleri insanların yağlarınıeriterek, kale içindeki binalara flrlattıkları da olur. Bu tür insan

MoğoI Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

yağı yanmağa başladığında söndürülmesi imkAnsızdır, bu ateşancak üzerine şarap Veya bira döküldüğü takdirdesöndürülebilir. Bu yanan yağ insan vücuduna değdiği Zaman,avuç içi ile ateşin düştüğü yeri ovalayarak söndürmekmümkündür.

Kale bu şekilde de alınamazsa Ve eğer kuşattlkları kaleveya keırtten bir nehir geçiyorsa, ya nehrin yatağını değiştirerekVeya suya bend çekerek kenti Suyun basmaslnı sağlarlar. Bununda bir faydası olmazsa, kale duvarının altından tüneller kazarak,bir kısmı kenti ateşe verirken, diğer kısmı da savunmadabulunanlarla savaşırlar. Bu kadar çabadan Sonla yine başarısızoldukları takdirde kalenin karşısına müstahkem bir mevki veyabaşka bir kale kurarak kuşatmayl uzatırlar. Bunu da ancakkuşatılanlara dışarıdan bir yardım gelmediğinde ve geriçekilmek zorunda kalmadıklarında yaparlar.

5. Moğollarln ihanetleri ve esirlere karşızulümleri

Bir kaleyi kuşatmayı sürdürmekte iken, Savunmahalinde bulunanlara her türlü tatlı vaatlerde bulunarak, kaleyiteslim etmelerini sağlamak isterler. Bu hoş vaatlere inanıp teslimolanlara da şöyle emrederler: "Adetlerimize göre, sizin sayıcamiktarınızı tesbit edebilmemiz için, şehirden dışarı çıkmanızgerekmektedir''. İnsanlar dışarı çıkınca onlara aralarındakimlerin zanaatkdr olduklarını sorarlar. Bunları bir kenaraayırarak, diğerlerini öldürürler. Katliam sırasında genelliklebalta kullanırlar. Zanaatkdr|arın köle (nöker) olarakkullanacakları kimselerin de hayatlarını bağışlarlar, fakatdüşmanın soylularını ve ileri gelenlerini asla yaşatmazlar. Şayetbirkaç soylu kişi, tesadüfen hayatta kalabilmiş ise, artık bunlann

83

84 Ergin AYAN

ne para ne de başka herhangi bir şey vasıtasıyla esarettenkurtulmalarına imkin yoktur.

Savaştan Sonra genel olarak bütün esirleri öldürürler,ancak birkaç tanesini köle olarak bırakırlar. Öıdııruıecek olanlarıyüzbaşılara dağıtırlar. Yüzbaşılar bu esirleri çifte ağız|ı balta ileöldürmeleri için onar onar kölelere verirler. Bu sayı yüzbaşılarınordusuna göre daha aZveya daha çok olabilir.

MoğoI Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

Yedİncİ Bölüm

Zaptedilen ülkeIer

1. Moğolların diğer uluslarla antlaşmatarzları

I. Cengiz Han'ın kat,i yasasına göre, Moğollarkendilerine boyun eğmeyen hiçbir devletle barış yapm uiu, ,"bütün kavimleri hikimiyetleri altlna almak i.t.iı... Diğerkavimlere ileri sürdükleri şartlar şunlardır: Moğollarla birlikteher istendiğinde, her türlü düşmana karşı savaşta askergöndermek. Mal, mülk ve insan sayısının onda birini Moğollaravermek. Moğollar Saylm yaparak her on oğlan ve kızdan-birinialırlar. Bu oğlan kızları ülkelerine götürerek, orada köle olarakçalıştırırlar. Geri kalanların da Saylmlnl yaparak, kendi

85

Frgin AYAN il

letlerine göre, belli bir düzene koyarlar' Mutlak hökimiyetlı

tına aldıkları yerlerde, halka söz verdikleri halde, ,ı"o İll ll

bebidahibahaneederekkendidüşündükleriniyaptırırlar.llBiz Rusya'da bulunduğumuz sırada ve de sonradan

|I

lrendiğimize göie, Batu Han tarafından Güyük Han adına tayın li

iiı.n ü, Mtislüman vali, üç erkek çocuğu olan her aileden' Il

irisinivergiolarakalıyordu.AyrıcabekirerkeklereveyasallIlarakevliolmayankadınlaradaaynıkuralıtatbikediyordu.NıIatta dilencilik yapmakta olan yoksulları da toplayıp

llötürüyordu İl

Moğollar 1detlerine göre, halkı yeni doğan teue.ü11 Il

adar tam oiarak sayıp büyük, ttiçt'ıt, zengin' yoksul ne olursa I]

,]sun her aileden şı,, uergıyi alırlar: Her aile bir beyaz ayı derisi' ll

,i. 'lv.ı,

kunduz, bir siyah Samur, .bir de yeraltında I"ı"IT {l

,ötince ismini bilmediğim Almanca'da Itis (kokarca), Polonya İl

iiıino" ve Rusça'da dohori denen hayvanın kürkü Ve en -9i l|

,'_rJ oo tilki derisi vermek zorundadır. Bu söylediklerimizi |]

,Jr-.y.nı.rin akıbetleri Moğolların ülkesine götürüımek ve |l

ırada koıe olarak hizmet etmektir' ll

II. Dünyada yaşayan bütiin hükümdnrlara haber |]

yollayarak dertıal hakanin sarayına gelmelerini i.-":,'^"j; il

b.'i.ı.,., de bu davete uYuP, hakanın huzuruna cıkanlara |i

ğ.r.lıi hürmeti göstermeyip, onıu'u sanki sıradan kişilerm'u şlll lldavranırlar. Huzura çıkaniar hem hakana hem de diğer ilerı

||'

g.ı.ı..., onların karıiarına, binbaşılara ve yüzbaşıl"l'|*Y:1:: 'lİrr*uk zorundadırlar. Hemen hemen herkes' hatta köleler bile 1|

,uJ... hükümdArlardan değil, bunların yollamış oldukları jl

lJ6 Ergin AYAN

Adetlerine göre, belli bir düzene koyarlar' Mutlak hökimiyetleri

altına aldıkları yerlerde, halka söz verdikleri halde, ufak bir

sebebi dahi bahane ederek kendi düşündüklerini yaptırırlar'

Biz Rusya'da bulunduğumuz sırada ve de sonradan

öğrendiğimize göre, Batu Han tarafından Güyük Han adına tayin

"iiı.n ür Mtisliıman vali, üç erkek çocuğu olan her aileden'

birisinivergiolarakalıyordu.Ayrıcabekirerkeklereveyasalolarakevliolmayankadınlaradaaynıkuralıtatbikediyordu.Hatta dilencilik yapmakta olan yoksulları da toplayıp

götürüyordu.

Moğollar ödetlerine göre, halkı yeni doğan bebeğine

kadar tam olarak sayıp büyük, ttiçt'ıt, zengin' yoksul ne olursa

o]sunherailedenş"u.,givialırlar:Herailebirbeyazayıderisi,bir siyah kunduz, bir siyah Samur, .bir

de yeraltında yaşayan

Lötince ismini bilmediğim Almanca'da Itis (kokarca), Polonya

dilinde ve Rusça'da dohori denen hayvanın kürkü ve. en Son

siyahbirtilkiderisivermekzorundadır.BusöylediklerimiziuJr-.y.nıerin akıbetleri Moğolların ülkesine götürülmek ve

orada köle olarak hizmet etmektir'

II. Dünyada yaşayan bütiin hükümdnrlara haber

yollayarak derhal hakanin sarayına gelmelerini isterler'

b.rç.ı.,.n de bu davete uYuP, hakanın huzuruna çıkanlara

g.r.lıi hürmeti göstermeyip, onıu'u sanki sırad"" Y:i','IİT ş19l

Moğol Tarihi ve Seyahatnim e |245-1247 87

olmaktır, bu nedenle diğer ulusların ileri gelenlerini ortadan

kaldırmak için her imkAnı değerlendirirler'

Geridönmelerinefirsattanıdıklarıkişilerede,oğullarıni ve erkek kardeşlerini yollamalarını tavsiye ederler.

r,itat Yaroslaos'un oğluna, Alanların bir asilzidesine ve diğer

Lirçoklarına olduğu glbi, bi, daha ülkelerine dönmelerine firsat

taimaz|ar. gir üıı(Jde hükümdör olan bir baba veya erkek

i.u'J.ş öldüğünde, onların yerine tahta çıkacak olan oğulun veya

.rt"t'kardJşin ülkelerine geri dönmelerine izin vermezler ve

ily;; bajsız kalan deilet veya beyliği tamamen..kendi

iop.utı-r"a katarıa.. Bizim de şahsen gördüğümüz gibi' bir

soıange hükümdirına bu şekilde davranmışlardır'

Saoece lıuKurrıu.rı4ıu(:ıı ::?,_''^ li^_lr^.''-. lı

kölelerden bile utanmadan hediye talep ederler' ii

Bazılarını tıpkı Michael ve diğerlerinde olduğu gibi{

z. Moğolların Vassaııarına karşı uyguladıklarıbaskılar

ıII. Ülkelerine geri dönmelerine izin vermiş oldukları

hükümdörların başına, kendi başkak (kumandan)larını veya

vaıııerini koyarlar ve onların emirlerine hem beyler hem de o

ülkenin halkı uymak zorundadır' Bir ülkede veya kentte

v.i"rn"t'" olan halk, Moğolların istediklerini yapmadıkları

iutdiro., başkaklar bu dairanışı ihanet sayarak orayı tahrip

ederler ve halkını da öldürürler. Bu başkakların gönderdikleri

haberüzerineMoğollarbirdenbirebüyükbirorduyla.gelerek,irii ui. |eyd"r, hĞri olmayan halka saldırırlar. Bir süre önce

iir' n"iı, daha Moğoııarın tııkelerinde bulunduğumuz sırada'

böyle bir olaya şutit oıdrık' Moğollar Rusların yerleşmiş

bulunduklarıKumantopraklarındakibirkentiyerlebirettiler.Sadece toprağın sahibi olan Mogol hakanı veya tayin ettiği vali

;;ğr, lıer'ıvıogol gjttiği her yerdi kendisini ideta bir hükümdör

giıŞig""".kteiir. ör.iıitı. de biraz yetkiye sahip olan Moğollar

öldürnıek için bahane ararlar. Bazılarının da emnıyet lçenslnqe

gl*i au n, c' ıcri n i ve boyl ecc. başka.'.lç i l'l'^1_,9:,*^*;' T::;;i;; ir*.i.r, diğei b.r k1smg. ise, zehirli içecek '

vii.. "ı.ı *ı e ortadan kil dırırl ar' Çtınktr' gayöl eri .dünyaya

hAki

Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-|247

herhangi bir nedenle kendilerinden korkan ülkelerden bile vergialmaktadırlar. Bu ülkeler bu suretle, korkmakta oldukları Moğolordusunu üzerlerine çekmemiş ve Moğollar da bu yöntemleürkütmeden diğer ülkelerin hAkimiyetleri altına girmelerinisağlamış olurlar. Buna misöl olarak Ab hazları ve Gürcülerigösterebiliriz. Bu ülkeler 40.000 veya 50.000 hiperpera Veyabizantiner meblağı vergi olarak ödemektedirler. [Moğollar]şimdiye kadar dokunmamış oldukları diğer uluslara,kendilerinden duyduğumuza göre yakında savaş açmakniyetindedirler.

3. Zaptettikleri ülkelerin zikri

[Moğolların] egemenlikleri altına almış olduklarıülkelerin adları şunlardır: Kıtay, Nayman,Solange, Kara-Hıtay,Kuman, Tumat, oyrat, Karanit, Uygur, Su-Moğol, Merkit,Mecrit (Kerait), Sarı Uygur, Başkirt (yani Büyük Macarlar),Kırgız, Kaşmir, Müslümanlar, Biserminenler, Türkmenler,Büyük Bulgarlar (Biler), Karluk, Comuci, Buri-Thabet (Tibet),

_

Parositler, Cassi, Cakobitler, Alanlar, Abhaz veya Gürcüler,Nesturiler, Ermeniler, Cankitler, Brutachi (Yahudi olanlar),Mordui, Türkler, Hazar|ar, Samogetler, iranlılar, Tacikler,Küçük Hindistan (Ethiophia), Kafkasyalılar, Ruslar, Sartlar veBağdad Halifeliğig3. Bunlardan başka birçok ülkeler de vardır ki,biz bunların isimlerini bilmemekteyiz. Sözünü ettiğimiz bütünbu adı geçen ülkelerde yaşayan kadın ve erkekleri de gördük.

93 Moğoııar tarafından zaptedilen ülkelerin bir hülasası için bk. Kalkaşaıdi' Subhu'I-'aşa"

IV, s. 308 vd.

böyle davranmaktadrrlar, aynca istedikleri miktarda altın,gümüş ve diğer değerli şeyleri istemekte ve hiç itiraz görmedenalmaktadırlar.

ry. Egemenlikleri altına almış oldukları hükümdArlararasında anlaşmazlık çıktığı Zaman' bunlar davalarını halletmekiçin Moğol hakanına gitmek zorundadırlar. Bundan bir süre onceGürcü kralının iki oğlu, aralarındaki ihtilifi çözmek için hakanınhuzuruna çıkmışlardı. Bunlardan Melic adında oianı kralınmeşru; David adındaki_diğeri ise gayri meşru oğluydu. Kralölüm döşeğinde yatmakta iken, üIkesinin

'bir kismını gayri

meşru oğluna vermişti. Daha genç olan diğer oğlu annesi ilebirlikte hakanın huzuruna çıkmak izere yoıaı.oyuTau ama gayrimeşru oğul David de aynı düşüncede idi. Bunlar henüz yoldaiken, Melic'in annesi öldü. Bu kadın Gürcü truıiç.rl oırp,kocası ancak kraliçe ile evlenerek, onun sayesinde tahtaoturabilmişti. Çünkü, bu ülkede krallık hakkı, annenin sülölesinedayanmakta idi.

Her iki kavgalı prens huzura vardıklarında hakana çokkıymetli hediyeler sundular. Resmi evlilikten doğmuş oıun p."n,babasının, gayri meşru oğlu David'e ülken]n bi. kısmınıverdiğini, oysa bunun böyle bir şeye hakkı olmadığını söyledi.David ise kendini şöyle savundu: "Bir cariyed"en doimuşbulunsam bile, Moğolların 6det ve yasalarınu ,ygrn oıarak veresmi eş Veya cariyelerden doğan oğullar arisında ayrlmyapılmadığına dayanarak, ben de kendi hakkımı istiyorum',. Bunedenle hakanın hükmü, kralın resmi evlilikten dogmuş olanoğlunun aleyhinde oldu, hatta David yaŞça daha btıy"tık oıauguiçin, evlilikten doğmuş olan kardeşinin gözetimi di kendisineverildi ve babasının kendisine verdiği toprakları, ihtil6fsızresmen iddreye hak kazandı. Böylece meşru prens hem verdiğihediyeleri boşuna vermiş oldu, hem de davasını kaybetti.

V. [Moğollar] kendilerinden çok uzaklarda oturanbaşka uluslarla ittifak yapmış olan ama işgal edilmeyip te

90 Ergin AyAN

4. Moğollara cesaretle karşı koyan ülkeler

5. Savaş esirİ olan kölelerin kaderleri

Müslümanların ve diğer kavimlerin ülkelerinde egemenoldukları için, bütün tecrübeli sanatkdrları alırlar ve

"kendiişlerinde kullanırlar. Alamadıkları diğer sanatkdrlar ise, onlarakendi kazanç|arından vergi vermek zorundadırlar. Köleleri olançiftçiler bütün hasatlarını kumandanlar,n Samanlıklarına taşırlar.onlar da çiftçilere ancak ölmeyecek ve tekrar ekebiiecekkadarını bırakırlar. Diğer kölelere ancak günde küçük bir ekmek

Moğol Tarihi ve Seyahatnime 1245-1247 91

dışında ve haftada üç kez olmak üzere biraz et verirler. Bundanancak kentlerde yaşayan sanatkör köl eler faydalanabilirler'n.

Kumandanlar istedikleri zaman ve hanımları ve oğullarıda her Zaman için genç köleleri alarak hizmetlerinde kullanırlar.Gerçi bu köleler Moğolların saflarında sayılmakta olup amagerçekte esir durumundadırlar, çünkü Moğol tarafindagörüldükleri halde, onlar gibi saygınlık görmemekte ve diğerköleler gibi her türlü kötü muameleye maruZ kalmaktadırlar.Bunlar SaVaş sırasında en ön safa koyulurlar. Bir bataklığı veyatehlikeli bir nehri geçmek gerektiğinde, bunlar yine ilk geçişdenemesini yapmakla zorunludurlar.

Bunun dışında gerekli olan ve istenen her işi yapmaklamükelleftirler. Bir hata yaptıklarında veya verilen emre hemenuymadıkları takdirde hayvan gibi dayak yerler. Kısaca bunlaraverilen yiyecek ve içecek azdır ve üst başları çok iptidaidir.Ancak aralarında kuyumculuktan ve diğer ince el işlerindenanlayanlar, biraz para kazanarak yaşamlarını düzeltebilirler,fakat bazılarının efendileri çok zalim olup, kendilerinekazançlarından bir pay Vermedikleri gibi, yükledikleri bir sürüişten dolayı çalışarak biraz para kazanmak fırsatı datanımaz|ar.Böyle köleler ancak uykularından Veya kısa olan dinlenmezamanlarından feragat ederek bu işleri yapabilirler, fakat bu türişleri yapabilmek, evlenmek ve kendi oturacağı evi bina etmekiçin önceden efendilerinden izin almak mecburiyetindedirler.

Efendilerinin çadırlarında hizmet etmek zorundabırakılan kölelerin kaderleri dünyadaki en kötü kaderdir, çünkübiz bunları pek sık olarak, en sıcak günlerde bile üst taraflarıaçık bir şekilde ve bacaklarında kürklü pantolonlarla çalışırkengördük. Kışları ise soğuktan çok cefa çekmektedirler.Birçoklarını da soğuktan dolayı el ve ayak parmaklarınıkaybetmiş vaziyette gördük. Daha başkalarının da donarak

Moğollara karşı direnen ve boyun eğmeyen ülkelerşunlardır: Büyük Hindistan, Mançurya, Alanların bir kısmı,Kıtayların bir kısmı ve Saksonlar. Bizim onların ülkelerindengeçtiğimiz sırada öğrendiğimiz gibi Moğollar, Saksonların birkentini kuşatıp, büttın gııçleriyle aımaga çalışmışlar amakenttekiler Moğolların mancınıkluirnu' ı.urşi kendimancınıklarını kurarak, onlarınkini etkisiz hale getiimişlerdir.Moğollar mancınıkların flrlattıkları taşlar ytiiünden'göğüsgüğışe çarpışmağa yanaşamayarak, duvarların altından kizılantünellerden şehre girebilmişler. Bir kısmı kenti ateşe verirken,diğerleri savunmada olanlara saldırmış, fakat kentiiler de boşdurmayıp bir kısmı çıkan yangtnl söndiirmeğe koşarken, oig..bir kısmı da saldırganlara karşı savaşarak b-irçoğunu cııiurtıp,bir çoğunu da yaralamışlar. Neticede ıvıoğoiıa. au|u.,yuulaşamayacaklarını anlayınca ve bir çok ask-er kaybetiiktenSonra, kuşatmayı kaldırmışlar.

94 Karş' Moğol]arın içtimaİ Teşkil6tı, Türkçe terc. Abdülkadir İnan, s. l72 vd

Ergin AYAN

öldüklerini veya organlarlnı donma yüzündendurumda olduklarına şahit olduk.

Moğol Tarihi ve Seyahatndm e 1245-1247

Sekizincİ Bölüm

Moğolların PijskİjrtüImesi

93

kullanamaz

1. Moğolların ulaşmak istedik|eri son hedef

I. Yukarıda_ zikrettiğimiz gibi, Moğolların son hedefi,herhalde Cengiz Han'ın emrettiği şekilcle dünyaya h6kimolmaktır. Bu yüzden hakan mektuplarına şu- stız ilebaşlamaktadır: " Tanrı'nın gücü, bütün inianların hükü,ndar, .,.

Hakanın mühründe ise şu sözler yazılıdır: " Gökte Tann veyerde Tanrı'nın gücü olan Güyük Han. Bütün insanlarınhükümdArının mührüdür ...

Bu nedenle kendi merhametlerine sığınmayan hiç birkav-imle sul h yapm az|ar. Hıristiyanl ar, yuşudrkları ülkel er,denbaşka, dünyada hiç bir ülkeden korkmajıkiarı için, şı.Ji uır.karş ı savaş a hazırlanmaktadırl ar. B u mün6s eb etle

-

ins an larım ızın

Ergin AYAN

aşağıdaki hususlara dikkat etmelerini isteriz. Moğollarınülkesinde bulunduğumuz sırada, birkaç sene öncesinden hakan

olarak seçileceği bildirilmiş olan Güyük Han'ın tahta çıkıştörenine katıldık. Törenden Sonra Güyük Han btıttın

kumandanlarıyla beraber kilisemize, Roma imparatorluğuna,baiıdaki bütün Hıristiyan kra1lıklarına ve uluslarına karşı Savaş

bayrağını dikti. o, bu gayesinden ancak papaya ve diğerHıristiyan krallarına iletmiş olduğu isteklerine uyulduğutakdirde v azgeçeceğini bildirdi.

Bizim kanaatimize göre, aşağıdaki nedenlerden dolayıbu isteklere katiyen uyulmaması gerekir. Birincisi kendigöz|erimizle gördüğümüz gibi, kendilerine boyun eğen kavimler

ğok sert, aclmasız ve bu güne kadar ummadığımız bir şekildebaskı altında tutulmaktadırlar. ikincisi başka kavimlereverdikleri sözleri asla tutmazlar ve kendilerine uygun gelen birzamandayaptıkları barışı bozarlar' Bu yüzden hareketlerinde ve

sözlerinde sinsi olup aclma duygularına sahip değildirler. Ayrıcabütün hüküm sürenleri, din adamlannı Ve soyluları yeryüzünden

silip temizlemek isterler. Bu niyetlerini boyun eğdirdikleriuluilar arasında sessiz ve sinsi bir şekilde tatbik ederler.

Üçüncüsü, çok zulüm yaptıklarından dolayı, bizlerin Hıristiyanolarak onlara boyun eğmemiz şerefsizlik olur, ayrıcaayinlerimizi serbestçe yapamay:.Z,, ruhumuz rencide olur ve

bedenimiz inanılmayacak derecede çeşitli hastalıklara maruz

kalır. Moğollar baştan tatlı sözler sarf ederler, fakat arkasından

akrep gibi sokarlar. insanlara işkence ve zulüm ederler.

DörJüncüsü, sonuçta onlara uymamamız gerekir, çünkü hem

sayıları azdır hem de ulus olarak Hıristiyanlardan daha

zayıftırlat.

II. Zikredilen kurultayda sefere çıkacak olan asker ve

kumandanlar tayin edildi. Hakimiyetleri altındaki ülkelerdekiher on kişiden üçü hizmetkarlarıyla birlikte savaşa katılmağa

çağrıldı. Bir ordu Macaristan'a, bir ordu Polonya'ya girecekti.c;ı.,ı^_r;-,^ -Arp 1R vı'l hie drlnıııkqızın S2Vaqır'qlrlnrdı S2l'ıc''

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247

ne zaman başlayacağı da belli olmuştu. Geçen sene Mart aylndaMoğolların ülkesinden geçerken, Rusya'ya karşı seferyapılacağını herkes bilmekte idi. Üç dört sene sonra Kumania'yavaracaklar ve oradan yukarıda zikredilen ülkeleresaldıracaklardı. Fakat biz bunun üçüncü kışın sonunda hemenbaşlayıp başlamayacağını veya düşmana beklenmedik ani birsaldırıda bulunmak için, bir süre daha bekleyipbeklemeyeceklerini bilmemekteyiz. Bütün bunlar kesin ve netbir biçimde planlanmıştır. Eğer Tanrı merhametli davranmayıpta bunların önüne bir engel çıkarmazsa, daha önce olduğu gibiyine Macaristan ve Polonya'ya gireceklerdir. o seferde 30 yılboyunca savaşmaları ve daha da ileri gitmeleri emredilmişti,fakat hakan zehirlenerek ortadan kaldırılınca, şu ana kadar buemri yerine getirmeleri mümki.in olmadı. Ama şimdi tahta yenibir hakan çıkmış olduğu için, yeniden savaşahazırlanmaktadırlar. Bun,ı hakan şahsen kendi ağzıyla birdirmişVe ordusunu Lituanya ve Prusya'ya karşı yollayacağınısöylemiştir.

III. Hakan bütün dünyayı istilA etmeyi veyaköleleştirmeyi düşünmektedir. Kendi ırkımız için dayanılmaz birzi||et olan bu hAkim olma isteğine karşı, savaşarak karşıdurmalıyız. Eğer bir memleket diğerine yardım etmektenkaçınırsa, Moğollarla savaşmakta olan ülke kesinkes işgaleuğrayacağı gibi, esir edilen halkı da Moğollar diğer ülkelerekarşı asker olarak kullanacaklardır. Bu esirler ordunun en önsaflarında yer almak zorundadırlar ve kötü savaştıkları takdirdede zalim Moğollar tarafindan öldtıruleceklerdir. iyi savaştıklarızaman da onlara vaatlerde bulunurlar ve tatlı sözler söyleyerekkendilerine bağlamak isterler. Böylece kaçıp gitmelerini önlerlerve ileri gelenlerine birtakım yetkiler vereceklerini bildirirler.Sonuçta bunların artık kendilerinden ayrılamayacaklarına kanaatgetirdikleri zaman, onları en kötü talihsiz köle durumunadüşürürler. Kadınlarına da aynı davranışlarda bulunarak ya

96 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

askerler iyi silöhlanmamlşSa, onlarda olduğu gibi, bizde debunların iyi silöhlanmlş askerlerin arkasında bulunmaları vedüşmana ok ve mancınıklarla saldırmaları gerekir. Ruhunu,bedenini, hürriyetini ve mallarını korumak için kimseninsilöhlanmaya yapacak olduğu masrafl ardan kaçınmaması şarttır.

II. Moğollarda olduğu gibi, ordu düzenleri her 1.000,100 ve l0 askerin başına kumandanlar Ve ayrıca başkumandantayin ederek tertiplenmelidir. Moğolların yaptığı gibi,başkumandanlar hiç bir zaman savaşa katılmayıp, bütün orduyuVe savaşl idare etmelidirler. Ayrıca askerlerin topluca Savaşakatılmalarl Veya emredilen yere gitmeleri hususunda kesintalimat verilmelidir.

Yine birisi savaşa katılan arkadaşına yardım etmezveya topluca geri çekilme emri verilmeden kaçan olursa, bunlarasert cezalar verilmelidir. Çünkü, birisi kaçmağa başlayınca,askerlerin bir kısmı onlara uyar; düşman da direnç gösterenlerlesavaşırken, kaçanları oklar. Böylece ortaya çıkacak olankargaşalıkta hem mukavemet edenler hem de kaçanlarhayatlarını kaybederler. Ayrıca düşman ordusu tam olarakbozguna uğratılmadan, ganimet toplamaya kalkışan askerler deen ağır şekilde cezalandırılmalıdırlar. Moğollarda böyle hareketedenler, hiç acımasızca derhal öldürülürler.

3. Savaş hilelerine karşı alınacak tedbirler

I. Meydan savaşı için mümkün olduğu kadar her yanıaçık olan düz bir alan seçilmeli ve arkaya veya sağ ve solkanatlara bir ormanı almalıdır. Bu düzende düşmanın kendisaflarıyla orman arasındaki boşluğa Slzmamaslna dikkatedilmelidir. Ayrıca bütün ordu bir noktada yoğunlaşmama7ı,

97

hizmetçi veya cariye olarak kullanırlar, böylece yendikleriülkenin halkıyla diğer bir ülkeyi mahveder]er.

Bizim kanaatimize göre, Tanrı dışında onlara hiç birülke direnç gösteremez, çünkü zikrettiğimiz gibi, h6kimiyetlerialtındaki bütün ülkelerden asker toplarlar; eger rııris tiyanlarkendi ülkelerini korumak istiyorlaisa bütiın-krallar, dlkıer,baronlar ve şövalyeler birleşmeli ve ortak bir savaş planıyaparak, daha Moğollar ülkelerin birine girmeden oriry,üzerlerine yollamalıdırlar. Çünkü, Moğolla, bi. ııık"ye girip, oülkeye yayıldıktan sonra, artık hiç ki*.. doğru itır-ııst biryardımda bulunamaz. Moğollar yine birleşip, haıka saldırarakonları öldürürler.

Halk bir kaleye sığındığında, Moğollar 3-4.000 veyadaha fazla askerle kaleyi kuşatlrlar. Buna mukabil diğerleri yineülkede at koşturarak, önlerine çıkanı öldürürler.

2. Silöh|ar ve ordu düzeni

I. Moğollarla s.avaşanların aşağıdaki silAhlara sahipolmaları gerekmektedir: iyi ve kuvvetli yaylar Ve manclnlklar ki,bunlardan çok korkarlar. Çok sayıda oklar ve kuvvetli demirdenyapllmış büyük balta veya uzun saplı küçük balta. okların vemancınıkların demirleri Moğolların yaptıkları gibi tuzlu sudatavlanmalıdır, böylece düşmanın iırhlarını delecek kadarsertleşmiş olurlar. Bundan başka her askerin kılıcı ve düşmanıeğerden aşağı çekebilmek için, ucu çengelli mızrağı oirnu.,gerekir. Bu tür silAhlarla Moğolları attan düşürmeklolaydır.Ayrıca düşman oklarının kolayca delemeyeceği çift katlı birzırh, bir miğfer, kendi bedeniyle atını Moğoııuirn silAh veoklarından koruyacak diğer silöhlara d'a ihtiyaç vardır. Bazı

98 Ergin AYAN

daha ziyade birbirinden çok uzakta olmayacak şekilde küçükordular tertip ve teşkil edilmelidir. Hücuma geçen ilk düşmansafina ordunun bir bölümü ile karşı hücum yapılmalıdır veMoğollar sanki kaçıyorlarmış gibi davranınca, bütün ordu gücüile arkalarından kovalamak sakıncalıdlr. Ancak, bütün savaşalanı görülebiliyorsa ve bir tuzağa düşme tehlikesi yoksa ki,genellikle böyle bir tuzağa düşürme niyetindedirler; o zamanbirkovalama yapılabilir. ilk saldırıya karşı koyan ordu bölümünegerektiğinde yardıma koşacak başka bir birlik hazır futulmalıdır.Bundan başka savaş alanının her tarafına gözcüler yerleştirerek,arkadan veya her iki kanada yaklaşan düşman kıtalarınınbulunup bulunmadığl tesbit edilmelidir. Şayet böyle bir tehlikeVarsa, saldıran düşman birliklerine karşı özel olarak eğitilmiş birordu kıtası yollanmalıdır. Çünkü Moğolların taktiği, düşmanıçember içerisine almak almaktır. Bu hususa çok dikkatedilmelidir, aksi takdirde çembere alınmış olan ordu kolaycaimha edilebilir. ordu birliklerinden herhangi bir bölümünündüşmanı uzun süre kovalamasından sakınmalıdır, çünkühazırlanmış olan bir tuzağa düşme tehlikesi çok büyüktür.Moğolların savaşlardaki başarıları cesaretten çok, hazırlamışoldukları böyle tuzak|ar sayesindedir ve bu tarz savaşmayı çokseverler.

Il.ordu kumandanlarl Savaşln seyrini inceleyerek güçdurumda kalanlara yardım göndermelidir ve kaçan düşmanıbüyük bir sevinç coşkusuyla kovalayıp atlarını yormamalıdır,zira askerlerimizin atları Moğollarlnkiler kadar seçkindeğildirler. Moğol askerleri bir gün bindikleri ata artık üç dörtgün daha binmezler. Bu nedenle atlarının yorulupyorulmayacağına hiç aldırış etmezler, çünkü çok sayıda yedekatları vardır.

Moğollar bir ülkeden Veya SaVaş alanından ayrılıpgittikleri Zaman, askerlerimizin geri dönüş yolunu tutmalarıveya dağılmaları büyük hata olur, çünkü Moğollar bunualdatmak için yaparlar ve bu gibi tuzaklarla ordumuzun küçük

Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245'ı.247

gruplara ayrılmasını temin etmek isterler. Böyle bir durumutesbit ettiklerinde ise, hiç bir engel kalmadığını düşünerek tekrar

ülkeye girerler ve her tarafi istila ve tahrip ederler.

Bundan başka askerlerimizin diğer zamanlara nazaranseferde daha tutumlu olmaları gerekir. Böylece hem yiyeceksıkıntısından dolayı geri dönmeleri önlenmiş olur, hem de

gereksiz israf yüzünden Tanrı'yı gücendirmemiş olurlar. Çünkügeri çekilen ordu, Moğollara yol açmış ve hem kendilerinin hem

de sivil halkın öldürülerek, ülkenin yağmalanmasına neden olur.Ayrıca bizim tarafımızdan dikkat edilmesi gereken diğer birnokta da , eğer tesadüfen bir kısım asker ayrılıp giderse, onlarınbıraktığı boşluğu, başka birliklerle doldurmak gerektiğidir.

III. ordunun beklenmedik bir baskına uğramaması içinkumandanların gece Ve gündüz nöbetçi koymalarıgerekmektedir. Çünkü Moğollar her türlü fitne ve fesadıdüşünüp bize zarar vermek isteyen gerçek şeytanlardır. Hattaileri gelenlerimizin ve komutanlarımızrn bile gece ve gündüz,

daima hazır olup, yemek yerken ve dinlenirken dahi silihlarınıkuşanmış durumda bulunmaları gerekir, böylece herhangi birbaskında gafil avlanmazlar, çünkü Moğollar her zaman tetikte

olup, bir firsat buldukları anda hemen saldırırlar.

Moğolların saldıracağını düşünerek, bundan korkan birülkenin halkı, kendisine gizli sığınaklar hazırlayarak, bunlarıniçerisinde yiyecek, içecek ve kıymetli mallarını saklamalıdırlar.Bunun iki nedeni vardır; birincisi Moğolların bu mallarıyağmalamalarının önlenmesi, ikincisi de Tanrı'nın yardımıylaülkeyi terk ettiklerinde halkın elinde kalmasıdır. ot ve samanları

ise, ya yakmalı veya çok iyi bir şekilde saklamalıdlrlar, böyleceMoğolların atlarına mümkün olduğu kadar az yiyecek bırakmışolurlar.

99

t00 Ergin AyAN

4. Kale ve kentlerin tahkim edilmesi

Moğol Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247

tehlikeye karşı düşünüp hazır olmamız gerekir. Eğer bir kaleVeya kent nehir kenarlnda kurulmuşsa, Su basklnınauğratılmaması için önlem almamız gerekir.

Bütün bu anlattık|arımız yanında düşünmemiz gerekendurum, Moğolların meydan savaşl yapma yerine, düşmanın kaleve kentlerin içine kapanmalarını daha çok tercih ettikleridir.Çünkü bu şekilde kapanan düşmanlarıyla: "Bunlar ahırakapanan domuzlarımızdır ve başlarına çoban koyduk'' diyerekalay ederler.

5. Esir düşen Moğollara naslldavranılması gerektiği

Savaş esnasında atlarından düşen bazı Moğolaskerlerini hemen yakalamak gerektir, çünkü ayakları yeredeğdiğinde çok iyi ok atarak askerleri ve atları yaralat veyaöldürebilirler. onları esir olarak tutabilirsek sürekli barış içinelimizde bir koz olmuş olurlar veya büyük miktarda fidyekazandırabilirler. Çünkü bu insanlar çok sıkı bir sevgiylebirbirine bağlıdırlar (bu yüzden akrabalarının kurtuluşu için, nekadar olursa olsun en yüksek fidyeyi bile ödemeye hazırdırlar).Bir kişinin Moğol olup olmadığının nasıl anlaşılacağı üzerine,daha önce dış görünüşlerini anlatarak açıklama yapmıştık.Kendilerini esir ettikten sonra kaçarak kurtulmalarını önlemeyede çok dikkat etmelidir.

Moğolların arasında başka uluslardan yaşayanlar davardır ve tasvir ettiğim şekilde onlardan ayırt edebilirsiniz.Ayrıca Moğol ordusu içerisinde başka uluslardan bir sürü askerolup bize söylediklerine göre, Zamanl geldiğinde ve kendiordumuz tarafından öldürülmeyeceklerine garanti verildiğinde

l0t

Kaleleri ve kentleri tahkim etmeden önce, bulunduklarımevkileri incelemek gerekir. Bunların bulundukları yerlerdeyeterli su Ve odun bulunmalı, kentin giriş ve çıkışlarınınkesilmesine imk6n olmamalıdır. İçlerinde savaşacak kadaryeterli sayıda insan yaşamalı, kalelerin de oklardan Ve savaşaletlerinden zarar görmeyecek şekilde yapılmış olması gerekir.Ayrıca Moğolların herhangi bir hile ile kaleyi gizlice elegeçirmemelerine dikkat edilmeli Ve uzun sürecek kuşatmalaradayanabilecek yeterli yiyecek depolamalıdır. Kuşatma sırasındayiyecekleri küçük ö1çeklerle halka dağıtmalıdır, çünkükuşatmanın ne kadar süreceği ve kale içerisinde kapalıkalınacağı bilinemez. Moğollar bir kaleyi muhasaraya alıncabunu birkaç sene devam ettirirler. Zamanımızda buna bir örnekvermek istersek; Alanların ülkesinde bir dağ tepesindeki kaleninkuşatmasını 72 yıldan beri halen sürdürmektedirler, fakatkuşatma altındakiler şimdiye kadar cesaretle karşı koymuşlardırve bir çok Moğol- ki bunların arasında bir çok kumandanlar davardır- bu kuşatmada telef olmuştur. Sözünü ettiğimiz kalekonumunda olamayan diğer kale ve kentlerin iyi inşa edilmişkale duvarları ile, derin kazılmlş Ve kenarları taşlarla örülmüşhendeklerle korunması gerekir. Bundan başka kuşatma altındaolanların yeterli sayıda YaYd, saylslz oklara, taşa Vemancınıklara sahip olmaları gerekir.

i1r

ir

ı

I

Moğolların kendi savaş aletlerini yerleştirmeleriniönlemek için her türlü imkAn kullanılmalı ve kendi savaşaletlerimizle bunların bertaraf edilmeleri sağlanmalıdır. EğeiMoğollar buna rağmen SaVaş tecrübeleri ve teknikleri sayesindealetlerini kurmayı başarırlarsa, bunlara kendi aletlerimizle karşıhamle yaparak, geri çekilmelerini temin etmeliyiz. özet olarakmancınlklar ve diğer aletlerle bütün gücümüzü kullanarak kenteyaklaşmalarınl önlemeliyiz. Yukarıda anlattı ğımız gibi, her türlü

'il!t

102

Moğollarla savaşacaklarını bildirmişlerdir. Bu askerler o zamanMoğollara, savaş halinde bulundukları düşmanlarından dahafazla zar ar verebi I e cekl erdir.

Burada yazdıklarımızın hepsini göz ve kulak şahidiolarak samimi inancımızla kaleme aldık. Niyetimiz savaşsanatının inceliklerini bilen ve şahsen tecrübe kazanmışkumandanlara akıl vermek değildir. Böyle akıllı kumandanlar iledevlet adamlarının bizim tavsiyeterimizden daha uygun vegeçerli teklifleri sunacak bilgi ve tecrübe sahibi olduklarınainanıyoruz. Biz, anlatmış olduklarımızla onlara kendidüşüncelerine temel teşkil edecek malzemeyi vermişbulunuyoruz, çünkü kutsal kitapta şöyle yazılıdır:- "Hikmetliadam da dinlesin ve.bilgide artsın; ve anlayışlı adam sağlamöğütler edinsin diye"".

Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnime 1245'1247

Dokuzuncu Bölüm

CARPINı'NiN SEYAHATNAMESi

A. Hakanın saraylna seyahat

1. Moğolların iık Slnlr karakollarına kadaryolculuğumuz

I. (Biz papanln emriyle doğulu uluslara elçi olarak

gitmek zorunda bulunduğumuz için, ilkönce Moğollara gitmeye

fu.u, verdik, çünkü Tanrı'nın kiliselerinin ileride onların

tehlikesine maruz kalacağından korkuyorduk)' Daha önce

önsözde söylediğim iz gibi, Moğollara seyahat etmeğe karar

verdikten Sonra, önce dostumuz olan Bohemya kralına gittik ve

ona hangi yolu izlememiz gerektiği hususunda sorular sorarak

103

95 Kinb- ı Mukaddes,Süleymanın Meselleri, l, 5.

105t04 Ergin AYAN

tavsiyesini edindik. o, kendi kanaatine göre, Polonya Ve Rusyayolunu seçmemizin en doğrusu olacağını söyledi, çünkü onunPolonya'da akrabaları vardı ve onların koruması altında bizgüvenle Rusya'ya ulaşabilecektik. Bu amaçla bize bir tavsiyemektubu ile Polonya'dan geçirebilecek iyi bir kılavuz verdi.Ayrıca yeğeni olan Boleslav'a gidene kadar kendi ülkesinde heryerde serbestçe iöşe temin edebilmemizi sağladı. Schlesia düküolan bu adamla dabizaynı şekilde dost idik.

II. Bu dabize bir tavsiye mektubu ve kılavuz verdi veLanciscia dükü Konrad'a gidene kadar bütün köylerde veşehirlerde serbestçe iöşemizi temin etmemizi sağladi. Tam busırada Rus büyük knezi Vasilico'nun burayi gelmesi deTanrı'nın takdiri ildhisi idi. ondan Moğollarla münAsebetlerinesasınl tafsildtıyla öğrendik, çünkü o, kendisi de [Moğollara]elçiler göndermişti ve bunlar kendi yanlna ve kardeşi Daniel,egeri döndükten sonra, Batu'ya gönderilecek olan elçilerinemniyetlerinin garanti edildiğini bildirmişlerdi. Vasilico bize,şayet Moğollara gitmek istiyorsak mutlaka büyük hediyelergötürüp vermemiz gerektiğini söyledi, zira bir elçi kendilerinebir şey sunmazsa, bunu büyük bir saygısızlık olarak telakkiederler ve bu durumda onlarla herhangi bir meseleyi halletmeyiümit etmemelidir. Zikredildiği gibi böyle elçilerin genellikle birhiç olarak göründüğü bir gerçektir. (Papanln Ve kilisemizinteşebbüslerinin boşa gitmesini istemediğimizden dolayı)yolculuk sırasında bize masraflarımızı karşılamamız ve sıkıntıçekmememiz için verilmiş olan parayla, kunduz ve diğerhayvanların kürklerinden satın aldık. Dük Konrad, Krakauprensesi, Krakau piskoposu ve bazı şövalyeler bunu duyuncabize daha fazla kürkler hediye ettiler. Krakau piskoposu gibiKonrad ve oğlu da büyük knez Vasilico,dan, Moğoliarayapacağımız bu seyahatte mümkün olan bütün korumatedbirlerinin alınmasını rica ettiler.

III. Böylece o, bizi beraberine alarak (Vladimir,densonra), kendi ülkesine götürdü ve bir kaç gün masraflarımızı

karşıladı, fakat biz burada kalarak daha fazla dinlenmekistemedik. Ricamız üzerine piskoposlar toplandıktan sonra,

onlara papanln mektubunu okuduk. Papa bu mektubunda onları(Grek kilisesinden) geri dönerek, mukaddes [Meryem] Ana

kilisesi ile birleşmeğe davet ediyordu; bu hususta onlarr biz de

bizzat uyardık. Büyük kneze, piskoposlara Ve orada bulunan

diğerlerine bizim beyan ettiğimiz kararları teklif olarak sunduk.

Yi|nız büyük knez Vasilico Polonya'ya gelmiş bulunduğu

sırada kardeşi Daniel, Batu'ya gitme fikrinde olduğundan dolayı

burada bulunamadı. onun yokluğu yüzünden bize şimdilik kesin

bir cevap veremediler. Bu konuda bir karar verebilmeleri içinonun geri dönüşünü beklemeleri gerekiyordu.

IV. Böylece büyük knez Vasilico, adamlarlnln birininrehberliğinde bizi Kiev'e gönderdi. Bu kılavuzlara sahip

olduğumuz halde bütün yolculuk boyunca sürekli olarakLituanyalılar tarafından hayatımız tehlike içerisinde bulundu.

Bunlai Rusya'da ve özellikle de yolumuzun geçtiği güzergöh

üzerinde sık sık eşkıya baskınları yapmakta idiler. Rus halkının

büyük bir kısmı Moğollar tarafindan öldürülmüş veya esir

ediımlş olduğu için, eşkıyalara karşı etkili bir mukavemet

göstermekt en aciz kal ın ıyordu. Yanımızda zikredilen kılavuzlar6ıa,rg, için, Ruslardan korkm amlza gerek yoktu; böylece biziİsa,nın Haçı'nın düşmanlarından koruyan Rusya'nın başşehri

Kiev,e geldik. Buraya ulaşınca millenarius (binbaşı) ve burada

oturmakta olan diğer ileri gelenlerden yolculuğumuzun devamı

hususunda tavsiyeler aldık. Bunlar bize sahip bulunduğumuz Ve

birlikte Moğolistan'a götürmek istediğimiz atların yoğun kar

yüzünden öliceklerini söylediler, çünkü bunlar Moğol atları gibi

Lar altında kalmış olan otları yemeğe alışkın değildiler ve yolüzerinde Moğolların sahip oldukları saman, kuru ot ve yem

dışında yiyecek başka bir şey de yoktur. Bu tavsiyeler üzerine

at:larımızılki buk'., ile birlikte burada bırakmağa karar verdik;

ayrlca binbaşıya bize posta atları ve kılavuzlar vermesini kabul

eitirmek için hediyeler takdim etmek zorunda kaldık. Kiev'e

Moğol Tarihi ve Seyahatn6me |245'124"I

I

i,t

106 Ergin AYAN

Varmadan kısa bir süre önce Danilove'de ölüm derecesindehasta olduk, fakat buna rağmen kilisemiz adına teşebbüs edilenmukaddes görevin akimete uğramaması bakımlndan şiddetlisoğuk altında bile karın üzerinden bir kızakla yolumuza devamettik.

V. Kiev'deki bütün işlerimizi tamamlayarak, MeryemAna'nın temizlik bayramından (4 Şubat T246) iki gün Sonra,Kiev'deki binbaşının kılavuzlarıyla beraber ve ath olarak diğerbarbar uluslara doğru yola çıktık. Doğrudan doğruya Moğollarınhökimiyeti altında bulunan Canove adlı bir köye geldik. Buköyün reisi bize atlar ve diğer bir köye kadar kılavuzluk yapacakadamlar verdi. Bu yeni köyün Alan asıllı ve adı Michaes olanreisi çok kötii ve adi biri idi; çünkü bizzatkendi muhafizlarındanbirkaçını bizi karşılamak için Kiev'e göndermiş ve bunlar bizeyanlış olarak Corenza'nın adını vererek, elçi olarak önce ona(Michaes) gitmemiz gerektiğini söylemişlerdi. o, bu yalanasadece bizden hediyeler koparabilmek için başvurmuşfu. Yanınavardığımızda bize bir sürü zorluklar çıkararak, hediyevermediğimiz takdirde, yanımıza hiç bir kılavuz katmakistemediğini bildirdi. Yola daha fazla devam edemeyeceğimizigörünce ona bazı hediyeler için söz verdik. onlara yeterlimiktarda hediyeler verdiğimizi zannettiğimiz halde, dahafazlasını vermediğimiz takdirde, bunları da almak istemedi.Bunun üzerine onu tatmin edecek kadar çok hediyeler eklemekzorunda kaldık ve o, bunlardan başka bizden çok adi bir şekildebazı şeyler daha çaldı.

?. Moğollar tarafından ilk karşılanışımız

VI. Burayı terk ettikten sonra, Quinquagesimae'yadoğru yola çıktık (Pazartesi, 19 Şubat |246) ve Micheas'ın

kendi adamları tarafindan Moğolların ilk sınır karakolunagötürüldük. Karnaval Çarşamba'sından (23 Şubat |246) sonraki

i-ık C,r*u günü, Güneş batarken misafir odamıza çekildiğimizde,Moğollar tıpkı kızgın şeytanlar gibi, silAhlı olarak izerimizesaldırdılar ve bizim ne cinsten insanlar olduğumuzu sordular.

onlara papanln elçileri olduğumuzu söyledikten vebazı yiyecek

maddeleri hediye ettikten Sonra hemen dağıldılar. Ertesi sabah

yola çıktıktu, ,orru karakoldan bazı subaylar bize doğru gelip,

seyatıat amac:lmlzl ve görevimizi sorduklarında, yo lumuzun kıs a

bir bölümünizatengeride bırakmış bulunuyorduk. Biz onlara şu

cevabı verdik: "Biz Hıristiyanların efendisi ve pederi olan

papanln elçileriyiz, o, bizi Moğol hükümdör ve kumandanlarına

gonoeroi, çünkü Hlristiyanların Moğolların dostu olmasını ve

6arış içinde yaşamalarlnl arzu etmektedir. Bundan başka onun

en btıyuk arzusu [Moğolların] Tanrı tarafindan göklere iyiyazı1ai;,a yazılmasıdır. Papa bu yüzden kendi m-ektubunda da

telirttigi ğibi, birlrn aracılığımızla [Moğolları] Hazreti Isa'nın

dinine ğirJreı< Hıristiyan olmağa davet etmektedir, zira başka hiç

bir surette mutlu olmaları mümktin değildir'

Ayrıca o, Moğolların özellikle de papaya bağlı olan

birçok Hiristiyanı, hele hele Macarlar, Moravyalılar ve

Polonyalı1urr, t,, insanlar Moğollara hiç bir zarar vermeyi

denemedikleri halde, niçin öldürdükleri hususundaki hayretlerini

bildirmek ister. Tanrı bu hususta son derece öfkelendiği için, o

sizi gelecekte böyle günöhlardan sakınmanıZ Ve başlamış

olduğunuz zulümlerin cezas,nt çekmeniz konusunda da

,ryu.ryor. Papa, gelecekte neler yapmak istediğinizi ve ne gibi

piun|urrn, oidrgrrrrr* yazman.,,.sizden rica ediyor. Bütün bu

yukarıda zikredilmiş olan noktalar konusunda ona yazı|ı bircevap veriniz".

Geliş nedenlerimizi ve izahat|anmlzl anladıktan Sonra

bize saygı göstererek, yukarıda zikredilen posta atları ve

kılavuzlai iıe blrılkte bizi Corenza'ya götürmek istediklerini

Moğol Tarihi ve Seyüatnöme 1245'|247 107

108 Ergin AYAN

bild-irdiler ve hediyeler talep ettiler. Biz de onlara bazı hediyelertakdim ettik, çünkü her ne isterlerse yapmak zaruretinde idik.

VII' Hediyeleri aldıktan sonra kendi atlarından inerekbunları bize posta atları olarak verdiler ve onların kılavuzluğualtında Corenza'ya doğru yola koyulduk, fakat bizim yukarıdasöylediğimiz sözleri söylemesi için zikredilen kumandan hızlıgiden bir ulak gönderdiler. Bu kumandan muhafızkarargilhındabulunan Moğolların en yüksek rütbelisi idi. Bunlar üt,ouı.lülkelerin halkının muhtemel ani ve beklenmedik saldırısınauğramamak için nöbet tutarlar. Kumandanın emrinde 60.000(6.000 ya da 600.000) sil0hlı adamı bulunur*.

3. Corenza tarafından kabul edilişimiz

Karargöhına vardıktan sonra o, bizim çadırlarımızıkendisinden oldukça uzakta bir mesafede kurdurdu Vehizmetkdrlarını bize aracı olarak gönderdi. Bunlar bize, onunhuzuruna neden çıkacağımlz| ve ne gibi hediyeler vermekistediğimizi sordular. Riz de cevap olarak papanın hiç bir hediyegöndermediğini, çünkü Moğollar tarafından kabul ediiipedilmeyeceğimiz konusunda emin almadığını, ayrrca bizimseyahatimizin Polonya'dan Moğollara kadaiolan güzergAhınınLituanyalılar yüzünden tehlikelerle dolu bulunduğunr rğı.alk.Bununla birlikte Tanrı'nın indyetiyle papanln maııarından bizeverilen yanımızdaki iAşeden mümkün mertebe onlara saygınişönesi olarak vermek istedik. Fakat bizim vermiş olduğumuzbirçok hediye ona k6fi gelmedi, üstelik aracılar yoluyla oaııa oafazlasını istedi; buna karşılık isteklerini yerine g.ti.digl.ı,takdirde, bize değerli bir rehber vermeyi taahhüi etti. ğayet

96 Karş. Bilinnıeyen iç Asya, s. 93. 97Kapı eşiğine''Basaga'' denmektedir.

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245'1,247

Papa'nın verdiği görevi tamamlamak ve yaşamak istiyorsak,bunları kabul etmek zorunda idik.

VIII. Hediyelerin sunulmasından sonra kumandanın

otağına götürüldük ve şu talimatı aldık: onun yurtunun kapısının

eşiğinde'', sol dizimizin üzerine üç defa çökmeli ve ayağımızınkapının eşiğine basmaması hususuna dikkat etmeliyiz' Butalimatı dikkatle yerine getirdik, zira bir kumandanın kapısınıneşiğine kasten basmak, onlarda ölüm cezasını gerektiren bircürümdür. otağın içerisine girince, kumandanln Ve oraya davet

edilmiş bulunan diğer ileri gelenlerin önünde diz çökmek ve bu

v aziy ette yukarıda zikredilen sözleri söylemek mecburiyetinde

kaldık. Sonra papanln mektubunu takdim ettik. Kiev'den özel

bir ücret karşılığı olarak yanlmna almış bulunduğumuztercüman bu yazıyı tek başına tercüme edecek durumda

olmadığından Ve elde başka tercüman da bulunmadığından

dolayı, mektup tercüme edilmemiş olarak kaldı. ondan Sonra

bize atlar verilerek yanlmza üç Moğol katıldı; bunlardan ikisionbaşı olmakla beraber, üçüncüsü Batu',nun has muhafizı idi.Bunlar bizi en kısa zamanda Batu'ya götürmek için emir aldılar.

Batu, hakan hariç olmak üzere Moğol kumandanları arasında en

güçlüsüdür ve hakana itaatle hizmet etmekle yükümlüdür'

IX. Quadragesimae'daki ilk Pazar'dan sonrakiPazartesi günü (26 Şubat 1246) ona doğru yola koyulduk'

Atlarımızı tırısta gidebilecekleri en hızlı şekilde sürdük. Günde

3-4 kez değiştirebilecek taze atlara sahip olduğumuz için,sabahleyin erkenden geceye kadar, sık sık ta geceleyin bile eyer

üzerinde kaldık. Buna rağmen Büyük Hafta'nın (Paskalya

Yortusundan önceki matem haftası, 4 Nisan 1246) içindeki

Çarşamba gününden önce, ona ulaşmak mümkün olmadı. BizKumanların dümdüz olan ülkesinde seyahat ettik. Buradaaşağıda zikredilen 4 büyük nehir akar:

109

ıl0 Ergin AYAN

1)Dynyepr: bu steplerin içinden çıkar. Rus tarafındakikıyısında C^orenza, diğer kıyısında ise Corenza'dan daha güçlüolan Mauci".

2) Don: bu nehrin kıyısında, Batu'nun bir kız kardeşi ileevli olan Cartan (Tirbon) adlı bir komutan hdkimiyet sürer.

3 )Volga: büyük bir nehir olup Batu seferde ikenkararg0hını bu nehir kıyısında kurmuştur.

4) Jaik: her biri 1.000'den fazla askere sahip bulunaniki kumandandan biri bu nehrin sağ, diğeri ise sol kıyısındakonar ve göçerler, çünkü bu kumandanlar kışın denize doğrugüneye, yaan da dağlara doğru kuzeye göç ederler. Zikredilenbu deniz kendisinden ayrılan Sen Georg kanalı (Boğaz) ileKonstantinopel'i sulayan büyük denizdir (Karadeniz).Dynyepr'de günlerce buz üzerinde seyahat ettik. Bu nehirlerçok büyük olup balık bakımından zengindirler, özellikle deVolga. Bunların hepsi Büyük Deniz adı verilen Grek Denizi'nedökülürler.

Zikredilen deniz kıyısı boyunca devam edenseyahatimiz oldukça tehlikeli oldu, çünkü kıyı bir çok yerdegünlerce buzlarla kaplı oluyordu. Su, kıyıdan itibaren içeriyedoğru üç saatlik mesafeye kadar donmuştu. Biz Batu'yavarmadan önce, bizim Moğollardan ikisi Corenza ile konuşmuşolduklanml.zl ona iletmek üzere aceleyle bizden ayrıldılar.

4' Batu'nun huzuruna çlklşımlz

98Muhtemelen Çağatay'ın ikinci oğlu Moşi'dir

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245'1247 1r1

X. Biz Kuman ülkesinde ikamet etmekte olan Batu'nunbölgesine ulaştığımızda, karargAha bir Saatlik mesafede bize biryer gösterildi. onun saraylna takdim edilmeden önce, bize ikiateş arasından geçmemiz gerektiği bildirildi. Bunu asla kabuletmek istemedik, fakat onlar bize şöyle dediler: "Korkmadanyürüyün, biz sizin bu iki ateş arasından geçmenizi istiyoruz,

çünkü eğer efendimize karşı aklınızda kötülükler varsa veyaberaberinizde zehir taşıyorsanız, bu ateş büttın kötülükleri yokedecektir''. Bu konuda onlarla anlaştık ve dedik ki: "Bunusadece böyle şeyler yüzünden şüpheli durumuna düşmemek içinyaparru (ya|nız onların Şaman ayinlerinde yer almamakkaydıyla)". orda'ya geldikten Sonra, Emir Eldegay (Elçidey,procurator) bize, ne suretle Batu'nun huzuruna çıkacağımlzı vekendisine (huzurda) hangi hediyeleri sunacağımızı sordu. Bizdaha önce Corenza'ya vermiş olduğumuz cevabı tekrarladık,

şöyle ki; "Papa hiç bir hediye göndermedi ama biz Tanrı'nıninöyetiyle papanln mallarından bize seyahat masraflarımızlkarşılamak izere verilenlerden, ona saygl nişanesi olarakgücümüzün yettiği nispette hediyeler takdim etmek istiyoruz".Hediyeler alınıp verildikten Sonra vekili Eldegay, niçin burayagelmiş olduğumuzu sordu, biz de daha önce Corenza'nınhuzurunda zikretmiş olduğumuz sebepleri saydık.

XI. Cevabımızı aldıktan sonra bizi kumandanınyurtuna götürdüler; daha önce Corenza huzurunda zikretmişolduğumuz gibi, kapının önünde diz çökmek ve kapı eşiğinebasmamak konusundaki uyarıları işitmek zorunda kaldık.Yurtun içerisine girdikten sonra diz çöktük ve bu vaziyettesöyleyecek olduklarımızı söyledik. Sonra mektubunuzu takdimederek bunu tercüme etmek için tercüman verilmesini rica ettik.

Bu arzumuza ancak Paskalya'dan önceki Cuma günü (6 Nisan1246) nail olabildik ve onların yardımıyla mektup itinaylaRusça'ya, Arapça'ya, Türkçe'ye ve Moğolca'ya çevrildi. Son

çeviri Batu'ya verildi ve o bunu dikkatle okuyarak tam olarakmalumat edindi. Nih6yöt kendi çadırımıza geri götürüldük, fakat

It2 Ergin AYANMoğol Tarihi ve SeyüatnAme 1245'1247

5. Batu'dan ayrlhşlmlz. Kumanlar VeKangitler

XIII. Mukaddes Paskalya'dan önceki Cumartesi günü(7 Nisan |246) biz onun yurtuna çağrıldık. Batu'nun zikredilenvekili bize onun emirlerini iletti; buna göre bizim, Moğolülkesinde oturmakta olan Güyük Han'ın yanlna gitmemizgerekiyordu' B ununla b irl ikte yanıml zdaki adaml ard an bazılar ı'elimizdeki belgeyi papaya geri götürme düşüncesine kapıldılar.Biz onlara papaya götürmeleri için, şimdiye kadar kifaaliyetlerimizi anlatan bir rapor verdik, fakat bunlar geridönüşlerinde Mauci'nin yanına vardıkları zaman' biz geridönene kadar orada alıkoyuldular.

Paskalya bayramında (8 Nisan |246) Kuddas ayininde,imkAnlarımız ölçüsünde bir ziyafet tertib ettikten sonra, gözyaşları arasında bizimkilerle vedalaştık; doğrusu yaşamaya mlyoksa ölüme doğru mu gideceğimizi kestiremiyorduk. ondansonra Corenza'nın emrimize vermiş olduğu iki Moğol ilebirlikte yola devam ettik. o sırada kendimizi eyerin üzerindetutabilecek kadar iyi hissetmiyorduk, çünkü o kır günlük oruçgünlerinde Ve aynl şekilde geri kalan günlerde de yiyeceğimizsadece tuzve suda pişirilmiş darıdan ibaretti. Tencerede eriterekiçtiğimizkar suyundan başka da içeceğimiz yoktu.

XIV. Kumania kuzeyde Rusya ötesinde Mordvinler,Bilerenler veya Büyük Bulgarlar, Başkirler yani BüyükMacarlar ve Başkirlerin ötesinde Parositler ve Samogetler,Samogetlerin arkasında zikredilen ve okyanus kıyısındakitenhalarda yaşayan it suratlılar ile sınırdaştır. Güneyde iseAlanlar, Çerkezler, Hazatlar, Grekler, Konstantinopel,Gürcistan, Ermenistan, Türk ülkesi, saçlarını tamamen kazıyanBurtaçlar Ve ayrlca Ziclerin ülkesi ile sınırlıdır. BatısındaMacaristan ve Rusya bulunur.

I 13

gelişimizin ilk gecesindebize, sadece çok azbiraz darıdan başkayiyecek verilmedi.

XII. Batu'nun gerçekten de muhteşem bir sarayı, kapımuhafizları ve tıpkı hakan gibi saray memurları vardıi. Aynışekilde hemen hemen taht denebilecek yüksek bir şeyin üzerindehatunlarından biri ile beraber oturur. Buna mukaLii kardeşleri,oğulları ve diğer devlet erk6nı (les majores) biraz daha alçakta,ortada bir sedir üzerinde otururlar. Geri kalan halk ta orıu.r,arkaslnda yerde; erkekler sağ, kadınlar da sol tarafta otururlar.Çadırları büyük ve gerçekten de güzeldir. Bunlar ketendenyapılmış olup, daha önce Macaristan kralına ait imişler. onunailesine mensup olmayan hiç bir yetkisiz kimse, çok btıytik u.güçlü birisi de olsa, eğer davet edilmemiş veya Batu'nun iznininbulunduğundan kimsenin haberi yoksa, otağına yanaşmağacesaret edemez. Biz görevimizi tamamladıktan sonra sol tarafaoturduk. Uzaklardan intikal eden bütün elçiler böyle yaparlar'Bununla beraber hakanın yanından dönüşümüz de, biie daimasağ taraf gösterildi. Yurtların içinde kapıya yakın duran birmasa' bunun üzerinde gümüş ve altın kaplara konulmuş içki(genellikle kımız) bulunur. Batu ya da hiç bi. ııogoı kumandan,resmi olarak şereflerine şarkı söylenmeden veya kanunçalınmadan bundan içemez. Atla gezintiye çıktığı zaman|ardabaşının üzerinde daima bir mızrağın ucunda bir Güneş şemsiyesiya da çetr taşınır. Bu hürmet bütün Moğol ileri gelenlerine vehanımlarına da gösterilir.

Batu adamlarına karşı çok şefkatli, aynl Zamanda onlarda ona karşı çok saygıhdırlar. Buna karşılık savaşlarda oldukçakıyıcıdır. Çok güçlü bir hafızaya sahiptir ve harp hilelerini tamolarak bilir, çünkü uzun süreden beri yapmış olduğu savaşlardakazandığı zaferlede tecrübe sahibi olmuştur.

114 Ergin AYAN

Kumania çok geniş Ve uzun bir ülkedir. Bizim buülkedeki SeyahatimiZ oruç günlerinin başlangıcından,Paskalya'nın bitiminden sonraki 8. güne (16 Nisan |246) kadarsürdü. Atlarımızı buraya kadar en süratli tırısta sürdük, budurumda atlarımızı günde 5 veya 7 sefer tazelemek zorundaidik. Bu mümkün olmadığında ise, yolumuz çölden geçtiğitakdirde, bütün gün zorluklara dayanabilecek iyi ve kuvvetliatlar aldık. Kumanlar, Moğollar taraflndan yok edildiler, hayattakalabilenler onların önünden kaçmakla beraber bazılan esiredildiler, fakat kaçanların çoğu da tekrar onların boyunduruğunageri döndüler.

XV. oradan Kangitlerin ülkesine vardık. Bu ülkeninnüfusu, birçok yeri su bakımından fakir olduğu için çok azdır.Bu nedenle Rus büyük knezi Yaroslaos'un halkından çoğu,Moğolların ülkesindeki bu çöllerde susuzluktan ölmüştür. Buülkede Kumania'daki gibi, birçok kafatası ve yerde gübre yığınıgibi yatan ölü insan kemikleri bulduk. Burada BeyazPazar'dansonraki Pazartesi'nden hemen hemen isa Günü'ne kadar (16Nisan - 17 Mayıs 1246) yolculuk yaptık.

Üıkede oturan halk inançsızdır. Kumanlar veyaKangitler tarım ve zanaatla uğraşmazlar, sadece hayvansürüleriyle geçinirler. Aynı şekilde evler yapmaylp, çadırlardaotururlar. onlar da, şu anda ülkelerinde oturmakta olanMoğollarla yaptıkları savaşlarda öldürülmüşlerdir. Hayatta kalanKangitler ise yine Moğollar taraflndan esir edilınişlerdir.

6. Biserminenler ve ilk imparatorluk "orda,, st.

XVI. Kangitlerin ülkesinden sonra, Biserminenlerinyurduna vardık. Bunlar geçmişte olduğu gibi, bugün dahiKumanca (Türkçe) konuşmaktadırlar, fakat kendileriniMüslüman olarak tanıtırlar. Biz burada birçok şehirleri harap,

Moğol Taıihi ve SeyahatnAme 1245-1247 115

kaleleri yıkılmış, köyleri boşaltılmış vaziyette bulduk. Bu ülkedeadını bilmediğimiz büyük bir nehir ve kıyısında da Janckint,Barçin, omas ve adlarını veremediğimiz birçok başka şehirlervardır. Burada ilk olarak soyu Moğollar tarafindan ortadankaldırılmış olan ve asıl adını bilmediğimiz Altı-Soldan (A1ö al-Din) hüküm sürmüştür.

Çok yüksek dağların bulunduğu bu memleketingüneybatısında Kudüs, Bağdad ve Müslümanların yaşadığı diğerbütün ülkeler bulunur. Bunlara komşu olan ülkelerde Burin veKadan adlı hükümdirların ikamet yerleri vardır. Kuzeyde (tam

olarak kuzeydoğuda) Kara-Hıtay ülkesinin bir kısmı ve okyanusbulunur ve Batu'nun bir kardeşi olan Siban burada oturur. Bizimburadaki yolculuğumuz isa Günü'nden Yaftizci Yahyabayramından 8 gün önceki güne (l7 Mayıs-17 Haziran 1246)kadar sürdü.

XVII. Bundan sonraki yolumuz bizi Kara-Hıtaylarınülkesine götürdü. Burada Moğolların onarmlş oldukları adıomul olan tek bir şehir vardır. ogedey Kaan burada bir sarayinşa ettirmiştir ve biz orada bir içki ziyafetine davet edildik.Hakan tarafindan tayin edilmiş olan vali, şehir halkının ilerigelenlerine Ve aynca iki oğluna önümüzde el çırptırdı. Buradanadını sormayı unutmuş olduğumuz pek te büyük olmayan birgöle geldik. Bu gölün kıyısında küçük bir dağ vardır. Bununüzerinde muhtemelen delik gibi bir şey olması gerekir ve kışınkasırga çıktığı Zaman yolcular büyük bir tehlike içerisinde vezorlukla bu yeri geçebilirler. Buna karşılık yazn burada daimabir rüzgör esintisi hissedilir, fakat delikten dışarıya sadece sessizbir esinti çıkar; yerliler bize böyle anlattılar. [Göl büyükolmamakla beraber] üzerinde birçok adacıklar vardır. Biz birkaçgün daha aynı kıyı üzerinde gittik ve Sonra onu solda bıraktık.Bu memleket akarsu bakımlndan zengindir, fakat bunların hepside pek büyük değildirler. Ayrıca akarsuların iki taraflı kıyılarıormanlarla kaplı olmasına rağmen, genişlikleri fazla değildir.

u6 Ergin AYAN

Bu ülkede oturan ordu, Batu'dan daha büyüktür vehatta Moğol şehzadeleri arasında en yaşlı olanıdır". Babası(Cuci) hatunlarından biri ile bu sarayda oturarak ülkeyiyönetmiştir. Zira Moğollarda hükümdİrların ve soyluların(ölümlerinden sonra) saraylarının yıkılmaması idettir, bilökisbazı karıları seçilerek bu saraylarl aynı şekilde devam ettirir veyönetirler. onlara aynı tahsisatlar verilir ve kocaları olanhükümdörların sağhklarındaki gibi geçimleri temin edilir.oradan hakanın hatunlarından biri ile birlikte hüküm sürmüşolduğu ilk ordaslna geldik.

7. Güyük'e Varlşlmlz

Hakanı henüz görmemiş olduğumuz için, biz davetetmek Ve onun ordasına götürmek istemediler ama kendiçadırımızda Moğol usulünce çok iyi ağırladılar ve tammanasıyla dinlenmemiziçin bir gün tahsis eylediler.

XVI[. oradan St. Peter (ve Paul) günüden bir günönce ayrıldık ve inançsız Naymanların ülkesine ulaştık. St. Peterve Paul gününde (29 Haziran |246) burada çok büyük bir karyağdı ve çok şiddetli soğuk oldu. Bu ülke genellikle dağlıkolduğu için çok soğuktur ve düz atazi az bulunur. Bu iki kavim(Kara-Hıtaylar ve Naymanlar) tarım ve zanaatla uğraşmazlar,bilAkis Moğollar gibi yurtlarda yaşarlar ve yine bu sonunculartarafından ortadan kaldırılmışlardır. Biz bu ülkede birkaç gündaha at sürdük.

XIX. Bundan sonra bizde Tatar diye adlandırılanMoğolların kendi ülkelerine girdik. Bu ülkede hızla at sürerek,

Moğol Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247

hatırladığımıza göre üç hafta içinde Maria Magdalena gününde(22 Temmuz |246) bizim şimdi bunları yazdığımız sıradahükümd6r olan Güyük Han'a ulaştık. onlarla birlikteyaşayabilmek amacıyla bütün bu yolları büyük bir hızla geridebıraktık, çünkü bizim Moğollar bizi en kısa zamanda kurultayşölenine yetiştirmek için emir almışlardı. Hakan seçmek içintoplanacak olan bu kurultaydan zaten bir kaç yıl öncesinden beribahsedilmekte idi. Bu yüzden sabahleyin erkenden kalkıpatlarımıza binerek, akşamlara kadar yemek yemedeneyerlerimizin üzerinde kaldık. Sık sık ta konaklama yerlerinegeç geldiğimiz için, akşamları bile yemek yemedik, hatta akşamyemeklerimiz sabahlara kaldı. Atlarımızı en hızlı tırısta vebakımlarını bile yapamadan sürdük; çünkü günde bir kaç kezonları dinlenmişlerle değişme imkAnımız vardı' Böyle yorgundüşen atlar (hızlı gittikleri için halsiz kalanlar) yukarıdazikredildiği gibi, tekrar geri gönderildiler. Yolları herhangi birengelle karşılaşmadan, en hızlı tırısla işte böyle kat ettik.

B. Saraydaki durum

8. Güyük tarafından kabul edilişimiz

I. Güyük'ün saraylna Varlnca, Moğol ödetlerine göre,onun emri üzerine bize bir çadır ve iöşe verildi. Bize sunulanhizmet diğer elçilere nazafan daha ihtimamlı idi. Fakat Güyükhakan seçilmemiş ve devlet işlerini de devr almamış olduğu için,huzuruna çıkmak izere bize herhangi bir davet gelmedi. Fakatııuhtemelen papanln mektubu (ve daha önce Corenza yeBatu'ya söylediklerimiz) Batu tarafindan kendisine bildirilmişti.

t11

99 Karş. Moğol İstilisına Kadar Türkistan' Türkçe terc. H. D. Yıldız, s. 4l7.

lt8 Ergin AYAN

Beş veya altı gün bekletildikten sonra'oo, Güyük biriannesine (imparatorluk naibesi Turakina Hatun) yolladı vekurultay onun huzurunda toplandı'o'. Biz oraya vardığımızdabeyaz purpurdan yapılmış büyük bir çadır kurulmuş olup,tahminimize göre bunun içine 2.000 kişi sığabilirdi. Çadırınçevresinde tahtadan yapılmış ve üzerinde çeşitli resimlerbulunan bir çit vardı.

II. İkinci veya üçüncü gün bizi korumakla görevli olanmuhafizlarla birlikte kurultaya gittik. Kurultayda bütünkumandanlat hazır bulunuyordu. Her kumandanın kendi ordusuçadırın çevresindeki tepelere ve ovalara yerleşmişti. Kurultayınilk gününde hepsi beyaz purpurdan yapılmış olan elbiselergiymişlerdi. Güyük'ün kurultaya katıldığı ikinci gün kırmızı,üçüncü gün mavi, dördüncü gün çok zarif Bağdad kumaşındanelbiseler giymişlerdi'o'. çadırı çevreleyen tahta çite iki büyük

l00 Elçiler muvasalatlarını müteakiben tekrar tekrar sorguya çekilir, muayeneye tabi

tutulurlardı. Bu tür tedbirlere bilhassa Moğol saltanatının başlangıçlarında suikasd tehlikesinin

bulunduğu zamanda önemIe başvurulmuştur' Büyük Han,i cüIus töreni taınamiyle bittikten sonra

elçileri kabul ederdi. Validesi elçileri, Güyük Han'ın huzuruna çıkmadan evvel kabul etmek

istemediği halde, hükümd6r Carpini'yi validesi Turakina llatun'un yanına göndermiştir. Bk. B.

Spuler, lran Moğottarı, s.397 .

10l Bu kurultaya Frenk elçiterinin katlldığını Cüveyni (T6rİh-i Cihingüşıiy, I, s. 203_205) ve

Mirhond (Ravzatu's-saf6' IV, s. 868) da zikretmektedirler ki bu F-renk elçilerinden birisi

muhtemelen Plano Carpini idi. Ayrıca bu kaynaklar kurultaya katılan|ar arasında Carpini'nin

zikrettiği David'in ismini de vermekte ve geniş bir katılanlar listesi sunmaktadırlar. Karş. B.

Spuler, lran Moğolları, s' 5I.

l02 CüVeyni (T6rİh-i Cih6ngüş6y, I, s. 203 vd.) kurultay günlerini şöyIe tavsifetmektedir:

"o sırada mevsim, bahar günlerinin güzelliklerle kucaklaştığı, bahçelerin cennet bahçelerini

unutturduğu, yer yüzünün her türlü güller ve hoş kokulu otlarla örtüldüğü, durumlarına

şükretmek için bütün tomurcukların ağızlarını açtıkları, kumruların sevişip koklaştığı, güzel sesli

büIbüllerin havada şu gazeli okuduğu mevsimdi. Şiir:

"Baharın ordusu çadırını sahraya kurmuş. Bu durumda senin de çadırını sahraya kurman

şart. Başka iş yapmadan akşama kadar şarap iç, akşanıdan sabaha kadar da gül topla'',

Moğol Tarihi ve Seyahatnime |245'1247

Cüveyni, burada kurultayın muhteşem Moğol imparatorluğu'nun şanına yakışır şekilde

görkemlibirşekildekutlandığınıbelirtmekisterken,olayıdoğalgüzelliklerinihtişamıylada

bütünleştirmek istemiştir.

l03GerekCüveyni(I,s.204)vegerekseMirhond(lV,s.828)kurultayaşehzddelerin,

noyanların, sultanların, meliklerin geldiğini belirtmektedirler'

119

kapı yapılmıştı. Bu kapılardan biri sadece hakanın giriş ve çıkışıiçı" iatısis edimiştl. Bu kapıyı kullanmaya hiç kimsenin cesaret

.d.*.y.".ğini biıdiklerinden dolayı, muhafiz koymamış1ardı.

itincl lup'1.. kurultay üyelerine ayrı1mlştl ve bu kap.da kılıçlıVe yayl; muhafizlar Vardl' Görevi olmadığı halde çadırayakiaşanlarl muhafızlar y aka|ayıp döVüyorlardı' Kaçanların

arkalarından ise uçları sivri olmayan oklar firlatıyorlardı'Atlarını da çadırlaia tahminen iki ok atımı mesafe uzakta

toplamışlardı. Ülkenin her yanlndan kumandanlar, adamlarıyla

birlikte silöhlı olarak bu kurultaya geldiler'o'. Topı,. olarak bir

arada duran atlara ancak kumandanların yaklaşmaslna izinVardt; işi olmayan diğerleri atların yanlna yanaşlnca, yakalayıp

çok kötü dövüyorlardı.

Tahminimize göre, bir çoğunun üzengisinde' göğüs

zırhında, eyerinde Ve ai kuyruğu zırhında 20 Mark değerinde

altın süslemeler vardı. Bu komutanlar çadırın içinde toplandılar

ve kanaatimize göre hakanın seçilmesi hakkında uzun süre

konuştular. onlai içeride iken btıtıın halk, zikrettiğimiz çitten

;p*yi uzakta beklemekte idi, böylece öğleye kadar beklediler.

sonra öğle olunca kıınız içmeğe başladılar Ve akşama kadar çokmiktarda kımız içtiler.

III.Sonradanbizdeçadıradavetedildik.Bizehürmetolarak sundukları kımızı içmek istemeyince, bu sefer bira ikram

ettiler. içmemizi istedikleri halde, alışık olmadığım:|z)dan dolayı

Sunulan birayı da içemedik. işte bundan rahatslz olduğumuzu

anlayınca, artık üzerimize varmadılar. Dışarıdakiler arasında

n ryu,aui.i Susdal büyük Knezi Yaroslaos ve diğer bir çok

t20 Ergin AYAN

ı@ Solange'ler Kuzey Kore ve Mançurya'nın halkına verilen isimdir. Moğollar bunlara"Solongos" diyorlardı ve doğulu tarihçilere ülkeleri Solanka diye adlandırılıyordu. l2l8,deCengiz han taraflndan itaat altına allndılar. Bk. F. Risch, a.ge.' s. 247; Kaq. L. Ligeti,Bilinmeyen İç Asya, s. 98.

l05 Cüveyni (I, 204 vd.) ve Mirhond (IV, s. 828) Anadolu'dan Selçuklu Sultanı Rükneddin(Kılıçarslan Iv, 1257-1265)' Haleb'den Melik Eşref, Musul'dan Bedreddin LuIu (l233_l265)'nun elçileri, Bağdad'dan KAdı'l-kuddt Fahreddin Alamut'dan .Alaaddin

Ve Kühistan,danŞihabeddin ve Şemseddin ile o bölgelerden ileri gelenleri' kurultaya katıIan Müslüman devletadamları arasında saymaktadırlar.

Kıtaylı ve Solange'oo'ıi hükürndilrlat ile birlikte Gürcü kralınıniki oğlu, Bağdad halifesinin bir elçisi, bundan başka 10 kadarMüslüman sultan'o' hazır bulunuyorlardl. Devlet kAtiplerininsöylediklerine göre; kurultaya 4.000 d,en faz|a etçi gelmiş, birkısmı Vergi, bir kısmı hediye getirmiş, kimisi şahsen t"erJı adınagelip hakana bağlılığını bildirmek istemiş,-bazıları Moğollarçağırmış olduğu için, son bir kısmı da idare ettikleri tılkilerinvali]eri olarak (hükümdArları adına) gelmişlerdi Biıtün bukişilere çitin dışında yer gösterilmiş ve içecek sunulmuştu.B-izlere ve dışarıda kendisi ile beraber olduğumuzda büyük knezYaro sl aos' a (ç itin dı ş ında) daha fazla itibar gosteriyorlardı.

Moğol Tarihi ve Seyahatn6me |245-|247

9. Güyük'ün tahta çıkması'oo

Hatırladığımıza göre tahminen dört hafta burada kaldıkVe resmen halka açıklanmadığı halde hakanın bu kurultaydaseçildiğini sanıyoruz. Bu tahminimizi teyit eden bir durum da(seçimin yapıldığına dair) Güyük her seferinde çadırdan dışarı

çıktığında, namlna şarkıların söylenmesi ve dışarıda kaldığısürede, ellerinde tuttukları ucunda kızıl renkli yün sarılı olan birtuğ bulunan güzel sopa ile, başka hiç bir hükümdöragöstermedikleri saygıyla, onun önünde eğilmeleri idi. Bu ordukarargihı veya hakan saraytna Saray-orda (veya Sarı-orda)diyorlardı.

IV. Biz buradan ayrıldıktan ve 3-4 saat at sürdüktensonra dağlar arasındaki nehir kıyısı boyunca uzanan düzlük biraraziye vardık. orada Altın-orda denen başka bir çadırkurulmuştu. Güyük bu çadırda Meryem Ana gününde (l5Ağustos |246) tahta çıkacaktı. Fakat daha önce sözünü ettiğimizyoğun kar yağışı yüzünden tören başka bir güne ertelendi. Buçadırın direkleri altın kaplanmlş ve tahta aksamları altın çivilerleçakılmıştı. Üstünü kapatan tavanı ve çadırın içindeki bölmeleriBağdad kumaşından, dış tarafi ise başka tür bir kumaştandı. Biz

106 Güyük'ün tahta çıkması hakkında bk. Ravzatu's-safi, IV, s. 868 vd. Ögedey Kaan kendi

saltanatı zamanında Turakina Hatun'dan doğmuş olan büyük oğlu Kuçu'yu veliahd ilan etmişti.

Fakat o, babasının sağtığında vefat etti. Ögedey bunun üzerine onun oğlu Siramun'u veliüdlığa

getirdi. Ögedey Kaan'ın ölümü [639 ( =12aı)] üzerine seferde bulunan oğlu Güyük aceleyle geri

döndü ve imit'e ulaştı. orada Cengiz Han'ın kardeşi otçigin'in saıtanata göz koyduğunu

öğrenince deham babasının ordugöhına giderek ordunun başına geçti. Fakat, yasaların icaplarına

uyarak kudret ve şevketin Turakina Hatun'un elinde olmasına ses çıkarmadı. Bu durum yaklaşık

4-5 yıl devam etmiştir. Bu sürenin sonunda kurultay toplanarak Carpini'nin de belirttiği gibi

Güyük Han'ı tahtaçıkarmışlardır; Karş. T6rİh-i Güzide,lng. terc., s. l4l. Güyük Han'ın sadece

l yıl hükümdirhk yapabildiğini zikediyor.

12l

122 Ergin AYAN

burada Bartolomeos gününe (24 Ağustos 1246) kadar kaldık. ogün kalabalık bir insan topluluğu geldi ve bu topluluktabulunanlar yüzlerini güneye doğru döndüler. uer birislaralarında bir taş atımı kadar mesafe bırakarak ve dualar ederekharekete geçtiler. Hem dua ediyor, hem yürüyor Ve hem dedizlerini güneye doğru çöküyorlardı. Ama bir büyümüyaptıklarını, yoksa dizlerini Tanrı ya da başka bir il6h için miçöktüklerini bilmediğimiz için, onların bu diz çökmehareketlerinebiz uymadık. Uzun süre bu şekilde ayin yaptıktansonra çadıra döndüler ve Güyük'ü tahta oturttular. Bundan sonrabütün noyanlar ve arkasından da halk onun önünde diz çöktüler.Bizler buna uymadık, çünkü onun teb6sı değil idik.

Moğol Tarihi ve Seyahatnöme1245'|247 123

göre hürmet gösterirsen hükümdArlığın parlak olacaktır. Bütün

diıryu önünde diz çökecek ve Tanrı da yüreğin ne isterse sana

verecektir, fakat eğer bu söylenenlerin aksine davranırsan sonun

kötü olur; herkesin nefretini kazanır ve o kadar yoksul düşersin

ki, şimdi üzerinde oturduğun keçeye bile sahip olamazsın"'

Bu sözlerden sonra devlet büyükleri Güyük'ün karısını

da keçenin üzerine Ve onun yanlna oturttular. Her ikisi de

otururi<en keçeyi havaya kaldırarak, yüksek sesle ve tantanayla

onları Moğolların hakan ve hatunu olarak ilön ettiler. Bundan

Sonra yeni hakana, Ögedey Kaan'rn ölümünden miras kalan çokbüyük miktardaki altın, gümüş, kıymetli taş ve diğer değerli

eşyaları getirerek teslim ettiler ve bunları istediği gibi

kul]anması için yetkili kıldılar. Hakan da bu hazineden, hemen

orada bulunan asillere isteğine göre dağıttıktan sonra geriye

kalanını kendisi için ayırttı.

Törenbittiktensonraeğlencebaşladıveakşamakadarbol miktarda içki içilerek devam etti. Bu arda araba|ara

yüklenmiş olan tuzsuz pişmiş et getirilerek döret beş kişiye birer

purçu düşecek şekilde dağıtıldı. Çadırda bulunanlara da et ve

'uıçu y"ilne tuzlu et suyu verildi. Eğlence olduğunda genel

olarak bu şekilde kutlanıyordu.

1 1. Güyük, Baycu Ve Batu

Han kelimesi özel isim olmayıp, imparator veya

hükümdör anlamındadır. Moğollar hükümdirlarına isimleriyle

değil, bu kelimeyle hitap ederler. Hükümdarlar kendileriniTa-nri'nrn oğlu olarak tanımlar ve kendilerine böyle hitap

ettirirler. Şu andaki hükümdörın gerçek adı Güyük'tür ve kendi

dillerinde .'Gök" anlamındadır. Gök onun öze| ismidir.Kardeşinin adı da Magog (Möngke veya Mengü)'tur. Tanrı bize

p.ygu.nb., Hezekiel vasıtasıyla Gog ve Magog'un geleceğini ve

10. Taht töreni

1246 yılında Güyük'e, Gök Han yani kaan veya hakanolarak aşağıdaki tören yapıldı. Bütün ileri gelenler ve noyanlartoplandıktan Sonra' ortalarına altın bir taht koyup bu b<ık,tıüzerine oturtarak, önüne bir kılıç koydular ve şöyle dediler:"Bizim senden isteğimiz, ricamız Ve Sana emrimiz, hepimizinüzerine hükümrAn olmandır". Bunun üzerine o dal .,Eğerhepinizin üzerine hükümrAn olmamı istiyorsanı Z, o Zamanemrettiğimde her şeyi yapmağahazır ve kararlı olmanız gerekir.Çağırdığımda gelmeyi, yolladığım yere gitmeyi ve gösterdiğimkişiyi öldürmeyi kabul ediyor musunuz?" dedi. Hepsi de: "EVet"cevabını verince; o da: "Bundan sonra benim en ufak sözümkılıç gibi kessin" dedi. Hepsi de bunu kabul ettiler.

Bundan sonra yere keçeden bir örtü serdiler, üzerineoturdular ve dediler ki; "Göğe bak ve Tanrı'yı tanı, yere bak veüzerinde oturduğun bu keçe örtüyü gör. Eğer ülkeni iyi yönetir,cömert davranır, iyilik yapar, adaleti kendine yön verecek rehberedinir, beylere ve kumandanlara hükmeder ve herkese mevkiine

124 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247

Kaan) zehirlenince''* bulundukları yerde duraklamışlardır amaşimdi yeni bir hakanları (Güyük) olduğundan, eskisi gibi yenibir sefere hazırlanmaktadırl ar.

1?. Rahiplerin Ve elçilerin huzura kabul edilmesi

V. Burada (hakanın tahta oturtulduğu yer) hakantarafindan huzura çağrıldık. Birinci devlet veziri olan Chin-Gai'o' bizim,bizi yollayanlarrn, Solange elçisinin ve diğerlerininisimlerini bir liste halinde yazdıktan sonra, adlarımızı yükseksesle çağırarak, hakanln Ve diğer kumandanların önünde il6netti. Bunun üzerine her birimiz dört kez sol dizlerimizi yerevurduk ve kapı eşiğine basmamamız konusunda uyarıldık.Muhafizlar izerimizde sil6h olup olmadığını kontrol için iyi birarama yaptıktan Sonra, doğu kapısından içeri girdik, çünkü batıkapısı sadece hakana ayrılmıştı. Kendi mülkü olan bir çadırasahip olan her asil de bu kapıyı kullanırdı. Halk arasında böyle

l08 Ögedey Kaan'ın fazla şarap içmekten dolayı öldüğü rivayet edilmektedir. Bk. Cüveyni,

I, s. 158; Mirhond,IV, s.864.

l09 Chin_Gai, Uygur asıllı bir devlet adamı olup, Güyük zamanında vezir ve müşdvir idi' Bk.

Ravzatu's-safk,IV, s.866; Karş. A. Zeki Velidi Togan,4Jmumİ Türk Taihi'ne Gı'rış, istanbul

1981 (3. Baskı), s.466; Aslında Chin- Gai'ın iktidarı Cengiz Han zamanında başlamış ve

Ögedey Kaan'ın ölümüne kadar bütün büyük hanların itimadını kazanmış olarak sürmüştür.

Gittikçe artan saray entrikaları yüzünden nihayet Turakina Hatun'un kısa süren saltanatı

zamanında gözden düşmüş ve az kalsın felAkete sürüklenecek gibi olmuştu. Fakat, yeni Büyük

Han Güyük, ona geniş selihiyetli mevkiini ve itimadı geri vermişti. Bu husus Carpini tarafından

da teyid edilmektedir. Sonunda Chin-Gai, yeniden feldkete uğramış ve Mengü Kaan'ın saltanatı

zamanının ilk yıl[arında zuhur eden isyana karıştığından' 1252'de diğer asilerle birlikte ortadan

kaldırılmıştır. Keza Hıristiyan olan yakın arkadaşı da aynı akıbete uğramıştır; Carpini'nin

raporunda onun adına da rastlanmaktadır (Bl. IX, Pr. IX). Bk. Bitinmeyen İç Asya, s' 1l4.

t25

onlar tarafından felöketler getiri leceğini bi ldirmiştir,o'. Tatarlarkendi lerini Mongles Veya M;ğoilar jarak

adl andırmaktadırlar.Bu Gök,

_ bir sobanın içindeki ateş gibi insanları

mahvetme arzusu ile yanmaktadır. kendisine g6nıilıtı oiarat tauiolmayanlara boyun eğdirmek için 5 orduy-u a.uurıl nurr.tutmaktadır. Kumandan.Baycu Noyan irur,nr.rnau o.arrryıubeklemekte olup, Akdeniz'den ve intakya,oan z gtı, uruı.ırt,unitibaren bütün Hıristiyan ve Müslüman ülkeleiini almış veböylece İran'la birlikte l4 memleketi zaptetmiştir. Baycu onunözel ismi olup, Noyan ise rütbesini ifade etmetteoir. '

Batıda Hıristiyanlarln stnlrlnda 60.000 kişilik orduyasahip bulunan Corenza isminde diğer bir komutan vardır. Bukumandanlar, Hıristiyanların veya dğer düşmanları, t.raiı..ir.beklenmedik bir saldırıda bulunacafır., jüşün.esiyle devamlıtetikte beklemektedirler.

Batu, Moğolların en kudretli şehzadesidir. Kendiadamlarına iyi davranmasına rağmen, ondan çok korkarlu.. Ayn,zamanda çok zalim olup, emrindeki ordu iahminen 600'000kişidir. Bunun l60.000'i Moğol, 450 bini ise Hırisğunıu.oun u.diğer inançsız askerlerden meydana gelir. onun kumandasıaltında, Baycu Noyan'ın askeiinden 7 kat daha fazla askervardır.

Hakan, saylslz askeri bulunan 5 orduyu bu şekildesürekli hazır tutmaktadır. Riv6yete göre, Baycu,nun uyri urn.ve.babadan olmayan 18 erkek kardeşi bulunup, buniarın herbirinin emrinde l0.000 asker vardır.

(Bu 5 ordudan) sadece ikisi Macaristan,a saldırmışolup,-rivAyete göre 30 yıl boyunca batıya doğru ilerleyecek veistilölara devam edeceklerdi, fakat son hiktımdar"(ogeaey

il

i

l

i

'l

,l

107 Kitabq Mukaddes,Hezekiel. 3g-39.

126 Ergin AYAN

bir.ayrım pek yoktu (yani çadırın doğu ya da batı kapısındangirilmesi hakkında). Hakan seçildikten Sonra Güyük'ün çadırınailk kez girmiş olduk. o, diğer elçileri de bu çadırda huzuia kabulediyordu, bunların dışında çadıra pek azkimse girebiliyordu.

- Elçilerin getirmiş oldukları ipek, purpur Ve Bağdadkumaşları, altın işlemeli kemerler, değerli ktıikler ve olağanüstümiktardaki diğer hediyeler, bu çadırda kendisine sunuldu.Bunların arasında küçük bir çadır veya Güneş şemsiyesi (çetr)vardı ve kıymetli taşlarla bezenmişti. Valilerden biri kendisinebir çok deve yükii Bağdnd kumaşı getirdi. Bu develerin üzerindeinsanların oturabileceği kapalı eyerler vardı. Tahminimize göre,40_50 deve ile birlikte bir çok at ve katır da getirmişti. Buhayvanların hepsinin kısmen demirden, kısmen de deridenyapılmış zırhları vardı, ayrlca göğüslerinde ve başlarında dasüslemeler bulunuyordu.

Bize, ne gibi hediyeler vereceğimizi sordular, fakatyolda hepsini dağıtmış olduğumuz için hediye babındanverebileceğimiz bir şeyimizin kalmadığını söyledik. ordugöhtanoldukça uzakta bulunan bir tepe üzerinde içleri altın, gümüş veipekli kumaşlarla dolu 500 araba duruyordu. Bu arabalar hakanile diğer ileri gelenler arasında paylaşıldı. Her asil, kendisinedüşen mallardan adamlarına keyfine göre dağıttı.

1 3. Hakanın annesinden ayrIlmasl. Yaroslaos'unölümü.

u. Bizler buradan ayrılarak, kırmızı purpurdanyapılmış ve Kıtayların hediyesi olan olağanüstü güzellikteki birçadırın bulunduğu yere vardık. Bizi içeriye davet ettiler veiçeriye girince her zaman olduğu gibi bira Veya şarap ' ayrrca

Moğol Tarihi veSeyahatn6me1245-|247 w

haşIanmış et sundular. çadırın içinde kurulmuş tahtadan sahneşeklinde bir yapı vardı ve ıızerinde hakanın tahtı bulunuyorou.Bu taht oymalı fildişinden olup, altın ve hatırladığıma göre,kıymetli taş ve incilerle- stısıenmliti. Arkası yruu.ıuı.}_u oüu, b,sahneye merdivenle çıkılıyordu. Taht etrafında otuimak içinçepeçevre sedirler vardı; sol tarafta da daha alçakta asilleroturmuşlardı. Halktan insanlar ise çadırın ortasinda Ve yantaraflarında yer almışlardı. Her gtin çok sayıda ,ojıu ırurıu, u.soylu hatunlar buraya geliyordu. Zikredilen bu tığ |uJ', 1su"-orda, Altın-orda ve Kırmızı çadır) çok geniş idiler.'gurıu.aunbaşka hakanın karılarının beyazteçeaen yapılma oldukça büyükve güzel çadırları vardır'

Hakan ve annesi burada birbirlerine veda ettiler.Davalara bakmak için her biri başka bir tarafa gittller. uakanınannesinin lir baya.n arkadaşı ögedey,i zehIrleyi| o.,uounkaldırmış olduğu için-hapse ut,ı,,[t,. ö sırada l,ı"g"ı ordu*Macaristan'da idi ve [ögedey'in] 6ltımü üzerine buiadan geriçekildi. Bu kadının ve diğe.

'rç ortaklarınln mahkemeleriyapıldı ve sonunda hepsi idam edildiler.

VII' Aynı süre içerisinde Rusya'nın Susdal bölgesindebüyük knez olan Yaroslaos ta öldü. Yaroslaos daha geçiigimlzgünlerde hakanın annesi tarafından davet edilip, htırmEt nllan.rlolarak onun elinden yemiş ve içmişti. Yemekten sonra evinedönmüş, hastalanmış ve 7 gün sonra da ölmüştür. Cesedi tuhafbir mavi-yeşil renk aldığınJan do|9yı, genel oiarak herkes onunzehirJendiği kanaatine varmıştır"o. Böylece Moğollar hiç birengel kalmadan onun ülkesine hökim olacaklard]. Bu husustaİİq|. yar-atan diğer bir husus ta hakanın annesinin, çevresindekikişilerin haberi olmadan Rusya'ya acele bir krrye'yoıiuyurut,Yaroslaos'un oğlu Alexandr'ı çagırıp, babasının tıikesini onavereceğini bildirmesidir. Alexand. lr" bu daveti reddedip,

ll0 Yaroslaos genel kanaate göre Turakina Hatun taraflndan zehirletilerek öIdürülmüştür.Karş. B. Spuler, İnn Moğotları' s' 397.

t28 Ergin AYAN

ülkesinde kalmıştır. Buradaki genel kanaat, Alexandrgeldiğinde hakanin annesi tarafindan ya öldürüleceği ya da

hapse atılacağı şeklindedir.

14. Papanın mektubunun sunulmasl Ve Hakan'ıncevabl

VIII.EğerhafızamızbiziyanıltmlyorsaYaroslaos,unölümünden sonraki zamanda Moğollar tarafindan hakana

götürüldük. Hakan geldiğimizi öğtendiğinde, annesinin yanına

ğeri dtınm emizi emretti, çünkü bazı kişilerden kesin olarak

Eğrendiğim ve daha önce zikrettiğimiz gibi, hakan batıdaki

tittın tı]-kelere saldırmak niyetinde idi ve gelişimizden 2 gün

Sonra savaş bayrağını dikecekti ama bunu bizden gizlemek

istedi. onun emri üerine annesinin yantna geri döndük; orada

birkaç gün kaldıktan sonra, yeniden hakanın ordugöhına gittik.

orada yaklaşık bir ay kadar beklemek zorunda

bırakıldık. Bu sürede çok açlık ve susuzluk çektik, çünkü dört

kişilik olan grubumuza verilen iöşe, aslında bir tek kişi için bile

yjerli degilii. Ayrıca istediğimiz halde herhangi bir yiyeceği de

satın alamadık, çünkü pi'u, yeri bizden oldukça uzakta

bulunuyordu. Hakan tarafından çok sevilmekte olan Rus asılh

Kosmas adlı bir kuyumcu, Tanrı tarafindan bize lütfedilmeseydi,

açlıktan hayaİımız tehlikeye girebilirdi. Bu Rua bize ihtiyaç

duyduğumuz en acil şeyleri temin etti Ve bize' henüz

tınğ.ırtıjatığtı yere konmamış olan, kendi yaptığı hakanın tahtını

göiterdi, uy.rca da yine kendi yaptığı hakanın mührünü

ğöstererek, imzasının anlamını açıkladı'

Bundanbaşkahakanındahaçokkişiseltabiatıhakkındaki özelliklerini yabancı asilzadelerin hizmetinde

Moğol Tarihi ve Seyüatnöm e 1245-1247 ng

bulunanlardan öğrendik. Bunlaıdan çoğu Rus ve Macar olup,LAtince ve Fransızca b-ıljvorl_1rdı. Aynı şekilde uu, uiçiı..i a.Rus papazlardan ve ıvıogoııarla ürlikte savaşıa.;;. diğerfaaliyetlere katılmış kişilJden eoinJıt. ıu tişıie.ae niu'rlu,30, .bazılatı 20,bazıları l0 veya bir kaç seneden fazla zamandanberi Moğollarla birlikte yaşamakta Jup, hem dillerini hem degeleneklerini çok iyi bilmektedirler. Bu kişilere sorarak,tığre1qe} istediğimiz her konu hakkında ";i;;; glniıııiiolarak bilgi aldık. Hatta meraklı oldugumuzu uiıoitıEı içlnbazıları, dahabiz sormadan bize bilgi attardılar.

IX. Huzura- çıkmayı beklemekte iken hakan, vekiliChin-Gay'ı bize yollayarak, eıç;ılt ga yemizin neler oldugunuyazmamu| ve yazı|ı olarak sunmamlzı istedi. Bu istege uyarakdaha önce Batu'ya bildirdiğimz gioi, go.evimizi yanyadökfük.Bir kaç gün daha geçtikĞn *oi.u,'Eiri hururuna çağırtarakMoğol imparatorluğunun baş veziri oıun ruaui;iiir'.il'ro-diğer vezirler Bala ve Chin-Gay ve diğer bir çok naibler önündekalbimizde söyleyeceğimiz ne ua.ra s;yı.memiz istendi. Biz dehiç bir şey saklamadan samimi

-oıarat konuştuk. Diğerzamanlarda olduğu gibi, Yaroslaos'un askeri ..atutfl.ioıu,Temer tercümanl ığımızı yaptt. nrroun başka huzurdaYaroslaos'un maiyyetinde bulunan bir papaz ii. nutun,

h i zm eti nd eki b aşka'bi r p ap azJu t u^ı',i*vo.ar.

lıı Kadaç veya Kadak, Ögedey Kaan zamanında devlet idaresinde yüksek bir mevkiegetirilmişti' Güyük ise hastallğı dolayısıyla imparatorluğun yönetimini Hıristiyan olan Chin-Gaiile Kadaç'a bırakmıştı. Bunlardan Kadaç önceleri Güyük Han,ın eğitmenliğini de yapmıştı. Buikisi Mengü Kaan zamanında öldürülmüşIerdir. Bu iki devlet adamı Hıristiyan olduk,arı için,Güyük'e, annesine ve ailenin diğer üyelerine Hıristiyan'ık hakkında iyi şeyler söylemişler,metropolitler, papazlu ve rahipleri övmüşlerdi. onlar bu çabalarıyla Güyük Han,ın Hıristiyanlığasıcak bakmasınl sağlamışlaı ayrıca Suriye'den, Anadolu,dan Rus ve Alan ülkesinden bir çokpapaz|arı imparatorluğa getirtmişlerdir. Bk. F. Rish, a.g'e.' s. 254, n. 4 ve s. 328 n. 3; Karş.C6mi' ü'çtevArih,Il, s. 839,220,7 .

Moğol Tarihi ve Seyahatndm e 1245-124.7 l3lErgin AYAN

r30

Bir ara (Kadaç) bize papantn maiyyetinde Rusça'

Arapça veya Moğ"i*'Jt"v"tilen adamlarl olup olmadığını

sordu. Biz de ülkemizdo Rusça' Arapça veya Moğolca

okuyabilen kimse olmadığını' gerçi tıikemizde Arapların

bulunduğunu, fakat p"p"o""" iol uzakta oturduklarlnı' bu

yüzdcn fikrimize g;;.;;;ygun yolun papaya verecekleri cevabı,#Ş,

i;'';' uliu1ur r,nrn u.- b i ze s ö zl ü tlrc üm e etm e lerin in

olacağını söyledik' Tercümeye uygun olarak kendi lisanımızda

yaz|p,hem Moğoı*t*" ı'"m je tercümesini papaya iletiriz

İ.iiı.. ıj, l.rıin. izi hakana b il d irm ek i ç in ayrıl dıl ar'

. Martini gününde (1l Kasım 1246) tekrardan huzura

çağrıldık ve baş "J;'ii'd'n)cnin_cuy' Bala ve zikredilen diğer

memurlar bizi kariılaa'ıuıl'b'nı ar bize hakanın yazilıı cevabını

kelimesi kelimesiie t"'tı'" ettiler' Biz de tercümeyi Litince

olarak yazdıktan ;;;;;'-;""u herhangi bir yanlıı anlamay1

meydan u"r*.-'k_için' 1ç'.IluT1'17l ye tercüme etmemızı

istediler. Her iki y-ıi-.,"i (Moğolca ve Lötince) hazırladıktan

SonTa' emin oımal_^iii" ui'j'"' (5'' tekrar okuyup tercüme

etmemiz istendi';";; şt'yı' o'oiler: "Her şeyi doğru olarak

anladınız mı?. Eğer anlamayıp ta yanlış 9r., -..u1pla

geri

dönerseniz , o 'u^?nıu

uzak dıt"y" yup*rş "..ı'q-ğ-."1

seyahat

beyhude olur". gi' o" şöyle cevap n'ioiı'' "Her şeyi çok iyi

aniadık". Huı.uıı'n '"nuu ' uy"'"uAiapça olarak ta hazırlandı ve

bize verildi, uovi""'f,o:pu'uou 'ttigi'o' ve Arapça bilen biri

ülkemizde bulunduğunda bu "uubin

tercüme edilme imkAnı

yaratılmış oldu'

15 Güyük'ün ahlÖkı, yaşı Ve Hıristiyanlığa bakışı

XI. Moğol hakanının sarayında geçerli olan geleneksel

orotokole gore hakan, ne kadar.'uyg"l- oıu"u olsun hiç bir

il;H"j""şlırr* i."r"i-"r, soylen-eni dinler, fakat daha önce

zikretmiş olduğumuz gibi aracı bir kişi ile cevablnı bildirir.Kendi tebösı olan kişiler ne kadar sayg,n olurlarsa olsunlar,istediklerini baş vezir Kadaç'ın refakatinde hakana anlatır|ar,cevabını alana kadar diz çökmüş vaziyette beklerler. Hakanherhangi bir dava hakkında karar verdi mi,artık hiç kimse buhususta yorumda bulunamaz. onlarda anane bcıyıea;r. nuhakanın özel ve resmi işlerini yürütecek bir baş viziri, başkavezirleri ve bunların yardımcıları ile ayrıca kalabalık bir memurtopluluğu vardır. olmayan ise şudur; avukatları yoktur, çünküher dava hakanın şahsi isteğine göre sonuçlanır, btıylecemahkeme salonlarındaki tartışma şamataları burada o|maz'Diğer Moğol şehz6deleri de, hükmettikleri topraklarda ayn,şekilde davranırlar.

XII. Güyük tahta çıktığında herhal de 40-45 ya dabirazdaha fazla yaştaydı. orta boylu, çok zeki, olağantısttı kurnaz,davranışlarl Son derece ciddi ve vakurdu. Etrafinda bulunanHıristiyanların teyit ettiklerine göre, güJdüğü veya herhangi bir

-f1k1a anlattığı çok seyrek imiş"'. Sarayinda yaşayan

Hıristiyanlar, onun kesinlikle Hıristiyan olduğu g,ıriışııra.oi.ı"..Bunun açık delili de emrinde bakımlarını-üs]lenmiş olduğuHıristiyan papazların bulunması Ve en büyük çadırın önünde,küçük bir kilisenin sürekli kurulmuş bulunmasıdır. Bu küçükkilisenin ve halkın önünde papaz|ar, hiç çekinmeden RumHıristiyanlarında olduğu gibi, önceaen iesbit edilmiş ayintahtalarına vurarak ayinlerini icra etmektedirler. Mogollarınveya diğer kavimlere mensup olan insanların bu ayinlere7z veyaçok katılıp katılmamaları onları hiç ilgilendirmemektedir, fakatMoğo l ların diğer şehzadeleri böyl e ayinler y aptırrnazl ar.

l l2 Karş. Moğol İstilAsına Kadar Türkistan, s. 512

132 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndm e 1245-1247133

1 6. Veda Huzura çıktıktan 3 gün Sonra ve azizBriccius gününde(l3' Kasım |246) hakanın ir,ıırrtırtı taşıyan yazı bize teslimedilerek, geri dönmek. üzere y"ı; ;,i.;" mıza izinverildi v e biziönce hakanrn annesine yoiladriur. Hutunln annesi de herbirimize, purpurdan bir elbise iı.liıki derisinden yapılmış ti.iyleridışa öakan ve iç tarafi pamuktan_"'i-ı, birer kürk hediye etti.Re fakati m i zdeki M oğo l ür, h ı rs ı zü,ü;;;k; ;;. ";

dfi J.,', n ",parçasından bir el genişliğindeki miktarı hatta hizmetkörlaraverilenlerin yarısından aa Ğıasrrr' t"'...t aldılar. Biz bunu fbrketmemize rağmen, olay çıkmaması içinsesimizi çıkarmadık.

XIII.GeridönüşümüzdebizerefakatedecekolanMoğolların dediklerine göre, hakan^ bizimle birlikte kendi

.ıçi|rini yollamak niyetinde imiş. Refakatimizdeki Moğolların

yaşııoıarundan,bizimbuhusustahakanaricadabulunmamızlerettieini anladık, fakat tereddütlerimiz olduğundan, böyle bir

ricada bulunmanın bizim görevimiz olmadığını, ancak hakanın

"ğ". ı.."oi özgür kararıyla bize elçi katmak isterse, Tanrı'nın

y"ardımıyla emniyetini sağlayarak, ülkemize kadar

götürebileceğimizi söyledik'

Çeşitli sebepler yüzünden ülkemize elçi gelmesini

istemiyorduk; çtınkıı iıçini, ülkemizde her an kavga ve savaş

"ıa,g*,"görüpbundancesaretlenerek,ülkemizesaldınteklifu" tu"n riy" Jinde buıunacağından korkuyorduk. ikinc i si bunların

.içiilt ğoreui bahanesi ile ülkemizde casusluk yapacağından

itıpır.ı.iivorduk. Üçüncüsü, dölPş yolumuzda iken çoğunlukla

l-l"'ı, ve kendini üeğenmiş halklarımız tarafindan bu elçilerin

öldürülme s inden endi ş-eleniyorduk. Örneğin ; Almanya kardinal i

tarafindan bize verilen hizmetkArlar, Almany a' y a geri^dönerken

Moğol giysisi taşıdıklarından dolayı Almanlar tarafindan taş

vue;""r;nu tutulmuş ve bu yü-zden Moğol giysilerini çıkarmak

2olunau kalmışlarjır. Moğollar elçilerini öldüren uluslarla

intikamlarını almadan hiç bir zaman barlş yapmaz|ar'

Dördüncüsü, bir Müslüman hükümdörı vaktiyle yaptıkları gibi'

uiri o. kaçırmalarından korkuyorduk' Bu hükümdir' şayet

olmediysehalenhapistebulunmaktadır.Beşincisi,böylebirelçinin hakanın yazlslnl pa?ay? ve diğer Hıristiyan

ıitıttımoaıara teslim'etmek dışinda bir faydası o|maz. Böyle bir

.iiiri, bizimle beraber gelmesinin aleyhimize olacağını

ot'şü,aü,er'müzden,yun,^,,dugötiirmekniyetindedeğildik.

t34Ergin AYAN

C. Geriye dönüş yolculuğu

17 . Vatana n.'., *ı:il}:i;İusya ile yapılan

I. [Hakanın annesinden ayrıldıktan sonral artık

vatanrmıza doğru v"ı" ç'ı"* v9 biitiın kış boyunca yol aldık'

Buz çölünde çoğ; -Ğ

karların tızerinde yattık' ancak

ayaklarımızla karlarl .i"*r ı.9"dimize uyuyabileceğimiz yerler

vapabiliyorduk. gu a;; Jti'a'ı' ve agağs')oldu-ğundan 9:'u'"

s ab ahl arı ryuna' g"'l' Jju''u' ga"" :'k_"k üstümüzü kapattığını

ve karlar altında,.üiilffi;;'^g:'otıt Bu şekilde Isa'nın

gökyüzüne ytıkseldiğ^iu?iı'" (9 Mayıs 1247\ doğru Batu'ya

vardık ve ondan ;;ffi'ii.r'"Iı. i'i.diği bir mesaj'ının olup

olmadı ğını sorduk'' B u"' hukun'n'"uui' n-u ekleyeceği herhangi

başka bir şey "#;;';; *'.J"9'' ayrlca bizlere' hakanın

cevabrnr pupuyu" iJ'?iğ", iı.ri gei"nıere doğru olarak

aktarmamrzl tavsiYe etti'

Batu'dan, serbestçe yolumuza devam edebilmemizi

s a ğ l ay a cak ^

u ı, y u, ıl e^ a l d ı kta n .-:.11İ,[H|ş }*;JIJ]'slT J;po"nrı.ot haftasındaki Cumartesı gunu

arkadaşları,n" u'_ı'i'metkörlarımız önce alıkoyuldular ama

sonradan onları r;.b";;;,;rkr'ak arkamızdan yolladılar'- ondan

sonra Corer,ru'ru "LŞü " J" ui'o" jq' hediyeler istedi' fakat

elimizde hediye t.iir"jrer.dan kenjisine bir şey veremedik'

Corenza ui" u'i'i"Mit;i ;;andaşı olma hakkını alan ve

Rusya'nrn ritu titi;;?;;"t 'efutut edecek olan iki Kuman

verdi. Daha o'"'İ"'li^ tiiunu'ı"ı' yuprnuttu oıan [1ğollar

da

son Moğoı "'" karakolun" g'çiikt'n Sonra yanımızdan

ayrıldılar. c o"'Ju' ii., ;;;';"" k"i*' i "ıo"ğu kılavuz|ar' bizi

Moğol Tarihi veSeyahatn6mel245-l247 135

bu son Moğol karakolundan sonra 6 gün içerisinde Kiev,egötiirdüler.

II. Buratya (Kiev'e) Yohanna gününden (9Haziran|247) 14 gün önce vardık. Geleceğimizi duyan Kiev halkıneşeyle bizi karşılamağa çıkmıştı ve 6deta ölü iken dirilip ayağakalkmış gibi bize bol şans dilediler. Bu şekilde bütün Rusya,Polonya ve Bohemya'da karşılandık. Daniel ve kardeşi Vasilico(Basil) bizim şerefimize büyük bir eğlence tertip edip,istemediğimiz halde bizi hemen hemen 8 gün yanlarındaalıkoydular. Bu arada Moğollara giderken kendileri ilemüzökere etmiş olduğumuz konuda, halkın ileri gelenleri ilepiskoposlar oturup bir karara vardılar. Bize verdikleri cevabagöre; papanın Ve Kutsal Roma kilisesinin otoritesinitanıyacaklardı. Daha önce başpiskoposları tarafindan papay|ayapılmış olan antlaşmalar da tasdik edildi. Bundan başka bizistemeden papaya bir mektup yazarak, yanlm:za elçiler kattılar.

136 Ergin AYAN

D. Son

18. Seyahatimize tanıklık edenler

I. Moğollara yapmış olduğumuz seyahatten kimsenin

şüphe duymaması için burada bizi görenlerin isimlerini*uy'yo',rr.-Rus knezi Daniel, şövalyeleri ve diğer ileri gelenler.

Buniarla Batu'nun bir kız kardeşi ile evli olan Carthan'ın

ordugöhında görüşmüştük. Carenza',nın yanında ise, emrinde

100 adam bulunan Kiev'li yüzbaşı Mangrot'u gördük' o ve

adamları yolumuzun bir bölümünde bize kılavuzluk etmişlerdi

ama onlai bizden önce Batu'ya varmışlardı. Batu'nun yanında

büyük knez Yaroslaos'un oğlunu gördük. onun yanında da

Rusya'dan getirdiği Kuman asıllı bir Hıristiyan olan Sangor

isimıı bir ş-tıvalye vardı. orada aynca Rusya',daki Susdal

eyiletinden gelen ve Batu'nun yanında bize tercümanlık eden

bir Rus vardi. Moğolların hakanının yanında vefat eden büyük

knez Yaroslaos'u ve beraberindeki askeri danışmanı Temer'i

şahsen gördük. Bu Temer, Güyük Han'rn papaya yolladığıyaz|y| iercüme etmiş ve sözlü görüşmelerde tercümanlık

yapmıştır. Ayrıca burada büyük knezin hizmetinde bulunan

brburiuo', Jakob, Michael ve başka bir Jakob adlı papazları

gördük. Biserminenlerin ülkesindeki Lemfinc kentinde

iaroslaos'un eşi ve Batu'nun emriyle Yaroslaos'a gitmekte olan

Ugneus'a, ayrlca maiyyetindeki adamlarıyla bir1ikte

Cocteleban' a rastladık

İsmini saydığım bütün bu kişilerin (Yaroslaos dışında)

hepsi Rusya,daki Susdal kentine geri dönmüşlerdir Ve

geiettiginde seyahatimizin doğru olup olmadığı kendilerinden

ioruıŞogreniıibiıir. Mauci' nin yanında büyük knez Yaroslaos

Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

l13 Cengiz Han'ın MoğoI imparatorluğu'nu kurmasından sonra, Moğolistan,ın ekonomikdurumunun değiştiği ve dünyanın her tarafından buraya akan, kültür, sanat ve ticaret erbabısayesinde kasaba ve şehirlerin inşa edildiği anlaşıIıyor. Kısmen MoğolIar da şehirlerde yaşamağabaşlamışlardır. Moğolistan, büyük ticaret yollarının kesiştiği bir ülke oldu. orhun üzerindekiKarakurum başkent idi. Bk. Moğol|ann İçtimaİ Teşkitilı,Türkçe terc. Abdülkadir inan, s. 72.

137

ve maiyyetindekiler, orada tutuklu bulunan arkadaşları mlzl veRusya'dan gelen Santopolicus Ve adamlarıni go:r-tıiı..at.Kumanların ülkesinden ayrıldıktan sonra, Moğolların ülkesinegitmekte olan büyük p."ns Romanus ve maiyyetine rastladık.Ayrıca halen hayatta^olan büyük prens aloiıa (Alovaj,yı veadamlarını gördük.

-Chernoglou.'btıytık p."r.lnir-.içırl o.Kumania'dan bizimle berab-er çıktı ve uzun süre Rusya,dayanımızda bulundu. Zikredilen kişilerin hepsi Rus p."r'i.riol..

_ II. Ayrıca 9üli, Kiev şehrinin halkı şahidimizdir.Burada ofuranlar, Moğollara giderken ilk sınır karakoluna kadarbize kılavuzlar ve atlar vermişlerdir. Dönüşümüra" ir", uirı..ive geriye dönüşlerine kadar yanımızdaki ü;dıı;'iJun" çotKumanlar) misafir etmişler vi atlarımıza bakıiışla.dır. ırrounbaşka Batu'nun mühni iie Rusya'daki halkın büy"k;i. i,r-,ruhitap eden ve bizlere yolculuk sırasında ut u. ia|. u..lı-..ınıemreden aksi takdirde ölümle cezalandırılacakiarıni ulioir.,y ?::y' g-österdiğimiz,

-şahıslar şahidimizdirler. Yine bizimlebirlikte Breslau'dan Kiev'e gelen ve bizim Moğollardan geridönmekte olduğumuzu. öğrenen Polonya'lı ve Avusturya,lıtdcirler de şahidimizdir. istanbul,dan Moğolların tııı.esineiica.etyapmak amacıyla 8.i,Ti?,ru. şimdi g.ii d.ır.tış olan

-diğer

tAcirler de şahidim izdir"'' Bu tAcir*lerin isimlerı ş,ıyı.al.'Ceneviz'li Michael ve Bartolomeos, Venedik,li Manu.i,_^f,k u,ı,Jakob Reverius ve Pisa'lı Nikolaus. Bu saydıklarımı2 büyüktoptancı t6cirlerdir. [tıçük çapta ticaret yapanlar da şunlardır:Markus, Heinrich ve Johannes vasius, ayflcaHeinrich Bonadiusve Paschamus'un oğlu Peter. Aslinda bu tarzda bir surütan ığım ız o lup, i s im l erini artık hatırlayama maktay ız.

r38 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

Bibliyografya

'Alöaddin Ata Mel?k Cüveyni, T6rİh-i Çih6ngüş6y,I, neşr.Mirzd Muhammed İbn .Abdülvahh6b-iKazvini, Tahran 1367 hş.

Barthold, W ', Moğol İstililsına Kadar Türkistan,Türkçe terc.H. D. Yıldız, Ankara 1990.

--,"CengizHan',, İA.Batton, Wilhelm von Rubruk, ein Weltreisender aus dem

Franziskanerorden und seine Sendungin das Land der Tataren, Münster l92l.

Beazley, R. C., The Text and Versions of John Plano Caıpİnİand William de Rubruquis. London1903 (Hakluyr Society)

D'Avezac, Notİce 'u,

i", anciensvoyages de Tartarie engönöral, et sur riıui a" Jean du Plain de

9?tpi" en particulier, in Recueil IV,399-602.

Deguignes, Hunların, Türk]erin, Moğolların ve Daha SairGarbİ TatarLarın T6rih-i (Jmfımİsi, Y,osmanlıca terc. H. Cehid, İstanbul1924.

139

19. Sonsöz

Bu yazdıklarrmtzl okuyanlardan herhangi bir değişiklik

veya ek yapmamalarını rica ederiz; çünkü bizyazdıklarlmlzlya

şuh*.r, lo'rdtık veya güvenilir .kişilerden duyduk' Tanrı

i"irıo,*irair ki, uydur urikbur' şey,er eklemedik. Her hAlükArda

i"rç.gı kendimize rehber edindik, fakat Polonya'da'

ion"iiyu'au, Almanya'da, ("Teutonia")' Lüttich Ve

Champagne'da yolu^iru çıkan kişiler, yukarıda- anlatmış

;ıd;fi;;, Mogolların tarihini ele geçirmek istediklerinden,

aut u"u., yeterli zaman ve sükünet bulup' kitabımı y.azarak

uitir..o., önce, kendileri yazdıklarımı kopya ederek piyasaya

,tıiatıı... Bu yüzden piyasada bulunanın yerine' şimdi daha

iui'iıatı' ve düLenli nüshasına rastlayan kimsenin şaşlrrnamaslnl

oii.ii.. İlk yazdıgım taslağı yeterli Zamanl bulduktan sonra

;;;i;; eıe Jıarak"incelediıi ve eksik olan kıslmları ekleyerek

eserimi tamamladım.

BizimTataradınıverdiğimizMoğollarınTarihiburadabitmektedir.

140 Ergin AYAN

Doerfer, G., Türkische und Mongolische Elemente İm

N eupersicheı, Wiesbaden 1 963.

Eggebrecht, A., Die Mongo\en und ıhi weltreich, Mainz1989.

Gerdizi, Zeynü'l-ahb6r,neşr' 'Abdülhayy Habibi, iran 1347 '

Gregory Abü'l-Farac, Abu'|Farac Taihi, çev. Ö. R. Doğrul,II, Ankara 1987.

Hamdullah Müstevfi-i Kazvini, Teİih-i Güzİde, İng. terc. E'G. Browne, London 1913.

Howorth, Henry H., History of the Mongols, II, London1 880.

Hudfidu'l-'alem (Anonim), ing. trc. V. Minorsky, London1937 (Ed. by. F. Sezgin, Frankfurt1ee3).

ibn Fazlan, Seyahatnilme, terc. R. Şeşen, İstanbul 1995.

ibnü'ı-Esir, el-K6mil fi'FTerİh., xII, Türkçe terc. A.Ağırakça-A. Özaydın, İstanbul 1 987.

inan, A., Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara 1986'

Joinville, Histoire de Saint Louis. Texte original par de

Wailly,Paris 1906.

Kalkaşandi, Subhu' 1'' aş6, lY, Kahire l 3 34.

Kaşgarlı Mahmüd, Div6n-ı Lügati't'Türk, |, trc. BesimAtalay, Ankara 1986.

Köprülüzöde M. F., Türkiy| Tarihi, istanbul 1923.

Türk Edebiyatı Tarihi, istanbul 1986.

Ligeti, L., BiLinmeyen İç Asya, çev. Sadreddin Karatay,Ankara 1986.

Moğol Tarihi ve Seyahatn6m e 1245-|247 rul

Mirhond, Ravzatu's-ş1f6,IV, neşr. Abbös Zerydb,TahranI358 hş.

Niketas Khoniates, Hİstoria,çev. F. Işıltan, Ankara l995'Özergin' M' K., "Kimek'Ier ve Kimek Devleti,,, AtsızArmağanı,istanbul D7a. "vçı ,

Radloff |Sibirya'dan Seçme^Ier, çev. Ahmet Temir, ankara

Reş idüd din eurı, ı l #'u : -":u:!1t,, a 1ı 7,,

-;"' o'n"u..

Muhammeo Rnşen-üustua ıvınr"uı,

Risch, F., Johann o";Y'ut ,T",rr,* ,rro. - -*i

Salimbene, Chron. Fr Salimbeni parmensis. In: Monum.Histor. ad prov. ,et

placeni p,"İi"nriu,luyu 1857; Hold*-Ed;;'ör"İi"" o"S a.l i mb e n e, kri t. A u s g.';;'i;;." ;;r_-F/r'sr., XXXII, 1913.

Semerkand İ, Matlilu'S -sa' deyn,neşr. Quatremdre, Paris 1 843.Spuler, B., İran Moğ?r]:!,Türkçe terc. C. Köpnilü, Ankara1987.Togan, Z' Yelidi, oğY Destanı, Reşideddin oğuzndmesi,

Te rc üm e v e Tah' I i ] i, irtunu u İiqt;."' "Wadding, Annales Minorum,Xll, Roma 173I_1747.Wilhelm von Rubruk,.feıseı zum Gros

.kh.an der Mongolen,AIm. terc. H. D. Leıcht, Stutgart I984.Vladimirstov, B. Y',.MoEolların İçtimaİ Teşkilltı,Türkçeterc. Abdülkadir inan, fi;;'i 9;;.^'