mÜhendİslİk malzemelerİnİn mekanİk...
TRANSCRIPT
MÜHENDİSLİK MALZEMELERİNİN
ÖZELLİKLERİ
MEKANİK ÖZELLİKLER
MEKANİK ÖZELLİKLERİN TANIMLANMASI
Mekanik Özellikler
Mekan
ik ö
zelli
kle
r
Çekme/basma
Young’s Modülü (E)
Kayma Modülü (G)
Akma Dayanımı
Kopma Dayanımı
% Uzama
Poisson oranı
Sertlik
Darbe
Kırılma
Yorulma
Sürünme
Kayıp Katsayısı
Mekanik Özellikler: Çekme Deneyi
Mekanik özellikler, kuvvetlerin etkisi altında malzemenin
davranışlarını karakterize eder.
Atomlar arası bağ kuvvetlerinden kaynaklanır.
Malzemenin iç yapısının (Mikroyapı) da etkisi vardır. Bu sayede
iç yapıyı değiştirerek aynı malzemede farklı mekanik özellikler
elde edilebilir.
Çekme Deneyi
Tanımlar:
Gerilme
Birim Şekil Değişimi
E Modülü
Poisson Oranı
Hooke Kanunu
Normal Gerilme ve Kayma Gerilmesi
Kuvvet kesite dik ise ve boy değişimlerine (uzama veya kısalma) yol açıyorsa
“normal gerilme” (σ) adı verilir. Kuvvet kesit içinde ise ve açı değişimine
neden oluyorsa, “kayma gerilmesi” (t) adı verilir. Normal gerilmeler (+)
işaretli ise çekme, (-) işaretli ise basma anlamına gelir. Bir parçaya etki eden
kuvvet ve momentler, parçada hem normal hem de kayma gerilmesi
oluşturabilir. Gerilmelerin birimi N/mm2 veya MN/m2 (MPa)’dır.
σ = F⊥ / A₀ t ≡ F// / A₀
Çekme-Basma gerilmesi Kayma gerilmesi
Elastik Şekil Değişimi Özellikleri
Hooke kanunu geçerlidir
σ-ε lineer olarak değişir
Kuvvet kalkınca uzama ortadan kalkar
E modülü malzemenin karakteristik özelliğidir
E modülü kimyasal bileşim ve ortam sıcaklığından etkilenir, ısıl işlemden etkilenmez.
Gerçek ve mühendislik çekme eğrileri
Gerçek ve mühendislik çekme eğrileri
Belirgin akma göstermeyen malzemeler
Demir dışı metaller ve yüksek sıcaklıklarda metallerin hiçbiri
belirgin akma özelliği göstermezler.
Bu malzemelerde % 0.2 plastik şekil değişimine sebep olan
gerilme değeri AKMA DAYANIMI olarak adlandırılır ve σ0.2 olarak simgelendirilir. Bazı özel durumlarda kalıcı şekil değişim
sınırı % 0.2 yerine % 0.1 veya % 0.05 alınabilir. Fakat bu
durumların belirtilmesi gerekir.
Belirgin akma davranışı gösteren
malzemeler
Bazı metalik malzemeler elastik şekil değişiminden plastik şekil değişimine
geçerken akma olayını belirgin bir şekilde gerçekleştirirler.
Bu malzeme grubuna en iyi örnek yumuşak durumdaki (herhangi bir
sertleştirme işlemi uygulanmamış) çoğunlukla düşük karbonlu çeliklerdir.
Bu olay arayer atomlarının mevcudiyeti ile açıklanmaktadır. Örneğin,
karbon ve azottan arındırılan çeliklerde belirgin akma görülmemeye başlar.
Bu arayer atomlarının dislokasyonların altındaki boşluklara yerleşerek
dislokasyonları kilitledikleri düşünülmektedir.
Bu atom gruplarına COTTRELL ATMOSFERİ adı verilmektedir.
UYGULAMA-1
Soru: 15 mm yarıçapındaki alüminyum alaşımından deney
numunesinin başlangıç ölçü boyu 50 mm’dir. 500 kg yük
uygulandığında boyda 0,0025 mm uzama oluyor. Numunedeki
gerilme ve birim şekil değişimini bulunuz ?
UYGULAMA-2
Soru: Alüminyum alaşımından 3810 mm uzunluğundaki içi
dolu bir çubuğa 20424 kg yük uygulanmaktadır. Çubuğun akma
dayanımı 172 MPa, elastik modülü ise 70 GPa’dır. Max yük
uygulandığında çubuktaki elastik deformasyon (esneme) 6,35
mm den daha fazla olmamalıdır. Bu çubuğun çapı ne olmalıdır.
UYGULAMA-3
Soru: 12,8 mm yarıçapındaki alüminyum alaşımından deney
numunesinin başlangıç ölçü boyu 50 mm’dir. Çekme deneyinde ki
maksimum yük 3630 kg olarak gerçekleşmiştir. Max. Yükdeki
yarıçap 12,45 mm, boyu 54 mm’dir. 3450 kg yükte ise kopmuştur,
koptuğu andaki yarıçapı ise 10,11 mm boyu ise 55 mm olmuştur.
a)Max. yükteki ve
b)Kopma anındaki mühendislik ve gerçek gerilme ile birim şekil
değişimlerini bulun.
TOKLUK VE REZİLYANS
TOKLUK REZİLYANS
POLİMERLERİN ÇEKME EĞRİSİ
Polimer deformasyon testi
sırasında gerilme-gerinim eğrisinde
doğrusallığın bozulduğu genellikle
%1 gerinim kesim noktasıdır.
Polimerlerde basma dayanımı
çekme dayanımına göre %20
daha yüksektir.
SERAMİKLERİN ÇEKME-BASMA EĞRİSİ
Seramiklerde basma dayanımı çekme
dayanımının 10-15 katı kadardır.
Malzemeyi çekmek zor olduğunda
mukavemeti eğme testi ile ölçülür.
MOR (eğme kırılma katsayısı) bir
çubuğun eğme testi sırasında kırılma
sırasındaki maksimum yüzey
gerilimidir.
Bu değerin çekme mukavemeti ile
aynı olması beklenir fakat daha
yüksektir?
SERTLİK
Bir malzemenin yüzeyine batırılan
sert bir cisime karşı gösterdiği
dirençtir.
Malzemelerin dayanımları ile ilgili bağıl
değerler verir.
Sertlik ölçme yöntemleri:
Brinell
Vickers
Rockwell
Knoop
SERTLİK YÖNTEMLERİ
KIRILMA MEKANİĞİ
Bir parçanın içinde mevcut olan (malzeme ve imalat hataları)
veya sonradan oluşan bir çatlağın parçaya uygulanan
gerilmelerin etkisi altında ilerleyerek parçayı iki veya daha çok
parçaya ayırmasına “kırılma” denir.
Kırılma mekaniğinde dikkate alındığında tasarımda üç
parametre önem kazanır:
Uygulanan gerilme(Yükleme)
Kırılma tokluğu (malzeme özelliği)
Çatlak uzunluğu
Çatlak başlangıcı
Çatlak ilerlemesi
KIRILMA
KIRILMA TOKLUĞU
Yük altında malzemenin çatlak yayılmasına karşı direncini
ifade eder.
Bu değer K1C ile gösterilir.
KIC
Gevrek kırılma eğilimi
KIRILMA TOKLUĞU TESTİ
Şekil Faktörü Ani kırılma
gerilmesi
Kritik Çatlak
boyu
Malzeme Kırılma
Tokluğu
Ani Kırılma Olmaması için;
•Çatlak boyu kritik değerden küçük olmalı
•Gerilme kritik gerilmeden (kritik çatlak boyundan gevrek kırılmaya
sebep olan gerilme) değerinden küçük olmalı
ÇENTİK-DARBE TESTİ
Sünek malzemeler
• Üç eksenli yükleme hali (Çentik bulunma hali)
• Düşük sıcaklık zorlama
• Kuvvetin ani uygulanması (darbe) durumunda plastik
şekil değişimine imkan bulamayıp gevrek davranış
gösterebilir.
Çentik-darbe testinde hesaplanan kırma enerjisi
sayısal değeri tasarım hesaplarında bir sayısal değer
olarak kullanılamaz, sadece malzeme davranışının bir
göstergesi olarak değerlendirilir.
ÇENTİK-DARBE TESTİ
E= mg (h0-hf)
Birim olarak Charpy: J / İzod: J/m
SICAKLIĞIN ÇENTİK DARBE TOKLUĞUNA
ETKİSİ
Çentik darbe işinin, kırılan kesit alana bölünmesiyle Çentik
Darbe Tokluğu elde edilir.
Malzemelerin (özellikle hacim merkezli kübik kristal
yapılı ) çentik darbe toklukları sıcaklıkla değişir.
Geçiş Sıcaklığına Etki Eden Faktörler
C oranı Mn ilavesi Kalıntılar Kristal yapı
Sertlik Boyut Mikroyapı
Geçiş Sıcaklığına Etki Eden Faktörler
YORULMA
Yorulma; bir malzemenin
TEKRARLI GERİLMELERİN
etkisinde, statik dayanımının
altındaki değerlerde ilerlemeli
hasara uğramasıdır.
Yorulma dayanımı: Belirlenen
bir sınır çevrim sayısına kadar,
malzemenin kırılmadan
taşıyabileceği en büyük gerilme
genliğidir.
WÖHLER EĞRİSİ
Yorulma deneyleri, sabit bir ortalama gerilme için farklı
gerilme genlikleri alınarak yapılır ve yorulma kırılmasının
görüldüğü kırılma çevrim sayıları saptanır. Malzemelerin
hangi çevrim sayısında hasara uğrayacağını gösterir.
Yorulma eğrisinin yorumlanması
A malzemesinin yorulma sınırı ~445 MPa. Malzeme bu gerilme altında yorulmadan çalışabilir.
Bazı malzemelerde (demir dışı malzemeler) özellikle Al alaşımlarında yorulma sınırının olmadığı görülür. Numune üzerine uygulanan gerilme ne kadar azaltılırsa azaltılsın malzeme belli bir gerilme devrinden sonra hasara uğramaktadır.
Siyah alan zamanla büyüyen çatlaktır. Beyaz parlak alan ise bir
anda kopma nedeniyle oluşmuş çatlaktır.
Alüminyum çubukta yorulma
Temel Malzeme Özellikleri MEKANİK ÖZELLİKLER
Yüksek Yük altında uygulama Düşük Yük altında uygulama
Striations,
(yorulma yivleri)
Beach ya da
clamshell marks
YORULMA DAYANIMINA ETKİ EDEN
FAKTÖRLER
Gerilmelerin yoğunlaşması. Örneğin kesit üzerinde çentikler, delikler, keskin köşelerin olması
Yüzey pürüzlülüğü
Parça içerisinde çekme yönünde çalışan iç gerilmeler
Segregasyon, cüruf, kalıntı
Çevre koşulları korozyon oluşturmaya elverişli ise yorulma dayanımı azalır.
Parçanın yüzeyine karbürleme, nitrürleme gibi yüzey sertleştirme işlemi uygulanmışsa yorulma dayanımı iyileşir.
Klasik malzemelerin yorulma dayanımını ölçmek için
bir tarafı dönebilen dirsekli kiriş test geometrisi
Uygulanan gerilim tamamen çekmeden basmaya doğru döngüseldir.
Test numunesine uygulanan maksimum gerilim aşağıdaki şekilde olur.
UYGULAMA-4
Soru 4 : Bir çimento fırınında kullanılan takım
çeliğinden üretilen bir şaftın boyunun 96 inç olması ve
1 yıl boyunca uygulanan 12500 lb yüke dayanması
gerekmektedir. Şaft çalışma sırasında dakikada bir
dönüş yapmaktadır. Buna göre bu şaftın çapı ne kadar
olmalıdır?
SÜRÜNME
Malzemelerin yüksek sıcaklıkta statik gerilmeler altında (hatta
kendi ağırlıkları ile bile) zamana bağlı olarak kalıcı plastik şekil
değiştirmesine sürünme denir.
Sürünme deneyi, sabit sıcaklık ve sabit gerilme altında yapılır ve
birim uzamanın zamanla artışı sürünme eğrisi olarak çizilir.
Yaklaşık 0,4.Tm ve üzeri sıcaklıklarda sürünme hızı önemli
oranda artış gösterir.
Gaz türbinleri, fırınlar, (buhar türbinleri 500°C türbin kanatlarında 600°C) ve benzeri yüksek sıcaklıklarda çalışan mühendislik malzemeleri için sürünme önemlidir.
SÜRÜNME EĞRİSİ VE BÖLGELERİ
Sürünmede etkin olan mekanizmalar: 1. deformasyon pekleşmesi 2. toparlanma
SÜRÜNME EĞRİSİ VE BÖLGELERİ A-B:
Yükün etkisiyle numune uzar, dislokasyon hareketleri hakimdir. Deformasyon sertleşmesi olur. Yüksek sıcaklık nedeni ile iç gerilmeler giderilir, toparlanma oluşur. Pekleşme hızı toparlanma hızından daha fazladır, sürünme hızı yavaştır.
B-C:
Dislokasyon ağları ve yığılmaları rahatlama mekanizmaları olarak da adlandırılabilecek dislokasyon tırmanması ve dislokasyon kayması ile dengelenir ve bu nedenle gerinim artış oranı sabit kalır.
Pekleşme hızı ve toparlanma hızı birbirine eşittir.
Sürünme hızı şekildeki gibi ikincil bölgenin eğimidir.
Uygulamada çok önemlidir.
Mühendislik hesaplarında saatteki, belli sıcaklıktaki sürünme hızı SÜRÜNME MUKAVEMETİ olarak alınır.
C-D:
C`den D`ye olan üçüncü bölgede iç boşluk oluşumları vuku bulur.
Boyun oluşumu meydana gelir ve buna bağlı olarak gerilim (stres) artar.
Yumuşama hızı pekleşme hızından daha fazla olur ve malzeme kopuncaya kadar sürünme hızı giderek artar.
SÜRÜNME HIZI
SÜRÜNME DAYANIMINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
Ergime sıcaklığı
E modülü
Tane boyutu
Yüksek sürünme direnci
Yüksek ergime sıcaklığı
Yüksek elastisite modülü
Büyük tane
boyutu
SICAKLIK VE GERİLMENİN ETKİSİ
TANE BOYUTUNUN ETKİSİ
Küçük taneler daha fazla tane sınırı kaymasına izin vereceğinden,
sürünme hızını artırır.
Sürünme dayanımı
Tane boyutu
Sürünme Kırılması
Genellikle oda sıcaklığında tane
sınırları tanelerden daha
mukavemetlidir. Fakat sıcaklık
arttıkça tane sınırlarındaki
mukavemet düşmekte, tane sınırları
mukavemet düşüş hızı tane içi
mukavemetteki azalma hızından
daha fazla olmaktadır.
Sürünme sonucu meydana
gelen tanelerarası kırılma
METALLERDE SÜRÜNME MEKANİZMALARI
Dislokasyon kayma ve
tırmanması
Tane sınırı kayması
Dislokasyon kayma ve tırmanması Tırmanma:
dislokasyonunun bulunduğu düzlemi terk etmesi olayıdır.
Yüksek sıcaklık, metalde dislokasyonların tırmanmasını sağlar.
Dislokasyon düzensizlikten uzağa tırmandıktan sonra kaymaya devam ederek, uygulanan en düşük gerilmelerde bile numunenin şekil değiştirmesini sağlar.
Tane Sınırı Kayması
Yüksek sıcaklıklarda aktif hale gelen bir mekanizmadır
Artan sıcaklıkla taneleri bir arada tutan kuvvet azalır ve
etki eden gerilmelerin etkisi ile tanelerin birbirleri
üzerinde kaymaları mümkün hale gelir
SÜRÜNMENİN AZALTILMASI
Dislokasyon hareketliliğinin engellenmesi
SÜRÜNMEYE DAYANIKLI ALAŞIMLAR
Ergime sıcaklığı çok yüksek bazı metaller, örneğin;
Tungsten-Volfram`ın (Tm 3377 °C) işlenmesi çok
zordur,
Molibden (Tm 2607 °C) uçucu oksitler oluşturur
Osmiyum (Tm 3027 °C) ise çok pahalıdır.
Bu nedenle günümüzde Nikel (Tm 1453 °C) ve
Kobalt (Tm 1492 °C) alaşımları kullanılmaktadır.
Loss-coefficient (kayıp katsayısı)
Malzemenin titreşim enerjisini
sönümleme derecesi.
Malzeme elastik olarak
yüklendiğinde, elastik enerji
depolar (U) ve yükleme
boşaltıldığında bu enerjinin bir
miktarı malzeme tarafında
yok edilir.
TERMAL ÖZELLİKLER
ERİME VE CAMSI GEÇİŞ SICAKLIĞI
İki önemli sıcaklık vardır, erime sıcaklığı (Tm) ve camsı geçiş
sıcaklığı (Tg) dir. Kristal malzemelerin keskin erime noktası
olurken, kristal olmayan malzemeler de Tg tam katı halden
viskoz sıvı ya geçiş sıcaklığını tanımlar. Bu sıcaklıklar,
malzemelerin maksimum (Tmax) ve minimum (Tmin) çalışma
sıcaklık aralığının belirlenmesinde kullanılır.
Tmax, malzemenin oksidasyona ya da kimyasal değişime
uğramadan çalışabileceği sıcaklıktır.
Tmin sıcaklığının altında malzeme gevrek yapıda ve kullanımı
güvenli değildir.
Temel Malzeme Özellikleri TERMAL ÖZELLİKLER
Isıl genleşme sıcaklık arttırıldığında ya da düşürüldüğünde bir çok
malzemede gözlenen boyutsal değişimdir. Isıl genleşme verileri genel olarak
doğrusal ısıl genleşme katsayısı (a) ile ifade edilir.
Birimi in./in./oF ya da cm/cm/oC ya da basitçe 1/oF ya da 1/oC dir.
Isıl şok direnci
Termal şok direnci malzemenin deformasyona
ugramadan karşı koyabileceği maksimum ani sıcaklık
değişimidir ΔT (K).
UYGULAMA-5
Soru: 15 m uzunluğundaki bir bakır tel 40 °C’den -9 °C’ye
soğutulmuştur. Telin boyunda meydana gelen değişimi
hesaplayınız.
α= 16.5 x 10-6 °C-1
ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLER
Temel Malzeme Özellikleri ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLER
Elektriksel direnç, bir birim kübün iki yüzü arasındaki potansiyel
farkdır. Elektriksel iletkenlik, direncin tam tersidir ve değeri 1/dirençtir.
İyi bir iletken için : 10-8 m.cm
İyi bir yalıtkan için : 1016 m.cm
ÇEVRESEL DİRENÇ
AŞINMA
İki cismin birbirine temas eden
yüzeylerinde, mekanik veya
kimyasal etkenlerden dolayı
meydana gelen malzeme
kaybıdır.
Uygulanan yüke, mesafeye bağlı
olarak değişir.
Aşınma büyük miktarlarda malzeme kaybına ve enerji
israfına neden olur. Sürtünmeyi ve aşınmayı azaltma
ve/veya kontrol etme çalışmaları gereklidir.
Aşınma Sistemini Oluşturan Unsurlar
Tribolojik sistem
Ana malzeme
(aşınan)
Hareket
Karşı malzeme
(aşındırıcı)
Ara malzeme
Yük
AŞINMA MEKANİZMALARI
Abrazif aşınma Birbirine göre izafi hareket yapan iki cisim arasına çevre etkisiyle
yabancı sert parçacıkların girmesi ve bu parçacıkların yumuşak yüzeye gömülerek sert yüzeyden sanki zımparalarcasına malzeme kaldırmasıyla kendini gösteren bir aşınma türüdür.
Makine elemanlarının yüzeyleri ısıl işlem ile sertleştirilerek bu tür aşınmaya karşı önlem alınmaya çalışılır.
Adhezif aşınma
Cisimlerin gerçek temas yüzeyleri, yüzey pürüzlüğü sebebiyle aslında çok çok küçük olduğundan, bu noktalardaki gerilmeler çok küçük yük durumlarında dahi akma gerilmesi sınırına erişirler ve akarak plastik deformasyona uğrarlar.
Cisimler birbirine mikro kaynaklar ile bağlanırlar. Bu sırada iki cisim arasında devam eden izafi hareket sebebiyle kaynak bağı kopar.
Adhezif aşınmanın meydana geldiği yüzey
Kopma sonucu diğer cisme göre yumuşak olan malzemeden imal edilmiş cismin yüzeyinde boşluklar oluşur, diğer yüzeydeyse çıkıntılar meydana gelir ve iki yüzey arasına adhezif parçacıklar dökülür.
Erozyon aşınması
Bir yüzeye hızla püskürtülen katı parçacıklarının,
sıvı veya gaz jetlerinin o yüzeyi aşındırarak kütle
kaybetmesine yol açmasıdır.
Çöl ortamlarında rüzgar tarafından savrulan kum
taneciklerinin araçları, yapıları ve makineleri
aşındırdıkları görülür.
Pirinç kondansatör borusunun erozyon korozyonu: Akıntı
yönüne doğru oluşan damla şeklindeki oyukların görünümü
Yorulma aşınması
Dişli çarklar, rulmanlı yataklar, kam
mekanizmaları gibi birbirleriyle sürekli
temas halindeki yüzeylerde görülebilir.
Temas alanı küçük olduğunda temas
yüzeylerinde yüksek basınç meydana gelir
ve yüzeyin hemen altında kayma
gerilmeleri oluşur. Kayma gerilmelerinin
maksimum olduğu noktada plastik
deformasyon meydana gelir,deformasyon
zamanla yüzeye ilerleyerek yüzeyde
çukurcuklar meydana getirir.
KOROZYON
Türkiye Korozyon Derneğinin
araştırmalarına göre Türk
Ekonomisindeki korozyon
kayıplarının maliyetinin gayrisafi
milli hasılanın %3,5-5’ i arasında
olduğu tahmin edilmektedir.
Bu oran Ereğli Demir Çelik
Fabrikalarının yaklaşık bir yıllık
üretimine eşittir.
KOROZYON NEDEN OLUŞUR?
Korozyon
Korozyon, "içinde bulunduğu çevresi ile oluşturduğu ara
yüzeylerde malzemelerin kimyasal ve elektrokimyasal reaksiyonlar
sonucu enerji kaybı ile bozunmaları" olarak tanımlanabilir.
Korozyon hızı milimetre/yıl olarak tespit edilmektedir.
Elektrokimyasal Korozyonu Oluşturan
Bileşenler
Anot: Korozyona uğrayan (oksitlenen) metal
Katot: Anotta açığa çıkan elektronları harcayan reaksiyon
(redüksiyon) meydana geldiği metal yüzeyi
Elektronik İletken: Anotta açığa çıkan elektronları katoda
taşıyan metalik iletken. Anot ile katodun birbiri ile teması da bu
iletişimi sağlar.
Elektrolit: Elektrolitik iletken, sulu çözelti. Anot ile katot
arasında iyonik bağ sağlayan sulu ortam.
Elektrokimyasal Korozyon
Elektrokimyasal korozyonda
galvanik seri çok önemlidir.
Galvanik seri, gerçek ortamlarda
metallerin potansiyellerinin
ölçülüp sıralanması ile elde
edilen termodinamik bir seridir.
Pasifleşme: Paslanmaz çelikler
gibi bazı metallerin belirli çevre
şartlarında elektrokimyasal
aktivitesini kaybetmesi olayıdır.
Korozyon Reaksiyonları
Anodik Reaksiyon Katodik Reaksiyon
Metalik iletkenden iyonik
iletkene olan pozitif yük
transferini gerçekleştiren
elektron reaksiyonudur.
Yükseltgenme
reaksiyonudur.
Bu olay sonucunda elektron
üretilir.
Metalden elektrolite negatif
yükün transfer olduğu
elektrot reaksiyonudur.
Katodik reaksiyon daima
indirgenme reaksiyonudur.
Katodik olayın işlevi anodik
reaksiyonda üretilen
elektronları harcamaktır.
Galvanik Hücre
Redoks reaksiyonlarının kendiliğinden gerçekleştiği,
elektrik enerjisinin üretildiği hücrelerdir.
Tek Elektrotlu Galvanik Hücre
Tek parça bir metal, örneğin karbonlu bir çelik çubuk
elektrolit (su) içine daldırılırsa korozyon meydana gelir.
Her ne kadar sadece bir elektrot olsa da çeliğin farklı
mikroyapı bölgeleri (örneğin ferrit ve sementit) anot ve
katot olur.
Korozyona
Etki Eden
Faktörler
Korozyon Türleri
Homojen Dağılımlı Korozyon
Galvanik Korozyon
Çukurcuk Korozyonu
Taneler Arası Korozyon
Aralık Korozyonu
Seçici Korozyon
Homojen Korozyon
En yaygın korozyon türüdür ve yol
açtığı metal kaybı diğer korozyon
türlerine oranla yüksektir.
Buna karşın en az korkulan korozyon
türüdür. Çünkü hızı basit laboratuar
deneyleri ile saptanabilir ve dolayısıyla
korozyona maruz yapının ömrü
belirlenebilir.
Galvanik korozyon
Birbiriyle temas halinde olan elektrik potansiyelleri farklı metal
ve alaşımların aynı ortamda bulunmasıyla meydana gelir.
Ortamdaki malzemeden daha soy olanı katot(+), diğeri ise
anot(-) olarak davranır ve anot olarak davranan malzeme
korozyona uğrar.
Galvanik Seri
Sıralamada aşağıya doğru
gidildikçe metalin aktifliği artar.
Bu sıralamada daha aşağıda
bulunan bir metal, kendine
göre yukarıda olan metalin
anodu olur.
Örneğin, Fe’den daha aşağıda
bulunan Mg, Al ve Zn metalleri
demiri, katodik olarak korumak
üzere anot olarak kullanılır.
Galvanik korozyonun önlenmesi
Sisteme anodik karakterde
üçüncü bir metal bağlanarak
katodik koruma uygulanabilir.
Ortama korozyon yavaşlatıcı
madde ilavesi
Parçalar arasında iyi bir
yalıtım yapılmalıdır.
Birbirine bağlı bakır ve galvaniz kaplı su borularında, farklı metaller
olmaları dolayısıyla meydana gelen galvanik korozyon
Aynı ortamda çalışacak malzemeler birbirinden farklıysa galvanik seride
birbirine yakın olanlar seçilmelidir.
Daha reaktif olan malzemenin (anodik malzemenin) yüzey alanı mümkün
olduğunca büyük olmalıdır.
Alüminyum-Bakır boru örneği
Bir arada bulunan birbirinden farklı metallerin
arasındaki galvanik korozyonu engellemek için
yalıtım malzemesi kullanılmalı.
Atık su borusunda meydana gelen
çukurcuk korozyonu
Seçici korozyon
Bir alaşım içinde bulunan elementlerden birinin
korozyona uğrayarak uzaklaşması sonucu oluşan
korozyondur.
Örneğin, pirinç alaşımı içinde bulunan çinkonun bakırdan önce
korozyona uğramasıdır.
%15’ten fazla çinko
içeren pirinç
alaşımındaki numunede
meydana gelen seçici
korozyon.
Aralık-Çatlak korozyonu
Bu korozyonun temel nedeni,
çatlak içi veya aralık ile çevre
elektrolit arasında oksijen
konsantrasyonu veya metal iyonu
konsantrasyonunun farklı
oluşudur. Çatlağın dış kısımları
katot olacağından bu bölgede
korozyon görülmez.
Taneler arası korozyon
Taneler arası korozyon
Metal atomları daima geometrik bir düzen içinde kristalleşir.
İki veya daha fazla metalden oluşan homojen yapıdaki alaşımlar da belli bir düzen içinde kristalleşir. Bunlara katı çözelti denebilir.
Heterojen yapıdaki alaşımlarda ise, iki veya daha fazla katı fazlı karışım söz konusudur. Böyle bir alaşımda kristaller homojen bir yapıda değildir.
Taneler arası korozyon, taneler arası sınır çizgilerinde meydana gelir. Bu bölgelerde metallerden biri diğerine göre daha düşük konsantrasyonda bulunur. Bu nedenle sınır çizgileri korozyon için uygun bir ortam oluşturur.
Taneler arası korozyon
Yaşlanan alüminyum alaşımlarında, paslanmaz çeliklerin
kaynak edilmelerinde yavaş soğuma ile tane sınırlarında
karbür çökelmesi olursa bu korozyon gözlenir.
Taneler Arası Korozyon Örneği
Laboratuarda gerçekleştirilen
korozyon testinde, 6061
alüminyum alaşımının (T6
durumunda) %5’lik NaCl
çözeltisinde yaklaşık bir gün
bekletilmesiyle oluşmuş taneler
arası korozyon.
Paslanmaz Çelikte Taneler Arası Korozyon
Oluşumu
Paslanmaz çeliklerde, malzeme uzun süre 500-850C sıcaklıkları arasında
tutulursa, tane sınırlarında Cr23C6 tipi karbür çökelmesi olur.
Bu karbürün çökelmesi için tane sınırlarına karbon ve krom difüzyonu olması
gereklidir.
Bu difüzyon yüzünden, tane sınırlarının yakınlarında krom konsantrasyonu
düşük bölgeler oluşur ve sonuç olarak da tane sınırı bölgelerin korozyona
maruz kalması söz konusu olur.
Paslanmaz Çelikte Taneler Arası Korozyon
Oluşumu
Bu tip korozyon kaynak
bölgelerinde de gözlemlenir.
Yanda bir paslanmaz çeliğin
kaynak bölgesindeki taneleri
arasında meydana gelen
korozyon görülmektedir.
Gerilmeli Korozyon
Elektrolit içinde bulunan ve bir çatlak başlangıcı taşıyan parça üzerine
çekme gerilmelerinin etkimesi ile ortaya çıkar.
Gerilme nedeniyle hareket eden dislokasyonların yüzeyde meydana
getirdiği kayma eşikleri, korozyon yavaşlatıcı oksit vb. tabakanın
sürekliliğini bozar.
Bu gibi hallerde koruyucu tabakanın yenilenmesi olaya özgü elektrolit
tarafından engellenir ve korozyonun yerel olarak gelişmesiyle bir tünel
oluşur.
Deniz suyuna maruz kalmış çelik çubuk
Çekme gerilmesinin maksimum olduğu yerlerde stres-
korozyon çatlakları oluşmuş durumda
Gerilme Korozyonunu Önlemek İçin
Gerilmeli korozyon, dışsal bir gerilme uygulanmadan da
meydana gelebilir.
Hızlı sıcaklık değişimi sonucu meydana uniform olmayan
genleşmeler de stres-korozyon çatlamalarına sebep olur.
İki veya daha fazla fazdan oluşan alaşımlarda, fazların ısıl
genleşme katsayıları farklı ise stres-korozyon çatlaması
meydana gelebilir.
Kaynaklı parçaların gerilme giderme tavlamasına tabi
tutulması veya çekme yerine basma gerilmelerinin
sağlanması gerilmeli çatlak korozyonu tehlikesini azaltır.
Kavitasyon Korozyonu
Hızlı akan sıvıların malzeme
yüzeyine yakın bölümlerinde oluşan
alçak basınç kabarcıklarının
büyümesi ve patlaması ile meydana
gelir. Oluşan şok dalgalar, yüzeye
çarparak malzeme yüzeyini örten
tabakayı tahrip eder. Açığa çıkan
metal çözünerek korozyona uğrar.
Bu tür korozyona uğrayan yüzeylerin
görünümü kaba ve deliklidir, oyuklar
sıktır. Yüzeyde petek görünümü
oluşur.
Kavitasyon Korozyonu
Pervanelerde ve motor kanatlarında sık görülür. Özellikle pompaların emme yapmaları esnada bu korozyon oluşmaktadır.
Korozyondan Korunma
Malzeme seçimi
İnhibitör kullanımı
Anodik koruma
Katodik koruma
Uygun tasarım
Yüzey kaplama
Korozif Ortama Göre Malzeme Seçimi
Örnekleri
Deniz suyu yaklaşık %3.5 tuz (çoğunlukla NaCl) içerir ve
bu yüzden tatlı sulara göre daha çok korozyona sebep
olur.
Dökme demir,çelik,alüminyum,bakır,pirinç ve bazı
paslanmaz çelikler tatlı su ortamlarında kullanmak için
uygundur.
Titanyum,pirinç,bazı bronzlar,bakır-nikel alasımları ve
nikel-krom molibden alaşımlarının tuzlu su ortamlarında
meydana gelen korozyona karsı dayanımları yüksektir.
Korozif Ortama Göre Malzeme Seçimi
Örnekleri
Korozif ortam Metal
Nitrik asit Paslanmaz çelik
Sodyum hidroksit Nikel / nikel alaşımlar
Sulu sülfürik asit Kurşun
Hava Alüminyum
Damıtık su Kalay
Sıcak kuvvetli oksitleyici çözelti Titanyum
Derişik sülfürik asit Çelik
Bazı katodik koruma uygulama
alanları
Liman ve deniz
yapıları
Yer altı boru
hatları
Petrol depolama tankları
Su depolama tankları
Yüzey kaplama
Korozyondan korunmak için metalin koruyucu kaplamalar ile
kaplanarak çevre ile yapı arasında az veya çok yalıtkan bir engel
oluşturmak ekonomik bir yoldur.
Kaplamaların kalitesi elektriksel dirençleri ile ilgili olup, 10000
ohm / mm2 den büyük dirençliler korozyon açısından uygundur.
Uygun tasarım
Korozif maddelerin depolandığı sistemlerde korozif
ortamın (su vb) birikmesini engellemeye yönelik
tasarımlar uygulanmalıdır.
Ayrıca arasında sıvı birikintisine sebep olabilecek çok ince
aralıklardan kaçınılmalıdır.
Durgun
bölge
Durgun
bölge
Durgun
bölge