mİllİ mÜcadele’de rİze - tarih blogu · 2014-01-20 · milli teşkilatlanma yolundaki ilk...

25
T.C. KONYA NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ AHMET KELEŞOĞLU EĞİTİM FAKÜLTESİ MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE Coşkun KOBAL 12310441017 TARİH METODOLOJİSİ II Prof. Dr. Nuri KÖSTÜKLÜ KONYA MAYIS, 2013

Upload: others

Post on 31-Dec-2019

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

T.C.

KONYA NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ

AHMET KELEŞOĞLU EĞİTİM FAKÜLTESİ

MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE

Coşkun KOBAL

12310441017

TARİH METODOLOJİSİ II

Prof. Dr. Nuri KÖSTÜKLÜ

KONYA

MAYIS, 2013

Page 2: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 2

GİRİŞ  

  30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Anadolu parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya 

kalmıştı. Mütareke’nin savaşı sonlandıracağı ve refaha ereceği düşüncesinde olan Türk Milleti, asıl 

mücadelenin bu Mütareke’nin akabinde yapılan işgallerden sonra başlayacağını idrak etmişti. Bu işgallerle 

beraber vatanın her bölgesinde direniş hareketleri ve teşkilatlanmaları görülmeye başlanmıştı. Rize de bu 

teşkilatlanmaların yapıldığı, Trabzon Vilayetine bağlı bir sancak konumunda idi.  

  Rize de halkın önde gelenleri tarafından oluşturulan Müdafaa‐i Hukuk Cemiyetleri, Milli Mücadele 

döneminde fevkalade öneme sahip idi. Türk Milleti’nin bilinçlenmesi ve düşman işgallerine karşı tepki 

göstererek protesto mitingleri düzenlemesi Müdafaa‐i Hukuk Cemiyetlerinin en önemli 

faaliyetlerindendir. Bu kuruluşların amacı Milli Mücadele  ve Kuva‐yı Milliye ruhunun Türk Milleti 

tarafından idrak edilebilmesi ve Türk Milleti’nin kendine olan güveninin geri gelmesi bakımından oldukça 

büyük öneme sahiptir. 

  Araştırmamızda Rize ve çevresindeki; Ermeni, Rum, Gürcü tehditlerine karşı oluşturulan Kuva‐yı 

Milliye birlikleri, Cemiyetler ve Rizelilerin gösterdiği tepkiler incelenmiştir. Rize’de halkın bilinçlenmesini 

sağlayan önemli şahsiyetler de ele alınmıştır. Ayrıca İstanbul’dan ve Rusya’dan Ankara’ya gönderilen silah 

ve mühimmatlara da değinilmiştir.  

I.BÖLÜM – MONDROS MÜTAREKE’SİNDEN SONRA YAŞANAN GELİŞMELER 

 A ‐ Mondros Mütarekesi Sonrası Doğu Karadeniz Bölgesi ve Rize  

30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi, 25 maddeden oluşmakta olup, maddelerin büyük bir 

bölümü denizlerle ilgilidir. Türk yurdu Anadolu’yu büyük devletlerin isteklerine göre bölmeyi hedef alan 

Mütareke’nin, Karadeniz ile doğrudan ilgili olan maddelerini şu şekilde sıralayabiliriz: 

Madde 1‐ Karadeniz’e geçmek için Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak ve bu geçiş sağlanacak. 

Çanakkale ve Karadeniz istihkamları müttefikler tarafından işgal edilecektir. 

Madde 2‐ Osmanlı sularındaki bütün torpil tarlaları, torpido ve kovan mevzîleri vesaire gösterilecek ve 

bunları taramak veya kaldırmak için müracaat vukuunda mittefiklere yardım edilecektir. 

Madde 3‐ Karadeniz’deki torpil yerlerine dair bilgiler müttefiklere verilecektir. 

Madde 6‐ Osmanlı karasularında zabıta ve buna benzer hususlarda kullanılar küçük tekneler müstesna, 

Osmanlı sularında veya Osmanlı Devleti tarafından işgal edilen sularda bulunan harp gemilerinin hepsi 

teslim olunup, gösterilecek Osmanlı liman veya limanlarında enterne edilecektir 1.   

Madde 7‐ Müttefikler, güvenliklerini tehdit eden bir durum halinde istedikleri bölgeleri işgal 

edebileceklerdir. 

 

                                                            1  SARIKAYA, Makbule, Milli Mücadele Döneminde Rize, ATAM Yayınları, Ankara 2004,  s.48. 

Page 3: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 3

Madde 8‐ Osmanlı işgali altındaki bütün limanlardan müttefikler faydalanabilecek ve onlarla harp 

halinde bulunan devletler faydalanamayacaktır. Deniz ordusunun asayişe ayrılan gemilerinden mâda 

mevcudu terhis edilecektir. 

Madde 9‐ Müttefikler Osmanlı tersane ve limanlarındaki tamir vasıtalarından faydalanacaktır. 

Madde 13‐ Osmanlı Devleti, elinde mevcut bahrî, askerî veya ticari malzemelerin tahribine engel 

olacaktır. 

Madde 20‐ Beşinci madde mucibinde terhis edilenlere ait teçhizat, silahlar, cephane ve taşıtların 

kullanma tarzına dair verilecek talimata uyulacaktır. 

Mondros Mütareke’sinin imzalanmasından sonra Osmanlı ordusu bitkin ve yorgun bir halde terhis 

edilirken, önemli geçitler, silahlar düşmanın eline geçiyordu 2.   

 1‐ Mondros Mütarekesi’nin Doğu Karadeniz’e Etkisi  

Mondros Mütarekesi’nden sonra Trabzon Vilayeti’ne bağlı sancaklardan biri olan Rize, bölgesi iç ve dış 

tehlikeler bakımından çok nazik bir durumda bulunuyordu. Çünkü Gürcüler, Rize bölgesini almak isterken 

Ermeniler de Trabzon Vilayeti’nin bir kısmını, kurmayı planladıkları Büyük Ermenistan’ın sınırlarına dahil 

etmek istiyorlardı. Bunlardan daha önemlisi ise Rumların, bölgede büyük bir Pontus Devleti kurmak 

amacıyla Pontusçuluk faaliyetine girişmeleri olmuştur 3. 

Milli Mücadele Dönemi’nde Rize üzerinde, Gürcü, Ermeni ve Pontusçu Rumların bazı talepler ortaya 

attıkları görülüyordu. Ermeniler ve Pontusçu Rumlar, Rize üzerindeki emellerini gerçekleşitmek için, 18 

Ocak 1919 tarihinde toplanan Paris Barış Konferansı’na müracaatta bulunmuşlardı. Görülüyor ki her iki 

tarafın istekleri Rize üzerinde çatışıyordu. Çünkü, kurulması planlanan Pontus Rum Devleti sınırları içinde 

gösterilen Rize, aynı zamanda Büyük Ermenistan’ın yaşayabilmesi için Karadeniz kıyılarında önemli bir çıkış 

limanı olarak da düşünülmekteydi. Paris’teki bu çalışmaları duyan Rizeliler tepkisiz kalmadılar, topraklarını 

ve haklarını koruyabilmek için Müdafaa‐i Hukuk Cemiyeti’nin kurulma çalışmalarına hız verdiler 4. 

2‐ Mütareke’den Sonra Doğu Karadeniz ve Rize’nin İşgali İçin Yapılan Faaliyetler  

Doğu Karadeniz bölgesini anavatandan ayırmak için İzmir’de olduğu gibi, bir bahane bulup bölgeyi 

işgal etmek gerekiyordu. Bu bahane Doğu Karadeniz bölgesindeki asayişsizlik bir gerekçe olabilirdi. Çünkü 

Mütareke’nin 7. maddesine göre; Büyük devletler kendilerinin güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi 

bir yeri işgal etme hakkına sahiplerdi. Nitekim İtilaf Devletleri, Rumların bölgedeki faaliyetlerini taraflı 

olarak değerlendirerek bölgede asayişsizlik olduğunu, bunun Türkler tarafından çıkarıldığını iddia 

ediyorlardı. Oysaki bölgedeki asayişsizliğin sebebi Türkler değil, Rum çeteleri idi.  Rumlar, Karadeniz 

sahillerine demirleyen Fransız ve İngiliz kuvvetleriyle yakın ilişkiler kurarak taşkınlıklar yaptılar. 

                                                            2  SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.49. 3  SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.50. 4  ÇAPA, Mesut, Milli Mücadele Döneminde Rize, s.865  

Page 4: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 4

Kendilerinin sebep oldukları olayları Türklere mâl ederek haksız emellerini tüm dünyaya haklıymış gibi 

göstermeye çalıştılar 5. 

 A‐ Mondros Mütarekesi’nden Sonra Azınlıkların Doğu Karadeniz Bölgesinde Devlet Kurma Faaliyetleri 

 1‐ Pontusçu Rumların Rize Üzerindeki Emelleri ve Yaptıkları Çalışmalar 

 

I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında yoğun faaliyet gösteren Rum çeteleri, Mondros 

Mütarekesi’nden sonra daha tehlikeli hale gelmişlerdi. Rum çeteleri bölgede huzur ve güvenliği ortadan 

kaldırırken, Milli Mücadele’nin devam ettiği dönemlerde de Pontus ayaklanması denilen ayaklanmayı 

meydana getirmişlerdi. Bu ayaklanma  yeni kurulan Türk Devleti’ni bir süre uğraştırmıştı. 

Pontus Meselesi, Yunan Başbakanı Eleftherios Venizelos’un da dediği gibi, “ Pontus Meselesi hiç 

yoktan var edilmiştir. Hayali bir şekilde yaratılan bu devlet ve bu devletin kuruluş davası, gerek 

Yunanistan’ın gerekse diğer ( Rusya, İngiltere ve Fransa gibi ) büyük devletlerin çıkarlarına uygun olduğu 

ve Türkiye’yi böldüğü için sürekli desteklenmiştir.” 

Anadolu’nun Karadeniz kıyılarında bir Pontus Devleti kurulması tasarısı XIX. Yüzyılın ilk yarısına kadar 

uzanmakta, yani Etnik‐i Eterya’nın doğuşu, Yunan Ayaklanması ve Yunan Devleti’nin kurulması bu 

tasarının başlangıcını teşkil etmekteydi 6. 

Doğu Karadeniz’de durum çok karışık bir haldeyken Pontusculuğun önderlğini yapan Metropolit 

Hrisantos, Paris Barış Konferansı’na 2 Mayıs 1919’da bir muhtıra verdi. Pontus Meselesini savunan ve        

“ Karadeniz Meselesi” denilen bir muhtıra ile bölgenin Rum olduğunu ve Türklerin azınlık olduğunu ve 

Rumlara saldırdığını iddia etmekteydi. Paris Barış Konferansı’nda Rumların murahhassı olan Hrisantos, 

Pontus Meselesi’ne dair, Rize ve çevresi ile ilgili bir görüş öne sürerek gerçekle ilgisi olmayan rakamlar 

verip tuhaf gruplandırmalara yer vermiştir. Ona göre “ Rize’nin Müslüman ve Rum ahalisi ( Hrisantos, 

“Rum” deyimi ile bütün Hristiyanları bu sayıya dahil ediyordu.) eşit sayıdadır. Pontus Müslümanları 

muhtelif milliyetlerdendirler. Bu Müslüman mevcudu dahilinde (340.000) hakiki Türk, (200.000) 

Sürmeneli, (50.000) Kafkasyalı, (200.000) Oflu ve (5.000) Sitavriyon vardır.”  

Rumların bu iddiaları ortaya atmasındaki asıl gaye Wilson İlkelerince kendilerini dünyaya haklı 

göstermekti. 

Bu asılsız iddialar 15 Kasım 1919 tarihinde de gündeme gelmiş ve Paris Barış Konferansı’na Pontus 

Cemiyeti namına sunulan bir bilgiride Osmanlı Hükümeti’nin bölgede zulüm yaptığı, güvenlik ve adaletin 

olmadığı, Türk çetelerinin saldırıda bulunduğu iddiaları yer almıştır 7. 

     

                                                            5  SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.50. 6  SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.52. 7  SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.60‐61.  

Page 5: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 5

2‐ Ermenilerin Büyük Ermenistan Devleti Hayali ve Rize Üzerindeki Faaliyetleri  

Osmanlı Devleti’nin hoşgörü dolu idaresinde yaşayan ve “ Millet‐i sadıka” olarak adlandırılan 

Ermeniler, devlet yönetiminde ve ticari hayatta önemli yerler elde etmişlerdi. Fransız İhtilali’nden sonra 

gelişen olaylar neticesinde ve yabancı devletlerin etkileri ile Ermeniler ülke bütünlüğünü bozucu nitelikte 

teşkilatlanmalara giriştiler 8.   

Gerek I. Dünya Savaşı öncesinde gerekse savaş sırasında Ermeniler Türk ordusu içinde, oldukça zararlı 

çalışmalarda bulunduğunu hatta kendilerine göre bazı askeri bölgeler oluşturarak oraya sorumlu subaylar 

tayin ettikleri bilinen gerçeklerdi. Bu gerçekler, o tarihlerde bölgede bulunan ve Ermeni faaliyetlerine 

bizzat şahit olan Sadi Selçuk Bey’in hatıralarında şu şekilde yer almaktadır: 

“ Yıllardan beri, Ermenilerle aramızdaki geçimsizlikten doğan intikam hırsı ve istiklal rüyası, Rus ordusu 

içinde bulunan Ermeni subay ve erlerin merkezi Erzurum olmak üzere faaliyete geçen, komutanın olan ve 

programları üzerine hareket etmeleri hakkında Erzurum Merkez Kumandanlığını yapan bir Ermeni 

albayının komite reisi sıfatıyla yayınladığı emirler Trabzon’daki teşkilata da ulaştırılmış bulunuyordu. Bu 

cümleden olarak Trabzon’daki teşkilat başında bulunmak üzere Erzurum Aziziye tabyasında bulunan topçu 

yüzbaşılarından  Bedros isminde bir Ermeni de Trabzon’a gönderilmişti.  

Bu komutanların aldıkları kararların başında, Erzurum, Gümüşhane ve Trabzon şehirlerinin dahil ve 

haricinde bulunan Türkleri katletmek, mevzilerde bulunan toplarla şehirleri yıkmak ve cephanelikleri 

berhava ederek her şeyi hasara uğrattıktan sonra çekilmek olup, onlar bu gibi meşum düşüncelerinin 

tatbikine fırsat bekliyorlardı.” 9 

Yabancı devletlerin amaçlarına yardım ettikleri sürece desteklenen Ermenilerin Türklere yönelik 

saldırıları tehlikeli boyutlara varınca XV. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa önderliğinde Doğu 

Harekatı başlatıldı. Bu harekat ile Kars, Ardahan ve Batum ele geçirilmek istenmiştir. Gelişmeler 

neticesinde 9 Haziran 1920’de Doğu bölgesinde geçici seferberlik ilan edilmiştir.  Bu arada Doğu Karadeniz 

bölgesinde de, 1 Temmuz 1920’de Ermenilerin yoğun faaliyetlere giriştikleri görüldüğünden bazı savunma 

tedbirleri alınmış ve bölgede Çoruh Grubu adı verilen bir birlik kurulmuştur.  

Büyük Millet Meclisi’nin 7 Temmuz’da Ermenilere verdiği ültimatomu cevapsız kalınca, Doğu Harekatı 

hızlandırıldı. Sarıkamış ve 30 Ekim’de Kars’ın alınması ile Türk ordusu, 7 Kasım’da Gümrü’ye girdi. 6 

Kasım’da Ermenilerin Ateşkes isteği 17 Kasım’da kabul edilmiş ve 3 Aralık 1920’de Gümrü Antlaşması 

yapılmıştır. Böylece Ermeni Devleti hayali tarihe gömülmüştür. Doğu Harekatı’ndan sonra yurttan atılan 

Ermenilerin, nüfus iddiaları ve toprak talepleri, uluslar arası arenada artık “ Bogos’us peri masalları” olarak 

değerlendirilmeye başlandı 10. 

3‐ Gürcülerin Rize’yi Anadolu’dan Koparmak İçin Yaptıkları Faaliyetler 

Milli Mücadele öncesinde Doğu Karadeniz Bölgesi’ne yönelik tehditleri sadece Rum ve Ermenilerin 

faaliyetlerinden kaynaklanmıyordu. Bu iki tehlikenin yanında Gürcülük cereyanı mütarekeden sonra 

önemli bir yer tutmuş, Milli Mücadele’de bütün hızıyla sürmüştü. Bu dönemde Hıristiyan Gürcülerin 

                                                            8  SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.71. 9  SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.74. 10 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.82. 

Page 6: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 6

                                                           

yardımıyla bölgeye eşkıya ve siyasi çeteler, Anadolu’ya sokulmaya çalışılmıştı. Milli Mücadele Dönemi’nde 

Gürcülerin Rize bölgesini elde edebilmek için “ Lazistan Lazlarındır.” Şeklinde bir takım propagandalara 

başvurdukları bilinmektedir. Ancak Doğu Karadeniz Bölgesi için yaptıkları propagandalar, ordunun ve 

halkın uyanıklığı sayesinde vaktinde söndürülmüştü. Bu iddialar bazı devletlerin çıkarına uygun olduğu 

dönemlerde oldukça iyi desteklenmiştir 11.    

Gürcülerin iddia ve faaliyetlerini değerlendiren İstikbal Gazetesi’nin başyazarı Faik Ahmet Bey’in 

belirttiği gibi,  “ Gürcüler henüz siyasi istiklal ve mevcudiyetinin emniyet ve istikrar şeraitini istihsal 

etmeden mevcudiyetini tehlikeye ilga edecek ve kendisine yeni düşmanlar hazırlayacak surette serse‐

riyane bir siyaset yolu takibine temayül gösterdi. Bu temayülünü de icrasına başladığı propagandalarla 

açık bir suretle sergilemiş olduğu.” açıkça görülmektedir 12. 

   Bu propagandaların Rize’de etkili olmayacağına muhakkak gözle bakan Faik Ahmet Bey’e göre her 

şeye rağmen yine de tedbirli olunmalı, ilgisiz kalınmamalıdır. 

Bu hususta Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne, Evliye‐i Selase milletine ve bilhassa Rize aydınlarına 

birçok görevlerin düştüğünü, Gürcü propagandasının etkisiz hale getirilmesini, bunun için ilgililerin azami 

gayret sarf etmesini ısrarla ister. Bütün bunların yapılabilmesi için bir faaliyet makinesine ihtiyaç 

olduğunu, bu makinenin merkezinin de Faik Ahmet Bey’in düşüncesine göre; ancak vilayet merkezinin 

olabileceğini belirtir ve Rize’nin yoksulluk içinde olması nedeniyle müstakil olmasının doğru olmadığını 

görüşlerine ekler 13. 

II.BÖLÜM ‐  RİZEDE MİLLİ UYANIŞ YOLUNDAKİ FAALİYETLER 

 

Mondros Mütarekesi’nden sonra, Anadolu’nun hemen her yerinde, görülen işgal ve azınlık 

faaliyetleri gibi büyük tehlikeler karşısında bölgesel kurtuluş çareleri aranmaya başlandı. Bu yüzden her 

bölgenin halkı, sivil ve askeri liderlerin önderliğinde milli teşkilatlar kurmaya başladı. Milli teşkilatlanma 

yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918 Aralık ayı 

başlarında Anadolu’nun her yerinde kurulmaya başlayan geçici hükümet ve milli cemiyetler, Anadolu’da 

doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün bölgelerde ortaya çıkmaya başladı. Aynı şekilde İstanbul’daki 

aydınlar da kendi bölgelerini kurtarmak amacıyla İstanbul’da (Şark‐ı Anadolu Müdafaa‐ı Hukuk, Trabzon 

Muhafaza‐ı Hukuku Milliye Cemiyeti) teşkilatlar kurmuşlar, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde şubeler 

açmışlardı. 

Halkın teşkilatlanmasının nedeni, işgalin haksızlığına karşı duyulan tepki ile milli vicdandan ilham 

alan milli şuurun, bir gaye neticesinde birleşmesidir. 

Vatanın işgali ve parçalanması karşısında halkın istiklalini elde etme gayesi ile milli harekete giriştiği 

yerlerden biri de, bu dönemde Trabzon vilayeti sınırları dahilinde olan Rize’dir. İşgal tehlikesiyle karşı 

karşıya kalan yöre halkı, Trabzon merkezli bir milli teşkilatlanma sürecinde girdi. İstiklal için mücadele 

 11 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.83‐84. 12 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.88. 13 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.90. 

Page 7: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 7

eden halk, ‘’ yenilgiye boyun eğmeyen bir millet yenilmez; dağa çıkıp eşkıya olur, çete olur, çarpışır, ölür 

belki, fakat esir olmaz. ‘’ fikriyle harekete geçti. 

Gerek Trabzon Vilayeti dahilinde, gerekse İstanbul’da bölge halkının haklarını korumak amacıyla 

kurulan cemiyetler arasında, sayıları az da olsa, bilerek veya bilmeyerek Milli mücadeleye zarar 

verebilecek nitelikte olanlara da rastlanmaktadır14. 

Rize’de Kurulan Cemiyetler ve Yaptıkları Çalışmalar 

Trabzon ve havalisinde kurulan cemiyetler şunlardır: 

1‐) Trabzon ve Havalisi Adem‐i Merkeziyet Cemiyeti 

2‐) Trabzon Muhafaza‐ı Hukuk‐u Milliye Cemiyeti 

3‐) Trabzon ve Havalisi Müdafaa‐i Milliye Cemiyeti 

4‐) Laz Tekamül‐i Milliye Cemiyeti Hayriyesi 

5‐) Trabzon‐Rize Cemiyeti Hayriyesi 

1‐ Trabzon ve Havalisi Adem‐i Merkeziyet Cemiyetinin Rize’deki Faaliyetleri 

   

Milli Mücadele’ye zararlı cemiyetler arasında nitelendirilen bu cemiyet, Ocak 1919 da İstanbul’da, 

kurulmuştur. Cemiyet, padişaha bağlı kalmak ve kendisini idare etmek suretiyle, bölge halkının haklarını 

korumayı amaçlamış ve kuruluşundan sonra Doğu Karadeniz Bölgesinde hızla genişlemiştir. Bu cemiyet, 

Rize’de de şube açmıştır15. Cemiyetin İstanbul’daki kurucuları arasında Şatırzade Hasan Hicabi, Derviş 

Kaptanzade Necati, Muhsinpaşazade Ethem, Süleyman Suudi, Mehmet, Kamil, Şükrü ve Besim beyler 

başta gelmektedir16. 

Toplam 7 maddeden ibaret, bir nizamnamesi olan, Trabzon ve Havalisi Adem‐i Merkeziyet 

Cemiyeti’nin programı incelendiğinde; cemiyetin, yönetimde adem‐i merkeziyetçi, saltanata bağlı ve 

ittihatçılığa karşı olduğu görülmektedir. Cemiyetin programına göre, Rize, adem‐i merkeziyet dahilinde 

olup, Osmanlı Devleti’ne bağlı idari bir birim sayılacaktı. Kendisine ait bir neşir organı olmayan Trabzon ve 

Havalisi Adem‐i Merkeziyet Cemiyeti, Paris Barış Konferansı’nda, Rize’yi de içine alan bölge hakkında 

birtakım isteklerin dile getirildiği, yörenin geleceğini ilgilendiren bazı konuları içeren bir çok beyanat 

vermiştir17.  

İzmir’in işgali karşısında sessiz kalmayan cemiyet, bölgenin işgalden korunması için, ne yolda 

hareket edileceğinin kararlaştırılması amacıyla, 23 Mayıs 1919 da İstanbul Cağaloğlu’ndaki merkez binada 

toplanmıştır. İzmir’in işgalinden sonra İstanbul’da toplanan Cemiyet, teşkilatlanma faaliyetlerinde 

bulunmak üzere Trabzon Vilayeti’ne görevliler göndermiştir. Böylece Cemiyet, 1919 İlkbaharında bölgeye 

                                                            14 SARIKAYA, Makbule, A.g.e ., s.105. 15 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 16 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.106. 17 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’  http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 

Page 8: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 8

gönderdiği Nazmi Nuri Efendi’nin girişimleriyle Rize’de de şube açmıştır18.  Trabzon ve Havalisi Adem‐i 

Merkeziyet Cemiyeti Rize şubesinin kurucuları ve görevleri şöyledir: 

Reis: Tuzcuzade Şaban Efendi 

Aza: Kazancıoğlu İbrahim Efendi  

Aza: Turnaoğlu İsmail Efendi 

Aza: Tuzcuzade Hakkı Efendi  

Aza: Taviloğlu Ethem Efendi  

Aza: Hacı Osman Efendizade Faik Efendiler olup…’’belirtilmektedir19. 

Cemiyet, var olduğu süre içerisinde, bölgeyle ilgili birçok konuda beyannameler yayınlamıştır. 

Cemiyetin Rize şubesi, Batum’da kurulmuş olan ve Rize ve yöresinde Lazlık cereyanı yaratmaya çalışan 

“Lazistan Selamet‐i Milliye” ve Lazistan Tahlisi” gibi cemiyetlerle mücadele etmiş, bu konuda İstanbul 

gazetelerine birçok açıklama göndermiştir. Trabzon ve Havalisi Adem‐i Merkeziyet Cemiyeti Rize 

Şubesi’nin, “Lazistan’ın Mukadderatı” başlıklı bir yazısı, Söz Gazetesinde 22 Nisan 1919 da yayınlanmıştır. 

Bu yazıda; Batum’da kurulan cemiyetlerin bazı iddialarla siyaset sahnesine atılarak, Lazistan’ın merkezi 

Rize’de birtakım faaliyetlerde bulunduklarının bilindiği belirtildikten sonra, bu tür faaliyetlerden rahatsızlık 

duyan Rize halkının, bu cereyanlara şiddetle karşı olduğu ve Osmanlı’dan ayrılmayı asla düşünmedikleri 

kaydediliyordu. Daha sonraki tarihlerde cemiyet merkezi 26 Nisan 1919 tarihinde, Batum’da kurulan 

cemiyetler ve Rize üzerindeki emellerden bahseden bir yazıyı Söz Gazetesinde yayınlamıştır. Bu yazıda; 

Batum’da kurulan cemiyetlerin üyelerinin, Lazistan halkıyla herhangi bir bağlarının olmamasına karşın, 

cemiyetin, Lazistan ve halkıyla ilgili sözlü veya yazılı iddialarda bulunduğu, ancak her türlü iddianın 

Lazistan tarafından reddedildiği ve bölge halkının Osmanlı Devleti’ne olan bağlılıklarının her zaman devam 

edeceği belirtilmekteydi. Rize’yi ilgilendiren birçok konuda fikir ve önerilerini sürekli olarak gazeteler veya 

beyannamelerle ortaya koyan Cemiyet, 22 Mart 335/1919 tarihli Söz Gazetesinde, “Trabzon ve Havalisi 

Halkı Ancak İdari Adem‐i Merkeziyet İstiyor.” başlığıyla yayınlanan beyannamesinde; yöre halkının 

Osmanlıdan kesinlikle ayrılmayacağı kararını açıkça ve bir kez daha belirtmiştir20.  

Cemiyetin, 26 Nisan 1335/1919 tarihli Söz gazetesinde yayınlanan başka bir muhtırasında, ise Rize 

ve çevresinde, Müslümanların ezici bir çoğunlukta bulundukları dile getirilmiştir. Cemiyet, Mayıs 1919 da 

yaptığı bir açıklamada; Trabzon Vilayeti’ne dahil Rize’deki Türk ve Müslümanların, milli haklarını muhafaza 

etmek için sulh konferansı ve İtilaf hükümeti mümessilleri nezdinde; ilmi, içtimai, ekonomik müdafaalarda 

bulunacaklarını, dahili meseleler ve fırka ihtilaflarından uzak kalacaklarını; cemiyet üyelerinin, Rize’nin de 

dahil olduğu vilayet çevresindeki bütün siyasi ve içtimai sınıf mensuplarından müteşekkil bulunduğunu 

bildirmiştir.  

 

   Cemiyet, adem‐i merkeziyetçilik konusunda bazı girişimlerde bulunarak, ademi merkeziyetçiliği 

tanıtmak ve benimsetmek amacıyla yörede sık sık konferanslar düzenlemiş ve halkı, bu konferanslara 

davet etmiştir. Tehlikeyi uzaktan savuşturmaya çalışan ve bölgesinde fiili gayrete geçmekten ziyade, 

fikirlerini yaymaya çalışan Cemiyetin bu tutumunun Doğu Karadenizlileri ve aynı şekilde Rizelileri de fazla 

                                                            18 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 19 SARIKAYA, Makbule,  Ag.e., s.108. 20 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 

Page 9: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 9

tatmin etmediğini Trabzon’dan gelen bir zatın, 6 Ekim 1919 da Tasvir‐i Efkar’da yayınlanan ifadesinden 

anlamaktayız. Nihayet cemiyet, 28 Eylül 1919’da Hürriyet ve İtilaf Fırkasına katılmıştır. Ve siyasi hayatı 

sona ermiştir21. 

2‐) Trabzon Muhafaza‐i Hukuk‐u Milliye Cemiyetinin Kurulması ve Rize’deki Faaliyetleri 

I. Dünya Savaşı’ndan sonra, Trabzon Vilayeti ve Rize’deki halkı, Milli Mücadele yolunda harekete 

geçiren sebeplerin başında şüphesiz, Mondros Mütarekesi sonrasında, Pontuscu Rumların Pontus Rum 

Devleti kurmak amacıyla giriştikleri faaliyetler ve Ermenilerin denize çıkış kapısı olarak düşündükleri Büyük 

Ermenistan’ın kuzey sınırları konusundaki emelleri geliyordu22. 

Rize ilini de içine alan Trabzon Vilayeti, Milli Mücadele yıllarında, bulunduğu hassas konum 

nedeniyle, her türlü tehlikeye açıktı. Trabzon Vilayeti aydınlarının Mondros Mütarekesi’nden sonra milli 

mukavemet yolunda attıkları ilk adım, 10 Aralık 1918’de İstikbal Gazetesi’ni çıkarmaları olmuştu. Daha 

sonra Rum ve Ermeni faaliyetlerinin artması ve özellikle müstakil bir "Pontus‐Rum Devleti" kurma 

faaliyetleri üzerine, Trabzon’un vatansever halkı, 10 Şubat 1919 tarihinde Trabzon Muhafaza‐ı Hukuk‐u 

Milliye Cemiyeti’ni kurdular. Cemiyet kuruluş amacını, beyannamesinde yer aldığı şekliyle şöyle 

belirtmektedir; Vilayetin Osmanlı Devleti’ne bağlılığını korumak amacıyla, ilmi vesikalarla gerekli 

savunmalarda bulunmak ve milli haklarımızı koruyacak vasıtaları sağlamaya çalışmak. Bunun için tarihi, 

sosyal ve iktisadi vesikaların toplanması ve istatistikler düzenlemesiyle, İtilaf hükümet ve temsilcilerine 

muhtıralar verilmesi, Wilson prensiplerine göre milletlerin kendi mukadderatlarını belirleme hak ve 

yetkilerine dayanarak etkili girişimlerde bulunulması. Ayrıca, cemiyetin kuruluş amaçlarından başka hiçbir 

siyasetle meşgul olmaması, her türlü parti kavgalarından uzak kalarak birlikte milli varlık ve emellerimizin 

korunması için gerekli meselelerle uğraşması kararlaştırılmıştı23.  

Milli Mücadele başlarında Rize, Trabzon Vilayeti'ne bağlı bir sancaktı. Mondros Mütarekesi’nden 

sonra, İşgalci devletlerin gemileriyle Trabzon limanına getirilen Rum ve Ermeni çetecileri, Rize dahilinde de 

halkın malına ve canına saldırıyorlardı. Hatta bölgedeki Rum ve Ermeni köyleri de bu çetecileri destekliyor‐

lardı.  

 

   Bu şartlar altında Rize’nin fedakar halkı; milli bir teşkilat kurma faaliyetlerine başlamışlardı. Böylece 

Trabzon Muhafaza‐ı Hukuk Cemiyeti’nin Rize Şubesi; Mataracızade Mehmet Şükrü Efendi, Tuzcuzade 

Süleyman Tevfik, Lazoğlu Mustafa, Mataracızade Hakkı, Güvelioğlu Ahmet, Hacıömeroğlu Ahmet Efendiler 

tarafından 24 Mart 1919’da kurulmuştur. Bundan başka, Rize Sancağı'nın Pazar kazasında, Muhafaza‐i 

Hukuk Cemiyeti’nin bir şubesi açılmış, başkanlığına da Ziya Bey, getirilmiştir. Trabzon Muhafaza‐i Hukuk‐u 

Milliye Cemiyeti’nin kurulduğu tarihlerde Rize’de, Muhafaza‐i Hukuk‐u Milliye Heyeti, Nisan ayı başlarında 

sadarete bir telgraf göndermişlerdi. Memleketlerinin haklarını koruyacaklarını bildirdikleri bu telgrafta; 

“Bugün bütün dünyanın sulhu hazırlamak üzere Paris’te toplanan sulh konferansına, Karadeniz Rumları 

namına gönderilen heyetlerin hakikatleri tahrife ve inkara kalkışmasıyla, Trabzon ve havalisi ve bilhassa 

Rize sancağı halkı, büyük bir heyecana düşmüştür. Onların batıl iddialarda bulundukları şayiası mevcuttur. 

                                                            21 SARIKAYA, Makbule, A.g.e. , s.112.  22 SARIKAYA, Makbule, A.g.e. , s.113. 23 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 

Page 10: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 10

Livamızda meskun ahali tamamen Müslüman iken bunların kısmen misafirlikle burada bulunan 100‐200 

Rum’un hakimiyeti altına girmeleri, milletlerin hürriyeti gibi adalet kaidesine aykırıdır. Karadeniz sahiller‐

inde İslam ahaliye nispetle nüfusları pek az bulunan ve hiçbir suretle hakları bulunmayan Rumların, böyle 

açıktan açığa hakimiyet istemeleri dikkate değer. İnsanlığın sulh ve sükununu temine çalışan İtilaf Devlet‐

leri büyüklerinin, insanlık hak ve kaidelerine aykırı kararlar almayacaklarına emin olduğumuzdan, bir an 

dillerinden düşürmedikleri, adaletlerini bekler ve Osmanlı hakimiyetinden başka hiçbir hükümet idare 

şeklini katiyen kabul edemeyeceğimizi, bu umumi milli arzunun aksine verilecek kararların elim facialar 

doğuracağını ve bölgede bunun tatbikinin imkansız bulunduğunu, katiyen ve müttehiden arz ve ilan 

ederiz” denilmekteydi24.  

Rize Muhafaza‐ı Hukuk‐u Milliye Cemiyeti, İstanbul Hükümeti’ne gönderdiği, 7 Nisan 1919 tarihli 

telgrafından başka, Rize’nin Doğu Anadolu’da kurulmaya çalışılan Ermenistan’a, Karadeniz’de bir mahreç 

olarak verileceğine dair haberlerin duyulması üzerine, Paris Barış Konferansı ile Fransız Hükümeti ve 

kamuoyuna duyurulmak üzere, Trabzon’daki Fransız Mümessili’ne bir protesto metni göndermiştir. Bu 

yazıda, Rize’nin Türk vatanından ayrılamayacağı belirtilerek gazetelerin, “Ermenilerin miktarlarıyla bir 

istihza teşkil eden Ermenistan hudud‐ı merhumesini göstermeye kadar” işi ileri götürmeleri karşısında, bu 

uğraşının sonuçsuz kalacağı ifade edilmiştir. Ayrıca bu protesto metninde, şu değerlendirmelere de yer 

veriliyordu:  

Bu muhitte ne Ermenilerin, ne de başka bir milletin tarihi hakları yoktur. Rize’nin bu günkü nüfusu 

225 bin olup, bunun yalnız 54’ü Rum’dur. Muhitimizde ne biz ne de ecdadımız, hiçbir Ermeni’nin 

yaşadığına şahit olamamıştır. Barış Konferansı’nda Türklerin aleyhine bir karar verildiği takdirde, 

anayurdumuzu savunmak amacıyla akıtacağımız kanlar, daha büyük bir inkılaba fırsat verecektir. Şunu da 

belirtmeliyiz ki, “merhamet dilemiyoruz, hakkımıza tecavüz edilmemesini talep ediyoruz25.”  

Bu arada Cemiyetin kaza ve merkezdeki idare heyetleri, hemen Trabzon’da toplanacak olan 

kongreye gidecek delegelerini seçtiler. Cemiyeti'nin 23 Şubat 1919'da ilk kongresine, Rize’den katılan üç 

delegenin isimleri şöyledir; Lazzade Mustafa Efendi, Tuzcuzade Şaban Efendi, Mütekaid Binbaşı Etem 

Beylerdir. Trabzon Muhafaza‐ı Hukuk‐u Milliye Cemiyeti, farklı sayıda celselerden oluşan 8 ayrı toplantı 

yapmıştır. Bu toplantılarda Rizeli delegelerin önemli rolleri olmuştur. Çünkü, seçilen heyetlerin hemen 

hepsinde Rizeli delegelerin varlığı bize, Trabzon Kongreleri sırasında Rizelilerin etkin bir rol oynadığını 

göstermektedir. Örneğin; Bütçe encümeni seçilen 9 kişiden biri Rize’den Mustafa Efendi olduğu gibi Cem‐i 

Vesaik Encümeni (Belgeleri Toplama Komisyonu) için seçilen 11 kişiden biri yine Rize’den Şaban Efendi’dir. 

Ayrıca cemiyetin nizamnamesini yeniden düzenlemek için oluşturulan 11 kişilik encümen heyetinde 

Rize’den Mustafa Efendi de yer almıştır. Daha sonraki toplantılarda, İstanbul’a gönderilecek heyetin 

seçimi meselesi gündeme gelmiştir. Gümüşhane delegesi Zeki Bey’in notlarına göre, bu seçim çok 

çekişmeli geçmiş ve bu yüzden seçimler birkaç kere tekrar edildikten sonra temsilciler tespit edilmiştir. 

Çünkü seçimlerden sonra oluşturulan heyette Rize delegesinin bulunmamasını, Rize adına bir haysiyet 

meselesi şekline getiren, Rize delegelerinin toplantı salonunu terk etmesi, kongrenin samimi havasını bir 

                                                            24 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.117. 25 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 

Page 11: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 11

anda değiştirmiştir. Ancak daha sonra yenilenen oylama ile oluşturulan beş kişilik heyete; Rize’den 

Mustafa Bey seçilmiştir26.  

Trabzon Muhafaza‐i Hukuk‐u Milliye Cemiyetini temsilen katılan; üç kişilik bir heyet, 27 Nisan 

1919’da Padişah tarafından huzura kabul edildi. Basında, Heyet‐i Mahsusa olarak söz edilen, bu üç kişilik 

Trabzon Muhafaza‐ı Hukuk‐ı Milliye Cemiyeti temsilcileri, kısaca şu isteklerde bulunmuşlardı: 

"Vilayetimiz halkı, Trabzon'un Osmanlı saltanatına ayrılmaz hislerle bağlıdır. Bu bağlılık 

duygularıyla, merkez vilayete çağrılan delegelerden oluşan kongrede, eski bağlılığımızı korumaya 

azmettikleri konusunda Padişaha arza bizleri görevlendirdiler."  

Diyebiliriz ki, Padişahın huzuruna kabul edilen bu heyet, Trabzon Vilayeti’nin durumundan söz 

ederken, Rize’den de bahsetme şansına sahip olmuştur. İstanbul Hükümeti ile bağlantısını devam ettiren 

Cemiyetin, Kongre kararları incelendiğinde, alınan kararların hiçbirinin azınlıklara karşı düşmanca nitelikte 

olmadığı, Türk ve Müslümanların haklarını korumak amacını güttüğü görülür.   

15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’in Yunanlılarca işgali haberi karşısında, Trabzon Muhafaza‐ı Hukuk‐ı 

Milliye Cemiyeti üyeleri, hemen bir kongre toplanmasına karar verdiler. Kongre, 22 Mayıs 1919 da 

toplanmıştır. İkinci Trabzon Kongresi sırasında Rize delegesi Osman Nuri Bey, Gümüşhane delegesi Zeki 

Kadirbeyoğu ile beraber 28 Mayıs 1919 tarihinde, kongreye bir önerge sunmuştu. Bu önergede: “Her 

vilayet merkezinde ufak tefek sızıltılarla kopan feryat memleketin yarasına hiçbir vakit merhem olmaz. Tek 

başına bir vilayet hiçbir şey yapamaz. Pontus ve Ermenistan meseleleri artık açıktan açığa konuşuluyor. 

Bizi kurtaracak yegane çare Türklüğün ittihat ve hamasetidir. Bunun için de mukavemet tertibatı alınması 

merkezi Erzurum’da olmak üzere bir umumi kongre akti ile bütün Şark vilayetleri ve civarlarına ahvalin 

açık ve bütün çıplaklığı ile bildirilmesini teklif ederiz.” denilmekteydi. Sunulan bu takrir kabul edilerek, 

çevre illere telgraflar çekildi27. Trabzon’da toplanan bu kongre, 28 Mayıs 1919 da bir takım kararlar 

almıştır. Alınan bu kararlara göre; işgal karşısında azınlıklara karşı silahla karşı konulması, asker toplan‐

ması, Vilayet‐i Sitte (altı şark vilayeti) ile birlikte çalışmak üzere her vilayetten gönderilecek delegelerin 

katılmasıyla büyük bir kongre düzenlenmesi ittifakla kabul edilmiştir.  

Cemiyet, Haziran ayı içinde Padişah ve Sadarete iki telgraf çekerek, Paris Barış Konferans’ında 

milleti küçültecek bir kararın kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Daha önceden I. Trabzon Kongresinde dile 

getirilen silahlı direniş çağrısı II. Trabzon Kongresi’nde gerçekleşmiştir. Cemiyet, kısa zamanda bölgedeki 

teşkilatını tamamlamış ve silahlanma faaliyetine başlamıştır. Cemiyetin Trabzon merkez teşkilatı, 

silahlanma konusunda, İskele Kâhyası ile anlaşmış aynı şekilde Rize’de bütün kayıkçı ve motorcular 

silahlandırılarak Yunan vapurlarına karşı boykot uygulanmaya başlanmıştır. Bu arada İstanbul’daki 

Karadenizlilerin çabalarıyla Anadolu’ya gizli silah ve cephane sevkiyatı da arttırılmıştır. Bu konuda Rize’nin 

ileri gelenlerinden İlyas Sami’nin (Kalkavanoğlu), ve Topal Osman’ın önemli çalışmaları olmuştur. II. 

Trabzon Kongresi’nde silahlanmak gerektiği hususunda alınan karar, Kâzım Karabekir ve bölgedeki XV. 

Kolordu kumandanlığına bağlı III. Tümen Kumandanı Halit Bey tarafından da desteklenmiştir.  

                                                            26 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 27 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 

Page 12: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 12

Daha sonraki dönemlerde Mustafa Kemal tarafından resmi görev verilen Halit Bey, Trabzon ve 

Havalisi Kuva‐yi Milliye Kumandanlığı’na atanmıştır28. 

Sonuç olarak cemiyet, Milli davanın anlatılabilmesi için Avrupa’ya delege gönderme girişiminde 

bulunmuş; amacını, çalışmalarını, bölge halkının haklarını ve haklılıklarını anlatmak, Rum ve Ermeni 

faaliyetlerinin temelsizliğini göstermek üzere bir çok beyanname de yayınlamıştır29. 

3‐) Trabzon ve Havalisi Müdafaa‐i Milliye Cemiyetinin Kuruluşu ve Rize’deki Faaliyetleri 

İstanbul’da kurulan bu cemiyetin, Adem‐i Merkeziyet Cemiyetine benzer özellikleri olmakla 

birlikte, bölgede fazla varlık gösterememiştir. Cemiyet, 18 kişilik bir merkez kuruluna sahip olup üyeleri 

arasında tanınmış önemli kimseler de yer almaktaydı30. 

Cemiyet, 4 Haziran 1335‐1919 tarihinde Mabeyn‐i Hümayun Mülukhane Başkatibatı celilesine 

gönderdiği ve Paris Barış Konferansı’na gönderilecek murahhaslar hakkında düşüncelerinin yer aldığı bir 

telgraf ile adından söz ettirmişti. Bu tarih bize cemiyetin 4 Haziran’dan önce kurulmuş olduğunu 

düşündürmektedir. Bu telgrafa çok sinirlenen Dahiliye Nezareti Kalemi Mahsus Müdüriyeti, 5 Haziran 

1335/1919 tarihinde, Polis Müdüriyetine bir telgraf göndererek, ilgili kişilerin tevkifini istemiştir. 

Cemiyetin ismine, 10 Haziran 1919 tarihinde İkdam gazetesine bir açıklama yapan Trabzon Muhafaza‐ı 

Hukuk‐ı Milliye Cemiyeti’nin beyannamesinde de rastlanmaktadır. İzmir’in işgalinden sonra kurulan bu 

cemiyet, düzenlediği müsamereler ile para toplamakta ve bu paraları, yardıma muhtaç kimselere 

yardımda kullanmaktaydı. Cemiyet, 27 Haziran 1919 tarihinde, gazetelerde yayınladığı bir beyannamede, 

İzmir’de şehit olan ve yaralananların ailelerine yardım için bir müsamere düzenleyeceğini duyurmuştur31. 

4‐) Laz Tekamül‐ü Milliye Cemiyet‐i Hayriyesi ve Rize’deki Faaliyetleri 

30 Mart 1919’da İstanbul’da kuruldu. Kurucuları; Büyük Hasan Paşazade Ahmet Tevfik Bey, Hasan 

Fikri Bey, Mehmet Kadri Bey, Hüsnü Efendi ve Fahri Efendi. Bu cemiyet, 60 maddeden oluşan bir 

nizamname yayınlamıştır32. 

Cemiyet, Nizamname‐i esasisinde özetle, yalnızca bir hayır ve yardımlaşma kurumu olduğunu 

belirtmektedir. Milli Mücadele döneminden önce, 1914 yılında Laz ismini kullanarak kurulan Laz Talebe 

Cemiyeti’nin nizamnamesi incelendiğinde, iki cemiyet arasında herhangi bir ilişki olmadığı görülmektedir. 

Laz Tekamül‐ü Milli Hayriye’si anlaşıldığına göre kısa bir süre sonra kapanmış, İzmir’in işgalinden 

sonra yeniden kurularak faaliyete geçmiştir. Çünkü, Cemiyetin yeniden kurulduğunu haber veren 2 

Haziran 1919 tarihli bir ilanda; ilgililerin cemiyet merkezine davet edildiği görülmektedir. Ayrıca 18 

Temmuz 1919 tarihinde, hedeflenen gayeye ulaşma esasını araştırma ve tespit konusunda bütün 

hemşehrilerin davet edildiğini gösteren bir ilana daha rastlanmaktadır. 

                                                            28 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 29 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.128 30 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.128 31 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013) 32 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.130. 

Page 13: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 13

Trabzon Valisi, Temmuz 1919 tarihinde Ordu’ya geçerken Giresun’da kendisi için verilen bir ziyafet 

sırasında, Laz Tekamül‐ü Milli Cemiyeti kurucularından Ahmet Tevfik Bey, Vali’nin gelişinden duyduğu 

mutluluğu ifade etmişti. Cemiyetin bu ikinci kuruluşunda da bir varlık gösteremediği anlaşılmaktadır33. 

5‐) Trabzon Rize Cemiyet‐i Hayriyesi ve Rize’deki Faaliyetleri 

 

30 Ağustos 1919 Tarihinde İstanbul’da kuruldu34.  30 Ağustos 1919 tarihli İkdam Gazetesi’nde 

cemiyet‐i hayriyenin yayınladığı bir yazıda; cemiyetin, istilaya maruz kalmış ve muhaceret dolayısıyla 

yakınlarını kaybedenlere, yetim ve dul kalanlara yardım amacıyla kurulmuş olduğu belirtmektedir. 

“Trabzon‐Rize Cemiyeti” namıyla merkezi Kasımpaşa’da kurulan bu cemiyet, siyasi partiler ile ilişki 

kurmamış ve siyaset ile ilgilenmemiştir35. 

B‐ Erzurum Ve Sivas Kongreleri Dönemi’nde Rize 

1‐ Erzurum Kongresi ve Rize 

 

Rizeliler Milli Mücadelenin başlangıcından itibaren, Mustafa Kemal Paşa ve Türkiye Büyük Millet 

Meclisi’nin yanında yer almışlardır. Trabzon Muhafaza‐i Hukuk‐ı Milliye Cemiyeti’nin 12 Şubat 1919’da 

yapılan ilk kongresinden sonra Mataracızade Mehmet, Mataracızade Hakkı, Lazoğlu Mustafa, Güvelioğlu 

Ahmet, Hacıömeroğlu Ahmet, Tuzcuzade Süleyman Tevfik Beyler Trabzon Muhafaza‐i Hukuk‐ı Milliye 

Cemiyeti’nin Rize şubesini kurdular. Erzurum Kongresi’ne Rize’den Sada‐yı Millet gazetesi sahibi Hemşinli 

Hoca Necati (Memişoğlu) Efendi ile Davavekili Abaza Hakkı Bey katıldılar36. 

Kongre başkanlığına oybirliği ile Mustafa Kemal seçildikten sonra, milli meseleler için görüşmelere 

başlandı. Milli konuların görüşülmesinin yanında, kongreyi ilgilendiren işlerin yürütülmesi için bazı kişi ve 

heyetlerin seçimi zorunlu olduğundan bu seçimlerde yapıldı. Kongre Divanı Zabıt Katipleri seçimlerine Rize 

delegelerinden (Batum’da çıkan Sada‐yı Milliyet Gazetesi sahibi, Muallim, Hemşinli Memişoğlu Hoca 

Mehmed) Necati Bey ve (Hacigeçağaoğlu Hafız İsmail) Hakkı Bey katılmış ve 1 oy almışlardı. Kongre sırasın‐

da 6 Doğu Karadenizli delegenin verdiği 6 maddelik takrir 24 Temmuz 1919’da Kongreye sunulmuştur. Bu 

takrir şöyledir: 

Kongre Riyaseti Muhteremesine; 

1. Zabıt Katipleri tayin edilmeden, müzakereye başlanılmaması. 

2. Kongrenin ittihaz etmesi lazım gelen mukarreratına esas olmak üzere, 15 kişilik bir Muvakkat Heyet‐i 

Muntahabe tarafından, bir Program tanzim edilmesi. 

                                                            33 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.131. 34 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.131. 35 SARIKAYA, Makbule, “Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanıs Ve Mahalli Teskilatlanmalar’’, http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013)  36 ÇAPA, Mesut, ‘’Milli Mücadele Döneminde Rize’’ http://atam.gov.tr/milli‐mucadele‐doneminde‐rize/ dergi sayı 39, (22.04.2013) 

Page 14: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 14

3. Program heyeti tarafından tertip ve tanzim edilecek mevad ve mesail, mevkii, müzakereye konmazdan 

ve yirmi dört saat evvel, murahhaslara tevzi kılınması. 

4. Kongrenin bir Heyet‐i Muntahabesi tarafından idare edilmek üzere, bir Gazetenin neşrolması. 

5. Kongrenin Maksadı Teşekkülü hakkında, siyasi bir Beyannamenin Türkçe, Fransızca ve İngilizce 

neşredilmesi; ve Dersaadet’te bulunan İtilaf Mümessileri’ne tebliğ edilmesi. 

6. (İtimatname, Beyanname) ve Program Encümenleriyle, daimi olarak Mali, Müdafaa‐i Milliye, 

Nizamname, Propaganda ve Matbuat Encümenleri’nin teşkili37. 

  İşbu mevadın ehmmiyetine ve maksad‐ı gayemiz vaki olacak tesirine mebni, her şeyden akdem 

olarak, nazar‐ı dikkatinize alınmasını; ve Heyet‐i Muhteremce kabul buyrulmasını, teklif ederiz. Yukarıdaki 

bu takrire imza koyan altı kişiden biri de, Rize Mümessili: Mehmet Necati idi. Takrirden anlaşıldığı gibi 

neşriyata özel bir önem verilmesi esası üzerinde durulmuş, kongrece tarafından idare edilecek bir 

gazetenin çıkarılması, farklı dillerde beyannameler yayınlanması ve nizamname, matbuat, ve propaganda 

işleri için heyetler kurulması önerilmiştir. 

  24 Temmuz Perşembe günü Kongrece 15 kişilik Program Encümeni seçimi yapılmış, seçime katılan 

Rize Delegesi Necati Bey, 35 rey almış ve Program Heyetine seçilmiştir38. 

  Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar özellikle bütün vatanın mevcut durumu ve geleceği ile 

ilgilidir. Vatanın bir parçası olan Doğu Karadeniz Bölgesi’ni de içine alan kararlar, Rize’nin geleceği ve o 

tarihten sonra yapacağı işler konusunda yol gösterici olması babında aşağıdaki maddeler oldukça 

mühimdir. 

Madde 1: Trabzon Vilayeti ve Canik (Samsun) Sancağı ile Doğu Vilayetleri adını taşıyan Erzurum, Sivas, 

Diyarbekir, Elaziz, Van, Bitlis Vilayetleri ve bu çevrenin içindeki bağımsız livalar, hiçbir sebep ve bahane ile 

birbirinden ve Osmanlı toplumundan ayrılmak imkanı tasarlanamayan bir bütündür. Bu bölgeler halkı, 

kıvanç ve tasada tam bir beraberliği kabul eder ve mukadderatı hakkında aynı ülküyü amaç olarak alır. Bu 

çevrede yaşayan bütün İslam toplumları, yürekleri birbirlerine karşı fedakarlık duygularıyla dolu, yöre ve 

soy özelliklerine saygılı, öz kardeştirler. 

Madde 2: Her türlü işgal ve müdahale, Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine yönelmiş sayılacağından, hep 

birlikte direniş savunma ilkesi kabul edilmiştir. 

Madde 5: Hristiyanlara, siyasal egemenliği ve toplum düzenini bozacak biçimde yeni imtiyazlar verilmesi, 

kabul edilemez. 

  Beyannamenin maddeleri, vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı için ulusal iradeyi hakim 

kılmayı ve her türlü müdahale ve işgale karşı birlikte savunmayı esas almaktaydı. Bu şekilde, her türlü işgal 

ve müdahale, Rumluk ve Ermenilik amacına yöneltilmiş sayılacağından, birlikte savunma ve karşı koyma 

                                                            37 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,, s.142‐143. 38 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.143 

Page 15: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 15

ilkesinin kabul edilmesi esasını, Rizeliler adına kongreye katılan delegeler, bütün maddeleri olduğu gibi bu 

esasları da canı gönülden kabul etmişlerdir39. 

2‐ Sivas Kongresi Ve Rize 

  Sivas Kongresi’nin toplanması konusunda 22 Haziran 1919 tarihindeki Amasya Tamimi’nde karar 

alınmış fakat bu sırada, Erzurum’da bir kongre toplanmakta olduğu için Mustafa Kemal ve arkadaşları bu 

Kongreye katılmak için Erzurum’a gelmeyi uygun görmüşlerdi. 

  4‐11 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi’nde Mustafa Kemal Paşa başkan seçilmiştir. Sivas 

kongresi’nde Erzurum Kongresi’nde alınan kararların hemen hemen aynısı alınmış olup, bu kararlardan 

bölgesel nitelikte olanlar ulusal nitelik kazanacak şekilde tekrar düzenlenmiştir. Böylece bu kongrede 

ulusal kararlar alınmıştır40. 

  Sivas Kongresi’nin temel amacı tüm yurtta birlik ve beraberliği sağlayarak tek yumruk halinde Milli 

Mücadele’yi daha etkin bir şekilde gerçekleştirmek idi. Bu doğrultuda Doğu Anadolu Müdafaa‐i Hukuk 

Cemiyeti, diğer Müdafaa‐i Hukuk Cemiyetleriyle birleştirilerek, Anadolu ve Rumeli Müdafaa‐i Hukuk 

Cemiyeti adıyla tek çatı altında birleştirildi. 

  Sivas Kongresi’nden sonra Rize’den Padişaha gönderilen ve ulusal istekleri içeren bir telgraf 

Temsilciler Kurulunca onaylanmıştır. Bu telgraf şu şekildedir: 

  Sivas, 28 Eylül 1919 

  Erzurum Hukuk‐u Milliye Derneği Başkanlığına; 

  Rize’nin Padişahımıza yaptığı yurtseverce dilekleri Temsilciler Kurulu’nca görüşüldü. Rize’nin yasal 

amacını ve hareketlerindeki soyluluğu değerlendiren Padişahımız Efendimiz de, ulusal istekleri yakında 

karşılayacaklarını, dün Temsilciler Kurulumuzun İstanbul’la makine başında sekiz saat süren görüşmesi 

sırasında bir kez daha yinelemiştir. Bütün Anlaşık Devletler, ulusal eylemler karşısında yansız kalacaklarını, 

artık, iç işlerimize karışmayacaklarını üstlenmişlerdir. Her günkü duruma ilişkin bilgi istenmesi uygun olur. 

Hepinize özel saygı ve selamlar41. 

  Anadolu ve Rumeli Müdafaa‐i Hukuk Derneği 

  Temsilciler Kurulu adına 

  Mustafa Kemal. 

Kongreden sonra İstanbul Hükümetiyle haberleşmenin kesilmesi kararı ile ulusal direnişin arttığını 

gören Damat Ferit Paşa Hükümeti istifa ettiğinden yerine Ali Rıza Paşa gelmişti. Bu arada Mustafa Kemal 

taraftarı olan ve Milli Mücadele için büyük faydaları görülen Haydar Bey, (Trabzon valisi)  Ali Rıza Paşa ile 

ihtilafa düşerek bir süre sonra görevinden çekildi. Yerine Hamit Bey atandı. Trabzon yeni valisi Hamit Bey 

görevine 17 Şubat 1920 de başladı42. 

                                                            39 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,s.145. 40 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,s.147. 41 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,s.149. 42 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,s.150. 

Page 16: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 16

C‐ Meclis‐i Mebusan’ın Toplanması Ve Rize’deki Seçimler 

1‐ Rize’deki Seçimler 

   

Mustafa Kemal, Erzurum ve Sivas Kongreleri’ni tamamladıktan sonra arkadaşlarıyla 16 Ekim’de 

Sivas’dan hareketle 18 Ekim’de Amasya’ya geldi. Heyet‐i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal burada, Ali Rıza 

Paşa başkanlığında kurulan yeni İstanbul Hükümeti’nin gönderdiği Bahriye Nazırı Salih Paşa ile 20‐22 Ekim 

tarihli Amasya Görüşmesi’ni gerçekleştirdi. Amasya Görüşmesi’nin sonucunda; Türk vatanının bütünlüğü 

ve istiklalinin korunacağına, manda ve himayenin kabul olunmayacağına, Anadolu ve Rumeli Müdafaa‐i 

Hukuk Cemiyeti’nin tanınacağına ve Meclis‐i Mebusan’ın hemen toplanacağına karar verilmişti43. 

  Görüşmelerden sonra, Heyet‐i Temsiliye ile beraber Ankara’ya hareket eden Mustafa Kemal, 27 

Aralık 1919’da Ankara’ya geldi. Bu arada Meclis‐i Mebusan için seçimler yapıldı ve meclis, 12 Ocak 

1920’de Padişahın bir beyannamesi ile açıldı. 

  Yapılan seçimler sonucunda yurdun her yerinden seçilen mebusların İstanbul’a gelmeye başladığı 

sırada, Trabzon Vilayeti’nden seçilen on delege de İstanbul’a gelmişlerdi. Seçilen ve Meclis‐i Mebusan’a 

gidecek olan on bir delege şunlardı; 

Ali Şükrü Bey (Vakfıkebirli Reiszade) 

Ali Şefik (Trabzonlu, Bekman) 

Eşref (Giresunlu, Dizdarzade) 

İsmail (Ordulu, Çamaşzade) 

Hasan Hüsnü (Akçaabadlı, Sakazade) 

Hüsrev ( Rıdvanbeyzande‐Gerede) 

Rize Livası’ndan; 

Osman Nuri (İsmailzade‐ Özgen) 

Asım (Hakim) 

Zeki (Kadirbeyzade, Gümüşhane) 

Rıfkı Bey (Okul Müdürü, Gümüşhane) 

  12 Ocak’ta İstanbul’da açılan Meclis’te Mustafa Kemal’in isteği ile kurulması düşünülen Müdafaa‐i 

Hukuk Grubu yerine kurulan Felah‐ı Vatan Grubu, Misak‐i Milli metnini 22 Ocak 1920 tarihli gizli 

toplantısında Meclis’e sundu. Mondros Mütarekesi’nin yapıldığı gündeki sınırlardan fedakarlık 

yapılmayacağı hakkında, Erzurum Kongresi’nde verilen ve Sivas Kongresi’nde de teyit edilen, kararların 

ışığında Mustafa Kemal tarafından kaleme alınan Misak‐ı Milli 28 Ocak 1920’de kabul edildi. 6 maddeden 

oluşan bu metin; milli sınırlar içinde tam bağımsız yeni bir Türk devletinin esaslarını gösteriyordu.  

                                                            43 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,s.153. 

Page 17: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 17

İtilaf Devletleri İstanbul Hükümeti’ne baskı uygulamaya başladı. 3 Mart’ta Ali Rıza Paşa’nın istifasıyla, Salih 

Paşa başkanlığında yeni bir hükümet 8 Mart’ta kuruldu44. 

 

2‐ İstanbul’un İşgali ve İşgale Karşı Rize’nin Tepkisi 

 

16 Mart 1920 tarihinde İstanbul işgal edildi ve mebuslar tutuklanarak Malta’ya sürüldüler. İşgalden 

sonra Mustafa Kemal olağanüstü bir meclisin Ankara’da toplanmasına karar verdi. Bu karar 19 Martta 

‘’İllere, bağımsız sancaklara ve kolordu komutanlarına’’ gönderilen genelgede seçimlerin 15 gün içinde 

yapılacağı, seçimlere her yerin en büyük mülkiye memurunun başkanlık edeceği, seçimin doğru ve 

yolunda yapılmasından sorumlu olacağı belirtiliyordu. 

  Bu arada İstanbul’un işgali münasebetiyle her yerde olduğu gibi Trabzon’da da mitingler 

yapılmasını isteyen Kazım Karabekir Paşa, ‘’İzmir gibi elim bir akıbete duçar olmaması için halkın tenvir ve 

irşat olunması’’ gerektiğine inanıyordu. III. Tümen Komutanı Rüştü Bey, Trabzon’daki genel temayülden 

bahsettikten sonra, Trabzon merkezinde yapılacak mitingin, ‘’memleket İslam halkının zaafını meydana 

çıkaracak’’ olup bunun ise, ‘’düşmanlarımızın faaliyeti için bir zemin‐i müsait ihzar etmiş olacağı’’ 

görüşündeydi. 24 Mart 1920 tarihli bu yazıda Rüştü Bey, Müdafaa‐i Hukuk Cemiyeti Başkanı ile 

görüştüğünden bahisle ‘’Makamat‐ı lazimeyi protesto telgrafını çekecekler ve miting için de toplanarak 

müzakeratta bulunacaklar.’’ demekte ve Trabzon vilayetinin diğer kısımlarında özellikle Rize ve Giresun’da 

‘’halk her türlü fedakarlığı ihtiyara azimkar bulunmakta’’ olduklarını kaydetmektedir. 

Rize ve çevresinde daha ilk günlerden itibaren yapılan mitinglerle Milli Mücadele heyecanı canlı 

tutulmaya çalışılmış ve yurdun haksız işgaline karşı halkın protestosu İtilaf Devletleri’ne iletilmişti45. 

  İstanbul’un işgalinden sonra, Karadeniz Bölgesinde büyük heyecana sebep olan; İngilizlerin 

Karadeniz kıyılarında yaptıkları gövde gösterisi, Hamit Bey’in hatıralarında şu şekilde ele alınmıştır. 

’’İstanbul’un işgalini takip eden günlerde İngilizler, moral bozmak için sahillerde gösteri tertibatı aldılar ve 

kuvvetli bir donanmayı Karadeniz sahillerine gönderdiler. Bu donanma diğer iskeleleri birer birer ziyaret 

ettikten sonra Trabzon’a geldi. İstanbul’un işgalini takip eden bu ziyaretin doğurduğu heyecan biraz fazla 

oldu46.’’ 

  Görüldüğü üzere Türk Milleti yalnızca düşmana karşı göğüs göğüse mücadele etmekle kalmamış, 

diğer taraftan da İtilaf Devletleri’nin özellikle de İngilizlerin yapmış olduğu psikolojik savaşla mücadele 

etmek zorunda kalmıştır.  

                                                            44 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.154. 45 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,s.155. 46 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,s.155. 

Page 18: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 18

 

D‐ Milli Mücadele Dönemi’nde Ankara’ya Gönderilen Silahlar ve Rizelilerin Faaliyetleri 

1‐ İstanbul’un İşgalinden Sonra Anadolu’ya Gönderilen Silahlar ve Rizelilerin Faaliyetleri 

 

  Mütareke ve İstiklal Harbi sırasında kurulan bazı gizli teşkilatlar silah kaçırmak işinde büyük 

faydalar gösterdiler. Rizelilerin yer aldığı bu teşkilatlar, İtilaf Devletlerinin ele geçirerek, ambarlara ve 

depolara kapadıkları harp malzeme ve vesaitini Anadolu’ya kaçırmaya ve yeni kurulmakta olan Milli 

ordunun emrine vermeye çalışmışlar, bu şekilde Anadolu’daki cephanelere büyük ölçüde yardımlarda 

bulunmuşlardır. Bu gizli teşkilatların üyeleri arasında çok sayıda Rizeli olduğu bilinmektedir47. 

  13 Kasım 1919 da İstanbul’da Kara Vasıf ve arkadaşlarının gayretleriyle kurulan ‘’Karakol Cemiyeti’’ 

içerisinde; Yahya Kaptan Müfrezesi, Büyük Arslan Müfrezesi, İpsiz Recep Müfrezesi, Kuşçubaşı Eşref 

Müfrezesi, Demir Hulusi Bey Müfrezesi, Rizeli Osman Kaptan, Adapazarı’nda Yüzbaşı Hopalı Rauf, 

Adapazarı’nda Dr. Yüzbaşı Trabzonlu Raik, gibi kişi ve müfrezeler yer almaktaydı.’’ Cemiyet Mondros 

Mütarekesi’nden sonra işgal kuvvetlerinin elindeki silah ve cephanenin Anadolu’ya ulaştırılması ile 

uğraşıyordu48. 

  Giresun’da Osman Ağa’nın emrinde yer alan Bilal Kaptan’ın hatıralarında, silah ve cephanenin 

yerlerinin ancak çok gizli bilgilerle tespit edilebildiği şu şekilde açıklanıyor: ‘’Tüfek ve cephane çok 

noksandı. Ne yapacağımızı ve nereden cephane bulacağımızı düşünürken; ben bir sır olarak sakladığım, 

Mütareke zamanında Pulathane’de bulunan Hüseyin Efendi’nin Ruslar bozulup giderken Türk ve Rus 

mavzeri sakladığını bildiğimi söyledim. Hemen motorumu hazırladım ve yola çıktım.’’ 

  Düşmanın faaliyetlerinden haberdar olmaması için her yolu deneyen denizcilerimiz bazen farklı 

deniz yollarını kullanmak zorunda kalmışlardı. Bu yollardan birini Bilal Kaptan’ın hatıralarından şu şekilde 

öğreniyoruz. ‘’Ben eski bir denizci olduğum için hemen her limanda tanıdıklarım vardı. Doğru Bulgarların 

Varna Limanına gitmeyi maksat ve gayeme daha uygun bulduğumdan, fındık satmak için Varna’ya hareket 

ettim. Sonra Burgaz’a geldim. Şöyle diyeyim ki, Türkiye’den gidersem kontrol sıkıdır.  

Varna’dan Burgaz’a gidersem kontrol yoktur. Çünkü bir Bulgar limanından diğer bir Bulgar limanına 

gidiyordum… Burada fındıkları sattıktan sonra tüfek ve fişek aldım ve doğru Rusya sahillerine yollandık. 

Türkiye sularında Yunan ve İngiliz donanmaları gezmekte idi49.’’  

  Milli Mücadelede İstanbul’dan Anadolu’ya silah ve cephane taşınan en önemli ambarlardan biri 

olan Karaağaç Ambarına Rizelilerin ağırlıkta olduğu bir grup, Ekim 1920’de bir baskın yapmışlardı. 

Karaağaç baskınını gerçekleştirenlerin isimleri şöyledir; Sandalcılar Kahyası Rizeli Şahinoğlu Ali Osman, 

Pazarlı Eyyübreisoğlu Mustafa Kaptan, Pazarlı Babaoğlu Ahmed Kaptan, Jandarma Hasan, Tahsin, Hemşinli 

Mehmet ve Mahmud Beyler, Fidan Ali, Zavanalı Hayrullah ve Osman, Humbaracıoğlu Mustafa, Yomralı 

Cafer, Rizeli Porsun Çavuşu Mehmet, Hemşinli Tahsin, Hemşinli Abdullah, Kart İsmail, Kunduracı İzmirli 

                                                            47 SARIKAYA, Makbule, A.g.e.,s.91‐92. 48 SARIKAYA, Makbule, A.g.e., s.93.  49 SARIKAYA, Makbule, A.g.e. s.94‐95. 

Page 19: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 19

Mehmet, Çapalalı Pir Usta, Galip ve Mahmut Beyler. Baskın başarıyla sonuçlanmış, Mustafa Kaptan’ın 

Avniye ve Ahmet Kaptan’ın idaresindeki İsmet motorları ile bu silahlar taşınmıştır. Baskın İngilizleri fena 

halde kızdırmıştı. Bu yüzden İngilizler, İstanbul Hükümetini günlerce sıkıştırarak suçluların bulunmasını 

istemişlerdir50. 

  İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletlerinin almış oldukları tedbirlere rağmen kahraman Rizeliler vatan 

savunmasında her zaman aktif rol almışlar ve İstanbul’daki silahların Anadolu’ya geçmesinde büyük 

başarılara imza atmışlardır.  

2‐ Rusya’dan Ankara’ya Gönderilen Silahlar Ve Rize Mebusu Osman Bey’in Çalışmaları 

 

Sovyetler, Anadolu’da başlayan istiklal mücadelesini, yakından izlemekte idiler. İstanbul’da eski 

ittihatçılarla, Balıkesir’de Kâzım (OZALP) Beyle ve Havza’da 25 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa 

ile görüşülmüştü. Havza’da yapılan görüşmede Mustafa Kemal’e, Sovyetlerin her türlü para, silah ve 

cephane yardımı yapacağı şeklinde, sözlü bir teminatta bulunulmuştu51. Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920 

tarihinde Ankara’da T.B.M.M.’ni açtıktan sonra, 26 Nisan 1920 tarihli bir mektubu Lenin’e göndererek, 

Ankara‐Moskova arasındaki siyasi ilişkileri başlatmıştı. Sovyet Dışişleri bakanı Çiçerin tarafından, 3 Haziran 

1920’de bu mektuba cevap verildi. Böylece Sovyet Hükümeti, T.B.M.M. Hükümetini resmen tanımış ve iki 

hükümet arasında diplomatik münasebetler resmen kurulmuştu. 

Resmi münasebetler, Haziran 1920’de başlamasına rağmen Mayıs ayı başında Şerif Manotov (Aslen 

Başkır) isimli resmi olmayan bir Sovyet temsilcisi Ankara’ya gelmiş bulunuyordu. Diğer yandan savaşın 

galip devletleri Sevr barış antlaşmasını hazırlamışlardı. Bu antlaşmayı imza etmek üzere İstanbul hükümeti 

temsilcileri de, 2 Mayıs 1920 tarihinde İstanbul’dan hareket etmişlerdi. Sevr antlaşmasının Türk Milleti ve 

Ankara hükümetince uygulanmaması için kuvvete ihtiyaç bulunmaktaydı. Bu kuvveti sağlamak içinde 

Sovyet Rusya’dan yardım alma mecburiyeti vardı. Zaten Mustafa Kemal 5 Mayıs 1920 tarihinde ilk İcra 

Vekilleri toplantısında; Türk ‐ İngiliz ve Sovyet ilişkilerinin bir değerlendirilmesini yaptıktan sonra bir 

dostluk Antlaşması yapmak ve ihtiyaç olan Askeri silah ve cephane ile gerekli olan araç‐gereç ve para 

yardımı almak üzere Dış İşleri Bakanı Bekir Sami (Kunduh) Bey başkanlığında, İktisat Vekili Yusuf Kemal 

(Tengirşek), Doktor Miralay İbrahim Tali (Öngören), Lazistan (Rize) Mebusu Osman Bey (Özgen) ve 

Erkânıharbiye Kaymakamı Seyfi (General Seyfi Düzgören) Beylerden oluşan bir heyet oluşturuldu52. 

Rusya’ya gönderilecek bu heyetin görevi, Sovyetlerle diplomatik ilişkileri bir an önce kurup, gerekli 

yardımı almak ve bu yardımları Ankara’ya tez elden ulaştırmaktı. O sırada memleketi tarafında bulunan ve 

Rusça bilen Lazistan (Rize) Millet Vekili Osman Bey’de, heyete Rize’den katıldı. 

11 Mayıs 1920 günü Ankara’dan yola çıkan heyet Erzurum’a gelerek Kâzım Karabekir Paşa ile 

buluştu. Ankara ile yapılan girişimler sonucunda Doğu Anadolu’da Türk ordusu Ermenilere karşı harekete 

başladı. Ermeni kuvvetleri Aras nehri civarında idiler, buradan Rusya’ya gitmek tehlikeli olduğundan kara 

yolundan değil deniz yoluyla gidilmesine karar verildi. Heyet Erzurum Trabzon yolu üzerinden Rize’ye 

                                                            50 SARIKAYA, Makbule, A.g.e. s.97. 51 ÖZKAN, Yakup, “ Lazistan (RİZE) Mebusu Osman Bey’in Rusya’dan Ankara’ya Gönderdiği Silahlar”, http://www.rizeninsesi.net/2013/02/08/lazistan‐mebusu‐osman‐beyin‐rusyadan‐ankaraya‐gonderdigi‐silahlar/ (25.03.2013) 52 ÖZKAN, Yakup, “ Lazistan (RİZE) Mebusu Osman Bey’in Rusya’dan Ankara’ya Gönderdiği Silahlar”, http://www.rizeninsesi.net/2013/02/08/lazistan‐mebusu‐osman‐beyin‐rusyadan‐ankaraya‐gonderdigi‐silahlar/ (25.03.2013) 

Page 20: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 20

geldi. 9 Temmuz 1920 tarihinde Rize’nin Gündoğdu beldesi Hamidiye Köyünde bir gece kalındıktan sonra, 

Rize’den 10 Temmuz 1920’de Rusya’ya hareket edildi. Heyet motorla Rus sahillerinden giderken, Bolşevik 

askerleri bir motordan kendilerine ateş açıp durdurdular. Evraklarını kontrol ettiler, belgeleri Rusça 

olmadığından, Soçi Limanına getirilip burada bir müddet beklettikten sonra, Tuapse limanına gelindi ve 

motor orada demirledi. 

Tuapse’de akşam yemeğini, Türk Kaptanı Aslan Kaptanın motorunda yiyen heyet, burada, Tuapse inkılâp komitesi başkanı ve o havalinin Müslüman cemiyeti başkanlarıyla görüştü. Rus Hariciye Komiseri (Dışişleri  Bakanı)  Çiçerin’den, Moskova’ya  hareket  etmeleri  yönünde  emir  geldi  ve  heyet  Tuapse’den tirenle  Moskova’ya  doğru  hareket  etti.  Bir  gün  sonra  Rostof’a  ve  19  Temmuz  1920  tarihinde  ise Moskova’ya ulaşıldı.Moskova’da; 24 Temmuz 1920’de, Hariciye Komiseri Çiçerin ve Müsteşarı Karahan’la, Moskova’da tanıştıkları Doktor Fuat Beyi de yanlarına alarak saat beşte bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda Çiçerin Fransızca ve Karahan da Rusça konuştu. Heyet Moskova’da  iken Tatarlar mektebinde Verilen bir özel yemekte o tarihte orada bulunan Enver Paşa ile de buluşup görüşüldü53. 

 Yusuf Kemal Tengirşek’in anılarına göre; “..Lenin kendilerini kabul edeceği bir gün tayın etti. O gün 

Bekir Sami Bey, Osman Bey,  İbrahim Tali Bey ve Seyfi Bey’lerle beraber Kremlin sarayının kızıl meydanı üzerindeki  büyük  kapısına  gidildi.  Lenin  sarayda  oturmuyordu.  Saray  duvarı  içerisinde  yapılmış  yüksek mahkeme  binasında  oturuyordu.  Kapıcı  bize  o  dairenin  yolunu  gösterdi.  Kendi  kendimize  gittik.  Bina kapısında kapıcı ve nöbetçi görünmüyordu. Kapıdan girdik, kimseler yoktu. Bir merdivenden yukarı çıktık. Birisi kapının önünde aşağı yukarı geziniyordu. Bizi görünce, “Siz Türk heyeti misiniz?” diye sordu. Osman Bey  cevap  verdi.  “Sizi  bekliyoruz.” Dedi.  Kapı  açıldı  içeri  girdik. Çok  büyük  bir  salon.  Yüksek mahkeme genel  toplantısını  bu  salonda  yaparmış.  Salonun  ortasında  dikdörtgen  bir  masa  ve  etrafında  birçok koltuklar bulunuyordu. Orta boylu bir adam bize bir taraftan güzel bir Fransızca ile “Buyurun..” diyor, bir taraftan koltukları masanın etrafına yerleştiriyordu. Bu adam o zamanki Rusya’nın başında bulunan ve ilmi ile  Karl Marks’ı  geçen  İliç  İlyanof  yani  Lenin  idi.  Beni  yanına  diğer  arkadaşları  karşısına  alarak masaya oturduk. Pantolonu ütüsüzdü. Pantolonunun paçası ile çoraplarının arasından iç çamaşırı görünüyordu. O zaman  duyduğumuza  göre  büyük  adamın  karısı  bir  yandan  yazı  yazıyor,  öbür  yandan  evinin  her  işini yapıyordu. Lenin dinleyenleri sonunda mutlaka ikna eden ve onları çekip götüren ateşli nutuklarını, Rusça söyledikten sonra, kelimesi kelimesine Fransızcaya, İngilizceye ve Almancaya tercüme edermiş. Lenin bize iltifatlarda  bulundu.  Dünyanın  en  tatlı  sevimli  adamıydı.  Biz  kendisine  derdimizi  anlattıktan  sonra, Ermenistan konusunda; çok hafif bir sesle, adeta kulağıma söyler gibi,  ‘’Biz o müahedeyi yapmakla hata ettiğimizi anladık, düzeltmeye çalışacağız. Biz düzeltemezsek siz düzeltirsiniz.’’ dedi.    

Bu arada heyet Moskova’da Karadeniz  takacılarından Hamit’le  tanıştı. Hamit;  İstanbul’da  Şile  ile Çamlıca arasında bulunan ve Türklere çok kötülük eden Rum eşkıya çetelerini, Yeniköy adlı Rum Köyünü Rumlardan temizleyen, Rizeli Kahraman İpsiz Recep’in adamı idi. Bu yiğitler o zamanlar Kuva‐yî Milliye ye değerli  hizmetler  yapmışlardı.  Çarlık  kuvvetlerine  karşı  Bolşeviklere  yardım  etmişlerdi.  Bu  Karadeniz takacılarının Moskova’da çok mevkileri vardı. Bu Hamit’in de heyete oldukça yardımları oldu. Anılarında, İktisat Vekili Yusuf Kemal Tengirşek Rusya’dan Ankara’ya silah ve cephane gönderme işlerini, Rize Mebusu Osman Bey’in yerine getirdiğini, Moskova’dan birlikte hareket ettiklerini ve onu Rostof’a bıraktığını  ifade etmektedir54. 

  

                                                            53 ÖZKAN, Yakup, “ Lazistan (RİZE) Mebusu Osman Bey’in Rusya’dan Ankara’ya Gönderdiği Silahlar”, http://www.rizeninsesi.net/2013/02/08/lazistan‐mebusu‐osman‐beyin‐rusyadan‐ankaraya‐gonderdigi‐silahlar/ (25.03.2013) 54 ÖZKAN, Yakup, “ Lazistan (RİZE) Mebusu Osman Bey’in Rusya’dan Ankara’ya Gönderdiği Silahlar”, http://www.rizeninsesi.net/2013/02/08/lazistan‐mebusu‐osman‐beyin‐rusyadan‐ankaraya‐gonderdigi‐silahlar/ (25.03.2013) 

Page 21: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 21

13 Ağustos 1920 tarihinde Hariciye Komiseri Çiçerin  ile yapılan toplantı sonunda Rusya’dan; 2000 bin tüfek, 5 milyon mermi. 300 top ve 75 bin mermi ve top başına 1000 mermi. 500 makineli tüfek ve her birini 15’er bin mermi ve yedek parça. 200 sahra telefonu ve yeterince kablo. 5 telsiz istasyonu, (200‐500 km. konuşmalar)  için. 200 uçak. 100 kamyon ve otobüs. 40 binek otomobil. 100 bin asker  için elbise. 50 bin  kaputluk  kumaş.  Mermi  yapım  tezgâhları.  Eskişehir  fabrikasını  büyütmek  için  uzman  eleman. Demiryolları  için gerekli ray. Erzurum’da bir silah fabrikası. 600 bin kg benzin. Deniz nakliyesi  için motor talep edilmişti. 

 Sovyetler, bu isteklerin en önemlilerini dikkate almadan, ancak dörtte birini karşıladılar. Bunun bir 

sebebi  Türkiye’nin;  Amerikanın  istediği  Ermeni  politikasını  benimsememesi,  diğer  bir  sebebi  de Sovyetlerin ısrarla “Bitlis, Van. Muş” İllerinden bir kısım toprağın Ermenilere verilmesinin zaruri olduğunu belirtmesi  idi.  Birde  Türkiye  genelinde,  Bolşevik  eylemlere  karşı,  anti‐Komünist  bir  tutum,  bu  duruma etken  olmuştu.  Sovyet  Hariciye  Komiseri  Çeçerin’le  heyet  arasında  yapılan  görüşmede  Çeçerin’in; “Türklere yapılacak yardımın bir esasa dayandığını, daha önce görüştükleri Cemal ve Halil Paşa’ların da bu hususu kabul ettiklerini”  iletmesi neticesinde; Dış  İşleri Bakanı Bekir Sami Bey’de; “Vaat edilen yardımın buna dayalı olduğunu bilmiyorduk, şunu da belirmeliyim ki, Camal ve Halil Paşaların Türk Milleti namına söz söyleme hakları yoktur” diyerek cevap verdi. Çeçerin’in anlamsız ısrarı üzerine, gece yarısından sonra üç  buçuk  saat  süren  görüşme  neticesiz  olarak  son  buldu.  Bekir  Sami  Bey’de  bu  görüşmeleri  bir  rapor haline  getirip  Ankara’ya  bildirmek  ve  yeni  talimatlar  almak  için  Yusuf  Kemal  Tengirşek’ı  Ankara’ya gönderdi55.  

Birinci Düzce isyanının bastırılmasından sonra ( 13 Nisan 31 Mayıs 1920) Ankara’ya gelen, Lazistan (RİZE) Mebusu  Osman  Bey, Mustafa  Kemal’le  görüştükten  sonra  ve  onun  emri  üzerine  Erkânıharbiye Umumiye Reisi İsmet Bey’le de (İnönü) görüşerek kendisine; “Silah bize bir an evvel lazım, Bekir Sami Bey Rusya’ya  geçmekte  Teahhür  (Gecikme)  ediyorlar,  acele  git”  demesi  üzerine,  ‘’  Anadolu  Hükümeti Fevkalade Murahhassı’’ sıfatıyla heyete katılıp Rusya’ya gittiği görülmektedir. 

 Lazistan  (RİZE)  Mebusu  Osman  Bey,  Moskova’da  heyet  içindeki  görevi  bittikten  sonra,  silah, 

cephane ve diğer araç‐gerecin alınıp Rusya’dan Ankara’ya bir an evvel gönderilmesi için arkadaşlarına ısrar ederek  Türkiye’ye  dönmeyip, Moskova’dan  Tuapse’ye  döndü.  O  zamanlar  Ankara  Hükümetinin  Deniz nakliyesi yoktu bu nedenle kendisine hiçbir motor gönderilemedi. Motorcuları  tanıdığı  için  temin edilen silah  ve  cephaneyi  tanıdığı  bu  Karadenizli  cesur motorcuları  ile  Anadolu  ya  gönderdi.  Bu motorculara Hükümet tarafından beş para, etmek, simit ve erzak dahi verilmedi. Bunlar tüccar motorları idi.  

 Bu kahraman  insanlar vatanı düşmandan kurtarıp bağımsızlığını sağlamak, namus ve şerefleri  için 

bu görevi seve seve yerine getirdiler.    T.B.M.M’nin gizli celse zabıtlarına (oturum tutanaklarına) göre, bu dönemde Rusya’dan Anadolu’ya Osman Bey tarafından gönderilen silah ve mühimmat şunlardır;  Dört bin yüz elli tüfek, dört bin beş yüz on sekiz (4518) sandık fişek, yirmi makineli tüfek, altmış bin kilo benzin, kırk bin kilo gaz yağı, otuz  iki bin kilo dakik (dökme) ve altı yüz elli fıçı çimento, beş makineli bir silah fabrikası, doksan tahta fıçı ve yirmi demir fıçı56.  

 

                                                            55 ÖZKAN, Yakup, “ Lazistan (RİZE) Mebusu Osman Bey’in Rusya’dan Ankara’ya Gönderdiği Silahlar”, http://www.rizeninsesi.net/2013/02/08/lazistan‐mebusu‐osman‐beyin‐rusyadan‐ankaraya‐gonderdigi‐silahlar/ (25.03.2013) 56 ÖZKAN, Yakup, “ Lazistan (RİZE) Mebusu Osman Bey’in Rusya’dan Ankara’ya Gönderdiği Silahlar”, http://www.rizeninsesi.net/2013/02/08/lazistan‐mebusu‐osman‐beyin‐rusyadan‐ankaraya‐gonderdigi‐silahlar/ (25.03.2013) 

Page 22: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 22

III.BÖLÜM ‐  MİLLİ MÜCADELE’DE RİZELİLER 

Rusların ‘’İlyahof Müfrezesi’’ ve Sahil Donanmaları ile kıyı sınırından saldırıya geçmiş, Sevr 

Antlaşması ile de Of limanından başlayarak Rize'yi de içine alan, doğuda bir Ermeni devleti 

kuruluyordu. Düşman kuvvetleri İstanbul'dan Batum'a kadar limanları, 24 Şubat 1916 tarihinde de Rize'yi 

işgal ettiler. Rize, bundan 91 yıl önce 2 Mart 1918'de düşman işgalinden kurtularak ana vatana 

kavuşmuştur. İki yıl ve dokuz gün esaret hayatı, vatan ve bayrak aşkının daha da alevlenmesine sebep 

olmuştur. O acı günler, bu topraklarda yaşayan insanları, bir fikir etrafında toplamış ve bir heyecanın nurlu 

ışığına kavuşmak için ruhlarında yaşattıkları istiklâl ve hürriyet aşkını körüklemiştir. Kurtuluşa güç veren 

Cesur Yürekli Rizeliler milli Müdafaa'da en ön sırada yer almışlardır57.  

 

1‐ Milli Mücadele’deki Halk Kahramanları 

 

İstanbul'da ticaretle uğraşan ve sonra Milis Yüzbaşılığına kadar yükselen İlyas Sami Kalkavanoğlu 

'Milli Mücadele Hatıralarım' adlı yapıtında motor ve takalarla kurtuluşa kürek çeken Rizeli kaptan ve 

tayfaları şöyle sıralıyor : Rumeli Feneri'nde oturan Rizeli Giritlioğlu Hacı Şakir Kaptan, Rizeli Hacıoğlu Hafız 

Mehmet, Ragıp Efendi, sonradan Milis Binbaşı rütbesiyle ödüllendirilen ve Sarıyer'de otu¬ran Rizeli Osman 

Saruhan Reis, kardeşi Mustafa Saruhan Reis, Rizeli Giritlioğlu Mesut Reis, Galata Çeşme meydanında 

oturan Rizeli Şahinoğlu Ali Osman Kâhya, Unkapanı'nda oturan Pazarlı Altundiş Mustafa Kaptan, Hemşinli 

Mehmet, Rizeli Hacı Lahanaoğlu Kerim Reis, Rizeli Ruşen Kalkavan Reis, Rizeli Şükrü Kalkavan Reis, Rizeli 

Morioğlu Rıza Reis, Rizeli Ali Uzunoğlu Reis, Rizeli Osman Varlı Reis, Rizeli Yahya Varlı Reis, Rizeli 

Çekmişoğulları Hasan, Ömer, Yusuf Reis, Rizeli Altınkonakoğulları Mehmet İsmail, İlyas Reisler, Rizeli 

İbrahim Yavaş Reis, Rizeli Karamahmutoğulları Kara Ali ve Şükrü Reis, Rizeli Hafız Muhittin Kotil Reis, Rizeli 

Kopuz Şakir Reis, Rizeli Mehmet Kopuz Reis, Rizeli Hacı Memişoğlu Tahsin Reis, Rizeli Gencalioğlu Mehmet 

Reis, Rizeli Kavranoğlu Mustafa Reis, Rizeli Sakoğlu İshak Reis, Rizeli Hordoloşoğlu Mustafa Reis, Rizeli 

Taful Hamdi Reis, Rizeli Mete İsmail Reis, Rizeli Salihoğlu Recep Reis, Rizeli Oflu namı ile anılan Kasım Reis, 

Sürmeneli Alikoğlu Mustafa ve Milis Yüzbaşı İlyas Sami Kalkavanoğlu 58. 

2‐ Milli Mücadele’de Öne Çıkan Şahsiyetler 

 

Mataracı Mehmet Efendi : ─ Emrundeyiz paşam. 

 

               İstanbul'da savaş yılları. Birinci dünya savaşında galip gelen İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar 

İstanbul'u işgal etmiştir. Türk'ün ateşle imtihan edildiği bu zor dönemde ekmek karneyle dağıtılmaktadır. 

Ancak İstanbul'da biri vardır ki, milli mücadelecilere karnesiz ekmek sağlamaktadır. Bu kişi cesaretiyle 

Atatürk'ün dikkatini çekmeyi başaran Rizeli Mataracı Mehmet Efendi'dir. Atatürk, bir gün bu yürekli Laz 

uşağını yanına çağırır. Bir süre muhabbet ettikten sonra can alıcı soruyu sorar: Yarın cepheye gitsek, kaç 

                                                            57 KAR, Fatih, Sultan, “Milli Mücadele’deki Rizeliler’’ http://www.pazar53.com/milli‐mucadeledeki‐rizeliler‐10567h.htm (29.03.2013). 58 KAR, Fatih, Sultan, “Milli Mücadele’deki Rizeliler’’ http://www.pazar53.com/milli‐mucadeledeki‐rizeliler‐10567h.htm (29.03.2013). 

Page 23: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 23

kişiyle gelirsin? Mataracı Mehmet Efendi, Rizeli'ye has keskin zekasını ve şivesini konuşturarak Bi tufeğum, 

bi da ben senun emrundeyiz paşam der.  

 

İpsiz Recep Reis : ─ Tilkinin pazarda işi yoktur.  

Kurtuluş savaşı yıllarında çetesiyle birlikte destanlaşan bir diğer isim de İpsiz Recep Reis'dir. Kuva‐yi 

Milliye'ye asker ve silah taşımasıyla kahramanlaşan Recep Reis, Atatürk tarafından vatana olan 

hizmetlerinden dolayı ödüllendirilmek istenmiş, ancak vatan aşkı ağır bastığından parayı kabul etmemiştir. 

Grubuyla birlikte mücadelesini Sakarya dolaylarında sürdüren Rizeli Recep Reis, siyasete girmesini 

isteyenlere, ‘’Biz işimizi tamamladık efendiler. Savaşta dik duran başımızı siyasette eğmeyiz. Tilkinin 

pazarda işi yoktur’’ şeklinde cevap verir59.  

Lazistan Mebusu Osman Bey: Osman Bey  (Osman Nuri ÖZGEN) o yıllarda, Rize Merkeze bağlı yeni 

adı Akpınar eski adı (Kalamoz) köyünde, 1890 yılında dünyaya gelmiştir. Babası İsmailoğlu Tevfik Bey, 

annesi de Cemile Hanım’dır. Altı kardeşin en büyüğüdür. Babası, Batum’da bir ara gazyağı fabrikası 

müdürlüğü yapmış ve daha sonra Rize’ye gelerek Müftü Mahallesine yerleşmiştir. Rize’nin Ruslar 

tarafından işgal edildiği 1916–1918 yılları arasında babası Rize Belediye Başkanı idi. Rize ve Trabzon’da İlk, 

Orta ve Lise tahsilini tamamladıktan sonra, İstanbul’da Yüksek tahsilini inşaat mühendisi olarak yaptı. Son 

Osmanlı Meclisi Mebusanın da ve 1920 Ankara Büyük Millet meclisinde Lazistan (RİZE) mebusu oldu. 

Fransızca ve Rusça’yı çok iyi derecede bilirdi. Fevziye Kurtuluş Hanımefendi ile evlenerek, Cahit, Nahit, 

İbrahim, Saadet, Tevfik ve Selma adlarında altı çocukları olmuştur.1943’te İstanbul’da öldü. Erenköy 

Sahrayı Cedit mezarlığında toprağa verildi60. 

3‐ Milli Mücadelede Rizelilere Övgüler 

 

Mustafa Kemal Atatürk’ten Rizelilere Övgü 

   Rizeliler'in hemşehrisi Mustafa Kemal Atatürk, Rize ile olan ilişkisini daha sonraki yıllarda da 

sürdürerek milli günler ve önemli hadiselerde kutlama mesajları gönderir. Çeşitli dönemlerde telgrafla 

haberleştiği isimler arasında Mektupçu Behçet Tuzcu, Halkevi Başkanı Oğuz Bey, Mataracı Mehmet Efendi 

ve Rize Muhafaza‐i Hukuk Cemiyeti yöneticilerinden Lazzade Mustafa Efendi yer alır. 

  

Atatürk'ün kendi el yazısıyla Ankara'dan Rize Müdafa‐ı Hukuk Cemiyeti'ne gönderdiği ve ‘’Öteden beri 

herkesin yakından bildiği kahramanlıklarıyla kendilerini tanıtmış olan Rize ahalisinin, ülkenin kurtuluşu için 

azim ve üstün gayretlerini takdir ederiz’’ şeklinde bir cümle sarf ettiği telgrafı Rizeliler için övgü dolu sözler 

içeriyordu.  

 

                                                            59 KAR, Fatih, Sultan, “Milli Mücadele’deki Rizeliler’’ http://www.pazar53.com/milli‐mucadeledeki‐rizeliler‐10567h.htm 29.03.2013 60 ÖZKAN, Yakup, ‘’ Lazistan (RİZE) Mebusu Osman Bey’in Rusya’dan Ankara’ya Gönderdiği Silahlar’’ http://www.rizeninsesi.net/2013/02/08/lazistan‐mebusu‐osman‐beyin‐rusyadan‐ankaraya‐gonderdigi‐silahlar/ 25.03.2013 

Page 24: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 24

Şark Cephesi Kumandanı Vahit Paşa : Rizeliler! Hepinizi Muhabbetle Kucaklar, Gözlerinizden 

Öperim.Şark Cephesi Kumandanı Vahit Paşa, Kalamozlu Mühendis Osman Bey'in mutasarrıflığında Rize 

yöneticilerini atıyor ve bu durumu aşağıdaki telgrafla bildiriyordu:  ─’’Uzun yıllar esaretin acısını çektiniz. 

O kara günlere artık geçmiş olsun. Her gün zaferden zafere koşan Türk orduları, düşmanı her cephede 

ezmiştir. Rize'ye doğru hareket etmiş olan birliklerimiz, pek yakında sizleri sıcak bağrına basacaktır. Biz 

gelinceye kadar Rize'nin kurtuluşunda emeği geçen vatansever Şarkı Müdafai İslâm Cemiyeti'nin Rize 

mümessilleri sizi idare edecektir. Mühendis Osman Bey'in Mutasarrıflığı altında, Tuzcuoğlu Zeki Bey, 

Rakıcıoğlu Arif Bey, Çakır Ağa; Durmuşoğlu İsmail Efendi ve 22 arkadaşını muvakkat hükümet olarak 

tanıyoruz. Bu muvakkat hükümetin emirlerine itaat etmenizi bekliyorum. Herkes rahatça, gönül 

ferahlığıyla vazifesinin başına dönsün. Pek yakında biz de geliyoruz. Rizeliler! Hepinizi muhabbetle 

kucaklar, gözlerinizden öperim61.’’ 

SONUÇ 

1815’te başlayan ve Batılıların ‘’Şark Meselesi’’ olarak gördüğü; Türkleri Anadolu’dan atmak ve Anadolu’da Türk‐İslam hakimiyetine son vermek için öne sürülen son aşama olan Mondros Mütarekesi’nden Sevr’e kadar uzanan dönemde Türk Milleti birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmiş ve düşmana karşı tek yumruk olmuştu. İşgallere karşı vatanın her bölgesine Müdafaa‐ı Hukuk Cemiyetleri kurulmuş ve düşmana karşı topyekün savaşılmıştır. Böyle bir ortamda her Türk insanı gibi Rizeliler’de kanlarının son damlasına kadar savaşmış ve Milli Mücadeleye tüm gayretleriyle destek olmuşlardır. Bu doğrultuda işgallere karşı protesto mitingleri düzenlenmiş yapılan mitinglerde milli şuur uyandırılmaya çalışılmış ve 1683’ten bu yana geri çekile çekile kolu kanadı kesilmiş, sadece gövdesi kalmış bir milletin kendine olan güveninin tekrar kazanılması açısından çalışmalar yapılmıştır. İstiklal Harbi, Kurtuluş Savaşı olarak ifade edilmemelidir. Türk Milleti hiçbir zaman sömürge durumuna düşmedi, aksine bu duruma düşmemek için İstiklal Savaşı’nı yaptı. Afrika’daki sömürgelerin yapmış olduğu savaş kurtuluş savaşı olabilir. Çünkü bir sömürge doktrinine karşı yapılmış bir harekettir.  

 Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir Paşa ve silah arkadaşları istiklalin sağlanması için en önemli 

etkenin Türk Milletinin kendine olan güvenin tekrar kazandırılması gerektiğinin şuurunda idi. Nitekim yapılan savaşlar neticesinde zaferler kazanıldıkça Türk Milletinin de kendine olan güveni yerine gelmiştir. 

 Milli Mücadele Tarihi’nin Doğu Karadeniz boyutu incelendiğinde, gerek 1. Dünya Savaşı gerekse 

Milli Mücadele döneminde maddi ve manevi desteğini eksik etmeyen Rizeliler, Büyük Millet Meclisi’nde de üzerine düşen görev ve sorumlulukları da en iyi şekilde yerine getirmişlerdir. Rize’nin İstiklal Savaşındaki fedakarlıkları şu dizelerle açıklanabilir; 

 Piryol çakiyor, Piryol          Of, Sürmene, Arakli, Selam olsun Rizeye…      Yanaştuk Trabzona, Ellibeş sefer ettuk       İstiklal Savaşı’nda Kuva‐yı Milliye’ye      Çaliştuk kana kana.       

                                                            61 KAR, Fatih, Sultan, “Milli Mücadele’deki Rizeliler’’ http://www.pazar53.com/milli‐mucadeledeki‐rizeliler‐10567h.htm (29.03.2013) 

Page 25: MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE - Tarih Blogu · 2014-01-20 · Milli teşkilatlanma yolundaki ilk hareket, Elviye‐i Selase’de yani; Kars, Ardahan, Batum bölgesinde başladı. 1918

                 MİLLİ MÜCADELE’DE RİZE 

 25

   

BİBLİYOGRAFYA  

SARIKAYA, Makbule, Milli Mücadele Döneminde Rize, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 

2004 

 SARIKAYA, Makbule, “’Milli Mücadele Döneminde Rize’de Milli Uyanış Ve Mahalli Teşkilatlanmalar’’ http://www.hemsinliyiz.biz/index.php?page=Thread&threadID=18153 (24.04.2013)   ÇAPA, Mesut, “Milli Mücadele Döneminde Rize’’ http://atam.gov.tr/milli‐mucadele‐doneminde‐rize/ dergi sayı 39, (22.04.2013)   ÖZKAN, Yakup, “ Lazistan (RİZE) Mebusu Osman Bey’in Rusya’dan Ankara’ya Gönderdiği Silahlar’’ http://www.rizeninsesi.net/2013/02/08/lazistan‐mebusu‐osman‐beyin‐rusyadan‐ankaraya‐gonderdigi‐silahlar/ (25.03.2013)   KAR, Fatih, Sultan, “Milli Mücadele’deki Rizeliler’’ http://www.pazar53.com/milli‐mucadeledeki‐rizeliler‐10567h.htm (29.03.2013)